Erozyon nedir slayt

Download Report

Transcript Erozyon nedir slayt

Slide 1

UĞUR EKEYILMAZ

Öğretmen:
Görkem
ULUÇELEBİ ER

Konu:
Erozyon, Erozyon
nedenleri. Erozyonun ülke
ekonomisine verdiği
zararlar.
Erozyonu önleme
çalışmaları.


Slide 2

Erozyon Nedir?
Erozyon (toprak aşınımı),
toprağın aşınmasını
önleyen bitki örtüsünün
yokedilmesi sonucu
koruyucu örtüden yoksun
kalan toprağın su ve
rüzgarın etkisiyle aşınması
ve taşınması olayıdır.
Erozyonun başlıca nedeni,
toprağı koruyan bitki
örtüsünün yokolmasıdır.
Arazi eğimi, toprak
yapısı, yıllık yağış
miktarı, iklim faktörleri,
bitki örtüsü, toprak ve
bitkiye yapılan çeşitli
müdahaleler, erozyonun
şiddetini belirleyen
öğelerdir


Slide 3

Erozyonun kelime anlamı:
Bir varlığın bir değeri yerine getirilemeyecek şekilde yok
olmasıdır. Toprak biliminde ise; yeryüzündeki ana
materyalin çeşitli etkenlerle aşınıp taşınması olayıdır.
Erozyon, tabiatın normal süreci içinde meydana geliyorsa
normal erozyon; insanın tabiattaki toprak, su ve bitki
arasındaki dengeyi bozucu nitelikteki müdahaleleri sonucu
meydana geliyorsa hızlandırılmış erozyon adını almaktadır.
Normal erozyon, genellikle insan müdahalesi olmayan
yerlerde görülür ve çok yavaş olarak gelişir. Meraların
aşırı derecede otlatılması, ormanların tahrip edilmesi ile
daha az korunan toprak, su ile kolayca taşınabilmektedir
ve erozyon hızlanmaktadır.


Slide 4

Yapıcı Unsurlara Göre
Erozyonun Çeşitleri
Özellikle ülkemizde tahribatı büyük boyutlara ulaşan su
erozyonu, erozyon çeşitleri içerisinde en önemlisidir. Su
erozyonundan sonra diğer erozyon çeşitleri önem sırasına
göre; rüzgar, çığlar, heyelanlar ve buzullar olarak
sıralayabiliriz. Çığ zaman zaman can ve mal kayıplarına neden
oluyorsa da su erozyonu afeti karşısında ikinci planda
kalmaktadır.
1- Su Erozyonu
Su erozyonu, diğer erozyon çeşitleri içerisinde en yaygın ve
en etkili olanıdır. Bunun için, toprak erozyonu denildiğinde
akla su erozyonu gelmektedir. Türkiye topraklarının %
86'sında erozyon vardır. Böylece su erozyonunun etkilediği
alan 66.9 milyon hektarı bulmaktadır. Yurdumuzdaki önemli
can ve mal kayıpları su erozyonu sonucu meydana gelmektedir.


Slide 5

2- Çığlar
Türkiye'nin aşırı derecede ormansızlaşmış, yükseltisi yurdun
diğer kısımlarına oranla daha fazla ve yağışların genel olarak
% 45' den sonraki meyilde kar şeklinde düştüğü KuzeyKuzeydoğu ve Doğu Anadolu'da çığ olaylarına sıkça
rastlanmakta, can ve mal kayıplarına neden olduğu gibi
yerleşim yerlerini, yolları, turistik tesisleri ve devlet
yatırımlarını tehdit etmektedir. Türkiye'de yalnız 1985
yılından bugüne kadar 233 çığ olayı tespit olunmuş ve bu süre
içinde 604 kişi hayatını kaybetmiştir. Çığ, pürüzsüzlüğü
olmayan eğimi yüksek kayalık ve otlu satıhlara düşen aşırı kar
yağışlarının kaygan satıhtan kopması ile aşağı kısımlara doğru
hızını ve miktarını arttırarak meydana gelen bir kar kitlesi
akımı olayıdır. Bu kar kitlesi önüne gelen insanların ölümüne
neden olabildiği gibi ev, ahır, sınai tesis v.b. gibi yerlere
zarar vererek kara ve demiryollarını kapatabilmekte günlerce
trafiği aksatabilmekte ve sportif amaçlı gezilerde insan
ölümlerine neden olmaktadır.


Slide 6

3- Rüzgar Erozyonu
• Rüzgar erozyonu sonucu verimli toprakların kaybı,
buharlaşmanın hızlanmasıyla toprak emliliğinin azalması, bitki
büyümesinin yavaşlaması, ulaşımın aksaması ve verimin düşmesi
olumsuzluklarını ortaya çıkarmaktadır. Taşınan kum ve
verimsiz toprak, üretken tarım topraklarını kaplayarak, tarım
yapılamaz hale getirmektedir.


Slide 7

Erozyonun Ülke
Ekonomisine
Verdiği Zararlar


TEMA'nın erozyonla mücadeleye bu kadar önem vermesinin
altında, erozyonun ülkemizin yaşam koşullarını olumsuz
etkileyecek kadar büyük bir tehlike olması olması yatmaktadır



Erozyon, Türkiye'nin gıda açısından kendine yeterli bir ülke
olmasını tehlikeye düşürmektedir. Ülkemizin topraklarının %
63'ü çok şiddetli ve siddetli erozyon tehlikesine maruzdur.



Rüzgar ve yağmur, verimli toprakları sürükleyerek, baraj
göllerine, akarsu yataklarına ve denizlere taşımaktadır. Ülke
yüzeyinden bir yılda kaybedilen toprak miktarı yaklaşık 1.4
milyar tondur. Bu topraklarla birlikte mineral ve organik madde
de kaybedilmektedir.


Slide 8



Erozyon toplumsal sorunların artmasına da yol açmaktadır.
Yanlış arazi kullanımı, tarım alanlarının verimini
azaltmaktadır. Doğduğu ve büyüdüğü yerde geçim şansı
ortadan kalkan insanların, kentlere göçmekten başka seçeneği
kalmamaktadır. Köyden kente göç ise, alt yapının yetersiz
olduğu kentlerdeki ekonomik ve toplumsal sorunları daha da
ağırlaştırmaktadır



Türkiye'nin kimyevi gübrelere ayırdığı yıllık kaynağın 4.5
trilyon lira olduğu düşünülürse, ekonomik kaybın büyüklüğü
daha net anlaşılabilir. Erozyonla kaybedilen bir başka değer
ise sudur. Kaybolan toprak yüzünden her yıl yaklaşık 50
milyar m 3 yağış depolanamamaktadır.



Barajlar ve yeraltı suları da, erozyonun etkilerinden nasibini
almaktadır. Yerinden kopup giden topraklar, baraj göllerini
doldurarak su depolama hacimlerini azaltmakta ve barajların
ömrünün kısalmasına neden olmaktadır. Erozyon sonucunda
toprağın altındaki cansız tabaka (ana kaya) ortaya
çıkmaktadır. Faydalı toprak katmanlarını kaybeden arazilerde
çölleşme başlamaktadır. NASA'nın yaptığı bir araştırmaya
göre, erozyonun şiddetlenerek devam etmesi halinde
Türkiye'nin büyük bir bölümü yakın bir gelecekte çöl
olacaktır. Toprakları çölleşen bir ülkenin temel sorunları,
açlık, susuzluk, işsizlik ve iç göç olacaktır.


Slide 9



Bitki örtüsünün yok olması, erozyonun yanı sıra toprak kayması,
taşkın ve çığ felaketlerini artırır.



Verimsizleşen ve yok olan tarım arazileri üzerinde yaşayanları
besleyemez duruma gelip, kırsal kesimden kentlere doğru göçü
arttırarak, büyük ekonomik ve toplumsal sorunlara yol açar.



Meraların yok olması hayvancılığın gerilemesine neden olurken, gelirin
azalması ve iş olanağının daralması sonucunu doğurur. Bitki örtüsünün
yok olması, erozyonun yanı sıra toprak kayması, taşkın ve çığ
felaketlerini artırır


Slide 10

• Erozyon sonucu taşınan verimli topraklar, baraj
göllerini doldurarak, ekonomik ömürlerini kısaltır.
• Yeşil örtü ve toprağın elden gitmesi ile ortaya çıkan
iklim değişikliği ve bozulan ekolojik denge sonucunda,
vahim boyutlarda doğal varlık kaybedilerek ekonomik
zarara uğratır.
• Bitki örtüsü ve toprağın olmadığı bir yüzey, kar ve
yağmur sularını emmemediğinden, doğal su kaynakları
düzenli ve sürekli olarak beslenemez.
• Kaybedilen toprak örtüsünün yeniden oluşması için
binlerce yıl gerekir.


Slide 11

Türkiye’de Erozyon


Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de toprak kaybı sürecinin en
önemli etkeni erozyondur. Arazi eğimi, iklim, bitki örtüsü ve
toprak özelliklerinin etkileşimi sonucu oluşan doğal erozyonun
yanı sıra, insanın doğaya müdahalesi temeline dayanan bir dizi
yapay etken, erozyonu bir afet niteliğine dönüştürmektedir.



Türkiye kara yüzeyinin %90'ında çeşitli şiddetlerde erozyon
cereyan etmektedir. Arazinin %63'ü çok şiddetli ve şiddetli,
%20'si ise orta şiddetli, % 7'si ise hafif şiddetli erozyonla
karşı karşıyadır. Ülke genelinde yaklaşık 67 milyon hektarlık bir
arazide toprak giderek yok olmaktadır. Erozyon büyük ölçüde
tarım alanlarında yaşanmaktadır.



İşlenen tarım alanların %75'inde (yaklaşık 20 milyon Ha) yoğun
erozyon görülmektedir. Diğer bir anlatımla Türkiye tarım
alanlarının ancak 5.0 milyon hektarlık bölümünde erozyon
yoktur. Su ve rüzgar erozyonu tüm ülke topraklarının
%86.5'inde cereyan etmekte, rüzgar erozyonu 506 bin
hektarlık bir yayılımla daha çok kural iklime sahip olan Konya ve
dolaylarında görülmektedir.


Slide 12



Türkiye'de akarsularla birlikte alandan taşınan toprak,
ABD'nin 7, Avrupa'nın 17 ve Afrika'nın 22 katı daha fazla
düzeydedir. Fırat Nehri, yılda 108 milyon ton, Yeşilırmak
55 milyon ton toprak taşımaktadır. Her yıl Keban barajı'na
32 milyon, Karakaya Barajı'na 31 milyon ton toprak
birikmektedir. Erozyonla yılda 90 milyon ton bitki besin
maddesi toprak birlikte yitirilmektedir. Her yıl tarım
alanlarından 500 milyon ton, tüm ülke yüzeyinden 1,4
milyar ton verimli üst toprak, erozyonla kaybedilmektedir.
Kaybedilen bu topraklar, 25 cm kalınlığında, yaklaşık 400
bin hektar genişliğinde bir araziye eşdeğerdir.



Amaç dışı arazi kullanımı, hatalı tarım teknikleri, kent,
sanayi, ulaşım ve benzeri yatırımların yanlış konumlanması
süreci ise erozyonun hızını arttırdı. Afet nitelikli erozyon
yetmezmiş gibi, tarım arazileri, özellikle de verimli tarım
arazileri, tarım dışı kullanımlarla açık bir saldırı ve talanla
karşı karşıya. 1978-1996 yıllarında amaç dışı tarım
toprağı %33 artmış ve betonlaşarak elden çıkan verimli
tarım toprağı 600 bin hektara, yani verimli alanların
yaklaşık onda birine yaklaşmıştır.


Slide 13

Erozyon Nedenleri





İklim

Topografya
Jeolojik ve Toprak Yapısı
Bitki Örtüsü ve Ölü Örtü


Slide 14

1-İKLİM
İklimin erozyon üzerine etkisi; yağış, sıcaklık ve rüzgarla
olmaktadır. Bunların içerisinde en önemlisi yağış olup, yağışın
da şekli, şiddeti, süresi ve rejimi erozyona farklı etkiler
yapmaktadır. diğer taraftan sıcaklık, yağışların çeşidini,
toprağın donmasını ve nem içeriğini etkilemek suretiyle detaylı
olarak erozyonun şiddetine tesir etmektedir. Bu açıdan Doğu
Anadolu Bölgemizde toprağın 50 cm. derinliğe kadar donması
ve sıcak havalarda gevşemesi olayı, diğer bölgelerimizde
yağmur ve rüzgar, erozyon olayları açısından
önemlidir.Ülkemizin dünyadaki konumu nedeniyle özellikle İç
Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri'nde yaz
kuraklığı ve yağış azlığı/yetersizliği diğer bölgelere göre daha
fazladır. Bu nedenden dolayı, bitki örtüsünün zayıf olduğu bu
bölgeler ülkemizin erozyondan en fazla etkilenen bölgeleridir.
Çünkü, kurak ve yarı kurak sahaların mevcut ekosistemlerinin
bozulması kolay ve hızlı olmakta ve bozulan ekosistemlerinin
tekrar eski haline getirilmesi de zor ve pahalı olmaktadır.


Slide 15

2- Topografya




Yamacın eğim ve uzunluğu erozyonda etkili topografik etkenlerdir.
Erozyonun şiddeti ve toprağın yüzeysel akışla taşınmasına neden olan
faktörlerin başında eğim gelmektedir. Dünyada kara kütlesinin ortalama
yüksekliği 700 m., Avrupa'nın 330 m., Afrika'nın 600 m., Asya'nın
1010 m. olmasına rağmen Türkiye'nin ortalama yüksekliği 1132 m. 'ye
ulaşmaktadır. Yükselti basamakları dikkate alınarak yapılan
değerlendirmede de 0-500 metre arasındaki alanlar ülkemizin %17,5'u,
500-1000 metre arasındaki sahalar % 26,6'sını kaplamakta , 10002000 metre arasındaki alanlar ise % 45,9' a ulaşmaktadır.
Ülkemiz arazisinin eğimli ve engebeli olması, orman ve ot örtüsünün
tahrip edildiği alanlarda doğal dengenin hızla bozulması sonucunu
doğurmaktadır. Doğal dengenin bozulması sonucu hızla toprakların
aşınması süreci başlamaktadır. Erozyonun şiddetli olarak devam ettiği
alanlarda altta bulunan jeolojik yapı yer yer taşlı ve kayalık araziler
halinde ortaya çıkmaktadır.


Slide 16

3-Jeolojik ve Toprak Yapısı



Ülkemizin jeolojik ve toprak yapısı; genelde pekişme durumu zayıf,
ayrışmaya ve değişmeye karşı fazla direnç göstermeyen taneli,
tortul ve volkaniktir. Toprak ile jeolojik yapı arasında sıkı bir ilişki
vardır. En fazla aşınmaya uğrayan zeminler Eosen ve Neogen
zamanlara ait araziler ile volkanik kül ve tüflerdir. Genelde pekişme
durumu zayıf, ayrışmaya ve erozyona karşı fazla direnç
göstermeyen gevşek yapılardan oluşan topraklarımız erozyona
hassas bir yapıdadır. Bu nedenle, en fazla aşınan ve sellere en
fazla malzeme veren kaynaklar kumlu, şiltli, çakıllı olan pekişmemiş
araziler ile bünyesine su aldığında kısa sürede eriyebilen tuzlu ve
alkali maddeler bakımından zengin, milli ve killi depolar olmaktadır.
Ülkemizde, toprak örtüsünün tamamen yok olduğu eğimli alanlarda
erozyonun şeklini, şiddet ve seyrini; jeolojik yapıyı oluşturan ana
materyalin yapısı, bünye özelliği, yağış sularını tutma ve geçirme
kapasitesi gibi fiziksel ve kimyasal özellikleri belirler. Öte yandan,
kurak ve sıcak iklim şartları altında Anadolu'nun kapalı havzalarında
çökelmiş olan tuzlu, alkali maddeler bakımından zengin killi, marnlı
ve jipsli depolarda kimyasal erozyon ön plana geçmiştir. Ülkemizde,
bazı ana kayalar üzerinde oluşan toprak aşınması; kayalık-taşlık
alanların ortaya çıkmasına ve dolayısıyla buraların VIII. sınıfa giren
araziler haline gelmesine yol açmıştır.


Slide 17

4- Bitki Örtüsü ve Ölü Örtü
• Çıplak arazilere oranla bitki örtüsü ile kaplı arazilerde

erozyon daha az meydana gelmektedir; çünkü, bitki
örtüsü intersepsiyonla toprağa ulaşan yağışın miktarını,
şiddetini ve mekanik etkisini azaltır,kökleriyle toprağı
sarar ve taşınmasını önler. Orman toprakları ise, suyun
akış hızını azaltır ve suyun toprağa sızmasını artırarak
erozyonun şiddetini düşürür. Ayrıca; bitki örtüsü, toprak
yüzeyinde biriktirdiği ölü örtü ile toprağı yağmura karşı
korumaktadır. Özellikle, orman ölü örtüsü, en şiddetli
yağışları yüzeysel akıma geçmeden toprak içerisine
kolaylıkla geçirebilecek bir infiltrasyon kapasitesine
sahiptir.


Slide 18

Erozyon Önleme
Çalışmaları
• Yurdumuzda erozyonla mücadele eden

kuruluşlardan en önemlisi Orman
teşkilatıdır. Orman Bakanlığı
Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolu Genel
Müdürlüğü uzun yıllardan bu yana önemli
çalışmalar yapmaktadır. Ancak,
erozyonla mücadelede başarılı olmak için
bilinen birçok aksaklık ve eksikliklerin
giderilmesinde fayda görülmektedir.


Slide 19

Erozyon ve Çölleşmeyi
Önlemek İçin Alınabilecek
Tedbirler
• Erozyon riski yüksek olan, yetersiz toprak özelliklerine
sahip, ıslaklık ve iklim şartları dolayısıyla işlenmeye uygun
olmayan arazilerde tarım yapılmaması, bu tip arazilerin mera
olarak ayrılması veya orman örtüsü altına alınmasının
sağlanması
• Yanlış toprak işlenmesi, yanlış ekim ve sulamanın önlenmesi,
• Çayır ve mera alanlarının tahribinin önlenmesi ve mevcut
alanların geliştirilmesi.


Slide 20



Orman tahribatına son verilmesi, ağaçlandırmanın hızlandırılması ve
orman yangınlarına karşı gerekli tedbirlerin alınması
Su kaynaklarının kaybolması sonucu taban suyunun düşmesiyle toprak
tuzlanması oluşmakta, bu yüzden su kaynaklarının korunması
gerekmektedir.


Slide 21

Türkiye Erozyon Haritası