Psikopatoloji Nedir? Bir davranışın psikopatolojik olup olmadığına karar vermek çok zor. Bir kişide bir patolojinin olduğu kolaylıkla tanınabilmekte ancak, bunlara niçin patolojik dendiği konusunda sorulacak.

Download Report

Transcript Psikopatoloji Nedir? Bir davranışın psikopatolojik olup olmadığına karar vermek çok zor. Bir kişide bir patolojinin olduğu kolaylıkla tanınabilmekte ancak, bunlara niçin patolojik dendiği konusunda sorulacak.

Psikopatoloji Nedir?
Bir davranışın psikopatolojik olup olmadığına
karar vermek çok zor.
Bir kişide bir patolojinin olduğu kolaylıkla
tanınabilmekte ancak, bunlara niçin patolojik
dendiği konusunda sorulacak bir sorunun
yanıtı zor....
Çünkü, psikopatoloji pek çok önemli boyutu
kapsamakta ve psikopatoloji konusunda karar
verilirken bu boyutlara farklı ağırlıklar
verilmekte
Örneğin bir kişinin uykusuzluğu konusunda
nasıl karar vereceğiz?....
Bir kişinin “profesyonel bir yardım alması
gerekir” diyebilmemiz için bazı ölçütlere
ihtiyaç var
Bu ölçütler açık, kapsamlı, geniş ve
genellenebilir olmalı.
Bir davranışın normal ya da patolojik olup
olmadığına karar verilebilmesi için gereken
ölçütler genellikle şu şekilde sınıflandırılır:
1. Normlardan sapma
a) istatistiksel normlar
b) Sosyal normlar
c) Gelişimsel normlar
2. Davranışın uyumsuzluk derecesi
3. Davranışın sıklığı, şiddeti ve süresi
4. Bireyin bilişsel ve zihinsel işlev görme düzeyi
5. Duygusal dışavurum ve kontrol
6. Gerçeğin algılanması
7. Sosyal ilişkilerle baş etme
1. Normlardan Sapma
İstatistiksel Normlar
Bu ölçüte göre anormal davranış, istatistiki
olarak hesaplanan ortalamanın dışında kalan
davranışlardır.
Kısacası, çoğunluğun yaptığı normal, daha az
kişinin yaptığı anormaldir.
Özellikle “zihinsel özürlülük” tanısı gibi bazı
değerlendirmelerde sıklıkla kullanılır.
İstatistiki normların pek çok kısıtlılığı da var.
i)Normal dışı davranışın tanımını basitleştirir.
Örneğin günlük yaşamda pek çok kişi giysilerinde
değişik tarzlar ve renkler kullanır..
ii) Bu ölçüt, ortalamanın dışında olma durumunda
ortalamanın alt veya üstünde olmanın ayrımını
yapmaz. Normal eğrinin dışındaki davranışların
hangisinin istendik, hangisinin istenmedik olduğunu
bu yolla anlamak mümkün değil.
Sadece ortalama davranışın ideal olduğundan
bahsedilmektedir.
Bir tek bu koşula göre normal anormal ayrımı
yapmanın tehlikeleri var çünkü, bazı
durumlarda ortalamadan istendik yönde olan
sapmaları da patolojik olarak değerlendirmek
gerekir. IQ yüksek bir birey, iyi bir atlet.....
iii) Ölçüt olarak alınan grup kendi içinde
sapmış davranışlar gösteriyor ise, bu grup
içindeki ortalama davranışlara normal
denilebilir mi? Rusya’da alkol kullanımı....
Sosyal Normlar
Bir davranışa ancak sosyal normların kapsamı
bağlamında anlam verebiliriz.
Kültürel normlar, davranış hakkında kabullenilebilir
beklentiler ve standartlar getirir.
Oysa, kültürel normların yere göre değişebildiğini
biliyoruz. Örneğin intihar davranışı....
Japonya....İlk cinsel deneyim bazı toplumlarda
ensest değil...
Zamana göre de değişebilir. Antik Yunan ve
Roma’da eşcinsellik normal ve istendik bir
davranış...
Kültürel normlar, durumsal standartlara da
dayanabilir. Örneğin mayo giymek....
Sosyal normlar çiğnendiği zaman farklı olmanın
dışında yanlış davranış kavramı vardır.
Sosyal normları çiğneyen kişiler yalnızca ender
rastlanan bireyler olarak değil aynı zamanda yanlış
davranan bireyler şeklinde değerlendirilir.
Sapmış gruplarda sosyal normlara uyanlar mı,
uymayanlar mı patolojiktir? sorusu çok tartışılmış.
Kurallara uyan bir Nazi kampı sorumlusu anormal
mi, normal mi?
Gelişimsel Normlar
Özellikle çocuklarda bir davranışın anormal olup
olmadığına karar vermek için normal gelişim
sürecini bilmek gerekir. Örneğin gece altını ıslatan
bir çocuk...
Gelişimsel normdan olan sapma arttıkça,
davranışın anormalliğine karar vermek daha kolay
olmakta.
Ayrıca, bu sapmaya anormal demek için sapmanın
sıklıkla gecikmiş, geri kalmış boyutta olması
gerekir.
Genellikle istendik yöndeki bir sapma için
anormal demek zor.
Sapma gecikme doğrultusunda ise normal
dışı kararı daha kolay verilir.
Sapma ilerleme doğrultusunda ise, cinsel
olgunluğa erken erişme dışındaki gelişim
sapmaları “üstün” olarak değerlendirilir.
Sadece cinsel olgunluğa çok erken yaşta
erişmek anormal olarak değerlendirilmektedir.
2. Uyumsuz Davranış
Bir davranışı gösteren birey kendi yaşamının
gereklerini yerine getirebiliyor mu? işi var mı? Aile,
arkadaş vb. ile birlikte mi? gibi konular önemli.
Bu açıdan ele alındığında bu ölçüt sosyal normlara
benziyor. Örneğin kişi işe sarhoş giderse sosyal
normu çiğnemiş olacak ve işten atılma olasılığı
yüksek olacaktır.
Bu ölçüt içinde bireyin “rahat” olması kavramı da yer
alıyor. Birey o davranış ile mutlu mu mutsuz mu?
3. Davranışın Sıklığı, Şiddeti ve
Süresi
Bir davranışın normal dışı olup olmadığını
belirleyebilmek için ne sıklıkla ortaya çıktığının
bilinmesi önemli. Gece altını ıslatan bir çocuğun
yaşının yanı sıra......
Uykusuzluk...., hafif mi, şiddetli mi? Uykuya dalmada
mı, uykuyu sürdürmede mi sorun var? Ne kadar
süredir devam ediyor?, herhangi bir yaşam koşuluna
bağlı mı?
Tüm bu bilgiler edinilmeden uykusuzluğun anormal
bir yakınma olduğu konusunda karar verilmesi
olanaksızdır.
4. Bireyin Bilişsel İşlev Görme Düzeyi
“Normal” insanların kendi zihinsel kapasitelerine
uygun davranmaları beklenir.
Sağlıklı ve akıllı 20 yaşında bir insan adını, adresini
hatırlamıyorsa bu davranışının anormal olarak
değerlendirilmesi güç değil.
Ancak, bireyin zihinsel gelişiminin yaşına uygun
olmadığı hakkında bilgimiz varsa; yani birey zihinsel
özürlü ise bu davranışının kendi zihinsel işlev görme
düzeyine uygun olduğunu düşünürüz.
Özetle, bireyin zihinsel kapasitesi ile performansı
arasında fark varsa “anormal” kararını vermek daha
kolay olmakta.
5. Duygusal Dışavurum ve Kontrol
Duygusal dışavurum ve kontrol bozukluklarına daha
çok psikotikler, ilaç alışkanlığı olanlar ve cinsel
sapmalarda rastlanır.
Beklenen bir davranışın yetersiz olması, hiç olmaması
veya aşırı bir şekilde ortaya çıkması söz konusudur.
Örneğin sevilen birinin kaybı durumunda...
Aynı şekilde birey, kontrol konusunda da aşırıya
kaçıyor veya hiç kontrol koyamıyorsa patoloji akla
gelmektedir. Örneğin duygularını sürekli olarak aşırı
kontrol eden, ya da duygu patlamaları yaşayan biri...
6. Gerçeğin Algılanması
Halüsinasyon: Gerçekte var olmayan şeyleri
duymak, koklamak, işitmek.
Delüzyonlar: Gerçek dışı inançlar. Hatalı algı
nedeniyle farklı şeylere inanma.
Örneğin birisi gelip “dünyayı uzaydan gelen
canavarlar sarmış” dese, bunu nasıl değerlendiririz?
Bazı ölçütlere dikkat etmek gerekir: Bireyin yaşı,
zihinsel düzeyi....
Benzer şekilde 4-5 yaşındaki bir çocuğun hayali
arkadaşının olması.....
7. Sosyal İlişkilerle Baş Etme
İnsanlar bir arada yaşar ve birbirleriyle ilişki
içindedirler.
Bu ilişkilerin arkadaşça, karşılıklı saygı çerçevesinde,
sorumluluk duygusu içinde olması söz konusudur.
İnsanların kişilerarası ilişkilerle başa çıkmalarında
karşılaşılan zorluklar pek çok alanda güçlüğe neden
olur.
Bunlar çoğunlukla içe çekilme, izolasyon, şüphecilik,
korku, başkalarından nefret etme, iş birliği yapmama
gibi davranışlar şeklinde kendini gösterir.
İnsan ilişkilerinde rastlanan her aksaklığın
psikopatoloji olarak değerlendirilmesi söz
konusu değildir.
Kabalık, duyarsızlık, sadakatsizlik, ilgisizlik
gibi davranışlar sosyal sapma olarak
değerlendirilirken; cinayet, tecavüz, hırsızlık
gibi davranışlar suç davranışları olarak bilinir
Her iki koşuldaki davranışların psikopatolojik
olarak değerlendirilebilmesi için yukarıda
değinilen diğer ölçütlerin de bulunması
gerekir.
İnsanlar arası ilişki bozukluklarının
anormal davranış için ölçüt olarak ele
alınması için bu davranışlarla birlikte
özellikle, duygusal fonksiyonlarda
bozulmanın görülmesi önemli bir ölçüt.
Stres karşısında organizmanın daha önceki gelişimsel
düzeylere özgü davranışlara geri döndüğü
(regresyon) bilinir. Anne karnındaki pozisyona geri
dönme, ağlama hatta idrar kaçırma bile gözlenebilir.
Bu tür davranışların uyarana uygun olmayan
düzeyde ortaya çıkarak sürdürülmesi yine
psikopatolojiyi düşündüren ölçütler içinde yer alır
Bireyin duygu durumunda uyarana bağlı olmaksızın
ani ve hızlı değişimler olması...
Gülerken aniden ağlama....