Danismendname

Download Report

Transcript Danismendname

DANİŞMEND-NAME
KONUYA HAZIRLIK YAPALIM
1)
Daha önce bir destan metni okudunuz mu? Konusunu
hatırlıyor musunuz?
2) Tarih derslerinden Selçuklular
Döneminde var olmuş
Danişmendoğulları Beyliği
hakkında anımsadıklarınızı
arkadaşlarınıza aktarınız.
METİN
Melik Danişmend ve arkadaşları Turas Ribatı çevresinde savaşırken,
Süleyman ve Eyyüb de Sivas Kalesi’ni tamir etmektedir.Bir gün Süleyman,
Melik Danişmend’i merak eder ve onu aramaya çıkar. Tokat’a ulaşır, Turas
Ribatı çevresinde kafir askerleriyle savaştığını duyar. O istikamete doğru
yoluna devam eder.
Artuhı kolu kopmuş bir durumda manastırda yatarken Allah’ın
inayetiyle Hızır Peygamber gelir, onun yaralarını iyileştirir, kolunu da yerine
takar. Ayrıca sıkıntıya düştüklerinde okumak üzere bir de dua verir.Artuhı
tekrar savaş meydanına çıkar.Onu sağlam gören kafir askerler korkar.Artuhı,
savaş meydanında daha önce kendisini öldürmek için Nastor tarafından
görevlendirilen Mihran’a rastlar, onu ve oğlu Mihras’ı öldürür.
Akşam tekrar manastıra çekilirler. Melik
Danişmend, rüyasında Süleyman’ın geldiğini
görür ve onu karşılamak için yola çıkar.
Süleyman, kalabalık kafir askerlerini görür ve
Sivas’tan yardım getirmek için geri döner.Sabah
olunca savaş tekrar başlar. Melik ve arkadaşları
kafir askerlerini iyice perişan eder, ayrıca
Mihran’ın akrabalarından Iklıma’yı öldürürler. Kafir
ordusu yenilmek üzereyken Samsun Beyi
İstifanos ve Sinop Beyi Mihriyanos, altmış bin
askerle yardıma gelir. Tekrar toparlanan kafir
ordusu serverlere saldırır. Tam bu sırada
Sivas’tan Müslüman askerleri halife bayrağı ve
Ebu’l Müslim sancağı ile yetişir. Savaş sırasında
çok sayıda Müslüman askeri şehit olur. Fakat
uzun bir mücadeleden sonra Efrumiyye,
Mihriyanos ve İstifanos’u öldürür. Kafir ordusu
bundan sonra dağılır. Gaziler ganimet malını
toplayıp bir kısmını halifeye gönderirler, bir
kısmını da aralarında paylaşırlar. Tokat’ı
fethetmek üzere oradan ayrılırlar.
Melik Danişmend ve ordusunun Tokat’ı fethetmek üzere gelmekte olduğunu
duyan Tokat Beyi Serhayil, kardeşleri Mihayil ve Nikola kalelerine çekilirler.
Gaziler,Tokat Kalesi’ni ve karşısında bulunan kiliseyi kuşatır. Müslümanlar
kafirleri perişan eder. Savaş esnasında Melik Danişmend, Nikola’yı öldürür ve ona ait
Derbendpes Kalesi’ni alır. Ganimetlerin bir kısmını Apiyye oğlu Osman ile halifeye
gönderirler, geri kalanları da gazilere paylaştırırlar. Sıra Tokat Kalesi’ne gelir. Melik
Danişmend, papaz kılığında kaleye girer. Askerleri de dışardan kaleye saldırır. Melik
kale kapısını açar, Müslümanlardan beş yüz asker içeri girer. Kafirlerin bir kısmı içeride
savaşırken bir kısmı da dışarıda Müslümanlara saldırır.Önce kaçar gibi yapan
Müslüman askerleri kafirleri ortaya alır ve hepsini kılıçtan geçirir. Melik Danişmend
deiçerde kale komutanı Serhayil’i yakalar ve öldürür.
Gaziler kaleyi fethettikten sonra ganimet mallarının bir kısmını yine halifeye
gönderirler. Halife çok memnun olur ve Melik’e hediyeler gönderir. Ayrıca: “Rum’da ne
kadar kale fethederse Melik Danişmend’in olsun.” Muhtevalı bir ferman gönderir.
Gaziler bu fetihlerden sonra, yine Tokat Kalesi’nin karşısında bir tepe
üzerinde bulunan Deryanos Kilisesi’ni kuşatırlar. Burada üç kardeş papaz olarak görev
yapmaktadır. Kiliseden ejderhalar çıkıp gazilerin üzerine ateşler saçar. Çok Müslüman
şehit olur. Gece Melik Danişmend uyurken rüyasında Abdülvahhab Gazi’yi görür. O,
Melik’e kaledeki ejderhaların sihir olduğunu, Hızır Peygamber’in Artuhı’ya verdiği duayı
okuyup cenge öyle başlamalarını söyler. Melik Danişmend, sabah olunca Hızır
Peygamber’in duasını okur. Ejderhalar yok olur. Kiliseye gireler, görürler ki orada
bulunan üç papaz, putları ve kendilerini yakmışlar.
O gece Melik Danişmend, Battal Gaziyi rüyasında görür. Battal Gazi, ona bu kiliseyi
yıkmasını söyler. Müslümanlar sabah kiliseyi yıkmaya başlayınca, kilisenin
ruhbanlarından Papas isimli biri meydana çıkar. Artuhı, Efrumiyye ve Osman onun
elinden zor kurtulur. Meydana Melik Danişmend girer, Papas ile vuruşmaya başlar.
Akşama kadar hiçri galip gelemez ve ayrılırlar.
Papas gece tekrar Müslümanlara saldırır ve Artuhı’yı esir eder. Onu öldümek
düşüncesindeyken, babası Barıtas’ın tavsiyesi üzerine yine Tokat’ta bulunan Migirdiç
Kalesi’ne gönderir. Savaş sırasında Papas ile Melik Danişmend karşılaşır ve
birbirlerine sayısız hamle yaparlar. Akşam tekrar ayrılırlar. O gece Gümenek’ten
kafirlere yardım gelir. Gümenek Beyi Notron ile Melik epeyce mücadele eder. Sonunda
Notron’u Melik’in elinden kurtarırlar. Bu arada Osman, Papas’ın Tokat Kalesi’ni almak
için hücuma geçtiği haberini getirir. Melik hemen oraya gider.
Kale Beyi Reşid’in kafirleri hezimete uğrattığını
görür. Tekrar Hac Kilisesi’ne gider ve hile ile içeri
girer. Papas’ın babası Barıtas’ı kilise kapısına
boğazından asar. Melik Eyyüb’ü yüz Müslüman ile
orada bırakıp savaş alanına döner. Papas, kilisenin
alındığını duyunca beyninden vurulmuşa döner.
Sabah savaş tekrar başlar. Melik’le Papas
vuruşurken, Efrumiyye yetişip onu öldürür.
Arkasından diğer papazların hepsini öldürürler.
Gaziler bu arada Artuhı’nın kaybolduğunu fark
ederler.
Artuhı’nın esir düşmesine çok üzülen Melik Danişmend, onu aramaya
çıkar. Geryas Deresi civarında bir saray görür ve kapısına yaklaşır. Oradaki
bekçilerin otuzunu öldürür, ikisini de Tokat’a getirir. Onlardan Artuhı’nın bulunduğu
yeri öğrenir. İslamiyet’i kabul ettikleri için birine Abdurrahman, diğerine Abdullah
ismini verir.Durumu öğrenen Efrumiyye yanına Süleyman, Osman ve iki bin asker
alıp Artuhı’yı kurtarmaya gider. Pusuda on bin askerle bekleyen Mihayil bunlara
saldırır. Bu çatışmada beş yüz Müslüman askeri şehit olur. Efrumiyye de yaralanır.
Bunu duyan Melik, askerlerini alıp Geryas Deresi civarında bulunan saraya saldırır,
fakat o da büyük kayıplar vererek geri çekilmek zorunda kalır. Abdurrahman ve
Abdullah bu saraya giden gizli bir yol bildiklerini söylerler. Hemen askerlerini
toplayıp yola çıkan Melik, bir ovaya gelir ve orada askerleriyle bir gece dinlenir.
Sabah olunca Melik, Abdullah’ın çocuklarını ve eşini kurtarmak için gece saraya
gittiğini ve geri dönmediğini öğrenir. Aramaya çıktıklarında o çevrede bir kilise daha
olduğunu görürler. Bu arada kafirler Abdullah’ı yakalarlar, Melik’in kaleye saldırmak
üzere olduğunu öğrenirler ve hemen pusu kurarlar. İki ordu karşılaşır ve savaş
başlar. Mihayil, Melik’in elinden kurtularak kaleye kaçar. Bu arada Müslümanlar
kiliseyi yakar. Bunu gören Mihayil, elli Müslüman esiri kale burcunda parçalar ve
kuşatmadan vazgeçmemeleri halinde Artuhı’yı da öldüreceğini söyler
Çaresiz geri dönen Melik, yeniden savaş planı yapar ve sabah erkenden
kaleye saldırır. Savaş başlar. Müslümanlar kafirleri kırar. Bu sırada Paniç, Artuhı’yı
kontrol etmeye gider. Artuhı Kur’an okuyordur. Paniç’in gönlü yumuşar ve Artuhı ile
sohbet etmeye başlar. Paniç Mihayil’in kızına aşık olduğunu söyler.Artuhı,
Müslüman olması ve kendini kurtarması halinde yardımcı olacağını söyler. Paniç,
Artuhı’yı ve diğer Müslüman esirleri zindandan kurtarır. Kurtardıkları esirlerle
beraber kale içinde ne kadar kafir varsa kılıçtan geçirirler. Mihayil’in kızı o gece
Hz.Peygamberi rüyasında görmüş ve Müslüman olmuştur.
Dışarıda ise Müslümanlar geri çekilerek kafirlere oyun ederler ve onları
çembere alıp kılıçtan geçirirler. Melik, Mihayil’i yakalar ve öldürür. Kaleyi alırlar,
mallarını ganimet edrler. Bu arada Melik, Paniç’e Muhammed ismini verir ve onu
Mihayil’in kızıyla nikahlar.
NECATİ DEMİR
Danişmend-name
4.,5.,6.meclis özeti
DANİŞMEND-NAME’NİN ÖZETİ
12. yy. dan beri Anadolu halkının ağzında dolaşan, hatta halk arasında
ve sultanların saraylarında kopuz eşliğinde söylenegelen ve çeşitli nüshaları
bulunan Danişmendname’de anlatılan olayları şöyle özetleyebiliriz:
Danişmend Gazi, 970’te Bağdat Abbasi Halifesi’nden izin alarak,
maiyetinde bulunan Tursan, Çavuldur, Çaka, Kara-Doğan, Hasan, Süleyman bin
Numan, Eyyüb bin Yunus ve Kara-Tigin gibi gaza arkadaşlarının ve Malatya
mücahitlerin reisi olarak gazaya çıkmış ve uzun süreden beri yıkılmış bir halde
bulunan Sivas’ı onararak içine yerleşmiştir.
Danişmend Gazi, daha sonra mücahitlerden bir kısmını Tursan ile
İstanbul’a doğru göndermiştir. Bunlar Alemdağı bölgesine kadar gelmişler ve
orada şehit olmuşlardır. Kara-Tigin, Çavuldur, Çaka Beyler de Karaman
yöresine akınlara çıkarlar.Artuhı isminde birisini Müslüman ederek, onunla
candan bir arkadaşlık kuran Danişmend Gazi ise, birçok savaşlardan sonra
Sivas’tan gelen ordu ile birleşip Tokat’ı alır. Bu başarılar, Bağdat Abbasi
Halifesi’ne bildirilir. Kendilerine Bağdat Abbasi Halifesi tarafından hil’atler
gönderilir ve Danişmend Gazi’ye emirlik menşuru verilir. Danişmend Gazi, ardı
ardına Kömenek ile Turhal’ı alarak Frenk, Gürcü, Rum ve Ermenilerin büyük
ordularını yenilgiye uğratır. Amasya ve Çorum’u ele geçirir. Artuhı ile KaraTigin ise Menkuriye ve Mamuriye’yi ele geçirirler. Emir Osman da
Kastamonu’yu almak için harekete geçer.
Danişmend Gazi, kendisine karşı gelen halkı itaat altına almak üzere
Niksar’a geri döner ve orayı alarak Niksar’ın ahalisini Müslüman yapar. Daha
sonra Canik ülkesine sefere çıkar. Har-Kümbet Kalesi’ni kuşatır. Bu sıralarda
Ahlat Beyi ve Ermeni kralı ile Rum ve Gürcü beyleri birleşerek Artuhı’yı
yenerler veNiksar önüne gelirler. Niksar halkı dinden çıkarak Müslümanları
öldürürler. Hristiyanlar, böylece her yerde başarılı duruma geçerler. Bu durum
üzerine Har-Kümbet’ten dönen Danişmend Gazi, Niksar’ı tekrar ele geçirir.
Emir Danişmend Gazi, emirleri öldüğü, askerleri de çok azaldığı halde
tekrar Canik üzerine çıkar; ancak yolda pusuya düşürülerek çok ağır bir şekilde
yaralanır. Niksar’a dönerek orada ölür, öldüğü yere gömülür. Danişmend
Gazinin ölümü üzerine Hristiyanlar her tarafta başarılı olurlar. Amasya, Tokat ve
Niksar tekrar düşmanların eline geçer. Danişmend Gazi’nin oğlu Emir Gazi,
beraberindekilerle Malatya yöresine çekilir. Malatyalılar, onu yanlarına alarak
Bağdat Abbasi Halifesi’nin yanına giderler. Halifeye durumu anlatırlar. Bunun
üzerine halife, Sultan Tuğrul Beyi Anadolu’yu almaya çağırır.Tuğrul Bey,
amcasının torunu olan Süleyman Şah’ı, Anadolu’nun fethiyle
görevlendirir.Bağdat Abbasi Halifesi, Süleyman Şah’ın kız kardeşi ile Emir
Gazi’yi evlendirir. Bu sıralarda,Malatya’nın Rumların eline geçtiği ve yıkıldığı
haberi gelir. Bunun üzerine Süleyman Şah, beraberinde seraskeri Emir Gazi
olduğu halde Anadolu’ya yürüyerek, Üsküdar’a kadar bütün Anadolu’yu ele
geçirir. Hikaye bu şekilde sona ermektedir.
ORJİNAL METİNDEN ÖRNEKLER
…Melik ‘askerine ki Sivas kal’asın ‘imaret iderlerdi. Melik seyrana binüp gitmiş
idi.Çeri mukaddemi Süleyman bin Nu’man ve Eyyüb bin Yunus idi. Melik içün katı
teşvişe düşdiler. Derhal Süleyman kendüyi ruhban şeklinde düzdi, Melik’i isteyü
revane oldı. Dükiyye ya’nı Tokat Kal’asına irdi.Gördi kim Rumiler birbirine
söyleşürler kim:”Melik Danişmend Artuhı oldugı yazıya gelmiş, Artuhı’yı zebun kılup
elinde Müslüman olmış. Ol ikisi Turas kasrında ribata girmişler. Çıkup ‘alemi
haraba virüp girü ribata gelürler." Diyüp söyleşürler.Çün Süleyman bu haberi bildi,
revane olup Melil’i isteyü yola girdi.
Biz gelelüm bu yana, Melik hikayetine ve Artuhı
ahvaline ki üç bin kafir seçüp ribatı ortaya
almışlar idi. Artuhı miskin, yalınuz inileyüp
yaturdı. Razı kılup Tanrı’ya münacat iderdi.
Kafirler bu yana kemend atup ribat tamına çıkup
gördiler kim Artuhı’nun bir kolı düşmiş…
…Nazm:
Kim bu diyri nicesi aldı bular
Dehr içinde nicesi oldı bu kar
Şerh ideyimanı dinle ben sana
Kılasın ta kim du’alar sen bana
Gazilerun ruhı şad olsun revan
Vir salavat Mustafa’ya sen heman
Aline ashabına göndür selam
Hem sözümüz nazm-ıla olsun tamam
KELİMELER
İNAYET
:Yardım etme.
SERVER
:Baş, reis, komutan.
GANİMET
:Savaşta düşmandan alınan mal;çalışmaksızın ele geçen fayda.
RUHBAN
:Hristiyan din adamı.
HEZİMET
:Bozgun.
AÇIKLAMALAR
1) Destanlar olağanüstü olayların ifadesidir. Hareketsiz toplumların ve milletlerin
destanları olamaz. Türkler tarih boyunca çok geniş coğrafyalara yayıldıklarından
adeta hareketin sembolü olmuşlardır.Anavatanlarında ve gittikleri yerlerin çoğunda
değişik unsurlara karşı mücadele etmek zorunda kalmışlardır. Bu mücadelelerin bir
kısmı destanlaşarak tarih boyunca milletin hafızasından silinmeyip ebedileşmiştir.
2) KONUSU: Edebiyat tarihlerinde, nüshalarda ve değişik kaynaklarda; Kıssa-i
Melik Danişmend Gazi, Hikayet-i Melik Gazi, Kitab-ı Melik Danişmend Gazi, Melik
Danişmend Gazi Tarihi, Tevarih-i Melik Danişmend Gazi, Tokat Tarihi, Danişmend
Gazi Destanı, Melik Gazi Destanı, Danişmendliler Tarihi olarak isimlendirilen
Danişmend-name, 1071 yılında kazanılan Malazgirt Savaşı’ndan sonra
Anadolu’nun büyük bir bölümünün Danişmendliler tarafından Türkler adına
fethedilişini ve vatan yapılışını menkıbevi olarak anlatan eserdir. Eserin büyük bir
bölümü, Türk-Bizans ya da Müslüman-Hristiyan mücadelelerini anlatmaktadır.
Ayrıca Danişmend-name’nin en önemli şahısları içerisinde yer alan Danişmend
Gazi’nin hayatı, savaşları, kerametleri eser içerisinde detaylarıyla beraber yer
almaktadır.
Danişmend-name’nin asıl konusu tarihtir. Eserde, Selçuklu dönemi ile ilgili oldukça
önemli bilgiler yer almaktadır. Bunların en önemlilerinden biri o devirdeki Anadolu
coğrafyasına aittir.
3) Danişmend-name’nin çok zengin bir şahıs kadrosuna sahip olduğunu
söylemek mümkündür. Eserde, yazıldığı döneme kadar değişik sebeplerle
meşhur olmuş çok sayıda kahraman zikredilmiştir.
Danişmend-name’de yer yer ismi geçenler arasında gazaları manevi
olarak yöneten Hz. Peygamber, dört halife, sahabeler ve çeşitli din
büyükleri de vardır. Ayrıca Hızır Peygamber zaman zaman gelip zor işlerin
başarılmasında yardımcı olmaktadır. Battal Gazi ve Abdülvehhab Gazi
isimlerinin geçmesi, çoğunlukla gazaya manevi teşvik, savaşlarda ve diğer
meselelerde yol göstermekle ilgilidir.
4) Türk medeniyet tarihi içerisinde çok önemli yere sahip olan gelenek,
görenek ve adetlerin 11.-14. yüzyıllar arasındaki seyrinin incelenmesi
açısından eserin önemli bir yeri vardır.
5) 14. yüzyıl nazım ve nesrinin en güzel örneklerinden biri olarak da dikkati
çeken Danişmend-name, sade dille vücut bulmasından dolayı asırlardır
kendisine çok geniş bir okuyucu kitlesi bulmuştur.
6) YAZARI VE YAZILMA TARİHİ
Eser, üç ayrı müellif tarafından farklı yüzyıllarda kaleme alınmıştır:
İlk olarak, Mevlana İbn-i Ala tarafından II. İzzeddin Keykavus ‘un emriyle, 12441245 tarihinde telif edildiği tahmin edilmektedir.
Eser ikinci olarak, Tokat Kalesi dizdarı Arif Ali tarafından, Mevlana İbn-i Ala’nın
telif ettiği eser yeniden kaleme alınarak,1360-1361 tarihinde yani I. Murat
devrinde, vücut bulur.
Üçüncü olarak da 16. yüzyıl tarihçilerinden Gelibolulu Mustafa Ali’nin Arif Ali’nin
kaleme aldığı Danişmend-name’nin nüshalarından birini esas alarak yazdığı
Mirkatü’l-cihad’ıdır.
TÜR ÖZELLİKLERİ
Okuduğunuz metin, bir destan parçasından alınmış özettir.
DESTAN:Bir milletin başından geçen çeşitli olaylar,felaketler, sevinçler, yenilgi ve
başarılar, aralarında yetişen ve olayların meydana gelmesine sebep olan
kahramanlar, dünyanın meydana gelişi, insanların yaradılışı, türeyişleri, ölüm,
düşünüş ve inanışlarının yer aldığı,milletin sözlü ve ortak edebi ürünleridir.
Destanların bir kısmı inanılmayacak kadar hayali, mitolojik, bir kısmı da tarihi
olaylara dayanan, menkıbevi mahiyettedirler. Destanlarda olay ve kahramanın
millet vicdanında bıraktığı tesirler, cemiyetin duyduğu sevgi, nefret ve saygıya
göre anlam kazandığı için, bir milletin düşünce ve yüksek duyguları, ülküleri bize
yansır. Bundan dolayı destanları milletlerin efsanevi tarihi sayabiliriz.
ŞEKİL ÖZELLİKLERİ
Danişmend-name, ayrı ayrı 17 meclisten oluşan muhtevası geniş bir
eserdir.Eserde bulunan meclisler müstakil olmakla beraber birbirinin devamı
niteliğindedir. Yani konular hep birbirini takip etmektedir ve meclislerin tamamı
bir bütünü oluşturmaktadır. Ancak Danişmend-name’nin ilk yazılışında
meclislerin olmadığı anlaşılmaktadır.
Baştan sona kadar nazım nesir iç içe olan eser, bu yönüyle incelendiğinde
türünün diğer örnekleri Battal-name ve Saltuk-name’den farklılık
gösterir.Dişmend-name’nin ağırlıklı kısmı nesirdir. Sade bir nesirle yazılan
Danişmend-name bu türün en güzel örneklerinden biridir.
Manzumelerin son beyitinin, hikaye kısımları için hazırlık olduğu görülür. Müellif
böylece eserde bulunan nazım ve nesir kısımlarını birbirine bağladığı için bu iki
tür arasında herhangi bir kopukluk görülmez. Buna ek olarak, bazı
manzumelerin bir önceki konuyu özetler nitelikte olması, eseri, nazım ve nesrin
kaynaşmasının en güzel örneklerinden biri durumuna getirir.
DEĞERLENDİRME SORULARI VE CEVAPLARI
1)Melik Danişmend’in arkadaşı Artuhı’nın kopan kolu nasıl yerine gelir?
Artuhı kolu kopmuş bir şekilde manastırda yatarken Allah’ın inayetiyle Hızır Peygamber gelir, onun yaralarını
iyileştirir, kolunu da yerine takar. Ayrıca sıkıntıya düştüklerinde okumak üzere bir de dua verir.
2)Melik Danişmend, Tokat Kalesi’ni nasıl fetheder?
Melik Danişmend, papaz kılığında kaleye girer. Askerleri de dışardan kaleye saldırır. Melik kale kapısını açar,
Müslümanlardan beş yüz asker içeri girer. Kafirlerin bir kısmı içeri de savaşırken bir kısmı da dışarıda
Müslümanlara saldırır. Önce kaçar gibi yapan Müslüman askerleri kafirleri ortaya alır ve hepsini kılıçtan geçirir.
Melik Danişmend de içerde kale komutanı Serhayil’i yakalar ve öldürür. Böylece kale fethedilir.
3)Gaziler, fetihlerden sonra ganimetleri nasıl paylaştırıyorlar?
Fetihlerden sonra kalan ganimet mallarının bir kısmı halifeye gönderiliyor, kalanı gaziler arasında eşit olarak
paylaştırılıyor.
4)Destandaki kişiler zaman zaman rüyalarında Hz Peygamber’i, Hızır Peygamberi, Battal Gazi’yi ve
diğer bazı manevi büyüklerini görüler. Parçadan bu bölümleri gösteriniz. Bunların neyi ifade ettiğini
açıklayınız.
… Bu bölümlerde Melik Danişmend’e Süleyman’ın geleceği malum olur; yine Melik Abdülvahhab Gazi’yi ve
Battal Gazi’yi görür, onlar Danişmend Gazi’ye yol gösterirler ve manevi destekte bulunurlar. Mihayil’in kızı
rüyasında Hz. Peygamberi görerek Müslüman olur. Bütün bunlar Türk ve Müslümanların manevi destek
gördüklerini ifade eder.
5)Okuduğunuz metinde tarihi olaylara veya olağanüstü durumlara yer verilmiş mi? Verilmişse birer
örnek veriniz.
Metinde özellikle tarihi olaylara yer verilmiştir, ancak bir iki yerde olağanüstü durumlara da rastlanır: Tokat’ın
ve Tokat Kalesi’nin fethi tarihi özellik taşır. Bununla birlikte Deryanos Kilisesi’nden ejderhaların çıkıp gazilerin
üzerine ateş saçması olağanüstü bir durumdur.
KAYNAK
DOÇ.DR. NECATİ DEMİR
“DANİŞMENDNAME”
Akçağ Yayınları, 2004, Ankara.
TEŞEKKÜR EDERİM…