HAZIRLAYAN BAYRAM KARAAYTU TÜRKÇE ÖĞRETMENLİĞİ 2.SINIF 1.ÖĞRETİM ZİYA PAŞA 1825-1880 1825’ de İstanbul'da doğdu. Galata Gümrüğü'nde kâtiplik yapan Erzurum'un İspir ilçesinden Ferideddin Efendi'nin oğludur. Bayezit Rüşdiyesi'ni bitirdi.

Download Report

Transcript HAZIRLAYAN BAYRAM KARAAYTU TÜRKÇE ÖĞRETMENLİĞİ 2.SINIF 1.ÖĞRETİM ZİYA PAŞA 1825-1880 1825’ de İstanbul'da doğdu. Galata Gümrüğü'nde kâtiplik yapan Erzurum'un İspir ilçesinden Ferideddin Efendi'nin oğludur. Bayezit Rüşdiyesi'ni bitirdi.

HAZIRLAYAN

BAYRAM KARAAYTU TÜRKÇE ÖĞRETMENLİĞİ 2.SINIF 1.ÖĞRETİM

ZİYA PAŞA

1825-1880

1825’ de İstanbul'da doğdu. Galata Gümrüğü'nde kâtiplik yapan Erzurum'un İspir ilçesinden Ferideddin Efendi'nin oğludur. Bayezit Rüşdiyesi'ni bitirdi. Özel derslerle Arapça ve Farsça öğrendi. Bir süre Sadaret Mektub i Kalemi'nde çalıştı. 1855'te Mustafa Raşid Paşa aracılığıyla sarayda Mabeyn Katipliği'ne atandı. Bu sırada Fransızca öğrendi. Ali Paşa sadrazam olunca saraydan uzaklaştırıldı.

İyi bir öğrenimden sonra 1955 yılında Saray’da memuriyet hayatına atılır. Bildiği Arapça ve Farsça gibi doğu dillerinin yanında burada Fransızca öğrenir. Kıbrıs, Amasya ve Bosna’da çeşitli üst düzey görevlerde bulunur. 1865’te Meşrutiyet yanlısı Yeni Osmanlılar Cemiyetine girer.

İkinci kez Kıbrıs mutasarrıflığı göreviyle İstanbul’dan uzaklaştırılmak istenince, Namık Kemal’le birlikte 1867 yılında Paris’e kaçar. Daha sonra Londra’ya geçer. Namık Kemal’le birlikte 1868 yılında Hürriyet gazetesini çıkarır.

1870 yılında Cenevre’ye geçer. Namık Kemal, Agah Efendi, Ali Suavi ve öbür arkadaşlarıyla Yeni Osmanlılar Cemiyeti’nin yönetiminde görev alır. 1871 yılında İstanbul’a döner. 1876’da Maarif Nezareti müsteşarlığına atanır. Namık Kemal’le birlikte Kanuni Esasi Encümeni’nde çalışır. Sultan tarafından İstanbul’da bulunması sakıncalı görülerek, vezirlik rütbesiyle 1877’de Suriye valiliğine atanır. Daha sonra Adana valisi olur. 1880 yılında burada ölür.

ZİYA PAŞA bir şair olarak hece ile yazılmış birkaç şiiri dışarıda tutulursa o divan şiiri geleneğine bağlı kalmıştır. Ancak onun bu az sayıdaki hece şiirinde, Şiir ve İnşa’da formüle edilen görüşlerin izleri vardır. Örneğin, “ Türkü “ adlı şiiri hem biçim hem de içerik bakımından halk şiirine yönelişin mesajları ile doludur:

Akşam olur güneş batar şimdi buradan Garip garip kaval çalar çoban dereden Pek körpesin esirgesin seni yaradan Gir süreye kurt kapmasın gel kuzucağım Sonra yardan ayrılırsın ah yavrucağım

Eserlerinin Özellikleri

Eserlerinde 2. Abdülhamit yönetimine karşı özgürlükleri ve meşrutiyeti savundu. Batılılaşma yanlısı, yenilikçi Tanzimat Edebiyatı'nın öncüleri arasında yer aldı. Namık Kemal ve Şinasi ile birlikte yeni Türk edebiyatının temellerini attı. Türk edebiyatının kendi geleneğine sahip çıkmasını istedi, şiir ve yazı dilinin halkın dili olması gerektiğini savundu. Şiirlerinde divan şiir biçimlerini kullandı ama içerikte hak, adalet, uygarlık, hürriyet gibi temaları işledi.

"Terci i Bend" ve "Terkîb-i Bend" isimli iki şiirinde ise insanın yargısı ve gerçeği kavramanın olanaksızlığı, Tanrı'nın mutlak egemenliği gibi metafizik konular üzerinde durdu. 1874 bakılmaz 1875'te Arap, Fars ve Türk şairlerin şiirlerini "Harabat" adlı 3 ciltlik ansiklopedide topladı. 17 Mayıs 1880'de Adana'da yaşamını yitirdi. Ziya Paşa; "Âyinesi iştir kişinin lafa Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde" şeklindeki deyimleşen beyitin de yazarıdır.

Eserleri

Zafername (1868, düzyazı şiir) Rüya (ölümünden sonra, 1910) Veraset Mektupları (ölümünden sonra 1910) Eş'ar-ı Ziyâ (ölümünden sonra şiir, 1881) Şiir ve İnşa Makalesi Defteri Amal (anı niteliğinde)

Terkibi-i bent Harabat Tercümeleri [değiştir] Viardot’tan, Endülüs Târihi'ni, Cheruel ile Lavallee’den, Engizisyon Târihi'ni, J.J. Rousseau’dan Emil’i, Moliere’den Tartuffe’ü tercüme etmiştir. Terkib-i Bend

Pek rengine aldanma felek eski felektir Zira feleğin meşreb-i nasazı dönektir Ya bister-i kemhada ya viranede can ver Çün bay u geda hake beraber girecektir Allah'a sığın şahs-i halimin gazabından Zira yumuşak huylu atın çiftesi pektir Yaktı nice canlar o nezaketle tebessüm Şirin dahi kasdetmesi cana gülerektir

Bed asla necabet mi verir hiç üniforma Zerduz palan ursan eşşek yine eşşektir Bed maye olan anlaşılır meclis-i meyde İşret güher-i ademi temyize mihenktir Nush ile yola gelmeyeni etmeli tekdir Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir Nadanlar eder sohbet i nadanla telezzüz Divanelerin hemdemi divane gerektir

Afv ile mübeşşir midir eshab-ı meratib Kanun-i ceza acize mi has demektir Milyonla çalan mesned-i izzete serefraz Birkaç kuruşu mürtekibin cay-i kürektir ................. Ziya Paşa