Abdest Almanın Önemi ve Fıkhi Boyutu İdris YAVUZYİĞİT [email protected] Abdestin Önemi Abdestin Tanımı Abdest Çeşitleri Abdestin Farzları Abdestin Sünnetleri Abdestin Adapları Abdesti Bozan Durumlar Abdestin Alınışı Abdest Duaları Fıkhi Sorular Abdestin İç Anlamı ABDEST َ ْ.

Download Report

Transcript Abdest Almanın Önemi ve Fıkhi Boyutu İdris YAVUZYİĞİT [email protected] Abdestin Önemi Abdestin Tanımı Abdest Çeşitleri Abdestin Farzları Abdestin Sünnetleri Abdestin Adapları Abdesti Bozan Durumlar Abdestin Alınışı Abdest Duaları Fıkhi Sorular Abdestin İç Anlamı ABDEST َ ْ.

Slide 1

Abdest Almanın Önemi
ve Fıkhi Boyutu
İdris YAVUZYİĞİT
[email protected]

Abdestin Önemi
Abdestin Tanımı
Abdest Çeşitleri
Abdestin Farzları
Abdestin Sünnetleri
Abdestin Adapları

Abdesti Bozan Durumlar

Abdestin Alınışı
Abdest Duaları
Fıkhi Sorular
Abdestin İç Anlamı

ABDEST

َ ْ ُ ْ ُ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َ
ُ ْ َ ٰ َّ
‫وة فاغ ِسلوا‬
‫يا ايها ال ٖذين امنوا ِاذا قمت ْم ِالى الصل‬
ِ
َ ‫ُو ُج‬
ْ‫وه ُك ْم َو َا ْي ِد َي ُك ْم ِا َلى ْاْلَ َرا ِْفق َو ْام َس ُحوا ب ُر ُؤس ُك ْم‬
ِ ِ
ِ
ْ َ ْ ُ َُ ََْ
َ
ْ
ْ
َ
‫وارجلكم ِالى الكعبي ِ ْن‬
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya
kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize
kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip,
topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)”.

(MÂİDE suresi 6.

ayet)

ABDEST

Bu âyet, teyemmüm âyeti olarak adlandırılır. Fakat
âyette abdestin farzları tesbit edilmektedir. Dolayısıyla bir
abdest âyeti olduğu şüphesizdir.
Şu kadar var ki, abdest bu âyet ile farz kılınmış değildir.
Çünkü abdest Mekke’de namazla beraber farz kılınmış ve
İslâm’da hiçbir zaman abdestsiz namaz kılınmamıştır.
Oysa bu âyet-i kerîme Medîne’de, hicretin 6. yılında,
Benî Mustalik Gazvesi’nde cereyan eden meşhur “İfk hâdisesi”
üzerine gece susuz bir yerde kalınıp abdest almak mümkün
olmadığından dolayı nâzil olmuştur.
Hz.Âişe vâlidemize münafıklar tarafından çirkin bir iftira
yapıldığı için bu olaya ifk (iftira) olayı denilmiştir.

ABDESTİN FAZİLETİ

َ َ َ َّ َ َ ْ
َ َََ َ
َ
ْ‫خ َط َاي ُاه من‬
ْ
َ
ْ ‫ خرجت‬، ‫من توضأ فأحـسن الوضـوء‬
ِ
َ
ْ َ َّ
ْ
َ
َ
ُ
‫تحت أظفا ِر ِْه‬
ِ ‫جس ِد ِه حتى تخرج ِمن‬
“Kim

güzelce abdest alırsa, o kimsenin
günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün
vücudundan çıkar.” (Riyasü’s-Salihin, 1028; Müslim, Tahâret 33)

ُْ َ ُ ُ ُّ
‫ر‬
» ‫يمان‬
ْ ِ ‫اإل‬
‫ر‬
«
‫ط‬
‫ش‬
‫و‬
‫ه‬
‫الط‬
ِ

Ebû Mâlik el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır.” (Riyasü’s-Salihin, 1033; Müslim, Tahâret 1)

َ ْ َ َّ َ ً ّ ُ َ
َ‫َّ ُ َّ ُ ْ َ ْ ن‬
َ
ْ
َ
‫القيام ِ ْة غرا محج ِلين ِمن ْآث ِار‬
‫« ِإن أمتي يدعو يوم‬
ِ
َ
َ
َ
َ
ُ
ُ
َ
َ
َ
ْ
ْ
ُ
ْ
ْ
ْ
َّ
» ‫ فليفعل‬، ‫من استطاع ِمنكم أن ْي ِطيل غرته‬
ِ
ِ ‫الوضوء ف‬
ٌ
. ‫متفق عليه‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’i:
“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde,

abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak
olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten
kimse bunu yapsın” buyururken işittim. (Riyazüs Salihin, abdestin fazileti, 1026;
Buhârî, Vudû‘ 3; Müslim, Tahâret 35)

Bu Hadis bizlere:
1. Abdesti farzlarına, sünnetlerine, müstehaplarına ve edeplerine riayet ederek
almak gerekir. Böyle yapmak müstehaptır.
2. Abdest, insanın yüzünü nurlandırır, el ve ayaklarını ağartır. Bu hem maddî hem
manevî anlamda böyledir.
3. Allah Teâlâ, kıyamet gününde ve mahşer yerinde yüzü nurlu, el ve ayakları parlak
olanlara özel muamelede bulunur. Çünkü bunlar sâlihler ve ibadet ehli mü’minlerdir.
4. Abdestte ayakları yıkamak asla terkedilmemelidir.

ABDESTİN FAZİLETİ

ُْ ُ ْ َ
ُْ َ ُ َْ ُ َُْ
ُ
ُ
ُ
ُ
» ‫الحلية ِمن اْلؤ ِم ِن ح ْيث يبلغ الوضـوء‬
ِ ‫« تبلغ‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Ben dostum sallallahu
aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:
“Mü’minin

nuru ve beyazlığı, abdest
suyunun ulaştığı yere kadar varır.” (Müslim, Tahâret 40)

َ َّ َ َ
ُ ُ
َ َُ
َ َ ُ ْ َ
ْ
َ
َ
ُّ‫كل‬
ْ ‫جه ِه‬
ِ ‫« ِإذا تو َضأ َالعبد اْل‬
ِ ‫سلم أ ِو اْلؤ َ ِمن فغسل َ ْوجهه خرجَ ِمن َو‬
َ َ
ْ
َ
ْ
ْ
َ
ْ
‫ َف ِإذا غسل يدي ِه‬، ‫اْلاء‬
‫اْلاء أو مع آ‬
‫خطيئة نظر ِإليها ِبعيني ِه مع‬
‫خر قط ِر‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ْ َ
َ ََ ُ
َ َ َ َ َ ُّ ُ
َ
ْ
ْ
ْ
َ
‫ط ِر‬
َْ ‫يديه كل خطيئ ٍة كان بطشتها يداه مع اْل ِاء أو مع ِآخر ق‬
‫ خرج ِمن‬،
ِ
َ َ
َ ُّ ُ ْ َ َ َ
َ
ْ‫ط َيئة َم َشتها رجاله مع اْلاء ْأو‬
ْ
َ
ِ
ِ
ٍ ْ ِ ‫ خرجت كل خ‬، ‫ ف ِإذا غسل ِرجلي ِه‬، ‫اْلاء‬
ِ
َ
ُّ
َ
ُ
َ
َ
ًّ
ُ
. ‫ حتى يخرج ن ِقيا ِمن الذن ْو ِب »رواه مسلم‬، ‫اْلاء‬
‫طر‬
‫ق‬
‫آخر‬
‫ع‬
‫م‬
ِ ِ ِ

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve
yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest
suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini
yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –
veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını
yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah
abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar.
Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (Müslim,
Tahâret 32; Tirmizî, Tahâret 2; Riyasü’s-Salihin, 1030)

َ ُ ْ ُ َّ َ َ ْ َّ
َ ْ َ ْ َ ْ َ َّ َ ُ ْ
ْ ُ َ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َّ
َ
‫ن‬
: » ‫ ِوددت أنا قد رأينا ِْإخواننا‬، ‫الحقو‬
‫نين ِوإنا ِإن شاء‬
‫« السالم عليكم دار ق ٍوم مؤ ِم‬
ِ ‫الله ِْبك َم‬
ِ
َ
ُْ َ َ َ ّ َ ُ َ ْ َ
َ َ ُ َ
َّ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
َ
َ
ُ
ْ
ْ
ْ
» ‫ وإخواننا َال َذين لم َ يأتوا بعد‬، ‫ « أنتم أصحابي‬: ‫ أولسنا ِإخوانك يا رسول الل ِه ؟ قال‬: ‫قالوا‬
ُ
َْ ْ َ ْ َ ُ ْ َ
َ َ َْ
ُ
ُ‫له‬
َ
ُ
َّ
َ
ُ
ْ
ْ
َّ
َ
ْ ‫ « أرأيت لو أن رجال‬: ‫ كيف تع ِرف من لم يأتوا بعد من أم َِتك يا رسول هللا ؟ فقال‬: ‫قالوا‬
ُ َ
َ
َ
َّ ُ
َ ‫حج َل ٌة ْبي‬
َّ ‫َخ ْي ٌل ُغ ٌّر ُم‬
ْ ‫ أال‬، ‫ظهر ْي َخ ْيل ُد ْهم ب ْهم‬
َ ‫ َق‬، ‫الل ِ ْه‬
ْ
‫ بلى يا رسول‬: ‫يع ِْر ُف َخ ْيل ُه ؟ » قالوا‬
‫ال‬
‫ن‬
ِ ٍ ٍ
ٍ
َ
ُ
ُ ‫َ َّ ُ ْ ْ ُ َن‬
َ
َ
ُ
َ
َّ
ُ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
ًّ
‫و‬
. ‫ ِ »ر اه مسلم‬
ِ ‫ «ف ِإنهم يأتو غرا محج ِلين ِمن الوض‬:
ِ ‫ وأنا فر ْطهم على الحو‬، ‫وء‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem kabristana geldi ve:

“Selâm size ey mü’minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız.
Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim” dedi. Ashâb-ı kirâm:
– Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah? dediler. Resûl-i Ekrem:
– “Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb:
– Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah’ın Resûlü?
dediler. Peygamber Efendimiz:
– “Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at
sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?” diye sordu. Sahâbe:
– Evet, tanır, ey Allah’ın Resûlü, dediler. Resûl-i Kibriyâ:
“İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler.
Ben havzın başına onlardan önce varacağım” buyurdular. (Müslim, Tahâret 39; Riyasü’sSalihin, 1031 )

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ
Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el suyu”
anlamına gelen abdest, belirli ibadetlerin ifasının ön şartı olan ve kendisi
de ibadet mahiyetinde görülen bir nevi hükmî temizliktir.
Arapça karşılığı güzellik, temizlik ve parlaklık anlamına gelen
“vudû”dur.
Fıkıhta abdest, “belli uzuvları usulüne uygun olarak su ile yıkamak
ve bazılarını da eldeki su ıslaklığı ile meshetmek” şeklindeki ibadet
temizliği olarak tarif edilir.(TDV, İslam İlmihali 1. cilt, s 195)
Fıkıh dilinde maddî kirlilikten temizlenme “necasetten taharet”
olarak anılır; hükmî kirlilik olan hadesten temizlik ise birer hükmi temizlik
usulleri olan abdest ve gusülle olur.

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ

Abdest ile ağız, diş, burun, el, yüz ve ayaklar gibi
kirlenmeye ve dışarıdan gelecek mikroplara en açık uzuvlar
günde birkaç defa su ile temizlenir.
Bu sayede vücudun sinir sistemi ve kan dolaşımı daha
düzenli hale gelir ve vücuda fizikî-tıbbî birçok fayda sağlar.
Abdest, namaz ibadetini ifa için yüce Allah'ın
huzuruna çıkacak müminin manevî ve ruhî hazırlık ve temizliği
de demektir.
Bu yüzden abdest, maddî temizlikle manevî temizliği
birleştirici, müslümana manevî yönden destek ve güç sağlayıcı
bir anlam ve öneme sahiptir.

ABDEST’İN HÜKMÜ / ÇEŞİTLERİ
1.

Farz Abdest:
1.
2.
3.
4.

Namaz Kılmak,
Cenaze Namazı Kılmak,
Tilâvet Ve Şükür Secdesi Yapmak,
Kur'an'a Dokunmak İçin Abdest Almak Farzdır.

Vacip Abdest: Kabe'yi Tavaf Etmek İçin Abdest Hanefilere Göre Vaciptir.
3. Mendup Abdest:
2.

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.

Yatmadan Önce Abdest Almak,
Vakit Namazları İçin Ayrı Ayrı Abdest Almak,
Kuran Okumak,
Dini Kitaplara Dokunmak,
Hadis Okumak,
Peygamberimizin Kabrini Ziyaret Etmek,
Arafat’ta Vakfa Yapmak,
Safa Ve Merve Arasında Say Yapmak,
Ezan Okumak,
Cenaze Yıkamak,
Her İşe Abdestli Olarak Başlamak,
Her Zaman Abdestli Bulunmak İçin Ve
Öfkelendikten,yalan Söyledikten Ve Gıybet Ettikten Sonra Abdest
Almak Mendup’dur.

ABDEST’İN MEZHEPLERE GÖRE FARZLARI
FARZLAR

HANEFİ

ŞAFİİ

MALİKİ

HNBELİ

YÜZÜ YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

KOLLARI YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

BAŞI MESH ETMEK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

AYAKLARI YIKAMA

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

NİYET ETMEK

SÜNNET

FARZ

FARZ

FARZ

TERTİBE RİAYET

SÜNNET

FARZ

SÜNNET

FARZ

MUVALAT

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

FARZ

BESMELE

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

OVARAK YIKAMAK

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

ABDEST’İN FARZLARI
1.

2.

3.

4.

Yüzü bir kere yıkamak (yüzün sınırları: saçın bittiği yerden kulak
yumuşağından çene altına kadar olan kısım. Sakal, bıyık ve kaşların altına
suyun ulaşması gerekir. Yüz yıkanırken sakal sık ise üstünü yıkamak
yeterlidir.)
Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak (abdest alırken parmaktaki
yüzüğün altına su alacak şekilde oynatılması, el, yüz ve ayakta bulunan ve
suyun deriye temasını önleyen maddelerin imkân dahilinde temizlenmesi
gerekir.)
Başın dörtte birini mesh etmek (dörtte birinin el içi su ıslaklığıyla mesh
edilmesi hanefîler'e göre yeterlidir. Başın “nâsiye” denilen ön tarafına
mesh edilmesi daha faziletlidir. Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Şâfiîler'e göre başın mesh miktarı daha azdır, bir saç teli. )
Ayakları topukları ile beraber bir kez yıkamak (suyun parmaklar arasına
ulaşması sağlanmalıdır. Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi su
ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.)

ABDEST’İN SÜNNETLERİ

1.
2.
3.
4.

Abdest almaya niyet etmek,
Başlarken besmele çekmek,
Elleri bileklerle birlikte üç defa yıkamak,
Ağız ve buruna su çekip iyi bir ağız ve burun temizliği
(mazmaza ve istinşak) yapmak,
5. Misvak kullanmak veya dişleri fırçalamak,
6. Sakalın içine su girmesini sağlamak,
7. El parmaklarını birbirine sokup ovuşturmak,
8. Başın tamamını elin ıslaklığıyla mesh etmek,
9. Boynu mesh etmek,
10. Abdest uzuvlarını yıkarken sıraya uymak,
11. Abdeste sağ uzuvlardan başlamak,
12. Uzuvları üçer defa yıkamak
13. Su ile iyice ovmak (delk),
14. Abdeste ara vermeden tamamlamak.

ABDEST’İN SÜNNETLERİ
1.
2.
3.
4.

5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.

Niyet etmek: “Niyet ettim, Allah rızası için abdest almaya” denilmesi müstehaptır.
Abdeste başlarken önce temiz olan elleri bileklere kadar yıkamak.
Abdeste “Eûzü” ve “besmele” ile başlamak.
Mazmaza ve İstinşak: Elleri yıkadıktan sonra önce üç defa ağıza su alınıp çalkalanması ve
dışarı atılmasına “mazmaza”, üç defa da burunun yumuşağına kadar su alınmasına ise
“istinşak” denilir. Ağız ve buruna her su almada, alınan su yenilenir.
Mazmaza ve istinşakta mübalağa etmek. Fakat oruçlu kimseler mübalağa yapmazlar.
Misvak Kullanmak
Tertibi gözetmek. Şâfiî ve Hanbelîlere göre farzdır.
Abdeste sağ taraflardan başlamak
Abdest uzuvlarını üçer defa yıkamak: Birer defası farz, diğerleri sünnettir. Üçten fazla veya
eksik yıkamak sünnete aykırıdır. Çoğu fakihlere göre başı bir defa meshetmek yeterlidir.
Abdestte elleri veya ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak. Parmakları hilâllemek.
Sakalı hilâllemek: Abdest alırken sık sakalı bulunanların sakallarını, parmaklarını sakalın içine
sokarak alt taraftan üst tarafa doğru hareket ettirmesine hilâlleme denir.
Başın tamamını bir su ile meshetmek: Buna “kaplama mesh” denir.
Kulakları meshetmek: Çoğu fakihlere göre, yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi
sünnettir.
Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile ovmak
Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamak. Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
Boynu meshetmek: Başı ve kulakları meshettikten sonra iki elin arkaları ile ve üçer parmakla
yeni bir su almaya gerek olmaksızın boyun meshedilir.

ABDEST’İN ADAPLARI
Abdestin Âdabından Maksat, Abdestin Farzlarının Ve Sünnetlerinin Daha Uygun
Şekilde Ve Ortamda, Mükemmel Bir Şekilde Yerine Getirilmesini Sağlamaktır.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.

12.
13.

Abdest Alırken -Mümkünse- Kıbleye Dönmek,
Abdest Sularını Vücuda Ve Elbiseye Sıçratmamak,
Dünya İşlerine İlişkin Konuşmamak,
Abdest Dualarını Veya Bildiği Dualardan Okumak,
Suyu Ölçülü Kullanmak,
Daha Vakit Girmeden Abdest Alıp Namaza Hazır Bulunmak,
Bir Özür Bulunmadıkça Abdestte Başkasından Yardım İstememek,
Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını Yoklamak, Suyu Dirsek Ve
Topukların Yukarılarına Kadar Ulaştırmak,
Nehir Veya Deniz Kenarında Bile Su İsrafından Kaçınmak,
Abdest Sonunda Kelime-i Şehâdet (Eşhedü Enlâ İlahe İllallah Ve Eşhedü Enne
Muhammeden Abdühû Ve Resûlüh) Getirmek,
Abdestten Artan Sudan Kıbleye Karşı Ayakta Bir Miktar İçmek Ve Bu Sırada;
“Allah’ım Beni Her Günah İşledikçe Tevbe Eden Ve Günahtan Kaçınıp Tertemiz
Bulunan Salih Kullarından Kıl” Diye Dua Etmek,
Abdestin Sonunda Bir, İki Veya Üç Defa Kadir Sûresi’ni Okumak,
Abdestten Sonra, Kerâhet Vakti Değilse İki Rekat Nafile Namaz Kılmak.

ABDEST’İ BOZAN DURUMLA
1. İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necasetin,
herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
2. Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir maddenin
çıkması. (Şâfıî ve mâlikîler'e göre bozmaz.) Vücuttan çıkan kan, irin ve sarı
su akmadığı veya çıktığı yerin çevresine dağılmadığı sürece abdesti bozmaz.
3. Ağız dolusu kusmak.
4. Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan
durumlar.
5. Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek.
6. Cinsî münasebet veya fahiş (aşırı) temas ve dokunma.
7. Mazeret halinin sona ermesi. Su bulamadığı için teyemmüm eden kimse suyu
bulunca, mest üzerine mesh yapan kimsenin -yolcu olanlara üç, yolcu
olmayanlara bir gün olarak tanınan- mesh süresi dolunca, özürlü kimse için
de namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur.
8. Hanefîler'in dışındaki üç mezhebe göre bir kimsenin kendi cinsel organına
temas da abdesti bozar.

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest suyunun elbiseye sıçramayacağı bir konum
alınır,
 Mümkünse kıbleye dönülür,
 Abdeste “eûzü” ve “besmele” çekilir,
 Niyet ve besmele ile abdeste başlayıp “niyet ettim, allah
rızası için abdest almaya” denir,
 Su ölçülü kullanılır, fazla açılmaz, israftan kaçınılır,
 Abdestte elleri parmak uçlarından başlanır,
 Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da
hilallenerek üç defa yıkanır,
 El, yüz ve ayakta bulunan ve suyun deriye temasını
önleyen cilt üzerindeki hamur, boya, sakız gibi
maddeler temizlenir,
 Parmakta yüzük varsa oynatılır,
 Misvak veya diş fırçası ile bunlar yoksa sağ elin
parmaklarıyla dişler temizlenir,
 Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile iyice ovarak
yıkanır

ABDESTİN ALINIŞI

 Ağız, Sağ El Avucuna Alınan Su İle Üç Defa
Çalkanıp iyice Temizlenir,
 Ağız Ve Buruna Her Su Almada, Alınan Su
Yenilenir.
 Üç Defa Da Burna Sağ El İle Su Çekilip Her
Defasında Burun Sol Elle Temizlenir.
 Oruçlu Olmayan Kimse Ağız Ve Burnun Her
Yerine Suyun İyice Ulaşmasını Sağlar.
 Mazmaza Ve İstinşakta Mübalağa Etmek Gerekir.
Fakat Oruçlu Kimseler Mübalağa Yapmazlar.
 Ağza su alırken “Allah’ım! Bana peygamberinin
kevser havuzundan, bir daha sonsuza kadar
susamayacağım bir kâse su ihsan buyur.” diye
duada bulunur,
 Burnu yıkarken de “Allah’ım! Beni nimetlerinin
ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum
bırakma.”der.

ABDESTİN ALINIŞI
 Üç Kere Yüz Yıkanır.
 Birer Defası Farz, Diğerleri Sünnettir. Üçten Fazla
Veya Eksik Yıkamak Sünnete Aykırıdır.
 Saçın Bittiği Yerden Kulak Yumuşağından Çene Altına
Kadar Olan Kısım Yıkanmalıdır.
 Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını
Yoklamak adaptandır,
 Sakal, Bıyık Ve Kaşların Altına Suyun Ulaşması
Gerekir.
 Abdest Alırken Sık Sakalı Bulunanların Sakallarını,
Parmaklarını Sakalın İçine Sokarak Alt Taraftan Üst
Tarafa Doğru Hareket Ettirmesi Gerekir, Adaptandır,
 Yüz Yıkanırken Sakal Sık İse Üstünü Yıkamak
Yeterlidir.
 Yüzü yıkarken “Allah’ım! Bazı yüzlerin beyazlanacağı,
bazı yüzlerin de kararacağı günde, benim yüzümü ak
kıl.” diyerek dua etmek abdest adaplarındandır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak farz
üçe tamamlamak sünnettir,
 Kolları yıkamaya sağ koldan başlanır, sol kolla
devam edilir,
 Suyu Dirseklerin dört parmak yukarısına Kadar
Ulaştırmak gerekir,
 Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamalıyız.
Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
 Kolları iyice ovarak yıkanır.
 Sağ kolu yıkarken “Allah’ım! Bana amel
defterimi sağ yanımdan ver ve benim hesabımı
kolay kıl!” diye dua edilir
 Sol kolu yıkarken “Ey Rabbim! Bana kitabımı sol
yanımdan ve arka yönden verme ve şiddetli bir
hesap ile sorguya çekme” diye dua edilir

ABDESTİN ALINIŞI











Başın dörtte birinin elin içinin su ile ıslatılıp mesh edilmesi
hanefîler'e göre yeterlidir.
Başın “nâsiye” denilen ön tarafına mesh edilmesi daha
faziletlidir.
Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Başın tamamını bir su ile meshetmeye “kaplama mesh” denir
ki bu şekilde mesh etmek sünnettir.
Baş mesh edilirken elin saçların dibine doğru sokulmasına
veya ileri geri hareket ettirilmesine gerek yoktur.
Başı meh ederken“ilâhi, beni rahmetinle yarlığa, benim
üzerime bereketinden indir.” Diye dua etmek uygundur.
Yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi sünnettir.
Küçük parmağımızı kulağımızın içeine doğru sokup baş
parmağımızla kulağımızın arkasını mesh etmek şeklinde
yapılır
Boynu meshetmek: başı ve kulakları meshettikten sonra iki
elin arkaları ile ve üçer parmakla yeni bir su almaya gerek
olmaksızın boyun meshedilir.
Ellerin parmak uçları ensede birbirine değerek boyna doğru
çekilmek suretiyle yapılır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Ayakları topukları ile beraber bir kez
yıkamak
farzdır,
üçe
tamamlanması
sünnettir.
 Suyun
parmaklar
arasına
ulaşması
sağlanmalıdır.
 Önce sağ sonra sol ayak, parmak uçlarından
başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dahil
olmak üzere yıkanır.
 Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.
 Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi
su ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.
 Ayakları yıkarken şöyle dua edilir: “Ya Rabbi!
Birtakım ayakların kayacağı günde, benim
ayaklarımı sırat üzerinde sâbit kıl!”

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest sonunda kelime-i şehâdet (eşhedü enlâ ilahe illallah
ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh) getirmek,
 Abdestten artan sudan kıbleye karşı ayakta bir miktar içmek
ve bu sırada; “allah’ım beni her günah işledikçe tevbe eden
ve günahtan kaçınıp tertemiz bulunan salih kullarından
kıl” diye dua edilir ve
 Abdestin sonunda bir, iki veya üç defa kadir sûresi’ni okunur,
 Abdestten sonra, kerâhet vakti değilse iki rekat nafile namaz
kılınır.

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR
Abdeste başlarken önce niyet edilir, sonra eûzü-besmele çekilir. Sonra da her
bir âzayı yıkarken şu duâlar okunur:

ً‫الم ُْنورا‬
َ ‫َا ْل َح ْم ُد ل ّله َّالذى َج َع َل ْاْلَ َاء َط ُهو ًرا َو ْا ِال ْس‬
ِ ِ

“Suyu temizleyici, İslâmı da nûr kılan Allah'a hamdolsun.”

َ‫َا ّلل ُه َّم َاع ّنى َعلى ت َال َوة ْال ُق ْران َوذ ْكر َك َو ُش ْْكر َك َو ُح ْسن ع َب َادتك‬
ِ ِ ِ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ ِ ِ

Ağıza su verirken:

“Ey Allahım, Kur'an okumak, seni zikir ve sana şükür etmek, sana olan ibâdeti
güzelleştirmek hususlarında bana yardım et!..”

َ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ ْ َ َ َ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
‫حة الن ِار‬
ْ ‫اللهم ا ِرحنى را ِئحة الجن ِة والت ِرحنى را ِئ‬

Buruna su verirken:

“Allahım, bana Cennet kokusunu duyur, Cehennem kokusunu hissettirme!”
Yüzü yıkarken:

ٌ‫س َو ُّد ُو ُجوه‬
ٌ ‫ض ُو ُج‬
ْْ ‫وه َو َت‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم َب ّي‬
ُّ ‫ض َو ْجهى َي ْو َم َت ْب َي‬
ِ

“Allahım, yüzlerin kiminin ak, kiminin kara olduğu o günde, benim yüzümü kara değil,
ak çıkar!”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ‫َا ّلل ُه َّم َا ْعطنى ك َتابى ب َيمينى َوح‬
ً‫اس ْبنى ِح َس ًْابا َيسيًا‬
ِ ِ
ِ
ِ ِ
Sağ kolu yıkarken:

“Allahım, kitâbımı sağımdan ver, hesabımı da kolay eyle!”

Sol kolunu yıkarken:
َْ
ّ َ
َ َ
َ
ُ
َ
َ
ْ
َ
َ
َ
ْ
َّ
ُ
‫اللهم ال تع ِطنى ِكتابى ِبيسارى وال ِمن ور ِاء ْظه ِرى‬
“Allahım, kitâbımı solumdan ve arkamdan verme.”

َ َ meshederken:
َ َّ َ َّ ُ ّ َ
َ
َ
َ‫ال ظ ّْل ا َّال ظ ُّل َع ْرشك‬Başı
َ
ْ
َ
ْ
ّ
ْ
ِ ِ ِ ِ ‫اللهم ا ِظلنى تحت ِظ ِل عر ِشك يوم‬
ِ
“Allahım, Arşının gölgesinden başka gölge olmadığı günde, beni Arşının gölgesinde
gölgelendir.”
Kulaklara meshederken:
َ
َ
َ
َّ
ُ‫ذين َي ْستم ُعو َن ْال َق ْو َل ْف َيتب ُعون ا ْح َس َنه‬
َ ‫اج َع ْلنى م َن َّال‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم‬
ِ
ِ
ِ
“Allahım, beni sözü dinleyip de en güzeline uyanlardan eyle.”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ َ ْ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
َ
َ
‫اللهم اع ِتق رقبتى ِمن الن ِار‬
Boynu mesh ederken:

“Allahım, boynumu Cehennem ateşinden âzâd eyle!”
Ayakları yıkarken:
ْ
َ
ْ
َ
َ‫َا ّلل ُه َّم َث ّب ْت َقد‬
ّ ‫مى َع َلى‬
ُ‫الص َراط َي ْو َم تز ُّْل فيه االق َدام‬
َّ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ

“Allahım, ayakların Sırat üstünde kaydığı günde, ayaklarımı sırat üstünde sâbit eyle,
kaydırma!..”
Abdest tekmil olduktan sonra abdest suyundan içilir ve bu dua okunur:

َ‫اج َع ْلنى م ْن ع َْبادك‬
َّ ‫اج َع ْلنى م َن‬
َ ‫ن ْاْلُ َت َط ّهر‬
َْ ‫اج َع ْلنى م‬
ْ ‫ين َو‬
ْ ‫الت َّواب َين َو‬
ْ ‫َا َّلل ُه َّم‬
ِ ِ ِ ِ
َ‫َ ِ ِ َ َ ْ َ ْ ِ َ َّ ِ َ ِ َ َ ْ ٌ َِ َ ِ ْ ْ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ن‬
ْ ‫الصا ِل ِحين واجعل ِنى ِمن ال ِذين الخوف علي ِه ْم والهم يحزنو‬

“Allahım! Beni çok tevbe edenlerden, temizliğe çok dikkat edenlerden, salih kullarından
ve kendileri için korku ve hüznün olmadığı kimselerden eyle.”

Abdest sonunda “Kelime-i Şehâdet” (eşhedü enlâ ilahe illallah ve eşhedü enne
muhammeden abdühû ve resûlüh) getirilir. Bununla birlikte bir, iki veya üç defa
“Kadir” sûresi yada “Ayetel Kürsi” okunur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest uzuvlarında yara veya hastalık bulunması halinde nasıl abdest alınır?
Abdest uzuvlarından birinde yara veya hastalık bulunan kişi, bu organın
yıkanması zarar verecekse, yıkamayıp ıslak elle mesheder. Mesh edilmesinin de zarar
vermesi durumunda, bu da terk edilir. Bu rahatsızlık abdest veya gusül uzuvlarının
çoğunluğunda ise, abdest veya gusül yerine teyemmüm edilir.
Özürlü nasıl abdest alır, özrü sebebiyle elbisesine bulaşan necasetin hükmü nedir?
Özürlüler, her vakit için abdest alır ve mazeret teşkil eden rahatsızlığından
başka abdest bozan bir hal meydana gelmedikçe, bu abdestle o vakit içerisinde dilediği
gibi namaz kılar, Kur’an-ı Kerim okur ve diğer ibadetlerini yaparlar. Namaz vaktinin
çıkmasıyla veya başka abdest bozan bir halin meydana gelmesiyle özürlü kimsenin
abdesti bozulur.
Kişiyi özürlü kılan hal, bir namaz vakti boyunca hiç meydana gelmezse, özür
ortadan kalkmış olur ve o kimse özür sahibi olmaktan çıkar.
Özürlü kimseden akan kan, irin, idrar gibi şeylerin çamaşıra bulaşması halinde,
bundan kaçınılması mümkün değil ve temizlendiğinde tekrar bulaşacaksa çamaşır
yıkanmadan namaz kılınabilir. Fakat elbiseye tekrar bulaşmayacaksa, yıkanması gerekir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Bedeninde veya bir uzvunda sargı ya da yara bulunan kimse nasıl abdest alır?
Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık veya yaradan dolayı sargı
bulunduğunda, abdest alırken veya guslederken bu sargı çözülerek altı yıkanır ve yaranın
üstü mesh edilir. Ancak sargının çözülmesinin zararlı olması hâlinde çözülmeyip üzerine
mesh edilebilir. Sargı üzerine meshin meşruluğu sünnetle sabittir. Hz. Ali (r.a.) şöyle
demiştir: “Bileklerimden biri kırılmıştı. Peygamber (s.a.s.)’e sordum, O da sargıların
üzerine mesh etmemi emretti.“ (İbn Mace, Taharet, 134.)
Sargının bir defa mesh edilmesi yeterlidir. Yapılan bu mesh ile, o uzuv hükmen
yıkanmış olur. Sargının abdestsiz veya cünüp iken sarılmış olması meshe engel olmadığı
gibi, sargı üzerine meshin belirli bir süresi de yoktur; yara veya kırık iyileşinceye kadar
aynı sargı üzerine mesh edilebilir. Üzerine mesh ettikten sonra sargının değiştirilmesi veya
düşmesi hâlinde, mesh bozulmaz; iade edilmesi de gerekmez. Ancak, yaranın iyileşmesi
hâlinde, sargı açılmış olsun veya olmasın, mesh bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Tedavi maksadı ile cilde sürülen ilaç vb. maddeler abdeste engel olur mu?
Abdest alırken yıkanması gereken bir organın üzerine tedavi maksadı ile
merhem vb. bir madde sürülmüşse; su zarar vermiyorsa abdest alırken bu organın
yıkanması gerekir. Eğer yıkamak zarar veriyorsa ıslak elle üzerine mesh edilir.
Mesh etmek de zararlı ise o da terk edilir. Çünkü dinimiz zaruretler hâlinde
yasakları mübah kılmış, kişiye kaldıramayacağı yükü yüklememiş, zorluğun giderilmesini
ilke edinmiştir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Diş doldurtmak veya kaplatmak abdest ve gusle engel olur mu?
Tedavi amacıyla diş doldurmak veya kaplatmak caiz olup abdest ve guslün
sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak çıkarılıp takılabilen/sabit olmayan dişlerin gusül
abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması gerekir.
Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de kaplandıktan sonra,
dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı hükmünü alır. Bu sebeple, ağız yıkanınca,
kaplama yapılan dişler de yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi, gerektiğinde tedavi amaçlı
olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve abdest ya da gusül alıp, ibadetlerini
yapabilir.
Yapılan bu işlem tedavi amaçlı ve zorunlu olduğundan, mezhepler arasında bir
ihtilaf söz konusu değildir. Diş dolgusu veya kaplaması konusundaki ihtilaflar, guslün veya
abdestin geçerli olup olmayacağı konusuyla alakalı bir durum değildir. Çıkan dişin yerine
bağlandığında kullanılan tel veya başka bir madde, çok sıkı bağlanacağı için, suyun altına
girmesine engel olur. Buna rağmen fukaha, kopan dişi yerine bağlatmanın caiz olduğunda
görüş birliği içindedirler.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

İdrar torbası kullanmak zorunda olan hastaların abdesti bozulmuş olur mu?
Devamlı burun kanaması, idrarı tutamama, kusma, yaranın devamlı kanaması,
kadınlardaki akıntı gibi abdesti bozan ve en az bir namaz vakti süresince devam eden ve
her namaz vaktinde tekrarlanan bedenî rahatsızlıklara özür/mazeret, böyle kimselere de
özür sahibi kimse denilir.
Buna göre; kendisinden devamlı idrar geldiği için idrar torbası kullanmak
zorunda olan hastalar, dinî açıdan özür sahibi konumundadırlar. Özür sahipleri, her namaz
için vakit çıktığında abdest almak suretiyle namazlarını kılarlar.
Bu abdestle vakit içinde diledikleri kadar farz veya nafile namaz kılabilirler.
Ancak mümkün olduğunca namaza başlamadan önce torbadaki idrarın boşaltılmış
olmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle abdeste başlamadan önce idrar torbası
boşaltılmalıdır. Şu kadar var ki, vakit namazı için abdest alındıktan sonra, torba içinde
biriken idrar ile kılınan namaz geçerlidir. Bu özürleri dışında abdesti bozan başka bir hal
olmadıkça, vakit içinde abdestleri devam eder, vakit çıkınca bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan bir kadın teyemmüm ederek namazını
kılabilir mi?
Yalnızca erkeklerin veya hem erkeklerin hem de kadınların bulunduğu bir
ortamda gusül abdesti almak durumunda kalan bir kadın gusül abdestini tehir eder.
Dolayısıyla, suyu kullanmaktan aciz olduğu için teyemmüm ederek namazını kılar.
Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan kadın ise, namaz vaktinin sonlarına
kadar bekler. Eğer vaktin çıkacağından korkarsa teyemmüm ederek, namazını kılar. Ancak
o namazı iade eder .

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Su mevcut olduğu halde abdest alıncaya kadar namaz vaktinin çıkmasından endişe
eden kişi teyemmümle namaz kılabilir mi?
Abdest alma imkânı varken, cuma namazı ve vakit namazları gibi vaktinde
kılınamadığı zaman kaza edilen namazların, vaktin çıkacağı endişesi ile teyemmüm ederek
kılınması caiz değildir. Zira abdest alındığı takdirde bu namazlara yetişilemezse, cuma
namazı yerine öğle namazı, vakit namazı yerine kaza namazı kılınır.
Maliki Mezhebi’ne göre, su ile abdest alma imkânı var iken, abdest veya gusül
alındığı takdirde beş vakit namazdan birinin vakti geçecek ise bu namaz teyemmüm
ederek kılınır.
Varis çorabı üzerine mesh yapılabilir mi?
Varis hastalığından dolayı ayağa giyilmesi gereken özel çoraplar, kırık, çıkık
üzerindeki sargı hükmün dedir. (İbn Mace,Taharet,134.) Bu itibarla, varis çorapları
üzerine meshedilmesinde bir sakınca yoktur

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Kol ve bacakları olmayan kimsenin abdesti eksik olur mu?
Yüce Allah din konusunda bize hiçbir zorluk yüklememiştir. (Hacc, 22ı78.)
“Köre, topala da vebal ve hastaya güçlük yoktur.“ (Fetih, 48ı17.) anlamındaki
ayetler buna delildir. İnsanlar ancak yapabileceklerinden sorumludurlar.
Hastalığı veren de yükümlülükle ri yükleyen de Allah’tır. Dolayısıyla kişi gücü
neye yetiyorsa onu yapmakla mükelleftir. Kol ve bacakları olmayan kişiden abdestte bu
organları yıkama yükümlülüğü düşer. Ancak bu kimsenin, bu özründen dolayı namaz
yükümlülüğü düşmez.
Kendisine abdest aldıracak yardımcı birileri yoksa ve kendisi de bir şekilde
abdest alma yöntemi bulamazsa, yüzünün iki yanını toprak veya toprak cinsinden bir şeye
dokundurarak teyemmüm eder. Elleri ve kolları olmayan veya kesilmiş olan kimse yalnız
yüzünü yere sürerek teyemmüm yapar.
Eğer yüzünde bir yara veya özür varsa teyemmüm etmeksizin namazı kılar. Bu
imkâna da sahip değilse, namazını yapabildiği şekilde ima ile kılar. Özürlü bir kimse, ancak
kendisi gibi özürlü birisine namaz kıldırabilir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Saç boyası, kına, ruj, oje, jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani
midir?
Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa,
abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması
gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken
uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır.
Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan
maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce
giderilmesi gerekir. Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşturmayan saç boyası,
kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Tuvalette abdest alınabilir mi?
Tuvalette abdest alınmasında bir sakınca yoktur. Ancak böyle yerlerde
besmele, zikir ve duaların içten söylenmesi uygun olur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest ve gusülün tam olup olmadığı konusundaki vesveseye
itibar edilir mi?
Vesvese, çeşitli sebeplerle insanın yaşadığı kararsızlık,
şüphe ve kuruntu halidir. Vesvese sebebi ile, gusül ve abdestin
tekrarlanması gerekmez. Vesvese gelse bile abdest ve gusle devam
edilmelidir.
Kişi vesveseye itibar etmemeye çalışmalı, içe doğan şüphe
ve tereddüt hallerinin asılsız olduğunu kendine telkin etmeli,
ayrıca zaman zaman Felak ve Nas Surelerini, anlamlarını da
düşünerek okumalıdır.
Güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest ve gusül alınır mı?
Güneş enerjisi ile ısıtılan su ile, temiz olmak kaydıyla, abdest almak
ve gusletmekte dinen bir sakınca yoktur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAKTA GEREKLİDİR
İyi veya kötü hareketleri organlarımızla yaparız. El işler yapar, yıkar ve
yazar; ağız yer içer, iyi ve kötü sözler söyler, konuşur; burun koklar, gözler görür,
kollar saldırır ve yakalar; kulaklar işitir ve dinler; ayaklar ise bizi pek çok yere
götürür. Bütün bunlar zaman zaman günah ve yasak sınırını aşabilir.
İşte abdest sırasında içimizden geçireceğimiz dualarla, söz konusu
edilen olumsuz hareketlerin etkisinden kurtulmaya çalışabiliriz. Abdest alacak
kimse önce niyet eder. Bu bir rûhî-mânevî hazırlıktır. Hakk'ın huzuruna çıkmaya
niyet etmek ve hazırlanmak demektir. Sonra besmele çekerek ve Allah'ın
yardımını dileyerek abdeste başlar.
Abdest alan insan samimî bir dille ve içten bir duyguyla, eksiklik ve
hatalarını Hakk'ın huzurunda itiraf edip, bunları yıkamasını ve silmesini kulluğa
yakışan bir tavırla O'na arz eder, duasının kabulü için yalvarıp yakarır. Böylece
bilinci ve içtenliği ölçüsünde ruhen temizlenip arınmış bir halde huzura varmaya,
namaza durmaya hazır hâle gelir.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Su nasıl maddî kirleri temizliyorsa, tövbe de manevî kirleri yok eder
diye düşünerek abdest organlarımı yıkamalıyım. Halkın gördüğü yer olan
bedenimi ve elbisemi temiz tutar da Hakk'ın nazar ettiği yer olan kalbimi
tertemiz tutmazsam yanlış yapmış olurum diye inanmalıyım. Bedenim gibi
kalbimi de kötü ve kirli şeylerden arındırmaya çalışmalıyım şuurunda bir abdes
gerçek mahiyeti ile abdest olmuş olur.
Şemsî'nin dediği gibi: " Pâdişah konmaz saraya hâne mâmur
olmadan.” önce hanemizi mamur hale getirelim kalbimizi tezkiye edlim sonra
organlarımızı temizleyeli.
Yûnus Emre söylüyor: " Tanla durup başın kaldır ellerini suya daldır /
Hem şeytanın boynunu vur hem nefs dahi ölse gerek." (“Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr.
Mehmet Demirci)

Beyazid-i Bistâmî şöyle dermiş: "Ne zaman dünya düşüncesi
gönlümden geçse abdest alırım; âhiret düşüncesi geçince de gusül yaparım."

Prof. Dr. Mehmet Demirci hocamızın Altınoluk dergisinde yayınlanmış olan “Abdestin
İç Anlamı” isimli makalesinde Gönül ehli kimseler iç anlam olarak abdestin ve temizliğin beş
derecesinden söz ettiklerini belitir ve bunları İçten dışa doğru şöylece sıralar:

1. Rûhun abdesti: Rûhun, hayvanlık seviyesine ait bilgisizlikten ve Allah'tan gayri
şeyleri görme gafletinden arınmasıdır. Ruh Allah'tan gayrı şeyleri görmekten arınsa,
Gaffar olan Allah'ın nûru onu kuşatır. Kötü düşüncelerini temizlese takvâ elbisesine
kavuşur. Nefsin tezkiye ederse iç huzuruna ve itmi'nâna ulaşır.
2. Sırrın abdesti: Burada "sır", rûhun rûhu demek olup; onun abdesti gösterişten (riyâ),
arzu ve isteklerin esiri olmaktan, kendini beğenmişlikten, baş olma tutkusundan, aşırı
dünya isteği ve mevki sahibi olma ihtirasından arınmaktır. Bunun neticesinde ihlâs nûru
ortaya çıkar. Dünya sevgisinden arınırsa âhiret sevgisi doğar.
3. Kalbin ve gönlün abdesti: İki yüzlülük, bozgunculuk ve kötü ahlâktan uzak durmaktır.
Büyüklenme yıkanınca, alçak gönüllük doğar. Çekememezlik kirleri yıkansa, iyilik;
düşmanlık yıkansa, Allah sevgisi görünür.
4. Dilin abdesti: Yalan, dedi-kodu, iftira ve boş sözden, insanların ayıplarını merak
etmekten ve gizli hallerini ortaya çıkarmaktan, faydasız konuşmaktan uzak durmaktır.
Yalan ve koğuculuk yıkansa, doğruluk ve vefâ doğar. İftira ve itham etme yıkansa, sevgi
görülür. Faydasız ve boş söz bırakılsa yararlı şeyler konuşulur veya Allah'ın adı anılır.
5. Zâhir abdesti: Bu, bildiğimiz abdesttir. Neticesinde Abdest alan kimsenin yüzünü
yıkaması, mahşer günü yüzünün nurlu olmasına yol açar. Kolunu yıkayınca cömertlik
nurları hasıl olur. Ayrıca amel defterinin sağ eline verilmesi gibi bir lûtfa erişir. Ayağını
yıkayınca, âhiretteki manevî engelleri kolaylıkla geçme imkânı doğmuş olur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Abdest alırken gerçekleşen dış temizliğin, iç temizliği ile
birlikte gelişmesi için şunlar da tavsiye edilir: Eller yıkanırken
kalbin de aşırı dünya sevgisinden yıkanması gerekir. Ağıza su
alınırken, onunla boş şeyleri anmamaya azmetmelidir. Yüz
yıkandığı zaman, yüzü Hak'tan başka şeylere çevirmemeye söz
vermelidir. Ayağı yıkarken, Hak yolda bulunma gayreti
pekiştirilmelidir.
Dış temizlik su ile, iç temizlik ise tövbe ile ve Hakk'ın
kapısına dönmekle mümkün olur.

Bedenin bütün uzuvlarına madden ve manen abdest
aldırmak gerekir. Bedene su ile nasıl ki abdest aldırıyorsak, her bir
uzvumuzu Yaratının rızasına uygun işler yaptırmak suretiyle
manevi abdestimizide almamız gerekmektedir.
Abdestin suyu günaha bakan gözleri, günahla kızaran yüzü
de arındırır. Ağzı abdest suyu ile çalkaladığımız zaman, bizi günaha
sokan kelimeler, bu kelimeleri oluşturan dil ve dişler pir-ü pak
olur. Başımızı mesh ettiğimizde zihnimizden geçen günahlar bir bir
dökülür. Kulaklara değen abdest suyu bu organın dikkat kesilip
dinlediği günahkar sözleri siler süpürür. Ve en nihayet bizi günahın
kapısına kadar yürüten ayaklarımızı yıkarız. Onlar da günahtan
kurtulmuş olur.
Yüce Rabbim abdestimizi en güzel şekilde alıp
ibadetlerimizi kendi rızasına uygun olarak yapmayı cümlemize
nasip etsin.

Bu Sunum İdris YAVUZYİĞİT Tarafında; “İhtiyar” Mevsılî,
“Bidayetu’l Müctehit” Ahmet İbn Rüşd El Kurtubi, “Büyük İslam İlmihali”
Ömer Nasuhi Bilmen (A. Fikri Yavuz), “İslam İlmihali” Lütfi Şentürk Ve
Seyfettin Yazıcı (Diyanet), “İlmihal” Heyet (TDV), “Delilleriyle İslam
İlmihali” Hamdi Döndüren, “Şafii İlmihali” Mehmet Keskin (Diyanet), “Din
Görevlisinin El Kitabı” Mevlüt Özcan, “Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr. Mehmet
DEMİRCİ; “Abdestin Fazileti Ve İbadetler Açısından Önemi” Ahmet ÜNAL;
“Abdestin Manası Ve Önemi” Mustafa Kutlu’ya Ait Kitap, Makale Ve Vaaz
Örneklerinden İstifade Edilmek Suretiyle Hazırlanmıştır.
Rabbim Eser Sahiplerinden Ölenlere Rahmetiyle, Yaşayanlara Lutuf
Ve Keremiyle Tecelli Eylesin Ve İki Cihan Saadeti İhsan Etsin.


Slide 2

Abdest Almanın Önemi
ve Fıkhi Boyutu
İdris YAVUZYİĞİT
[email protected]

Abdestin Önemi
Abdestin Tanımı
Abdest Çeşitleri
Abdestin Farzları
Abdestin Sünnetleri
Abdestin Adapları

Abdesti Bozan Durumlar

Abdestin Alınışı
Abdest Duaları
Fıkhi Sorular
Abdestin İç Anlamı

ABDEST

َ ْ ُ ْ ُ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َ
ُ ْ َ ٰ َّ
‫وة فاغ ِسلوا‬
‫يا ايها ال ٖذين امنوا ِاذا قمت ْم ِالى الصل‬
ِ
َ ‫ُو ُج‬
ْ‫وه ُك ْم َو َا ْي ِد َي ُك ْم ِا َلى ْاْلَ َرا ِْفق َو ْام َس ُحوا ب ُر ُؤس ُك ْم‬
ِ ِ
ِ
ْ َ ْ ُ َُ ََْ
َ
ْ
ْ
َ
‫وارجلكم ِالى الكعبي ِ ْن‬
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya
kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize
kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip,
topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)”.

(MÂİDE suresi 6.

ayet)

ABDEST

Bu âyet, teyemmüm âyeti olarak adlandırılır. Fakat
âyette abdestin farzları tesbit edilmektedir. Dolayısıyla bir
abdest âyeti olduğu şüphesizdir.
Şu kadar var ki, abdest bu âyet ile farz kılınmış değildir.
Çünkü abdest Mekke’de namazla beraber farz kılınmış ve
İslâm’da hiçbir zaman abdestsiz namaz kılınmamıştır.
Oysa bu âyet-i kerîme Medîne’de, hicretin 6. yılında,
Benî Mustalik Gazvesi’nde cereyan eden meşhur “İfk hâdisesi”
üzerine gece susuz bir yerde kalınıp abdest almak mümkün
olmadığından dolayı nâzil olmuştur.
Hz.Âişe vâlidemize münafıklar tarafından çirkin bir iftira
yapıldığı için bu olaya ifk (iftira) olayı denilmiştir.

ABDESTİN FAZİLETİ

َ َ َ َّ َ َ ْ
َ َََ َ
َ
ْ‫خ َط َاي ُاه من‬
ْ
َ
ْ ‫ خرجت‬، ‫من توضأ فأحـسن الوضـوء‬
ِ
َ
ْ َ َّ
ْ
َ
َ
ُ
‫تحت أظفا ِر ِْه‬
ِ ‫جس ِد ِه حتى تخرج ِمن‬
“Kim

güzelce abdest alırsa, o kimsenin
günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün
vücudundan çıkar.” (Riyasü’s-Salihin, 1028; Müslim, Tahâret 33)

ُْ َ ُ ُ ُّ
‫ر‬
» ‫يمان‬
ْ ِ ‫اإل‬
‫ر‬
«
‫ط‬
‫ش‬
‫و‬
‫ه‬
‫الط‬
ِ

Ebû Mâlik el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır.” (Riyasü’s-Salihin, 1033; Müslim, Tahâret 1)

َ ْ َ َّ َ ً ّ ُ َ
َ‫َّ ُ َّ ُ ْ َ ْ ن‬
َ
ْ
َ
‫القيام ِ ْة غرا محج ِلين ِمن ْآث ِار‬
‫« ِإن أمتي يدعو يوم‬
ِ
َ
َ
َ
َ
ُ
ُ
َ
َ
َ
ْ
ْ
ُ
ْ
ْ
ْ
َّ
» ‫ فليفعل‬، ‫من استطاع ِمنكم أن ْي ِطيل غرته‬
ِ
ِ ‫الوضوء ف‬
ٌ
. ‫متفق عليه‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’i:
“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde,

abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak
olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten
kimse bunu yapsın” buyururken işittim. (Riyazüs Salihin, abdestin fazileti, 1026;
Buhârî, Vudû‘ 3; Müslim, Tahâret 35)

Bu Hadis bizlere:
1. Abdesti farzlarına, sünnetlerine, müstehaplarına ve edeplerine riayet ederek
almak gerekir. Böyle yapmak müstehaptır.
2. Abdest, insanın yüzünü nurlandırır, el ve ayaklarını ağartır. Bu hem maddî hem
manevî anlamda böyledir.
3. Allah Teâlâ, kıyamet gününde ve mahşer yerinde yüzü nurlu, el ve ayakları parlak
olanlara özel muamelede bulunur. Çünkü bunlar sâlihler ve ibadet ehli mü’minlerdir.
4. Abdestte ayakları yıkamak asla terkedilmemelidir.

ABDESTİN FAZİLETİ

ُْ ُ ْ َ
ُْ َ ُ َْ ُ َُْ
ُ
ُ
ُ
ُ
» ‫الحلية ِمن اْلؤ ِم ِن ح ْيث يبلغ الوضـوء‬
ِ ‫« تبلغ‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Ben dostum sallallahu
aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:
“Mü’minin

nuru ve beyazlığı, abdest
suyunun ulaştığı yere kadar varır.” (Müslim, Tahâret 40)

َ َّ َ َ
ُ ُ
َ َُ
َ َ ُ ْ َ
ْ
َ
َ
ُّ‫كل‬
ْ ‫جه ِه‬
ِ ‫« ِإذا تو َضأ َالعبد اْل‬
ِ ‫سلم أ ِو اْلؤ َ ِمن فغسل َ ْوجهه خرجَ ِمن َو‬
َ َ
ْ
َ
ْ
ْ
َ
ْ
‫ َف ِإذا غسل يدي ِه‬، ‫اْلاء‬
‫اْلاء أو مع آ‬
‫خطيئة نظر ِإليها ِبعيني ِه مع‬
‫خر قط ِر‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ْ َ
َ ََ ُ
َ َ َ َ َ ُّ ُ
َ
ْ
ْ
ْ
َ
‫ط ِر‬
َْ ‫يديه كل خطيئ ٍة كان بطشتها يداه مع اْل ِاء أو مع ِآخر ق‬
‫ خرج ِمن‬،
ِ
َ َ
َ ُّ ُ ْ َ َ َ
َ
ْ‫ط َيئة َم َشتها رجاله مع اْلاء ْأو‬
ْ
َ
ِ
ِ
ٍ ْ ِ ‫ خرجت كل خ‬، ‫ ف ِإذا غسل ِرجلي ِه‬، ‫اْلاء‬
ِ
َ
ُّ
َ
ُ
َ
َ
ًّ
ُ
. ‫ حتى يخرج ن ِقيا ِمن الذن ْو ِب »رواه مسلم‬، ‫اْلاء‬
‫طر‬
‫ق‬
‫آخر‬
‫ع‬
‫م‬
ِ ِ ِ

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve
yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest
suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini
yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –
veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını
yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah
abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar.
Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (Müslim,
Tahâret 32; Tirmizî, Tahâret 2; Riyasü’s-Salihin, 1030)

َ ُ ْ ُ َّ َ َ ْ َّ
َ ْ َ ْ َ ْ َ َّ َ ُ ْ
ْ ُ َ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َّ
َ
‫ن‬
: » ‫ ِوددت أنا قد رأينا ِْإخواننا‬، ‫الحقو‬
‫نين ِوإنا ِإن شاء‬
‫« السالم عليكم دار ق ٍوم مؤ ِم‬
ِ ‫الله ِْبك َم‬
ِ
َ
ُْ َ َ َ ّ َ ُ َ ْ َ
َ َ ُ َ
َّ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
َ
َ
ُ
ْ
ْ
ْ
» ‫ وإخواننا َال َذين لم َ يأتوا بعد‬، ‫ « أنتم أصحابي‬: ‫ أولسنا ِإخوانك يا رسول الل ِه ؟ قال‬: ‫قالوا‬
ُ
َْ ْ َ ْ َ ُ ْ َ
َ َ َْ
ُ
ُ‫له‬
َ
ُ
َّ
َ
ُ
ْ
ْ
َّ
َ
ْ ‫ « أرأيت لو أن رجال‬: ‫ كيف تع ِرف من لم يأتوا بعد من أم َِتك يا رسول هللا ؟ فقال‬: ‫قالوا‬
ُ َ
َ
َ
َّ ُ
َ ‫حج َل ٌة ْبي‬
َّ ‫َخ ْي ٌل ُغ ٌّر ُم‬
ْ ‫ أال‬، ‫ظهر ْي َخ ْيل ُد ْهم ب ْهم‬
َ ‫ َق‬، ‫الل ِ ْه‬
ْ
‫ بلى يا رسول‬: ‫يع ِْر ُف َخ ْيل ُه ؟ » قالوا‬
‫ال‬
‫ن‬
ِ ٍ ٍ
ٍ
َ
ُ
ُ ‫َ َّ ُ ْ ْ ُ َن‬
َ
َ
ُ
َ
َّ
ُ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
ًّ
‫و‬
. ‫ ِ »ر اه مسلم‬
ِ ‫ «ف ِإنهم يأتو غرا محج ِلين ِمن الوض‬:
ِ ‫ وأنا فر ْطهم على الحو‬، ‫وء‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem kabristana geldi ve:

“Selâm size ey mü’minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız.
Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim” dedi. Ashâb-ı kirâm:
– Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah? dediler. Resûl-i Ekrem:
– “Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb:
– Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah’ın Resûlü?
dediler. Peygamber Efendimiz:
– “Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at
sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?” diye sordu. Sahâbe:
– Evet, tanır, ey Allah’ın Resûlü, dediler. Resûl-i Kibriyâ:
“İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler.
Ben havzın başına onlardan önce varacağım” buyurdular. (Müslim, Tahâret 39; Riyasü’sSalihin, 1031 )

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ
Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el suyu”
anlamına gelen abdest, belirli ibadetlerin ifasının ön şartı olan ve kendisi
de ibadet mahiyetinde görülen bir nevi hükmî temizliktir.
Arapça karşılığı güzellik, temizlik ve parlaklık anlamına gelen
“vudû”dur.
Fıkıhta abdest, “belli uzuvları usulüne uygun olarak su ile yıkamak
ve bazılarını da eldeki su ıslaklığı ile meshetmek” şeklindeki ibadet
temizliği olarak tarif edilir.(TDV, İslam İlmihali 1. cilt, s 195)
Fıkıh dilinde maddî kirlilikten temizlenme “necasetten taharet”
olarak anılır; hükmî kirlilik olan hadesten temizlik ise birer hükmi temizlik
usulleri olan abdest ve gusülle olur.

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ

Abdest ile ağız, diş, burun, el, yüz ve ayaklar gibi
kirlenmeye ve dışarıdan gelecek mikroplara en açık uzuvlar
günde birkaç defa su ile temizlenir.
Bu sayede vücudun sinir sistemi ve kan dolaşımı daha
düzenli hale gelir ve vücuda fizikî-tıbbî birçok fayda sağlar.
Abdest, namaz ibadetini ifa için yüce Allah'ın
huzuruna çıkacak müminin manevî ve ruhî hazırlık ve temizliği
de demektir.
Bu yüzden abdest, maddî temizlikle manevî temizliği
birleştirici, müslümana manevî yönden destek ve güç sağlayıcı
bir anlam ve öneme sahiptir.

ABDEST’İN HÜKMÜ / ÇEŞİTLERİ
1.

Farz Abdest:
1.
2.
3.
4.

Namaz Kılmak,
Cenaze Namazı Kılmak,
Tilâvet Ve Şükür Secdesi Yapmak,
Kur'an'a Dokunmak İçin Abdest Almak Farzdır.

Vacip Abdest: Kabe'yi Tavaf Etmek İçin Abdest Hanefilere Göre Vaciptir.
3. Mendup Abdest:
2.

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.

Yatmadan Önce Abdest Almak,
Vakit Namazları İçin Ayrı Ayrı Abdest Almak,
Kuran Okumak,
Dini Kitaplara Dokunmak,
Hadis Okumak,
Peygamberimizin Kabrini Ziyaret Etmek,
Arafat’ta Vakfa Yapmak,
Safa Ve Merve Arasında Say Yapmak,
Ezan Okumak,
Cenaze Yıkamak,
Her İşe Abdestli Olarak Başlamak,
Her Zaman Abdestli Bulunmak İçin Ve
Öfkelendikten,yalan Söyledikten Ve Gıybet Ettikten Sonra Abdest
Almak Mendup’dur.

ABDEST’İN MEZHEPLERE GÖRE FARZLARI
FARZLAR

HANEFİ

ŞAFİİ

MALİKİ

HNBELİ

YÜZÜ YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

KOLLARI YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

BAŞI MESH ETMEK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

AYAKLARI YIKAMA

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

NİYET ETMEK

SÜNNET

FARZ

FARZ

FARZ

TERTİBE RİAYET

SÜNNET

FARZ

SÜNNET

FARZ

MUVALAT

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

FARZ

BESMELE

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

OVARAK YIKAMAK

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

ABDEST’İN FARZLARI
1.

2.

3.

4.

Yüzü bir kere yıkamak (yüzün sınırları: saçın bittiği yerden kulak
yumuşağından çene altına kadar olan kısım. Sakal, bıyık ve kaşların altına
suyun ulaşması gerekir. Yüz yıkanırken sakal sık ise üstünü yıkamak
yeterlidir.)
Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak (abdest alırken parmaktaki
yüzüğün altına su alacak şekilde oynatılması, el, yüz ve ayakta bulunan ve
suyun deriye temasını önleyen maddelerin imkân dahilinde temizlenmesi
gerekir.)
Başın dörtte birini mesh etmek (dörtte birinin el içi su ıslaklığıyla mesh
edilmesi hanefîler'e göre yeterlidir. Başın “nâsiye” denilen ön tarafına
mesh edilmesi daha faziletlidir. Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Şâfiîler'e göre başın mesh miktarı daha azdır, bir saç teli. )
Ayakları topukları ile beraber bir kez yıkamak (suyun parmaklar arasına
ulaşması sağlanmalıdır. Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi su
ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.)

ABDEST’İN SÜNNETLERİ

1.
2.
3.
4.

Abdest almaya niyet etmek,
Başlarken besmele çekmek,
Elleri bileklerle birlikte üç defa yıkamak,
Ağız ve buruna su çekip iyi bir ağız ve burun temizliği
(mazmaza ve istinşak) yapmak,
5. Misvak kullanmak veya dişleri fırçalamak,
6. Sakalın içine su girmesini sağlamak,
7. El parmaklarını birbirine sokup ovuşturmak,
8. Başın tamamını elin ıslaklığıyla mesh etmek,
9. Boynu mesh etmek,
10. Abdest uzuvlarını yıkarken sıraya uymak,
11. Abdeste sağ uzuvlardan başlamak,
12. Uzuvları üçer defa yıkamak
13. Su ile iyice ovmak (delk),
14. Abdeste ara vermeden tamamlamak.

ABDEST’İN SÜNNETLERİ
1.
2.
3.
4.

5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.

Niyet etmek: “Niyet ettim, Allah rızası için abdest almaya” denilmesi müstehaptır.
Abdeste başlarken önce temiz olan elleri bileklere kadar yıkamak.
Abdeste “Eûzü” ve “besmele” ile başlamak.
Mazmaza ve İstinşak: Elleri yıkadıktan sonra önce üç defa ağıza su alınıp çalkalanması ve
dışarı atılmasına “mazmaza”, üç defa da burunun yumuşağına kadar su alınmasına ise
“istinşak” denilir. Ağız ve buruna her su almada, alınan su yenilenir.
Mazmaza ve istinşakta mübalağa etmek. Fakat oruçlu kimseler mübalağa yapmazlar.
Misvak Kullanmak
Tertibi gözetmek. Şâfiî ve Hanbelîlere göre farzdır.
Abdeste sağ taraflardan başlamak
Abdest uzuvlarını üçer defa yıkamak: Birer defası farz, diğerleri sünnettir. Üçten fazla veya
eksik yıkamak sünnete aykırıdır. Çoğu fakihlere göre başı bir defa meshetmek yeterlidir.
Abdestte elleri veya ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak. Parmakları hilâllemek.
Sakalı hilâllemek: Abdest alırken sık sakalı bulunanların sakallarını, parmaklarını sakalın içine
sokarak alt taraftan üst tarafa doğru hareket ettirmesine hilâlleme denir.
Başın tamamını bir su ile meshetmek: Buna “kaplama mesh” denir.
Kulakları meshetmek: Çoğu fakihlere göre, yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi
sünnettir.
Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile ovmak
Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamak. Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
Boynu meshetmek: Başı ve kulakları meshettikten sonra iki elin arkaları ile ve üçer parmakla
yeni bir su almaya gerek olmaksızın boyun meshedilir.

ABDEST’İN ADAPLARI
Abdestin Âdabından Maksat, Abdestin Farzlarının Ve Sünnetlerinin Daha Uygun
Şekilde Ve Ortamda, Mükemmel Bir Şekilde Yerine Getirilmesini Sağlamaktır.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.

12.
13.

Abdest Alırken -Mümkünse- Kıbleye Dönmek,
Abdest Sularını Vücuda Ve Elbiseye Sıçratmamak,
Dünya İşlerine İlişkin Konuşmamak,
Abdest Dualarını Veya Bildiği Dualardan Okumak,
Suyu Ölçülü Kullanmak,
Daha Vakit Girmeden Abdest Alıp Namaza Hazır Bulunmak,
Bir Özür Bulunmadıkça Abdestte Başkasından Yardım İstememek,
Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını Yoklamak, Suyu Dirsek Ve
Topukların Yukarılarına Kadar Ulaştırmak,
Nehir Veya Deniz Kenarında Bile Su İsrafından Kaçınmak,
Abdest Sonunda Kelime-i Şehâdet (Eşhedü Enlâ İlahe İllallah Ve Eşhedü Enne
Muhammeden Abdühû Ve Resûlüh) Getirmek,
Abdestten Artan Sudan Kıbleye Karşı Ayakta Bir Miktar İçmek Ve Bu Sırada;
“Allah’ım Beni Her Günah İşledikçe Tevbe Eden Ve Günahtan Kaçınıp Tertemiz
Bulunan Salih Kullarından Kıl” Diye Dua Etmek,
Abdestin Sonunda Bir, İki Veya Üç Defa Kadir Sûresi’ni Okumak,
Abdestten Sonra, Kerâhet Vakti Değilse İki Rekat Nafile Namaz Kılmak.

ABDEST’İ BOZAN DURUMLA
1. İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necasetin,
herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
2. Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir maddenin
çıkması. (Şâfıî ve mâlikîler'e göre bozmaz.) Vücuttan çıkan kan, irin ve sarı
su akmadığı veya çıktığı yerin çevresine dağılmadığı sürece abdesti bozmaz.
3. Ağız dolusu kusmak.
4. Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan
durumlar.
5. Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek.
6. Cinsî münasebet veya fahiş (aşırı) temas ve dokunma.
7. Mazeret halinin sona ermesi. Su bulamadığı için teyemmüm eden kimse suyu
bulunca, mest üzerine mesh yapan kimsenin -yolcu olanlara üç, yolcu
olmayanlara bir gün olarak tanınan- mesh süresi dolunca, özürlü kimse için
de namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur.
8. Hanefîler'in dışındaki üç mezhebe göre bir kimsenin kendi cinsel organına
temas da abdesti bozar.

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest suyunun elbiseye sıçramayacağı bir konum
alınır,
 Mümkünse kıbleye dönülür,
 Abdeste “eûzü” ve “besmele” çekilir,
 Niyet ve besmele ile abdeste başlayıp “niyet ettim, allah
rızası için abdest almaya” denir,
 Su ölçülü kullanılır, fazla açılmaz, israftan kaçınılır,
 Abdestte elleri parmak uçlarından başlanır,
 Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da
hilallenerek üç defa yıkanır,
 El, yüz ve ayakta bulunan ve suyun deriye temasını
önleyen cilt üzerindeki hamur, boya, sakız gibi
maddeler temizlenir,
 Parmakta yüzük varsa oynatılır,
 Misvak veya diş fırçası ile bunlar yoksa sağ elin
parmaklarıyla dişler temizlenir,
 Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile iyice ovarak
yıkanır

ABDESTİN ALINIŞI

 Ağız, Sağ El Avucuna Alınan Su İle Üç Defa
Çalkanıp iyice Temizlenir,
 Ağız Ve Buruna Her Su Almada, Alınan Su
Yenilenir.
 Üç Defa Da Burna Sağ El İle Su Çekilip Her
Defasında Burun Sol Elle Temizlenir.
 Oruçlu Olmayan Kimse Ağız Ve Burnun Her
Yerine Suyun İyice Ulaşmasını Sağlar.
 Mazmaza Ve İstinşakta Mübalağa Etmek Gerekir.
Fakat Oruçlu Kimseler Mübalağa Yapmazlar.
 Ağza su alırken “Allah’ım! Bana peygamberinin
kevser havuzundan, bir daha sonsuza kadar
susamayacağım bir kâse su ihsan buyur.” diye
duada bulunur,
 Burnu yıkarken de “Allah’ım! Beni nimetlerinin
ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum
bırakma.”der.

ABDESTİN ALINIŞI
 Üç Kere Yüz Yıkanır.
 Birer Defası Farz, Diğerleri Sünnettir. Üçten Fazla
Veya Eksik Yıkamak Sünnete Aykırıdır.
 Saçın Bittiği Yerden Kulak Yumuşağından Çene Altına
Kadar Olan Kısım Yıkanmalıdır.
 Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını
Yoklamak adaptandır,
 Sakal, Bıyık Ve Kaşların Altına Suyun Ulaşması
Gerekir.
 Abdest Alırken Sık Sakalı Bulunanların Sakallarını,
Parmaklarını Sakalın İçine Sokarak Alt Taraftan Üst
Tarafa Doğru Hareket Ettirmesi Gerekir, Adaptandır,
 Yüz Yıkanırken Sakal Sık İse Üstünü Yıkamak
Yeterlidir.
 Yüzü yıkarken “Allah’ım! Bazı yüzlerin beyazlanacağı,
bazı yüzlerin de kararacağı günde, benim yüzümü ak
kıl.” diyerek dua etmek abdest adaplarındandır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak farz
üçe tamamlamak sünnettir,
 Kolları yıkamaya sağ koldan başlanır, sol kolla
devam edilir,
 Suyu Dirseklerin dört parmak yukarısına Kadar
Ulaştırmak gerekir,
 Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamalıyız.
Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
 Kolları iyice ovarak yıkanır.
 Sağ kolu yıkarken “Allah’ım! Bana amel
defterimi sağ yanımdan ver ve benim hesabımı
kolay kıl!” diye dua edilir
 Sol kolu yıkarken “Ey Rabbim! Bana kitabımı sol
yanımdan ve arka yönden verme ve şiddetli bir
hesap ile sorguya çekme” diye dua edilir

ABDESTİN ALINIŞI











Başın dörtte birinin elin içinin su ile ıslatılıp mesh edilmesi
hanefîler'e göre yeterlidir.
Başın “nâsiye” denilen ön tarafına mesh edilmesi daha
faziletlidir.
Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Başın tamamını bir su ile meshetmeye “kaplama mesh” denir
ki bu şekilde mesh etmek sünnettir.
Baş mesh edilirken elin saçların dibine doğru sokulmasına
veya ileri geri hareket ettirilmesine gerek yoktur.
Başı meh ederken“ilâhi, beni rahmetinle yarlığa, benim
üzerime bereketinden indir.” Diye dua etmek uygundur.
Yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi sünnettir.
Küçük parmağımızı kulağımızın içeine doğru sokup baş
parmağımızla kulağımızın arkasını mesh etmek şeklinde
yapılır
Boynu meshetmek: başı ve kulakları meshettikten sonra iki
elin arkaları ile ve üçer parmakla yeni bir su almaya gerek
olmaksızın boyun meshedilir.
Ellerin parmak uçları ensede birbirine değerek boyna doğru
çekilmek suretiyle yapılır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Ayakları topukları ile beraber bir kez
yıkamak
farzdır,
üçe
tamamlanması
sünnettir.
 Suyun
parmaklar
arasına
ulaşması
sağlanmalıdır.
 Önce sağ sonra sol ayak, parmak uçlarından
başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dahil
olmak üzere yıkanır.
 Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.
 Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi
su ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.
 Ayakları yıkarken şöyle dua edilir: “Ya Rabbi!
Birtakım ayakların kayacağı günde, benim
ayaklarımı sırat üzerinde sâbit kıl!”

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest sonunda kelime-i şehâdet (eşhedü enlâ ilahe illallah
ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh) getirmek,
 Abdestten artan sudan kıbleye karşı ayakta bir miktar içmek
ve bu sırada; “allah’ım beni her günah işledikçe tevbe eden
ve günahtan kaçınıp tertemiz bulunan salih kullarından
kıl” diye dua edilir ve
 Abdestin sonunda bir, iki veya üç defa kadir sûresi’ni okunur,
 Abdestten sonra, kerâhet vakti değilse iki rekat nafile namaz
kılınır.

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR
Abdeste başlarken önce niyet edilir, sonra eûzü-besmele çekilir. Sonra da her
bir âzayı yıkarken şu duâlar okunur:

ً‫الم ُْنورا‬
َ ‫َا ْل َح ْم ُد ل ّله َّالذى َج َع َل ْاْلَ َاء َط ُهو ًرا َو ْا ِال ْس‬
ِ ِ

“Suyu temizleyici, İslâmı da nûr kılan Allah'a hamdolsun.”

َ‫َا ّلل ُه َّم َاع ّنى َعلى ت َال َوة ْال ُق ْران َوذ ْكر َك َو ُش ْْكر َك َو ُح ْسن ع َب َادتك‬
ِ ِ ِ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ ِ ِ

Ağıza su verirken:

“Ey Allahım, Kur'an okumak, seni zikir ve sana şükür etmek, sana olan ibâdeti
güzelleştirmek hususlarında bana yardım et!..”

َ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ ْ َ َ َ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
‫حة الن ِار‬
ْ ‫اللهم ا ِرحنى را ِئحة الجن ِة والت ِرحنى را ِئ‬

Buruna su verirken:

“Allahım, bana Cennet kokusunu duyur, Cehennem kokusunu hissettirme!”
Yüzü yıkarken:

ٌ‫س َو ُّد ُو ُجوه‬
ٌ ‫ض ُو ُج‬
ْْ ‫وه َو َت‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم َب ّي‬
ُّ ‫ض َو ْجهى َي ْو َم َت ْب َي‬
ِ

“Allahım, yüzlerin kiminin ak, kiminin kara olduğu o günde, benim yüzümü kara değil,
ak çıkar!”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ‫َا ّلل ُه َّم َا ْعطنى ك َتابى ب َيمينى َوح‬
ً‫اس ْبنى ِح َس ًْابا َيسيًا‬
ِ ِ
ِ
ِ ِ
Sağ kolu yıkarken:

“Allahım, kitâbımı sağımdan ver, hesabımı da kolay eyle!”

Sol kolunu yıkarken:
َْ
ّ َ
َ َ
َ
ُ
َ
َ
ْ
َ
َ
َ
ْ
َّ
ُ
‫اللهم ال تع ِطنى ِكتابى ِبيسارى وال ِمن ور ِاء ْظه ِرى‬
“Allahım, kitâbımı solumdan ve arkamdan verme.”

َ َ meshederken:
َ َّ َ َّ ُ ّ َ
َ
َ
َ‫ال ظ ّْل ا َّال ظ ُّل َع ْرشك‬Başı
َ
ْ
َ
ْ
ّ
ْ
ِ ِ ِ ِ ‫اللهم ا ِظلنى تحت ِظ ِل عر ِشك يوم‬
ِ
“Allahım, Arşının gölgesinden başka gölge olmadığı günde, beni Arşının gölgesinde
gölgelendir.”
Kulaklara meshederken:
َ
َ
َ
َّ
ُ‫ذين َي ْستم ُعو َن ْال َق ْو َل ْف َيتب ُعون ا ْح َس َنه‬
َ ‫اج َع ْلنى م َن َّال‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم‬
ِ
ِ
ِ
“Allahım, beni sözü dinleyip de en güzeline uyanlardan eyle.”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ َ ْ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
َ
َ
‫اللهم اع ِتق رقبتى ِمن الن ِار‬
Boynu mesh ederken:

“Allahım, boynumu Cehennem ateşinden âzâd eyle!”
Ayakları yıkarken:
ْ
َ
ْ
َ
َ‫َا ّلل ُه َّم َث ّب ْت َقد‬
ّ ‫مى َع َلى‬
ُ‫الص َراط َي ْو َم تز ُّْل فيه االق َدام‬
َّ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ

“Allahım, ayakların Sırat üstünde kaydığı günde, ayaklarımı sırat üstünde sâbit eyle,
kaydırma!..”
Abdest tekmil olduktan sonra abdest suyundan içilir ve bu dua okunur:

َ‫اج َع ْلنى م ْن ع َْبادك‬
َّ ‫اج َع ْلنى م َن‬
َ ‫ن ْاْلُ َت َط ّهر‬
َْ ‫اج َع ْلنى م‬
ْ ‫ين َو‬
ْ ‫الت َّواب َين َو‬
ْ ‫َا َّلل ُه َّم‬
ِ ِ ِ ِ
َ‫َ ِ ِ َ َ ْ َ ْ ِ َ َّ ِ َ ِ َ َ ْ ٌ َِ َ ِ ْ ْ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ن‬
ْ ‫الصا ِل ِحين واجعل ِنى ِمن ال ِذين الخوف علي ِه ْم والهم يحزنو‬

“Allahım! Beni çok tevbe edenlerden, temizliğe çok dikkat edenlerden, salih kullarından
ve kendileri için korku ve hüznün olmadığı kimselerden eyle.”

Abdest sonunda “Kelime-i Şehâdet” (eşhedü enlâ ilahe illallah ve eşhedü enne
muhammeden abdühû ve resûlüh) getirilir. Bununla birlikte bir, iki veya üç defa
“Kadir” sûresi yada “Ayetel Kürsi” okunur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest uzuvlarında yara veya hastalık bulunması halinde nasıl abdest alınır?
Abdest uzuvlarından birinde yara veya hastalık bulunan kişi, bu organın
yıkanması zarar verecekse, yıkamayıp ıslak elle mesheder. Mesh edilmesinin de zarar
vermesi durumunda, bu da terk edilir. Bu rahatsızlık abdest veya gusül uzuvlarının
çoğunluğunda ise, abdest veya gusül yerine teyemmüm edilir.
Özürlü nasıl abdest alır, özrü sebebiyle elbisesine bulaşan necasetin hükmü nedir?
Özürlüler, her vakit için abdest alır ve mazeret teşkil eden rahatsızlığından
başka abdest bozan bir hal meydana gelmedikçe, bu abdestle o vakit içerisinde dilediği
gibi namaz kılar, Kur’an-ı Kerim okur ve diğer ibadetlerini yaparlar. Namaz vaktinin
çıkmasıyla veya başka abdest bozan bir halin meydana gelmesiyle özürlü kimsenin
abdesti bozulur.
Kişiyi özürlü kılan hal, bir namaz vakti boyunca hiç meydana gelmezse, özür
ortadan kalkmış olur ve o kimse özür sahibi olmaktan çıkar.
Özürlü kimseden akan kan, irin, idrar gibi şeylerin çamaşıra bulaşması halinde,
bundan kaçınılması mümkün değil ve temizlendiğinde tekrar bulaşacaksa çamaşır
yıkanmadan namaz kılınabilir. Fakat elbiseye tekrar bulaşmayacaksa, yıkanması gerekir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Bedeninde veya bir uzvunda sargı ya da yara bulunan kimse nasıl abdest alır?
Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık veya yaradan dolayı sargı
bulunduğunda, abdest alırken veya guslederken bu sargı çözülerek altı yıkanır ve yaranın
üstü mesh edilir. Ancak sargının çözülmesinin zararlı olması hâlinde çözülmeyip üzerine
mesh edilebilir. Sargı üzerine meshin meşruluğu sünnetle sabittir. Hz. Ali (r.a.) şöyle
demiştir: “Bileklerimden biri kırılmıştı. Peygamber (s.a.s.)’e sordum, O da sargıların
üzerine mesh etmemi emretti.“ (İbn Mace, Taharet, 134.)
Sargının bir defa mesh edilmesi yeterlidir. Yapılan bu mesh ile, o uzuv hükmen
yıkanmış olur. Sargının abdestsiz veya cünüp iken sarılmış olması meshe engel olmadığı
gibi, sargı üzerine meshin belirli bir süresi de yoktur; yara veya kırık iyileşinceye kadar
aynı sargı üzerine mesh edilebilir. Üzerine mesh ettikten sonra sargının değiştirilmesi veya
düşmesi hâlinde, mesh bozulmaz; iade edilmesi de gerekmez. Ancak, yaranın iyileşmesi
hâlinde, sargı açılmış olsun veya olmasın, mesh bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Tedavi maksadı ile cilde sürülen ilaç vb. maddeler abdeste engel olur mu?
Abdest alırken yıkanması gereken bir organın üzerine tedavi maksadı ile
merhem vb. bir madde sürülmüşse; su zarar vermiyorsa abdest alırken bu organın
yıkanması gerekir. Eğer yıkamak zarar veriyorsa ıslak elle üzerine mesh edilir.
Mesh etmek de zararlı ise o da terk edilir. Çünkü dinimiz zaruretler hâlinde
yasakları mübah kılmış, kişiye kaldıramayacağı yükü yüklememiş, zorluğun giderilmesini
ilke edinmiştir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Diş doldurtmak veya kaplatmak abdest ve gusle engel olur mu?
Tedavi amacıyla diş doldurmak veya kaplatmak caiz olup abdest ve guslün
sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak çıkarılıp takılabilen/sabit olmayan dişlerin gusül
abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması gerekir.
Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de kaplandıktan sonra,
dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı hükmünü alır. Bu sebeple, ağız yıkanınca,
kaplama yapılan dişler de yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi, gerektiğinde tedavi amaçlı
olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve abdest ya da gusül alıp, ibadetlerini
yapabilir.
Yapılan bu işlem tedavi amaçlı ve zorunlu olduğundan, mezhepler arasında bir
ihtilaf söz konusu değildir. Diş dolgusu veya kaplaması konusundaki ihtilaflar, guslün veya
abdestin geçerli olup olmayacağı konusuyla alakalı bir durum değildir. Çıkan dişin yerine
bağlandığında kullanılan tel veya başka bir madde, çok sıkı bağlanacağı için, suyun altına
girmesine engel olur. Buna rağmen fukaha, kopan dişi yerine bağlatmanın caiz olduğunda
görüş birliği içindedirler.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

İdrar torbası kullanmak zorunda olan hastaların abdesti bozulmuş olur mu?
Devamlı burun kanaması, idrarı tutamama, kusma, yaranın devamlı kanaması,
kadınlardaki akıntı gibi abdesti bozan ve en az bir namaz vakti süresince devam eden ve
her namaz vaktinde tekrarlanan bedenî rahatsızlıklara özür/mazeret, böyle kimselere de
özür sahibi kimse denilir.
Buna göre; kendisinden devamlı idrar geldiği için idrar torbası kullanmak
zorunda olan hastalar, dinî açıdan özür sahibi konumundadırlar. Özür sahipleri, her namaz
için vakit çıktığında abdest almak suretiyle namazlarını kılarlar.
Bu abdestle vakit içinde diledikleri kadar farz veya nafile namaz kılabilirler.
Ancak mümkün olduğunca namaza başlamadan önce torbadaki idrarın boşaltılmış
olmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle abdeste başlamadan önce idrar torbası
boşaltılmalıdır. Şu kadar var ki, vakit namazı için abdest alındıktan sonra, torba içinde
biriken idrar ile kılınan namaz geçerlidir. Bu özürleri dışında abdesti bozan başka bir hal
olmadıkça, vakit içinde abdestleri devam eder, vakit çıkınca bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan bir kadın teyemmüm ederek namazını
kılabilir mi?
Yalnızca erkeklerin veya hem erkeklerin hem de kadınların bulunduğu bir
ortamda gusül abdesti almak durumunda kalan bir kadın gusül abdestini tehir eder.
Dolayısıyla, suyu kullanmaktan aciz olduğu için teyemmüm ederek namazını kılar.
Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan kadın ise, namaz vaktinin sonlarına
kadar bekler. Eğer vaktin çıkacağından korkarsa teyemmüm ederek, namazını kılar. Ancak
o namazı iade eder .

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Su mevcut olduğu halde abdest alıncaya kadar namaz vaktinin çıkmasından endişe
eden kişi teyemmümle namaz kılabilir mi?
Abdest alma imkânı varken, cuma namazı ve vakit namazları gibi vaktinde
kılınamadığı zaman kaza edilen namazların, vaktin çıkacağı endişesi ile teyemmüm ederek
kılınması caiz değildir. Zira abdest alındığı takdirde bu namazlara yetişilemezse, cuma
namazı yerine öğle namazı, vakit namazı yerine kaza namazı kılınır.
Maliki Mezhebi’ne göre, su ile abdest alma imkânı var iken, abdest veya gusül
alındığı takdirde beş vakit namazdan birinin vakti geçecek ise bu namaz teyemmüm
ederek kılınır.
Varis çorabı üzerine mesh yapılabilir mi?
Varis hastalığından dolayı ayağa giyilmesi gereken özel çoraplar, kırık, çıkık
üzerindeki sargı hükmün dedir. (İbn Mace,Taharet,134.) Bu itibarla, varis çorapları
üzerine meshedilmesinde bir sakınca yoktur

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Kol ve bacakları olmayan kimsenin abdesti eksik olur mu?
Yüce Allah din konusunda bize hiçbir zorluk yüklememiştir. (Hacc, 22ı78.)
“Köre, topala da vebal ve hastaya güçlük yoktur.“ (Fetih, 48ı17.) anlamındaki
ayetler buna delildir. İnsanlar ancak yapabileceklerinden sorumludurlar.
Hastalığı veren de yükümlülükle ri yükleyen de Allah’tır. Dolayısıyla kişi gücü
neye yetiyorsa onu yapmakla mükelleftir. Kol ve bacakları olmayan kişiden abdestte bu
organları yıkama yükümlülüğü düşer. Ancak bu kimsenin, bu özründen dolayı namaz
yükümlülüğü düşmez.
Kendisine abdest aldıracak yardımcı birileri yoksa ve kendisi de bir şekilde
abdest alma yöntemi bulamazsa, yüzünün iki yanını toprak veya toprak cinsinden bir şeye
dokundurarak teyemmüm eder. Elleri ve kolları olmayan veya kesilmiş olan kimse yalnız
yüzünü yere sürerek teyemmüm yapar.
Eğer yüzünde bir yara veya özür varsa teyemmüm etmeksizin namazı kılar. Bu
imkâna da sahip değilse, namazını yapabildiği şekilde ima ile kılar. Özürlü bir kimse, ancak
kendisi gibi özürlü birisine namaz kıldırabilir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Saç boyası, kına, ruj, oje, jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani
midir?
Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa,
abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması
gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken
uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır.
Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan
maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce
giderilmesi gerekir. Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşturmayan saç boyası,
kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Tuvalette abdest alınabilir mi?
Tuvalette abdest alınmasında bir sakınca yoktur. Ancak böyle yerlerde
besmele, zikir ve duaların içten söylenmesi uygun olur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest ve gusülün tam olup olmadığı konusundaki vesveseye
itibar edilir mi?
Vesvese, çeşitli sebeplerle insanın yaşadığı kararsızlık,
şüphe ve kuruntu halidir. Vesvese sebebi ile, gusül ve abdestin
tekrarlanması gerekmez. Vesvese gelse bile abdest ve gusle devam
edilmelidir.
Kişi vesveseye itibar etmemeye çalışmalı, içe doğan şüphe
ve tereddüt hallerinin asılsız olduğunu kendine telkin etmeli,
ayrıca zaman zaman Felak ve Nas Surelerini, anlamlarını da
düşünerek okumalıdır.
Güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest ve gusül alınır mı?
Güneş enerjisi ile ısıtılan su ile, temiz olmak kaydıyla, abdest almak
ve gusletmekte dinen bir sakınca yoktur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAKTA GEREKLİDİR
İyi veya kötü hareketleri organlarımızla yaparız. El işler yapar, yıkar ve
yazar; ağız yer içer, iyi ve kötü sözler söyler, konuşur; burun koklar, gözler görür,
kollar saldırır ve yakalar; kulaklar işitir ve dinler; ayaklar ise bizi pek çok yere
götürür. Bütün bunlar zaman zaman günah ve yasak sınırını aşabilir.
İşte abdest sırasında içimizden geçireceğimiz dualarla, söz konusu
edilen olumsuz hareketlerin etkisinden kurtulmaya çalışabiliriz. Abdest alacak
kimse önce niyet eder. Bu bir rûhî-mânevî hazırlıktır. Hakk'ın huzuruna çıkmaya
niyet etmek ve hazırlanmak demektir. Sonra besmele çekerek ve Allah'ın
yardımını dileyerek abdeste başlar.
Abdest alan insan samimî bir dille ve içten bir duyguyla, eksiklik ve
hatalarını Hakk'ın huzurunda itiraf edip, bunları yıkamasını ve silmesini kulluğa
yakışan bir tavırla O'na arz eder, duasının kabulü için yalvarıp yakarır. Böylece
bilinci ve içtenliği ölçüsünde ruhen temizlenip arınmış bir halde huzura varmaya,
namaza durmaya hazır hâle gelir.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Su nasıl maddî kirleri temizliyorsa, tövbe de manevî kirleri yok eder
diye düşünerek abdest organlarımı yıkamalıyım. Halkın gördüğü yer olan
bedenimi ve elbisemi temiz tutar da Hakk'ın nazar ettiği yer olan kalbimi
tertemiz tutmazsam yanlış yapmış olurum diye inanmalıyım. Bedenim gibi
kalbimi de kötü ve kirli şeylerden arındırmaya çalışmalıyım şuurunda bir abdes
gerçek mahiyeti ile abdest olmuş olur.
Şemsî'nin dediği gibi: " Pâdişah konmaz saraya hâne mâmur
olmadan.” önce hanemizi mamur hale getirelim kalbimizi tezkiye edlim sonra
organlarımızı temizleyeli.
Yûnus Emre söylüyor: " Tanla durup başın kaldır ellerini suya daldır /
Hem şeytanın boynunu vur hem nefs dahi ölse gerek." (“Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr.
Mehmet Demirci)

Beyazid-i Bistâmî şöyle dermiş: "Ne zaman dünya düşüncesi
gönlümden geçse abdest alırım; âhiret düşüncesi geçince de gusül yaparım."

Prof. Dr. Mehmet Demirci hocamızın Altınoluk dergisinde yayınlanmış olan “Abdestin
İç Anlamı” isimli makalesinde Gönül ehli kimseler iç anlam olarak abdestin ve temizliğin beş
derecesinden söz ettiklerini belitir ve bunları İçten dışa doğru şöylece sıralar:

1. Rûhun abdesti: Rûhun, hayvanlık seviyesine ait bilgisizlikten ve Allah'tan gayri
şeyleri görme gafletinden arınmasıdır. Ruh Allah'tan gayrı şeyleri görmekten arınsa,
Gaffar olan Allah'ın nûru onu kuşatır. Kötü düşüncelerini temizlese takvâ elbisesine
kavuşur. Nefsin tezkiye ederse iç huzuruna ve itmi'nâna ulaşır.
2. Sırrın abdesti: Burada "sır", rûhun rûhu demek olup; onun abdesti gösterişten (riyâ),
arzu ve isteklerin esiri olmaktan, kendini beğenmişlikten, baş olma tutkusundan, aşırı
dünya isteği ve mevki sahibi olma ihtirasından arınmaktır. Bunun neticesinde ihlâs nûru
ortaya çıkar. Dünya sevgisinden arınırsa âhiret sevgisi doğar.
3. Kalbin ve gönlün abdesti: İki yüzlülük, bozgunculuk ve kötü ahlâktan uzak durmaktır.
Büyüklenme yıkanınca, alçak gönüllük doğar. Çekememezlik kirleri yıkansa, iyilik;
düşmanlık yıkansa, Allah sevgisi görünür.
4. Dilin abdesti: Yalan, dedi-kodu, iftira ve boş sözden, insanların ayıplarını merak
etmekten ve gizli hallerini ortaya çıkarmaktan, faydasız konuşmaktan uzak durmaktır.
Yalan ve koğuculuk yıkansa, doğruluk ve vefâ doğar. İftira ve itham etme yıkansa, sevgi
görülür. Faydasız ve boş söz bırakılsa yararlı şeyler konuşulur veya Allah'ın adı anılır.
5. Zâhir abdesti: Bu, bildiğimiz abdesttir. Neticesinde Abdest alan kimsenin yüzünü
yıkaması, mahşer günü yüzünün nurlu olmasına yol açar. Kolunu yıkayınca cömertlik
nurları hasıl olur. Ayrıca amel defterinin sağ eline verilmesi gibi bir lûtfa erişir. Ayağını
yıkayınca, âhiretteki manevî engelleri kolaylıkla geçme imkânı doğmuş olur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Abdest alırken gerçekleşen dış temizliğin, iç temizliği ile
birlikte gelişmesi için şunlar da tavsiye edilir: Eller yıkanırken
kalbin de aşırı dünya sevgisinden yıkanması gerekir. Ağıza su
alınırken, onunla boş şeyleri anmamaya azmetmelidir. Yüz
yıkandığı zaman, yüzü Hak'tan başka şeylere çevirmemeye söz
vermelidir. Ayağı yıkarken, Hak yolda bulunma gayreti
pekiştirilmelidir.
Dış temizlik su ile, iç temizlik ise tövbe ile ve Hakk'ın
kapısına dönmekle mümkün olur.

Bedenin bütün uzuvlarına madden ve manen abdest
aldırmak gerekir. Bedene su ile nasıl ki abdest aldırıyorsak, her bir
uzvumuzu Yaratının rızasına uygun işler yaptırmak suretiyle
manevi abdestimizide almamız gerekmektedir.
Abdestin suyu günaha bakan gözleri, günahla kızaran yüzü
de arındırır. Ağzı abdest suyu ile çalkaladığımız zaman, bizi günaha
sokan kelimeler, bu kelimeleri oluşturan dil ve dişler pir-ü pak
olur. Başımızı mesh ettiğimizde zihnimizden geçen günahlar bir bir
dökülür. Kulaklara değen abdest suyu bu organın dikkat kesilip
dinlediği günahkar sözleri siler süpürür. Ve en nihayet bizi günahın
kapısına kadar yürüten ayaklarımızı yıkarız. Onlar da günahtan
kurtulmuş olur.
Yüce Rabbim abdestimizi en güzel şekilde alıp
ibadetlerimizi kendi rızasına uygun olarak yapmayı cümlemize
nasip etsin.

Bu Sunum İdris YAVUZYİĞİT Tarafında; “İhtiyar” Mevsılî,
“Bidayetu’l Müctehit” Ahmet İbn Rüşd El Kurtubi, “Büyük İslam İlmihali”
Ömer Nasuhi Bilmen (A. Fikri Yavuz), “İslam İlmihali” Lütfi Şentürk Ve
Seyfettin Yazıcı (Diyanet), “İlmihal” Heyet (TDV), “Delilleriyle İslam
İlmihali” Hamdi Döndüren, “Şafii İlmihali” Mehmet Keskin (Diyanet), “Din
Görevlisinin El Kitabı” Mevlüt Özcan, “Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr. Mehmet
DEMİRCİ; “Abdestin Fazileti Ve İbadetler Açısından Önemi” Ahmet ÜNAL;
“Abdestin Manası Ve Önemi” Mustafa Kutlu’ya Ait Kitap, Makale Ve Vaaz
Örneklerinden İstifade Edilmek Suretiyle Hazırlanmıştır.
Rabbim Eser Sahiplerinden Ölenlere Rahmetiyle, Yaşayanlara Lutuf
Ve Keremiyle Tecelli Eylesin Ve İki Cihan Saadeti İhsan Etsin.


Slide 3

Abdest Almanın Önemi
ve Fıkhi Boyutu
İdris YAVUZYİĞİT
[email protected]

Abdestin Önemi
Abdestin Tanımı
Abdest Çeşitleri
Abdestin Farzları
Abdestin Sünnetleri
Abdestin Adapları

Abdesti Bozan Durumlar

Abdestin Alınışı
Abdest Duaları
Fıkhi Sorular
Abdestin İç Anlamı

ABDEST

َ ْ ُ ْ ُ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َ
ُ ْ َ ٰ َّ
‫وة فاغ ِسلوا‬
‫يا ايها ال ٖذين امنوا ِاذا قمت ْم ِالى الصل‬
ِ
َ ‫ُو ُج‬
ْ‫وه ُك ْم َو َا ْي ِد َي ُك ْم ِا َلى ْاْلَ َرا ِْفق َو ْام َس ُحوا ب ُر ُؤس ُك ْم‬
ِ ِ
ِ
ْ َ ْ ُ َُ ََْ
َ
ْ
ْ
َ
‫وارجلكم ِالى الكعبي ِ ْن‬
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya
kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize
kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip,
topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)”.

(MÂİDE suresi 6.

ayet)

ABDEST

Bu âyet, teyemmüm âyeti olarak adlandırılır. Fakat
âyette abdestin farzları tesbit edilmektedir. Dolayısıyla bir
abdest âyeti olduğu şüphesizdir.
Şu kadar var ki, abdest bu âyet ile farz kılınmış değildir.
Çünkü abdest Mekke’de namazla beraber farz kılınmış ve
İslâm’da hiçbir zaman abdestsiz namaz kılınmamıştır.
Oysa bu âyet-i kerîme Medîne’de, hicretin 6. yılında,
Benî Mustalik Gazvesi’nde cereyan eden meşhur “İfk hâdisesi”
üzerine gece susuz bir yerde kalınıp abdest almak mümkün
olmadığından dolayı nâzil olmuştur.
Hz.Âişe vâlidemize münafıklar tarafından çirkin bir iftira
yapıldığı için bu olaya ifk (iftira) olayı denilmiştir.

ABDESTİN FAZİLETİ

َ َ َ َّ َ َ ْ
َ َََ َ
َ
ْ‫خ َط َاي ُاه من‬
ْ
َ
ْ ‫ خرجت‬، ‫من توضأ فأحـسن الوضـوء‬
ِ
َ
ْ َ َّ
ْ
َ
َ
ُ
‫تحت أظفا ِر ِْه‬
ِ ‫جس ِد ِه حتى تخرج ِمن‬
“Kim

güzelce abdest alırsa, o kimsenin
günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün
vücudundan çıkar.” (Riyasü’s-Salihin, 1028; Müslim, Tahâret 33)

ُْ َ ُ ُ ُّ
‫ر‬
» ‫يمان‬
ْ ِ ‫اإل‬
‫ر‬
«
‫ط‬
‫ش‬
‫و‬
‫ه‬
‫الط‬
ِ

Ebû Mâlik el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır.” (Riyasü’s-Salihin, 1033; Müslim, Tahâret 1)

َ ْ َ َّ َ ً ّ ُ َ
َ‫َّ ُ َّ ُ ْ َ ْ ن‬
َ
ْ
َ
‫القيام ِ ْة غرا محج ِلين ِمن ْآث ِار‬
‫« ِإن أمتي يدعو يوم‬
ِ
َ
َ
َ
َ
ُ
ُ
َ
َ
َ
ْ
ْ
ُ
ْ
ْ
ْ
َّ
» ‫ فليفعل‬، ‫من استطاع ِمنكم أن ْي ِطيل غرته‬
ِ
ِ ‫الوضوء ف‬
ٌ
. ‫متفق عليه‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’i:
“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde,

abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak
olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten
kimse bunu yapsın” buyururken işittim. (Riyazüs Salihin, abdestin fazileti, 1026;
Buhârî, Vudû‘ 3; Müslim, Tahâret 35)

Bu Hadis bizlere:
1. Abdesti farzlarına, sünnetlerine, müstehaplarına ve edeplerine riayet ederek
almak gerekir. Böyle yapmak müstehaptır.
2. Abdest, insanın yüzünü nurlandırır, el ve ayaklarını ağartır. Bu hem maddî hem
manevî anlamda böyledir.
3. Allah Teâlâ, kıyamet gününde ve mahşer yerinde yüzü nurlu, el ve ayakları parlak
olanlara özel muamelede bulunur. Çünkü bunlar sâlihler ve ibadet ehli mü’minlerdir.
4. Abdestte ayakları yıkamak asla terkedilmemelidir.

ABDESTİN FAZİLETİ

ُْ ُ ْ َ
ُْ َ ُ َْ ُ َُْ
ُ
ُ
ُ
ُ
» ‫الحلية ِمن اْلؤ ِم ِن ح ْيث يبلغ الوضـوء‬
ِ ‫« تبلغ‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Ben dostum sallallahu
aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:
“Mü’minin

nuru ve beyazlığı, abdest
suyunun ulaştığı yere kadar varır.” (Müslim, Tahâret 40)

َ َّ َ َ
ُ ُ
َ َُ
َ َ ُ ْ َ
ْ
َ
َ
ُّ‫كل‬
ْ ‫جه ِه‬
ِ ‫« ِإذا تو َضأ َالعبد اْل‬
ِ ‫سلم أ ِو اْلؤ َ ِمن فغسل َ ْوجهه خرجَ ِمن َو‬
َ َ
ْ
َ
ْ
ْ
َ
ْ
‫ َف ِإذا غسل يدي ِه‬، ‫اْلاء‬
‫اْلاء أو مع آ‬
‫خطيئة نظر ِإليها ِبعيني ِه مع‬
‫خر قط ِر‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ْ َ
َ ََ ُ
َ َ َ َ َ ُّ ُ
َ
ْ
ْ
ْ
َ
‫ط ِر‬
َْ ‫يديه كل خطيئ ٍة كان بطشتها يداه مع اْل ِاء أو مع ِآخر ق‬
‫ خرج ِمن‬،
ِ
َ َ
َ ُّ ُ ْ َ َ َ
َ
ْ‫ط َيئة َم َشتها رجاله مع اْلاء ْأو‬
ْ
َ
ِ
ِ
ٍ ْ ِ ‫ خرجت كل خ‬، ‫ ف ِإذا غسل ِرجلي ِه‬، ‫اْلاء‬
ِ
َ
ُّ
َ
ُ
َ
َ
ًّ
ُ
. ‫ حتى يخرج ن ِقيا ِمن الذن ْو ِب »رواه مسلم‬، ‫اْلاء‬
‫طر‬
‫ق‬
‫آخر‬
‫ع‬
‫م‬
ِ ِ ِ

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve
yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest
suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini
yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –
veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını
yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah
abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar.
Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (Müslim,
Tahâret 32; Tirmizî, Tahâret 2; Riyasü’s-Salihin, 1030)

َ ُ ْ ُ َّ َ َ ْ َّ
َ ْ َ ْ َ ْ َ َّ َ ُ ْ
ْ ُ َ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َّ
َ
‫ن‬
: » ‫ ِوددت أنا قد رأينا ِْإخواننا‬، ‫الحقو‬
‫نين ِوإنا ِإن شاء‬
‫« السالم عليكم دار ق ٍوم مؤ ِم‬
ِ ‫الله ِْبك َم‬
ِ
َ
ُْ َ َ َ ّ َ ُ َ ْ َ
َ َ ُ َ
َّ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
َ
َ
ُ
ْ
ْ
ْ
» ‫ وإخواننا َال َذين لم َ يأتوا بعد‬، ‫ « أنتم أصحابي‬: ‫ أولسنا ِإخوانك يا رسول الل ِه ؟ قال‬: ‫قالوا‬
ُ
َْ ْ َ ْ َ ُ ْ َ
َ َ َْ
ُ
ُ‫له‬
َ
ُ
َّ
َ
ُ
ْ
ْ
َّ
َ
ْ ‫ « أرأيت لو أن رجال‬: ‫ كيف تع ِرف من لم يأتوا بعد من أم َِتك يا رسول هللا ؟ فقال‬: ‫قالوا‬
ُ َ
َ
َ
َّ ُ
َ ‫حج َل ٌة ْبي‬
َّ ‫َخ ْي ٌل ُغ ٌّر ُم‬
ْ ‫ أال‬، ‫ظهر ْي َخ ْيل ُد ْهم ب ْهم‬
َ ‫ َق‬، ‫الل ِ ْه‬
ْ
‫ بلى يا رسول‬: ‫يع ِْر ُف َخ ْيل ُه ؟ » قالوا‬
‫ال‬
‫ن‬
ِ ٍ ٍ
ٍ
َ
ُ
ُ ‫َ َّ ُ ْ ْ ُ َن‬
َ
َ
ُ
َ
َّ
ُ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
ًّ
‫و‬
. ‫ ِ »ر اه مسلم‬
ِ ‫ «ف ِإنهم يأتو غرا محج ِلين ِمن الوض‬:
ِ ‫ وأنا فر ْطهم على الحو‬، ‫وء‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem kabristana geldi ve:

“Selâm size ey mü’minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız.
Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim” dedi. Ashâb-ı kirâm:
– Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah? dediler. Resûl-i Ekrem:
– “Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb:
– Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah’ın Resûlü?
dediler. Peygamber Efendimiz:
– “Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at
sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?” diye sordu. Sahâbe:
– Evet, tanır, ey Allah’ın Resûlü, dediler. Resûl-i Kibriyâ:
“İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler.
Ben havzın başına onlardan önce varacağım” buyurdular. (Müslim, Tahâret 39; Riyasü’sSalihin, 1031 )

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ
Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el suyu”
anlamına gelen abdest, belirli ibadetlerin ifasının ön şartı olan ve kendisi
de ibadet mahiyetinde görülen bir nevi hükmî temizliktir.
Arapça karşılığı güzellik, temizlik ve parlaklık anlamına gelen
“vudû”dur.
Fıkıhta abdest, “belli uzuvları usulüne uygun olarak su ile yıkamak
ve bazılarını da eldeki su ıslaklığı ile meshetmek” şeklindeki ibadet
temizliği olarak tarif edilir.(TDV, İslam İlmihali 1. cilt, s 195)
Fıkıh dilinde maddî kirlilikten temizlenme “necasetten taharet”
olarak anılır; hükmî kirlilik olan hadesten temizlik ise birer hükmi temizlik
usulleri olan abdest ve gusülle olur.

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ

Abdest ile ağız, diş, burun, el, yüz ve ayaklar gibi
kirlenmeye ve dışarıdan gelecek mikroplara en açık uzuvlar
günde birkaç defa su ile temizlenir.
Bu sayede vücudun sinir sistemi ve kan dolaşımı daha
düzenli hale gelir ve vücuda fizikî-tıbbî birçok fayda sağlar.
Abdest, namaz ibadetini ifa için yüce Allah'ın
huzuruna çıkacak müminin manevî ve ruhî hazırlık ve temizliği
de demektir.
Bu yüzden abdest, maddî temizlikle manevî temizliği
birleştirici, müslümana manevî yönden destek ve güç sağlayıcı
bir anlam ve öneme sahiptir.

ABDEST’İN HÜKMÜ / ÇEŞİTLERİ
1.

Farz Abdest:
1.
2.
3.
4.

Namaz Kılmak,
Cenaze Namazı Kılmak,
Tilâvet Ve Şükür Secdesi Yapmak,
Kur'an'a Dokunmak İçin Abdest Almak Farzdır.

Vacip Abdest: Kabe'yi Tavaf Etmek İçin Abdest Hanefilere Göre Vaciptir.
3. Mendup Abdest:
2.

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.

Yatmadan Önce Abdest Almak,
Vakit Namazları İçin Ayrı Ayrı Abdest Almak,
Kuran Okumak,
Dini Kitaplara Dokunmak,
Hadis Okumak,
Peygamberimizin Kabrini Ziyaret Etmek,
Arafat’ta Vakfa Yapmak,
Safa Ve Merve Arasında Say Yapmak,
Ezan Okumak,
Cenaze Yıkamak,
Her İşe Abdestli Olarak Başlamak,
Her Zaman Abdestli Bulunmak İçin Ve
Öfkelendikten,yalan Söyledikten Ve Gıybet Ettikten Sonra Abdest
Almak Mendup’dur.

ABDEST’İN MEZHEPLERE GÖRE FARZLARI
FARZLAR

HANEFİ

ŞAFİİ

MALİKİ

HNBELİ

YÜZÜ YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

KOLLARI YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

BAŞI MESH ETMEK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

AYAKLARI YIKAMA

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

NİYET ETMEK

SÜNNET

FARZ

FARZ

FARZ

TERTİBE RİAYET

SÜNNET

FARZ

SÜNNET

FARZ

MUVALAT

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

FARZ

BESMELE

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

OVARAK YIKAMAK

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

ABDEST’İN FARZLARI
1.

2.

3.

4.

Yüzü bir kere yıkamak (yüzün sınırları: saçın bittiği yerden kulak
yumuşağından çene altına kadar olan kısım. Sakal, bıyık ve kaşların altına
suyun ulaşması gerekir. Yüz yıkanırken sakal sık ise üstünü yıkamak
yeterlidir.)
Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak (abdest alırken parmaktaki
yüzüğün altına su alacak şekilde oynatılması, el, yüz ve ayakta bulunan ve
suyun deriye temasını önleyen maddelerin imkân dahilinde temizlenmesi
gerekir.)
Başın dörtte birini mesh etmek (dörtte birinin el içi su ıslaklığıyla mesh
edilmesi hanefîler'e göre yeterlidir. Başın “nâsiye” denilen ön tarafına
mesh edilmesi daha faziletlidir. Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Şâfiîler'e göre başın mesh miktarı daha azdır, bir saç teli. )
Ayakları topukları ile beraber bir kez yıkamak (suyun parmaklar arasına
ulaşması sağlanmalıdır. Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi su
ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.)

ABDEST’İN SÜNNETLERİ

1.
2.
3.
4.

Abdest almaya niyet etmek,
Başlarken besmele çekmek,
Elleri bileklerle birlikte üç defa yıkamak,
Ağız ve buruna su çekip iyi bir ağız ve burun temizliği
(mazmaza ve istinşak) yapmak,
5. Misvak kullanmak veya dişleri fırçalamak,
6. Sakalın içine su girmesini sağlamak,
7. El parmaklarını birbirine sokup ovuşturmak,
8. Başın tamamını elin ıslaklığıyla mesh etmek,
9. Boynu mesh etmek,
10. Abdest uzuvlarını yıkarken sıraya uymak,
11. Abdeste sağ uzuvlardan başlamak,
12. Uzuvları üçer defa yıkamak
13. Su ile iyice ovmak (delk),
14. Abdeste ara vermeden tamamlamak.

ABDEST’İN SÜNNETLERİ
1.
2.
3.
4.

5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.

Niyet etmek: “Niyet ettim, Allah rızası için abdest almaya” denilmesi müstehaptır.
Abdeste başlarken önce temiz olan elleri bileklere kadar yıkamak.
Abdeste “Eûzü” ve “besmele” ile başlamak.
Mazmaza ve İstinşak: Elleri yıkadıktan sonra önce üç defa ağıza su alınıp çalkalanması ve
dışarı atılmasına “mazmaza”, üç defa da burunun yumuşağına kadar su alınmasına ise
“istinşak” denilir. Ağız ve buruna her su almada, alınan su yenilenir.
Mazmaza ve istinşakta mübalağa etmek. Fakat oruçlu kimseler mübalağa yapmazlar.
Misvak Kullanmak
Tertibi gözetmek. Şâfiî ve Hanbelîlere göre farzdır.
Abdeste sağ taraflardan başlamak
Abdest uzuvlarını üçer defa yıkamak: Birer defası farz, diğerleri sünnettir. Üçten fazla veya
eksik yıkamak sünnete aykırıdır. Çoğu fakihlere göre başı bir defa meshetmek yeterlidir.
Abdestte elleri veya ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak. Parmakları hilâllemek.
Sakalı hilâllemek: Abdest alırken sık sakalı bulunanların sakallarını, parmaklarını sakalın içine
sokarak alt taraftan üst tarafa doğru hareket ettirmesine hilâlleme denir.
Başın tamamını bir su ile meshetmek: Buna “kaplama mesh” denir.
Kulakları meshetmek: Çoğu fakihlere göre, yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi
sünnettir.
Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile ovmak
Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamak. Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
Boynu meshetmek: Başı ve kulakları meshettikten sonra iki elin arkaları ile ve üçer parmakla
yeni bir su almaya gerek olmaksızın boyun meshedilir.

ABDEST’İN ADAPLARI
Abdestin Âdabından Maksat, Abdestin Farzlarının Ve Sünnetlerinin Daha Uygun
Şekilde Ve Ortamda, Mükemmel Bir Şekilde Yerine Getirilmesini Sağlamaktır.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.

12.
13.

Abdest Alırken -Mümkünse- Kıbleye Dönmek,
Abdest Sularını Vücuda Ve Elbiseye Sıçratmamak,
Dünya İşlerine İlişkin Konuşmamak,
Abdest Dualarını Veya Bildiği Dualardan Okumak,
Suyu Ölçülü Kullanmak,
Daha Vakit Girmeden Abdest Alıp Namaza Hazır Bulunmak,
Bir Özür Bulunmadıkça Abdestte Başkasından Yardım İstememek,
Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını Yoklamak, Suyu Dirsek Ve
Topukların Yukarılarına Kadar Ulaştırmak,
Nehir Veya Deniz Kenarında Bile Su İsrafından Kaçınmak,
Abdest Sonunda Kelime-i Şehâdet (Eşhedü Enlâ İlahe İllallah Ve Eşhedü Enne
Muhammeden Abdühû Ve Resûlüh) Getirmek,
Abdestten Artan Sudan Kıbleye Karşı Ayakta Bir Miktar İçmek Ve Bu Sırada;
“Allah’ım Beni Her Günah İşledikçe Tevbe Eden Ve Günahtan Kaçınıp Tertemiz
Bulunan Salih Kullarından Kıl” Diye Dua Etmek,
Abdestin Sonunda Bir, İki Veya Üç Defa Kadir Sûresi’ni Okumak,
Abdestten Sonra, Kerâhet Vakti Değilse İki Rekat Nafile Namaz Kılmak.

ABDEST’İ BOZAN DURUMLA
1. İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necasetin,
herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
2. Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir maddenin
çıkması. (Şâfıî ve mâlikîler'e göre bozmaz.) Vücuttan çıkan kan, irin ve sarı
su akmadığı veya çıktığı yerin çevresine dağılmadığı sürece abdesti bozmaz.
3. Ağız dolusu kusmak.
4. Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan
durumlar.
5. Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek.
6. Cinsî münasebet veya fahiş (aşırı) temas ve dokunma.
7. Mazeret halinin sona ermesi. Su bulamadığı için teyemmüm eden kimse suyu
bulunca, mest üzerine mesh yapan kimsenin -yolcu olanlara üç, yolcu
olmayanlara bir gün olarak tanınan- mesh süresi dolunca, özürlü kimse için
de namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur.
8. Hanefîler'in dışındaki üç mezhebe göre bir kimsenin kendi cinsel organına
temas da abdesti bozar.

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest suyunun elbiseye sıçramayacağı bir konum
alınır,
 Mümkünse kıbleye dönülür,
 Abdeste “eûzü” ve “besmele” çekilir,
 Niyet ve besmele ile abdeste başlayıp “niyet ettim, allah
rızası için abdest almaya” denir,
 Su ölçülü kullanılır, fazla açılmaz, israftan kaçınılır,
 Abdestte elleri parmak uçlarından başlanır,
 Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da
hilallenerek üç defa yıkanır,
 El, yüz ve ayakta bulunan ve suyun deriye temasını
önleyen cilt üzerindeki hamur, boya, sakız gibi
maddeler temizlenir,
 Parmakta yüzük varsa oynatılır,
 Misvak veya diş fırçası ile bunlar yoksa sağ elin
parmaklarıyla dişler temizlenir,
 Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile iyice ovarak
yıkanır

ABDESTİN ALINIŞI

 Ağız, Sağ El Avucuna Alınan Su İle Üç Defa
Çalkanıp iyice Temizlenir,
 Ağız Ve Buruna Her Su Almada, Alınan Su
Yenilenir.
 Üç Defa Da Burna Sağ El İle Su Çekilip Her
Defasında Burun Sol Elle Temizlenir.
 Oruçlu Olmayan Kimse Ağız Ve Burnun Her
Yerine Suyun İyice Ulaşmasını Sağlar.
 Mazmaza Ve İstinşakta Mübalağa Etmek Gerekir.
Fakat Oruçlu Kimseler Mübalağa Yapmazlar.
 Ağza su alırken “Allah’ım! Bana peygamberinin
kevser havuzundan, bir daha sonsuza kadar
susamayacağım bir kâse su ihsan buyur.” diye
duada bulunur,
 Burnu yıkarken de “Allah’ım! Beni nimetlerinin
ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum
bırakma.”der.

ABDESTİN ALINIŞI
 Üç Kere Yüz Yıkanır.
 Birer Defası Farz, Diğerleri Sünnettir. Üçten Fazla
Veya Eksik Yıkamak Sünnete Aykırıdır.
 Saçın Bittiği Yerden Kulak Yumuşağından Çene Altına
Kadar Olan Kısım Yıkanmalıdır.
 Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını
Yoklamak adaptandır,
 Sakal, Bıyık Ve Kaşların Altına Suyun Ulaşması
Gerekir.
 Abdest Alırken Sık Sakalı Bulunanların Sakallarını,
Parmaklarını Sakalın İçine Sokarak Alt Taraftan Üst
Tarafa Doğru Hareket Ettirmesi Gerekir, Adaptandır,
 Yüz Yıkanırken Sakal Sık İse Üstünü Yıkamak
Yeterlidir.
 Yüzü yıkarken “Allah’ım! Bazı yüzlerin beyazlanacağı,
bazı yüzlerin de kararacağı günde, benim yüzümü ak
kıl.” diyerek dua etmek abdest adaplarındandır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak farz
üçe tamamlamak sünnettir,
 Kolları yıkamaya sağ koldan başlanır, sol kolla
devam edilir,
 Suyu Dirseklerin dört parmak yukarısına Kadar
Ulaştırmak gerekir,
 Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamalıyız.
Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
 Kolları iyice ovarak yıkanır.
 Sağ kolu yıkarken “Allah’ım! Bana amel
defterimi sağ yanımdan ver ve benim hesabımı
kolay kıl!” diye dua edilir
 Sol kolu yıkarken “Ey Rabbim! Bana kitabımı sol
yanımdan ve arka yönden verme ve şiddetli bir
hesap ile sorguya çekme” diye dua edilir

ABDESTİN ALINIŞI











Başın dörtte birinin elin içinin su ile ıslatılıp mesh edilmesi
hanefîler'e göre yeterlidir.
Başın “nâsiye” denilen ön tarafına mesh edilmesi daha
faziletlidir.
Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Başın tamamını bir su ile meshetmeye “kaplama mesh” denir
ki bu şekilde mesh etmek sünnettir.
Baş mesh edilirken elin saçların dibine doğru sokulmasına
veya ileri geri hareket ettirilmesine gerek yoktur.
Başı meh ederken“ilâhi, beni rahmetinle yarlığa, benim
üzerime bereketinden indir.” Diye dua etmek uygundur.
Yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi sünnettir.
Küçük parmağımızı kulağımızın içeine doğru sokup baş
parmağımızla kulağımızın arkasını mesh etmek şeklinde
yapılır
Boynu meshetmek: başı ve kulakları meshettikten sonra iki
elin arkaları ile ve üçer parmakla yeni bir su almaya gerek
olmaksızın boyun meshedilir.
Ellerin parmak uçları ensede birbirine değerek boyna doğru
çekilmek suretiyle yapılır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Ayakları topukları ile beraber bir kez
yıkamak
farzdır,
üçe
tamamlanması
sünnettir.
 Suyun
parmaklar
arasına
ulaşması
sağlanmalıdır.
 Önce sağ sonra sol ayak, parmak uçlarından
başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dahil
olmak üzere yıkanır.
 Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.
 Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi
su ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.
 Ayakları yıkarken şöyle dua edilir: “Ya Rabbi!
Birtakım ayakların kayacağı günde, benim
ayaklarımı sırat üzerinde sâbit kıl!”

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest sonunda kelime-i şehâdet (eşhedü enlâ ilahe illallah
ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh) getirmek,
 Abdestten artan sudan kıbleye karşı ayakta bir miktar içmek
ve bu sırada; “allah’ım beni her günah işledikçe tevbe eden
ve günahtan kaçınıp tertemiz bulunan salih kullarından
kıl” diye dua edilir ve
 Abdestin sonunda bir, iki veya üç defa kadir sûresi’ni okunur,
 Abdestten sonra, kerâhet vakti değilse iki rekat nafile namaz
kılınır.

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR
Abdeste başlarken önce niyet edilir, sonra eûzü-besmele çekilir. Sonra da her
bir âzayı yıkarken şu duâlar okunur:

ً‫الم ُْنورا‬
َ ‫َا ْل َح ْم ُد ل ّله َّالذى َج َع َل ْاْلَ َاء َط ُهو ًرا َو ْا ِال ْس‬
ِ ِ

“Suyu temizleyici, İslâmı da nûr kılan Allah'a hamdolsun.”

َ‫َا ّلل ُه َّم َاع ّنى َعلى ت َال َوة ْال ُق ْران َوذ ْكر َك َو ُش ْْكر َك َو ُح ْسن ع َب َادتك‬
ِ ِ ِ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ ِ ِ

Ağıza su verirken:

“Ey Allahım, Kur'an okumak, seni zikir ve sana şükür etmek, sana olan ibâdeti
güzelleştirmek hususlarında bana yardım et!..”

َ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ ْ َ َ َ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
‫حة الن ِار‬
ْ ‫اللهم ا ِرحنى را ِئحة الجن ِة والت ِرحنى را ِئ‬

Buruna su verirken:

“Allahım, bana Cennet kokusunu duyur, Cehennem kokusunu hissettirme!”
Yüzü yıkarken:

ٌ‫س َو ُّد ُو ُجوه‬
ٌ ‫ض ُو ُج‬
ْْ ‫وه َو َت‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم َب ّي‬
ُّ ‫ض َو ْجهى َي ْو َم َت ْب َي‬
ِ

“Allahım, yüzlerin kiminin ak, kiminin kara olduğu o günde, benim yüzümü kara değil,
ak çıkar!”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ‫َا ّلل ُه َّم َا ْعطنى ك َتابى ب َيمينى َوح‬
ً‫اس ْبنى ِح َس ًْابا َيسيًا‬
ِ ِ
ِ
ِ ِ
Sağ kolu yıkarken:

“Allahım, kitâbımı sağımdan ver, hesabımı da kolay eyle!”

Sol kolunu yıkarken:
َْ
ّ َ
َ َ
َ
ُ
َ
َ
ْ
َ
َ
َ
ْ
َّ
ُ
‫اللهم ال تع ِطنى ِكتابى ِبيسارى وال ِمن ور ِاء ْظه ِرى‬
“Allahım, kitâbımı solumdan ve arkamdan verme.”

َ َ meshederken:
َ َّ َ َّ ُ ّ َ
َ
َ
َ‫ال ظ ّْل ا َّال ظ ُّل َع ْرشك‬Başı
َ
ْ
َ
ْ
ّ
ْ
ِ ِ ِ ِ ‫اللهم ا ِظلنى تحت ِظ ِل عر ِشك يوم‬
ِ
“Allahım, Arşının gölgesinden başka gölge olmadığı günde, beni Arşının gölgesinde
gölgelendir.”
Kulaklara meshederken:
َ
َ
َ
َّ
ُ‫ذين َي ْستم ُعو َن ْال َق ْو َل ْف َيتب ُعون ا ْح َس َنه‬
َ ‫اج َع ْلنى م َن َّال‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم‬
ِ
ِ
ِ
“Allahım, beni sözü dinleyip de en güzeline uyanlardan eyle.”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ َ ْ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
َ
َ
‫اللهم اع ِتق رقبتى ِمن الن ِار‬
Boynu mesh ederken:

“Allahım, boynumu Cehennem ateşinden âzâd eyle!”
Ayakları yıkarken:
ْ
َ
ْ
َ
َ‫َا ّلل ُه َّم َث ّب ْت َقد‬
ّ ‫مى َع َلى‬
ُ‫الص َراط َي ْو َم تز ُّْل فيه االق َدام‬
َّ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ

“Allahım, ayakların Sırat üstünde kaydığı günde, ayaklarımı sırat üstünde sâbit eyle,
kaydırma!..”
Abdest tekmil olduktan sonra abdest suyundan içilir ve bu dua okunur:

َ‫اج َع ْلنى م ْن ع َْبادك‬
َّ ‫اج َع ْلنى م َن‬
َ ‫ن ْاْلُ َت َط ّهر‬
َْ ‫اج َع ْلنى م‬
ْ ‫ين َو‬
ْ ‫الت َّواب َين َو‬
ْ ‫َا َّلل ُه َّم‬
ِ ِ ِ ِ
َ‫َ ِ ِ َ َ ْ َ ْ ِ َ َّ ِ َ ِ َ َ ْ ٌ َِ َ ِ ْ ْ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ن‬
ْ ‫الصا ِل ِحين واجعل ِنى ِمن ال ِذين الخوف علي ِه ْم والهم يحزنو‬

“Allahım! Beni çok tevbe edenlerden, temizliğe çok dikkat edenlerden, salih kullarından
ve kendileri için korku ve hüznün olmadığı kimselerden eyle.”

Abdest sonunda “Kelime-i Şehâdet” (eşhedü enlâ ilahe illallah ve eşhedü enne
muhammeden abdühû ve resûlüh) getirilir. Bununla birlikte bir, iki veya üç defa
“Kadir” sûresi yada “Ayetel Kürsi” okunur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest uzuvlarında yara veya hastalık bulunması halinde nasıl abdest alınır?
Abdest uzuvlarından birinde yara veya hastalık bulunan kişi, bu organın
yıkanması zarar verecekse, yıkamayıp ıslak elle mesheder. Mesh edilmesinin de zarar
vermesi durumunda, bu da terk edilir. Bu rahatsızlık abdest veya gusül uzuvlarının
çoğunluğunda ise, abdest veya gusül yerine teyemmüm edilir.
Özürlü nasıl abdest alır, özrü sebebiyle elbisesine bulaşan necasetin hükmü nedir?
Özürlüler, her vakit için abdest alır ve mazeret teşkil eden rahatsızlığından
başka abdest bozan bir hal meydana gelmedikçe, bu abdestle o vakit içerisinde dilediği
gibi namaz kılar, Kur’an-ı Kerim okur ve diğer ibadetlerini yaparlar. Namaz vaktinin
çıkmasıyla veya başka abdest bozan bir halin meydana gelmesiyle özürlü kimsenin
abdesti bozulur.
Kişiyi özürlü kılan hal, bir namaz vakti boyunca hiç meydana gelmezse, özür
ortadan kalkmış olur ve o kimse özür sahibi olmaktan çıkar.
Özürlü kimseden akan kan, irin, idrar gibi şeylerin çamaşıra bulaşması halinde,
bundan kaçınılması mümkün değil ve temizlendiğinde tekrar bulaşacaksa çamaşır
yıkanmadan namaz kılınabilir. Fakat elbiseye tekrar bulaşmayacaksa, yıkanması gerekir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Bedeninde veya bir uzvunda sargı ya da yara bulunan kimse nasıl abdest alır?
Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık veya yaradan dolayı sargı
bulunduğunda, abdest alırken veya guslederken bu sargı çözülerek altı yıkanır ve yaranın
üstü mesh edilir. Ancak sargının çözülmesinin zararlı olması hâlinde çözülmeyip üzerine
mesh edilebilir. Sargı üzerine meshin meşruluğu sünnetle sabittir. Hz. Ali (r.a.) şöyle
demiştir: “Bileklerimden biri kırılmıştı. Peygamber (s.a.s.)’e sordum, O da sargıların
üzerine mesh etmemi emretti.“ (İbn Mace, Taharet, 134.)
Sargının bir defa mesh edilmesi yeterlidir. Yapılan bu mesh ile, o uzuv hükmen
yıkanmış olur. Sargının abdestsiz veya cünüp iken sarılmış olması meshe engel olmadığı
gibi, sargı üzerine meshin belirli bir süresi de yoktur; yara veya kırık iyileşinceye kadar
aynı sargı üzerine mesh edilebilir. Üzerine mesh ettikten sonra sargının değiştirilmesi veya
düşmesi hâlinde, mesh bozulmaz; iade edilmesi de gerekmez. Ancak, yaranın iyileşmesi
hâlinde, sargı açılmış olsun veya olmasın, mesh bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Tedavi maksadı ile cilde sürülen ilaç vb. maddeler abdeste engel olur mu?
Abdest alırken yıkanması gereken bir organın üzerine tedavi maksadı ile
merhem vb. bir madde sürülmüşse; su zarar vermiyorsa abdest alırken bu organın
yıkanması gerekir. Eğer yıkamak zarar veriyorsa ıslak elle üzerine mesh edilir.
Mesh etmek de zararlı ise o da terk edilir. Çünkü dinimiz zaruretler hâlinde
yasakları mübah kılmış, kişiye kaldıramayacağı yükü yüklememiş, zorluğun giderilmesini
ilke edinmiştir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Diş doldurtmak veya kaplatmak abdest ve gusle engel olur mu?
Tedavi amacıyla diş doldurmak veya kaplatmak caiz olup abdest ve guslün
sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak çıkarılıp takılabilen/sabit olmayan dişlerin gusül
abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması gerekir.
Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de kaplandıktan sonra,
dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı hükmünü alır. Bu sebeple, ağız yıkanınca,
kaplama yapılan dişler de yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi, gerektiğinde tedavi amaçlı
olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve abdest ya da gusül alıp, ibadetlerini
yapabilir.
Yapılan bu işlem tedavi amaçlı ve zorunlu olduğundan, mezhepler arasında bir
ihtilaf söz konusu değildir. Diş dolgusu veya kaplaması konusundaki ihtilaflar, guslün veya
abdestin geçerli olup olmayacağı konusuyla alakalı bir durum değildir. Çıkan dişin yerine
bağlandığında kullanılan tel veya başka bir madde, çok sıkı bağlanacağı için, suyun altına
girmesine engel olur. Buna rağmen fukaha, kopan dişi yerine bağlatmanın caiz olduğunda
görüş birliği içindedirler.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

İdrar torbası kullanmak zorunda olan hastaların abdesti bozulmuş olur mu?
Devamlı burun kanaması, idrarı tutamama, kusma, yaranın devamlı kanaması,
kadınlardaki akıntı gibi abdesti bozan ve en az bir namaz vakti süresince devam eden ve
her namaz vaktinde tekrarlanan bedenî rahatsızlıklara özür/mazeret, böyle kimselere de
özür sahibi kimse denilir.
Buna göre; kendisinden devamlı idrar geldiği için idrar torbası kullanmak
zorunda olan hastalar, dinî açıdan özür sahibi konumundadırlar. Özür sahipleri, her namaz
için vakit çıktığında abdest almak suretiyle namazlarını kılarlar.
Bu abdestle vakit içinde diledikleri kadar farz veya nafile namaz kılabilirler.
Ancak mümkün olduğunca namaza başlamadan önce torbadaki idrarın boşaltılmış
olmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle abdeste başlamadan önce idrar torbası
boşaltılmalıdır. Şu kadar var ki, vakit namazı için abdest alındıktan sonra, torba içinde
biriken idrar ile kılınan namaz geçerlidir. Bu özürleri dışında abdesti bozan başka bir hal
olmadıkça, vakit içinde abdestleri devam eder, vakit çıkınca bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan bir kadın teyemmüm ederek namazını
kılabilir mi?
Yalnızca erkeklerin veya hem erkeklerin hem de kadınların bulunduğu bir
ortamda gusül abdesti almak durumunda kalan bir kadın gusül abdestini tehir eder.
Dolayısıyla, suyu kullanmaktan aciz olduğu için teyemmüm ederek namazını kılar.
Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan kadın ise, namaz vaktinin sonlarına
kadar bekler. Eğer vaktin çıkacağından korkarsa teyemmüm ederek, namazını kılar. Ancak
o namazı iade eder .

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Su mevcut olduğu halde abdest alıncaya kadar namaz vaktinin çıkmasından endişe
eden kişi teyemmümle namaz kılabilir mi?
Abdest alma imkânı varken, cuma namazı ve vakit namazları gibi vaktinde
kılınamadığı zaman kaza edilen namazların, vaktin çıkacağı endişesi ile teyemmüm ederek
kılınması caiz değildir. Zira abdest alındığı takdirde bu namazlara yetişilemezse, cuma
namazı yerine öğle namazı, vakit namazı yerine kaza namazı kılınır.
Maliki Mezhebi’ne göre, su ile abdest alma imkânı var iken, abdest veya gusül
alındığı takdirde beş vakit namazdan birinin vakti geçecek ise bu namaz teyemmüm
ederek kılınır.
Varis çorabı üzerine mesh yapılabilir mi?
Varis hastalığından dolayı ayağa giyilmesi gereken özel çoraplar, kırık, çıkık
üzerindeki sargı hükmün dedir. (İbn Mace,Taharet,134.) Bu itibarla, varis çorapları
üzerine meshedilmesinde bir sakınca yoktur

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Kol ve bacakları olmayan kimsenin abdesti eksik olur mu?
Yüce Allah din konusunda bize hiçbir zorluk yüklememiştir. (Hacc, 22ı78.)
“Köre, topala da vebal ve hastaya güçlük yoktur.“ (Fetih, 48ı17.) anlamındaki
ayetler buna delildir. İnsanlar ancak yapabileceklerinden sorumludurlar.
Hastalığı veren de yükümlülükle ri yükleyen de Allah’tır. Dolayısıyla kişi gücü
neye yetiyorsa onu yapmakla mükelleftir. Kol ve bacakları olmayan kişiden abdestte bu
organları yıkama yükümlülüğü düşer. Ancak bu kimsenin, bu özründen dolayı namaz
yükümlülüğü düşmez.
Kendisine abdest aldıracak yardımcı birileri yoksa ve kendisi de bir şekilde
abdest alma yöntemi bulamazsa, yüzünün iki yanını toprak veya toprak cinsinden bir şeye
dokundurarak teyemmüm eder. Elleri ve kolları olmayan veya kesilmiş olan kimse yalnız
yüzünü yere sürerek teyemmüm yapar.
Eğer yüzünde bir yara veya özür varsa teyemmüm etmeksizin namazı kılar. Bu
imkâna da sahip değilse, namazını yapabildiği şekilde ima ile kılar. Özürlü bir kimse, ancak
kendisi gibi özürlü birisine namaz kıldırabilir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Saç boyası, kına, ruj, oje, jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani
midir?
Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa,
abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması
gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken
uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır.
Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan
maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce
giderilmesi gerekir. Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşturmayan saç boyası,
kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Tuvalette abdest alınabilir mi?
Tuvalette abdest alınmasında bir sakınca yoktur. Ancak böyle yerlerde
besmele, zikir ve duaların içten söylenmesi uygun olur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest ve gusülün tam olup olmadığı konusundaki vesveseye
itibar edilir mi?
Vesvese, çeşitli sebeplerle insanın yaşadığı kararsızlık,
şüphe ve kuruntu halidir. Vesvese sebebi ile, gusül ve abdestin
tekrarlanması gerekmez. Vesvese gelse bile abdest ve gusle devam
edilmelidir.
Kişi vesveseye itibar etmemeye çalışmalı, içe doğan şüphe
ve tereddüt hallerinin asılsız olduğunu kendine telkin etmeli,
ayrıca zaman zaman Felak ve Nas Surelerini, anlamlarını da
düşünerek okumalıdır.
Güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest ve gusül alınır mı?
Güneş enerjisi ile ısıtılan su ile, temiz olmak kaydıyla, abdest almak
ve gusletmekte dinen bir sakınca yoktur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAKTA GEREKLİDİR
İyi veya kötü hareketleri organlarımızla yaparız. El işler yapar, yıkar ve
yazar; ağız yer içer, iyi ve kötü sözler söyler, konuşur; burun koklar, gözler görür,
kollar saldırır ve yakalar; kulaklar işitir ve dinler; ayaklar ise bizi pek çok yere
götürür. Bütün bunlar zaman zaman günah ve yasak sınırını aşabilir.
İşte abdest sırasında içimizden geçireceğimiz dualarla, söz konusu
edilen olumsuz hareketlerin etkisinden kurtulmaya çalışabiliriz. Abdest alacak
kimse önce niyet eder. Bu bir rûhî-mânevî hazırlıktır. Hakk'ın huzuruna çıkmaya
niyet etmek ve hazırlanmak demektir. Sonra besmele çekerek ve Allah'ın
yardımını dileyerek abdeste başlar.
Abdest alan insan samimî bir dille ve içten bir duyguyla, eksiklik ve
hatalarını Hakk'ın huzurunda itiraf edip, bunları yıkamasını ve silmesini kulluğa
yakışan bir tavırla O'na arz eder, duasının kabulü için yalvarıp yakarır. Böylece
bilinci ve içtenliği ölçüsünde ruhen temizlenip arınmış bir halde huzura varmaya,
namaza durmaya hazır hâle gelir.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Su nasıl maddî kirleri temizliyorsa, tövbe de manevî kirleri yok eder
diye düşünerek abdest organlarımı yıkamalıyım. Halkın gördüğü yer olan
bedenimi ve elbisemi temiz tutar da Hakk'ın nazar ettiği yer olan kalbimi
tertemiz tutmazsam yanlış yapmış olurum diye inanmalıyım. Bedenim gibi
kalbimi de kötü ve kirli şeylerden arındırmaya çalışmalıyım şuurunda bir abdes
gerçek mahiyeti ile abdest olmuş olur.
Şemsî'nin dediği gibi: " Pâdişah konmaz saraya hâne mâmur
olmadan.” önce hanemizi mamur hale getirelim kalbimizi tezkiye edlim sonra
organlarımızı temizleyeli.
Yûnus Emre söylüyor: " Tanla durup başın kaldır ellerini suya daldır /
Hem şeytanın boynunu vur hem nefs dahi ölse gerek." (“Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr.
Mehmet Demirci)

Beyazid-i Bistâmî şöyle dermiş: "Ne zaman dünya düşüncesi
gönlümden geçse abdest alırım; âhiret düşüncesi geçince de gusül yaparım."

Prof. Dr. Mehmet Demirci hocamızın Altınoluk dergisinde yayınlanmış olan “Abdestin
İç Anlamı” isimli makalesinde Gönül ehli kimseler iç anlam olarak abdestin ve temizliğin beş
derecesinden söz ettiklerini belitir ve bunları İçten dışa doğru şöylece sıralar:

1. Rûhun abdesti: Rûhun, hayvanlık seviyesine ait bilgisizlikten ve Allah'tan gayri
şeyleri görme gafletinden arınmasıdır. Ruh Allah'tan gayrı şeyleri görmekten arınsa,
Gaffar olan Allah'ın nûru onu kuşatır. Kötü düşüncelerini temizlese takvâ elbisesine
kavuşur. Nefsin tezkiye ederse iç huzuruna ve itmi'nâna ulaşır.
2. Sırrın abdesti: Burada "sır", rûhun rûhu demek olup; onun abdesti gösterişten (riyâ),
arzu ve isteklerin esiri olmaktan, kendini beğenmişlikten, baş olma tutkusundan, aşırı
dünya isteği ve mevki sahibi olma ihtirasından arınmaktır. Bunun neticesinde ihlâs nûru
ortaya çıkar. Dünya sevgisinden arınırsa âhiret sevgisi doğar.
3. Kalbin ve gönlün abdesti: İki yüzlülük, bozgunculuk ve kötü ahlâktan uzak durmaktır.
Büyüklenme yıkanınca, alçak gönüllük doğar. Çekememezlik kirleri yıkansa, iyilik;
düşmanlık yıkansa, Allah sevgisi görünür.
4. Dilin abdesti: Yalan, dedi-kodu, iftira ve boş sözden, insanların ayıplarını merak
etmekten ve gizli hallerini ortaya çıkarmaktan, faydasız konuşmaktan uzak durmaktır.
Yalan ve koğuculuk yıkansa, doğruluk ve vefâ doğar. İftira ve itham etme yıkansa, sevgi
görülür. Faydasız ve boş söz bırakılsa yararlı şeyler konuşulur veya Allah'ın adı anılır.
5. Zâhir abdesti: Bu, bildiğimiz abdesttir. Neticesinde Abdest alan kimsenin yüzünü
yıkaması, mahşer günü yüzünün nurlu olmasına yol açar. Kolunu yıkayınca cömertlik
nurları hasıl olur. Ayrıca amel defterinin sağ eline verilmesi gibi bir lûtfa erişir. Ayağını
yıkayınca, âhiretteki manevî engelleri kolaylıkla geçme imkânı doğmuş olur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Abdest alırken gerçekleşen dış temizliğin, iç temizliği ile
birlikte gelişmesi için şunlar da tavsiye edilir: Eller yıkanırken
kalbin de aşırı dünya sevgisinden yıkanması gerekir. Ağıza su
alınırken, onunla boş şeyleri anmamaya azmetmelidir. Yüz
yıkandığı zaman, yüzü Hak'tan başka şeylere çevirmemeye söz
vermelidir. Ayağı yıkarken, Hak yolda bulunma gayreti
pekiştirilmelidir.
Dış temizlik su ile, iç temizlik ise tövbe ile ve Hakk'ın
kapısına dönmekle mümkün olur.

Bedenin bütün uzuvlarına madden ve manen abdest
aldırmak gerekir. Bedene su ile nasıl ki abdest aldırıyorsak, her bir
uzvumuzu Yaratının rızasına uygun işler yaptırmak suretiyle
manevi abdestimizide almamız gerekmektedir.
Abdestin suyu günaha bakan gözleri, günahla kızaran yüzü
de arındırır. Ağzı abdest suyu ile çalkaladığımız zaman, bizi günaha
sokan kelimeler, bu kelimeleri oluşturan dil ve dişler pir-ü pak
olur. Başımızı mesh ettiğimizde zihnimizden geçen günahlar bir bir
dökülür. Kulaklara değen abdest suyu bu organın dikkat kesilip
dinlediği günahkar sözleri siler süpürür. Ve en nihayet bizi günahın
kapısına kadar yürüten ayaklarımızı yıkarız. Onlar da günahtan
kurtulmuş olur.
Yüce Rabbim abdestimizi en güzel şekilde alıp
ibadetlerimizi kendi rızasına uygun olarak yapmayı cümlemize
nasip etsin.

Bu Sunum İdris YAVUZYİĞİT Tarafında; “İhtiyar” Mevsılî,
“Bidayetu’l Müctehit” Ahmet İbn Rüşd El Kurtubi, “Büyük İslam İlmihali”
Ömer Nasuhi Bilmen (A. Fikri Yavuz), “İslam İlmihali” Lütfi Şentürk Ve
Seyfettin Yazıcı (Diyanet), “İlmihal” Heyet (TDV), “Delilleriyle İslam
İlmihali” Hamdi Döndüren, “Şafii İlmihali” Mehmet Keskin (Diyanet), “Din
Görevlisinin El Kitabı” Mevlüt Özcan, “Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr. Mehmet
DEMİRCİ; “Abdestin Fazileti Ve İbadetler Açısından Önemi” Ahmet ÜNAL;
“Abdestin Manası Ve Önemi” Mustafa Kutlu’ya Ait Kitap, Makale Ve Vaaz
Örneklerinden İstifade Edilmek Suretiyle Hazırlanmıştır.
Rabbim Eser Sahiplerinden Ölenlere Rahmetiyle, Yaşayanlara Lutuf
Ve Keremiyle Tecelli Eylesin Ve İki Cihan Saadeti İhsan Etsin.


Slide 4

Abdest Almanın Önemi
ve Fıkhi Boyutu
İdris YAVUZYİĞİT
[email protected]

Abdestin Önemi
Abdestin Tanımı
Abdest Çeşitleri
Abdestin Farzları
Abdestin Sünnetleri
Abdestin Adapları

Abdesti Bozan Durumlar

Abdestin Alınışı
Abdest Duaları
Fıkhi Sorular
Abdestin İç Anlamı

ABDEST

َ ْ ُ ْ ُ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َ
ُ ْ َ ٰ َّ
‫وة فاغ ِسلوا‬
‫يا ايها ال ٖذين امنوا ِاذا قمت ْم ِالى الصل‬
ِ
َ ‫ُو ُج‬
ْ‫وه ُك ْم َو َا ْي ِد َي ُك ْم ِا َلى ْاْلَ َرا ِْفق َو ْام َس ُحوا ب ُر ُؤس ُك ْم‬
ِ ِ
ِ
ْ َ ْ ُ َُ ََْ
َ
ْ
ْ
َ
‫وارجلكم ِالى الكعبي ِ ْن‬
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya
kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize
kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip,
topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)”.

(MÂİDE suresi 6.

ayet)

ABDEST

Bu âyet, teyemmüm âyeti olarak adlandırılır. Fakat
âyette abdestin farzları tesbit edilmektedir. Dolayısıyla bir
abdest âyeti olduğu şüphesizdir.
Şu kadar var ki, abdest bu âyet ile farz kılınmış değildir.
Çünkü abdest Mekke’de namazla beraber farz kılınmış ve
İslâm’da hiçbir zaman abdestsiz namaz kılınmamıştır.
Oysa bu âyet-i kerîme Medîne’de, hicretin 6. yılında,
Benî Mustalik Gazvesi’nde cereyan eden meşhur “İfk hâdisesi”
üzerine gece susuz bir yerde kalınıp abdest almak mümkün
olmadığından dolayı nâzil olmuştur.
Hz.Âişe vâlidemize münafıklar tarafından çirkin bir iftira
yapıldığı için bu olaya ifk (iftira) olayı denilmiştir.

ABDESTİN FAZİLETİ

َ َ َ َّ َ َ ْ
َ َََ َ
َ
ْ‫خ َط َاي ُاه من‬
ْ
َ
ْ ‫ خرجت‬، ‫من توضأ فأحـسن الوضـوء‬
ِ
َ
ْ َ َّ
ْ
َ
َ
ُ
‫تحت أظفا ِر ِْه‬
ِ ‫جس ِد ِه حتى تخرج ِمن‬
“Kim

güzelce abdest alırsa, o kimsenin
günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün
vücudundan çıkar.” (Riyasü’s-Salihin, 1028; Müslim, Tahâret 33)

ُْ َ ُ ُ ُّ
‫ر‬
» ‫يمان‬
ْ ِ ‫اإل‬
‫ر‬
«
‫ط‬
‫ش‬
‫و‬
‫ه‬
‫الط‬
ِ

Ebû Mâlik el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır.” (Riyasü’s-Salihin, 1033; Müslim, Tahâret 1)

َ ْ َ َّ َ ً ّ ُ َ
َ‫َّ ُ َّ ُ ْ َ ْ ن‬
َ
ْ
َ
‫القيام ِ ْة غرا محج ِلين ِمن ْآث ِار‬
‫« ِإن أمتي يدعو يوم‬
ِ
َ
َ
َ
َ
ُ
ُ
َ
َ
َ
ْ
ْ
ُ
ْ
ْ
ْ
َّ
» ‫ فليفعل‬، ‫من استطاع ِمنكم أن ْي ِطيل غرته‬
ِ
ِ ‫الوضوء ف‬
ٌ
. ‫متفق عليه‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’i:
“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde,

abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak
olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten
kimse bunu yapsın” buyururken işittim. (Riyazüs Salihin, abdestin fazileti, 1026;
Buhârî, Vudû‘ 3; Müslim, Tahâret 35)

Bu Hadis bizlere:
1. Abdesti farzlarına, sünnetlerine, müstehaplarına ve edeplerine riayet ederek
almak gerekir. Böyle yapmak müstehaptır.
2. Abdest, insanın yüzünü nurlandırır, el ve ayaklarını ağartır. Bu hem maddî hem
manevî anlamda böyledir.
3. Allah Teâlâ, kıyamet gününde ve mahşer yerinde yüzü nurlu, el ve ayakları parlak
olanlara özel muamelede bulunur. Çünkü bunlar sâlihler ve ibadet ehli mü’minlerdir.
4. Abdestte ayakları yıkamak asla terkedilmemelidir.

ABDESTİN FAZİLETİ

ُْ ُ ْ َ
ُْ َ ُ َْ ُ َُْ
ُ
ُ
ُ
ُ
» ‫الحلية ِمن اْلؤ ِم ِن ح ْيث يبلغ الوضـوء‬
ِ ‫« تبلغ‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Ben dostum sallallahu
aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:
“Mü’minin

nuru ve beyazlığı, abdest
suyunun ulaştığı yere kadar varır.” (Müslim, Tahâret 40)

َ َّ َ َ
ُ ُ
َ َُ
َ َ ُ ْ َ
ْ
َ
َ
ُّ‫كل‬
ْ ‫جه ِه‬
ِ ‫« ِإذا تو َضأ َالعبد اْل‬
ِ ‫سلم أ ِو اْلؤ َ ِمن فغسل َ ْوجهه خرجَ ِمن َو‬
َ َ
ْ
َ
ْ
ْ
َ
ْ
‫ َف ِإذا غسل يدي ِه‬، ‫اْلاء‬
‫اْلاء أو مع آ‬
‫خطيئة نظر ِإليها ِبعيني ِه مع‬
‫خر قط ِر‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ْ َ
َ ََ ُ
َ َ َ َ َ ُّ ُ
َ
ْ
ْ
ْ
َ
‫ط ِر‬
َْ ‫يديه كل خطيئ ٍة كان بطشتها يداه مع اْل ِاء أو مع ِآخر ق‬
‫ خرج ِمن‬،
ِ
َ َ
َ ُّ ُ ْ َ َ َ
َ
ْ‫ط َيئة َم َشتها رجاله مع اْلاء ْأو‬
ْ
َ
ِ
ِ
ٍ ْ ِ ‫ خرجت كل خ‬، ‫ ف ِإذا غسل ِرجلي ِه‬، ‫اْلاء‬
ِ
َ
ُّ
َ
ُ
َ
َ
ًّ
ُ
. ‫ حتى يخرج ن ِقيا ِمن الذن ْو ِب »رواه مسلم‬، ‫اْلاء‬
‫طر‬
‫ق‬
‫آخر‬
‫ع‬
‫م‬
ِ ِ ِ

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve
yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest
suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini
yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –
veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını
yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah
abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar.
Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (Müslim,
Tahâret 32; Tirmizî, Tahâret 2; Riyasü’s-Salihin, 1030)

َ ُ ْ ُ َّ َ َ ْ َّ
َ ْ َ ْ َ ْ َ َّ َ ُ ْ
ْ ُ َ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َّ
َ
‫ن‬
: » ‫ ِوددت أنا قد رأينا ِْإخواننا‬، ‫الحقو‬
‫نين ِوإنا ِإن شاء‬
‫« السالم عليكم دار ق ٍوم مؤ ِم‬
ِ ‫الله ِْبك َم‬
ِ
َ
ُْ َ َ َ ّ َ ُ َ ْ َ
َ َ ُ َ
َّ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
َ
َ
ُ
ْ
ْ
ْ
» ‫ وإخواننا َال َذين لم َ يأتوا بعد‬، ‫ « أنتم أصحابي‬: ‫ أولسنا ِإخوانك يا رسول الل ِه ؟ قال‬: ‫قالوا‬
ُ
َْ ْ َ ْ َ ُ ْ َ
َ َ َْ
ُ
ُ‫له‬
َ
ُ
َّ
َ
ُ
ْ
ْ
َّ
َ
ْ ‫ « أرأيت لو أن رجال‬: ‫ كيف تع ِرف من لم يأتوا بعد من أم َِتك يا رسول هللا ؟ فقال‬: ‫قالوا‬
ُ َ
َ
َ
َّ ُ
َ ‫حج َل ٌة ْبي‬
َّ ‫َخ ْي ٌل ُغ ٌّر ُم‬
ْ ‫ أال‬، ‫ظهر ْي َخ ْيل ُد ْهم ب ْهم‬
َ ‫ َق‬، ‫الل ِ ْه‬
ْ
‫ بلى يا رسول‬: ‫يع ِْر ُف َخ ْيل ُه ؟ » قالوا‬
‫ال‬
‫ن‬
ِ ٍ ٍ
ٍ
َ
ُ
ُ ‫َ َّ ُ ْ ْ ُ َن‬
َ
َ
ُ
َ
َّ
ُ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
ًّ
‫و‬
. ‫ ِ »ر اه مسلم‬
ِ ‫ «ف ِإنهم يأتو غرا محج ِلين ِمن الوض‬:
ِ ‫ وأنا فر ْطهم على الحو‬، ‫وء‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem kabristana geldi ve:

“Selâm size ey mü’minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız.
Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim” dedi. Ashâb-ı kirâm:
– Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah? dediler. Resûl-i Ekrem:
– “Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb:
– Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah’ın Resûlü?
dediler. Peygamber Efendimiz:
– “Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at
sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?” diye sordu. Sahâbe:
– Evet, tanır, ey Allah’ın Resûlü, dediler. Resûl-i Kibriyâ:
“İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler.
Ben havzın başına onlardan önce varacağım” buyurdular. (Müslim, Tahâret 39; Riyasü’sSalihin, 1031 )

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ
Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el suyu”
anlamına gelen abdest, belirli ibadetlerin ifasının ön şartı olan ve kendisi
de ibadet mahiyetinde görülen bir nevi hükmî temizliktir.
Arapça karşılığı güzellik, temizlik ve parlaklık anlamına gelen
“vudû”dur.
Fıkıhta abdest, “belli uzuvları usulüne uygun olarak su ile yıkamak
ve bazılarını da eldeki su ıslaklığı ile meshetmek” şeklindeki ibadet
temizliği olarak tarif edilir.(TDV, İslam İlmihali 1. cilt, s 195)
Fıkıh dilinde maddî kirlilikten temizlenme “necasetten taharet”
olarak anılır; hükmî kirlilik olan hadesten temizlik ise birer hükmi temizlik
usulleri olan abdest ve gusülle olur.

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ

Abdest ile ağız, diş, burun, el, yüz ve ayaklar gibi
kirlenmeye ve dışarıdan gelecek mikroplara en açık uzuvlar
günde birkaç defa su ile temizlenir.
Bu sayede vücudun sinir sistemi ve kan dolaşımı daha
düzenli hale gelir ve vücuda fizikî-tıbbî birçok fayda sağlar.
Abdest, namaz ibadetini ifa için yüce Allah'ın
huzuruna çıkacak müminin manevî ve ruhî hazırlık ve temizliği
de demektir.
Bu yüzden abdest, maddî temizlikle manevî temizliği
birleştirici, müslümana manevî yönden destek ve güç sağlayıcı
bir anlam ve öneme sahiptir.

ABDEST’İN HÜKMÜ / ÇEŞİTLERİ
1.

Farz Abdest:
1.
2.
3.
4.

Namaz Kılmak,
Cenaze Namazı Kılmak,
Tilâvet Ve Şükür Secdesi Yapmak,
Kur'an'a Dokunmak İçin Abdest Almak Farzdır.

Vacip Abdest: Kabe'yi Tavaf Etmek İçin Abdest Hanefilere Göre Vaciptir.
3. Mendup Abdest:
2.

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.

Yatmadan Önce Abdest Almak,
Vakit Namazları İçin Ayrı Ayrı Abdest Almak,
Kuran Okumak,
Dini Kitaplara Dokunmak,
Hadis Okumak,
Peygamberimizin Kabrini Ziyaret Etmek,
Arafat’ta Vakfa Yapmak,
Safa Ve Merve Arasında Say Yapmak,
Ezan Okumak,
Cenaze Yıkamak,
Her İşe Abdestli Olarak Başlamak,
Her Zaman Abdestli Bulunmak İçin Ve
Öfkelendikten,yalan Söyledikten Ve Gıybet Ettikten Sonra Abdest
Almak Mendup’dur.

ABDEST’İN MEZHEPLERE GÖRE FARZLARI
FARZLAR

HANEFİ

ŞAFİİ

MALİKİ

HNBELİ

YÜZÜ YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

KOLLARI YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

BAŞI MESH ETMEK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

AYAKLARI YIKAMA

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

NİYET ETMEK

SÜNNET

FARZ

FARZ

FARZ

TERTİBE RİAYET

SÜNNET

FARZ

SÜNNET

FARZ

MUVALAT

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

FARZ

BESMELE

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

OVARAK YIKAMAK

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

ABDEST’İN FARZLARI
1.

2.

3.

4.

Yüzü bir kere yıkamak (yüzün sınırları: saçın bittiği yerden kulak
yumuşağından çene altına kadar olan kısım. Sakal, bıyık ve kaşların altına
suyun ulaşması gerekir. Yüz yıkanırken sakal sık ise üstünü yıkamak
yeterlidir.)
Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak (abdest alırken parmaktaki
yüzüğün altına su alacak şekilde oynatılması, el, yüz ve ayakta bulunan ve
suyun deriye temasını önleyen maddelerin imkân dahilinde temizlenmesi
gerekir.)
Başın dörtte birini mesh etmek (dörtte birinin el içi su ıslaklığıyla mesh
edilmesi hanefîler'e göre yeterlidir. Başın “nâsiye” denilen ön tarafına
mesh edilmesi daha faziletlidir. Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Şâfiîler'e göre başın mesh miktarı daha azdır, bir saç teli. )
Ayakları topukları ile beraber bir kez yıkamak (suyun parmaklar arasına
ulaşması sağlanmalıdır. Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi su
ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.)

ABDEST’İN SÜNNETLERİ

1.
2.
3.
4.

Abdest almaya niyet etmek,
Başlarken besmele çekmek,
Elleri bileklerle birlikte üç defa yıkamak,
Ağız ve buruna su çekip iyi bir ağız ve burun temizliği
(mazmaza ve istinşak) yapmak,
5. Misvak kullanmak veya dişleri fırçalamak,
6. Sakalın içine su girmesini sağlamak,
7. El parmaklarını birbirine sokup ovuşturmak,
8. Başın tamamını elin ıslaklığıyla mesh etmek,
9. Boynu mesh etmek,
10. Abdest uzuvlarını yıkarken sıraya uymak,
11. Abdeste sağ uzuvlardan başlamak,
12. Uzuvları üçer defa yıkamak
13. Su ile iyice ovmak (delk),
14. Abdeste ara vermeden tamamlamak.

ABDEST’İN SÜNNETLERİ
1.
2.
3.
4.

5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.

Niyet etmek: “Niyet ettim, Allah rızası için abdest almaya” denilmesi müstehaptır.
Abdeste başlarken önce temiz olan elleri bileklere kadar yıkamak.
Abdeste “Eûzü” ve “besmele” ile başlamak.
Mazmaza ve İstinşak: Elleri yıkadıktan sonra önce üç defa ağıza su alınıp çalkalanması ve
dışarı atılmasına “mazmaza”, üç defa da burunun yumuşağına kadar su alınmasına ise
“istinşak” denilir. Ağız ve buruna her su almada, alınan su yenilenir.
Mazmaza ve istinşakta mübalağa etmek. Fakat oruçlu kimseler mübalağa yapmazlar.
Misvak Kullanmak
Tertibi gözetmek. Şâfiî ve Hanbelîlere göre farzdır.
Abdeste sağ taraflardan başlamak
Abdest uzuvlarını üçer defa yıkamak: Birer defası farz, diğerleri sünnettir. Üçten fazla veya
eksik yıkamak sünnete aykırıdır. Çoğu fakihlere göre başı bir defa meshetmek yeterlidir.
Abdestte elleri veya ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak. Parmakları hilâllemek.
Sakalı hilâllemek: Abdest alırken sık sakalı bulunanların sakallarını, parmaklarını sakalın içine
sokarak alt taraftan üst tarafa doğru hareket ettirmesine hilâlleme denir.
Başın tamamını bir su ile meshetmek: Buna “kaplama mesh” denir.
Kulakları meshetmek: Çoğu fakihlere göre, yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi
sünnettir.
Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile ovmak
Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamak. Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
Boynu meshetmek: Başı ve kulakları meshettikten sonra iki elin arkaları ile ve üçer parmakla
yeni bir su almaya gerek olmaksızın boyun meshedilir.

ABDEST’İN ADAPLARI
Abdestin Âdabından Maksat, Abdestin Farzlarının Ve Sünnetlerinin Daha Uygun
Şekilde Ve Ortamda, Mükemmel Bir Şekilde Yerine Getirilmesini Sağlamaktır.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.

12.
13.

Abdest Alırken -Mümkünse- Kıbleye Dönmek,
Abdest Sularını Vücuda Ve Elbiseye Sıçratmamak,
Dünya İşlerine İlişkin Konuşmamak,
Abdest Dualarını Veya Bildiği Dualardan Okumak,
Suyu Ölçülü Kullanmak,
Daha Vakit Girmeden Abdest Alıp Namaza Hazır Bulunmak,
Bir Özür Bulunmadıkça Abdestte Başkasından Yardım İstememek,
Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını Yoklamak, Suyu Dirsek Ve
Topukların Yukarılarına Kadar Ulaştırmak,
Nehir Veya Deniz Kenarında Bile Su İsrafından Kaçınmak,
Abdest Sonunda Kelime-i Şehâdet (Eşhedü Enlâ İlahe İllallah Ve Eşhedü Enne
Muhammeden Abdühû Ve Resûlüh) Getirmek,
Abdestten Artan Sudan Kıbleye Karşı Ayakta Bir Miktar İçmek Ve Bu Sırada;
“Allah’ım Beni Her Günah İşledikçe Tevbe Eden Ve Günahtan Kaçınıp Tertemiz
Bulunan Salih Kullarından Kıl” Diye Dua Etmek,
Abdestin Sonunda Bir, İki Veya Üç Defa Kadir Sûresi’ni Okumak,
Abdestten Sonra, Kerâhet Vakti Değilse İki Rekat Nafile Namaz Kılmak.

ABDEST’İ BOZAN DURUMLA
1. İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necasetin,
herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
2. Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir maddenin
çıkması. (Şâfıî ve mâlikîler'e göre bozmaz.) Vücuttan çıkan kan, irin ve sarı
su akmadığı veya çıktığı yerin çevresine dağılmadığı sürece abdesti bozmaz.
3. Ağız dolusu kusmak.
4. Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan
durumlar.
5. Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek.
6. Cinsî münasebet veya fahiş (aşırı) temas ve dokunma.
7. Mazeret halinin sona ermesi. Su bulamadığı için teyemmüm eden kimse suyu
bulunca, mest üzerine mesh yapan kimsenin -yolcu olanlara üç, yolcu
olmayanlara bir gün olarak tanınan- mesh süresi dolunca, özürlü kimse için
de namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur.
8. Hanefîler'in dışındaki üç mezhebe göre bir kimsenin kendi cinsel organına
temas da abdesti bozar.

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest suyunun elbiseye sıçramayacağı bir konum
alınır,
 Mümkünse kıbleye dönülür,
 Abdeste “eûzü” ve “besmele” çekilir,
 Niyet ve besmele ile abdeste başlayıp “niyet ettim, allah
rızası için abdest almaya” denir,
 Su ölçülü kullanılır, fazla açılmaz, israftan kaçınılır,
 Abdestte elleri parmak uçlarından başlanır,
 Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da
hilallenerek üç defa yıkanır,
 El, yüz ve ayakta bulunan ve suyun deriye temasını
önleyen cilt üzerindeki hamur, boya, sakız gibi
maddeler temizlenir,
 Parmakta yüzük varsa oynatılır,
 Misvak veya diş fırçası ile bunlar yoksa sağ elin
parmaklarıyla dişler temizlenir,
 Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile iyice ovarak
yıkanır

ABDESTİN ALINIŞI

 Ağız, Sağ El Avucuna Alınan Su İle Üç Defa
Çalkanıp iyice Temizlenir,
 Ağız Ve Buruna Her Su Almada, Alınan Su
Yenilenir.
 Üç Defa Da Burna Sağ El İle Su Çekilip Her
Defasında Burun Sol Elle Temizlenir.
 Oruçlu Olmayan Kimse Ağız Ve Burnun Her
Yerine Suyun İyice Ulaşmasını Sağlar.
 Mazmaza Ve İstinşakta Mübalağa Etmek Gerekir.
Fakat Oruçlu Kimseler Mübalağa Yapmazlar.
 Ağza su alırken “Allah’ım! Bana peygamberinin
kevser havuzundan, bir daha sonsuza kadar
susamayacağım bir kâse su ihsan buyur.” diye
duada bulunur,
 Burnu yıkarken de “Allah’ım! Beni nimetlerinin
ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum
bırakma.”der.

ABDESTİN ALINIŞI
 Üç Kere Yüz Yıkanır.
 Birer Defası Farz, Diğerleri Sünnettir. Üçten Fazla
Veya Eksik Yıkamak Sünnete Aykırıdır.
 Saçın Bittiği Yerden Kulak Yumuşağından Çene Altına
Kadar Olan Kısım Yıkanmalıdır.
 Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını
Yoklamak adaptandır,
 Sakal, Bıyık Ve Kaşların Altına Suyun Ulaşması
Gerekir.
 Abdest Alırken Sık Sakalı Bulunanların Sakallarını,
Parmaklarını Sakalın İçine Sokarak Alt Taraftan Üst
Tarafa Doğru Hareket Ettirmesi Gerekir, Adaptandır,
 Yüz Yıkanırken Sakal Sık İse Üstünü Yıkamak
Yeterlidir.
 Yüzü yıkarken “Allah’ım! Bazı yüzlerin beyazlanacağı,
bazı yüzlerin de kararacağı günde, benim yüzümü ak
kıl.” diyerek dua etmek abdest adaplarındandır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak farz
üçe tamamlamak sünnettir,
 Kolları yıkamaya sağ koldan başlanır, sol kolla
devam edilir,
 Suyu Dirseklerin dört parmak yukarısına Kadar
Ulaştırmak gerekir,
 Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamalıyız.
Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
 Kolları iyice ovarak yıkanır.
 Sağ kolu yıkarken “Allah’ım! Bana amel
defterimi sağ yanımdan ver ve benim hesabımı
kolay kıl!” diye dua edilir
 Sol kolu yıkarken “Ey Rabbim! Bana kitabımı sol
yanımdan ve arka yönden verme ve şiddetli bir
hesap ile sorguya çekme” diye dua edilir

ABDESTİN ALINIŞI











Başın dörtte birinin elin içinin su ile ıslatılıp mesh edilmesi
hanefîler'e göre yeterlidir.
Başın “nâsiye” denilen ön tarafına mesh edilmesi daha
faziletlidir.
Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Başın tamamını bir su ile meshetmeye “kaplama mesh” denir
ki bu şekilde mesh etmek sünnettir.
Baş mesh edilirken elin saçların dibine doğru sokulmasına
veya ileri geri hareket ettirilmesine gerek yoktur.
Başı meh ederken“ilâhi, beni rahmetinle yarlığa, benim
üzerime bereketinden indir.” Diye dua etmek uygundur.
Yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi sünnettir.
Küçük parmağımızı kulağımızın içeine doğru sokup baş
parmağımızla kulağımızın arkasını mesh etmek şeklinde
yapılır
Boynu meshetmek: başı ve kulakları meshettikten sonra iki
elin arkaları ile ve üçer parmakla yeni bir su almaya gerek
olmaksızın boyun meshedilir.
Ellerin parmak uçları ensede birbirine değerek boyna doğru
çekilmek suretiyle yapılır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Ayakları topukları ile beraber bir kez
yıkamak
farzdır,
üçe
tamamlanması
sünnettir.
 Suyun
parmaklar
arasına
ulaşması
sağlanmalıdır.
 Önce sağ sonra sol ayak, parmak uçlarından
başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dahil
olmak üzere yıkanır.
 Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.
 Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi
su ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.
 Ayakları yıkarken şöyle dua edilir: “Ya Rabbi!
Birtakım ayakların kayacağı günde, benim
ayaklarımı sırat üzerinde sâbit kıl!”

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest sonunda kelime-i şehâdet (eşhedü enlâ ilahe illallah
ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh) getirmek,
 Abdestten artan sudan kıbleye karşı ayakta bir miktar içmek
ve bu sırada; “allah’ım beni her günah işledikçe tevbe eden
ve günahtan kaçınıp tertemiz bulunan salih kullarından
kıl” diye dua edilir ve
 Abdestin sonunda bir, iki veya üç defa kadir sûresi’ni okunur,
 Abdestten sonra, kerâhet vakti değilse iki rekat nafile namaz
kılınır.

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR
Abdeste başlarken önce niyet edilir, sonra eûzü-besmele çekilir. Sonra da her
bir âzayı yıkarken şu duâlar okunur:

ً‫الم ُْنورا‬
َ ‫َا ْل َح ْم ُد ل ّله َّالذى َج َع َل ْاْلَ َاء َط ُهو ًرا َو ْا ِال ْس‬
ِ ِ

“Suyu temizleyici, İslâmı da nûr kılan Allah'a hamdolsun.”

َ‫َا ّلل ُه َّم َاع ّنى َعلى ت َال َوة ْال ُق ْران َوذ ْكر َك َو ُش ْْكر َك َو ُح ْسن ع َب َادتك‬
ِ ِ ِ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ ِ ِ

Ağıza su verirken:

“Ey Allahım, Kur'an okumak, seni zikir ve sana şükür etmek, sana olan ibâdeti
güzelleştirmek hususlarında bana yardım et!..”

َ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ ْ َ َ َ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
‫حة الن ِار‬
ْ ‫اللهم ا ِرحنى را ِئحة الجن ِة والت ِرحنى را ِئ‬

Buruna su verirken:

“Allahım, bana Cennet kokusunu duyur, Cehennem kokusunu hissettirme!”
Yüzü yıkarken:

ٌ‫س َو ُّد ُو ُجوه‬
ٌ ‫ض ُو ُج‬
ْْ ‫وه َو َت‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم َب ّي‬
ُّ ‫ض َو ْجهى َي ْو َم َت ْب َي‬
ِ

“Allahım, yüzlerin kiminin ak, kiminin kara olduğu o günde, benim yüzümü kara değil,
ak çıkar!”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ‫َا ّلل ُه َّم َا ْعطنى ك َتابى ب َيمينى َوح‬
ً‫اس ْبنى ِح َس ًْابا َيسيًا‬
ِ ِ
ِ
ِ ِ
Sağ kolu yıkarken:

“Allahım, kitâbımı sağımdan ver, hesabımı da kolay eyle!”

Sol kolunu yıkarken:
َْ
ّ َ
َ َ
َ
ُ
َ
َ
ْ
َ
َ
َ
ْ
َّ
ُ
‫اللهم ال تع ِطنى ِكتابى ِبيسارى وال ِمن ور ِاء ْظه ِرى‬
“Allahım, kitâbımı solumdan ve arkamdan verme.”

َ َ meshederken:
َ َّ َ َّ ُ ّ َ
َ
َ
َ‫ال ظ ّْل ا َّال ظ ُّل َع ْرشك‬Başı
َ
ْ
َ
ْ
ّ
ْ
ِ ِ ِ ِ ‫اللهم ا ِظلنى تحت ِظ ِل عر ِشك يوم‬
ِ
“Allahım, Arşının gölgesinden başka gölge olmadığı günde, beni Arşının gölgesinde
gölgelendir.”
Kulaklara meshederken:
َ
َ
َ
َّ
ُ‫ذين َي ْستم ُعو َن ْال َق ْو َل ْف َيتب ُعون ا ْح َس َنه‬
َ ‫اج َع ْلنى م َن َّال‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم‬
ِ
ِ
ِ
“Allahım, beni sözü dinleyip de en güzeline uyanlardan eyle.”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ َ ْ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
َ
َ
‫اللهم اع ِتق رقبتى ِمن الن ِار‬
Boynu mesh ederken:

“Allahım, boynumu Cehennem ateşinden âzâd eyle!”
Ayakları yıkarken:
ْ
َ
ْ
َ
َ‫َا ّلل ُه َّم َث ّب ْت َقد‬
ّ ‫مى َع َلى‬
ُ‫الص َراط َي ْو َم تز ُّْل فيه االق َدام‬
َّ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ

“Allahım, ayakların Sırat üstünde kaydığı günde, ayaklarımı sırat üstünde sâbit eyle,
kaydırma!..”
Abdest tekmil olduktan sonra abdest suyundan içilir ve bu dua okunur:

َ‫اج َع ْلنى م ْن ع َْبادك‬
َّ ‫اج َع ْلنى م َن‬
َ ‫ن ْاْلُ َت َط ّهر‬
َْ ‫اج َع ْلنى م‬
ْ ‫ين َو‬
ْ ‫الت َّواب َين َو‬
ْ ‫َا َّلل ُه َّم‬
ِ ِ ِ ِ
َ‫َ ِ ِ َ َ ْ َ ْ ِ َ َّ ِ َ ِ َ َ ْ ٌ َِ َ ِ ْ ْ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ن‬
ْ ‫الصا ِل ِحين واجعل ِنى ِمن ال ِذين الخوف علي ِه ْم والهم يحزنو‬

“Allahım! Beni çok tevbe edenlerden, temizliğe çok dikkat edenlerden, salih kullarından
ve kendileri için korku ve hüznün olmadığı kimselerden eyle.”

Abdest sonunda “Kelime-i Şehâdet” (eşhedü enlâ ilahe illallah ve eşhedü enne
muhammeden abdühû ve resûlüh) getirilir. Bununla birlikte bir, iki veya üç defa
“Kadir” sûresi yada “Ayetel Kürsi” okunur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest uzuvlarında yara veya hastalık bulunması halinde nasıl abdest alınır?
Abdest uzuvlarından birinde yara veya hastalık bulunan kişi, bu organın
yıkanması zarar verecekse, yıkamayıp ıslak elle mesheder. Mesh edilmesinin de zarar
vermesi durumunda, bu da terk edilir. Bu rahatsızlık abdest veya gusül uzuvlarının
çoğunluğunda ise, abdest veya gusül yerine teyemmüm edilir.
Özürlü nasıl abdest alır, özrü sebebiyle elbisesine bulaşan necasetin hükmü nedir?
Özürlüler, her vakit için abdest alır ve mazeret teşkil eden rahatsızlığından
başka abdest bozan bir hal meydana gelmedikçe, bu abdestle o vakit içerisinde dilediği
gibi namaz kılar, Kur’an-ı Kerim okur ve diğer ibadetlerini yaparlar. Namaz vaktinin
çıkmasıyla veya başka abdest bozan bir halin meydana gelmesiyle özürlü kimsenin
abdesti bozulur.
Kişiyi özürlü kılan hal, bir namaz vakti boyunca hiç meydana gelmezse, özür
ortadan kalkmış olur ve o kimse özür sahibi olmaktan çıkar.
Özürlü kimseden akan kan, irin, idrar gibi şeylerin çamaşıra bulaşması halinde,
bundan kaçınılması mümkün değil ve temizlendiğinde tekrar bulaşacaksa çamaşır
yıkanmadan namaz kılınabilir. Fakat elbiseye tekrar bulaşmayacaksa, yıkanması gerekir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Bedeninde veya bir uzvunda sargı ya da yara bulunan kimse nasıl abdest alır?
Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık veya yaradan dolayı sargı
bulunduğunda, abdest alırken veya guslederken bu sargı çözülerek altı yıkanır ve yaranın
üstü mesh edilir. Ancak sargının çözülmesinin zararlı olması hâlinde çözülmeyip üzerine
mesh edilebilir. Sargı üzerine meshin meşruluğu sünnetle sabittir. Hz. Ali (r.a.) şöyle
demiştir: “Bileklerimden biri kırılmıştı. Peygamber (s.a.s.)’e sordum, O da sargıların
üzerine mesh etmemi emretti.“ (İbn Mace, Taharet, 134.)
Sargının bir defa mesh edilmesi yeterlidir. Yapılan bu mesh ile, o uzuv hükmen
yıkanmış olur. Sargının abdestsiz veya cünüp iken sarılmış olması meshe engel olmadığı
gibi, sargı üzerine meshin belirli bir süresi de yoktur; yara veya kırık iyileşinceye kadar
aynı sargı üzerine mesh edilebilir. Üzerine mesh ettikten sonra sargının değiştirilmesi veya
düşmesi hâlinde, mesh bozulmaz; iade edilmesi de gerekmez. Ancak, yaranın iyileşmesi
hâlinde, sargı açılmış olsun veya olmasın, mesh bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Tedavi maksadı ile cilde sürülen ilaç vb. maddeler abdeste engel olur mu?
Abdest alırken yıkanması gereken bir organın üzerine tedavi maksadı ile
merhem vb. bir madde sürülmüşse; su zarar vermiyorsa abdest alırken bu organın
yıkanması gerekir. Eğer yıkamak zarar veriyorsa ıslak elle üzerine mesh edilir.
Mesh etmek de zararlı ise o da terk edilir. Çünkü dinimiz zaruretler hâlinde
yasakları mübah kılmış, kişiye kaldıramayacağı yükü yüklememiş, zorluğun giderilmesini
ilke edinmiştir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Diş doldurtmak veya kaplatmak abdest ve gusle engel olur mu?
Tedavi amacıyla diş doldurmak veya kaplatmak caiz olup abdest ve guslün
sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak çıkarılıp takılabilen/sabit olmayan dişlerin gusül
abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması gerekir.
Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de kaplandıktan sonra,
dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı hükmünü alır. Bu sebeple, ağız yıkanınca,
kaplama yapılan dişler de yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi, gerektiğinde tedavi amaçlı
olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve abdest ya da gusül alıp, ibadetlerini
yapabilir.
Yapılan bu işlem tedavi amaçlı ve zorunlu olduğundan, mezhepler arasında bir
ihtilaf söz konusu değildir. Diş dolgusu veya kaplaması konusundaki ihtilaflar, guslün veya
abdestin geçerli olup olmayacağı konusuyla alakalı bir durum değildir. Çıkan dişin yerine
bağlandığında kullanılan tel veya başka bir madde, çok sıkı bağlanacağı için, suyun altına
girmesine engel olur. Buna rağmen fukaha, kopan dişi yerine bağlatmanın caiz olduğunda
görüş birliği içindedirler.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

İdrar torbası kullanmak zorunda olan hastaların abdesti bozulmuş olur mu?
Devamlı burun kanaması, idrarı tutamama, kusma, yaranın devamlı kanaması,
kadınlardaki akıntı gibi abdesti bozan ve en az bir namaz vakti süresince devam eden ve
her namaz vaktinde tekrarlanan bedenî rahatsızlıklara özür/mazeret, böyle kimselere de
özür sahibi kimse denilir.
Buna göre; kendisinden devamlı idrar geldiği için idrar torbası kullanmak
zorunda olan hastalar, dinî açıdan özür sahibi konumundadırlar. Özür sahipleri, her namaz
için vakit çıktığında abdest almak suretiyle namazlarını kılarlar.
Bu abdestle vakit içinde diledikleri kadar farz veya nafile namaz kılabilirler.
Ancak mümkün olduğunca namaza başlamadan önce torbadaki idrarın boşaltılmış
olmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle abdeste başlamadan önce idrar torbası
boşaltılmalıdır. Şu kadar var ki, vakit namazı için abdest alındıktan sonra, torba içinde
biriken idrar ile kılınan namaz geçerlidir. Bu özürleri dışında abdesti bozan başka bir hal
olmadıkça, vakit içinde abdestleri devam eder, vakit çıkınca bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan bir kadın teyemmüm ederek namazını
kılabilir mi?
Yalnızca erkeklerin veya hem erkeklerin hem de kadınların bulunduğu bir
ortamda gusül abdesti almak durumunda kalan bir kadın gusül abdestini tehir eder.
Dolayısıyla, suyu kullanmaktan aciz olduğu için teyemmüm ederek namazını kılar.
Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan kadın ise, namaz vaktinin sonlarına
kadar bekler. Eğer vaktin çıkacağından korkarsa teyemmüm ederek, namazını kılar. Ancak
o namazı iade eder .

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Su mevcut olduğu halde abdest alıncaya kadar namaz vaktinin çıkmasından endişe
eden kişi teyemmümle namaz kılabilir mi?
Abdest alma imkânı varken, cuma namazı ve vakit namazları gibi vaktinde
kılınamadığı zaman kaza edilen namazların, vaktin çıkacağı endişesi ile teyemmüm ederek
kılınması caiz değildir. Zira abdest alındığı takdirde bu namazlara yetişilemezse, cuma
namazı yerine öğle namazı, vakit namazı yerine kaza namazı kılınır.
Maliki Mezhebi’ne göre, su ile abdest alma imkânı var iken, abdest veya gusül
alındığı takdirde beş vakit namazdan birinin vakti geçecek ise bu namaz teyemmüm
ederek kılınır.
Varis çorabı üzerine mesh yapılabilir mi?
Varis hastalığından dolayı ayağa giyilmesi gereken özel çoraplar, kırık, çıkık
üzerindeki sargı hükmün dedir. (İbn Mace,Taharet,134.) Bu itibarla, varis çorapları
üzerine meshedilmesinde bir sakınca yoktur

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Kol ve bacakları olmayan kimsenin abdesti eksik olur mu?
Yüce Allah din konusunda bize hiçbir zorluk yüklememiştir. (Hacc, 22ı78.)
“Köre, topala da vebal ve hastaya güçlük yoktur.“ (Fetih, 48ı17.) anlamındaki
ayetler buna delildir. İnsanlar ancak yapabileceklerinden sorumludurlar.
Hastalığı veren de yükümlülükle ri yükleyen de Allah’tır. Dolayısıyla kişi gücü
neye yetiyorsa onu yapmakla mükelleftir. Kol ve bacakları olmayan kişiden abdestte bu
organları yıkama yükümlülüğü düşer. Ancak bu kimsenin, bu özründen dolayı namaz
yükümlülüğü düşmez.
Kendisine abdest aldıracak yardımcı birileri yoksa ve kendisi de bir şekilde
abdest alma yöntemi bulamazsa, yüzünün iki yanını toprak veya toprak cinsinden bir şeye
dokundurarak teyemmüm eder. Elleri ve kolları olmayan veya kesilmiş olan kimse yalnız
yüzünü yere sürerek teyemmüm yapar.
Eğer yüzünde bir yara veya özür varsa teyemmüm etmeksizin namazı kılar. Bu
imkâna da sahip değilse, namazını yapabildiği şekilde ima ile kılar. Özürlü bir kimse, ancak
kendisi gibi özürlü birisine namaz kıldırabilir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Saç boyası, kına, ruj, oje, jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani
midir?
Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa,
abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması
gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken
uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır.
Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan
maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce
giderilmesi gerekir. Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşturmayan saç boyası,
kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Tuvalette abdest alınabilir mi?
Tuvalette abdest alınmasında bir sakınca yoktur. Ancak böyle yerlerde
besmele, zikir ve duaların içten söylenmesi uygun olur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest ve gusülün tam olup olmadığı konusundaki vesveseye
itibar edilir mi?
Vesvese, çeşitli sebeplerle insanın yaşadığı kararsızlık,
şüphe ve kuruntu halidir. Vesvese sebebi ile, gusül ve abdestin
tekrarlanması gerekmez. Vesvese gelse bile abdest ve gusle devam
edilmelidir.
Kişi vesveseye itibar etmemeye çalışmalı, içe doğan şüphe
ve tereddüt hallerinin asılsız olduğunu kendine telkin etmeli,
ayrıca zaman zaman Felak ve Nas Surelerini, anlamlarını da
düşünerek okumalıdır.
Güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest ve gusül alınır mı?
Güneş enerjisi ile ısıtılan su ile, temiz olmak kaydıyla, abdest almak
ve gusletmekte dinen bir sakınca yoktur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAKTA GEREKLİDİR
İyi veya kötü hareketleri organlarımızla yaparız. El işler yapar, yıkar ve
yazar; ağız yer içer, iyi ve kötü sözler söyler, konuşur; burun koklar, gözler görür,
kollar saldırır ve yakalar; kulaklar işitir ve dinler; ayaklar ise bizi pek çok yere
götürür. Bütün bunlar zaman zaman günah ve yasak sınırını aşabilir.
İşte abdest sırasında içimizden geçireceğimiz dualarla, söz konusu
edilen olumsuz hareketlerin etkisinden kurtulmaya çalışabiliriz. Abdest alacak
kimse önce niyet eder. Bu bir rûhî-mânevî hazırlıktır. Hakk'ın huzuruna çıkmaya
niyet etmek ve hazırlanmak demektir. Sonra besmele çekerek ve Allah'ın
yardımını dileyerek abdeste başlar.
Abdest alan insan samimî bir dille ve içten bir duyguyla, eksiklik ve
hatalarını Hakk'ın huzurunda itiraf edip, bunları yıkamasını ve silmesini kulluğa
yakışan bir tavırla O'na arz eder, duasının kabulü için yalvarıp yakarır. Böylece
bilinci ve içtenliği ölçüsünde ruhen temizlenip arınmış bir halde huzura varmaya,
namaza durmaya hazır hâle gelir.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Su nasıl maddî kirleri temizliyorsa, tövbe de manevî kirleri yok eder
diye düşünerek abdest organlarımı yıkamalıyım. Halkın gördüğü yer olan
bedenimi ve elbisemi temiz tutar da Hakk'ın nazar ettiği yer olan kalbimi
tertemiz tutmazsam yanlış yapmış olurum diye inanmalıyım. Bedenim gibi
kalbimi de kötü ve kirli şeylerden arındırmaya çalışmalıyım şuurunda bir abdes
gerçek mahiyeti ile abdest olmuş olur.
Şemsî'nin dediği gibi: " Pâdişah konmaz saraya hâne mâmur
olmadan.” önce hanemizi mamur hale getirelim kalbimizi tezkiye edlim sonra
organlarımızı temizleyeli.
Yûnus Emre söylüyor: " Tanla durup başın kaldır ellerini suya daldır /
Hem şeytanın boynunu vur hem nefs dahi ölse gerek." (“Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr.
Mehmet Demirci)

Beyazid-i Bistâmî şöyle dermiş: "Ne zaman dünya düşüncesi
gönlümden geçse abdest alırım; âhiret düşüncesi geçince de gusül yaparım."

Prof. Dr. Mehmet Demirci hocamızın Altınoluk dergisinde yayınlanmış olan “Abdestin
İç Anlamı” isimli makalesinde Gönül ehli kimseler iç anlam olarak abdestin ve temizliğin beş
derecesinden söz ettiklerini belitir ve bunları İçten dışa doğru şöylece sıralar:

1. Rûhun abdesti: Rûhun, hayvanlık seviyesine ait bilgisizlikten ve Allah'tan gayri
şeyleri görme gafletinden arınmasıdır. Ruh Allah'tan gayrı şeyleri görmekten arınsa,
Gaffar olan Allah'ın nûru onu kuşatır. Kötü düşüncelerini temizlese takvâ elbisesine
kavuşur. Nefsin tezkiye ederse iç huzuruna ve itmi'nâna ulaşır.
2. Sırrın abdesti: Burada "sır", rûhun rûhu demek olup; onun abdesti gösterişten (riyâ),
arzu ve isteklerin esiri olmaktan, kendini beğenmişlikten, baş olma tutkusundan, aşırı
dünya isteği ve mevki sahibi olma ihtirasından arınmaktır. Bunun neticesinde ihlâs nûru
ortaya çıkar. Dünya sevgisinden arınırsa âhiret sevgisi doğar.
3. Kalbin ve gönlün abdesti: İki yüzlülük, bozgunculuk ve kötü ahlâktan uzak durmaktır.
Büyüklenme yıkanınca, alçak gönüllük doğar. Çekememezlik kirleri yıkansa, iyilik;
düşmanlık yıkansa, Allah sevgisi görünür.
4. Dilin abdesti: Yalan, dedi-kodu, iftira ve boş sözden, insanların ayıplarını merak
etmekten ve gizli hallerini ortaya çıkarmaktan, faydasız konuşmaktan uzak durmaktır.
Yalan ve koğuculuk yıkansa, doğruluk ve vefâ doğar. İftira ve itham etme yıkansa, sevgi
görülür. Faydasız ve boş söz bırakılsa yararlı şeyler konuşulur veya Allah'ın adı anılır.
5. Zâhir abdesti: Bu, bildiğimiz abdesttir. Neticesinde Abdest alan kimsenin yüzünü
yıkaması, mahşer günü yüzünün nurlu olmasına yol açar. Kolunu yıkayınca cömertlik
nurları hasıl olur. Ayrıca amel defterinin sağ eline verilmesi gibi bir lûtfa erişir. Ayağını
yıkayınca, âhiretteki manevî engelleri kolaylıkla geçme imkânı doğmuş olur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Abdest alırken gerçekleşen dış temizliğin, iç temizliği ile
birlikte gelişmesi için şunlar da tavsiye edilir: Eller yıkanırken
kalbin de aşırı dünya sevgisinden yıkanması gerekir. Ağıza su
alınırken, onunla boş şeyleri anmamaya azmetmelidir. Yüz
yıkandığı zaman, yüzü Hak'tan başka şeylere çevirmemeye söz
vermelidir. Ayağı yıkarken, Hak yolda bulunma gayreti
pekiştirilmelidir.
Dış temizlik su ile, iç temizlik ise tövbe ile ve Hakk'ın
kapısına dönmekle mümkün olur.

Bedenin bütün uzuvlarına madden ve manen abdest
aldırmak gerekir. Bedene su ile nasıl ki abdest aldırıyorsak, her bir
uzvumuzu Yaratının rızasına uygun işler yaptırmak suretiyle
manevi abdestimizide almamız gerekmektedir.
Abdestin suyu günaha bakan gözleri, günahla kızaran yüzü
de arındırır. Ağzı abdest suyu ile çalkaladığımız zaman, bizi günaha
sokan kelimeler, bu kelimeleri oluşturan dil ve dişler pir-ü pak
olur. Başımızı mesh ettiğimizde zihnimizden geçen günahlar bir bir
dökülür. Kulaklara değen abdest suyu bu organın dikkat kesilip
dinlediği günahkar sözleri siler süpürür. Ve en nihayet bizi günahın
kapısına kadar yürüten ayaklarımızı yıkarız. Onlar da günahtan
kurtulmuş olur.
Yüce Rabbim abdestimizi en güzel şekilde alıp
ibadetlerimizi kendi rızasına uygun olarak yapmayı cümlemize
nasip etsin.

Bu Sunum İdris YAVUZYİĞİT Tarafında; “İhtiyar” Mevsılî,
“Bidayetu’l Müctehit” Ahmet İbn Rüşd El Kurtubi, “Büyük İslam İlmihali”
Ömer Nasuhi Bilmen (A. Fikri Yavuz), “İslam İlmihali” Lütfi Şentürk Ve
Seyfettin Yazıcı (Diyanet), “İlmihal” Heyet (TDV), “Delilleriyle İslam
İlmihali” Hamdi Döndüren, “Şafii İlmihali” Mehmet Keskin (Diyanet), “Din
Görevlisinin El Kitabı” Mevlüt Özcan, “Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr. Mehmet
DEMİRCİ; “Abdestin Fazileti Ve İbadetler Açısından Önemi” Ahmet ÜNAL;
“Abdestin Manası Ve Önemi” Mustafa Kutlu’ya Ait Kitap, Makale Ve Vaaz
Örneklerinden İstifade Edilmek Suretiyle Hazırlanmıştır.
Rabbim Eser Sahiplerinden Ölenlere Rahmetiyle, Yaşayanlara Lutuf
Ve Keremiyle Tecelli Eylesin Ve İki Cihan Saadeti İhsan Etsin.


Slide 5

Abdest Almanın Önemi
ve Fıkhi Boyutu
İdris YAVUZYİĞİT
[email protected]

Abdestin Önemi
Abdestin Tanımı
Abdest Çeşitleri
Abdestin Farzları
Abdestin Sünnetleri
Abdestin Adapları

Abdesti Bozan Durumlar

Abdestin Alınışı
Abdest Duaları
Fıkhi Sorular
Abdestin İç Anlamı

ABDEST

َ ْ ُ ْ ُ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َ
ُ ْ َ ٰ َّ
‫وة فاغ ِسلوا‬
‫يا ايها ال ٖذين امنوا ِاذا قمت ْم ِالى الصل‬
ِ
َ ‫ُو ُج‬
ْ‫وه ُك ْم َو َا ْي ِد َي ُك ْم ِا َلى ْاْلَ َرا ِْفق َو ْام َس ُحوا ب ُر ُؤس ُك ْم‬
ِ ِ
ِ
ْ َ ْ ُ َُ ََْ
َ
ْ
ْ
َ
‫وارجلكم ِالى الكعبي ِ ْن‬
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya
kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize
kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip,
topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)”.

(MÂİDE suresi 6.

ayet)

ABDEST

Bu âyet, teyemmüm âyeti olarak adlandırılır. Fakat
âyette abdestin farzları tesbit edilmektedir. Dolayısıyla bir
abdest âyeti olduğu şüphesizdir.
Şu kadar var ki, abdest bu âyet ile farz kılınmış değildir.
Çünkü abdest Mekke’de namazla beraber farz kılınmış ve
İslâm’da hiçbir zaman abdestsiz namaz kılınmamıştır.
Oysa bu âyet-i kerîme Medîne’de, hicretin 6. yılında,
Benî Mustalik Gazvesi’nde cereyan eden meşhur “İfk hâdisesi”
üzerine gece susuz bir yerde kalınıp abdest almak mümkün
olmadığından dolayı nâzil olmuştur.
Hz.Âişe vâlidemize münafıklar tarafından çirkin bir iftira
yapıldığı için bu olaya ifk (iftira) olayı denilmiştir.

ABDESTİN FAZİLETİ

َ َ َ َّ َ َ ْ
َ َََ َ
َ
ْ‫خ َط َاي ُاه من‬
ْ
َ
ْ ‫ خرجت‬، ‫من توضأ فأحـسن الوضـوء‬
ِ
َ
ْ َ َّ
ْ
َ
َ
ُ
‫تحت أظفا ِر ِْه‬
ِ ‫جس ِد ِه حتى تخرج ِمن‬
“Kim

güzelce abdest alırsa, o kimsenin
günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün
vücudundan çıkar.” (Riyasü’s-Salihin, 1028; Müslim, Tahâret 33)

ُْ َ ُ ُ ُّ
‫ر‬
» ‫يمان‬
ْ ِ ‫اإل‬
‫ر‬
«
‫ط‬
‫ش‬
‫و‬
‫ه‬
‫الط‬
ِ

Ebû Mâlik el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır.” (Riyasü’s-Salihin, 1033; Müslim, Tahâret 1)

َ ْ َ َّ َ ً ّ ُ َ
َ‫َّ ُ َّ ُ ْ َ ْ ن‬
َ
ْ
َ
‫القيام ِ ْة غرا محج ِلين ِمن ْآث ِار‬
‫« ِإن أمتي يدعو يوم‬
ِ
َ
َ
َ
َ
ُ
ُ
َ
َ
َ
ْ
ْ
ُ
ْ
ْ
ْ
َّ
» ‫ فليفعل‬، ‫من استطاع ِمنكم أن ْي ِطيل غرته‬
ِ
ِ ‫الوضوء ف‬
ٌ
. ‫متفق عليه‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’i:
“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde,

abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak
olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten
kimse bunu yapsın” buyururken işittim. (Riyazüs Salihin, abdestin fazileti, 1026;
Buhârî, Vudû‘ 3; Müslim, Tahâret 35)

Bu Hadis bizlere:
1. Abdesti farzlarına, sünnetlerine, müstehaplarına ve edeplerine riayet ederek
almak gerekir. Böyle yapmak müstehaptır.
2. Abdest, insanın yüzünü nurlandırır, el ve ayaklarını ağartır. Bu hem maddî hem
manevî anlamda böyledir.
3. Allah Teâlâ, kıyamet gününde ve mahşer yerinde yüzü nurlu, el ve ayakları parlak
olanlara özel muamelede bulunur. Çünkü bunlar sâlihler ve ibadet ehli mü’minlerdir.
4. Abdestte ayakları yıkamak asla terkedilmemelidir.

ABDESTİN FAZİLETİ

ُْ ُ ْ َ
ُْ َ ُ َْ ُ َُْ
ُ
ُ
ُ
ُ
» ‫الحلية ِمن اْلؤ ِم ِن ح ْيث يبلغ الوضـوء‬
ِ ‫« تبلغ‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Ben dostum sallallahu
aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:
“Mü’minin

nuru ve beyazlığı, abdest
suyunun ulaştığı yere kadar varır.” (Müslim, Tahâret 40)

َ َّ َ َ
ُ ُ
َ َُ
َ َ ُ ْ َ
ْ
َ
َ
ُّ‫كل‬
ْ ‫جه ِه‬
ِ ‫« ِإذا تو َضأ َالعبد اْل‬
ِ ‫سلم أ ِو اْلؤ َ ِمن فغسل َ ْوجهه خرجَ ِمن َو‬
َ َ
ْ
َ
ْ
ْ
َ
ْ
‫ َف ِإذا غسل يدي ِه‬، ‫اْلاء‬
‫اْلاء أو مع آ‬
‫خطيئة نظر ِإليها ِبعيني ِه مع‬
‫خر قط ِر‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ْ َ
َ ََ ُ
َ َ َ َ َ ُّ ُ
َ
ْ
ْ
ْ
َ
‫ط ِر‬
َْ ‫يديه كل خطيئ ٍة كان بطشتها يداه مع اْل ِاء أو مع ِآخر ق‬
‫ خرج ِمن‬،
ِ
َ َ
َ ُّ ُ ْ َ َ َ
َ
ْ‫ط َيئة َم َشتها رجاله مع اْلاء ْأو‬
ْ
َ
ِ
ِ
ٍ ْ ِ ‫ خرجت كل خ‬، ‫ ف ِإذا غسل ِرجلي ِه‬، ‫اْلاء‬
ِ
َ
ُّ
َ
ُ
َ
َ
ًّ
ُ
. ‫ حتى يخرج ن ِقيا ِمن الذن ْو ِب »رواه مسلم‬، ‫اْلاء‬
‫طر‬
‫ق‬
‫آخر‬
‫ع‬
‫م‬
ِ ِ ِ

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve
yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest
suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini
yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –
veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını
yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah
abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar.
Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (Müslim,
Tahâret 32; Tirmizî, Tahâret 2; Riyasü’s-Salihin, 1030)

َ ُ ْ ُ َّ َ َ ْ َّ
َ ْ َ ْ َ ْ َ َّ َ ُ ْ
ْ ُ َ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َّ
َ
‫ن‬
: » ‫ ِوددت أنا قد رأينا ِْإخواننا‬، ‫الحقو‬
‫نين ِوإنا ِإن شاء‬
‫« السالم عليكم دار ق ٍوم مؤ ِم‬
ِ ‫الله ِْبك َم‬
ِ
َ
ُْ َ َ َ ّ َ ُ َ ْ َ
َ َ ُ َ
َّ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
َ
َ
ُ
ْ
ْ
ْ
» ‫ وإخواننا َال َذين لم َ يأتوا بعد‬، ‫ « أنتم أصحابي‬: ‫ أولسنا ِإخوانك يا رسول الل ِه ؟ قال‬: ‫قالوا‬
ُ
َْ ْ َ ْ َ ُ ْ َ
َ َ َْ
ُ
ُ‫له‬
َ
ُ
َّ
َ
ُ
ْ
ْ
َّ
َ
ْ ‫ « أرأيت لو أن رجال‬: ‫ كيف تع ِرف من لم يأتوا بعد من أم َِتك يا رسول هللا ؟ فقال‬: ‫قالوا‬
ُ َ
َ
َ
َّ ُ
َ ‫حج َل ٌة ْبي‬
َّ ‫َخ ْي ٌل ُغ ٌّر ُم‬
ْ ‫ أال‬، ‫ظهر ْي َخ ْيل ُد ْهم ب ْهم‬
َ ‫ َق‬، ‫الل ِ ْه‬
ْ
‫ بلى يا رسول‬: ‫يع ِْر ُف َخ ْيل ُه ؟ » قالوا‬
‫ال‬
‫ن‬
ِ ٍ ٍ
ٍ
َ
ُ
ُ ‫َ َّ ُ ْ ْ ُ َن‬
َ
َ
ُ
َ
َّ
ُ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
ًّ
‫و‬
. ‫ ِ »ر اه مسلم‬
ِ ‫ «ف ِإنهم يأتو غرا محج ِلين ِمن الوض‬:
ِ ‫ وأنا فر ْطهم على الحو‬، ‫وء‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem kabristana geldi ve:

“Selâm size ey mü’minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız.
Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim” dedi. Ashâb-ı kirâm:
– Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah? dediler. Resûl-i Ekrem:
– “Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb:
– Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah’ın Resûlü?
dediler. Peygamber Efendimiz:
– “Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at
sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?” diye sordu. Sahâbe:
– Evet, tanır, ey Allah’ın Resûlü, dediler. Resûl-i Kibriyâ:
“İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler.
Ben havzın başına onlardan önce varacağım” buyurdular. (Müslim, Tahâret 39; Riyasü’sSalihin, 1031 )

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ
Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el suyu”
anlamına gelen abdest, belirli ibadetlerin ifasının ön şartı olan ve kendisi
de ibadet mahiyetinde görülen bir nevi hükmî temizliktir.
Arapça karşılığı güzellik, temizlik ve parlaklık anlamına gelen
“vudû”dur.
Fıkıhta abdest, “belli uzuvları usulüne uygun olarak su ile yıkamak
ve bazılarını da eldeki su ıslaklığı ile meshetmek” şeklindeki ibadet
temizliği olarak tarif edilir.(TDV, İslam İlmihali 1. cilt, s 195)
Fıkıh dilinde maddî kirlilikten temizlenme “necasetten taharet”
olarak anılır; hükmî kirlilik olan hadesten temizlik ise birer hükmi temizlik
usulleri olan abdest ve gusülle olur.

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ

Abdest ile ağız, diş, burun, el, yüz ve ayaklar gibi
kirlenmeye ve dışarıdan gelecek mikroplara en açık uzuvlar
günde birkaç defa su ile temizlenir.
Bu sayede vücudun sinir sistemi ve kan dolaşımı daha
düzenli hale gelir ve vücuda fizikî-tıbbî birçok fayda sağlar.
Abdest, namaz ibadetini ifa için yüce Allah'ın
huzuruna çıkacak müminin manevî ve ruhî hazırlık ve temizliği
de demektir.
Bu yüzden abdest, maddî temizlikle manevî temizliği
birleştirici, müslümana manevî yönden destek ve güç sağlayıcı
bir anlam ve öneme sahiptir.

ABDEST’İN HÜKMÜ / ÇEŞİTLERİ
1.

Farz Abdest:
1.
2.
3.
4.

Namaz Kılmak,
Cenaze Namazı Kılmak,
Tilâvet Ve Şükür Secdesi Yapmak,
Kur'an'a Dokunmak İçin Abdest Almak Farzdır.

Vacip Abdest: Kabe'yi Tavaf Etmek İçin Abdest Hanefilere Göre Vaciptir.
3. Mendup Abdest:
2.

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.

Yatmadan Önce Abdest Almak,
Vakit Namazları İçin Ayrı Ayrı Abdest Almak,
Kuran Okumak,
Dini Kitaplara Dokunmak,
Hadis Okumak,
Peygamberimizin Kabrini Ziyaret Etmek,
Arafat’ta Vakfa Yapmak,
Safa Ve Merve Arasında Say Yapmak,
Ezan Okumak,
Cenaze Yıkamak,
Her İşe Abdestli Olarak Başlamak,
Her Zaman Abdestli Bulunmak İçin Ve
Öfkelendikten,yalan Söyledikten Ve Gıybet Ettikten Sonra Abdest
Almak Mendup’dur.

ABDEST’İN MEZHEPLERE GÖRE FARZLARI
FARZLAR

HANEFİ

ŞAFİİ

MALİKİ

HNBELİ

YÜZÜ YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

KOLLARI YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

BAŞI MESH ETMEK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

AYAKLARI YIKAMA

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

NİYET ETMEK

SÜNNET

FARZ

FARZ

FARZ

TERTİBE RİAYET

SÜNNET

FARZ

SÜNNET

FARZ

MUVALAT

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

FARZ

BESMELE

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

OVARAK YIKAMAK

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

ABDEST’İN FARZLARI
1.

2.

3.

4.

Yüzü bir kere yıkamak (yüzün sınırları: saçın bittiği yerden kulak
yumuşağından çene altına kadar olan kısım. Sakal, bıyık ve kaşların altına
suyun ulaşması gerekir. Yüz yıkanırken sakal sık ise üstünü yıkamak
yeterlidir.)
Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak (abdest alırken parmaktaki
yüzüğün altına su alacak şekilde oynatılması, el, yüz ve ayakta bulunan ve
suyun deriye temasını önleyen maddelerin imkân dahilinde temizlenmesi
gerekir.)
Başın dörtte birini mesh etmek (dörtte birinin el içi su ıslaklığıyla mesh
edilmesi hanefîler'e göre yeterlidir. Başın “nâsiye” denilen ön tarafına
mesh edilmesi daha faziletlidir. Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Şâfiîler'e göre başın mesh miktarı daha azdır, bir saç teli. )
Ayakları topukları ile beraber bir kez yıkamak (suyun parmaklar arasına
ulaşması sağlanmalıdır. Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi su
ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.)

ABDEST’İN SÜNNETLERİ

1.
2.
3.
4.

Abdest almaya niyet etmek,
Başlarken besmele çekmek,
Elleri bileklerle birlikte üç defa yıkamak,
Ağız ve buruna su çekip iyi bir ağız ve burun temizliği
(mazmaza ve istinşak) yapmak,
5. Misvak kullanmak veya dişleri fırçalamak,
6. Sakalın içine su girmesini sağlamak,
7. El parmaklarını birbirine sokup ovuşturmak,
8. Başın tamamını elin ıslaklığıyla mesh etmek,
9. Boynu mesh etmek,
10. Abdest uzuvlarını yıkarken sıraya uymak,
11. Abdeste sağ uzuvlardan başlamak,
12. Uzuvları üçer defa yıkamak
13. Su ile iyice ovmak (delk),
14. Abdeste ara vermeden tamamlamak.

ABDEST’İN SÜNNETLERİ
1.
2.
3.
4.

5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.

Niyet etmek: “Niyet ettim, Allah rızası için abdest almaya” denilmesi müstehaptır.
Abdeste başlarken önce temiz olan elleri bileklere kadar yıkamak.
Abdeste “Eûzü” ve “besmele” ile başlamak.
Mazmaza ve İstinşak: Elleri yıkadıktan sonra önce üç defa ağıza su alınıp çalkalanması ve
dışarı atılmasına “mazmaza”, üç defa da burunun yumuşağına kadar su alınmasına ise
“istinşak” denilir. Ağız ve buruna her su almada, alınan su yenilenir.
Mazmaza ve istinşakta mübalağa etmek. Fakat oruçlu kimseler mübalağa yapmazlar.
Misvak Kullanmak
Tertibi gözetmek. Şâfiî ve Hanbelîlere göre farzdır.
Abdeste sağ taraflardan başlamak
Abdest uzuvlarını üçer defa yıkamak: Birer defası farz, diğerleri sünnettir. Üçten fazla veya
eksik yıkamak sünnete aykırıdır. Çoğu fakihlere göre başı bir defa meshetmek yeterlidir.
Abdestte elleri veya ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak. Parmakları hilâllemek.
Sakalı hilâllemek: Abdest alırken sık sakalı bulunanların sakallarını, parmaklarını sakalın içine
sokarak alt taraftan üst tarafa doğru hareket ettirmesine hilâlleme denir.
Başın tamamını bir su ile meshetmek: Buna “kaplama mesh” denir.
Kulakları meshetmek: Çoğu fakihlere göre, yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi
sünnettir.
Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile ovmak
Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamak. Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
Boynu meshetmek: Başı ve kulakları meshettikten sonra iki elin arkaları ile ve üçer parmakla
yeni bir su almaya gerek olmaksızın boyun meshedilir.

ABDEST’İN ADAPLARI
Abdestin Âdabından Maksat, Abdestin Farzlarının Ve Sünnetlerinin Daha Uygun
Şekilde Ve Ortamda, Mükemmel Bir Şekilde Yerine Getirilmesini Sağlamaktır.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.

12.
13.

Abdest Alırken -Mümkünse- Kıbleye Dönmek,
Abdest Sularını Vücuda Ve Elbiseye Sıçratmamak,
Dünya İşlerine İlişkin Konuşmamak,
Abdest Dualarını Veya Bildiği Dualardan Okumak,
Suyu Ölçülü Kullanmak,
Daha Vakit Girmeden Abdest Alıp Namaza Hazır Bulunmak,
Bir Özür Bulunmadıkça Abdestte Başkasından Yardım İstememek,
Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını Yoklamak, Suyu Dirsek Ve
Topukların Yukarılarına Kadar Ulaştırmak,
Nehir Veya Deniz Kenarında Bile Su İsrafından Kaçınmak,
Abdest Sonunda Kelime-i Şehâdet (Eşhedü Enlâ İlahe İllallah Ve Eşhedü Enne
Muhammeden Abdühû Ve Resûlüh) Getirmek,
Abdestten Artan Sudan Kıbleye Karşı Ayakta Bir Miktar İçmek Ve Bu Sırada;
“Allah’ım Beni Her Günah İşledikçe Tevbe Eden Ve Günahtan Kaçınıp Tertemiz
Bulunan Salih Kullarından Kıl” Diye Dua Etmek,
Abdestin Sonunda Bir, İki Veya Üç Defa Kadir Sûresi’ni Okumak,
Abdestten Sonra, Kerâhet Vakti Değilse İki Rekat Nafile Namaz Kılmak.

ABDEST’İ BOZAN DURUMLA
1. İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necasetin,
herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
2. Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir maddenin
çıkması. (Şâfıî ve mâlikîler'e göre bozmaz.) Vücuttan çıkan kan, irin ve sarı
su akmadığı veya çıktığı yerin çevresine dağılmadığı sürece abdesti bozmaz.
3. Ağız dolusu kusmak.
4. Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan
durumlar.
5. Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek.
6. Cinsî münasebet veya fahiş (aşırı) temas ve dokunma.
7. Mazeret halinin sona ermesi. Su bulamadığı için teyemmüm eden kimse suyu
bulunca, mest üzerine mesh yapan kimsenin -yolcu olanlara üç, yolcu
olmayanlara bir gün olarak tanınan- mesh süresi dolunca, özürlü kimse için
de namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur.
8. Hanefîler'in dışındaki üç mezhebe göre bir kimsenin kendi cinsel organına
temas da abdesti bozar.

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest suyunun elbiseye sıçramayacağı bir konum
alınır,
 Mümkünse kıbleye dönülür,
 Abdeste “eûzü” ve “besmele” çekilir,
 Niyet ve besmele ile abdeste başlayıp “niyet ettim, allah
rızası için abdest almaya” denir,
 Su ölçülü kullanılır, fazla açılmaz, israftan kaçınılır,
 Abdestte elleri parmak uçlarından başlanır,
 Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da
hilallenerek üç defa yıkanır,
 El, yüz ve ayakta bulunan ve suyun deriye temasını
önleyen cilt üzerindeki hamur, boya, sakız gibi
maddeler temizlenir,
 Parmakta yüzük varsa oynatılır,
 Misvak veya diş fırçası ile bunlar yoksa sağ elin
parmaklarıyla dişler temizlenir,
 Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile iyice ovarak
yıkanır

ABDESTİN ALINIŞI

 Ağız, Sağ El Avucuna Alınan Su İle Üç Defa
Çalkanıp iyice Temizlenir,
 Ağız Ve Buruna Her Su Almada, Alınan Su
Yenilenir.
 Üç Defa Da Burna Sağ El İle Su Çekilip Her
Defasında Burun Sol Elle Temizlenir.
 Oruçlu Olmayan Kimse Ağız Ve Burnun Her
Yerine Suyun İyice Ulaşmasını Sağlar.
 Mazmaza Ve İstinşakta Mübalağa Etmek Gerekir.
Fakat Oruçlu Kimseler Mübalağa Yapmazlar.
 Ağza su alırken “Allah’ım! Bana peygamberinin
kevser havuzundan, bir daha sonsuza kadar
susamayacağım bir kâse su ihsan buyur.” diye
duada bulunur,
 Burnu yıkarken de “Allah’ım! Beni nimetlerinin
ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum
bırakma.”der.

ABDESTİN ALINIŞI
 Üç Kere Yüz Yıkanır.
 Birer Defası Farz, Diğerleri Sünnettir. Üçten Fazla
Veya Eksik Yıkamak Sünnete Aykırıdır.
 Saçın Bittiği Yerden Kulak Yumuşağından Çene Altına
Kadar Olan Kısım Yıkanmalıdır.
 Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını
Yoklamak adaptandır,
 Sakal, Bıyık Ve Kaşların Altına Suyun Ulaşması
Gerekir.
 Abdest Alırken Sık Sakalı Bulunanların Sakallarını,
Parmaklarını Sakalın İçine Sokarak Alt Taraftan Üst
Tarafa Doğru Hareket Ettirmesi Gerekir, Adaptandır,
 Yüz Yıkanırken Sakal Sık İse Üstünü Yıkamak
Yeterlidir.
 Yüzü yıkarken “Allah’ım! Bazı yüzlerin beyazlanacağı,
bazı yüzlerin de kararacağı günde, benim yüzümü ak
kıl.” diyerek dua etmek abdest adaplarındandır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak farz
üçe tamamlamak sünnettir,
 Kolları yıkamaya sağ koldan başlanır, sol kolla
devam edilir,
 Suyu Dirseklerin dört parmak yukarısına Kadar
Ulaştırmak gerekir,
 Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamalıyız.
Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
 Kolları iyice ovarak yıkanır.
 Sağ kolu yıkarken “Allah’ım! Bana amel
defterimi sağ yanımdan ver ve benim hesabımı
kolay kıl!” diye dua edilir
 Sol kolu yıkarken “Ey Rabbim! Bana kitabımı sol
yanımdan ve arka yönden verme ve şiddetli bir
hesap ile sorguya çekme” diye dua edilir

ABDESTİN ALINIŞI











Başın dörtte birinin elin içinin su ile ıslatılıp mesh edilmesi
hanefîler'e göre yeterlidir.
Başın “nâsiye” denilen ön tarafına mesh edilmesi daha
faziletlidir.
Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Başın tamamını bir su ile meshetmeye “kaplama mesh” denir
ki bu şekilde mesh etmek sünnettir.
Baş mesh edilirken elin saçların dibine doğru sokulmasına
veya ileri geri hareket ettirilmesine gerek yoktur.
Başı meh ederken“ilâhi, beni rahmetinle yarlığa, benim
üzerime bereketinden indir.” Diye dua etmek uygundur.
Yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi sünnettir.
Küçük parmağımızı kulağımızın içeine doğru sokup baş
parmağımızla kulağımızın arkasını mesh etmek şeklinde
yapılır
Boynu meshetmek: başı ve kulakları meshettikten sonra iki
elin arkaları ile ve üçer parmakla yeni bir su almaya gerek
olmaksızın boyun meshedilir.
Ellerin parmak uçları ensede birbirine değerek boyna doğru
çekilmek suretiyle yapılır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Ayakları topukları ile beraber bir kez
yıkamak
farzdır,
üçe
tamamlanması
sünnettir.
 Suyun
parmaklar
arasına
ulaşması
sağlanmalıdır.
 Önce sağ sonra sol ayak, parmak uçlarından
başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dahil
olmak üzere yıkanır.
 Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.
 Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi
su ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.
 Ayakları yıkarken şöyle dua edilir: “Ya Rabbi!
Birtakım ayakların kayacağı günde, benim
ayaklarımı sırat üzerinde sâbit kıl!”

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest sonunda kelime-i şehâdet (eşhedü enlâ ilahe illallah
ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh) getirmek,
 Abdestten artan sudan kıbleye karşı ayakta bir miktar içmek
ve bu sırada; “allah’ım beni her günah işledikçe tevbe eden
ve günahtan kaçınıp tertemiz bulunan salih kullarından
kıl” diye dua edilir ve
 Abdestin sonunda bir, iki veya üç defa kadir sûresi’ni okunur,
 Abdestten sonra, kerâhet vakti değilse iki rekat nafile namaz
kılınır.

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR
Abdeste başlarken önce niyet edilir, sonra eûzü-besmele çekilir. Sonra da her
bir âzayı yıkarken şu duâlar okunur:

ً‫الم ُْنورا‬
َ ‫َا ْل َح ْم ُد ل ّله َّالذى َج َع َل ْاْلَ َاء َط ُهو ًرا َو ْا ِال ْس‬
ِ ِ

“Suyu temizleyici, İslâmı da nûr kılan Allah'a hamdolsun.”

َ‫َا ّلل ُه َّم َاع ّنى َعلى ت َال َوة ْال ُق ْران َوذ ْكر َك َو ُش ْْكر َك َو ُح ْسن ع َب َادتك‬
ِ ِ ِ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ ِ ِ

Ağıza su verirken:

“Ey Allahım, Kur'an okumak, seni zikir ve sana şükür etmek, sana olan ibâdeti
güzelleştirmek hususlarında bana yardım et!..”

َ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ ْ َ َ َ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
‫حة الن ِار‬
ْ ‫اللهم ا ِرحنى را ِئحة الجن ِة والت ِرحنى را ِئ‬

Buruna su verirken:

“Allahım, bana Cennet kokusunu duyur, Cehennem kokusunu hissettirme!”
Yüzü yıkarken:

ٌ‫س َو ُّد ُو ُجوه‬
ٌ ‫ض ُو ُج‬
ْْ ‫وه َو َت‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم َب ّي‬
ُّ ‫ض َو ْجهى َي ْو َم َت ْب َي‬
ِ

“Allahım, yüzlerin kiminin ak, kiminin kara olduğu o günde, benim yüzümü kara değil,
ak çıkar!”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ‫َا ّلل ُه َّم َا ْعطنى ك َتابى ب َيمينى َوح‬
ً‫اس ْبنى ِح َس ًْابا َيسيًا‬
ِ ِ
ِ
ِ ِ
Sağ kolu yıkarken:

“Allahım, kitâbımı sağımdan ver, hesabımı da kolay eyle!”

Sol kolunu yıkarken:
َْ
ّ َ
َ َ
َ
ُ
َ
َ
ْ
َ
َ
َ
ْ
َّ
ُ
‫اللهم ال تع ِطنى ِكتابى ِبيسارى وال ِمن ور ِاء ْظه ِرى‬
“Allahım, kitâbımı solumdan ve arkamdan verme.”

َ َ meshederken:
َ َّ َ َّ ُ ّ َ
َ
َ
َ‫ال ظ ّْل ا َّال ظ ُّل َع ْرشك‬Başı
َ
ْ
َ
ْ
ّ
ْ
ِ ِ ِ ِ ‫اللهم ا ِظلنى تحت ِظ ِل عر ِشك يوم‬
ِ
“Allahım, Arşının gölgesinden başka gölge olmadığı günde, beni Arşının gölgesinde
gölgelendir.”
Kulaklara meshederken:
َ
َ
َ
َّ
ُ‫ذين َي ْستم ُعو َن ْال َق ْو َل ْف َيتب ُعون ا ْح َس َنه‬
َ ‫اج َع ْلنى م َن َّال‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم‬
ِ
ِ
ِ
“Allahım, beni sözü dinleyip de en güzeline uyanlardan eyle.”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ َ ْ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
َ
َ
‫اللهم اع ِتق رقبتى ِمن الن ِار‬
Boynu mesh ederken:

“Allahım, boynumu Cehennem ateşinden âzâd eyle!”
Ayakları yıkarken:
ْ
َ
ْ
َ
َ‫َا ّلل ُه َّم َث ّب ْت َقد‬
ّ ‫مى َع َلى‬
ُ‫الص َراط َي ْو َم تز ُّْل فيه االق َدام‬
َّ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ

“Allahım, ayakların Sırat üstünde kaydığı günde, ayaklarımı sırat üstünde sâbit eyle,
kaydırma!..”
Abdest tekmil olduktan sonra abdest suyundan içilir ve bu dua okunur:

َ‫اج َع ْلنى م ْن ع َْبادك‬
َّ ‫اج َع ْلنى م َن‬
َ ‫ن ْاْلُ َت َط ّهر‬
َْ ‫اج َع ْلنى م‬
ْ ‫ين َو‬
ْ ‫الت َّواب َين َو‬
ْ ‫َا َّلل ُه َّم‬
ِ ِ ِ ِ
َ‫َ ِ ِ َ َ ْ َ ْ ِ َ َّ ِ َ ِ َ َ ْ ٌ َِ َ ِ ْ ْ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ن‬
ْ ‫الصا ِل ِحين واجعل ِنى ِمن ال ِذين الخوف علي ِه ْم والهم يحزنو‬

“Allahım! Beni çok tevbe edenlerden, temizliğe çok dikkat edenlerden, salih kullarından
ve kendileri için korku ve hüznün olmadığı kimselerden eyle.”

Abdest sonunda “Kelime-i Şehâdet” (eşhedü enlâ ilahe illallah ve eşhedü enne
muhammeden abdühû ve resûlüh) getirilir. Bununla birlikte bir, iki veya üç defa
“Kadir” sûresi yada “Ayetel Kürsi” okunur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest uzuvlarında yara veya hastalık bulunması halinde nasıl abdest alınır?
Abdest uzuvlarından birinde yara veya hastalık bulunan kişi, bu organın
yıkanması zarar verecekse, yıkamayıp ıslak elle mesheder. Mesh edilmesinin de zarar
vermesi durumunda, bu da terk edilir. Bu rahatsızlık abdest veya gusül uzuvlarının
çoğunluğunda ise, abdest veya gusül yerine teyemmüm edilir.
Özürlü nasıl abdest alır, özrü sebebiyle elbisesine bulaşan necasetin hükmü nedir?
Özürlüler, her vakit için abdest alır ve mazeret teşkil eden rahatsızlığından
başka abdest bozan bir hal meydana gelmedikçe, bu abdestle o vakit içerisinde dilediği
gibi namaz kılar, Kur’an-ı Kerim okur ve diğer ibadetlerini yaparlar. Namaz vaktinin
çıkmasıyla veya başka abdest bozan bir halin meydana gelmesiyle özürlü kimsenin
abdesti bozulur.
Kişiyi özürlü kılan hal, bir namaz vakti boyunca hiç meydana gelmezse, özür
ortadan kalkmış olur ve o kimse özür sahibi olmaktan çıkar.
Özürlü kimseden akan kan, irin, idrar gibi şeylerin çamaşıra bulaşması halinde,
bundan kaçınılması mümkün değil ve temizlendiğinde tekrar bulaşacaksa çamaşır
yıkanmadan namaz kılınabilir. Fakat elbiseye tekrar bulaşmayacaksa, yıkanması gerekir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Bedeninde veya bir uzvunda sargı ya da yara bulunan kimse nasıl abdest alır?
Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık veya yaradan dolayı sargı
bulunduğunda, abdest alırken veya guslederken bu sargı çözülerek altı yıkanır ve yaranın
üstü mesh edilir. Ancak sargının çözülmesinin zararlı olması hâlinde çözülmeyip üzerine
mesh edilebilir. Sargı üzerine meshin meşruluğu sünnetle sabittir. Hz. Ali (r.a.) şöyle
demiştir: “Bileklerimden biri kırılmıştı. Peygamber (s.a.s.)’e sordum, O da sargıların
üzerine mesh etmemi emretti.“ (İbn Mace, Taharet, 134.)
Sargının bir defa mesh edilmesi yeterlidir. Yapılan bu mesh ile, o uzuv hükmen
yıkanmış olur. Sargının abdestsiz veya cünüp iken sarılmış olması meshe engel olmadığı
gibi, sargı üzerine meshin belirli bir süresi de yoktur; yara veya kırık iyileşinceye kadar
aynı sargı üzerine mesh edilebilir. Üzerine mesh ettikten sonra sargının değiştirilmesi veya
düşmesi hâlinde, mesh bozulmaz; iade edilmesi de gerekmez. Ancak, yaranın iyileşmesi
hâlinde, sargı açılmış olsun veya olmasın, mesh bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Tedavi maksadı ile cilde sürülen ilaç vb. maddeler abdeste engel olur mu?
Abdest alırken yıkanması gereken bir organın üzerine tedavi maksadı ile
merhem vb. bir madde sürülmüşse; su zarar vermiyorsa abdest alırken bu organın
yıkanması gerekir. Eğer yıkamak zarar veriyorsa ıslak elle üzerine mesh edilir.
Mesh etmek de zararlı ise o da terk edilir. Çünkü dinimiz zaruretler hâlinde
yasakları mübah kılmış, kişiye kaldıramayacağı yükü yüklememiş, zorluğun giderilmesini
ilke edinmiştir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Diş doldurtmak veya kaplatmak abdest ve gusle engel olur mu?
Tedavi amacıyla diş doldurmak veya kaplatmak caiz olup abdest ve guslün
sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak çıkarılıp takılabilen/sabit olmayan dişlerin gusül
abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması gerekir.
Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de kaplandıktan sonra,
dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı hükmünü alır. Bu sebeple, ağız yıkanınca,
kaplama yapılan dişler de yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi, gerektiğinde tedavi amaçlı
olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve abdest ya da gusül alıp, ibadetlerini
yapabilir.
Yapılan bu işlem tedavi amaçlı ve zorunlu olduğundan, mezhepler arasında bir
ihtilaf söz konusu değildir. Diş dolgusu veya kaplaması konusundaki ihtilaflar, guslün veya
abdestin geçerli olup olmayacağı konusuyla alakalı bir durum değildir. Çıkan dişin yerine
bağlandığında kullanılan tel veya başka bir madde, çok sıkı bağlanacağı için, suyun altına
girmesine engel olur. Buna rağmen fukaha, kopan dişi yerine bağlatmanın caiz olduğunda
görüş birliği içindedirler.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

İdrar torbası kullanmak zorunda olan hastaların abdesti bozulmuş olur mu?
Devamlı burun kanaması, idrarı tutamama, kusma, yaranın devamlı kanaması,
kadınlardaki akıntı gibi abdesti bozan ve en az bir namaz vakti süresince devam eden ve
her namaz vaktinde tekrarlanan bedenî rahatsızlıklara özür/mazeret, böyle kimselere de
özür sahibi kimse denilir.
Buna göre; kendisinden devamlı idrar geldiği için idrar torbası kullanmak
zorunda olan hastalar, dinî açıdan özür sahibi konumundadırlar. Özür sahipleri, her namaz
için vakit çıktığında abdest almak suretiyle namazlarını kılarlar.
Bu abdestle vakit içinde diledikleri kadar farz veya nafile namaz kılabilirler.
Ancak mümkün olduğunca namaza başlamadan önce torbadaki idrarın boşaltılmış
olmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle abdeste başlamadan önce idrar torbası
boşaltılmalıdır. Şu kadar var ki, vakit namazı için abdest alındıktan sonra, torba içinde
biriken idrar ile kılınan namaz geçerlidir. Bu özürleri dışında abdesti bozan başka bir hal
olmadıkça, vakit içinde abdestleri devam eder, vakit çıkınca bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan bir kadın teyemmüm ederek namazını
kılabilir mi?
Yalnızca erkeklerin veya hem erkeklerin hem de kadınların bulunduğu bir
ortamda gusül abdesti almak durumunda kalan bir kadın gusül abdestini tehir eder.
Dolayısıyla, suyu kullanmaktan aciz olduğu için teyemmüm ederek namazını kılar.
Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan kadın ise, namaz vaktinin sonlarına
kadar bekler. Eğer vaktin çıkacağından korkarsa teyemmüm ederek, namazını kılar. Ancak
o namazı iade eder .

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Su mevcut olduğu halde abdest alıncaya kadar namaz vaktinin çıkmasından endişe
eden kişi teyemmümle namaz kılabilir mi?
Abdest alma imkânı varken, cuma namazı ve vakit namazları gibi vaktinde
kılınamadığı zaman kaza edilen namazların, vaktin çıkacağı endişesi ile teyemmüm ederek
kılınması caiz değildir. Zira abdest alındığı takdirde bu namazlara yetişilemezse, cuma
namazı yerine öğle namazı, vakit namazı yerine kaza namazı kılınır.
Maliki Mezhebi’ne göre, su ile abdest alma imkânı var iken, abdest veya gusül
alındığı takdirde beş vakit namazdan birinin vakti geçecek ise bu namaz teyemmüm
ederek kılınır.
Varis çorabı üzerine mesh yapılabilir mi?
Varis hastalığından dolayı ayağa giyilmesi gereken özel çoraplar, kırık, çıkık
üzerindeki sargı hükmün dedir. (İbn Mace,Taharet,134.) Bu itibarla, varis çorapları
üzerine meshedilmesinde bir sakınca yoktur

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Kol ve bacakları olmayan kimsenin abdesti eksik olur mu?
Yüce Allah din konusunda bize hiçbir zorluk yüklememiştir. (Hacc, 22ı78.)
“Köre, topala da vebal ve hastaya güçlük yoktur.“ (Fetih, 48ı17.) anlamındaki
ayetler buna delildir. İnsanlar ancak yapabileceklerinden sorumludurlar.
Hastalığı veren de yükümlülükle ri yükleyen de Allah’tır. Dolayısıyla kişi gücü
neye yetiyorsa onu yapmakla mükelleftir. Kol ve bacakları olmayan kişiden abdestte bu
organları yıkama yükümlülüğü düşer. Ancak bu kimsenin, bu özründen dolayı namaz
yükümlülüğü düşmez.
Kendisine abdest aldıracak yardımcı birileri yoksa ve kendisi de bir şekilde
abdest alma yöntemi bulamazsa, yüzünün iki yanını toprak veya toprak cinsinden bir şeye
dokundurarak teyemmüm eder. Elleri ve kolları olmayan veya kesilmiş olan kimse yalnız
yüzünü yere sürerek teyemmüm yapar.
Eğer yüzünde bir yara veya özür varsa teyemmüm etmeksizin namazı kılar. Bu
imkâna da sahip değilse, namazını yapabildiği şekilde ima ile kılar. Özürlü bir kimse, ancak
kendisi gibi özürlü birisine namaz kıldırabilir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Saç boyası, kına, ruj, oje, jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani
midir?
Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa,
abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması
gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken
uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır.
Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan
maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce
giderilmesi gerekir. Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşturmayan saç boyası,
kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Tuvalette abdest alınabilir mi?
Tuvalette abdest alınmasında bir sakınca yoktur. Ancak böyle yerlerde
besmele, zikir ve duaların içten söylenmesi uygun olur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest ve gusülün tam olup olmadığı konusundaki vesveseye
itibar edilir mi?
Vesvese, çeşitli sebeplerle insanın yaşadığı kararsızlık,
şüphe ve kuruntu halidir. Vesvese sebebi ile, gusül ve abdestin
tekrarlanması gerekmez. Vesvese gelse bile abdest ve gusle devam
edilmelidir.
Kişi vesveseye itibar etmemeye çalışmalı, içe doğan şüphe
ve tereddüt hallerinin asılsız olduğunu kendine telkin etmeli,
ayrıca zaman zaman Felak ve Nas Surelerini, anlamlarını da
düşünerek okumalıdır.
Güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest ve gusül alınır mı?
Güneş enerjisi ile ısıtılan su ile, temiz olmak kaydıyla, abdest almak
ve gusletmekte dinen bir sakınca yoktur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAKTA GEREKLİDİR
İyi veya kötü hareketleri organlarımızla yaparız. El işler yapar, yıkar ve
yazar; ağız yer içer, iyi ve kötü sözler söyler, konuşur; burun koklar, gözler görür,
kollar saldırır ve yakalar; kulaklar işitir ve dinler; ayaklar ise bizi pek çok yere
götürür. Bütün bunlar zaman zaman günah ve yasak sınırını aşabilir.
İşte abdest sırasında içimizden geçireceğimiz dualarla, söz konusu
edilen olumsuz hareketlerin etkisinden kurtulmaya çalışabiliriz. Abdest alacak
kimse önce niyet eder. Bu bir rûhî-mânevî hazırlıktır. Hakk'ın huzuruna çıkmaya
niyet etmek ve hazırlanmak demektir. Sonra besmele çekerek ve Allah'ın
yardımını dileyerek abdeste başlar.
Abdest alan insan samimî bir dille ve içten bir duyguyla, eksiklik ve
hatalarını Hakk'ın huzurunda itiraf edip, bunları yıkamasını ve silmesini kulluğa
yakışan bir tavırla O'na arz eder, duasının kabulü için yalvarıp yakarır. Böylece
bilinci ve içtenliği ölçüsünde ruhen temizlenip arınmış bir halde huzura varmaya,
namaza durmaya hazır hâle gelir.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Su nasıl maddî kirleri temizliyorsa, tövbe de manevî kirleri yok eder
diye düşünerek abdest organlarımı yıkamalıyım. Halkın gördüğü yer olan
bedenimi ve elbisemi temiz tutar da Hakk'ın nazar ettiği yer olan kalbimi
tertemiz tutmazsam yanlış yapmış olurum diye inanmalıyım. Bedenim gibi
kalbimi de kötü ve kirli şeylerden arındırmaya çalışmalıyım şuurunda bir abdes
gerçek mahiyeti ile abdest olmuş olur.
Şemsî'nin dediği gibi: " Pâdişah konmaz saraya hâne mâmur
olmadan.” önce hanemizi mamur hale getirelim kalbimizi tezkiye edlim sonra
organlarımızı temizleyeli.
Yûnus Emre söylüyor: " Tanla durup başın kaldır ellerini suya daldır /
Hem şeytanın boynunu vur hem nefs dahi ölse gerek." (“Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr.
Mehmet Demirci)

Beyazid-i Bistâmî şöyle dermiş: "Ne zaman dünya düşüncesi
gönlümden geçse abdest alırım; âhiret düşüncesi geçince de gusül yaparım."

Prof. Dr. Mehmet Demirci hocamızın Altınoluk dergisinde yayınlanmış olan “Abdestin
İç Anlamı” isimli makalesinde Gönül ehli kimseler iç anlam olarak abdestin ve temizliğin beş
derecesinden söz ettiklerini belitir ve bunları İçten dışa doğru şöylece sıralar:

1. Rûhun abdesti: Rûhun, hayvanlık seviyesine ait bilgisizlikten ve Allah'tan gayri
şeyleri görme gafletinden arınmasıdır. Ruh Allah'tan gayrı şeyleri görmekten arınsa,
Gaffar olan Allah'ın nûru onu kuşatır. Kötü düşüncelerini temizlese takvâ elbisesine
kavuşur. Nefsin tezkiye ederse iç huzuruna ve itmi'nâna ulaşır.
2. Sırrın abdesti: Burada "sır", rûhun rûhu demek olup; onun abdesti gösterişten (riyâ),
arzu ve isteklerin esiri olmaktan, kendini beğenmişlikten, baş olma tutkusundan, aşırı
dünya isteği ve mevki sahibi olma ihtirasından arınmaktır. Bunun neticesinde ihlâs nûru
ortaya çıkar. Dünya sevgisinden arınırsa âhiret sevgisi doğar.
3. Kalbin ve gönlün abdesti: İki yüzlülük, bozgunculuk ve kötü ahlâktan uzak durmaktır.
Büyüklenme yıkanınca, alçak gönüllük doğar. Çekememezlik kirleri yıkansa, iyilik;
düşmanlık yıkansa, Allah sevgisi görünür.
4. Dilin abdesti: Yalan, dedi-kodu, iftira ve boş sözden, insanların ayıplarını merak
etmekten ve gizli hallerini ortaya çıkarmaktan, faydasız konuşmaktan uzak durmaktır.
Yalan ve koğuculuk yıkansa, doğruluk ve vefâ doğar. İftira ve itham etme yıkansa, sevgi
görülür. Faydasız ve boş söz bırakılsa yararlı şeyler konuşulur veya Allah'ın adı anılır.
5. Zâhir abdesti: Bu, bildiğimiz abdesttir. Neticesinde Abdest alan kimsenin yüzünü
yıkaması, mahşer günü yüzünün nurlu olmasına yol açar. Kolunu yıkayınca cömertlik
nurları hasıl olur. Ayrıca amel defterinin sağ eline verilmesi gibi bir lûtfa erişir. Ayağını
yıkayınca, âhiretteki manevî engelleri kolaylıkla geçme imkânı doğmuş olur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Abdest alırken gerçekleşen dış temizliğin, iç temizliği ile
birlikte gelişmesi için şunlar da tavsiye edilir: Eller yıkanırken
kalbin de aşırı dünya sevgisinden yıkanması gerekir. Ağıza su
alınırken, onunla boş şeyleri anmamaya azmetmelidir. Yüz
yıkandığı zaman, yüzü Hak'tan başka şeylere çevirmemeye söz
vermelidir. Ayağı yıkarken, Hak yolda bulunma gayreti
pekiştirilmelidir.
Dış temizlik su ile, iç temizlik ise tövbe ile ve Hakk'ın
kapısına dönmekle mümkün olur.

Bedenin bütün uzuvlarına madden ve manen abdest
aldırmak gerekir. Bedene su ile nasıl ki abdest aldırıyorsak, her bir
uzvumuzu Yaratının rızasına uygun işler yaptırmak suretiyle
manevi abdestimizide almamız gerekmektedir.
Abdestin suyu günaha bakan gözleri, günahla kızaran yüzü
de arındırır. Ağzı abdest suyu ile çalkaladığımız zaman, bizi günaha
sokan kelimeler, bu kelimeleri oluşturan dil ve dişler pir-ü pak
olur. Başımızı mesh ettiğimizde zihnimizden geçen günahlar bir bir
dökülür. Kulaklara değen abdest suyu bu organın dikkat kesilip
dinlediği günahkar sözleri siler süpürür. Ve en nihayet bizi günahın
kapısına kadar yürüten ayaklarımızı yıkarız. Onlar da günahtan
kurtulmuş olur.
Yüce Rabbim abdestimizi en güzel şekilde alıp
ibadetlerimizi kendi rızasına uygun olarak yapmayı cümlemize
nasip etsin.

Bu Sunum İdris YAVUZYİĞİT Tarafında; “İhtiyar” Mevsılî,
“Bidayetu’l Müctehit” Ahmet İbn Rüşd El Kurtubi, “Büyük İslam İlmihali”
Ömer Nasuhi Bilmen (A. Fikri Yavuz), “İslam İlmihali” Lütfi Şentürk Ve
Seyfettin Yazıcı (Diyanet), “İlmihal” Heyet (TDV), “Delilleriyle İslam
İlmihali” Hamdi Döndüren, “Şafii İlmihali” Mehmet Keskin (Diyanet), “Din
Görevlisinin El Kitabı” Mevlüt Özcan, “Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr. Mehmet
DEMİRCİ; “Abdestin Fazileti Ve İbadetler Açısından Önemi” Ahmet ÜNAL;
“Abdestin Manası Ve Önemi” Mustafa Kutlu’ya Ait Kitap, Makale Ve Vaaz
Örneklerinden İstifade Edilmek Suretiyle Hazırlanmıştır.
Rabbim Eser Sahiplerinden Ölenlere Rahmetiyle, Yaşayanlara Lutuf
Ve Keremiyle Tecelli Eylesin Ve İki Cihan Saadeti İhsan Etsin.


Slide 6

Abdest Almanın Önemi
ve Fıkhi Boyutu
İdris YAVUZYİĞİT
[email protected]

Abdestin Önemi
Abdestin Tanımı
Abdest Çeşitleri
Abdestin Farzları
Abdestin Sünnetleri
Abdestin Adapları

Abdesti Bozan Durumlar

Abdestin Alınışı
Abdest Duaları
Fıkhi Sorular
Abdestin İç Anlamı

ABDEST

َ ْ ُ ْ ُ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َ
ُ ْ َ ٰ َّ
‫وة فاغ ِسلوا‬
‫يا ايها ال ٖذين امنوا ِاذا قمت ْم ِالى الصل‬
ِ
َ ‫ُو ُج‬
ْ‫وه ُك ْم َو َا ْي ِد َي ُك ْم ِا َلى ْاْلَ َرا ِْفق َو ْام َس ُحوا ب ُر ُؤس ُك ْم‬
ِ ِ
ِ
ْ َ ْ ُ َُ ََْ
َ
ْ
ْ
َ
‫وارجلكم ِالى الكعبي ِ ْن‬
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya
kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize
kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip,
topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)”.

(MÂİDE suresi 6.

ayet)

ABDEST

Bu âyet, teyemmüm âyeti olarak adlandırılır. Fakat
âyette abdestin farzları tesbit edilmektedir. Dolayısıyla bir
abdest âyeti olduğu şüphesizdir.
Şu kadar var ki, abdest bu âyet ile farz kılınmış değildir.
Çünkü abdest Mekke’de namazla beraber farz kılınmış ve
İslâm’da hiçbir zaman abdestsiz namaz kılınmamıştır.
Oysa bu âyet-i kerîme Medîne’de, hicretin 6. yılında,
Benî Mustalik Gazvesi’nde cereyan eden meşhur “İfk hâdisesi”
üzerine gece susuz bir yerde kalınıp abdest almak mümkün
olmadığından dolayı nâzil olmuştur.
Hz.Âişe vâlidemize münafıklar tarafından çirkin bir iftira
yapıldığı için bu olaya ifk (iftira) olayı denilmiştir.

ABDESTİN FAZİLETİ

َ َ َ َّ َ َ ْ
َ َََ َ
َ
ْ‫خ َط َاي ُاه من‬
ْ
َ
ْ ‫ خرجت‬، ‫من توضأ فأحـسن الوضـوء‬
ِ
َ
ْ َ َّ
ْ
َ
َ
ُ
‫تحت أظفا ِر ِْه‬
ِ ‫جس ِد ِه حتى تخرج ِمن‬
“Kim

güzelce abdest alırsa, o kimsenin
günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün
vücudundan çıkar.” (Riyasü’s-Salihin, 1028; Müslim, Tahâret 33)

ُْ َ ُ ُ ُّ
‫ر‬
» ‫يمان‬
ْ ِ ‫اإل‬
‫ر‬
«
‫ط‬
‫ش‬
‫و‬
‫ه‬
‫الط‬
ِ

Ebû Mâlik el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır.” (Riyasü’s-Salihin, 1033; Müslim, Tahâret 1)

َ ْ َ َّ َ ً ّ ُ َ
َ‫َّ ُ َّ ُ ْ َ ْ ن‬
َ
ْ
َ
‫القيام ِ ْة غرا محج ِلين ِمن ْآث ِار‬
‫« ِإن أمتي يدعو يوم‬
ِ
َ
َ
َ
َ
ُ
ُ
َ
َ
َ
ْ
ْ
ُ
ْ
ْ
ْ
َّ
» ‫ فليفعل‬، ‫من استطاع ِمنكم أن ْي ِطيل غرته‬
ِ
ِ ‫الوضوء ف‬
ٌ
. ‫متفق عليه‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’i:
“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde,

abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak
olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten
kimse bunu yapsın” buyururken işittim. (Riyazüs Salihin, abdestin fazileti, 1026;
Buhârî, Vudû‘ 3; Müslim, Tahâret 35)

Bu Hadis bizlere:
1. Abdesti farzlarına, sünnetlerine, müstehaplarına ve edeplerine riayet ederek
almak gerekir. Böyle yapmak müstehaptır.
2. Abdest, insanın yüzünü nurlandırır, el ve ayaklarını ağartır. Bu hem maddî hem
manevî anlamda böyledir.
3. Allah Teâlâ, kıyamet gününde ve mahşer yerinde yüzü nurlu, el ve ayakları parlak
olanlara özel muamelede bulunur. Çünkü bunlar sâlihler ve ibadet ehli mü’minlerdir.
4. Abdestte ayakları yıkamak asla terkedilmemelidir.

ABDESTİN FAZİLETİ

ُْ ُ ْ َ
ُْ َ ُ َْ ُ َُْ
ُ
ُ
ُ
ُ
» ‫الحلية ِمن اْلؤ ِم ِن ح ْيث يبلغ الوضـوء‬
ِ ‫« تبلغ‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Ben dostum sallallahu
aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:
“Mü’minin

nuru ve beyazlığı, abdest
suyunun ulaştığı yere kadar varır.” (Müslim, Tahâret 40)

َ َّ َ َ
ُ ُ
َ َُ
َ َ ُ ْ َ
ْ
َ
َ
ُّ‫كل‬
ْ ‫جه ِه‬
ِ ‫« ِإذا تو َضأ َالعبد اْل‬
ِ ‫سلم أ ِو اْلؤ َ ِمن فغسل َ ْوجهه خرجَ ِمن َو‬
َ َ
ْ
َ
ْ
ْ
َ
ْ
‫ َف ِإذا غسل يدي ِه‬، ‫اْلاء‬
‫اْلاء أو مع آ‬
‫خطيئة نظر ِإليها ِبعيني ِه مع‬
‫خر قط ِر‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ْ َ
َ ََ ُ
َ َ َ َ َ ُّ ُ
َ
ْ
ْ
ْ
َ
‫ط ِر‬
َْ ‫يديه كل خطيئ ٍة كان بطشتها يداه مع اْل ِاء أو مع ِآخر ق‬
‫ خرج ِمن‬،
ِ
َ َ
َ ُّ ُ ْ َ َ َ
َ
ْ‫ط َيئة َم َشتها رجاله مع اْلاء ْأو‬
ْ
َ
ِ
ِ
ٍ ْ ِ ‫ خرجت كل خ‬، ‫ ف ِإذا غسل ِرجلي ِه‬، ‫اْلاء‬
ِ
َ
ُّ
َ
ُ
َ
َ
ًّ
ُ
. ‫ حتى يخرج ن ِقيا ِمن الذن ْو ِب »رواه مسلم‬، ‫اْلاء‬
‫طر‬
‫ق‬
‫آخر‬
‫ع‬
‫م‬
ِ ِ ِ

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve
yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest
suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini
yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –
veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını
yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah
abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar.
Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (Müslim,
Tahâret 32; Tirmizî, Tahâret 2; Riyasü’s-Salihin, 1030)

َ ُ ْ ُ َّ َ َ ْ َّ
َ ْ َ ْ َ ْ َ َّ َ ُ ْ
ْ ُ َ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َّ
َ
‫ن‬
: » ‫ ِوددت أنا قد رأينا ِْإخواننا‬، ‫الحقو‬
‫نين ِوإنا ِإن شاء‬
‫« السالم عليكم دار ق ٍوم مؤ ِم‬
ِ ‫الله ِْبك َم‬
ِ
َ
ُْ َ َ َ ّ َ ُ َ ْ َ
َ َ ُ َ
َّ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
َ
َ
ُ
ْ
ْ
ْ
» ‫ وإخواننا َال َذين لم َ يأتوا بعد‬، ‫ « أنتم أصحابي‬: ‫ أولسنا ِإخوانك يا رسول الل ِه ؟ قال‬: ‫قالوا‬
ُ
َْ ْ َ ْ َ ُ ْ َ
َ َ َْ
ُ
ُ‫له‬
َ
ُ
َّ
َ
ُ
ْ
ْ
َّ
َ
ْ ‫ « أرأيت لو أن رجال‬: ‫ كيف تع ِرف من لم يأتوا بعد من أم َِتك يا رسول هللا ؟ فقال‬: ‫قالوا‬
ُ َ
َ
َ
َّ ُ
َ ‫حج َل ٌة ْبي‬
َّ ‫َخ ْي ٌل ُغ ٌّر ُم‬
ْ ‫ أال‬، ‫ظهر ْي َخ ْيل ُد ْهم ب ْهم‬
َ ‫ َق‬، ‫الل ِ ْه‬
ْ
‫ بلى يا رسول‬: ‫يع ِْر ُف َخ ْيل ُه ؟ » قالوا‬
‫ال‬
‫ن‬
ِ ٍ ٍ
ٍ
َ
ُ
ُ ‫َ َّ ُ ْ ْ ُ َن‬
َ
َ
ُ
َ
َّ
ُ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
ًّ
‫و‬
. ‫ ِ »ر اه مسلم‬
ِ ‫ «ف ِإنهم يأتو غرا محج ِلين ِمن الوض‬:
ِ ‫ وأنا فر ْطهم على الحو‬، ‫وء‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem kabristana geldi ve:

“Selâm size ey mü’minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız.
Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim” dedi. Ashâb-ı kirâm:
– Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah? dediler. Resûl-i Ekrem:
– “Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb:
– Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah’ın Resûlü?
dediler. Peygamber Efendimiz:
– “Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at
sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?” diye sordu. Sahâbe:
– Evet, tanır, ey Allah’ın Resûlü, dediler. Resûl-i Kibriyâ:
“İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler.
Ben havzın başına onlardan önce varacağım” buyurdular. (Müslim, Tahâret 39; Riyasü’sSalihin, 1031 )

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ
Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el suyu”
anlamına gelen abdest, belirli ibadetlerin ifasının ön şartı olan ve kendisi
de ibadet mahiyetinde görülen bir nevi hükmî temizliktir.
Arapça karşılığı güzellik, temizlik ve parlaklık anlamına gelen
“vudû”dur.
Fıkıhta abdest, “belli uzuvları usulüne uygun olarak su ile yıkamak
ve bazılarını da eldeki su ıslaklığı ile meshetmek” şeklindeki ibadet
temizliği olarak tarif edilir.(TDV, İslam İlmihali 1. cilt, s 195)
Fıkıh dilinde maddî kirlilikten temizlenme “necasetten taharet”
olarak anılır; hükmî kirlilik olan hadesten temizlik ise birer hükmi temizlik
usulleri olan abdest ve gusülle olur.

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ

Abdest ile ağız, diş, burun, el, yüz ve ayaklar gibi
kirlenmeye ve dışarıdan gelecek mikroplara en açık uzuvlar
günde birkaç defa su ile temizlenir.
Bu sayede vücudun sinir sistemi ve kan dolaşımı daha
düzenli hale gelir ve vücuda fizikî-tıbbî birçok fayda sağlar.
Abdest, namaz ibadetini ifa için yüce Allah'ın
huzuruna çıkacak müminin manevî ve ruhî hazırlık ve temizliği
de demektir.
Bu yüzden abdest, maddî temizlikle manevî temizliği
birleştirici, müslümana manevî yönden destek ve güç sağlayıcı
bir anlam ve öneme sahiptir.

ABDEST’İN HÜKMÜ / ÇEŞİTLERİ
1.

Farz Abdest:
1.
2.
3.
4.

Namaz Kılmak,
Cenaze Namazı Kılmak,
Tilâvet Ve Şükür Secdesi Yapmak,
Kur'an'a Dokunmak İçin Abdest Almak Farzdır.

Vacip Abdest: Kabe'yi Tavaf Etmek İçin Abdest Hanefilere Göre Vaciptir.
3. Mendup Abdest:
2.

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.

Yatmadan Önce Abdest Almak,
Vakit Namazları İçin Ayrı Ayrı Abdest Almak,
Kuran Okumak,
Dini Kitaplara Dokunmak,
Hadis Okumak,
Peygamberimizin Kabrini Ziyaret Etmek,
Arafat’ta Vakfa Yapmak,
Safa Ve Merve Arasında Say Yapmak,
Ezan Okumak,
Cenaze Yıkamak,
Her İşe Abdestli Olarak Başlamak,
Her Zaman Abdestli Bulunmak İçin Ve
Öfkelendikten,yalan Söyledikten Ve Gıybet Ettikten Sonra Abdest
Almak Mendup’dur.

ABDEST’İN MEZHEPLERE GÖRE FARZLARI
FARZLAR

HANEFİ

ŞAFİİ

MALİKİ

HNBELİ

YÜZÜ YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

KOLLARI YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

BAŞI MESH ETMEK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

AYAKLARI YIKAMA

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

NİYET ETMEK

SÜNNET

FARZ

FARZ

FARZ

TERTİBE RİAYET

SÜNNET

FARZ

SÜNNET

FARZ

MUVALAT

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

FARZ

BESMELE

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

OVARAK YIKAMAK

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

ABDEST’İN FARZLARI
1.

2.

3.

4.

Yüzü bir kere yıkamak (yüzün sınırları: saçın bittiği yerden kulak
yumuşağından çene altına kadar olan kısım. Sakal, bıyık ve kaşların altına
suyun ulaşması gerekir. Yüz yıkanırken sakal sık ise üstünü yıkamak
yeterlidir.)
Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak (abdest alırken parmaktaki
yüzüğün altına su alacak şekilde oynatılması, el, yüz ve ayakta bulunan ve
suyun deriye temasını önleyen maddelerin imkân dahilinde temizlenmesi
gerekir.)
Başın dörtte birini mesh etmek (dörtte birinin el içi su ıslaklığıyla mesh
edilmesi hanefîler'e göre yeterlidir. Başın “nâsiye” denilen ön tarafına
mesh edilmesi daha faziletlidir. Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Şâfiîler'e göre başın mesh miktarı daha azdır, bir saç teli. )
Ayakları topukları ile beraber bir kez yıkamak (suyun parmaklar arasına
ulaşması sağlanmalıdır. Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi su
ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.)

ABDEST’İN SÜNNETLERİ

1.
2.
3.
4.

Abdest almaya niyet etmek,
Başlarken besmele çekmek,
Elleri bileklerle birlikte üç defa yıkamak,
Ağız ve buruna su çekip iyi bir ağız ve burun temizliği
(mazmaza ve istinşak) yapmak,
5. Misvak kullanmak veya dişleri fırçalamak,
6. Sakalın içine su girmesini sağlamak,
7. El parmaklarını birbirine sokup ovuşturmak,
8. Başın tamamını elin ıslaklığıyla mesh etmek,
9. Boynu mesh etmek,
10. Abdest uzuvlarını yıkarken sıraya uymak,
11. Abdeste sağ uzuvlardan başlamak,
12. Uzuvları üçer defa yıkamak
13. Su ile iyice ovmak (delk),
14. Abdeste ara vermeden tamamlamak.

ABDEST’İN SÜNNETLERİ
1.
2.
3.
4.

5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.

Niyet etmek: “Niyet ettim, Allah rızası için abdest almaya” denilmesi müstehaptır.
Abdeste başlarken önce temiz olan elleri bileklere kadar yıkamak.
Abdeste “Eûzü” ve “besmele” ile başlamak.
Mazmaza ve İstinşak: Elleri yıkadıktan sonra önce üç defa ağıza su alınıp çalkalanması ve
dışarı atılmasına “mazmaza”, üç defa da burunun yumuşağına kadar su alınmasına ise
“istinşak” denilir. Ağız ve buruna her su almada, alınan su yenilenir.
Mazmaza ve istinşakta mübalağa etmek. Fakat oruçlu kimseler mübalağa yapmazlar.
Misvak Kullanmak
Tertibi gözetmek. Şâfiî ve Hanbelîlere göre farzdır.
Abdeste sağ taraflardan başlamak
Abdest uzuvlarını üçer defa yıkamak: Birer defası farz, diğerleri sünnettir. Üçten fazla veya
eksik yıkamak sünnete aykırıdır. Çoğu fakihlere göre başı bir defa meshetmek yeterlidir.
Abdestte elleri veya ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak. Parmakları hilâllemek.
Sakalı hilâllemek: Abdest alırken sık sakalı bulunanların sakallarını, parmaklarını sakalın içine
sokarak alt taraftan üst tarafa doğru hareket ettirmesine hilâlleme denir.
Başın tamamını bir su ile meshetmek: Buna “kaplama mesh” denir.
Kulakları meshetmek: Çoğu fakihlere göre, yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi
sünnettir.
Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile ovmak
Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamak. Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
Boynu meshetmek: Başı ve kulakları meshettikten sonra iki elin arkaları ile ve üçer parmakla
yeni bir su almaya gerek olmaksızın boyun meshedilir.

ABDEST’İN ADAPLARI
Abdestin Âdabından Maksat, Abdestin Farzlarının Ve Sünnetlerinin Daha Uygun
Şekilde Ve Ortamda, Mükemmel Bir Şekilde Yerine Getirilmesini Sağlamaktır.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.

12.
13.

Abdest Alırken -Mümkünse- Kıbleye Dönmek,
Abdest Sularını Vücuda Ve Elbiseye Sıçratmamak,
Dünya İşlerine İlişkin Konuşmamak,
Abdest Dualarını Veya Bildiği Dualardan Okumak,
Suyu Ölçülü Kullanmak,
Daha Vakit Girmeden Abdest Alıp Namaza Hazır Bulunmak,
Bir Özür Bulunmadıkça Abdestte Başkasından Yardım İstememek,
Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını Yoklamak, Suyu Dirsek Ve
Topukların Yukarılarına Kadar Ulaştırmak,
Nehir Veya Deniz Kenarında Bile Su İsrafından Kaçınmak,
Abdest Sonunda Kelime-i Şehâdet (Eşhedü Enlâ İlahe İllallah Ve Eşhedü Enne
Muhammeden Abdühû Ve Resûlüh) Getirmek,
Abdestten Artan Sudan Kıbleye Karşı Ayakta Bir Miktar İçmek Ve Bu Sırada;
“Allah’ım Beni Her Günah İşledikçe Tevbe Eden Ve Günahtan Kaçınıp Tertemiz
Bulunan Salih Kullarından Kıl” Diye Dua Etmek,
Abdestin Sonunda Bir, İki Veya Üç Defa Kadir Sûresi’ni Okumak,
Abdestten Sonra, Kerâhet Vakti Değilse İki Rekat Nafile Namaz Kılmak.

ABDEST’İ BOZAN DURUMLA
1. İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necasetin,
herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
2. Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir maddenin
çıkması. (Şâfıî ve mâlikîler'e göre bozmaz.) Vücuttan çıkan kan, irin ve sarı
su akmadığı veya çıktığı yerin çevresine dağılmadığı sürece abdesti bozmaz.
3. Ağız dolusu kusmak.
4. Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan
durumlar.
5. Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek.
6. Cinsî münasebet veya fahiş (aşırı) temas ve dokunma.
7. Mazeret halinin sona ermesi. Su bulamadığı için teyemmüm eden kimse suyu
bulunca, mest üzerine mesh yapan kimsenin -yolcu olanlara üç, yolcu
olmayanlara bir gün olarak tanınan- mesh süresi dolunca, özürlü kimse için
de namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur.
8. Hanefîler'in dışındaki üç mezhebe göre bir kimsenin kendi cinsel organına
temas da abdesti bozar.

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest suyunun elbiseye sıçramayacağı bir konum
alınır,
 Mümkünse kıbleye dönülür,
 Abdeste “eûzü” ve “besmele” çekilir,
 Niyet ve besmele ile abdeste başlayıp “niyet ettim, allah
rızası için abdest almaya” denir,
 Su ölçülü kullanılır, fazla açılmaz, israftan kaçınılır,
 Abdestte elleri parmak uçlarından başlanır,
 Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da
hilallenerek üç defa yıkanır,
 El, yüz ve ayakta bulunan ve suyun deriye temasını
önleyen cilt üzerindeki hamur, boya, sakız gibi
maddeler temizlenir,
 Parmakta yüzük varsa oynatılır,
 Misvak veya diş fırçası ile bunlar yoksa sağ elin
parmaklarıyla dişler temizlenir,
 Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile iyice ovarak
yıkanır

ABDESTİN ALINIŞI

 Ağız, Sağ El Avucuna Alınan Su İle Üç Defa
Çalkanıp iyice Temizlenir,
 Ağız Ve Buruna Her Su Almada, Alınan Su
Yenilenir.
 Üç Defa Da Burna Sağ El İle Su Çekilip Her
Defasında Burun Sol Elle Temizlenir.
 Oruçlu Olmayan Kimse Ağız Ve Burnun Her
Yerine Suyun İyice Ulaşmasını Sağlar.
 Mazmaza Ve İstinşakta Mübalağa Etmek Gerekir.
Fakat Oruçlu Kimseler Mübalağa Yapmazlar.
 Ağza su alırken “Allah’ım! Bana peygamberinin
kevser havuzundan, bir daha sonsuza kadar
susamayacağım bir kâse su ihsan buyur.” diye
duada bulunur,
 Burnu yıkarken de “Allah’ım! Beni nimetlerinin
ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum
bırakma.”der.

ABDESTİN ALINIŞI
 Üç Kere Yüz Yıkanır.
 Birer Defası Farz, Diğerleri Sünnettir. Üçten Fazla
Veya Eksik Yıkamak Sünnete Aykırıdır.
 Saçın Bittiği Yerden Kulak Yumuşağından Çene Altına
Kadar Olan Kısım Yıkanmalıdır.
 Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını
Yoklamak adaptandır,
 Sakal, Bıyık Ve Kaşların Altına Suyun Ulaşması
Gerekir.
 Abdest Alırken Sık Sakalı Bulunanların Sakallarını,
Parmaklarını Sakalın İçine Sokarak Alt Taraftan Üst
Tarafa Doğru Hareket Ettirmesi Gerekir, Adaptandır,
 Yüz Yıkanırken Sakal Sık İse Üstünü Yıkamak
Yeterlidir.
 Yüzü yıkarken “Allah’ım! Bazı yüzlerin beyazlanacağı,
bazı yüzlerin de kararacağı günde, benim yüzümü ak
kıl.” diyerek dua etmek abdest adaplarındandır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak farz
üçe tamamlamak sünnettir,
 Kolları yıkamaya sağ koldan başlanır, sol kolla
devam edilir,
 Suyu Dirseklerin dört parmak yukarısına Kadar
Ulaştırmak gerekir,
 Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamalıyız.
Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
 Kolları iyice ovarak yıkanır.
 Sağ kolu yıkarken “Allah’ım! Bana amel
defterimi sağ yanımdan ver ve benim hesabımı
kolay kıl!” diye dua edilir
 Sol kolu yıkarken “Ey Rabbim! Bana kitabımı sol
yanımdan ve arka yönden verme ve şiddetli bir
hesap ile sorguya çekme” diye dua edilir

ABDESTİN ALINIŞI











Başın dörtte birinin elin içinin su ile ıslatılıp mesh edilmesi
hanefîler'e göre yeterlidir.
Başın “nâsiye” denilen ön tarafına mesh edilmesi daha
faziletlidir.
Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Başın tamamını bir su ile meshetmeye “kaplama mesh” denir
ki bu şekilde mesh etmek sünnettir.
Baş mesh edilirken elin saçların dibine doğru sokulmasına
veya ileri geri hareket ettirilmesine gerek yoktur.
Başı meh ederken“ilâhi, beni rahmetinle yarlığa, benim
üzerime bereketinden indir.” Diye dua etmek uygundur.
Yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi sünnettir.
Küçük parmağımızı kulağımızın içeine doğru sokup baş
parmağımızla kulağımızın arkasını mesh etmek şeklinde
yapılır
Boynu meshetmek: başı ve kulakları meshettikten sonra iki
elin arkaları ile ve üçer parmakla yeni bir su almaya gerek
olmaksızın boyun meshedilir.
Ellerin parmak uçları ensede birbirine değerek boyna doğru
çekilmek suretiyle yapılır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Ayakları topukları ile beraber bir kez
yıkamak
farzdır,
üçe
tamamlanması
sünnettir.
 Suyun
parmaklar
arasına
ulaşması
sağlanmalıdır.
 Önce sağ sonra sol ayak, parmak uçlarından
başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dahil
olmak üzere yıkanır.
 Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.
 Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi
su ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.
 Ayakları yıkarken şöyle dua edilir: “Ya Rabbi!
Birtakım ayakların kayacağı günde, benim
ayaklarımı sırat üzerinde sâbit kıl!”

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest sonunda kelime-i şehâdet (eşhedü enlâ ilahe illallah
ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh) getirmek,
 Abdestten artan sudan kıbleye karşı ayakta bir miktar içmek
ve bu sırada; “allah’ım beni her günah işledikçe tevbe eden
ve günahtan kaçınıp tertemiz bulunan salih kullarından
kıl” diye dua edilir ve
 Abdestin sonunda bir, iki veya üç defa kadir sûresi’ni okunur,
 Abdestten sonra, kerâhet vakti değilse iki rekat nafile namaz
kılınır.

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR
Abdeste başlarken önce niyet edilir, sonra eûzü-besmele çekilir. Sonra da her
bir âzayı yıkarken şu duâlar okunur:

ً‫الم ُْنورا‬
َ ‫َا ْل َح ْم ُد ل ّله َّالذى َج َع َل ْاْلَ َاء َط ُهو ًرا َو ْا ِال ْس‬
ِ ِ

“Suyu temizleyici, İslâmı da nûr kılan Allah'a hamdolsun.”

َ‫َا ّلل ُه َّم َاع ّنى َعلى ت َال َوة ْال ُق ْران َوذ ْكر َك َو ُش ْْكر َك َو ُح ْسن ع َب َادتك‬
ِ ِ ِ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ ِ ِ

Ağıza su verirken:

“Ey Allahım, Kur'an okumak, seni zikir ve sana şükür etmek, sana olan ibâdeti
güzelleştirmek hususlarında bana yardım et!..”

َ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ ْ َ َ َ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
‫حة الن ِار‬
ْ ‫اللهم ا ِرحنى را ِئحة الجن ِة والت ِرحنى را ِئ‬

Buruna su verirken:

“Allahım, bana Cennet kokusunu duyur, Cehennem kokusunu hissettirme!”
Yüzü yıkarken:

ٌ‫س َو ُّد ُو ُجوه‬
ٌ ‫ض ُو ُج‬
ْْ ‫وه َو َت‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم َب ّي‬
ُّ ‫ض َو ْجهى َي ْو َم َت ْب َي‬
ِ

“Allahım, yüzlerin kiminin ak, kiminin kara olduğu o günde, benim yüzümü kara değil,
ak çıkar!”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ‫َا ّلل ُه َّم َا ْعطنى ك َتابى ب َيمينى َوح‬
ً‫اس ْبنى ِح َس ًْابا َيسيًا‬
ِ ِ
ِ
ِ ِ
Sağ kolu yıkarken:

“Allahım, kitâbımı sağımdan ver, hesabımı da kolay eyle!”

Sol kolunu yıkarken:
َْ
ّ َ
َ َ
َ
ُ
َ
َ
ْ
َ
َ
َ
ْ
َّ
ُ
‫اللهم ال تع ِطنى ِكتابى ِبيسارى وال ِمن ور ِاء ْظه ِرى‬
“Allahım, kitâbımı solumdan ve arkamdan verme.”

َ َ meshederken:
َ َّ َ َّ ُ ّ َ
َ
َ
َ‫ال ظ ّْل ا َّال ظ ُّل َع ْرشك‬Başı
َ
ْ
َ
ْ
ّ
ْ
ِ ِ ِ ِ ‫اللهم ا ِظلنى تحت ِظ ِل عر ِشك يوم‬
ِ
“Allahım, Arşının gölgesinden başka gölge olmadığı günde, beni Arşının gölgesinde
gölgelendir.”
Kulaklara meshederken:
َ
َ
َ
َّ
ُ‫ذين َي ْستم ُعو َن ْال َق ْو َل ْف َيتب ُعون ا ْح َس َنه‬
َ ‫اج َع ْلنى م َن َّال‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم‬
ِ
ِ
ِ
“Allahım, beni sözü dinleyip de en güzeline uyanlardan eyle.”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ َ ْ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
َ
َ
‫اللهم اع ِتق رقبتى ِمن الن ِار‬
Boynu mesh ederken:

“Allahım, boynumu Cehennem ateşinden âzâd eyle!”
Ayakları yıkarken:
ْ
َ
ْ
َ
َ‫َا ّلل ُه َّم َث ّب ْت َقد‬
ّ ‫مى َع َلى‬
ُ‫الص َراط َي ْو َم تز ُّْل فيه االق َدام‬
َّ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ

“Allahım, ayakların Sırat üstünde kaydığı günde, ayaklarımı sırat üstünde sâbit eyle,
kaydırma!..”
Abdest tekmil olduktan sonra abdest suyundan içilir ve bu dua okunur:

َ‫اج َع ْلنى م ْن ع َْبادك‬
َّ ‫اج َع ْلنى م َن‬
َ ‫ن ْاْلُ َت َط ّهر‬
َْ ‫اج َع ْلنى م‬
ْ ‫ين َو‬
ْ ‫الت َّواب َين َو‬
ْ ‫َا َّلل ُه َّم‬
ِ ِ ِ ِ
َ‫َ ِ ِ َ َ ْ َ ْ ِ َ َّ ِ َ ِ َ َ ْ ٌ َِ َ ِ ْ ْ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ن‬
ْ ‫الصا ِل ِحين واجعل ِنى ِمن ال ِذين الخوف علي ِه ْم والهم يحزنو‬

“Allahım! Beni çok tevbe edenlerden, temizliğe çok dikkat edenlerden, salih kullarından
ve kendileri için korku ve hüznün olmadığı kimselerden eyle.”

Abdest sonunda “Kelime-i Şehâdet” (eşhedü enlâ ilahe illallah ve eşhedü enne
muhammeden abdühû ve resûlüh) getirilir. Bununla birlikte bir, iki veya üç defa
“Kadir” sûresi yada “Ayetel Kürsi” okunur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest uzuvlarında yara veya hastalık bulunması halinde nasıl abdest alınır?
Abdest uzuvlarından birinde yara veya hastalık bulunan kişi, bu organın
yıkanması zarar verecekse, yıkamayıp ıslak elle mesheder. Mesh edilmesinin de zarar
vermesi durumunda, bu da terk edilir. Bu rahatsızlık abdest veya gusül uzuvlarının
çoğunluğunda ise, abdest veya gusül yerine teyemmüm edilir.
Özürlü nasıl abdest alır, özrü sebebiyle elbisesine bulaşan necasetin hükmü nedir?
Özürlüler, her vakit için abdest alır ve mazeret teşkil eden rahatsızlığından
başka abdest bozan bir hal meydana gelmedikçe, bu abdestle o vakit içerisinde dilediği
gibi namaz kılar, Kur’an-ı Kerim okur ve diğer ibadetlerini yaparlar. Namaz vaktinin
çıkmasıyla veya başka abdest bozan bir halin meydana gelmesiyle özürlü kimsenin
abdesti bozulur.
Kişiyi özürlü kılan hal, bir namaz vakti boyunca hiç meydana gelmezse, özür
ortadan kalkmış olur ve o kimse özür sahibi olmaktan çıkar.
Özürlü kimseden akan kan, irin, idrar gibi şeylerin çamaşıra bulaşması halinde,
bundan kaçınılması mümkün değil ve temizlendiğinde tekrar bulaşacaksa çamaşır
yıkanmadan namaz kılınabilir. Fakat elbiseye tekrar bulaşmayacaksa, yıkanması gerekir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Bedeninde veya bir uzvunda sargı ya da yara bulunan kimse nasıl abdest alır?
Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık veya yaradan dolayı sargı
bulunduğunda, abdest alırken veya guslederken bu sargı çözülerek altı yıkanır ve yaranın
üstü mesh edilir. Ancak sargının çözülmesinin zararlı olması hâlinde çözülmeyip üzerine
mesh edilebilir. Sargı üzerine meshin meşruluğu sünnetle sabittir. Hz. Ali (r.a.) şöyle
demiştir: “Bileklerimden biri kırılmıştı. Peygamber (s.a.s.)’e sordum, O da sargıların
üzerine mesh etmemi emretti.“ (İbn Mace, Taharet, 134.)
Sargının bir defa mesh edilmesi yeterlidir. Yapılan bu mesh ile, o uzuv hükmen
yıkanmış olur. Sargının abdestsiz veya cünüp iken sarılmış olması meshe engel olmadığı
gibi, sargı üzerine meshin belirli bir süresi de yoktur; yara veya kırık iyileşinceye kadar
aynı sargı üzerine mesh edilebilir. Üzerine mesh ettikten sonra sargının değiştirilmesi veya
düşmesi hâlinde, mesh bozulmaz; iade edilmesi de gerekmez. Ancak, yaranın iyileşmesi
hâlinde, sargı açılmış olsun veya olmasın, mesh bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Tedavi maksadı ile cilde sürülen ilaç vb. maddeler abdeste engel olur mu?
Abdest alırken yıkanması gereken bir organın üzerine tedavi maksadı ile
merhem vb. bir madde sürülmüşse; su zarar vermiyorsa abdest alırken bu organın
yıkanması gerekir. Eğer yıkamak zarar veriyorsa ıslak elle üzerine mesh edilir.
Mesh etmek de zararlı ise o da terk edilir. Çünkü dinimiz zaruretler hâlinde
yasakları mübah kılmış, kişiye kaldıramayacağı yükü yüklememiş, zorluğun giderilmesini
ilke edinmiştir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Diş doldurtmak veya kaplatmak abdest ve gusle engel olur mu?
Tedavi amacıyla diş doldurmak veya kaplatmak caiz olup abdest ve guslün
sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak çıkarılıp takılabilen/sabit olmayan dişlerin gusül
abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması gerekir.
Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de kaplandıktan sonra,
dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı hükmünü alır. Bu sebeple, ağız yıkanınca,
kaplama yapılan dişler de yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi, gerektiğinde tedavi amaçlı
olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve abdest ya da gusül alıp, ibadetlerini
yapabilir.
Yapılan bu işlem tedavi amaçlı ve zorunlu olduğundan, mezhepler arasında bir
ihtilaf söz konusu değildir. Diş dolgusu veya kaplaması konusundaki ihtilaflar, guslün veya
abdestin geçerli olup olmayacağı konusuyla alakalı bir durum değildir. Çıkan dişin yerine
bağlandığında kullanılan tel veya başka bir madde, çok sıkı bağlanacağı için, suyun altına
girmesine engel olur. Buna rağmen fukaha, kopan dişi yerine bağlatmanın caiz olduğunda
görüş birliği içindedirler.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

İdrar torbası kullanmak zorunda olan hastaların abdesti bozulmuş olur mu?
Devamlı burun kanaması, idrarı tutamama, kusma, yaranın devamlı kanaması,
kadınlardaki akıntı gibi abdesti bozan ve en az bir namaz vakti süresince devam eden ve
her namaz vaktinde tekrarlanan bedenî rahatsızlıklara özür/mazeret, böyle kimselere de
özür sahibi kimse denilir.
Buna göre; kendisinden devamlı idrar geldiği için idrar torbası kullanmak
zorunda olan hastalar, dinî açıdan özür sahibi konumundadırlar. Özür sahipleri, her namaz
için vakit çıktığında abdest almak suretiyle namazlarını kılarlar.
Bu abdestle vakit içinde diledikleri kadar farz veya nafile namaz kılabilirler.
Ancak mümkün olduğunca namaza başlamadan önce torbadaki idrarın boşaltılmış
olmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle abdeste başlamadan önce idrar torbası
boşaltılmalıdır. Şu kadar var ki, vakit namazı için abdest alındıktan sonra, torba içinde
biriken idrar ile kılınan namaz geçerlidir. Bu özürleri dışında abdesti bozan başka bir hal
olmadıkça, vakit içinde abdestleri devam eder, vakit çıkınca bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan bir kadın teyemmüm ederek namazını
kılabilir mi?
Yalnızca erkeklerin veya hem erkeklerin hem de kadınların bulunduğu bir
ortamda gusül abdesti almak durumunda kalan bir kadın gusül abdestini tehir eder.
Dolayısıyla, suyu kullanmaktan aciz olduğu için teyemmüm ederek namazını kılar.
Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan kadın ise, namaz vaktinin sonlarına
kadar bekler. Eğer vaktin çıkacağından korkarsa teyemmüm ederek, namazını kılar. Ancak
o namazı iade eder .

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Su mevcut olduğu halde abdest alıncaya kadar namaz vaktinin çıkmasından endişe
eden kişi teyemmümle namaz kılabilir mi?
Abdest alma imkânı varken, cuma namazı ve vakit namazları gibi vaktinde
kılınamadığı zaman kaza edilen namazların, vaktin çıkacağı endişesi ile teyemmüm ederek
kılınması caiz değildir. Zira abdest alındığı takdirde bu namazlara yetişilemezse, cuma
namazı yerine öğle namazı, vakit namazı yerine kaza namazı kılınır.
Maliki Mezhebi’ne göre, su ile abdest alma imkânı var iken, abdest veya gusül
alındığı takdirde beş vakit namazdan birinin vakti geçecek ise bu namaz teyemmüm
ederek kılınır.
Varis çorabı üzerine mesh yapılabilir mi?
Varis hastalığından dolayı ayağa giyilmesi gereken özel çoraplar, kırık, çıkık
üzerindeki sargı hükmün dedir. (İbn Mace,Taharet,134.) Bu itibarla, varis çorapları
üzerine meshedilmesinde bir sakınca yoktur

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Kol ve bacakları olmayan kimsenin abdesti eksik olur mu?
Yüce Allah din konusunda bize hiçbir zorluk yüklememiştir. (Hacc, 22ı78.)
“Köre, topala da vebal ve hastaya güçlük yoktur.“ (Fetih, 48ı17.) anlamındaki
ayetler buna delildir. İnsanlar ancak yapabileceklerinden sorumludurlar.
Hastalığı veren de yükümlülükle ri yükleyen de Allah’tır. Dolayısıyla kişi gücü
neye yetiyorsa onu yapmakla mükelleftir. Kol ve bacakları olmayan kişiden abdestte bu
organları yıkama yükümlülüğü düşer. Ancak bu kimsenin, bu özründen dolayı namaz
yükümlülüğü düşmez.
Kendisine abdest aldıracak yardımcı birileri yoksa ve kendisi de bir şekilde
abdest alma yöntemi bulamazsa, yüzünün iki yanını toprak veya toprak cinsinden bir şeye
dokundurarak teyemmüm eder. Elleri ve kolları olmayan veya kesilmiş olan kimse yalnız
yüzünü yere sürerek teyemmüm yapar.
Eğer yüzünde bir yara veya özür varsa teyemmüm etmeksizin namazı kılar. Bu
imkâna da sahip değilse, namazını yapabildiği şekilde ima ile kılar. Özürlü bir kimse, ancak
kendisi gibi özürlü birisine namaz kıldırabilir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Saç boyası, kına, ruj, oje, jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani
midir?
Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa,
abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması
gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken
uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır.
Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan
maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce
giderilmesi gerekir. Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşturmayan saç boyası,
kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Tuvalette abdest alınabilir mi?
Tuvalette abdest alınmasında bir sakınca yoktur. Ancak böyle yerlerde
besmele, zikir ve duaların içten söylenmesi uygun olur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest ve gusülün tam olup olmadığı konusundaki vesveseye
itibar edilir mi?
Vesvese, çeşitli sebeplerle insanın yaşadığı kararsızlık,
şüphe ve kuruntu halidir. Vesvese sebebi ile, gusül ve abdestin
tekrarlanması gerekmez. Vesvese gelse bile abdest ve gusle devam
edilmelidir.
Kişi vesveseye itibar etmemeye çalışmalı, içe doğan şüphe
ve tereddüt hallerinin asılsız olduğunu kendine telkin etmeli,
ayrıca zaman zaman Felak ve Nas Surelerini, anlamlarını da
düşünerek okumalıdır.
Güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest ve gusül alınır mı?
Güneş enerjisi ile ısıtılan su ile, temiz olmak kaydıyla, abdest almak
ve gusletmekte dinen bir sakınca yoktur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAKTA GEREKLİDİR
İyi veya kötü hareketleri organlarımızla yaparız. El işler yapar, yıkar ve
yazar; ağız yer içer, iyi ve kötü sözler söyler, konuşur; burun koklar, gözler görür,
kollar saldırır ve yakalar; kulaklar işitir ve dinler; ayaklar ise bizi pek çok yere
götürür. Bütün bunlar zaman zaman günah ve yasak sınırını aşabilir.
İşte abdest sırasında içimizden geçireceğimiz dualarla, söz konusu
edilen olumsuz hareketlerin etkisinden kurtulmaya çalışabiliriz. Abdest alacak
kimse önce niyet eder. Bu bir rûhî-mânevî hazırlıktır. Hakk'ın huzuruna çıkmaya
niyet etmek ve hazırlanmak demektir. Sonra besmele çekerek ve Allah'ın
yardımını dileyerek abdeste başlar.
Abdest alan insan samimî bir dille ve içten bir duyguyla, eksiklik ve
hatalarını Hakk'ın huzurunda itiraf edip, bunları yıkamasını ve silmesini kulluğa
yakışan bir tavırla O'na arz eder, duasının kabulü için yalvarıp yakarır. Böylece
bilinci ve içtenliği ölçüsünde ruhen temizlenip arınmış bir halde huzura varmaya,
namaza durmaya hazır hâle gelir.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Su nasıl maddî kirleri temizliyorsa, tövbe de manevî kirleri yok eder
diye düşünerek abdest organlarımı yıkamalıyım. Halkın gördüğü yer olan
bedenimi ve elbisemi temiz tutar da Hakk'ın nazar ettiği yer olan kalbimi
tertemiz tutmazsam yanlış yapmış olurum diye inanmalıyım. Bedenim gibi
kalbimi de kötü ve kirli şeylerden arındırmaya çalışmalıyım şuurunda bir abdes
gerçek mahiyeti ile abdest olmuş olur.
Şemsî'nin dediği gibi: " Pâdişah konmaz saraya hâne mâmur
olmadan.” önce hanemizi mamur hale getirelim kalbimizi tezkiye edlim sonra
organlarımızı temizleyeli.
Yûnus Emre söylüyor: " Tanla durup başın kaldır ellerini suya daldır /
Hem şeytanın boynunu vur hem nefs dahi ölse gerek." (“Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr.
Mehmet Demirci)

Beyazid-i Bistâmî şöyle dermiş: "Ne zaman dünya düşüncesi
gönlümden geçse abdest alırım; âhiret düşüncesi geçince de gusül yaparım."

Prof. Dr. Mehmet Demirci hocamızın Altınoluk dergisinde yayınlanmış olan “Abdestin
İç Anlamı” isimli makalesinde Gönül ehli kimseler iç anlam olarak abdestin ve temizliğin beş
derecesinden söz ettiklerini belitir ve bunları İçten dışa doğru şöylece sıralar:

1. Rûhun abdesti: Rûhun, hayvanlık seviyesine ait bilgisizlikten ve Allah'tan gayri
şeyleri görme gafletinden arınmasıdır. Ruh Allah'tan gayrı şeyleri görmekten arınsa,
Gaffar olan Allah'ın nûru onu kuşatır. Kötü düşüncelerini temizlese takvâ elbisesine
kavuşur. Nefsin tezkiye ederse iç huzuruna ve itmi'nâna ulaşır.
2. Sırrın abdesti: Burada "sır", rûhun rûhu demek olup; onun abdesti gösterişten (riyâ),
arzu ve isteklerin esiri olmaktan, kendini beğenmişlikten, baş olma tutkusundan, aşırı
dünya isteği ve mevki sahibi olma ihtirasından arınmaktır. Bunun neticesinde ihlâs nûru
ortaya çıkar. Dünya sevgisinden arınırsa âhiret sevgisi doğar.
3. Kalbin ve gönlün abdesti: İki yüzlülük, bozgunculuk ve kötü ahlâktan uzak durmaktır.
Büyüklenme yıkanınca, alçak gönüllük doğar. Çekememezlik kirleri yıkansa, iyilik;
düşmanlık yıkansa, Allah sevgisi görünür.
4. Dilin abdesti: Yalan, dedi-kodu, iftira ve boş sözden, insanların ayıplarını merak
etmekten ve gizli hallerini ortaya çıkarmaktan, faydasız konuşmaktan uzak durmaktır.
Yalan ve koğuculuk yıkansa, doğruluk ve vefâ doğar. İftira ve itham etme yıkansa, sevgi
görülür. Faydasız ve boş söz bırakılsa yararlı şeyler konuşulur veya Allah'ın adı anılır.
5. Zâhir abdesti: Bu, bildiğimiz abdesttir. Neticesinde Abdest alan kimsenin yüzünü
yıkaması, mahşer günü yüzünün nurlu olmasına yol açar. Kolunu yıkayınca cömertlik
nurları hasıl olur. Ayrıca amel defterinin sağ eline verilmesi gibi bir lûtfa erişir. Ayağını
yıkayınca, âhiretteki manevî engelleri kolaylıkla geçme imkânı doğmuş olur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Abdest alırken gerçekleşen dış temizliğin, iç temizliği ile
birlikte gelişmesi için şunlar da tavsiye edilir: Eller yıkanırken
kalbin de aşırı dünya sevgisinden yıkanması gerekir. Ağıza su
alınırken, onunla boş şeyleri anmamaya azmetmelidir. Yüz
yıkandığı zaman, yüzü Hak'tan başka şeylere çevirmemeye söz
vermelidir. Ayağı yıkarken, Hak yolda bulunma gayreti
pekiştirilmelidir.
Dış temizlik su ile, iç temizlik ise tövbe ile ve Hakk'ın
kapısına dönmekle mümkün olur.

Bedenin bütün uzuvlarına madden ve manen abdest
aldırmak gerekir. Bedene su ile nasıl ki abdest aldırıyorsak, her bir
uzvumuzu Yaratının rızasına uygun işler yaptırmak suretiyle
manevi abdestimizide almamız gerekmektedir.
Abdestin suyu günaha bakan gözleri, günahla kızaran yüzü
de arındırır. Ağzı abdest suyu ile çalkaladığımız zaman, bizi günaha
sokan kelimeler, bu kelimeleri oluşturan dil ve dişler pir-ü pak
olur. Başımızı mesh ettiğimizde zihnimizden geçen günahlar bir bir
dökülür. Kulaklara değen abdest suyu bu organın dikkat kesilip
dinlediği günahkar sözleri siler süpürür. Ve en nihayet bizi günahın
kapısına kadar yürüten ayaklarımızı yıkarız. Onlar da günahtan
kurtulmuş olur.
Yüce Rabbim abdestimizi en güzel şekilde alıp
ibadetlerimizi kendi rızasına uygun olarak yapmayı cümlemize
nasip etsin.

Bu Sunum İdris YAVUZYİĞİT Tarafında; “İhtiyar” Mevsılî,
“Bidayetu’l Müctehit” Ahmet İbn Rüşd El Kurtubi, “Büyük İslam İlmihali”
Ömer Nasuhi Bilmen (A. Fikri Yavuz), “İslam İlmihali” Lütfi Şentürk Ve
Seyfettin Yazıcı (Diyanet), “İlmihal” Heyet (TDV), “Delilleriyle İslam
İlmihali” Hamdi Döndüren, “Şafii İlmihali” Mehmet Keskin (Diyanet), “Din
Görevlisinin El Kitabı” Mevlüt Özcan, “Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr. Mehmet
DEMİRCİ; “Abdestin Fazileti Ve İbadetler Açısından Önemi” Ahmet ÜNAL;
“Abdestin Manası Ve Önemi” Mustafa Kutlu’ya Ait Kitap, Makale Ve Vaaz
Örneklerinden İstifade Edilmek Suretiyle Hazırlanmıştır.
Rabbim Eser Sahiplerinden Ölenlere Rahmetiyle, Yaşayanlara Lutuf
Ve Keremiyle Tecelli Eylesin Ve İki Cihan Saadeti İhsan Etsin.


Slide 7

Abdest Almanın Önemi
ve Fıkhi Boyutu
İdris YAVUZYİĞİT
[email protected]

Abdestin Önemi
Abdestin Tanımı
Abdest Çeşitleri
Abdestin Farzları
Abdestin Sünnetleri
Abdestin Adapları

Abdesti Bozan Durumlar

Abdestin Alınışı
Abdest Duaları
Fıkhi Sorular
Abdestin İç Anlamı

ABDEST

َ ْ ُ ْ ُ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َ
ُ ْ َ ٰ َّ
‫وة فاغ ِسلوا‬
‫يا ايها ال ٖذين امنوا ِاذا قمت ْم ِالى الصل‬
ِ
َ ‫ُو ُج‬
ْ‫وه ُك ْم َو َا ْي ِد َي ُك ْم ِا َلى ْاْلَ َرا ِْفق َو ْام َس ُحوا ب ُر ُؤس ُك ْم‬
ِ ِ
ِ
ْ َ ْ ُ َُ ََْ
َ
ْ
ْ
َ
‫وارجلكم ِالى الكعبي ِ ْن‬
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya
kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize
kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip,
topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)”.

(MÂİDE suresi 6.

ayet)

ABDEST

Bu âyet, teyemmüm âyeti olarak adlandırılır. Fakat
âyette abdestin farzları tesbit edilmektedir. Dolayısıyla bir
abdest âyeti olduğu şüphesizdir.
Şu kadar var ki, abdest bu âyet ile farz kılınmış değildir.
Çünkü abdest Mekke’de namazla beraber farz kılınmış ve
İslâm’da hiçbir zaman abdestsiz namaz kılınmamıştır.
Oysa bu âyet-i kerîme Medîne’de, hicretin 6. yılında,
Benî Mustalik Gazvesi’nde cereyan eden meşhur “İfk hâdisesi”
üzerine gece susuz bir yerde kalınıp abdest almak mümkün
olmadığından dolayı nâzil olmuştur.
Hz.Âişe vâlidemize münafıklar tarafından çirkin bir iftira
yapıldığı için bu olaya ifk (iftira) olayı denilmiştir.

ABDESTİN FAZİLETİ

َ َ َ َّ َ َ ْ
َ َََ َ
َ
ْ‫خ َط َاي ُاه من‬
ْ
َ
ْ ‫ خرجت‬، ‫من توضأ فأحـسن الوضـوء‬
ِ
َ
ْ َ َّ
ْ
َ
َ
ُ
‫تحت أظفا ِر ِْه‬
ِ ‫جس ِد ِه حتى تخرج ِمن‬
“Kim

güzelce abdest alırsa, o kimsenin
günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün
vücudundan çıkar.” (Riyasü’s-Salihin, 1028; Müslim, Tahâret 33)

ُْ َ ُ ُ ُّ
‫ر‬
» ‫يمان‬
ْ ِ ‫اإل‬
‫ر‬
«
‫ط‬
‫ش‬
‫و‬
‫ه‬
‫الط‬
ِ

Ebû Mâlik el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır.” (Riyasü’s-Salihin, 1033; Müslim, Tahâret 1)

َ ْ َ َّ َ ً ّ ُ َ
َ‫َّ ُ َّ ُ ْ َ ْ ن‬
َ
ْ
َ
‫القيام ِ ْة غرا محج ِلين ِمن ْآث ِار‬
‫« ِإن أمتي يدعو يوم‬
ِ
َ
َ
َ
َ
ُ
ُ
َ
َ
َ
ْ
ْ
ُ
ْ
ْ
ْ
َّ
» ‫ فليفعل‬، ‫من استطاع ِمنكم أن ْي ِطيل غرته‬
ِ
ِ ‫الوضوء ف‬
ٌ
. ‫متفق عليه‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’i:
“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde,

abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak
olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten
kimse bunu yapsın” buyururken işittim. (Riyazüs Salihin, abdestin fazileti, 1026;
Buhârî, Vudû‘ 3; Müslim, Tahâret 35)

Bu Hadis bizlere:
1. Abdesti farzlarına, sünnetlerine, müstehaplarına ve edeplerine riayet ederek
almak gerekir. Böyle yapmak müstehaptır.
2. Abdest, insanın yüzünü nurlandırır, el ve ayaklarını ağartır. Bu hem maddî hem
manevî anlamda böyledir.
3. Allah Teâlâ, kıyamet gününde ve mahşer yerinde yüzü nurlu, el ve ayakları parlak
olanlara özel muamelede bulunur. Çünkü bunlar sâlihler ve ibadet ehli mü’minlerdir.
4. Abdestte ayakları yıkamak asla terkedilmemelidir.

ABDESTİN FAZİLETİ

ُْ ُ ْ َ
ُْ َ ُ َْ ُ َُْ
ُ
ُ
ُ
ُ
» ‫الحلية ِمن اْلؤ ِم ِن ح ْيث يبلغ الوضـوء‬
ِ ‫« تبلغ‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Ben dostum sallallahu
aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:
“Mü’minin

nuru ve beyazlığı, abdest
suyunun ulaştığı yere kadar varır.” (Müslim, Tahâret 40)

َ َّ َ َ
ُ ُ
َ َُ
َ َ ُ ْ َ
ْ
َ
َ
ُّ‫كل‬
ْ ‫جه ِه‬
ِ ‫« ِإذا تو َضأ َالعبد اْل‬
ِ ‫سلم أ ِو اْلؤ َ ِمن فغسل َ ْوجهه خرجَ ِمن َو‬
َ َ
ْ
َ
ْ
ْ
َ
ْ
‫ َف ِإذا غسل يدي ِه‬، ‫اْلاء‬
‫اْلاء أو مع آ‬
‫خطيئة نظر ِإليها ِبعيني ِه مع‬
‫خر قط ِر‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ْ َ
َ ََ ُ
َ َ َ َ َ ُّ ُ
َ
ْ
ْ
ْ
َ
‫ط ِر‬
َْ ‫يديه كل خطيئ ٍة كان بطشتها يداه مع اْل ِاء أو مع ِآخر ق‬
‫ خرج ِمن‬،
ِ
َ َ
َ ُّ ُ ْ َ َ َ
َ
ْ‫ط َيئة َم َشتها رجاله مع اْلاء ْأو‬
ْ
َ
ِ
ِ
ٍ ْ ِ ‫ خرجت كل خ‬، ‫ ف ِإذا غسل ِرجلي ِه‬، ‫اْلاء‬
ِ
َ
ُّ
َ
ُ
َ
َ
ًّ
ُ
. ‫ حتى يخرج ن ِقيا ِمن الذن ْو ِب »رواه مسلم‬، ‫اْلاء‬
‫طر‬
‫ق‬
‫آخر‬
‫ع‬
‫م‬
ِ ِ ِ

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve
yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest
suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini
yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –
veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını
yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah
abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar.
Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (Müslim,
Tahâret 32; Tirmizî, Tahâret 2; Riyasü’s-Salihin, 1030)

َ ُ ْ ُ َّ َ َ ْ َّ
َ ْ َ ْ َ ْ َ َّ َ ُ ْ
ْ ُ َ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َّ
َ
‫ن‬
: » ‫ ِوددت أنا قد رأينا ِْإخواننا‬، ‫الحقو‬
‫نين ِوإنا ِإن شاء‬
‫« السالم عليكم دار ق ٍوم مؤ ِم‬
ِ ‫الله ِْبك َم‬
ِ
َ
ُْ َ َ َ ّ َ ُ َ ْ َ
َ َ ُ َ
َّ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
َ
َ
ُ
ْ
ْ
ْ
» ‫ وإخواننا َال َذين لم َ يأتوا بعد‬، ‫ « أنتم أصحابي‬: ‫ أولسنا ِإخوانك يا رسول الل ِه ؟ قال‬: ‫قالوا‬
ُ
َْ ْ َ ْ َ ُ ْ َ
َ َ َْ
ُ
ُ‫له‬
َ
ُ
َّ
َ
ُ
ْ
ْ
َّ
َ
ْ ‫ « أرأيت لو أن رجال‬: ‫ كيف تع ِرف من لم يأتوا بعد من أم َِتك يا رسول هللا ؟ فقال‬: ‫قالوا‬
ُ َ
َ
َ
َّ ُ
َ ‫حج َل ٌة ْبي‬
َّ ‫َخ ْي ٌل ُغ ٌّر ُم‬
ْ ‫ أال‬، ‫ظهر ْي َخ ْيل ُد ْهم ب ْهم‬
َ ‫ َق‬، ‫الل ِ ْه‬
ْ
‫ بلى يا رسول‬: ‫يع ِْر ُف َخ ْيل ُه ؟ » قالوا‬
‫ال‬
‫ن‬
ِ ٍ ٍ
ٍ
َ
ُ
ُ ‫َ َّ ُ ْ ْ ُ َن‬
َ
َ
ُ
َ
َّ
ُ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
ًّ
‫و‬
. ‫ ِ »ر اه مسلم‬
ِ ‫ «ف ِإنهم يأتو غرا محج ِلين ِمن الوض‬:
ِ ‫ وأنا فر ْطهم على الحو‬، ‫وء‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem kabristana geldi ve:

“Selâm size ey mü’minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız.
Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim” dedi. Ashâb-ı kirâm:
– Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah? dediler. Resûl-i Ekrem:
– “Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb:
– Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah’ın Resûlü?
dediler. Peygamber Efendimiz:
– “Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at
sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?” diye sordu. Sahâbe:
– Evet, tanır, ey Allah’ın Resûlü, dediler. Resûl-i Kibriyâ:
“İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler.
Ben havzın başına onlardan önce varacağım” buyurdular. (Müslim, Tahâret 39; Riyasü’sSalihin, 1031 )

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ
Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el suyu”
anlamına gelen abdest, belirli ibadetlerin ifasının ön şartı olan ve kendisi
de ibadet mahiyetinde görülen bir nevi hükmî temizliktir.
Arapça karşılığı güzellik, temizlik ve parlaklık anlamına gelen
“vudû”dur.
Fıkıhta abdest, “belli uzuvları usulüne uygun olarak su ile yıkamak
ve bazılarını da eldeki su ıslaklığı ile meshetmek” şeklindeki ibadet
temizliği olarak tarif edilir.(TDV, İslam İlmihali 1. cilt, s 195)
Fıkıh dilinde maddî kirlilikten temizlenme “necasetten taharet”
olarak anılır; hükmî kirlilik olan hadesten temizlik ise birer hükmi temizlik
usulleri olan abdest ve gusülle olur.

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ

Abdest ile ağız, diş, burun, el, yüz ve ayaklar gibi
kirlenmeye ve dışarıdan gelecek mikroplara en açık uzuvlar
günde birkaç defa su ile temizlenir.
Bu sayede vücudun sinir sistemi ve kan dolaşımı daha
düzenli hale gelir ve vücuda fizikî-tıbbî birçok fayda sağlar.
Abdest, namaz ibadetini ifa için yüce Allah'ın
huzuruna çıkacak müminin manevî ve ruhî hazırlık ve temizliği
de demektir.
Bu yüzden abdest, maddî temizlikle manevî temizliği
birleştirici, müslümana manevî yönden destek ve güç sağlayıcı
bir anlam ve öneme sahiptir.

ABDEST’İN HÜKMÜ / ÇEŞİTLERİ
1.

Farz Abdest:
1.
2.
3.
4.

Namaz Kılmak,
Cenaze Namazı Kılmak,
Tilâvet Ve Şükür Secdesi Yapmak,
Kur'an'a Dokunmak İçin Abdest Almak Farzdır.

Vacip Abdest: Kabe'yi Tavaf Etmek İçin Abdest Hanefilere Göre Vaciptir.
3. Mendup Abdest:
2.

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.

Yatmadan Önce Abdest Almak,
Vakit Namazları İçin Ayrı Ayrı Abdest Almak,
Kuran Okumak,
Dini Kitaplara Dokunmak,
Hadis Okumak,
Peygamberimizin Kabrini Ziyaret Etmek,
Arafat’ta Vakfa Yapmak,
Safa Ve Merve Arasında Say Yapmak,
Ezan Okumak,
Cenaze Yıkamak,
Her İşe Abdestli Olarak Başlamak,
Her Zaman Abdestli Bulunmak İçin Ve
Öfkelendikten,yalan Söyledikten Ve Gıybet Ettikten Sonra Abdest
Almak Mendup’dur.

ABDEST’İN MEZHEPLERE GÖRE FARZLARI
FARZLAR

HANEFİ

ŞAFİİ

MALİKİ

HNBELİ

YÜZÜ YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

KOLLARI YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

BAŞI MESH ETMEK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

AYAKLARI YIKAMA

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

NİYET ETMEK

SÜNNET

FARZ

FARZ

FARZ

TERTİBE RİAYET

SÜNNET

FARZ

SÜNNET

FARZ

MUVALAT

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

FARZ

BESMELE

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

OVARAK YIKAMAK

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

ABDEST’İN FARZLARI
1.

2.

3.

4.

Yüzü bir kere yıkamak (yüzün sınırları: saçın bittiği yerden kulak
yumuşağından çene altına kadar olan kısım. Sakal, bıyık ve kaşların altına
suyun ulaşması gerekir. Yüz yıkanırken sakal sık ise üstünü yıkamak
yeterlidir.)
Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak (abdest alırken parmaktaki
yüzüğün altına su alacak şekilde oynatılması, el, yüz ve ayakta bulunan ve
suyun deriye temasını önleyen maddelerin imkân dahilinde temizlenmesi
gerekir.)
Başın dörtte birini mesh etmek (dörtte birinin el içi su ıslaklığıyla mesh
edilmesi hanefîler'e göre yeterlidir. Başın “nâsiye” denilen ön tarafına
mesh edilmesi daha faziletlidir. Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Şâfiîler'e göre başın mesh miktarı daha azdır, bir saç teli. )
Ayakları topukları ile beraber bir kez yıkamak (suyun parmaklar arasına
ulaşması sağlanmalıdır. Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi su
ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.)

ABDEST’İN SÜNNETLERİ

1.
2.
3.
4.

Abdest almaya niyet etmek,
Başlarken besmele çekmek,
Elleri bileklerle birlikte üç defa yıkamak,
Ağız ve buruna su çekip iyi bir ağız ve burun temizliği
(mazmaza ve istinşak) yapmak,
5. Misvak kullanmak veya dişleri fırçalamak,
6. Sakalın içine su girmesini sağlamak,
7. El parmaklarını birbirine sokup ovuşturmak,
8. Başın tamamını elin ıslaklığıyla mesh etmek,
9. Boynu mesh etmek,
10. Abdest uzuvlarını yıkarken sıraya uymak,
11. Abdeste sağ uzuvlardan başlamak,
12. Uzuvları üçer defa yıkamak
13. Su ile iyice ovmak (delk),
14. Abdeste ara vermeden tamamlamak.

ABDEST’İN SÜNNETLERİ
1.
2.
3.
4.

5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.

Niyet etmek: “Niyet ettim, Allah rızası için abdest almaya” denilmesi müstehaptır.
Abdeste başlarken önce temiz olan elleri bileklere kadar yıkamak.
Abdeste “Eûzü” ve “besmele” ile başlamak.
Mazmaza ve İstinşak: Elleri yıkadıktan sonra önce üç defa ağıza su alınıp çalkalanması ve
dışarı atılmasına “mazmaza”, üç defa da burunun yumuşağına kadar su alınmasına ise
“istinşak” denilir. Ağız ve buruna her su almada, alınan su yenilenir.
Mazmaza ve istinşakta mübalağa etmek. Fakat oruçlu kimseler mübalağa yapmazlar.
Misvak Kullanmak
Tertibi gözetmek. Şâfiî ve Hanbelîlere göre farzdır.
Abdeste sağ taraflardan başlamak
Abdest uzuvlarını üçer defa yıkamak: Birer defası farz, diğerleri sünnettir. Üçten fazla veya
eksik yıkamak sünnete aykırıdır. Çoğu fakihlere göre başı bir defa meshetmek yeterlidir.
Abdestte elleri veya ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak. Parmakları hilâllemek.
Sakalı hilâllemek: Abdest alırken sık sakalı bulunanların sakallarını, parmaklarını sakalın içine
sokarak alt taraftan üst tarafa doğru hareket ettirmesine hilâlleme denir.
Başın tamamını bir su ile meshetmek: Buna “kaplama mesh” denir.
Kulakları meshetmek: Çoğu fakihlere göre, yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi
sünnettir.
Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile ovmak
Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamak. Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
Boynu meshetmek: Başı ve kulakları meshettikten sonra iki elin arkaları ile ve üçer parmakla
yeni bir su almaya gerek olmaksızın boyun meshedilir.

ABDEST’İN ADAPLARI
Abdestin Âdabından Maksat, Abdestin Farzlarının Ve Sünnetlerinin Daha Uygun
Şekilde Ve Ortamda, Mükemmel Bir Şekilde Yerine Getirilmesini Sağlamaktır.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.

12.
13.

Abdest Alırken -Mümkünse- Kıbleye Dönmek,
Abdest Sularını Vücuda Ve Elbiseye Sıçratmamak,
Dünya İşlerine İlişkin Konuşmamak,
Abdest Dualarını Veya Bildiği Dualardan Okumak,
Suyu Ölçülü Kullanmak,
Daha Vakit Girmeden Abdest Alıp Namaza Hazır Bulunmak,
Bir Özür Bulunmadıkça Abdestte Başkasından Yardım İstememek,
Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını Yoklamak, Suyu Dirsek Ve
Topukların Yukarılarına Kadar Ulaştırmak,
Nehir Veya Deniz Kenarında Bile Su İsrafından Kaçınmak,
Abdest Sonunda Kelime-i Şehâdet (Eşhedü Enlâ İlahe İllallah Ve Eşhedü Enne
Muhammeden Abdühû Ve Resûlüh) Getirmek,
Abdestten Artan Sudan Kıbleye Karşı Ayakta Bir Miktar İçmek Ve Bu Sırada;
“Allah’ım Beni Her Günah İşledikçe Tevbe Eden Ve Günahtan Kaçınıp Tertemiz
Bulunan Salih Kullarından Kıl” Diye Dua Etmek,
Abdestin Sonunda Bir, İki Veya Üç Defa Kadir Sûresi’ni Okumak,
Abdestten Sonra, Kerâhet Vakti Değilse İki Rekat Nafile Namaz Kılmak.

ABDEST’İ BOZAN DURUMLA
1. İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necasetin,
herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
2. Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir maddenin
çıkması. (Şâfıî ve mâlikîler'e göre bozmaz.) Vücuttan çıkan kan, irin ve sarı
su akmadığı veya çıktığı yerin çevresine dağılmadığı sürece abdesti bozmaz.
3. Ağız dolusu kusmak.
4. Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan
durumlar.
5. Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek.
6. Cinsî münasebet veya fahiş (aşırı) temas ve dokunma.
7. Mazeret halinin sona ermesi. Su bulamadığı için teyemmüm eden kimse suyu
bulunca, mest üzerine mesh yapan kimsenin -yolcu olanlara üç, yolcu
olmayanlara bir gün olarak tanınan- mesh süresi dolunca, özürlü kimse için
de namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur.
8. Hanefîler'in dışındaki üç mezhebe göre bir kimsenin kendi cinsel organına
temas da abdesti bozar.

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest suyunun elbiseye sıçramayacağı bir konum
alınır,
 Mümkünse kıbleye dönülür,
 Abdeste “eûzü” ve “besmele” çekilir,
 Niyet ve besmele ile abdeste başlayıp “niyet ettim, allah
rızası için abdest almaya” denir,
 Su ölçülü kullanılır, fazla açılmaz, israftan kaçınılır,
 Abdestte elleri parmak uçlarından başlanır,
 Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da
hilallenerek üç defa yıkanır,
 El, yüz ve ayakta bulunan ve suyun deriye temasını
önleyen cilt üzerindeki hamur, boya, sakız gibi
maddeler temizlenir,
 Parmakta yüzük varsa oynatılır,
 Misvak veya diş fırçası ile bunlar yoksa sağ elin
parmaklarıyla dişler temizlenir,
 Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile iyice ovarak
yıkanır

ABDESTİN ALINIŞI

 Ağız, Sağ El Avucuna Alınan Su İle Üç Defa
Çalkanıp iyice Temizlenir,
 Ağız Ve Buruna Her Su Almada, Alınan Su
Yenilenir.
 Üç Defa Da Burna Sağ El İle Su Çekilip Her
Defasında Burun Sol Elle Temizlenir.
 Oruçlu Olmayan Kimse Ağız Ve Burnun Her
Yerine Suyun İyice Ulaşmasını Sağlar.
 Mazmaza Ve İstinşakta Mübalağa Etmek Gerekir.
Fakat Oruçlu Kimseler Mübalağa Yapmazlar.
 Ağza su alırken “Allah’ım! Bana peygamberinin
kevser havuzundan, bir daha sonsuza kadar
susamayacağım bir kâse su ihsan buyur.” diye
duada bulunur,
 Burnu yıkarken de “Allah’ım! Beni nimetlerinin
ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum
bırakma.”der.

ABDESTİN ALINIŞI
 Üç Kere Yüz Yıkanır.
 Birer Defası Farz, Diğerleri Sünnettir. Üçten Fazla
Veya Eksik Yıkamak Sünnete Aykırıdır.
 Saçın Bittiği Yerden Kulak Yumuşağından Çene Altına
Kadar Olan Kısım Yıkanmalıdır.
 Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını
Yoklamak adaptandır,
 Sakal, Bıyık Ve Kaşların Altına Suyun Ulaşması
Gerekir.
 Abdest Alırken Sık Sakalı Bulunanların Sakallarını,
Parmaklarını Sakalın İçine Sokarak Alt Taraftan Üst
Tarafa Doğru Hareket Ettirmesi Gerekir, Adaptandır,
 Yüz Yıkanırken Sakal Sık İse Üstünü Yıkamak
Yeterlidir.
 Yüzü yıkarken “Allah’ım! Bazı yüzlerin beyazlanacağı,
bazı yüzlerin de kararacağı günde, benim yüzümü ak
kıl.” diyerek dua etmek abdest adaplarındandır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak farz
üçe tamamlamak sünnettir,
 Kolları yıkamaya sağ koldan başlanır, sol kolla
devam edilir,
 Suyu Dirseklerin dört parmak yukarısına Kadar
Ulaştırmak gerekir,
 Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamalıyız.
Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
 Kolları iyice ovarak yıkanır.
 Sağ kolu yıkarken “Allah’ım! Bana amel
defterimi sağ yanımdan ver ve benim hesabımı
kolay kıl!” diye dua edilir
 Sol kolu yıkarken “Ey Rabbim! Bana kitabımı sol
yanımdan ve arka yönden verme ve şiddetli bir
hesap ile sorguya çekme” diye dua edilir

ABDESTİN ALINIŞI











Başın dörtte birinin elin içinin su ile ıslatılıp mesh edilmesi
hanefîler'e göre yeterlidir.
Başın “nâsiye” denilen ön tarafına mesh edilmesi daha
faziletlidir.
Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Başın tamamını bir su ile meshetmeye “kaplama mesh” denir
ki bu şekilde mesh etmek sünnettir.
Baş mesh edilirken elin saçların dibine doğru sokulmasına
veya ileri geri hareket ettirilmesine gerek yoktur.
Başı meh ederken“ilâhi, beni rahmetinle yarlığa, benim
üzerime bereketinden indir.” Diye dua etmek uygundur.
Yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi sünnettir.
Küçük parmağımızı kulağımızın içeine doğru sokup baş
parmağımızla kulağımızın arkasını mesh etmek şeklinde
yapılır
Boynu meshetmek: başı ve kulakları meshettikten sonra iki
elin arkaları ile ve üçer parmakla yeni bir su almaya gerek
olmaksızın boyun meshedilir.
Ellerin parmak uçları ensede birbirine değerek boyna doğru
çekilmek suretiyle yapılır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Ayakları topukları ile beraber bir kez
yıkamak
farzdır,
üçe
tamamlanması
sünnettir.
 Suyun
parmaklar
arasına
ulaşması
sağlanmalıdır.
 Önce sağ sonra sol ayak, parmak uçlarından
başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dahil
olmak üzere yıkanır.
 Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.
 Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi
su ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.
 Ayakları yıkarken şöyle dua edilir: “Ya Rabbi!
Birtakım ayakların kayacağı günde, benim
ayaklarımı sırat üzerinde sâbit kıl!”

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest sonunda kelime-i şehâdet (eşhedü enlâ ilahe illallah
ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh) getirmek,
 Abdestten artan sudan kıbleye karşı ayakta bir miktar içmek
ve bu sırada; “allah’ım beni her günah işledikçe tevbe eden
ve günahtan kaçınıp tertemiz bulunan salih kullarından
kıl” diye dua edilir ve
 Abdestin sonunda bir, iki veya üç defa kadir sûresi’ni okunur,
 Abdestten sonra, kerâhet vakti değilse iki rekat nafile namaz
kılınır.

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR
Abdeste başlarken önce niyet edilir, sonra eûzü-besmele çekilir. Sonra da her
bir âzayı yıkarken şu duâlar okunur:

ً‫الم ُْنورا‬
َ ‫َا ْل َح ْم ُد ل ّله َّالذى َج َع َل ْاْلَ َاء َط ُهو ًرا َو ْا ِال ْس‬
ِ ِ

“Suyu temizleyici, İslâmı da nûr kılan Allah'a hamdolsun.”

َ‫َا ّلل ُه َّم َاع ّنى َعلى ت َال َوة ْال ُق ْران َوذ ْكر َك َو ُش ْْكر َك َو ُح ْسن ع َب َادتك‬
ِ ِ ِ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ ِ ِ

Ağıza su verirken:

“Ey Allahım, Kur'an okumak, seni zikir ve sana şükür etmek, sana olan ibâdeti
güzelleştirmek hususlarında bana yardım et!..”

َ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ ْ َ َ َ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
‫حة الن ِار‬
ْ ‫اللهم ا ِرحنى را ِئحة الجن ِة والت ِرحنى را ِئ‬

Buruna su verirken:

“Allahım, bana Cennet kokusunu duyur, Cehennem kokusunu hissettirme!”
Yüzü yıkarken:

ٌ‫س َو ُّد ُو ُجوه‬
ٌ ‫ض ُو ُج‬
ْْ ‫وه َو َت‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم َب ّي‬
ُّ ‫ض َو ْجهى َي ْو َم َت ْب َي‬
ِ

“Allahım, yüzlerin kiminin ak, kiminin kara olduğu o günde, benim yüzümü kara değil,
ak çıkar!”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ‫َا ّلل ُه َّم َا ْعطنى ك َتابى ب َيمينى َوح‬
ً‫اس ْبنى ِح َس ًْابا َيسيًا‬
ِ ِ
ِ
ِ ِ
Sağ kolu yıkarken:

“Allahım, kitâbımı sağımdan ver, hesabımı da kolay eyle!”

Sol kolunu yıkarken:
َْ
ّ َ
َ َ
َ
ُ
َ
َ
ْ
َ
َ
َ
ْ
َّ
ُ
‫اللهم ال تع ِطنى ِكتابى ِبيسارى وال ِمن ور ِاء ْظه ِرى‬
“Allahım, kitâbımı solumdan ve arkamdan verme.”

َ َ meshederken:
َ َّ َ َّ ُ ّ َ
َ
َ
َ‫ال ظ ّْل ا َّال ظ ُّل َع ْرشك‬Başı
َ
ْ
َ
ْ
ّ
ْ
ِ ِ ِ ِ ‫اللهم ا ِظلنى تحت ِظ ِل عر ِشك يوم‬
ِ
“Allahım, Arşının gölgesinden başka gölge olmadığı günde, beni Arşının gölgesinde
gölgelendir.”
Kulaklara meshederken:
َ
َ
َ
َّ
ُ‫ذين َي ْستم ُعو َن ْال َق ْو َل ْف َيتب ُعون ا ْح َس َنه‬
َ ‫اج َع ْلنى م َن َّال‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم‬
ِ
ِ
ِ
“Allahım, beni sözü dinleyip de en güzeline uyanlardan eyle.”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ َ ْ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
َ
َ
‫اللهم اع ِتق رقبتى ِمن الن ِار‬
Boynu mesh ederken:

“Allahım, boynumu Cehennem ateşinden âzâd eyle!”
Ayakları yıkarken:
ْ
َ
ْ
َ
َ‫َا ّلل ُه َّم َث ّب ْت َقد‬
ّ ‫مى َع َلى‬
ُ‫الص َراط َي ْو َم تز ُّْل فيه االق َدام‬
َّ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ

“Allahım, ayakların Sırat üstünde kaydığı günde, ayaklarımı sırat üstünde sâbit eyle,
kaydırma!..”
Abdest tekmil olduktan sonra abdest suyundan içilir ve bu dua okunur:

َ‫اج َع ْلنى م ْن ع َْبادك‬
َّ ‫اج َع ْلنى م َن‬
َ ‫ن ْاْلُ َت َط ّهر‬
َْ ‫اج َع ْلنى م‬
ْ ‫ين َو‬
ْ ‫الت َّواب َين َو‬
ْ ‫َا َّلل ُه َّم‬
ِ ِ ِ ِ
َ‫َ ِ ِ َ َ ْ َ ْ ِ َ َّ ِ َ ِ َ َ ْ ٌ َِ َ ِ ْ ْ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ن‬
ْ ‫الصا ِل ِحين واجعل ِنى ِمن ال ِذين الخوف علي ِه ْم والهم يحزنو‬

“Allahım! Beni çok tevbe edenlerden, temizliğe çok dikkat edenlerden, salih kullarından
ve kendileri için korku ve hüznün olmadığı kimselerden eyle.”

Abdest sonunda “Kelime-i Şehâdet” (eşhedü enlâ ilahe illallah ve eşhedü enne
muhammeden abdühû ve resûlüh) getirilir. Bununla birlikte bir, iki veya üç defa
“Kadir” sûresi yada “Ayetel Kürsi” okunur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest uzuvlarında yara veya hastalık bulunması halinde nasıl abdest alınır?
Abdest uzuvlarından birinde yara veya hastalık bulunan kişi, bu organın
yıkanması zarar verecekse, yıkamayıp ıslak elle mesheder. Mesh edilmesinin de zarar
vermesi durumunda, bu da terk edilir. Bu rahatsızlık abdest veya gusül uzuvlarının
çoğunluğunda ise, abdest veya gusül yerine teyemmüm edilir.
Özürlü nasıl abdest alır, özrü sebebiyle elbisesine bulaşan necasetin hükmü nedir?
Özürlüler, her vakit için abdest alır ve mazeret teşkil eden rahatsızlığından
başka abdest bozan bir hal meydana gelmedikçe, bu abdestle o vakit içerisinde dilediği
gibi namaz kılar, Kur’an-ı Kerim okur ve diğer ibadetlerini yaparlar. Namaz vaktinin
çıkmasıyla veya başka abdest bozan bir halin meydana gelmesiyle özürlü kimsenin
abdesti bozulur.
Kişiyi özürlü kılan hal, bir namaz vakti boyunca hiç meydana gelmezse, özür
ortadan kalkmış olur ve o kimse özür sahibi olmaktan çıkar.
Özürlü kimseden akan kan, irin, idrar gibi şeylerin çamaşıra bulaşması halinde,
bundan kaçınılması mümkün değil ve temizlendiğinde tekrar bulaşacaksa çamaşır
yıkanmadan namaz kılınabilir. Fakat elbiseye tekrar bulaşmayacaksa, yıkanması gerekir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Bedeninde veya bir uzvunda sargı ya da yara bulunan kimse nasıl abdest alır?
Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık veya yaradan dolayı sargı
bulunduğunda, abdest alırken veya guslederken bu sargı çözülerek altı yıkanır ve yaranın
üstü mesh edilir. Ancak sargının çözülmesinin zararlı olması hâlinde çözülmeyip üzerine
mesh edilebilir. Sargı üzerine meshin meşruluğu sünnetle sabittir. Hz. Ali (r.a.) şöyle
demiştir: “Bileklerimden biri kırılmıştı. Peygamber (s.a.s.)’e sordum, O da sargıların
üzerine mesh etmemi emretti.“ (İbn Mace, Taharet, 134.)
Sargının bir defa mesh edilmesi yeterlidir. Yapılan bu mesh ile, o uzuv hükmen
yıkanmış olur. Sargının abdestsiz veya cünüp iken sarılmış olması meshe engel olmadığı
gibi, sargı üzerine meshin belirli bir süresi de yoktur; yara veya kırık iyileşinceye kadar
aynı sargı üzerine mesh edilebilir. Üzerine mesh ettikten sonra sargının değiştirilmesi veya
düşmesi hâlinde, mesh bozulmaz; iade edilmesi de gerekmez. Ancak, yaranın iyileşmesi
hâlinde, sargı açılmış olsun veya olmasın, mesh bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Tedavi maksadı ile cilde sürülen ilaç vb. maddeler abdeste engel olur mu?
Abdest alırken yıkanması gereken bir organın üzerine tedavi maksadı ile
merhem vb. bir madde sürülmüşse; su zarar vermiyorsa abdest alırken bu organın
yıkanması gerekir. Eğer yıkamak zarar veriyorsa ıslak elle üzerine mesh edilir.
Mesh etmek de zararlı ise o da terk edilir. Çünkü dinimiz zaruretler hâlinde
yasakları mübah kılmış, kişiye kaldıramayacağı yükü yüklememiş, zorluğun giderilmesini
ilke edinmiştir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Diş doldurtmak veya kaplatmak abdest ve gusle engel olur mu?
Tedavi amacıyla diş doldurmak veya kaplatmak caiz olup abdest ve guslün
sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak çıkarılıp takılabilen/sabit olmayan dişlerin gusül
abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması gerekir.
Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de kaplandıktan sonra,
dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı hükmünü alır. Bu sebeple, ağız yıkanınca,
kaplama yapılan dişler de yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi, gerektiğinde tedavi amaçlı
olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve abdest ya da gusül alıp, ibadetlerini
yapabilir.
Yapılan bu işlem tedavi amaçlı ve zorunlu olduğundan, mezhepler arasında bir
ihtilaf söz konusu değildir. Diş dolgusu veya kaplaması konusundaki ihtilaflar, guslün veya
abdestin geçerli olup olmayacağı konusuyla alakalı bir durum değildir. Çıkan dişin yerine
bağlandığında kullanılan tel veya başka bir madde, çok sıkı bağlanacağı için, suyun altına
girmesine engel olur. Buna rağmen fukaha, kopan dişi yerine bağlatmanın caiz olduğunda
görüş birliği içindedirler.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

İdrar torbası kullanmak zorunda olan hastaların abdesti bozulmuş olur mu?
Devamlı burun kanaması, idrarı tutamama, kusma, yaranın devamlı kanaması,
kadınlardaki akıntı gibi abdesti bozan ve en az bir namaz vakti süresince devam eden ve
her namaz vaktinde tekrarlanan bedenî rahatsızlıklara özür/mazeret, böyle kimselere de
özür sahibi kimse denilir.
Buna göre; kendisinden devamlı idrar geldiği için idrar torbası kullanmak
zorunda olan hastalar, dinî açıdan özür sahibi konumundadırlar. Özür sahipleri, her namaz
için vakit çıktığında abdest almak suretiyle namazlarını kılarlar.
Bu abdestle vakit içinde diledikleri kadar farz veya nafile namaz kılabilirler.
Ancak mümkün olduğunca namaza başlamadan önce torbadaki idrarın boşaltılmış
olmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle abdeste başlamadan önce idrar torbası
boşaltılmalıdır. Şu kadar var ki, vakit namazı için abdest alındıktan sonra, torba içinde
biriken idrar ile kılınan namaz geçerlidir. Bu özürleri dışında abdesti bozan başka bir hal
olmadıkça, vakit içinde abdestleri devam eder, vakit çıkınca bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan bir kadın teyemmüm ederek namazını
kılabilir mi?
Yalnızca erkeklerin veya hem erkeklerin hem de kadınların bulunduğu bir
ortamda gusül abdesti almak durumunda kalan bir kadın gusül abdestini tehir eder.
Dolayısıyla, suyu kullanmaktan aciz olduğu için teyemmüm ederek namazını kılar.
Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan kadın ise, namaz vaktinin sonlarına
kadar bekler. Eğer vaktin çıkacağından korkarsa teyemmüm ederek, namazını kılar. Ancak
o namazı iade eder .

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Su mevcut olduğu halde abdest alıncaya kadar namaz vaktinin çıkmasından endişe
eden kişi teyemmümle namaz kılabilir mi?
Abdest alma imkânı varken, cuma namazı ve vakit namazları gibi vaktinde
kılınamadığı zaman kaza edilen namazların, vaktin çıkacağı endişesi ile teyemmüm ederek
kılınması caiz değildir. Zira abdest alındığı takdirde bu namazlara yetişilemezse, cuma
namazı yerine öğle namazı, vakit namazı yerine kaza namazı kılınır.
Maliki Mezhebi’ne göre, su ile abdest alma imkânı var iken, abdest veya gusül
alındığı takdirde beş vakit namazdan birinin vakti geçecek ise bu namaz teyemmüm
ederek kılınır.
Varis çorabı üzerine mesh yapılabilir mi?
Varis hastalığından dolayı ayağa giyilmesi gereken özel çoraplar, kırık, çıkık
üzerindeki sargı hükmün dedir. (İbn Mace,Taharet,134.) Bu itibarla, varis çorapları
üzerine meshedilmesinde bir sakınca yoktur

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Kol ve bacakları olmayan kimsenin abdesti eksik olur mu?
Yüce Allah din konusunda bize hiçbir zorluk yüklememiştir. (Hacc, 22ı78.)
“Köre, topala da vebal ve hastaya güçlük yoktur.“ (Fetih, 48ı17.) anlamındaki
ayetler buna delildir. İnsanlar ancak yapabileceklerinden sorumludurlar.
Hastalığı veren de yükümlülükle ri yükleyen de Allah’tır. Dolayısıyla kişi gücü
neye yetiyorsa onu yapmakla mükelleftir. Kol ve bacakları olmayan kişiden abdestte bu
organları yıkama yükümlülüğü düşer. Ancak bu kimsenin, bu özründen dolayı namaz
yükümlülüğü düşmez.
Kendisine abdest aldıracak yardımcı birileri yoksa ve kendisi de bir şekilde
abdest alma yöntemi bulamazsa, yüzünün iki yanını toprak veya toprak cinsinden bir şeye
dokundurarak teyemmüm eder. Elleri ve kolları olmayan veya kesilmiş olan kimse yalnız
yüzünü yere sürerek teyemmüm yapar.
Eğer yüzünde bir yara veya özür varsa teyemmüm etmeksizin namazı kılar. Bu
imkâna da sahip değilse, namazını yapabildiği şekilde ima ile kılar. Özürlü bir kimse, ancak
kendisi gibi özürlü birisine namaz kıldırabilir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Saç boyası, kına, ruj, oje, jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani
midir?
Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa,
abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması
gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken
uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır.
Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan
maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce
giderilmesi gerekir. Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşturmayan saç boyası,
kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Tuvalette abdest alınabilir mi?
Tuvalette abdest alınmasında bir sakınca yoktur. Ancak böyle yerlerde
besmele, zikir ve duaların içten söylenmesi uygun olur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest ve gusülün tam olup olmadığı konusundaki vesveseye
itibar edilir mi?
Vesvese, çeşitli sebeplerle insanın yaşadığı kararsızlık,
şüphe ve kuruntu halidir. Vesvese sebebi ile, gusül ve abdestin
tekrarlanması gerekmez. Vesvese gelse bile abdest ve gusle devam
edilmelidir.
Kişi vesveseye itibar etmemeye çalışmalı, içe doğan şüphe
ve tereddüt hallerinin asılsız olduğunu kendine telkin etmeli,
ayrıca zaman zaman Felak ve Nas Surelerini, anlamlarını da
düşünerek okumalıdır.
Güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest ve gusül alınır mı?
Güneş enerjisi ile ısıtılan su ile, temiz olmak kaydıyla, abdest almak
ve gusletmekte dinen bir sakınca yoktur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAKTA GEREKLİDİR
İyi veya kötü hareketleri organlarımızla yaparız. El işler yapar, yıkar ve
yazar; ağız yer içer, iyi ve kötü sözler söyler, konuşur; burun koklar, gözler görür,
kollar saldırır ve yakalar; kulaklar işitir ve dinler; ayaklar ise bizi pek çok yere
götürür. Bütün bunlar zaman zaman günah ve yasak sınırını aşabilir.
İşte abdest sırasında içimizden geçireceğimiz dualarla, söz konusu
edilen olumsuz hareketlerin etkisinden kurtulmaya çalışabiliriz. Abdest alacak
kimse önce niyet eder. Bu bir rûhî-mânevî hazırlıktır. Hakk'ın huzuruna çıkmaya
niyet etmek ve hazırlanmak demektir. Sonra besmele çekerek ve Allah'ın
yardımını dileyerek abdeste başlar.
Abdest alan insan samimî bir dille ve içten bir duyguyla, eksiklik ve
hatalarını Hakk'ın huzurunda itiraf edip, bunları yıkamasını ve silmesini kulluğa
yakışan bir tavırla O'na arz eder, duasının kabulü için yalvarıp yakarır. Böylece
bilinci ve içtenliği ölçüsünde ruhen temizlenip arınmış bir halde huzura varmaya,
namaza durmaya hazır hâle gelir.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Su nasıl maddî kirleri temizliyorsa, tövbe de manevî kirleri yok eder
diye düşünerek abdest organlarımı yıkamalıyım. Halkın gördüğü yer olan
bedenimi ve elbisemi temiz tutar da Hakk'ın nazar ettiği yer olan kalbimi
tertemiz tutmazsam yanlış yapmış olurum diye inanmalıyım. Bedenim gibi
kalbimi de kötü ve kirli şeylerden arındırmaya çalışmalıyım şuurunda bir abdes
gerçek mahiyeti ile abdest olmuş olur.
Şemsî'nin dediği gibi: " Pâdişah konmaz saraya hâne mâmur
olmadan.” önce hanemizi mamur hale getirelim kalbimizi tezkiye edlim sonra
organlarımızı temizleyeli.
Yûnus Emre söylüyor: " Tanla durup başın kaldır ellerini suya daldır /
Hem şeytanın boynunu vur hem nefs dahi ölse gerek." (“Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr.
Mehmet Demirci)

Beyazid-i Bistâmî şöyle dermiş: "Ne zaman dünya düşüncesi
gönlümden geçse abdest alırım; âhiret düşüncesi geçince de gusül yaparım."

Prof. Dr. Mehmet Demirci hocamızın Altınoluk dergisinde yayınlanmış olan “Abdestin
İç Anlamı” isimli makalesinde Gönül ehli kimseler iç anlam olarak abdestin ve temizliğin beş
derecesinden söz ettiklerini belitir ve bunları İçten dışa doğru şöylece sıralar:

1. Rûhun abdesti: Rûhun, hayvanlık seviyesine ait bilgisizlikten ve Allah'tan gayri
şeyleri görme gafletinden arınmasıdır. Ruh Allah'tan gayrı şeyleri görmekten arınsa,
Gaffar olan Allah'ın nûru onu kuşatır. Kötü düşüncelerini temizlese takvâ elbisesine
kavuşur. Nefsin tezkiye ederse iç huzuruna ve itmi'nâna ulaşır.
2. Sırrın abdesti: Burada "sır", rûhun rûhu demek olup; onun abdesti gösterişten (riyâ),
arzu ve isteklerin esiri olmaktan, kendini beğenmişlikten, baş olma tutkusundan, aşırı
dünya isteği ve mevki sahibi olma ihtirasından arınmaktır. Bunun neticesinde ihlâs nûru
ortaya çıkar. Dünya sevgisinden arınırsa âhiret sevgisi doğar.
3. Kalbin ve gönlün abdesti: İki yüzlülük, bozgunculuk ve kötü ahlâktan uzak durmaktır.
Büyüklenme yıkanınca, alçak gönüllük doğar. Çekememezlik kirleri yıkansa, iyilik;
düşmanlık yıkansa, Allah sevgisi görünür.
4. Dilin abdesti: Yalan, dedi-kodu, iftira ve boş sözden, insanların ayıplarını merak
etmekten ve gizli hallerini ortaya çıkarmaktan, faydasız konuşmaktan uzak durmaktır.
Yalan ve koğuculuk yıkansa, doğruluk ve vefâ doğar. İftira ve itham etme yıkansa, sevgi
görülür. Faydasız ve boş söz bırakılsa yararlı şeyler konuşulur veya Allah'ın adı anılır.
5. Zâhir abdesti: Bu, bildiğimiz abdesttir. Neticesinde Abdest alan kimsenin yüzünü
yıkaması, mahşer günü yüzünün nurlu olmasına yol açar. Kolunu yıkayınca cömertlik
nurları hasıl olur. Ayrıca amel defterinin sağ eline verilmesi gibi bir lûtfa erişir. Ayağını
yıkayınca, âhiretteki manevî engelleri kolaylıkla geçme imkânı doğmuş olur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Abdest alırken gerçekleşen dış temizliğin, iç temizliği ile
birlikte gelişmesi için şunlar da tavsiye edilir: Eller yıkanırken
kalbin de aşırı dünya sevgisinden yıkanması gerekir. Ağıza su
alınırken, onunla boş şeyleri anmamaya azmetmelidir. Yüz
yıkandığı zaman, yüzü Hak'tan başka şeylere çevirmemeye söz
vermelidir. Ayağı yıkarken, Hak yolda bulunma gayreti
pekiştirilmelidir.
Dış temizlik su ile, iç temizlik ise tövbe ile ve Hakk'ın
kapısına dönmekle mümkün olur.

Bedenin bütün uzuvlarına madden ve manen abdest
aldırmak gerekir. Bedene su ile nasıl ki abdest aldırıyorsak, her bir
uzvumuzu Yaratının rızasına uygun işler yaptırmak suretiyle
manevi abdestimizide almamız gerekmektedir.
Abdestin suyu günaha bakan gözleri, günahla kızaran yüzü
de arındırır. Ağzı abdest suyu ile çalkaladığımız zaman, bizi günaha
sokan kelimeler, bu kelimeleri oluşturan dil ve dişler pir-ü pak
olur. Başımızı mesh ettiğimizde zihnimizden geçen günahlar bir bir
dökülür. Kulaklara değen abdest suyu bu organın dikkat kesilip
dinlediği günahkar sözleri siler süpürür. Ve en nihayet bizi günahın
kapısına kadar yürüten ayaklarımızı yıkarız. Onlar da günahtan
kurtulmuş olur.
Yüce Rabbim abdestimizi en güzel şekilde alıp
ibadetlerimizi kendi rızasına uygun olarak yapmayı cümlemize
nasip etsin.

Bu Sunum İdris YAVUZYİĞİT Tarafında; “İhtiyar” Mevsılî,
“Bidayetu’l Müctehit” Ahmet İbn Rüşd El Kurtubi, “Büyük İslam İlmihali”
Ömer Nasuhi Bilmen (A. Fikri Yavuz), “İslam İlmihali” Lütfi Şentürk Ve
Seyfettin Yazıcı (Diyanet), “İlmihal” Heyet (TDV), “Delilleriyle İslam
İlmihali” Hamdi Döndüren, “Şafii İlmihali” Mehmet Keskin (Diyanet), “Din
Görevlisinin El Kitabı” Mevlüt Özcan, “Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr. Mehmet
DEMİRCİ; “Abdestin Fazileti Ve İbadetler Açısından Önemi” Ahmet ÜNAL;
“Abdestin Manası Ve Önemi” Mustafa Kutlu’ya Ait Kitap, Makale Ve Vaaz
Örneklerinden İstifade Edilmek Suretiyle Hazırlanmıştır.
Rabbim Eser Sahiplerinden Ölenlere Rahmetiyle, Yaşayanlara Lutuf
Ve Keremiyle Tecelli Eylesin Ve İki Cihan Saadeti İhsan Etsin.


Slide 8

Abdest Almanın Önemi
ve Fıkhi Boyutu
İdris YAVUZYİĞİT
[email protected]

Abdestin Önemi
Abdestin Tanımı
Abdest Çeşitleri
Abdestin Farzları
Abdestin Sünnetleri
Abdestin Adapları

Abdesti Bozan Durumlar

Abdestin Alınışı
Abdest Duaları
Fıkhi Sorular
Abdestin İç Anlamı

ABDEST

َ ْ ُ ْ ُ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َ
ُ ْ َ ٰ َّ
‫وة فاغ ِسلوا‬
‫يا ايها ال ٖذين امنوا ِاذا قمت ْم ِالى الصل‬
ِ
َ ‫ُو ُج‬
ْ‫وه ُك ْم َو َا ْي ِد َي ُك ْم ِا َلى ْاْلَ َرا ِْفق َو ْام َس ُحوا ب ُر ُؤس ُك ْم‬
ِ ِ
ِ
ْ َ ْ ُ َُ ََْ
َ
ْ
ْ
َ
‫وارجلكم ِالى الكعبي ِ ْن‬
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya
kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize
kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip,
topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)”.

(MÂİDE suresi 6.

ayet)

ABDEST

Bu âyet, teyemmüm âyeti olarak adlandırılır. Fakat
âyette abdestin farzları tesbit edilmektedir. Dolayısıyla bir
abdest âyeti olduğu şüphesizdir.
Şu kadar var ki, abdest bu âyet ile farz kılınmış değildir.
Çünkü abdest Mekke’de namazla beraber farz kılınmış ve
İslâm’da hiçbir zaman abdestsiz namaz kılınmamıştır.
Oysa bu âyet-i kerîme Medîne’de, hicretin 6. yılında,
Benî Mustalik Gazvesi’nde cereyan eden meşhur “İfk hâdisesi”
üzerine gece susuz bir yerde kalınıp abdest almak mümkün
olmadığından dolayı nâzil olmuştur.
Hz.Âişe vâlidemize münafıklar tarafından çirkin bir iftira
yapıldığı için bu olaya ifk (iftira) olayı denilmiştir.

ABDESTİN FAZİLETİ

َ َ َ َّ َ َ ْ
َ َََ َ
َ
ْ‫خ َط َاي ُاه من‬
ْ
َ
ْ ‫ خرجت‬، ‫من توضأ فأحـسن الوضـوء‬
ِ
َ
ْ َ َّ
ْ
َ
َ
ُ
‫تحت أظفا ِر ِْه‬
ِ ‫جس ِد ِه حتى تخرج ِمن‬
“Kim

güzelce abdest alırsa, o kimsenin
günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün
vücudundan çıkar.” (Riyasü’s-Salihin, 1028; Müslim, Tahâret 33)

ُْ َ ُ ُ ُّ
‫ر‬
» ‫يمان‬
ْ ِ ‫اإل‬
‫ر‬
«
‫ط‬
‫ش‬
‫و‬
‫ه‬
‫الط‬
ِ

Ebû Mâlik el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır.” (Riyasü’s-Salihin, 1033; Müslim, Tahâret 1)

َ ْ َ َّ َ ً ّ ُ َ
َ‫َّ ُ َّ ُ ْ َ ْ ن‬
َ
ْ
َ
‫القيام ِ ْة غرا محج ِلين ِمن ْآث ِار‬
‫« ِإن أمتي يدعو يوم‬
ِ
َ
َ
َ
َ
ُ
ُ
َ
َ
َ
ْ
ْ
ُ
ْ
ْ
ْ
َّ
» ‫ فليفعل‬، ‫من استطاع ِمنكم أن ْي ِطيل غرته‬
ِ
ِ ‫الوضوء ف‬
ٌ
. ‫متفق عليه‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’i:
“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde,

abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak
olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten
kimse bunu yapsın” buyururken işittim. (Riyazüs Salihin, abdestin fazileti, 1026;
Buhârî, Vudû‘ 3; Müslim, Tahâret 35)

Bu Hadis bizlere:
1. Abdesti farzlarına, sünnetlerine, müstehaplarına ve edeplerine riayet ederek
almak gerekir. Böyle yapmak müstehaptır.
2. Abdest, insanın yüzünü nurlandırır, el ve ayaklarını ağartır. Bu hem maddî hem
manevî anlamda böyledir.
3. Allah Teâlâ, kıyamet gününde ve mahşer yerinde yüzü nurlu, el ve ayakları parlak
olanlara özel muamelede bulunur. Çünkü bunlar sâlihler ve ibadet ehli mü’minlerdir.
4. Abdestte ayakları yıkamak asla terkedilmemelidir.

ABDESTİN FAZİLETİ

ُْ ُ ْ َ
ُْ َ ُ َْ ُ َُْ
ُ
ُ
ُ
ُ
» ‫الحلية ِمن اْلؤ ِم ِن ح ْيث يبلغ الوضـوء‬
ِ ‫« تبلغ‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Ben dostum sallallahu
aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:
“Mü’minin

nuru ve beyazlığı, abdest
suyunun ulaştığı yere kadar varır.” (Müslim, Tahâret 40)

َ َّ َ َ
ُ ُ
َ َُ
َ َ ُ ْ َ
ْ
َ
َ
ُّ‫كل‬
ْ ‫جه ِه‬
ِ ‫« ِإذا تو َضأ َالعبد اْل‬
ِ ‫سلم أ ِو اْلؤ َ ِمن فغسل َ ْوجهه خرجَ ِمن َو‬
َ َ
ْ
َ
ْ
ْ
َ
ْ
‫ َف ِإذا غسل يدي ِه‬، ‫اْلاء‬
‫اْلاء أو مع آ‬
‫خطيئة نظر ِإليها ِبعيني ِه مع‬
‫خر قط ِر‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ْ َ
َ ََ ُ
َ َ َ َ َ ُّ ُ
َ
ْ
ْ
ْ
َ
‫ط ِر‬
َْ ‫يديه كل خطيئ ٍة كان بطشتها يداه مع اْل ِاء أو مع ِآخر ق‬
‫ خرج ِمن‬،
ِ
َ َ
َ ُّ ُ ْ َ َ َ
َ
ْ‫ط َيئة َم َشتها رجاله مع اْلاء ْأو‬
ْ
َ
ِ
ِ
ٍ ْ ِ ‫ خرجت كل خ‬، ‫ ف ِإذا غسل ِرجلي ِه‬، ‫اْلاء‬
ِ
َ
ُّ
َ
ُ
َ
َ
ًّ
ُ
. ‫ حتى يخرج ن ِقيا ِمن الذن ْو ِب »رواه مسلم‬، ‫اْلاء‬
‫طر‬
‫ق‬
‫آخر‬
‫ع‬
‫م‬
ِ ِ ِ

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve
yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest
suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini
yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –
veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını
yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah
abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar.
Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (Müslim,
Tahâret 32; Tirmizî, Tahâret 2; Riyasü’s-Salihin, 1030)

َ ُ ْ ُ َّ َ َ ْ َّ
َ ْ َ ْ َ ْ َ َّ َ ُ ْ
ْ ُ َ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َّ
َ
‫ن‬
: » ‫ ِوددت أنا قد رأينا ِْإخواننا‬، ‫الحقو‬
‫نين ِوإنا ِإن شاء‬
‫« السالم عليكم دار ق ٍوم مؤ ِم‬
ِ ‫الله ِْبك َم‬
ِ
َ
ُْ َ َ َ ّ َ ُ َ ْ َ
َ َ ُ َ
َّ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
َ
َ
ُ
ْ
ْ
ْ
» ‫ وإخواننا َال َذين لم َ يأتوا بعد‬، ‫ « أنتم أصحابي‬: ‫ أولسنا ِإخوانك يا رسول الل ِه ؟ قال‬: ‫قالوا‬
ُ
َْ ْ َ ْ َ ُ ْ َ
َ َ َْ
ُ
ُ‫له‬
َ
ُ
َّ
َ
ُ
ْ
ْ
َّ
َ
ْ ‫ « أرأيت لو أن رجال‬: ‫ كيف تع ِرف من لم يأتوا بعد من أم َِتك يا رسول هللا ؟ فقال‬: ‫قالوا‬
ُ َ
َ
َ
َّ ُ
َ ‫حج َل ٌة ْبي‬
َّ ‫َخ ْي ٌل ُغ ٌّر ُم‬
ْ ‫ أال‬، ‫ظهر ْي َخ ْيل ُد ْهم ب ْهم‬
َ ‫ َق‬، ‫الل ِ ْه‬
ْ
‫ بلى يا رسول‬: ‫يع ِْر ُف َخ ْيل ُه ؟ » قالوا‬
‫ال‬
‫ن‬
ِ ٍ ٍ
ٍ
َ
ُ
ُ ‫َ َّ ُ ْ ْ ُ َن‬
َ
َ
ُ
َ
َّ
ُ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
ًّ
‫و‬
. ‫ ِ »ر اه مسلم‬
ِ ‫ «ف ِإنهم يأتو غرا محج ِلين ِمن الوض‬:
ِ ‫ وأنا فر ْطهم على الحو‬، ‫وء‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem kabristana geldi ve:

“Selâm size ey mü’minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız.
Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim” dedi. Ashâb-ı kirâm:
– Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah? dediler. Resûl-i Ekrem:
– “Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb:
– Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah’ın Resûlü?
dediler. Peygamber Efendimiz:
– “Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at
sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?” diye sordu. Sahâbe:
– Evet, tanır, ey Allah’ın Resûlü, dediler. Resûl-i Kibriyâ:
“İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler.
Ben havzın başına onlardan önce varacağım” buyurdular. (Müslim, Tahâret 39; Riyasü’sSalihin, 1031 )

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ
Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el suyu”
anlamına gelen abdest, belirli ibadetlerin ifasının ön şartı olan ve kendisi
de ibadet mahiyetinde görülen bir nevi hükmî temizliktir.
Arapça karşılığı güzellik, temizlik ve parlaklık anlamına gelen
“vudû”dur.
Fıkıhta abdest, “belli uzuvları usulüne uygun olarak su ile yıkamak
ve bazılarını da eldeki su ıslaklığı ile meshetmek” şeklindeki ibadet
temizliği olarak tarif edilir.(TDV, İslam İlmihali 1. cilt, s 195)
Fıkıh dilinde maddî kirlilikten temizlenme “necasetten taharet”
olarak anılır; hükmî kirlilik olan hadesten temizlik ise birer hükmi temizlik
usulleri olan abdest ve gusülle olur.

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ

Abdest ile ağız, diş, burun, el, yüz ve ayaklar gibi
kirlenmeye ve dışarıdan gelecek mikroplara en açık uzuvlar
günde birkaç defa su ile temizlenir.
Bu sayede vücudun sinir sistemi ve kan dolaşımı daha
düzenli hale gelir ve vücuda fizikî-tıbbî birçok fayda sağlar.
Abdest, namaz ibadetini ifa için yüce Allah'ın
huzuruna çıkacak müminin manevî ve ruhî hazırlık ve temizliği
de demektir.
Bu yüzden abdest, maddî temizlikle manevî temizliği
birleştirici, müslümana manevî yönden destek ve güç sağlayıcı
bir anlam ve öneme sahiptir.

ABDEST’İN HÜKMÜ / ÇEŞİTLERİ
1.

Farz Abdest:
1.
2.
3.
4.

Namaz Kılmak,
Cenaze Namazı Kılmak,
Tilâvet Ve Şükür Secdesi Yapmak,
Kur'an'a Dokunmak İçin Abdest Almak Farzdır.

Vacip Abdest: Kabe'yi Tavaf Etmek İçin Abdest Hanefilere Göre Vaciptir.
3. Mendup Abdest:
2.

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.

Yatmadan Önce Abdest Almak,
Vakit Namazları İçin Ayrı Ayrı Abdest Almak,
Kuran Okumak,
Dini Kitaplara Dokunmak,
Hadis Okumak,
Peygamberimizin Kabrini Ziyaret Etmek,
Arafat’ta Vakfa Yapmak,
Safa Ve Merve Arasında Say Yapmak,
Ezan Okumak,
Cenaze Yıkamak,
Her İşe Abdestli Olarak Başlamak,
Her Zaman Abdestli Bulunmak İçin Ve
Öfkelendikten,yalan Söyledikten Ve Gıybet Ettikten Sonra Abdest
Almak Mendup’dur.

ABDEST’İN MEZHEPLERE GÖRE FARZLARI
FARZLAR

HANEFİ

ŞAFİİ

MALİKİ

HNBELİ

YÜZÜ YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

KOLLARI YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

BAŞI MESH ETMEK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

AYAKLARI YIKAMA

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

NİYET ETMEK

SÜNNET

FARZ

FARZ

FARZ

TERTİBE RİAYET

SÜNNET

FARZ

SÜNNET

FARZ

MUVALAT

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

FARZ

BESMELE

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

OVARAK YIKAMAK

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

ABDEST’İN FARZLARI
1.

2.

3.

4.

Yüzü bir kere yıkamak (yüzün sınırları: saçın bittiği yerden kulak
yumuşağından çene altına kadar olan kısım. Sakal, bıyık ve kaşların altına
suyun ulaşması gerekir. Yüz yıkanırken sakal sık ise üstünü yıkamak
yeterlidir.)
Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak (abdest alırken parmaktaki
yüzüğün altına su alacak şekilde oynatılması, el, yüz ve ayakta bulunan ve
suyun deriye temasını önleyen maddelerin imkân dahilinde temizlenmesi
gerekir.)
Başın dörtte birini mesh etmek (dörtte birinin el içi su ıslaklığıyla mesh
edilmesi hanefîler'e göre yeterlidir. Başın “nâsiye” denilen ön tarafına
mesh edilmesi daha faziletlidir. Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Şâfiîler'e göre başın mesh miktarı daha azdır, bir saç teli. )
Ayakları topukları ile beraber bir kez yıkamak (suyun parmaklar arasına
ulaşması sağlanmalıdır. Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi su
ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.)

ABDEST’İN SÜNNETLERİ

1.
2.
3.
4.

Abdest almaya niyet etmek,
Başlarken besmele çekmek,
Elleri bileklerle birlikte üç defa yıkamak,
Ağız ve buruna su çekip iyi bir ağız ve burun temizliği
(mazmaza ve istinşak) yapmak,
5. Misvak kullanmak veya dişleri fırçalamak,
6. Sakalın içine su girmesini sağlamak,
7. El parmaklarını birbirine sokup ovuşturmak,
8. Başın tamamını elin ıslaklığıyla mesh etmek,
9. Boynu mesh etmek,
10. Abdest uzuvlarını yıkarken sıraya uymak,
11. Abdeste sağ uzuvlardan başlamak,
12. Uzuvları üçer defa yıkamak
13. Su ile iyice ovmak (delk),
14. Abdeste ara vermeden tamamlamak.

ABDEST’İN SÜNNETLERİ
1.
2.
3.
4.

5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.

Niyet etmek: “Niyet ettim, Allah rızası için abdest almaya” denilmesi müstehaptır.
Abdeste başlarken önce temiz olan elleri bileklere kadar yıkamak.
Abdeste “Eûzü” ve “besmele” ile başlamak.
Mazmaza ve İstinşak: Elleri yıkadıktan sonra önce üç defa ağıza su alınıp çalkalanması ve
dışarı atılmasına “mazmaza”, üç defa da burunun yumuşağına kadar su alınmasına ise
“istinşak” denilir. Ağız ve buruna her su almada, alınan su yenilenir.
Mazmaza ve istinşakta mübalağa etmek. Fakat oruçlu kimseler mübalağa yapmazlar.
Misvak Kullanmak
Tertibi gözetmek. Şâfiî ve Hanbelîlere göre farzdır.
Abdeste sağ taraflardan başlamak
Abdest uzuvlarını üçer defa yıkamak: Birer defası farz, diğerleri sünnettir. Üçten fazla veya
eksik yıkamak sünnete aykırıdır. Çoğu fakihlere göre başı bir defa meshetmek yeterlidir.
Abdestte elleri veya ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak. Parmakları hilâllemek.
Sakalı hilâllemek: Abdest alırken sık sakalı bulunanların sakallarını, parmaklarını sakalın içine
sokarak alt taraftan üst tarafa doğru hareket ettirmesine hilâlleme denir.
Başın tamamını bir su ile meshetmek: Buna “kaplama mesh” denir.
Kulakları meshetmek: Çoğu fakihlere göre, yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi
sünnettir.
Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile ovmak
Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamak. Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
Boynu meshetmek: Başı ve kulakları meshettikten sonra iki elin arkaları ile ve üçer parmakla
yeni bir su almaya gerek olmaksızın boyun meshedilir.

ABDEST’İN ADAPLARI
Abdestin Âdabından Maksat, Abdestin Farzlarının Ve Sünnetlerinin Daha Uygun
Şekilde Ve Ortamda, Mükemmel Bir Şekilde Yerine Getirilmesini Sağlamaktır.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.

12.
13.

Abdest Alırken -Mümkünse- Kıbleye Dönmek,
Abdest Sularını Vücuda Ve Elbiseye Sıçratmamak,
Dünya İşlerine İlişkin Konuşmamak,
Abdest Dualarını Veya Bildiği Dualardan Okumak,
Suyu Ölçülü Kullanmak,
Daha Vakit Girmeden Abdest Alıp Namaza Hazır Bulunmak,
Bir Özür Bulunmadıkça Abdestte Başkasından Yardım İstememek,
Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını Yoklamak, Suyu Dirsek Ve
Topukların Yukarılarına Kadar Ulaştırmak,
Nehir Veya Deniz Kenarında Bile Su İsrafından Kaçınmak,
Abdest Sonunda Kelime-i Şehâdet (Eşhedü Enlâ İlahe İllallah Ve Eşhedü Enne
Muhammeden Abdühû Ve Resûlüh) Getirmek,
Abdestten Artan Sudan Kıbleye Karşı Ayakta Bir Miktar İçmek Ve Bu Sırada;
“Allah’ım Beni Her Günah İşledikçe Tevbe Eden Ve Günahtan Kaçınıp Tertemiz
Bulunan Salih Kullarından Kıl” Diye Dua Etmek,
Abdestin Sonunda Bir, İki Veya Üç Defa Kadir Sûresi’ni Okumak,
Abdestten Sonra, Kerâhet Vakti Değilse İki Rekat Nafile Namaz Kılmak.

ABDEST’İ BOZAN DURUMLA
1. İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necasetin,
herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
2. Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir maddenin
çıkması. (Şâfıî ve mâlikîler'e göre bozmaz.) Vücuttan çıkan kan, irin ve sarı
su akmadığı veya çıktığı yerin çevresine dağılmadığı sürece abdesti bozmaz.
3. Ağız dolusu kusmak.
4. Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan
durumlar.
5. Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek.
6. Cinsî münasebet veya fahiş (aşırı) temas ve dokunma.
7. Mazeret halinin sona ermesi. Su bulamadığı için teyemmüm eden kimse suyu
bulunca, mest üzerine mesh yapan kimsenin -yolcu olanlara üç, yolcu
olmayanlara bir gün olarak tanınan- mesh süresi dolunca, özürlü kimse için
de namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur.
8. Hanefîler'in dışındaki üç mezhebe göre bir kimsenin kendi cinsel organına
temas da abdesti bozar.

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest suyunun elbiseye sıçramayacağı bir konum
alınır,
 Mümkünse kıbleye dönülür,
 Abdeste “eûzü” ve “besmele” çekilir,
 Niyet ve besmele ile abdeste başlayıp “niyet ettim, allah
rızası için abdest almaya” denir,
 Su ölçülü kullanılır, fazla açılmaz, israftan kaçınılır,
 Abdestte elleri parmak uçlarından başlanır,
 Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da
hilallenerek üç defa yıkanır,
 El, yüz ve ayakta bulunan ve suyun deriye temasını
önleyen cilt üzerindeki hamur, boya, sakız gibi
maddeler temizlenir,
 Parmakta yüzük varsa oynatılır,
 Misvak veya diş fırçası ile bunlar yoksa sağ elin
parmaklarıyla dişler temizlenir,
 Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile iyice ovarak
yıkanır

ABDESTİN ALINIŞI

 Ağız, Sağ El Avucuna Alınan Su İle Üç Defa
Çalkanıp iyice Temizlenir,
 Ağız Ve Buruna Her Su Almada, Alınan Su
Yenilenir.
 Üç Defa Da Burna Sağ El İle Su Çekilip Her
Defasında Burun Sol Elle Temizlenir.
 Oruçlu Olmayan Kimse Ağız Ve Burnun Her
Yerine Suyun İyice Ulaşmasını Sağlar.
 Mazmaza Ve İstinşakta Mübalağa Etmek Gerekir.
Fakat Oruçlu Kimseler Mübalağa Yapmazlar.
 Ağza su alırken “Allah’ım! Bana peygamberinin
kevser havuzundan, bir daha sonsuza kadar
susamayacağım bir kâse su ihsan buyur.” diye
duada bulunur,
 Burnu yıkarken de “Allah’ım! Beni nimetlerinin
ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum
bırakma.”der.

ABDESTİN ALINIŞI
 Üç Kere Yüz Yıkanır.
 Birer Defası Farz, Diğerleri Sünnettir. Üçten Fazla
Veya Eksik Yıkamak Sünnete Aykırıdır.
 Saçın Bittiği Yerden Kulak Yumuşağından Çene Altına
Kadar Olan Kısım Yıkanmalıdır.
 Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını
Yoklamak adaptandır,
 Sakal, Bıyık Ve Kaşların Altına Suyun Ulaşması
Gerekir.
 Abdest Alırken Sık Sakalı Bulunanların Sakallarını,
Parmaklarını Sakalın İçine Sokarak Alt Taraftan Üst
Tarafa Doğru Hareket Ettirmesi Gerekir, Adaptandır,
 Yüz Yıkanırken Sakal Sık İse Üstünü Yıkamak
Yeterlidir.
 Yüzü yıkarken “Allah’ım! Bazı yüzlerin beyazlanacağı,
bazı yüzlerin de kararacağı günde, benim yüzümü ak
kıl.” diyerek dua etmek abdest adaplarındandır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak farz
üçe tamamlamak sünnettir,
 Kolları yıkamaya sağ koldan başlanır, sol kolla
devam edilir,
 Suyu Dirseklerin dört parmak yukarısına Kadar
Ulaştırmak gerekir,
 Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamalıyız.
Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
 Kolları iyice ovarak yıkanır.
 Sağ kolu yıkarken “Allah’ım! Bana amel
defterimi sağ yanımdan ver ve benim hesabımı
kolay kıl!” diye dua edilir
 Sol kolu yıkarken “Ey Rabbim! Bana kitabımı sol
yanımdan ve arka yönden verme ve şiddetli bir
hesap ile sorguya çekme” diye dua edilir

ABDESTİN ALINIŞI











Başın dörtte birinin elin içinin su ile ıslatılıp mesh edilmesi
hanefîler'e göre yeterlidir.
Başın “nâsiye” denilen ön tarafına mesh edilmesi daha
faziletlidir.
Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Başın tamamını bir su ile meshetmeye “kaplama mesh” denir
ki bu şekilde mesh etmek sünnettir.
Baş mesh edilirken elin saçların dibine doğru sokulmasına
veya ileri geri hareket ettirilmesine gerek yoktur.
Başı meh ederken“ilâhi, beni rahmetinle yarlığa, benim
üzerime bereketinden indir.” Diye dua etmek uygundur.
Yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi sünnettir.
Küçük parmağımızı kulağımızın içeine doğru sokup baş
parmağımızla kulağımızın arkasını mesh etmek şeklinde
yapılır
Boynu meshetmek: başı ve kulakları meshettikten sonra iki
elin arkaları ile ve üçer parmakla yeni bir su almaya gerek
olmaksızın boyun meshedilir.
Ellerin parmak uçları ensede birbirine değerek boyna doğru
çekilmek suretiyle yapılır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Ayakları topukları ile beraber bir kez
yıkamak
farzdır,
üçe
tamamlanması
sünnettir.
 Suyun
parmaklar
arasına
ulaşması
sağlanmalıdır.
 Önce sağ sonra sol ayak, parmak uçlarından
başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dahil
olmak üzere yıkanır.
 Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.
 Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi
su ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.
 Ayakları yıkarken şöyle dua edilir: “Ya Rabbi!
Birtakım ayakların kayacağı günde, benim
ayaklarımı sırat üzerinde sâbit kıl!”

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest sonunda kelime-i şehâdet (eşhedü enlâ ilahe illallah
ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh) getirmek,
 Abdestten artan sudan kıbleye karşı ayakta bir miktar içmek
ve bu sırada; “allah’ım beni her günah işledikçe tevbe eden
ve günahtan kaçınıp tertemiz bulunan salih kullarından
kıl” diye dua edilir ve
 Abdestin sonunda bir, iki veya üç defa kadir sûresi’ni okunur,
 Abdestten sonra, kerâhet vakti değilse iki rekat nafile namaz
kılınır.

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR
Abdeste başlarken önce niyet edilir, sonra eûzü-besmele çekilir. Sonra da her
bir âzayı yıkarken şu duâlar okunur:

ً‫الم ُْنورا‬
َ ‫َا ْل َح ْم ُد ل ّله َّالذى َج َع َل ْاْلَ َاء َط ُهو ًرا َو ْا ِال ْس‬
ِ ِ

“Suyu temizleyici, İslâmı da nûr kılan Allah'a hamdolsun.”

َ‫َا ّلل ُه َّم َاع ّنى َعلى ت َال َوة ْال ُق ْران َوذ ْكر َك َو ُش ْْكر َك َو ُح ْسن ع َب َادتك‬
ِ ِ ِ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ ِ ِ

Ağıza su verirken:

“Ey Allahım, Kur'an okumak, seni zikir ve sana şükür etmek, sana olan ibâdeti
güzelleştirmek hususlarında bana yardım et!..”

َ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ ْ َ َ َ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
‫حة الن ِار‬
ْ ‫اللهم ا ِرحنى را ِئحة الجن ِة والت ِرحنى را ِئ‬

Buruna su verirken:

“Allahım, bana Cennet kokusunu duyur, Cehennem kokusunu hissettirme!”
Yüzü yıkarken:

ٌ‫س َو ُّد ُو ُجوه‬
ٌ ‫ض ُو ُج‬
ْْ ‫وه َو َت‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم َب ّي‬
ُّ ‫ض َو ْجهى َي ْو َم َت ْب َي‬
ِ

“Allahım, yüzlerin kiminin ak, kiminin kara olduğu o günde, benim yüzümü kara değil,
ak çıkar!”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ‫َا ّلل ُه َّم َا ْعطنى ك َتابى ب َيمينى َوح‬
ً‫اس ْبنى ِح َس ًْابا َيسيًا‬
ِ ِ
ِ
ِ ِ
Sağ kolu yıkarken:

“Allahım, kitâbımı sağımdan ver, hesabımı da kolay eyle!”

Sol kolunu yıkarken:
َْ
ّ َ
َ َ
َ
ُ
َ
َ
ْ
َ
َ
َ
ْ
َّ
ُ
‫اللهم ال تع ِطنى ِكتابى ِبيسارى وال ِمن ور ِاء ْظه ِرى‬
“Allahım, kitâbımı solumdan ve arkamdan verme.”

َ َ meshederken:
َ َّ َ َّ ُ ّ َ
َ
َ
َ‫ال ظ ّْل ا َّال ظ ُّل َع ْرشك‬Başı
َ
ْ
َ
ْ
ّ
ْ
ِ ِ ِ ِ ‫اللهم ا ِظلنى تحت ِظ ِل عر ِشك يوم‬
ِ
“Allahım, Arşının gölgesinden başka gölge olmadığı günde, beni Arşının gölgesinde
gölgelendir.”
Kulaklara meshederken:
َ
َ
َ
َّ
ُ‫ذين َي ْستم ُعو َن ْال َق ْو َل ْف َيتب ُعون ا ْح َس َنه‬
َ ‫اج َع ْلنى م َن َّال‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم‬
ِ
ِ
ِ
“Allahım, beni sözü dinleyip de en güzeline uyanlardan eyle.”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ َ ْ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
َ
َ
‫اللهم اع ِتق رقبتى ِمن الن ِار‬
Boynu mesh ederken:

“Allahım, boynumu Cehennem ateşinden âzâd eyle!”
Ayakları yıkarken:
ْ
َ
ْ
َ
َ‫َا ّلل ُه َّم َث ّب ْت َقد‬
ّ ‫مى َع َلى‬
ُ‫الص َراط َي ْو َم تز ُّْل فيه االق َدام‬
َّ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ

“Allahım, ayakların Sırat üstünde kaydığı günde, ayaklarımı sırat üstünde sâbit eyle,
kaydırma!..”
Abdest tekmil olduktan sonra abdest suyundan içilir ve bu dua okunur:

َ‫اج َع ْلنى م ْن ع َْبادك‬
َّ ‫اج َع ْلنى م َن‬
َ ‫ن ْاْلُ َت َط ّهر‬
َْ ‫اج َع ْلنى م‬
ْ ‫ين َو‬
ْ ‫الت َّواب َين َو‬
ْ ‫َا َّلل ُه َّم‬
ِ ِ ِ ِ
َ‫َ ِ ِ َ َ ْ َ ْ ِ َ َّ ِ َ ِ َ َ ْ ٌ َِ َ ِ ْ ْ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ن‬
ْ ‫الصا ِل ِحين واجعل ِنى ِمن ال ِذين الخوف علي ِه ْم والهم يحزنو‬

“Allahım! Beni çok tevbe edenlerden, temizliğe çok dikkat edenlerden, salih kullarından
ve kendileri için korku ve hüznün olmadığı kimselerden eyle.”

Abdest sonunda “Kelime-i Şehâdet” (eşhedü enlâ ilahe illallah ve eşhedü enne
muhammeden abdühû ve resûlüh) getirilir. Bununla birlikte bir, iki veya üç defa
“Kadir” sûresi yada “Ayetel Kürsi” okunur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest uzuvlarında yara veya hastalık bulunması halinde nasıl abdest alınır?
Abdest uzuvlarından birinde yara veya hastalık bulunan kişi, bu organın
yıkanması zarar verecekse, yıkamayıp ıslak elle mesheder. Mesh edilmesinin de zarar
vermesi durumunda, bu da terk edilir. Bu rahatsızlık abdest veya gusül uzuvlarının
çoğunluğunda ise, abdest veya gusül yerine teyemmüm edilir.
Özürlü nasıl abdest alır, özrü sebebiyle elbisesine bulaşan necasetin hükmü nedir?
Özürlüler, her vakit için abdest alır ve mazeret teşkil eden rahatsızlığından
başka abdest bozan bir hal meydana gelmedikçe, bu abdestle o vakit içerisinde dilediği
gibi namaz kılar, Kur’an-ı Kerim okur ve diğer ibadetlerini yaparlar. Namaz vaktinin
çıkmasıyla veya başka abdest bozan bir halin meydana gelmesiyle özürlü kimsenin
abdesti bozulur.
Kişiyi özürlü kılan hal, bir namaz vakti boyunca hiç meydana gelmezse, özür
ortadan kalkmış olur ve o kimse özür sahibi olmaktan çıkar.
Özürlü kimseden akan kan, irin, idrar gibi şeylerin çamaşıra bulaşması halinde,
bundan kaçınılması mümkün değil ve temizlendiğinde tekrar bulaşacaksa çamaşır
yıkanmadan namaz kılınabilir. Fakat elbiseye tekrar bulaşmayacaksa, yıkanması gerekir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Bedeninde veya bir uzvunda sargı ya da yara bulunan kimse nasıl abdest alır?
Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık veya yaradan dolayı sargı
bulunduğunda, abdest alırken veya guslederken bu sargı çözülerek altı yıkanır ve yaranın
üstü mesh edilir. Ancak sargının çözülmesinin zararlı olması hâlinde çözülmeyip üzerine
mesh edilebilir. Sargı üzerine meshin meşruluğu sünnetle sabittir. Hz. Ali (r.a.) şöyle
demiştir: “Bileklerimden biri kırılmıştı. Peygamber (s.a.s.)’e sordum, O da sargıların
üzerine mesh etmemi emretti.“ (İbn Mace, Taharet, 134.)
Sargının bir defa mesh edilmesi yeterlidir. Yapılan bu mesh ile, o uzuv hükmen
yıkanmış olur. Sargının abdestsiz veya cünüp iken sarılmış olması meshe engel olmadığı
gibi, sargı üzerine meshin belirli bir süresi de yoktur; yara veya kırık iyileşinceye kadar
aynı sargı üzerine mesh edilebilir. Üzerine mesh ettikten sonra sargının değiştirilmesi veya
düşmesi hâlinde, mesh bozulmaz; iade edilmesi de gerekmez. Ancak, yaranın iyileşmesi
hâlinde, sargı açılmış olsun veya olmasın, mesh bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Tedavi maksadı ile cilde sürülen ilaç vb. maddeler abdeste engel olur mu?
Abdest alırken yıkanması gereken bir organın üzerine tedavi maksadı ile
merhem vb. bir madde sürülmüşse; su zarar vermiyorsa abdest alırken bu organın
yıkanması gerekir. Eğer yıkamak zarar veriyorsa ıslak elle üzerine mesh edilir.
Mesh etmek de zararlı ise o da terk edilir. Çünkü dinimiz zaruretler hâlinde
yasakları mübah kılmış, kişiye kaldıramayacağı yükü yüklememiş, zorluğun giderilmesini
ilke edinmiştir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Diş doldurtmak veya kaplatmak abdest ve gusle engel olur mu?
Tedavi amacıyla diş doldurmak veya kaplatmak caiz olup abdest ve guslün
sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak çıkarılıp takılabilen/sabit olmayan dişlerin gusül
abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması gerekir.
Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de kaplandıktan sonra,
dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı hükmünü alır. Bu sebeple, ağız yıkanınca,
kaplama yapılan dişler de yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi, gerektiğinde tedavi amaçlı
olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve abdest ya da gusül alıp, ibadetlerini
yapabilir.
Yapılan bu işlem tedavi amaçlı ve zorunlu olduğundan, mezhepler arasında bir
ihtilaf söz konusu değildir. Diş dolgusu veya kaplaması konusundaki ihtilaflar, guslün veya
abdestin geçerli olup olmayacağı konusuyla alakalı bir durum değildir. Çıkan dişin yerine
bağlandığında kullanılan tel veya başka bir madde, çok sıkı bağlanacağı için, suyun altına
girmesine engel olur. Buna rağmen fukaha, kopan dişi yerine bağlatmanın caiz olduğunda
görüş birliği içindedirler.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

İdrar torbası kullanmak zorunda olan hastaların abdesti bozulmuş olur mu?
Devamlı burun kanaması, idrarı tutamama, kusma, yaranın devamlı kanaması,
kadınlardaki akıntı gibi abdesti bozan ve en az bir namaz vakti süresince devam eden ve
her namaz vaktinde tekrarlanan bedenî rahatsızlıklara özür/mazeret, böyle kimselere de
özür sahibi kimse denilir.
Buna göre; kendisinden devamlı idrar geldiği için idrar torbası kullanmak
zorunda olan hastalar, dinî açıdan özür sahibi konumundadırlar. Özür sahipleri, her namaz
için vakit çıktığında abdest almak suretiyle namazlarını kılarlar.
Bu abdestle vakit içinde diledikleri kadar farz veya nafile namaz kılabilirler.
Ancak mümkün olduğunca namaza başlamadan önce torbadaki idrarın boşaltılmış
olmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle abdeste başlamadan önce idrar torbası
boşaltılmalıdır. Şu kadar var ki, vakit namazı için abdest alındıktan sonra, torba içinde
biriken idrar ile kılınan namaz geçerlidir. Bu özürleri dışında abdesti bozan başka bir hal
olmadıkça, vakit içinde abdestleri devam eder, vakit çıkınca bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan bir kadın teyemmüm ederek namazını
kılabilir mi?
Yalnızca erkeklerin veya hem erkeklerin hem de kadınların bulunduğu bir
ortamda gusül abdesti almak durumunda kalan bir kadın gusül abdestini tehir eder.
Dolayısıyla, suyu kullanmaktan aciz olduğu için teyemmüm ederek namazını kılar.
Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan kadın ise, namaz vaktinin sonlarına
kadar bekler. Eğer vaktin çıkacağından korkarsa teyemmüm ederek, namazını kılar. Ancak
o namazı iade eder .

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Su mevcut olduğu halde abdest alıncaya kadar namaz vaktinin çıkmasından endişe
eden kişi teyemmümle namaz kılabilir mi?
Abdest alma imkânı varken, cuma namazı ve vakit namazları gibi vaktinde
kılınamadığı zaman kaza edilen namazların, vaktin çıkacağı endişesi ile teyemmüm ederek
kılınması caiz değildir. Zira abdest alındığı takdirde bu namazlara yetişilemezse, cuma
namazı yerine öğle namazı, vakit namazı yerine kaza namazı kılınır.
Maliki Mezhebi’ne göre, su ile abdest alma imkânı var iken, abdest veya gusül
alındığı takdirde beş vakit namazdan birinin vakti geçecek ise bu namaz teyemmüm
ederek kılınır.
Varis çorabı üzerine mesh yapılabilir mi?
Varis hastalığından dolayı ayağa giyilmesi gereken özel çoraplar, kırık, çıkık
üzerindeki sargı hükmün dedir. (İbn Mace,Taharet,134.) Bu itibarla, varis çorapları
üzerine meshedilmesinde bir sakınca yoktur

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Kol ve bacakları olmayan kimsenin abdesti eksik olur mu?
Yüce Allah din konusunda bize hiçbir zorluk yüklememiştir. (Hacc, 22ı78.)
“Köre, topala da vebal ve hastaya güçlük yoktur.“ (Fetih, 48ı17.) anlamındaki
ayetler buna delildir. İnsanlar ancak yapabileceklerinden sorumludurlar.
Hastalığı veren de yükümlülükle ri yükleyen de Allah’tır. Dolayısıyla kişi gücü
neye yetiyorsa onu yapmakla mükelleftir. Kol ve bacakları olmayan kişiden abdestte bu
organları yıkama yükümlülüğü düşer. Ancak bu kimsenin, bu özründen dolayı namaz
yükümlülüğü düşmez.
Kendisine abdest aldıracak yardımcı birileri yoksa ve kendisi de bir şekilde
abdest alma yöntemi bulamazsa, yüzünün iki yanını toprak veya toprak cinsinden bir şeye
dokundurarak teyemmüm eder. Elleri ve kolları olmayan veya kesilmiş olan kimse yalnız
yüzünü yere sürerek teyemmüm yapar.
Eğer yüzünde bir yara veya özür varsa teyemmüm etmeksizin namazı kılar. Bu
imkâna da sahip değilse, namazını yapabildiği şekilde ima ile kılar. Özürlü bir kimse, ancak
kendisi gibi özürlü birisine namaz kıldırabilir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Saç boyası, kına, ruj, oje, jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani
midir?
Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa,
abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması
gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken
uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır.
Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan
maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce
giderilmesi gerekir. Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşturmayan saç boyası,
kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Tuvalette abdest alınabilir mi?
Tuvalette abdest alınmasında bir sakınca yoktur. Ancak böyle yerlerde
besmele, zikir ve duaların içten söylenmesi uygun olur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest ve gusülün tam olup olmadığı konusundaki vesveseye
itibar edilir mi?
Vesvese, çeşitli sebeplerle insanın yaşadığı kararsızlık,
şüphe ve kuruntu halidir. Vesvese sebebi ile, gusül ve abdestin
tekrarlanması gerekmez. Vesvese gelse bile abdest ve gusle devam
edilmelidir.
Kişi vesveseye itibar etmemeye çalışmalı, içe doğan şüphe
ve tereddüt hallerinin asılsız olduğunu kendine telkin etmeli,
ayrıca zaman zaman Felak ve Nas Surelerini, anlamlarını da
düşünerek okumalıdır.
Güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest ve gusül alınır mı?
Güneş enerjisi ile ısıtılan su ile, temiz olmak kaydıyla, abdest almak
ve gusletmekte dinen bir sakınca yoktur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAKTA GEREKLİDİR
İyi veya kötü hareketleri organlarımızla yaparız. El işler yapar, yıkar ve
yazar; ağız yer içer, iyi ve kötü sözler söyler, konuşur; burun koklar, gözler görür,
kollar saldırır ve yakalar; kulaklar işitir ve dinler; ayaklar ise bizi pek çok yere
götürür. Bütün bunlar zaman zaman günah ve yasak sınırını aşabilir.
İşte abdest sırasında içimizden geçireceğimiz dualarla, söz konusu
edilen olumsuz hareketlerin etkisinden kurtulmaya çalışabiliriz. Abdest alacak
kimse önce niyet eder. Bu bir rûhî-mânevî hazırlıktır. Hakk'ın huzuruna çıkmaya
niyet etmek ve hazırlanmak demektir. Sonra besmele çekerek ve Allah'ın
yardımını dileyerek abdeste başlar.
Abdest alan insan samimî bir dille ve içten bir duyguyla, eksiklik ve
hatalarını Hakk'ın huzurunda itiraf edip, bunları yıkamasını ve silmesini kulluğa
yakışan bir tavırla O'na arz eder, duasının kabulü için yalvarıp yakarır. Böylece
bilinci ve içtenliği ölçüsünde ruhen temizlenip arınmış bir halde huzura varmaya,
namaza durmaya hazır hâle gelir.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Su nasıl maddî kirleri temizliyorsa, tövbe de manevî kirleri yok eder
diye düşünerek abdest organlarımı yıkamalıyım. Halkın gördüğü yer olan
bedenimi ve elbisemi temiz tutar da Hakk'ın nazar ettiği yer olan kalbimi
tertemiz tutmazsam yanlış yapmış olurum diye inanmalıyım. Bedenim gibi
kalbimi de kötü ve kirli şeylerden arındırmaya çalışmalıyım şuurunda bir abdes
gerçek mahiyeti ile abdest olmuş olur.
Şemsî'nin dediği gibi: " Pâdişah konmaz saraya hâne mâmur
olmadan.” önce hanemizi mamur hale getirelim kalbimizi tezkiye edlim sonra
organlarımızı temizleyeli.
Yûnus Emre söylüyor: " Tanla durup başın kaldır ellerini suya daldır /
Hem şeytanın boynunu vur hem nefs dahi ölse gerek." (“Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr.
Mehmet Demirci)

Beyazid-i Bistâmî şöyle dermiş: "Ne zaman dünya düşüncesi
gönlümden geçse abdest alırım; âhiret düşüncesi geçince de gusül yaparım."

Prof. Dr. Mehmet Demirci hocamızın Altınoluk dergisinde yayınlanmış olan “Abdestin
İç Anlamı” isimli makalesinde Gönül ehli kimseler iç anlam olarak abdestin ve temizliğin beş
derecesinden söz ettiklerini belitir ve bunları İçten dışa doğru şöylece sıralar:

1. Rûhun abdesti: Rûhun, hayvanlık seviyesine ait bilgisizlikten ve Allah'tan gayri
şeyleri görme gafletinden arınmasıdır. Ruh Allah'tan gayrı şeyleri görmekten arınsa,
Gaffar olan Allah'ın nûru onu kuşatır. Kötü düşüncelerini temizlese takvâ elbisesine
kavuşur. Nefsin tezkiye ederse iç huzuruna ve itmi'nâna ulaşır.
2. Sırrın abdesti: Burada "sır", rûhun rûhu demek olup; onun abdesti gösterişten (riyâ),
arzu ve isteklerin esiri olmaktan, kendini beğenmişlikten, baş olma tutkusundan, aşırı
dünya isteği ve mevki sahibi olma ihtirasından arınmaktır. Bunun neticesinde ihlâs nûru
ortaya çıkar. Dünya sevgisinden arınırsa âhiret sevgisi doğar.
3. Kalbin ve gönlün abdesti: İki yüzlülük, bozgunculuk ve kötü ahlâktan uzak durmaktır.
Büyüklenme yıkanınca, alçak gönüllük doğar. Çekememezlik kirleri yıkansa, iyilik;
düşmanlık yıkansa, Allah sevgisi görünür.
4. Dilin abdesti: Yalan, dedi-kodu, iftira ve boş sözden, insanların ayıplarını merak
etmekten ve gizli hallerini ortaya çıkarmaktan, faydasız konuşmaktan uzak durmaktır.
Yalan ve koğuculuk yıkansa, doğruluk ve vefâ doğar. İftira ve itham etme yıkansa, sevgi
görülür. Faydasız ve boş söz bırakılsa yararlı şeyler konuşulur veya Allah'ın adı anılır.
5. Zâhir abdesti: Bu, bildiğimiz abdesttir. Neticesinde Abdest alan kimsenin yüzünü
yıkaması, mahşer günü yüzünün nurlu olmasına yol açar. Kolunu yıkayınca cömertlik
nurları hasıl olur. Ayrıca amel defterinin sağ eline verilmesi gibi bir lûtfa erişir. Ayağını
yıkayınca, âhiretteki manevî engelleri kolaylıkla geçme imkânı doğmuş olur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Abdest alırken gerçekleşen dış temizliğin, iç temizliği ile
birlikte gelişmesi için şunlar da tavsiye edilir: Eller yıkanırken
kalbin de aşırı dünya sevgisinden yıkanması gerekir. Ağıza su
alınırken, onunla boş şeyleri anmamaya azmetmelidir. Yüz
yıkandığı zaman, yüzü Hak'tan başka şeylere çevirmemeye söz
vermelidir. Ayağı yıkarken, Hak yolda bulunma gayreti
pekiştirilmelidir.
Dış temizlik su ile, iç temizlik ise tövbe ile ve Hakk'ın
kapısına dönmekle mümkün olur.

Bedenin bütün uzuvlarına madden ve manen abdest
aldırmak gerekir. Bedene su ile nasıl ki abdest aldırıyorsak, her bir
uzvumuzu Yaratının rızasına uygun işler yaptırmak suretiyle
manevi abdestimizide almamız gerekmektedir.
Abdestin suyu günaha bakan gözleri, günahla kızaran yüzü
de arındırır. Ağzı abdest suyu ile çalkaladığımız zaman, bizi günaha
sokan kelimeler, bu kelimeleri oluşturan dil ve dişler pir-ü pak
olur. Başımızı mesh ettiğimizde zihnimizden geçen günahlar bir bir
dökülür. Kulaklara değen abdest suyu bu organın dikkat kesilip
dinlediği günahkar sözleri siler süpürür. Ve en nihayet bizi günahın
kapısına kadar yürüten ayaklarımızı yıkarız. Onlar da günahtan
kurtulmuş olur.
Yüce Rabbim abdestimizi en güzel şekilde alıp
ibadetlerimizi kendi rızasına uygun olarak yapmayı cümlemize
nasip etsin.

Bu Sunum İdris YAVUZYİĞİT Tarafında; “İhtiyar” Mevsılî,
“Bidayetu’l Müctehit” Ahmet İbn Rüşd El Kurtubi, “Büyük İslam İlmihali”
Ömer Nasuhi Bilmen (A. Fikri Yavuz), “İslam İlmihali” Lütfi Şentürk Ve
Seyfettin Yazıcı (Diyanet), “İlmihal” Heyet (TDV), “Delilleriyle İslam
İlmihali” Hamdi Döndüren, “Şafii İlmihali” Mehmet Keskin (Diyanet), “Din
Görevlisinin El Kitabı” Mevlüt Özcan, “Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr. Mehmet
DEMİRCİ; “Abdestin Fazileti Ve İbadetler Açısından Önemi” Ahmet ÜNAL;
“Abdestin Manası Ve Önemi” Mustafa Kutlu’ya Ait Kitap, Makale Ve Vaaz
Örneklerinden İstifade Edilmek Suretiyle Hazırlanmıştır.
Rabbim Eser Sahiplerinden Ölenlere Rahmetiyle, Yaşayanlara Lutuf
Ve Keremiyle Tecelli Eylesin Ve İki Cihan Saadeti İhsan Etsin.


Slide 9

Abdest Almanın Önemi
ve Fıkhi Boyutu
İdris YAVUZYİĞİT
[email protected]

Abdestin Önemi
Abdestin Tanımı
Abdest Çeşitleri
Abdestin Farzları
Abdestin Sünnetleri
Abdestin Adapları

Abdesti Bozan Durumlar

Abdestin Alınışı
Abdest Duaları
Fıkhi Sorular
Abdestin İç Anlamı

ABDEST

َ ْ ُ ْ ُ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َ
ُ ْ َ ٰ َّ
‫وة فاغ ِسلوا‬
‫يا ايها ال ٖذين امنوا ِاذا قمت ْم ِالى الصل‬
ِ
َ ‫ُو ُج‬
ْ‫وه ُك ْم َو َا ْي ِد َي ُك ْم ِا َلى ْاْلَ َرا ِْفق َو ْام َس ُحوا ب ُر ُؤس ُك ْم‬
ِ ِ
ِ
ْ َ ْ ُ َُ ََْ
َ
ْ
ْ
َ
‫وارجلكم ِالى الكعبي ِ ْن‬
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya
kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize
kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip,
topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)”.

(MÂİDE suresi 6.

ayet)

ABDEST

Bu âyet, teyemmüm âyeti olarak adlandırılır. Fakat
âyette abdestin farzları tesbit edilmektedir. Dolayısıyla bir
abdest âyeti olduğu şüphesizdir.
Şu kadar var ki, abdest bu âyet ile farz kılınmış değildir.
Çünkü abdest Mekke’de namazla beraber farz kılınmış ve
İslâm’da hiçbir zaman abdestsiz namaz kılınmamıştır.
Oysa bu âyet-i kerîme Medîne’de, hicretin 6. yılında,
Benî Mustalik Gazvesi’nde cereyan eden meşhur “İfk hâdisesi”
üzerine gece susuz bir yerde kalınıp abdest almak mümkün
olmadığından dolayı nâzil olmuştur.
Hz.Âişe vâlidemize münafıklar tarafından çirkin bir iftira
yapıldığı için bu olaya ifk (iftira) olayı denilmiştir.

ABDESTİN FAZİLETİ

َ َ َ َّ َ َ ْ
َ َََ َ
َ
ْ‫خ َط َاي ُاه من‬
ْ
َ
ْ ‫ خرجت‬، ‫من توضأ فأحـسن الوضـوء‬
ِ
َ
ْ َ َّ
ْ
َ
َ
ُ
‫تحت أظفا ِر ِْه‬
ِ ‫جس ِد ِه حتى تخرج ِمن‬
“Kim

güzelce abdest alırsa, o kimsenin
günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün
vücudundan çıkar.” (Riyasü’s-Salihin, 1028; Müslim, Tahâret 33)

ُْ َ ُ ُ ُّ
‫ر‬
» ‫يمان‬
ْ ِ ‫اإل‬
‫ر‬
«
‫ط‬
‫ش‬
‫و‬
‫ه‬
‫الط‬
ِ

Ebû Mâlik el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır.” (Riyasü’s-Salihin, 1033; Müslim, Tahâret 1)

َ ْ َ َّ َ ً ّ ُ َ
َ‫َّ ُ َّ ُ ْ َ ْ ن‬
َ
ْ
َ
‫القيام ِ ْة غرا محج ِلين ِمن ْآث ِار‬
‫« ِإن أمتي يدعو يوم‬
ِ
َ
َ
َ
َ
ُ
ُ
َ
َ
َ
ْ
ْ
ُ
ْ
ْ
ْ
َّ
» ‫ فليفعل‬، ‫من استطاع ِمنكم أن ْي ِطيل غرته‬
ِ
ِ ‫الوضوء ف‬
ٌ
. ‫متفق عليه‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’i:
“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde,

abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak
olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten
kimse bunu yapsın” buyururken işittim. (Riyazüs Salihin, abdestin fazileti, 1026;
Buhârî, Vudû‘ 3; Müslim, Tahâret 35)

Bu Hadis bizlere:
1. Abdesti farzlarına, sünnetlerine, müstehaplarına ve edeplerine riayet ederek
almak gerekir. Böyle yapmak müstehaptır.
2. Abdest, insanın yüzünü nurlandırır, el ve ayaklarını ağartır. Bu hem maddî hem
manevî anlamda böyledir.
3. Allah Teâlâ, kıyamet gününde ve mahşer yerinde yüzü nurlu, el ve ayakları parlak
olanlara özel muamelede bulunur. Çünkü bunlar sâlihler ve ibadet ehli mü’minlerdir.
4. Abdestte ayakları yıkamak asla terkedilmemelidir.

ABDESTİN FAZİLETİ

ُْ ُ ْ َ
ُْ َ ُ َْ ُ َُْ
ُ
ُ
ُ
ُ
» ‫الحلية ِمن اْلؤ ِم ِن ح ْيث يبلغ الوضـوء‬
ِ ‫« تبلغ‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Ben dostum sallallahu
aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:
“Mü’minin

nuru ve beyazlığı, abdest
suyunun ulaştığı yere kadar varır.” (Müslim, Tahâret 40)

َ َّ َ َ
ُ ُ
َ َُ
َ َ ُ ْ َ
ْ
َ
َ
ُّ‫كل‬
ْ ‫جه ِه‬
ِ ‫« ِإذا تو َضأ َالعبد اْل‬
ِ ‫سلم أ ِو اْلؤ َ ِمن فغسل َ ْوجهه خرجَ ِمن َو‬
َ َ
ْ
َ
ْ
ْ
َ
ْ
‫ َف ِإذا غسل يدي ِه‬، ‫اْلاء‬
‫اْلاء أو مع آ‬
‫خطيئة نظر ِإليها ِبعيني ِه مع‬
‫خر قط ِر‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ْ َ
َ ََ ُ
َ َ َ َ َ ُّ ُ
َ
ْ
ْ
ْ
َ
‫ط ِر‬
َْ ‫يديه كل خطيئ ٍة كان بطشتها يداه مع اْل ِاء أو مع ِآخر ق‬
‫ خرج ِمن‬،
ِ
َ َ
َ ُّ ُ ْ َ َ َ
َ
ْ‫ط َيئة َم َشتها رجاله مع اْلاء ْأو‬
ْ
َ
ِ
ِ
ٍ ْ ِ ‫ خرجت كل خ‬، ‫ ف ِإذا غسل ِرجلي ِه‬، ‫اْلاء‬
ِ
َ
ُّ
َ
ُ
َ
َ
ًّ
ُ
. ‫ حتى يخرج ن ِقيا ِمن الذن ْو ِب »رواه مسلم‬، ‫اْلاء‬
‫طر‬
‫ق‬
‫آخر‬
‫ع‬
‫م‬
ِ ِ ِ

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve
yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest
suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini
yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –
veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını
yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah
abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar.
Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (Müslim,
Tahâret 32; Tirmizî, Tahâret 2; Riyasü’s-Salihin, 1030)

َ ُ ْ ُ َّ َ َ ْ َّ
َ ْ َ ْ َ ْ َ َّ َ ُ ْ
ْ ُ َ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َّ
َ
‫ن‬
: » ‫ ِوددت أنا قد رأينا ِْإخواننا‬، ‫الحقو‬
‫نين ِوإنا ِإن شاء‬
‫« السالم عليكم دار ق ٍوم مؤ ِم‬
ِ ‫الله ِْبك َم‬
ِ
َ
ُْ َ َ َ ّ َ ُ َ ْ َ
َ َ ُ َ
َّ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
َ
َ
ُ
ْ
ْ
ْ
» ‫ وإخواننا َال َذين لم َ يأتوا بعد‬، ‫ « أنتم أصحابي‬: ‫ أولسنا ِإخوانك يا رسول الل ِه ؟ قال‬: ‫قالوا‬
ُ
َْ ْ َ ْ َ ُ ْ َ
َ َ َْ
ُ
ُ‫له‬
َ
ُ
َّ
َ
ُ
ْ
ْ
َّ
َ
ْ ‫ « أرأيت لو أن رجال‬: ‫ كيف تع ِرف من لم يأتوا بعد من أم َِتك يا رسول هللا ؟ فقال‬: ‫قالوا‬
ُ َ
َ
َ
َّ ُ
َ ‫حج َل ٌة ْبي‬
َّ ‫َخ ْي ٌل ُغ ٌّر ُم‬
ْ ‫ أال‬، ‫ظهر ْي َخ ْيل ُد ْهم ب ْهم‬
َ ‫ َق‬، ‫الل ِ ْه‬
ْ
‫ بلى يا رسول‬: ‫يع ِْر ُف َخ ْيل ُه ؟ » قالوا‬
‫ال‬
‫ن‬
ِ ٍ ٍ
ٍ
َ
ُ
ُ ‫َ َّ ُ ْ ْ ُ َن‬
َ
َ
ُ
َ
َّ
ُ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
ًّ
‫و‬
. ‫ ِ »ر اه مسلم‬
ِ ‫ «ف ِإنهم يأتو غرا محج ِلين ِمن الوض‬:
ِ ‫ وأنا فر ْطهم على الحو‬، ‫وء‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem kabristana geldi ve:

“Selâm size ey mü’minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız.
Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim” dedi. Ashâb-ı kirâm:
– Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah? dediler. Resûl-i Ekrem:
– “Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb:
– Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah’ın Resûlü?
dediler. Peygamber Efendimiz:
– “Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at
sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?” diye sordu. Sahâbe:
– Evet, tanır, ey Allah’ın Resûlü, dediler. Resûl-i Kibriyâ:
“İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler.
Ben havzın başına onlardan önce varacağım” buyurdular. (Müslim, Tahâret 39; Riyasü’sSalihin, 1031 )

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ
Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el suyu”
anlamına gelen abdest, belirli ibadetlerin ifasının ön şartı olan ve kendisi
de ibadet mahiyetinde görülen bir nevi hükmî temizliktir.
Arapça karşılığı güzellik, temizlik ve parlaklık anlamına gelen
“vudû”dur.
Fıkıhta abdest, “belli uzuvları usulüne uygun olarak su ile yıkamak
ve bazılarını da eldeki su ıslaklığı ile meshetmek” şeklindeki ibadet
temizliği olarak tarif edilir.(TDV, İslam İlmihali 1. cilt, s 195)
Fıkıh dilinde maddî kirlilikten temizlenme “necasetten taharet”
olarak anılır; hükmî kirlilik olan hadesten temizlik ise birer hükmi temizlik
usulleri olan abdest ve gusülle olur.

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ

Abdest ile ağız, diş, burun, el, yüz ve ayaklar gibi
kirlenmeye ve dışarıdan gelecek mikroplara en açık uzuvlar
günde birkaç defa su ile temizlenir.
Bu sayede vücudun sinir sistemi ve kan dolaşımı daha
düzenli hale gelir ve vücuda fizikî-tıbbî birçok fayda sağlar.
Abdest, namaz ibadetini ifa için yüce Allah'ın
huzuruna çıkacak müminin manevî ve ruhî hazırlık ve temizliği
de demektir.
Bu yüzden abdest, maddî temizlikle manevî temizliği
birleştirici, müslümana manevî yönden destek ve güç sağlayıcı
bir anlam ve öneme sahiptir.

ABDEST’İN HÜKMÜ / ÇEŞİTLERİ
1.

Farz Abdest:
1.
2.
3.
4.

Namaz Kılmak,
Cenaze Namazı Kılmak,
Tilâvet Ve Şükür Secdesi Yapmak,
Kur'an'a Dokunmak İçin Abdest Almak Farzdır.

Vacip Abdest: Kabe'yi Tavaf Etmek İçin Abdest Hanefilere Göre Vaciptir.
3. Mendup Abdest:
2.

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.

Yatmadan Önce Abdest Almak,
Vakit Namazları İçin Ayrı Ayrı Abdest Almak,
Kuran Okumak,
Dini Kitaplara Dokunmak,
Hadis Okumak,
Peygamberimizin Kabrini Ziyaret Etmek,
Arafat’ta Vakfa Yapmak,
Safa Ve Merve Arasında Say Yapmak,
Ezan Okumak,
Cenaze Yıkamak,
Her İşe Abdestli Olarak Başlamak,
Her Zaman Abdestli Bulunmak İçin Ve
Öfkelendikten,yalan Söyledikten Ve Gıybet Ettikten Sonra Abdest
Almak Mendup’dur.

ABDEST’İN MEZHEPLERE GÖRE FARZLARI
FARZLAR

HANEFİ

ŞAFİİ

MALİKİ

HNBELİ

YÜZÜ YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

KOLLARI YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

BAŞI MESH ETMEK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

AYAKLARI YIKAMA

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

NİYET ETMEK

SÜNNET

FARZ

FARZ

FARZ

TERTİBE RİAYET

SÜNNET

FARZ

SÜNNET

FARZ

MUVALAT

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

FARZ

BESMELE

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

OVARAK YIKAMAK

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

ABDEST’İN FARZLARI
1.

2.

3.

4.

Yüzü bir kere yıkamak (yüzün sınırları: saçın bittiği yerden kulak
yumuşağından çene altına kadar olan kısım. Sakal, bıyık ve kaşların altına
suyun ulaşması gerekir. Yüz yıkanırken sakal sık ise üstünü yıkamak
yeterlidir.)
Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak (abdest alırken parmaktaki
yüzüğün altına su alacak şekilde oynatılması, el, yüz ve ayakta bulunan ve
suyun deriye temasını önleyen maddelerin imkân dahilinde temizlenmesi
gerekir.)
Başın dörtte birini mesh etmek (dörtte birinin el içi su ıslaklığıyla mesh
edilmesi hanefîler'e göre yeterlidir. Başın “nâsiye” denilen ön tarafına
mesh edilmesi daha faziletlidir. Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Şâfiîler'e göre başın mesh miktarı daha azdır, bir saç teli. )
Ayakları topukları ile beraber bir kez yıkamak (suyun parmaklar arasına
ulaşması sağlanmalıdır. Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi su
ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.)

ABDEST’İN SÜNNETLERİ

1.
2.
3.
4.

Abdest almaya niyet etmek,
Başlarken besmele çekmek,
Elleri bileklerle birlikte üç defa yıkamak,
Ağız ve buruna su çekip iyi bir ağız ve burun temizliği
(mazmaza ve istinşak) yapmak,
5. Misvak kullanmak veya dişleri fırçalamak,
6. Sakalın içine su girmesini sağlamak,
7. El parmaklarını birbirine sokup ovuşturmak,
8. Başın tamamını elin ıslaklığıyla mesh etmek,
9. Boynu mesh etmek,
10. Abdest uzuvlarını yıkarken sıraya uymak,
11. Abdeste sağ uzuvlardan başlamak,
12. Uzuvları üçer defa yıkamak
13. Su ile iyice ovmak (delk),
14. Abdeste ara vermeden tamamlamak.

ABDEST’İN SÜNNETLERİ
1.
2.
3.
4.

5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.

Niyet etmek: “Niyet ettim, Allah rızası için abdest almaya” denilmesi müstehaptır.
Abdeste başlarken önce temiz olan elleri bileklere kadar yıkamak.
Abdeste “Eûzü” ve “besmele” ile başlamak.
Mazmaza ve İstinşak: Elleri yıkadıktan sonra önce üç defa ağıza su alınıp çalkalanması ve
dışarı atılmasına “mazmaza”, üç defa da burunun yumuşağına kadar su alınmasına ise
“istinşak” denilir. Ağız ve buruna her su almada, alınan su yenilenir.
Mazmaza ve istinşakta mübalağa etmek. Fakat oruçlu kimseler mübalağa yapmazlar.
Misvak Kullanmak
Tertibi gözetmek. Şâfiî ve Hanbelîlere göre farzdır.
Abdeste sağ taraflardan başlamak
Abdest uzuvlarını üçer defa yıkamak: Birer defası farz, diğerleri sünnettir. Üçten fazla veya
eksik yıkamak sünnete aykırıdır. Çoğu fakihlere göre başı bir defa meshetmek yeterlidir.
Abdestte elleri veya ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak. Parmakları hilâllemek.
Sakalı hilâllemek: Abdest alırken sık sakalı bulunanların sakallarını, parmaklarını sakalın içine
sokarak alt taraftan üst tarafa doğru hareket ettirmesine hilâlleme denir.
Başın tamamını bir su ile meshetmek: Buna “kaplama mesh” denir.
Kulakları meshetmek: Çoğu fakihlere göre, yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi
sünnettir.
Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile ovmak
Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamak. Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
Boynu meshetmek: Başı ve kulakları meshettikten sonra iki elin arkaları ile ve üçer parmakla
yeni bir su almaya gerek olmaksızın boyun meshedilir.

ABDEST’İN ADAPLARI
Abdestin Âdabından Maksat, Abdestin Farzlarının Ve Sünnetlerinin Daha Uygun
Şekilde Ve Ortamda, Mükemmel Bir Şekilde Yerine Getirilmesini Sağlamaktır.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.

12.
13.

Abdest Alırken -Mümkünse- Kıbleye Dönmek,
Abdest Sularını Vücuda Ve Elbiseye Sıçratmamak,
Dünya İşlerine İlişkin Konuşmamak,
Abdest Dualarını Veya Bildiği Dualardan Okumak,
Suyu Ölçülü Kullanmak,
Daha Vakit Girmeden Abdest Alıp Namaza Hazır Bulunmak,
Bir Özür Bulunmadıkça Abdestte Başkasından Yardım İstememek,
Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını Yoklamak, Suyu Dirsek Ve
Topukların Yukarılarına Kadar Ulaştırmak,
Nehir Veya Deniz Kenarında Bile Su İsrafından Kaçınmak,
Abdest Sonunda Kelime-i Şehâdet (Eşhedü Enlâ İlahe İllallah Ve Eşhedü Enne
Muhammeden Abdühû Ve Resûlüh) Getirmek,
Abdestten Artan Sudan Kıbleye Karşı Ayakta Bir Miktar İçmek Ve Bu Sırada;
“Allah’ım Beni Her Günah İşledikçe Tevbe Eden Ve Günahtan Kaçınıp Tertemiz
Bulunan Salih Kullarından Kıl” Diye Dua Etmek,
Abdestin Sonunda Bir, İki Veya Üç Defa Kadir Sûresi’ni Okumak,
Abdestten Sonra, Kerâhet Vakti Değilse İki Rekat Nafile Namaz Kılmak.

ABDEST’İ BOZAN DURUMLA
1. İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necasetin,
herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
2. Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir maddenin
çıkması. (Şâfıî ve mâlikîler'e göre bozmaz.) Vücuttan çıkan kan, irin ve sarı
su akmadığı veya çıktığı yerin çevresine dağılmadığı sürece abdesti bozmaz.
3. Ağız dolusu kusmak.
4. Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan
durumlar.
5. Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek.
6. Cinsî münasebet veya fahiş (aşırı) temas ve dokunma.
7. Mazeret halinin sona ermesi. Su bulamadığı için teyemmüm eden kimse suyu
bulunca, mest üzerine mesh yapan kimsenin -yolcu olanlara üç, yolcu
olmayanlara bir gün olarak tanınan- mesh süresi dolunca, özürlü kimse için
de namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur.
8. Hanefîler'in dışındaki üç mezhebe göre bir kimsenin kendi cinsel organına
temas da abdesti bozar.

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest suyunun elbiseye sıçramayacağı bir konum
alınır,
 Mümkünse kıbleye dönülür,
 Abdeste “eûzü” ve “besmele” çekilir,
 Niyet ve besmele ile abdeste başlayıp “niyet ettim, allah
rızası için abdest almaya” denir,
 Su ölçülü kullanılır, fazla açılmaz, israftan kaçınılır,
 Abdestte elleri parmak uçlarından başlanır,
 Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da
hilallenerek üç defa yıkanır,
 El, yüz ve ayakta bulunan ve suyun deriye temasını
önleyen cilt üzerindeki hamur, boya, sakız gibi
maddeler temizlenir,
 Parmakta yüzük varsa oynatılır,
 Misvak veya diş fırçası ile bunlar yoksa sağ elin
parmaklarıyla dişler temizlenir,
 Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile iyice ovarak
yıkanır

ABDESTİN ALINIŞI

 Ağız, Sağ El Avucuna Alınan Su İle Üç Defa
Çalkanıp iyice Temizlenir,
 Ağız Ve Buruna Her Su Almada, Alınan Su
Yenilenir.
 Üç Defa Da Burna Sağ El İle Su Çekilip Her
Defasında Burun Sol Elle Temizlenir.
 Oruçlu Olmayan Kimse Ağız Ve Burnun Her
Yerine Suyun İyice Ulaşmasını Sağlar.
 Mazmaza Ve İstinşakta Mübalağa Etmek Gerekir.
Fakat Oruçlu Kimseler Mübalağa Yapmazlar.
 Ağza su alırken “Allah’ım! Bana peygamberinin
kevser havuzundan, bir daha sonsuza kadar
susamayacağım bir kâse su ihsan buyur.” diye
duada bulunur,
 Burnu yıkarken de “Allah’ım! Beni nimetlerinin
ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum
bırakma.”der.

ABDESTİN ALINIŞI
 Üç Kere Yüz Yıkanır.
 Birer Defası Farz, Diğerleri Sünnettir. Üçten Fazla
Veya Eksik Yıkamak Sünnete Aykırıdır.
 Saçın Bittiği Yerden Kulak Yumuşağından Çene Altına
Kadar Olan Kısım Yıkanmalıdır.
 Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını
Yoklamak adaptandır,
 Sakal, Bıyık Ve Kaşların Altına Suyun Ulaşması
Gerekir.
 Abdest Alırken Sık Sakalı Bulunanların Sakallarını,
Parmaklarını Sakalın İçine Sokarak Alt Taraftan Üst
Tarafa Doğru Hareket Ettirmesi Gerekir, Adaptandır,
 Yüz Yıkanırken Sakal Sık İse Üstünü Yıkamak
Yeterlidir.
 Yüzü yıkarken “Allah’ım! Bazı yüzlerin beyazlanacağı,
bazı yüzlerin de kararacağı günde, benim yüzümü ak
kıl.” diyerek dua etmek abdest adaplarındandır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak farz
üçe tamamlamak sünnettir,
 Kolları yıkamaya sağ koldan başlanır, sol kolla
devam edilir,
 Suyu Dirseklerin dört parmak yukarısına Kadar
Ulaştırmak gerekir,
 Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamalıyız.
Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
 Kolları iyice ovarak yıkanır.
 Sağ kolu yıkarken “Allah’ım! Bana amel
defterimi sağ yanımdan ver ve benim hesabımı
kolay kıl!” diye dua edilir
 Sol kolu yıkarken “Ey Rabbim! Bana kitabımı sol
yanımdan ve arka yönden verme ve şiddetli bir
hesap ile sorguya çekme” diye dua edilir

ABDESTİN ALINIŞI











Başın dörtte birinin elin içinin su ile ıslatılıp mesh edilmesi
hanefîler'e göre yeterlidir.
Başın “nâsiye” denilen ön tarafına mesh edilmesi daha
faziletlidir.
Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Başın tamamını bir su ile meshetmeye “kaplama mesh” denir
ki bu şekilde mesh etmek sünnettir.
Baş mesh edilirken elin saçların dibine doğru sokulmasına
veya ileri geri hareket ettirilmesine gerek yoktur.
Başı meh ederken“ilâhi, beni rahmetinle yarlığa, benim
üzerime bereketinden indir.” Diye dua etmek uygundur.
Yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi sünnettir.
Küçük parmağımızı kulağımızın içeine doğru sokup baş
parmağımızla kulağımızın arkasını mesh etmek şeklinde
yapılır
Boynu meshetmek: başı ve kulakları meshettikten sonra iki
elin arkaları ile ve üçer parmakla yeni bir su almaya gerek
olmaksızın boyun meshedilir.
Ellerin parmak uçları ensede birbirine değerek boyna doğru
çekilmek suretiyle yapılır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Ayakları topukları ile beraber bir kez
yıkamak
farzdır,
üçe
tamamlanması
sünnettir.
 Suyun
parmaklar
arasına
ulaşması
sağlanmalıdır.
 Önce sağ sonra sol ayak, parmak uçlarından
başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dahil
olmak üzere yıkanır.
 Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.
 Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi
su ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.
 Ayakları yıkarken şöyle dua edilir: “Ya Rabbi!
Birtakım ayakların kayacağı günde, benim
ayaklarımı sırat üzerinde sâbit kıl!”

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest sonunda kelime-i şehâdet (eşhedü enlâ ilahe illallah
ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh) getirmek,
 Abdestten artan sudan kıbleye karşı ayakta bir miktar içmek
ve bu sırada; “allah’ım beni her günah işledikçe tevbe eden
ve günahtan kaçınıp tertemiz bulunan salih kullarından
kıl” diye dua edilir ve
 Abdestin sonunda bir, iki veya üç defa kadir sûresi’ni okunur,
 Abdestten sonra, kerâhet vakti değilse iki rekat nafile namaz
kılınır.

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR
Abdeste başlarken önce niyet edilir, sonra eûzü-besmele çekilir. Sonra da her
bir âzayı yıkarken şu duâlar okunur:

ً‫الم ُْنورا‬
َ ‫َا ْل َح ْم ُد ل ّله َّالذى َج َع َل ْاْلَ َاء َط ُهو ًرا َو ْا ِال ْس‬
ِ ِ

“Suyu temizleyici, İslâmı da nûr kılan Allah'a hamdolsun.”

َ‫َا ّلل ُه َّم َاع ّنى َعلى ت َال َوة ْال ُق ْران َوذ ْكر َك َو ُش ْْكر َك َو ُح ْسن ع َب َادتك‬
ِ ِ ِ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ ِ ِ

Ağıza su verirken:

“Ey Allahım, Kur'an okumak, seni zikir ve sana şükür etmek, sana olan ibâdeti
güzelleştirmek hususlarında bana yardım et!..”

َ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ ْ َ َ َ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
‫حة الن ِار‬
ْ ‫اللهم ا ِرحنى را ِئحة الجن ِة والت ِرحنى را ِئ‬

Buruna su verirken:

“Allahım, bana Cennet kokusunu duyur, Cehennem kokusunu hissettirme!”
Yüzü yıkarken:

ٌ‫س َو ُّد ُو ُجوه‬
ٌ ‫ض ُو ُج‬
ْْ ‫وه َو َت‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم َب ّي‬
ُّ ‫ض َو ْجهى َي ْو َم َت ْب َي‬
ِ

“Allahım, yüzlerin kiminin ak, kiminin kara olduğu o günde, benim yüzümü kara değil,
ak çıkar!”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ‫َا ّلل ُه َّم َا ْعطنى ك َتابى ب َيمينى َوح‬
ً‫اس ْبنى ِح َس ًْابا َيسيًا‬
ِ ِ
ِ
ِ ِ
Sağ kolu yıkarken:

“Allahım, kitâbımı sağımdan ver, hesabımı da kolay eyle!”

Sol kolunu yıkarken:
َْ
ّ َ
َ َ
َ
ُ
َ
َ
ْ
َ
َ
َ
ْ
َّ
ُ
‫اللهم ال تع ِطنى ِكتابى ِبيسارى وال ِمن ور ِاء ْظه ِرى‬
“Allahım, kitâbımı solumdan ve arkamdan verme.”

َ َ meshederken:
َ َّ َ َّ ُ ّ َ
َ
َ
َ‫ال ظ ّْل ا َّال ظ ُّل َع ْرشك‬Başı
َ
ْ
َ
ْ
ّ
ْ
ِ ِ ِ ِ ‫اللهم ا ِظلنى تحت ِظ ِل عر ِشك يوم‬
ِ
“Allahım, Arşının gölgesinden başka gölge olmadığı günde, beni Arşının gölgesinde
gölgelendir.”
Kulaklara meshederken:
َ
َ
َ
َّ
ُ‫ذين َي ْستم ُعو َن ْال َق ْو َل ْف َيتب ُعون ا ْح َس َنه‬
َ ‫اج َع ْلنى م َن َّال‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم‬
ِ
ِ
ِ
“Allahım, beni sözü dinleyip de en güzeline uyanlardan eyle.”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ َ ْ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
َ
َ
‫اللهم اع ِتق رقبتى ِمن الن ِار‬
Boynu mesh ederken:

“Allahım, boynumu Cehennem ateşinden âzâd eyle!”
Ayakları yıkarken:
ْ
َ
ْ
َ
َ‫َا ّلل ُه َّم َث ّب ْت َقد‬
ّ ‫مى َع َلى‬
ُ‫الص َراط َي ْو َم تز ُّْل فيه االق َدام‬
َّ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ

“Allahım, ayakların Sırat üstünde kaydığı günde, ayaklarımı sırat üstünde sâbit eyle,
kaydırma!..”
Abdest tekmil olduktan sonra abdest suyundan içilir ve bu dua okunur:

َ‫اج َع ْلنى م ْن ع َْبادك‬
َّ ‫اج َع ْلنى م َن‬
َ ‫ن ْاْلُ َت َط ّهر‬
َْ ‫اج َع ْلنى م‬
ْ ‫ين َو‬
ْ ‫الت َّواب َين َو‬
ْ ‫َا َّلل ُه َّم‬
ِ ِ ِ ِ
َ‫َ ِ ِ َ َ ْ َ ْ ِ َ َّ ِ َ ِ َ َ ْ ٌ َِ َ ِ ْ ْ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ن‬
ْ ‫الصا ِل ِحين واجعل ِنى ِمن ال ِذين الخوف علي ِه ْم والهم يحزنو‬

“Allahım! Beni çok tevbe edenlerden, temizliğe çok dikkat edenlerden, salih kullarından
ve kendileri için korku ve hüznün olmadığı kimselerden eyle.”

Abdest sonunda “Kelime-i Şehâdet” (eşhedü enlâ ilahe illallah ve eşhedü enne
muhammeden abdühû ve resûlüh) getirilir. Bununla birlikte bir, iki veya üç defa
“Kadir” sûresi yada “Ayetel Kürsi” okunur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest uzuvlarında yara veya hastalık bulunması halinde nasıl abdest alınır?
Abdest uzuvlarından birinde yara veya hastalık bulunan kişi, bu organın
yıkanması zarar verecekse, yıkamayıp ıslak elle mesheder. Mesh edilmesinin de zarar
vermesi durumunda, bu da terk edilir. Bu rahatsızlık abdest veya gusül uzuvlarının
çoğunluğunda ise, abdest veya gusül yerine teyemmüm edilir.
Özürlü nasıl abdest alır, özrü sebebiyle elbisesine bulaşan necasetin hükmü nedir?
Özürlüler, her vakit için abdest alır ve mazeret teşkil eden rahatsızlığından
başka abdest bozan bir hal meydana gelmedikçe, bu abdestle o vakit içerisinde dilediği
gibi namaz kılar, Kur’an-ı Kerim okur ve diğer ibadetlerini yaparlar. Namaz vaktinin
çıkmasıyla veya başka abdest bozan bir halin meydana gelmesiyle özürlü kimsenin
abdesti bozulur.
Kişiyi özürlü kılan hal, bir namaz vakti boyunca hiç meydana gelmezse, özür
ortadan kalkmış olur ve o kimse özür sahibi olmaktan çıkar.
Özürlü kimseden akan kan, irin, idrar gibi şeylerin çamaşıra bulaşması halinde,
bundan kaçınılması mümkün değil ve temizlendiğinde tekrar bulaşacaksa çamaşır
yıkanmadan namaz kılınabilir. Fakat elbiseye tekrar bulaşmayacaksa, yıkanması gerekir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Bedeninde veya bir uzvunda sargı ya da yara bulunan kimse nasıl abdest alır?
Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık veya yaradan dolayı sargı
bulunduğunda, abdest alırken veya guslederken bu sargı çözülerek altı yıkanır ve yaranın
üstü mesh edilir. Ancak sargının çözülmesinin zararlı olması hâlinde çözülmeyip üzerine
mesh edilebilir. Sargı üzerine meshin meşruluğu sünnetle sabittir. Hz. Ali (r.a.) şöyle
demiştir: “Bileklerimden biri kırılmıştı. Peygamber (s.a.s.)’e sordum, O da sargıların
üzerine mesh etmemi emretti.“ (İbn Mace, Taharet, 134.)
Sargının bir defa mesh edilmesi yeterlidir. Yapılan bu mesh ile, o uzuv hükmen
yıkanmış olur. Sargının abdestsiz veya cünüp iken sarılmış olması meshe engel olmadığı
gibi, sargı üzerine meshin belirli bir süresi de yoktur; yara veya kırık iyileşinceye kadar
aynı sargı üzerine mesh edilebilir. Üzerine mesh ettikten sonra sargının değiştirilmesi veya
düşmesi hâlinde, mesh bozulmaz; iade edilmesi de gerekmez. Ancak, yaranın iyileşmesi
hâlinde, sargı açılmış olsun veya olmasın, mesh bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Tedavi maksadı ile cilde sürülen ilaç vb. maddeler abdeste engel olur mu?
Abdest alırken yıkanması gereken bir organın üzerine tedavi maksadı ile
merhem vb. bir madde sürülmüşse; su zarar vermiyorsa abdest alırken bu organın
yıkanması gerekir. Eğer yıkamak zarar veriyorsa ıslak elle üzerine mesh edilir.
Mesh etmek de zararlı ise o da terk edilir. Çünkü dinimiz zaruretler hâlinde
yasakları mübah kılmış, kişiye kaldıramayacağı yükü yüklememiş, zorluğun giderilmesini
ilke edinmiştir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Diş doldurtmak veya kaplatmak abdest ve gusle engel olur mu?
Tedavi amacıyla diş doldurmak veya kaplatmak caiz olup abdest ve guslün
sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak çıkarılıp takılabilen/sabit olmayan dişlerin gusül
abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması gerekir.
Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de kaplandıktan sonra,
dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı hükmünü alır. Bu sebeple, ağız yıkanınca,
kaplama yapılan dişler de yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi, gerektiğinde tedavi amaçlı
olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve abdest ya da gusül alıp, ibadetlerini
yapabilir.
Yapılan bu işlem tedavi amaçlı ve zorunlu olduğundan, mezhepler arasında bir
ihtilaf söz konusu değildir. Diş dolgusu veya kaplaması konusundaki ihtilaflar, guslün veya
abdestin geçerli olup olmayacağı konusuyla alakalı bir durum değildir. Çıkan dişin yerine
bağlandığında kullanılan tel veya başka bir madde, çok sıkı bağlanacağı için, suyun altına
girmesine engel olur. Buna rağmen fukaha, kopan dişi yerine bağlatmanın caiz olduğunda
görüş birliği içindedirler.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

İdrar torbası kullanmak zorunda olan hastaların abdesti bozulmuş olur mu?
Devamlı burun kanaması, idrarı tutamama, kusma, yaranın devamlı kanaması,
kadınlardaki akıntı gibi abdesti bozan ve en az bir namaz vakti süresince devam eden ve
her namaz vaktinde tekrarlanan bedenî rahatsızlıklara özür/mazeret, böyle kimselere de
özür sahibi kimse denilir.
Buna göre; kendisinden devamlı idrar geldiği için idrar torbası kullanmak
zorunda olan hastalar, dinî açıdan özür sahibi konumundadırlar. Özür sahipleri, her namaz
için vakit çıktığında abdest almak suretiyle namazlarını kılarlar.
Bu abdestle vakit içinde diledikleri kadar farz veya nafile namaz kılabilirler.
Ancak mümkün olduğunca namaza başlamadan önce torbadaki idrarın boşaltılmış
olmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle abdeste başlamadan önce idrar torbası
boşaltılmalıdır. Şu kadar var ki, vakit namazı için abdest alındıktan sonra, torba içinde
biriken idrar ile kılınan namaz geçerlidir. Bu özürleri dışında abdesti bozan başka bir hal
olmadıkça, vakit içinde abdestleri devam eder, vakit çıkınca bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan bir kadın teyemmüm ederek namazını
kılabilir mi?
Yalnızca erkeklerin veya hem erkeklerin hem de kadınların bulunduğu bir
ortamda gusül abdesti almak durumunda kalan bir kadın gusül abdestini tehir eder.
Dolayısıyla, suyu kullanmaktan aciz olduğu için teyemmüm ederek namazını kılar.
Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan kadın ise, namaz vaktinin sonlarına
kadar bekler. Eğer vaktin çıkacağından korkarsa teyemmüm ederek, namazını kılar. Ancak
o namazı iade eder .

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Su mevcut olduğu halde abdest alıncaya kadar namaz vaktinin çıkmasından endişe
eden kişi teyemmümle namaz kılabilir mi?
Abdest alma imkânı varken, cuma namazı ve vakit namazları gibi vaktinde
kılınamadığı zaman kaza edilen namazların, vaktin çıkacağı endişesi ile teyemmüm ederek
kılınması caiz değildir. Zira abdest alındığı takdirde bu namazlara yetişilemezse, cuma
namazı yerine öğle namazı, vakit namazı yerine kaza namazı kılınır.
Maliki Mezhebi’ne göre, su ile abdest alma imkânı var iken, abdest veya gusül
alındığı takdirde beş vakit namazdan birinin vakti geçecek ise bu namaz teyemmüm
ederek kılınır.
Varis çorabı üzerine mesh yapılabilir mi?
Varis hastalığından dolayı ayağa giyilmesi gereken özel çoraplar, kırık, çıkık
üzerindeki sargı hükmün dedir. (İbn Mace,Taharet,134.) Bu itibarla, varis çorapları
üzerine meshedilmesinde bir sakınca yoktur

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Kol ve bacakları olmayan kimsenin abdesti eksik olur mu?
Yüce Allah din konusunda bize hiçbir zorluk yüklememiştir. (Hacc, 22ı78.)
“Köre, topala da vebal ve hastaya güçlük yoktur.“ (Fetih, 48ı17.) anlamındaki
ayetler buna delildir. İnsanlar ancak yapabileceklerinden sorumludurlar.
Hastalığı veren de yükümlülükle ri yükleyen de Allah’tır. Dolayısıyla kişi gücü
neye yetiyorsa onu yapmakla mükelleftir. Kol ve bacakları olmayan kişiden abdestte bu
organları yıkama yükümlülüğü düşer. Ancak bu kimsenin, bu özründen dolayı namaz
yükümlülüğü düşmez.
Kendisine abdest aldıracak yardımcı birileri yoksa ve kendisi de bir şekilde
abdest alma yöntemi bulamazsa, yüzünün iki yanını toprak veya toprak cinsinden bir şeye
dokundurarak teyemmüm eder. Elleri ve kolları olmayan veya kesilmiş olan kimse yalnız
yüzünü yere sürerek teyemmüm yapar.
Eğer yüzünde bir yara veya özür varsa teyemmüm etmeksizin namazı kılar. Bu
imkâna da sahip değilse, namazını yapabildiği şekilde ima ile kılar. Özürlü bir kimse, ancak
kendisi gibi özürlü birisine namaz kıldırabilir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Saç boyası, kına, ruj, oje, jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani
midir?
Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa,
abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması
gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken
uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır.
Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan
maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce
giderilmesi gerekir. Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşturmayan saç boyası,
kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Tuvalette abdest alınabilir mi?
Tuvalette abdest alınmasında bir sakınca yoktur. Ancak böyle yerlerde
besmele, zikir ve duaların içten söylenmesi uygun olur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest ve gusülün tam olup olmadığı konusundaki vesveseye
itibar edilir mi?
Vesvese, çeşitli sebeplerle insanın yaşadığı kararsızlık,
şüphe ve kuruntu halidir. Vesvese sebebi ile, gusül ve abdestin
tekrarlanması gerekmez. Vesvese gelse bile abdest ve gusle devam
edilmelidir.
Kişi vesveseye itibar etmemeye çalışmalı, içe doğan şüphe
ve tereddüt hallerinin asılsız olduğunu kendine telkin etmeli,
ayrıca zaman zaman Felak ve Nas Surelerini, anlamlarını da
düşünerek okumalıdır.
Güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest ve gusül alınır mı?
Güneş enerjisi ile ısıtılan su ile, temiz olmak kaydıyla, abdest almak
ve gusletmekte dinen bir sakınca yoktur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAKTA GEREKLİDİR
İyi veya kötü hareketleri organlarımızla yaparız. El işler yapar, yıkar ve
yazar; ağız yer içer, iyi ve kötü sözler söyler, konuşur; burun koklar, gözler görür,
kollar saldırır ve yakalar; kulaklar işitir ve dinler; ayaklar ise bizi pek çok yere
götürür. Bütün bunlar zaman zaman günah ve yasak sınırını aşabilir.
İşte abdest sırasında içimizden geçireceğimiz dualarla, söz konusu
edilen olumsuz hareketlerin etkisinden kurtulmaya çalışabiliriz. Abdest alacak
kimse önce niyet eder. Bu bir rûhî-mânevî hazırlıktır. Hakk'ın huzuruna çıkmaya
niyet etmek ve hazırlanmak demektir. Sonra besmele çekerek ve Allah'ın
yardımını dileyerek abdeste başlar.
Abdest alan insan samimî bir dille ve içten bir duyguyla, eksiklik ve
hatalarını Hakk'ın huzurunda itiraf edip, bunları yıkamasını ve silmesini kulluğa
yakışan bir tavırla O'na arz eder, duasının kabulü için yalvarıp yakarır. Böylece
bilinci ve içtenliği ölçüsünde ruhen temizlenip arınmış bir halde huzura varmaya,
namaza durmaya hazır hâle gelir.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Su nasıl maddî kirleri temizliyorsa, tövbe de manevî kirleri yok eder
diye düşünerek abdest organlarımı yıkamalıyım. Halkın gördüğü yer olan
bedenimi ve elbisemi temiz tutar da Hakk'ın nazar ettiği yer olan kalbimi
tertemiz tutmazsam yanlış yapmış olurum diye inanmalıyım. Bedenim gibi
kalbimi de kötü ve kirli şeylerden arındırmaya çalışmalıyım şuurunda bir abdes
gerçek mahiyeti ile abdest olmuş olur.
Şemsî'nin dediği gibi: " Pâdişah konmaz saraya hâne mâmur
olmadan.” önce hanemizi mamur hale getirelim kalbimizi tezkiye edlim sonra
organlarımızı temizleyeli.
Yûnus Emre söylüyor: " Tanla durup başın kaldır ellerini suya daldır /
Hem şeytanın boynunu vur hem nefs dahi ölse gerek." (“Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr.
Mehmet Demirci)

Beyazid-i Bistâmî şöyle dermiş: "Ne zaman dünya düşüncesi
gönlümden geçse abdest alırım; âhiret düşüncesi geçince de gusül yaparım."

Prof. Dr. Mehmet Demirci hocamızın Altınoluk dergisinde yayınlanmış olan “Abdestin
İç Anlamı” isimli makalesinde Gönül ehli kimseler iç anlam olarak abdestin ve temizliğin beş
derecesinden söz ettiklerini belitir ve bunları İçten dışa doğru şöylece sıralar:

1. Rûhun abdesti: Rûhun, hayvanlık seviyesine ait bilgisizlikten ve Allah'tan gayri
şeyleri görme gafletinden arınmasıdır. Ruh Allah'tan gayrı şeyleri görmekten arınsa,
Gaffar olan Allah'ın nûru onu kuşatır. Kötü düşüncelerini temizlese takvâ elbisesine
kavuşur. Nefsin tezkiye ederse iç huzuruna ve itmi'nâna ulaşır.
2. Sırrın abdesti: Burada "sır", rûhun rûhu demek olup; onun abdesti gösterişten (riyâ),
arzu ve isteklerin esiri olmaktan, kendini beğenmişlikten, baş olma tutkusundan, aşırı
dünya isteği ve mevki sahibi olma ihtirasından arınmaktır. Bunun neticesinde ihlâs nûru
ortaya çıkar. Dünya sevgisinden arınırsa âhiret sevgisi doğar.
3. Kalbin ve gönlün abdesti: İki yüzlülük, bozgunculuk ve kötü ahlâktan uzak durmaktır.
Büyüklenme yıkanınca, alçak gönüllük doğar. Çekememezlik kirleri yıkansa, iyilik;
düşmanlık yıkansa, Allah sevgisi görünür.
4. Dilin abdesti: Yalan, dedi-kodu, iftira ve boş sözden, insanların ayıplarını merak
etmekten ve gizli hallerini ortaya çıkarmaktan, faydasız konuşmaktan uzak durmaktır.
Yalan ve koğuculuk yıkansa, doğruluk ve vefâ doğar. İftira ve itham etme yıkansa, sevgi
görülür. Faydasız ve boş söz bırakılsa yararlı şeyler konuşulur veya Allah'ın adı anılır.
5. Zâhir abdesti: Bu, bildiğimiz abdesttir. Neticesinde Abdest alan kimsenin yüzünü
yıkaması, mahşer günü yüzünün nurlu olmasına yol açar. Kolunu yıkayınca cömertlik
nurları hasıl olur. Ayrıca amel defterinin sağ eline verilmesi gibi bir lûtfa erişir. Ayağını
yıkayınca, âhiretteki manevî engelleri kolaylıkla geçme imkânı doğmuş olur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Abdest alırken gerçekleşen dış temizliğin, iç temizliği ile
birlikte gelişmesi için şunlar da tavsiye edilir: Eller yıkanırken
kalbin de aşırı dünya sevgisinden yıkanması gerekir. Ağıza su
alınırken, onunla boş şeyleri anmamaya azmetmelidir. Yüz
yıkandığı zaman, yüzü Hak'tan başka şeylere çevirmemeye söz
vermelidir. Ayağı yıkarken, Hak yolda bulunma gayreti
pekiştirilmelidir.
Dış temizlik su ile, iç temizlik ise tövbe ile ve Hakk'ın
kapısına dönmekle mümkün olur.

Bedenin bütün uzuvlarına madden ve manen abdest
aldırmak gerekir. Bedene su ile nasıl ki abdest aldırıyorsak, her bir
uzvumuzu Yaratının rızasına uygun işler yaptırmak suretiyle
manevi abdestimizide almamız gerekmektedir.
Abdestin suyu günaha bakan gözleri, günahla kızaran yüzü
de arındırır. Ağzı abdest suyu ile çalkaladığımız zaman, bizi günaha
sokan kelimeler, bu kelimeleri oluşturan dil ve dişler pir-ü pak
olur. Başımızı mesh ettiğimizde zihnimizden geçen günahlar bir bir
dökülür. Kulaklara değen abdest suyu bu organın dikkat kesilip
dinlediği günahkar sözleri siler süpürür. Ve en nihayet bizi günahın
kapısına kadar yürüten ayaklarımızı yıkarız. Onlar da günahtan
kurtulmuş olur.
Yüce Rabbim abdestimizi en güzel şekilde alıp
ibadetlerimizi kendi rızasına uygun olarak yapmayı cümlemize
nasip etsin.

Bu Sunum İdris YAVUZYİĞİT Tarafında; “İhtiyar” Mevsılî,
“Bidayetu’l Müctehit” Ahmet İbn Rüşd El Kurtubi, “Büyük İslam İlmihali”
Ömer Nasuhi Bilmen (A. Fikri Yavuz), “İslam İlmihali” Lütfi Şentürk Ve
Seyfettin Yazıcı (Diyanet), “İlmihal” Heyet (TDV), “Delilleriyle İslam
İlmihali” Hamdi Döndüren, “Şafii İlmihali” Mehmet Keskin (Diyanet), “Din
Görevlisinin El Kitabı” Mevlüt Özcan, “Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr. Mehmet
DEMİRCİ; “Abdestin Fazileti Ve İbadetler Açısından Önemi” Ahmet ÜNAL;
“Abdestin Manası Ve Önemi” Mustafa Kutlu’ya Ait Kitap, Makale Ve Vaaz
Örneklerinden İstifade Edilmek Suretiyle Hazırlanmıştır.
Rabbim Eser Sahiplerinden Ölenlere Rahmetiyle, Yaşayanlara Lutuf
Ve Keremiyle Tecelli Eylesin Ve İki Cihan Saadeti İhsan Etsin.


Slide 10

Abdest Almanın Önemi
ve Fıkhi Boyutu
İdris YAVUZYİĞİT
[email protected]

Abdestin Önemi
Abdestin Tanımı
Abdest Çeşitleri
Abdestin Farzları
Abdestin Sünnetleri
Abdestin Adapları

Abdesti Bozan Durumlar

Abdestin Alınışı
Abdest Duaları
Fıkhi Sorular
Abdestin İç Anlamı

ABDEST

َ ْ ُ ْ ُ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َ
ُ ْ َ ٰ َّ
‫وة فاغ ِسلوا‬
‫يا ايها ال ٖذين امنوا ِاذا قمت ْم ِالى الصل‬
ِ
َ ‫ُو ُج‬
ْ‫وه ُك ْم َو َا ْي ِد َي ُك ْم ِا َلى ْاْلَ َرا ِْفق َو ْام َس ُحوا ب ُر ُؤس ُك ْم‬
ِ ِ
ِ
ْ َ ْ ُ َُ ََْ
َ
ْ
ْ
َ
‫وارجلكم ِالى الكعبي ِ ْن‬
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya
kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize
kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip,
topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)”.

(MÂİDE suresi 6.

ayet)

ABDEST

Bu âyet, teyemmüm âyeti olarak adlandırılır. Fakat
âyette abdestin farzları tesbit edilmektedir. Dolayısıyla bir
abdest âyeti olduğu şüphesizdir.
Şu kadar var ki, abdest bu âyet ile farz kılınmış değildir.
Çünkü abdest Mekke’de namazla beraber farz kılınmış ve
İslâm’da hiçbir zaman abdestsiz namaz kılınmamıştır.
Oysa bu âyet-i kerîme Medîne’de, hicretin 6. yılında,
Benî Mustalik Gazvesi’nde cereyan eden meşhur “İfk hâdisesi”
üzerine gece susuz bir yerde kalınıp abdest almak mümkün
olmadığından dolayı nâzil olmuştur.
Hz.Âişe vâlidemize münafıklar tarafından çirkin bir iftira
yapıldığı için bu olaya ifk (iftira) olayı denilmiştir.

ABDESTİN FAZİLETİ

َ َ َ َّ َ َ ْ
َ َََ َ
َ
ْ‫خ َط َاي ُاه من‬
ْ
َ
ْ ‫ خرجت‬، ‫من توضأ فأحـسن الوضـوء‬
ِ
َ
ْ َ َّ
ْ
َ
َ
ُ
‫تحت أظفا ِر ِْه‬
ِ ‫جس ِد ِه حتى تخرج ِمن‬
“Kim

güzelce abdest alırsa, o kimsenin
günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün
vücudundan çıkar.” (Riyasü’s-Salihin, 1028; Müslim, Tahâret 33)

ُْ َ ُ ُ ُّ
‫ر‬
» ‫يمان‬
ْ ِ ‫اإل‬
‫ر‬
«
‫ط‬
‫ش‬
‫و‬
‫ه‬
‫الط‬
ِ

Ebû Mâlik el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır.” (Riyasü’s-Salihin, 1033; Müslim, Tahâret 1)

َ ْ َ َّ َ ً ّ ُ َ
َ‫َّ ُ َّ ُ ْ َ ْ ن‬
َ
ْ
َ
‫القيام ِ ْة غرا محج ِلين ِمن ْآث ِار‬
‫« ِإن أمتي يدعو يوم‬
ِ
َ
َ
َ
َ
ُ
ُ
َ
َ
َ
ْ
ْ
ُ
ْ
ْ
ْ
َّ
» ‫ فليفعل‬، ‫من استطاع ِمنكم أن ْي ِطيل غرته‬
ِ
ِ ‫الوضوء ف‬
ٌ
. ‫متفق عليه‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’i:
“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde,

abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak
olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten
kimse bunu yapsın” buyururken işittim. (Riyazüs Salihin, abdestin fazileti, 1026;
Buhârî, Vudû‘ 3; Müslim, Tahâret 35)

Bu Hadis bizlere:
1. Abdesti farzlarına, sünnetlerine, müstehaplarına ve edeplerine riayet ederek
almak gerekir. Böyle yapmak müstehaptır.
2. Abdest, insanın yüzünü nurlandırır, el ve ayaklarını ağartır. Bu hem maddî hem
manevî anlamda böyledir.
3. Allah Teâlâ, kıyamet gününde ve mahşer yerinde yüzü nurlu, el ve ayakları parlak
olanlara özel muamelede bulunur. Çünkü bunlar sâlihler ve ibadet ehli mü’minlerdir.
4. Abdestte ayakları yıkamak asla terkedilmemelidir.

ABDESTİN FAZİLETİ

ُْ ُ ْ َ
ُْ َ ُ َْ ُ َُْ
ُ
ُ
ُ
ُ
» ‫الحلية ِمن اْلؤ ِم ِن ح ْيث يبلغ الوضـوء‬
ِ ‫« تبلغ‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Ben dostum sallallahu
aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:
“Mü’minin

nuru ve beyazlığı, abdest
suyunun ulaştığı yere kadar varır.” (Müslim, Tahâret 40)

َ َّ َ َ
ُ ُ
َ َُ
َ َ ُ ْ َ
ْ
َ
َ
ُّ‫كل‬
ْ ‫جه ِه‬
ِ ‫« ِإذا تو َضأ َالعبد اْل‬
ِ ‫سلم أ ِو اْلؤ َ ِمن فغسل َ ْوجهه خرجَ ِمن َو‬
َ َ
ْ
َ
ْ
ْ
َ
ْ
‫ َف ِإذا غسل يدي ِه‬، ‫اْلاء‬
‫اْلاء أو مع آ‬
‫خطيئة نظر ِإليها ِبعيني ِه مع‬
‫خر قط ِر‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ْ َ
َ ََ ُ
َ َ َ َ َ ُّ ُ
َ
ْ
ْ
ْ
َ
‫ط ِر‬
َْ ‫يديه كل خطيئ ٍة كان بطشتها يداه مع اْل ِاء أو مع ِآخر ق‬
‫ خرج ِمن‬،
ِ
َ َ
َ ُّ ُ ْ َ َ َ
َ
ْ‫ط َيئة َم َشتها رجاله مع اْلاء ْأو‬
ْ
َ
ِ
ِ
ٍ ْ ِ ‫ خرجت كل خ‬، ‫ ف ِإذا غسل ِرجلي ِه‬، ‫اْلاء‬
ِ
َ
ُّ
َ
ُ
َ
َ
ًّ
ُ
. ‫ حتى يخرج ن ِقيا ِمن الذن ْو ِب »رواه مسلم‬، ‫اْلاء‬
‫طر‬
‫ق‬
‫آخر‬
‫ع‬
‫م‬
ِ ِ ِ

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve
yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest
suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini
yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –
veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını
yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah
abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar.
Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (Müslim,
Tahâret 32; Tirmizî, Tahâret 2; Riyasü’s-Salihin, 1030)

َ ُ ْ ُ َّ َ َ ْ َّ
َ ْ َ ْ َ ْ َ َّ َ ُ ْ
ْ ُ َ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َّ
َ
‫ن‬
: » ‫ ِوددت أنا قد رأينا ِْإخواننا‬، ‫الحقو‬
‫نين ِوإنا ِإن شاء‬
‫« السالم عليكم دار ق ٍوم مؤ ِم‬
ِ ‫الله ِْبك َم‬
ِ
َ
ُْ َ َ َ ّ َ ُ َ ْ َ
َ َ ُ َ
َّ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
َ
َ
ُ
ْ
ْ
ْ
» ‫ وإخواننا َال َذين لم َ يأتوا بعد‬، ‫ « أنتم أصحابي‬: ‫ أولسنا ِإخوانك يا رسول الل ِه ؟ قال‬: ‫قالوا‬
ُ
َْ ْ َ ْ َ ُ ْ َ
َ َ َْ
ُ
ُ‫له‬
َ
ُ
َّ
َ
ُ
ْ
ْ
َّ
َ
ْ ‫ « أرأيت لو أن رجال‬: ‫ كيف تع ِرف من لم يأتوا بعد من أم َِتك يا رسول هللا ؟ فقال‬: ‫قالوا‬
ُ َ
َ
َ
َّ ُ
َ ‫حج َل ٌة ْبي‬
َّ ‫َخ ْي ٌل ُغ ٌّر ُم‬
ْ ‫ أال‬، ‫ظهر ْي َخ ْيل ُد ْهم ب ْهم‬
َ ‫ َق‬، ‫الل ِ ْه‬
ْ
‫ بلى يا رسول‬: ‫يع ِْر ُف َخ ْيل ُه ؟ » قالوا‬
‫ال‬
‫ن‬
ِ ٍ ٍ
ٍ
َ
ُ
ُ ‫َ َّ ُ ْ ْ ُ َن‬
َ
َ
ُ
َ
َّ
ُ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
ًّ
‫و‬
. ‫ ِ »ر اه مسلم‬
ِ ‫ «ف ِإنهم يأتو غرا محج ِلين ِمن الوض‬:
ِ ‫ وأنا فر ْطهم على الحو‬، ‫وء‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem kabristana geldi ve:

“Selâm size ey mü’minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız.
Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim” dedi. Ashâb-ı kirâm:
– Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah? dediler. Resûl-i Ekrem:
– “Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb:
– Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah’ın Resûlü?
dediler. Peygamber Efendimiz:
– “Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at
sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?” diye sordu. Sahâbe:
– Evet, tanır, ey Allah’ın Resûlü, dediler. Resûl-i Kibriyâ:
“İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler.
Ben havzın başına onlardan önce varacağım” buyurdular. (Müslim, Tahâret 39; Riyasü’sSalihin, 1031 )

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ
Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el suyu”
anlamına gelen abdest, belirli ibadetlerin ifasının ön şartı olan ve kendisi
de ibadet mahiyetinde görülen bir nevi hükmî temizliktir.
Arapça karşılığı güzellik, temizlik ve parlaklık anlamına gelen
“vudû”dur.
Fıkıhta abdest, “belli uzuvları usulüne uygun olarak su ile yıkamak
ve bazılarını da eldeki su ıslaklığı ile meshetmek” şeklindeki ibadet
temizliği olarak tarif edilir.(TDV, İslam İlmihali 1. cilt, s 195)
Fıkıh dilinde maddî kirlilikten temizlenme “necasetten taharet”
olarak anılır; hükmî kirlilik olan hadesten temizlik ise birer hükmi temizlik
usulleri olan abdest ve gusülle olur.

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ

Abdest ile ağız, diş, burun, el, yüz ve ayaklar gibi
kirlenmeye ve dışarıdan gelecek mikroplara en açık uzuvlar
günde birkaç defa su ile temizlenir.
Bu sayede vücudun sinir sistemi ve kan dolaşımı daha
düzenli hale gelir ve vücuda fizikî-tıbbî birçok fayda sağlar.
Abdest, namaz ibadetini ifa için yüce Allah'ın
huzuruna çıkacak müminin manevî ve ruhî hazırlık ve temizliği
de demektir.
Bu yüzden abdest, maddî temizlikle manevî temizliği
birleştirici, müslümana manevî yönden destek ve güç sağlayıcı
bir anlam ve öneme sahiptir.

ABDEST’İN HÜKMÜ / ÇEŞİTLERİ
1.

Farz Abdest:
1.
2.
3.
4.

Namaz Kılmak,
Cenaze Namazı Kılmak,
Tilâvet Ve Şükür Secdesi Yapmak,
Kur'an'a Dokunmak İçin Abdest Almak Farzdır.

Vacip Abdest: Kabe'yi Tavaf Etmek İçin Abdest Hanefilere Göre Vaciptir.
3. Mendup Abdest:
2.

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.

Yatmadan Önce Abdest Almak,
Vakit Namazları İçin Ayrı Ayrı Abdest Almak,
Kuran Okumak,
Dini Kitaplara Dokunmak,
Hadis Okumak,
Peygamberimizin Kabrini Ziyaret Etmek,
Arafat’ta Vakfa Yapmak,
Safa Ve Merve Arasında Say Yapmak,
Ezan Okumak,
Cenaze Yıkamak,
Her İşe Abdestli Olarak Başlamak,
Her Zaman Abdestli Bulunmak İçin Ve
Öfkelendikten,yalan Söyledikten Ve Gıybet Ettikten Sonra Abdest
Almak Mendup’dur.

ABDEST’İN MEZHEPLERE GÖRE FARZLARI
FARZLAR

HANEFİ

ŞAFİİ

MALİKİ

HNBELİ

YÜZÜ YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

KOLLARI YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

BAŞI MESH ETMEK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

AYAKLARI YIKAMA

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

NİYET ETMEK

SÜNNET

FARZ

FARZ

FARZ

TERTİBE RİAYET

SÜNNET

FARZ

SÜNNET

FARZ

MUVALAT

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

FARZ

BESMELE

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

OVARAK YIKAMAK

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

ABDEST’İN FARZLARI
1.

2.

3.

4.

Yüzü bir kere yıkamak (yüzün sınırları: saçın bittiği yerden kulak
yumuşağından çene altına kadar olan kısım. Sakal, bıyık ve kaşların altına
suyun ulaşması gerekir. Yüz yıkanırken sakal sık ise üstünü yıkamak
yeterlidir.)
Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak (abdest alırken parmaktaki
yüzüğün altına su alacak şekilde oynatılması, el, yüz ve ayakta bulunan ve
suyun deriye temasını önleyen maddelerin imkân dahilinde temizlenmesi
gerekir.)
Başın dörtte birini mesh etmek (dörtte birinin el içi su ıslaklığıyla mesh
edilmesi hanefîler'e göre yeterlidir. Başın “nâsiye” denilen ön tarafına
mesh edilmesi daha faziletlidir. Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Şâfiîler'e göre başın mesh miktarı daha azdır, bir saç teli. )
Ayakları topukları ile beraber bir kez yıkamak (suyun parmaklar arasına
ulaşması sağlanmalıdır. Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi su
ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.)

ABDEST’İN SÜNNETLERİ

1.
2.
3.
4.

Abdest almaya niyet etmek,
Başlarken besmele çekmek,
Elleri bileklerle birlikte üç defa yıkamak,
Ağız ve buruna su çekip iyi bir ağız ve burun temizliği
(mazmaza ve istinşak) yapmak,
5. Misvak kullanmak veya dişleri fırçalamak,
6. Sakalın içine su girmesini sağlamak,
7. El parmaklarını birbirine sokup ovuşturmak,
8. Başın tamamını elin ıslaklığıyla mesh etmek,
9. Boynu mesh etmek,
10. Abdest uzuvlarını yıkarken sıraya uymak,
11. Abdeste sağ uzuvlardan başlamak,
12. Uzuvları üçer defa yıkamak
13. Su ile iyice ovmak (delk),
14. Abdeste ara vermeden tamamlamak.

ABDEST’İN SÜNNETLERİ
1.
2.
3.
4.

5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.

Niyet etmek: “Niyet ettim, Allah rızası için abdest almaya” denilmesi müstehaptır.
Abdeste başlarken önce temiz olan elleri bileklere kadar yıkamak.
Abdeste “Eûzü” ve “besmele” ile başlamak.
Mazmaza ve İstinşak: Elleri yıkadıktan sonra önce üç defa ağıza su alınıp çalkalanması ve
dışarı atılmasına “mazmaza”, üç defa da burunun yumuşağına kadar su alınmasına ise
“istinşak” denilir. Ağız ve buruna her su almada, alınan su yenilenir.
Mazmaza ve istinşakta mübalağa etmek. Fakat oruçlu kimseler mübalağa yapmazlar.
Misvak Kullanmak
Tertibi gözetmek. Şâfiî ve Hanbelîlere göre farzdır.
Abdeste sağ taraflardan başlamak
Abdest uzuvlarını üçer defa yıkamak: Birer defası farz, diğerleri sünnettir. Üçten fazla veya
eksik yıkamak sünnete aykırıdır. Çoğu fakihlere göre başı bir defa meshetmek yeterlidir.
Abdestte elleri veya ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak. Parmakları hilâllemek.
Sakalı hilâllemek: Abdest alırken sık sakalı bulunanların sakallarını, parmaklarını sakalın içine
sokarak alt taraftan üst tarafa doğru hareket ettirmesine hilâlleme denir.
Başın tamamını bir su ile meshetmek: Buna “kaplama mesh” denir.
Kulakları meshetmek: Çoğu fakihlere göre, yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi
sünnettir.
Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile ovmak
Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamak. Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
Boynu meshetmek: Başı ve kulakları meshettikten sonra iki elin arkaları ile ve üçer parmakla
yeni bir su almaya gerek olmaksızın boyun meshedilir.

ABDEST’İN ADAPLARI
Abdestin Âdabından Maksat, Abdestin Farzlarının Ve Sünnetlerinin Daha Uygun
Şekilde Ve Ortamda, Mükemmel Bir Şekilde Yerine Getirilmesini Sağlamaktır.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.

12.
13.

Abdest Alırken -Mümkünse- Kıbleye Dönmek,
Abdest Sularını Vücuda Ve Elbiseye Sıçratmamak,
Dünya İşlerine İlişkin Konuşmamak,
Abdest Dualarını Veya Bildiği Dualardan Okumak,
Suyu Ölçülü Kullanmak,
Daha Vakit Girmeden Abdest Alıp Namaza Hazır Bulunmak,
Bir Özür Bulunmadıkça Abdestte Başkasından Yardım İstememek,
Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını Yoklamak, Suyu Dirsek Ve
Topukların Yukarılarına Kadar Ulaştırmak,
Nehir Veya Deniz Kenarında Bile Su İsrafından Kaçınmak,
Abdest Sonunda Kelime-i Şehâdet (Eşhedü Enlâ İlahe İllallah Ve Eşhedü Enne
Muhammeden Abdühû Ve Resûlüh) Getirmek,
Abdestten Artan Sudan Kıbleye Karşı Ayakta Bir Miktar İçmek Ve Bu Sırada;
“Allah’ım Beni Her Günah İşledikçe Tevbe Eden Ve Günahtan Kaçınıp Tertemiz
Bulunan Salih Kullarından Kıl” Diye Dua Etmek,
Abdestin Sonunda Bir, İki Veya Üç Defa Kadir Sûresi’ni Okumak,
Abdestten Sonra, Kerâhet Vakti Değilse İki Rekat Nafile Namaz Kılmak.

ABDEST’İ BOZAN DURUMLA
1. İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necasetin,
herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
2. Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir maddenin
çıkması. (Şâfıî ve mâlikîler'e göre bozmaz.) Vücuttan çıkan kan, irin ve sarı
su akmadığı veya çıktığı yerin çevresine dağılmadığı sürece abdesti bozmaz.
3. Ağız dolusu kusmak.
4. Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan
durumlar.
5. Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek.
6. Cinsî münasebet veya fahiş (aşırı) temas ve dokunma.
7. Mazeret halinin sona ermesi. Su bulamadığı için teyemmüm eden kimse suyu
bulunca, mest üzerine mesh yapan kimsenin -yolcu olanlara üç, yolcu
olmayanlara bir gün olarak tanınan- mesh süresi dolunca, özürlü kimse için
de namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur.
8. Hanefîler'in dışındaki üç mezhebe göre bir kimsenin kendi cinsel organına
temas da abdesti bozar.

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest suyunun elbiseye sıçramayacağı bir konum
alınır,
 Mümkünse kıbleye dönülür,
 Abdeste “eûzü” ve “besmele” çekilir,
 Niyet ve besmele ile abdeste başlayıp “niyet ettim, allah
rızası için abdest almaya” denir,
 Su ölçülü kullanılır, fazla açılmaz, israftan kaçınılır,
 Abdestte elleri parmak uçlarından başlanır,
 Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da
hilallenerek üç defa yıkanır,
 El, yüz ve ayakta bulunan ve suyun deriye temasını
önleyen cilt üzerindeki hamur, boya, sakız gibi
maddeler temizlenir,
 Parmakta yüzük varsa oynatılır,
 Misvak veya diş fırçası ile bunlar yoksa sağ elin
parmaklarıyla dişler temizlenir,
 Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile iyice ovarak
yıkanır

ABDESTİN ALINIŞI

 Ağız, Sağ El Avucuna Alınan Su İle Üç Defa
Çalkanıp iyice Temizlenir,
 Ağız Ve Buruna Her Su Almada, Alınan Su
Yenilenir.
 Üç Defa Da Burna Sağ El İle Su Çekilip Her
Defasında Burun Sol Elle Temizlenir.
 Oruçlu Olmayan Kimse Ağız Ve Burnun Her
Yerine Suyun İyice Ulaşmasını Sağlar.
 Mazmaza Ve İstinşakta Mübalağa Etmek Gerekir.
Fakat Oruçlu Kimseler Mübalağa Yapmazlar.
 Ağza su alırken “Allah’ım! Bana peygamberinin
kevser havuzundan, bir daha sonsuza kadar
susamayacağım bir kâse su ihsan buyur.” diye
duada bulunur,
 Burnu yıkarken de “Allah’ım! Beni nimetlerinin
ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum
bırakma.”der.

ABDESTİN ALINIŞI
 Üç Kere Yüz Yıkanır.
 Birer Defası Farz, Diğerleri Sünnettir. Üçten Fazla
Veya Eksik Yıkamak Sünnete Aykırıdır.
 Saçın Bittiği Yerden Kulak Yumuşağından Çene Altına
Kadar Olan Kısım Yıkanmalıdır.
 Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını
Yoklamak adaptandır,
 Sakal, Bıyık Ve Kaşların Altına Suyun Ulaşması
Gerekir.
 Abdest Alırken Sık Sakalı Bulunanların Sakallarını,
Parmaklarını Sakalın İçine Sokarak Alt Taraftan Üst
Tarafa Doğru Hareket Ettirmesi Gerekir, Adaptandır,
 Yüz Yıkanırken Sakal Sık İse Üstünü Yıkamak
Yeterlidir.
 Yüzü yıkarken “Allah’ım! Bazı yüzlerin beyazlanacağı,
bazı yüzlerin de kararacağı günde, benim yüzümü ak
kıl.” diyerek dua etmek abdest adaplarındandır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak farz
üçe tamamlamak sünnettir,
 Kolları yıkamaya sağ koldan başlanır, sol kolla
devam edilir,
 Suyu Dirseklerin dört parmak yukarısına Kadar
Ulaştırmak gerekir,
 Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamalıyız.
Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
 Kolları iyice ovarak yıkanır.
 Sağ kolu yıkarken “Allah’ım! Bana amel
defterimi sağ yanımdan ver ve benim hesabımı
kolay kıl!” diye dua edilir
 Sol kolu yıkarken “Ey Rabbim! Bana kitabımı sol
yanımdan ve arka yönden verme ve şiddetli bir
hesap ile sorguya çekme” diye dua edilir

ABDESTİN ALINIŞI











Başın dörtte birinin elin içinin su ile ıslatılıp mesh edilmesi
hanefîler'e göre yeterlidir.
Başın “nâsiye” denilen ön tarafına mesh edilmesi daha
faziletlidir.
Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Başın tamamını bir su ile meshetmeye “kaplama mesh” denir
ki bu şekilde mesh etmek sünnettir.
Baş mesh edilirken elin saçların dibine doğru sokulmasına
veya ileri geri hareket ettirilmesine gerek yoktur.
Başı meh ederken“ilâhi, beni rahmetinle yarlığa, benim
üzerime bereketinden indir.” Diye dua etmek uygundur.
Yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi sünnettir.
Küçük parmağımızı kulağımızın içeine doğru sokup baş
parmağımızla kulağımızın arkasını mesh etmek şeklinde
yapılır
Boynu meshetmek: başı ve kulakları meshettikten sonra iki
elin arkaları ile ve üçer parmakla yeni bir su almaya gerek
olmaksızın boyun meshedilir.
Ellerin parmak uçları ensede birbirine değerek boyna doğru
çekilmek suretiyle yapılır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Ayakları topukları ile beraber bir kez
yıkamak
farzdır,
üçe
tamamlanması
sünnettir.
 Suyun
parmaklar
arasına
ulaşması
sağlanmalıdır.
 Önce sağ sonra sol ayak, parmak uçlarından
başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dahil
olmak üzere yıkanır.
 Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.
 Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi
su ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.
 Ayakları yıkarken şöyle dua edilir: “Ya Rabbi!
Birtakım ayakların kayacağı günde, benim
ayaklarımı sırat üzerinde sâbit kıl!”

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest sonunda kelime-i şehâdet (eşhedü enlâ ilahe illallah
ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh) getirmek,
 Abdestten artan sudan kıbleye karşı ayakta bir miktar içmek
ve bu sırada; “allah’ım beni her günah işledikçe tevbe eden
ve günahtan kaçınıp tertemiz bulunan salih kullarından
kıl” diye dua edilir ve
 Abdestin sonunda bir, iki veya üç defa kadir sûresi’ni okunur,
 Abdestten sonra, kerâhet vakti değilse iki rekat nafile namaz
kılınır.

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR
Abdeste başlarken önce niyet edilir, sonra eûzü-besmele çekilir. Sonra da her
bir âzayı yıkarken şu duâlar okunur:

ً‫الم ُْنورا‬
َ ‫َا ْل َح ْم ُد ل ّله َّالذى َج َع َل ْاْلَ َاء َط ُهو ًرا َو ْا ِال ْس‬
ِ ِ

“Suyu temizleyici, İslâmı da nûr kılan Allah'a hamdolsun.”

َ‫َا ّلل ُه َّم َاع ّنى َعلى ت َال َوة ْال ُق ْران َوذ ْكر َك َو ُش ْْكر َك َو ُح ْسن ع َب َادتك‬
ِ ِ ِ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ ِ ِ

Ağıza su verirken:

“Ey Allahım, Kur'an okumak, seni zikir ve sana şükür etmek, sana olan ibâdeti
güzelleştirmek hususlarında bana yardım et!..”

َ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ ْ َ َ َ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
‫حة الن ِار‬
ْ ‫اللهم ا ِرحنى را ِئحة الجن ِة والت ِرحنى را ِئ‬

Buruna su verirken:

“Allahım, bana Cennet kokusunu duyur, Cehennem kokusunu hissettirme!”
Yüzü yıkarken:

ٌ‫س َو ُّد ُو ُجوه‬
ٌ ‫ض ُو ُج‬
ْْ ‫وه َو َت‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم َب ّي‬
ُّ ‫ض َو ْجهى َي ْو َم َت ْب َي‬
ِ

“Allahım, yüzlerin kiminin ak, kiminin kara olduğu o günde, benim yüzümü kara değil,
ak çıkar!”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ‫َا ّلل ُه َّم َا ْعطنى ك َتابى ب َيمينى َوح‬
ً‫اس ْبنى ِح َس ًْابا َيسيًا‬
ِ ِ
ِ
ِ ِ
Sağ kolu yıkarken:

“Allahım, kitâbımı sağımdan ver, hesabımı da kolay eyle!”

Sol kolunu yıkarken:
َْ
ّ َ
َ َ
َ
ُ
َ
َ
ْ
َ
َ
َ
ْ
َّ
ُ
‫اللهم ال تع ِطنى ِكتابى ِبيسارى وال ِمن ور ِاء ْظه ِرى‬
“Allahım, kitâbımı solumdan ve arkamdan verme.”

َ َ meshederken:
َ َّ َ َّ ُ ّ َ
َ
َ
َ‫ال ظ ّْل ا َّال ظ ُّل َع ْرشك‬Başı
َ
ْ
َ
ْ
ّ
ْ
ِ ِ ِ ِ ‫اللهم ا ِظلنى تحت ِظ ِل عر ِشك يوم‬
ِ
“Allahım, Arşının gölgesinden başka gölge olmadığı günde, beni Arşının gölgesinde
gölgelendir.”
Kulaklara meshederken:
َ
َ
َ
َّ
ُ‫ذين َي ْستم ُعو َن ْال َق ْو َل ْف َيتب ُعون ا ْح َس َنه‬
َ ‫اج َع ْلنى م َن َّال‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم‬
ِ
ِ
ِ
“Allahım, beni sözü dinleyip de en güzeline uyanlardan eyle.”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ َ ْ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
َ
َ
‫اللهم اع ِتق رقبتى ِمن الن ِار‬
Boynu mesh ederken:

“Allahım, boynumu Cehennem ateşinden âzâd eyle!”
Ayakları yıkarken:
ْ
َ
ْ
َ
َ‫َا ّلل ُه َّم َث ّب ْت َقد‬
ّ ‫مى َع َلى‬
ُ‫الص َراط َي ْو َم تز ُّْل فيه االق َدام‬
َّ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ

“Allahım, ayakların Sırat üstünde kaydığı günde, ayaklarımı sırat üstünde sâbit eyle,
kaydırma!..”
Abdest tekmil olduktan sonra abdest suyundan içilir ve bu dua okunur:

َ‫اج َع ْلنى م ْن ع َْبادك‬
َّ ‫اج َع ْلنى م َن‬
َ ‫ن ْاْلُ َت َط ّهر‬
َْ ‫اج َع ْلنى م‬
ْ ‫ين َو‬
ْ ‫الت َّواب َين َو‬
ْ ‫َا َّلل ُه َّم‬
ِ ِ ِ ِ
َ‫َ ِ ِ َ َ ْ َ ْ ِ َ َّ ِ َ ِ َ َ ْ ٌ َِ َ ِ ْ ْ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ن‬
ْ ‫الصا ِل ِحين واجعل ِنى ِمن ال ِذين الخوف علي ِه ْم والهم يحزنو‬

“Allahım! Beni çok tevbe edenlerden, temizliğe çok dikkat edenlerden, salih kullarından
ve kendileri için korku ve hüznün olmadığı kimselerden eyle.”

Abdest sonunda “Kelime-i Şehâdet” (eşhedü enlâ ilahe illallah ve eşhedü enne
muhammeden abdühû ve resûlüh) getirilir. Bununla birlikte bir, iki veya üç defa
“Kadir” sûresi yada “Ayetel Kürsi” okunur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest uzuvlarında yara veya hastalık bulunması halinde nasıl abdest alınır?
Abdest uzuvlarından birinde yara veya hastalık bulunan kişi, bu organın
yıkanması zarar verecekse, yıkamayıp ıslak elle mesheder. Mesh edilmesinin de zarar
vermesi durumunda, bu da terk edilir. Bu rahatsızlık abdest veya gusül uzuvlarının
çoğunluğunda ise, abdest veya gusül yerine teyemmüm edilir.
Özürlü nasıl abdest alır, özrü sebebiyle elbisesine bulaşan necasetin hükmü nedir?
Özürlüler, her vakit için abdest alır ve mazeret teşkil eden rahatsızlığından
başka abdest bozan bir hal meydana gelmedikçe, bu abdestle o vakit içerisinde dilediği
gibi namaz kılar, Kur’an-ı Kerim okur ve diğer ibadetlerini yaparlar. Namaz vaktinin
çıkmasıyla veya başka abdest bozan bir halin meydana gelmesiyle özürlü kimsenin
abdesti bozulur.
Kişiyi özürlü kılan hal, bir namaz vakti boyunca hiç meydana gelmezse, özür
ortadan kalkmış olur ve o kimse özür sahibi olmaktan çıkar.
Özürlü kimseden akan kan, irin, idrar gibi şeylerin çamaşıra bulaşması halinde,
bundan kaçınılması mümkün değil ve temizlendiğinde tekrar bulaşacaksa çamaşır
yıkanmadan namaz kılınabilir. Fakat elbiseye tekrar bulaşmayacaksa, yıkanması gerekir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Bedeninde veya bir uzvunda sargı ya da yara bulunan kimse nasıl abdest alır?
Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık veya yaradan dolayı sargı
bulunduğunda, abdest alırken veya guslederken bu sargı çözülerek altı yıkanır ve yaranın
üstü mesh edilir. Ancak sargının çözülmesinin zararlı olması hâlinde çözülmeyip üzerine
mesh edilebilir. Sargı üzerine meshin meşruluğu sünnetle sabittir. Hz. Ali (r.a.) şöyle
demiştir: “Bileklerimden biri kırılmıştı. Peygamber (s.a.s.)’e sordum, O da sargıların
üzerine mesh etmemi emretti.“ (İbn Mace, Taharet, 134.)
Sargının bir defa mesh edilmesi yeterlidir. Yapılan bu mesh ile, o uzuv hükmen
yıkanmış olur. Sargının abdestsiz veya cünüp iken sarılmış olması meshe engel olmadığı
gibi, sargı üzerine meshin belirli bir süresi de yoktur; yara veya kırık iyileşinceye kadar
aynı sargı üzerine mesh edilebilir. Üzerine mesh ettikten sonra sargının değiştirilmesi veya
düşmesi hâlinde, mesh bozulmaz; iade edilmesi de gerekmez. Ancak, yaranın iyileşmesi
hâlinde, sargı açılmış olsun veya olmasın, mesh bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Tedavi maksadı ile cilde sürülen ilaç vb. maddeler abdeste engel olur mu?
Abdest alırken yıkanması gereken bir organın üzerine tedavi maksadı ile
merhem vb. bir madde sürülmüşse; su zarar vermiyorsa abdest alırken bu organın
yıkanması gerekir. Eğer yıkamak zarar veriyorsa ıslak elle üzerine mesh edilir.
Mesh etmek de zararlı ise o da terk edilir. Çünkü dinimiz zaruretler hâlinde
yasakları mübah kılmış, kişiye kaldıramayacağı yükü yüklememiş, zorluğun giderilmesini
ilke edinmiştir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Diş doldurtmak veya kaplatmak abdest ve gusle engel olur mu?
Tedavi amacıyla diş doldurmak veya kaplatmak caiz olup abdest ve guslün
sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak çıkarılıp takılabilen/sabit olmayan dişlerin gusül
abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması gerekir.
Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de kaplandıktan sonra,
dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı hükmünü alır. Bu sebeple, ağız yıkanınca,
kaplama yapılan dişler de yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi, gerektiğinde tedavi amaçlı
olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve abdest ya da gusül alıp, ibadetlerini
yapabilir.
Yapılan bu işlem tedavi amaçlı ve zorunlu olduğundan, mezhepler arasında bir
ihtilaf söz konusu değildir. Diş dolgusu veya kaplaması konusundaki ihtilaflar, guslün veya
abdestin geçerli olup olmayacağı konusuyla alakalı bir durum değildir. Çıkan dişin yerine
bağlandığında kullanılan tel veya başka bir madde, çok sıkı bağlanacağı için, suyun altına
girmesine engel olur. Buna rağmen fukaha, kopan dişi yerine bağlatmanın caiz olduğunda
görüş birliği içindedirler.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

İdrar torbası kullanmak zorunda olan hastaların abdesti bozulmuş olur mu?
Devamlı burun kanaması, idrarı tutamama, kusma, yaranın devamlı kanaması,
kadınlardaki akıntı gibi abdesti bozan ve en az bir namaz vakti süresince devam eden ve
her namaz vaktinde tekrarlanan bedenî rahatsızlıklara özür/mazeret, böyle kimselere de
özür sahibi kimse denilir.
Buna göre; kendisinden devamlı idrar geldiği için idrar torbası kullanmak
zorunda olan hastalar, dinî açıdan özür sahibi konumundadırlar. Özür sahipleri, her namaz
için vakit çıktığında abdest almak suretiyle namazlarını kılarlar.
Bu abdestle vakit içinde diledikleri kadar farz veya nafile namaz kılabilirler.
Ancak mümkün olduğunca namaza başlamadan önce torbadaki idrarın boşaltılmış
olmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle abdeste başlamadan önce idrar torbası
boşaltılmalıdır. Şu kadar var ki, vakit namazı için abdest alındıktan sonra, torba içinde
biriken idrar ile kılınan namaz geçerlidir. Bu özürleri dışında abdesti bozan başka bir hal
olmadıkça, vakit içinde abdestleri devam eder, vakit çıkınca bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan bir kadın teyemmüm ederek namazını
kılabilir mi?
Yalnızca erkeklerin veya hem erkeklerin hem de kadınların bulunduğu bir
ortamda gusül abdesti almak durumunda kalan bir kadın gusül abdestini tehir eder.
Dolayısıyla, suyu kullanmaktan aciz olduğu için teyemmüm ederek namazını kılar.
Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan kadın ise, namaz vaktinin sonlarına
kadar bekler. Eğer vaktin çıkacağından korkarsa teyemmüm ederek, namazını kılar. Ancak
o namazı iade eder .

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Su mevcut olduğu halde abdest alıncaya kadar namaz vaktinin çıkmasından endişe
eden kişi teyemmümle namaz kılabilir mi?
Abdest alma imkânı varken, cuma namazı ve vakit namazları gibi vaktinde
kılınamadığı zaman kaza edilen namazların, vaktin çıkacağı endişesi ile teyemmüm ederek
kılınması caiz değildir. Zira abdest alındığı takdirde bu namazlara yetişilemezse, cuma
namazı yerine öğle namazı, vakit namazı yerine kaza namazı kılınır.
Maliki Mezhebi’ne göre, su ile abdest alma imkânı var iken, abdest veya gusül
alındığı takdirde beş vakit namazdan birinin vakti geçecek ise bu namaz teyemmüm
ederek kılınır.
Varis çorabı üzerine mesh yapılabilir mi?
Varis hastalığından dolayı ayağa giyilmesi gereken özel çoraplar, kırık, çıkık
üzerindeki sargı hükmün dedir. (İbn Mace,Taharet,134.) Bu itibarla, varis çorapları
üzerine meshedilmesinde bir sakınca yoktur

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Kol ve bacakları olmayan kimsenin abdesti eksik olur mu?
Yüce Allah din konusunda bize hiçbir zorluk yüklememiştir. (Hacc, 22ı78.)
“Köre, topala da vebal ve hastaya güçlük yoktur.“ (Fetih, 48ı17.) anlamındaki
ayetler buna delildir. İnsanlar ancak yapabileceklerinden sorumludurlar.
Hastalığı veren de yükümlülükle ri yükleyen de Allah’tır. Dolayısıyla kişi gücü
neye yetiyorsa onu yapmakla mükelleftir. Kol ve bacakları olmayan kişiden abdestte bu
organları yıkama yükümlülüğü düşer. Ancak bu kimsenin, bu özründen dolayı namaz
yükümlülüğü düşmez.
Kendisine abdest aldıracak yardımcı birileri yoksa ve kendisi de bir şekilde
abdest alma yöntemi bulamazsa, yüzünün iki yanını toprak veya toprak cinsinden bir şeye
dokundurarak teyemmüm eder. Elleri ve kolları olmayan veya kesilmiş olan kimse yalnız
yüzünü yere sürerek teyemmüm yapar.
Eğer yüzünde bir yara veya özür varsa teyemmüm etmeksizin namazı kılar. Bu
imkâna da sahip değilse, namazını yapabildiği şekilde ima ile kılar. Özürlü bir kimse, ancak
kendisi gibi özürlü birisine namaz kıldırabilir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Saç boyası, kına, ruj, oje, jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani
midir?
Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa,
abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması
gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken
uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır.
Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan
maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce
giderilmesi gerekir. Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşturmayan saç boyası,
kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Tuvalette abdest alınabilir mi?
Tuvalette abdest alınmasında bir sakınca yoktur. Ancak böyle yerlerde
besmele, zikir ve duaların içten söylenmesi uygun olur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest ve gusülün tam olup olmadığı konusundaki vesveseye
itibar edilir mi?
Vesvese, çeşitli sebeplerle insanın yaşadığı kararsızlık,
şüphe ve kuruntu halidir. Vesvese sebebi ile, gusül ve abdestin
tekrarlanması gerekmez. Vesvese gelse bile abdest ve gusle devam
edilmelidir.
Kişi vesveseye itibar etmemeye çalışmalı, içe doğan şüphe
ve tereddüt hallerinin asılsız olduğunu kendine telkin etmeli,
ayrıca zaman zaman Felak ve Nas Surelerini, anlamlarını da
düşünerek okumalıdır.
Güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest ve gusül alınır mı?
Güneş enerjisi ile ısıtılan su ile, temiz olmak kaydıyla, abdest almak
ve gusletmekte dinen bir sakınca yoktur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAKTA GEREKLİDİR
İyi veya kötü hareketleri organlarımızla yaparız. El işler yapar, yıkar ve
yazar; ağız yer içer, iyi ve kötü sözler söyler, konuşur; burun koklar, gözler görür,
kollar saldırır ve yakalar; kulaklar işitir ve dinler; ayaklar ise bizi pek çok yere
götürür. Bütün bunlar zaman zaman günah ve yasak sınırını aşabilir.
İşte abdest sırasında içimizden geçireceğimiz dualarla, söz konusu
edilen olumsuz hareketlerin etkisinden kurtulmaya çalışabiliriz. Abdest alacak
kimse önce niyet eder. Bu bir rûhî-mânevî hazırlıktır. Hakk'ın huzuruna çıkmaya
niyet etmek ve hazırlanmak demektir. Sonra besmele çekerek ve Allah'ın
yardımını dileyerek abdeste başlar.
Abdest alan insan samimî bir dille ve içten bir duyguyla, eksiklik ve
hatalarını Hakk'ın huzurunda itiraf edip, bunları yıkamasını ve silmesini kulluğa
yakışan bir tavırla O'na arz eder, duasının kabulü için yalvarıp yakarır. Böylece
bilinci ve içtenliği ölçüsünde ruhen temizlenip arınmış bir halde huzura varmaya,
namaza durmaya hazır hâle gelir.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Su nasıl maddî kirleri temizliyorsa, tövbe de manevî kirleri yok eder
diye düşünerek abdest organlarımı yıkamalıyım. Halkın gördüğü yer olan
bedenimi ve elbisemi temiz tutar da Hakk'ın nazar ettiği yer olan kalbimi
tertemiz tutmazsam yanlış yapmış olurum diye inanmalıyım. Bedenim gibi
kalbimi de kötü ve kirli şeylerden arındırmaya çalışmalıyım şuurunda bir abdes
gerçek mahiyeti ile abdest olmuş olur.
Şemsî'nin dediği gibi: " Pâdişah konmaz saraya hâne mâmur
olmadan.” önce hanemizi mamur hale getirelim kalbimizi tezkiye edlim sonra
organlarımızı temizleyeli.
Yûnus Emre söylüyor: " Tanla durup başın kaldır ellerini suya daldır /
Hem şeytanın boynunu vur hem nefs dahi ölse gerek." (“Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr.
Mehmet Demirci)

Beyazid-i Bistâmî şöyle dermiş: "Ne zaman dünya düşüncesi
gönlümden geçse abdest alırım; âhiret düşüncesi geçince de gusül yaparım."

Prof. Dr. Mehmet Demirci hocamızın Altınoluk dergisinde yayınlanmış olan “Abdestin
İç Anlamı” isimli makalesinde Gönül ehli kimseler iç anlam olarak abdestin ve temizliğin beş
derecesinden söz ettiklerini belitir ve bunları İçten dışa doğru şöylece sıralar:

1. Rûhun abdesti: Rûhun, hayvanlık seviyesine ait bilgisizlikten ve Allah'tan gayri
şeyleri görme gafletinden arınmasıdır. Ruh Allah'tan gayrı şeyleri görmekten arınsa,
Gaffar olan Allah'ın nûru onu kuşatır. Kötü düşüncelerini temizlese takvâ elbisesine
kavuşur. Nefsin tezkiye ederse iç huzuruna ve itmi'nâna ulaşır.
2. Sırrın abdesti: Burada "sır", rûhun rûhu demek olup; onun abdesti gösterişten (riyâ),
arzu ve isteklerin esiri olmaktan, kendini beğenmişlikten, baş olma tutkusundan, aşırı
dünya isteği ve mevki sahibi olma ihtirasından arınmaktır. Bunun neticesinde ihlâs nûru
ortaya çıkar. Dünya sevgisinden arınırsa âhiret sevgisi doğar.
3. Kalbin ve gönlün abdesti: İki yüzlülük, bozgunculuk ve kötü ahlâktan uzak durmaktır.
Büyüklenme yıkanınca, alçak gönüllük doğar. Çekememezlik kirleri yıkansa, iyilik;
düşmanlık yıkansa, Allah sevgisi görünür.
4. Dilin abdesti: Yalan, dedi-kodu, iftira ve boş sözden, insanların ayıplarını merak
etmekten ve gizli hallerini ortaya çıkarmaktan, faydasız konuşmaktan uzak durmaktır.
Yalan ve koğuculuk yıkansa, doğruluk ve vefâ doğar. İftira ve itham etme yıkansa, sevgi
görülür. Faydasız ve boş söz bırakılsa yararlı şeyler konuşulur veya Allah'ın adı anılır.
5. Zâhir abdesti: Bu, bildiğimiz abdesttir. Neticesinde Abdest alan kimsenin yüzünü
yıkaması, mahşer günü yüzünün nurlu olmasına yol açar. Kolunu yıkayınca cömertlik
nurları hasıl olur. Ayrıca amel defterinin sağ eline verilmesi gibi bir lûtfa erişir. Ayağını
yıkayınca, âhiretteki manevî engelleri kolaylıkla geçme imkânı doğmuş olur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Abdest alırken gerçekleşen dış temizliğin, iç temizliği ile
birlikte gelişmesi için şunlar da tavsiye edilir: Eller yıkanırken
kalbin de aşırı dünya sevgisinden yıkanması gerekir. Ağıza su
alınırken, onunla boş şeyleri anmamaya azmetmelidir. Yüz
yıkandığı zaman, yüzü Hak'tan başka şeylere çevirmemeye söz
vermelidir. Ayağı yıkarken, Hak yolda bulunma gayreti
pekiştirilmelidir.
Dış temizlik su ile, iç temizlik ise tövbe ile ve Hakk'ın
kapısına dönmekle mümkün olur.

Bedenin bütün uzuvlarına madden ve manen abdest
aldırmak gerekir. Bedene su ile nasıl ki abdest aldırıyorsak, her bir
uzvumuzu Yaratının rızasına uygun işler yaptırmak suretiyle
manevi abdestimizide almamız gerekmektedir.
Abdestin suyu günaha bakan gözleri, günahla kızaran yüzü
de arındırır. Ağzı abdest suyu ile çalkaladığımız zaman, bizi günaha
sokan kelimeler, bu kelimeleri oluşturan dil ve dişler pir-ü pak
olur. Başımızı mesh ettiğimizde zihnimizden geçen günahlar bir bir
dökülür. Kulaklara değen abdest suyu bu organın dikkat kesilip
dinlediği günahkar sözleri siler süpürür. Ve en nihayet bizi günahın
kapısına kadar yürüten ayaklarımızı yıkarız. Onlar da günahtan
kurtulmuş olur.
Yüce Rabbim abdestimizi en güzel şekilde alıp
ibadetlerimizi kendi rızasına uygun olarak yapmayı cümlemize
nasip etsin.

Bu Sunum İdris YAVUZYİĞİT Tarafında; “İhtiyar” Mevsılî,
“Bidayetu’l Müctehit” Ahmet İbn Rüşd El Kurtubi, “Büyük İslam İlmihali”
Ömer Nasuhi Bilmen (A. Fikri Yavuz), “İslam İlmihali” Lütfi Şentürk Ve
Seyfettin Yazıcı (Diyanet), “İlmihal” Heyet (TDV), “Delilleriyle İslam
İlmihali” Hamdi Döndüren, “Şafii İlmihali” Mehmet Keskin (Diyanet), “Din
Görevlisinin El Kitabı” Mevlüt Özcan, “Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr. Mehmet
DEMİRCİ; “Abdestin Fazileti Ve İbadetler Açısından Önemi” Ahmet ÜNAL;
“Abdestin Manası Ve Önemi” Mustafa Kutlu’ya Ait Kitap, Makale Ve Vaaz
Örneklerinden İstifade Edilmek Suretiyle Hazırlanmıştır.
Rabbim Eser Sahiplerinden Ölenlere Rahmetiyle, Yaşayanlara Lutuf
Ve Keremiyle Tecelli Eylesin Ve İki Cihan Saadeti İhsan Etsin.


Slide 11

Abdest Almanın Önemi
ve Fıkhi Boyutu
İdris YAVUZYİĞİT
[email protected]

Abdestin Önemi
Abdestin Tanımı
Abdest Çeşitleri
Abdestin Farzları
Abdestin Sünnetleri
Abdestin Adapları

Abdesti Bozan Durumlar

Abdestin Alınışı
Abdest Duaları
Fıkhi Sorular
Abdestin İç Anlamı

ABDEST

َ ْ ُ ْ ُ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َ
ُ ْ َ ٰ َّ
‫وة فاغ ِسلوا‬
‫يا ايها ال ٖذين امنوا ِاذا قمت ْم ِالى الصل‬
ِ
َ ‫ُو ُج‬
ْ‫وه ُك ْم َو َا ْي ِد َي ُك ْم ِا َلى ْاْلَ َرا ِْفق َو ْام َس ُحوا ب ُر ُؤس ُك ْم‬
ِ ِ
ِ
ْ َ ْ ُ َُ ََْ
َ
ْ
ْ
َ
‫وارجلكم ِالى الكعبي ِ ْن‬
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya
kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize
kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip,
topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)”.

(MÂİDE suresi 6.

ayet)

ABDEST

Bu âyet, teyemmüm âyeti olarak adlandırılır. Fakat
âyette abdestin farzları tesbit edilmektedir. Dolayısıyla bir
abdest âyeti olduğu şüphesizdir.
Şu kadar var ki, abdest bu âyet ile farz kılınmış değildir.
Çünkü abdest Mekke’de namazla beraber farz kılınmış ve
İslâm’da hiçbir zaman abdestsiz namaz kılınmamıştır.
Oysa bu âyet-i kerîme Medîne’de, hicretin 6. yılında,
Benî Mustalik Gazvesi’nde cereyan eden meşhur “İfk hâdisesi”
üzerine gece susuz bir yerde kalınıp abdest almak mümkün
olmadığından dolayı nâzil olmuştur.
Hz.Âişe vâlidemize münafıklar tarafından çirkin bir iftira
yapıldığı için bu olaya ifk (iftira) olayı denilmiştir.

ABDESTİN FAZİLETİ

َ َ َ َّ َ َ ْ
َ َََ َ
َ
ْ‫خ َط َاي ُاه من‬
ْ
َ
ْ ‫ خرجت‬، ‫من توضأ فأحـسن الوضـوء‬
ِ
َ
ْ َ َّ
ْ
َ
َ
ُ
‫تحت أظفا ِر ِْه‬
ِ ‫جس ِد ِه حتى تخرج ِمن‬
“Kim

güzelce abdest alırsa, o kimsenin
günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün
vücudundan çıkar.” (Riyasü’s-Salihin, 1028; Müslim, Tahâret 33)

ُْ َ ُ ُ ُّ
‫ر‬
» ‫يمان‬
ْ ِ ‫اإل‬
‫ر‬
«
‫ط‬
‫ش‬
‫و‬
‫ه‬
‫الط‬
ِ

Ebû Mâlik el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır.” (Riyasü’s-Salihin, 1033; Müslim, Tahâret 1)

َ ْ َ َّ َ ً ّ ُ َ
َ‫َّ ُ َّ ُ ْ َ ْ ن‬
َ
ْ
َ
‫القيام ِ ْة غرا محج ِلين ِمن ْآث ِار‬
‫« ِإن أمتي يدعو يوم‬
ِ
َ
َ
َ
َ
ُ
ُ
َ
َ
َ
ْ
ْ
ُ
ْ
ْ
ْ
َّ
» ‫ فليفعل‬، ‫من استطاع ِمنكم أن ْي ِطيل غرته‬
ِ
ِ ‫الوضوء ف‬
ٌ
. ‫متفق عليه‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’i:
“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde,

abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak
olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten
kimse bunu yapsın” buyururken işittim. (Riyazüs Salihin, abdestin fazileti, 1026;
Buhârî, Vudû‘ 3; Müslim, Tahâret 35)

Bu Hadis bizlere:
1. Abdesti farzlarına, sünnetlerine, müstehaplarına ve edeplerine riayet ederek
almak gerekir. Böyle yapmak müstehaptır.
2. Abdest, insanın yüzünü nurlandırır, el ve ayaklarını ağartır. Bu hem maddî hem
manevî anlamda böyledir.
3. Allah Teâlâ, kıyamet gününde ve mahşer yerinde yüzü nurlu, el ve ayakları parlak
olanlara özel muamelede bulunur. Çünkü bunlar sâlihler ve ibadet ehli mü’minlerdir.
4. Abdestte ayakları yıkamak asla terkedilmemelidir.

ABDESTİN FAZİLETİ

ُْ ُ ْ َ
ُْ َ ُ َْ ُ َُْ
ُ
ُ
ُ
ُ
» ‫الحلية ِمن اْلؤ ِم ِن ح ْيث يبلغ الوضـوء‬
ِ ‫« تبلغ‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Ben dostum sallallahu
aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:
“Mü’minin

nuru ve beyazlığı, abdest
suyunun ulaştığı yere kadar varır.” (Müslim, Tahâret 40)

َ َّ َ َ
ُ ُ
َ َُ
َ َ ُ ْ َ
ْ
َ
َ
ُّ‫كل‬
ْ ‫جه ِه‬
ِ ‫« ِإذا تو َضأ َالعبد اْل‬
ِ ‫سلم أ ِو اْلؤ َ ِمن فغسل َ ْوجهه خرجَ ِمن َو‬
َ َ
ْ
َ
ْ
ْ
َ
ْ
‫ َف ِإذا غسل يدي ِه‬، ‫اْلاء‬
‫اْلاء أو مع آ‬
‫خطيئة نظر ِإليها ِبعيني ِه مع‬
‫خر قط ِر‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ْ َ
َ ََ ُ
َ َ َ َ َ ُّ ُ
َ
ْ
ْ
ْ
َ
‫ط ِر‬
َْ ‫يديه كل خطيئ ٍة كان بطشتها يداه مع اْل ِاء أو مع ِآخر ق‬
‫ خرج ِمن‬،
ِ
َ َ
َ ُّ ُ ْ َ َ َ
َ
ْ‫ط َيئة َم َشتها رجاله مع اْلاء ْأو‬
ْ
َ
ِ
ِ
ٍ ْ ِ ‫ خرجت كل خ‬، ‫ ف ِإذا غسل ِرجلي ِه‬، ‫اْلاء‬
ِ
َ
ُّ
َ
ُ
َ
َ
ًّ
ُ
. ‫ حتى يخرج ن ِقيا ِمن الذن ْو ِب »رواه مسلم‬، ‫اْلاء‬
‫طر‬
‫ق‬
‫آخر‬
‫ع‬
‫م‬
ِ ِ ِ

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve
yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest
suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini
yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –
veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını
yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah
abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar.
Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (Müslim,
Tahâret 32; Tirmizî, Tahâret 2; Riyasü’s-Salihin, 1030)

َ ُ ْ ُ َّ َ َ ْ َّ
َ ْ َ ْ َ ْ َ َّ َ ُ ْ
ْ ُ َ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َّ
َ
‫ن‬
: » ‫ ِوددت أنا قد رأينا ِْإخواننا‬، ‫الحقو‬
‫نين ِوإنا ِإن شاء‬
‫« السالم عليكم دار ق ٍوم مؤ ِم‬
ِ ‫الله ِْبك َم‬
ِ
َ
ُْ َ َ َ ّ َ ُ َ ْ َ
َ َ ُ َ
َّ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
َ
َ
ُ
ْ
ْ
ْ
» ‫ وإخواننا َال َذين لم َ يأتوا بعد‬، ‫ « أنتم أصحابي‬: ‫ أولسنا ِإخوانك يا رسول الل ِه ؟ قال‬: ‫قالوا‬
ُ
َْ ْ َ ْ َ ُ ْ َ
َ َ َْ
ُ
ُ‫له‬
َ
ُ
َّ
َ
ُ
ْ
ْ
َّ
َ
ْ ‫ « أرأيت لو أن رجال‬: ‫ كيف تع ِرف من لم يأتوا بعد من أم َِتك يا رسول هللا ؟ فقال‬: ‫قالوا‬
ُ َ
َ
َ
َّ ُ
َ ‫حج َل ٌة ْبي‬
َّ ‫َخ ْي ٌل ُغ ٌّر ُم‬
ْ ‫ أال‬، ‫ظهر ْي َخ ْيل ُد ْهم ب ْهم‬
َ ‫ َق‬، ‫الل ِ ْه‬
ْ
‫ بلى يا رسول‬: ‫يع ِْر ُف َخ ْيل ُه ؟ » قالوا‬
‫ال‬
‫ن‬
ِ ٍ ٍ
ٍ
َ
ُ
ُ ‫َ َّ ُ ْ ْ ُ َن‬
َ
َ
ُ
َ
َّ
ُ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
ًّ
‫و‬
. ‫ ِ »ر اه مسلم‬
ِ ‫ «ف ِإنهم يأتو غرا محج ِلين ِمن الوض‬:
ِ ‫ وأنا فر ْطهم على الحو‬، ‫وء‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem kabristana geldi ve:

“Selâm size ey mü’minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız.
Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim” dedi. Ashâb-ı kirâm:
– Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah? dediler. Resûl-i Ekrem:
– “Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb:
– Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah’ın Resûlü?
dediler. Peygamber Efendimiz:
– “Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at
sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?” diye sordu. Sahâbe:
– Evet, tanır, ey Allah’ın Resûlü, dediler. Resûl-i Kibriyâ:
“İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler.
Ben havzın başına onlardan önce varacağım” buyurdular. (Müslim, Tahâret 39; Riyasü’sSalihin, 1031 )

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ
Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el suyu”
anlamına gelen abdest, belirli ibadetlerin ifasının ön şartı olan ve kendisi
de ibadet mahiyetinde görülen bir nevi hükmî temizliktir.
Arapça karşılığı güzellik, temizlik ve parlaklık anlamına gelen
“vudû”dur.
Fıkıhta abdest, “belli uzuvları usulüne uygun olarak su ile yıkamak
ve bazılarını da eldeki su ıslaklığı ile meshetmek” şeklindeki ibadet
temizliği olarak tarif edilir.(TDV, İslam İlmihali 1. cilt, s 195)
Fıkıh dilinde maddî kirlilikten temizlenme “necasetten taharet”
olarak anılır; hükmî kirlilik olan hadesten temizlik ise birer hükmi temizlik
usulleri olan abdest ve gusülle olur.

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ

Abdest ile ağız, diş, burun, el, yüz ve ayaklar gibi
kirlenmeye ve dışarıdan gelecek mikroplara en açık uzuvlar
günde birkaç defa su ile temizlenir.
Bu sayede vücudun sinir sistemi ve kan dolaşımı daha
düzenli hale gelir ve vücuda fizikî-tıbbî birçok fayda sağlar.
Abdest, namaz ibadetini ifa için yüce Allah'ın
huzuruna çıkacak müminin manevî ve ruhî hazırlık ve temizliği
de demektir.
Bu yüzden abdest, maddî temizlikle manevî temizliği
birleştirici, müslümana manevî yönden destek ve güç sağlayıcı
bir anlam ve öneme sahiptir.

ABDEST’İN HÜKMÜ / ÇEŞİTLERİ
1.

Farz Abdest:
1.
2.
3.
4.

Namaz Kılmak,
Cenaze Namazı Kılmak,
Tilâvet Ve Şükür Secdesi Yapmak,
Kur'an'a Dokunmak İçin Abdest Almak Farzdır.

Vacip Abdest: Kabe'yi Tavaf Etmek İçin Abdest Hanefilere Göre Vaciptir.
3. Mendup Abdest:
2.

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.

Yatmadan Önce Abdest Almak,
Vakit Namazları İçin Ayrı Ayrı Abdest Almak,
Kuran Okumak,
Dini Kitaplara Dokunmak,
Hadis Okumak,
Peygamberimizin Kabrini Ziyaret Etmek,
Arafat’ta Vakfa Yapmak,
Safa Ve Merve Arasında Say Yapmak,
Ezan Okumak,
Cenaze Yıkamak,
Her İşe Abdestli Olarak Başlamak,
Her Zaman Abdestli Bulunmak İçin Ve
Öfkelendikten,yalan Söyledikten Ve Gıybet Ettikten Sonra Abdest
Almak Mendup’dur.

ABDEST’İN MEZHEPLERE GÖRE FARZLARI
FARZLAR

HANEFİ

ŞAFİİ

MALİKİ

HNBELİ

YÜZÜ YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

KOLLARI YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

BAŞI MESH ETMEK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

AYAKLARI YIKAMA

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

NİYET ETMEK

SÜNNET

FARZ

FARZ

FARZ

TERTİBE RİAYET

SÜNNET

FARZ

SÜNNET

FARZ

MUVALAT

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

FARZ

BESMELE

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

OVARAK YIKAMAK

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

ABDEST’İN FARZLARI
1.

2.

3.

4.

Yüzü bir kere yıkamak (yüzün sınırları: saçın bittiği yerden kulak
yumuşağından çene altına kadar olan kısım. Sakal, bıyık ve kaşların altına
suyun ulaşması gerekir. Yüz yıkanırken sakal sık ise üstünü yıkamak
yeterlidir.)
Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak (abdest alırken parmaktaki
yüzüğün altına su alacak şekilde oynatılması, el, yüz ve ayakta bulunan ve
suyun deriye temasını önleyen maddelerin imkân dahilinde temizlenmesi
gerekir.)
Başın dörtte birini mesh etmek (dörtte birinin el içi su ıslaklığıyla mesh
edilmesi hanefîler'e göre yeterlidir. Başın “nâsiye” denilen ön tarafına
mesh edilmesi daha faziletlidir. Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Şâfiîler'e göre başın mesh miktarı daha azdır, bir saç teli. )
Ayakları topukları ile beraber bir kez yıkamak (suyun parmaklar arasına
ulaşması sağlanmalıdır. Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi su
ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.)

ABDEST’İN SÜNNETLERİ

1.
2.
3.
4.

Abdest almaya niyet etmek,
Başlarken besmele çekmek,
Elleri bileklerle birlikte üç defa yıkamak,
Ağız ve buruna su çekip iyi bir ağız ve burun temizliği
(mazmaza ve istinşak) yapmak,
5. Misvak kullanmak veya dişleri fırçalamak,
6. Sakalın içine su girmesini sağlamak,
7. El parmaklarını birbirine sokup ovuşturmak,
8. Başın tamamını elin ıslaklığıyla mesh etmek,
9. Boynu mesh etmek,
10. Abdest uzuvlarını yıkarken sıraya uymak,
11. Abdeste sağ uzuvlardan başlamak,
12. Uzuvları üçer defa yıkamak
13. Su ile iyice ovmak (delk),
14. Abdeste ara vermeden tamamlamak.

ABDEST’İN SÜNNETLERİ
1.
2.
3.
4.

5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.

Niyet etmek: “Niyet ettim, Allah rızası için abdest almaya” denilmesi müstehaptır.
Abdeste başlarken önce temiz olan elleri bileklere kadar yıkamak.
Abdeste “Eûzü” ve “besmele” ile başlamak.
Mazmaza ve İstinşak: Elleri yıkadıktan sonra önce üç defa ağıza su alınıp çalkalanması ve
dışarı atılmasına “mazmaza”, üç defa da burunun yumuşağına kadar su alınmasına ise
“istinşak” denilir. Ağız ve buruna her su almada, alınan su yenilenir.
Mazmaza ve istinşakta mübalağa etmek. Fakat oruçlu kimseler mübalağa yapmazlar.
Misvak Kullanmak
Tertibi gözetmek. Şâfiî ve Hanbelîlere göre farzdır.
Abdeste sağ taraflardan başlamak
Abdest uzuvlarını üçer defa yıkamak: Birer defası farz, diğerleri sünnettir. Üçten fazla veya
eksik yıkamak sünnete aykırıdır. Çoğu fakihlere göre başı bir defa meshetmek yeterlidir.
Abdestte elleri veya ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak. Parmakları hilâllemek.
Sakalı hilâllemek: Abdest alırken sık sakalı bulunanların sakallarını, parmaklarını sakalın içine
sokarak alt taraftan üst tarafa doğru hareket ettirmesine hilâlleme denir.
Başın tamamını bir su ile meshetmek: Buna “kaplama mesh” denir.
Kulakları meshetmek: Çoğu fakihlere göre, yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi
sünnettir.
Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile ovmak
Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamak. Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
Boynu meshetmek: Başı ve kulakları meshettikten sonra iki elin arkaları ile ve üçer parmakla
yeni bir su almaya gerek olmaksızın boyun meshedilir.

ABDEST’İN ADAPLARI
Abdestin Âdabından Maksat, Abdestin Farzlarının Ve Sünnetlerinin Daha Uygun
Şekilde Ve Ortamda, Mükemmel Bir Şekilde Yerine Getirilmesini Sağlamaktır.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.

12.
13.

Abdest Alırken -Mümkünse- Kıbleye Dönmek,
Abdest Sularını Vücuda Ve Elbiseye Sıçratmamak,
Dünya İşlerine İlişkin Konuşmamak,
Abdest Dualarını Veya Bildiği Dualardan Okumak,
Suyu Ölçülü Kullanmak,
Daha Vakit Girmeden Abdest Alıp Namaza Hazır Bulunmak,
Bir Özür Bulunmadıkça Abdestte Başkasından Yardım İstememek,
Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını Yoklamak, Suyu Dirsek Ve
Topukların Yukarılarına Kadar Ulaştırmak,
Nehir Veya Deniz Kenarında Bile Su İsrafından Kaçınmak,
Abdest Sonunda Kelime-i Şehâdet (Eşhedü Enlâ İlahe İllallah Ve Eşhedü Enne
Muhammeden Abdühû Ve Resûlüh) Getirmek,
Abdestten Artan Sudan Kıbleye Karşı Ayakta Bir Miktar İçmek Ve Bu Sırada;
“Allah’ım Beni Her Günah İşledikçe Tevbe Eden Ve Günahtan Kaçınıp Tertemiz
Bulunan Salih Kullarından Kıl” Diye Dua Etmek,
Abdestin Sonunda Bir, İki Veya Üç Defa Kadir Sûresi’ni Okumak,
Abdestten Sonra, Kerâhet Vakti Değilse İki Rekat Nafile Namaz Kılmak.

ABDEST’İ BOZAN DURUMLA
1. İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necasetin,
herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
2. Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir maddenin
çıkması. (Şâfıî ve mâlikîler'e göre bozmaz.) Vücuttan çıkan kan, irin ve sarı
su akmadığı veya çıktığı yerin çevresine dağılmadığı sürece abdesti bozmaz.
3. Ağız dolusu kusmak.
4. Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan
durumlar.
5. Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek.
6. Cinsî münasebet veya fahiş (aşırı) temas ve dokunma.
7. Mazeret halinin sona ermesi. Su bulamadığı için teyemmüm eden kimse suyu
bulunca, mest üzerine mesh yapan kimsenin -yolcu olanlara üç, yolcu
olmayanlara bir gün olarak tanınan- mesh süresi dolunca, özürlü kimse için
de namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur.
8. Hanefîler'in dışındaki üç mezhebe göre bir kimsenin kendi cinsel organına
temas da abdesti bozar.

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest suyunun elbiseye sıçramayacağı bir konum
alınır,
 Mümkünse kıbleye dönülür,
 Abdeste “eûzü” ve “besmele” çekilir,
 Niyet ve besmele ile abdeste başlayıp “niyet ettim, allah
rızası için abdest almaya” denir,
 Su ölçülü kullanılır, fazla açılmaz, israftan kaçınılır,
 Abdestte elleri parmak uçlarından başlanır,
 Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da
hilallenerek üç defa yıkanır,
 El, yüz ve ayakta bulunan ve suyun deriye temasını
önleyen cilt üzerindeki hamur, boya, sakız gibi
maddeler temizlenir,
 Parmakta yüzük varsa oynatılır,
 Misvak veya diş fırçası ile bunlar yoksa sağ elin
parmaklarıyla dişler temizlenir,
 Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile iyice ovarak
yıkanır

ABDESTİN ALINIŞI

 Ağız, Sağ El Avucuna Alınan Su İle Üç Defa
Çalkanıp iyice Temizlenir,
 Ağız Ve Buruna Her Su Almada, Alınan Su
Yenilenir.
 Üç Defa Da Burna Sağ El İle Su Çekilip Her
Defasında Burun Sol Elle Temizlenir.
 Oruçlu Olmayan Kimse Ağız Ve Burnun Her
Yerine Suyun İyice Ulaşmasını Sağlar.
 Mazmaza Ve İstinşakta Mübalağa Etmek Gerekir.
Fakat Oruçlu Kimseler Mübalağa Yapmazlar.
 Ağza su alırken “Allah’ım! Bana peygamberinin
kevser havuzundan, bir daha sonsuza kadar
susamayacağım bir kâse su ihsan buyur.” diye
duada bulunur,
 Burnu yıkarken de “Allah’ım! Beni nimetlerinin
ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum
bırakma.”der.

ABDESTİN ALINIŞI
 Üç Kere Yüz Yıkanır.
 Birer Defası Farz, Diğerleri Sünnettir. Üçten Fazla
Veya Eksik Yıkamak Sünnete Aykırıdır.
 Saçın Bittiği Yerden Kulak Yumuşağından Çene Altına
Kadar Olan Kısım Yıkanmalıdır.
 Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını
Yoklamak adaptandır,
 Sakal, Bıyık Ve Kaşların Altına Suyun Ulaşması
Gerekir.
 Abdest Alırken Sık Sakalı Bulunanların Sakallarını,
Parmaklarını Sakalın İçine Sokarak Alt Taraftan Üst
Tarafa Doğru Hareket Ettirmesi Gerekir, Adaptandır,
 Yüz Yıkanırken Sakal Sık İse Üstünü Yıkamak
Yeterlidir.
 Yüzü yıkarken “Allah’ım! Bazı yüzlerin beyazlanacağı,
bazı yüzlerin de kararacağı günde, benim yüzümü ak
kıl.” diyerek dua etmek abdest adaplarındandır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak farz
üçe tamamlamak sünnettir,
 Kolları yıkamaya sağ koldan başlanır, sol kolla
devam edilir,
 Suyu Dirseklerin dört parmak yukarısına Kadar
Ulaştırmak gerekir,
 Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamalıyız.
Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
 Kolları iyice ovarak yıkanır.
 Sağ kolu yıkarken “Allah’ım! Bana amel
defterimi sağ yanımdan ver ve benim hesabımı
kolay kıl!” diye dua edilir
 Sol kolu yıkarken “Ey Rabbim! Bana kitabımı sol
yanımdan ve arka yönden verme ve şiddetli bir
hesap ile sorguya çekme” diye dua edilir

ABDESTİN ALINIŞI











Başın dörtte birinin elin içinin su ile ıslatılıp mesh edilmesi
hanefîler'e göre yeterlidir.
Başın “nâsiye” denilen ön tarafına mesh edilmesi daha
faziletlidir.
Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Başın tamamını bir su ile meshetmeye “kaplama mesh” denir
ki bu şekilde mesh etmek sünnettir.
Baş mesh edilirken elin saçların dibine doğru sokulmasına
veya ileri geri hareket ettirilmesine gerek yoktur.
Başı meh ederken“ilâhi, beni rahmetinle yarlığa, benim
üzerime bereketinden indir.” Diye dua etmek uygundur.
Yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi sünnettir.
Küçük parmağımızı kulağımızın içeine doğru sokup baş
parmağımızla kulağımızın arkasını mesh etmek şeklinde
yapılır
Boynu meshetmek: başı ve kulakları meshettikten sonra iki
elin arkaları ile ve üçer parmakla yeni bir su almaya gerek
olmaksızın boyun meshedilir.
Ellerin parmak uçları ensede birbirine değerek boyna doğru
çekilmek suretiyle yapılır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Ayakları topukları ile beraber bir kez
yıkamak
farzdır,
üçe
tamamlanması
sünnettir.
 Suyun
parmaklar
arasına
ulaşması
sağlanmalıdır.
 Önce sağ sonra sol ayak, parmak uçlarından
başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dahil
olmak üzere yıkanır.
 Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.
 Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi
su ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.
 Ayakları yıkarken şöyle dua edilir: “Ya Rabbi!
Birtakım ayakların kayacağı günde, benim
ayaklarımı sırat üzerinde sâbit kıl!”

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest sonunda kelime-i şehâdet (eşhedü enlâ ilahe illallah
ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh) getirmek,
 Abdestten artan sudan kıbleye karşı ayakta bir miktar içmek
ve bu sırada; “allah’ım beni her günah işledikçe tevbe eden
ve günahtan kaçınıp tertemiz bulunan salih kullarından
kıl” diye dua edilir ve
 Abdestin sonunda bir, iki veya üç defa kadir sûresi’ni okunur,
 Abdestten sonra, kerâhet vakti değilse iki rekat nafile namaz
kılınır.

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR
Abdeste başlarken önce niyet edilir, sonra eûzü-besmele çekilir. Sonra da her
bir âzayı yıkarken şu duâlar okunur:

ً‫الم ُْنورا‬
َ ‫َا ْل َح ْم ُد ل ّله َّالذى َج َع َل ْاْلَ َاء َط ُهو ًرا َو ْا ِال ْس‬
ِ ِ

“Suyu temizleyici, İslâmı da nûr kılan Allah'a hamdolsun.”

َ‫َا ّلل ُه َّم َاع ّنى َعلى ت َال َوة ْال ُق ْران َوذ ْكر َك َو ُش ْْكر َك َو ُح ْسن ع َب َادتك‬
ِ ِ ِ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ ِ ِ

Ağıza su verirken:

“Ey Allahım, Kur'an okumak, seni zikir ve sana şükür etmek, sana olan ibâdeti
güzelleştirmek hususlarında bana yardım et!..”

َ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ ْ َ َ َ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
‫حة الن ِار‬
ْ ‫اللهم ا ِرحنى را ِئحة الجن ِة والت ِرحنى را ِئ‬

Buruna su verirken:

“Allahım, bana Cennet kokusunu duyur, Cehennem kokusunu hissettirme!”
Yüzü yıkarken:

ٌ‫س َو ُّد ُو ُجوه‬
ٌ ‫ض ُو ُج‬
ْْ ‫وه َو َت‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم َب ّي‬
ُّ ‫ض َو ْجهى َي ْو َم َت ْب َي‬
ِ

“Allahım, yüzlerin kiminin ak, kiminin kara olduğu o günde, benim yüzümü kara değil,
ak çıkar!”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ‫َا ّلل ُه َّم َا ْعطنى ك َتابى ب َيمينى َوح‬
ً‫اس ْبنى ِح َس ًْابا َيسيًا‬
ِ ِ
ِ
ِ ِ
Sağ kolu yıkarken:

“Allahım, kitâbımı sağımdan ver, hesabımı da kolay eyle!”

Sol kolunu yıkarken:
َْ
ّ َ
َ َ
َ
ُ
َ
َ
ْ
َ
َ
َ
ْ
َّ
ُ
‫اللهم ال تع ِطنى ِكتابى ِبيسارى وال ِمن ور ِاء ْظه ِرى‬
“Allahım, kitâbımı solumdan ve arkamdan verme.”

َ َ meshederken:
َ َّ َ َّ ُ ّ َ
َ
َ
َ‫ال ظ ّْل ا َّال ظ ُّل َع ْرشك‬Başı
َ
ْ
َ
ْ
ّ
ْ
ِ ِ ِ ِ ‫اللهم ا ِظلنى تحت ِظ ِل عر ِشك يوم‬
ِ
“Allahım, Arşının gölgesinden başka gölge olmadığı günde, beni Arşının gölgesinde
gölgelendir.”
Kulaklara meshederken:
َ
َ
َ
َّ
ُ‫ذين َي ْستم ُعو َن ْال َق ْو َل ْف َيتب ُعون ا ْح َس َنه‬
َ ‫اج َع ْلنى م َن َّال‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم‬
ِ
ِ
ِ
“Allahım, beni sözü dinleyip de en güzeline uyanlardan eyle.”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ َ ْ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
َ
َ
‫اللهم اع ِتق رقبتى ِمن الن ِار‬
Boynu mesh ederken:

“Allahım, boynumu Cehennem ateşinden âzâd eyle!”
Ayakları yıkarken:
ْ
َ
ْ
َ
َ‫َا ّلل ُه َّم َث ّب ْت َقد‬
ّ ‫مى َع َلى‬
ُ‫الص َراط َي ْو َم تز ُّْل فيه االق َدام‬
َّ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ

“Allahım, ayakların Sırat üstünde kaydığı günde, ayaklarımı sırat üstünde sâbit eyle,
kaydırma!..”
Abdest tekmil olduktan sonra abdest suyundan içilir ve bu dua okunur:

َ‫اج َع ْلنى م ْن ع َْبادك‬
َّ ‫اج َع ْلنى م َن‬
َ ‫ن ْاْلُ َت َط ّهر‬
َْ ‫اج َع ْلنى م‬
ْ ‫ين َو‬
ْ ‫الت َّواب َين َو‬
ْ ‫َا َّلل ُه َّم‬
ِ ِ ِ ِ
َ‫َ ِ ِ َ َ ْ َ ْ ِ َ َّ ِ َ ِ َ َ ْ ٌ َِ َ ِ ْ ْ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ن‬
ْ ‫الصا ِل ِحين واجعل ِنى ِمن ال ِذين الخوف علي ِه ْم والهم يحزنو‬

“Allahım! Beni çok tevbe edenlerden, temizliğe çok dikkat edenlerden, salih kullarından
ve kendileri için korku ve hüznün olmadığı kimselerden eyle.”

Abdest sonunda “Kelime-i Şehâdet” (eşhedü enlâ ilahe illallah ve eşhedü enne
muhammeden abdühû ve resûlüh) getirilir. Bununla birlikte bir, iki veya üç defa
“Kadir” sûresi yada “Ayetel Kürsi” okunur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest uzuvlarında yara veya hastalık bulunması halinde nasıl abdest alınır?
Abdest uzuvlarından birinde yara veya hastalık bulunan kişi, bu organın
yıkanması zarar verecekse, yıkamayıp ıslak elle mesheder. Mesh edilmesinin de zarar
vermesi durumunda, bu da terk edilir. Bu rahatsızlık abdest veya gusül uzuvlarının
çoğunluğunda ise, abdest veya gusül yerine teyemmüm edilir.
Özürlü nasıl abdest alır, özrü sebebiyle elbisesine bulaşan necasetin hükmü nedir?
Özürlüler, her vakit için abdest alır ve mazeret teşkil eden rahatsızlığından
başka abdest bozan bir hal meydana gelmedikçe, bu abdestle o vakit içerisinde dilediği
gibi namaz kılar, Kur’an-ı Kerim okur ve diğer ibadetlerini yaparlar. Namaz vaktinin
çıkmasıyla veya başka abdest bozan bir halin meydana gelmesiyle özürlü kimsenin
abdesti bozulur.
Kişiyi özürlü kılan hal, bir namaz vakti boyunca hiç meydana gelmezse, özür
ortadan kalkmış olur ve o kimse özür sahibi olmaktan çıkar.
Özürlü kimseden akan kan, irin, idrar gibi şeylerin çamaşıra bulaşması halinde,
bundan kaçınılması mümkün değil ve temizlendiğinde tekrar bulaşacaksa çamaşır
yıkanmadan namaz kılınabilir. Fakat elbiseye tekrar bulaşmayacaksa, yıkanması gerekir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Bedeninde veya bir uzvunda sargı ya da yara bulunan kimse nasıl abdest alır?
Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık veya yaradan dolayı sargı
bulunduğunda, abdest alırken veya guslederken bu sargı çözülerek altı yıkanır ve yaranın
üstü mesh edilir. Ancak sargının çözülmesinin zararlı olması hâlinde çözülmeyip üzerine
mesh edilebilir. Sargı üzerine meshin meşruluğu sünnetle sabittir. Hz. Ali (r.a.) şöyle
demiştir: “Bileklerimden biri kırılmıştı. Peygamber (s.a.s.)’e sordum, O da sargıların
üzerine mesh etmemi emretti.“ (İbn Mace, Taharet, 134.)
Sargının bir defa mesh edilmesi yeterlidir. Yapılan bu mesh ile, o uzuv hükmen
yıkanmış olur. Sargının abdestsiz veya cünüp iken sarılmış olması meshe engel olmadığı
gibi, sargı üzerine meshin belirli bir süresi de yoktur; yara veya kırık iyileşinceye kadar
aynı sargı üzerine mesh edilebilir. Üzerine mesh ettikten sonra sargının değiştirilmesi veya
düşmesi hâlinde, mesh bozulmaz; iade edilmesi de gerekmez. Ancak, yaranın iyileşmesi
hâlinde, sargı açılmış olsun veya olmasın, mesh bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Tedavi maksadı ile cilde sürülen ilaç vb. maddeler abdeste engel olur mu?
Abdest alırken yıkanması gereken bir organın üzerine tedavi maksadı ile
merhem vb. bir madde sürülmüşse; su zarar vermiyorsa abdest alırken bu organın
yıkanması gerekir. Eğer yıkamak zarar veriyorsa ıslak elle üzerine mesh edilir.
Mesh etmek de zararlı ise o da terk edilir. Çünkü dinimiz zaruretler hâlinde
yasakları mübah kılmış, kişiye kaldıramayacağı yükü yüklememiş, zorluğun giderilmesini
ilke edinmiştir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Diş doldurtmak veya kaplatmak abdest ve gusle engel olur mu?
Tedavi amacıyla diş doldurmak veya kaplatmak caiz olup abdest ve guslün
sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak çıkarılıp takılabilen/sabit olmayan dişlerin gusül
abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması gerekir.
Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de kaplandıktan sonra,
dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı hükmünü alır. Bu sebeple, ağız yıkanınca,
kaplama yapılan dişler de yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi, gerektiğinde tedavi amaçlı
olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve abdest ya da gusül alıp, ibadetlerini
yapabilir.
Yapılan bu işlem tedavi amaçlı ve zorunlu olduğundan, mezhepler arasında bir
ihtilaf söz konusu değildir. Diş dolgusu veya kaplaması konusundaki ihtilaflar, guslün veya
abdestin geçerli olup olmayacağı konusuyla alakalı bir durum değildir. Çıkan dişin yerine
bağlandığında kullanılan tel veya başka bir madde, çok sıkı bağlanacağı için, suyun altına
girmesine engel olur. Buna rağmen fukaha, kopan dişi yerine bağlatmanın caiz olduğunda
görüş birliği içindedirler.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

İdrar torbası kullanmak zorunda olan hastaların abdesti bozulmuş olur mu?
Devamlı burun kanaması, idrarı tutamama, kusma, yaranın devamlı kanaması,
kadınlardaki akıntı gibi abdesti bozan ve en az bir namaz vakti süresince devam eden ve
her namaz vaktinde tekrarlanan bedenî rahatsızlıklara özür/mazeret, böyle kimselere de
özür sahibi kimse denilir.
Buna göre; kendisinden devamlı idrar geldiği için idrar torbası kullanmak
zorunda olan hastalar, dinî açıdan özür sahibi konumundadırlar. Özür sahipleri, her namaz
için vakit çıktığında abdest almak suretiyle namazlarını kılarlar.
Bu abdestle vakit içinde diledikleri kadar farz veya nafile namaz kılabilirler.
Ancak mümkün olduğunca namaza başlamadan önce torbadaki idrarın boşaltılmış
olmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle abdeste başlamadan önce idrar torbası
boşaltılmalıdır. Şu kadar var ki, vakit namazı için abdest alındıktan sonra, torba içinde
biriken idrar ile kılınan namaz geçerlidir. Bu özürleri dışında abdesti bozan başka bir hal
olmadıkça, vakit içinde abdestleri devam eder, vakit çıkınca bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan bir kadın teyemmüm ederek namazını
kılabilir mi?
Yalnızca erkeklerin veya hem erkeklerin hem de kadınların bulunduğu bir
ortamda gusül abdesti almak durumunda kalan bir kadın gusül abdestini tehir eder.
Dolayısıyla, suyu kullanmaktan aciz olduğu için teyemmüm ederek namazını kılar.
Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan kadın ise, namaz vaktinin sonlarına
kadar bekler. Eğer vaktin çıkacağından korkarsa teyemmüm ederek, namazını kılar. Ancak
o namazı iade eder .

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Su mevcut olduğu halde abdest alıncaya kadar namaz vaktinin çıkmasından endişe
eden kişi teyemmümle namaz kılabilir mi?
Abdest alma imkânı varken, cuma namazı ve vakit namazları gibi vaktinde
kılınamadığı zaman kaza edilen namazların, vaktin çıkacağı endişesi ile teyemmüm ederek
kılınması caiz değildir. Zira abdest alındığı takdirde bu namazlara yetişilemezse, cuma
namazı yerine öğle namazı, vakit namazı yerine kaza namazı kılınır.
Maliki Mezhebi’ne göre, su ile abdest alma imkânı var iken, abdest veya gusül
alındığı takdirde beş vakit namazdan birinin vakti geçecek ise bu namaz teyemmüm
ederek kılınır.
Varis çorabı üzerine mesh yapılabilir mi?
Varis hastalığından dolayı ayağa giyilmesi gereken özel çoraplar, kırık, çıkık
üzerindeki sargı hükmün dedir. (İbn Mace,Taharet,134.) Bu itibarla, varis çorapları
üzerine meshedilmesinde bir sakınca yoktur

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Kol ve bacakları olmayan kimsenin abdesti eksik olur mu?
Yüce Allah din konusunda bize hiçbir zorluk yüklememiştir. (Hacc, 22ı78.)
“Köre, topala da vebal ve hastaya güçlük yoktur.“ (Fetih, 48ı17.) anlamındaki
ayetler buna delildir. İnsanlar ancak yapabileceklerinden sorumludurlar.
Hastalığı veren de yükümlülükle ri yükleyen de Allah’tır. Dolayısıyla kişi gücü
neye yetiyorsa onu yapmakla mükelleftir. Kol ve bacakları olmayan kişiden abdestte bu
organları yıkama yükümlülüğü düşer. Ancak bu kimsenin, bu özründen dolayı namaz
yükümlülüğü düşmez.
Kendisine abdest aldıracak yardımcı birileri yoksa ve kendisi de bir şekilde
abdest alma yöntemi bulamazsa, yüzünün iki yanını toprak veya toprak cinsinden bir şeye
dokundurarak teyemmüm eder. Elleri ve kolları olmayan veya kesilmiş olan kimse yalnız
yüzünü yere sürerek teyemmüm yapar.
Eğer yüzünde bir yara veya özür varsa teyemmüm etmeksizin namazı kılar. Bu
imkâna da sahip değilse, namazını yapabildiği şekilde ima ile kılar. Özürlü bir kimse, ancak
kendisi gibi özürlü birisine namaz kıldırabilir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Saç boyası, kına, ruj, oje, jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani
midir?
Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa,
abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması
gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken
uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır.
Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan
maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce
giderilmesi gerekir. Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşturmayan saç boyası,
kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Tuvalette abdest alınabilir mi?
Tuvalette abdest alınmasında bir sakınca yoktur. Ancak böyle yerlerde
besmele, zikir ve duaların içten söylenmesi uygun olur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest ve gusülün tam olup olmadığı konusundaki vesveseye
itibar edilir mi?
Vesvese, çeşitli sebeplerle insanın yaşadığı kararsızlık,
şüphe ve kuruntu halidir. Vesvese sebebi ile, gusül ve abdestin
tekrarlanması gerekmez. Vesvese gelse bile abdest ve gusle devam
edilmelidir.
Kişi vesveseye itibar etmemeye çalışmalı, içe doğan şüphe
ve tereddüt hallerinin asılsız olduğunu kendine telkin etmeli,
ayrıca zaman zaman Felak ve Nas Surelerini, anlamlarını da
düşünerek okumalıdır.
Güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest ve gusül alınır mı?
Güneş enerjisi ile ısıtılan su ile, temiz olmak kaydıyla, abdest almak
ve gusletmekte dinen bir sakınca yoktur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAKTA GEREKLİDİR
İyi veya kötü hareketleri organlarımızla yaparız. El işler yapar, yıkar ve
yazar; ağız yer içer, iyi ve kötü sözler söyler, konuşur; burun koklar, gözler görür,
kollar saldırır ve yakalar; kulaklar işitir ve dinler; ayaklar ise bizi pek çok yere
götürür. Bütün bunlar zaman zaman günah ve yasak sınırını aşabilir.
İşte abdest sırasında içimizden geçireceğimiz dualarla, söz konusu
edilen olumsuz hareketlerin etkisinden kurtulmaya çalışabiliriz. Abdest alacak
kimse önce niyet eder. Bu bir rûhî-mânevî hazırlıktır. Hakk'ın huzuruna çıkmaya
niyet etmek ve hazırlanmak demektir. Sonra besmele çekerek ve Allah'ın
yardımını dileyerek abdeste başlar.
Abdest alan insan samimî bir dille ve içten bir duyguyla, eksiklik ve
hatalarını Hakk'ın huzurunda itiraf edip, bunları yıkamasını ve silmesini kulluğa
yakışan bir tavırla O'na arz eder, duasının kabulü için yalvarıp yakarır. Böylece
bilinci ve içtenliği ölçüsünde ruhen temizlenip arınmış bir halde huzura varmaya,
namaza durmaya hazır hâle gelir.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Su nasıl maddî kirleri temizliyorsa, tövbe de manevî kirleri yok eder
diye düşünerek abdest organlarımı yıkamalıyım. Halkın gördüğü yer olan
bedenimi ve elbisemi temiz tutar da Hakk'ın nazar ettiği yer olan kalbimi
tertemiz tutmazsam yanlış yapmış olurum diye inanmalıyım. Bedenim gibi
kalbimi de kötü ve kirli şeylerden arındırmaya çalışmalıyım şuurunda bir abdes
gerçek mahiyeti ile abdest olmuş olur.
Şemsî'nin dediği gibi: " Pâdişah konmaz saraya hâne mâmur
olmadan.” önce hanemizi mamur hale getirelim kalbimizi tezkiye edlim sonra
organlarımızı temizleyeli.
Yûnus Emre söylüyor: " Tanla durup başın kaldır ellerini suya daldır /
Hem şeytanın boynunu vur hem nefs dahi ölse gerek." (“Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr.
Mehmet Demirci)

Beyazid-i Bistâmî şöyle dermiş: "Ne zaman dünya düşüncesi
gönlümden geçse abdest alırım; âhiret düşüncesi geçince de gusül yaparım."

Prof. Dr. Mehmet Demirci hocamızın Altınoluk dergisinde yayınlanmış olan “Abdestin
İç Anlamı” isimli makalesinde Gönül ehli kimseler iç anlam olarak abdestin ve temizliğin beş
derecesinden söz ettiklerini belitir ve bunları İçten dışa doğru şöylece sıralar:

1. Rûhun abdesti: Rûhun, hayvanlık seviyesine ait bilgisizlikten ve Allah'tan gayri
şeyleri görme gafletinden arınmasıdır. Ruh Allah'tan gayrı şeyleri görmekten arınsa,
Gaffar olan Allah'ın nûru onu kuşatır. Kötü düşüncelerini temizlese takvâ elbisesine
kavuşur. Nefsin tezkiye ederse iç huzuruna ve itmi'nâna ulaşır.
2. Sırrın abdesti: Burada "sır", rûhun rûhu demek olup; onun abdesti gösterişten (riyâ),
arzu ve isteklerin esiri olmaktan, kendini beğenmişlikten, baş olma tutkusundan, aşırı
dünya isteği ve mevki sahibi olma ihtirasından arınmaktır. Bunun neticesinde ihlâs nûru
ortaya çıkar. Dünya sevgisinden arınırsa âhiret sevgisi doğar.
3. Kalbin ve gönlün abdesti: İki yüzlülük, bozgunculuk ve kötü ahlâktan uzak durmaktır.
Büyüklenme yıkanınca, alçak gönüllük doğar. Çekememezlik kirleri yıkansa, iyilik;
düşmanlık yıkansa, Allah sevgisi görünür.
4. Dilin abdesti: Yalan, dedi-kodu, iftira ve boş sözden, insanların ayıplarını merak
etmekten ve gizli hallerini ortaya çıkarmaktan, faydasız konuşmaktan uzak durmaktır.
Yalan ve koğuculuk yıkansa, doğruluk ve vefâ doğar. İftira ve itham etme yıkansa, sevgi
görülür. Faydasız ve boş söz bırakılsa yararlı şeyler konuşulur veya Allah'ın adı anılır.
5. Zâhir abdesti: Bu, bildiğimiz abdesttir. Neticesinde Abdest alan kimsenin yüzünü
yıkaması, mahşer günü yüzünün nurlu olmasına yol açar. Kolunu yıkayınca cömertlik
nurları hasıl olur. Ayrıca amel defterinin sağ eline verilmesi gibi bir lûtfa erişir. Ayağını
yıkayınca, âhiretteki manevî engelleri kolaylıkla geçme imkânı doğmuş olur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Abdest alırken gerçekleşen dış temizliğin, iç temizliği ile
birlikte gelişmesi için şunlar da tavsiye edilir: Eller yıkanırken
kalbin de aşırı dünya sevgisinden yıkanması gerekir. Ağıza su
alınırken, onunla boş şeyleri anmamaya azmetmelidir. Yüz
yıkandığı zaman, yüzü Hak'tan başka şeylere çevirmemeye söz
vermelidir. Ayağı yıkarken, Hak yolda bulunma gayreti
pekiştirilmelidir.
Dış temizlik su ile, iç temizlik ise tövbe ile ve Hakk'ın
kapısına dönmekle mümkün olur.

Bedenin bütün uzuvlarına madden ve manen abdest
aldırmak gerekir. Bedene su ile nasıl ki abdest aldırıyorsak, her bir
uzvumuzu Yaratının rızasına uygun işler yaptırmak suretiyle
manevi abdestimizide almamız gerekmektedir.
Abdestin suyu günaha bakan gözleri, günahla kızaran yüzü
de arındırır. Ağzı abdest suyu ile çalkaladığımız zaman, bizi günaha
sokan kelimeler, bu kelimeleri oluşturan dil ve dişler pir-ü pak
olur. Başımızı mesh ettiğimizde zihnimizden geçen günahlar bir bir
dökülür. Kulaklara değen abdest suyu bu organın dikkat kesilip
dinlediği günahkar sözleri siler süpürür. Ve en nihayet bizi günahın
kapısına kadar yürüten ayaklarımızı yıkarız. Onlar da günahtan
kurtulmuş olur.
Yüce Rabbim abdestimizi en güzel şekilde alıp
ibadetlerimizi kendi rızasına uygun olarak yapmayı cümlemize
nasip etsin.

Bu Sunum İdris YAVUZYİĞİT Tarafında; “İhtiyar” Mevsılî,
“Bidayetu’l Müctehit” Ahmet İbn Rüşd El Kurtubi, “Büyük İslam İlmihali”
Ömer Nasuhi Bilmen (A. Fikri Yavuz), “İslam İlmihali” Lütfi Şentürk Ve
Seyfettin Yazıcı (Diyanet), “İlmihal” Heyet (TDV), “Delilleriyle İslam
İlmihali” Hamdi Döndüren, “Şafii İlmihali” Mehmet Keskin (Diyanet), “Din
Görevlisinin El Kitabı” Mevlüt Özcan, “Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr. Mehmet
DEMİRCİ; “Abdestin Fazileti Ve İbadetler Açısından Önemi” Ahmet ÜNAL;
“Abdestin Manası Ve Önemi” Mustafa Kutlu’ya Ait Kitap, Makale Ve Vaaz
Örneklerinden İstifade Edilmek Suretiyle Hazırlanmıştır.
Rabbim Eser Sahiplerinden Ölenlere Rahmetiyle, Yaşayanlara Lutuf
Ve Keremiyle Tecelli Eylesin Ve İki Cihan Saadeti İhsan Etsin.


Slide 12

Abdest Almanın Önemi
ve Fıkhi Boyutu
İdris YAVUZYİĞİT
[email protected]

Abdestin Önemi
Abdestin Tanımı
Abdest Çeşitleri
Abdestin Farzları
Abdestin Sünnetleri
Abdestin Adapları

Abdesti Bozan Durumlar

Abdestin Alınışı
Abdest Duaları
Fıkhi Sorular
Abdestin İç Anlamı

ABDEST

َ ْ ُ ْ ُ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َ
ُ ْ َ ٰ َّ
‫وة فاغ ِسلوا‬
‫يا ايها ال ٖذين امنوا ِاذا قمت ْم ِالى الصل‬
ِ
َ ‫ُو ُج‬
ْ‫وه ُك ْم َو َا ْي ِد َي ُك ْم ِا َلى ْاْلَ َرا ِْفق َو ْام َس ُحوا ب ُر ُؤس ُك ْم‬
ِ ِ
ِ
ْ َ ْ ُ َُ ََْ
َ
ْ
ْ
َ
‫وارجلكم ِالى الكعبي ِ ْن‬
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya
kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize
kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip,
topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)”.

(MÂİDE suresi 6.

ayet)

ABDEST

Bu âyet, teyemmüm âyeti olarak adlandırılır. Fakat
âyette abdestin farzları tesbit edilmektedir. Dolayısıyla bir
abdest âyeti olduğu şüphesizdir.
Şu kadar var ki, abdest bu âyet ile farz kılınmış değildir.
Çünkü abdest Mekke’de namazla beraber farz kılınmış ve
İslâm’da hiçbir zaman abdestsiz namaz kılınmamıştır.
Oysa bu âyet-i kerîme Medîne’de, hicretin 6. yılında,
Benî Mustalik Gazvesi’nde cereyan eden meşhur “İfk hâdisesi”
üzerine gece susuz bir yerde kalınıp abdest almak mümkün
olmadığından dolayı nâzil olmuştur.
Hz.Âişe vâlidemize münafıklar tarafından çirkin bir iftira
yapıldığı için bu olaya ifk (iftira) olayı denilmiştir.

ABDESTİN FAZİLETİ

َ َ َ َّ َ َ ْ
َ َََ َ
َ
ْ‫خ َط َاي ُاه من‬
ْ
َ
ْ ‫ خرجت‬، ‫من توضأ فأحـسن الوضـوء‬
ِ
َ
ْ َ َّ
ْ
َ
َ
ُ
‫تحت أظفا ِر ِْه‬
ِ ‫جس ِد ِه حتى تخرج ِمن‬
“Kim

güzelce abdest alırsa, o kimsenin
günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün
vücudundan çıkar.” (Riyasü’s-Salihin, 1028; Müslim, Tahâret 33)

ُْ َ ُ ُ ُّ
‫ر‬
» ‫يمان‬
ْ ِ ‫اإل‬
‫ر‬
«
‫ط‬
‫ش‬
‫و‬
‫ه‬
‫الط‬
ِ

Ebû Mâlik el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır.” (Riyasü’s-Salihin, 1033; Müslim, Tahâret 1)

َ ْ َ َّ َ ً ّ ُ َ
َ‫َّ ُ َّ ُ ْ َ ْ ن‬
َ
ْ
َ
‫القيام ِ ْة غرا محج ِلين ِمن ْآث ِار‬
‫« ِإن أمتي يدعو يوم‬
ِ
َ
َ
َ
َ
ُ
ُ
َ
َ
َ
ْ
ْ
ُ
ْ
ْ
ْ
َّ
» ‫ فليفعل‬، ‫من استطاع ِمنكم أن ْي ِطيل غرته‬
ِ
ِ ‫الوضوء ف‬
ٌ
. ‫متفق عليه‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’i:
“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde,

abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak
olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten
kimse bunu yapsın” buyururken işittim. (Riyazüs Salihin, abdestin fazileti, 1026;
Buhârî, Vudû‘ 3; Müslim, Tahâret 35)

Bu Hadis bizlere:
1. Abdesti farzlarına, sünnetlerine, müstehaplarına ve edeplerine riayet ederek
almak gerekir. Böyle yapmak müstehaptır.
2. Abdest, insanın yüzünü nurlandırır, el ve ayaklarını ağartır. Bu hem maddî hem
manevî anlamda böyledir.
3. Allah Teâlâ, kıyamet gününde ve mahşer yerinde yüzü nurlu, el ve ayakları parlak
olanlara özel muamelede bulunur. Çünkü bunlar sâlihler ve ibadet ehli mü’minlerdir.
4. Abdestte ayakları yıkamak asla terkedilmemelidir.

ABDESTİN FAZİLETİ

ُْ ُ ْ َ
ُْ َ ُ َْ ُ َُْ
ُ
ُ
ُ
ُ
» ‫الحلية ِمن اْلؤ ِم ِن ح ْيث يبلغ الوضـوء‬
ِ ‫« تبلغ‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Ben dostum sallallahu
aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:
“Mü’minin

nuru ve beyazlığı, abdest
suyunun ulaştığı yere kadar varır.” (Müslim, Tahâret 40)

َ َّ َ َ
ُ ُ
َ َُ
َ َ ُ ْ َ
ْ
َ
َ
ُّ‫كل‬
ْ ‫جه ِه‬
ِ ‫« ِإذا تو َضأ َالعبد اْل‬
ِ ‫سلم أ ِو اْلؤ َ ِمن فغسل َ ْوجهه خرجَ ِمن َو‬
َ َ
ْ
َ
ْ
ْ
َ
ْ
‫ َف ِإذا غسل يدي ِه‬، ‫اْلاء‬
‫اْلاء أو مع آ‬
‫خطيئة نظر ِإليها ِبعيني ِه مع‬
‫خر قط ِر‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ْ َ
َ ََ ُ
َ َ َ َ َ ُّ ُ
َ
ْ
ْ
ْ
َ
‫ط ِر‬
َْ ‫يديه كل خطيئ ٍة كان بطشتها يداه مع اْل ِاء أو مع ِآخر ق‬
‫ خرج ِمن‬،
ِ
َ َ
َ ُّ ُ ْ َ َ َ
َ
ْ‫ط َيئة َم َشتها رجاله مع اْلاء ْأو‬
ْ
َ
ِ
ِ
ٍ ْ ِ ‫ خرجت كل خ‬، ‫ ف ِإذا غسل ِرجلي ِه‬، ‫اْلاء‬
ِ
َ
ُّ
َ
ُ
َ
َ
ًّ
ُ
. ‫ حتى يخرج ن ِقيا ِمن الذن ْو ِب »رواه مسلم‬، ‫اْلاء‬
‫طر‬
‫ق‬
‫آخر‬
‫ع‬
‫م‬
ِ ِ ِ

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve
yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest
suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini
yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –
veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını
yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah
abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar.
Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (Müslim,
Tahâret 32; Tirmizî, Tahâret 2; Riyasü’s-Salihin, 1030)

َ ُ ْ ُ َّ َ َ ْ َّ
َ ْ َ ْ َ ْ َ َّ َ ُ ْ
ْ ُ َ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َّ
َ
‫ن‬
: » ‫ ِوددت أنا قد رأينا ِْإخواننا‬، ‫الحقو‬
‫نين ِوإنا ِإن شاء‬
‫« السالم عليكم دار ق ٍوم مؤ ِم‬
ِ ‫الله ِْبك َم‬
ِ
َ
ُْ َ َ َ ّ َ ُ َ ْ َ
َ َ ُ َ
َّ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
َ
َ
ُ
ْ
ْ
ْ
» ‫ وإخواننا َال َذين لم َ يأتوا بعد‬، ‫ « أنتم أصحابي‬: ‫ أولسنا ِإخوانك يا رسول الل ِه ؟ قال‬: ‫قالوا‬
ُ
َْ ْ َ ْ َ ُ ْ َ
َ َ َْ
ُ
ُ‫له‬
َ
ُ
َّ
َ
ُ
ْ
ْ
َّ
َ
ْ ‫ « أرأيت لو أن رجال‬: ‫ كيف تع ِرف من لم يأتوا بعد من أم َِتك يا رسول هللا ؟ فقال‬: ‫قالوا‬
ُ َ
َ
َ
َّ ُ
َ ‫حج َل ٌة ْبي‬
َّ ‫َخ ْي ٌل ُغ ٌّر ُم‬
ْ ‫ أال‬، ‫ظهر ْي َخ ْيل ُد ْهم ب ْهم‬
َ ‫ َق‬، ‫الل ِ ْه‬
ْ
‫ بلى يا رسول‬: ‫يع ِْر ُف َخ ْيل ُه ؟ » قالوا‬
‫ال‬
‫ن‬
ِ ٍ ٍ
ٍ
َ
ُ
ُ ‫َ َّ ُ ْ ْ ُ َن‬
َ
َ
ُ
َ
َّ
ُ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
ًّ
‫و‬
. ‫ ِ »ر اه مسلم‬
ِ ‫ «ف ِإنهم يأتو غرا محج ِلين ِمن الوض‬:
ِ ‫ وأنا فر ْطهم على الحو‬، ‫وء‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem kabristana geldi ve:

“Selâm size ey mü’minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız.
Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim” dedi. Ashâb-ı kirâm:
– Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah? dediler. Resûl-i Ekrem:
– “Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb:
– Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah’ın Resûlü?
dediler. Peygamber Efendimiz:
– “Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at
sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?” diye sordu. Sahâbe:
– Evet, tanır, ey Allah’ın Resûlü, dediler. Resûl-i Kibriyâ:
“İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler.
Ben havzın başına onlardan önce varacağım” buyurdular. (Müslim, Tahâret 39; Riyasü’sSalihin, 1031 )

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ
Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el suyu”
anlamına gelen abdest, belirli ibadetlerin ifasının ön şartı olan ve kendisi
de ibadet mahiyetinde görülen bir nevi hükmî temizliktir.
Arapça karşılığı güzellik, temizlik ve parlaklık anlamına gelen
“vudû”dur.
Fıkıhta abdest, “belli uzuvları usulüne uygun olarak su ile yıkamak
ve bazılarını da eldeki su ıslaklığı ile meshetmek” şeklindeki ibadet
temizliği olarak tarif edilir.(TDV, İslam İlmihali 1. cilt, s 195)
Fıkıh dilinde maddî kirlilikten temizlenme “necasetten taharet”
olarak anılır; hükmî kirlilik olan hadesten temizlik ise birer hükmi temizlik
usulleri olan abdest ve gusülle olur.

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ

Abdest ile ağız, diş, burun, el, yüz ve ayaklar gibi
kirlenmeye ve dışarıdan gelecek mikroplara en açık uzuvlar
günde birkaç defa su ile temizlenir.
Bu sayede vücudun sinir sistemi ve kan dolaşımı daha
düzenli hale gelir ve vücuda fizikî-tıbbî birçok fayda sağlar.
Abdest, namaz ibadetini ifa için yüce Allah'ın
huzuruna çıkacak müminin manevî ve ruhî hazırlık ve temizliği
de demektir.
Bu yüzden abdest, maddî temizlikle manevî temizliği
birleştirici, müslümana manevî yönden destek ve güç sağlayıcı
bir anlam ve öneme sahiptir.

ABDEST’İN HÜKMÜ / ÇEŞİTLERİ
1.

Farz Abdest:
1.
2.
3.
4.

Namaz Kılmak,
Cenaze Namazı Kılmak,
Tilâvet Ve Şükür Secdesi Yapmak,
Kur'an'a Dokunmak İçin Abdest Almak Farzdır.

Vacip Abdest: Kabe'yi Tavaf Etmek İçin Abdest Hanefilere Göre Vaciptir.
3. Mendup Abdest:
2.

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.

Yatmadan Önce Abdest Almak,
Vakit Namazları İçin Ayrı Ayrı Abdest Almak,
Kuran Okumak,
Dini Kitaplara Dokunmak,
Hadis Okumak,
Peygamberimizin Kabrini Ziyaret Etmek,
Arafat’ta Vakfa Yapmak,
Safa Ve Merve Arasında Say Yapmak,
Ezan Okumak,
Cenaze Yıkamak,
Her İşe Abdestli Olarak Başlamak,
Her Zaman Abdestli Bulunmak İçin Ve
Öfkelendikten,yalan Söyledikten Ve Gıybet Ettikten Sonra Abdest
Almak Mendup’dur.

ABDEST’İN MEZHEPLERE GÖRE FARZLARI
FARZLAR

HANEFİ

ŞAFİİ

MALİKİ

HNBELİ

YÜZÜ YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

KOLLARI YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

BAŞI MESH ETMEK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

AYAKLARI YIKAMA

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

NİYET ETMEK

SÜNNET

FARZ

FARZ

FARZ

TERTİBE RİAYET

SÜNNET

FARZ

SÜNNET

FARZ

MUVALAT

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

FARZ

BESMELE

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

OVARAK YIKAMAK

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

ABDEST’İN FARZLARI
1.

2.

3.

4.

Yüzü bir kere yıkamak (yüzün sınırları: saçın bittiği yerden kulak
yumuşağından çene altına kadar olan kısım. Sakal, bıyık ve kaşların altına
suyun ulaşması gerekir. Yüz yıkanırken sakal sık ise üstünü yıkamak
yeterlidir.)
Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak (abdest alırken parmaktaki
yüzüğün altına su alacak şekilde oynatılması, el, yüz ve ayakta bulunan ve
suyun deriye temasını önleyen maddelerin imkân dahilinde temizlenmesi
gerekir.)
Başın dörtte birini mesh etmek (dörtte birinin el içi su ıslaklığıyla mesh
edilmesi hanefîler'e göre yeterlidir. Başın “nâsiye” denilen ön tarafına
mesh edilmesi daha faziletlidir. Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Şâfiîler'e göre başın mesh miktarı daha azdır, bir saç teli. )
Ayakları topukları ile beraber bir kez yıkamak (suyun parmaklar arasına
ulaşması sağlanmalıdır. Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi su
ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.)

ABDEST’İN SÜNNETLERİ

1.
2.
3.
4.

Abdest almaya niyet etmek,
Başlarken besmele çekmek,
Elleri bileklerle birlikte üç defa yıkamak,
Ağız ve buruna su çekip iyi bir ağız ve burun temizliği
(mazmaza ve istinşak) yapmak,
5. Misvak kullanmak veya dişleri fırçalamak,
6. Sakalın içine su girmesini sağlamak,
7. El parmaklarını birbirine sokup ovuşturmak,
8. Başın tamamını elin ıslaklığıyla mesh etmek,
9. Boynu mesh etmek,
10. Abdest uzuvlarını yıkarken sıraya uymak,
11. Abdeste sağ uzuvlardan başlamak,
12. Uzuvları üçer defa yıkamak
13. Su ile iyice ovmak (delk),
14. Abdeste ara vermeden tamamlamak.

ABDEST’İN SÜNNETLERİ
1.
2.
3.
4.

5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.

Niyet etmek: “Niyet ettim, Allah rızası için abdest almaya” denilmesi müstehaptır.
Abdeste başlarken önce temiz olan elleri bileklere kadar yıkamak.
Abdeste “Eûzü” ve “besmele” ile başlamak.
Mazmaza ve İstinşak: Elleri yıkadıktan sonra önce üç defa ağıza su alınıp çalkalanması ve
dışarı atılmasına “mazmaza”, üç defa da burunun yumuşağına kadar su alınmasına ise
“istinşak” denilir. Ağız ve buruna her su almada, alınan su yenilenir.
Mazmaza ve istinşakta mübalağa etmek. Fakat oruçlu kimseler mübalağa yapmazlar.
Misvak Kullanmak
Tertibi gözetmek. Şâfiî ve Hanbelîlere göre farzdır.
Abdeste sağ taraflardan başlamak
Abdest uzuvlarını üçer defa yıkamak: Birer defası farz, diğerleri sünnettir. Üçten fazla veya
eksik yıkamak sünnete aykırıdır. Çoğu fakihlere göre başı bir defa meshetmek yeterlidir.
Abdestte elleri veya ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak. Parmakları hilâllemek.
Sakalı hilâllemek: Abdest alırken sık sakalı bulunanların sakallarını, parmaklarını sakalın içine
sokarak alt taraftan üst tarafa doğru hareket ettirmesine hilâlleme denir.
Başın tamamını bir su ile meshetmek: Buna “kaplama mesh” denir.
Kulakları meshetmek: Çoğu fakihlere göre, yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi
sünnettir.
Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile ovmak
Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamak. Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
Boynu meshetmek: Başı ve kulakları meshettikten sonra iki elin arkaları ile ve üçer parmakla
yeni bir su almaya gerek olmaksızın boyun meshedilir.

ABDEST’İN ADAPLARI
Abdestin Âdabından Maksat, Abdestin Farzlarının Ve Sünnetlerinin Daha Uygun
Şekilde Ve Ortamda, Mükemmel Bir Şekilde Yerine Getirilmesini Sağlamaktır.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.

12.
13.

Abdest Alırken -Mümkünse- Kıbleye Dönmek,
Abdest Sularını Vücuda Ve Elbiseye Sıçratmamak,
Dünya İşlerine İlişkin Konuşmamak,
Abdest Dualarını Veya Bildiği Dualardan Okumak,
Suyu Ölçülü Kullanmak,
Daha Vakit Girmeden Abdest Alıp Namaza Hazır Bulunmak,
Bir Özür Bulunmadıkça Abdestte Başkasından Yardım İstememek,
Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını Yoklamak, Suyu Dirsek Ve
Topukların Yukarılarına Kadar Ulaştırmak,
Nehir Veya Deniz Kenarında Bile Su İsrafından Kaçınmak,
Abdest Sonunda Kelime-i Şehâdet (Eşhedü Enlâ İlahe İllallah Ve Eşhedü Enne
Muhammeden Abdühû Ve Resûlüh) Getirmek,
Abdestten Artan Sudan Kıbleye Karşı Ayakta Bir Miktar İçmek Ve Bu Sırada;
“Allah’ım Beni Her Günah İşledikçe Tevbe Eden Ve Günahtan Kaçınıp Tertemiz
Bulunan Salih Kullarından Kıl” Diye Dua Etmek,
Abdestin Sonunda Bir, İki Veya Üç Defa Kadir Sûresi’ni Okumak,
Abdestten Sonra, Kerâhet Vakti Değilse İki Rekat Nafile Namaz Kılmak.

ABDEST’İ BOZAN DURUMLA
1. İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necasetin,
herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
2. Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir maddenin
çıkması. (Şâfıî ve mâlikîler'e göre bozmaz.) Vücuttan çıkan kan, irin ve sarı
su akmadığı veya çıktığı yerin çevresine dağılmadığı sürece abdesti bozmaz.
3. Ağız dolusu kusmak.
4. Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan
durumlar.
5. Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek.
6. Cinsî münasebet veya fahiş (aşırı) temas ve dokunma.
7. Mazeret halinin sona ermesi. Su bulamadığı için teyemmüm eden kimse suyu
bulunca, mest üzerine mesh yapan kimsenin -yolcu olanlara üç, yolcu
olmayanlara bir gün olarak tanınan- mesh süresi dolunca, özürlü kimse için
de namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur.
8. Hanefîler'in dışındaki üç mezhebe göre bir kimsenin kendi cinsel organına
temas da abdesti bozar.

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest suyunun elbiseye sıçramayacağı bir konum
alınır,
 Mümkünse kıbleye dönülür,
 Abdeste “eûzü” ve “besmele” çekilir,
 Niyet ve besmele ile abdeste başlayıp “niyet ettim, allah
rızası için abdest almaya” denir,
 Su ölçülü kullanılır, fazla açılmaz, israftan kaçınılır,
 Abdestte elleri parmak uçlarından başlanır,
 Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da
hilallenerek üç defa yıkanır,
 El, yüz ve ayakta bulunan ve suyun deriye temasını
önleyen cilt üzerindeki hamur, boya, sakız gibi
maddeler temizlenir,
 Parmakta yüzük varsa oynatılır,
 Misvak veya diş fırçası ile bunlar yoksa sağ elin
parmaklarıyla dişler temizlenir,
 Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile iyice ovarak
yıkanır

ABDESTİN ALINIŞI

 Ağız, Sağ El Avucuna Alınan Su İle Üç Defa
Çalkanıp iyice Temizlenir,
 Ağız Ve Buruna Her Su Almada, Alınan Su
Yenilenir.
 Üç Defa Da Burna Sağ El İle Su Çekilip Her
Defasında Burun Sol Elle Temizlenir.
 Oruçlu Olmayan Kimse Ağız Ve Burnun Her
Yerine Suyun İyice Ulaşmasını Sağlar.
 Mazmaza Ve İstinşakta Mübalağa Etmek Gerekir.
Fakat Oruçlu Kimseler Mübalağa Yapmazlar.
 Ağza su alırken “Allah’ım! Bana peygamberinin
kevser havuzundan, bir daha sonsuza kadar
susamayacağım bir kâse su ihsan buyur.” diye
duada bulunur,
 Burnu yıkarken de “Allah’ım! Beni nimetlerinin
ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum
bırakma.”der.

ABDESTİN ALINIŞI
 Üç Kere Yüz Yıkanır.
 Birer Defası Farz, Diğerleri Sünnettir. Üçten Fazla
Veya Eksik Yıkamak Sünnete Aykırıdır.
 Saçın Bittiği Yerden Kulak Yumuşağından Çene Altına
Kadar Olan Kısım Yıkanmalıdır.
 Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını
Yoklamak adaptandır,
 Sakal, Bıyık Ve Kaşların Altına Suyun Ulaşması
Gerekir.
 Abdest Alırken Sık Sakalı Bulunanların Sakallarını,
Parmaklarını Sakalın İçine Sokarak Alt Taraftan Üst
Tarafa Doğru Hareket Ettirmesi Gerekir, Adaptandır,
 Yüz Yıkanırken Sakal Sık İse Üstünü Yıkamak
Yeterlidir.
 Yüzü yıkarken “Allah’ım! Bazı yüzlerin beyazlanacağı,
bazı yüzlerin de kararacağı günde, benim yüzümü ak
kıl.” diyerek dua etmek abdest adaplarındandır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak farz
üçe tamamlamak sünnettir,
 Kolları yıkamaya sağ koldan başlanır, sol kolla
devam edilir,
 Suyu Dirseklerin dört parmak yukarısına Kadar
Ulaştırmak gerekir,
 Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamalıyız.
Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
 Kolları iyice ovarak yıkanır.
 Sağ kolu yıkarken “Allah’ım! Bana amel
defterimi sağ yanımdan ver ve benim hesabımı
kolay kıl!” diye dua edilir
 Sol kolu yıkarken “Ey Rabbim! Bana kitabımı sol
yanımdan ve arka yönden verme ve şiddetli bir
hesap ile sorguya çekme” diye dua edilir

ABDESTİN ALINIŞI











Başın dörtte birinin elin içinin su ile ıslatılıp mesh edilmesi
hanefîler'e göre yeterlidir.
Başın “nâsiye” denilen ön tarafına mesh edilmesi daha
faziletlidir.
Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Başın tamamını bir su ile meshetmeye “kaplama mesh” denir
ki bu şekilde mesh etmek sünnettir.
Baş mesh edilirken elin saçların dibine doğru sokulmasına
veya ileri geri hareket ettirilmesine gerek yoktur.
Başı meh ederken“ilâhi, beni rahmetinle yarlığa, benim
üzerime bereketinden indir.” Diye dua etmek uygundur.
Yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi sünnettir.
Küçük parmağımızı kulağımızın içeine doğru sokup baş
parmağımızla kulağımızın arkasını mesh etmek şeklinde
yapılır
Boynu meshetmek: başı ve kulakları meshettikten sonra iki
elin arkaları ile ve üçer parmakla yeni bir su almaya gerek
olmaksızın boyun meshedilir.
Ellerin parmak uçları ensede birbirine değerek boyna doğru
çekilmek suretiyle yapılır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Ayakları topukları ile beraber bir kez
yıkamak
farzdır,
üçe
tamamlanması
sünnettir.
 Suyun
parmaklar
arasına
ulaşması
sağlanmalıdır.
 Önce sağ sonra sol ayak, parmak uçlarından
başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dahil
olmak üzere yıkanır.
 Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.
 Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi
su ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.
 Ayakları yıkarken şöyle dua edilir: “Ya Rabbi!
Birtakım ayakların kayacağı günde, benim
ayaklarımı sırat üzerinde sâbit kıl!”

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest sonunda kelime-i şehâdet (eşhedü enlâ ilahe illallah
ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh) getirmek,
 Abdestten artan sudan kıbleye karşı ayakta bir miktar içmek
ve bu sırada; “allah’ım beni her günah işledikçe tevbe eden
ve günahtan kaçınıp tertemiz bulunan salih kullarından
kıl” diye dua edilir ve
 Abdestin sonunda bir, iki veya üç defa kadir sûresi’ni okunur,
 Abdestten sonra, kerâhet vakti değilse iki rekat nafile namaz
kılınır.

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR
Abdeste başlarken önce niyet edilir, sonra eûzü-besmele çekilir. Sonra da her
bir âzayı yıkarken şu duâlar okunur:

ً‫الم ُْنورا‬
َ ‫َا ْل َح ْم ُد ل ّله َّالذى َج َع َل ْاْلَ َاء َط ُهو ًرا َو ْا ِال ْس‬
ِ ِ

“Suyu temizleyici, İslâmı da nûr kılan Allah'a hamdolsun.”

َ‫َا ّلل ُه َّم َاع ّنى َعلى ت َال َوة ْال ُق ْران َوذ ْكر َك َو ُش ْْكر َك َو ُح ْسن ع َب َادتك‬
ِ ِ ِ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ ِ ِ

Ağıza su verirken:

“Ey Allahım, Kur'an okumak, seni zikir ve sana şükür etmek, sana olan ibâdeti
güzelleştirmek hususlarında bana yardım et!..”

َ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ ْ َ َ َ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
‫حة الن ِار‬
ْ ‫اللهم ا ِرحنى را ِئحة الجن ِة والت ِرحنى را ِئ‬

Buruna su verirken:

“Allahım, bana Cennet kokusunu duyur, Cehennem kokusunu hissettirme!”
Yüzü yıkarken:

ٌ‫س َو ُّد ُو ُجوه‬
ٌ ‫ض ُو ُج‬
ْْ ‫وه َو َت‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم َب ّي‬
ُّ ‫ض َو ْجهى َي ْو َم َت ْب َي‬
ِ

“Allahım, yüzlerin kiminin ak, kiminin kara olduğu o günde, benim yüzümü kara değil,
ak çıkar!”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ‫َا ّلل ُه َّم َا ْعطنى ك َتابى ب َيمينى َوح‬
ً‫اس ْبنى ِح َس ًْابا َيسيًا‬
ِ ِ
ِ
ِ ِ
Sağ kolu yıkarken:

“Allahım, kitâbımı sağımdan ver, hesabımı da kolay eyle!”

Sol kolunu yıkarken:
َْ
ّ َ
َ َ
َ
ُ
َ
َ
ْ
َ
َ
َ
ْ
َّ
ُ
‫اللهم ال تع ِطنى ِكتابى ِبيسارى وال ِمن ور ِاء ْظه ِرى‬
“Allahım, kitâbımı solumdan ve arkamdan verme.”

َ َ meshederken:
َ َّ َ َّ ُ ّ َ
َ
َ
َ‫ال ظ ّْل ا َّال ظ ُّل َع ْرشك‬Başı
َ
ْ
َ
ْ
ّ
ْ
ِ ِ ِ ِ ‫اللهم ا ِظلنى تحت ِظ ِل عر ِشك يوم‬
ِ
“Allahım, Arşının gölgesinden başka gölge olmadığı günde, beni Arşının gölgesinde
gölgelendir.”
Kulaklara meshederken:
َ
َ
َ
َّ
ُ‫ذين َي ْستم ُعو َن ْال َق ْو َل ْف َيتب ُعون ا ْح َس َنه‬
َ ‫اج َع ْلنى م َن َّال‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم‬
ِ
ِ
ِ
“Allahım, beni sözü dinleyip de en güzeline uyanlardan eyle.”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ َ ْ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
َ
َ
‫اللهم اع ِتق رقبتى ِمن الن ِار‬
Boynu mesh ederken:

“Allahım, boynumu Cehennem ateşinden âzâd eyle!”
Ayakları yıkarken:
ْ
َ
ْ
َ
َ‫َا ّلل ُه َّم َث ّب ْت َقد‬
ّ ‫مى َع َلى‬
ُ‫الص َراط َي ْو َم تز ُّْل فيه االق َدام‬
َّ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ

“Allahım, ayakların Sırat üstünde kaydığı günde, ayaklarımı sırat üstünde sâbit eyle,
kaydırma!..”
Abdest tekmil olduktan sonra abdest suyundan içilir ve bu dua okunur:

َ‫اج َع ْلنى م ْن ع َْبادك‬
َّ ‫اج َع ْلنى م َن‬
َ ‫ن ْاْلُ َت َط ّهر‬
َْ ‫اج َع ْلنى م‬
ْ ‫ين َو‬
ْ ‫الت َّواب َين َو‬
ْ ‫َا َّلل ُه َّم‬
ِ ِ ِ ِ
َ‫َ ِ ِ َ َ ْ َ ْ ِ َ َّ ِ َ ِ َ َ ْ ٌ َِ َ ِ ْ ْ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ن‬
ْ ‫الصا ِل ِحين واجعل ِنى ِمن ال ِذين الخوف علي ِه ْم والهم يحزنو‬

“Allahım! Beni çok tevbe edenlerden, temizliğe çok dikkat edenlerden, salih kullarından
ve kendileri için korku ve hüznün olmadığı kimselerden eyle.”

Abdest sonunda “Kelime-i Şehâdet” (eşhedü enlâ ilahe illallah ve eşhedü enne
muhammeden abdühû ve resûlüh) getirilir. Bununla birlikte bir, iki veya üç defa
“Kadir” sûresi yada “Ayetel Kürsi” okunur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest uzuvlarında yara veya hastalık bulunması halinde nasıl abdest alınır?
Abdest uzuvlarından birinde yara veya hastalık bulunan kişi, bu organın
yıkanması zarar verecekse, yıkamayıp ıslak elle mesheder. Mesh edilmesinin de zarar
vermesi durumunda, bu da terk edilir. Bu rahatsızlık abdest veya gusül uzuvlarının
çoğunluğunda ise, abdest veya gusül yerine teyemmüm edilir.
Özürlü nasıl abdest alır, özrü sebebiyle elbisesine bulaşan necasetin hükmü nedir?
Özürlüler, her vakit için abdest alır ve mazeret teşkil eden rahatsızlığından
başka abdest bozan bir hal meydana gelmedikçe, bu abdestle o vakit içerisinde dilediği
gibi namaz kılar, Kur’an-ı Kerim okur ve diğer ibadetlerini yaparlar. Namaz vaktinin
çıkmasıyla veya başka abdest bozan bir halin meydana gelmesiyle özürlü kimsenin
abdesti bozulur.
Kişiyi özürlü kılan hal, bir namaz vakti boyunca hiç meydana gelmezse, özür
ortadan kalkmış olur ve o kimse özür sahibi olmaktan çıkar.
Özürlü kimseden akan kan, irin, idrar gibi şeylerin çamaşıra bulaşması halinde,
bundan kaçınılması mümkün değil ve temizlendiğinde tekrar bulaşacaksa çamaşır
yıkanmadan namaz kılınabilir. Fakat elbiseye tekrar bulaşmayacaksa, yıkanması gerekir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Bedeninde veya bir uzvunda sargı ya da yara bulunan kimse nasıl abdest alır?
Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık veya yaradan dolayı sargı
bulunduğunda, abdest alırken veya guslederken bu sargı çözülerek altı yıkanır ve yaranın
üstü mesh edilir. Ancak sargının çözülmesinin zararlı olması hâlinde çözülmeyip üzerine
mesh edilebilir. Sargı üzerine meshin meşruluğu sünnetle sabittir. Hz. Ali (r.a.) şöyle
demiştir: “Bileklerimden biri kırılmıştı. Peygamber (s.a.s.)’e sordum, O da sargıların
üzerine mesh etmemi emretti.“ (İbn Mace, Taharet, 134.)
Sargının bir defa mesh edilmesi yeterlidir. Yapılan bu mesh ile, o uzuv hükmen
yıkanmış olur. Sargının abdestsiz veya cünüp iken sarılmış olması meshe engel olmadığı
gibi, sargı üzerine meshin belirli bir süresi de yoktur; yara veya kırık iyileşinceye kadar
aynı sargı üzerine mesh edilebilir. Üzerine mesh ettikten sonra sargının değiştirilmesi veya
düşmesi hâlinde, mesh bozulmaz; iade edilmesi de gerekmez. Ancak, yaranın iyileşmesi
hâlinde, sargı açılmış olsun veya olmasın, mesh bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Tedavi maksadı ile cilde sürülen ilaç vb. maddeler abdeste engel olur mu?
Abdest alırken yıkanması gereken bir organın üzerine tedavi maksadı ile
merhem vb. bir madde sürülmüşse; su zarar vermiyorsa abdest alırken bu organın
yıkanması gerekir. Eğer yıkamak zarar veriyorsa ıslak elle üzerine mesh edilir.
Mesh etmek de zararlı ise o da terk edilir. Çünkü dinimiz zaruretler hâlinde
yasakları mübah kılmış, kişiye kaldıramayacağı yükü yüklememiş, zorluğun giderilmesini
ilke edinmiştir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Diş doldurtmak veya kaplatmak abdest ve gusle engel olur mu?
Tedavi amacıyla diş doldurmak veya kaplatmak caiz olup abdest ve guslün
sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak çıkarılıp takılabilen/sabit olmayan dişlerin gusül
abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması gerekir.
Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de kaplandıktan sonra,
dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı hükmünü alır. Bu sebeple, ağız yıkanınca,
kaplama yapılan dişler de yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi, gerektiğinde tedavi amaçlı
olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve abdest ya da gusül alıp, ibadetlerini
yapabilir.
Yapılan bu işlem tedavi amaçlı ve zorunlu olduğundan, mezhepler arasında bir
ihtilaf söz konusu değildir. Diş dolgusu veya kaplaması konusundaki ihtilaflar, guslün veya
abdestin geçerli olup olmayacağı konusuyla alakalı bir durum değildir. Çıkan dişin yerine
bağlandığında kullanılan tel veya başka bir madde, çok sıkı bağlanacağı için, suyun altına
girmesine engel olur. Buna rağmen fukaha, kopan dişi yerine bağlatmanın caiz olduğunda
görüş birliği içindedirler.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

İdrar torbası kullanmak zorunda olan hastaların abdesti bozulmuş olur mu?
Devamlı burun kanaması, idrarı tutamama, kusma, yaranın devamlı kanaması,
kadınlardaki akıntı gibi abdesti bozan ve en az bir namaz vakti süresince devam eden ve
her namaz vaktinde tekrarlanan bedenî rahatsızlıklara özür/mazeret, böyle kimselere de
özür sahibi kimse denilir.
Buna göre; kendisinden devamlı idrar geldiği için idrar torbası kullanmak
zorunda olan hastalar, dinî açıdan özür sahibi konumundadırlar. Özür sahipleri, her namaz
için vakit çıktığında abdest almak suretiyle namazlarını kılarlar.
Bu abdestle vakit içinde diledikleri kadar farz veya nafile namaz kılabilirler.
Ancak mümkün olduğunca namaza başlamadan önce torbadaki idrarın boşaltılmış
olmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle abdeste başlamadan önce idrar torbası
boşaltılmalıdır. Şu kadar var ki, vakit namazı için abdest alındıktan sonra, torba içinde
biriken idrar ile kılınan namaz geçerlidir. Bu özürleri dışında abdesti bozan başka bir hal
olmadıkça, vakit içinde abdestleri devam eder, vakit çıkınca bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan bir kadın teyemmüm ederek namazını
kılabilir mi?
Yalnızca erkeklerin veya hem erkeklerin hem de kadınların bulunduğu bir
ortamda gusül abdesti almak durumunda kalan bir kadın gusül abdestini tehir eder.
Dolayısıyla, suyu kullanmaktan aciz olduğu için teyemmüm ederek namazını kılar.
Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan kadın ise, namaz vaktinin sonlarına
kadar bekler. Eğer vaktin çıkacağından korkarsa teyemmüm ederek, namazını kılar. Ancak
o namazı iade eder .

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Su mevcut olduğu halde abdest alıncaya kadar namaz vaktinin çıkmasından endişe
eden kişi teyemmümle namaz kılabilir mi?
Abdest alma imkânı varken, cuma namazı ve vakit namazları gibi vaktinde
kılınamadığı zaman kaza edilen namazların, vaktin çıkacağı endişesi ile teyemmüm ederek
kılınması caiz değildir. Zira abdest alındığı takdirde bu namazlara yetişilemezse, cuma
namazı yerine öğle namazı, vakit namazı yerine kaza namazı kılınır.
Maliki Mezhebi’ne göre, su ile abdest alma imkânı var iken, abdest veya gusül
alındığı takdirde beş vakit namazdan birinin vakti geçecek ise bu namaz teyemmüm
ederek kılınır.
Varis çorabı üzerine mesh yapılabilir mi?
Varis hastalığından dolayı ayağa giyilmesi gereken özel çoraplar, kırık, çıkık
üzerindeki sargı hükmün dedir. (İbn Mace,Taharet,134.) Bu itibarla, varis çorapları
üzerine meshedilmesinde bir sakınca yoktur

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Kol ve bacakları olmayan kimsenin abdesti eksik olur mu?
Yüce Allah din konusunda bize hiçbir zorluk yüklememiştir. (Hacc, 22ı78.)
“Köre, topala da vebal ve hastaya güçlük yoktur.“ (Fetih, 48ı17.) anlamındaki
ayetler buna delildir. İnsanlar ancak yapabileceklerinden sorumludurlar.
Hastalığı veren de yükümlülükle ri yükleyen de Allah’tır. Dolayısıyla kişi gücü
neye yetiyorsa onu yapmakla mükelleftir. Kol ve bacakları olmayan kişiden abdestte bu
organları yıkama yükümlülüğü düşer. Ancak bu kimsenin, bu özründen dolayı namaz
yükümlülüğü düşmez.
Kendisine abdest aldıracak yardımcı birileri yoksa ve kendisi de bir şekilde
abdest alma yöntemi bulamazsa, yüzünün iki yanını toprak veya toprak cinsinden bir şeye
dokundurarak teyemmüm eder. Elleri ve kolları olmayan veya kesilmiş olan kimse yalnız
yüzünü yere sürerek teyemmüm yapar.
Eğer yüzünde bir yara veya özür varsa teyemmüm etmeksizin namazı kılar. Bu
imkâna da sahip değilse, namazını yapabildiği şekilde ima ile kılar. Özürlü bir kimse, ancak
kendisi gibi özürlü birisine namaz kıldırabilir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Saç boyası, kına, ruj, oje, jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani
midir?
Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa,
abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması
gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken
uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır.
Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan
maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce
giderilmesi gerekir. Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşturmayan saç boyası,
kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Tuvalette abdest alınabilir mi?
Tuvalette abdest alınmasında bir sakınca yoktur. Ancak böyle yerlerde
besmele, zikir ve duaların içten söylenmesi uygun olur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest ve gusülün tam olup olmadığı konusundaki vesveseye
itibar edilir mi?
Vesvese, çeşitli sebeplerle insanın yaşadığı kararsızlık,
şüphe ve kuruntu halidir. Vesvese sebebi ile, gusül ve abdestin
tekrarlanması gerekmez. Vesvese gelse bile abdest ve gusle devam
edilmelidir.
Kişi vesveseye itibar etmemeye çalışmalı, içe doğan şüphe
ve tereddüt hallerinin asılsız olduğunu kendine telkin etmeli,
ayrıca zaman zaman Felak ve Nas Surelerini, anlamlarını da
düşünerek okumalıdır.
Güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest ve gusül alınır mı?
Güneş enerjisi ile ısıtılan su ile, temiz olmak kaydıyla, abdest almak
ve gusletmekte dinen bir sakınca yoktur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAKTA GEREKLİDİR
İyi veya kötü hareketleri organlarımızla yaparız. El işler yapar, yıkar ve
yazar; ağız yer içer, iyi ve kötü sözler söyler, konuşur; burun koklar, gözler görür,
kollar saldırır ve yakalar; kulaklar işitir ve dinler; ayaklar ise bizi pek çok yere
götürür. Bütün bunlar zaman zaman günah ve yasak sınırını aşabilir.
İşte abdest sırasında içimizden geçireceğimiz dualarla, söz konusu
edilen olumsuz hareketlerin etkisinden kurtulmaya çalışabiliriz. Abdest alacak
kimse önce niyet eder. Bu bir rûhî-mânevî hazırlıktır. Hakk'ın huzuruna çıkmaya
niyet etmek ve hazırlanmak demektir. Sonra besmele çekerek ve Allah'ın
yardımını dileyerek abdeste başlar.
Abdest alan insan samimî bir dille ve içten bir duyguyla, eksiklik ve
hatalarını Hakk'ın huzurunda itiraf edip, bunları yıkamasını ve silmesini kulluğa
yakışan bir tavırla O'na arz eder, duasının kabulü için yalvarıp yakarır. Böylece
bilinci ve içtenliği ölçüsünde ruhen temizlenip arınmış bir halde huzura varmaya,
namaza durmaya hazır hâle gelir.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Su nasıl maddî kirleri temizliyorsa, tövbe de manevî kirleri yok eder
diye düşünerek abdest organlarımı yıkamalıyım. Halkın gördüğü yer olan
bedenimi ve elbisemi temiz tutar da Hakk'ın nazar ettiği yer olan kalbimi
tertemiz tutmazsam yanlış yapmış olurum diye inanmalıyım. Bedenim gibi
kalbimi de kötü ve kirli şeylerden arındırmaya çalışmalıyım şuurunda bir abdes
gerçek mahiyeti ile abdest olmuş olur.
Şemsî'nin dediği gibi: " Pâdişah konmaz saraya hâne mâmur
olmadan.” önce hanemizi mamur hale getirelim kalbimizi tezkiye edlim sonra
organlarımızı temizleyeli.
Yûnus Emre söylüyor: " Tanla durup başın kaldır ellerini suya daldır /
Hem şeytanın boynunu vur hem nefs dahi ölse gerek." (“Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr.
Mehmet Demirci)

Beyazid-i Bistâmî şöyle dermiş: "Ne zaman dünya düşüncesi
gönlümden geçse abdest alırım; âhiret düşüncesi geçince de gusül yaparım."

Prof. Dr. Mehmet Demirci hocamızın Altınoluk dergisinde yayınlanmış olan “Abdestin
İç Anlamı” isimli makalesinde Gönül ehli kimseler iç anlam olarak abdestin ve temizliğin beş
derecesinden söz ettiklerini belitir ve bunları İçten dışa doğru şöylece sıralar:

1. Rûhun abdesti: Rûhun, hayvanlık seviyesine ait bilgisizlikten ve Allah'tan gayri
şeyleri görme gafletinden arınmasıdır. Ruh Allah'tan gayrı şeyleri görmekten arınsa,
Gaffar olan Allah'ın nûru onu kuşatır. Kötü düşüncelerini temizlese takvâ elbisesine
kavuşur. Nefsin tezkiye ederse iç huzuruna ve itmi'nâna ulaşır.
2. Sırrın abdesti: Burada "sır", rûhun rûhu demek olup; onun abdesti gösterişten (riyâ),
arzu ve isteklerin esiri olmaktan, kendini beğenmişlikten, baş olma tutkusundan, aşırı
dünya isteği ve mevki sahibi olma ihtirasından arınmaktır. Bunun neticesinde ihlâs nûru
ortaya çıkar. Dünya sevgisinden arınırsa âhiret sevgisi doğar.
3. Kalbin ve gönlün abdesti: İki yüzlülük, bozgunculuk ve kötü ahlâktan uzak durmaktır.
Büyüklenme yıkanınca, alçak gönüllük doğar. Çekememezlik kirleri yıkansa, iyilik;
düşmanlık yıkansa, Allah sevgisi görünür.
4. Dilin abdesti: Yalan, dedi-kodu, iftira ve boş sözden, insanların ayıplarını merak
etmekten ve gizli hallerini ortaya çıkarmaktan, faydasız konuşmaktan uzak durmaktır.
Yalan ve koğuculuk yıkansa, doğruluk ve vefâ doğar. İftira ve itham etme yıkansa, sevgi
görülür. Faydasız ve boş söz bırakılsa yararlı şeyler konuşulur veya Allah'ın adı anılır.
5. Zâhir abdesti: Bu, bildiğimiz abdesttir. Neticesinde Abdest alan kimsenin yüzünü
yıkaması, mahşer günü yüzünün nurlu olmasına yol açar. Kolunu yıkayınca cömertlik
nurları hasıl olur. Ayrıca amel defterinin sağ eline verilmesi gibi bir lûtfa erişir. Ayağını
yıkayınca, âhiretteki manevî engelleri kolaylıkla geçme imkânı doğmuş olur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Abdest alırken gerçekleşen dış temizliğin, iç temizliği ile
birlikte gelişmesi için şunlar da tavsiye edilir: Eller yıkanırken
kalbin de aşırı dünya sevgisinden yıkanması gerekir. Ağıza su
alınırken, onunla boş şeyleri anmamaya azmetmelidir. Yüz
yıkandığı zaman, yüzü Hak'tan başka şeylere çevirmemeye söz
vermelidir. Ayağı yıkarken, Hak yolda bulunma gayreti
pekiştirilmelidir.
Dış temizlik su ile, iç temizlik ise tövbe ile ve Hakk'ın
kapısına dönmekle mümkün olur.

Bedenin bütün uzuvlarına madden ve manen abdest
aldırmak gerekir. Bedene su ile nasıl ki abdest aldırıyorsak, her bir
uzvumuzu Yaratının rızasına uygun işler yaptırmak suretiyle
manevi abdestimizide almamız gerekmektedir.
Abdestin suyu günaha bakan gözleri, günahla kızaran yüzü
de arındırır. Ağzı abdest suyu ile çalkaladığımız zaman, bizi günaha
sokan kelimeler, bu kelimeleri oluşturan dil ve dişler pir-ü pak
olur. Başımızı mesh ettiğimizde zihnimizden geçen günahlar bir bir
dökülür. Kulaklara değen abdest suyu bu organın dikkat kesilip
dinlediği günahkar sözleri siler süpürür. Ve en nihayet bizi günahın
kapısına kadar yürüten ayaklarımızı yıkarız. Onlar da günahtan
kurtulmuş olur.
Yüce Rabbim abdestimizi en güzel şekilde alıp
ibadetlerimizi kendi rızasına uygun olarak yapmayı cümlemize
nasip etsin.

Bu Sunum İdris YAVUZYİĞİT Tarafında; “İhtiyar” Mevsılî,
“Bidayetu’l Müctehit” Ahmet İbn Rüşd El Kurtubi, “Büyük İslam İlmihali”
Ömer Nasuhi Bilmen (A. Fikri Yavuz), “İslam İlmihali” Lütfi Şentürk Ve
Seyfettin Yazıcı (Diyanet), “İlmihal” Heyet (TDV), “Delilleriyle İslam
İlmihali” Hamdi Döndüren, “Şafii İlmihali” Mehmet Keskin (Diyanet), “Din
Görevlisinin El Kitabı” Mevlüt Özcan, “Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr. Mehmet
DEMİRCİ; “Abdestin Fazileti Ve İbadetler Açısından Önemi” Ahmet ÜNAL;
“Abdestin Manası Ve Önemi” Mustafa Kutlu’ya Ait Kitap, Makale Ve Vaaz
Örneklerinden İstifade Edilmek Suretiyle Hazırlanmıştır.
Rabbim Eser Sahiplerinden Ölenlere Rahmetiyle, Yaşayanlara Lutuf
Ve Keremiyle Tecelli Eylesin Ve İki Cihan Saadeti İhsan Etsin.


Slide 13

Abdest Almanın Önemi
ve Fıkhi Boyutu
İdris YAVUZYİĞİT
[email protected]

Abdestin Önemi
Abdestin Tanımı
Abdest Çeşitleri
Abdestin Farzları
Abdestin Sünnetleri
Abdestin Adapları

Abdesti Bozan Durumlar

Abdestin Alınışı
Abdest Duaları
Fıkhi Sorular
Abdestin İç Anlamı

ABDEST

َ ْ ُ ْ ُ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َ
ُ ْ َ ٰ َّ
‫وة فاغ ِسلوا‬
‫يا ايها ال ٖذين امنوا ِاذا قمت ْم ِالى الصل‬
ِ
َ ‫ُو ُج‬
ْ‫وه ُك ْم َو َا ْي ِد َي ُك ْم ِا َلى ْاْلَ َرا ِْفق َو ْام َس ُحوا ب ُر ُؤس ُك ْم‬
ِ ِ
ِ
ْ َ ْ ُ َُ ََْ
َ
ْ
ْ
َ
‫وارجلكم ِالى الكعبي ِ ْن‬
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya
kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize
kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip,
topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)”.

(MÂİDE suresi 6.

ayet)

ABDEST

Bu âyet, teyemmüm âyeti olarak adlandırılır. Fakat
âyette abdestin farzları tesbit edilmektedir. Dolayısıyla bir
abdest âyeti olduğu şüphesizdir.
Şu kadar var ki, abdest bu âyet ile farz kılınmış değildir.
Çünkü abdest Mekke’de namazla beraber farz kılınmış ve
İslâm’da hiçbir zaman abdestsiz namaz kılınmamıştır.
Oysa bu âyet-i kerîme Medîne’de, hicretin 6. yılında,
Benî Mustalik Gazvesi’nde cereyan eden meşhur “İfk hâdisesi”
üzerine gece susuz bir yerde kalınıp abdest almak mümkün
olmadığından dolayı nâzil olmuştur.
Hz.Âişe vâlidemize münafıklar tarafından çirkin bir iftira
yapıldığı için bu olaya ifk (iftira) olayı denilmiştir.

ABDESTİN FAZİLETİ

َ َ َ َّ َ َ ْ
َ َََ َ
َ
ْ‫خ َط َاي ُاه من‬
ْ
َ
ْ ‫ خرجت‬، ‫من توضأ فأحـسن الوضـوء‬
ِ
َ
ْ َ َّ
ْ
َ
َ
ُ
‫تحت أظفا ِر ِْه‬
ِ ‫جس ِد ِه حتى تخرج ِمن‬
“Kim

güzelce abdest alırsa, o kimsenin
günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün
vücudundan çıkar.” (Riyasü’s-Salihin, 1028; Müslim, Tahâret 33)

ُْ َ ُ ُ ُّ
‫ر‬
» ‫يمان‬
ْ ِ ‫اإل‬
‫ر‬
«
‫ط‬
‫ش‬
‫و‬
‫ه‬
‫الط‬
ِ

Ebû Mâlik el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır.” (Riyasü’s-Salihin, 1033; Müslim, Tahâret 1)

َ ْ َ َّ َ ً ّ ُ َ
َ‫َّ ُ َّ ُ ْ َ ْ ن‬
َ
ْ
َ
‫القيام ِ ْة غرا محج ِلين ِمن ْآث ِار‬
‫« ِإن أمتي يدعو يوم‬
ِ
َ
َ
َ
َ
ُ
ُ
َ
َ
َ
ْ
ْ
ُ
ْ
ْ
ْ
َّ
» ‫ فليفعل‬، ‫من استطاع ِمنكم أن ْي ِطيل غرته‬
ِ
ِ ‫الوضوء ف‬
ٌ
. ‫متفق عليه‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’i:
“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde,

abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak
olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten
kimse bunu yapsın” buyururken işittim. (Riyazüs Salihin, abdestin fazileti, 1026;
Buhârî, Vudû‘ 3; Müslim, Tahâret 35)

Bu Hadis bizlere:
1. Abdesti farzlarına, sünnetlerine, müstehaplarına ve edeplerine riayet ederek
almak gerekir. Böyle yapmak müstehaptır.
2. Abdest, insanın yüzünü nurlandırır, el ve ayaklarını ağartır. Bu hem maddî hem
manevî anlamda böyledir.
3. Allah Teâlâ, kıyamet gününde ve mahşer yerinde yüzü nurlu, el ve ayakları parlak
olanlara özel muamelede bulunur. Çünkü bunlar sâlihler ve ibadet ehli mü’minlerdir.
4. Abdestte ayakları yıkamak asla terkedilmemelidir.

ABDESTİN FAZİLETİ

ُْ ُ ْ َ
ُْ َ ُ َْ ُ َُْ
ُ
ُ
ُ
ُ
» ‫الحلية ِمن اْلؤ ِم ِن ح ْيث يبلغ الوضـوء‬
ِ ‫« تبلغ‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Ben dostum sallallahu
aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:
“Mü’minin

nuru ve beyazlığı, abdest
suyunun ulaştığı yere kadar varır.” (Müslim, Tahâret 40)

َ َّ َ َ
ُ ُ
َ َُ
َ َ ُ ْ َ
ْ
َ
َ
ُّ‫كل‬
ْ ‫جه ِه‬
ِ ‫« ِإذا تو َضأ َالعبد اْل‬
ِ ‫سلم أ ِو اْلؤ َ ِمن فغسل َ ْوجهه خرجَ ِمن َو‬
َ َ
ْ
َ
ْ
ْ
َ
ْ
‫ َف ِإذا غسل يدي ِه‬، ‫اْلاء‬
‫اْلاء أو مع آ‬
‫خطيئة نظر ِإليها ِبعيني ِه مع‬
‫خر قط ِر‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ْ َ
َ ََ ُ
َ َ َ َ َ ُّ ُ
َ
ْ
ْ
ْ
َ
‫ط ِر‬
َْ ‫يديه كل خطيئ ٍة كان بطشتها يداه مع اْل ِاء أو مع ِآخر ق‬
‫ خرج ِمن‬،
ِ
َ َ
َ ُّ ُ ْ َ َ َ
َ
ْ‫ط َيئة َم َشتها رجاله مع اْلاء ْأو‬
ْ
َ
ِ
ِ
ٍ ْ ِ ‫ خرجت كل خ‬، ‫ ف ِإذا غسل ِرجلي ِه‬، ‫اْلاء‬
ِ
َ
ُّ
َ
ُ
َ
َ
ًّ
ُ
. ‫ حتى يخرج ن ِقيا ِمن الذن ْو ِب »رواه مسلم‬، ‫اْلاء‬
‫طر‬
‫ق‬
‫آخر‬
‫ع‬
‫م‬
ِ ِ ِ

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve
yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest
suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini
yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –
veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını
yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah
abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar.
Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (Müslim,
Tahâret 32; Tirmizî, Tahâret 2; Riyasü’s-Salihin, 1030)

َ ُ ْ ُ َّ َ َ ْ َّ
َ ْ َ ْ َ ْ َ َّ َ ُ ْ
ْ ُ َ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َّ
َ
‫ن‬
: » ‫ ِوددت أنا قد رأينا ِْإخواننا‬، ‫الحقو‬
‫نين ِوإنا ِإن شاء‬
‫« السالم عليكم دار ق ٍوم مؤ ِم‬
ِ ‫الله ِْبك َم‬
ِ
َ
ُْ َ َ َ ّ َ ُ َ ْ َ
َ َ ُ َ
َّ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
َ
َ
ُ
ْ
ْ
ْ
» ‫ وإخواننا َال َذين لم َ يأتوا بعد‬، ‫ « أنتم أصحابي‬: ‫ أولسنا ِإخوانك يا رسول الل ِه ؟ قال‬: ‫قالوا‬
ُ
َْ ْ َ ْ َ ُ ْ َ
َ َ َْ
ُ
ُ‫له‬
َ
ُ
َّ
َ
ُ
ْ
ْ
َّ
َ
ْ ‫ « أرأيت لو أن رجال‬: ‫ كيف تع ِرف من لم يأتوا بعد من أم َِتك يا رسول هللا ؟ فقال‬: ‫قالوا‬
ُ َ
َ
َ
َّ ُ
َ ‫حج َل ٌة ْبي‬
َّ ‫َخ ْي ٌل ُغ ٌّر ُم‬
ْ ‫ أال‬، ‫ظهر ْي َخ ْيل ُد ْهم ب ْهم‬
َ ‫ َق‬، ‫الل ِ ْه‬
ْ
‫ بلى يا رسول‬: ‫يع ِْر ُف َخ ْيل ُه ؟ » قالوا‬
‫ال‬
‫ن‬
ِ ٍ ٍ
ٍ
َ
ُ
ُ ‫َ َّ ُ ْ ْ ُ َن‬
َ
َ
ُ
َ
َّ
ُ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
ًّ
‫و‬
. ‫ ِ »ر اه مسلم‬
ِ ‫ «ف ِإنهم يأتو غرا محج ِلين ِمن الوض‬:
ِ ‫ وأنا فر ْطهم على الحو‬، ‫وء‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem kabristana geldi ve:

“Selâm size ey mü’minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız.
Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim” dedi. Ashâb-ı kirâm:
– Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah? dediler. Resûl-i Ekrem:
– “Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb:
– Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah’ın Resûlü?
dediler. Peygamber Efendimiz:
– “Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at
sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?” diye sordu. Sahâbe:
– Evet, tanır, ey Allah’ın Resûlü, dediler. Resûl-i Kibriyâ:
“İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler.
Ben havzın başına onlardan önce varacağım” buyurdular. (Müslim, Tahâret 39; Riyasü’sSalihin, 1031 )

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ
Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el suyu”
anlamına gelen abdest, belirli ibadetlerin ifasının ön şartı olan ve kendisi
de ibadet mahiyetinde görülen bir nevi hükmî temizliktir.
Arapça karşılığı güzellik, temizlik ve parlaklık anlamına gelen
“vudû”dur.
Fıkıhta abdest, “belli uzuvları usulüne uygun olarak su ile yıkamak
ve bazılarını da eldeki su ıslaklığı ile meshetmek” şeklindeki ibadet
temizliği olarak tarif edilir.(TDV, İslam İlmihali 1. cilt, s 195)
Fıkıh dilinde maddî kirlilikten temizlenme “necasetten taharet”
olarak anılır; hükmî kirlilik olan hadesten temizlik ise birer hükmi temizlik
usulleri olan abdest ve gusülle olur.

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ

Abdest ile ağız, diş, burun, el, yüz ve ayaklar gibi
kirlenmeye ve dışarıdan gelecek mikroplara en açık uzuvlar
günde birkaç defa su ile temizlenir.
Bu sayede vücudun sinir sistemi ve kan dolaşımı daha
düzenli hale gelir ve vücuda fizikî-tıbbî birçok fayda sağlar.
Abdest, namaz ibadetini ifa için yüce Allah'ın
huzuruna çıkacak müminin manevî ve ruhî hazırlık ve temizliği
de demektir.
Bu yüzden abdest, maddî temizlikle manevî temizliği
birleştirici, müslümana manevî yönden destek ve güç sağlayıcı
bir anlam ve öneme sahiptir.

ABDEST’İN HÜKMÜ / ÇEŞİTLERİ
1.

Farz Abdest:
1.
2.
3.
4.

Namaz Kılmak,
Cenaze Namazı Kılmak,
Tilâvet Ve Şükür Secdesi Yapmak,
Kur'an'a Dokunmak İçin Abdest Almak Farzdır.

Vacip Abdest: Kabe'yi Tavaf Etmek İçin Abdest Hanefilere Göre Vaciptir.
3. Mendup Abdest:
2.

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.

Yatmadan Önce Abdest Almak,
Vakit Namazları İçin Ayrı Ayrı Abdest Almak,
Kuran Okumak,
Dini Kitaplara Dokunmak,
Hadis Okumak,
Peygamberimizin Kabrini Ziyaret Etmek,
Arafat’ta Vakfa Yapmak,
Safa Ve Merve Arasında Say Yapmak,
Ezan Okumak,
Cenaze Yıkamak,
Her İşe Abdestli Olarak Başlamak,
Her Zaman Abdestli Bulunmak İçin Ve
Öfkelendikten,yalan Söyledikten Ve Gıybet Ettikten Sonra Abdest
Almak Mendup’dur.

ABDEST’İN MEZHEPLERE GÖRE FARZLARI
FARZLAR

HANEFİ

ŞAFİİ

MALİKİ

HNBELİ

YÜZÜ YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

KOLLARI YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

BAŞI MESH ETMEK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

AYAKLARI YIKAMA

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

NİYET ETMEK

SÜNNET

FARZ

FARZ

FARZ

TERTİBE RİAYET

SÜNNET

FARZ

SÜNNET

FARZ

MUVALAT

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

FARZ

BESMELE

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

OVARAK YIKAMAK

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

ABDEST’İN FARZLARI
1.

2.

3.

4.

Yüzü bir kere yıkamak (yüzün sınırları: saçın bittiği yerden kulak
yumuşağından çene altına kadar olan kısım. Sakal, bıyık ve kaşların altına
suyun ulaşması gerekir. Yüz yıkanırken sakal sık ise üstünü yıkamak
yeterlidir.)
Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak (abdest alırken parmaktaki
yüzüğün altına su alacak şekilde oynatılması, el, yüz ve ayakta bulunan ve
suyun deriye temasını önleyen maddelerin imkân dahilinde temizlenmesi
gerekir.)
Başın dörtte birini mesh etmek (dörtte birinin el içi su ıslaklığıyla mesh
edilmesi hanefîler'e göre yeterlidir. Başın “nâsiye” denilen ön tarafına
mesh edilmesi daha faziletlidir. Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Şâfiîler'e göre başın mesh miktarı daha azdır, bir saç teli. )
Ayakları topukları ile beraber bir kez yıkamak (suyun parmaklar arasına
ulaşması sağlanmalıdır. Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi su
ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.)

ABDEST’İN SÜNNETLERİ

1.
2.
3.
4.

Abdest almaya niyet etmek,
Başlarken besmele çekmek,
Elleri bileklerle birlikte üç defa yıkamak,
Ağız ve buruna su çekip iyi bir ağız ve burun temizliği
(mazmaza ve istinşak) yapmak,
5. Misvak kullanmak veya dişleri fırçalamak,
6. Sakalın içine su girmesini sağlamak,
7. El parmaklarını birbirine sokup ovuşturmak,
8. Başın tamamını elin ıslaklığıyla mesh etmek,
9. Boynu mesh etmek,
10. Abdest uzuvlarını yıkarken sıraya uymak,
11. Abdeste sağ uzuvlardan başlamak,
12. Uzuvları üçer defa yıkamak
13. Su ile iyice ovmak (delk),
14. Abdeste ara vermeden tamamlamak.

ABDEST’İN SÜNNETLERİ
1.
2.
3.
4.

5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.

Niyet etmek: “Niyet ettim, Allah rızası için abdest almaya” denilmesi müstehaptır.
Abdeste başlarken önce temiz olan elleri bileklere kadar yıkamak.
Abdeste “Eûzü” ve “besmele” ile başlamak.
Mazmaza ve İstinşak: Elleri yıkadıktan sonra önce üç defa ağıza su alınıp çalkalanması ve
dışarı atılmasına “mazmaza”, üç defa da burunun yumuşağına kadar su alınmasına ise
“istinşak” denilir. Ağız ve buruna her su almada, alınan su yenilenir.
Mazmaza ve istinşakta mübalağa etmek. Fakat oruçlu kimseler mübalağa yapmazlar.
Misvak Kullanmak
Tertibi gözetmek. Şâfiî ve Hanbelîlere göre farzdır.
Abdeste sağ taraflardan başlamak
Abdest uzuvlarını üçer defa yıkamak: Birer defası farz, diğerleri sünnettir. Üçten fazla veya
eksik yıkamak sünnete aykırıdır. Çoğu fakihlere göre başı bir defa meshetmek yeterlidir.
Abdestte elleri veya ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak. Parmakları hilâllemek.
Sakalı hilâllemek: Abdest alırken sık sakalı bulunanların sakallarını, parmaklarını sakalın içine
sokarak alt taraftan üst tarafa doğru hareket ettirmesine hilâlleme denir.
Başın tamamını bir su ile meshetmek: Buna “kaplama mesh” denir.
Kulakları meshetmek: Çoğu fakihlere göre, yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi
sünnettir.
Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile ovmak
Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamak. Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
Boynu meshetmek: Başı ve kulakları meshettikten sonra iki elin arkaları ile ve üçer parmakla
yeni bir su almaya gerek olmaksızın boyun meshedilir.

ABDEST’İN ADAPLARI
Abdestin Âdabından Maksat, Abdestin Farzlarının Ve Sünnetlerinin Daha Uygun
Şekilde Ve Ortamda, Mükemmel Bir Şekilde Yerine Getirilmesini Sağlamaktır.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.

12.
13.

Abdest Alırken -Mümkünse- Kıbleye Dönmek,
Abdest Sularını Vücuda Ve Elbiseye Sıçratmamak,
Dünya İşlerine İlişkin Konuşmamak,
Abdest Dualarını Veya Bildiği Dualardan Okumak,
Suyu Ölçülü Kullanmak,
Daha Vakit Girmeden Abdest Alıp Namaza Hazır Bulunmak,
Bir Özür Bulunmadıkça Abdestte Başkasından Yardım İstememek,
Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını Yoklamak, Suyu Dirsek Ve
Topukların Yukarılarına Kadar Ulaştırmak,
Nehir Veya Deniz Kenarında Bile Su İsrafından Kaçınmak,
Abdest Sonunda Kelime-i Şehâdet (Eşhedü Enlâ İlahe İllallah Ve Eşhedü Enne
Muhammeden Abdühû Ve Resûlüh) Getirmek,
Abdestten Artan Sudan Kıbleye Karşı Ayakta Bir Miktar İçmek Ve Bu Sırada;
“Allah’ım Beni Her Günah İşledikçe Tevbe Eden Ve Günahtan Kaçınıp Tertemiz
Bulunan Salih Kullarından Kıl” Diye Dua Etmek,
Abdestin Sonunda Bir, İki Veya Üç Defa Kadir Sûresi’ni Okumak,
Abdestten Sonra, Kerâhet Vakti Değilse İki Rekat Nafile Namaz Kılmak.

ABDEST’İ BOZAN DURUMLA
1. İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necasetin,
herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
2. Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir maddenin
çıkması. (Şâfıî ve mâlikîler'e göre bozmaz.) Vücuttan çıkan kan, irin ve sarı
su akmadığı veya çıktığı yerin çevresine dağılmadığı sürece abdesti bozmaz.
3. Ağız dolusu kusmak.
4. Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan
durumlar.
5. Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek.
6. Cinsî münasebet veya fahiş (aşırı) temas ve dokunma.
7. Mazeret halinin sona ermesi. Su bulamadığı için teyemmüm eden kimse suyu
bulunca, mest üzerine mesh yapan kimsenin -yolcu olanlara üç, yolcu
olmayanlara bir gün olarak tanınan- mesh süresi dolunca, özürlü kimse için
de namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur.
8. Hanefîler'in dışındaki üç mezhebe göre bir kimsenin kendi cinsel organına
temas da abdesti bozar.

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest suyunun elbiseye sıçramayacağı bir konum
alınır,
 Mümkünse kıbleye dönülür,
 Abdeste “eûzü” ve “besmele” çekilir,
 Niyet ve besmele ile abdeste başlayıp “niyet ettim, allah
rızası için abdest almaya” denir,
 Su ölçülü kullanılır, fazla açılmaz, israftan kaçınılır,
 Abdestte elleri parmak uçlarından başlanır,
 Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da
hilallenerek üç defa yıkanır,
 El, yüz ve ayakta bulunan ve suyun deriye temasını
önleyen cilt üzerindeki hamur, boya, sakız gibi
maddeler temizlenir,
 Parmakta yüzük varsa oynatılır,
 Misvak veya diş fırçası ile bunlar yoksa sağ elin
parmaklarıyla dişler temizlenir,
 Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile iyice ovarak
yıkanır

ABDESTİN ALINIŞI

 Ağız, Sağ El Avucuna Alınan Su İle Üç Defa
Çalkanıp iyice Temizlenir,
 Ağız Ve Buruna Her Su Almada, Alınan Su
Yenilenir.
 Üç Defa Da Burna Sağ El İle Su Çekilip Her
Defasında Burun Sol Elle Temizlenir.
 Oruçlu Olmayan Kimse Ağız Ve Burnun Her
Yerine Suyun İyice Ulaşmasını Sağlar.
 Mazmaza Ve İstinşakta Mübalağa Etmek Gerekir.
Fakat Oruçlu Kimseler Mübalağa Yapmazlar.
 Ağza su alırken “Allah’ım! Bana peygamberinin
kevser havuzundan, bir daha sonsuza kadar
susamayacağım bir kâse su ihsan buyur.” diye
duada bulunur,
 Burnu yıkarken de “Allah’ım! Beni nimetlerinin
ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum
bırakma.”der.

ABDESTİN ALINIŞI
 Üç Kere Yüz Yıkanır.
 Birer Defası Farz, Diğerleri Sünnettir. Üçten Fazla
Veya Eksik Yıkamak Sünnete Aykırıdır.
 Saçın Bittiği Yerden Kulak Yumuşağından Çene Altına
Kadar Olan Kısım Yıkanmalıdır.
 Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını
Yoklamak adaptandır,
 Sakal, Bıyık Ve Kaşların Altına Suyun Ulaşması
Gerekir.
 Abdest Alırken Sık Sakalı Bulunanların Sakallarını,
Parmaklarını Sakalın İçine Sokarak Alt Taraftan Üst
Tarafa Doğru Hareket Ettirmesi Gerekir, Adaptandır,
 Yüz Yıkanırken Sakal Sık İse Üstünü Yıkamak
Yeterlidir.
 Yüzü yıkarken “Allah’ım! Bazı yüzlerin beyazlanacağı,
bazı yüzlerin de kararacağı günde, benim yüzümü ak
kıl.” diyerek dua etmek abdest adaplarındandır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak farz
üçe tamamlamak sünnettir,
 Kolları yıkamaya sağ koldan başlanır, sol kolla
devam edilir,
 Suyu Dirseklerin dört parmak yukarısına Kadar
Ulaştırmak gerekir,
 Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamalıyız.
Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
 Kolları iyice ovarak yıkanır.
 Sağ kolu yıkarken “Allah’ım! Bana amel
defterimi sağ yanımdan ver ve benim hesabımı
kolay kıl!” diye dua edilir
 Sol kolu yıkarken “Ey Rabbim! Bana kitabımı sol
yanımdan ve arka yönden verme ve şiddetli bir
hesap ile sorguya çekme” diye dua edilir

ABDESTİN ALINIŞI











Başın dörtte birinin elin içinin su ile ıslatılıp mesh edilmesi
hanefîler'e göre yeterlidir.
Başın “nâsiye” denilen ön tarafına mesh edilmesi daha
faziletlidir.
Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Başın tamamını bir su ile meshetmeye “kaplama mesh” denir
ki bu şekilde mesh etmek sünnettir.
Baş mesh edilirken elin saçların dibine doğru sokulmasına
veya ileri geri hareket ettirilmesine gerek yoktur.
Başı meh ederken“ilâhi, beni rahmetinle yarlığa, benim
üzerime bereketinden indir.” Diye dua etmek uygundur.
Yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi sünnettir.
Küçük parmağımızı kulağımızın içeine doğru sokup baş
parmağımızla kulağımızın arkasını mesh etmek şeklinde
yapılır
Boynu meshetmek: başı ve kulakları meshettikten sonra iki
elin arkaları ile ve üçer parmakla yeni bir su almaya gerek
olmaksızın boyun meshedilir.
Ellerin parmak uçları ensede birbirine değerek boyna doğru
çekilmek suretiyle yapılır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Ayakları topukları ile beraber bir kez
yıkamak
farzdır,
üçe
tamamlanması
sünnettir.
 Suyun
parmaklar
arasına
ulaşması
sağlanmalıdır.
 Önce sağ sonra sol ayak, parmak uçlarından
başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dahil
olmak üzere yıkanır.
 Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.
 Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi
su ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.
 Ayakları yıkarken şöyle dua edilir: “Ya Rabbi!
Birtakım ayakların kayacağı günde, benim
ayaklarımı sırat üzerinde sâbit kıl!”

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest sonunda kelime-i şehâdet (eşhedü enlâ ilahe illallah
ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh) getirmek,
 Abdestten artan sudan kıbleye karşı ayakta bir miktar içmek
ve bu sırada; “allah’ım beni her günah işledikçe tevbe eden
ve günahtan kaçınıp tertemiz bulunan salih kullarından
kıl” diye dua edilir ve
 Abdestin sonunda bir, iki veya üç defa kadir sûresi’ni okunur,
 Abdestten sonra, kerâhet vakti değilse iki rekat nafile namaz
kılınır.

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR
Abdeste başlarken önce niyet edilir, sonra eûzü-besmele çekilir. Sonra da her
bir âzayı yıkarken şu duâlar okunur:

ً‫الم ُْنورا‬
َ ‫َا ْل َح ْم ُد ل ّله َّالذى َج َع َل ْاْلَ َاء َط ُهو ًرا َو ْا ِال ْس‬
ِ ِ

“Suyu temizleyici, İslâmı da nûr kılan Allah'a hamdolsun.”

َ‫َا ّلل ُه َّم َاع ّنى َعلى ت َال َوة ْال ُق ْران َوذ ْكر َك َو ُش ْْكر َك َو ُح ْسن ع َب َادتك‬
ِ ِ ِ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ ِ ِ

Ağıza su verirken:

“Ey Allahım, Kur'an okumak, seni zikir ve sana şükür etmek, sana olan ibâdeti
güzelleştirmek hususlarında bana yardım et!..”

َ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ ْ َ َ َ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
‫حة الن ِار‬
ْ ‫اللهم ا ِرحنى را ِئحة الجن ِة والت ِرحنى را ِئ‬

Buruna su verirken:

“Allahım, bana Cennet kokusunu duyur, Cehennem kokusunu hissettirme!”
Yüzü yıkarken:

ٌ‫س َو ُّد ُو ُجوه‬
ٌ ‫ض ُو ُج‬
ْْ ‫وه َو َت‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم َب ّي‬
ُّ ‫ض َو ْجهى َي ْو َم َت ْب َي‬
ِ

“Allahım, yüzlerin kiminin ak, kiminin kara olduğu o günde, benim yüzümü kara değil,
ak çıkar!”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ‫َا ّلل ُه َّم َا ْعطنى ك َتابى ب َيمينى َوح‬
ً‫اس ْبنى ِح َس ًْابا َيسيًا‬
ِ ِ
ِ
ِ ِ
Sağ kolu yıkarken:

“Allahım, kitâbımı sağımdan ver, hesabımı da kolay eyle!”

Sol kolunu yıkarken:
َْ
ّ َ
َ َ
َ
ُ
َ
َ
ْ
َ
َ
َ
ْ
َّ
ُ
‫اللهم ال تع ِطنى ِكتابى ِبيسارى وال ِمن ور ِاء ْظه ِرى‬
“Allahım, kitâbımı solumdan ve arkamdan verme.”

َ َ meshederken:
َ َّ َ َّ ُ ّ َ
َ
َ
َ‫ال ظ ّْل ا َّال ظ ُّل َع ْرشك‬Başı
َ
ْ
َ
ْ
ّ
ْ
ِ ِ ِ ِ ‫اللهم ا ِظلنى تحت ِظ ِل عر ِشك يوم‬
ِ
“Allahım, Arşının gölgesinden başka gölge olmadığı günde, beni Arşının gölgesinde
gölgelendir.”
Kulaklara meshederken:
َ
َ
َ
َّ
ُ‫ذين َي ْستم ُعو َن ْال َق ْو َل ْف َيتب ُعون ا ْح َس َنه‬
َ ‫اج َع ْلنى م َن َّال‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم‬
ِ
ِ
ِ
“Allahım, beni sözü dinleyip de en güzeline uyanlardan eyle.”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ َ ْ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
َ
َ
‫اللهم اع ِتق رقبتى ِمن الن ِار‬
Boynu mesh ederken:

“Allahım, boynumu Cehennem ateşinden âzâd eyle!”
Ayakları yıkarken:
ْ
َ
ْ
َ
َ‫َا ّلل ُه َّم َث ّب ْت َقد‬
ّ ‫مى َع َلى‬
ُ‫الص َراط َي ْو َم تز ُّْل فيه االق َدام‬
َّ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ

“Allahım, ayakların Sırat üstünde kaydığı günde, ayaklarımı sırat üstünde sâbit eyle,
kaydırma!..”
Abdest tekmil olduktan sonra abdest suyundan içilir ve bu dua okunur:

َ‫اج َع ْلنى م ْن ع َْبادك‬
َّ ‫اج َع ْلنى م َن‬
َ ‫ن ْاْلُ َت َط ّهر‬
َْ ‫اج َع ْلنى م‬
ْ ‫ين َو‬
ْ ‫الت َّواب َين َو‬
ْ ‫َا َّلل ُه َّم‬
ِ ِ ِ ِ
َ‫َ ِ ِ َ َ ْ َ ْ ِ َ َّ ِ َ ِ َ َ ْ ٌ َِ َ ِ ْ ْ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ن‬
ْ ‫الصا ِل ِحين واجعل ِنى ِمن ال ِذين الخوف علي ِه ْم والهم يحزنو‬

“Allahım! Beni çok tevbe edenlerden, temizliğe çok dikkat edenlerden, salih kullarından
ve kendileri için korku ve hüznün olmadığı kimselerden eyle.”

Abdest sonunda “Kelime-i Şehâdet” (eşhedü enlâ ilahe illallah ve eşhedü enne
muhammeden abdühû ve resûlüh) getirilir. Bununla birlikte bir, iki veya üç defa
“Kadir” sûresi yada “Ayetel Kürsi” okunur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest uzuvlarında yara veya hastalık bulunması halinde nasıl abdest alınır?
Abdest uzuvlarından birinde yara veya hastalık bulunan kişi, bu organın
yıkanması zarar verecekse, yıkamayıp ıslak elle mesheder. Mesh edilmesinin de zarar
vermesi durumunda, bu da terk edilir. Bu rahatsızlık abdest veya gusül uzuvlarının
çoğunluğunda ise, abdest veya gusül yerine teyemmüm edilir.
Özürlü nasıl abdest alır, özrü sebebiyle elbisesine bulaşan necasetin hükmü nedir?
Özürlüler, her vakit için abdest alır ve mazeret teşkil eden rahatsızlığından
başka abdest bozan bir hal meydana gelmedikçe, bu abdestle o vakit içerisinde dilediği
gibi namaz kılar, Kur’an-ı Kerim okur ve diğer ibadetlerini yaparlar. Namaz vaktinin
çıkmasıyla veya başka abdest bozan bir halin meydana gelmesiyle özürlü kimsenin
abdesti bozulur.
Kişiyi özürlü kılan hal, bir namaz vakti boyunca hiç meydana gelmezse, özür
ortadan kalkmış olur ve o kimse özür sahibi olmaktan çıkar.
Özürlü kimseden akan kan, irin, idrar gibi şeylerin çamaşıra bulaşması halinde,
bundan kaçınılması mümkün değil ve temizlendiğinde tekrar bulaşacaksa çamaşır
yıkanmadan namaz kılınabilir. Fakat elbiseye tekrar bulaşmayacaksa, yıkanması gerekir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Bedeninde veya bir uzvunda sargı ya da yara bulunan kimse nasıl abdest alır?
Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık veya yaradan dolayı sargı
bulunduğunda, abdest alırken veya guslederken bu sargı çözülerek altı yıkanır ve yaranın
üstü mesh edilir. Ancak sargının çözülmesinin zararlı olması hâlinde çözülmeyip üzerine
mesh edilebilir. Sargı üzerine meshin meşruluğu sünnetle sabittir. Hz. Ali (r.a.) şöyle
demiştir: “Bileklerimden biri kırılmıştı. Peygamber (s.a.s.)’e sordum, O da sargıların
üzerine mesh etmemi emretti.“ (İbn Mace, Taharet, 134.)
Sargının bir defa mesh edilmesi yeterlidir. Yapılan bu mesh ile, o uzuv hükmen
yıkanmış olur. Sargının abdestsiz veya cünüp iken sarılmış olması meshe engel olmadığı
gibi, sargı üzerine meshin belirli bir süresi de yoktur; yara veya kırık iyileşinceye kadar
aynı sargı üzerine mesh edilebilir. Üzerine mesh ettikten sonra sargının değiştirilmesi veya
düşmesi hâlinde, mesh bozulmaz; iade edilmesi de gerekmez. Ancak, yaranın iyileşmesi
hâlinde, sargı açılmış olsun veya olmasın, mesh bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Tedavi maksadı ile cilde sürülen ilaç vb. maddeler abdeste engel olur mu?
Abdest alırken yıkanması gereken bir organın üzerine tedavi maksadı ile
merhem vb. bir madde sürülmüşse; su zarar vermiyorsa abdest alırken bu organın
yıkanması gerekir. Eğer yıkamak zarar veriyorsa ıslak elle üzerine mesh edilir.
Mesh etmek de zararlı ise o da terk edilir. Çünkü dinimiz zaruretler hâlinde
yasakları mübah kılmış, kişiye kaldıramayacağı yükü yüklememiş, zorluğun giderilmesini
ilke edinmiştir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Diş doldurtmak veya kaplatmak abdest ve gusle engel olur mu?
Tedavi amacıyla diş doldurmak veya kaplatmak caiz olup abdest ve guslün
sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak çıkarılıp takılabilen/sabit olmayan dişlerin gusül
abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması gerekir.
Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de kaplandıktan sonra,
dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı hükmünü alır. Bu sebeple, ağız yıkanınca,
kaplama yapılan dişler de yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi, gerektiğinde tedavi amaçlı
olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve abdest ya da gusül alıp, ibadetlerini
yapabilir.
Yapılan bu işlem tedavi amaçlı ve zorunlu olduğundan, mezhepler arasında bir
ihtilaf söz konusu değildir. Diş dolgusu veya kaplaması konusundaki ihtilaflar, guslün veya
abdestin geçerli olup olmayacağı konusuyla alakalı bir durum değildir. Çıkan dişin yerine
bağlandığında kullanılan tel veya başka bir madde, çok sıkı bağlanacağı için, suyun altına
girmesine engel olur. Buna rağmen fukaha, kopan dişi yerine bağlatmanın caiz olduğunda
görüş birliği içindedirler.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

İdrar torbası kullanmak zorunda olan hastaların abdesti bozulmuş olur mu?
Devamlı burun kanaması, idrarı tutamama, kusma, yaranın devamlı kanaması,
kadınlardaki akıntı gibi abdesti bozan ve en az bir namaz vakti süresince devam eden ve
her namaz vaktinde tekrarlanan bedenî rahatsızlıklara özür/mazeret, böyle kimselere de
özür sahibi kimse denilir.
Buna göre; kendisinden devamlı idrar geldiği için idrar torbası kullanmak
zorunda olan hastalar, dinî açıdan özür sahibi konumundadırlar. Özür sahipleri, her namaz
için vakit çıktığında abdest almak suretiyle namazlarını kılarlar.
Bu abdestle vakit içinde diledikleri kadar farz veya nafile namaz kılabilirler.
Ancak mümkün olduğunca namaza başlamadan önce torbadaki idrarın boşaltılmış
olmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle abdeste başlamadan önce idrar torbası
boşaltılmalıdır. Şu kadar var ki, vakit namazı için abdest alındıktan sonra, torba içinde
biriken idrar ile kılınan namaz geçerlidir. Bu özürleri dışında abdesti bozan başka bir hal
olmadıkça, vakit içinde abdestleri devam eder, vakit çıkınca bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan bir kadın teyemmüm ederek namazını
kılabilir mi?
Yalnızca erkeklerin veya hem erkeklerin hem de kadınların bulunduğu bir
ortamda gusül abdesti almak durumunda kalan bir kadın gusül abdestini tehir eder.
Dolayısıyla, suyu kullanmaktan aciz olduğu için teyemmüm ederek namazını kılar.
Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan kadın ise, namaz vaktinin sonlarına
kadar bekler. Eğer vaktin çıkacağından korkarsa teyemmüm ederek, namazını kılar. Ancak
o namazı iade eder .

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Su mevcut olduğu halde abdest alıncaya kadar namaz vaktinin çıkmasından endişe
eden kişi teyemmümle namaz kılabilir mi?
Abdest alma imkânı varken, cuma namazı ve vakit namazları gibi vaktinde
kılınamadığı zaman kaza edilen namazların, vaktin çıkacağı endişesi ile teyemmüm ederek
kılınması caiz değildir. Zira abdest alındığı takdirde bu namazlara yetişilemezse, cuma
namazı yerine öğle namazı, vakit namazı yerine kaza namazı kılınır.
Maliki Mezhebi’ne göre, su ile abdest alma imkânı var iken, abdest veya gusül
alındığı takdirde beş vakit namazdan birinin vakti geçecek ise bu namaz teyemmüm
ederek kılınır.
Varis çorabı üzerine mesh yapılabilir mi?
Varis hastalığından dolayı ayağa giyilmesi gereken özel çoraplar, kırık, çıkık
üzerindeki sargı hükmün dedir. (İbn Mace,Taharet,134.) Bu itibarla, varis çorapları
üzerine meshedilmesinde bir sakınca yoktur

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Kol ve bacakları olmayan kimsenin abdesti eksik olur mu?
Yüce Allah din konusunda bize hiçbir zorluk yüklememiştir. (Hacc, 22ı78.)
“Köre, topala da vebal ve hastaya güçlük yoktur.“ (Fetih, 48ı17.) anlamındaki
ayetler buna delildir. İnsanlar ancak yapabileceklerinden sorumludurlar.
Hastalığı veren de yükümlülükle ri yükleyen de Allah’tır. Dolayısıyla kişi gücü
neye yetiyorsa onu yapmakla mükelleftir. Kol ve bacakları olmayan kişiden abdestte bu
organları yıkama yükümlülüğü düşer. Ancak bu kimsenin, bu özründen dolayı namaz
yükümlülüğü düşmez.
Kendisine abdest aldıracak yardımcı birileri yoksa ve kendisi de bir şekilde
abdest alma yöntemi bulamazsa, yüzünün iki yanını toprak veya toprak cinsinden bir şeye
dokundurarak teyemmüm eder. Elleri ve kolları olmayan veya kesilmiş olan kimse yalnız
yüzünü yere sürerek teyemmüm yapar.
Eğer yüzünde bir yara veya özür varsa teyemmüm etmeksizin namazı kılar. Bu
imkâna da sahip değilse, namazını yapabildiği şekilde ima ile kılar. Özürlü bir kimse, ancak
kendisi gibi özürlü birisine namaz kıldırabilir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Saç boyası, kına, ruj, oje, jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani
midir?
Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa,
abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması
gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken
uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır.
Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan
maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce
giderilmesi gerekir. Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşturmayan saç boyası,
kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Tuvalette abdest alınabilir mi?
Tuvalette abdest alınmasında bir sakınca yoktur. Ancak böyle yerlerde
besmele, zikir ve duaların içten söylenmesi uygun olur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest ve gusülün tam olup olmadığı konusundaki vesveseye
itibar edilir mi?
Vesvese, çeşitli sebeplerle insanın yaşadığı kararsızlık,
şüphe ve kuruntu halidir. Vesvese sebebi ile, gusül ve abdestin
tekrarlanması gerekmez. Vesvese gelse bile abdest ve gusle devam
edilmelidir.
Kişi vesveseye itibar etmemeye çalışmalı, içe doğan şüphe
ve tereddüt hallerinin asılsız olduğunu kendine telkin etmeli,
ayrıca zaman zaman Felak ve Nas Surelerini, anlamlarını da
düşünerek okumalıdır.
Güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest ve gusül alınır mı?
Güneş enerjisi ile ısıtılan su ile, temiz olmak kaydıyla, abdest almak
ve gusletmekte dinen bir sakınca yoktur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAKTA GEREKLİDİR
İyi veya kötü hareketleri organlarımızla yaparız. El işler yapar, yıkar ve
yazar; ağız yer içer, iyi ve kötü sözler söyler, konuşur; burun koklar, gözler görür,
kollar saldırır ve yakalar; kulaklar işitir ve dinler; ayaklar ise bizi pek çok yere
götürür. Bütün bunlar zaman zaman günah ve yasak sınırını aşabilir.
İşte abdest sırasında içimizden geçireceğimiz dualarla, söz konusu
edilen olumsuz hareketlerin etkisinden kurtulmaya çalışabiliriz. Abdest alacak
kimse önce niyet eder. Bu bir rûhî-mânevî hazırlıktır. Hakk'ın huzuruna çıkmaya
niyet etmek ve hazırlanmak demektir. Sonra besmele çekerek ve Allah'ın
yardımını dileyerek abdeste başlar.
Abdest alan insan samimî bir dille ve içten bir duyguyla, eksiklik ve
hatalarını Hakk'ın huzurunda itiraf edip, bunları yıkamasını ve silmesini kulluğa
yakışan bir tavırla O'na arz eder, duasının kabulü için yalvarıp yakarır. Böylece
bilinci ve içtenliği ölçüsünde ruhen temizlenip arınmış bir halde huzura varmaya,
namaza durmaya hazır hâle gelir.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Su nasıl maddî kirleri temizliyorsa, tövbe de manevî kirleri yok eder
diye düşünerek abdest organlarımı yıkamalıyım. Halkın gördüğü yer olan
bedenimi ve elbisemi temiz tutar da Hakk'ın nazar ettiği yer olan kalbimi
tertemiz tutmazsam yanlış yapmış olurum diye inanmalıyım. Bedenim gibi
kalbimi de kötü ve kirli şeylerden arındırmaya çalışmalıyım şuurunda bir abdes
gerçek mahiyeti ile abdest olmuş olur.
Şemsî'nin dediği gibi: " Pâdişah konmaz saraya hâne mâmur
olmadan.” önce hanemizi mamur hale getirelim kalbimizi tezkiye edlim sonra
organlarımızı temizleyeli.
Yûnus Emre söylüyor: " Tanla durup başın kaldır ellerini suya daldır /
Hem şeytanın boynunu vur hem nefs dahi ölse gerek." (“Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr.
Mehmet Demirci)

Beyazid-i Bistâmî şöyle dermiş: "Ne zaman dünya düşüncesi
gönlümden geçse abdest alırım; âhiret düşüncesi geçince de gusül yaparım."

Prof. Dr. Mehmet Demirci hocamızın Altınoluk dergisinde yayınlanmış olan “Abdestin
İç Anlamı” isimli makalesinde Gönül ehli kimseler iç anlam olarak abdestin ve temizliğin beş
derecesinden söz ettiklerini belitir ve bunları İçten dışa doğru şöylece sıralar:

1. Rûhun abdesti: Rûhun, hayvanlık seviyesine ait bilgisizlikten ve Allah'tan gayri
şeyleri görme gafletinden arınmasıdır. Ruh Allah'tan gayrı şeyleri görmekten arınsa,
Gaffar olan Allah'ın nûru onu kuşatır. Kötü düşüncelerini temizlese takvâ elbisesine
kavuşur. Nefsin tezkiye ederse iç huzuruna ve itmi'nâna ulaşır.
2. Sırrın abdesti: Burada "sır", rûhun rûhu demek olup; onun abdesti gösterişten (riyâ),
arzu ve isteklerin esiri olmaktan, kendini beğenmişlikten, baş olma tutkusundan, aşırı
dünya isteği ve mevki sahibi olma ihtirasından arınmaktır. Bunun neticesinde ihlâs nûru
ortaya çıkar. Dünya sevgisinden arınırsa âhiret sevgisi doğar.
3. Kalbin ve gönlün abdesti: İki yüzlülük, bozgunculuk ve kötü ahlâktan uzak durmaktır.
Büyüklenme yıkanınca, alçak gönüllük doğar. Çekememezlik kirleri yıkansa, iyilik;
düşmanlık yıkansa, Allah sevgisi görünür.
4. Dilin abdesti: Yalan, dedi-kodu, iftira ve boş sözden, insanların ayıplarını merak
etmekten ve gizli hallerini ortaya çıkarmaktan, faydasız konuşmaktan uzak durmaktır.
Yalan ve koğuculuk yıkansa, doğruluk ve vefâ doğar. İftira ve itham etme yıkansa, sevgi
görülür. Faydasız ve boş söz bırakılsa yararlı şeyler konuşulur veya Allah'ın adı anılır.
5. Zâhir abdesti: Bu, bildiğimiz abdesttir. Neticesinde Abdest alan kimsenin yüzünü
yıkaması, mahşer günü yüzünün nurlu olmasına yol açar. Kolunu yıkayınca cömertlik
nurları hasıl olur. Ayrıca amel defterinin sağ eline verilmesi gibi bir lûtfa erişir. Ayağını
yıkayınca, âhiretteki manevî engelleri kolaylıkla geçme imkânı doğmuş olur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Abdest alırken gerçekleşen dış temizliğin, iç temizliği ile
birlikte gelişmesi için şunlar da tavsiye edilir: Eller yıkanırken
kalbin de aşırı dünya sevgisinden yıkanması gerekir. Ağıza su
alınırken, onunla boş şeyleri anmamaya azmetmelidir. Yüz
yıkandığı zaman, yüzü Hak'tan başka şeylere çevirmemeye söz
vermelidir. Ayağı yıkarken, Hak yolda bulunma gayreti
pekiştirilmelidir.
Dış temizlik su ile, iç temizlik ise tövbe ile ve Hakk'ın
kapısına dönmekle mümkün olur.

Bedenin bütün uzuvlarına madden ve manen abdest
aldırmak gerekir. Bedene su ile nasıl ki abdest aldırıyorsak, her bir
uzvumuzu Yaratının rızasına uygun işler yaptırmak suretiyle
manevi abdestimizide almamız gerekmektedir.
Abdestin suyu günaha bakan gözleri, günahla kızaran yüzü
de arındırır. Ağzı abdest suyu ile çalkaladığımız zaman, bizi günaha
sokan kelimeler, bu kelimeleri oluşturan dil ve dişler pir-ü pak
olur. Başımızı mesh ettiğimizde zihnimizden geçen günahlar bir bir
dökülür. Kulaklara değen abdest suyu bu organın dikkat kesilip
dinlediği günahkar sözleri siler süpürür. Ve en nihayet bizi günahın
kapısına kadar yürüten ayaklarımızı yıkarız. Onlar da günahtan
kurtulmuş olur.
Yüce Rabbim abdestimizi en güzel şekilde alıp
ibadetlerimizi kendi rızasına uygun olarak yapmayı cümlemize
nasip etsin.

Bu Sunum İdris YAVUZYİĞİT Tarafında; “İhtiyar” Mevsılî,
“Bidayetu’l Müctehit” Ahmet İbn Rüşd El Kurtubi, “Büyük İslam İlmihali”
Ömer Nasuhi Bilmen (A. Fikri Yavuz), “İslam İlmihali” Lütfi Şentürk Ve
Seyfettin Yazıcı (Diyanet), “İlmihal” Heyet (TDV), “Delilleriyle İslam
İlmihali” Hamdi Döndüren, “Şafii İlmihali” Mehmet Keskin (Diyanet), “Din
Görevlisinin El Kitabı” Mevlüt Özcan, “Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr. Mehmet
DEMİRCİ; “Abdestin Fazileti Ve İbadetler Açısından Önemi” Ahmet ÜNAL;
“Abdestin Manası Ve Önemi” Mustafa Kutlu’ya Ait Kitap, Makale Ve Vaaz
Örneklerinden İstifade Edilmek Suretiyle Hazırlanmıştır.
Rabbim Eser Sahiplerinden Ölenlere Rahmetiyle, Yaşayanlara Lutuf
Ve Keremiyle Tecelli Eylesin Ve İki Cihan Saadeti İhsan Etsin.


Slide 14

Abdest Almanın Önemi
ve Fıkhi Boyutu
İdris YAVUZYİĞİT
[email protected]

Abdestin Önemi
Abdestin Tanımı
Abdest Çeşitleri
Abdestin Farzları
Abdestin Sünnetleri
Abdestin Adapları

Abdesti Bozan Durumlar

Abdestin Alınışı
Abdest Duaları
Fıkhi Sorular
Abdestin İç Anlamı

ABDEST

َ ْ ُ ْ ُ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َ
ُ ْ َ ٰ َّ
‫وة فاغ ِسلوا‬
‫يا ايها ال ٖذين امنوا ِاذا قمت ْم ِالى الصل‬
ِ
َ ‫ُو ُج‬
ْ‫وه ُك ْم َو َا ْي ِد َي ُك ْم ِا َلى ْاْلَ َرا ِْفق َو ْام َس ُحوا ب ُر ُؤس ُك ْم‬
ِ ِ
ِ
ْ َ ْ ُ َُ ََْ
َ
ْ
ْ
َ
‫وارجلكم ِالى الكعبي ِ ْن‬
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya
kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize
kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip,
topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)”.

(MÂİDE suresi 6.

ayet)

ABDEST

Bu âyet, teyemmüm âyeti olarak adlandırılır. Fakat
âyette abdestin farzları tesbit edilmektedir. Dolayısıyla bir
abdest âyeti olduğu şüphesizdir.
Şu kadar var ki, abdest bu âyet ile farz kılınmış değildir.
Çünkü abdest Mekke’de namazla beraber farz kılınmış ve
İslâm’da hiçbir zaman abdestsiz namaz kılınmamıştır.
Oysa bu âyet-i kerîme Medîne’de, hicretin 6. yılında,
Benî Mustalik Gazvesi’nde cereyan eden meşhur “İfk hâdisesi”
üzerine gece susuz bir yerde kalınıp abdest almak mümkün
olmadığından dolayı nâzil olmuştur.
Hz.Âişe vâlidemize münafıklar tarafından çirkin bir iftira
yapıldığı için bu olaya ifk (iftira) olayı denilmiştir.

ABDESTİN FAZİLETİ

َ َ َ َّ َ َ ْ
َ َََ َ
َ
ْ‫خ َط َاي ُاه من‬
ْ
َ
ْ ‫ خرجت‬، ‫من توضأ فأحـسن الوضـوء‬
ِ
َ
ْ َ َّ
ْ
َ
َ
ُ
‫تحت أظفا ِر ِْه‬
ِ ‫جس ِد ِه حتى تخرج ِمن‬
“Kim

güzelce abdest alırsa, o kimsenin
günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün
vücudundan çıkar.” (Riyasü’s-Salihin, 1028; Müslim, Tahâret 33)

ُْ َ ُ ُ ُّ
‫ر‬
» ‫يمان‬
ْ ِ ‫اإل‬
‫ر‬
«
‫ط‬
‫ش‬
‫و‬
‫ه‬
‫الط‬
ِ

Ebû Mâlik el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır.” (Riyasü’s-Salihin, 1033; Müslim, Tahâret 1)

َ ْ َ َّ َ ً ّ ُ َ
َ‫َّ ُ َّ ُ ْ َ ْ ن‬
َ
ْ
َ
‫القيام ِ ْة غرا محج ِلين ِمن ْآث ِار‬
‫« ِإن أمتي يدعو يوم‬
ِ
َ
َ
َ
َ
ُ
ُ
َ
َ
َ
ْ
ْ
ُ
ْ
ْ
ْ
َّ
» ‫ فليفعل‬، ‫من استطاع ِمنكم أن ْي ِطيل غرته‬
ِ
ِ ‫الوضوء ف‬
ٌ
. ‫متفق عليه‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’i:
“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde,

abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak
olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten
kimse bunu yapsın” buyururken işittim. (Riyazüs Salihin, abdestin fazileti, 1026;
Buhârî, Vudû‘ 3; Müslim, Tahâret 35)

Bu Hadis bizlere:
1. Abdesti farzlarına, sünnetlerine, müstehaplarına ve edeplerine riayet ederek
almak gerekir. Böyle yapmak müstehaptır.
2. Abdest, insanın yüzünü nurlandırır, el ve ayaklarını ağartır. Bu hem maddî hem
manevî anlamda böyledir.
3. Allah Teâlâ, kıyamet gününde ve mahşer yerinde yüzü nurlu, el ve ayakları parlak
olanlara özel muamelede bulunur. Çünkü bunlar sâlihler ve ibadet ehli mü’minlerdir.
4. Abdestte ayakları yıkamak asla terkedilmemelidir.

ABDESTİN FAZİLETİ

ُْ ُ ْ َ
ُْ َ ُ َْ ُ َُْ
ُ
ُ
ُ
ُ
» ‫الحلية ِمن اْلؤ ِم ِن ح ْيث يبلغ الوضـوء‬
ِ ‫« تبلغ‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Ben dostum sallallahu
aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:
“Mü’minin

nuru ve beyazlığı, abdest
suyunun ulaştığı yere kadar varır.” (Müslim, Tahâret 40)

َ َّ َ َ
ُ ُ
َ َُ
َ َ ُ ْ َ
ْ
َ
َ
ُّ‫كل‬
ْ ‫جه ِه‬
ِ ‫« ِإذا تو َضأ َالعبد اْل‬
ِ ‫سلم أ ِو اْلؤ َ ِمن فغسل َ ْوجهه خرجَ ِمن َو‬
َ َ
ْ
َ
ْ
ْ
َ
ْ
‫ َف ِإذا غسل يدي ِه‬، ‫اْلاء‬
‫اْلاء أو مع آ‬
‫خطيئة نظر ِإليها ِبعيني ِه مع‬
‫خر قط ِر‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ْ َ
َ ََ ُ
َ َ َ َ َ ُّ ُ
َ
ْ
ْ
ْ
َ
‫ط ِر‬
َْ ‫يديه كل خطيئ ٍة كان بطشتها يداه مع اْل ِاء أو مع ِآخر ق‬
‫ خرج ِمن‬،
ِ
َ َ
َ ُّ ُ ْ َ َ َ
َ
ْ‫ط َيئة َم َشتها رجاله مع اْلاء ْأو‬
ْ
َ
ِ
ِ
ٍ ْ ِ ‫ خرجت كل خ‬، ‫ ف ِإذا غسل ِرجلي ِه‬، ‫اْلاء‬
ِ
َ
ُّ
َ
ُ
َ
َ
ًّ
ُ
. ‫ حتى يخرج ن ِقيا ِمن الذن ْو ِب »رواه مسلم‬، ‫اْلاء‬
‫طر‬
‫ق‬
‫آخر‬
‫ع‬
‫م‬
ِ ِ ِ

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve
yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest
suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini
yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –
veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını
yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah
abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar.
Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (Müslim,
Tahâret 32; Tirmizî, Tahâret 2; Riyasü’s-Salihin, 1030)

َ ُ ْ ُ َّ َ َ ْ َّ
َ ْ َ ْ َ ْ َ َّ َ ُ ْ
ْ ُ َ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َّ
َ
‫ن‬
: » ‫ ِوددت أنا قد رأينا ِْإخواننا‬، ‫الحقو‬
‫نين ِوإنا ِإن شاء‬
‫« السالم عليكم دار ق ٍوم مؤ ِم‬
ِ ‫الله ِْبك َم‬
ِ
َ
ُْ َ َ َ ّ َ ُ َ ْ َ
َ َ ُ َ
َّ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
َ
َ
ُ
ْ
ْ
ْ
» ‫ وإخواننا َال َذين لم َ يأتوا بعد‬، ‫ « أنتم أصحابي‬: ‫ أولسنا ِإخوانك يا رسول الل ِه ؟ قال‬: ‫قالوا‬
ُ
َْ ْ َ ْ َ ُ ْ َ
َ َ َْ
ُ
ُ‫له‬
َ
ُ
َّ
َ
ُ
ْ
ْ
َّ
َ
ْ ‫ « أرأيت لو أن رجال‬: ‫ كيف تع ِرف من لم يأتوا بعد من أم َِتك يا رسول هللا ؟ فقال‬: ‫قالوا‬
ُ َ
َ
َ
َّ ُ
َ ‫حج َل ٌة ْبي‬
َّ ‫َخ ْي ٌل ُغ ٌّر ُم‬
ْ ‫ أال‬، ‫ظهر ْي َخ ْيل ُد ْهم ب ْهم‬
َ ‫ َق‬، ‫الل ِ ْه‬
ْ
‫ بلى يا رسول‬: ‫يع ِْر ُف َخ ْيل ُه ؟ » قالوا‬
‫ال‬
‫ن‬
ِ ٍ ٍ
ٍ
َ
ُ
ُ ‫َ َّ ُ ْ ْ ُ َن‬
َ
َ
ُ
َ
َّ
ُ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
ًّ
‫و‬
. ‫ ِ »ر اه مسلم‬
ِ ‫ «ف ِإنهم يأتو غرا محج ِلين ِمن الوض‬:
ِ ‫ وأنا فر ْطهم على الحو‬، ‫وء‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem kabristana geldi ve:

“Selâm size ey mü’minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız.
Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim” dedi. Ashâb-ı kirâm:
– Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah? dediler. Resûl-i Ekrem:
– “Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb:
– Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah’ın Resûlü?
dediler. Peygamber Efendimiz:
– “Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at
sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?” diye sordu. Sahâbe:
– Evet, tanır, ey Allah’ın Resûlü, dediler. Resûl-i Kibriyâ:
“İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler.
Ben havzın başına onlardan önce varacağım” buyurdular. (Müslim, Tahâret 39; Riyasü’sSalihin, 1031 )

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ
Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el suyu”
anlamına gelen abdest, belirli ibadetlerin ifasının ön şartı olan ve kendisi
de ibadet mahiyetinde görülen bir nevi hükmî temizliktir.
Arapça karşılığı güzellik, temizlik ve parlaklık anlamına gelen
“vudû”dur.
Fıkıhta abdest, “belli uzuvları usulüne uygun olarak su ile yıkamak
ve bazılarını da eldeki su ıslaklığı ile meshetmek” şeklindeki ibadet
temizliği olarak tarif edilir.(TDV, İslam İlmihali 1. cilt, s 195)
Fıkıh dilinde maddî kirlilikten temizlenme “necasetten taharet”
olarak anılır; hükmî kirlilik olan hadesten temizlik ise birer hükmi temizlik
usulleri olan abdest ve gusülle olur.

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ

Abdest ile ağız, diş, burun, el, yüz ve ayaklar gibi
kirlenmeye ve dışarıdan gelecek mikroplara en açık uzuvlar
günde birkaç defa su ile temizlenir.
Bu sayede vücudun sinir sistemi ve kan dolaşımı daha
düzenli hale gelir ve vücuda fizikî-tıbbî birçok fayda sağlar.
Abdest, namaz ibadetini ifa için yüce Allah'ın
huzuruna çıkacak müminin manevî ve ruhî hazırlık ve temizliği
de demektir.
Bu yüzden abdest, maddî temizlikle manevî temizliği
birleştirici, müslümana manevî yönden destek ve güç sağlayıcı
bir anlam ve öneme sahiptir.

ABDEST’İN HÜKMÜ / ÇEŞİTLERİ
1.

Farz Abdest:
1.
2.
3.
4.

Namaz Kılmak,
Cenaze Namazı Kılmak,
Tilâvet Ve Şükür Secdesi Yapmak,
Kur'an'a Dokunmak İçin Abdest Almak Farzdır.

Vacip Abdest: Kabe'yi Tavaf Etmek İçin Abdest Hanefilere Göre Vaciptir.
3. Mendup Abdest:
2.

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.

Yatmadan Önce Abdest Almak,
Vakit Namazları İçin Ayrı Ayrı Abdest Almak,
Kuran Okumak,
Dini Kitaplara Dokunmak,
Hadis Okumak,
Peygamberimizin Kabrini Ziyaret Etmek,
Arafat’ta Vakfa Yapmak,
Safa Ve Merve Arasında Say Yapmak,
Ezan Okumak,
Cenaze Yıkamak,
Her İşe Abdestli Olarak Başlamak,
Her Zaman Abdestli Bulunmak İçin Ve
Öfkelendikten,yalan Söyledikten Ve Gıybet Ettikten Sonra Abdest
Almak Mendup’dur.

ABDEST’İN MEZHEPLERE GÖRE FARZLARI
FARZLAR

HANEFİ

ŞAFİİ

MALİKİ

HNBELİ

YÜZÜ YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

KOLLARI YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

BAŞI MESH ETMEK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

AYAKLARI YIKAMA

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

NİYET ETMEK

SÜNNET

FARZ

FARZ

FARZ

TERTİBE RİAYET

SÜNNET

FARZ

SÜNNET

FARZ

MUVALAT

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

FARZ

BESMELE

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

OVARAK YIKAMAK

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

ABDEST’İN FARZLARI
1.

2.

3.

4.

Yüzü bir kere yıkamak (yüzün sınırları: saçın bittiği yerden kulak
yumuşağından çene altına kadar olan kısım. Sakal, bıyık ve kaşların altına
suyun ulaşması gerekir. Yüz yıkanırken sakal sık ise üstünü yıkamak
yeterlidir.)
Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak (abdest alırken parmaktaki
yüzüğün altına su alacak şekilde oynatılması, el, yüz ve ayakta bulunan ve
suyun deriye temasını önleyen maddelerin imkân dahilinde temizlenmesi
gerekir.)
Başın dörtte birini mesh etmek (dörtte birinin el içi su ıslaklığıyla mesh
edilmesi hanefîler'e göre yeterlidir. Başın “nâsiye” denilen ön tarafına
mesh edilmesi daha faziletlidir. Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Şâfiîler'e göre başın mesh miktarı daha azdır, bir saç teli. )
Ayakları topukları ile beraber bir kez yıkamak (suyun parmaklar arasına
ulaşması sağlanmalıdır. Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi su
ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.)

ABDEST’İN SÜNNETLERİ

1.
2.
3.
4.

Abdest almaya niyet etmek,
Başlarken besmele çekmek,
Elleri bileklerle birlikte üç defa yıkamak,
Ağız ve buruna su çekip iyi bir ağız ve burun temizliği
(mazmaza ve istinşak) yapmak,
5. Misvak kullanmak veya dişleri fırçalamak,
6. Sakalın içine su girmesini sağlamak,
7. El parmaklarını birbirine sokup ovuşturmak,
8. Başın tamamını elin ıslaklığıyla mesh etmek,
9. Boynu mesh etmek,
10. Abdest uzuvlarını yıkarken sıraya uymak,
11. Abdeste sağ uzuvlardan başlamak,
12. Uzuvları üçer defa yıkamak
13. Su ile iyice ovmak (delk),
14. Abdeste ara vermeden tamamlamak.

ABDEST’İN SÜNNETLERİ
1.
2.
3.
4.

5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.

Niyet etmek: “Niyet ettim, Allah rızası için abdest almaya” denilmesi müstehaptır.
Abdeste başlarken önce temiz olan elleri bileklere kadar yıkamak.
Abdeste “Eûzü” ve “besmele” ile başlamak.
Mazmaza ve İstinşak: Elleri yıkadıktan sonra önce üç defa ağıza su alınıp çalkalanması ve
dışarı atılmasına “mazmaza”, üç defa da burunun yumuşağına kadar su alınmasına ise
“istinşak” denilir. Ağız ve buruna her su almada, alınan su yenilenir.
Mazmaza ve istinşakta mübalağa etmek. Fakat oruçlu kimseler mübalağa yapmazlar.
Misvak Kullanmak
Tertibi gözetmek. Şâfiî ve Hanbelîlere göre farzdır.
Abdeste sağ taraflardan başlamak
Abdest uzuvlarını üçer defa yıkamak: Birer defası farz, diğerleri sünnettir. Üçten fazla veya
eksik yıkamak sünnete aykırıdır. Çoğu fakihlere göre başı bir defa meshetmek yeterlidir.
Abdestte elleri veya ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak. Parmakları hilâllemek.
Sakalı hilâllemek: Abdest alırken sık sakalı bulunanların sakallarını, parmaklarını sakalın içine
sokarak alt taraftan üst tarafa doğru hareket ettirmesine hilâlleme denir.
Başın tamamını bir su ile meshetmek: Buna “kaplama mesh” denir.
Kulakları meshetmek: Çoğu fakihlere göre, yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi
sünnettir.
Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile ovmak
Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamak. Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
Boynu meshetmek: Başı ve kulakları meshettikten sonra iki elin arkaları ile ve üçer parmakla
yeni bir su almaya gerek olmaksızın boyun meshedilir.

ABDEST’İN ADAPLARI
Abdestin Âdabından Maksat, Abdestin Farzlarının Ve Sünnetlerinin Daha Uygun
Şekilde Ve Ortamda, Mükemmel Bir Şekilde Yerine Getirilmesini Sağlamaktır.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.

12.
13.

Abdest Alırken -Mümkünse- Kıbleye Dönmek,
Abdest Sularını Vücuda Ve Elbiseye Sıçratmamak,
Dünya İşlerine İlişkin Konuşmamak,
Abdest Dualarını Veya Bildiği Dualardan Okumak,
Suyu Ölçülü Kullanmak,
Daha Vakit Girmeden Abdest Alıp Namaza Hazır Bulunmak,
Bir Özür Bulunmadıkça Abdestte Başkasından Yardım İstememek,
Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını Yoklamak, Suyu Dirsek Ve
Topukların Yukarılarına Kadar Ulaştırmak,
Nehir Veya Deniz Kenarında Bile Su İsrafından Kaçınmak,
Abdest Sonunda Kelime-i Şehâdet (Eşhedü Enlâ İlahe İllallah Ve Eşhedü Enne
Muhammeden Abdühû Ve Resûlüh) Getirmek,
Abdestten Artan Sudan Kıbleye Karşı Ayakta Bir Miktar İçmek Ve Bu Sırada;
“Allah’ım Beni Her Günah İşledikçe Tevbe Eden Ve Günahtan Kaçınıp Tertemiz
Bulunan Salih Kullarından Kıl” Diye Dua Etmek,
Abdestin Sonunda Bir, İki Veya Üç Defa Kadir Sûresi’ni Okumak,
Abdestten Sonra, Kerâhet Vakti Değilse İki Rekat Nafile Namaz Kılmak.

ABDEST’İ BOZAN DURUMLA
1. İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necasetin,
herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
2. Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir maddenin
çıkması. (Şâfıî ve mâlikîler'e göre bozmaz.) Vücuttan çıkan kan, irin ve sarı
su akmadığı veya çıktığı yerin çevresine dağılmadığı sürece abdesti bozmaz.
3. Ağız dolusu kusmak.
4. Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan
durumlar.
5. Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek.
6. Cinsî münasebet veya fahiş (aşırı) temas ve dokunma.
7. Mazeret halinin sona ermesi. Su bulamadığı için teyemmüm eden kimse suyu
bulunca, mest üzerine mesh yapan kimsenin -yolcu olanlara üç, yolcu
olmayanlara bir gün olarak tanınan- mesh süresi dolunca, özürlü kimse için
de namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur.
8. Hanefîler'in dışındaki üç mezhebe göre bir kimsenin kendi cinsel organına
temas da abdesti bozar.

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest suyunun elbiseye sıçramayacağı bir konum
alınır,
 Mümkünse kıbleye dönülür,
 Abdeste “eûzü” ve “besmele” çekilir,
 Niyet ve besmele ile abdeste başlayıp “niyet ettim, allah
rızası için abdest almaya” denir,
 Su ölçülü kullanılır, fazla açılmaz, israftan kaçınılır,
 Abdestte elleri parmak uçlarından başlanır,
 Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da
hilallenerek üç defa yıkanır,
 El, yüz ve ayakta bulunan ve suyun deriye temasını
önleyen cilt üzerindeki hamur, boya, sakız gibi
maddeler temizlenir,
 Parmakta yüzük varsa oynatılır,
 Misvak veya diş fırçası ile bunlar yoksa sağ elin
parmaklarıyla dişler temizlenir,
 Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile iyice ovarak
yıkanır

ABDESTİN ALINIŞI

 Ağız, Sağ El Avucuna Alınan Su İle Üç Defa
Çalkanıp iyice Temizlenir,
 Ağız Ve Buruna Her Su Almada, Alınan Su
Yenilenir.
 Üç Defa Da Burna Sağ El İle Su Çekilip Her
Defasında Burun Sol Elle Temizlenir.
 Oruçlu Olmayan Kimse Ağız Ve Burnun Her
Yerine Suyun İyice Ulaşmasını Sağlar.
 Mazmaza Ve İstinşakta Mübalağa Etmek Gerekir.
Fakat Oruçlu Kimseler Mübalağa Yapmazlar.
 Ağza su alırken “Allah’ım! Bana peygamberinin
kevser havuzundan, bir daha sonsuza kadar
susamayacağım bir kâse su ihsan buyur.” diye
duada bulunur,
 Burnu yıkarken de “Allah’ım! Beni nimetlerinin
ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum
bırakma.”der.

ABDESTİN ALINIŞI
 Üç Kere Yüz Yıkanır.
 Birer Defası Farz, Diğerleri Sünnettir. Üçten Fazla
Veya Eksik Yıkamak Sünnete Aykırıdır.
 Saçın Bittiği Yerden Kulak Yumuşağından Çene Altına
Kadar Olan Kısım Yıkanmalıdır.
 Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını
Yoklamak adaptandır,
 Sakal, Bıyık Ve Kaşların Altına Suyun Ulaşması
Gerekir.
 Abdest Alırken Sık Sakalı Bulunanların Sakallarını,
Parmaklarını Sakalın İçine Sokarak Alt Taraftan Üst
Tarafa Doğru Hareket Ettirmesi Gerekir, Adaptandır,
 Yüz Yıkanırken Sakal Sık İse Üstünü Yıkamak
Yeterlidir.
 Yüzü yıkarken “Allah’ım! Bazı yüzlerin beyazlanacağı,
bazı yüzlerin de kararacağı günde, benim yüzümü ak
kıl.” diyerek dua etmek abdest adaplarındandır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak farz
üçe tamamlamak sünnettir,
 Kolları yıkamaya sağ koldan başlanır, sol kolla
devam edilir,
 Suyu Dirseklerin dört parmak yukarısına Kadar
Ulaştırmak gerekir,
 Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamalıyız.
Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
 Kolları iyice ovarak yıkanır.
 Sağ kolu yıkarken “Allah’ım! Bana amel
defterimi sağ yanımdan ver ve benim hesabımı
kolay kıl!” diye dua edilir
 Sol kolu yıkarken “Ey Rabbim! Bana kitabımı sol
yanımdan ve arka yönden verme ve şiddetli bir
hesap ile sorguya çekme” diye dua edilir

ABDESTİN ALINIŞI











Başın dörtte birinin elin içinin su ile ıslatılıp mesh edilmesi
hanefîler'e göre yeterlidir.
Başın “nâsiye” denilen ön tarafına mesh edilmesi daha
faziletlidir.
Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Başın tamamını bir su ile meshetmeye “kaplama mesh” denir
ki bu şekilde mesh etmek sünnettir.
Baş mesh edilirken elin saçların dibine doğru sokulmasına
veya ileri geri hareket ettirilmesine gerek yoktur.
Başı meh ederken“ilâhi, beni rahmetinle yarlığa, benim
üzerime bereketinden indir.” Diye dua etmek uygundur.
Yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi sünnettir.
Küçük parmağımızı kulağımızın içeine doğru sokup baş
parmağımızla kulağımızın arkasını mesh etmek şeklinde
yapılır
Boynu meshetmek: başı ve kulakları meshettikten sonra iki
elin arkaları ile ve üçer parmakla yeni bir su almaya gerek
olmaksızın boyun meshedilir.
Ellerin parmak uçları ensede birbirine değerek boyna doğru
çekilmek suretiyle yapılır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Ayakları topukları ile beraber bir kez
yıkamak
farzdır,
üçe
tamamlanması
sünnettir.
 Suyun
parmaklar
arasına
ulaşması
sağlanmalıdır.
 Önce sağ sonra sol ayak, parmak uçlarından
başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dahil
olmak üzere yıkanır.
 Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.
 Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi
su ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.
 Ayakları yıkarken şöyle dua edilir: “Ya Rabbi!
Birtakım ayakların kayacağı günde, benim
ayaklarımı sırat üzerinde sâbit kıl!”

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest sonunda kelime-i şehâdet (eşhedü enlâ ilahe illallah
ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh) getirmek,
 Abdestten artan sudan kıbleye karşı ayakta bir miktar içmek
ve bu sırada; “allah’ım beni her günah işledikçe tevbe eden
ve günahtan kaçınıp tertemiz bulunan salih kullarından
kıl” diye dua edilir ve
 Abdestin sonunda bir, iki veya üç defa kadir sûresi’ni okunur,
 Abdestten sonra, kerâhet vakti değilse iki rekat nafile namaz
kılınır.

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR
Abdeste başlarken önce niyet edilir, sonra eûzü-besmele çekilir. Sonra da her
bir âzayı yıkarken şu duâlar okunur:

ً‫الم ُْنورا‬
َ ‫َا ْل َح ْم ُد ل ّله َّالذى َج َع َل ْاْلَ َاء َط ُهو ًرا َو ْا ِال ْس‬
ِ ِ

“Suyu temizleyici, İslâmı da nûr kılan Allah'a hamdolsun.”

َ‫َا ّلل ُه َّم َاع ّنى َعلى ت َال َوة ْال ُق ْران َوذ ْكر َك َو ُش ْْكر َك َو ُح ْسن ع َب َادتك‬
ِ ِ ِ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ ِ ِ

Ağıza su verirken:

“Ey Allahım, Kur'an okumak, seni zikir ve sana şükür etmek, sana olan ibâdeti
güzelleştirmek hususlarında bana yardım et!..”

َ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ ْ َ َ َ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
‫حة الن ِار‬
ْ ‫اللهم ا ِرحنى را ِئحة الجن ِة والت ِرحنى را ِئ‬

Buruna su verirken:

“Allahım, bana Cennet kokusunu duyur, Cehennem kokusunu hissettirme!”
Yüzü yıkarken:

ٌ‫س َو ُّد ُو ُجوه‬
ٌ ‫ض ُو ُج‬
ْْ ‫وه َو َت‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم َب ّي‬
ُّ ‫ض َو ْجهى َي ْو َم َت ْب َي‬
ِ

“Allahım, yüzlerin kiminin ak, kiminin kara olduğu o günde, benim yüzümü kara değil,
ak çıkar!”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ‫َا ّلل ُه َّم َا ْعطنى ك َتابى ب َيمينى َوح‬
ً‫اس ْبنى ِح َس ًْابا َيسيًا‬
ِ ِ
ِ
ِ ِ
Sağ kolu yıkarken:

“Allahım, kitâbımı sağımdan ver, hesabımı da kolay eyle!”

Sol kolunu yıkarken:
َْ
ّ َ
َ َ
َ
ُ
َ
َ
ْ
َ
َ
َ
ْ
َّ
ُ
‫اللهم ال تع ِطنى ِكتابى ِبيسارى وال ِمن ور ِاء ْظه ِرى‬
“Allahım, kitâbımı solumdan ve arkamdan verme.”

َ َ meshederken:
َ َّ َ َّ ُ ّ َ
َ
َ
َ‫ال ظ ّْل ا َّال ظ ُّل َع ْرشك‬Başı
َ
ْ
َ
ْ
ّ
ْ
ِ ِ ِ ِ ‫اللهم ا ِظلنى تحت ِظ ِل عر ِشك يوم‬
ِ
“Allahım, Arşının gölgesinden başka gölge olmadığı günde, beni Arşının gölgesinde
gölgelendir.”
Kulaklara meshederken:
َ
َ
َ
َّ
ُ‫ذين َي ْستم ُعو َن ْال َق ْو َل ْف َيتب ُعون ا ْح َس َنه‬
َ ‫اج َع ْلنى م َن َّال‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم‬
ِ
ِ
ِ
“Allahım, beni sözü dinleyip de en güzeline uyanlardan eyle.”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ َ ْ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
َ
َ
‫اللهم اع ِتق رقبتى ِمن الن ِار‬
Boynu mesh ederken:

“Allahım, boynumu Cehennem ateşinden âzâd eyle!”
Ayakları yıkarken:
ْ
َ
ْ
َ
َ‫َا ّلل ُه َّم َث ّب ْت َقد‬
ّ ‫مى َع َلى‬
ُ‫الص َراط َي ْو َم تز ُّْل فيه االق َدام‬
َّ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ

“Allahım, ayakların Sırat üstünde kaydığı günde, ayaklarımı sırat üstünde sâbit eyle,
kaydırma!..”
Abdest tekmil olduktan sonra abdest suyundan içilir ve bu dua okunur:

َ‫اج َع ْلنى م ْن ع َْبادك‬
َّ ‫اج َع ْلنى م َن‬
َ ‫ن ْاْلُ َت َط ّهر‬
َْ ‫اج َع ْلنى م‬
ْ ‫ين َو‬
ْ ‫الت َّواب َين َو‬
ْ ‫َا َّلل ُه َّم‬
ِ ِ ِ ِ
َ‫َ ِ ِ َ َ ْ َ ْ ِ َ َّ ِ َ ِ َ َ ْ ٌ َِ َ ِ ْ ْ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ن‬
ْ ‫الصا ِل ِحين واجعل ِنى ِمن ال ِذين الخوف علي ِه ْم والهم يحزنو‬

“Allahım! Beni çok tevbe edenlerden, temizliğe çok dikkat edenlerden, salih kullarından
ve kendileri için korku ve hüznün olmadığı kimselerden eyle.”

Abdest sonunda “Kelime-i Şehâdet” (eşhedü enlâ ilahe illallah ve eşhedü enne
muhammeden abdühû ve resûlüh) getirilir. Bununla birlikte bir, iki veya üç defa
“Kadir” sûresi yada “Ayetel Kürsi” okunur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest uzuvlarında yara veya hastalık bulunması halinde nasıl abdest alınır?
Abdest uzuvlarından birinde yara veya hastalık bulunan kişi, bu organın
yıkanması zarar verecekse, yıkamayıp ıslak elle mesheder. Mesh edilmesinin de zarar
vermesi durumunda, bu da terk edilir. Bu rahatsızlık abdest veya gusül uzuvlarının
çoğunluğunda ise, abdest veya gusül yerine teyemmüm edilir.
Özürlü nasıl abdest alır, özrü sebebiyle elbisesine bulaşan necasetin hükmü nedir?
Özürlüler, her vakit için abdest alır ve mazeret teşkil eden rahatsızlığından
başka abdest bozan bir hal meydana gelmedikçe, bu abdestle o vakit içerisinde dilediği
gibi namaz kılar, Kur’an-ı Kerim okur ve diğer ibadetlerini yaparlar. Namaz vaktinin
çıkmasıyla veya başka abdest bozan bir halin meydana gelmesiyle özürlü kimsenin
abdesti bozulur.
Kişiyi özürlü kılan hal, bir namaz vakti boyunca hiç meydana gelmezse, özür
ortadan kalkmış olur ve o kimse özür sahibi olmaktan çıkar.
Özürlü kimseden akan kan, irin, idrar gibi şeylerin çamaşıra bulaşması halinde,
bundan kaçınılması mümkün değil ve temizlendiğinde tekrar bulaşacaksa çamaşır
yıkanmadan namaz kılınabilir. Fakat elbiseye tekrar bulaşmayacaksa, yıkanması gerekir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Bedeninde veya bir uzvunda sargı ya da yara bulunan kimse nasıl abdest alır?
Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık veya yaradan dolayı sargı
bulunduğunda, abdest alırken veya guslederken bu sargı çözülerek altı yıkanır ve yaranın
üstü mesh edilir. Ancak sargının çözülmesinin zararlı olması hâlinde çözülmeyip üzerine
mesh edilebilir. Sargı üzerine meshin meşruluğu sünnetle sabittir. Hz. Ali (r.a.) şöyle
demiştir: “Bileklerimden biri kırılmıştı. Peygamber (s.a.s.)’e sordum, O da sargıların
üzerine mesh etmemi emretti.“ (İbn Mace, Taharet, 134.)
Sargının bir defa mesh edilmesi yeterlidir. Yapılan bu mesh ile, o uzuv hükmen
yıkanmış olur. Sargının abdestsiz veya cünüp iken sarılmış olması meshe engel olmadığı
gibi, sargı üzerine meshin belirli bir süresi de yoktur; yara veya kırık iyileşinceye kadar
aynı sargı üzerine mesh edilebilir. Üzerine mesh ettikten sonra sargının değiştirilmesi veya
düşmesi hâlinde, mesh bozulmaz; iade edilmesi de gerekmez. Ancak, yaranın iyileşmesi
hâlinde, sargı açılmış olsun veya olmasın, mesh bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Tedavi maksadı ile cilde sürülen ilaç vb. maddeler abdeste engel olur mu?
Abdest alırken yıkanması gereken bir organın üzerine tedavi maksadı ile
merhem vb. bir madde sürülmüşse; su zarar vermiyorsa abdest alırken bu organın
yıkanması gerekir. Eğer yıkamak zarar veriyorsa ıslak elle üzerine mesh edilir.
Mesh etmek de zararlı ise o da terk edilir. Çünkü dinimiz zaruretler hâlinde
yasakları mübah kılmış, kişiye kaldıramayacağı yükü yüklememiş, zorluğun giderilmesini
ilke edinmiştir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Diş doldurtmak veya kaplatmak abdest ve gusle engel olur mu?
Tedavi amacıyla diş doldurmak veya kaplatmak caiz olup abdest ve guslün
sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak çıkarılıp takılabilen/sabit olmayan dişlerin gusül
abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması gerekir.
Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de kaplandıktan sonra,
dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı hükmünü alır. Bu sebeple, ağız yıkanınca,
kaplama yapılan dişler de yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi, gerektiğinde tedavi amaçlı
olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve abdest ya da gusül alıp, ibadetlerini
yapabilir.
Yapılan bu işlem tedavi amaçlı ve zorunlu olduğundan, mezhepler arasında bir
ihtilaf söz konusu değildir. Diş dolgusu veya kaplaması konusundaki ihtilaflar, guslün veya
abdestin geçerli olup olmayacağı konusuyla alakalı bir durum değildir. Çıkan dişin yerine
bağlandığında kullanılan tel veya başka bir madde, çok sıkı bağlanacağı için, suyun altına
girmesine engel olur. Buna rağmen fukaha, kopan dişi yerine bağlatmanın caiz olduğunda
görüş birliği içindedirler.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

İdrar torbası kullanmak zorunda olan hastaların abdesti bozulmuş olur mu?
Devamlı burun kanaması, idrarı tutamama, kusma, yaranın devamlı kanaması,
kadınlardaki akıntı gibi abdesti bozan ve en az bir namaz vakti süresince devam eden ve
her namaz vaktinde tekrarlanan bedenî rahatsızlıklara özür/mazeret, böyle kimselere de
özür sahibi kimse denilir.
Buna göre; kendisinden devamlı idrar geldiği için idrar torbası kullanmak
zorunda olan hastalar, dinî açıdan özür sahibi konumundadırlar. Özür sahipleri, her namaz
için vakit çıktığında abdest almak suretiyle namazlarını kılarlar.
Bu abdestle vakit içinde diledikleri kadar farz veya nafile namaz kılabilirler.
Ancak mümkün olduğunca namaza başlamadan önce torbadaki idrarın boşaltılmış
olmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle abdeste başlamadan önce idrar torbası
boşaltılmalıdır. Şu kadar var ki, vakit namazı için abdest alındıktan sonra, torba içinde
biriken idrar ile kılınan namaz geçerlidir. Bu özürleri dışında abdesti bozan başka bir hal
olmadıkça, vakit içinde abdestleri devam eder, vakit çıkınca bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan bir kadın teyemmüm ederek namazını
kılabilir mi?
Yalnızca erkeklerin veya hem erkeklerin hem de kadınların bulunduğu bir
ortamda gusül abdesti almak durumunda kalan bir kadın gusül abdestini tehir eder.
Dolayısıyla, suyu kullanmaktan aciz olduğu için teyemmüm ederek namazını kılar.
Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan kadın ise, namaz vaktinin sonlarına
kadar bekler. Eğer vaktin çıkacağından korkarsa teyemmüm ederek, namazını kılar. Ancak
o namazı iade eder .

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Su mevcut olduğu halde abdest alıncaya kadar namaz vaktinin çıkmasından endişe
eden kişi teyemmümle namaz kılabilir mi?
Abdest alma imkânı varken, cuma namazı ve vakit namazları gibi vaktinde
kılınamadığı zaman kaza edilen namazların, vaktin çıkacağı endişesi ile teyemmüm ederek
kılınması caiz değildir. Zira abdest alındığı takdirde bu namazlara yetişilemezse, cuma
namazı yerine öğle namazı, vakit namazı yerine kaza namazı kılınır.
Maliki Mezhebi’ne göre, su ile abdest alma imkânı var iken, abdest veya gusül
alındığı takdirde beş vakit namazdan birinin vakti geçecek ise bu namaz teyemmüm
ederek kılınır.
Varis çorabı üzerine mesh yapılabilir mi?
Varis hastalığından dolayı ayağa giyilmesi gereken özel çoraplar, kırık, çıkık
üzerindeki sargı hükmün dedir. (İbn Mace,Taharet,134.) Bu itibarla, varis çorapları
üzerine meshedilmesinde bir sakınca yoktur

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Kol ve bacakları olmayan kimsenin abdesti eksik olur mu?
Yüce Allah din konusunda bize hiçbir zorluk yüklememiştir. (Hacc, 22ı78.)
“Köre, topala da vebal ve hastaya güçlük yoktur.“ (Fetih, 48ı17.) anlamındaki
ayetler buna delildir. İnsanlar ancak yapabileceklerinden sorumludurlar.
Hastalığı veren de yükümlülükle ri yükleyen de Allah’tır. Dolayısıyla kişi gücü
neye yetiyorsa onu yapmakla mükelleftir. Kol ve bacakları olmayan kişiden abdestte bu
organları yıkama yükümlülüğü düşer. Ancak bu kimsenin, bu özründen dolayı namaz
yükümlülüğü düşmez.
Kendisine abdest aldıracak yardımcı birileri yoksa ve kendisi de bir şekilde
abdest alma yöntemi bulamazsa, yüzünün iki yanını toprak veya toprak cinsinden bir şeye
dokundurarak teyemmüm eder. Elleri ve kolları olmayan veya kesilmiş olan kimse yalnız
yüzünü yere sürerek teyemmüm yapar.
Eğer yüzünde bir yara veya özür varsa teyemmüm etmeksizin namazı kılar. Bu
imkâna da sahip değilse, namazını yapabildiği şekilde ima ile kılar. Özürlü bir kimse, ancak
kendisi gibi özürlü birisine namaz kıldırabilir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Saç boyası, kına, ruj, oje, jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani
midir?
Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa,
abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması
gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken
uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır.
Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan
maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce
giderilmesi gerekir. Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşturmayan saç boyası,
kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Tuvalette abdest alınabilir mi?
Tuvalette abdest alınmasında bir sakınca yoktur. Ancak böyle yerlerde
besmele, zikir ve duaların içten söylenmesi uygun olur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest ve gusülün tam olup olmadığı konusundaki vesveseye
itibar edilir mi?
Vesvese, çeşitli sebeplerle insanın yaşadığı kararsızlık,
şüphe ve kuruntu halidir. Vesvese sebebi ile, gusül ve abdestin
tekrarlanması gerekmez. Vesvese gelse bile abdest ve gusle devam
edilmelidir.
Kişi vesveseye itibar etmemeye çalışmalı, içe doğan şüphe
ve tereddüt hallerinin asılsız olduğunu kendine telkin etmeli,
ayrıca zaman zaman Felak ve Nas Surelerini, anlamlarını da
düşünerek okumalıdır.
Güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest ve gusül alınır mı?
Güneş enerjisi ile ısıtılan su ile, temiz olmak kaydıyla, abdest almak
ve gusletmekte dinen bir sakınca yoktur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAKTA GEREKLİDİR
İyi veya kötü hareketleri organlarımızla yaparız. El işler yapar, yıkar ve
yazar; ağız yer içer, iyi ve kötü sözler söyler, konuşur; burun koklar, gözler görür,
kollar saldırır ve yakalar; kulaklar işitir ve dinler; ayaklar ise bizi pek çok yere
götürür. Bütün bunlar zaman zaman günah ve yasak sınırını aşabilir.
İşte abdest sırasında içimizden geçireceğimiz dualarla, söz konusu
edilen olumsuz hareketlerin etkisinden kurtulmaya çalışabiliriz. Abdest alacak
kimse önce niyet eder. Bu bir rûhî-mânevî hazırlıktır. Hakk'ın huzuruna çıkmaya
niyet etmek ve hazırlanmak demektir. Sonra besmele çekerek ve Allah'ın
yardımını dileyerek abdeste başlar.
Abdest alan insan samimî bir dille ve içten bir duyguyla, eksiklik ve
hatalarını Hakk'ın huzurunda itiraf edip, bunları yıkamasını ve silmesini kulluğa
yakışan bir tavırla O'na arz eder, duasının kabulü için yalvarıp yakarır. Böylece
bilinci ve içtenliği ölçüsünde ruhen temizlenip arınmış bir halde huzura varmaya,
namaza durmaya hazır hâle gelir.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Su nasıl maddî kirleri temizliyorsa, tövbe de manevî kirleri yok eder
diye düşünerek abdest organlarımı yıkamalıyım. Halkın gördüğü yer olan
bedenimi ve elbisemi temiz tutar da Hakk'ın nazar ettiği yer olan kalbimi
tertemiz tutmazsam yanlış yapmış olurum diye inanmalıyım. Bedenim gibi
kalbimi de kötü ve kirli şeylerden arındırmaya çalışmalıyım şuurunda bir abdes
gerçek mahiyeti ile abdest olmuş olur.
Şemsî'nin dediği gibi: " Pâdişah konmaz saraya hâne mâmur
olmadan.” önce hanemizi mamur hale getirelim kalbimizi tezkiye edlim sonra
organlarımızı temizleyeli.
Yûnus Emre söylüyor: " Tanla durup başın kaldır ellerini suya daldır /
Hem şeytanın boynunu vur hem nefs dahi ölse gerek." (“Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr.
Mehmet Demirci)

Beyazid-i Bistâmî şöyle dermiş: "Ne zaman dünya düşüncesi
gönlümden geçse abdest alırım; âhiret düşüncesi geçince de gusül yaparım."

Prof. Dr. Mehmet Demirci hocamızın Altınoluk dergisinde yayınlanmış olan “Abdestin
İç Anlamı” isimli makalesinde Gönül ehli kimseler iç anlam olarak abdestin ve temizliğin beş
derecesinden söz ettiklerini belitir ve bunları İçten dışa doğru şöylece sıralar:

1. Rûhun abdesti: Rûhun, hayvanlık seviyesine ait bilgisizlikten ve Allah'tan gayri
şeyleri görme gafletinden arınmasıdır. Ruh Allah'tan gayrı şeyleri görmekten arınsa,
Gaffar olan Allah'ın nûru onu kuşatır. Kötü düşüncelerini temizlese takvâ elbisesine
kavuşur. Nefsin tezkiye ederse iç huzuruna ve itmi'nâna ulaşır.
2. Sırrın abdesti: Burada "sır", rûhun rûhu demek olup; onun abdesti gösterişten (riyâ),
arzu ve isteklerin esiri olmaktan, kendini beğenmişlikten, baş olma tutkusundan, aşırı
dünya isteği ve mevki sahibi olma ihtirasından arınmaktır. Bunun neticesinde ihlâs nûru
ortaya çıkar. Dünya sevgisinden arınırsa âhiret sevgisi doğar.
3. Kalbin ve gönlün abdesti: İki yüzlülük, bozgunculuk ve kötü ahlâktan uzak durmaktır.
Büyüklenme yıkanınca, alçak gönüllük doğar. Çekememezlik kirleri yıkansa, iyilik;
düşmanlık yıkansa, Allah sevgisi görünür.
4. Dilin abdesti: Yalan, dedi-kodu, iftira ve boş sözden, insanların ayıplarını merak
etmekten ve gizli hallerini ortaya çıkarmaktan, faydasız konuşmaktan uzak durmaktır.
Yalan ve koğuculuk yıkansa, doğruluk ve vefâ doğar. İftira ve itham etme yıkansa, sevgi
görülür. Faydasız ve boş söz bırakılsa yararlı şeyler konuşulur veya Allah'ın adı anılır.
5. Zâhir abdesti: Bu, bildiğimiz abdesttir. Neticesinde Abdest alan kimsenin yüzünü
yıkaması, mahşer günü yüzünün nurlu olmasına yol açar. Kolunu yıkayınca cömertlik
nurları hasıl olur. Ayrıca amel defterinin sağ eline verilmesi gibi bir lûtfa erişir. Ayağını
yıkayınca, âhiretteki manevî engelleri kolaylıkla geçme imkânı doğmuş olur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Abdest alırken gerçekleşen dış temizliğin, iç temizliği ile
birlikte gelişmesi için şunlar da tavsiye edilir: Eller yıkanırken
kalbin de aşırı dünya sevgisinden yıkanması gerekir. Ağıza su
alınırken, onunla boş şeyleri anmamaya azmetmelidir. Yüz
yıkandığı zaman, yüzü Hak'tan başka şeylere çevirmemeye söz
vermelidir. Ayağı yıkarken, Hak yolda bulunma gayreti
pekiştirilmelidir.
Dış temizlik su ile, iç temizlik ise tövbe ile ve Hakk'ın
kapısına dönmekle mümkün olur.

Bedenin bütün uzuvlarına madden ve manen abdest
aldırmak gerekir. Bedene su ile nasıl ki abdest aldırıyorsak, her bir
uzvumuzu Yaratının rızasına uygun işler yaptırmak suretiyle
manevi abdestimizide almamız gerekmektedir.
Abdestin suyu günaha bakan gözleri, günahla kızaran yüzü
de arındırır. Ağzı abdest suyu ile çalkaladığımız zaman, bizi günaha
sokan kelimeler, bu kelimeleri oluşturan dil ve dişler pir-ü pak
olur. Başımızı mesh ettiğimizde zihnimizden geçen günahlar bir bir
dökülür. Kulaklara değen abdest suyu bu organın dikkat kesilip
dinlediği günahkar sözleri siler süpürür. Ve en nihayet bizi günahın
kapısına kadar yürüten ayaklarımızı yıkarız. Onlar da günahtan
kurtulmuş olur.
Yüce Rabbim abdestimizi en güzel şekilde alıp
ibadetlerimizi kendi rızasına uygun olarak yapmayı cümlemize
nasip etsin.

Bu Sunum İdris YAVUZYİĞİT Tarafında; “İhtiyar” Mevsılî,
“Bidayetu’l Müctehit” Ahmet İbn Rüşd El Kurtubi, “Büyük İslam İlmihali”
Ömer Nasuhi Bilmen (A. Fikri Yavuz), “İslam İlmihali” Lütfi Şentürk Ve
Seyfettin Yazıcı (Diyanet), “İlmihal” Heyet (TDV), “Delilleriyle İslam
İlmihali” Hamdi Döndüren, “Şafii İlmihali” Mehmet Keskin (Diyanet), “Din
Görevlisinin El Kitabı” Mevlüt Özcan, “Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr. Mehmet
DEMİRCİ; “Abdestin Fazileti Ve İbadetler Açısından Önemi” Ahmet ÜNAL;
“Abdestin Manası Ve Önemi” Mustafa Kutlu’ya Ait Kitap, Makale Ve Vaaz
Örneklerinden İstifade Edilmek Suretiyle Hazırlanmıştır.
Rabbim Eser Sahiplerinden Ölenlere Rahmetiyle, Yaşayanlara Lutuf
Ve Keremiyle Tecelli Eylesin Ve İki Cihan Saadeti İhsan Etsin.


Slide 15

Abdest Almanın Önemi
ve Fıkhi Boyutu
İdris YAVUZYİĞİT
[email protected]

Abdestin Önemi
Abdestin Tanımı
Abdest Çeşitleri
Abdestin Farzları
Abdestin Sünnetleri
Abdestin Adapları

Abdesti Bozan Durumlar

Abdestin Alınışı
Abdest Duaları
Fıkhi Sorular
Abdestin İç Anlamı

ABDEST

َ ْ ُ ْ ُ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َ
ُ ْ َ ٰ َّ
‫وة فاغ ِسلوا‬
‫يا ايها ال ٖذين امنوا ِاذا قمت ْم ِالى الصل‬
ِ
َ ‫ُو ُج‬
ْ‫وه ُك ْم َو َا ْي ِد َي ُك ْم ِا َلى ْاْلَ َرا ِْفق َو ْام َس ُحوا ب ُر ُؤس ُك ْم‬
ِ ِ
ِ
ْ َ ْ ُ َُ ََْ
َ
ْ
ْ
َ
‫وارجلكم ِالى الكعبي ِ ْن‬
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya
kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize
kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip,
topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)”.

(MÂİDE suresi 6.

ayet)

ABDEST

Bu âyet, teyemmüm âyeti olarak adlandırılır. Fakat
âyette abdestin farzları tesbit edilmektedir. Dolayısıyla bir
abdest âyeti olduğu şüphesizdir.
Şu kadar var ki, abdest bu âyet ile farz kılınmış değildir.
Çünkü abdest Mekke’de namazla beraber farz kılınmış ve
İslâm’da hiçbir zaman abdestsiz namaz kılınmamıştır.
Oysa bu âyet-i kerîme Medîne’de, hicretin 6. yılında,
Benî Mustalik Gazvesi’nde cereyan eden meşhur “İfk hâdisesi”
üzerine gece susuz bir yerde kalınıp abdest almak mümkün
olmadığından dolayı nâzil olmuştur.
Hz.Âişe vâlidemize münafıklar tarafından çirkin bir iftira
yapıldığı için bu olaya ifk (iftira) olayı denilmiştir.

ABDESTİN FAZİLETİ

َ َ َ َّ َ َ ْ
َ َََ َ
َ
ْ‫خ َط َاي ُاه من‬
ْ
َ
ْ ‫ خرجت‬، ‫من توضأ فأحـسن الوضـوء‬
ِ
َ
ْ َ َّ
ْ
َ
َ
ُ
‫تحت أظفا ِر ِْه‬
ِ ‫جس ِد ِه حتى تخرج ِمن‬
“Kim

güzelce abdest alırsa, o kimsenin
günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün
vücudundan çıkar.” (Riyasü’s-Salihin, 1028; Müslim, Tahâret 33)

ُْ َ ُ ُ ُّ
‫ر‬
» ‫يمان‬
ْ ِ ‫اإل‬
‫ر‬
«
‫ط‬
‫ش‬
‫و‬
‫ه‬
‫الط‬
ِ

Ebû Mâlik el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır.” (Riyasü’s-Salihin, 1033; Müslim, Tahâret 1)

َ ْ َ َّ َ ً ّ ُ َ
َ‫َّ ُ َّ ُ ْ َ ْ ن‬
َ
ْ
َ
‫القيام ِ ْة غرا محج ِلين ِمن ْآث ِار‬
‫« ِإن أمتي يدعو يوم‬
ِ
َ
َ
َ
َ
ُ
ُ
َ
َ
َ
ْ
ْ
ُ
ْ
ْ
ْ
َّ
» ‫ فليفعل‬، ‫من استطاع ِمنكم أن ْي ِطيل غرته‬
ِ
ِ ‫الوضوء ف‬
ٌ
. ‫متفق عليه‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’i:
“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde,

abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak
olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten
kimse bunu yapsın” buyururken işittim. (Riyazüs Salihin, abdestin fazileti, 1026;
Buhârî, Vudû‘ 3; Müslim, Tahâret 35)

Bu Hadis bizlere:
1. Abdesti farzlarına, sünnetlerine, müstehaplarına ve edeplerine riayet ederek
almak gerekir. Böyle yapmak müstehaptır.
2. Abdest, insanın yüzünü nurlandırır, el ve ayaklarını ağartır. Bu hem maddî hem
manevî anlamda böyledir.
3. Allah Teâlâ, kıyamet gününde ve mahşer yerinde yüzü nurlu, el ve ayakları parlak
olanlara özel muamelede bulunur. Çünkü bunlar sâlihler ve ibadet ehli mü’minlerdir.
4. Abdestte ayakları yıkamak asla terkedilmemelidir.

ABDESTİN FAZİLETİ

ُْ ُ ْ َ
ُْ َ ُ َْ ُ َُْ
ُ
ُ
ُ
ُ
» ‫الحلية ِمن اْلؤ ِم ِن ح ْيث يبلغ الوضـوء‬
ِ ‫« تبلغ‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Ben dostum sallallahu
aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:
“Mü’minin

nuru ve beyazlığı, abdest
suyunun ulaştığı yere kadar varır.” (Müslim, Tahâret 40)

َ َّ َ َ
ُ ُ
َ َُ
َ َ ُ ْ َ
ْ
َ
َ
ُّ‫كل‬
ْ ‫جه ِه‬
ِ ‫« ِإذا تو َضأ َالعبد اْل‬
ِ ‫سلم أ ِو اْلؤ َ ِمن فغسل َ ْوجهه خرجَ ِمن َو‬
َ َ
ْ
َ
ْ
ْ
َ
ْ
‫ َف ِإذا غسل يدي ِه‬، ‫اْلاء‬
‫اْلاء أو مع آ‬
‫خطيئة نظر ِإليها ِبعيني ِه مع‬
‫خر قط ِر‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ْ َ
َ ََ ُ
َ َ َ َ َ ُّ ُ
َ
ْ
ْ
ْ
َ
‫ط ِر‬
َْ ‫يديه كل خطيئ ٍة كان بطشتها يداه مع اْل ِاء أو مع ِآخر ق‬
‫ خرج ِمن‬،
ِ
َ َ
َ ُّ ُ ْ َ َ َ
َ
ْ‫ط َيئة َم َشتها رجاله مع اْلاء ْأو‬
ْ
َ
ِ
ِ
ٍ ْ ِ ‫ خرجت كل خ‬، ‫ ف ِإذا غسل ِرجلي ِه‬، ‫اْلاء‬
ِ
َ
ُّ
َ
ُ
َ
َ
ًّ
ُ
. ‫ حتى يخرج ن ِقيا ِمن الذن ْو ِب »رواه مسلم‬، ‫اْلاء‬
‫طر‬
‫ق‬
‫آخر‬
‫ع‬
‫م‬
ِ ِ ِ

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve
yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest
suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini
yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –
veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını
yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah
abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar.
Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (Müslim,
Tahâret 32; Tirmizî, Tahâret 2; Riyasü’s-Salihin, 1030)

َ ُ ْ ُ َّ َ َ ْ َّ
َ ْ َ ْ َ ْ َ َّ َ ُ ْ
ْ ُ َ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َّ
َ
‫ن‬
: » ‫ ِوددت أنا قد رأينا ِْإخواننا‬، ‫الحقو‬
‫نين ِوإنا ِإن شاء‬
‫« السالم عليكم دار ق ٍوم مؤ ِم‬
ِ ‫الله ِْبك َم‬
ِ
َ
ُْ َ َ َ ّ َ ُ َ ْ َ
َ َ ُ َ
َّ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
َ
َ
ُ
ْ
ْ
ْ
» ‫ وإخواننا َال َذين لم َ يأتوا بعد‬، ‫ « أنتم أصحابي‬: ‫ أولسنا ِإخوانك يا رسول الل ِه ؟ قال‬: ‫قالوا‬
ُ
َْ ْ َ ْ َ ُ ْ َ
َ َ َْ
ُ
ُ‫له‬
َ
ُ
َّ
َ
ُ
ْ
ْ
َّ
َ
ْ ‫ « أرأيت لو أن رجال‬: ‫ كيف تع ِرف من لم يأتوا بعد من أم َِتك يا رسول هللا ؟ فقال‬: ‫قالوا‬
ُ َ
َ
َ
َّ ُ
َ ‫حج َل ٌة ْبي‬
َّ ‫َخ ْي ٌل ُغ ٌّر ُم‬
ْ ‫ أال‬، ‫ظهر ْي َخ ْيل ُد ْهم ب ْهم‬
َ ‫ َق‬، ‫الل ِ ْه‬
ْ
‫ بلى يا رسول‬: ‫يع ِْر ُف َخ ْيل ُه ؟ » قالوا‬
‫ال‬
‫ن‬
ِ ٍ ٍ
ٍ
َ
ُ
ُ ‫َ َّ ُ ْ ْ ُ َن‬
َ
َ
ُ
َ
َّ
ُ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
ًّ
‫و‬
. ‫ ِ »ر اه مسلم‬
ِ ‫ «ف ِإنهم يأتو غرا محج ِلين ِمن الوض‬:
ِ ‫ وأنا فر ْطهم على الحو‬، ‫وء‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem kabristana geldi ve:

“Selâm size ey mü’minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız.
Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim” dedi. Ashâb-ı kirâm:
– Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah? dediler. Resûl-i Ekrem:
– “Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb:
– Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah’ın Resûlü?
dediler. Peygamber Efendimiz:
– “Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at
sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?” diye sordu. Sahâbe:
– Evet, tanır, ey Allah’ın Resûlü, dediler. Resûl-i Kibriyâ:
“İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler.
Ben havzın başına onlardan önce varacağım” buyurdular. (Müslim, Tahâret 39; Riyasü’sSalihin, 1031 )

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ
Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el suyu”
anlamına gelen abdest, belirli ibadetlerin ifasının ön şartı olan ve kendisi
de ibadet mahiyetinde görülen bir nevi hükmî temizliktir.
Arapça karşılığı güzellik, temizlik ve parlaklık anlamına gelen
“vudû”dur.
Fıkıhta abdest, “belli uzuvları usulüne uygun olarak su ile yıkamak
ve bazılarını da eldeki su ıslaklığı ile meshetmek” şeklindeki ibadet
temizliği olarak tarif edilir.(TDV, İslam İlmihali 1. cilt, s 195)
Fıkıh dilinde maddî kirlilikten temizlenme “necasetten taharet”
olarak anılır; hükmî kirlilik olan hadesten temizlik ise birer hükmi temizlik
usulleri olan abdest ve gusülle olur.

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ

Abdest ile ağız, diş, burun, el, yüz ve ayaklar gibi
kirlenmeye ve dışarıdan gelecek mikroplara en açık uzuvlar
günde birkaç defa su ile temizlenir.
Bu sayede vücudun sinir sistemi ve kan dolaşımı daha
düzenli hale gelir ve vücuda fizikî-tıbbî birçok fayda sağlar.
Abdest, namaz ibadetini ifa için yüce Allah'ın
huzuruna çıkacak müminin manevî ve ruhî hazırlık ve temizliği
de demektir.
Bu yüzden abdest, maddî temizlikle manevî temizliği
birleştirici, müslümana manevî yönden destek ve güç sağlayıcı
bir anlam ve öneme sahiptir.

ABDEST’İN HÜKMÜ / ÇEŞİTLERİ
1.

Farz Abdest:
1.
2.
3.
4.

Namaz Kılmak,
Cenaze Namazı Kılmak,
Tilâvet Ve Şükür Secdesi Yapmak,
Kur'an'a Dokunmak İçin Abdest Almak Farzdır.

Vacip Abdest: Kabe'yi Tavaf Etmek İçin Abdest Hanefilere Göre Vaciptir.
3. Mendup Abdest:
2.

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.

Yatmadan Önce Abdest Almak,
Vakit Namazları İçin Ayrı Ayrı Abdest Almak,
Kuran Okumak,
Dini Kitaplara Dokunmak,
Hadis Okumak,
Peygamberimizin Kabrini Ziyaret Etmek,
Arafat’ta Vakfa Yapmak,
Safa Ve Merve Arasında Say Yapmak,
Ezan Okumak,
Cenaze Yıkamak,
Her İşe Abdestli Olarak Başlamak,
Her Zaman Abdestli Bulunmak İçin Ve
Öfkelendikten,yalan Söyledikten Ve Gıybet Ettikten Sonra Abdest
Almak Mendup’dur.

ABDEST’İN MEZHEPLERE GÖRE FARZLARI
FARZLAR

HANEFİ

ŞAFİİ

MALİKİ

HNBELİ

YÜZÜ YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

KOLLARI YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

BAŞI MESH ETMEK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

AYAKLARI YIKAMA

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

NİYET ETMEK

SÜNNET

FARZ

FARZ

FARZ

TERTİBE RİAYET

SÜNNET

FARZ

SÜNNET

FARZ

MUVALAT

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

FARZ

BESMELE

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

OVARAK YIKAMAK

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

ABDEST’İN FARZLARI
1.

2.

3.

4.

Yüzü bir kere yıkamak (yüzün sınırları: saçın bittiği yerden kulak
yumuşağından çene altına kadar olan kısım. Sakal, bıyık ve kaşların altına
suyun ulaşması gerekir. Yüz yıkanırken sakal sık ise üstünü yıkamak
yeterlidir.)
Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak (abdest alırken parmaktaki
yüzüğün altına su alacak şekilde oynatılması, el, yüz ve ayakta bulunan ve
suyun deriye temasını önleyen maddelerin imkân dahilinde temizlenmesi
gerekir.)
Başın dörtte birini mesh etmek (dörtte birinin el içi su ıslaklığıyla mesh
edilmesi hanefîler'e göre yeterlidir. Başın “nâsiye” denilen ön tarafına
mesh edilmesi daha faziletlidir. Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Şâfiîler'e göre başın mesh miktarı daha azdır, bir saç teli. )
Ayakları topukları ile beraber bir kez yıkamak (suyun parmaklar arasına
ulaşması sağlanmalıdır. Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi su
ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.)

ABDEST’İN SÜNNETLERİ

1.
2.
3.
4.

Abdest almaya niyet etmek,
Başlarken besmele çekmek,
Elleri bileklerle birlikte üç defa yıkamak,
Ağız ve buruna su çekip iyi bir ağız ve burun temizliği
(mazmaza ve istinşak) yapmak,
5. Misvak kullanmak veya dişleri fırçalamak,
6. Sakalın içine su girmesini sağlamak,
7. El parmaklarını birbirine sokup ovuşturmak,
8. Başın tamamını elin ıslaklığıyla mesh etmek,
9. Boynu mesh etmek,
10. Abdest uzuvlarını yıkarken sıraya uymak,
11. Abdeste sağ uzuvlardan başlamak,
12. Uzuvları üçer defa yıkamak
13. Su ile iyice ovmak (delk),
14. Abdeste ara vermeden tamamlamak.

ABDEST’İN SÜNNETLERİ
1.
2.
3.
4.

5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.

Niyet etmek: “Niyet ettim, Allah rızası için abdest almaya” denilmesi müstehaptır.
Abdeste başlarken önce temiz olan elleri bileklere kadar yıkamak.
Abdeste “Eûzü” ve “besmele” ile başlamak.
Mazmaza ve İstinşak: Elleri yıkadıktan sonra önce üç defa ağıza su alınıp çalkalanması ve
dışarı atılmasına “mazmaza”, üç defa da burunun yumuşağına kadar su alınmasına ise
“istinşak” denilir. Ağız ve buruna her su almada, alınan su yenilenir.
Mazmaza ve istinşakta mübalağa etmek. Fakat oruçlu kimseler mübalağa yapmazlar.
Misvak Kullanmak
Tertibi gözetmek. Şâfiî ve Hanbelîlere göre farzdır.
Abdeste sağ taraflardan başlamak
Abdest uzuvlarını üçer defa yıkamak: Birer defası farz, diğerleri sünnettir. Üçten fazla veya
eksik yıkamak sünnete aykırıdır. Çoğu fakihlere göre başı bir defa meshetmek yeterlidir.
Abdestte elleri veya ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak. Parmakları hilâllemek.
Sakalı hilâllemek: Abdest alırken sık sakalı bulunanların sakallarını, parmaklarını sakalın içine
sokarak alt taraftan üst tarafa doğru hareket ettirmesine hilâlleme denir.
Başın tamamını bir su ile meshetmek: Buna “kaplama mesh” denir.
Kulakları meshetmek: Çoğu fakihlere göre, yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi
sünnettir.
Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile ovmak
Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamak. Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
Boynu meshetmek: Başı ve kulakları meshettikten sonra iki elin arkaları ile ve üçer parmakla
yeni bir su almaya gerek olmaksızın boyun meshedilir.

ABDEST’İN ADAPLARI
Abdestin Âdabından Maksat, Abdestin Farzlarının Ve Sünnetlerinin Daha Uygun
Şekilde Ve Ortamda, Mükemmel Bir Şekilde Yerine Getirilmesini Sağlamaktır.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.

12.
13.

Abdest Alırken -Mümkünse- Kıbleye Dönmek,
Abdest Sularını Vücuda Ve Elbiseye Sıçratmamak,
Dünya İşlerine İlişkin Konuşmamak,
Abdest Dualarını Veya Bildiği Dualardan Okumak,
Suyu Ölçülü Kullanmak,
Daha Vakit Girmeden Abdest Alıp Namaza Hazır Bulunmak,
Bir Özür Bulunmadıkça Abdestte Başkasından Yardım İstememek,
Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını Yoklamak, Suyu Dirsek Ve
Topukların Yukarılarına Kadar Ulaştırmak,
Nehir Veya Deniz Kenarında Bile Su İsrafından Kaçınmak,
Abdest Sonunda Kelime-i Şehâdet (Eşhedü Enlâ İlahe İllallah Ve Eşhedü Enne
Muhammeden Abdühû Ve Resûlüh) Getirmek,
Abdestten Artan Sudan Kıbleye Karşı Ayakta Bir Miktar İçmek Ve Bu Sırada;
“Allah’ım Beni Her Günah İşledikçe Tevbe Eden Ve Günahtan Kaçınıp Tertemiz
Bulunan Salih Kullarından Kıl” Diye Dua Etmek,
Abdestin Sonunda Bir, İki Veya Üç Defa Kadir Sûresi’ni Okumak,
Abdestten Sonra, Kerâhet Vakti Değilse İki Rekat Nafile Namaz Kılmak.

ABDEST’İ BOZAN DURUMLA
1. İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necasetin,
herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
2. Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir maddenin
çıkması. (Şâfıî ve mâlikîler'e göre bozmaz.) Vücuttan çıkan kan, irin ve sarı
su akmadığı veya çıktığı yerin çevresine dağılmadığı sürece abdesti bozmaz.
3. Ağız dolusu kusmak.
4. Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan
durumlar.
5. Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek.
6. Cinsî münasebet veya fahiş (aşırı) temas ve dokunma.
7. Mazeret halinin sona ermesi. Su bulamadığı için teyemmüm eden kimse suyu
bulunca, mest üzerine mesh yapan kimsenin -yolcu olanlara üç, yolcu
olmayanlara bir gün olarak tanınan- mesh süresi dolunca, özürlü kimse için
de namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur.
8. Hanefîler'in dışındaki üç mezhebe göre bir kimsenin kendi cinsel organına
temas da abdesti bozar.

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest suyunun elbiseye sıçramayacağı bir konum
alınır,
 Mümkünse kıbleye dönülür,
 Abdeste “eûzü” ve “besmele” çekilir,
 Niyet ve besmele ile abdeste başlayıp “niyet ettim, allah
rızası için abdest almaya” denir,
 Su ölçülü kullanılır, fazla açılmaz, israftan kaçınılır,
 Abdestte elleri parmak uçlarından başlanır,
 Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da
hilallenerek üç defa yıkanır,
 El, yüz ve ayakta bulunan ve suyun deriye temasını
önleyen cilt üzerindeki hamur, boya, sakız gibi
maddeler temizlenir,
 Parmakta yüzük varsa oynatılır,
 Misvak veya diş fırçası ile bunlar yoksa sağ elin
parmaklarıyla dişler temizlenir,
 Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile iyice ovarak
yıkanır

ABDESTİN ALINIŞI

 Ağız, Sağ El Avucuna Alınan Su İle Üç Defa
Çalkanıp iyice Temizlenir,
 Ağız Ve Buruna Her Su Almada, Alınan Su
Yenilenir.
 Üç Defa Da Burna Sağ El İle Su Çekilip Her
Defasında Burun Sol Elle Temizlenir.
 Oruçlu Olmayan Kimse Ağız Ve Burnun Her
Yerine Suyun İyice Ulaşmasını Sağlar.
 Mazmaza Ve İstinşakta Mübalağa Etmek Gerekir.
Fakat Oruçlu Kimseler Mübalağa Yapmazlar.
 Ağza su alırken “Allah’ım! Bana peygamberinin
kevser havuzundan, bir daha sonsuza kadar
susamayacağım bir kâse su ihsan buyur.” diye
duada bulunur,
 Burnu yıkarken de “Allah’ım! Beni nimetlerinin
ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum
bırakma.”der.

ABDESTİN ALINIŞI
 Üç Kere Yüz Yıkanır.
 Birer Defası Farz, Diğerleri Sünnettir. Üçten Fazla
Veya Eksik Yıkamak Sünnete Aykırıdır.
 Saçın Bittiği Yerden Kulak Yumuşağından Çene Altına
Kadar Olan Kısım Yıkanmalıdır.
 Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını
Yoklamak adaptandır,
 Sakal, Bıyık Ve Kaşların Altına Suyun Ulaşması
Gerekir.
 Abdest Alırken Sık Sakalı Bulunanların Sakallarını,
Parmaklarını Sakalın İçine Sokarak Alt Taraftan Üst
Tarafa Doğru Hareket Ettirmesi Gerekir, Adaptandır,
 Yüz Yıkanırken Sakal Sık İse Üstünü Yıkamak
Yeterlidir.
 Yüzü yıkarken “Allah’ım! Bazı yüzlerin beyazlanacağı,
bazı yüzlerin de kararacağı günde, benim yüzümü ak
kıl.” diyerek dua etmek abdest adaplarındandır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak farz
üçe tamamlamak sünnettir,
 Kolları yıkamaya sağ koldan başlanır, sol kolla
devam edilir,
 Suyu Dirseklerin dört parmak yukarısına Kadar
Ulaştırmak gerekir,
 Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamalıyız.
Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
 Kolları iyice ovarak yıkanır.
 Sağ kolu yıkarken “Allah’ım! Bana amel
defterimi sağ yanımdan ver ve benim hesabımı
kolay kıl!” diye dua edilir
 Sol kolu yıkarken “Ey Rabbim! Bana kitabımı sol
yanımdan ve arka yönden verme ve şiddetli bir
hesap ile sorguya çekme” diye dua edilir

ABDESTİN ALINIŞI











Başın dörtte birinin elin içinin su ile ıslatılıp mesh edilmesi
hanefîler'e göre yeterlidir.
Başın “nâsiye” denilen ön tarafına mesh edilmesi daha
faziletlidir.
Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Başın tamamını bir su ile meshetmeye “kaplama mesh” denir
ki bu şekilde mesh etmek sünnettir.
Baş mesh edilirken elin saçların dibine doğru sokulmasına
veya ileri geri hareket ettirilmesine gerek yoktur.
Başı meh ederken“ilâhi, beni rahmetinle yarlığa, benim
üzerime bereketinden indir.” Diye dua etmek uygundur.
Yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi sünnettir.
Küçük parmağımızı kulağımızın içeine doğru sokup baş
parmağımızla kulağımızın arkasını mesh etmek şeklinde
yapılır
Boynu meshetmek: başı ve kulakları meshettikten sonra iki
elin arkaları ile ve üçer parmakla yeni bir su almaya gerek
olmaksızın boyun meshedilir.
Ellerin parmak uçları ensede birbirine değerek boyna doğru
çekilmek suretiyle yapılır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Ayakları topukları ile beraber bir kez
yıkamak
farzdır,
üçe
tamamlanması
sünnettir.
 Suyun
parmaklar
arasına
ulaşması
sağlanmalıdır.
 Önce sağ sonra sol ayak, parmak uçlarından
başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dahil
olmak üzere yıkanır.
 Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.
 Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi
su ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.
 Ayakları yıkarken şöyle dua edilir: “Ya Rabbi!
Birtakım ayakların kayacağı günde, benim
ayaklarımı sırat üzerinde sâbit kıl!”

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest sonunda kelime-i şehâdet (eşhedü enlâ ilahe illallah
ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh) getirmek,
 Abdestten artan sudan kıbleye karşı ayakta bir miktar içmek
ve bu sırada; “allah’ım beni her günah işledikçe tevbe eden
ve günahtan kaçınıp tertemiz bulunan salih kullarından
kıl” diye dua edilir ve
 Abdestin sonunda bir, iki veya üç defa kadir sûresi’ni okunur,
 Abdestten sonra, kerâhet vakti değilse iki rekat nafile namaz
kılınır.

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR
Abdeste başlarken önce niyet edilir, sonra eûzü-besmele çekilir. Sonra da her
bir âzayı yıkarken şu duâlar okunur:

ً‫الم ُْنورا‬
َ ‫َا ْل َح ْم ُد ل ّله َّالذى َج َع َل ْاْلَ َاء َط ُهو ًرا َو ْا ِال ْس‬
ِ ِ

“Suyu temizleyici, İslâmı da nûr kılan Allah'a hamdolsun.”

َ‫َا ّلل ُه َّم َاع ّنى َعلى ت َال َوة ْال ُق ْران َوذ ْكر َك َو ُش ْْكر َك َو ُح ْسن ع َب َادتك‬
ِ ِ ِ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ ِ ِ

Ağıza su verirken:

“Ey Allahım, Kur'an okumak, seni zikir ve sana şükür etmek, sana olan ibâdeti
güzelleştirmek hususlarında bana yardım et!..”

َ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ ْ َ َ َ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
‫حة الن ِار‬
ْ ‫اللهم ا ِرحنى را ِئحة الجن ِة والت ِرحنى را ِئ‬

Buruna su verirken:

“Allahım, bana Cennet kokusunu duyur, Cehennem kokusunu hissettirme!”
Yüzü yıkarken:

ٌ‫س َو ُّد ُو ُجوه‬
ٌ ‫ض ُو ُج‬
ْْ ‫وه َو َت‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم َب ّي‬
ُّ ‫ض َو ْجهى َي ْو َم َت ْب َي‬
ِ

“Allahım, yüzlerin kiminin ak, kiminin kara olduğu o günde, benim yüzümü kara değil,
ak çıkar!”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ‫َا ّلل ُه َّم َا ْعطنى ك َتابى ب َيمينى َوح‬
ً‫اس ْبنى ِح َس ًْابا َيسيًا‬
ِ ِ
ِ
ِ ِ
Sağ kolu yıkarken:

“Allahım, kitâbımı sağımdan ver, hesabımı da kolay eyle!”

Sol kolunu yıkarken:
َْ
ّ َ
َ َ
َ
ُ
َ
َ
ْ
َ
َ
َ
ْ
َّ
ُ
‫اللهم ال تع ِطنى ِكتابى ِبيسارى وال ِمن ور ِاء ْظه ِرى‬
“Allahım, kitâbımı solumdan ve arkamdan verme.”

َ َ meshederken:
َ َّ َ َّ ُ ّ َ
َ
َ
َ‫ال ظ ّْل ا َّال ظ ُّل َع ْرشك‬Başı
َ
ْ
َ
ْ
ّ
ْ
ِ ِ ِ ِ ‫اللهم ا ِظلنى تحت ِظ ِل عر ِشك يوم‬
ِ
“Allahım, Arşının gölgesinden başka gölge olmadığı günde, beni Arşının gölgesinde
gölgelendir.”
Kulaklara meshederken:
َ
َ
َ
َّ
ُ‫ذين َي ْستم ُعو َن ْال َق ْو َل ْف َيتب ُعون ا ْح َس َنه‬
َ ‫اج َع ْلنى م َن َّال‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم‬
ِ
ِ
ِ
“Allahım, beni sözü dinleyip de en güzeline uyanlardan eyle.”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ َ ْ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
َ
َ
‫اللهم اع ِتق رقبتى ِمن الن ِار‬
Boynu mesh ederken:

“Allahım, boynumu Cehennem ateşinden âzâd eyle!”
Ayakları yıkarken:
ْ
َ
ْ
َ
َ‫َا ّلل ُه َّم َث ّب ْت َقد‬
ّ ‫مى َع َلى‬
ُ‫الص َراط َي ْو َم تز ُّْل فيه االق َدام‬
َّ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ

“Allahım, ayakların Sırat üstünde kaydığı günde, ayaklarımı sırat üstünde sâbit eyle,
kaydırma!..”
Abdest tekmil olduktan sonra abdest suyundan içilir ve bu dua okunur:

َ‫اج َع ْلنى م ْن ع َْبادك‬
َّ ‫اج َع ْلنى م َن‬
َ ‫ن ْاْلُ َت َط ّهر‬
َْ ‫اج َع ْلنى م‬
ْ ‫ين َو‬
ْ ‫الت َّواب َين َو‬
ْ ‫َا َّلل ُه َّم‬
ِ ِ ِ ِ
َ‫َ ِ ِ َ َ ْ َ ْ ِ َ َّ ِ َ ِ َ َ ْ ٌ َِ َ ِ ْ ْ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ن‬
ْ ‫الصا ِل ِحين واجعل ِنى ِمن ال ِذين الخوف علي ِه ْم والهم يحزنو‬

“Allahım! Beni çok tevbe edenlerden, temizliğe çok dikkat edenlerden, salih kullarından
ve kendileri için korku ve hüznün olmadığı kimselerden eyle.”

Abdest sonunda “Kelime-i Şehâdet” (eşhedü enlâ ilahe illallah ve eşhedü enne
muhammeden abdühû ve resûlüh) getirilir. Bununla birlikte bir, iki veya üç defa
“Kadir” sûresi yada “Ayetel Kürsi” okunur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest uzuvlarında yara veya hastalık bulunması halinde nasıl abdest alınır?
Abdest uzuvlarından birinde yara veya hastalık bulunan kişi, bu organın
yıkanması zarar verecekse, yıkamayıp ıslak elle mesheder. Mesh edilmesinin de zarar
vermesi durumunda, bu da terk edilir. Bu rahatsızlık abdest veya gusül uzuvlarının
çoğunluğunda ise, abdest veya gusül yerine teyemmüm edilir.
Özürlü nasıl abdest alır, özrü sebebiyle elbisesine bulaşan necasetin hükmü nedir?
Özürlüler, her vakit için abdest alır ve mazeret teşkil eden rahatsızlığından
başka abdest bozan bir hal meydana gelmedikçe, bu abdestle o vakit içerisinde dilediği
gibi namaz kılar, Kur’an-ı Kerim okur ve diğer ibadetlerini yaparlar. Namaz vaktinin
çıkmasıyla veya başka abdest bozan bir halin meydana gelmesiyle özürlü kimsenin
abdesti bozulur.
Kişiyi özürlü kılan hal, bir namaz vakti boyunca hiç meydana gelmezse, özür
ortadan kalkmış olur ve o kimse özür sahibi olmaktan çıkar.
Özürlü kimseden akan kan, irin, idrar gibi şeylerin çamaşıra bulaşması halinde,
bundan kaçınılması mümkün değil ve temizlendiğinde tekrar bulaşacaksa çamaşır
yıkanmadan namaz kılınabilir. Fakat elbiseye tekrar bulaşmayacaksa, yıkanması gerekir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Bedeninde veya bir uzvunda sargı ya da yara bulunan kimse nasıl abdest alır?
Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık veya yaradan dolayı sargı
bulunduğunda, abdest alırken veya guslederken bu sargı çözülerek altı yıkanır ve yaranın
üstü mesh edilir. Ancak sargının çözülmesinin zararlı olması hâlinde çözülmeyip üzerine
mesh edilebilir. Sargı üzerine meshin meşruluğu sünnetle sabittir. Hz. Ali (r.a.) şöyle
demiştir: “Bileklerimden biri kırılmıştı. Peygamber (s.a.s.)’e sordum, O da sargıların
üzerine mesh etmemi emretti.“ (İbn Mace, Taharet, 134.)
Sargının bir defa mesh edilmesi yeterlidir. Yapılan bu mesh ile, o uzuv hükmen
yıkanmış olur. Sargının abdestsiz veya cünüp iken sarılmış olması meshe engel olmadığı
gibi, sargı üzerine meshin belirli bir süresi de yoktur; yara veya kırık iyileşinceye kadar
aynı sargı üzerine mesh edilebilir. Üzerine mesh ettikten sonra sargının değiştirilmesi veya
düşmesi hâlinde, mesh bozulmaz; iade edilmesi de gerekmez. Ancak, yaranın iyileşmesi
hâlinde, sargı açılmış olsun veya olmasın, mesh bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Tedavi maksadı ile cilde sürülen ilaç vb. maddeler abdeste engel olur mu?
Abdest alırken yıkanması gereken bir organın üzerine tedavi maksadı ile
merhem vb. bir madde sürülmüşse; su zarar vermiyorsa abdest alırken bu organın
yıkanması gerekir. Eğer yıkamak zarar veriyorsa ıslak elle üzerine mesh edilir.
Mesh etmek de zararlı ise o da terk edilir. Çünkü dinimiz zaruretler hâlinde
yasakları mübah kılmış, kişiye kaldıramayacağı yükü yüklememiş, zorluğun giderilmesini
ilke edinmiştir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Diş doldurtmak veya kaplatmak abdest ve gusle engel olur mu?
Tedavi amacıyla diş doldurmak veya kaplatmak caiz olup abdest ve guslün
sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak çıkarılıp takılabilen/sabit olmayan dişlerin gusül
abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması gerekir.
Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de kaplandıktan sonra,
dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı hükmünü alır. Bu sebeple, ağız yıkanınca,
kaplama yapılan dişler de yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi, gerektiğinde tedavi amaçlı
olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve abdest ya da gusül alıp, ibadetlerini
yapabilir.
Yapılan bu işlem tedavi amaçlı ve zorunlu olduğundan, mezhepler arasında bir
ihtilaf söz konusu değildir. Diş dolgusu veya kaplaması konusundaki ihtilaflar, guslün veya
abdestin geçerli olup olmayacağı konusuyla alakalı bir durum değildir. Çıkan dişin yerine
bağlandığında kullanılan tel veya başka bir madde, çok sıkı bağlanacağı için, suyun altına
girmesine engel olur. Buna rağmen fukaha, kopan dişi yerine bağlatmanın caiz olduğunda
görüş birliği içindedirler.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

İdrar torbası kullanmak zorunda olan hastaların abdesti bozulmuş olur mu?
Devamlı burun kanaması, idrarı tutamama, kusma, yaranın devamlı kanaması,
kadınlardaki akıntı gibi abdesti bozan ve en az bir namaz vakti süresince devam eden ve
her namaz vaktinde tekrarlanan bedenî rahatsızlıklara özür/mazeret, böyle kimselere de
özür sahibi kimse denilir.
Buna göre; kendisinden devamlı idrar geldiği için idrar torbası kullanmak
zorunda olan hastalar, dinî açıdan özür sahibi konumundadırlar. Özür sahipleri, her namaz
için vakit çıktığında abdest almak suretiyle namazlarını kılarlar.
Bu abdestle vakit içinde diledikleri kadar farz veya nafile namaz kılabilirler.
Ancak mümkün olduğunca namaza başlamadan önce torbadaki idrarın boşaltılmış
olmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle abdeste başlamadan önce idrar torbası
boşaltılmalıdır. Şu kadar var ki, vakit namazı için abdest alındıktan sonra, torba içinde
biriken idrar ile kılınan namaz geçerlidir. Bu özürleri dışında abdesti bozan başka bir hal
olmadıkça, vakit içinde abdestleri devam eder, vakit çıkınca bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan bir kadın teyemmüm ederek namazını
kılabilir mi?
Yalnızca erkeklerin veya hem erkeklerin hem de kadınların bulunduğu bir
ortamda gusül abdesti almak durumunda kalan bir kadın gusül abdestini tehir eder.
Dolayısıyla, suyu kullanmaktan aciz olduğu için teyemmüm ederek namazını kılar.
Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan kadın ise, namaz vaktinin sonlarına
kadar bekler. Eğer vaktin çıkacağından korkarsa teyemmüm ederek, namazını kılar. Ancak
o namazı iade eder .

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Su mevcut olduğu halde abdest alıncaya kadar namaz vaktinin çıkmasından endişe
eden kişi teyemmümle namaz kılabilir mi?
Abdest alma imkânı varken, cuma namazı ve vakit namazları gibi vaktinde
kılınamadığı zaman kaza edilen namazların, vaktin çıkacağı endişesi ile teyemmüm ederek
kılınması caiz değildir. Zira abdest alındığı takdirde bu namazlara yetişilemezse, cuma
namazı yerine öğle namazı, vakit namazı yerine kaza namazı kılınır.
Maliki Mezhebi’ne göre, su ile abdest alma imkânı var iken, abdest veya gusül
alındığı takdirde beş vakit namazdan birinin vakti geçecek ise bu namaz teyemmüm
ederek kılınır.
Varis çorabı üzerine mesh yapılabilir mi?
Varis hastalığından dolayı ayağa giyilmesi gereken özel çoraplar, kırık, çıkık
üzerindeki sargı hükmün dedir. (İbn Mace,Taharet,134.) Bu itibarla, varis çorapları
üzerine meshedilmesinde bir sakınca yoktur

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Kol ve bacakları olmayan kimsenin abdesti eksik olur mu?
Yüce Allah din konusunda bize hiçbir zorluk yüklememiştir. (Hacc, 22ı78.)
“Köre, topala da vebal ve hastaya güçlük yoktur.“ (Fetih, 48ı17.) anlamındaki
ayetler buna delildir. İnsanlar ancak yapabileceklerinden sorumludurlar.
Hastalığı veren de yükümlülükle ri yükleyen de Allah’tır. Dolayısıyla kişi gücü
neye yetiyorsa onu yapmakla mükelleftir. Kol ve bacakları olmayan kişiden abdestte bu
organları yıkama yükümlülüğü düşer. Ancak bu kimsenin, bu özründen dolayı namaz
yükümlülüğü düşmez.
Kendisine abdest aldıracak yardımcı birileri yoksa ve kendisi de bir şekilde
abdest alma yöntemi bulamazsa, yüzünün iki yanını toprak veya toprak cinsinden bir şeye
dokundurarak teyemmüm eder. Elleri ve kolları olmayan veya kesilmiş olan kimse yalnız
yüzünü yere sürerek teyemmüm yapar.
Eğer yüzünde bir yara veya özür varsa teyemmüm etmeksizin namazı kılar. Bu
imkâna da sahip değilse, namazını yapabildiği şekilde ima ile kılar. Özürlü bir kimse, ancak
kendisi gibi özürlü birisine namaz kıldırabilir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Saç boyası, kına, ruj, oje, jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani
midir?
Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa,
abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması
gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken
uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır.
Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan
maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce
giderilmesi gerekir. Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşturmayan saç boyası,
kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Tuvalette abdest alınabilir mi?
Tuvalette abdest alınmasında bir sakınca yoktur. Ancak böyle yerlerde
besmele, zikir ve duaların içten söylenmesi uygun olur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest ve gusülün tam olup olmadığı konusundaki vesveseye
itibar edilir mi?
Vesvese, çeşitli sebeplerle insanın yaşadığı kararsızlık,
şüphe ve kuruntu halidir. Vesvese sebebi ile, gusül ve abdestin
tekrarlanması gerekmez. Vesvese gelse bile abdest ve gusle devam
edilmelidir.
Kişi vesveseye itibar etmemeye çalışmalı, içe doğan şüphe
ve tereddüt hallerinin asılsız olduğunu kendine telkin etmeli,
ayrıca zaman zaman Felak ve Nas Surelerini, anlamlarını da
düşünerek okumalıdır.
Güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest ve gusül alınır mı?
Güneş enerjisi ile ısıtılan su ile, temiz olmak kaydıyla, abdest almak
ve gusletmekte dinen bir sakınca yoktur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAKTA GEREKLİDİR
İyi veya kötü hareketleri organlarımızla yaparız. El işler yapar, yıkar ve
yazar; ağız yer içer, iyi ve kötü sözler söyler, konuşur; burun koklar, gözler görür,
kollar saldırır ve yakalar; kulaklar işitir ve dinler; ayaklar ise bizi pek çok yere
götürür. Bütün bunlar zaman zaman günah ve yasak sınırını aşabilir.
İşte abdest sırasında içimizden geçireceğimiz dualarla, söz konusu
edilen olumsuz hareketlerin etkisinden kurtulmaya çalışabiliriz. Abdest alacak
kimse önce niyet eder. Bu bir rûhî-mânevî hazırlıktır. Hakk'ın huzuruna çıkmaya
niyet etmek ve hazırlanmak demektir. Sonra besmele çekerek ve Allah'ın
yardımını dileyerek abdeste başlar.
Abdest alan insan samimî bir dille ve içten bir duyguyla, eksiklik ve
hatalarını Hakk'ın huzurunda itiraf edip, bunları yıkamasını ve silmesini kulluğa
yakışan bir tavırla O'na arz eder, duasının kabulü için yalvarıp yakarır. Böylece
bilinci ve içtenliği ölçüsünde ruhen temizlenip arınmış bir halde huzura varmaya,
namaza durmaya hazır hâle gelir.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Su nasıl maddî kirleri temizliyorsa, tövbe de manevî kirleri yok eder
diye düşünerek abdest organlarımı yıkamalıyım. Halkın gördüğü yer olan
bedenimi ve elbisemi temiz tutar da Hakk'ın nazar ettiği yer olan kalbimi
tertemiz tutmazsam yanlış yapmış olurum diye inanmalıyım. Bedenim gibi
kalbimi de kötü ve kirli şeylerden arındırmaya çalışmalıyım şuurunda bir abdes
gerçek mahiyeti ile abdest olmuş olur.
Şemsî'nin dediği gibi: " Pâdişah konmaz saraya hâne mâmur
olmadan.” önce hanemizi mamur hale getirelim kalbimizi tezkiye edlim sonra
organlarımızı temizleyeli.
Yûnus Emre söylüyor: " Tanla durup başın kaldır ellerini suya daldır /
Hem şeytanın boynunu vur hem nefs dahi ölse gerek." (“Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr.
Mehmet Demirci)

Beyazid-i Bistâmî şöyle dermiş: "Ne zaman dünya düşüncesi
gönlümden geçse abdest alırım; âhiret düşüncesi geçince de gusül yaparım."

Prof. Dr. Mehmet Demirci hocamızın Altınoluk dergisinde yayınlanmış olan “Abdestin
İç Anlamı” isimli makalesinde Gönül ehli kimseler iç anlam olarak abdestin ve temizliğin beş
derecesinden söz ettiklerini belitir ve bunları İçten dışa doğru şöylece sıralar:

1. Rûhun abdesti: Rûhun, hayvanlık seviyesine ait bilgisizlikten ve Allah'tan gayri
şeyleri görme gafletinden arınmasıdır. Ruh Allah'tan gayrı şeyleri görmekten arınsa,
Gaffar olan Allah'ın nûru onu kuşatır. Kötü düşüncelerini temizlese takvâ elbisesine
kavuşur. Nefsin tezkiye ederse iç huzuruna ve itmi'nâna ulaşır.
2. Sırrın abdesti: Burada "sır", rûhun rûhu demek olup; onun abdesti gösterişten (riyâ),
arzu ve isteklerin esiri olmaktan, kendini beğenmişlikten, baş olma tutkusundan, aşırı
dünya isteği ve mevki sahibi olma ihtirasından arınmaktır. Bunun neticesinde ihlâs nûru
ortaya çıkar. Dünya sevgisinden arınırsa âhiret sevgisi doğar.
3. Kalbin ve gönlün abdesti: İki yüzlülük, bozgunculuk ve kötü ahlâktan uzak durmaktır.
Büyüklenme yıkanınca, alçak gönüllük doğar. Çekememezlik kirleri yıkansa, iyilik;
düşmanlık yıkansa, Allah sevgisi görünür.
4. Dilin abdesti: Yalan, dedi-kodu, iftira ve boş sözden, insanların ayıplarını merak
etmekten ve gizli hallerini ortaya çıkarmaktan, faydasız konuşmaktan uzak durmaktır.
Yalan ve koğuculuk yıkansa, doğruluk ve vefâ doğar. İftira ve itham etme yıkansa, sevgi
görülür. Faydasız ve boş söz bırakılsa yararlı şeyler konuşulur veya Allah'ın adı anılır.
5. Zâhir abdesti: Bu, bildiğimiz abdesttir. Neticesinde Abdest alan kimsenin yüzünü
yıkaması, mahşer günü yüzünün nurlu olmasına yol açar. Kolunu yıkayınca cömertlik
nurları hasıl olur. Ayrıca amel defterinin sağ eline verilmesi gibi bir lûtfa erişir. Ayağını
yıkayınca, âhiretteki manevî engelleri kolaylıkla geçme imkânı doğmuş olur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Abdest alırken gerçekleşen dış temizliğin, iç temizliği ile
birlikte gelişmesi için şunlar da tavsiye edilir: Eller yıkanırken
kalbin de aşırı dünya sevgisinden yıkanması gerekir. Ağıza su
alınırken, onunla boş şeyleri anmamaya azmetmelidir. Yüz
yıkandığı zaman, yüzü Hak'tan başka şeylere çevirmemeye söz
vermelidir. Ayağı yıkarken, Hak yolda bulunma gayreti
pekiştirilmelidir.
Dış temizlik su ile, iç temizlik ise tövbe ile ve Hakk'ın
kapısına dönmekle mümkün olur.

Bedenin bütün uzuvlarına madden ve manen abdest
aldırmak gerekir. Bedene su ile nasıl ki abdest aldırıyorsak, her bir
uzvumuzu Yaratının rızasına uygun işler yaptırmak suretiyle
manevi abdestimizide almamız gerekmektedir.
Abdestin suyu günaha bakan gözleri, günahla kızaran yüzü
de arındırır. Ağzı abdest suyu ile çalkaladığımız zaman, bizi günaha
sokan kelimeler, bu kelimeleri oluşturan dil ve dişler pir-ü pak
olur. Başımızı mesh ettiğimizde zihnimizden geçen günahlar bir bir
dökülür. Kulaklara değen abdest suyu bu organın dikkat kesilip
dinlediği günahkar sözleri siler süpürür. Ve en nihayet bizi günahın
kapısına kadar yürüten ayaklarımızı yıkarız. Onlar da günahtan
kurtulmuş olur.
Yüce Rabbim abdestimizi en güzel şekilde alıp
ibadetlerimizi kendi rızasına uygun olarak yapmayı cümlemize
nasip etsin.

Bu Sunum İdris YAVUZYİĞİT Tarafında; “İhtiyar” Mevsılî,
“Bidayetu’l Müctehit” Ahmet İbn Rüşd El Kurtubi, “Büyük İslam İlmihali”
Ömer Nasuhi Bilmen (A. Fikri Yavuz), “İslam İlmihali” Lütfi Şentürk Ve
Seyfettin Yazıcı (Diyanet), “İlmihal” Heyet (TDV), “Delilleriyle İslam
İlmihali” Hamdi Döndüren, “Şafii İlmihali” Mehmet Keskin (Diyanet), “Din
Görevlisinin El Kitabı” Mevlüt Özcan, “Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr. Mehmet
DEMİRCİ; “Abdestin Fazileti Ve İbadetler Açısından Önemi” Ahmet ÜNAL;
“Abdestin Manası Ve Önemi” Mustafa Kutlu’ya Ait Kitap, Makale Ve Vaaz
Örneklerinden İstifade Edilmek Suretiyle Hazırlanmıştır.
Rabbim Eser Sahiplerinden Ölenlere Rahmetiyle, Yaşayanlara Lutuf
Ve Keremiyle Tecelli Eylesin Ve İki Cihan Saadeti İhsan Etsin.


Slide 16

Abdest Almanın Önemi
ve Fıkhi Boyutu
İdris YAVUZYİĞİT
[email protected]

Abdestin Önemi
Abdestin Tanımı
Abdest Çeşitleri
Abdestin Farzları
Abdestin Sünnetleri
Abdestin Adapları

Abdesti Bozan Durumlar

Abdestin Alınışı
Abdest Duaları
Fıkhi Sorular
Abdestin İç Anlamı

ABDEST

َ ْ ُ ْ ُ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َ
ُ ْ َ ٰ َّ
‫وة فاغ ِسلوا‬
‫يا ايها ال ٖذين امنوا ِاذا قمت ْم ِالى الصل‬
ِ
َ ‫ُو ُج‬
ْ‫وه ُك ْم َو َا ْي ِد َي ُك ْم ِا َلى ْاْلَ َرا ِْفق َو ْام َس ُحوا ب ُر ُؤس ُك ْم‬
ِ ِ
ِ
ْ َ ْ ُ َُ ََْ
َ
ْ
ْ
َ
‫وارجلكم ِالى الكعبي ِ ْن‬
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya
kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize
kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip,
topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)”.

(MÂİDE suresi 6.

ayet)

ABDEST

Bu âyet, teyemmüm âyeti olarak adlandırılır. Fakat
âyette abdestin farzları tesbit edilmektedir. Dolayısıyla bir
abdest âyeti olduğu şüphesizdir.
Şu kadar var ki, abdest bu âyet ile farz kılınmış değildir.
Çünkü abdest Mekke’de namazla beraber farz kılınmış ve
İslâm’da hiçbir zaman abdestsiz namaz kılınmamıştır.
Oysa bu âyet-i kerîme Medîne’de, hicretin 6. yılında,
Benî Mustalik Gazvesi’nde cereyan eden meşhur “İfk hâdisesi”
üzerine gece susuz bir yerde kalınıp abdest almak mümkün
olmadığından dolayı nâzil olmuştur.
Hz.Âişe vâlidemize münafıklar tarafından çirkin bir iftira
yapıldığı için bu olaya ifk (iftira) olayı denilmiştir.

ABDESTİN FAZİLETİ

َ َ َ َّ َ َ ْ
َ َََ َ
َ
ْ‫خ َط َاي ُاه من‬
ْ
َ
ْ ‫ خرجت‬، ‫من توضأ فأحـسن الوضـوء‬
ِ
َ
ْ َ َّ
ْ
َ
َ
ُ
‫تحت أظفا ِر ِْه‬
ِ ‫جس ِد ِه حتى تخرج ِمن‬
“Kim

güzelce abdest alırsa, o kimsenin
günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün
vücudundan çıkar.” (Riyasü’s-Salihin, 1028; Müslim, Tahâret 33)

ُْ َ ُ ُ ُّ
‫ر‬
» ‫يمان‬
ْ ِ ‫اإل‬
‫ر‬
«
‫ط‬
‫ش‬
‫و‬
‫ه‬
‫الط‬
ِ

Ebû Mâlik el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır.” (Riyasü’s-Salihin, 1033; Müslim, Tahâret 1)

َ ْ َ َّ َ ً ّ ُ َ
َ‫َّ ُ َّ ُ ْ َ ْ ن‬
َ
ْ
َ
‫القيام ِ ْة غرا محج ِلين ِمن ْآث ِار‬
‫« ِإن أمتي يدعو يوم‬
ِ
َ
َ
َ
َ
ُ
ُ
َ
َ
َ
ْ
ْ
ُ
ْ
ْ
ْ
َّ
» ‫ فليفعل‬، ‫من استطاع ِمنكم أن ْي ِطيل غرته‬
ِ
ِ ‫الوضوء ف‬
ٌ
. ‫متفق عليه‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’i:
“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde,

abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak
olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten
kimse bunu yapsın” buyururken işittim. (Riyazüs Salihin, abdestin fazileti, 1026;
Buhârî, Vudû‘ 3; Müslim, Tahâret 35)

Bu Hadis bizlere:
1. Abdesti farzlarına, sünnetlerine, müstehaplarına ve edeplerine riayet ederek
almak gerekir. Böyle yapmak müstehaptır.
2. Abdest, insanın yüzünü nurlandırır, el ve ayaklarını ağartır. Bu hem maddî hem
manevî anlamda böyledir.
3. Allah Teâlâ, kıyamet gününde ve mahşer yerinde yüzü nurlu, el ve ayakları parlak
olanlara özel muamelede bulunur. Çünkü bunlar sâlihler ve ibadet ehli mü’minlerdir.
4. Abdestte ayakları yıkamak asla terkedilmemelidir.

ABDESTİN FAZİLETİ

ُْ ُ ْ َ
ُْ َ ُ َْ ُ َُْ
ُ
ُ
ُ
ُ
» ‫الحلية ِمن اْلؤ ِم ِن ح ْيث يبلغ الوضـوء‬
ِ ‫« تبلغ‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Ben dostum sallallahu
aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:
“Mü’minin

nuru ve beyazlığı, abdest
suyunun ulaştığı yere kadar varır.” (Müslim, Tahâret 40)

َ َّ َ َ
ُ ُ
َ َُ
َ َ ُ ْ َ
ْ
َ
َ
ُّ‫كل‬
ْ ‫جه ِه‬
ِ ‫« ِإذا تو َضأ َالعبد اْل‬
ِ ‫سلم أ ِو اْلؤ َ ِمن فغسل َ ْوجهه خرجَ ِمن َو‬
َ َ
ْ
َ
ْ
ْ
َ
ْ
‫ َف ِإذا غسل يدي ِه‬، ‫اْلاء‬
‫اْلاء أو مع آ‬
‫خطيئة نظر ِإليها ِبعيني ِه مع‬
‫خر قط ِر‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ْ َ
َ ََ ُ
َ َ َ َ َ ُّ ُ
َ
ْ
ْ
ْ
َ
‫ط ِر‬
َْ ‫يديه كل خطيئ ٍة كان بطشتها يداه مع اْل ِاء أو مع ِآخر ق‬
‫ خرج ِمن‬،
ِ
َ َ
َ ُّ ُ ْ َ َ َ
َ
ْ‫ط َيئة َم َشتها رجاله مع اْلاء ْأو‬
ْ
َ
ِ
ِ
ٍ ْ ِ ‫ خرجت كل خ‬، ‫ ف ِإذا غسل ِرجلي ِه‬، ‫اْلاء‬
ِ
َ
ُّ
َ
ُ
َ
َ
ًّ
ُ
. ‫ حتى يخرج ن ِقيا ِمن الذن ْو ِب »رواه مسلم‬، ‫اْلاء‬
‫طر‬
‫ق‬
‫آخر‬
‫ع‬
‫م‬
ِ ِ ِ

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve
yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest
suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini
yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –
veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını
yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah
abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar.
Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (Müslim,
Tahâret 32; Tirmizî, Tahâret 2; Riyasü’s-Salihin, 1030)

َ ُ ْ ُ َّ َ َ ْ َّ
َ ْ َ ْ َ ْ َ َّ َ ُ ْ
ْ ُ َ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َّ
َ
‫ن‬
: » ‫ ِوددت أنا قد رأينا ِْإخواننا‬، ‫الحقو‬
‫نين ِوإنا ِإن شاء‬
‫« السالم عليكم دار ق ٍوم مؤ ِم‬
ِ ‫الله ِْبك َم‬
ِ
َ
ُْ َ َ َ ّ َ ُ َ ْ َ
َ َ ُ َ
َّ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
َ
َ
ُ
ْ
ْ
ْ
» ‫ وإخواننا َال َذين لم َ يأتوا بعد‬، ‫ « أنتم أصحابي‬: ‫ أولسنا ِإخوانك يا رسول الل ِه ؟ قال‬: ‫قالوا‬
ُ
َْ ْ َ ْ َ ُ ْ َ
َ َ َْ
ُ
ُ‫له‬
َ
ُ
َّ
َ
ُ
ْ
ْ
َّ
َ
ْ ‫ « أرأيت لو أن رجال‬: ‫ كيف تع ِرف من لم يأتوا بعد من أم َِتك يا رسول هللا ؟ فقال‬: ‫قالوا‬
ُ َ
َ
َ
َّ ُ
َ ‫حج َل ٌة ْبي‬
َّ ‫َخ ْي ٌل ُغ ٌّر ُم‬
ْ ‫ أال‬، ‫ظهر ْي َخ ْيل ُد ْهم ب ْهم‬
َ ‫ َق‬، ‫الل ِ ْه‬
ْ
‫ بلى يا رسول‬: ‫يع ِْر ُف َخ ْيل ُه ؟ » قالوا‬
‫ال‬
‫ن‬
ِ ٍ ٍ
ٍ
َ
ُ
ُ ‫َ َّ ُ ْ ْ ُ َن‬
َ
َ
ُ
َ
َّ
ُ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
ًّ
‫و‬
. ‫ ِ »ر اه مسلم‬
ِ ‫ «ف ِإنهم يأتو غرا محج ِلين ِمن الوض‬:
ِ ‫ وأنا فر ْطهم على الحو‬، ‫وء‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem kabristana geldi ve:

“Selâm size ey mü’minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız.
Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim” dedi. Ashâb-ı kirâm:
– Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah? dediler. Resûl-i Ekrem:
– “Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb:
– Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah’ın Resûlü?
dediler. Peygamber Efendimiz:
– “Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at
sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?” diye sordu. Sahâbe:
– Evet, tanır, ey Allah’ın Resûlü, dediler. Resûl-i Kibriyâ:
“İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler.
Ben havzın başına onlardan önce varacağım” buyurdular. (Müslim, Tahâret 39; Riyasü’sSalihin, 1031 )

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ
Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el suyu”
anlamına gelen abdest, belirli ibadetlerin ifasının ön şartı olan ve kendisi
de ibadet mahiyetinde görülen bir nevi hükmî temizliktir.
Arapça karşılığı güzellik, temizlik ve parlaklık anlamına gelen
“vudû”dur.
Fıkıhta abdest, “belli uzuvları usulüne uygun olarak su ile yıkamak
ve bazılarını da eldeki su ıslaklığı ile meshetmek” şeklindeki ibadet
temizliği olarak tarif edilir.(TDV, İslam İlmihali 1. cilt, s 195)
Fıkıh dilinde maddî kirlilikten temizlenme “necasetten taharet”
olarak anılır; hükmî kirlilik olan hadesten temizlik ise birer hükmi temizlik
usulleri olan abdest ve gusülle olur.

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ

Abdest ile ağız, diş, burun, el, yüz ve ayaklar gibi
kirlenmeye ve dışarıdan gelecek mikroplara en açık uzuvlar
günde birkaç defa su ile temizlenir.
Bu sayede vücudun sinir sistemi ve kan dolaşımı daha
düzenli hale gelir ve vücuda fizikî-tıbbî birçok fayda sağlar.
Abdest, namaz ibadetini ifa için yüce Allah'ın
huzuruna çıkacak müminin manevî ve ruhî hazırlık ve temizliği
de demektir.
Bu yüzden abdest, maddî temizlikle manevî temizliği
birleştirici, müslümana manevî yönden destek ve güç sağlayıcı
bir anlam ve öneme sahiptir.

ABDEST’İN HÜKMÜ / ÇEŞİTLERİ
1.

Farz Abdest:
1.
2.
3.
4.

Namaz Kılmak,
Cenaze Namazı Kılmak,
Tilâvet Ve Şükür Secdesi Yapmak,
Kur'an'a Dokunmak İçin Abdest Almak Farzdır.

Vacip Abdest: Kabe'yi Tavaf Etmek İçin Abdest Hanefilere Göre Vaciptir.
3. Mendup Abdest:
2.

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.

Yatmadan Önce Abdest Almak,
Vakit Namazları İçin Ayrı Ayrı Abdest Almak,
Kuran Okumak,
Dini Kitaplara Dokunmak,
Hadis Okumak,
Peygamberimizin Kabrini Ziyaret Etmek,
Arafat’ta Vakfa Yapmak,
Safa Ve Merve Arasında Say Yapmak,
Ezan Okumak,
Cenaze Yıkamak,
Her İşe Abdestli Olarak Başlamak,
Her Zaman Abdestli Bulunmak İçin Ve
Öfkelendikten,yalan Söyledikten Ve Gıybet Ettikten Sonra Abdest
Almak Mendup’dur.

ABDEST’İN MEZHEPLERE GÖRE FARZLARI
FARZLAR

HANEFİ

ŞAFİİ

MALİKİ

HNBELİ

YÜZÜ YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

KOLLARI YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

BAŞI MESH ETMEK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

AYAKLARI YIKAMA

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

NİYET ETMEK

SÜNNET

FARZ

FARZ

FARZ

TERTİBE RİAYET

SÜNNET

FARZ

SÜNNET

FARZ

MUVALAT

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

FARZ

BESMELE

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

OVARAK YIKAMAK

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

ABDEST’İN FARZLARI
1.

2.

3.

4.

Yüzü bir kere yıkamak (yüzün sınırları: saçın bittiği yerden kulak
yumuşağından çene altına kadar olan kısım. Sakal, bıyık ve kaşların altına
suyun ulaşması gerekir. Yüz yıkanırken sakal sık ise üstünü yıkamak
yeterlidir.)
Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak (abdest alırken parmaktaki
yüzüğün altına su alacak şekilde oynatılması, el, yüz ve ayakta bulunan ve
suyun deriye temasını önleyen maddelerin imkân dahilinde temizlenmesi
gerekir.)
Başın dörtte birini mesh etmek (dörtte birinin el içi su ıslaklığıyla mesh
edilmesi hanefîler'e göre yeterlidir. Başın “nâsiye” denilen ön tarafına
mesh edilmesi daha faziletlidir. Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Şâfiîler'e göre başın mesh miktarı daha azdır, bir saç teli. )
Ayakları topukları ile beraber bir kez yıkamak (suyun parmaklar arasına
ulaşması sağlanmalıdır. Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi su
ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.)

ABDEST’İN SÜNNETLERİ

1.
2.
3.
4.

Abdest almaya niyet etmek,
Başlarken besmele çekmek,
Elleri bileklerle birlikte üç defa yıkamak,
Ağız ve buruna su çekip iyi bir ağız ve burun temizliği
(mazmaza ve istinşak) yapmak,
5. Misvak kullanmak veya dişleri fırçalamak,
6. Sakalın içine su girmesini sağlamak,
7. El parmaklarını birbirine sokup ovuşturmak,
8. Başın tamamını elin ıslaklığıyla mesh etmek,
9. Boynu mesh etmek,
10. Abdest uzuvlarını yıkarken sıraya uymak,
11. Abdeste sağ uzuvlardan başlamak,
12. Uzuvları üçer defa yıkamak
13. Su ile iyice ovmak (delk),
14. Abdeste ara vermeden tamamlamak.

ABDEST’İN SÜNNETLERİ
1.
2.
3.
4.

5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.

Niyet etmek: “Niyet ettim, Allah rızası için abdest almaya” denilmesi müstehaptır.
Abdeste başlarken önce temiz olan elleri bileklere kadar yıkamak.
Abdeste “Eûzü” ve “besmele” ile başlamak.
Mazmaza ve İstinşak: Elleri yıkadıktan sonra önce üç defa ağıza su alınıp çalkalanması ve
dışarı atılmasına “mazmaza”, üç defa da burunun yumuşağına kadar su alınmasına ise
“istinşak” denilir. Ağız ve buruna her su almada, alınan su yenilenir.
Mazmaza ve istinşakta mübalağa etmek. Fakat oruçlu kimseler mübalağa yapmazlar.
Misvak Kullanmak
Tertibi gözetmek. Şâfiî ve Hanbelîlere göre farzdır.
Abdeste sağ taraflardan başlamak
Abdest uzuvlarını üçer defa yıkamak: Birer defası farz, diğerleri sünnettir. Üçten fazla veya
eksik yıkamak sünnete aykırıdır. Çoğu fakihlere göre başı bir defa meshetmek yeterlidir.
Abdestte elleri veya ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak. Parmakları hilâllemek.
Sakalı hilâllemek: Abdest alırken sık sakalı bulunanların sakallarını, parmaklarını sakalın içine
sokarak alt taraftan üst tarafa doğru hareket ettirmesine hilâlleme denir.
Başın tamamını bir su ile meshetmek: Buna “kaplama mesh” denir.
Kulakları meshetmek: Çoğu fakihlere göre, yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi
sünnettir.
Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile ovmak
Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamak. Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
Boynu meshetmek: Başı ve kulakları meshettikten sonra iki elin arkaları ile ve üçer parmakla
yeni bir su almaya gerek olmaksızın boyun meshedilir.

ABDEST’İN ADAPLARI
Abdestin Âdabından Maksat, Abdestin Farzlarının Ve Sünnetlerinin Daha Uygun
Şekilde Ve Ortamda, Mükemmel Bir Şekilde Yerine Getirilmesini Sağlamaktır.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.

12.
13.

Abdest Alırken -Mümkünse- Kıbleye Dönmek,
Abdest Sularını Vücuda Ve Elbiseye Sıçratmamak,
Dünya İşlerine İlişkin Konuşmamak,
Abdest Dualarını Veya Bildiği Dualardan Okumak,
Suyu Ölçülü Kullanmak,
Daha Vakit Girmeden Abdest Alıp Namaza Hazır Bulunmak,
Bir Özür Bulunmadıkça Abdestte Başkasından Yardım İstememek,
Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını Yoklamak, Suyu Dirsek Ve
Topukların Yukarılarına Kadar Ulaştırmak,
Nehir Veya Deniz Kenarında Bile Su İsrafından Kaçınmak,
Abdest Sonunda Kelime-i Şehâdet (Eşhedü Enlâ İlahe İllallah Ve Eşhedü Enne
Muhammeden Abdühû Ve Resûlüh) Getirmek,
Abdestten Artan Sudan Kıbleye Karşı Ayakta Bir Miktar İçmek Ve Bu Sırada;
“Allah’ım Beni Her Günah İşledikçe Tevbe Eden Ve Günahtan Kaçınıp Tertemiz
Bulunan Salih Kullarından Kıl” Diye Dua Etmek,
Abdestin Sonunda Bir, İki Veya Üç Defa Kadir Sûresi’ni Okumak,
Abdestten Sonra, Kerâhet Vakti Değilse İki Rekat Nafile Namaz Kılmak.

ABDEST’İ BOZAN DURUMLA
1. İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necasetin,
herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
2. Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir maddenin
çıkması. (Şâfıî ve mâlikîler'e göre bozmaz.) Vücuttan çıkan kan, irin ve sarı
su akmadığı veya çıktığı yerin çevresine dağılmadığı sürece abdesti bozmaz.
3. Ağız dolusu kusmak.
4. Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan
durumlar.
5. Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek.
6. Cinsî münasebet veya fahiş (aşırı) temas ve dokunma.
7. Mazeret halinin sona ermesi. Su bulamadığı için teyemmüm eden kimse suyu
bulunca, mest üzerine mesh yapan kimsenin -yolcu olanlara üç, yolcu
olmayanlara bir gün olarak tanınan- mesh süresi dolunca, özürlü kimse için
de namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur.
8. Hanefîler'in dışındaki üç mezhebe göre bir kimsenin kendi cinsel organına
temas da abdesti bozar.

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest suyunun elbiseye sıçramayacağı bir konum
alınır,
 Mümkünse kıbleye dönülür,
 Abdeste “eûzü” ve “besmele” çekilir,
 Niyet ve besmele ile abdeste başlayıp “niyet ettim, allah
rızası için abdest almaya” denir,
 Su ölçülü kullanılır, fazla açılmaz, israftan kaçınılır,
 Abdestte elleri parmak uçlarından başlanır,
 Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da
hilallenerek üç defa yıkanır,
 El, yüz ve ayakta bulunan ve suyun deriye temasını
önleyen cilt üzerindeki hamur, boya, sakız gibi
maddeler temizlenir,
 Parmakta yüzük varsa oynatılır,
 Misvak veya diş fırçası ile bunlar yoksa sağ elin
parmaklarıyla dişler temizlenir,
 Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile iyice ovarak
yıkanır

ABDESTİN ALINIŞI

 Ağız, Sağ El Avucuna Alınan Su İle Üç Defa
Çalkanıp iyice Temizlenir,
 Ağız Ve Buruna Her Su Almada, Alınan Su
Yenilenir.
 Üç Defa Da Burna Sağ El İle Su Çekilip Her
Defasında Burun Sol Elle Temizlenir.
 Oruçlu Olmayan Kimse Ağız Ve Burnun Her
Yerine Suyun İyice Ulaşmasını Sağlar.
 Mazmaza Ve İstinşakta Mübalağa Etmek Gerekir.
Fakat Oruçlu Kimseler Mübalağa Yapmazlar.
 Ağza su alırken “Allah’ım! Bana peygamberinin
kevser havuzundan, bir daha sonsuza kadar
susamayacağım bir kâse su ihsan buyur.” diye
duada bulunur,
 Burnu yıkarken de “Allah’ım! Beni nimetlerinin
ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum
bırakma.”der.

ABDESTİN ALINIŞI
 Üç Kere Yüz Yıkanır.
 Birer Defası Farz, Diğerleri Sünnettir. Üçten Fazla
Veya Eksik Yıkamak Sünnete Aykırıdır.
 Saçın Bittiği Yerden Kulak Yumuşağından Çene Altına
Kadar Olan Kısım Yıkanmalıdır.
 Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını
Yoklamak adaptandır,
 Sakal, Bıyık Ve Kaşların Altına Suyun Ulaşması
Gerekir.
 Abdest Alırken Sık Sakalı Bulunanların Sakallarını,
Parmaklarını Sakalın İçine Sokarak Alt Taraftan Üst
Tarafa Doğru Hareket Ettirmesi Gerekir, Adaptandır,
 Yüz Yıkanırken Sakal Sık İse Üstünü Yıkamak
Yeterlidir.
 Yüzü yıkarken “Allah’ım! Bazı yüzlerin beyazlanacağı,
bazı yüzlerin de kararacağı günde, benim yüzümü ak
kıl.” diyerek dua etmek abdest adaplarındandır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak farz
üçe tamamlamak sünnettir,
 Kolları yıkamaya sağ koldan başlanır, sol kolla
devam edilir,
 Suyu Dirseklerin dört parmak yukarısına Kadar
Ulaştırmak gerekir,
 Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamalıyız.
Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
 Kolları iyice ovarak yıkanır.
 Sağ kolu yıkarken “Allah’ım! Bana amel
defterimi sağ yanımdan ver ve benim hesabımı
kolay kıl!” diye dua edilir
 Sol kolu yıkarken “Ey Rabbim! Bana kitabımı sol
yanımdan ve arka yönden verme ve şiddetli bir
hesap ile sorguya çekme” diye dua edilir

ABDESTİN ALINIŞI











Başın dörtte birinin elin içinin su ile ıslatılıp mesh edilmesi
hanefîler'e göre yeterlidir.
Başın “nâsiye” denilen ön tarafına mesh edilmesi daha
faziletlidir.
Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Başın tamamını bir su ile meshetmeye “kaplama mesh” denir
ki bu şekilde mesh etmek sünnettir.
Baş mesh edilirken elin saçların dibine doğru sokulmasına
veya ileri geri hareket ettirilmesine gerek yoktur.
Başı meh ederken“ilâhi, beni rahmetinle yarlığa, benim
üzerime bereketinden indir.” Diye dua etmek uygundur.
Yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi sünnettir.
Küçük parmağımızı kulağımızın içeine doğru sokup baş
parmağımızla kulağımızın arkasını mesh etmek şeklinde
yapılır
Boynu meshetmek: başı ve kulakları meshettikten sonra iki
elin arkaları ile ve üçer parmakla yeni bir su almaya gerek
olmaksızın boyun meshedilir.
Ellerin parmak uçları ensede birbirine değerek boyna doğru
çekilmek suretiyle yapılır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Ayakları topukları ile beraber bir kez
yıkamak
farzdır,
üçe
tamamlanması
sünnettir.
 Suyun
parmaklar
arasına
ulaşması
sağlanmalıdır.
 Önce sağ sonra sol ayak, parmak uçlarından
başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dahil
olmak üzere yıkanır.
 Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.
 Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi
su ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.
 Ayakları yıkarken şöyle dua edilir: “Ya Rabbi!
Birtakım ayakların kayacağı günde, benim
ayaklarımı sırat üzerinde sâbit kıl!”

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest sonunda kelime-i şehâdet (eşhedü enlâ ilahe illallah
ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh) getirmek,
 Abdestten artan sudan kıbleye karşı ayakta bir miktar içmek
ve bu sırada; “allah’ım beni her günah işledikçe tevbe eden
ve günahtan kaçınıp tertemiz bulunan salih kullarından
kıl” diye dua edilir ve
 Abdestin sonunda bir, iki veya üç defa kadir sûresi’ni okunur,
 Abdestten sonra, kerâhet vakti değilse iki rekat nafile namaz
kılınır.

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR
Abdeste başlarken önce niyet edilir, sonra eûzü-besmele çekilir. Sonra da her
bir âzayı yıkarken şu duâlar okunur:

ً‫الم ُْنورا‬
َ ‫َا ْل َح ْم ُد ل ّله َّالذى َج َع َل ْاْلَ َاء َط ُهو ًرا َو ْا ِال ْس‬
ِ ِ

“Suyu temizleyici, İslâmı da nûr kılan Allah'a hamdolsun.”

َ‫َا ّلل ُه َّم َاع ّنى َعلى ت َال َوة ْال ُق ْران َوذ ْكر َك َو ُش ْْكر َك َو ُح ْسن ع َب َادتك‬
ِ ِ ِ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ ِ ِ

Ağıza su verirken:

“Ey Allahım, Kur'an okumak, seni zikir ve sana şükür etmek, sana olan ibâdeti
güzelleştirmek hususlarında bana yardım et!..”

َ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ ْ َ َ َ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
‫حة الن ِار‬
ْ ‫اللهم ا ِرحنى را ِئحة الجن ِة والت ِرحنى را ِئ‬

Buruna su verirken:

“Allahım, bana Cennet kokusunu duyur, Cehennem kokusunu hissettirme!”
Yüzü yıkarken:

ٌ‫س َو ُّد ُو ُجوه‬
ٌ ‫ض ُو ُج‬
ْْ ‫وه َو َت‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم َب ّي‬
ُّ ‫ض َو ْجهى َي ْو َم َت ْب َي‬
ِ

“Allahım, yüzlerin kiminin ak, kiminin kara olduğu o günde, benim yüzümü kara değil,
ak çıkar!”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ‫َا ّلل ُه َّم َا ْعطنى ك َتابى ب َيمينى َوح‬
ً‫اس ْبنى ِح َس ًْابا َيسيًا‬
ِ ِ
ِ
ِ ِ
Sağ kolu yıkarken:

“Allahım, kitâbımı sağımdan ver, hesabımı da kolay eyle!”

Sol kolunu yıkarken:
َْ
ّ َ
َ َ
َ
ُ
َ
َ
ْ
َ
َ
َ
ْ
َّ
ُ
‫اللهم ال تع ِطنى ِكتابى ِبيسارى وال ِمن ور ِاء ْظه ِرى‬
“Allahım, kitâbımı solumdan ve arkamdan verme.”

َ َ meshederken:
َ َّ َ َّ ُ ّ َ
َ
َ
َ‫ال ظ ّْل ا َّال ظ ُّل َع ْرشك‬Başı
َ
ْ
َ
ْ
ّ
ْ
ِ ِ ِ ِ ‫اللهم ا ِظلنى تحت ِظ ِل عر ِشك يوم‬
ِ
“Allahım, Arşının gölgesinden başka gölge olmadığı günde, beni Arşının gölgesinde
gölgelendir.”
Kulaklara meshederken:
َ
َ
َ
َّ
ُ‫ذين َي ْستم ُعو َن ْال َق ْو َل ْف َيتب ُعون ا ْح َس َنه‬
َ ‫اج َع ْلنى م َن َّال‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم‬
ِ
ِ
ِ
“Allahım, beni sözü dinleyip de en güzeline uyanlardan eyle.”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ َ ْ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
َ
َ
‫اللهم اع ِتق رقبتى ِمن الن ِار‬
Boynu mesh ederken:

“Allahım, boynumu Cehennem ateşinden âzâd eyle!”
Ayakları yıkarken:
ْ
َ
ْ
َ
َ‫َا ّلل ُه َّم َث ّب ْت َقد‬
ّ ‫مى َع َلى‬
ُ‫الص َراط َي ْو َم تز ُّْل فيه االق َدام‬
َّ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ

“Allahım, ayakların Sırat üstünde kaydığı günde, ayaklarımı sırat üstünde sâbit eyle,
kaydırma!..”
Abdest tekmil olduktan sonra abdest suyundan içilir ve bu dua okunur:

َ‫اج َع ْلنى م ْن ع َْبادك‬
َّ ‫اج َع ْلنى م َن‬
َ ‫ن ْاْلُ َت َط ّهر‬
َْ ‫اج َع ْلنى م‬
ْ ‫ين َو‬
ْ ‫الت َّواب َين َو‬
ْ ‫َا َّلل ُه َّم‬
ِ ِ ِ ِ
َ‫َ ِ ِ َ َ ْ َ ْ ِ َ َّ ِ َ ِ َ َ ْ ٌ َِ َ ِ ْ ْ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ن‬
ْ ‫الصا ِل ِحين واجعل ِنى ِمن ال ِذين الخوف علي ِه ْم والهم يحزنو‬

“Allahım! Beni çok tevbe edenlerden, temizliğe çok dikkat edenlerden, salih kullarından
ve kendileri için korku ve hüznün olmadığı kimselerden eyle.”

Abdest sonunda “Kelime-i Şehâdet” (eşhedü enlâ ilahe illallah ve eşhedü enne
muhammeden abdühû ve resûlüh) getirilir. Bununla birlikte bir, iki veya üç defa
“Kadir” sûresi yada “Ayetel Kürsi” okunur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest uzuvlarında yara veya hastalık bulunması halinde nasıl abdest alınır?
Abdest uzuvlarından birinde yara veya hastalık bulunan kişi, bu organın
yıkanması zarar verecekse, yıkamayıp ıslak elle mesheder. Mesh edilmesinin de zarar
vermesi durumunda, bu da terk edilir. Bu rahatsızlık abdest veya gusül uzuvlarının
çoğunluğunda ise, abdest veya gusül yerine teyemmüm edilir.
Özürlü nasıl abdest alır, özrü sebebiyle elbisesine bulaşan necasetin hükmü nedir?
Özürlüler, her vakit için abdest alır ve mazeret teşkil eden rahatsızlığından
başka abdest bozan bir hal meydana gelmedikçe, bu abdestle o vakit içerisinde dilediği
gibi namaz kılar, Kur’an-ı Kerim okur ve diğer ibadetlerini yaparlar. Namaz vaktinin
çıkmasıyla veya başka abdest bozan bir halin meydana gelmesiyle özürlü kimsenin
abdesti bozulur.
Kişiyi özürlü kılan hal, bir namaz vakti boyunca hiç meydana gelmezse, özür
ortadan kalkmış olur ve o kimse özür sahibi olmaktan çıkar.
Özürlü kimseden akan kan, irin, idrar gibi şeylerin çamaşıra bulaşması halinde,
bundan kaçınılması mümkün değil ve temizlendiğinde tekrar bulaşacaksa çamaşır
yıkanmadan namaz kılınabilir. Fakat elbiseye tekrar bulaşmayacaksa, yıkanması gerekir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Bedeninde veya bir uzvunda sargı ya da yara bulunan kimse nasıl abdest alır?
Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık veya yaradan dolayı sargı
bulunduğunda, abdest alırken veya guslederken bu sargı çözülerek altı yıkanır ve yaranın
üstü mesh edilir. Ancak sargının çözülmesinin zararlı olması hâlinde çözülmeyip üzerine
mesh edilebilir. Sargı üzerine meshin meşruluğu sünnetle sabittir. Hz. Ali (r.a.) şöyle
demiştir: “Bileklerimden biri kırılmıştı. Peygamber (s.a.s.)’e sordum, O da sargıların
üzerine mesh etmemi emretti.“ (İbn Mace, Taharet, 134.)
Sargının bir defa mesh edilmesi yeterlidir. Yapılan bu mesh ile, o uzuv hükmen
yıkanmış olur. Sargının abdestsiz veya cünüp iken sarılmış olması meshe engel olmadığı
gibi, sargı üzerine meshin belirli bir süresi de yoktur; yara veya kırık iyileşinceye kadar
aynı sargı üzerine mesh edilebilir. Üzerine mesh ettikten sonra sargının değiştirilmesi veya
düşmesi hâlinde, mesh bozulmaz; iade edilmesi de gerekmez. Ancak, yaranın iyileşmesi
hâlinde, sargı açılmış olsun veya olmasın, mesh bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Tedavi maksadı ile cilde sürülen ilaç vb. maddeler abdeste engel olur mu?
Abdest alırken yıkanması gereken bir organın üzerine tedavi maksadı ile
merhem vb. bir madde sürülmüşse; su zarar vermiyorsa abdest alırken bu organın
yıkanması gerekir. Eğer yıkamak zarar veriyorsa ıslak elle üzerine mesh edilir.
Mesh etmek de zararlı ise o da terk edilir. Çünkü dinimiz zaruretler hâlinde
yasakları mübah kılmış, kişiye kaldıramayacağı yükü yüklememiş, zorluğun giderilmesini
ilke edinmiştir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Diş doldurtmak veya kaplatmak abdest ve gusle engel olur mu?
Tedavi amacıyla diş doldurmak veya kaplatmak caiz olup abdest ve guslün
sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak çıkarılıp takılabilen/sabit olmayan dişlerin gusül
abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması gerekir.
Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de kaplandıktan sonra,
dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı hükmünü alır. Bu sebeple, ağız yıkanınca,
kaplama yapılan dişler de yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi, gerektiğinde tedavi amaçlı
olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve abdest ya da gusül alıp, ibadetlerini
yapabilir.
Yapılan bu işlem tedavi amaçlı ve zorunlu olduğundan, mezhepler arasında bir
ihtilaf söz konusu değildir. Diş dolgusu veya kaplaması konusundaki ihtilaflar, guslün veya
abdestin geçerli olup olmayacağı konusuyla alakalı bir durum değildir. Çıkan dişin yerine
bağlandığında kullanılan tel veya başka bir madde, çok sıkı bağlanacağı için, suyun altına
girmesine engel olur. Buna rağmen fukaha, kopan dişi yerine bağlatmanın caiz olduğunda
görüş birliği içindedirler.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

İdrar torbası kullanmak zorunda olan hastaların abdesti bozulmuş olur mu?
Devamlı burun kanaması, idrarı tutamama, kusma, yaranın devamlı kanaması,
kadınlardaki akıntı gibi abdesti bozan ve en az bir namaz vakti süresince devam eden ve
her namaz vaktinde tekrarlanan bedenî rahatsızlıklara özür/mazeret, böyle kimselere de
özür sahibi kimse denilir.
Buna göre; kendisinden devamlı idrar geldiği için idrar torbası kullanmak
zorunda olan hastalar, dinî açıdan özür sahibi konumundadırlar. Özür sahipleri, her namaz
için vakit çıktığında abdest almak suretiyle namazlarını kılarlar.
Bu abdestle vakit içinde diledikleri kadar farz veya nafile namaz kılabilirler.
Ancak mümkün olduğunca namaza başlamadan önce torbadaki idrarın boşaltılmış
olmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle abdeste başlamadan önce idrar torbası
boşaltılmalıdır. Şu kadar var ki, vakit namazı için abdest alındıktan sonra, torba içinde
biriken idrar ile kılınan namaz geçerlidir. Bu özürleri dışında abdesti bozan başka bir hal
olmadıkça, vakit içinde abdestleri devam eder, vakit çıkınca bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan bir kadın teyemmüm ederek namazını
kılabilir mi?
Yalnızca erkeklerin veya hem erkeklerin hem de kadınların bulunduğu bir
ortamda gusül abdesti almak durumunda kalan bir kadın gusül abdestini tehir eder.
Dolayısıyla, suyu kullanmaktan aciz olduğu için teyemmüm ederek namazını kılar.
Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan kadın ise, namaz vaktinin sonlarına
kadar bekler. Eğer vaktin çıkacağından korkarsa teyemmüm ederek, namazını kılar. Ancak
o namazı iade eder .

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Su mevcut olduğu halde abdest alıncaya kadar namaz vaktinin çıkmasından endişe
eden kişi teyemmümle namaz kılabilir mi?
Abdest alma imkânı varken, cuma namazı ve vakit namazları gibi vaktinde
kılınamadığı zaman kaza edilen namazların, vaktin çıkacağı endişesi ile teyemmüm ederek
kılınması caiz değildir. Zira abdest alındığı takdirde bu namazlara yetişilemezse, cuma
namazı yerine öğle namazı, vakit namazı yerine kaza namazı kılınır.
Maliki Mezhebi’ne göre, su ile abdest alma imkânı var iken, abdest veya gusül
alındığı takdirde beş vakit namazdan birinin vakti geçecek ise bu namaz teyemmüm
ederek kılınır.
Varis çorabı üzerine mesh yapılabilir mi?
Varis hastalığından dolayı ayağa giyilmesi gereken özel çoraplar, kırık, çıkık
üzerindeki sargı hükmün dedir. (İbn Mace,Taharet,134.) Bu itibarla, varis çorapları
üzerine meshedilmesinde bir sakınca yoktur

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Kol ve bacakları olmayan kimsenin abdesti eksik olur mu?
Yüce Allah din konusunda bize hiçbir zorluk yüklememiştir. (Hacc, 22ı78.)
“Köre, topala da vebal ve hastaya güçlük yoktur.“ (Fetih, 48ı17.) anlamındaki
ayetler buna delildir. İnsanlar ancak yapabileceklerinden sorumludurlar.
Hastalığı veren de yükümlülükle ri yükleyen de Allah’tır. Dolayısıyla kişi gücü
neye yetiyorsa onu yapmakla mükelleftir. Kol ve bacakları olmayan kişiden abdestte bu
organları yıkama yükümlülüğü düşer. Ancak bu kimsenin, bu özründen dolayı namaz
yükümlülüğü düşmez.
Kendisine abdest aldıracak yardımcı birileri yoksa ve kendisi de bir şekilde
abdest alma yöntemi bulamazsa, yüzünün iki yanını toprak veya toprak cinsinden bir şeye
dokundurarak teyemmüm eder. Elleri ve kolları olmayan veya kesilmiş olan kimse yalnız
yüzünü yere sürerek teyemmüm yapar.
Eğer yüzünde bir yara veya özür varsa teyemmüm etmeksizin namazı kılar. Bu
imkâna da sahip değilse, namazını yapabildiği şekilde ima ile kılar. Özürlü bir kimse, ancak
kendisi gibi özürlü birisine namaz kıldırabilir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Saç boyası, kına, ruj, oje, jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani
midir?
Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa,
abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması
gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken
uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır.
Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan
maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce
giderilmesi gerekir. Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşturmayan saç boyası,
kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Tuvalette abdest alınabilir mi?
Tuvalette abdest alınmasında bir sakınca yoktur. Ancak böyle yerlerde
besmele, zikir ve duaların içten söylenmesi uygun olur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest ve gusülün tam olup olmadığı konusundaki vesveseye
itibar edilir mi?
Vesvese, çeşitli sebeplerle insanın yaşadığı kararsızlık,
şüphe ve kuruntu halidir. Vesvese sebebi ile, gusül ve abdestin
tekrarlanması gerekmez. Vesvese gelse bile abdest ve gusle devam
edilmelidir.
Kişi vesveseye itibar etmemeye çalışmalı, içe doğan şüphe
ve tereddüt hallerinin asılsız olduğunu kendine telkin etmeli,
ayrıca zaman zaman Felak ve Nas Surelerini, anlamlarını da
düşünerek okumalıdır.
Güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest ve gusül alınır mı?
Güneş enerjisi ile ısıtılan su ile, temiz olmak kaydıyla, abdest almak
ve gusletmekte dinen bir sakınca yoktur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAKTA GEREKLİDİR
İyi veya kötü hareketleri organlarımızla yaparız. El işler yapar, yıkar ve
yazar; ağız yer içer, iyi ve kötü sözler söyler, konuşur; burun koklar, gözler görür,
kollar saldırır ve yakalar; kulaklar işitir ve dinler; ayaklar ise bizi pek çok yere
götürür. Bütün bunlar zaman zaman günah ve yasak sınırını aşabilir.
İşte abdest sırasında içimizden geçireceğimiz dualarla, söz konusu
edilen olumsuz hareketlerin etkisinden kurtulmaya çalışabiliriz. Abdest alacak
kimse önce niyet eder. Bu bir rûhî-mânevî hazırlıktır. Hakk'ın huzuruna çıkmaya
niyet etmek ve hazırlanmak demektir. Sonra besmele çekerek ve Allah'ın
yardımını dileyerek abdeste başlar.
Abdest alan insan samimî bir dille ve içten bir duyguyla, eksiklik ve
hatalarını Hakk'ın huzurunda itiraf edip, bunları yıkamasını ve silmesini kulluğa
yakışan bir tavırla O'na arz eder, duasının kabulü için yalvarıp yakarır. Böylece
bilinci ve içtenliği ölçüsünde ruhen temizlenip arınmış bir halde huzura varmaya,
namaza durmaya hazır hâle gelir.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Su nasıl maddî kirleri temizliyorsa, tövbe de manevî kirleri yok eder
diye düşünerek abdest organlarımı yıkamalıyım. Halkın gördüğü yer olan
bedenimi ve elbisemi temiz tutar da Hakk'ın nazar ettiği yer olan kalbimi
tertemiz tutmazsam yanlış yapmış olurum diye inanmalıyım. Bedenim gibi
kalbimi de kötü ve kirli şeylerden arındırmaya çalışmalıyım şuurunda bir abdes
gerçek mahiyeti ile abdest olmuş olur.
Şemsî'nin dediği gibi: " Pâdişah konmaz saraya hâne mâmur
olmadan.” önce hanemizi mamur hale getirelim kalbimizi tezkiye edlim sonra
organlarımızı temizleyeli.
Yûnus Emre söylüyor: " Tanla durup başın kaldır ellerini suya daldır /
Hem şeytanın boynunu vur hem nefs dahi ölse gerek." (“Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr.
Mehmet Demirci)

Beyazid-i Bistâmî şöyle dermiş: "Ne zaman dünya düşüncesi
gönlümden geçse abdest alırım; âhiret düşüncesi geçince de gusül yaparım."

Prof. Dr. Mehmet Demirci hocamızın Altınoluk dergisinde yayınlanmış olan “Abdestin
İç Anlamı” isimli makalesinde Gönül ehli kimseler iç anlam olarak abdestin ve temizliğin beş
derecesinden söz ettiklerini belitir ve bunları İçten dışa doğru şöylece sıralar:

1. Rûhun abdesti: Rûhun, hayvanlık seviyesine ait bilgisizlikten ve Allah'tan gayri
şeyleri görme gafletinden arınmasıdır. Ruh Allah'tan gayrı şeyleri görmekten arınsa,
Gaffar olan Allah'ın nûru onu kuşatır. Kötü düşüncelerini temizlese takvâ elbisesine
kavuşur. Nefsin tezkiye ederse iç huzuruna ve itmi'nâna ulaşır.
2. Sırrın abdesti: Burada "sır", rûhun rûhu demek olup; onun abdesti gösterişten (riyâ),
arzu ve isteklerin esiri olmaktan, kendini beğenmişlikten, baş olma tutkusundan, aşırı
dünya isteği ve mevki sahibi olma ihtirasından arınmaktır. Bunun neticesinde ihlâs nûru
ortaya çıkar. Dünya sevgisinden arınırsa âhiret sevgisi doğar.
3. Kalbin ve gönlün abdesti: İki yüzlülük, bozgunculuk ve kötü ahlâktan uzak durmaktır.
Büyüklenme yıkanınca, alçak gönüllük doğar. Çekememezlik kirleri yıkansa, iyilik;
düşmanlık yıkansa, Allah sevgisi görünür.
4. Dilin abdesti: Yalan, dedi-kodu, iftira ve boş sözden, insanların ayıplarını merak
etmekten ve gizli hallerini ortaya çıkarmaktan, faydasız konuşmaktan uzak durmaktır.
Yalan ve koğuculuk yıkansa, doğruluk ve vefâ doğar. İftira ve itham etme yıkansa, sevgi
görülür. Faydasız ve boş söz bırakılsa yararlı şeyler konuşulur veya Allah'ın adı anılır.
5. Zâhir abdesti: Bu, bildiğimiz abdesttir. Neticesinde Abdest alan kimsenin yüzünü
yıkaması, mahşer günü yüzünün nurlu olmasına yol açar. Kolunu yıkayınca cömertlik
nurları hasıl olur. Ayrıca amel defterinin sağ eline verilmesi gibi bir lûtfa erişir. Ayağını
yıkayınca, âhiretteki manevî engelleri kolaylıkla geçme imkânı doğmuş olur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Abdest alırken gerçekleşen dış temizliğin, iç temizliği ile
birlikte gelişmesi için şunlar da tavsiye edilir: Eller yıkanırken
kalbin de aşırı dünya sevgisinden yıkanması gerekir. Ağıza su
alınırken, onunla boş şeyleri anmamaya azmetmelidir. Yüz
yıkandığı zaman, yüzü Hak'tan başka şeylere çevirmemeye söz
vermelidir. Ayağı yıkarken, Hak yolda bulunma gayreti
pekiştirilmelidir.
Dış temizlik su ile, iç temizlik ise tövbe ile ve Hakk'ın
kapısına dönmekle mümkün olur.

Bedenin bütün uzuvlarına madden ve manen abdest
aldırmak gerekir. Bedene su ile nasıl ki abdest aldırıyorsak, her bir
uzvumuzu Yaratının rızasına uygun işler yaptırmak suretiyle
manevi abdestimizide almamız gerekmektedir.
Abdestin suyu günaha bakan gözleri, günahla kızaran yüzü
de arındırır. Ağzı abdest suyu ile çalkaladığımız zaman, bizi günaha
sokan kelimeler, bu kelimeleri oluşturan dil ve dişler pir-ü pak
olur. Başımızı mesh ettiğimizde zihnimizden geçen günahlar bir bir
dökülür. Kulaklara değen abdest suyu bu organın dikkat kesilip
dinlediği günahkar sözleri siler süpürür. Ve en nihayet bizi günahın
kapısına kadar yürüten ayaklarımızı yıkarız. Onlar da günahtan
kurtulmuş olur.
Yüce Rabbim abdestimizi en güzel şekilde alıp
ibadetlerimizi kendi rızasına uygun olarak yapmayı cümlemize
nasip etsin.

Bu Sunum İdris YAVUZYİĞİT Tarafında; “İhtiyar” Mevsılî,
“Bidayetu’l Müctehit” Ahmet İbn Rüşd El Kurtubi, “Büyük İslam İlmihali”
Ömer Nasuhi Bilmen (A. Fikri Yavuz), “İslam İlmihali” Lütfi Şentürk Ve
Seyfettin Yazıcı (Diyanet), “İlmihal” Heyet (TDV), “Delilleriyle İslam
İlmihali” Hamdi Döndüren, “Şafii İlmihali” Mehmet Keskin (Diyanet), “Din
Görevlisinin El Kitabı” Mevlüt Özcan, “Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr. Mehmet
DEMİRCİ; “Abdestin Fazileti Ve İbadetler Açısından Önemi” Ahmet ÜNAL;
“Abdestin Manası Ve Önemi” Mustafa Kutlu’ya Ait Kitap, Makale Ve Vaaz
Örneklerinden İstifade Edilmek Suretiyle Hazırlanmıştır.
Rabbim Eser Sahiplerinden Ölenlere Rahmetiyle, Yaşayanlara Lutuf
Ve Keremiyle Tecelli Eylesin Ve İki Cihan Saadeti İhsan Etsin.


Slide 17

Abdest Almanın Önemi
ve Fıkhi Boyutu
İdris YAVUZYİĞİT
[email protected]

Abdestin Önemi
Abdestin Tanımı
Abdest Çeşitleri
Abdestin Farzları
Abdestin Sünnetleri
Abdestin Adapları

Abdesti Bozan Durumlar

Abdestin Alınışı
Abdest Duaları
Fıkhi Sorular
Abdestin İç Anlamı

ABDEST

َ ْ ُ ْ ُ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َ
ُ ْ َ ٰ َّ
‫وة فاغ ِسلوا‬
‫يا ايها ال ٖذين امنوا ِاذا قمت ْم ِالى الصل‬
ِ
َ ‫ُو ُج‬
ْ‫وه ُك ْم َو َا ْي ِد َي ُك ْم ِا َلى ْاْلَ َرا ِْفق َو ْام َس ُحوا ب ُر ُؤس ُك ْم‬
ِ ِ
ِ
ْ َ ْ ُ َُ ََْ
َ
ْ
ْ
َ
‫وارجلكم ِالى الكعبي ِ ْن‬
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya
kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize
kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip,
topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)”.

(MÂİDE suresi 6.

ayet)

ABDEST

Bu âyet, teyemmüm âyeti olarak adlandırılır. Fakat
âyette abdestin farzları tesbit edilmektedir. Dolayısıyla bir
abdest âyeti olduğu şüphesizdir.
Şu kadar var ki, abdest bu âyet ile farz kılınmış değildir.
Çünkü abdest Mekke’de namazla beraber farz kılınmış ve
İslâm’da hiçbir zaman abdestsiz namaz kılınmamıştır.
Oysa bu âyet-i kerîme Medîne’de, hicretin 6. yılında,
Benî Mustalik Gazvesi’nde cereyan eden meşhur “İfk hâdisesi”
üzerine gece susuz bir yerde kalınıp abdest almak mümkün
olmadığından dolayı nâzil olmuştur.
Hz.Âişe vâlidemize münafıklar tarafından çirkin bir iftira
yapıldığı için bu olaya ifk (iftira) olayı denilmiştir.

ABDESTİN FAZİLETİ

َ َ َ َّ َ َ ْ
َ َََ َ
َ
ْ‫خ َط َاي ُاه من‬
ْ
َ
ْ ‫ خرجت‬، ‫من توضأ فأحـسن الوضـوء‬
ِ
َ
ْ َ َّ
ْ
َ
َ
ُ
‫تحت أظفا ِر ِْه‬
ِ ‫جس ِد ِه حتى تخرج ِمن‬
“Kim

güzelce abdest alırsa, o kimsenin
günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün
vücudundan çıkar.” (Riyasü’s-Salihin, 1028; Müslim, Tahâret 33)

ُْ َ ُ ُ ُّ
‫ر‬
» ‫يمان‬
ْ ِ ‫اإل‬
‫ر‬
«
‫ط‬
‫ش‬
‫و‬
‫ه‬
‫الط‬
ِ

Ebû Mâlik el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır.” (Riyasü’s-Salihin, 1033; Müslim, Tahâret 1)

َ ْ َ َّ َ ً ّ ُ َ
َ‫َّ ُ َّ ُ ْ َ ْ ن‬
َ
ْ
َ
‫القيام ِ ْة غرا محج ِلين ِمن ْآث ِار‬
‫« ِإن أمتي يدعو يوم‬
ِ
َ
َ
َ
َ
ُ
ُ
َ
َ
َ
ْ
ْ
ُ
ْ
ْ
ْ
َّ
» ‫ فليفعل‬، ‫من استطاع ِمنكم أن ْي ِطيل غرته‬
ِ
ِ ‫الوضوء ف‬
ٌ
. ‫متفق عليه‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’i:
“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde,

abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak
olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten
kimse bunu yapsın” buyururken işittim. (Riyazüs Salihin, abdestin fazileti, 1026;
Buhârî, Vudû‘ 3; Müslim, Tahâret 35)

Bu Hadis bizlere:
1. Abdesti farzlarına, sünnetlerine, müstehaplarına ve edeplerine riayet ederek
almak gerekir. Böyle yapmak müstehaptır.
2. Abdest, insanın yüzünü nurlandırır, el ve ayaklarını ağartır. Bu hem maddî hem
manevî anlamda böyledir.
3. Allah Teâlâ, kıyamet gününde ve mahşer yerinde yüzü nurlu, el ve ayakları parlak
olanlara özel muamelede bulunur. Çünkü bunlar sâlihler ve ibadet ehli mü’minlerdir.
4. Abdestte ayakları yıkamak asla terkedilmemelidir.

ABDESTİN FAZİLETİ

ُْ ُ ْ َ
ُْ َ ُ َْ ُ َُْ
ُ
ُ
ُ
ُ
» ‫الحلية ِمن اْلؤ ِم ِن ح ْيث يبلغ الوضـوء‬
ِ ‫« تبلغ‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Ben dostum sallallahu
aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:
“Mü’minin

nuru ve beyazlığı, abdest
suyunun ulaştığı yere kadar varır.” (Müslim, Tahâret 40)

َ َّ َ َ
ُ ُ
َ َُ
َ َ ُ ْ َ
ْ
َ
َ
ُّ‫كل‬
ْ ‫جه ِه‬
ِ ‫« ِإذا تو َضأ َالعبد اْل‬
ِ ‫سلم أ ِو اْلؤ َ ِمن فغسل َ ْوجهه خرجَ ِمن َو‬
َ َ
ْ
َ
ْ
ْ
َ
ْ
‫ َف ِإذا غسل يدي ِه‬، ‫اْلاء‬
‫اْلاء أو مع آ‬
‫خطيئة نظر ِإليها ِبعيني ِه مع‬
‫خر قط ِر‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ْ َ
َ ََ ُ
َ َ َ َ َ ُّ ُ
َ
ْ
ْ
ْ
َ
‫ط ِر‬
َْ ‫يديه كل خطيئ ٍة كان بطشتها يداه مع اْل ِاء أو مع ِآخر ق‬
‫ خرج ِمن‬،
ِ
َ َ
َ ُّ ُ ْ َ َ َ
َ
ْ‫ط َيئة َم َشتها رجاله مع اْلاء ْأو‬
ْ
َ
ِ
ِ
ٍ ْ ِ ‫ خرجت كل خ‬، ‫ ف ِإذا غسل ِرجلي ِه‬، ‫اْلاء‬
ِ
َ
ُّ
َ
ُ
َ
َ
ًّ
ُ
. ‫ حتى يخرج ن ِقيا ِمن الذن ْو ِب »رواه مسلم‬، ‫اْلاء‬
‫طر‬
‫ق‬
‫آخر‬
‫ع‬
‫م‬
ِ ِ ِ

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve
yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest
suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini
yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –
veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını
yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah
abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar.
Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (Müslim,
Tahâret 32; Tirmizî, Tahâret 2; Riyasü’s-Salihin, 1030)

َ ُ ْ ُ َّ َ َ ْ َّ
َ ْ َ ْ َ ْ َ َّ َ ُ ْ
ْ ُ َ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َّ
َ
‫ن‬
: » ‫ ِوددت أنا قد رأينا ِْإخواننا‬، ‫الحقو‬
‫نين ِوإنا ِإن شاء‬
‫« السالم عليكم دار ق ٍوم مؤ ِم‬
ِ ‫الله ِْبك َم‬
ِ
َ
ُْ َ َ َ ّ َ ُ َ ْ َ
َ َ ُ َ
َّ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
َ
َ
ُ
ْ
ْ
ْ
» ‫ وإخواننا َال َذين لم َ يأتوا بعد‬، ‫ « أنتم أصحابي‬: ‫ أولسنا ِإخوانك يا رسول الل ِه ؟ قال‬: ‫قالوا‬
ُ
َْ ْ َ ْ َ ُ ْ َ
َ َ َْ
ُ
ُ‫له‬
َ
ُ
َّ
َ
ُ
ْ
ْ
َّ
َ
ْ ‫ « أرأيت لو أن رجال‬: ‫ كيف تع ِرف من لم يأتوا بعد من أم َِتك يا رسول هللا ؟ فقال‬: ‫قالوا‬
ُ َ
َ
َ
َّ ُ
َ ‫حج َل ٌة ْبي‬
َّ ‫َخ ْي ٌل ُغ ٌّر ُم‬
ْ ‫ أال‬، ‫ظهر ْي َخ ْيل ُد ْهم ب ْهم‬
َ ‫ َق‬، ‫الل ِ ْه‬
ْ
‫ بلى يا رسول‬: ‫يع ِْر ُف َخ ْيل ُه ؟ » قالوا‬
‫ال‬
‫ن‬
ِ ٍ ٍ
ٍ
َ
ُ
ُ ‫َ َّ ُ ْ ْ ُ َن‬
َ
َ
ُ
َ
َّ
ُ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
ًّ
‫و‬
. ‫ ِ »ر اه مسلم‬
ِ ‫ «ف ِإنهم يأتو غرا محج ِلين ِمن الوض‬:
ِ ‫ وأنا فر ْطهم على الحو‬، ‫وء‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem kabristana geldi ve:

“Selâm size ey mü’minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız.
Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim” dedi. Ashâb-ı kirâm:
– Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah? dediler. Resûl-i Ekrem:
– “Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb:
– Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah’ın Resûlü?
dediler. Peygamber Efendimiz:
– “Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at
sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?” diye sordu. Sahâbe:
– Evet, tanır, ey Allah’ın Resûlü, dediler. Resûl-i Kibriyâ:
“İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler.
Ben havzın başına onlardan önce varacağım” buyurdular. (Müslim, Tahâret 39; Riyasü’sSalihin, 1031 )

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ
Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el suyu”
anlamına gelen abdest, belirli ibadetlerin ifasının ön şartı olan ve kendisi
de ibadet mahiyetinde görülen bir nevi hükmî temizliktir.
Arapça karşılığı güzellik, temizlik ve parlaklık anlamına gelen
“vudû”dur.
Fıkıhta abdest, “belli uzuvları usulüne uygun olarak su ile yıkamak
ve bazılarını da eldeki su ıslaklığı ile meshetmek” şeklindeki ibadet
temizliği olarak tarif edilir.(TDV, İslam İlmihali 1. cilt, s 195)
Fıkıh dilinde maddî kirlilikten temizlenme “necasetten taharet”
olarak anılır; hükmî kirlilik olan hadesten temizlik ise birer hükmi temizlik
usulleri olan abdest ve gusülle olur.

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ

Abdest ile ağız, diş, burun, el, yüz ve ayaklar gibi
kirlenmeye ve dışarıdan gelecek mikroplara en açık uzuvlar
günde birkaç defa su ile temizlenir.
Bu sayede vücudun sinir sistemi ve kan dolaşımı daha
düzenli hale gelir ve vücuda fizikî-tıbbî birçok fayda sağlar.
Abdest, namaz ibadetini ifa için yüce Allah'ın
huzuruna çıkacak müminin manevî ve ruhî hazırlık ve temizliği
de demektir.
Bu yüzden abdest, maddî temizlikle manevî temizliği
birleştirici, müslümana manevî yönden destek ve güç sağlayıcı
bir anlam ve öneme sahiptir.

ABDEST’İN HÜKMÜ / ÇEŞİTLERİ
1.

Farz Abdest:
1.
2.
3.
4.

Namaz Kılmak,
Cenaze Namazı Kılmak,
Tilâvet Ve Şükür Secdesi Yapmak,
Kur'an'a Dokunmak İçin Abdest Almak Farzdır.

Vacip Abdest: Kabe'yi Tavaf Etmek İçin Abdest Hanefilere Göre Vaciptir.
3. Mendup Abdest:
2.

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.

Yatmadan Önce Abdest Almak,
Vakit Namazları İçin Ayrı Ayrı Abdest Almak,
Kuran Okumak,
Dini Kitaplara Dokunmak,
Hadis Okumak,
Peygamberimizin Kabrini Ziyaret Etmek,
Arafat’ta Vakfa Yapmak,
Safa Ve Merve Arasında Say Yapmak,
Ezan Okumak,
Cenaze Yıkamak,
Her İşe Abdestli Olarak Başlamak,
Her Zaman Abdestli Bulunmak İçin Ve
Öfkelendikten,yalan Söyledikten Ve Gıybet Ettikten Sonra Abdest
Almak Mendup’dur.

ABDEST’İN MEZHEPLERE GÖRE FARZLARI
FARZLAR

HANEFİ

ŞAFİİ

MALİKİ

HNBELİ

YÜZÜ YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

KOLLARI YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

BAŞI MESH ETMEK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

AYAKLARI YIKAMA

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

NİYET ETMEK

SÜNNET

FARZ

FARZ

FARZ

TERTİBE RİAYET

SÜNNET

FARZ

SÜNNET

FARZ

MUVALAT

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

FARZ

BESMELE

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

OVARAK YIKAMAK

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

ABDEST’İN FARZLARI
1.

2.

3.

4.

Yüzü bir kere yıkamak (yüzün sınırları: saçın bittiği yerden kulak
yumuşağından çene altına kadar olan kısım. Sakal, bıyık ve kaşların altına
suyun ulaşması gerekir. Yüz yıkanırken sakal sık ise üstünü yıkamak
yeterlidir.)
Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak (abdest alırken parmaktaki
yüzüğün altına su alacak şekilde oynatılması, el, yüz ve ayakta bulunan ve
suyun deriye temasını önleyen maddelerin imkân dahilinde temizlenmesi
gerekir.)
Başın dörtte birini mesh etmek (dörtte birinin el içi su ıslaklığıyla mesh
edilmesi hanefîler'e göre yeterlidir. Başın “nâsiye” denilen ön tarafına
mesh edilmesi daha faziletlidir. Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Şâfiîler'e göre başın mesh miktarı daha azdır, bir saç teli. )
Ayakları topukları ile beraber bir kez yıkamak (suyun parmaklar arasına
ulaşması sağlanmalıdır. Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi su
ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.)

ABDEST’İN SÜNNETLERİ

1.
2.
3.
4.

Abdest almaya niyet etmek,
Başlarken besmele çekmek,
Elleri bileklerle birlikte üç defa yıkamak,
Ağız ve buruna su çekip iyi bir ağız ve burun temizliği
(mazmaza ve istinşak) yapmak,
5. Misvak kullanmak veya dişleri fırçalamak,
6. Sakalın içine su girmesini sağlamak,
7. El parmaklarını birbirine sokup ovuşturmak,
8. Başın tamamını elin ıslaklığıyla mesh etmek,
9. Boynu mesh etmek,
10. Abdest uzuvlarını yıkarken sıraya uymak,
11. Abdeste sağ uzuvlardan başlamak,
12. Uzuvları üçer defa yıkamak
13. Su ile iyice ovmak (delk),
14. Abdeste ara vermeden tamamlamak.

ABDEST’İN SÜNNETLERİ
1.
2.
3.
4.

5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.

Niyet etmek: “Niyet ettim, Allah rızası için abdest almaya” denilmesi müstehaptır.
Abdeste başlarken önce temiz olan elleri bileklere kadar yıkamak.
Abdeste “Eûzü” ve “besmele” ile başlamak.
Mazmaza ve İstinşak: Elleri yıkadıktan sonra önce üç defa ağıza su alınıp çalkalanması ve
dışarı atılmasına “mazmaza”, üç defa da burunun yumuşağına kadar su alınmasına ise
“istinşak” denilir. Ağız ve buruna her su almada, alınan su yenilenir.
Mazmaza ve istinşakta mübalağa etmek. Fakat oruçlu kimseler mübalağa yapmazlar.
Misvak Kullanmak
Tertibi gözetmek. Şâfiî ve Hanbelîlere göre farzdır.
Abdeste sağ taraflardan başlamak
Abdest uzuvlarını üçer defa yıkamak: Birer defası farz, diğerleri sünnettir. Üçten fazla veya
eksik yıkamak sünnete aykırıdır. Çoğu fakihlere göre başı bir defa meshetmek yeterlidir.
Abdestte elleri veya ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak. Parmakları hilâllemek.
Sakalı hilâllemek: Abdest alırken sık sakalı bulunanların sakallarını, parmaklarını sakalın içine
sokarak alt taraftan üst tarafa doğru hareket ettirmesine hilâlleme denir.
Başın tamamını bir su ile meshetmek: Buna “kaplama mesh” denir.
Kulakları meshetmek: Çoğu fakihlere göre, yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi
sünnettir.
Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile ovmak
Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamak. Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
Boynu meshetmek: Başı ve kulakları meshettikten sonra iki elin arkaları ile ve üçer parmakla
yeni bir su almaya gerek olmaksızın boyun meshedilir.

ABDEST’İN ADAPLARI
Abdestin Âdabından Maksat, Abdestin Farzlarının Ve Sünnetlerinin Daha Uygun
Şekilde Ve Ortamda, Mükemmel Bir Şekilde Yerine Getirilmesini Sağlamaktır.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.

12.
13.

Abdest Alırken -Mümkünse- Kıbleye Dönmek,
Abdest Sularını Vücuda Ve Elbiseye Sıçratmamak,
Dünya İşlerine İlişkin Konuşmamak,
Abdest Dualarını Veya Bildiği Dualardan Okumak,
Suyu Ölçülü Kullanmak,
Daha Vakit Girmeden Abdest Alıp Namaza Hazır Bulunmak,
Bir Özür Bulunmadıkça Abdestte Başkasından Yardım İstememek,
Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını Yoklamak, Suyu Dirsek Ve
Topukların Yukarılarına Kadar Ulaştırmak,
Nehir Veya Deniz Kenarında Bile Su İsrafından Kaçınmak,
Abdest Sonunda Kelime-i Şehâdet (Eşhedü Enlâ İlahe İllallah Ve Eşhedü Enne
Muhammeden Abdühû Ve Resûlüh) Getirmek,
Abdestten Artan Sudan Kıbleye Karşı Ayakta Bir Miktar İçmek Ve Bu Sırada;
“Allah’ım Beni Her Günah İşledikçe Tevbe Eden Ve Günahtan Kaçınıp Tertemiz
Bulunan Salih Kullarından Kıl” Diye Dua Etmek,
Abdestin Sonunda Bir, İki Veya Üç Defa Kadir Sûresi’ni Okumak,
Abdestten Sonra, Kerâhet Vakti Değilse İki Rekat Nafile Namaz Kılmak.

ABDEST’İ BOZAN DURUMLA
1. İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necasetin,
herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
2. Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir maddenin
çıkması. (Şâfıî ve mâlikîler'e göre bozmaz.) Vücuttan çıkan kan, irin ve sarı
su akmadığı veya çıktığı yerin çevresine dağılmadığı sürece abdesti bozmaz.
3. Ağız dolusu kusmak.
4. Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan
durumlar.
5. Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek.
6. Cinsî münasebet veya fahiş (aşırı) temas ve dokunma.
7. Mazeret halinin sona ermesi. Su bulamadığı için teyemmüm eden kimse suyu
bulunca, mest üzerine mesh yapan kimsenin -yolcu olanlara üç, yolcu
olmayanlara bir gün olarak tanınan- mesh süresi dolunca, özürlü kimse için
de namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur.
8. Hanefîler'in dışındaki üç mezhebe göre bir kimsenin kendi cinsel organına
temas da abdesti bozar.

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest suyunun elbiseye sıçramayacağı bir konum
alınır,
 Mümkünse kıbleye dönülür,
 Abdeste “eûzü” ve “besmele” çekilir,
 Niyet ve besmele ile abdeste başlayıp “niyet ettim, allah
rızası için abdest almaya” denir,
 Su ölçülü kullanılır, fazla açılmaz, israftan kaçınılır,
 Abdestte elleri parmak uçlarından başlanır,
 Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da
hilallenerek üç defa yıkanır,
 El, yüz ve ayakta bulunan ve suyun deriye temasını
önleyen cilt üzerindeki hamur, boya, sakız gibi
maddeler temizlenir,
 Parmakta yüzük varsa oynatılır,
 Misvak veya diş fırçası ile bunlar yoksa sağ elin
parmaklarıyla dişler temizlenir,
 Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile iyice ovarak
yıkanır

ABDESTİN ALINIŞI

 Ağız, Sağ El Avucuna Alınan Su İle Üç Defa
Çalkanıp iyice Temizlenir,
 Ağız Ve Buruna Her Su Almada, Alınan Su
Yenilenir.
 Üç Defa Da Burna Sağ El İle Su Çekilip Her
Defasında Burun Sol Elle Temizlenir.
 Oruçlu Olmayan Kimse Ağız Ve Burnun Her
Yerine Suyun İyice Ulaşmasını Sağlar.
 Mazmaza Ve İstinşakta Mübalağa Etmek Gerekir.
Fakat Oruçlu Kimseler Mübalağa Yapmazlar.
 Ağza su alırken “Allah’ım! Bana peygamberinin
kevser havuzundan, bir daha sonsuza kadar
susamayacağım bir kâse su ihsan buyur.” diye
duada bulunur,
 Burnu yıkarken de “Allah’ım! Beni nimetlerinin
ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum
bırakma.”der.

ABDESTİN ALINIŞI
 Üç Kere Yüz Yıkanır.
 Birer Defası Farz, Diğerleri Sünnettir. Üçten Fazla
Veya Eksik Yıkamak Sünnete Aykırıdır.
 Saçın Bittiği Yerden Kulak Yumuşağından Çene Altına
Kadar Olan Kısım Yıkanmalıdır.
 Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını
Yoklamak adaptandır,
 Sakal, Bıyık Ve Kaşların Altına Suyun Ulaşması
Gerekir.
 Abdest Alırken Sık Sakalı Bulunanların Sakallarını,
Parmaklarını Sakalın İçine Sokarak Alt Taraftan Üst
Tarafa Doğru Hareket Ettirmesi Gerekir, Adaptandır,
 Yüz Yıkanırken Sakal Sık İse Üstünü Yıkamak
Yeterlidir.
 Yüzü yıkarken “Allah’ım! Bazı yüzlerin beyazlanacağı,
bazı yüzlerin de kararacağı günde, benim yüzümü ak
kıl.” diyerek dua etmek abdest adaplarındandır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak farz
üçe tamamlamak sünnettir,
 Kolları yıkamaya sağ koldan başlanır, sol kolla
devam edilir,
 Suyu Dirseklerin dört parmak yukarısına Kadar
Ulaştırmak gerekir,
 Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamalıyız.
Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
 Kolları iyice ovarak yıkanır.
 Sağ kolu yıkarken “Allah’ım! Bana amel
defterimi sağ yanımdan ver ve benim hesabımı
kolay kıl!” diye dua edilir
 Sol kolu yıkarken “Ey Rabbim! Bana kitabımı sol
yanımdan ve arka yönden verme ve şiddetli bir
hesap ile sorguya çekme” diye dua edilir

ABDESTİN ALINIŞI











Başın dörtte birinin elin içinin su ile ıslatılıp mesh edilmesi
hanefîler'e göre yeterlidir.
Başın “nâsiye” denilen ön tarafına mesh edilmesi daha
faziletlidir.
Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Başın tamamını bir su ile meshetmeye “kaplama mesh” denir
ki bu şekilde mesh etmek sünnettir.
Baş mesh edilirken elin saçların dibine doğru sokulmasına
veya ileri geri hareket ettirilmesine gerek yoktur.
Başı meh ederken“ilâhi, beni rahmetinle yarlığa, benim
üzerime bereketinden indir.” Diye dua etmek uygundur.
Yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi sünnettir.
Küçük parmağımızı kulağımızın içeine doğru sokup baş
parmağımızla kulağımızın arkasını mesh etmek şeklinde
yapılır
Boynu meshetmek: başı ve kulakları meshettikten sonra iki
elin arkaları ile ve üçer parmakla yeni bir su almaya gerek
olmaksızın boyun meshedilir.
Ellerin parmak uçları ensede birbirine değerek boyna doğru
çekilmek suretiyle yapılır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Ayakları topukları ile beraber bir kez
yıkamak
farzdır,
üçe
tamamlanması
sünnettir.
 Suyun
parmaklar
arasına
ulaşması
sağlanmalıdır.
 Önce sağ sonra sol ayak, parmak uçlarından
başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dahil
olmak üzere yıkanır.
 Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.
 Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi
su ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.
 Ayakları yıkarken şöyle dua edilir: “Ya Rabbi!
Birtakım ayakların kayacağı günde, benim
ayaklarımı sırat üzerinde sâbit kıl!”

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest sonunda kelime-i şehâdet (eşhedü enlâ ilahe illallah
ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh) getirmek,
 Abdestten artan sudan kıbleye karşı ayakta bir miktar içmek
ve bu sırada; “allah’ım beni her günah işledikçe tevbe eden
ve günahtan kaçınıp tertemiz bulunan salih kullarından
kıl” diye dua edilir ve
 Abdestin sonunda bir, iki veya üç defa kadir sûresi’ni okunur,
 Abdestten sonra, kerâhet vakti değilse iki rekat nafile namaz
kılınır.

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR
Abdeste başlarken önce niyet edilir, sonra eûzü-besmele çekilir. Sonra da her
bir âzayı yıkarken şu duâlar okunur:

ً‫الم ُْنورا‬
َ ‫َا ْل َح ْم ُد ل ّله َّالذى َج َع َل ْاْلَ َاء َط ُهو ًرا َو ْا ِال ْس‬
ِ ِ

“Suyu temizleyici, İslâmı da nûr kılan Allah'a hamdolsun.”

َ‫َا ّلل ُه َّم َاع ّنى َعلى ت َال َوة ْال ُق ْران َوذ ْكر َك َو ُش ْْكر َك َو ُح ْسن ع َب َادتك‬
ِ ِ ِ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ ِ ِ

Ağıza su verirken:

“Ey Allahım, Kur'an okumak, seni zikir ve sana şükür etmek, sana olan ibâdeti
güzelleştirmek hususlarında bana yardım et!..”

َ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ ْ َ َ َ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
‫حة الن ِار‬
ْ ‫اللهم ا ِرحنى را ِئحة الجن ِة والت ِرحنى را ِئ‬

Buruna su verirken:

“Allahım, bana Cennet kokusunu duyur, Cehennem kokusunu hissettirme!”
Yüzü yıkarken:

ٌ‫س َو ُّد ُو ُجوه‬
ٌ ‫ض ُو ُج‬
ْْ ‫وه َو َت‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم َب ّي‬
ُّ ‫ض َو ْجهى َي ْو َم َت ْب َي‬
ِ

“Allahım, yüzlerin kiminin ak, kiminin kara olduğu o günde, benim yüzümü kara değil,
ak çıkar!”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ‫َا ّلل ُه َّم َا ْعطنى ك َتابى ب َيمينى َوح‬
ً‫اس ْبنى ِح َس ًْابا َيسيًا‬
ِ ِ
ِ
ِ ِ
Sağ kolu yıkarken:

“Allahım, kitâbımı sağımdan ver, hesabımı da kolay eyle!”

Sol kolunu yıkarken:
َْ
ّ َ
َ َ
َ
ُ
َ
َ
ْ
َ
َ
َ
ْ
َّ
ُ
‫اللهم ال تع ِطنى ِكتابى ِبيسارى وال ِمن ور ِاء ْظه ِرى‬
“Allahım, kitâbımı solumdan ve arkamdan verme.”

َ َ meshederken:
َ َّ َ َّ ُ ّ َ
َ
َ
َ‫ال ظ ّْل ا َّال ظ ُّل َع ْرشك‬Başı
َ
ْ
َ
ْ
ّ
ْ
ِ ِ ِ ِ ‫اللهم ا ِظلنى تحت ِظ ِل عر ِشك يوم‬
ِ
“Allahım, Arşının gölgesinden başka gölge olmadığı günde, beni Arşının gölgesinde
gölgelendir.”
Kulaklara meshederken:
َ
َ
َ
َّ
ُ‫ذين َي ْستم ُعو َن ْال َق ْو َل ْف َيتب ُعون ا ْح َس َنه‬
َ ‫اج َع ْلنى م َن َّال‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم‬
ِ
ِ
ِ
“Allahım, beni sözü dinleyip de en güzeline uyanlardan eyle.”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ َ ْ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
َ
َ
‫اللهم اع ِتق رقبتى ِمن الن ِار‬
Boynu mesh ederken:

“Allahım, boynumu Cehennem ateşinden âzâd eyle!”
Ayakları yıkarken:
ْ
َ
ْ
َ
َ‫َا ّلل ُه َّم َث ّب ْت َقد‬
ّ ‫مى َع َلى‬
ُ‫الص َراط َي ْو َم تز ُّْل فيه االق َدام‬
َّ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ

“Allahım, ayakların Sırat üstünde kaydığı günde, ayaklarımı sırat üstünde sâbit eyle,
kaydırma!..”
Abdest tekmil olduktan sonra abdest suyundan içilir ve bu dua okunur:

َ‫اج َع ْلنى م ْن ع َْبادك‬
َّ ‫اج َع ْلنى م َن‬
َ ‫ن ْاْلُ َت َط ّهر‬
َْ ‫اج َع ْلنى م‬
ْ ‫ين َو‬
ْ ‫الت َّواب َين َو‬
ْ ‫َا َّلل ُه َّم‬
ِ ِ ِ ِ
َ‫َ ِ ِ َ َ ْ َ ْ ِ َ َّ ِ َ ِ َ َ ْ ٌ َِ َ ِ ْ ْ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ن‬
ْ ‫الصا ِل ِحين واجعل ِنى ِمن ال ِذين الخوف علي ِه ْم والهم يحزنو‬

“Allahım! Beni çok tevbe edenlerden, temizliğe çok dikkat edenlerden, salih kullarından
ve kendileri için korku ve hüznün olmadığı kimselerden eyle.”

Abdest sonunda “Kelime-i Şehâdet” (eşhedü enlâ ilahe illallah ve eşhedü enne
muhammeden abdühû ve resûlüh) getirilir. Bununla birlikte bir, iki veya üç defa
“Kadir” sûresi yada “Ayetel Kürsi” okunur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest uzuvlarında yara veya hastalık bulunması halinde nasıl abdest alınır?
Abdest uzuvlarından birinde yara veya hastalık bulunan kişi, bu organın
yıkanması zarar verecekse, yıkamayıp ıslak elle mesheder. Mesh edilmesinin de zarar
vermesi durumunda, bu da terk edilir. Bu rahatsızlık abdest veya gusül uzuvlarının
çoğunluğunda ise, abdest veya gusül yerine teyemmüm edilir.
Özürlü nasıl abdest alır, özrü sebebiyle elbisesine bulaşan necasetin hükmü nedir?
Özürlüler, her vakit için abdest alır ve mazeret teşkil eden rahatsızlığından
başka abdest bozan bir hal meydana gelmedikçe, bu abdestle o vakit içerisinde dilediği
gibi namaz kılar, Kur’an-ı Kerim okur ve diğer ibadetlerini yaparlar. Namaz vaktinin
çıkmasıyla veya başka abdest bozan bir halin meydana gelmesiyle özürlü kimsenin
abdesti bozulur.
Kişiyi özürlü kılan hal, bir namaz vakti boyunca hiç meydana gelmezse, özür
ortadan kalkmış olur ve o kimse özür sahibi olmaktan çıkar.
Özürlü kimseden akan kan, irin, idrar gibi şeylerin çamaşıra bulaşması halinde,
bundan kaçınılması mümkün değil ve temizlendiğinde tekrar bulaşacaksa çamaşır
yıkanmadan namaz kılınabilir. Fakat elbiseye tekrar bulaşmayacaksa, yıkanması gerekir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Bedeninde veya bir uzvunda sargı ya da yara bulunan kimse nasıl abdest alır?
Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık veya yaradan dolayı sargı
bulunduğunda, abdest alırken veya guslederken bu sargı çözülerek altı yıkanır ve yaranın
üstü mesh edilir. Ancak sargının çözülmesinin zararlı olması hâlinde çözülmeyip üzerine
mesh edilebilir. Sargı üzerine meshin meşruluğu sünnetle sabittir. Hz. Ali (r.a.) şöyle
demiştir: “Bileklerimden biri kırılmıştı. Peygamber (s.a.s.)’e sordum, O da sargıların
üzerine mesh etmemi emretti.“ (İbn Mace, Taharet, 134.)
Sargının bir defa mesh edilmesi yeterlidir. Yapılan bu mesh ile, o uzuv hükmen
yıkanmış olur. Sargının abdestsiz veya cünüp iken sarılmış olması meshe engel olmadığı
gibi, sargı üzerine meshin belirli bir süresi de yoktur; yara veya kırık iyileşinceye kadar
aynı sargı üzerine mesh edilebilir. Üzerine mesh ettikten sonra sargının değiştirilmesi veya
düşmesi hâlinde, mesh bozulmaz; iade edilmesi de gerekmez. Ancak, yaranın iyileşmesi
hâlinde, sargı açılmış olsun veya olmasın, mesh bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Tedavi maksadı ile cilde sürülen ilaç vb. maddeler abdeste engel olur mu?
Abdest alırken yıkanması gereken bir organın üzerine tedavi maksadı ile
merhem vb. bir madde sürülmüşse; su zarar vermiyorsa abdest alırken bu organın
yıkanması gerekir. Eğer yıkamak zarar veriyorsa ıslak elle üzerine mesh edilir.
Mesh etmek de zararlı ise o da terk edilir. Çünkü dinimiz zaruretler hâlinde
yasakları mübah kılmış, kişiye kaldıramayacağı yükü yüklememiş, zorluğun giderilmesini
ilke edinmiştir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Diş doldurtmak veya kaplatmak abdest ve gusle engel olur mu?
Tedavi amacıyla diş doldurmak veya kaplatmak caiz olup abdest ve guslün
sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak çıkarılıp takılabilen/sabit olmayan dişlerin gusül
abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması gerekir.
Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de kaplandıktan sonra,
dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı hükmünü alır. Bu sebeple, ağız yıkanınca,
kaplama yapılan dişler de yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi, gerektiğinde tedavi amaçlı
olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve abdest ya da gusül alıp, ibadetlerini
yapabilir.
Yapılan bu işlem tedavi amaçlı ve zorunlu olduğundan, mezhepler arasında bir
ihtilaf söz konusu değildir. Diş dolgusu veya kaplaması konusundaki ihtilaflar, guslün veya
abdestin geçerli olup olmayacağı konusuyla alakalı bir durum değildir. Çıkan dişin yerine
bağlandığında kullanılan tel veya başka bir madde, çok sıkı bağlanacağı için, suyun altına
girmesine engel olur. Buna rağmen fukaha, kopan dişi yerine bağlatmanın caiz olduğunda
görüş birliği içindedirler.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

İdrar torbası kullanmak zorunda olan hastaların abdesti bozulmuş olur mu?
Devamlı burun kanaması, idrarı tutamama, kusma, yaranın devamlı kanaması,
kadınlardaki akıntı gibi abdesti bozan ve en az bir namaz vakti süresince devam eden ve
her namaz vaktinde tekrarlanan bedenî rahatsızlıklara özür/mazeret, böyle kimselere de
özür sahibi kimse denilir.
Buna göre; kendisinden devamlı idrar geldiği için idrar torbası kullanmak
zorunda olan hastalar, dinî açıdan özür sahibi konumundadırlar. Özür sahipleri, her namaz
için vakit çıktığında abdest almak suretiyle namazlarını kılarlar.
Bu abdestle vakit içinde diledikleri kadar farz veya nafile namaz kılabilirler.
Ancak mümkün olduğunca namaza başlamadan önce torbadaki idrarın boşaltılmış
olmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle abdeste başlamadan önce idrar torbası
boşaltılmalıdır. Şu kadar var ki, vakit namazı için abdest alındıktan sonra, torba içinde
biriken idrar ile kılınan namaz geçerlidir. Bu özürleri dışında abdesti bozan başka bir hal
olmadıkça, vakit içinde abdestleri devam eder, vakit çıkınca bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan bir kadın teyemmüm ederek namazını
kılabilir mi?
Yalnızca erkeklerin veya hem erkeklerin hem de kadınların bulunduğu bir
ortamda gusül abdesti almak durumunda kalan bir kadın gusül abdestini tehir eder.
Dolayısıyla, suyu kullanmaktan aciz olduğu için teyemmüm ederek namazını kılar.
Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan kadın ise, namaz vaktinin sonlarına
kadar bekler. Eğer vaktin çıkacağından korkarsa teyemmüm ederek, namazını kılar. Ancak
o namazı iade eder .

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Su mevcut olduğu halde abdest alıncaya kadar namaz vaktinin çıkmasından endişe
eden kişi teyemmümle namaz kılabilir mi?
Abdest alma imkânı varken, cuma namazı ve vakit namazları gibi vaktinde
kılınamadığı zaman kaza edilen namazların, vaktin çıkacağı endişesi ile teyemmüm ederek
kılınması caiz değildir. Zira abdest alındığı takdirde bu namazlara yetişilemezse, cuma
namazı yerine öğle namazı, vakit namazı yerine kaza namazı kılınır.
Maliki Mezhebi’ne göre, su ile abdest alma imkânı var iken, abdest veya gusül
alındığı takdirde beş vakit namazdan birinin vakti geçecek ise bu namaz teyemmüm
ederek kılınır.
Varis çorabı üzerine mesh yapılabilir mi?
Varis hastalığından dolayı ayağa giyilmesi gereken özel çoraplar, kırık, çıkık
üzerindeki sargı hükmün dedir. (İbn Mace,Taharet,134.) Bu itibarla, varis çorapları
üzerine meshedilmesinde bir sakınca yoktur

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Kol ve bacakları olmayan kimsenin abdesti eksik olur mu?
Yüce Allah din konusunda bize hiçbir zorluk yüklememiştir. (Hacc, 22ı78.)
“Köre, topala da vebal ve hastaya güçlük yoktur.“ (Fetih, 48ı17.) anlamındaki
ayetler buna delildir. İnsanlar ancak yapabileceklerinden sorumludurlar.
Hastalığı veren de yükümlülükle ri yükleyen de Allah’tır. Dolayısıyla kişi gücü
neye yetiyorsa onu yapmakla mükelleftir. Kol ve bacakları olmayan kişiden abdestte bu
organları yıkama yükümlülüğü düşer. Ancak bu kimsenin, bu özründen dolayı namaz
yükümlülüğü düşmez.
Kendisine abdest aldıracak yardımcı birileri yoksa ve kendisi de bir şekilde
abdest alma yöntemi bulamazsa, yüzünün iki yanını toprak veya toprak cinsinden bir şeye
dokundurarak teyemmüm eder. Elleri ve kolları olmayan veya kesilmiş olan kimse yalnız
yüzünü yere sürerek teyemmüm yapar.
Eğer yüzünde bir yara veya özür varsa teyemmüm etmeksizin namazı kılar. Bu
imkâna da sahip değilse, namazını yapabildiği şekilde ima ile kılar. Özürlü bir kimse, ancak
kendisi gibi özürlü birisine namaz kıldırabilir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Saç boyası, kına, ruj, oje, jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani
midir?
Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa,
abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması
gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken
uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır.
Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan
maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce
giderilmesi gerekir. Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşturmayan saç boyası,
kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Tuvalette abdest alınabilir mi?
Tuvalette abdest alınmasında bir sakınca yoktur. Ancak böyle yerlerde
besmele, zikir ve duaların içten söylenmesi uygun olur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest ve gusülün tam olup olmadığı konusundaki vesveseye
itibar edilir mi?
Vesvese, çeşitli sebeplerle insanın yaşadığı kararsızlık,
şüphe ve kuruntu halidir. Vesvese sebebi ile, gusül ve abdestin
tekrarlanması gerekmez. Vesvese gelse bile abdest ve gusle devam
edilmelidir.
Kişi vesveseye itibar etmemeye çalışmalı, içe doğan şüphe
ve tereddüt hallerinin asılsız olduğunu kendine telkin etmeli,
ayrıca zaman zaman Felak ve Nas Surelerini, anlamlarını da
düşünerek okumalıdır.
Güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest ve gusül alınır mı?
Güneş enerjisi ile ısıtılan su ile, temiz olmak kaydıyla, abdest almak
ve gusletmekte dinen bir sakınca yoktur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAKTA GEREKLİDİR
İyi veya kötü hareketleri organlarımızla yaparız. El işler yapar, yıkar ve
yazar; ağız yer içer, iyi ve kötü sözler söyler, konuşur; burun koklar, gözler görür,
kollar saldırır ve yakalar; kulaklar işitir ve dinler; ayaklar ise bizi pek çok yere
götürür. Bütün bunlar zaman zaman günah ve yasak sınırını aşabilir.
İşte abdest sırasında içimizden geçireceğimiz dualarla, söz konusu
edilen olumsuz hareketlerin etkisinden kurtulmaya çalışabiliriz. Abdest alacak
kimse önce niyet eder. Bu bir rûhî-mânevî hazırlıktır. Hakk'ın huzuruna çıkmaya
niyet etmek ve hazırlanmak demektir. Sonra besmele çekerek ve Allah'ın
yardımını dileyerek abdeste başlar.
Abdest alan insan samimî bir dille ve içten bir duyguyla, eksiklik ve
hatalarını Hakk'ın huzurunda itiraf edip, bunları yıkamasını ve silmesini kulluğa
yakışan bir tavırla O'na arz eder, duasının kabulü için yalvarıp yakarır. Böylece
bilinci ve içtenliği ölçüsünde ruhen temizlenip arınmış bir halde huzura varmaya,
namaza durmaya hazır hâle gelir.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Su nasıl maddî kirleri temizliyorsa, tövbe de manevî kirleri yok eder
diye düşünerek abdest organlarımı yıkamalıyım. Halkın gördüğü yer olan
bedenimi ve elbisemi temiz tutar da Hakk'ın nazar ettiği yer olan kalbimi
tertemiz tutmazsam yanlış yapmış olurum diye inanmalıyım. Bedenim gibi
kalbimi de kötü ve kirli şeylerden arındırmaya çalışmalıyım şuurunda bir abdes
gerçek mahiyeti ile abdest olmuş olur.
Şemsî'nin dediği gibi: " Pâdişah konmaz saraya hâne mâmur
olmadan.” önce hanemizi mamur hale getirelim kalbimizi tezkiye edlim sonra
organlarımızı temizleyeli.
Yûnus Emre söylüyor: " Tanla durup başın kaldır ellerini suya daldır /
Hem şeytanın boynunu vur hem nefs dahi ölse gerek." (“Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr.
Mehmet Demirci)

Beyazid-i Bistâmî şöyle dermiş: "Ne zaman dünya düşüncesi
gönlümden geçse abdest alırım; âhiret düşüncesi geçince de gusül yaparım."

Prof. Dr. Mehmet Demirci hocamızın Altınoluk dergisinde yayınlanmış olan “Abdestin
İç Anlamı” isimli makalesinde Gönül ehli kimseler iç anlam olarak abdestin ve temizliğin beş
derecesinden söz ettiklerini belitir ve bunları İçten dışa doğru şöylece sıralar:

1. Rûhun abdesti: Rûhun, hayvanlık seviyesine ait bilgisizlikten ve Allah'tan gayri
şeyleri görme gafletinden arınmasıdır. Ruh Allah'tan gayrı şeyleri görmekten arınsa,
Gaffar olan Allah'ın nûru onu kuşatır. Kötü düşüncelerini temizlese takvâ elbisesine
kavuşur. Nefsin tezkiye ederse iç huzuruna ve itmi'nâna ulaşır.
2. Sırrın abdesti: Burada "sır", rûhun rûhu demek olup; onun abdesti gösterişten (riyâ),
arzu ve isteklerin esiri olmaktan, kendini beğenmişlikten, baş olma tutkusundan, aşırı
dünya isteği ve mevki sahibi olma ihtirasından arınmaktır. Bunun neticesinde ihlâs nûru
ortaya çıkar. Dünya sevgisinden arınırsa âhiret sevgisi doğar.
3. Kalbin ve gönlün abdesti: İki yüzlülük, bozgunculuk ve kötü ahlâktan uzak durmaktır.
Büyüklenme yıkanınca, alçak gönüllük doğar. Çekememezlik kirleri yıkansa, iyilik;
düşmanlık yıkansa, Allah sevgisi görünür.
4. Dilin abdesti: Yalan, dedi-kodu, iftira ve boş sözden, insanların ayıplarını merak
etmekten ve gizli hallerini ortaya çıkarmaktan, faydasız konuşmaktan uzak durmaktır.
Yalan ve koğuculuk yıkansa, doğruluk ve vefâ doğar. İftira ve itham etme yıkansa, sevgi
görülür. Faydasız ve boş söz bırakılsa yararlı şeyler konuşulur veya Allah'ın adı anılır.
5. Zâhir abdesti: Bu, bildiğimiz abdesttir. Neticesinde Abdest alan kimsenin yüzünü
yıkaması, mahşer günü yüzünün nurlu olmasına yol açar. Kolunu yıkayınca cömertlik
nurları hasıl olur. Ayrıca amel defterinin sağ eline verilmesi gibi bir lûtfa erişir. Ayağını
yıkayınca, âhiretteki manevî engelleri kolaylıkla geçme imkânı doğmuş olur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Abdest alırken gerçekleşen dış temizliğin, iç temizliği ile
birlikte gelişmesi için şunlar da tavsiye edilir: Eller yıkanırken
kalbin de aşırı dünya sevgisinden yıkanması gerekir. Ağıza su
alınırken, onunla boş şeyleri anmamaya azmetmelidir. Yüz
yıkandığı zaman, yüzü Hak'tan başka şeylere çevirmemeye söz
vermelidir. Ayağı yıkarken, Hak yolda bulunma gayreti
pekiştirilmelidir.
Dış temizlik su ile, iç temizlik ise tövbe ile ve Hakk'ın
kapısına dönmekle mümkün olur.

Bedenin bütün uzuvlarına madden ve manen abdest
aldırmak gerekir. Bedene su ile nasıl ki abdest aldırıyorsak, her bir
uzvumuzu Yaratının rızasına uygun işler yaptırmak suretiyle
manevi abdestimizide almamız gerekmektedir.
Abdestin suyu günaha bakan gözleri, günahla kızaran yüzü
de arındırır. Ağzı abdest suyu ile çalkaladığımız zaman, bizi günaha
sokan kelimeler, bu kelimeleri oluşturan dil ve dişler pir-ü pak
olur. Başımızı mesh ettiğimizde zihnimizden geçen günahlar bir bir
dökülür. Kulaklara değen abdest suyu bu organın dikkat kesilip
dinlediği günahkar sözleri siler süpürür. Ve en nihayet bizi günahın
kapısına kadar yürüten ayaklarımızı yıkarız. Onlar da günahtan
kurtulmuş olur.
Yüce Rabbim abdestimizi en güzel şekilde alıp
ibadetlerimizi kendi rızasına uygun olarak yapmayı cümlemize
nasip etsin.

Bu Sunum İdris YAVUZYİĞİT Tarafında; “İhtiyar” Mevsılî,
“Bidayetu’l Müctehit” Ahmet İbn Rüşd El Kurtubi, “Büyük İslam İlmihali”
Ömer Nasuhi Bilmen (A. Fikri Yavuz), “İslam İlmihali” Lütfi Şentürk Ve
Seyfettin Yazıcı (Diyanet), “İlmihal” Heyet (TDV), “Delilleriyle İslam
İlmihali” Hamdi Döndüren, “Şafii İlmihali” Mehmet Keskin (Diyanet), “Din
Görevlisinin El Kitabı” Mevlüt Özcan, “Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr. Mehmet
DEMİRCİ; “Abdestin Fazileti Ve İbadetler Açısından Önemi” Ahmet ÜNAL;
“Abdestin Manası Ve Önemi” Mustafa Kutlu’ya Ait Kitap, Makale Ve Vaaz
Örneklerinden İstifade Edilmek Suretiyle Hazırlanmıştır.
Rabbim Eser Sahiplerinden Ölenlere Rahmetiyle, Yaşayanlara Lutuf
Ve Keremiyle Tecelli Eylesin Ve İki Cihan Saadeti İhsan Etsin.


Slide 18

Abdest Almanın Önemi
ve Fıkhi Boyutu
İdris YAVUZYİĞİT
[email protected]

Abdestin Önemi
Abdestin Tanımı
Abdest Çeşitleri
Abdestin Farzları
Abdestin Sünnetleri
Abdestin Adapları

Abdesti Bozan Durumlar

Abdestin Alınışı
Abdest Duaları
Fıkhi Sorular
Abdestin İç Anlamı

ABDEST

َ ْ ُ ْ ُ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َ
ُ ْ َ ٰ َّ
‫وة فاغ ِسلوا‬
‫يا ايها ال ٖذين امنوا ِاذا قمت ْم ِالى الصل‬
ِ
َ ‫ُو ُج‬
ْ‫وه ُك ْم َو َا ْي ِد َي ُك ْم ِا َلى ْاْلَ َرا ِْفق َو ْام َس ُحوا ب ُر ُؤس ُك ْم‬
ِ ِ
ِ
ْ َ ْ ُ َُ ََْ
َ
ْ
ْ
َ
‫وارجلكم ِالى الكعبي ِ ْن‬
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya
kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize
kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip,
topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)”.

(MÂİDE suresi 6.

ayet)

ABDEST

Bu âyet, teyemmüm âyeti olarak adlandırılır. Fakat
âyette abdestin farzları tesbit edilmektedir. Dolayısıyla bir
abdest âyeti olduğu şüphesizdir.
Şu kadar var ki, abdest bu âyet ile farz kılınmış değildir.
Çünkü abdest Mekke’de namazla beraber farz kılınmış ve
İslâm’da hiçbir zaman abdestsiz namaz kılınmamıştır.
Oysa bu âyet-i kerîme Medîne’de, hicretin 6. yılında,
Benî Mustalik Gazvesi’nde cereyan eden meşhur “İfk hâdisesi”
üzerine gece susuz bir yerde kalınıp abdest almak mümkün
olmadığından dolayı nâzil olmuştur.
Hz.Âişe vâlidemize münafıklar tarafından çirkin bir iftira
yapıldığı için bu olaya ifk (iftira) olayı denilmiştir.

ABDESTİN FAZİLETİ

َ َ َ َّ َ َ ْ
َ َََ َ
َ
ْ‫خ َط َاي ُاه من‬
ْ
َ
ْ ‫ خرجت‬، ‫من توضأ فأحـسن الوضـوء‬
ِ
َ
ْ َ َّ
ْ
َ
َ
ُ
‫تحت أظفا ِر ِْه‬
ِ ‫جس ِد ِه حتى تخرج ِمن‬
“Kim

güzelce abdest alırsa, o kimsenin
günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün
vücudundan çıkar.” (Riyasü’s-Salihin, 1028; Müslim, Tahâret 33)

ُْ َ ُ ُ ُّ
‫ر‬
» ‫يمان‬
ْ ِ ‫اإل‬
‫ر‬
«
‫ط‬
‫ش‬
‫و‬
‫ه‬
‫الط‬
ِ

Ebû Mâlik el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır.” (Riyasü’s-Salihin, 1033; Müslim, Tahâret 1)

َ ْ َ َّ َ ً ّ ُ َ
َ‫َّ ُ َّ ُ ْ َ ْ ن‬
َ
ْ
َ
‫القيام ِ ْة غرا محج ِلين ِمن ْآث ِار‬
‫« ِإن أمتي يدعو يوم‬
ِ
َ
َ
َ
َ
ُ
ُ
َ
َ
َ
ْ
ْ
ُ
ْ
ْ
ْ
َّ
» ‫ فليفعل‬، ‫من استطاع ِمنكم أن ْي ِطيل غرته‬
ِ
ِ ‫الوضوء ف‬
ٌ
. ‫متفق عليه‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’i:
“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde,

abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak
olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten
kimse bunu yapsın” buyururken işittim. (Riyazüs Salihin, abdestin fazileti, 1026;
Buhârî, Vudû‘ 3; Müslim, Tahâret 35)

Bu Hadis bizlere:
1. Abdesti farzlarına, sünnetlerine, müstehaplarına ve edeplerine riayet ederek
almak gerekir. Böyle yapmak müstehaptır.
2. Abdest, insanın yüzünü nurlandırır, el ve ayaklarını ağartır. Bu hem maddî hem
manevî anlamda böyledir.
3. Allah Teâlâ, kıyamet gününde ve mahşer yerinde yüzü nurlu, el ve ayakları parlak
olanlara özel muamelede bulunur. Çünkü bunlar sâlihler ve ibadet ehli mü’minlerdir.
4. Abdestte ayakları yıkamak asla terkedilmemelidir.

ABDESTİN FAZİLETİ

ُْ ُ ْ َ
ُْ َ ُ َْ ُ َُْ
ُ
ُ
ُ
ُ
» ‫الحلية ِمن اْلؤ ِم ِن ح ْيث يبلغ الوضـوء‬
ِ ‫« تبلغ‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Ben dostum sallallahu
aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:
“Mü’minin

nuru ve beyazlığı, abdest
suyunun ulaştığı yere kadar varır.” (Müslim, Tahâret 40)

َ َّ َ َ
ُ ُ
َ َُ
َ َ ُ ْ َ
ْ
َ
َ
ُّ‫كل‬
ْ ‫جه ِه‬
ِ ‫« ِإذا تو َضأ َالعبد اْل‬
ِ ‫سلم أ ِو اْلؤ َ ِمن فغسل َ ْوجهه خرجَ ِمن َو‬
َ َ
ْ
َ
ْ
ْ
َ
ْ
‫ َف ِإذا غسل يدي ِه‬، ‫اْلاء‬
‫اْلاء أو مع آ‬
‫خطيئة نظر ِإليها ِبعيني ِه مع‬
‫خر قط ِر‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ْ َ
َ ََ ُ
َ َ َ َ َ ُّ ُ
َ
ْ
ْ
ْ
َ
‫ط ِر‬
َْ ‫يديه كل خطيئ ٍة كان بطشتها يداه مع اْل ِاء أو مع ِآخر ق‬
‫ خرج ِمن‬،
ِ
َ َ
َ ُّ ُ ْ َ َ َ
َ
ْ‫ط َيئة َم َشتها رجاله مع اْلاء ْأو‬
ْ
َ
ِ
ِ
ٍ ْ ِ ‫ خرجت كل خ‬، ‫ ف ِإذا غسل ِرجلي ِه‬، ‫اْلاء‬
ِ
َ
ُّ
َ
ُ
َ
َ
ًّ
ُ
. ‫ حتى يخرج ن ِقيا ِمن الذن ْو ِب »رواه مسلم‬، ‫اْلاء‬
‫طر‬
‫ق‬
‫آخر‬
‫ع‬
‫م‬
ِ ِ ِ

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve
yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest
suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini
yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –
veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını
yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah
abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar.
Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (Müslim,
Tahâret 32; Tirmizî, Tahâret 2; Riyasü’s-Salihin, 1030)

َ ُ ْ ُ َّ َ َ ْ َّ
َ ْ َ ْ َ ْ َ َّ َ ُ ْ
ْ ُ َ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َّ
َ
‫ن‬
: » ‫ ِوددت أنا قد رأينا ِْإخواننا‬، ‫الحقو‬
‫نين ِوإنا ِإن شاء‬
‫« السالم عليكم دار ق ٍوم مؤ ِم‬
ِ ‫الله ِْبك َم‬
ِ
َ
ُْ َ َ َ ّ َ ُ َ ْ َ
َ َ ُ َ
َّ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
َ
َ
ُ
ْ
ْ
ْ
» ‫ وإخواننا َال َذين لم َ يأتوا بعد‬، ‫ « أنتم أصحابي‬: ‫ أولسنا ِإخوانك يا رسول الل ِه ؟ قال‬: ‫قالوا‬
ُ
َْ ْ َ ْ َ ُ ْ َ
َ َ َْ
ُ
ُ‫له‬
َ
ُ
َّ
َ
ُ
ْ
ْ
َّ
َ
ْ ‫ « أرأيت لو أن رجال‬: ‫ كيف تع ِرف من لم يأتوا بعد من أم َِتك يا رسول هللا ؟ فقال‬: ‫قالوا‬
ُ َ
َ
َ
َّ ُ
َ ‫حج َل ٌة ْبي‬
َّ ‫َخ ْي ٌل ُغ ٌّر ُم‬
ْ ‫ أال‬، ‫ظهر ْي َخ ْيل ُد ْهم ب ْهم‬
َ ‫ َق‬، ‫الل ِ ْه‬
ْ
‫ بلى يا رسول‬: ‫يع ِْر ُف َخ ْيل ُه ؟ » قالوا‬
‫ال‬
‫ن‬
ِ ٍ ٍ
ٍ
َ
ُ
ُ ‫َ َّ ُ ْ ْ ُ َن‬
َ
َ
ُ
َ
َّ
ُ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
ًّ
‫و‬
. ‫ ِ »ر اه مسلم‬
ِ ‫ «ف ِإنهم يأتو غرا محج ِلين ِمن الوض‬:
ِ ‫ وأنا فر ْطهم على الحو‬، ‫وء‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem kabristana geldi ve:

“Selâm size ey mü’minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız.
Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim” dedi. Ashâb-ı kirâm:
– Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah? dediler. Resûl-i Ekrem:
– “Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb:
– Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah’ın Resûlü?
dediler. Peygamber Efendimiz:
– “Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at
sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?” diye sordu. Sahâbe:
– Evet, tanır, ey Allah’ın Resûlü, dediler. Resûl-i Kibriyâ:
“İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler.
Ben havzın başına onlardan önce varacağım” buyurdular. (Müslim, Tahâret 39; Riyasü’sSalihin, 1031 )

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ
Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el suyu”
anlamına gelen abdest, belirli ibadetlerin ifasının ön şartı olan ve kendisi
de ibadet mahiyetinde görülen bir nevi hükmî temizliktir.
Arapça karşılığı güzellik, temizlik ve parlaklık anlamına gelen
“vudû”dur.
Fıkıhta abdest, “belli uzuvları usulüne uygun olarak su ile yıkamak
ve bazılarını da eldeki su ıslaklığı ile meshetmek” şeklindeki ibadet
temizliği olarak tarif edilir.(TDV, İslam İlmihali 1. cilt, s 195)
Fıkıh dilinde maddî kirlilikten temizlenme “necasetten taharet”
olarak anılır; hükmî kirlilik olan hadesten temizlik ise birer hükmi temizlik
usulleri olan abdest ve gusülle olur.

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ

Abdest ile ağız, diş, burun, el, yüz ve ayaklar gibi
kirlenmeye ve dışarıdan gelecek mikroplara en açık uzuvlar
günde birkaç defa su ile temizlenir.
Bu sayede vücudun sinir sistemi ve kan dolaşımı daha
düzenli hale gelir ve vücuda fizikî-tıbbî birçok fayda sağlar.
Abdest, namaz ibadetini ifa için yüce Allah'ın
huzuruna çıkacak müminin manevî ve ruhî hazırlık ve temizliği
de demektir.
Bu yüzden abdest, maddî temizlikle manevî temizliği
birleştirici, müslümana manevî yönden destek ve güç sağlayıcı
bir anlam ve öneme sahiptir.

ABDEST’İN HÜKMÜ / ÇEŞİTLERİ
1.

Farz Abdest:
1.
2.
3.
4.

Namaz Kılmak,
Cenaze Namazı Kılmak,
Tilâvet Ve Şükür Secdesi Yapmak,
Kur'an'a Dokunmak İçin Abdest Almak Farzdır.

Vacip Abdest: Kabe'yi Tavaf Etmek İçin Abdest Hanefilere Göre Vaciptir.
3. Mendup Abdest:
2.

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.

Yatmadan Önce Abdest Almak,
Vakit Namazları İçin Ayrı Ayrı Abdest Almak,
Kuran Okumak,
Dini Kitaplara Dokunmak,
Hadis Okumak,
Peygamberimizin Kabrini Ziyaret Etmek,
Arafat’ta Vakfa Yapmak,
Safa Ve Merve Arasında Say Yapmak,
Ezan Okumak,
Cenaze Yıkamak,
Her İşe Abdestli Olarak Başlamak,
Her Zaman Abdestli Bulunmak İçin Ve
Öfkelendikten,yalan Söyledikten Ve Gıybet Ettikten Sonra Abdest
Almak Mendup’dur.

ABDEST’İN MEZHEPLERE GÖRE FARZLARI
FARZLAR

HANEFİ

ŞAFİİ

MALİKİ

HNBELİ

YÜZÜ YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

KOLLARI YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

BAŞI MESH ETMEK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

AYAKLARI YIKAMA

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

NİYET ETMEK

SÜNNET

FARZ

FARZ

FARZ

TERTİBE RİAYET

SÜNNET

FARZ

SÜNNET

FARZ

MUVALAT

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

FARZ

BESMELE

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

OVARAK YIKAMAK

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

ABDEST’İN FARZLARI
1.

2.

3.

4.

Yüzü bir kere yıkamak (yüzün sınırları: saçın bittiği yerden kulak
yumuşağından çene altına kadar olan kısım. Sakal, bıyık ve kaşların altına
suyun ulaşması gerekir. Yüz yıkanırken sakal sık ise üstünü yıkamak
yeterlidir.)
Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak (abdest alırken parmaktaki
yüzüğün altına su alacak şekilde oynatılması, el, yüz ve ayakta bulunan ve
suyun deriye temasını önleyen maddelerin imkân dahilinde temizlenmesi
gerekir.)
Başın dörtte birini mesh etmek (dörtte birinin el içi su ıslaklığıyla mesh
edilmesi hanefîler'e göre yeterlidir. Başın “nâsiye” denilen ön tarafına
mesh edilmesi daha faziletlidir. Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Şâfiîler'e göre başın mesh miktarı daha azdır, bir saç teli. )
Ayakları topukları ile beraber bir kez yıkamak (suyun parmaklar arasına
ulaşması sağlanmalıdır. Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi su
ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.)

ABDEST’İN SÜNNETLERİ

1.
2.
3.
4.

Abdest almaya niyet etmek,
Başlarken besmele çekmek,
Elleri bileklerle birlikte üç defa yıkamak,
Ağız ve buruna su çekip iyi bir ağız ve burun temizliği
(mazmaza ve istinşak) yapmak,
5. Misvak kullanmak veya dişleri fırçalamak,
6. Sakalın içine su girmesini sağlamak,
7. El parmaklarını birbirine sokup ovuşturmak,
8. Başın tamamını elin ıslaklığıyla mesh etmek,
9. Boynu mesh etmek,
10. Abdest uzuvlarını yıkarken sıraya uymak,
11. Abdeste sağ uzuvlardan başlamak,
12. Uzuvları üçer defa yıkamak
13. Su ile iyice ovmak (delk),
14. Abdeste ara vermeden tamamlamak.

ABDEST’İN SÜNNETLERİ
1.
2.
3.
4.

5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.

Niyet etmek: “Niyet ettim, Allah rızası için abdest almaya” denilmesi müstehaptır.
Abdeste başlarken önce temiz olan elleri bileklere kadar yıkamak.
Abdeste “Eûzü” ve “besmele” ile başlamak.
Mazmaza ve İstinşak: Elleri yıkadıktan sonra önce üç defa ağıza su alınıp çalkalanması ve
dışarı atılmasına “mazmaza”, üç defa da burunun yumuşağına kadar su alınmasına ise
“istinşak” denilir. Ağız ve buruna her su almada, alınan su yenilenir.
Mazmaza ve istinşakta mübalağa etmek. Fakat oruçlu kimseler mübalağa yapmazlar.
Misvak Kullanmak
Tertibi gözetmek. Şâfiî ve Hanbelîlere göre farzdır.
Abdeste sağ taraflardan başlamak
Abdest uzuvlarını üçer defa yıkamak: Birer defası farz, diğerleri sünnettir. Üçten fazla veya
eksik yıkamak sünnete aykırıdır. Çoğu fakihlere göre başı bir defa meshetmek yeterlidir.
Abdestte elleri veya ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak. Parmakları hilâllemek.
Sakalı hilâllemek: Abdest alırken sık sakalı bulunanların sakallarını, parmaklarını sakalın içine
sokarak alt taraftan üst tarafa doğru hareket ettirmesine hilâlleme denir.
Başın tamamını bir su ile meshetmek: Buna “kaplama mesh” denir.
Kulakları meshetmek: Çoğu fakihlere göre, yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi
sünnettir.
Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile ovmak
Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamak. Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
Boynu meshetmek: Başı ve kulakları meshettikten sonra iki elin arkaları ile ve üçer parmakla
yeni bir su almaya gerek olmaksızın boyun meshedilir.

ABDEST’İN ADAPLARI
Abdestin Âdabından Maksat, Abdestin Farzlarının Ve Sünnetlerinin Daha Uygun
Şekilde Ve Ortamda, Mükemmel Bir Şekilde Yerine Getirilmesini Sağlamaktır.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.

12.
13.

Abdest Alırken -Mümkünse- Kıbleye Dönmek,
Abdest Sularını Vücuda Ve Elbiseye Sıçratmamak,
Dünya İşlerine İlişkin Konuşmamak,
Abdest Dualarını Veya Bildiği Dualardan Okumak,
Suyu Ölçülü Kullanmak,
Daha Vakit Girmeden Abdest Alıp Namaza Hazır Bulunmak,
Bir Özür Bulunmadıkça Abdestte Başkasından Yardım İstememek,
Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını Yoklamak, Suyu Dirsek Ve
Topukların Yukarılarına Kadar Ulaştırmak,
Nehir Veya Deniz Kenarında Bile Su İsrafından Kaçınmak,
Abdest Sonunda Kelime-i Şehâdet (Eşhedü Enlâ İlahe İllallah Ve Eşhedü Enne
Muhammeden Abdühû Ve Resûlüh) Getirmek,
Abdestten Artan Sudan Kıbleye Karşı Ayakta Bir Miktar İçmek Ve Bu Sırada;
“Allah’ım Beni Her Günah İşledikçe Tevbe Eden Ve Günahtan Kaçınıp Tertemiz
Bulunan Salih Kullarından Kıl” Diye Dua Etmek,
Abdestin Sonunda Bir, İki Veya Üç Defa Kadir Sûresi’ni Okumak,
Abdestten Sonra, Kerâhet Vakti Değilse İki Rekat Nafile Namaz Kılmak.

ABDEST’İ BOZAN DURUMLA
1. İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necasetin,
herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
2. Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir maddenin
çıkması. (Şâfıî ve mâlikîler'e göre bozmaz.) Vücuttan çıkan kan, irin ve sarı
su akmadığı veya çıktığı yerin çevresine dağılmadığı sürece abdesti bozmaz.
3. Ağız dolusu kusmak.
4. Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan
durumlar.
5. Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek.
6. Cinsî münasebet veya fahiş (aşırı) temas ve dokunma.
7. Mazeret halinin sona ermesi. Su bulamadığı için teyemmüm eden kimse suyu
bulunca, mest üzerine mesh yapan kimsenin -yolcu olanlara üç, yolcu
olmayanlara bir gün olarak tanınan- mesh süresi dolunca, özürlü kimse için
de namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur.
8. Hanefîler'in dışındaki üç mezhebe göre bir kimsenin kendi cinsel organına
temas da abdesti bozar.

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest suyunun elbiseye sıçramayacağı bir konum
alınır,
 Mümkünse kıbleye dönülür,
 Abdeste “eûzü” ve “besmele” çekilir,
 Niyet ve besmele ile abdeste başlayıp “niyet ettim, allah
rızası için abdest almaya” denir,
 Su ölçülü kullanılır, fazla açılmaz, israftan kaçınılır,
 Abdestte elleri parmak uçlarından başlanır,
 Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da
hilallenerek üç defa yıkanır,
 El, yüz ve ayakta bulunan ve suyun deriye temasını
önleyen cilt üzerindeki hamur, boya, sakız gibi
maddeler temizlenir,
 Parmakta yüzük varsa oynatılır,
 Misvak veya diş fırçası ile bunlar yoksa sağ elin
parmaklarıyla dişler temizlenir,
 Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile iyice ovarak
yıkanır

ABDESTİN ALINIŞI

 Ağız, Sağ El Avucuna Alınan Su İle Üç Defa
Çalkanıp iyice Temizlenir,
 Ağız Ve Buruna Her Su Almada, Alınan Su
Yenilenir.
 Üç Defa Da Burna Sağ El İle Su Çekilip Her
Defasında Burun Sol Elle Temizlenir.
 Oruçlu Olmayan Kimse Ağız Ve Burnun Her
Yerine Suyun İyice Ulaşmasını Sağlar.
 Mazmaza Ve İstinşakta Mübalağa Etmek Gerekir.
Fakat Oruçlu Kimseler Mübalağa Yapmazlar.
 Ağza su alırken “Allah’ım! Bana peygamberinin
kevser havuzundan, bir daha sonsuza kadar
susamayacağım bir kâse su ihsan buyur.” diye
duada bulunur,
 Burnu yıkarken de “Allah’ım! Beni nimetlerinin
ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum
bırakma.”der.

ABDESTİN ALINIŞI
 Üç Kere Yüz Yıkanır.
 Birer Defası Farz, Diğerleri Sünnettir. Üçten Fazla
Veya Eksik Yıkamak Sünnete Aykırıdır.
 Saçın Bittiği Yerden Kulak Yumuşağından Çene Altına
Kadar Olan Kısım Yıkanmalıdır.
 Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını
Yoklamak adaptandır,
 Sakal, Bıyık Ve Kaşların Altına Suyun Ulaşması
Gerekir.
 Abdest Alırken Sık Sakalı Bulunanların Sakallarını,
Parmaklarını Sakalın İçine Sokarak Alt Taraftan Üst
Tarafa Doğru Hareket Ettirmesi Gerekir, Adaptandır,
 Yüz Yıkanırken Sakal Sık İse Üstünü Yıkamak
Yeterlidir.
 Yüzü yıkarken “Allah’ım! Bazı yüzlerin beyazlanacağı,
bazı yüzlerin de kararacağı günde, benim yüzümü ak
kıl.” diyerek dua etmek abdest adaplarındandır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak farz
üçe tamamlamak sünnettir,
 Kolları yıkamaya sağ koldan başlanır, sol kolla
devam edilir,
 Suyu Dirseklerin dört parmak yukarısına Kadar
Ulaştırmak gerekir,
 Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamalıyız.
Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
 Kolları iyice ovarak yıkanır.
 Sağ kolu yıkarken “Allah’ım! Bana amel
defterimi sağ yanımdan ver ve benim hesabımı
kolay kıl!” diye dua edilir
 Sol kolu yıkarken “Ey Rabbim! Bana kitabımı sol
yanımdan ve arka yönden verme ve şiddetli bir
hesap ile sorguya çekme” diye dua edilir

ABDESTİN ALINIŞI











Başın dörtte birinin elin içinin su ile ıslatılıp mesh edilmesi
hanefîler'e göre yeterlidir.
Başın “nâsiye” denilen ön tarafına mesh edilmesi daha
faziletlidir.
Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Başın tamamını bir su ile meshetmeye “kaplama mesh” denir
ki bu şekilde mesh etmek sünnettir.
Baş mesh edilirken elin saçların dibine doğru sokulmasına
veya ileri geri hareket ettirilmesine gerek yoktur.
Başı meh ederken“ilâhi, beni rahmetinle yarlığa, benim
üzerime bereketinden indir.” Diye dua etmek uygundur.
Yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi sünnettir.
Küçük parmağımızı kulağımızın içeine doğru sokup baş
parmağımızla kulağımızın arkasını mesh etmek şeklinde
yapılır
Boynu meshetmek: başı ve kulakları meshettikten sonra iki
elin arkaları ile ve üçer parmakla yeni bir su almaya gerek
olmaksızın boyun meshedilir.
Ellerin parmak uçları ensede birbirine değerek boyna doğru
çekilmek suretiyle yapılır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Ayakları topukları ile beraber bir kez
yıkamak
farzdır,
üçe
tamamlanması
sünnettir.
 Suyun
parmaklar
arasına
ulaşması
sağlanmalıdır.
 Önce sağ sonra sol ayak, parmak uçlarından
başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dahil
olmak üzere yıkanır.
 Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.
 Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi
su ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.
 Ayakları yıkarken şöyle dua edilir: “Ya Rabbi!
Birtakım ayakların kayacağı günde, benim
ayaklarımı sırat üzerinde sâbit kıl!”

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest sonunda kelime-i şehâdet (eşhedü enlâ ilahe illallah
ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh) getirmek,
 Abdestten artan sudan kıbleye karşı ayakta bir miktar içmek
ve bu sırada; “allah’ım beni her günah işledikçe tevbe eden
ve günahtan kaçınıp tertemiz bulunan salih kullarından
kıl” diye dua edilir ve
 Abdestin sonunda bir, iki veya üç defa kadir sûresi’ni okunur,
 Abdestten sonra, kerâhet vakti değilse iki rekat nafile namaz
kılınır.

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR
Abdeste başlarken önce niyet edilir, sonra eûzü-besmele çekilir. Sonra da her
bir âzayı yıkarken şu duâlar okunur:

ً‫الم ُْنورا‬
َ ‫َا ْل َح ْم ُد ل ّله َّالذى َج َع َل ْاْلَ َاء َط ُهو ًرا َو ْا ِال ْس‬
ِ ِ

“Suyu temizleyici, İslâmı da nûr kılan Allah'a hamdolsun.”

َ‫َا ّلل ُه َّم َاع ّنى َعلى ت َال َوة ْال ُق ْران َوذ ْكر َك َو ُش ْْكر َك َو ُح ْسن ع َب َادتك‬
ِ ِ ِ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ ِ ِ

Ağıza su verirken:

“Ey Allahım, Kur'an okumak, seni zikir ve sana şükür etmek, sana olan ibâdeti
güzelleştirmek hususlarında bana yardım et!..”

َ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ ْ َ َ َ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
‫حة الن ِار‬
ْ ‫اللهم ا ِرحنى را ِئحة الجن ِة والت ِرحنى را ِئ‬

Buruna su verirken:

“Allahım, bana Cennet kokusunu duyur, Cehennem kokusunu hissettirme!”
Yüzü yıkarken:

ٌ‫س َو ُّد ُو ُجوه‬
ٌ ‫ض ُو ُج‬
ْْ ‫وه َو َت‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم َب ّي‬
ُّ ‫ض َو ْجهى َي ْو َم َت ْب َي‬
ِ

“Allahım, yüzlerin kiminin ak, kiminin kara olduğu o günde, benim yüzümü kara değil,
ak çıkar!”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ‫َا ّلل ُه َّم َا ْعطنى ك َتابى ب َيمينى َوح‬
ً‫اس ْبنى ِح َس ًْابا َيسيًا‬
ِ ِ
ِ
ِ ِ
Sağ kolu yıkarken:

“Allahım, kitâbımı sağımdan ver, hesabımı da kolay eyle!”

Sol kolunu yıkarken:
َْ
ّ َ
َ َ
َ
ُ
َ
َ
ْ
َ
َ
َ
ْ
َّ
ُ
‫اللهم ال تع ِطنى ِكتابى ِبيسارى وال ِمن ور ِاء ْظه ِرى‬
“Allahım, kitâbımı solumdan ve arkamdan verme.”

َ َ meshederken:
َ َّ َ َّ ُ ّ َ
َ
َ
َ‫ال ظ ّْل ا َّال ظ ُّل َع ْرشك‬Başı
َ
ْ
َ
ْ
ّ
ْ
ِ ِ ِ ِ ‫اللهم ا ِظلنى تحت ِظ ِل عر ِشك يوم‬
ِ
“Allahım, Arşının gölgesinden başka gölge olmadığı günde, beni Arşının gölgesinde
gölgelendir.”
Kulaklara meshederken:
َ
َ
َ
َّ
ُ‫ذين َي ْستم ُعو َن ْال َق ْو َل ْف َيتب ُعون ا ْح َس َنه‬
َ ‫اج َع ْلنى م َن َّال‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم‬
ِ
ِ
ِ
“Allahım, beni sözü dinleyip de en güzeline uyanlardan eyle.”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ َ ْ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
َ
َ
‫اللهم اع ِتق رقبتى ِمن الن ِار‬
Boynu mesh ederken:

“Allahım, boynumu Cehennem ateşinden âzâd eyle!”
Ayakları yıkarken:
ْ
َ
ْ
َ
َ‫َا ّلل ُه َّم َث ّب ْت َقد‬
ّ ‫مى َع َلى‬
ُ‫الص َراط َي ْو َم تز ُّْل فيه االق َدام‬
َّ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ

“Allahım, ayakların Sırat üstünde kaydığı günde, ayaklarımı sırat üstünde sâbit eyle,
kaydırma!..”
Abdest tekmil olduktan sonra abdest suyundan içilir ve bu dua okunur:

َ‫اج َع ْلنى م ْن ع َْبادك‬
َّ ‫اج َع ْلنى م َن‬
َ ‫ن ْاْلُ َت َط ّهر‬
َْ ‫اج َع ْلنى م‬
ْ ‫ين َو‬
ْ ‫الت َّواب َين َو‬
ْ ‫َا َّلل ُه َّم‬
ِ ِ ِ ِ
َ‫َ ِ ِ َ َ ْ َ ْ ِ َ َّ ِ َ ِ َ َ ْ ٌ َِ َ ِ ْ ْ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ن‬
ْ ‫الصا ِل ِحين واجعل ِنى ِمن ال ِذين الخوف علي ِه ْم والهم يحزنو‬

“Allahım! Beni çok tevbe edenlerden, temizliğe çok dikkat edenlerden, salih kullarından
ve kendileri için korku ve hüznün olmadığı kimselerden eyle.”

Abdest sonunda “Kelime-i Şehâdet” (eşhedü enlâ ilahe illallah ve eşhedü enne
muhammeden abdühû ve resûlüh) getirilir. Bununla birlikte bir, iki veya üç defa
“Kadir” sûresi yada “Ayetel Kürsi” okunur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest uzuvlarında yara veya hastalık bulunması halinde nasıl abdest alınır?
Abdest uzuvlarından birinde yara veya hastalık bulunan kişi, bu organın
yıkanması zarar verecekse, yıkamayıp ıslak elle mesheder. Mesh edilmesinin de zarar
vermesi durumunda, bu da terk edilir. Bu rahatsızlık abdest veya gusül uzuvlarının
çoğunluğunda ise, abdest veya gusül yerine teyemmüm edilir.
Özürlü nasıl abdest alır, özrü sebebiyle elbisesine bulaşan necasetin hükmü nedir?
Özürlüler, her vakit için abdest alır ve mazeret teşkil eden rahatsızlığından
başka abdest bozan bir hal meydana gelmedikçe, bu abdestle o vakit içerisinde dilediği
gibi namaz kılar, Kur’an-ı Kerim okur ve diğer ibadetlerini yaparlar. Namaz vaktinin
çıkmasıyla veya başka abdest bozan bir halin meydana gelmesiyle özürlü kimsenin
abdesti bozulur.
Kişiyi özürlü kılan hal, bir namaz vakti boyunca hiç meydana gelmezse, özür
ortadan kalkmış olur ve o kimse özür sahibi olmaktan çıkar.
Özürlü kimseden akan kan, irin, idrar gibi şeylerin çamaşıra bulaşması halinde,
bundan kaçınılması mümkün değil ve temizlendiğinde tekrar bulaşacaksa çamaşır
yıkanmadan namaz kılınabilir. Fakat elbiseye tekrar bulaşmayacaksa, yıkanması gerekir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Bedeninde veya bir uzvunda sargı ya da yara bulunan kimse nasıl abdest alır?
Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık veya yaradan dolayı sargı
bulunduğunda, abdest alırken veya guslederken bu sargı çözülerek altı yıkanır ve yaranın
üstü mesh edilir. Ancak sargının çözülmesinin zararlı olması hâlinde çözülmeyip üzerine
mesh edilebilir. Sargı üzerine meshin meşruluğu sünnetle sabittir. Hz. Ali (r.a.) şöyle
demiştir: “Bileklerimden biri kırılmıştı. Peygamber (s.a.s.)’e sordum, O da sargıların
üzerine mesh etmemi emretti.“ (İbn Mace, Taharet, 134.)
Sargının bir defa mesh edilmesi yeterlidir. Yapılan bu mesh ile, o uzuv hükmen
yıkanmış olur. Sargının abdestsiz veya cünüp iken sarılmış olması meshe engel olmadığı
gibi, sargı üzerine meshin belirli bir süresi de yoktur; yara veya kırık iyileşinceye kadar
aynı sargı üzerine mesh edilebilir. Üzerine mesh ettikten sonra sargının değiştirilmesi veya
düşmesi hâlinde, mesh bozulmaz; iade edilmesi de gerekmez. Ancak, yaranın iyileşmesi
hâlinde, sargı açılmış olsun veya olmasın, mesh bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Tedavi maksadı ile cilde sürülen ilaç vb. maddeler abdeste engel olur mu?
Abdest alırken yıkanması gereken bir organın üzerine tedavi maksadı ile
merhem vb. bir madde sürülmüşse; su zarar vermiyorsa abdest alırken bu organın
yıkanması gerekir. Eğer yıkamak zarar veriyorsa ıslak elle üzerine mesh edilir.
Mesh etmek de zararlı ise o da terk edilir. Çünkü dinimiz zaruretler hâlinde
yasakları mübah kılmış, kişiye kaldıramayacağı yükü yüklememiş, zorluğun giderilmesini
ilke edinmiştir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Diş doldurtmak veya kaplatmak abdest ve gusle engel olur mu?
Tedavi amacıyla diş doldurmak veya kaplatmak caiz olup abdest ve guslün
sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak çıkarılıp takılabilen/sabit olmayan dişlerin gusül
abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması gerekir.
Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de kaplandıktan sonra,
dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı hükmünü alır. Bu sebeple, ağız yıkanınca,
kaplama yapılan dişler de yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi, gerektiğinde tedavi amaçlı
olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve abdest ya da gusül alıp, ibadetlerini
yapabilir.
Yapılan bu işlem tedavi amaçlı ve zorunlu olduğundan, mezhepler arasında bir
ihtilaf söz konusu değildir. Diş dolgusu veya kaplaması konusundaki ihtilaflar, guslün veya
abdestin geçerli olup olmayacağı konusuyla alakalı bir durum değildir. Çıkan dişin yerine
bağlandığında kullanılan tel veya başka bir madde, çok sıkı bağlanacağı için, suyun altına
girmesine engel olur. Buna rağmen fukaha, kopan dişi yerine bağlatmanın caiz olduğunda
görüş birliği içindedirler.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

İdrar torbası kullanmak zorunda olan hastaların abdesti bozulmuş olur mu?
Devamlı burun kanaması, idrarı tutamama, kusma, yaranın devamlı kanaması,
kadınlardaki akıntı gibi abdesti bozan ve en az bir namaz vakti süresince devam eden ve
her namaz vaktinde tekrarlanan bedenî rahatsızlıklara özür/mazeret, böyle kimselere de
özür sahibi kimse denilir.
Buna göre; kendisinden devamlı idrar geldiği için idrar torbası kullanmak
zorunda olan hastalar, dinî açıdan özür sahibi konumundadırlar. Özür sahipleri, her namaz
için vakit çıktığında abdest almak suretiyle namazlarını kılarlar.
Bu abdestle vakit içinde diledikleri kadar farz veya nafile namaz kılabilirler.
Ancak mümkün olduğunca namaza başlamadan önce torbadaki idrarın boşaltılmış
olmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle abdeste başlamadan önce idrar torbası
boşaltılmalıdır. Şu kadar var ki, vakit namazı için abdest alındıktan sonra, torba içinde
biriken idrar ile kılınan namaz geçerlidir. Bu özürleri dışında abdesti bozan başka bir hal
olmadıkça, vakit içinde abdestleri devam eder, vakit çıkınca bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan bir kadın teyemmüm ederek namazını
kılabilir mi?
Yalnızca erkeklerin veya hem erkeklerin hem de kadınların bulunduğu bir
ortamda gusül abdesti almak durumunda kalan bir kadın gusül abdestini tehir eder.
Dolayısıyla, suyu kullanmaktan aciz olduğu için teyemmüm ederek namazını kılar.
Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan kadın ise, namaz vaktinin sonlarına
kadar bekler. Eğer vaktin çıkacağından korkarsa teyemmüm ederek, namazını kılar. Ancak
o namazı iade eder .

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Su mevcut olduğu halde abdest alıncaya kadar namaz vaktinin çıkmasından endişe
eden kişi teyemmümle namaz kılabilir mi?
Abdest alma imkânı varken, cuma namazı ve vakit namazları gibi vaktinde
kılınamadığı zaman kaza edilen namazların, vaktin çıkacağı endişesi ile teyemmüm ederek
kılınması caiz değildir. Zira abdest alındığı takdirde bu namazlara yetişilemezse, cuma
namazı yerine öğle namazı, vakit namazı yerine kaza namazı kılınır.
Maliki Mezhebi’ne göre, su ile abdest alma imkânı var iken, abdest veya gusül
alındığı takdirde beş vakit namazdan birinin vakti geçecek ise bu namaz teyemmüm
ederek kılınır.
Varis çorabı üzerine mesh yapılabilir mi?
Varis hastalığından dolayı ayağa giyilmesi gereken özel çoraplar, kırık, çıkık
üzerindeki sargı hükmün dedir. (İbn Mace,Taharet,134.) Bu itibarla, varis çorapları
üzerine meshedilmesinde bir sakınca yoktur

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Kol ve bacakları olmayan kimsenin abdesti eksik olur mu?
Yüce Allah din konusunda bize hiçbir zorluk yüklememiştir. (Hacc, 22ı78.)
“Köre, topala da vebal ve hastaya güçlük yoktur.“ (Fetih, 48ı17.) anlamındaki
ayetler buna delildir. İnsanlar ancak yapabileceklerinden sorumludurlar.
Hastalığı veren de yükümlülükle ri yükleyen de Allah’tır. Dolayısıyla kişi gücü
neye yetiyorsa onu yapmakla mükelleftir. Kol ve bacakları olmayan kişiden abdestte bu
organları yıkama yükümlülüğü düşer. Ancak bu kimsenin, bu özründen dolayı namaz
yükümlülüğü düşmez.
Kendisine abdest aldıracak yardımcı birileri yoksa ve kendisi de bir şekilde
abdest alma yöntemi bulamazsa, yüzünün iki yanını toprak veya toprak cinsinden bir şeye
dokundurarak teyemmüm eder. Elleri ve kolları olmayan veya kesilmiş olan kimse yalnız
yüzünü yere sürerek teyemmüm yapar.
Eğer yüzünde bir yara veya özür varsa teyemmüm etmeksizin namazı kılar. Bu
imkâna da sahip değilse, namazını yapabildiği şekilde ima ile kılar. Özürlü bir kimse, ancak
kendisi gibi özürlü birisine namaz kıldırabilir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Saç boyası, kına, ruj, oje, jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani
midir?
Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa,
abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması
gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken
uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır.
Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan
maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce
giderilmesi gerekir. Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşturmayan saç boyası,
kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Tuvalette abdest alınabilir mi?
Tuvalette abdest alınmasında bir sakınca yoktur. Ancak böyle yerlerde
besmele, zikir ve duaların içten söylenmesi uygun olur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest ve gusülün tam olup olmadığı konusundaki vesveseye
itibar edilir mi?
Vesvese, çeşitli sebeplerle insanın yaşadığı kararsızlık,
şüphe ve kuruntu halidir. Vesvese sebebi ile, gusül ve abdestin
tekrarlanması gerekmez. Vesvese gelse bile abdest ve gusle devam
edilmelidir.
Kişi vesveseye itibar etmemeye çalışmalı, içe doğan şüphe
ve tereddüt hallerinin asılsız olduğunu kendine telkin etmeli,
ayrıca zaman zaman Felak ve Nas Surelerini, anlamlarını da
düşünerek okumalıdır.
Güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest ve gusül alınır mı?
Güneş enerjisi ile ısıtılan su ile, temiz olmak kaydıyla, abdest almak
ve gusletmekte dinen bir sakınca yoktur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAKTA GEREKLİDİR
İyi veya kötü hareketleri organlarımızla yaparız. El işler yapar, yıkar ve
yazar; ağız yer içer, iyi ve kötü sözler söyler, konuşur; burun koklar, gözler görür,
kollar saldırır ve yakalar; kulaklar işitir ve dinler; ayaklar ise bizi pek çok yere
götürür. Bütün bunlar zaman zaman günah ve yasak sınırını aşabilir.
İşte abdest sırasında içimizden geçireceğimiz dualarla, söz konusu
edilen olumsuz hareketlerin etkisinden kurtulmaya çalışabiliriz. Abdest alacak
kimse önce niyet eder. Bu bir rûhî-mânevî hazırlıktır. Hakk'ın huzuruna çıkmaya
niyet etmek ve hazırlanmak demektir. Sonra besmele çekerek ve Allah'ın
yardımını dileyerek abdeste başlar.
Abdest alan insan samimî bir dille ve içten bir duyguyla, eksiklik ve
hatalarını Hakk'ın huzurunda itiraf edip, bunları yıkamasını ve silmesini kulluğa
yakışan bir tavırla O'na arz eder, duasının kabulü için yalvarıp yakarır. Böylece
bilinci ve içtenliği ölçüsünde ruhen temizlenip arınmış bir halde huzura varmaya,
namaza durmaya hazır hâle gelir.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Su nasıl maddî kirleri temizliyorsa, tövbe de manevî kirleri yok eder
diye düşünerek abdest organlarımı yıkamalıyım. Halkın gördüğü yer olan
bedenimi ve elbisemi temiz tutar da Hakk'ın nazar ettiği yer olan kalbimi
tertemiz tutmazsam yanlış yapmış olurum diye inanmalıyım. Bedenim gibi
kalbimi de kötü ve kirli şeylerden arındırmaya çalışmalıyım şuurunda bir abdes
gerçek mahiyeti ile abdest olmuş olur.
Şemsî'nin dediği gibi: " Pâdişah konmaz saraya hâne mâmur
olmadan.” önce hanemizi mamur hale getirelim kalbimizi tezkiye edlim sonra
organlarımızı temizleyeli.
Yûnus Emre söylüyor: " Tanla durup başın kaldır ellerini suya daldır /
Hem şeytanın boynunu vur hem nefs dahi ölse gerek." (“Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr.
Mehmet Demirci)

Beyazid-i Bistâmî şöyle dermiş: "Ne zaman dünya düşüncesi
gönlümden geçse abdest alırım; âhiret düşüncesi geçince de gusül yaparım."

Prof. Dr. Mehmet Demirci hocamızın Altınoluk dergisinde yayınlanmış olan “Abdestin
İç Anlamı” isimli makalesinde Gönül ehli kimseler iç anlam olarak abdestin ve temizliğin beş
derecesinden söz ettiklerini belitir ve bunları İçten dışa doğru şöylece sıralar:

1. Rûhun abdesti: Rûhun, hayvanlık seviyesine ait bilgisizlikten ve Allah'tan gayri
şeyleri görme gafletinden arınmasıdır. Ruh Allah'tan gayrı şeyleri görmekten arınsa,
Gaffar olan Allah'ın nûru onu kuşatır. Kötü düşüncelerini temizlese takvâ elbisesine
kavuşur. Nefsin tezkiye ederse iç huzuruna ve itmi'nâna ulaşır.
2. Sırrın abdesti: Burada "sır", rûhun rûhu demek olup; onun abdesti gösterişten (riyâ),
arzu ve isteklerin esiri olmaktan, kendini beğenmişlikten, baş olma tutkusundan, aşırı
dünya isteği ve mevki sahibi olma ihtirasından arınmaktır. Bunun neticesinde ihlâs nûru
ortaya çıkar. Dünya sevgisinden arınırsa âhiret sevgisi doğar.
3. Kalbin ve gönlün abdesti: İki yüzlülük, bozgunculuk ve kötü ahlâktan uzak durmaktır.
Büyüklenme yıkanınca, alçak gönüllük doğar. Çekememezlik kirleri yıkansa, iyilik;
düşmanlık yıkansa, Allah sevgisi görünür.
4. Dilin abdesti: Yalan, dedi-kodu, iftira ve boş sözden, insanların ayıplarını merak
etmekten ve gizli hallerini ortaya çıkarmaktan, faydasız konuşmaktan uzak durmaktır.
Yalan ve koğuculuk yıkansa, doğruluk ve vefâ doğar. İftira ve itham etme yıkansa, sevgi
görülür. Faydasız ve boş söz bırakılsa yararlı şeyler konuşulur veya Allah'ın adı anılır.
5. Zâhir abdesti: Bu, bildiğimiz abdesttir. Neticesinde Abdest alan kimsenin yüzünü
yıkaması, mahşer günü yüzünün nurlu olmasına yol açar. Kolunu yıkayınca cömertlik
nurları hasıl olur. Ayrıca amel defterinin sağ eline verilmesi gibi bir lûtfa erişir. Ayağını
yıkayınca, âhiretteki manevî engelleri kolaylıkla geçme imkânı doğmuş olur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Abdest alırken gerçekleşen dış temizliğin, iç temizliği ile
birlikte gelişmesi için şunlar da tavsiye edilir: Eller yıkanırken
kalbin de aşırı dünya sevgisinden yıkanması gerekir. Ağıza su
alınırken, onunla boş şeyleri anmamaya azmetmelidir. Yüz
yıkandığı zaman, yüzü Hak'tan başka şeylere çevirmemeye söz
vermelidir. Ayağı yıkarken, Hak yolda bulunma gayreti
pekiştirilmelidir.
Dış temizlik su ile, iç temizlik ise tövbe ile ve Hakk'ın
kapısına dönmekle mümkün olur.

Bedenin bütün uzuvlarına madden ve manen abdest
aldırmak gerekir. Bedene su ile nasıl ki abdest aldırıyorsak, her bir
uzvumuzu Yaratının rızasına uygun işler yaptırmak suretiyle
manevi abdestimizide almamız gerekmektedir.
Abdestin suyu günaha bakan gözleri, günahla kızaran yüzü
de arındırır. Ağzı abdest suyu ile çalkaladığımız zaman, bizi günaha
sokan kelimeler, bu kelimeleri oluşturan dil ve dişler pir-ü pak
olur. Başımızı mesh ettiğimizde zihnimizden geçen günahlar bir bir
dökülür. Kulaklara değen abdest suyu bu organın dikkat kesilip
dinlediği günahkar sözleri siler süpürür. Ve en nihayet bizi günahın
kapısına kadar yürüten ayaklarımızı yıkarız. Onlar da günahtan
kurtulmuş olur.
Yüce Rabbim abdestimizi en güzel şekilde alıp
ibadetlerimizi kendi rızasına uygun olarak yapmayı cümlemize
nasip etsin.

Bu Sunum İdris YAVUZYİĞİT Tarafında; “İhtiyar” Mevsılî,
“Bidayetu’l Müctehit” Ahmet İbn Rüşd El Kurtubi, “Büyük İslam İlmihali”
Ömer Nasuhi Bilmen (A. Fikri Yavuz), “İslam İlmihali” Lütfi Şentürk Ve
Seyfettin Yazıcı (Diyanet), “İlmihal” Heyet (TDV), “Delilleriyle İslam
İlmihali” Hamdi Döndüren, “Şafii İlmihali” Mehmet Keskin (Diyanet), “Din
Görevlisinin El Kitabı” Mevlüt Özcan, “Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr. Mehmet
DEMİRCİ; “Abdestin Fazileti Ve İbadetler Açısından Önemi” Ahmet ÜNAL;
“Abdestin Manası Ve Önemi” Mustafa Kutlu’ya Ait Kitap, Makale Ve Vaaz
Örneklerinden İstifade Edilmek Suretiyle Hazırlanmıştır.
Rabbim Eser Sahiplerinden Ölenlere Rahmetiyle, Yaşayanlara Lutuf
Ve Keremiyle Tecelli Eylesin Ve İki Cihan Saadeti İhsan Etsin.


Slide 19

Abdest Almanın Önemi
ve Fıkhi Boyutu
İdris YAVUZYİĞİT
[email protected]

Abdestin Önemi
Abdestin Tanımı
Abdest Çeşitleri
Abdestin Farzları
Abdestin Sünnetleri
Abdestin Adapları

Abdesti Bozan Durumlar

Abdestin Alınışı
Abdest Duaları
Fıkhi Sorular
Abdestin İç Anlamı

ABDEST

َ ْ ُ ْ ُ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َ
ُ ْ َ ٰ َّ
‫وة فاغ ِسلوا‬
‫يا ايها ال ٖذين امنوا ِاذا قمت ْم ِالى الصل‬
ِ
َ ‫ُو ُج‬
ْ‫وه ُك ْم َو َا ْي ِد َي ُك ْم ِا َلى ْاْلَ َرا ِْفق َو ْام َس ُحوا ب ُر ُؤس ُك ْم‬
ِ ِ
ِ
ْ َ ْ ُ َُ ََْ
َ
ْ
ْ
َ
‫وارجلكم ِالى الكعبي ِ ْن‬
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya
kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize
kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip,
topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)”.

(MÂİDE suresi 6.

ayet)

ABDEST

Bu âyet, teyemmüm âyeti olarak adlandırılır. Fakat
âyette abdestin farzları tesbit edilmektedir. Dolayısıyla bir
abdest âyeti olduğu şüphesizdir.
Şu kadar var ki, abdest bu âyet ile farz kılınmış değildir.
Çünkü abdest Mekke’de namazla beraber farz kılınmış ve
İslâm’da hiçbir zaman abdestsiz namaz kılınmamıştır.
Oysa bu âyet-i kerîme Medîne’de, hicretin 6. yılında,
Benî Mustalik Gazvesi’nde cereyan eden meşhur “İfk hâdisesi”
üzerine gece susuz bir yerde kalınıp abdest almak mümkün
olmadığından dolayı nâzil olmuştur.
Hz.Âişe vâlidemize münafıklar tarafından çirkin bir iftira
yapıldığı için bu olaya ifk (iftira) olayı denilmiştir.

ABDESTİN FAZİLETİ

َ َ َ َّ َ َ ْ
َ َََ َ
َ
ْ‫خ َط َاي ُاه من‬
ْ
َ
ْ ‫ خرجت‬، ‫من توضأ فأحـسن الوضـوء‬
ِ
َ
ْ َ َّ
ْ
َ
َ
ُ
‫تحت أظفا ِر ِْه‬
ِ ‫جس ِد ِه حتى تخرج ِمن‬
“Kim

güzelce abdest alırsa, o kimsenin
günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün
vücudundan çıkar.” (Riyasü’s-Salihin, 1028; Müslim, Tahâret 33)

ُْ َ ُ ُ ُّ
‫ر‬
» ‫يمان‬
ْ ِ ‫اإل‬
‫ر‬
«
‫ط‬
‫ش‬
‫و‬
‫ه‬
‫الط‬
ِ

Ebû Mâlik el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır.” (Riyasü’s-Salihin, 1033; Müslim, Tahâret 1)

َ ْ َ َّ َ ً ّ ُ َ
َ‫َّ ُ َّ ُ ْ َ ْ ن‬
َ
ْ
َ
‫القيام ِ ْة غرا محج ِلين ِمن ْآث ِار‬
‫« ِإن أمتي يدعو يوم‬
ِ
َ
َ
َ
َ
ُ
ُ
َ
َ
َ
ْ
ْ
ُ
ْ
ْ
ْ
َّ
» ‫ فليفعل‬، ‫من استطاع ِمنكم أن ْي ِطيل غرته‬
ِ
ِ ‫الوضوء ف‬
ٌ
. ‫متفق عليه‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’i:
“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde,

abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak
olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten
kimse bunu yapsın” buyururken işittim. (Riyazüs Salihin, abdestin fazileti, 1026;
Buhârî, Vudû‘ 3; Müslim, Tahâret 35)

Bu Hadis bizlere:
1. Abdesti farzlarına, sünnetlerine, müstehaplarına ve edeplerine riayet ederek
almak gerekir. Böyle yapmak müstehaptır.
2. Abdest, insanın yüzünü nurlandırır, el ve ayaklarını ağartır. Bu hem maddî hem
manevî anlamda böyledir.
3. Allah Teâlâ, kıyamet gününde ve mahşer yerinde yüzü nurlu, el ve ayakları parlak
olanlara özel muamelede bulunur. Çünkü bunlar sâlihler ve ibadet ehli mü’minlerdir.
4. Abdestte ayakları yıkamak asla terkedilmemelidir.

ABDESTİN FAZİLETİ

ُْ ُ ْ َ
ُْ َ ُ َْ ُ َُْ
ُ
ُ
ُ
ُ
» ‫الحلية ِمن اْلؤ ِم ِن ح ْيث يبلغ الوضـوء‬
ِ ‫« تبلغ‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Ben dostum sallallahu
aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:
“Mü’minin

nuru ve beyazlığı, abdest
suyunun ulaştığı yere kadar varır.” (Müslim, Tahâret 40)

َ َّ َ َ
ُ ُ
َ َُ
َ َ ُ ْ َ
ْ
َ
َ
ُّ‫كل‬
ْ ‫جه ِه‬
ِ ‫« ِإذا تو َضأ َالعبد اْل‬
ِ ‫سلم أ ِو اْلؤ َ ِمن فغسل َ ْوجهه خرجَ ِمن َو‬
َ َ
ْ
َ
ْ
ْ
َ
ْ
‫ َف ِإذا غسل يدي ِه‬، ‫اْلاء‬
‫اْلاء أو مع آ‬
‫خطيئة نظر ِإليها ِبعيني ِه مع‬
‫خر قط ِر‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ْ َ
َ ََ ُ
َ َ َ َ َ ُّ ُ
َ
ْ
ْ
ْ
َ
‫ط ِر‬
َْ ‫يديه كل خطيئ ٍة كان بطشتها يداه مع اْل ِاء أو مع ِآخر ق‬
‫ خرج ِمن‬،
ِ
َ َ
َ ُّ ُ ْ َ َ َ
َ
ْ‫ط َيئة َم َشتها رجاله مع اْلاء ْأو‬
ْ
َ
ِ
ِ
ٍ ْ ِ ‫ خرجت كل خ‬، ‫ ف ِإذا غسل ِرجلي ِه‬، ‫اْلاء‬
ِ
َ
ُّ
َ
ُ
َ
َ
ًّ
ُ
. ‫ حتى يخرج ن ِقيا ِمن الذن ْو ِب »رواه مسلم‬، ‫اْلاء‬
‫طر‬
‫ق‬
‫آخر‬
‫ع‬
‫م‬
ِ ِ ِ

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve
yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest
suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini
yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –
veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını
yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah
abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar.
Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (Müslim,
Tahâret 32; Tirmizî, Tahâret 2; Riyasü’s-Salihin, 1030)

َ ُ ْ ُ َّ َ َ ْ َّ
َ ْ َ ْ َ ْ َ َّ َ ُ ْ
ْ ُ َ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َّ
َ
‫ن‬
: » ‫ ِوددت أنا قد رأينا ِْإخواننا‬، ‫الحقو‬
‫نين ِوإنا ِإن شاء‬
‫« السالم عليكم دار ق ٍوم مؤ ِم‬
ِ ‫الله ِْبك َم‬
ِ
َ
ُْ َ َ َ ّ َ ُ َ ْ َ
َ َ ُ َ
َّ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
َ
َ
ُ
ْ
ْ
ْ
» ‫ وإخواننا َال َذين لم َ يأتوا بعد‬، ‫ « أنتم أصحابي‬: ‫ أولسنا ِإخوانك يا رسول الل ِه ؟ قال‬: ‫قالوا‬
ُ
َْ ْ َ ْ َ ُ ْ َ
َ َ َْ
ُ
ُ‫له‬
َ
ُ
َّ
َ
ُ
ْ
ْ
َّ
َ
ْ ‫ « أرأيت لو أن رجال‬: ‫ كيف تع ِرف من لم يأتوا بعد من أم َِتك يا رسول هللا ؟ فقال‬: ‫قالوا‬
ُ َ
َ
َ
َّ ُ
َ ‫حج َل ٌة ْبي‬
َّ ‫َخ ْي ٌل ُغ ٌّر ُم‬
ْ ‫ أال‬، ‫ظهر ْي َخ ْيل ُد ْهم ب ْهم‬
َ ‫ َق‬، ‫الل ِ ْه‬
ْ
‫ بلى يا رسول‬: ‫يع ِْر ُف َخ ْيل ُه ؟ » قالوا‬
‫ال‬
‫ن‬
ِ ٍ ٍ
ٍ
َ
ُ
ُ ‫َ َّ ُ ْ ْ ُ َن‬
َ
َ
ُ
َ
َّ
ُ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
ًّ
‫و‬
. ‫ ِ »ر اه مسلم‬
ِ ‫ «ف ِإنهم يأتو غرا محج ِلين ِمن الوض‬:
ِ ‫ وأنا فر ْطهم على الحو‬، ‫وء‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem kabristana geldi ve:

“Selâm size ey mü’minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız.
Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim” dedi. Ashâb-ı kirâm:
– Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah? dediler. Resûl-i Ekrem:
– “Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb:
– Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah’ın Resûlü?
dediler. Peygamber Efendimiz:
– “Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at
sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?” diye sordu. Sahâbe:
– Evet, tanır, ey Allah’ın Resûlü, dediler. Resûl-i Kibriyâ:
“İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler.
Ben havzın başına onlardan önce varacağım” buyurdular. (Müslim, Tahâret 39; Riyasü’sSalihin, 1031 )

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ
Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el suyu”
anlamına gelen abdest, belirli ibadetlerin ifasının ön şartı olan ve kendisi
de ibadet mahiyetinde görülen bir nevi hükmî temizliktir.
Arapça karşılığı güzellik, temizlik ve parlaklık anlamına gelen
“vudû”dur.
Fıkıhta abdest, “belli uzuvları usulüne uygun olarak su ile yıkamak
ve bazılarını da eldeki su ıslaklığı ile meshetmek” şeklindeki ibadet
temizliği olarak tarif edilir.(TDV, İslam İlmihali 1. cilt, s 195)
Fıkıh dilinde maddî kirlilikten temizlenme “necasetten taharet”
olarak anılır; hükmî kirlilik olan hadesten temizlik ise birer hükmi temizlik
usulleri olan abdest ve gusülle olur.

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ

Abdest ile ağız, diş, burun, el, yüz ve ayaklar gibi
kirlenmeye ve dışarıdan gelecek mikroplara en açık uzuvlar
günde birkaç defa su ile temizlenir.
Bu sayede vücudun sinir sistemi ve kan dolaşımı daha
düzenli hale gelir ve vücuda fizikî-tıbbî birçok fayda sağlar.
Abdest, namaz ibadetini ifa için yüce Allah'ın
huzuruna çıkacak müminin manevî ve ruhî hazırlık ve temizliği
de demektir.
Bu yüzden abdest, maddî temizlikle manevî temizliği
birleştirici, müslümana manevî yönden destek ve güç sağlayıcı
bir anlam ve öneme sahiptir.

ABDEST’İN HÜKMÜ / ÇEŞİTLERİ
1.

Farz Abdest:
1.
2.
3.
4.

Namaz Kılmak,
Cenaze Namazı Kılmak,
Tilâvet Ve Şükür Secdesi Yapmak,
Kur'an'a Dokunmak İçin Abdest Almak Farzdır.

Vacip Abdest: Kabe'yi Tavaf Etmek İçin Abdest Hanefilere Göre Vaciptir.
3. Mendup Abdest:
2.

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.

Yatmadan Önce Abdest Almak,
Vakit Namazları İçin Ayrı Ayrı Abdest Almak,
Kuran Okumak,
Dini Kitaplara Dokunmak,
Hadis Okumak,
Peygamberimizin Kabrini Ziyaret Etmek,
Arafat’ta Vakfa Yapmak,
Safa Ve Merve Arasında Say Yapmak,
Ezan Okumak,
Cenaze Yıkamak,
Her İşe Abdestli Olarak Başlamak,
Her Zaman Abdestli Bulunmak İçin Ve
Öfkelendikten,yalan Söyledikten Ve Gıybet Ettikten Sonra Abdest
Almak Mendup’dur.

ABDEST’İN MEZHEPLERE GÖRE FARZLARI
FARZLAR

HANEFİ

ŞAFİİ

MALİKİ

HNBELİ

YÜZÜ YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

KOLLARI YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

BAŞI MESH ETMEK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

AYAKLARI YIKAMA

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

NİYET ETMEK

SÜNNET

FARZ

FARZ

FARZ

TERTİBE RİAYET

SÜNNET

FARZ

SÜNNET

FARZ

MUVALAT

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

FARZ

BESMELE

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

OVARAK YIKAMAK

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

ABDEST’İN FARZLARI
1.

2.

3.

4.

Yüzü bir kere yıkamak (yüzün sınırları: saçın bittiği yerden kulak
yumuşağından çene altına kadar olan kısım. Sakal, bıyık ve kaşların altına
suyun ulaşması gerekir. Yüz yıkanırken sakal sık ise üstünü yıkamak
yeterlidir.)
Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak (abdest alırken parmaktaki
yüzüğün altına su alacak şekilde oynatılması, el, yüz ve ayakta bulunan ve
suyun deriye temasını önleyen maddelerin imkân dahilinde temizlenmesi
gerekir.)
Başın dörtte birini mesh etmek (dörtte birinin el içi su ıslaklığıyla mesh
edilmesi hanefîler'e göre yeterlidir. Başın “nâsiye” denilen ön tarafına
mesh edilmesi daha faziletlidir. Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Şâfiîler'e göre başın mesh miktarı daha azdır, bir saç teli. )
Ayakları topukları ile beraber bir kez yıkamak (suyun parmaklar arasına
ulaşması sağlanmalıdır. Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi su
ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.)

ABDEST’İN SÜNNETLERİ

1.
2.
3.
4.

Abdest almaya niyet etmek,
Başlarken besmele çekmek,
Elleri bileklerle birlikte üç defa yıkamak,
Ağız ve buruna su çekip iyi bir ağız ve burun temizliği
(mazmaza ve istinşak) yapmak,
5. Misvak kullanmak veya dişleri fırçalamak,
6. Sakalın içine su girmesini sağlamak,
7. El parmaklarını birbirine sokup ovuşturmak,
8. Başın tamamını elin ıslaklığıyla mesh etmek,
9. Boynu mesh etmek,
10. Abdest uzuvlarını yıkarken sıraya uymak,
11. Abdeste sağ uzuvlardan başlamak,
12. Uzuvları üçer defa yıkamak
13. Su ile iyice ovmak (delk),
14. Abdeste ara vermeden tamamlamak.

ABDEST’İN SÜNNETLERİ
1.
2.
3.
4.

5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.

Niyet etmek: “Niyet ettim, Allah rızası için abdest almaya” denilmesi müstehaptır.
Abdeste başlarken önce temiz olan elleri bileklere kadar yıkamak.
Abdeste “Eûzü” ve “besmele” ile başlamak.
Mazmaza ve İstinşak: Elleri yıkadıktan sonra önce üç defa ağıza su alınıp çalkalanması ve
dışarı atılmasına “mazmaza”, üç defa da burunun yumuşağına kadar su alınmasına ise
“istinşak” denilir. Ağız ve buruna her su almada, alınan su yenilenir.
Mazmaza ve istinşakta mübalağa etmek. Fakat oruçlu kimseler mübalağa yapmazlar.
Misvak Kullanmak
Tertibi gözetmek. Şâfiî ve Hanbelîlere göre farzdır.
Abdeste sağ taraflardan başlamak
Abdest uzuvlarını üçer defa yıkamak: Birer defası farz, diğerleri sünnettir. Üçten fazla veya
eksik yıkamak sünnete aykırıdır. Çoğu fakihlere göre başı bir defa meshetmek yeterlidir.
Abdestte elleri veya ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak. Parmakları hilâllemek.
Sakalı hilâllemek: Abdest alırken sık sakalı bulunanların sakallarını, parmaklarını sakalın içine
sokarak alt taraftan üst tarafa doğru hareket ettirmesine hilâlleme denir.
Başın tamamını bir su ile meshetmek: Buna “kaplama mesh” denir.
Kulakları meshetmek: Çoğu fakihlere göre, yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi
sünnettir.
Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile ovmak
Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamak. Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
Boynu meshetmek: Başı ve kulakları meshettikten sonra iki elin arkaları ile ve üçer parmakla
yeni bir su almaya gerek olmaksızın boyun meshedilir.

ABDEST’İN ADAPLARI
Abdestin Âdabından Maksat, Abdestin Farzlarının Ve Sünnetlerinin Daha Uygun
Şekilde Ve Ortamda, Mükemmel Bir Şekilde Yerine Getirilmesini Sağlamaktır.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.

12.
13.

Abdest Alırken -Mümkünse- Kıbleye Dönmek,
Abdest Sularını Vücuda Ve Elbiseye Sıçratmamak,
Dünya İşlerine İlişkin Konuşmamak,
Abdest Dualarını Veya Bildiği Dualardan Okumak,
Suyu Ölçülü Kullanmak,
Daha Vakit Girmeden Abdest Alıp Namaza Hazır Bulunmak,
Bir Özür Bulunmadıkça Abdestte Başkasından Yardım İstememek,
Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını Yoklamak, Suyu Dirsek Ve
Topukların Yukarılarına Kadar Ulaştırmak,
Nehir Veya Deniz Kenarında Bile Su İsrafından Kaçınmak,
Abdest Sonunda Kelime-i Şehâdet (Eşhedü Enlâ İlahe İllallah Ve Eşhedü Enne
Muhammeden Abdühû Ve Resûlüh) Getirmek,
Abdestten Artan Sudan Kıbleye Karşı Ayakta Bir Miktar İçmek Ve Bu Sırada;
“Allah’ım Beni Her Günah İşledikçe Tevbe Eden Ve Günahtan Kaçınıp Tertemiz
Bulunan Salih Kullarından Kıl” Diye Dua Etmek,
Abdestin Sonunda Bir, İki Veya Üç Defa Kadir Sûresi’ni Okumak,
Abdestten Sonra, Kerâhet Vakti Değilse İki Rekat Nafile Namaz Kılmak.

ABDEST’İ BOZAN DURUMLA
1. İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necasetin,
herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
2. Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir maddenin
çıkması. (Şâfıî ve mâlikîler'e göre bozmaz.) Vücuttan çıkan kan, irin ve sarı
su akmadığı veya çıktığı yerin çevresine dağılmadığı sürece abdesti bozmaz.
3. Ağız dolusu kusmak.
4. Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan
durumlar.
5. Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek.
6. Cinsî münasebet veya fahiş (aşırı) temas ve dokunma.
7. Mazeret halinin sona ermesi. Su bulamadığı için teyemmüm eden kimse suyu
bulunca, mest üzerine mesh yapan kimsenin -yolcu olanlara üç, yolcu
olmayanlara bir gün olarak tanınan- mesh süresi dolunca, özürlü kimse için
de namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur.
8. Hanefîler'in dışındaki üç mezhebe göre bir kimsenin kendi cinsel organına
temas da abdesti bozar.

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest suyunun elbiseye sıçramayacağı bir konum
alınır,
 Mümkünse kıbleye dönülür,
 Abdeste “eûzü” ve “besmele” çekilir,
 Niyet ve besmele ile abdeste başlayıp “niyet ettim, allah
rızası için abdest almaya” denir,
 Su ölçülü kullanılır, fazla açılmaz, israftan kaçınılır,
 Abdestte elleri parmak uçlarından başlanır,
 Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da
hilallenerek üç defa yıkanır,
 El, yüz ve ayakta bulunan ve suyun deriye temasını
önleyen cilt üzerindeki hamur, boya, sakız gibi
maddeler temizlenir,
 Parmakta yüzük varsa oynatılır,
 Misvak veya diş fırçası ile bunlar yoksa sağ elin
parmaklarıyla dişler temizlenir,
 Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile iyice ovarak
yıkanır

ABDESTİN ALINIŞI

 Ağız, Sağ El Avucuna Alınan Su İle Üç Defa
Çalkanıp iyice Temizlenir,
 Ağız Ve Buruna Her Su Almada, Alınan Su
Yenilenir.
 Üç Defa Da Burna Sağ El İle Su Çekilip Her
Defasında Burun Sol Elle Temizlenir.
 Oruçlu Olmayan Kimse Ağız Ve Burnun Her
Yerine Suyun İyice Ulaşmasını Sağlar.
 Mazmaza Ve İstinşakta Mübalağa Etmek Gerekir.
Fakat Oruçlu Kimseler Mübalağa Yapmazlar.
 Ağza su alırken “Allah’ım! Bana peygamberinin
kevser havuzundan, bir daha sonsuza kadar
susamayacağım bir kâse su ihsan buyur.” diye
duada bulunur,
 Burnu yıkarken de “Allah’ım! Beni nimetlerinin
ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum
bırakma.”der.

ABDESTİN ALINIŞI
 Üç Kere Yüz Yıkanır.
 Birer Defası Farz, Diğerleri Sünnettir. Üçten Fazla
Veya Eksik Yıkamak Sünnete Aykırıdır.
 Saçın Bittiği Yerden Kulak Yumuşağından Çene Altına
Kadar Olan Kısım Yıkanmalıdır.
 Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını
Yoklamak adaptandır,
 Sakal, Bıyık Ve Kaşların Altına Suyun Ulaşması
Gerekir.
 Abdest Alırken Sık Sakalı Bulunanların Sakallarını,
Parmaklarını Sakalın İçine Sokarak Alt Taraftan Üst
Tarafa Doğru Hareket Ettirmesi Gerekir, Adaptandır,
 Yüz Yıkanırken Sakal Sık İse Üstünü Yıkamak
Yeterlidir.
 Yüzü yıkarken “Allah’ım! Bazı yüzlerin beyazlanacağı,
bazı yüzlerin de kararacağı günde, benim yüzümü ak
kıl.” diyerek dua etmek abdest adaplarındandır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak farz
üçe tamamlamak sünnettir,
 Kolları yıkamaya sağ koldan başlanır, sol kolla
devam edilir,
 Suyu Dirseklerin dört parmak yukarısına Kadar
Ulaştırmak gerekir,
 Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamalıyız.
Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
 Kolları iyice ovarak yıkanır.
 Sağ kolu yıkarken “Allah’ım! Bana amel
defterimi sağ yanımdan ver ve benim hesabımı
kolay kıl!” diye dua edilir
 Sol kolu yıkarken “Ey Rabbim! Bana kitabımı sol
yanımdan ve arka yönden verme ve şiddetli bir
hesap ile sorguya çekme” diye dua edilir

ABDESTİN ALINIŞI











Başın dörtte birinin elin içinin su ile ıslatılıp mesh edilmesi
hanefîler'e göre yeterlidir.
Başın “nâsiye” denilen ön tarafına mesh edilmesi daha
faziletlidir.
Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Başın tamamını bir su ile meshetmeye “kaplama mesh” denir
ki bu şekilde mesh etmek sünnettir.
Baş mesh edilirken elin saçların dibine doğru sokulmasına
veya ileri geri hareket ettirilmesine gerek yoktur.
Başı meh ederken“ilâhi, beni rahmetinle yarlığa, benim
üzerime bereketinden indir.” Diye dua etmek uygundur.
Yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi sünnettir.
Küçük parmağımızı kulağımızın içeine doğru sokup baş
parmağımızla kulağımızın arkasını mesh etmek şeklinde
yapılır
Boynu meshetmek: başı ve kulakları meshettikten sonra iki
elin arkaları ile ve üçer parmakla yeni bir su almaya gerek
olmaksızın boyun meshedilir.
Ellerin parmak uçları ensede birbirine değerek boyna doğru
çekilmek suretiyle yapılır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Ayakları topukları ile beraber bir kez
yıkamak
farzdır,
üçe
tamamlanması
sünnettir.
 Suyun
parmaklar
arasına
ulaşması
sağlanmalıdır.
 Önce sağ sonra sol ayak, parmak uçlarından
başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dahil
olmak üzere yıkanır.
 Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.
 Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi
su ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.
 Ayakları yıkarken şöyle dua edilir: “Ya Rabbi!
Birtakım ayakların kayacağı günde, benim
ayaklarımı sırat üzerinde sâbit kıl!”

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest sonunda kelime-i şehâdet (eşhedü enlâ ilahe illallah
ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh) getirmek,
 Abdestten artan sudan kıbleye karşı ayakta bir miktar içmek
ve bu sırada; “allah’ım beni her günah işledikçe tevbe eden
ve günahtan kaçınıp tertemiz bulunan salih kullarından
kıl” diye dua edilir ve
 Abdestin sonunda bir, iki veya üç defa kadir sûresi’ni okunur,
 Abdestten sonra, kerâhet vakti değilse iki rekat nafile namaz
kılınır.

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR
Abdeste başlarken önce niyet edilir, sonra eûzü-besmele çekilir. Sonra da her
bir âzayı yıkarken şu duâlar okunur:

ً‫الم ُْنورا‬
َ ‫َا ْل َح ْم ُد ل ّله َّالذى َج َع َل ْاْلَ َاء َط ُهو ًرا َو ْا ِال ْس‬
ِ ِ

“Suyu temizleyici, İslâmı da nûr kılan Allah'a hamdolsun.”

َ‫َا ّلل ُه َّم َاع ّنى َعلى ت َال َوة ْال ُق ْران َوذ ْكر َك َو ُش ْْكر َك َو ُح ْسن ع َب َادتك‬
ِ ِ ِ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ ِ ِ

Ağıza su verirken:

“Ey Allahım, Kur'an okumak, seni zikir ve sana şükür etmek, sana olan ibâdeti
güzelleştirmek hususlarında bana yardım et!..”

َ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ ْ َ َ َ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
‫حة الن ِار‬
ْ ‫اللهم ا ِرحنى را ِئحة الجن ِة والت ِرحنى را ِئ‬

Buruna su verirken:

“Allahım, bana Cennet kokusunu duyur, Cehennem kokusunu hissettirme!”
Yüzü yıkarken:

ٌ‫س َو ُّد ُو ُجوه‬
ٌ ‫ض ُو ُج‬
ْْ ‫وه َو َت‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم َب ّي‬
ُّ ‫ض َو ْجهى َي ْو َم َت ْب َي‬
ِ

“Allahım, yüzlerin kiminin ak, kiminin kara olduğu o günde, benim yüzümü kara değil,
ak çıkar!”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ‫َا ّلل ُه َّم َا ْعطنى ك َتابى ب َيمينى َوح‬
ً‫اس ْبنى ِح َس ًْابا َيسيًا‬
ِ ِ
ِ
ِ ِ
Sağ kolu yıkarken:

“Allahım, kitâbımı sağımdan ver, hesabımı da kolay eyle!”

Sol kolunu yıkarken:
َْ
ّ َ
َ َ
َ
ُ
َ
َ
ْ
َ
َ
َ
ْ
َّ
ُ
‫اللهم ال تع ِطنى ِكتابى ِبيسارى وال ِمن ور ِاء ْظه ِرى‬
“Allahım, kitâbımı solumdan ve arkamdan verme.”

َ َ meshederken:
َ َّ َ َّ ُ ّ َ
َ
َ
َ‫ال ظ ّْل ا َّال ظ ُّل َع ْرشك‬Başı
َ
ْ
َ
ْ
ّ
ْ
ِ ِ ِ ِ ‫اللهم ا ِظلنى تحت ِظ ِل عر ِشك يوم‬
ِ
“Allahım, Arşının gölgesinden başka gölge olmadığı günde, beni Arşının gölgesinde
gölgelendir.”
Kulaklara meshederken:
َ
َ
َ
َّ
ُ‫ذين َي ْستم ُعو َن ْال َق ْو َل ْف َيتب ُعون ا ْح َس َنه‬
َ ‫اج َع ْلنى م َن َّال‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم‬
ِ
ِ
ِ
“Allahım, beni sözü dinleyip de en güzeline uyanlardan eyle.”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ َ ْ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
َ
َ
‫اللهم اع ِتق رقبتى ِمن الن ِار‬
Boynu mesh ederken:

“Allahım, boynumu Cehennem ateşinden âzâd eyle!”
Ayakları yıkarken:
ْ
َ
ْ
َ
َ‫َا ّلل ُه َّم َث ّب ْت َقد‬
ّ ‫مى َع َلى‬
ُ‫الص َراط َي ْو َم تز ُّْل فيه االق َدام‬
َّ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ

“Allahım, ayakların Sırat üstünde kaydığı günde, ayaklarımı sırat üstünde sâbit eyle,
kaydırma!..”
Abdest tekmil olduktan sonra abdest suyundan içilir ve bu dua okunur:

َ‫اج َع ْلنى م ْن ع َْبادك‬
َّ ‫اج َع ْلنى م َن‬
َ ‫ن ْاْلُ َت َط ّهر‬
َْ ‫اج َع ْلنى م‬
ْ ‫ين َو‬
ْ ‫الت َّواب َين َو‬
ْ ‫َا َّلل ُه َّم‬
ِ ِ ِ ِ
َ‫َ ِ ِ َ َ ْ َ ْ ِ َ َّ ِ َ ِ َ َ ْ ٌ َِ َ ِ ْ ْ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ن‬
ْ ‫الصا ِل ِحين واجعل ِنى ِمن ال ِذين الخوف علي ِه ْم والهم يحزنو‬

“Allahım! Beni çok tevbe edenlerden, temizliğe çok dikkat edenlerden, salih kullarından
ve kendileri için korku ve hüznün olmadığı kimselerden eyle.”

Abdest sonunda “Kelime-i Şehâdet” (eşhedü enlâ ilahe illallah ve eşhedü enne
muhammeden abdühû ve resûlüh) getirilir. Bununla birlikte bir, iki veya üç defa
“Kadir” sûresi yada “Ayetel Kürsi” okunur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest uzuvlarında yara veya hastalık bulunması halinde nasıl abdest alınır?
Abdest uzuvlarından birinde yara veya hastalık bulunan kişi, bu organın
yıkanması zarar verecekse, yıkamayıp ıslak elle mesheder. Mesh edilmesinin de zarar
vermesi durumunda, bu da terk edilir. Bu rahatsızlık abdest veya gusül uzuvlarının
çoğunluğunda ise, abdest veya gusül yerine teyemmüm edilir.
Özürlü nasıl abdest alır, özrü sebebiyle elbisesine bulaşan necasetin hükmü nedir?
Özürlüler, her vakit için abdest alır ve mazeret teşkil eden rahatsızlığından
başka abdest bozan bir hal meydana gelmedikçe, bu abdestle o vakit içerisinde dilediği
gibi namaz kılar, Kur’an-ı Kerim okur ve diğer ibadetlerini yaparlar. Namaz vaktinin
çıkmasıyla veya başka abdest bozan bir halin meydana gelmesiyle özürlü kimsenin
abdesti bozulur.
Kişiyi özürlü kılan hal, bir namaz vakti boyunca hiç meydana gelmezse, özür
ortadan kalkmış olur ve o kimse özür sahibi olmaktan çıkar.
Özürlü kimseden akan kan, irin, idrar gibi şeylerin çamaşıra bulaşması halinde,
bundan kaçınılması mümkün değil ve temizlendiğinde tekrar bulaşacaksa çamaşır
yıkanmadan namaz kılınabilir. Fakat elbiseye tekrar bulaşmayacaksa, yıkanması gerekir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Bedeninde veya bir uzvunda sargı ya da yara bulunan kimse nasıl abdest alır?
Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık veya yaradan dolayı sargı
bulunduğunda, abdest alırken veya guslederken bu sargı çözülerek altı yıkanır ve yaranın
üstü mesh edilir. Ancak sargının çözülmesinin zararlı olması hâlinde çözülmeyip üzerine
mesh edilebilir. Sargı üzerine meshin meşruluğu sünnetle sabittir. Hz. Ali (r.a.) şöyle
demiştir: “Bileklerimden biri kırılmıştı. Peygamber (s.a.s.)’e sordum, O da sargıların
üzerine mesh etmemi emretti.“ (İbn Mace, Taharet, 134.)
Sargının bir defa mesh edilmesi yeterlidir. Yapılan bu mesh ile, o uzuv hükmen
yıkanmış olur. Sargının abdestsiz veya cünüp iken sarılmış olması meshe engel olmadığı
gibi, sargı üzerine meshin belirli bir süresi de yoktur; yara veya kırık iyileşinceye kadar
aynı sargı üzerine mesh edilebilir. Üzerine mesh ettikten sonra sargının değiştirilmesi veya
düşmesi hâlinde, mesh bozulmaz; iade edilmesi de gerekmez. Ancak, yaranın iyileşmesi
hâlinde, sargı açılmış olsun veya olmasın, mesh bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Tedavi maksadı ile cilde sürülen ilaç vb. maddeler abdeste engel olur mu?
Abdest alırken yıkanması gereken bir organın üzerine tedavi maksadı ile
merhem vb. bir madde sürülmüşse; su zarar vermiyorsa abdest alırken bu organın
yıkanması gerekir. Eğer yıkamak zarar veriyorsa ıslak elle üzerine mesh edilir.
Mesh etmek de zararlı ise o da terk edilir. Çünkü dinimiz zaruretler hâlinde
yasakları mübah kılmış, kişiye kaldıramayacağı yükü yüklememiş, zorluğun giderilmesini
ilke edinmiştir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Diş doldurtmak veya kaplatmak abdest ve gusle engel olur mu?
Tedavi amacıyla diş doldurmak veya kaplatmak caiz olup abdest ve guslün
sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak çıkarılıp takılabilen/sabit olmayan dişlerin gusül
abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması gerekir.
Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de kaplandıktan sonra,
dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı hükmünü alır. Bu sebeple, ağız yıkanınca,
kaplama yapılan dişler de yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi, gerektiğinde tedavi amaçlı
olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve abdest ya da gusül alıp, ibadetlerini
yapabilir.
Yapılan bu işlem tedavi amaçlı ve zorunlu olduğundan, mezhepler arasında bir
ihtilaf söz konusu değildir. Diş dolgusu veya kaplaması konusundaki ihtilaflar, guslün veya
abdestin geçerli olup olmayacağı konusuyla alakalı bir durum değildir. Çıkan dişin yerine
bağlandığında kullanılan tel veya başka bir madde, çok sıkı bağlanacağı için, suyun altına
girmesine engel olur. Buna rağmen fukaha, kopan dişi yerine bağlatmanın caiz olduğunda
görüş birliği içindedirler.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

İdrar torbası kullanmak zorunda olan hastaların abdesti bozulmuş olur mu?
Devamlı burun kanaması, idrarı tutamama, kusma, yaranın devamlı kanaması,
kadınlardaki akıntı gibi abdesti bozan ve en az bir namaz vakti süresince devam eden ve
her namaz vaktinde tekrarlanan bedenî rahatsızlıklara özür/mazeret, böyle kimselere de
özür sahibi kimse denilir.
Buna göre; kendisinden devamlı idrar geldiği için idrar torbası kullanmak
zorunda olan hastalar, dinî açıdan özür sahibi konumundadırlar. Özür sahipleri, her namaz
için vakit çıktığında abdest almak suretiyle namazlarını kılarlar.
Bu abdestle vakit içinde diledikleri kadar farz veya nafile namaz kılabilirler.
Ancak mümkün olduğunca namaza başlamadan önce torbadaki idrarın boşaltılmış
olmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle abdeste başlamadan önce idrar torbası
boşaltılmalıdır. Şu kadar var ki, vakit namazı için abdest alındıktan sonra, torba içinde
biriken idrar ile kılınan namaz geçerlidir. Bu özürleri dışında abdesti bozan başka bir hal
olmadıkça, vakit içinde abdestleri devam eder, vakit çıkınca bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan bir kadın teyemmüm ederek namazını
kılabilir mi?
Yalnızca erkeklerin veya hem erkeklerin hem de kadınların bulunduğu bir
ortamda gusül abdesti almak durumunda kalan bir kadın gusül abdestini tehir eder.
Dolayısıyla, suyu kullanmaktan aciz olduğu için teyemmüm ederek namazını kılar.
Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan kadın ise, namaz vaktinin sonlarına
kadar bekler. Eğer vaktin çıkacağından korkarsa teyemmüm ederek, namazını kılar. Ancak
o namazı iade eder .

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Su mevcut olduğu halde abdest alıncaya kadar namaz vaktinin çıkmasından endişe
eden kişi teyemmümle namaz kılabilir mi?
Abdest alma imkânı varken, cuma namazı ve vakit namazları gibi vaktinde
kılınamadığı zaman kaza edilen namazların, vaktin çıkacağı endişesi ile teyemmüm ederek
kılınması caiz değildir. Zira abdest alındığı takdirde bu namazlara yetişilemezse, cuma
namazı yerine öğle namazı, vakit namazı yerine kaza namazı kılınır.
Maliki Mezhebi’ne göre, su ile abdest alma imkânı var iken, abdest veya gusül
alındığı takdirde beş vakit namazdan birinin vakti geçecek ise bu namaz teyemmüm
ederek kılınır.
Varis çorabı üzerine mesh yapılabilir mi?
Varis hastalığından dolayı ayağa giyilmesi gereken özel çoraplar, kırık, çıkık
üzerindeki sargı hükmün dedir. (İbn Mace,Taharet,134.) Bu itibarla, varis çorapları
üzerine meshedilmesinde bir sakınca yoktur

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Kol ve bacakları olmayan kimsenin abdesti eksik olur mu?
Yüce Allah din konusunda bize hiçbir zorluk yüklememiştir. (Hacc, 22ı78.)
“Köre, topala da vebal ve hastaya güçlük yoktur.“ (Fetih, 48ı17.) anlamındaki
ayetler buna delildir. İnsanlar ancak yapabileceklerinden sorumludurlar.
Hastalığı veren de yükümlülükle ri yükleyen de Allah’tır. Dolayısıyla kişi gücü
neye yetiyorsa onu yapmakla mükelleftir. Kol ve bacakları olmayan kişiden abdestte bu
organları yıkama yükümlülüğü düşer. Ancak bu kimsenin, bu özründen dolayı namaz
yükümlülüğü düşmez.
Kendisine abdest aldıracak yardımcı birileri yoksa ve kendisi de bir şekilde
abdest alma yöntemi bulamazsa, yüzünün iki yanını toprak veya toprak cinsinden bir şeye
dokundurarak teyemmüm eder. Elleri ve kolları olmayan veya kesilmiş olan kimse yalnız
yüzünü yere sürerek teyemmüm yapar.
Eğer yüzünde bir yara veya özür varsa teyemmüm etmeksizin namazı kılar. Bu
imkâna da sahip değilse, namazını yapabildiği şekilde ima ile kılar. Özürlü bir kimse, ancak
kendisi gibi özürlü birisine namaz kıldırabilir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Saç boyası, kına, ruj, oje, jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani
midir?
Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa,
abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması
gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken
uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır.
Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan
maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce
giderilmesi gerekir. Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşturmayan saç boyası,
kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Tuvalette abdest alınabilir mi?
Tuvalette abdest alınmasında bir sakınca yoktur. Ancak böyle yerlerde
besmele, zikir ve duaların içten söylenmesi uygun olur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest ve gusülün tam olup olmadığı konusundaki vesveseye
itibar edilir mi?
Vesvese, çeşitli sebeplerle insanın yaşadığı kararsızlık,
şüphe ve kuruntu halidir. Vesvese sebebi ile, gusül ve abdestin
tekrarlanması gerekmez. Vesvese gelse bile abdest ve gusle devam
edilmelidir.
Kişi vesveseye itibar etmemeye çalışmalı, içe doğan şüphe
ve tereddüt hallerinin asılsız olduğunu kendine telkin etmeli,
ayrıca zaman zaman Felak ve Nas Surelerini, anlamlarını da
düşünerek okumalıdır.
Güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest ve gusül alınır mı?
Güneş enerjisi ile ısıtılan su ile, temiz olmak kaydıyla, abdest almak
ve gusletmekte dinen bir sakınca yoktur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAKTA GEREKLİDİR
İyi veya kötü hareketleri organlarımızla yaparız. El işler yapar, yıkar ve
yazar; ağız yer içer, iyi ve kötü sözler söyler, konuşur; burun koklar, gözler görür,
kollar saldırır ve yakalar; kulaklar işitir ve dinler; ayaklar ise bizi pek çok yere
götürür. Bütün bunlar zaman zaman günah ve yasak sınırını aşabilir.
İşte abdest sırasında içimizden geçireceğimiz dualarla, söz konusu
edilen olumsuz hareketlerin etkisinden kurtulmaya çalışabiliriz. Abdest alacak
kimse önce niyet eder. Bu bir rûhî-mânevî hazırlıktır. Hakk'ın huzuruna çıkmaya
niyet etmek ve hazırlanmak demektir. Sonra besmele çekerek ve Allah'ın
yardımını dileyerek abdeste başlar.
Abdest alan insan samimî bir dille ve içten bir duyguyla, eksiklik ve
hatalarını Hakk'ın huzurunda itiraf edip, bunları yıkamasını ve silmesini kulluğa
yakışan bir tavırla O'na arz eder, duasının kabulü için yalvarıp yakarır. Böylece
bilinci ve içtenliği ölçüsünde ruhen temizlenip arınmış bir halde huzura varmaya,
namaza durmaya hazır hâle gelir.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Su nasıl maddî kirleri temizliyorsa, tövbe de manevî kirleri yok eder
diye düşünerek abdest organlarımı yıkamalıyım. Halkın gördüğü yer olan
bedenimi ve elbisemi temiz tutar da Hakk'ın nazar ettiği yer olan kalbimi
tertemiz tutmazsam yanlış yapmış olurum diye inanmalıyım. Bedenim gibi
kalbimi de kötü ve kirli şeylerden arındırmaya çalışmalıyım şuurunda bir abdes
gerçek mahiyeti ile abdest olmuş olur.
Şemsî'nin dediği gibi: " Pâdişah konmaz saraya hâne mâmur
olmadan.” önce hanemizi mamur hale getirelim kalbimizi tezkiye edlim sonra
organlarımızı temizleyeli.
Yûnus Emre söylüyor: " Tanla durup başın kaldır ellerini suya daldır /
Hem şeytanın boynunu vur hem nefs dahi ölse gerek." (“Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr.
Mehmet Demirci)

Beyazid-i Bistâmî şöyle dermiş: "Ne zaman dünya düşüncesi
gönlümden geçse abdest alırım; âhiret düşüncesi geçince de gusül yaparım."

Prof. Dr. Mehmet Demirci hocamızın Altınoluk dergisinde yayınlanmış olan “Abdestin
İç Anlamı” isimli makalesinde Gönül ehli kimseler iç anlam olarak abdestin ve temizliğin beş
derecesinden söz ettiklerini belitir ve bunları İçten dışa doğru şöylece sıralar:

1. Rûhun abdesti: Rûhun, hayvanlık seviyesine ait bilgisizlikten ve Allah'tan gayri
şeyleri görme gafletinden arınmasıdır. Ruh Allah'tan gayrı şeyleri görmekten arınsa,
Gaffar olan Allah'ın nûru onu kuşatır. Kötü düşüncelerini temizlese takvâ elbisesine
kavuşur. Nefsin tezkiye ederse iç huzuruna ve itmi'nâna ulaşır.
2. Sırrın abdesti: Burada "sır", rûhun rûhu demek olup; onun abdesti gösterişten (riyâ),
arzu ve isteklerin esiri olmaktan, kendini beğenmişlikten, baş olma tutkusundan, aşırı
dünya isteği ve mevki sahibi olma ihtirasından arınmaktır. Bunun neticesinde ihlâs nûru
ortaya çıkar. Dünya sevgisinden arınırsa âhiret sevgisi doğar.
3. Kalbin ve gönlün abdesti: İki yüzlülük, bozgunculuk ve kötü ahlâktan uzak durmaktır.
Büyüklenme yıkanınca, alçak gönüllük doğar. Çekememezlik kirleri yıkansa, iyilik;
düşmanlık yıkansa, Allah sevgisi görünür.
4. Dilin abdesti: Yalan, dedi-kodu, iftira ve boş sözden, insanların ayıplarını merak
etmekten ve gizli hallerini ortaya çıkarmaktan, faydasız konuşmaktan uzak durmaktır.
Yalan ve koğuculuk yıkansa, doğruluk ve vefâ doğar. İftira ve itham etme yıkansa, sevgi
görülür. Faydasız ve boş söz bırakılsa yararlı şeyler konuşulur veya Allah'ın adı anılır.
5. Zâhir abdesti: Bu, bildiğimiz abdesttir. Neticesinde Abdest alan kimsenin yüzünü
yıkaması, mahşer günü yüzünün nurlu olmasına yol açar. Kolunu yıkayınca cömertlik
nurları hasıl olur. Ayrıca amel defterinin sağ eline verilmesi gibi bir lûtfa erişir. Ayağını
yıkayınca, âhiretteki manevî engelleri kolaylıkla geçme imkânı doğmuş olur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Abdest alırken gerçekleşen dış temizliğin, iç temizliği ile
birlikte gelişmesi için şunlar da tavsiye edilir: Eller yıkanırken
kalbin de aşırı dünya sevgisinden yıkanması gerekir. Ağıza su
alınırken, onunla boş şeyleri anmamaya azmetmelidir. Yüz
yıkandığı zaman, yüzü Hak'tan başka şeylere çevirmemeye söz
vermelidir. Ayağı yıkarken, Hak yolda bulunma gayreti
pekiştirilmelidir.
Dış temizlik su ile, iç temizlik ise tövbe ile ve Hakk'ın
kapısına dönmekle mümkün olur.

Bedenin bütün uzuvlarına madden ve manen abdest
aldırmak gerekir. Bedene su ile nasıl ki abdest aldırıyorsak, her bir
uzvumuzu Yaratının rızasına uygun işler yaptırmak suretiyle
manevi abdestimizide almamız gerekmektedir.
Abdestin suyu günaha bakan gözleri, günahla kızaran yüzü
de arındırır. Ağzı abdest suyu ile çalkaladığımız zaman, bizi günaha
sokan kelimeler, bu kelimeleri oluşturan dil ve dişler pir-ü pak
olur. Başımızı mesh ettiğimizde zihnimizden geçen günahlar bir bir
dökülür. Kulaklara değen abdest suyu bu organın dikkat kesilip
dinlediği günahkar sözleri siler süpürür. Ve en nihayet bizi günahın
kapısına kadar yürüten ayaklarımızı yıkarız. Onlar da günahtan
kurtulmuş olur.
Yüce Rabbim abdestimizi en güzel şekilde alıp
ibadetlerimizi kendi rızasına uygun olarak yapmayı cümlemize
nasip etsin.

Bu Sunum İdris YAVUZYİĞİT Tarafında; “İhtiyar” Mevsılî,
“Bidayetu’l Müctehit” Ahmet İbn Rüşd El Kurtubi, “Büyük İslam İlmihali”
Ömer Nasuhi Bilmen (A. Fikri Yavuz), “İslam İlmihali” Lütfi Şentürk Ve
Seyfettin Yazıcı (Diyanet), “İlmihal” Heyet (TDV), “Delilleriyle İslam
İlmihali” Hamdi Döndüren, “Şafii İlmihali” Mehmet Keskin (Diyanet), “Din
Görevlisinin El Kitabı” Mevlüt Özcan, “Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr. Mehmet
DEMİRCİ; “Abdestin Fazileti Ve İbadetler Açısından Önemi” Ahmet ÜNAL;
“Abdestin Manası Ve Önemi” Mustafa Kutlu’ya Ait Kitap, Makale Ve Vaaz
Örneklerinden İstifade Edilmek Suretiyle Hazırlanmıştır.
Rabbim Eser Sahiplerinden Ölenlere Rahmetiyle, Yaşayanlara Lutuf
Ve Keremiyle Tecelli Eylesin Ve İki Cihan Saadeti İhsan Etsin.


Slide 20

Abdest Almanın Önemi
ve Fıkhi Boyutu
İdris YAVUZYİĞİT
[email protected]

Abdestin Önemi
Abdestin Tanımı
Abdest Çeşitleri
Abdestin Farzları
Abdestin Sünnetleri
Abdestin Adapları

Abdesti Bozan Durumlar

Abdestin Alınışı
Abdest Duaları
Fıkhi Sorular
Abdestin İç Anlamı

ABDEST

َ ْ ُ ْ ُ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َ
ُ ْ َ ٰ َّ
‫وة فاغ ِسلوا‬
‫يا ايها ال ٖذين امنوا ِاذا قمت ْم ِالى الصل‬
ِ
َ ‫ُو ُج‬
ْ‫وه ُك ْم َو َا ْي ِد َي ُك ْم ِا َلى ْاْلَ َرا ِْفق َو ْام َس ُحوا ب ُر ُؤس ُك ْم‬
ِ ِ
ِ
ْ َ ْ ُ َُ ََْ
َ
ْ
ْ
َ
‫وارجلكم ِالى الكعبي ِ ْن‬
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya
kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize
kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip,
topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)”.

(MÂİDE suresi 6.

ayet)

ABDEST

Bu âyet, teyemmüm âyeti olarak adlandırılır. Fakat
âyette abdestin farzları tesbit edilmektedir. Dolayısıyla bir
abdest âyeti olduğu şüphesizdir.
Şu kadar var ki, abdest bu âyet ile farz kılınmış değildir.
Çünkü abdest Mekke’de namazla beraber farz kılınmış ve
İslâm’da hiçbir zaman abdestsiz namaz kılınmamıştır.
Oysa bu âyet-i kerîme Medîne’de, hicretin 6. yılında,
Benî Mustalik Gazvesi’nde cereyan eden meşhur “İfk hâdisesi”
üzerine gece susuz bir yerde kalınıp abdest almak mümkün
olmadığından dolayı nâzil olmuştur.
Hz.Âişe vâlidemize münafıklar tarafından çirkin bir iftira
yapıldığı için bu olaya ifk (iftira) olayı denilmiştir.

ABDESTİN FAZİLETİ

َ َ َ َّ َ َ ْ
َ َََ َ
َ
ْ‫خ َط َاي ُاه من‬
ْ
َ
ْ ‫ خرجت‬، ‫من توضأ فأحـسن الوضـوء‬
ِ
َ
ْ َ َّ
ْ
َ
َ
ُ
‫تحت أظفا ِر ِْه‬
ِ ‫جس ِد ِه حتى تخرج ِمن‬
“Kim

güzelce abdest alırsa, o kimsenin
günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün
vücudundan çıkar.” (Riyasü’s-Salihin, 1028; Müslim, Tahâret 33)

ُْ َ ُ ُ ُّ
‫ر‬
» ‫يمان‬
ْ ِ ‫اإل‬
‫ر‬
«
‫ط‬
‫ش‬
‫و‬
‫ه‬
‫الط‬
ِ

Ebû Mâlik el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır.” (Riyasü’s-Salihin, 1033; Müslim, Tahâret 1)

َ ْ َ َّ َ ً ّ ُ َ
َ‫َّ ُ َّ ُ ْ َ ْ ن‬
َ
ْ
َ
‫القيام ِ ْة غرا محج ِلين ِمن ْآث ِار‬
‫« ِإن أمتي يدعو يوم‬
ِ
َ
َ
َ
َ
ُ
ُ
َ
َ
َ
ْ
ْ
ُ
ْ
ْ
ْ
َّ
» ‫ فليفعل‬، ‫من استطاع ِمنكم أن ْي ِطيل غرته‬
ِ
ِ ‫الوضوء ف‬
ٌ
. ‫متفق عليه‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’i:
“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde,

abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak
olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten
kimse bunu yapsın” buyururken işittim. (Riyazüs Salihin, abdestin fazileti, 1026;
Buhârî, Vudû‘ 3; Müslim, Tahâret 35)

Bu Hadis bizlere:
1. Abdesti farzlarına, sünnetlerine, müstehaplarına ve edeplerine riayet ederek
almak gerekir. Böyle yapmak müstehaptır.
2. Abdest, insanın yüzünü nurlandırır, el ve ayaklarını ağartır. Bu hem maddî hem
manevî anlamda böyledir.
3. Allah Teâlâ, kıyamet gününde ve mahşer yerinde yüzü nurlu, el ve ayakları parlak
olanlara özel muamelede bulunur. Çünkü bunlar sâlihler ve ibadet ehli mü’minlerdir.
4. Abdestte ayakları yıkamak asla terkedilmemelidir.

ABDESTİN FAZİLETİ

ُْ ُ ْ َ
ُْ َ ُ َْ ُ َُْ
ُ
ُ
ُ
ُ
» ‫الحلية ِمن اْلؤ ِم ِن ح ْيث يبلغ الوضـوء‬
ِ ‫« تبلغ‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Ben dostum sallallahu
aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:
“Mü’minin

nuru ve beyazlığı, abdest
suyunun ulaştığı yere kadar varır.” (Müslim, Tahâret 40)

َ َّ َ َ
ُ ُ
َ َُ
َ َ ُ ْ َ
ْ
َ
َ
ُّ‫كل‬
ْ ‫جه ِه‬
ِ ‫« ِإذا تو َضأ َالعبد اْل‬
ِ ‫سلم أ ِو اْلؤ َ ِمن فغسل َ ْوجهه خرجَ ِمن َو‬
َ َ
ْ
َ
ْ
ْ
َ
ْ
‫ َف ِإذا غسل يدي ِه‬، ‫اْلاء‬
‫اْلاء أو مع آ‬
‫خطيئة نظر ِإليها ِبعيني ِه مع‬
‫خر قط ِر‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ْ َ
َ ََ ُ
َ َ َ َ َ ُّ ُ
َ
ْ
ْ
ْ
َ
‫ط ِر‬
َْ ‫يديه كل خطيئ ٍة كان بطشتها يداه مع اْل ِاء أو مع ِآخر ق‬
‫ خرج ِمن‬،
ِ
َ َ
َ ُّ ُ ْ َ َ َ
َ
ْ‫ط َيئة َم َشتها رجاله مع اْلاء ْأو‬
ْ
َ
ِ
ِ
ٍ ْ ِ ‫ خرجت كل خ‬، ‫ ف ِإذا غسل ِرجلي ِه‬، ‫اْلاء‬
ِ
َ
ُّ
َ
ُ
َ
َ
ًّ
ُ
. ‫ حتى يخرج ن ِقيا ِمن الذن ْو ِب »رواه مسلم‬، ‫اْلاء‬
‫طر‬
‫ق‬
‫آخر‬
‫ع‬
‫م‬
ِ ِ ِ

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve
yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest
suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini
yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –
veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını
yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah
abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar.
Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (Müslim,
Tahâret 32; Tirmizî, Tahâret 2; Riyasü’s-Salihin, 1030)

َ ُ ْ ُ َّ َ َ ْ َّ
َ ْ َ ْ َ ْ َ َّ َ ُ ْ
ْ ُ َ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َّ
َ
‫ن‬
: » ‫ ِوددت أنا قد رأينا ِْإخواننا‬، ‫الحقو‬
‫نين ِوإنا ِإن شاء‬
‫« السالم عليكم دار ق ٍوم مؤ ِم‬
ِ ‫الله ِْبك َم‬
ِ
َ
ُْ َ َ َ ّ َ ُ َ ْ َ
َ َ ُ َ
َّ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
َ
َ
ُ
ْ
ْ
ْ
» ‫ وإخواننا َال َذين لم َ يأتوا بعد‬، ‫ « أنتم أصحابي‬: ‫ أولسنا ِإخوانك يا رسول الل ِه ؟ قال‬: ‫قالوا‬
ُ
َْ ْ َ ْ َ ُ ْ َ
َ َ َْ
ُ
ُ‫له‬
َ
ُ
َّ
َ
ُ
ْ
ْ
َّ
َ
ْ ‫ « أرأيت لو أن رجال‬: ‫ كيف تع ِرف من لم يأتوا بعد من أم َِتك يا رسول هللا ؟ فقال‬: ‫قالوا‬
ُ َ
َ
َ
َّ ُ
َ ‫حج َل ٌة ْبي‬
َّ ‫َخ ْي ٌل ُغ ٌّر ُم‬
ْ ‫ أال‬، ‫ظهر ْي َخ ْيل ُد ْهم ب ْهم‬
َ ‫ َق‬، ‫الل ِ ْه‬
ْ
‫ بلى يا رسول‬: ‫يع ِْر ُف َخ ْيل ُه ؟ » قالوا‬
‫ال‬
‫ن‬
ِ ٍ ٍ
ٍ
َ
ُ
ُ ‫َ َّ ُ ْ ْ ُ َن‬
َ
َ
ُ
َ
َّ
ُ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
ًّ
‫و‬
. ‫ ِ »ر اه مسلم‬
ِ ‫ «ف ِإنهم يأتو غرا محج ِلين ِمن الوض‬:
ِ ‫ وأنا فر ْطهم على الحو‬، ‫وء‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem kabristana geldi ve:

“Selâm size ey mü’minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız.
Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim” dedi. Ashâb-ı kirâm:
– Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah? dediler. Resûl-i Ekrem:
– “Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb:
– Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah’ın Resûlü?
dediler. Peygamber Efendimiz:
– “Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at
sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?” diye sordu. Sahâbe:
– Evet, tanır, ey Allah’ın Resûlü, dediler. Resûl-i Kibriyâ:
“İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler.
Ben havzın başına onlardan önce varacağım” buyurdular. (Müslim, Tahâret 39; Riyasü’sSalihin, 1031 )

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ
Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el suyu”
anlamına gelen abdest, belirli ibadetlerin ifasının ön şartı olan ve kendisi
de ibadet mahiyetinde görülen bir nevi hükmî temizliktir.
Arapça karşılığı güzellik, temizlik ve parlaklık anlamına gelen
“vudû”dur.
Fıkıhta abdest, “belli uzuvları usulüne uygun olarak su ile yıkamak
ve bazılarını da eldeki su ıslaklığı ile meshetmek” şeklindeki ibadet
temizliği olarak tarif edilir.(TDV, İslam İlmihali 1. cilt, s 195)
Fıkıh dilinde maddî kirlilikten temizlenme “necasetten taharet”
olarak anılır; hükmî kirlilik olan hadesten temizlik ise birer hükmi temizlik
usulleri olan abdest ve gusülle olur.

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ

Abdest ile ağız, diş, burun, el, yüz ve ayaklar gibi
kirlenmeye ve dışarıdan gelecek mikroplara en açık uzuvlar
günde birkaç defa su ile temizlenir.
Bu sayede vücudun sinir sistemi ve kan dolaşımı daha
düzenli hale gelir ve vücuda fizikî-tıbbî birçok fayda sağlar.
Abdest, namaz ibadetini ifa için yüce Allah'ın
huzuruna çıkacak müminin manevî ve ruhî hazırlık ve temizliği
de demektir.
Bu yüzden abdest, maddî temizlikle manevî temizliği
birleştirici, müslümana manevî yönden destek ve güç sağlayıcı
bir anlam ve öneme sahiptir.

ABDEST’İN HÜKMÜ / ÇEŞİTLERİ
1.

Farz Abdest:
1.
2.
3.
4.

Namaz Kılmak,
Cenaze Namazı Kılmak,
Tilâvet Ve Şükür Secdesi Yapmak,
Kur'an'a Dokunmak İçin Abdest Almak Farzdır.

Vacip Abdest: Kabe'yi Tavaf Etmek İçin Abdest Hanefilere Göre Vaciptir.
3. Mendup Abdest:
2.

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.

Yatmadan Önce Abdest Almak,
Vakit Namazları İçin Ayrı Ayrı Abdest Almak,
Kuran Okumak,
Dini Kitaplara Dokunmak,
Hadis Okumak,
Peygamberimizin Kabrini Ziyaret Etmek,
Arafat’ta Vakfa Yapmak,
Safa Ve Merve Arasında Say Yapmak,
Ezan Okumak,
Cenaze Yıkamak,
Her İşe Abdestli Olarak Başlamak,
Her Zaman Abdestli Bulunmak İçin Ve
Öfkelendikten,yalan Söyledikten Ve Gıybet Ettikten Sonra Abdest
Almak Mendup’dur.

ABDEST’İN MEZHEPLERE GÖRE FARZLARI
FARZLAR

HANEFİ

ŞAFİİ

MALİKİ

HNBELİ

YÜZÜ YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

KOLLARI YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

BAŞI MESH ETMEK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

AYAKLARI YIKAMA

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

NİYET ETMEK

SÜNNET

FARZ

FARZ

FARZ

TERTİBE RİAYET

SÜNNET

FARZ

SÜNNET

FARZ

MUVALAT

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

FARZ

BESMELE

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

OVARAK YIKAMAK

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

ABDEST’İN FARZLARI
1.

2.

3.

4.

Yüzü bir kere yıkamak (yüzün sınırları: saçın bittiği yerden kulak
yumuşağından çene altına kadar olan kısım. Sakal, bıyık ve kaşların altına
suyun ulaşması gerekir. Yüz yıkanırken sakal sık ise üstünü yıkamak
yeterlidir.)
Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak (abdest alırken parmaktaki
yüzüğün altına su alacak şekilde oynatılması, el, yüz ve ayakta bulunan ve
suyun deriye temasını önleyen maddelerin imkân dahilinde temizlenmesi
gerekir.)
Başın dörtte birini mesh etmek (dörtte birinin el içi su ıslaklığıyla mesh
edilmesi hanefîler'e göre yeterlidir. Başın “nâsiye” denilen ön tarafına
mesh edilmesi daha faziletlidir. Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Şâfiîler'e göre başın mesh miktarı daha azdır, bir saç teli. )
Ayakları topukları ile beraber bir kez yıkamak (suyun parmaklar arasına
ulaşması sağlanmalıdır. Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi su
ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.)

ABDEST’İN SÜNNETLERİ

1.
2.
3.
4.

Abdest almaya niyet etmek,
Başlarken besmele çekmek,
Elleri bileklerle birlikte üç defa yıkamak,
Ağız ve buruna su çekip iyi bir ağız ve burun temizliği
(mazmaza ve istinşak) yapmak,
5. Misvak kullanmak veya dişleri fırçalamak,
6. Sakalın içine su girmesini sağlamak,
7. El parmaklarını birbirine sokup ovuşturmak,
8. Başın tamamını elin ıslaklığıyla mesh etmek,
9. Boynu mesh etmek,
10. Abdest uzuvlarını yıkarken sıraya uymak,
11. Abdeste sağ uzuvlardan başlamak,
12. Uzuvları üçer defa yıkamak
13. Su ile iyice ovmak (delk),
14. Abdeste ara vermeden tamamlamak.

ABDEST’İN SÜNNETLERİ
1.
2.
3.
4.

5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.

Niyet etmek: “Niyet ettim, Allah rızası için abdest almaya” denilmesi müstehaptır.
Abdeste başlarken önce temiz olan elleri bileklere kadar yıkamak.
Abdeste “Eûzü” ve “besmele” ile başlamak.
Mazmaza ve İstinşak: Elleri yıkadıktan sonra önce üç defa ağıza su alınıp çalkalanması ve
dışarı atılmasına “mazmaza”, üç defa da burunun yumuşağına kadar su alınmasına ise
“istinşak” denilir. Ağız ve buruna her su almada, alınan su yenilenir.
Mazmaza ve istinşakta mübalağa etmek. Fakat oruçlu kimseler mübalağa yapmazlar.
Misvak Kullanmak
Tertibi gözetmek. Şâfiî ve Hanbelîlere göre farzdır.
Abdeste sağ taraflardan başlamak
Abdest uzuvlarını üçer defa yıkamak: Birer defası farz, diğerleri sünnettir. Üçten fazla veya
eksik yıkamak sünnete aykırıdır. Çoğu fakihlere göre başı bir defa meshetmek yeterlidir.
Abdestte elleri veya ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak. Parmakları hilâllemek.
Sakalı hilâllemek: Abdest alırken sık sakalı bulunanların sakallarını, parmaklarını sakalın içine
sokarak alt taraftan üst tarafa doğru hareket ettirmesine hilâlleme denir.
Başın tamamını bir su ile meshetmek: Buna “kaplama mesh” denir.
Kulakları meshetmek: Çoğu fakihlere göre, yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi
sünnettir.
Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile ovmak
Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamak. Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
Boynu meshetmek: Başı ve kulakları meshettikten sonra iki elin arkaları ile ve üçer parmakla
yeni bir su almaya gerek olmaksızın boyun meshedilir.

ABDEST’İN ADAPLARI
Abdestin Âdabından Maksat, Abdestin Farzlarının Ve Sünnetlerinin Daha Uygun
Şekilde Ve Ortamda, Mükemmel Bir Şekilde Yerine Getirilmesini Sağlamaktır.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.

12.
13.

Abdest Alırken -Mümkünse- Kıbleye Dönmek,
Abdest Sularını Vücuda Ve Elbiseye Sıçratmamak,
Dünya İşlerine İlişkin Konuşmamak,
Abdest Dualarını Veya Bildiği Dualardan Okumak,
Suyu Ölçülü Kullanmak,
Daha Vakit Girmeden Abdest Alıp Namaza Hazır Bulunmak,
Bir Özür Bulunmadıkça Abdestte Başkasından Yardım İstememek,
Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını Yoklamak, Suyu Dirsek Ve
Topukların Yukarılarına Kadar Ulaştırmak,
Nehir Veya Deniz Kenarında Bile Su İsrafından Kaçınmak,
Abdest Sonunda Kelime-i Şehâdet (Eşhedü Enlâ İlahe İllallah Ve Eşhedü Enne
Muhammeden Abdühû Ve Resûlüh) Getirmek,
Abdestten Artan Sudan Kıbleye Karşı Ayakta Bir Miktar İçmek Ve Bu Sırada;
“Allah’ım Beni Her Günah İşledikçe Tevbe Eden Ve Günahtan Kaçınıp Tertemiz
Bulunan Salih Kullarından Kıl” Diye Dua Etmek,
Abdestin Sonunda Bir, İki Veya Üç Defa Kadir Sûresi’ni Okumak,
Abdestten Sonra, Kerâhet Vakti Değilse İki Rekat Nafile Namaz Kılmak.

ABDEST’İ BOZAN DURUMLA
1. İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necasetin,
herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
2. Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir maddenin
çıkması. (Şâfıî ve mâlikîler'e göre bozmaz.) Vücuttan çıkan kan, irin ve sarı
su akmadığı veya çıktığı yerin çevresine dağılmadığı sürece abdesti bozmaz.
3. Ağız dolusu kusmak.
4. Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan
durumlar.
5. Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek.
6. Cinsî münasebet veya fahiş (aşırı) temas ve dokunma.
7. Mazeret halinin sona ermesi. Su bulamadığı için teyemmüm eden kimse suyu
bulunca, mest üzerine mesh yapan kimsenin -yolcu olanlara üç, yolcu
olmayanlara bir gün olarak tanınan- mesh süresi dolunca, özürlü kimse için
de namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur.
8. Hanefîler'in dışındaki üç mezhebe göre bir kimsenin kendi cinsel organına
temas da abdesti bozar.

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest suyunun elbiseye sıçramayacağı bir konum
alınır,
 Mümkünse kıbleye dönülür,
 Abdeste “eûzü” ve “besmele” çekilir,
 Niyet ve besmele ile abdeste başlayıp “niyet ettim, allah
rızası için abdest almaya” denir,
 Su ölçülü kullanılır, fazla açılmaz, israftan kaçınılır,
 Abdestte elleri parmak uçlarından başlanır,
 Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da
hilallenerek üç defa yıkanır,
 El, yüz ve ayakta bulunan ve suyun deriye temasını
önleyen cilt üzerindeki hamur, boya, sakız gibi
maddeler temizlenir,
 Parmakta yüzük varsa oynatılır,
 Misvak veya diş fırçası ile bunlar yoksa sağ elin
parmaklarıyla dişler temizlenir,
 Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile iyice ovarak
yıkanır

ABDESTİN ALINIŞI

 Ağız, Sağ El Avucuna Alınan Su İle Üç Defa
Çalkanıp iyice Temizlenir,
 Ağız Ve Buruna Her Su Almada, Alınan Su
Yenilenir.
 Üç Defa Da Burna Sağ El İle Su Çekilip Her
Defasında Burun Sol Elle Temizlenir.
 Oruçlu Olmayan Kimse Ağız Ve Burnun Her
Yerine Suyun İyice Ulaşmasını Sağlar.
 Mazmaza Ve İstinşakta Mübalağa Etmek Gerekir.
Fakat Oruçlu Kimseler Mübalağa Yapmazlar.
 Ağza su alırken “Allah’ım! Bana peygamberinin
kevser havuzundan, bir daha sonsuza kadar
susamayacağım bir kâse su ihsan buyur.” diye
duada bulunur,
 Burnu yıkarken de “Allah’ım! Beni nimetlerinin
ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum
bırakma.”der.

ABDESTİN ALINIŞI
 Üç Kere Yüz Yıkanır.
 Birer Defası Farz, Diğerleri Sünnettir. Üçten Fazla
Veya Eksik Yıkamak Sünnete Aykırıdır.
 Saçın Bittiği Yerden Kulak Yumuşağından Çene Altına
Kadar Olan Kısım Yıkanmalıdır.
 Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını
Yoklamak adaptandır,
 Sakal, Bıyık Ve Kaşların Altına Suyun Ulaşması
Gerekir.
 Abdest Alırken Sık Sakalı Bulunanların Sakallarını,
Parmaklarını Sakalın İçine Sokarak Alt Taraftan Üst
Tarafa Doğru Hareket Ettirmesi Gerekir, Adaptandır,
 Yüz Yıkanırken Sakal Sık İse Üstünü Yıkamak
Yeterlidir.
 Yüzü yıkarken “Allah’ım! Bazı yüzlerin beyazlanacağı,
bazı yüzlerin de kararacağı günde, benim yüzümü ak
kıl.” diyerek dua etmek abdest adaplarındandır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak farz
üçe tamamlamak sünnettir,
 Kolları yıkamaya sağ koldan başlanır, sol kolla
devam edilir,
 Suyu Dirseklerin dört parmak yukarısına Kadar
Ulaştırmak gerekir,
 Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamalıyız.
Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
 Kolları iyice ovarak yıkanır.
 Sağ kolu yıkarken “Allah’ım! Bana amel
defterimi sağ yanımdan ver ve benim hesabımı
kolay kıl!” diye dua edilir
 Sol kolu yıkarken “Ey Rabbim! Bana kitabımı sol
yanımdan ve arka yönden verme ve şiddetli bir
hesap ile sorguya çekme” diye dua edilir

ABDESTİN ALINIŞI











Başın dörtte birinin elin içinin su ile ıslatılıp mesh edilmesi
hanefîler'e göre yeterlidir.
Başın “nâsiye” denilen ön tarafına mesh edilmesi daha
faziletlidir.
Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Başın tamamını bir su ile meshetmeye “kaplama mesh” denir
ki bu şekilde mesh etmek sünnettir.
Baş mesh edilirken elin saçların dibine doğru sokulmasına
veya ileri geri hareket ettirilmesine gerek yoktur.
Başı meh ederken“ilâhi, beni rahmetinle yarlığa, benim
üzerime bereketinden indir.” Diye dua etmek uygundur.
Yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi sünnettir.
Küçük parmağımızı kulağımızın içeine doğru sokup baş
parmağımızla kulağımızın arkasını mesh etmek şeklinde
yapılır
Boynu meshetmek: başı ve kulakları meshettikten sonra iki
elin arkaları ile ve üçer parmakla yeni bir su almaya gerek
olmaksızın boyun meshedilir.
Ellerin parmak uçları ensede birbirine değerek boyna doğru
çekilmek suretiyle yapılır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Ayakları topukları ile beraber bir kez
yıkamak
farzdır,
üçe
tamamlanması
sünnettir.
 Suyun
parmaklar
arasına
ulaşması
sağlanmalıdır.
 Önce sağ sonra sol ayak, parmak uçlarından
başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dahil
olmak üzere yıkanır.
 Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.
 Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi
su ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.
 Ayakları yıkarken şöyle dua edilir: “Ya Rabbi!
Birtakım ayakların kayacağı günde, benim
ayaklarımı sırat üzerinde sâbit kıl!”

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest sonunda kelime-i şehâdet (eşhedü enlâ ilahe illallah
ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh) getirmek,
 Abdestten artan sudan kıbleye karşı ayakta bir miktar içmek
ve bu sırada; “allah’ım beni her günah işledikçe tevbe eden
ve günahtan kaçınıp tertemiz bulunan salih kullarından
kıl” diye dua edilir ve
 Abdestin sonunda bir, iki veya üç defa kadir sûresi’ni okunur,
 Abdestten sonra, kerâhet vakti değilse iki rekat nafile namaz
kılınır.

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR
Abdeste başlarken önce niyet edilir, sonra eûzü-besmele çekilir. Sonra da her
bir âzayı yıkarken şu duâlar okunur:

ً‫الم ُْنورا‬
َ ‫َا ْل َح ْم ُد ل ّله َّالذى َج َع َل ْاْلَ َاء َط ُهو ًرا َو ْا ِال ْس‬
ِ ِ

“Suyu temizleyici, İslâmı da nûr kılan Allah'a hamdolsun.”

َ‫َا ّلل ُه َّم َاع ّنى َعلى ت َال َوة ْال ُق ْران َوذ ْكر َك َو ُش ْْكر َك َو ُح ْسن ع َب َادتك‬
ِ ِ ِ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ ِ ِ

Ağıza su verirken:

“Ey Allahım, Kur'an okumak, seni zikir ve sana şükür etmek, sana olan ibâdeti
güzelleştirmek hususlarında bana yardım et!..”

َ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ ْ َ َ َ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
‫حة الن ِار‬
ْ ‫اللهم ا ِرحنى را ِئحة الجن ِة والت ِرحنى را ِئ‬

Buruna su verirken:

“Allahım, bana Cennet kokusunu duyur, Cehennem kokusunu hissettirme!”
Yüzü yıkarken:

ٌ‫س َو ُّد ُو ُجوه‬
ٌ ‫ض ُو ُج‬
ْْ ‫وه َو َت‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم َب ّي‬
ُّ ‫ض َو ْجهى َي ْو َم َت ْب َي‬
ِ

“Allahım, yüzlerin kiminin ak, kiminin kara olduğu o günde, benim yüzümü kara değil,
ak çıkar!”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ‫َا ّلل ُه َّم َا ْعطنى ك َتابى ب َيمينى َوح‬
ً‫اس ْبنى ِح َس ًْابا َيسيًا‬
ِ ِ
ِ
ِ ِ
Sağ kolu yıkarken:

“Allahım, kitâbımı sağımdan ver, hesabımı da kolay eyle!”

Sol kolunu yıkarken:
َْ
ّ َ
َ َ
َ
ُ
َ
َ
ْ
َ
َ
َ
ْ
َّ
ُ
‫اللهم ال تع ِطنى ِكتابى ِبيسارى وال ِمن ور ِاء ْظه ِرى‬
“Allahım, kitâbımı solumdan ve arkamdan verme.”

َ َ meshederken:
َ َّ َ َّ ُ ّ َ
َ
َ
َ‫ال ظ ّْل ا َّال ظ ُّل َع ْرشك‬Başı
َ
ْ
َ
ْ
ّ
ْ
ِ ِ ِ ِ ‫اللهم ا ِظلنى تحت ِظ ِل عر ِشك يوم‬
ِ
“Allahım, Arşının gölgesinden başka gölge olmadığı günde, beni Arşının gölgesinde
gölgelendir.”
Kulaklara meshederken:
َ
َ
َ
َّ
ُ‫ذين َي ْستم ُعو َن ْال َق ْو َل ْف َيتب ُعون ا ْح َس َنه‬
َ ‫اج َع ْلنى م َن َّال‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم‬
ِ
ِ
ِ
“Allahım, beni sözü dinleyip de en güzeline uyanlardan eyle.”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ َ ْ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
َ
َ
‫اللهم اع ِتق رقبتى ِمن الن ِار‬
Boynu mesh ederken:

“Allahım, boynumu Cehennem ateşinden âzâd eyle!”
Ayakları yıkarken:
ْ
َ
ْ
َ
َ‫َا ّلل ُه َّم َث ّب ْت َقد‬
ّ ‫مى َع َلى‬
ُ‫الص َراط َي ْو َم تز ُّْل فيه االق َدام‬
َّ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ

“Allahım, ayakların Sırat üstünde kaydığı günde, ayaklarımı sırat üstünde sâbit eyle,
kaydırma!..”
Abdest tekmil olduktan sonra abdest suyundan içilir ve bu dua okunur:

َ‫اج َع ْلنى م ْن ع َْبادك‬
َّ ‫اج َع ْلنى م َن‬
َ ‫ن ْاْلُ َت َط ّهر‬
َْ ‫اج َع ْلنى م‬
ْ ‫ين َو‬
ْ ‫الت َّواب َين َو‬
ْ ‫َا َّلل ُه َّم‬
ِ ِ ِ ِ
َ‫َ ِ ِ َ َ ْ َ ْ ِ َ َّ ِ َ ِ َ َ ْ ٌ َِ َ ِ ْ ْ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ن‬
ْ ‫الصا ِل ِحين واجعل ِنى ِمن ال ِذين الخوف علي ِه ْم والهم يحزنو‬

“Allahım! Beni çok tevbe edenlerden, temizliğe çok dikkat edenlerden, salih kullarından
ve kendileri için korku ve hüznün olmadığı kimselerden eyle.”

Abdest sonunda “Kelime-i Şehâdet” (eşhedü enlâ ilahe illallah ve eşhedü enne
muhammeden abdühû ve resûlüh) getirilir. Bununla birlikte bir, iki veya üç defa
“Kadir” sûresi yada “Ayetel Kürsi” okunur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest uzuvlarında yara veya hastalık bulunması halinde nasıl abdest alınır?
Abdest uzuvlarından birinde yara veya hastalık bulunan kişi, bu organın
yıkanması zarar verecekse, yıkamayıp ıslak elle mesheder. Mesh edilmesinin de zarar
vermesi durumunda, bu da terk edilir. Bu rahatsızlık abdest veya gusül uzuvlarının
çoğunluğunda ise, abdest veya gusül yerine teyemmüm edilir.
Özürlü nasıl abdest alır, özrü sebebiyle elbisesine bulaşan necasetin hükmü nedir?
Özürlüler, her vakit için abdest alır ve mazeret teşkil eden rahatsızlığından
başka abdest bozan bir hal meydana gelmedikçe, bu abdestle o vakit içerisinde dilediği
gibi namaz kılar, Kur’an-ı Kerim okur ve diğer ibadetlerini yaparlar. Namaz vaktinin
çıkmasıyla veya başka abdest bozan bir halin meydana gelmesiyle özürlü kimsenin
abdesti bozulur.
Kişiyi özürlü kılan hal, bir namaz vakti boyunca hiç meydana gelmezse, özür
ortadan kalkmış olur ve o kimse özür sahibi olmaktan çıkar.
Özürlü kimseden akan kan, irin, idrar gibi şeylerin çamaşıra bulaşması halinde,
bundan kaçınılması mümkün değil ve temizlendiğinde tekrar bulaşacaksa çamaşır
yıkanmadan namaz kılınabilir. Fakat elbiseye tekrar bulaşmayacaksa, yıkanması gerekir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Bedeninde veya bir uzvunda sargı ya da yara bulunan kimse nasıl abdest alır?
Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık veya yaradan dolayı sargı
bulunduğunda, abdest alırken veya guslederken bu sargı çözülerek altı yıkanır ve yaranın
üstü mesh edilir. Ancak sargının çözülmesinin zararlı olması hâlinde çözülmeyip üzerine
mesh edilebilir. Sargı üzerine meshin meşruluğu sünnetle sabittir. Hz. Ali (r.a.) şöyle
demiştir: “Bileklerimden biri kırılmıştı. Peygamber (s.a.s.)’e sordum, O da sargıların
üzerine mesh etmemi emretti.“ (İbn Mace, Taharet, 134.)
Sargının bir defa mesh edilmesi yeterlidir. Yapılan bu mesh ile, o uzuv hükmen
yıkanmış olur. Sargının abdestsiz veya cünüp iken sarılmış olması meshe engel olmadığı
gibi, sargı üzerine meshin belirli bir süresi de yoktur; yara veya kırık iyileşinceye kadar
aynı sargı üzerine mesh edilebilir. Üzerine mesh ettikten sonra sargının değiştirilmesi veya
düşmesi hâlinde, mesh bozulmaz; iade edilmesi de gerekmez. Ancak, yaranın iyileşmesi
hâlinde, sargı açılmış olsun veya olmasın, mesh bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Tedavi maksadı ile cilde sürülen ilaç vb. maddeler abdeste engel olur mu?
Abdest alırken yıkanması gereken bir organın üzerine tedavi maksadı ile
merhem vb. bir madde sürülmüşse; su zarar vermiyorsa abdest alırken bu organın
yıkanması gerekir. Eğer yıkamak zarar veriyorsa ıslak elle üzerine mesh edilir.
Mesh etmek de zararlı ise o da terk edilir. Çünkü dinimiz zaruretler hâlinde
yasakları mübah kılmış, kişiye kaldıramayacağı yükü yüklememiş, zorluğun giderilmesini
ilke edinmiştir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Diş doldurtmak veya kaplatmak abdest ve gusle engel olur mu?
Tedavi amacıyla diş doldurmak veya kaplatmak caiz olup abdest ve guslün
sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak çıkarılıp takılabilen/sabit olmayan dişlerin gusül
abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması gerekir.
Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de kaplandıktan sonra,
dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı hükmünü alır. Bu sebeple, ağız yıkanınca,
kaplama yapılan dişler de yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi, gerektiğinde tedavi amaçlı
olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve abdest ya da gusül alıp, ibadetlerini
yapabilir.
Yapılan bu işlem tedavi amaçlı ve zorunlu olduğundan, mezhepler arasında bir
ihtilaf söz konusu değildir. Diş dolgusu veya kaplaması konusundaki ihtilaflar, guslün veya
abdestin geçerli olup olmayacağı konusuyla alakalı bir durum değildir. Çıkan dişin yerine
bağlandığında kullanılan tel veya başka bir madde, çok sıkı bağlanacağı için, suyun altına
girmesine engel olur. Buna rağmen fukaha, kopan dişi yerine bağlatmanın caiz olduğunda
görüş birliği içindedirler.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

İdrar torbası kullanmak zorunda olan hastaların abdesti bozulmuş olur mu?
Devamlı burun kanaması, idrarı tutamama, kusma, yaranın devamlı kanaması,
kadınlardaki akıntı gibi abdesti bozan ve en az bir namaz vakti süresince devam eden ve
her namaz vaktinde tekrarlanan bedenî rahatsızlıklara özür/mazeret, böyle kimselere de
özür sahibi kimse denilir.
Buna göre; kendisinden devamlı idrar geldiği için idrar torbası kullanmak
zorunda olan hastalar, dinî açıdan özür sahibi konumundadırlar. Özür sahipleri, her namaz
için vakit çıktığında abdest almak suretiyle namazlarını kılarlar.
Bu abdestle vakit içinde diledikleri kadar farz veya nafile namaz kılabilirler.
Ancak mümkün olduğunca namaza başlamadan önce torbadaki idrarın boşaltılmış
olmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle abdeste başlamadan önce idrar torbası
boşaltılmalıdır. Şu kadar var ki, vakit namazı için abdest alındıktan sonra, torba içinde
biriken idrar ile kılınan namaz geçerlidir. Bu özürleri dışında abdesti bozan başka bir hal
olmadıkça, vakit içinde abdestleri devam eder, vakit çıkınca bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan bir kadın teyemmüm ederek namazını
kılabilir mi?
Yalnızca erkeklerin veya hem erkeklerin hem de kadınların bulunduğu bir
ortamda gusül abdesti almak durumunda kalan bir kadın gusül abdestini tehir eder.
Dolayısıyla, suyu kullanmaktan aciz olduğu için teyemmüm ederek namazını kılar.
Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan kadın ise, namaz vaktinin sonlarına
kadar bekler. Eğer vaktin çıkacağından korkarsa teyemmüm ederek, namazını kılar. Ancak
o namazı iade eder .

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Su mevcut olduğu halde abdest alıncaya kadar namaz vaktinin çıkmasından endişe
eden kişi teyemmümle namaz kılabilir mi?
Abdest alma imkânı varken, cuma namazı ve vakit namazları gibi vaktinde
kılınamadığı zaman kaza edilen namazların, vaktin çıkacağı endişesi ile teyemmüm ederek
kılınması caiz değildir. Zira abdest alındığı takdirde bu namazlara yetişilemezse, cuma
namazı yerine öğle namazı, vakit namazı yerine kaza namazı kılınır.
Maliki Mezhebi’ne göre, su ile abdest alma imkânı var iken, abdest veya gusül
alındığı takdirde beş vakit namazdan birinin vakti geçecek ise bu namaz teyemmüm
ederek kılınır.
Varis çorabı üzerine mesh yapılabilir mi?
Varis hastalığından dolayı ayağa giyilmesi gereken özel çoraplar, kırık, çıkık
üzerindeki sargı hükmün dedir. (İbn Mace,Taharet,134.) Bu itibarla, varis çorapları
üzerine meshedilmesinde bir sakınca yoktur

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Kol ve bacakları olmayan kimsenin abdesti eksik olur mu?
Yüce Allah din konusunda bize hiçbir zorluk yüklememiştir. (Hacc, 22ı78.)
“Köre, topala da vebal ve hastaya güçlük yoktur.“ (Fetih, 48ı17.) anlamındaki
ayetler buna delildir. İnsanlar ancak yapabileceklerinden sorumludurlar.
Hastalığı veren de yükümlülükle ri yükleyen de Allah’tır. Dolayısıyla kişi gücü
neye yetiyorsa onu yapmakla mükelleftir. Kol ve bacakları olmayan kişiden abdestte bu
organları yıkama yükümlülüğü düşer. Ancak bu kimsenin, bu özründen dolayı namaz
yükümlülüğü düşmez.
Kendisine abdest aldıracak yardımcı birileri yoksa ve kendisi de bir şekilde
abdest alma yöntemi bulamazsa, yüzünün iki yanını toprak veya toprak cinsinden bir şeye
dokundurarak teyemmüm eder. Elleri ve kolları olmayan veya kesilmiş olan kimse yalnız
yüzünü yere sürerek teyemmüm yapar.
Eğer yüzünde bir yara veya özür varsa teyemmüm etmeksizin namazı kılar. Bu
imkâna da sahip değilse, namazını yapabildiği şekilde ima ile kılar. Özürlü bir kimse, ancak
kendisi gibi özürlü birisine namaz kıldırabilir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Saç boyası, kına, ruj, oje, jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani
midir?
Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa,
abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması
gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken
uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır.
Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan
maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce
giderilmesi gerekir. Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşturmayan saç boyası,
kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Tuvalette abdest alınabilir mi?
Tuvalette abdest alınmasında bir sakınca yoktur. Ancak böyle yerlerde
besmele, zikir ve duaların içten söylenmesi uygun olur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest ve gusülün tam olup olmadığı konusundaki vesveseye
itibar edilir mi?
Vesvese, çeşitli sebeplerle insanın yaşadığı kararsızlık,
şüphe ve kuruntu halidir. Vesvese sebebi ile, gusül ve abdestin
tekrarlanması gerekmez. Vesvese gelse bile abdest ve gusle devam
edilmelidir.
Kişi vesveseye itibar etmemeye çalışmalı, içe doğan şüphe
ve tereddüt hallerinin asılsız olduğunu kendine telkin etmeli,
ayrıca zaman zaman Felak ve Nas Surelerini, anlamlarını da
düşünerek okumalıdır.
Güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest ve gusül alınır mı?
Güneş enerjisi ile ısıtılan su ile, temiz olmak kaydıyla, abdest almak
ve gusletmekte dinen bir sakınca yoktur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAKTA GEREKLİDİR
İyi veya kötü hareketleri organlarımızla yaparız. El işler yapar, yıkar ve
yazar; ağız yer içer, iyi ve kötü sözler söyler, konuşur; burun koklar, gözler görür,
kollar saldırır ve yakalar; kulaklar işitir ve dinler; ayaklar ise bizi pek çok yere
götürür. Bütün bunlar zaman zaman günah ve yasak sınırını aşabilir.
İşte abdest sırasında içimizden geçireceğimiz dualarla, söz konusu
edilen olumsuz hareketlerin etkisinden kurtulmaya çalışabiliriz. Abdest alacak
kimse önce niyet eder. Bu bir rûhî-mânevî hazırlıktır. Hakk'ın huzuruna çıkmaya
niyet etmek ve hazırlanmak demektir. Sonra besmele çekerek ve Allah'ın
yardımını dileyerek abdeste başlar.
Abdest alan insan samimî bir dille ve içten bir duyguyla, eksiklik ve
hatalarını Hakk'ın huzurunda itiraf edip, bunları yıkamasını ve silmesini kulluğa
yakışan bir tavırla O'na arz eder, duasının kabulü için yalvarıp yakarır. Böylece
bilinci ve içtenliği ölçüsünde ruhen temizlenip arınmış bir halde huzura varmaya,
namaza durmaya hazır hâle gelir.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Su nasıl maddî kirleri temizliyorsa, tövbe de manevî kirleri yok eder
diye düşünerek abdest organlarımı yıkamalıyım. Halkın gördüğü yer olan
bedenimi ve elbisemi temiz tutar da Hakk'ın nazar ettiği yer olan kalbimi
tertemiz tutmazsam yanlış yapmış olurum diye inanmalıyım. Bedenim gibi
kalbimi de kötü ve kirli şeylerden arındırmaya çalışmalıyım şuurunda bir abdes
gerçek mahiyeti ile abdest olmuş olur.
Şemsî'nin dediği gibi: " Pâdişah konmaz saraya hâne mâmur
olmadan.” önce hanemizi mamur hale getirelim kalbimizi tezkiye edlim sonra
organlarımızı temizleyeli.
Yûnus Emre söylüyor: " Tanla durup başın kaldır ellerini suya daldır /
Hem şeytanın boynunu vur hem nefs dahi ölse gerek." (“Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr.
Mehmet Demirci)

Beyazid-i Bistâmî şöyle dermiş: "Ne zaman dünya düşüncesi
gönlümden geçse abdest alırım; âhiret düşüncesi geçince de gusül yaparım."

Prof. Dr. Mehmet Demirci hocamızın Altınoluk dergisinde yayınlanmış olan “Abdestin
İç Anlamı” isimli makalesinde Gönül ehli kimseler iç anlam olarak abdestin ve temizliğin beş
derecesinden söz ettiklerini belitir ve bunları İçten dışa doğru şöylece sıralar:

1. Rûhun abdesti: Rûhun, hayvanlık seviyesine ait bilgisizlikten ve Allah'tan gayri
şeyleri görme gafletinden arınmasıdır. Ruh Allah'tan gayrı şeyleri görmekten arınsa,
Gaffar olan Allah'ın nûru onu kuşatır. Kötü düşüncelerini temizlese takvâ elbisesine
kavuşur. Nefsin tezkiye ederse iç huzuruna ve itmi'nâna ulaşır.
2. Sırrın abdesti: Burada "sır", rûhun rûhu demek olup; onun abdesti gösterişten (riyâ),
arzu ve isteklerin esiri olmaktan, kendini beğenmişlikten, baş olma tutkusundan, aşırı
dünya isteği ve mevki sahibi olma ihtirasından arınmaktır. Bunun neticesinde ihlâs nûru
ortaya çıkar. Dünya sevgisinden arınırsa âhiret sevgisi doğar.
3. Kalbin ve gönlün abdesti: İki yüzlülük, bozgunculuk ve kötü ahlâktan uzak durmaktır.
Büyüklenme yıkanınca, alçak gönüllük doğar. Çekememezlik kirleri yıkansa, iyilik;
düşmanlık yıkansa, Allah sevgisi görünür.
4. Dilin abdesti: Yalan, dedi-kodu, iftira ve boş sözden, insanların ayıplarını merak
etmekten ve gizli hallerini ortaya çıkarmaktan, faydasız konuşmaktan uzak durmaktır.
Yalan ve koğuculuk yıkansa, doğruluk ve vefâ doğar. İftira ve itham etme yıkansa, sevgi
görülür. Faydasız ve boş söz bırakılsa yararlı şeyler konuşulur veya Allah'ın adı anılır.
5. Zâhir abdesti: Bu, bildiğimiz abdesttir. Neticesinde Abdest alan kimsenin yüzünü
yıkaması, mahşer günü yüzünün nurlu olmasına yol açar. Kolunu yıkayınca cömertlik
nurları hasıl olur. Ayrıca amel defterinin sağ eline verilmesi gibi bir lûtfa erişir. Ayağını
yıkayınca, âhiretteki manevî engelleri kolaylıkla geçme imkânı doğmuş olur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Abdest alırken gerçekleşen dış temizliğin, iç temizliği ile
birlikte gelişmesi için şunlar da tavsiye edilir: Eller yıkanırken
kalbin de aşırı dünya sevgisinden yıkanması gerekir. Ağıza su
alınırken, onunla boş şeyleri anmamaya azmetmelidir. Yüz
yıkandığı zaman, yüzü Hak'tan başka şeylere çevirmemeye söz
vermelidir. Ayağı yıkarken, Hak yolda bulunma gayreti
pekiştirilmelidir.
Dış temizlik su ile, iç temizlik ise tövbe ile ve Hakk'ın
kapısına dönmekle mümkün olur.

Bedenin bütün uzuvlarına madden ve manen abdest
aldırmak gerekir. Bedene su ile nasıl ki abdest aldırıyorsak, her bir
uzvumuzu Yaratının rızasına uygun işler yaptırmak suretiyle
manevi abdestimizide almamız gerekmektedir.
Abdestin suyu günaha bakan gözleri, günahla kızaran yüzü
de arındırır. Ağzı abdest suyu ile çalkaladığımız zaman, bizi günaha
sokan kelimeler, bu kelimeleri oluşturan dil ve dişler pir-ü pak
olur. Başımızı mesh ettiğimizde zihnimizden geçen günahlar bir bir
dökülür. Kulaklara değen abdest suyu bu organın dikkat kesilip
dinlediği günahkar sözleri siler süpürür. Ve en nihayet bizi günahın
kapısına kadar yürüten ayaklarımızı yıkarız. Onlar da günahtan
kurtulmuş olur.
Yüce Rabbim abdestimizi en güzel şekilde alıp
ibadetlerimizi kendi rızasına uygun olarak yapmayı cümlemize
nasip etsin.

Bu Sunum İdris YAVUZYİĞİT Tarafında; “İhtiyar” Mevsılî,
“Bidayetu’l Müctehit” Ahmet İbn Rüşd El Kurtubi, “Büyük İslam İlmihali”
Ömer Nasuhi Bilmen (A. Fikri Yavuz), “İslam İlmihali” Lütfi Şentürk Ve
Seyfettin Yazıcı (Diyanet), “İlmihal” Heyet (TDV), “Delilleriyle İslam
İlmihali” Hamdi Döndüren, “Şafii İlmihali” Mehmet Keskin (Diyanet), “Din
Görevlisinin El Kitabı” Mevlüt Özcan, “Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr. Mehmet
DEMİRCİ; “Abdestin Fazileti Ve İbadetler Açısından Önemi” Ahmet ÜNAL;
“Abdestin Manası Ve Önemi” Mustafa Kutlu’ya Ait Kitap, Makale Ve Vaaz
Örneklerinden İstifade Edilmek Suretiyle Hazırlanmıştır.
Rabbim Eser Sahiplerinden Ölenlere Rahmetiyle, Yaşayanlara Lutuf
Ve Keremiyle Tecelli Eylesin Ve İki Cihan Saadeti İhsan Etsin.


Slide 21

Abdest Almanın Önemi
ve Fıkhi Boyutu
İdris YAVUZYİĞİT
[email protected]

Abdestin Önemi
Abdestin Tanımı
Abdest Çeşitleri
Abdestin Farzları
Abdestin Sünnetleri
Abdestin Adapları

Abdesti Bozan Durumlar

Abdestin Alınışı
Abdest Duaları
Fıkhi Sorular
Abdestin İç Anlamı

ABDEST

َ ْ ُ ْ ُ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َ
ُ ْ َ ٰ َّ
‫وة فاغ ِسلوا‬
‫يا ايها ال ٖذين امنوا ِاذا قمت ْم ِالى الصل‬
ِ
َ ‫ُو ُج‬
ْ‫وه ُك ْم َو َا ْي ِد َي ُك ْم ِا َلى ْاْلَ َرا ِْفق َو ْام َس ُحوا ب ُر ُؤس ُك ْم‬
ِ ِ
ِ
ْ َ ْ ُ َُ ََْ
َ
ْ
ْ
َ
‫وارجلكم ِالى الكعبي ِ ْن‬
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya
kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize
kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip,
topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)”.

(MÂİDE suresi 6.

ayet)

ABDEST

Bu âyet, teyemmüm âyeti olarak adlandırılır. Fakat
âyette abdestin farzları tesbit edilmektedir. Dolayısıyla bir
abdest âyeti olduğu şüphesizdir.
Şu kadar var ki, abdest bu âyet ile farz kılınmış değildir.
Çünkü abdest Mekke’de namazla beraber farz kılınmış ve
İslâm’da hiçbir zaman abdestsiz namaz kılınmamıştır.
Oysa bu âyet-i kerîme Medîne’de, hicretin 6. yılında,
Benî Mustalik Gazvesi’nde cereyan eden meşhur “İfk hâdisesi”
üzerine gece susuz bir yerde kalınıp abdest almak mümkün
olmadığından dolayı nâzil olmuştur.
Hz.Âişe vâlidemize münafıklar tarafından çirkin bir iftira
yapıldığı için bu olaya ifk (iftira) olayı denilmiştir.

ABDESTİN FAZİLETİ

َ َ َ َّ َ َ ْ
َ َََ َ
َ
ْ‫خ َط َاي ُاه من‬
ْ
َ
ْ ‫ خرجت‬، ‫من توضأ فأحـسن الوضـوء‬
ِ
َ
ْ َ َّ
ْ
َ
َ
ُ
‫تحت أظفا ِر ِْه‬
ِ ‫جس ِد ِه حتى تخرج ِمن‬
“Kim

güzelce abdest alırsa, o kimsenin
günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün
vücudundan çıkar.” (Riyasü’s-Salihin, 1028; Müslim, Tahâret 33)

ُْ َ ُ ُ ُّ
‫ر‬
» ‫يمان‬
ْ ِ ‫اإل‬
‫ر‬
«
‫ط‬
‫ش‬
‫و‬
‫ه‬
‫الط‬
ِ

Ebû Mâlik el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır.” (Riyasü’s-Salihin, 1033; Müslim, Tahâret 1)

َ ْ َ َّ َ ً ّ ُ َ
َ‫َّ ُ َّ ُ ْ َ ْ ن‬
َ
ْ
َ
‫القيام ِ ْة غرا محج ِلين ِمن ْآث ِار‬
‫« ِإن أمتي يدعو يوم‬
ِ
َ
َ
َ
َ
ُ
ُ
َ
َ
َ
ْ
ْ
ُ
ْ
ْ
ْ
َّ
» ‫ فليفعل‬، ‫من استطاع ِمنكم أن ْي ِطيل غرته‬
ِ
ِ ‫الوضوء ف‬
ٌ
. ‫متفق عليه‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’i:
“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde,

abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak
olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten
kimse bunu yapsın” buyururken işittim. (Riyazüs Salihin, abdestin fazileti, 1026;
Buhârî, Vudû‘ 3; Müslim, Tahâret 35)

Bu Hadis bizlere:
1. Abdesti farzlarına, sünnetlerine, müstehaplarına ve edeplerine riayet ederek
almak gerekir. Böyle yapmak müstehaptır.
2. Abdest, insanın yüzünü nurlandırır, el ve ayaklarını ağartır. Bu hem maddî hem
manevî anlamda böyledir.
3. Allah Teâlâ, kıyamet gününde ve mahşer yerinde yüzü nurlu, el ve ayakları parlak
olanlara özel muamelede bulunur. Çünkü bunlar sâlihler ve ibadet ehli mü’minlerdir.
4. Abdestte ayakları yıkamak asla terkedilmemelidir.

ABDESTİN FAZİLETİ

ُْ ُ ْ َ
ُْ َ ُ َْ ُ َُْ
ُ
ُ
ُ
ُ
» ‫الحلية ِمن اْلؤ ِم ِن ح ْيث يبلغ الوضـوء‬
ِ ‫« تبلغ‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Ben dostum sallallahu
aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:
“Mü’minin

nuru ve beyazlığı, abdest
suyunun ulaştığı yere kadar varır.” (Müslim, Tahâret 40)

َ َّ َ َ
ُ ُ
َ َُ
َ َ ُ ْ َ
ْ
َ
َ
ُّ‫كل‬
ْ ‫جه ِه‬
ِ ‫« ِإذا تو َضأ َالعبد اْل‬
ِ ‫سلم أ ِو اْلؤ َ ِمن فغسل َ ْوجهه خرجَ ِمن َو‬
َ َ
ْ
َ
ْ
ْ
َ
ْ
‫ َف ِإذا غسل يدي ِه‬، ‫اْلاء‬
‫اْلاء أو مع آ‬
‫خطيئة نظر ِإليها ِبعيني ِه مع‬
‫خر قط ِر‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ْ َ
َ ََ ُ
َ َ َ َ َ ُّ ُ
َ
ْ
ْ
ْ
َ
‫ط ِر‬
َْ ‫يديه كل خطيئ ٍة كان بطشتها يداه مع اْل ِاء أو مع ِآخر ق‬
‫ خرج ِمن‬،
ِ
َ َ
َ ُّ ُ ْ َ َ َ
َ
ْ‫ط َيئة َم َشتها رجاله مع اْلاء ْأو‬
ْ
َ
ِ
ِ
ٍ ْ ِ ‫ خرجت كل خ‬، ‫ ف ِإذا غسل ِرجلي ِه‬، ‫اْلاء‬
ِ
َ
ُّ
َ
ُ
َ
َ
ًّ
ُ
. ‫ حتى يخرج ن ِقيا ِمن الذن ْو ِب »رواه مسلم‬، ‫اْلاء‬
‫طر‬
‫ق‬
‫آخر‬
‫ع‬
‫م‬
ِ ِ ِ

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve
yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest
suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini
yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –
veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını
yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah
abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar.
Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (Müslim,
Tahâret 32; Tirmizî, Tahâret 2; Riyasü’s-Salihin, 1030)

َ ُ ْ ُ َّ َ َ ْ َّ
َ ْ َ ْ َ ْ َ َّ َ ُ ْ
ْ ُ َ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َّ
َ
‫ن‬
: » ‫ ِوددت أنا قد رأينا ِْإخواننا‬، ‫الحقو‬
‫نين ِوإنا ِإن شاء‬
‫« السالم عليكم دار ق ٍوم مؤ ِم‬
ِ ‫الله ِْبك َم‬
ِ
َ
ُْ َ َ َ ّ َ ُ َ ْ َ
َ َ ُ َ
َّ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
َ
َ
ُ
ْ
ْ
ْ
» ‫ وإخواننا َال َذين لم َ يأتوا بعد‬، ‫ « أنتم أصحابي‬: ‫ أولسنا ِإخوانك يا رسول الل ِه ؟ قال‬: ‫قالوا‬
ُ
َْ ْ َ ْ َ ُ ْ َ
َ َ َْ
ُ
ُ‫له‬
َ
ُ
َّ
َ
ُ
ْ
ْ
َّ
َ
ْ ‫ « أرأيت لو أن رجال‬: ‫ كيف تع ِرف من لم يأتوا بعد من أم َِتك يا رسول هللا ؟ فقال‬: ‫قالوا‬
ُ َ
َ
َ
َّ ُ
َ ‫حج َل ٌة ْبي‬
َّ ‫َخ ْي ٌل ُغ ٌّر ُم‬
ْ ‫ أال‬، ‫ظهر ْي َخ ْيل ُد ْهم ب ْهم‬
َ ‫ َق‬، ‫الل ِ ْه‬
ْ
‫ بلى يا رسول‬: ‫يع ِْر ُف َخ ْيل ُه ؟ » قالوا‬
‫ال‬
‫ن‬
ِ ٍ ٍ
ٍ
َ
ُ
ُ ‫َ َّ ُ ْ ْ ُ َن‬
َ
َ
ُ
َ
َّ
ُ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
ًّ
‫و‬
. ‫ ِ »ر اه مسلم‬
ِ ‫ «ف ِإنهم يأتو غرا محج ِلين ِمن الوض‬:
ِ ‫ وأنا فر ْطهم على الحو‬، ‫وء‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem kabristana geldi ve:

“Selâm size ey mü’minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız.
Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim” dedi. Ashâb-ı kirâm:
– Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah? dediler. Resûl-i Ekrem:
– “Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb:
– Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah’ın Resûlü?
dediler. Peygamber Efendimiz:
– “Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at
sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?” diye sordu. Sahâbe:
– Evet, tanır, ey Allah’ın Resûlü, dediler. Resûl-i Kibriyâ:
“İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler.
Ben havzın başına onlardan önce varacağım” buyurdular. (Müslim, Tahâret 39; Riyasü’sSalihin, 1031 )

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ
Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el suyu”
anlamına gelen abdest, belirli ibadetlerin ifasının ön şartı olan ve kendisi
de ibadet mahiyetinde görülen bir nevi hükmî temizliktir.
Arapça karşılığı güzellik, temizlik ve parlaklık anlamına gelen
“vudû”dur.
Fıkıhta abdest, “belli uzuvları usulüne uygun olarak su ile yıkamak
ve bazılarını da eldeki su ıslaklığı ile meshetmek” şeklindeki ibadet
temizliği olarak tarif edilir.(TDV, İslam İlmihali 1. cilt, s 195)
Fıkıh dilinde maddî kirlilikten temizlenme “necasetten taharet”
olarak anılır; hükmî kirlilik olan hadesten temizlik ise birer hükmi temizlik
usulleri olan abdest ve gusülle olur.

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ

Abdest ile ağız, diş, burun, el, yüz ve ayaklar gibi
kirlenmeye ve dışarıdan gelecek mikroplara en açık uzuvlar
günde birkaç defa su ile temizlenir.
Bu sayede vücudun sinir sistemi ve kan dolaşımı daha
düzenli hale gelir ve vücuda fizikî-tıbbî birçok fayda sağlar.
Abdest, namaz ibadetini ifa için yüce Allah'ın
huzuruna çıkacak müminin manevî ve ruhî hazırlık ve temizliği
de demektir.
Bu yüzden abdest, maddî temizlikle manevî temizliği
birleştirici, müslümana manevî yönden destek ve güç sağlayıcı
bir anlam ve öneme sahiptir.

ABDEST’İN HÜKMÜ / ÇEŞİTLERİ
1.

Farz Abdest:
1.
2.
3.
4.

Namaz Kılmak,
Cenaze Namazı Kılmak,
Tilâvet Ve Şükür Secdesi Yapmak,
Kur'an'a Dokunmak İçin Abdest Almak Farzdır.

Vacip Abdest: Kabe'yi Tavaf Etmek İçin Abdest Hanefilere Göre Vaciptir.
3. Mendup Abdest:
2.

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.

Yatmadan Önce Abdest Almak,
Vakit Namazları İçin Ayrı Ayrı Abdest Almak,
Kuran Okumak,
Dini Kitaplara Dokunmak,
Hadis Okumak,
Peygamberimizin Kabrini Ziyaret Etmek,
Arafat’ta Vakfa Yapmak,
Safa Ve Merve Arasında Say Yapmak,
Ezan Okumak,
Cenaze Yıkamak,
Her İşe Abdestli Olarak Başlamak,
Her Zaman Abdestli Bulunmak İçin Ve
Öfkelendikten,yalan Söyledikten Ve Gıybet Ettikten Sonra Abdest
Almak Mendup’dur.

ABDEST’İN MEZHEPLERE GÖRE FARZLARI
FARZLAR

HANEFİ

ŞAFİİ

MALİKİ

HNBELİ

YÜZÜ YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

KOLLARI YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

BAŞI MESH ETMEK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

AYAKLARI YIKAMA

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

NİYET ETMEK

SÜNNET

FARZ

FARZ

FARZ

TERTİBE RİAYET

SÜNNET

FARZ

SÜNNET

FARZ

MUVALAT

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

FARZ

BESMELE

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

OVARAK YIKAMAK

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

ABDEST’İN FARZLARI
1.

2.

3.

4.

Yüzü bir kere yıkamak (yüzün sınırları: saçın bittiği yerden kulak
yumuşağından çene altına kadar olan kısım. Sakal, bıyık ve kaşların altına
suyun ulaşması gerekir. Yüz yıkanırken sakal sık ise üstünü yıkamak
yeterlidir.)
Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak (abdest alırken parmaktaki
yüzüğün altına su alacak şekilde oynatılması, el, yüz ve ayakta bulunan ve
suyun deriye temasını önleyen maddelerin imkân dahilinde temizlenmesi
gerekir.)
Başın dörtte birini mesh etmek (dörtte birinin el içi su ıslaklığıyla mesh
edilmesi hanefîler'e göre yeterlidir. Başın “nâsiye” denilen ön tarafına
mesh edilmesi daha faziletlidir. Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Şâfiîler'e göre başın mesh miktarı daha azdır, bir saç teli. )
Ayakları topukları ile beraber bir kez yıkamak (suyun parmaklar arasına
ulaşması sağlanmalıdır. Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi su
ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.)

ABDEST’İN SÜNNETLERİ

1.
2.
3.
4.

Abdest almaya niyet etmek,
Başlarken besmele çekmek,
Elleri bileklerle birlikte üç defa yıkamak,
Ağız ve buruna su çekip iyi bir ağız ve burun temizliği
(mazmaza ve istinşak) yapmak,
5. Misvak kullanmak veya dişleri fırçalamak,
6. Sakalın içine su girmesini sağlamak,
7. El parmaklarını birbirine sokup ovuşturmak,
8. Başın tamamını elin ıslaklığıyla mesh etmek,
9. Boynu mesh etmek,
10. Abdest uzuvlarını yıkarken sıraya uymak,
11. Abdeste sağ uzuvlardan başlamak,
12. Uzuvları üçer defa yıkamak
13. Su ile iyice ovmak (delk),
14. Abdeste ara vermeden tamamlamak.

ABDEST’İN SÜNNETLERİ
1.
2.
3.
4.

5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.

Niyet etmek: “Niyet ettim, Allah rızası için abdest almaya” denilmesi müstehaptır.
Abdeste başlarken önce temiz olan elleri bileklere kadar yıkamak.
Abdeste “Eûzü” ve “besmele” ile başlamak.
Mazmaza ve İstinşak: Elleri yıkadıktan sonra önce üç defa ağıza su alınıp çalkalanması ve
dışarı atılmasına “mazmaza”, üç defa da burunun yumuşağına kadar su alınmasına ise
“istinşak” denilir. Ağız ve buruna her su almada, alınan su yenilenir.
Mazmaza ve istinşakta mübalağa etmek. Fakat oruçlu kimseler mübalağa yapmazlar.
Misvak Kullanmak
Tertibi gözetmek. Şâfiî ve Hanbelîlere göre farzdır.
Abdeste sağ taraflardan başlamak
Abdest uzuvlarını üçer defa yıkamak: Birer defası farz, diğerleri sünnettir. Üçten fazla veya
eksik yıkamak sünnete aykırıdır. Çoğu fakihlere göre başı bir defa meshetmek yeterlidir.
Abdestte elleri veya ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak. Parmakları hilâllemek.
Sakalı hilâllemek: Abdest alırken sık sakalı bulunanların sakallarını, parmaklarını sakalın içine
sokarak alt taraftan üst tarafa doğru hareket ettirmesine hilâlleme denir.
Başın tamamını bir su ile meshetmek: Buna “kaplama mesh” denir.
Kulakları meshetmek: Çoğu fakihlere göre, yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi
sünnettir.
Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile ovmak
Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamak. Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
Boynu meshetmek: Başı ve kulakları meshettikten sonra iki elin arkaları ile ve üçer parmakla
yeni bir su almaya gerek olmaksızın boyun meshedilir.

ABDEST’İN ADAPLARI
Abdestin Âdabından Maksat, Abdestin Farzlarının Ve Sünnetlerinin Daha Uygun
Şekilde Ve Ortamda, Mükemmel Bir Şekilde Yerine Getirilmesini Sağlamaktır.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.

12.
13.

Abdest Alırken -Mümkünse- Kıbleye Dönmek,
Abdest Sularını Vücuda Ve Elbiseye Sıçratmamak,
Dünya İşlerine İlişkin Konuşmamak,
Abdest Dualarını Veya Bildiği Dualardan Okumak,
Suyu Ölçülü Kullanmak,
Daha Vakit Girmeden Abdest Alıp Namaza Hazır Bulunmak,
Bir Özür Bulunmadıkça Abdestte Başkasından Yardım İstememek,
Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını Yoklamak, Suyu Dirsek Ve
Topukların Yukarılarına Kadar Ulaştırmak,
Nehir Veya Deniz Kenarında Bile Su İsrafından Kaçınmak,
Abdest Sonunda Kelime-i Şehâdet (Eşhedü Enlâ İlahe İllallah Ve Eşhedü Enne
Muhammeden Abdühû Ve Resûlüh) Getirmek,
Abdestten Artan Sudan Kıbleye Karşı Ayakta Bir Miktar İçmek Ve Bu Sırada;
“Allah’ım Beni Her Günah İşledikçe Tevbe Eden Ve Günahtan Kaçınıp Tertemiz
Bulunan Salih Kullarından Kıl” Diye Dua Etmek,
Abdestin Sonunda Bir, İki Veya Üç Defa Kadir Sûresi’ni Okumak,
Abdestten Sonra, Kerâhet Vakti Değilse İki Rekat Nafile Namaz Kılmak.

ABDEST’İ BOZAN DURUMLA
1. İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necasetin,
herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
2. Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir maddenin
çıkması. (Şâfıî ve mâlikîler'e göre bozmaz.) Vücuttan çıkan kan, irin ve sarı
su akmadığı veya çıktığı yerin çevresine dağılmadığı sürece abdesti bozmaz.
3. Ağız dolusu kusmak.
4. Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan
durumlar.
5. Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek.
6. Cinsî münasebet veya fahiş (aşırı) temas ve dokunma.
7. Mazeret halinin sona ermesi. Su bulamadığı için teyemmüm eden kimse suyu
bulunca, mest üzerine mesh yapan kimsenin -yolcu olanlara üç, yolcu
olmayanlara bir gün olarak tanınan- mesh süresi dolunca, özürlü kimse için
de namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur.
8. Hanefîler'in dışındaki üç mezhebe göre bir kimsenin kendi cinsel organına
temas da abdesti bozar.

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest suyunun elbiseye sıçramayacağı bir konum
alınır,
 Mümkünse kıbleye dönülür,
 Abdeste “eûzü” ve “besmele” çekilir,
 Niyet ve besmele ile abdeste başlayıp “niyet ettim, allah
rızası için abdest almaya” denir,
 Su ölçülü kullanılır, fazla açılmaz, israftan kaçınılır,
 Abdestte elleri parmak uçlarından başlanır,
 Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da
hilallenerek üç defa yıkanır,
 El, yüz ve ayakta bulunan ve suyun deriye temasını
önleyen cilt üzerindeki hamur, boya, sakız gibi
maddeler temizlenir,
 Parmakta yüzük varsa oynatılır,
 Misvak veya diş fırçası ile bunlar yoksa sağ elin
parmaklarıyla dişler temizlenir,
 Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile iyice ovarak
yıkanır

ABDESTİN ALINIŞI

 Ağız, Sağ El Avucuna Alınan Su İle Üç Defa
Çalkanıp iyice Temizlenir,
 Ağız Ve Buruna Her Su Almada, Alınan Su
Yenilenir.
 Üç Defa Da Burna Sağ El İle Su Çekilip Her
Defasında Burun Sol Elle Temizlenir.
 Oruçlu Olmayan Kimse Ağız Ve Burnun Her
Yerine Suyun İyice Ulaşmasını Sağlar.
 Mazmaza Ve İstinşakta Mübalağa Etmek Gerekir.
Fakat Oruçlu Kimseler Mübalağa Yapmazlar.
 Ağza su alırken “Allah’ım! Bana peygamberinin
kevser havuzundan, bir daha sonsuza kadar
susamayacağım bir kâse su ihsan buyur.” diye
duada bulunur,
 Burnu yıkarken de “Allah’ım! Beni nimetlerinin
ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum
bırakma.”der.

ABDESTİN ALINIŞI
 Üç Kere Yüz Yıkanır.
 Birer Defası Farz, Diğerleri Sünnettir. Üçten Fazla
Veya Eksik Yıkamak Sünnete Aykırıdır.
 Saçın Bittiği Yerden Kulak Yumuşağından Çene Altına
Kadar Olan Kısım Yıkanmalıdır.
 Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını
Yoklamak adaptandır,
 Sakal, Bıyık Ve Kaşların Altına Suyun Ulaşması
Gerekir.
 Abdest Alırken Sık Sakalı Bulunanların Sakallarını,
Parmaklarını Sakalın İçine Sokarak Alt Taraftan Üst
Tarafa Doğru Hareket Ettirmesi Gerekir, Adaptandır,
 Yüz Yıkanırken Sakal Sık İse Üstünü Yıkamak
Yeterlidir.
 Yüzü yıkarken “Allah’ım! Bazı yüzlerin beyazlanacağı,
bazı yüzlerin de kararacağı günde, benim yüzümü ak
kıl.” diyerek dua etmek abdest adaplarındandır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak farz
üçe tamamlamak sünnettir,
 Kolları yıkamaya sağ koldan başlanır, sol kolla
devam edilir,
 Suyu Dirseklerin dört parmak yukarısına Kadar
Ulaştırmak gerekir,
 Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamalıyız.
Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
 Kolları iyice ovarak yıkanır.
 Sağ kolu yıkarken “Allah’ım! Bana amel
defterimi sağ yanımdan ver ve benim hesabımı
kolay kıl!” diye dua edilir
 Sol kolu yıkarken “Ey Rabbim! Bana kitabımı sol
yanımdan ve arka yönden verme ve şiddetli bir
hesap ile sorguya çekme” diye dua edilir

ABDESTİN ALINIŞI











Başın dörtte birinin elin içinin su ile ıslatılıp mesh edilmesi
hanefîler'e göre yeterlidir.
Başın “nâsiye” denilen ön tarafına mesh edilmesi daha
faziletlidir.
Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Başın tamamını bir su ile meshetmeye “kaplama mesh” denir
ki bu şekilde mesh etmek sünnettir.
Baş mesh edilirken elin saçların dibine doğru sokulmasına
veya ileri geri hareket ettirilmesine gerek yoktur.
Başı meh ederken“ilâhi, beni rahmetinle yarlığa, benim
üzerime bereketinden indir.” Diye dua etmek uygundur.
Yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi sünnettir.
Küçük parmağımızı kulağımızın içeine doğru sokup baş
parmağımızla kulağımızın arkasını mesh etmek şeklinde
yapılır
Boynu meshetmek: başı ve kulakları meshettikten sonra iki
elin arkaları ile ve üçer parmakla yeni bir su almaya gerek
olmaksızın boyun meshedilir.
Ellerin parmak uçları ensede birbirine değerek boyna doğru
çekilmek suretiyle yapılır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Ayakları topukları ile beraber bir kez
yıkamak
farzdır,
üçe
tamamlanması
sünnettir.
 Suyun
parmaklar
arasına
ulaşması
sağlanmalıdır.
 Önce sağ sonra sol ayak, parmak uçlarından
başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dahil
olmak üzere yıkanır.
 Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.
 Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi
su ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.
 Ayakları yıkarken şöyle dua edilir: “Ya Rabbi!
Birtakım ayakların kayacağı günde, benim
ayaklarımı sırat üzerinde sâbit kıl!”

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest sonunda kelime-i şehâdet (eşhedü enlâ ilahe illallah
ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh) getirmek,
 Abdestten artan sudan kıbleye karşı ayakta bir miktar içmek
ve bu sırada; “allah’ım beni her günah işledikçe tevbe eden
ve günahtan kaçınıp tertemiz bulunan salih kullarından
kıl” diye dua edilir ve
 Abdestin sonunda bir, iki veya üç defa kadir sûresi’ni okunur,
 Abdestten sonra, kerâhet vakti değilse iki rekat nafile namaz
kılınır.

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR
Abdeste başlarken önce niyet edilir, sonra eûzü-besmele çekilir. Sonra da her
bir âzayı yıkarken şu duâlar okunur:

ً‫الم ُْنورا‬
َ ‫َا ْل َح ْم ُد ل ّله َّالذى َج َع َل ْاْلَ َاء َط ُهو ًرا َو ْا ِال ْس‬
ِ ِ

“Suyu temizleyici, İslâmı da nûr kılan Allah'a hamdolsun.”

َ‫َا ّلل ُه َّم َاع ّنى َعلى ت َال َوة ْال ُق ْران َوذ ْكر َك َو ُش ْْكر َك َو ُح ْسن ع َب َادتك‬
ِ ِ ِ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ ِ ِ

Ağıza su verirken:

“Ey Allahım, Kur'an okumak, seni zikir ve sana şükür etmek, sana olan ibâdeti
güzelleştirmek hususlarında bana yardım et!..”

َ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ ْ َ َ َ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
‫حة الن ِار‬
ْ ‫اللهم ا ِرحنى را ِئحة الجن ِة والت ِرحنى را ِئ‬

Buruna su verirken:

“Allahım, bana Cennet kokusunu duyur, Cehennem kokusunu hissettirme!”
Yüzü yıkarken:

ٌ‫س َو ُّد ُو ُجوه‬
ٌ ‫ض ُو ُج‬
ْْ ‫وه َو َت‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم َب ّي‬
ُّ ‫ض َو ْجهى َي ْو َم َت ْب َي‬
ِ

“Allahım, yüzlerin kiminin ak, kiminin kara olduğu o günde, benim yüzümü kara değil,
ak çıkar!”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ‫َا ّلل ُه َّم َا ْعطنى ك َتابى ب َيمينى َوح‬
ً‫اس ْبنى ِح َس ًْابا َيسيًا‬
ِ ِ
ِ
ِ ِ
Sağ kolu yıkarken:

“Allahım, kitâbımı sağımdan ver, hesabımı da kolay eyle!”

Sol kolunu yıkarken:
َْ
ّ َ
َ َ
َ
ُ
َ
َ
ْ
َ
َ
َ
ْ
َّ
ُ
‫اللهم ال تع ِطنى ِكتابى ِبيسارى وال ِمن ور ِاء ْظه ِرى‬
“Allahım, kitâbımı solumdan ve arkamdan verme.”

َ َ meshederken:
َ َّ َ َّ ُ ّ َ
َ
َ
َ‫ال ظ ّْل ا َّال ظ ُّل َع ْرشك‬Başı
َ
ْ
َ
ْ
ّ
ْ
ِ ِ ِ ِ ‫اللهم ا ِظلنى تحت ِظ ِل عر ِشك يوم‬
ِ
“Allahım, Arşının gölgesinden başka gölge olmadığı günde, beni Arşının gölgesinde
gölgelendir.”
Kulaklara meshederken:
َ
َ
َ
َّ
ُ‫ذين َي ْستم ُعو َن ْال َق ْو َل ْف َيتب ُعون ا ْح َس َنه‬
َ ‫اج َع ْلنى م َن َّال‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم‬
ِ
ِ
ِ
“Allahım, beni sözü dinleyip de en güzeline uyanlardan eyle.”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ َ ْ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
َ
َ
‫اللهم اع ِتق رقبتى ِمن الن ِار‬
Boynu mesh ederken:

“Allahım, boynumu Cehennem ateşinden âzâd eyle!”
Ayakları yıkarken:
ْ
َ
ْ
َ
َ‫َا ّلل ُه َّم َث ّب ْت َقد‬
ّ ‫مى َع َلى‬
ُ‫الص َراط َي ْو َم تز ُّْل فيه االق َدام‬
َّ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ

“Allahım, ayakların Sırat üstünde kaydığı günde, ayaklarımı sırat üstünde sâbit eyle,
kaydırma!..”
Abdest tekmil olduktan sonra abdest suyundan içilir ve bu dua okunur:

َ‫اج َع ْلنى م ْن ع َْبادك‬
َّ ‫اج َع ْلنى م َن‬
َ ‫ن ْاْلُ َت َط ّهر‬
َْ ‫اج َع ْلنى م‬
ْ ‫ين َو‬
ْ ‫الت َّواب َين َو‬
ْ ‫َا َّلل ُه َّم‬
ِ ِ ِ ِ
َ‫َ ِ ِ َ َ ْ َ ْ ِ َ َّ ِ َ ِ َ َ ْ ٌ َِ َ ِ ْ ْ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ن‬
ْ ‫الصا ِل ِحين واجعل ِنى ِمن ال ِذين الخوف علي ِه ْم والهم يحزنو‬

“Allahım! Beni çok tevbe edenlerden, temizliğe çok dikkat edenlerden, salih kullarından
ve kendileri için korku ve hüznün olmadığı kimselerden eyle.”

Abdest sonunda “Kelime-i Şehâdet” (eşhedü enlâ ilahe illallah ve eşhedü enne
muhammeden abdühû ve resûlüh) getirilir. Bununla birlikte bir, iki veya üç defa
“Kadir” sûresi yada “Ayetel Kürsi” okunur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest uzuvlarında yara veya hastalık bulunması halinde nasıl abdest alınır?
Abdest uzuvlarından birinde yara veya hastalık bulunan kişi, bu organın
yıkanması zarar verecekse, yıkamayıp ıslak elle mesheder. Mesh edilmesinin de zarar
vermesi durumunda, bu da terk edilir. Bu rahatsızlık abdest veya gusül uzuvlarının
çoğunluğunda ise, abdest veya gusül yerine teyemmüm edilir.
Özürlü nasıl abdest alır, özrü sebebiyle elbisesine bulaşan necasetin hükmü nedir?
Özürlüler, her vakit için abdest alır ve mazeret teşkil eden rahatsızlığından
başka abdest bozan bir hal meydana gelmedikçe, bu abdestle o vakit içerisinde dilediği
gibi namaz kılar, Kur’an-ı Kerim okur ve diğer ibadetlerini yaparlar. Namaz vaktinin
çıkmasıyla veya başka abdest bozan bir halin meydana gelmesiyle özürlü kimsenin
abdesti bozulur.
Kişiyi özürlü kılan hal, bir namaz vakti boyunca hiç meydana gelmezse, özür
ortadan kalkmış olur ve o kimse özür sahibi olmaktan çıkar.
Özürlü kimseden akan kan, irin, idrar gibi şeylerin çamaşıra bulaşması halinde,
bundan kaçınılması mümkün değil ve temizlendiğinde tekrar bulaşacaksa çamaşır
yıkanmadan namaz kılınabilir. Fakat elbiseye tekrar bulaşmayacaksa, yıkanması gerekir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Bedeninde veya bir uzvunda sargı ya da yara bulunan kimse nasıl abdest alır?
Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık veya yaradan dolayı sargı
bulunduğunda, abdest alırken veya guslederken bu sargı çözülerek altı yıkanır ve yaranın
üstü mesh edilir. Ancak sargının çözülmesinin zararlı olması hâlinde çözülmeyip üzerine
mesh edilebilir. Sargı üzerine meshin meşruluğu sünnetle sabittir. Hz. Ali (r.a.) şöyle
demiştir: “Bileklerimden biri kırılmıştı. Peygamber (s.a.s.)’e sordum, O da sargıların
üzerine mesh etmemi emretti.“ (İbn Mace, Taharet, 134.)
Sargının bir defa mesh edilmesi yeterlidir. Yapılan bu mesh ile, o uzuv hükmen
yıkanmış olur. Sargının abdestsiz veya cünüp iken sarılmış olması meshe engel olmadığı
gibi, sargı üzerine meshin belirli bir süresi de yoktur; yara veya kırık iyileşinceye kadar
aynı sargı üzerine mesh edilebilir. Üzerine mesh ettikten sonra sargının değiştirilmesi veya
düşmesi hâlinde, mesh bozulmaz; iade edilmesi de gerekmez. Ancak, yaranın iyileşmesi
hâlinde, sargı açılmış olsun veya olmasın, mesh bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Tedavi maksadı ile cilde sürülen ilaç vb. maddeler abdeste engel olur mu?
Abdest alırken yıkanması gereken bir organın üzerine tedavi maksadı ile
merhem vb. bir madde sürülmüşse; su zarar vermiyorsa abdest alırken bu organın
yıkanması gerekir. Eğer yıkamak zarar veriyorsa ıslak elle üzerine mesh edilir.
Mesh etmek de zararlı ise o da terk edilir. Çünkü dinimiz zaruretler hâlinde
yasakları mübah kılmış, kişiye kaldıramayacağı yükü yüklememiş, zorluğun giderilmesini
ilke edinmiştir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Diş doldurtmak veya kaplatmak abdest ve gusle engel olur mu?
Tedavi amacıyla diş doldurmak veya kaplatmak caiz olup abdest ve guslün
sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak çıkarılıp takılabilen/sabit olmayan dişlerin gusül
abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması gerekir.
Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de kaplandıktan sonra,
dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı hükmünü alır. Bu sebeple, ağız yıkanınca,
kaplama yapılan dişler de yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi, gerektiğinde tedavi amaçlı
olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve abdest ya da gusül alıp, ibadetlerini
yapabilir.
Yapılan bu işlem tedavi amaçlı ve zorunlu olduğundan, mezhepler arasında bir
ihtilaf söz konusu değildir. Diş dolgusu veya kaplaması konusundaki ihtilaflar, guslün veya
abdestin geçerli olup olmayacağı konusuyla alakalı bir durum değildir. Çıkan dişin yerine
bağlandığında kullanılan tel veya başka bir madde, çok sıkı bağlanacağı için, suyun altına
girmesine engel olur. Buna rağmen fukaha, kopan dişi yerine bağlatmanın caiz olduğunda
görüş birliği içindedirler.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

İdrar torbası kullanmak zorunda olan hastaların abdesti bozulmuş olur mu?
Devamlı burun kanaması, idrarı tutamama, kusma, yaranın devamlı kanaması,
kadınlardaki akıntı gibi abdesti bozan ve en az bir namaz vakti süresince devam eden ve
her namaz vaktinde tekrarlanan bedenî rahatsızlıklara özür/mazeret, böyle kimselere de
özür sahibi kimse denilir.
Buna göre; kendisinden devamlı idrar geldiği için idrar torbası kullanmak
zorunda olan hastalar, dinî açıdan özür sahibi konumundadırlar. Özür sahipleri, her namaz
için vakit çıktığında abdest almak suretiyle namazlarını kılarlar.
Bu abdestle vakit içinde diledikleri kadar farz veya nafile namaz kılabilirler.
Ancak mümkün olduğunca namaza başlamadan önce torbadaki idrarın boşaltılmış
olmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle abdeste başlamadan önce idrar torbası
boşaltılmalıdır. Şu kadar var ki, vakit namazı için abdest alındıktan sonra, torba içinde
biriken idrar ile kılınan namaz geçerlidir. Bu özürleri dışında abdesti bozan başka bir hal
olmadıkça, vakit içinde abdestleri devam eder, vakit çıkınca bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan bir kadın teyemmüm ederek namazını
kılabilir mi?
Yalnızca erkeklerin veya hem erkeklerin hem de kadınların bulunduğu bir
ortamda gusül abdesti almak durumunda kalan bir kadın gusül abdestini tehir eder.
Dolayısıyla, suyu kullanmaktan aciz olduğu için teyemmüm ederek namazını kılar.
Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan kadın ise, namaz vaktinin sonlarına
kadar bekler. Eğer vaktin çıkacağından korkarsa teyemmüm ederek, namazını kılar. Ancak
o namazı iade eder .

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Su mevcut olduğu halde abdest alıncaya kadar namaz vaktinin çıkmasından endişe
eden kişi teyemmümle namaz kılabilir mi?
Abdest alma imkânı varken, cuma namazı ve vakit namazları gibi vaktinde
kılınamadığı zaman kaza edilen namazların, vaktin çıkacağı endişesi ile teyemmüm ederek
kılınması caiz değildir. Zira abdest alındığı takdirde bu namazlara yetişilemezse, cuma
namazı yerine öğle namazı, vakit namazı yerine kaza namazı kılınır.
Maliki Mezhebi’ne göre, su ile abdest alma imkânı var iken, abdest veya gusül
alındığı takdirde beş vakit namazdan birinin vakti geçecek ise bu namaz teyemmüm
ederek kılınır.
Varis çorabı üzerine mesh yapılabilir mi?
Varis hastalığından dolayı ayağa giyilmesi gereken özel çoraplar, kırık, çıkık
üzerindeki sargı hükmün dedir. (İbn Mace,Taharet,134.) Bu itibarla, varis çorapları
üzerine meshedilmesinde bir sakınca yoktur

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Kol ve bacakları olmayan kimsenin abdesti eksik olur mu?
Yüce Allah din konusunda bize hiçbir zorluk yüklememiştir. (Hacc, 22ı78.)
“Köre, topala da vebal ve hastaya güçlük yoktur.“ (Fetih, 48ı17.) anlamındaki
ayetler buna delildir. İnsanlar ancak yapabileceklerinden sorumludurlar.
Hastalığı veren de yükümlülükle ri yükleyen de Allah’tır. Dolayısıyla kişi gücü
neye yetiyorsa onu yapmakla mükelleftir. Kol ve bacakları olmayan kişiden abdestte bu
organları yıkama yükümlülüğü düşer. Ancak bu kimsenin, bu özründen dolayı namaz
yükümlülüğü düşmez.
Kendisine abdest aldıracak yardımcı birileri yoksa ve kendisi de bir şekilde
abdest alma yöntemi bulamazsa, yüzünün iki yanını toprak veya toprak cinsinden bir şeye
dokundurarak teyemmüm eder. Elleri ve kolları olmayan veya kesilmiş olan kimse yalnız
yüzünü yere sürerek teyemmüm yapar.
Eğer yüzünde bir yara veya özür varsa teyemmüm etmeksizin namazı kılar. Bu
imkâna da sahip değilse, namazını yapabildiği şekilde ima ile kılar. Özürlü bir kimse, ancak
kendisi gibi özürlü birisine namaz kıldırabilir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Saç boyası, kına, ruj, oje, jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani
midir?
Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa,
abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması
gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken
uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır.
Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan
maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce
giderilmesi gerekir. Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşturmayan saç boyası,
kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Tuvalette abdest alınabilir mi?
Tuvalette abdest alınmasında bir sakınca yoktur. Ancak böyle yerlerde
besmele, zikir ve duaların içten söylenmesi uygun olur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest ve gusülün tam olup olmadığı konusundaki vesveseye
itibar edilir mi?
Vesvese, çeşitli sebeplerle insanın yaşadığı kararsızlık,
şüphe ve kuruntu halidir. Vesvese sebebi ile, gusül ve abdestin
tekrarlanması gerekmez. Vesvese gelse bile abdest ve gusle devam
edilmelidir.
Kişi vesveseye itibar etmemeye çalışmalı, içe doğan şüphe
ve tereddüt hallerinin asılsız olduğunu kendine telkin etmeli,
ayrıca zaman zaman Felak ve Nas Surelerini, anlamlarını da
düşünerek okumalıdır.
Güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest ve gusül alınır mı?
Güneş enerjisi ile ısıtılan su ile, temiz olmak kaydıyla, abdest almak
ve gusletmekte dinen bir sakınca yoktur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAKTA GEREKLİDİR
İyi veya kötü hareketleri organlarımızla yaparız. El işler yapar, yıkar ve
yazar; ağız yer içer, iyi ve kötü sözler söyler, konuşur; burun koklar, gözler görür,
kollar saldırır ve yakalar; kulaklar işitir ve dinler; ayaklar ise bizi pek çok yere
götürür. Bütün bunlar zaman zaman günah ve yasak sınırını aşabilir.
İşte abdest sırasında içimizden geçireceğimiz dualarla, söz konusu
edilen olumsuz hareketlerin etkisinden kurtulmaya çalışabiliriz. Abdest alacak
kimse önce niyet eder. Bu bir rûhî-mânevî hazırlıktır. Hakk'ın huzuruna çıkmaya
niyet etmek ve hazırlanmak demektir. Sonra besmele çekerek ve Allah'ın
yardımını dileyerek abdeste başlar.
Abdest alan insan samimî bir dille ve içten bir duyguyla, eksiklik ve
hatalarını Hakk'ın huzurunda itiraf edip, bunları yıkamasını ve silmesini kulluğa
yakışan bir tavırla O'na arz eder, duasının kabulü için yalvarıp yakarır. Böylece
bilinci ve içtenliği ölçüsünde ruhen temizlenip arınmış bir halde huzura varmaya,
namaza durmaya hazır hâle gelir.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Su nasıl maddî kirleri temizliyorsa, tövbe de manevî kirleri yok eder
diye düşünerek abdest organlarımı yıkamalıyım. Halkın gördüğü yer olan
bedenimi ve elbisemi temiz tutar da Hakk'ın nazar ettiği yer olan kalbimi
tertemiz tutmazsam yanlış yapmış olurum diye inanmalıyım. Bedenim gibi
kalbimi de kötü ve kirli şeylerden arındırmaya çalışmalıyım şuurunda bir abdes
gerçek mahiyeti ile abdest olmuş olur.
Şemsî'nin dediği gibi: " Pâdişah konmaz saraya hâne mâmur
olmadan.” önce hanemizi mamur hale getirelim kalbimizi tezkiye edlim sonra
organlarımızı temizleyeli.
Yûnus Emre söylüyor: " Tanla durup başın kaldır ellerini suya daldır /
Hem şeytanın boynunu vur hem nefs dahi ölse gerek." (“Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr.
Mehmet Demirci)

Beyazid-i Bistâmî şöyle dermiş: "Ne zaman dünya düşüncesi
gönlümden geçse abdest alırım; âhiret düşüncesi geçince de gusül yaparım."

Prof. Dr. Mehmet Demirci hocamızın Altınoluk dergisinde yayınlanmış olan “Abdestin
İç Anlamı” isimli makalesinde Gönül ehli kimseler iç anlam olarak abdestin ve temizliğin beş
derecesinden söz ettiklerini belitir ve bunları İçten dışa doğru şöylece sıralar:

1. Rûhun abdesti: Rûhun, hayvanlık seviyesine ait bilgisizlikten ve Allah'tan gayri
şeyleri görme gafletinden arınmasıdır. Ruh Allah'tan gayrı şeyleri görmekten arınsa,
Gaffar olan Allah'ın nûru onu kuşatır. Kötü düşüncelerini temizlese takvâ elbisesine
kavuşur. Nefsin tezkiye ederse iç huzuruna ve itmi'nâna ulaşır.
2. Sırrın abdesti: Burada "sır", rûhun rûhu demek olup; onun abdesti gösterişten (riyâ),
arzu ve isteklerin esiri olmaktan, kendini beğenmişlikten, baş olma tutkusundan, aşırı
dünya isteği ve mevki sahibi olma ihtirasından arınmaktır. Bunun neticesinde ihlâs nûru
ortaya çıkar. Dünya sevgisinden arınırsa âhiret sevgisi doğar.
3. Kalbin ve gönlün abdesti: İki yüzlülük, bozgunculuk ve kötü ahlâktan uzak durmaktır.
Büyüklenme yıkanınca, alçak gönüllük doğar. Çekememezlik kirleri yıkansa, iyilik;
düşmanlık yıkansa, Allah sevgisi görünür.
4. Dilin abdesti: Yalan, dedi-kodu, iftira ve boş sözden, insanların ayıplarını merak
etmekten ve gizli hallerini ortaya çıkarmaktan, faydasız konuşmaktan uzak durmaktır.
Yalan ve koğuculuk yıkansa, doğruluk ve vefâ doğar. İftira ve itham etme yıkansa, sevgi
görülür. Faydasız ve boş söz bırakılsa yararlı şeyler konuşulur veya Allah'ın adı anılır.
5. Zâhir abdesti: Bu, bildiğimiz abdesttir. Neticesinde Abdest alan kimsenin yüzünü
yıkaması, mahşer günü yüzünün nurlu olmasına yol açar. Kolunu yıkayınca cömertlik
nurları hasıl olur. Ayrıca amel defterinin sağ eline verilmesi gibi bir lûtfa erişir. Ayağını
yıkayınca, âhiretteki manevî engelleri kolaylıkla geçme imkânı doğmuş olur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Abdest alırken gerçekleşen dış temizliğin, iç temizliği ile
birlikte gelişmesi için şunlar da tavsiye edilir: Eller yıkanırken
kalbin de aşırı dünya sevgisinden yıkanması gerekir. Ağıza su
alınırken, onunla boş şeyleri anmamaya azmetmelidir. Yüz
yıkandığı zaman, yüzü Hak'tan başka şeylere çevirmemeye söz
vermelidir. Ayağı yıkarken, Hak yolda bulunma gayreti
pekiştirilmelidir.
Dış temizlik su ile, iç temizlik ise tövbe ile ve Hakk'ın
kapısına dönmekle mümkün olur.

Bedenin bütün uzuvlarına madden ve manen abdest
aldırmak gerekir. Bedene su ile nasıl ki abdest aldırıyorsak, her bir
uzvumuzu Yaratının rızasına uygun işler yaptırmak suretiyle
manevi abdestimizide almamız gerekmektedir.
Abdestin suyu günaha bakan gözleri, günahla kızaran yüzü
de arındırır. Ağzı abdest suyu ile çalkaladığımız zaman, bizi günaha
sokan kelimeler, bu kelimeleri oluşturan dil ve dişler pir-ü pak
olur. Başımızı mesh ettiğimizde zihnimizden geçen günahlar bir bir
dökülür. Kulaklara değen abdest suyu bu organın dikkat kesilip
dinlediği günahkar sözleri siler süpürür. Ve en nihayet bizi günahın
kapısına kadar yürüten ayaklarımızı yıkarız. Onlar da günahtan
kurtulmuş olur.
Yüce Rabbim abdestimizi en güzel şekilde alıp
ibadetlerimizi kendi rızasına uygun olarak yapmayı cümlemize
nasip etsin.

Bu Sunum İdris YAVUZYİĞİT Tarafında; “İhtiyar” Mevsılî,
“Bidayetu’l Müctehit” Ahmet İbn Rüşd El Kurtubi, “Büyük İslam İlmihali”
Ömer Nasuhi Bilmen (A. Fikri Yavuz), “İslam İlmihali” Lütfi Şentürk Ve
Seyfettin Yazıcı (Diyanet), “İlmihal” Heyet (TDV), “Delilleriyle İslam
İlmihali” Hamdi Döndüren, “Şafii İlmihali” Mehmet Keskin (Diyanet), “Din
Görevlisinin El Kitabı” Mevlüt Özcan, “Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr. Mehmet
DEMİRCİ; “Abdestin Fazileti Ve İbadetler Açısından Önemi” Ahmet ÜNAL;
“Abdestin Manası Ve Önemi” Mustafa Kutlu’ya Ait Kitap, Makale Ve Vaaz
Örneklerinden İstifade Edilmek Suretiyle Hazırlanmıştır.
Rabbim Eser Sahiplerinden Ölenlere Rahmetiyle, Yaşayanlara Lutuf
Ve Keremiyle Tecelli Eylesin Ve İki Cihan Saadeti İhsan Etsin.


Slide 22

Abdest Almanın Önemi
ve Fıkhi Boyutu
İdris YAVUZYİĞİT
[email protected]

Abdestin Önemi
Abdestin Tanımı
Abdest Çeşitleri
Abdestin Farzları
Abdestin Sünnetleri
Abdestin Adapları

Abdesti Bozan Durumlar

Abdestin Alınışı
Abdest Duaları
Fıkhi Sorular
Abdestin İç Anlamı

ABDEST

َ ْ ُ ْ ُ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َ
ُ ْ َ ٰ َّ
‫وة فاغ ِسلوا‬
‫يا ايها ال ٖذين امنوا ِاذا قمت ْم ِالى الصل‬
ِ
َ ‫ُو ُج‬
ْ‫وه ُك ْم َو َا ْي ِد َي ُك ْم ِا َلى ْاْلَ َرا ِْفق َو ْام َس ُحوا ب ُر ُؤس ُك ْم‬
ِ ِ
ِ
ْ َ ْ ُ َُ ََْ
َ
ْ
ْ
َ
‫وارجلكم ِالى الكعبي ِ ْن‬
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya
kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize
kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip,
topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)”.

(MÂİDE suresi 6.

ayet)

ABDEST

Bu âyet, teyemmüm âyeti olarak adlandırılır. Fakat
âyette abdestin farzları tesbit edilmektedir. Dolayısıyla bir
abdest âyeti olduğu şüphesizdir.
Şu kadar var ki, abdest bu âyet ile farz kılınmış değildir.
Çünkü abdest Mekke’de namazla beraber farz kılınmış ve
İslâm’da hiçbir zaman abdestsiz namaz kılınmamıştır.
Oysa bu âyet-i kerîme Medîne’de, hicretin 6. yılında,
Benî Mustalik Gazvesi’nde cereyan eden meşhur “İfk hâdisesi”
üzerine gece susuz bir yerde kalınıp abdest almak mümkün
olmadığından dolayı nâzil olmuştur.
Hz.Âişe vâlidemize münafıklar tarafından çirkin bir iftira
yapıldığı için bu olaya ifk (iftira) olayı denilmiştir.

ABDESTİN FAZİLETİ

َ َ َ َّ َ َ ْ
َ َََ َ
َ
ْ‫خ َط َاي ُاه من‬
ْ
َ
ْ ‫ خرجت‬، ‫من توضأ فأحـسن الوضـوء‬
ِ
َ
ْ َ َّ
ْ
َ
َ
ُ
‫تحت أظفا ِر ِْه‬
ِ ‫جس ِد ِه حتى تخرج ِمن‬
“Kim

güzelce abdest alırsa, o kimsenin
günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün
vücudundan çıkar.” (Riyasü’s-Salihin, 1028; Müslim, Tahâret 33)

ُْ َ ُ ُ ُّ
‫ر‬
» ‫يمان‬
ْ ِ ‫اإل‬
‫ر‬
«
‫ط‬
‫ش‬
‫و‬
‫ه‬
‫الط‬
ِ

Ebû Mâlik el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır.” (Riyasü’s-Salihin, 1033; Müslim, Tahâret 1)

َ ْ َ َّ َ ً ّ ُ َ
َ‫َّ ُ َّ ُ ْ َ ْ ن‬
َ
ْ
َ
‫القيام ِ ْة غرا محج ِلين ِمن ْآث ِار‬
‫« ِإن أمتي يدعو يوم‬
ِ
َ
َ
َ
َ
ُ
ُ
َ
َ
َ
ْ
ْ
ُ
ْ
ْ
ْ
َّ
» ‫ فليفعل‬، ‫من استطاع ِمنكم أن ْي ِطيل غرته‬
ِ
ِ ‫الوضوء ف‬
ٌ
. ‫متفق عليه‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’i:
“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde,

abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak
olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten
kimse bunu yapsın” buyururken işittim. (Riyazüs Salihin, abdestin fazileti, 1026;
Buhârî, Vudû‘ 3; Müslim, Tahâret 35)

Bu Hadis bizlere:
1. Abdesti farzlarına, sünnetlerine, müstehaplarına ve edeplerine riayet ederek
almak gerekir. Böyle yapmak müstehaptır.
2. Abdest, insanın yüzünü nurlandırır, el ve ayaklarını ağartır. Bu hem maddî hem
manevî anlamda böyledir.
3. Allah Teâlâ, kıyamet gününde ve mahşer yerinde yüzü nurlu, el ve ayakları parlak
olanlara özel muamelede bulunur. Çünkü bunlar sâlihler ve ibadet ehli mü’minlerdir.
4. Abdestte ayakları yıkamak asla terkedilmemelidir.

ABDESTİN FAZİLETİ

ُْ ُ ْ َ
ُْ َ ُ َْ ُ َُْ
ُ
ُ
ُ
ُ
» ‫الحلية ِمن اْلؤ ِم ِن ح ْيث يبلغ الوضـوء‬
ِ ‫« تبلغ‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Ben dostum sallallahu
aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:
“Mü’minin

nuru ve beyazlığı, abdest
suyunun ulaştığı yere kadar varır.” (Müslim, Tahâret 40)

َ َّ َ َ
ُ ُ
َ َُ
َ َ ُ ْ َ
ْ
َ
َ
ُّ‫كل‬
ْ ‫جه ِه‬
ِ ‫« ِإذا تو َضأ َالعبد اْل‬
ِ ‫سلم أ ِو اْلؤ َ ِمن فغسل َ ْوجهه خرجَ ِمن َو‬
َ َ
ْ
َ
ْ
ْ
َ
ْ
‫ َف ِإذا غسل يدي ِه‬، ‫اْلاء‬
‫اْلاء أو مع آ‬
‫خطيئة نظر ِإليها ِبعيني ِه مع‬
‫خر قط ِر‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ْ َ
َ ََ ُ
َ َ َ َ َ ُّ ُ
َ
ْ
ْ
ْ
َ
‫ط ِر‬
َْ ‫يديه كل خطيئ ٍة كان بطشتها يداه مع اْل ِاء أو مع ِآخر ق‬
‫ خرج ِمن‬،
ِ
َ َ
َ ُّ ُ ْ َ َ َ
َ
ْ‫ط َيئة َم َشتها رجاله مع اْلاء ْأو‬
ْ
َ
ِ
ِ
ٍ ْ ِ ‫ خرجت كل خ‬، ‫ ف ِإذا غسل ِرجلي ِه‬، ‫اْلاء‬
ِ
َ
ُّ
َ
ُ
َ
َ
ًّ
ُ
. ‫ حتى يخرج ن ِقيا ِمن الذن ْو ِب »رواه مسلم‬، ‫اْلاء‬
‫طر‬
‫ق‬
‫آخر‬
‫ع‬
‫م‬
ِ ِ ِ

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve
yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest
suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini
yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –
veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını
yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah
abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar.
Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (Müslim,
Tahâret 32; Tirmizî, Tahâret 2; Riyasü’s-Salihin, 1030)

َ ُ ْ ُ َّ َ َ ْ َّ
َ ْ َ ْ َ ْ َ َّ َ ُ ْ
ْ ُ َ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َّ
َ
‫ن‬
: » ‫ ِوددت أنا قد رأينا ِْإخواننا‬، ‫الحقو‬
‫نين ِوإنا ِإن شاء‬
‫« السالم عليكم دار ق ٍوم مؤ ِم‬
ِ ‫الله ِْبك َم‬
ِ
َ
ُْ َ َ َ ّ َ ُ َ ْ َ
َ َ ُ َ
َّ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
َ
َ
ُ
ْ
ْ
ْ
» ‫ وإخواننا َال َذين لم َ يأتوا بعد‬، ‫ « أنتم أصحابي‬: ‫ أولسنا ِإخوانك يا رسول الل ِه ؟ قال‬: ‫قالوا‬
ُ
َْ ْ َ ْ َ ُ ْ َ
َ َ َْ
ُ
ُ‫له‬
َ
ُ
َّ
َ
ُ
ْ
ْ
َّ
َ
ْ ‫ « أرأيت لو أن رجال‬: ‫ كيف تع ِرف من لم يأتوا بعد من أم َِتك يا رسول هللا ؟ فقال‬: ‫قالوا‬
ُ َ
َ
َ
َّ ُ
َ ‫حج َل ٌة ْبي‬
َّ ‫َخ ْي ٌل ُغ ٌّر ُم‬
ْ ‫ أال‬، ‫ظهر ْي َخ ْيل ُد ْهم ب ْهم‬
َ ‫ َق‬، ‫الل ِ ْه‬
ْ
‫ بلى يا رسول‬: ‫يع ِْر ُف َخ ْيل ُه ؟ » قالوا‬
‫ال‬
‫ن‬
ِ ٍ ٍ
ٍ
َ
ُ
ُ ‫َ َّ ُ ْ ْ ُ َن‬
َ
َ
ُ
َ
َّ
ُ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
ًّ
‫و‬
. ‫ ِ »ر اه مسلم‬
ِ ‫ «ف ِإنهم يأتو غرا محج ِلين ِمن الوض‬:
ِ ‫ وأنا فر ْطهم على الحو‬، ‫وء‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem kabristana geldi ve:

“Selâm size ey mü’minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız.
Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim” dedi. Ashâb-ı kirâm:
– Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah? dediler. Resûl-i Ekrem:
– “Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb:
– Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah’ın Resûlü?
dediler. Peygamber Efendimiz:
– “Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at
sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?” diye sordu. Sahâbe:
– Evet, tanır, ey Allah’ın Resûlü, dediler. Resûl-i Kibriyâ:
“İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler.
Ben havzın başına onlardan önce varacağım” buyurdular. (Müslim, Tahâret 39; Riyasü’sSalihin, 1031 )

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ
Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el suyu”
anlamına gelen abdest, belirli ibadetlerin ifasının ön şartı olan ve kendisi
de ibadet mahiyetinde görülen bir nevi hükmî temizliktir.
Arapça karşılığı güzellik, temizlik ve parlaklık anlamına gelen
“vudû”dur.
Fıkıhta abdest, “belli uzuvları usulüne uygun olarak su ile yıkamak
ve bazılarını da eldeki su ıslaklığı ile meshetmek” şeklindeki ibadet
temizliği olarak tarif edilir.(TDV, İslam İlmihali 1. cilt, s 195)
Fıkıh dilinde maddî kirlilikten temizlenme “necasetten taharet”
olarak anılır; hükmî kirlilik olan hadesten temizlik ise birer hükmi temizlik
usulleri olan abdest ve gusülle olur.

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ

Abdest ile ağız, diş, burun, el, yüz ve ayaklar gibi
kirlenmeye ve dışarıdan gelecek mikroplara en açık uzuvlar
günde birkaç defa su ile temizlenir.
Bu sayede vücudun sinir sistemi ve kan dolaşımı daha
düzenli hale gelir ve vücuda fizikî-tıbbî birçok fayda sağlar.
Abdest, namaz ibadetini ifa için yüce Allah'ın
huzuruna çıkacak müminin manevî ve ruhî hazırlık ve temizliği
de demektir.
Bu yüzden abdest, maddî temizlikle manevî temizliği
birleştirici, müslümana manevî yönden destek ve güç sağlayıcı
bir anlam ve öneme sahiptir.

ABDEST’İN HÜKMÜ / ÇEŞİTLERİ
1.

Farz Abdest:
1.
2.
3.
4.

Namaz Kılmak,
Cenaze Namazı Kılmak,
Tilâvet Ve Şükür Secdesi Yapmak,
Kur'an'a Dokunmak İçin Abdest Almak Farzdır.

Vacip Abdest: Kabe'yi Tavaf Etmek İçin Abdest Hanefilere Göre Vaciptir.
3. Mendup Abdest:
2.

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.

Yatmadan Önce Abdest Almak,
Vakit Namazları İçin Ayrı Ayrı Abdest Almak,
Kuran Okumak,
Dini Kitaplara Dokunmak,
Hadis Okumak,
Peygamberimizin Kabrini Ziyaret Etmek,
Arafat’ta Vakfa Yapmak,
Safa Ve Merve Arasında Say Yapmak,
Ezan Okumak,
Cenaze Yıkamak,
Her İşe Abdestli Olarak Başlamak,
Her Zaman Abdestli Bulunmak İçin Ve
Öfkelendikten,yalan Söyledikten Ve Gıybet Ettikten Sonra Abdest
Almak Mendup’dur.

ABDEST’İN MEZHEPLERE GÖRE FARZLARI
FARZLAR

HANEFİ

ŞAFİİ

MALİKİ

HNBELİ

YÜZÜ YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

KOLLARI YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

BAŞI MESH ETMEK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

AYAKLARI YIKAMA

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

NİYET ETMEK

SÜNNET

FARZ

FARZ

FARZ

TERTİBE RİAYET

SÜNNET

FARZ

SÜNNET

FARZ

MUVALAT

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

FARZ

BESMELE

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

OVARAK YIKAMAK

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

ABDEST’İN FARZLARI
1.

2.

3.

4.

Yüzü bir kere yıkamak (yüzün sınırları: saçın bittiği yerden kulak
yumuşağından çene altına kadar olan kısım. Sakal, bıyık ve kaşların altına
suyun ulaşması gerekir. Yüz yıkanırken sakal sık ise üstünü yıkamak
yeterlidir.)
Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak (abdest alırken parmaktaki
yüzüğün altına su alacak şekilde oynatılması, el, yüz ve ayakta bulunan ve
suyun deriye temasını önleyen maddelerin imkân dahilinde temizlenmesi
gerekir.)
Başın dörtte birini mesh etmek (dörtte birinin el içi su ıslaklığıyla mesh
edilmesi hanefîler'e göre yeterlidir. Başın “nâsiye” denilen ön tarafına
mesh edilmesi daha faziletlidir. Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Şâfiîler'e göre başın mesh miktarı daha azdır, bir saç teli. )
Ayakları topukları ile beraber bir kez yıkamak (suyun parmaklar arasına
ulaşması sağlanmalıdır. Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi su
ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.)

ABDEST’İN SÜNNETLERİ

1.
2.
3.
4.

Abdest almaya niyet etmek,
Başlarken besmele çekmek,
Elleri bileklerle birlikte üç defa yıkamak,
Ağız ve buruna su çekip iyi bir ağız ve burun temizliği
(mazmaza ve istinşak) yapmak,
5. Misvak kullanmak veya dişleri fırçalamak,
6. Sakalın içine su girmesini sağlamak,
7. El parmaklarını birbirine sokup ovuşturmak,
8. Başın tamamını elin ıslaklığıyla mesh etmek,
9. Boynu mesh etmek,
10. Abdest uzuvlarını yıkarken sıraya uymak,
11. Abdeste sağ uzuvlardan başlamak,
12. Uzuvları üçer defa yıkamak
13. Su ile iyice ovmak (delk),
14. Abdeste ara vermeden tamamlamak.

ABDEST’İN SÜNNETLERİ
1.
2.
3.
4.

5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.

Niyet etmek: “Niyet ettim, Allah rızası için abdest almaya” denilmesi müstehaptır.
Abdeste başlarken önce temiz olan elleri bileklere kadar yıkamak.
Abdeste “Eûzü” ve “besmele” ile başlamak.
Mazmaza ve İstinşak: Elleri yıkadıktan sonra önce üç defa ağıza su alınıp çalkalanması ve
dışarı atılmasına “mazmaza”, üç defa da burunun yumuşağına kadar su alınmasına ise
“istinşak” denilir. Ağız ve buruna her su almada, alınan su yenilenir.
Mazmaza ve istinşakta mübalağa etmek. Fakat oruçlu kimseler mübalağa yapmazlar.
Misvak Kullanmak
Tertibi gözetmek. Şâfiî ve Hanbelîlere göre farzdır.
Abdeste sağ taraflardan başlamak
Abdest uzuvlarını üçer defa yıkamak: Birer defası farz, diğerleri sünnettir. Üçten fazla veya
eksik yıkamak sünnete aykırıdır. Çoğu fakihlere göre başı bir defa meshetmek yeterlidir.
Abdestte elleri veya ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak. Parmakları hilâllemek.
Sakalı hilâllemek: Abdest alırken sık sakalı bulunanların sakallarını, parmaklarını sakalın içine
sokarak alt taraftan üst tarafa doğru hareket ettirmesine hilâlleme denir.
Başın tamamını bir su ile meshetmek: Buna “kaplama mesh” denir.
Kulakları meshetmek: Çoğu fakihlere göre, yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi
sünnettir.
Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile ovmak
Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamak. Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
Boynu meshetmek: Başı ve kulakları meshettikten sonra iki elin arkaları ile ve üçer parmakla
yeni bir su almaya gerek olmaksızın boyun meshedilir.

ABDEST’İN ADAPLARI
Abdestin Âdabından Maksat, Abdestin Farzlarının Ve Sünnetlerinin Daha Uygun
Şekilde Ve Ortamda, Mükemmel Bir Şekilde Yerine Getirilmesini Sağlamaktır.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.

12.
13.

Abdest Alırken -Mümkünse- Kıbleye Dönmek,
Abdest Sularını Vücuda Ve Elbiseye Sıçratmamak,
Dünya İşlerine İlişkin Konuşmamak,
Abdest Dualarını Veya Bildiği Dualardan Okumak,
Suyu Ölçülü Kullanmak,
Daha Vakit Girmeden Abdest Alıp Namaza Hazır Bulunmak,
Bir Özür Bulunmadıkça Abdestte Başkasından Yardım İstememek,
Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını Yoklamak, Suyu Dirsek Ve
Topukların Yukarılarına Kadar Ulaştırmak,
Nehir Veya Deniz Kenarında Bile Su İsrafından Kaçınmak,
Abdest Sonunda Kelime-i Şehâdet (Eşhedü Enlâ İlahe İllallah Ve Eşhedü Enne
Muhammeden Abdühû Ve Resûlüh) Getirmek,
Abdestten Artan Sudan Kıbleye Karşı Ayakta Bir Miktar İçmek Ve Bu Sırada;
“Allah’ım Beni Her Günah İşledikçe Tevbe Eden Ve Günahtan Kaçınıp Tertemiz
Bulunan Salih Kullarından Kıl” Diye Dua Etmek,
Abdestin Sonunda Bir, İki Veya Üç Defa Kadir Sûresi’ni Okumak,
Abdestten Sonra, Kerâhet Vakti Değilse İki Rekat Nafile Namaz Kılmak.

ABDEST’İ BOZAN DURUMLA
1. İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necasetin,
herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
2. Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir maddenin
çıkması. (Şâfıî ve mâlikîler'e göre bozmaz.) Vücuttan çıkan kan, irin ve sarı
su akmadığı veya çıktığı yerin çevresine dağılmadığı sürece abdesti bozmaz.
3. Ağız dolusu kusmak.
4. Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan
durumlar.
5. Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek.
6. Cinsî münasebet veya fahiş (aşırı) temas ve dokunma.
7. Mazeret halinin sona ermesi. Su bulamadığı için teyemmüm eden kimse suyu
bulunca, mest üzerine mesh yapan kimsenin -yolcu olanlara üç, yolcu
olmayanlara bir gün olarak tanınan- mesh süresi dolunca, özürlü kimse için
de namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur.
8. Hanefîler'in dışındaki üç mezhebe göre bir kimsenin kendi cinsel organına
temas da abdesti bozar.

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest suyunun elbiseye sıçramayacağı bir konum
alınır,
 Mümkünse kıbleye dönülür,
 Abdeste “eûzü” ve “besmele” çekilir,
 Niyet ve besmele ile abdeste başlayıp “niyet ettim, allah
rızası için abdest almaya” denir,
 Su ölçülü kullanılır, fazla açılmaz, israftan kaçınılır,
 Abdestte elleri parmak uçlarından başlanır,
 Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da
hilallenerek üç defa yıkanır,
 El, yüz ve ayakta bulunan ve suyun deriye temasını
önleyen cilt üzerindeki hamur, boya, sakız gibi
maddeler temizlenir,
 Parmakta yüzük varsa oynatılır,
 Misvak veya diş fırçası ile bunlar yoksa sağ elin
parmaklarıyla dişler temizlenir,
 Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile iyice ovarak
yıkanır

ABDESTİN ALINIŞI

 Ağız, Sağ El Avucuna Alınan Su İle Üç Defa
Çalkanıp iyice Temizlenir,
 Ağız Ve Buruna Her Su Almada, Alınan Su
Yenilenir.
 Üç Defa Da Burna Sağ El İle Su Çekilip Her
Defasında Burun Sol Elle Temizlenir.
 Oruçlu Olmayan Kimse Ağız Ve Burnun Her
Yerine Suyun İyice Ulaşmasını Sağlar.
 Mazmaza Ve İstinşakta Mübalağa Etmek Gerekir.
Fakat Oruçlu Kimseler Mübalağa Yapmazlar.
 Ağza su alırken “Allah’ım! Bana peygamberinin
kevser havuzundan, bir daha sonsuza kadar
susamayacağım bir kâse su ihsan buyur.” diye
duada bulunur,
 Burnu yıkarken de “Allah’ım! Beni nimetlerinin
ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum
bırakma.”der.

ABDESTİN ALINIŞI
 Üç Kere Yüz Yıkanır.
 Birer Defası Farz, Diğerleri Sünnettir. Üçten Fazla
Veya Eksik Yıkamak Sünnete Aykırıdır.
 Saçın Bittiği Yerden Kulak Yumuşağından Çene Altına
Kadar Olan Kısım Yıkanmalıdır.
 Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını
Yoklamak adaptandır,
 Sakal, Bıyık Ve Kaşların Altına Suyun Ulaşması
Gerekir.
 Abdest Alırken Sık Sakalı Bulunanların Sakallarını,
Parmaklarını Sakalın İçine Sokarak Alt Taraftan Üst
Tarafa Doğru Hareket Ettirmesi Gerekir, Adaptandır,
 Yüz Yıkanırken Sakal Sık İse Üstünü Yıkamak
Yeterlidir.
 Yüzü yıkarken “Allah’ım! Bazı yüzlerin beyazlanacağı,
bazı yüzlerin de kararacağı günde, benim yüzümü ak
kıl.” diyerek dua etmek abdest adaplarındandır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak farz
üçe tamamlamak sünnettir,
 Kolları yıkamaya sağ koldan başlanır, sol kolla
devam edilir,
 Suyu Dirseklerin dört parmak yukarısına Kadar
Ulaştırmak gerekir,
 Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamalıyız.
Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
 Kolları iyice ovarak yıkanır.
 Sağ kolu yıkarken “Allah’ım! Bana amel
defterimi sağ yanımdan ver ve benim hesabımı
kolay kıl!” diye dua edilir
 Sol kolu yıkarken “Ey Rabbim! Bana kitabımı sol
yanımdan ve arka yönden verme ve şiddetli bir
hesap ile sorguya çekme” diye dua edilir

ABDESTİN ALINIŞI











Başın dörtte birinin elin içinin su ile ıslatılıp mesh edilmesi
hanefîler'e göre yeterlidir.
Başın “nâsiye” denilen ön tarafına mesh edilmesi daha
faziletlidir.
Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Başın tamamını bir su ile meshetmeye “kaplama mesh” denir
ki bu şekilde mesh etmek sünnettir.
Baş mesh edilirken elin saçların dibine doğru sokulmasına
veya ileri geri hareket ettirilmesine gerek yoktur.
Başı meh ederken“ilâhi, beni rahmetinle yarlığa, benim
üzerime bereketinden indir.” Diye dua etmek uygundur.
Yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi sünnettir.
Küçük parmağımızı kulağımızın içeine doğru sokup baş
parmağımızla kulağımızın arkasını mesh etmek şeklinde
yapılır
Boynu meshetmek: başı ve kulakları meshettikten sonra iki
elin arkaları ile ve üçer parmakla yeni bir su almaya gerek
olmaksızın boyun meshedilir.
Ellerin parmak uçları ensede birbirine değerek boyna doğru
çekilmek suretiyle yapılır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Ayakları topukları ile beraber bir kez
yıkamak
farzdır,
üçe
tamamlanması
sünnettir.
 Suyun
parmaklar
arasına
ulaşması
sağlanmalıdır.
 Önce sağ sonra sol ayak, parmak uçlarından
başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dahil
olmak üzere yıkanır.
 Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.
 Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi
su ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.
 Ayakları yıkarken şöyle dua edilir: “Ya Rabbi!
Birtakım ayakların kayacağı günde, benim
ayaklarımı sırat üzerinde sâbit kıl!”

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest sonunda kelime-i şehâdet (eşhedü enlâ ilahe illallah
ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh) getirmek,
 Abdestten artan sudan kıbleye karşı ayakta bir miktar içmek
ve bu sırada; “allah’ım beni her günah işledikçe tevbe eden
ve günahtan kaçınıp tertemiz bulunan salih kullarından
kıl” diye dua edilir ve
 Abdestin sonunda bir, iki veya üç defa kadir sûresi’ni okunur,
 Abdestten sonra, kerâhet vakti değilse iki rekat nafile namaz
kılınır.

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR
Abdeste başlarken önce niyet edilir, sonra eûzü-besmele çekilir. Sonra da her
bir âzayı yıkarken şu duâlar okunur:

ً‫الم ُْنورا‬
َ ‫َا ْل َح ْم ُد ل ّله َّالذى َج َع َل ْاْلَ َاء َط ُهو ًرا َو ْا ِال ْس‬
ِ ِ

“Suyu temizleyici, İslâmı da nûr kılan Allah'a hamdolsun.”

َ‫َا ّلل ُه َّم َاع ّنى َعلى ت َال َوة ْال ُق ْران َوذ ْكر َك َو ُش ْْكر َك َو ُح ْسن ع َب َادتك‬
ِ ِ ِ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ ِ ِ

Ağıza su verirken:

“Ey Allahım, Kur'an okumak, seni zikir ve sana şükür etmek, sana olan ibâdeti
güzelleştirmek hususlarında bana yardım et!..”

َ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ ْ َ َ َ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
‫حة الن ِار‬
ْ ‫اللهم ا ِرحنى را ِئحة الجن ِة والت ِرحنى را ِئ‬

Buruna su verirken:

“Allahım, bana Cennet kokusunu duyur, Cehennem kokusunu hissettirme!”
Yüzü yıkarken:

ٌ‫س َو ُّد ُو ُجوه‬
ٌ ‫ض ُو ُج‬
ْْ ‫وه َو َت‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم َب ّي‬
ُّ ‫ض َو ْجهى َي ْو َم َت ْب َي‬
ِ

“Allahım, yüzlerin kiminin ak, kiminin kara olduğu o günde, benim yüzümü kara değil,
ak çıkar!”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ‫َا ّلل ُه َّم َا ْعطنى ك َتابى ب َيمينى َوح‬
ً‫اس ْبنى ِح َس ًْابا َيسيًا‬
ِ ِ
ِ
ِ ِ
Sağ kolu yıkarken:

“Allahım, kitâbımı sağımdan ver, hesabımı da kolay eyle!”

Sol kolunu yıkarken:
َْ
ّ َ
َ َ
َ
ُ
َ
َ
ْ
َ
َ
َ
ْ
َّ
ُ
‫اللهم ال تع ِطنى ِكتابى ِبيسارى وال ِمن ور ِاء ْظه ِرى‬
“Allahım, kitâbımı solumdan ve arkamdan verme.”

َ َ meshederken:
َ َّ َ َّ ُ ّ َ
َ
َ
َ‫ال ظ ّْل ا َّال ظ ُّل َع ْرشك‬Başı
َ
ْ
َ
ْ
ّ
ْ
ِ ِ ِ ِ ‫اللهم ا ِظلنى تحت ِظ ِل عر ِشك يوم‬
ِ
“Allahım, Arşının gölgesinden başka gölge olmadığı günde, beni Arşının gölgesinde
gölgelendir.”
Kulaklara meshederken:
َ
َ
َ
َّ
ُ‫ذين َي ْستم ُعو َن ْال َق ْو َل ْف َيتب ُعون ا ْح َس َنه‬
َ ‫اج َع ْلنى م َن َّال‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم‬
ِ
ِ
ِ
“Allahım, beni sözü dinleyip de en güzeline uyanlardan eyle.”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ َ ْ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
َ
َ
‫اللهم اع ِتق رقبتى ِمن الن ِار‬
Boynu mesh ederken:

“Allahım, boynumu Cehennem ateşinden âzâd eyle!”
Ayakları yıkarken:
ْ
َ
ْ
َ
َ‫َا ّلل ُه َّم َث ّب ْت َقد‬
ّ ‫مى َع َلى‬
ُ‫الص َراط َي ْو َم تز ُّْل فيه االق َدام‬
َّ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ

“Allahım, ayakların Sırat üstünde kaydığı günde, ayaklarımı sırat üstünde sâbit eyle,
kaydırma!..”
Abdest tekmil olduktan sonra abdest suyundan içilir ve bu dua okunur:

َ‫اج َع ْلنى م ْن ع َْبادك‬
َّ ‫اج َع ْلنى م َن‬
َ ‫ن ْاْلُ َت َط ّهر‬
َْ ‫اج َع ْلنى م‬
ْ ‫ين َو‬
ْ ‫الت َّواب َين َو‬
ْ ‫َا َّلل ُه َّم‬
ِ ِ ِ ِ
َ‫َ ِ ِ َ َ ْ َ ْ ِ َ َّ ِ َ ِ َ َ ْ ٌ َِ َ ِ ْ ْ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ن‬
ْ ‫الصا ِل ِحين واجعل ِنى ِمن ال ِذين الخوف علي ِه ْم والهم يحزنو‬

“Allahım! Beni çok tevbe edenlerden, temizliğe çok dikkat edenlerden, salih kullarından
ve kendileri için korku ve hüznün olmadığı kimselerden eyle.”

Abdest sonunda “Kelime-i Şehâdet” (eşhedü enlâ ilahe illallah ve eşhedü enne
muhammeden abdühû ve resûlüh) getirilir. Bununla birlikte bir, iki veya üç defa
“Kadir” sûresi yada “Ayetel Kürsi” okunur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest uzuvlarında yara veya hastalık bulunması halinde nasıl abdest alınır?
Abdest uzuvlarından birinde yara veya hastalık bulunan kişi, bu organın
yıkanması zarar verecekse, yıkamayıp ıslak elle mesheder. Mesh edilmesinin de zarar
vermesi durumunda, bu da terk edilir. Bu rahatsızlık abdest veya gusül uzuvlarının
çoğunluğunda ise, abdest veya gusül yerine teyemmüm edilir.
Özürlü nasıl abdest alır, özrü sebebiyle elbisesine bulaşan necasetin hükmü nedir?
Özürlüler, her vakit için abdest alır ve mazeret teşkil eden rahatsızlığından
başka abdest bozan bir hal meydana gelmedikçe, bu abdestle o vakit içerisinde dilediği
gibi namaz kılar, Kur’an-ı Kerim okur ve diğer ibadetlerini yaparlar. Namaz vaktinin
çıkmasıyla veya başka abdest bozan bir halin meydana gelmesiyle özürlü kimsenin
abdesti bozulur.
Kişiyi özürlü kılan hal, bir namaz vakti boyunca hiç meydana gelmezse, özür
ortadan kalkmış olur ve o kimse özür sahibi olmaktan çıkar.
Özürlü kimseden akan kan, irin, idrar gibi şeylerin çamaşıra bulaşması halinde,
bundan kaçınılması mümkün değil ve temizlendiğinde tekrar bulaşacaksa çamaşır
yıkanmadan namaz kılınabilir. Fakat elbiseye tekrar bulaşmayacaksa, yıkanması gerekir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Bedeninde veya bir uzvunda sargı ya da yara bulunan kimse nasıl abdest alır?
Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık veya yaradan dolayı sargı
bulunduğunda, abdest alırken veya guslederken bu sargı çözülerek altı yıkanır ve yaranın
üstü mesh edilir. Ancak sargının çözülmesinin zararlı olması hâlinde çözülmeyip üzerine
mesh edilebilir. Sargı üzerine meshin meşruluğu sünnetle sabittir. Hz. Ali (r.a.) şöyle
demiştir: “Bileklerimden biri kırılmıştı. Peygamber (s.a.s.)’e sordum, O da sargıların
üzerine mesh etmemi emretti.“ (İbn Mace, Taharet, 134.)
Sargının bir defa mesh edilmesi yeterlidir. Yapılan bu mesh ile, o uzuv hükmen
yıkanmış olur. Sargının abdestsiz veya cünüp iken sarılmış olması meshe engel olmadığı
gibi, sargı üzerine meshin belirli bir süresi de yoktur; yara veya kırık iyileşinceye kadar
aynı sargı üzerine mesh edilebilir. Üzerine mesh ettikten sonra sargının değiştirilmesi veya
düşmesi hâlinde, mesh bozulmaz; iade edilmesi de gerekmez. Ancak, yaranın iyileşmesi
hâlinde, sargı açılmış olsun veya olmasın, mesh bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Tedavi maksadı ile cilde sürülen ilaç vb. maddeler abdeste engel olur mu?
Abdest alırken yıkanması gereken bir organın üzerine tedavi maksadı ile
merhem vb. bir madde sürülmüşse; su zarar vermiyorsa abdest alırken bu organın
yıkanması gerekir. Eğer yıkamak zarar veriyorsa ıslak elle üzerine mesh edilir.
Mesh etmek de zararlı ise o da terk edilir. Çünkü dinimiz zaruretler hâlinde
yasakları mübah kılmış, kişiye kaldıramayacağı yükü yüklememiş, zorluğun giderilmesini
ilke edinmiştir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Diş doldurtmak veya kaplatmak abdest ve gusle engel olur mu?
Tedavi amacıyla diş doldurmak veya kaplatmak caiz olup abdest ve guslün
sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak çıkarılıp takılabilen/sabit olmayan dişlerin gusül
abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması gerekir.
Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de kaplandıktan sonra,
dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı hükmünü alır. Bu sebeple, ağız yıkanınca,
kaplama yapılan dişler de yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi, gerektiğinde tedavi amaçlı
olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve abdest ya da gusül alıp, ibadetlerini
yapabilir.
Yapılan bu işlem tedavi amaçlı ve zorunlu olduğundan, mezhepler arasında bir
ihtilaf söz konusu değildir. Diş dolgusu veya kaplaması konusundaki ihtilaflar, guslün veya
abdestin geçerli olup olmayacağı konusuyla alakalı bir durum değildir. Çıkan dişin yerine
bağlandığında kullanılan tel veya başka bir madde, çok sıkı bağlanacağı için, suyun altına
girmesine engel olur. Buna rağmen fukaha, kopan dişi yerine bağlatmanın caiz olduğunda
görüş birliği içindedirler.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

İdrar torbası kullanmak zorunda olan hastaların abdesti bozulmuş olur mu?
Devamlı burun kanaması, idrarı tutamama, kusma, yaranın devamlı kanaması,
kadınlardaki akıntı gibi abdesti bozan ve en az bir namaz vakti süresince devam eden ve
her namaz vaktinde tekrarlanan bedenî rahatsızlıklara özür/mazeret, böyle kimselere de
özür sahibi kimse denilir.
Buna göre; kendisinden devamlı idrar geldiği için idrar torbası kullanmak
zorunda olan hastalar, dinî açıdan özür sahibi konumundadırlar. Özür sahipleri, her namaz
için vakit çıktığında abdest almak suretiyle namazlarını kılarlar.
Bu abdestle vakit içinde diledikleri kadar farz veya nafile namaz kılabilirler.
Ancak mümkün olduğunca namaza başlamadan önce torbadaki idrarın boşaltılmış
olmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle abdeste başlamadan önce idrar torbası
boşaltılmalıdır. Şu kadar var ki, vakit namazı için abdest alındıktan sonra, torba içinde
biriken idrar ile kılınan namaz geçerlidir. Bu özürleri dışında abdesti bozan başka bir hal
olmadıkça, vakit içinde abdestleri devam eder, vakit çıkınca bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan bir kadın teyemmüm ederek namazını
kılabilir mi?
Yalnızca erkeklerin veya hem erkeklerin hem de kadınların bulunduğu bir
ortamda gusül abdesti almak durumunda kalan bir kadın gusül abdestini tehir eder.
Dolayısıyla, suyu kullanmaktan aciz olduğu için teyemmüm ederek namazını kılar.
Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan kadın ise, namaz vaktinin sonlarına
kadar bekler. Eğer vaktin çıkacağından korkarsa teyemmüm ederek, namazını kılar. Ancak
o namazı iade eder .

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Su mevcut olduğu halde abdest alıncaya kadar namaz vaktinin çıkmasından endişe
eden kişi teyemmümle namaz kılabilir mi?
Abdest alma imkânı varken, cuma namazı ve vakit namazları gibi vaktinde
kılınamadığı zaman kaza edilen namazların, vaktin çıkacağı endişesi ile teyemmüm ederek
kılınması caiz değildir. Zira abdest alındığı takdirde bu namazlara yetişilemezse, cuma
namazı yerine öğle namazı, vakit namazı yerine kaza namazı kılınır.
Maliki Mezhebi’ne göre, su ile abdest alma imkânı var iken, abdest veya gusül
alındığı takdirde beş vakit namazdan birinin vakti geçecek ise bu namaz teyemmüm
ederek kılınır.
Varis çorabı üzerine mesh yapılabilir mi?
Varis hastalığından dolayı ayağa giyilmesi gereken özel çoraplar, kırık, çıkık
üzerindeki sargı hükmün dedir. (İbn Mace,Taharet,134.) Bu itibarla, varis çorapları
üzerine meshedilmesinde bir sakınca yoktur

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Kol ve bacakları olmayan kimsenin abdesti eksik olur mu?
Yüce Allah din konusunda bize hiçbir zorluk yüklememiştir. (Hacc, 22ı78.)
“Köre, topala da vebal ve hastaya güçlük yoktur.“ (Fetih, 48ı17.) anlamındaki
ayetler buna delildir. İnsanlar ancak yapabileceklerinden sorumludurlar.
Hastalığı veren de yükümlülükle ri yükleyen de Allah’tır. Dolayısıyla kişi gücü
neye yetiyorsa onu yapmakla mükelleftir. Kol ve bacakları olmayan kişiden abdestte bu
organları yıkama yükümlülüğü düşer. Ancak bu kimsenin, bu özründen dolayı namaz
yükümlülüğü düşmez.
Kendisine abdest aldıracak yardımcı birileri yoksa ve kendisi de bir şekilde
abdest alma yöntemi bulamazsa, yüzünün iki yanını toprak veya toprak cinsinden bir şeye
dokundurarak teyemmüm eder. Elleri ve kolları olmayan veya kesilmiş olan kimse yalnız
yüzünü yere sürerek teyemmüm yapar.
Eğer yüzünde bir yara veya özür varsa teyemmüm etmeksizin namazı kılar. Bu
imkâna da sahip değilse, namazını yapabildiği şekilde ima ile kılar. Özürlü bir kimse, ancak
kendisi gibi özürlü birisine namaz kıldırabilir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Saç boyası, kına, ruj, oje, jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani
midir?
Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa,
abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması
gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken
uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır.
Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan
maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce
giderilmesi gerekir. Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşturmayan saç boyası,
kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Tuvalette abdest alınabilir mi?
Tuvalette abdest alınmasında bir sakınca yoktur. Ancak böyle yerlerde
besmele, zikir ve duaların içten söylenmesi uygun olur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest ve gusülün tam olup olmadığı konusundaki vesveseye
itibar edilir mi?
Vesvese, çeşitli sebeplerle insanın yaşadığı kararsızlık,
şüphe ve kuruntu halidir. Vesvese sebebi ile, gusül ve abdestin
tekrarlanması gerekmez. Vesvese gelse bile abdest ve gusle devam
edilmelidir.
Kişi vesveseye itibar etmemeye çalışmalı, içe doğan şüphe
ve tereddüt hallerinin asılsız olduğunu kendine telkin etmeli,
ayrıca zaman zaman Felak ve Nas Surelerini, anlamlarını da
düşünerek okumalıdır.
Güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest ve gusül alınır mı?
Güneş enerjisi ile ısıtılan su ile, temiz olmak kaydıyla, abdest almak
ve gusletmekte dinen bir sakınca yoktur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAKTA GEREKLİDİR
İyi veya kötü hareketleri organlarımızla yaparız. El işler yapar, yıkar ve
yazar; ağız yer içer, iyi ve kötü sözler söyler, konuşur; burun koklar, gözler görür,
kollar saldırır ve yakalar; kulaklar işitir ve dinler; ayaklar ise bizi pek çok yere
götürür. Bütün bunlar zaman zaman günah ve yasak sınırını aşabilir.
İşte abdest sırasında içimizden geçireceğimiz dualarla, söz konusu
edilen olumsuz hareketlerin etkisinden kurtulmaya çalışabiliriz. Abdest alacak
kimse önce niyet eder. Bu bir rûhî-mânevî hazırlıktır. Hakk'ın huzuruna çıkmaya
niyet etmek ve hazırlanmak demektir. Sonra besmele çekerek ve Allah'ın
yardımını dileyerek abdeste başlar.
Abdest alan insan samimî bir dille ve içten bir duyguyla, eksiklik ve
hatalarını Hakk'ın huzurunda itiraf edip, bunları yıkamasını ve silmesini kulluğa
yakışan bir tavırla O'na arz eder, duasının kabulü için yalvarıp yakarır. Böylece
bilinci ve içtenliği ölçüsünde ruhen temizlenip arınmış bir halde huzura varmaya,
namaza durmaya hazır hâle gelir.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Su nasıl maddî kirleri temizliyorsa, tövbe de manevî kirleri yok eder
diye düşünerek abdest organlarımı yıkamalıyım. Halkın gördüğü yer olan
bedenimi ve elbisemi temiz tutar da Hakk'ın nazar ettiği yer olan kalbimi
tertemiz tutmazsam yanlış yapmış olurum diye inanmalıyım. Bedenim gibi
kalbimi de kötü ve kirli şeylerden arındırmaya çalışmalıyım şuurunda bir abdes
gerçek mahiyeti ile abdest olmuş olur.
Şemsî'nin dediği gibi: " Pâdişah konmaz saraya hâne mâmur
olmadan.” önce hanemizi mamur hale getirelim kalbimizi tezkiye edlim sonra
organlarımızı temizleyeli.
Yûnus Emre söylüyor: " Tanla durup başın kaldır ellerini suya daldır /
Hem şeytanın boynunu vur hem nefs dahi ölse gerek." (“Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr.
Mehmet Demirci)

Beyazid-i Bistâmî şöyle dermiş: "Ne zaman dünya düşüncesi
gönlümden geçse abdest alırım; âhiret düşüncesi geçince de gusül yaparım."

Prof. Dr. Mehmet Demirci hocamızın Altınoluk dergisinde yayınlanmış olan “Abdestin
İç Anlamı” isimli makalesinde Gönül ehli kimseler iç anlam olarak abdestin ve temizliğin beş
derecesinden söz ettiklerini belitir ve bunları İçten dışa doğru şöylece sıralar:

1. Rûhun abdesti: Rûhun, hayvanlık seviyesine ait bilgisizlikten ve Allah'tan gayri
şeyleri görme gafletinden arınmasıdır. Ruh Allah'tan gayrı şeyleri görmekten arınsa,
Gaffar olan Allah'ın nûru onu kuşatır. Kötü düşüncelerini temizlese takvâ elbisesine
kavuşur. Nefsin tezkiye ederse iç huzuruna ve itmi'nâna ulaşır.
2. Sırrın abdesti: Burada "sır", rûhun rûhu demek olup; onun abdesti gösterişten (riyâ),
arzu ve isteklerin esiri olmaktan, kendini beğenmişlikten, baş olma tutkusundan, aşırı
dünya isteği ve mevki sahibi olma ihtirasından arınmaktır. Bunun neticesinde ihlâs nûru
ortaya çıkar. Dünya sevgisinden arınırsa âhiret sevgisi doğar.
3. Kalbin ve gönlün abdesti: İki yüzlülük, bozgunculuk ve kötü ahlâktan uzak durmaktır.
Büyüklenme yıkanınca, alçak gönüllük doğar. Çekememezlik kirleri yıkansa, iyilik;
düşmanlık yıkansa, Allah sevgisi görünür.
4. Dilin abdesti: Yalan, dedi-kodu, iftira ve boş sözden, insanların ayıplarını merak
etmekten ve gizli hallerini ortaya çıkarmaktan, faydasız konuşmaktan uzak durmaktır.
Yalan ve koğuculuk yıkansa, doğruluk ve vefâ doğar. İftira ve itham etme yıkansa, sevgi
görülür. Faydasız ve boş söz bırakılsa yararlı şeyler konuşulur veya Allah'ın adı anılır.
5. Zâhir abdesti: Bu, bildiğimiz abdesttir. Neticesinde Abdest alan kimsenin yüzünü
yıkaması, mahşer günü yüzünün nurlu olmasına yol açar. Kolunu yıkayınca cömertlik
nurları hasıl olur. Ayrıca amel defterinin sağ eline verilmesi gibi bir lûtfa erişir. Ayağını
yıkayınca, âhiretteki manevî engelleri kolaylıkla geçme imkânı doğmuş olur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Abdest alırken gerçekleşen dış temizliğin, iç temizliği ile
birlikte gelişmesi için şunlar da tavsiye edilir: Eller yıkanırken
kalbin de aşırı dünya sevgisinden yıkanması gerekir. Ağıza su
alınırken, onunla boş şeyleri anmamaya azmetmelidir. Yüz
yıkandığı zaman, yüzü Hak'tan başka şeylere çevirmemeye söz
vermelidir. Ayağı yıkarken, Hak yolda bulunma gayreti
pekiştirilmelidir.
Dış temizlik su ile, iç temizlik ise tövbe ile ve Hakk'ın
kapısına dönmekle mümkün olur.

Bedenin bütün uzuvlarına madden ve manen abdest
aldırmak gerekir. Bedene su ile nasıl ki abdest aldırıyorsak, her bir
uzvumuzu Yaratının rızasına uygun işler yaptırmak suretiyle
manevi abdestimizide almamız gerekmektedir.
Abdestin suyu günaha bakan gözleri, günahla kızaran yüzü
de arındırır. Ağzı abdest suyu ile çalkaladığımız zaman, bizi günaha
sokan kelimeler, bu kelimeleri oluşturan dil ve dişler pir-ü pak
olur. Başımızı mesh ettiğimizde zihnimizden geçen günahlar bir bir
dökülür. Kulaklara değen abdest suyu bu organın dikkat kesilip
dinlediği günahkar sözleri siler süpürür. Ve en nihayet bizi günahın
kapısına kadar yürüten ayaklarımızı yıkarız. Onlar da günahtan
kurtulmuş olur.
Yüce Rabbim abdestimizi en güzel şekilde alıp
ibadetlerimizi kendi rızasına uygun olarak yapmayı cümlemize
nasip etsin.

Bu Sunum İdris YAVUZYİĞİT Tarafında; “İhtiyar” Mevsılî,
“Bidayetu’l Müctehit” Ahmet İbn Rüşd El Kurtubi, “Büyük İslam İlmihali”
Ömer Nasuhi Bilmen (A. Fikri Yavuz), “İslam İlmihali” Lütfi Şentürk Ve
Seyfettin Yazıcı (Diyanet), “İlmihal” Heyet (TDV), “Delilleriyle İslam
İlmihali” Hamdi Döndüren, “Şafii İlmihali” Mehmet Keskin (Diyanet), “Din
Görevlisinin El Kitabı” Mevlüt Özcan, “Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr. Mehmet
DEMİRCİ; “Abdestin Fazileti Ve İbadetler Açısından Önemi” Ahmet ÜNAL;
“Abdestin Manası Ve Önemi” Mustafa Kutlu’ya Ait Kitap, Makale Ve Vaaz
Örneklerinden İstifade Edilmek Suretiyle Hazırlanmıştır.
Rabbim Eser Sahiplerinden Ölenlere Rahmetiyle, Yaşayanlara Lutuf
Ve Keremiyle Tecelli Eylesin Ve İki Cihan Saadeti İhsan Etsin.


Slide 23

Abdest Almanın Önemi
ve Fıkhi Boyutu
İdris YAVUZYİĞİT
[email protected]

Abdestin Önemi
Abdestin Tanımı
Abdest Çeşitleri
Abdestin Farzları
Abdestin Sünnetleri
Abdestin Adapları

Abdesti Bozan Durumlar

Abdestin Alınışı
Abdest Duaları
Fıkhi Sorular
Abdestin İç Anlamı

ABDEST

َ ْ ُ ْ ُ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َ
ُ ْ َ ٰ َّ
‫وة فاغ ِسلوا‬
‫يا ايها ال ٖذين امنوا ِاذا قمت ْم ِالى الصل‬
ِ
َ ‫ُو ُج‬
ْ‫وه ُك ْم َو َا ْي ِد َي ُك ْم ِا َلى ْاْلَ َرا ِْفق َو ْام َس ُحوا ب ُر ُؤس ُك ْم‬
ِ ِ
ِ
ْ َ ْ ُ َُ ََْ
َ
ْ
ْ
َ
‫وارجلكم ِالى الكعبي ِ ْن‬
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya
kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize
kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip,
topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)”.

(MÂİDE suresi 6.

ayet)

ABDEST

Bu âyet, teyemmüm âyeti olarak adlandırılır. Fakat
âyette abdestin farzları tesbit edilmektedir. Dolayısıyla bir
abdest âyeti olduğu şüphesizdir.
Şu kadar var ki, abdest bu âyet ile farz kılınmış değildir.
Çünkü abdest Mekke’de namazla beraber farz kılınmış ve
İslâm’da hiçbir zaman abdestsiz namaz kılınmamıştır.
Oysa bu âyet-i kerîme Medîne’de, hicretin 6. yılında,
Benî Mustalik Gazvesi’nde cereyan eden meşhur “İfk hâdisesi”
üzerine gece susuz bir yerde kalınıp abdest almak mümkün
olmadığından dolayı nâzil olmuştur.
Hz.Âişe vâlidemize münafıklar tarafından çirkin bir iftira
yapıldığı için bu olaya ifk (iftira) olayı denilmiştir.

ABDESTİN FAZİLETİ

َ َ َ َّ َ َ ْ
َ َََ َ
َ
ْ‫خ َط َاي ُاه من‬
ْ
َ
ْ ‫ خرجت‬، ‫من توضأ فأحـسن الوضـوء‬
ِ
َ
ْ َ َّ
ْ
َ
َ
ُ
‫تحت أظفا ِر ِْه‬
ِ ‫جس ِد ِه حتى تخرج ِمن‬
“Kim

güzelce abdest alırsa, o kimsenin
günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün
vücudundan çıkar.” (Riyasü’s-Salihin, 1028; Müslim, Tahâret 33)

ُْ َ ُ ُ ُّ
‫ر‬
» ‫يمان‬
ْ ِ ‫اإل‬
‫ر‬
«
‫ط‬
‫ش‬
‫و‬
‫ه‬
‫الط‬
ِ

Ebû Mâlik el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır.” (Riyasü’s-Salihin, 1033; Müslim, Tahâret 1)

َ ْ َ َّ َ ً ّ ُ َ
َ‫َّ ُ َّ ُ ْ َ ْ ن‬
َ
ْ
َ
‫القيام ِ ْة غرا محج ِلين ِمن ْآث ِار‬
‫« ِإن أمتي يدعو يوم‬
ِ
َ
َ
َ
َ
ُ
ُ
َ
َ
َ
ْ
ْ
ُ
ْ
ْ
ْ
َّ
» ‫ فليفعل‬، ‫من استطاع ِمنكم أن ْي ِطيل غرته‬
ِ
ِ ‫الوضوء ف‬
ٌ
. ‫متفق عليه‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’i:
“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde,

abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak
olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten
kimse bunu yapsın” buyururken işittim. (Riyazüs Salihin, abdestin fazileti, 1026;
Buhârî, Vudû‘ 3; Müslim, Tahâret 35)

Bu Hadis bizlere:
1. Abdesti farzlarına, sünnetlerine, müstehaplarına ve edeplerine riayet ederek
almak gerekir. Böyle yapmak müstehaptır.
2. Abdest, insanın yüzünü nurlandırır, el ve ayaklarını ağartır. Bu hem maddî hem
manevî anlamda böyledir.
3. Allah Teâlâ, kıyamet gününde ve mahşer yerinde yüzü nurlu, el ve ayakları parlak
olanlara özel muamelede bulunur. Çünkü bunlar sâlihler ve ibadet ehli mü’minlerdir.
4. Abdestte ayakları yıkamak asla terkedilmemelidir.

ABDESTİN FAZİLETİ

ُْ ُ ْ َ
ُْ َ ُ َْ ُ َُْ
ُ
ُ
ُ
ُ
» ‫الحلية ِمن اْلؤ ِم ِن ح ْيث يبلغ الوضـوء‬
ِ ‫« تبلغ‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Ben dostum sallallahu
aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:
“Mü’minin

nuru ve beyazlığı, abdest
suyunun ulaştığı yere kadar varır.” (Müslim, Tahâret 40)

َ َّ َ َ
ُ ُ
َ َُ
َ َ ُ ْ َ
ْ
َ
َ
ُّ‫كل‬
ْ ‫جه ِه‬
ِ ‫« ِإذا تو َضأ َالعبد اْل‬
ِ ‫سلم أ ِو اْلؤ َ ِمن فغسل َ ْوجهه خرجَ ِمن َو‬
َ َ
ْ
َ
ْ
ْ
َ
ْ
‫ َف ِإذا غسل يدي ِه‬، ‫اْلاء‬
‫اْلاء أو مع آ‬
‫خطيئة نظر ِإليها ِبعيني ِه مع‬
‫خر قط ِر‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ْ َ
َ ََ ُ
َ َ َ َ َ ُّ ُ
َ
ْ
ْ
ْ
َ
‫ط ِر‬
َْ ‫يديه كل خطيئ ٍة كان بطشتها يداه مع اْل ِاء أو مع ِآخر ق‬
‫ خرج ِمن‬،
ِ
َ َ
َ ُّ ُ ْ َ َ َ
َ
ْ‫ط َيئة َم َشتها رجاله مع اْلاء ْأو‬
ْ
َ
ِ
ِ
ٍ ْ ِ ‫ خرجت كل خ‬، ‫ ف ِإذا غسل ِرجلي ِه‬، ‫اْلاء‬
ِ
َ
ُّ
َ
ُ
َ
َ
ًّ
ُ
. ‫ حتى يخرج ن ِقيا ِمن الذن ْو ِب »رواه مسلم‬، ‫اْلاء‬
‫طر‬
‫ق‬
‫آخر‬
‫ع‬
‫م‬
ِ ِ ِ

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve
yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest
suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini
yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –
veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını
yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah
abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar.
Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (Müslim,
Tahâret 32; Tirmizî, Tahâret 2; Riyasü’s-Salihin, 1030)

َ ُ ْ ُ َّ َ َ ْ َّ
َ ْ َ ْ َ ْ َ َّ َ ُ ْ
ْ ُ َ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َّ
َ
‫ن‬
: » ‫ ِوددت أنا قد رأينا ِْإخواننا‬، ‫الحقو‬
‫نين ِوإنا ِإن شاء‬
‫« السالم عليكم دار ق ٍوم مؤ ِم‬
ِ ‫الله ِْبك َم‬
ِ
َ
ُْ َ َ َ ّ َ ُ َ ْ َ
َ َ ُ َ
َّ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
َ
َ
ُ
ْ
ْ
ْ
» ‫ وإخواننا َال َذين لم َ يأتوا بعد‬، ‫ « أنتم أصحابي‬: ‫ أولسنا ِإخوانك يا رسول الل ِه ؟ قال‬: ‫قالوا‬
ُ
َْ ْ َ ْ َ ُ ْ َ
َ َ َْ
ُ
ُ‫له‬
َ
ُ
َّ
َ
ُ
ْ
ْ
َّ
َ
ْ ‫ « أرأيت لو أن رجال‬: ‫ كيف تع ِرف من لم يأتوا بعد من أم َِتك يا رسول هللا ؟ فقال‬: ‫قالوا‬
ُ َ
َ
َ
َّ ُ
َ ‫حج َل ٌة ْبي‬
َّ ‫َخ ْي ٌل ُغ ٌّر ُم‬
ْ ‫ أال‬، ‫ظهر ْي َخ ْيل ُد ْهم ب ْهم‬
َ ‫ َق‬، ‫الل ِ ْه‬
ْ
‫ بلى يا رسول‬: ‫يع ِْر ُف َخ ْيل ُه ؟ » قالوا‬
‫ال‬
‫ن‬
ِ ٍ ٍ
ٍ
َ
ُ
ُ ‫َ َّ ُ ْ ْ ُ َن‬
َ
َ
ُ
َ
َّ
ُ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
ًّ
‫و‬
. ‫ ِ »ر اه مسلم‬
ِ ‫ «ف ِإنهم يأتو غرا محج ِلين ِمن الوض‬:
ِ ‫ وأنا فر ْطهم على الحو‬، ‫وء‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem kabristana geldi ve:

“Selâm size ey mü’minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız.
Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim” dedi. Ashâb-ı kirâm:
– Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah? dediler. Resûl-i Ekrem:
– “Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb:
– Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah’ın Resûlü?
dediler. Peygamber Efendimiz:
– “Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at
sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?” diye sordu. Sahâbe:
– Evet, tanır, ey Allah’ın Resûlü, dediler. Resûl-i Kibriyâ:
“İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler.
Ben havzın başına onlardan önce varacağım” buyurdular. (Müslim, Tahâret 39; Riyasü’sSalihin, 1031 )

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ
Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el suyu”
anlamına gelen abdest, belirli ibadetlerin ifasının ön şartı olan ve kendisi
de ibadet mahiyetinde görülen bir nevi hükmî temizliktir.
Arapça karşılığı güzellik, temizlik ve parlaklık anlamına gelen
“vudû”dur.
Fıkıhta abdest, “belli uzuvları usulüne uygun olarak su ile yıkamak
ve bazılarını da eldeki su ıslaklığı ile meshetmek” şeklindeki ibadet
temizliği olarak tarif edilir.(TDV, İslam İlmihali 1. cilt, s 195)
Fıkıh dilinde maddî kirlilikten temizlenme “necasetten taharet”
olarak anılır; hükmî kirlilik olan hadesten temizlik ise birer hükmi temizlik
usulleri olan abdest ve gusülle olur.

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ

Abdest ile ağız, diş, burun, el, yüz ve ayaklar gibi
kirlenmeye ve dışarıdan gelecek mikroplara en açık uzuvlar
günde birkaç defa su ile temizlenir.
Bu sayede vücudun sinir sistemi ve kan dolaşımı daha
düzenli hale gelir ve vücuda fizikî-tıbbî birçok fayda sağlar.
Abdest, namaz ibadetini ifa için yüce Allah'ın
huzuruna çıkacak müminin manevî ve ruhî hazırlık ve temizliği
de demektir.
Bu yüzden abdest, maddî temizlikle manevî temizliği
birleştirici, müslümana manevî yönden destek ve güç sağlayıcı
bir anlam ve öneme sahiptir.

ABDEST’İN HÜKMÜ / ÇEŞİTLERİ
1.

Farz Abdest:
1.
2.
3.
4.

Namaz Kılmak,
Cenaze Namazı Kılmak,
Tilâvet Ve Şükür Secdesi Yapmak,
Kur'an'a Dokunmak İçin Abdest Almak Farzdır.

Vacip Abdest: Kabe'yi Tavaf Etmek İçin Abdest Hanefilere Göre Vaciptir.
3. Mendup Abdest:
2.

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.

Yatmadan Önce Abdest Almak,
Vakit Namazları İçin Ayrı Ayrı Abdest Almak,
Kuran Okumak,
Dini Kitaplara Dokunmak,
Hadis Okumak,
Peygamberimizin Kabrini Ziyaret Etmek,
Arafat’ta Vakfa Yapmak,
Safa Ve Merve Arasında Say Yapmak,
Ezan Okumak,
Cenaze Yıkamak,
Her İşe Abdestli Olarak Başlamak,
Her Zaman Abdestli Bulunmak İçin Ve
Öfkelendikten,yalan Söyledikten Ve Gıybet Ettikten Sonra Abdest
Almak Mendup’dur.

ABDEST’İN MEZHEPLERE GÖRE FARZLARI
FARZLAR

HANEFİ

ŞAFİİ

MALİKİ

HNBELİ

YÜZÜ YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

KOLLARI YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

BAŞI MESH ETMEK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

AYAKLARI YIKAMA

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

NİYET ETMEK

SÜNNET

FARZ

FARZ

FARZ

TERTİBE RİAYET

SÜNNET

FARZ

SÜNNET

FARZ

MUVALAT

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

FARZ

BESMELE

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

OVARAK YIKAMAK

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

ABDEST’İN FARZLARI
1.

2.

3.

4.

Yüzü bir kere yıkamak (yüzün sınırları: saçın bittiği yerden kulak
yumuşağından çene altına kadar olan kısım. Sakal, bıyık ve kaşların altına
suyun ulaşması gerekir. Yüz yıkanırken sakal sık ise üstünü yıkamak
yeterlidir.)
Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak (abdest alırken parmaktaki
yüzüğün altına su alacak şekilde oynatılması, el, yüz ve ayakta bulunan ve
suyun deriye temasını önleyen maddelerin imkân dahilinde temizlenmesi
gerekir.)
Başın dörtte birini mesh etmek (dörtte birinin el içi su ıslaklığıyla mesh
edilmesi hanefîler'e göre yeterlidir. Başın “nâsiye” denilen ön tarafına
mesh edilmesi daha faziletlidir. Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Şâfiîler'e göre başın mesh miktarı daha azdır, bir saç teli. )
Ayakları topukları ile beraber bir kez yıkamak (suyun parmaklar arasına
ulaşması sağlanmalıdır. Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi su
ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.)

ABDEST’İN SÜNNETLERİ

1.
2.
3.
4.

Abdest almaya niyet etmek,
Başlarken besmele çekmek,
Elleri bileklerle birlikte üç defa yıkamak,
Ağız ve buruna su çekip iyi bir ağız ve burun temizliği
(mazmaza ve istinşak) yapmak,
5. Misvak kullanmak veya dişleri fırçalamak,
6. Sakalın içine su girmesini sağlamak,
7. El parmaklarını birbirine sokup ovuşturmak,
8. Başın tamamını elin ıslaklığıyla mesh etmek,
9. Boynu mesh etmek,
10. Abdest uzuvlarını yıkarken sıraya uymak,
11. Abdeste sağ uzuvlardan başlamak,
12. Uzuvları üçer defa yıkamak
13. Su ile iyice ovmak (delk),
14. Abdeste ara vermeden tamamlamak.

ABDEST’İN SÜNNETLERİ
1.
2.
3.
4.

5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.

Niyet etmek: “Niyet ettim, Allah rızası için abdest almaya” denilmesi müstehaptır.
Abdeste başlarken önce temiz olan elleri bileklere kadar yıkamak.
Abdeste “Eûzü” ve “besmele” ile başlamak.
Mazmaza ve İstinşak: Elleri yıkadıktan sonra önce üç defa ağıza su alınıp çalkalanması ve
dışarı atılmasına “mazmaza”, üç defa da burunun yumuşağına kadar su alınmasına ise
“istinşak” denilir. Ağız ve buruna her su almada, alınan su yenilenir.
Mazmaza ve istinşakta mübalağa etmek. Fakat oruçlu kimseler mübalağa yapmazlar.
Misvak Kullanmak
Tertibi gözetmek. Şâfiî ve Hanbelîlere göre farzdır.
Abdeste sağ taraflardan başlamak
Abdest uzuvlarını üçer defa yıkamak: Birer defası farz, diğerleri sünnettir. Üçten fazla veya
eksik yıkamak sünnete aykırıdır. Çoğu fakihlere göre başı bir defa meshetmek yeterlidir.
Abdestte elleri veya ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak. Parmakları hilâllemek.
Sakalı hilâllemek: Abdest alırken sık sakalı bulunanların sakallarını, parmaklarını sakalın içine
sokarak alt taraftan üst tarafa doğru hareket ettirmesine hilâlleme denir.
Başın tamamını bir su ile meshetmek: Buna “kaplama mesh” denir.
Kulakları meshetmek: Çoğu fakihlere göre, yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi
sünnettir.
Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile ovmak
Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamak. Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
Boynu meshetmek: Başı ve kulakları meshettikten sonra iki elin arkaları ile ve üçer parmakla
yeni bir su almaya gerek olmaksızın boyun meshedilir.

ABDEST’İN ADAPLARI
Abdestin Âdabından Maksat, Abdestin Farzlarının Ve Sünnetlerinin Daha Uygun
Şekilde Ve Ortamda, Mükemmel Bir Şekilde Yerine Getirilmesini Sağlamaktır.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.

12.
13.

Abdest Alırken -Mümkünse- Kıbleye Dönmek,
Abdest Sularını Vücuda Ve Elbiseye Sıçratmamak,
Dünya İşlerine İlişkin Konuşmamak,
Abdest Dualarını Veya Bildiği Dualardan Okumak,
Suyu Ölçülü Kullanmak,
Daha Vakit Girmeden Abdest Alıp Namaza Hazır Bulunmak,
Bir Özür Bulunmadıkça Abdestte Başkasından Yardım İstememek,
Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını Yoklamak, Suyu Dirsek Ve
Topukların Yukarılarına Kadar Ulaştırmak,
Nehir Veya Deniz Kenarında Bile Su İsrafından Kaçınmak,
Abdest Sonunda Kelime-i Şehâdet (Eşhedü Enlâ İlahe İllallah Ve Eşhedü Enne
Muhammeden Abdühû Ve Resûlüh) Getirmek,
Abdestten Artan Sudan Kıbleye Karşı Ayakta Bir Miktar İçmek Ve Bu Sırada;
“Allah’ım Beni Her Günah İşledikçe Tevbe Eden Ve Günahtan Kaçınıp Tertemiz
Bulunan Salih Kullarından Kıl” Diye Dua Etmek,
Abdestin Sonunda Bir, İki Veya Üç Defa Kadir Sûresi’ni Okumak,
Abdestten Sonra, Kerâhet Vakti Değilse İki Rekat Nafile Namaz Kılmak.

ABDEST’İ BOZAN DURUMLA
1. İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necasetin,
herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
2. Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir maddenin
çıkması. (Şâfıî ve mâlikîler'e göre bozmaz.) Vücuttan çıkan kan, irin ve sarı
su akmadığı veya çıktığı yerin çevresine dağılmadığı sürece abdesti bozmaz.
3. Ağız dolusu kusmak.
4. Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan
durumlar.
5. Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek.
6. Cinsî münasebet veya fahiş (aşırı) temas ve dokunma.
7. Mazeret halinin sona ermesi. Su bulamadığı için teyemmüm eden kimse suyu
bulunca, mest üzerine mesh yapan kimsenin -yolcu olanlara üç, yolcu
olmayanlara bir gün olarak tanınan- mesh süresi dolunca, özürlü kimse için
de namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur.
8. Hanefîler'in dışındaki üç mezhebe göre bir kimsenin kendi cinsel organına
temas da abdesti bozar.

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest suyunun elbiseye sıçramayacağı bir konum
alınır,
 Mümkünse kıbleye dönülür,
 Abdeste “eûzü” ve “besmele” çekilir,
 Niyet ve besmele ile abdeste başlayıp “niyet ettim, allah
rızası için abdest almaya” denir,
 Su ölçülü kullanılır, fazla açılmaz, israftan kaçınılır,
 Abdestte elleri parmak uçlarından başlanır,
 Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da
hilallenerek üç defa yıkanır,
 El, yüz ve ayakta bulunan ve suyun deriye temasını
önleyen cilt üzerindeki hamur, boya, sakız gibi
maddeler temizlenir,
 Parmakta yüzük varsa oynatılır,
 Misvak veya diş fırçası ile bunlar yoksa sağ elin
parmaklarıyla dişler temizlenir,
 Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile iyice ovarak
yıkanır

ABDESTİN ALINIŞI

 Ağız, Sağ El Avucuna Alınan Su İle Üç Defa
Çalkanıp iyice Temizlenir,
 Ağız Ve Buruna Her Su Almada, Alınan Su
Yenilenir.
 Üç Defa Da Burna Sağ El İle Su Çekilip Her
Defasında Burun Sol Elle Temizlenir.
 Oruçlu Olmayan Kimse Ağız Ve Burnun Her
Yerine Suyun İyice Ulaşmasını Sağlar.
 Mazmaza Ve İstinşakta Mübalağa Etmek Gerekir.
Fakat Oruçlu Kimseler Mübalağa Yapmazlar.
 Ağza su alırken “Allah’ım! Bana peygamberinin
kevser havuzundan, bir daha sonsuza kadar
susamayacağım bir kâse su ihsan buyur.” diye
duada bulunur,
 Burnu yıkarken de “Allah’ım! Beni nimetlerinin
ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum
bırakma.”der.

ABDESTİN ALINIŞI
 Üç Kere Yüz Yıkanır.
 Birer Defası Farz, Diğerleri Sünnettir. Üçten Fazla
Veya Eksik Yıkamak Sünnete Aykırıdır.
 Saçın Bittiği Yerden Kulak Yumuşağından Çene Altına
Kadar Olan Kısım Yıkanmalıdır.
 Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını
Yoklamak adaptandır,
 Sakal, Bıyık Ve Kaşların Altına Suyun Ulaşması
Gerekir.
 Abdest Alırken Sık Sakalı Bulunanların Sakallarını,
Parmaklarını Sakalın İçine Sokarak Alt Taraftan Üst
Tarafa Doğru Hareket Ettirmesi Gerekir, Adaptandır,
 Yüz Yıkanırken Sakal Sık İse Üstünü Yıkamak
Yeterlidir.
 Yüzü yıkarken “Allah’ım! Bazı yüzlerin beyazlanacağı,
bazı yüzlerin de kararacağı günde, benim yüzümü ak
kıl.” diyerek dua etmek abdest adaplarındandır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak farz
üçe tamamlamak sünnettir,
 Kolları yıkamaya sağ koldan başlanır, sol kolla
devam edilir,
 Suyu Dirseklerin dört parmak yukarısına Kadar
Ulaştırmak gerekir,
 Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamalıyız.
Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
 Kolları iyice ovarak yıkanır.
 Sağ kolu yıkarken “Allah’ım! Bana amel
defterimi sağ yanımdan ver ve benim hesabımı
kolay kıl!” diye dua edilir
 Sol kolu yıkarken “Ey Rabbim! Bana kitabımı sol
yanımdan ve arka yönden verme ve şiddetli bir
hesap ile sorguya çekme” diye dua edilir

ABDESTİN ALINIŞI











Başın dörtte birinin elin içinin su ile ıslatılıp mesh edilmesi
hanefîler'e göre yeterlidir.
Başın “nâsiye” denilen ön tarafına mesh edilmesi daha
faziletlidir.
Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Başın tamamını bir su ile meshetmeye “kaplama mesh” denir
ki bu şekilde mesh etmek sünnettir.
Baş mesh edilirken elin saçların dibine doğru sokulmasına
veya ileri geri hareket ettirilmesine gerek yoktur.
Başı meh ederken“ilâhi, beni rahmetinle yarlığa, benim
üzerime bereketinden indir.” Diye dua etmek uygundur.
Yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi sünnettir.
Küçük parmağımızı kulağımızın içeine doğru sokup baş
parmağımızla kulağımızın arkasını mesh etmek şeklinde
yapılır
Boynu meshetmek: başı ve kulakları meshettikten sonra iki
elin arkaları ile ve üçer parmakla yeni bir su almaya gerek
olmaksızın boyun meshedilir.
Ellerin parmak uçları ensede birbirine değerek boyna doğru
çekilmek suretiyle yapılır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Ayakları topukları ile beraber bir kez
yıkamak
farzdır,
üçe
tamamlanması
sünnettir.
 Suyun
parmaklar
arasına
ulaşması
sağlanmalıdır.
 Önce sağ sonra sol ayak, parmak uçlarından
başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dahil
olmak üzere yıkanır.
 Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.
 Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi
su ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.
 Ayakları yıkarken şöyle dua edilir: “Ya Rabbi!
Birtakım ayakların kayacağı günde, benim
ayaklarımı sırat üzerinde sâbit kıl!”

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest sonunda kelime-i şehâdet (eşhedü enlâ ilahe illallah
ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh) getirmek,
 Abdestten artan sudan kıbleye karşı ayakta bir miktar içmek
ve bu sırada; “allah’ım beni her günah işledikçe tevbe eden
ve günahtan kaçınıp tertemiz bulunan salih kullarından
kıl” diye dua edilir ve
 Abdestin sonunda bir, iki veya üç defa kadir sûresi’ni okunur,
 Abdestten sonra, kerâhet vakti değilse iki rekat nafile namaz
kılınır.

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR
Abdeste başlarken önce niyet edilir, sonra eûzü-besmele çekilir. Sonra da her
bir âzayı yıkarken şu duâlar okunur:

ً‫الم ُْنورا‬
َ ‫َا ْل َح ْم ُد ل ّله َّالذى َج َع َل ْاْلَ َاء َط ُهو ًرا َو ْا ِال ْس‬
ِ ِ

“Suyu temizleyici, İslâmı da nûr kılan Allah'a hamdolsun.”

َ‫َا ّلل ُه َّم َاع ّنى َعلى ت َال َوة ْال ُق ْران َوذ ْكر َك َو ُش ْْكر َك َو ُح ْسن ع َب َادتك‬
ِ ِ ِ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ ِ ِ

Ağıza su verirken:

“Ey Allahım, Kur'an okumak, seni zikir ve sana şükür etmek, sana olan ibâdeti
güzelleştirmek hususlarında bana yardım et!..”

َ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ ْ َ َ َ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
‫حة الن ِار‬
ْ ‫اللهم ا ِرحنى را ِئحة الجن ِة والت ِرحنى را ِئ‬

Buruna su verirken:

“Allahım, bana Cennet kokusunu duyur, Cehennem kokusunu hissettirme!”
Yüzü yıkarken:

ٌ‫س َو ُّد ُو ُجوه‬
ٌ ‫ض ُو ُج‬
ْْ ‫وه َو َت‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم َب ّي‬
ُّ ‫ض َو ْجهى َي ْو َم َت ْب َي‬
ِ

“Allahım, yüzlerin kiminin ak, kiminin kara olduğu o günde, benim yüzümü kara değil,
ak çıkar!”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ‫َا ّلل ُه َّم َا ْعطنى ك َتابى ب َيمينى َوح‬
ً‫اس ْبنى ِح َس ًْابا َيسيًا‬
ِ ِ
ِ
ِ ِ
Sağ kolu yıkarken:

“Allahım, kitâbımı sağımdan ver, hesabımı da kolay eyle!”

Sol kolunu yıkarken:
َْ
ّ َ
َ َ
َ
ُ
َ
َ
ْ
َ
َ
َ
ْ
َّ
ُ
‫اللهم ال تع ِطنى ِكتابى ِبيسارى وال ِمن ور ِاء ْظه ِرى‬
“Allahım, kitâbımı solumdan ve arkamdan verme.”

َ َ meshederken:
َ َّ َ َّ ُ ّ َ
َ
َ
َ‫ال ظ ّْل ا َّال ظ ُّل َع ْرشك‬Başı
َ
ْ
َ
ْ
ّ
ْ
ِ ِ ِ ِ ‫اللهم ا ِظلنى تحت ِظ ِل عر ِشك يوم‬
ِ
“Allahım, Arşının gölgesinden başka gölge olmadığı günde, beni Arşının gölgesinde
gölgelendir.”
Kulaklara meshederken:
َ
َ
َ
َّ
ُ‫ذين َي ْستم ُعو َن ْال َق ْو َل ْف َيتب ُعون ا ْح َس َنه‬
َ ‫اج َع ْلنى م َن َّال‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم‬
ِ
ِ
ِ
“Allahım, beni sözü dinleyip de en güzeline uyanlardan eyle.”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ َ ْ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
َ
َ
‫اللهم اع ِتق رقبتى ِمن الن ِار‬
Boynu mesh ederken:

“Allahım, boynumu Cehennem ateşinden âzâd eyle!”
Ayakları yıkarken:
ْ
َ
ْ
َ
َ‫َا ّلل ُه َّم َث ّب ْت َقد‬
ّ ‫مى َع َلى‬
ُ‫الص َراط َي ْو َم تز ُّْل فيه االق َدام‬
َّ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ

“Allahım, ayakların Sırat üstünde kaydığı günde, ayaklarımı sırat üstünde sâbit eyle,
kaydırma!..”
Abdest tekmil olduktan sonra abdest suyundan içilir ve bu dua okunur:

َ‫اج َع ْلنى م ْن ع َْبادك‬
َّ ‫اج َع ْلنى م َن‬
َ ‫ن ْاْلُ َت َط ّهر‬
َْ ‫اج َع ْلنى م‬
ْ ‫ين َو‬
ْ ‫الت َّواب َين َو‬
ْ ‫َا َّلل ُه َّم‬
ِ ِ ِ ِ
َ‫َ ِ ِ َ َ ْ َ ْ ِ َ َّ ِ َ ِ َ َ ْ ٌ َِ َ ِ ْ ْ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ن‬
ْ ‫الصا ِل ِحين واجعل ِنى ِمن ال ِذين الخوف علي ِه ْم والهم يحزنو‬

“Allahım! Beni çok tevbe edenlerden, temizliğe çok dikkat edenlerden, salih kullarından
ve kendileri için korku ve hüznün olmadığı kimselerden eyle.”

Abdest sonunda “Kelime-i Şehâdet” (eşhedü enlâ ilahe illallah ve eşhedü enne
muhammeden abdühû ve resûlüh) getirilir. Bununla birlikte bir, iki veya üç defa
“Kadir” sûresi yada “Ayetel Kürsi” okunur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest uzuvlarında yara veya hastalık bulunması halinde nasıl abdest alınır?
Abdest uzuvlarından birinde yara veya hastalık bulunan kişi, bu organın
yıkanması zarar verecekse, yıkamayıp ıslak elle mesheder. Mesh edilmesinin de zarar
vermesi durumunda, bu da terk edilir. Bu rahatsızlık abdest veya gusül uzuvlarının
çoğunluğunda ise, abdest veya gusül yerine teyemmüm edilir.
Özürlü nasıl abdest alır, özrü sebebiyle elbisesine bulaşan necasetin hükmü nedir?
Özürlüler, her vakit için abdest alır ve mazeret teşkil eden rahatsızlığından
başka abdest bozan bir hal meydana gelmedikçe, bu abdestle o vakit içerisinde dilediği
gibi namaz kılar, Kur’an-ı Kerim okur ve diğer ibadetlerini yaparlar. Namaz vaktinin
çıkmasıyla veya başka abdest bozan bir halin meydana gelmesiyle özürlü kimsenin
abdesti bozulur.
Kişiyi özürlü kılan hal, bir namaz vakti boyunca hiç meydana gelmezse, özür
ortadan kalkmış olur ve o kimse özür sahibi olmaktan çıkar.
Özürlü kimseden akan kan, irin, idrar gibi şeylerin çamaşıra bulaşması halinde,
bundan kaçınılması mümkün değil ve temizlendiğinde tekrar bulaşacaksa çamaşır
yıkanmadan namaz kılınabilir. Fakat elbiseye tekrar bulaşmayacaksa, yıkanması gerekir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Bedeninde veya bir uzvunda sargı ya da yara bulunan kimse nasıl abdest alır?
Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık veya yaradan dolayı sargı
bulunduğunda, abdest alırken veya guslederken bu sargı çözülerek altı yıkanır ve yaranın
üstü mesh edilir. Ancak sargının çözülmesinin zararlı olması hâlinde çözülmeyip üzerine
mesh edilebilir. Sargı üzerine meshin meşruluğu sünnetle sabittir. Hz. Ali (r.a.) şöyle
demiştir: “Bileklerimden biri kırılmıştı. Peygamber (s.a.s.)’e sordum, O da sargıların
üzerine mesh etmemi emretti.“ (İbn Mace, Taharet, 134.)
Sargının bir defa mesh edilmesi yeterlidir. Yapılan bu mesh ile, o uzuv hükmen
yıkanmış olur. Sargının abdestsiz veya cünüp iken sarılmış olması meshe engel olmadığı
gibi, sargı üzerine meshin belirli bir süresi de yoktur; yara veya kırık iyileşinceye kadar
aynı sargı üzerine mesh edilebilir. Üzerine mesh ettikten sonra sargının değiştirilmesi veya
düşmesi hâlinde, mesh bozulmaz; iade edilmesi de gerekmez. Ancak, yaranın iyileşmesi
hâlinde, sargı açılmış olsun veya olmasın, mesh bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Tedavi maksadı ile cilde sürülen ilaç vb. maddeler abdeste engel olur mu?
Abdest alırken yıkanması gereken bir organın üzerine tedavi maksadı ile
merhem vb. bir madde sürülmüşse; su zarar vermiyorsa abdest alırken bu organın
yıkanması gerekir. Eğer yıkamak zarar veriyorsa ıslak elle üzerine mesh edilir.
Mesh etmek de zararlı ise o da terk edilir. Çünkü dinimiz zaruretler hâlinde
yasakları mübah kılmış, kişiye kaldıramayacağı yükü yüklememiş, zorluğun giderilmesini
ilke edinmiştir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Diş doldurtmak veya kaplatmak abdest ve gusle engel olur mu?
Tedavi amacıyla diş doldurmak veya kaplatmak caiz olup abdest ve guslün
sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak çıkarılıp takılabilen/sabit olmayan dişlerin gusül
abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması gerekir.
Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de kaplandıktan sonra,
dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı hükmünü alır. Bu sebeple, ağız yıkanınca,
kaplama yapılan dişler de yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi, gerektiğinde tedavi amaçlı
olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve abdest ya da gusül alıp, ibadetlerini
yapabilir.
Yapılan bu işlem tedavi amaçlı ve zorunlu olduğundan, mezhepler arasında bir
ihtilaf söz konusu değildir. Diş dolgusu veya kaplaması konusundaki ihtilaflar, guslün veya
abdestin geçerli olup olmayacağı konusuyla alakalı bir durum değildir. Çıkan dişin yerine
bağlandığında kullanılan tel veya başka bir madde, çok sıkı bağlanacağı için, suyun altına
girmesine engel olur. Buna rağmen fukaha, kopan dişi yerine bağlatmanın caiz olduğunda
görüş birliği içindedirler.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

İdrar torbası kullanmak zorunda olan hastaların abdesti bozulmuş olur mu?
Devamlı burun kanaması, idrarı tutamama, kusma, yaranın devamlı kanaması,
kadınlardaki akıntı gibi abdesti bozan ve en az bir namaz vakti süresince devam eden ve
her namaz vaktinde tekrarlanan bedenî rahatsızlıklara özür/mazeret, böyle kimselere de
özür sahibi kimse denilir.
Buna göre; kendisinden devamlı idrar geldiği için idrar torbası kullanmak
zorunda olan hastalar, dinî açıdan özür sahibi konumundadırlar. Özür sahipleri, her namaz
için vakit çıktığında abdest almak suretiyle namazlarını kılarlar.
Bu abdestle vakit içinde diledikleri kadar farz veya nafile namaz kılabilirler.
Ancak mümkün olduğunca namaza başlamadan önce torbadaki idrarın boşaltılmış
olmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle abdeste başlamadan önce idrar torbası
boşaltılmalıdır. Şu kadar var ki, vakit namazı için abdest alındıktan sonra, torba içinde
biriken idrar ile kılınan namaz geçerlidir. Bu özürleri dışında abdesti bozan başka bir hal
olmadıkça, vakit içinde abdestleri devam eder, vakit çıkınca bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan bir kadın teyemmüm ederek namazını
kılabilir mi?
Yalnızca erkeklerin veya hem erkeklerin hem de kadınların bulunduğu bir
ortamda gusül abdesti almak durumunda kalan bir kadın gusül abdestini tehir eder.
Dolayısıyla, suyu kullanmaktan aciz olduğu için teyemmüm ederek namazını kılar.
Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan kadın ise, namaz vaktinin sonlarına
kadar bekler. Eğer vaktin çıkacağından korkarsa teyemmüm ederek, namazını kılar. Ancak
o namazı iade eder .

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Su mevcut olduğu halde abdest alıncaya kadar namaz vaktinin çıkmasından endişe
eden kişi teyemmümle namaz kılabilir mi?
Abdest alma imkânı varken, cuma namazı ve vakit namazları gibi vaktinde
kılınamadığı zaman kaza edilen namazların, vaktin çıkacağı endişesi ile teyemmüm ederek
kılınması caiz değildir. Zira abdest alındığı takdirde bu namazlara yetişilemezse, cuma
namazı yerine öğle namazı, vakit namazı yerine kaza namazı kılınır.
Maliki Mezhebi’ne göre, su ile abdest alma imkânı var iken, abdest veya gusül
alındığı takdirde beş vakit namazdan birinin vakti geçecek ise bu namaz teyemmüm
ederek kılınır.
Varis çorabı üzerine mesh yapılabilir mi?
Varis hastalığından dolayı ayağa giyilmesi gereken özel çoraplar, kırık, çıkık
üzerindeki sargı hükmün dedir. (İbn Mace,Taharet,134.) Bu itibarla, varis çorapları
üzerine meshedilmesinde bir sakınca yoktur

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Kol ve bacakları olmayan kimsenin abdesti eksik olur mu?
Yüce Allah din konusunda bize hiçbir zorluk yüklememiştir. (Hacc, 22ı78.)
“Köre, topala da vebal ve hastaya güçlük yoktur.“ (Fetih, 48ı17.) anlamındaki
ayetler buna delildir. İnsanlar ancak yapabileceklerinden sorumludurlar.
Hastalığı veren de yükümlülükle ri yükleyen de Allah’tır. Dolayısıyla kişi gücü
neye yetiyorsa onu yapmakla mükelleftir. Kol ve bacakları olmayan kişiden abdestte bu
organları yıkama yükümlülüğü düşer. Ancak bu kimsenin, bu özründen dolayı namaz
yükümlülüğü düşmez.
Kendisine abdest aldıracak yardımcı birileri yoksa ve kendisi de bir şekilde
abdest alma yöntemi bulamazsa, yüzünün iki yanını toprak veya toprak cinsinden bir şeye
dokundurarak teyemmüm eder. Elleri ve kolları olmayan veya kesilmiş olan kimse yalnız
yüzünü yere sürerek teyemmüm yapar.
Eğer yüzünde bir yara veya özür varsa teyemmüm etmeksizin namazı kılar. Bu
imkâna da sahip değilse, namazını yapabildiği şekilde ima ile kılar. Özürlü bir kimse, ancak
kendisi gibi özürlü birisine namaz kıldırabilir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Saç boyası, kına, ruj, oje, jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani
midir?
Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa,
abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması
gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken
uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır.
Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan
maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce
giderilmesi gerekir. Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşturmayan saç boyası,
kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Tuvalette abdest alınabilir mi?
Tuvalette abdest alınmasında bir sakınca yoktur. Ancak böyle yerlerde
besmele, zikir ve duaların içten söylenmesi uygun olur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest ve gusülün tam olup olmadığı konusundaki vesveseye
itibar edilir mi?
Vesvese, çeşitli sebeplerle insanın yaşadığı kararsızlık,
şüphe ve kuruntu halidir. Vesvese sebebi ile, gusül ve abdestin
tekrarlanması gerekmez. Vesvese gelse bile abdest ve gusle devam
edilmelidir.
Kişi vesveseye itibar etmemeye çalışmalı, içe doğan şüphe
ve tereddüt hallerinin asılsız olduğunu kendine telkin etmeli,
ayrıca zaman zaman Felak ve Nas Surelerini, anlamlarını da
düşünerek okumalıdır.
Güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest ve gusül alınır mı?
Güneş enerjisi ile ısıtılan su ile, temiz olmak kaydıyla, abdest almak
ve gusletmekte dinen bir sakınca yoktur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAKTA GEREKLİDİR
İyi veya kötü hareketleri organlarımızla yaparız. El işler yapar, yıkar ve
yazar; ağız yer içer, iyi ve kötü sözler söyler, konuşur; burun koklar, gözler görür,
kollar saldırır ve yakalar; kulaklar işitir ve dinler; ayaklar ise bizi pek çok yere
götürür. Bütün bunlar zaman zaman günah ve yasak sınırını aşabilir.
İşte abdest sırasında içimizden geçireceğimiz dualarla, söz konusu
edilen olumsuz hareketlerin etkisinden kurtulmaya çalışabiliriz. Abdest alacak
kimse önce niyet eder. Bu bir rûhî-mânevî hazırlıktır. Hakk'ın huzuruna çıkmaya
niyet etmek ve hazırlanmak demektir. Sonra besmele çekerek ve Allah'ın
yardımını dileyerek abdeste başlar.
Abdest alan insan samimî bir dille ve içten bir duyguyla, eksiklik ve
hatalarını Hakk'ın huzurunda itiraf edip, bunları yıkamasını ve silmesini kulluğa
yakışan bir tavırla O'na arz eder, duasının kabulü için yalvarıp yakarır. Böylece
bilinci ve içtenliği ölçüsünde ruhen temizlenip arınmış bir halde huzura varmaya,
namaza durmaya hazır hâle gelir.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Su nasıl maddî kirleri temizliyorsa, tövbe de manevî kirleri yok eder
diye düşünerek abdest organlarımı yıkamalıyım. Halkın gördüğü yer olan
bedenimi ve elbisemi temiz tutar da Hakk'ın nazar ettiği yer olan kalbimi
tertemiz tutmazsam yanlış yapmış olurum diye inanmalıyım. Bedenim gibi
kalbimi de kötü ve kirli şeylerden arındırmaya çalışmalıyım şuurunda bir abdes
gerçek mahiyeti ile abdest olmuş olur.
Şemsî'nin dediği gibi: " Pâdişah konmaz saraya hâne mâmur
olmadan.” önce hanemizi mamur hale getirelim kalbimizi tezkiye edlim sonra
organlarımızı temizleyeli.
Yûnus Emre söylüyor: " Tanla durup başın kaldır ellerini suya daldır /
Hem şeytanın boynunu vur hem nefs dahi ölse gerek." (“Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr.
Mehmet Demirci)

Beyazid-i Bistâmî şöyle dermiş: "Ne zaman dünya düşüncesi
gönlümden geçse abdest alırım; âhiret düşüncesi geçince de gusül yaparım."

Prof. Dr. Mehmet Demirci hocamızın Altınoluk dergisinde yayınlanmış olan “Abdestin
İç Anlamı” isimli makalesinde Gönül ehli kimseler iç anlam olarak abdestin ve temizliğin beş
derecesinden söz ettiklerini belitir ve bunları İçten dışa doğru şöylece sıralar:

1. Rûhun abdesti: Rûhun, hayvanlık seviyesine ait bilgisizlikten ve Allah'tan gayri
şeyleri görme gafletinden arınmasıdır. Ruh Allah'tan gayrı şeyleri görmekten arınsa,
Gaffar olan Allah'ın nûru onu kuşatır. Kötü düşüncelerini temizlese takvâ elbisesine
kavuşur. Nefsin tezkiye ederse iç huzuruna ve itmi'nâna ulaşır.
2. Sırrın abdesti: Burada "sır", rûhun rûhu demek olup; onun abdesti gösterişten (riyâ),
arzu ve isteklerin esiri olmaktan, kendini beğenmişlikten, baş olma tutkusundan, aşırı
dünya isteği ve mevki sahibi olma ihtirasından arınmaktır. Bunun neticesinde ihlâs nûru
ortaya çıkar. Dünya sevgisinden arınırsa âhiret sevgisi doğar.
3. Kalbin ve gönlün abdesti: İki yüzlülük, bozgunculuk ve kötü ahlâktan uzak durmaktır.
Büyüklenme yıkanınca, alçak gönüllük doğar. Çekememezlik kirleri yıkansa, iyilik;
düşmanlık yıkansa, Allah sevgisi görünür.
4. Dilin abdesti: Yalan, dedi-kodu, iftira ve boş sözden, insanların ayıplarını merak
etmekten ve gizli hallerini ortaya çıkarmaktan, faydasız konuşmaktan uzak durmaktır.
Yalan ve koğuculuk yıkansa, doğruluk ve vefâ doğar. İftira ve itham etme yıkansa, sevgi
görülür. Faydasız ve boş söz bırakılsa yararlı şeyler konuşulur veya Allah'ın adı anılır.
5. Zâhir abdesti: Bu, bildiğimiz abdesttir. Neticesinde Abdest alan kimsenin yüzünü
yıkaması, mahşer günü yüzünün nurlu olmasına yol açar. Kolunu yıkayınca cömertlik
nurları hasıl olur. Ayrıca amel defterinin sağ eline verilmesi gibi bir lûtfa erişir. Ayağını
yıkayınca, âhiretteki manevî engelleri kolaylıkla geçme imkânı doğmuş olur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Abdest alırken gerçekleşen dış temizliğin, iç temizliği ile
birlikte gelişmesi için şunlar da tavsiye edilir: Eller yıkanırken
kalbin de aşırı dünya sevgisinden yıkanması gerekir. Ağıza su
alınırken, onunla boş şeyleri anmamaya azmetmelidir. Yüz
yıkandığı zaman, yüzü Hak'tan başka şeylere çevirmemeye söz
vermelidir. Ayağı yıkarken, Hak yolda bulunma gayreti
pekiştirilmelidir.
Dış temizlik su ile, iç temizlik ise tövbe ile ve Hakk'ın
kapısına dönmekle mümkün olur.

Bedenin bütün uzuvlarına madden ve manen abdest
aldırmak gerekir. Bedene su ile nasıl ki abdest aldırıyorsak, her bir
uzvumuzu Yaratının rızasına uygun işler yaptırmak suretiyle
manevi abdestimizide almamız gerekmektedir.
Abdestin suyu günaha bakan gözleri, günahla kızaran yüzü
de arındırır. Ağzı abdest suyu ile çalkaladığımız zaman, bizi günaha
sokan kelimeler, bu kelimeleri oluşturan dil ve dişler pir-ü pak
olur. Başımızı mesh ettiğimizde zihnimizden geçen günahlar bir bir
dökülür. Kulaklara değen abdest suyu bu organın dikkat kesilip
dinlediği günahkar sözleri siler süpürür. Ve en nihayet bizi günahın
kapısına kadar yürüten ayaklarımızı yıkarız. Onlar da günahtan
kurtulmuş olur.
Yüce Rabbim abdestimizi en güzel şekilde alıp
ibadetlerimizi kendi rızasına uygun olarak yapmayı cümlemize
nasip etsin.

Bu Sunum İdris YAVUZYİĞİT Tarafında; “İhtiyar” Mevsılî,
“Bidayetu’l Müctehit” Ahmet İbn Rüşd El Kurtubi, “Büyük İslam İlmihali”
Ömer Nasuhi Bilmen (A. Fikri Yavuz), “İslam İlmihali” Lütfi Şentürk Ve
Seyfettin Yazıcı (Diyanet), “İlmihal” Heyet (TDV), “Delilleriyle İslam
İlmihali” Hamdi Döndüren, “Şafii İlmihali” Mehmet Keskin (Diyanet), “Din
Görevlisinin El Kitabı” Mevlüt Özcan, “Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr. Mehmet
DEMİRCİ; “Abdestin Fazileti Ve İbadetler Açısından Önemi” Ahmet ÜNAL;
“Abdestin Manası Ve Önemi” Mustafa Kutlu’ya Ait Kitap, Makale Ve Vaaz
Örneklerinden İstifade Edilmek Suretiyle Hazırlanmıştır.
Rabbim Eser Sahiplerinden Ölenlere Rahmetiyle, Yaşayanlara Lutuf
Ve Keremiyle Tecelli Eylesin Ve İki Cihan Saadeti İhsan Etsin.


Slide 24

Abdest Almanın Önemi
ve Fıkhi Boyutu
İdris YAVUZYİĞİT
[email protected]

Abdestin Önemi
Abdestin Tanımı
Abdest Çeşitleri
Abdestin Farzları
Abdestin Sünnetleri
Abdestin Adapları

Abdesti Bozan Durumlar

Abdestin Alınışı
Abdest Duaları
Fıkhi Sorular
Abdestin İç Anlamı

ABDEST

َ ْ ُ ْ ُ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َ
ُ ْ َ ٰ َّ
‫وة فاغ ِسلوا‬
‫يا ايها ال ٖذين امنوا ِاذا قمت ْم ِالى الصل‬
ِ
َ ‫ُو ُج‬
ْ‫وه ُك ْم َو َا ْي ِد َي ُك ْم ِا َلى ْاْلَ َرا ِْفق َو ْام َس ُحوا ب ُر ُؤس ُك ْم‬
ِ ِ
ِ
ْ َ ْ ُ َُ ََْ
َ
ْ
ْ
َ
‫وارجلكم ِالى الكعبي ِ ْن‬
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya
kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize
kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip,
topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)”.

(MÂİDE suresi 6.

ayet)

ABDEST

Bu âyet, teyemmüm âyeti olarak adlandırılır. Fakat
âyette abdestin farzları tesbit edilmektedir. Dolayısıyla bir
abdest âyeti olduğu şüphesizdir.
Şu kadar var ki, abdest bu âyet ile farz kılınmış değildir.
Çünkü abdest Mekke’de namazla beraber farz kılınmış ve
İslâm’da hiçbir zaman abdestsiz namaz kılınmamıştır.
Oysa bu âyet-i kerîme Medîne’de, hicretin 6. yılında,
Benî Mustalik Gazvesi’nde cereyan eden meşhur “İfk hâdisesi”
üzerine gece susuz bir yerde kalınıp abdest almak mümkün
olmadığından dolayı nâzil olmuştur.
Hz.Âişe vâlidemize münafıklar tarafından çirkin bir iftira
yapıldığı için bu olaya ifk (iftira) olayı denilmiştir.

ABDESTİN FAZİLETİ

َ َ َ َّ َ َ ْ
َ َََ َ
َ
ْ‫خ َط َاي ُاه من‬
ْ
َ
ْ ‫ خرجت‬، ‫من توضأ فأحـسن الوضـوء‬
ِ
َ
ْ َ َّ
ْ
َ
َ
ُ
‫تحت أظفا ِر ِْه‬
ِ ‫جس ِد ِه حتى تخرج ِمن‬
“Kim

güzelce abdest alırsa, o kimsenin
günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün
vücudundan çıkar.” (Riyasü’s-Salihin, 1028; Müslim, Tahâret 33)

ُْ َ ُ ُ ُّ
‫ر‬
» ‫يمان‬
ْ ِ ‫اإل‬
‫ر‬
«
‫ط‬
‫ش‬
‫و‬
‫ه‬
‫الط‬
ِ

Ebû Mâlik el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır.” (Riyasü’s-Salihin, 1033; Müslim, Tahâret 1)

َ ْ َ َّ َ ً ّ ُ َ
َ‫َّ ُ َّ ُ ْ َ ْ ن‬
َ
ْ
َ
‫القيام ِ ْة غرا محج ِلين ِمن ْآث ِار‬
‫« ِإن أمتي يدعو يوم‬
ِ
َ
َ
َ
َ
ُ
ُ
َ
َ
َ
ْ
ْ
ُ
ْ
ْ
ْ
َّ
» ‫ فليفعل‬، ‫من استطاع ِمنكم أن ْي ِطيل غرته‬
ِ
ِ ‫الوضوء ف‬
ٌ
. ‫متفق عليه‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’i:
“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde,

abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak
olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten
kimse bunu yapsın” buyururken işittim. (Riyazüs Salihin, abdestin fazileti, 1026;
Buhârî, Vudû‘ 3; Müslim, Tahâret 35)

Bu Hadis bizlere:
1. Abdesti farzlarına, sünnetlerine, müstehaplarına ve edeplerine riayet ederek
almak gerekir. Böyle yapmak müstehaptır.
2. Abdest, insanın yüzünü nurlandırır, el ve ayaklarını ağartır. Bu hem maddî hem
manevî anlamda böyledir.
3. Allah Teâlâ, kıyamet gününde ve mahşer yerinde yüzü nurlu, el ve ayakları parlak
olanlara özel muamelede bulunur. Çünkü bunlar sâlihler ve ibadet ehli mü’minlerdir.
4. Abdestte ayakları yıkamak asla terkedilmemelidir.

ABDESTİN FAZİLETİ

ُْ ُ ْ َ
ُْ َ ُ َْ ُ َُْ
ُ
ُ
ُ
ُ
» ‫الحلية ِمن اْلؤ ِم ِن ح ْيث يبلغ الوضـوء‬
ِ ‫« تبلغ‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Ben dostum sallallahu
aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:
“Mü’minin

nuru ve beyazlığı, abdest
suyunun ulaştığı yere kadar varır.” (Müslim, Tahâret 40)

َ َّ َ َ
ُ ُ
َ َُ
َ َ ُ ْ َ
ْ
َ
َ
ُّ‫كل‬
ْ ‫جه ِه‬
ِ ‫« ِإذا تو َضأ َالعبد اْل‬
ِ ‫سلم أ ِو اْلؤ َ ِمن فغسل َ ْوجهه خرجَ ِمن َو‬
َ َ
ْ
َ
ْ
ْ
َ
ْ
‫ َف ِإذا غسل يدي ِه‬، ‫اْلاء‬
‫اْلاء أو مع آ‬
‫خطيئة نظر ِإليها ِبعيني ِه مع‬
‫خر قط ِر‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ْ َ
َ ََ ُ
َ َ َ َ َ ُّ ُ
َ
ْ
ْ
ْ
َ
‫ط ِر‬
َْ ‫يديه كل خطيئ ٍة كان بطشتها يداه مع اْل ِاء أو مع ِآخر ق‬
‫ خرج ِمن‬،
ِ
َ َ
َ ُّ ُ ْ َ َ َ
َ
ْ‫ط َيئة َم َشتها رجاله مع اْلاء ْأو‬
ْ
َ
ِ
ِ
ٍ ْ ِ ‫ خرجت كل خ‬، ‫ ف ِإذا غسل ِرجلي ِه‬، ‫اْلاء‬
ِ
َ
ُّ
َ
ُ
َ
َ
ًّ
ُ
. ‫ حتى يخرج ن ِقيا ِمن الذن ْو ِب »رواه مسلم‬، ‫اْلاء‬
‫طر‬
‫ق‬
‫آخر‬
‫ع‬
‫م‬
ِ ِ ِ

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve
yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest
suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini
yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –
veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını
yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah
abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar.
Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (Müslim,
Tahâret 32; Tirmizî, Tahâret 2; Riyasü’s-Salihin, 1030)

َ ُ ْ ُ َّ َ َ ْ َّ
َ ْ َ ْ َ ْ َ َّ َ ُ ْ
ْ ُ َ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َّ
َ
‫ن‬
: » ‫ ِوددت أنا قد رأينا ِْإخواننا‬، ‫الحقو‬
‫نين ِوإنا ِإن شاء‬
‫« السالم عليكم دار ق ٍوم مؤ ِم‬
ِ ‫الله ِْبك َم‬
ِ
َ
ُْ َ َ َ ّ َ ُ َ ْ َ
َ َ ُ َ
َّ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
َ
َ
ُ
ْ
ْ
ْ
» ‫ وإخواننا َال َذين لم َ يأتوا بعد‬، ‫ « أنتم أصحابي‬: ‫ أولسنا ِإخوانك يا رسول الل ِه ؟ قال‬: ‫قالوا‬
ُ
َْ ْ َ ْ َ ُ ْ َ
َ َ َْ
ُ
ُ‫له‬
َ
ُ
َّ
َ
ُ
ْ
ْ
َّ
َ
ْ ‫ « أرأيت لو أن رجال‬: ‫ كيف تع ِرف من لم يأتوا بعد من أم َِتك يا رسول هللا ؟ فقال‬: ‫قالوا‬
ُ َ
َ
َ
َّ ُ
َ ‫حج َل ٌة ْبي‬
َّ ‫َخ ْي ٌل ُغ ٌّر ُم‬
ْ ‫ أال‬، ‫ظهر ْي َخ ْيل ُد ْهم ب ْهم‬
َ ‫ َق‬، ‫الل ِ ْه‬
ْ
‫ بلى يا رسول‬: ‫يع ِْر ُف َخ ْيل ُه ؟ » قالوا‬
‫ال‬
‫ن‬
ِ ٍ ٍ
ٍ
َ
ُ
ُ ‫َ َّ ُ ْ ْ ُ َن‬
َ
َ
ُ
َ
َّ
ُ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
ًّ
‫و‬
. ‫ ِ »ر اه مسلم‬
ِ ‫ «ف ِإنهم يأتو غرا محج ِلين ِمن الوض‬:
ِ ‫ وأنا فر ْطهم على الحو‬، ‫وء‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem kabristana geldi ve:

“Selâm size ey mü’minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız.
Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim” dedi. Ashâb-ı kirâm:
– Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah? dediler. Resûl-i Ekrem:
– “Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb:
– Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah’ın Resûlü?
dediler. Peygamber Efendimiz:
– “Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at
sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?” diye sordu. Sahâbe:
– Evet, tanır, ey Allah’ın Resûlü, dediler. Resûl-i Kibriyâ:
“İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler.
Ben havzın başına onlardan önce varacağım” buyurdular. (Müslim, Tahâret 39; Riyasü’sSalihin, 1031 )

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ
Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el suyu”
anlamına gelen abdest, belirli ibadetlerin ifasının ön şartı olan ve kendisi
de ibadet mahiyetinde görülen bir nevi hükmî temizliktir.
Arapça karşılığı güzellik, temizlik ve parlaklık anlamına gelen
“vudû”dur.
Fıkıhta abdest, “belli uzuvları usulüne uygun olarak su ile yıkamak
ve bazılarını da eldeki su ıslaklığı ile meshetmek” şeklindeki ibadet
temizliği olarak tarif edilir.(TDV, İslam İlmihali 1. cilt, s 195)
Fıkıh dilinde maddî kirlilikten temizlenme “necasetten taharet”
olarak anılır; hükmî kirlilik olan hadesten temizlik ise birer hükmi temizlik
usulleri olan abdest ve gusülle olur.

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ

Abdest ile ağız, diş, burun, el, yüz ve ayaklar gibi
kirlenmeye ve dışarıdan gelecek mikroplara en açık uzuvlar
günde birkaç defa su ile temizlenir.
Bu sayede vücudun sinir sistemi ve kan dolaşımı daha
düzenli hale gelir ve vücuda fizikî-tıbbî birçok fayda sağlar.
Abdest, namaz ibadetini ifa için yüce Allah'ın
huzuruna çıkacak müminin manevî ve ruhî hazırlık ve temizliği
de demektir.
Bu yüzden abdest, maddî temizlikle manevî temizliği
birleştirici, müslümana manevî yönden destek ve güç sağlayıcı
bir anlam ve öneme sahiptir.

ABDEST’İN HÜKMÜ / ÇEŞİTLERİ
1.

Farz Abdest:
1.
2.
3.
4.

Namaz Kılmak,
Cenaze Namazı Kılmak,
Tilâvet Ve Şükür Secdesi Yapmak,
Kur'an'a Dokunmak İçin Abdest Almak Farzdır.

Vacip Abdest: Kabe'yi Tavaf Etmek İçin Abdest Hanefilere Göre Vaciptir.
3. Mendup Abdest:
2.

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.

Yatmadan Önce Abdest Almak,
Vakit Namazları İçin Ayrı Ayrı Abdest Almak,
Kuran Okumak,
Dini Kitaplara Dokunmak,
Hadis Okumak,
Peygamberimizin Kabrini Ziyaret Etmek,
Arafat’ta Vakfa Yapmak,
Safa Ve Merve Arasında Say Yapmak,
Ezan Okumak,
Cenaze Yıkamak,
Her İşe Abdestli Olarak Başlamak,
Her Zaman Abdestli Bulunmak İçin Ve
Öfkelendikten,yalan Söyledikten Ve Gıybet Ettikten Sonra Abdest
Almak Mendup’dur.

ABDEST’İN MEZHEPLERE GÖRE FARZLARI
FARZLAR

HANEFİ

ŞAFİİ

MALİKİ

HNBELİ

YÜZÜ YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

KOLLARI YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

BAŞI MESH ETMEK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

AYAKLARI YIKAMA

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

NİYET ETMEK

SÜNNET

FARZ

FARZ

FARZ

TERTİBE RİAYET

SÜNNET

FARZ

SÜNNET

FARZ

MUVALAT

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

FARZ

BESMELE

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

OVARAK YIKAMAK

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

ABDEST’İN FARZLARI
1.

2.

3.

4.

Yüzü bir kere yıkamak (yüzün sınırları: saçın bittiği yerden kulak
yumuşağından çene altına kadar olan kısım. Sakal, bıyık ve kaşların altına
suyun ulaşması gerekir. Yüz yıkanırken sakal sık ise üstünü yıkamak
yeterlidir.)
Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak (abdest alırken parmaktaki
yüzüğün altına su alacak şekilde oynatılması, el, yüz ve ayakta bulunan ve
suyun deriye temasını önleyen maddelerin imkân dahilinde temizlenmesi
gerekir.)
Başın dörtte birini mesh etmek (dörtte birinin el içi su ıslaklığıyla mesh
edilmesi hanefîler'e göre yeterlidir. Başın “nâsiye” denilen ön tarafına
mesh edilmesi daha faziletlidir. Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Şâfiîler'e göre başın mesh miktarı daha azdır, bir saç teli. )
Ayakları topukları ile beraber bir kez yıkamak (suyun parmaklar arasına
ulaşması sağlanmalıdır. Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi su
ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.)

ABDEST’İN SÜNNETLERİ

1.
2.
3.
4.

Abdest almaya niyet etmek,
Başlarken besmele çekmek,
Elleri bileklerle birlikte üç defa yıkamak,
Ağız ve buruna su çekip iyi bir ağız ve burun temizliği
(mazmaza ve istinşak) yapmak,
5. Misvak kullanmak veya dişleri fırçalamak,
6. Sakalın içine su girmesini sağlamak,
7. El parmaklarını birbirine sokup ovuşturmak,
8. Başın tamamını elin ıslaklığıyla mesh etmek,
9. Boynu mesh etmek,
10. Abdest uzuvlarını yıkarken sıraya uymak,
11. Abdeste sağ uzuvlardan başlamak,
12. Uzuvları üçer defa yıkamak
13. Su ile iyice ovmak (delk),
14. Abdeste ara vermeden tamamlamak.

ABDEST’İN SÜNNETLERİ
1.
2.
3.
4.

5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.

Niyet etmek: “Niyet ettim, Allah rızası için abdest almaya” denilmesi müstehaptır.
Abdeste başlarken önce temiz olan elleri bileklere kadar yıkamak.
Abdeste “Eûzü” ve “besmele” ile başlamak.
Mazmaza ve İstinşak: Elleri yıkadıktan sonra önce üç defa ağıza su alınıp çalkalanması ve
dışarı atılmasına “mazmaza”, üç defa da burunun yumuşağına kadar su alınmasına ise
“istinşak” denilir. Ağız ve buruna her su almada, alınan su yenilenir.
Mazmaza ve istinşakta mübalağa etmek. Fakat oruçlu kimseler mübalağa yapmazlar.
Misvak Kullanmak
Tertibi gözetmek. Şâfiî ve Hanbelîlere göre farzdır.
Abdeste sağ taraflardan başlamak
Abdest uzuvlarını üçer defa yıkamak: Birer defası farz, diğerleri sünnettir. Üçten fazla veya
eksik yıkamak sünnete aykırıdır. Çoğu fakihlere göre başı bir defa meshetmek yeterlidir.
Abdestte elleri veya ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak. Parmakları hilâllemek.
Sakalı hilâllemek: Abdest alırken sık sakalı bulunanların sakallarını, parmaklarını sakalın içine
sokarak alt taraftan üst tarafa doğru hareket ettirmesine hilâlleme denir.
Başın tamamını bir su ile meshetmek: Buna “kaplama mesh” denir.
Kulakları meshetmek: Çoğu fakihlere göre, yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi
sünnettir.
Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile ovmak
Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamak. Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
Boynu meshetmek: Başı ve kulakları meshettikten sonra iki elin arkaları ile ve üçer parmakla
yeni bir su almaya gerek olmaksızın boyun meshedilir.

ABDEST’İN ADAPLARI
Abdestin Âdabından Maksat, Abdestin Farzlarının Ve Sünnetlerinin Daha Uygun
Şekilde Ve Ortamda, Mükemmel Bir Şekilde Yerine Getirilmesini Sağlamaktır.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.

12.
13.

Abdest Alırken -Mümkünse- Kıbleye Dönmek,
Abdest Sularını Vücuda Ve Elbiseye Sıçratmamak,
Dünya İşlerine İlişkin Konuşmamak,
Abdest Dualarını Veya Bildiği Dualardan Okumak,
Suyu Ölçülü Kullanmak,
Daha Vakit Girmeden Abdest Alıp Namaza Hazır Bulunmak,
Bir Özür Bulunmadıkça Abdestte Başkasından Yardım İstememek,
Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını Yoklamak, Suyu Dirsek Ve
Topukların Yukarılarına Kadar Ulaştırmak,
Nehir Veya Deniz Kenarında Bile Su İsrafından Kaçınmak,
Abdest Sonunda Kelime-i Şehâdet (Eşhedü Enlâ İlahe İllallah Ve Eşhedü Enne
Muhammeden Abdühû Ve Resûlüh) Getirmek,
Abdestten Artan Sudan Kıbleye Karşı Ayakta Bir Miktar İçmek Ve Bu Sırada;
“Allah’ım Beni Her Günah İşledikçe Tevbe Eden Ve Günahtan Kaçınıp Tertemiz
Bulunan Salih Kullarından Kıl” Diye Dua Etmek,
Abdestin Sonunda Bir, İki Veya Üç Defa Kadir Sûresi’ni Okumak,
Abdestten Sonra, Kerâhet Vakti Değilse İki Rekat Nafile Namaz Kılmak.

ABDEST’İ BOZAN DURUMLA
1. İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necasetin,
herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
2. Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir maddenin
çıkması. (Şâfıî ve mâlikîler'e göre bozmaz.) Vücuttan çıkan kan, irin ve sarı
su akmadığı veya çıktığı yerin çevresine dağılmadığı sürece abdesti bozmaz.
3. Ağız dolusu kusmak.
4. Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan
durumlar.
5. Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek.
6. Cinsî münasebet veya fahiş (aşırı) temas ve dokunma.
7. Mazeret halinin sona ermesi. Su bulamadığı için teyemmüm eden kimse suyu
bulunca, mest üzerine mesh yapan kimsenin -yolcu olanlara üç, yolcu
olmayanlara bir gün olarak tanınan- mesh süresi dolunca, özürlü kimse için
de namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur.
8. Hanefîler'in dışındaki üç mezhebe göre bir kimsenin kendi cinsel organına
temas da abdesti bozar.

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest suyunun elbiseye sıçramayacağı bir konum
alınır,
 Mümkünse kıbleye dönülür,
 Abdeste “eûzü” ve “besmele” çekilir,
 Niyet ve besmele ile abdeste başlayıp “niyet ettim, allah
rızası için abdest almaya” denir,
 Su ölçülü kullanılır, fazla açılmaz, israftan kaçınılır,
 Abdestte elleri parmak uçlarından başlanır,
 Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da
hilallenerek üç defa yıkanır,
 El, yüz ve ayakta bulunan ve suyun deriye temasını
önleyen cilt üzerindeki hamur, boya, sakız gibi
maddeler temizlenir,
 Parmakta yüzük varsa oynatılır,
 Misvak veya diş fırçası ile bunlar yoksa sağ elin
parmaklarıyla dişler temizlenir,
 Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile iyice ovarak
yıkanır

ABDESTİN ALINIŞI

 Ağız, Sağ El Avucuna Alınan Su İle Üç Defa
Çalkanıp iyice Temizlenir,
 Ağız Ve Buruna Her Su Almada, Alınan Su
Yenilenir.
 Üç Defa Da Burna Sağ El İle Su Çekilip Her
Defasında Burun Sol Elle Temizlenir.
 Oruçlu Olmayan Kimse Ağız Ve Burnun Her
Yerine Suyun İyice Ulaşmasını Sağlar.
 Mazmaza Ve İstinşakta Mübalağa Etmek Gerekir.
Fakat Oruçlu Kimseler Mübalağa Yapmazlar.
 Ağza su alırken “Allah’ım! Bana peygamberinin
kevser havuzundan, bir daha sonsuza kadar
susamayacağım bir kâse su ihsan buyur.” diye
duada bulunur,
 Burnu yıkarken de “Allah’ım! Beni nimetlerinin
ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum
bırakma.”der.

ABDESTİN ALINIŞI
 Üç Kere Yüz Yıkanır.
 Birer Defası Farz, Diğerleri Sünnettir. Üçten Fazla
Veya Eksik Yıkamak Sünnete Aykırıdır.
 Saçın Bittiği Yerden Kulak Yumuşağından Çene Altına
Kadar Olan Kısım Yıkanmalıdır.
 Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını
Yoklamak adaptandır,
 Sakal, Bıyık Ve Kaşların Altına Suyun Ulaşması
Gerekir.
 Abdest Alırken Sık Sakalı Bulunanların Sakallarını,
Parmaklarını Sakalın İçine Sokarak Alt Taraftan Üst
Tarafa Doğru Hareket Ettirmesi Gerekir, Adaptandır,
 Yüz Yıkanırken Sakal Sık İse Üstünü Yıkamak
Yeterlidir.
 Yüzü yıkarken “Allah’ım! Bazı yüzlerin beyazlanacağı,
bazı yüzlerin de kararacağı günde, benim yüzümü ak
kıl.” diyerek dua etmek abdest adaplarındandır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak farz
üçe tamamlamak sünnettir,
 Kolları yıkamaya sağ koldan başlanır, sol kolla
devam edilir,
 Suyu Dirseklerin dört parmak yukarısına Kadar
Ulaştırmak gerekir,
 Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamalıyız.
Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
 Kolları iyice ovarak yıkanır.
 Sağ kolu yıkarken “Allah’ım! Bana amel
defterimi sağ yanımdan ver ve benim hesabımı
kolay kıl!” diye dua edilir
 Sol kolu yıkarken “Ey Rabbim! Bana kitabımı sol
yanımdan ve arka yönden verme ve şiddetli bir
hesap ile sorguya çekme” diye dua edilir

ABDESTİN ALINIŞI











Başın dörtte birinin elin içinin su ile ıslatılıp mesh edilmesi
hanefîler'e göre yeterlidir.
Başın “nâsiye” denilen ön tarafına mesh edilmesi daha
faziletlidir.
Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Başın tamamını bir su ile meshetmeye “kaplama mesh” denir
ki bu şekilde mesh etmek sünnettir.
Baş mesh edilirken elin saçların dibine doğru sokulmasına
veya ileri geri hareket ettirilmesine gerek yoktur.
Başı meh ederken“ilâhi, beni rahmetinle yarlığa, benim
üzerime bereketinden indir.” Diye dua etmek uygundur.
Yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi sünnettir.
Küçük parmağımızı kulağımızın içeine doğru sokup baş
parmağımızla kulağımızın arkasını mesh etmek şeklinde
yapılır
Boynu meshetmek: başı ve kulakları meshettikten sonra iki
elin arkaları ile ve üçer parmakla yeni bir su almaya gerek
olmaksızın boyun meshedilir.
Ellerin parmak uçları ensede birbirine değerek boyna doğru
çekilmek suretiyle yapılır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Ayakları topukları ile beraber bir kez
yıkamak
farzdır,
üçe
tamamlanması
sünnettir.
 Suyun
parmaklar
arasına
ulaşması
sağlanmalıdır.
 Önce sağ sonra sol ayak, parmak uçlarından
başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dahil
olmak üzere yıkanır.
 Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.
 Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi
su ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.
 Ayakları yıkarken şöyle dua edilir: “Ya Rabbi!
Birtakım ayakların kayacağı günde, benim
ayaklarımı sırat üzerinde sâbit kıl!”

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest sonunda kelime-i şehâdet (eşhedü enlâ ilahe illallah
ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh) getirmek,
 Abdestten artan sudan kıbleye karşı ayakta bir miktar içmek
ve bu sırada; “allah’ım beni her günah işledikçe tevbe eden
ve günahtan kaçınıp tertemiz bulunan salih kullarından
kıl” diye dua edilir ve
 Abdestin sonunda bir, iki veya üç defa kadir sûresi’ni okunur,
 Abdestten sonra, kerâhet vakti değilse iki rekat nafile namaz
kılınır.

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR
Abdeste başlarken önce niyet edilir, sonra eûzü-besmele çekilir. Sonra da her
bir âzayı yıkarken şu duâlar okunur:

ً‫الم ُْنورا‬
َ ‫َا ْل َح ْم ُد ل ّله َّالذى َج َع َل ْاْلَ َاء َط ُهو ًرا َو ْا ِال ْس‬
ِ ِ

“Suyu temizleyici, İslâmı da nûr kılan Allah'a hamdolsun.”

َ‫َا ّلل ُه َّم َاع ّنى َعلى ت َال َوة ْال ُق ْران َوذ ْكر َك َو ُش ْْكر َك َو ُح ْسن ع َب َادتك‬
ِ ِ ِ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ ِ ِ

Ağıza su verirken:

“Ey Allahım, Kur'an okumak, seni zikir ve sana şükür etmek, sana olan ibâdeti
güzelleştirmek hususlarında bana yardım et!..”

َ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ ْ َ َ َ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
‫حة الن ِار‬
ْ ‫اللهم ا ِرحنى را ِئحة الجن ِة والت ِرحنى را ِئ‬

Buruna su verirken:

“Allahım, bana Cennet kokusunu duyur, Cehennem kokusunu hissettirme!”
Yüzü yıkarken:

ٌ‫س َو ُّد ُو ُجوه‬
ٌ ‫ض ُو ُج‬
ْْ ‫وه َو َت‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم َب ّي‬
ُّ ‫ض َو ْجهى َي ْو َم َت ْب َي‬
ِ

“Allahım, yüzlerin kiminin ak, kiminin kara olduğu o günde, benim yüzümü kara değil,
ak çıkar!”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ‫َا ّلل ُه َّم َا ْعطنى ك َتابى ب َيمينى َوح‬
ً‫اس ْبنى ِح َس ًْابا َيسيًا‬
ِ ِ
ِ
ِ ِ
Sağ kolu yıkarken:

“Allahım, kitâbımı sağımdan ver, hesabımı da kolay eyle!”

Sol kolunu yıkarken:
َْ
ّ َ
َ َ
َ
ُ
َ
َ
ْ
َ
َ
َ
ْ
َّ
ُ
‫اللهم ال تع ِطنى ِكتابى ِبيسارى وال ِمن ور ِاء ْظه ِرى‬
“Allahım, kitâbımı solumdan ve arkamdan verme.”

َ َ meshederken:
َ َّ َ َّ ُ ّ َ
َ
َ
َ‫ال ظ ّْل ا َّال ظ ُّل َع ْرشك‬Başı
َ
ْ
َ
ْ
ّ
ْ
ِ ِ ِ ِ ‫اللهم ا ِظلنى تحت ِظ ِل عر ِشك يوم‬
ِ
“Allahım, Arşının gölgesinden başka gölge olmadığı günde, beni Arşının gölgesinde
gölgelendir.”
Kulaklara meshederken:
َ
َ
َ
َّ
ُ‫ذين َي ْستم ُعو َن ْال َق ْو َل ْف َيتب ُعون ا ْح َس َنه‬
َ ‫اج َع ْلنى م َن َّال‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم‬
ِ
ِ
ِ
“Allahım, beni sözü dinleyip de en güzeline uyanlardan eyle.”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ َ ْ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
َ
َ
‫اللهم اع ِتق رقبتى ِمن الن ِار‬
Boynu mesh ederken:

“Allahım, boynumu Cehennem ateşinden âzâd eyle!”
Ayakları yıkarken:
ْ
َ
ْ
َ
َ‫َا ّلل ُه َّم َث ّب ْت َقد‬
ّ ‫مى َع َلى‬
ُ‫الص َراط َي ْو َم تز ُّْل فيه االق َدام‬
َّ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ

“Allahım, ayakların Sırat üstünde kaydığı günde, ayaklarımı sırat üstünde sâbit eyle,
kaydırma!..”
Abdest tekmil olduktan sonra abdest suyundan içilir ve bu dua okunur:

َ‫اج َع ْلنى م ْن ع َْبادك‬
َّ ‫اج َع ْلنى م َن‬
َ ‫ن ْاْلُ َت َط ّهر‬
َْ ‫اج َع ْلنى م‬
ْ ‫ين َو‬
ْ ‫الت َّواب َين َو‬
ْ ‫َا َّلل ُه َّم‬
ِ ِ ِ ِ
َ‫َ ِ ِ َ َ ْ َ ْ ِ َ َّ ِ َ ِ َ َ ْ ٌ َِ َ ِ ْ ْ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ن‬
ْ ‫الصا ِل ِحين واجعل ِنى ِمن ال ِذين الخوف علي ِه ْم والهم يحزنو‬

“Allahım! Beni çok tevbe edenlerden, temizliğe çok dikkat edenlerden, salih kullarından
ve kendileri için korku ve hüznün olmadığı kimselerden eyle.”

Abdest sonunda “Kelime-i Şehâdet” (eşhedü enlâ ilahe illallah ve eşhedü enne
muhammeden abdühû ve resûlüh) getirilir. Bununla birlikte bir, iki veya üç defa
“Kadir” sûresi yada “Ayetel Kürsi” okunur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest uzuvlarında yara veya hastalık bulunması halinde nasıl abdest alınır?
Abdest uzuvlarından birinde yara veya hastalık bulunan kişi, bu organın
yıkanması zarar verecekse, yıkamayıp ıslak elle mesheder. Mesh edilmesinin de zarar
vermesi durumunda, bu da terk edilir. Bu rahatsızlık abdest veya gusül uzuvlarının
çoğunluğunda ise, abdest veya gusül yerine teyemmüm edilir.
Özürlü nasıl abdest alır, özrü sebebiyle elbisesine bulaşan necasetin hükmü nedir?
Özürlüler, her vakit için abdest alır ve mazeret teşkil eden rahatsızlığından
başka abdest bozan bir hal meydana gelmedikçe, bu abdestle o vakit içerisinde dilediği
gibi namaz kılar, Kur’an-ı Kerim okur ve diğer ibadetlerini yaparlar. Namaz vaktinin
çıkmasıyla veya başka abdest bozan bir halin meydana gelmesiyle özürlü kimsenin
abdesti bozulur.
Kişiyi özürlü kılan hal, bir namaz vakti boyunca hiç meydana gelmezse, özür
ortadan kalkmış olur ve o kimse özür sahibi olmaktan çıkar.
Özürlü kimseden akan kan, irin, idrar gibi şeylerin çamaşıra bulaşması halinde,
bundan kaçınılması mümkün değil ve temizlendiğinde tekrar bulaşacaksa çamaşır
yıkanmadan namaz kılınabilir. Fakat elbiseye tekrar bulaşmayacaksa, yıkanması gerekir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Bedeninde veya bir uzvunda sargı ya da yara bulunan kimse nasıl abdest alır?
Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık veya yaradan dolayı sargı
bulunduğunda, abdest alırken veya guslederken bu sargı çözülerek altı yıkanır ve yaranın
üstü mesh edilir. Ancak sargının çözülmesinin zararlı olması hâlinde çözülmeyip üzerine
mesh edilebilir. Sargı üzerine meshin meşruluğu sünnetle sabittir. Hz. Ali (r.a.) şöyle
demiştir: “Bileklerimden biri kırılmıştı. Peygamber (s.a.s.)’e sordum, O da sargıların
üzerine mesh etmemi emretti.“ (İbn Mace, Taharet, 134.)
Sargının bir defa mesh edilmesi yeterlidir. Yapılan bu mesh ile, o uzuv hükmen
yıkanmış olur. Sargının abdestsiz veya cünüp iken sarılmış olması meshe engel olmadığı
gibi, sargı üzerine meshin belirli bir süresi de yoktur; yara veya kırık iyileşinceye kadar
aynı sargı üzerine mesh edilebilir. Üzerine mesh ettikten sonra sargının değiştirilmesi veya
düşmesi hâlinde, mesh bozulmaz; iade edilmesi de gerekmez. Ancak, yaranın iyileşmesi
hâlinde, sargı açılmış olsun veya olmasın, mesh bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Tedavi maksadı ile cilde sürülen ilaç vb. maddeler abdeste engel olur mu?
Abdest alırken yıkanması gereken bir organın üzerine tedavi maksadı ile
merhem vb. bir madde sürülmüşse; su zarar vermiyorsa abdest alırken bu organın
yıkanması gerekir. Eğer yıkamak zarar veriyorsa ıslak elle üzerine mesh edilir.
Mesh etmek de zararlı ise o da terk edilir. Çünkü dinimiz zaruretler hâlinde
yasakları mübah kılmış, kişiye kaldıramayacağı yükü yüklememiş, zorluğun giderilmesini
ilke edinmiştir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Diş doldurtmak veya kaplatmak abdest ve gusle engel olur mu?
Tedavi amacıyla diş doldurmak veya kaplatmak caiz olup abdest ve guslün
sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak çıkarılıp takılabilen/sabit olmayan dişlerin gusül
abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması gerekir.
Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de kaplandıktan sonra,
dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı hükmünü alır. Bu sebeple, ağız yıkanınca,
kaplama yapılan dişler de yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi, gerektiğinde tedavi amaçlı
olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve abdest ya da gusül alıp, ibadetlerini
yapabilir.
Yapılan bu işlem tedavi amaçlı ve zorunlu olduğundan, mezhepler arasında bir
ihtilaf söz konusu değildir. Diş dolgusu veya kaplaması konusundaki ihtilaflar, guslün veya
abdestin geçerli olup olmayacağı konusuyla alakalı bir durum değildir. Çıkan dişin yerine
bağlandığında kullanılan tel veya başka bir madde, çok sıkı bağlanacağı için, suyun altına
girmesine engel olur. Buna rağmen fukaha, kopan dişi yerine bağlatmanın caiz olduğunda
görüş birliği içindedirler.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

İdrar torbası kullanmak zorunda olan hastaların abdesti bozulmuş olur mu?
Devamlı burun kanaması, idrarı tutamama, kusma, yaranın devamlı kanaması,
kadınlardaki akıntı gibi abdesti bozan ve en az bir namaz vakti süresince devam eden ve
her namaz vaktinde tekrarlanan bedenî rahatsızlıklara özür/mazeret, böyle kimselere de
özür sahibi kimse denilir.
Buna göre; kendisinden devamlı idrar geldiği için idrar torbası kullanmak
zorunda olan hastalar, dinî açıdan özür sahibi konumundadırlar. Özür sahipleri, her namaz
için vakit çıktığında abdest almak suretiyle namazlarını kılarlar.
Bu abdestle vakit içinde diledikleri kadar farz veya nafile namaz kılabilirler.
Ancak mümkün olduğunca namaza başlamadan önce torbadaki idrarın boşaltılmış
olmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle abdeste başlamadan önce idrar torbası
boşaltılmalıdır. Şu kadar var ki, vakit namazı için abdest alındıktan sonra, torba içinde
biriken idrar ile kılınan namaz geçerlidir. Bu özürleri dışında abdesti bozan başka bir hal
olmadıkça, vakit içinde abdestleri devam eder, vakit çıkınca bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan bir kadın teyemmüm ederek namazını
kılabilir mi?
Yalnızca erkeklerin veya hem erkeklerin hem de kadınların bulunduğu bir
ortamda gusül abdesti almak durumunda kalan bir kadın gusül abdestini tehir eder.
Dolayısıyla, suyu kullanmaktan aciz olduğu için teyemmüm ederek namazını kılar.
Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan kadın ise, namaz vaktinin sonlarına
kadar bekler. Eğer vaktin çıkacağından korkarsa teyemmüm ederek, namazını kılar. Ancak
o namazı iade eder .

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Su mevcut olduğu halde abdest alıncaya kadar namaz vaktinin çıkmasından endişe
eden kişi teyemmümle namaz kılabilir mi?
Abdest alma imkânı varken, cuma namazı ve vakit namazları gibi vaktinde
kılınamadığı zaman kaza edilen namazların, vaktin çıkacağı endişesi ile teyemmüm ederek
kılınması caiz değildir. Zira abdest alındığı takdirde bu namazlara yetişilemezse, cuma
namazı yerine öğle namazı, vakit namazı yerine kaza namazı kılınır.
Maliki Mezhebi’ne göre, su ile abdest alma imkânı var iken, abdest veya gusül
alındığı takdirde beş vakit namazdan birinin vakti geçecek ise bu namaz teyemmüm
ederek kılınır.
Varis çorabı üzerine mesh yapılabilir mi?
Varis hastalığından dolayı ayağa giyilmesi gereken özel çoraplar, kırık, çıkık
üzerindeki sargı hükmün dedir. (İbn Mace,Taharet,134.) Bu itibarla, varis çorapları
üzerine meshedilmesinde bir sakınca yoktur

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Kol ve bacakları olmayan kimsenin abdesti eksik olur mu?
Yüce Allah din konusunda bize hiçbir zorluk yüklememiştir. (Hacc, 22ı78.)
“Köre, topala da vebal ve hastaya güçlük yoktur.“ (Fetih, 48ı17.) anlamındaki
ayetler buna delildir. İnsanlar ancak yapabileceklerinden sorumludurlar.
Hastalığı veren de yükümlülükle ri yükleyen de Allah’tır. Dolayısıyla kişi gücü
neye yetiyorsa onu yapmakla mükelleftir. Kol ve bacakları olmayan kişiden abdestte bu
organları yıkama yükümlülüğü düşer. Ancak bu kimsenin, bu özründen dolayı namaz
yükümlülüğü düşmez.
Kendisine abdest aldıracak yardımcı birileri yoksa ve kendisi de bir şekilde
abdest alma yöntemi bulamazsa, yüzünün iki yanını toprak veya toprak cinsinden bir şeye
dokundurarak teyemmüm eder. Elleri ve kolları olmayan veya kesilmiş olan kimse yalnız
yüzünü yere sürerek teyemmüm yapar.
Eğer yüzünde bir yara veya özür varsa teyemmüm etmeksizin namazı kılar. Bu
imkâna da sahip değilse, namazını yapabildiği şekilde ima ile kılar. Özürlü bir kimse, ancak
kendisi gibi özürlü birisine namaz kıldırabilir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Saç boyası, kına, ruj, oje, jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani
midir?
Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa,
abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması
gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken
uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır.
Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan
maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce
giderilmesi gerekir. Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşturmayan saç boyası,
kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Tuvalette abdest alınabilir mi?
Tuvalette abdest alınmasında bir sakınca yoktur. Ancak böyle yerlerde
besmele, zikir ve duaların içten söylenmesi uygun olur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest ve gusülün tam olup olmadığı konusundaki vesveseye
itibar edilir mi?
Vesvese, çeşitli sebeplerle insanın yaşadığı kararsızlık,
şüphe ve kuruntu halidir. Vesvese sebebi ile, gusül ve abdestin
tekrarlanması gerekmez. Vesvese gelse bile abdest ve gusle devam
edilmelidir.
Kişi vesveseye itibar etmemeye çalışmalı, içe doğan şüphe
ve tereddüt hallerinin asılsız olduğunu kendine telkin etmeli,
ayrıca zaman zaman Felak ve Nas Surelerini, anlamlarını da
düşünerek okumalıdır.
Güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest ve gusül alınır mı?
Güneş enerjisi ile ısıtılan su ile, temiz olmak kaydıyla, abdest almak
ve gusletmekte dinen bir sakınca yoktur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAKTA GEREKLİDİR
İyi veya kötü hareketleri organlarımızla yaparız. El işler yapar, yıkar ve
yazar; ağız yer içer, iyi ve kötü sözler söyler, konuşur; burun koklar, gözler görür,
kollar saldırır ve yakalar; kulaklar işitir ve dinler; ayaklar ise bizi pek çok yere
götürür. Bütün bunlar zaman zaman günah ve yasak sınırını aşabilir.
İşte abdest sırasında içimizden geçireceğimiz dualarla, söz konusu
edilen olumsuz hareketlerin etkisinden kurtulmaya çalışabiliriz. Abdest alacak
kimse önce niyet eder. Bu bir rûhî-mânevî hazırlıktır. Hakk'ın huzuruna çıkmaya
niyet etmek ve hazırlanmak demektir. Sonra besmele çekerek ve Allah'ın
yardımını dileyerek abdeste başlar.
Abdest alan insan samimî bir dille ve içten bir duyguyla, eksiklik ve
hatalarını Hakk'ın huzurunda itiraf edip, bunları yıkamasını ve silmesini kulluğa
yakışan bir tavırla O'na arz eder, duasının kabulü için yalvarıp yakarır. Böylece
bilinci ve içtenliği ölçüsünde ruhen temizlenip arınmış bir halde huzura varmaya,
namaza durmaya hazır hâle gelir.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Su nasıl maddî kirleri temizliyorsa, tövbe de manevî kirleri yok eder
diye düşünerek abdest organlarımı yıkamalıyım. Halkın gördüğü yer olan
bedenimi ve elbisemi temiz tutar da Hakk'ın nazar ettiği yer olan kalbimi
tertemiz tutmazsam yanlış yapmış olurum diye inanmalıyım. Bedenim gibi
kalbimi de kötü ve kirli şeylerden arındırmaya çalışmalıyım şuurunda bir abdes
gerçek mahiyeti ile abdest olmuş olur.
Şemsî'nin dediği gibi: " Pâdişah konmaz saraya hâne mâmur
olmadan.” önce hanemizi mamur hale getirelim kalbimizi tezkiye edlim sonra
organlarımızı temizleyeli.
Yûnus Emre söylüyor: " Tanla durup başın kaldır ellerini suya daldır /
Hem şeytanın boynunu vur hem nefs dahi ölse gerek." (“Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr.
Mehmet Demirci)

Beyazid-i Bistâmî şöyle dermiş: "Ne zaman dünya düşüncesi
gönlümden geçse abdest alırım; âhiret düşüncesi geçince de gusül yaparım."

Prof. Dr. Mehmet Demirci hocamızın Altınoluk dergisinde yayınlanmış olan “Abdestin
İç Anlamı” isimli makalesinde Gönül ehli kimseler iç anlam olarak abdestin ve temizliğin beş
derecesinden söz ettiklerini belitir ve bunları İçten dışa doğru şöylece sıralar:

1. Rûhun abdesti: Rûhun, hayvanlık seviyesine ait bilgisizlikten ve Allah'tan gayri
şeyleri görme gafletinden arınmasıdır. Ruh Allah'tan gayrı şeyleri görmekten arınsa,
Gaffar olan Allah'ın nûru onu kuşatır. Kötü düşüncelerini temizlese takvâ elbisesine
kavuşur. Nefsin tezkiye ederse iç huzuruna ve itmi'nâna ulaşır.
2. Sırrın abdesti: Burada "sır", rûhun rûhu demek olup; onun abdesti gösterişten (riyâ),
arzu ve isteklerin esiri olmaktan, kendini beğenmişlikten, baş olma tutkusundan, aşırı
dünya isteği ve mevki sahibi olma ihtirasından arınmaktır. Bunun neticesinde ihlâs nûru
ortaya çıkar. Dünya sevgisinden arınırsa âhiret sevgisi doğar.
3. Kalbin ve gönlün abdesti: İki yüzlülük, bozgunculuk ve kötü ahlâktan uzak durmaktır.
Büyüklenme yıkanınca, alçak gönüllük doğar. Çekememezlik kirleri yıkansa, iyilik;
düşmanlık yıkansa, Allah sevgisi görünür.
4. Dilin abdesti: Yalan, dedi-kodu, iftira ve boş sözden, insanların ayıplarını merak
etmekten ve gizli hallerini ortaya çıkarmaktan, faydasız konuşmaktan uzak durmaktır.
Yalan ve koğuculuk yıkansa, doğruluk ve vefâ doğar. İftira ve itham etme yıkansa, sevgi
görülür. Faydasız ve boş söz bırakılsa yararlı şeyler konuşulur veya Allah'ın adı anılır.
5. Zâhir abdesti: Bu, bildiğimiz abdesttir. Neticesinde Abdest alan kimsenin yüzünü
yıkaması, mahşer günü yüzünün nurlu olmasına yol açar. Kolunu yıkayınca cömertlik
nurları hasıl olur. Ayrıca amel defterinin sağ eline verilmesi gibi bir lûtfa erişir. Ayağını
yıkayınca, âhiretteki manevî engelleri kolaylıkla geçme imkânı doğmuş olur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Abdest alırken gerçekleşen dış temizliğin, iç temizliği ile
birlikte gelişmesi için şunlar da tavsiye edilir: Eller yıkanırken
kalbin de aşırı dünya sevgisinden yıkanması gerekir. Ağıza su
alınırken, onunla boş şeyleri anmamaya azmetmelidir. Yüz
yıkandığı zaman, yüzü Hak'tan başka şeylere çevirmemeye söz
vermelidir. Ayağı yıkarken, Hak yolda bulunma gayreti
pekiştirilmelidir.
Dış temizlik su ile, iç temizlik ise tövbe ile ve Hakk'ın
kapısına dönmekle mümkün olur.

Bedenin bütün uzuvlarına madden ve manen abdest
aldırmak gerekir. Bedene su ile nasıl ki abdest aldırıyorsak, her bir
uzvumuzu Yaratının rızasına uygun işler yaptırmak suretiyle
manevi abdestimizide almamız gerekmektedir.
Abdestin suyu günaha bakan gözleri, günahla kızaran yüzü
de arındırır. Ağzı abdest suyu ile çalkaladığımız zaman, bizi günaha
sokan kelimeler, bu kelimeleri oluşturan dil ve dişler pir-ü pak
olur. Başımızı mesh ettiğimizde zihnimizden geçen günahlar bir bir
dökülür. Kulaklara değen abdest suyu bu organın dikkat kesilip
dinlediği günahkar sözleri siler süpürür. Ve en nihayet bizi günahın
kapısına kadar yürüten ayaklarımızı yıkarız. Onlar da günahtan
kurtulmuş olur.
Yüce Rabbim abdestimizi en güzel şekilde alıp
ibadetlerimizi kendi rızasına uygun olarak yapmayı cümlemize
nasip etsin.

Bu Sunum İdris YAVUZYİĞİT Tarafında; “İhtiyar” Mevsılî,
“Bidayetu’l Müctehit” Ahmet İbn Rüşd El Kurtubi, “Büyük İslam İlmihali”
Ömer Nasuhi Bilmen (A. Fikri Yavuz), “İslam İlmihali” Lütfi Şentürk Ve
Seyfettin Yazıcı (Diyanet), “İlmihal” Heyet (TDV), “Delilleriyle İslam
İlmihali” Hamdi Döndüren, “Şafii İlmihali” Mehmet Keskin (Diyanet), “Din
Görevlisinin El Kitabı” Mevlüt Özcan, “Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr. Mehmet
DEMİRCİ; “Abdestin Fazileti Ve İbadetler Açısından Önemi” Ahmet ÜNAL;
“Abdestin Manası Ve Önemi” Mustafa Kutlu’ya Ait Kitap, Makale Ve Vaaz
Örneklerinden İstifade Edilmek Suretiyle Hazırlanmıştır.
Rabbim Eser Sahiplerinden Ölenlere Rahmetiyle, Yaşayanlara Lutuf
Ve Keremiyle Tecelli Eylesin Ve İki Cihan Saadeti İhsan Etsin.


Slide 25

Abdest Almanın Önemi
ve Fıkhi Boyutu
İdris YAVUZYİĞİT
[email protected]

Abdestin Önemi
Abdestin Tanımı
Abdest Çeşitleri
Abdestin Farzları
Abdestin Sünnetleri
Abdestin Adapları

Abdesti Bozan Durumlar

Abdestin Alınışı
Abdest Duaları
Fıkhi Sorular
Abdestin İç Anlamı

ABDEST

َ ْ ُ ْ ُ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َ
ُ ْ َ ٰ َّ
‫وة فاغ ِسلوا‬
‫يا ايها ال ٖذين امنوا ِاذا قمت ْم ِالى الصل‬
ِ
َ ‫ُو ُج‬
ْ‫وه ُك ْم َو َا ْي ِد َي ُك ْم ِا َلى ْاْلَ َرا ِْفق َو ْام َس ُحوا ب ُر ُؤس ُك ْم‬
ِ ِ
ِ
ْ َ ْ ُ َُ ََْ
َ
ْ
ْ
َ
‫وارجلكم ِالى الكعبي ِ ْن‬
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya
kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize
kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip,
topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)”.

(MÂİDE suresi 6.

ayet)

ABDEST

Bu âyet, teyemmüm âyeti olarak adlandırılır. Fakat
âyette abdestin farzları tesbit edilmektedir. Dolayısıyla bir
abdest âyeti olduğu şüphesizdir.
Şu kadar var ki, abdest bu âyet ile farz kılınmış değildir.
Çünkü abdest Mekke’de namazla beraber farz kılınmış ve
İslâm’da hiçbir zaman abdestsiz namaz kılınmamıştır.
Oysa bu âyet-i kerîme Medîne’de, hicretin 6. yılında,
Benî Mustalik Gazvesi’nde cereyan eden meşhur “İfk hâdisesi”
üzerine gece susuz bir yerde kalınıp abdest almak mümkün
olmadığından dolayı nâzil olmuştur.
Hz.Âişe vâlidemize münafıklar tarafından çirkin bir iftira
yapıldığı için bu olaya ifk (iftira) olayı denilmiştir.

ABDESTİN FAZİLETİ

َ َ َ َّ َ َ ْ
َ َََ َ
َ
ْ‫خ َط َاي ُاه من‬
ْ
َ
ْ ‫ خرجت‬، ‫من توضأ فأحـسن الوضـوء‬
ِ
َ
ْ َ َّ
ْ
َ
َ
ُ
‫تحت أظفا ِر ِْه‬
ِ ‫جس ِد ِه حتى تخرج ِمن‬
“Kim

güzelce abdest alırsa, o kimsenin
günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün
vücudundan çıkar.” (Riyasü’s-Salihin, 1028; Müslim, Tahâret 33)

ُْ َ ُ ُ ُّ
‫ر‬
» ‫يمان‬
ْ ِ ‫اإل‬
‫ر‬
«
‫ط‬
‫ش‬
‫و‬
‫ه‬
‫الط‬
ِ

Ebû Mâlik el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır.” (Riyasü’s-Salihin, 1033; Müslim, Tahâret 1)

َ ْ َ َّ َ ً ّ ُ َ
َ‫َّ ُ َّ ُ ْ َ ْ ن‬
َ
ْ
َ
‫القيام ِ ْة غرا محج ِلين ِمن ْآث ِار‬
‫« ِإن أمتي يدعو يوم‬
ِ
َ
َ
َ
َ
ُ
ُ
َ
َ
َ
ْ
ْ
ُ
ْ
ْ
ْ
َّ
» ‫ فليفعل‬، ‫من استطاع ِمنكم أن ْي ِطيل غرته‬
ِ
ِ ‫الوضوء ف‬
ٌ
. ‫متفق عليه‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’i:
“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde,

abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak
olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten
kimse bunu yapsın” buyururken işittim. (Riyazüs Salihin, abdestin fazileti, 1026;
Buhârî, Vudû‘ 3; Müslim, Tahâret 35)

Bu Hadis bizlere:
1. Abdesti farzlarına, sünnetlerine, müstehaplarına ve edeplerine riayet ederek
almak gerekir. Böyle yapmak müstehaptır.
2. Abdest, insanın yüzünü nurlandırır, el ve ayaklarını ağartır. Bu hem maddî hem
manevî anlamda böyledir.
3. Allah Teâlâ, kıyamet gününde ve mahşer yerinde yüzü nurlu, el ve ayakları parlak
olanlara özel muamelede bulunur. Çünkü bunlar sâlihler ve ibadet ehli mü’minlerdir.
4. Abdestte ayakları yıkamak asla terkedilmemelidir.

ABDESTİN FAZİLETİ

ُْ ُ ْ َ
ُْ َ ُ َْ ُ َُْ
ُ
ُ
ُ
ُ
» ‫الحلية ِمن اْلؤ ِم ِن ح ْيث يبلغ الوضـوء‬
ِ ‫« تبلغ‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Ben dostum sallallahu
aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:
“Mü’minin

nuru ve beyazlığı, abdest
suyunun ulaştığı yere kadar varır.” (Müslim, Tahâret 40)

َ َّ َ َ
ُ ُ
َ َُ
َ َ ُ ْ َ
ْ
َ
َ
ُّ‫كل‬
ْ ‫جه ِه‬
ِ ‫« ِإذا تو َضأ َالعبد اْل‬
ِ ‫سلم أ ِو اْلؤ َ ِمن فغسل َ ْوجهه خرجَ ِمن َو‬
َ َ
ْ
َ
ْ
ْ
َ
ْ
‫ َف ِإذا غسل يدي ِه‬، ‫اْلاء‬
‫اْلاء أو مع آ‬
‫خطيئة نظر ِإليها ِبعيني ِه مع‬
‫خر قط ِر‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ْ َ
َ ََ ُ
َ َ َ َ َ ُّ ُ
َ
ْ
ْ
ْ
َ
‫ط ِر‬
َْ ‫يديه كل خطيئ ٍة كان بطشتها يداه مع اْل ِاء أو مع ِآخر ق‬
‫ خرج ِمن‬،
ِ
َ َ
َ ُّ ُ ْ َ َ َ
َ
ْ‫ط َيئة َم َشتها رجاله مع اْلاء ْأو‬
ْ
َ
ِ
ِ
ٍ ْ ِ ‫ خرجت كل خ‬، ‫ ف ِإذا غسل ِرجلي ِه‬، ‫اْلاء‬
ِ
َ
ُّ
َ
ُ
َ
َ
ًّ
ُ
. ‫ حتى يخرج ن ِقيا ِمن الذن ْو ِب »رواه مسلم‬، ‫اْلاء‬
‫طر‬
‫ق‬
‫آخر‬
‫ع‬
‫م‬
ِ ِ ِ

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve
yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest
suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini
yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –
veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını
yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah
abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar.
Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (Müslim,
Tahâret 32; Tirmizî, Tahâret 2; Riyasü’s-Salihin, 1030)

َ ُ ْ ُ َّ َ َ ْ َّ
َ ْ َ ْ َ ْ َ َّ َ ُ ْ
ْ ُ َ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َّ
َ
‫ن‬
: » ‫ ِوددت أنا قد رأينا ِْإخواننا‬، ‫الحقو‬
‫نين ِوإنا ِإن شاء‬
‫« السالم عليكم دار ق ٍوم مؤ ِم‬
ِ ‫الله ِْبك َم‬
ِ
َ
ُْ َ َ َ ّ َ ُ َ ْ َ
َ َ ُ َ
َّ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
َ
َ
ُ
ْ
ْ
ْ
» ‫ وإخواننا َال َذين لم َ يأتوا بعد‬، ‫ « أنتم أصحابي‬: ‫ أولسنا ِإخوانك يا رسول الل ِه ؟ قال‬: ‫قالوا‬
ُ
َْ ْ َ ْ َ ُ ْ َ
َ َ َْ
ُ
ُ‫له‬
َ
ُ
َّ
َ
ُ
ْ
ْ
َّ
َ
ْ ‫ « أرأيت لو أن رجال‬: ‫ كيف تع ِرف من لم يأتوا بعد من أم َِتك يا رسول هللا ؟ فقال‬: ‫قالوا‬
ُ َ
َ
َ
َّ ُ
َ ‫حج َل ٌة ْبي‬
َّ ‫َخ ْي ٌل ُغ ٌّر ُم‬
ْ ‫ أال‬، ‫ظهر ْي َخ ْيل ُد ْهم ب ْهم‬
َ ‫ َق‬، ‫الل ِ ْه‬
ْ
‫ بلى يا رسول‬: ‫يع ِْر ُف َخ ْيل ُه ؟ » قالوا‬
‫ال‬
‫ن‬
ِ ٍ ٍ
ٍ
َ
ُ
ُ ‫َ َّ ُ ْ ْ ُ َن‬
َ
َ
ُ
َ
َّ
ُ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
ًّ
‫و‬
. ‫ ِ »ر اه مسلم‬
ِ ‫ «ف ِإنهم يأتو غرا محج ِلين ِمن الوض‬:
ِ ‫ وأنا فر ْطهم على الحو‬، ‫وء‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem kabristana geldi ve:

“Selâm size ey mü’minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız.
Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim” dedi. Ashâb-ı kirâm:
– Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah? dediler. Resûl-i Ekrem:
– “Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb:
– Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah’ın Resûlü?
dediler. Peygamber Efendimiz:
– “Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at
sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?” diye sordu. Sahâbe:
– Evet, tanır, ey Allah’ın Resûlü, dediler. Resûl-i Kibriyâ:
“İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler.
Ben havzın başına onlardan önce varacağım” buyurdular. (Müslim, Tahâret 39; Riyasü’sSalihin, 1031 )

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ
Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el suyu”
anlamına gelen abdest, belirli ibadetlerin ifasının ön şartı olan ve kendisi
de ibadet mahiyetinde görülen bir nevi hükmî temizliktir.
Arapça karşılığı güzellik, temizlik ve parlaklık anlamına gelen
“vudû”dur.
Fıkıhta abdest, “belli uzuvları usulüne uygun olarak su ile yıkamak
ve bazılarını da eldeki su ıslaklığı ile meshetmek” şeklindeki ibadet
temizliği olarak tarif edilir.(TDV, İslam İlmihali 1. cilt, s 195)
Fıkıh dilinde maddî kirlilikten temizlenme “necasetten taharet”
olarak anılır; hükmî kirlilik olan hadesten temizlik ise birer hükmi temizlik
usulleri olan abdest ve gusülle olur.

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ

Abdest ile ağız, diş, burun, el, yüz ve ayaklar gibi
kirlenmeye ve dışarıdan gelecek mikroplara en açık uzuvlar
günde birkaç defa su ile temizlenir.
Bu sayede vücudun sinir sistemi ve kan dolaşımı daha
düzenli hale gelir ve vücuda fizikî-tıbbî birçok fayda sağlar.
Abdest, namaz ibadetini ifa için yüce Allah'ın
huzuruna çıkacak müminin manevî ve ruhî hazırlık ve temizliği
de demektir.
Bu yüzden abdest, maddî temizlikle manevî temizliği
birleştirici, müslümana manevî yönden destek ve güç sağlayıcı
bir anlam ve öneme sahiptir.

ABDEST’İN HÜKMÜ / ÇEŞİTLERİ
1.

Farz Abdest:
1.
2.
3.
4.

Namaz Kılmak,
Cenaze Namazı Kılmak,
Tilâvet Ve Şükür Secdesi Yapmak,
Kur'an'a Dokunmak İçin Abdest Almak Farzdır.

Vacip Abdest: Kabe'yi Tavaf Etmek İçin Abdest Hanefilere Göre Vaciptir.
3. Mendup Abdest:
2.

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.

Yatmadan Önce Abdest Almak,
Vakit Namazları İçin Ayrı Ayrı Abdest Almak,
Kuran Okumak,
Dini Kitaplara Dokunmak,
Hadis Okumak,
Peygamberimizin Kabrini Ziyaret Etmek,
Arafat’ta Vakfa Yapmak,
Safa Ve Merve Arasında Say Yapmak,
Ezan Okumak,
Cenaze Yıkamak,
Her İşe Abdestli Olarak Başlamak,
Her Zaman Abdestli Bulunmak İçin Ve
Öfkelendikten,yalan Söyledikten Ve Gıybet Ettikten Sonra Abdest
Almak Mendup’dur.

ABDEST’İN MEZHEPLERE GÖRE FARZLARI
FARZLAR

HANEFİ

ŞAFİİ

MALİKİ

HNBELİ

YÜZÜ YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

KOLLARI YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

BAŞI MESH ETMEK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

AYAKLARI YIKAMA

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

NİYET ETMEK

SÜNNET

FARZ

FARZ

FARZ

TERTİBE RİAYET

SÜNNET

FARZ

SÜNNET

FARZ

MUVALAT

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

FARZ

BESMELE

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

OVARAK YIKAMAK

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

ABDEST’İN FARZLARI
1.

2.

3.

4.

Yüzü bir kere yıkamak (yüzün sınırları: saçın bittiği yerden kulak
yumuşağından çene altına kadar olan kısım. Sakal, bıyık ve kaşların altına
suyun ulaşması gerekir. Yüz yıkanırken sakal sık ise üstünü yıkamak
yeterlidir.)
Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak (abdest alırken parmaktaki
yüzüğün altına su alacak şekilde oynatılması, el, yüz ve ayakta bulunan ve
suyun deriye temasını önleyen maddelerin imkân dahilinde temizlenmesi
gerekir.)
Başın dörtte birini mesh etmek (dörtte birinin el içi su ıslaklığıyla mesh
edilmesi hanefîler'e göre yeterlidir. Başın “nâsiye” denilen ön tarafına
mesh edilmesi daha faziletlidir. Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Şâfiîler'e göre başın mesh miktarı daha azdır, bir saç teli. )
Ayakları topukları ile beraber bir kez yıkamak (suyun parmaklar arasına
ulaşması sağlanmalıdır. Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi su
ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.)

ABDEST’İN SÜNNETLERİ

1.
2.
3.
4.

Abdest almaya niyet etmek,
Başlarken besmele çekmek,
Elleri bileklerle birlikte üç defa yıkamak,
Ağız ve buruna su çekip iyi bir ağız ve burun temizliği
(mazmaza ve istinşak) yapmak,
5. Misvak kullanmak veya dişleri fırçalamak,
6. Sakalın içine su girmesini sağlamak,
7. El parmaklarını birbirine sokup ovuşturmak,
8. Başın tamamını elin ıslaklığıyla mesh etmek,
9. Boynu mesh etmek,
10. Abdest uzuvlarını yıkarken sıraya uymak,
11. Abdeste sağ uzuvlardan başlamak,
12. Uzuvları üçer defa yıkamak
13. Su ile iyice ovmak (delk),
14. Abdeste ara vermeden tamamlamak.

ABDEST’İN SÜNNETLERİ
1.
2.
3.
4.

5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.

Niyet etmek: “Niyet ettim, Allah rızası için abdest almaya” denilmesi müstehaptır.
Abdeste başlarken önce temiz olan elleri bileklere kadar yıkamak.
Abdeste “Eûzü” ve “besmele” ile başlamak.
Mazmaza ve İstinşak: Elleri yıkadıktan sonra önce üç defa ağıza su alınıp çalkalanması ve
dışarı atılmasına “mazmaza”, üç defa da burunun yumuşağına kadar su alınmasına ise
“istinşak” denilir. Ağız ve buruna her su almada, alınan su yenilenir.
Mazmaza ve istinşakta mübalağa etmek. Fakat oruçlu kimseler mübalağa yapmazlar.
Misvak Kullanmak
Tertibi gözetmek. Şâfiî ve Hanbelîlere göre farzdır.
Abdeste sağ taraflardan başlamak
Abdest uzuvlarını üçer defa yıkamak: Birer defası farz, diğerleri sünnettir. Üçten fazla veya
eksik yıkamak sünnete aykırıdır. Çoğu fakihlere göre başı bir defa meshetmek yeterlidir.
Abdestte elleri veya ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak. Parmakları hilâllemek.
Sakalı hilâllemek: Abdest alırken sık sakalı bulunanların sakallarını, parmaklarını sakalın içine
sokarak alt taraftan üst tarafa doğru hareket ettirmesine hilâlleme denir.
Başın tamamını bir su ile meshetmek: Buna “kaplama mesh” denir.
Kulakları meshetmek: Çoğu fakihlere göre, yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi
sünnettir.
Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile ovmak
Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamak. Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
Boynu meshetmek: Başı ve kulakları meshettikten sonra iki elin arkaları ile ve üçer parmakla
yeni bir su almaya gerek olmaksızın boyun meshedilir.

ABDEST’İN ADAPLARI
Abdestin Âdabından Maksat, Abdestin Farzlarının Ve Sünnetlerinin Daha Uygun
Şekilde Ve Ortamda, Mükemmel Bir Şekilde Yerine Getirilmesini Sağlamaktır.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.

12.
13.

Abdest Alırken -Mümkünse- Kıbleye Dönmek,
Abdest Sularını Vücuda Ve Elbiseye Sıçratmamak,
Dünya İşlerine İlişkin Konuşmamak,
Abdest Dualarını Veya Bildiği Dualardan Okumak,
Suyu Ölçülü Kullanmak,
Daha Vakit Girmeden Abdest Alıp Namaza Hazır Bulunmak,
Bir Özür Bulunmadıkça Abdestte Başkasından Yardım İstememek,
Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını Yoklamak, Suyu Dirsek Ve
Topukların Yukarılarına Kadar Ulaştırmak,
Nehir Veya Deniz Kenarında Bile Su İsrafından Kaçınmak,
Abdest Sonunda Kelime-i Şehâdet (Eşhedü Enlâ İlahe İllallah Ve Eşhedü Enne
Muhammeden Abdühû Ve Resûlüh) Getirmek,
Abdestten Artan Sudan Kıbleye Karşı Ayakta Bir Miktar İçmek Ve Bu Sırada;
“Allah’ım Beni Her Günah İşledikçe Tevbe Eden Ve Günahtan Kaçınıp Tertemiz
Bulunan Salih Kullarından Kıl” Diye Dua Etmek,
Abdestin Sonunda Bir, İki Veya Üç Defa Kadir Sûresi’ni Okumak,
Abdestten Sonra, Kerâhet Vakti Değilse İki Rekat Nafile Namaz Kılmak.

ABDEST’İ BOZAN DURUMLA
1. İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necasetin,
herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
2. Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir maddenin
çıkması. (Şâfıî ve mâlikîler'e göre bozmaz.) Vücuttan çıkan kan, irin ve sarı
su akmadığı veya çıktığı yerin çevresine dağılmadığı sürece abdesti bozmaz.
3. Ağız dolusu kusmak.
4. Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan
durumlar.
5. Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek.
6. Cinsî münasebet veya fahiş (aşırı) temas ve dokunma.
7. Mazeret halinin sona ermesi. Su bulamadığı için teyemmüm eden kimse suyu
bulunca, mest üzerine mesh yapan kimsenin -yolcu olanlara üç, yolcu
olmayanlara bir gün olarak tanınan- mesh süresi dolunca, özürlü kimse için
de namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur.
8. Hanefîler'in dışındaki üç mezhebe göre bir kimsenin kendi cinsel organına
temas da abdesti bozar.

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest suyunun elbiseye sıçramayacağı bir konum
alınır,
 Mümkünse kıbleye dönülür,
 Abdeste “eûzü” ve “besmele” çekilir,
 Niyet ve besmele ile abdeste başlayıp “niyet ettim, allah
rızası için abdest almaya” denir,
 Su ölçülü kullanılır, fazla açılmaz, israftan kaçınılır,
 Abdestte elleri parmak uçlarından başlanır,
 Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da
hilallenerek üç defa yıkanır,
 El, yüz ve ayakta bulunan ve suyun deriye temasını
önleyen cilt üzerindeki hamur, boya, sakız gibi
maddeler temizlenir,
 Parmakta yüzük varsa oynatılır,
 Misvak veya diş fırçası ile bunlar yoksa sağ elin
parmaklarıyla dişler temizlenir,
 Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile iyice ovarak
yıkanır

ABDESTİN ALINIŞI

 Ağız, Sağ El Avucuna Alınan Su İle Üç Defa
Çalkanıp iyice Temizlenir,
 Ağız Ve Buruna Her Su Almada, Alınan Su
Yenilenir.
 Üç Defa Da Burna Sağ El İle Su Çekilip Her
Defasında Burun Sol Elle Temizlenir.
 Oruçlu Olmayan Kimse Ağız Ve Burnun Her
Yerine Suyun İyice Ulaşmasını Sağlar.
 Mazmaza Ve İstinşakta Mübalağa Etmek Gerekir.
Fakat Oruçlu Kimseler Mübalağa Yapmazlar.
 Ağza su alırken “Allah’ım! Bana peygamberinin
kevser havuzundan, bir daha sonsuza kadar
susamayacağım bir kâse su ihsan buyur.” diye
duada bulunur,
 Burnu yıkarken de “Allah’ım! Beni nimetlerinin
ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum
bırakma.”der.

ABDESTİN ALINIŞI
 Üç Kere Yüz Yıkanır.
 Birer Defası Farz, Diğerleri Sünnettir. Üçten Fazla
Veya Eksik Yıkamak Sünnete Aykırıdır.
 Saçın Bittiği Yerden Kulak Yumuşağından Çene Altına
Kadar Olan Kısım Yıkanmalıdır.
 Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını
Yoklamak adaptandır,
 Sakal, Bıyık Ve Kaşların Altına Suyun Ulaşması
Gerekir.
 Abdest Alırken Sık Sakalı Bulunanların Sakallarını,
Parmaklarını Sakalın İçine Sokarak Alt Taraftan Üst
Tarafa Doğru Hareket Ettirmesi Gerekir, Adaptandır,
 Yüz Yıkanırken Sakal Sık İse Üstünü Yıkamak
Yeterlidir.
 Yüzü yıkarken “Allah’ım! Bazı yüzlerin beyazlanacağı,
bazı yüzlerin de kararacağı günde, benim yüzümü ak
kıl.” diyerek dua etmek abdest adaplarındandır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak farz
üçe tamamlamak sünnettir,
 Kolları yıkamaya sağ koldan başlanır, sol kolla
devam edilir,
 Suyu Dirseklerin dört parmak yukarısına Kadar
Ulaştırmak gerekir,
 Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamalıyız.
Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
 Kolları iyice ovarak yıkanır.
 Sağ kolu yıkarken “Allah’ım! Bana amel
defterimi sağ yanımdan ver ve benim hesabımı
kolay kıl!” diye dua edilir
 Sol kolu yıkarken “Ey Rabbim! Bana kitabımı sol
yanımdan ve arka yönden verme ve şiddetli bir
hesap ile sorguya çekme” diye dua edilir

ABDESTİN ALINIŞI











Başın dörtte birinin elin içinin su ile ıslatılıp mesh edilmesi
hanefîler'e göre yeterlidir.
Başın “nâsiye” denilen ön tarafına mesh edilmesi daha
faziletlidir.
Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Başın tamamını bir su ile meshetmeye “kaplama mesh” denir
ki bu şekilde mesh etmek sünnettir.
Baş mesh edilirken elin saçların dibine doğru sokulmasına
veya ileri geri hareket ettirilmesine gerek yoktur.
Başı meh ederken“ilâhi, beni rahmetinle yarlığa, benim
üzerime bereketinden indir.” Diye dua etmek uygundur.
Yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi sünnettir.
Küçük parmağımızı kulağımızın içeine doğru sokup baş
parmağımızla kulağımızın arkasını mesh etmek şeklinde
yapılır
Boynu meshetmek: başı ve kulakları meshettikten sonra iki
elin arkaları ile ve üçer parmakla yeni bir su almaya gerek
olmaksızın boyun meshedilir.
Ellerin parmak uçları ensede birbirine değerek boyna doğru
çekilmek suretiyle yapılır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Ayakları topukları ile beraber bir kez
yıkamak
farzdır,
üçe
tamamlanması
sünnettir.
 Suyun
parmaklar
arasına
ulaşması
sağlanmalıdır.
 Önce sağ sonra sol ayak, parmak uçlarından
başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dahil
olmak üzere yıkanır.
 Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.
 Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi
su ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.
 Ayakları yıkarken şöyle dua edilir: “Ya Rabbi!
Birtakım ayakların kayacağı günde, benim
ayaklarımı sırat üzerinde sâbit kıl!”

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest sonunda kelime-i şehâdet (eşhedü enlâ ilahe illallah
ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh) getirmek,
 Abdestten artan sudan kıbleye karşı ayakta bir miktar içmek
ve bu sırada; “allah’ım beni her günah işledikçe tevbe eden
ve günahtan kaçınıp tertemiz bulunan salih kullarından
kıl” diye dua edilir ve
 Abdestin sonunda bir, iki veya üç defa kadir sûresi’ni okunur,
 Abdestten sonra, kerâhet vakti değilse iki rekat nafile namaz
kılınır.

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR
Abdeste başlarken önce niyet edilir, sonra eûzü-besmele çekilir. Sonra da her
bir âzayı yıkarken şu duâlar okunur:

ً‫الم ُْنورا‬
َ ‫َا ْل َح ْم ُد ل ّله َّالذى َج َع َل ْاْلَ َاء َط ُهو ًرا َو ْا ِال ْس‬
ِ ِ

“Suyu temizleyici, İslâmı da nûr kılan Allah'a hamdolsun.”

َ‫َا ّلل ُه َّم َاع ّنى َعلى ت َال َوة ْال ُق ْران َوذ ْكر َك َو ُش ْْكر َك َو ُح ْسن ع َب َادتك‬
ِ ِ ِ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ ِ ِ

Ağıza su verirken:

“Ey Allahım, Kur'an okumak, seni zikir ve sana şükür etmek, sana olan ibâdeti
güzelleştirmek hususlarında bana yardım et!..”

َ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ ْ َ َ َ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
‫حة الن ِار‬
ْ ‫اللهم ا ِرحنى را ِئحة الجن ِة والت ِرحنى را ِئ‬

Buruna su verirken:

“Allahım, bana Cennet kokusunu duyur, Cehennem kokusunu hissettirme!”
Yüzü yıkarken:

ٌ‫س َو ُّد ُو ُجوه‬
ٌ ‫ض ُو ُج‬
ْْ ‫وه َو َت‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم َب ّي‬
ُّ ‫ض َو ْجهى َي ْو َم َت ْب َي‬
ِ

“Allahım, yüzlerin kiminin ak, kiminin kara olduğu o günde, benim yüzümü kara değil,
ak çıkar!”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ‫َا ّلل ُه َّم َا ْعطنى ك َتابى ب َيمينى َوح‬
ً‫اس ْبنى ِح َس ًْابا َيسيًا‬
ِ ِ
ِ
ِ ِ
Sağ kolu yıkarken:

“Allahım, kitâbımı sağımdan ver, hesabımı da kolay eyle!”

Sol kolunu yıkarken:
َْ
ّ َ
َ َ
َ
ُ
َ
َ
ْ
َ
َ
َ
ْ
َّ
ُ
‫اللهم ال تع ِطنى ِكتابى ِبيسارى وال ِمن ور ِاء ْظه ِرى‬
“Allahım, kitâbımı solumdan ve arkamdan verme.”

َ َ meshederken:
َ َّ َ َّ ُ ّ َ
َ
َ
َ‫ال ظ ّْل ا َّال ظ ُّل َع ْرشك‬Başı
َ
ْ
َ
ْ
ّ
ْ
ِ ِ ِ ِ ‫اللهم ا ِظلنى تحت ِظ ِل عر ِشك يوم‬
ِ
“Allahım, Arşının gölgesinden başka gölge olmadığı günde, beni Arşının gölgesinde
gölgelendir.”
Kulaklara meshederken:
َ
َ
َ
َّ
ُ‫ذين َي ْستم ُعو َن ْال َق ْو َل ْف َيتب ُعون ا ْح َس َنه‬
َ ‫اج َع ْلنى م َن َّال‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم‬
ِ
ِ
ِ
“Allahım, beni sözü dinleyip de en güzeline uyanlardan eyle.”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ َ ْ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
َ
َ
‫اللهم اع ِتق رقبتى ِمن الن ِار‬
Boynu mesh ederken:

“Allahım, boynumu Cehennem ateşinden âzâd eyle!”
Ayakları yıkarken:
ْ
َ
ْ
َ
َ‫َا ّلل ُه َّم َث ّب ْت َقد‬
ّ ‫مى َع َلى‬
ُ‫الص َراط َي ْو َم تز ُّْل فيه االق َدام‬
َّ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ

“Allahım, ayakların Sırat üstünde kaydığı günde, ayaklarımı sırat üstünde sâbit eyle,
kaydırma!..”
Abdest tekmil olduktan sonra abdest suyundan içilir ve bu dua okunur:

َ‫اج َع ْلنى م ْن ع َْبادك‬
َّ ‫اج َع ْلنى م َن‬
َ ‫ن ْاْلُ َت َط ّهر‬
َْ ‫اج َع ْلنى م‬
ْ ‫ين َو‬
ْ ‫الت َّواب َين َو‬
ْ ‫َا َّلل ُه َّم‬
ِ ِ ِ ِ
َ‫َ ِ ِ َ َ ْ َ ْ ِ َ َّ ِ َ ِ َ َ ْ ٌ َِ َ ِ ْ ْ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ن‬
ْ ‫الصا ِل ِحين واجعل ِنى ِمن ال ِذين الخوف علي ِه ْم والهم يحزنو‬

“Allahım! Beni çok tevbe edenlerden, temizliğe çok dikkat edenlerden, salih kullarından
ve kendileri için korku ve hüznün olmadığı kimselerden eyle.”

Abdest sonunda “Kelime-i Şehâdet” (eşhedü enlâ ilahe illallah ve eşhedü enne
muhammeden abdühû ve resûlüh) getirilir. Bununla birlikte bir, iki veya üç defa
“Kadir” sûresi yada “Ayetel Kürsi” okunur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest uzuvlarında yara veya hastalık bulunması halinde nasıl abdest alınır?
Abdest uzuvlarından birinde yara veya hastalık bulunan kişi, bu organın
yıkanması zarar verecekse, yıkamayıp ıslak elle mesheder. Mesh edilmesinin de zarar
vermesi durumunda, bu da terk edilir. Bu rahatsızlık abdest veya gusül uzuvlarının
çoğunluğunda ise, abdest veya gusül yerine teyemmüm edilir.
Özürlü nasıl abdest alır, özrü sebebiyle elbisesine bulaşan necasetin hükmü nedir?
Özürlüler, her vakit için abdest alır ve mazeret teşkil eden rahatsızlığından
başka abdest bozan bir hal meydana gelmedikçe, bu abdestle o vakit içerisinde dilediği
gibi namaz kılar, Kur’an-ı Kerim okur ve diğer ibadetlerini yaparlar. Namaz vaktinin
çıkmasıyla veya başka abdest bozan bir halin meydana gelmesiyle özürlü kimsenin
abdesti bozulur.
Kişiyi özürlü kılan hal, bir namaz vakti boyunca hiç meydana gelmezse, özür
ortadan kalkmış olur ve o kimse özür sahibi olmaktan çıkar.
Özürlü kimseden akan kan, irin, idrar gibi şeylerin çamaşıra bulaşması halinde,
bundan kaçınılması mümkün değil ve temizlendiğinde tekrar bulaşacaksa çamaşır
yıkanmadan namaz kılınabilir. Fakat elbiseye tekrar bulaşmayacaksa, yıkanması gerekir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Bedeninde veya bir uzvunda sargı ya da yara bulunan kimse nasıl abdest alır?
Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık veya yaradan dolayı sargı
bulunduğunda, abdest alırken veya guslederken bu sargı çözülerek altı yıkanır ve yaranın
üstü mesh edilir. Ancak sargının çözülmesinin zararlı olması hâlinde çözülmeyip üzerine
mesh edilebilir. Sargı üzerine meshin meşruluğu sünnetle sabittir. Hz. Ali (r.a.) şöyle
demiştir: “Bileklerimden biri kırılmıştı. Peygamber (s.a.s.)’e sordum, O da sargıların
üzerine mesh etmemi emretti.“ (İbn Mace, Taharet, 134.)
Sargının bir defa mesh edilmesi yeterlidir. Yapılan bu mesh ile, o uzuv hükmen
yıkanmış olur. Sargının abdestsiz veya cünüp iken sarılmış olması meshe engel olmadığı
gibi, sargı üzerine meshin belirli bir süresi de yoktur; yara veya kırık iyileşinceye kadar
aynı sargı üzerine mesh edilebilir. Üzerine mesh ettikten sonra sargının değiştirilmesi veya
düşmesi hâlinde, mesh bozulmaz; iade edilmesi de gerekmez. Ancak, yaranın iyileşmesi
hâlinde, sargı açılmış olsun veya olmasın, mesh bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Tedavi maksadı ile cilde sürülen ilaç vb. maddeler abdeste engel olur mu?
Abdest alırken yıkanması gereken bir organın üzerine tedavi maksadı ile
merhem vb. bir madde sürülmüşse; su zarar vermiyorsa abdest alırken bu organın
yıkanması gerekir. Eğer yıkamak zarar veriyorsa ıslak elle üzerine mesh edilir.
Mesh etmek de zararlı ise o da terk edilir. Çünkü dinimiz zaruretler hâlinde
yasakları mübah kılmış, kişiye kaldıramayacağı yükü yüklememiş, zorluğun giderilmesini
ilke edinmiştir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Diş doldurtmak veya kaplatmak abdest ve gusle engel olur mu?
Tedavi amacıyla diş doldurmak veya kaplatmak caiz olup abdest ve guslün
sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak çıkarılıp takılabilen/sabit olmayan dişlerin gusül
abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması gerekir.
Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de kaplandıktan sonra,
dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı hükmünü alır. Bu sebeple, ağız yıkanınca,
kaplama yapılan dişler de yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi, gerektiğinde tedavi amaçlı
olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve abdest ya da gusül alıp, ibadetlerini
yapabilir.
Yapılan bu işlem tedavi amaçlı ve zorunlu olduğundan, mezhepler arasında bir
ihtilaf söz konusu değildir. Diş dolgusu veya kaplaması konusundaki ihtilaflar, guslün veya
abdestin geçerli olup olmayacağı konusuyla alakalı bir durum değildir. Çıkan dişin yerine
bağlandığında kullanılan tel veya başka bir madde, çok sıkı bağlanacağı için, suyun altına
girmesine engel olur. Buna rağmen fukaha, kopan dişi yerine bağlatmanın caiz olduğunda
görüş birliği içindedirler.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

İdrar torbası kullanmak zorunda olan hastaların abdesti bozulmuş olur mu?
Devamlı burun kanaması, idrarı tutamama, kusma, yaranın devamlı kanaması,
kadınlardaki akıntı gibi abdesti bozan ve en az bir namaz vakti süresince devam eden ve
her namaz vaktinde tekrarlanan bedenî rahatsızlıklara özür/mazeret, böyle kimselere de
özür sahibi kimse denilir.
Buna göre; kendisinden devamlı idrar geldiği için idrar torbası kullanmak
zorunda olan hastalar, dinî açıdan özür sahibi konumundadırlar. Özür sahipleri, her namaz
için vakit çıktığında abdest almak suretiyle namazlarını kılarlar.
Bu abdestle vakit içinde diledikleri kadar farz veya nafile namaz kılabilirler.
Ancak mümkün olduğunca namaza başlamadan önce torbadaki idrarın boşaltılmış
olmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle abdeste başlamadan önce idrar torbası
boşaltılmalıdır. Şu kadar var ki, vakit namazı için abdest alındıktan sonra, torba içinde
biriken idrar ile kılınan namaz geçerlidir. Bu özürleri dışında abdesti bozan başka bir hal
olmadıkça, vakit içinde abdestleri devam eder, vakit çıkınca bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan bir kadın teyemmüm ederek namazını
kılabilir mi?
Yalnızca erkeklerin veya hem erkeklerin hem de kadınların bulunduğu bir
ortamda gusül abdesti almak durumunda kalan bir kadın gusül abdestini tehir eder.
Dolayısıyla, suyu kullanmaktan aciz olduğu için teyemmüm ederek namazını kılar.
Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan kadın ise, namaz vaktinin sonlarına
kadar bekler. Eğer vaktin çıkacağından korkarsa teyemmüm ederek, namazını kılar. Ancak
o namazı iade eder .

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Su mevcut olduğu halde abdest alıncaya kadar namaz vaktinin çıkmasından endişe
eden kişi teyemmümle namaz kılabilir mi?
Abdest alma imkânı varken, cuma namazı ve vakit namazları gibi vaktinde
kılınamadığı zaman kaza edilen namazların, vaktin çıkacağı endişesi ile teyemmüm ederek
kılınması caiz değildir. Zira abdest alındığı takdirde bu namazlara yetişilemezse, cuma
namazı yerine öğle namazı, vakit namazı yerine kaza namazı kılınır.
Maliki Mezhebi’ne göre, su ile abdest alma imkânı var iken, abdest veya gusül
alındığı takdirde beş vakit namazdan birinin vakti geçecek ise bu namaz teyemmüm
ederek kılınır.
Varis çorabı üzerine mesh yapılabilir mi?
Varis hastalığından dolayı ayağa giyilmesi gereken özel çoraplar, kırık, çıkık
üzerindeki sargı hükmün dedir. (İbn Mace,Taharet,134.) Bu itibarla, varis çorapları
üzerine meshedilmesinde bir sakınca yoktur

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Kol ve bacakları olmayan kimsenin abdesti eksik olur mu?
Yüce Allah din konusunda bize hiçbir zorluk yüklememiştir. (Hacc, 22ı78.)
“Köre, topala da vebal ve hastaya güçlük yoktur.“ (Fetih, 48ı17.) anlamındaki
ayetler buna delildir. İnsanlar ancak yapabileceklerinden sorumludurlar.
Hastalığı veren de yükümlülükle ri yükleyen de Allah’tır. Dolayısıyla kişi gücü
neye yetiyorsa onu yapmakla mükelleftir. Kol ve bacakları olmayan kişiden abdestte bu
organları yıkama yükümlülüğü düşer. Ancak bu kimsenin, bu özründen dolayı namaz
yükümlülüğü düşmez.
Kendisine abdest aldıracak yardımcı birileri yoksa ve kendisi de bir şekilde
abdest alma yöntemi bulamazsa, yüzünün iki yanını toprak veya toprak cinsinden bir şeye
dokundurarak teyemmüm eder. Elleri ve kolları olmayan veya kesilmiş olan kimse yalnız
yüzünü yere sürerek teyemmüm yapar.
Eğer yüzünde bir yara veya özür varsa teyemmüm etmeksizin namazı kılar. Bu
imkâna da sahip değilse, namazını yapabildiği şekilde ima ile kılar. Özürlü bir kimse, ancak
kendisi gibi özürlü birisine namaz kıldırabilir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Saç boyası, kına, ruj, oje, jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani
midir?
Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa,
abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması
gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken
uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır.
Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan
maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce
giderilmesi gerekir. Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşturmayan saç boyası,
kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Tuvalette abdest alınabilir mi?
Tuvalette abdest alınmasında bir sakınca yoktur. Ancak böyle yerlerde
besmele, zikir ve duaların içten söylenmesi uygun olur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest ve gusülün tam olup olmadığı konusundaki vesveseye
itibar edilir mi?
Vesvese, çeşitli sebeplerle insanın yaşadığı kararsızlık,
şüphe ve kuruntu halidir. Vesvese sebebi ile, gusül ve abdestin
tekrarlanması gerekmez. Vesvese gelse bile abdest ve gusle devam
edilmelidir.
Kişi vesveseye itibar etmemeye çalışmalı, içe doğan şüphe
ve tereddüt hallerinin asılsız olduğunu kendine telkin etmeli,
ayrıca zaman zaman Felak ve Nas Surelerini, anlamlarını da
düşünerek okumalıdır.
Güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest ve gusül alınır mı?
Güneş enerjisi ile ısıtılan su ile, temiz olmak kaydıyla, abdest almak
ve gusletmekte dinen bir sakınca yoktur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAKTA GEREKLİDİR
İyi veya kötü hareketleri organlarımızla yaparız. El işler yapar, yıkar ve
yazar; ağız yer içer, iyi ve kötü sözler söyler, konuşur; burun koklar, gözler görür,
kollar saldırır ve yakalar; kulaklar işitir ve dinler; ayaklar ise bizi pek çok yere
götürür. Bütün bunlar zaman zaman günah ve yasak sınırını aşabilir.
İşte abdest sırasında içimizden geçireceğimiz dualarla, söz konusu
edilen olumsuz hareketlerin etkisinden kurtulmaya çalışabiliriz. Abdest alacak
kimse önce niyet eder. Bu bir rûhî-mânevî hazırlıktır. Hakk'ın huzuruna çıkmaya
niyet etmek ve hazırlanmak demektir. Sonra besmele çekerek ve Allah'ın
yardımını dileyerek abdeste başlar.
Abdest alan insan samimî bir dille ve içten bir duyguyla, eksiklik ve
hatalarını Hakk'ın huzurunda itiraf edip, bunları yıkamasını ve silmesini kulluğa
yakışan bir tavırla O'na arz eder, duasının kabulü için yalvarıp yakarır. Böylece
bilinci ve içtenliği ölçüsünde ruhen temizlenip arınmış bir halde huzura varmaya,
namaza durmaya hazır hâle gelir.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Su nasıl maddî kirleri temizliyorsa, tövbe de manevî kirleri yok eder
diye düşünerek abdest organlarımı yıkamalıyım. Halkın gördüğü yer olan
bedenimi ve elbisemi temiz tutar da Hakk'ın nazar ettiği yer olan kalbimi
tertemiz tutmazsam yanlış yapmış olurum diye inanmalıyım. Bedenim gibi
kalbimi de kötü ve kirli şeylerden arındırmaya çalışmalıyım şuurunda bir abdes
gerçek mahiyeti ile abdest olmuş olur.
Şemsî'nin dediği gibi: " Pâdişah konmaz saraya hâne mâmur
olmadan.” önce hanemizi mamur hale getirelim kalbimizi tezkiye edlim sonra
organlarımızı temizleyeli.
Yûnus Emre söylüyor: " Tanla durup başın kaldır ellerini suya daldır /
Hem şeytanın boynunu vur hem nefs dahi ölse gerek." (“Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr.
Mehmet Demirci)

Beyazid-i Bistâmî şöyle dermiş: "Ne zaman dünya düşüncesi
gönlümden geçse abdest alırım; âhiret düşüncesi geçince de gusül yaparım."

Prof. Dr. Mehmet Demirci hocamızın Altınoluk dergisinde yayınlanmış olan “Abdestin
İç Anlamı” isimli makalesinde Gönül ehli kimseler iç anlam olarak abdestin ve temizliğin beş
derecesinden söz ettiklerini belitir ve bunları İçten dışa doğru şöylece sıralar:

1. Rûhun abdesti: Rûhun, hayvanlık seviyesine ait bilgisizlikten ve Allah'tan gayri
şeyleri görme gafletinden arınmasıdır. Ruh Allah'tan gayrı şeyleri görmekten arınsa,
Gaffar olan Allah'ın nûru onu kuşatır. Kötü düşüncelerini temizlese takvâ elbisesine
kavuşur. Nefsin tezkiye ederse iç huzuruna ve itmi'nâna ulaşır.
2. Sırrın abdesti: Burada "sır", rûhun rûhu demek olup; onun abdesti gösterişten (riyâ),
arzu ve isteklerin esiri olmaktan, kendini beğenmişlikten, baş olma tutkusundan, aşırı
dünya isteği ve mevki sahibi olma ihtirasından arınmaktır. Bunun neticesinde ihlâs nûru
ortaya çıkar. Dünya sevgisinden arınırsa âhiret sevgisi doğar.
3. Kalbin ve gönlün abdesti: İki yüzlülük, bozgunculuk ve kötü ahlâktan uzak durmaktır.
Büyüklenme yıkanınca, alçak gönüllük doğar. Çekememezlik kirleri yıkansa, iyilik;
düşmanlık yıkansa, Allah sevgisi görünür.
4. Dilin abdesti: Yalan, dedi-kodu, iftira ve boş sözden, insanların ayıplarını merak
etmekten ve gizli hallerini ortaya çıkarmaktan, faydasız konuşmaktan uzak durmaktır.
Yalan ve koğuculuk yıkansa, doğruluk ve vefâ doğar. İftira ve itham etme yıkansa, sevgi
görülür. Faydasız ve boş söz bırakılsa yararlı şeyler konuşulur veya Allah'ın adı anılır.
5. Zâhir abdesti: Bu, bildiğimiz abdesttir. Neticesinde Abdest alan kimsenin yüzünü
yıkaması, mahşer günü yüzünün nurlu olmasına yol açar. Kolunu yıkayınca cömertlik
nurları hasıl olur. Ayrıca amel defterinin sağ eline verilmesi gibi bir lûtfa erişir. Ayağını
yıkayınca, âhiretteki manevî engelleri kolaylıkla geçme imkânı doğmuş olur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Abdest alırken gerçekleşen dış temizliğin, iç temizliği ile
birlikte gelişmesi için şunlar da tavsiye edilir: Eller yıkanırken
kalbin de aşırı dünya sevgisinden yıkanması gerekir. Ağıza su
alınırken, onunla boş şeyleri anmamaya azmetmelidir. Yüz
yıkandığı zaman, yüzü Hak'tan başka şeylere çevirmemeye söz
vermelidir. Ayağı yıkarken, Hak yolda bulunma gayreti
pekiştirilmelidir.
Dış temizlik su ile, iç temizlik ise tövbe ile ve Hakk'ın
kapısına dönmekle mümkün olur.

Bedenin bütün uzuvlarına madden ve manen abdest
aldırmak gerekir. Bedene su ile nasıl ki abdest aldırıyorsak, her bir
uzvumuzu Yaratının rızasına uygun işler yaptırmak suretiyle
manevi abdestimizide almamız gerekmektedir.
Abdestin suyu günaha bakan gözleri, günahla kızaran yüzü
de arındırır. Ağzı abdest suyu ile çalkaladığımız zaman, bizi günaha
sokan kelimeler, bu kelimeleri oluşturan dil ve dişler pir-ü pak
olur. Başımızı mesh ettiğimizde zihnimizden geçen günahlar bir bir
dökülür. Kulaklara değen abdest suyu bu organın dikkat kesilip
dinlediği günahkar sözleri siler süpürür. Ve en nihayet bizi günahın
kapısına kadar yürüten ayaklarımızı yıkarız. Onlar da günahtan
kurtulmuş olur.
Yüce Rabbim abdestimizi en güzel şekilde alıp
ibadetlerimizi kendi rızasına uygun olarak yapmayı cümlemize
nasip etsin.

Bu Sunum İdris YAVUZYİĞİT Tarafında; “İhtiyar” Mevsılî,
“Bidayetu’l Müctehit” Ahmet İbn Rüşd El Kurtubi, “Büyük İslam İlmihali”
Ömer Nasuhi Bilmen (A. Fikri Yavuz), “İslam İlmihali” Lütfi Şentürk Ve
Seyfettin Yazıcı (Diyanet), “İlmihal” Heyet (TDV), “Delilleriyle İslam
İlmihali” Hamdi Döndüren, “Şafii İlmihali” Mehmet Keskin (Diyanet), “Din
Görevlisinin El Kitabı” Mevlüt Özcan, “Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr. Mehmet
DEMİRCİ; “Abdestin Fazileti Ve İbadetler Açısından Önemi” Ahmet ÜNAL;
“Abdestin Manası Ve Önemi” Mustafa Kutlu’ya Ait Kitap, Makale Ve Vaaz
Örneklerinden İstifade Edilmek Suretiyle Hazırlanmıştır.
Rabbim Eser Sahiplerinden Ölenlere Rahmetiyle, Yaşayanlara Lutuf
Ve Keremiyle Tecelli Eylesin Ve İki Cihan Saadeti İhsan Etsin.


Slide 26

Abdest Almanın Önemi
ve Fıkhi Boyutu
İdris YAVUZYİĞİT
[email protected]

Abdestin Önemi
Abdestin Tanımı
Abdest Çeşitleri
Abdestin Farzları
Abdestin Sünnetleri
Abdestin Adapları

Abdesti Bozan Durumlar

Abdestin Alınışı
Abdest Duaları
Fıkhi Sorular
Abdestin İç Anlamı

ABDEST

َ ْ ُ ْ ُ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َ
ُ ْ َ ٰ َّ
‫وة فاغ ِسلوا‬
‫يا ايها ال ٖذين امنوا ِاذا قمت ْم ِالى الصل‬
ِ
َ ‫ُو ُج‬
ْ‫وه ُك ْم َو َا ْي ِد َي ُك ْم ِا َلى ْاْلَ َرا ِْفق َو ْام َس ُحوا ب ُر ُؤس ُك ْم‬
ِ ِ
ِ
ْ َ ْ ُ َُ ََْ
َ
ْ
ْ
َ
‫وارجلكم ِالى الكعبي ِ ْن‬
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya
kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize
kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip,
topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)”.

(MÂİDE suresi 6.

ayet)

ABDEST

Bu âyet, teyemmüm âyeti olarak adlandırılır. Fakat
âyette abdestin farzları tesbit edilmektedir. Dolayısıyla bir
abdest âyeti olduğu şüphesizdir.
Şu kadar var ki, abdest bu âyet ile farz kılınmış değildir.
Çünkü abdest Mekke’de namazla beraber farz kılınmış ve
İslâm’da hiçbir zaman abdestsiz namaz kılınmamıştır.
Oysa bu âyet-i kerîme Medîne’de, hicretin 6. yılında,
Benî Mustalik Gazvesi’nde cereyan eden meşhur “İfk hâdisesi”
üzerine gece susuz bir yerde kalınıp abdest almak mümkün
olmadığından dolayı nâzil olmuştur.
Hz.Âişe vâlidemize münafıklar tarafından çirkin bir iftira
yapıldığı için bu olaya ifk (iftira) olayı denilmiştir.

ABDESTİN FAZİLETİ

َ َ َ َّ َ َ ْ
َ َََ َ
َ
ْ‫خ َط َاي ُاه من‬
ْ
َ
ْ ‫ خرجت‬، ‫من توضأ فأحـسن الوضـوء‬
ِ
َ
ْ َ َّ
ْ
َ
َ
ُ
‫تحت أظفا ِر ِْه‬
ِ ‫جس ِد ِه حتى تخرج ِمن‬
“Kim

güzelce abdest alırsa, o kimsenin
günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün
vücudundan çıkar.” (Riyasü’s-Salihin, 1028; Müslim, Tahâret 33)

ُْ َ ُ ُ ُّ
‫ر‬
» ‫يمان‬
ْ ِ ‫اإل‬
‫ر‬
«
‫ط‬
‫ش‬
‫و‬
‫ه‬
‫الط‬
ِ

Ebû Mâlik el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır.” (Riyasü’s-Salihin, 1033; Müslim, Tahâret 1)

َ ْ َ َّ َ ً ّ ُ َ
َ‫َّ ُ َّ ُ ْ َ ْ ن‬
َ
ْ
َ
‫القيام ِ ْة غرا محج ِلين ِمن ْآث ِار‬
‫« ِإن أمتي يدعو يوم‬
ِ
َ
َ
َ
َ
ُ
ُ
َ
َ
َ
ْ
ْ
ُ
ْ
ْ
ْ
َّ
» ‫ فليفعل‬، ‫من استطاع ِمنكم أن ْي ِطيل غرته‬
ِ
ِ ‫الوضوء ف‬
ٌ
. ‫متفق عليه‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’i:
“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde,

abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak
olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten
kimse bunu yapsın” buyururken işittim. (Riyazüs Salihin, abdestin fazileti, 1026;
Buhârî, Vudû‘ 3; Müslim, Tahâret 35)

Bu Hadis bizlere:
1. Abdesti farzlarına, sünnetlerine, müstehaplarına ve edeplerine riayet ederek
almak gerekir. Böyle yapmak müstehaptır.
2. Abdest, insanın yüzünü nurlandırır, el ve ayaklarını ağartır. Bu hem maddî hem
manevî anlamda böyledir.
3. Allah Teâlâ, kıyamet gününde ve mahşer yerinde yüzü nurlu, el ve ayakları parlak
olanlara özel muamelede bulunur. Çünkü bunlar sâlihler ve ibadet ehli mü’minlerdir.
4. Abdestte ayakları yıkamak asla terkedilmemelidir.

ABDESTİN FAZİLETİ

ُْ ُ ْ َ
ُْ َ ُ َْ ُ َُْ
ُ
ُ
ُ
ُ
» ‫الحلية ِمن اْلؤ ِم ِن ح ْيث يبلغ الوضـوء‬
ِ ‫« تبلغ‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Ben dostum sallallahu
aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:
“Mü’minin

nuru ve beyazlığı, abdest
suyunun ulaştığı yere kadar varır.” (Müslim, Tahâret 40)

َ َّ َ َ
ُ ُ
َ َُ
َ َ ُ ْ َ
ْ
َ
َ
ُّ‫كل‬
ْ ‫جه ِه‬
ِ ‫« ِإذا تو َضأ َالعبد اْل‬
ِ ‫سلم أ ِو اْلؤ َ ِمن فغسل َ ْوجهه خرجَ ِمن َو‬
َ َ
ْ
َ
ْ
ْ
َ
ْ
‫ َف ِإذا غسل يدي ِه‬، ‫اْلاء‬
‫اْلاء أو مع آ‬
‫خطيئة نظر ِإليها ِبعيني ِه مع‬
‫خر قط ِر‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ْ َ
َ ََ ُ
َ َ َ َ َ ُّ ُ
َ
ْ
ْ
ْ
َ
‫ط ِر‬
َْ ‫يديه كل خطيئ ٍة كان بطشتها يداه مع اْل ِاء أو مع ِآخر ق‬
‫ خرج ِمن‬،
ِ
َ َ
َ ُّ ُ ْ َ َ َ
َ
ْ‫ط َيئة َم َشتها رجاله مع اْلاء ْأو‬
ْ
َ
ِ
ِ
ٍ ْ ِ ‫ خرجت كل خ‬، ‫ ف ِإذا غسل ِرجلي ِه‬، ‫اْلاء‬
ِ
َ
ُّ
َ
ُ
َ
َ
ًّ
ُ
. ‫ حتى يخرج ن ِقيا ِمن الذن ْو ِب »رواه مسلم‬، ‫اْلاء‬
‫طر‬
‫ق‬
‫آخر‬
‫ع‬
‫م‬
ِ ِ ِ

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve
yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest
suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini
yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –
veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını
yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah
abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar.
Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (Müslim,
Tahâret 32; Tirmizî, Tahâret 2; Riyasü’s-Salihin, 1030)

َ ُ ْ ُ َّ َ َ ْ َّ
َ ْ َ ْ َ ْ َ َّ َ ُ ْ
ْ ُ َ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َّ
َ
‫ن‬
: » ‫ ِوددت أنا قد رأينا ِْإخواننا‬، ‫الحقو‬
‫نين ِوإنا ِإن شاء‬
‫« السالم عليكم دار ق ٍوم مؤ ِم‬
ِ ‫الله ِْبك َم‬
ِ
َ
ُْ َ َ َ ّ َ ُ َ ْ َ
َ َ ُ َ
َّ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
َ
َ
ُ
ْ
ْ
ْ
» ‫ وإخواننا َال َذين لم َ يأتوا بعد‬، ‫ « أنتم أصحابي‬: ‫ أولسنا ِإخوانك يا رسول الل ِه ؟ قال‬: ‫قالوا‬
ُ
َْ ْ َ ْ َ ُ ْ َ
َ َ َْ
ُ
ُ‫له‬
َ
ُ
َّ
َ
ُ
ْ
ْ
َّ
َ
ْ ‫ « أرأيت لو أن رجال‬: ‫ كيف تع ِرف من لم يأتوا بعد من أم َِتك يا رسول هللا ؟ فقال‬: ‫قالوا‬
ُ َ
َ
َ
َّ ُ
َ ‫حج َل ٌة ْبي‬
َّ ‫َخ ْي ٌل ُغ ٌّر ُم‬
ْ ‫ أال‬، ‫ظهر ْي َخ ْيل ُد ْهم ب ْهم‬
َ ‫ َق‬، ‫الل ِ ْه‬
ْ
‫ بلى يا رسول‬: ‫يع ِْر ُف َخ ْيل ُه ؟ » قالوا‬
‫ال‬
‫ن‬
ِ ٍ ٍ
ٍ
َ
ُ
ُ ‫َ َّ ُ ْ ْ ُ َن‬
َ
َ
ُ
َ
َّ
ُ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
ًّ
‫و‬
. ‫ ِ »ر اه مسلم‬
ِ ‫ «ف ِإنهم يأتو غرا محج ِلين ِمن الوض‬:
ِ ‫ وأنا فر ْطهم على الحو‬، ‫وء‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem kabristana geldi ve:

“Selâm size ey mü’minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız.
Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim” dedi. Ashâb-ı kirâm:
– Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah? dediler. Resûl-i Ekrem:
– “Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb:
– Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah’ın Resûlü?
dediler. Peygamber Efendimiz:
– “Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at
sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?” diye sordu. Sahâbe:
– Evet, tanır, ey Allah’ın Resûlü, dediler. Resûl-i Kibriyâ:
“İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler.
Ben havzın başına onlardan önce varacağım” buyurdular. (Müslim, Tahâret 39; Riyasü’sSalihin, 1031 )

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ
Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el suyu”
anlamına gelen abdest, belirli ibadetlerin ifasının ön şartı olan ve kendisi
de ibadet mahiyetinde görülen bir nevi hükmî temizliktir.
Arapça karşılığı güzellik, temizlik ve parlaklık anlamına gelen
“vudû”dur.
Fıkıhta abdest, “belli uzuvları usulüne uygun olarak su ile yıkamak
ve bazılarını da eldeki su ıslaklığı ile meshetmek” şeklindeki ibadet
temizliği olarak tarif edilir.(TDV, İslam İlmihali 1. cilt, s 195)
Fıkıh dilinde maddî kirlilikten temizlenme “necasetten taharet”
olarak anılır; hükmî kirlilik olan hadesten temizlik ise birer hükmi temizlik
usulleri olan abdest ve gusülle olur.

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ

Abdest ile ağız, diş, burun, el, yüz ve ayaklar gibi
kirlenmeye ve dışarıdan gelecek mikroplara en açık uzuvlar
günde birkaç defa su ile temizlenir.
Bu sayede vücudun sinir sistemi ve kan dolaşımı daha
düzenli hale gelir ve vücuda fizikî-tıbbî birçok fayda sağlar.
Abdest, namaz ibadetini ifa için yüce Allah'ın
huzuruna çıkacak müminin manevî ve ruhî hazırlık ve temizliği
de demektir.
Bu yüzden abdest, maddî temizlikle manevî temizliği
birleştirici, müslümana manevî yönden destek ve güç sağlayıcı
bir anlam ve öneme sahiptir.

ABDEST’İN HÜKMÜ / ÇEŞİTLERİ
1.

Farz Abdest:
1.
2.
3.
4.

Namaz Kılmak,
Cenaze Namazı Kılmak,
Tilâvet Ve Şükür Secdesi Yapmak,
Kur'an'a Dokunmak İçin Abdest Almak Farzdır.

Vacip Abdest: Kabe'yi Tavaf Etmek İçin Abdest Hanefilere Göre Vaciptir.
3. Mendup Abdest:
2.

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.

Yatmadan Önce Abdest Almak,
Vakit Namazları İçin Ayrı Ayrı Abdest Almak,
Kuran Okumak,
Dini Kitaplara Dokunmak,
Hadis Okumak,
Peygamberimizin Kabrini Ziyaret Etmek,
Arafat’ta Vakfa Yapmak,
Safa Ve Merve Arasında Say Yapmak,
Ezan Okumak,
Cenaze Yıkamak,
Her İşe Abdestli Olarak Başlamak,
Her Zaman Abdestli Bulunmak İçin Ve
Öfkelendikten,yalan Söyledikten Ve Gıybet Ettikten Sonra Abdest
Almak Mendup’dur.

ABDEST’İN MEZHEPLERE GÖRE FARZLARI
FARZLAR

HANEFİ

ŞAFİİ

MALİKİ

HNBELİ

YÜZÜ YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

KOLLARI YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

BAŞI MESH ETMEK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

AYAKLARI YIKAMA

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

NİYET ETMEK

SÜNNET

FARZ

FARZ

FARZ

TERTİBE RİAYET

SÜNNET

FARZ

SÜNNET

FARZ

MUVALAT

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

FARZ

BESMELE

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

OVARAK YIKAMAK

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

ABDEST’İN FARZLARI
1.

2.

3.

4.

Yüzü bir kere yıkamak (yüzün sınırları: saçın bittiği yerden kulak
yumuşağından çene altına kadar olan kısım. Sakal, bıyık ve kaşların altına
suyun ulaşması gerekir. Yüz yıkanırken sakal sık ise üstünü yıkamak
yeterlidir.)
Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak (abdest alırken parmaktaki
yüzüğün altına su alacak şekilde oynatılması, el, yüz ve ayakta bulunan ve
suyun deriye temasını önleyen maddelerin imkân dahilinde temizlenmesi
gerekir.)
Başın dörtte birini mesh etmek (dörtte birinin el içi su ıslaklığıyla mesh
edilmesi hanefîler'e göre yeterlidir. Başın “nâsiye” denilen ön tarafına
mesh edilmesi daha faziletlidir. Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Şâfiîler'e göre başın mesh miktarı daha azdır, bir saç teli. )
Ayakları topukları ile beraber bir kez yıkamak (suyun parmaklar arasına
ulaşması sağlanmalıdır. Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi su
ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.)

ABDEST’İN SÜNNETLERİ

1.
2.
3.
4.

Abdest almaya niyet etmek,
Başlarken besmele çekmek,
Elleri bileklerle birlikte üç defa yıkamak,
Ağız ve buruna su çekip iyi bir ağız ve burun temizliği
(mazmaza ve istinşak) yapmak,
5. Misvak kullanmak veya dişleri fırçalamak,
6. Sakalın içine su girmesini sağlamak,
7. El parmaklarını birbirine sokup ovuşturmak,
8. Başın tamamını elin ıslaklığıyla mesh etmek,
9. Boynu mesh etmek,
10. Abdest uzuvlarını yıkarken sıraya uymak,
11. Abdeste sağ uzuvlardan başlamak,
12. Uzuvları üçer defa yıkamak
13. Su ile iyice ovmak (delk),
14. Abdeste ara vermeden tamamlamak.

ABDEST’İN SÜNNETLERİ
1.
2.
3.
4.

5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.

Niyet etmek: “Niyet ettim, Allah rızası için abdest almaya” denilmesi müstehaptır.
Abdeste başlarken önce temiz olan elleri bileklere kadar yıkamak.
Abdeste “Eûzü” ve “besmele” ile başlamak.
Mazmaza ve İstinşak: Elleri yıkadıktan sonra önce üç defa ağıza su alınıp çalkalanması ve
dışarı atılmasına “mazmaza”, üç defa da burunun yumuşağına kadar su alınmasına ise
“istinşak” denilir. Ağız ve buruna her su almada, alınan su yenilenir.
Mazmaza ve istinşakta mübalağa etmek. Fakat oruçlu kimseler mübalağa yapmazlar.
Misvak Kullanmak
Tertibi gözetmek. Şâfiî ve Hanbelîlere göre farzdır.
Abdeste sağ taraflardan başlamak
Abdest uzuvlarını üçer defa yıkamak: Birer defası farz, diğerleri sünnettir. Üçten fazla veya
eksik yıkamak sünnete aykırıdır. Çoğu fakihlere göre başı bir defa meshetmek yeterlidir.
Abdestte elleri veya ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak. Parmakları hilâllemek.
Sakalı hilâllemek: Abdest alırken sık sakalı bulunanların sakallarını, parmaklarını sakalın içine
sokarak alt taraftan üst tarafa doğru hareket ettirmesine hilâlleme denir.
Başın tamamını bir su ile meshetmek: Buna “kaplama mesh” denir.
Kulakları meshetmek: Çoğu fakihlere göre, yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi
sünnettir.
Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile ovmak
Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamak. Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
Boynu meshetmek: Başı ve kulakları meshettikten sonra iki elin arkaları ile ve üçer parmakla
yeni bir su almaya gerek olmaksızın boyun meshedilir.

ABDEST’İN ADAPLARI
Abdestin Âdabından Maksat, Abdestin Farzlarının Ve Sünnetlerinin Daha Uygun
Şekilde Ve Ortamda, Mükemmel Bir Şekilde Yerine Getirilmesini Sağlamaktır.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.

12.
13.

Abdest Alırken -Mümkünse- Kıbleye Dönmek,
Abdest Sularını Vücuda Ve Elbiseye Sıçratmamak,
Dünya İşlerine İlişkin Konuşmamak,
Abdest Dualarını Veya Bildiği Dualardan Okumak,
Suyu Ölçülü Kullanmak,
Daha Vakit Girmeden Abdest Alıp Namaza Hazır Bulunmak,
Bir Özür Bulunmadıkça Abdestte Başkasından Yardım İstememek,
Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını Yoklamak, Suyu Dirsek Ve
Topukların Yukarılarına Kadar Ulaştırmak,
Nehir Veya Deniz Kenarında Bile Su İsrafından Kaçınmak,
Abdest Sonunda Kelime-i Şehâdet (Eşhedü Enlâ İlahe İllallah Ve Eşhedü Enne
Muhammeden Abdühû Ve Resûlüh) Getirmek,
Abdestten Artan Sudan Kıbleye Karşı Ayakta Bir Miktar İçmek Ve Bu Sırada;
“Allah’ım Beni Her Günah İşledikçe Tevbe Eden Ve Günahtan Kaçınıp Tertemiz
Bulunan Salih Kullarından Kıl” Diye Dua Etmek,
Abdestin Sonunda Bir, İki Veya Üç Defa Kadir Sûresi’ni Okumak,
Abdestten Sonra, Kerâhet Vakti Değilse İki Rekat Nafile Namaz Kılmak.

ABDEST’İ BOZAN DURUMLA
1. İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necasetin,
herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
2. Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir maddenin
çıkması. (Şâfıî ve mâlikîler'e göre bozmaz.) Vücuttan çıkan kan, irin ve sarı
su akmadığı veya çıktığı yerin çevresine dağılmadığı sürece abdesti bozmaz.
3. Ağız dolusu kusmak.
4. Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan
durumlar.
5. Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek.
6. Cinsî münasebet veya fahiş (aşırı) temas ve dokunma.
7. Mazeret halinin sona ermesi. Su bulamadığı için teyemmüm eden kimse suyu
bulunca, mest üzerine mesh yapan kimsenin -yolcu olanlara üç, yolcu
olmayanlara bir gün olarak tanınan- mesh süresi dolunca, özürlü kimse için
de namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur.
8. Hanefîler'in dışındaki üç mezhebe göre bir kimsenin kendi cinsel organına
temas da abdesti bozar.

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest suyunun elbiseye sıçramayacağı bir konum
alınır,
 Mümkünse kıbleye dönülür,
 Abdeste “eûzü” ve “besmele” çekilir,
 Niyet ve besmele ile abdeste başlayıp “niyet ettim, allah
rızası için abdest almaya” denir,
 Su ölçülü kullanılır, fazla açılmaz, israftan kaçınılır,
 Abdestte elleri parmak uçlarından başlanır,
 Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da
hilallenerek üç defa yıkanır,
 El, yüz ve ayakta bulunan ve suyun deriye temasını
önleyen cilt üzerindeki hamur, boya, sakız gibi
maddeler temizlenir,
 Parmakta yüzük varsa oynatılır,
 Misvak veya diş fırçası ile bunlar yoksa sağ elin
parmaklarıyla dişler temizlenir,
 Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile iyice ovarak
yıkanır

ABDESTİN ALINIŞI

 Ağız, Sağ El Avucuna Alınan Su İle Üç Defa
Çalkanıp iyice Temizlenir,
 Ağız Ve Buruna Her Su Almada, Alınan Su
Yenilenir.
 Üç Defa Da Burna Sağ El İle Su Çekilip Her
Defasında Burun Sol Elle Temizlenir.
 Oruçlu Olmayan Kimse Ağız Ve Burnun Her
Yerine Suyun İyice Ulaşmasını Sağlar.
 Mazmaza Ve İstinşakta Mübalağa Etmek Gerekir.
Fakat Oruçlu Kimseler Mübalağa Yapmazlar.
 Ağza su alırken “Allah’ım! Bana peygamberinin
kevser havuzundan, bir daha sonsuza kadar
susamayacağım bir kâse su ihsan buyur.” diye
duada bulunur,
 Burnu yıkarken de “Allah’ım! Beni nimetlerinin
ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum
bırakma.”der.

ABDESTİN ALINIŞI
 Üç Kere Yüz Yıkanır.
 Birer Defası Farz, Diğerleri Sünnettir. Üçten Fazla
Veya Eksik Yıkamak Sünnete Aykırıdır.
 Saçın Bittiği Yerden Kulak Yumuşağından Çene Altına
Kadar Olan Kısım Yıkanmalıdır.
 Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını
Yoklamak adaptandır,
 Sakal, Bıyık Ve Kaşların Altına Suyun Ulaşması
Gerekir.
 Abdest Alırken Sık Sakalı Bulunanların Sakallarını,
Parmaklarını Sakalın İçine Sokarak Alt Taraftan Üst
Tarafa Doğru Hareket Ettirmesi Gerekir, Adaptandır,
 Yüz Yıkanırken Sakal Sık İse Üstünü Yıkamak
Yeterlidir.
 Yüzü yıkarken “Allah’ım! Bazı yüzlerin beyazlanacağı,
bazı yüzlerin de kararacağı günde, benim yüzümü ak
kıl.” diyerek dua etmek abdest adaplarındandır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak farz
üçe tamamlamak sünnettir,
 Kolları yıkamaya sağ koldan başlanır, sol kolla
devam edilir,
 Suyu Dirseklerin dört parmak yukarısına Kadar
Ulaştırmak gerekir,
 Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamalıyız.
Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
 Kolları iyice ovarak yıkanır.
 Sağ kolu yıkarken “Allah’ım! Bana amel
defterimi sağ yanımdan ver ve benim hesabımı
kolay kıl!” diye dua edilir
 Sol kolu yıkarken “Ey Rabbim! Bana kitabımı sol
yanımdan ve arka yönden verme ve şiddetli bir
hesap ile sorguya çekme” diye dua edilir

ABDESTİN ALINIŞI











Başın dörtte birinin elin içinin su ile ıslatılıp mesh edilmesi
hanefîler'e göre yeterlidir.
Başın “nâsiye” denilen ön tarafına mesh edilmesi daha
faziletlidir.
Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Başın tamamını bir su ile meshetmeye “kaplama mesh” denir
ki bu şekilde mesh etmek sünnettir.
Baş mesh edilirken elin saçların dibine doğru sokulmasına
veya ileri geri hareket ettirilmesine gerek yoktur.
Başı meh ederken“ilâhi, beni rahmetinle yarlığa, benim
üzerime bereketinden indir.” Diye dua etmek uygundur.
Yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi sünnettir.
Küçük parmağımızı kulağımızın içeine doğru sokup baş
parmağımızla kulağımızın arkasını mesh etmek şeklinde
yapılır
Boynu meshetmek: başı ve kulakları meshettikten sonra iki
elin arkaları ile ve üçer parmakla yeni bir su almaya gerek
olmaksızın boyun meshedilir.
Ellerin parmak uçları ensede birbirine değerek boyna doğru
çekilmek suretiyle yapılır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Ayakları topukları ile beraber bir kez
yıkamak
farzdır,
üçe
tamamlanması
sünnettir.
 Suyun
parmaklar
arasına
ulaşması
sağlanmalıdır.
 Önce sağ sonra sol ayak, parmak uçlarından
başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dahil
olmak üzere yıkanır.
 Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.
 Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi
su ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.
 Ayakları yıkarken şöyle dua edilir: “Ya Rabbi!
Birtakım ayakların kayacağı günde, benim
ayaklarımı sırat üzerinde sâbit kıl!”

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest sonunda kelime-i şehâdet (eşhedü enlâ ilahe illallah
ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh) getirmek,
 Abdestten artan sudan kıbleye karşı ayakta bir miktar içmek
ve bu sırada; “allah’ım beni her günah işledikçe tevbe eden
ve günahtan kaçınıp tertemiz bulunan salih kullarından
kıl” diye dua edilir ve
 Abdestin sonunda bir, iki veya üç defa kadir sûresi’ni okunur,
 Abdestten sonra, kerâhet vakti değilse iki rekat nafile namaz
kılınır.

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR
Abdeste başlarken önce niyet edilir, sonra eûzü-besmele çekilir. Sonra da her
bir âzayı yıkarken şu duâlar okunur:

ً‫الم ُْنورا‬
َ ‫َا ْل َح ْم ُد ل ّله َّالذى َج َع َل ْاْلَ َاء َط ُهو ًرا َو ْا ِال ْس‬
ِ ِ

“Suyu temizleyici, İslâmı da nûr kılan Allah'a hamdolsun.”

َ‫َا ّلل ُه َّم َاع ّنى َعلى ت َال َوة ْال ُق ْران َوذ ْكر َك َو ُش ْْكر َك َو ُح ْسن ع َب َادتك‬
ِ ِ ِ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ ِ ِ

Ağıza su verirken:

“Ey Allahım, Kur'an okumak, seni zikir ve sana şükür etmek, sana olan ibâdeti
güzelleştirmek hususlarında bana yardım et!..”

َ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ ْ َ َ َ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
‫حة الن ِار‬
ْ ‫اللهم ا ِرحنى را ِئحة الجن ِة والت ِرحنى را ِئ‬

Buruna su verirken:

“Allahım, bana Cennet kokusunu duyur, Cehennem kokusunu hissettirme!”
Yüzü yıkarken:

ٌ‫س َو ُّد ُو ُجوه‬
ٌ ‫ض ُو ُج‬
ْْ ‫وه َو َت‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم َب ّي‬
ُّ ‫ض َو ْجهى َي ْو َم َت ْب َي‬
ِ

“Allahım, yüzlerin kiminin ak, kiminin kara olduğu o günde, benim yüzümü kara değil,
ak çıkar!”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ‫َا ّلل ُه َّم َا ْعطنى ك َتابى ب َيمينى َوح‬
ً‫اس ْبنى ِح َس ًْابا َيسيًا‬
ِ ِ
ِ
ِ ِ
Sağ kolu yıkarken:

“Allahım, kitâbımı sağımdan ver, hesabımı da kolay eyle!”

Sol kolunu yıkarken:
َْ
ّ َ
َ َ
َ
ُ
َ
َ
ْ
َ
َ
َ
ْ
َّ
ُ
‫اللهم ال تع ِطنى ِكتابى ِبيسارى وال ِمن ور ِاء ْظه ِرى‬
“Allahım, kitâbımı solumdan ve arkamdan verme.”

َ َ meshederken:
َ َّ َ َّ ُ ّ َ
َ
َ
َ‫ال ظ ّْل ا َّال ظ ُّل َع ْرشك‬Başı
َ
ْ
َ
ْ
ّ
ْ
ِ ِ ِ ِ ‫اللهم ا ِظلنى تحت ِظ ِل عر ِشك يوم‬
ِ
“Allahım, Arşının gölgesinden başka gölge olmadığı günde, beni Arşının gölgesinde
gölgelendir.”
Kulaklara meshederken:
َ
َ
َ
َّ
ُ‫ذين َي ْستم ُعو َن ْال َق ْو َل ْف َيتب ُعون ا ْح َس َنه‬
َ ‫اج َع ْلنى م َن َّال‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم‬
ِ
ِ
ِ
“Allahım, beni sözü dinleyip de en güzeline uyanlardan eyle.”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ َ ْ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
َ
َ
‫اللهم اع ِتق رقبتى ِمن الن ِار‬
Boynu mesh ederken:

“Allahım, boynumu Cehennem ateşinden âzâd eyle!”
Ayakları yıkarken:
ْ
َ
ْ
َ
َ‫َا ّلل ُه َّم َث ّب ْت َقد‬
ّ ‫مى َع َلى‬
ُ‫الص َراط َي ْو َم تز ُّْل فيه االق َدام‬
َّ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ

“Allahım, ayakların Sırat üstünde kaydığı günde, ayaklarımı sırat üstünde sâbit eyle,
kaydırma!..”
Abdest tekmil olduktan sonra abdest suyundan içilir ve bu dua okunur:

َ‫اج َع ْلنى م ْن ع َْبادك‬
َّ ‫اج َع ْلنى م َن‬
َ ‫ن ْاْلُ َت َط ّهر‬
َْ ‫اج َع ْلنى م‬
ْ ‫ين َو‬
ْ ‫الت َّواب َين َو‬
ْ ‫َا َّلل ُه َّم‬
ِ ِ ِ ِ
َ‫َ ِ ِ َ َ ْ َ ْ ِ َ َّ ِ َ ِ َ َ ْ ٌ َِ َ ِ ْ ْ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ن‬
ْ ‫الصا ِل ِحين واجعل ِنى ِمن ال ِذين الخوف علي ِه ْم والهم يحزنو‬

“Allahım! Beni çok tevbe edenlerden, temizliğe çok dikkat edenlerden, salih kullarından
ve kendileri için korku ve hüznün olmadığı kimselerden eyle.”

Abdest sonunda “Kelime-i Şehâdet” (eşhedü enlâ ilahe illallah ve eşhedü enne
muhammeden abdühû ve resûlüh) getirilir. Bununla birlikte bir, iki veya üç defa
“Kadir” sûresi yada “Ayetel Kürsi” okunur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest uzuvlarında yara veya hastalık bulunması halinde nasıl abdest alınır?
Abdest uzuvlarından birinde yara veya hastalık bulunan kişi, bu organın
yıkanması zarar verecekse, yıkamayıp ıslak elle mesheder. Mesh edilmesinin de zarar
vermesi durumunda, bu da terk edilir. Bu rahatsızlık abdest veya gusül uzuvlarının
çoğunluğunda ise, abdest veya gusül yerine teyemmüm edilir.
Özürlü nasıl abdest alır, özrü sebebiyle elbisesine bulaşan necasetin hükmü nedir?
Özürlüler, her vakit için abdest alır ve mazeret teşkil eden rahatsızlığından
başka abdest bozan bir hal meydana gelmedikçe, bu abdestle o vakit içerisinde dilediği
gibi namaz kılar, Kur’an-ı Kerim okur ve diğer ibadetlerini yaparlar. Namaz vaktinin
çıkmasıyla veya başka abdest bozan bir halin meydana gelmesiyle özürlü kimsenin
abdesti bozulur.
Kişiyi özürlü kılan hal, bir namaz vakti boyunca hiç meydana gelmezse, özür
ortadan kalkmış olur ve o kimse özür sahibi olmaktan çıkar.
Özürlü kimseden akan kan, irin, idrar gibi şeylerin çamaşıra bulaşması halinde,
bundan kaçınılması mümkün değil ve temizlendiğinde tekrar bulaşacaksa çamaşır
yıkanmadan namaz kılınabilir. Fakat elbiseye tekrar bulaşmayacaksa, yıkanması gerekir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Bedeninde veya bir uzvunda sargı ya da yara bulunan kimse nasıl abdest alır?
Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık veya yaradan dolayı sargı
bulunduğunda, abdest alırken veya guslederken bu sargı çözülerek altı yıkanır ve yaranın
üstü mesh edilir. Ancak sargının çözülmesinin zararlı olması hâlinde çözülmeyip üzerine
mesh edilebilir. Sargı üzerine meshin meşruluğu sünnetle sabittir. Hz. Ali (r.a.) şöyle
demiştir: “Bileklerimden biri kırılmıştı. Peygamber (s.a.s.)’e sordum, O da sargıların
üzerine mesh etmemi emretti.“ (İbn Mace, Taharet, 134.)
Sargının bir defa mesh edilmesi yeterlidir. Yapılan bu mesh ile, o uzuv hükmen
yıkanmış olur. Sargının abdestsiz veya cünüp iken sarılmış olması meshe engel olmadığı
gibi, sargı üzerine meshin belirli bir süresi de yoktur; yara veya kırık iyileşinceye kadar
aynı sargı üzerine mesh edilebilir. Üzerine mesh ettikten sonra sargının değiştirilmesi veya
düşmesi hâlinde, mesh bozulmaz; iade edilmesi de gerekmez. Ancak, yaranın iyileşmesi
hâlinde, sargı açılmış olsun veya olmasın, mesh bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Tedavi maksadı ile cilde sürülen ilaç vb. maddeler abdeste engel olur mu?
Abdest alırken yıkanması gereken bir organın üzerine tedavi maksadı ile
merhem vb. bir madde sürülmüşse; su zarar vermiyorsa abdest alırken bu organın
yıkanması gerekir. Eğer yıkamak zarar veriyorsa ıslak elle üzerine mesh edilir.
Mesh etmek de zararlı ise o da terk edilir. Çünkü dinimiz zaruretler hâlinde
yasakları mübah kılmış, kişiye kaldıramayacağı yükü yüklememiş, zorluğun giderilmesini
ilke edinmiştir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Diş doldurtmak veya kaplatmak abdest ve gusle engel olur mu?
Tedavi amacıyla diş doldurmak veya kaplatmak caiz olup abdest ve guslün
sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak çıkarılıp takılabilen/sabit olmayan dişlerin gusül
abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması gerekir.
Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de kaplandıktan sonra,
dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı hükmünü alır. Bu sebeple, ağız yıkanınca,
kaplama yapılan dişler de yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi, gerektiğinde tedavi amaçlı
olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve abdest ya da gusül alıp, ibadetlerini
yapabilir.
Yapılan bu işlem tedavi amaçlı ve zorunlu olduğundan, mezhepler arasında bir
ihtilaf söz konusu değildir. Diş dolgusu veya kaplaması konusundaki ihtilaflar, guslün veya
abdestin geçerli olup olmayacağı konusuyla alakalı bir durum değildir. Çıkan dişin yerine
bağlandığında kullanılan tel veya başka bir madde, çok sıkı bağlanacağı için, suyun altına
girmesine engel olur. Buna rağmen fukaha, kopan dişi yerine bağlatmanın caiz olduğunda
görüş birliği içindedirler.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

İdrar torbası kullanmak zorunda olan hastaların abdesti bozulmuş olur mu?
Devamlı burun kanaması, idrarı tutamama, kusma, yaranın devamlı kanaması,
kadınlardaki akıntı gibi abdesti bozan ve en az bir namaz vakti süresince devam eden ve
her namaz vaktinde tekrarlanan bedenî rahatsızlıklara özür/mazeret, böyle kimselere de
özür sahibi kimse denilir.
Buna göre; kendisinden devamlı idrar geldiği için idrar torbası kullanmak
zorunda olan hastalar, dinî açıdan özür sahibi konumundadırlar. Özür sahipleri, her namaz
için vakit çıktığında abdest almak suretiyle namazlarını kılarlar.
Bu abdestle vakit içinde diledikleri kadar farz veya nafile namaz kılabilirler.
Ancak mümkün olduğunca namaza başlamadan önce torbadaki idrarın boşaltılmış
olmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle abdeste başlamadan önce idrar torbası
boşaltılmalıdır. Şu kadar var ki, vakit namazı için abdest alındıktan sonra, torba içinde
biriken idrar ile kılınan namaz geçerlidir. Bu özürleri dışında abdesti bozan başka bir hal
olmadıkça, vakit içinde abdestleri devam eder, vakit çıkınca bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan bir kadın teyemmüm ederek namazını
kılabilir mi?
Yalnızca erkeklerin veya hem erkeklerin hem de kadınların bulunduğu bir
ortamda gusül abdesti almak durumunda kalan bir kadın gusül abdestini tehir eder.
Dolayısıyla, suyu kullanmaktan aciz olduğu için teyemmüm ederek namazını kılar.
Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan kadın ise, namaz vaktinin sonlarına
kadar bekler. Eğer vaktin çıkacağından korkarsa teyemmüm ederek, namazını kılar. Ancak
o namazı iade eder .

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Su mevcut olduğu halde abdest alıncaya kadar namaz vaktinin çıkmasından endişe
eden kişi teyemmümle namaz kılabilir mi?
Abdest alma imkânı varken, cuma namazı ve vakit namazları gibi vaktinde
kılınamadığı zaman kaza edilen namazların, vaktin çıkacağı endişesi ile teyemmüm ederek
kılınması caiz değildir. Zira abdest alındığı takdirde bu namazlara yetişilemezse, cuma
namazı yerine öğle namazı, vakit namazı yerine kaza namazı kılınır.
Maliki Mezhebi’ne göre, su ile abdest alma imkânı var iken, abdest veya gusül
alındığı takdirde beş vakit namazdan birinin vakti geçecek ise bu namaz teyemmüm
ederek kılınır.
Varis çorabı üzerine mesh yapılabilir mi?
Varis hastalığından dolayı ayağa giyilmesi gereken özel çoraplar, kırık, çıkık
üzerindeki sargı hükmün dedir. (İbn Mace,Taharet,134.) Bu itibarla, varis çorapları
üzerine meshedilmesinde bir sakınca yoktur

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Kol ve bacakları olmayan kimsenin abdesti eksik olur mu?
Yüce Allah din konusunda bize hiçbir zorluk yüklememiştir. (Hacc, 22ı78.)
“Köre, topala da vebal ve hastaya güçlük yoktur.“ (Fetih, 48ı17.) anlamındaki
ayetler buna delildir. İnsanlar ancak yapabileceklerinden sorumludurlar.
Hastalığı veren de yükümlülükle ri yükleyen de Allah’tır. Dolayısıyla kişi gücü
neye yetiyorsa onu yapmakla mükelleftir. Kol ve bacakları olmayan kişiden abdestte bu
organları yıkama yükümlülüğü düşer. Ancak bu kimsenin, bu özründen dolayı namaz
yükümlülüğü düşmez.
Kendisine abdest aldıracak yardımcı birileri yoksa ve kendisi de bir şekilde
abdest alma yöntemi bulamazsa, yüzünün iki yanını toprak veya toprak cinsinden bir şeye
dokundurarak teyemmüm eder. Elleri ve kolları olmayan veya kesilmiş olan kimse yalnız
yüzünü yere sürerek teyemmüm yapar.
Eğer yüzünde bir yara veya özür varsa teyemmüm etmeksizin namazı kılar. Bu
imkâna da sahip değilse, namazını yapabildiği şekilde ima ile kılar. Özürlü bir kimse, ancak
kendisi gibi özürlü birisine namaz kıldırabilir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Saç boyası, kına, ruj, oje, jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani
midir?
Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa,
abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması
gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken
uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır.
Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan
maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce
giderilmesi gerekir. Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşturmayan saç boyası,
kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Tuvalette abdest alınabilir mi?
Tuvalette abdest alınmasında bir sakınca yoktur. Ancak böyle yerlerde
besmele, zikir ve duaların içten söylenmesi uygun olur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest ve gusülün tam olup olmadığı konusundaki vesveseye
itibar edilir mi?
Vesvese, çeşitli sebeplerle insanın yaşadığı kararsızlık,
şüphe ve kuruntu halidir. Vesvese sebebi ile, gusül ve abdestin
tekrarlanması gerekmez. Vesvese gelse bile abdest ve gusle devam
edilmelidir.
Kişi vesveseye itibar etmemeye çalışmalı, içe doğan şüphe
ve tereddüt hallerinin asılsız olduğunu kendine telkin etmeli,
ayrıca zaman zaman Felak ve Nas Surelerini, anlamlarını da
düşünerek okumalıdır.
Güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest ve gusül alınır mı?
Güneş enerjisi ile ısıtılan su ile, temiz olmak kaydıyla, abdest almak
ve gusletmekte dinen bir sakınca yoktur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAKTA GEREKLİDİR
İyi veya kötü hareketleri organlarımızla yaparız. El işler yapar, yıkar ve
yazar; ağız yer içer, iyi ve kötü sözler söyler, konuşur; burun koklar, gözler görür,
kollar saldırır ve yakalar; kulaklar işitir ve dinler; ayaklar ise bizi pek çok yere
götürür. Bütün bunlar zaman zaman günah ve yasak sınırını aşabilir.
İşte abdest sırasında içimizden geçireceğimiz dualarla, söz konusu
edilen olumsuz hareketlerin etkisinden kurtulmaya çalışabiliriz. Abdest alacak
kimse önce niyet eder. Bu bir rûhî-mânevî hazırlıktır. Hakk'ın huzuruna çıkmaya
niyet etmek ve hazırlanmak demektir. Sonra besmele çekerek ve Allah'ın
yardımını dileyerek abdeste başlar.
Abdest alan insan samimî bir dille ve içten bir duyguyla, eksiklik ve
hatalarını Hakk'ın huzurunda itiraf edip, bunları yıkamasını ve silmesini kulluğa
yakışan bir tavırla O'na arz eder, duasının kabulü için yalvarıp yakarır. Böylece
bilinci ve içtenliği ölçüsünde ruhen temizlenip arınmış bir halde huzura varmaya,
namaza durmaya hazır hâle gelir.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Su nasıl maddî kirleri temizliyorsa, tövbe de manevî kirleri yok eder
diye düşünerek abdest organlarımı yıkamalıyım. Halkın gördüğü yer olan
bedenimi ve elbisemi temiz tutar da Hakk'ın nazar ettiği yer olan kalbimi
tertemiz tutmazsam yanlış yapmış olurum diye inanmalıyım. Bedenim gibi
kalbimi de kötü ve kirli şeylerden arındırmaya çalışmalıyım şuurunda bir abdes
gerçek mahiyeti ile abdest olmuş olur.
Şemsî'nin dediği gibi: " Pâdişah konmaz saraya hâne mâmur
olmadan.” önce hanemizi mamur hale getirelim kalbimizi tezkiye edlim sonra
organlarımızı temizleyeli.
Yûnus Emre söylüyor: " Tanla durup başın kaldır ellerini suya daldır /
Hem şeytanın boynunu vur hem nefs dahi ölse gerek." (“Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr.
Mehmet Demirci)

Beyazid-i Bistâmî şöyle dermiş: "Ne zaman dünya düşüncesi
gönlümden geçse abdest alırım; âhiret düşüncesi geçince de gusül yaparım."

Prof. Dr. Mehmet Demirci hocamızın Altınoluk dergisinde yayınlanmış olan “Abdestin
İç Anlamı” isimli makalesinde Gönül ehli kimseler iç anlam olarak abdestin ve temizliğin beş
derecesinden söz ettiklerini belitir ve bunları İçten dışa doğru şöylece sıralar:

1. Rûhun abdesti: Rûhun, hayvanlık seviyesine ait bilgisizlikten ve Allah'tan gayri
şeyleri görme gafletinden arınmasıdır. Ruh Allah'tan gayrı şeyleri görmekten arınsa,
Gaffar olan Allah'ın nûru onu kuşatır. Kötü düşüncelerini temizlese takvâ elbisesine
kavuşur. Nefsin tezkiye ederse iç huzuruna ve itmi'nâna ulaşır.
2. Sırrın abdesti: Burada "sır", rûhun rûhu demek olup; onun abdesti gösterişten (riyâ),
arzu ve isteklerin esiri olmaktan, kendini beğenmişlikten, baş olma tutkusundan, aşırı
dünya isteği ve mevki sahibi olma ihtirasından arınmaktır. Bunun neticesinde ihlâs nûru
ortaya çıkar. Dünya sevgisinden arınırsa âhiret sevgisi doğar.
3. Kalbin ve gönlün abdesti: İki yüzlülük, bozgunculuk ve kötü ahlâktan uzak durmaktır.
Büyüklenme yıkanınca, alçak gönüllük doğar. Çekememezlik kirleri yıkansa, iyilik;
düşmanlık yıkansa, Allah sevgisi görünür.
4. Dilin abdesti: Yalan, dedi-kodu, iftira ve boş sözden, insanların ayıplarını merak
etmekten ve gizli hallerini ortaya çıkarmaktan, faydasız konuşmaktan uzak durmaktır.
Yalan ve koğuculuk yıkansa, doğruluk ve vefâ doğar. İftira ve itham etme yıkansa, sevgi
görülür. Faydasız ve boş söz bırakılsa yararlı şeyler konuşulur veya Allah'ın adı anılır.
5. Zâhir abdesti: Bu, bildiğimiz abdesttir. Neticesinde Abdest alan kimsenin yüzünü
yıkaması, mahşer günü yüzünün nurlu olmasına yol açar. Kolunu yıkayınca cömertlik
nurları hasıl olur. Ayrıca amel defterinin sağ eline verilmesi gibi bir lûtfa erişir. Ayağını
yıkayınca, âhiretteki manevî engelleri kolaylıkla geçme imkânı doğmuş olur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Abdest alırken gerçekleşen dış temizliğin, iç temizliği ile
birlikte gelişmesi için şunlar da tavsiye edilir: Eller yıkanırken
kalbin de aşırı dünya sevgisinden yıkanması gerekir. Ağıza su
alınırken, onunla boş şeyleri anmamaya azmetmelidir. Yüz
yıkandığı zaman, yüzü Hak'tan başka şeylere çevirmemeye söz
vermelidir. Ayağı yıkarken, Hak yolda bulunma gayreti
pekiştirilmelidir.
Dış temizlik su ile, iç temizlik ise tövbe ile ve Hakk'ın
kapısına dönmekle mümkün olur.

Bedenin bütün uzuvlarına madden ve manen abdest
aldırmak gerekir. Bedene su ile nasıl ki abdest aldırıyorsak, her bir
uzvumuzu Yaratının rızasına uygun işler yaptırmak suretiyle
manevi abdestimizide almamız gerekmektedir.
Abdestin suyu günaha bakan gözleri, günahla kızaran yüzü
de arındırır. Ağzı abdest suyu ile çalkaladığımız zaman, bizi günaha
sokan kelimeler, bu kelimeleri oluşturan dil ve dişler pir-ü pak
olur. Başımızı mesh ettiğimizde zihnimizden geçen günahlar bir bir
dökülür. Kulaklara değen abdest suyu bu organın dikkat kesilip
dinlediği günahkar sözleri siler süpürür. Ve en nihayet bizi günahın
kapısına kadar yürüten ayaklarımızı yıkarız. Onlar da günahtan
kurtulmuş olur.
Yüce Rabbim abdestimizi en güzel şekilde alıp
ibadetlerimizi kendi rızasına uygun olarak yapmayı cümlemize
nasip etsin.

Bu Sunum İdris YAVUZYİĞİT Tarafında; “İhtiyar” Mevsılî,
“Bidayetu’l Müctehit” Ahmet İbn Rüşd El Kurtubi, “Büyük İslam İlmihali”
Ömer Nasuhi Bilmen (A. Fikri Yavuz), “İslam İlmihali” Lütfi Şentürk Ve
Seyfettin Yazıcı (Diyanet), “İlmihal” Heyet (TDV), “Delilleriyle İslam
İlmihali” Hamdi Döndüren, “Şafii İlmihali” Mehmet Keskin (Diyanet), “Din
Görevlisinin El Kitabı” Mevlüt Özcan, “Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr. Mehmet
DEMİRCİ; “Abdestin Fazileti Ve İbadetler Açısından Önemi” Ahmet ÜNAL;
“Abdestin Manası Ve Önemi” Mustafa Kutlu’ya Ait Kitap, Makale Ve Vaaz
Örneklerinden İstifade Edilmek Suretiyle Hazırlanmıştır.
Rabbim Eser Sahiplerinden Ölenlere Rahmetiyle, Yaşayanlara Lutuf
Ve Keremiyle Tecelli Eylesin Ve İki Cihan Saadeti İhsan Etsin.


Slide 27

Abdest Almanın Önemi
ve Fıkhi Boyutu
İdris YAVUZYİĞİT
[email protected]

Abdestin Önemi
Abdestin Tanımı
Abdest Çeşitleri
Abdestin Farzları
Abdestin Sünnetleri
Abdestin Adapları

Abdesti Bozan Durumlar

Abdestin Alınışı
Abdest Duaları
Fıkhi Sorular
Abdestin İç Anlamı

ABDEST

َ ْ ُ ْ ُ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َ
ُ ْ َ ٰ َّ
‫وة فاغ ِسلوا‬
‫يا ايها ال ٖذين امنوا ِاذا قمت ْم ِالى الصل‬
ِ
َ ‫ُو ُج‬
ْ‫وه ُك ْم َو َا ْي ِد َي ُك ْم ِا َلى ْاْلَ َرا ِْفق َو ْام َس ُحوا ب ُر ُؤس ُك ْم‬
ِ ِ
ِ
ْ َ ْ ُ َُ ََْ
َ
ْ
ْ
َ
‫وارجلكم ِالى الكعبي ِ ْن‬
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya
kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize
kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip,
topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)”.

(MÂİDE suresi 6.

ayet)

ABDEST

Bu âyet, teyemmüm âyeti olarak adlandırılır. Fakat
âyette abdestin farzları tesbit edilmektedir. Dolayısıyla bir
abdest âyeti olduğu şüphesizdir.
Şu kadar var ki, abdest bu âyet ile farz kılınmış değildir.
Çünkü abdest Mekke’de namazla beraber farz kılınmış ve
İslâm’da hiçbir zaman abdestsiz namaz kılınmamıştır.
Oysa bu âyet-i kerîme Medîne’de, hicretin 6. yılında,
Benî Mustalik Gazvesi’nde cereyan eden meşhur “İfk hâdisesi”
üzerine gece susuz bir yerde kalınıp abdest almak mümkün
olmadığından dolayı nâzil olmuştur.
Hz.Âişe vâlidemize münafıklar tarafından çirkin bir iftira
yapıldığı için bu olaya ifk (iftira) olayı denilmiştir.

ABDESTİN FAZİLETİ

َ َ َ َّ َ َ ْ
َ َََ َ
َ
ْ‫خ َط َاي ُاه من‬
ْ
َ
ْ ‫ خرجت‬، ‫من توضأ فأحـسن الوضـوء‬
ِ
َ
ْ َ َّ
ْ
َ
َ
ُ
‫تحت أظفا ِر ِْه‬
ِ ‫جس ِد ِه حتى تخرج ِمن‬
“Kim

güzelce abdest alırsa, o kimsenin
günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün
vücudundan çıkar.” (Riyasü’s-Salihin, 1028; Müslim, Tahâret 33)

ُْ َ ُ ُ ُّ
‫ر‬
» ‫يمان‬
ْ ِ ‫اإل‬
‫ر‬
«
‫ط‬
‫ش‬
‫و‬
‫ه‬
‫الط‬
ِ

Ebû Mâlik el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır.” (Riyasü’s-Salihin, 1033; Müslim, Tahâret 1)

َ ْ َ َّ َ ً ّ ُ َ
َ‫َّ ُ َّ ُ ْ َ ْ ن‬
َ
ْ
َ
‫القيام ِ ْة غرا محج ِلين ِمن ْآث ِار‬
‫« ِإن أمتي يدعو يوم‬
ِ
َ
َ
َ
َ
ُ
ُ
َ
َ
َ
ْ
ْ
ُ
ْ
ْ
ْ
َّ
» ‫ فليفعل‬، ‫من استطاع ِمنكم أن ْي ِطيل غرته‬
ِ
ِ ‫الوضوء ف‬
ٌ
. ‫متفق عليه‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’i:
“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde,

abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak
olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten
kimse bunu yapsın” buyururken işittim. (Riyazüs Salihin, abdestin fazileti, 1026;
Buhârî, Vudû‘ 3; Müslim, Tahâret 35)

Bu Hadis bizlere:
1. Abdesti farzlarına, sünnetlerine, müstehaplarına ve edeplerine riayet ederek
almak gerekir. Böyle yapmak müstehaptır.
2. Abdest, insanın yüzünü nurlandırır, el ve ayaklarını ağartır. Bu hem maddî hem
manevî anlamda böyledir.
3. Allah Teâlâ, kıyamet gününde ve mahşer yerinde yüzü nurlu, el ve ayakları parlak
olanlara özel muamelede bulunur. Çünkü bunlar sâlihler ve ibadet ehli mü’minlerdir.
4. Abdestte ayakları yıkamak asla terkedilmemelidir.

ABDESTİN FAZİLETİ

ُْ ُ ْ َ
ُْ َ ُ َْ ُ َُْ
ُ
ُ
ُ
ُ
» ‫الحلية ِمن اْلؤ ِم ِن ح ْيث يبلغ الوضـوء‬
ِ ‫« تبلغ‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Ben dostum sallallahu
aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:
“Mü’minin

nuru ve beyazlığı, abdest
suyunun ulaştığı yere kadar varır.” (Müslim, Tahâret 40)

َ َّ َ َ
ُ ُ
َ َُ
َ َ ُ ْ َ
ْ
َ
َ
ُّ‫كل‬
ْ ‫جه ِه‬
ِ ‫« ِإذا تو َضأ َالعبد اْل‬
ِ ‫سلم أ ِو اْلؤ َ ِمن فغسل َ ْوجهه خرجَ ِمن َو‬
َ َ
ْ
َ
ْ
ْ
َ
ْ
‫ َف ِإذا غسل يدي ِه‬، ‫اْلاء‬
‫اْلاء أو مع آ‬
‫خطيئة نظر ِإليها ِبعيني ِه مع‬
‫خر قط ِر‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ْ َ
َ ََ ُ
َ َ َ َ َ ُّ ُ
َ
ْ
ْ
ْ
َ
‫ط ِر‬
َْ ‫يديه كل خطيئ ٍة كان بطشتها يداه مع اْل ِاء أو مع ِآخر ق‬
‫ خرج ِمن‬،
ِ
َ َ
َ ُّ ُ ْ َ َ َ
َ
ْ‫ط َيئة َم َشتها رجاله مع اْلاء ْأو‬
ْ
َ
ِ
ِ
ٍ ْ ِ ‫ خرجت كل خ‬، ‫ ف ِإذا غسل ِرجلي ِه‬، ‫اْلاء‬
ِ
َ
ُّ
َ
ُ
َ
َ
ًّ
ُ
. ‫ حتى يخرج ن ِقيا ِمن الذن ْو ِب »رواه مسلم‬، ‫اْلاء‬
‫طر‬
‫ق‬
‫آخر‬
‫ع‬
‫م‬
ِ ِ ِ

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve
yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest
suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini
yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –
veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını
yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah
abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar.
Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (Müslim,
Tahâret 32; Tirmizî, Tahâret 2; Riyasü’s-Salihin, 1030)

َ ُ ْ ُ َّ َ َ ْ َّ
َ ْ َ ْ َ ْ َ َّ َ ُ ْ
ْ ُ َ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َّ
َ
‫ن‬
: » ‫ ِوددت أنا قد رأينا ِْإخواننا‬، ‫الحقو‬
‫نين ِوإنا ِإن شاء‬
‫« السالم عليكم دار ق ٍوم مؤ ِم‬
ِ ‫الله ِْبك َم‬
ِ
َ
ُْ َ َ َ ّ َ ُ َ ْ َ
َ َ ُ َ
َّ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
َ
َ
ُ
ْ
ْ
ْ
» ‫ وإخواننا َال َذين لم َ يأتوا بعد‬، ‫ « أنتم أصحابي‬: ‫ أولسنا ِإخوانك يا رسول الل ِه ؟ قال‬: ‫قالوا‬
ُ
َْ ْ َ ْ َ ُ ْ َ
َ َ َْ
ُ
ُ‫له‬
َ
ُ
َّ
َ
ُ
ْ
ْ
َّ
َ
ْ ‫ « أرأيت لو أن رجال‬: ‫ كيف تع ِرف من لم يأتوا بعد من أم َِتك يا رسول هللا ؟ فقال‬: ‫قالوا‬
ُ َ
َ
َ
َّ ُ
َ ‫حج َل ٌة ْبي‬
َّ ‫َخ ْي ٌل ُغ ٌّر ُم‬
ْ ‫ أال‬، ‫ظهر ْي َخ ْيل ُد ْهم ب ْهم‬
َ ‫ َق‬، ‫الل ِ ْه‬
ْ
‫ بلى يا رسول‬: ‫يع ِْر ُف َخ ْيل ُه ؟ » قالوا‬
‫ال‬
‫ن‬
ِ ٍ ٍ
ٍ
َ
ُ
ُ ‫َ َّ ُ ْ ْ ُ َن‬
َ
َ
ُ
َ
َّ
ُ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
ًّ
‫و‬
. ‫ ِ »ر اه مسلم‬
ِ ‫ «ف ِإنهم يأتو غرا محج ِلين ِمن الوض‬:
ِ ‫ وأنا فر ْطهم على الحو‬، ‫وء‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem kabristana geldi ve:

“Selâm size ey mü’minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız.
Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim” dedi. Ashâb-ı kirâm:
– Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah? dediler. Resûl-i Ekrem:
– “Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb:
– Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah’ın Resûlü?
dediler. Peygamber Efendimiz:
– “Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at
sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?” diye sordu. Sahâbe:
– Evet, tanır, ey Allah’ın Resûlü, dediler. Resûl-i Kibriyâ:
“İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler.
Ben havzın başına onlardan önce varacağım” buyurdular. (Müslim, Tahâret 39; Riyasü’sSalihin, 1031 )

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ
Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el suyu”
anlamına gelen abdest, belirli ibadetlerin ifasının ön şartı olan ve kendisi
de ibadet mahiyetinde görülen bir nevi hükmî temizliktir.
Arapça karşılığı güzellik, temizlik ve parlaklık anlamına gelen
“vudû”dur.
Fıkıhta abdest, “belli uzuvları usulüne uygun olarak su ile yıkamak
ve bazılarını da eldeki su ıslaklığı ile meshetmek” şeklindeki ibadet
temizliği olarak tarif edilir.(TDV, İslam İlmihali 1. cilt, s 195)
Fıkıh dilinde maddî kirlilikten temizlenme “necasetten taharet”
olarak anılır; hükmî kirlilik olan hadesten temizlik ise birer hükmi temizlik
usulleri olan abdest ve gusülle olur.

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ

Abdest ile ağız, diş, burun, el, yüz ve ayaklar gibi
kirlenmeye ve dışarıdan gelecek mikroplara en açık uzuvlar
günde birkaç defa su ile temizlenir.
Bu sayede vücudun sinir sistemi ve kan dolaşımı daha
düzenli hale gelir ve vücuda fizikî-tıbbî birçok fayda sağlar.
Abdest, namaz ibadetini ifa için yüce Allah'ın
huzuruna çıkacak müminin manevî ve ruhî hazırlık ve temizliği
de demektir.
Bu yüzden abdest, maddî temizlikle manevî temizliği
birleştirici, müslümana manevî yönden destek ve güç sağlayıcı
bir anlam ve öneme sahiptir.

ABDEST’İN HÜKMÜ / ÇEŞİTLERİ
1.

Farz Abdest:
1.
2.
3.
4.

Namaz Kılmak,
Cenaze Namazı Kılmak,
Tilâvet Ve Şükür Secdesi Yapmak,
Kur'an'a Dokunmak İçin Abdest Almak Farzdır.

Vacip Abdest: Kabe'yi Tavaf Etmek İçin Abdest Hanefilere Göre Vaciptir.
3. Mendup Abdest:
2.

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.

Yatmadan Önce Abdest Almak,
Vakit Namazları İçin Ayrı Ayrı Abdest Almak,
Kuran Okumak,
Dini Kitaplara Dokunmak,
Hadis Okumak,
Peygamberimizin Kabrini Ziyaret Etmek,
Arafat’ta Vakfa Yapmak,
Safa Ve Merve Arasında Say Yapmak,
Ezan Okumak,
Cenaze Yıkamak,
Her İşe Abdestli Olarak Başlamak,
Her Zaman Abdestli Bulunmak İçin Ve
Öfkelendikten,yalan Söyledikten Ve Gıybet Ettikten Sonra Abdest
Almak Mendup’dur.

ABDEST’İN MEZHEPLERE GÖRE FARZLARI
FARZLAR

HANEFİ

ŞAFİİ

MALİKİ

HNBELİ

YÜZÜ YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

KOLLARI YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

BAŞI MESH ETMEK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

AYAKLARI YIKAMA

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

NİYET ETMEK

SÜNNET

FARZ

FARZ

FARZ

TERTİBE RİAYET

SÜNNET

FARZ

SÜNNET

FARZ

MUVALAT

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

FARZ

BESMELE

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

OVARAK YIKAMAK

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

ABDEST’İN FARZLARI
1.

2.

3.

4.

Yüzü bir kere yıkamak (yüzün sınırları: saçın bittiği yerden kulak
yumuşağından çene altına kadar olan kısım. Sakal, bıyık ve kaşların altına
suyun ulaşması gerekir. Yüz yıkanırken sakal sık ise üstünü yıkamak
yeterlidir.)
Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak (abdest alırken parmaktaki
yüzüğün altına su alacak şekilde oynatılması, el, yüz ve ayakta bulunan ve
suyun deriye temasını önleyen maddelerin imkân dahilinde temizlenmesi
gerekir.)
Başın dörtte birini mesh etmek (dörtte birinin el içi su ıslaklığıyla mesh
edilmesi hanefîler'e göre yeterlidir. Başın “nâsiye” denilen ön tarafına
mesh edilmesi daha faziletlidir. Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Şâfiîler'e göre başın mesh miktarı daha azdır, bir saç teli. )
Ayakları topukları ile beraber bir kez yıkamak (suyun parmaklar arasına
ulaşması sağlanmalıdır. Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi su
ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.)

ABDEST’İN SÜNNETLERİ

1.
2.
3.
4.

Abdest almaya niyet etmek,
Başlarken besmele çekmek,
Elleri bileklerle birlikte üç defa yıkamak,
Ağız ve buruna su çekip iyi bir ağız ve burun temizliği
(mazmaza ve istinşak) yapmak,
5. Misvak kullanmak veya dişleri fırçalamak,
6. Sakalın içine su girmesini sağlamak,
7. El parmaklarını birbirine sokup ovuşturmak,
8. Başın tamamını elin ıslaklığıyla mesh etmek,
9. Boynu mesh etmek,
10. Abdest uzuvlarını yıkarken sıraya uymak,
11. Abdeste sağ uzuvlardan başlamak,
12. Uzuvları üçer defa yıkamak
13. Su ile iyice ovmak (delk),
14. Abdeste ara vermeden tamamlamak.

ABDEST’İN SÜNNETLERİ
1.
2.
3.
4.

5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.

Niyet etmek: “Niyet ettim, Allah rızası için abdest almaya” denilmesi müstehaptır.
Abdeste başlarken önce temiz olan elleri bileklere kadar yıkamak.
Abdeste “Eûzü” ve “besmele” ile başlamak.
Mazmaza ve İstinşak: Elleri yıkadıktan sonra önce üç defa ağıza su alınıp çalkalanması ve
dışarı atılmasına “mazmaza”, üç defa da burunun yumuşağına kadar su alınmasına ise
“istinşak” denilir. Ağız ve buruna her su almada, alınan su yenilenir.
Mazmaza ve istinşakta mübalağa etmek. Fakat oruçlu kimseler mübalağa yapmazlar.
Misvak Kullanmak
Tertibi gözetmek. Şâfiî ve Hanbelîlere göre farzdır.
Abdeste sağ taraflardan başlamak
Abdest uzuvlarını üçer defa yıkamak: Birer defası farz, diğerleri sünnettir. Üçten fazla veya
eksik yıkamak sünnete aykırıdır. Çoğu fakihlere göre başı bir defa meshetmek yeterlidir.
Abdestte elleri veya ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak. Parmakları hilâllemek.
Sakalı hilâllemek: Abdest alırken sık sakalı bulunanların sakallarını, parmaklarını sakalın içine
sokarak alt taraftan üst tarafa doğru hareket ettirmesine hilâlleme denir.
Başın tamamını bir su ile meshetmek: Buna “kaplama mesh” denir.
Kulakları meshetmek: Çoğu fakihlere göre, yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi
sünnettir.
Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile ovmak
Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamak. Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
Boynu meshetmek: Başı ve kulakları meshettikten sonra iki elin arkaları ile ve üçer parmakla
yeni bir su almaya gerek olmaksızın boyun meshedilir.

ABDEST’İN ADAPLARI
Abdestin Âdabından Maksat, Abdestin Farzlarının Ve Sünnetlerinin Daha Uygun
Şekilde Ve Ortamda, Mükemmel Bir Şekilde Yerine Getirilmesini Sağlamaktır.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.

12.
13.

Abdest Alırken -Mümkünse- Kıbleye Dönmek,
Abdest Sularını Vücuda Ve Elbiseye Sıçratmamak,
Dünya İşlerine İlişkin Konuşmamak,
Abdest Dualarını Veya Bildiği Dualardan Okumak,
Suyu Ölçülü Kullanmak,
Daha Vakit Girmeden Abdest Alıp Namaza Hazır Bulunmak,
Bir Özür Bulunmadıkça Abdestte Başkasından Yardım İstememek,
Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını Yoklamak, Suyu Dirsek Ve
Topukların Yukarılarına Kadar Ulaştırmak,
Nehir Veya Deniz Kenarında Bile Su İsrafından Kaçınmak,
Abdest Sonunda Kelime-i Şehâdet (Eşhedü Enlâ İlahe İllallah Ve Eşhedü Enne
Muhammeden Abdühû Ve Resûlüh) Getirmek,
Abdestten Artan Sudan Kıbleye Karşı Ayakta Bir Miktar İçmek Ve Bu Sırada;
“Allah’ım Beni Her Günah İşledikçe Tevbe Eden Ve Günahtan Kaçınıp Tertemiz
Bulunan Salih Kullarından Kıl” Diye Dua Etmek,
Abdestin Sonunda Bir, İki Veya Üç Defa Kadir Sûresi’ni Okumak,
Abdestten Sonra, Kerâhet Vakti Değilse İki Rekat Nafile Namaz Kılmak.

ABDEST’İ BOZAN DURUMLA
1. İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necasetin,
herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
2. Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir maddenin
çıkması. (Şâfıî ve mâlikîler'e göre bozmaz.) Vücuttan çıkan kan, irin ve sarı
su akmadığı veya çıktığı yerin çevresine dağılmadığı sürece abdesti bozmaz.
3. Ağız dolusu kusmak.
4. Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan
durumlar.
5. Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek.
6. Cinsî münasebet veya fahiş (aşırı) temas ve dokunma.
7. Mazeret halinin sona ermesi. Su bulamadığı için teyemmüm eden kimse suyu
bulunca, mest üzerine mesh yapan kimsenin -yolcu olanlara üç, yolcu
olmayanlara bir gün olarak tanınan- mesh süresi dolunca, özürlü kimse için
de namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur.
8. Hanefîler'in dışındaki üç mezhebe göre bir kimsenin kendi cinsel organına
temas da abdesti bozar.

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest suyunun elbiseye sıçramayacağı bir konum
alınır,
 Mümkünse kıbleye dönülür,
 Abdeste “eûzü” ve “besmele” çekilir,
 Niyet ve besmele ile abdeste başlayıp “niyet ettim, allah
rızası için abdest almaya” denir,
 Su ölçülü kullanılır, fazla açılmaz, israftan kaçınılır,
 Abdestte elleri parmak uçlarından başlanır,
 Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da
hilallenerek üç defa yıkanır,
 El, yüz ve ayakta bulunan ve suyun deriye temasını
önleyen cilt üzerindeki hamur, boya, sakız gibi
maddeler temizlenir,
 Parmakta yüzük varsa oynatılır,
 Misvak veya diş fırçası ile bunlar yoksa sağ elin
parmaklarıyla dişler temizlenir,
 Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile iyice ovarak
yıkanır

ABDESTİN ALINIŞI

 Ağız, Sağ El Avucuna Alınan Su İle Üç Defa
Çalkanıp iyice Temizlenir,
 Ağız Ve Buruna Her Su Almada, Alınan Su
Yenilenir.
 Üç Defa Da Burna Sağ El İle Su Çekilip Her
Defasında Burun Sol Elle Temizlenir.
 Oruçlu Olmayan Kimse Ağız Ve Burnun Her
Yerine Suyun İyice Ulaşmasını Sağlar.
 Mazmaza Ve İstinşakta Mübalağa Etmek Gerekir.
Fakat Oruçlu Kimseler Mübalağa Yapmazlar.
 Ağza su alırken “Allah’ım! Bana peygamberinin
kevser havuzundan, bir daha sonsuza kadar
susamayacağım bir kâse su ihsan buyur.” diye
duada bulunur,
 Burnu yıkarken de “Allah’ım! Beni nimetlerinin
ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum
bırakma.”der.

ABDESTİN ALINIŞI
 Üç Kere Yüz Yıkanır.
 Birer Defası Farz, Diğerleri Sünnettir. Üçten Fazla
Veya Eksik Yıkamak Sünnete Aykırıdır.
 Saçın Bittiği Yerden Kulak Yumuşağından Çene Altına
Kadar Olan Kısım Yıkanmalıdır.
 Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını
Yoklamak adaptandır,
 Sakal, Bıyık Ve Kaşların Altına Suyun Ulaşması
Gerekir.
 Abdest Alırken Sık Sakalı Bulunanların Sakallarını,
Parmaklarını Sakalın İçine Sokarak Alt Taraftan Üst
Tarafa Doğru Hareket Ettirmesi Gerekir, Adaptandır,
 Yüz Yıkanırken Sakal Sık İse Üstünü Yıkamak
Yeterlidir.
 Yüzü yıkarken “Allah’ım! Bazı yüzlerin beyazlanacağı,
bazı yüzlerin de kararacağı günde, benim yüzümü ak
kıl.” diyerek dua etmek abdest adaplarındandır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak farz
üçe tamamlamak sünnettir,
 Kolları yıkamaya sağ koldan başlanır, sol kolla
devam edilir,
 Suyu Dirseklerin dört parmak yukarısına Kadar
Ulaştırmak gerekir,
 Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamalıyız.
Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
 Kolları iyice ovarak yıkanır.
 Sağ kolu yıkarken “Allah’ım! Bana amel
defterimi sağ yanımdan ver ve benim hesabımı
kolay kıl!” diye dua edilir
 Sol kolu yıkarken “Ey Rabbim! Bana kitabımı sol
yanımdan ve arka yönden verme ve şiddetli bir
hesap ile sorguya çekme” diye dua edilir

ABDESTİN ALINIŞI











Başın dörtte birinin elin içinin su ile ıslatılıp mesh edilmesi
hanefîler'e göre yeterlidir.
Başın “nâsiye” denilen ön tarafına mesh edilmesi daha
faziletlidir.
Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Başın tamamını bir su ile meshetmeye “kaplama mesh” denir
ki bu şekilde mesh etmek sünnettir.
Baş mesh edilirken elin saçların dibine doğru sokulmasına
veya ileri geri hareket ettirilmesine gerek yoktur.
Başı meh ederken“ilâhi, beni rahmetinle yarlığa, benim
üzerime bereketinden indir.” Diye dua etmek uygundur.
Yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi sünnettir.
Küçük parmağımızı kulağımızın içeine doğru sokup baş
parmağımızla kulağımızın arkasını mesh etmek şeklinde
yapılır
Boynu meshetmek: başı ve kulakları meshettikten sonra iki
elin arkaları ile ve üçer parmakla yeni bir su almaya gerek
olmaksızın boyun meshedilir.
Ellerin parmak uçları ensede birbirine değerek boyna doğru
çekilmek suretiyle yapılır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Ayakları topukları ile beraber bir kez
yıkamak
farzdır,
üçe
tamamlanması
sünnettir.
 Suyun
parmaklar
arasına
ulaşması
sağlanmalıdır.
 Önce sağ sonra sol ayak, parmak uçlarından
başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dahil
olmak üzere yıkanır.
 Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.
 Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi
su ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.
 Ayakları yıkarken şöyle dua edilir: “Ya Rabbi!
Birtakım ayakların kayacağı günde, benim
ayaklarımı sırat üzerinde sâbit kıl!”

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest sonunda kelime-i şehâdet (eşhedü enlâ ilahe illallah
ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh) getirmek,
 Abdestten artan sudan kıbleye karşı ayakta bir miktar içmek
ve bu sırada; “allah’ım beni her günah işledikçe tevbe eden
ve günahtan kaçınıp tertemiz bulunan salih kullarından
kıl” diye dua edilir ve
 Abdestin sonunda bir, iki veya üç defa kadir sûresi’ni okunur,
 Abdestten sonra, kerâhet vakti değilse iki rekat nafile namaz
kılınır.

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR
Abdeste başlarken önce niyet edilir, sonra eûzü-besmele çekilir. Sonra da her
bir âzayı yıkarken şu duâlar okunur:

ً‫الم ُْنورا‬
َ ‫َا ْل َح ْم ُد ل ّله َّالذى َج َع َل ْاْلَ َاء َط ُهو ًرا َو ْا ِال ْس‬
ِ ِ

“Suyu temizleyici, İslâmı da nûr kılan Allah'a hamdolsun.”

َ‫َا ّلل ُه َّم َاع ّنى َعلى ت َال َوة ْال ُق ْران َوذ ْكر َك َو ُش ْْكر َك َو ُح ْسن ع َب َادتك‬
ِ ِ ِ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ ِ ِ

Ağıza su verirken:

“Ey Allahım, Kur'an okumak, seni zikir ve sana şükür etmek, sana olan ibâdeti
güzelleştirmek hususlarında bana yardım et!..”

َ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ ْ َ َ َ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
‫حة الن ِار‬
ْ ‫اللهم ا ِرحنى را ِئحة الجن ِة والت ِرحنى را ِئ‬

Buruna su verirken:

“Allahım, bana Cennet kokusunu duyur, Cehennem kokusunu hissettirme!”
Yüzü yıkarken:

ٌ‫س َو ُّد ُو ُجوه‬
ٌ ‫ض ُو ُج‬
ْْ ‫وه َو َت‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم َب ّي‬
ُّ ‫ض َو ْجهى َي ْو َم َت ْب َي‬
ِ

“Allahım, yüzlerin kiminin ak, kiminin kara olduğu o günde, benim yüzümü kara değil,
ak çıkar!”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ‫َا ّلل ُه َّم َا ْعطنى ك َتابى ب َيمينى َوح‬
ً‫اس ْبنى ِح َس ًْابا َيسيًا‬
ِ ِ
ِ
ِ ِ
Sağ kolu yıkarken:

“Allahım, kitâbımı sağımdan ver, hesabımı da kolay eyle!”

Sol kolunu yıkarken:
َْ
ّ َ
َ َ
َ
ُ
َ
َ
ْ
َ
َ
َ
ْ
َّ
ُ
‫اللهم ال تع ِطنى ِكتابى ِبيسارى وال ِمن ور ِاء ْظه ِرى‬
“Allahım, kitâbımı solumdan ve arkamdan verme.”

َ َ meshederken:
َ َّ َ َّ ُ ّ َ
َ
َ
َ‫ال ظ ّْل ا َّال ظ ُّل َع ْرشك‬Başı
َ
ْ
َ
ْ
ّ
ْ
ِ ِ ِ ِ ‫اللهم ا ِظلنى تحت ِظ ِل عر ِشك يوم‬
ِ
“Allahım, Arşının gölgesinden başka gölge olmadığı günde, beni Arşının gölgesinde
gölgelendir.”
Kulaklara meshederken:
َ
َ
َ
َّ
ُ‫ذين َي ْستم ُعو َن ْال َق ْو َل ْف َيتب ُعون ا ْح َس َنه‬
َ ‫اج َع ْلنى م َن َّال‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم‬
ِ
ِ
ِ
“Allahım, beni sözü dinleyip de en güzeline uyanlardan eyle.”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ َ ْ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
َ
َ
‫اللهم اع ِتق رقبتى ِمن الن ِار‬
Boynu mesh ederken:

“Allahım, boynumu Cehennem ateşinden âzâd eyle!”
Ayakları yıkarken:
ْ
َ
ْ
َ
َ‫َا ّلل ُه َّم َث ّب ْت َقد‬
ّ ‫مى َع َلى‬
ُ‫الص َراط َي ْو َم تز ُّْل فيه االق َدام‬
َّ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ

“Allahım, ayakların Sırat üstünde kaydığı günde, ayaklarımı sırat üstünde sâbit eyle,
kaydırma!..”
Abdest tekmil olduktan sonra abdest suyundan içilir ve bu dua okunur:

َ‫اج َع ْلنى م ْن ع َْبادك‬
َّ ‫اج َع ْلنى م َن‬
َ ‫ن ْاْلُ َت َط ّهر‬
َْ ‫اج َع ْلنى م‬
ْ ‫ين َو‬
ْ ‫الت َّواب َين َو‬
ْ ‫َا َّلل ُه َّم‬
ِ ِ ِ ِ
َ‫َ ِ ِ َ َ ْ َ ْ ِ َ َّ ِ َ ِ َ َ ْ ٌ َِ َ ِ ْ ْ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ن‬
ْ ‫الصا ِل ِحين واجعل ِنى ِمن ال ِذين الخوف علي ِه ْم والهم يحزنو‬

“Allahım! Beni çok tevbe edenlerden, temizliğe çok dikkat edenlerden, salih kullarından
ve kendileri için korku ve hüznün olmadığı kimselerden eyle.”

Abdest sonunda “Kelime-i Şehâdet” (eşhedü enlâ ilahe illallah ve eşhedü enne
muhammeden abdühû ve resûlüh) getirilir. Bununla birlikte bir, iki veya üç defa
“Kadir” sûresi yada “Ayetel Kürsi” okunur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest uzuvlarında yara veya hastalık bulunması halinde nasıl abdest alınır?
Abdest uzuvlarından birinde yara veya hastalık bulunan kişi, bu organın
yıkanması zarar verecekse, yıkamayıp ıslak elle mesheder. Mesh edilmesinin de zarar
vermesi durumunda, bu da terk edilir. Bu rahatsızlık abdest veya gusül uzuvlarının
çoğunluğunda ise, abdest veya gusül yerine teyemmüm edilir.
Özürlü nasıl abdest alır, özrü sebebiyle elbisesine bulaşan necasetin hükmü nedir?
Özürlüler, her vakit için abdest alır ve mazeret teşkil eden rahatsızlığından
başka abdest bozan bir hal meydana gelmedikçe, bu abdestle o vakit içerisinde dilediği
gibi namaz kılar, Kur’an-ı Kerim okur ve diğer ibadetlerini yaparlar. Namaz vaktinin
çıkmasıyla veya başka abdest bozan bir halin meydana gelmesiyle özürlü kimsenin
abdesti bozulur.
Kişiyi özürlü kılan hal, bir namaz vakti boyunca hiç meydana gelmezse, özür
ortadan kalkmış olur ve o kimse özür sahibi olmaktan çıkar.
Özürlü kimseden akan kan, irin, idrar gibi şeylerin çamaşıra bulaşması halinde,
bundan kaçınılması mümkün değil ve temizlendiğinde tekrar bulaşacaksa çamaşır
yıkanmadan namaz kılınabilir. Fakat elbiseye tekrar bulaşmayacaksa, yıkanması gerekir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Bedeninde veya bir uzvunda sargı ya da yara bulunan kimse nasıl abdest alır?
Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık veya yaradan dolayı sargı
bulunduğunda, abdest alırken veya guslederken bu sargı çözülerek altı yıkanır ve yaranın
üstü mesh edilir. Ancak sargının çözülmesinin zararlı olması hâlinde çözülmeyip üzerine
mesh edilebilir. Sargı üzerine meshin meşruluğu sünnetle sabittir. Hz. Ali (r.a.) şöyle
demiştir: “Bileklerimden biri kırılmıştı. Peygamber (s.a.s.)’e sordum, O da sargıların
üzerine mesh etmemi emretti.“ (İbn Mace, Taharet, 134.)
Sargının bir defa mesh edilmesi yeterlidir. Yapılan bu mesh ile, o uzuv hükmen
yıkanmış olur. Sargının abdestsiz veya cünüp iken sarılmış olması meshe engel olmadığı
gibi, sargı üzerine meshin belirli bir süresi de yoktur; yara veya kırık iyileşinceye kadar
aynı sargı üzerine mesh edilebilir. Üzerine mesh ettikten sonra sargının değiştirilmesi veya
düşmesi hâlinde, mesh bozulmaz; iade edilmesi de gerekmez. Ancak, yaranın iyileşmesi
hâlinde, sargı açılmış olsun veya olmasın, mesh bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Tedavi maksadı ile cilde sürülen ilaç vb. maddeler abdeste engel olur mu?
Abdest alırken yıkanması gereken bir organın üzerine tedavi maksadı ile
merhem vb. bir madde sürülmüşse; su zarar vermiyorsa abdest alırken bu organın
yıkanması gerekir. Eğer yıkamak zarar veriyorsa ıslak elle üzerine mesh edilir.
Mesh etmek de zararlı ise o da terk edilir. Çünkü dinimiz zaruretler hâlinde
yasakları mübah kılmış, kişiye kaldıramayacağı yükü yüklememiş, zorluğun giderilmesini
ilke edinmiştir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Diş doldurtmak veya kaplatmak abdest ve gusle engel olur mu?
Tedavi amacıyla diş doldurmak veya kaplatmak caiz olup abdest ve guslün
sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak çıkarılıp takılabilen/sabit olmayan dişlerin gusül
abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması gerekir.
Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de kaplandıktan sonra,
dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı hükmünü alır. Bu sebeple, ağız yıkanınca,
kaplama yapılan dişler de yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi, gerektiğinde tedavi amaçlı
olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve abdest ya da gusül alıp, ibadetlerini
yapabilir.
Yapılan bu işlem tedavi amaçlı ve zorunlu olduğundan, mezhepler arasında bir
ihtilaf söz konusu değildir. Diş dolgusu veya kaplaması konusundaki ihtilaflar, guslün veya
abdestin geçerli olup olmayacağı konusuyla alakalı bir durum değildir. Çıkan dişin yerine
bağlandığında kullanılan tel veya başka bir madde, çok sıkı bağlanacağı için, suyun altına
girmesine engel olur. Buna rağmen fukaha, kopan dişi yerine bağlatmanın caiz olduğunda
görüş birliği içindedirler.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

İdrar torbası kullanmak zorunda olan hastaların abdesti bozulmuş olur mu?
Devamlı burun kanaması, idrarı tutamama, kusma, yaranın devamlı kanaması,
kadınlardaki akıntı gibi abdesti bozan ve en az bir namaz vakti süresince devam eden ve
her namaz vaktinde tekrarlanan bedenî rahatsızlıklara özür/mazeret, böyle kimselere de
özür sahibi kimse denilir.
Buna göre; kendisinden devamlı idrar geldiği için idrar torbası kullanmak
zorunda olan hastalar, dinî açıdan özür sahibi konumundadırlar. Özür sahipleri, her namaz
için vakit çıktığında abdest almak suretiyle namazlarını kılarlar.
Bu abdestle vakit içinde diledikleri kadar farz veya nafile namaz kılabilirler.
Ancak mümkün olduğunca namaza başlamadan önce torbadaki idrarın boşaltılmış
olmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle abdeste başlamadan önce idrar torbası
boşaltılmalıdır. Şu kadar var ki, vakit namazı için abdest alındıktan sonra, torba içinde
biriken idrar ile kılınan namaz geçerlidir. Bu özürleri dışında abdesti bozan başka bir hal
olmadıkça, vakit içinde abdestleri devam eder, vakit çıkınca bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan bir kadın teyemmüm ederek namazını
kılabilir mi?
Yalnızca erkeklerin veya hem erkeklerin hem de kadınların bulunduğu bir
ortamda gusül abdesti almak durumunda kalan bir kadın gusül abdestini tehir eder.
Dolayısıyla, suyu kullanmaktan aciz olduğu için teyemmüm ederek namazını kılar.
Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan kadın ise, namaz vaktinin sonlarına
kadar bekler. Eğer vaktin çıkacağından korkarsa teyemmüm ederek, namazını kılar. Ancak
o namazı iade eder .

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Su mevcut olduğu halde abdest alıncaya kadar namaz vaktinin çıkmasından endişe
eden kişi teyemmümle namaz kılabilir mi?
Abdest alma imkânı varken, cuma namazı ve vakit namazları gibi vaktinde
kılınamadığı zaman kaza edilen namazların, vaktin çıkacağı endişesi ile teyemmüm ederek
kılınması caiz değildir. Zira abdest alındığı takdirde bu namazlara yetişilemezse, cuma
namazı yerine öğle namazı, vakit namazı yerine kaza namazı kılınır.
Maliki Mezhebi’ne göre, su ile abdest alma imkânı var iken, abdest veya gusül
alındığı takdirde beş vakit namazdan birinin vakti geçecek ise bu namaz teyemmüm
ederek kılınır.
Varis çorabı üzerine mesh yapılabilir mi?
Varis hastalığından dolayı ayağa giyilmesi gereken özel çoraplar, kırık, çıkık
üzerindeki sargı hükmün dedir. (İbn Mace,Taharet,134.) Bu itibarla, varis çorapları
üzerine meshedilmesinde bir sakınca yoktur

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Kol ve bacakları olmayan kimsenin abdesti eksik olur mu?
Yüce Allah din konusunda bize hiçbir zorluk yüklememiştir. (Hacc, 22ı78.)
“Köre, topala da vebal ve hastaya güçlük yoktur.“ (Fetih, 48ı17.) anlamındaki
ayetler buna delildir. İnsanlar ancak yapabileceklerinden sorumludurlar.
Hastalığı veren de yükümlülükle ri yükleyen de Allah’tır. Dolayısıyla kişi gücü
neye yetiyorsa onu yapmakla mükelleftir. Kol ve bacakları olmayan kişiden abdestte bu
organları yıkama yükümlülüğü düşer. Ancak bu kimsenin, bu özründen dolayı namaz
yükümlülüğü düşmez.
Kendisine abdest aldıracak yardımcı birileri yoksa ve kendisi de bir şekilde
abdest alma yöntemi bulamazsa, yüzünün iki yanını toprak veya toprak cinsinden bir şeye
dokundurarak teyemmüm eder. Elleri ve kolları olmayan veya kesilmiş olan kimse yalnız
yüzünü yere sürerek teyemmüm yapar.
Eğer yüzünde bir yara veya özür varsa teyemmüm etmeksizin namazı kılar. Bu
imkâna da sahip değilse, namazını yapabildiği şekilde ima ile kılar. Özürlü bir kimse, ancak
kendisi gibi özürlü birisine namaz kıldırabilir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Saç boyası, kına, ruj, oje, jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani
midir?
Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa,
abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması
gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken
uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır.
Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan
maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce
giderilmesi gerekir. Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşturmayan saç boyası,
kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Tuvalette abdest alınabilir mi?
Tuvalette abdest alınmasında bir sakınca yoktur. Ancak böyle yerlerde
besmele, zikir ve duaların içten söylenmesi uygun olur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest ve gusülün tam olup olmadığı konusundaki vesveseye
itibar edilir mi?
Vesvese, çeşitli sebeplerle insanın yaşadığı kararsızlık,
şüphe ve kuruntu halidir. Vesvese sebebi ile, gusül ve abdestin
tekrarlanması gerekmez. Vesvese gelse bile abdest ve gusle devam
edilmelidir.
Kişi vesveseye itibar etmemeye çalışmalı, içe doğan şüphe
ve tereddüt hallerinin asılsız olduğunu kendine telkin etmeli,
ayrıca zaman zaman Felak ve Nas Surelerini, anlamlarını da
düşünerek okumalıdır.
Güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest ve gusül alınır mı?
Güneş enerjisi ile ısıtılan su ile, temiz olmak kaydıyla, abdest almak
ve gusletmekte dinen bir sakınca yoktur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAKTA GEREKLİDİR
İyi veya kötü hareketleri organlarımızla yaparız. El işler yapar, yıkar ve
yazar; ağız yer içer, iyi ve kötü sözler söyler, konuşur; burun koklar, gözler görür,
kollar saldırır ve yakalar; kulaklar işitir ve dinler; ayaklar ise bizi pek çok yere
götürür. Bütün bunlar zaman zaman günah ve yasak sınırını aşabilir.
İşte abdest sırasında içimizden geçireceğimiz dualarla, söz konusu
edilen olumsuz hareketlerin etkisinden kurtulmaya çalışabiliriz. Abdest alacak
kimse önce niyet eder. Bu bir rûhî-mânevî hazırlıktır. Hakk'ın huzuruna çıkmaya
niyet etmek ve hazırlanmak demektir. Sonra besmele çekerek ve Allah'ın
yardımını dileyerek abdeste başlar.
Abdest alan insan samimî bir dille ve içten bir duyguyla, eksiklik ve
hatalarını Hakk'ın huzurunda itiraf edip, bunları yıkamasını ve silmesini kulluğa
yakışan bir tavırla O'na arz eder, duasının kabulü için yalvarıp yakarır. Böylece
bilinci ve içtenliği ölçüsünde ruhen temizlenip arınmış bir halde huzura varmaya,
namaza durmaya hazır hâle gelir.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Su nasıl maddî kirleri temizliyorsa, tövbe de manevî kirleri yok eder
diye düşünerek abdest organlarımı yıkamalıyım. Halkın gördüğü yer olan
bedenimi ve elbisemi temiz tutar da Hakk'ın nazar ettiği yer olan kalbimi
tertemiz tutmazsam yanlış yapmış olurum diye inanmalıyım. Bedenim gibi
kalbimi de kötü ve kirli şeylerden arındırmaya çalışmalıyım şuurunda bir abdes
gerçek mahiyeti ile abdest olmuş olur.
Şemsî'nin dediği gibi: " Pâdişah konmaz saraya hâne mâmur
olmadan.” önce hanemizi mamur hale getirelim kalbimizi tezkiye edlim sonra
organlarımızı temizleyeli.
Yûnus Emre söylüyor: " Tanla durup başın kaldır ellerini suya daldır /
Hem şeytanın boynunu vur hem nefs dahi ölse gerek." (“Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr.
Mehmet Demirci)

Beyazid-i Bistâmî şöyle dermiş: "Ne zaman dünya düşüncesi
gönlümden geçse abdest alırım; âhiret düşüncesi geçince de gusül yaparım."

Prof. Dr. Mehmet Demirci hocamızın Altınoluk dergisinde yayınlanmış olan “Abdestin
İç Anlamı” isimli makalesinde Gönül ehli kimseler iç anlam olarak abdestin ve temizliğin beş
derecesinden söz ettiklerini belitir ve bunları İçten dışa doğru şöylece sıralar:

1. Rûhun abdesti: Rûhun, hayvanlık seviyesine ait bilgisizlikten ve Allah'tan gayri
şeyleri görme gafletinden arınmasıdır. Ruh Allah'tan gayrı şeyleri görmekten arınsa,
Gaffar olan Allah'ın nûru onu kuşatır. Kötü düşüncelerini temizlese takvâ elbisesine
kavuşur. Nefsin tezkiye ederse iç huzuruna ve itmi'nâna ulaşır.
2. Sırrın abdesti: Burada "sır", rûhun rûhu demek olup; onun abdesti gösterişten (riyâ),
arzu ve isteklerin esiri olmaktan, kendini beğenmişlikten, baş olma tutkusundan, aşırı
dünya isteği ve mevki sahibi olma ihtirasından arınmaktır. Bunun neticesinde ihlâs nûru
ortaya çıkar. Dünya sevgisinden arınırsa âhiret sevgisi doğar.
3. Kalbin ve gönlün abdesti: İki yüzlülük, bozgunculuk ve kötü ahlâktan uzak durmaktır.
Büyüklenme yıkanınca, alçak gönüllük doğar. Çekememezlik kirleri yıkansa, iyilik;
düşmanlık yıkansa, Allah sevgisi görünür.
4. Dilin abdesti: Yalan, dedi-kodu, iftira ve boş sözden, insanların ayıplarını merak
etmekten ve gizli hallerini ortaya çıkarmaktan, faydasız konuşmaktan uzak durmaktır.
Yalan ve koğuculuk yıkansa, doğruluk ve vefâ doğar. İftira ve itham etme yıkansa, sevgi
görülür. Faydasız ve boş söz bırakılsa yararlı şeyler konuşulur veya Allah'ın adı anılır.
5. Zâhir abdesti: Bu, bildiğimiz abdesttir. Neticesinde Abdest alan kimsenin yüzünü
yıkaması, mahşer günü yüzünün nurlu olmasına yol açar. Kolunu yıkayınca cömertlik
nurları hasıl olur. Ayrıca amel defterinin sağ eline verilmesi gibi bir lûtfa erişir. Ayağını
yıkayınca, âhiretteki manevî engelleri kolaylıkla geçme imkânı doğmuş olur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Abdest alırken gerçekleşen dış temizliğin, iç temizliği ile
birlikte gelişmesi için şunlar da tavsiye edilir: Eller yıkanırken
kalbin de aşırı dünya sevgisinden yıkanması gerekir. Ağıza su
alınırken, onunla boş şeyleri anmamaya azmetmelidir. Yüz
yıkandığı zaman, yüzü Hak'tan başka şeylere çevirmemeye söz
vermelidir. Ayağı yıkarken, Hak yolda bulunma gayreti
pekiştirilmelidir.
Dış temizlik su ile, iç temizlik ise tövbe ile ve Hakk'ın
kapısına dönmekle mümkün olur.

Bedenin bütün uzuvlarına madden ve manen abdest
aldırmak gerekir. Bedene su ile nasıl ki abdest aldırıyorsak, her bir
uzvumuzu Yaratının rızasına uygun işler yaptırmak suretiyle
manevi abdestimizide almamız gerekmektedir.
Abdestin suyu günaha bakan gözleri, günahla kızaran yüzü
de arındırır. Ağzı abdest suyu ile çalkaladığımız zaman, bizi günaha
sokan kelimeler, bu kelimeleri oluşturan dil ve dişler pir-ü pak
olur. Başımızı mesh ettiğimizde zihnimizden geçen günahlar bir bir
dökülür. Kulaklara değen abdest suyu bu organın dikkat kesilip
dinlediği günahkar sözleri siler süpürür. Ve en nihayet bizi günahın
kapısına kadar yürüten ayaklarımızı yıkarız. Onlar da günahtan
kurtulmuş olur.
Yüce Rabbim abdestimizi en güzel şekilde alıp
ibadetlerimizi kendi rızasına uygun olarak yapmayı cümlemize
nasip etsin.

Bu Sunum İdris YAVUZYİĞİT Tarafında; “İhtiyar” Mevsılî,
“Bidayetu’l Müctehit” Ahmet İbn Rüşd El Kurtubi, “Büyük İslam İlmihali”
Ömer Nasuhi Bilmen (A. Fikri Yavuz), “İslam İlmihali” Lütfi Şentürk Ve
Seyfettin Yazıcı (Diyanet), “İlmihal” Heyet (TDV), “Delilleriyle İslam
İlmihali” Hamdi Döndüren, “Şafii İlmihali” Mehmet Keskin (Diyanet), “Din
Görevlisinin El Kitabı” Mevlüt Özcan, “Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr. Mehmet
DEMİRCİ; “Abdestin Fazileti Ve İbadetler Açısından Önemi” Ahmet ÜNAL;
“Abdestin Manası Ve Önemi” Mustafa Kutlu’ya Ait Kitap, Makale Ve Vaaz
Örneklerinden İstifade Edilmek Suretiyle Hazırlanmıştır.
Rabbim Eser Sahiplerinden Ölenlere Rahmetiyle, Yaşayanlara Lutuf
Ve Keremiyle Tecelli Eylesin Ve İki Cihan Saadeti İhsan Etsin.


Slide 28

Abdest Almanın Önemi
ve Fıkhi Boyutu
İdris YAVUZYİĞİT
[email protected]

Abdestin Önemi
Abdestin Tanımı
Abdest Çeşitleri
Abdestin Farzları
Abdestin Sünnetleri
Abdestin Adapları

Abdesti Bozan Durumlar

Abdestin Alınışı
Abdest Duaları
Fıkhi Sorular
Abdestin İç Anlamı

ABDEST

َ ْ ُ ْ ُ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َ
ُ ْ َ ٰ َّ
‫وة فاغ ِسلوا‬
‫يا ايها ال ٖذين امنوا ِاذا قمت ْم ِالى الصل‬
ِ
َ ‫ُو ُج‬
ْ‫وه ُك ْم َو َا ْي ِد َي ُك ْم ِا َلى ْاْلَ َرا ِْفق َو ْام َس ُحوا ب ُر ُؤس ُك ْم‬
ِ ِ
ِ
ْ َ ْ ُ َُ ََْ
َ
ْ
ْ
َ
‫وارجلكم ِالى الكعبي ِ ْن‬
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya
kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize
kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip,
topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)”.

(MÂİDE suresi 6.

ayet)

ABDEST

Bu âyet, teyemmüm âyeti olarak adlandırılır. Fakat
âyette abdestin farzları tesbit edilmektedir. Dolayısıyla bir
abdest âyeti olduğu şüphesizdir.
Şu kadar var ki, abdest bu âyet ile farz kılınmış değildir.
Çünkü abdest Mekke’de namazla beraber farz kılınmış ve
İslâm’da hiçbir zaman abdestsiz namaz kılınmamıştır.
Oysa bu âyet-i kerîme Medîne’de, hicretin 6. yılında,
Benî Mustalik Gazvesi’nde cereyan eden meşhur “İfk hâdisesi”
üzerine gece susuz bir yerde kalınıp abdest almak mümkün
olmadığından dolayı nâzil olmuştur.
Hz.Âişe vâlidemize münafıklar tarafından çirkin bir iftira
yapıldığı için bu olaya ifk (iftira) olayı denilmiştir.

ABDESTİN FAZİLETİ

َ َ َ َّ َ َ ْ
َ َََ َ
َ
ْ‫خ َط َاي ُاه من‬
ْ
َ
ْ ‫ خرجت‬، ‫من توضأ فأحـسن الوضـوء‬
ِ
َ
ْ َ َّ
ْ
َ
َ
ُ
‫تحت أظفا ِر ِْه‬
ِ ‫جس ِد ِه حتى تخرج ِمن‬
“Kim

güzelce abdest alırsa, o kimsenin
günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün
vücudundan çıkar.” (Riyasü’s-Salihin, 1028; Müslim, Tahâret 33)

ُْ َ ُ ُ ُّ
‫ر‬
» ‫يمان‬
ْ ِ ‫اإل‬
‫ر‬
«
‫ط‬
‫ش‬
‫و‬
‫ه‬
‫الط‬
ِ

Ebû Mâlik el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır.” (Riyasü’s-Salihin, 1033; Müslim, Tahâret 1)

َ ْ َ َّ َ ً ّ ُ َ
َ‫َّ ُ َّ ُ ْ َ ْ ن‬
َ
ْ
َ
‫القيام ِ ْة غرا محج ِلين ِمن ْآث ِار‬
‫« ِإن أمتي يدعو يوم‬
ِ
َ
َ
َ
َ
ُ
ُ
َ
َ
َ
ْ
ْ
ُ
ْ
ْ
ْ
َّ
» ‫ فليفعل‬، ‫من استطاع ِمنكم أن ْي ِطيل غرته‬
ِ
ِ ‫الوضوء ف‬
ٌ
. ‫متفق عليه‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’i:
“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde,

abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak
olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten
kimse bunu yapsın” buyururken işittim. (Riyazüs Salihin, abdestin fazileti, 1026;
Buhârî, Vudû‘ 3; Müslim, Tahâret 35)

Bu Hadis bizlere:
1. Abdesti farzlarına, sünnetlerine, müstehaplarına ve edeplerine riayet ederek
almak gerekir. Böyle yapmak müstehaptır.
2. Abdest, insanın yüzünü nurlandırır, el ve ayaklarını ağartır. Bu hem maddî hem
manevî anlamda böyledir.
3. Allah Teâlâ, kıyamet gününde ve mahşer yerinde yüzü nurlu, el ve ayakları parlak
olanlara özel muamelede bulunur. Çünkü bunlar sâlihler ve ibadet ehli mü’minlerdir.
4. Abdestte ayakları yıkamak asla terkedilmemelidir.

ABDESTİN FAZİLETİ

ُْ ُ ْ َ
ُْ َ ُ َْ ُ َُْ
ُ
ُ
ُ
ُ
» ‫الحلية ِمن اْلؤ ِم ِن ح ْيث يبلغ الوضـوء‬
ِ ‫« تبلغ‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Ben dostum sallallahu
aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:
“Mü’minin

nuru ve beyazlığı, abdest
suyunun ulaştığı yere kadar varır.” (Müslim, Tahâret 40)

َ َّ َ َ
ُ ُ
َ َُ
َ َ ُ ْ َ
ْ
َ
َ
ُّ‫كل‬
ْ ‫جه ِه‬
ِ ‫« ِإذا تو َضأ َالعبد اْل‬
ِ ‫سلم أ ِو اْلؤ َ ِمن فغسل َ ْوجهه خرجَ ِمن َو‬
َ َ
ْ
َ
ْ
ْ
َ
ْ
‫ َف ِإذا غسل يدي ِه‬، ‫اْلاء‬
‫اْلاء أو مع آ‬
‫خطيئة نظر ِإليها ِبعيني ِه مع‬
‫خر قط ِر‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ْ َ
َ ََ ُ
َ َ َ َ َ ُّ ُ
َ
ْ
ْ
ْ
َ
‫ط ِر‬
َْ ‫يديه كل خطيئ ٍة كان بطشتها يداه مع اْل ِاء أو مع ِآخر ق‬
‫ خرج ِمن‬،
ِ
َ َ
َ ُّ ُ ْ َ َ َ
َ
ْ‫ط َيئة َم َشتها رجاله مع اْلاء ْأو‬
ْ
َ
ِ
ِ
ٍ ْ ِ ‫ خرجت كل خ‬، ‫ ف ِإذا غسل ِرجلي ِه‬، ‫اْلاء‬
ِ
َ
ُّ
َ
ُ
َ
َ
ًّ
ُ
. ‫ حتى يخرج ن ِقيا ِمن الذن ْو ِب »رواه مسلم‬، ‫اْلاء‬
‫طر‬
‫ق‬
‫آخر‬
‫ع‬
‫م‬
ِ ِ ِ

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve
yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest
suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini
yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –
veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını
yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah
abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar.
Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (Müslim,
Tahâret 32; Tirmizî, Tahâret 2; Riyasü’s-Salihin, 1030)

َ ُ ْ ُ َّ َ َ ْ َّ
َ ْ َ ْ َ ْ َ َّ َ ُ ْ
ْ ُ َ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َّ
َ
‫ن‬
: » ‫ ِوددت أنا قد رأينا ِْإخواننا‬، ‫الحقو‬
‫نين ِوإنا ِإن شاء‬
‫« السالم عليكم دار ق ٍوم مؤ ِم‬
ِ ‫الله ِْبك َم‬
ِ
َ
ُْ َ َ َ ّ َ ُ َ ْ َ
َ َ ُ َ
َّ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
َ
َ
ُ
ْ
ْ
ْ
» ‫ وإخواننا َال َذين لم َ يأتوا بعد‬، ‫ « أنتم أصحابي‬: ‫ أولسنا ِإخوانك يا رسول الل ِه ؟ قال‬: ‫قالوا‬
ُ
َْ ْ َ ْ َ ُ ْ َ
َ َ َْ
ُ
ُ‫له‬
َ
ُ
َّ
َ
ُ
ْ
ْ
َّ
َ
ْ ‫ « أرأيت لو أن رجال‬: ‫ كيف تع ِرف من لم يأتوا بعد من أم َِتك يا رسول هللا ؟ فقال‬: ‫قالوا‬
ُ َ
َ
َ
َّ ُ
َ ‫حج َل ٌة ْبي‬
َّ ‫َخ ْي ٌل ُغ ٌّر ُم‬
ْ ‫ أال‬، ‫ظهر ْي َخ ْيل ُد ْهم ب ْهم‬
َ ‫ َق‬، ‫الل ِ ْه‬
ْ
‫ بلى يا رسول‬: ‫يع ِْر ُف َخ ْيل ُه ؟ » قالوا‬
‫ال‬
‫ن‬
ِ ٍ ٍ
ٍ
َ
ُ
ُ ‫َ َّ ُ ْ ْ ُ َن‬
َ
َ
ُ
َ
َّ
ُ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
ًّ
‫و‬
. ‫ ِ »ر اه مسلم‬
ِ ‫ «ف ِإنهم يأتو غرا محج ِلين ِمن الوض‬:
ِ ‫ وأنا فر ْطهم على الحو‬، ‫وء‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem kabristana geldi ve:

“Selâm size ey mü’minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız.
Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim” dedi. Ashâb-ı kirâm:
– Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah? dediler. Resûl-i Ekrem:
– “Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb:
– Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah’ın Resûlü?
dediler. Peygamber Efendimiz:
– “Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at
sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?” diye sordu. Sahâbe:
– Evet, tanır, ey Allah’ın Resûlü, dediler. Resûl-i Kibriyâ:
“İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler.
Ben havzın başına onlardan önce varacağım” buyurdular. (Müslim, Tahâret 39; Riyasü’sSalihin, 1031 )

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ
Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el suyu”
anlamına gelen abdest, belirli ibadetlerin ifasının ön şartı olan ve kendisi
de ibadet mahiyetinde görülen bir nevi hükmî temizliktir.
Arapça karşılığı güzellik, temizlik ve parlaklık anlamına gelen
“vudû”dur.
Fıkıhta abdest, “belli uzuvları usulüne uygun olarak su ile yıkamak
ve bazılarını da eldeki su ıslaklığı ile meshetmek” şeklindeki ibadet
temizliği olarak tarif edilir.(TDV, İslam İlmihali 1. cilt, s 195)
Fıkıh dilinde maddî kirlilikten temizlenme “necasetten taharet”
olarak anılır; hükmî kirlilik olan hadesten temizlik ise birer hükmi temizlik
usulleri olan abdest ve gusülle olur.

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ

Abdest ile ağız, diş, burun, el, yüz ve ayaklar gibi
kirlenmeye ve dışarıdan gelecek mikroplara en açık uzuvlar
günde birkaç defa su ile temizlenir.
Bu sayede vücudun sinir sistemi ve kan dolaşımı daha
düzenli hale gelir ve vücuda fizikî-tıbbî birçok fayda sağlar.
Abdest, namaz ibadetini ifa için yüce Allah'ın
huzuruna çıkacak müminin manevî ve ruhî hazırlık ve temizliği
de demektir.
Bu yüzden abdest, maddî temizlikle manevî temizliği
birleştirici, müslümana manevî yönden destek ve güç sağlayıcı
bir anlam ve öneme sahiptir.

ABDEST’İN HÜKMÜ / ÇEŞİTLERİ
1.

Farz Abdest:
1.
2.
3.
4.

Namaz Kılmak,
Cenaze Namazı Kılmak,
Tilâvet Ve Şükür Secdesi Yapmak,
Kur'an'a Dokunmak İçin Abdest Almak Farzdır.

Vacip Abdest: Kabe'yi Tavaf Etmek İçin Abdest Hanefilere Göre Vaciptir.
3. Mendup Abdest:
2.

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.

Yatmadan Önce Abdest Almak,
Vakit Namazları İçin Ayrı Ayrı Abdest Almak,
Kuran Okumak,
Dini Kitaplara Dokunmak,
Hadis Okumak,
Peygamberimizin Kabrini Ziyaret Etmek,
Arafat’ta Vakfa Yapmak,
Safa Ve Merve Arasında Say Yapmak,
Ezan Okumak,
Cenaze Yıkamak,
Her İşe Abdestli Olarak Başlamak,
Her Zaman Abdestli Bulunmak İçin Ve
Öfkelendikten,yalan Söyledikten Ve Gıybet Ettikten Sonra Abdest
Almak Mendup’dur.

ABDEST’İN MEZHEPLERE GÖRE FARZLARI
FARZLAR

HANEFİ

ŞAFİİ

MALİKİ

HNBELİ

YÜZÜ YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

KOLLARI YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

BAŞI MESH ETMEK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

AYAKLARI YIKAMA

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

NİYET ETMEK

SÜNNET

FARZ

FARZ

FARZ

TERTİBE RİAYET

SÜNNET

FARZ

SÜNNET

FARZ

MUVALAT

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

FARZ

BESMELE

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

OVARAK YIKAMAK

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

ABDEST’İN FARZLARI
1.

2.

3.

4.

Yüzü bir kere yıkamak (yüzün sınırları: saçın bittiği yerden kulak
yumuşağından çene altına kadar olan kısım. Sakal, bıyık ve kaşların altına
suyun ulaşması gerekir. Yüz yıkanırken sakal sık ise üstünü yıkamak
yeterlidir.)
Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak (abdest alırken parmaktaki
yüzüğün altına su alacak şekilde oynatılması, el, yüz ve ayakta bulunan ve
suyun deriye temasını önleyen maddelerin imkân dahilinde temizlenmesi
gerekir.)
Başın dörtte birini mesh etmek (dörtte birinin el içi su ıslaklığıyla mesh
edilmesi hanefîler'e göre yeterlidir. Başın “nâsiye” denilen ön tarafına
mesh edilmesi daha faziletlidir. Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Şâfiîler'e göre başın mesh miktarı daha azdır, bir saç teli. )
Ayakları topukları ile beraber bir kez yıkamak (suyun parmaklar arasına
ulaşması sağlanmalıdır. Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi su
ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.)

ABDEST’İN SÜNNETLERİ

1.
2.
3.
4.

Abdest almaya niyet etmek,
Başlarken besmele çekmek,
Elleri bileklerle birlikte üç defa yıkamak,
Ağız ve buruna su çekip iyi bir ağız ve burun temizliği
(mazmaza ve istinşak) yapmak,
5. Misvak kullanmak veya dişleri fırçalamak,
6. Sakalın içine su girmesini sağlamak,
7. El parmaklarını birbirine sokup ovuşturmak,
8. Başın tamamını elin ıslaklığıyla mesh etmek,
9. Boynu mesh etmek,
10. Abdest uzuvlarını yıkarken sıraya uymak,
11. Abdeste sağ uzuvlardan başlamak,
12. Uzuvları üçer defa yıkamak
13. Su ile iyice ovmak (delk),
14. Abdeste ara vermeden tamamlamak.

ABDEST’İN SÜNNETLERİ
1.
2.
3.
4.

5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.

Niyet etmek: “Niyet ettim, Allah rızası için abdest almaya” denilmesi müstehaptır.
Abdeste başlarken önce temiz olan elleri bileklere kadar yıkamak.
Abdeste “Eûzü” ve “besmele” ile başlamak.
Mazmaza ve İstinşak: Elleri yıkadıktan sonra önce üç defa ağıza su alınıp çalkalanması ve
dışarı atılmasına “mazmaza”, üç defa da burunun yumuşağına kadar su alınmasına ise
“istinşak” denilir. Ağız ve buruna her su almada, alınan su yenilenir.
Mazmaza ve istinşakta mübalağa etmek. Fakat oruçlu kimseler mübalağa yapmazlar.
Misvak Kullanmak
Tertibi gözetmek. Şâfiî ve Hanbelîlere göre farzdır.
Abdeste sağ taraflardan başlamak
Abdest uzuvlarını üçer defa yıkamak: Birer defası farz, diğerleri sünnettir. Üçten fazla veya
eksik yıkamak sünnete aykırıdır. Çoğu fakihlere göre başı bir defa meshetmek yeterlidir.
Abdestte elleri veya ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak. Parmakları hilâllemek.
Sakalı hilâllemek: Abdest alırken sık sakalı bulunanların sakallarını, parmaklarını sakalın içine
sokarak alt taraftan üst tarafa doğru hareket ettirmesine hilâlleme denir.
Başın tamamını bir su ile meshetmek: Buna “kaplama mesh” denir.
Kulakları meshetmek: Çoğu fakihlere göre, yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi
sünnettir.
Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile ovmak
Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamak. Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
Boynu meshetmek: Başı ve kulakları meshettikten sonra iki elin arkaları ile ve üçer parmakla
yeni bir su almaya gerek olmaksızın boyun meshedilir.

ABDEST’İN ADAPLARI
Abdestin Âdabından Maksat, Abdestin Farzlarının Ve Sünnetlerinin Daha Uygun
Şekilde Ve Ortamda, Mükemmel Bir Şekilde Yerine Getirilmesini Sağlamaktır.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.

12.
13.

Abdest Alırken -Mümkünse- Kıbleye Dönmek,
Abdest Sularını Vücuda Ve Elbiseye Sıçratmamak,
Dünya İşlerine İlişkin Konuşmamak,
Abdest Dualarını Veya Bildiği Dualardan Okumak,
Suyu Ölçülü Kullanmak,
Daha Vakit Girmeden Abdest Alıp Namaza Hazır Bulunmak,
Bir Özür Bulunmadıkça Abdestte Başkasından Yardım İstememek,
Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını Yoklamak, Suyu Dirsek Ve
Topukların Yukarılarına Kadar Ulaştırmak,
Nehir Veya Deniz Kenarında Bile Su İsrafından Kaçınmak,
Abdest Sonunda Kelime-i Şehâdet (Eşhedü Enlâ İlahe İllallah Ve Eşhedü Enne
Muhammeden Abdühû Ve Resûlüh) Getirmek,
Abdestten Artan Sudan Kıbleye Karşı Ayakta Bir Miktar İçmek Ve Bu Sırada;
“Allah’ım Beni Her Günah İşledikçe Tevbe Eden Ve Günahtan Kaçınıp Tertemiz
Bulunan Salih Kullarından Kıl” Diye Dua Etmek,
Abdestin Sonunda Bir, İki Veya Üç Defa Kadir Sûresi’ni Okumak,
Abdestten Sonra, Kerâhet Vakti Değilse İki Rekat Nafile Namaz Kılmak.

ABDEST’İ BOZAN DURUMLA
1. İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necasetin,
herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
2. Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir maddenin
çıkması. (Şâfıî ve mâlikîler'e göre bozmaz.) Vücuttan çıkan kan, irin ve sarı
su akmadığı veya çıktığı yerin çevresine dağılmadığı sürece abdesti bozmaz.
3. Ağız dolusu kusmak.
4. Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan
durumlar.
5. Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek.
6. Cinsî münasebet veya fahiş (aşırı) temas ve dokunma.
7. Mazeret halinin sona ermesi. Su bulamadığı için teyemmüm eden kimse suyu
bulunca, mest üzerine mesh yapan kimsenin -yolcu olanlara üç, yolcu
olmayanlara bir gün olarak tanınan- mesh süresi dolunca, özürlü kimse için
de namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur.
8. Hanefîler'in dışındaki üç mezhebe göre bir kimsenin kendi cinsel organına
temas da abdesti bozar.

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest suyunun elbiseye sıçramayacağı bir konum
alınır,
 Mümkünse kıbleye dönülür,
 Abdeste “eûzü” ve “besmele” çekilir,
 Niyet ve besmele ile abdeste başlayıp “niyet ettim, allah
rızası için abdest almaya” denir,
 Su ölçülü kullanılır, fazla açılmaz, israftan kaçınılır,
 Abdestte elleri parmak uçlarından başlanır,
 Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da
hilallenerek üç defa yıkanır,
 El, yüz ve ayakta bulunan ve suyun deriye temasını
önleyen cilt üzerindeki hamur, boya, sakız gibi
maddeler temizlenir,
 Parmakta yüzük varsa oynatılır,
 Misvak veya diş fırçası ile bunlar yoksa sağ elin
parmaklarıyla dişler temizlenir,
 Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile iyice ovarak
yıkanır

ABDESTİN ALINIŞI

 Ağız, Sağ El Avucuna Alınan Su İle Üç Defa
Çalkanıp iyice Temizlenir,
 Ağız Ve Buruna Her Su Almada, Alınan Su
Yenilenir.
 Üç Defa Da Burna Sağ El İle Su Çekilip Her
Defasında Burun Sol Elle Temizlenir.
 Oruçlu Olmayan Kimse Ağız Ve Burnun Her
Yerine Suyun İyice Ulaşmasını Sağlar.
 Mazmaza Ve İstinşakta Mübalağa Etmek Gerekir.
Fakat Oruçlu Kimseler Mübalağa Yapmazlar.
 Ağza su alırken “Allah’ım! Bana peygamberinin
kevser havuzundan, bir daha sonsuza kadar
susamayacağım bir kâse su ihsan buyur.” diye
duada bulunur,
 Burnu yıkarken de “Allah’ım! Beni nimetlerinin
ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum
bırakma.”der.

ABDESTİN ALINIŞI
 Üç Kere Yüz Yıkanır.
 Birer Defası Farz, Diğerleri Sünnettir. Üçten Fazla
Veya Eksik Yıkamak Sünnete Aykırıdır.
 Saçın Bittiği Yerden Kulak Yumuşağından Çene Altına
Kadar Olan Kısım Yıkanmalıdır.
 Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını
Yoklamak adaptandır,
 Sakal, Bıyık Ve Kaşların Altına Suyun Ulaşması
Gerekir.
 Abdest Alırken Sık Sakalı Bulunanların Sakallarını,
Parmaklarını Sakalın İçine Sokarak Alt Taraftan Üst
Tarafa Doğru Hareket Ettirmesi Gerekir, Adaptandır,
 Yüz Yıkanırken Sakal Sık İse Üstünü Yıkamak
Yeterlidir.
 Yüzü yıkarken “Allah’ım! Bazı yüzlerin beyazlanacağı,
bazı yüzlerin de kararacağı günde, benim yüzümü ak
kıl.” diyerek dua etmek abdest adaplarındandır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak farz
üçe tamamlamak sünnettir,
 Kolları yıkamaya sağ koldan başlanır, sol kolla
devam edilir,
 Suyu Dirseklerin dört parmak yukarısına Kadar
Ulaştırmak gerekir,
 Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamalıyız.
Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
 Kolları iyice ovarak yıkanır.
 Sağ kolu yıkarken “Allah’ım! Bana amel
defterimi sağ yanımdan ver ve benim hesabımı
kolay kıl!” diye dua edilir
 Sol kolu yıkarken “Ey Rabbim! Bana kitabımı sol
yanımdan ve arka yönden verme ve şiddetli bir
hesap ile sorguya çekme” diye dua edilir

ABDESTİN ALINIŞI











Başın dörtte birinin elin içinin su ile ıslatılıp mesh edilmesi
hanefîler'e göre yeterlidir.
Başın “nâsiye” denilen ön tarafına mesh edilmesi daha
faziletlidir.
Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Başın tamamını bir su ile meshetmeye “kaplama mesh” denir
ki bu şekilde mesh etmek sünnettir.
Baş mesh edilirken elin saçların dibine doğru sokulmasına
veya ileri geri hareket ettirilmesine gerek yoktur.
Başı meh ederken“ilâhi, beni rahmetinle yarlığa, benim
üzerime bereketinden indir.” Diye dua etmek uygundur.
Yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi sünnettir.
Küçük parmağımızı kulağımızın içeine doğru sokup baş
parmağımızla kulağımızın arkasını mesh etmek şeklinde
yapılır
Boynu meshetmek: başı ve kulakları meshettikten sonra iki
elin arkaları ile ve üçer parmakla yeni bir su almaya gerek
olmaksızın boyun meshedilir.
Ellerin parmak uçları ensede birbirine değerek boyna doğru
çekilmek suretiyle yapılır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Ayakları topukları ile beraber bir kez
yıkamak
farzdır,
üçe
tamamlanması
sünnettir.
 Suyun
parmaklar
arasına
ulaşması
sağlanmalıdır.
 Önce sağ sonra sol ayak, parmak uçlarından
başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dahil
olmak üzere yıkanır.
 Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.
 Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi
su ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.
 Ayakları yıkarken şöyle dua edilir: “Ya Rabbi!
Birtakım ayakların kayacağı günde, benim
ayaklarımı sırat üzerinde sâbit kıl!”

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest sonunda kelime-i şehâdet (eşhedü enlâ ilahe illallah
ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh) getirmek,
 Abdestten artan sudan kıbleye karşı ayakta bir miktar içmek
ve bu sırada; “allah’ım beni her günah işledikçe tevbe eden
ve günahtan kaçınıp tertemiz bulunan salih kullarından
kıl” diye dua edilir ve
 Abdestin sonunda bir, iki veya üç defa kadir sûresi’ni okunur,
 Abdestten sonra, kerâhet vakti değilse iki rekat nafile namaz
kılınır.

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR
Abdeste başlarken önce niyet edilir, sonra eûzü-besmele çekilir. Sonra da her
bir âzayı yıkarken şu duâlar okunur:

ً‫الم ُْنورا‬
َ ‫َا ْل َح ْم ُد ل ّله َّالذى َج َع َل ْاْلَ َاء َط ُهو ًرا َو ْا ِال ْس‬
ِ ِ

“Suyu temizleyici, İslâmı da nûr kılan Allah'a hamdolsun.”

َ‫َا ّلل ُه َّم َاع ّنى َعلى ت َال َوة ْال ُق ْران َوذ ْكر َك َو ُش ْْكر َك َو ُح ْسن ع َب َادتك‬
ِ ِ ِ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ ِ ِ

Ağıza su verirken:

“Ey Allahım, Kur'an okumak, seni zikir ve sana şükür etmek, sana olan ibâdeti
güzelleştirmek hususlarında bana yardım et!..”

َ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ ْ َ َ َ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
‫حة الن ِار‬
ْ ‫اللهم ا ِرحنى را ِئحة الجن ِة والت ِرحنى را ِئ‬

Buruna su verirken:

“Allahım, bana Cennet kokusunu duyur, Cehennem kokusunu hissettirme!”
Yüzü yıkarken:

ٌ‫س َو ُّد ُو ُجوه‬
ٌ ‫ض ُو ُج‬
ْْ ‫وه َو َت‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم َب ّي‬
ُّ ‫ض َو ْجهى َي ْو َم َت ْب َي‬
ِ

“Allahım, yüzlerin kiminin ak, kiminin kara olduğu o günde, benim yüzümü kara değil,
ak çıkar!”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ‫َا ّلل ُه َّم َا ْعطنى ك َتابى ب َيمينى َوح‬
ً‫اس ْبنى ِح َس ًْابا َيسيًا‬
ِ ِ
ِ
ِ ِ
Sağ kolu yıkarken:

“Allahım, kitâbımı sağımdan ver, hesabımı da kolay eyle!”

Sol kolunu yıkarken:
َْ
ّ َ
َ َ
َ
ُ
َ
َ
ْ
َ
َ
َ
ْ
َّ
ُ
‫اللهم ال تع ِطنى ِكتابى ِبيسارى وال ِمن ور ِاء ْظه ِرى‬
“Allahım, kitâbımı solumdan ve arkamdan verme.”

َ َ meshederken:
َ َّ َ َّ ُ ّ َ
َ
َ
َ‫ال ظ ّْل ا َّال ظ ُّل َع ْرشك‬Başı
َ
ْ
َ
ْ
ّ
ْ
ِ ِ ِ ِ ‫اللهم ا ِظلنى تحت ِظ ِل عر ِشك يوم‬
ِ
“Allahım, Arşının gölgesinden başka gölge olmadığı günde, beni Arşının gölgesinde
gölgelendir.”
Kulaklara meshederken:
َ
َ
َ
َّ
ُ‫ذين َي ْستم ُعو َن ْال َق ْو َل ْف َيتب ُعون ا ْح َس َنه‬
َ ‫اج َع ْلنى م َن َّال‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم‬
ِ
ِ
ِ
“Allahım, beni sözü dinleyip de en güzeline uyanlardan eyle.”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ َ ْ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
َ
َ
‫اللهم اع ِتق رقبتى ِمن الن ِار‬
Boynu mesh ederken:

“Allahım, boynumu Cehennem ateşinden âzâd eyle!”
Ayakları yıkarken:
ْ
َ
ْ
َ
َ‫َا ّلل ُه َّم َث ّب ْت َقد‬
ّ ‫مى َع َلى‬
ُ‫الص َراط َي ْو َم تز ُّْل فيه االق َدام‬
َّ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ

“Allahım, ayakların Sırat üstünde kaydığı günde, ayaklarımı sırat üstünde sâbit eyle,
kaydırma!..”
Abdest tekmil olduktan sonra abdest suyundan içilir ve bu dua okunur:

َ‫اج َع ْلنى م ْن ع َْبادك‬
َّ ‫اج َع ْلنى م َن‬
َ ‫ن ْاْلُ َت َط ّهر‬
َْ ‫اج َع ْلنى م‬
ْ ‫ين َو‬
ْ ‫الت َّواب َين َو‬
ْ ‫َا َّلل ُه َّم‬
ِ ِ ِ ِ
َ‫َ ِ ِ َ َ ْ َ ْ ِ َ َّ ِ َ ِ َ َ ْ ٌ َِ َ ِ ْ ْ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ن‬
ْ ‫الصا ِل ِحين واجعل ِنى ِمن ال ِذين الخوف علي ِه ْم والهم يحزنو‬

“Allahım! Beni çok tevbe edenlerden, temizliğe çok dikkat edenlerden, salih kullarından
ve kendileri için korku ve hüznün olmadığı kimselerden eyle.”

Abdest sonunda “Kelime-i Şehâdet” (eşhedü enlâ ilahe illallah ve eşhedü enne
muhammeden abdühû ve resûlüh) getirilir. Bununla birlikte bir, iki veya üç defa
“Kadir” sûresi yada “Ayetel Kürsi” okunur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest uzuvlarında yara veya hastalık bulunması halinde nasıl abdest alınır?
Abdest uzuvlarından birinde yara veya hastalık bulunan kişi, bu organın
yıkanması zarar verecekse, yıkamayıp ıslak elle mesheder. Mesh edilmesinin de zarar
vermesi durumunda, bu da terk edilir. Bu rahatsızlık abdest veya gusül uzuvlarının
çoğunluğunda ise, abdest veya gusül yerine teyemmüm edilir.
Özürlü nasıl abdest alır, özrü sebebiyle elbisesine bulaşan necasetin hükmü nedir?
Özürlüler, her vakit için abdest alır ve mazeret teşkil eden rahatsızlığından
başka abdest bozan bir hal meydana gelmedikçe, bu abdestle o vakit içerisinde dilediği
gibi namaz kılar, Kur’an-ı Kerim okur ve diğer ibadetlerini yaparlar. Namaz vaktinin
çıkmasıyla veya başka abdest bozan bir halin meydana gelmesiyle özürlü kimsenin
abdesti bozulur.
Kişiyi özürlü kılan hal, bir namaz vakti boyunca hiç meydana gelmezse, özür
ortadan kalkmış olur ve o kimse özür sahibi olmaktan çıkar.
Özürlü kimseden akan kan, irin, idrar gibi şeylerin çamaşıra bulaşması halinde,
bundan kaçınılması mümkün değil ve temizlendiğinde tekrar bulaşacaksa çamaşır
yıkanmadan namaz kılınabilir. Fakat elbiseye tekrar bulaşmayacaksa, yıkanması gerekir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Bedeninde veya bir uzvunda sargı ya da yara bulunan kimse nasıl abdest alır?
Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık veya yaradan dolayı sargı
bulunduğunda, abdest alırken veya guslederken bu sargı çözülerek altı yıkanır ve yaranın
üstü mesh edilir. Ancak sargının çözülmesinin zararlı olması hâlinde çözülmeyip üzerine
mesh edilebilir. Sargı üzerine meshin meşruluğu sünnetle sabittir. Hz. Ali (r.a.) şöyle
demiştir: “Bileklerimden biri kırılmıştı. Peygamber (s.a.s.)’e sordum, O da sargıların
üzerine mesh etmemi emretti.“ (İbn Mace, Taharet, 134.)
Sargının bir defa mesh edilmesi yeterlidir. Yapılan bu mesh ile, o uzuv hükmen
yıkanmış olur. Sargının abdestsiz veya cünüp iken sarılmış olması meshe engel olmadığı
gibi, sargı üzerine meshin belirli bir süresi de yoktur; yara veya kırık iyileşinceye kadar
aynı sargı üzerine mesh edilebilir. Üzerine mesh ettikten sonra sargının değiştirilmesi veya
düşmesi hâlinde, mesh bozulmaz; iade edilmesi de gerekmez. Ancak, yaranın iyileşmesi
hâlinde, sargı açılmış olsun veya olmasın, mesh bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Tedavi maksadı ile cilde sürülen ilaç vb. maddeler abdeste engel olur mu?
Abdest alırken yıkanması gereken bir organın üzerine tedavi maksadı ile
merhem vb. bir madde sürülmüşse; su zarar vermiyorsa abdest alırken bu organın
yıkanması gerekir. Eğer yıkamak zarar veriyorsa ıslak elle üzerine mesh edilir.
Mesh etmek de zararlı ise o da terk edilir. Çünkü dinimiz zaruretler hâlinde
yasakları mübah kılmış, kişiye kaldıramayacağı yükü yüklememiş, zorluğun giderilmesini
ilke edinmiştir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Diş doldurtmak veya kaplatmak abdest ve gusle engel olur mu?
Tedavi amacıyla diş doldurmak veya kaplatmak caiz olup abdest ve guslün
sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak çıkarılıp takılabilen/sabit olmayan dişlerin gusül
abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması gerekir.
Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de kaplandıktan sonra,
dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı hükmünü alır. Bu sebeple, ağız yıkanınca,
kaplama yapılan dişler de yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi, gerektiğinde tedavi amaçlı
olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve abdest ya da gusül alıp, ibadetlerini
yapabilir.
Yapılan bu işlem tedavi amaçlı ve zorunlu olduğundan, mezhepler arasında bir
ihtilaf söz konusu değildir. Diş dolgusu veya kaplaması konusundaki ihtilaflar, guslün veya
abdestin geçerli olup olmayacağı konusuyla alakalı bir durum değildir. Çıkan dişin yerine
bağlandığında kullanılan tel veya başka bir madde, çok sıkı bağlanacağı için, suyun altına
girmesine engel olur. Buna rağmen fukaha, kopan dişi yerine bağlatmanın caiz olduğunda
görüş birliği içindedirler.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

İdrar torbası kullanmak zorunda olan hastaların abdesti bozulmuş olur mu?
Devamlı burun kanaması, idrarı tutamama, kusma, yaranın devamlı kanaması,
kadınlardaki akıntı gibi abdesti bozan ve en az bir namaz vakti süresince devam eden ve
her namaz vaktinde tekrarlanan bedenî rahatsızlıklara özür/mazeret, böyle kimselere de
özür sahibi kimse denilir.
Buna göre; kendisinden devamlı idrar geldiği için idrar torbası kullanmak
zorunda olan hastalar, dinî açıdan özür sahibi konumundadırlar. Özür sahipleri, her namaz
için vakit çıktığında abdest almak suretiyle namazlarını kılarlar.
Bu abdestle vakit içinde diledikleri kadar farz veya nafile namaz kılabilirler.
Ancak mümkün olduğunca namaza başlamadan önce torbadaki idrarın boşaltılmış
olmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle abdeste başlamadan önce idrar torbası
boşaltılmalıdır. Şu kadar var ki, vakit namazı için abdest alındıktan sonra, torba içinde
biriken idrar ile kılınan namaz geçerlidir. Bu özürleri dışında abdesti bozan başka bir hal
olmadıkça, vakit içinde abdestleri devam eder, vakit çıkınca bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan bir kadın teyemmüm ederek namazını
kılabilir mi?
Yalnızca erkeklerin veya hem erkeklerin hem de kadınların bulunduğu bir
ortamda gusül abdesti almak durumunda kalan bir kadın gusül abdestini tehir eder.
Dolayısıyla, suyu kullanmaktan aciz olduğu için teyemmüm ederek namazını kılar.
Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan kadın ise, namaz vaktinin sonlarına
kadar bekler. Eğer vaktin çıkacağından korkarsa teyemmüm ederek, namazını kılar. Ancak
o namazı iade eder .

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Su mevcut olduğu halde abdest alıncaya kadar namaz vaktinin çıkmasından endişe
eden kişi teyemmümle namaz kılabilir mi?
Abdest alma imkânı varken, cuma namazı ve vakit namazları gibi vaktinde
kılınamadığı zaman kaza edilen namazların, vaktin çıkacağı endişesi ile teyemmüm ederek
kılınması caiz değildir. Zira abdest alındığı takdirde bu namazlara yetişilemezse, cuma
namazı yerine öğle namazı, vakit namazı yerine kaza namazı kılınır.
Maliki Mezhebi’ne göre, su ile abdest alma imkânı var iken, abdest veya gusül
alındığı takdirde beş vakit namazdan birinin vakti geçecek ise bu namaz teyemmüm
ederek kılınır.
Varis çorabı üzerine mesh yapılabilir mi?
Varis hastalığından dolayı ayağa giyilmesi gereken özel çoraplar, kırık, çıkık
üzerindeki sargı hükmün dedir. (İbn Mace,Taharet,134.) Bu itibarla, varis çorapları
üzerine meshedilmesinde bir sakınca yoktur

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Kol ve bacakları olmayan kimsenin abdesti eksik olur mu?
Yüce Allah din konusunda bize hiçbir zorluk yüklememiştir. (Hacc, 22ı78.)
“Köre, topala da vebal ve hastaya güçlük yoktur.“ (Fetih, 48ı17.) anlamındaki
ayetler buna delildir. İnsanlar ancak yapabileceklerinden sorumludurlar.
Hastalığı veren de yükümlülükle ri yükleyen de Allah’tır. Dolayısıyla kişi gücü
neye yetiyorsa onu yapmakla mükelleftir. Kol ve bacakları olmayan kişiden abdestte bu
organları yıkama yükümlülüğü düşer. Ancak bu kimsenin, bu özründen dolayı namaz
yükümlülüğü düşmez.
Kendisine abdest aldıracak yardımcı birileri yoksa ve kendisi de bir şekilde
abdest alma yöntemi bulamazsa, yüzünün iki yanını toprak veya toprak cinsinden bir şeye
dokundurarak teyemmüm eder. Elleri ve kolları olmayan veya kesilmiş olan kimse yalnız
yüzünü yere sürerek teyemmüm yapar.
Eğer yüzünde bir yara veya özür varsa teyemmüm etmeksizin namazı kılar. Bu
imkâna da sahip değilse, namazını yapabildiği şekilde ima ile kılar. Özürlü bir kimse, ancak
kendisi gibi özürlü birisine namaz kıldırabilir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Saç boyası, kına, ruj, oje, jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani
midir?
Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa,
abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması
gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken
uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır.
Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan
maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce
giderilmesi gerekir. Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşturmayan saç boyası,
kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Tuvalette abdest alınabilir mi?
Tuvalette abdest alınmasında bir sakınca yoktur. Ancak böyle yerlerde
besmele, zikir ve duaların içten söylenmesi uygun olur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest ve gusülün tam olup olmadığı konusundaki vesveseye
itibar edilir mi?
Vesvese, çeşitli sebeplerle insanın yaşadığı kararsızlık,
şüphe ve kuruntu halidir. Vesvese sebebi ile, gusül ve abdestin
tekrarlanması gerekmez. Vesvese gelse bile abdest ve gusle devam
edilmelidir.
Kişi vesveseye itibar etmemeye çalışmalı, içe doğan şüphe
ve tereddüt hallerinin asılsız olduğunu kendine telkin etmeli,
ayrıca zaman zaman Felak ve Nas Surelerini, anlamlarını da
düşünerek okumalıdır.
Güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest ve gusül alınır mı?
Güneş enerjisi ile ısıtılan su ile, temiz olmak kaydıyla, abdest almak
ve gusletmekte dinen bir sakınca yoktur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAKTA GEREKLİDİR
İyi veya kötü hareketleri organlarımızla yaparız. El işler yapar, yıkar ve
yazar; ağız yer içer, iyi ve kötü sözler söyler, konuşur; burun koklar, gözler görür,
kollar saldırır ve yakalar; kulaklar işitir ve dinler; ayaklar ise bizi pek çok yere
götürür. Bütün bunlar zaman zaman günah ve yasak sınırını aşabilir.
İşte abdest sırasında içimizden geçireceğimiz dualarla, söz konusu
edilen olumsuz hareketlerin etkisinden kurtulmaya çalışabiliriz. Abdest alacak
kimse önce niyet eder. Bu bir rûhî-mânevî hazırlıktır. Hakk'ın huzuruna çıkmaya
niyet etmek ve hazırlanmak demektir. Sonra besmele çekerek ve Allah'ın
yardımını dileyerek abdeste başlar.
Abdest alan insan samimî bir dille ve içten bir duyguyla, eksiklik ve
hatalarını Hakk'ın huzurunda itiraf edip, bunları yıkamasını ve silmesini kulluğa
yakışan bir tavırla O'na arz eder, duasının kabulü için yalvarıp yakarır. Böylece
bilinci ve içtenliği ölçüsünde ruhen temizlenip arınmış bir halde huzura varmaya,
namaza durmaya hazır hâle gelir.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Su nasıl maddî kirleri temizliyorsa, tövbe de manevî kirleri yok eder
diye düşünerek abdest organlarımı yıkamalıyım. Halkın gördüğü yer olan
bedenimi ve elbisemi temiz tutar da Hakk'ın nazar ettiği yer olan kalbimi
tertemiz tutmazsam yanlış yapmış olurum diye inanmalıyım. Bedenim gibi
kalbimi de kötü ve kirli şeylerden arındırmaya çalışmalıyım şuurunda bir abdes
gerçek mahiyeti ile abdest olmuş olur.
Şemsî'nin dediği gibi: " Pâdişah konmaz saraya hâne mâmur
olmadan.” önce hanemizi mamur hale getirelim kalbimizi tezkiye edlim sonra
organlarımızı temizleyeli.
Yûnus Emre söylüyor: " Tanla durup başın kaldır ellerini suya daldır /
Hem şeytanın boynunu vur hem nefs dahi ölse gerek." (“Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr.
Mehmet Demirci)

Beyazid-i Bistâmî şöyle dermiş: "Ne zaman dünya düşüncesi
gönlümden geçse abdest alırım; âhiret düşüncesi geçince de gusül yaparım."

Prof. Dr. Mehmet Demirci hocamızın Altınoluk dergisinde yayınlanmış olan “Abdestin
İç Anlamı” isimli makalesinde Gönül ehli kimseler iç anlam olarak abdestin ve temizliğin beş
derecesinden söz ettiklerini belitir ve bunları İçten dışa doğru şöylece sıralar:

1. Rûhun abdesti: Rûhun, hayvanlık seviyesine ait bilgisizlikten ve Allah'tan gayri
şeyleri görme gafletinden arınmasıdır. Ruh Allah'tan gayrı şeyleri görmekten arınsa,
Gaffar olan Allah'ın nûru onu kuşatır. Kötü düşüncelerini temizlese takvâ elbisesine
kavuşur. Nefsin tezkiye ederse iç huzuruna ve itmi'nâna ulaşır.
2. Sırrın abdesti: Burada "sır", rûhun rûhu demek olup; onun abdesti gösterişten (riyâ),
arzu ve isteklerin esiri olmaktan, kendini beğenmişlikten, baş olma tutkusundan, aşırı
dünya isteği ve mevki sahibi olma ihtirasından arınmaktır. Bunun neticesinde ihlâs nûru
ortaya çıkar. Dünya sevgisinden arınırsa âhiret sevgisi doğar.
3. Kalbin ve gönlün abdesti: İki yüzlülük, bozgunculuk ve kötü ahlâktan uzak durmaktır.
Büyüklenme yıkanınca, alçak gönüllük doğar. Çekememezlik kirleri yıkansa, iyilik;
düşmanlık yıkansa, Allah sevgisi görünür.
4. Dilin abdesti: Yalan, dedi-kodu, iftira ve boş sözden, insanların ayıplarını merak
etmekten ve gizli hallerini ortaya çıkarmaktan, faydasız konuşmaktan uzak durmaktır.
Yalan ve koğuculuk yıkansa, doğruluk ve vefâ doğar. İftira ve itham etme yıkansa, sevgi
görülür. Faydasız ve boş söz bırakılsa yararlı şeyler konuşulur veya Allah'ın adı anılır.
5. Zâhir abdesti: Bu, bildiğimiz abdesttir. Neticesinde Abdest alan kimsenin yüzünü
yıkaması, mahşer günü yüzünün nurlu olmasına yol açar. Kolunu yıkayınca cömertlik
nurları hasıl olur. Ayrıca amel defterinin sağ eline verilmesi gibi bir lûtfa erişir. Ayağını
yıkayınca, âhiretteki manevî engelleri kolaylıkla geçme imkânı doğmuş olur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Abdest alırken gerçekleşen dış temizliğin, iç temizliği ile
birlikte gelişmesi için şunlar da tavsiye edilir: Eller yıkanırken
kalbin de aşırı dünya sevgisinden yıkanması gerekir. Ağıza su
alınırken, onunla boş şeyleri anmamaya azmetmelidir. Yüz
yıkandığı zaman, yüzü Hak'tan başka şeylere çevirmemeye söz
vermelidir. Ayağı yıkarken, Hak yolda bulunma gayreti
pekiştirilmelidir.
Dış temizlik su ile, iç temizlik ise tövbe ile ve Hakk'ın
kapısına dönmekle mümkün olur.

Bedenin bütün uzuvlarına madden ve manen abdest
aldırmak gerekir. Bedene su ile nasıl ki abdest aldırıyorsak, her bir
uzvumuzu Yaratının rızasına uygun işler yaptırmak suretiyle
manevi abdestimizide almamız gerekmektedir.
Abdestin suyu günaha bakan gözleri, günahla kızaran yüzü
de arındırır. Ağzı abdest suyu ile çalkaladığımız zaman, bizi günaha
sokan kelimeler, bu kelimeleri oluşturan dil ve dişler pir-ü pak
olur. Başımızı mesh ettiğimizde zihnimizden geçen günahlar bir bir
dökülür. Kulaklara değen abdest suyu bu organın dikkat kesilip
dinlediği günahkar sözleri siler süpürür. Ve en nihayet bizi günahın
kapısına kadar yürüten ayaklarımızı yıkarız. Onlar da günahtan
kurtulmuş olur.
Yüce Rabbim abdestimizi en güzel şekilde alıp
ibadetlerimizi kendi rızasına uygun olarak yapmayı cümlemize
nasip etsin.

Bu Sunum İdris YAVUZYİĞİT Tarafında; “İhtiyar” Mevsılî,
“Bidayetu’l Müctehit” Ahmet İbn Rüşd El Kurtubi, “Büyük İslam İlmihali”
Ömer Nasuhi Bilmen (A. Fikri Yavuz), “İslam İlmihali” Lütfi Şentürk Ve
Seyfettin Yazıcı (Diyanet), “İlmihal” Heyet (TDV), “Delilleriyle İslam
İlmihali” Hamdi Döndüren, “Şafii İlmihali” Mehmet Keskin (Diyanet), “Din
Görevlisinin El Kitabı” Mevlüt Özcan, “Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr. Mehmet
DEMİRCİ; “Abdestin Fazileti Ve İbadetler Açısından Önemi” Ahmet ÜNAL;
“Abdestin Manası Ve Önemi” Mustafa Kutlu’ya Ait Kitap, Makale Ve Vaaz
Örneklerinden İstifade Edilmek Suretiyle Hazırlanmıştır.
Rabbim Eser Sahiplerinden Ölenlere Rahmetiyle, Yaşayanlara Lutuf
Ve Keremiyle Tecelli Eylesin Ve İki Cihan Saadeti İhsan Etsin.


Slide 29

Abdest Almanın Önemi
ve Fıkhi Boyutu
İdris YAVUZYİĞİT
[email protected]

Abdestin Önemi
Abdestin Tanımı
Abdest Çeşitleri
Abdestin Farzları
Abdestin Sünnetleri
Abdestin Adapları

Abdesti Bozan Durumlar

Abdestin Alınışı
Abdest Duaları
Fıkhi Sorular
Abdestin İç Anlamı

ABDEST

َ ْ ُ ْ ُ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َ
ُ ْ َ ٰ َّ
‫وة فاغ ِسلوا‬
‫يا ايها ال ٖذين امنوا ِاذا قمت ْم ِالى الصل‬
ِ
َ ‫ُو ُج‬
ْ‫وه ُك ْم َو َا ْي ِد َي ُك ْم ِا َلى ْاْلَ َرا ِْفق َو ْام َس ُحوا ب ُر ُؤس ُك ْم‬
ِ ِ
ِ
ْ َ ْ ُ َُ ََْ
َ
ْ
ْ
َ
‫وارجلكم ِالى الكعبي ِ ْن‬
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya
kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize
kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip,
topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)”.

(MÂİDE suresi 6.

ayet)

ABDEST

Bu âyet, teyemmüm âyeti olarak adlandırılır. Fakat
âyette abdestin farzları tesbit edilmektedir. Dolayısıyla bir
abdest âyeti olduğu şüphesizdir.
Şu kadar var ki, abdest bu âyet ile farz kılınmış değildir.
Çünkü abdest Mekke’de namazla beraber farz kılınmış ve
İslâm’da hiçbir zaman abdestsiz namaz kılınmamıştır.
Oysa bu âyet-i kerîme Medîne’de, hicretin 6. yılında,
Benî Mustalik Gazvesi’nde cereyan eden meşhur “İfk hâdisesi”
üzerine gece susuz bir yerde kalınıp abdest almak mümkün
olmadığından dolayı nâzil olmuştur.
Hz.Âişe vâlidemize münafıklar tarafından çirkin bir iftira
yapıldığı için bu olaya ifk (iftira) olayı denilmiştir.

ABDESTİN FAZİLETİ

َ َ َ َّ َ َ ْ
َ َََ َ
َ
ْ‫خ َط َاي ُاه من‬
ْ
َ
ْ ‫ خرجت‬، ‫من توضأ فأحـسن الوضـوء‬
ِ
َ
ْ َ َّ
ْ
َ
َ
ُ
‫تحت أظفا ِر ِْه‬
ِ ‫جس ِد ِه حتى تخرج ِمن‬
“Kim

güzelce abdest alırsa, o kimsenin
günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün
vücudundan çıkar.” (Riyasü’s-Salihin, 1028; Müslim, Tahâret 33)

ُْ َ ُ ُ ُّ
‫ر‬
» ‫يمان‬
ْ ِ ‫اإل‬
‫ر‬
«
‫ط‬
‫ش‬
‫و‬
‫ه‬
‫الط‬
ِ

Ebû Mâlik el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır.” (Riyasü’s-Salihin, 1033; Müslim, Tahâret 1)

َ ْ َ َّ َ ً ّ ُ َ
َ‫َّ ُ َّ ُ ْ َ ْ ن‬
َ
ْ
َ
‫القيام ِ ْة غرا محج ِلين ِمن ْآث ِار‬
‫« ِإن أمتي يدعو يوم‬
ِ
َ
َ
َ
َ
ُ
ُ
َ
َ
َ
ْ
ْ
ُ
ْ
ْ
ْ
َّ
» ‫ فليفعل‬، ‫من استطاع ِمنكم أن ْي ِطيل غرته‬
ِ
ِ ‫الوضوء ف‬
ٌ
. ‫متفق عليه‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’i:
“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde,

abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak
olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten
kimse bunu yapsın” buyururken işittim. (Riyazüs Salihin, abdestin fazileti, 1026;
Buhârî, Vudû‘ 3; Müslim, Tahâret 35)

Bu Hadis bizlere:
1. Abdesti farzlarına, sünnetlerine, müstehaplarına ve edeplerine riayet ederek
almak gerekir. Böyle yapmak müstehaptır.
2. Abdest, insanın yüzünü nurlandırır, el ve ayaklarını ağartır. Bu hem maddî hem
manevî anlamda böyledir.
3. Allah Teâlâ, kıyamet gününde ve mahşer yerinde yüzü nurlu, el ve ayakları parlak
olanlara özel muamelede bulunur. Çünkü bunlar sâlihler ve ibadet ehli mü’minlerdir.
4. Abdestte ayakları yıkamak asla terkedilmemelidir.

ABDESTİN FAZİLETİ

ُْ ُ ْ َ
ُْ َ ُ َْ ُ َُْ
ُ
ُ
ُ
ُ
» ‫الحلية ِمن اْلؤ ِم ِن ح ْيث يبلغ الوضـوء‬
ِ ‫« تبلغ‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Ben dostum sallallahu
aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:
“Mü’minin

nuru ve beyazlığı, abdest
suyunun ulaştığı yere kadar varır.” (Müslim, Tahâret 40)

َ َّ َ َ
ُ ُ
َ َُ
َ َ ُ ْ َ
ْ
َ
َ
ُّ‫كل‬
ْ ‫جه ِه‬
ِ ‫« ِإذا تو َضأ َالعبد اْل‬
ِ ‫سلم أ ِو اْلؤ َ ِمن فغسل َ ْوجهه خرجَ ِمن َو‬
َ َ
ْ
َ
ْ
ْ
َ
ْ
‫ َف ِإذا غسل يدي ِه‬، ‫اْلاء‬
‫اْلاء أو مع آ‬
‫خطيئة نظر ِإليها ِبعيني ِه مع‬
‫خر قط ِر‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ْ َ
َ ََ ُ
َ َ َ َ َ ُّ ُ
َ
ْ
ْ
ْ
َ
‫ط ِر‬
َْ ‫يديه كل خطيئ ٍة كان بطشتها يداه مع اْل ِاء أو مع ِآخر ق‬
‫ خرج ِمن‬،
ِ
َ َ
َ ُّ ُ ْ َ َ َ
َ
ْ‫ط َيئة َم َشتها رجاله مع اْلاء ْأو‬
ْ
َ
ِ
ِ
ٍ ْ ِ ‫ خرجت كل خ‬، ‫ ف ِإذا غسل ِرجلي ِه‬، ‫اْلاء‬
ِ
َ
ُّ
َ
ُ
َ
َ
ًّ
ُ
. ‫ حتى يخرج ن ِقيا ِمن الذن ْو ِب »رواه مسلم‬، ‫اْلاء‬
‫طر‬
‫ق‬
‫آخر‬
‫ع‬
‫م‬
ِ ِ ِ

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve
yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest
suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini
yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –
veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını
yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah
abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar.
Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (Müslim,
Tahâret 32; Tirmizî, Tahâret 2; Riyasü’s-Salihin, 1030)

َ ُ ْ ُ َّ َ َ ْ َّ
َ ْ َ ْ َ ْ َ َّ َ ُ ْ
ْ ُ َ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َّ
َ
‫ن‬
: » ‫ ِوددت أنا قد رأينا ِْإخواننا‬، ‫الحقو‬
‫نين ِوإنا ِإن شاء‬
‫« السالم عليكم دار ق ٍوم مؤ ِم‬
ِ ‫الله ِْبك َم‬
ِ
َ
ُْ َ َ َ ّ َ ُ َ ْ َ
َ َ ُ َ
َّ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
َ
َ
ُ
ْ
ْ
ْ
» ‫ وإخواننا َال َذين لم َ يأتوا بعد‬، ‫ « أنتم أصحابي‬: ‫ أولسنا ِإخوانك يا رسول الل ِه ؟ قال‬: ‫قالوا‬
ُ
َْ ْ َ ْ َ ُ ْ َ
َ َ َْ
ُ
ُ‫له‬
َ
ُ
َّ
َ
ُ
ْ
ْ
َّ
َ
ْ ‫ « أرأيت لو أن رجال‬: ‫ كيف تع ِرف من لم يأتوا بعد من أم َِتك يا رسول هللا ؟ فقال‬: ‫قالوا‬
ُ َ
َ
َ
َّ ُ
َ ‫حج َل ٌة ْبي‬
َّ ‫َخ ْي ٌل ُغ ٌّر ُم‬
ْ ‫ أال‬، ‫ظهر ْي َخ ْيل ُد ْهم ب ْهم‬
َ ‫ َق‬، ‫الل ِ ْه‬
ْ
‫ بلى يا رسول‬: ‫يع ِْر ُف َخ ْيل ُه ؟ » قالوا‬
‫ال‬
‫ن‬
ِ ٍ ٍ
ٍ
َ
ُ
ُ ‫َ َّ ُ ْ ْ ُ َن‬
َ
َ
ُ
َ
َّ
ُ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
ًّ
‫و‬
. ‫ ِ »ر اه مسلم‬
ِ ‫ «ف ِإنهم يأتو غرا محج ِلين ِمن الوض‬:
ِ ‫ وأنا فر ْطهم على الحو‬، ‫وء‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem kabristana geldi ve:

“Selâm size ey mü’minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız.
Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim” dedi. Ashâb-ı kirâm:
– Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah? dediler. Resûl-i Ekrem:
– “Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb:
– Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah’ın Resûlü?
dediler. Peygamber Efendimiz:
– “Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at
sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?” diye sordu. Sahâbe:
– Evet, tanır, ey Allah’ın Resûlü, dediler. Resûl-i Kibriyâ:
“İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler.
Ben havzın başına onlardan önce varacağım” buyurdular. (Müslim, Tahâret 39; Riyasü’sSalihin, 1031 )

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ
Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el suyu”
anlamına gelen abdest, belirli ibadetlerin ifasının ön şartı olan ve kendisi
de ibadet mahiyetinde görülen bir nevi hükmî temizliktir.
Arapça karşılığı güzellik, temizlik ve parlaklık anlamına gelen
“vudû”dur.
Fıkıhta abdest, “belli uzuvları usulüne uygun olarak su ile yıkamak
ve bazılarını da eldeki su ıslaklığı ile meshetmek” şeklindeki ibadet
temizliği olarak tarif edilir.(TDV, İslam İlmihali 1. cilt, s 195)
Fıkıh dilinde maddî kirlilikten temizlenme “necasetten taharet”
olarak anılır; hükmî kirlilik olan hadesten temizlik ise birer hükmi temizlik
usulleri olan abdest ve gusülle olur.

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ

Abdest ile ağız, diş, burun, el, yüz ve ayaklar gibi
kirlenmeye ve dışarıdan gelecek mikroplara en açık uzuvlar
günde birkaç defa su ile temizlenir.
Bu sayede vücudun sinir sistemi ve kan dolaşımı daha
düzenli hale gelir ve vücuda fizikî-tıbbî birçok fayda sağlar.
Abdest, namaz ibadetini ifa için yüce Allah'ın
huzuruna çıkacak müminin manevî ve ruhî hazırlık ve temizliği
de demektir.
Bu yüzden abdest, maddî temizlikle manevî temizliği
birleştirici, müslümana manevî yönden destek ve güç sağlayıcı
bir anlam ve öneme sahiptir.

ABDEST’İN HÜKMÜ / ÇEŞİTLERİ
1.

Farz Abdest:
1.
2.
3.
4.

Namaz Kılmak,
Cenaze Namazı Kılmak,
Tilâvet Ve Şükür Secdesi Yapmak,
Kur'an'a Dokunmak İçin Abdest Almak Farzdır.

Vacip Abdest: Kabe'yi Tavaf Etmek İçin Abdest Hanefilere Göre Vaciptir.
3. Mendup Abdest:
2.

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.

Yatmadan Önce Abdest Almak,
Vakit Namazları İçin Ayrı Ayrı Abdest Almak,
Kuran Okumak,
Dini Kitaplara Dokunmak,
Hadis Okumak,
Peygamberimizin Kabrini Ziyaret Etmek,
Arafat’ta Vakfa Yapmak,
Safa Ve Merve Arasında Say Yapmak,
Ezan Okumak,
Cenaze Yıkamak,
Her İşe Abdestli Olarak Başlamak,
Her Zaman Abdestli Bulunmak İçin Ve
Öfkelendikten,yalan Söyledikten Ve Gıybet Ettikten Sonra Abdest
Almak Mendup’dur.

ABDEST’İN MEZHEPLERE GÖRE FARZLARI
FARZLAR

HANEFİ

ŞAFİİ

MALİKİ

HNBELİ

YÜZÜ YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

KOLLARI YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

BAŞI MESH ETMEK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

AYAKLARI YIKAMA

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

NİYET ETMEK

SÜNNET

FARZ

FARZ

FARZ

TERTİBE RİAYET

SÜNNET

FARZ

SÜNNET

FARZ

MUVALAT

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

FARZ

BESMELE

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

OVARAK YIKAMAK

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

ABDEST’İN FARZLARI
1.

2.

3.

4.

Yüzü bir kere yıkamak (yüzün sınırları: saçın bittiği yerden kulak
yumuşağından çene altına kadar olan kısım. Sakal, bıyık ve kaşların altına
suyun ulaşması gerekir. Yüz yıkanırken sakal sık ise üstünü yıkamak
yeterlidir.)
Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak (abdest alırken parmaktaki
yüzüğün altına su alacak şekilde oynatılması, el, yüz ve ayakta bulunan ve
suyun deriye temasını önleyen maddelerin imkân dahilinde temizlenmesi
gerekir.)
Başın dörtte birini mesh etmek (dörtte birinin el içi su ıslaklığıyla mesh
edilmesi hanefîler'e göre yeterlidir. Başın “nâsiye” denilen ön tarafına
mesh edilmesi daha faziletlidir. Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Şâfiîler'e göre başın mesh miktarı daha azdır, bir saç teli. )
Ayakları topukları ile beraber bir kez yıkamak (suyun parmaklar arasına
ulaşması sağlanmalıdır. Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi su
ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.)

ABDEST’İN SÜNNETLERİ

1.
2.
3.
4.

Abdest almaya niyet etmek,
Başlarken besmele çekmek,
Elleri bileklerle birlikte üç defa yıkamak,
Ağız ve buruna su çekip iyi bir ağız ve burun temizliği
(mazmaza ve istinşak) yapmak,
5. Misvak kullanmak veya dişleri fırçalamak,
6. Sakalın içine su girmesini sağlamak,
7. El parmaklarını birbirine sokup ovuşturmak,
8. Başın tamamını elin ıslaklığıyla mesh etmek,
9. Boynu mesh etmek,
10. Abdest uzuvlarını yıkarken sıraya uymak,
11. Abdeste sağ uzuvlardan başlamak,
12. Uzuvları üçer defa yıkamak
13. Su ile iyice ovmak (delk),
14. Abdeste ara vermeden tamamlamak.

ABDEST’İN SÜNNETLERİ
1.
2.
3.
4.

5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.

Niyet etmek: “Niyet ettim, Allah rızası için abdest almaya” denilmesi müstehaptır.
Abdeste başlarken önce temiz olan elleri bileklere kadar yıkamak.
Abdeste “Eûzü” ve “besmele” ile başlamak.
Mazmaza ve İstinşak: Elleri yıkadıktan sonra önce üç defa ağıza su alınıp çalkalanması ve
dışarı atılmasına “mazmaza”, üç defa da burunun yumuşağına kadar su alınmasına ise
“istinşak” denilir. Ağız ve buruna her su almada, alınan su yenilenir.
Mazmaza ve istinşakta mübalağa etmek. Fakat oruçlu kimseler mübalağa yapmazlar.
Misvak Kullanmak
Tertibi gözetmek. Şâfiî ve Hanbelîlere göre farzdır.
Abdeste sağ taraflardan başlamak
Abdest uzuvlarını üçer defa yıkamak: Birer defası farz, diğerleri sünnettir. Üçten fazla veya
eksik yıkamak sünnete aykırıdır. Çoğu fakihlere göre başı bir defa meshetmek yeterlidir.
Abdestte elleri veya ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak. Parmakları hilâllemek.
Sakalı hilâllemek: Abdest alırken sık sakalı bulunanların sakallarını, parmaklarını sakalın içine
sokarak alt taraftan üst tarafa doğru hareket ettirmesine hilâlleme denir.
Başın tamamını bir su ile meshetmek: Buna “kaplama mesh” denir.
Kulakları meshetmek: Çoğu fakihlere göre, yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi
sünnettir.
Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile ovmak
Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamak. Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
Boynu meshetmek: Başı ve kulakları meshettikten sonra iki elin arkaları ile ve üçer parmakla
yeni bir su almaya gerek olmaksızın boyun meshedilir.

ABDEST’İN ADAPLARI
Abdestin Âdabından Maksat, Abdestin Farzlarının Ve Sünnetlerinin Daha Uygun
Şekilde Ve Ortamda, Mükemmel Bir Şekilde Yerine Getirilmesini Sağlamaktır.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.

12.
13.

Abdest Alırken -Mümkünse- Kıbleye Dönmek,
Abdest Sularını Vücuda Ve Elbiseye Sıçratmamak,
Dünya İşlerine İlişkin Konuşmamak,
Abdest Dualarını Veya Bildiği Dualardan Okumak,
Suyu Ölçülü Kullanmak,
Daha Vakit Girmeden Abdest Alıp Namaza Hazır Bulunmak,
Bir Özür Bulunmadıkça Abdestte Başkasından Yardım İstememek,
Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını Yoklamak, Suyu Dirsek Ve
Topukların Yukarılarına Kadar Ulaştırmak,
Nehir Veya Deniz Kenarında Bile Su İsrafından Kaçınmak,
Abdest Sonunda Kelime-i Şehâdet (Eşhedü Enlâ İlahe İllallah Ve Eşhedü Enne
Muhammeden Abdühû Ve Resûlüh) Getirmek,
Abdestten Artan Sudan Kıbleye Karşı Ayakta Bir Miktar İçmek Ve Bu Sırada;
“Allah’ım Beni Her Günah İşledikçe Tevbe Eden Ve Günahtan Kaçınıp Tertemiz
Bulunan Salih Kullarından Kıl” Diye Dua Etmek,
Abdestin Sonunda Bir, İki Veya Üç Defa Kadir Sûresi’ni Okumak,
Abdestten Sonra, Kerâhet Vakti Değilse İki Rekat Nafile Namaz Kılmak.

ABDEST’İ BOZAN DURUMLA
1. İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necasetin,
herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
2. Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir maddenin
çıkması. (Şâfıî ve mâlikîler'e göre bozmaz.) Vücuttan çıkan kan, irin ve sarı
su akmadığı veya çıktığı yerin çevresine dağılmadığı sürece abdesti bozmaz.
3. Ağız dolusu kusmak.
4. Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan
durumlar.
5. Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek.
6. Cinsî münasebet veya fahiş (aşırı) temas ve dokunma.
7. Mazeret halinin sona ermesi. Su bulamadığı için teyemmüm eden kimse suyu
bulunca, mest üzerine mesh yapan kimsenin -yolcu olanlara üç, yolcu
olmayanlara bir gün olarak tanınan- mesh süresi dolunca, özürlü kimse için
de namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur.
8. Hanefîler'in dışındaki üç mezhebe göre bir kimsenin kendi cinsel organına
temas da abdesti bozar.

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest suyunun elbiseye sıçramayacağı bir konum
alınır,
 Mümkünse kıbleye dönülür,
 Abdeste “eûzü” ve “besmele” çekilir,
 Niyet ve besmele ile abdeste başlayıp “niyet ettim, allah
rızası için abdest almaya” denir,
 Su ölçülü kullanılır, fazla açılmaz, israftan kaçınılır,
 Abdestte elleri parmak uçlarından başlanır,
 Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da
hilallenerek üç defa yıkanır,
 El, yüz ve ayakta bulunan ve suyun deriye temasını
önleyen cilt üzerindeki hamur, boya, sakız gibi
maddeler temizlenir,
 Parmakta yüzük varsa oynatılır,
 Misvak veya diş fırçası ile bunlar yoksa sağ elin
parmaklarıyla dişler temizlenir,
 Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile iyice ovarak
yıkanır

ABDESTİN ALINIŞI

 Ağız, Sağ El Avucuna Alınan Su İle Üç Defa
Çalkanıp iyice Temizlenir,
 Ağız Ve Buruna Her Su Almada, Alınan Su
Yenilenir.
 Üç Defa Da Burna Sağ El İle Su Çekilip Her
Defasında Burun Sol Elle Temizlenir.
 Oruçlu Olmayan Kimse Ağız Ve Burnun Her
Yerine Suyun İyice Ulaşmasını Sağlar.
 Mazmaza Ve İstinşakta Mübalağa Etmek Gerekir.
Fakat Oruçlu Kimseler Mübalağa Yapmazlar.
 Ağza su alırken “Allah’ım! Bana peygamberinin
kevser havuzundan, bir daha sonsuza kadar
susamayacağım bir kâse su ihsan buyur.” diye
duada bulunur,
 Burnu yıkarken de “Allah’ım! Beni nimetlerinin
ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum
bırakma.”der.

ABDESTİN ALINIŞI
 Üç Kere Yüz Yıkanır.
 Birer Defası Farz, Diğerleri Sünnettir. Üçten Fazla
Veya Eksik Yıkamak Sünnete Aykırıdır.
 Saçın Bittiği Yerden Kulak Yumuşağından Çene Altına
Kadar Olan Kısım Yıkanmalıdır.
 Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını
Yoklamak adaptandır,
 Sakal, Bıyık Ve Kaşların Altına Suyun Ulaşması
Gerekir.
 Abdest Alırken Sık Sakalı Bulunanların Sakallarını,
Parmaklarını Sakalın İçine Sokarak Alt Taraftan Üst
Tarafa Doğru Hareket Ettirmesi Gerekir, Adaptandır,
 Yüz Yıkanırken Sakal Sık İse Üstünü Yıkamak
Yeterlidir.
 Yüzü yıkarken “Allah’ım! Bazı yüzlerin beyazlanacağı,
bazı yüzlerin de kararacağı günde, benim yüzümü ak
kıl.” diyerek dua etmek abdest adaplarındandır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak farz
üçe tamamlamak sünnettir,
 Kolları yıkamaya sağ koldan başlanır, sol kolla
devam edilir,
 Suyu Dirseklerin dört parmak yukarısına Kadar
Ulaştırmak gerekir,
 Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamalıyız.
Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
 Kolları iyice ovarak yıkanır.
 Sağ kolu yıkarken “Allah’ım! Bana amel
defterimi sağ yanımdan ver ve benim hesabımı
kolay kıl!” diye dua edilir
 Sol kolu yıkarken “Ey Rabbim! Bana kitabımı sol
yanımdan ve arka yönden verme ve şiddetli bir
hesap ile sorguya çekme” diye dua edilir

ABDESTİN ALINIŞI











Başın dörtte birinin elin içinin su ile ıslatılıp mesh edilmesi
hanefîler'e göre yeterlidir.
Başın “nâsiye” denilen ön tarafına mesh edilmesi daha
faziletlidir.
Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Başın tamamını bir su ile meshetmeye “kaplama mesh” denir
ki bu şekilde mesh etmek sünnettir.
Baş mesh edilirken elin saçların dibine doğru sokulmasına
veya ileri geri hareket ettirilmesine gerek yoktur.
Başı meh ederken“ilâhi, beni rahmetinle yarlığa, benim
üzerime bereketinden indir.” Diye dua etmek uygundur.
Yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi sünnettir.
Küçük parmağımızı kulağımızın içeine doğru sokup baş
parmağımızla kulağımızın arkasını mesh etmek şeklinde
yapılır
Boynu meshetmek: başı ve kulakları meshettikten sonra iki
elin arkaları ile ve üçer parmakla yeni bir su almaya gerek
olmaksızın boyun meshedilir.
Ellerin parmak uçları ensede birbirine değerek boyna doğru
çekilmek suretiyle yapılır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Ayakları topukları ile beraber bir kez
yıkamak
farzdır,
üçe
tamamlanması
sünnettir.
 Suyun
parmaklar
arasına
ulaşması
sağlanmalıdır.
 Önce sağ sonra sol ayak, parmak uçlarından
başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dahil
olmak üzere yıkanır.
 Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.
 Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi
su ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.
 Ayakları yıkarken şöyle dua edilir: “Ya Rabbi!
Birtakım ayakların kayacağı günde, benim
ayaklarımı sırat üzerinde sâbit kıl!”

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest sonunda kelime-i şehâdet (eşhedü enlâ ilahe illallah
ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh) getirmek,
 Abdestten artan sudan kıbleye karşı ayakta bir miktar içmek
ve bu sırada; “allah’ım beni her günah işledikçe tevbe eden
ve günahtan kaçınıp tertemiz bulunan salih kullarından
kıl” diye dua edilir ve
 Abdestin sonunda bir, iki veya üç defa kadir sûresi’ni okunur,
 Abdestten sonra, kerâhet vakti değilse iki rekat nafile namaz
kılınır.

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR
Abdeste başlarken önce niyet edilir, sonra eûzü-besmele çekilir. Sonra da her
bir âzayı yıkarken şu duâlar okunur:

ً‫الم ُْنورا‬
َ ‫َا ْل َح ْم ُد ل ّله َّالذى َج َع َل ْاْلَ َاء َط ُهو ًرا َو ْا ِال ْس‬
ِ ِ

“Suyu temizleyici, İslâmı da nûr kılan Allah'a hamdolsun.”

َ‫َا ّلل ُه َّم َاع ّنى َعلى ت َال َوة ْال ُق ْران َوذ ْكر َك َو ُش ْْكر َك َو ُح ْسن ع َب َادتك‬
ِ ِ ِ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ ِ ِ

Ağıza su verirken:

“Ey Allahım, Kur'an okumak, seni zikir ve sana şükür etmek, sana olan ibâdeti
güzelleştirmek hususlarında bana yardım et!..”

َ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ ْ َ َ َ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
‫حة الن ِار‬
ْ ‫اللهم ا ِرحنى را ِئحة الجن ِة والت ِرحنى را ِئ‬

Buruna su verirken:

“Allahım, bana Cennet kokusunu duyur, Cehennem kokusunu hissettirme!”
Yüzü yıkarken:

ٌ‫س َو ُّد ُو ُجوه‬
ٌ ‫ض ُو ُج‬
ْْ ‫وه َو َت‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم َب ّي‬
ُّ ‫ض َو ْجهى َي ْو َم َت ْب َي‬
ِ

“Allahım, yüzlerin kiminin ak, kiminin kara olduğu o günde, benim yüzümü kara değil,
ak çıkar!”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ‫َا ّلل ُه َّم َا ْعطنى ك َتابى ب َيمينى َوح‬
ً‫اس ْبنى ِح َس ًْابا َيسيًا‬
ِ ِ
ِ
ِ ِ
Sağ kolu yıkarken:

“Allahım, kitâbımı sağımdan ver, hesabımı da kolay eyle!”

Sol kolunu yıkarken:
َْ
ّ َ
َ َ
َ
ُ
َ
َ
ْ
َ
َ
َ
ْ
َّ
ُ
‫اللهم ال تع ِطنى ِكتابى ِبيسارى وال ِمن ور ِاء ْظه ِرى‬
“Allahım, kitâbımı solumdan ve arkamdan verme.”

َ َ meshederken:
َ َّ َ َّ ُ ّ َ
َ
َ
َ‫ال ظ ّْل ا َّال ظ ُّل َع ْرشك‬Başı
َ
ْ
َ
ْ
ّ
ْ
ِ ِ ِ ِ ‫اللهم ا ِظلنى تحت ِظ ِل عر ِشك يوم‬
ِ
“Allahım, Arşının gölgesinden başka gölge olmadığı günde, beni Arşının gölgesinde
gölgelendir.”
Kulaklara meshederken:
َ
َ
َ
َّ
ُ‫ذين َي ْستم ُعو َن ْال َق ْو َل ْف َيتب ُعون ا ْح َس َنه‬
َ ‫اج َع ْلنى م َن َّال‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم‬
ِ
ِ
ِ
“Allahım, beni sözü dinleyip de en güzeline uyanlardan eyle.”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ َ ْ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
َ
َ
‫اللهم اع ِتق رقبتى ِمن الن ِار‬
Boynu mesh ederken:

“Allahım, boynumu Cehennem ateşinden âzâd eyle!”
Ayakları yıkarken:
ْ
َ
ْ
َ
َ‫َا ّلل ُه َّم َث ّب ْت َقد‬
ّ ‫مى َع َلى‬
ُ‫الص َراط َي ْو َم تز ُّْل فيه االق َدام‬
َّ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ

“Allahım, ayakların Sırat üstünde kaydığı günde, ayaklarımı sırat üstünde sâbit eyle,
kaydırma!..”
Abdest tekmil olduktan sonra abdest suyundan içilir ve bu dua okunur:

َ‫اج َع ْلنى م ْن ع َْبادك‬
َّ ‫اج َع ْلنى م َن‬
َ ‫ن ْاْلُ َت َط ّهر‬
َْ ‫اج َع ْلنى م‬
ْ ‫ين َو‬
ْ ‫الت َّواب َين َو‬
ْ ‫َا َّلل ُه َّم‬
ِ ِ ِ ِ
َ‫َ ِ ِ َ َ ْ َ ْ ِ َ َّ ِ َ ِ َ َ ْ ٌ َِ َ ِ ْ ْ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ن‬
ْ ‫الصا ِل ِحين واجعل ِنى ِمن ال ِذين الخوف علي ِه ْم والهم يحزنو‬

“Allahım! Beni çok tevbe edenlerden, temizliğe çok dikkat edenlerden, salih kullarından
ve kendileri için korku ve hüznün olmadığı kimselerden eyle.”

Abdest sonunda “Kelime-i Şehâdet” (eşhedü enlâ ilahe illallah ve eşhedü enne
muhammeden abdühû ve resûlüh) getirilir. Bununla birlikte bir, iki veya üç defa
“Kadir” sûresi yada “Ayetel Kürsi” okunur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest uzuvlarında yara veya hastalık bulunması halinde nasıl abdest alınır?
Abdest uzuvlarından birinde yara veya hastalık bulunan kişi, bu organın
yıkanması zarar verecekse, yıkamayıp ıslak elle mesheder. Mesh edilmesinin de zarar
vermesi durumunda, bu da terk edilir. Bu rahatsızlık abdest veya gusül uzuvlarının
çoğunluğunda ise, abdest veya gusül yerine teyemmüm edilir.
Özürlü nasıl abdest alır, özrü sebebiyle elbisesine bulaşan necasetin hükmü nedir?
Özürlüler, her vakit için abdest alır ve mazeret teşkil eden rahatsızlığından
başka abdest bozan bir hal meydana gelmedikçe, bu abdestle o vakit içerisinde dilediği
gibi namaz kılar, Kur’an-ı Kerim okur ve diğer ibadetlerini yaparlar. Namaz vaktinin
çıkmasıyla veya başka abdest bozan bir halin meydana gelmesiyle özürlü kimsenin
abdesti bozulur.
Kişiyi özürlü kılan hal, bir namaz vakti boyunca hiç meydana gelmezse, özür
ortadan kalkmış olur ve o kimse özür sahibi olmaktan çıkar.
Özürlü kimseden akan kan, irin, idrar gibi şeylerin çamaşıra bulaşması halinde,
bundan kaçınılması mümkün değil ve temizlendiğinde tekrar bulaşacaksa çamaşır
yıkanmadan namaz kılınabilir. Fakat elbiseye tekrar bulaşmayacaksa, yıkanması gerekir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Bedeninde veya bir uzvunda sargı ya da yara bulunan kimse nasıl abdest alır?
Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık veya yaradan dolayı sargı
bulunduğunda, abdest alırken veya guslederken bu sargı çözülerek altı yıkanır ve yaranın
üstü mesh edilir. Ancak sargının çözülmesinin zararlı olması hâlinde çözülmeyip üzerine
mesh edilebilir. Sargı üzerine meshin meşruluğu sünnetle sabittir. Hz. Ali (r.a.) şöyle
demiştir: “Bileklerimden biri kırılmıştı. Peygamber (s.a.s.)’e sordum, O da sargıların
üzerine mesh etmemi emretti.“ (İbn Mace, Taharet, 134.)
Sargının bir defa mesh edilmesi yeterlidir. Yapılan bu mesh ile, o uzuv hükmen
yıkanmış olur. Sargının abdestsiz veya cünüp iken sarılmış olması meshe engel olmadığı
gibi, sargı üzerine meshin belirli bir süresi de yoktur; yara veya kırık iyileşinceye kadar
aynı sargı üzerine mesh edilebilir. Üzerine mesh ettikten sonra sargının değiştirilmesi veya
düşmesi hâlinde, mesh bozulmaz; iade edilmesi de gerekmez. Ancak, yaranın iyileşmesi
hâlinde, sargı açılmış olsun veya olmasın, mesh bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Tedavi maksadı ile cilde sürülen ilaç vb. maddeler abdeste engel olur mu?
Abdest alırken yıkanması gereken bir organın üzerine tedavi maksadı ile
merhem vb. bir madde sürülmüşse; su zarar vermiyorsa abdest alırken bu organın
yıkanması gerekir. Eğer yıkamak zarar veriyorsa ıslak elle üzerine mesh edilir.
Mesh etmek de zararlı ise o da terk edilir. Çünkü dinimiz zaruretler hâlinde
yasakları mübah kılmış, kişiye kaldıramayacağı yükü yüklememiş, zorluğun giderilmesini
ilke edinmiştir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Diş doldurtmak veya kaplatmak abdest ve gusle engel olur mu?
Tedavi amacıyla diş doldurmak veya kaplatmak caiz olup abdest ve guslün
sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak çıkarılıp takılabilen/sabit olmayan dişlerin gusül
abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması gerekir.
Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de kaplandıktan sonra,
dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı hükmünü alır. Bu sebeple, ağız yıkanınca,
kaplama yapılan dişler de yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi, gerektiğinde tedavi amaçlı
olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve abdest ya da gusül alıp, ibadetlerini
yapabilir.
Yapılan bu işlem tedavi amaçlı ve zorunlu olduğundan, mezhepler arasında bir
ihtilaf söz konusu değildir. Diş dolgusu veya kaplaması konusundaki ihtilaflar, guslün veya
abdestin geçerli olup olmayacağı konusuyla alakalı bir durum değildir. Çıkan dişin yerine
bağlandığında kullanılan tel veya başka bir madde, çok sıkı bağlanacağı için, suyun altına
girmesine engel olur. Buna rağmen fukaha, kopan dişi yerine bağlatmanın caiz olduğunda
görüş birliği içindedirler.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

İdrar torbası kullanmak zorunda olan hastaların abdesti bozulmuş olur mu?
Devamlı burun kanaması, idrarı tutamama, kusma, yaranın devamlı kanaması,
kadınlardaki akıntı gibi abdesti bozan ve en az bir namaz vakti süresince devam eden ve
her namaz vaktinde tekrarlanan bedenî rahatsızlıklara özür/mazeret, böyle kimselere de
özür sahibi kimse denilir.
Buna göre; kendisinden devamlı idrar geldiği için idrar torbası kullanmak
zorunda olan hastalar, dinî açıdan özür sahibi konumundadırlar. Özür sahipleri, her namaz
için vakit çıktığında abdest almak suretiyle namazlarını kılarlar.
Bu abdestle vakit içinde diledikleri kadar farz veya nafile namaz kılabilirler.
Ancak mümkün olduğunca namaza başlamadan önce torbadaki idrarın boşaltılmış
olmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle abdeste başlamadan önce idrar torbası
boşaltılmalıdır. Şu kadar var ki, vakit namazı için abdest alındıktan sonra, torba içinde
biriken idrar ile kılınan namaz geçerlidir. Bu özürleri dışında abdesti bozan başka bir hal
olmadıkça, vakit içinde abdestleri devam eder, vakit çıkınca bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan bir kadın teyemmüm ederek namazını
kılabilir mi?
Yalnızca erkeklerin veya hem erkeklerin hem de kadınların bulunduğu bir
ortamda gusül abdesti almak durumunda kalan bir kadın gusül abdestini tehir eder.
Dolayısıyla, suyu kullanmaktan aciz olduğu için teyemmüm ederek namazını kılar.
Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan kadın ise, namaz vaktinin sonlarına
kadar bekler. Eğer vaktin çıkacağından korkarsa teyemmüm ederek, namazını kılar. Ancak
o namazı iade eder .

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Su mevcut olduğu halde abdest alıncaya kadar namaz vaktinin çıkmasından endişe
eden kişi teyemmümle namaz kılabilir mi?
Abdest alma imkânı varken, cuma namazı ve vakit namazları gibi vaktinde
kılınamadığı zaman kaza edilen namazların, vaktin çıkacağı endişesi ile teyemmüm ederek
kılınması caiz değildir. Zira abdest alındığı takdirde bu namazlara yetişilemezse, cuma
namazı yerine öğle namazı, vakit namazı yerine kaza namazı kılınır.
Maliki Mezhebi’ne göre, su ile abdest alma imkânı var iken, abdest veya gusül
alındığı takdirde beş vakit namazdan birinin vakti geçecek ise bu namaz teyemmüm
ederek kılınır.
Varis çorabı üzerine mesh yapılabilir mi?
Varis hastalığından dolayı ayağa giyilmesi gereken özel çoraplar, kırık, çıkık
üzerindeki sargı hükmün dedir. (İbn Mace,Taharet,134.) Bu itibarla, varis çorapları
üzerine meshedilmesinde bir sakınca yoktur

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Kol ve bacakları olmayan kimsenin abdesti eksik olur mu?
Yüce Allah din konusunda bize hiçbir zorluk yüklememiştir. (Hacc, 22ı78.)
“Köre, topala da vebal ve hastaya güçlük yoktur.“ (Fetih, 48ı17.) anlamındaki
ayetler buna delildir. İnsanlar ancak yapabileceklerinden sorumludurlar.
Hastalığı veren de yükümlülükle ri yükleyen de Allah’tır. Dolayısıyla kişi gücü
neye yetiyorsa onu yapmakla mükelleftir. Kol ve bacakları olmayan kişiden abdestte bu
organları yıkama yükümlülüğü düşer. Ancak bu kimsenin, bu özründen dolayı namaz
yükümlülüğü düşmez.
Kendisine abdest aldıracak yardımcı birileri yoksa ve kendisi de bir şekilde
abdest alma yöntemi bulamazsa, yüzünün iki yanını toprak veya toprak cinsinden bir şeye
dokundurarak teyemmüm eder. Elleri ve kolları olmayan veya kesilmiş olan kimse yalnız
yüzünü yere sürerek teyemmüm yapar.
Eğer yüzünde bir yara veya özür varsa teyemmüm etmeksizin namazı kılar. Bu
imkâna da sahip değilse, namazını yapabildiği şekilde ima ile kılar. Özürlü bir kimse, ancak
kendisi gibi özürlü birisine namaz kıldırabilir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Saç boyası, kına, ruj, oje, jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani
midir?
Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa,
abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması
gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken
uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır.
Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan
maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce
giderilmesi gerekir. Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşturmayan saç boyası,
kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Tuvalette abdest alınabilir mi?
Tuvalette abdest alınmasında bir sakınca yoktur. Ancak böyle yerlerde
besmele, zikir ve duaların içten söylenmesi uygun olur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest ve gusülün tam olup olmadığı konusundaki vesveseye
itibar edilir mi?
Vesvese, çeşitli sebeplerle insanın yaşadığı kararsızlık,
şüphe ve kuruntu halidir. Vesvese sebebi ile, gusül ve abdestin
tekrarlanması gerekmez. Vesvese gelse bile abdest ve gusle devam
edilmelidir.
Kişi vesveseye itibar etmemeye çalışmalı, içe doğan şüphe
ve tereddüt hallerinin asılsız olduğunu kendine telkin etmeli,
ayrıca zaman zaman Felak ve Nas Surelerini, anlamlarını da
düşünerek okumalıdır.
Güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest ve gusül alınır mı?
Güneş enerjisi ile ısıtılan su ile, temiz olmak kaydıyla, abdest almak
ve gusletmekte dinen bir sakınca yoktur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAKTA GEREKLİDİR
İyi veya kötü hareketleri organlarımızla yaparız. El işler yapar, yıkar ve
yazar; ağız yer içer, iyi ve kötü sözler söyler, konuşur; burun koklar, gözler görür,
kollar saldırır ve yakalar; kulaklar işitir ve dinler; ayaklar ise bizi pek çok yere
götürür. Bütün bunlar zaman zaman günah ve yasak sınırını aşabilir.
İşte abdest sırasında içimizden geçireceğimiz dualarla, söz konusu
edilen olumsuz hareketlerin etkisinden kurtulmaya çalışabiliriz. Abdest alacak
kimse önce niyet eder. Bu bir rûhî-mânevî hazırlıktır. Hakk'ın huzuruna çıkmaya
niyet etmek ve hazırlanmak demektir. Sonra besmele çekerek ve Allah'ın
yardımını dileyerek abdeste başlar.
Abdest alan insan samimî bir dille ve içten bir duyguyla, eksiklik ve
hatalarını Hakk'ın huzurunda itiraf edip, bunları yıkamasını ve silmesini kulluğa
yakışan bir tavırla O'na arz eder, duasının kabulü için yalvarıp yakarır. Böylece
bilinci ve içtenliği ölçüsünde ruhen temizlenip arınmış bir halde huzura varmaya,
namaza durmaya hazır hâle gelir.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Su nasıl maddî kirleri temizliyorsa, tövbe de manevî kirleri yok eder
diye düşünerek abdest organlarımı yıkamalıyım. Halkın gördüğü yer olan
bedenimi ve elbisemi temiz tutar da Hakk'ın nazar ettiği yer olan kalbimi
tertemiz tutmazsam yanlış yapmış olurum diye inanmalıyım. Bedenim gibi
kalbimi de kötü ve kirli şeylerden arındırmaya çalışmalıyım şuurunda bir abdes
gerçek mahiyeti ile abdest olmuş olur.
Şemsî'nin dediği gibi: " Pâdişah konmaz saraya hâne mâmur
olmadan.” önce hanemizi mamur hale getirelim kalbimizi tezkiye edlim sonra
organlarımızı temizleyeli.
Yûnus Emre söylüyor: " Tanla durup başın kaldır ellerini suya daldır /
Hem şeytanın boynunu vur hem nefs dahi ölse gerek." (“Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr.
Mehmet Demirci)

Beyazid-i Bistâmî şöyle dermiş: "Ne zaman dünya düşüncesi
gönlümden geçse abdest alırım; âhiret düşüncesi geçince de gusül yaparım."

Prof. Dr. Mehmet Demirci hocamızın Altınoluk dergisinde yayınlanmış olan “Abdestin
İç Anlamı” isimli makalesinde Gönül ehli kimseler iç anlam olarak abdestin ve temizliğin beş
derecesinden söz ettiklerini belitir ve bunları İçten dışa doğru şöylece sıralar:

1. Rûhun abdesti: Rûhun, hayvanlık seviyesine ait bilgisizlikten ve Allah'tan gayri
şeyleri görme gafletinden arınmasıdır. Ruh Allah'tan gayrı şeyleri görmekten arınsa,
Gaffar olan Allah'ın nûru onu kuşatır. Kötü düşüncelerini temizlese takvâ elbisesine
kavuşur. Nefsin tezkiye ederse iç huzuruna ve itmi'nâna ulaşır.
2. Sırrın abdesti: Burada "sır", rûhun rûhu demek olup; onun abdesti gösterişten (riyâ),
arzu ve isteklerin esiri olmaktan, kendini beğenmişlikten, baş olma tutkusundan, aşırı
dünya isteği ve mevki sahibi olma ihtirasından arınmaktır. Bunun neticesinde ihlâs nûru
ortaya çıkar. Dünya sevgisinden arınırsa âhiret sevgisi doğar.
3. Kalbin ve gönlün abdesti: İki yüzlülük, bozgunculuk ve kötü ahlâktan uzak durmaktır.
Büyüklenme yıkanınca, alçak gönüllük doğar. Çekememezlik kirleri yıkansa, iyilik;
düşmanlık yıkansa, Allah sevgisi görünür.
4. Dilin abdesti: Yalan, dedi-kodu, iftira ve boş sözden, insanların ayıplarını merak
etmekten ve gizli hallerini ortaya çıkarmaktan, faydasız konuşmaktan uzak durmaktır.
Yalan ve koğuculuk yıkansa, doğruluk ve vefâ doğar. İftira ve itham etme yıkansa, sevgi
görülür. Faydasız ve boş söz bırakılsa yararlı şeyler konuşulur veya Allah'ın adı anılır.
5. Zâhir abdesti: Bu, bildiğimiz abdesttir. Neticesinde Abdest alan kimsenin yüzünü
yıkaması, mahşer günü yüzünün nurlu olmasına yol açar. Kolunu yıkayınca cömertlik
nurları hasıl olur. Ayrıca amel defterinin sağ eline verilmesi gibi bir lûtfa erişir. Ayağını
yıkayınca, âhiretteki manevî engelleri kolaylıkla geçme imkânı doğmuş olur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Abdest alırken gerçekleşen dış temizliğin, iç temizliği ile
birlikte gelişmesi için şunlar da tavsiye edilir: Eller yıkanırken
kalbin de aşırı dünya sevgisinden yıkanması gerekir. Ağıza su
alınırken, onunla boş şeyleri anmamaya azmetmelidir. Yüz
yıkandığı zaman, yüzü Hak'tan başka şeylere çevirmemeye söz
vermelidir. Ayağı yıkarken, Hak yolda bulunma gayreti
pekiştirilmelidir.
Dış temizlik su ile, iç temizlik ise tövbe ile ve Hakk'ın
kapısına dönmekle mümkün olur.

Bedenin bütün uzuvlarına madden ve manen abdest
aldırmak gerekir. Bedene su ile nasıl ki abdest aldırıyorsak, her bir
uzvumuzu Yaratının rızasına uygun işler yaptırmak suretiyle
manevi abdestimizide almamız gerekmektedir.
Abdestin suyu günaha bakan gözleri, günahla kızaran yüzü
de arındırır. Ağzı abdest suyu ile çalkaladığımız zaman, bizi günaha
sokan kelimeler, bu kelimeleri oluşturan dil ve dişler pir-ü pak
olur. Başımızı mesh ettiğimizde zihnimizden geçen günahlar bir bir
dökülür. Kulaklara değen abdest suyu bu organın dikkat kesilip
dinlediği günahkar sözleri siler süpürür. Ve en nihayet bizi günahın
kapısına kadar yürüten ayaklarımızı yıkarız. Onlar da günahtan
kurtulmuş olur.
Yüce Rabbim abdestimizi en güzel şekilde alıp
ibadetlerimizi kendi rızasına uygun olarak yapmayı cümlemize
nasip etsin.

Bu Sunum İdris YAVUZYİĞİT Tarafında; “İhtiyar” Mevsılî,
“Bidayetu’l Müctehit” Ahmet İbn Rüşd El Kurtubi, “Büyük İslam İlmihali”
Ömer Nasuhi Bilmen (A. Fikri Yavuz), “İslam İlmihali” Lütfi Şentürk Ve
Seyfettin Yazıcı (Diyanet), “İlmihal” Heyet (TDV), “Delilleriyle İslam
İlmihali” Hamdi Döndüren, “Şafii İlmihali” Mehmet Keskin (Diyanet), “Din
Görevlisinin El Kitabı” Mevlüt Özcan, “Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr. Mehmet
DEMİRCİ; “Abdestin Fazileti Ve İbadetler Açısından Önemi” Ahmet ÜNAL;
“Abdestin Manası Ve Önemi” Mustafa Kutlu’ya Ait Kitap, Makale Ve Vaaz
Örneklerinden İstifade Edilmek Suretiyle Hazırlanmıştır.
Rabbim Eser Sahiplerinden Ölenlere Rahmetiyle, Yaşayanlara Lutuf
Ve Keremiyle Tecelli Eylesin Ve İki Cihan Saadeti İhsan Etsin.


Slide 30

Abdest Almanın Önemi
ve Fıkhi Boyutu
İdris YAVUZYİĞİT
[email protected]

Abdestin Önemi
Abdestin Tanımı
Abdest Çeşitleri
Abdestin Farzları
Abdestin Sünnetleri
Abdestin Adapları

Abdesti Bozan Durumlar

Abdestin Alınışı
Abdest Duaları
Fıkhi Sorular
Abdestin İç Anlamı

ABDEST

َ ْ ُ ْ ُ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َ
ُ ْ َ ٰ َّ
‫وة فاغ ِسلوا‬
‫يا ايها ال ٖذين امنوا ِاذا قمت ْم ِالى الصل‬
ِ
َ ‫ُو ُج‬
ْ‫وه ُك ْم َو َا ْي ِد َي ُك ْم ِا َلى ْاْلَ َرا ِْفق َو ْام َس ُحوا ب ُر ُؤس ُك ْم‬
ِ ِ
ِ
ْ َ ْ ُ َُ ََْ
َ
ْ
ْ
َ
‫وارجلكم ِالى الكعبي ِ ْن‬
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya
kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize
kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip,
topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)”.

(MÂİDE suresi 6.

ayet)

ABDEST

Bu âyet, teyemmüm âyeti olarak adlandırılır. Fakat
âyette abdestin farzları tesbit edilmektedir. Dolayısıyla bir
abdest âyeti olduğu şüphesizdir.
Şu kadar var ki, abdest bu âyet ile farz kılınmış değildir.
Çünkü abdest Mekke’de namazla beraber farz kılınmış ve
İslâm’da hiçbir zaman abdestsiz namaz kılınmamıştır.
Oysa bu âyet-i kerîme Medîne’de, hicretin 6. yılında,
Benî Mustalik Gazvesi’nde cereyan eden meşhur “İfk hâdisesi”
üzerine gece susuz bir yerde kalınıp abdest almak mümkün
olmadığından dolayı nâzil olmuştur.
Hz.Âişe vâlidemize münafıklar tarafından çirkin bir iftira
yapıldığı için bu olaya ifk (iftira) olayı denilmiştir.

ABDESTİN FAZİLETİ

َ َ َ َّ َ َ ْ
َ َََ َ
َ
ْ‫خ َط َاي ُاه من‬
ْ
َ
ْ ‫ خرجت‬، ‫من توضأ فأحـسن الوضـوء‬
ِ
َ
ْ َ َّ
ْ
َ
َ
ُ
‫تحت أظفا ِر ِْه‬
ِ ‫جس ِد ِه حتى تخرج ِمن‬
“Kim

güzelce abdest alırsa, o kimsenin
günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün
vücudundan çıkar.” (Riyasü’s-Salihin, 1028; Müslim, Tahâret 33)

ُْ َ ُ ُ ُّ
‫ر‬
» ‫يمان‬
ْ ِ ‫اإل‬
‫ر‬
«
‫ط‬
‫ش‬
‫و‬
‫ه‬
‫الط‬
ِ

Ebû Mâlik el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır.” (Riyasü’s-Salihin, 1033; Müslim, Tahâret 1)

َ ْ َ َّ َ ً ّ ُ َ
َ‫َّ ُ َّ ُ ْ َ ْ ن‬
َ
ْ
َ
‫القيام ِ ْة غرا محج ِلين ِمن ْآث ِار‬
‫« ِإن أمتي يدعو يوم‬
ِ
َ
َ
َ
َ
ُ
ُ
َ
َ
َ
ْ
ْ
ُ
ْ
ْ
ْ
َّ
» ‫ فليفعل‬، ‫من استطاع ِمنكم أن ْي ِطيل غرته‬
ِ
ِ ‫الوضوء ف‬
ٌ
. ‫متفق عليه‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’i:
“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde,

abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak
olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten
kimse bunu yapsın” buyururken işittim. (Riyazüs Salihin, abdestin fazileti, 1026;
Buhârî, Vudû‘ 3; Müslim, Tahâret 35)

Bu Hadis bizlere:
1. Abdesti farzlarına, sünnetlerine, müstehaplarına ve edeplerine riayet ederek
almak gerekir. Böyle yapmak müstehaptır.
2. Abdest, insanın yüzünü nurlandırır, el ve ayaklarını ağartır. Bu hem maddî hem
manevî anlamda böyledir.
3. Allah Teâlâ, kıyamet gününde ve mahşer yerinde yüzü nurlu, el ve ayakları parlak
olanlara özel muamelede bulunur. Çünkü bunlar sâlihler ve ibadet ehli mü’minlerdir.
4. Abdestte ayakları yıkamak asla terkedilmemelidir.

ABDESTİN FAZİLETİ

ُْ ُ ْ َ
ُْ َ ُ َْ ُ َُْ
ُ
ُ
ُ
ُ
» ‫الحلية ِمن اْلؤ ِم ِن ح ْيث يبلغ الوضـوء‬
ِ ‫« تبلغ‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Ben dostum sallallahu
aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:
“Mü’minin

nuru ve beyazlığı, abdest
suyunun ulaştığı yere kadar varır.” (Müslim, Tahâret 40)

َ َّ َ َ
ُ ُ
َ َُ
َ َ ُ ْ َ
ْ
َ
َ
ُّ‫كل‬
ْ ‫جه ِه‬
ِ ‫« ِإذا تو َضأ َالعبد اْل‬
ِ ‫سلم أ ِو اْلؤ َ ِمن فغسل َ ْوجهه خرجَ ِمن َو‬
َ َ
ْ
َ
ْ
ْ
َ
ْ
‫ َف ِإذا غسل يدي ِه‬، ‫اْلاء‬
‫اْلاء أو مع آ‬
‫خطيئة نظر ِإليها ِبعيني ِه مع‬
‫خر قط ِر‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ْ َ
َ ََ ُ
َ َ َ َ َ ُّ ُ
َ
ْ
ْ
ْ
َ
‫ط ِر‬
َْ ‫يديه كل خطيئ ٍة كان بطشتها يداه مع اْل ِاء أو مع ِآخر ق‬
‫ خرج ِمن‬،
ِ
َ َ
َ ُّ ُ ْ َ َ َ
َ
ْ‫ط َيئة َم َشتها رجاله مع اْلاء ْأو‬
ْ
َ
ِ
ِ
ٍ ْ ِ ‫ خرجت كل خ‬، ‫ ف ِإذا غسل ِرجلي ِه‬، ‫اْلاء‬
ِ
َ
ُّ
َ
ُ
َ
َ
ًّ
ُ
. ‫ حتى يخرج ن ِقيا ِمن الذن ْو ِب »رواه مسلم‬، ‫اْلاء‬
‫طر‬
‫ق‬
‫آخر‬
‫ع‬
‫م‬
ِ ِ ِ

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve
yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest
suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini
yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –
veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını
yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah
abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar.
Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (Müslim,
Tahâret 32; Tirmizî, Tahâret 2; Riyasü’s-Salihin, 1030)

َ ُ ْ ُ َّ َ َ ْ َّ
َ ْ َ ْ َ ْ َ َّ َ ُ ْ
ْ ُ َ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َّ
َ
‫ن‬
: » ‫ ِوددت أنا قد رأينا ِْإخواننا‬، ‫الحقو‬
‫نين ِوإنا ِإن شاء‬
‫« السالم عليكم دار ق ٍوم مؤ ِم‬
ِ ‫الله ِْبك َم‬
ِ
َ
ُْ َ َ َ ّ َ ُ َ ْ َ
َ َ ُ َ
َّ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
َ
َ
ُ
ْ
ْ
ْ
» ‫ وإخواننا َال َذين لم َ يأتوا بعد‬، ‫ « أنتم أصحابي‬: ‫ أولسنا ِإخوانك يا رسول الل ِه ؟ قال‬: ‫قالوا‬
ُ
َْ ْ َ ْ َ ُ ْ َ
َ َ َْ
ُ
ُ‫له‬
َ
ُ
َّ
َ
ُ
ْ
ْ
َّ
َ
ْ ‫ « أرأيت لو أن رجال‬: ‫ كيف تع ِرف من لم يأتوا بعد من أم َِتك يا رسول هللا ؟ فقال‬: ‫قالوا‬
ُ َ
َ
َ
َّ ُ
َ ‫حج َل ٌة ْبي‬
َّ ‫َخ ْي ٌل ُغ ٌّر ُم‬
ْ ‫ أال‬، ‫ظهر ْي َخ ْيل ُد ْهم ب ْهم‬
َ ‫ َق‬، ‫الل ِ ْه‬
ْ
‫ بلى يا رسول‬: ‫يع ِْر ُف َخ ْيل ُه ؟ » قالوا‬
‫ال‬
‫ن‬
ِ ٍ ٍ
ٍ
َ
ُ
ُ ‫َ َّ ُ ْ ْ ُ َن‬
َ
َ
ُ
َ
َّ
ُ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
ًّ
‫و‬
. ‫ ِ »ر اه مسلم‬
ِ ‫ «ف ِإنهم يأتو غرا محج ِلين ِمن الوض‬:
ِ ‫ وأنا فر ْطهم على الحو‬، ‫وء‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem kabristana geldi ve:

“Selâm size ey mü’minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız.
Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim” dedi. Ashâb-ı kirâm:
– Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah? dediler. Resûl-i Ekrem:
– “Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb:
– Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah’ın Resûlü?
dediler. Peygamber Efendimiz:
– “Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at
sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?” diye sordu. Sahâbe:
– Evet, tanır, ey Allah’ın Resûlü, dediler. Resûl-i Kibriyâ:
“İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler.
Ben havzın başına onlardan önce varacağım” buyurdular. (Müslim, Tahâret 39; Riyasü’sSalihin, 1031 )

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ
Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el suyu”
anlamına gelen abdest, belirli ibadetlerin ifasının ön şartı olan ve kendisi
de ibadet mahiyetinde görülen bir nevi hükmî temizliktir.
Arapça karşılığı güzellik, temizlik ve parlaklık anlamına gelen
“vudû”dur.
Fıkıhta abdest, “belli uzuvları usulüne uygun olarak su ile yıkamak
ve bazılarını da eldeki su ıslaklığı ile meshetmek” şeklindeki ibadet
temizliği olarak tarif edilir.(TDV, İslam İlmihali 1. cilt, s 195)
Fıkıh dilinde maddî kirlilikten temizlenme “necasetten taharet”
olarak anılır; hükmî kirlilik olan hadesten temizlik ise birer hükmi temizlik
usulleri olan abdest ve gusülle olur.

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ

Abdest ile ağız, diş, burun, el, yüz ve ayaklar gibi
kirlenmeye ve dışarıdan gelecek mikroplara en açık uzuvlar
günde birkaç defa su ile temizlenir.
Bu sayede vücudun sinir sistemi ve kan dolaşımı daha
düzenli hale gelir ve vücuda fizikî-tıbbî birçok fayda sağlar.
Abdest, namaz ibadetini ifa için yüce Allah'ın
huzuruna çıkacak müminin manevî ve ruhî hazırlık ve temizliği
de demektir.
Bu yüzden abdest, maddî temizlikle manevî temizliği
birleştirici, müslümana manevî yönden destek ve güç sağlayıcı
bir anlam ve öneme sahiptir.

ABDEST’İN HÜKMÜ / ÇEŞİTLERİ
1.

Farz Abdest:
1.
2.
3.
4.

Namaz Kılmak,
Cenaze Namazı Kılmak,
Tilâvet Ve Şükür Secdesi Yapmak,
Kur'an'a Dokunmak İçin Abdest Almak Farzdır.

Vacip Abdest: Kabe'yi Tavaf Etmek İçin Abdest Hanefilere Göre Vaciptir.
3. Mendup Abdest:
2.

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.

Yatmadan Önce Abdest Almak,
Vakit Namazları İçin Ayrı Ayrı Abdest Almak,
Kuran Okumak,
Dini Kitaplara Dokunmak,
Hadis Okumak,
Peygamberimizin Kabrini Ziyaret Etmek,
Arafat’ta Vakfa Yapmak,
Safa Ve Merve Arasında Say Yapmak,
Ezan Okumak,
Cenaze Yıkamak,
Her İşe Abdestli Olarak Başlamak,
Her Zaman Abdestli Bulunmak İçin Ve
Öfkelendikten,yalan Söyledikten Ve Gıybet Ettikten Sonra Abdest
Almak Mendup’dur.

ABDEST’İN MEZHEPLERE GÖRE FARZLARI
FARZLAR

HANEFİ

ŞAFİİ

MALİKİ

HNBELİ

YÜZÜ YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

KOLLARI YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

BAŞI MESH ETMEK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

AYAKLARI YIKAMA

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

NİYET ETMEK

SÜNNET

FARZ

FARZ

FARZ

TERTİBE RİAYET

SÜNNET

FARZ

SÜNNET

FARZ

MUVALAT

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

FARZ

BESMELE

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

OVARAK YIKAMAK

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

ABDEST’İN FARZLARI
1.

2.

3.

4.

Yüzü bir kere yıkamak (yüzün sınırları: saçın bittiği yerden kulak
yumuşağından çene altına kadar olan kısım. Sakal, bıyık ve kaşların altına
suyun ulaşması gerekir. Yüz yıkanırken sakal sık ise üstünü yıkamak
yeterlidir.)
Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak (abdest alırken parmaktaki
yüzüğün altına su alacak şekilde oynatılması, el, yüz ve ayakta bulunan ve
suyun deriye temasını önleyen maddelerin imkân dahilinde temizlenmesi
gerekir.)
Başın dörtte birini mesh etmek (dörtte birinin el içi su ıslaklığıyla mesh
edilmesi hanefîler'e göre yeterlidir. Başın “nâsiye” denilen ön tarafına
mesh edilmesi daha faziletlidir. Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Şâfiîler'e göre başın mesh miktarı daha azdır, bir saç teli. )
Ayakları topukları ile beraber bir kez yıkamak (suyun parmaklar arasına
ulaşması sağlanmalıdır. Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi su
ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.)

ABDEST’İN SÜNNETLERİ

1.
2.
3.
4.

Abdest almaya niyet etmek,
Başlarken besmele çekmek,
Elleri bileklerle birlikte üç defa yıkamak,
Ağız ve buruna su çekip iyi bir ağız ve burun temizliği
(mazmaza ve istinşak) yapmak,
5. Misvak kullanmak veya dişleri fırçalamak,
6. Sakalın içine su girmesini sağlamak,
7. El parmaklarını birbirine sokup ovuşturmak,
8. Başın tamamını elin ıslaklığıyla mesh etmek,
9. Boynu mesh etmek,
10. Abdest uzuvlarını yıkarken sıraya uymak,
11. Abdeste sağ uzuvlardan başlamak,
12. Uzuvları üçer defa yıkamak
13. Su ile iyice ovmak (delk),
14. Abdeste ara vermeden tamamlamak.

ABDEST’İN SÜNNETLERİ
1.
2.
3.
4.

5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.

Niyet etmek: “Niyet ettim, Allah rızası için abdest almaya” denilmesi müstehaptır.
Abdeste başlarken önce temiz olan elleri bileklere kadar yıkamak.
Abdeste “Eûzü” ve “besmele” ile başlamak.
Mazmaza ve İstinşak: Elleri yıkadıktan sonra önce üç defa ağıza su alınıp çalkalanması ve
dışarı atılmasına “mazmaza”, üç defa da burunun yumuşağına kadar su alınmasına ise
“istinşak” denilir. Ağız ve buruna her su almada, alınan su yenilenir.
Mazmaza ve istinşakta mübalağa etmek. Fakat oruçlu kimseler mübalağa yapmazlar.
Misvak Kullanmak
Tertibi gözetmek. Şâfiî ve Hanbelîlere göre farzdır.
Abdeste sağ taraflardan başlamak
Abdest uzuvlarını üçer defa yıkamak: Birer defası farz, diğerleri sünnettir. Üçten fazla veya
eksik yıkamak sünnete aykırıdır. Çoğu fakihlere göre başı bir defa meshetmek yeterlidir.
Abdestte elleri veya ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak. Parmakları hilâllemek.
Sakalı hilâllemek: Abdest alırken sık sakalı bulunanların sakallarını, parmaklarını sakalın içine
sokarak alt taraftan üst tarafa doğru hareket ettirmesine hilâlleme denir.
Başın tamamını bir su ile meshetmek: Buna “kaplama mesh” denir.
Kulakları meshetmek: Çoğu fakihlere göre, yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi
sünnettir.
Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile ovmak
Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamak. Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
Boynu meshetmek: Başı ve kulakları meshettikten sonra iki elin arkaları ile ve üçer parmakla
yeni bir su almaya gerek olmaksızın boyun meshedilir.

ABDEST’İN ADAPLARI
Abdestin Âdabından Maksat, Abdestin Farzlarının Ve Sünnetlerinin Daha Uygun
Şekilde Ve Ortamda, Mükemmel Bir Şekilde Yerine Getirilmesini Sağlamaktır.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.

12.
13.

Abdest Alırken -Mümkünse- Kıbleye Dönmek,
Abdest Sularını Vücuda Ve Elbiseye Sıçratmamak,
Dünya İşlerine İlişkin Konuşmamak,
Abdest Dualarını Veya Bildiği Dualardan Okumak,
Suyu Ölçülü Kullanmak,
Daha Vakit Girmeden Abdest Alıp Namaza Hazır Bulunmak,
Bir Özür Bulunmadıkça Abdestte Başkasından Yardım İstememek,
Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını Yoklamak, Suyu Dirsek Ve
Topukların Yukarılarına Kadar Ulaştırmak,
Nehir Veya Deniz Kenarında Bile Su İsrafından Kaçınmak,
Abdest Sonunda Kelime-i Şehâdet (Eşhedü Enlâ İlahe İllallah Ve Eşhedü Enne
Muhammeden Abdühû Ve Resûlüh) Getirmek,
Abdestten Artan Sudan Kıbleye Karşı Ayakta Bir Miktar İçmek Ve Bu Sırada;
“Allah’ım Beni Her Günah İşledikçe Tevbe Eden Ve Günahtan Kaçınıp Tertemiz
Bulunan Salih Kullarından Kıl” Diye Dua Etmek,
Abdestin Sonunda Bir, İki Veya Üç Defa Kadir Sûresi’ni Okumak,
Abdestten Sonra, Kerâhet Vakti Değilse İki Rekat Nafile Namaz Kılmak.

ABDEST’İ BOZAN DURUMLA
1. İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necasetin,
herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
2. Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir maddenin
çıkması. (Şâfıî ve mâlikîler'e göre bozmaz.) Vücuttan çıkan kan, irin ve sarı
su akmadığı veya çıktığı yerin çevresine dağılmadığı sürece abdesti bozmaz.
3. Ağız dolusu kusmak.
4. Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan
durumlar.
5. Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek.
6. Cinsî münasebet veya fahiş (aşırı) temas ve dokunma.
7. Mazeret halinin sona ermesi. Su bulamadığı için teyemmüm eden kimse suyu
bulunca, mest üzerine mesh yapan kimsenin -yolcu olanlara üç, yolcu
olmayanlara bir gün olarak tanınan- mesh süresi dolunca, özürlü kimse için
de namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur.
8. Hanefîler'in dışındaki üç mezhebe göre bir kimsenin kendi cinsel organına
temas da abdesti bozar.

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest suyunun elbiseye sıçramayacağı bir konum
alınır,
 Mümkünse kıbleye dönülür,
 Abdeste “eûzü” ve “besmele” çekilir,
 Niyet ve besmele ile abdeste başlayıp “niyet ettim, allah
rızası için abdest almaya” denir,
 Su ölçülü kullanılır, fazla açılmaz, israftan kaçınılır,
 Abdestte elleri parmak uçlarından başlanır,
 Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da
hilallenerek üç defa yıkanır,
 El, yüz ve ayakta bulunan ve suyun deriye temasını
önleyen cilt üzerindeki hamur, boya, sakız gibi
maddeler temizlenir,
 Parmakta yüzük varsa oynatılır,
 Misvak veya diş fırçası ile bunlar yoksa sağ elin
parmaklarıyla dişler temizlenir,
 Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile iyice ovarak
yıkanır

ABDESTİN ALINIŞI

 Ağız, Sağ El Avucuna Alınan Su İle Üç Defa
Çalkanıp iyice Temizlenir,
 Ağız Ve Buruna Her Su Almada, Alınan Su
Yenilenir.
 Üç Defa Da Burna Sağ El İle Su Çekilip Her
Defasında Burun Sol Elle Temizlenir.
 Oruçlu Olmayan Kimse Ağız Ve Burnun Her
Yerine Suyun İyice Ulaşmasını Sağlar.
 Mazmaza Ve İstinşakta Mübalağa Etmek Gerekir.
Fakat Oruçlu Kimseler Mübalağa Yapmazlar.
 Ağza su alırken “Allah’ım! Bana peygamberinin
kevser havuzundan, bir daha sonsuza kadar
susamayacağım bir kâse su ihsan buyur.” diye
duada bulunur,
 Burnu yıkarken de “Allah’ım! Beni nimetlerinin
ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum
bırakma.”der.

ABDESTİN ALINIŞI
 Üç Kere Yüz Yıkanır.
 Birer Defası Farz, Diğerleri Sünnettir. Üçten Fazla
Veya Eksik Yıkamak Sünnete Aykırıdır.
 Saçın Bittiği Yerden Kulak Yumuşağından Çene Altına
Kadar Olan Kısım Yıkanmalıdır.
 Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını
Yoklamak adaptandır,
 Sakal, Bıyık Ve Kaşların Altına Suyun Ulaşması
Gerekir.
 Abdest Alırken Sık Sakalı Bulunanların Sakallarını,
Parmaklarını Sakalın İçine Sokarak Alt Taraftan Üst
Tarafa Doğru Hareket Ettirmesi Gerekir, Adaptandır,
 Yüz Yıkanırken Sakal Sık İse Üstünü Yıkamak
Yeterlidir.
 Yüzü yıkarken “Allah’ım! Bazı yüzlerin beyazlanacağı,
bazı yüzlerin de kararacağı günde, benim yüzümü ak
kıl.” diyerek dua etmek abdest adaplarındandır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak farz
üçe tamamlamak sünnettir,
 Kolları yıkamaya sağ koldan başlanır, sol kolla
devam edilir,
 Suyu Dirseklerin dört parmak yukarısına Kadar
Ulaştırmak gerekir,
 Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamalıyız.
Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
 Kolları iyice ovarak yıkanır.
 Sağ kolu yıkarken “Allah’ım! Bana amel
defterimi sağ yanımdan ver ve benim hesabımı
kolay kıl!” diye dua edilir
 Sol kolu yıkarken “Ey Rabbim! Bana kitabımı sol
yanımdan ve arka yönden verme ve şiddetli bir
hesap ile sorguya çekme” diye dua edilir

ABDESTİN ALINIŞI











Başın dörtte birinin elin içinin su ile ıslatılıp mesh edilmesi
hanefîler'e göre yeterlidir.
Başın “nâsiye” denilen ön tarafına mesh edilmesi daha
faziletlidir.
Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Başın tamamını bir su ile meshetmeye “kaplama mesh” denir
ki bu şekilde mesh etmek sünnettir.
Baş mesh edilirken elin saçların dibine doğru sokulmasına
veya ileri geri hareket ettirilmesine gerek yoktur.
Başı meh ederken“ilâhi, beni rahmetinle yarlığa, benim
üzerime bereketinden indir.” Diye dua etmek uygundur.
Yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi sünnettir.
Küçük parmağımızı kulağımızın içeine doğru sokup baş
parmağımızla kulağımızın arkasını mesh etmek şeklinde
yapılır
Boynu meshetmek: başı ve kulakları meshettikten sonra iki
elin arkaları ile ve üçer parmakla yeni bir su almaya gerek
olmaksızın boyun meshedilir.
Ellerin parmak uçları ensede birbirine değerek boyna doğru
çekilmek suretiyle yapılır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Ayakları topukları ile beraber bir kez
yıkamak
farzdır,
üçe
tamamlanması
sünnettir.
 Suyun
parmaklar
arasına
ulaşması
sağlanmalıdır.
 Önce sağ sonra sol ayak, parmak uçlarından
başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dahil
olmak üzere yıkanır.
 Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.
 Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi
su ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.
 Ayakları yıkarken şöyle dua edilir: “Ya Rabbi!
Birtakım ayakların kayacağı günde, benim
ayaklarımı sırat üzerinde sâbit kıl!”

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest sonunda kelime-i şehâdet (eşhedü enlâ ilahe illallah
ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh) getirmek,
 Abdestten artan sudan kıbleye karşı ayakta bir miktar içmek
ve bu sırada; “allah’ım beni her günah işledikçe tevbe eden
ve günahtan kaçınıp tertemiz bulunan salih kullarından
kıl” diye dua edilir ve
 Abdestin sonunda bir, iki veya üç defa kadir sûresi’ni okunur,
 Abdestten sonra, kerâhet vakti değilse iki rekat nafile namaz
kılınır.

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR
Abdeste başlarken önce niyet edilir, sonra eûzü-besmele çekilir. Sonra da her
bir âzayı yıkarken şu duâlar okunur:

ً‫الم ُْنورا‬
َ ‫َا ْل َح ْم ُد ل ّله َّالذى َج َع َل ْاْلَ َاء َط ُهو ًرا َو ْا ِال ْس‬
ِ ِ

“Suyu temizleyici, İslâmı da nûr kılan Allah'a hamdolsun.”

َ‫َا ّلل ُه َّم َاع ّنى َعلى ت َال َوة ْال ُق ْران َوذ ْكر َك َو ُش ْْكر َك َو ُح ْسن ع َب َادتك‬
ِ ِ ِ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ ِ ِ

Ağıza su verirken:

“Ey Allahım, Kur'an okumak, seni zikir ve sana şükür etmek, sana olan ibâdeti
güzelleştirmek hususlarında bana yardım et!..”

َ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ ْ َ َ َ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
‫حة الن ِار‬
ْ ‫اللهم ا ِرحنى را ِئحة الجن ِة والت ِرحنى را ِئ‬

Buruna su verirken:

“Allahım, bana Cennet kokusunu duyur, Cehennem kokusunu hissettirme!”
Yüzü yıkarken:

ٌ‫س َو ُّد ُو ُجوه‬
ٌ ‫ض ُو ُج‬
ْْ ‫وه َو َت‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم َب ّي‬
ُّ ‫ض َو ْجهى َي ْو َم َت ْب َي‬
ِ

“Allahım, yüzlerin kiminin ak, kiminin kara olduğu o günde, benim yüzümü kara değil,
ak çıkar!”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ‫َا ّلل ُه َّم َا ْعطنى ك َتابى ب َيمينى َوح‬
ً‫اس ْبنى ِح َس ًْابا َيسيًا‬
ِ ِ
ِ
ِ ِ
Sağ kolu yıkarken:

“Allahım, kitâbımı sağımdan ver, hesabımı da kolay eyle!”

Sol kolunu yıkarken:
َْ
ّ َ
َ َ
َ
ُ
َ
َ
ْ
َ
َ
َ
ْ
َّ
ُ
‫اللهم ال تع ِطنى ِكتابى ِبيسارى وال ِمن ور ِاء ْظه ِرى‬
“Allahım, kitâbımı solumdan ve arkamdan verme.”

َ َ meshederken:
َ َّ َ َّ ُ ّ َ
َ
َ
َ‫ال ظ ّْل ا َّال ظ ُّل َع ْرشك‬Başı
َ
ْ
َ
ْ
ّ
ْ
ِ ِ ِ ِ ‫اللهم ا ِظلنى تحت ِظ ِل عر ِشك يوم‬
ِ
“Allahım, Arşının gölgesinden başka gölge olmadığı günde, beni Arşının gölgesinde
gölgelendir.”
Kulaklara meshederken:
َ
َ
َ
َّ
ُ‫ذين َي ْستم ُعو َن ْال َق ْو َل ْف َيتب ُعون ا ْح َس َنه‬
َ ‫اج َع ْلنى م َن َّال‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم‬
ِ
ِ
ِ
“Allahım, beni sözü dinleyip de en güzeline uyanlardan eyle.”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ َ ْ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
َ
َ
‫اللهم اع ِتق رقبتى ِمن الن ِار‬
Boynu mesh ederken:

“Allahım, boynumu Cehennem ateşinden âzâd eyle!”
Ayakları yıkarken:
ْ
َ
ْ
َ
َ‫َا ّلل ُه َّم َث ّب ْت َقد‬
ّ ‫مى َع َلى‬
ُ‫الص َراط َي ْو َم تز ُّْل فيه االق َدام‬
َّ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ

“Allahım, ayakların Sırat üstünde kaydığı günde, ayaklarımı sırat üstünde sâbit eyle,
kaydırma!..”
Abdest tekmil olduktan sonra abdest suyundan içilir ve bu dua okunur:

َ‫اج َع ْلنى م ْن ع َْبادك‬
َّ ‫اج َع ْلنى م َن‬
َ ‫ن ْاْلُ َت َط ّهر‬
َْ ‫اج َع ْلنى م‬
ْ ‫ين َو‬
ْ ‫الت َّواب َين َو‬
ْ ‫َا َّلل ُه َّم‬
ِ ِ ِ ِ
َ‫َ ِ ِ َ َ ْ َ ْ ِ َ َّ ِ َ ِ َ َ ْ ٌ َِ َ ِ ْ ْ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ن‬
ْ ‫الصا ِل ِحين واجعل ِنى ِمن ال ِذين الخوف علي ِه ْم والهم يحزنو‬

“Allahım! Beni çok tevbe edenlerden, temizliğe çok dikkat edenlerden, salih kullarından
ve kendileri için korku ve hüznün olmadığı kimselerden eyle.”

Abdest sonunda “Kelime-i Şehâdet” (eşhedü enlâ ilahe illallah ve eşhedü enne
muhammeden abdühû ve resûlüh) getirilir. Bununla birlikte bir, iki veya üç defa
“Kadir” sûresi yada “Ayetel Kürsi” okunur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest uzuvlarında yara veya hastalık bulunması halinde nasıl abdest alınır?
Abdest uzuvlarından birinde yara veya hastalık bulunan kişi, bu organın
yıkanması zarar verecekse, yıkamayıp ıslak elle mesheder. Mesh edilmesinin de zarar
vermesi durumunda, bu da terk edilir. Bu rahatsızlık abdest veya gusül uzuvlarının
çoğunluğunda ise, abdest veya gusül yerine teyemmüm edilir.
Özürlü nasıl abdest alır, özrü sebebiyle elbisesine bulaşan necasetin hükmü nedir?
Özürlüler, her vakit için abdest alır ve mazeret teşkil eden rahatsızlığından
başka abdest bozan bir hal meydana gelmedikçe, bu abdestle o vakit içerisinde dilediği
gibi namaz kılar, Kur’an-ı Kerim okur ve diğer ibadetlerini yaparlar. Namaz vaktinin
çıkmasıyla veya başka abdest bozan bir halin meydana gelmesiyle özürlü kimsenin
abdesti bozulur.
Kişiyi özürlü kılan hal, bir namaz vakti boyunca hiç meydana gelmezse, özür
ortadan kalkmış olur ve o kimse özür sahibi olmaktan çıkar.
Özürlü kimseden akan kan, irin, idrar gibi şeylerin çamaşıra bulaşması halinde,
bundan kaçınılması mümkün değil ve temizlendiğinde tekrar bulaşacaksa çamaşır
yıkanmadan namaz kılınabilir. Fakat elbiseye tekrar bulaşmayacaksa, yıkanması gerekir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Bedeninde veya bir uzvunda sargı ya da yara bulunan kimse nasıl abdest alır?
Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık veya yaradan dolayı sargı
bulunduğunda, abdest alırken veya guslederken bu sargı çözülerek altı yıkanır ve yaranın
üstü mesh edilir. Ancak sargının çözülmesinin zararlı olması hâlinde çözülmeyip üzerine
mesh edilebilir. Sargı üzerine meshin meşruluğu sünnetle sabittir. Hz. Ali (r.a.) şöyle
demiştir: “Bileklerimden biri kırılmıştı. Peygamber (s.a.s.)’e sordum, O da sargıların
üzerine mesh etmemi emretti.“ (İbn Mace, Taharet, 134.)
Sargının bir defa mesh edilmesi yeterlidir. Yapılan bu mesh ile, o uzuv hükmen
yıkanmış olur. Sargının abdestsiz veya cünüp iken sarılmış olması meshe engel olmadığı
gibi, sargı üzerine meshin belirli bir süresi de yoktur; yara veya kırık iyileşinceye kadar
aynı sargı üzerine mesh edilebilir. Üzerine mesh ettikten sonra sargının değiştirilmesi veya
düşmesi hâlinde, mesh bozulmaz; iade edilmesi de gerekmez. Ancak, yaranın iyileşmesi
hâlinde, sargı açılmış olsun veya olmasın, mesh bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Tedavi maksadı ile cilde sürülen ilaç vb. maddeler abdeste engel olur mu?
Abdest alırken yıkanması gereken bir organın üzerine tedavi maksadı ile
merhem vb. bir madde sürülmüşse; su zarar vermiyorsa abdest alırken bu organın
yıkanması gerekir. Eğer yıkamak zarar veriyorsa ıslak elle üzerine mesh edilir.
Mesh etmek de zararlı ise o da terk edilir. Çünkü dinimiz zaruretler hâlinde
yasakları mübah kılmış, kişiye kaldıramayacağı yükü yüklememiş, zorluğun giderilmesini
ilke edinmiştir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Diş doldurtmak veya kaplatmak abdest ve gusle engel olur mu?
Tedavi amacıyla diş doldurmak veya kaplatmak caiz olup abdest ve guslün
sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak çıkarılıp takılabilen/sabit olmayan dişlerin gusül
abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması gerekir.
Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de kaplandıktan sonra,
dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı hükmünü alır. Bu sebeple, ağız yıkanınca,
kaplama yapılan dişler de yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi, gerektiğinde tedavi amaçlı
olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve abdest ya da gusül alıp, ibadetlerini
yapabilir.
Yapılan bu işlem tedavi amaçlı ve zorunlu olduğundan, mezhepler arasında bir
ihtilaf söz konusu değildir. Diş dolgusu veya kaplaması konusundaki ihtilaflar, guslün veya
abdestin geçerli olup olmayacağı konusuyla alakalı bir durum değildir. Çıkan dişin yerine
bağlandığında kullanılan tel veya başka bir madde, çok sıkı bağlanacağı için, suyun altına
girmesine engel olur. Buna rağmen fukaha, kopan dişi yerine bağlatmanın caiz olduğunda
görüş birliği içindedirler.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

İdrar torbası kullanmak zorunda olan hastaların abdesti bozulmuş olur mu?
Devamlı burun kanaması, idrarı tutamama, kusma, yaranın devamlı kanaması,
kadınlardaki akıntı gibi abdesti bozan ve en az bir namaz vakti süresince devam eden ve
her namaz vaktinde tekrarlanan bedenî rahatsızlıklara özür/mazeret, böyle kimselere de
özür sahibi kimse denilir.
Buna göre; kendisinden devamlı idrar geldiği için idrar torbası kullanmak
zorunda olan hastalar, dinî açıdan özür sahibi konumundadırlar. Özür sahipleri, her namaz
için vakit çıktığında abdest almak suretiyle namazlarını kılarlar.
Bu abdestle vakit içinde diledikleri kadar farz veya nafile namaz kılabilirler.
Ancak mümkün olduğunca namaza başlamadan önce torbadaki idrarın boşaltılmış
olmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle abdeste başlamadan önce idrar torbası
boşaltılmalıdır. Şu kadar var ki, vakit namazı için abdest alındıktan sonra, torba içinde
biriken idrar ile kılınan namaz geçerlidir. Bu özürleri dışında abdesti bozan başka bir hal
olmadıkça, vakit içinde abdestleri devam eder, vakit çıkınca bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan bir kadın teyemmüm ederek namazını
kılabilir mi?
Yalnızca erkeklerin veya hem erkeklerin hem de kadınların bulunduğu bir
ortamda gusül abdesti almak durumunda kalan bir kadın gusül abdestini tehir eder.
Dolayısıyla, suyu kullanmaktan aciz olduğu için teyemmüm ederek namazını kılar.
Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan kadın ise, namaz vaktinin sonlarına
kadar bekler. Eğer vaktin çıkacağından korkarsa teyemmüm ederek, namazını kılar. Ancak
o namazı iade eder .

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Su mevcut olduğu halde abdest alıncaya kadar namaz vaktinin çıkmasından endişe
eden kişi teyemmümle namaz kılabilir mi?
Abdest alma imkânı varken, cuma namazı ve vakit namazları gibi vaktinde
kılınamadığı zaman kaza edilen namazların, vaktin çıkacağı endişesi ile teyemmüm ederek
kılınması caiz değildir. Zira abdest alındığı takdirde bu namazlara yetişilemezse, cuma
namazı yerine öğle namazı, vakit namazı yerine kaza namazı kılınır.
Maliki Mezhebi’ne göre, su ile abdest alma imkânı var iken, abdest veya gusül
alındığı takdirde beş vakit namazdan birinin vakti geçecek ise bu namaz teyemmüm
ederek kılınır.
Varis çorabı üzerine mesh yapılabilir mi?
Varis hastalığından dolayı ayağa giyilmesi gereken özel çoraplar, kırık, çıkık
üzerindeki sargı hükmün dedir. (İbn Mace,Taharet,134.) Bu itibarla, varis çorapları
üzerine meshedilmesinde bir sakınca yoktur

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Kol ve bacakları olmayan kimsenin abdesti eksik olur mu?
Yüce Allah din konusunda bize hiçbir zorluk yüklememiştir. (Hacc, 22ı78.)
“Köre, topala da vebal ve hastaya güçlük yoktur.“ (Fetih, 48ı17.) anlamındaki
ayetler buna delildir. İnsanlar ancak yapabileceklerinden sorumludurlar.
Hastalığı veren de yükümlülükle ri yükleyen de Allah’tır. Dolayısıyla kişi gücü
neye yetiyorsa onu yapmakla mükelleftir. Kol ve bacakları olmayan kişiden abdestte bu
organları yıkama yükümlülüğü düşer. Ancak bu kimsenin, bu özründen dolayı namaz
yükümlülüğü düşmez.
Kendisine abdest aldıracak yardımcı birileri yoksa ve kendisi de bir şekilde
abdest alma yöntemi bulamazsa, yüzünün iki yanını toprak veya toprak cinsinden bir şeye
dokundurarak teyemmüm eder. Elleri ve kolları olmayan veya kesilmiş olan kimse yalnız
yüzünü yere sürerek teyemmüm yapar.
Eğer yüzünde bir yara veya özür varsa teyemmüm etmeksizin namazı kılar. Bu
imkâna da sahip değilse, namazını yapabildiği şekilde ima ile kılar. Özürlü bir kimse, ancak
kendisi gibi özürlü birisine namaz kıldırabilir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Saç boyası, kına, ruj, oje, jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani
midir?
Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa,
abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması
gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken
uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır.
Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan
maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce
giderilmesi gerekir. Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşturmayan saç boyası,
kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Tuvalette abdest alınabilir mi?
Tuvalette abdest alınmasında bir sakınca yoktur. Ancak böyle yerlerde
besmele, zikir ve duaların içten söylenmesi uygun olur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest ve gusülün tam olup olmadığı konusundaki vesveseye
itibar edilir mi?
Vesvese, çeşitli sebeplerle insanın yaşadığı kararsızlık,
şüphe ve kuruntu halidir. Vesvese sebebi ile, gusül ve abdestin
tekrarlanması gerekmez. Vesvese gelse bile abdest ve gusle devam
edilmelidir.
Kişi vesveseye itibar etmemeye çalışmalı, içe doğan şüphe
ve tereddüt hallerinin asılsız olduğunu kendine telkin etmeli,
ayrıca zaman zaman Felak ve Nas Surelerini, anlamlarını da
düşünerek okumalıdır.
Güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest ve gusül alınır mı?
Güneş enerjisi ile ısıtılan su ile, temiz olmak kaydıyla, abdest almak
ve gusletmekte dinen bir sakınca yoktur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAKTA GEREKLİDİR
İyi veya kötü hareketleri organlarımızla yaparız. El işler yapar, yıkar ve
yazar; ağız yer içer, iyi ve kötü sözler söyler, konuşur; burun koklar, gözler görür,
kollar saldırır ve yakalar; kulaklar işitir ve dinler; ayaklar ise bizi pek çok yere
götürür. Bütün bunlar zaman zaman günah ve yasak sınırını aşabilir.
İşte abdest sırasında içimizden geçireceğimiz dualarla, söz konusu
edilen olumsuz hareketlerin etkisinden kurtulmaya çalışabiliriz. Abdest alacak
kimse önce niyet eder. Bu bir rûhî-mânevî hazırlıktır. Hakk'ın huzuruna çıkmaya
niyet etmek ve hazırlanmak demektir. Sonra besmele çekerek ve Allah'ın
yardımını dileyerek abdeste başlar.
Abdest alan insan samimî bir dille ve içten bir duyguyla, eksiklik ve
hatalarını Hakk'ın huzurunda itiraf edip, bunları yıkamasını ve silmesini kulluğa
yakışan bir tavırla O'na arz eder, duasının kabulü için yalvarıp yakarır. Böylece
bilinci ve içtenliği ölçüsünde ruhen temizlenip arınmış bir halde huzura varmaya,
namaza durmaya hazır hâle gelir.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Su nasıl maddî kirleri temizliyorsa, tövbe de manevî kirleri yok eder
diye düşünerek abdest organlarımı yıkamalıyım. Halkın gördüğü yer olan
bedenimi ve elbisemi temiz tutar da Hakk'ın nazar ettiği yer olan kalbimi
tertemiz tutmazsam yanlış yapmış olurum diye inanmalıyım. Bedenim gibi
kalbimi de kötü ve kirli şeylerden arındırmaya çalışmalıyım şuurunda bir abdes
gerçek mahiyeti ile abdest olmuş olur.
Şemsî'nin dediği gibi: " Pâdişah konmaz saraya hâne mâmur
olmadan.” önce hanemizi mamur hale getirelim kalbimizi tezkiye edlim sonra
organlarımızı temizleyeli.
Yûnus Emre söylüyor: " Tanla durup başın kaldır ellerini suya daldır /
Hem şeytanın boynunu vur hem nefs dahi ölse gerek." (“Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr.
Mehmet Demirci)

Beyazid-i Bistâmî şöyle dermiş: "Ne zaman dünya düşüncesi
gönlümden geçse abdest alırım; âhiret düşüncesi geçince de gusül yaparım."

Prof. Dr. Mehmet Demirci hocamızın Altınoluk dergisinde yayınlanmış olan “Abdestin
İç Anlamı” isimli makalesinde Gönül ehli kimseler iç anlam olarak abdestin ve temizliğin beş
derecesinden söz ettiklerini belitir ve bunları İçten dışa doğru şöylece sıralar:

1. Rûhun abdesti: Rûhun, hayvanlık seviyesine ait bilgisizlikten ve Allah'tan gayri
şeyleri görme gafletinden arınmasıdır. Ruh Allah'tan gayrı şeyleri görmekten arınsa,
Gaffar olan Allah'ın nûru onu kuşatır. Kötü düşüncelerini temizlese takvâ elbisesine
kavuşur. Nefsin tezkiye ederse iç huzuruna ve itmi'nâna ulaşır.
2. Sırrın abdesti: Burada "sır", rûhun rûhu demek olup; onun abdesti gösterişten (riyâ),
arzu ve isteklerin esiri olmaktan, kendini beğenmişlikten, baş olma tutkusundan, aşırı
dünya isteği ve mevki sahibi olma ihtirasından arınmaktır. Bunun neticesinde ihlâs nûru
ortaya çıkar. Dünya sevgisinden arınırsa âhiret sevgisi doğar.
3. Kalbin ve gönlün abdesti: İki yüzlülük, bozgunculuk ve kötü ahlâktan uzak durmaktır.
Büyüklenme yıkanınca, alçak gönüllük doğar. Çekememezlik kirleri yıkansa, iyilik;
düşmanlık yıkansa, Allah sevgisi görünür.
4. Dilin abdesti: Yalan, dedi-kodu, iftira ve boş sözden, insanların ayıplarını merak
etmekten ve gizli hallerini ortaya çıkarmaktan, faydasız konuşmaktan uzak durmaktır.
Yalan ve koğuculuk yıkansa, doğruluk ve vefâ doğar. İftira ve itham etme yıkansa, sevgi
görülür. Faydasız ve boş söz bırakılsa yararlı şeyler konuşulur veya Allah'ın adı anılır.
5. Zâhir abdesti: Bu, bildiğimiz abdesttir. Neticesinde Abdest alan kimsenin yüzünü
yıkaması, mahşer günü yüzünün nurlu olmasına yol açar. Kolunu yıkayınca cömertlik
nurları hasıl olur. Ayrıca amel defterinin sağ eline verilmesi gibi bir lûtfa erişir. Ayağını
yıkayınca, âhiretteki manevî engelleri kolaylıkla geçme imkânı doğmuş olur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Abdest alırken gerçekleşen dış temizliğin, iç temizliği ile
birlikte gelişmesi için şunlar da tavsiye edilir: Eller yıkanırken
kalbin de aşırı dünya sevgisinden yıkanması gerekir. Ağıza su
alınırken, onunla boş şeyleri anmamaya azmetmelidir. Yüz
yıkandığı zaman, yüzü Hak'tan başka şeylere çevirmemeye söz
vermelidir. Ayağı yıkarken, Hak yolda bulunma gayreti
pekiştirilmelidir.
Dış temizlik su ile, iç temizlik ise tövbe ile ve Hakk'ın
kapısına dönmekle mümkün olur.

Bedenin bütün uzuvlarına madden ve manen abdest
aldırmak gerekir. Bedene su ile nasıl ki abdest aldırıyorsak, her bir
uzvumuzu Yaratının rızasına uygun işler yaptırmak suretiyle
manevi abdestimizide almamız gerekmektedir.
Abdestin suyu günaha bakan gözleri, günahla kızaran yüzü
de arındırır. Ağzı abdest suyu ile çalkaladığımız zaman, bizi günaha
sokan kelimeler, bu kelimeleri oluşturan dil ve dişler pir-ü pak
olur. Başımızı mesh ettiğimizde zihnimizden geçen günahlar bir bir
dökülür. Kulaklara değen abdest suyu bu organın dikkat kesilip
dinlediği günahkar sözleri siler süpürür. Ve en nihayet bizi günahın
kapısına kadar yürüten ayaklarımızı yıkarız. Onlar da günahtan
kurtulmuş olur.
Yüce Rabbim abdestimizi en güzel şekilde alıp
ibadetlerimizi kendi rızasına uygun olarak yapmayı cümlemize
nasip etsin.

Bu Sunum İdris YAVUZYİĞİT Tarafında; “İhtiyar” Mevsılî,
“Bidayetu’l Müctehit” Ahmet İbn Rüşd El Kurtubi, “Büyük İslam İlmihali”
Ömer Nasuhi Bilmen (A. Fikri Yavuz), “İslam İlmihali” Lütfi Şentürk Ve
Seyfettin Yazıcı (Diyanet), “İlmihal” Heyet (TDV), “Delilleriyle İslam
İlmihali” Hamdi Döndüren, “Şafii İlmihali” Mehmet Keskin (Diyanet), “Din
Görevlisinin El Kitabı” Mevlüt Özcan, “Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr. Mehmet
DEMİRCİ; “Abdestin Fazileti Ve İbadetler Açısından Önemi” Ahmet ÜNAL;
“Abdestin Manası Ve Önemi” Mustafa Kutlu’ya Ait Kitap, Makale Ve Vaaz
Örneklerinden İstifade Edilmek Suretiyle Hazırlanmıştır.
Rabbim Eser Sahiplerinden Ölenlere Rahmetiyle, Yaşayanlara Lutuf
Ve Keremiyle Tecelli Eylesin Ve İki Cihan Saadeti İhsan Etsin.


Slide 31

Abdest Almanın Önemi
ve Fıkhi Boyutu
İdris YAVUZYİĞİT
[email protected]

Abdestin Önemi
Abdestin Tanımı
Abdest Çeşitleri
Abdestin Farzları
Abdestin Sünnetleri
Abdestin Adapları

Abdesti Bozan Durumlar

Abdestin Alınışı
Abdest Duaları
Fıkhi Sorular
Abdestin İç Anlamı

ABDEST

َ ْ ُ ْ ُ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َ
ُ ْ َ ٰ َّ
‫وة فاغ ِسلوا‬
‫يا ايها ال ٖذين امنوا ِاذا قمت ْم ِالى الصل‬
ِ
َ ‫ُو ُج‬
ْ‫وه ُك ْم َو َا ْي ِد َي ُك ْم ِا َلى ْاْلَ َرا ِْفق َو ْام َس ُحوا ب ُر ُؤس ُك ْم‬
ِ ِ
ِ
ْ َ ْ ُ َُ ََْ
َ
ْ
ْ
َ
‫وارجلكم ِالى الكعبي ِ ْن‬
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya
kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize
kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip,
topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)”.

(MÂİDE suresi 6.

ayet)

ABDEST

Bu âyet, teyemmüm âyeti olarak adlandırılır. Fakat
âyette abdestin farzları tesbit edilmektedir. Dolayısıyla bir
abdest âyeti olduğu şüphesizdir.
Şu kadar var ki, abdest bu âyet ile farz kılınmış değildir.
Çünkü abdest Mekke’de namazla beraber farz kılınmış ve
İslâm’da hiçbir zaman abdestsiz namaz kılınmamıştır.
Oysa bu âyet-i kerîme Medîne’de, hicretin 6. yılında,
Benî Mustalik Gazvesi’nde cereyan eden meşhur “İfk hâdisesi”
üzerine gece susuz bir yerde kalınıp abdest almak mümkün
olmadığından dolayı nâzil olmuştur.
Hz.Âişe vâlidemize münafıklar tarafından çirkin bir iftira
yapıldığı için bu olaya ifk (iftira) olayı denilmiştir.

ABDESTİN FAZİLETİ

َ َ َ َّ َ َ ْ
َ َََ َ
َ
ْ‫خ َط َاي ُاه من‬
ْ
َ
ْ ‫ خرجت‬، ‫من توضأ فأحـسن الوضـوء‬
ِ
َ
ْ َ َّ
ْ
َ
َ
ُ
‫تحت أظفا ِر ِْه‬
ِ ‫جس ِد ِه حتى تخرج ِمن‬
“Kim

güzelce abdest alırsa, o kimsenin
günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün
vücudundan çıkar.” (Riyasü’s-Salihin, 1028; Müslim, Tahâret 33)

ُْ َ ُ ُ ُّ
‫ر‬
» ‫يمان‬
ْ ِ ‫اإل‬
‫ر‬
«
‫ط‬
‫ش‬
‫و‬
‫ه‬
‫الط‬
ِ

Ebû Mâlik el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır.” (Riyasü’s-Salihin, 1033; Müslim, Tahâret 1)

َ ْ َ َّ َ ً ّ ُ َ
َ‫َّ ُ َّ ُ ْ َ ْ ن‬
َ
ْ
َ
‫القيام ِ ْة غرا محج ِلين ِمن ْآث ِار‬
‫« ِإن أمتي يدعو يوم‬
ِ
َ
َ
َ
َ
ُ
ُ
َ
َ
َ
ْ
ْ
ُ
ْ
ْ
ْ
َّ
» ‫ فليفعل‬، ‫من استطاع ِمنكم أن ْي ِطيل غرته‬
ِ
ِ ‫الوضوء ف‬
ٌ
. ‫متفق عليه‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’i:
“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde,

abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak
olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten
kimse bunu yapsın” buyururken işittim. (Riyazüs Salihin, abdestin fazileti, 1026;
Buhârî, Vudû‘ 3; Müslim, Tahâret 35)

Bu Hadis bizlere:
1. Abdesti farzlarına, sünnetlerine, müstehaplarına ve edeplerine riayet ederek
almak gerekir. Böyle yapmak müstehaptır.
2. Abdest, insanın yüzünü nurlandırır, el ve ayaklarını ağartır. Bu hem maddî hem
manevî anlamda böyledir.
3. Allah Teâlâ, kıyamet gününde ve mahşer yerinde yüzü nurlu, el ve ayakları parlak
olanlara özel muamelede bulunur. Çünkü bunlar sâlihler ve ibadet ehli mü’minlerdir.
4. Abdestte ayakları yıkamak asla terkedilmemelidir.

ABDESTİN FAZİLETİ

ُْ ُ ْ َ
ُْ َ ُ َْ ُ َُْ
ُ
ُ
ُ
ُ
» ‫الحلية ِمن اْلؤ ِم ِن ح ْيث يبلغ الوضـوء‬
ِ ‫« تبلغ‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Ben dostum sallallahu
aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:
“Mü’minin

nuru ve beyazlığı, abdest
suyunun ulaştığı yere kadar varır.” (Müslim, Tahâret 40)

َ َّ َ َ
ُ ُ
َ َُ
َ َ ُ ْ َ
ْ
َ
َ
ُّ‫كل‬
ْ ‫جه ِه‬
ِ ‫« ِإذا تو َضأ َالعبد اْل‬
ِ ‫سلم أ ِو اْلؤ َ ِمن فغسل َ ْوجهه خرجَ ِمن َو‬
َ َ
ْ
َ
ْ
ْ
َ
ْ
‫ َف ِإذا غسل يدي ِه‬، ‫اْلاء‬
‫اْلاء أو مع آ‬
‫خطيئة نظر ِإليها ِبعيني ِه مع‬
‫خر قط ِر‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ْ َ
َ ََ ُ
َ َ َ َ َ ُّ ُ
َ
ْ
ْ
ْ
َ
‫ط ِر‬
َْ ‫يديه كل خطيئ ٍة كان بطشتها يداه مع اْل ِاء أو مع ِآخر ق‬
‫ خرج ِمن‬،
ِ
َ َ
َ ُّ ُ ْ َ َ َ
َ
ْ‫ط َيئة َم َشتها رجاله مع اْلاء ْأو‬
ْ
َ
ِ
ِ
ٍ ْ ِ ‫ خرجت كل خ‬، ‫ ف ِإذا غسل ِرجلي ِه‬، ‫اْلاء‬
ِ
َ
ُّ
َ
ُ
َ
َ
ًّ
ُ
. ‫ حتى يخرج ن ِقيا ِمن الذن ْو ِب »رواه مسلم‬، ‫اْلاء‬
‫طر‬
‫ق‬
‫آخر‬
‫ع‬
‫م‬
ِ ِ ِ

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve
yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest
suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini
yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –
veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını
yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah
abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar.
Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (Müslim,
Tahâret 32; Tirmizî, Tahâret 2; Riyasü’s-Salihin, 1030)

َ ُ ْ ُ َّ َ َ ْ َّ
َ ْ َ ْ َ ْ َ َّ َ ُ ْ
ْ ُ َ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َّ
َ
‫ن‬
: » ‫ ِوددت أنا قد رأينا ِْإخواننا‬، ‫الحقو‬
‫نين ِوإنا ِإن شاء‬
‫« السالم عليكم دار ق ٍوم مؤ ِم‬
ِ ‫الله ِْبك َم‬
ِ
َ
ُْ َ َ َ ّ َ ُ َ ْ َ
َ َ ُ َ
َّ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
َ
َ
ُ
ْ
ْ
ْ
» ‫ وإخواننا َال َذين لم َ يأتوا بعد‬، ‫ « أنتم أصحابي‬: ‫ أولسنا ِإخوانك يا رسول الل ِه ؟ قال‬: ‫قالوا‬
ُ
َْ ْ َ ْ َ ُ ْ َ
َ َ َْ
ُ
ُ‫له‬
َ
ُ
َّ
َ
ُ
ْ
ْ
َّ
َ
ْ ‫ « أرأيت لو أن رجال‬: ‫ كيف تع ِرف من لم يأتوا بعد من أم َِتك يا رسول هللا ؟ فقال‬: ‫قالوا‬
ُ َ
َ
َ
َّ ُ
َ ‫حج َل ٌة ْبي‬
َّ ‫َخ ْي ٌل ُغ ٌّر ُم‬
ْ ‫ أال‬، ‫ظهر ْي َخ ْيل ُد ْهم ب ْهم‬
َ ‫ َق‬، ‫الل ِ ْه‬
ْ
‫ بلى يا رسول‬: ‫يع ِْر ُف َخ ْيل ُه ؟ » قالوا‬
‫ال‬
‫ن‬
ِ ٍ ٍ
ٍ
َ
ُ
ُ ‫َ َّ ُ ْ ْ ُ َن‬
َ
َ
ُ
َ
َّ
ُ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
ًّ
‫و‬
. ‫ ِ »ر اه مسلم‬
ِ ‫ «ف ِإنهم يأتو غرا محج ِلين ِمن الوض‬:
ِ ‫ وأنا فر ْطهم على الحو‬، ‫وء‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem kabristana geldi ve:

“Selâm size ey mü’minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız.
Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim” dedi. Ashâb-ı kirâm:
– Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah? dediler. Resûl-i Ekrem:
– “Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb:
– Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah’ın Resûlü?
dediler. Peygamber Efendimiz:
– “Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at
sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?” diye sordu. Sahâbe:
– Evet, tanır, ey Allah’ın Resûlü, dediler. Resûl-i Kibriyâ:
“İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler.
Ben havzın başına onlardan önce varacağım” buyurdular. (Müslim, Tahâret 39; Riyasü’sSalihin, 1031 )

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ
Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el suyu”
anlamına gelen abdest, belirli ibadetlerin ifasının ön şartı olan ve kendisi
de ibadet mahiyetinde görülen bir nevi hükmî temizliktir.
Arapça karşılığı güzellik, temizlik ve parlaklık anlamına gelen
“vudû”dur.
Fıkıhta abdest, “belli uzuvları usulüne uygun olarak su ile yıkamak
ve bazılarını da eldeki su ıslaklığı ile meshetmek” şeklindeki ibadet
temizliği olarak tarif edilir.(TDV, İslam İlmihali 1. cilt, s 195)
Fıkıh dilinde maddî kirlilikten temizlenme “necasetten taharet”
olarak anılır; hükmî kirlilik olan hadesten temizlik ise birer hükmi temizlik
usulleri olan abdest ve gusülle olur.

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ

Abdest ile ağız, diş, burun, el, yüz ve ayaklar gibi
kirlenmeye ve dışarıdan gelecek mikroplara en açık uzuvlar
günde birkaç defa su ile temizlenir.
Bu sayede vücudun sinir sistemi ve kan dolaşımı daha
düzenli hale gelir ve vücuda fizikî-tıbbî birçok fayda sağlar.
Abdest, namaz ibadetini ifa için yüce Allah'ın
huzuruna çıkacak müminin manevî ve ruhî hazırlık ve temizliği
de demektir.
Bu yüzden abdest, maddî temizlikle manevî temizliği
birleştirici, müslümana manevî yönden destek ve güç sağlayıcı
bir anlam ve öneme sahiptir.

ABDEST’İN HÜKMÜ / ÇEŞİTLERİ
1.

Farz Abdest:
1.
2.
3.
4.

Namaz Kılmak,
Cenaze Namazı Kılmak,
Tilâvet Ve Şükür Secdesi Yapmak,
Kur'an'a Dokunmak İçin Abdest Almak Farzdır.

Vacip Abdest: Kabe'yi Tavaf Etmek İçin Abdest Hanefilere Göre Vaciptir.
3. Mendup Abdest:
2.

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.

Yatmadan Önce Abdest Almak,
Vakit Namazları İçin Ayrı Ayrı Abdest Almak,
Kuran Okumak,
Dini Kitaplara Dokunmak,
Hadis Okumak,
Peygamberimizin Kabrini Ziyaret Etmek,
Arafat’ta Vakfa Yapmak,
Safa Ve Merve Arasında Say Yapmak,
Ezan Okumak,
Cenaze Yıkamak,
Her İşe Abdestli Olarak Başlamak,
Her Zaman Abdestli Bulunmak İçin Ve
Öfkelendikten,yalan Söyledikten Ve Gıybet Ettikten Sonra Abdest
Almak Mendup’dur.

ABDEST’İN MEZHEPLERE GÖRE FARZLARI
FARZLAR

HANEFİ

ŞAFİİ

MALİKİ

HNBELİ

YÜZÜ YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

KOLLARI YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

BAŞI MESH ETMEK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

AYAKLARI YIKAMA

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

NİYET ETMEK

SÜNNET

FARZ

FARZ

FARZ

TERTİBE RİAYET

SÜNNET

FARZ

SÜNNET

FARZ

MUVALAT

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

FARZ

BESMELE

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

OVARAK YIKAMAK

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

ABDEST’İN FARZLARI
1.

2.

3.

4.

Yüzü bir kere yıkamak (yüzün sınırları: saçın bittiği yerden kulak
yumuşağından çene altına kadar olan kısım. Sakal, bıyık ve kaşların altına
suyun ulaşması gerekir. Yüz yıkanırken sakal sık ise üstünü yıkamak
yeterlidir.)
Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak (abdest alırken parmaktaki
yüzüğün altına su alacak şekilde oynatılması, el, yüz ve ayakta bulunan ve
suyun deriye temasını önleyen maddelerin imkân dahilinde temizlenmesi
gerekir.)
Başın dörtte birini mesh etmek (dörtte birinin el içi su ıslaklığıyla mesh
edilmesi hanefîler'e göre yeterlidir. Başın “nâsiye” denilen ön tarafına
mesh edilmesi daha faziletlidir. Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Şâfiîler'e göre başın mesh miktarı daha azdır, bir saç teli. )
Ayakları topukları ile beraber bir kez yıkamak (suyun parmaklar arasına
ulaşması sağlanmalıdır. Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi su
ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.)

ABDEST’İN SÜNNETLERİ

1.
2.
3.
4.

Abdest almaya niyet etmek,
Başlarken besmele çekmek,
Elleri bileklerle birlikte üç defa yıkamak,
Ağız ve buruna su çekip iyi bir ağız ve burun temizliği
(mazmaza ve istinşak) yapmak,
5. Misvak kullanmak veya dişleri fırçalamak,
6. Sakalın içine su girmesini sağlamak,
7. El parmaklarını birbirine sokup ovuşturmak,
8. Başın tamamını elin ıslaklığıyla mesh etmek,
9. Boynu mesh etmek,
10. Abdest uzuvlarını yıkarken sıraya uymak,
11. Abdeste sağ uzuvlardan başlamak,
12. Uzuvları üçer defa yıkamak
13. Su ile iyice ovmak (delk),
14. Abdeste ara vermeden tamamlamak.

ABDEST’İN SÜNNETLERİ
1.
2.
3.
4.

5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.

Niyet etmek: “Niyet ettim, Allah rızası için abdest almaya” denilmesi müstehaptır.
Abdeste başlarken önce temiz olan elleri bileklere kadar yıkamak.
Abdeste “Eûzü” ve “besmele” ile başlamak.
Mazmaza ve İstinşak: Elleri yıkadıktan sonra önce üç defa ağıza su alınıp çalkalanması ve
dışarı atılmasına “mazmaza”, üç defa da burunun yumuşağına kadar su alınmasına ise
“istinşak” denilir. Ağız ve buruna her su almada, alınan su yenilenir.
Mazmaza ve istinşakta mübalağa etmek. Fakat oruçlu kimseler mübalağa yapmazlar.
Misvak Kullanmak
Tertibi gözetmek. Şâfiî ve Hanbelîlere göre farzdır.
Abdeste sağ taraflardan başlamak
Abdest uzuvlarını üçer defa yıkamak: Birer defası farz, diğerleri sünnettir. Üçten fazla veya
eksik yıkamak sünnete aykırıdır. Çoğu fakihlere göre başı bir defa meshetmek yeterlidir.
Abdestte elleri veya ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak. Parmakları hilâllemek.
Sakalı hilâllemek: Abdest alırken sık sakalı bulunanların sakallarını, parmaklarını sakalın içine
sokarak alt taraftan üst tarafa doğru hareket ettirmesine hilâlleme denir.
Başın tamamını bir su ile meshetmek: Buna “kaplama mesh” denir.
Kulakları meshetmek: Çoğu fakihlere göre, yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi
sünnettir.
Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile ovmak
Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamak. Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
Boynu meshetmek: Başı ve kulakları meshettikten sonra iki elin arkaları ile ve üçer parmakla
yeni bir su almaya gerek olmaksızın boyun meshedilir.

ABDEST’İN ADAPLARI
Abdestin Âdabından Maksat, Abdestin Farzlarının Ve Sünnetlerinin Daha Uygun
Şekilde Ve Ortamda, Mükemmel Bir Şekilde Yerine Getirilmesini Sağlamaktır.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.

12.
13.

Abdest Alırken -Mümkünse- Kıbleye Dönmek,
Abdest Sularını Vücuda Ve Elbiseye Sıçratmamak,
Dünya İşlerine İlişkin Konuşmamak,
Abdest Dualarını Veya Bildiği Dualardan Okumak,
Suyu Ölçülü Kullanmak,
Daha Vakit Girmeden Abdest Alıp Namaza Hazır Bulunmak,
Bir Özür Bulunmadıkça Abdestte Başkasından Yardım İstememek,
Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını Yoklamak, Suyu Dirsek Ve
Topukların Yukarılarına Kadar Ulaştırmak,
Nehir Veya Deniz Kenarında Bile Su İsrafından Kaçınmak,
Abdest Sonunda Kelime-i Şehâdet (Eşhedü Enlâ İlahe İllallah Ve Eşhedü Enne
Muhammeden Abdühû Ve Resûlüh) Getirmek,
Abdestten Artan Sudan Kıbleye Karşı Ayakta Bir Miktar İçmek Ve Bu Sırada;
“Allah’ım Beni Her Günah İşledikçe Tevbe Eden Ve Günahtan Kaçınıp Tertemiz
Bulunan Salih Kullarından Kıl” Diye Dua Etmek,
Abdestin Sonunda Bir, İki Veya Üç Defa Kadir Sûresi’ni Okumak,
Abdestten Sonra, Kerâhet Vakti Değilse İki Rekat Nafile Namaz Kılmak.

ABDEST’İ BOZAN DURUMLA
1. İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necasetin,
herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
2. Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir maddenin
çıkması. (Şâfıî ve mâlikîler'e göre bozmaz.) Vücuttan çıkan kan, irin ve sarı
su akmadığı veya çıktığı yerin çevresine dağılmadığı sürece abdesti bozmaz.
3. Ağız dolusu kusmak.
4. Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan
durumlar.
5. Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek.
6. Cinsî münasebet veya fahiş (aşırı) temas ve dokunma.
7. Mazeret halinin sona ermesi. Su bulamadığı için teyemmüm eden kimse suyu
bulunca, mest üzerine mesh yapan kimsenin -yolcu olanlara üç, yolcu
olmayanlara bir gün olarak tanınan- mesh süresi dolunca, özürlü kimse için
de namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur.
8. Hanefîler'in dışındaki üç mezhebe göre bir kimsenin kendi cinsel organına
temas da abdesti bozar.

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest suyunun elbiseye sıçramayacağı bir konum
alınır,
 Mümkünse kıbleye dönülür,
 Abdeste “eûzü” ve “besmele” çekilir,
 Niyet ve besmele ile abdeste başlayıp “niyet ettim, allah
rızası için abdest almaya” denir,
 Su ölçülü kullanılır, fazla açılmaz, israftan kaçınılır,
 Abdestte elleri parmak uçlarından başlanır,
 Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da
hilallenerek üç defa yıkanır,
 El, yüz ve ayakta bulunan ve suyun deriye temasını
önleyen cilt üzerindeki hamur, boya, sakız gibi
maddeler temizlenir,
 Parmakta yüzük varsa oynatılır,
 Misvak veya diş fırçası ile bunlar yoksa sağ elin
parmaklarıyla dişler temizlenir,
 Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile iyice ovarak
yıkanır

ABDESTİN ALINIŞI

 Ağız, Sağ El Avucuna Alınan Su İle Üç Defa
Çalkanıp iyice Temizlenir,
 Ağız Ve Buruna Her Su Almada, Alınan Su
Yenilenir.
 Üç Defa Da Burna Sağ El İle Su Çekilip Her
Defasında Burun Sol Elle Temizlenir.
 Oruçlu Olmayan Kimse Ağız Ve Burnun Her
Yerine Suyun İyice Ulaşmasını Sağlar.
 Mazmaza Ve İstinşakta Mübalağa Etmek Gerekir.
Fakat Oruçlu Kimseler Mübalağa Yapmazlar.
 Ağza su alırken “Allah’ım! Bana peygamberinin
kevser havuzundan, bir daha sonsuza kadar
susamayacağım bir kâse su ihsan buyur.” diye
duada bulunur,
 Burnu yıkarken de “Allah’ım! Beni nimetlerinin
ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum
bırakma.”der.

ABDESTİN ALINIŞI
 Üç Kere Yüz Yıkanır.
 Birer Defası Farz, Diğerleri Sünnettir. Üçten Fazla
Veya Eksik Yıkamak Sünnete Aykırıdır.
 Saçın Bittiği Yerden Kulak Yumuşağından Çene Altına
Kadar Olan Kısım Yıkanmalıdır.
 Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını
Yoklamak adaptandır,
 Sakal, Bıyık Ve Kaşların Altına Suyun Ulaşması
Gerekir.
 Abdest Alırken Sık Sakalı Bulunanların Sakallarını,
Parmaklarını Sakalın İçine Sokarak Alt Taraftan Üst
Tarafa Doğru Hareket Ettirmesi Gerekir, Adaptandır,
 Yüz Yıkanırken Sakal Sık İse Üstünü Yıkamak
Yeterlidir.
 Yüzü yıkarken “Allah’ım! Bazı yüzlerin beyazlanacağı,
bazı yüzlerin de kararacağı günde, benim yüzümü ak
kıl.” diyerek dua etmek abdest adaplarındandır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak farz
üçe tamamlamak sünnettir,
 Kolları yıkamaya sağ koldan başlanır, sol kolla
devam edilir,
 Suyu Dirseklerin dört parmak yukarısına Kadar
Ulaştırmak gerekir,
 Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamalıyız.
Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
 Kolları iyice ovarak yıkanır.
 Sağ kolu yıkarken “Allah’ım! Bana amel
defterimi sağ yanımdan ver ve benim hesabımı
kolay kıl!” diye dua edilir
 Sol kolu yıkarken “Ey Rabbim! Bana kitabımı sol
yanımdan ve arka yönden verme ve şiddetli bir
hesap ile sorguya çekme” diye dua edilir

ABDESTİN ALINIŞI











Başın dörtte birinin elin içinin su ile ıslatılıp mesh edilmesi
hanefîler'e göre yeterlidir.
Başın “nâsiye” denilen ön tarafına mesh edilmesi daha
faziletlidir.
Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Başın tamamını bir su ile meshetmeye “kaplama mesh” denir
ki bu şekilde mesh etmek sünnettir.
Baş mesh edilirken elin saçların dibine doğru sokulmasına
veya ileri geri hareket ettirilmesine gerek yoktur.
Başı meh ederken“ilâhi, beni rahmetinle yarlığa, benim
üzerime bereketinden indir.” Diye dua etmek uygundur.
Yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi sünnettir.
Küçük parmağımızı kulağımızın içeine doğru sokup baş
parmağımızla kulağımızın arkasını mesh etmek şeklinde
yapılır
Boynu meshetmek: başı ve kulakları meshettikten sonra iki
elin arkaları ile ve üçer parmakla yeni bir su almaya gerek
olmaksızın boyun meshedilir.
Ellerin parmak uçları ensede birbirine değerek boyna doğru
çekilmek suretiyle yapılır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Ayakları topukları ile beraber bir kez
yıkamak
farzdır,
üçe
tamamlanması
sünnettir.
 Suyun
parmaklar
arasına
ulaşması
sağlanmalıdır.
 Önce sağ sonra sol ayak, parmak uçlarından
başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dahil
olmak üzere yıkanır.
 Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.
 Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi
su ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.
 Ayakları yıkarken şöyle dua edilir: “Ya Rabbi!
Birtakım ayakların kayacağı günde, benim
ayaklarımı sırat üzerinde sâbit kıl!”

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest sonunda kelime-i şehâdet (eşhedü enlâ ilahe illallah
ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh) getirmek,
 Abdestten artan sudan kıbleye karşı ayakta bir miktar içmek
ve bu sırada; “allah’ım beni her günah işledikçe tevbe eden
ve günahtan kaçınıp tertemiz bulunan salih kullarından
kıl” diye dua edilir ve
 Abdestin sonunda bir, iki veya üç defa kadir sûresi’ni okunur,
 Abdestten sonra, kerâhet vakti değilse iki rekat nafile namaz
kılınır.

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR
Abdeste başlarken önce niyet edilir, sonra eûzü-besmele çekilir. Sonra da her
bir âzayı yıkarken şu duâlar okunur:

ً‫الم ُْنورا‬
َ ‫َا ْل َح ْم ُد ل ّله َّالذى َج َع َل ْاْلَ َاء َط ُهو ًرا َو ْا ِال ْس‬
ِ ِ

“Suyu temizleyici, İslâmı da nûr kılan Allah'a hamdolsun.”

َ‫َا ّلل ُه َّم َاع ّنى َعلى ت َال َوة ْال ُق ْران َوذ ْكر َك َو ُش ْْكر َك َو ُح ْسن ع َب َادتك‬
ِ ِ ِ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ ِ ِ

Ağıza su verirken:

“Ey Allahım, Kur'an okumak, seni zikir ve sana şükür etmek, sana olan ibâdeti
güzelleştirmek hususlarında bana yardım et!..”

َ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ ْ َ َ َ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
‫حة الن ِار‬
ْ ‫اللهم ا ِرحنى را ِئحة الجن ِة والت ِرحنى را ِئ‬

Buruna su verirken:

“Allahım, bana Cennet kokusunu duyur, Cehennem kokusunu hissettirme!”
Yüzü yıkarken:

ٌ‫س َو ُّد ُو ُجوه‬
ٌ ‫ض ُو ُج‬
ْْ ‫وه َو َت‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم َب ّي‬
ُّ ‫ض َو ْجهى َي ْو َم َت ْب َي‬
ِ

“Allahım, yüzlerin kiminin ak, kiminin kara olduğu o günde, benim yüzümü kara değil,
ak çıkar!”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ‫َا ّلل ُه َّم َا ْعطنى ك َتابى ب َيمينى َوح‬
ً‫اس ْبنى ِح َس ًْابا َيسيًا‬
ِ ِ
ِ
ِ ِ
Sağ kolu yıkarken:

“Allahım, kitâbımı sağımdan ver, hesabımı da kolay eyle!”

Sol kolunu yıkarken:
َْ
ّ َ
َ َ
َ
ُ
َ
َ
ْ
َ
َ
َ
ْ
َّ
ُ
‫اللهم ال تع ِطنى ِكتابى ِبيسارى وال ِمن ور ِاء ْظه ِرى‬
“Allahım, kitâbımı solumdan ve arkamdan verme.”

َ َ meshederken:
َ َّ َ َّ ُ ّ َ
َ
َ
َ‫ال ظ ّْل ا َّال ظ ُّل َع ْرشك‬Başı
َ
ْ
َ
ْ
ّ
ْ
ِ ِ ِ ِ ‫اللهم ا ِظلنى تحت ِظ ِل عر ِشك يوم‬
ِ
“Allahım, Arşının gölgesinden başka gölge olmadığı günde, beni Arşının gölgesinde
gölgelendir.”
Kulaklara meshederken:
َ
َ
َ
َّ
ُ‫ذين َي ْستم ُعو َن ْال َق ْو َل ْف َيتب ُعون ا ْح َس َنه‬
َ ‫اج َع ْلنى م َن َّال‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم‬
ِ
ِ
ِ
“Allahım, beni sözü dinleyip de en güzeline uyanlardan eyle.”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ َ ْ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
َ
َ
‫اللهم اع ِتق رقبتى ِمن الن ِار‬
Boynu mesh ederken:

“Allahım, boynumu Cehennem ateşinden âzâd eyle!”
Ayakları yıkarken:
ْ
َ
ْ
َ
َ‫َا ّلل ُه َّم َث ّب ْت َقد‬
ّ ‫مى َع َلى‬
ُ‫الص َراط َي ْو َم تز ُّْل فيه االق َدام‬
َّ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ

“Allahım, ayakların Sırat üstünde kaydığı günde, ayaklarımı sırat üstünde sâbit eyle,
kaydırma!..”
Abdest tekmil olduktan sonra abdest suyundan içilir ve bu dua okunur:

َ‫اج َع ْلنى م ْن ع َْبادك‬
َّ ‫اج َع ْلنى م َن‬
َ ‫ن ْاْلُ َت َط ّهر‬
َْ ‫اج َع ْلنى م‬
ْ ‫ين َو‬
ْ ‫الت َّواب َين َو‬
ْ ‫َا َّلل ُه َّم‬
ِ ِ ِ ِ
َ‫َ ِ ِ َ َ ْ َ ْ ِ َ َّ ِ َ ِ َ َ ْ ٌ َِ َ ِ ْ ْ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ن‬
ْ ‫الصا ِل ِحين واجعل ِنى ِمن ال ِذين الخوف علي ِه ْم والهم يحزنو‬

“Allahım! Beni çok tevbe edenlerden, temizliğe çok dikkat edenlerden, salih kullarından
ve kendileri için korku ve hüznün olmadığı kimselerden eyle.”

Abdest sonunda “Kelime-i Şehâdet” (eşhedü enlâ ilahe illallah ve eşhedü enne
muhammeden abdühû ve resûlüh) getirilir. Bununla birlikte bir, iki veya üç defa
“Kadir” sûresi yada “Ayetel Kürsi” okunur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest uzuvlarında yara veya hastalık bulunması halinde nasıl abdest alınır?
Abdest uzuvlarından birinde yara veya hastalık bulunan kişi, bu organın
yıkanması zarar verecekse, yıkamayıp ıslak elle mesheder. Mesh edilmesinin de zarar
vermesi durumunda, bu da terk edilir. Bu rahatsızlık abdest veya gusül uzuvlarının
çoğunluğunda ise, abdest veya gusül yerine teyemmüm edilir.
Özürlü nasıl abdest alır, özrü sebebiyle elbisesine bulaşan necasetin hükmü nedir?
Özürlüler, her vakit için abdest alır ve mazeret teşkil eden rahatsızlığından
başka abdest bozan bir hal meydana gelmedikçe, bu abdestle o vakit içerisinde dilediği
gibi namaz kılar, Kur’an-ı Kerim okur ve diğer ibadetlerini yaparlar. Namaz vaktinin
çıkmasıyla veya başka abdest bozan bir halin meydana gelmesiyle özürlü kimsenin
abdesti bozulur.
Kişiyi özürlü kılan hal, bir namaz vakti boyunca hiç meydana gelmezse, özür
ortadan kalkmış olur ve o kimse özür sahibi olmaktan çıkar.
Özürlü kimseden akan kan, irin, idrar gibi şeylerin çamaşıra bulaşması halinde,
bundan kaçınılması mümkün değil ve temizlendiğinde tekrar bulaşacaksa çamaşır
yıkanmadan namaz kılınabilir. Fakat elbiseye tekrar bulaşmayacaksa, yıkanması gerekir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Bedeninde veya bir uzvunda sargı ya da yara bulunan kimse nasıl abdest alır?
Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık veya yaradan dolayı sargı
bulunduğunda, abdest alırken veya guslederken bu sargı çözülerek altı yıkanır ve yaranın
üstü mesh edilir. Ancak sargının çözülmesinin zararlı olması hâlinde çözülmeyip üzerine
mesh edilebilir. Sargı üzerine meshin meşruluğu sünnetle sabittir. Hz. Ali (r.a.) şöyle
demiştir: “Bileklerimden biri kırılmıştı. Peygamber (s.a.s.)’e sordum, O da sargıların
üzerine mesh etmemi emretti.“ (İbn Mace, Taharet, 134.)
Sargının bir defa mesh edilmesi yeterlidir. Yapılan bu mesh ile, o uzuv hükmen
yıkanmış olur. Sargının abdestsiz veya cünüp iken sarılmış olması meshe engel olmadığı
gibi, sargı üzerine meshin belirli bir süresi de yoktur; yara veya kırık iyileşinceye kadar
aynı sargı üzerine mesh edilebilir. Üzerine mesh ettikten sonra sargının değiştirilmesi veya
düşmesi hâlinde, mesh bozulmaz; iade edilmesi de gerekmez. Ancak, yaranın iyileşmesi
hâlinde, sargı açılmış olsun veya olmasın, mesh bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Tedavi maksadı ile cilde sürülen ilaç vb. maddeler abdeste engel olur mu?
Abdest alırken yıkanması gereken bir organın üzerine tedavi maksadı ile
merhem vb. bir madde sürülmüşse; su zarar vermiyorsa abdest alırken bu organın
yıkanması gerekir. Eğer yıkamak zarar veriyorsa ıslak elle üzerine mesh edilir.
Mesh etmek de zararlı ise o da terk edilir. Çünkü dinimiz zaruretler hâlinde
yasakları mübah kılmış, kişiye kaldıramayacağı yükü yüklememiş, zorluğun giderilmesini
ilke edinmiştir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Diş doldurtmak veya kaplatmak abdest ve gusle engel olur mu?
Tedavi amacıyla diş doldurmak veya kaplatmak caiz olup abdest ve guslün
sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak çıkarılıp takılabilen/sabit olmayan dişlerin gusül
abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması gerekir.
Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de kaplandıktan sonra,
dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı hükmünü alır. Bu sebeple, ağız yıkanınca,
kaplama yapılan dişler de yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi, gerektiğinde tedavi amaçlı
olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve abdest ya da gusül alıp, ibadetlerini
yapabilir.
Yapılan bu işlem tedavi amaçlı ve zorunlu olduğundan, mezhepler arasında bir
ihtilaf söz konusu değildir. Diş dolgusu veya kaplaması konusundaki ihtilaflar, guslün veya
abdestin geçerli olup olmayacağı konusuyla alakalı bir durum değildir. Çıkan dişin yerine
bağlandığında kullanılan tel veya başka bir madde, çok sıkı bağlanacağı için, suyun altına
girmesine engel olur. Buna rağmen fukaha, kopan dişi yerine bağlatmanın caiz olduğunda
görüş birliği içindedirler.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

İdrar torbası kullanmak zorunda olan hastaların abdesti bozulmuş olur mu?
Devamlı burun kanaması, idrarı tutamama, kusma, yaranın devamlı kanaması,
kadınlardaki akıntı gibi abdesti bozan ve en az bir namaz vakti süresince devam eden ve
her namaz vaktinde tekrarlanan bedenî rahatsızlıklara özür/mazeret, böyle kimselere de
özür sahibi kimse denilir.
Buna göre; kendisinden devamlı idrar geldiği için idrar torbası kullanmak
zorunda olan hastalar, dinî açıdan özür sahibi konumundadırlar. Özür sahipleri, her namaz
için vakit çıktığında abdest almak suretiyle namazlarını kılarlar.
Bu abdestle vakit içinde diledikleri kadar farz veya nafile namaz kılabilirler.
Ancak mümkün olduğunca namaza başlamadan önce torbadaki idrarın boşaltılmış
olmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle abdeste başlamadan önce idrar torbası
boşaltılmalıdır. Şu kadar var ki, vakit namazı için abdest alındıktan sonra, torba içinde
biriken idrar ile kılınan namaz geçerlidir. Bu özürleri dışında abdesti bozan başka bir hal
olmadıkça, vakit içinde abdestleri devam eder, vakit çıkınca bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan bir kadın teyemmüm ederek namazını
kılabilir mi?
Yalnızca erkeklerin veya hem erkeklerin hem de kadınların bulunduğu bir
ortamda gusül abdesti almak durumunda kalan bir kadın gusül abdestini tehir eder.
Dolayısıyla, suyu kullanmaktan aciz olduğu için teyemmüm ederek namazını kılar.
Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan kadın ise, namaz vaktinin sonlarına
kadar bekler. Eğer vaktin çıkacağından korkarsa teyemmüm ederek, namazını kılar. Ancak
o namazı iade eder .

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Su mevcut olduğu halde abdest alıncaya kadar namaz vaktinin çıkmasından endişe
eden kişi teyemmümle namaz kılabilir mi?
Abdest alma imkânı varken, cuma namazı ve vakit namazları gibi vaktinde
kılınamadığı zaman kaza edilen namazların, vaktin çıkacağı endişesi ile teyemmüm ederek
kılınması caiz değildir. Zira abdest alındığı takdirde bu namazlara yetişilemezse, cuma
namazı yerine öğle namazı, vakit namazı yerine kaza namazı kılınır.
Maliki Mezhebi’ne göre, su ile abdest alma imkânı var iken, abdest veya gusül
alındığı takdirde beş vakit namazdan birinin vakti geçecek ise bu namaz teyemmüm
ederek kılınır.
Varis çorabı üzerine mesh yapılabilir mi?
Varis hastalığından dolayı ayağa giyilmesi gereken özel çoraplar, kırık, çıkık
üzerindeki sargı hükmün dedir. (İbn Mace,Taharet,134.) Bu itibarla, varis çorapları
üzerine meshedilmesinde bir sakınca yoktur

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Kol ve bacakları olmayan kimsenin abdesti eksik olur mu?
Yüce Allah din konusunda bize hiçbir zorluk yüklememiştir. (Hacc, 22ı78.)
“Köre, topala da vebal ve hastaya güçlük yoktur.“ (Fetih, 48ı17.) anlamındaki
ayetler buna delildir. İnsanlar ancak yapabileceklerinden sorumludurlar.
Hastalığı veren de yükümlülükle ri yükleyen de Allah’tır. Dolayısıyla kişi gücü
neye yetiyorsa onu yapmakla mükelleftir. Kol ve bacakları olmayan kişiden abdestte bu
organları yıkama yükümlülüğü düşer. Ancak bu kimsenin, bu özründen dolayı namaz
yükümlülüğü düşmez.
Kendisine abdest aldıracak yardımcı birileri yoksa ve kendisi de bir şekilde
abdest alma yöntemi bulamazsa, yüzünün iki yanını toprak veya toprak cinsinden bir şeye
dokundurarak teyemmüm eder. Elleri ve kolları olmayan veya kesilmiş olan kimse yalnız
yüzünü yere sürerek teyemmüm yapar.
Eğer yüzünde bir yara veya özür varsa teyemmüm etmeksizin namazı kılar. Bu
imkâna da sahip değilse, namazını yapabildiği şekilde ima ile kılar. Özürlü bir kimse, ancak
kendisi gibi özürlü birisine namaz kıldırabilir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Saç boyası, kına, ruj, oje, jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani
midir?
Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa,
abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması
gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken
uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır.
Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan
maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce
giderilmesi gerekir. Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşturmayan saç boyası,
kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Tuvalette abdest alınabilir mi?
Tuvalette abdest alınmasında bir sakınca yoktur. Ancak böyle yerlerde
besmele, zikir ve duaların içten söylenmesi uygun olur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest ve gusülün tam olup olmadığı konusundaki vesveseye
itibar edilir mi?
Vesvese, çeşitli sebeplerle insanın yaşadığı kararsızlık,
şüphe ve kuruntu halidir. Vesvese sebebi ile, gusül ve abdestin
tekrarlanması gerekmez. Vesvese gelse bile abdest ve gusle devam
edilmelidir.
Kişi vesveseye itibar etmemeye çalışmalı, içe doğan şüphe
ve tereddüt hallerinin asılsız olduğunu kendine telkin etmeli,
ayrıca zaman zaman Felak ve Nas Surelerini, anlamlarını da
düşünerek okumalıdır.
Güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest ve gusül alınır mı?
Güneş enerjisi ile ısıtılan su ile, temiz olmak kaydıyla, abdest almak
ve gusletmekte dinen bir sakınca yoktur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAKTA GEREKLİDİR
İyi veya kötü hareketleri organlarımızla yaparız. El işler yapar, yıkar ve
yazar; ağız yer içer, iyi ve kötü sözler söyler, konuşur; burun koklar, gözler görür,
kollar saldırır ve yakalar; kulaklar işitir ve dinler; ayaklar ise bizi pek çok yere
götürür. Bütün bunlar zaman zaman günah ve yasak sınırını aşabilir.
İşte abdest sırasında içimizden geçireceğimiz dualarla, söz konusu
edilen olumsuz hareketlerin etkisinden kurtulmaya çalışabiliriz. Abdest alacak
kimse önce niyet eder. Bu bir rûhî-mânevî hazırlıktır. Hakk'ın huzuruna çıkmaya
niyet etmek ve hazırlanmak demektir. Sonra besmele çekerek ve Allah'ın
yardımını dileyerek abdeste başlar.
Abdest alan insan samimî bir dille ve içten bir duyguyla, eksiklik ve
hatalarını Hakk'ın huzurunda itiraf edip, bunları yıkamasını ve silmesini kulluğa
yakışan bir tavırla O'na arz eder, duasının kabulü için yalvarıp yakarır. Böylece
bilinci ve içtenliği ölçüsünde ruhen temizlenip arınmış bir halde huzura varmaya,
namaza durmaya hazır hâle gelir.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Su nasıl maddî kirleri temizliyorsa, tövbe de manevî kirleri yok eder
diye düşünerek abdest organlarımı yıkamalıyım. Halkın gördüğü yer olan
bedenimi ve elbisemi temiz tutar da Hakk'ın nazar ettiği yer olan kalbimi
tertemiz tutmazsam yanlış yapmış olurum diye inanmalıyım. Bedenim gibi
kalbimi de kötü ve kirli şeylerden arındırmaya çalışmalıyım şuurunda bir abdes
gerçek mahiyeti ile abdest olmuş olur.
Şemsî'nin dediği gibi: " Pâdişah konmaz saraya hâne mâmur
olmadan.” önce hanemizi mamur hale getirelim kalbimizi tezkiye edlim sonra
organlarımızı temizleyeli.
Yûnus Emre söylüyor: " Tanla durup başın kaldır ellerini suya daldır /
Hem şeytanın boynunu vur hem nefs dahi ölse gerek." (“Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr.
Mehmet Demirci)

Beyazid-i Bistâmî şöyle dermiş: "Ne zaman dünya düşüncesi
gönlümden geçse abdest alırım; âhiret düşüncesi geçince de gusül yaparım."

Prof. Dr. Mehmet Demirci hocamızın Altınoluk dergisinde yayınlanmış olan “Abdestin
İç Anlamı” isimli makalesinde Gönül ehli kimseler iç anlam olarak abdestin ve temizliğin beş
derecesinden söz ettiklerini belitir ve bunları İçten dışa doğru şöylece sıralar:

1. Rûhun abdesti: Rûhun, hayvanlık seviyesine ait bilgisizlikten ve Allah'tan gayri
şeyleri görme gafletinden arınmasıdır. Ruh Allah'tan gayrı şeyleri görmekten arınsa,
Gaffar olan Allah'ın nûru onu kuşatır. Kötü düşüncelerini temizlese takvâ elbisesine
kavuşur. Nefsin tezkiye ederse iç huzuruna ve itmi'nâna ulaşır.
2. Sırrın abdesti: Burada "sır", rûhun rûhu demek olup; onun abdesti gösterişten (riyâ),
arzu ve isteklerin esiri olmaktan, kendini beğenmişlikten, baş olma tutkusundan, aşırı
dünya isteği ve mevki sahibi olma ihtirasından arınmaktır. Bunun neticesinde ihlâs nûru
ortaya çıkar. Dünya sevgisinden arınırsa âhiret sevgisi doğar.
3. Kalbin ve gönlün abdesti: İki yüzlülük, bozgunculuk ve kötü ahlâktan uzak durmaktır.
Büyüklenme yıkanınca, alçak gönüllük doğar. Çekememezlik kirleri yıkansa, iyilik;
düşmanlık yıkansa, Allah sevgisi görünür.
4. Dilin abdesti: Yalan, dedi-kodu, iftira ve boş sözden, insanların ayıplarını merak
etmekten ve gizli hallerini ortaya çıkarmaktan, faydasız konuşmaktan uzak durmaktır.
Yalan ve koğuculuk yıkansa, doğruluk ve vefâ doğar. İftira ve itham etme yıkansa, sevgi
görülür. Faydasız ve boş söz bırakılsa yararlı şeyler konuşulur veya Allah'ın adı anılır.
5. Zâhir abdesti: Bu, bildiğimiz abdesttir. Neticesinde Abdest alan kimsenin yüzünü
yıkaması, mahşer günü yüzünün nurlu olmasına yol açar. Kolunu yıkayınca cömertlik
nurları hasıl olur. Ayrıca amel defterinin sağ eline verilmesi gibi bir lûtfa erişir. Ayağını
yıkayınca, âhiretteki manevî engelleri kolaylıkla geçme imkânı doğmuş olur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Abdest alırken gerçekleşen dış temizliğin, iç temizliği ile
birlikte gelişmesi için şunlar da tavsiye edilir: Eller yıkanırken
kalbin de aşırı dünya sevgisinden yıkanması gerekir. Ağıza su
alınırken, onunla boş şeyleri anmamaya azmetmelidir. Yüz
yıkandığı zaman, yüzü Hak'tan başka şeylere çevirmemeye söz
vermelidir. Ayağı yıkarken, Hak yolda bulunma gayreti
pekiştirilmelidir.
Dış temizlik su ile, iç temizlik ise tövbe ile ve Hakk'ın
kapısına dönmekle mümkün olur.

Bedenin bütün uzuvlarına madden ve manen abdest
aldırmak gerekir. Bedene su ile nasıl ki abdest aldırıyorsak, her bir
uzvumuzu Yaratının rızasına uygun işler yaptırmak suretiyle
manevi abdestimizide almamız gerekmektedir.
Abdestin suyu günaha bakan gözleri, günahla kızaran yüzü
de arındırır. Ağzı abdest suyu ile çalkaladığımız zaman, bizi günaha
sokan kelimeler, bu kelimeleri oluşturan dil ve dişler pir-ü pak
olur. Başımızı mesh ettiğimizde zihnimizden geçen günahlar bir bir
dökülür. Kulaklara değen abdest suyu bu organın dikkat kesilip
dinlediği günahkar sözleri siler süpürür. Ve en nihayet bizi günahın
kapısına kadar yürüten ayaklarımızı yıkarız. Onlar da günahtan
kurtulmuş olur.
Yüce Rabbim abdestimizi en güzel şekilde alıp
ibadetlerimizi kendi rızasına uygun olarak yapmayı cümlemize
nasip etsin.

Bu Sunum İdris YAVUZYİĞİT Tarafında; “İhtiyar” Mevsılî,
“Bidayetu’l Müctehit” Ahmet İbn Rüşd El Kurtubi, “Büyük İslam İlmihali”
Ömer Nasuhi Bilmen (A. Fikri Yavuz), “İslam İlmihali” Lütfi Şentürk Ve
Seyfettin Yazıcı (Diyanet), “İlmihal” Heyet (TDV), “Delilleriyle İslam
İlmihali” Hamdi Döndüren, “Şafii İlmihali” Mehmet Keskin (Diyanet), “Din
Görevlisinin El Kitabı” Mevlüt Özcan, “Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr. Mehmet
DEMİRCİ; “Abdestin Fazileti Ve İbadetler Açısından Önemi” Ahmet ÜNAL;
“Abdestin Manası Ve Önemi” Mustafa Kutlu’ya Ait Kitap, Makale Ve Vaaz
Örneklerinden İstifade Edilmek Suretiyle Hazırlanmıştır.
Rabbim Eser Sahiplerinden Ölenlere Rahmetiyle, Yaşayanlara Lutuf
Ve Keremiyle Tecelli Eylesin Ve İki Cihan Saadeti İhsan Etsin.


Slide 32

Abdest Almanın Önemi
ve Fıkhi Boyutu
İdris YAVUZYİĞİT
[email protected]

Abdestin Önemi
Abdestin Tanımı
Abdest Çeşitleri
Abdestin Farzları
Abdestin Sünnetleri
Abdestin Adapları

Abdesti Bozan Durumlar

Abdestin Alınışı
Abdest Duaları
Fıkhi Sorular
Abdestin İç Anlamı

ABDEST

َ ْ ُ ْ ُ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َ
ُ ْ َ ٰ َّ
‫وة فاغ ِسلوا‬
‫يا ايها ال ٖذين امنوا ِاذا قمت ْم ِالى الصل‬
ِ
َ ‫ُو ُج‬
ْ‫وه ُك ْم َو َا ْي ِد َي ُك ْم ِا َلى ْاْلَ َرا ِْفق َو ْام َس ُحوا ب ُر ُؤس ُك ْم‬
ِ ِ
ِ
ْ َ ْ ُ َُ ََْ
َ
ْ
ْ
َ
‫وارجلكم ِالى الكعبي ِ ْن‬
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya
kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize
kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip,
topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)”.

(MÂİDE suresi 6.

ayet)

ABDEST

Bu âyet, teyemmüm âyeti olarak adlandırılır. Fakat
âyette abdestin farzları tesbit edilmektedir. Dolayısıyla bir
abdest âyeti olduğu şüphesizdir.
Şu kadar var ki, abdest bu âyet ile farz kılınmış değildir.
Çünkü abdest Mekke’de namazla beraber farz kılınmış ve
İslâm’da hiçbir zaman abdestsiz namaz kılınmamıştır.
Oysa bu âyet-i kerîme Medîne’de, hicretin 6. yılında,
Benî Mustalik Gazvesi’nde cereyan eden meşhur “İfk hâdisesi”
üzerine gece susuz bir yerde kalınıp abdest almak mümkün
olmadığından dolayı nâzil olmuştur.
Hz.Âişe vâlidemize münafıklar tarafından çirkin bir iftira
yapıldığı için bu olaya ifk (iftira) olayı denilmiştir.

ABDESTİN FAZİLETİ

َ َ َ َّ َ َ ْ
َ َََ َ
َ
ْ‫خ َط َاي ُاه من‬
ْ
َ
ْ ‫ خرجت‬، ‫من توضأ فأحـسن الوضـوء‬
ِ
َ
ْ َ َّ
ْ
َ
َ
ُ
‫تحت أظفا ِر ِْه‬
ِ ‫جس ِد ِه حتى تخرج ِمن‬
“Kim

güzelce abdest alırsa, o kimsenin
günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün
vücudundan çıkar.” (Riyasü’s-Salihin, 1028; Müslim, Tahâret 33)

ُْ َ ُ ُ ُّ
‫ر‬
» ‫يمان‬
ْ ِ ‫اإل‬
‫ر‬
«
‫ط‬
‫ش‬
‫و‬
‫ه‬
‫الط‬
ِ

Ebû Mâlik el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır.” (Riyasü’s-Salihin, 1033; Müslim, Tahâret 1)

َ ْ َ َّ َ ً ّ ُ َ
َ‫َّ ُ َّ ُ ْ َ ْ ن‬
َ
ْ
َ
‫القيام ِ ْة غرا محج ِلين ِمن ْآث ِار‬
‫« ِإن أمتي يدعو يوم‬
ِ
َ
َ
َ
َ
ُ
ُ
َ
َ
َ
ْ
ْ
ُ
ْ
ْ
ْ
َّ
» ‫ فليفعل‬، ‫من استطاع ِمنكم أن ْي ِطيل غرته‬
ِ
ِ ‫الوضوء ف‬
ٌ
. ‫متفق عليه‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’i:
“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde,

abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak
olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten
kimse bunu yapsın” buyururken işittim. (Riyazüs Salihin, abdestin fazileti, 1026;
Buhârî, Vudû‘ 3; Müslim, Tahâret 35)

Bu Hadis bizlere:
1. Abdesti farzlarına, sünnetlerine, müstehaplarına ve edeplerine riayet ederek
almak gerekir. Böyle yapmak müstehaptır.
2. Abdest, insanın yüzünü nurlandırır, el ve ayaklarını ağartır. Bu hem maddî hem
manevî anlamda böyledir.
3. Allah Teâlâ, kıyamet gününde ve mahşer yerinde yüzü nurlu, el ve ayakları parlak
olanlara özel muamelede bulunur. Çünkü bunlar sâlihler ve ibadet ehli mü’minlerdir.
4. Abdestte ayakları yıkamak asla terkedilmemelidir.

ABDESTİN FAZİLETİ

ُْ ُ ْ َ
ُْ َ ُ َْ ُ َُْ
ُ
ُ
ُ
ُ
» ‫الحلية ِمن اْلؤ ِم ِن ح ْيث يبلغ الوضـوء‬
ِ ‫« تبلغ‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Ben dostum sallallahu
aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:
“Mü’minin

nuru ve beyazlığı, abdest
suyunun ulaştığı yere kadar varır.” (Müslim, Tahâret 40)

َ َّ َ َ
ُ ُ
َ َُ
َ َ ُ ْ َ
ْ
َ
َ
ُّ‫كل‬
ْ ‫جه ِه‬
ِ ‫« ِإذا تو َضأ َالعبد اْل‬
ِ ‫سلم أ ِو اْلؤ َ ِمن فغسل َ ْوجهه خرجَ ِمن َو‬
َ َ
ْ
َ
ْ
ْ
َ
ْ
‫ َف ِإذا غسل يدي ِه‬، ‫اْلاء‬
‫اْلاء أو مع آ‬
‫خطيئة نظر ِإليها ِبعيني ِه مع‬
‫خر قط ِر‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ْ َ
َ ََ ُ
َ َ َ َ َ ُّ ُ
َ
ْ
ْ
ْ
َ
‫ط ِر‬
َْ ‫يديه كل خطيئ ٍة كان بطشتها يداه مع اْل ِاء أو مع ِآخر ق‬
‫ خرج ِمن‬،
ِ
َ َ
َ ُّ ُ ْ َ َ َ
َ
ْ‫ط َيئة َم َشتها رجاله مع اْلاء ْأو‬
ْ
َ
ِ
ِ
ٍ ْ ِ ‫ خرجت كل خ‬، ‫ ف ِإذا غسل ِرجلي ِه‬، ‫اْلاء‬
ِ
َ
ُّ
َ
ُ
َ
َ
ًّ
ُ
. ‫ حتى يخرج ن ِقيا ِمن الذن ْو ِب »رواه مسلم‬، ‫اْلاء‬
‫طر‬
‫ق‬
‫آخر‬
‫ع‬
‫م‬
ِ ِ ِ

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve
yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest
suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini
yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –
veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını
yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah
abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar.
Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (Müslim,
Tahâret 32; Tirmizî, Tahâret 2; Riyasü’s-Salihin, 1030)

َ ُ ْ ُ َّ َ َ ْ َّ
َ ْ َ ْ َ ْ َ َّ َ ُ ْ
ْ ُ َ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َّ
َ
‫ن‬
: » ‫ ِوددت أنا قد رأينا ِْإخواننا‬، ‫الحقو‬
‫نين ِوإنا ِإن شاء‬
‫« السالم عليكم دار ق ٍوم مؤ ِم‬
ِ ‫الله ِْبك َم‬
ِ
َ
ُْ َ َ َ ّ َ ُ َ ْ َ
َ َ ُ َ
َّ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
َ
َ
ُ
ْ
ْ
ْ
» ‫ وإخواننا َال َذين لم َ يأتوا بعد‬، ‫ « أنتم أصحابي‬: ‫ أولسنا ِإخوانك يا رسول الل ِه ؟ قال‬: ‫قالوا‬
ُ
َْ ْ َ ْ َ ُ ْ َ
َ َ َْ
ُ
ُ‫له‬
َ
ُ
َّ
َ
ُ
ْ
ْ
َّ
َ
ْ ‫ « أرأيت لو أن رجال‬: ‫ كيف تع ِرف من لم يأتوا بعد من أم َِتك يا رسول هللا ؟ فقال‬: ‫قالوا‬
ُ َ
َ
َ
َّ ُ
َ ‫حج َل ٌة ْبي‬
َّ ‫َخ ْي ٌل ُغ ٌّر ُم‬
ْ ‫ أال‬، ‫ظهر ْي َخ ْيل ُد ْهم ب ْهم‬
َ ‫ َق‬، ‫الل ِ ْه‬
ْ
‫ بلى يا رسول‬: ‫يع ِْر ُف َخ ْيل ُه ؟ » قالوا‬
‫ال‬
‫ن‬
ِ ٍ ٍ
ٍ
َ
ُ
ُ ‫َ َّ ُ ْ ْ ُ َن‬
َ
َ
ُ
َ
َّ
ُ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
ًّ
‫و‬
. ‫ ِ »ر اه مسلم‬
ِ ‫ «ف ِإنهم يأتو غرا محج ِلين ِمن الوض‬:
ِ ‫ وأنا فر ْطهم على الحو‬، ‫وء‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem kabristana geldi ve:

“Selâm size ey mü’minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız.
Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim” dedi. Ashâb-ı kirâm:
– Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah? dediler. Resûl-i Ekrem:
– “Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb:
– Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah’ın Resûlü?
dediler. Peygamber Efendimiz:
– “Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at
sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?” diye sordu. Sahâbe:
– Evet, tanır, ey Allah’ın Resûlü, dediler. Resûl-i Kibriyâ:
“İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler.
Ben havzın başına onlardan önce varacağım” buyurdular. (Müslim, Tahâret 39; Riyasü’sSalihin, 1031 )

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ
Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el suyu”
anlamına gelen abdest, belirli ibadetlerin ifasının ön şartı olan ve kendisi
de ibadet mahiyetinde görülen bir nevi hükmî temizliktir.
Arapça karşılığı güzellik, temizlik ve parlaklık anlamına gelen
“vudû”dur.
Fıkıhta abdest, “belli uzuvları usulüne uygun olarak su ile yıkamak
ve bazılarını da eldeki su ıslaklığı ile meshetmek” şeklindeki ibadet
temizliği olarak tarif edilir.(TDV, İslam İlmihali 1. cilt, s 195)
Fıkıh dilinde maddî kirlilikten temizlenme “necasetten taharet”
olarak anılır; hükmî kirlilik olan hadesten temizlik ise birer hükmi temizlik
usulleri olan abdest ve gusülle olur.

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ

Abdest ile ağız, diş, burun, el, yüz ve ayaklar gibi
kirlenmeye ve dışarıdan gelecek mikroplara en açık uzuvlar
günde birkaç defa su ile temizlenir.
Bu sayede vücudun sinir sistemi ve kan dolaşımı daha
düzenli hale gelir ve vücuda fizikî-tıbbî birçok fayda sağlar.
Abdest, namaz ibadetini ifa için yüce Allah'ın
huzuruna çıkacak müminin manevî ve ruhî hazırlık ve temizliği
de demektir.
Bu yüzden abdest, maddî temizlikle manevî temizliği
birleştirici, müslümana manevî yönden destek ve güç sağlayıcı
bir anlam ve öneme sahiptir.

ABDEST’İN HÜKMÜ / ÇEŞİTLERİ
1.

Farz Abdest:
1.
2.
3.
4.

Namaz Kılmak,
Cenaze Namazı Kılmak,
Tilâvet Ve Şükür Secdesi Yapmak,
Kur'an'a Dokunmak İçin Abdest Almak Farzdır.

Vacip Abdest: Kabe'yi Tavaf Etmek İçin Abdest Hanefilere Göre Vaciptir.
3. Mendup Abdest:
2.

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.

Yatmadan Önce Abdest Almak,
Vakit Namazları İçin Ayrı Ayrı Abdest Almak,
Kuran Okumak,
Dini Kitaplara Dokunmak,
Hadis Okumak,
Peygamberimizin Kabrini Ziyaret Etmek,
Arafat’ta Vakfa Yapmak,
Safa Ve Merve Arasında Say Yapmak,
Ezan Okumak,
Cenaze Yıkamak,
Her İşe Abdestli Olarak Başlamak,
Her Zaman Abdestli Bulunmak İçin Ve
Öfkelendikten,yalan Söyledikten Ve Gıybet Ettikten Sonra Abdest
Almak Mendup’dur.

ABDEST’İN MEZHEPLERE GÖRE FARZLARI
FARZLAR

HANEFİ

ŞAFİİ

MALİKİ

HNBELİ

YÜZÜ YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

KOLLARI YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

BAŞI MESH ETMEK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

AYAKLARI YIKAMA

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

NİYET ETMEK

SÜNNET

FARZ

FARZ

FARZ

TERTİBE RİAYET

SÜNNET

FARZ

SÜNNET

FARZ

MUVALAT

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

FARZ

BESMELE

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

OVARAK YIKAMAK

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

ABDEST’İN FARZLARI
1.

2.

3.

4.

Yüzü bir kere yıkamak (yüzün sınırları: saçın bittiği yerden kulak
yumuşağından çene altına kadar olan kısım. Sakal, bıyık ve kaşların altına
suyun ulaşması gerekir. Yüz yıkanırken sakal sık ise üstünü yıkamak
yeterlidir.)
Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak (abdest alırken parmaktaki
yüzüğün altına su alacak şekilde oynatılması, el, yüz ve ayakta bulunan ve
suyun deriye temasını önleyen maddelerin imkân dahilinde temizlenmesi
gerekir.)
Başın dörtte birini mesh etmek (dörtte birinin el içi su ıslaklığıyla mesh
edilmesi hanefîler'e göre yeterlidir. Başın “nâsiye” denilen ön tarafına
mesh edilmesi daha faziletlidir. Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Şâfiîler'e göre başın mesh miktarı daha azdır, bir saç teli. )
Ayakları topukları ile beraber bir kez yıkamak (suyun parmaklar arasına
ulaşması sağlanmalıdır. Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi su
ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.)

ABDEST’İN SÜNNETLERİ

1.
2.
3.
4.

Abdest almaya niyet etmek,
Başlarken besmele çekmek,
Elleri bileklerle birlikte üç defa yıkamak,
Ağız ve buruna su çekip iyi bir ağız ve burun temizliği
(mazmaza ve istinşak) yapmak,
5. Misvak kullanmak veya dişleri fırçalamak,
6. Sakalın içine su girmesini sağlamak,
7. El parmaklarını birbirine sokup ovuşturmak,
8. Başın tamamını elin ıslaklığıyla mesh etmek,
9. Boynu mesh etmek,
10. Abdest uzuvlarını yıkarken sıraya uymak,
11. Abdeste sağ uzuvlardan başlamak,
12. Uzuvları üçer defa yıkamak
13. Su ile iyice ovmak (delk),
14. Abdeste ara vermeden tamamlamak.

ABDEST’İN SÜNNETLERİ
1.
2.
3.
4.

5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.

Niyet etmek: “Niyet ettim, Allah rızası için abdest almaya” denilmesi müstehaptır.
Abdeste başlarken önce temiz olan elleri bileklere kadar yıkamak.
Abdeste “Eûzü” ve “besmele” ile başlamak.
Mazmaza ve İstinşak: Elleri yıkadıktan sonra önce üç defa ağıza su alınıp çalkalanması ve
dışarı atılmasına “mazmaza”, üç defa da burunun yumuşağına kadar su alınmasına ise
“istinşak” denilir. Ağız ve buruna her su almada, alınan su yenilenir.
Mazmaza ve istinşakta mübalağa etmek. Fakat oruçlu kimseler mübalağa yapmazlar.
Misvak Kullanmak
Tertibi gözetmek. Şâfiî ve Hanbelîlere göre farzdır.
Abdeste sağ taraflardan başlamak
Abdest uzuvlarını üçer defa yıkamak: Birer defası farz, diğerleri sünnettir. Üçten fazla veya
eksik yıkamak sünnete aykırıdır. Çoğu fakihlere göre başı bir defa meshetmek yeterlidir.
Abdestte elleri veya ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak. Parmakları hilâllemek.
Sakalı hilâllemek: Abdest alırken sık sakalı bulunanların sakallarını, parmaklarını sakalın içine
sokarak alt taraftan üst tarafa doğru hareket ettirmesine hilâlleme denir.
Başın tamamını bir su ile meshetmek: Buna “kaplama mesh” denir.
Kulakları meshetmek: Çoğu fakihlere göre, yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi
sünnettir.
Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile ovmak
Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamak. Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
Boynu meshetmek: Başı ve kulakları meshettikten sonra iki elin arkaları ile ve üçer parmakla
yeni bir su almaya gerek olmaksızın boyun meshedilir.

ABDEST’İN ADAPLARI
Abdestin Âdabından Maksat, Abdestin Farzlarının Ve Sünnetlerinin Daha Uygun
Şekilde Ve Ortamda, Mükemmel Bir Şekilde Yerine Getirilmesini Sağlamaktır.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.

12.
13.

Abdest Alırken -Mümkünse- Kıbleye Dönmek,
Abdest Sularını Vücuda Ve Elbiseye Sıçratmamak,
Dünya İşlerine İlişkin Konuşmamak,
Abdest Dualarını Veya Bildiği Dualardan Okumak,
Suyu Ölçülü Kullanmak,
Daha Vakit Girmeden Abdest Alıp Namaza Hazır Bulunmak,
Bir Özür Bulunmadıkça Abdestte Başkasından Yardım İstememek,
Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını Yoklamak, Suyu Dirsek Ve
Topukların Yukarılarına Kadar Ulaştırmak,
Nehir Veya Deniz Kenarında Bile Su İsrafından Kaçınmak,
Abdest Sonunda Kelime-i Şehâdet (Eşhedü Enlâ İlahe İllallah Ve Eşhedü Enne
Muhammeden Abdühû Ve Resûlüh) Getirmek,
Abdestten Artan Sudan Kıbleye Karşı Ayakta Bir Miktar İçmek Ve Bu Sırada;
“Allah’ım Beni Her Günah İşledikçe Tevbe Eden Ve Günahtan Kaçınıp Tertemiz
Bulunan Salih Kullarından Kıl” Diye Dua Etmek,
Abdestin Sonunda Bir, İki Veya Üç Defa Kadir Sûresi’ni Okumak,
Abdestten Sonra, Kerâhet Vakti Değilse İki Rekat Nafile Namaz Kılmak.

ABDEST’İ BOZAN DURUMLA
1. İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necasetin,
herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
2. Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir maddenin
çıkması. (Şâfıî ve mâlikîler'e göre bozmaz.) Vücuttan çıkan kan, irin ve sarı
su akmadığı veya çıktığı yerin çevresine dağılmadığı sürece abdesti bozmaz.
3. Ağız dolusu kusmak.
4. Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan
durumlar.
5. Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek.
6. Cinsî münasebet veya fahiş (aşırı) temas ve dokunma.
7. Mazeret halinin sona ermesi. Su bulamadığı için teyemmüm eden kimse suyu
bulunca, mest üzerine mesh yapan kimsenin -yolcu olanlara üç, yolcu
olmayanlara bir gün olarak tanınan- mesh süresi dolunca, özürlü kimse için
de namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur.
8. Hanefîler'in dışındaki üç mezhebe göre bir kimsenin kendi cinsel organına
temas da abdesti bozar.

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest suyunun elbiseye sıçramayacağı bir konum
alınır,
 Mümkünse kıbleye dönülür,
 Abdeste “eûzü” ve “besmele” çekilir,
 Niyet ve besmele ile abdeste başlayıp “niyet ettim, allah
rızası için abdest almaya” denir,
 Su ölçülü kullanılır, fazla açılmaz, israftan kaçınılır,
 Abdestte elleri parmak uçlarından başlanır,
 Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da
hilallenerek üç defa yıkanır,
 El, yüz ve ayakta bulunan ve suyun deriye temasını
önleyen cilt üzerindeki hamur, boya, sakız gibi
maddeler temizlenir,
 Parmakta yüzük varsa oynatılır,
 Misvak veya diş fırçası ile bunlar yoksa sağ elin
parmaklarıyla dişler temizlenir,
 Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile iyice ovarak
yıkanır

ABDESTİN ALINIŞI

 Ağız, Sağ El Avucuna Alınan Su İle Üç Defa
Çalkanıp iyice Temizlenir,
 Ağız Ve Buruna Her Su Almada, Alınan Su
Yenilenir.
 Üç Defa Da Burna Sağ El İle Su Çekilip Her
Defasında Burun Sol Elle Temizlenir.
 Oruçlu Olmayan Kimse Ağız Ve Burnun Her
Yerine Suyun İyice Ulaşmasını Sağlar.
 Mazmaza Ve İstinşakta Mübalağa Etmek Gerekir.
Fakat Oruçlu Kimseler Mübalağa Yapmazlar.
 Ağza su alırken “Allah’ım! Bana peygamberinin
kevser havuzundan, bir daha sonsuza kadar
susamayacağım bir kâse su ihsan buyur.” diye
duada bulunur,
 Burnu yıkarken de “Allah’ım! Beni nimetlerinin
ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum
bırakma.”der.

ABDESTİN ALINIŞI
 Üç Kere Yüz Yıkanır.
 Birer Defası Farz, Diğerleri Sünnettir. Üçten Fazla
Veya Eksik Yıkamak Sünnete Aykırıdır.
 Saçın Bittiği Yerden Kulak Yumuşağından Çene Altına
Kadar Olan Kısım Yıkanmalıdır.
 Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını
Yoklamak adaptandır,
 Sakal, Bıyık Ve Kaşların Altına Suyun Ulaşması
Gerekir.
 Abdest Alırken Sık Sakalı Bulunanların Sakallarını,
Parmaklarını Sakalın İçine Sokarak Alt Taraftan Üst
Tarafa Doğru Hareket Ettirmesi Gerekir, Adaptandır,
 Yüz Yıkanırken Sakal Sık İse Üstünü Yıkamak
Yeterlidir.
 Yüzü yıkarken “Allah’ım! Bazı yüzlerin beyazlanacağı,
bazı yüzlerin de kararacağı günde, benim yüzümü ak
kıl.” diyerek dua etmek abdest adaplarındandır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak farz
üçe tamamlamak sünnettir,
 Kolları yıkamaya sağ koldan başlanır, sol kolla
devam edilir,
 Suyu Dirseklerin dört parmak yukarısına Kadar
Ulaştırmak gerekir,
 Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamalıyız.
Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
 Kolları iyice ovarak yıkanır.
 Sağ kolu yıkarken “Allah’ım! Bana amel
defterimi sağ yanımdan ver ve benim hesabımı
kolay kıl!” diye dua edilir
 Sol kolu yıkarken “Ey Rabbim! Bana kitabımı sol
yanımdan ve arka yönden verme ve şiddetli bir
hesap ile sorguya çekme” diye dua edilir

ABDESTİN ALINIŞI











Başın dörtte birinin elin içinin su ile ıslatılıp mesh edilmesi
hanefîler'e göre yeterlidir.
Başın “nâsiye” denilen ön tarafına mesh edilmesi daha
faziletlidir.
Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Başın tamamını bir su ile meshetmeye “kaplama mesh” denir
ki bu şekilde mesh etmek sünnettir.
Baş mesh edilirken elin saçların dibine doğru sokulmasına
veya ileri geri hareket ettirilmesine gerek yoktur.
Başı meh ederken“ilâhi, beni rahmetinle yarlığa, benim
üzerime bereketinden indir.” Diye dua etmek uygundur.
Yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi sünnettir.
Küçük parmağımızı kulağımızın içeine doğru sokup baş
parmağımızla kulağımızın arkasını mesh etmek şeklinde
yapılır
Boynu meshetmek: başı ve kulakları meshettikten sonra iki
elin arkaları ile ve üçer parmakla yeni bir su almaya gerek
olmaksızın boyun meshedilir.
Ellerin parmak uçları ensede birbirine değerek boyna doğru
çekilmek suretiyle yapılır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Ayakları topukları ile beraber bir kez
yıkamak
farzdır,
üçe
tamamlanması
sünnettir.
 Suyun
parmaklar
arasına
ulaşması
sağlanmalıdır.
 Önce sağ sonra sol ayak, parmak uçlarından
başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dahil
olmak üzere yıkanır.
 Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.
 Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi
su ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.
 Ayakları yıkarken şöyle dua edilir: “Ya Rabbi!
Birtakım ayakların kayacağı günde, benim
ayaklarımı sırat üzerinde sâbit kıl!”

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest sonunda kelime-i şehâdet (eşhedü enlâ ilahe illallah
ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh) getirmek,
 Abdestten artan sudan kıbleye karşı ayakta bir miktar içmek
ve bu sırada; “allah’ım beni her günah işledikçe tevbe eden
ve günahtan kaçınıp tertemiz bulunan salih kullarından
kıl” diye dua edilir ve
 Abdestin sonunda bir, iki veya üç defa kadir sûresi’ni okunur,
 Abdestten sonra, kerâhet vakti değilse iki rekat nafile namaz
kılınır.

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR
Abdeste başlarken önce niyet edilir, sonra eûzü-besmele çekilir. Sonra da her
bir âzayı yıkarken şu duâlar okunur:

ً‫الم ُْنورا‬
َ ‫َا ْل َح ْم ُد ل ّله َّالذى َج َع َل ْاْلَ َاء َط ُهو ًرا َو ْا ِال ْس‬
ِ ِ

“Suyu temizleyici, İslâmı da nûr kılan Allah'a hamdolsun.”

َ‫َا ّلل ُه َّم َاع ّنى َعلى ت َال َوة ْال ُق ْران َوذ ْكر َك َو ُش ْْكر َك َو ُح ْسن ع َب َادتك‬
ِ ِ ِ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ ِ ِ

Ağıza su verirken:

“Ey Allahım, Kur'an okumak, seni zikir ve sana şükür etmek, sana olan ibâdeti
güzelleştirmek hususlarında bana yardım et!..”

َ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ ْ َ َ َ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
‫حة الن ِار‬
ْ ‫اللهم ا ِرحنى را ِئحة الجن ِة والت ِرحنى را ِئ‬

Buruna su verirken:

“Allahım, bana Cennet kokusunu duyur, Cehennem kokusunu hissettirme!”
Yüzü yıkarken:

ٌ‫س َو ُّد ُو ُجوه‬
ٌ ‫ض ُو ُج‬
ْْ ‫وه َو َت‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم َب ّي‬
ُّ ‫ض َو ْجهى َي ْو َم َت ْب َي‬
ِ

“Allahım, yüzlerin kiminin ak, kiminin kara olduğu o günde, benim yüzümü kara değil,
ak çıkar!”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ‫َا ّلل ُه َّم َا ْعطنى ك َتابى ب َيمينى َوح‬
ً‫اس ْبنى ِح َس ًْابا َيسيًا‬
ِ ِ
ِ
ِ ِ
Sağ kolu yıkarken:

“Allahım, kitâbımı sağımdan ver, hesabımı da kolay eyle!”

Sol kolunu yıkarken:
َْ
ّ َ
َ َ
َ
ُ
َ
َ
ْ
َ
َ
َ
ْ
َّ
ُ
‫اللهم ال تع ِطنى ِكتابى ِبيسارى وال ِمن ور ِاء ْظه ِرى‬
“Allahım, kitâbımı solumdan ve arkamdan verme.”

َ َ meshederken:
َ َّ َ َّ ُ ّ َ
َ
َ
َ‫ال ظ ّْل ا َّال ظ ُّل َع ْرشك‬Başı
َ
ْ
َ
ْ
ّ
ْ
ِ ِ ِ ِ ‫اللهم ا ِظلنى تحت ِظ ِل عر ِشك يوم‬
ِ
“Allahım, Arşının gölgesinden başka gölge olmadığı günde, beni Arşının gölgesinde
gölgelendir.”
Kulaklara meshederken:
َ
َ
َ
َّ
ُ‫ذين َي ْستم ُعو َن ْال َق ْو َل ْف َيتب ُعون ا ْح َس َنه‬
َ ‫اج َع ْلنى م َن َّال‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم‬
ِ
ِ
ِ
“Allahım, beni sözü dinleyip de en güzeline uyanlardan eyle.”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ َ ْ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
َ
َ
‫اللهم اع ِتق رقبتى ِمن الن ِار‬
Boynu mesh ederken:

“Allahım, boynumu Cehennem ateşinden âzâd eyle!”
Ayakları yıkarken:
ْ
َ
ْ
َ
َ‫َا ّلل ُه َّم َث ّب ْت َقد‬
ّ ‫مى َع َلى‬
ُ‫الص َراط َي ْو َم تز ُّْل فيه االق َدام‬
َّ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ

“Allahım, ayakların Sırat üstünde kaydığı günde, ayaklarımı sırat üstünde sâbit eyle,
kaydırma!..”
Abdest tekmil olduktan sonra abdest suyundan içilir ve bu dua okunur:

َ‫اج َع ْلنى م ْن ع َْبادك‬
َّ ‫اج َع ْلنى م َن‬
َ ‫ن ْاْلُ َت َط ّهر‬
َْ ‫اج َع ْلنى م‬
ْ ‫ين َو‬
ْ ‫الت َّواب َين َو‬
ْ ‫َا َّلل ُه َّم‬
ِ ِ ِ ِ
َ‫َ ِ ِ َ َ ْ َ ْ ِ َ َّ ِ َ ِ َ َ ْ ٌ َِ َ ِ ْ ْ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ن‬
ْ ‫الصا ِل ِحين واجعل ِنى ِمن ال ِذين الخوف علي ِه ْم والهم يحزنو‬

“Allahım! Beni çok tevbe edenlerden, temizliğe çok dikkat edenlerden, salih kullarından
ve kendileri için korku ve hüznün olmadığı kimselerden eyle.”

Abdest sonunda “Kelime-i Şehâdet” (eşhedü enlâ ilahe illallah ve eşhedü enne
muhammeden abdühû ve resûlüh) getirilir. Bununla birlikte bir, iki veya üç defa
“Kadir” sûresi yada “Ayetel Kürsi” okunur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest uzuvlarında yara veya hastalık bulunması halinde nasıl abdest alınır?
Abdest uzuvlarından birinde yara veya hastalık bulunan kişi, bu organın
yıkanması zarar verecekse, yıkamayıp ıslak elle mesheder. Mesh edilmesinin de zarar
vermesi durumunda, bu da terk edilir. Bu rahatsızlık abdest veya gusül uzuvlarının
çoğunluğunda ise, abdest veya gusül yerine teyemmüm edilir.
Özürlü nasıl abdest alır, özrü sebebiyle elbisesine bulaşan necasetin hükmü nedir?
Özürlüler, her vakit için abdest alır ve mazeret teşkil eden rahatsızlığından
başka abdest bozan bir hal meydana gelmedikçe, bu abdestle o vakit içerisinde dilediği
gibi namaz kılar, Kur’an-ı Kerim okur ve diğer ibadetlerini yaparlar. Namaz vaktinin
çıkmasıyla veya başka abdest bozan bir halin meydana gelmesiyle özürlü kimsenin
abdesti bozulur.
Kişiyi özürlü kılan hal, bir namaz vakti boyunca hiç meydana gelmezse, özür
ortadan kalkmış olur ve o kimse özür sahibi olmaktan çıkar.
Özürlü kimseden akan kan, irin, idrar gibi şeylerin çamaşıra bulaşması halinde,
bundan kaçınılması mümkün değil ve temizlendiğinde tekrar bulaşacaksa çamaşır
yıkanmadan namaz kılınabilir. Fakat elbiseye tekrar bulaşmayacaksa, yıkanması gerekir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Bedeninde veya bir uzvunda sargı ya da yara bulunan kimse nasıl abdest alır?
Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık veya yaradan dolayı sargı
bulunduğunda, abdest alırken veya guslederken bu sargı çözülerek altı yıkanır ve yaranın
üstü mesh edilir. Ancak sargının çözülmesinin zararlı olması hâlinde çözülmeyip üzerine
mesh edilebilir. Sargı üzerine meshin meşruluğu sünnetle sabittir. Hz. Ali (r.a.) şöyle
demiştir: “Bileklerimden biri kırılmıştı. Peygamber (s.a.s.)’e sordum, O da sargıların
üzerine mesh etmemi emretti.“ (İbn Mace, Taharet, 134.)
Sargının bir defa mesh edilmesi yeterlidir. Yapılan bu mesh ile, o uzuv hükmen
yıkanmış olur. Sargının abdestsiz veya cünüp iken sarılmış olması meshe engel olmadığı
gibi, sargı üzerine meshin belirli bir süresi de yoktur; yara veya kırık iyileşinceye kadar
aynı sargı üzerine mesh edilebilir. Üzerine mesh ettikten sonra sargının değiştirilmesi veya
düşmesi hâlinde, mesh bozulmaz; iade edilmesi de gerekmez. Ancak, yaranın iyileşmesi
hâlinde, sargı açılmış olsun veya olmasın, mesh bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Tedavi maksadı ile cilde sürülen ilaç vb. maddeler abdeste engel olur mu?
Abdest alırken yıkanması gereken bir organın üzerine tedavi maksadı ile
merhem vb. bir madde sürülmüşse; su zarar vermiyorsa abdest alırken bu organın
yıkanması gerekir. Eğer yıkamak zarar veriyorsa ıslak elle üzerine mesh edilir.
Mesh etmek de zararlı ise o da terk edilir. Çünkü dinimiz zaruretler hâlinde
yasakları mübah kılmış, kişiye kaldıramayacağı yükü yüklememiş, zorluğun giderilmesini
ilke edinmiştir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Diş doldurtmak veya kaplatmak abdest ve gusle engel olur mu?
Tedavi amacıyla diş doldurmak veya kaplatmak caiz olup abdest ve guslün
sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak çıkarılıp takılabilen/sabit olmayan dişlerin gusül
abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması gerekir.
Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de kaplandıktan sonra,
dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı hükmünü alır. Bu sebeple, ağız yıkanınca,
kaplama yapılan dişler de yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi, gerektiğinde tedavi amaçlı
olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve abdest ya da gusül alıp, ibadetlerini
yapabilir.
Yapılan bu işlem tedavi amaçlı ve zorunlu olduğundan, mezhepler arasında bir
ihtilaf söz konusu değildir. Diş dolgusu veya kaplaması konusundaki ihtilaflar, guslün veya
abdestin geçerli olup olmayacağı konusuyla alakalı bir durum değildir. Çıkan dişin yerine
bağlandığında kullanılan tel veya başka bir madde, çok sıkı bağlanacağı için, suyun altına
girmesine engel olur. Buna rağmen fukaha, kopan dişi yerine bağlatmanın caiz olduğunda
görüş birliği içindedirler.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

İdrar torbası kullanmak zorunda olan hastaların abdesti bozulmuş olur mu?
Devamlı burun kanaması, idrarı tutamama, kusma, yaranın devamlı kanaması,
kadınlardaki akıntı gibi abdesti bozan ve en az bir namaz vakti süresince devam eden ve
her namaz vaktinde tekrarlanan bedenî rahatsızlıklara özür/mazeret, böyle kimselere de
özür sahibi kimse denilir.
Buna göre; kendisinden devamlı idrar geldiği için idrar torbası kullanmak
zorunda olan hastalar, dinî açıdan özür sahibi konumundadırlar. Özür sahipleri, her namaz
için vakit çıktığında abdest almak suretiyle namazlarını kılarlar.
Bu abdestle vakit içinde diledikleri kadar farz veya nafile namaz kılabilirler.
Ancak mümkün olduğunca namaza başlamadan önce torbadaki idrarın boşaltılmış
olmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle abdeste başlamadan önce idrar torbası
boşaltılmalıdır. Şu kadar var ki, vakit namazı için abdest alındıktan sonra, torba içinde
biriken idrar ile kılınan namaz geçerlidir. Bu özürleri dışında abdesti bozan başka bir hal
olmadıkça, vakit içinde abdestleri devam eder, vakit çıkınca bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan bir kadın teyemmüm ederek namazını
kılabilir mi?
Yalnızca erkeklerin veya hem erkeklerin hem de kadınların bulunduğu bir
ortamda gusül abdesti almak durumunda kalan bir kadın gusül abdestini tehir eder.
Dolayısıyla, suyu kullanmaktan aciz olduğu için teyemmüm ederek namazını kılar.
Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan kadın ise, namaz vaktinin sonlarına
kadar bekler. Eğer vaktin çıkacağından korkarsa teyemmüm ederek, namazını kılar. Ancak
o namazı iade eder .

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Su mevcut olduğu halde abdest alıncaya kadar namaz vaktinin çıkmasından endişe
eden kişi teyemmümle namaz kılabilir mi?
Abdest alma imkânı varken, cuma namazı ve vakit namazları gibi vaktinde
kılınamadığı zaman kaza edilen namazların, vaktin çıkacağı endişesi ile teyemmüm ederek
kılınması caiz değildir. Zira abdest alındığı takdirde bu namazlara yetişilemezse, cuma
namazı yerine öğle namazı, vakit namazı yerine kaza namazı kılınır.
Maliki Mezhebi’ne göre, su ile abdest alma imkânı var iken, abdest veya gusül
alındığı takdirde beş vakit namazdan birinin vakti geçecek ise bu namaz teyemmüm
ederek kılınır.
Varis çorabı üzerine mesh yapılabilir mi?
Varis hastalığından dolayı ayağa giyilmesi gereken özel çoraplar, kırık, çıkık
üzerindeki sargı hükmün dedir. (İbn Mace,Taharet,134.) Bu itibarla, varis çorapları
üzerine meshedilmesinde bir sakınca yoktur

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Kol ve bacakları olmayan kimsenin abdesti eksik olur mu?
Yüce Allah din konusunda bize hiçbir zorluk yüklememiştir. (Hacc, 22ı78.)
“Köre, topala da vebal ve hastaya güçlük yoktur.“ (Fetih, 48ı17.) anlamındaki
ayetler buna delildir. İnsanlar ancak yapabileceklerinden sorumludurlar.
Hastalığı veren de yükümlülükle ri yükleyen de Allah’tır. Dolayısıyla kişi gücü
neye yetiyorsa onu yapmakla mükelleftir. Kol ve bacakları olmayan kişiden abdestte bu
organları yıkama yükümlülüğü düşer. Ancak bu kimsenin, bu özründen dolayı namaz
yükümlülüğü düşmez.
Kendisine abdest aldıracak yardımcı birileri yoksa ve kendisi de bir şekilde
abdest alma yöntemi bulamazsa, yüzünün iki yanını toprak veya toprak cinsinden bir şeye
dokundurarak teyemmüm eder. Elleri ve kolları olmayan veya kesilmiş olan kimse yalnız
yüzünü yere sürerek teyemmüm yapar.
Eğer yüzünde bir yara veya özür varsa teyemmüm etmeksizin namazı kılar. Bu
imkâna da sahip değilse, namazını yapabildiği şekilde ima ile kılar. Özürlü bir kimse, ancak
kendisi gibi özürlü birisine namaz kıldırabilir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Saç boyası, kına, ruj, oje, jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani
midir?
Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa,
abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması
gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken
uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır.
Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan
maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce
giderilmesi gerekir. Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşturmayan saç boyası,
kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Tuvalette abdest alınabilir mi?
Tuvalette abdest alınmasında bir sakınca yoktur. Ancak böyle yerlerde
besmele, zikir ve duaların içten söylenmesi uygun olur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest ve gusülün tam olup olmadığı konusundaki vesveseye
itibar edilir mi?
Vesvese, çeşitli sebeplerle insanın yaşadığı kararsızlık,
şüphe ve kuruntu halidir. Vesvese sebebi ile, gusül ve abdestin
tekrarlanması gerekmez. Vesvese gelse bile abdest ve gusle devam
edilmelidir.
Kişi vesveseye itibar etmemeye çalışmalı, içe doğan şüphe
ve tereddüt hallerinin asılsız olduğunu kendine telkin etmeli,
ayrıca zaman zaman Felak ve Nas Surelerini, anlamlarını da
düşünerek okumalıdır.
Güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest ve gusül alınır mı?
Güneş enerjisi ile ısıtılan su ile, temiz olmak kaydıyla, abdest almak
ve gusletmekte dinen bir sakınca yoktur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAKTA GEREKLİDİR
İyi veya kötü hareketleri organlarımızla yaparız. El işler yapar, yıkar ve
yazar; ağız yer içer, iyi ve kötü sözler söyler, konuşur; burun koklar, gözler görür,
kollar saldırır ve yakalar; kulaklar işitir ve dinler; ayaklar ise bizi pek çok yere
götürür. Bütün bunlar zaman zaman günah ve yasak sınırını aşabilir.
İşte abdest sırasında içimizden geçireceğimiz dualarla, söz konusu
edilen olumsuz hareketlerin etkisinden kurtulmaya çalışabiliriz. Abdest alacak
kimse önce niyet eder. Bu bir rûhî-mânevî hazırlıktır. Hakk'ın huzuruna çıkmaya
niyet etmek ve hazırlanmak demektir. Sonra besmele çekerek ve Allah'ın
yardımını dileyerek abdeste başlar.
Abdest alan insan samimî bir dille ve içten bir duyguyla, eksiklik ve
hatalarını Hakk'ın huzurunda itiraf edip, bunları yıkamasını ve silmesini kulluğa
yakışan bir tavırla O'na arz eder, duasının kabulü için yalvarıp yakarır. Böylece
bilinci ve içtenliği ölçüsünde ruhen temizlenip arınmış bir halde huzura varmaya,
namaza durmaya hazır hâle gelir.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Su nasıl maddî kirleri temizliyorsa, tövbe de manevî kirleri yok eder
diye düşünerek abdest organlarımı yıkamalıyım. Halkın gördüğü yer olan
bedenimi ve elbisemi temiz tutar da Hakk'ın nazar ettiği yer olan kalbimi
tertemiz tutmazsam yanlış yapmış olurum diye inanmalıyım. Bedenim gibi
kalbimi de kötü ve kirli şeylerden arındırmaya çalışmalıyım şuurunda bir abdes
gerçek mahiyeti ile abdest olmuş olur.
Şemsî'nin dediği gibi: " Pâdişah konmaz saraya hâne mâmur
olmadan.” önce hanemizi mamur hale getirelim kalbimizi tezkiye edlim sonra
organlarımızı temizleyeli.
Yûnus Emre söylüyor: " Tanla durup başın kaldır ellerini suya daldır /
Hem şeytanın boynunu vur hem nefs dahi ölse gerek." (“Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr.
Mehmet Demirci)

Beyazid-i Bistâmî şöyle dermiş: "Ne zaman dünya düşüncesi
gönlümden geçse abdest alırım; âhiret düşüncesi geçince de gusül yaparım."

Prof. Dr. Mehmet Demirci hocamızın Altınoluk dergisinde yayınlanmış olan “Abdestin
İç Anlamı” isimli makalesinde Gönül ehli kimseler iç anlam olarak abdestin ve temizliğin beş
derecesinden söz ettiklerini belitir ve bunları İçten dışa doğru şöylece sıralar:

1. Rûhun abdesti: Rûhun, hayvanlık seviyesine ait bilgisizlikten ve Allah'tan gayri
şeyleri görme gafletinden arınmasıdır. Ruh Allah'tan gayrı şeyleri görmekten arınsa,
Gaffar olan Allah'ın nûru onu kuşatır. Kötü düşüncelerini temizlese takvâ elbisesine
kavuşur. Nefsin tezkiye ederse iç huzuruna ve itmi'nâna ulaşır.
2. Sırrın abdesti: Burada "sır", rûhun rûhu demek olup; onun abdesti gösterişten (riyâ),
arzu ve isteklerin esiri olmaktan, kendini beğenmişlikten, baş olma tutkusundan, aşırı
dünya isteği ve mevki sahibi olma ihtirasından arınmaktır. Bunun neticesinde ihlâs nûru
ortaya çıkar. Dünya sevgisinden arınırsa âhiret sevgisi doğar.
3. Kalbin ve gönlün abdesti: İki yüzlülük, bozgunculuk ve kötü ahlâktan uzak durmaktır.
Büyüklenme yıkanınca, alçak gönüllük doğar. Çekememezlik kirleri yıkansa, iyilik;
düşmanlık yıkansa, Allah sevgisi görünür.
4. Dilin abdesti: Yalan, dedi-kodu, iftira ve boş sözden, insanların ayıplarını merak
etmekten ve gizli hallerini ortaya çıkarmaktan, faydasız konuşmaktan uzak durmaktır.
Yalan ve koğuculuk yıkansa, doğruluk ve vefâ doğar. İftira ve itham etme yıkansa, sevgi
görülür. Faydasız ve boş söz bırakılsa yararlı şeyler konuşulur veya Allah'ın adı anılır.
5. Zâhir abdesti: Bu, bildiğimiz abdesttir. Neticesinde Abdest alan kimsenin yüzünü
yıkaması, mahşer günü yüzünün nurlu olmasına yol açar. Kolunu yıkayınca cömertlik
nurları hasıl olur. Ayrıca amel defterinin sağ eline verilmesi gibi bir lûtfa erişir. Ayağını
yıkayınca, âhiretteki manevî engelleri kolaylıkla geçme imkânı doğmuş olur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Abdest alırken gerçekleşen dış temizliğin, iç temizliği ile
birlikte gelişmesi için şunlar da tavsiye edilir: Eller yıkanırken
kalbin de aşırı dünya sevgisinden yıkanması gerekir. Ağıza su
alınırken, onunla boş şeyleri anmamaya azmetmelidir. Yüz
yıkandığı zaman, yüzü Hak'tan başka şeylere çevirmemeye söz
vermelidir. Ayağı yıkarken, Hak yolda bulunma gayreti
pekiştirilmelidir.
Dış temizlik su ile, iç temizlik ise tövbe ile ve Hakk'ın
kapısına dönmekle mümkün olur.

Bedenin bütün uzuvlarına madden ve manen abdest
aldırmak gerekir. Bedene su ile nasıl ki abdest aldırıyorsak, her bir
uzvumuzu Yaratının rızasına uygun işler yaptırmak suretiyle
manevi abdestimizide almamız gerekmektedir.
Abdestin suyu günaha bakan gözleri, günahla kızaran yüzü
de arındırır. Ağzı abdest suyu ile çalkaladığımız zaman, bizi günaha
sokan kelimeler, bu kelimeleri oluşturan dil ve dişler pir-ü pak
olur. Başımızı mesh ettiğimizde zihnimizden geçen günahlar bir bir
dökülür. Kulaklara değen abdest suyu bu organın dikkat kesilip
dinlediği günahkar sözleri siler süpürür. Ve en nihayet bizi günahın
kapısına kadar yürüten ayaklarımızı yıkarız. Onlar da günahtan
kurtulmuş olur.
Yüce Rabbim abdestimizi en güzel şekilde alıp
ibadetlerimizi kendi rızasına uygun olarak yapmayı cümlemize
nasip etsin.

Bu Sunum İdris YAVUZYİĞİT Tarafında; “İhtiyar” Mevsılî,
“Bidayetu’l Müctehit” Ahmet İbn Rüşd El Kurtubi, “Büyük İslam İlmihali”
Ömer Nasuhi Bilmen (A. Fikri Yavuz), “İslam İlmihali” Lütfi Şentürk Ve
Seyfettin Yazıcı (Diyanet), “İlmihal” Heyet (TDV), “Delilleriyle İslam
İlmihali” Hamdi Döndüren, “Şafii İlmihali” Mehmet Keskin (Diyanet), “Din
Görevlisinin El Kitabı” Mevlüt Özcan, “Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr. Mehmet
DEMİRCİ; “Abdestin Fazileti Ve İbadetler Açısından Önemi” Ahmet ÜNAL;
“Abdestin Manası Ve Önemi” Mustafa Kutlu’ya Ait Kitap, Makale Ve Vaaz
Örneklerinden İstifade Edilmek Suretiyle Hazırlanmıştır.
Rabbim Eser Sahiplerinden Ölenlere Rahmetiyle, Yaşayanlara Lutuf
Ve Keremiyle Tecelli Eylesin Ve İki Cihan Saadeti İhsan Etsin.


Slide 33

Abdest Almanın Önemi
ve Fıkhi Boyutu
İdris YAVUZYİĞİT
[email protected]

Abdestin Önemi
Abdestin Tanımı
Abdest Çeşitleri
Abdestin Farzları
Abdestin Sünnetleri
Abdestin Adapları

Abdesti Bozan Durumlar

Abdestin Alınışı
Abdest Duaları
Fıkhi Sorular
Abdestin İç Anlamı

ABDEST

َ ْ ُ ْ ُ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َ
ُ ْ َ ٰ َّ
‫وة فاغ ِسلوا‬
‫يا ايها ال ٖذين امنوا ِاذا قمت ْم ِالى الصل‬
ِ
َ ‫ُو ُج‬
ْ‫وه ُك ْم َو َا ْي ِد َي ُك ْم ِا َلى ْاْلَ َرا ِْفق َو ْام َس ُحوا ب ُر ُؤس ُك ْم‬
ِ ِ
ِ
ْ َ ْ ُ َُ ََْ
َ
ْ
ْ
َ
‫وارجلكم ِالى الكعبي ِ ْن‬
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya
kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize
kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip,
topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)”.

(MÂİDE suresi 6.

ayet)

ABDEST

Bu âyet, teyemmüm âyeti olarak adlandırılır. Fakat
âyette abdestin farzları tesbit edilmektedir. Dolayısıyla bir
abdest âyeti olduğu şüphesizdir.
Şu kadar var ki, abdest bu âyet ile farz kılınmış değildir.
Çünkü abdest Mekke’de namazla beraber farz kılınmış ve
İslâm’da hiçbir zaman abdestsiz namaz kılınmamıştır.
Oysa bu âyet-i kerîme Medîne’de, hicretin 6. yılında,
Benî Mustalik Gazvesi’nde cereyan eden meşhur “İfk hâdisesi”
üzerine gece susuz bir yerde kalınıp abdest almak mümkün
olmadığından dolayı nâzil olmuştur.
Hz.Âişe vâlidemize münafıklar tarafından çirkin bir iftira
yapıldığı için bu olaya ifk (iftira) olayı denilmiştir.

ABDESTİN FAZİLETİ

َ َ َ َّ َ َ ْ
َ َََ َ
َ
ْ‫خ َط َاي ُاه من‬
ْ
َ
ْ ‫ خرجت‬، ‫من توضأ فأحـسن الوضـوء‬
ِ
َ
ْ َ َّ
ْ
َ
َ
ُ
‫تحت أظفا ِر ِْه‬
ِ ‫جس ِد ِه حتى تخرج ِمن‬
“Kim

güzelce abdest alırsa, o kimsenin
günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün
vücudundan çıkar.” (Riyasü’s-Salihin, 1028; Müslim, Tahâret 33)

ُْ َ ُ ُ ُّ
‫ر‬
» ‫يمان‬
ْ ِ ‫اإل‬
‫ر‬
«
‫ط‬
‫ش‬
‫و‬
‫ه‬
‫الط‬
ِ

Ebû Mâlik el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır.” (Riyasü’s-Salihin, 1033; Müslim, Tahâret 1)

َ ْ َ َّ َ ً ّ ُ َ
َ‫َّ ُ َّ ُ ْ َ ْ ن‬
َ
ْ
َ
‫القيام ِ ْة غرا محج ِلين ِمن ْآث ِار‬
‫« ِإن أمتي يدعو يوم‬
ِ
َ
َ
َ
َ
ُ
ُ
َ
َ
َ
ْ
ْ
ُ
ْ
ْ
ْ
َّ
» ‫ فليفعل‬، ‫من استطاع ِمنكم أن ْي ِطيل غرته‬
ِ
ِ ‫الوضوء ف‬
ٌ
. ‫متفق عليه‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’i:
“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde,

abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak
olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten
kimse bunu yapsın” buyururken işittim. (Riyazüs Salihin, abdestin fazileti, 1026;
Buhârî, Vudû‘ 3; Müslim, Tahâret 35)

Bu Hadis bizlere:
1. Abdesti farzlarına, sünnetlerine, müstehaplarına ve edeplerine riayet ederek
almak gerekir. Böyle yapmak müstehaptır.
2. Abdest, insanın yüzünü nurlandırır, el ve ayaklarını ağartır. Bu hem maddî hem
manevî anlamda böyledir.
3. Allah Teâlâ, kıyamet gününde ve mahşer yerinde yüzü nurlu, el ve ayakları parlak
olanlara özel muamelede bulunur. Çünkü bunlar sâlihler ve ibadet ehli mü’minlerdir.
4. Abdestte ayakları yıkamak asla terkedilmemelidir.

ABDESTİN FAZİLETİ

ُْ ُ ْ َ
ُْ َ ُ َْ ُ َُْ
ُ
ُ
ُ
ُ
» ‫الحلية ِمن اْلؤ ِم ِن ح ْيث يبلغ الوضـوء‬
ِ ‫« تبلغ‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Ben dostum sallallahu
aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:
“Mü’minin

nuru ve beyazlığı, abdest
suyunun ulaştığı yere kadar varır.” (Müslim, Tahâret 40)

َ َّ َ َ
ُ ُ
َ َُ
َ َ ُ ْ َ
ْ
َ
َ
ُّ‫كل‬
ْ ‫جه ِه‬
ِ ‫« ِإذا تو َضأ َالعبد اْل‬
ِ ‫سلم أ ِو اْلؤ َ ِمن فغسل َ ْوجهه خرجَ ِمن َو‬
َ َ
ْ
َ
ْ
ْ
َ
ْ
‫ َف ِإذا غسل يدي ِه‬، ‫اْلاء‬
‫اْلاء أو مع آ‬
‫خطيئة نظر ِإليها ِبعيني ِه مع‬
‫خر قط ِر‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ْ َ
َ ََ ُ
َ َ َ َ َ ُّ ُ
َ
ْ
ْ
ْ
َ
‫ط ِر‬
َْ ‫يديه كل خطيئ ٍة كان بطشتها يداه مع اْل ِاء أو مع ِآخر ق‬
‫ خرج ِمن‬،
ِ
َ َ
َ ُّ ُ ْ َ َ َ
َ
ْ‫ط َيئة َم َشتها رجاله مع اْلاء ْأو‬
ْ
َ
ِ
ِ
ٍ ْ ِ ‫ خرجت كل خ‬، ‫ ف ِإذا غسل ِرجلي ِه‬، ‫اْلاء‬
ِ
َ
ُّ
َ
ُ
َ
َ
ًّ
ُ
. ‫ حتى يخرج ن ِقيا ِمن الذن ْو ِب »رواه مسلم‬، ‫اْلاء‬
‫طر‬
‫ق‬
‫آخر‬
‫ع‬
‫م‬
ِ ِ ِ

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve
yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest
suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini
yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –
veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını
yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah
abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar.
Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (Müslim,
Tahâret 32; Tirmizî, Tahâret 2; Riyasü’s-Salihin, 1030)

َ ُ ْ ُ َّ َ َ ْ َّ
َ ْ َ ْ َ ْ َ َّ َ ُ ْ
ْ ُ َ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َّ
َ
‫ن‬
: » ‫ ِوددت أنا قد رأينا ِْإخواننا‬، ‫الحقو‬
‫نين ِوإنا ِإن شاء‬
‫« السالم عليكم دار ق ٍوم مؤ ِم‬
ِ ‫الله ِْبك َم‬
ِ
َ
ُْ َ َ َ ّ َ ُ َ ْ َ
َ َ ُ َ
َّ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
َ
َ
ُ
ْ
ْ
ْ
» ‫ وإخواننا َال َذين لم َ يأتوا بعد‬، ‫ « أنتم أصحابي‬: ‫ أولسنا ِإخوانك يا رسول الل ِه ؟ قال‬: ‫قالوا‬
ُ
َْ ْ َ ْ َ ُ ْ َ
َ َ َْ
ُ
ُ‫له‬
َ
ُ
َّ
َ
ُ
ْ
ْ
َّ
َ
ْ ‫ « أرأيت لو أن رجال‬: ‫ كيف تع ِرف من لم يأتوا بعد من أم َِتك يا رسول هللا ؟ فقال‬: ‫قالوا‬
ُ َ
َ
َ
َّ ُ
َ ‫حج َل ٌة ْبي‬
َّ ‫َخ ْي ٌل ُغ ٌّر ُم‬
ْ ‫ أال‬، ‫ظهر ْي َخ ْيل ُد ْهم ب ْهم‬
َ ‫ َق‬، ‫الل ِ ْه‬
ْ
‫ بلى يا رسول‬: ‫يع ِْر ُف َخ ْيل ُه ؟ » قالوا‬
‫ال‬
‫ن‬
ِ ٍ ٍ
ٍ
َ
ُ
ُ ‫َ َّ ُ ْ ْ ُ َن‬
َ
َ
ُ
َ
َّ
ُ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
ًّ
‫و‬
. ‫ ِ »ر اه مسلم‬
ِ ‫ «ف ِإنهم يأتو غرا محج ِلين ِمن الوض‬:
ِ ‫ وأنا فر ْطهم على الحو‬، ‫وء‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem kabristana geldi ve:

“Selâm size ey mü’minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız.
Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim” dedi. Ashâb-ı kirâm:
– Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah? dediler. Resûl-i Ekrem:
– “Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb:
– Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah’ın Resûlü?
dediler. Peygamber Efendimiz:
– “Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at
sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?” diye sordu. Sahâbe:
– Evet, tanır, ey Allah’ın Resûlü, dediler. Resûl-i Kibriyâ:
“İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler.
Ben havzın başına onlardan önce varacağım” buyurdular. (Müslim, Tahâret 39; Riyasü’sSalihin, 1031 )

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ
Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el suyu”
anlamına gelen abdest, belirli ibadetlerin ifasının ön şartı olan ve kendisi
de ibadet mahiyetinde görülen bir nevi hükmî temizliktir.
Arapça karşılığı güzellik, temizlik ve parlaklık anlamına gelen
“vudû”dur.
Fıkıhta abdest, “belli uzuvları usulüne uygun olarak su ile yıkamak
ve bazılarını da eldeki su ıslaklığı ile meshetmek” şeklindeki ibadet
temizliği olarak tarif edilir.(TDV, İslam İlmihali 1. cilt, s 195)
Fıkıh dilinde maddî kirlilikten temizlenme “necasetten taharet”
olarak anılır; hükmî kirlilik olan hadesten temizlik ise birer hükmi temizlik
usulleri olan abdest ve gusülle olur.

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ

Abdest ile ağız, diş, burun, el, yüz ve ayaklar gibi
kirlenmeye ve dışarıdan gelecek mikroplara en açık uzuvlar
günde birkaç defa su ile temizlenir.
Bu sayede vücudun sinir sistemi ve kan dolaşımı daha
düzenli hale gelir ve vücuda fizikî-tıbbî birçok fayda sağlar.
Abdest, namaz ibadetini ifa için yüce Allah'ın
huzuruna çıkacak müminin manevî ve ruhî hazırlık ve temizliği
de demektir.
Bu yüzden abdest, maddî temizlikle manevî temizliği
birleştirici, müslümana manevî yönden destek ve güç sağlayıcı
bir anlam ve öneme sahiptir.

ABDEST’İN HÜKMÜ / ÇEŞİTLERİ
1.

Farz Abdest:
1.
2.
3.
4.

Namaz Kılmak,
Cenaze Namazı Kılmak,
Tilâvet Ve Şükür Secdesi Yapmak,
Kur'an'a Dokunmak İçin Abdest Almak Farzdır.

Vacip Abdest: Kabe'yi Tavaf Etmek İçin Abdest Hanefilere Göre Vaciptir.
3. Mendup Abdest:
2.

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.

Yatmadan Önce Abdest Almak,
Vakit Namazları İçin Ayrı Ayrı Abdest Almak,
Kuran Okumak,
Dini Kitaplara Dokunmak,
Hadis Okumak,
Peygamberimizin Kabrini Ziyaret Etmek,
Arafat’ta Vakfa Yapmak,
Safa Ve Merve Arasında Say Yapmak,
Ezan Okumak,
Cenaze Yıkamak,
Her İşe Abdestli Olarak Başlamak,
Her Zaman Abdestli Bulunmak İçin Ve
Öfkelendikten,yalan Söyledikten Ve Gıybet Ettikten Sonra Abdest
Almak Mendup’dur.

ABDEST’İN MEZHEPLERE GÖRE FARZLARI
FARZLAR

HANEFİ

ŞAFİİ

MALİKİ

HNBELİ

YÜZÜ YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

KOLLARI YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

BAŞI MESH ETMEK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

AYAKLARI YIKAMA

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

NİYET ETMEK

SÜNNET

FARZ

FARZ

FARZ

TERTİBE RİAYET

SÜNNET

FARZ

SÜNNET

FARZ

MUVALAT

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

FARZ

BESMELE

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

OVARAK YIKAMAK

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

ABDEST’İN FARZLARI
1.

2.

3.

4.

Yüzü bir kere yıkamak (yüzün sınırları: saçın bittiği yerden kulak
yumuşağından çene altına kadar olan kısım. Sakal, bıyık ve kaşların altına
suyun ulaşması gerekir. Yüz yıkanırken sakal sık ise üstünü yıkamak
yeterlidir.)
Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak (abdest alırken parmaktaki
yüzüğün altına su alacak şekilde oynatılması, el, yüz ve ayakta bulunan ve
suyun deriye temasını önleyen maddelerin imkân dahilinde temizlenmesi
gerekir.)
Başın dörtte birini mesh etmek (dörtte birinin el içi su ıslaklığıyla mesh
edilmesi hanefîler'e göre yeterlidir. Başın “nâsiye” denilen ön tarafına
mesh edilmesi daha faziletlidir. Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Şâfiîler'e göre başın mesh miktarı daha azdır, bir saç teli. )
Ayakları topukları ile beraber bir kez yıkamak (suyun parmaklar arasına
ulaşması sağlanmalıdır. Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi su
ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.)

ABDEST’İN SÜNNETLERİ

1.
2.
3.
4.

Abdest almaya niyet etmek,
Başlarken besmele çekmek,
Elleri bileklerle birlikte üç defa yıkamak,
Ağız ve buruna su çekip iyi bir ağız ve burun temizliği
(mazmaza ve istinşak) yapmak,
5. Misvak kullanmak veya dişleri fırçalamak,
6. Sakalın içine su girmesini sağlamak,
7. El parmaklarını birbirine sokup ovuşturmak,
8. Başın tamamını elin ıslaklığıyla mesh etmek,
9. Boynu mesh etmek,
10. Abdest uzuvlarını yıkarken sıraya uymak,
11. Abdeste sağ uzuvlardan başlamak,
12. Uzuvları üçer defa yıkamak
13. Su ile iyice ovmak (delk),
14. Abdeste ara vermeden tamamlamak.

ABDEST’İN SÜNNETLERİ
1.
2.
3.
4.

5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.

Niyet etmek: “Niyet ettim, Allah rızası için abdest almaya” denilmesi müstehaptır.
Abdeste başlarken önce temiz olan elleri bileklere kadar yıkamak.
Abdeste “Eûzü” ve “besmele” ile başlamak.
Mazmaza ve İstinşak: Elleri yıkadıktan sonra önce üç defa ağıza su alınıp çalkalanması ve
dışarı atılmasına “mazmaza”, üç defa da burunun yumuşağına kadar su alınmasına ise
“istinşak” denilir. Ağız ve buruna her su almada, alınan su yenilenir.
Mazmaza ve istinşakta mübalağa etmek. Fakat oruçlu kimseler mübalağa yapmazlar.
Misvak Kullanmak
Tertibi gözetmek. Şâfiî ve Hanbelîlere göre farzdır.
Abdeste sağ taraflardan başlamak
Abdest uzuvlarını üçer defa yıkamak: Birer defası farz, diğerleri sünnettir. Üçten fazla veya
eksik yıkamak sünnete aykırıdır. Çoğu fakihlere göre başı bir defa meshetmek yeterlidir.
Abdestte elleri veya ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak. Parmakları hilâllemek.
Sakalı hilâllemek: Abdest alırken sık sakalı bulunanların sakallarını, parmaklarını sakalın içine
sokarak alt taraftan üst tarafa doğru hareket ettirmesine hilâlleme denir.
Başın tamamını bir su ile meshetmek: Buna “kaplama mesh” denir.
Kulakları meshetmek: Çoğu fakihlere göre, yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi
sünnettir.
Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile ovmak
Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamak. Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
Boynu meshetmek: Başı ve kulakları meshettikten sonra iki elin arkaları ile ve üçer parmakla
yeni bir su almaya gerek olmaksızın boyun meshedilir.

ABDEST’İN ADAPLARI
Abdestin Âdabından Maksat, Abdestin Farzlarının Ve Sünnetlerinin Daha Uygun
Şekilde Ve Ortamda, Mükemmel Bir Şekilde Yerine Getirilmesini Sağlamaktır.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.

12.
13.

Abdest Alırken -Mümkünse- Kıbleye Dönmek,
Abdest Sularını Vücuda Ve Elbiseye Sıçratmamak,
Dünya İşlerine İlişkin Konuşmamak,
Abdest Dualarını Veya Bildiği Dualardan Okumak,
Suyu Ölçülü Kullanmak,
Daha Vakit Girmeden Abdest Alıp Namaza Hazır Bulunmak,
Bir Özür Bulunmadıkça Abdestte Başkasından Yardım İstememek,
Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını Yoklamak, Suyu Dirsek Ve
Topukların Yukarılarına Kadar Ulaştırmak,
Nehir Veya Deniz Kenarında Bile Su İsrafından Kaçınmak,
Abdest Sonunda Kelime-i Şehâdet (Eşhedü Enlâ İlahe İllallah Ve Eşhedü Enne
Muhammeden Abdühû Ve Resûlüh) Getirmek,
Abdestten Artan Sudan Kıbleye Karşı Ayakta Bir Miktar İçmek Ve Bu Sırada;
“Allah’ım Beni Her Günah İşledikçe Tevbe Eden Ve Günahtan Kaçınıp Tertemiz
Bulunan Salih Kullarından Kıl” Diye Dua Etmek,
Abdestin Sonunda Bir, İki Veya Üç Defa Kadir Sûresi’ni Okumak,
Abdestten Sonra, Kerâhet Vakti Değilse İki Rekat Nafile Namaz Kılmak.

ABDEST’İ BOZAN DURUMLA
1. İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necasetin,
herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
2. Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir maddenin
çıkması. (Şâfıî ve mâlikîler'e göre bozmaz.) Vücuttan çıkan kan, irin ve sarı
su akmadığı veya çıktığı yerin çevresine dağılmadığı sürece abdesti bozmaz.
3. Ağız dolusu kusmak.
4. Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan
durumlar.
5. Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek.
6. Cinsî münasebet veya fahiş (aşırı) temas ve dokunma.
7. Mazeret halinin sona ermesi. Su bulamadığı için teyemmüm eden kimse suyu
bulunca, mest üzerine mesh yapan kimsenin -yolcu olanlara üç, yolcu
olmayanlara bir gün olarak tanınan- mesh süresi dolunca, özürlü kimse için
de namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur.
8. Hanefîler'in dışındaki üç mezhebe göre bir kimsenin kendi cinsel organına
temas da abdesti bozar.

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest suyunun elbiseye sıçramayacağı bir konum
alınır,
 Mümkünse kıbleye dönülür,
 Abdeste “eûzü” ve “besmele” çekilir,
 Niyet ve besmele ile abdeste başlayıp “niyet ettim, allah
rızası için abdest almaya” denir,
 Su ölçülü kullanılır, fazla açılmaz, israftan kaçınılır,
 Abdestte elleri parmak uçlarından başlanır,
 Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da
hilallenerek üç defa yıkanır,
 El, yüz ve ayakta bulunan ve suyun deriye temasını
önleyen cilt üzerindeki hamur, boya, sakız gibi
maddeler temizlenir,
 Parmakta yüzük varsa oynatılır,
 Misvak veya diş fırçası ile bunlar yoksa sağ elin
parmaklarıyla dişler temizlenir,
 Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile iyice ovarak
yıkanır

ABDESTİN ALINIŞI

 Ağız, Sağ El Avucuna Alınan Su İle Üç Defa
Çalkanıp iyice Temizlenir,
 Ağız Ve Buruna Her Su Almada, Alınan Su
Yenilenir.
 Üç Defa Da Burna Sağ El İle Su Çekilip Her
Defasında Burun Sol Elle Temizlenir.
 Oruçlu Olmayan Kimse Ağız Ve Burnun Her
Yerine Suyun İyice Ulaşmasını Sağlar.
 Mazmaza Ve İstinşakta Mübalağa Etmek Gerekir.
Fakat Oruçlu Kimseler Mübalağa Yapmazlar.
 Ağza su alırken “Allah’ım! Bana peygamberinin
kevser havuzundan, bir daha sonsuza kadar
susamayacağım bir kâse su ihsan buyur.” diye
duada bulunur,
 Burnu yıkarken de “Allah’ım! Beni nimetlerinin
ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum
bırakma.”der.

ABDESTİN ALINIŞI
 Üç Kere Yüz Yıkanır.
 Birer Defası Farz, Diğerleri Sünnettir. Üçten Fazla
Veya Eksik Yıkamak Sünnete Aykırıdır.
 Saçın Bittiği Yerden Kulak Yumuşağından Çene Altına
Kadar Olan Kısım Yıkanmalıdır.
 Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını
Yoklamak adaptandır,
 Sakal, Bıyık Ve Kaşların Altına Suyun Ulaşması
Gerekir.
 Abdest Alırken Sık Sakalı Bulunanların Sakallarını,
Parmaklarını Sakalın İçine Sokarak Alt Taraftan Üst
Tarafa Doğru Hareket Ettirmesi Gerekir, Adaptandır,
 Yüz Yıkanırken Sakal Sık İse Üstünü Yıkamak
Yeterlidir.
 Yüzü yıkarken “Allah’ım! Bazı yüzlerin beyazlanacağı,
bazı yüzlerin de kararacağı günde, benim yüzümü ak
kıl.” diyerek dua etmek abdest adaplarındandır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak farz
üçe tamamlamak sünnettir,
 Kolları yıkamaya sağ koldan başlanır, sol kolla
devam edilir,
 Suyu Dirseklerin dört parmak yukarısına Kadar
Ulaştırmak gerekir,
 Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamalıyız.
Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
 Kolları iyice ovarak yıkanır.
 Sağ kolu yıkarken “Allah’ım! Bana amel
defterimi sağ yanımdan ver ve benim hesabımı
kolay kıl!” diye dua edilir
 Sol kolu yıkarken “Ey Rabbim! Bana kitabımı sol
yanımdan ve arka yönden verme ve şiddetli bir
hesap ile sorguya çekme” diye dua edilir

ABDESTİN ALINIŞI











Başın dörtte birinin elin içinin su ile ıslatılıp mesh edilmesi
hanefîler'e göre yeterlidir.
Başın “nâsiye” denilen ön tarafına mesh edilmesi daha
faziletlidir.
Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Başın tamamını bir su ile meshetmeye “kaplama mesh” denir
ki bu şekilde mesh etmek sünnettir.
Baş mesh edilirken elin saçların dibine doğru sokulmasına
veya ileri geri hareket ettirilmesine gerek yoktur.
Başı meh ederken“ilâhi, beni rahmetinle yarlığa, benim
üzerime bereketinden indir.” Diye dua etmek uygundur.
Yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi sünnettir.
Küçük parmağımızı kulağımızın içeine doğru sokup baş
parmağımızla kulağımızın arkasını mesh etmek şeklinde
yapılır
Boynu meshetmek: başı ve kulakları meshettikten sonra iki
elin arkaları ile ve üçer parmakla yeni bir su almaya gerek
olmaksızın boyun meshedilir.
Ellerin parmak uçları ensede birbirine değerek boyna doğru
çekilmek suretiyle yapılır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Ayakları topukları ile beraber bir kez
yıkamak
farzdır,
üçe
tamamlanması
sünnettir.
 Suyun
parmaklar
arasına
ulaşması
sağlanmalıdır.
 Önce sağ sonra sol ayak, parmak uçlarından
başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dahil
olmak üzere yıkanır.
 Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.
 Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi
su ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.
 Ayakları yıkarken şöyle dua edilir: “Ya Rabbi!
Birtakım ayakların kayacağı günde, benim
ayaklarımı sırat üzerinde sâbit kıl!”

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest sonunda kelime-i şehâdet (eşhedü enlâ ilahe illallah
ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh) getirmek,
 Abdestten artan sudan kıbleye karşı ayakta bir miktar içmek
ve bu sırada; “allah’ım beni her günah işledikçe tevbe eden
ve günahtan kaçınıp tertemiz bulunan salih kullarından
kıl” diye dua edilir ve
 Abdestin sonunda bir, iki veya üç defa kadir sûresi’ni okunur,
 Abdestten sonra, kerâhet vakti değilse iki rekat nafile namaz
kılınır.

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR
Abdeste başlarken önce niyet edilir, sonra eûzü-besmele çekilir. Sonra da her
bir âzayı yıkarken şu duâlar okunur:

ً‫الم ُْنورا‬
َ ‫َا ْل َح ْم ُد ل ّله َّالذى َج َع َل ْاْلَ َاء َط ُهو ًرا َو ْا ِال ْس‬
ِ ِ

“Suyu temizleyici, İslâmı da nûr kılan Allah'a hamdolsun.”

َ‫َا ّلل ُه َّم َاع ّنى َعلى ت َال َوة ْال ُق ْران َوذ ْكر َك َو ُش ْْكر َك َو ُح ْسن ع َب َادتك‬
ِ ِ ِ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ ِ ِ

Ağıza su verirken:

“Ey Allahım, Kur'an okumak, seni zikir ve sana şükür etmek, sana olan ibâdeti
güzelleştirmek hususlarında bana yardım et!..”

َ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ ْ َ َ َ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
‫حة الن ِار‬
ْ ‫اللهم ا ِرحنى را ِئحة الجن ِة والت ِرحنى را ِئ‬

Buruna su verirken:

“Allahım, bana Cennet kokusunu duyur, Cehennem kokusunu hissettirme!”
Yüzü yıkarken:

ٌ‫س َو ُّد ُو ُجوه‬
ٌ ‫ض ُو ُج‬
ْْ ‫وه َو َت‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم َب ّي‬
ُّ ‫ض َو ْجهى َي ْو َم َت ْب َي‬
ِ

“Allahım, yüzlerin kiminin ak, kiminin kara olduğu o günde, benim yüzümü kara değil,
ak çıkar!”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ‫َا ّلل ُه َّم َا ْعطنى ك َتابى ب َيمينى َوح‬
ً‫اس ْبنى ِح َس ًْابا َيسيًا‬
ِ ِ
ِ
ِ ِ
Sağ kolu yıkarken:

“Allahım, kitâbımı sağımdan ver, hesabımı da kolay eyle!”

Sol kolunu yıkarken:
َْ
ّ َ
َ َ
َ
ُ
َ
َ
ْ
َ
َ
َ
ْ
َّ
ُ
‫اللهم ال تع ِطنى ِكتابى ِبيسارى وال ِمن ور ِاء ْظه ِرى‬
“Allahım, kitâbımı solumdan ve arkamdan verme.”

َ َ meshederken:
َ َّ َ َّ ُ ّ َ
َ
َ
َ‫ال ظ ّْل ا َّال ظ ُّل َع ْرشك‬Başı
َ
ْ
َ
ْ
ّ
ْ
ِ ِ ِ ِ ‫اللهم ا ِظلنى تحت ِظ ِل عر ِشك يوم‬
ِ
“Allahım, Arşının gölgesinden başka gölge olmadığı günde, beni Arşının gölgesinde
gölgelendir.”
Kulaklara meshederken:
َ
َ
َ
َّ
ُ‫ذين َي ْستم ُعو َن ْال َق ْو َل ْف َيتب ُعون ا ْح َس َنه‬
َ ‫اج َع ْلنى م َن َّال‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم‬
ِ
ِ
ِ
“Allahım, beni sözü dinleyip de en güzeline uyanlardan eyle.”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ َ ْ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
َ
َ
‫اللهم اع ِتق رقبتى ِمن الن ِار‬
Boynu mesh ederken:

“Allahım, boynumu Cehennem ateşinden âzâd eyle!”
Ayakları yıkarken:
ْ
َ
ْ
َ
َ‫َا ّلل ُه َّم َث ّب ْت َقد‬
ّ ‫مى َع َلى‬
ُ‫الص َراط َي ْو َم تز ُّْل فيه االق َدام‬
َّ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ

“Allahım, ayakların Sırat üstünde kaydığı günde, ayaklarımı sırat üstünde sâbit eyle,
kaydırma!..”
Abdest tekmil olduktan sonra abdest suyundan içilir ve bu dua okunur:

َ‫اج َع ْلنى م ْن ع َْبادك‬
َّ ‫اج َع ْلنى م َن‬
َ ‫ن ْاْلُ َت َط ّهر‬
َْ ‫اج َع ْلنى م‬
ْ ‫ين َو‬
ْ ‫الت َّواب َين َو‬
ْ ‫َا َّلل ُه َّم‬
ِ ِ ِ ِ
َ‫َ ِ ِ َ َ ْ َ ْ ِ َ َّ ِ َ ِ َ َ ْ ٌ َِ َ ِ ْ ْ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ن‬
ْ ‫الصا ِل ِحين واجعل ِنى ِمن ال ِذين الخوف علي ِه ْم والهم يحزنو‬

“Allahım! Beni çok tevbe edenlerden, temizliğe çok dikkat edenlerden, salih kullarından
ve kendileri için korku ve hüznün olmadığı kimselerden eyle.”

Abdest sonunda “Kelime-i Şehâdet” (eşhedü enlâ ilahe illallah ve eşhedü enne
muhammeden abdühû ve resûlüh) getirilir. Bununla birlikte bir, iki veya üç defa
“Kadir” sûresi yada “Ayetel Kürsi” okunur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest uzuvlarında yara veya hastalık bulunması halinde nasıl abdest alınır?
Abdest uzuvlarından birinde yara veya hastalık bulunan kişi, bu organın
yıkanması zarar verecekse, yıkamayıp ıslak elle mesheder. Mesh edilmesinin de zarar
vermesi durumunda, bu da terk edilir. Bu rahatsızlık abdest veya gusül uzuvlarının
çoğunluğunda ise, abdest veya gusül yerine teyemmüm edilir.
Özürlü nasıl abdest alır, özrü sebebiyle elbisesine bulaşan necasetin hükmü nedir?
Özürlüler, her vakit için abdest alır ve mazeret teşkil eden rahatsızlığından
başka abdest bozan bir hal meydana gelmedikçe, bu abdestle o vakit içerisinde dilediği
gibi namaz kılar, Kur’an-ı Kerim okur ve diğer ibadetlerini yaparlar. Namaz vaktinin
çıkmasıyla veya başka abdest bozan bir halin meydana gelmesiyle özürlü kimsenin
abdesti bozulur.
Kişiyi özürlü kılan hal, bir namaz vakti boyunca hiç meydana gelmezse, özür
ortadan kalkmış olur ve o kimse özür sahibi olmaktan çıkar.
Özürlü kimseden akan kan, irin, idrar gibi şeylerin çamaşıra bulaşması halinde,
bundan kaçınılması mümkün değil ve temizlendiğinde tekrar bulaşacaksa çamaşır
yıkanmadan namaz kılınabilir. Fakat elbiseye tekrar bulaşmayacaksa, yıkanması gerekir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Bedeninde veya bir uzvunda sargı ya da yara bulunan kimse nasıl abdest alır?
Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık veya yaradan dolayı sargı
bulunduğunda, abdest alırken veya guslederken bu sargı çözülerek altı yıkanır ve yaranın
üstü mesh edilir. Ancak sargının çözülmesinin zararlı olması hâlinde çözülmeyip üzerine
mesh edilebilir. Sargı üzerine meshin meşruluğu sünnetle sabittir. Hz. Ali (r.a.) şöyle
demiştir: “Bileklerimden biri kırılmıştı. Peygamber (s.a.s.)’e sordum, O da sargıların
üzerine mesh etmemi emretti.“ (İbn Mace, Taharet, 134.)
Sargının bir defa mesh edilmesi yeterlidir. Yapılan bu mesh ile, o uzuv hükmen
yıkanmış olur. Sargının abdestsiz veya cünüp iken sarılmış olması meshe engel olmadığı
gibi, sargı üzerine meshin belirli bir süresi de yoktur; yara veya kırık iyileşinceye kadar
aynı sargı üzerine mesh edilebilir. Üzerine mesh ettikten sonra sargının değiştirilmesi veya
düşmesi hâlinde, mesh bozulmaz; iade edilmesi de gerekmez. Ancak, yaranın iyileşmesi
hâlinde, sargı açılmış olsun veya olmasın, mesh bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Tedavi maksadı ile cilde sürülen ilaç vb. maddeler abdeste engel olur mu?
Abdest alırken yıkanması gereken bir organın üzerine tedavi maksadı ile
merhem vb. bir madde sürülmüşse; su zarar vermiyorsa abdest alırken bu organın
yıkanması gerekir. Eğer yıkamak zarar veriyorsa ıslak elle üzerine mesh edilir.
Mesh etmek de zararlı ise o da terk edilir. Çünkü dinimiz zaruretler hâlinde
yasakları mübah kılmış, kişiye kaldıramayacağı yükü yüklememiş, zorluğun giderilmesini
ilke edinmiştir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Diş doldurtmak veya kaplatmak abdest ve gusle engel olur mu?
Tedavi amacıyla diş doldurmak veya kaplatmak caiz olup abdest ve guslün
sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak çıkarılıp takılabilen/sabit olmayan dişlerin gusül
abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması gerekir.
Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de kaplandıktan sonra,
dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı hükmünü alır. Bu sebeple, ağız yıkanınca,
kaplama yapılan dişler de yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi, gerektiğinde tedavi amaçlı
olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve abdest ya da gusül alıp, ibadetlerini
yapabilir.
Yapılan bu işlem tedavi amaçlı ve zorunlu olduğundan, mezhepler arasında bir
ihtilaf söz konusu değildir. Diş dolgusu veya kaplaması konusundaki ihtilaflar, guslün veya
abdestin geçerli olup olmayacağı konusuyla alakalı bir durum değildir. Çıkan dişin yerine
bağlandığında kullanılan tel veya başka bir madde, çok sıkı bağlanacağı için, suyun altına
girmesine engel olur. Buna rağmen fukaha, kopan dişi yerine bağlatmanın caiz olduğunda
görüş birliği içindedirler.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

İdrar torbası kullanmak zorunda olan hastaların abdesti bozulmuş olur mu?
Devamlı burun kanaması, idrarı tutamama, kusma, yaranın devamlı kanaması,
kadınlardaki akıntı gibi abdesti bozan ve en az bir namaz vakti süresince devam eden ve
her namaz vaktinde tekrarlanan bedenî rahatsızlıklara özür/mazeret, böyle kimselere de
özür sahibi kimse denilir.
Buna göre; kendisinden devamlı idrar geldiği için idrar torbası kullanmak
zorunda olan hastalar, dinî açıdan özür sahibi konumundadırlar. Özür sahipleri, her namaz
için vakit çıktığında abdest almak suretiyle namazlarını kılarlar.
Bu abdestle vakit içinde diledikleri kadar farz veya nafile namaz kılabilirler.
Ancak mümkün olduğunca namaza başlamadan önce torbadaki idrarın boşaltılmış
olmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle abdeste başlamadan önce idrar torbası
boşaltılmalıdır. Şu kadar var ki, vakit namazı için abdest alındıktan sonra, torba içinde
biriken idrar ile kılınan namaz geçerlidir. Bu özürleri dışında abdesti bozan başka bir hal
olmadıkça, vakit içinde abdestleri devam eder, vakit çıkınca bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan bir kadın teyemmüm ederek namazını
kılabilir mi?
Yalnızca erkeklerin veya hem erkeklerin hem de kadınların bulunduğu bir
ortamda gusül abdesti almak durumunda kalan bir kadın gusül abdestini tehir eder.
Dolayısıyla, suyu kullanmaktan aciz olduğu için teyemmüm ederek namazını kılar.
Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan kadın ise, namaz vaktinin sonlarına
kadar bekler. Eğer vaktin çıkacağından korkarsa teyemmüm ederek, namazını kılar. Ancak
o namazı iade eder .

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Su mevcut olduğu halde abdest alıncaya kadar namaz vaktinin çıkmasından endişe
eden kişi teyemmümle namaz kılabilir mi?
Abdest alma imkânı varken, cuma namazı ve vakit namazları gibi vaktinde
kılınamadığı zaman kaza edilen namazların, vaktin çıkacağı endişesi ile teyemmüm ederek
kılınması caiz değildir. Zira abdest alındığı takdirde bu namazlara yetişilemezse, cuma
namazı yerine öğle namazı, vakit namazı yerine kaza namazı kılınır.
Maliki Mezhebi’ne göre, su ile abdest alma imkânı var iken, abdest veya gusül
alındığı takdirde beş vakit namazdan birinin vakti geçecek ise bu namaz teyemmüm
ederek kılınır.
Varis çorabı üzerine mesh yapılabilir mi?
Varis hastalığından dolayı ayağa giyilmesi gereken özel çoraplar, kırık, çıkık
üzerindeki sargı hükmün dedir. (İbn Mace,Taharet,134.) Bu itibarla, varis çorapları
üzerine meshedilmesinde bir sakınca yoktur

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Kol ve bacakları olmayan kimsenin abdesti eksik olur mu?
Yüce Allah din konusunda bize hiçbir zorluk yüklememiştir. (Hacc, 22ı78.)
“Köre, topala da vebal ve hastaya güçlük yoktur.“ (Fetih, 48ı17.) anlamındaki
ayetler buna delildir. İnsanlar ancak yapabileceklerinden sorumludurlar.
Hastalığı veren de yükümlülükle ri yükleyen de Allah’tır. Dolayısıyla kişi gücü
neye yetiyorsa onu yapmakla mükelleftir. Kol ve bacakları olmayan kişiden abdestte bu
organları yıkama yükümlülüğü düşer. Ancak bu kimsenin, bu özründen dolayı namaz
yükümlülüğü düşmez.
Kendisine abdest aldıracak yardımcı birileri yoksa ve kendisi de bir şekilde
abdest alma yöntemi bulamazsa, yüzünün iki yanını toprak veya toprak cinsinden bir şeye
dokundurarak teyemmüm eder. Elleri ve kolları olmayan veya kesilmiş olan kimse yalnız
yüzünü yere sürerek teyemmüm yapar.
Eğer yüzünde bir yara veya özür varsa teyemmüm etmeksizin namazı kılar. Bu
imkâna da sahip değilse, namazını yapabildiği şekilde ima ile kılar. Özürlü bir kimse, ancak
kendisi gibi özürlü birisine namaz kıldırabilir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Saç boyası, kına, ruj, oje, jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani
midir?
Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa,
abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması
gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken
uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır.
Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan
maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce
giderilmesi gerekir. Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşturmayan saç boyası,
kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Tuvalette abdest alınabilir mi?
Tuvalette abdest alınmasında bir sakınca yoktur. Ancak böyle yerlerde
besmele, zikir ve duaların içten söylenmesi uygun olur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest ve gusülün tam olup olmadığı konusundaki vesveseye
itibar edilir mi?
Vesvese, çeşitli sebeplerle insanın yaşadığı kararsızlık,
şüphe ve kuruntu halidir. Vesvese sebebi ile, gusül ve abdestin
tekrarlanması gerekmez. Vesvese gelse bile abdest ve gusle devam
edilmelidir.
Kişi vesveseye itibar etmemeye çalışmalı, içe doğan şüphe
ve tereddüt hallerinin asılsız olduğunu kendine telkin etmeli,
ayrıca zaman zaman Felak ve Nas Surelerini, anlamlarını da
düşünerek okumalıdır.
Güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest ve gusül alınır mı?
Güneş enerjisi ile ısıtılan su ile, temiz olmak kaydıyla, abdest almak
ve gusletmekte dinen bir sakınca yoktur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAKTA GEREKLİDİR
İyi veya kötü hareketleri organlarımızla yaparız. El işler yapar, yıkar ve
yazar; ağız yer içer, iyi ve kötü sözler söyler, konuşur; burun koklar, gözler görür,
kollar saldırır ve yakalar; kulaklar işitir ve dinler; ayaklar ise bizi pek çok yere
götürür. Bütün bunlar zaman zaman günah ve yasak sınırını aşabilir.
İşte abdest sırasında içimizden geçireceğimiz dualarla, söz konusu
edilen olumsuz hareketlerin etkisinden kurtulmaya çalışabiliriz. Abdest alacak
kimse önce niyet eder. Bu bir rûhî-mânevî hazırlıktır. Hakk'ın huzuruna çıkmaya
niyet etmek ve hazırlanmak demektir. Sonra besmele çekerek ve Allah'ın
yardımını dileyerek abdeste başlar.
Abdest alan insan samimî bir dille ve içten bir duyguyla, eksiklik ve
hatalarını Hakk'ın huzurunda itiraf edip, bunları yıkamasını ve silmesini kulluğa
yakışan bir tavırla O'na arz eder, duasının kabulü için yalvarıp yakarır. Böylece
bilinci ve içtenliği ölçüsünde ruhen temizlenip arınmış bir halde huzura varmaya,
namaza durmaya hazır hâle gelir.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Su nasıl maddî kirleri temizliyorsa, tövbe de manevî kirleri yok eder
diye düşünerek abdest organlarımı yıkamalıyım. Halkın gördüğü yer olan
bedenimi ve elbisemi temiz tutar da Hakk'ın nazar ettiği yer olan kalbimi
tertemiz tutmazsam yanlış yapmış olurum diye inanmalıyım. Bedenim gibi
kalbimi de kötü ve kirli şeylerden arındırmaya çalışmalıyım şuurunda bir abdes
gerçek mahiyeti ile abdest olmuş olur.
Şemsî'nin dediği gibi: " Pâdişah konmaz saraya hâne mâmur
olmadan.” önce hanemizi mamur hale getirelim kalbimizi tezkiye edlim sonra
organlarımızı temizleyeli.
Yûnus Emre söylüyor: " Tanla durup başın kaldır ellerini suya daldır /
Hem şeytanın boynunu vur hem nefs dahi ölse gerek." (“Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr.
Mehmet Demirci)

Beyazid-i Bistâmî şöyle dermiş: "Ne zaman dünya düşüncesi
gönlümden geçse abdest alırım; âhiret düşüncesi geçince de gusül yaparım."

Prof. Dr. Mehmet Demirci hocamızın Altınoluk dergisinde yayınlanmış olan “Abdestin
İç Anlamı” isimli makalesinde Gönül ehli kimseler iç anlam olarak abdestin ve temizliğin beş
derecesinden söz ettiklerini belitir ve bunları İçten dışa doğru şöylece sıralar:

1. Rûhun abdesti: Rûhun, hayvanlık seviyesine ait bilgisizlikten ve Allah'tan gayri
şeyleri görme gafletinden arınmasıdır. Ruh Allah'tan gayrı şeyleri görmekten arınsa,
Gaffar olan Allah'ın nûru onu kuşatır. Kötü düşüncelerini temizlese takvâ elbisesine
kavuşur. Nefsin tezkiye ederse iç huzuruna ve itmi'nâna ulaşır.
2. Sırrın abdesti: Burada "sır", rûhun rûhu demek olup; onun abdesti gösterişten (riyâ),
arzu ve isteklerin esiri olmaktan, kendini beğenmişlikten, baş olma tutkusundan, aşırı
dünya isteği ve mevki sahibi olma ihtirasından arınmaktır. Bunun neticesinde ihlâs nûru
ortaya çıkar. Dünya sevgisinden arınırsa âhiret sevgisi doğar.
3. Kalbin ve gönlün abdesti: İki yüzlülük, bozgunculuk ve kötü ahlâktan uzak durmaktır.
Büyüklenme yıkanınca, alçak gönüllük doğar. Çekememezlik kirleri yıkansa, iyilik;
düşmanlık yıkansa, Allah sevgisi görünür.
4. Dilin abdesti: Yalan, dedi-kodu, iftira ve boş sözden, insanların ayıplarını merak
etmekten ve gizli hallerini ortaya çıkarmaktan, faydasız konuşmaktan uzak durmaktır.
Yalan ve koğuculuk yıkansa, doğruluk ve vefâ doğar. İftira ve itham etme yıkansa, sevgi
görülür. Faydasız ve boş söz bırakılsa yararlı şeyler konuşulur veya Allah'ın adı anılır.
5. Zâhir abdesti: Bu, bildiğimiz abdesttir. Neticesinde Abdest alan kimsenin yüzünü
yıkaması, mahşer günü yüzünün nurlu olmasına yol açar. Kolunu yıkayınca cömertlik
nurları hasıl olur. Ayrıca amel defterinin sağ eline verilmesi gibi bir lûtfa erişir. Ayağını
yıkayınca, âhiretteki manevî engelleri kolaylıkla geçme imkânı doğmuş olur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Abdest alırken gerçekleşen dış temizliğin, iç temizliği ile
birlikte gelişmesi için şunlar da tavsiye edilir: Eller yıkanırken
kalbin de aşırı dünya sevgisinden yıkanması gerekir. Ağıza su
alınırken, onunla boş şeyleri anmamaya azmetmelidir. Yüz
yıkandığı zaman, yüzü Hak'tan başka şeylere çevirmemeye söz
vermelidir. Ayağı yıkarken, Hak yolda bulunma gayreti
pekiştirilmelidir.
Dış temizlik su ile, iç temizlik ise tövbe ile ve Hakk'ın
kapısına dönmekle mümkün olur.

Bedenin bütün uzuvlarına madden ve manen abdest
aldırmak gerekir. Bedene su ile nasıl ki abdest aldırıyorsak, her bir
uzvumuzu Yaratının rızasına uygun işler yaptırmak suretiyle
manevi abdestimizide almamız gerekmektedir.
Abdestin suyu günaha bakan gözleri, günahla kızaran yüzü
de arındırır. Ağzı abdest suyu ile çalkaladığımız zaman, bizi günaha
sokan kelimeler, bu kelimeleri oluşturan dil ve dişler pir-ü pak
olur. Başımızı mesh ettiğimizde zihnimizden geçen günahlar bir bir
dökülür. Kulaklara değen abdest suyu bu organın dikkat kesilip
dinlediği günahkar sözleri siler süpürür. Ve en nihayet bizi günahın
kapısına kadar yürüten ayaklarımızı yıkarız. Onlar da günahtan
kurtulmuş olur.
Yüce Rabbim abdestimizi en güzel şekilde alıp
ibadetlerimizi kendi rızasına uygun olarak yapmayı cümlemize
nasip etsin.

Bu Sunum İdris YAVUZYİĞİT Tarafında; “İhtiyar” Mevsılî,
“Bidayetu’l Müctehit” Ahmet İbn Rüşd El Kurtubi, “Büyük İslam İlmihali”
Ömer Nasuhi Bilmen (A. Fikri Yavuz), “İslam İlmihali” Lütfi Şentürk Ve
Seyfettin Yazıcı (Diyanet), “İlmihal” Heyet (TDV), “Delilleriyle İslam
İlmihali” Hamdi Döndüren, “Şafii İlmihali” Mehmet Keskin (Diyanet), “Din
Görevlisinin El Kitabı” Mevlüt Özcan, “Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr. Mehmet
DEMİRCİ; “Abdestin Fazileti Ve İbadetler Açısından Önemi” Ahmet ÜNAL;
“Abdestin Manası Ve Önemi” Mustafa Kutlu’ya Ait Kitap, Makale Ve Vaaz
Örneklerinden İstifade Edilmek Suretiyle Hazırlanmıştır.
Rabbim Eser Sahiplerinden Ölenlere Rahmetiyle, Yaşayanlara Lutuf
Ve Keremiyle Tecelli Eylesin Ve İki Cihan Saadeti İhsan Etsin.


Slide 34

Abdest Almanın Önemi
ve Fıkhi Boyutu
İdris YAVUZYİĞİT
[email protected]

Abdestin Önemi
Abdestin Tanımı
Abdest Çeşitleri
Abdestin Farzları
Abdestin Sünnetleri
Abdestin Adapları

Abdesti Bozan Durumlar

Abdestin Alınışı
Abdest Duaları
Fıkhi Sorular
Abdestin İç Anlamı

ABDEST

َ ْ ُ ْ ُ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َ
ُ ْ َ ٰ َّ
‫وة فاغ ِسلوا‬
‫يا ايها ال ٖذين امنوا ِاذا قمت ْم ِالى الصل‬
ِ
َ ‫ُو ُج‬
ْ‫وه ُك ْم َو َا ْي ِد َي ُك ْم ِا َلى ْاْلَ َرا ِْفق َو ْام َس ُحوا ب ُر ُؤس ُك ْم‬
ِ ِ
ِ
ْ َ ْ ُ َُ ََْ
َ
ْ
ْ
َ
‫وارجلكم ِالى الكعبي ِ ْن‬
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya
kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize
kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip,
topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)”.

(MÂİDE suresi 6.

ayet)

ABDEST

Bu âyet, teyemmüm âyeti olarak adlandırılır. Fakat
âyette abdestin farzları tesbit edilmektedir. Dolayısıyla bir
abdest âyeti olduğu şüphesizdir.
Şu kadar var ki, abdest bu âyet ile farz kılınmış değildir.
Çünkü abdest Mekke’de namazla beraber farz kılınmış ve
İslâm’da hiçbir zaman abdestsiz namaz kılınmamıştır.
Oysa bu âyet-i kerîme Medîne’de, hicretin 6. yılında,
Benî Mustalik Gazvesi’nde cereyan eden meşhur “İfk hâdisesi”
üzerine gece susuz bir yerde kalınıp abdest almak mümkün
olmadığından dolayı nâzil olmuştur.
Hz.Âişe vâlidemize münafıklar tarafından çirkin bir iftira
yapıldığı için bu olaya ifk (iftira) olayı denilmiştir.

ABDESTİN FAZİLETİ

َ َ َ َّ َ َ ْ
َ َََ َ
َ
ْ‫خ َط َاي ُاه من‬
ْ
َ
ْ ‫ خرجت‬، ‫من توضأ فأحـسن الوضـوء‬
ِ
َ
ْ َ َّ
ْ
َ
َ
ُ
‫تحت أظفا ِر ِْه‬
ِ ‫جس ِد ِه حتى تخرج ِمن‬
“Kim

güzelce abdest alırsa, o kimsenin
günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün
vücudundan çıkar.” (Riyasü’s-Salihin, 1028; Müslim, Tahâret 33)

ُْ َ ُ ُ ُّ
‫ر‬
» ‫يمان‬
ْ ِ ‫اإل‬
‫ر‬
«
‫ط‬
‫ش‬
‫و‬
‫ه‬
‫الط‬
ِ

Ebû Mâlik el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır.” (Riyasü’s-Salihin, 1033; Müslim, Tahâret 1)

َ ْ َ َّ َ ً ّ ُ َ
َ‫َّ ُ َّ ُ ْ َ ْ ن‬
َ
ْ
َ
‫القيام ِ ْة غرا محج ِلين ِمن ْآث ِار‬
‫« ِإن أمتي يدعو يوم‬
ِ
َ
َ
َ
َ
ُ
ُ
َ
َ
َ
ْ
ْ
ُ
ْ
ْ
ْ
َّ
» ‫ فليفعل‬، ‫من استطاع ِمنكم أن ْي ِطيل غرته‬
ِ
ِ ‫الوضوء ف‬
ٌ
. ‫متفق عليه‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’i:
“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde,

abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak
olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten
kimse bunu yapsın” buyururken işittim. (Riyazüs Salihin, abdestin fazileti, 1026;
Buhârî, Vudû‘ 3; Müslim, Tahâret 35)

Bu Hadis bizlere:
1. Abdesti farzlarına, sünnetlerine, müstehaplarına ve edeplerine riayet ederek
almak gerekir. Böyle yapmak müstehaptır.
2. Abdest, insanın yüzünü nurlandırır, el ve ayaklarını ağartır. Bu hem maddî hem
manevî anlamda böyledir.
3. Allah Teâlâ, kıyamet gününde ve mahşer yerinde yüzü nurlu, el ve ayakları parlak
olanlara özel muamelede bulunur. Çünkü bunlar sâlihler ve ibadet ehli mü’minlerdir.
4. Abdestte ayakları yıkamak asla terkedilmemelidir.

ABDESTİN FAZİLETİ

ُْ ُ ْ َ
ُْ َ ُ َْ ُ َُْ
ُ
ُ
ُ
ُ
» ‫الحلية ِمن اْلؤ ِم ِن ح ْيث يبلغ الوضـوء‬
ِ ‫« تبلغ‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Ben dostum sallallahu
aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:
“Mü’minin

nuru ve beyazlığı, abdest
suyunun ulaştığı yere kadar varır.” (Müslim, Tahâret 40)

َ َّ َ َ
ُ ُ
َ َُ
َ َ ُ ْ َ
ْ
َ
َ
ُّ‫كل‬
ْ ‫جه ِه‬
ِ ‫« ِإذا تو َضأ َالعبد اْل‬
ِ ‫سلم أ ِو اْلؤ َ ِمن فغسل َ ْوجهه خرجَ ِمن َو‬
َ َ
ْ
َ
ْ
ْ
َ
ْ
‫ َف ِإذا غسل يدي ِه‬، ‫اْلاء‬
‫اْلاء أو مع آ‬
‫خطيئة نظر ِإليها ِبعيني ِه مع‬
‫خر قط ِر‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ْ َ
َ ََ ُ
َ َ َ َ َ ُّ ُ
َ
ْ
ْ
ْ
َ
‫ط ِر‬
َْ ‫يديه كل خطيئ ٍة كان بطشتها يداه مع اْل ِاء أو مع ِآخر ق‬
‫ خرج ِمن‬،
ِ
َ َ
َ ُّ ُ ْ َ َ َ
َ
ْ‫ط َيئة َم َشتها رجاله مع اْلاء ْأو‬
ْ
َ
ِ
ِ
ٍ ْ ِ ‫ خرجت كل خ‬، ‫ ف ِإذا غسل ِرجلي ِه‬، ‫اْلاء‬
ِ
َ
ُّ
َ
ُ
َ
َ
ًّ
ُ
. ‫ حتى يخرج ن ِقيا ِمن الذن ْو ِب »رواه مسلم‬، ‫اْلاء‬
‫طر‬
‫ق‬
‫آخر‬
‫ع‬
‫م‬
ِ ِ ِ

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve
yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest
suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini
yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –
veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını
yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah
abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar.
Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (Müslim,
Tahâret 32; Tirmizî, Tahâret 2; Riyasü’s-Salihin, 1030)

َ ُ ْ ُ َّ َ َ ْ َّ
َ ْ َ ْ َ ْ َ َّ َ ُ ْ
ْ ُ َ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َّ
َ
‫ن‬
: » ‫ ِوددت أنا قد رأينا ِْإخواننا‬، ‫الحقو‬
‫نين ِوإنا ِإن شاء‬
‫« السالم عليكم دار ق ٍوم مؤ ِم‬
ِ ‫الله ِْبك َم‬
ِ
َ
ُْ َ َ َ ّ َ ُ َ ْ َ
َ َ ُ َ
َّ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
َ
َ
ُ
ْ
ْ
ْ
» ‫ وإخواننا َال َذين لم َ يأتوا بعد‬، ‫ « أنتم أصحابي‬: ‫ أولسنا ِإخوانك يا رسول الل ِه ؟ قال‬: ‫قالوا‬
ُ
َْ ْ َ ْ َ ُ ْ َ
َ َ َْ
ُ
ُ‫له‬
َ
ُ
َّ
َ
ُ
ْ
ْ
َّ
َ
ْ ‫ « أرأيت لو أن رجال‬: ‫ كيف تع ِرف من لم يأتوا بعد من أم َِتك يا رسول هللا ؟ فقال‬: ‫قالوا‬
ُ َ
َ
َ
َّ ُ
َ ‫حج َل ٌة ْبي‬
َّ ‫َخ ْي ٌل ُغ ٌّر ُم‬
ْ ‫ أال‬، ‫ظهر ْي َخ ْيل ُد ْهم ب ْهم‬
َ ‫ َق‬، ‫الل ِ ْه‬
ْ
‫ بلى يا رسول‬: ‫يع ِْر ُف َخ ْيل ُه ؟ » قالوا‬
‫ال‬
‫ن‬
ِ ٍ ٍ
ٍ
َ
ُ
ُ ‫َ َّ ُ ْ ْ ُ َن‬
َ
َ
ُ
َ
َّ
ُ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
ًّ
‫و‬
. ‫ ِ »ر اه مسلم‬
ِ ‫ «ف ِإنهم يأتو غرا محج ِلين ِمن الوض‬:
ِ ‫ وأنا فر ْطهم على الحو‬، ‫وء‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem kabristana geldi ve:

“Selâm size ey mü’minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız.
Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim” dedi. Ashâb-ı kirâm:
– Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah? dediler. Resûl-i Ekrem:
– “Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb:
– Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah’ın Resûlü?
dediler. Peygamber Efendimiz:
– “Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at
sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?” diye sordu. Sahâbe:
– Evet, tanır, ey Allah’ın Resûlü, dediler. Resûl-i Kibriyâ:
“İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler.
Ben havzın başına onlardan önce varacağım” buyurdular. (Müslim, Tahâret 39; Riyasü’sSalihin, 1031 )

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ
Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el suyu”
anlamına gelen abdest, belirli ibadetlerin ifasının ön şartı olan ve kendisi
de ibadet mahiyetinde görülen bir nevi hükmî temizliktir.
Arapça karşılığı güzellik, temizlik ve parlaklık anlamına gelen
“vudû”dur.
Fıkıhta abdest, “belli uzuvları usulüne uygun olarak su ile yıkamak
ve bazılarını da eldeki su ıslaklığı ile meshetmek” şeklindeki ibadet
temizliği olarak tarif edilir.(TDV, İslam İlmihali 1. cilt, s 195)
Fıkıh dilinde maddî kirlilikten temizlenme “necasetten taharet”
olarak anılır; hükmî kirlilik olan hadesten temizlik ise birer hükmi temizlik
usulleri olan abdest ve gusülle olur.

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ

Abdest ile ağız, diş, burun, el, yüz ve ayaklar gibi
kirlenmeye ve dışarıdan gelecek mikroplara en açık uzuvlar
günde birkaç defa su ile temizlenir.
Bu sayede vücudun sinir sistemi ve kan dolaşımı daha
düzenli hale gelir ve vücuda fizikî-tıbbî birçok fayda sağlar.
Abdest, namaz ibadetini ifa için yüce Allah'ın
huzuruna çıkacak müminin manevî ve ruhî hazırlık ve temizliği
de demektir.
Bu yüzden abdest, maddî temizlikle manevî temizliği
birleştirici, müslümana manevî yönden destek ve güç sağlayıcı
bir anlam ve öneme sahiptir.

ABDEST’İN HÜKMÜ / ÇEŞİTLERİ
1.

Farz Abdest:
1.
2.
3.
4.

Namaz Kılmak,
Cenaze Namazı Kılmak,
Tilâvet Ve Şükür Secdesi Yapmak,
Kur'an'a Dokunmak İçin Abdest Almak Farzdır.

Vacip Abdest: Kabe'yi Tavaf Etmek İçin Abdest Hanefilere Göre Vaciptir.
3. Mendup Abdest:
2.

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.

Yatmadan Önce Abdest Almak,
Vakit Namazları İçin Ayrı Ayrı Abdest Almak,
Kuran Okumak,
Dini Kitaplara Dokunmak,
Hadis Okumak,
Peygamberimizin Kabrini Ziyaret Etmek,
Arafat’ta Vakfa Yapmak,
Safa Ve Merve Arasında Say Yapmak,
Ezan Okumak,
Cenaze Yıkamak,
Her İşe Abdestli Olarak Başlamak,
Her Zaman Abdestli Bulunmak İçin Ve
Öfkelendikten,yalan Söyledikten Ve Gıybet Ettikten Sonra Abdest
Almak Mendup’dur.

ABDEST’İN MEZHEPLERE GÖRE FARZLARI
FARZLAR

HANEFİ

ŞAFİİ

MALİKİ

HNBELİ

YÜZÜ YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

KOLLARI YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

BAŞI MESH ETMEK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

AYAKLARI YIKAMA

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

NİYET ETMEK

SÜNNET

FARZ

FARZ

FARZ

TERTİBE RİAYET

SÜNNET

FARZ

SÜNNET

FARZ

MUVALAT

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

FARZ

BESMELE

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

OVARAK YIKAMAK

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

ABDEST’İN FARZLARI
1.

2.

3.

4.

Yüzü bir kere yıkamak (yüzün sınırları: saçın bittiği yerden kulak
yumuşağından çene altına kadar olan kısım. Sakal, bıyık ve kaşların altına
suyun ulaşması gerekir. Yüz yıkanırken sakal sık ise üstünü yıkamak
yeterlidir.)
Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak (abdest alırken parmaktaki
yüzüğün altına su alacak şekilde oynatılması, el, yüz ve ayakta bulunan ve
suyun deriye temasını önleyen maddelerin imkân dahilinde temizlenmesi
gerekir.)
Başın dörtte birini mesh etmek (dörtte birinin el içi su ıslaklığıyla mesh
edilmesi hanefîler'e göre yeterlidir. Başın “nâsiye” denilen ön tarafına
mesh edilmesi daha faziletlidir. Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Şâfiîler'e göre başın mesh miktarı daha azdır, bir saç teli. )
Ayakları topukları ile beraber bir kez yıkamak (suyun parmaklar arasına
ulaşması sağlanmalıdır. Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi su
ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.)

ABDEST’İN SÜNNETLERİ

1.
2.
3.
4.

Abdest almaya niyet etmek,
Başlarken besmele çekmek,
Elleri bileklerle birlikte üç defa yıkamak,
Ağız ve buruna su çekip iyi bir ağız ve burun temizliği
(mazmaza ve istinşak) yapmak,
5. Misvak kullanmak veya dişleri fırçalamak,
6. Sakalın içine su girmesini sağlamak,
7. El parmaklarını birbirine sokup ovuşturmak,
8. Başın tamamını elin ıslaklığıyla mesh etmek,
9. Boynu mesh etmek,
10. Abdest uzuvlarını yıkarken sıraya uymak,
11. Abdeste sağ uzuvlardan başlamak,
12. Uzuvları üçer defa yıkamak
13. Su ile iyice ovmak (delk),
14. Abdeste ara vermeden tamamlamak.

ABDEST’İN SÜNNETLERİ
1.
2.
3.
4.

5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.

Niyet etmek: “Niyet ettim, Allah rızası için abdest almaya” denilmesi müstehaptır.
Abdeste başlarken önce temiz olan elleri bileklere kadar yıkamak.
Abdeste “Eûzü” ve “besmele” ile başlamak.
Mazmaza ve İstinşak: Elleri yıkadıktan sonra önce üç defa ağıza su alınıp çalkalanması ve
dışarı atılmasına “mazmaza”, üç defa da burunun yumuşağına kadar su alınmasına ise
“istinşak” denilir. Ağız ve buruna her su almada, alınan su yenilenir.
Mazmaza ve istinşakta mübalağa etmek. Fakat oruçlu kimseler mübalağa yapmazlar.
Misvak Kullanmak
Tertibi gözetmek. Şâfiî ve Hanbelîlere göre farzdır.
Abdeste sağ taraflardan başlamak
Abdest uzuvlarını üçer defa yıkamak: Birer defası farz, diğerleri sünnettir. Üçten fazla veya
eksik yıkamak sünnete aykırıdır. Çoğu fakihlere göre başı bir defa meshetmek yeterlidir.
Abdestte elleri veya ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak. Parmakları hilâllemek.
Sakalı hilâllemek: Abdest alırken sık sakalı bulunanların sakallarını, parmaklarını sakalın içine
sokarak alt taraftan üst tarafa doğru hareket ettirmesine hilâlleme denir.
Başın tamamını bir su ile meshetmek: Buna “kaplama mesh” denir.
Kulakları meshetmek: Çoğu fakihlere göre, yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi
sünnettir.
Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile ovmak
Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamak. Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
Boynu meshetmek: Başı ve kulakları meshettikten sonra iki elin arkaları ile ve üçer parmakla
yeni bir su almaya gerek olmaksızın boyun meshedilir.

ABDEST’İN ADAPLARI
Abdestin Âdabından Maksat, Abdestin Farzlarının Ve Sünnetlerinin Daha Uygun
Şekilde Ve Ortamda, Mükemmel Bir Şekilde Yerine Getirilmesini Sağlamaktır.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.

12.
13.

Abdest Alırken -Mümkünse- Kıbleye Dönmek,
Abdest Sularını Vücuda Ve Elbiseye Sıçratmamak,
Dünya İşlerine İlişkin Konuşmamak,
Abdest Dualarını Veya Bildiği Dualardan Okumak,
Suyu Ölçülü Kullanmak,
Daha Vakit Girmeden Abdest Alıp Namaza Hazır Bulunmak,
Bir Özür Bulunmadıkça Abdestte Başkasından Yardım İstememek,
Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını Yoklamak, Suyu Dirsek Ve
Topukların Yukarılarına Kadar Ulaştırmak,
Nehir Veya Deniz Kenarında Bile Su İsrafından Kaçınmak,
Abdest Sonunda Kelime-i Şehâdet (Eşhedü Enlâ İlahe İllallah Ve Eşhedü Enne
Muhammeden Abdühû Ve Resûlüh) Getirmek,
Abdestten Artan Sudan Kıbleye Karşı Ayakta Bir Miktar İçmek Ve Bu Sırada;
“Allah’ım Beni Her Günah İşledikçe Tevbe Eden Ve Günahtan Kaçınıp Tertemiz
Bulunan Salih Kullarından Kıl” Diye Dua Etmek,
Abdestin Sonunda Bir, İki Veya Üç Defa Kadir Sûresi’ni Okumak,
Abdestten Sonra, Kerâhet Vakti Değilse İki Rekat Nafile Namaz Kılmak.

ABDEST’İ BOZAN DURUMLA
1. İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necasetin,
herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
2. Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir maddenin
çıkması. (Şâfıî ve mâlikîler'e göre bozmaz.) Vücuttan çıkan kan, irin ve sarı
su akmadığı veya çıktığı yerin çevresine dağılmadığı sürece abdesti bozmaz.
3. Ağız dolusu kusmak.
4. Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan
durumlar.
5. Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek.
6. Cinsî münasebet veya fahiş (aşırı) temas ve dokunma.
7. Mazeret halinin sona ermesi. Su bulamadığı için teyemmüm eden kimse suyu
bulunca, mest üzerine mesh yapan kimsenin -yolcu olanlara üç, yolcu
olmayanlara bir gün olarak tanınan- mesh süresi dolunca, özürlü kimse için
de namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur.
8. Hanefîler'in dışındaki üç mezhebe göre bir kimsenin kendi cinsel organına
temas da abdesti bozar.

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest suyunun elbiseye sıçramayacağı bir konum
alınır,
 Mümkünse kıbleye dönülür,
 Abdeste “eûzü” ve “besmele” çekilir,
 Niyet ve besmele ile abdeste başlayıp “niyet ettim, allah
rızası için abdest almaya” denir,
 Su ölçülü kullanılır, fazla açılmaz, israftan kaçınılır,
 Abdestte elleri parmak uçlarından başlanır,
 Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da
hilallenerek üç defa yıkanır,
 El, yüz ve ayakta bulunan ve suyun deriye temasını
önleyen cilt üzerindeki hamur, boya, sakız gibi
maddeler temizlenir,
 Parmakta yüzük varsa oynatılır,
 Misvak veya diş fırçası ile bunlar yoksa sağ elin
parmaklarıyla dişler temizlenir,
 Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile iyice ovarak
yıkanır

ABDESTİN ALINIŞI

 Ağız, Sağ El Avucuna Alınan Su İle Üç Defa
Çalkanıp iyice Temizlenir,
 Ağız Ve Buruna Her Su Almada, Alınan Su
Yenilenir.
 Üç Defa Da Burna Sağ El İle Su Çekilip Her
Defasında Burun Sol Elle Temizlenir.
 Oruçlu Olmayan Kimse Ağız Ve Burnun Her
Yerine Suyun İyice Ulaşmasını Sağlar.
 Mazmaza Ve İstinşakta Mübalağa Etmek Gerekir.
Fakat Oruçlu Kimseler Mübalağa Yapmazlar.
 Ağza su alırken “Allah’ım! Bana peygamberinin
kevser havuzundan, bir daha sonsuza kadar
susamayacağım bir kâse su ihsan buyur.” diye
duada bulunur,
 Burnu yıkarken de “Allah’ım! Beni nimetlerinin
ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum
bırakma.”der.

ABDESTİN ALINIŞI
 Üç Kere Yüz Yıkanır.
 Birer Defası Farz, Diğerleri Sünnettir. Üçten Fazla
Veya Eksik Yıkamak Sünnete Aykırıdır.
 Saçın Bittiği Yerden Kulak Yumuşağından Çene Altına
Kadar Olan Kısım Yıkanmalıdır.
 Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını
Yoklamak adaptandır,
 Sakal, Bıyık Ve Kaşların Altına Suyun Ulaşması
Gerekir.
 Abdest Alırken Sık Sakalı Bulunanların Sakallarını,
Parmaklarını Sakalın İçine Sokarak Alt Taraftan Üst
Tarafa Doğru Hareket Ettirmesi Gerekir, Adaptandır,
 Yüz Yıkanırken Sakal Sık İse Üstünü Yıkamak
Yeterlidir.
 Yüzü yıkarken “Allah’ım! Bazı yüzlerin beyazlanacağı,
bazı yüzlerin de kararacağı günde, benim yüzümü ak
kıl.” diyerek dua etmek abdest adaplarındandır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak farz
üçe tamamlamak sünnettir,
 Kolları yıkamaya sağ koldan başlanır, sol kolla
devam edilir,
 Suyu Dirseklerin dört parmak yukarısına Kadar
Ulaştırmak gerekir,
 Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamalıyız.
Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
 Kolları iyice ovarak yıkanır.
 Sağ kolu yıkarken “Allah’ım! Bana amel
defterimi sağ yanımdan ver ve benim hesabımı
kolay kıl!” diye dua edilir
 Sol kolu yıkarken “Ey Rabbim! Bana kitabımı sol
yanımdan ve arka yönden verme ve şiddetli bir
hesap ile sorguya çekme” diye dua edilir

ABDESTİN ALINIŞI











Başın dörtte birinin elin içinin su ile ıslatılıp mesh edilmesi
hanefîler'e göre yeterlidir.
Başın “nâsiye” denilen ön tarafına mesh edilmesi daha
faziletlidir.
Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Başın tamamını bir su ile meshetmeye “kaplama mesh” denir
ki bu şekilde mesh etmek sünnettir.
Baş mesh edilirken elin saçların dibine doğru sokulmasına
veya ileri geri hareket ettirilmesine gerek yoktur.
Başı meh ederken“ilâhi, beni rahmetinle yarlığa, benim
üzerime bereketinden indir.” Diye dua etmek uygundur.
Yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi sünnettir.
Küçük parmağımızı kulağımızın içeine doğru sokup baş
parmağımızla kulağımızın arkasını mesh etmek şeklinde
yapılır
Boynu meshetmek: başı ve kulakları meshettikten sonra iki
elin arkaları ile ve üçer parmakla yeni bir su almaya gerek
olmaksızın boyun meshedilir.
Ellerin parmak uçları ensede birbirine değerek boyna doğru
çekilmek suretiyle yapılır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Ayakları topukları ile beraber bir kez
yıkamak
farzdır,
üçe
tamamlanması
sünnettir.
 Suyun
parmaklar
arasına
ulaşması
sağlanmalıdır.
 Önce sağ sonra sol ayak, parmak uçlarından
başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dahil
olmak üzere yıkanır.
 Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.
 Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi
su ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.
 Ayakları yıkarken şöyle dua edilir: “Ya Rabbi!
Birtakım ayakların kayacağı günde, benim
ayaklarımı sırat üzerinde sâbit kıl!”

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest sonunda kelime-i şehâdet (eşhedü enlâ ilahe illallah
ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh) getirmek,
 Abdestten artan sudan kıbleye karşı ayakta bir miktar içmek
ve bu sırada; “allah’ım beni her günah işledikçe tevbe eden
ve günahtan kaçınıp tertemiz bulunan salih kullarından
kıl” diye dua edilir ve
 Abdestin sonunda bir, iki veya üç defa kadir sûresi’ni okunur,
 Abdestten sonra, kerâhet vakti değilse iki rekat nafile namaz
kılınır.

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR
Abdeste başlarken önce niyet edilir, sonra eûzü-besmele çekilir. Sonra da her
bir âzayı yıkarken şu duâlar okunur:

ً‫الم ُْنورا‬
َ ‫َا ْل َح ْم ُد ل ّله َّالذى َج َع َل ْاْلَ َاء َط ُهو ًرا َو ْا ِال ْس‬
ِ ِ

“Suyu temizleyici, İslâmı da nûr kılan Allah'a hamdolsun.”

َ‫َا ّلل ُه َّم َاع ّنى َعلى ت َال َوة ْال ُق ْران َوذ ْكر َك َو ُش ْْكر َك َو ُح ْسن ع َب َادتك‬
ِ ِ ِ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ ِ ِ

Ağıza su verirken:

“Ey Allahım, Kur'an okumak, seni zikir ve sana şükür etmek, sana olan ibâdeti
güzelleştirmek hususlarında bana yardım et!..”

َ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ ْ َ َ َ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
‫حة الن ِار‬
ْ ‫اللهم ا ِرحنى را ِئحة الجن ِة والت ِرحنى را ِئ‬

Buruna su verirken:

“Allahım, bana Cennet kokusunu duyur, Cehennem kokusunu hissettirme!”
Yüzü yıkarken:

ٌ‫س َو ُّد ُو ُجوه‬
ٌ ‫ض ُو ُج‬
ْْ ‫وه َو َت‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم َب ّي‬
ُّ ‫ض َو ْجهى َي ْو َم َت ْب َي‬
ِ

“Allahım, yüzlerin kiminin ak, kiminin kara olduğu o günde, benim yüzümü kara değil,
ak çıkar!”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ‫َا ّلل ُه َّم َا ْعطنى ك َتابى ب َيمينى َوح‬
ً‫اس ْبنى ِح َس ًْابا َيسيًا‬
ِ ِ
ِ
ِ ِ
Sağ kolu yıkarken:

“Allahım, kitâbımı sağımdan ver, hesabımı da kolay eyle!”

Sol kolunu yıkarken:
َْ
ّ َ
َ َ
َ
ُ
َ
َ
ْ
َ
َ
َ
ْ
َّ
ُ
‫اللهم ال تع ِطنى ِكتابى ِبيسارى وال ِمن ور ِاء ْظه ِرى‬
“Allahım, kitâbımı solumdan ve arkamdan verme.”

َ َ meshederken:
َ َّ َ َّ ُ ّ َ
َ
َ
َ‫ال ظ ّْل ا َّال ظ ُّل َع ْرشك‬Başı
َ
ْ
َ
ْ
ّ
ْ
ِ ِ ِ ِ ‫اللهم ا ِظلنى تحت ِظ ِل عر ِشك يوم‬
ِ
“Allahım, Arşının gölgesinden başka gölge olmadığı günde, beni Arşının gölgesinde
gölgelendir.”
Kulaklara meshederken:
َ
َ
َ
َّ
ُ‫ذين َي ْستم ُعو َن ْال َق ْو َل ْف َيتب ُعون ا ْح َس َنه‬
َ ‫اج َع ْلنى م َن َّال‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم‬
ِ
ِ
ِ
“Allahım, beni sözü dinleyip de en güzeline uyanlardan eyle.”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ َ ْ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
َ
َ
‫اللهم اع ِتق رقبتى ِمن الن ِار‬
Boynu mesh ederken:

“Allahım, boynumu Cehennem ateşinden âzâd eyle!”
Ayakları yıkarken:
ْ
َ
ْ
َ
َ‫َا ّلل ُه َّم َث ّب ْت َقد‬
ّ ‫مى َع َلى‬
ُ‫الص َراط َي ْو َم تز ُّْل فيه االق َدام‬
َّ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ

“Allahım, ayakların Sırat üstünde kaydığı günde, ayaklarımı sırat üstünde sâbit eyle,
kaydırma!..”
Abdest tekmil olduktan sonra abdest suyundan içilir ve bu dua okunur:

َ‫اج َع ْلنى م ْن ع َْبادك‬
َّ ‫اج َع ْلنى م َن‬
َ ‫ن ْاْلُ َت َط ّهر‬
َْ ‫اج َع ْلنى م‬
ْ ‫ين َو‬
ْ ‫الت َّواب َين َو‬
ْ ‫َا َّلل ُه َّم‬
ِ ِ ِ ِ
َ‫َ ِ ِ َ َ ْ َ ْ ِ َ َّ ِ َ ِ َ َ ْ ٌ َِ َ ِ ْ ْ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ن‬
ْ ‫الصا ِل ِحين واجعل ِنى ِمن ال ِذين الخوف علي ِه ْم والهم يحزنو‬

“Allahım! Beni çok tevbe edenlerden, temizliğe çok dikkat edenlerden, salih kullarından
ve kendileri için korku ve hüznün olmadığı kimselerden eyle.”

Abdest sonunda “Kelime-i Şehâdet” (eşhedü enlâ ilahe illallah ve eşhedü enne
muhammeden abdühû ve resûlüh) getirilir. Bununla birlikte bir, iki veya üç defa
“Kadir” sûresi yada “Ayetel Kürsi” okunur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest uzuvlarında yara veya hastalık bulunması halinde nasıl abdest alınır?
Abdest uzuvlarından birinde yara veya hastalık bulunan kişi, bu organın
yıkanması zarar verecekse, yıkamayıp ıslak elle mesheder. Mesh edilmesinin de zarar
vermesi durumunda, bu da terk edilir. Bu rahatsızlık abdest veya gusül uzuvlarının
çoğunluğunda ise, abdest veya gusül yerine teyemmüm edilir.
Özürlü nasıl abdest alır, özrü sebebiyle elbisesine bulaşan necasetin hükmü nedir?
Özürlüler, her vakit için abdest alır ve mazeret teşkil eden rahatsızlığından
başka abdest bozan bir hal meydana gelmedikçe, bu abdestle o vakit içerisinde dilediği
gibi namaz kılar, Kur’an-ı Kerim okur ve diğer ibadetlerini yaparlar. Namaz vaktinin
çıkmasıyla veya başka abdest bozan bir halin meydana gelmesiyle özürlü kimsenin
abdesti bozulur.
Kişiyi özürlü kılan hal, bir namaz vakti boyunca hiç meydana gelmezse, özür
ortadan kalkmış olur ve o kimse özür sahibi olmaktan çıkar.
Özürlü kimseden akan kan, irin, idrar gibi şeylerin çamaşıra bulaşması halinde,
bundan kaçınılması mümkün değil ve temizlendiğinde tekrar bulaşacaksa çamaşır
yıkanmadan namaz kılınabilir. Fakat elbiseye tekrar bulaşmayacaksa, yıkanması gerekir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Bedeninde veya bir uzvunda sargı ya da yara bulunan kimse nasıl abdest alır?
Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık veya yaradan dolayı sargı
bulunduğunda, abdest alırken veya guslederken bu sargı çözülerek altı yıkanır ve yaranın
üstü mesh edilir. Ancak sargının çözülmesinin zararlı olması hâlinde çözülmeyip üzerine
mesh edilebilir. Sargı üzerine meshin meşruluğu sünnetle sabittir. Hz. Ali (r.a.) şöyle
demiştir: “Bileklerimden biri kırılmıştı. Peygamber (s.a.s.)’e sordum, O da sargıların
üzerine mesh etmemi emretti.“ (İbn Mace, Taharet, 134.)
Sargının bir defa mesh edilmesi yeterlidir. Yapılan bu mesh ile, o uzuv hükmen
yıkanmış olur. Sargının abdestsiz veya cünüp iken sarılmış olması meshe engel olmadığı
gibi, sargı üzerine meshin belirli bir süresi de yoktur; yara veya kırık iyileşinceye kadar
aynı sargı üzerine mesh edilebilir. Üzerine mesh ettikten sonra sargının değiştirilmesi veya
düşmesi hâlinde, mesh bozulmaz; iade edilmesi de gerekmez. Ancak, yaranın iyileşmesi
hâlinde, sargı açılmış olsun veya olmasın, mesh bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Tedavi maksadı ile cilde sürülen ilaç vb. maddeler abdeste engel olur mu?
Abdest alırken yıkanması gereken bir organın üzerine tedavi maksadı ile
merhem vb. bir madde sürülmüşse; su zarar vermiyorsa abdest alırken bu organın
yıkanması gerekir. Eğer yıkamak zarar veriyorsa ıslak elle üzerine mesh edilir.
Mesh etmek de zararlı ise o da terk edilir. Çünkü dinimiz zaruretler hâlinde
yasakları mübah kılmış, kişiye kaldıramayacağı yükü yüklememiş, zorluğun giderilmesini
ilke edinmiştir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Diş doldurtmak veya kaplatmak abdest ve gusle engel olur mu?
Tedavi amacıyla diş doldurmak veya kaplatmak caiz olup abdest ve guslün
sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak çıkarılıp takılabilen/sabit olmayan dişlerin gusül
abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması gerekir.
Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de kaplandıktan sonra,
dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı hükmünü alır. Bu sebeple, ağız yıkanınca,
kaplama yapılan dişler de yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi, gerektiğinde tedavi amaçlı
olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve abdest ya da gusül alıp, ibadetlerini
yapabilir.
Yapılan bu işlem tedavi amaçlı ve zorunlu olduğundan, mezhepler arasında bir
ihtilaf söz konusu değildir. Diş dolgusu veya kaplaması konusundaki ihtilaflar, guslün veya
abdestin geçerli olup olmayacağı konusuyla alakalı bir durum değildir. Çıkan dişin yerine
bağlandığında kullanılan tel veya başka bir madde, çok sıkı bağlanacağı için, suyun altına
girmesine engel olur. Buna rağmen fukaha, kopan dişi yerine bağlatmanın caiz olduğunda
görüş birliği içindedirler.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

İdrar torbası kullanmak zorunda olan hastaların abdesti bozulmuş olur mu?
Devamlı burun kanaması, idrarı tutamama, kusma, yaranın devamlı kanaması,
kadınlardaki akıntı gibi abdesti bozan ve en az bir namaz vakti süresince devam eden ve
her namaz vaktinde tekrarlanan bedenî rahatsızlıklara özür/mazeret, böyle kimselere de
özür sahibi kimse denilir.
Buna göre; kendisinden devamlı idrar geldiği için idrar torbası kullanmak
zorunda olan hastalar, dinî açıdan özür sahibi konumundadırlar. Özür sahipleri, her namaz
için vakit çıktığında abdest almak suretiyle namazlarını kılarlar.
Bu abdestle vakit içinde diledikleri kadar farz veya nafile namaz kılabilirler.
Ancak mümkün olduğunca namaza başlamadan önce torbadaki idrarın boşaltılmış
olmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle abdeste başlamadan önce idrar torbası
boşaltılmalıdır. Şu kadar var ki, vakit namazı için abdest alındıktan sonra, torba içinde
biriken idrar ile kılınan namaz geçerlidir. Bu özürleri dışında abdesti bozan başka bir hal
olmadıkça, vakit içinde abdestleri devam eder, vakit çıkınca bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan bir kadın teyemmüm ederek namazını
kılabilir mi?
Yalnızca erkeklerin veya hem erkeklerin hem de kadınların bulunduğu bir
ortamda gusül abdesti almak durumunda kalan bir kadın gusül abdestini tehir eder.
Dolayısıyla, suyu kullanmaktan aciz olduğu için teyemmüm ederek namazını kılar.
Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan kadın ise, namaz vaktinin sonlarına
kadar bekler. Eğer vaktin çıkacağından korkarsa teyemmüm ederek, namazını kılar. Ancak
o namazı iade eder .

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Su mevcut olduğu halde abdest alıncaya kadar namaz vaktinin çıkmasından endişe
eden kişi teyemmümle namaz kılabilir mi?
Abdest alma imkânı varken, cuma namazı ve vakit namazları gibi vaktinde
kılınamadığı zaman kaza edilen namazların, vaktin çıkacağı endişesi ile teyemmüm ederek
kılınması caiz değildir. Zira abdest alındığı takdirde bu namazlara yetişilemezse, cuma
namazı yerine öğle namazı, vakit namazı yerine kaza namazı kılınır.
Maliki Mezhebi’ne göre, su ile abdest alma imkânı var iken, abdest veya gusül
alındığı takdirde beş vakit namazdan birinin vakti geçecek ise bu namaz teyemmüm
ederek kılınır.
Varis çorabı üzerine mesh yapılabilir mi?
Varis hastalığından dolayı ayağa giyilmesi gereken özel çoraplar, kırık, çıkık
üzerindeki sargı hükmün dedir. (İbn Mace,Taharet,134.) Bu itibarla, varis çorapları
üzerine meshedilmesinde bir sakınca yoktur

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Kol ve bacakları olmayan kimsenin abdesti eksik olur mu?
Yüce Allah din konusunda bize hiçbir zorluk yüklememiştir. (Hacc, 22ı78.)
“Köre, topala da vebal ve hastaya güçlük yoktur.“ (Fetih, 48ı17.) anlamındaki
ayetler buna delildir. İnsanlar ancak yapabileceklerinden sorumludurlar.
Hastalığı veren de yükümlülükle ri yükleyen de Allah’tır. Dolayısıyla kişi gücü
neye yetiyorsa onu yapmakla mükelleftir. Kol ve bacakları olmayan kişiden abdestte bu
organları yıkama yükümlülüğü düşer. Ancak bu kimsenin, bu özründen dolayı namaz
yükümlülüğü düşmez.
Kendisine abdest aldıracak yardımcı birileri yoksa ve kendisi de bir şekilde
abdest alma yöntemi bulamazsa, yüzünün iki yanını toprak veya toprak cinsinden bir şeye
dokundurarak teyemmüm eder. Elleri ve kolları olmayan veya kesilmiş olan kimse yalnız
yüzünü yere sürerek teyemmüm yapar.
Eğer yüzünde bir yara veya özür varsa teyemmüm etmeksizin namazı kılar. Bu
imkâna da sahip değilse, namazını yapabildiği şekilde ima ile kılar. Özürlü bir kimse, ancak
kendisi gibi özürlü birisine namaz kıldırabilir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Saç boyası, kına, ruj, oje, jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani
midir?
Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa,
abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması
gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken
uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır.
Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan
maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce
giderilmesi gerekir. Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşturmayan saç boyası,
kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Tuvalette abdest alınabilir mi?
Tuvalette abdest alınmasında bir sakınca yoktur. Ancak böyle yerlerde
besmele, zikir ve duaların içten söylenmesi uygun olur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest ve gusülün tam olup olmadığı konusundaki vesveseye
itibar edilir mi?
Vesvese, çeşitli sebeplerle insanın yaşadığı kararsızlık,
şüphe ve kuruntu halidir. Vesvese sebebi ile, gusül ve abdestin
tekrarlanması gerekmez. Vesvese gelse bile abdest ve gusle devam
edilmelidir.
Kişi vesveseye itibar etmemeye çalışmalı, içe doğan şüphe
ve tereddüt hallerinin asılsız olduğunu kendine telkin etmeli,
ayrıca zaman zaman Felak ve Nas Surelerini, anlamlarını da
düşünerek okumalıdır.
Güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest ve gusül alınır mı?
Güneş enerjisi ile ısıtılan su ile, temiz olmak kaydıyla, abdest almak
ve gusletmekte dinen bir sakınca yoktur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAKTA GEREKLİDİR
İyi veya kötü hareketleri organlarımızla yaparız. El işler yapar, yıkar ve
yazar; ağız yer içer, iyi ve kötü sözler söyler, konuşur; burun koklar, gözler görür,
kollar saldırır ve yakalar; kulaklar işitir ve dinler; ayaklar ise bizi pek çok yere
götürür. Bütün bunlar zaman zaman günah ve yasak sınırını aşabilir.
İşte abdest sırasında içimizden geçireceğimiz dualarla, söz konusu
edilen olumsuz hareketlerin etkisinden kurtulmaya çalışabiliriz. Abdest alacak
kimse önce niyet eder. Bu bir rûhî-mânevî hazırlıktır. Hakk'ın huzuruna çıkmaya
niyet etmek ve hazırlanmak demektir. Sonra besmele çekerek ve Allah'ın
yardımını dileyerek abdeste başlar.
Abdest alan insan samimî bir dille ve içten bir duyguyla, eksiklik ve
hatalarını Hakk'ın huzurunda itiraf edip, bunları yıkamasını ve silmesini kulluğa
yakışan bir tavırla O'na arz eder, duasının kabulü için yalvarıp yakarır. Böylece
bilinci ve içtenliği ölçüsünde ruhen temizlenip arınmış bir halde huzura varmaya,
namaza durmaya hazır hâle gelir.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Su nasıl maddî kirleri temizliyorsa, tövbe de manevî kirleri yok eder
diye düşünerek abdest organlarımı yıkamalıyım. Halkın gördüğü yer olan
bedenimi ve elbisemi temiz tutar da Hakk'ın nazar ettiği yer olan kalbimi
tertemiz tutmazsam yanlış yapmış olurum diye inanmalıyım. Bedenim gibi
kalbimi de kötü ve kirli şeylerden arındırmaya çalışmalıyım şuurunda bir abdes
gerçek mahiyeti ile abdest olmuş olur.
Şemsî'nin dediği gibi: " Pâdişah konmaz saraya hâne mâmur
olmadan.” önce hanemizi mamur hale getirelim kalbimizi tezkiye edlim sonra
organlarımızı temizleyeli.
Yûnus Emre söylüyor: " Tanla durup başın kaldır ellerini suya daldır /
Hem şeytanın boynunu vur hem nefs dahi ölse gerek." (“Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr.
Mehmet Demirci)

Beyazid-i Bistâmî şöyle dermiş: "Ne zaman dünya düşüncesi
gönlümden geçse abdest alırım; âhiret düşüncesi geçince de gusül yaparım."

Prof. Dr. Mehmet Demirci hocamızın Altınoluk dergisinde yayınlanmış olan “Abdestin
İç Anlamı” isimli makalesinde Gönül ehli kimseler iç anlam olarak abdestin ve temizliğin beş
derecesinden söz ettiklerini belitir ve bunları İçten dışa doğru şöylece sıralar:

1. Rûhun abdesti: Rûhun, hayvanlık seviyesine ait bilgisizlikten ve Allah'tan gayri
şeyleri görme gafletinden arınmasıdır. Ruh Allah'tan gayrı şeyleri görmekten arınsa,
Gaffar olan Allah'ın nûru onu kuşatır. Kötü düşüncelerini temizlese takvâ elbisesine
kavuşur. Nefsin tezkiye ederse iç huzuruna ve itmi'nâna ulaşır.
2. Sırrın abdesti: Burada "sır", rûhun rûhu demek olup; onun abdesti gösterişten (riyâ),
arzu ve isteklerin esiri olmaktan, kendini beğenmişlikten, baş olma tutkusundan, aşırı
dünya isteği ve mevki sahibi olma ihtirasından arınmaktır. Bunun neticesinde ihlâs nûru
ortaya çıkar. Dünya sevgisinden arınırsa âhiret sevgisi doğar.
3. Kalbin ve gönlün abdesti: İki yüzlülük, bozgunculuk ve kötü ahlâktan uzak durmaktır.
Büyüklenme yıkanınca, alçak gönüllük doğar. Çekememezlik kirleri yıkansa, iyilik;
düşmanlık yıkansa, Allah sevgisi görünür.
4. Dilin abdesti: Yalan, dedi-kodu, iftira ve boş sözden, insanların ayıplarını merak
etmekten ve gizli hallerini ortaya çıkarmaktan, faydasız konuşmaktan uzak durmaktır.
Yalan ve koğuculuk yıkansa, doğruluk ve vefâ doğar. İftira ve itham etme yıkansa, sevgi
görülür. Faydasız ve boş söz bırakılsa yararlı şeyler konuşulur veya Allah'ın adı anılır.
5. Zâhir abdesti: Bu, bildiğimiz abdesttir. Neticesinde Abdest alan kimsenin yüzünü
yıkaması, mahşer günü yüzünün nurlu olmasına yol açar. Kolunu yıkayınca cömertlik
nurları hasıl olur. Ayrıca amel defterinin sağ eline verilmesi gibi bir lûtfa erişir. Ayağını
yıkayınca, âhiretteki manevî engelleri kolaylıkla geçme imkânı doğmuş olur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Abdest alırken gerçekleşen dış temizliğin, iç temizliği ile
birlikte gelişmesi için şunlar da tavsiye edilir: Eller yıkanırken
kalbin de aşırı dünya sevgisinden yıkanması gerekir. Ağıza su
alınırken, onunla boş şeyleri anmamaya azmetmelidir. Yüz
yıkandığı zaman, yüzü Hak'tan başka şeylere çevirmemeye söz
vermelidir. Ayağı yıkarken, Hak yolda bulunma gayreti
pekiştirilmelidir.
Dış temizlik su ile, iç temizlik ise tövbe ile ve Hakk'ın
kapısına dönmekle mümkün olur.

Bedenin bütün uzuvlarına madden ve manen abdest
aldırmak gerekir. Bedene su ile nasıl ki abdest aldırıyorsak, her bir
uzvumuzu Yaratının rızasına uygun işler yaptırmak suretiyle
manevi abdestimizide almamız gerekmektedir.
Abdestin suyu günaha bakan gözleri, günahla kızaran yüzü
de arındırır. Ağzı abdest suyu ile çalkaladığımız zaman, bizi günaha
sokan kelimeler, bu kelimeleri oluşturan dil ve dişler pir-ü pak
olur. Başımızı mesh ettiğimizde zihnimizden geçen günahlar bir bir
dökülür. Kulaklara değen abdest suyu bu organın dikkat kesilip
dinlediği günahkar sözleri siler süpürür. Ve en nihayet bizi günahın
kapısına kadar yürüten ayaklarımızı yıkarız. Onlar da günahtan
kurtulmuş olur.
Yüce Rabbim abdestimizi en güzel şekilde alıp
ibadetlerimizi kendi rızasına uygun olarak yapmayı cümlemize
nasip etsin.

Bu Sunum İdris YAVUZYİĞİT Tarafında; “İhtiyar” Mevsılî,
“Bidayetu’l Müctehit” Ahmet İbn Rüşd El Kurtubi, “Büyük İslam İlmihali”
Ömer Nasuhi Bilmen (A. Fikri Yavuz), “İslam İlmihali” Lütfi Şentürk Ve
Seyfettin Yazıcı (Diyanet), “İlmihal” Heyet (TDV), “Delilleriyle İslam
İlmihali” Hamdi Döndüren, “Şafii İlmihali” Mehmet Keskin (Diyanet), “Din
Görevlisinin El Kitabı” Mevlüt Özcan, “Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr. Mehmet
DEMİRCİ; “Abdestin Fazileti Ve İbadetler Açısından Önemi” Ahmet ÜNAL;
“Abdestin Manası Ve Önemi” Mustafa Kutlu’ya Ait Kitap, Makale Ve Vaaz
Örneklerinden İstifade Edilmek Suretiyle Hazırlanmıştır.
Rabbim Eser Sahiplerinden Ölenlere Rahmetiyle, Yaşayanlara Lutuf
Ve Keremiyle Tecelli Eylesin Ve İki Cihan Saadeti İhsan Etsin.


Slide 35

Abdest Almanın Önemi
ve Fıkhi Boyutu
İdris YAVUZYİĞİT
[email protected]

Abdestin Önemi
Abdestin Tanımı
Abdest Çeşitleri
Abdestin Farzları
Abdestin Sünnetleri
Abdestin Adapları

Abdesti Bozan Durumlar

Abdestin Alınışı
Abdest Duaları
Fıkhi Sorular
Abdestin İç Anlamı

ABDEST

َ ْ ُ ْ ُ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َ
ُ ْ َ ٰ َّ
‫وة فاغ ِسلوا‬
‫يا ايها ال ٖذين امنوا ِاذا قمت ْم ِالى الصل‬
ِ
َ ‫ُو ُج‬
ْ‫وه ُك ْم َو َا ْي ِد َي ُك ْم ِا َلى ْاْلَ َرا ِْفق َو ْام َس ُحوا ب ُر ُؤس ُك ْم‬
ِ ِ
ِ
ْ َ ْ ُ َُ ََْ
َ
ْ
ْ
َ
‫وارجلكم ِالى الكعبي ِ ْن‬
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya
kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize
kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip,
topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)”.

(MÂİDE suresi 6.

ayet)

ABDEST

Bu âyet, teyemmüm âyeti olarak adlandırılır. Fakat
âyette abdestin farzları tesbit edilmektedir. Dolayısıyla bir
abdest âyeti olduğu şüphesizdir.
Şu kadar var ki, abdest bu âyet ile farz kılınmış değildir.
Çünkü abdest Mekke’de namazla beraber farz kılınmış ve
İslâm’da hiçbir zaman abdestsiz namaz kılınmamıştır.
Oysa bu âyet-i kerîme Medîne’de, hicretin 6. yılında,
Benî Mustalik Gazvesi’nde cereyan eden meşhur “İfk hâdisesi”
üzerine gece susuz bir yerde kalınıp abdest almak mümkün
olmadığından dolayı nâzil olmuştur.
Hz.Âişe vâlidemize münafıklar tarafından çirkin bir iftira
yapıldığı için bu olaya ifk (iftira) olayı denilmiştir.

ABDESTİN FAZİLETİ

َ َ َ َّ َ َ ْ
َ َََ َ
َ
ْ‫خ َط َاي ُاه من‬
ْ
َ
ْ ‫ خرجت‬، ‫من توضأ فأحـسن الوضـوء‬
ِ
َ
ْ َ َّ
ْ
َ
َ
ُ
‫تحت أظفا ِر ِْه‬
ِ ‫جس ِد ِه حتى تخرج ِمن‬
“Kim

güzelce abdest alırsa, o kimsenin
günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün
vücudundan çıkar.” (Riyasü’s-Salihin, 1028; Müslim, Tahâret 33)

ُْ َ ُ ُ ُّ
‫ر‬
» ‫يمان‬
ْ ِ ‫اإل‬
‫ر‬
«
‫ط‬
‫ش‬
‫و‬
‫ه‬
‫الط‬
ِ

Ebû Mâlik el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır.” (Riyasü’s-Salihin, 1033; Müslim, Tahâret 1)

َ ْ َ َّ َ ً ّ ُ َ
َ‫َّ ُ َّ ُ ْ َ ْ ن‬
َ
ْ
َ
‫القيام ِ ْة غرا محج ِلين ِمن ْآث ِار‬
‫« ِإن أمتي يدعو يوم‬
ِ
َ
َ
َ
َ
ُ
ُ
َ
َ
َ
ْ
ْ
ُ
ْ
ْ
ْ
َّ
» ‫ فليفعل‬، ‫من استطاع ِمنكم أن ْي ِطيل غرته‬
ِ
ِ ‫الوضوء ف‬
ٌ
. ‫متفق عليه‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’i:
“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde,

abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak
olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten
kimse bunu yapsın” buyururken işittim. (Riyazüs Salihin, abdestin fazileti, 1026;
Buhârî, Vudû‘ 3; Müslim, Tahâret 35)

Bu Hadis bizlere:
1. Abdesti farzlarına, sünnetlerine, müstehaplarına ve edeplerine riayet ederek
almak gerekir. Böyle yapmak müstehaptır.
2. Abdest, insanın yüzünü nurlandırır, el ve ayaklarını ağartır. Bu hem maddî hem
manevî anlamda böyledir.
3. Allah Teâlâ, kıyamet gününde ve mahşer yerinde yüzü nurlu, el ve ayakları parlak
olanlara özel muamelede bulunur. Çünkü bunlar sâlihler ve ibadet ehli mü’minlerdir.
4. Abdestte ayakları yıkamak asla terkedilmemelidir.

ABDESTİN FAZİLETİ

ُْ ُ ْ َ
ُْ َ ُ َْ ُ َُْ
ُ
ُ
ُ
ُ
» ‫الحلية ِمن اْلؤ ِم ِن ح ْيث يبلغ الوضـوء‬
ِ ‫« تبلغ‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Ben dostum sallallahu
aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:
“Mü’minin

nuru ve beyazlığı, abdest
suyunun ulaştığı yere kadar varır.” (Müslim, Tahâret 40)

َ َّ َ َ
ُ ُ
َ َُ
َ َ ُ ْ َ
ْ
َ
َ
ُّ‫كل‬
ْ ‫جه ِه‬
ِ ‫« ِإذا تو َضأ َالعبد اْل‬
ِ ‫سلم أ ِو اْلؤ َ ِمن فغسل َ ْوجهه خرجَ ِمن َو‬
َ َ
ْ
َ
ْ
ْ
َ
ْ
‫ َف ِإذا غسل يدي ِه‬، ‫اْلاء‬
‫اْلاء أو مع آ‬
‫خطيئة نظر ِإليها ِبعيني ِه مع‬
‫خر قط ِر‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ْ َ
َ ََ ُ
َ َ َ َ َ ُّ ُ
َ
ْ
ْ
ْ
َ
‫ط ِر‬
َْ ‫يديه كل خطيئ ٍة كان بطشتها يداه مع اْل ِاء أو مع ِآخر ق‬
‫ خرج ِمن‬،
ِ
َ َ
َ ُّ ُ ْ َ َ َ
َ
ْ‫ط َيئة َم َشتها رجاله مع اْلاء ْأو‬
ْ
َ
ِ
ِ
ٍ ْ ِ ‫ خرجت كل خ‬، ‫ ف ِإذا غسل ِرجلي ِه‬، ‫اْلاء‬
ِ
َ
ُّ
َ
ُ
َ
َ
ًّ
ُ
. ‫ حتى يخرج ن ِقيا ِمن الذن ْو ِب »رواه مسلم‬، ‫اْلاء‬
‫طر‬
‫ق‬
‫آخر‬
‫ع‬
‫م‬
ِ ِ ِ

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve
yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest
suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini
yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –
veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını
yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah
abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar.
Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (Müslim,
Tahâret 32; Tirmizî, Tahâret 2; Riyasü’s-Salihin, 1030)

َ ُ ْ ُ َّ َ َ ْ َّ
َ ْ َ ْ َ ْ َ َّ َ ُ ْ
ْ ُ َ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َّ
َ
‫ن‬
: » ‫ ِوددت أنا قد رأينا ِْإخواننا‬، ‫الحقو‬
‫نين ِوإنا ِإن شاء‬
‫« السالم عليكم دار ق ٍوم مؤ ِم‬
ِ ‫الله ِْبك َم‬
ِ
َ
ُْ َ َ َ ّ َ ُ َ ْ َ
َ َ ُ َ
َّ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
َ
َ
ُ
ْ
ْ
ْ
» ‫ وإخواننا َال َذين لم َ يأتوا بعد‬، ‫ « أنتم أصحابي‬: ‫ أولسنا ِإخوانك يا رسول الل ِه ؟ قال‬: ‫قالوا‬
ُ
َْ ْ َ ْ َ ُ ْ َ
َ َ َْ
ُ
ُ‫له‬
َ
ُ
َّ
َ
ُ
ْ
ْ
َّ
َ
ْ ‫ « أرأيت لو أن رجال‬: ‫ كيف تع ِرف من لم يأتوا بعد من أم َِتك يا رسول هللا ؟ فقال‬: ‫قالوا‬
ُ َ
َ
َ
َّ ُ
َ ‫حج َل ٌة ْبي‬
َّ ‫َخ ْي ٌل ُغ ٌّر ُم‬
ْ ‫ أال‬، ‫ظهر ْي َخ ْيل ُد ْهم ب ْهم‬
َ ‫ َق‬، ‫الل ِ ْه‬
ْ
‫ بلى يا رسول‬: ‫يع ِْر ُف َخ ْيل ُه ؟ » قالوا‬
‫ال‬
‫ن‬
ِ ٍ ٍ
ٍ
َ
ُ
ُ ‫َ َّ ُ ْ ْ ُ َن‬
َ
َ
ُ
َ
َّ
ُ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
ًّ
‫و‬
. ‫ ِ »ر اه مسلم‬
ِ ‫ «ف ِإنهم يأتو غرا محج ِلين ِمن الوض‬:
ِ ‫ وأنا فر ْطهم على الحو‬، ‫وء‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem kabristana geldi ve:

“Selâm size ey mü’minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız.
Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim” dedi. Ashâb-ı kirâm:
– Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah? dediler. Resûl-i Ekrem:
– “Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb:
– Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah’ın Resûlü?
dediler. Peygamber Efendimiz:
– “Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at
sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?” diye sordu. Sahâbe:
– Evet, tanır, ey Allah’ın Resûlü, dediler. Resûl-i Kibriyâ:
“İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler.
Ben havzın başına onlardan önce varacağım” buyurdular. (Müslim, Tahâret 39; Riyasü’sSalihin, 1031 )

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ
Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el suyu”
anlamına gelen abdest, belirli ibadetlerin ifasının ön şartı olan ve kendisi
de ibadet mahiyetinde görülen bir nevi hükmî temizliktir.
Arapça karşılığı güzellik, temizlik ve parlaklık anlamına gelen
“vudû”dur.
Fıkıhta abdest, “belli uzuvları usulüne uygun olarak su ile yıkamak
ve bazılarını da eldeki su ıslaklığı ile meshetmek” şeklindeki ibadet
temizliği olarak tarif edilir.(TDV, İslam İlmihali 1. cilt, s 195)
Fıkıh dilinde maddî kirlilikten temizlenme “necasetten taharet”
olarak anılır; hükmî kirlilik olan hadesten temizlik ise birer hükmi temizlik
usulleri olan abdest ve gusülle olur.

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ

Abdest ile ağız, diş, burun, el, yüz ve ayaklar gibi
kirlenmeye ve dışarıdan gelecek mikroplara en açık uzuvlar
günde birkaç defa su ile temizlenir.
Bu sayede vücudun sinir sistemi ve kan dolaşımı daha
düzenli hale gelir ve vücuda fizikî-tıbbî birçok fayda sağlar.
Abdest, namaz ibadetini ifa için yüce Allah'ın
huzuruna çıkacak müminin manevî ve ruhî hazırlık ve temizliği
de demektir.
Bu yüzden abdest, maddî temizlikle manevî temizliği
birleştirici, müslümana manevî yönden destek ve güç sağlayıcı
bir anlam ve öneme sahiptir.

ABDEST’İN HÜKMÜ / ÇEŞİTLERİ
1.

Farz Abdest:
1.
2.
3.
4.

Namaz Kılmak,
Cenaze Namazı Kılmak,
Tilâvet Ve Şükür Secdesi Yapmak,
Kur'an'a Dokunmak İçin Abdest Almak Farzdır.

Vacip Abdest: Kabe'yi Tavaf Etmek İçin Abdest Hanefilere Göre Vaciptir.
3. Mendup Abdest:
2.

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.

Yatmadan Önce Abdest Almak,
Vakit Namazları İçin Ayrı Ayrı Abdest Almak,
Kuran Okumak,
Dini Kitaplara Dokunmak,
Hadis Okumak,
Peygamberimizin Kabrini Ziyaret Etmek,
Arafat’ta Vakfa Yapmak,
Safa Ve Merve Arasında Say Yapmak,
Ezan Okumak,
Cenaze Yıkamak,
Her İşe Abdestli Olarak Başlamak,
Her Zaman Abdestli Bulunmak İçin Ve
Öfkelendikten,yalan Söyledikten Ve Gıybet Ettikten Sonra Abdest
Almak Mendup’dur.

ABDEST’İN MEZHEPLERE GÖRE FARZLARI
FARZLAR

HANEFİ

ŞAFİİ

MALİKİ

HNBELİ

YÜZÜ YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

KOLLARI YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

BAŞI MESH ETMEK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

AYAKLARI YIKAMA

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

NİYET ETMEK

SÜNNET

FARZ

FARZ

FARZ

TERTİBE RİAYET

SÜNNET

FARZ

SÜNNET

FARZ

MUVALAT

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

FARZ

BESMELE

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

OVARAK YIKAMAK

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

ABDEST’İN FARZLARI
1.

2.

3.

4.

Yüzü bir kere yıkamak (yüzün sınırları: saçın bittiği yerden kulak
yumuşağından çene altına kadar olan kısım. Sakal, bıyık ve kaşların altına
suyun ulaşması gerekir. Yüz yıkanırken sakal sık ise üstünü yıkamak
yeterlidir.)
Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak (abdest alırken parmaktaki
yüzüğün altına su alacak şekilde oynatılması, el, yüz ve ayakta bulunan ve
suyun deriye temasını önleyen maddelerin imkân dahilinde temizlenmesi
gerekir.)
Başın dörtte birini mesh etmek (dörtte birinin el içi su ıslaklığıyla mesh
edilmesi hanefîler'e göre yeterlidir. Başın “nâsiye” denilen ön tarafına
mesh edilmesi daha faziletlidir. Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Şâfiîler'e göre başın mesh miktarı daha azdır, bir saç teli. )
Ayakları topukları ile beraber bir kez yıkamak (suyun parmaklar arasına
ulaşması sağlanmalıdır. Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi su
ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.)

ABDEST’İN SÜNNETLERİ

1.
2.
3.
4.

Abdest almaya niyet etmek,
Başlarken besmele çekmek,
Elleri bileklerle birlikte üç defa yıkamak,
Ağız ve buruna su çekip iyi bir ağız ve burun temizliği
(mazmaza ve istinşak) yapmak,
5. Misvak kullanmak veya dişleri fırçalamak,
6. Sakalın içine su girmesini sağlamak,
7. El parmaklarını birbirine sokup ovuşturmak,
8. Başın tamamını elin ıslaklığıyla mesh etmek,
9. Boynu mesh etmek,
10. Abdest uzuvlarını yıkarken sıraya uymak,
11. Abdeste sağ uzuvlardan başlamak,
12. Uzuvları üçer defa yıkamak
13. Su ile iyice ovmak (delk),
14. Abdeste ara vermeden tamamlamak.

ABDEST’İN SÜNNETLERİ
1.
2.
3.
4.

5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.

Niyet etmek: “Niyet ettim, Allah rızası için abdest almaya” denilmesi müstehaptır.
Abdeste başlarken önce temiz olan elleri bileklere kadar yıkamak.
Abdeste “Eûzü” ve “besmele” ile başlamak.
Mazmaza ve İstinşak: Elleri yıkadıktan sonra önce üç defa ağıza su alınıp çalkalanması ve
dışarı atılmasına “mazmaza”, üç defa da burunun yumuşağına kadar su alınmasına ise
“istinşak” denilir. Ağız ve buruna her su almada, alınan su yenilenir.
Mazmaza ve istinşakta mübalağa etmek. Fakat oruçlu kimseler mübalağa yapmazlar.
Misvak Kullanmak
Tertibi gözetmek. Şâfiî ve Hanbelîlere göre farzdır.
Abdeste sağ taraflardan başlamak
Abdest uzuvlarını üçer defa yıkamak: Birer defası farz, diğerleri sünnettir. Üçten fazla veya
eksik yıkamak sünnete aykırıdır. Çoğu fakihlere göre başı bir defa meshetmek yeterlidir.
Abdestte elleri veya ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak. Parmakları hilâllemek.
Sakalı hilâllemek: Abdest alırken sık sakalı bulunanların sakallarını, parmaklarını sakalın içine
sokarak alt taraftan üst tarafa doğru hareket ettirmesine hilâlleme denir.
Başın tamamını bir su ile meshetmek: Buna “kaplama mesh” denir.
Kulakları meshetmek: Çoğu fakihlere göre, yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi
sünnettir.
Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile ovmak
Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamak. Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
Boynu meshetmek: Başı ve kulakları meshettikten sonra iki elin arkaları ile ve üçer parmakla
yeni bir su almaya gerek olmaksızın boyun meshedilir.

ABDEST’İN ADAPLARI
Abdestin Âdabından Maksat, Abdestin Farzlarının Ve Sünnetlerinin Daha Uygun
Şekilde Ve Ortamda, Mükemmel Bir Şekilde Yerine Getirilmesini Sağlamaktır.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.

12.
13.

Abdest Alırken -Mümkünse- Kıbleye Dönmek,
Abdest Sularını Vücuda Ve Elbiseye Sıçratmamak,
Dünya İşlerine İlişkin Konuşmamak,
Abdest Dualarını Veya Bildiği Dualardan Okumak,
Suyu Ölçülü Kullanmak,
Daha Vakit Girmeden Abdest Alıp Namaza Hazır Bulunmak,
Bir Özür Bulunmadıkça Abdestte Başkasından Yardım İstememek,
Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını Yoklamak, Suyu Dirsek Ve
Topukların Yukarılarına Kadar Ulaştırmak,
Nehir Veya Deniz Kenarında Bile Su İsrafından Kaçınmak,
Abdest Sonunda Kelime-i Şehâdet (Eşhedü Enlâ İlahe İllallah Ve Eşhedü Enne
Muhammeden Abdühû Ve Resûlüh) Getirmek,
Abdestten Artan Sudan Kıbleye Karşı Ayakta Bir Miktar İçmek Ve Bu Sırada;
“Allah’ım Beni Her Günah İşledikçe Tevbe Eden Ve Günahtan Kaçınıp Tertemiz
Bulunan Salih Kullarından Kıl” Diye Dua Etmek,
Abdestin Sonunda Bir, İki Veya Üç Defa Kadir Sûresi’ni Okumak,
Abdestten Sonra, Kerâhet Vakti Değilse İki Rekat Nafile Namaz Kılmak.

ABDEST’İ BOZAN DURUMLA
1. İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necasetin,
herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
2. Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir maddenin
çıkması. (Şâfıî ve mâlikîler'e göre bozmaz.) Vücuttan çıkan kan, irin ve sarı
su akmadığı veya çıktığı yerin çevresine dağılmadığı sürece abdesti bozmaz.
3. Ağız dolusu kusmak.
4. Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan
durumlar.
5. Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek.
6. Cinsî münasebet veya fahiş (aşırı) temas ve dokunma.
7. Mazeret halinin sona ermesi. Su bulamadığı için teyemmüm eden kimse suyu
bulunca, mest üzerine mesh yapan kimsenin -yolcu olanlara üç, yolcu
olmayanlara bir gün olarak tanınan- mesh süresi dolunca, özürlü kimse için
de namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur.
8. Hanefîler'in dışındaki üç mezhebe göre bir kimsenin kendi cinsel organına
temas da abdesti bozar.

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest suyunun elbiseye sıçramayacağı bir konum
alınır,
 Mümkünse kıbleye dönülür,
 Abdeste “eûzü” ve “besmele” çekilir,
 Niyet ve besmele ile abdeste başlayıp “niyet ettim, allah
rızası için abdest almaya” denir,
 Su ölçülü kullanılır, fazla açılmaz, israftan kaçınılır,
 Abdestte elleri parmak uçlarından başlanır,
 Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da
hilallenerek üç defa yıkanır,
 El, yüz ve ayakta bulunan ve suyun deriye temasını
önleyen cilt üzerindeki hamur, boya, sakız gibi
maddeler temizlenir,
 Parmakta yüzük varsa oynatılır,
 Misvak veya diş fırçası ile bunlar yoksa sağ elin
parmaklarıyla dişler temizlenir,
 Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile iyice ovarak
yıkanır

ABDESTİN ALINIŞI

 Ağız, Sağ El Avucuna Alınan Su İle Üç Defa
Çalkanıp iyice Temizlenir,
 Ağız Ve Buruna Her Su Almada, Alınan Su
Yenilenir.
 Üç Defa Da Burna Sağ El İle Su Çekilip Her
Defasında Burun Sol Elle Temizlenir.
 Oruçlu Olmayan Kimse Ağız Ve Burnun Her
Yerine Suyun İyice Ulaşmasını Sağlar.
 Mazmaza Ve İstinşakta Mübalağa Etmek Gerekir.
Fakat Oruçlu Kimseler Mübalağa Yapmazlar.
 Ağza su alırken “Allah’ım! Bana peygamberinin
kevser havuzundan, bir daha sonsuza kadar
susamayacağım bir kâse su ihsan buyur.” diye
duada bulunur,
 Burnu yıkarken de “Allah’ım! Beni nimetlerinin
ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum
bırakma.”der.

ABDESTİN ALINIŞI
 Üç Kere Yüz Yıkanır.
 Birer Defası Farz, Diğerleri Sünnettir. Üçten Fazla
Veya Eksik Yıkamak Sünnete Aykırıdır.
 Saçın Bittiği Yerden Kulak Yumuşağından Çene Altına
Kadar Olan Kısım Yıkanmalıdır.
 Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını
Yoklamak adaptandır,
 Sakal, Bıyık Ve Kaşların Altına Suyun Ulaşması
Gerekir.
 Abdest Alırken Sık Sakalı Bulunanların Sakallarını,
Parmaklarını Sakalın İçine Sokarak Alt Taraftan Üst
Tarafa Doğru Hareket Ettirmesi Gerekir, Adaptandır,
 Yüz Yıkanırken Sakal Sık İse Üstünü Yıkamak
Yeterlidir.
 Yüzü yıkarken “Allah’ım! Bazı yüzlerin beyazlanacağı,
bazı yüzlerin de kararacağı günde, benim yüzümü ak
kıl.” diyerek dua etmek abdest adaplarındandır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak farz
üçe tamamlamak sünnettir,
 Kolları yıkamaya sağ koldan başlanır, sol kolla
devam edilir,
 Suyu Dirseklerin dört parmak yukarısına Kadar
Ulaştırmak gerekir,
 Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamalıyız.
Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
 Kolları iyice ovarak yıkanır.
 Sağ kolu yıkarken “Allah’ım! Bana amel
defterimi sağ yanımdan ver ve benim hesabımı
kolay kıl!” diye dua edilir
 Sol kolu yıkarken “Ey Rabbim! Bana kitabımı sol
yanımdan ve arka yönden verme ve şiddetli bir
hesap ile sorguya çekme” diye dua edilir

ABDESTİN ALINIŞI











Başın dörtte birinin elin içinin su ile ıslatılıp mesh edilmesi
hanefîler'e göre yeterlidir.
Başın “nâsiye” denilen ön tarafına mesh edilmesi daha
faziletlidir.
Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Başın tamamını bir su ile meshetmeye “kaplama mesh” denir
ki bu şekilde mesh etmek sünnettir.
Baş mesh edilirken elin saçların dibine doğru sokulmasına
veya ileri geri hareket ettirilmesine gerek yoktur.
Başı meh ederken“ilâhi, beni rahmetinle yarlığa, benim
üzerime bereketinden indir.” Diye dua etmek uygundur.
Yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi sünnettir.
Küçük parmağımızı kulağımızın içeine doğru sokup baş
parmağımızla kulağımızın arkasını mesh etmek şeklinde
yapılır
Boynu meshetmek: başı ve kulakları meshettikten sonra iki
elin arkaları ile ve üçer parmakla yeni bir su almaya gerek
olmaksızın boyun meshedilir.
Ellerin parmak uçları ensede birbirine değerek boyna doğru
çekilmek suretiyle yapılır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Ayakları topukları ile beraber bir kez
yıkamak
farzdır,
üçe
tamamlanması
sünnettir.
 Suyun
parmaklar
arasına
ulaşması
sağlanmalıdır.
 Önce sağ sonra sol ayak, parmak uçlarından
başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dahil
olmak üzere yıkanır.
 Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.
 Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi
su ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.
 Ayakları yıkarken şöyle dua edilir: “Ya Rabbi!
Birtakım ayakların kayacağı günde, benim
ayaklarımı sırat üzerinde sâbit kıl!”

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest sonunda kelime-i şehâdet (eşhedü enlâ ilahe illallah
ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh) getirmek,
 Abdestten artan sudan kıbleye karşı ayakta bir miktar içmek
ve bu sırada; “allah’ım beni her günah işledikçe tevbe eden
ve günahtan kaçınıp tertemiz bulunan salih kullarından
kıl” diye dua edilir ve
 Abdestin sonunda bir, iki veya üç defa kadir sûresi’ni okunur,
 Abdestten sonra, kerâhet vakti değilse iki rekat nafile namaz
kılınır.

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR
Abdeste başlarken önce niyet edilir, sonra eûzü-besmele çekilir. Sonra da her
bir âzayı yıkarken şu duâlar okunur:

ً‫الم ُْنورا‬
َ ‫َا ْل َح ْم ُد ل ّله َّالذى َج َع َل ْاْلَ َاء َط ُهو ًرا َو ْا ِال ْس‬
ِ ِ

“Suyu temizleyici, İslâmı da nûr kılan Allah'a hamdolsun.”

َ‫َا ّلل ُه َّم َاع ّنى َعلى ت َال َوة ْال ُق ْران َوذ ْكر َك َو ُش ْْكر َك َو ُح ْسن ع َب َادتك‬
ِ ِ ِ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ ِ ِ

Ağıza su verirken:

“Ey Allahım, Kur'an okumak, seni zikir ve sana şükür etmek, sana olan ibâdeti
güzelleştirmek hususlarında bana yardım et!..”

َ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ ْ َ َ َ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
‫حة الن ِار‬
ْ ‫اللهم ا ِرحنى را ِئحة الجن ِة والت ِرحنى را ِئ‬

Buruna su verirken:

“Allahım, bana Cennet kokusunu duyur, Cehennem kokusunu hissettirme!”
Yüzü yıkarken:

ٌ‫س َو ُّد ُو ُجوه‬
ٌ ‫ض ُو ُج‬
ْْ ‫وه َو َت‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم َب ّي‬
ُّ ‫ض َو ْجهى َي ْو َم َت ْب َي‬
ِ

“Allahım, yüzlerin kiminin ak, kiminin kara olduğu o günde, benim yüzümü kara değil,
ak çıkar!”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ‫َا ّلل ُه َّم َا ْعطنى ك َتابى ب َيمينى َوح‬
ً‫اس ْبنى ِح َس ًْابا َيسيًا‬
ِ ِ
ِ
ِ ِ
Sağ kolu yıkarken:

“Allahım, kitâbımı sağımdan ver, hesabımı da kolay eyle!”

Sol kolunu yıkarken:
َْ
ّ َ
َ َ
َ
ُ
َ
َ
ْ
َ
َ
َ
ْ
َّ
ُ
‫اللهم ال تع ِطنى ِكتابى ِبيسارى وال ِمن ور ِاء ْظه ِرى‬
“Allahım, kitâbımı solumdan ve arkamdan verme.”

َ َ meshederken:
َ َّ َ َّ ُ ّ َ
َ
َ
َ‫ال ظ ّْل ا َّال ظ ُّل َع ْرشك‬Başı
َ
ْ
َ
ْ
ّ
ْ
ِ ِ ِ ِ ‫اللهم ا ِظلنى تحت ِظ ِل عر ِشك يوم‬
ِ
“Allahım, Arşının gölgesinden başka gölge olmadığı günde, beni Arşının gölgesinde
gölgelendir.”
Kulaklara meshederken:
َ
َ
َ
َّ
ُ‫ذين َي ْستم ُعو َن ْال َق ْو َل ْف َيتب ُعون ا ْح َس َنه‬
َ ‫اج َع ْلنى م َن َّال‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم‬
ِ
ِ
ِ
“Allahım, beni sözü dinleyip de en güzeline uyanlardan eyle.”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ َ ْ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
َ
َ
‫اللهم اع ِتق رقبتى ِمن الن ِار‬
Boynu mesh ederken:

“Allahım, boynumu Cehennem ateşinden âzâd eyle!”
Ayakları yıkarken:
ْ
َ
ْ
َ
َ‫َا ّلل ُه َّم َث ّب ْت َقد‬
ّ ‫مى َع َلى‬
ُ‫الص َراط َي ْو َم تز ُّْل فيه االق َدام‬
َّ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ

“Allahım, ayakların Sırat üstünde kaydığı günde, ayaklarımı sırat üstünde sâbit eyle,
kaydırma!..”
Abdest tekmil olduktan sonra abdest suyundan içilir ve bu dua okunur:

َ‫اج َع ْلنى م ْن ع َْبادك‬
َّ ‫اج َع ْلنى م َن‬
َ ‫ن ْاْلُ َت َط ّهر‬
َْ ‫اج َع ْلنى م‬
ْ ‫ين َو‬
ْ ‫الت َّواب َين َو‬
ْ ‫َا َّلل ُه َّم‬
ِ ِ ِ ِ
َ‫َ ِ ِ َ َ ْ َ ْ ِ َ َّ ِ َ ِ َ َ ْ ٌ َِ َ ِ ْ ْ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ن‬
ْ ‫الصا ِل ِحين واجعل ِنى ِمن ال ِذين الخوف علي ِه ْم والهم يحزنو‬

“Allahım! Beni çok tevbe edenlerden, temizliğe çok dikkat edenlerden, salih kullarından
ve kendileri için korku ve hüznün olmadığı kimselerden eyle.”

Abdest sonunda “Kelime-i Şehâdet” (eşhedü enlâ ilahe illallah ve eşhedü enne
muhammeden abdühû ve resûlüh) getirilir. Bununla birlikte bir, iki veya üç defa
“Kadir” sûresi yada “Ayetel Kürsi” okunur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest uzuvlarında yara veya hastalık bulunması halinde nasıl abdest alınır?
Abdest uzuvlarından birinde yara veya hastalık bulunan kişi, bu organın
yıkanması zarar verecekse, yıkamayıp ıslak elle mesheder. Mesh edilmesinin de zarar
vermesi durumunda, bu da terk edilir. Bu rahatsızlık abdest veya gusül uzuvlarının
çoğunluğunda ise, abdest veya gusül yerine teyemmüm edilir.
Özürlü nasıl abdest alır, özrü sebebiyle elbisesine bulaşan necasetin hükmü nedir?
Özürlüler, her vakit için abdest alır ve mazeret teşkil eden rahatsızlığından
başka abdest bozan bir hal meydana gelmedikçe, bu abdestle o vakit içerisinde dilediği
gibi namaz kılar, Kur’an-ı Kerim okur ve diğer ibadetlerini yaparlar. Namaz vaktinin
çıkmasıyla veya başka abdest bozan bir halin meydana gelmesiyle özürlü kimsenin
abdesti bozulur.
Kişiyi özürlü kılan hal, bir namaz vakti boyunca hiç meydana gelmezse, özür
ortadan kalkmış olur ve o kimse özür sahibi olmaktan çıkar.
Özürlü kimseden akan kan, irin, idrar gibi şeylerin çamaşıra bulaşması halinde,
bundan kaçınılması mümkün değil ve temizlendiğinde tekrar bulaşacaksa çamaşır
yıkanmadan namaz kılınabilir. Fakat elbiseye tekrar bulaşmayacaksa, yıkanması gerekir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Bedeninde veya bir uzvunda sargı ya da yara bulunan kimse nasıl abdest alır?
Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık veya yaradan dolayı sargı
bulunduğunda, abdest alırken veya guslederken bu sargı çözülerek altı yıkanır ve yaranın
üstü mesh edilir. Ancak sargının çözülmesinin zararlı olması hâlinde çözülmeyip üzerine
mesh edilebilir. Sargı üzerine meshin meşruluğu sünnetle sabittir. Hz. Ali (r.a.) şöyle
demiştir: “Bileklerimden biri kırılmıştı. Peygamber (s.a.s.)’e sordum, O da sargıların
üzerine mesh etmemi emretti.“ (İbn Mace, Taharet, 134.)
Sargının bir defa mesh edilmesi yeterlidir. Yapılan bu mesh ile, o uzuv hükmen
yıkanmış olur. Sargının abdestsiz veya cünüp iken sarılmış olması meshe engel olmadığı
gibi, sargı üzerine meshin belirli bir süresi de yoktur; yara veya kırık iyileşinceye kadar
aynı sargı üzerine mesh edilebilir. Üzerine mesh ettikten sonra sargının değiştirilmesi veya
düşmesi hâlinde, mesh bozulmaz; iade edilmesi de gerekmez. Ancak, yaranın iyileşmesi
hâlinde, sargı açılmış olsun veya olmasın, mesh bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Tedavi maksadı ile cilde sürülen ilaç vb. maddeler abdeste engel olur mu?
Abdest alırken yıkanması gereken bir organın üzerine tedavi maksadı ile
merhem vb. bir madde sürülmüşse; su zarar vermiyorsa abdest alırken bu organın
yıkanması gerekir. Eğer yıkamak zarar veriyorsa ıslak elle üzerine mesh edilir.
Mesh etmek de zararlı ise o da terk edilir. Çünkü dinimiz zaruretler hâlinde
yasakları mübah kılmış, kişiye kaldıramayacağı yükü yüklememiş, zorluğun giderilmesini
ilke edinmiştir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Diş doldurtmak veya kaplatmak abdest ve gusle engel olur mu?
Tedavi amacıyla diş doldurmak veya kaplatmak caiz olup abdest ve guslün
sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak çıkarılıp takılabilen/sabit olmayan dişlerin gusül
abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması gerekir.
Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de kaplandıktan sonra,
dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı hükmünü alır. Bu sebeple, ağız yıkanınca,
kaplama yapılan dişler de yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi, gerektiğinde tedavi amaçlı
olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve abdest ya da gusül alıp, ibadetlerini
yapabilir.
Yapılan bu işlem tedavi amaçlı ve zorunlu olduğundan, mezhepler arasında bir
ihtilaf söz konusu değildir. Diş dolgusu veya kaplaması konusundaki ihtilaflar, guslün veya
abdestin geçerli olup olmayacağı konusuyla alakalı bir durum değildir. Çıkan dişin yerine
bağlandığında kullanılan tel veya başka bir madde, çok sıkı bağlanacağı için, suyun altına
girmesine engel olur. Buna rağmen fukaha, kopan dişi yerine bağlatmanın caiz olduğunda
görüş birliği içindedirler.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

İdrar torbası kullanmak zorunda olan hastaların abdesti bozulmuş olur mu?
Devamlı burun kanaması, idrarı tutamama, kusma, yaranın devamlı kanaması,
kadınlardaki akıntı gibi abdesti bozan ve en az bir namaz vakti süresince devam eden ve
her namaz vaktinde tekrarlanan bedenî rahatsızlıklara özür/mazeret, böyle kimselere de
özür sahibi kimse denilir.
Buna göre; kendisinden devamlı idrar geldiği için idrar torbası kullanmak
zorunda olan hastalar, dinî açıdan özür sahibi konumundadırlar. Özür sahipleri, her namaz
için vakit çıktığında abdest almak suretiyle namazlarını kılarlar.
Bu abdestle vakit içinde diledikleri kadar farz veya nafile namaz kılabilirler.
Ancak mümkün olduğunca namaza başlamadan önce torbadaki idrarın boşaltılmış
olmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle abdeste başlamadan önce idrar torbası
boşaltılmalıdır. Şu kadar var ki, vakit namazı için abdest alındıktan sonra, torba içinde
biriken idrar ile kılınan namaz geçerlidir. Bu özürleri dışında abdesti bozan başka bir hal
olmadıkça, vakit içinde abdestleri devam eder, vakit çıkınca bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan bir kadın teyemmüm ederek namazını
kılabilir mi?
Yalnızca erkeklerin veya hem erkeklerin hem de kadınların bulunduğu bir
ortamda gusül abdesti almak durumunda kalan bir kadın gusül abdestini tehir eder.
Dolayısıyla, suyu kullanmaktan aciz olduğu için teyemmüm ederek namazını kılar.
Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan kadın ise, namaz vaktinin sonlarına
kadar bekler. Eğer vaktin çıkacağından korkarsa teyemmüm ederek, namazını kılar. Ancak
o namazı iade eder .

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Su mevcut olduğu halde abdest alıncaya kadar namaz vaktinin çıkmasından endişe
eden kişi teyemmümle namaz kılabilir mi?
Abdest alma imkânı varken, cuma namazı ve vakit namazları gibi vaktinde
kılınamadığı zaman kaza edilen namazların, vaktin çıkacağı endişesi ile teyemmüm ederek
kılınması caiz değildir. Zira abdest alındığı takdirde bu namazlara yetişilemezse, cuma
namazı yerine öğle namazı, vakit namazı yerine kaza namazı kılınır.
Maliki Mezhebi’ne göre, su ile abdest alma imkânı var iken, abdest veya gusül
alındığı takdirde beş vakit namazdan birinin vakti geçecek ise bu namaz teyemmüm
ederek kılınır.
Varis çorabı üzerine mesh yapılabilir mi?
Varis hastalığından dolayı ayağa giyilmesi gereken özel çoraplar, kırık, çıkık
üzerindeki sargı hükmün dedir. (İbn Mace,Taharet,134.) Bu itibarla, varis çorapları
üzerine meshedilmesinde bir sakınca yoktur

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Kol ve bacakları olmayan kimsenin abdesti eksik olur mu?
Yüce Allah din konusunda bize hiçbir zorluk yüklememiştir. (Hacc, 22ı78.)
“Köre, topala da vebal ve hastaya güçlük yoktur.“ (Fetih, 48ı17.) anlamındaki
ayetler buna delildir. İnsanlar ancak yapabileceklerinden sorumludurlar.
Hastalığı veren de yükümlülükle ri yükleyen de Allah’tır. Dolayısıyla kişi gücü
neye yetiyorsa onu yapmakla mükelleftir. Kol ve bacakları olmayan kişiden abdestte bu
organları yıkama yükümlülüğü düşer. Ancak bu kimsenin, bu özründen dolayı namaz
yükümlülüğü düşmez.
Kendisine abdest aldıracak yardımcı birileri yoksa ve kendisi de bir şekilde
abdest alma yöntemi bulamazsa, yüzünün iki yanını toprak veya toprak cinsinden bir şeye
dokundurarak teyemmüm eder. Elleri ve kolları olmayan veya kesilmiş olan kimse yalnız
yüzünü yere sürerek teyemmüm yapar.
Eğer yüzünde bir yara veya özür varsa teyemmüm etmeksizin namazı kılar. Bu
imkâna da sahip değilse, namazını yapabildiği şekilde ima ile kılar. Özürlü bir kimse, ancak
kendisi gibi özürlü birisine namaz kıldırabilir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Saç boyası, kına, ruj, oje, jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani
midir?
Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa,
abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması
gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken
uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır.
Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan
maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce
giderilmesi gerekir. Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşturmayan saç boyası,
kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Tuvalette abdest alınabilir mi?
Tuvalette abdest alınmasında bir sakınca yoktur. Ancak böyle yerlerde
besmele, zikir ve duaların içten söylenmesi uygun olur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest ve gusülün tam olup olmadığı konusundaki vesveseye
itibar edilir mi?
Vesvese, çeşitli sebeplerle insanın yaşadığı kararsızlık,
şüphe ve kuruntu halidir. Vesvese sebebi ile, gusül ve abdestin
tekrarlanması gerekmez. Vesvese gelse bile abdest ve gusle devam
edilmelidir.
Kişi vesveseye itibar etmemeye çalışmalı, içe doğan şüphe
ve tereddüt hallerinin asılsız olduğunu kendine telkin etmeli,
ayrıca zaman zaman Felak ve Nas Surelerini, anlamlarını da
düşünerek okumalıdır.
Güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest ve gusül alınır mı?
Güneş enerjisi ile ısıtılan su ile, temiz olmak kaydıyla, abdest almak
ve gusletmekte dinen bir sakınca yoktur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAKTA GEREKLİDİR
İyi veya kötü hareketleri organlarımızla yaparız. El işler yapar, yıkar ve
yazar; ağız yer içer, iyi ve kötü sözler söyler, konuşur; burun koklar, gözler görür,
kollar saldırır ve yakalar; kulaklar işitir ve dinler; ayaklar ise bizi pek çok yere
götürür. Bütün bunlar zaman zaman günah ve yasak sınırını aşabilir.
İşte abdest sırasında içimizden geçireceğimiz dualarla, söz konusu
edilen olumsuz hareketlerin etkisinden kurtulmaya çalışabiliriz. Abdest alacak
kimse önce niyet eder. Bu bir rûhî-mânevî hazırlıktır. Hakk'ın huzuruna çıkmaya
niyet etmek ve hazırlanmak demektir. Sonra besmele çekerek ve Allah'ın
yardımını dileyerek abdeste başlar.
Abdest alan insan samimî bir dille ve içten bir duyguyla, eksiklik ve
hatalarını Hakk'ın huzurunda itiraf edip, bunları yıkamasını ve silmesini kulluğa
yakışan bir tavırla O'na arz eder, duasının kabulü için yalvarıp yakarır. Böylece
bilinci ve içtenliği ölçüsünde ruhen temizlenip arınmış bir halde huzura varmaya,
namaza durmaya hazır hâle gelir.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Su nasıl maddî kirleri temizliyorsa, tövbe de manevî kirleri yok eder
diye düşünerek abdest organlarımı yıkamalıyım. Halkın gördüğü yer olan
bedenimi ve elbisemi temiz tutar da Hakk'ın nazar ettiği yer olan kalbimi
tertemiz tutmazsam yanlış yapmış olurum diye inanmalıyım. Bedenim gibi
kalbimi de kötü ve kirli şeylerden arındırmaya çalışmalıyım şuurunda bir abdes
gerçek mahiyeti ile abdest olmuş olur.
Şemsî'nin dediği gibi: " Pâdişah konmaz saraya hâne mâmur
olmadan.” önce hanemizi mamur hale getirelim kalbimizi tezkiye edlim sonra
organlarımızı temizleyeli.
Yûnus Emre söylüyor: " Tanla durup başın kaldır ellerini suya daldır /
Hem şeytanın boynunu vur hem nefs dahi ölse gerek." (“Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr.
Mehmet Demirci)

Beyazid-i Bistâmî şöyle dermiş: "Ne zaman dünya düşüncesi
gönlümden geçse abdest alırım; âhiret düşüncesi geçince de gusül yaparım."

Prof. Dr. Mehmet Demirci hocamızın Altınoluk dergisinde yayınlanmış olan “Abdestin
İç Anlamı” isimli makalesinde Gönül ehli kimseler iç anlam olarak abdestin ve temizliğin beş
derecesinden söz ettiklerini belitir ve bunları İçten dışa doğru şöylece sıralar:

1. Rûhun abdesti: Rûhun, hayvanlık seviyesine ait bilgisizlikten ve Allah'tan gayri
şeyleri görme gafletinden arınmasıdır. Ruh Allah'tan gayrı şeyleri görmekten arınsa,
Gaffar olan Allah'ın nûru onu kuşatır. Kötü düşüncelerini temizlese takvâ elbisesine
kavuşur. Nefsin tezkiye ederse iç huzuruna ve itmi'nâna ulaşır.
2. Sırrın abdesti: Burada "sır", rûhun rûhu demek olup; onun abdesti gösterişten (riyâ),
arzu ve isteklerin esiri olmaktan, kendini beğenmişlikten, baş olma tutkusundan, aşırı
dünya isteği ve mevki sahibi olma ihtirasından arınmaktır. Bunun neticesinde ihlâs nûru
ortaya çıkar. Dünya sevgisinden arınırsa âhiret sevgisi doğar.
3. Kalbin ve gönlün abdesti: İki yüzlülük, bozgunculuk ve kötü ahlâktan uzak durmaktır.
Büyüklenme yıkanınca, alçak gönüllük doğar. Çekememezlik kirleri yıkansa, iyilik;
düşmanlık yıkansa, Allah sevgisi görünür.
4. Dilin abdesti: Yalan, dedi-kodu, iftira ve boş sözden, insanların ayıplarını merak
etmekten ve gizli hallerini ortaya çıkarmaktan, faydasız konuşmaktan uzak durmaktır.
Yalan ve koğuculuk yıkansa, doğruluk ve vefâ doğar. İftira ve itham etme yıkansa, sevgi
görülür. Faydasız ve boş söz bırakılsa yararlı şeyler konuşulur veya Allah'ın adı anılır.
5. Zâhir abdesti: Bu, bildiğimiz abdesttir. Neticesinde Abdest alan kimsenin yüzünü
yıkaması, mahşer günü yüzünün nurlu olmasına yol açar. Kolunu yıkayınca cömertlik
nurları hasıl olur. Ayrıca amel defterinin sağ eline verilmesi gibi bir lûtfa erişir. Ayağını
yıkayınca, âhiretteki manevî engelleri kolaylıkla geçme imkânı doğmuş olur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Abdest alırken gerçekleşen dış temizliğin, iç temizliği ile
birlikte gelişmesi için şunlar da tavsiye edilir: Eller yıkanırken
kalbin de aşırı dünya sevgisinden yıkanması gerekir. Ağıza su
alınırken, onunla boş şeyleri anmamaya azmetmelidir. Yüz
yıkandığı zaman, yüzü Hak'tan başka şeylere çevirmemeye söz
vermelidir. Ayağı yıkarken, Hak yolda bulunma gayreti
pekiştirilmelidir.
Dış temizlik su ile, iç temizlik ise tövbe ile ve Hakk'ın
kapısına dönmekle mümkün olur.

Bedenin bütün uzuvlarına madden ve manen abdest
aldırmak gerekir. Bedene su ile nasıl ki abdest aldırıyorsak, her bir
uzvumuzu Yaratının rızasına uygun işler yaptırmak suretiyle
manevi abdestimizide almamız gerekmektedir.
Abdestin suyu günaha bakan gözleri, günahla kızaran yüzü
de arındırır. Ağzı abdest suyu ile çalkaladığımız zaman, bizi günaha
sokan kelimeler, bu kelimeleri oluşturan dil ve dişler pir-ü pak
olur. Başımızı mesh ettiğimizde zihnimizden geçen günahlar bir bir
dökülür. Kulaklara değen abdest suyu bu organın dikkat kesilip
dinlediği günahkar sözleri siler süpürür. Ve en nihayet bizi günahın
kapısına kadar yürüten ayaklarımızı yıkarız. Onlar da günahtan
kurtulmuş olur.
Yüce Rabbim abdestimizi en güzel şekilde alıp
ibadetlerimizi kendi rızasına uygun olarak yapmayı cümlemize
nasip etsin.

Bu Sunum İdris YAVUZYİĞİT Tarafında; “İhtiyar” Mevsılî,
“Bidayetu’l Müctehit” Ahmet İbn Rüşd El Kurtubi, “Büyük İslam İlmihali”
Ömer Nasuhi Bilmen (A. Fikri Yavuz), “İslam İlmihali” Lütfi Şentürk Ve
Seyfettin Yazıcı (Diyanet), “İlmihal” Heyet (TDV), “Delilleriyle İslam
İlmihali” Hamdi Döndüren, “Şafii İlmihali” Mehmet Keskin (Diyanet), “Din
Görevlisinin El Kitabı” Mevlüt Özcan, “Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr. Mehmet
DEMİRCİ; “Abdestin Fazileti Ve İbadetler Açısından Önemi” Ahmet ÜNAL;
“Abdestin Manası Ve Önemi” Mustafa Kutlu’ya Ait Kitap, Makale Ve Vaaz
Örneklerinden İstifade Edilmek Suretiyle Hazırlanmıştır.
Rabbim Eser Sahiplerinden Ölenlere Rahmetiyle, Yaşayanlara Lutuf
Ve Keremiyle Tecelli Eylesin Ve İki Cihan Saadeti İhsan Etsin.


Slide 36

Abdest Almanın Önemi
ve Fıkhi Boyutu
İdris YAVUZYİĞİT
[email protected]

Abdestin Önemi
Abdestin Tanımı
Abdest Çeşitleri
Abdestin Farzları
Abdestin Sünnetleri
Abdestin Adapları

Abdesti Bozan Durumlar

Abdestin Alınışı
Abdest Duaları
Fıkhi Sorular
Abdestin İç Anlamı

ABDEST

َ ْ ُ ْ ُ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َ
ُ ْ َ ٰ َّ
‫وة فاغ ِسلوا‬
‫يا ايها ال ٖذين امنوا ِاذا قمت ْم ِالى الصل‬
ِ
َ ‫ُو ُج‬
ْ‫وه ُك ْم َو َا ْي ِد َي ُك ْم ِا َلى ْاْلَ َرا ِْفق َو ْام َس ُحوا ب ُر ُؤس ُك ْم‬
ِ ِ
ِ
ْ َ ْ ُ َُ ََْ
َ
ْ
ْ
َ
‫وارجلكم ِالى الكعبي ِ ْن‬
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya
kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize
kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip,
topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)”.

(MÂİDE suresi 6.

ayet)

ABDEST

Bu âyet, teyemmüm âyeti olarak adlandırılır. Fakat
âyette abdestin farzları tesbit edilmektedir. Dolayısıyla bir
abdest âyeti olduğu şüphesizdir.
Şu kadar var ki, abdest bu âyet ile farz kılınmış değildir.
Çünkü abdest Mekke’de namazla beraber farz kılınmış ve
İslâm’da hiçbir zaman abdestsiz namaz kılınmamıştır.
Oysa bu âyet-i kerîme Medîne’de, hicretin 6. yılında,
Benî Mustalik Gazvesi’nde cereyan eden meşhur “İfk hâdisesi”
üzerine gece susuz bir yerde kalınıp abdest almak mümkün
olmadığından dolayı nâzil olmuştur.
Hz.Âişe vâlidemize münafıklar tarafından çirkin bir iftira
yapıldığı için bu olaya ifk (iftira) olayı denilmiştir.

ABDESTİN FAZİLETİ

َ َ َ َّ َ َ ْ
َ َََ َ
َ
ْ‫خ َط َاي ُاه من‬
ْ
َ
ْ ‫ خرجت‬، ‫من توضأ فأحـسن الوضـوء‬
ِ
َ
ْ َ َّ
ْ
َ
َ
ُ
‫تحت أظفا ِر ِْه‬
ِ ‫جس ِد ِه حتى تخرج ِمن‬
“Kim

güzelce abdest alırsa, o kimsenin
günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün
vücudundan çıkar.” (Riyasü’s-Salihin, 1028; Müslim, Tahâret 33)

ُْ َ ُ ُ ُّ
‫ر‬
» ‫يمان‬
ْ ِ ‫اإل‬
‫ر‬
«
‫ط‬
‫ش‬
‫و‬
‫ه‬
‫الط‬
ِ

Ebû Mâlik el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır.” (Riyasü’s-Salihin, 1033; Müslim, Tahâret 1)

َ ْ َ َّ َ ً ّ ُ َ
َ‫َّ ُ َّ ُ ْ َ ْ ن‬
َ
ْ
َ
‫القيام ِ ْة غرا محج ِلين ِمن ْآث ِار‬
‫« ِإن أمتي يدعو يوم‬
ِ
َ
َ
َ
َ
ُ
ُ
َ
َ
َ
ْ
ْ
ُ
ْ
ْ
ْ
َّ
» ‫ فليفعل‬، ‫من استطاع ِمنكم أن ْي ِطيل غرته‬
ِ
ِ ‫الوضوء ف‬
ٌ
. ‫متفق عليه‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’i:
“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde,

abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak
olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten
kimse bunu yapsın” buyururken işittim. (Riyazüs Salihin, abdestin fazileti, 1026;
Buhârî, Vudû‘ 3; Müslim, Tahâret 35)

Bu Hadis bizlere:
1. Abdesti farzlarına, sünnetlerine, müstehaplarına ve edeplerine riayet ederek
almak gerekir. Böyle yapmak müstehaptır.
2. Abdest, insanın yüzünü nurlandırır, el ve ayaklarını ağartır. Bu hem maddî hem
manevî anlamda böyledir.
3. Allah Teâlâ, kıyamet gününde ve mahşer yerinde yüzü nurlu, el ve ayakları parlak
olanlara özel muamelede bulunur. Çünkü bunlar sâlihler ve ibadet ehli mü’minlerdir.
4. Abdestte ayakları yıkamak asla terkedilmemelidir.

ABDESTİN FAZİLETİ

ُْ ُ ْ َ
ُْ َ ُ َْ ُ َُْ
ُ
ُ
ُ
ُ
» ‫الحلية ِمن اْلؤ ِم ِن ح ْيث يبلغ الوضـوء‬
ِ ‫« تبلغ‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Ben dostum sallallahu
aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:
“Mü’minin

nuru ve beyazlığı, abdest
suyunun ulaştığı yere kadar varır.” (Müslim, Tahâret 40)

َ َّ َ َ
ُ ُ
َ َُ
َ َ ُ ْ َ
ْ
َ
َ
ُّ‫كل‬
ْ ‫جه ِه‬
ِ ‫« ِإذا تو َضأ َالعبد اْل‬
ِ ‫سلم أ ِو اْلؤ َ ِمن فغسل َ ْوجهه خرجَ ِمن َو‬
َ َ
ْ
َ
ْ
ْ
َ
ْ
‫ َف ِإذا غسل يدي ِه‬، ‫اْلاء‬
‫اْلاء أو مع آ‬
‫خطيئة نظر ِإليها ِبعيني ِه مع‬
‫خر قط ِر‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ْ َ
َ ََ ُ
َ َ َ َ َ ُّ ُ
َ
ْ
ْ
ْ
َ
‫ط ِر‬
َْ ‫يديه كل خطيئ ٍة كان بطشتها يداه مع اْل ِاء أو مع ِآخر ق‬
‫ خرج ِمن‬،
ِ
َ َ
َ ُّ ُ ْ َ َ َ
َ
ْ‫ط َيئة َم َشتها رجاله مع اْلاء ْأو‬
ْ
َ
ِ
ِ
ٍ ْ ِ ‫ خرجت كل خ‬، ‫ ف ِإذا غسل ِرجلي ِه‬، ‫اْلاء‬
ِ
َ
ُّ
َ
ُ
َ
َ
ًّ
ُ
. ‫ حتى يخرج ن ِقيا ِمن الذن ْو ِب »رواه مسلم‬، ‫اْلاء‬
‫طر‬
‫ق‬
‫آخر‬
‫ع‬
‫م‬
ِ ِ ِ

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve
yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest
suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini
yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –
veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını
yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah
abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar.
Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (Müslim,
Tahâret 32; Tirmizî, Tahâret 2; Riyasü’s-Salihin, 1030)

َ ُ ْ ُ َّ َ َ ْ َّ
َ ْ َ ْ َ ْ َ َّ َ ُ ْ
ْ ُ َ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َّ
َ
‫ن‬
: » ‫ ِوددت أنا قد رأينا ِْإخواننا‬، ‫الحقو‬
‫نين ِوإنا ِإن شاء‬
‫« السالم عليكم دار ق ٍوم مؤ ِم‬
ِ ‫الله ِْبك َم‬
ِ
َ
ُْ َ َ َ ّ َ ُ َ ْ َ
َ َ ُ َ
َّ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
َ
َ
ُ
ْ
ْ
ْ
» ‫ وإخواننا َال َذين لم َ يأتوا بعد‬، ‫ « أنتم أصحابي‬: ‫ أولسنا ِإخوانك يا رسول الل ِه ؟ قال‬: ‫قالوا‬
ُ
َْ ْ َ ْ َ ُ ْ َ
َ َ َْ
ُ
ُ‫له‬
َ
ُ
َّ
َ
ُ
ْ
ْ
َّ
َ
ْ ‫ « أرأيت لو أن رجال‬: ‫ كيف تع ِرف من لم يأتوا بعد من أم َِتك يا رسول هللا ؟ فقال‬: ‫قالوا‬
ُ َ
َ
َ
َّ ُ
َ ‫حج َل ٌة ْبي‬
َّ ‫َخ ْي ٌل ُغ ٌّر ُم‬
ْ ‫ أال‬، ‫ظهر ْي َخ ْيل ُد ْهم ب ْهم‬
َ ‫ َق‬، ‫الل ِ ْه‬
ْ
‫ بلى يا رسول‬: ‫يع ِْر ُف َخ ْيل ُه ؟ » قالوا‬
‫ال‬
‫ن‬
ِ ٍ ٍ
ٍ
َ
ُ
ُ ‫َ َّ ُ ْ ْ ُ َن‬
َ
َ
ُ
َ
َّ
ُ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
ًّ
‫و‬
. ‫ ِ »ر اه مسلم‬
ِ ‫ «ف ِإنهم يأتو غرا محج ِلين ِمن الوض‬:
ِ ‫ وأنا فر ْطهم على الحو‬، ‫وء‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem kabristana geldi ve:

“Selâm size ey mü’minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız.
Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim” dedi. Ashâb-ı kirâm:
– Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah? dediler. Resûl-i Ekrem:
– “Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb:
– Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah’ın Resûlü?
dediler. Peygamber Efendimiz:
– “Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at
sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?” diye sordu. Sahâbe:
– Evet, tanır, ey Allah’ın Resûlü, dediler. Resûl-i Kibriyâ:
“İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler.
Ben havzın başına onlardan önce varacağım” buyurdular. (Müslim, Tahâret 39; Riyasü’sSalihin, 1031 )

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ
Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el suyu”
anlamına gelen abdest, belirli ibadetlerin ifasının ön şartı olan ve kendisi
de ibadet mahiyetinde görülen bir nevi hükmî temizliktir.
Arapça karşılığı güzellik, temizlik ve parlaklık anlamına gelen
“vudû”dur.
Fıkıhta abdest, “belli uzuvları usulüne uygun olarak su ile yıkamak
ve bazılarını da eldeki su ıslaklığı ile meshetmek” şeklindeki ibadet
temizliği olarak tarif edilir.(TDV, İslam İlmihali 1. cilt, s 195)
Fıkıh dilinde maddî kirlilikten temizlenme “necasetten taharet”
olarak anılır; hükmî kirlilik olan hadesten temizlik ise birer hükmi temizlik
usulleri olan abdest ve gusülle olur.

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ

Abdest ile ağız, diş, burun, el, yüz ve ayaklar gibi
kirlenmeye ve dışarıdan gelecek mikroplara en açık uzuvlar
günde birkaç defa su ile temizlenir.
Bu sayede vücudun sinir sistemi ve kan dolaşımı daha
düzenli hale gelir ve vücuda fizikî-tıbbî birçok fayda sağlar.
Abdest, namaz ibadetini ifa için yüce Allah'ın
huzuruna çıkacak müminin manevî ve ruhî hazırlık ve temizliği
de demektir.
Bu yüzden abdest, maddî temizlikle manevî temizliği
birleştirici, müslümana manevî yönden destek ve güç sağlayıcı
bir anlam ve öneme sahiptir.

ABDEST’İN HÜKMÜ / ÇEŞİTLERİ
1.

Farz Abdest:
1.
2.
3.
4.

Namaz Kılmak,
Cenaze Namazı Kılmak,
Tilâvet Ve Şükür Secdesi Yapmak,
Kur'an'a Dokunmak İçin Abdest Almak Farzdır.

Vacip Abdest: Kabe'yi Tavaf Etmek İçin Abdest Hanefilere Göre Vaciptir.
3. Mendup Abdest:
2.

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.

Yatmadan Önce Abdest Almak,
Vakit Namazları İçin Ayrı Ayrı Abdest Almak,
Kuran Okumak,
Dini Kitaplara Dokunmak,
Hadis Okumak,
Peygamberimizin Kabrini Ziyaret Etmek,
Arafat’ta Vakfa Yapmak,
Safa Ve Merve Arasında Say Yapmak,
Ezan Okumak,
Cenaze Yıkamak,
Her İşe Abdestli Olarak Başlamak,
Her Zaman Abdestli Bulunmak İçin Ve
Öfkelendikten,yalan Söyledikten Ve Gıybet Ettikten Sonra Abdest
Almak Mendup’dur.

ABDEST’İN MEZHEPLERE GÖRE FARZLARI
FARZLAR

HANEFİ

ŞAFİİ

MALİKİ

HNBELİ

YÜZÜ YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

KOLLARI YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

BAŞI MESH ETMEK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

AYAKLARI YIKAMA

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

NİYET ETMEK

SÜNNET

FARZ

FARZ

FARZ

TERTİBE RİAYET

SÜNNET

FARZ

SÜNNET

FARZ

MUVALAT

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

FARZ

BESMELE

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

OVARAK YIKAMAK

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

ABDEST’İN FARZLARI
1.

2.

3.

4.

Yüzü bir kere yıkamak (yüzün sınırları: saçın bittiği yerden kulak
yumuşağından çene altına kadar olan kısım. Sakal, bıyık ve kaşların altına
suyun ulaşması gerekir. Yüz yıkanırken sakal sık ise üstünü yıkamak
yeterlidir.)
Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak (abdest alırken parmaktaki
yüzüğün altına su alacak şekilde oynatılması, el, yüz ve ayakta bulunan ve
suyun deriye temasını önleyen maddelerin imkân dahilinde temizlenmesi
gerekir.)
Başın dörtte birini mesh etmek (dörtte birinin el içi su ıslaklığıyla mesh
edilmesi hanefîler'e göre yeterlidir. Başın “nâsiye” denilen ön tarafına
mesh edilmesi daha faziletlidir. Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Şâfiîler'e göre başın mesh miktarı daha azdır, bir saç teli. )
Ayakları topukları ile beraber bir kez yıkamak (suyun parmaklar arasına
ulaşması sağlanmalıdır. Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi su
ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.)

ABDEST’İN SÜNNETLERİ

1.
2.
3.
4.

Abdest almaya niyet etmek,
Başlarken besmele çekmek,
Elleri bileklerle birlikte üç defa yıkamak,
Ağız ve buruna su çekip iyi bir ağız ve burun temizliği
(mazmaza ve istinşak) yapmak,
5. Misvak kullanmak veya dişleri fırçalamak,
6. Sakalın içine su girmesini sağlamak,
7. El parmaklarını birbirine sokup ovuşturmak,
8. Başın tamamını elin ıslaklığıyla mesh etmek,
9. Boynu mesh etmek,
10. Abdest uzuvlarını yıkarken sıraya uymak,
11. Abdeste sağ uzuvlardan başlamak,
12. Uzuvları üçer defa yıkamak
13. Su ile iyice ovmak (delk),
14. Abdeste ara vermeden tamamlamak.

ABDEST’İN SÜNNETLERİ
1.
2.
3.
4.

5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.

Niyet etmek: “Niyet ettim, Allah rızası için abdest almaya” denilmesi müstehaptır.
Abdeste başlarken önce temiz olan elleri bileklere kadar yıkamak.
Abdeste “Eûzü” ve “besmele” ile başlamak.
Mazmaza ve İstinşak: Elleri yıkadıktan sonra önce üç defa ağıza su alınıp çalkalanması ve
dışarı atılmasına “mazmaza”, üç defa da burunun yumuşağına kadar su alınmasına ise
“istinşak” denilir. Ağız ve buruna her su almada, alınan su yenilenir.
Mazmaza ve istinşakta mübalağa etmek. Fakat oruçlu kimseler mübalağa yapmazlar.
Misvak Kullanmak
Tertibi gözetmek. Şâfiî ve Hanbelîlere göre farzdır.
Abdeste sağ taraflardan başlamak
Abdest uzuvlarını üçer defa yıkamak: Birer defası farz, diğerleri sünnettir. Üçten fazla veya
eksik yıkamak sünnete aykırıdır. Çoğu fakihlere göre başı bir defa meshetmek yeterlidir.
Abdestte elleri veya ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak. Parmakları hilâllemek.
Sakalı hilâllemek: Abdest alırken sık sakalı bulunanların sakallarını, parmaklarını sakalın içine
sokarak alt taraftan üst tarafa doğru hareket ettirmesine hilâlleme denir.
Başın tamamını bir su ile meshetmek: Buna “kaplama mesh” denir.
Kulakları meshetmek: Çoğu fakihlere göre, yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi
sünnettir.
Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile ovmak
Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamak. Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
Boynu meshetmek: Başı ve kulakları meshettikten sonra iki elin arkaları ile ve üçer parmakla
yeni bir su almaya gerek olmaksızın boyun meshedilir.

ABDEST’İN ADAPLARI
Abdestin Âdabından Maksat, Abdestin Farzlarının Ve Sünnetlerinin Daha Uygun
Şekilde Ve Ortamda, Mükemmel Bir Şekilde Yerine Getirilmesini Sağlamaktır.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.

12.
13.

Abdest Alırken -Mümkünse- Kıbleye Dönmek,
Abdest Sularını Vücuda Ve Elbiseye Sıçratmamak,
Dünya İşlerine İlişkin Konuşmamak,
Abdest Dualarını Veya Bildiği Dualardan Okumak,
Suyu Ölçülü Kullanmak,
Daha Vakit Girmeden Abdest Alıp Namaza Hazır Bulunmak,
Bir Özür Bulunmadıkça Abdestte Başkasından Yardım İstememek,
Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını Yoklamak, Suyu Dirsek Ve
Topukların Yukarılarına Kadar Ulaştırmak,
Nehir Veya Deniz Kenarında Bile Su İsrafından Kaçınmak,
Abdest Sonunda Kelime-i Şehâdet (Eşhedü Enlâ İlahe İllallah Ve Eşhedü Enne
Muhammeden Abdühû Ve Resûlüh) Getirmek,
Abdestten Artan Sudan Kıbleye Karşı Ayakta Bir Miktar İçmek Ve Bu Sırada;
“Allah’ım Beni Her Günah İşledikçe Tevbe Eden Ve Günahtan Kaçınıp Tertemiz
Bulunan Salih Kullarından Kıl” Diye Dua Etmek,
Abdestin Sonunda Bir, İki Veya Üç Defa Kadir Sûresi’ni Okumak,
Abdestten Sonra, Kerâhet Vakti Değilse İki Rekat Nafile Namaz Kılmak.

ABDEST’İ BOZAN DURUMLA
1. İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necasetin,
herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
2. Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir maddenin
çıkması. (Şâfıî ve mâlikîler'e göre bozmaz.) Vücuttan çıkan kan, irin ve sarı
su akmadığı veya çıktığı yerin çevresine dağılmadığı sürece abdesti bozmaz.
3. Ağız dolusu kusmak.
4. Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan
durumlar.
5. Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek.
6. Cinsî münasebet veya fahiş (aşırı) temas ve dokunma.
7. Mazeret halinin sona ermesi. Su bulamadığı için teyemmüm eden kimse suyu
bulunca, mest üzerine mesh yapan kimsenin -yolcu olanlara üç, yolcu
olmayanlara bir gün olarak tanınan- mesh süresi dolunca, özürlü kimse için
de namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur.
8. Hanefîler'in dışındaki üç mezhebe göre bir kimsenin kendi cinsel organına
temas da abdesti bozar.

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest suyunun elbiseye sıçramayacağı bir konum
alınır,
 Mümkünse kıbleye dönülür,
 Abdeste “eûzü” ve “besmele” çekilir,
 Niyet ve besmele ile abdeste başlayıp “niyet ettim, allah
rızası için abdest almaya” denir,
 Su ölçülü kullanılır, fazla açılmaz, israftan kaçınılır,
 Abdestte elleri parmak uçlarından başlanır,
 Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da
hilallenerek üç defa yıkanır,
 El, yüz ve ayakta bulunan ve suyun deriye temasını
önleyen cilt üzerindeki hamur, boya, sakız gibi
maddeler temizlenir,
 Parmakta yüzük varsa oynatılır,
 Misvak veya diş fırçası ile bunlar yoksa sağ elin
parmaklarıyla dişler temizlenir,
 Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile iyice ovarak
yıkanır

ABDESTİN ALINIŞI

 Ağız, Sağ El Avucuna Alınan Su İle Üç Defa
Çalkanıp iyice Temizlenir,
 Ağız Ve Buruna Her Su Almada, Alınan Su
Yenilenir.
 Üç Defa Da Burna Sağ El İle Su Çekilip Her
Defasında Burun Sol Elle Temizlenir.
 Oruçlu Olmayan Kimse Ağız Ve Burnun Her
Yerine Suyun İyice Ulaşmasını Sağlar.
 Mazmaza Ve İstinşakta Mübalağa Etmek Gerekir.
Fakat Oruçlu Kimseler Mübalağa Yapmazlar.
 Ağza su alırken “Allah’ım! Bana peygamberinin
kevser havuzundan, bir daha sonsuza kadar
susamayacağım bir kâse su ihsan buyur.” diye
duada bulunur,
 Burnu yıkarken de “Allah’ım! Beni nimetlerinin
ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum
bırakma.”der.

ABDESTİN ALINIŞI
 Üç Kere Yüz Yıkanır.
 Birer Defası Farz, Diğerleri Sünnettir. Üçten Fazla
Veya Eksik Yıkamak Sünnete Aykırıdır.
 Saçın Bittiği Yerden Kulak Yumuşağından Çene Altına
Kadar Olan Kısım Yıkanmalıdır.
 Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını
Yoklamak adaptandır,
 Sakal, Bıyık Ve Kaşların Altına Suyun Ulaşması
Gerekir.
 Abdest Alırken Sık Sakalı Bulunanların Sakallarını,
Parmaklarını Sakalın İçine Sokarak Alt Taraftan Üst
Tarafa Doğru Hareket Ettirmesi Gerekir, Adaptandır,
 Yüz Yıkanırken Sakal Sık İse Üstünü Yıkamak
Yeterlidir.
 Yüzü yıkarken “Allah’ım! Bazı yüzlerin beyazlanacağı,
bazı yüzlerin de kararacağı günde, benim yüzümü ak
kıl.” diyerek dua etmek abdest adaplarındandır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak farz
üçe tamamlamak sünnettir,
 Kolları yıkamaya sağ koldan başlanır, sol kolla
devam edilir,
 Suyu Dirseklerin dört parmak yukarısına Kadar
Ulaştırmak gerekir,
 Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamalıyız.
Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
 Kolları iyice ovarak yıkanır.
 Sağ kolu yıkarken “Allah’ım! Bana amel
defterimi sağ yanımdan ver ve benim hesabımı
kolay kıl!” diye dua edilir
 Sol kolu yıkarken “Ey Rabbim! Bana kitabımı sol
yanımdan ve arka yönden verme ve şiddetli bir
hesap ile sorguya çekme” diye dua edilir

ABDESTİN ALINIŞI











Başın dörtte birinin elin içinin su ile ıslatılıp mesh edilmesi
hanefîler'e göre yeterlidir.
Başın “nâsiye” denilen ön tarafına mesh edilmesi daha
faziletlidir.
Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Başın tamamını bir su ile meshetmeye “kaplama mesh” denir
ki bu şekilde mesh etmek sünnettir.
Baş mesh edilirken elin saçların dibine doğru sokulmasına
veya ileri geri hareket ettirilmesine gerek yoktur.
Başı meh ederken“ilâhi, beni rahmetinle yarlığa, benim
üzerime bereketinden indir.” Diye dua etmek uygundur.
Yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi sünnettir.
Küçük parmağımızı kulağımızın içeine doğru sokup baş
parmağımızla kulağımızın arkasını mesh etmek şeklinde
yapılır
Boynu meshetmek: başı ve kulakları meshettikten sonra iki
elin arkaları ile ve üçer parmakla yeni bir su almaya gerek
olmaksızın boyun meshedilir.
Ellerin parmak uçları ensede birbirine değerek boyna doğru
çekilmek suretiyle yapılır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Ayakları topukları ile beraber bir kez
yıkamak
farzdır,
üçe
tamamlanması
sünnettir.
 Suyun
parmaklar
arasına
ulaşması
sağlanmalıdır.
 Önce sağ sonra sol ayak, parmak uçlarından
başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dahil
olmak üzere yıkanır.
 Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.
 Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi
su ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.
 Ayakları yıkarken şöyle dua edilir: “Ya Rabbi!
Birtakım ayakların kayacağı günde, benim
ayaklarımı sırat üzerinde sâbit kıl!”

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest sonunda kelime-i şehâdet (eşhedü enlâ ilahe illallah
ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh) getirmek,
 Abdestten artan sudan kıbleye karşı ayakta bir miktar içmek
ve bu sırada; “allah’ım beni her günah işledikçe tevbe eden
ve günahtan kaçınıp tertemiz bulunan salih kullarından
kıl” diye dua edilir ve
 Abdestin sonunda bir, iki veya üç defa kadir sûresi’ni okunur,
 Abdestten sonra, kerâhet vakti değilse iki rekat nafile namaz
kılınır.

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR
Abdeste başlarken önce niyet edilir, sonra eûzü-besmele çekilir. Sonra da her
bir âzayı yıkarken şu duâlar okunur:

ً‫الم ُْنورا‬
َ ‫َا ْل َح ْم ُد ل ّله َّالذى َج َع َل ْاْلَ َاء َط ُهو ًرا َو ْا ِال ْس‬
ِ ِ

“Suyu temizleyici, İslâmı da nûr kılan Allah'a hamdolsun.”

َ‫َا ّلل ُه َّم َاع ّنى َعلى ت َال َوة ْال ُق ْران َوذ ْكر َك َو ُش ْْكر َك َو ُح ْسن ع َب َادتك‬
ِ ِ ِ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ ِ ِ

Ağıza su verirken:

“Ey Allahım, Kur'an okumak, seni zikir ve sana şükür etmek, sana olan ibâdeti
güzelleştirmek hususlarında bana yardım et!..”

َ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ ْ َ َ َ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
‫حة الن ِار‬
ْ ‫اللهم ا ِرحنى را ِئحة الجن ِة والت ِرحنى را ِئ‬

Buruna su verirken:

“Allahım, bana Cennet kokusunu duyur, Cehennem kokusunu hissettirme!”
Yüzü yıkarken:

ٌ‫س َو ُّد ُو ُجوه‬
ٌ ‫ض ُو ُج‬
ْْ ‫وه َو َت‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم َب ّي‬
ُّ ‫ض َو ْجهى َي ْو َم َت ْب َي‬
ِ

“Allahım, yüzlerin kiminin ak, kiminin kara olduğu o günde, benim yüzümü kara değil,
ak çıkar!”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ‫َا ّلل ُه َّم َا ْعطنى ك َتابى ب َيمينى َوح‬
ً‫اس ْبنى ِح َس ًْابا َيسيًا‬
ِ ِ
ِ
ِ ِ
Sağ kolu yıkarken:

“Allahım, kitâbımı sağımdan ver, hesabımı da kolay eyle!”

Sol kolunu yıkarken:
َْ
ّ َ
َ َ
َ
ُ
َ
َ
ْ
َ
َ
َ
ْ
َّ
ُ
‫اللهم ال تع ِطنى ِكتابى ِبيسارى وال ِمن ور ِاء ْظه ِرى‬
“Allahım, kitâbımı solumdan ve arkamdan verme.”

َ َ meshederken:
َ َّ َ َّ ُ ّ َ
َ
َ
َ‫ال ظ ّْل ا َّال ظ ُّل َع ْرشك‬Başı
َ
ْ
َ
ْ
ّ
ْ
ِ ِ ِ ِ ‫اللهم ا ِظلنى تحت ِظ ِل عر ِشك يوم‬
ِ
“Allahım, Arşının gölgesinden başka gölge olmadığı günde, beni Arşının gölgesinde
gölgelendir.”
Kulaklara meshederken:
َ
َ
َ
َّ
ُ‫ذين َي ْستم ُعو َن ْال َق ْو َل ْف َيتب ُعون ا ْح َس َنه‬
َ ‫اج َع ْلنى م َن َّال‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم‬
ِ
ِ
ِ
“Allahım, beni sözü dinleyip de en güzeline uyanlardan eyle.”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ َ ْ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
َ
َ
‫اللهم اع ِتق رقبتى ِمن الن ِار‬
Boynu mesh ederken:

“Allahım, boynumu Cehennem ateşinden âzâd eyle!”
Ayakları yıkarken:
ْ
َ
ْ
َ
َ‫َا ّلل ُه َّم َث ّب ْت َقد‬
ّ ‫مى َع َلى‬
ُ‫الص َراط َي ْو َم تز ُّْل فيه االق َدام‬
َّ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ

“Allahım, ayakların Sırat üstünde kaydığı günde, ayaklarımı sırat üstünde sâbit eyle,
kaydırma!..”
Abdest tekmil olduktan sonra abdest suyundan içilir ve bu dua okunur:

َ‫اج َع ْلنى م ْن ع َْبادك‬
َّ ‫اج َع ْلنى م َن‬
َ ‫ن ْاْلُ َت َط ّهر‬
َْ ‫اج َع ْلنى م‬
ْ ‫ين َو‬
ْ ‫الت َّواب َين َو‬
ْ ‫َا َّلل ُه َّم‬
ِ ِ ِ ِ
َ‫َ ِ ِ َ َ ْ َ ْ ِ َ َّ ِ َ ِ َ َ ْ ٌ َِ َ ِ ْ ْ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ن‬
ْ ‫الصا ِل ِحين واجعل ِنى ِمن ال ِذين الخوف علي ِه ْم والهم يحزنو‬

“Allahım! Beni çok tevbe edenlerden, temizliğe çok dikkat edenlerden, salih kullarından
ve kendileri için korku ve hüznün olmadığı kimselerden eyle.”

Abdest sonunda “Kelime-i Şehâdet” (eşhedü enlâ ilahe illallah ve eşhedü enne
muhammeden abdühû ve resûlüh) getirilir. Bununla birlikte bir, iki veya üç defa
“Kadir” sûresi yada “Ayetel Kürsi” okunur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest uzuvlarında yara veya hastalık bulunması halinde nasıl abdest alınır?
Abdest uzuvlarından birinde yara veya hastalık bulunan kişi, bu organın
yıkanması zarar verecekse, yıkamayıp ıslak elle mesheder. Mesh edilmesinin de zarar
vermesi durumunda, bu da terk edilir. Bu rahatsızlık abdest veya gusül uzuvlarının
çoğunluğunda ise, abdest veya gusül yerine teyemmüm edilir.
Özürlü nasıl abdest alır, özrü sebebiyle elbisesine bulaşan necasetin hükmü nedir?
Özürlüler, her vakit için abdest alır ve mazeret teşkil eden rahatsızlığından
başka abdest bozan bir hal meydana gelmedikçe, bu abdestle o vakit içerisinde dilediği
gibi namaz kılar, Kur’an-ı Kerim okur ve diğer ibadetlerini yaparlar. Namaz vaktinin
çıkmasıyla veya başka abdest bozan bir halin meydana gelmesiyle özürlü kimsenin
abdesti bozulur.
Kişiyi özürlü kılan hal, bir namaz vakti boyunca hiç meydana gelmezse, özür
ortadan kalkmış olur ve o kimse özür sahibi olmaktan çıkar.
Özürlü kimseden akan kan, irin, idrar gibi şeylerin çamaşıra bulaşması halinde,
bundan kaçınılması mümkün değil ve temizlendiğinde tekrar bulaşacaksa çamaşır
yıkanmadan namaz kılınabilir. Fakat elbiseye tekrar bulaşmayacaksa, yıkanması gerekir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Bedeninde veya bir uzvunda sargı ya da yara bulunan kimse nasıl abdest alır?
Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık veya yaradan dolayı sargı
bulunduğunda, abdest alırken veya guslederken bu sargı çözülerek altı yıkanır ve yaranın
üstü mesh edilir. Ancak sargının çözülmesinin zararlı olması hâlinde çözülmeyip üzerine
mesh edilebilir. Sargı üzerine meshin meşruluğu sünnetle sabittir. Hz. Ali (r.a.) şöyle
demiştir: “Bileklerimden biri kırılmıştı. Peygamber (s.a.s.)’e sordum, O da sargıların
üzerine mesh etmemi emretti.“ (İbn Mace, Taharet, 134.)
Sargının bir defa mesh edilmesi yeterlidir. Yapılan bu mesh ile, o uzuv hükmen
yıkanmış olur. Sargının abdestsiz veya cünüp iken sarılmış olması meshe engel olmadığı
gibi, sargı üzerine meshin belirli bir süresi de yoktur; yara veya kırık iyileşinceye kadar
aynı sargı üzerine mesh edilebilir. Üzerine mesh ettikten sonra sargının değiştirilmesi veya
düşmesi hâlinde, mesh bozulmaz; iade edilmesi de gerekmez. Ancak, yaranın iyileşmesi
hâlinde, sargı açılmış olsun veya olmasın, mesh bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Tedavi maksadı ile cilde sürülen ilaç vb. maddeler abdeste engel olur mu?
Abdest alırken yıkanması gereken bir organın üzerine tedavi maksadı ile
merhem vb. bir madde sürülmüşse; su zarar vermiyorsa abdest alırken bu organın
yıkanması gerekir. Eğer yıkamak zarar veriyorsa ıslak elle üzerine mesh edilir.
Mesh etmek de zararlı ise o da terk edilir. Çünkü dinimiz zaruretler hâlinde
yasakları mübah kılmış, kişiye kaldıramayacağı yükü yüklememiş, zorluğun giderilmesini
ilke edinmiştir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Diş doldurtmak veya kaplatmak abdest ve gusle engel olur mu?
Tedavi amacıyla diş doldurmak veya kaplatmak caiz olup abdest ve guslün
sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak çıkarılıp takılabilen/sabit olmayan dişlerin gusül
abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması gerekir.
Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de kaplandıktan sonra,
dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı hükmünü alır. Bu sebeple, ağız yıkanınca,
kaplama yapılan dişler de yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi, gerektiğinde tedavi amaçlı
olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve abdest ya da gusül alıp, ibadetlerini
yapabilir.
Yapılan bu işlem tedavi amaçlı ve zorunlu olduğundan, mezhepler arasında bir
ihtilaf söz konusu değildir. Diş dolgusu veya kaplaması konusundaki ihtilaflar, guslün veya
abdestin geçerli olup olmayacağı konusuyla alakalı bir durum değildir. Çıkan dişin yerine
bağlandığında kullanılan tel veya başka bir madde, çok sıkı bağlanacağı için, suyun altına
girmesine engel olur. Buna rağmen fukaha, kopan dişi yerine bağlatmanın caiz olduğunda
görüş birliği içindedirler.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

İdrar torbası kullanmak zorunda olan hastaların abdesti bozulmuş olur mu?
Devamlı burun kanaması, idrarı tutamama, kusma, yaranın devamlı kanaması,
kadınlardaki akıntı gibi abdesti bozan ve en az bir namaz vakti süresince devam eden ve
her namaz vaktinde tekrarlanan bedenî rahatsızlıklara özür/mazeret, böyle kimselere de
özür sahibi kimse denilir.
Buna göre; kendisinden devamlı idrar geldiği için idrar torbası kullanmak
zorunda olan hastalar, dinî açıdan özür sahibi konumundadırlar. Özür sahipleri, her namaz
için vakit çıktığında abdest almak suretiyle namazlarını kılarlar.
Bu abdestle vakit içinde diledikleri kadar farz veya nafile namaz kılabilirler.
Ancak mümkün olduğunca namaza başlamadan önce torbadaki idrarın boşaltılmış
olmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle abdeste başlamadan önce idrar torbası
boşaltılmalıdır. Şu kadar var ki, vakit namazı için abdest alındıktan sonra, torba içinde
biriken idrar ile kılınan namaz geçerlidir. Bu özürleri dışında abdesti bozan başka bir hal
olmadıkça, vakit içinde abdestleri devam eder, vakit çıkınca bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan bir kadın teyemmüm ederek namazını
kılabilir mi?
Yalnızca erkeklerin veya hem erkeklerin hem de kadınların bulunduğu bir
ortamda gusül abdesti almak durumunda kalan bir kadın gusül abdestini tehir eder.
Dolayısıyla, suyu kullanmaktan aciz olduğu için teyemmüm ederek namazını kılar.
Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan kadın ise, namaz vaktinin sonlarına
kadar bekler. Eğer vaktin çıkacağından korkarsa teyemmüm ederek, namazını kılar. Ancak
o namazı iade eder .

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Su mevcut olduğu halde abdest alıncaya kadar namaz vaktinin çıkmasından endişe
eden kişi teyemmümle namaz kılabilir mi?
Abdest alma imkânı varken, cuma namazı ve vakit namazları gibi vaktinde
kılınamadığı zaman kaza edilen namazların, vaktin çıkacağı endişesi ile teyemmüm ederek
kılınması caiz değildir. Zira abdest alındığı takdirde bu namazlara yetişilemezse, cuma
namazı yerine öğle namazı, vakit namazı yerine kaza namazı kılınır.
Maliki Mezhebi’ne göre, su ile abdest alma imkânı var iken, abdest veya gusül
alındığı takdirde beş vakit namazdan birinin vakti geçecek ise bu namaz teyemmüm
ederek kılınır.
Varis çorabı üzerine mesh yapılabilir mi?
Varis hastalığından dolayı ayağa giyilmesi gereken özel çoraplar, kırık, çıkık
üzerindeki sargı hükmün dedir. (İbn Mace,Taharet,134.) Bu itibarla, varis çorapları
üzerine meshedilmesinde bir sakınca yoktur

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Kol ve bacakları olmayan kimsenin abdesti eksik olur mu?
Yüce Allah din konusunda bize hiçbir zorluk yüklememiştir. (Hacc, 22ı78.)
“Köre, topala da vebal ve hastaya güçlük yoktur.“ (Fetih, 48ı17.) anlamındaki
ayetler buna delildir. İnsanlar ancak yapabileceklerinden sorumludurlar.
Hastalığı veren de yükümlülükle ri yükleyen de Allah’tır. Dolayısıyla kişi gücü
neye yetiyorsa onu yapmakla mükelleftir. Kol ve bacakları olmayan kişiden abdestte bu
organları yıkama yükümlülüğü düşer. Ancak bu kimsenin, bu özründen dolayı namaz
yükümlülüğü düşmez.
Kendisine abdest aldıracak yardımcı birileri yoksa ve kendisi de bir şekilde
abdest alma yöntemi bulamazsa, yüzünün iki yanını toprak veya toprak cinsinden bir şeye
dokundurarak teyemmüm eder. Elleri ve kolları olmayan veya kesilmiş olan kimse yalnız
yüzünü yere sürerek teyemmüm yapar.
Eğer yüzünde bir yara veya özür varsa teyemmüm etmeksizin namazı kılar. Bu
imkâna da sahip değilse, namazını yapabildiği şekilde ima ile kılar. Özürlü bir kimse, ancak
kendisi gibi özürlü birisine namaz kıldırabilir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Saç boyası, kına, ruj, oje, jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani
midir?
Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa,
abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması
gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken
uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır.
Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan
maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce
giderilmesi gerekir. Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşturmayan saç boyası,
kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Tuvalette abdest alınabilir mi?
Tuvalette abdest alınmasında bir sakınca yoktur. Ancak böyle yerlerde
besmele, zikir ve duaların içten söylenmesi uygun olur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest ve gusülün tam olup olmadığı konusundaki vesveseye
itibar edilir mi?
Vesvese, çeşitli sebeplerle insanın yaşadığı kararsızlık,
şüphe ve kuruntu halidir. Vesvese sebebi ile, gusül ve abdestin
tekrarlanması gerekmez. Vesvese gelse bile abdest ve gusle devam
edilmelidir.
Kişi vesveseye itibar etmemeye çalışmalı, içe doğan şüphe
ve tereddüt hallerinin asılsız olduğunu kendine telkin etmeli,
ayrıca zaman zaman Felak ve Nas Surelerini, anlamlarını da
düşünerek okumalıdır.
Güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest ve gusül alınır mı?
Güneş enerjisi ile ısıtılan su ile, temiz olmak kaydıyla, abdest almak
ve gusletmekte dinen bir sakınca yoktur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAKTA GEREKLİDİR
İyi veya kötü hareketleri organlarımızla yaparız. El işler yapar, yıkar ve
yazar; ağız yer içer, iyi ve kötü sözler söyler, konuşur; burun koklar, gözler görür,
kollar saldırır ve yakalar; kulaklar işitir ve dinler; ayaklar ise bizi pek çok yere
götürür. Bütün bunlar zaman zaman günah ve yasak sınırını aşabilir.
İşte abdest sırasında içimizden geçireceğimiz dualarla, söz konusu
edilen olumsuz hareketlerin etkisinden kurtulmaya çalışabiliriz. Abdest alacak
kimse önce niyet eder. Bu bir rûhî-mânevî hazırlıktır. Hakk'ın huzuruna çıkmaya
niyet etmek ve hazırlanmak demektir. Sonra besmele çekerek ve Allah'ın
yardımını dileyerek abdeste başlar.
Abdest alan insan samimî bir dille ve içten bir duyguyla, eksiklik ve
hatalarını Hakk'ın huzurunda itiraf edip, bunları yıkamasını ve silmesini kulluğa
yakışan bir tavırla O'na arz eder, duasının kabulü için yalvarıp yakarır. Böylece
bilinci ve içtenliği ölçüsünde ruhen temizlenip arınmış bir halde huzura varmaya,
namaza durmaya hazır hâle gelir.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Su nasıl maddî kirleri temizliyorsa, tövbe de manevî kirleri yok eder
diye düşünerek abdest organlarımı yıkamalıyım. Halkın gördüğü yer olan
bedenimi ve elbisemi temiz tutar da Hakk'ın nazar ettiği yer olan kalbimi
tertemiz tutmazsam yanlış yapmış olurum diye inanmalıyım. Bedenim gibi
kalbimi de kötü ve kirli şeylerden arındırmaya çalışmalıyım şuurunda bir abdes
gerçek mahiyeti ile abdest olmuş olur.
Şemsî'nin dediği gibi: " Pâdişah konmaz saraya hâne mâmur
olmadan.” önce hanemizi mamur hale getirelim kalbimizi tezkiye edlim sonra
organlarımızı temizleyeli.
Yûnus Emre söylüyor: " Tanla durup başın kaldır ellerini suya daldır /
Hem şeytanın boynunu vur hem nefs dahi ölse gerek." (“Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr.
Mehmet Demirci)

Beyazid-i Bistâmî şöyle dermiş: "Ne zaman dünya düşüncesi
gönlümden geçse abdest alırım; âhiret düşüncesi geçince de gusül yaparım."

Prof. Dr. Mehmet Demirci hocamızın Altınoluk dergisinde yayınlanmış olan “Abdestin
İç Anlamı” isimli makalesinde Gönül ehli kimseler iç anlam olarak abdestin ve temizliğin beş
derecesinden söz ettiklerini belitir ve bunları İçten dışa doğru şöylece sıralar:

1. Rûhun abdesti: Rûhun, hayvanlık seviyesine ait bilgisizlikten ve Allah'tan gayri
şeyleri görme gafletinden arınmasıdır. Ruh Allah'tan gayrı şeyleri görmekten arınsa,
Gaffar olan Allah'ın nûru onu kuşatır. Kötü düşüncelerini temizlese takvâ elbisesine
kavuşur. Nefsin tezkiye ederse iç huzuruna ve itmi'nâna ulaşır.
2. Sırrın abdesti: Burada "sır", rûhun rûhu demek olup; onun abdesti gösterişten (riyâ),
arzu ve isteklerin esiri olmaktan, kendini beğenmişlikten, baş olma tutkusundan, aşırı
dünya isteği ve mevki sahibi olma ihtirasından arınmaktır. Bunun neticesinde ihlâs nûru
ortaya çıkar. Dünya sevgisinden arınırsa âhiret sevgisi doğar.
3. Kalbin ve gönlün abdesti: İki yüzlülük, bozgunculuk ve kötü ahlâktan uzak durmaktır.
Büyüklenme yıkanınca, alçak gönüllük doğar. Çekememezlik kirleri yıkansa, iyilik;
düşmanlık yıkansa, Allah sevgisi görünür.
4. Dilin abdesti: Yalan, dedi-kodu, iftira ve boş sözden, insanların ayıplarını merak
etmekten ve gizli hallerini ortaya çıkarmaktan, faydasız konuşmaktan uzak durmaktır.
Yalan ve koğuculuk yıkansa, doğruluk ve vefâ doğar. İftira ve itham etme yıkansa, sevgi
görülür. Faydasız ve boş söz bırakılsa yararlı şeyler konuşulur veya Allah'ın adı anılır.
5. Zâhir abdesti: Bu, bildiğimiz abdesttir. Neticesinde Abdest alan kimsenin yüzünü
yıkaması, mahşer günü yüzünün nurlu olmasına yol açar. Kolunu yıkayınca cömertlik
nurları hasıl olur. Ayrıca amel defterinin sağ eline verilmesi gibi bir lûtfa erişir. Ayağını
yıkayınca, âhiretteki manevî engelleri kolaylıkla geçme imkânı doğmuş olur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Abdest alırken gerçekleşen dış temizliğin, iç temizliği ile
birlikte gelişmesi için şunlar da tavsiye edilir: Eller yıkanırken
kalbin de aşırı dünya sevgisinden yıkanması gerekir. Ağıza su
alınırken, onunla boş şeyleri anmamaya azmetmelidir. Yüz
yıkandığı zaman, yüzü Hak'tan başka şeylere çevirmemeye söz
vermelidir. Ayağı yıkarken, Hak yolda bulunma gayreti
pekiştirilmelidir.
Dış temizlik su ile, iç temizlik ise tövbe ile ve Hakk'ın
kapısına dönmekle mümkün olur.

Bedenin bütün uzuvlarına madden ve manen abdest
aldırmak gerekir. Bedene su ile nasıl ki abdest aldırıyorsak, her bir
uzvumuzu Yaratının rızasına uygun işler yaptırmak suretiyle
manevi abdestimizide almamız gerekmektedir.
Abdestin suyu günaha bakan gözleri, günahla kızaran yüzü
de arındırır. Ağzı abdest suyu ile çalkaladığımız zaman, bizi günaha
sokan kelimeler, bu kelimeleri oluşturan dil ve dişler pir-ü pak
olur. Başımızı mesh ettiğimizde zihnimizden geçen günahlar bir bir
dökülür. Kulaklara değen abdest suyu bu organın dikkat kesilip
dinlediği günahkar sözleri siler süpürür. Ve en nihayet bizi günahın
kapısına kadar yürüten ayaklarımızı yıkarız. Onlar da günahtan
kurtulmuş olur.
Yüce Rabbim abdestimizi en güzel şekilde alıp
ibadetlerimizi kendi rızasına uygun olarak yapmayı cümlemize
nasip etsin.

Bu Sunum İdris YAVUZYİĞİT Tarafında; “İhtiyar” Mevsılî,
“Bidayetu’l Müctehit” Ahmet İbn Rüşd El Kurtubi, “Büyük İslam İlmihali”
Ömer Nasuhi Bilmen (A. Fikri Yavuz), “İslam İlmihali” Lütfi Şentürk Ve
Seyfettin Yazıcı (Diyanet), “İlmihal” Heyet (TDV), “Delilleriyle İslam
İlmihali” Hamdi Döndüren, “Şafii İlmihali” Mehmet Keskin (Diyanet), “Din
Görevlisinin El Kitabı” Mevlüt Özcan, “Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr. Mehmet
DEMİRCİ; “Abdestin Fazileti Ve İbadetler Açısından Önemi” Ahmet ÜNAL;
“Abdestin Manası Ve Önemi” Mustafa Kutlu’ya Ait Kitap, Makale Ve Vaaz
Örneklerinden İstifade Edilmek Suretiyle Hazırlanmıştır.
Rabbim Eser Sahiplerinden Ölenlere Rahmetiyle, Yaşayanlara Lutuf
Ve Keremiyle Tecelli Eylesin Ve İki Cihan Saadeti İhsan Etsin.


Slide 37

Abdest Almanın Önemi
ve Fıkhi Boyutu
İdris YAVUZYİĞİT
[email protected]

Abdestin Önemi
Abdestin Tanımı
Abdest Çeşitleri
Abdestin Farzları
Abdestin Sünnetleri
Abdestin Adapları

Abdesti Bozan Durumlar

Abdestin Alınışı
Abdest Duaları
Fıkhi Sorular
Abdestin İç Anlamı

ABDEST

َ ْ ُ ْ ُ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َ
ُ ْ َ ٰ َّ
‫وة فاغ ِسلوا‬
‫يا ايها ال ٖذين امنوا ِاذا قمت ْم ِالى الصل‬
ِ
َ ‫ُو ُج‬
ْ‫وه ُك ْم َو َا ْي ِد َي ُك ْم ِا َلى ْاْلَ َرا ِْفق َو ْام َس ُحوا ب ُر ُؤس ُك ْم‬
ِ ِ
ِ
ْ َ ْ ُ َُ ََْ
َ
ْ
ْ
َ
‫وارجلكم ِالى الكعبي ِ ْن‬
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya
kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize
kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip,
topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)”.

(MÂİDE suresi 6.

ayet)

ABDEST

Bu âyet, teyemmüm âyeti olarak adlandırılır. Fakat
âyette abdestin farzları tesbit edilmektedir. Dolayısıyla bir
abdest âyeti olduğu şüphesizdir.
Şu kadar var ki, abdest bu âyet ile farz kılınmış değildir.
Çünkü abdest Mekke’de namazla beraber farz kılınmış ve
İslâm’da hiçbir zaman abdestsiz namaz kılınmamıştır.
Oysa bu âyet-i kerîme Medîne’de, hicretin 6. yılında,
Benî Mustalik Gazvesi’nde cereyan eden meşhur “İfk hâdisesi”
üzerine gece susuz bir yerde kalınıp abdest almak mümkün
olmadığından dolayı nâzil olmuştur.
Hz.Âişe vâlidemize münafıklar tarafından çirkin bir iftira
yapıldığı için bu olaya ifk (iftira) olayı denilmiştir.

ABDESTİN FAZİLETİ

َ َ َ َّ َ َ ْ
َ َََ َ
َ
ْ‫خ َط َاي ُاه من‬
ْ
َ
ْ ‫ خرجت‬، ‫من توضأ فأحـسن الوضـوء‬
ِ
َ
ْ َ َّ
ْ
َ
َ
ُ
‫تحت أظفا ِر ِْه‬
ِ ‫جس ِد ِه حتى تخرج ِمن‬
“Kim

güzelce abdest alırsa, o kimsenin
günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün
vücudundan çıkar.” (Riyasü’s-Salihin, 1028; Müslim, Tahâret 33)

ُْ َ ُ ُ ُّ
‫ر‬
» ‫يمان‬
ْ ِ ‫اإل‬
‫ر‬
«
‫ط‬
‫ش‬
‫و‬
‫ه‬
‫الط‬
ِ

Ebû Mâlik el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır.” (Riyasü’s-Salihin, 1033; Müslim, Tahâret 1)

َ ْ َ َّ َ ً ّ ُ َ
َ‫َّ ُ َّ ُ ْ َ ْ ن‬
َ
ْ
َ
‫القيام ِ ْة غرا محج ِلين ِمن ْآث ِار‬
‫« ِإن أمتي يدعو يوم‬
ِ
َ
َ
َ
َ
ُ
ُ
َ
َ
َ
ْ
ْ
ُ
ْ
ْ
ْ
َّ
» ‫ فليفعل‬، ‫من استطاع ِمنكم أن ْي ِطيل غرته‬
ِ
ِ ‫الوضوء ف‬
ٌ
. ‫متفق عليه‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’i:
“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde,

abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak
olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten
kimse bunu yapsın” buyururken işittim. (Riyazüs Salihin, abdestin fazileti, 1026;
Buhârî, Vudû‘ 3; Müslim, Tahâret 35)

Bu Hadis bizlere:
1. Abdesti farzlarına, sünnetlerine, müstehaplarına ve edeplerine riayet ederek
almak gerekir. Böyle yapmak müstehaptır.
2. Abdest, insanın yüzünü nurlandırır, el ve ayaklarını ağartır. Bu hem maddî hem
manevî anlamda böyledir.
3. Allah Teâlâ, kıyamet gününde ve mahşer yerinde yüzü nurlu, el ve ayakları parlak
olanlara özel muamelede bulunur. Çünkü bunlar sâlihler ve ibadet ehli mü’minlerdir.
4. Abdestte ayakları yıkamak asla terkedilmemelidir.

ABDESTİN FAZİLETİ

ُْ ُ ْ َ
ُْ َ ُ َْ ُ َُْ
ُ
ُ
ُ
ُ
» ‫الحلية ِمن اْلؤ ِم ِن ح ْيث يبلغ الوضـوء‬
ِ ‫« تبلغ‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Ben dostum sallallahu
aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:
“Mü’minin

nuru ve beyazlığı, abdest
suyunun ulaştığı yere kadar varır.” (Müslim, Tahâret 40)

َ َّ َ َ
ُ ُ
َ َُ
َ َ ُ ْ َ
ْ
َ
َ
ُّ‫كل‬
ْ ‫جه ِه‬
ِ ‫« ِإذا تو َضأ َالعبد اْل‬
ِ ‫سلم أ ِو اْلؤ َ ِمن فغسل َ ْوجهه خرجَ ِمن َو‬
َ َ
ْ
َ
ْ
ْ
َ
ْ
‫ َف ِإذا غسل يدي ِه‬، ‫اْلاء‬
‫اْلاء أو مع آ‬
‫خطيئة نظر ِإليها ِبعيني ِه مع‬
‫خر قط ِر‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ْ َ
َ ََ ُ
َ َ َ َ َ ُّ ُ
َ
ْ
ْ
ْ
َ
‫ط ِر‬
َْ ‫يديه كل خطيئ ٍة كان بطشتها يداه مع اْل ِاء أو مع ِآخر ق‬
‫ خرج ِمن‬،
ِ
َ َ
َ ُّ ُ ْ َ َ َ
َ
ْ‫ط َيئة َم َشتها رجاله مع اْلاء ْأو‬
ْ
َ
ِ
ِ
ٍ ْ ِ ‫ خرجت كل خ‬، ‫ ف ِإذا غسل ِرجلي ِه‬، ‫اْلاء‬
ِ
َ
ُّ
َ
ُ
َ
َ
ًّ
ُ
. ‫ حتى يخرج ن ِقيا ِمن الذن ْو ِب »رواه مسلم‬، ‫اْلاء‬
‫طر‬
‫ق‬
‫آخر‬
‫ع‬
‫م‬
ِ ِ ِ

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve
yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest
suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini
yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –
veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını
yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah
abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar.
Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (Müslim,
Tahâret 32; Tirmizî, Tahâret 2; Riyasü’s-Salihin, 1030)

َ ُ ْ ُ َّ َ َ ْ َّ
َ ْ َ ْ َ ْ َ َّ َ ُ ْ
ْ ُ َ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َّ
َ
‫ن‬
: » ‫ ِوددت أنا قد رأينا ِْإخواننا‬، ‫الحقو‬
‫نين ِوإنا ِإن شاء‬
‫« السالم عليكم دار ق ٍوم مؤ ِم‬
ِ ‫الله ِْبك َم‬
ِ
َ
ُْ َ َ َ ّ َ ُ َ ْ َ
َ َ ُ َ
َّ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
َ
َ
ُ
ْ
ْ
ْ
» ‫ وإخواننا َال َذين لم َ يأتوا بعد‬، ‫ « أنتم أصحابي‬: ‫ أولسنا ِإخوانك يا رسول الل ِه ؟ قال‬: ‫قالوا‬
ُ
َْ ْ َ ْ َ ُ ْ َ
َ َ َْ
ُ
ُ‫له‬
َ
ُ
َّ
َ
ُ
ْ
ْ
َّ
َ
ْ ‫ « أرأيت لو أن رجال‬: ‫ كيف تع ِرف من لم يأتوا بعد من أم َِتك يا رسول هللا ؟ فقال‬: ‫قالوا‬
ُ َ
َ
َ
َّ ُ
َ ‫حج َل ٌة ْبي‬
َّ ‫َخ ْي ٌل ُغ ٌّر ُم‬
ْ ‫ أال‬، ‫ظهر ْي َخ ْيل ُد ْهم ب ْهم‬
َ ‫ َق‬، ‫الل ِ ْه‬
ْ
‫ بلى يا رسول‬: ‫يع ِْر ُف َخ ْيل ُه ؟ » قالوا‬
‫ال‬
‫ن‬
ِ ٍ ٍ
ٍ
َ
ُ
ُ ‫َ َّ ُ ْ ْ ُ َن‬
َ
َ
ُ
َ
َّ
ُ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
ًّ
‫و‬
. ‫ ِ »ر اه مسلم‬
ِ ‫ «ف ِإنهم يأتو غرا محج ِلين ِمن الوض‬:
ِ ‫ وأنا فر ْطهم على الحو‬، ‫وء‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem kabristana geldi ve:

“Selâm size ey mü’minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız.
Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim” dedi. Ashâb-ı kirâm:
– Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah? dediler. Resûl-i Ekrem:
– “Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb:
– Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah’ın Resûlü?
dediler. Peygamber Efendimiz:
– “Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at
sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?” diye sordu. Sahâbe:
– Evet, tanır, ey Allah’ın Resûlü, dediler. Resûl-i Kibriyâ:
“İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler.
Ben havzın başına onlardan önce varacağım” buyurdular. (Müslim, Tahâret 39; Riyasü’sSalihin, 1031 )

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ
Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el suyu”
anlamına gelen abdest, belirli ibadetlerin ifasının ön şartı olan ve kendisi
de ibadet mahiyetinde görülen bir nevi hükmî temizliktir.
Arapça karşılığı güzellik, temizlik ve parlaklık anlamına gelen
“vudû”dur.
Fıkıhta abdest, “belli uzuvları usulüne uygun olarak su ile yıkamak
ve bazılarını da eldeki su ıslaklığı ile meshetmek” şeklindeki ibadet
temizliği olarak tarif edilir.(TDV, İslam İlmihali 1. cilt, s 195)
Fıkıh dilinde maddî kirlilikten temizlenme “necasetten taharet”
olarak anılır; hükmî kirlilik olan hadesten temizlik ise birer hükmi temizlik
usulleri olan abdest ve gusülle olur.

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ

Abdest ile ağız, diş, burun, el, yüz ve ayaklar gibi
kirlenmeye ve dışarıdan gelecek mikroplara en açık uzuvlar
günde birkaç defa su ile temizlenir.
Bu sayede vücudun sinir sistemi ve kan dolaşımı daha
düzenli hale gelir ve vücuda fizikî-tıbbî birçok fayda sağlar.
Abdest, namaz ibadetini ifa için yüce Allah'ın
huzuruna çıkacak müminin manevî ve ruhî hazırlık ve temizliği
de demektir.
Bu yüzden abdest, maddî temizlikle manevî temizliği
birleştirici, müslümana manevî yönden destek ve güç sağlayıcı
bir anlam ve öneme sahiptir.

ABDEST’İN HÜKMÜ / ÇEŞİTLERİ
1.

Farz Abdest:
1.
2.
3.
4.

Namaz Kılmak,
Cenaze Namazı Kılmak,
Tilâvet Ve Şükür Secdesi Yapmak,
Kur'an'a Dokunmak İçin Abdest Almak Farzdır.

Vacip Abdest: Kabe'yi Tavaf Etmek İçin Abdest Hanefilere Göre Vaciptir.
3. Mendup Abdest:
2.

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.

Yatmadan Önce Abdest Almak,
Vakit Namazları İçin Ayrı Ayrı Abdest Almak,
Kuran Okumak,
Dini Kitaplara Dokunmak,
Hadis Okumak,
Peygamberimizin Kabrini Ziyaret Etmek,
Arafat’ta Vakfa Yapmak,
Safa Ve Merve Arasında Say Yapmak,
Ezan Okumak,
Cenaze Yıkamak,
Her İşe Abdestli Olarak Başlamak,
Her Zaman Abdestli Bulunmak İçin Ve
Öfkelendikten,yalan Söyledikten Ve Gıybet Ettikten Sonra Abdest
Almak Mendup’dur.

ABDEST’İN MEZHEPLERE GÖRE FARZLARI
FARZLAR

HANEFİ

ŞAFİİ

MALİKİ

HNBELİ

YÜZÜ YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

KOLLARI YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

BAŞI MESH ETMEK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

AYAKLARI YIKAMA

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

NİYET ETMEK

SÜNNET

FARZ

FARZ

FARZ

TERTİBE RİAYET

SÜNNET

FARZ

SÜNNET

FARZ

MUVALAT

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

FARZ

BESMELE

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

OVARAK YIKAMAK

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

ABDEST’İN FARZLARI
1.

2.

3.

4.

Yüzü bir kere yıkamak (yüzün sınırları: saçın bittiği yerden kulak
yumuşağından çene altına kadar olan kısım. Sakal, bıyık ve kaşların altına
suyun ulaşması gerekir. Yüz yıkanırken sakal sık ise üstünü yıkamak
yeterlidir.)
Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak (abdest alırken parmaktaki
yüzüğün altına su alacak şekilde oynatılması, el, yüz ve ayakta bulunan ve
suyun deriye temasını önleyen maddelerin imkân dahilinde temizlenmesi
gerekir.)
Başın dörtte birini mesh etmek (dörtte birinin el içi su ıslaklığıyla mesh
edilmesi hanefîler'e göre yeterlidir. Başın “nâsiye” denilen ön tarafına
mesh edilmesi daha faziletlidir. Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Şâfiîler'e göre başın mesh miktarı daha azdır, bir saç teli. )
Ayakları topukları ile beraber bir kez yıkamak (suyun parmaklar arasına
ulaşması sağlanmalıdır. Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi su
ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.)

ABDEST’İN SÜNNETLERİ

1.
2.
3.
4.

Abdest almaya niyet etmek,
Başlarken besmele çekmek,
Elleri bileklerle birlikte üç defa yıkamak,
Ağız ve buruna su çekip iyi bir ağız ve burun temizliği
(mazmaza ve istinşak) yapmak,
5. Misvak kullanmak veya dişleri fırçalamak,
6. Sakalın içine su girmesini sağlamak,
7. El parmaklarını birbirine sokup ovuşturmak,
8. Başın tamamını elin ıslaklığıyla mesh etmek,
9. Boynu mesh etmek,
10. Abdest uzuvlarını yıkarken sıraya uymak,
11. Abdeste sağ uzuvlardan başlamak,
12. Uzuvları üçer defa yıkamak
13. Su ile iyice ovmak (delk),
14. Abdeste ara vermeden tamamlamak.

ABDEST’İN SÜNNETLERİ
1.
2.
3.
4.

5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.

Niyet etmek: “Niyet ettim, Allah rızası için abdest almaya” denilmesi müstehaptır.
Abdeste başlarken önce temiz olan elleri bileklere kadar yıkamak.
Abdeste “Eûzü” ve “besmele” ile başlamak.
Mazmaza ve İstinşak: Elleri yıkadıktan sonra önce üç defa ağıza su alınıp çalkalanması ve
dışarı atılmasına “mazmaza”, üç defa da burunun yumuşağına kadar su alınmasına ise
“istinşak” denilir. Ağız ve buruna her su almada, alınan su yenilenir.
Mazmaza ve istinşakta mübalağa etmek. Fakat oruçlu kimseler mübalağa yapmazlar.
Misvak Kullanmak
Tertibi gözetmek. Şâfiî ve Hanbelîlere göre farzdır.
Abdeste sağ taraflardan başlamak
Abdest uzuvlarını üçer defa yıkamak: Birer defası farz, diğerleri sünnettir. Üçten fazla veya
eksik yıkamak sünnete aykırıdır. Çoğu fakihlere göre başı bir defa meshetmek yeterlidir.
Abdestte elleri veya ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak. Parmakları hilâllemek.
Sakalı hilâllemek: Abdest alırken sık sakalı bulunanların sakallarını, parmaklarını sakalın içine
sokarak alt taraftan üst tarafa doğru hareket ettirmesine hilâlleme denir.
Başın tamamını bir su ile meshetmek: Buna “kaplama mesh” denir.
Kulakları meshetmek: Çoğu fakihlere göre, yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi
sünnettir.
Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile ovmak
Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamak. Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
Boynu meshetmek: Başı ve kulakları meshettikten sonra iki elin arkaları ile ve üçer parmakla
yeni bir su almaya gerek olmaksızın boyun meshedilir.

ABDEST’İN ADAPLARI
Abdestin Âdabından Maksat, Abdestin Farzlarının Ve Sünnetlerinin Daha Uygun
Şekilde Ve Ortamda, Mükemmel Bir Şekilde Yerine Getirilmesini Sağlamaktır.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.

12.
13.

Abdest Alırken -Mümkünse- Kıbleye Dönmek,
Abdest Sularını Vücuda Ve Elbiseye Sıçratmamak,
Dünya İşlerine İlişkin Konuşmamak,
Abdest Dualarını Veya Bildiği Dualardan Okumak,
Suyu Ölçülü Kullanmak,
Daha Vakit Girmeden Abdest Alıp Namaza Hazır Bulunmak,
Bir Özür Bulunmadıkça Abdestte Başkasından Yardım İstememek,
Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını Yoklamak, Suyu Dirsek Ve
Topukların Yukarılarına Kadar Ulaştırmak,
Nehir Veya Deniz Kenarında Bile Su İsrafından Kaçınmak,
Abdest Sonunda Kelime-i Şehâdet (Eşhedü Enlâ İlahe İllallah Ve Eşhedü Enne
Muhammeden Abdühû Ve Resûlüh) Getirmek,
Abdestten Artan Sudan Kıbleye Karşı Ayakta Bir Miktar İçmek Ve Bu Sırada;
“Allah’ım Beni Her Günah İşledikçe Tevbe Eden Ve Günahtan Kaçınıp Tertemiz
Bulunan Salih Kullarından Kıl” Diye Dua Etmek,
Abdestin Sonunda Bir, İki Veya Üç Defa Kadir Sûresi’ni Okumak,
Abdestten Sonra, Kerâhet Vakti Değilse İki Rekat Nafile Namaz Kılmak.

ABDEST’İ BOZAN DURUMLA
1. İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necasetin,
herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
2. Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir maddenin
çıkması. (Şâfıî ve mâlikîler'e göre bozmaz.) Vücuttan çıkan kan, irin ve sarı
su akmadığı veya çıktığı yerin çevresine dağılmadığı sürece abdesti bozmaz.
3. Ağız dolusu kusmak.
4. Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan
durumlar.
5. Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek.
6. Cinsî münasebet veya fahiş (aşırı) temas ve dokunma.
7. Mazeret halinin sona ermesi. Su bulamadığı için teyemmüm eden kimse suyu
bulunca, mest üzerine mesh yapan kimsenin -yolcu olanlara üç, yolcu
olmayanlara bir gün olarak tanınan- mesh süresi dolunca, özürlü kimse için
de namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur.
8. Hanefîler'in dışındaki üç mezhebe göre bir kimsenin kendi cinsel organına
temas da abdesti bozar.

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest suyunun elbiseye sıçramayacağı bir konum
alınır,
 Mümkünse kıbleye dönülür,
 Abdeste “eûzü” ve “besmele” çekilir,
 Niyet ve besmele ile abdeste başlayıp “niyet ettim, allah
rızası için abdest almaya” denir,
 Su ölçülü kullanılır, fazla açılmaz, israftan kaçınılır,
 Abdestte elleri parmak uçlarından başlanır,
 Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da
hilallenerek üç defa yıkanır,
 El, yüz ve ayakta bulunan ve suyun deriye temasını
önleyen cilt üzerindeki hamur, boya, sakız gibi
maddeler temizlenir,
 Parmakta yüzük varsa oynatılır,
 Misvak veya diş fırçası ile bunlar yoksa sağ elin
parmaklarıyla dişler temizlenir,
 Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile iyice ovarak
yıkanır

ABDESTİN ALINIŞI

 Ağız, Sağ El Avucuna Alınan Su İle Üç Defa
Çalkanıp iyice Temizlenir,
 Ağız Ve Buruna Her Su Almada, Alınan Su
Yenilenir.
 Üç Defa Da Burna Sağ El İle Su Çekilip Her
Defasında Burun Sol Elle Temizlenir.
 Oruçlu Olmayan Kimse Ağız Ve Burnun Her
Yerine Suyun İyice Ulaşmasını Sağlar.
 Mazmaza Ve İstinşakta Mübalağa Etmek Gerekir.
Fakat Oruçlu Kimseler Mübalağa Yapmazlar.
 Ağza su alırken “Allah’ım! Bana peygamberinin
kevser havuzundan, bir daha sonsuza kadar
susamayacağım bir kâse su ihsan buyur.” diye
duada bulunur,
 Burnu yıkarken de “Allah’ım! Beni nimetlerinin
ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum
bırakma.”der.

ABDESTİN ALINIŞI
 Üç Kere Yüz Yıkanır.
 Birer Defası Farz, Diğerleri Sünnettir. Üçten Fazla
Veya Eksik Yıkamak Sünnete Aykırıdır.
 Saçın Bittiği Yerden Kulak Yumuşağından Çene Altına
Kadar Olan Kısım Yıkanmalıdır.
 Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını
Yoklamak adaptandır,
 Sakal, Bıyık Ve Kaşların Altına Suyun Ulaşması
Gerekir.
 Abdest Alırken Sık Sakalı Bulunanların Sakallarını,
Parmaklarını Sakalın İçine Sokarak Alt Taraftan Üst
Tarafa Doğru Hareket Ettirmesi Gerekir, Adaptandır,
 Yüz Yıkanırken Sakal Sık İse Üstünü Yıkamak
Yeterlidir.
 Yüzü yıkarken “Allah’ım! Bazı yüzlerin beyazlanacağı,
bazı yüzlerin de kararacağı günde, benim yüzümü ak
kıl.” diyerek dua etmek abdest adaplarındandır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak farz
üçe tamamlamak sünnettir,
 Kolları yıkamaya sağ koldan başlanır, sol kolla
devam edilir,
 Suyu Dirseklerin dört parmak yukarısına Kadar
Ulaştırmak gerekir,
 Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamalıyız.
Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
 Kolları iyice ovarak yıkanır.
 Sağ kolu yıkarken “Allah’ım! Bana amel
defterimi sağ yanımdan ver ve benim hesabımı
kolay kıl!” diye dua edilir
 Sol kolu yıkarken “Ey Rabbim! Bana kitabımı sol
yanımdan ve arka yönden verme ve şiddetli bir
hesap ile sorguya çekme” diye dua edilir

ABDESTİN ALINIŞI











Başın dörtte birinin elin içinin su ile ıslatılıp mesh edilmesi
hanefîler'e göre yeterlidir.
Başın “nâsiye” denilen ön tarafına mesh edilmesi daha
faziletlidir.
Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Başın tamamını bir su ile meshetmeye “kaplama mesh” denir
ki bu şekilde mesh etmek sünnettir.
Baş mesh edilirken elin saçların dibine doğru sokulmasına
veya ileri geri hareket ettirilmesine gerek yoktur.
Başı meh ederken“ilâhi, beni rahmetinle yarlığa, benim
üzerime bereketinden indir.” Diye dua etmek uygundur.
Yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi sünnettir.
Küçük parmağımızı kulağımızın içeine doğru sokup baş
parmağımızla kulağımızın arkasını mesh etmek şeklinde
yapılır
Boynu meshetmek: başı ve kulakları meshettikten sonra iki
elin arkaları ile ve üçer parmakla yeni bir su almaya gerek
olmaksızın boyun meshedilir.
Ellerin parmak uçları ensede birbirine değerek boyna doğru
çekilmek suretiyle yapılır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Ayakları topukları ile beraber bir kez
yıkamak
farzdır,
üçe
tamamlanması
sünnettir.
 Suyun
parmaklar
arasına
ulaşması
sağlanmalıdır.
 Önce sağ sonra sol ayak, parmak uçlarından
başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dahil
olmak üzere yıkanır.
 Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.
 Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi
su ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.
 Ayakları yıkarken şöyle dua edilir: “Ya Rabbi!
Birtakım ayakların kayacağı günde, benim
ayaklarımı sırat üzerinde sâbit kıl!”

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest sonunda kelime-i şehâdet (eşhedü enlâ ilahe illallah
ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh) getirmek,
 Abdestten artan sudan kıbleye karşı ayakta bir miktar içmek
ve bu sırada; “allah’ım beni her günah işledikçe tevbe eden
ve günahtan kaçınıp tertemiz bulunan salih kullarından
kıl” diye dua edilir ve
 Abdestin sonunda bir, iki veya üç defa kadir sûresi’ni okunur,
 Abdestten sonra, kerâhet vakti değilse iki rekat nafile namaz
kılınır.

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR
Abdeste başlarken önce niyet edilir, sonra eûzü-besmele çekilir. Sonra da her
bir âzayı yıkarken şu duâlar okunur:

ً‫الم ُْنورا‬
َ ‫َا ْل َح ْم ُد ل ّله َّالذى َج َع َل ْاْلَ َاء َط ُهو ًرا َو ْا ِال ْس‬
ِ ِ

“Suyu temizleyici, İslâmı da nûr kılan Allah'a hamdolsun.”

َ‫َا ّلل ُه َّم َاع ّنى َعلى ت َال َوة ْال ُق ْران َوذ ْكر َك َو ُش ْْكر َك َو ُح ْسن ع َب َادتك‬
ِ ِ ِ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ ِ ِ

Ağıza su verirken:

“Ey Allahım, Kur'an okumak, seni zikir ve sana şükür etmek, sana olan ibâdeti
güzelleştirmek hususlarında bana yardım et!..”

َ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ ْ َ َ َ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
‫حة الن ِار‬
ْ ‫اللهم ا ِرحنى را ِئحة الجن ِة والت ِرحنى را ِئ‬

Buruna su verirken:

“Allahım, bana Cennet kokusunu duyur, Cehennem kokusunu hissettirme!”
Yüzü yıkarken:

ٌ‫س َو ُّد ُو ُجوه‬
ٌ ‫ض ُو ُج‬
ْْ ‫وه َو َت‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم َب ّي‬
ُّ ‫ض َو ْجهى َي ْو َم َت ْب َي‬
ِ

“Allahım, yüzlerin kiminin ak, kiminin kara olduğu o günde, benim yüzümü kara değil,
ak çıkar!”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ‫َا ّلل ُه َّم َا ْعطنى ك َتابى ب َيمينى َوح‬
ً‫اس ْبنى ِح َس ًْابا َيسيًا‬
ِ ِ
ِ
ِ ِ
Sağ kolu yıkarken:

“Allahım, kitâbımı sağımdan ver, hesabımı da kolay eyle!”

Sol kolunu yıkarken:
َْ
ّ َ
َ َ
َ
ُ
َ
َ
ْ
َ
َ
َ
ْ
َّ
ُ
‫اللهم ال تع ِطنى ِكتابى ِبيسارى وال ِمن ور ِاء ْظه ِرى‬
“Allahım, kitâbımı solumdan ve arkamdan verme.”

َ َ meshederken:
َ َّ َ َّ ُ ّ َ
َ
َ
َ‫ال ظ ّْل ا َّال ظ ُّل َع ْرشك‬Başı
َ
ْ
َ
ْ
ّ
ْ
ِ ِ ِ ِ ‫اللهم ا ِظلنى تحت ِظ ِل عر ِشك يوم‬
ِ
“Allahım, Arşının gölgesinden başka gölge olmadığı günde, beni Arşının gölgesinde
gölgelendir.”
Kulaklara meshederken:
َ
َ
َ
َّ
ُ‫ذين َي ْستم ُعو َن ْال َق ْو َل ْف َيتب ُعون ا ْح َس َنه‬
َ ‫اج َع ْلنى م َن َّال‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم‬
ِ
ِ
ِ
“Allahım, beni sözü dinleyip de en güzeline uyanlardan eyle.”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ َ ْ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
َ
َ
‫اللهم اع ِتق رقبتى ِمن الن ِار‬
Boynu mesh ederken:

“Allahım, boynumu Cehennem ateşinden âzâd eyle!”
Ayakları yıkarken:
ْ
َ
ْ
َ
َ‫َا ّلل ُه َّم َث ّب ْت َقد‬
ّ ‫مى َع َلى‬
ُ‫الص َراط َي ْو َم تز ُّْل فيه االق َدام‬
َّ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ

“Allahım, ayakların Sırat üstünde kaydığı günde, ayaklarımı sırat üstünde sâbit eyle,
kaydırma!..”
Abdest tekmil olduktan sonra abdest suyundan içilir ve bu dua okunur:

َ‫اج َع ْلنى م ْن ع َْبادك‬
َّ ‫اج َع ْلنى م َن‬
َ ‫ن ْاْلُ َت َط ّهر‬
َْ ‫اج َع ْلنى م‬
ْ ‫ين َو‬
ْ ‫الت َّواب َين َو‬
ْ ‫َا َّلل ُه َّم‬
ِ ِ ِ ِ
َ‫َ ِ ِ َ َ ْ َ ْ ِ َ َّ ِ َ ِ َ َ ْ ٌ َِ َ ِ ْ ْ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ن‬
ْ ‫الصا ِل ِحين واجعل ِنى ِمن ال ِذين الخوف علي ِه ْم والهم يحزنو‬

“Allahım! Beni çok tevbe edenlerden, temizliğe çok dikkat edenlerden, salih kullarından
ve kendileri için korku ve hüznün olmadığı kimselerden eyle.”

Abdest sonunda “Kelime-i Şehâdet” (eşhedü enlâ ilahe illallah ve eşhedü enne
muhammeden abdühû ve resûlüh) getirilir. Bununla birlikte bir, iki veya üç defa
“Kadir” sûresi yada “Ayetel Kürsi” okunur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest uzuvlarında yara veya hastalık bulunması halinde nasıl abdest alınır?
Abdest uzuvlarından birinde yara veya hastalık bulunan kişi, bu organın
yıkanması zarar verecekse, yıkamayıp ıslak elle mesheder. Mesh edilmesinin de zarar
vermesi durumunda, bu da terk edilir. Bu rahatsızlık abdest veya gusül uzuvlarının
çoğunluğunda ise, abdest veya gusül yerine teyemmüm edilir.
Özürlü nasıl abdest alır, özrü sebebiyle elbisesine bulaşan necasetin hükmü nedir?
Özürlüler, her vakit için abdest alır ve mazeret teşkil eden rahatsızlığından
başka abdest bozan bir hal meydana gelmedikçe, bu abdestle o vakit içerisinde dilediği
gibi namaz kılar, Kur’an-ı Kerim okur ve diğer ibadetlerini yaparlar. Namaz vaktinin
çıkmasıyla veya başka abdest bozan bir halin meydana gelmesiyle özürlü kimsenin
abdesti bozulur.
Kişiyi özürlü kılan hal, bir namaz vakti boyunca hiç meydana gelmezse, özür
ortadan kalkmış olur ve o kimse özür sahibi olmaktan çıkar.
Özürlü kimseden akan kan, irin, idrar gibi şeylerin çamaşıra bulaşması halinde,
bundan kaçınılması mümkün değil ve temizlendiğinde tekrar bulaşacaksa çamaşır
yıkanmadan namaz kılınabilir. Fakat elbiseye tekrar bulaşmayacaksa, yıkanması gerekir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Bedeninde veya bir uzvunda sargı ya da yara bulunan kimse nasıl abdest alır?
Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık veya yaradan dolayı sargı
bulunduğunda, abdest alırken veya guslederken bu sargı çözülerek altı yıkanır ve yaranın
üstü mesh edilir. Ancak sargının çözülmesinin zararlı olması hâlinde çözülmeyip üzerine
mesh edilebilir. Sargı üzerine meshin meşruluğu sünnetle sabittir. Hz. Ali (r.a.) şöyle
demiştir: “Bileklerimden biri kırılmıştı. Peygamber (s.a.s.)’e sordum, O da sargıların
üzerine mesh etmemi emretti.“ (İbn Mace, Taharet, 134.)
Sargının bir defa mesh edilmesi yeterlidir. Yapılan bu mesh ile, o uzuv hükmen
yıkanmış olur. Sargının abdestsiz veya cünüp iken sarılmış olması meshe engel olmadığı
gibi, sargı üzerine meshin belirli bir süresi de yoktur; yara veya kırık iyileşinceye kadar
aynı sargı üzerine mesh edilebilir. Üzerine mesh ettikten sonra sargının değiştirilmesi veya
düşmesi hâlinde, mesh bozulmaz; iade edilmesi de gerekmez. Ancak, yaranın iyileşmesi
hâlinde, sargı açılmış olsun veya olmasın, mesh bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Tedavi maksadı ile cilde sürülen ilaç vb. maddeler abdeste engel olur mu?
Abdest alırken yıkanması gereken bir organın üzerine tedavi maksadı ile
merhem vb. bir madde sürülmüşse; su zarar vermiyorsa abdest alırken bu organın
yıkanması gerekir. Eğer yıkamak zarar veriyorsa ıslak elle üzerine mesh edilir.
Mesh etmek de zararlı ise o da terk edilir. Çünkü dinimiz zaruretler hâlinde
yasakları mübah kılmış, kişiye kaldıramayacağı yükü yüklememiş, zorluğun giderilmesini
ilke edinmiştir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Diş doldurtmak veya kaplatmak abdest ve gusle engel olur mu?
Tedavi amacıyla diş doldurmak veya kaplatmak caiz olup abdest ve guslün
sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak çıkarılıp takılabilen/sabit olmayan dişlerin gusül
abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması gerekir.
Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de kaplandıktan sonra,
dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı hükmünü alır. Bu sebeple, ağız yıkanınca,
kaplama yapılan dişler de yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi, gerektiğinde tedavi amaçlı
olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve abdest ya da gusül alıp, ibadetlerini
yapabilir.
Yapılan bu işlem tedavi amaçlı ve zorunlu olduğundan, mezhepler arasında bir
ihtilaf söz konusu değildir. Diş dolgusu veya kaplaması konusundaki ihtilaflar, guslün veya
abdestin geçerli olup olmayacağı konusuyla alakalı bir durum değildir. Çıkan dişin yerine
bağlandığında kullanılan tel veya başka bir madde, çok sıkı bağlanacağı için, suyun altına
girmesine engel olur. Buna rağmen fukaha, kopan dişi yerine bağlatmanın caiz olduğunda
görüş birliği içindedirler.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

İdrar torbası kullanmak zorunda olan hastaların abdesti bozulmuş olur mu?
Devamlı burun kanaması, idrarı tutamama, kusma, yaranın devamlı kanaması,
kadınlardaki akıntı gibi abdesti bozan ve en az bir namaz vakti süresince devam eden ve
her namaz vaktinde tekrarlanan bedenî rahatsızlıklara özür/mazeret, böyle kimselere de
özür sahibi kimse denilir.
Buna göre; kendisinden devamlı idrar geldiği için idrar torbası kullanmak
zorunda olan hastalar, dinî açıdan özür sahibi konumundadırlar. Özür sahipleri, her namaz
için vakit çıktığında abdest almak suretiyle namazlarını kılarlar.
Bu abdestle vakit içinde diledikleri kadar farz veya nafile namaz kılabilirler.
Ancak mümkün olduğunca namaza başlamadan önce torbadaki idrarın boşaltılmış
olmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle abdeste başlamadan önce idrar torbası
boşaltılmalıdır. Şu kadar var ki, vakit namazı için abdest alındıktan sonra, torba içinde
biriken idrar ile kılınan namaz geçerlidir. Bu özürleri dışında abdesti bozan başka bir hal
olmadıkça, vakit içinde abdestleri devam eder, vakit çıkınca bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan bir kadın teyemmüm ederek namazını
kılabilir mi?
Yalnızca erkeklerin veya hem erkeklerin hem de kadınların bulunduğu bir
ortamda gusül abdesti almak durumunda kalan bir kadın gusül abdestini tehir eder.
Dolayısıyla, suyu kullanmaktan aciz olduğu için teyemmüm ederek namazını kılar.
Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan kadın ise, namaz vaktinin sonlarına
kadar bekler. Eğer vaktin çıkacağından korkarsa teyemmüm ederek, namazını kılar. Ancak
o namazı iade eder .

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Su mevcut olduğu halde abdest alıncaya kadar namaz vaktinin çıkmasından endişe
eden kişi teyemmümle namaz kılabilir mi?
Abdest alma imkânı varken, cuma namazı ve vakit namazları gibi vaktinde
kılınamadığı zaman kaza edilen namazların, vaktin çıkacağı endişesi ile teyemmüm ederek
kılınması caiz değildir. Zira abdest alındığı takdirde bu namazlara yetişilemezse, cuma
namazı yerine öğle namazı, vakit namazı yerine kaza namazı kılınır.
Maliki Mezhebi’ne göre, su ile abdest alma imkânı var iken, abdest veya gusül
alındığı takdirde beş vakit namazdan birinin vakti geçecek ise bu namaz teyemmüm
ederek kılınır.
Varis çorabı üzerine mesh yapılabilir mi?
Varis hastalığından dolayı ayağa giyilmesi gereken özel çoraplar, kırık, çıkık
üzerindeki sargı hükmün dedir. (İbn Mace,Taharet,134.) Bu itibarla, varis çorapları
üzerine meshedilmesinde bir sakınca yoktur

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Kol ve bacakları olmayan kimsenin abdesti eksik olur mu?
Yüce Allah din konusunda bize hiçbir zorluk yüklememiştir. (Hacc, 22ı78.)
“Köre, topala da vebal ve hastaya güçlük yoktur.“ (Fetih, 48ı17.) anlamındaki
ayetler buna delildir. İnsanlar ancak yapabileceklerinden sorumludurlar.
Hastalığı veren de yükümlülükle ri yükleyen de Allah’tır. Dolayısıyla kişi gücü
neye yetiyorsa onu yapmakla mükelleftir. Kol ve bacakları olmayan kişiden abdestte bu
organları yıkama yükümlülüğü düşer. Ancak bu kimsenin, bu özründen dolayı namaz
yükümlülüğü düşmez.
Kendisine abdest aldıracak yardımcı birileri yoksa ve kendisi de bir şekilde
abdest alma yöntemi bulamazsa, yüzünün iki yanını toprak veya toprak cinsinden bir şeye
dokundurarak teyemmüm eder. Elleri ve kolları olmayan veya kesilmiş olan kimse yalnız
yüzünü yere sürerek teyemmüm yapar.
Eğer yüzünde bir yara veya özür varsa teyemmüm etmeksizin namazı kılar. Bu
imkâna da sahip değilse, namazını yapabildiği şekilde ima ile kılar. Özürlü bir kimse, ancak
kendisi gibi özürlü birisine namaz kıldırabilir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Saç boyası, kına, ruj, oje, jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani
midir?
Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa,
abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması
gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken
uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır.
Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan
maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce
giderilmesi gerekir. Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşturmayan saç boyası,
kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Tuvalette abdest alınabilir mi?
Tuvalette abdest alınmasında bir sakınca yoktur. Ancak böyle yerlerde
besmele, zikir ve duaların içten söylenmesi uygun olur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest ve gusülün tam olup olmadığı konusundaki vesveseye
itibar edilir mi?
Vesvese, çeşitli sebeplerle insanın yaşadığı kararsızlık,
şüphe ve kuruntu halidir. Vesvese sebebi ile, gusül ve abdestin
tekrarlanması gerekmez. Vesvese gelse bile abdest ve gusle devam
edilmelidir.
Kişi vesveseye itibar etmemeye çalışmalı, içe doğan şüphe
ve tereddüt hallerinin asılsız olduğunu kendine telkin etmeli,
ayrıca zaman zaman Felak ve Nas Surelerini, anlamlarını da
düşünerek okumalıdır.
Güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest ve gusül alınır mı?
Güneş enerjisi ile ısıtılan su ile, temiz olmak kaydıyla, abdest almak
ve gusletmekte dinen bir sakınca yoktur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAKTA GEREKLİDİR
İyi veya kötü hareketleri organlarımızla yaparız. El işler yapar, yıkar ve
yazar; ağız yer içer, iyi ve kötü sözler söyler, konuşur; burun koklar, gözler görür,
kollar saldırır ve yakalar; kulaklar işitir ve dinler; ayaklar ise bizi pek çok yere
götürür. Bütün bunlar zaman zaman günah ve yasak sınırını aşabilir.
İşte abdest sırasında içimizden geçireceğimiz dualarla, söz konusu
edilen olumsuz hareketlerin etkisinden kurtulmaya çalışabiliriz. Abdest alacak
kimse önce niyet eder. Bu bir rûhî-mânevî hazırlıktır. Hakk'ın huzuruna çıkmaya
niyet etmek ve hazırlanmak demektir. Sonra besmele çekerek ve Allah'ın
yardımını dileyerek abdeste başlar.
Abdest alan insan samimî bir dille ve içten bir duyguyla, eksiklik ve
hatalarını Hakk'ın huzurunda itiraf edip, bunları yıkamasını ve silmesini kulluğa
yakışan bir tavırla O'na arz eder, duasının kabulü için yalvarıp yakarır. Böylece
bilinci ve içtenliği ölçüsünde ruhen temizlenip arınmış bir halde huzura varmaya,
namaza durmaya hazır hâle gelir.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Su nasıl maddî kirleri temizliyorsa, tövbe de manevî kirleri yok eder
diye düşünerek abdest organlarımı yıkamalıyım. Halkın gördüğü yer olan
bedenimi ve elbisemi temiz tutar da Hakk'ın nazar ettiği yer olan kalbimi
tertemiz tutmazsam yanlış yapmış olurum diye inanmalıyım. Bedenim gibi
kalbimi de kötü ve kirli şeylerden arındırmaya çalışmalıyım şuurunda bir abdes
gerçek mahiyeti ile abdest olmuş olur.
Şemsî'nin dediği gibi: " Pâdişah konmaz saraya hâne mâmur
olmadan.” önce hanemizi mamur hale getirelim kalbimizi tezkiye edlim sonra
organlarımızı temizleyeli.
Yûnus Emre söylüyor: " Tanla durup başın kaldır ellerini suya daldır /
Hem şeytanın boynunu vur hem nefs dahi ölse gerek." (“Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr.
Mehmet Demirci)

Beyazid-i Bistâmî şöyle dermiş: "Ne zaman dünya düşüncesi
gönlümden geçse abdest alırım; âhiret düşüncesi geçince de gusül yaparım."

Prof. Dr. Mehmet Demirci hocamızın Altınoluk dergisinde yayınlanmış olan “Abdestin
İç Anlamı” isimli makalesinde Gönül ehli kimseler iç anlam olarak abdestin ve temizliğin beş
derecesinden söz ettiklerini belitir ve bunları İçten dışa doğru şöylece sıralar:

1. Rûhun abdesti: Rûhun, hayvanlık seviyesine ait bilgisizlikten ve Allah'tan gayri
şeyleri görme gafletinden arınmasıdır. Ruh Allah'tan gayrı şeyleri görmekten arınsa,
Gaffar olan Allah'ın nûru onu kuşatır. Kötü düşüncelerini temizlese takvâ elbisesine
kavuşur. Nefsin tezkiye ederse iç huzuruna ve itmi'nâna ulaşır.
2. Sırrın abdesti: Burada "sır", rûhun rûhu demek olup; onun abdesti gösterişten (riyâ),
arzu ve isteklerin esiri olmaktan, kendini beğenmişlikten, baş olma tutkusundan, aşırı
dünya isteği ve mevki sahibi olma ihtirasından arınmaktır. Bunun neticesinde ihlâs nûru
ortaya çıkar. Dünya sevgisinden arınırsa âhiret sevgisi doğar.
3. Kalbin ve gönlün abdesti: İki yüzlülük, bozgunculuk ve kötü ahlâktan uzak durmaktır.
Büyüklenme yıkanınca, alçak gönüllük doğar. Çekememezlik kirleri yıkansa, iyilik;
düşmanlık yıkansa, Allah sevgisi görünür.
4. Dilin abdesti: Yalan, dedi-kodu, iftira ve boş sözden, insanların ayıplarını merak
etmekten ve gizli hallerini ortaya çıkarmaktan, faydasız konuşmaktan uzak durmaktır.
Yalan ve koğuculuk yıkansa, doğruluk ve vefâ doğar. İftira ve itham etme yıkansa, sevgi
görülür. Faydasız ve boş söz bırakılsa yararlı şeyler konuşulur veya Allah'ın adı anılır.
5. Zâhir abdesti: Bu, bildiğimiz abdesttir. Neticesinde Abdest alan kimsenin yüzünü
yıkaması, mahşer günü yüzünün nurlu olmasına yol açar. Kolunu yıkayınca cömertlik
nurları hasıl olur. Ayrıca amel defterinin sağ eline verilmesi gibi bir lûtfa erişir. Ayağını
yıkayınca, âhiretteki manevî engelleri kolaylıkla geçme imkânı doğmuş olur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Abdest alırken gerçekleşen dış temizliğin, iç temizliği ile
birlikte gelişmesi için şunlar da tavsiye edilir: Eller yıkanırken
kalbin de aşırı dünya sevgisinden yıkanması gerekir. Ağıza su
alınırken, onunla boş şeyleri anmamaya azmetmelidir. Yüz
yıkandığı zaman, yüzü Hak'tan başka şeylere çevirmemeye söz
vermelidir. Ayağı yıkarken, Hak yolda bulunma gayreti
pekiştirilmelidir.
Dış temizlik su ile, iç temizlik ise tövbe ile ve Hakk'ın
kapısına dönmekle mümkün olur.

Bedenin bütün uzuvlarına madden ve manen abdest
aldırmak gerekir. Bedene su ile nasıl ki abdest aldırıyorsak, her bir
uzvumuzu Yaratının rızasına uygun işler yaptırmak suretiyle
manevi abdestimizide almamız gerekmektedir.
Abdestin suyu günaha bakan gözleri, günahla kızaran yüzü
de arındırır. Ağzı abdest suyu ile çalkaladığımız zaman, bizi günaha
sokan kelimeler, bu kelimeleri oluşturan dil ve dişler pir-ü pak
olur. Başımızı mesh ettiğimizde zihnimizden geçen günahlar bir bir
dökülür. Kulaklara değen abdest suyu bu organın dikkat kesilip
dinlediği günahkar sözleri siler süpürür. Ve en nihayet bizi günahın
kapısına kadar yürüten ayaklarımızı yıkarız. Onlar da günahtan
kurtulmuş olur.
Yüce Rabbim abdestimizi en güzel şekilde alıp
ibadetlerimizi kendi rızasına uygun olarak yapmayı cümlemize
nasip etsin.

Bu Sunum İdris YAVUZYİĞİT Tarafında; “İhtiyar” Mevsılî,
“Bidayetu’l Müctehit” Ahmet İbn Rüşd El Kurtubi, “Büyük İslam İlmihali”
Ömer Nasuhi Bilmen (A. Fikri Yavuz), “İslam İlmihali” Lütfi Şentürk Ve
Seyfettin Yazıcı (Diyanet), “İlmihal” Heyet (TDV), “Delilleriyle İslam
İlmihali” Hamdi Döndüren, “Şafii İlmihali” Mehmet Keskin (Diyanet), “Din
Görevlisinin El Kitabı” Mevlüt Özcan, “Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr. Mehmet
DEMİRCİ; “Abdestin Fazileti Ve İbadetler Açısından Önemi” Ahmet ÜNAL;
“Abdestin Manası Ve Önemi” Mustafa Kutlu’ya Ait Kitap, Makale Ve Vaaz
Örneklerinden İstifade Edilmek Suretiyle Hazırlanmıştır.
Rabbim Eser Sahiplerinden Ölenlere Rahmetiyle, Yaşayanlara Lutuf
Ve Keremiyle Tecelli Eylesin Ve İki Cihan Saadeti İhsan Etsin.


Slide 38

Abdest Almanın Önemi
ve Fıkhi Boyutu
İdris YAVUZYİĞİT
[email protected]

Abdestin Önemi
Abdestin Tanımı
Abdest Çeşitleri
Abdestin Farzları
Abdestin Sünnetleri
Abdestin Adapları

Abdesti Bozan Durumlar

Abdestin Alınışı
Abdest Duaları
Fıkhi Sorular
Abdestin İç Anlamı

ABDEST

َ ْ ُ ْ ُ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َ
ُ ْ َ ٰ َّ
‫وة فاغ ِسلوا‬
‫يا ايها ال ٖذين امنوا ِاذا قمت ْم ِالى الصل‬
ِ
َ ‫ُو ُج‬
ْ‫وه ُك ْم َو َا ْي ِد َي ُك ْم ِا َلى ْاْلَ َرا ِْفق َو ْام َس ُحوا ب ُر ُؤس ُك ْم‬
ِ ِ
ِ
ْ َ ْ ُ َُ ََْ
َ
ْ
ْ
َ
‫وارجلكم ِالى الكعبي ِ ْن‬
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya
kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize
kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip,
topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)”.

(MÂİDE suresi 6.

ayet)

ABDEST

Bu âyet, teyemmüm âyeti olarak adlandırılır. Fakat
âyette abdestin farzları tesbit edilmektedir. Dolayısıyla bir
abdest âyeti olduğu şüphesizdir.
Şu kadar var ki, abdest bu âyet ile farz kılınmış değildir.
Çünkü abdest Mekke’de namazla beraber farz kılınmış ve
İslâm’da hiçbir zaman abdestsiz namaz kılınmamıştır.
Oysa bu âyet-i kerîme Medîne’de, hicretin 6. yılında,
Benî Mustalik Gazvesi’nde cereyan eden meşhur “İfk hâdisesi”
üzerine gece susuz bir yerde kalınıp abdest almak mümkün
olmadığından dolayı nâzil olmuştur.
Hz.Âişe vâlidemize münafıklar tarafından çirkin bir iftira
yapıldığı için bu olaya ifk (iftira) olayı denilmiştir.

ABDESTİN FAZİLETİ

َ َ َ َّ َ َ ْ
َ َََ َ
َ
ْ‫خ َط َاي ُاه من‬
ْ
َ
ْ ‫ خرجت‬، ‫من توضأ فأحـسن الوضـوء‬
ِ
َ
ْ َ َّ
ْ
َ
َ
ُ
‫تحت أظفا ِر ِْه‬
ِ ‫جس ِد ِه حتى تخرج ِمن‬
“Kim

güzelce abdest alırsa, o kimsenin
günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün
vücudundan çıkar.” (Riyasü’s-Salihin, 1028; Müslim, Tahâret 33)

ُْ َ ُ ُ ُّ
‫ر‬
» ‫يمان‬
ْ ِ ‫اإل‬
‫ر‬
«
‫ط‬
‫ش‬
‫و‬
‫ه‬
‫الط‬
ِ

Ebû Mâlik el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır.” (Riyasü’s-Salihin, 1033; Müslim, Tahâret 1)

َ ْ َ َّ َ ً ّ ُ َ
َ‫َّ ُ َّ ُ ْ َ ْ ن‬
َ
ْ
َ
‫القيام ِ ْة غرا محج ِلين ِمن ْآث ِار‬
‫« ِإن أمتي يدعو يوم‬
ِ
َ
َ
َ
َ
ُ
ُ
َ
َ
َ
ْ
ْ
ُ
ْ
ْ
ْ
َّ
» ‫ فليفعل‬، ‫من استطاع ِمنكم أن ْي ِطيل غرته‬
ِ
ِ ‫الوضوء ف‬
ٌ
. ‫متفق عليه‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’i:
“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde,

abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak
olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten
kimse bunu yapsın” buyururken işittim. (Riyazüs Salihin, abdestin fazileti, 1026;
Buhârî, Vudû‘ 3; Müslim, Tahâret 35)

Bu Hadis bizlere:
1. Abdesti farzlarına, sünnetlerine, müstehaplarına ve edeplerine riayet ederek
almak gerekir. Böyle yapmak müstehaptır.
2. Abdest, insanın yüzünü nurlandırır, el ve ayaklarını ağartır. Bu hem maddî hem
manevî anlamda böyledir.
3. Allah Teâlâ, kıyamet gününde ve mahşer yerinde yüzü nurlu, el ve ayakları parlak
olanlara özel muamelede bulunur. Çünkü bunlar sâlihler ve ibadet ehli mü’minlerdir.
4. Abdestte ayakları yıkamak asla terkedilmemelidir.

ABDESTİN FAZİLETİ

ُْ ُ ْ َ
ُْ َ ُ َْ ُ َُْ
ُ
ُ
ُ
ُ
» ‫الحلية ِمن اْلؤ ِم ِن ح ْيث يبلغ الوضـوء‬
ِ ‫« تبلغ‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Ben dostum sallallahu
aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:
“Mü’minin

nuru ve beyazlığı, abdest
suyunun ulaştığı yere kadar varır.” (Müslim, Tahâret 40)

َ َّ َ َ
ُ ُ
َ َُ
َ َ ُ ْ َ
ْ
َ
َ
ُّ‫كل‬
ْ ‫جه ِه‬
ِ ‫« ِإذا تو َضأ َالعبد اْل‬
ِ ‫سلم أ ِو اْلؤ َ ِمن فغسل َ ْوجهه خرجَ ِمن َو‬
َ َ
ْ
َ
ْ
ْ
َ
ْ
‫ َف ِإذا غسل يدي ِه‬، ‫اْلاء‬
‫اْلاء أو مع آ‬
‫خطيئة نظر ِإليها ِبعيني ِه مع‬
‫خر قط ِر‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ْ َ
َ ََ ُ
َ َ َ َ َ ُّ ُ
َ
ْ
ْ
ْ
َ
‫ط ِر‬
َْ ‫يديه كل خطيئ ٍة كان بطشتها يداه مع اْل ِاء أو مع ِآخر ق‬
‫ خرج ِمن‬،
ِ
َ َ
َ ُّ ُ ْ َ َ َ
َ
ْ‫ط َيئة َم َشتها رجاله مع اْلاء ْأو‬
ْ
َ
ِ
ِ
ٍ ْ ِ ‫ خرجت كل خ‬، ‫ ف ِإذا غسل ِرجلي ِه‬، ‫اْلاء‬
ِ
َ
ُّ
َ
ُ
َ
َ
ًّ
ُ
. ‫ حتى يخرج ن ِقيا ِمن الذن ْو ِب »رواه مسلم‬، ‫اْلاء‬
‫طر‬
‫ق‬
‫آخر‬
‫ع‬
‫م‬
ِ ِ ِ

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve
yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest
suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini
yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –
veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını
yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah
abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar.
Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (Müslim,
Tahâret 32; Tirmizî, Tahâret 2; Riyasü’s-Salihin, 1030)

َ ُ ْ ُ َّ َ َ ْ َّ
َ ْ َ ْ َ ْ َ َّ َ ُ ْ
ْ ُ َ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َّ
َ
‫ن‬
: » ‫ ِوددت أنا قد رأينا ِْإخواننا‬، ‫الحقو‬
‫نين ِوإنا ِإن شاء‬
‫« السالم عليكم دار ق ٍوم مؤ ِم‬
ِ ‫الله ِْبك َم‬
ِ
َ
ُْ َ َ َ ّ َ ُ َ ْ َ
َ َ ُ َ
َّ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
َ
َ
ُ
ْ
ْ
ْ
» ‫ وإخواننا َال َذين لم َ يأتوا بعد‬، ‫ « أنتم أصحابي‬: ‫ أولسنا ِإخوانك يا رسول الل ِه ؟ قال‬: ‫قالوا‬
ُ
َْ ْ َ ْ َ ُ ْ َ
َ َ َْ
ُ
ُ‫له‬
َ
ُ
َّ
َ
ُ
ْ
ْ
َّ
َ
ْ ‫ « أرأيت لو أن رجال‬: ‫ كيف تع ِرف من لم يأتوا بعد من أم َِتك يا رسول هللا ؟ فقال‬: ‫قالوا‬
ُ َ
َ
َ
َّ ُ
َ ‫حج َل ٌة ْبي‬
َّ ‫َخ ْي ٌل ُغ ٌّر ُم‬
ْ ‫ أال‬، ‫ظهر ْي َخ ْيل ُد ْهم ب ْهم‬
َ ‫ َق‬، ‫الل ِ ْه‬
ْ
‫ بلى يا رسول‬: ‫يع ِْر ُف َخ ْيل ُه ؟ » قالوا‬
‫ال‬
‫ن‬
ِ ٍ ٍ
ٍ
َ
ُ
ُ ‫َ َّ ُ ْ ْ ُ َن‬
َ
َ
ُ
َ
َّ
ُ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
ًّ
‫و‬
. ‫ ِ »ر اه مسلم‬
ِ ‫ «ف ِإنهم يأتو غرا محج ِلين ِمن الوض‬:
ِ ‫ وأنا فر ْطهم على الحو‬، ‫وء‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem kabristana geldi ve:

“Selâm size ey mü’minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız.
Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim” dedi. Ashâb-ı kirâm:
– Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah? dediler. Resûl-i Ekrem:
– “Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb:
– Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah’ın Resûlü?
dediler. Peygamber Efendimiz:
– “Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at
sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?” diye sordu. Sahâbe:
– Evet, tanır, ey Allah’ın Resûlü, dediler. Resûl-i Kibriyâ:
“İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler.
Ben havzın başına onlardan önce varacağım” buyurdular. (Müslim, Tahâret 39; Riyasü’sSalihin, 1031 )

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ
Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el suyu”
anlamına gelen abdest, belirli ibadetlerin ifasının ön şartı olan ve kendisi
de ibadet mahiyetinde görülen bir nevi hükmî temizliktir.
Arapça karşılığı güzellik, temizlik ve parlaklık anlamına gelen
“vudû”dur.
Fıkıhta abdest, “belli uzuvları usulüne uygun olarak su ile yıkamak
ve bazılarını da eldeki su ıslaklığı ile meshetmek” şeklindeki ibadet
temizliği olarak tarif edilir.(TDV, İslam İlmihali 1. cilt, s 195)
Fıkıh dilinde maddî kirlilikten temizlenme “necasetten taharet”
olarak anılır; hükmî kirlilik olan hadesten temizlik ise birer hükmi temizlik
usulleri olan abdest ve gusülle olur.

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ

Abdest ile ağız, diş, burun, el, yüz ve ayaklar gibi
kirlenmeye ve dışarıdan gelecek mikroplara en açık uzuvlar
günde birkaç defa su ile temizlenir.
Bu sayede vücudun sinir sistemi ve kan dolaşımı daha
düzenli hale gelir ve vücuda fizikî-tıbbî birçok fayda sağlar.
Abdest, namaz ibadetini ifa için yüce Allah'ın
huzuruna çıkacak müminin manevî ve ruhî hazırlık ve temizliği
de demektir.
Bu yüzden abdest, maddî temizlikle manevî temizliği
birleştirici, müslümana manevî yönden destek ve güç sağlayıcı
bir anlam ve öneme sahiptir.

ABDEST’İN HÜKMÜ / ÇEŞİTLERİ
1.

Farz Abdest:
1.
2.
3.
4.

Namaz Kılmak,
Cenaze Namazı Kılmak,
Tilâvet Ve Şükür Secdesi Yapmak,
Kur'an'a Dokunmak İçin Abdest Almak Farzdır.

Vacip Abdest: Kabe'yi Tavaf Etmek İçin Abdest Hanefilere Göre Vaciptir.
3. Mendup Abdest:
2.

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.

Yatmadan Önce Abdest Almak,
Vakit Namazları İçin Ayrı Ayrı Abdest Almak,
Kuran Okumak,
Dini Kitaplara Dokunmak,
Hadis Okumak,
Peygamberimizin Kabrini Ziyaret Etmek,
Arafat’ta Vakfa Yapmak,
Safa Ve Merve Arasında Say Yapmak,
Ezan Okumak,
Cenaze Yıkamak,
Her İşe Abdestli Olarak Başlamak,
Her Zaman Abdestli Bulunmak İçin Ve
Öfkelendikten,yalan Söyledikten Ve Gıybet Ettikten Sonra Abdest
Almak Mendup’dur.

ABDEST’İN MEZHEPLERE GÖRE FARZLARI
FARZLAR

HANEFİ

ŞAFİİ

MALİKİ

HNBELİ

YÜZÜ YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

KOLLARI YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

BAŞI MESH ETMEK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

AYAKLARI YIKAMA

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

NİYET ETMEK

SÜNNET

FARZ

FARZ

FARZ

TERTİBE RİAYET

SÜNNET

FARZ

SÜNNET

FARZ

MUVALAT

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

FARZ

BESMELE

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

OVARAK YIKAMAK

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

ABDEST’İN FARZLARI
1.

2.

3.

4.

Yüzü bir kere yıkamak (yüzün sınırları: saçın bittiği yerden kulak
yumuşağından çene altına kadar olan kısım. Sakal, bıyık ve kaşların altına
suyun ulaşması gerekir. Yüz yıkanırken sakal sık ise üstünü yıkamak
yeterlidir.)
Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak (abdest alırken parmaktaki
yüzüğün altına su alacak şekilde oynatılması, el, yüz ve ayakta bulunan ve
suyun deriye temasını önleyen maddelerin imkân dahilinde temizlenmesi
gerekir.)
Başın dörtte birini mesh etmek (dörtte birinin el içi su ıslaklığıyla mesh
edilmesi hanefîler'e göre yeterlidir. Başın “nâsiye” denilen ön tarafına
mesh edilmesi daha faziletlidir. Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Şâfiîler'e göre başın mesh miktarı daha azdır, bir saç teli. )
Ayakları topukları ile beraber bir kez yıkamak (suyun parmaklar arasına
ulaşması sağlanmalıdır. Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi su
ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.)

ABDEST’İN SÜNNETLERİ

1.
2.
3.
4.

Abdest almaya niyet etmek,
Başlarken besmele çekmek,
Elleri bileklerle birlikte üç defa yıkamak,
Ağız ve buruna su çekip iyi bir ağız ve burun temizliği
(mazmaza ve istinşak) yapmak,
5. Misvak kullanmak veya dişleri fırçalamak,
6. Sakalın içine su girmesini sağlamak,
7. El parmaklarını birbirine sokup ovuşturmak,
8. Başın tamamını elin ıslaklığıyla mesh etmek,
9. Boynu mesh etmek,
10. Abdest uzuvlarını yıkarken sıraya uymak,
11. Abdeste sağ uzuvlardan başlamak,
12. Uzuvları üçer defa yıkamak
13. Su ile iyice ovmak (delk),
14. Abdeste ara vermeden tamamlamak.

ABDEST’İN SÜNNETLERİ
1.
2.
3.
4.

5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.

Niyet etmek: “Niyet ettim, Allah rızası için abdest almaya” denilmesi müstehaptır.
Abdeste başlarken önce temiz olan elleri bileklere kadar yıkamak.
Abdeste “Eûzü” ve “besmele” ile başlamak.
Mazmaza ve İstinşak: Elleri yıkadıktan sonra önce üç defa ağıza su alınıp çalkalanması ve
dışarı atılmasına “mazmaza”, üç defa da burunun yumuşağına kadar su alınmasına ise
“istinşak” denilir. Ağız ve buruna her su almada, alınan su yenilenir.
Mazmaza ve istinşakta mübalağa etmek. Fakat oruçlu kimseler mübalağa yapmazlar.
Misvak Kullanmak
Tertibi gözetmek. Şâfiî ve Hanbelîlere göre farzdır.
Abdeste sağ taraflardan başlamak
Abdest uzuvlarını üçer defa yıkamak: Birer defası farz, diğerleri sünnettir. Üçten fazla veya
eksik yıkamak sünnete aykırıdır. Çoğu fakihlere göre başı bir defa meshetmek yeterlidir.
Abdestte elleri veya ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak. Parmakları hilâllemek.
Sakalı hilâllemek: Abdest alırken sık sakalı bulunanların sakallarını, parmaklarını sakalın içine
sokarak alt taraftan üst tarafa doğru hareket ettirmesine hilâlleme denir.
Başın tamamını bir su ile meshetmek: Buna “kaplama mesh” denir.
Kulakları meshetmek: Çoğu fakihlere göre, yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi
sünnettir.
Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile ovmak
Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamak. Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
Boynu meshetmek: Başı ve kulakları meshettikten sonra iki elin arkaları ile ve üçer parmakla
yeni bir su almaya gerek olmaksızın boyun meshedilir.

ABDEST’İN ADAPLARI
Abdestin Âdabından Maksat, Abdestin Farzlarının Ve Sünnetlerinin Daha Uygun
Şekilde Ve Ortamda, Mükemmel Bir Şekilde Yerine Getirilmesini Sağlamaktır.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.

12.
13.

Abdest Alırken -Mümkünse- Kıbleye Dönmek,
Abdest Sularını Vücuda Ve Elbiseye Sıçratmamak,
Dünya İşlerine İlişkin Konuşmamak,
Abdest Dualarını Veya Bildiği Dualardan Okumak,
Suyu Ölçülü Kullanmak,
Daha Vakit Girmeden Abdest Alıp Namaza Hazır Bulunmak,
Bir Özür Bulunmadıkça Abdestte Başkasından Yardım İstememek,
Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını Yoklamak, Suyu Dirsek Ve
Topukların Yukarılarına Kadar Ulaştırmak,
Nehir Veya Deniz Kenarında Bile Su İsrafından Kaçınmak,
Abdest Sonunda Kelime-i Şehâdet (Eşhedü Enlâ İlahe İllallah Ve Eşhedü Enne
Muhammeden Abdühû Ve Resûlüh) Getirmek,
Abdestten Artan Sudan Kıbleye Karşı Ayakta Bir Miktar İçmek Ve Bu Sırada;
“Allah’ım Beni Her Günah İşledikçe Tevbe Eden Ve Günahtan Kaçınıp Tertemiz
Bulunan Salih Kullarından Kıl” Diye Dua Etmek,
Abdestin Sonunda Bir, İki Veya Üç Defa Kadir Sûresi’ni Okumak,
Abdestten Sonra, Kerâhet Vakti Değilse İki Rekat Nafile Namaz Kılmak.

ABDEST’İ BOZAN DURUMLA
1. İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necasetin,
herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
2. Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir maddenin
çıkması. (Şâfıî ve mâlikîler'e göre bozmaz.) Vücuttan çıkan kan, irin ve sarı
su akmadığı veya çıktığı yerin çevresine dağılmadığı sürece abdesti bozmaz.
3. Ağız dolusu kusmak.
4. Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan
durumlar.
5. Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek.
6. Cinsî münasebet veya fahiş (aşırı) temas ve dokunma.
7. Mazeret halinin sona ermesi. Su bulamadığı için teyemmüm eden kimse suyu
bulunca, mest üzerine mesh yapan kimsenin -yolcu olanlara üç, yolcu
olmayanlara bir gün olarak tanınan- mesh süresi dolunca, özürlü kimse için
de namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur.
8. Hanefîler'in dışındaki üç mezhebe göre bir kimsenin kendi cinsel organına
temas da abdesti bozar.

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest suyunun elbiseye sıçramayacağı bir konum
alınır,
 Mümkünse kıbleye dönülür,
 Abdeste “eûzü” ve “besmele” çekilir,
 Niyet ve besmele ile abdeste başlayıp “niyet ettim, allah
rızası için abdest almaya” denir,
 Su ölçülü kullanılır, fazla açılmaz, israftan kaçınılır,
 Abdestte elleri parmak uçlarından başlanır,
 Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da
hilallenerek üç defa yıkanır,
 El, yüz ve ayakta bulunan ve suyun deriye temasını
önleyen cilt üzerindeki hamur, boya, sakız gibi
maddeler temizlenir,
 Parmakta yüzük varsa oynatılır,
 Misvak veya diş fırçası ile bunlar yoksa sağ elin
parmaklarıyla dişler temizlenir,
 Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile iyice ovarak
yıkanır

ABDESTİN ALINIŞI

 Ağız, Sağ El Avucuna Alınan Su İle Üç Defa
Çalkanıp iyice Temizlenir,
 Ağız Ve Buruna Her Su Almada, Alınan Su
Yenilenir.
 Üç Defa Da Burna Sağ El İle Su Çekilip Her
Defasında Burun Sol Elle Temizlenir.
 Oruçlu Olmayan Kimse Ağız Ve Burnun Her
Yerine Suyun İyice Ulaşmasını Sağlar.
 Mazmaza Ve İstinşakta Mübalağa Etmek Gerekir.
Fakat Oruçlu Kimseler Mübalağa Yapmazlar.
 Ağza su alırken “Allah’ım! Bana peygamberinin
kevser havuzundan, bir daha sonsuza kadar
susamayacağım bir kâse su ihsan buyur.” diye
duada bulunur,
 Burnu yıkarken de “Allah’ım! Beni nimetlerinin
ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum
bırakma.”der.

ABDESTİN ALINIŞI
 Üç Kere Yüz Yıkanır.
 Birer Defası Farz, Diğerleri Sünnettir. Üçten Fazla
Veya Eksik Yıkamak Sünnete Aykırıdır.
 Saçın Bittiği Yerden Kulak Yumuşağından Çene Altına
Kadar Olan Kısım Yıkanmalıdır.
 Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını
Yoklamak adaptandır,
 Sakal, Bıyık Ve Kaşların Altına Suyun Ulaşması
Gerekir.
 Abdest Alırken Sık Sakalı Bulunanların Sakallarını,
Parmaklarını Sakalın İçine Sokarak Alt Taraftan Üst
Tarafa Doğru Hareket Ettirmesi Gerekir, Adaptandır,
 Yüz Yıkanırken Sakal Sık İse Üstünü Yıkamak
Yeterlidir.
 Yüzü yıkarken “Allah’ım! Bazı yüzlerin beyazlanacağı,
bazı yüzlerin de kararacağı günde, benim yüzümü ak
kıl.” diyerek dua etmek abdest adaplarındandır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak farz
üçe tamamlamak sünnettir,
 Kolları yıkamaya sağ koldan başlanır, sol kolla
devam edilir,
 Suyu Dirseklerin dört parmak yukarısına Kadar
Ulaştırmak gerekir,
 Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamalıyız.
Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
 Kolları iyice ovarak yıkanır.
 Sağ kolu yıkarken “Allah’ım! Bana amel
defterimi sağ yanımdan ver ve benim hesabımı
kolay kıl!” diye dua edilir
 Sol kolu yıkarken “Ey Rabbim! Bana kitabımı sol
yanımdan ve arka yönden verme ve şiddetli bir
hesap ile sorguya çekme” diye dua edilir

ABDESTİN ALINIŞI











Başın dörtte birinin elin içinin su ile ıslatılıp mesh edilmesi
hanefîler'e göre yeterlidir.
Başın “nâsiye” denilen ön tarafına mesh edilmesi daha
faziletlidir.
Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Başın tamamını bir su ile meshetmeye “kaplama mesh” denir
ki bu şekilde mesh etmek sünnettir.
Baş mesh edilirken elin saçların dibine doğru sokulmasına
veya ileri geri hareket ettirilmesine gerek yoktur.
Başı meh ederken“ilâhi, beni rahmetinle yarlığa, benim
üzerime bereketinden indir.” Diye dua etmek uygundur.
Yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi sünnettir.
Küçük parmağımızı kulağımızın içeine doğru sokup baş
parmağımızla kulağımızın arkasını mesh etmek şeklinde
yapılır
Boynu meshetmek: başı ve kulakları meshettikten sonra iki
elin arkaları ile ve üçer parmakla yeni bir su almaya gerek
olmaksızın boyun meshedilir.
Ellerin parmak uçları ensede birbirine değerek boyna doğru
çekilmek suretiyle yapılır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Ayakları topukları ile beraber bir kez
yıkamak
farzdır,
üçe
tamamlanması
sünnettir.
 Suyun
parmaklar
arasına
ulaşması
sağlanmalıdır.
 Önce sağ sonra sol ayak, parmak uçlarından
başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dahil
olmak üzere yıkanır.
 Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.
 Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi
su ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.
 Ayakları yıkarken şöyle dua edilir: “Ya Rabbi!
Birtakım ayakların kayacağı günde, benim
ayaklarımı sırat üzerinde sâbit kıl!”

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest sonunda kelime-i şehâdet (eşhedü enlâ ilahe illallah
ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh) getirmek,
 Abdestten artan sudan kıbleye karşı ayakta bir miktar içmek
ve bu sırada; “allah’ım beni her günah işledikçe tevbe eden
ve günahtan kaçınıp tertemiz bulunan salih kullarından
kıl” diye dua edilir ve
 Abdestin sonunda bir, iki veya üç defa kadir sûresi’ni okunur,
 Abdestten sonra, kerâhet vakti değilse iki rekat nafile namaz
kılınır.

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR
Abdeste başlarken önce niyet edilir, sonra eûzü-besmele çekilir. Sonra da her
bir âzayı yıkarken şu duâlar okunur:

ً‫الم ُْنورا‬
َ ‫َا ْل َح ْم ُد ل ّله َّالذى َج َع َل ْاْلَ َاء َط ُهو ًرا َو ْا ِال ْس‬
ِ ِ

“Suyu temizleyici, İslâmı da nûr kılan Allah'a hamdolsun.”

َ‫َا ّلل ُه َّم َاع ّنى َعلى ت َال َوة ْال ُق ْران َوذ ْكر َك َو ُش ْْكر َك َو ُح ْسن ع َب َادتك‬
ِ ِ ِ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ ِ ِ

Ağıza su verirken:

“Ey Allahım, Kur'an okumak, seni zikir ve sana şükür etmek, sana olan ibâdeti
güzelleştirmek hususlarında bana yardım et!..”

َ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ ْ َ َ َ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
‫حة الن ِار‬
ْ ‫اللهم ا ِرحنى را ِئحة الجن ِة والت ِرحنى را ِئ‬

Buruna su verirken:

“Allahım, bana Cennet kokusunu duyur, Cehennem kokusunu hissettirme!”
Yüzü yıkarken:

ٌ‫س َو ُّد ُو ُجوه‬
ٌ ‫ض ُو ُج‬
ْْ ‫وه َو َت‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم َب ّي‬
ُّ ‫ض َو ْجهى َي ْو َم َت ْب َي‬
ِ

“Allahım, yüzlerin kiminin ak, kiminin kara olduğu o günde, benim yüzümü kara değil,
ak çıkar!”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ‫َا ّلل ُه َّم َا ْعطنى ك َتابى ب َيمينى َوح‬
ً‫اس ْبنى ِح َس ًْابا َيسيًا‬
ِ ِ
ِ
ِ ِ
Sağ kolu yıkarken:

“Allahım, kitâbımı sağımdan ver, hesabımı da kolay eyle!”

Sol kolunu yıkarken:
َْ
ّ َ
َ َ
َ
ُ
َ
َ
ْ
َ
َ
َ
ْ
َّ
ُ
‫اللهم ال تع ِطنى ِكتابى ِبيسارى وال ِمن ور ِاء ْظه ِرى‬
“Allahım, kitâbımı solumdan ve arkamdan verme.”

َ َ meshederken:
َ َّ َ َّ ُ ّ َ
َ
َ
َ‫ال ظ ّْل ا َّال ظ ُّل َع ْرشك‬Başı
َ
ْ
َ
ْ
ّ
ْ
ِ ِ ِ ِ ‫اللهم ا ِظلنى تحت ِظ ِل عر ِشك يوم‬
ِ
“Allahım, Arşının gölgesinden başka gölge olmadığı günde, beni Arşının gölgesinde
gölgelendir.”
Kulaklara meshederken:
َ
َ
َ
َّ
ُ‫ذين َي ْستم ُعو َن ْال َق ْو َل ْف َيتب ُعون ا ْح َس َنه‬
َ ‫اج َع ْلنى م َن َّال‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم‬
ِ
ِ
ِ
“Allahım, beni sözü dinleyip de en güzeline uyanlardan eyle.”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ َ ْ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
َ
َ
‫اللهم اع ِتق رقبتى ِمن الن ِار‬
Boynu mesh ederken:

“Allahım, boynumu Cehennem ateşinden âzâd eyle!”
Ayakları yıkarken:
ْ
َ
ْ
َ
َ‫َا ّلل ُه َّم َث ّب ْت َقد‬
ّ ‫مى َع َلى‬
ُ‫الص َراط َي ْو َم تز ُّْل فيه االق َدام‬
َّ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ

“Allahım, ayakların Sırat üstünde kaydığı günde, ayaklarımı sırat üstünde sâbit eyle,
kaydırma!..”
Abdest tekmil olduktan sonra abdest suyundan içilir ve bu dua okunur:

َ‫اج َع ْلنى م ْن ع َْبادك‬
َّ ‫اج َع ْلنى م َن‬
َ ‫ن ْاْلُ َت َط ّهر‬
َْ ‫اج َع ْلنى م‬
ْ ‫ين َو‬
ْ ‫الت َّواب َين َو‬
ْ ‫َا َّلل ُه َّم‬
ِ ِ ِ ِ
َ‫َ ِ ِ َ َ ْ َ ْ ِ َ َّ ِ َ ِ َ َ ْ ٌ َِ َ ِ ْ ْ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ن‬
ْ ‫الصا ِل ِحين واجعل ِنى ِمن ال ِذين الخوف علي ِه ْم والهم يحزنو‬

“Allahım! Beni çok tevbe edenlerden, temizliğe çok dikkat edenlerden, salih kullarından
ve kendileri için korku ve hüznün olmadığı kimselerden eyle.”

Abdest sonunda “Kelime-i Şehâdet” (eşhedü enlâ ilahe illallah ve eşhedü enne
muhammeden abdühû ve resûlüh) getirilir. Bununla birlikte bir, iki veya üç defa
“Kadir” sûresi yada “Ayetel Kürsi” okunur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest uzuvlarında yara veya hastalık bulunması halinde nasıl abdest alınır?
Abdest uzuvlarından birinde yara veya hastalık bulunan kişi, bu organın
yıkanması zarar verecekse, yıkamayıp ıslak elle mesheder. Mesh edilmesinin de zarar
vermesi durumunda, bu da terk edilir. Bu rahatsızlık abdest veya gusül uzuvlarının
çoğunluğunda ise, abdest veya gusül yerine teyemmüm edilir.
Özürlü nasıl abdest alır, özrü sebebiyle elbisesine bulaşan necasetin hükmü nedir?
Özürlüler, her vakit için abdest alır ve mazeret teşkil eden rahatsızlığından
başka abdest bozan bir hal meydana gelmedikçe, bu abdestle o vakit içerisinde dilediği
gibi namaz kılar, Kur’an-ı Kerim okur ve diğer ibadetlerini yaparlar. Namaz vaktinin
çıkmasıyla veya başka abdest bozan bir halin meydana gelmesiyle özürlü kimsenin
abdesti bozulur.
Kişiyi özürlü kılan hal, bir namaz vakti boyunca hiç meydana gelmezse, özür
ortadan kalkmış olur ve o kimse özür sahibi olmaktan çıkar.
Özürlü kimseden akan kan, irin, idrar gibi şeylerin çamaşıra bulaşması halinde,
bundan kaçınılması mümkün değil ve temizlendiğinde tekrar bulaşacaksa çamaşır
yıkanmadan namaz kılınabilir. Fakat elbiseye tekrar bulaşmayacaksa, yıkanması gerekir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Bedeninde veya bir uzvunda sargı ya da yara bulunan kimse nasıl abdest alır?
Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık veya yaradan dolayı sargı
bulunduğunda, abdest alırken veya guslederken bu sargı çözülerek altı yıkanır ve yaranın
üstü mesh edilir. Ancak sargının çözülmesinin zararlı olması hâlinde çözülmeyip üzerine
mesh edilebilir. Sargı üzerine meshin meşruluğu sünnetle sabittir. Hz. Ali (r.a.) şöyle
demiştir: “Bileklerimden biri kırılmıştı. Peygamber (s.a.s.)’e sordum, O da sargıların
üzerine mesh etmemi emretti.“ (İbn Mace, Taharet, 134.)
Sargının bir defa mesh edilmesi yeterlidir. Yapılan bu mesh ile, o uzuv hükmen
yıkanmış olur. Sargının abdestsiz veya cünüp iken sarılmış olması meshe engel olmadığı
gibi, sargı üzerine meshin belirli bir süresi de yoktur; yara veya kırık iyileşinceye kadar
aynı sargı üzerine mesh edilebilir. Üzerine mesh ettikten sonra sargının değiştirilmesi veya
düşmesi hâlinde, mesh bozulmaz; iade edilmesi de gerekmez. Ancak, yaranın iyileşmesi
hâlinde, sargı açılmış olsun veya olmasın, mesh bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Tedavi maksadı ile cilde sürülen ilaç vb. maddeler abdeste engel olur mu?
Abdest alırken yıkanması gereken bir organın üzerine tedavi maksadı ile
merhem vb. bir madde sürülmüşse; su zarar vermiyorsa abdest alırken bu organın
yıkanması gerekir. Eğer yıkamak zarar veriyorsa ıslak elle üzerine mesh edilir.
Mesh etmek de zararlı ise o da terk edilir. Çünkü dinimiz zaruretler hâlinde
yasakları mübah kılmış, kişiye kaldıramayacağı yükü yüklememiş, zorluğun giderilmesini
ilke edinmiştir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Diş doldurtmak veya kaplatmak abdest ve gusle engel olur mu?
Tedavi amacıyla diş doldurmak veya kaplatmak caiz olup abdest ve guslün
sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak çıkarılıp takılabilen/sabit olmayan dişlerin gusül
abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması gerekir.
Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de kaplandıktan sonra,
dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı hükmünü alır. Bu sebeple, ağız yıkanınca,
kaplama yapılan dişler de yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi, gerektiğinde tedavi amaçlı
olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve abdest ya da gusül alıp, ibadetlerini
yapabilir.
Yapılan bu işlem tedavi amaçlı ve zorunlu olduğundan, mezhepler arasında bir
ihtilaf söz konusu değildir. Diş dolgusu veya kaplaması konusundaki ihtilaflar, guslün veya
abdestin geçerli olup olmayacağı konusuyla alakalı bir durum değildir. Çıkan dişin yerine
bağlandığında kullanılan tel veya başka bir madde, çok sıkı bağlanacağı için, suyun altına
girmesine engel olur. Buna rağmen fukaha, kopan dişi yerine bağlatmanın caiz olduğunda
görüş birliği içindedirler.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

İdrar torbası kullanmak zorunda olan hastaların abdesti bozulmuş olur mu?
Devamlı burun kanaması, idrarı tutamama, kusma, yaranın devamlı kanaması,
kadınlardaki akıntı gibi abdesti bozan ve en az bir namaz vakti süresince devam eden ve
her namaz vaktinde tekrarlanan bedenî rahatsızlıklara özür/mazeret, böyle kimselere de
özür sahibi kimse denilir.
Buna göre; kendisinden devamlı idrar geldiği için idrar torbası kullanmak
zorunda olan hastalar, dinî açıdan özür sahibi konumundadırlar. Özür sahipleri, her namaz
için vakit çıktığında abdest almak suretiyle namazlarını kılarlar.
Bu abdestle vakit içinde diledikleri kadar farz veya nafile namaz kılabilirler.
Ancak mümkün olduğunca namaza başlamadan önce torbadaki idrarın boşaltılmış
olmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle abdeste başlamadan önce idrar torbası
boşaltılmalıdır. Şu kadar var ki, vakit namazı için abdest alındıktan sonra, torba içinde
biriken idrar ile kılınan namaz geçerlidir. Bu özürleri dışında abdesti bozan başka bir hal
olmadıkça, vakit içinde abdestleri devam eder, vakit çıkınca bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan bir kadın teyemmüm ederek namazını
kılabilir mi?
Yalnızca erkeklerin veya hem erkeklerin hem de kadınların bulunduğu bir
ortamda gusül abdesti almak durumunda kalan bir kadın gusül abdestini tehir eder.
Dolayısıyla, suyu kullanmaktan aciz olduğu için teyemmüm ederek namazını kılar.
Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan kadın ise, namaz vaktinin sonlarına
kadar bekler. Eğer vaktin çıkacağından korkarsa teyemmüm ederek, namazını kılar. Ancak
o namazı iade eder .

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Su mevcut olduğu halde abdest alıncaya kadar namaz vaktinin çıkmasından endişe
eden kişi teyemmümle namaz kılabilir mi?
Abdest alma imkânı varken, cuma namazı ve vakit namazları gibi vaktinde
kılınamadığı zaman kaza edilen namazların, vaktin çıkacağı endişesi ile teyemmüm ederek
kılınması caiz değildir. Zira abdest alındığı takdirde bu namazlara yetişilemezse, cuma
namazı yerine öğle namazı, vakit namazı yerine kaza namazı kılınır.
Maliki Mezhebi’ne göre, su ile abdest alma imkânı var iken, abdest veya gusül
alındığı takdirde beş vakit namazdan birinin vakti geçecek ise bu namaz teyemmüm
ederek kılınır.
Varis çorabı üzerine mesh yapılabilir mi?
Varis hastalığından dolayı ayağa giyilmesi gereken özel çoraplar, kırık, çıkık
üzerindeki sargı hükmün dedir. (İbn Mace,Taharet,134.) Bu itibarla, varis çorapları
üzerine meshedilmesinde bir sakınca yoktur

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Kol ve bacakları olmayan kimsenin abdesti eksik olur mu?
Yüce Allah din konusunda bize hiçbir zorluk yüklememiştir. (Hacc, 22ı78.)
“Köre, topala da vebal ve hastaya güçlük yoktur.“ (Fetih, 48ı17.) anlamındaki
ayetler buna delildir. İnsanlar ancak yapabileceklerinden sorumludurlar.
Hastalığı veren de yükümlülükle ri yükleyen de Allah’tır. Dolayısıyla kişi gücü
neye yetiyorsa onu yapmakla mükelleftir. Kol ve bacakları olmayan kişiden abdestte bu
organları yıkama yükümlülüğü düşer. Ancak bu kimsenin, bu özründen dolayı namaz
yükümlülüğü düşmez.
Kendisine abdest aldıracak yardımcı birileri yoksa ve kendisi de bir şekilde
abdest alma yöntemi bulamazsa, yüzünün iki yanını toprak veya toprak cinsinden bir şeye
dokundurarak teyemmüm eder. Elleri ve kolları olmayan veya kesilmiş olan kimse yalnız
yüzünü yere sürerek teyemmüm yapar.
Eğer yüzünde bir yara veya özür varsa teyemmüm etmeksizin namazı kılar. Bu
imkâna da sahip değilse, namazını yapabildiği şekilde ima ile kılar. Özürlü bir kimse, ancak
kendisi gibi özürlü birisine namaz kıldırabilir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Saç boyası, kına, ruj, oje, jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani
midir?
Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa,
abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması
gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken
uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır.
Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan
maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce
giderilmesi gerekir. Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşturmayan saç boyası,
kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Tuvalette abdest alınabilir mi?
Tuvalette abdest alınmasında bir sakınca yoktur. Ancak böyle yerlerde
besmele, zikir ve duaların içten söylenmesi uygun olur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest ve gusülün tam olup olmadığı konusundaki vesveseye
itibar edilir mi?
Vesvese, çeşitli sebeplerle insanın yaşadığı kararsızlık,
şüphe ve kuruntu halidir. Vesvese sebebi ile, gusül ve abdestin
tekrarlanması gerekmez. Vesvese gelse bile abdest ve gusle devam
edilmelidir.
Kişi vesveseye itibar etmemeye çalışmalı, içe doğan şüphe
ve tereddüt hallerinin asılsız olduğunu kendine telkin etmeli,
ayrıca zaman zaman Felak ve Nas Surelerini, anlamlarını da
düşünerek okumalıdır.
Güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest ve gusül alınır mı?
Güneş enerjisi ile ısıtılan su ile, temiz olmak kaydıyla, abdest almak
ve gusletmekte dinen bir sakınca yoktur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAKTA GEREKLİDİR
İyi veya kötü hareketleri organlarımızla yaparız. El işler yapar, yıkar ve
yazar; ağız yer içer, iyi ve kötü sözler söyler, konuşur; burun koklar, gözler görür,
kollar saldırır ve yakalar; kulaklar işitir ve dinler; ayaklar ise bizi pek çok yere
götürür. Bütün bunlar zaman zaman günah ve yasak sınırını aşabilir.
İşte abdest sırasında içimizden geçireceğimiz dualarla, söz konusu
edilen olumsuz hareketlerin etkisinden kurtulmaya çalışabiliriz. Abdest alacak
kimse önce niyet eder. Bu bir rûhî-mânevî hazırlıktır. Hakk'ın huzuruna çıkmaya
niyet etmek ve hazırlanmak demektir. Sonra besmele çekerek ve Allah'ın
yardımını dileyerek abdeste başlar.
Abdest alan insan samimî bir dille ve içten bir duyguyla, eksiklik ve
hatalarını Hakk'ın huzurunda itiraf edip, bunları yıkamasını ve silmesini kulluğa
yakışan bir tavırla O'na arz eder, duasının kabulü için yalvarıp yakarır. Böylece
bilinci ve içtenliği ölçüsünde ruhen temizlenip arınmış bir halde huzura varmaya,
namaza durmaya hazır hâle gelir.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Su nasıl maddî kirleri temizliyorsa, tövbe de manevî kirleri yok eder
diye düşünerek abdest organlarımı yıkamalıyım. Halkın gördüğü yer olan
bedenimi ve elbisemi temiz tutar da Hakk'ın nazar ettiği yer olan kalbimi
tertemiz tutmazsam yanlış yapmış olurum diye inanmalıyım. Bedenim gibi
kalbimi de kötü ve kirli şeylerden arındırmaya çalışmalıyım şuurunda bir abdes
gerçek mahiyeti ile abdest olmuş olur.
Şemsî'nin dediği gibi: " Pâdişah konmaz saraya hâne mâmur
olmadan.” önce hanemizi mamur hale getirelim kalbimizi tezkiye edlim sonra
organlarımızı temizleyeli.
Yûnus Emre söylüyor: " Tanla durup başın kaldır ellerini suya daldır /
Hem şeytanın boynunu vur hem nefs dahi ölse gerek." (“Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr.
Mehmet Demirci)

Beyazid-i Bistâmî şöyle dermiş: "Ne zaman dünya düşüncesi
gönlümden geçse abdest alırım; âhiret düşüncesi geçince de gusül yaparım."

Prof. Dr. Mehmet Demirci hocamızın Altınoluk dergisinde yayınlanmış olan “Abdestin
İç Anlamı” isimli makalesinde Gönül ehli kimseler iç anlam olarak abdestin ve temizliğin beş
derecesinden söz ettiklerini belitir ve bunları İçten dışa doğru şöylece sıralar:

1. Rûhun abdesti: Rûhun, hayvanlık seviyesine ait bilgisizlikten ve Allah'tan gayri
şeyleri görme gafletinden arınmasıdır. Ruh Allah'tan gayrı şeyleri görmekten arınsa,
Gaffar olan Allah'ın nûru onu kuşatır. Kötü düşüncelerini temizlese takvâ elbisesine
kavuşur. Nefsin tezkiye ederse iç huzuruna ve itmi'nâna ulaşır.
2. Sırrın abdesti: Burada "sır", rûhun rûhu demek olup; onun abdesti gösterişten (riyâ),
arzu ve isteklerin esiri olmaktan, kendini beğenmişlikten, baş olma tutkusundan, aşırı
dünya isteği ve mevki sahibi olma ihtirasından arınmaktır. Bunun neticesinde ihlâs nûru
ortaya çıkar. Dünya sevgisinden arınırsa âhiret sevgisi doğar.
3. Kalbin ve gönlün abdesti: İki yüzlülük, bozgunculuk ve kötü ahlâktan uzak durmaktır.
Büyüklenme yıkanınca, alçak gönüllük doğar. Çekememezlik kirleri yıkansa, iyilik;
düşmanlık yıkansa, Allah sevgisi görünür.
4. Dilin abdesti: Yalan, dedi-kodu, iftira ve boş sözden, insanların ayıplarını merak
etmekten ve gizli hallerini ortaya çıkarmaktan, faydasız konuşmaktan uzak durmaktır.
Yalan ve koğuculuk yıkansa, doğruluk ve vefâ doğar. İftira ve itham etme yıkansa, sevgi
görülür. Faydasız ve boş söz bırakılsa yararlı şeyler konuşulur veya Allah'ın adı anılır.
5. Zâhir abdesti: Bu, bildiğimiz abdesttir. Neticesinde Abdest alan kimsenin yüzünü
yıkaması, mahşer günü yüzünün nurlu olmasına yol açar. Kolunu yıkayınca cömertlik
nurları hasıl olur. Ayrıca amel defterinin sağ eline verilmesi gibi bir lûtfa erişir. Ayağını
yıkayınca, âhiretteki manevî engelleri kolaylıkla geçme imkânı doğmuş olur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Abdest alırken gerçekleşen dış temizliğin, iç temizliği ile
birlikte gelişmesi için şunlar da tavsiye edilir: Eller yıkanırken
kalbin de aşırı dünya sevgisinden yıkanması gerekir. Ağıza su
alınırken, onunla boş şeyleri anmamaya azmetmelidir. Yüz
yıkandığı zaman, yüzü Hak'tan başka şeylere çevirmemeye söz
vermelidir. Ayağı yıkarken, Hak yolda bulunma gayreti
pekiştirilmelidir.
Dış temizlik su ile, iç temizlik ise tövbe ile ve Hakk'ın
kapısına dönmekle mümkün olur.

Bedenin bütün uzuvlarına madden ve manen abdest
aldırmak gerekir. Bedene su ile nasıl ki abdest aldırıyorsak, her bir
uzvumuzu Yaratının rızasına uygun işler yaptırmak suretiyle
manevi abdestimizide almamız gerekmektedir.
Abdestin suyu günaha bakan gözleri, günahla kızaran yüzü
de arındırır. Ağzı abdest suyu ile çalkaladığımız zaman, bizi günaha
sokan kelimeler, bu kelimeleri oluşturan dil ve dişler pir-ü pak
olur. Başımızı mesh ettiğimizde zihnimizden geçen günahlar bir bir
dökülür. Kulaklara değen abdest suyu bu organın dikkat kesilip
dinlediği günahkar sözleri siler süpürür. Ve en nihayet bizi günahın
kapısına kadar yürüten ayaklarımızı yıkarız. Onlar da günahtan
kurtulmuş olur.
Yüce Rabbim abdestimizi en güzel şekilde alıp
ibadetlerimizi kendi rızasına uygun olarak yapmayı cümlemize
nasip etsin.

Bu Sunum İdris YAVUZYİĞİT Tarafında; “İhtiyar” Mevsılî,
“Bidayetu’l Müctehit” Ahmet İbn Rüşd El Kurtubi, “Büyük İslam İlmihali”
Ömer Nasuhi Bilmen (A. Fikri Yavuz), “İslam İlmihali” Lütfi Şentürk Ve
Seyfettin Yazıcı (Diyanet), “İlmihal” Heyet (TDV), “Delilleriyle İslam
İlmihali” Hamdi Döndüren, “Şafii İlmihali” Mehmet Keskin (Diyanet), “Din
Görevlisinin El Kitabı” Mevlüt Özcan, “Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr. Mehmet
DEMİRCİ; “Abdestin Fazileti Ve İbadetler Açısından Önemi” Ahmet ÜNAL;
“Abdestin Manası Ve Önemi” Mustafa Kutlu’ya Ait Kitap, Makale Ve Vaaz
Örneklerinden İstifade Edilmek Suretiyle Hazırlanmıştır.
Rabbim Eser Sahiplerinden Ölenlere Rahmetiyle, Yaşayanlara Lutuf
Ve Keremiyle Tecelli Eylesin Ve İki Cihan Saadeti İhsan Etsin.


Slide 39

Abdest Almanın Önemi
ve Fıkhi Boyutu
İdris YAVUZYİĞİT
[email protected]

Abdestin Önemi
Abdestin Tanımı
Abdest Çeşitleri
Abdestin Farzları
Abdestin Sünnetleri
Abdestin Adapları

Abdesti Bozan Durumlar

Abdestin Alınışı
Abdest Duaları
Fıkhi Sorular
Abdestin İç Anlamı

ABDEST

َ ْ ُ ْ ُ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َ
ُ ْ َ ٰ َّ
‫وة فاغ ِسلوا‬
‫يا ايها ال ٖذين امنوا ِاذا قمت ْم ِالى الصل‬
ِ
َ ‫ُو ُج‬
ْ‫وه ُك ْم َو َا ْي ِد َي ُك ْم ِا َلى ْاْلَ َرا ِْفق َو ْام َس ُحوا ب ُر ُؤس ُك ْم‬
ِ ِ
ِ
ْ َ ْ ُ َُ ََْ
َ
ْ
ْ
َ
‫وارجلكم ِالى الكعبي ِ ْن‬
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya
kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize
kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip,
topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)”.

(MÂİDE suresi 6.

ayet)

ABDEST

Bu âyet, teyemmüm âyeti olarak adlandırılır. Fakat
âyette abdestin farzları tesbit edilmektedir. Dolayısıyla bir
abdest âyeti olduğu şüphesizdir.
Şu kadar var ki, abdest bu âyet ile farz kılınmış değildir.
Çünkü abdest Mekke’de namazla beraber farz kılınmış ve
İslâm’da hiçbir zaman abdestsiz namaz kılınmamıştır.
Oysa bu âyet-i kerîme Medîne’de, hicretin 6. yılında,
Benî Mustalik Gazvesi’nde cereyan eden meşhur “İfk hâdisesi”
üzerine gece susuz bir yerde kalınıp abdest almak mümkün
olmadığından dolayı nâzil olmuştur.
Hz.Âişe vâlidemize münafıklar tarafından çirkin bir iftira
yapıldığı için bu olaya ifk (iftira) olayı denilmiştir.

ABDESTİN FAZİLETİ

َ َ َ َّ َ َ ْ
َ َََ َ
َ
ْ‫خ َط َاي ُاه من‬
ْ
َ
ْ ‫ خرجت‬، ‫من توضأ فأحـسن الوضـوء‬
ِ
َ
ْ َ َّ
ْ
َ
َ
ُ
‫تحت أظفا ِر ِْه‬
ِ ‫جس ِد ِه حتى تخرج ِمن‬
“Kim

güzelce abdest alırsa, o kimsenin
günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün
vücudundan çıkar.” (Riyasü’s-Salihin, 1028; Müslim, Tahâret 33)

ُْ َ ُ ُ ُّ
‫ر‬
» ‫يمان‬
ْ ِ ‫اإل‬
‫ر‬
«
‫ط‬
‫ش‬
‫و‬
‫ه‬
‫الط‬
ِ

Ebû Mâlik el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır.” (Riyasü’s-Salihin, 1033; Müslim, Tahâret 1)

َ ْ َ َّ َ ً ّ ُ َ
َ‫َّ ُ َّ ُ ْ َ ْ ن‬
َ
ْ
َ
‫القيام ِ ْة غرا محج ِلين ِمن ْآث ِار‬
‫« ِإن أمتي يدعو يوم‬
ِ
َ
َ
َ
َ
ُ
ُ
َ
َ
َ
ْ
ْ
ُ
ْ
ْ
ْ
َّ
» ‫ فليفعل‬، ‫من استطاع ِمنكم أن ْي ِطيل غرته‬
ِ
ِ ‫الوضوء ف‬
ٌ
. ‫متفق عليه‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’i:
“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde,

abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak
olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten
kimse bunu yapsın” buyururken işittim. (Riyazüs Salihin, abdestin fazileti, 1026;
Buhârî, Vudû‘ 3; Müslim, Tahâret 35)

Bu Hadis bizlere:
1. Abdesti farzlarına, sünnetlerine, müstehaplarına ve edeplerine riayet ederek
almak gerekir. Böyle yapmak müstehaptır.
2. Abdest, insanın yüzünü nurlandırır, el ve ayaklarını ağartır. Bu hem maddî hem
manevî anlamda böyledir.
3. Allah Teâlâ, kıyamet gününde ve mahşer yerinde yüzü nurlu, el ve ayakları parlak
olanlara özel muamelede bulunur. Çünkü bunlar sâlihler ve ibadet ehli mü’minlerdir.
4. Abdestte ayakları yıkamak asla terkedilmemelidir.

ABDESTİN FAZİLETİ

ُْ ُ ْ َ
ُْ َ ُ َْ ُ َُْ
ُ
ُ
ُ
ُ
» ‫الحلية ِمن اْلؤ ِم ِن ح ْيث يبلغ الوضـوء‬
ِ ‫« تبلغ‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Ben dostum sallallahu
aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:
“Mü’minin

nuru ve beyazlığı, abdest
suyunun ulaştığı yere kadar varır.” (Müslim, Tahâret 40)

َ َّ َ َ
ُ ُ
َ َُ
َ َ ُ ْ َ
ْ
َ
َ
ُّ‫كل‬
ْ ‫جه ِه‬
ِ ‫« ِإذا تو َضأ َالعبد اْل‬
ِ ‫سلم أ ِو اْلؤ َ ِمن فغسل َ ْوجهه خرجَ ِمن َو‬
َ َ
ْ
َ
ْ
ْ
َ
ْ
‫ َف ِإذا غسل يدي ِه‬، ‫اْلاء‬
‫اْلاء أو مع آ‬
‫خطيئة نظر ِإليها ِبعيني ِه مع‬
‫خر قط ِر‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ْ َ
َ ََ ُ
َ َ َ َ َ ُّ ُ
َ
ْ
ْ
ْ
َ
‫ط ِر‬
َْ ‫يديه كل خطيئ ٍة كان بطشتها يداه مع اْل ِاء أو مع ِآخر ق‬
‫ خرج ِمن‬،
ِ
َ َ
َ ُّ ُ ْ َ َ َ
َ
ْ‫ط َيئة َم َشتها رجاله مع اْلاء ْأو‬
ْ
َ
ِ
ِ
ٍ ْ ِ ‫ خرجت كل خ‬، ‫ ف ِإذا غسل ِرجلي ِه‬، ‫اْلاء‬
ِ
َ
ُّ
َ
ُ
َ
َ
ًّ
ُ
. ‫ حتى يخرج ن ِقيا ِمن الذن ْو ِب »رواه مسلم‬، ‫اْلاء‬
‫طر‬
‫ق‬
‫آخر‬
‫ع‬
‫م‬
ِ ِ ِ

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve
yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest
suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini
yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –
veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını
yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah
abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar.
Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (Müslim,
Tahâret 32; Tirmizî, Tahâret 2; Riyasü’s-Salihin, 1030)

َ ُ ْ ُ َّ َ َ ْ َّ
َ ْ َ ْ َ ْ َ َّ َ ُ ْ
ْ ُ َ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َّ
َ
‫ن‬
: » ‫ ِوددت أنا قد رأينا ِْإخواننا‬، ‫الحقو‬
‫نين ِوإنا ِإن شاء‬
‫« السالم عليكم دار ق ٍوم مؤ ِم‬
ِ ‫الله ِْبك َم‬
ِ
َ
ُْ َ َ َ ّ َ ُ َ ْ َ
َ َ ُ َ
َّ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
َ
َ
ُ
ْ
ْ
ْ
» ‫ وإخواننا َال َذين لم َ يأتوا بعد‬، ‫ « أنتم أصحابي‬: ‫ أولسنا ِإخوانك يا رسول الل ِه ؟ قال‬: ‫قالوا‬
ُ
َْ ْ َ ْ َ ُ ْ َ
َ َ َْ
ُ
ُ‫له‬
َ
ُ
َّ
َ
ُ
ْ
ْ
َّ
َ
ْ ‫ « أرأيت لو أن رجال‬: ‫ كيف تع ِرف من لم يأتوا بعد من أم َِتك يا رسول هللا ؟ فقال‬: ‫قالوا‬
ُ َ
َ
َ
َّ ُ
َ ‫حج َل ٌة ْبي‬
َّ ‫َخ ْي ٌل ُغ ٌّر ُم‬
ْ ‫ أال‬، ‫ظهر ْي َخ ْيل ُد ْهم ب ْهم‬
َ ‫ َق‬، ‫الل ِ ْه‬
ْ
‫ بلى يا رسول‬: ‫يع ِْر ُف َخ ْيل ُه ؟ » قالوا‬
‫ال‬
‫ن‬
ِ ٍ ٍ
ٍ
َ
ُ
ُ ‫َ َّ ُ ْ ْ ُ َن‬
َ
َ
ُ
َ
َّ
ُ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
ًّ
‫و‬
. ‫ ِ »ر اه مسلم‬
ِ ‫ «ف ِإنهم يأتو غرا محج ِلين ِمن الوض‬:
ِ ‫ وأنا فر ْطهم على الحو‬، ‫وء‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem kabristana geldi ve:

“Selâm size ey mü’minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız.
Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim” dedi. Ashâb-ı kirâm:
– Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah? dediler. Resûl-i Ekrem:
– “Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb:
– Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah’ın Resûlü?
dediler. Peygamber Efendimiz:
– “Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at
sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?” diye sordu. Sahâbe:
– Evet, tanır, ey Allah’ın Resûlü, dediler. Resûl-i Kibriyâ:
“İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler.
Ben havzın başına onlardan önce varacağım” buyurdular. (Müslim, Tahâret 39; Riyasü’sSalihin, 1031 )

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ
Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el suyu”
anlamına gelen abdest, belirli ibadetlerin ifasının ön şartı olan ve kendisi
de ibadet mahiyetinde görülen bir nevi hükmî temizliktir.
Arapça karşılığı güzellik, temizlik ve parlaklık anlamına gelen
“vudû”dur.
Fıkıhta abdest, “belli uzuvları usulüne uygun olarak su ile yıkamak
ve bazılarını da eldeki su ıslaklığı ile meshetmek” şeklindeki ibadet
temizliği olarak tarif edilir.(TDV, İslam İlmihali 1. cilt, s 195)
Fıkıh dilinde maddî kirlilikten temizlenme “necasetten taharet”
olarak anılır; hükmî kirlilik olan hadesten temizlik ise birer hükmi temizlik
usulleri olan abdest ve gusülle olur.

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ

Abdest ile ağız, diş, burun, el, yüz ve ayaklar gibi
kirlenmeye ve dışarıdan gelecek mikroplara en açık uzuvlar
günde birkaç defa su ile temizlenir.
Bu sayede vücudun sinir sistemi ve kan dolaşımı daha
düzenli hale gelir ve vücuda fizikî-tıbbî birçok fayda sağlar.
Abdest, namaz ibadetini ifa için yüce Allah'ın
huzuruna çıkacak müminin manevî ve ruhî hazırlık ve temizliği
de demektir.
Bu yüzden abdest, maddî temizlikle manevî temizliği
birleştirici, müslümana manevî yönden destek ve güç sağlayıcı
bir anlam ve öneme sahiptir.

ABDEST’İN HÜKMÜ / ÇEŞİTLERİ
1.

Farz Abdest:
1.
2.
3.
4.

Namaz Kılmak,
Cenaze Namazı Kılmak,
Tilâvet Ve Şükür Secdesi Yapmak,
Kur'an'a Dokunmak İçin Abdest Almak Farzdır.

Vacip Abdest: Kabe'yi Tavaf Etmek İçin Abdest Hanefilere Göre Vaciptir.
3. Mendup Abdest:
2.

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.

Yatmadan Önce Abdest Almak,
Vakit Namazları İçin Ayrı Ayrı Abdest Almak,
Kuran Okumak,
Dini Kitaplara Dokunmak,
Hadis Okumak,
Peygamberimizin Kabrini Ziyaret Etmek,
Arafat’ta Vakfa Yapmak,
Safa Ve Merve Arasında Say Yapmak,
Ezan Okumak,
Cenaze Yıkamak,
Her İşe Abdestli Olarak Başlamak,
Her Zaman Abdestli Bulunmak İçin Ve
Öfkelendikten,yalan Söyledikten Ve Gıybet Ettikten Sonra Abdest
Almak Mendup’dur.

ABDEST’İN MEZHEPLERE GÖRE FARZLARI
FARZLAR

HANEFİ

ŞAFİİ

MALİKİ

HNBELİ

YÜZÜ YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

KOLLARI YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

BAŞI MESH ETMEK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

AYAKLARI YIKAMA

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

NİYET ETMEK

SÜNNET

FARZ

FARZ

FARZ

TERTİBE RİAYET

SÜNNET

FARZ

SÜNNET

FARZ

MUVALAT

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

FARZ

BESMELE

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

OVARAK YIKAMAK

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

ABDEST’İN FARZLARI
1.

2.

3.

4.

Yüzü bir kere yıkamak (yüzün sınırları: saçın bittiği yerden kulak
yumuşağından çene altına kadar olan kısım. Sakal, bıyık ve kaşların altına
suyun ulaşması gerekir. Yüz yıkanırken sakal sık ise üstünü yıkamak
yeterlidir.)
Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak (abdest alırken parmaktaki
yüzüğün altına su alacak şekilde oynatılması, el, yüz ve ayakta bulunan ve
suyun deriye temasını önleyen maddelerin imkân dahilinde temizlenmesi
gerekir.)
Başın dörtte birini mesh etmek (dörtte birinin el içi su ıslaklığıyla mesh
edilmesi hanefîler'e göre yeterlidir. Başın “nâsiye” denilen ön tarafına
mesh edilmesi daha faziletlidir. Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Şâfiîler'e göre başın mesh miktarı daha azdır, bir saç teli. )
Ayakları topukları ile beraber bir kez yıkamak (suyun parmaklar arasına
ulaşması sağlanmalıdır. Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi su
ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.)

ABDEST’İN SÜNNETLERİ

1.
2.
3.
4.

Abdest almaya niyet etmek,
Başlarken besmele çekmek,
Elleri bileklerle birlikte üç defa yıkamak,
Ağız ve buruna su çekip iyi bir ağız ve burun temizliği
(mazmaza ve istinşak) yapmak,
5. Misvak kullanmak veya dişleri fırçalamak,
6. Sakalın içine su girmesini sağlamak,
7. El parmaklarını birbirine sokup ovuşturmak,
8. Başın tamamını elin ıslaklığıyla mesh etmek,
9. Boynu mesh etmek,
10. Abdest uzuvlarını yıkarken sıraya uymak,
11. Abdeste sağ uzuvlardan başlamak,
12. Uzuvları üçer defa yıkamak
13. Su ile iyice ovmak (delk),
14. Abdeste ara vermeden tamamlamak.

ABDEST’İN SÜNNETLERİ
1.
2.
3.
4.

5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.

Niyet etmek: “Niyet ettim, Allah rızası için abdest almaya” denilmesi müstehaptır.
Abdeste başlarken önce temiz olan elleri bileklere kadar yıkamak.
Abdeste “Eûzü” ve “besmele” ile başlamak.
Mazmaza ve İstinşak: Elleri yıkadıktan sonra önce üç defa ağıza su alınıp çalkalanması ve
dışarı atılmasına “mazmaza”, üç defa da burunun yumuşağına kadar su alınmasına ise
“istinşak” denilir. Ağız ve buruna her su almada, alınan su yenilenir.
Mazmaza ve istinşakta mübalağa etmek. Fakat oruçlu kimseler mübalağa yapmazlar.
Misvak Kullanmak
Tertibi gözetmek. Şâfiî ve Hanbelîlere göre farzdır.
Abdeste sağ taraflardan başlamak
Abdest uzuvlarını üçer defa yıkamak: Birer defası farz, diğerleri sünnettir. Üçten fazla veya
eksik yıkamak sünnete aykırıdır. Çoğu fakihlere göre başı bir defa meshetmek yeterlidir.
Abdestte elleri veya ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak. Parmakları hilâllemek.
Sakalı hilâllemek: Abdest alırken sık sakalı bulunanların sakallarını, parmaklarını sakalın içine
sokarak alt taraftan üst tarafa doğru hareket ettirmesine hilâlleme denir.
Başın tamamını bir su ile meshetmek: Buna “kaplama mesh” denir.
Kulakları meshetmek: Çoğu fakihlere göre, yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi
sünnettir.
Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile ovmak
Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamak. Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
Boynu meshetmek: Başı ve kulakları meshettikten sonra iki elin arkaları ile ve üçer parmakla
yeni bir su almaya gerek olmaksızın boyun meshedilir.

ABDEST’İN ADAPLARI
Abdestin Âdabından Maksat, Abdestin Farzlarının Ve Sünnetlerinin Daha Uygun
Şekilde Ve Ortamda, Mükemmel Bir Şekilde Yerine Getirilmesini Sağlamaktır.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.

12.
13.

Abdest Alırken -Mümkünse- Kıbleye Dönmek,
Abdest Sularını Vücuda Ve Elbiseye Sıçratmamak,
Dünya İşlerine İlişkin Konuşmamak,
Abdest Dualarını Veya Bildiği Dualardan Okumak,
Suyu Ölçülü Kullanmak,
Daha Vakit Girmeden Abdest Alıp Namaza Hazır Bulunmak,
Bir Özür Bulunmadıkça Abdestte Başkasından Yardım İstememek,
Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını Yoklamak, Suyu Dirsek Ve
Topukların Yukarılarına Kadar Ulaştırmak,
Nehir Veya Deniz Kenarında Bile Su İsrafından Kaçınmak,
Abdest Sonunda Kelime-i Şehâdet (Eşhedü Enlâ İlahe İllallah Ve Eşhedü Enne
Muhammeden Abdühû Ve Resûlüh) Getirmek,
Abdestten Artan Sudan Kıbleye Karşı Ayakta Bir Miktar İçmek Ve Bu Sırada;
“Allah’ım Beni Her Günah İşledikçe Tevbe Eden Ve Günahtan Kaçınıp Tertemiz
Bulunan Salih Kullarından Kıl” Diye Dua Etmek,
Abdestin Sonunda Bir, İki Veya Üç Defa Kadir Sûresi’ni Okumak,
Abdestten Sonra, Kerâhet Vakti Değilse İki Rekat Nafile Namaz Kılmak.

ABDEST’İ BOZAN DURUMLA
1. İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necasetin,
herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
2. Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir maddenin
çıkması. (Şâfıî ve mâlikîler'e göre bozmaz.) Vücuttan çıkan kan, irin ve sarı
su akmadığı veya çıktığı yerin çevresine dağılmadığı sürece abdesti bozmaz.
3. Ağız dolusu kusmak.
4. Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan
durumlar.
5. Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek.
6. Cinsî münasebet veya fahiş (aşırı) temas ve dokunma.
7. Mazeret halinin sona ermesi. Su bulamadığı için teyemmüm eden kimse suyu
bulunca, mest üzerine mesh yapan kimsenin -yolcu olanlara üç, yolcu
olmayanlara bir gün olarak tanınan- mesh süresi dolunca, özürlü kimse için
de namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur.
8. Hanefîler'in dışındaki üç mezhebe göre bir kimsenin kendi cinsel organına
temas da abdesti bozar.

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest suyunun elbiseye sıçramayacağı bir konum
alınır,
 Mümkünse kıbleye dönülür,
 Abdeste “eûzü” ve “besmele” çekilir,
 Niyet ve besmele ile abdeste başlayıp “niyet ettim, allah
rızası için abdest almaya” denir,
 Su ölçülü kullanılır, fazla açılmaz, israftan kaçınılır,
 Abdestte elleri parmak uçlarından başlanır,
 Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da
hilallenerek üç defa yıkanır,
 El, yüz ve ayakta bulunan ve suyun deriye temasını
önleyen cilt üzerindeki hamur, boya, sakız gibi
maddeler temizlenir,
 Parmakta yüzük varsa oynatılır,
 Misvak veya diş fırçası ile bunlar yoksa sağ elin
parmaklarıyla dişler temizlenir,
 Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile iyice ovarak
yıkanır

ABDESTİN ALINIŞI

 Ağız, Sağ El Avucuna Alınan Su İle Üç Defa
Çalkanıp iyice Temizlenir,
 Ağız Ve Buruna Her Su Almada, Alınan Su
Yenilenir.
 Üç Defa Da Burna Sağ El İle Su Çekilip Her
Defasında Burun Sol Elle Temizlenir.
 Oruçlu Olmayan Kimse Ağız Ve Burnun Her
Yerine Suyun İyice Ulaşmasını Sağlar.
 Mazmaza Ve İstinşakta Mübalağa Etmek Gerekir.
Fakat Oruçlu Kimseler Mübalağa Yapmazlar.
 Ağza su alırken “Allah’ım! Bana peygamberinin
kevser havuzundan, bir daha sonsuza kadar
susamayacağım bir kâse su ihsan buyur.” diye
duada bulunur,
 Burnu yıkarken de “Allah’ım! Beni nimetlerinin
ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum
bırakma.”der.

ABDESTİN ALINIŞI
 Üç Kere Yüz Yıkanır.
 Birer Defası Farz, Diğerleri Sünnettir. Üçten Fazla
Veya Eksik Yıkamak Sünnete Aykırıdır.
 Saçın Bittiği Yerden Kulak Yumuşağından Çene Altına
Kadar Olan Kısım Yıkanmalıdır.
 Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını
Yoklamak adaptandır,
 Sakal, Bıyık Ve Kaşların Altına Suyun Ulaşması
Gerekir.
 Abdest Alırken Sık Sakalı Bulunanların Sakallarını,
Parmaklarını Sakalın İçine Sokarak Alt Taraftan Üst
Tarafa Doğru Hareket Ettirmesi Gerekir, Adaptandır,
 Yüz Yıkanırken Sakal Sık İse Üstünü Yıkamak
Yeterlidir.
 Yüzü yıkarken “Allah’ım! Bazı yüzlerin beyazlanacağı,
bazı yüzlerin de kararacağı günde, benim yüzümü ak
kıl.” diyerek dua etmek abdest adaplarındandır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak farz
üçe tamamlamak sünnettir,
 Kolları yıkamaya sağ koldan başlanır, sol kolla
devam edilir,
 Suyu Dirseklerin dört parmak yukarısına Kadar
Ulaştırmak gerekir,
 Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamalıyız.
Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
 Kolları iyice ovarak yıkanır.
 Sağ kolu yıkarken “Allah’ım! Bana amel
defterimi sağ yanımdan ver ve benim hesabımı
kolay kıl!” diye dua edilir
 Sol kolu yıkarken “Ey Rabbim! Bana kitabımı sol
yanımdan ve arka yönden verme ve şiddetli bir
hesap ile sorguya çekme” diye dua edilir

ABDESTİN ALINIŞI











Başın dörtte birinin elin içinin su ile ıslatılıp mesh edilmesi
hanefîler'e göre yeterlidir.
Başın “nâsiye” denilen ön tarafına mesh edilmesi daha
faziletlidir.
Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Başın tamamını bir su ile meshetmeye “kaplama mesh” denir
ki bu şekilde mesh etmek sünnettir.
Baş mesh edilirken elin saçların dibine doğru sokulmasına
veya ileri geri hareket ettirilmesine gerek yoktur.
Başı meh ederken“ilâhi, beni rahmetinle yarlığa, benim
üzerime bereketinden indir.” Diye dua etmek uygundur.
Yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi sünnettir.
Küçük parmağımızı kulağımızın içeine doğru sokup baş
parmağımızla kulağımızın arkasını mesh etmek şeklinde
yapılır
Boynu meshetmek: başı ve kulakları meshettikten sonra iki
elin arkaları ile ve üçer parmakla yeni bir su almaya gerek
olmaksızın boyun meshedilir.
Ellerin parmak uçları ensede birbirine değerek boyna doğru
çekilmek suretiyle yapılır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Ayakları topukları ile beraber bir kez
yıkamak
farzdır,
üçe
tamamlanması
sünnettir.
 Suyun
parmaklar
arasına
ulaşması
sağlanmalıdır.
 Önce sağ sonra sol ayak, parmak uçlarından
başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dahil
olmak üzere yıkanır.
 Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.
 Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi
su ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.
 Ayakları yıkarken şöyle dua edilir: “Ya Rabbi!
Birtakım ayakların kayacağı günde, benim
ayaklarımı sırat üzerinde sâbit kıl!”

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest sonunda kelime-i şehâdet (eşhedü enlâ ilahe illallah
ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh) getirmek,
 Abdestten artan sudan kıbleye karşı ayakta bir miktar içmek
ve bu sırada; “allah’ım beni her günah işledikçe tevbe eden
ve günahtan kaçınıp tertemiz bulunan salih kullarından
kıl” diye dua edilir ve
 Abdestin sonunda bir, iki veya üç defa kadir sûresi’ni okunur,
 Abdestten sonra, kerâhet vakti değilse iki rekat nafile namaz
kılınır.

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR
Abdeste başlarken önce niyet edilir, sonra eûzü-besmele çekilir. Sonra da her
bir âzayı yıkarken şu duâlar okunur:

ً‫الم ُْنورا‬
َ ‫َا ْل َح ْم ُد ل ّله َّالذى َج َع َل ْاْلَ َاء َط ُهو ًرا َو ْا ِال ْس‬
ِ ِ

“Suyu temizleyici, İslâmı da nûr kılan Allah'a hamdolsun.”

َ‫َا ّلل ُه َّم َاع ّنى َعلى ت َال َوة ْال ُق ْران َوذ ْكر َك َو ُش ْْكر َك َو ُح ْسن ع َب َادتك‬
ِ ِ ِ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ ِ ِ

Ağıza su verirken:

“Ey Allahım, Kur'an okumak, seni zikir ve sana şükür etmek, sana olan ibâdeti
güzelleştirmek hususlarında bana yardım et!..”

َ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ ْ َ َ َ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
‫حة الن ِار‬
ْ ‫اللهم ا ِرحنى را ِئحة الجن ِة والت ِرحنى را ِئ‬

Buruna su verirken:

“Allahım, bana Cennet kokusunu duyur, Cehennem kokusunu hissettirme!”
Yüzü yıkarken:

ٌ‫س َو ُّد ُو ُجوه‬
ٌ ‫ض ُو ُج‬
ْْ ‫وه َو َت‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم َب ّي‬
ُّ ‫ض َو ْجهى َي ْو َم َت ْب َي‬
ِ

“Allahım, yüzlerin kiminin ak, kiminin kara olduğu o günde, benim yüzümü kara değil,
ak çıkar!”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ‫َا ّلل ُه َّم َا ْعطنى ك َتابى ب َيمينى َوح‬
ً‫اس ْبنى ِح َس ًْابا َيسيًا‬
ِ ِ
ِ
ِ ِ
Sağ kolu yıkarken:

“Allahım, kitâbımı sağımdan ver, hesabımı da kolay eyle!”

Sol kolunu yıkarken:
َْ
ّ َ
َ َ
َ
ُ
َ
َ
ْ
َ
َ
َ
ْ
َّ
ُ
‫اللهم ال تع ِطنى ِكتابى ِبيسارى وال ِمن ور ِاء ْظه ِرى‬
“Allahım, kitâbımı solumdan ve arkamdan verme.”

َ َ meshederken:
َ َّ َ َّ ُ ّ َ
َ
َ
َ‫ال ظ ّْل ا َّال ظ ُّل َع ْرشك‬Başı
َ
ْ
َ
ْ
ّ
ْ
ِ ِ ِ ِ ‫اللهم ا ِظلنى تحت ِظ ِل عر ِشك يوم‬
ِ
“Allahım, Arşının gölgesinden başka gölge olmadığı günde, beni Arşının gölgesinde
gölgelendir.”
Kulaklara meshederken:
َ
َ
َ
َّ
ُ‫ذين َي ْستم ُعو َن ْال َق ْو َل ْف َيتب ُعون ا ْح َس َنه‬
َ ‫اج َع ْلنى م َن َّال‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم‬
ِ
ِ
ِ
“Allahım, beni sözü dinleyip de en güzeline uyanlardan eyle.”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ َ ْ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
َ
َ
‫اللهم اع ِتق رقبتى ِمن الن ِار‬
Boynu mesh ederken:

“Allahım, boynumu Cehennem ateşinden âzâd eyle!”
Ayakları yıkarken:
ْ
َ
ْ
َ
َ‫َا ّلل ُه َّم َث ّب ْت َقد‬
ّ ‫مى َع َلى‬
ُ‫الص َراط َي ْو َم تز ُّْل فيه االق َدام‬
َّ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ

“Allahım, ayakların Sırat üstünde kaydığı günde, ayaklarımı sırat üstünde sâbit eyle,
kaydırma!..”
Abdest tekmil olduktan sonra abdest suyundan içilir ve bu dua okunur:

َ‫اج َع ْلنى م ْن ع َْبادك‬
َّ ‫اج َع ْلنى م َن‬
َ ‫ن ْاْلُ َت َط ّهر‬
َْ ‫اج َع ْلنى م‬
ْ ‫ين َو‬
ْ ‫الت َّواب َين َو‬
ْ ‫َا َّلل ُه َّم‬
ِ ِ ِ ِ
َ‫َ ِ ِ َ َ ْ َ ْ ِ َ َّ ِ َ ِ َ َ ْ ٌ َِ َ ِ ْ ْ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ن‬
ْ ‫الصا ِل ِحين واجعل ِنى ِمن ال ِذين الخوف علي ِه ْم والهم يحزنو‬

“Allahım! Beni çok tevbe edenlerden, temizliğe çok dikkat edenlerden, salih kullarından
ve kendileri için korku ve hüznün olmadığı kimselerden eyle.”

Abdest sonunda “Kelime-i Şehâdet” (eşhedü enlâ ilahe illallah ve eşhedü enne
muhammeden abdühû ve resûlüh) getirilir. Bununla birlikte bir, iki veya üç defa
“Kadir” sûresi yada “Ayetel Kürsi” okunur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest uzuvlarında yara veya hastalık bulunması halinde nasıl abdest alınır?
Abdest uzuvlarından birinde yara veya hastalık bulunan kişi, bu organın
yıkanması zarar verecekse, yıkamayıp ıslak elle mesheder. Mesh edilmesinin de zarar
vermesi durumunda, bu da terk edilir. Bu rahatsızlık abdest veya gusül uzuvlarının
çoğunluğunda ise, abdest veya gusül yerine teyemmüm edilir.
Özürlü nasıl abdest alır, özrü sebebiyle elbisesine bulaşan necasetin hükmü nedir?
Özürlüler, her vakit için abdest alır ve mazeret teşkil eden rahatsızlığından
başka abdest bozan bir hal meydana gelmedikçe, bu abdestle o vakit içerisinde dilediği
gibi namaz kılar, Kur’an-ı Kerim okur ve diğer ibadetlerini yaparlar. Namaz vaktinin
çıkmasıyla veya başka abdest bozan bir halin meydana gelmesiyle özürlü kimsenin
abdesti bozulur.
Kişiyi özürlü kılan hal, bir namaz vakti boyunca hiç meydana gelmezse, özür
ortadan kalkmış olur ve o kimse özür sahibi olmaktan çıkar.
Özürlü kimseden akan kan, irin, idrar gibi şeylerin çamaşıra bulaşması halinde,
bundan kaçınılması mümkün değil ve temizlendiğinde tekrar bulaşacaksa çamaşır
yıkanmadan namaz kılınabilir. Fakat elbiseye tekrar bulaşmayacaksa, yıkanması gerekir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Bedeninde veya bir uzvunda sargı ya da yara bulunan kimse nasıl abdest alır?
Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık veya yaradan dolayı sargı
bulunduğunda, abdest alırken veya guslederken bu sargı çözülerek altı yıkanır ve yaranın
üstü mesh edilir. Ancak sargının çözülmesinin zararlı olması hâlinde çözülmeyip üzerine
mesh edilebilir. Sargı üzerine meshin meşruluğu sünnetle sabittir. Hz. Ali (r.a.) şöyle
demiştir: “Bileklerimden biri kırılmıştı. Peygamber (s.a.s.)’e sordum, O da sargıların
üzerine mesh etmemi emretti.“ (İbn Mace, Taharet, 134.)
Sargının bir defa mesh edilmesi yeterlidir. Yapılan bu mesh ile, o uzuv hükmen
yıkanmış olur. Sargının abdestsiz veya cünüp iken sarılmış olması meshe engel olmadığı
gibi, sargı üzerine meshin belirli bir süresi de yoktur; yara veya kırık iyileşinceye kadar
aynı sargı üzerine mesh edilebilir. Üzerine mesh ettikten sonra sargının değiştirilmesi veya
düşmesi hâlinde, mesh bozulmaz; iade edilmesi de gerekmez. Ancak, yaranın iyileşmesi
hâlinde, sargı açılmış olsun veya olmasın, mesh bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Tedavi maksadı ile cilde sürülen ilaç vb. maddeler abdeste engel olur mu?
Abdest alırken yıkanması gereken bir organın üzerine tedavi maksadı ile
merhem vb. bir madde sürülmüşse; su zarar vermiyorsa abdest alırken bu organın
yıkanması gerekir. Eğer yıkamak zarar veriyorsa ıslak elle üzerine mesh edilir.
Mesh etmek de zararlı ise o da terk edilir. Çünkü dinimiz zaruretler hâlinde
yasakları mübah kılmış, kişiye kaldıramayacağı yükü yüklememiş, zorluğun giderilmesini
ilke edinmiştir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Diş doldurtmak veya kaplatmak abdest ve gusle engel olur mu?
Tedavi amacıyla diş doldurmak veya kaplatmak caiz olup abdest ve guslün
sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak çıkarılıp takılabilen/sabit olmayan dişlerin gusül
abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması gerekir.
Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de kaplandıktan sonra,
dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı hükmünü alır. Bu sebeple, ağız yıkanınca,
kaplama yapılan dişler de yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi, gerektiğinde tedavi amaçlı
olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve abdest ya da gusül alıp, ibadetlerini
yapabilir.
Yapılan bu işlem tedavi amaçlı ve zorunlu olduğundan, mezhepler arasında bir
ihtilaf söz konusu değildir. Diş dolgusu veya kaplaması konusundaki ihtilaflar, guslün veya
abdestin geçerli olup olmayacağı konusuyla alakalı bir durum değildir. Çıkan dişin yerine
bağlandığında kullanılan tel veya başka bir madde, çok sıkı bağlanacağı için, suyun altına
girmesine engel olur. Buna rağmen fukaha, kopan dişi yerine bağlatmanın caiz olduğunda
görüş birliği içindedirler.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

İdrar torbası kullanmak zorunda olan hastaların abdesti bozulmuş olur mu?
Devamlı burun kanaması, idrarı tutamama, kusma, yaranın devamlı kanaması,
kadınlardaki akıntı gibi abdesti bozan ve en az bir namaz vakti süresince devam eden ve
her namaz vaktinde tekrarlanan bedenî rahatsızlıklara özür/mazeret, böyle kimselere de
özür sahibi kimse denilir.
Buna göre; kendisinden devamlı idrar geldiği için idrar torbası kullanmak
zorunda olan hastalar, dinî açıdan özür sahibi konumundadırlar. Özür sahipleri, her namaz
için vakit çıktığında abdest almak suretiyle namazlarını kılarlar.
Bu abdestle vakit içinde diledikleri kadar farz veya nafile namaz kılabilirler.
Ancak mümkün olduğunca namaza başlamadan önce torbadaki idrarın boşaltılmış
olmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle abdeste başlamadan önce idrar torbası
boşaltılmalıdır. Şu kadar var ki, vakit namazı için abdest alındıktan sonra, torba içinde
biriken idrar ile kılınan namaz geçerlidir. Bu özürleri dışında abdesti bozan başka bir hal
olmadıkça, vakit içinde abdestleri devam eder, vakit çıkınca bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan bir kadın teyemmüm ederek namazını
kılabilir mi?
Yalnızca erkeklerin veya hem erkeklerin hem de kadınların bulunduğu bir
ortamda gusül abdesti almak durumunda kalan bir kadın gusül abdestini tehir eder.
Dolayısıyla, suyu kullanmaktan aciz olduğu için teyemmüm ederek namazını kılar.
Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan kadın ise, namaz vaktinin sonlarına
kadar bekler. Eğer vaktin çıkacağından korkarsa teyemmüm ederek, namazını kılar. Ancak
o namazı iade eder .

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Su mevcut olduğu halde abdest alıncaya kadar namaz vaktinin çıkmasından endişe
eden kişi teyemmümle namaz kılabilir mi?
Abdest alma imkânı varken, cuma namazı ve vakit namazları gibi vaktinde
kılınamadığı zaman kaza edilen namazların, vaktin çıkacağı endişesi ile teyemmüm ederek
kılınması caiz değildir. Zira abdest alındığı takdirde bu namazlara yetişilemezse, cuma
namazı yerine öğle namazı, vakit namazı yerine kaza namazı kılınır.
Maliki Mezhebi’ne göre, su ile abdest alma imkânı var iken, abdest veya gusül
alındığı takdirde beş vakit namazdan birinin vakti geçecek ise bu namaz teyemmüm
ederek kılınır.
Varis çorabı üzerine mesh yapılabilir mi?
Varis hastalığından dolayı ayağa giyilmesi gereken özel çoraplar, kırık, çıkık
üzerindeki sargı hükmün dedir. (İbn Mace,Taharet,134.) Bu itibarla, varis çorapları
üzerine meshedilmesinde bir sakınca yoktur

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Kol ve bacakları olmayan kimsenin abdesti eksik olur mu?
Yüce Allah din konusunda bize hiçbir zorluk yüklememiştir. (Hacc, 22ı78.)
“Köre, topala da vebal ve hastaya güçlük yoktur.“ (Fetih, 48ı17.) anlamındaki
ayetler buna delildir. İnsanlar ancak yapabileceklerinden sorumludurlar.
Hastalığı veren de yükümlülükle ri yükleyen de Allah’tır. Dolayısıyla kişi gücü
neye yetiyorsa onu yapmakla mükelleftir. Kol ve bacakları olmayan kişiden abdestte bu
organları yıkama yükümlülüğü düşer. Ancak bu kimsenin, bu özründen dolayı namaz
yükümlülüğü düşmez.
Kendisine abdest aldıracak yardımcı birileri yoksa ve kendisi de bir şekilde
abdest alma yöntemi bulamazsa, yüzünün iki yanını toprak veya toprak cinsinden bir şeye
dokundurarak teyemmüm eder. Elleri ve kolları olmayan veya kesilmiş olan kimse yalnız
yüzünü yere sürerek teyemmüm yapar.
Eğer yüzünde bir yara veya özür varsa teyemmüm etmeksizin namazı kılar. Bu
imkâna da sahip değilse, namazını yapabildiği şekilde ima ile kılar. Özürlü bir kimse, ancak
kendisi gibi özürlü birisine namaz kıldırabilir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Saç boyası, kına, ruj, oje, jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani
midir?
Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa,
abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması
gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken
uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır.
Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan
maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce
giderilmesi gerekir. Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşturmayan saç boyası,
kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Tuvalette abdest alınabilir mi?
Tuvalette abdest alınmasında bir sakınca yoktur. Ancak böyle yerlerde
besmele, zikir ve duaların içten söylenmesi uygun olur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest ve gusülün tam olup olmadığı konusundaki vesveseye
itibar edilir mi?
Vesvese, çeşitli sebeplerle insanın yaşadığı kararsızlık,
şüphe ve kuruntu halidir. Vesvese sebebi ile, gusül ve abdestin
tekrarlanması gerekmez. Vesvese gelse bile abdest ve gusle devam
edilmelidir.
Kişi vesveseye itibar etmemeye çalışmalı, içe doğan şüphe
ve tereddüt hallerinin asılsız olduğunu kendine telkin etmeli,
ayrıca zaman zaman Felak ve Nas Surelerini, anlamlarını da
düşünerek okumalıdır.
Güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest ve gusül alınır mı?
Güneş enerjisi ile ısıtılan su ile, temiz olmak kaydıyla, abdest almak
ve gusletmekte dinen bir sakınca yoktur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAKTA GEREKLİDİR
İyi veya kötü hareketleri organlarımızla yaparız. El işler yapar, yıkar ve
yazar; ağız yer içer, iyi ve kötü sözler söyler, konuşur; burun koklar, gözler görür,
kollar saldırır ve yakalar; kulaklar işitir ve dinler; ayaklar ise bizi pek çok yere
götürür. Bütün bunlar zaman zaman günah ve yasak sınırını aşabilir.
İşte abdest sırasında içimizden geçireceğimiz dualarla, söz konusu
edilen olumsuz hareketlerin etkisinden kurtulmaya çalışabiliriz. Abdest alacak
kimse önce niyet eder. Bu bir rûhî-mânevî hazırlıktır. Hakk'ın huzuruna çıkmaya
niyet etmek ve hazırlanmak demektir. Sonra besmele çekerek ve Allah'ın
yardımını dileyerek abdeste başlar.
Abdest alan insan samimî bir dille ve içten bir duyguyla, eksiklik ve
hatalarını Hakk'ın huzurunda itiraf edip, bunları yıkamasını ve silmesini kulluğa
yakışan bir tavırla O'na arz eder, duasının kabulü için yalvarıp yakarır. Böylece
bilinci ve içtenliği ölçüsünde ruhen temizlenip arınmış bir halde huzura varmaya,
namaza durmaya hazır hâle gelir.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Su nasıl maddî kirleri temizliyorsa, tövbe de manevî kirleri yok eder
diye düşünerek abdest organlarımı yıkamalıyım. Halkın gördüğü yer olan
bedenimi ve elbisemi temiz tutar da Hakk'ın nazar ettiği yer olan kalbimi
tertemiz tutmazsam yanlış yapmış olurum diye inanmalıyım. Bedenim gibi
kalbimi de kötü ve kirli şeylerden arındırmaya çalışmalıyım şuurunda bir abdes
gerçek mahiyeti ile abdest olmuş olur.
Şemsî'nin dediği gibi: " Pâdişah konmaz saraya hâne mâmur
olmadan.” önce hanemizi mamur hale getirelim kalbimizi tezkiye edlim sonra
organlarımızı temizleyeli.
Yûnus Emre söylüyor: " Tanla durup başın kaldır ellerini suya daldır /
Hem şeytanın boynunu vur hem nefs dahi ölse gerek." (“Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr.
Mehmet Demirci)

Beyazid-i Bistâmî şöyle dermiş: "Ne zaman dünya düşüncesi
gönlümden geçse abdest alırım; âhiret düşüncesi geçince de gusül yaparım."

Prof. Dr. Mehmet Demirci hocamızın Altınoluk dergisinde yayınlanmış olan “Abdestin
İç Anlamı” isimli makalesinde Gönül ehli kimseler iç anlam olarak abdestin ve temizliğin beş
derecesinden söz ettiklerini belitir ve bunları İçten dışa doğru şöylece sıralar:

1. Rûhun abdesti: Rûhun, hayvanlık seviyesine ait bilgisizlikten ve Allah'tan gayri
şeyleri görme gafletinden arınmasıdır. Ruh Allah'tan gayrı şeyleri görmekten arınsa,
Gaffar olan Allah'ın nûru onu kuşatır. Kötü düşüncelerini temizlese takvâ elbisesine
kavuşur. Nefsin tezkiye ederse iç huzuruna ve itmi'nâna ulaşır.
2. Sırrın abdesti: Burada "sır", rûhun rûhu demek olup; onun abdesti gösterişten (riyâ),
arzu ve isteklerin esiri olmaktan, kendini beğenmişlikten, baş olma tutkusundan, aşırı
dünya isteği ve mevki sahibi olma ihtirasından arınmaktır. Bunun neticesinde ihlâs nûru
ortaya çıkar. Dünya sevgisinden arınırsa âhiret sevgisi doğar.
3. Kalbin ve gönlün abdesti: İki yüzlülük, bozgunculuk ve kötü ahlâktan uzak durmaktır.
Büyüklenme yıkanınca, alçak gönüllük doğar. Çekememezlik kirleri yıkansa, iyilik;
düşmanlık yıkansa, Allah sevgisi görünür.
4. Dilin abdesti: Yalan, dedi-kodu, iftira ve boş sözden, insanların ayıplarını merak
etmekten ve gizli hallerini ortaya çıkarmaktan, faydasız konuşmaktan uzak durmaktır.
Yalan ve koğuculuk yıkansa, doğruluk ve vefâ doğar. İftira ve itham etme yıkansa, sevgi
görülür. Faydasız ve boş söz bırakılsa yararlı şeyler konuşulur veya Allah'ın adı anılır.
5. Zâhir abdesti: Bu, bildiğimiz abdesttir. Neticesinde Abdest alan kimsenin yüzünü
yıkaması, mahşer günü yüzünün nurlu olmasına yol açar. Kolunu yıkayınca cömertlik
nurları hasıl olur. Ayrıca amel defterinin sağ eline verilmesi gibi bir lûtfa erişir. Ayağını
yıkayınca, âhiretteki manevî engelleri kolaylıkla geçme imkânı doğmuş olur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Abdest alırken gerçekleşen dış temizliğin, iç temizliği ile
birlikte gelişmesi için şunlar da tavsiye edilir: Eller yıkanırken
kalbin de aşırı dünya sevgisinden yıkanması gerekir. Ağıza su
alınırken, onunla boş şeyleri anmamaya azmetmelidir. Yüz
yıkandığı zaman, yüzü Hak'tan başka şeylere çevirmemeye söz
vermelidir. Ayağı yıkarken, Hak yolda bulunma gayreti
pekiştirilmelidir.
Dış temizlik su ile, iç temizlik ise tövbe ile ve Hakk'ın
kapısına dönmekle mümkün olur.

Bedenin bütün uzuvlarına madden ve manen abdest
aldırmak gerekir. Bedene su ile nasıl ki abdest aldırıyorsak, her bir
uzvumuzu Yaratının rızasına uygun işler yaptırmak suretiyle
manevi abdestimizide almamız gerekmektedir.
Abdestin suyu günaha bakan gözleri, günahla kızaran yüzü
de arındırır. Ağzı abdest suyu ile çalkaladığımız zaman, bizi günaha
sokan kelimeler, bu kelimeleri oluşturan dil ve dişler pir-ü pak
olur. Başımızı mesh ettiğimizde zihnimizden geçen günahlar bir bir
dökülür. Kulaklara değen abdest suyu bu organın dikkat kesilip
dinlediği günahkar sözleri siler süpürür. Ve en nihayet bizi günahın
kapısına kadar yürüten ayaklarımızı yıkarız. Onlar da günahtan
kurtulmuş olur.
Yüce Rabbim abdestimizi en güzel şekilde alıp
ibadetlerimizi kendi rızasına uygun olarak yapmayı cümlemize
nasip etsin.

Bu Sunum İdris YAVUZYİĞİT Tarafında; “İhtiyar” Mevsılî,
“Bidayetu’l Müctehit” Ahmet İbn Rüşd El Kurtubi, “Büyük İslam İlmihali”
Ömer Nasuhi Bilmen (A. Fikri Yavuz), “İslam İlmihali” Lütfi Şentürk Ve
Seyfettin Yazıcı (Diyanet), “İlmihal” Heyet (TDV), “Delilleriyle İslam
İlmihali” Hamdi Döndüren, “Şafii İlmihali” Mehmet Keskin (Diyanet), “Din
Görevlisinin El Kitabı” Mevlüt Özcan, “Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr. Mehmet
DEMİRCİ; “Abdestin Fazileti Ve İbadetler Açısından Önemi” Ahmet ÜNAL;
“Abdestin Manası Ve Önemi” Mustafa Kutlu’ya Ait Kitap, Makale Ve Vaaz
Örneklerinden İstifade Edilmek Suretiyle Hazırlanmıştır.
Rabbim Eser Sahiplerinden Ölenlere Rahmetiyle, Yaşayanlara Lutuf
Ve Keremiyle Tecelli Eylesin Ve İki Cihan Saadeti İhsan Etsin.


Slide 40

Abdest Almanın Önemi
ve Fıkhi Boyutu
İdris YAVUZYİĞİT
[email protected]

Abdestin Önemi
Abdestin Tanımı
Abdest Çeşitleri
Abdestin Farzları
Abdestin Sünnetleri
Abdestin Adapları

Abdesti Bozan Durumlar

Abdestin Alınışı
Abdest Duaları
Fıkhi Sorular
Abdestin İç Anlamı

ABDEST

َ ْ ُ ْ ُ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َ
ُ ْ َ ٰ َّ
‫وة فاغ ِسلوا‬
‫يا ايها ال ٖذين امنوا ِاذا قمت ْم ِالى الصل‬
ِ
َ ‫ُو ُج‬
ْ‫وه ُك ْم َو َا ْي ِد َي ُك ْم ِا َلى ْاْلَ َرا ِْفق َو ْام َس ُحوا ب ُر ُؤس ُك ْم‬
ِ ِ
ِ
ْ َ ْ ُ َُ ََْ
َ
ْ
ْ
َ
‫وارجلكم ِالى الكعبي ِ ْن‬
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya
kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize
kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip,
topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)”.

(MÂİDE suresi 6.

ayet)

ABDEST

Bu âyet, teyemmüm âyeti olarak adlandırılır. Fakat
âyette abdestin farzları tesbit edilmektedir. Dolayısıyla bir
abdest âyeti olduğu şüphesizdir.
Şu kadar var ki, abdest bu âyet ile farz kılınmış değildir.
Çünkü abdest Mekke’de namazla beraber farz kılınmış ve
İslâm’da hiçbir zaman abdestsiz namaz kılınmamıştır.
Oysa bu âyet-i kerîme Medîne’de, hicretin 6. yılında,
Benî Mustalik Gazvesi’nde cereyan eden meşhur “İfk hâdisesi”
üzerine gece susuz bir yerde kalınıp abdest almak mümkün
olmadığından dolayı nâzil olmuştur.
Hz.Âişe vâlidemize münafıklar tarafından çirkin bir iftira
yapıldığı için bu olaya ifk (iftira) olayı denilmiştir.

ABDESTİN FAZİLETİ

َ َ َ َّ َ َ ْ
َ َََ َ
َ
ْ‫خ َط َاي ُاه من‬
ْ
َ
ْ ‫ خرجت‬، ‫من توضأ فأحـسن الوضـوء‬
ِ
َ
ْ َ َّ
ْ
َ
َ
ُ
‫تحت أظفا ِر ِْه‬
ِ ‫جس ِد ِه حتى تخرج ِمن‬
“Kim

güzelce abdest alırsa, o kimsenin
günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün
vücudundan çıkar.” (Riyasü’s-Salihin, 1028; Müslim, Tahâret 33)

ُْ َ ُ ُ ُّ
‫ر‬
» ‫يمان‬
ْ ِ ‫اإل‬
‫ر‬
«
‫ط‬
‫ش‬
‫و‬
‫ه‬
‫الط‬
ِ

Ebû Mâlik el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır.” (Riyasü’s-Salihin, 1033; Müslim, Tahâret 1)

َ ْ َ َّ َ ً ّ ُ َ
َ‫َّ ُ َّ ُ ْ َ ْ ن‬
َ
ْ
َ
‫القيام ِ ْة غرا محج ِلين ِمن ْآث ِار‬
‫« ِإن أمتي يدعو يوم‬
ِ
َ
َ
َ
َ
ُ
ُ
َ
َ
َ
ْ
ْ
ُ
ْ
ْ
ْ
َّ
» ‫ فليفعل‬، ‫من استطاع ِمنكم أن ْي ِطيل غرته‬
ِ
ِ ‫الوضوء ف‬
ٌ
. ‫متفق عليه‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’i:
“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde,

abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak
olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten
kimse bunu yapsın” buyururken işittim. (Riyazüs Salihin, abdestin fazileti, 1026;
Buhârî, Vudû‘ 3; Müslim, Tahâret 35)

Bu Hadis bizlere:
1. Abdesti farzlarına, sünnetlerine, müstehaplarına ve edeplerine riayet ederek
almak gerekir. Böyle yapmak müstehaptır.
2. Abdest, insanın yüzünü nurlandırır, el ve ayaklarını ağartır. Bu hem maddî hem
manevî anlamda böyledir.
3. Allah Teâlâ, kıyamet gününde ve mahşer yerinde yüzü nurlu, el ve ayakları parlak
olanlara özel muamelede bulunur. Çünkü bunlar sâlihler ve ibadet ehli mü’minlerdir.
4. Abdestte ayakları yıkamak asla terkedilmemelidir.

ABDESTİN FAZİLETİ

ُْ ُ ْ َ
ُْ َ ُ َْ ُ َُْ
ُ
ُ
ُ
ُ
» ‫الحلية ِمن اْلؤ ِم ِن ح ْيث يبلغ الوضـوء‬
ِ ‫« تبلغ‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Ben dostum sallallahu
aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:
“Mü’minin

nuru ve beyazlığı, abdest
suyunun ulaştığı yere kadar varır.” (Müslim, Tahâret 40)

َ َّ َ َ
ُ ُ
َ َُ
َ َ ُ ْ َ
ْ
َ
َ
ُّ‫كل‬
ْ ‫جه ِه‬
ِ ‫« ِإذا تو َضأ َالعبد اْل‬
ِ ‫سلم أ ِو اْلؤ َ ِمن فغسل َ ْوجهه خرجَ ِمن َو‬
َ َ
ْ
َ
ْ
ْ
َ
ْ
‫ َف ِإذا غسل يدي ِه‬، ‫اْلاء‬
‫اْلاء أو مع آ‬
‫خطيئة نظر ِإليها ِبعيني ِه مع‬
‫خر قط ِر‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ْ َ
َ ََ ُ
َ َ َ َ َ ُّ ُ
َ
ْ
ْ
ْ
َ
‫ط ِر‬
َْ ‫يديه كل خطيئ ٍة كان بطشتها يداه مع اْل ِاء أو مع ِآخر ق‬
‫ خرج ِمن‬،
ِ
َ َ
َ ُّ ُ ْ َ َ َ
َ
ْ‫ط َيئة َم َشتها رجاله مع اْلاء ْأو‬
ْ
َ
ِ
ِ
ٍ ْ ِ ‫ خرجت كل خ‬، ‫ ف ِإذا غسل ِرجلي ِه‬، ‫اْلاء‬
ِ
َ
ُّ
َ
ُ
َ
َ
ًّ
ُ
. ‫ حتى يخرج ن ِقيا ِمن الذن ْو ِب »رواه مسلم‬، ‫اْلاء‬
‫طر‬
‫ق‬
‫آخر‬
‫ع‬
‫م‬
ِ ِ ِ

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve
yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest
suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini
yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –
veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını
yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah
abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar.
Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (Müslim,
Tahâret 32; Tirmizî, Tahâret 2; Riyasü’s-Salihin, 1030)

َ ُ ْ ُ َّ َ َ ْ َّ
َ ْ َ ْ َ ْ َ َّ َ ُ ْ
ْ ُ َ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َّ
َ
‫ن‬
: » ‫ ِوددت أنا قد رأينا ِْإخواننا‬، ‫الحقو‬
‫نين ِوإنا ِإن شاء‬
‫« السالم عليكم دار ق ٍوم مؤ ِم‬
ِ ‫الله ِْبك َم‬
ِ
َ
ُْ َ َ َ ّ َ ُ َ ْ َ
َ َ ُ َ
َّ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
َ
َ
ُ
ْ
ْ
ْ
» ‫ وإخواننا َال َذين لم َ يأتوا بعد‬، ‫ « أنتم أصحابي‬: ‫ أولسنا ِإخوانك يا رسول الل ِه ؟ قال‬: ‫قالوا‬
ُ
َْ ْ َ ْ َ ُ ْ َ
َ َ َْ
ُ
ُ‫له‬
َ
ُ
َّ
َ
ُ
ْ
ْ
َّ
َ
ْ ‫ « أرأيت لو أن رجال‬: ‫ كيف تع ِرف من لم يأتوا بعد من أم َِتك يا رسول هللا ؟ فقال‬: ‫قالوا‬
ُ َ
َ
َ
َّ ُ
َ ‫حج َل ٌة ْبي‬
َّ ‫َخ ْي ٌل ُغ ٌّر ُم‬
ْ ‫ أال‬، ‫ظهر ْي َخ ْيل ُد ْهم ب ْهم‬
َ ‫ َق‬، ‫الل ِ ْه‬
ْ
‫ بلى يا رسول‬: ‫يع ِْر ُف َخ ْيل ُه ؟ » قالوا‬
‫ال‬
‫ن‬
ِ ٍ ٍ
ٍ
َ
ُ
ُ ‫َ َّ ُ ْ ْ ُ َن‬
َ
َ
ُ
َ
َّ
ُ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
ًّ
‫و‬
. ‫ ِ »ر اه مسلم‬
ِ ‫ «ف ِإنهم يأتو غرا محج ِلين ِمن الوض‬:
ِ ‫ وأنا فر ْطهم على الحو‬، ‫وء‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem kabristana geldi ve:

“Selâm size ey mü’minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız.
Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim” dedi. Ashâb-ı kirâm:
– Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah? dediler. Resûl-i Ekrem:
– “Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb:
– Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah’ın Resûlü?
dediler. Peygamber Efendimiz:
– “Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at
sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?” diye sordu. Sahâbe:
– Evet, tanır, ey Allah’ın Resûlü, dediler. Resûl-i Kibriyâ:
“İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler.
Ben havzın başına onlardan önce varacağım” buyurdular. (Müslim, Tahâret 39; Riyasü’sSalihin, 1031 )

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ
Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el suyu”
anlamına gelen abdest, belirli ibadetlerin ifasının ön şartı olan ve kendisi
de ibadet mahiyetinde görülen bir nevi hükmî temizliktir.
Arapça karşılığı güzellik, temizlik ve parlaklık anlamına gelen
“vudû”dur.
Fıkıhta abdest, “belli uzuvları usulüne uygun olarak su ile yıkamak
ve bazılarını da eldeki su ıslaklığı ile meshetmek” şeklindeki ibadet
temizliği olarak tarif edilir.(TDV, İslam İlmihali 1. cilt, s 195)
Fıkıh dilinde maddî kirlilikten temizlenme “necasetten taharet”
olarak anılır; hükmî kirlilik olan hadesten temizlik ise birer hükmi temizlik
usulleri olan abdest ve gusülle olur.

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ

Abdest ile ağız, diş, burun, el, yüz ve ayaklar gibi
kirlenmeye ve dışarıdan gelecek mikroplara en açık uzuvlar
günde birkaç defa su ile temizlenir.
Bu sayede vücudun sinir sistemi ve kan dolaşımı daha
düzenli hale gelir ve vücuda fizikî-tıbbî birçok fayda sağlar.
Abdest, namaz ibadetini ifa için yüce Allah'ın
huzuruna çıkacak müminin manevî ve ruhî hazırlık ve temizliği
de demektir.
Bu yüzden abdest, maddî temizlikle manevî temizliği
birleştirici, müslümana manevî yönden destek ve güç sağlayıcı
bir anlam ve öneme sahiptir.

ABDEST’İN HÜKMÜ / ÇEŞİTLERİ
1.

Farz Abdest:
1.
2.
3.
4.

Namaz Kılmak,
Cenaze Namazı Kılmak,
Tilâvet Ve Şükür Secdesi Yapmak,
Kur'an'a Dokunmak İçin Abdest Almak Farzdır.

Vacip Abdest: Kabe'yi Tavaf Etmek İçin Abdest Hanefilere Göre Vaciptir.
3. Mendup Abdest:
2.

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.

Yatmadan Önce Abdest Almak,
Vakit Namazları İçin Ayrı Ayrı Abdest Almak,
Kuran Okumak,
Dini Kitaplara Dokunmak,
Hadis Okumak,
Peygamberimizin Kabrini Ziyaret Etmek,
Arafat’ta Vakfa Yapmak,
Safa Ve Merve Arasında Say Yapmak,
Ezan Okumak,
Cenaze Yıkamak,
Her İşe Abdestli Olarak Başlamak,
Her Zaman Abdestli Bulunmak İçin Ve
Öfkelendikten,yalan Söyledikten Ve Gıybet Ettikten Sonra Abdest
Almak Mendup’dur.

ABDEST’İN MEZHEPLERE GÖRE FARZLARI
FARZLAR

HANEFİ

ŞAFİİ

MALİKİ

HNBELİ

YÜZÜ YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

KOLLARI YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

BAŞI MESH ETMEK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

AYAKLARI YIKAMA

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

NİYET ETMEK

SÜNNET

FARZ

FARZ

FARZ

TERTİBE RİAYET

SÜNNET

FARZ

SÜNNET

FARZ

MUVALAT

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

FARZ

BESMELE

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

OVARAK YIKAMAK

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

ABDEST’İN FARZLARI
1.

2.

3.

4.

Yüzü bir kere yıkamak (yüzün sınırları: saçın bittiği yerden kulak
yumuşağından çene altına kadar olan kısım. Sakal, bıyık ve kaşların altına
suyun ulaşması gerekir. Yüz yıkanırken sakal sık ise üstünü yıkamak
yeterlidir.)
Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak (abdest alırken parmaktaki
yüzüğün altına su alacak şekilde oynatılması, el, yüz ve ayakta bulunan ve
suyun deriye temasını önleyen maddelerin imkân dahilinde temizlenmesi
gerekir.)
Başın dörtte birini mesh etmek (dörtte birinin el içi su ıslaklığıyla mesh
edilmesi hanefîler'e göre yeterlidir. Başın “nâsiye” denilen ön tarafına
mesh edilmesi daha faziletlidir. Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Şâfiîler'e göre başın mesh miktarı daha azdır, bir saç teli. )
Ayakları topukları ile beraber bir kez yıkamak (suyun parmaklar arasına
ulaşması sağlanmalıdır. Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi su
ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.)

ABDEST’İN SÜNNETLERİ

1.
2.
3.
4.

Abdest almaya niyet etmek,
Başlarken besmele çekmek,
Elleri bileklerle birlikte üç defa yıkamak,
Ağız ve buruna su çekip iyi bir ağız ve burun temizliği
(mazmaza ve istinşak) yapmak,
5. Misvak kullanmak veya dişleri fırçalamak,
6. Sakalın içine su girmesini sağlamak,
7. El parmaklarını birbirine sokup ovuşturmak,
8. Başın tamamını elin ıslaklığıyla mesh etmek,
9. Boynu mesh etmek,
10. Abdest uzuvlarını yıkarken sıraya uymak,
11. Abdeste sağ uzuvlardan başlamak,
12. Uzuvları üçer defa yıkamak
13. Su ile iyice ovmak (delk),
14. Abdeste ara vermeden tamamlamak.

ABDEST’İN SÜNNETLERİ
1.
2.
3.
4.

5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.

Niyet etmek: “Niyet ettim, Allah rızası için abdest almaya” denilmesi müstehaptır.
Abdeste başlarken önce temiz olan elleri bileklere kadar yıkamak.
Abdeste “Eûzü” ve “besmele” ile başlamak.
Mazmaza ve İstinşak: Elleri yıkadıktan sonra önce üç defa ağıza su alınıp çalkalanması ve
dışarı atılmasına “mazmaza”, üç defa da burunun yumuşağına kadar su alınmasına ise
“istinşak” denilir. Ağız ve buruna her su almada, alınan su yenilenir.
Mazmaza ve istinşakta mübalağa etmek. Fakat oruçlu kimseler mübalağa yapmazlar.
Misvak Kullanmak
Tertibi gözetmek. Şâfiî ve Hanbelîlere göre farzdır.
Abdeste sağ taraflardan başlamak
Abdest uzuvlarını üçer defa yıkamak: Birer defası farz, diğerleri sünnettir. Üçten fazla veya
eksik yıkamak sünnete aykırıdır. Çoğu fakihlere göre başı bir defa meshetmek yeterlidir.
Abdestte elleri veya ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak. Parmakları hilâllemek.
Sakalı hilâllemek: Abdest alırken sık sakalı bulunanların sakallarını, parmaklarını sakalın içine
sokarak alt taraftan üst tarafa doğru hareket ettirmesine hilâlleme denir.
Başın tamamını bir su ile meshetmek: Buna “kaplama mesh” denir.
Kulakları meshetmek: Çoğu fakihlere göre, yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi
sünnettir.
Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile ovmak
Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamak. Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
Boynu meshetmek: Başı ve kulakları meshettikten sonra iki elin arkaları ile ve üçer parmakla
yeni bir su almaya gerek olmaksızın boyun meshedilir.

ABDEST’İN ADAPLARI
Abdestin Âdabından Maksat, Abdestin Farzlarının Ve Sünnetlerinin Daha Uygun
Şekilde Ve Ortamda, Mükemmel Bir Şekilde Yerine Getirilmesini Sağlamaktır.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.

12.
13.

Abdest Alırken -Mümkünse- Kıbleye Dönmek,
Abdest Sularını Vücuda Ve Elbiseye Sıçratmamak,
Dünya İşlerine İlişkin Konuşmamak,
Abdest Dualarını Veya Bildiği Dualardan Okumak,
Suyu Ölçülü Kullanmak,
Daha Vakit Girmeden Abdest Alıp Namaza Hazır Bulunmak,
Bir Özür Bulunmadıkça Abdestte Başkasından Yardım İstememek,
Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını Yoklamak, Suyu Dirsek Ve
Topukların Yukarılarına Kadar Ulaştırmak,
Nehir Veya Deniz Kenarında Bile Su İsrafından Kaçınmak,
Abdest Sonunda Kelime-i Şehâdet (Eşhedü Enlâ İlahe İllallah Ve Eşhedü Enne
Muhammeden Abdühû Ve Resûlüh) Getirmek,
Abdestten Artan Sudan Kıbleye Karşı Ayakta Bir Miktar İçmek Ve Bu Sırada;
“Allah’ım Beni Her Günah İşledikçe Tevbe Eden Ve Günahtan Kaçınıp Tertemiz
Bulunan Salih Kullarından Kıl” Diye Dua Etmek,
Abdestin Sonunda Bir, İki Veya Üç Defa Kadir Sûresi’ni Okumak,
Abdestten Sonra, Kerâhet Vakti Değilse İki Rekat Nafile Namaz Kılmak.

ABDEST’İ BOZAN DURUMLA
1. İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necasetin,
herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
2. Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir maddenin
çıkması. (Şâfıî ve mâlikîler'e göre bozmaz.) Vücuttan çıkan kan, irin ve sarı
su akmadığı veya çıktığı yerin çevresine dağılmadığı sürece abdesti bozmaz.
3. Ağız dolusu kusmak.
4. Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan
durumlar.
5. Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek.
6. Cinsî münasebet veya fahiş (aşırı) temas ve dokunma.
7. Mazeret halinin sona ermesi. Su bulamadığı için teyemmüm eden kimse suyu
bulunca, mest üzerine mesh yapan kimsenin -yolcu olanlara üç, yolcu
olmayanlara bir gün olarak tanınan- mesh süresi dolunca, özürlü kimse için
de namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur.
8. Hanefîler'in dışındaki üç mezhebe göre bir kimsenin kendi cinsel organına
temas da abdesti bozar.

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest suyunun elbiseye sıçramayacağı bir konum
alınır,
 Mümkünse kıbleye dönülür,
 Abdeste “eûzü” ve “besmele” çekilir,
 Niyet ve besmele ile abdeste başlayıp “niyet ettim, allah
rızası için abdest almaya” denir,
 Su ölçülü kullanılır, fazla açılmaz, israftan kaçınılır,
 Abdestte elleri parmak uçlarından başlanır,
 Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da
hilallenerek üç defa yıkanır,
 El, yüz ve ayakta bulunan ve suyun deriye temasını
önleyen cilt üzerindeki hamur, boya, sakız gibi
maddeler temizlenir,
 Parmakta yüzük varsa oynatılır,
 Misvak veya diş fırçası ile bunlar yoksa sağ elin
parmaklarıyla dişler temizlenir,
 Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile iyice ovarak
yıkanır

ABDESTİN ALINIŞI

 Ağız, Sağ El Avucuna Alınan Su İle Üç Defa
Çalkanıp iyice Temizlenir,
 Ağız Ve Buruna Her Su Almada, Alınan Su
Yenilenir.
 Üç Defa Da Burna Sağ El İle Su Çekilip Her
Defasında Burun Sol Elle Temizlenir.
 Oruçlu Olmayan Kimse Ağız Ve Burnun Her
Yerine Suyun İyice Ulaşmasını Sağlar.
 Mazmaza Ve İstinşakta Mübalağa Etmek Gerekir.
Fakat Oruçlu Kimseler Mübalağa Yapmazlar.
 Ağza su alırken “Allah’ım! Bana peygamberinin
kevser havuzundan, bir daha sonsuza kadar
susamayacağım bir kâse su ihsan buyur.” diye
duada bulunur,
 Burnu yıkarken de “Allah’ım! Beni nimetlerinin
ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum
bırakma.”der.

ABDESTİN ALINIŞI
 Üç Kere Yüz Yıkanır.
 Birer Defası Farz, Diğerleri Sünnettir. Üçten Fazla
Veya Eksik Yıkamak Sünnete Aykırıdır.
 Saçın Bittiği Yerden Kulak Yumuşağından Çene Altına
Kadar Olan Kısım Yıkanmalıdır.
 Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını
Yoklamak adaptandır,
 Sakal, Bıyık Ve Kaşların Altına Suyun Ulaşması
Gerekir.
 Abdest Alırken Sık Sakalı Bulunanların Sakallarını,
Parmaklarını Sakalın İçine Sokarak Alt Taraftan Üst
Tarafa Doğru Hareket Ettirmesi Gerekir, Adaptandır,
 Yüz Yıkanırken Sakal Sık İse Üstünü Yıkamak
Yeterlidir.
 Yüzü yıkarken “Allah’ım! Bazı yüzlerin beyazlanacağı,
bazı yüzlerin de kararacağı günde, benim yüzümü ak
kıl.” diyerek dua etmek abdest adaplarındandır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak farz
üçe tamamlamak sünnettir,
 Kolları yıkamaya sağ koldan başlanır, sol kolla
devam edilir,
 Suyu Dirseklerin dört parmak yukarısına Kadar
Ulaştırmak gerekir,
 Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamalıyız.
Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
 Kolları iyice ovarak yıkanır.
 Sağ kolu yıkarken “Allah’ım! Bana amel
defterimi sağ yanımdan ver ve benim hesabımı
kolay kıl!” diye dua edilir
 Sol kolu yıkarken “Ey Rabbim! Bana kitabımı sol
yanımdan ve arka yönden verme ve şiddetli bir
hesap ile sorguya çekme” diye dua edilir

ABDESTİN ALINIŞI











Başın dörtte birinin elin içinin su ile ıslatılıp mesh edilmesi
hanefîler'e göre yeterlidir.
Başın “nâsiye” denilen ön tarafına mesh edilmesi daha
faziletlidir.
Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Başın tamamını bir su ile meshetmeye “kaplama mesh” denir
ki bu şekilde mesh etmek sünnettir.
Baş mesh edilirken elin saçların dibine doğru sokulmasına
veya ileri geri hareket ettirilmesine gerek yoktur.
Başı meh ederken“ilâhi, beni rahmetinle yarlığa, benim
üzerime bereketinden indir.” Diye dua etmek uygundur.
Yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi sünnettir.
Küçük parmağımızı kulağımızın içeine doğru sokup baş
parmağımızla kulağımızın arkasını mesh etmek şeklinde
yapılır
Boynu meshetmek: başı ve kulakları meshettikten sonra iki
elin arkaları ile ve üçer parmakla yeni bir su almaya gerek
olmaksızın boyun meshedilir.
Ellerin parmak uçları ensede birbirine değerek boyna doğru
çekilmek suretiyle yapılır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Ayakları topukları ile beraber bir kez
yıkamak
farzdır,
üçe
tamamlanması
sünnettir.
 Suyun
parmaklar
arasına
ulaşması
sağlanmalıdır.
 Önce sağ sonra sol ayak, parmak uçlarından
başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dahil
olmak üzere yıkanır.
 Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.
 Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi
su ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.
 Ayakları yıkarken şöyle dua edilir: “Ya Rabbi!
Birtakım ayakların kayacağı günde, benim
ayaklarımı sırat üzerinde sâbit kıl!”

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest sonunda kelime-i şehâdet (eşhedü enlâ ilahe illallah
ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh) getirmek,
 Abdestten artan sudan kıbleye karşı ayakta bir miktar içmek
ve bu sırada; “allah’ım beni her günah işledikçe tevbe eden
ve günahtan kaçınıp tertemiz bulunan salih kullarından
kıl” diye dua edilir ve
 Abdestin sonunda bir, iki veya üç defa kadir sûresi’ni okunur,
 Abdestten sonra, kerâhet vakti değilse iki rekat nafile namaz
kılınır.

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR
Abdeste başlarken önce niyet edilir, sonra eûzü-besmele çekilir. Sonra da her
bir âzayı yıkarken şu duâlar okunur:

ً‫الم ُْنورا‬
َ ‫َا ْل َح ْم ُد ل ّله َّالذى َج َع َل ْاْلَ َاء َط ُهو ًرا َو ْا ِال ْس‬
ِ ِ

“Suyu temizleyici, İslâmı da nûr kılan Allah'a hamdolsun.”

َ‫َا ّلل ُه َّم َاع ّنى َعلى ت َال َوة ْال ُق ْران َوذ ْكر َك َو ُش ْْكر َك َو ُح ْسن ع َب َادتك‬
ِ ِ ِ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ ِ ِ

Ağıza su verirken:

“Ey Allahım, Kur'an okumak, seni zikir ve sana şükür etmek, sana olan ibâdeti
güzelleştirmek hususlarında bana yardım et!..”

َ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ ْ َ َ َ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
‫حة الن ِار‬
ْ ‫اللهم ا ِرحنى را ِئحة الجن ِة والت ِرحنى را ِئ‬

Buruna su verirken:

“Allahım, bana Cennet kokusunu duyur, Cehennem kokusunu hissettirme!”
Yüzü yıkarken:

ٌ‫س َو ُّد ُو ُجوه‬
ٌ ‫ض ُو ُج‬
ْْ ‫وه َو َت‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم َب ّي‬
ُّ ‫ض َو ْجهى َي ْو َم َت ْب َي‬
ِ

“Allahım, yüzlerin kiminin ak, kiminin kara olduğu o günde, benim yüzümü kara değil,
ak çıkar!”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ‫َا ّلل ُه َّم َا ْعطنى ك َتابى ب َيمينى َوح‬
ً‫اس ْبنى ِح َس ًْابا َيسيًا‬
ِ ِ
ِ
ِ ِ
Sağ kolu yıkarken:

“Allahım, kitâbımı sağımdan ver, hesabımı da kolay eyle!”

Sol kolunu yıkarken:
َْ
ّ َ
َ َ
َ
ُ
َ
َ
ْ
َ
َ
َ
ْ
َّ
ُ
‫اللهم ال تع ِطنى ِكتابى ِبيسارى وال ِمن ور ِاء ْظه ِرى‬
“Allahım, kitâbımı solumdan ve arkamdan verme.”

َ َ meshederken:
َ َّ َ َّ ُ ّ َ
َ
َ
َ‫ال ظ ّْل ا َّال ظ ُّل َع ْرشك‬Başı
َ
ْ
َ
ْ
ّ
ْ
ِ ِ ِ ِ ‫اللهم ا ِظلنى تحت ِظ ِل عر ِشك يوم‬
ِ
“Allahım, Arşının gölgesinden başka gölge olmadığı günde, beni Arşının gölgesinde
gölgelendir.”
Kulaklara meshederken:
َ
َ
َ
َّ
ُ‫ذين َي ْستم ُعو َن ْال َق ْو َل ْف َيتب ُعون ا ْح َس َنه‬
َ ‫اج َع ْلنى م َن َّال‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم‬
ِ
ِ
ِ
“Allahım, beni sözü dinleyip de en güzeline uyanlardan eyle.”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ َ ْ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
َ
َ
‫اللهم اع ِتق رقبتى ِمن الن ِار‬
Boynu mesh ederken:

“Allahım, boynumu Cehennem ateşinden âzâd eyle!”
Ayakları yıkarken:
ْ
َ
ْ
َ
َ‫َا ّلل ُه َّم َث ّب ْت َقد‬
ّ ‫مى َع َلى‬
ُ‫الص َراط َي ْو َم تز ُّْل فيه االق َدام‬
َّ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ

“Allahım, ayakların Sırat üstünde kaydığı günde, ayaklarımı sırat üstünde sâbit eyle,
kaydırma!..”
Abdest tekmil olduktan sonra abdest suyundan içilir ve bu dua okunur:

َ‫اج َع ْلنى م ْن ع َْبادك‬
َّ ‫اج َع ْلنى م َن‬
َ ‫ن ْاْلُ َت َط ّهر‬
َْ ‫اج َع ْلنى م‬
ْ ‫ين َو‬
ْ ‫الت َّواب َين َو‬
ْ ‫َا َّلل ُه َّم‬
ِ ِ ِ ِ
َ‫َ ِ ِ َ َ ْ َ ْ ِ َ َّ ِ َ ِ َ َ ْ ٌ َِ َ ِ ْ ْ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ن‬
ْ ‫الصا ِل ِحين واجعل ِنى ِمن ال ِذين الخوف علي ِه ْم والهم يحزنو‬

“Allahım! Beni çok tevbe edenlerden, temizliğe çok dikkat edenlerden, salih kullarından
ve kendileri için korku ve hüznün olmadığı kimselerden eyle.”

Abdest sonunda “Kelime-i Şehâdet” (eşhedü enlâ ilahe illallah ve eşhedü enne
muhammeden abdühû ve resûlüh) getirilir. Bununla birlikte bir, iki veya üç defa
“Kadir” sûresi yada “Ayetel Kürsi” okunur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest uzuvlarında yara veya hastalık bulunması halinde nasıl abdest alınır?
Abdest uzuvlarından birinde yara veya hastalık bulunan kişi, bu organın
yıkanması zarar verecekse, yıkamayıp ıslak elle mesheder. Mesh edilmesinin de zarar
vermesi durumunda, bu da terk edilir. Bu rahatsızlık abdest veya gusül uzuvlarının
çoğunluğunda ise, abdest veya gusül yerine teyemmüm edilir.
Özürlü nasıl abdest alır, özrü sebebiyle elbisesine bulaşan necasetin hükmü nedir?
Özürlüler, her vakit için abdest alır ve mazeret teşkil eden rahatsızlığından
başka abdest bozan bir hal meydana gelmedikçe, bu abdestle o vakit içerisinde dilediği
gibi namaz kılar, Kur’an-ı Kerim okur ve diğer ibadetlerini yaparlar. Namaz vaktinin
çıkmasıyla veya başka abdest bozan bir halin meydana gelmesiyle özürlü kimsenin
abdesti bozulur.
Kişiyi özürlü kılan hal, bir namaz vakti boyunca hiç meydana gelmezse, özür
ortadan kalkmış olur ve o kimse özür sahibi olmaktan çıkar.
Özürlü kimseden akan kan, irin, idrar gibi şeylerin çamaşıra bulaşması halinde,
bundan kaçınılması mümkün değil ve temizlendiğinde tekrar bulaşacaksa çamaşır
yıkanmadan namaz kılınabilir. Fakat elbiseye tekrar bulaşmayacaksa, yıkanması gerekir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Bedeninde veya bir uzvunda sargı ya da yara bulunan kimse nasıl abdest alır?
Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık veya yaradan dolayı sargı
bulunduğunda, abdest alırken veya guslederken bu sargı çözülerek altı yıkanır ve yaranın
üstü mesh edilir. Ancak sargının çözülmesinin zararlı olması hâlinde çözülmeyip üzerine
mesh edilebilir. Sargı üzerine meshin meşruluğu sünnetle sabittir. Hz. Ali (r.a.) şöyle
demiştir: “Bileklerimden biri kırılmıştı. Peygamber (s.a.s.)’e sordum, O da sargıların
üzerine mesh etmemi emretti.“ (İbn Mace, Taharet, 134.)
Sargının bir defa mesh edilmesi yeterlidir. Yapılan bu mesh ile, o uzuv hükmen
yıkanmış olur. Sargının abdestsiz veya cünüp iken sarılmış olması meshe engel olmadığı
gibi, sargı üzerine meshin belirli bir süresi de yoktur; yara veya kırık iyileşinceye kadar
aynı sargı üzerine mesh edilebilir. Üzerine mesh ettikten sonra sargının değiştirilmesi veya
düşmesi hâlinde, mesh bozulmaz; iade edilmesi de gerekmez. Ancak, yaranın iyileşmesi
hâlinde, sargı açılmış olsun veya olmasın, mesh bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Tedavi maksadı ile cilde sürülen ilaç vb. maddeler abdeste engel olur mu?
Abdest alırken yıkanması gereken bir organın üzerine tedavi maksadı ile
merhem vb. bir madde sürülmüşse; su zarar vermiyorsa abdest alırken bu organın
yıkanması gerekir. Eğer yıkamak zarar veriyorsa ıslak elle üzerine mesh edilir.
Mesh etmek de zararlı ise o da terk edilir. Çünkü dinimiz zaruretler hâlinde
yasakları mübah kılmış, kişiye kaldıramayacağı yükü yüklememiş, zorluğun giderilmesini
ilke edinmiştir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Diş doldurtmak veya kaplatmak abdest ve gusle engel olur mu?
Tedavi amacıyla diş doldurmak veya kaplatmak caiz olup abdest ve guslün
sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak çıkarılıp takılabilen/sabit olmayan dişlerin gusül
abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması gerekir.
Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de kaplandıktan sonra,
dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı hükmünü alır. Bu sebeple, ağız yıkanınca,
kaplama yapılan dişler de yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi, gerektiğinde tedavi amaçlı
olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve abdest ya da gusül alıp, ibadetlerini
yapabilir.
Yapılan bu işlem tedavi amaçlı ve zorunlu olduğundan, mezhepler arasında bir
ihtilaf söz konusu değildir. Diş dolgusu veya kaplaması konusundaki ihtilaflar, guslün veya
abdestin geçerli olup olmayacağı konusuyla alakalı bir durum değildir. Çıkan dişin yerine
bağlandığında kullanılan tel veya başka bir madde, çok sıkı bağlanacağı için, suyun altına
girmesine engel olur. Buna rağmen fukaha, kopan dişi yerine bağlatmanın caiz olduğunda
görüş birliği içindedirler.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

İdrar torbası kullanmak zorunda olan hastaların abdesti bozulmuş olur mu?
Devamlı burun kanaması, idrarı tutamama, kusma, yaranın devamlı kanaması,
kadınlardaki akıntı gibi abdesti bozan ve en az bir namaz vakti süresince devam eden ve
her namaz vaktinde tekrarlanan bedenî rahatsızlıklara özür/mazeret, böyle kimselere de
özür sahibi kimse denilir.
Buna göre; kendisinden devamlı idrar geldiği için idrar torbası kullanmak
zorunda olan hastalar, dinî açıdan özür sahibi konumundadırlar. Özür sahipleri, her namaz
için vakit çıktığında abdest almak suretiyle namazlarını kılarlar.
Bu abdestle vakit içinde diledikleri kadar farz veya nafile namaz kılabilirler.
Ancak mümkün olduğunca namaza başlamadan önce torbadaki idrarın boşaltılmış
olmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle abdeste başlamadan önce idrar torbası
boşaltılmalıdır. Şu kadar var ki, vakit namazı için abdest alındıktan sonra, torba içinde
biriken idrar ile kılınan namaz geçerlidir. Bu özürleri dışında abdesti bozan başka bir hal
olmadıkça, vakit içinde abdestleri devam eder, vakit çıkınca bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan bir kadın teyemmüm ederek namazını
kılabilir mi?
Yalnızca erkeklerin veya hem erkeklerin hem de kadınların bulunduğu bir
ortamda gusül abdesti almak durumunda kalan bir kadın gusül abdestini tehir eder.
Dolayısıyla, suyu kullanmaktan aciz olduğu için teyemmüm ederek namazını kılar.
Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan kadın ise, namaz vaktinin sonlarına
kadar bekler. Eğer vaktin çıkacağından korkarsa teyemmüm ederek, namazını kılar. Ancak
o namazı iade eder .

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Su mevcut olduğu halde abdest alıncaya kadar namaz vaktinin çıkmasından endişe
eden kişi teyemmümle namaz kılabilir mi?
Abdest alma imkânı varken, cuma namazı ve vakit namazları gibi vaktinde
kılınamadığı zaman kaza edilen namazların, vaktin çıkacağı endişesi ile teyemmüm ederek
kılınması caiz değildir. Zira abdest alındığı takdirde bu namazlara yetişilemezse, cuma
namazı yerine öğle namazı, vakit namazı yerine kaza namazı kılınır.
Maliki Mezhebi’ne göre, su ile abdest alma imkânı var iken, abdest veya gusül
alındığı takdirde beş vakit namazdan birinin vakti geçecek ise bu namaz teyemmüm
ederek kılınır.
Varis çorabı üzerine mesh yapılabilir mi?
Varis hastalığından dolayı ayağa giyilmesi gereken özel çoraplar, kırık, çıkık
üzerindeki sargı hükmün dedir. (İbn Mace,Taharet,134.) Bu itibarla, varis çorapları
üzerine meshedilmesinde bir sakınca yoktur

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Kol ve bacakları olmayan kimsenin abdesti eksik olur mu?
Yüce Allah din konusunda bize hiçbir zorluk yüklememiştir. (Hacc, 22ı78.)
“Köre, topala da vebal ve hastaya güçlük yoktur.“ (Fetih, 48ı17.) anlamındaki
ayetler buna delildir. İnsanlar ancak yapabileceklerinden sorumludurlar.
Hastalığı veren de yükümlülükle ri yükleyen de Allah’tır. Dolayısıyla kişi gücü
neye yetiyorsa onu yapmakla mükelleftir. Kol ve bacakları olmayan kişiden abdestte bu
organları yıkama yükümlülüğü düşer. Ancak bu kimsenin, bu özründen dolayı namaz
yükümlülüğü düşmez.
Kendisine abdest aldıracak yardımcı birileri yoksa ve kendisi de bir şekilde
abdest alma yöntemi bulamazsa, yüzünün iki yanını toprak veya toprak cinsinden bir şeye
dokundurarak teyemmüm eder. Elleri ve kolları olmayan veya kesilmiş olan kimse yalnız
yüzünü yere sürerek teyemmüm yapar.
Eğer yüzünde bir yara veya özür varsa teyemmüm etmeksizin namazı kılar. Bu
imkâna da sahip değilse, namazını yapabildiği şekilde ima ile kılar. Özürlü bir kimse, ancak
kendisi gibi özürlü birisine namaz kıldırabilir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Saç boyası, kına, ruj, oje, jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani
midir?
Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa,
abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması
gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken
uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır.
Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan
maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce
giderilmesi gerekir. Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşturmayan saç boyası,
kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Tuvalette abdest alınabilir mi?
Tuvalette abdest alınmasında bir sakınca yoktur. Ancak böyle yerlerde
besmele, zikir ve duaların içten söylenmesi uygun olur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest ve gusülün tam olup olmadığı konusundaki vesveseye
itibar edilir mi?
Vesvese, çeşitli sebeplerle insanın yaşadığı kararsızlık,
şüphe ve kuruntu halidir. Vesvese sebebi ile, gusül ve abdestin
tekrarlanması gerekmez. Vesvese gelse bile abdest ve gusle devam
edilmelidir.
Kişi vesveseye itibar etmemeye çalışmalı, içe doğan şüphe
ve tereddüt hallerinin asılsız olduğunu kendine telkin etmeli,
ayrıca zaman zaman Felak ve Nas Surelerini, anlamlarını da
düşünerek okumalıdır.
Güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest ve gusül alınır mı?
Güneş enerjisi ile ısıtılan su ile, temiz olmak kaydıyla, abdest almak
ve gusletmekte dinen bir sakınca yoktur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAKTA GEREKLİDİR
İyi veya kötü hareketleri organlarımızla yaparız. El işler yapar, yıkar ve
yazar; ağız yer içer, iyi ve kötü sözler söyler, konuşur; burun koklar, gözler görür,
kollar saldırır ve yakalar; kulaklar işitir ve dinler; ayaklar ise bizi pek çok yere
götürür. Bütün bunlar zaman zaman günah ve yasak sınırını aşabilir.
İşte abdest sırasında içimizden geçireceğimiz dualarla, söz konusu
edilen olumsuz hareketlerin etkisinden kurtulmaya çalışabiliriz. Abdest alacak
kimse önce niyet eder. Bu bir rûhî-mânevî hazırlıktır. Hakk'ın huzuruna çıkmaya
niyet etmek ve hazırlanmak demektir. Sonra besmele çekerek ve Allah'ın
yardımını dileyerek abdeste başlar.
Abdest alan insan samimî bir dille ve içten bir duyguyla, eksiklik ve
hatalarını Hakk'ın huzurunda itiraf edip, bunları yıkamasını ve silmesini kulluğa
yakışan bir tavırla O'na arz eder, duasının kabulü için yalvarıp yakarır. Böylece
bilinci ve içtenliği ölçüsünde ruhen temizlenip arınmış bir halde huzura varmaya,
namaza durmaya hazır hâle gelir.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Su nasıl maddî kirleri temizliyorsa, tövbe de manevî kirleri yok eder
diye düşünerek abdest organlarımı yıkamalıyım. Halkın gördüğü yer olan
bedenimi ve elbisemi temiz tutar da Hakk'ın nazar ettiği yer olan kalbimi
tertemiz tutmazsam yanlış yapmış olurum diye inanmalıyım. Bedenim gibi
kalbimi de kötü ve kirli şeylerden arındırmaya çalışmalıyım şuurunda bir abdes
gerçek mahiyeti ile abdest olmuş olur.
Şemsî'nin dediği gibi: " Pâdişah konmaz saraya hâne mâmur
olmadan.” önce hanemizi mamur hale getirelim kalbimizi tezkiye edlim sonra
organlarımızı temizleyeli.
Yûnus Emre söylüyor: " Tanla durup başın kaldır ellerini suya daldır /
Hem şeytanın boynunu vur hem nefs dahi ölse gerek." (“Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr.
Mehmet Demirci)

Beyazid-i Bistâmî şöyle dermiş: "Ne zaman dünya düşüncesi
gönlümden geçse abdest alırım; âhiret düşüncesi geçince de gusül yaparım."

Prof. Dr. Mehmet Demirci hocamızın Altınoluk dergisinde yayınlanmış olan “Abdestin
İç Anlamı” isimli makalesinde Gönül ehli kimseler iç anlam olarak abdestin ve temizliğin beş
derecesinden söz ettiklerini belitir ve bunları İçten dışa doğru şöylece sıralar:

1. Rûhun abdesti: Rûhun, hayvanlık seviyesine ait bilgisizlikten ve Allah'tan gayri
şeyleri görme gafletinden arınmasıdır. Ruh Allah'tan gayrı şeyleri görmekten arınsa,
Gaffar olan Allah'ın nûru onu kuşatır. Kötü düşüncelerini temizlese takvâ elbisesine
kavuşur. Nefsin tezkiye ederse iç huzuruna ve itmi'nâna ulaşır.
2. Sırrın abdesti: Burada "sır", rûhun rûhu demek olup; onun abdesti gösterişten (riyâ),
arzu ve isteklerin esiri olmaktan, kendini beğenmişlikten, baş olma tutkusundan, aşırı
dünya isteği ve mevki sahibi olma ihtirasından arınmaktır. Bunun neticesinde ihlâs nûru
ortaya çıkar. Dünya sevgisinden arınırsa âhiret sevgisi doğar.
3. Kalbin ve gönlün abdesti: İki yüzlülük, bozgunculuk ve kötü ahlâktan uzak durmaktır.
Büyüklenme yıkanınca, alçak gönüllük doğar. Çekememezlik kirleri yıkansa, iyilik;
düşmanlık yıkansa, Allah sevgisi görünür.
4. Dilin abdesti: Yalan, dedi-kodu, iftira ve boş sözden, insanların ayıplarını merak
etmekten ve gizli hallerini ortaya çıkarmaktan, faydasız konuşmaktan uzak durmaktır.
Yalan ve koğuculuk yıkansa, doğruluk ve vefâ doğar. İftira ve itham etme yıkansa, sevgi
görülür. Faydasız ve boş söz bırakılsa yararlı şeyler konuşulur veya Allah'ın adı anılır.
5. Zâhir abdesti: Bu, bildiğimiz abdesttir. Neticesinde Abdest alan kimsenin yüzünü
yıkaması, mahşer günü yüzünün nurlu olmasına yol açar. Kolunu yıkayınca cömertlik
nurları hasıl olur. Ayrıca amel defterinin sağ eline verilmesi gibi bir lûtfa erişir. Ayağını
yıkayınca, âhiretteki manevî engelleri kolaylıkla geçme imkânı doğmuş olur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Abdest alırken gerçekleşen dış temizliğin, iç temizliği ile
birlikte gelişmesi için şunlar da tavsiye edilir: Eller yıkanırken
kalbin de aşırı dünya sevgisinden yıkanması gerekir. Ağıza su
alınırken, onunla boş şeyleri anmamaya azmetmelidir. Yüz
yıkandığı zaman, yüzü Hak'tan başka şeylere çevirmemeye söz
vermelidir. Ayağı yıkarken, Hak yolda bulunma gayreti
pekiştirilmelidir.
Dış temizlik su ile, iç temizlik ise tövbe ile ve Hakk'ın
kapısına dönmekle mümkün olur.

Bedenin bütün uzuvlarına madden ve manen abdest
aldırmak gerekir. Bedene su ile nasıl ki abdest aldırıyorsak, her bir
uzvumuzu Yaratının rızasına uygun işler yaptırmak suretiyle
manevi abdestimizide almamız gerekmektedir.
Abdestin suyu günaha bakan gözleri, günahla kızaran yüzü
de arındırır. Ağzı abdest suyu ile çalkaladığımız zaman, bizi günaha
sokan kelimeler, bu kelimeleri oluşturan dil ve dişler pir-ü pak
olur. Başımızı mesh ettiğimizde zihnimizden geçen günahlar bir bir
dökülür. Kulaklara değen abdest suyu bu organın dikkat kesilip
dinlediği günahkar sözleri siler süpürür. Ve en nihayet bizi günahın
kapısına kadar yürüten ayaklarımızı yıkarız. Onlar da günahtan
kurtulmuş olur.
Yüce Rabbim abdestimizi en güzel şekilde alıp
ibadetlerimizi kendi rızasına uygun olarak yapmayı cümlemize
nasip etsin.

Bu Sunum İdris YAVUZYİĞİT Tarafında; “İhtiyar” Mevsılî,
“Bidayetu’l Müctehit” Ahmet İbn Rüşd El Kurtubi, “Büyük İslam İlmihali”
Ömer Nasuhi Bilmen (A. Fikri Yavuz), “İslam İlmihali” Lütfi Şentürk Ve
Seyfettin Yazıcı (Diyanet), “İlmihal” Heyet (TDV), “Delilleriyle İslam
İlmihali” Hamdi Döndüren, “Şafii İlmihali” Mehmet Keskin (Diyanet), “Din
Görevlisinin El Kitabı” Mevlüt Özcan, “Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr. Mehmet
DEMİRCİ; “Abdestin Fazileti Ve İbadetler Açısından Önemi” Ahmet ÜNAL;
“Abdestin Manası Ve Önemi” Mustafa Kutlu’ya Ait Kitap, Makale Ve Vaaz
Örneklerinden İstifade Edilmek Suretiyle Hazırlanmıştır.
Rabbim Eser Sahiplerinden Ölenlere Rahmetiyle, Yaşayanlara Lutuf
Ve Keremiyle Tecelli Eylesin Ve İki Cihan Saadeti İhsan Etsin.


Slide 41

Abdest Almanın Önemi
ve Fıkhi Boyutu
İdris YAVUZYİĞİT
[email protected]

Abdestin Önemi
Abdestin Tanımı
Abdest Çeşitleri
Abdestin Farzları
Abdestin Sünnetleri
Abdestin Adapları

Abdesti Bozan Durumlar

Abdestin Alınışı
Abdest Duaları
Fıkhi Sorular
Abdestin İç Anlamı

ABDEST

َ ْ ُ ْ ُ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َ
ُ ْ َ ٰ َّ
‫وة فاغ ِسلوا‬
‫يا ايها ال ٖذين امنوا ِاذا قمت ْم ِالى الصل‬
ِ
َ ‫ُو ُج‬
ْ‫وه ُك ْم َو َا ْي ِد َي ُك ْم ِا َلى ْاْلَ َرا ِْفق َو ْام َس ُحوا ب ُر ُؤس ُك ْم‬
ِ ِ
ِ
ْ َ ْ ُ َُ ََْ
َ
ْ
ْ
َ
‫وارجلكم ِالى الكعبي ِ ْن‬
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya
kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize
kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip,
topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)”.

(MÂİDE suresi 6.

ayet)

ABDEST

Bu âyet, teyemmüm âyeti olarak adlandırılır. Fakat
âyette abdestin farzları tesbit edilmektedir. Dolayısıyla bir
abdest âyeti olduğu şüphesizdir.
Şu kadar var ki, abdest bu âyet ile farz kılınmış değildir.
Çünkü abdest Mekke’de namazla beraber farz kılınmış ve
İslâm’da hiçbir zaman abdestsiz namaz kılınmamıştır.
Oysa bu âyet-i kerîme Medîne’de, hicretin 6. yılında,
Benî Mustalik Gazvesi’nde cereyan eden meşhur “İfk hâdisesi”
üzerine gece susuz bir yerde kalınıp abdest almak mümkün
olmadığından dolayı nâzil olmuştur.
Hz.Âişe vâlidemize münafıklar tarafından çirkin bir iftira
yapıldığı için bu olaya ifk (iftira) olayı denilmiştir.

ABDESTİN FAZİLETİ

َ َ َ َّ َ َ ْ
َ َََ َ
َ
ْ‫خ َط َاي ُاه من‬
ْ
َ
ْ ‫ خرجت‬، ‫من توضأ فأحـسن الوضـوء‬
ِ
َ
ْ َ َّ
ْ
َ
َ
ُ
‫تحت أظفا ِر ِْه‬
ِ ‫جس ِد ِه حتى تخرج ِمن‬
“Kim

güzelce abdest alırsa, o kimsenin
günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün
vücudundan çıkar.” (Riyasü’s-Salihin, 1028; Müslim, Tahâret 33)

ُْ َ ُ ُ ُّ
‫ر‬
» ‫يمان‬
ْ ِ ‫اإل‬
‫ر‬
«
‫ط‬
‫ش‬
‫و‬
‫ه‬
‫الط‬
ِ

Ebû Mâlik el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır.” (Riyasü’s-Salihin, 1033; Müslim, Tahâret 1)

َ ْ َ َّ َ ً ّ ُ َ
َ‫َّ ُ َّ ُ ْ َ ْ ن‬
َ
ْ
َ
‫القيام ِ ْة غرا محج ِلين ِمن ْآث ِار‬
‫« ِإن أمتي يدعو يوم‬
ِ
َ
َ
َ
َ
ُ
ُ
َ
َ
َ
ْ
ْ
ُ
ْ
ْ
ْ
َّ
» ‫ فليفعل‬، ‫من استطاع ِمنكم أن ْي ِطيل غرته‬
ِ
ِ ‫الوضوء ف‬
ٌ
. ‫متفق عليه‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’i:
“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde,

abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak
olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten
kimse bunu yapsın” buyururken işittim. (Riyazüs Salihin, abdestin fazileti, 1026;
Buhârî, Vudû‘ 3; Müslim, Tahâret 35)

Bu Hadis bizlere:
1. Abdesti farzlarına, sünnetlerine, müstehaplarına ve edeplerine riayet ederek
almak gerekir. Böyle yapmak müstehaptır.
2. Abdest, insanın yüzünü nurlandırır, el ve ayaklarını ağartır. Bu hem maddî hem
manevî anlamda böyledir.
3. Allah Teâlâ, kıyamet gününde ve mahşer yerinde yüzü nurlu, el ve ayakları parlak
olanlara özel muamelede bulunur. Çünkü bunlar sâlihler ve ibadet ehli mü’minlerdir.
4. Abdestte ayakları yıkamak asla terkedilmemelidir.

ABDESTİN FAZİLETİ

ُْ ُ ْ َ
ُْ َ ُ َْ ُ َُْ
ُ
ُ
ُ
ُ
» ‫الحلية ِمن اْلؤ ِم ِن ح ْيث يبلغ الوضـوء‬
ِ ‫« تبلغ‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Ben dostum sallallahu
aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:
“Mü’minin

nuru ve beyazlığı, abdest
suyunun ulaştığı yere kadar varır.” (Müslim, Tahâret 40)

َ َّ َ َ
ُ ُ
َ َُ
َ َ ُ ْ َ
ْ
َ
َ
ُّ‫كل‬
ْ ‫جه ِه‬
ِ ‫« ِإذا تو َضأ َالعبد اْل‬
ِ ‫سلم أ ِو اْلؤ َ ِمن فغسل َ ْوجهه خرجَ ِمن َو‬
َ َ
ْ
َ
ْ
ْ
َ
ْ
‫ َف ِإذا غسل يدي ِه‬، ‫اْلاء‬
‫اْلاء أو مع آ‬
‫خطيئة نظر ِإليها ِبعيني ِه مع‬
‫خر قط ِر‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ْ َ
َ ََ ُ
َ َ َ َ َ ُّ ُ
َ
ْ
ْ
ْ
َ
‫ط ِر‬
َْ ‫يديه كل خطيئ ٍة كان بطشتها يداه مع اْل ِاء أو مع ِآخر ق‬
‫ خرج ِمن‬،
ِ
َ َ
َ ُّ ُ ْ َ َ َ
َ
ْ‫ط َيئة َم َشتها رجاله مع اْلاء ْأو‬
ْ
َ
ِ
ِ
ٍ ْ ِ ‫ خرجت كل خ‬، ‫ ف ِإذا غسل ِرجلي ِه‬، ‫اْلاء‬
ِ
َ
ُّ
َ
ُ
َ
َ
ًّ
ُ
. ‫ حتى يخرج ن ِقيا ِمن الذن ْو ِب »رواه مسلم‬، ‫اْلاء‬
‫طر‬
‫ق‬
‫آخر‬
‫ع‬
‫م‬
ِ ِ ِ

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve
yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest
suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini
yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –
veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını
yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah
abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar.
Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (Müslim,
Tahâret 32; Tirmizî, Tahâret 2; Riyasü’s-Salihin, 1030)

َ ُ ْ ُ َّ َ َ ْ َّ
َ ْ َ ْ َ ْ َ َّ َ ُ ْ
ْ ُ َ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َّ
َ
‫ن‬
: » ‫ ِوددت أنا قد رأينا ِْإخواننا‬، ‫الحقو‬
‫نين ِوإنا ِإن شاء‬
‫« السالم عليكم دار ق ٍوم مؤ ِم‬
ِ ‫الله ِْبك َم‬
ِ
َ
ُْ َ َ َ ّ َ ُ َ ْ َ
َ َ ُ َ
َّ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
َ
َ
ُ
ْ
ْ
ْ
» ‫ وإخواننا َال َذين لم َ يأتوا بعد‬، ‫ « أنتم أصحابي‬: ‫ أولسنا ِإخوانك يا رسول الل ِه ؟ قال‬: ‫قالوا‬
ُ
َْ ْ َ ْ َ ُ ْ َ
َ َ َْ
ُ
ُ‫له‬
َ
ُ
َّ
َ
ُ
ْ
ْ
َّ
َ
ْ ‫ « أرأيت لو أن رجال‬: ‫ كيف تع ِرف من لم يأتوا بعد من أم َِتك يا رسول هللا ؟ فقال‬: ‫قالوا‬
ُ َ
َ
َ
َّ ُ
َ ‫حج َل ٌة ْبي‬
َّ ‫َخ ْي ٌل ُغ ٌّر ُم‬
ْ ‫ أال‬، ‫ظهر ْي َخ ْيل ُد ْهم ب ْهم‬
َ ‫ َق‬، ‫الل ِ ْه‬
ْ
‫ بلى يا رسول‬: ‫يع ِْر ُف َخ ْيل ُه ؟ » قالوا‬
‫ال‬
‫ن‬
ِ ٍ ٍ
ٍ
َ
ُ
ُ ‫َ َّ ُ ْ ْ ُ َن‬
َ
َ
ُ
َ
َّ
ُ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
ًّ
‫و‬
. ‫ ِ »ر اه مسلم‬
ِ ‫ «ف ِإنهم يأتو غرا محج ِلين ِمن الوض‬:
ِ ‫ وأنا فر ْطهم على الحو‬، ‫وء‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem kabristana geldi ve:

“Selâm size ey mü’minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız.
Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim” dedi. Ashâb-ı kirâm:
– Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah? dediler. Resûl-i Ekrem:
– “Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb:
– Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah’ın Resûlü?
dediler. Peygamber Efendimiz:
– “Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at
sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?” diye sordu. Sahâbe:
– Evet, tanır, ey Allah’ın Resûlü, dediler. Resûl-i Kibriyâ:
“İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler.
Ben havzın başına onlardan önce varacağım” buyurdular. (Müslim, Tahâret 39; Riyasü’sSalihin, 1031 )

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ
Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el suyu”
anlamına gelen abdest, belirli ibadetlerin ifasının ön şartı olan ve kendisi
de ibadet mahiyetinde görülen bir nevi hükmî temizliktir.
Arapça karşılığı güzellik, temizlik ve parlaklık anlamına gelen
“vudû”dur.
Fıkıhta abdest, “belli uzuvları usulüne uygun olarak su ile yıkamak
ve bazılarını da eldeki su ıslaklığı ile meshetmek” şeklindeki ibadet
temizliği olarak tarif edilir.(TDV, İslam İlmihali 1. cilt, s 195)
Fıkıh dilinde maddî kirlilikten temizlenme “necasetten taharet”
olarak anılır; hükmî kirlilik olan hadesten temizlik ise birer hükmi temizlik
usulleri olan abdest ve gusülle olur.

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ

Abdest ile ağız, diş, burun, el, yüz ve ayaklar gibi
kirlenmeye ve dışarıdan gelecek mikroplara en açık uzuvlar
günde birkaç defa su ile temizlenir.
Bu sayede vücudun sinir sistemi ve kan dolaşımı daha
düzenli hale gelir ve vücuda fizikî-tıbbî birçok fayda sağlar.
Abdest, namaz ibadetini ifa için yüce Allah'ın
huzuruna çıkacak müminin manevî ve ruhî hazırlık ve temizliği
de demektir.
Bu yüzden abdest, maddî temizlikle manevî temizliği
birleştirici, müslümana manevî yönden destek ve güç sağlayıcı
bir anlam ve öneme sahiptir.

ABDEST’İN HÜKMÜ / ÇEŞİTLERİ
1.

Farz Abdest:
1.
2.
3.
4.

Namaz Kılmak,
Cenaze Namazı Kılmak,
Tilâvet Ve Şükür Secdesi Yapmak,
Kur'an'a Dokunmak İçin Abdest Almak Farzdır.

Vacip Abdest: Kabe'yi Tavaf Etmek İçin Abdest Hanefilere Göre Vaciptir.
3. Mendup Abdest:
2.

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.

Yatmadan Önce Abdest Almak,
Vakit Namazları İçin Ayrı Ayrı Abdest Almak,
Kuran Okumak,
Dini Kitaplara Dokunmak,
Hadis Okumak,
Peygamberimizin Kabrini Ziyaret Etmek,
Arafat’ta Vakfa Yapmak,
Safa Ve Merve Arasında Say Yapmak,
Ezan Okumak,
Cenaze Yıkamak,
Her İşe Abdestli Olarak Başlamak,
Her Zaman Abdestli Bulunmak İçin Ve
Öfkelendikten,yalan Söyledikten Ve Gıybet Ettikten Sonra Abdest
Almak Mendup’dur.

ABDEST’İN MEZHEPLERE GÖRE FARZLARI
FARZLAR

HANEFİ

ŞAFİİ

MALİKİ

HNBELİ

YÜZÜ YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

KOLLARI YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

BAŞI MESH ETMEK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

AYAKLARI YIKAMA

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

NİYET ETMEK

SÜNNET

FARZ

FARZ

FARZ

TERTİBE RİAYET

SÜNNET

FARZ

SÜNNET

FARZ

MUVALAT

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

FARZ

BESMELE

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

OVARAK YIKAMAK

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

ABDEST’İN FARZLARI
1.

2.

3.

4.

Yüzü bir kere yıkamak (yüzün sınırları: saçın bittiği yerden kulak
yumuşağından çene altına kadar olan kısım. Sakal, bıyık ve kaşların altına
suyun ulaşması gerekir. Yüz yıkanırken sakal sık ise üstünü yıkamak
yeterlidir.)
Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak (abdest alırken parmaktaki
yüzüğün altına su alacak şekilde oynatılması, el, yüz ve ayakta bulunan ve
suyun deriye temasını önleyen maddelerin imkân dahilinde temizlenmesi
gerekir.)
Başın dörtte birini mesh etmek (dörtte birinin el içi su ıslaklığıyla mesh
edilmesi hanefîler'e göre yeterlidir. Başın “nâsiye” denilen ön tarafına
mesh edilmesi daha faziletlidir. Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Şâfiîler'e göre başın mesh miktarı daha azdır, bir saç teli. )
Ayakları topukları ile beraber bir kez yıkamak (suyun parmaklar arasına
ulaşması sağlanmalıdır. Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi su
ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.)

ABDEST’İN SÜNNETLERİ

1.
2.
3.
4.

Abdest almaya niyet etmek,
Başlarken besmele çekmek,
Elleri bileklerle birlikte üç defa yıkamak,
Ağız ve buruna su çekip iyi bir ağız ve burun temizliği
(mazmaza ve istinşak) yapmak,
5. Misvak kullanmak veya dişleri fırçalamak,
6. Sakalın içine su girmesini sağlamak,
7. El parmaklarını birbirine sokup ovuşturmak,
8. Başın tamamını elin ıslaklığıyla mesh etmek,
9. Boynu mesh etmek,
10. Abdest uzuvlarını yıkarken sıraya uymak,
11. Abdeste sağ uzuvlardan başlamak,
12. Uzuvları üçer defa yıkamak
13. Su ile iyice ovmak (delk),
14. Abdeste ara vermeden tamamlamak.

ABDEST’İN SÜNNETLERİ
1.
2.
3.
4.

5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.

Niyet etmek: “Niyet ettim, Allah rızası için abdest almaya” denilmesi müstehaptır.
Abdeste başlarken önce temiz olan elleri bileklere kadar yıkamak.
Abdeste “Eûzü” ve “besmele” ile başlamak.
Mazmaza ve İstinşak: Elleri yıkadıktan sonra önce üç defa ağıza su alınıp çalkalanması ve
dışarı atılmasına “mazmaza”, üç defa da burunun yumuşağına kadar su alınmasına ise
“istinşak” denilir. Ağız ve buruna her su almada, alınan su yenilenir.
Mazmaza ve istinşakta mübalağa etmek. Fakat oruçlu kimseler mübalağa yapmazlar.
Misvak Kullanmak
Tertibi gözetmek. Şâfiî ve Hanbelîlere göre farzdır.
Abdeste sağ taraflardan başlamak
Abdest uzuvlarını üçer defa yıkamak: Birer defası farz, diğerleri sünnettir. Üçten fazla veya
eksik yıkamak sünnete aykırıdır. Çoğu fakihlere göre başı bir defa meshetmek yeterlidir.
Abdestte elleri veya ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak. Parmakları hilâllemek.
Sakalı hilâllemek: Abdest alırken sık sakalı bulunanların sakallarını, parmaklarını sakalın içine
sokarak alt taraftan üst tarafa doğru hareket ettirmesine hilâlleme denir.
Başın tamamını bir su ile meshetmek: Buna “kaplama mesh” denir.
Kulakları meshetmek: Çoğu fakihlere göre, yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi
sünnettir.
Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile ovmak
Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamak. Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
Boynu meshetmek: Başı ve kulakları meshettikten sonra iki elin arkaları ile ve üçer parmakla
yeni bir su almaya gerek olmaksızın boyun meshedilir.

ABDEST’İN ADAPLARI
Abdestin Âdabından Maksat, Abdestin Farzlarının Ve Sünnetlerinin Daha Uygun
Şekilde Ve Ortamda, Mükemmel Bir Şekilde Yerine Getirilmesini Sağlamaktır.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.

12.
13.

Abdest Alırken -Mümkünse- Kıbleye Dönmek,
Abdest Sularını Vücuda Ve Elbiseye Sıçratmamak,
Dünya İşlerine İlişkin Konuşmamak,
Abdest Dualarını Veya Bildiği Dualardan Okumak,
Suyu Ölçülü Kullanmak,
Daha Vakit Girmeden Abdest Alıp Namaza Hazır Bulunmak,
Bir Özür Bulunmadıkça Abdestte Başkasından Yardım İstememek,
Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını Yoklamak, Suyu Dirsek Ve
Topukların Yukarılarına Kadar Ulaştırmak,
Nehir Veya Deniz Kenarında Bile Su İsrafından Kaçınmak,
Abdest Sonunda Kelime-i Şehâdet (Eşhedü Enlâ İlahe İllallah Ve Eşhedü Enne
Muhammeden Abdühû Ve Resûlüh) Getirmek,
Abdestten Artan Sudan Kıbleye Karşı Ayakta Bir Miktar İçmek Ve Bu Sırada;
“Allah’ım Beni Her Günah İşledikçe Tevbe Eden Ve Günahtan Kaçınıp Tertemiz
Bulunan Salih Kullarından Kıl” Diye Dua Etmek,
Abdestin Sonunda Bir, İki Veya Üç Defa Kadir Sûresi’ni Okumak,
Abdestten Sonra, Kerâhet Vakti Değilse İki Rekat Nafile Namaz Kılmak.

ABDEST’İ BOZAN DURUMLA
1. İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necasetin,
herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
2. Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir maddenin
çıkması. (Şâfıî ve mâlikîler'e göre bozmaz.) Vücuttan çıkan kan, irin ve sarı
su akmadığı veya çıktığı yerin çevresine dağılmadığı sürece abdesti bozmaz.
3. Ağız dolusu kusmak.
4. Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan
durumlar.
5. Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek.
6. Cinsî münasebet veya fahiş (aşırı) temas ve dokunma.
7. Mazeret halinin sona ermesi. Su bulamadığı için teyemmüm eden kimse suyu
bulunca, mest üzerine mesh yapan kimsenin -yolcu olanlara üç, yolcu
olmayanlara bir gün olarak tanınan- mesh süresi dolunca, özürlü kimse için
de namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur.
8. Hanefîler'in dışındaki üç mezhebe göre bir kimsenin kendi cinsel organına
temas da abdesti bozar.

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest suyunun elbiseye sıçramayacağı bir konum
alınır,
 Mümkünse kıbleye dönülür,
 Abdeste “eûzü” ve “besmele” çekilir,
 Niyet ve besmele ile abdeste başlayıp “niyet ettim, allah
rızası için abdest almaya” denir,
 Su ölçülü kullanılır, fazla açılmaz, israftan kaçınılır,
 Abdestte elleri parmak uçlarından başlanır,
 Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da
hilallenerek üç defa yıkanır,
 El, yüz ve ayakta bulunan ve suyun deriye temasını
önleyen cilt üzerindeki hamur, boya, sakız gibi
maddeler temizlenir,
 Parmakta yüzük varsa oynatılır,
 Misvak veya diş fırçası ile bunlar yoksa sağ elin
parmaklarıyla dişler temizlenir,
 Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile iyice ovarak
yıkanır

ABDESTİN ALINIŞI

 Ağız, Sağ El Avucuna Alınan Su İle Üç Defa
Çalkanıp iyice Temizlenir,
 Ağız Ve Buruna Her Su Almada, Alınan Su
Yenilenir.
 Üç Defa Da Burna Sağ El İle Su Çekilip Her
Defasında Burun Sol Elle Temizlenir.
 Oruçlu Olmayan Kimse Ağız Ve Burnun Her
Yerine Suyun İyice Ulaşmasını Sağlar.
 Mazmaza Ve İstinşakta Mübalağa Etmek Gerekir.
Fakat Oruçlu Kimseler Mübalağa Yapmazlar.
 Ağza su alırken “Allah’ım! Bana peygamberinin
kevser havuzundan, bir daha sonsuza kadar
susamayacağım bir kâse su ihsan buyur.” diye
duada bulunur,
 Burnu yıkarken de “Allah’ım! Beni nimetlerinin
ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum
bırakma.”der.

ABDESTİN ALINIŞI
 Üç Kere Yüz Yıkanır.
 Birer Defası Farz, Diğerleri Sünnettir. Üçten Fazla
Veya Eksik Yıkamak Sünnete Aykırıdır.
 Saçın Bittiği Yerden Kulak Yumuşağından Çene Altına
Kadar Olan Kısım Yıkanmalıdır.
 Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını
Yoklamak adaptandır,
 Sakal, Bıyık Ve Kaşların Altına Suyun Ulaşması
Gerekir.
 Abdest Alırken Sık Sakalı Bulunanların Sakallarını,
Parmaklarını Sakalın İçine Sokarak Alt Taraftan Üst
Tarafa Doğru Hareket Ettirmesi Gerekir, Adaptandır,
 Yüz Yıkanırken Sakal Sık İse Üstünü Yıkamak
Yeterlidir.
 Yüzü yıkarken “Allah’ım! Bazı yüzlerin beyazlanacağı,
bazı yüzlerin de kararacağı günde, benim yüzümü ak
kıl.” diyerek dua etmek abdest adaplarındandır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak farz
üçe tamamlamak sünnettir,
 Kolları yıkamaya sağ koldan başlanır, sol kolla
devam edilir,
 Suyu Dirseklerin dört parmak yukarısına Kadar
Ulaştırmak gerekir,
 Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamalıyız.
Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
 Kolları iyice ovarak yıkanır.
 Sağ kolu yıkarken “Allah’ım! Bana amel
defterimi sağ yanımdan ver ve benim hesabımı
kolay kıl!” diye dua edilir
 Sol kolu yıkarken “Ey Rabbim! Bana kitabımı sol
yanımdan ve arka yönden verme ve şiddetli bir
hesap ile sorguya çekme” diye dua edilir

ABDESTİN ALINIŞI











Başın dörtte birinin elin içinin su ile ıslatılıp mesh edilmesi
hanefîler'e göre yeterlidir.
Başın “nâsiye” denilen ön tarafına mesh edilmesi daha
faziletlidir.
Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Başın tamamını bir su ile meshetmeye “kaplama mesh” denir
ki bu şekilde mesh etmek sünnettir.
Baş mesh edilirken elin saçların dibine doğru sokulmasına
veya ileri geri hareket ettirilmesine gerek yoktur.
Başı meh ederken“ilâhi, beni rahmetinle yarlığa, benim
üzerime bereketinden indir.” Diye dua etmek uygundur.
Yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi sünnettir.
Küçük parmağımızı kulağımızın içeine doğru sokup baş
parmağımızla kulağımızın arkasını mesh etmek şeklinde
yapılır
Boynu meshetmek: başı ve kulakları meshettikten sonra iki
elin arkaları ile ve üçer parmakla yeni bir su almaya gerek
olmaksızın boyun meshedilir.
Ellerin parmak uçları ensede birbirine değerek boyna doğru
çekilmek suretiyle yapılır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Ayakları topukları ile beraber bir kez
yıkamak
farzdır,
üçe
tamamlanması
sünnettir.
 Suyun
parmaklar
arasına
ulaşması
sağlanmalıdır.
 Önce sağ sonra sol ayak, parmak uçlarından
başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dahil
olmak üzere yıkanır.
 Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.
 Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi
su ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.
 Ayakları yıkarken şöyle dua edilir: “Ya Rabbi!
Birtakım ayakların kayacağı günde, benim
ayaklarımı sırat üzerinde sâbit kıl!”

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest sonunda kelime-i şehâdet (eşhedü enlâ ilahe illallah
ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh) getirmek,
 Abdestten artan sudan kıbleye karşı ayakta bir miktar içmek
ve bu sırada; “allah’ım beni her günah işledikçe tevbe eden
ve günahtan kaçınıp tertemiz bulunan salih kullarından
kıl” diye dua edilir ve
 Abdestin sonunda bir, iki veya üç defa kadir sûresi’ni okunur,
 Abdestten sonra, kerâhet vakti değilse iki rekat nafile namaz
kılınır.

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR
Abdeste başlarken önce niyet edilir, sonra eûzü-besmele çekilir. Sonra da her
bir âzayı yıkarken şu duâlar okunur:

ً‫الم ُْنورا‬
َ ‫َا ْل َح ْم ُد ل ّله َّالذى َج َع َل ْاْلَ َاء َط ُهو ًرا َو ْا ِال ْس‬
ِ ِ

“Suyu temizleyici, İslâmı da nûr kılan Allah'a hamdolsun.”

َ‫َا ّلل ُه َّم َاع ّنى َعلى ت َال َوة ْال ُق ْران َوذ ْكر َك َو ُش ْْكر َك َو ُح ْسن ع َب َادتك‬
ِ ِ ِ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ ِ ِ

Ağıza su verirken:

“Ey Allahım, Kur'an okumak, seni zikir ve sana şükür etmek, sana olan ibâdeti
güzelleştirmek hususlarında bana yardım et!..”

َ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ ْ َ َ َ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
‫حة الن ِار‬
ْ ‫اللهم ا ِرحنى را ِئحة الجن ِة والت ِرحنى را ِئ‬

Buruna su verirken:

“Allahım, bana Cennet kokusunu duyur, Cehennem kokusunu hissettirme!”
Yüzü yıkarken:

ٌ‫س َو ُّد ُو ُجوه‬
ٌ ‫ض ُو ُج‬
ْْ ‫وه َو َت‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم َب ّي‬
ُّ ‫ض َو ْجهى َي ْو َم َت ْب َي‬
ِ

“Allahım, yüzlerin kiminin ak, kiminin kara olduğu o günde, benim yüzümü kara değil,
ak çıkar!”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ‫َا ّلل ُه َّم َا ْعطنى ك َتابى ب َيمينى َوح‬
ً‫اس ْبنى ِح َس ًْابا َيسيًا‬
ِ ِ
ِ
ِ ِ
Sağ kolu yıkarken:

“Allahım, kitâbımı sağımdan ver, hesabımı da kolay eyle!”

Sol kolunu yıkarken:
َْ
ّ َ
َ َ
َ
ُ
َ
َ
ْ
َ
َ
َ
ْ
َّ
ُ
‫اللهم ال تع ِطنى ِكتابى ِبيسارى وال ِمن ور ِاء ْظه ِرى‬
“Allahım, kitâbımı solumdan ve arkamdan verme.”

َ َ meshederken:
َ َّ َ َّ ُ ّ َ
َ
َ
َ‫ال ظ ّْل ا َّال ظ ُّل َع ْرشك‬Başı
َ
ْ
َ
ْ
ّ
ْ
ِ ِ ِ ِ ‫اللهم ا ِظلنى تحت ِظ ِل عر ِشك يوم‬
ِ
“Allahım, Arşının gölgesinden başka gölge olmadığı günde, beni Arşının gölgesinde
gölgelendir.”
Kulaklara meshederken:
َ
َ
َ
َّ
ُ‫ذين َي ْستم ُعو َن ْال َق ْو َل ْف َيتب ُعون ا ْح َس َنه‬
َ ‫اج َع ْلنى م َن َّال‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم‬
ِ
ِ
ِ
“Allahım, beni sözü dinleyip de en güzeline uyanlardan eyle.”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ َ ْ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
َ
َ
‫اللهم اع ِتق رقبتى ِمن الن ِار‬
Boynu mesh ederken:

“Allahım, boynumu Cehennem ateşinden âzâd eyle!”
Ayakları yıkarken:
ْ
َ
ْ
َ
َ‫َا ّلل ُه َّم َث ّب ْت َقد‬
ّ ‫مى َع َلى‬
ُ‫الص َراط َي ْو َم تز ُّْل فيه االق َدام‬
َّ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ

“Allahım, ayakların Sırat üstünde kaydığı günde, ayaklarımı sırat üstünde sâbit eyle,
kaydırma!..”
Abdest tekmil olduktan sonra abdest suyundan içilir ve bu dua okunur:

َ‫اج َع ْلنى م ْن ع َْبادك‬
َّ ‫اج َع ْلنى م َن‬
َ ‫ن ْاْلُ َت َط ّهر‬
َْ ‫اج َع ْلنى م‬
ْ ‫ين َو‬
ْ ‫الت َّواب َين َو‬
ْ ‫َا َّلل ُه َّم‬
ِ ِ ِ ِ
َ‫َ ِ ِ َ َ ْ َ ْ ِ َ َّ ِ َ ِ َ َ ْ ٌ َِ َ ِ ْ ْ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ن‬
ْ ‫الصا ِل ِحين واجعل ِنى ِمن ال ِذين الخوف علي ِه ْم والهم يحزنو‬

“Allahım! Beni çok tevbe edenlerden, temizliğe çok dikkat edenlerden, salih kullarından
ve kendileri için korku ve hüznün olmadığı kimselerden eyle.”

Abdest sonunda “Kelime-i Şehâdet” (eşhedü enlâ ilahe illallah ve eşhedü enne
muhammeden abdühû ve resûlüh) getirilir. Bununla birlikte bir, iki veya üç defa
“Kadir” sûresi yada “Ayetel Kürsi” okunur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest uzuvlarında yara veya hastalık bulunması halinde nasıl abdest alınır?
Abdest uzuvlarından birinde yara veya hastalık bulunan kişi, bu organın
yıkanması zarar verecekse, yıkamayıp ıslak elle mesheder. Mesh edilmesinin de zarar
vermesi durumunda, bu da terk edilir. Bu rahatsızlık abdest veya gusül uzuvlarının
çoğunluğunda ise, abdest veya gusül yerine teyemmüm edilir.
Özürlü nasıl abdest alır, özrü sebebiyle elbisesine bulaşan necasetin hükmü nedir?
Özürlüler, her vakit için abdest alır ve mazeret teşkil eden rahatsızlığından
başka abdest bozan bir hal meydana gelmedikçe, bu abdestle o vakit içerisinde dilediği
gibi namaz kılar, Kur’an-ı Kerim okur ve diğer ibadetlerini yaparlar. Namaz vaktinin
çıkmasıyla veya başka abdest bozan bir halin meydana gelmesiyle özürlü kimsenin
abdesti bozulur.
Kişiyi özürlü kılan hal, bir namaz vakti boyunca hiç meydana gelmezse, özür
ortadan kalkmış olur ve o kimse özür sahibi olmaktan çıkar.
Özürlü kimseden akan kan, irin, idrar gibi şeylerin çamaşıra bulaşması halinde,
bundan kaçınılması mümkün değil ve temizlendiğinde tekrar bulaşacaksa çamaşır
yıkanmadan namaz kılınabilir. Fakat elbiseye tekrar bulaşmayacaksa, yıkanması gerekir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Bedeninde veya bir uzvunda sargı ya da yara bulunan kimse nasıl abdest alır?
Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık veya yaradan dolayı sargı
bulunduğunda, abdest alırken veya guslederken bu sargı çözülerek altı yıkanır ve yaranın
üstü mesh edilir. Ancak sargının çözülmesinin zararlı olması hâlinde çözülmeyip üzerine
mesh edilebilir. Sargı üzerine meshin meşruluğu sünnetle sabittir. Hz. Ali (r.a.) şöyle
demiştir: “Bileklerimden biri kırılmıştı. Peygamber (s.a.s.)’e sordum, O da sargıların
üzerine mesh etmemi emretti.“ (İbn Mace, Taharet, 134.)
Sargının bir defa mesh edilmesi yeterlidir. Yapılan bu mesh ile, o uzuv hükmen
yıkanmış olur. Sargının abdestsiz veya cünüp iken sarılmış olması meshe engel olmadığı
gibi, sargı üzerine meshin belirli bir süresi de yoktur; yara veya kırık iyileşinceye kadar
aynı sargı üzerine mesh edilebilir. Üzerine mesh ettikten sonra sargının değiştirilmesi veya
düşmesi hâlinde, mesh bozulmaz; iade edilmesi de gerekmez. Ancak, yaranın iyileşmesi
hâlinde, sargı açılmış olsun veya olmasın, mesh bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Tedavi maksadı ile cilde sürülen ilaç vb. maddeler abdeste engel olur mu?
Abdest alırken yıkanması gereken bir organın üzerine tedavi maksadı ile
merhem vb. bir madde sürülmüşse; su zarar vermiyorsa abdest alırken bu organın
yıkanması gerekir. Eğer yıkamak zarar veriyorsa ıslak elle üzerine mesh edilir.
Mesh etmek de zararlı ise o da terk edilir. Çünkü dinimiz zaruretler hâlinde
yasakları mübah kılmış, kişiye kaldıramayacağı yükü yüklememiş, zorluğun giderilmesini
ilke edinmiştir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Diş doldurtmak veya kaplatmak abdest ve gusle engel olur mu?
Tedavi amacıyla diş doldurmak veya kaplatmak caiz olup abdest ve guslün
sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak çıkarılıp takılabilen/sabit olmayan dişlerin gusül
abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması gerekir.
Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de kaplandıktan sonra,
dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı hükmünü alır. Bu sebeple, ağız yıkanınca,
kaplama yapılan dişler de yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi, gerektiğinde tedavi amaçlı
olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve abdest ya da gusül alıp, ibadetlerini
yapabilir.
Yapılan bu işlem tedavi amaçlı ve zorunlu olduğundan, mezhepler arasında bir
ihtilaf söz konusu değildir. Diş dolgusu veya kaplaması konusundaki ihtilaflar, guslün veya
abdestin geçerli olup olmayacağı konusuyla alakalı bir durum değildir. Çıkan dişin yerine
bağlandığında kullanılan tel veya başka bir madde, çok sıkı bağlanacağı için, suyun altına
girmesine engel olur. Buna rağmen fukaha, kopan dişi yerine bağlatmanın caiz olduğunda
görüş birliği içindedirler.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

İdrar torbası kullanmak zorunda olan hastaların abdesti bozulmuş olur mu?
Devamlı burun kanaması, idrarı tutamama, kusma, yaranın devamlı kanaması,
kadınlardaki akıntı gibi abdesti bozan ve en az bir namaz vakti süresince devam eden ve
her namaz vaktinde tekrarlanan bedenî rahatsızlıklara özür/mazeret, böyle kimselere de
özür sahibi kimse denilir.
Buna göre; kendisinden devamlı idrar geldiği için idrar torbası kullanmak
zorunda olan hastalar, dinî açıdan özür sahibi konumundadırlar. Özür sahipleri, her namaz
için vakit çıktığında abdest almak suretiyle namazlarını kılarlar.
Bu abdestle vakit içinde diledikleri kadar farz veya nafile namaz kılabilirler.
Ancak mümkün olduğunca namaza başlamadan önce torbadaki idrarın boşaltılmış
olmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle abdeste başlamadan önce idrar torbası
boşaltılmalıdır. Şu kadar var ki, vakit namazı için abdest alındıktan sonra, torba içinde
biriken idrar ile kılınan namaz geçerlidir. Bu özürleri dışında abdesti bozan başka bir hal
olmadıkça, vakit içinde abdestleri devam eder, vakit çıkınca bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan bir kadın teyemmüm ederek namazını
kılabilir mi?
Yalnızca erkeklerin veya hem erkeklerin hem de kadınların bulunduğu bir
ortamda gusül abdesti almak durumunda kalan bir kadın gusül abdestini tehir eder.
Dolayısıyla, suyu kullanmaktan aciz olduğu için teyemmüm ederek namazını kılar.
Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan kadın ise, namaz vaktinin sonlarına
kadar bekler. Eğer vaktin çıkacağından korkarsa teyemmüm ederek, namazını kılar. Ancak
o namazı iade eder .

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Su mevcut olduğu halde abdest alıncaya kadar namaz vaktinin çıkmasından endişe
eden kişi teyemmümle namaz kılabilir mi?
Abdest alma imkânı varken, cuma namazı ve vakit namazları gibi vaktinde
kılınamadığı zaman kaza edilen namazların, vaktin çıkacağı endişesi ile teyemmüm ederek
kılınması caiz değildir. Zira abdest alındığı takdirde bu namazlara yetişilemezse, cuma
namazı yerine öğle namazı, vakit namazı yerine kaza namazı kılınır.
Maliki Mezhebi’ne göre, su ile abdest alma imkânı var iken, abdest veya gusül
alındığı takdirde beş vakit namazdan birinin vakti geçecek ise bu namaz teyemmüm
ederek kılınır.
Varis çorabı üzerine mesh yapılabilir mi?
Varis hastalığından dolayı ayağa giyilmesi gereken özel çoraplar, kırık, çıkık
üzerindeki sargı hükmün dedir. (İbn Mace,Taharet,134.) Bu itibarla, varis çorapları
üzerine meshedilmesinde bir sakınca yoktur

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Kol ve bacakları olmayan kimsenin abdesti eksik olur mu?
Yüce Allah din konusunda bize hiçbir zorluk yüklememiştir. (Hacc, 22ı78.)
“Köre, topala da vebal ve hastaya güçlük yoktur.“ (Fetih, 48ı17.) anlamındaki
ayetler buna delildir. İnsanlar ancak yapabileceklerinden sorumludurlar.
Hastalığı veren de yükümlülükle ri yükleyen de Allah’tır. Dolayısıyla kişi gücü
neye yetiyorsa onu yapmakla mükelleftir. Kol ve bacakları olmayan kişiden abdestte bu
organları yıkama yükümlülüğü düşer. Ancak bu kimsenin, bu özründen dolayı namaz
yükümlülüğü düşmez.
Kendisine abdest aldıracak yardımcı birileri yoksa ve kendisi de bir şekilde
abdest alma yöntemi bulamazsa, yüzünün iki yanını toprak veya toprak cinsinden bir şeye
dokundurarak teyemmüm eder. Elleri ve kolları olmayan veya kesilmiş olan kimse yalnız
yüzünü yere sürerek teyemmüm yapar.
Eğer yüzünde bir yara veya özür varsa teyemmüm etmeksizin namazı kılar. Bu
imkâna da sahip değilse, namazını yapabildiği şekilde ima ile kılar. Özürlü bir kimse, ancak
kendisi gibi özürlü birisine namaz kıldırabilir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Saç boyası, kına, ruj, oje, jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani
midir?
Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa,
abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması
gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken
uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır.
Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan
maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce
giderilmesi gerekir. Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşturmayan saç boyası,
kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Tuvalette abdest alınabilir mi?
Tuvalette abdest alınmasında bir sakınca yoktur. Ancak böyle yerlerde
besmele, zikir ve duaların içten söylenmesi uygun olur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest ve gusülün tam olup olmadığı konusundaki vesveseye
itibar edilir mi?
Vesvese, çeşitli sebeplerle insanın yaşadığı kararsızlık,
şüphe ve kuruntu halidir. Vesvese sebebi ile, gusül ve abdestin
tekrarlanması gerekmez. Vesvese gelse bile abdest ve gusle devam
edilmelidir.
Kişi vesveseye itibar etmemeye çalışmalı, içe doğan şüphe
ve tereddüt hallerinin asılsız olduğunu kendine telkin etmeli,
ayrıca zaman zaman Felak ve Nas Surelerini, anlamlarını da
düşünerek okumalıdır.
Güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest ve gusül alınır mı?
Güneş enerjisi ile ısıtılan su ile, temiz olmak kaydıyla, abdest almak
ve gusletmekte dinen bir sakınca yoktur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAKTA GEREKLİDİR
İyi veya kötü hareketleri organlarımızla yaparız. El işler yapar, yıkar ve
yazar; ağız yer içer, iyi ve kötü sözler söyler, konuşur; burun koklar, gözler görür,
kollar saldırır ve yakalar; kulaklar işitir ve dinler; ayaklar ise bizi pek çok yere
götürür. Bütün bunlar zaman zaman günah ve yasak sınırını aşabilir.
İşte abdest sırasında içimizden geçireceğimiz dualarla, söz konusu
edilen olumsuz hareketlerin etkisinden kurtulmaya çalışabiliriz. Abdest alacak
kimse önce niyet eder. Bu bir rûhî-mânevî hazırlıktır. Hakk'ın huzuruna çıkmaya
niyet etmek ve hazırlanmak demektir. Sonra besmele çekerek ve Allah'ın
yardımını dileyerek abdeste başlar.
Abdest alan insan samimî bir dille ve içten bir duyguyla, eksiklik ve
hatalarını Hakk'ın huzurunda itiraf edip, bunları yıkamasını ve silmesini kulluğa
yakışan bir tavırla O'na arz eder, duasının kabulü için yalvarıp yakarır. Böylece
bilinci ve içtenliği ölçüsünde ruhen temizlenip arınmış bir halde huzura varmaya,
namaza durmaya hazır hâle gelir.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Su nasıl maddî kirleri temizliyorsa, tövbe de manevî kirleri yok eder
diye düşünerek abdest organlarımı yıkamalıyım. Halkın gördüğü yer olan
bedenimi ve elbisemi temiz tutar da Hakk'ın nazar ettiği yer olan kalbimi
tertemiz tutmazsam yanlış yapmış olurum diye inanmalıyım. Bedenim gibi
kalbimi de kötü ve kirli şeylerden arındırmaya çalışmalıyım şuurunda bir abdes
gerçek mahiyeti ile abdest olmuş olur.
Şemsî'nin dediği gibi: " Pâdişah konmaz saraya hâne mâmur
olmadan.” önce hanemizi mamur hale getirelim kalbimizi tezkiye edlim sonra
organlarımızı temizleyeli.
Yûnus Emre söylüyor: " Tanla durup başın kaldır ellerini suya daldır /
Hem şeytanın boynunu vur hem nefs dahi ölse gerek." (“Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr.
Mehmet Demirci)

Beyazid-i Bistâmî şöyle dermiş: "Ne zaman dünya düşüncesi
gönlümden geçse abdest alırım; âhiret düşüncesi geçince de gusül yaparım."

Prof. Dr. Mehmet Demirci hocamızın Altınoluk dergisinde yayınlanmış olan “Abdestin
İç Anlamı” isimli makalesinde Gönül ehli kimseler iç anlam olarak abdestin ve temizliğin beş
derecesinden söz ettiklerini belitir ve bunları İçten dışa doğru şöylece sıralar:

1. Rûhun abdesti: Rûhun, hayvanlık seviyesine ait bilgisizlikten ve Allah'tan gayri
şeyleri görme gafletinden arınmasıdır. Ruh Allah'tan gayrı şeyleri görmekten arınsa,
Gaffar olan Allah'ın nûru onu kuşatır. Kötü düşüncelerini temizlese takvâ elbisesine
kavuşur. Nefsin tezkiye ederse iç huzuruna ve itmi'nâna ulaşır.
2. Sırrın abdesti: Burada "sır", rûhun rûhu demek olup; onun abdesti gösterişten (riyâ),
arzu ve isteklerin esiri olmaktan, kendini beğenmişlikten, baş olma tutkusundan, aşırı
dünya isteği ve mevki sahibi olma ihtirasından arınmaktır. Bunun neticesinde ihlâs nûru
ortaya çıkar. Dünya sevgisinden arınırsa âhiret sevgisi doğar.
3. Kalbin ve gönlün abdesti: İki yüzlülük, bozgunculuk ve kötü ahlâktan uzak durmaktır.
Büyüklenme yıkanınca, alçak gönüllük doğar. Çekememezlik kirleri yıkansa, iyilik;
düşmanlık yıkansa, Allah sevgisi görünür.
4. Dilin abdesti: Yalan, dedi-kodu, iftira ve boş sözden, insanların ayıplarını merak
etmekten ve gizli hallerini ortaya çıkarmaktan, faydasız konuşmaktan uzak durmaktır.
Yalan ve koğuculuk yıkansa, doğruluk ve vefâ doğar. İftira ve itham etme yıkansa, sevgi
görülür. Faydasız ve boş söz bırakılsa yararlı şeyler konuşulur veya Allah'ın adı anılır.
5. Zâhir abdesti: Bu, bildiğimiz abdesttir. Neticesinde Abdest alan kimsenin yüzünü
yıkaması, mahşer günü yüzünün nurlu olmasına yol açar. Kolunu yıkayınca cömertlik
nurları hasıl olur. Ayrıca amel defterinin sağ eline verilmesi gibi bir lûtfa erişir. Ayağını
yıkayınca, âhiretteki manevî engelleri kolaylıkla geçme imkânı doğmuş olur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Abdest alırken gerçekleşen dış temizliğin, iç temizliği ile
birlikte gelişmesi için şunlar da tavsiye edilir: Eller yıkanırken
kalbin de aşırı dünya sevgisinden yıkanması gerekir. Ağıza su
alınırken, onunla boş şeyleri anmamaya azmetmelidir. Yüz
yıkandığı zaman, yüzü Hak'tan başka şeylere çevirmemeye söz
vermelidir. Ayağı yıkarken, Hak yolda bulunma gayreti
pekiştirilmelidir.
Dış temizlik su ile, iç temizlik ise tövbe ile ve Hakk'ın
kapısına dönmekle mümkün olur.

Bedenin bütün uzuvlarına madden ve manen abdest
aldırmak gerekir. Bedene su ile nasıl ki abdest aldırıyorsak, her bir
uzvumuzu Yaratının rızasına uygun işler yaptırmak suretiyle
manevi abdestimizide almamız gerekmektedir.
Abdestin suyu günaha bakan gözleri, günahla kızaran yüzü
de arındırır. Ağzı abdest suyu ile çalkaladığımız zaman, bizi günaha
sokan kelimeler, bu kelimeleri oluşturan dil ve dişler pir-ü pak
olur. Başımızı mesh ettiğimizde zihnimizden geçen günahlar bir bir
dökülür. Kulaklara değen abdest suyu bu organın dikkat kesilip
dinlediği günahkar sözleri siler süpürür. Ve en nihayet bizi günahın
kapısına kadar yürüten ayaklarımızı yıkarız. Onlar da günahtan
kurtulmuş olur.
Yüce Rabbim abdestimizi en güzel şekilde alıp
ibadetlerimizi kendi rızasına uygun olarak yapmayı cümlemize
nasip etsin.

Bu Sunum İdris YAVUZYİĞİT Tarafında; “İhtiyar” Mevsılî,
“Bidayetu’l Müctehit” Ahmet İbn Rüşd El Kurtubi, “Büyük İslam İlmihali”
Ömer Nasuhi Bilmen (A. Fikri Yavuz), “İslam İlmihali” Lütfi Şentürk Ve
Seyfettin Yazıcı (Diyanet), “İlmihal” Heyet (TDV), “Delilleriyle İslam
İlmihali” Hamdi Döndüren, “Şafii İlmihali” Mehmet Keskin (Diyanet), “Din
Görevlisinin El Kitabı” Mevlüt Özcan, “Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr. Mehmet
DEMİRCİ; “Abdestin Fazileti Ve İbadetler Açısından Önemi” Ahmet ÜNAL;
“Abdestin Manası Ve Önemi” Mustafa Kutlu’ya Ait Kitap, Makale Ve Vaaz
Örneklerinden İstifade Edilmek Suretiyle Hazırlanmıştır.
Rabbim Eser Sahiplerinden Ölenlere Rahmetiyle, Yaşayanlara Lutuf
Ve Keremiyle Tecelli Eylesin Ve İki Cihan Saadeti İhsan Etsin.


Slide 42

Abdest Almanın Önemi
ve Fıkhi Boyutu
İdris YAVUZYİĞİT
[email protected]

Abdestin Önemi
Abdestin Tanımı
Abdest Çeşitleri
Abdestin Farzları
Abdestin Sünnetleri
Abdestin Adapları

Abdesti Bozan Durumlar

Abdestin Alınışı
Abdest Duaları
Fıkhi Sorular
Abdestin İç Anlamı

ABDEST

َ ْ ُ ْ ُ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َ
ُ ْ َ ٰ َّ
‫وة فاغ ِسلوا‬
‫يا ايها ال ٖذين امنوا ِاذا قمت ْم ِالى الصل‬
ِ
َ ‫ُو ُج‬
ْ‫وه ُك ْم َو َا ْي ِد َي ُك ْم ِا َلى ْاْلَ َرا ِْفق َو ْام َس ُحوا ب ُر ُؤس ُك ْم‬
ِ ِ
ِ
ْ َ ْ ُ َُ ََْ
َ
ْ
ْ
َ
‫وارجلكم ِالى الكعبي ِ ْن‬
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya
kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize
kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip,
topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)”.

(MÂİDE suresi 6.

ayet)

ABDEST

Bu âyet, teyemmüm âyeti olarak adlandırılır. Fakat
âyette abdestin farzları tesbit edilmektedir. Dolayısıyla bir
abdest âyeti olduğu şüphesizdir.
Şu kadar var ki, abdest bu âyet ile farz kılınmış değildir.
Çünkü abdest Mekke’de namazla beraber farz kılınmış ve
İslâm’da hiçbir zaman abdestsiz namaz kılınmamıştır.
Oysa bu âyet-i kerîme Medîne’de, hicretin 6. yılında,
Benî Mustalik Gazvesi’nde cereyan eden meşhur “İfk hâdisesi”
üzerine gece susuz bir yerde kalınıp abdest almak mümkün
olmadığından dolayı nâzil olmuştur.
Hz.Âişe vâlidemize münafıklar tarafından çirkin bir iftira
yapıldığı için bu olaya ifk (iftira) olayı denilmiştir.

ABDESTİN FAZİLETİ

َ َ َ َّ َ َ ْ
َ َََ َ
َ
ْ‫خ َط َاي ُاه من‬
ْ
َ
ْ ‫ خرجت‬، ‫من توضأ فأحـسن الوضـوء‬
ِ
َ
ْ َ َّ
ْ
َ
َ
ُ
‫تحت أظفا ِر ِْه‬
ِ ‫جس ِد ِه حتى تخرج ِمن‬
“Kim

güzelce abdest alırsa, o kimsenin
günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün
vücudundan çıkar.” (Riyasü’s-Salihin, 1028; Müslim, Tahâret 33)

ُْ َ ُ ُ ُّ
‫ر‬
» ‫يمان‬
ْ ِ ‫اإل‬
‫ر‬
«
‫ط‬
‫ش‬
‫و‬
‫ه‬
‫الط‬
ِ

Ebû Mâlik el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır.” (Riyasü’s-Salihin, 1033; Müslim, Tahâret 1)

َ ْ َ َّ َ ً ّ ُ َ
َ‫َّ ُ َّ ُ ْ َ ْ ن‬
َ
ْ
َ
‫القيام ِ ْة غرا محج ِلين ِمن ْآث ِار‬
‫« ِإن أمتي يدعو يوم‬
ِ
َ
َ
َ
َ
ُ
ُ
َ
َ
َ
ْ
ْ
ُ
ْ
ْ
ْ
َّ
» ‫ فليفعل‬، ‫من استطاع ِمنكم أن ْي ِطيل غرته‬
ِ
ِ ‫الوضوء ف‬
ٌ
. ‫متفق عليه‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’i:
“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde,

abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak
olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten
kimse bunu yapsın” buyururken işittim. (Riyazüs Salihin, abdestin fazileti, 1026;
Buhârî, Vudû‘ 3; Müslim, Tahâret 35)

Bu Hadis bizlere:
1. Abdesti farzlarına, sünnetlerine, müstehaplarına ve edeplerine riayet ederek
almak gerekir. Böyle yapmak müstehaptır.
2. Abdest, insanın yüzünü nurlandırır, el ve ayaklarını ağartır. Bu hem maddî hem
manevî anlamda böyledir.
3. Allah Teâlâ, kıyamet gününde ve mahşer yerinde yüzü nurlu, el ve ayakları parlak
olanlara özel muamelede bulunur. Çünkü bunlar sâlihler ve ibadet ehli mü’minlerdir.
4. Abdestte ayakları yıkamak asla terkedilmemelidir.

ABDESTİN FAZİLETİ

ُْ ُ ْ َ
ُْ َ ُ َْ ُ َُْ
ُ
ُ
ُ
ُ
» ‫الحلية ِمن اْلؤ ِم ِن ح ْيث يبلغ الوضـوء‬
ِ ‫« تبلغ‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Ben dostum sallallahu
aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:
“Mü’minin

nuru ve beyazlığı, abdest
suyunun ulaştığı yere kadar varır.” (Müslim, Tahâret 40)

َ َّ َ َ
ُ ُ
َ َُ
َ َ ُ ْ َ
ْ
َ
َ
ُّ‫كل‬
ْ ‫جه ِه‬
ِ ‫« ِإذا تو َضأ َالعبد اْل‬
ِ ‫سلم أ ِو اْلؤ َ ِمن فغسل َ ْوجهه خرجَ ِمن َو‬
َ َ
ْ
َ
ْ
ْ
َ
ْ
‫ َف ِإذا غسل يدي ِه‬، ‫اْلاء‬
‫اْلاء أو مع آ‬
‫خطيئة نظر ِإليها ِبعيني ِه مع‬
‫خر قط ِر‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ْ َ
َ ََ ُ
َ َ َ َ َ ُّ ُ
َ
ْ
ْ
ْ
َ
‫ط ِر‬
َْ ‫يديه كل خطيئ ٍة كان بطشتها يداه مع اْل ِاء أو مع ِآخر ق‬
‫ خرج ِمن‬،
ِ
َ َ
َ ُّ ُ ْ َ َ َ
َ
ْ‫ط َيئة َم َشتها رجاله مع اْلاء ْأو‬
ْ
َ
ِ
ِ
ٍ ْ ِ ‫ خرجت كل خ‬، ‫ ف ِإذا غسل ِرجلي ِه‬، ‫اْلاء‬
ِ
َ
ُّ
َ
ُ
َ
َ
ًّ
ُ
. ‫ حتى يخرج ن ِقيا ِمن الذن ْو ِب »رواه مسلم‬، ‫اْلاء‬
‫طر‬
‫ق‬
‫آخر‬
‫ع‬
‫م‬
ِ ِ ِ

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve
yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest
suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini
yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –
veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını
yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah
abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar.
Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (Müslim,
Tahâret 32; Tirmizî, Tahâret 2; Riyasü’s-Salihin, 1030)

َ ُ ْ ُ َّ َ َ ْ َّ
َ ْ َ ْ َ ْ َ َّ َ ُ ْ
ْ ُ َ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َّ
َ
‫ن‬
: » ‫ ِوددت أنا قد رأينا ِْإخواننا‬، ‫الحقو‬
‫نين ِوإنا ِإن شاء‬
‫« السالم عليكم دار ق ٍوم مؤ ِم‬
ِ ‫الله ِْبك َم‬
ِ
َ
ُْ َ َ َ ّ َ ُ َ ْ َ
َ َ ُ َ
َّ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
َ
َ
ُ
ْ
ْ
ْ
» ‫ وإخواننا َال َذين لم َ يأتوا بعد‬، ‫ « أنتم أصحابي‬: ‫ أولسنا ِإخوانك يا رسول الل ِه ؟ قال‬: ‫قالوا‬
ُ
َْ ْ َ ْ َ ُ ْ َ
َ َ َْ
ُ
ُ‫له‬
َ
ُ
َّ
َ
ُ
ْ
ْ
َّ
َ
ْ ‫ « أرأيت لو أن رجال‬: ‫ كيف تع ِرف من لم يأتوا بعد من أم َِتك يا رسول هللا ؟ فقال‬: ‫قالوا‬
ُ َ
َ
َ
َّ ُ
َ ‫حج َل ٌة ْبي‬
َّ ‫َخ ْي ٌل ُغ ٌّر ُم‬
ْ ‫ أال‬، ‫ظهر ْي َخ ْيل ُد ْهم ب ْهم‬
َ ‫ َق‬، ‫الل ِ ْه‬
ْ
‫ بلى يا رسول‬: ‫يع ِْر ُف َخ ْيل ُه ؟ » قالوا‬
‫ال‬
‫ن‬
ِ ٍ ٍ
ٍ
َ
ُ
ُ ‫َ َّ ُ ْ ْ ُ َن‬
َ
َ
ُ
َ
َّ
ُ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
ًّ
‫و‬
. ‫ ِ »ر اه مسلم‬
ِ ‫ «ف ِإنهم يأتو غرا محج ِلين ِمن الوض‬:
ِ ‫ وأنا فر ْطهم على الحو‬، ‫وء‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem kabristana geldi ve:

“Selâm size ey mü’minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız.
Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim” dedi. Ashâb-ı kirâm:
– Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah? dediler. Resûl-i Ekrem:
– “Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb:
– Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah’ın Resûlü?
dediler. Peygamber Efendimiz:
– “Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at
sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?” diye sordu. Sahâbe:
– Evet, tanır, ey Allah’ın Resûlü, dediler. Resûl-i Kibriyâ:
“İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler.
Ben havzın başına onlardan önce varacağım” buyurdular. (Müslim, Tahâret 39; Riyasü’sSalihin, 1031 )

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ
Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el suyu”
anlamına gelen abdest, belirli ibadetlerin ifasının ön şartı olan ve kendisi
de ibadet mahiyetinde görülen bir nevi hükmî temizliktir.
Arapça karşılığı güzellik, temizlik ve parlaklık anlamına gelen
“vudû”dur.
Fıkıhta abdest, “belli uzuvları usulüne uygun olarak su ile yıkamak
ve bazılarını da eldeki su ıslaklığı ile meshetmek” şeklindeki ibadet
temizliği olarak tarif edilir.(TDV, İslam İlmihali 1. cilt, s 195)
Fıkıh dilinde maddî kirlilikten temizlenme “necasetten taharet”
olarak anılır; hükmî kirlilik olan hadesten temizlik ise birer hükmi temizlik
usulleri olan abdest ve gusülle olur.

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ

Abdest ile ağız, diş, burun, el, yüz ve ayaklar gibi
kirlenmeye ve dışarıdan gelecek mikroplara en açık uzuvlar
günde birkaç defa su ile temizlenir.
Bu sayede vücudun sinir sistemi ve kan dolaşımı daha
düzenli hale gelir ve vücuda fizikî-tıbbî birçok fayda sağlar.
Abdest, namaz ibadetini ifa için yüce Allah'ın
huzuruna çıkacak müminin manevî ve ruhî hazırlık ve temizliği
de demektir.
Bu yüzden abdest, maddî temizlikle manevî temizliği
birleştirici, müslümana manevî yönden destek ve güç sağlayıcı
bir anlam ve öneme sahiptir.

ABDEST’İN HÜKMÜ / ÇEŞİTLERİ
1.

Farz Abdest:
1.
2.
3.
4.

Namaz Kılmak,
Cenaze Namazı Kılmak,
Tilâvet Ve Şükür Secdesi Yapmak,
Kur'an'a Dokunmak İçin Abdest Almak Farzdır.

Vacip Abdest: Kabe'yi Tavaf Etmek İçin Abdest Hanefilere Göre Vaciptir.
3. Mendup Abdest:
2.

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.

Yatmadan Önce Abdest Almak,
Vakit Namazları İçin Ayrı Ayrı Abdest Almak,
Kuran Okumak,
Dini Kitaplara Dokunmak,
Hadis Okumak,
Peygamberimizin Kabrini Ziyaret Etmek,
Arafat’ta Vakfa Yapmak,
Safa Ve Merve Arasında Say Yapmak,
Ezan Okumak,
Cenaze Yıkamak,
Her İşe Abdestli Olarak Başlamak,
Her Zaman Abdestli Bulunmak İçin Ve
Öfkelendikten,yalan Söyledikten Ve Gıybet Ettikten Sonra Abdest
Almak Mendup’dur.

ABDEST’İN MEZHEPLERE GÖRE FARZLARI
FARZLAR

HANEFİ

ŞAFİİ

MALİKİ

HNBELİ

YÜZÜ YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

KOLLARI YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

BAŞI MESH ETMEK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

AYAKLARI YIKAMA

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

NİYET ETMEK

SÜNNET

FARZ

FARZ

FARZ

TERTİBE RİAYET

SÜNNET

FARZ

SÜNNET

FARZ

MUVALAT

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

FARZ

BESMELE

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

OVARAK YIKAMAK

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

ABDEST’İN FARZLARI
1.

2.

3.

4.

Yüzü bir kere yıkamak (yüzün sınırları: saçın bittiği yerden kulak
yumuşağından çene altına kadar olan kısım. Sakal, bıyık ve kaşların altına
suyun ulaşması gerekir. Yüz yıkanırken sakal sık ise üstünü yıkamak
yeterlidir.)
Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak (abdest alırken parmaktaki
yüzüğün altına su alacak şekilde oynatılması, el, yüz ve ayakta bulunan ve
suyun deriye temasını önleyen maddelerin imkân dahilinde temizlenmesi
gerekir.)
Başın dörtte birini mesh etmek (dörtte birinin el içi su ıslaklığıyla mesh
edilmesi hanefîler'e göre yeterlidir. Başın “nâsiye” denilen ön tarafına
mesh edilmesi daha faziletlidir. Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Şâfiîler'e göre başın mesh miktarı daha azdır, bir saç teli. )
Ayakları topukları ile beraber bir kez yıkamak (suyun parmaklar arasına
ulaşması sağlanmalıdır. Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi su
ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.)

ABDEST’İN SÜNNETLERİ

1.
2.
3.
4.

Abdest almaya niyet etmek,
Başlarken besmele çekmek,
Elleri bileklerle birlikte üç defa yıkamak,
Ağız ve buruna su çekip iyi bir ağız ve burun temizliği
(mazmaza ve istinşak) yapmak,
5. Misvak kullanmak veya dişleri fırçalamak,
6. Sakalın içine su girmesini sağlamak,
7. El parmaklarını birbirine sokup ovuşturmak,
8. Başın tamamını elin ıslaklığıyla mesh etmek,
9. Boynu mesh etmek,
10. Abdest uzuvlarını yıkarken sıraya uymak,
11. Abdeste sağ uzuvlardan başlamak,
12. Uzuvları üçer defa yıkamak
13. Su ile iyice ovmak (delk),
14. Abdeste ara vermeden tamamlamak.

ABDEST’İN SÜNNETLERİ
1.
2.
3.
4.

5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.

Niyet etmek: “Niyet ettim, Allah rızası için abdest almaya” denilmesi müstehaptır.
Abdeste başlarken önce temiz olan elleri bileklere kadar yıkamak.
Abdeste “Eûzü” ve “besmele” ile başlamak.
Mazmaza ve İstinşak: Elleri yıkadıktan sonra önce üç defa ağıza su alınıp çalkalanması ve
dışarı atılmasına “mazmaza”, üç defa da burunun yumuşağına kadar su alınmasına ise
“istinşak” denilir. Ağız ve buruna her su almada, alınan su yenilenir.
Mazmaza ve istinşakta mübalağa etmek. Fakat oruçlu kimseler mübalağa yapmazlar.
Misvak Kullanmak
Tertibi gözetmek. Şâfiî ve Hanbelîlere göre farzdır.
Abdeste sağ taraflardan başlamak
Abdest uzuvlarını üçer defa yıkamak: Birer defası farz, diğerleri sünnettir. Üçten fazla veya
eksik yıkamak sünnete aykırıdır. Çoğu fakihlere göre başı bir defa meshetmek yeterlidir.
Abdestte elleri veya ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak. Parmakları hilâllemek.
Sakalı hilâllemek: Abdest alırken sık sakalı bulunanların sakallarını, parmaklarını sakalın içine
sokarak alt taraftan üst tarafa doğru hareket ettirmesine hilâlleme denir.
Başın tamamını bir su ile meshetmek: Buna “kaplama mesh” denir.
Kulakları meshetmek: Çoğu fakihlere göre, yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi
sünnettir.
Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile ovmak
Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamak. Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
Boynu meshetmek: Başı ve kulakları meshettikten sonra iki elin arkaları ile ve üçer parmakla
yeni bir su almaya gerek olmaksızın boyun meshedilir.

ABDEST’İN ADAPLARI
Abdestin Âdabından Maksat, Abdestin Farzlarının Ve Sünnetlerinin Daha Uygun
Şekilde Ve Ortamda, Mükemmel Bir Şekilde Yerine Getirilmesini Sağlamaktır.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.

12.
13.

Abdest Alırken -Mümkünse- Kıbleye Dönmek,
Abdest Sularını Vücuda Ve Elbiseye Sıçratmamak,
Dünya İşlerine İlişkin Konuşmamak,
Abdest Dualarını Veya Bildiği Dualardan Okumak,
Suyu Ölçülü Kullanmak,
Daha Vakit Girmeden Abdest Alıp Namaza Hazır Bulunmak,
Bir Özür Bulunmadıkça Abdestte Başkasından Yardım İstememek,
Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını Yoklamak, Suyu Dirsek Ve
Topukların Yukarılarına Kadar Ulaştırmak,
Nehir Veya Deniz Kenarında Bile Su İsrafından Kaçınmak,
Abdest Sonunda Kelime-i Şehâdet (Eşhedü Enlâ İlahe İllallah Ve Eşhedü Enne
Muhammeden Abdühû Ve Resûlüh) Getirmek,
Abdestten Artan Sudan Kıbleye Karşı Ayakta Bir Miktar İçmek Ve Bu Sırada;
“Allah’ım Beni Her Günah İşledikçe Tevbe Eden Ve Günahtan Kaçınıp Tertemiz
Bulunan Salih Kullarından Kıl” Diye Dua Etmek,
Abdestin Sonunda Bir, İki Veya Üç Defa Kadir Sûresi’ni Okumak,
Abdestten Sonra, Kerâhet Vakti Değilse İki Rekat Nafile Namaz Kılmak.

ABDEST’İ BOZAN DURUMLA
1. İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necasetin,
herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
2. Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir maddenin
çıkması. (Şâfıî ve mâlikîler'e göre bozmaz.) Vücuttan çıkan kan, irin ve sarı
su akmadığı veya çıktığı yerin çevresine dağılmadığı sürece abdesti bozmaz.
3. Ağız dolusu kusmak.
4. Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan
durumlar.
5. Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek.
6. Cinsî münasebet veya fahiş (aşırı) temas ve dokunma.
7. Mazeret halinin sona ermesi. Su bulamadığı için teyemmüm eden kimse suyu
bulunca, mest üzerine mesh yapan kimsenin -yolcu olanlara üç, yolcu
olmayanlara bir gün olarak tanınan- mesh süresi dolunca, özürlü kimse için
de namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur.
8. Hanefîler'in dışındaki üç mezhebe göre bir kimsenin kendi cinsel organına
temas da abdesti bozar.

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest suyunun elbiseye sıçramayacağı bir konum
alınır,
 Mümkünse kıbleye dönülür,
 Abdeste “eûzü” ve “besmele” çekilir,
 Niyet ve besmele ile abdeste başlayıp “niyet ettim, allah
rızası için abdest almaya” denir,
 Su ölçülü kullanılır, fazla açılmaz, israftan kaçınılır,
 Abdestte elleri parmak uçlarından başlanır,
 Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da
hilallenerek üç defa yıkanır,
 El, yüz ve ayakta bulunan ve suyun deriye temasını
önleyen cilt üzerindeki hamur, boya, sakız gibi
maddeler temizlenir,
 Parmakta yüzük varsa oynatılır,
 Misvak veya diş fırçası ile bunlar yoksa sağ elin
parmaklarıyla dişler temizlenir,
 Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile iyice ovarak
yıkanır

ABDESTİN ALINIŞI

 Ağız, Sağ El Avucuna Alınan Su İle Üç Defa
Çalkanıp iyice Temizlenir,
 Ağız Ve Buruna Her Su Almada, Alınan Su
Yenilenir.
 Üç Defa Da Burna Sağ El İle Su Çekilip Her
Defasında Burun Sol Elle Temizlenir.
 Oruçlu Olmayan Kimse Ağız Ve Burnun Her
Yerine Suyun İyice Ulaşmasını Sağlar.
 Mazmaza Ve İstinşakta Mübalağa Etmek Gerekir.
Fakat Oruçlu Kimseler Mübalağa Yapmazlar.
 Ağza su alırken “Allah’ım! Bana peygamberinin
kevser havuzundan, bir daha sonsuza kadar
susamayacağım bir kâse su ihsan buyur.” diye
duada bulunur,
 Burnu yıkarken de “Allah’ım! Beni nimetlerinin
ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum
bırakma.”der.

ABDESTİN ALINIŞI
 Üç Kere Yüz Yıkanır.
 Birer Defası Farz, Diğerleri Sünnettir. Üçten Fazla
Veya Eksik Yıkamak Sünnete Aykırıdır.
 Saçın Bittiği Yerden Kulak Yumuşağından Çene Altına
Kadar Olan Kısım Yıkanmalıdır.
 Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını
Yoklamak adaptandır,
 Sakal, Bıyık Ve Kaşların Altına Suyun Ulaşması
Gerekir.
 Abdest Alırken Sık Sakalı Bulunanların Sakallarını,
Parmaklarını Sakalın İçine Sokarak Alt Taraftan Üst
Tarafa Doğru Hareket Ettirmesi Gerekir, Adaptandır,
 Yüz Yıkanırken Sakal Sık İse Üstünü Yıkamak
Yeterlidir.
 Yüzü yıkarken “Allah’ım! Bazı yüzlerin beyazlanacağı,
bazı yüzlerin de kararacağı günde, benim yüzümü ak
kıl.” diyerek dua etmek abdest adaplarındandır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak farz
üçe tamamlamak sünnettir,
 Kolları yıkamaya sağ koldan başlanır, sol kolla
devam edilir,
 Suyu Dirseklerin dört parmak yukarısına Kadar
Ulaştırmak gerekir,
 Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamalıyız.
Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
 Kolları iyice ovarak yıkanır.
 Sağ kolu yıkarken “Allah’ım! Bana amel
defterimi sağ yanımdan ver ve benim hesabımı
kolay kıl!” diye dua edilir
 Sol kolu yıkarken “Ey Rabbim! Bana kitabımı sol
yanımdan ve arka yönden verme ve şiddetli bir
hesap ile sorguya çekme” diye dua edilir

ABDESTİN ALINIŞI











Başın dörtte birinin elin içinin su ile ıslatılıp mesh edilmesi
hanefîler'e göre yeterlidir.
Başın “nâsiye” denilen ön tarafına mesh edilmesi daha
faziletlidir.
Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Başın tamamını bir su ile meshetmeye “kaplama mesh” denir
ki bu şekilde mesh etmek sünnettir.
Baş mesh edilirken elin saçların dibine doğru sokulmasına
veya ileri geri hareket ettirilmesine gerek yoktur.
Başı meh ederken“ilâhi, beni rahmetinle yarlığa, benim
üzerime bereketinden indir.” Diye dua etmek uygundur.
Yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi sünnettir.
Küçük parmağımızı kulağımızın içeine doğru sokup baş
parmağımızla kulağımızın arkasını mesh etmek şeklinde
yapılır
Boynu meshetmek: başı ve kulakları meshettikten sonra iki
elin arkaları ile ve üçer parmakla yeni bir su almaya gerek
olmaksızın boyun meshedilir.
Ellerin parmak uçları ensede birbirine değerek boyna doğru
çekilmek suretiyle yapılır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Ayakları topukları ile beraber bir kez
yıkamak
farzdır,
üçe
tamamlanması
sünnettir.
 Suyun
parmaklar
arasına
ulaşması
sağlanmalıdır.
 Önce sağ sonra sol ayak, parmak uçlarından
başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dahil
olmak üzere yıkanır.
 Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.
 Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi
su ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.
 Ayakları yıkarken şöyle dua edilir: “Ya Rabbi!
Birtakım ayakların kayacağı günde, benim
ayaklarımı sırat üzerinde sâbit kıl!”

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest sonunda kelime-i şehâdet (eşhedü enlâ ilahe illallah
ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh) getirmek,
 Abdestten artan sudan kıbleye karşı ayakta bir miktar içmek
ve bu sırada; “allah’ım beni her günah işledikçe tevbe eden
ve günahtan kaçınıp tertemiz bulunan salih kullarından
kıl” diye dua edilir ve
 Abdestin sonunda bir, iki veya üç defa kadir sûresi’ni okunur,
 Abdestten sonra, kerâhet vakti değilse iki rekat nafile namaz
kılınır.

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR
Abdeste başlarken önce niyet edilir, sonra eûzü-besmele çekilir. Sonra da her
bir âzayı yıkarken şu duâlar okunur:

ً‫الم ُْنورا‬
َ ‫َا ْل َح ْم ُد ل ّله َّالذى َج َع َل ْاْلَ َاء َط ُهو ًرا َو ْا ِال ْس‬
ِ ِ

“Suyu temizleyici, İslâmı da nûr kılan Allah'a hamdolsun.”

َ‫َا ّلل ُه َّم َاع ّنى َعلى ت َال َوة ْال ُق ْران َوذ ْكر َك َو ُش ْْكر َك َو ُح ْسن ع َب َادتك‬
ِ ِ ِ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ ِ ِ

Ağıza su verirken:

“Ey Allahım, Kur'an okumak, seni zikir ve sana şükür etmek, sana olan ibâdeti
güzelleştirmek hususlarında bana yardım et!..”

َ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ ْ َ َ َ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
‫حة الن ِار‬
ْ ‫اللهم ا ِرحنى را ِئحة الجن ِة والت ِرحنى را ِئ‬

Buruna su verirken:

“Allahım, bana Cennet kokusunu duyur, Cehennem kokusunu hissettirme!”
Yüzü yıkarken:

ٌ‫س َو ُّد ُو ُجوه‬
ٌ ‫ض ُو ُج‬
ْْ ‫وه َو َت‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم َب ّي‬
ُّ ‫ض َو ْجهى َي ْو َم َت ْب َي‬
ِ

“Allahım, yüzlerin kiminin ak, kiminin kara olduğu o günde, benim yüzümü kara değil,
ak çıkar!”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ‫َا ّلل ُه َّم َا ْعطنى ك َتابى ب َيمينى َوح‬
ً‫اس ْبنى ِح َس ًْابا َيسيًا‬
ِ ِ
ِ
ِ ِ
Sağ kolu yıkarken:

“Allahım, kitâbımı sağımdan ver, hesabımı da kolay eyle!”

Sol kolunu yıkarken:
َْ
ّ َ
َ َ
َ
ُ
َ
َ
ْ
َ
َ
َ
ْ
َّ
ُ
‫اللهم ال تع ِطنى ِكتابى ِبيسارى وال ِمن ور ِاء ْظه ِرى‬
“Allahım, kitâbımı solumdan ve arkamdan verme.”

َ َ meshederken:
َ َّ َ َّ ُ ّ َ
َ
َ
َ‫ال ظ ّْل ا َّال ظ ُّل َع ْرشك‬Başı
َ
ْ
َ
ْ
ّ
ْ
ِ ِ ِ ِ ‫اللهم ا ِظلنى تحت ِظ ِل عر ِشك يوم‬
ِ
“Allahım, Arşının gölgesinden başka gölge olmadığı günde, beni Arşının gölgesinde
gölgelendir.”
Kulaklara meshederken:
َ
َ
َ
َّ
ُ‫ذين َي ْستم ُعو َن ْال َق ْو َل ْف َيتب ُعون ا ْح َس َنه‬
َ ‫اج َع ْلنى م َن َّال‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم‬
ِ
ِ
ِ
“Allahım, beni sözü dinleyip de en güzeline uyanlardan eyle.”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ َ ْ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
َ
َ
‫اللهم اع ِتق رقبتى ِمن الن ِار‬
Boynu mesh ederken:

“Allahım, boynumu Cehennem ateşinden âzâd eyle!”
Ayakları yıkarken:
ْ
َ
ْ
َ
َ‫َا ّلل ُه َّم َث ّب ْت َقد‬
ّ ‫مى َع َلى‬
ُ‫الص َراط َي ْو َم تز ُّْل فيه االق َدام‬
َّ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ

“Allahım, ayakların Sırat üstünde kaydığı günde, ayaklarımı sırat üstünde sâbit eyle,
kaydırma!..”
Abdest tekmil olduktan sonra abdest suyundan içilir ve bu dua okunur:

َ‫اج َع ْلنى م ْن ع َْبادك‬
َّ ‫اج َع ْلنى م َن‬
َ ‫ن ْاْلُ َت َط ّهر‬
َْ ‫اج َع ْلنى م‬
ْ ‫ين َو‬
ْ ‫الت َّواب َين َو‬
ْ ‫َا َّلل ُه َّم‬
ِ ِ ِ ِ
َ‫َ ِ ِ َ َ ْ َ ْ ِ َ َّ ِ َ ِ َ َ ْ ٌ َِ َ ِ ْ ْ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ن‬
ْ ‫الصا ِل ِحين واجعل ِنى ِمن ال ِذين الخوف علي ِه ْم والهم يحزنو‬

“Allahım! Beni çok tevbe edenlerden, temizliğe çok dikkat edenlerden, salih kullarından
ve kendileri için korku ve hüznün olmadığı kimselerden eyle.”

Abdest sonunda “Kelime-i Şehâdet” (eşhedü enlâ ilahe illallah ve eşhedü enne
muhammeden abdühû ve resûlüh) getirilir. Bununla birlikte bir, iki veya üç defa
“Kadir” sûresi yada “Ayetel Kürsi” okunur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest uzuvlarında yara veya hastalık bulunması halinde nasıl abdest alınır?
Abdest uzuvlarından birinde yara veya hastalık bulunan kişi, bu organın
yıkanması zarar verecekse, yıkamayıp ıslak elle mesheder. Mesh edilmesinin de zarar
vermesi durumunda, bu da terk edilir. Bu rahatsızlık abdest veya gusül uzuvlarının
çoğunluğunda ise, abdest veya gusül yerine teyemmüm edilir.
Özürlü nasıl abdest alır, özrü sebebiyle elbisesine bulaşan necasetin hükmü nedir?
Özürlüler, her vakit için abdest alır ve mazeret teşkil eden rahatsızlığından
başka abdest bozan bir hal meydana gelmedikçe, bu abdestle o vakit içerisinde dilediği
gibi namaz kılar, Kur’an-ı Kerim okur ve diğer ibadetlerini yaparlar. Namaz vaktinin
çıkmasıyla veya başka abdest bozan bir halin meydana gelmesiyle özürlü kimsenin
abdesti bozulur.
Kişiyi özürlü kılan hal, bir namaz vakti boyunca hiç meydana gelmezse, özür
ortadan kalkmış olur ve o kimse özür sahibi olmaktan çıkar.
Özürlü kimseden akan kan, irin, idrar gibi şeylerin çamaşıra bulaşması halinde,
bundan kaçınılması mümkün değil ve temizlendiğinde tekrar bulaşacaksa çamaşır
yıkanmadan namaz kılınabilir. Fakat elbiseye tekrar bulaşmayacaksa, yıkanması gerekir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Bedeninde veya bir uzvunda sargı ya da yara bulunan kimse nasıl abdest alır?
Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık veya yaradan dolayı sargı
bulunduğunda, abdest alırken veya guslederken bu sargı çözülerek altı yıkanır ve yaranın
üstü mesh edilir. Ancak sargının çözülmesinin zararlı olması hâlinde çözülmeyip üzerine
mesh edilebilir. Sargı üzerine meshin meşruluğu sünnetle sabittir. Hz. Ali (r.a.) şöyle
demiştir: “Bileklerimden biri kırılmıştı. Peygamber (s.a.s.)’e sordum, O da sargıların
üzerine mesh etmemi emretti.“ (İbn Mace, Taharet, 134.)
Sargının bir defa mesh edilmesi yeterlidir. Yapılan bu mesh ile, o uzuv hükmen
yıkanmış olur. Sargının abdestsiz veya cünüp iken sarılmış olması meshe engel olmadığı
gibi, sargı üzerine meshin belirli bir süresi de yoktur; yara veya kırık iyileşinceye kadar
aynı sargı üzerine mesh edilebilir. Üzerine mesh ettikten sonra sargının değiştirilmesi veya
düşmesi hâlinde, mesh bozulmaz; iade edilmesi de gerekmez. Ancak, yaranın iyileşmesi
hâlinde, sargı açılmış olsun veya olmasın, mesh bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Tedavi maksadı ile cilde sürülen ilaç vb. maddeler abdeste engel olur mu?
Abdest alırken yıkanması gereken bir organın üzerine tedavi maksadı ile
merhem vb. bir madde sürülmüşse; su zarar vermiyorsa abdest alırken bu organın
yıkanması gerekir. Eğer yıkamak zarar veriyorsa ıslak elle üzerine mesh edilir.
Mesh etmek de zararlı ise o da terk edilir. Çünkü dinimiz zaruretler hâlinde
yasakları mübah kılmış, kişiye kaldıramayacağı yükü yüklememiş, zorluğun giderilmesini
ilke edinmiştir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Diş doldurtmak veya kaplatmak abdest ve gusle engel olur mu?
Tedavi amacıyla diş doldurmak veya kaplatmak caiz olup abdest ve guslün
sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak çıkarılıp takılabilen/sabit olmayan dişlerin gusül
abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması gerekir.
Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de kaplandıktan sonra,
dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı hükmünü alır. Bu sebeple, ağız yıkanınca,
kaplama yapılan dişler de yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi, gerektiğinde tedavi amaçlı
olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve abdest ya da gusül alıp, ibadetlerini
yapabilir.
Yapılan bu işlem tedavi amaçlı ve zorunlu olduğundan, mezhepler arasında bir
ihtilaf söz konusu değildir. Diş dolgusu veya kaplaması konusundaki ihtilaflar, guslün veya
abdestin geçerli olup olmayacağı konusuyla alakalı bir durum değildir. Çıkan dişin yerine
bağlandığında kullanılan tel veya başka bir madde, çok sıkı bağlanacağı için, suyun altına
girmesine engel olur. Buna rağmen fukaha, kopan dişi yerine bağlatmanın caiz olduğunda
görüş birliği içindedirler.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

İdrar torbası kullanmak zorunda olan hastaların abdesti bozulmuş olur mu?
Devamlı burun kanaması, idrarı tutamama, kusma, yaranın devamlı kanaması,
kadınlardaki akıntı gibi abdesti bozan ve en az bir namaz vakti süresince devam eden ve
her namaz vaktinde tekrarlanan bedenî rahatsızlıklara özür/mazeret, böyle kimselere de
özür sahibi kimse denilir.
Buna göre; kendisinden devamlı idrar geldiği için idrar torbası kullanmak
zorunda olan hastalar, dinî açıdan özür sahibi konumundadırlar. Özür sahipleri, her namaz
için vakit çıktığında abdest almak suretiyle namazlarını kılarlar.
Bu abdestle vakit içinde diledikleri kadar farz veya nafile namaz kılabilirler.
Ancak mümkün olduğunca namaza başlamadan önce torbadaki idrarın boşaltılmış
olmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle abdeste başlamadan önce idrar torbası
boşaltılmalıdır. Şu kadar var ki, vakit namazı için abdest alındıktan sonra, torba içinde
biriken idrar ile kılınan namaz geçerlidir. Bu özürleri dışında abdesti bozan başka bir hal
olmadıkça, vakit içinde abdestleri devam eder, vakit çıkınca bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan bir kadın teyemmüm ederek namazını
kılabilir mi?
Yalnızca erkeklerin veya hem erkeklerin hem de kadınların bulunduğu bir
ortamda gusül abdesti almak durumunda kalan bir kadın gusül abdestini tehir eder.
Dolayısıyla, suyu kullanmaktan aciz olduğu için teyemmüm ederek namazını kılar.
Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan kadın ise, namaz vaktinin sonlarına
kadar bekler. Eğer vaktin çıkacağından korkarsa teyemmüm ederek, namazını kılar. Ancak
o namazı iade eder .

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Su mevcut olduğu halde abdest alıncaya kadar namaz vaktinin çıkmasından endişe
eden kişi teyemmümle namaz kılabilir mi?
Abdest alma imkânı varken, cuma namazı ve vakit namazları gibi vaktinde
kılınamadığı zaman kaza edilen namazların, vaktin çıkacağı endişesi ile teyemmüm ederek
kılınması caiz değildir. Zira abdest alındığı takdirde bu namazlara yetişilemezse, cuma
namazı yerine öğle namazı, vakit namazı yerine kaza namazı kılınır.
Maliki Mezhebi’ne göre, su ile abdest alma imkânı var iken, abdest veya gusül
alındığı takdirde beş vakit namazdan birinin vakti geçecek ise bu namaz teyemmüm
ederek kılınır.
Varis çorabı üzerine mesh yapılabilir mi?
Varis hastalığından dolayı ayağa giyilmesi gereken özel çoraplar, kırık, çıkık
üzerindeki sargı hükmün dedir. (İbn Mace,Taharet,134.) Bu itibarla, varis çorapları
üzerine meshedilmesinde bir sakınca yoktur

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Kol ve bacakları olmayan kimsenin abdesti eksik olur mu?
Yüce Allah din konusunda bize hiçbir zorluk yüklememiştir. (Hacc, 22ı78.)
“Köre, topala da vebal ve hastaya güçlük yoktur.“ (Fetih, 48ı17.) anlamındaki
ayetler buna delildir. İnsanlar ancak yapabileceklerinden sorumludurlar.
Hastalığı veren de yükümlülükle ri yükleyen de Allah’tır. Dolayısıyla kişi gücü
neye yetiyorsa onu yapmakla mükelleftir. Kol ve bacakları olmayan kişiden abdestte bu
organları yıkama yükümlülüğü düşer. Ancak bu kimsenin, bu özründen dolayı namaz
yükümlülüğü düşmez.
Kendisine abdest aldıracak yardımcı birileri yoksa ve kendisi de bir şekilde
abdest alma yöntemi bulamazsa, yüzünün iki yanını toprak veya toprak cinsinden bir şeye
dokundurarak teyemmüm eder. Elleri ve kolları olmayan veya kesilmiş olan kimse yalnız
yüzünü yere sürerek teyemmüm yapar.
Eğer yüzünde bir yara veya özür varsa teyemmüm etmeksizin namazı kılar. Bu
imkâna da sahip değilse, namazını yapabildiği şekilde ima ile kılar. Özürlü bir kimse, ancak
kendisi gibi özürlü birisine namaz kıldırabilir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Saç boyası, kına, ruj, oje, jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani
midir?
Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa,
abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması
gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken
uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır.
Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan
maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce
giderilmesi gerekir. Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşturmayan saç boyası,
kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Tuvalette abdest alınabilir mi?
Tuvalette abdest alınmasında bir sakınca yoktur. Ancak böyle yerlerde
besmele, zikir ve duaların içten söylenmesi uygun olur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest ve gusülün tam olup olmadığı konusundaki vesveseye
itibar edilir mi?
Vesvese, çeşitli sebeplerle insanın yaşadığı kararsızlık,
şüphe ve kuruntu halidir. Vesvese sebebi ile, gusül ve abdestin
tekrarlanması gerekmez. Vesvese gelse bile abdest ve gusle devam
edilmelidir.
Kişi vesveseye itibar etmemeye çalışmalı, içe doğan şüphe
ve tereddüt hallerinin asılsız olduğunu kendine telkin etmeli,
ayrıca zaman zaman Felak ve Nas Surelerini, anlamlarını da
düşünerek okumalıdır.
Güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest ve gusül alınır mı?
Güneş enerjisi ile ısıtılan su ile, temiz olmak kaydıyla, abdest almak
ve gusletmekte dinen bir sakınca yoktur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAKTA GEREKLİDİR
İyi veya kötü hareketleri organlarımızla yaparız. El işler yapar, yıkar ve
yazar; ağız yer içer, iyi ve kötü sözler söyler, konuşur; burun koklar, gözler görür,
kollar saldırır ve yakalar; kulaklar işitir ve dinler; ayaklar ise bizi pek çok yere
götürür. Bütün bunlar zaman zaman günah ve yasak sınırını aşabilir.
İşte abdest sırasında içimizden geçireceğimiz dualarla, söz konusu
edilen olumsuz hareketlerin etkisinden kurtulmaya çalışabiliriz. Abdest alacak
kimse önce niyet eder. Bu bir rûhî-mânevî hazırlıktır. Hakk'ın huzuruna çıkmaya
niyet etmek ve hazırlanmak demektir. Sonra besmele çekerek ve Allah'ın
yardımını dileyerek abdeste başlar.
Abdest alan insan samimî bir dille ve içten bir duyguyla, eksiklik ve
hatalarını Hakk'ın huzurunda itiraf edip, bunları yıkamasını ve silmesini kulluğa
yakışan bir tavırla O'na arz eder, duasının kabulü için yalvarıp yakarır. Böylece
bilinci ve içtenliği ölçüsünde ruhen temizlenip arınmış bir halde huzura varmaya,
namaza durmaya hazır hâle gelir.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Su nasıl maddî kirleri temizliyorsa, tövbe de manevî kirleri yok eder
diye düşünerek abdest organlarımı yıkamalıyım. Halkın gördüğü yer olan
bedenimi ve elbisemi temiz tutar da Hakk'ın nazar ettiği yer olan kalbimi
tertemiz tutmazsam yanlış yapmış olurum diye inanmalıyım. Bedenim gibi
kalbimi de kötü ve kirli şeylerden arındırmaya çalışmalıyım şuurunda bir abdes
gerçek mahiyeti ile abdest olmuş olur.
Şemsî'nin dediği gibi: " Pâdişah konmaz saraya hâne mâmur
olmadan.” önce hanemizi mamur hale getirelim kalbimizi tezkiye edlim sonra
organlarımızı temizleyeli.
Yûnus Emre söylüyor: " Tanla durup başın kaldır ellerini suya daldır /
Hem şeytanın boynunu vur hem nefs dahi ölse gerek." (“Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr.
Mehmet Demirci)

Beyazid-i Bistâmî şöyle dermiş: "Ne zaman dünya düşüncesi
gönlümden geçse abdest alırım; âhiret düşüncesi geçince de gusül yaparım."

Prof. Dr. Mehmet Demirci hocamızın Altınoluk dergisinde yayınlanmış olan “Abdestin
İç Anlamı” isimli makalesinde Gönül ehli kimseler iç anlam olarak abdestin ve temizliğin beş
derecesinden söz ettiklerini belitir ve bunları İçten dışa doğru şöylece sıralar:

1. Rûhun abdesti: Rûhun, hayvanlık seviyesine ait bilgisizlikten ve Allah'tan gayri
şeyleri görme gafletinden arınmasıdır. Ruh Allah'tan gayrı şeyleri görmekten arınsa,
Gaffar olan Allah'ın nûru onu kuşatır. Kötü düşüncelerini temizlese takvâ elbisesine
kavuşur. Nefsin tezkiye ederse iç huzuruna ve itmi'nâna ulaşır.
2. Sırrın abdesti: Burada "sır", rûhun rûhu demek olup; onun abdesti gösterişten (riyâ),
arzu ve isteklerin esiri olmaktan, kendini beğenmişlikten, baş olma tutkusundan, aşırı
dünya isteği ve mevki sahibi olma ihtirasından arınmaktır. Bunun neticesinde ihlâs nûru
ortaya çıkar. Dünya sevgisinden arınırsa âhiret sevgisi doğar.
3. Kalbin ve gönlün abdesti: İki yüzlülük, bozgunculuk ve kötü ahlâktan uzak durmaktır.
Büyüklenme yıkanınca, alçak gönüllük doğar. Çekememezlik kirleri yıkansa, iyilik;
düşmanlık yıkansa, Allah sevgisi görünür.
4. Dilin abdesti: Yalan, dedi-kodu, iftira ve boş sözden, insanların ayıplarını merak
etmekten ve gizli hallerini ortaya çıkarmaktan, faydasız konuşmaktan uzak durmaktır.
Yalan ve koğuculuk yıkansa, doğruluk ve vefâ doğar. İftira ve itham etme yıkansa, sevgi
görülür. Faydasız ve boş söz bırakılsa yararlı şeyler konuşulur veya Allah'ın adı anılır.
5. Zâhir abdesti: Bu, bildiğimiz abdesttir. Neticesinde Abdest alan kimsenin yüzünü
yıkaması, mahşer günü yüzünün nurlu olmasına yol açar. Kolunu yıkayınca cömertlik
nurları hasıl olur. Ayrıca amel defterinin sağ eline verilmesi gibi bir lûtfa erişir. Ayağını
yıkayınca, âhiretteki manevî engelleri kolaylıkla geçme imkânı doğmuş olur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Abdest alırken gerçekleşen dış temizliğin, iç temizliği ile
birlikte gelişmesi için şunlar da tavsiye edilir: Eller yıkanırken
kalbin de aşırı dünya sevgisinden yıkanması gerekir. Ağıza su
alınırken, onunla boş şeyleri anmamaya azmetmelidir. Yüz
yıkandığı zaman, yüzü Hak'tan başka şeylere çevirmemeye söz
vermelidir. Ayağı yıkarken, Hak yolda bulunma gayreti
pekiştirilmelidir.
Dış temizlik su ile, iç temizlik ise tövbe ile ve Hakk'ın
kapısına dönmekle mümkün olur.

Bedenin bütün uzuvlarına madden ve manen abdest
aldırmak gerekir. Bedene su ile nasıl ki abdest aldırıyorsak, her bir
uzvumuzu Yaratının rızasına uygun işler yaptırmak suretiyle
manevi abdestimizide almamız gerekmektedir.
Abdestin suyu günaha bakan gözleri, günahla kızaran yüzü
de arındırır. Ağzı abdest suyu ile çalkaladığımız zaman, bizi günaha
sokan kelimeler, bu kelimeleri oluşturan dil ve dişler pir-ü pak
olur. Başımızı mesh ettiğimizde zihnimizden geçen günahlar bir bir
dökülür. Kulaklara değen abdest suyu bu organın dikkat kesilip
dinlediği günahkar sözleri siler süpürür. Ve en nihayet bizi günahın
kapısına kadar yürüten ayaklarımızı yıkarız. Onlar da günahtan
kurtulmuş olur.
Yüce Rabbim abdestimizi en güzel şekilde alıp
ibadetlerimizi kendi rızasına uygun olarak yapmayı cümlemize
nasip etsin.

Bu Sunum İdris YAVUZYİĞİT Tarafında; “İhtiyar” Mevsılî,
“Bidayetu’l Müctehit” Ahmet İbn Rüşd El Kurtubi, “Büyük İslam İlmihali”
Ömer Nasuhi Bilmen (A. Fikri Yavuz), “İslam İlmihali” Lütfi Şentürk Ve
Seyfettin Yazıcı (Diyanet), “İlmihal” Heyet (TDV), “Delilleriyle İslam
İlmihali” Hamdi Döndüren, “Şafii İlmihali” Mehmet Keskin (Diyanet), “Din
Görevlisinin El Kitabı” Mevlüt Özcan, “Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr. Mehmet
DEMİRCİ; “Abdestin Fazileti Ve İbadetler Açısından Önemi” Ahmet ÜNAL;
“Abdestin Manası Ve Önemi” Mustafa Kutlu’ya Ait Kitap, Makale Ve Vaaz
Örneklerinden İstifade Edilmek Suretiyle Hazırlanmıştır.
Rabbim Eser Sahiplerinden Ölenlere Rahmetiyle, Yaşayanlara Lutuf
Ve Keremiyle Tecelli Eylesin Ve İki Cihan Saadeti İhsan Etsin.


Slide 43

Abdest Almanın Önemi
ve Fıkhi Boyutu
İdris YAVUZYİĞİT
[email protected]

Abdestin Önemi
Abdestin Tanımı
Abdest Çeşitleri
Abdestin Farzları
Abdestin Sünnetleri
Abdestin Adapları

Abdesti Bozan Durumlar

Abdestin Alınışı
Abdest Duaları
Fıkhi Sorular
Abdestin İç Anlamı

ABDEST

َ ْ ُ ْ ُ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َ
ُ ْ َ ٰ َّ
‫وة فاغ ِسلوا‬
‫يا ايها ال ٖذين امنوا ِاذا قمت ْم ِالى الصل‬
ِ
َ ‫ُو ُج‬
ْ‫وه ُك ْم َو َا ْي ِد َي ُك ْم ِا َلى ْاْلَ َرا ِْفق َو ْام َس ُحوا ب ُر ُؤس ُك ْم‬
ِ ِ
ِ
ْ َ ْ ُ َُ ََْ
َ
ْ
ْ
َ
‫وارجلكم ِالى الكعبي ِ ْن‬
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya
kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize
kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip,
topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)”.

(MÂİDE suresi 6.

ayet)

ABDEST

Bu âyet, teyemmüm âyeti olarak adlandırılır. Fakat
âyette abdestin farzları tesbit edilmektedir. Dolayısıyla bir
abdest âyeti olduğu şüphesizdir.
Şu kadar var ki, abdest bu âyet ile farz kılınmış değildir.
Çünkü abdest Mekke’de namazla beraber farz kılınmış ve
İslâm’da hiçbir zaman abdestsiz namaz kılınmamıştır.
Oysa bu âyet-i kerîme Medîne’de, hicretin 6. yılında,
Benî Mustalik Gazvesi’nde cereyan eden meşhur “İfk hâdisesi”
üzerine gece susuz bir yerde kalınıp abdest almak mümkün
olmadığından dolayı nâzil olmuştur.
Hz.Âişe vâlidemize münafıklar tarafından çirkin bir iftira
yapıldığı için bu olaya ifk (iftira) olayı denilmiştir.

ABDESTİN FAZİLETİ

َ َ َ َّ َ َ ْ
َ َََ َ
َ
ْ‫خ َط َاي ُاه من‬
ْ
َ
ْ ‫ خرجت‬، ‫من توضأ فأحـسن الوضـوء‬
ِ
َ
ْ َ َّ
ْ
َ
َ
ُ
‫تحت أظفا ِر ِْه‬
ِ ‫جس ِد ِه حتى تخرج ِمن‬
“Kim

güzelce abdest alırsa, o kimsenin
günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün
vücudundan çıkar.” (Riyasü’s-Salihin, 1028; Müslim, Tahâret 33)

ُْ َ ُ ُ ُّ
‫ر‬
» ‫يمان‬
ْ ِ ‫اإل‬
‫ر‬
«
‫ط‬
‫ش‬
‫و‬
‫ه‬
‫الط‬
ِ

Ebû Mâlik el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır.” (Riyasü’s-Salihin, 1033; Müslim, Tahâret 1)

َ ْ َ َّ َ ً ّ ُ َ
َ‫َّ ُ َّ ُ ْ َ ْ ن‬
َ
ْ
َ
‫القيام ِ ْة غرا محج ِلين ِمن ْآث ِار‬
‫« ِإن أمتي يدعو يوم‬
ِ
َ
َ
َ
َ
ُ
ُ
َ
َ
َ
ْ
ْ
ُ
ْ
ْ
ْ
َّ
» ‫ فليفعل‬، ‫من استطاع ِمنكم أن ْي ِطيل غرته‬
ِ
ِ ‫الوضوء ف‬
ٌ
. ‫متفق عليه‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’i:
“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde,

abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak
olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten
kimse bunu yapsın” buyururken işittim. (Riyazüs Salihin, abdestin fazileti, 1026;
Buhârî, Vudû‘ 3; Müslim, Tahâret 35)

Bu Hadis bizlere:
1. Abdesti farzlarına, sünnetlerine, müstehaplarına ve edeplerine riayet ederek
almak gerekir. Böyle yapmak müstehaptır.
2. Abdest, insanın yüzünü nurlandırır, el ve ayaklarını ağartır. Bu hem maddî hem
manevî anlamda böyledir.
3. Allah Teâlâ, kıyamet gününde ve mahşer yerinde yüzü nurlu, el ve ayakları parlak
olanlara özel muamelede bulunur. Çünkü bunlar sâlihler ve ibadet ehli mü’minlerdir.
4. Abdestte ayakları yıkamak asla terkedilmemelidir.

ABDESTİN FAZİLETİ

ُْ ُ ْ َ
ُْ َ ُ َْ ُ َُْ
ُ
ُ
ُ
ُ
» ‫الحلية ِمن اْلؤ ِم ِن ح ْيث يبلغ الوضـوء‬
ِ ‫« تبلغ‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Ben dostum sallallahu
aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:
“Mü’minin

nuru ve beyazlığı, abdest
suyunun ulaştığı yere kadar varır.” (Müslim, Tahâret 40)

َ َّ َ َ
ُ ُ
َ َُ
َ َ ُ ْ َ
ْ
َ
َ
ُّ‫كل‬
ْ ‫جه ِه‬
ِ ‫« ِإذا تو َضأ َالعبد اْل‬
ِ ‫سلم أ ِو اْلؤ َ ِمن فغسل َ ْوجهه خرجَ ِمن َو‬
َ َ
ْ
َ
ْ
ْ
َ
ْ
‫ َف ِإذا غسل يدي ِه‬، ‫اْلاء‬
‫اْلاء أو مع آ‬
‫خطيئة نظر ِإليها ِبعيني ِه مع‬
‫خر قط ِر‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ْ َ
َ ََ ُ
َ َ َ َ َ ُّ ُ
َ
ْ
ْ
ْ
َ
‫ط ِر‬
َْ ‫يديه كل خطيئ ٍة كان بطشتها يداه مع اْل ِاء أو مع ِآخر ق‬
‫ خرج ِمن‬،
ِ
َ َ
َ ُّ ُ ْ َ َ َ
َ
ْ‫ط َيئة َم َشتها رجاله مع اْلاء ْأو‬
ْ
َ
ِ
ِ
ٍ ْ ِ ‫ خرجت كل خ‬، ‫ ف ِإذا غسل ِرجلي ِه‬، ‫اْلاء‬
ِ
َ
ُّ
َ
ُ
َ
َ
ًّ
ُ
. ‫ حتى يخرج ن ِقيا ِمن الذن ْو ِب »رواه مسلم‬، ‫اْلاء‬
‫طر‬
‫ق‬
‫آخر‬
‫ع‬
‫م‬
ِ ِ ِ

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve
yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest
suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini
yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –
veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını
yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah
abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar.
Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (Müslim,
Tahâret 32; Tirmizî, Tahâret 2; Riyasü’s-Salihin, 1030)

َ ُ ْ ُ َّ َ َ ْ َّ
َ ْ َ ْ َ ْ َ َّ َ ُ ْ
ْ ُ َ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َّ
َ
‫ن‬
: » ‫ ِوددت أنا قد رأينا ِْإخواننا‬، ‫الحقو‬
‫نين ِوإنا ِإن شاء‬
‫« السالم عليكم دار ق ٍوم مؤ ِم‬
ِ ‫الله ِْبك َم‬
ِ
َ
ُْ َ َ َ ّ َ ُ َ ْ َ
َ َ ُ َ
َّ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
َ
َ
ُ
ْ
ْ
ْ
» ‫ وإخواننا َال َذين لم َ يأتوا بعد‬، ‫ « أنتم أصحابي‬: ‫ أولسنا ِإخوانك يا رسول الل ِه ؟ قال‬: ‫قالوا‬
ُ
َْ ْ َ ْ َ ُ ْ َ
َ َ َْ
ُ
ُ‫له‬
َ
ُ
َّ
َ
ُ
ْ
ْ
َّ
َ
ْ ‫ « أرأيت لو أن رجال‬: ‫ كيف تع ِرف من لم يأتوا بعد من أم َِتك يا رسول هللا ؟ فقال‬: ‫قالوا‬
ُ َ
َ
َ
َّ ُ
َ ‫حج َل ٌة ْبي‬
َّ ‫َخ ْي ٌل ُغ ٌّر ُم‬
ْ ‫ أال‬، ‫ظهر ْي َخ ْيل ُد ْهم ب ْهم‬
َ ‫ َق‬، ‫الل ِ ْه‬
ْ
‫ بلى يا رسول‬: ‫يع ِْر ُف َخ ْيل ُه ؟ » قالوا‬
‫ال‬
‫ن‬
ِ ٍ ٍ
ٍ
َ
ُ
ُ ‫َ َّ ُ ْ ْ ُ َن‬
َ
َ
ُ
َ
َّ
ُ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
ًّ
‫و‬
. ‫ ِ »ر اه مسلم‬
ِ ‫ «ف ِإنهم يأتو غرا محج ِلين ِمن الوض‬:
ِ ‫ وأنا فر ْطهم على الحو‬، ‫وء‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem kabristana geldi ve:

“Selâm size ey mü’minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız.
Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim” dedi. Ashâb-ı kirâm:
– Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah? dediler. Resûl-i Ekrem:
– “Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb:
– Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah’ın Resûlü?
dediler. Peygamber Efendimiz:
– “Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at
sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?” diye sordu. Sahâbe:
– Evet, tanır, ey Allah’ın Resûlü, dediler. Resûl-i Kibriyâ:
“İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler.
Ben havzın başına onlardan önce varacağım” buyurdular. (Müslim, Tahâret 39; Riyasü’sSalihin, 1031 )

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ
Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el suyu”
anlamına gelen abdest, belirli ibadetlerin ifasının ön şartı olan ve kendisi
de ibadet mahiyetinde görülen bir nevi hükmî temizliktir.
Arapça karşılığı güzellik, temizlik ve parlaklık anlamına gelen
“vudû”dur.
Fıkıhta abdest, “belli uzuvları usulüne uygun olarak su ile yıkamak
ve bazılarını da eldeki su ıslaklığı ile meshetmek” şeklindeki ibadet
temizliği olarak tarif edilir.(TDV, İslam İlmihali 1. cilt, s 195)
Fıkıh dilinde maddî kirlilikten temizlenme “necasetten taharet”
olarak anılır; hükmî kirlilik olan hadesten temizlik ise birer hükmi temizlik
usulleri olan abdest ve gusülle olur.

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ

Abdest ile ağız, diş, burun, el, yüz ve ayaklar gibi
kirlenmeye ve dışarıdan gelecek mikroplara en açık uzuvlar
günde birkaç defa su ile temizlenir.
Bu sayede vücudun sinir sistemi ve kan dolaşımı daha
düzenli hale gelir ve vücuda fizikî-tıbbî birçok fayda sağlar.
Abdest, namaz ibadetini ifa için yüce Allah'ın
huzuruna çıkacak müminin manevî ve ruhî hazırlık ve temizliği
de demektir.
Bu yüzden abdest, maddî temizlikle manevî temizliği
birleştirici, müslümana manevî yönden destek ve güç sağlayıcı
bir anlam ve öneme sahiptir.

ABDEST’İN HÜKMÜ / ÇEŞİTLERİ
1.

Farz Abdest:
1.
2.
3.
4.

Namaz Kılmak,
Cenaze Namazı Kılmak,
Tilâvet Ve Şükür Secdesi Yapmak,
Kur'an'a Dokunmak İçin Abdest Almak Farzdır.

Vacip Abdest: Kabe'yi Tavaf Etmek İçin Abdest Hanefilere Göre Vaciptir.
3. Mendup Abdest:
2.

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.

Yatmadan Önce Abdest Almak,
Vakit Namazları İçin Ayrı Ayrı Abdest Almak,
Kuran Okumak,
Dini Kitaplara Dokunmak,
Hadis Okumak,
Peygamberimizin Kabrini Ziyaret Etmek,
Arafat’ta Vakfa Yapmak,
Safa Ve Merve Arasında Say Yapmak,
Ezan Okumak,
Cenaze Yıkamak,
Her İşe Abdestli Olarak Başlamak,
Her Zaman Abdestli Bulunmak İçin Ve
Öfkelendikten,yalan Söyledikten Ve Gıybet Ettikten Sonra Abdest
Almak Mendup’dur.

ABDEST’İN MEZHEPLERE GÖRE FARZLARI
FARZLAR

HANEFİ

ŞAFİİ

MALİKİ

HNBELİ

YÜZÜ YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

KOLLARI YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

BAŞI MESH ETMEK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

AYAKLARI YIKAMA

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

NİYET ETMEK

SÜNNET

FARZ

FARZ

FARZ

TERTİBE RİAYET

SÜNNET

FARZ

SÜNNET

FARZ

MUVALAT

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

FARZ

BESMELE

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

OVARAK YIKAMAK

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

ABDEST’İN FARZLARI
1.

2.

3.

4.

Yüzü bir kere yıkamak (yüzün sınırları: saçın bittiği yerden kulak
yumuşağından çene altına kadar olan kısım. Sakal, bıyık ve kaşların altına
suyun ulaşması gerekir. Yüz yıkanırken sakal sık ise üstünü yıkamak
yeterlidir.)
Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak (abdest alırken parmaktaki
yüzüğün altına su alacak şekilde oynatılması, el, yüz ve ayakta bulunan ve
suyun deriye temasını önleyen maddelerin imkân dahilinde temizlenmesi
gerekir.)
Başın dörtte birini mesh etmek (dörtte birinin el içi su ıslaklığıyla mesh
edilmesi hanefîler'e göre yeterlidir. Başın “nâsiye” denilen ön tarafına
mesh edilmesi daha faziletlidir. Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Şâfiîler'e göre başın mesh miktarı daha azdır, bir saç teli. )
Ayakları topukları ile beraber bir kez yıkamak (suyun parmaklar arasına
ulaşması sağlanmalıdır. Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi su
ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.)

ABDEST’İN SÜNNETLERİ

1.
2.
3.
4.

Abdest almaya niyet etmek,
Başlarken besmele çekmek,
Elleri bileklerle birlikte üç defa yıkamak,
Ağız ve buruna su çekip iyi bir ağız ve burun temizliği
(mazmaza ve istinşak) yapmak,
5. Misvak kullanmak veya dişleri fırçalamak,
6. Sakalın içine su girmesini sağlamak,
7. El parmaklarını birbirine sokup ovuşturmak,
8. Başın tamamını elin ıslaklığıyla mesh etmek,
9. Boynu mesh etmek,
10. Abdest uzuvlarını yıkarken sıraya uymak,
11. Abdeste sağ uzuvlardan başlamak,
12. Uzuvları üçer defa yıkamak
13. Su ile iyice ovmak (delk),
14. Abdeste ara vermeden tamamlamak.

ABDEST’İN SÜNNETLERİ
1.
2.
3.
4.

5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.

Niyet etmek: “Niyet ettim, Allah rızası için abdest almaya” denilmesi müstehaptır.
Abdeste başlarken önce temiz olan elleri bileklere kadar yıkamak.
Abdeste “Eûzü” ve “besmele” ile başlamak.
Mazmaza ve İstinşak: Elleri yıkadıktan sonra önce üç defa ağıza su alınıp çalkalanması ve
dışarı atılmasına “mazmaza”, üç defa da burunun yumuşağına kadar su alınmasına ise
“istinşak” denilir. Ağız ve buruna her su almada, alınan su yenilenir.
Mazmaza ve istinşakta mübalağa etmek. Fakat oruçlu kimseler mübalağa yapmazlar.
Misvak Kullanmak
Tertibi gözetmek. Şâfiî ve Hanbelîlere göre farzdır.
Abdeste sağ taraflardan başlamak
Abdest uzuvlarını üçer defa yıkamak: Birer defası farz, diğerleri sünnettir. Üçten fazla veya
eksik yıkamak sünnete aykırıdır. Çoğu fakihlere göre başı bir defa meshetmek yeterlidir.
Abdestte elleri veya ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak. Parmakları hilâllemek.
Sakalı hilâllemek: Abdest alırken sık sakalı bulunanların sakallarını, parmaklarını sakalın içine
sokarak alt taraftan üst tarafa doğru hareket ettirmesine hilâlleme denir.
Başın tamamını bir su ile meshetmek: Buna “kaplama mesh” denir.
Kulakları meshetmek: Çoğu fakihlere göre, yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi
sünnettir.
Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile ovmak
Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamak. Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
Boynu meshetmek: Başı ve kulakları meshettikten sonra iki elin arkaları ile ve üçer parmakla
yeni bir su almaya gerek olmaksızın boyun meshedilir.

ABDEST’İN ADAPLARI
Abdestin Âdabından Maksat, Abdestin Farzlarının Ve Sünnetlerinin Daha Uygun
Şekilde Ve Ortamda, Mükemmel Bir Şekilde Yerine Getirilmesini Sağlamaktır.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.

12.
13.

Abdest Alırken -Mümkünse- Kıbleye Dönmek,
Abdest Sularını Vücuda Ve Elbiseye Sıçratmamak,
Dünya İşlerine İlişkin Konuşmamak,
Abdest Dualarını Veya Bildiği Dualardan Okumak,
Suyu Ölçülü Kullanmak,
Daha Vakit Girmeden Abdest Alıp Namaza Hazır Bulunmak,
Bir Özür Bulunmadıkça Abdestte Başkasından Yardım İstememek,
Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını Yoklamak, Suyu Dirsek Ve
Topukların Yukarılarına Kadar Ulaştırmak,
Nehir Veya Deniz Kenarında Bile Su İsrafından Kaçınmak,
Abdest Sonunda Kelime-i Şehâdet (Eşhedü Enlâ İlahe İllallah Ve Eşhedü Enne
Muhammeden Abdühû Ve Resûlüh) Getirmek,
Abdestten Artan Sudan Kıbleye Karşı Ayakta Bir Miktar İçmek Ve Bu Sırada;
“Allah’ım Beni Her Günah İşledikçe Tevbe Eden Ve Günahtan Kaçınıp Tertemiz
Bulunan Salih Kullarından Kıl” Diye Dua Etmek,
Abdestin Sonunda Bir, İki Veya Üç Defa Kadir Sûresi’ni Okumak,
Abdestten Sonra, Kerâhet Vakti Değilse İki Rekat Nafile Namaz Kılmak.

ABDEST’İ BOZAN DURUMLA
1. İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necasetin,
herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
2. Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir maddenin
çıkması. (Şâfıî ve mâlikîler'e göre bozmaz.) Vücuttan çıkan kan, irin ve sarı
su akmadığı veya çıktığı yerin çevresine dağılmadığı sürece abdesti bozmaz.
3. Ağız dolusu kusmak.
4. Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan
durumlar.
5. Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek.
6. Cinsî münasebet veya fahiş (aşırı) temas ve dokunma.
7. Mazeret halinin sona ermesi. Su bulamadığı için teyemmüm eden kimse suyu
bulunca, mest üzerine mesh yapan kimsenin -yolcu olanlara üç, yolcu
olmayanlara bir gün olarak tanınan- mesh süresi dolunca, özürlü kimse için
de namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur.
8. Hanefîler'in dışındaki üç mezhebe göre bir kimsenin kendi cinsel organına
temas da abdesti bozar.

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest suyunun elbiseye sıçramayacağı bir konum
alınır,
 Mümkünse kıbleye dönülür,
 Abdeste “eûzü” ve “besmele” çekilir,
 Niyet ve besmele ile abdeste başlayıp “niyet ettim, allah
rızası için abdest almaya” denir,
 Su ölçülü kullanılır, fazla açılmaz, israftan kaçınılır,
 Abdestte elleri parmak uçlarından başlanır,
 Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da
hilallenerek üç defa yıkanır,
 El, yüz ve ayakta bulunan ve suyun deriye temasını
önleyen cilt üzerindeki hamur, boya, sakız gibi
maddeler temizlenir,
 Parmakta yüzük varsa oynatılır,
 Misvak veya diş fırçası ile bunlar yoksa sağ elin
parmaklarıyla dişler temizlenir,
 Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile iyice ovarak
yıkanır

ABDESTİN ALINIŞI

 Ağız, Sağ El Avucuna Alınan Su İle Üç Defa
Çalkanıp iyice Temizlenir,
 Ağız Ve Buruna Her Su Almada, Alınan Su
Yenilenir.
 Üç Defa Da Burna Sağ El İle Su Çekilip Her
Defasında Burun Sol Elle Temizlenir.
 Oruçlu Olmayan Kimse Ağız Ve Burnun Her
Yerine Suyun İyice Ulaşmasını Sağlar.
 Mazmaza Ve İstinşakta Mübalağa Etmek Gerekir.
Fakat Oruçlu Kimseler Mübalağa Yapmazlar.
 Ağza su alırken “Allah’ım! Bana peygamberinin
kevser havuzundan, bir daha sonsuza kadar
susamayacağım bir kâse su ihsan buyur.” diye
duada bulunur,
 Burnu yıkarken de “Allah’ım! Beni nimetlerinin
ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum
bırakma.”der.

ABDESTİN ALINIŞI
 Üç Kere Yüz Yıkanır.
 Birer Defası Farz, Diğerleri Sünnettir. Üçten Fazla
Veya Eksik Yıkamak Sünnete Aykırıdır.
 Saçın Bittiği Yerden Kulak Yumuşağından Çene Altına
Kadar Olan Kısım Yıkanmalıdır.
 Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını
Yoklamak adaptandır,
 Sakal, Bıyık Ve Kaşların Altına Suyun Ulaşması
Gerekir.
 Abdest Alırken Sık Sakalı Bulunanların Sakallarını,
Parmaklarını Sakalın İçine Sokarak Alt Taraftan Üst
Tarafa Doğru Hareket Ettirmesi Gerekir, Adaptandır,
 Yüz Yıkanırken Sakal Sık İse Üstünü Yıkamak
Yeterlidir.
 Yüzü yıkarken “Allah’ım! Bazı yüzlerin beyazlanacağı,
bazı yüzlerin de kararacağı günde, benim yüzümü ak
kıl.” diyerek dua etmek abdest adaplarındandır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak farz
üçe tamamlamak sünnettir,
 Kolları yıkamaya sağ koldan başlanır, sol kolla
devam edilir,
 Suyu Dirseklerin dört parmak yukarısına Kadar
Ulaştırmak gerekir,
 Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamalıyız.
Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
 Kolları iyice ovarak yıkanır.
 Sağ kolu yıkarken “Allah’ım! Bana amel
defterimi sağ yanımdan ver ve benim hesabımı
kolay kıl!” diye dua edilir
 Sol kolu yıkarken “Ey Rabbim! Bana kitabımı sol
yanımdan ve arka yönden verme ve şiddetli bir
hesap ile sorguya çekme” diye dua edilir

ABDESTİN ALINIŞI











Başın dörtte birinin elin içinin su ile ıslatılıp mesh edilmesi
hanefîler'e göre yeterlidir.
Başın “nâsiye” denilen ön tarafına mesh edilmesi daha
faziletlidir.
Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Başın tamamını bir su ile meshetmeye “kaplama mesh” denir
ki bu şekilde mesh etmek sünnettir.
Baş mesh edilirken elin saçların dibine doğru sokulmasına
veya ileri geri hareket ettirilmesine gerek yoktur.
Başı meh ederken“ilâhi, beni rahmetinle yarlığa, benim
üzerime bereketinden indir.” Diye dua etmek uygundur.
Yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi sünnettir.
Küçük parmağımızı kulağımızın içeine doğru sokup baş
parmağımızla kulağımızın arkasını mesh etmek şeklinde
yapılır
Boynu meshetmek: başı ve kulakları meshettikten sonra iki
elin arkaları ile ve üçer parmakla yeni bir su almaya gerek
olmaksızın boyun meshedilir.
Ellerin parmak uçları ensede birbirine değerek boyna doğru
çekilmek suretiyle yapılır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Ayakları topukları ile beraber bir kez
yıkamak
farzdır,
üçe
tamamlanması
sünnettir.
 Suyun
parmaklar
arasına
ulaşması
sağlanmalıdır.
 Önce sağ sonra sol ayak, parmak uçlarından
başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dahil
olmak üzere yıkanır.
 Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.
 Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi
su ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.
 Ayakları yıkarken şöyle dua edilir: “Ya Rabbi!
Birtakım ayakların kayacağı günde, benim
ayaklarımı sırat üzerinde sâbit kıl!”

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest sonunda kelime-i şehâdet (eşhedü enlâ ilahe illallah
ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh) getirmek,
 Abdestten artan sudan kıbleye karşı ayakta bir miktar içmek
ve bu sırada; “allah’ım beni her günah işledikçe tevbe eden
ve günahtan kaçınıp tertemiz bulunan salih kullarından
kıl” diye dua edilir ve
 Abdestin sonunda bir, iki veya üç defa kadir sûresi’ni okunur,
 Abdestten sonra, kerâhet vakti değilse iki rekat nafile namaz
kılınır.

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR
Abdeste başlarken önce niyet edilir, sonra eûzü-besmele çekilir. Sonra da her
bir âzayı yıkarken şu duâlar okunur:

ً‫الم ُْنورا‬
َ ‫َا ْل َح ْم ُد ل ّله َّالذى َج َع َل ْاْلَ َاء َط ُهو ًرا َو ْا ِال ْس‬
ِ ِ

“Suyu temizleyici, İslâmı da nûr kılan Allah'a hamdolsun.”

َ‫َا ّلل ُه َّم َاع ّنى َعلى ت َال َوة ْال ُق ْران َوذ ْكر َك َو ُش ْْكر َك َو ُح ْسن ع َب َادتك‬
ِ ِ ِ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ ِ ِ

Ağıza su verirken:

“Ey Allahım, Kur'an okumak, seni zikir ve sana şükür etmek, sana olan ibâdeti
güzelleştirmek hususlarında bana yardım et!..”

َ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ ْ َ َ َ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
‫حة الن ِار‬
ْ ‫اللهم ا ِرحنى را ِئحة الجن ِة والت ِرحنى را ِئ‬

Buruna su verirken:

“Allahım, bana Cennet kokusunu duyur, Cehennem kokusunu hissettirme!”
Yüzü yıkarken:

ٌ‫س َو ُّد ُو ُجوه‬
ٌ ‫ض ُو ُج‬
ْْ ‫وه َو َت‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم َب ّي‬
ُّ ‫ض َو ْجهى َي ْو َم َت ْب َي‬
ِ

“Allahım, yüzlerin kiminin ak, kiminin kara olduğu o günde, benim yüzümü kara değil,
ak çıkar!”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ‫َا ّلل ُه َّم َا ْعطنى ك َتابى ب َيمينى َوح‬
ً‫اس ْبنى ِح َس ًْابا َيسيًا‬
ِ ِ
ِ
ِ ِ
Sağ kolu yıkarken:

“Allahım, kitâbımı sağımdan ver, hesabımı da kolay eyle!”

Sol kolunu yıkarken:
َْ
ّ َ
َ َ
َ
ُ
َ
َ
ْ
َ
َ
َ
ْ
َّ
ُ
‫اللهم ال تع ِطنى ِكتابى ِبيسارى وال ِمن ور ِاء ْظه ِرى‬
“Allahım, kitâbımı solumdan ve arkamdan verme.”

َ َ meshederken:
َ َّ َ َّ ُ ّ َ
َ
َ
َ‫ال ظ ّْل ا َّال ظ ُّل َع ْرشك‬Başı
َ
ْ
َ
ْ
ّ
ْ
ِ ِ ِ ِ ‫اللهم ا ِظلنى تحت ِظ ِل عر ِشك يوم‬
ِ
“Allahım, Arşının gölgesinden başka gölge olmadığı günde, beni Arşının gölgesinde
gölgelendir.”
Kulaklara meshederken:
َ
َ
َ
َّ
ُ‫ذين َي ْستم ُعو َن ْال َق ْو َل ْف َيتب ُعون ا ْح َس َنه‬
َ ‫اج َع ْلنى م َن َّال‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم‬
ِ
ِ
ِ
“Allahım, beni sözü dinleyip de en güzeline uyanlardan eyle.”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ َ ْ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
َ
َ
‫اللهم اع ِتق رقبتى ِمن الن ِار‬
Boynu mesh ederken:

“Allahım, boynumu Cehennem ateşinden âzâd eyle!”
Ayakları yıkarken:
ْ
َ
ْ
َ
َ‫َا ّلل ُه َّم َث ّب ْت َقد‬
ّ ‫مى َع َلى‬
ُ‫الص َراط َي ْو َم تز ُّْل فيه االق َدام‬
َّ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ

“Allahım, ayakların Sırat üstünde kaydığı günde, ayaklarımı sırat üstünde sâbit eyle,
kaydırma!..”
Abdest tekmil olduktan sonra abdest suyundan içilir ve bu dua okunur:

َ‫اج َع ْلنى م ْن ع َْبادك‬
َّ ‫اج َع ْلنى م َن‬
َ ‫ن ْاْلُ َت َط ّهر‬
َْ ‫اج َع ْلنى م‬
ْ ‫ين َو‬
ْ ‫الت َّواب َين َو‬
ْ ‫َا َّلل ُه َّم‬
ِ ِ ِ ِ
َ‫َ ِ ِ َ َ ْ َ ْ ِ َ َّ ِ َ ِ َ َ ْ ٌ َِ َ ِ ْ ْ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ن‬
ْ ‫الصا ِل ِحين واجعل ِنى ِمن ال ِذين الخوف علي ِه ْم والهم يحزنو‬

“Allahım! Beni çok tevbe edenlerden, temizliğe çok dikkat edenlerden, salih kullarından
ve kendileri için korku ve hüznün olmadığı kimselerden eyle.”

Abdest sonunda “Kelime-i Şehâdet” (eşhedü enlâ ilahe illallah ve eşhedü enne
muhammeden abdühû ve resûlüh) getirilir. Bununla birlikte bir, iki veya üç defa
“Kadir” sûresi yada “Ayetel Kürsi” okunur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest uzuvlarında yara veya hastalık bulunması halinde nasıl abdest alınır?
Abdest uzuvlarından birinde yara veya hastalık bulunan kişi, bu organın
yıkanması zarar verecekse, yıkamayıp ıslak elle mesheder. Mesh edilmesinin de zarar
vermesi durumunda, bu da terk edilir. Bu rahatsızlık abdest veya gusül uzuvlarının
çoğunluğunda ise, abdest veya gusül yerine teyemmüm edilir.
Özürlü nasıl abdest alır, özrü sebebiyle elbisesine bulaşan necasetin hükmü nedir?
Özürlüler, her vakit için abdest alır ve mazeret teşkil eden rahatsızlığından
başka abdest bozan bir hal meydana gelmedikçe, bu abdestle o vakit içerisinde dilediği
gibi namaz kılar, Kur’an-ı Kerim okur ve diğer ibadetlerini yaparlar. Namaz vaktinin
çıkmasıyla veya başka abdest bozan bir halin meydana gelmesiyle özürlü kimsenin
abdesti bozulur.
Kişiyi özürlü kılan hal, bir namaz vakti boyunca hiç meydana gelmezse, özür
ortadan kalkmış olur ve o kimse özür sahibi olmaktan çıkar.
Özürlü kimseden akan kan, irin, idrar gibi şeylerin çamaşıra bulaşması halinde,
bundan kaçınılması mümkün değil ve temizlendiğinde tekrar bulaşacaksa çamaşır
yıkanmadan namaz kılınabilir. Fakat elbiseye tekrar bulaşmayacaksa, yıkanması gerekir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Bedeninde veya bir uzvunda sargı ya da yara bulunan kimse nasıl abdest alır?
Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık veya yaradan dolayı sargı
bulunduğunda, abdest alırken veya guslederken bu sargı çözülerek altı yıkanır ve yaranın
üstü mesh edilir. Ancak sargının çözülmesinin zararlı olması hâlinde çözülmeyip üzerine
mesh edilebilir. Sargı üzerine meshin meşruluğu sünnetle sabittir. Hz. Ali (r.a.) şöyle
demiştir: “Bileklerimden biri kırılmıştı. Peygamber (s.a.s.)’e sordum, O da sargıların
üzerine mesh etmemi emretti.“ (İbn Mace, Taharet, 134.)
Sargının bir defa mesh edilmesi yeterlidir. Yapılan bu mesh ile, o uzuv hükmen
yıkanmış olur. Sargının abdestsiz veya cünüp iken sarılmış olması meshe engel olmadığı
gibi, sargı üzerine meshin belirli bir süresi de yoktur; yara veya kırık iyileşinceye kadar
aynı sargı üzerine mesh edilebilir. Üzerine mesh ettikten sonra sargının değiştirilmesi veya
düşmesi hâlinde, mesh bozulmaz; iade edilmesi de gerekmez. Ancak, yaranın iyileşmesi
hâlinde, sargı açılmış olsun veya olmasın, mesh bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Tedavi maksadı ile cilde sürülen ilaç vb. maddeler abdeste engel olur mu?
Abdest alırken yıkanması gereken bir organın üzerine tedavi maksadı ile
merhem vb. bir madde sürülmüşse; su zarar vermiyorsa abdest alırken bu organın
yıkanması gerekir. Eğer yıkamak zarar veriyorsa ıslak elle üzerine mesh edilir.
Mesh etmek de zararlı ise o da terk edilir. Çünkü dinimiz zaruretler hâlinde
yasakları mübah kılmış, kişiye kaldıramayacağı yükü yüklememiş, zorluğun giderilmesini
ilke edinmiştir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Diş doldurtmak veya kaplatmak abdest ve gusle engel olur mu?
Tedavi amacıyla diş doldurmak veya kaplatmak caiz olup abdest ve guslün
sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak çıkarılıp takılabilen/sabit olmayan dişlerin gusül
abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması gerekir.
Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de kaplandıktan sonra,
dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı hükmünü alır. Bu sebeple, ağız yıkanınca,
kaplama yapılan dişler de yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi, gerektiğinde tedavi amaçlı
olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve abdest ya da gusül alıp, ibadetlerini
yapabilir.
Yapılan bu işlem tedavi amaçlı ve zorunlu olduğundan, mezhepler arasında bir
ihtilaf söz konusu değildir. Diş dolgusu veya kaplaması konusundaki ihtilaflar, guslün veya
abdestin geçerli olup olmayacağı konusuyla alakalı bir durum değildir. Çıkan dişin yerine
bağlandığında kullanılan tel veya başka bir madde, çok sıkı bağlanacağı için, suyun altına
girmesine engel olur. Buna rağmen fukaha, kopan dişi yerine bağlatmanın caiz olduğunda
görüş birliği içindedirler.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

İdrar torbası kullanmak zorunda olan hastaların abdesti bozulmuş olur mu?
Devamlı burun kanaması, idrarı tutamama, kusma, yaranın devamlı kanaması,
kadınlardaki akıntı gibi abdesti bozan ve en az bir namaz vakti süresince devam eden ve
her namaz vaktinde tekrarlanan bedenî rahatsızlıklara özür/mazeret, böyle kimselere de
özür sahibi kimse denilir.
Buna göre; kendisinden devamlı idrar geldiği için idrar torbası kullanmak
zorunda olan hastalar, dinî açıdan özür sahibi konumundadırlar. Özür sahipleri, her namaz
için vakit çıktığında abdest almak suretiyle namazlarını kılarlar.
Bu abdestle vakit içinde diledikleri kadar farz veya nafile namaz kılabilirler.
Ancak mümkün olduğunca namaza başlamadan önce torbadaki idrarın boşaltılmış
olmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle abdeste başlamadan önce idrar torbası
boşaltılmalıdır. Şu kadar var ki, vakit namazı için abdest alındıktan sonra, torba içinde
biriken idrar ile kılınan namaz geçerlidir. Bu özürleri dışında abdesti bozan başka bir hal
olmadıkça, vakit içinde abdestleri devam eder, vakit çıkınca bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan bir kadın teyemmüm ederek namazını
kılabilir mi?
Yalnızca erkeklerin veya hem erkeklerin hem de kadınların bulunduğu bir
ortamda gusül abdesti almak durumunda kalan bir kadın gusül abdestini tehir eder.
Dolayısıyla, suyu kullanmaktan aciz olduğu için teyemmüm ederek namazını kılar.
Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan kadın ise, namaz vaktinin sonlarına
kadar bekler. Eğer vaktin çıkacağından korkarsa teyemmüm ederek, namazını kılar. Ancak
o namazı iade eder .

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Su mevcut olduğu halde abdest alıncaya kadar namaz vaktinin çıkmasından endişe
eden kişi teyemmümle namaz kılabilir mi?
Abdest alma imkânı varken, cuma namazı ve vakit namazları gibi vaktinde
kılınamadığı zaman kaza edilen namazların, vaktin çıkacağı endişesi ile teyemmüm ederek
kılınması caiz değildir. Zira abdest alındığı takdirde bu namazlara yetişilemezse, cuma
namazı yerine öğle namazı, vakit namazı yerine kaza namazı kılınır.
Maliki Mezhebi’ne göre, su ile abdest alma imkânı var iken, abdest veya gusül
alındığı takdirde beş vakit namazdan birinin vakti geçecek ise bu namaz teyemmüm
ederek kılınır.
Varis çorabı üzerine mesh yapılabilir mi?
Varis hastalığından dolayı ayağa giyilmesi gereken özel çoraplar, kırık, çıkık
üzerindeki sargı hükmün dedir. (İbn Mace,Taharet,134.) Bu itibarla, varis çorapları
üzerine meshedilmesinde bir sakınca yoktur

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Kol ve bacakları olmayan kimsenin abdesti eksik olur mu?
Yüce Allah din konusunda bize hiçbir zorluk yüklememiştir. (Hacc, 22ı78.)
“Köre, topala da vebal ve hastaya güçlük yoktur.“ (Fetih, 48ı17.) anlamındaki
ayetler buna delildir. İnsanlar ancak yapabileceklerinden sorumludurlar.
Hastalığı veren de yükümlülükle ri yükleyen de Allah’tır. Dolayısıyla kişi gücü
neye yetiyorsa onu yapmakla mükelleftir. Kol ve bacakları olmayan kişiden abdestte bu
organları yıkama yükümlülüğü düşer. Ancak bu kimsenin, bu özründen dolayı namaz
yükümlülüğü düşmez.
Kendisine abdest aldıracak yardımcı birileri yoksa ve kendisi de bir şekilde
abdest alma yöntemi bulamazsa, yüzünün iki yanını toprak veya toprak cinsinden bir şeye
dokundurarak teyemmüm eder. Elleri ve kolları olmayan veya kesilmiş olan kimse yalnız
yüzünü yere sürerek teyemmüm yapar.
Eğer yüzünde bir yara veya özür varsa teyemmüm etmeksizin namazı kılar. Bu
imkâna da sahip değilse, namazını yapabildiği şekilde ima ile kılar. Özürlü bir kimse, ancak
kendisi gibi özürlü birisine namaz kıldırabilir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Saç boyası, kına, ruj, oje, jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani
midir?
Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa,
abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması
gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken
uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır.
Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan
maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce
giderilmesi gerekir. Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşturmayan saç boyası,
kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Tuvalette abdest alınabilir mi?
Tuvalette abdest alınmasında bir sakınca yoktur. Ancak böyle yerlerde
besmele, zikir ve duaların içten söylenmesi uygun olur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest ve gusülün tam olup olmadığı konusundaki vesveseye
itibar edilir mi?
Vesvese, çeşitli sebeplerle insanın yaşadığı kararsızlık,
şüphe ve kuruntu halidir. Vesvese sebebi ile, gusül ve abdestin
tekrarlanması gerekmez. Vesvese gelse bile abdest ve gusle devam
edilmelidir.
Kişi vesveseye itibar etmemeye çalışmalı, içe doğan şüphe
ve tereddüt hallerinin asılsız olduğunu kendine telkin etmeli,
ayrıca zaman zaman Felak ve Nas Surelerini, anlamlarını da
düşünerek okumalıdır.
Güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest ve gusül alınır mı?
Güneş enerjisi ile ısıtılan su ile, temiz olmak kaydıyla, abdest almak
ve gusletmekte dinen bir sakınca yoktur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAKTA GEREKLİDİR
İyi veya kötü hareketleri organlarımızla yaparız. El işler yapar, yıkar ve
yazar; ağız yer içer, iyi ve kötü sözler söyler, konuşur; burun koklar, gözler görür,
kollar saldırır ve yakalar; kulaklar işitir ve dinler; ayaklar ise bizi pek çok yere
götürür. Bütün bunlar zaman zaman günah ve yasak sınırını aşabilir.
İşte abdest sırasında içimizden geçireceğimiz dualarla, söz konusu
edilen olumsuz hareketlerin etkisinden kurtulmaya çalışabiliriz. Abdest alacak
kimse önce niyet eder. Bu bir rûhî-mânevî hazırlıktır. Hakk'ın huzuruna çıkmaya
niyet etmek ve hazırlanmak demektir. Sonra besmele çekerek ve Allah'ın
yardımını dileyerek abdeste başlar.
Abdest alan insan samimî bir dille ve içten bir duyguyla, eksiklik ve
hatalarını Hakk'ın huzurunda itiraf edip, bunları yıkamasını ve silmesini kulluğa
yakışan bir tavırla O'na arz eder, duasının kabulü için yalvarıp yakarır. Böylece
bilinci ve içtenliği ölçüsünde ruhen temizlenip arınmış bir halde huzura varmaya,
namaza durmaya hazır hâle gelir.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Su nasıl maddî kirleri temizliyorsa, tövbe de manevî kirleri yok eder
diye düşünerek abdest organlarımı yıkamalıyım. Halkın gördüğü yer olan
bedenimi ve elbisemi temiz tutar da Hakk'ın nazar ettiği yer olan kalbimi
tertemiz tutmazsam yanlış yapmış olurum diye inanmalıyım. Bedenim gibi
kalbimi de kötü ve kirli şeylerden arındırmaya çalışmalıyım şuurunda bir abdes
gerçek mahiyeti ile abdest olmuş olur.
Şemsî'nin dediği gibi: " Pâdişah konmaz saraya hâne mâmur
olmadan.” önce hanemizi mamur hale getirelim kalbimizi tezkiye edlim sonra
organlarımızı temizleyeli.
Yûnus Emre söylüyor: " Tanla durup başın kaldır ellerini suya daldır /
Hem şeytanın boynunu vur hem nefs dahi ölse gerek." (“Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr.
Mehmet Demirci)

Beyazid-i Bistâmî şöyle dermiş: "Ne zaman dünya düşüncesi
gönlümden geçse abdest alırım; âhiret düşüncesi geçince de gusül yaparım."

Prof. Dr. Mehmet Demirci hocamızın Altınoluk dergisinde yayınlanmış olan “Abdestin
İç Anlamı” isimli makalesinde Gönül ehli kimseler iç anlam olarak abdestin ve temizliğin beş
derecesinden söz ettiklerini belitir ve bunları İçten dışa doğru şöylece sıralar:

1. Rûhun abdesti: Rûhun, hayvanlık seviyesine ait bilgisizlikten ve Allah'tan gayri
şeyleri görme gafletinden arınmasıdır. Ruh Allah'tan gayrı şeyleri görmekten arınsa,
Gaffar olan Allah'ın nûru onu kuşatır. Kötü düşüncelerini temizlese takvâ elbisesine
kavuşur. Nefsin tezkiye ederse iç huzuruna ve itmi'nâna ulaşır.
2. Sırrın abdesti: Burada "sır", rûhun rûhu demek olup; onun abdesti gösterişten (riyâ),
arzu ve isteklerin esiri olmaktan, kendini beğenmişlikten, baş olma tutkusundan, aşırı
dünya isteği ve mevki sahibi olma ihtirasından arınmaktır. Bunun neticesinde ihlâs nûru
ortaya çıkar. Dünya sevgisinden arınırsa âhiret sevgisi doğar.
3. Kalbin ve gönlün abdesti: İki yüzlülük, bozgunculuk ve kötü ahlâktan uzak durmaktır.
Büyüklenme yıkanınca, alçak gönüllük doğar. Çekememezlik kirleri yıkansa, iyilik;
düşmanlık yıkansa, Allah sevgisi görünür.
4. Dilin abdesti: Yalan, dedi-kodu, iftira ve boş sözden, insanların ayıplarını merak
etmekten ve gizli hallerini ortaya çıkarmaktan, faydasız konuşmaktan uzak durmaktır.
Yalan ve koğuculuk yıkansa, doğruluk ve vefâ doğar. İftira ve itham etme yıkansa, sevgi
görülür. Faydasız ve boş söz bırakılsa yararlı şeyler konuşulur veya Allah'ın adı anılır.
5. Zâhir abdesti: Bu, bildiğimiz abdesttir. Neticesinde Abdest alan kimsenin yüzünü
yıkaması, mahşer günü yüzünün nurlu olmasına yol açar. Kolunu yıkayınca cömertlik
nurları hasıl olur. Ayrıca amel defterinin sağ eline verilmesi gibi bir lûtfa erişir. Ayağını
yıkayınca, âhiretteki manevî engelleri kolaylıkla geçme imkânı doğmuş olur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Abdest alırken gerçekleşen dış temizliğin, iç temizliği ile
birlikte gelişmesi için şunlar da tavsiye edilir: Eller yıkanırken
kalbin de aşırı dünya sevgisinden yıkanması gerekir. Ağıza su
alınırken, onunla boş şeyleri anmamaya azmetmelidir. Yüz
yıkandığı zaman, yüzü Hak'tan başka şeylere çevirmemeye söz
vermelidir. Ayağı yıkarken, Hak yolda bulunma gayreti
pekiştirilmelidir.
Dış temizlik su ile, iç temizlik ise tövbe ile ve Hakk'ın
kapısına dönmekle mümkün olur.

Bedenin bütün uzuvlarına madden ve manen abdest
aldırmak gerekir. Bedene su ile nasıl ki abdest aldırıyorsak, her bir
uzvumuzu Yaratının rızasına uygun işler yaptırmak suretiyle
manevi abdestimizide almamız gerekmektedir.
Abdestin suyu günaha bakan gözleri, günahla kızaran yüzü
de arındırır. Ağzı abdest suyu ile çalkaladığımız zaman, bizi günaha
sokan kelimeler, bu kelimeleri oluşturan dil ve dişler pir-ü pak
olur. Başımızı mesh ettiğimizde zihnimizden geçen günahlar bir bir
dökülür. Kulaklara değen abdest suyu bu organın dikkat kesilip
dinlediği günahkar sözleri siler süpürür. Ve en nihayet bizi günahın
kapısına kadar yürüten ayaklarımızı yıkarız. Onlar da günahtan
kurtulmuş olur.
Yüce Rabbim abdestimizi en güzel şekilde alıp
ibadetlerimizi kendi rızasına uygun olarak yapmayı cümlemize
nasip etsin.

Bu Sunum İdris YAVUZYİĞİT Tarafında; “İhtiyar” Mevsılî,
“Bidayetu’l Müctehit” Ahmet İbn Rüşd El Kurtubi, “Büyük İslam İlmihali”
Ömer Nasuhi Bilmen (A. Fikri Yavuz), “İslam İlmihali” Lütfi Şentürk Ve
Seyfettin Yazıcı (Diyanet), “İlmihal” Heyet (TDV), “Delilleriyle İslam
İlmihali” Hamdi Döndüren, “Şafii İlmihali” Mehmet Keskin (Diyanet), “Din
Görevlisinin El Kitabı” Mevlüt Özcan, “Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr. Mehmet
DEMİRCİ; “Abdestin Fazileti Ve İbadetler Açısından Önemi” Ahmet ÜNAL;
“Abdestin Manası Ve Önemi” Mustafa Kutlu’ya Ait Kitap, Makale Ve Vaaz
Örneklerinden İstifade Edilmek Suretiyle Hazırlanmıştır.
Rabbim Eser Sahiplerinden Ölenlere Rahmetiyle, Yaşayanlara Lutuf
Ve Keremiyle Tecelli Eylesin Ve İki Cihan Saadeti İhsan Etsin.


Slide 44

Abdest Almanın Önemi
ve Fıkhi Boyutu
İdris YAVUZYİĞİT
[email protected]

Abdestin Önemi
Abdestin Tanımı
Abdest Çeşitleri
Abdestin Farzları
Abdestin Sünnetleri
Abdestin Adapları

Abdesti Bozan Durumlar

Abdestin Alınışı
Abdest Duaları
Fıkhi Sorular
Abdestin İç Anlamı

ABDEST

َ ْ ُ ْ ُ َ ُ َ ٰ َ َّ َ ُّ َ َ
ُ ْ َ ٰ َّ
‫وة فاغ ِسلوا‬
‫يا ايها ال ٖذين امنوا ِاذا قمت ْم ِالى الصل‬
ِ
َ ‫ُو ُج‬
ْ‫وه ُك ْم َو َا ْي ِد َي ُك ْم ِا َلى ْاْلَ َرا ِْفق َو ْام َس ُحوا ب ُر ُؤس ُك ْم‬
ِ ِ
ِ
ْ َ ْ ُ َُ ََْ
َ
ْ
ْ
َ
‫وارجلكم ِالى الكعبي ِ ْن‬
“Ey iman edenler! Namaz kılmaya
kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize
kadar ellerinizi yıkayın; başlarınızı meshedip,
topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın)”.

(MÂİDE suresi 6.

ayet)

ABDEST

Bu âyet, teyemmüm âyeti olarak adlandırılır. Fakat
âyette abdestin farzları tesbit edilmektedir. Dolayısıyla bir
abdest âyeti olduğu şüphesizdir.
Şu kadar var ki, abdest bu âyet ile farz kılınmış değildir.
Çünkü abdest Mekke’de namazla beraber farz kılınmış ve
İslâm’da hiçbir zaman abdestsiz namaz kılınmamıştır.
Oysa bu âyet-i kerîme Medîne’de, hicretin 6. yılında,
Benî Mustalik Gazvesi’nde cereyan eden meşhur “İfk hâdisesi”
üzerine gece susuz bir yerde kalınıp abdest almak mümkün
olmadığından dolayı nâzil olmuştur.
Hz.Âişe vâlidemize münafıklar tarafından çirkin bir iftira
yapıldığı için bu olaya ifk (iftira) olayı denilmiştir.

ABDESTİN FAZİLETİ

َ َ َ َّ َ َ ْ
َ َََ َ
َ
ْ‫خ َط َاي ُاه من‬
ْ
َ
ْ ‫ خرجت‬، ‫من توضأ فأحـسن الوضـوء‬
ِ
َ
ْ َ َّ
ْ
َ
َ
ُ
‫تحت أظفا ِر ِْه‬
ِ ‫جس ِد ِه حتى تخرج ِمن‬
“Kim

güzelce abdest alırsa, o kimsenin
günahları tırnaklarının altına varıncaya kadar bütün
vücudundan çıkar.” (Riyasü’s-Salihin, 1028; Müslim, Tahâret 33)

ُْ َ ُ ُ ُّ
‫ر‬
» ‫يمان‬
ْ ِ ‫اإل‬
‫ر‬
«
‫ط‬
‫ش‬
‫و‬
‫ه‬
‫الط‬
ِ

Ebû Mâlik el-Eş’arî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Temizlik imanın yarısıdır.” (Riyasü’s-Salihin, 1033; Müslim, Tahâret 1)

َ ْ َ َّ َ ً ّ ُ َ
َ‫َّ ُ َّ ُ ْ َ ْ ن‬
َ
ْ
َ
‫القيام ِ ْة غرا محج ِلين ِمن ْآث ِار‬
‫« ِإن أمتي يدعو يوم‬
ِ
َ
َ
َ
َ
ُ
ُ
َ
َ
َ
ْ
ْ
ُ
ْ
ْ
ْ
َّ
» ‫ فليفعل‬، ‫من استطاع ِمنكم أن ْي ِطيل غرته‬
ِ
ِ ‫الوضوء ف‬
ٌ
. ‫متفق عليه‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem’i:
“Şüphesiz ki benim ümmetim, kıyamet gününde,

abdest izlerinden dolayı yüzleri nurlu, elleri ve ayakları parlak
olarak çağırılacaktır. Yüzünün nûrunu artırmaya gücü yeten
kimse bunu yapsın” buyururken işittim. (Riyazüs Salihin, abdestin fazileti, 1026;
Buhârî, Vudû‘ 3; Müslim, Tahâret 35)

Bu Hadis bizlere:
1. Abdesti farzlarına, sünnetlerine, müstehaplarına ve edeplerine riayet ederek
almak gerekir. Böyle yapmak müstehaptır.
2. Abdest, insanın yüzünü nurlandırır, el ve ayaklarını ağartır. Bu hem maddî hem
manevî anlamda böyledir.
3. Allah Teâlâ, kıyamet gününde ve mahşer yerinde yüzü nurlu, el ve ayakları parlak
olanlara özel muamelede bulunur. Çünkü bunlar sâlihler ve ibadet ehli mü’minlerdir.
4. Abdestte ayakları yıkamak asla terkedilmemelidir.

ABDESTİN FAZİLETİ

ُْ ُ ْ َ
ُْ َ ُ َْ ُ َُْ
ُ
ُ
ُ
ُ
» ‫الحلية ِمن اْلؤ ِم ِن ح ْيث يبلغ الوضـوء‬
ِ ‫« تبلغ‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh şöyle dedi: Ben dostum sallallahu
aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken işittim:
“Mü’minin

nuru ve beyazlığı, abdest
suyunun ulaştığı yere kadar varır.” (Müslim, Tahâret 40)

َ َّ َ َ
ُ ُ
َ َُ
َ َ ُ ْ َ
ْ
َ
َ
ُّ‫كل‬
ْ ‫جه ِه‬
ِ ‫« ِإذا تو َضأ َالعبد اْل‬
ِ ‫سلم أ ِو اْلؤ َ ِمن فغسل َ ْوجهه خرجَ ِمن َو‬
َ َ
ْ
َ
ْ
ْ
َ
ْ
‫ َف ِإذا غسل يدي ِه‬، ‫اْلاء‬
‫اْلاء أو مع آ‬
‫خطيئة نظر ِإليها ِبعيني ِه مع‬
‫خر قط ِر‬
ِ
ِ
ِ
ِ
ْ َ
َ ََ ُ
َ َ َ َ َ ُّ ُ
َ
ْ
ْ
ْ
َ
‫ط ِر‬
َْ ‫يديه كل خطيئ ٍة كان بطشتها يداه مع اْل ِاء أو مع ِآخر ق‬
‫ خرج ِمن‬،
ِ
َ َ
َ ُّ ُ ْ َ َ َ
َ
ْ‫ط َيئة َم َشتها رجاله مع اْلاء ْأو‬
ْ
َ
ِ
ِ
ٍ ْ ِ ‫ خرجت كل خ‬، ‫ ف ِإذا غسل ِرجلي ِه‬، ‫اْلاء‬
ِ
َ
ُّ
َ
ُ
َ
َ
ًّ
ُ
. ‫ حتى يخرج ن ِقيا ِمن الذن ْو ِب »رواه مسلم‬، ‫اْلاء‬
‫طر‬
‫ق‬
‫آخر‬
‫ع‬
‫م‬
ِ ِ ِ

Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah
sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Müslüman –veya mü’min– bir kul abdest alır ve
yüzünü yıkarsa, gözleri ile bakarak işlediği her günah abdest
suyu –veya suyun son damlası– ile yüzünden çıkar. İki elini
yıkadığında, elleriyle tutarak işlediği her günah abdest suyu –
veya suyun son damlası– ile ellerinden çıkar. Ayaklarını
yıkadığı zaman, ayaklarıyla yürüyerek işlediği her günah
abdest suyu –veya suyun son damlası– ile ayaklarından çıkar.
Neticede o mü’min kul günahlardan temizlenmiş olur.” (Müslim,
Tahâret 32; Tirmizî, Tahâret 2; Riyasü’s-Salihin, 1030)

َ ُ ْ ُ َّ َ َ ْ َّ
َ ْ َ ْ َ ْ َ َّ َ ُ ْ
ْ ُ َ َ ْ ُ ْ َ َ ُ َّ
َ
‫ن‬
: » ‫ ِوددت أنا قد رأينا ِْإخواننا‬، ‫الحقو‬
‫نين ِوإنا ِإن شاء‬
‫« السالم عليكم دار ق ٍوم مؤ ِم‬
ِ ‫الله ِْبك َم‬
ِ
َ
ُْ َ َ َ ّ َ ُ َ ْ َ
َ َ ُ َ
َّ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
َ
َ
ُ
ْ
ْ
ْ
» ‫ وإخواننا َال َذين لم َ يأتوا بعد‬، ‫ « أنتم أصحابي‬: ‫ أولسنا ِإخوانك يا رسول الل ِه ؟ قال‬: ‫قالوا‬
ُ
َْ ْ َ ْ َ ُ ْ َ
َ َ َْ
ُ
ُ‫له‬
َ
ُ
َّ
َ
ُ
ْ
ْ
َّ
َ
ْ ‫ « أرأيت لو أن رجال‬: ‫ كيف تع ِرف من لم يأتوا بعد من أم َِتك يا رسول هللا ؟ فقال‬: ‫قالوا‬
ُ َ
َ
َ
َّ ُ
َ ‫حج َل ٌة ْبي‬
َّ ‫َخ ْي ٌل ُغ ٌّر ُم‬
ْ ‫ أال‬، ‫ظهر ْي َخ ْيل ُد ْهم ب ْهم‬
َ ‫ َق‬، ‫الل ِ ْه‬
ْ
‫ بلى يا رسول‬: ‫يع ِْر ُف َخ ْيل ُه ؟ » قالوا‬
‫ال‬
‫ن‬
ِ ٍ ٍ
ٍ
َ
ُ
ُ ‫َ َّ ُ ْ ْ ُ َن‬
َ
َ
ُ
َ
َّ
ُ
َ
ْ
ْ
َ
ُ
ًّ
‫و‬
. ‫ ِ »ر اه مسلم‬
ِ ‫ «ف ِإنهم يأتو غرا محج ِلين ِمن الوض‬:
ِ ‫ وأنا فر ْطهم على الحو‬، ‫وء‬
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi
ve sellem kabristana geldi ve:

“Selâm size ey mü’minler diyarı! İnşâallah biz de size katılacağız.
Kardeşlerimizi görmemizi çok isterdim” dedi. Ashâb-ı kirâm:
– Biz senin kardeşlerin değil miyiz, yâ Resûlallah? dediler. Resûl-i Ekrem:
– “Sizler benim ashâbımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemiş olanlardır” buyurdular.
Bunun üzerine ashâb:
– Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın, ey Allah’ın Resûlü?
dediler. Peygamber Efendimiz:
– “Ne dersiniz? Bir adamın alnı ak ve ayakları sekili bir atı olsa, yağız ve doru at
sürüsü içinde kendi atını tanımaz mı?” diye sordu. Sahâbe:
– Evet, tanır, ey Allah’ın Resûlü, dediler. Resûl-i Kibriyâ:
“İşte onlar da abdestten dolayı yüzleri nurlu, el ve ayakları parlak olarak gelecekler.
Ben havzın başına onlardan önce varacağım” buyurdular. (Müslim, Tahâret 39; Riyasü’sSalihin, 1031 )

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ
Farsça âb (su) ve dest (el) kelimelerinden oluşan ve “el suyu”
anlamına gelen abdest, belirli ibadetlerin ifasının ön şartı olan ve kendisi
de ibadet mahiyetinde görülen bir nevi hükmî temizliktir.
Arapça karşılığı güzellik, temizlik ve parlaklık anlamına gelen
“vudû”dur.
Fıkıhta abdest, “belli uzuvları usulüne uygun olarak su ile yıkamak
ve bazılarını da eldeki su ıslaklığı ile meshetmek” şeklindeki ibadet
temizliği olarak tarif edilir.(TDV, İslam İlmihali 1. cilt, s 195)
Fıkıh dilinde maddî kirlilikten temizlenme “necasetten taharet”
olarak anılır; hükmî kirlilik olan hadesten temizlik ise birer hükmi temizlik
usulleri olan abdest ve gusülle olur.

ABDEST’İN TANIMI VE MAHİYETİ

Abdest ile ağız, diş, burun, el, yüz ve ayaklar gibi
kirlenmeye ve dışarıdan gelecek mikroplara en açık uzuvlar
günde birkaç defa su ile temizlenir.
Bu sayede vücudun sinir sistemi ve kan dolaşımı daha
düzenli hale gelir ve vücuda fizikî-tıbbî birçok fayda sağlar.
Abdest, namaz ibadetini ifa için yüce Allah'ın
huzuruna çıkacak müminin manevî ve ruhî hazırlık ve temizliği
de demektir.
Bu yüzden abdest, maddî temizlikle manevî temizliği
birleştirici, müslümana manevî yönden destek ve güç sağlayıcı
bir anlam ve öneme sahiptir.

ABDEST’İN HÜKMÜ / ÇEŞİTLERİ
1.

Farz Abdest:
1.
2.
3.
4.

Namaz Kılmak,
Cenaze Namazı Kılmak,
Tilâvet Ve Şükür Secdesi Yapmak,
Kur'an'a Dokunmak İçin Abdest Almak Farzdır.

Vacip Abdest: Kabe'yi Tavaf Etmek İçin Abdest Hanefilere Göre Vaciptir.
3. Mendup Abdest:
2.

1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.

Yatmadan Önce Abdest Almak,
Vakit Namazları İçin Ayrı Ayrı Abdest Almak,
Kuran Okumak,
Dini Kitaplara Dokunmak,
Hadis Okumak,
Peygamberimizin Kabrini Ziyaret Etmek,
Arafat’ta Vakfa Yapmak,
Safa Ve Merve Arasında Say Yapmak,
Ezan Okumak,
Cenaze Yıkamak,
Her İşe Abdestli Olarak Başlamak,
Her Zaman Abdestli Bulunmak İçin Ve
Öfkelendikten,yalan Söyledikten Ve Gıybet Ettikten Sonra Abdest
Almak Mendup’dur.

ABDEST’İN MEZHEPLERE GÖRE FARZLARI
FARZLAR

HANEFİ

ŞAFİİ

MALİKİ

HNBELİ

YÜZÜ YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

KOLLARI YIKAMAK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

BAŞI MESH ETMEK

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

AYAKLARI YIKAMA

FARZ

FARZ

FARZ

FARZ

NİYET ETMEK

SÜNNET

FARZ

FARZ

FARZ

TERTİBE RİAYET

SÜNNET

FARZ

SÜNNET

FARZ

MUVALAT

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

FARZ

BESMELE

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

OVARAK YIKAMAK

SÜNNET

SÜNNET

SÜNNET

FARZ

ABDEST’İN FARZLARI
1.

2.

3.

4.

Yüzü bir kere yıkamak (yüzün sınırları: saçın bittiği yerden kulak
yumuşağından çene altına kadar olan kısım. Sakal, bıyık ve kaşların altına
suyun ulaşması gerekir. Yüz yıkanırken sakal sık ise üstünü yıkamak
yeterlidir.)
Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak (abdest alırken parmaktaki
yüzüğün altına su alacak şekilde oynatılması, el, yüz ve ayakta bulunan ve
suyun deriye temasını önleyen maddelerin imkân dahilinde temizlenmesi
gerekir.)
Başın dörtte birini mesh etmek (dörtte birinin el içi su ıslaklığıyla mesh
edilmesi hanefîler'e göre yeterlidir. Başın “nâsiye” denilen ön tarafına
mesh edilmesi daha faziletlidir. Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Şâfiîler'e göre başın mesh miktarı daha azdır, bir saç teli. )
Ayakları topukları ile beraber bir kez yıkamak (suyun parmaklar arasına
ulaşması sağlanmalıdır. Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi su
ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.)

ABDEST’İN SÜNNETLERİ

1.
2.
3.
4.

Abdest almaya niyet etmek,
Başlarken besmele çekmek,
Elleri bileklerle birlikte üç defa yıkamak,
Ağız ve buruna su çekip iyi bir ağız ve burun temizliği
(mazmaza ve istinşak) yapmak,
5. Misvak kullanmak veya dişleri fırçalamak,
6. Sakalın içine su girmesini sağlamak,
7. El parmaklarını birbirine sokup ovuşturmak,
8. Başın tamamını elin ıslaklığıyla mesh etmek,
9. Boynu mesh etmek,
10. Abdest uzuvlarını yıkarken sıraya uymak,
11. Abdeste sağ uzuvlardan başlamak,
12. Uzuvları üçer defa yıkamak
13. Su ile iyice ovmak (delk),
14. Abdeste ara vermeden tamamlamak.

ABDEST’İN SÜNNETLERİ
1.
2.
3.
4.

5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.

Niyet etmek: “Niyet ettim, Allah rızası için abdest almaya” denilmesi müstehaptır.
Abdeste başlarken önce temiz olan elleri bileklere kadar yıkamak.
Abdeste “Eûzü” ve “besmele” ile başlamak.
Mazmaza ve İstinşak: Elleri yıkadıktan sonra önce üç defa ağıza su alınıp çalkalanması ve
dışarı atılmasına “mazmaza”, üç defa da burunun yumuşağına kadar su alınmasına ise
“istinşak” denilir. Ağız ve buruna her su almada, alınan su yenilenir.
Mazmaza ve istinşakta mübalağa etmek. Fakat oruçlu kimseler mübalağa yapmazlar.
Misvak Kullanmak
Tertibi gözetmek. Şâfiî ve Hanbelîlere göre farzdır.
Abdeste sağ taraflardan başlamak
Abdest uzuvlarını üçer defa yıkamak: Birer defası farz, diğerleri sünnettir. Üçten fazla veya
eksik yıkamak sünnete aykırıdır. Çoğu fakihlere göre başı bir defa meshetmek yeterlidir.
Abdestte elleri veya ayakları yıkamaya parmak uçlarından başlamak. Parmakları hilâllemek.
Sakalı hilâllemek: Abdest alırken sık sakalı bulunanların sakallarını, parmaklarını sakalın içine
sokarak alt taraftan üst tarafa doğru hareket ettirmesine hilâlleme denir.
Başın tamamını bir su ile meshetmek: Buna “kaplama mesh” denir.
Kulakları meshetmek: Çoğu fakihlere göre, yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi
sünnettir.
Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile ovmak
Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamak. Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
Boynu meshetmek: Başı ve kulakları meshettikten sonra iki elin arkaları ile ve üçer parmakla
yeni bir su almaya gerek olmaksızın boyun meshedilir.

ABDEST’İN ADAPLARI
Abdestin Âdabından Maksat, Abdestin Farzlarının Ve Sünnetlerinin Daha Uygun
Şekilde Ve Ortamda, Mükemmel Bir Şekilde Yerine Getirilmesini Sağlamaktır.
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.

12.
13.

Abdest Alırken -Mümkünse- Kıbleye Dönmek,
Abdest Sularını Vücuda Ve Elbiseye Sıçratmamak,
Dünya İşlerine İlişkin Konuşmamak,
Abdest Dualarını Veya Bildiği Dualardan Okumak,
Suyu Ölçülü Kullanmak,
Daha Vakit Girmeden Abdest Alıp Namaza Hazır Bulunmak,
Bir Özür Bulunmadıkça Abdestte Başkasından Yardım İstememek,
Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını Yoklamak, Suyu Dirsek Ve
Topukların Yukarılarına Kadar Ulaştırmak,
Nehir Veya Deniz Kenarında Bile Su İsrafından Kaçınmak,
Abdest Sonunda Kelime-i Şehâdet (Eşhedü Enlâ İlahe İllallah Ve Eşhedü Enne
Muhammeden Abdühû Ve Resûlüh) Getirmek,
Abdestten Artan Sudan Kıbleye Karşı Ayakta Bir Miktar İçmek Ve Bu Sırada;
“Allah’ım Beni Her Günah İşledikçe Tevbe Eden Ve Günahtan Kaçınıp Tertemiz
Bulunan Salih Kullarından Kıl” Diye Dua Etmek,
Abdestin Sonunda Bir, İki Veya Üç Defa Kadir Sûresi’ni Okumak,
Abdestten Sonra, Kerâhet Vakti Değilse İki Rekat Nafile Namaz Kılmak.

ABDEST’İ BOZAN DURUMLA
1. İdrar ve dışkı yollarından idrar, dışkı, meni, mezi, kan gibi bir necasetin,
herhangi bir sıvının veya maddenin çıkması, yellenmek.
2. Vücudun herhangi bir yerinden kan, irin veya herhangi bir maddenin
çıkması. (Şâfıî ve mâlikîler'e göre bozmaz.) Vücuttan çıkan kan, irin ve sarı
su akmadığı veya çıktığı yerin çevresine dağılmadığı sürece abdesti bozmaz.
3. Ağız dolusu kusmak.
4. Bayılma, delirme, sarhoş olma, uyuma gibi şuurun kontrolüne engel olan
durumlar.
5. Namazda yakındaki şahısların duyabileceği şekilde sesli olarak gülmek.
6. Cinsî münasebet veya fahiş (aşırı) temas ve dokunma.
7. Mazeret halinin sona ermesi. Su bulamadığı için teyemmüm eden kimse suyu
bulunca, mest üzerine mesh yapan kimsenin -yolcu olanlara üç, yolcu
olmayanlara bir gün olarak tanınan- mesh süresi dolunca, özürlü kimse için
de namaz vakti çıkınca abdesti bozulmuş olur.
8. Hanefîler'in dışındaki üç mezhebe göre bir kimsenin kendi cinsel organına
temas da abdesti bozar.

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest suyunun elbiseye sıçramayacağı bir konum
alınır,
 Mümkünse kıbleye dönülür,
 Abdeste “eûzü” ve “besmele” çekilir,
 Niyet ve besmele ile abdeste başlayıp “niyet ettim, allah
rızası için abdest almaya” denir,
 Su ölçülü kullanılır, fazla açılmaz, israftan kaçınılır,
 Abdestte elleri parmak uçlarından başlanır,
 Önce eller bileklere kadar ve parmak araları da
hilallenerek üç defa yıkanır,
 El, yüz ve ayakta bulunan ve suyun deriye temasını
önleyen cilt üzerindeki hamur, boya, sakız gibi
maddeler temizlenir,
 Parmakta yüzük varsa oynatılır,
 Misvak veya diş fırçası ile bunlar yoksa sağ elin
parmaklarıyla dişler temizlenir,
 Abdest uzuvlarını, üzerine dökülen su ile iyice ovarak
yıkanır

ABDESTİN ALINIŞI

 Ağız, Sağ El Avucuna Alınan Su İle Üç Defa
Çalkanıp iyice Temizlenir,
 Ağız Ve Buruna Her Su Almada, Alınan Su
Yenilenir.
 Üç Defa Da Burna Sağ El İle Su Çekilip Her
Defasında Burun Sol Elle Temizlenir.
 Oruçlu Olmayan Kimse Ağız Ve Burnun Her
Yerine Suyun İyice Ulaşmasını Sağlar.
 Mazmaza Ve İstinşakta Mübalağa Etmek Gerekir.
Fakat Oruçlu Kimseler Mübalağa Yapmazlar.
 Ağza su alırken “Allah’ım! Bana peygamberinin
kevser havuzundan, bir daha sonsuza kadar
susamayacağım bir kâse su ihsan buyur.” diye
duada bulunur,
 Burnu yıkarken de “Allah’ım! Beni nimetlerinin
ve cennetlerinin güzel kokularından mahrum
bırakma.”der.

ABDESTİN ALINIŞI
 Üç Kere Yüz Yıkanır.
 Birer Defası Farz, Diğerleri Sünnettir. Üçten Fazla
Veya Eksik Yıkamak Sünnete Aykırıdır.
 Saçın Bittiği Yerden Kulak Yumuşağından Çene Altına
Kadar Olan Kısım Yıkanmalıdır.
 Yüzü Yıkarken, Yüz Kenarlarını Ve Göz Pınarlarını
Yoklamak adaptandır,
 Sakal, Bıyık Ve Kaşların Altına Suyun Ulaşması
Gerekir.
 Abdest Alırken Sık Sakalı Bulunanların Sakallarını,
Parmaklarını Sakalın İçine Sokarak Alt Taraftan Üst
Tarafa Doğru Hareket Ettirmesi Gerekir, Adaptandır,
 Yüz Yıkanırken Sakal Sık İse Üstünü Yıkamak
Yeterlidir.
 Yüzü yıkarken “Allah’ım! Bazı yüzlerin beyazlanacağı,
bazı yüzlerin de kararacağı günde, benim yüzümü ak
kıl.” diyerek dua etmek abdest adaplarındandır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Kolları dirseklerle beraber bir kere yıkamak farz
üçe tamamlamak sünnettir,
 Kolları yıkamaya sağ koldan başlanır, sol kolla
devam edilir,
 Suyu Dirseklerin dört parmak yukarısına Kadar
Ulaştırmak gerekir,
 Abdest uzuvlarını ara vermeksizin yıkamalıyız.
Buna “muvâlât” veya “vilâ” denir.
 Kolları iyice ovarak yıkanır.
 Sağ kolu yıkarken “Allah’ım! Bana amel
defterimi sağ yanımdan ver ve benim hesabımı
kolay kıl!” diye dua edilir
 Sol kolu yıkarken “Ey Rabbim! Bana kitabımı sol
yanımdan ve arka yönden verme ve şiddetli bir
hesap ile sorguya çekme” diye dua edilir

ABDESTİN ALINIŞI











Başın dörtte birinin elin içinin su ile ıslatılıp mesh edilmesi
hanefîler'e göre yeterlidir.
Başın “nâsiye” denilen ön tarafına mesh edilmesi daha
faziletlidir.
Saçların üzerine mesh edilmesi yeterlidir.
Başın tamamını bir su ile meshetmeye “kaplama mesh” denir
ki bu şekilde mesh etmek sünnettir.
Baş mesh edilirken elin saçların dibine doğru sokulmasına
veya ileri geri hareket ettirilmesine gerek yoktur.
Başı meh ederken“ilâhi, beni rahmetinle yarlığa, benim
üzerime bereketinden indir.” Diye dua etmek uygundur.
Yeni bir su ile kulakların içten ve dıştan meshi sünnettir.
Küçük parmağımızı kulağımızın içeine doğru sokup baş
parmağımızla kulağımızın arkasını mesh etmek şeklinde
yapılır
Boynu meshetmek: başı ve kulakları meshettikten sonra iki
elin arkaları ile ve üçer parmakla yeni bir su almaya gerek
olmaksızın boyun meshedilir.
Ellerin parmak uçları ensede birbirine değerek boyna doğru
çekilmek suretiyle yapılır.

ABDESTİN ALINIŞI

 Ayakları topukları ile beraber bir kez
yıkamak
farzdır,
üçe
tamamlanması
sünnettir.
 Suyun
parmaklar
arasına
ulaşması
sağlanmalıdır.
 Önce sağ sonra sol ayak, parmak uçlarından
başlanarak topuk ve aşık kemikleri de dahil
olmak üzere yıkanır.
 Parmak aralarının yıkanmasına özen gösterilir.
 Abdestli olarak giyilmiş mestlerin üzerine el içi
su ıslaklığıyla mesh edilmesi yeterlidir.
 Ayakları yıkarken şöyle dua edilir: “Ya Rabbi!
Birtakım ayakların kayacağı günde, benim
ayaklarımı sırat üzerinde sâbit kıl!”

ABDESTİN ALINIŞI

 Abdest sonunda kelime-i şehâdet (eşhedü enlâ ilahe illallah
ve eşhedü enne muhammeden abdühû ve resûlüh) getirmek,
 Abdestten artan sudan kıbleye karşı ayakta bir miktar içmek
ve bu sırada; “allah’ım beni her günah işledikçe tevbe eden
ve günahtan kaçınıp tertemiz bulunan salih kullarından
kıl” diye dua edilir ve
 Abdestin sonunda bir, iki veya üç defa kadir sûresi’ni okunur,
 Abdestten sonra, kerâhet vakti değilse iki rekat nafile namaz
kılınır.

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR
Abdeste başlarken önce niyet edilir, sonra eûzü-besmele çekilir. Sonra da her
bir âzayı yıkarken şu duâlar okunur:

ً‫الم ُْنورا‬
َ ‫َا ْل َح ْم ُد ل ّله َّالذى َج َع َل ْاْلَ َاء َط ُهو ًرا َو ْا ِال ْس‬
ِ ِ

“Suyu temizleyici, İslâmı da nûr kılan Allah'a hamdolsun.”

َ‫َا ّلل ُه َّم َاع ّنى َعلى ت َال َوة ْال ُق ْران َوذ ْكر َك َو ُش ْْكر َك َو ُح ْسن ع َب َادتك‬
ِ ِ ِ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ ِ ِ

Ağıza su verirken:

“Ey Allahım, Kur'an okumak, seni zikir ve sana şükür etmek, sana olan ibâdeti
güzelleştirmek hususlarında bana yardım et!..”

َ َ َ ْ ُ َ َ َّ َ ْ َ َ َ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
‫حة الن ِار‬
ْ ‫اللهم ا ِرحنى را ِئحة الجن ِة والت ِرحنى را ِئ‬

Buruna su verirken:

“Allahım, bana Cennet kokusunu duyur, Cehennem kokusunu hissettirme!”
Yüzü yıkarken:

ٌ‫س َو ُّد ُو ُجوه‬
ٌ ‫ض ُو ُج‬
ْْ ‫وه َو َت‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم َب ّي‬
ُّ ‫ض َو ْجهى َي ْو َم َت ْب َي‬
ِ

“Allahım, yüzlerin kiminin ak, kiminin kara olduğu o günde, benim yüzümü kara değil,
ak çıkar!”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ‫َا ّلل ُه َّم َا ْعطنى ك َتابى ب َيمينى َوح‬
ً‫اس ْبنى ِح َس ًْابا َيسيًا‬
ِ ِ
ِ
ِ ِ
Sağ kolu yıkarken:

“Allahım, kitâbımı sağımdan ver, hesabımı da kolay eyle!”

Sol kolunu yıkarken:
َْ
ّ َ
َ َ
َ
ُ
َ
َ
ْ
َ
َ
َ
ْ
َّ
ُ
‫اللهم ال تع ِطنى ِكتابى ِبيسارى وال ِمن ور ِاء ْظه ِرى‬
“Allahım, kitâbımı solumdan ve arkamdan verme.”

َ َ meshederken:
َ َّ َ َّ ُ ّ َ
َ
َ
َ‫ال ظ ّْل ا َّال ظ ُّل َع ْرشك‬Başı
َ
ْ
َ
ْ
ّ
ْ
ِ ِ ِ ِ ‫اللهم ا ِظلنى تحت ِظ ِل عر ِشك يوم‬
ِ
“Allahım, Arşının gölgesinden başka gölge olmadığı günde, beni Arşının gölgesinde
gölgelendir.”
Kulaklara meshederken:
َ
َ
َ
َّ
ُ‫ذين َي ْستم ُعو َن ْال َق ْو َل ْف َيتب ُعون ا ْح َس َنه‬
َ ‫اج َع ْلنى م َن َّال‬
ْ ‫َا ّلل ُه َّم‬
ِ
ِ
ِ
“Allahım, beni sözü dinleyip de en güzeline uyanlardan eyle.”

ABDEST ALIRKEN OKUNACAK DUALAR

َ َ ْ ْ َ َّ ُ ّ َ
َّ
َ
َ
‫اللهم اع ِتق رقبتى ِمن الن ِار‬
Boynu mesh ederken:

“Allahım, boynumu Cehennem ateşinden âzâd eyle!”
Ayakları yıkarken:
ْ
َ
ْ
َ
َ‫َا ّلل ُه َّم َث ّب ْت َقد‬
ّ ‫مى َع َلى‬
ُ‫الص َراط َي ْو َم تز ُّْل فيه االق َدام‬
َّ
ِ
ِ ِ
ِ
ِ

“Allahım, ayakların Sırat üstünde kaydığı günde, ayaklarımı sırat üstünde sâbit eyle,
kaydırma!..”
Abdest tekmil olduktan sonra abdest suyundan içilir ve bu dua okunur:

َ‫اج َع ْلنى م ْن ع َْبادك‬
َّ ‫اج َع ْلنى م َن‬
َ ‫ن ْاْلُ َت َط ّهر‬
َْ ‫اج َع ْلنى م‬
ْ ‫ين َو‬
ْ ‫الت َّواب َين َو‬
ْ ‫َا َّلل ُه َّم‬
ِ ِ ِ ِ
َ‫َ ِ ِ َ َ ْ َ ْ ِ َ َّ ِ َ ِ َ َ ْ ٌ َِ َ ِ ْ ْ َ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ن‬
ْ ‫الصا ِل ِحين واجعل ِنى ِمن ال ِذين الخوف علي ِه ْم والهم يحزنو‬

“Allahım! Beni çok tevbe edenlerden, temizliğe çok dikkat edenlerden, salih kullarından
ve kendileri için korku ve hüznün olmadığı kimselerden eyle.”

Abdest sonunda “Kelime-i Şehâdet” (eşhedü enlâ ilahe illallah ve eşhedü enne
muhammeden abdühû ve resûlüh) getirilir. Bununla birlikte bir, iki veya üç defa
“Kadir” sûresi yada “Ayetel Kürsi” okunur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest uzuvlarında yara veya hastalık bulunması halinde nasıl abdest alınır?
Abdest uzuvlarından birinde yara veya hastalık bulunan kişi, bu organın
yıkanması zarar verecekse, yıkamayıp ıslak elle mesheder. Mesh edilmesinin de zarar
vermesi durumunda, bu da terk edilir. Bu rahatsızlık abdest veya gusül uzuvlarının
çoğunluğunda ise, abdest veya gusül yerine teyemmüm edilir.
Özürlü nasıl abdest alır, özrü sebebiyle elbisesine bulaşan necasetin hükmü nedir?
Özürlüler, her vakit için abdest alır ve mazeret teşkil eden rahatsızlığından
başka abdest bozan bir hal meydana gelmedikçe, bu abdestle o vakit içerisinde dilediği
gibi namaz kılar, Kur’an-ı Kerim okur ve diğer ibadetlerini yaparlar. Namaz vaktinin
çıkmasıyla veya başka abdest bozan bir halin meydana gelmesiyle özürlü kimsenin
abdesti bozulur.
Kişiyi özürlü kılan hal, bir namaz vakti boyunca hiç meydana gelmezse, özür
ortadan kalkmış olur ve o kimse özür sahibi olmaktan çıkar.
Özürlü kimseden akan kan, irin, idrar gibi şeylerin çamaşıra bulaşması halinde,
bundan kaçınılması mümkün değil ve temizlendiğinde tekrar bulaşacaksa çamaşır
yıkanmadan namaz kılınabilir. Fakat elbiseye tekrar bulaşmayacaksa, yıkanması gerekir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Bedeninde veya bir uzvunda sargı ya da yara bulunan kimse nasıl abdest alır?
Vücudun herhangi bir yerinde kırık, çıkık veya yaradan dolayı sargı
bulunduğunda, abdest alırken veya guslederken bu sargı çözülerek altı yıkanır ve yaranın
üstü mesh edilir. Ancak sargının çözülmesinin zararlı olması hâlinde çözülmeyip üzerine
mesh edilebilir. Sargı üzerine meshin meşruluğu sünnetle sabittir. Hz. Ali (r.a.) şöyle
demiştir: “Bileklerimden biri kırılmıştı. Peygamber (s.a.s.)’e sordum, O da sargıların
üzerine mesh etmemi emretti.“ (İbn Mace, Taharet, 134.)
Sargının bir defa mesh edilmesi yeterlidir. Yapılan bu mesh ile, o uzuv hükmen
yıkanmış olur. Sargının abdestsiz veya cünüp iken sarılmış olması meshe engel olmadığı
gibi, sargı üzerine meshin belirli bir süresi de yoktur; yara veya kırık iyileşinceye kadar
aynı sargı üzerine mesh edilebilir. Üzerine mesh ettikten sonra sargının değiştirilmesi veya
düşmesi hâlinde, mesh bozulmaz; iade edilmesi de gerekmez. Ancak, yaranın iyileşmesi
hâlinde, sargı açılmış olsun veya olmasın, mesh bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Tedavi maksadı ile cilde sürülen ilaç vb. maddeler abdeste engel olur mu?
Abdest alırken yıkanması gereken bir organın üzerine tedavi maksadı ile
merhem vb. bir madde sürülmüşse; su zarar vermiyorsa abdest alırken bu organın
yıkanması gerekir. Eğer yıkamak zarar veriyorsa ıslak elle üzerine mesh edilir.
Mesh etmek de zararlı ise o da terk edilir. Çünkü dinimiz zaruretler hâlinde
yasakları mübah kılmış, kişiye kaldıramayacağı yükü yüklememiş, zorluğun giderilmesini
ilke edinmiştir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Diş doldurtmak veya kaplatmak abdest ve gusle engel olur mu?
Tedavi amacıyla diş doldurmak veya kaplatmak caiz olup abdest ve guslün
sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak çıkarılıp takılabilen/sabit olmayan dişlerin gusül
abdesti esnasında ağzı yıkarken (mazmaza) çıkarılması gerekir.
Diş dolgusu yapıldıktan ve dolguyu korumak için üstü de kaplandıktan sonra,
dolgu ve kaplamanın dışı, dişin dış kısmı hükmünü alır. Bu sebeple, ağız yıkanınca,
kaplama yapılan dişler de yıkanmış sayılır. Bu nedenle kişi, gerektiğinde tedavi amaçlı
olarak dişlerine dolgu veya kaplama yaptırabilir ve abdest ya da gusül alıp, ibadetlerini
yapabilir.
Yapılan bu işlem tedavi amaçlı ve zorunlu olduğundan, mezhepler arasında bir
ihtilaf söz konusu değildir. Diş dolgusu veya kaplaması konusundaki ihtilaflar, guslün veya
abdestin geçerli olup olmayacağı konusuyla alakalı bir durum değildir. Çıkan dişin yerine
bağlandığında kullanılan tel veya başka bir madde, çok sıkı bağlanacağı için, suyun altına
girmesine engel olur. Buna rağmen fukaha, kopan dişi yerine bağlatmanın caiz olduğunda
görüş birliği içindedirler.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

İdrar torbası kullanmak zorunda olan hastaların abdesti bozulmuş olur mu?
Devamlı burun kanaması, idrarı tutamama, kusma, yaranın devamlı kanaması,
kadınlardaki akıntı gibi abdesti bozan ve en az bir namaz vakti süresince devam eden ve
her namaz vaktinde tekrarlanan bedenî rahatsızlıklara özür/mazeret, böyle kimselere de
özür sahibi kimse denilir.
Buna göre; kendisinden devamlı idrar geldiği için idrar torbası kullanmak
zorunda olan hastalar, dinî açıdan özür sahibi konumundadırlar. Özür sahipleri, her namaz
için vakit çıktığında abdest almak suretiyle namazlarını kılarlar.
Bu abdestle vakit içinde diledikleri kadar farz veya nafile namaz kılabilirler.
Ancak mümkün olduğunca namaza başlamadan önce torbadaki idrarın boşaltılmış
olmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle abdeste başlamadan önce idrar torbası
boşaltılmalıdır. Şu kadar var ki, vakit namazı için abdest alındıktan sonra, torba içinde
biriken idrar ile kılınan namaz geçerlidir. Bu özürleri dışında abdesti bozan başka bir hal
olmadıkça, vakit içinde abdestleri devam eder, vakit çıkınca bozulur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan bir kadın teyemmüm ederek namazını
kılabilir mi?
Yalnızca erkeklerin veya hem erkeklerin hem de kadınların bulunduğu bir
ortamda gusül abdesti almak durumunda kalan bir kadın gusül abdestini tehir eder.
Dolayısıyla, suyu kullanmaktan aciz olduğu için teyemmüm ederek namazını kılar.
Abdest alabilecek uygun ortam bulamayan kadın ise, namaz vaktinin sonlarına
kadar bekler. Eğer vaktin çıkacağından korkarsa teyemmüm ederek, namazını kılar. Ancak
o namazı iade eder .

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Su mevcut olduğu halde abdest alıncaya kadar namaz vaktinin çıkmasından endişe
eden kişi teyemmümle namaz kılabilir mi?
Abdest alma imkânı varken, cuma namazı ve vakit namazları gibi vaktinde
kılınamadığı zaman kaza edilen namazların, vaktin çıkacağı endişesi ile teyemmüm ederek
kılınması caiz değildir. Zira abdest alındığı takdirde bu namazlara yetişilemezse, cuma
namazı yerine öğle namazı, vakit namazı yerine kaza namazı kılınır.
Maliki Mezhebi’ne göre, su ile abdest alma imkânı var iken, abdest veya gusül
alındığı takdirde beş vakit namazdan birinin vakti geçecek ise bu namaz teyemmüm
ederek kılınır.
Varis çorabı üzerine mesh yapılabilir mi?
Varis hastalığından dolayı ayağa giyilmesi gereken özel çoraplar, kırık, çıkık
üzerindeki sargı hükmün dedir. (İbn Mace,Taharet,134.) Bu itibarla, varis çorapları
üzerine meshedilmesinde bir sakınca yoktur

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Kol ve bacakları olmayan kimsenin abdesti eksik olur mu?
Yüce Allah din konusunda bize hiçbir zorluk yüklememiştir. (Hacc, 22ı78.)
“Köre, topala da vebal ve hastaya güçlük yoktur.“ (Fetih, 48ı17.) anlamındaki
ayetler buna delildir. İnsanlar ancak yapabileceklerinden sorumludurlar.
Hastalığı veren de yükümlülükle ri yükleyen de Allah’tır. Dolayısıyla kişi gücü
neye yetiyorsa onu yapmakla mükelleftir. Kol ve bacakları olmayan kişiden abdestte bu
organları yıkama yükümlülüğü düşer. Ancak bu kimsenin, bu özründen dolayı namaz
yükümlülüğü düşmez.
Kendisine abdest aldıracak yardımcı birileri yoksa ve kendisi de bir şekilde
abdest alma yöntemi bulamazsa, yüzünün iki yanını toprak veya toprak cinsinden bir şeye
dokundurarak teyemmüm eder. Elleri ve kolları olmayan veya kesilmiş olan kimse yalnız
yüzünü yere sürerek teyemmüm yapar.
Eğer yüzünde bir yara veya özür varsa teyemmüm etmeksizin namazı kılar. Bu
imkâna da sahip değilse, namazını yapabildiği şekilde ima ile kılar. Özürlü bir kimse, ancak
kendisi gibi özürlü birisine namaz kıldırabilir.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Saç boyası, kına, ruj, oje, jöle gibi makyaj malzemeleri abdest ve gusle mani
midir?
Abdest alırken, yıkanması gereken uzuvlardan birinde kuru yer kalırsa,
abdest sahih olmaz. Gusülde ise vücutta, suyun ulaşabildiği her yerin yıkanması
gerekir.
Bu itibarla, abdest veya gusül alacak kimsenin, yıkanması gereken
uzuvlarında, suyun altına ulaşmasına engel olacak bir tabaka bulunmamalıdır.
Oje gibi vücut üzerinde tabaka oluşturup suyun bedene ulaşmasına mani olan
maddeler abdest ve gusle engel olur. Bunların abdest veya gusülden önce
giderilmesi gerekir. Buna karşılık deri üzerinde tabaka oluşturmayan saç boyası,
kına gibi maddeler abdest ve gusle mani değildir.
Tuvalette abdest alınabilir mi?
Tuvalette abdest alınmasında bir sakınca yoktur. Ancak böyle yerlerde
besmele, zikir ve duaların içten söylenmesi uygun olur.

ABDESTLE ALAKALI FIKHİ SORULAR

Abdest ve gusülün tam olup olmadığı konusundaki vesveseye
itibar edilir mi?
Vesvese, çeşitli sebeplerle insanın yaşadığı kararsızlık,
şüphe ve kuruntu halidir. Vesvese sebebi ile, gusül ve abdestin
tekrarlanması gerekmez. Vesvese gelse bile abdest ve gusle devam
edilmelidir.
Kişi vesveseye itibar etmemeye çalışmalı, içe doğan şüphe
ve tereddüt hallerinin asılsız olduğunu kendine telkin etmeli,
ayrıca zaman zaman Felak ve Nas Surelerini, anlamlarını da
düşünerek okumalıdır.
Güneş enerjisiyle ısıtılan suyla abdest ve gusül alınır mı?
Güneş enerjisi ile ısıtılan su ile, temiz olmak kaydıyla, abdest almak
ve gusletmekte dinen bir sakınca yoktur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAKTA GEREKLİDİR
İyi veya kötü hareketleri organlarımızla yaparız. El işler yapar, yıkar ve
yazar; ağız yer içer, iyi ve kötü sözler söyler, konuşur; burun koklar, gözler görür,
kollar saldırır ve yakalar; kulaklar işitir ve dinler; ayaklar ise bizi pek çok yere
götürür. Bütün bunlar zaman zaman günah ve yasak sınırını aşabilir.
İşte abdest sırasında içimizden geçireceğimiz dualarla, söz konusu
edilen olumsuz hareketlerin etkisinden kurtulmaya çalışabiliriz. Abdest alacak
kimse önce niyet eder. Bu bir rûhî-mânevî hazırlıktır. Hakk'ın huzuruna çıkmaya
niyet etmek ve hazırlanmak demektir. Sonra besmele çekerek ve Allah'ın
yardımını dileyerek abdeste başlar.
Abdest alan insan samimî bir dille ve içten bir duyguyla, eksiklik ve
hatalarını Hakk'ın huzurunda itiraf edip, bunları yıkamasını ve silmesini kulluğa
yakışan bir tavırla O'na arz eder, duasının kabulü için yalvarıp yakarır. Böylece
bilinci ve içtenliği ölçüsünde ruhen temizlenip arınmış bir halde huzura varmaya,
namaza durmaya hazır hâle gelir.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Su nasıl maddî kirleri temizliyorsa, tövbe de manevî kirleri yok eder
diye düşünerek abdest organlarımı yıkamalıyım. Halkın gördüğü yer olan
bedenimi ve elbisemi temiz tutar da Hakk'ın nazar ettiği yer olan kalbimi
tertemiz tutmazsam yanlış yapmış olurum diye inanmalıyım. Bedenim gibi
kalbimi de kötü ve kirli şeylerden arındırmaya çalışmalıyım şuurunda bir abdes
gerçek mahiyeti ile abdest olmuş olur.
Şemsî'nin dediği gibi: " Pâdişah konmaz saraya hâne mâmur
olmadan.” önce hanemizi mamur hale getirelim kalbimizi tezkiye edlim sonra
organlarımızı temizleyeli.
Yûnus Emre söylüyor: " Tanla durup başın kaldır ellerini suya daldır /
Hem şeytanın boynunu vur hem nefs dahi ölse gerek." (“Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr.
Mehmet Demirci)

Beyazid-i Bistâmî şöyle dermiş: "Ne zaman dünya düşüncesi
gönlümden geçse abdest alırım; âhiret düşüncesi geçince de gusül yaparım."

Prof. Dr. Mehmet Demirci hocamızın Altınoluk dergisinde yayınlanmış olan “Abdestin
İç Anlamı” isimli makalesinde Gönül ehli kimseler iç anlam olarak abdestin ve temizliğin beş
derecesinden söz ettiklerini belitir ve bunları İçten dışa doğru şöylece sıralar:

1. Rûhun abdesti: Rûhun, hayvanlık seviyesine ait bilgisizlikten ve Allah'tan gayri
şeyleri görme gafletinden arınmasıdır. Ruh Allah'tan gayrı şeyleri görmekten arınsa,
Gaffar olan Allah'ın nûru onu kuşatır. Kötü düşüncelerini temizlese takvâ elbisesine
kavuşur. Nefsin tezkiye ederse iç huzuruna ve itmi'nâna ulaşır.
2. Sırrın abdesti: Burada "sır", rûhun rûhu demek olup; onun abdesti gösterişten (riyâ),
arzu ve isteklerin esiri olmaktan, kendini beğenmişlikten, baş olma tutkusundan, aşırı
dünya isteği ve mevki sahibi olma ihtirasından arınmaktır. Bunun neticesinde ihlâs nûru
ortaya çıkar. Dünya sevgisinden arınırsa âhiret sevgisi doğar.
3. Kalbin ve gönlün abdesti: İki yüzlülük, bozgunculuk ve kötü ahlâktan uzak durmaktır.
Büyüklenme yıkanınca, alçak gönüllük doğar. Çekememezlik kirleri yıkansa, iyilik;
düşmanlık yıkansa, Allah sevgisi görünür.
4. Dilin abdesti: Yalan, dedi-kodu, iftira ve boş sözden, insanların ayıplarını merak
etmekten ve gizli hallerini ortaya çıkarmaktan, faydasız konuşmaktan uzak durmaktır.
Yalan ve koğuculuk yıkansa, doğruluk ve vefâ doğar. İftira ve itham etme yıkansa, sevgi
görülür. Faydasız ve boş söz bırakılsa yararlı şeyler konuşulur veya Allah'ın adı anılır.
5. Zâhir abdesti: Bu, bildiğimiz abdesttir. Neticesinde Abdest alan kimsenin yüzünü
yıkaması, mahşer günü yüzünün nurlu olmasına yol açar. Kolunu yıkayınca cömertlik
nurları hasıl olur. Ayrıca amel defterinin sağ eline verilmesi gibi bir lûtfa erişir. Ayağını
yıkayınca, âhiretteki manevî engelleri kolaylıkla geçme imkânı doğmuş olur.

ABDEST ALIRKEN İÇ HUZURU YAKALAMAK

Abdest alırken gerçekleşen dış temizliğin, iç temizliği ile
birlikte gelişmesi için şunlar da tavsiye edilir: Eller yıkanırken
kalbin de aşırı dünya sevgisinden yıkanması gerekir. Ağıza su
alınırken, onunla boş şeyleri anmamaya azmetmelidir. Yüz
yıkandığı zaman, yüzü Hak'tan başka şeylere çevirmemeye söz
vermelidir. Ayağı yıkarken, Hak yolda bulunma gayreti
pekiştirilmelidir.
Dış temizlik su ile, iç temizlik ise tövbe ile ve Hakk'ın
kapısına dönmekle mümkün olur.

Bedenin bütün uzuvlarına madden ve manen abdest
aldırmak gerekir. Bedene su ile nasıl ki abdest aldırıyorsak, her bir
uzvumuzu Yaratının rızasına uygun işler yaptırmak suretiyle
manevi abdestimizide almamız gerekmektedir.
Abdestin suyu günaha bakan gözleri, günahla kızaran yüzü
de arındırır. Ağzı abdest suyu ile çalkaladığımız zaman, bizi günaha
sokan kelimeler, bu kelimeleri oluşturan dil ve dişler pir-ü pak
olur. Başımızı mesh ettiğimizde zihnimizden geçen günahlar bir bir
dökülür. Kulaklara değen abdest suyu bu organın dikkat kesilip
dinlediği günahkar sözleri siler süpürür. Ve en nihayet bizi günahın
kapısına kadar yürüten ayaklarımızı yıkarız. Onlar da günahtan
kurtulmuş olur.
Yüce Rabbim abdestimizi en güzel şekilde alıp
ibadetlerimizi kendi rızasına uygun olarak yapmayı cümlemize
nasip etsin.

Bu Sunum İdris YAVUZYİĞİT Tarafında; “İhtiyar” Mevsılî,
“Bidayetu’l Müctehit” Ahmet İbn Rüşd El Kurtubi, “Büyük İslam İlmihali”
Ömer Nasuhi Bilmen (A. Fikri Yavuz), “İslam İlmihali” Lütfi Şentürk Ve
Seyfettin Yazıcı (Diyanet), “İlmihal” Heyet (TDV), “Delilleriyle İslam
İlmihali” Hamdi Döndüren, “Şafii İlmihali” Mehmet Keskin (Diyanet), “Din
Görevlisinin El Kitabı” Mevlüt Özcan, “Abdestin İç Anlamı” Prof. Dr. Mehmet
DEMİRCİ; “Abdestin Fazileti Ve İbadetler Açısından Önemi” Ahmet ÜNAL;
“Abdestin Manası Ve Önemi” Mustafa Kutlu’ya Ait Kitap, Makale Ve Vaaz
Örneklerinden İstifade Edilmek Suretiyle Hazırlanmıştır.
Rabbim Eser Sahiplerinden Ölenlere Rahmetiyle, Yaşayanlara Lutuf
Ve Keremiyle Tecelli Eylesin Ve İki Cihan Saadeti İhsan Etsin.