HAREKET KAS HAREKETİ AMİPSİ HAREKET KAMÇI VE SİL YARDIMI İLE HAREKET 2/50 KAS HAREKETİ • Kas dokuda miyofibriller, kas fibril demetlerini • • • • oluşturur. Hücrelerde bulunan ince ve ipliksi yapıya aktin filamanı, kalınlara da miyozin.

Download Report

Transcript HAREKET KAS HAREKETİ AMİPSİ HAREKET KAMÇI VE SİL YARDIMI İLE HAREKET 2/50 KAS HAREKETİ • Kas dokuda miyofibriller, kas fibril demetlerini • • • • oluşturur. Hücrelerde bulunan ince ve ipliksi yapıya aktin filamanı, kalınlara da miyozin.

HAREKET
KAS
HAREKETİ
AMİPSİ
HAREKET
KAMÇI VE SİL
YARDIMI
İLE HAREKET
2/50
KAS HAREKETİ
• Kas dokuda miyofibriller, kas fibril demetlerini
•
•
•
•
oluşturur.
Hücrelerde bulunan ince ve ipliksi yapıya aktin
filamanı, kalınlara da miyozin filamanı denir.
Çizgili kaslarda ışığı az kıran ve açık renli görülen
bantlara izotrop (I bandı), ışığı çok kıran ve koyu
renkli bantlara anizotrop (A bandı) denir.
Koyu bandlarının ortasında daha açık renkli bir Hzonu vardır ve I bandları da Z-çizgisi ile ayrılır.
İki Z-çizgisi arasındaki kısma sarkomer adı verilir.
Sarkomer, miyofibrillerin işlevsel birimidir.
3/50
AMİPSİ HAREKET
• Amip, yalancı ayak veya psödopod adı da
verilen plazma uzantılarının dışarıya akıp
içeriye çekilmesiyle hareket eder.
• Amipsi hareket aktin filamaların hareketine
dayanır. Bunlar amip ektoplazmasında
yoğun miktarda bulunur.
4/50
5/50
KAMÇI VE SİL YARDIMI İLE
HAREKET
• Sigara tiryakilerinin öksürme nedenidirler.
•
•
Tiryakilerin üst solunum yollarındaki birkaç yüz
milyar kirpik veya kamçının hareket etmesi
öksürmeye neden olur.
Terliksi hayvanda düzenli sil vuruşu hareketi
sağlar.
Soluk borusunun silleri düzenli hareket özelliğini
yitirirse, akciğer mukus ve toz taneciklerinden
temizlenmez. Bu durumda kronik bronşit
meydana gelir.
6/50
Öglenada Hareket Şekli
7/50
BİOTEKNOLOJİ
• Sümer ve Babilliler bira gibi alkollü içecekleri
•
•
•
bundan 8000 yıl önce yapabiliyorlardı.
Mısırlılar, 6000 yıl önce hamur mayası
kullanarak ekmek yapmayı biliyordu.
Louis Pasteur, aerob ve anaerob
mikroorganizmaların varlığını ortaya koydu.
Buchner, 1897 de parçalanmış maya
hücrelerinin alkolik mayalanma yaptığını buldu.
8/50
BİTKİLERDE MİNERAL TUZ
VE SUYUN ALINMASI İLE
NAKLİ
YAPRAK VE YAPISI
YAPRAK
• Terleme, boşaltım, solunum, fotosentez
olaylarında görev alır.
• Yaprağın geniş ve yassı kısmına yaprak ayası
(Lamina), dala veya gövdeye bağlandığı
kısmına yaprak sapı (Petiyol), yaprak sapı ve
yaprak ayasını gövdeye bağlayan kısmına
yaprak tabanı (Bazis), yaprak kını ile dal
arasındaki kısma tomurcuk , yaprak ayasında
iletimi sağlayan iletim borularına damarlar
denir.
• Yaprak ayası tek parçalı olan yapraklara basit
yaprak, yaprak ayası çok parçalı olan
yapraklara ise bileşik yaprak denir.
10/50
11/50
YAPRAK
• Yapraklar tipik olarak üç ana dokudan oluşur:
•
•
•
•
Üstderi (epidermis), mezofil ve iletimdoku.
Yaprağın hem alt hem de üst yüzeyini kaplayan
üstderi (epidermis) tek sıralı bir hücre katmanı
halindeki koruyucu bir dokudur.
Üstderi hücrelerin dış çeperleri kutikula denen
ince, mumsu bir maddeyle örtülüdür.
Mumsu kutikula su geçirmezdir, böylece yaprak
yüzeyinden olacak su kaybını minimum
seviyeye indirir.
Kutikula, yaprağın üst yüzeyinde genelde daha
kalındır, bu nedenle yaprakların üst yüzeyi alt
yüzeyine oranla daha parlak gözükür.
12/50
YAPRAK
• Kurak bölgelerde; stoma yaprağın alt
•
•
•
•
bölgesinde bulunur ve kutilula kalın olur.
Ilıman bölgelerde; stoma üst epidermiste
bulunur ve kutikula ince olur.
Nemli bölgelerde; stoma hem üst hem alt
epidermiste bulunur ve kutikula ince olur.
Üstderi hücreleri arasında yaprağın
atmosferle gaz alışverişini sağlayan
gözenekler bulunur. Bu gözeneklere stomata
adı verilir.
Karbondioksit ile oksijen'in bitkiye girişini
sağlarken, su buharının da dışarı atılmasını
sağlar.
13/50
YAPRAK
• Her stoma bir çift kilit hücreyle çevrilmiştir ki bunlar
•
•
•
bitkideki su basıncına göre stomanın (aralığıngözeneğin) büyüklüğünü ayarlarlar.
Güneş ışığına daha çok maruz kalan üst yüzeyden
su kaybının önlenmesi için yaprağın üst yüzeyinde
alt yüzeyine oranla çok daha az stoma (gözenek)
bulunur.
Yaprağın iç katmanı olan mezofil bölümü klorofilce
zengin, sık hücre dizileri halindeki palizat dokusu ile
hücreleri arasında geniş boşluklar bulunan sünger
dokusunu kapsar.
Üst yüzeye, böylece de ışığa, daha yakında bulunan
palizat doku hücreleri bulundurdukları yoğun klorofil
oranı ile fotosentezin en yoğun yer aldığı
14/50
hücrelerdir
15/50
16/50
YAPRAK
• Sünger doku ise bulundurduğu geniş boşluklar ile
gaz alış verişinde büyük bir rol oynar. Aralarında
bulunan bu hava boşlukları mezofil katmanı ile
yaprağın alt yüzeyindeki gözenekler (stomata)
arasında gaz alış verişinin verimli olması için bir
bağlantı oluşturur.
• İletim dokular da (vasküler sistem, vasküler doku)
damarları oluşturur. Bitki içindeki madde alış
verişinde görev alan doku çeşididir. Ksilem (odun
borusu) ve floem (soymuk borusu) diye ikiye ayrılır.
Ksilem inorganik maddelerin (su ve mineraller gibi)
iletimini sağlarken, floem organik maddelerin
(fotosentez sonucu oluşan besin maddeleri gibi)
iletimini sağlar. Ksilem cansız hücrelerden oluşurken,
floem canlı hücrelerden oluşur
17/50
BUHARLAŞMA
• Su, yaprak damarları ile yaprağın iç kısmına
iletilir. Buradan su buharı sünger dokunun
hücre arası boşlukları ile dışarıya verilir. Bu
olaya buharlaşma (Tranpirasyon) denir.
• Buharlaşma, güneşin etkisi altındaki yaprak
yüzeylerini yanmaya karşı korur.
• Buharlaşma, epidermisin küçük bir kısmında
olur. Çünkü epidermisi örten kutikula suyun
çıkışını engeller ve böylece aşırı su kaybını
önler.
18/50
STOMA AÇIKLIĞI
19/50
STOMA AÇIKLIĞI
• Bitkilerde su kaybını önleyen, buharlaşmayı
•
•
•
•
•
düzenleyen stoma açıklığıdır.
Stomalar, yapraklarda epidermis hücreleri arasında
bulunur.
Aralarında por (delik) birbirine bağlı iki stoma
hücresinden meydana gelir.
Stoma hücrelerinin birbirine bakan kısmındaki
çeperler kalın, dışa bakan kısmındaki hücreler
incedir.
Epidermisten farklı olarak kloroplast ve nişasta
bulundururlar.
Turgor ile açılıp kapanabilir.
20/50
STOMALARIN AÇILIP - KAPANMASI
•
•
•
•
•
•
•
Stomaların Açılması
Bitki ışıklı ortamda fotosentez yapmaya başlar.
Ortamdaki CO2 azalacağı için ortamın pH ı
yükselir. (pH>7)
Yükselen pH fosforilaz enzimini aktif hale getirir.
Fosforilaz enzimi nişastayı glikoza çevirir.
Her iki durumda da ozmotik basınç artar.
Stoma hücreleri komşu hücrelerden su alır.
Turgor basıncı artar ve şişer böylece stoma açılır.
21/50
STOMALARIN AÇILIP - KAPANMASI
22/50
STOMALARIN AÇILIP - KAPANMASI
Stomaların Kapanması
• Glikozun azalmasıyla ozmotik basınç düşer.
• Turgor basıncı artar.
• Hücrede basıncı dengelemek için su çıkışı
olur. Böylece stoma kapanır.
23/50
KÖK VE YAPISI
• Kara yaşamına uyum sağlamış olan
bitkilerde genel olarak toprak içerisine
doğru büyüyen bir organdır.
• Kökün toprak içerisinde büyümesine suyun
bulunduğu yer ve yer çekimi etkilidir.
24/50
KÖK VE YAPISI
• Kökün iki önemli görevi vardır:
– Bitkinin toprağa tutunması,
– Su ve mineral tuzların emilmesi.
• Kökün enine kesiti incelendiğinde bir merkezi
•
•
silindir görülür. Bu kabuk dokusu tarafından sarılır.
Kök ucu bölgesindeki dış kısma rizodermis, iç
kısma ise endodermis denir.
Büyüme zonunun bulunduğu kök ucu bir kök
yüksüğü tarafından sarılır ve bu yolla da korunur.
25/50
26/50
KÖK METAMORFAZLARI
• Tutunma Kökleri: Bitkinin diğer bitkileri veya
•
•
•
duvar üzerine tırmanma ve tutunmasına yardım
eder. Ör:duvar sarmaşığı (Hedera helix)…
Sömürme Kökleri: Parazit bitkilerin, üzerinde
yaşadıkları konak bitkinin besin maddelerini
emmesini sağlar. Ör:ökse otu (Viscum album),
cinsaçı (Cuscuta), canavarotu (Drobanche)…
Depo Kökler: Besin maddelerini depo etmek üzere
ana kökün değişikliğe uğraması ile oluşur. Ör:havuç,
şalgam, sahlep…
Soluma Kökleri: Oksijeni az toprak ve sularda
yaşayan bitkilerin suyun veya toprağın üzerinde
çıkardığı köklerdir. Ör:bataklık bitkileri…
27/50
KÖK METAMORFAZLARI
• Çekme Kökleri: Bitkinin toprakaltı gövdelerinin daha
derine gitmesini sağlar. Ör:Türk alacası (Lilium martagon)…
Ek Kök (Mısır)
Saçak Kök
Hava Kökleri
(Orkide)
Destek Kök
(Palmiye)
28/50
KÖKÜN SUYU ALMASI
• Su köke, saçak bölgesindeki mantarlaşmamış hücre
•
•
çeperinden kolayca girer.
Birinci yolda kapiler boşluklarla hücre çeperindeki
mantar benzeri birikim ile bu yoldan suyun
ilerlemesi engellenir. Kaspar kanalları adı verilen
bu hatlar suyu geçirmez. Su ancak endodermis
hücrelerinin protoplastları üzerinden ilerler.
İkinci yolda kök kabuk hücrelerinin protoplastları ile
endodermis hücrelerinin plazmasına iletilir. Buradan
da merkezi silindirin su iletim borularına geçer.
29/50
KÖKÜN SUYU ALMASI
• Kökte su alımı ihtiyacı fazla olduğu için
kökün ozmotik basıncı yüksektir.
• Kökün ozmotik basıncı topraktan yüksek
olduğu için su bunu dengeleyebilmek için
topraktan köke geçer.
• Topraktaki ozmotik basınç fazla olursa
fotosentez sonucu üretilen glikozlar
gönderilerek veya topraktan aktif taşıma ile
mineral madde alınarak ozmotik basınç
arttırılır. Böylece su emilimi sağlanır.
30/50
KÖKÜN İYONLARI ALMASI
• Bitki kökünde yer alan hücreler, hücre içindeki
reaksiyonlarda kullanmak için topraktaki belli iyonları
seçerler. Bu son derece önemli bir işlemdir. Çünkü bitki
hücreleri, kendi içlerindeki iyonların yoğunluğu,
topraktaki iyonların yoğunluğundan 1000 kez daha fazla
olmasına rağmen bu iyonları hücre içine kolaylıkla
alabilirler.
• Normal şartlar altında yüksek yoğunluktaki bir
bölgeden, yoğunluğu daha az olan bölgeye doğru
madde akışı gerçekleşir. Fakat görüldüğü gibi bitki
köklerinin topraktan iyon temininde bunun tam tersi
meydana gelmektedir. İşte bu nedenle bu işlem için
yüksek miktarda enerjiye ihtiyaç vardır.
• İyonların hücre zarından geçişinde iki faktör etkili
olmaktadır. Zarın iyon geçirgenliği ve zarın iki
tarafındaki iyonların yoğunluk farkı.
31/50
KÖK BASINCI
• Bitkiler, köklerindeki hücrelerin iç basınçları dış
basınçlarından az olduğunda dışarıdan su alırlar.
Başka bir deyişle bitki, topraktan ancak ihtiyacı
olduğu zamanlarda su almaktadır. Bunu belirleyen
en önemli faktör, bitkinin köklerinin içinde bulunan
suyun meydana getirdiği basınç miktarıdır. Bu
basıncın dışarıdaki basınç miktarı ile dengelenmesi
gereklidir. Bitki bunu sağlayabilmek için, içerideki
basınç miktarı azaldığında kökler vasıtası ile
dışarıdan su alma ihtiyacı duyar. Bunun tam tersi
olduğunda ise, yani bitkideki iç basınç dışarıdakine
oranla daha yüksek olduğunda, bitki bu dengeyi
sağlayabilmek için bünyesindeki suyu yapraklarından
dışarı bırakır. Buna gutasyon(damlama) denir.
32/50
GÖVDE VE YAPISI
• Gelişme düzeyi yüksek bitkilerin toprak üstündeki yaprak ve
•
•
•
•
•
üreme organlarını taşıyan, silindirik yapılı ve dallanma
gösteren organa gövde denir.
Gövde, uç kısmında bulunan hücrelerin büyümesi ve
farklılaşmasıyla gelişip uzar.
Tomurcuk: Büyüme noktalarını dış etkilerden korumak için,
üst üste gelerek sıkışmış yapraklardan oluşan yapıdır.
Ara eksen ucundaki tomurcuğa terminal (tepe)
tomurcuğu, yan dalların kökenini oluşturan tomurcuğa
lateral (yan) tomurcuk denir.
Yaprak ve yaprakların koltuğundaki tomurcukların bulunduğu
bölgeye NOD (düğüm) adı verilir.
Tomurcuklar yeni sürgünler meydana getirerek ağacın
büyümesini sağlar.
33/50
GÖVDENİN İÇ MORFOLOJİSİ
• Meristem hücrelerinin büyüyüp gelişmesiyle
•
•
meydana gelir.
Genç bir bitki hücresinin enine kesiti alındığında
kabuk ve iletim demetlerinden oluştuğu gözlenir.
Su ve mineral tuzlarını kökten yukarıya ileten iletim
demetlerine ksilem (kanal bölgesi) denir.
–
–
–
–
–
Cansız hücrelerden (trake ve trakeid) oluşmuştur.
Hücreler arasındaki çeper tamamen erimiştir.
Madde iletimi tek yönlü ve hızlıdır.
Ksilem hücreleri aktif taşıma yapamaz.
Yaprakların su kaybı nedeniyle boru içinde bir alçak basınç
oluşur.
34/50
Ksilem
35/50
GÖVDENİN İÇ MORFOLOJİSİ
• Yaprakta fotosentez sonucu oluşan organik
besinleri gövde ve köke ileten demetlere
floem denir.
– Canlı hücrelerden oluşur.
– Madde iletimi çift yönlü ve yavaştır.
– Aktif taşıma yapabilirler.
36/50
GÖVDENİN İÇ MORFOLOJİSİ
• Çift çenekli (dikotiledon) bitkilerde ksilem ve
floem arasında genellikle farklılaşmamış ve
bölünebilen bir doku hattı yer alır. Buna
kambiyum denir. Kambiyum odunsu
bitkilerde enine büyümede rol oynar.
37/50
ENİNE BÜYÜME
• Gövde ekseni, uç kısımda vejetasyon noktası bir
•
•
•
•
•
büyüme bölgesi taşır.
Gövde çok sayıda hücre bölünmesi ile enine büyür.
Buna primer enine büyüme denir.
Dikotiledon bitkiler, gövde eksenini güçlendirmek
amacıyla sekonder büyüme de yaparlar. Sekonder
büyümeyi kambiyum yapar.
Kambiyum sürekli yeni hücreler üretir ve oluşan
hücreler konumlarına göre ksilem veya floem
elamanlarına dönüşür.
İlkbahar vejetasyon mevsimi olup, bitkide
büyümenin gerçekleştiği dönemdir.
Sonbaharda odun elemanları daralır ve çeperleri
kalınlaşır. Bu şekilde yıllık halkalar oluşur.
38/50
ENİNE BÜYÜME
• İlkbahar halkaları daha açık
renkli olur. Bir açık bir koyu
halka bir yıllık enine
büyümeyi gösterir.
• Yıllık halkalar sayılarak bir
ağacın yaşı bulunur.
• En içteki halka en yaşlı, en
dıştaki halka en genç
halkadır. Çünkü kambiyum
tarafından en son meydana
getirilen halka en dıştakidir.
39/50
GÖVDE METAMORFOZLARI
• Sürünücü Gövde (Stolon):
– Toprak yüzeyine paralel olarak uzanır.
– Pulsu yaprakları bulunan ince yapılı gövdelerdir.
– Ör: Çilek
• Toprak Altı Gövdesi (Rizom):
– Fazla miktarda yedek besin depo eder.
– Toprak altında yatay olarak uzanır.
– Ör: İris (süsen)
• Yumru Gövde (Tuber):
– Toprak altunda bulunur.
– Besin depo eder.
– Şişkin bir yapıya sahiptirler.
40/50
GÖVDE METAMORFOZLARI
• Yumru Gövde:
– Rizomlardan farklı
• Kısa ve kalındırlar,
• Kök taşımazlar,
• Bir büyüme mevsiminde canlı kalırlar.
– Ör: Patates
• Sert Soğan (Korm):
–
–
–
–
Toprak altında bulunur.
Besin depo eder.
Kalın ve kısa gövdelidirler.
Gövde etrafındaki yapraklar zar gibi incelmiştir.
Çoğunlukla ipliksi bir hal almış taban kısımları bulunur.
41/50
GÖVDE METAMORFOZLARI
• Bulb (Soğan):
– Üst kısmında besin maddesi bakımından zengin pulsu
yapraklar bulunur.
– Alt kısım ince ek kökler bulunan disk şeklinde bir toprak
altı gövdesi bulunan gövdelerdir.
• Etli Gövde:
– Çöl gibi kurak bölgelerde ve tuzlu ortamlarda yaşayan
bitkilerin gövdelerinin etlenerek su depo edecek şekilde
özelleşmesidir.
– Bu gövdelerde bol su depo edebilecek kofullar bulunur.
– Ör: Kaktüsler, Kaya koruğu…
• Diken Gövde:
– Koruma görevi gören gövdelerdir.
– Ör: Ateş dikeni
42/50
BİTKİLERDE SU VE
MİNERALLERİN TAŞINMASI
• Emici tüylerde
ozmotik basıncın
yüksek olmasından
dolayı su topraktan
ozmoz ve difüzyon ile
alınarak ksileme
verilir.
43/50
SUYUN YAPRAKLARA
TAŞINMASI
• Kılcallık Olayı (Adezyon)
– Odun borularının iç yüzeyleri su moleküllerini çeker.
– Bu çekim kuvvetiyle su en fazla 5m yükselir.
– Çekim az, yavaş ve yetersizdir.
• Kök Basıncı
– Bitki köklerindeki emici tüylerin ozmotik basıncı
topraktakinden fazladır.
– Köklerde oluşan ozmotik basınç topraktaki suyu köklere
geçirir.
– Su miktarı artınca su yapraklara yükselir.
– Bu şekilde su 30m yükselir.
44/50
SUYUN YAPRAKLARA
TAŞINMASI
• Terleme (Kohezyon Kuvveti)
– Terleme sonucu kaybedilen su ozmotik basıncı
arttırır. Dolayısıyla emme kuvveti artar.
– Yapraklar odun borularından sürekli su çekerler.
– Bu sayede su molekülleri kökten yaprağa kadar
kopmaz bir bütün oluşturur.
– Kohezyon kuvveti H2O moleküllerinin birbirini
çekmesidir.
– Su moleküllerinin birbirini çekmesi ile su yukarı
taşınır.
– Bu yolla su 100m yukarı taşınır.
45/50
Topraktan
alınan su
Kökteki
emici tüy
Epidermis
hücreleri
Parankima
hücreleri
Ksilem
Gövde
Yaprak
46/50
47/50
48/50
BİTKİLERDE ORGANİK BESİNLERİN
TAŞINMASI
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Floemde iki yönlü taşıma ile gerçekleşir.
Floemdeki madde hareketinin esası sıvı basıncı farklılığına dayanır.
Difüzyon ve aktif taşıma ile besinler taşınır.
Yaprak hücrelerinde, fotosentez nedeniyle şeker yoğunluğu
yüksektir.
Şeker floeme geçer.
Floemde yoğunluk artar ve komşu dokulardan özellikle ksilemden
su alışı başlar.
Kök gibi şeker yoğunluğu az olan yerlerde floem suyu tekrar
boşaltır.
Şeker floem borularından iletim hücrelerine geçer.
Aktif madde iletimi ile kök hücrelerine verilir.
Floemde şeker yoğunluğunun azalması, komşu hücrelerde
ozmotik su çıkışına yol açar.
Böylece floem özsuyu yavaşça floemin dolduğu yerlerden
boşaldığı yere akar. Bu teoriye asimilat iletiminin basınçlı
akım kuramı denir.
49/50
SON
BENİ DİNLEDİĞİNİZ İÇİN
TEŞEKKÜR EDERİM