KARBONHİDRATLAR (ŞEKERLER) Yrd.Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜ TIP FAKÜLTESİ Biyokimya AD Karbonhidratlardaki fonksiyonel gruplar Karbonhidratların fonksiyonları 1) insan diyetinin en önemli kısmını oluştururlar 2) çoğu nonfotosentetik hücrede temel.
Download ReportTranscript KARBONHİDRATLAR (ŞEKERLER) Yrd.Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜ TIP FAKÜLTESİ Biyokimya AD Karbonhidratlardaki fonksiyonel gruplar Karbonhidratların fonksiyonları 1) insan diyetinin en önemli kısmını oluştururlar 2) çoğu nonfotosentetik hücrede temel.
KARBONHİDRATLAR (ŞEKERLER)
Yrd.Doç.Dr. Mustafa ALTINIŞIK ADÜ TIP FAKÜLTESİ Biyokimya AD
Karbonhidratlardaki fonksiyonel gruplar
Karbonhidratların fonksiyonları
1) insan diyetinin en önemli kısmını oluştururlar 2) çoğu nonfotosentetik hücrede temel enerji sağlayıcıdırlar 3) yapısal ve koruyucu elemanlar olarak fonksiyon görürler 4) iskelet eklemlerini kayganlaştırırlar ve hücreler arası yapışmayı sağlarlar 5) vücutta lipidlerin, bazı amino asitlerin, glikolipidlerin, glikoproteinlerin ve proteoglikanların ön maddesidirler
Karbonhidratların sınıflandırılmaları
Monosakkaritler (basit şekerler)
Karbonhidratların monomerik birimidirler
Monosakkaritlerin sınıflandırılmaları
Monosakkaritlerin izomerik formları
D- ve L-izomerler
(enantiomerler)
epimer şekerler enol şekerler
- ve
- formları
(anomerler)
Glukozun zincir ve halka yapısı
Glukoz gibi monosakkaritlerin tanınması deneyleri: Trommer ve Fehling deneyleri:
Serbest yarı asetal hidroksili içeren monosakkaritlerin, Cu 2+ ’ı Cu + ’a indirgemeleri özelliğine dayanır.
sarı renkli çökelti CuOH kırmızı renkli çökelti Cu 2 O
• • • • •
Organizmadaki önemli heksoz türevleri
Şeker fosfatları Amino şekerler Deoksi şekerler Şeker asitleri Şeker alkolleri
Disakkaritler
O-glikozidik bağ vasıtasıyla birbirine bağlanmış
iki monosakkarit molekülünden oluşmuş bileşiklerdir
Maltoz
İki glukoz molekülünün
Glc(
1
4)Glc
biçiminde kondensasyonu ile oluşmuş molekül yapısına sahip
Laktoz
Bir galaktoz molekülü ile bir glukoz molekülünün
Gal(
1
4)Glc
biçiminde kondensasyonu ile oluşmuş molekül yapısına sahip
Sukroz (Sakkaroz) Trehaloz Sellobioz
Bir glukoz molekülü ile bir fruktoz molekülünün
Glc(
1
2)Fru
biçiminde kondensasyonu ile oluşmuş molekül yapısına sahip İki glukoz molekülünün
Glc(
1
1)Glc
biçiminde kondensasyonu ile oluşmuş molekül yapısına sahip İki glukoz molekülünün
Glc(
1
4)Glc
ile oluşmuş molekül yapısına sahip biçiminde kondensasyonu
Polisakkaritler (Glikanlar)
•
depo homopolisakkaritler
Nişasta Glikojen •
yapısal homopolisakkaritler
Sellüloz Kitin İnulin •
Diğer homopolisakkaritler
Agar-agar Dekstranlar Mannanlar •Hetero polisakkaritler
Nişasta Bitki hücrelerinin temel depo homopolisakkaritidir.
Glikojen Hayvan hücrelerinin temel depo homopolisakkaritidir.
özellikle karaciğerde ve kasta boldur
Heteropolisakkaritler (heteroglikanlar)
•
Peptidoglikanlar
bakteriyel hücre duvarlarının rijid komponentidirler •
Glikozaminoglikanlar (mukopolisakkaritler)
Hiyaluronik asit, Kondroitin sülfatlar, Dermatan sülfat, Keratan sülfatlar, Heparan sülfat, Heparin • •
Glikoproteinler Glikolipidler
Karbonhidrat ve protein birimlerinin birbirlerine kovalent bağlanmasıyla oluşmuş bileşiklerdir hücreler arası iletimden sorumludurlar.
•
Proteoglikanlar
makromoleküller
Karbonhidratların vücuda alınması
Günde yaklaşık 300 g karbonhidrat
nişasta ( 160 g) sakkaroz ( 120 g) laktoz ( 30 g) glukoz ile fruktoz ( 10 g)
Karbonhidratların sindirimi ve emilimi
İnce bağırsak lümeni içindeki glukoz ve galaktoz aktif transportla, fruktoz ise kolaylaştırılmış diffüzyonla ince bağırsak epitel hücresi içine alınırlar ve oradan kana geçerler
Kan şekeri düzeyi
Kan şekeri deyince sıklıkla kan glukoz düzeyi anlaşılır
Sağlıklı bir erişkinde 8-12 saatlik açlıktan sonra enzimatik yöntemlerle ölçüldüğünde kan glukoz düzeyi %60-100 mg (60-100 mg/dL) kadardır.
vücutta bazı olaylar kan glukoz düzeyini düşürücü yönde etkili olurken bazı olaylar kan glukoz düzeyini yükseltici yönde etkili olur ve bu olaylar arasındaki denge ile kan glukoz düzeyi ayarlanmaktadır.
Bu ayarlamada insülin, glukagon ve epinefrin (adrenalin) gibi hormonlar önemli rol oynamaktadır.
K an glukoz düzeyini düşürücü yönde etkili olaylar
1)
Glukozun indirekt oksidasyonu;
aerobik koşullarda glikoliz ve sitrik asit döngüsüyle yıkılımı. glukozun 2)
Glukozun direkt oksidasyonu;
fosfat yolunda yıkılımı. glukozun pentoz 3)
Glikojenez;
glukozun glikojene dönüşümü. 4)
Liponeojenez;
dönüşümü. glukozun yağ asitlerine ve yağa 5) Glukozun glukuronik asit yolunda yıkılımı.
6) Glukozdan diğer monosakkaritlerin ve kompleks karbonhidratların oluşumu.
Hücrenin sitoplazmasında altı karbonlu glukozun, on basamakta iki molekül üç karbonlu pirüvata yıkılması olayıdır.
anaerobik koşullarda pirüvattan laktat oluşur.
Glikolize uğrayan her glukoz molekülü için net 2 molekül ATP oluşmaktadır.
Glikoliz
Sitrik asit döngüsü (TCA döngüsü) aerobik koşullarda glukoz metabolizmasında pirüvattan, pirüvat dehidrojenaz enzim kompleksi etkisiyle asetil CoA oluşur. asetil CoA’nın asetil grupları da mitokondride oksitlenir.
Bir tek glukoz molekülünün tamamen CO 2 ve H 2 O’ya oksitlenmesi suretiyle net 38 adet ATP kazancı olduğu hesaplanabilir
glukozun pentoz fosfat yolunda yıkılımı Memeli hücrelerinde sitozolde gerçekleşir, NADPH ve riboz-5-fosfat oluşturur.
Özellikle yağ doku, karaciğer adrenal korteks ve süt veren meme bezlerinde ...
Glikojenez (Glikojen biyosentezi) var olan bir glikojen molekülüne glukoz katılır ve glikojendeki glukoz kalıntısı sayısı 1 artmış olur
Glukozun yağ asitlerine ve yağa dönüşümü Karbonhidratların fazla miktarda alınması durumunda...
K an glukoz düzeyini yükseltici yönde etkili olaylar
1)
Diyetle karbonhidrat alınması
. 2)
Glikojenoliz;
glikojenin yıkılımı. 3)
Glikoneojenez;
karbonhidrat olmayan maddelerden glukoz yapılımı.
Glikojenoliz
Glikojen fosforilaz
enzimi, glikojenden bir glukoz molekülünü glukoz-1-fosfat şeklinde ayırır glukoz-1-fosfat,
fosfoglukomutaz
fosfata dönüştürülür etkisiyle glukoz-6 glukoz-6-fosfat, karaciğer hücrelerinin endoplazmik retikulumunda bulunan Mg
kan glukozunu artırabilir
2+ -bağımlı
glukoz-6-fosfataz
enzimi tarafından parçalanır ve glukoz serbestleşebilir.
Karaciğerde böylece oluşan serbest glukoz kana geçerek
Glukoneojenez karbonhidrat olmayan prekürsörlerden hücre içinde glukoz biyosentezi Yüksek hayvanlarda büyük oranda karaciğerde olur.
Kan glukozu düzeyinde patolojik değişiklikler
Hiperglisemi
8-12 saatlik açlıktan sonra serum glukoz düzeyinin %110 mg’dan yüksek olması durumu
Hipoglisemi
Serum glukoz düzeyinin %40 mg’dan düşük olması durumu. Santral sinir sistemini etkilediğinden tehlikelidir. Hipoglisemi durumunda baş ağrısı, baş dönmesi, baygınlık hissi, bulantı, mental fonksiyonlarda yavaşlama
Karbonhidrat metabolizması bozuklukları
• Emilim bozuklukları • Dönüşüm bozuklukları • Depolanma bozuklukları • Kullanım bozuklukları
Karbonhidrat metabolizmasında emilim bozuklukları
Laktaz eksikliği (süt intoleransı), sakkaraz eksikliği, izomaltaz eksikliği, maltaz eksikliği.
Pankreatik amilaz eksikliği, bağırsak mukozası ve bağırsak motilitesi ile ilgili emilim bozuklukları
Karbonhidrat metabolizmasında dönüşüm bozuklukları
Herediter fruktoz intoleransı Galaktozemi:
Karbonhidrat metabolizmasında depolanma bozuklukları
Glikojen depo hastalıkları (glikojenozlar)
Karbonhidrat metabolizmasında kullanım bozukluğu
Diabetes mellitus
Genetik kökenli kronik hiperglisemi durumu
primer diyabet
Genetik kökenli olmayan, çeşitli nedenlerle ortaya çıkan hiperglisemi durumu
sekonder diyabet
Tip I diabetes mellitus: İnsülin sentez ve salımının yetersizliği ile oluşur, ani başlar ve çok şiddetli seyreder Tip II diabetes mellitus: İnsülin yapısı bozukluğu nedeniyle oluşur, sinsi başlangıçlıdır ve hastalığa ait çeşitli evreler saptanabilir