Şubat 2012 Hiç elinize kaktüs dikeni battı mı? Ne de çok acı verir… Peki, kaktüs insan eline acı versin diye mi yaratıldı? Yoksa; diğer canlılar.

Download Report

Transcript Şubat 2012 Hiç elinize kaktüs dikeni battı mı? Ne de çok acı verir… Peki, kaktüs insan eline acı versin diye mi yaratıldı? Yoksa; diğer canlılar.

Slide 1

Şubat 2012

Hiç elinize
kaktüs dikeni battı mı?
Ne de çok acı verir…

Peki, kaktüs insan eline acı versin diye mi yaratıldı?
Yoksa; diğer canlılar gibi doğrudan veya dolaylı olarak
insana hizmetle mi görevli?
Kaktüs “yenilmez içilmez ne işe yarar ki?” diyerek
Onu “imha edilmesi gereken dikenli ot” olarak görenler
yanılgı içindedir.
Çölün zor şartlarında yaşayabilen, geometrik yapısıyla
kusursuzluk örneği sergileyen, dikenleri arasından
dünyanın en güzel çiçeklerini çıkaran kaktüsler,
imhayı değil saygıyı hak ederler.
Ve insanların kaktüslerden alacağı
çok dersler vardır…

HİÇ BİR ŞEY
AMAÇSIZ YARATILMAMIŞTIR.
● Kutuplar, bataklıklar, çöller, balta girmemiş
ormanlar bugünün insanları için “toplu yerleşim
yerleri” olamasa da; yaradılışlarının maksadına
uygun olarak bir şekilde insana hizmet veriyorlar.

● Bu bölgeler; insanlarca “yaşama şartları ağır”
bölgeler olarak algılanıp yaygın olarak
kullanılmazken, başka canlılar (bazı bitki ve hayvanlar)
için birer “vatan”dır. (Örnek: Kaktüs Bitkisi)
Not: Kaktüs isminin, “gövdeleri etli ve yaprakları
diken şeklini almış irili ufaklı yüzlerce çeşidi
olan bitkilerin” ortak adı olduğunu hatırlayalım.

Bugünün insanları kaktüsün “doğal denge”
içindeki yerini tam olarak bilememekle beraber;
onları, güzel görünümleri sebebiyle süs bitkisi
olarak kabullenip kullanmaktadır.

DİKENDE OLSA GÜZEL SEVİLİR.

KAKTÜS,
ÇÖL ŞARTLARINA UYGUN BİÇİMDE
YARATILMIŞ BİR BİTKİDİR.

√ Kaktüs, hacmini değiştirebilir. Yani; içine
aldığı veya verdiği suya bağlı olarak,
genişleme ve daralma özelliğine sahiptir.

√ Kaktüs, mumlu tabakası ve diken şeklindeki
yaprakları ile terlemeyi en aza indirir.
● Kaktüs “su depolama” ve “az terleme”
özelliğiyle daima taze görünümde kalarak, çölün
sıcak ve kurak ikliminde yaşabilir.
Yaratılan her şey (ne amaçla yaratılmışsa)
görevini yapabilecek özelliklerle donatılmıştır.
Kaktüsün donanımı; ona “işlevlik”
kazandırmanın yanında “estetik” de
kazandırmaktadır.

KAKTÜSÜ TANIMAYA DEVAM EDELİM.

BİLİM VE TEKNOLOJİ İLERLEDİKÇE
DOĞANIN SIRLARININ KAPISI BİRAZ DAHA
ARALANACAKTIR.

● Kâinatta hiçbir varlık gayesiz yaratılmadığına
göre, kaktüslerin de görev dağılımında
bir yerleri olmalı. Bilmiyor olmamız, onların
görevlerinin olmadığı anlamına gelmez.
● Kaktüsler hakkındaki bilgimiz bugüne kadar
yapılan araştırmaların sonuçlarıyla sınırlı.
Zaman içinde yapılacak yeni araştırmalarla
yeni bilgilere ulaşılacağı kesin…
● Her yeni bilgi kaktüsü daha iyi tanımamıza
sebep olurken, onların insana ne tür hizmetlerde
bulunduklarını da öğrenmemize sebep olacaktır.
Varlıklar Yüce Allah’ın ayetleridir.
Ayetleri tanımak (ne olduklarını anlamaya çalışmak)
Müslümanın görevidir.

ONLAR “İŞE YARAMAZ DİKENLİ BİTKİ” DEĞİLDİR.

“Bakan değil gören gözler”e sahip
olanlar, kaktüslerin gövdesinden
çiçeğine, dikenlerinin dizilişine kadar
tam bir ölçü ve kusursuzluğu görür…

Diğer tüm canlılar gibi kaktüslerin de
tesadüfen meydana gelmediği, sınırsız

güce sahip Yüce Allah tarafından
“tasarlanarak yaratıldıkları”, akıl
sahipleri tarafından kolayca kabul
edilebilecek bir gerçektir.

KAKTÜS

İradesiz canlı olarak
yaratılan kaktüsler, genetik
yapılarına yüklenen programa
uygun olarak Allah’a isyan

edemeden yaşarlar.
Görevleri: Kâinat içindeki
yerlerinde “fayda sağlamak”…
Dikenleri arasından harika
çiçekler çıkarmaları da buna
dahildir.

YA İNSAN?

“Yedi gök, yer ve bunların
içinde bulunanlar Allah’ı
tespih ederler. Her şey
O’nu hamd ile tespih eder. Ancak, siz
onların tespihlerini anlamazsınız…”

“Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık.”

ÖZEL

● İnsan, “çevresinde olup bitenleri bilinçli olarak gözlemleyebilecek,
analiz / sentez yaparak bir sonuç çıkarabilecek, çıkardığı sonuca göre
eylem yapabilecek” kapasitedeki tek canlı türüdür.

VARLIK

● İnsanın “iradeli yaratık” olarak donatılması onu özel yapmaktadır…
● İnsanın özel olması yaratıcı Yüce Allah’ın muradıdır. Çünkü ondan
diğer varlıklarından istemediği “sorumluluğu” istemektedir…
● Bu öyle bir sorumluluk ki; görevlerin yerine getirilmesi halinde
“cennet” ile ödülü; tersi olursa (görevler yerine getirilmezse) “cehennem”
ile cezası vardır.

ÖZEL
OLMANIN
BEDELİ
VARDIR

● İnsan başıboş bırakılmamıştır. İnsana verilen “irade (seçme hakkı)”
onu sorumlu kılmaktadır. Bir başka ifade ile; insan, verdiği kararlardan
ve yaptığı işlerden “kime ne?” diyemez, sorumludur.
● İnsan “seçme hakkı”nı kullanırken imanî ve insanî duygularının
etkisiyle “pozitif davranışlar” sergileyebildiği gibi; haz alma ve hırsının
tatmini gibi hayvani duygularla da “negatif davranışlar” sergiler.
Elbette pozitif davranışları daha çok olan kazanacaktır…
“İHSAN” POZİTİF OLAN DAVRANIŞTIR.

“İHSAN”
NEDİR?

“Estetiğin bütün davranışlarımıza yansıtılması” (güzellik üretme eylemi)
olarak da tanımlayabileceğimiz “ihsan”, bir Müslümanın “mihenk
taşı”dır. Çünkü bir Müslümanın herhangi bir davranışı niçin yaptığı
“iman boyutu”na, nasıl yaptığı ise “ihsan boyutu”na karşılık gelir…
İman, ihsanla güzelleşir ve görünür hale gelir.
“ALLAH, HER İŞTE İHSANI FARZ KILMIŞTIR.” (Hz. Muhammed ‘sav’)

MÜSLÜMAN
KİMDİR?

“ALLAH
GÜZELDİR

Bir Müslüman günlük hayatında (insanlarla/doğayla) ilişkilerinde
sorumsuz davranamaz.O, bu geçici dünya hayatında imtihan
olduğunu, beden ölümünün sonrasında ebedi hayat için
diriltileceğini ve hesap vereceğini sürekli aklında tutmalıdır.
Bu onu motive edecektir.Bu motivasyon onun bilgi ve becerisini
her gün artıracak, yaptığını “daha düzgün” yaptıracaktır.

GÜZELLİĞİ
SEVER”
(Hadis)

TERSİ “ALDATMAYA ÇALIŞIRKEN, ALDANAN” OLMAKTIR.

Bir gün Peygamberimiz
çarşıda dolaşırken, bir

● “Ölçtüğünüzde ölçmeyi tam yapın,
doğru terazi ile tartın. Bu daha
hayırlı, sonuç bakımından daha
güzeldir.” (Kur’ân 17/35)

kimsenin sattığı yiyecek
kümesinin içine elini

daldırdı. Eline ıslaklık
geldi. Halbuki yiyeceğin
üstü kuruydu.
Peygamberimiz satıcıya bu

YOL
HARİTASI

● “Allah, sizden birinizin yaptığı işi,
ameli ve görevi sağlam ve iyi
yapmasından hoşnut olur.” (Hadis)

durum nedir diye sorunca,
adam: “Yağmur yağdı ve

sattığım mallar ıslandı”
dedi. Bunun üzerine,
Peygamberimiz: “Alacak

● “Bizi aldatan bizden değildir.”(Hadis)

olan insanların malı
olduğu gibi görmeleri için
karıştırman gerekmez
miydi?” dedi ve şunu
ekledi: “Bizi aldatan bizden
değildir.”

Dinimiz bizden;
bir iş yaparken,

“işin hakkı”nı
vermemizi
ister.

BİTİRİRKEN

Ne yazık ki günümüz Müslümanlarının çoğu,
“sorumluluk taşımak” istememektedir.

Yapmamız gerekirken “yapmadıklarımız” ve
yapmamamız gerekirken “yaptıklarımız” ileride
önümüze konulacaktır.

Akıllı insan kendini sorgulayıp hatalarını tespit eden
ve “zararın neresinden dönülürse kârdır” diyerek
kendisine çeki - düzen verendir. Yani; güzellikler
üretendir…

Kötü huy ve alışkanlıklardan uzak kalabilmek kolay
olsaydı herkes günahsız olurdu. Önemli olan, hatadan
vazgeçme iradesi koymak ve güzellik üretme niyetini
eyleme geçirmektir.

“Her nefis ölümü tadacaktır.
Sizi bir imtihan olarak hayır ile
de şer ile de deniyoruz. Ancak
bize döndürüleceksiniz.”

“Kim iyi bir iş yaparsa kendi
lehinedir. Kim de kötülük yaparsa
kendi aleyhinedir. Rabbin kullara
(zerre kadar) zulmedici değildir.”

“Şüphesiz Allah, kendisine karşı
gelmekten sakınanlar ve iyilik
yapanlarla beraberdir.”

Faydalandıklarıma teşekkürlerimle...

Şubat 2012


Slide 2

Şubat 2012

Hiç elinize
kaktüs dikeni battı mı?
Ne de çok acı verir…

Peki, kaktüs insan eline acı versin diye mi yaratıldı?
Yoksa; diğer canlılar gibi doğrudan veya dolaylı olarak
insana hizmetle mi görevli?
Kaktüs “yenilmez içilmez ne işe yarar ki?” diyerek
Onu “imha edilmesi gereken dikenli ot” olarak görenler
yanılgı içindedir.
Çölün zor şartlarında yaşayabilen, geometrik yapısıyla
kusursuzluk örneği sergileyen, dikenleri arasından
dünyanın en güzel çiçeklerini çıkaran kaktüsler,
imhayı değil saygıyı hak ederler.
Ve insanların kaktüslerden alacağı
çok dersler vardır…

HİÇ BİR ŞEY
AMAÇSIZ YARATILMAMIŞTIR.
● Kutuplar, bataklıklar, çöller, balta girmemiş
ormanlar bugünün insanları için “toplu yerleşim
yerleri” olamasa da; yaradılışlarının maksadına
uygun olarak bir şekilde insana hizmet veriyorlar.

● Bu bölgeler; insanlarca “yaşama şartları ağır”
bölgeler olarak algılanıp yaygın olarak
kullanılmazken, başka canlılar (bazı bitki ve hayvanlar)
için birer “vatan”dır. (Örnek: Kaktüs Bitkisi)
Not: Kaktüs isminin, “gövdeleri etli ve yaprakları
diken şeklini almış irili ufaklı yüzlerce çeşidi
olan bitkilerin” ortak adı olduğunu hatırlayalım.

Bugünün insanları kaktüsün “doğal denge”
içindeki yerini tam olarak bilememekle beraber;
onları, güzel görünümleri sebebiyle süs bitkisi
olarak kabullenip kullanmaktadır.

DİKENDE OLSA GÜZEL SEVİLİR.

KAKTÜS,
ÇÖL ŞARTLARINA UYGUN BİÇİMDE
YARATILMIŞ BİR BİTKİDİR.

√ Kaktüs, hacmini değiştirebilir. Yani; içine
aldığı veya verdiği suya bağlı olarak,
genişleme ve daralma özelliğine sahiptir.

√ Kaktüs, mumlu tabakası ve diken şeklindeki
yaprakları ile terlemeyi en aza indirir.
● Kaktüs “su depolama” ve “az terleme”
özelliğiyle daima taze görünümde kalarak, çölün
sıcak ve kurak ikliminde yaşabilir.
Yaratılan her şey (ne amaçla yaratılmışsa)
görevini yapabilecek özelliklerle donatılmıştır.
Kaktüsün donanımı; ona “işlevlik”
kazandırmanın yanında “estetik” de
kazandırmaktadır.

KAKTÜSÜ TANIMAYA DEVAM EDELİM.

BİLİM VE TEKNOLOJİ İLERLEDİKÇE
DOĞANIN SIRLARININ KAPISI BİRAZ DAHA
ARALANACAKTIR.

● Kâinatta hiçbir varlık gayesiz yaratılmadığına
göre, kaktüslerin de görev dağılımında
bir yerleri olmalı. Bilmiyor olmamız, onların
görevlerinin olmadığı anlamına gelmez.
● Kaktüsler hakkındaki bilgimiz bugüne kadar
yapılan araştırmaların sonuçlarıyla sınırlı.
Zaman içinde yapılacak yeni araştırmalarla
yeni bilgilere ulaşılacağı kesin…
● Her yeni bilgi kaktüsü daha iyi tanımamıza
sebep olurken, onların insana ne tür hizmetlerde
bulunduklarını da öğrenmemize sebep olacaktır.
Varlıklar Yüce Allah’ın ayetleridir.
Ayetleri tanımak (ne olduklarını anlamaya çalışmak)
Müslümanın görevidir.

ONLAR “İŞE YARAMAZ DİKENLİ BİTKİ” DEĞİLDİR.

“Bakan değil gören gözler”e sahip
olanlar, kaktüslerin gövdesinden
çiçeğine, dikenlerinin dizilişine kadar
tam bir ölçü ve kusursuzluğu görür…

Diğer tüm canlılar gibi kaktüslerin de
tesadüfen meydana gelmediği, sınırsız

güce sahip Yüce Allah tarafından
“tasarlanarak yaratıldıkları”, akıl
sahipleri tarafından kolayca kabul
edilebilecek bir gerçektir.

KAKTÜS

İradesiz canlı olarak
yaratılan kaktüsler, genetik
yapılarına yüklenen programa
uygun olarak Allah’a isyan

edemeden yaşarlar.
Görevleri: Kâinat içindeki
yerlerinde “fayda sağlamak”…
Dikenleri arasından harika
çiçekler çıkarmaları da buna
dahildir.

YA İNSAN?

“Yedi gök, yer ve bunların
içinde bulunanlar Allah’ı
tespih ederler. Her şey
O’nu hamd ile tespih eder. Ancak, siz
onların tespihlerini anlamazsınız…”

“Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık.”

ÖZEL

● İnsan, “çevresinde olup bitenleri bilinçli olarak gözlemleyebilecek,
analiz / sentez yaparak bir sonuç çıkarabilecek, çıkardığı sonuca göre
eylem yapabilecek” kapasitedeki tek canlı türüdür.

VARLIK

● İnsanın “iradeli yaratık” olarak donatılması onu özel yapmaktadır…
● İnsanın özel olması yaratıcı Yüce Allah’ın muradıdır. Çünkü ondan
diğer varlıklarından istemediği “sorumluluğu” istemektedir…
● Bu öyle bir sorumluluk ki; görevlerin yerine getirilmesi halinde
“cennet” ile ödülü; tersi olursa (görevler yerine getirilmezse) “cehennem”
ile cezası vardır.

ÖZEL
OLMANIN
BEDELİ
VARDIR

● İnsan başıboş bırakılmamıştır. İnsana verilen “irade (seçme hakkı)”
onu sorumlu kılmaktadır. Bir başka ifade ile; insan, verdiği kararlardan
ve yaptığı işlerden “kime ne?” diyemez, sorumludur.
● İnsan “seçme hakkı”nı kullanırken imanî ve insanî duygularının
etkisiyle “pozitif davranışlar” sergileyebildiği gibi; haz alma ve hırsının
tatmini gibi hayvani duygularla da “negatif davranışlar” sergiler.
Elbette pozitif davranışları daha çok olan kazanacaktır…
“İHSAN” POZİTİF OLAN DAVRANIŞTIR.

“İHSAN”
NEDİR?

“Estetiğin bütün davranışlarımıza yansıtılması” (güzellik üretme eylemi)
olarak da tanımlayabileceğimiz “ihsan”, bir Müslümanın “mihenk
taşı”dır. Çünkü bir Müslümanın herhangi bir davranışı niçin yaptığı
“iman boyutu”na, nasıl yaptığı ise “ihsan boyutu”na karşılık gelir…
İman, ihsanla güzelleşir ve görünür hale gelir.
“ALLAH, HER İŞTE İHSANI FARZ KILMIŞTIR.” (Hz. Muhammed ‘sav’)

MÜSLÜMAN
KİMDİR?

“ALLAH
GÜZELDİR

Bir Müslüman günlük hayatında (insanlarla/doğayla) ilişkilerinde
sorumsuz davranamaz.O, bu geçici dünya hayatında imtihan
olduğunu, beden ölümünün sonrasında ebedi hayat için
diriltileceğini ve hesap vereceğini sürekli aklında tutmalıdır.
Bu onu motive edecektir.Bu motivasyon onun bilgi ve becerisini
her gün artıracak, yaptığını “daha düzgün” yaptıracaktır.

GÜZELLİĞİ
SEVER”
(Hadis)

TERSİ “ALDATMAYA ÇALIŞIRKEN, ALDANAN” OLMAKTIR.

Bir gün Peygamberimiz
çarşıda dolaşırken, bir

● “Ölçtüğünüzde ölçmeyi tam yapın,
doğru terazi ile tartın. Bu daha
hayırlı, sonuç bakımından daha
güzeldir.” (Kur’ân 17/35)

kimsenin sattığı yiyecek
kümesinin içine elini

daldırdı. Eline ıslaklık
geldi. Halbuki yiyeceğin
üstü kuruydu.
Peygamberimiz satıcıya bu

YOL
HARİTASI

● “Allah, sizden birinizin yaptığı işi,
ameli ve görevi sağlam ve iyi
yapmasından hoşnut olur.” (Hadis)

durum nedir diye sorunca,
adam: “Yağmur yağdı ve

sattığım mallar ıslandı”
dedi. Bunun üzerine,
Peygamberimiz: “Alacak

● “Bizi aldatan bizden değildir.”(Hadis)

olan insanların malı
olduğu gibi görmeleri için
karıştırman gerekmez
miydi?” dedi ve şunu
ekledi: “Bizi aldatan bizden
değildir.”

Dinimiz bizden;
bir iş yaparken,

“işin hakkı”nı
vermemizi
ister.

BİTİRİRKEN

Ne yazık ki günümüz Müslümanlarının çoğu,
“sorumluluk taşımak” istememektedir.

Yapmamız gerekirken “yapmadıklarımız” ve
yapmamamız gerekirken “yaptıklarımız” ileride
önümüze konulacaktır.

Akıllı insan kendini sorgulayıp hatalarını tespit eden
ve “zararın neresinden dönülürse kârdır” diyerek
kendisine çeki - düzen verendir. Yani; güzellikler
üretendir…

Kötü huy ve alışkanlıklardan uzak kalabilmek kolay
olsaydı herkes günahsız olurdu. Önemli olan, hatadan
vazgeçme iradesi koymak ve güzellik üretme niyetini
eyleme geçirmektir.

“Her nefis ölümü tadacaktır.
Sizi bir imtihan olarak hayır ile
de şer ile de deniyoruz. Ancak
bize döndürüleceksiniz.”

“Kim iyi bir iş yaparsa kendi
lehinedir. Kim de kötülük yaparsa
kendi aleyhinedir. Rabbin kullara
(zerre kadar) zulmedici değildir.”

“Şüphesiz Allah, kendisine karşı
gelmekten sakınanlar ve iyilik
yapanlarla beraberdir.”

Faydalandıklarıma teşekkürlerimle...

Şubat 2012


Slide 3

Şubat 2012

Hiç elinize
kaktüs dikeni battı mı?
Ne de çok acı verir…

Peki, kaktüs insan eline acı versin diye mi yaratıldı?
Yoksa; diğer canlılar gibi doğrudan veya dolaylı olarak
insana hizmetle mi görevli?
Kaktüs “yenilmez içilmez ne işe yarar ki?” diyerek
Onu “imha edilmesi gereken dikenli ot” olarak görenler
yanılgı içindedir.
Çölün zor şartlarında yaşayabilen, geometrik yapısıyla
kusursuzluk örneği sergileyen, dikenleri arasından
dünyanın en güzel çiçeklerini çıkaran kaktüsler,
imhayı değil saygıyı hak ederler.
Ve insanların kaktüslerden alacağı
çok dersler vardır…

HİÇ BİR ŞEY
AMAÇSIZ YARATILMAMIŞTIR.
● Kutuplar, bataklıklar, çöller, balta girmemiş
ormanlar bugünün insanları için “toplu yerleşim
yerleri” olamasa da; yaradılışlarının maksadına
uygun olarak bir şekilde insana hizmet veriyorlar.

● Bu bölgeler; insanlarca “yaşama şartları ağır”
bölgeler olarak algılanıp yaygın olarak
kullanılmazken, başka canlılar (bazı bitki ve hayvanlar)
için birer “vatan”dır. (Örnek: Kaktüs Bitkisi)
Not: Kaktüs isminin, “gövdeleri etli ve yaprakları
diken şeklini almış irili ufaklı yüzlerce çeşidi
olan bitkilerin” ortak adı olduğunu hatırlayalım.

Bugünün insanları kaktüsün “doğal denge”
içindeki yerini tam olarak bilememekle beraber;
onları, güzel görünümleri sebebiyle süs bitkisi
olarak kabullenip kullanmaktadır.

DİKENDE OLSA GÜZEL SEVİLİR.

KAKTÜS,
ÇÖL ŞARTLARINA UYGUN BİÇİMDE
YARATILMIŞ BİR BİTKİDİR.

√ Kaktüs, hacmini değiştirebilir. Yani; içine
aldığı veya verdiği suya bağlı olarak,
genişleme ve daralma özelliğine sahiptir.

√ Kaktüs, mumlu tabakası ve diken şeklindeki
yaprakları ile terlemeyi en aza indirir.
● Kaktüs “su depolama” ve “az terleme”
özelliğiyle daima taze görünümde kalarak, çölün
sıcak ve kurak ikliminde yaşabilir.
Yaratılan her şey (ne amaçla yaratılmışsa)
görevini yapabilecek özelliklerle donatılmıştır.
Kaktüsün donanımı; ona “işlevlik”
kazandırmanın yanında “estetik” de
kazandırmaktadır.

KAKTÜSÜ TANIMAYA DEVAM EDELİM.

BİLİM VE TEKNOLOJİ İLERLEDİKÇE
DOĞANIN SIRLARININ KAPISI BİRAZ DAHA
ARALANACAKTIR.

● Kâinatta hiçbir varlık gayesiz yaratılmadığına
göre, kaktüslerin de görev dağılımında
bir yerleri olmalı. Bilmiyor olmamız, onların
görevlerinin olmadığı anlamına gelmez.
● Kaktüsler hakkındaki bilgimiz bugüne kadar
yapılan araştırmaların sonuçlarıyla sınırlı.
Zaman içinde yapılacak yeni araştırmalarla
yeni bilgilere ulaşılacağı kesin…
● Her yeni bilgi kaktüsü daha iyi tanımamıza
sebep olurken, onların insana ne tür hizmetlerde
bulunduklarını da öğrenmemize sebep olacaktır.
Varlıklar Yüce Allah’ın ayetleridir.
Ayetleri tanımak (ne olduklarını anlamaya çalışmak)
Müslümanın görevidir.

ONLAR “İŞE YARAMAZ DİKENLİ BİTKİ” DEĞİLDİR.

“Bakan değil gören gözler”e sahip
olanlar, kaktüslerin gövdesinden
çiçeğine, dikenlerinin dizilişine kadar
tam bir ölçü ve kusursuzluğu görür…

Diğer tüm canlılar gibi kaktüslerin de
tesadüfen meydana gelmediği, sınırsız

güce sahip Yüce Allah tarafından
“tasarlanarak yaratıldıkları”, akıl
sahipleri tarafından kolayca kabul
edilebilecek bir gerçektir.

KAKTÜS

İradesiz canlı olarak
yaratılan kaktüsler, genetik
yapılarına yüklenen programa
uygun olarak Allah’a isyan

edemeden yaşarlar.
Görevleri: Kâinat içindeki
yerlerinde “fayda sağlamak”…
Dikenleri arasından harika
çiçekler çıkarmaları da buna
dahildir.

YA İNSAN?

“Yedi gök, yer ve bunların
içinde bulunanlar Allah’ı
tespih ederler. Her şey
O’nu hamd ile tespih eder. Ancak, siz
onların tespihlerini anlamazsınız…”

“Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık.”

ÖZEL

● İnsan, “çevresinde olup bitenleri bilinçli olarak gözlemleyebilecek,
analiz / sentez yaparak bir sonuç çıkarabilecek, çıkardığı sonuca göre
eylem yapabilecek” kapasitedeki tek canlı türüdür.

VARLIK

● İnsanın “iradeli yaratık” olarak donatılması onu özel yapmaktadır…
● İnsanın özel olması yaratıcı Yüce Allah’ın muradıdır. Çünkü ondan
diğer varlıklarından istemediği “sorumluluğu” istemektedir…
● Bu öyle bir sorumluluk ki; görevlerin yerine getirilmesi halinde
“cennet” ile ödülü; tersi olursa (görevler yerine getirilmezse) “cehennem”
ile cezası vardır.

ÖZEL
OLMANIN
BEDELİ
VARDIR

● İnsan başıboş bırakılmamıştır. İnsana verilen “irade (seçme hakkı)”
onu sorumlu kılmaktadır. Bir başka ifade ile; insan, verdiği kararlardan
ve yaptığı işlerden “kime ne?” diyemez, sorumludur.
● İnsan “seçme hakkı”nı kullanırken imanî ve insanî duygularının
etkisiyle “pozitif davranışlar” sergileyebildiği gibi; haz alma ve hırsının
tatmini gibi hayvani duygularla da “negatif davranışlar” sergiler.
Elbette pozitif davranışları daha çok olan kazanacaktır…
“İHSAN” POZİTİF OLAN DAVRANIŞTIR.

“İHSAN”
NEDİR?

“Estetiğin bütün davranışlarımıza yansıtılması” (güzellik üretme eylemi)
olarak da tanımlayabileceğimiz “ihsan”, bir Müslümanın “mihenk
taşı”dır. Çünkü bir Müslümanın herhangi bir davranışı niçin yaptığı
“iman boyutu”na, nasıl yaptığı ise “ihsan boyutu”na karşılık gelir…
İman, ihsanla güzelleşir ve görünür hale gelir.
“ALLAH, HER İŞTE İHSANI FARZ KILMIŞTIR.” (Hz. Muhammed ‘sav’)

MÜSLÜMAN
KİMDİR?

“ALLAH
GÜZELDİR

Bir Müslüman günlük hayatında (insanlarla/doğayla) ilişkilerinde
sorumsuz davranamaz.O, bu geçici dünya hayatında imtihan
olduğunu, beden ölümünün sonrasında ebedi hayat için
diriltileceğini ve hesap vereceğini sürekli aklında tutmalıdır.
Bu onu motive edecektir.Bu motivasyon onun bilgi ve becerisini
her gün artıracak, yaptığını “daha düzgün” yaptıracaktır.

GÜZELLİĞİ
SEVER”
(Hadis)

TERSİ “ALDATMAYA ÇALIŞIRKEN, ALDANAN” OLMAKTIR.

Bir gün Peygamberimiz
çarşıda dolaşırken, bir

● “Ölçtüğünüzde ölçmeyi tam yapın,
doğru terazi ile tartın. Bu daha
hayırlı, sonuç bakımından daha
güzeldir.” (Kur’ân 17/35)

kimsenin sattığı yiyecek
kümesinin içine elini

daldırdı. Eline ıslaklık
geldi. Halbuki yiyeceğin
üstü kuruydu.
Peygamberimiz satıcıya bu

YOL
HARİTASI

● “Allah, sizden birinizin yaptığı işi,
ameli ve görevi sağlam ve iyi
yapmasından hoşnut olur.” (Hadis)

durum nedir diye sorunca,
adam: “Yağmur yağdı ve

sattığım mallar ıslandı”
dedi. Bunun üzerine,
Peygamberimiz: “Alacak

● “Bizi aldatan bizden değildir.”(Hadis)

olan insanların malı
olduğu gibi görmeleri için
karıştırman gerekmez
miydi?” dedi ve şunu
ekledi: “Bizi aldatan bizden
değildir.”

Dinimiz bizden;
bir iş yaparken,

“işin hakkı”nı
vermemizi
ister.

BİTİRİRKEN

Ne yazık ki günümüz Müslümanlarının çoğu,
“sorumluluk taşımak” istememektedir.

Yapmamız gerekirken “yapmadıklarımız” ve
yapmamamız gerekirken “yaptıklarımız” ileride
önümüze konulacaktır.

Akıllı insan kendini sorgulayıp hatalarını tespit eden
ve “zararın neresinden dönülürse kârdır” diyerek
kendisine çeki - düzen verendir. Yani; güzellikler
üretendir…

Kötü huy ve alışkanlıklardan uzak kalabilmek kolay
olsaydı herkes günahsız olurdu. Önemli olan, hatadan
vazgeçme iradesi koymak ve güzellik üretme niyetini
eyleme geçirmektir.

“Her nefis ölümü tadacaktır.
Sizi bir imtihan olarak hayır ile
de şer ile de deniyoruz. Ancak
bize döndürüleceksiniz.”

“Kim iyi bir iş yaparsa kendi
lehinedir. Kim de kötülük yaparsa
kendi aleyhinedir. Rabbin kullara
(zerre kadar) zulmedici değildir.”

“Şüphesiz Allah, kendisine karşı
gelmekten sakınanlar ve iyilik
yapanlarla beraberdir.”

Faydalandıklarıma teşekkürlerimle...

Şubat 2012


Slide 4

Şubat 2012

Hiç elinize
kaktüs dikeni battı mı?
Ne de çok acı verir…

Peki, kaktüs insan eline acı versin diye mi yaratıldı?
Yoksa; diğer canlılar gibi doğrudan veya dolaylı olarak
insana hizmetle mi görevli?
Kaktüs “yenilmez içilmez ne işe yarar ki?” diyerek
Onu “imha edilmesi gereken dikenli ot” olarak görenler
yanılgı içindedir.
Çölün zor şartlarında yaşayabilen, geometrik yapısıyla
kusursuzluk örneği sergileyen, dikenleri arasından
dünyanın en güzel çiçeklerini çıkaran kaktüsler,
imhayı değil saygıyı hak ederler.
Ve insanların kaktüslerden alacağı
çok dersler vardır…

HİÇ BİR ŞEY
AMAÇSIZ YARATILMAMIŞTIR.
● Kutuplar, bataklıklar, çöller, balta girmemiş
ormanlar bugünün insanları için “toplu yerleşim
yerleri” olamasa da; yaradılışlarının maksadına
uygun olarak bir şekilde insana hizmet veriyorlar.

● Bu bölgeler; insanlarca “yaşama şartları ağır”
bölgeler olarak algılanıp yaygın olarak
kullanılmazken, başka canlılar (bazı bitki ve hayvanlar)
için birer “vatan”dır. (Örnek: Kaktüs Bitkisi)
Not: Kaktüs isminin, “gövdeleri etli ve yaprakları
diken şeklini almış irili ufaklı yüzlerce çeşidi
olan bitkilerin” ortak adı olduğunu hatırlayalım.

Bugünün insanları kaktüsün “doğal denge”
içindeki yerini tam olarak bilememekle beraber;
onları, güzel görünümleri sebebiyle süs bitkisi
olarak kabullenip kullanmaktadır.

DİKENDE OLSA GÜZEL SEVİLİR.

KAKTÜS,
ÇÖL ŞARTLARINA UYGUN BİÇİMDE
YARATILMIŞ BİR BİTKİDİR.

√ Kaktüs, hacmini değiştirebilir. Yani; içine
aldığı veya verdiği suya bağlı olarak,
genişleme ve daralma özelliğine sahiptir.

√ Kaktüs, mumlu tabakası ve diken şeklindeki
yaprakları ile terlemeyi en aza indirir.
● Kaktüs “su depolama” ve “az terleme”
özelliğiyle daima taze görünümde kalarak, çölün
sıcak ve kurak ikliminde yaşabilir.
Yaratılan her şey (ne amaçla yaratılmışsa)
görevini yapabilecek özelliklerle donatılmıştır.
Kaktüsün donanımı; ona “işlevlik”
kazandırmanın yanında “estetik” de
kazandırmaktadır.

KAKTÜSÜ TANIMAYA DEVAM EDELİM.

BİLİM VE TEKNOLOJİ İLERLEDİKÇE
DOĞANIN SIRLARININ KAPISI BİRAZ DAHA
ARALANACAKTIR.

● Kâinatta hiçbir varlık gayesiz yaratılmadığına
göre, kaktüslerin de görev dağılımında
bir yerleri olmalı. Bilmiyor olmamız, onların
görevlerinin olmadığı anlamına gelmez.
● Kaktüsler hakkındaki bilgimiz bugüne kadar
yapılan araştırmaların sonuçlarıyla sınırlı.
Zaman içinde yapılacak yeni araştırmalarla
yeni bilgilere ulaşılacağı kesin…
● Her yeni bilgi kaktüsü daha iyi tanımamıza
sebep olurken, onların insana ne tür hizmetlerde
bulunduklarını da öğrenmemize sebep olacaktır.
Varlıklar Yüce Allah’ın ayetleridir.
Ayetleri tanımak (ne olduklarını anlamaya çalışmak)
Müslümanın görevidir.

ONLAR “İŞE YARAMAZ DİKENLİ BİTKİ” DEĞİLDİR.

“Bakan değil gören gözler”e sahip
olanlar, kaktüslerin gövdesinden
çiçeğine, dikenlerinin dizilişine kadar
tam bir ölçü ve kusursuzluğu görür…

Diğer tüm canlılar gibi kaktüslerin de
tesadüfen meydana gelmediği, sınırsız

güce sahip Yüce Allah tarafından
“tasarlanarak yaratıldıkları”, akıl
sahipleri tarafından kolayca kabul
edilebilecek bir gerçektir.

KAKTÜS

İradesiz canlı olarak
yaratılan kaktüsler, genetik
yapılarına yüklenen programa
uygun olarak Allah’a isyan

edemeden yaşarlar.
Görevleri: Kâinat içindeki
yerlerinde “fayda sağlamak”…
Dikenleri arasından harika
çiçekler çıkarmaları da buna
dahildir.

YA İNSAN?

“Yedi gök, yer ve bunların
içinde bulunanlar Allah’ı
tespih ederler. Her şey
O’nu hamd ile tespih eder. Ancak, siz
onların tespihlerini anlamazsınız…”

“Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık.”

ÖZEL

● İnsan, “çevresinde olup bitenleri bilinçli olarak gözlemleyebilecek,
analiz / sentez yaparak bir sonuç çıkarabilecek, çıkardığı sonuca göre
eylem yapabilecek” kapasitedeki tek canlı türüdür.

VARLIK

● İnsanın “iradeli yaratık” olarak donatılması onu özel yapmaktadır…
● İnsanın özel olması yaratıcı Yüce Allah’ın muradıdır. Çünkü ondan
diğer varlıklarından istemediği “sorumluluğu” istemektedir…
● Bu öyle bir sorumluluk ki; görevlerin yerine getirilmesi halinde
“cennet” ile ödülü; tersi olursa (görevler yerine getirilmezse) “cehennem”
ile cezası vardır.

ÖZEL
OLMANIN
BEDELİ
VARDIR

● İnsan başıboş bırakılmamıştır. İnsana verilen “irade (seçme hakkı)”
onu sorumlu kılmaktadır. Bir başka ifade ile; insan, verdiği kararlardan
ve yaptığı işlerden “kime ne?” diyemez, sorumludur.
● İnsan “seçme hakkı”nı kullanırken imanî ve insanî duygularının
etkisiyle “pozitif davranışlar” sergileyebildiği gibi; haz alma ve hırsının
tatmini gibi hayvani duygularla da “negatif davranışlar” sergiler.
Elbette pozitif davranışları daha çok olan kazanacaktır…
“İHSAN” POZİTİF OLAN DAVRANIŞTIR.

“İHSAN”
NEDİR?

“Estetiğin bütün davranışlarımıza yansıtılması” (güzellik üretme eylemi)
olarak da tanımlayabileceğimiz “ihsan”, bir Müslümanın “mihenk
taşı”dır. Çünkü bir Müslümanın herhangi bir davranışı niçin yaptığı
“iman boyutu”na, nasıl yaptığı ise “ihsan boyutu”na karşılık gelir…
İman, ihsanla güzelleşir ve görünür hale gelir.
“ALLAH, HER İŞTE İHSANI FARZ KILMIŞTIR.” (Hz. Muhammed ‘sav’)

MÜSLÜMAN
KİMDİR?

“ALLAH
GÜZELDİR

Bir Müslüman günlük hayatında (insanlarla/doğayla) ilişkilerinde
sorumsuz davranamaz.O, bu geçici dünya hayatında imtihan
olduğunu, beden ölümünün sonrasında ebedi hayat için
diriltileceğini ve hesap vereceğini sürekli aklında tutmalıdır.
Bu onu motive edecektir.Bu motivasyon onun bilgi ve becerisini
her gün artıracak, yaptığını “daha düzgün” yaptıracaktır.

GÜZELLİĞİ
SEVER”
(Hadis)

TERSİ “ALDATMAYA ÇALIŞIRKEN, ALDANAN” OLMAKTIR.

Bir gün Peygamberimiz
çarşıda dolaşırken, bir

● “Ölçtüğünüzde ölçmeyi tam yapın,
doğru terazi ile tartın. Bu daha
hayırlı, sonuç bakımından daha
güzeldir.” (Kur’ân 17/35)

kimsenin sattığı yiyecek
kümesinin içine elini

daldırdı. Eline ıslaklık
geldi. Halbuki yiyeceğin
üstü kuruydu.
Peygamberimiz satıcıya bu

YOL
HARİTASI

● “Allah, sizden birinizin yaptığı işi,
ameli ve görevi sağlam ve iyi
yapmasından hoşnut olur.” (Hadis)

durum nedir diye sorunca,
adam: “Yağmur yağdı ve

sattığım mallar ıslandı”
dedi. Bunun üzerine,
Peygamberimiz: “Alacak

● “Bizi aldatan bizden değildir.”(Hadis)

olan insanların malı
olduğu gibi görmeleri için
karıştırman gerekmez
miydi?” dedi ve şunu
ekledi: “Bizi aldatan bizden
değildir.”

Dinimiz bizden;
bir iş yaparken,

“işin hakkı”nı
vermemizi
ister.

BİTİRİRKEN

Ne yazık ki günümüz Müslümanlarının çoğu,
“sorumluluk taşımak” istememektedir.

Yapmamız gerekirken “yapmadıklarımız” ve
yapmamamız gerekirken “yaptıklarımız” ileride
önümüze konulacaktır.

Akıllı insan kendini sorgulayıp hatalarını tespit eden
ve “zararın neresinden dönülürse kârdır” diyerek
kendisine çeki - düzen verendir. Yani; güzellikler
üretendir…

Kötü huy ve alışkanlıklardan uzak kalabilmek kolay
olsaydı herkes günahsız olurdu. Önemli olan, hatadan
vazgeçme iradesi koymak ve güzellik üretme niyetini
eyleme geçirmektir.

“Her nefis ölümü tadacaktır.
Sizi bir imtihan olarak hayır ile
de şer ile de deniyoruz. Ancak
bize döndürüleceksiniz.”

“Kim iyi bir iş yaparsa kendi
lehinedir. Kim de kötülük yaparsa
kendi aleyhinedir. Rabbin kullara
(zerre kadar) zulmedici değildir.”

“Şüphesiz Allah, kendisine karşı
gelmekten sakınanlar ve iyilik
yapanlarla beraberdir.”

Faydalandıklarıma teşekkürlerimle...

Şubat 2012


Slide 5

Şubat 2012

Hiç elinize
kaktüs dikeni battı mı?
Ne de çok acı verir…

Peki, kaktüs insan eline acı versin diye mi yaratıldı?
Yoksa; diğer canlılar gibi doğrudan veya dolaylı olarak
insana hizmetle mi görevli?
Kaktüs “yenilmez içilmez ne işe yarar ki?” diyerek
Onu “imha edilmesi gereken dikenli ot” olarak görenler
yanılgı içindedir.
Çölün zor şartlarında yaşayabilen, geometrik yapısıyla
kusursuzluk örneği sergileyen, dikenleri arasından
dünyanın en güzel çiçeklerini çıkaran kaktüsler,
imhayı değil saygıyı hak ederler.
Ve insanların kaktüslerden alacağı
çok dersler vardır…

HİÇ BİR ŞEY
AMAÇSIZ YARATILMAMIŞTIR.
● Kutuplar, bataklıklar, çöller, balta girmemiş
ormanlar bugünün insanları için “toplu yerleşim
yerleri” olamasa da; yaradılışlarının maksadına
uygun olarak bir şekilde insana hizmet veriyorlar.

● Bu bölgeler; insanlarca “yaşama şartları ağır”
bölgeler olarak algılanıp yaygın olarak
kullanılmazken, başka canlılar (bazı bitki ve hayvanlar)
için birer “vatan”dır. (Örnek: Kaktüs Bitkisi)
Not: Kaktüs isminin, “gövdeleri etli ve yaprakları
diken şeklini almış irili ufaklı yüzlerce çeşidi
olan bitkilerin” ortak adı olduğunu hatırlayalım.

Bugünün insanları kaktüsün “doğal denge”
içindeki yerini tam olarak bilememekle beraber;
onları, güzel görünümleri sebebiyle süs bitkisi
olarak kabullenip kullanmaktadır.

DİKENDE OLSA GÜZEL SEVİLİR.

KAKTÜS,
ÇÖL ŞARTLARINA UYGUN BİÇİMDE
YARATILMIŞ BİR BİTKİDİR.

√ Kaktüs, hacmini değiştirebilir. Yani; içine
aldığı veya verdiği suya bağlı olarak,
genişleme ve daralma özelliğine sahiptir.

√ Kaktüs, mumlu tabakası ve diken şeklindeki
yaprakları ile terlemeyi en aza indirir.
● Kaktüs “su depolama” ve “az terleme”
özelliğiyle daima taze görünümde kalarak, çölün
sıcak ve kurak ikliminde yaşabilir.
Yaratılan her şey (ne amaçla yaratılmışsa)
görevini yapabilecek özelliklerle donatılmıştır.
Kaktüsün donanımı; ona “işlevlik”
kazandırmanın yanında “estetik” de
kazandırmaktadır.

KAKTÜSÜ TANIMAYA DEVAM EDELİM.

BİLİM VE TEKNOLOJİ İLERLEDİKÇE
DOĞANIN SIRLARININ KAPISI BİRAZ DAHA
ARALANACAKTIR.

● Kâinatta hiçbir varlık gayesiz yaratılmadığına
göre, kaktüslerin de görev dağılımında
bir yerleri olmalı. Bilmiyor olmamız, onların
görevlerinin olmadığı anlamına gelmez.
● Kaktüsler hakkındaki bilgimiz bugüne kadar
yapılan araştırmaların sonuçlarıyla sınırlı.
Zaman içinde yapılacak yeni araştırmalarla
yeni bilgilere ulaşılacağı kesin…
● Her yeni bilgi kaktüsü daha iyi tanımamıza
sebep olurken, onların insana ne tür hizmetlerde
bulunduklarını da öğrenmemize sebep olacaktır.
Varlıklar Yüce Allah’ın ayetleridir.
Ayetleri tanımak (ne olduklarını anlamaya çalışmak)
Müslümanın görevidir.

ONLAR “İŞE YARAMAZ DİKENLİ BİTKİ” DEĞİLDİR.

“Bakan değil gören gözler”e sahip
olanlar, kaktüslerin gövdesinden
çiçeğine, dikenlerinin dizilişine kadar
tam bir ölçü ve kusursuzluğu görür…

Diğer tüm canlılar gibi kaktüslerin de
tesadüfen meydana gelmediği, sınırsız

güce sahip Yüce Allah tarafından
“tasarlanarak yaratıldıkları”, akıl
sahipleri tarafından kolayca kabul
edilebilecek bir gerçektir.

KAKTÜS

İradesiz canlı olarak
yaratılan kaktüsler, genetik
yapılarına yüklenen programa
uygun olarak Allah’a isyan

edemeden yaşarlar.
Görevleri: Kâinat içindeki
yerlerinde “fayda sağlamak”…
Dikenleri arasından harika
çiçekler çıkarmaları da buna
dahildir.

YA İNSAN?

“Yedi gök, yer ve bunların
içinde bulunanlar Allah’ı
tespih ederler. Her şey
O’nu hamd ile tespih eder. Ancak, siz
onların tespihlerini anlamazsınız…”

“Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık.”

ÖZEL

● İnsan, “çevresinde olup bitenleri bilinçli olarak gözlemleyebilecek,
analiz / sentez yaparak bir sonuç çıkarabilecek, çıkardığı sonuca göre
eylem yapabilecek” kapasitedeki tek canlı türüdür.

VARLIK

● İnsanın “iradeli yaratık” olarak donatılması onu özel yapmaktadır…
● İnsanın özel olması yaratıcı Yüce Allah’ın muradıdır. Çünkü ondan
diğer varlıklarından istemediği “sorumluluğu” istemektedir…
● Bu öyle bir sorumluluk ki; görevlerin yerine getirilmesi halinde
“cennet” ile ödülü; tersi olursa (görevler yerine getirilmezse) “cehennem”
ile cezası vardır.

ÖZEL
OLMANIN
BEDELİ
VARDIR

● İnsan başıboş bırakılmamıştır. İnsana verilen “irade (seçme hakkı)”
onu sorumlu kılmaktadır. Bir başka ifade ile; insan, verdiği kararlardan
ve yaptığı işlerden “kime ne?” diyemez, sorumludur.
● İnsan “seçme hakkı”nı kullanırken imanî ve insanî duygularının
etkisiyle “pozitif davranışlar” sergileyebildiği gibi; haz alma ve hırsının
tatmini gibi hayvani duygularla da “negatif davranışlar” sergiler.
Elbette pozitif davranışları daha çok olan kazanacaktır…
“İHSAN” POZİTİF OLAN DAVRANIŞTIR.

“İHSAN”
NEDİR?

“Estetiğin bütün davranışlarımıza yansıtılması” (güzellik üretme eylemi)
olarak da tanımlayabileceğimiz “ihsan”, bir Müslümanın “mihenk
taşı”dır. Çünkü bir Müslümanın herhangi bir davranışı niçin yaptığı
“iman boyutu”na, nasıl yaptığı ise “ihsan boyutu”na karşılık gelir…
İman, ihsanla güzelleşir ve görünür hale gelir.
“ALLAH, HER İŞTE İHSANI FARZ KILMIŞTIR.” (Hz. Muhammed ‘sav’)

MÜSLÜMAN
KİMDİR?

“ALLAH
GÜZELDİR

Bir Müslüman günlük hayatında (insanlarla/doğayla) ilişkilerinde
sorumsuz davranamaz.O, bu geçici dünya hayatında imtihan
olduğunu, beden ölümünün sonrasında ebedi hayat için
diriltileceğini ve hesap vereceğini sürekli aklında tutmalıdır.
Bu onu motive edecektir.Bu motivasyon onun bilgi ve becerisini
her gün artıracak, yaptığını “daha düzgün” yaptıracaktır.

GÜZELLİĞİ
SEVER”
(Hadis)

TERSİ “ALDATMAYA ÇALIŞIRKEN, ALDANAN” OLMAKTIR.

Bir gün Peygamberimiz
çarşıda dolaşırken, bir

● “Ölçtüğünüzde ölçmeyi tam yapın,
doğru terazi ile tartın. Bu daha
hayırlı, sonuç bakımından daha
güzeldir.” (Kur’ân 17/35)

kimsenin sattığı yiyecek
kümesinin içine elini

daldırdı. Eline ıslaklık
geldi. Halbuki yiyeceğin
üstü kuruydu.
Peygamberimiz satıcıya bu

YOL
HARİTASI

● “Allah, sizden birinizin yaptığı işi,
ameli ve görevi sağlam ve iyi
yapmasından hoşnut olur.” (Hadis)

durum nedir diye sorunca,
adam: “Yağmur yağdı ve

sattığım mallar ıslandı”
dedi. Bunun üzerine,
Peygamberimiz: “Alacak

● “Bizi aldatan bizden değildir.”(Hadis)

olan insanların malı
olduğu gibi görmeleri için
karıştırman gerekmez
miydi?” dedi ve şunu
ekledi: “Bizi aldatan bizden
değildir.”

Dinimiz bizden;
bir iş yaparken,

“işin hakkı”nı
vermemizi
ister.

BİTİRİRKEN

Ne yazık ki günümüz Müslümanlarının çoğu,
“sorumluluk taşımak” istememektedir.

Yapmamız gerekirken “yapmadıklarımız” ve
yapmamamız gerekirken “yaptıklarımız” ileride
önümüze konulacaktır.

Akıllı insan kendini sorgulayıp hatalarını tespit eden
ve “zararın neresinden dönülürse kârdır” diyerek
kendisine çeki - düzen verendir. Yani; güzellikler
üretendir…

Kötü huy ve alışkanlıklardan uzak kalabilmek kolay
olsaydı herkes günahsız olurdu. Önemli olan, hatadan
vazgeçme iradesi koymak ve güzellik üretme niyetini
eyleme geçirmektir.

“Her nefis ölümü tadacaktır.
Sizi bir imtihan olarak hayır ile
de şer ile de deniyoruz. Ancak
bize döndürüleceksiniz.”

“Kim iyi bir iş yaparsa kendi
lehinedir. Kim de kötülük yaparsa
kendi aleyhinedir. Rabbin kullara
(zerre kadar) zulmedici değildir.”

“Şüphesiz Allah, kendisine karşı
gelmekten sakınanlar ve iyilik
yapanlarla beraberdir.”

Faydalandıklarıma teşekkürlerimle...

Şubat 2012


Slide 6

Şubat 2012

Hiç elinize
kaktüs dikeni battı mı?
Ne de çok acı verir…

Peki, kaktüs insan eline acı versin diye mi yaratıldı?
Yoksa; diğer canlılar gibi doğrudan veya dolaylı olarak
insana hizmetle mi görevli?
Kaktüs “yenilmez içilmez ne işe yarar ki?” diyerek
Onu “imha edilmesi gereken dikenli ot” olarak görenler
yanılgı içindedir.
Çölün zor şartlarında yaşayabilen, geometrik yapısıyla
kusursuzluk örneği sergileyen, dikenleri arasından
dünyanın en güzel çiçeklerini çıkaran kaktüsler,
imhayı değil saygıyı hak ederler.
Ve insanların kaktüslerden alacağı
çok dersler vardır…

HİÇ BİR ŞEY
AMAÇSIZ YARATILMAMIŞTIR.
● Kutuplar, bataklıklar, çöller, balta girmemiş
ormanlar bugünün insanları için “toplu yerleşim
yerleri” olamasa da; yaradılışlarının maksadına
uygun olarak bir şekilde insana hizmet veriyorlar.

● Bu bölgeler; insanlarca “yaşama şartları ağır”
bölgeler olarak algılanıp yaygın olarak
kullanılmazken, başka canlılar (bazı bitki ve hayvanlar)
için birer “vatan”dır. (Örnek: Kaktüs Bitkisi)
Not: Kaktüs isminin, “gövdeleri etli ve yaprakları
diken şeklini almış irili ufaklı yüzlerce çeşidi
olan bitkilerin” ortak adı olduğunu hatırlayalım.

Bugünün insanları kaktüsün “doğal denge”
içindeki yerini tam olarak bilememekle beraber;
onları, güzel görünümleri sebebiyle süs bitkisi
olarak kabullenip kullanmaktadır.

DİKENDE OLSA GÜZEL SEVİLİR.

KAKTÜS,
ÇÖL ŞARTLARINA UYGUN BİÇİMDE
YARATILMIŞ BİR BİTKİDİR.

√ Kaktüs, hacmini değiştirebilir. Yani; içine
aldığı veya verdiği suya bağlı olarak,
genişleme ve daralma özelliğine sahiptir.

√ Kaktüs, mumlu tabakası ve diken şeklindeki
yaprakları ile terlemeyi en aza indirir.
● Kaktüs “su depolama” ve “az terleme”
özelliğiyle daima taze görünümde kalarak, çölün
sıcak ve kurak ikliminde yaşabilir.
Yaratılan her şey (ne amaçla yaratılmışsa)
görevini yapabilecek özelliklerle donatılmıştır.
Kaktüsün donanımı; ona “işlevlik”
kazandırmanın yanında “estetik” de
kazandırmaktadır.

KAKTÜSÜ TANIMAYA DEVAM EDELİM.

BİLİM VE TEKNOLOJİ İLERLEDİKÇE
DOĞANIN SIRLARININ KAPISI BİRAZ DAHA
ARALANACAKTIR.

● Kâinatta hiçbir varlık gayesiz yaratılmadığına
göre, kaktüslerin de görev dağılımında
bir yerleri olmalı. Bilmiyor olmamız, onların
görevlerinin olmadığı anlamına gelmez.
● Kaktüsler hakkındaki bilgimiz bugüne kadar
yapılan araştırmaların sonuçlarıyla sınırlı.
Zaman içinde yapılacak yeni araştırmalarla
yeni bilgilere ulaşılacağı kesin…
● Her yeni bilgi kaktüsü daha iyi tanımamıza
sebep olurken, onların insana ne tür hizmetlerde
bulunduklarını da öğrenmemize sebep olacaktır.
Varlıklar Yüce Allah’ın ayetleridir.
Ayetleri tanımak (ne olduklarını anlamaya çalışmak)
Müslümanın görevidir.

ONLAR “İŞE YARAMAZ DİKENLİ BİTKİ” DEĞİLDİR.

“Bakan değil gören gözler”e sahip
olanlar, kaktüslerin gövdesinden
çiçeğine, dikenlerinin dizilişine kadar
tam bir ölçü ve kusursuzluğu görür…

Diğer tüm canlılar gibi kaktüslerin de
tesadüfen meydana gelmediği, sınırsız

güce sahip Yüce Allah tarafından
“tasarlanarak yaratıldıkları”, akıl
sahipleri tarafından kolayca kabul
edilebilecek bir gerçektir.

KAKTÜS

İradesiz canlı olarak
yaratılan kaktüsler, genetik
yapılarına yüklenen programa
uygun olarak Allah’a isyan

edemeden yaşarlar.
Görevleri: Kâinat içindeki
yerlerinde “fayda sağlamak”…
Dikenleri arasından harika
çiçekler çıkarmaları da buna
dahildir.

YA İNSAN?

“Yedi gök, yer ve bunların
içinde bulunanlar Allah’ı
tespih ederler. Her şey
O’nu hamd ile tespih eder. Ancak, siz
onların tespihlerini anlamazsınız…”

“Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık.”

ÖZEL

● İnsan, “çevresinde olup bitenleri bilinçli olarak gözlemleyebilecek,
analiz / sentez yaparak bir sonuç çıkarabilecek, çıkardığı sonuca göre
eylem yapabilecek” kapasitedeki tek canlı türüdür.

VARLIK

● İnsanın “iradeli yaratık” olarak donatılması onu özel yapmaktadır…
● İnsanın özel olması yaratıcı Yüce Allah’ın muradıdır. Çünkü ondan
diğer varlıklarından istemediği “sorumluluğu” istemektedir…
● Bu öyle bir sorumluluk ki; görevlerin yerine getirilmesi halinde
“cennet” ile ödülü; tersi olursa (görevler yerine getirilmezse) “cehennem”
ile cezası vardır.

ÖZEL
OLMANIN
BEDELİ
VARDIR

● İnsan başıboş bırakılmamıştır. İnsana verilen “irade (seçme hakkı)”
onu sorumlu kılmaktadır. Bir başka ifade ile; insan, verdiği kararlardan
ve yaptığı işlerden “kime ne?” diyemez, sorumludur.
● İnsan “seçme hakkı”nı kullanırken imanî ve insanî duygularının
etkisiyle “pozitif davranışlar” sergileyebildiği gibi; haz alma ve hırsının
tatmini gibi hayvani duygularla da “negatif davranışlar” sergiler.
Elbette pozitif davranışları daha çok olan kazanacaktır…
“İHSAN” POZİTİF OLAN DAVRANIŞTIR.

“İHSAN”
NEDİR?

“Estetiğin bütün davranışlarımıza yansıtılması” (güzellik üretme eylemi)
olarak da tanımlayabileceğimiz “ihsan”, bir Müslümanın “mihenk
taşı”dır. Çünkü bir Müslümanın herhangi bir davranışı niçin yaptığı
“iman boyutu”na, nasıl yaptığı ise “ihsan boyutu”na karşılık gelir…
İman, ihsanla güzelleşir ve görünür hale gelir.
“ALLAH, HER İŞTE İHSANI FARZ KILMIŞTIR.” (Hz. Muhammed ‘sav’)

MÜSLÜMAN
KİMDİR?

“ALLAH
GÜZELDİR

Bir Müslüman günlük hayatında (insanlarla/doğayla) ilişkilerinde
sorumsuz davranamaz.O, bu geçici dünya hayatında imtihan
olduğunu, beden ölümünün sonrasında ebedi hayat için
diriltileceğini ve hesap vereceğini sürekli aklında tutmalıdır.
Bu onu motive edecektir.Bu motivasyon onun bilgi ve becerisini
her gün artıracak, yaptığını “daha düzgün” yaptıracaktır.

GÜZELLİĞİ
SEVER”
(Hadis)

TERSİ “ALDATMAYA ÇALIŞIRKEN, ALDANAN” OLMAKTIR.

Bir gün Peygamberimiz
çarşıda dolaşırken, bir

● “Ölçtüğünüzde ölçmeyi tam yapın,
doğru terazi ile tartın. Bu daha
hayırlı, sonuç bakımından daha
güzeldir.” (Kur’ân 17/35)

kimsenin sattığı yiyecek
kümesinin içine elini

daldırdı. Eline ıslaklık
geldi. Halbuki yiyeceğin
üstü kuruydu.
Peygamberimiz satıcıya bu

YOL
HARİTASI

● “Allah, sizden birinizin yaptığı işi,
ameli ve görevi sağlam ve iyi
yapmasından hoşnut olur.” (Hadis)

durum nedir diye sorunca,
adam: “Yağmur yağdı ve

sattığım mallar ıslandı”
dedi. Bunun üzerine,
Peygamberimiz: “Alacak

● “Bizi aldatan bizden değildir.”(Hadis)

olan insanların malı
olduğu gibi görmeleri için
karıştırman gerekmez
miydi?” dedi ve şunu
ekledi: “Bizi aldatan bizden
değildir.”

Dinimiz bizden;
bir iş yaparken,

“işin hakkı”nı
vermemizi
ister.

BİTİRİRKEN

Ne yazık ki günümüz Müslümanlarının çoğu,
“sorumluluk taşımak” istememektedir.

Yapmamız gerekirken “yapmadıklarımız” ve
yapmamamız gerekirken “yaptıklarımız” ileride
önümüze konulacaktır.

Akıllı insan kendini sorgulayıp hatalarını tespit eden
ve “zararın neresinden dönülürse kârdır” diyerek
kendisine çeki - düzen verendir. Yani; güzellikler
üretendir…

Kötü huy ve alışkanlıklardan uzak kalabilmek kolay
olsaydı herkes günahsız olurdu. Önemli olan, hatadan
vazgeçme iradesi koymak ve güzellik üretme niyetini
eyleme geçirmektir.

“Her nefis ölümü tadacaktır.
Sizi bir imtihan olarak hayır ile
de şer ile de deniyoruz. Ancak
bize döndürüleceksiniz.”

“Kim iyi bir iş yaparsa kendi
lehinedir. Kim de kötülük yaparsa
kendi aleyhinedir. Rabbin kullara
(zerre kadar) zulmedici değildir.”

“Şüphesiz Allah, kendisine karşı
gelmekten sakınanlar ve iyilik
yapanlarla beraberdir.”

Faydalandıklarıma teşekkürlerimle...

Şubat 2012


Slide 7

Şubat 2012

Hiç elinize
kaktüs dikeni battı mı?
Ne de çok acı verir…

Peki, kaktüs insan eline acı versin diye mi yaratıldı?
Yoksa; diğer canlılar gibi doğrudan veya dolaylı olarak
insana hizmetle mi görevli?
Kaktüs “yenilmez içilmez ne işe yarar ki?” diyerek
Onu “imha edilmesi gereken dikenli ot” olarak görenler
yanılgı içindedir.
Çölün zor şartlarında yaşayabilen, geometrik yapısıyla
kusursuzluk örneği sergileyen, dikenleri arasından
dünyanın en güzel çiçeklerini çıkaran kaktüsler,
imhayı değil saygıyı hak ederler.
Ve insanların kaktüslerden alacağı
çok dersler vardır…

HİÇ BİR ŞEY
AMAÇSIZ YARATILMAMIŞTIR.
● Kutuplar, bataklıklar, çöller, balta girmemiş
ormanlar bugünün insanları için “toplu yerleşim
yerleri” olamasa da; yaradılışlarının maksadına
uygun olarak bir şekilde insana hizmet veriyorlar.

● Bu bölgeler; insanlarca “yaşama şartları ağır”
bölgeler olarak algılanıp yaygın olarak
kullanılmazken, başka canlılar (bazı bitki ve hayvanlar)
için birer “vatan”dır. (Örnek: Kaktüs Bitkisi)
Not: Kaktüs isminin, “gövdeleri etli ve yaprakları
diken şeklini almış irili ufaklı yüzlerce çeşidi
olan bitkilerin” ortak adı olduğunu hatırlayalım.

Bugünün insanları kaktüsün “doğal denge”
içindeki yerini tam olarak bilememekle beraber;
onları, güzel görünümleri sebebiyle süs bitkisi
olarak kabullenip kullanmaktadır.

DİKENDE OLSA GÜZEL SEVİLİR.

KAKTÜS,
ÇÖL ŞARTLARINA UYGUN BİÇİMDE
YARATILMIŞ BİR BİTKİDİR.

√ Kaktüs, hacmini değiştirebilir. Yani; içine
aldığı veya verdiği suya bağlı olarak,
genişleme ve daralma özelliğine sahiptir.

√ Kaktüs, mumlu tabakası ve diken şeklindeki
yaprakları ile terlemeyi en aza indirir.
● Kaktüs “su depolama” ve “az terleme”
özelliğiyle daima taze görünümde kalarak, çölün
sıcak ve kurak ikliminde yaşabilir.
Yaratılan her şey (ne amaçla yaratılmışsa)
görevini yapabilecek özelliklerle donatılmıştır.
Kaktüsün donanımı; ona “işlevlik”
kazandırmanın yanında “estetik” de
kazandırmaktadır.

KAKTÜSÜ TANIMAYA DEVAM EDELİM.

BİLİM VE TEKNOLOJİ İLERLEDİKÇE
DOĞANIN SIRLARININ KAPISI BİRAZ DAHA
ARALANACAKTIR.

● Kâinatta hiçbir varlık gayesiz yaratılmadığına
göre, kaktüslerin de görev dağılımında
bir yerleri olmalı. Bilmiyor olmamız, onların
görevlerinin olmadığı anlamına gelmez.
● Kaktüsler hakkındaki bilgimiz bugüne kadar
yapılan araştırmaların sonuçlarıyla sınırlı.
Zaman içinde yapılacak yeni araştırmalarla
yeni bilgilere ulaşılacağı kesin…
● Her yeni bilgi kaktüsü daha iyi tanımamıza
sebep olurken, onların insana ne tür hizmetlerde
bulunduklarını da öğrenmemize sebep olacaktır.
Varlıklar Yüce Allah’ın ayetleridir.
Ayetleri tanımak (ne olduklarını anlamaya çalışmak)
Müslümanın görevidir.

ONLAR “İŞE YARAMAZ DİKENLİ BİTKİ” DEĞİLDİR.

“Bakan değil gören gözler”e sahip
olanlar, kaktüslerin gövdesinden
çiçeğine, dikenlerinin dizilişine kadar
tam bir ölçü ve kusursuzluğu görür…

Diğer tüm canlılar gibi kaktüslerin de
tesadüfen meydana gelmediği, sınırsız

güce sahip Yüce Allah tarafından
“tasarlanarak yaratıldıkları”, akıl
sahipleri tarafından kolayca kabul
edilebilecek bir gerçektir.

KAKTÜS

İradesiz canlı olarak
yaratılan kaktüsler, genetik
yapılarına yüklenen programa
uygun olarak Allah’a isyan

edemeden yaşarlar.
Görevleri: Kâinat içindeki
yerlerinde “fayda sağlamak”…
Dikenleri arasından harika
çiçekler çıkarmaları da buna
dahildir.

YA İNSAN?

“Yedi gök, yer ve bunların
içinde bulunanlar Allah’ı
tespih ederler. Her şey
O’nu hamd ile tespih eder. Ancak, siz
onların tespihlerini anlamazsınız…”

“Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık.”

ÖZEL

● İnsan, “çevresinde olup bitenleri bilinçli olarak gözlemleyebilecek,
analiz / sentez yaparak bir sonuç çıkarabilecek, çıkardığı sonuca göre
eylem yapabilecek” kapasitedeki tek canlı türüdür.

VARLIK

● İnsanın “iradeli yaratık” olarak donatılması onu özel yapmaktadır…
● İnsanın özel olması yaratıcı Yüce Allah’ın muradıdır. Çünkü ondan
diğer varlıklarından istemediği “sorumluluğu” istemektedir…
● Bu öyle bir sorumluluk ki; görevlerin yerine getirilmesi halinde
“cennet” ile ödülü; tersi olursa (görevler yerine getirilmezse) “cehennem”
ile cezası vardır.

ÖZEL
OLMANIN
BEDELİ
VARDIR

● İnsan başıboş bırakılmamıştır. İnsana verilen “irade (seçme hakkı)”
onu sorumlu kılmaktadır. Bir başka ifade ile; insan, verdiği kararlardan
ve yaptığı işlerden “kime ne?” diyemez, sorumludur.
● İnsan “seçme hakkı”nı kullanırken imanî ve insanî duygularının
etkisiyle “pozitif davranışlar” sergileyebildiği gibi; haz alma ve hırsının
tatmini gibi hayvani duygularla da “negatif davranışlar” sergiler.
Elbette pozitif davranışları daha çok olan kazanacaktır…
“İHSAN” POZİTİF OLAN DAVRANIŞTIR.

“İHSAN”
NEDİR?

“Estetiğin bütün davranışlarımıza yansıtılması” (güzellik üretme eylemi)
olarak da tanımlayabileceğimiz “ihsan”, bir Müslümanın “mihenk
taşı”dır. Çünkü bir Müslümanın herhangi bir davranışı niçin yaptığı
“iman boyutu”na, nasıl yaptığı ise “ihsan boyutu”na karşılık gelir…
İman, ihsanla güzelleşir ve görünür hale gelir.
“ALLAH, HER İŞTE İHSANI FARZ KILMIŞTIR.” (Hz. Muhammed ‘sav’)

MÜSLÜMAN
KİMDİR?

“ALLAH
GÜZELDİR

Bir Müslüman günlük hayatında (insanlarla/doğayla) ilişkilerinde
sorumsuz davranamaz.O, bu geçici dünya hayatında imtihan
olduğunu, beden ölümünün sonrasında ebedi hayat için
diriltileceğini ve hesap vereceğini sürekli aklında tutmalıdır.
Bu onu motive edecektir.Bu motivasyon onun bilgi ve becerisini
her gün artıracak, yaptığını “daha düzgün” yaptıracaktır.

GÜZELLİĞİ
SEVER”
(Hadis)

TERSİ “ALDATMAYA ÇALIŞIRKEN, ALDANAN” OLMAKTIR.

Bir gün Peygamberimiz
çarşıda dolaşırken, bir

● “Ölçtüğünüzde ölçmeyi tam yapın,
doğru terazi ile tartın. Bu daha
hayırlı, sonuç bakımından daha
güzeldir.” (Kur’ân 17/35)

kimsenin sattığı yiyecek
kümesinin içine elini

daldırdı. Eline ıslaklık
geldi. Halbuki yiyeceğin
üstü kuruydu.
Peygamberimiz satıcıya bu

YOL
HARİTASI

● “Allah, sizden birinizin yaptığı işi,
ameli ve görevi sağlam ve iyi
yapmasından hoşnut olur.” (Hadis)

durum nedir diye sorunca,
adam: “Yağmur yağdı ve

sattığım mallar ıslandı”
dedi. Bunun üzerine,
Peygamberimiz: “Alacak

● “Bizi aldatan bizden değildir.”(Hadis)

olan insanların malı
olduğu gibi görmeleri için
karıştırman gerekmez
miydi?” dedi ve şunu
ekledi: “Bizi aldatan bizden
değildir.”

Dinimiz bizden;
bir iş yaparken,

“işin hakkı”nı
vermemizi
ister.

BİTİRİRKEN

Ne yazık ki günümüz Müslümanlarının çoğu,
“sorumluluk taşımak” istememektedir.

Yapmamız gerekirken “yapmadıklarımız” ve
yapmamamız gerekirken “yaptıklarımız” ileride
önümüze konulacaktır.

Akıllı insan kendini sorgulayıp hatalarını tespit eden
ve “zararın neresinden dönülürse kârdır” diyerek
kendisine çeki - düzen verendir. Yani; güzellikler
üretendir…

Kötü huy ve alışkanlıklardan uzak kalabilmek kolay
olsaydı herkes günahsız olurdu. Önemli olan, hatadan
vazgeçme iradesi koymak ve güzellik üretme niyetini
eyleme geçirmektir.

“Her nefis ölümü tadacaktır.
Sizi bir imtihan olarak hayır ile
de şer ile de deniyoruz. Ancak
bize döndürüleceksiniz.”

“Kim iyi bir iş yaparsa kendi
lehinedir. Kim de kötülük yaparsa
kendi aleyhinedir. Rabbin kullara
(zerre kadar) zulmedici değildir.”

“Şüphesiz Allah, kendisine karşı
gelmekten sakınanlar ve iyilik
yapanlarla beraberdir.”

Faydalandıklarıma teşekkürlerimle...

Şubat 2012


Slide 8

Şubat 2012

Hiç elinize
kaktüs dikeni battı mı?
Ne de çok acı verir…

Peki, kaktüs insan eline acı versin diye mi yaratıldı?
Yoksa; diğer canlılar gibi doğrudan veya dolaylı olarak
insana hizmetle mi görevli?
Kaktüs “yenilmez içilmez ne işe yarar ki?” diyerek
Onu “imha edilmesi gereken dikenli ot” olarak görenler
yanılgı içindedir.
Çölün zor şartlarında yaşayabilen, geometrik yapısıyla
kusursuzluk örneği sergileyen, dikenleri arasından
dünyanın en güzel çiçeklerini çıkaran kaktüsler,
imhayı değil saygıyı hak ederler.
Ve insanların kaktüslerden alacağı
çok dersler vardır…

HİÇ BİR ŞEY
AMAÇSIZ YARATILMAMIŞTIR.
● Kutuplar, bataklıklar, çöller, balta girmemiş
ormanlar bugünün insanları için “toplu yerleşim
yerleri” olamasa da; yaradılışlarının maksadına
uygun olarak bir şekilde insana hizmet veriyorlar.

● Bu bölgeler; insanlarca “yaşama şartları ağır”
bölgeler olarak algılanıp yaygın olarak
kullanılmazken, başka canlılar (bazı bitki ve hayvanlar)
için birer “vatan”dır. (Örnek: Kaktüs Bitkisi)
Not: Kaktüs isminin, “gövdeleri etli ve yaprakları
diken şeklini almış irili ufaklı yüzlerce çeşidi
olan bitkilerin” ortak adı olduğunu hatırlayalım.

Bugünün insanları kaktüsün “doğal denge”
içindeki yerini tam olarak bilememekle beraber;
onları, güzel görünümleri sebebiyle süs bitkisi
olarak kabullenip kullanmaktadır.

DİKENDE OLSA GÜZEL SEVİLİR.

KAKTÜS,
ÇÖL ŞARTLARINA UYGUN BİÇİMDE
YARATILMIŞ BİR BİTKİDİR.

√ Kaktüs, hacmini değiştirebilir. Yani; içine
aldığı veya verdiği suya bağlı olarak,
genişleme ve daralma özelliğine sahiptir.

√ Kaktüs, mumlu tabakası ve diken şeklindeki
yaprakları ile terlemeyi en aza indirir.
● Kaktüs “su depolama” ve “az terleme”
özelliğiyle daima taze görünümde kalarak, çölün
sıcak ve kurak ikliminde yaşabilir.
Yaratılan her şey (ne amaçla yaratılmışsa)
görevini yapabilecek özelliklerle donatılmıştır.
Kaktüsün donanımı; ona “işlevlik”
kazandırmanın yanında “estetik” de
kazandırmaktadır.

KAKTÜSÜ TANIMAYA DEVAM EDELİM.

BİLİM VE TEKNOLOJİ İLERLEDİKÇE
DOĞANIN SIRLARININ KAPISI BİRAZ DAHA
ARALANACAKTIR.

● Kâinatta hiçbir varlık gayesiz yaratılmadığına
göre, kaktüslerin de görev dağılımında
bir yerleri olmalı. Bilmiyor olmamız, onların
görevlerinin olmadığı anlamına gelmez.
● Kaktüsler hakkındaki bilgimiz bugüne kadar
yapılan araştırmaların sonuçlarıyla sınırlı.
Zaman içinde yapılacak yeni araştırmalarla
yeni bilgilere ulaşılacağı kesin…
● Her yeni bilgi kaktüsü daha iyi tanımamıza
sebep olurken, onların insana ne tür hizmetlerde
bulunduklarını da öğrenmemize sebep olacaktır.
Varlıklar Yüce Allah’ın ayetleridir.
Ayetleri tanımak (ne olduklarını anlamaya çalışmak)
Müslümanın görevidir.

ONLAR “İŞE YARAMAZ DİKENLİ BİTKİ” DEĞİLDİR.

“Bakan değil gören gözler”e sahip
olanlar, kaktüslerin gövdesinden
çiçeğine, dikenlerinin dizilişine kadar
tam bir ölçü ve kusursuzluğu görür…

Diğer tüm canlılar gibi kaktüslerin de
tesadüfen meydana gelmediği, sınırsız

güce sahip Yüce Allah tarafından
“tasarlanarak yaratıldıkları”, akıl
sahipleri tarafından kolayca kabul
edilebilecek bir gerçektir.

KAKTÜS

İradesiz canlı olarak
yaratılan kaktüsler, genetik
yapılarına yüklenen programa
uygun olarak Allah’a isyan

edemeden yaşarlar.
Görevleri: Kâinat içindeki
yerlerinde “fayda sağlamak”…
Dikenleri arasından harika
çiçekler çıkarmaları da buna
dahildir.

YA İNSAN?

“Yedi gök, yer ve bunların
içinde bulunanlar Allah’ı
tespih ederler. Her şey
O’nu hamd ile tespih eder. Ancak, siz
onların tespihlerini anlamazsınız…”

“Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık.”

ÖZEL

● İnsan, “çevresinde olup bitenleri bilinçli olarak gözlemleyebilecek,
analiz / sentez yaparak bir sonuç çıkarabilecek, çıkardığı sonuca göre
eylem yapabilecek” kapasitedeki tek canlı türüdür.

VARLIK

● İnsanın “iradeli yaratık” olarak donatılması onu özel yapmaktadır…
● İnsanın özel olması yaratıcı Yüce Allah’ın muradıdır. Çünkü ondan
diğer varlıklarından istemediği “sorumluluğu” istemektedir…
● Bu öyle bir sorumluluk ki; görevlerin yerine getirilmesi halinde
“cennet” ile ödülü; tersi olursa (görevler yerine getirilmezse) “cehennem”
ile cezası vardır.

ÖZEL
OLMANIN
BEDELİ
VARDIR

● İnsan başıboş bırakılmamıştır. İnsana verilen “irade (seçme hakkı)”
onu sorumlu kılmaktadır. Bir başka ifade ile; insan, verdiği kararlardan
ve yaptığı işlerden “kime ne?” diyemez, sorumludur.
● İnsan “seçme hakkı”nı kullanırken imanî ve insanî duygularının
etkisiyle “pozitif davranışlar” sergileyebildiği gibi; haz alma ve hırsının
tatmini gibi hayvani duygularla da “negatif davranışlar” sergiler.
Elbette pozitif davranışları daha çok olan kazanacaktır…
“İHSAN” POZİTİF OLAN DAVRANIŞTIR.

“İHSAN”
NEDİR?

“Estetiğin bütün davranışlarımıza yansıtılması” (güzellik üretme eylemi)
olarak da tanımlayabileceğimiz “ihsan”, bir Müslümanın “mihenk
taşı”dır. Çünkü bir Müslümanın herhangi bir davranışı niçin yaptığı
“iman boyutu”na, nasıl yaptığı ise “ihsan boyutu”na karşılık gelir…
İman, ihsanla güzelleşir ve görünür hale gelir.
“ALLAH, HER İŞTE İHSANI FARZ KILMIŞTIR.” (Hz. Muhammed ‘sav’)

MÜSLÜMAN
KİMDİR?

“ALLAH
GÜZELDİR

Bir Müslüman günlük hayatında (insanlarla/doğayla) ilişkilerinde
sorumsuz davranamaz.O, bu geçici dünya hayatında imtihan
olduğunu, beden ölümünün sonrasında ebedi hayat için
diriltileceğini ve hesap vereceğini sürekli aklında tutmalıdır.
Bu onu motive edecektir.Bu motivasyon onun bilgi ve becerisini
her gün artıracak, yaptığını “daha düzgün” yaptıracaktır.

GÜZELLİĞİ
SEVER”
(Hadis)

TERSİ “ALDATMAYA ÇALIŞIRKEN, ALDANAN” OLMAKTIR.

Bir gün Peygamberimiz
çarşıda dolaşırken, bir

● “Ölçtüğünüzde ölçmeyi tam yapın,
doğru terazi ile tartın. Bu daha
hayırlı, sonuç bakımından daha
güzeldir.” (Kur’ân 17/35)

kimsenin sattığı yiyecek
kümesinin içine elini

daldırdı. Eline ıslaklık
geldi. Halbuki yiyeceğin
üstü kuruydu.
Peygamberimiz satıcıya bu

YOL
HARİTASI

● “Allah, sizden birinizin yaptığı işi,
ameli ve görevi sağlam ve iyi
yapmasından hoşnut olur.” (Hadis)

durum nedir diye sorunca,
adam: “Yağmur yağdı ve

sattığım mallar ıslandı”
dedi. Bunun üzerine,
Peygamberimiz: “Alacak

● “Bizi aldatan bizden değildir.”(Hadis)

olan insanların malı
olduğu gibi görmeleri için
karıştırman gerekmez
miydi?” dedi ve şunu
ekledi: “Bizi aldatan bizden
değildir.”

Dinimiz bizden;
bir iş yaparken,

“işin hakkı”nı
vermemizi
ister.

BİTİRİRKEN

Ne yazık ki günümüz Müslümanlarının çoğu,
“sorumluluk taşımak” istememektedir.

Yapmamız gerekirken “yapmadıklarımız” ve
yapmamamız gerekirken “yaptıklarımız” ileride
önümüze konulacaktır.

Akıllı insan kendini sorgulayıp hatalarını tespit eden
ve “zararın neresinden dönülürse kârdır” diyerek
kendisine çeki - düzen verendir. Yani; güzellikler
üretendir…

Kötü huy ve alışkanlıklardan uzak kalabilmek kolay
olsaydı herkes günahsız olurdu. Önemli olan, hatadan
vazgeçme iradesi koymak ve güzellik üretme niyetini
eyleme geçirmektir.

“Her nefis ölümü tadacaktır.
Sizi bir imtihan olarak hayır ile
de şer ile de deniyoruz. Ancak
bize döndürüleceksiniz.”

“Kim iyi bir iş yaparsa kendi
lehinedir. Kim de kötülük yaparsa
kendi aleyhinedir. Rabbin kullara
(zerre kadar) zulmedici değildir.”

“Şüphesiz Allah, kendisine karşı
gelmekten sakınanlar ve iyilik
yapanlarla beraberdir.”

Faydalandıklarıma teşekkürlerimle...

Şubat 2012


Slide 9

Şubat 2012

Hiç elinize
kaktüs dikeni battı mı?
Ne de çok acı verir…

Peki, kaktüs insan eline acı versin diye mi yaratıldı?
Yoksa; diğer canlılar gibi doğrudan veya dolaylı olarak
insana hizmetle mi görevli?
Kaktüs “yenilmez içilmez ne işe yarar ki?” diyerek
Onu “imha edilmesi gereken dikenli ot” olarak görenler
yanılgı içindedir.
Çölün zor şartlarında yaşayabilen, geometrik yapısıyla
kusursuzluk örneği sergileyen, dikenleri arasından
dünyanın en güzel çiçeklerini çıkaran kaktüsler,
imhayı değil saygıyı hak ederler.
Ve insanların kaktüslerden alacağı
çok dersler vardır…

HİÇ BİR ŞEY
AMAÇSIZ YARATILMAMIŞTIR.
● Kutuplar, bataklıklar, çöller, balta girmemiş
ormanlar bugünün insanları için “toplu yerleşim
yerleri” olamasa da; yaradılışlarının maksadına
uygun olarak bir şekilde insana hizmet veriyorlar.

● Bu bölgeler; insanlarca “yaşama şartları ağır”
bölgeler olarak algılanıp yaygın olarak
kullanılmazken, başka canlılar (bazı bitki ve hayvanlar)
için birer “vatan”dır. (Örnek: Kaktüs Bitkisi)
Not: Kaktüs isminin, “gövdeleri etli ve yaprakları
diken şeklini almış irili ufaklı yüzlerce çeşidi
olan bitkilerin” ortak adı olduğunu hatırlayalım.

Bugünün insanları kaktüsün “doğal denge”
içindeki yerini tam olarak bilememekle beraber;
onları, güzel görünümleri sebebiyle süs bitkisi
olarak kabullenip kullanmaktadır.

DİKENDE OLSA GÜZEL SEVİLİR.

KAKTÜS,
ÇÖL ŞARTLARINA UYGUN BİÇİMDE
YARATILMIŞ BİR BİTKİDİR.

√ Kaktüs, hacmini değiştirebilir. Yani; içine
aldığı veya verdiği suya bağlı olarak,
genişleme ve daralma özelliğine sahiptir.

√ Kaktüs, mumlu tabakası ve diken şeklindeki
yaprakları ile terlemeyi en aza indirir.
● Kaktüs “su depolama” ve “az terleme”
özelliğiyle daima taze görünümde kalarak, çölün
sıcak ve kurak ikliminde yaşabilir.
Yaratılan her şey (ne amaçla yaratılmışsa)
görevini yapabilecek özelliklerle donatılmıştır.
Kaktüsün donanımı; ona “işlevlik”
kazandırmanın yanında “estetik” de
kazandırmaktadır.

KAKTÜSÜ TANIMAYA DEVAM EDELİM.

BİLİM VE TEKNOLOJİ İLERLEDİKÇE
DOĞANIN SIRLARININ KAPISI BİRAZ DAHA
ARALANACAKTIR.

● Kâinatta hiçbir varlık gayesiz yaratılmadığına
göre, kaktüslerin de görev dağılımında
bir yerleri olmalı. Bilmiyor olmamız, onların
görevlerinin olmadığı anlamına gelmez.
● Kaktüsler hakkındaki bilgimiz bugüne kadar
yapılan araştırmaların sonuçlarıyla sınırlı.
Zaman içinde yapılacak yeni araştırmalarla
yeni bilgilere ulaşılacağı kesin…
● Her yeni bilgi kaktüsü daha iyi tanımamıza
sebep olurken, onların insana ne tür hizmetlerde
bulunduklarını da öğrenmemize sebep olacaktır.
Varlıklar Yüce Allah’ın ayetleridir.
Ayetleri tanımak (ne olduklarını anlamaya çalışmak)
Müslümanın görevidir.

ONLAR “İŞE YARAMAZ DİKENLİ BİTKİ” DEĞİLDİR.

“Bakan değil gören gözler”e sahip
olanlar, kaktüslerin gövdesinden
çiçeğine, dikenlerinin dizilişine kadar
tam bir ölçü ve kusursuzluğu görür…

Diğer tüm canlılar gibi kaktüslerin de
tesadüfen meydana gelmediği, sınırsız

güce sahip Yüce Allah tarafından
“tasarlanarak yaratıldıkları”, akıl
sahipleri tarafından kolayca kabul
edilebilecek bir gerçektir.

KAKTÜS

İradesiz canlı olarak
yaratılan kaktüsler, genetik
yapılarına yüklenen programa
uygun olarak Allah’a isyan

edemeden yaşarlar.
Görevleri: Kâinat içindeki
yerlerinde “fayda sağlamak”…
Dikenleri arasından harika
çiçekler çıkarmaları da buna
dahildir.

YA İNSAN?

“Yedi gök, yer ve bunların
içinde bulunanlar Allah’ı
tespih ederler. Her şey
O’nu hamd ile tespih eder. Ancak, siz
onların tespihlerini anlamazsınız…”

“Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık.”

ÖZEL

● İnsan, “çevresinde olup bitenleri bilinçli olarak gözlemleyebilecek,
analiz / sentez yaparak bir sonuç çıkarabilecek, çıkardığı sonuca göre
eylem yapabilecek” kapasitedeki tek canlı türüdür.

VARLIK

● İnsanın “iradeli yaratık” olarak donatılması onu özel yapmaktadır…
● İnsanın özel olması yaratıcı Yüce Allah’ın muradıdır. Çünkü ondan
diğer varlıklarından istemediği “sorumluluğu” istemektedir…
● Bu öyle bir sorumluluk ki; görevlerin yerine getirilmesi halinde
“cennet” ile ödülü; tersi olursa (görevler yerine getirilmezse) “cehennem”
ile cezası vardır.

ÖZEL
OLMANIN
BEDELİ
VARDIR

● İnsan başıboş bırakılmamıştır. İnsana verilen “irade (seçme hakkı)”
onu sorumlu kılmaktadır. Bir başka ifade ile; insan, verdiği kararlardan
ve yaptığı işlerden “kime ne?” diyemez, sorumludur.
● İnsan “seçme hakkı”nı kullanırken imanî ve insanî duygularının
etkisiyle “pozitif davranışlar” sergileyebildiği gibi; haz alma ve hırsının
tatmini gibi hayvani duygularla da “negatif davranışlar” sergiler.
Elbette pozitif davranışları daha çok olan kazanacaktır…
“İHSAN” POZİTİF OLAN DAVRANIŞTIR.

“İHSAN”
NEDİR?

“Estetiğin bütün davranışlarımıza yansıtılması” (güzellik üretme eylemi)
olarak da tanımlayabileceğimiz “ihsan”, bir Müslümanın “mihenk
taşı”dır. Çünkü bir Müslümanın herhangi bir davranışı niçin yaptığı
“iman boyutu”na, nasıl yaptığı ise “ihsan boyutu”na karşılık gelir…
İman, ihsanla güzelleşir ve görünür hale gelir.
“ALLAH, HER İŞTE İHSANI FARZ KILMIŞTIR.” (Hz. Muhammed ‘sav’)

MÜSLÜMAN
KİMDİR?

“ALLAH
GÜZELDİR

Bir Müslüman günlük hayatında (insanlarla/doğayla) ilişkilerinde
sorumsuz davranamaz.O, bu geçici dünya hayatında imtihan
olduğunu, beden ölümünün sonrasında ebedi hayat için
diriltileceğini ve hesap vereceğini sürekli aklında tutmalıdır.
Bu onu motive edecektir.Bu motivasyon onun bilgi ve becerisini
her gün artıracak, yaptığını “daha düzgün” yaptıracaktır.

GÜZELLİĞİ
SEVER”
(Hadis)

TERSİ “ALDATMAYA ÇALIŞIRKEN, ALDANAN” OLMAKTIR.

Bir gün Peygamberimiz
çarşıda dolaşırken, bir

● “Ölçtüğünüzde ölçmeyi tam yapın,
doğru terazi ile tartın. Bu daha
hayırlı, sonuç bakımından daha
güzeldir.” (Kur’ân 17/35)

kimsenin sattığı yiyecek
kümesinin içine elini

daldırdı. Eline ıslaklık
geldi. Halbuki yiyeceğin
üstü kuruydu.
Peygamberimiz satıcıya bu

YOL
HARİTASI

● “Allah, sizden birinizin yaptığı işi,
ameli ve görevi sağlam ve iyi
yapmasından hoşnut olur.” (Hadis)

durum nedir diye sorunca,
adam: “Yağmur yağdı ve

sattığım mallar ıslandı”
dedi. Bunun üzerine,
Peygamberimiz: “Alacak

● “Bizi aldatan bizden değildir.”(Hadis)

olan insanların malı
olduğu gibi görmeleri için
karıştırman gerekmez
miydi?” dedi ve şunu
ekledi: “Bizi aldatan bizden
değildir.”

Dinimiz bizden;
bir iş yaparken,

“işin hakkı”nı
vermemizi
ister.

BİTİRİRKEN

Ne yazık ki günümüz Müslümanlarının çoğu,
“sorumluluk taşımak” istememektedir.

Yapmamız gerekirken “yapmadıklarımız” ve
yapmamamız gerekirken “yaptıklarımız” ileride
önümüze konulacaktır.

Akıllı insan kendini sorgulayıp hatalarını tespit eden
ve “zararın neresinden dönülürse kârdır” diyerek
kendisine çeki - düzen verendir. Yani; güzellikler
üretendir…

Kötü huy ve alışkanlıklardan uzak kalabilmek kolay
olsaydı herkes günahsız olurdu. Önemli olan, hatadan
vazgeçme iradesi koymak ve güzellik üretme niyetini
eyleme geçirmektir.

“Her nefis ölümü tadacaktır.
Sizi bir imtihan olarak hayır ile
de şer ile de deniyoruz. Ancak
bize döndürüleceksiniz.”

“Kim iyi bir iş yaparsa kendi
lehinedir. Kim de kötülük yaparsa
kendi aleyhinedir. Rabbin kullara
(zerre kadar) zulmedici değildir.”

“Şüphesiz Allah, kendisine karşı
gelmekten sakınanlar ve iyilik
yapanlarla beraberdir.”

Faydalandıklarıma teşekkürlerimle...

Şubat 2012


Slide 10

Şubat 2012

Hiç elinize
kaktüs dikeni battı mı?
Ne de çok acı verir…

Peki, kaktüs insan eline acı versin diye mi yaratıldı?
Yoksa; diğer canlılar gibi doğrudan veya dolaylı olarak
insana hizmetle mi görevli?
Kaktüs “yenilmez içilmez ne işe yarar ki?” diyerek
Onu “imha edilmesi gereken dikenli ot” olarak görenler
yanılgı içindedir.
Çölün zor şartlarında yaşayabilen, geometrik yapısıyla
kusursuzluk örneği sergileyen, dikenleri arasından
dünyanın en güzel çiçeklerini çıkaran kaktüsler,
imhayı değil saygıyı hak ederler.
Ve insanların kaktüslerden alacağı
çok dersler vardır…

HİÇ BİR ŞEY
AMAÇSIZ YARATILMAMIŞTIR.
● Kutuplar, bataklıklar, çöller, balta girmemiş
ormanlar bugünün insanları için “toplu yerleşim
yerleri” olamasa da; yaradılışlarının maksadına
uygun olarak bir şekilde insana hizmet veriyorlar.

● Bu bölgeler; insanlarca “yaşama şartları ağır”
bölgeler olarak algılanıp yaygın olarak
kullanılmazken, başka canlılar (bazı bitki ve hayvanlar)
için birer “vatan”dır. (Örnek: Kaktüs Bitkisi)
Not: Kaktüs isminin, “gövdeleri etli ve yaprakları
diken şeklini almış irili ufaklı yüzlerce çeşidi
olan bitkilerin” ortak adı olduğunu hatırlayalım.

Bugünün insanları kaktüsün “doğal denge”
içindeki yerini tam olarak bilememekle beraber;
onları, güzel görünümleri sebebiyle süs bitkisi
olarak kabullenip kullanmaktadır.

DİKENDE OLSA GÜZEL SEVİLİR.

KAKTÜS,
ÇÖL ŞARTLARINA UYGUN BİÇİMDE
YARATILMIŞ BİR BİTKİDİR.

√ Kaktüs, hacmini değiştirebilir. Yani; içine
aldığı veya verdiği suya bağlı olarak,
genişleme ve daralma özelliğine sahiptir.

√ Kaktüs, mumlu tabakası ve diken şeklindeki
yaprakları ile terlemeyi en aza indirir.
● Kaktüs “su depolama” ve “az terleme”
özelliğiyle daima taze görünümde kalarak, çölün
sıcak ve kurak ikliminde yaşabilir.
Yaratılan her şey (ne amaçla yaratılmışsa)
görevini yapabilecek özelliklerle donatılmıştır.
Kaktüsün donanımı; ona “işlevlik”
kazandırmanın yanında “estetik” de
kazandırmaktadır.

KAKTÜSÜ TANIMAYA DEVAM EDELİM.

BİLİM VE TEKNOLOJİ İLERLEDİKÇE
DOĞANIN SIRLARININ KAPISI BİRAZ DAHA
ARALANACAKTIR.

● Kâinatta hiçbir varlık gayesiz yaratılmadığına
göre, kaktüslerin de görev dağılımında
bir yerleri olmalı. Bilmiyor olmamız, onların
görevlerinin olmadığı anlamına gelmez.
● Kaktüsler hakkındaki bilgimiz bugüne kadar
yapılan araştırmaların sonuçlarıyla sınırlı.
Zaman içinde yapılacak yeni araştırmalarla
yeni bilgilere ulaşılacağı kesin…
● Her yeni bilgi kaktüsü daha iyi tanımamıza
sebep olurken, onların insana ne tür hizmetlerde
bulunduklarını da öğrenmemize sebep olacaktır.
Varlıklar Yüce Allah’ın ayetleridir.
Ayetleri tanımak (ne olduklarını anlamaya çalışmak)
Müslümanın görevidir.

ONLAR “İŞE YARAMAZ DİKENLİ BİTKİ” DEĞİLDİR.

“Bakan değil gören gözler”e sahip
olanlar, kaktüslerin gövdesinden
çiçeğine, dikenlerinin dizilişine kadar
tam bir ölçü ve kusursuzluğu görür…

Diğer tüm canlılar gibi kaktüslerin de
tesadüfen meydana gelmediği, sınırsız

güce sahip Yüce Allah tarafından
“tasarlanarak yaratıldıkları”, akıl
sahipleri tarafından kolayca kabul
edilebilecek bir gerçektir.

KAKTÜS

İradesiz canlı olarak
yaratılan kaktüsler, genetik
yapılarına yüklenen programa
uygun olarak Allah’a isyan

edemeden yaşarlar.
Görevleri: Kâinat içindeki
yerlerinde “fayda sağlamak”…
Dikenleri arasından harika
çiçekler çıkarmaları da buna
dahildir.

YA İNSAN?

“Yedi gök, yer ve bunların
içinde bulunanlar Allah’ı
tespih ederler. Her şey
O’nu hamd ile tespih eder. Ancak, siz
onların tespihlerini anlamazsınız…”

“Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık.”

ÖZEL

● İnsan, “çevresinde olup bitenleri bilinçli olarak gözlemleyebilecek,
analiz / sentez yaparak bir sonuç çıkarabilecek, çıkardığı sonuca göre
eylem yapabilecek” kapasitedeki tek canlı türüdür.

VARLIK

● İnsanın “iradeli yaratık” olarak donatılması onu özel yapmaktadır…
● İnsanın özel olması yaratıcı Yüce Allah’ın muradıdır. Çünkü ondan
diğer varlıklarından istemediği “sorumluluğu” istemektedir…
● Bu öyle bir sorumluluk ki; görevlerin yerine getirilmesi halinde
“cennet” ile ödülü; tersi olursa (görevler yerine getirilmezse) “cehennem”
ile cezası vardır.

ÖZEL
OLMANIN
BEDELİ
VARDIR

● İnsan başıboş bırakılmamıştır. İnsana verilen “irade (seçme hakkı)”
onu sorumlu kılmaktadır. Bir başka ifade ile; insan, verdiği kararlardan
ve yaptığı işlerden “kime ne?” diyemez, sorumludur.
● İnsan “seçme hakkı”nı kullanırken imanî ve insanî duygularının
etkisiyle “pozitif davranışlar” sergileyebildiği gibi; haz alma ve hırsının
tatmini gibi hayvani duygularla da “negatif davranışlar” sergiler.
Elbette pozitif davranışları daha çok olan kazanacaktır…
“İHSAN” POZİTİF OLAN DAVRANIŞTIR.

“İHSAN”
NEDİR?

“Estetiğin bütün davranışlarımıza yansıtılması” (güzellik üretme eylemi)
olarak da tanımlayabileceğimiz “ihsan”, bir Müslümanın “mihenk
taşı”dır. Çünkü bir Müslümanın herhangi bir davranışı niçin yaptığı
“iman boyutu”na, nasıl yaptığı ise “ihsan boyutu”na karşılık gelir…
İman, ihsanla güzelleşir ve görünür hale gelir.
“ALLAH, HER İŞTE İHSANI FARZ KILMIŞTIR.” (Hz. Muhammed ‘sav’)

MÜSLÜMAN
KİMDİR?

“ALLAH
GÜZELDİR

Bir Müslüman günlük hayatında (insanlarla/doğayla) ilişkilerinde
sorumsuz davranamaz.O, bu geçici dünya hayatında imtihan
olduğunu, beden ölümünün sonrasında ebedi hayat için
diriltileceğini ve hesap vereceğini sürekli aklında tutmalıdır.
Bu onu motive edecektir.Bu motivasyon onun bilgi ve becerisini
her gün artıracak, yaptığını “daha düzgün” yaptıracaktır.

GÜZELLİĞİ
SEVER”
(Hadis)

TERSİ “ALDATMAYA ÇALIŞIRKEN, ALDANAN” OLMAKTIR.

Bir gün Peygamberimiz
çarşıda dolaşırken, bir

● “Ölçtüğünüzde ölçmeyi tam yapın,
doğru terazi ile tartın. Bu daha
hayırlı, sonuç bakımından daha
güzeldir.” (Kur’ân 17/35)

kimsenin sattığı yiyecek
kümesinin içine elini

daldırdı. Eline ıslaklık
geldi. Halbuki yiyeceğin
üstü kuruydu.
Peygamberimiz satıcıya bu

YOL
HARİTASI

● “Allah, sizden birinizin yaptığı işi,
ameli ve görevi sağlam ve iyi
yapmasından hoşnut olur.” (Hadis)

durum nedir diye sorunca,
adam: “Yağmur yağdı ve

sattığım mallar ıslandı”
dedi. Bunun üzerine,
Peygamberimiz: “Alacak

● “Bizi aldatan bizden değildir.”(Hadis)

olan insanların malı
olduğu gibi görmeleri için
karıştırman gerekmez
miydi?” dedi ve şunu
ekledi: “Bizi aldatan bizden
değildir.”

Dinimiz bizden;
bir iş yaparken,

“işin hakkı”nı
vermemizi
ister.

BİTİRİRKEN

Ne yazık ki günümüz Müslümanlarının çoğu,
“sorumluluk taşımak” istememektedir.

Yapmamız gerekirken “yapmadıklarımız” ve
yapmamamız gerekirken “yaptıklarımız” ileride
önümüze konulacaktır.

Akıllı insan kendini sorgulayıp hatalarını tespit eden
ve “zararın neresinden dönülürse kârdır” diyerek
kendisine çeki - düzen verendir. Yani; güzellikler
üretendir…

Kötü huy ve alışkanlıklardan uzak kalabilmek kolay
olsaydı herkes günahsız olurdu. Önemli olan, hatadan
vazgeçme iradesi koymak ve güzellik üretme niyetini
eyleme geçirmektir.

“Her nefis ölümü tadacaktır.
Sizi bir imtihan olarak hayır ile
de şer ile de deniyoruz. Ancak
bize döndürüleceksiniz.”

“Kim iyi bir iş yaparsa kendi
lehinedir. Kim de kötülük yaparsa
kendi aleyhinedir. Rabbin kullara
(zerre kadar) zulmedici değildir.”

“Şüphesiz Allah, kendisine karşı
gelmekten sakınanlar ve iyilik
yapanlarla beraberdir.”

Faydalandıklarıma teşekkürlerimle...

Şubat 2012


Slide 11

Şubat 2012

Hiç elinize
kaktüs dikeni battı mı?
Ne de çok acı verir…

Peki, kaktüs insan eline acı versin diye mi yaratıldı?
Yoksa; diğer canlılar gibi doğrudan veya dolaylı olarak
insana hizmetle mi görevli?
Kaktüs “yenilmez içilmez ne işe yarar ki?” diyerek
Onu “imha edilmesi gereken dikenli ot” olarak görenler
yanılgı içindedir.
Çölün zor şartlarında yaşayabilen, geometrik yapısıyla
kusursuzluk örneği sergileyen, dikenleri arasından
dünyanın en güzel çiçeklerini çıkaran kaktüsler,
imhayı değil saygıyı hak ederler.
Ve insanların kaktüslerden alacağı
çok dersler vardır…

HİÇ BİR ŞEY
AMAÇSIZ YARATILMAMIŞTIR.
● Kutuplar, bataklıklar, çöller, balta girmemiş
ormanlar bugünün insanları için “toplu yerleşim
yerleri” olamasa da; yaradılışlarının maksadına
uygun olarak bir şekilde insana hizmet veriyorlar.

● Bu bölgeler; insanlarca “yaşama şartları ağır”
bölgeler olarak algılanıp yaygın olarak
kullanılmazken, başka canlılar (bazı bitki ve hayvanlar)
için birer “vatan”dır. (Örnek: Kaktüs Bitkisi)
Not: Kaktüs isminin, “gövdeleri etli ve yaprakları
diken şeklini almış irili ufaklı yüzlerce çeşidi
olan bitkilerin” ortak adı olduğunu hatırlayalım.

Bugünün insanları kaktüsün “doğal denge”
içindeki yerini tam olarak bilememekle beraber;
onları, güzel görünümleri sebebiyle süs bitkisi
olarak kabullenip kullanmaktadır.

DİKENDE OLSA GÜZEL SEVİLİR.

KAKTÜS,
ÇÖL ŞARTLARINA UYGUN BİÇİMDE
YARATILMIŞ BİR BİTKİDİR.

√ Kaktüs, hacmini değiştirebilir. Yani; içine
aldığı veya verdiği suya bağlı olarak,
genişleme ve daralma özelliğine sahiptir.

√ Kaktüs, mumlu tabakası ve diken şeklindeki
yaprakları ile terlemeyi en aza indirir.
● Kaktüs “su depolama” ve “az terleme”
özelliğiyle daima taze görünümde kalarak, çölün
sıcak ve kurak ikliminde yaşabilir.
Yaratılan her şey (ne amaçla yaratılmışsa)
görevini yapabilecek özelliklerle donatılmıştır.
Kaktüsün donanımı; ona “işlevlik”
kazandırmanın yanında “estetik” de
kazandırmaktadır.

KAKTÜSÜ TANIMAYA DEVAM EDELİM.

BİLİM VE TEKNOLOJİ İLERLEDİKÇE
DOĞANIN SIRLARININ KAPISI BİRAZ DAHA
ARALANACAKTIR.

● Kâinatta hiçbir varlık gayesiz yaratılmadığına
göre, kaktüslerin de görev dağılımında
bir yerleri olmalı. Bilmiyor olmamız, onların
görevlerinin olmadığı anlamına gelmez.
● Kaktüsler hakkındaki bilgimiz bugüne kadar
yapılan araştırmaların sonuçlarıyla sınırlı.
Zaman içinde yapılacak yeni araştırmalarla
yeni bilgilere ulaşılacağı kesin…
● Her yeni bilgi kaktüsü daha iyi tanımamıza
sebep olurken, onların insana ne tür hizmetlerde
bulunduklarını da öğrenmemize sebep olacaktır.
Varlıklar Yüce Allah’ın ayetleridir.
Ayetleri tanımak (ne olduklarını anlamaya çalışmak)
Müslümanın görevidir.

ONLAR “İŞE YARAMAZ DİKENLİ BİTKİ” DEĞİLDİR.

“Bakan değil gören gözler”e sahip
olanlar, kaktüslerin gövdesinden
çiçeğine, dikenlerinin dizilişine kadar
tam bir ölçü ve kusursuzluğu görür…

Diğer tüm canlılar gibi kaktüslerin de
tesadüfen meydana gelmediği, sınırsız

güce sahip Yüce Allah tarafından
“tasarlanarak yaratıldıkları”, akıl
sahipleri tarafından kolayca kabul
edilebilecek bir gerçektir.

KAKTÜS

İradesiz canlı olarak
yaratılan kaktüsler, genetik
yapılarına yüklenen programa
uygun olarak Allah’a isyan

edemeden yaşarlar.
Görevleri: Kâinat içindeki
yerlerinde “fayda sağlamak”…
Dikenleri arasından harika
çiçekler çıkarmaları da buna
dahildir.

YA İNSAN?

“Yedi gök, yer ve bunların
içinde bulunanlar Allah’ı
tespih ederler. Her şey
O’nu hamd ile tespih eder. Ancak, siz
onların tespihlerini anlamazsınız…”

“Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık.”

ÖZEL

● İnsan, “çevresinde olup bitenleri bilinçli olarak gözlemleyebilecek,
analiz / sentez yaparak bir sonuç çıkarabilecek, çıkardığı sonuca göre
eylem yapabilecek” kapasitedeki tek canlı türüdür.

VARLIK

● İnsanın “iradeli yaratık” olarak donatılması onu özel yapmaktadır…
● İnsanın özel olması yaratıcı Yüce Allah’ın muradıdır. Çünkü ondan
diğer varlıklarından istemediği “sorumluluğu” istemektedir…
● Bu öyle bir sorumluluk ki; görevlerin yerine getirilmesi halinde
“cennet” ile ödülü; tersi olursa (görevler yerine getirilmezse) “cehennem”
ile cezası vardır.

ÖZEL
OLMANIN
BEDELİ
VARDIR

● İnsan başıboş bırakılmamıştır. İnsana verilen “irade (seçme hakkı)”
onu sorumlu kılmaktadır. Bir başka ifade ile; insan, verdiği kararlardan
ve yaptığı işlerden “kime ne?” diyemez, sorumludur.
● İnsan “seçme hakkı”nı kullanırken imanî ve insanî duygularının
etkisiyle “pozitif davranışlar” sergileyebildiği gibi; haz alma ve hırsının
tatmini gibi hayvani duygularla da “negatif davranışlar” sergiler.
Elbette pozitif davranışları daha çok olan kazanacaktır…
“İHSAN” POZİTİF OLAN DAVRANIŞTIR.

“İHSAN”
NEDİR?

“Estetiğin bütün davranışlarımıza yansıtılması” (güzellik üretme eylemi)
olarak da tanımlayabileceğimiz “ihsan”, bir Müslümanın “mihenk
taşı”dır. Çünkü bir Müslümanın herhangi bir davranışı niçin yaptığı
“iman boyutu”na, nasıl yaptığı ise “ihsan boyutu”na karşılık gelir…
İman, ihsanla güzelleşir ve görünür hale gelir.
“ALLAH, HER İŞTE İHSANI FARZ KILMIŞTIR.” (Hz. Muhammed ‘sav’)

MÜSLÜMAN
KİMDİR?

“ALLAH
GÜZELDİR

Bir Müslüman günlük hayatında (insanlarla/doğayla) ilişkilerinde
sorumsuz davranamaz.O, bu geçici dünya hayatında imtihan
olduğunu, beden ölümünün sonrasında ebedi hayat için
diriltileceğini ve hesap vereceğini sürekli aklında tutmalıdır.
Bu onu motive edecektir.Bu motivasyon onun bilgi ve becerisini
her gün artıracak, yaptığını “daha düzgün” yaptıracaktır.

GÜZELLİĞİ
SEVER”
(Hadis)

TERSİ “ALDATMAYA ÇALIŞIRKEN, ALDANAN” OLMAKTIR.

Bir gün Peygamberimiz
çarşıda dolaşırken, bir

● “Ölçtüğünüzde ölçmeyi tam yapın,
doğru terazi ile tartın. Bu daha
hayırlı, sonuç bakımından daha
güzeldir.” (Kur’ân 17/35)

kimsenin sattığı yiyecek
kümesinin içine elini

daldırdı. Eline ıslaklık
geldi. Halbuki yiyeceğin
üstü kuruydu.
Peygamberimiz satıcıya bu

YOL
HARİTASI

● “Allah, sizden birinizin yaptığı işi,
ameli ve görevi sağlam ve iyi
yapmasından hoşnut olur.” (Hadis)

durum nedir diye sorunca,
adam: “Yağmur yağdı ve

sattığım mallar ıslandı”
dedi. Bunun üzerine,
Peygamberimiz: “Alacak

● “Bizi aldatan bizden değildir.”(Hadis)

olan insanların malı
olduğu gibi görmeleri için
karıştırman gerekmez
miydi?” dedi ve şunu
ekledi: “Bizi aldatan bizden
değildir.”

Dinimiz bizden;
bir iş yaparken,

“işin hakkı”nı
vermemizi
ister.

BİTİRİRKEN

Ne yazık ki günümüz Müslümanlarının çoğu,
“sorumluluk taşımak” istememektedir.

Yapmamız gerekirken “yapmadıklarımız” ve
yapmamamız gerekirken “yaptıklarımız” ileride
önümüze konulacaktır.

Akıllı insan kendini sorgulayıp hatalarını tespit eden
ve “zararın neresinden dönülürse kârdır” diyerek
kendisine çeki - düzen verendir. Yani; güzellikler
üretendir…

Kötü huy ve alışkanlıklardan uzak kalabilmek kolay
olsaydı herkes günahsız olurdu. Önemli olan, hatadan
vazgeçme iradesi koymak ve güzellik üretme niyetini
eyleme geçirmektir.

“Her nefis ölümü tadacaktır.
Sizi bir imtihan olarak hayır ile
de şer ile de deniyoruz. Ancak
bize döndürüleceksiniz.”

“Kim iyi bir iş yaparsa kendi
lehinedir. Kim de kötülük yaparsa
kendi aleyhinedir. Rabbin kullara
(zerre kadar) zulmedici değildir.”

“Şüphesiz Allah, kendisine karşı
gelmekten sakınanlar ve iyilik
yapanlarla beraberdir.”

Faydalandıklarıma teşekkürlerimle...

Şubat 2012


Slide 12

Şubat 2012

Hiç elinize
kaktüs dikeni battı mı?
Ne de çok acı verir…

Peki, kaktüs insan eline acı versin diye mi yaratıldı?
Yoksa; diğer canlılar gibi doğrudan veya dolaylı olarak
insana hizmetle mi görevli?
Kaktüs “yenilmez içilmez ne işe yarar ki?” diyerek
Onu “imha edilmesi gereken dikenli ot” olarak görenler
yanılgı içindedir.
Çölün zor şartlarında yaşayabilen, geometrik yapısıyla
kusursuzluk örneği sergileyen, dikenleri arasından
dünyanın en güzel çiçeklerini çıkaran kaktüsler,
imhayı değil saygıyı hak ederler.
Ve insanların kaktüslerden alacağı
çok dersler vardır…

HİÇ BİR ŞEY
AMAÇSIZ YARATILMAMIŞTIR.
● Kutuplar, bataklıklar, çöller, balta girmemiş
ormanlar bugünün insanları için “toplu yerleşim
yerleri” olamasa da; yaradılışlarının maksadına
uygun olarak bir şekilde insana hizmet veriyorlar.

● Bu bölgeler; insanlarca “yaşama şartları ağır”
bölgeler olarak algılanıp yaygın olarak
kullanılmazken, başka canlılar (bazı bitki ve hayvanlar)
için birer “vatan”dır. (Örnek: Kaktüs Bitkisi)
Not: Kaktüs isminin, “gövdeleri etli ve yaprakları
diken şeklini almış irili ufaklı yüzlerce çeşidi
olan bitkilerin” ortak adı olduğunu hatırlayalım.

Bugünün insanları kaktüsün “doğal denge”
içindeki yerini tam olarak bilememekle beraber;
onları, güzel görünümleri sebebiyle süs bitkisi
olarak kabullenip kullanmaktadır.

DİKENDE OLSA GÜZEL SEVİLİR.

KAKTÜS,
ÇÖL ŞARTLARINA UYGUN BİÇİMDE
YARATILMIŞ BİR BİTKİDİR.

√ Kaktüs, hacmini değiştirebilir. Yani; içine
aldığı veya verdiği suya bağlı olarak,
genişleme ve daralma özelliğine sahiptir.

√ Kaktüs, mumlu tabakası ve diken şeklindeki
yaprakları ile terlemeyi en aza indirir.
● Kaktüs “su depolama” ve “az terleme”
özelliğiyle daima taze görünümde kalarak, çölün
sıcak ve kurak ikliminde yaşabilir.
Yaratılan her şey (ne amaçla yaratılmışsa)
görevini yapabilecek özelliklerle donatılmıştır.
Kaktüsün donanımı; ona “işlevlik”
kazandırmanın yanında “estetik” de
kazandırmaktadır.

KAKTÜSÜ TANIMAYA DEVAM EDELİM.

BİLİM VE TEKNOLOJİ İLERLEDİKÇE
DOĞANIN SIRLARININ KAPISI BİRAZ DAHA
ARALANACAKTIR.

● Kâinatta hiçbir varlık gayesiz yaratılmadığına
göre, kaktüslerin de görev dağılımında
bir yerleri olmalı. Bilmiyor olmamız, onların
görevlerinin olmadığı anlamına gelmez.
● Kaktüsler hakkındaki bilgimiz bugüne kadar
yapılan araştırmaların sonuçlarıyla sınırlı.
Zaman içinde yapılacak yeni araştırmalarla
yeni bilgilere ulaşılacağı kesin…
● Her yeni bilgi kaktüsü daha iyi tanımamıza
sebep olurken, onların insana ne tür hizmetlerde
bulunduklarını da öğrenmemize sebep olacaktır.
Varlıklar Yüce Allah’ın ayetleridir.
Ayetleri tanımak (ne olduklarını anlamaya çalışmak)
Müslümanın görevidir.

ONLAR “İŞE YARAMAZ DİKENLİ BİTKİ” DEĞİLDİR.

“Bakan değil gören gözler”e sahip
olanlar, kaktüslerin gövdesinden
çiçeğine, dikenlerinin dizilişine kadar
tam bir ölçü ve kusursuzluğu görür…

Diğer tüm canlılar gibi kaktüslerin de
tesadüfen meydana gelmediği, sınırsız

güce sahip Yüce Allah tarafından
“tasarlanarak yaratıldıkları”, akıl
sahipleri tarafından kolayca kabul
edilebilecek bir gerçektir.

KAKTÜS

İradesiz canlı olarak
yaratılan kaktüsler, genetik
yapılarına yüklenen programa
uygun olarak Allah’a isyan

edemeden yaşarlar.
Görevleri: Kâinat içindeki
yerlerinde “fayda sağlamak”…
Dikenleri arasından harika
çiçekler çıkarmaları da buna
dahildir.

YA İNSAN?

“Yedi gök, yer ve bunların
içinde bulunanlar Allah’ı
tespih ederler. Her şey
O’nu hamd ile tespih eder. Ancak, siz
onların tespihlerini anlamazsınız…”

“Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık.”

ÖZEL

● İnsan, “çevresinde olup bitenleri bilinçli olarak gözlemleyebilecek,
analiz / sentez yaparak bir sonuç çıkarabilecek, çıkardığı sonuca göre
eylem yapabilecek” kapasitedeki tek canlı türüdür.

VARLIK

● İnsanın “iradeli yaratık” olarak donatılması onu özel yapmaktadır…
● İnsanın özel olması yaratıcı Yüce Allah’ın muradıdır. Çünkü ondan
diğer varlıklarından istemediği “sorumluluğu” istemektedir…
● Bu öyle bir sorumluluk ki; görevlerin yerine getirilmesi halinde
“cennet” ile ödülü; tersi olursa (görevler yerine getirilmezse) “cehennem”
ile cezası vardır.

ÖZEL
OLMANIN
BEDELİ
VARDIR

● İnsan başıboş bırakılmamıştır. İnsana verilen “irade (seçme hakkı)”
onu sorumlu kılmaktadır. Bir başka ifade ile; insan, verdiği kararlardan
ve yaptığı işlerden “kime ne?” diyemez, sorumludur.
● İnsan “seçme hakkı”nı kullanırken imanî ve insanî duygularının
etkisiyle “pozitif davranışlar” sergileyebildiği gibi; haz alma ve hırsının
tatmini gibi hayvani duygularla da “negatif davranışlar” sergiler.
Elbette pozitif davranışları daha çok olan kazanacaktır…
“İHSAN” POZİTİF OLAN DAVRANIŞTIR.

“İHSAN”
NEDİR?

“Estetiğin bütün davranışlarımıza yansıtılması” (güzellik üretme eylemi)
olarak da tanımlayabileceğimiz “ihsan”, bir Müslümanın “mihenk
taşı”dır. Çünkü bir Müslümanın herhangi bir davranışı niçin yaptığı
“iman boyutu”na, nasıl yaptığı ise “ihsan boyutu”na karşılık gelir…
İman, ihsanla güzelleşir ve görünür hale gelir.
“ALLAH, HER İŞTE İHSANI FARZ KILMIŞTIR.” (Hz. Muhammed ‘sav’)

MÜSLÜMAN
KİMDİR?

“ALLAH
GÜZELDİR

Bir Müslüman günlük hayatında (insanlarla/doğayla) ilişkilerinde
sorumsuz davranamaz.O, bu geçici dünya hayatında imtihan
olduğunu, beden ölümünün sonrasında ebedi hayat için
diriltileceğini ve hesap vereceğini sürekli aklında tutmalıdır.
Bu onu motive edecektir.Bu motivasyon onun bilgi ve becerisini
her gün artıracak, yaptığını “daha düzgün” yaptıracaktır.

GÜZELLİĞİ
SEVER”
(Hadis)

TERSİ “ALDATMAYA ÇALIŞIRKEN, ALDANAN” OLMAKTIR.

Bir gün Peygamberimiz
çarşıda dolaşırken, bir

● “Ölçtüğünüzde ölçmeyi tam yapın,
doğru terazi ile tartın. Bu daha
hayırlı, sonuç bakımından daha
güzeldir.” (Kur’ân 17/35)

kimsenin sattığı yiyecek
kümesinin içine elini

daldırdı. Eline ıslaklık
geldi. Halbuki yiyeceğin
üstü kuruydu.
Peygamberimiz satıcıya bu

YOL
HARİTASI

● “Allah, sizden birinizin yaptığı işi,
ameli ve görevi sağlam ve iyi
yapmasından hoşnut olur.” (Hadis)

durum nedir diye sorunca,
adam: “Yağmur yağdı ve

sattığım mallar ıslandı”
dedi. Bunun üzerine,
Peygamberimiz: “Alacak

● “Bizi aldatan bizden değildir.”(Hadis)

olan insanların malı
olduğu gibi görmeleri için
karıştırman gerekmez
miydi?” dedi ve şunu
ekledi: “Bizi aldatan bizden
değildir.”

Dinimiz bizden;
bir iş yaparken,

“işin hakkı”nı
vermemizi
ister.

BİTİRİRKEN

Ne yazık ki günümüz Müslümanlarının çoğu,
“sorumluluk taşımak” istememektedir.

Yapmamız gerekirken “yapmadıklarımız” ve
yapmamamız gerekirken “yaptıklarımız” ileride
önümüze konulacaktır.

Akıllı insan kendini sorgulayıp hatalarını tespit eden
ve “zararın neresinden dönülürse kârdır” diyerek
kendisine çeki - düzen verendir. Yani; güzellikler
üretendir…

Kötü huy ve alışkanlıklardan uzak kalabilmek kolay
olsaydı herkes günahsız olurdu. Önemli olan, hatadan
vazgeçme iradesi koymak ve güzellik üretme niyetini
eyleme geçirmektir.

“Her nefis ölümü tadacaktır.
Sizi bir imtihan olarak hayır ile
de şer ile de deniyoruz. Ancak
bize döndürüleceksiniz.”

“Kim iyi bir iş yaparsa kendi
lehinedir. Kim de kötülük yaparsa
kendi aleyhinedir. Rabbin kullara
(zerre kadar) zulmedici değildir.”

“Şüphesiz Allah, kendisine karşı
gelmekten sakınanlar ve iyilik
yapanlarla beraberdir.”

Faydalandıklarıma teşekkürlerimle...

Şubat 2012


Slide 13

Şubat 2012

Hiç elinize
kaktüs dikeni battı mı?
Ne de çok acı verir…

Peki, kaktüs insan eline acı versin diye mi yaratıldı?
Yoksa; diğer canlılar gibi doğrudan veya dolaylı olarak
insana hizmetle mi görevli?
Kaktüs “yenilmez içilmez ne işe yarar ki?” diyerek
Onu “imha edilmesi gereken dikenli ot” olarak görenler
yanılgı içindedir.
Çölün zor şartlarında yaşayabilen, geometrik yapısıyla
kusursuzluk örneği sergileyen, dikenleri arasından
dünyanın en güzel çiçeklerini çıkaran kaktüsler,
imhayı değil saygıyı hak ederler.
Ve insanların kaktüslerden alacağı
çok dersler vardır…

HİÇ BİR ŞEY
AMAÇSIZ YARATILMAMIŞTIR.
● Kutuplar, bataklıklar, çöller, balta girmemiş
ormanlar bugünün insanları için “toplu yerleşim
yerleri” olamasa da; yaradılışlarının maksadına
uygun olarak bir şekilde insana hizmet veriyorlar.

● Bu bölgeler; insanlarca “yaşama şartları ağır”
bölgeler olarak algılanıp yaygın olarak
kullanılmazken, başka canlılar (bazı bitki ve hayvanlar)
için birer “vatan”dır. (Örnek: Kaktüs Bitkisi)
Not: Kaktüs isminin, “gövdeleri etli ve yaprakları
diken şeklini almış irili ufaklı yüzlerce çeşidi
olan bitkilerin” ortak adı olduğunu hatırlayalım.

Bugünün insanları kaktüsün “doğal denge”
içindeki yerini tam olarak bilememekle beraber;
onları, güzel görünümleri sebebiyle süs bitkisi
olarak kabullenip kullanmaktadır.

DİKENDE OLSA GÜZEL SEVİLİR.

KAKTÜS,
ÇÖL ŞARTLARINA UYGUN BİÇİMDE
YARATILMIŞ BİR BİTKİDİR.

√ Kaktüs, hacmini değiştirebilir. Yani; içine
aldığı veya verdiği suya bağlı olarak,
genişleme ve daralma özelliğine sahiptir.

√ Kaktüs, mumlu tabakası ve diken şeklindeki
yaprakları ile terlemeyi en aza indirir.
● Kaktüs “su depolama” ve “az terleme”
özelliğiyle daima taze görünümde kalarak, çölün
sıcak ve kurak ikliminde yaşabilir.
Yaratılan her şey (ne amaçla yaratılmışsa)
görevini yapabilecek özelliklerle donatılmıştır.
Kaktüsün donanımı; ona “işlevlik”
kazandırmanın yanında “estetik” de
kazandırmaktadır.

KAKTÜSÜ TANIMAYA DEVAM EDELİM.

BİLİM VE TEKNOLOJİ İLERLEDİKÇE
DOĞANIN SIRLARININ KAPISI BİRAZ DAHA
ARALANACAKTIR.

● Kâinatta hiçbir varlık gayesiz yaratılmadığına
göre, kaktüslerin de görev dağılımında
bir yerleri olmalı. Bilmiyor olmamız, onların
görevlerinin olmadığı anlamına gelmez.
● Kaktüsler hakkındaki bilgimiz bugüne kadar
yapılan araştırmaların sonuçlarıyla sınırlı.
Zaman içinde yapılacak yeni araştırmalarla
yeni bilgilere ulaşılacağı kesin…
● Her yeni bilgi kaktüsü daha iyi tanımamıza
sebep olurken, onların insana ne tür hizmetlerde
bulunduklarını da öğrenmemize sebep olacaktır.
Varlıklar Yüce Allah’ın ayetleridir.
Ayetleri tanımak (ne olduklarını anlamaya çalışmak)
Müslümanın görevidir.

ONLAR “İŞE YARAMAZ DİKENLİ BİTKİ” DEĞİLDİR.

“Bakan değil gören gözler”e sahip
olanlar, kaktüslerin gövdesinden
çiçeğine, dikenlerinin dizilişine kadar
tam bir ölçü ve kusursuzluğu görür…

Diğer tüm canlılar gibi kaktüslerin de
tesadüfen meydana gelmediği, sınırsız

güce sahip Yüce Allah tarafından
“tasarlanarak yaratıldıkları”, akıl
sahipleri tarafından kolayca kabul
edilebilecek bir gerçektir.

KAKTÜS

İradesiz canlı olarak
yaratılan kaktüsler, genetik
yapılarına yüklenen programa
uygun olarak Allah’a isyan

edemeden yaşarlar.
Görevleri: Kâinat içindeki
yerlerinde “fayda sağlamak”…
Dikenleri arasından harika
çiçekler çıkarmaları da buna
dahildir.

YA İNSAN?

“Yedi gök, yer ve bunların
içinde bulunanlar Allah’ı
tespih ederler. Her şey
O’nu hamd ile tespih eder. Ancak, siz
onların tespihlerini anlamazsınız…”

“Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık.”

ÖZEL

● İnsan, “çevresinde olup bitenleri bilinçli olarak gözlemleyebilecek,
analiz / sentez yaparak bir sonuç çıkarabilecek, çıkardığı sonuca göre
eylem yapabilecek” kapasitedeki tek canlı türüdür.

VARLIK

● İnsanın “iradeli yaratık” olarak donatılması onu özel yapmaktadır…
● İnsanın özel olması yaratıcı Yüce Allah’ın muradıdır. Çünkü ondan
diğer varlıklarından istemediği “sorumluluğu” istemektedir…
● Bu öyle bir sorumluluk ki; görevlerin yerine getirilmesi halinde
“cennet” ile ödülü; tersi olursa (görevler yerine getirilmezse) “cehennem”
ile cezası vardır.

ÖZEL
OLMANIN
BEDELİ
VARDIR

● İnsan başıboş bırakılmamıştır. İnsana verilen “irade (seçme hakkı)”
onu sorumlu kılmaktadır. Bir başka ifade ile; insan, verdiği kararlardan
ve yaptığı işlerden “kime ne?” diyemez, sorumludur.
● İnsan “seçme hakkı”nı kullanırken imanî ve insanî duygularının
etkisiyle “pozitif davranışlar” sergileyebildiği gibi; haz alma ve hırsının
tatmini gibi hayvani duygularla da “negatif davranışlar” sergiler.
Elbette pozitif davranışları daha çok olan kazanacaktır…
“İHSAN” POZİTİF OLAN DAVRANIŞTIR.

“İHSAN”
NEDİR?

“Estetiğin bütün davranışlarımıza yansıtılması” (güzellik üretme eylemi)
olarak da tanımlayabileceğimiz “ihsan”, bir Müslümanın “mihenk
taşı”dır. Çünkü bir Müslümanın herhangi bir davranışı niçin yaptığı
“iman boyutu”na, nasıl yaptığı ise “ihsan boyutu”na karşılık gelir…
İman, ihsanla güzelleşir ve görünür hale gelir.
“ALLAH, HER İŞTE İHSANI FARZ KILMIŞTIR.” (Hz. Muhammed ‘sav’)

MÜSLÜMAN
KİMDİR?

“ALLAH
GÜZELDİR

Bir Müslüman günlük hayatında (insanlarla/doğayla) ilişkilerinde
sorumsuz davranamaz.O, bu geçici dünya hayatında imtihan
olduğunu, beden ölümünün sonrasında ebedi hayat için
diriltileceğini ve hesap vereceğini sürekli aklında tutmalıdır.
Bu onu motive edecektir.Bu motivasyon onun bilgi ve becerisini
her gün artıracak, yaptığını “daha düzgün” yaptıracaktır.

GÜZELLİĞİ
SEVER”
(Hadis)

TERSİ “ALDATMAYA ÇALIŞIRKEN, ALDANAN” OLMAKTIR.

Bir gün Peygamberimiz
çarşıda dolaşırken, bir

● “Ölçtüğünüzde ölçmeyi tam yapın,
doğru terazi ile tartın. Bu daha
hayırlı, sonuç bakımından daha
güzeldir.” (Kur’ân 17/35)

kimsenin sattığı yiyecek
kümesinin içine elini

daldırdı. Eline ıslaklık
geldi. Halbuki yiyeceğin
üstü kuruydu.
Peygamberimiz satıcıya bu

YOL
HARİTASI

● “Allah, sizden birinizin yaptığı işi,
ameli ve görevi sağlam ve iyi
yapmasından hoşnut olur.” (Hadis)

durum nedir diye sorunca,
adam: “Yağmur yağdı ve

sattığım mallar ıslandı”
dedi. Bunun üzerine,
Peygamberimiz: “Alacak

● “Bizi aldatan bizden değildir.”(Hadis)

olan insanların malı
olduğu gibi görmeleri için
karıştırman gerekmez
miydi?” dedi ve şunu
ekledi: “Bizi aldatan bizden
değildir.”

Dinimiz bizden;
bir iş yaparken,

“işin hakkı”nı
vermemizi
ister.

BİTİRİRKEN

Ne yazık ki günümüz Müslümanlarının çoğu,
“sorumluluk taşımak” istememektedir.

Yapmamız gerekirken “yapmadıklarımız” ve
yapmamamız gerekirken “yaptıklarımız” ileride
önümüze konulacaktır.

Akıllı insan kendini sorgulayıp hatalarını tespit eden
ve “zararın neresinden dönülürse kârdır” diyerek
kendisine çeki - düzen verendir. Yani; güzellikler
üretendir…

Kötü huy ve alışkanlıklardan uzak kalabilmek kolay
olsaydı herkes günahsız olurdu. Önemli olan, hatadan
vazgeçme iradesi koymak ve güzellik üretme niyetini
eyleme geçirmektir.

“Her nefis ölümü tadacaktır.
Sizi bir imtihan olarak hayır ile
de şer ile de deniyoruz. Ancak
bize döndürüleceksiniz.”

“Kim iyi bir iş yaparsa kendi
lehinedir. Kim de kötülük yaparsa
kendi aleyhinedir. Rabbin kullara
(zerre kadar) zulmedici değildir.”

“Şüphesiz Allah, kendisine karşı
gelmekten sakınanlar ve iyilik
yapanlarla beraberdir.”

Faydalandıklarıma teşekkürlerimle...

Şubat 2012


Slide 14

Şubat 2012

Hiç elinize
kaktüs dikeni battı mı?
Ne de çok acı verir…

Peki, kaktüs insan eline acı versin diye mi yaratıldı?
Yoksa; diğer canlılar gibi doğrudan veya dolaylı olarak
insana hizmetle mi görevli?
Kaktüs “yenilmez içilmez ne işe yarar ki?” diyerek
Onu “imha edilmesi gereken dikenli ot” olarak görenler
yanılgı içindedir.
Çölün zor şartlarında yaşayabilen, geometrik yapısıyla
kusursuzluk örneği sergileyen, dikenleri arasından
dünyanın en güzel çiçeklerini çıkaran kaktüsler,
imhayı değil saygıyı hak ederler.
Ve insanların kaktüslerden alacağı
çok dersler vardır…

HİÇ BİR ŞEY
AMAÇSIZ YARATILMAMIŞTIR.
● Kutuplar, bataklıklar, çöller, balta girmemiş
ormanlar bugünün insanları için “toplu yerleşim
yerleri” olamasa da; yaradılışlarının maksadına
uygun olarak bir şekilde insana hizmet veriyorlar.

● Bu bölgeler; insanlarca “yaşama şartları ağır”
bölgeler olarak algılanıp yaygın olarak
kullanılmazken, başka canlılar (bazı bitki ve hayvanlar)
için birer “vatan”dır. (Örnek: Kaktüs Bitkisi)
Not: Kaktüs isminin, “gövdeleri etli ve yaprakları
diken şeklini almış irili ufaklı yüzlerce çeşidi
olan bitkilerin” ortak adı olduğunu hatırlayalım.

Bugünün insanları kaktüsün “doğal denge”
içindeki yerini tam olarak bilememekle beraber;
onları, güzel görünümleri sebebiyle süs bitkisi
olarak kabullenip kullanmaktadır.

DİKENDE OLSA GÜZEL SEVİLİR.

KAKTÜS,
ÇÖL ŞARTLARINA UYGUN BİÇİMDE
YARATILMIŞ BİR BİTKİDİR.

√ Kaktüs, hacmini değiştirebilir. Yani; içine
aldığı veya verdiği suya bağlı olarak,
genişleme ve daralma özelliğine sahiptir.

√ Kaktüs, mumlu tabakası ve diken şeklindeki
yaprakları ile terlemeyi en aza indirir.
● Kaktüs “su depolama” ve “az terleme”
özelliğiyle daima taze görünümde kalarak, çölün
sıcak ve kurak ikliminde yaşabilir.
Yaratılan her şey (ne amaçla yaratılmışsa)
görevini yapabilecek özelliklerle donatılmıştır.
Kaktüsün donanımı; ona “işlevlik”
kazandırmanın yanında “estetik” de
kazandırmaktadır.

KAKTÜSÜ TANIMAYA DEVAM EDELİM.

BİLİM VE TEKNOLOJİ İLERLEDİKÇE
DOĞANIN SIRLARININ KAPISI BİRAZ DAHA
ARALANACAKTIR.

● Kâinatta hiçbir varlık gayesiz yaratılmadığına
göre, kaktüslerin de görev dağılımında
bir yerleri olmalı. Bilmiyor olmamız, onların
görevlerinin olmadığı anlamına gelmez.
● Kaktüsler hakkındaki bilgimiz bugüne kadar
yapılan araştırmaların sonuçlarıyla sınırlı.
Zaman içinde yapılacak yeni araştırmalarla
yeni bilgilere ulaşılacağı kesin…
● Her yeni bilgi kaktüsü daha iyi tanımamıza
sebep olurken, onların insana ne tür hizmetlerde
bulunduklarını da öğrenmemize sebep olacaktır.
Varlıklar Yüce Allah’ın ayetleridir.
Ayetleri tanımak (ne olduklarını anlamaya çalışmak)
Müslümanın görevidir.

ONLAR “İŞE YARAMAZ DİKENLİ BİTKİ” DEĞİLDİR.

“Bakan değil gören gözler”e sahip
olanlar, kaktüslerin gövdesinden
çiçeğine, dikenlerinin dizilişine kadar
tam bir ölçü ve kusursuzluğu görür…

Diğer tüm canlılar gibi kaktüslerin de
tesadüfen meydana gelmediği, sınırsız

güce sahip Yüce Allah tarafından
“tasarlanarak yaratıldıkları”, akıl
sahipleri tarafından kolayca kabul
edilebilecek bir gerçektir.

KAKTÜS

İradesiz canlı olarak
yaratılan kaktüsler, genetik
yapılarına yüklenen programa
uygun olarak Allah’a isyan

edemeden yaşarlar.
Görevleri: Kâinat içindeki
yerlerinde “fayda sağlamak”…
Dikenleri arasından harika
çiçekler çıkarmaları da buna
dahildir.

YA İNSAN?

“Yedi gök, yer ve bunların
içinde bulunanlar Allah’ı
tespih ederler. Her şey
O’nu hamd ile tespih eder. Ancak, siz
onların tespihlerini anlamazsınız…”

“Biz, gerçekten insanı en güzel bir biçimde yarattık.”

ÖZEL

● İnsan, “çevresinde olup bitenleri bilinçli olarak gözlemleyebilecek,
analiz / sentez yaparak bir sonuç çıkarabilecek, çıkardığı sonuca göre
eylem yapabilecek” kapasitedeki tek canlı türüdür.

VARLIK

● İnsanın “iradeli yaratık” olarak donatılması onu özel yapmaktadır…
● İnsanın özel olması yaratıcı Yüce Allah’ın muradıdır. Çünkü ondan
diğer varlıklarından istemediği “sorumluluğu” istemektedir…
● Bu öyle bir sorumluluk ki; görevlerin yerine getirilmesi halinde
“cennet” ile ödülü; tersi olursa (görevler yerine getirilmezse) “cehennem”
ile cezası vardır.

ÖZEL
OLMANIN
BEDELİ
VARDIR

● İnsan başıboş bırakılmamıştır. İnsana verilen “irade (seçme hakkı)”
onu sorumlu kılmaktadır. Bir başka ifade ile; insan, verdiği kararlardan
ve yaptığı işlerden “kime ne?” diyemez, sorumludur.
● İnsan “seçme hakkı”nı kullanırken imanî ve insanî duygularının
etkisiyle “pozitif davranışlar” sergileyebildiği gibi; haz alma ve hırsının
tatmini gibi hayvani duygularla da “negatif davranışlar” sergiler.
Elbette pozitif davranışları daha çok olan kazanacaktır…
“İHSAN” POZİTİF OLAN DAVRANIŞTIR.

“İHSAN”
NEDİR?

“Estetiğin bütün davranışlarımıza yansıtılması” (güzellik üretme eylemi)
olarak da tanımlayabileceğimiz “ihsan”, bir Müslümanın “mihenk
taşı”dır. Çünkü bir Müslümanın herhangi bir davranışı niçin yaptığı
“iman boyutu”na, nasıl yaptığı ise “ihsan boyutu”na karşılık gelir…
İman, ihsanla güzelleşir ve görünür hale gelir.
“ALLAH, HER İŞTE İHSANI FARZ KILMIŞTIR.” (Hz. Muhammed ‘sav’)

MÜSLÜMAN
KİMDİR?

“ALLAH
GÜZELDİR

Bir Müslüman günlük hayatında (insanlarla/doğayla) ilişkilerinde
sorumsuz davranamaz.O, bu geçici dünya hayatında imtihan
olduğunu, beden ölümünün sonrasında ebedi hayat için
diriltileceğini ve hesap vereceğini sürekli aklında tutmalıdır.
Bu onu motive edecektir.Bu motivasyon onun bilgi ve becerisini
her gün artıracak, yaptığını “daha düzgün” yaptıracaktır.

GÜZELLİĞİ
SEVER”
(Hadis)

TERSİ “ALDATMAYA ÇALIŞIRKEN, ALDANAN” OLMAKTIR.

Bir gün Peygamberimiz
çarşıda dolaşırken, bir

● “Ölçtüğünüzde ölçmeyi tam yapın,
doğru terazi ile tartın. Bu daha
hayırlı, sonuç bakımından daha
güzeldir.” (Kur’ân 17/35)

kimsenin sattığı yiyecek
kümesinin içine elini

daldırdı. Eline ıslaklık
geldi. Halbuki yiyeceğin
üstü kuruydu.
Peygamberimiz satıcıya bu

YOL
HARİTASI

● “Allah, sizden birinizin yaptığı işi,
ameli ve görevi sağlam ve iyi
yapmasından hoşnut olur.” (Hadis)

durum nedir diye sorunca,
adam: “Yağmur yağdı ve

sattığım mallar ıslandı”
dedi. Bunun üzerine,
Peygamberimiz: “Alacak

● “Bizi aldatan bizden değildir.”(Hadis)

olan insanların malı
olduğu gibi görmeleri için
karıştırman gerekmez
miydi?” dedi ve şunu
ekledi: “Bizi aldatan bizden
değildir.”

Dinimiz bizden;
bir iş yaparken,

“işin hakkı”nı
vermemizi
ister.

BİTİRİRKEN

Ne yazık ki günümüz Müslümanlarının çoğu,
“sorumluluk taşımak” istememektedir.

Yapmamız gerekirken “yapmadıklarımız” ve
yapmamamız gerekirken “yaptıklarımız” ileride
önümüze konulacaktır.

Akıllı insan kendini sorgulayıp hatalarını tespit eden
ve “zararın neresinden dönülürse kârdır” diyerek
kendisine çeki - düzen verendir. Yani; güzellikler
üretendir…

Kötü huy ve alışkanlıklardan uzak kalabilmek kolay
olsaydı herkes günahsız olurdu. Önemli olan, hatadan
vazgeçme iradesi koymak ve güzellik üretme niyetini
eyleme geçirmektir.

“Her nefis ölümü tadacaktır.
Sizi bir imtihan olarak hayır ile
de şer ile de deniyoruz. Ancak
bize döndürüleceksiniz.”

“Kim iyi bir iş yaparsa kendi
lehinedir. Kim de kötülük yaparsa
kendi aleyhinedir. Rabbin kullara
(zerre kadar) zulmedici değildir.”

“Şüphesiz Allah, kendisine karşı
gelmekten sakınanlar ve iyilik
yapanlarla beraberdir.”

Faydalandıklarıma teşekkürlerimle...

Şubat 2012