SUNUM DİYALOG NEDİR? İNSANLARLA DİYALOG KURMANIN 7 TEMEL İLKESİ Diyalog kelimesi Yunanca’daki “dia” ve “logos” kelimelerinin birleşiminden oluşur. Bizdeki sözlük anlamı ise bilindiği gibi karşılıklı sohbet, iki kişinin karşılıklı konuşmasıdır. Bu.

Download Report

Transcript SUNUM DİYALOG NEDİR? İNSANLARLA DİYALOG KURMANIN 7 TEMEL İLKESİ Diyalog kelimesi Yunanca’daki “dia” ve “logos” kelimelerinin birleşiminden oluşur. Bizdeki sözlük anlamı ise bilindiği gibi karşılıklı sohbet, iki kişinin karşılıklı konuşmasıdır. Bu.

Slide 1

SUNUM

DİYALOG NEDİR?

İNSANLARLA
DİYALOG
KURMANIN 7
TEMEL İLKESİ

Diyalog kelimesi Yunanca’daki “dia” ve
“logos” kelimelerinin birleşiminden oluşur.
Bizdeki sözlük anlamı ise bilindiği gibi
karşılıklı sohbet, iki kişinin karşılıklı
konuşmasıdır.
Bu anlamıyla diyalog, tek kişinin
konuşması anlamındaki monologun zıddıdır.

Diyalog, bir konu etrafında iki farklı
görüşe sahip iki veya daha fazla kişinin
konuşmasıdır. Eğer; iki veya daha fazla kişi,
benimsenen aynı görüşü ifade ederlerse bu
monolog olur.
Özetle: Diyalog fikir ayrılığını, monolog
fikir birliğini ifade eder.

Diyalog,
iki
görüşten
birisinin
doğrulanması, diğerinin yanlışlanmasıdır.
Biz bu sunumumuzda; farklı görüşlere
sahip kişi veya kişilerin birbirlerini kırmadan,
güven dolu diyalog kurmalarının ilkelerinden
bahsedeceğiz.

1. İlke İyi Bir Dinleyici Olmaktır
İnsanlar genellikle dinlemekten çok
konuşmayı tercih ederler. Fakat gerçek şudur
ki; öğrenmenin yolu dinlemekten geçer.
Çünkü konuşurken öğrenemeyiz.

Dünyanın neresine giderseniz gidin,
insanlara, onlara değer verip önemsediğinizi
göstermenin en iyi yolu onları samimi bir
şekilde dinlemektir.

Onlar
sizin
çok
şey
bildiğinizle
ilgilenmezler. Sözlerinin kesilmemesini, önce
görüşlerinin dinlenmesini isterler.
İnsanları dinlemek, onları önemsediğinizi
göstermenin en iyi yoludur. Bu şekilde
davrandığınızda muhatabınız olan insan,
onu önemsediğinizi anlamakla kalmaz, aynı
zamanda bunu hisseder. Muhatabınızı size
karşı pozitif ve saygılı davranmaya sevk
eder.

2. Temel İlke: İnsanlar Daha Çok
Kendileriyle İlgilidirler
Bir insanın kendi adı, onun ana dilindeki
en değerli kelimedir. Onlara isimleriyle hitap
edin. “Ben, beni, benim” zamirlerini
konuşmalarınızdan çıkarın. “Siz, sizi, sizin”
sihirli zamirlerini kullanın.

İnsanlarla harika bir diyalog kurmanın
başka bir yolu da onların iletişim tarzlarını
anlamaktır.
Karşınızdaki kişinin konuşmasındaki
tonlaması, konuşma hızı, beden dili nasılsa
siz de aynı tonlama, konuşma hızı ve beden
diliyle cevap verin. İnsanlar kendilerine
benzeyen kişilere karşı daha rahat ve açık
davranırlar. Bu tarza “aynalama yapmak”
denir.

Aynalama yöntemi, insanları kendi
tarafınıza çekme konusunda olağanüstü
etkisi olan bir tekniktir. Unutmayın ki insanlar
kar tanelerine benzerler. Birbirine tamamen
benzeyen kar tanesi yoktur. Eğer insanları
aynalarsanız, size karşı açık davranırlar. Bu
sizi başarıya götürecek sihirli anahtarlardan
bir tanesidir. Çünkü sizi kendileri gibi
görmeye başlarlar.

3. Temel İlke: Sorulara Cevap
Vermeden Önce Biraz Sessiz Kalın
Bu tavrınız, söylenen şeyler üzerinde
düşündüğünüzü
gösterir.
İnsanlar,
söyledikleri şeyler üzerinde düşünülmesini
ve söylediklerine değer verilmesini isterler.
Biraz beklemeniz aynı zamanda size de
cevap vermek için düşüncelerinizi toplayacak
zaman kazandırır.

4. Temel İlke: Konuya Odaklanarak
Net Bir Şekilde Konuşun
Konuşmalarınızda kısa ve net olun.
Konudan konuya, oradan oraya zıplayan veya
aynı şeyleri uzatarak anlatan bir insanı
dinlemekten daha korkunç bir şey olamaz. Bu
bir piyanistin piyano çalarken parmaklarını
hangi tuşlara basacağını düşünmesi gibidir.
Müziği dinlemek yerine azap duymaya başlar.

5. Temel İlke: İlk İzlenim Çok Önemlidir
İnsanlar, bizim hakkımızda edindikleri
izlenimin %90’ını onlarla olan birlikteliğimizin
ilk 4 dakikasında edinirler.
İlk izlenimi altın kalitesine ulaştırmanın 3
yolu vardır.
1. Muhatabınızı elini nazikçe sıkın. O sizin elinizi
nasıl kavrıyorsa siz de öyle kavrayın.
2. Tebessüm gücünü kullanın. Tebessüm
ettiğinizde, insanlar size karşı güven duyarlar.
3. Giyim tarzınız başarınıza yardımcı olsun.

6. Temel İlke: Anlatacağınız Bir
Öykünüz Olsun
Bir konuyu vurgulamak istediğinizde bir
hikâye anlatın ve bir hikâye anlattığınızda
da, bir konunun altını çizin. Kendi
yaşadıklarınızdan
örnekler
verin.
Bu
hikâyeler, konunun unutulmamasını sağlar.

7. Temel İlke: Kendi Değerinizin ve
Elinizdeki Fırsatın Değerinin
Farkında Olun
Başarı konusunda sınıfta kalmanızı veya
geçmenizi sağlayacak olan şey inancınızdır.
Anlattığınız ne ise, mutlaka inandığınız bir
konu olmalıdır.
Bir konuya ya inanırsınız ya da
inanmazsınız. Eğer kendinizi arada bir yerde
hissediyorsanız hemen harekete geçin ve
inancınızı güçlendirin.

“Sağlam
geçer.”

bir

inanç

başkalarına

da

Abraham LINCOLN, başarılı bir diyalog
için şu tavsiyede bulunuyor: “Eğer bir
kimseyi bir konuda ikna etmek istiyorsanız,
önce onun arkadaşı olduğunuzu ona
hissettirmelisiniz.”

Öneri: Bilginin kendi başına bir anlamı
yoktur.
Ancak,
bilgiyi
kullanarak
ve
uygulamaya
dökerek
bazı
sonuçlara
ulaşırsınız, anlamlı şeyler yapmış olursunuz.
O hale bu önerileri kullanmakta yarar
olduğunu düşünmekteyiz.

ZOR İNSANLARLA NASIL
DİYALOG KURULUR?
“Zor İnsanlarla Başa Çıkmak” kitabının
yazarı Robert M. BRAMSON bazı
insanların
neden
farklı
tavırlar
sergilediklerini şöyle açıklıyor: “Bazı
insanlar karşılarındakinin performansını
düşürmek ve onların şevkini kırmak için
bilerek zor tavırlar sergiler.”

Her
zor
insan
birbiriyle
aynı
davranışları sergilemez. Bazı zor insanlar
sürekli konuşup hiç dinlemezken, diğerleri
de hep son sözü söylemeyi tercih eder.
Kimisi sürekli sizi eleştirir. Bazısı sessiz,
bazısı agresif olabilir. Psikiyatri Uzmanı
Doç. Dr. Kültegin ÖGEL zor insanların
davranışlarını şu şekilde belirtiyor:

• Eğitimi ve bilgisi yetersiz olmasına rağmen
kendisini çok iyi sananlar
• Bilgisi ve deneyimi yetersiz olmasına
rağmen kendisini iyi sananlar
• Öncelikleri belirlemede beceri sahibi
olamayanlar
• Hatasını olgunlukla kabul edemeyen,
sürekli açıklama yapıp kendisini temize
çıkarmak isteyenler
• Yavaş düşünen ve yavaş hareket edenler

• İşleri karıştıranlar
• Hiç konuşmayan, bilgiyi zorla ağzından
aldığınız kişiler
• Yanlış anlamakta ısrar edenler
• Karşısındakinin
söylediklerine
önem
vermeyenler
• Konum farklılıkları nedeniyle görüşürken o
farkı hissettirenler
• Karşılarındakine saygı göstermeyenler

• Yavaş hareket eden ve birçok defa tekrar
edilmesi zorunda kalınanlar
• Sadece kendi yaptığı şeyin önemli
olduğunu düşünenler
• Sürekli olaylar ve etrafındakiler üzerinde
kontrol oluşturmaya çalışanlar
• Empati kuramayanlar
• Her zaman “ben haklıyım” diyenler

Zor İnsanlara Yaklaşım Nasıl Olmalı?
Zor insanların özellikleri daha da
arttırılabilir. Ancak tüm bu özellikler ışığında
zor insanları 5 ana başlık altında toplamak
mümkündür.
Agresif İnsanlar:
Saldırgan davranışlar içinde bulunan bu
kişilere sakin bir şekilde kendinizi ifade edin
ve
size
yönelik
saldırgan
tavırlara
kendinizden emin bir şekilde karşılık verin.

Her Şeyi Bilenler:
Bu kişilerle mücadele ederken iyi
hazırlanmak
gerekir.
Asla
meydan
okumayın. Aksine yeteneklerini övün.
Gerektiğinde hatalarını ortaya çıkaracak
sorular sormaktan çekinmeyin.

Şikâyetçiler:
Karşılarındakine güvenmezler. Kendilerine
olan güvenleri de çok değildir. Eksik olan
özgüvenlerini saklamak için memnuniyetsiz,
her şeyden ve herkesten şikâyet eden bir tavır
içine girerler. Bu insanlara “Başkalarının
göremediklerini görüyorsun” şeklinde onların
güvenlerini arttıracak cümlelerle yaklaşın.
Dinleyin ama asla tartışmaya girmeyin. Ona
karşı savunmacı davranmayın.

Mağdurlar:
İyi dinleyin ve onu anladığınızı gösterin.
Soruna odaklanarak onu değişim için motive
edin.
Gizlice Saldıranlar:
Bu insanlara karşı ne kadar geri
çekilirseniz o kadar üstünüze gelmeyi
severler. Geri çekilmeyin. Şakaya vurun.

Değerli Başkanım, değerli arkadaşlarım

Sizlere muhtelif kişisel gelişim uzmanı
yazarların, psikologların, insanlarla diyalog
kurmada,
karşılıklı
olarak
yapılan
müzakerelerde, kimseyi kırmadan dökmeden
güven dolu diyaloglarda bulunmada nelere
dikkat
edilmesi
gerektiği
hakkındaki
görüşlerini arz ettim.

Zor insanlarla diyalogda: zor insanın
psikolojisini yansıtarak, onlara bizim
davranış biçimimizdeki tutumumuzda nasıl
hareket edileceğinin önemini yansıttım.

Bu görüşlere katılırız ya da katılmayız.
Ancak
şu
konuya
da
değinmeden
geçemeyeceğim. Tüm toplumsal yasaklar,
gelenekler ve görenekler elbirliği ile yıllardır
bize konuşma hakkının;
Derebeylikte – Beyin
Krallıkta – Kralın
İmparatorlukta – İmparatorun
Şahlıkta – Şahın
Padişahlıkta – Padişahındır şeklinde empoze
edilmiştir.

İşte bu
sonucunda:

anlayışın

bizi

getirdiği

yer

Söz gümüşse sükût altındır.
Bülbülün çektiği dili belasıdır.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Büyüklerin yanında küçüklere söz düşmez.
Vs.
Böylece ortaya suskun bir insan tipi
çıkmıştır.

Cumhuriyet döneminde yani demokratik
yönetimde ise konuşma hakkının sadece
yönetenlerin hakkı olduğu görüşü yerine,
hem yönetenlerin hem de yönetilenlerin,
hem konuşanın hem de dinleyenin hakkı
olduğu benimsenmiştir. Çünkü konuşma
insan varlığının ve başarısının ön şartıdır.

Ancak; Kutadgu Bilig’in
Aman sözün aydın olsun.
Işık saçsın öz olsun.
Bakan köre göz olsun.

Dediği gibi gerçekçi, yol gösterici ve yapıcı
olmalı ki, gerek kişisel gerekse toplumsal
diyaloglarda müspet sonuca ulaşalım.
Saygılarımızla

TEŞEKKÜR
EDERİZ
İSTESOB EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ
Eğitim Müdürü: Metin İÇTEM
Eğitim Müd. Asistanı: Ahmet Z. GÜNDOĞDU


Slide 2

SUNUM

DİYALOG NEDİR?

İNSANLARLA
DİYALOG
KURMANIN 7
TEMEL İLKESİ

Diyalog kelimesi Yunanca’daki “dia” ve
“logos” kelimelerinin birleşiminden oluşur.
Bizdeki sözlük anlamı ise bilindiği gibi
karşılıklı sohbet, iki kişinin karşılıklı
konuşmasıdır.
Bu anlamıyla diyalog, tek kişinin
konuşması anlamındaki monologun zıddıdır.

Diyalog, bir konu etrafında iki farklı
görüşe sahip iki veya daha fazla kişinin
konuşmasıdır. Eğer; iki veya daha fazla kişi,
benimsenen aynı görüşü ifade ederlerse bu
monolog olur.
Özetle: Diyalog fikir ayrılığını, monolog
fikir birliğini ifade eder.

Diyalog,
iki
görüşten
birisinin
doğrulanması, diğerinin yanlışlanmasıdır.
Biz bu sunumumuzda; farklı görüşlere
sahip kişi veya kişilerin birbirlerini kırmadan,
güven dolu diyalog kurmalarının ilkelerinden
bahsedeceğiz.

1. İlke İyi Bir Dinleyici Olmaktır
İnsanlar genellikle dinlemekten çok
konuşmayı tercih ederler. Fakat gerçek şudur
ki; öğrenmenin yolu dinlemekten geçer.
Çünkü konuşurken öğrenemeyiz.

Dünyanın neresine giderseniz gidin,
insanlara, onlara değer verip önemsediğinizi
göstermenin en iyi yolu onları samimi bir
şekilde dinlemektir.

Onlar
sizin
çok
şey
bildiğinizle
ilgilenmezler. Sözlerinin kesilmemesini, önce
görüşlerinin dinlenmesini isterler.
İnsanları dinlemek, onları önemsediğinizi
göstermenin en iyi yoludur. Bu şekilde
davrandığınızda muhatabınız olan insan,
onu önemsediğinizi anlamakla kalmaz, aynı
zamanda bunu hisseder. Muhatabınızı size
karşı pozitif ve saygılı davranmaya sevk
eder.

2. Temel İlke: İnsanlar Daha Çok
Kendileriyle İlgilidirler
Bir insanın kendi adı, onun ana dilindeki
en değerli kelimedir. Onlara isimleriyle hitap
edin. “Ben, beni, benim” zamirlerini
konuşmalarınızdan çıkarın. “Siz, sizi, sizin”
sihirli zamirlerini kullanın.

İnsanlarla harika bir diyalog kurmanın
başka bir yolu da onların iletişim tarzlarını
anlamaktır.
Karşınızdaki kişinin konuşmasındaki
tonlaması, konuşma hızı, beden dili nasılsa
siz de aynı tonlama, konuşma hızı ve beden
diliyle cevap verin. İnsanlar kendilerine
benzeyen kişilere karşı daha rahat ve açık
davranırlar. Bu tarza “aynalama yapmak”
denir.

Aynalama yöntemi, insanları kendi
tarafınıza çekme konusunda olağanüstü
etkisi olan bir tekniktir. Unutmayın ki insanlar
kar tanelerine benzerler. Birbirine tamamen
benzeyen kar tanesi yoktur. Eğer insanları
aynalarsanız, size karşı açık davranırlar. Bu
sizi başarıya götürecek sihirli anahtarlardan
bir tanesidir. Çünkü sizi kendileri gibi
görmeye başlarlar.

3. Temel İlke: Sorulara Cevap
Vermeden Önce Biraz Sessiz Kalın
Bu tavrınız, söylenen şeyler üzerinde
düşündüğünüzü
gösterir.
İnsanlar,
söyledikleri şeyler üzerinde düşünülmesini
ve söylediklerine değer verilmesini isterler.
Biraz beklemeniz aynı zamanda size de
cevap vermek için düşüncelerinizi toplayacak
zaman kazandırır.

4. Temel İlke: Konuya Odaklanarak
Net Bir Şekilde Konuşun
Konuşmalarınızda kısa ve net olun.
Konudan konuya, oradan oraya zıplayan veya
aynı şeyleri uzatarak anlatan bir insanı
dinlemekten daha korkunç bir şey olamaz. Bu
bir piyanistin piyano çalarken parmaklarını
hangi tuşlara basacağını düşünmesi gibidir.
Müziği dinlemek yerine azap duymaya başlar.

5. Temel İlke: İlk İzlenim Çok Önemlidir
İnsanlar, bizim hakkımızda edindikleri
izlenimin %90’ını onlarla olan birlikteliğimizin
ilk 4 dakikasında edinirler.
İlk izlenimi altın kalitesine ulaştırmanın 3
yolu vardır.
1. Muhatabınızı elini nazikçe sıkın. O sizin elinizi
nasıl kavrıyorsa siz de öyle kavrayın.
2. Tebessüm gücünü kullanın. Tebessüm
ettiğinizde, insanlar size karşı güven duyarlar.
3. Giyim tarzınız başarınıza yardımcı olsun.

6. Temel İlke: Anlatacağınız Bir
Öykünüz Olsun
Bir konuyu vurgulamak istediğinizde bir
hikâye anlatın ve bir hikâye anlattığınızda
da, bir konunun altını çizin. Kendi
yaşadıklarınızdan
örnekler
verin.
Bu
hikâyeler, konunun unutulmamasını sağlar.

7. Temel İlke: Kendi Değerinizin ve
Elinizdeki Fırsatın Değerinin
Farkında Olun
Başarı konusunda sınıfta kalmanızı veya
geçmenizi sağlayacak olan şey inancınızdır.
Anlattığınız ne ise, mutlaka inandığınız bir
konu olmalıdır.
Bir konuya ya inanırsınız ya da
inanmazsınız. Eğer kendinizi arada bir yerde
hissediyorsanız hemen harekete geçin ve
inancınızı güçlendirin.

“Sağlam
geçer.”

bir

inanç

başkalarına

da

Abraham LINCOLN, başarılı bir diyalog
için şu tavsiyede bulunuyor: “Eğer bir
kimseyi bir konuda ikna etmek istiyorsanız,
önce onun arkadaşı olduğunuzu ona
hissettirmelisiniz.”

Öneri: Bilginin kendi başına bir anlamı
yoktur.
Ancak,
bilgiyi
kullanarak
ve
uygulamaya
dökerek
bazı
sonuçlara
ulaşırsınız, anlamlı şeyler yapmış olursunuz.
O hale bu önerileri kullanmakta yarar
olduğunu düşünmekteyiz.

ZOR İNSANLARLA NASIL
DİYALOG KURULUR?
“Zor İnsanlarla Başa Çıkmak” kitabının
yazarı Robert M. BRAMSON bazı
insanların
neden
farklı
tavırlar
sergilediklerini şöyle açıklıyor: “Bazı
insanlar karşılarındakinin performansını
düşürmek ve onların şevkini kırmak için
bilerek zor tavırlar sergiler.”

Her
zor
insan
birbiriyle
aynı
davranışları sergilemez. Bazı zor insanlar
sürekli konuşup hiç dinlemezken, diğerleri
de hep son sözü söylemeyi tercih eder.
Kimisi sürekli sizi eleştirir. Bazısı sessiz,
bazısı agresif olabilir. Psikiyatri Uzmanı
Doç. Dr. Kültegin ÖGEL zor insanların
davranışlarını şu şekilde belirtiyor:

• Eğitimi ve bilgisi yetersiz olmasına rağmen
kendisini çok iyi sananlar
• Bilgisi ve deneyimi yetersiz olmasına
rağmen kendisini iyi sananlar
• Öncelikleri belirlemede beceri sahibi
olamayanlar
• Hatasını olgunlukla kabul edemeyen,
sürekli açıklama yapıp kendisini temize
çıkarmak isteyenler
• Yavaş düşünen ve yavaş hareket edenler

• İşleri karıştıranlar
• Hiç konuşmayan, bilgiyi zorla ağzından
aldığınız kişiler
• Yanlış anlamakta ısrar edenler
• Karşısındakinin
söylediklerine
önem
vermeyenler
• Konum farklılıkları nedeniyle görüşürken o
farkı hissettirenler
• Karşılarındakine saygı göstermeyenler

• Yavaş hareket eden ve birçok defa tekrar
edilmesi zorunda kalınanlar
• Sadece kendi yaptığı şeyin önemli
olduğunu düşünenler
• Sürekli olaylar ve etrafındakiler üzerinde
kontrol oluşturmaya çalışanlar
• Empati kuramayanlar
• Her zaman “ben haklıyım” diyenler

Zor İnsanlara Yaklaşım Nasıl Olmalı?
Zor insanların özellikleri daha da
arttırılabilir. Ancak tüm bu özellikler ışığında
zor insanları 5 ana başlık altında toplamak
mümkündür.
Agresif İnsanlar:
Saldırgan davranışlar içinde bulunan bu
kişilere sakin bir şekilde kendinizi ifade edin
ve
size
yönelik
saldırgan
tavırlara
kendinizden emin bir şekilde karşılık verin.

Her Şeyi Bilenler:
Bu kişilerle mücadele ederken iyi
hazırlanmak
gerekir.
Asla
meydan
okumayın. Aksine yeteneklerini övün.
Gerektiğinde hatalarını ortaya çıkaracak
sorular sormaktan çekinmeyin.

Şikâyetçiler:
Karşılarındakine güvenmezler. Kendilerine
olan güvenleri de çok değildir. Eksik olan
özgüvenlerini saklamak için memnuniyetsiz,
her şeyden ve herkesten şikâyet eden bir tavır
içine girerler. Bu insanlara “Başkalarının
göremediklerini görüyorsun” şeklinde onların
güvenlerini arttıracak cümlelerle yaklaşın.
Dinleyin ama asla tartışmaya girmeyin. Ona
karşı savunmacı davranmayın.

Mağdurlar:
İyi dinleyin ve onu anladığınızı gösterin.
Soruna odaklanarak onu değişim için motive
edin.
Gizlice Saldıranlar:
Bu insanlara karşı ne kadar geri
çekilirseniz o kadar üstünüze gelmeyi
severler. Geri çekilmeyin. Şakaya vurun.

Değerli Başkanım, değerli arkadaşlarım

Sizlere muhtelif kişisel gelişim uzmanı
yazarların, psikologların, insanlarla diyalog
kurmada,
karşılıklı
olarak
yapılan
müzakerelerde, kimseyi kırmadan dökmeden
güven dolu diyaloglarda bulunmada nelere
dikkat
edilmesi
gerektiği
hakkındaki
görüşlerini arz ettim.

Zor insanlarla diyalogda: zor insanın
psikolojisini yansıtarak, onlara bizim
davranış biçimimizdeki tutumumuzda nasıl
hareket edileceğinin önemini yansıttım.

Bu görüşlere katılırız ya da katılmayız.
Ancak
şu
konuya
da
değinmeden
geçemeyeceğim. Tüm toplumsal yasaklar,
gelenekler ve görenekler elbirliği ile yıllardır
bize konuşma hakkının;
Derebeylikte – Beyin
Krallıkta – Kralın
İmparatorlukta – İmparatorun
Şahlıkta – Şahın
Padişahlıkta – Padişahındır şeklinde empoze
edilmiştir.

İşte bu
sonucunda:

anlayışın

bizi

getirdiği

yer

Söz gümüşse sükût altındır.
Bülbülün çektiği dili belasıdır.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Büyüklerin yanında küçüklere söz düşmez.
Vs.
Böylece ortaya suskun bir insan tipi
çıkmıştır.

Cumhuriyet döneminde yani demokratik
yönetimde ise konuşma hakkının sadece
yönetenlerin hakkı olduğu görüşü yerine,
hem yönetenlerin hem de yönetilenlerin,
hem konuşanın hem de dinleyenin hakkı
olduğu benimsenmiştir. Çünkü konuşma
insan varlığının ve başarısının ön şartıdır.

Ancak; Kutadgu Bilig’in
Aman sözün aydın olsun.
Işık saçsın öz olsun.
Bakan köre göz olsun.

Dediği gibi gerçekçi, yol gösterici ve yapıcı
olmalı ki, gerek kişisel gerekse toplumsal
diyaloglarda müspet sonuca ulaşalım.
Saygılarımızla

TEŞEKKÜR
EDERİZ
İSTESOB EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ
Eğitim Müdürü: Metin İÇTEM
Eğitim Müd. Asistanı: Ahmet Z. GÜNDOĞDU


Slide 3

SUNUM

DİYALOG NEDİR?

İNSANLARLA
DİYALOG
KURMANIN 7
TEMEL İLKESİ

Diyalog kelimesi Yunanca’daki “dia” ve
“logos” kelimelerinin birleşiminden oluşur.
Bizdeki sözlük anlamı ise bilindiği gibi
karşılıklı sohbet, iki kişinin karşılıklı
konuşmasıdır.
Bu anlamıyla diyalog, tek kişinin
konuşması anlamındaki monologun zıddıdır.

Diyalog, bir konu etrafında iki farklı
görüşe sahip iki veya daha fazla kişinin
konuşmasıdır. Eğer; iki veya daha fazla kişi,
benimsenen aynı görüşü ifade ederlerse bu
monolog olur.
Özetle: Diyalog fikir ayrılığını, monolog
fikir birliğini ifade eder.

Diyalog,
iki
görüşten
birisinin
doğrulanması, diğerinin yanlışlanmasıdır.
Biz bu sunumumuzda; farklı görüşlere
sahip kişi veya kişilerin birbirlerini kırmadan,
güven dolu diyalog kurmalarının ilkelerinden
bahsedeceğiz.

1. İlke İyi Bir Dinleyici Olmaktır
İnsanlar genellikle dinlemekten çok
konuşmayı tercih ederler. Fakat gerçek şudur
ki; öğrenmenin yolu dinlemekten geçer.
Çünkü konuşurken öğrenemeyiz.

Dünyanın neresine giderseniz gidin,
insanlara, onlara değer verip önemsediğinizi
göstermenin en iyi yolu onları samimi bir
şekilde dinlemektir.

Onlar
sizin
çok
şey
bildiğinizle
ilgilenmezler. Sözlerinin kesilmemesini, önce
görüşlerinin dinlenmesini isterler.
İnsanları dinlemek, onları önemsediğinizi
göstermenin en iyi yoludur. Bu şekilde
davrandığınızda muhatabınız olan insan,
onu önemsediğinizi anlamakla kalmaz, aynı
zamanda bunu hisseder. Muhatabınızı size
karşı pozitif ve saygılı davranmaya sevk
eder.

2. Temel İlke: İnsanlar Daha Çok
Kendileriyle İlgilidirler
Bir insanın kendi adı, onun ana dilindeki
en değerli kelimedir. Onlara isimleriyle hitap
edin. “Ben, beni, benim” zamirlerini
konuşmalarınızdan çıkarın. “Siz, sizi, sizin”
sihirli zamirlerini kullanın.

İnsanlarla harika bir diyalog kurmanın
başka bir yolu da onların iletişim tarzlarını
anlamaktır.
Karşınızdaki kişinin konuşmasındaki
tonlaması, konuşma hızı, beden dili nasılsa
siz de aynı tonlama, konuşma hızı ve beden
diliyle cevap verin. İnsanlar kendilerine
benzeyen kişilere karşı daha rahat ve açık
davranırlar. Bu tarza “aynalama yapmak”
denir.

Aynalama yöntemi, insanları kendi
tarafınıza çekme konusunda olağanüstü
etkisi olan bir tekniktir. Unutmayın ki insanlar
kar tanelerine benzerler. Birbirine tamamen
benzeyen kar tanesi yoktur. Eğer insanları
aynalarsanız, size karşı açık davranırlar. Bu
sizi başarıya götürecek sihirli anahtarlardan
bir tanesidir. Çünkü sizi kendileri gibi
görmeye başlarlar.

3. Temel İlke: Sorulara Cevap
Vermeden Önce Biraz Sessiz Kalın
Bu tavrınız, söylenen şeyler üzerinde
düşündüğünüzü
gösterir.
İnsanlar,
söyledikleri şeyler üzerinde düşünülmesini
ve söylediklerine değer verilmesini isterler.
Biraz beklemeniz aynı zamanda size de
cevap vermek için düşüncelerinizi toplayacak
zaman kazandırır.

4. Temel İlke: Konuya Odaklanarak
Net Bir Şekilde Konuşun
Konuşmalarınızda kısa ve net olun.
Konudan konuya, oradan oraya zıplayan veya
aynı şeyleri uzatarak anlatan bir insanı
dinlemekten daha korkunç bir şey olamaz. Bu
bir piyanistin piyano çalarken parmaklarını
hangi tuşlara basacağını düşünmesi gibidir.
Müziği dinlemek yerine azap duymaya başlar.

5. Temel İlke: İlk İzlenim Çok Önemlidir
İnsanlar, bizim hakkımızda edindikleri
izlenimin %90’ını onlarla olan birlikteliğimizin
ilk 4 dakikasında edinirler.
İlk izlenimi altın kalitesine ulaştırmanın 3
yolu vardır.
1. Muhatabınızı elini nazikçe sıkın. O sizin elinizi
nasıl kavrıyorsa siz de öyle kavrayın.
2. Tebessüm gücünü kullanın. Tebessüm
ettiğinizde, insanlar size karşı güven duyarlar.
3. Giyim tarzınız başarınıza yardımcı olsun.

6. Temel İlke: Anlatacağınız Bir
Öykünüz Olsun
Bir konuyu vurgulamak istediğinizde bir
hikâye anlatın ve bir hikâye anlattığınızda
da, bir konunun altını çizin. Kendi
yaşadıklarınızdan
örnekler
verin.
Bu
hikâyeler, konunun unutulmamasını sağlar.

7. Temel İlke: Kendi Değerinizin ve
Elinizdeki Fırsatın Değerinin
Farkında Olun
Başarı konusunda sınıfta kalmanızı veya
geçmenizi sağlayacak olan şey inancınızdır.
Anlattığınız ne ise, mutlaka inandığınız bir
konu olmalıdır.
Bir konuya ya inanırsınız ya da
inanmazsınız. Eğer kendinizi arada bir yerde
hissediyorsanız hemen harekete geçin ve
inancınızı güçlendirin.

“Sağlam
geçer.”

bir

inanç

başkalarına

da

Abraham LINCOLN, başarılı bir diyalog
için şu tavsiyede bulunuyor: “Eğer bir
kimseyi bir konuda ikna etmek istiyorsanız,
önce onun arkadaşı olduğunuzu ona
hissettirmelisiniz.”

Öneri: Bilginin kendi başına bir anlamı
yoktur.
Ancak,
bilgiyi
kullanarak
ve
uygulamaya
dökerek
bazı
sonuçlara
ulaşırsınız, anlamlı şeyler yapmış olursunuz.
O hale bu önerileri kullanmakta yarar
olduğunu düşünmekteyiz.

ZOR İNSANLARLA NASIL
DİYALOG KURULUR?
“Zor İnsanlarla Başa Çıkmak” kitabının
yazarı Robert M. BRAMSON bazı
insanların
neden
farklı
tavırlar
sergilediklerini şöyle açıklıyor: “Bazı
insanlar karşılarındakinin performansını
düşürmek ve onların şevkini kırmak için
bilerek zor tavırlar sergiler.”

Her
zor
insan
birbiriyle
aynı
davranışları sergilemez. Bazı zor insanlar
sürekli konuşup hiç dinlemezken, diğerleri
de hep son sözü söylemeyi tercih eder.
Kimisi sürekli sizi eleştirir. Bazısı sessiz,
bazısı agresif olabilir. Psikiyatri Uzmanı
Doç. Dr. Kültegin ÖGEL zor insanların
davranışlarını şu şekilde belirtiyor:

• Eğitimi ve bilgisi yetersiz olmasına rağmen
kendisini çok iyi sananlar
• Bilgisi ve deneyimi yetersiz olmasına
rağmen kendisini iyi sananlar
• Öncelikleri belirlemede beceri sahibi
olamayanlar
• Hatasını olgunlukla kabul edemeyen,
sürekli açıklama yapıp kendisini temize
çıkarmak isteyenler
• Yavaş düşünen ve yavaş hareket edenler

• İşleri karıştıranlar
• Hiç konuşmayan, bilgiyi zorla ağzından
aldığınız kişiler
• Yanlış anlamakta ısrar edenler
• Karşısındakinin
söylediklerine
önem
vermeyenler
• Konum farklılıkları nedeniyle görüşürken o
farkı hissettirenler
• Karşılarındakine saygı göstermeyenler

• Yavaş hareket eden ve birçok defa tekrar
edilmesi zorunda kalınanlar
• Sadece kendi yaptığı şeyin önemli
olduğunu düşünenler
• Sürekli olaylar ve etrafındakiler üzerinde
kontrol oluşturmaya çalışanlar
• Empati kuramayanlar
• Her zaman “ben haklıyım” diyenler

Zor İnsanlara Yaklaşım Nasıl Olmalı?
Zor insanların özellikleri daha da
arttırılabilir. Ancak tüm bu özellikler ışığında
zor insanları 5 ana başlık altında toplamak
mümkündür.
Agresif İnsanlar:
Saldırgan davranışlar içinde bulunan bu
kişilere sakin bir şekilde kendinizi ifade edin
ve
size
yönelik
saldırgan
tavırlara
kendinizden emin bir şekilde karşılık verin.

Her Şeyi Bilenler:
Bu kişilerle mücadele ederken iyi
hazırlanmak
gerekir.
Asla
meydan
okumayın. Aksine yeteneklerini övün.
Gerektiğinde hatalarını ortaya çıkaracak
sorular sormaktan çekinmeyin.

Şikâyetçiler:
Karşılarındakine güvenmezler. Kendilerine
olan güvenleri de çok değildir. Eksik olan
özgüvenlerini saklamak için memnuniyetsiz,
her şeyden ve herkesten şikâyet eden bir tavır
içine girerler. Bu insanlara “Başkalarının
göremediklerini görüyorsun” şeklinde onların
güvenlerini arttıracak cümlelerle yaklaşın.
Dinleyin ama asla tartışmaya girmeyin. Ona
karşı savunmacı davranmayın.

Mağdurlar:
İyi dinleyin ve onu anladığınızı gösterin.
Soruna odaklanarak onu değişim için motive
edin.
Gizlice Saldıranlar:
Bu insanlara karşı ne kadar geri
çekilirseniz o kadar üstünüze gelmeyi
severler. Geri çekilmeyin. Şakaya vurun.

Değerli Başkanım, değerli arkadaşlarım

Sizlere muhtelif kişisel gelişim uzmanı
yazarların, psikologların, insanlarla diyalog
kurmada,
karşılıklı
olarak
yapılan
müzakerelerde, kimseyi kırmadan dökmeden
güven dolu diyaloglarda bulunmada nelere
dikkat
edilmesi
gerektiği
hakkındaki
görüşlerini arz ettim.

Zor insanlarla diyalogda: zor insanın
psikolojisini yansıtarak, onlara bizim
davranış biçimimizdeki tutumumuzda nasıl
hareket edileceğinin önemini yansıttım.

Bu görüşlere katılırız ya da katılmayız.
Ancak
şu
konuya
da
değinmeden
geçemeyeceğim. Tüm toplumsal yasaklar,
gelenekler ve görenekler elbirliği ile yıllardır
bize konuşma hakkının;
Derebeylikte – Beyin
Krallıkta – Kralın
İmparatorlukta – İmparatorun
Şahlıkta – Şahın
Padişahlıkta – Padişahındır şeklinde empoze
edilmiştir.

İşte bu
sonucunda:

anlayışın

bizi

getirdiği

yer

Söz gümüşse sükût altındır.
Bülbülün çektiği dili belasıdır.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Büyüklerin yanında küçüklere söz düşmez.
Vs.
Böylece ortaya suskun bir insan tipi
çıkmıştır.

Cumhuriyet döneminde yani demokratik
yönetimde ise konuşma hakkının sadece
yönetenlerin hakkı olduğu görüşü yerine,
hem yönetenlerin hem de yönetilenlerin,
hem konuşanın hem de dinleyenin hakkı
olduğu benimsenmiştir. Çünkü konuşma
insan varlığının ve başarısının ön şartıdır.

Ancak; Kutadgu Bilig’in
Aman sözün aydın olsun.
Işık saçsın öz olsun.
Bakan köre göz olsun.

Dediği gibi gerçekçi, yol gösterici ve yapıcı
olmalı ki, gerek kişisel gerekse toplumsal
diyaloglarda müspet sonuca ulaşalım.
Saygılarımızla

TEŞEKKÜR
EDERİZ
İSTESOB EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ
Eğitim Müdürü: Metin İÇTEM
Eğitim Müd. Asistanı: Ahmet Z. GÜNDOĞDU


Slide 4

SUNUM

DİYALOG NEDİR?

İNSANLARLA
DİYALOG
KURMANIN 7
TEMEL İLKESİ

Diyalog kelimesi Yunanca’daki “dia” ve
“logos” kelimelerinin birleşiminden oluşur.
Bizdeki sözlük anlamı ise bilindiği gibi
karşılıklı sohbet, iki kişinin karşılıklı
konuşmasıdır.
Bu anlamıyla diyalog, tek kişinin
konuşması anlamındaki monologun zıddıdır.

Diyalog, bir konu etrafında iki farklı
görüşe sahip iki veya daha fazla kişinin
konuşmasıdır. Eğer; iki veya daha fazla kişi,
benimsenen aynı görüşü ifade ederlerse bu
monolog olur.
Özetle: Diyalog fikir ayrılığını, monolog
fikir birliğini ifade eder.

Diyalog,
iki
görüşten
birisinin
doğrulanması, diğerinin yanlışlanmasıdır.
Biz bu sunumumuzda; farklı görüşlere
sahip kişi veya kişilerin birbirlerini kırmadan,
güven dolu diyalog kurmalarının ilkelerinden
bahsedeceğiz.

1. İlke İyi Bir Dinleyici Olmaktır
İnsanlar genellikle dinlemekten çok
konuşmayı tercih ederler. Fakat gerçek şudur
ki; öğrenmenin yolu dinlemekten geçer.
Çünkü konuşurken öğrenemeyiz.

Dünyanın neresine giderseniz gidin,
insanlara, onlara değer verip önemsediğinizi
göstermenin en iyi yolu onları samimi bir
şekilde dinlemektir.

Onlar
sizin
çok
şey
bildiğinizle
ilgilenmezler. Sözlerinin kesilmemesini, önce
görüşlerinin dinlenmesini isterler.
İnsanları dinlemek, onları önemsediğinizi
göstermenin en iyi yoludur. Bu şekilde
davrandığınızda muhatabınız olan insan,
onu önemsediğinizi anlamakla kalmaz, aynı
zamanda bunu hisseder. Muhatabınızı size
karşı pozitif ve saygılı davranmaya sevk
eder.

2. Temel İlke: İnsanlar Daha Çok
Kendileriyle İlgilidirler
Bir insanın kendi adı, onun ana dilindeki
en değerli kelimedir. Onlara isimleriyle hitap
edin. “Ben, beni, benim” zamirlerini
konuşmalarınızdan çıkarın. “Siz, sizi, sizin”
sihirli zamirlerini kullanın.

İnsanlarla harika bir diyalog kurmanın
başka bir yolu da onların iletişim tarzlarını
anlamaktır.
Karşınızdaki kişinin konuşmasındaki
tonlaması, konuşma hızı, beden dili nasılsa
siz de aynı tonlama, konuşma hızı ve beden
diliyle cevap verin. İnsanlar kendilerine
benzeyen kişilere karşı daha rahat ve açık
davranırlar. Bu tarza “aynalama yapmak”
denir.

Aynalama yöntemi, insanları kendi
tarafınıza çekme konusunda olağanüstü
etkisi olan bir tekniktir. Unutmayın ki insanlar
kar tanelerine benzerler. Birbirine tamamen
benzeyen kar tanesi yoktur. Eğer insanları
aynalarsanız, size karşı açık davranırlar. Bu
sizi başarıya götürecek sihirli anahtarlardan
bir tanesidir. Çünkü sizi kendileri gibi
görmeye başlarlar.

3. Temel İlke: Sorulara Cevap
Vermeden Önce Biraz Sessiz Kalın
Bu tavrınız, söylenen şeyler üzerinde
düşündüğünüzü
gösterir.
İnsanlar,
söyledikleri şeyler üzerinde düşünülmesini
ve söylediklerine değer verilmesini isterler.
Biraz beklemeniz aynı zamanda size de
cevap vermek için düşüncelerinizi toplayacak
zaman kazandırır.

4. Temel İlke: Konuya Odaklanarak
Net Bir Şekilde Konuşun
Konuşmalarınızda kısa ve net olun.
Konudan konuya, oradan oraya zıplayan veya
aynı şeyleri uzatarak anlatan bir insanı
dinlemekten daha korkunç bir şey olamaz. Bu
bir piyanistin piyano çalarken parmaklarını
hangi tuşlara basacağını düşünmesi gibidir.
Müziği dinlemek yerine azap duymaya başlar.

5. Temel İlke: İlk İzlenim Çok Önemlidir
İnsanlar, bizim hakkımızda edindikleri
izlenimin %90’ını onlarla olan birlikteliğimizin
ilk 4 dakikasında edinirler.
İlk izlenimi altın kalitesine ulaştırmanın 3
yolu vardır.
1. Muhatabınızı elini nazikçe sıkın. O sizin elinizi
nasıl kavrıyorsa siz de öyle kavrayın.
2. Tebessüm gücünü kullanın. Tebessüm
ettiğinizde, insanlar size karşı güven duyarlar.
3. Giyim tarzınız başarınıza yardımcı olsun.

6. Temel İlke: Anlatacağınız Bir
Öykünüz Olsun
Bir konuyu vurgulamak istediğinizde bir
hikâye anlatın ve bir hikâye anlattığınızda
da, bir konunun altını çizin. Kendi
yaşadıklarınızdan
örnekler
verin.
Bu
hikâyeler, konunun unutulmamasını sağlar.

7. Temel İlke: Kendi Değerinizin ve
Elinizdeki Fırsatın Değerinin
Farkında Olun
Başarı konusunda sınıfta kalmanızı veya
geçmenizi sağlayacak olan şey inancınızdır.
Anlattığınız ne ise, mutlaka inandığınız bir
konu olmalıdır.
Bir konuya ya inanırsınız ya da
inanmazsınız. Eğer kendinizi arada bir yerde
hissediyorsanız hemen harekete geçin ve
inancınızı güçlendirin.

“Sağlam
geçer.”

bir

inanç

başkalarına

da

Abraham LINCOLN, başarılı bir diyalog
için şu tavsiyede bulunuyor: “Eğer bir
kimseyi bir konuda ikna etmek istiyorsanız,
önce onun arkadaşı olduğunuzu ona
hissettirmelisiniz.”

Öneri: Bilginin kendi başına bir anlamı
yoktur.
Ancak,
bilgiyi
kullanarak
ve
uygulamaya
dökerek
bazı
sonuçlara
ulaşırsınız, anlamlı şeyler yapmış olursunuz.
O hale bu önerileri kullanmakta yarar
olduğunu düşünmekteyiz.

ZOR İNSANLARLA NASIL
DİYALOG KURULUR?
“Zor İnsanlarla Başa Çıkmak” kitabının
yazarı Robert M. BRAMSON bazı
insanların
neden
farklı
tavırlar
sergilediklerini şöyle açıklıyor: “Bazı
insanlar karşılarındakinin performansını
düşürmek ve onların şevkini kırmak için
bilerek zor tavırlar sergiler.”

Her
zor
insan
birbiriyle
aynı
davranışları sergilemez. Bazı zor insanlar
sürekli konuşup hiç dinlemezken, diğerleri
de hep son sözü söylemeyi tercih eder.
Kimisi sürekli sizi eleştirir. Bazısı sessiz,
bazısı agresif olabilir. Psikiyatri Uzmanı
Doç. Dr. Kültegin ÖGEL zor insanların
davranışlarını şu şekilde belirtiyor:

• Eğitimi ve bilgisi yetersiz olmasına rağmen
kendisini çok iyi sananlar
• Bilgisi ve deneyimi yetersiz olmasına
rağmen kendisini iyi sananlar
• Öncelikleri belirlemede beceri sahibi
olamayanlar
• Hatasını olgunlukla kabul edemeyen,
sürekli açıklama yapıp kendisini temize
çıkarmak isteyenler
• Yavaş düşünen ve yavaş hareket edenler

• İşleri karıştıranlar
• Hiç konuşmayan, bilgiyi zorla ağzından
aldığınız kişiler
• Yanlış anlamakta ısrar edenler
• Karşısındakinin
söylediklerine
önem
vermeyenler
• Konum farklılıkları nedeniyle görüşürken o
farkı hissettirenler
• Karşılarındakine saygı göstermeyenler

• Yavaş hareket eden ve birçok defa tekrar
edilmesi zorunda kalınanlar
• Sadece kendi yaptığı şeyin önemli
olduğunu düşünenler
• Sürekli olaylar ve etrafındakiler üzerinde
kontrol oluşturmaya çalışanlar
• Empati kuramayanlar
• Her zaman “ben haklıyım” diyenler

Zor İnsanlara Yaklaşım Nasıl Olmalı?
Zor insanların özellikleri daha da
arttırılabilir. Ancak tüm bu özellikler ışığında
zor insanları 5 ana başlık altında toplamak
mümkündür.
Agresif İnsanlar:
Saldırgan davranışlar içinde bulunan bu
kişilere sakin bir şekilde kendinizi ifade edin
ve
size
yönelik
saldırgan
tavırlara
kendinizden emin bir şekilde karşılık verin.

Her Şeyi Bilenler:
Bu kişilerle mücadele ederken iyi
hazırlanmak
gerekir.
Asla
meydan
okumayın. Aksine yeteneklerini övün.
Gerektiğinde hatalarını ortaya çıkaracak
sorular sormaktan çekinmeyin.

Şikâyetçiler:
Karşılarındakine güvenmezler. Kendilerine
olan güvenleri de çok değildir. Eksik olan
özgüvenlerini saklamak için memnuniyetsiz,
her şeyden ve herkesten şikâyet eden bir tavır
içine girerler. Bu insanlara “Başkalarının
göremediklerini görüyorsun” şeklinde onların
güvenlerini arttıracak cümlelerle yaklaşın.
Dinleyin ama asla tartışmaya girmeyin. Ona
karşı savunmacı davranmayın.

Mağdurlar:
İyi dinleyin ve onu anladığınızı gösterin.
Soruna odaklanarak onu değişim için motive
edin.
Gizlice Saldıranlar:
Bu insanlara karşı ne kadar geri
çekilirseniz o kadar üstünüze gelmeyi
severler. Geri çekilmeyin. Şakaya vurun.

Değerli Başkanım, değerli arkadaşlarım

Sizlere muhtelif kişisel gelişim uzmanı
yazarların, psikologların, insanlarla diyalog
kurmada,
karşılıklı
olarak
yapılan
müzakerelerde, kimseyi kırmadan dökmeden
güven dolu diyaloglarda bulunmada nelere
dikkat
edilmesi
gerektiği
hakkındaki
görüşlerini arz ettim.

Zor insanlarla diyalogda: zor insanın
psikolojisini yansıtarak, onlara bizim
davranış biçimimizdeki tutumumuzda nasıl
hareket edileceğinin önemini yansıttım.

Bu görüşlere katılırız ya da katılmayız.
Ancak
şu
konuya
da
değinmeden
geçemeyeceğim. Tüm toplumsal yasaklar,
gelenekler ve görenekler elbirliği ile yıllardır
bize konuşma hakkının;
Derebeylikte – Beyin
Krallıkta – Kralın
İmparatorlukta – İmparatorun
Şahlıkta – Şahın
Padişahlıkta – Padişahındır şeklinde empoze
edilmiştir.

İşte bu
sonucunda:

anlayışın

bizi

getirdiği

yer

Söz gümüşse sükût altındır.
Bülbülün çektiği dili belasıdır.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Büyüklerin yanında küçüklere söz düşmez.
Vs.
Böylece ortaya suskun bir insan tipi
çıkmıştır.

Cumhuriyet döneminde yani demokratik
yönetimde ise konuşma hakkının sadece
yönetenlerin hakkı olduğu görüşü yerine,
hem yönetenlerin hem de yönetilenlerin,
hem konuşanın hem de dinleyenin hakkı
olduğu benimsenmiştir. Çünkü konuşma
insan varlığının ve başarısının ön şartıdır.

Ancak; Kutadgu Bilig’in
Aman sözün aydın olsun.
Işık saçsın öz olsun.
Bakan köre göz olsun.

Dediği gibi gerçekçi, yol gösterici ve yapıcı
olmalı ki, gerek kişisel gerekse toplumsal
diyaloglarda müspet sonuca ulaşalım.
Saygılarımızla

TEŞEKKÜR
EDERİZ
İSTESOB EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ
Eğitim Müdürü: Metin İÇTEM
Eğitim Müd. Asistanı: Ahmet Z. GÜNDOĞDU


Slide 5

SUNUM

DİYALOG NEDİR?

İNSANLARLA
DİYALOG
KURMANIN 7
TEMEL İLKESİ

Diyalog kelimesi Yunanca’daki “dia” ve
“logos” kelimelerinin birleşiminden oluşur.
Bizdeki sözlük anlamı ise bilindiği gibi
karşılıklı sohbet, iki kişinin karşılıklı
konuşmasıdır.
Bu anlamıyla diyalog, tek kişinin
konuşması anlamındaki monologun zıddıdır.

Diyalog, bir konu etrafında iki farklı
görüşe sahip iki veya daha fazla kişinin
konuşmasıdır. Eğer; iki veya daha fazla kişi,
benimsenen aynı görüşü ifade ederlerse bu
monolog olur.
Özetle: Diyalog fikir ayrılığını, monolog
fikir birliğini ifade eder.

Diyalog,
iki
görüşten
birisinin
doğrulanması, diğerinin yanlışlanmasıdır.
Biz bu sunumumuzda; farklı görüşlere
sahip kişi veya kişilerin birbirlerini kırmadan,
güven dolu diyalog kurmalarının ilkelerinden
bahsedeceğiz.

1. İlke İyi Bir Dinleyici Olmaktır
İnsanlar genellikle dinlemekten çok
konuşmayı tercih ederler. Fakat gerçek şudur
ki; öğrenmenin yolu dinlemekten geçer.
Çünkü konuşurken öğrenemeyiz.

Dünyanın neresine giderseniz gidin,
insanlara, onlara değer verip önemsediğinizi
göstermenin en iyi yolu onları samimi bir
şekilde dinlemektir.

Onlar
sizin
çok
şey
bildiğinizle
ilgilenmezler. Sözlerinin kesilmemesini, önce
görüşlerinin dinlenmesini isterler.
İnsanları dinlemek, onları önemsediğinizi
göstermenin en iyi yoludur. Bu şekilde
davrandığınızda muhatabınız olan insan,
onu önemsediğinizi anlamakla kalmaz, aynı
zamanda bunu hisseder. Muhatabınızı size
karşı pozitif ve saygılı davranmaya sevk
eder.

2. Temel İlke: İnsanlar Daha Çok
Kendileriyle İlgilidirler
Bir insanın kendi adı, onun ana dilindeki
en değerli kelimedir. Onlara isimleriyle hitap
edin. “Ben, beni, benim” zamirlerini
konuşmalarınızdan çıkarın. “Siz, sizi, sizin”
sihirli zamirlerini kullanın.

İnsanlarla harika bir diyalog kurmanın
başka bir yolu da onların iletişim tarzlarını
anlamaktır.
Karşınızdaki kişinin konuşmasındaki
tonlaması, konuşma hızı, beden dili nasılsa
siz de aynı tonlama, konuşma hızı ve beden
diliyle cevap verin. İnsanlar kendilerine
benzeyen kişilere karşı daha rahat ve açık
davranırlar. Bu tarza “aynalama yapmak”
denir.

Aynalama yöntemi, insanları kendi
tarafınıza çekme konusunda olağanüstü
etkisi olan bir tekniktir. Unutmayın ki insanlar
kar tanelerine benzerler. Birbirine tamamen
benzeyen kar tanesi yoktur. Eğer insanları
aynalarsanız, size karşı açık davranırlar. Bu
sizi başarıya götürecek sihirli anahtarlardan
bir tanesidir. Çünkü sizi kendileri gibi
görmeye başlarlar.

3. Temel İlke: Sorulara Cevap
Vermeden Önce Biraz Sessiz Kalın
Bu tavrınız, söylenen şeyler üzerinde
düşündüğünüzü
gösterir.
İnsanlar,
söyledikleri şeyler üzerinde düşünülmesini
ve söylediklerine değer verilmesini isterler.
Biraz beklemeniz aynı zamanda size de
cevap vermek için düşüncelerinizi toplayacak
zaman kazandırır.

4. Temel İlke: Konuya Odaklanarak
Net Bir Şekilde Konuşun
Konuşmalarınızda kısa ve net olun.
Konudan konuya, oradan oraya zıplayan veya
aynı şeyleri uzatarak anlatan bir insanı
dinlemekten daha korkunç bir şey olamaz. Bu
bir piyanistin piyano çalarken parmaklarını
hangi tuşlara basacağını düşünmesi gibidir.
Müziği dinlemek yerine azap duymaya başlar.

5. Temel İlke: İlk İzlenim Çok Önemlidir
İnsanlar, bizim hakkımızda edindikleri
izlenimin %90’ını onlarla olan birlikteliğimizin
ilk 4 dakikasında edinirler.
İlk izlenimi altın kalitesine ulaştırmanın 3
yolu vardır.
1. Muhatabınızı elini nazikçe sıkın. O sizin elinizi
nasıl kavrıyorsa siz de öyle kavrayın.
2. Tebessüm gücünü kullanın. Tebessüm
ettiğinizde, insanlar size karşı güven duyarlar.
3. Giyim tarzınız başarınıza yardımcı olsun.

6. Temel İlke: Anlatacağınız Bir
Öykünüz Olsun
Bir konuyu vurgulamak istediğinizde bir
hikâye anlatın ve bir hikâye anlattığınızda
da, bir konunun altını çizin. Kendi
yaşadıklarınızdan
örnekler
verin.
Bu
hikâyeler, konunun unutulmamasını sağlar.

7. Temel İlke: Kendi Değerinizin ve
Elinizdeki Fırsatın Değerinin
Farkında Olun
Başarı konusunda sınıfta kalmanızı veya
geçmenizi sağlayacak olan şey inancınızdır.
Anlattığınız ne ise, mutlaka inandığınız bir
konu olmalıdır.
Bir konuya ya inanırsınız ya da
inanmazsınız. Eğer kendinizi arada bir yerde
hissediyorsanız hemen harekete geçin ve
inancınızı güçlendirin.

“Sağlam
geçer.”

bir

inanç

başkalarına

da

Abraham LINCOLN, başarılı bir diyalog
için şu tavsiyede bulunuyor: “Eğer bir
kimseyi bir konuda ikna etmek istiyorsanız,
önce onun arkadaşı olduğunuzu ona
hissettirmelisiniz.”

Öneri: Bilginin kendi başına bir anlamı
yoktur.
Ancak,
bilgiyi
kullanarak
ve
uygulamaya
dökerek
bazı
sonuçlara
ulaşırsınız, anlamlı şeyler yapmış olursunuz.
O hale bu önerileri kullanmakta yarar
olduğunu düşünmekteyiz.

ZOR İNSANLARLA NASIL
DİYALOG KURULUR?
“Zor İnsanlarla Başa Çıkmak” kitabının
yazarı Robert M. BRAMSON bazı
insanların
neden
farklı
tavırlar
sergilediklerini şöyle açıklıyor: “Bazı
insanlar karşılarındakinin performansını
düşürmek ve onların şevkini kırmak için
bilerek zor tavırlar sergiler.”

Her
zor
insan
birbiriyle
aynı
davranışları sergilemez. Bazı zor insanlar
sürekli konuşup hiç dinlemezken, diğerleri
de hep son sözü söylemeyi tercih eder.
Kimisi sürekli sizi eleştirir. Bazısı sessiz,
bazısı agresif olabilir. Psikiyatri Uzmanı
Doç. Dr. Kültegin ÖGEL zor insanların
davranışlarını şu şekilde belirtiyor:

• Eğitimi ve bilgisi yetersiz olmasına rağmen
kendisini çok iyi sananlar
• Bilgisi ve deneyimi yetersiz olmasına
rağmen kendisini iyi sananlar
• Öncelikleri belirlemede beceri sahibi
olamayanlar
• Hatasını olgunlukla kabul edemeyen,
sürekli açıklama yapıp kendisini temize
çıkarmak isteyenler
• Yavaş düşünen ve yavaş hareket edenler

• İşleri karıştıranlar
• Hiç konuşmayan, bilgiyi zorla ağzından
aldığınız kişiler
• Yanlış anlamakta ısrar edenler
• Karşısındakinin
söylediklerine
önem
vermeyenler
• Konum farklılıkları nedeniyle görüşürken o
farkı hissettirenler
• Karşılarındakine saygı göstermeyenler

• Yavaş hareket eden ve birçok defa tekrar
edilmesi zorunda kalınanlar
• Sadece kendi yaptığı şeyin önemli
olduğunu düşünenler
• Sürekli olaylar ve etrafındakiler üzerinde
kontrol oluşturmaya çalışanlar
• Empati kuramayanlar
• Her zaman “ben haklıyım” diyenler

Zor İnsanlara Yaklaşım Nasıl Olmalı?
Zor insanların özellikleri daha da
arttırılabilir. Ancak tüm bu özellikler ışığında
zor insanları 5 ana başlık altında toplamak
mümkündür.
Agresif İnsanlar:
Saldırgan davranışlar içinde bulunan bu
kişilere sakin bir şekilde kendinizi ifade edin
ve
size
yönelik
saldırgan
tavırlara
kendinizden emin bir şekilde karşılık verin.

Her Şeyi Bilenler:
Bu kişilerle mücadele ederken iyi
hazırlanmak
gerekir.
Asla
meydan
okumayın. Aksine yeteneklerini övün.
Gerektiğinde hatalarını ortaya çıkaracak
sorular sormaktan çekinmeyin.

Şikâyetçiler:
Karşılarındakine güvenmezler. Kendilerine
olan güvenleri de çok değildir. Eksik olan
özgüvenlerini saklamak için memnuniyetsiz,
her şeyden ve herkesten şikâyet eden bir tavır
içine girerler. Bu insanlara “Başkalarının
göremediklerini görüyorsun” şeklinde onların
güvenlerini arttıracak cümlelerle yaklaşın.
Dinleyin ama asla tartışmaya girmeyin. Ona
karşı savunmacı davranmayın.

Mağdurlar:
İyi dinleyin ve onu anladığınızı gösterin.
Soruna odaklanarak onu değişim için motive
edin.
Gizlice Saldıranlar:
Bu insanlara karşı ne kadar geri
çekilirseniz o kadar üstünüze gelmeyi
severler. Geri çekilmeyin. Şakaya vurun.

Değerli Başkanım, değerli arkadaşlarım

Sizlere muhtelif kişisel gelişim uzmanı
yazarların, psikologların, insanlarla diyalog
kurmada,
karşılıklı
olarak
yapılan
müzakerelerde, kimseyi kırmadan dökmeden
güven dolu diyaloglarda bulunmada nelere
dikkat
edilmesi
gerektiği
hakkındaki
görüşlerini arz ettim.

Zor insanlarla diyalogda: zor insanın
psikolojisini yansıtarak, onlara bizim
davranış biçimimizdeki tutumumuzda nasıl
hareket edileceğinin önemini yansıttım.

Bu görüşlere katılırız ya da katılmayız.
Ancak
şu
konuya
da
değinmeden
geçemeyeceğim. Tüm toplumsal yasaklar,
gelenekler ve görenekler elbirliği ile yıllardır
bize konuşma hakkının;
Derebeylikte – Beyin
Krallıkta – Kralın
İmparatorlukta – İmparatorun
Şahlıkta – Şahın
Padişahlıkta – Padişahındır şeklinde empoze
edilmiştir.

İşte bu
sonucunda:

anlayışın

bizi

getirdiği

yer

Söz gümüşse sükût altındır.
Bülbülün çektiği dili belasıdır.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Büyüklerin yanında küçüklere söz düşmez.
Vs.
Böylece ortaya suskun bir insan tipi
çıkmıştır.

Cumhuriyet döneminde yani demokratik
yönetimde ise konuşma hakkının sadece
yönetenlerin hakkı olduğu görüşü yerine,
hem yönetenlerin hem de yönetilenlerin,
hem konuşanın hem de dinleyenin hakkı
olduğu benimsenmiştir. Çünkü konuşma
insan varlığının ve başarısının ön şartıdır.

Ancak; Kutadgu Bilig’in
Aman sözün aydın olsun.
Işık saçsın öz olsun.
Bakan köre göz olsun.

Dediği gibi gerçekçi, yol gösterici ve yapıcı
olmalı ki, gerek kişisel gerekse toplumsal
diyaloglarda müspet sonuca ulaşalım.
Saygılarımızla

TEŞEKKÜR
EDERİZ
İSTESOB EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ
Eğitim Müdürü: Metin İÇTEM
Eğitim Müd. Asistanı: Ahmet Z. GÜNDOĞDU


Slide 6

SUNUM

DİYALOG NEDİR?

İNSANLARLA
DİYALOG
KURMANIN 7
TEMEL İLKESİ

Diyalog kelimesi Yunanca’daki “dia” ve
“logos” kelimelerinin birleşiminden oluşur.
Bizdeki sözlük anlamı ise bilindiği gibi
karşılıklı sohbet, iki kişinin karşılıklı
konuşmasıdır.
Bu anlamıyla diyalog, tek kişinin
konuşması anlamındaki monologun zıddıdır.

Diyalog, bir konu etrafında iki farklı
görüşe sahip iki veya daha fazla kişinin
konuşmasıdır. Eğer; iki veya daha fazla kişi,
benimsenen aynı görüşü ifade ederlerse bu
monolog olur.
Özetle: Diyalog fikir ayrılığını, monolog
fikir birliğini ifade eder.

Diyalog,
iki
görüşten
birisinin
doğrulanması, diğerinin yanlışlanmasıdır.
Biz bu sunumumuzda; farklı görüşlere
sahip kişi veya kişilerin birbirlerini kırmadan,
güven dolu diyalog kurmalarının ilkelerinden
bahsedeceğiz.

1. İlke İyi Bir Dinleyici Olmaktır
İnsanlar genellikle dinlemekten çok
konuşmayı tercih ederler. Fakat gerçek şudur
ki; öğrenmenin yolu dinlemekten geçer.
Çünkü konuşurken öğrenemeyiz.

Dünyanın neresine giderseniz gidin,
insanlara, onlara değer verip önemsediğinizi
göstermenin en iyi yolu onları samimi bir
şekilde dinlemektir.

Onlar
sizin
çok
şey
bildiğinizle
ilgilenmezler. Sözlerinin kesilmemesini, önce
görüşlerinin dinlenmesini isterler.
İnsanları dinlemek, onları önemsediğinizi
göstermenin en iyi yoludur. Bu şekilde
davrandığınızda muhatabınız olan insan,
onu önemsediğinizi anlamakla kalmaz, aynı
zamanda bunu hisseder. Muhatabınızı size
karşı pozitif ve saygılı davranmaya sevk
eder.

2. Temel İlke: İnsanlar Daha Çok
Kendileriyle İlgilidirler
Bir insanın kendi adı, onun ana dilindeki
en değerli kelimedir. Onlara isimleriyle hitap
edin. “Ben, beni, benim” zamirlerini
konuşmalarınızdan çıkarın. “Siz, sizi, sizin”
sihirli zamirlerini kullanın.

İnsanlarla harika bir diyalog kurmanın
başka bir yolu da onların iletişim tarzlarını
anlamaktır.
Karşınızdaki kişinin konuşmasındaki
tonlaması, konuşma hızı, beden dili nasılsa
siz de aynı tonlama, konuşma hızı ve beden
diliyle cevap verin. İnsanlar kendilerine
benzeyen kişilere karşı daha rahat ve açık
davranırlar. Bu tarza “aynalama yapmak”
denir.

Aynalama yöntemi, insanları kendi
tarafınıza çekme konusunda olağanüstü
etkisi olan bir tekniktir. Unutmayın ki insanlar
kar tanelerine benzerler. Birbirine tamamen
benzeyen kar tanesi yoktur. Eğer insanları
aynalarsanız, size karşı açık davranırlar. Bu
sizi başarıya götürecek sihirli anahtarlardan
bir tanesidir. Çünkü sizi kendileri gibi
görmeye başlarlar.

3. Temel İlke: Sorulara Cevap
Vermeden Önce Biraz Sessiz Kalın
Bu tavrınız, söylenen şeyler üzerinde
düşündüğünüzü
gösterir.
İnsanlar,
söyledikleri şeyler üzerinde düşünülmesini
ve söylediklerine değer verilmesini isterler.
Biraz beklemeniz aynı zamanda size de
cevap vermek için düşüncelerinizi toplayacak
zaman kazandırır.

4. Temel İlke: Konuya Odaklanarak
Net Bir Şekilde Konuşun
Konuşmalarınızda kısa ve net olun.
Konudan konuya, oradan oraya zıplayan veya
aynı şeyleri uzatarak anlatan bir insanı
dinlemekten daha korkunç bir şey olamaz. Bu
bir piyanistin piyano çalarken parmaklarını
hangi tuşlara basacağını düşünmesi gibidir.
Müziği dinlemek yerine azap duymaya başlar.

5. Temel İlke: İlk İzlenim Çok Önemlidir
İnsanlar, bizim hakkımızda edindikleri
izlenimin %90’ını onlarla olan birlikteliğimizin
ilk 4 dakikasında edinirler.
İlk izlenimi altın kalitesine ulaştırmanın 3
yolu vardır.
1. Muhatabınızı elini nazikçe sıkın. O sizin elinizi
nasıl kavrıyorsa siz de öyle kavrayın.
2. Tebessüm gücünü kullanın. Tebessüm
ettiğinizde, insanlar size karşı güven duyarlar.
3. Giyim tarzınız başarınıza yardımcı olsun.

6. Temel İlke: Anlatacağınız Bir
Öykünüz Olsun
Bir konuyu vurgulamak istediğinizde bir
hikâye anlatın ve bir hikâye anlattığınızda
da, bir konunun altını çizin. Kendi
yaşadıklarınızdan
örnekler
verin.
Bu
hikâyeler, konunun unutulmamasını sağlar.

7. Temel İlke: Kendi Değerinizin ve
Elinizdeki Fırsatın Değerinin
Farkında Olun
Başarı konusunda sınıfta kalmanızı veya
geçmenizi sağlayacak olan şey inancınızdır.
Anlattığınız ne ise, mutlaka inandığınız bir
konu olmalıdır.
Bir konuya ya inanırsınız ya da
inanmazsınız. Eğer kendinizi arada bir yerde
hissediyorsanız hemen harekete geçin ve
inancınızı güçlendirin.

“Sağlam
geçer.”

bir

inanç

başkalarına

da

Abraham LINCOLN, başarılı bir diyalog
için şu tavsiyede bulunuyor: “Eğer bir
kimseyi bir konuda ikna etmek istiyorsanız,
önce onun arkadaşı olduğunuzu ona
hissettirmelisiniz.”

Öneri: Bilginin kendi başına bir anlamı
yoktur.
Ancak,
bilgiyi
kullanarak
ve
uygulamaya
dökerek
bazı
sonuçlara
ulaşırsınız, anlamlı şeyler yapmış olursunuz.
O hale bu önerileri kullanmakta yarar
olduğunu düşünmekteyiz.

ZOR İNSANLARLA NASIL
DİYALOG KURULUR?
“Zor İnsanlarla Başa Çıkmak” kitabının
yazarı Robert M. BRAMSON bazı
insanların
neden
farklı
tavırlar
sergilediklerini şöyle açıklıyor: “Bazı
insanlar karşılarındakinin performansını
düşürmek ve onların şevkini kırmak için
bilerek zor tavırlar sergiler.”

Her
zor
insan
birbiriyle
aynı
davranışları sergilemez. Bazı zor insanlar
sürekli konuşup hiç dinlemezken, diğerleri
de hep son sözü söylemeyi tercih eder.
Kimisi sürekli sizi eleştirir. Bazısı sessiz,
bazısı agresif olabilir. Psikiyatri Uzmanı
Doç. Dr. Kültegin ÖGEL zor insanların
davranışlarını şu şekilde belirtiyor:

• Eğitimi ve bilgisi yetersiz olmasına rağmen
kendisini çok iyi sananlar
• Bilgisi ve deneyimi yetersiz olmasına
rağmen kendisini iyi sananlar
• Öncelikleri belirlemede beceri sahibi
olamayanlar
• Hatasını olgunlukla kabul edemeyen,
sürekli açıklama yapıp kendisini temize
çıkarmak isteyenler
• Yavaş düşünen ve yavaş hareket edenler

• İşleri karıştıranlar
• Hiç konuşmayan, bilgiyi zorla ağzından
aldığınız kişiler
• Yanlış anlamakta ısrar edenler
• Karşısındakinin
söylediklerine
önem
vermeyenler
• Konum farklılıkları nedeniyle görüşürken o
farkı hissettirenler
• Karşılarındakine saygı göstermeyenler

• Yavaş hareket eden ve birçok defa tekrar
edilmesi zorunda kalınanlar
• Sadece kendi yaptığı şeyin önemli
olduğunu düşünenler
• Sürekli olaylar ve etrafındakiler üzerinde
kontrol oluşturmaya çalışanlar
• Empati kuramayanlar
• Her zaman “ben haklıyım” diyenler

Zor İnsanlara Yaklaşım Nasıl Olmalı?
Zor insanların özellikleri daha da
arttırılabilir. Ancak tüm bu özellikler ışığında
zor insanları 5 ana başlık altında toplamak
mümkündür.
Agresif İnsanlar:
Saldırgan davranışlar içinde bulunan bu
kişilere sakin bir şekilde kendinizi ifade edin
ve
size
yönelik
saldırgan
tavırlara
kendinizden emin bir şekilde karşılık verin.

Her Şeyi Bilenler:
Bu kişilerle mücadele ederken iyi
hazırlanmak
gerekir.
Asla
meydan
okumayın. Aksine yeteneklerini övün.
Gerektiğinde hatalarını ortaya çıkaracak
sorular sormaktan çekinmeyin.

Şikâyetçiler:
Karşılarındakine güvenmezler. Kendilerine
olan güvenleri de çok değildir. Eksik olan
özgüvenlerini saklamak için memnuniyetsiz,
her şeyden ve herkesten şikâyet eden bir tavır
içine girerler. Bu insanlara “Başkalarının
göremediklerini görüyorsun” şeklinde onların
güvenlerini arttıracak cümlelerle yaklaşın.
Dinleyin ama asla tartışmaya girmeyin. Ona
karşı savunmacı davranmayın.

Mağdurlar:
İyi dinleyin ve onu anladığınızı gösterin.
Soruna odaklanarak onu değişim için motive
edin.
Gizlice Saldıranlar:
Bu insanlara karşı ne kadar geri
çekilirseniz o kadar üstünüze gelmeyi
severler. Geri çekilmeyin. Şakaya vurun.

Değerli Başkanım, değerli arkadaşlarım

Sizlere muhtelif kişisel gelişim uzmanı
yazarların, psikologların, insanlarla diyalog
kurmada,
karşılıklı
olarak
yapılan
müzakerelerde, kimseyi kırmadan dökmeden
güven dolu diyaloglarda bulunmada nelere
dikkat
edilmesi
gerektiği
hakkındaki
görüşlerini arz ettim.

Zor insanlarla diyalogda: zor insanın
psikolojisini yansıtarak, onlara bizim
davranış biçimimizdeki tutumumuzda nasıl
hareket edileceğinin önemini yansıttım.

Bu görüşlere katılırız ya da katılmayız.
Ancak
şu
konuya
da
değinmeden
geçemeyeceğim. Tüm toplumsal yasaklar,
gelenekler ve görenekler elbirliği ile yıllardır
bize konuşma hakkının;
Derebeylikte – Beyin
Krallıkta – Kralın
İmparatorlukta – İmparatorun
Şahlıkta – Şahın
Padişahlıkta – Padişahındır şeklinde empoze
edilmiştir.

İşte bu
sonucunda:

anlayışın

bizi

getirdiği

yer

Söz gümüşse sükût altındır.
Bülbülün çektiği dili belasıdır.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Büyüklerin yanında küçüklere söz düşmez.
Vs.
Böylece ortaya suskun bir insan tipi
çıkmıştır.

Cumhuriyet döneminde yani demokratik
yönetimde ise konuşma hakkının sadece
yönetenlerin hakkı olduğu görüşü yerine,
hem yönetenlerin hem de yönetilenlerin,
hem konuşanın hem de dinleyenin hakkı
olduğu benimsenmiştir. Çünkü konuşma
insan varlığının ve başarısının ön şartıdır.

Ancak; Kutadgu Bilig’in
Aman sözün aydın olsun.
Işık saçsın öz olsun.
Bakan köre göz olsun.

Dediği gibi gerçekçi, yol gösterici ve yapıcı
olmalı ki, gerek kişisel gerekse toplumsal
diyaloglarda müspet sonuca ulaşalım.
Saygılarımızla

TEŞEKKÜR
EDERİZ
İSTESOB EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ
Eğitim Müdürü: Metin İÇTEM
Eğitim Müd. Asistanı: Ahmet Z. GÜNDOĞDU


Slide 7

SUNUM

DİYALOG NEDİR?

İNSANLARLA
DİYALOG
KURMANIN 7
TEMEL İLKESİ

Diyalog kelimesi Yunanca’daki “dia” ve
“logos” kelimelerinin birleşiminden oluşur.
Bizdeki sözlük anlamı ise bilindiği gibi
karşılıklı sohbet, iki kişinin karşılıklı
konuşmasıdır.
Bu anlamıyla diyalog, tek kişinin
konuşması anlamındaki monologun zıddıdır.

Diyalog, bir konu etrafında iki farklı
görüşe sahip iki veya daha fazla kişinin
konuşmasıdır. Eğer; iki veya daha fazla kişi,
benimsenen aynı görüşü ifade ederlerse bu
monolog olur.
Özetle: Diyalog fikir ayrılığını, monolog
fikir birliğini ifade eder.

Diyalog,
iki
görüşten
birisinin
doğrulanması, diğerinin yanlışlanmasıdır.
Biz bu sunumumuzda; farklı görüşlere
sahip kişi veya kişilerin birbirlerini kırmadan,
güven dolu diyalog kurmalarının ilkelerinden
bahsedeceğiz.

1. İlke İyi Bir Dinleyici Olmaktır
İnsanlar genellikle dinlemekten çok
konuşmayı tercih ederler. Fakat gerçek şudur
ki; öğrenmenin yolu dinlemekten geçer.
Çünkü konuşurken öğrenemeyiz.

Dünyanın neresine giderseniz gidin,
insanlara, onlara değer verip önemsediğinizi
göstermenin en iyi yolu onları samimi bir
şekilde dinlemektir.

Onlar
sizin
çok
şey
bildiğinizle
ilgilenmezler. Sözlerinin kesilmemesini, önce
görüşlerinin dinlenmesini isterler.
İnsanları dinlemek, onları önemsediğinizi
göstermenin en iyi yoludur. Bu şekilde
davrandığınızda muhatabınız olan insan,
onu önemsediğinizi anlamakla kalmaz, aynı
zamanda bunu hisseder. Muhatabınızı size
karşı pozitif ve saygılı davranmaya sevk
eder.

2. Temel İlke: İnsanlar Daha Çok
Kendileriyle İlgilidirler
Bir insanın kendi adı, onun ana dilindeki
en değerli kelimedir. Onlara isimleriyle hitap
edin. “Ben, beni, benim” zamirlerini
konuşmalarınızdan çıkarın. “Siz, sizi, sizin”
sihirli zamirlerini kullanın.

İnsanlarla harika bir diyalog kurmanın
başka bir yolu da onların iletişim tarzlarını
anlamaktır.
Karşınızdaki kişinin konuşmasındaki
tonlaması, konuşma hızı, beden dili nasılsa
siz de aynı tonlama, konuşma hızı ve beden
diliyle cevap verin. İnsanlar kendilerine
benzeyen kişilere karşı daha rahat ve açık
davranırlar. Bu tarza “aynalama yapmak”
denir.

Aynalama yöntemi, insanları kendi
tarafınıza çekme konusunda olağanüstü
etkisi olan bir tekniktir. Unutmayın ki insanlar
kar tanelerine benzerler. Birbirine tamamen
benzeyen kar tanesi yoktur. Eğer insanları
aynalarsanız, size karşı açık davranırlar. Bu
sizi başarıya götürecek sihirli anahtarlardan
bir tanesidir. Çünkü sizi kendileri gibi
görmeye başlarlar.

3. Temel İlke: Sorulara Cevap
Vermeden Önce Biraz Sessiz Kalın
Bu tavrınız, söylenen şeyler üzerinde
düşündüğünüzü
gösterir.
İnsanlar,
söyledikleri şeyler üzerinde düşünülmesini
ve söylediklerine değer verilmesini isterler.
Biraz beklemeniz aynı zamanda size de
cevap vermek için düşüncelerinizi toplayacak
zaman kazandırır.

4. Temel İlke: Konuya Odaklanarak
Net Bir Şekilde Konuşun
Konuşmalarınızda kısa ve net olun.
Konudan konuya, oradan oraya zıplayan veya
aynı şeyleri uzatarak anlatan bir insanı
dinlemekten daha korkunç bir şey olamaz. Bu
bir piyanistin piyano çalarken parmaklarını
hangi tuşlara basacağını düşünmesi gibidir.
Müziği dinlemek yerine azap duymaya başlar.

5. Temel İlke: İlk İzlenim Çok Önemlidir
İnsanlar, bizim hakkımızda edindikleri
izlenimin %90’ını onlarla olan birlikteliğimizin
ilk 4 dakikasında edinirler.
İlk izlenimi altın kalitesine ulaştırmanın 3
yolu vardır.
1. Muhatabınızı elini nazikçe sıkın. O sizin elinizi
nasıl kavrıyorsa siz de öyle kavrayın.
2. Tebessüm gücünü kullanın. Tebessüm
ettiğinizde, insanlar size karşı güven duyarlar.
3. Giyim tarzınız başarınıza yardımcı olsun.

6. Temel İlke: Anlatacağınız Bir
Öykünüz Olsun
Bir konuyu vurgulamak istediğinizde bir
hikâye anlatın ve bir hikâye anlattığınızda
da, bir konunun altını çizin. Kendi
yaşadıklarınızdan
örnekler
verin.
Bu
hikâyeler, konunun unutulmamasını sağlar.

7. Temel İlke: Kendi Değerinizin ve
Elinizdeki Fırsatın Değerinin
Farkında Olun
Başarı konusunda sınıfta kalmanızı veya
geçmenizi sağlayacak olan şey inancınızdır.
Anlattığınız ne ise, mutlaka inandığınız bir
konu olmalıdır.
Bir konuya ya inanırsınız ya da
inanmazsınız. Eğer kendinizi arada bir yerde
hissediyorsanız hemen harekete geçin ve
inancınızı güçlendirin.

“Sağlam
geçer.”

bir

inanç

başkalarına

da

Abraham LINCOLN, başarılı bir diyalog
için şu tavsiyede bulunuyor: “Eğer bir
kimseyi bir konuda ikna etmek istiyorsanız,
önce onun arkadaşı olduğunuzu ona
hissettirmelisiniz.”

Öneri: Bilginin kendi başına bir anlamı
yoktur.
Ancak,
bilgiyi
kullanarak
ve
uygulamaya
dökerek
bazı
sonuçlara
ulaşırsınız, anlamlı şeyler yapmış olursunuz.
O hale bu önerileri kullanmakta yarar
olduğunu düşünmekteyiz.

ZOR İNSANLARLA NASIL
DİYALOG KURULUR?
“Zor İnsanlarla Başa Çıkmak” kitabının
yazarı Robert M. BRAMSON bazı
insanların
neden
farklı
tavırlar
sergilediklerini şöyle açıklıyor: “Bazı
insanlar karşılarındakinin performansını
düşürmek ve onların şevkini kırmak için
bilerek zor tavırlar sergiler.”

Her
zor
insan
birbiriyle
aynı
davranışları sergilemez. Bazı zor insanlar
sürekli konuşup hiç dinlemezken, diğerleri
de hep son sözü söylemeyi tercih eder.
Kimisi sürekli sizi eleştirir. Bazısı sessiz,
bazısı agresif olabilir. Psikiyatri Uzmanı
Doç. Dr. Kültegin ÖGEL zor insanların
davranışlarını şu şekilde belirtiyor:

• Eğitimi ve bilgisi yetersiz olmasına rağmen
kendisini çok iyi sananlar
• Bilgisi ve deneyimi yetersiz olmasına
rağmen kendisini iyi sananlar
• Öncelikleri belirlemede beceri sahibi
olamayanlar
• Hatasını olgunlukla kabul edemeyen,
sürekli açıklama yapıp kendisini temize
çıkarmak isteyenler
• Yavaş düşünen ve yavaş hareket edenler

• İşleri karıştıranlar
• Hiç konuşmayan, bilgiyi zorla ağzından
aldığınız kişiler
• Yanlış anlamakta ısrar edenler
• Karşısındakinin
söylediklerine
önem
vermeyenler
• Konum farklılıkları nedeniyle görüşürken o
farkı hissettirenler
• Karşılarındakine saygı göstermeyenler

• Yavaş hareket eden ve birçok defa tekrar
edilmesi zorunda kalınanlar
• Sadece kendi yaptığı şeyin önemli
olduğunu düşünenler
• Sürekli olaylar ve etrafındakiler üzerinde
kontrol oluşturmaya çalışanlar
• Empati kuramayanlar
• Her zaman “ben haklıyım” diyenler

Zor İnsanlara Yaklaşım Nasıl Olmalı?
Zor insanların özellikleri daha da
arttırılabilir. Ancak tüm bu özellikler ışığında
zor insanları 5 ana başlık altında toplamak
mümkündür.
Agresif İnsanlar:
Saldırgan davranışlar içinde bulunan bu
kişilere sakin bir şekilde kendinizi ifade edin
ve
size
yönelik
saldırgan
tavırlara
kendinizden emin bir şekilde karşılık verin.

Her Şeyi Bilenler:
Bu kişilerle mücadele ederken iyi
hazırlanmak
gerekir.
Asla
meydan
okumayın. Aksine yeteneklerini övün.
Gerektiğinde hatalarını ortaya çıkaracak
sorular sormaktan çekinmeyin.

Şikâyetçiler:
Karşılarındakine güvenmezler. Kendilerine
olan güvenleri de çok değildir. Eksik olan
özgüvenlerini saklamak için memnuniyetsiz,
her şeyden ve herkesten şikâyet eden bir tavır
içine girerler. Bu insanlara “Başkalarının
göremediklerini görüyorsun” şeklinde onların
güvenlerini arttıracak cümlelerle yaklaşın.
Dinleyin ama asla tartışmaya girmeyin. Ona
karşı savunmacı davranmayın.

Mağdurlar:
İyi dinleyin ve onu anladığınızı gösterin.
Soruna odaklanarak onu değişim için motive
edin.
Gizlice Saldıranlar:
Bu insanlara karşı ne kadar geri
çekilirseniz o kadar üstünüze gelmeyi
severler. Geri çekilmeyin. Şakaya vurun.

Değerli Başkanım, değerli arkadaşlarım

Sizlere muhtelif kişisel gelişim uzmanı
yazarların, psikologların, insanlarla diyalog
kurmada,
karşılıklı
olarak
yapılan
müzakerelerde, kimseyi kırmadan dökmeden
güven dolu diyaloglarda bulunmada nelere
dikkat
edilmesi
gerektiği
hakkındaki
görüşlerini arz ettim.

Zor insanlarla diyalogda: zor insanın
psikolojisini yansıtarak, onlara bizim
davranış biçimimizdeki tutumumuzda nasıl
hareket edileceğinin önemini yansıttım.

Bu görüşlere katılırız ya da katılmayız.
Ancak
şu
konuya
da
değinmeden
geçemeyeceğim. Tüm toplumsal yasaklar,
gelenekler ve görenekler elbirliği ile yıllardır
bize konuşma hakkının;
Derebeylikte – Beyin
Krallıkta – Kralın
İmparatorlukta – İmparatorun
Şahlıkta – Şahın
Padişahlıkta – Padişahındır şeklinde empoze
edilmiştir.

İşte bu
sonucunda:

anlayışın

bizi

getirdiği

yer

Söz gümüşse sükût altındır.
Bülbülün çektiği dili belasıdır.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Büyüklerin yanında küçüklere söz düşmez.
Vs.
Böylece ortaya suskun bir insan tipi
çıkmıştır.

Cumhuriyet döneminde yani demokratik
yönetimde ise konuşma hakkının sadece
yönetenlerin hakkı olduğu görüşü yerine,
hem yönetenlerin hem de yönetilenlerin,
hem konuşanın hem de dinleyenin hakkı
olduğu benimsenmiştir. Çünkü konuşma
insan varlığının ve başarısının ön şartıdır.

Ancak; Kutadgu Bilig’in
Aman sözün aydın olsun.
Işık saçsın öz olsun.
Bakan köre göz olsun.

Dediği gibi gerçekçi, yol gösterici ve yapıcı
olmalı ki, gerek kişisel gerekse toplumsal
diyaloglarda müspet sonuca ulaşalım.
Saygılarımızla

TEŞEKKÜR
EDERİZ
İSTESOB EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ
Eğitim Müdürü: Metin İÇTEM
Eğitim Müd. Asistanı: Ahmet Z. GÜNDOĞDU


Slide 8

SUNUM

DİYALOG NEDİR?

İNSANLARLA
DİYALOG
KURMANIN 7
TEMEL İLKESİ

Diyalog kelimesi Yunanca’daki “dia” ve
“logos” kelimelerinin birleşiminden oluşur.
Bizdeki sözlük anlamı ise bilindiği gibi
karşılıklı sohbet, iki kişinin karşılıklı
konuşmasıdır.
Bu anlamıyla diyalog, tek kişinin
konuşması anlamındaki monologun zıddıdır.

Diyalog, bir konu etrafında iki farklı
görüşe sahip iki veya daha fazla kişinin
konuşmasıdır. Eğer; iki veya daha fazla kişi,
benimsenen aynı görüşü ifade ederlerse bu
monolog olur.
Özetle: Diyalog fikir ayrılığını, monolog
fikir birliğini ifade eder.

Diyalog,
iki
görüşten
birisinin
doğrulanması, diğerinin yanlışlanmasıdır.
Biz bu sunumumuzda; farklı görüşlere
sahip kişi veya kişilerin birbirlerini kırmadan,
güven dolu diyalog kurmalarının ilkelerinden
bahsedeceğiz.

1. İlke İyi Bir Dinleyici Olmaktır
İnsanlar genellikle dinlemekten çok
konuşmayı tercih ederler. Fakat gerçek şudur
ki; öğrenmenin yolu dinlemekten geçer.
Çünkü konuşurken öğrenemeyiz.

Dünyanın neresine giderseniz gidin,
insanlara, onlara değer verip önemsediğinizi
göstermenin en iyi yolu onları samimi bir
şekilde dinlemektir.

Onlar
sizin
çok
şey
bildiğinizle
ilgilenmezler. Sözlerinin kesilmemesini, önce
görüşlerinin dinlenmesini isterler.
İnsanları dinlemek, onları önemsediğinizi
göstermenin en iyi yoludur. Bu şekilde
davrandığınızda muhatabınız olan insan,
onu önemsediğinizi anlamakla kalmaz, aynı
zamanda bunu hisseder. Muhatabınızı size
karşı pozitif ve saygılı davranmaya sevk
eder.

2. Temel İlke: İnsanlar Daha Çok
Kendileriyle İlgilidirler
Bir insanın kendi adı, onun ana dilindeki
en değerli kelimedir. Onlara isimleriyle hitap
edin. “Ben, beni, benim” zamirlerini
konuşmalarınızdan çıkarın. “Siz, sizi, sizin”
sihirli zamirlerini kullanın.

İnsanlarla harika bir diyalog kurmanın
başka bir yolu da onların iletişim tarzlarını
anlamaktır.
Karşınızdaki kişinin konuşmasındaki
tonlaması, konuşma hızı, beden dili nasılsa
siz de aynı tonlama, konuşma hızı ve beden
diliyle cevap verin. İnsanlar kendilerine
benzeyen kişilere karşı daha rahat ve açık
davranırlar. Bu tarza “aynalama yapmak”
denir.

Aynalama yöntemi, insanları kendi
tarafınıza çekme konusunda olağanüstü
etkisi olan bir tekniktir. Unutmayın ki insanlar
kar tanelerine benzerler. Birbirine tamamen
benzeyen kar tanesi yoktur. Eğer insanları
aynalarsanız, size karşı açık davranırlar. Bu
sizi başarıya götürecek sihirli anahtarlardan
bir tanesidir. Çünkü sizi kendileri gibi
görmeye başlarlar.

3. Temel İlke: Sorulara Cevap
Vermeden Önce Biraz Sessiz Kalın
Bu tavrınız, söylenen şeyler üzerinde
düşündüğünüzü
gösterir.
İnsanlar,
söyledikleri şeyler üzerinde düşünülmesini
ve söylediklerine değer verilmesini isterler.
Biraz beklemeniz aynı zamanda size de
cevap vermek için düşüncelerinizi toplayacak
zaman kazandırır.

4. Temel İlke: Konuya Odaklanarak
Net Bir Şekilde Konuşun
Konuşmalarınızda kısa ve net olun.
Konudan konuya, oradan oraya zıplayan veya
aynı şeyleri uzatarak anlatan bir insanı
dinlemekten daha korkunç bir şey olamaz. Bu
bir piyanistin piyano çalarken parmaklarını
hangi tuşlara basacağını düşünmesi gibidir.
Müziği dinlemek yerine azap duymaya başlar.

5. Temel İlke: İlk İzlenim Çok Önemlidir
İnsanlar, bizim hakkımızda edindikleri
izlenimin %90’ını onlarla olan birlikteliğimizin
ilk 4 dakikasında edinirler.
İlk izlenimi altın kalitesine ulaştırmanın 3
yolu vardır.
1. Muhatabınızı elini nazikçe sıkın. O sizin elinizi
nasıl kavrıyorsa siz de öyle kavrayın.
2. Tebessüm gücünü kullanın. Tebessüm
ettiğinizde, insanlar size karşı güven duyarlar.
3. Giyim tarzınız başarınıza yardımcı olsun.

6. Temel İlke: Anlatacağınız Bir
Öykünüz Olsun
Bir konuyu vurgulamak istediğinizde bir
hikâye anlatın ve bir hikâye anlattığınızda
da, bir konunun altını çizin. Kendi
yaşadıklarınızdan
örnekler
verin.
Bu
hikâyeler, konunun unutulmamasını sağlar.

7. Temel İlke: Kendi Değerinizin ve
Elinizdeki Fırsatın Değerinin
Farkında Olun
Başarı konusunda sınıfta kalmanızı veya
geçmenizi sağlayacak olan şey inancınızdır.
Anlattığınız ne ise, mutlaka inandığınız bir
konu olmalıdır.
Bir konuya ya inanırsınız ya da
inanmazsınız. Eğer kendinizi arada bir yerde
hissediyorsanız hemen harekete geçin ve
inancınızı güçlendirin.

“Sağlam
geçer.”

bir

inanç

başkalarına

da

Abraham LINCOLN, başarılı bir diyalog
için şu tavsiyede bulunuyor: “Eğer bir
kimseyi bir konuda ikna etmek istiyorsanız,
önce onun arkadaşı olduğunuzu ona
hissettirmelisiniz.”

Öneri: Bilginin kendi başına bir anlamı
yoktur.
Ancak,
bilgiyi
kullanarak
ve
uygulamaya
dökerek
bazı
sonuçlara
ulaşırsınız, anlamlı şeyler yapmış olursunuz.
O hale bu önerileri kullanmakta yarar
olduğunu düşünmekteyiz.

ZOR İNSANLARLA NASIL
DİYALOG KURULUR?
“Zor İnsanlarla Başa Çıkmak” kitabının
yazarı Robert M. BRAMSON bazı
insanların
neden
farklı
tavırlar
sergilediklerini şöyle açıklıyor: “Bazı
insanlar karşılarındakinin performansını
düşürmek ve onların şevkini kırmak için
bilerek zor tavırlar sergiler.”

Her
zor
insan
birbiriyle
aynı
davranışları sergilemez. Bazı zor insanlar
sürekli konuşup hiç dinlemezken, diğerleri
de hep son sözü söylemeyi tercih eder.
Kimisi sürekli sizi eleştirir. Bazısı sessiz,
bazısı agresif olabilir. Psikiyatri Uzmanı
Doç. Dr. Kültegin ÖGEL zor insanların
davranışlarını şu şekilde belirtiyor:

• Eğitimi ve bilgisi yetersiz olmasına rağmen
kendisini çok iyi sananlar
• Bilgisi ve deneyimi yetersiz olmasına
rağmen kendisini iyi sananlar
• Öncelikleri belirlemede beceri sahibi
olamayanlar
• Hatasını olgunlukla kabul edemeyen,
sürekli açıklama yapıp kendisini temize
çıkarmak isteyenler
• Yavaş düşünen ve yavaş hareket edenler

• İşleri karıştıranlar
• Hiç konuşmayan, bilgiyi zorla ağzından
aldığınız kişiler
• Yanlış anlamakta ısrar edenler
• Karşısındakinin
söylediklerine
önem
vermeyenler
• Konum farklılıkları nedeniyle görüşürken o
farkı hissettirenler
• Karşılarındakine saygı göstermeyenler

• Yavaş hareket eden ve birçok defa tekrar
edilmesi zorunda kalınanlar
• Sadece kendi yaptığı şeyin önemli
olduğunu düşünenler
• Sürekli olaylar ve etrafındakiler üzerinde
kontrol oluşturmaya çalışanlar
• Empati kuramayanlar
• Her zaman “ben haklıyım” diyenler

Zor İnsanlara Yaklaşım Nasıl Olmalı?
Zor insanların özellikleri daha da
arttırılabilir. Ancak tüm bu özellikler ışığında
zor insanları 5 ana başlık altında toplamak
mümkündür.
Agresif İnsanlar:
Saldırgan davranışlar içinde bulunan bu
kişilere sakin bir şekilde kendinizi ifade edin
ve
size
yönelik
saldırgan
tavırlara
kendinizden emin bir şekilde karşılık verin.

Her Şeyi Bilenler:
Bu kişilerle mücadele ederken iyi
hazırlanmak
gerekir.
Asla
meydan
okumayın. Aksine yeteneklerini övün.
Gerektiğinde hatalarını ortaya çıkaracak
sorular sormaktan çekinmeyin.

Şikâyetçiler:
Karşılarındakine güvenmezler. Kendilerine
olan güvenleri de çok değildir. Eksik olan
özgüvenlerini saklamak için memnuniyetsiz,
her şeyden ve herkesten şikâyet eden bir tavır
içine girerler. Bu insanlara “Başkalarının
göremediklerini görüyorsun” şeklinde onların
güvenlerini arttıracak cümlelerle yaklaşın.
Dinleyin ama asla tartışmaya girmeyin. Ona
karşı savunmacı davranmayın.

Mağdurlar:
İyi dinleyin ve onu anladığınızı gösterin.
Soruna odaklanarak onu değişim için motive
edin.
Gizlice Saldıranlar:
Bu insanlara karşı ne kadar geri
çekilirseniz o kadar üstünüze gelmeyi
severler. Geri çekilmeyin. Şakaya vurun.

Değerli Başkanım, değerli arkadaşlarım

Sizlere muhtelif kişisel gelişim uzmanı
yazarların, psikologların, insanlarla diyalog
kurmada,
karşılıklı
olarak
yapılan
müzakerelerde, kimseyi kırmadan dökmeden
güven dolu diyaloglarda bulunmada nelere
dikkat
edilmesi
gerektiği
hakkındaki
görüşlerini arz ettim.

Zor insanlarla diyalogda: zor insanın
psikolojisini yansıtarak, onlara bizim
davranış biçimimizdeki tutumumuzda nasıl
hareket edileceğinin önemini yansıttım.

Bu görüşlere katılırız ya da katılmayız.
Ancak
şu
konuya
da
değinmeden
geçemeyeceğim. Tüm toplumsal yasaklar,
gelenekler ve görenekler elbirliği ile yıllardır
bize konuşma hakkının;
Derebeylikte – Beyin
Krallıkta – Kralın
İmparatorlukta – İmparatorun
Şahlıkta – Şahın
Padişahlıkta – Padişahındır şeklinde empoze
edilmiştir.

İşte bu
sonucunda:

anlayışın

bizi

getirdiği

yer

Söz gümüşse sükût altındır.
Bülbülün çektiği dili belasıdır.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Büyüklerin yanında küçüklere söz düşmez.
Vs.
Böylece ortaya suskun bir insan tipi
çıkmıştır.

Cumhuriyet döneminde yani demokratik
yönetimde ise konuşma hakkının sadece
yönetenlerin hakkı olduğu görüşü yerine,
hem yönetenlerin hem de yönetilenlerin,
hem konuşanın hem de dinleyenin hakkı
olduğu benimsenmiştir. Çünkü konuşma
insan varlığının ve başarısının ön şartıdır.

Ancak; Kutadgu Bilig’in
Aman sözün aydın olsun.
Işık saçsın öz olsun.
Bakan köre göz olsun.

Dediği gibi gerçekçi, yol gösterici ve yapıcı
olmalı ki, gerek kişisel gerekse toplumsal
diyaloglarda müspet sonuca ulaşalım.
Saygılarımızla

TEŞEKKÜR
EDERİZ
İSTESOB EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ
Eğitim Müdürü: Metin İÇTEM
Eğitim Müd. Asistanı: Ahmet Z. GÜNDOĞDU


Slide 9

SUNUM

DİYALOG NEDİR?

İNSANLARLA
DİYALOG
KURMANIN 7
TEMEL İLKESİ

Diyalog kelimesi Yunanca’daki “dia” ve
“logos” kelimelerinin birleşiminden oluşur.
Bizdeki sözlük anlamı ise bilindiği gibi
karşılıklı sohbet, iki kişinin karşılıklı
konuşmasıdır.
Bu anlamıyla diyalog, tek kişinin
konuşması anlamındaki monologun zıddıdır.

Diyalog, bir konu etrafında iki farklı
görüşe sahip iki veya daha fazla kişinin
konuşmasıdır. Eğer; iki veya daha fazla kişi,
benimsenen aynı görüşü ifade ederlerse bu
monolog olur.
Özetle: Diyalog fikir ayrılığını, monolog
fikir birliğini ifade eder.

Diyalog,
iki
görüşten
birisinin
doğrulanması, diğerinin yanlışlanmasıdır.
Biz bu sunumumuzda; farklı görüşlere
sahip kişi veya kişilerin birbirlerini kırmadan,
güven dolu diyalog kurmalarının ilkelerinden
bahsedeceğiz.

1. İlke İyi Bir Dinleyici Olmaktır
İnsanlar genellikle dinlemekten çok
konuşmayı tercih ederler. Fakat gerçek şudur
ki; öğrenmenin yolu dinlemekten geçer.
Çünkü konuşurken öğrenemeyiz.

Dünyanın neresine giderseniz gidin,
insanlara, onlara değer verip önemsediğinizi
göstermenin en iyi yolu onları samimi bir
şekilde dinlemektir.

Onlar
sizin
çok
şey
bildiğinizle
ilgilenmezler. Sözlerinin kesilmemesini, önce
görüşlerinin dinlenmesini isterler.
İnsanları dinlemek, onları önemsediğinizi
göstermenin en iyi yoludur. Bu şekilde
davrandığınızda muhatabınız olan insan,
onu önemsediğinizi anlamakla kalmaz, aynı
zamanda bunu hisseder. Muhatabınızı size
karşı pozitif ve saygılı davranmaya sevk
eder.

2. Temel İlke: İnsanlar Daha Çok
Kendileriyle İlgilidirler
Bir insanın kendi adı, onun ana dilindeki
en değerli kelimedir. Onlara isimleriyle hitap
edin. “Ben, beni, benim” zamirlerini
konuşmalarınızdan çıkarın. “Siz, sizi, sizin”
sihirli zamirlerini kullanın.

İnsanlarla harika bir diyalog kurmanın
başka bir yolu da onların iletişim tarzlarını
anlamaktır.
Karşınızdaki kişinin konuşmasındaki
tonlaması, konuşma hızı, beden dili nasılsa
siz de aynı tonlama, konuşma hızı ve beden
diliyle cevap verin. İnsanlar kendilerine
benzeyen kişilere karşı daha rahat ve açık
davranırlar. Bu tarza “aynalama yapmak”
denir.

Aynalama yöntemi, insanları kendi
tarafınıza çekme konusunda olağanüstü
etkisi olan bir tekniktir. Unutmayın ki insanlar
kar tanelerine benzerler. Birbirine tamamen
benzeyen kar tanesi yoktur. Eğer insanları
aynalarsanız, size karşı açık davranırlar. Bu
sizi başarıya götürecek sihirli anahtarlardan
bir tanesidir. Çünkü sizi kendileri gibi
görmeye başlarlar.

3. Temel İlke: Sorulara Cevap
Vermeden Önce Biraz Sessiz Kalın
Bu tavrınız, söylenen şeyler üzerinde
düşündüğünüzü
gösterir.
İnsanlar,
söyledikleri şeyler üzerinde düşünülmesini
ve söylediklerine değer verilmesini isterler.
Biraz beklemeniz aynı zamanda size de
cevap vermek için düşüncelerinizi toplayacak
zaman kazandırır.

4. Temel İlke: Konuya Odaklanarak
Net Bir Şekilde Konuşun
Konuşmalarınızda kısa ve net olun.
Konudan konuya, oradan oraya zıplayan veya
aynı şeyleri uzatarak anlatan bir insanı
dinlemekten daha korkunç bir şey olamaz. Bu
bir piyanistin piyano çalarken parmaklarını
hangi tuşlara basacağını düşünmesi gibidir.
Müziği dinlemek yerine azap duymaya başlar.

5. Temel İlke: İlk İzlenim Çok Önemlidir
İnsanlar, bizim hakkımızda edindikleri
izlenimin %90’ını onlarla olan birlikteliğimizin
ilk 4 dakikasında edinirler.
İlk izlenimi altın kalitesine ulaştırmanın 3
yolu vardır.
1. Muhatabınızı elini nazikçe sıkın. O sizin elinizi
nasıl kavrıyorsa siz de öyle kavrayın.
2. Tebessüm gücünü kullanın. Tebessüm
ettiğinizde, insanlar size karşı güven duyarlar.
3. Giyim tarzınız başarınıza yardımcı olsun.

6. Temel İlke: Anlatacağınız Bir
Öykünüz Olsun
Bir konuyu vurgulamak istediğinizde bir
hikâye anlatın ve bir hikâye anlattığınızda
da, bir konunun altını çizin. Kendi
yaşadıklarınızdan
örnekler
verin.
Bu
hikâyeler, konunun unutulmamasını sağlar.

7. Temel İlke: Kendi Değerinizin ve
Elinizdeki Fırsatın Değerinin
Farkında Olun
Başarı konusunda sınıfta kalmanızı veya
geçmenizi sağlayacak olan şey inancınızdır.
Anlattığınız ne ise, mutlaka inandığınız bir
konu olmalıdır.
Bir konuya ya inanırsınız ya da
inanmazsınız. Eğer kendinizi arada bir yerde
hissediyorsanız hemen harekete geçin ve
inancınızı güçlendirin.

“Sağlam
geçer.”

bir

inanç

başkalarına

da

Abraham LINCOLN, başarılı bir diyalog
için şu tavsiyede bulunuyor: “Eğer bir
kimseyi bir konuda ikna etmek istiyorsanız,
önce onun arkadaşı olduğunuzu ona
hissettirmelisiniz.”

Öneri: Bilginin kendi başına bir anlamı
yoktur.
Ancak,
bilgiyi
kullanarak
ve
uygulamaya
dökerek
bazı
sonuçlara
ulaşırsınız, anlamlı şeyler yapmış olursunuz.
O hale bu önerileri kullanmakta yarar
olduğunu düşünmekteyiz.

ZOR İNSANLARLA NASIL
DİYALOG KURULUR?
“Zor İnsanlarla Başa Çıkmak” kitabının
yazarı Robert M. BRAMSON bazı
insanların
neden
farklı
tavırlar
sergilediklerini şöyle açıklıyor: “Bazı
insanlar karşılarındakinin performansını
düşürmek ve onların şevkini kırmak için
bilerek zor tavırlar sergiler.”

Her
zor
insan
birbiriyle
aynı
davranışları sergilemez. Bazı zor insanlar
sürekli konuşup hiç dinlemezken, diğerleri
de hep son sözü söylemeyi tercih eder.
Kimisi sürekli sizi eleştirir. Bazısı sessiz,
bazısı agresif olabilir. Psikiyatri Uzmanı
Doç. Dr. Kültegin ÖGEL zor insanların
davranışlarını şu şekilde belirtiyor:

• Eğitimi ve bilgisi yetersiz olmasına rağmen
kendisini çok iyi sananlar
• Bilgisi ve deneyimi yetersiz olmasına
rağmen kendisini iyi sananlar
• Öncelikleri belirlemede beceri sahibi
olamayanlar
• Hatasını olgunlukla kabul edemeyen,
sürekli açıklama yapıp kendisini temize
çıkarmak isteyenler
• Yavaş düşünen ve yavaş hareket edenler

• İşleri karıştıranlar
• Hiç konuşmayan, bilgiyi zorla ağzından
aldığınız kişiler
• Yanlış anlamakta ısrar edenler
• Karşısındakinin
söylediklerine
önem
vermeyenler
• Konum farklılıkları nedeniyle görüşürken o
farkı hissettirenler
• Karşılarındakine saygı göstermeyenler

• Yavaş hareket eden ve birçok defa tekrar
edilmesi zorunda kalınanlar
• Sadece kendi yaptığı şeyin önemli
olduğunu düşünenler
• Sürekli olaylar ve etrafındakiler üzerinde
kontrol oluşturmaya çalışanlar
• Empati kuramayanlar
• Her zaman “ben haklıyım” diyenler

Zor İnsanlara Yaklaşım Nasıl Olmalı?
Zor insanların özellikleri daha da
arttırılabilir. Ancak tüm bu özellikler ışığında
zor insanları 5 ana başlık altında toplamak
mümkündür.
Agresif İnsanlar:
Saldırgan davranışlar içinde bulunan bu
kişilere sakin bir şekilde kendinizi ifade edin
ve
size
yönelik
saldırgan
tavırlara
kendinizden emin bir şekilde karşılık verin.

Her Şeyi Bilenler:
Bu kişilerle mücadele ederken iyi
hazırlanmak
gerekir.
Asla
meydan
okumayın. Aksine yeteneklerini övün.
Gerektiğinde hatalarını ortaya çıkaracak
sorular sormaktan çekinmeyin.

Şikâyetçiler:
Karşılarındakine güvenmezler. Kendilerine
olan güvenleri de çok değildir. Eksik olan
özgüvenlerini saklamak için memnuniyetsiz,
her şeyden ve herkesten şikâyet eden bir tavır
içine girerler. Bu insanlara “Başkalarının
göremediklerini görüyorsun” şeklinde onların
güvenlerini arttıracak cümlelerle yaklaşın.
Dinleyin ama asla tartışmaya girmeyin. Ona
karşı savunmacı davranmayın.

Mağdurlar:
İyi dinleyin ve onu anladığınızı gösterin.
Soruna odaklanarak onu değişim için motive
edin.
Gizlice Saldıranlar:
Bu insanlara karşı ne kadar geri
çekilirseniz o kadar üstünüze gelmeyi
severler. Geri çekilmeyin. Şakaya vurun.

Değerli Başkanım, değerli arkadaşlarım

Sizlere muhtelif kişisel gelişim uzmanı
yazarların, psikologların, insanlarla diyalog
kurmada,
karşılıklı
olarak
yapılan
müzakerelerde, kimseyi kırmadan dökmeden
güven dolu diyaloglarda bulunmada nelere
dikkat
edilmesi
gerektiği
hakkındaki
görüşlerini arz ettim.

Zor insanlarla diyalogda: zor insanın
psikolojisini yansıtarak, onlara bizim
davranış biçimimizdeki tutumumuzda nasıl
hareket edileceğinin önemini yansıttım.

Bu görüşlere katılırız ya da katılmayız.
Ancak
şu
konuya
da
değinmeden
geçemeyeceğim. Tüm toplumsal yasaklar,
gelenekler ve görenekler elbirliği ile yıllardır
bize konuşma hakkının;
Derebeylikte – Beyin
Krallıkta – Kralın
İmparatorlukta – İmparatorun
Şahlıkta – Şahın
Padişahlıkta – Padişahındır şeklinde empoze
edilmiştir.

İşte bu
sonucunda:

anlayışın

bizi

getirdiği

yer

Söz gümüşse sükût altındır.
Bülbülün çektiği dili belasıdır.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Büyüklerin yanında küçüklere söz düşmez.
Vs.
Böylece ortaya suskun bir insan tipi
çıkmıştır.

Cumhuriyet döneminde yani demokratik
yönetimde ise konuşma hakkının sadece
yönetenlerin hakkı olduğu görüşü yerine,
hem yönetenlerin hem de yönetilenlerin,
hem konuşanın hem de dinleyenin hakkı
olduğu benimsenmiştir. Çünkü konuşma
insan varlığının ve başarısının ön şartıdır.

Ancak; Kutadgu Bilig’in
Aman sözün aydın olsun.
Işık saçsın öz olsun.
Bakan köre göz olsun.

Dediği gibi gerçekçi, yol gösterici ve yapıcı
olmalı ki, gerek kişisel gerekse toplumsal
diyaloglarda müspet sonuca ulaşalım.
Saygılarımızla

TEŞEKKÜR
EDERİZ
İSTESOB EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ
Eğitim Müdürü: Metin İÇTEM
Eğitim Müd. Asistanı: Ahmet Z. GÜNDOĞDU


Slide 10

SUNUM

DİYALOG NEDİR?

İNSANLARLA
DİYALOG
KURMANIN 7
TEMEL İLKESİ

Diyalog kelimesi Yunanca’daki “dia” ve
“logos” kelimelerinin birleşiminden oluşur.
Bizdeki sözlük anlamı ise bilindiği gibi
karşılıklı sohbet, iki kişinin karşılıklı
konuşmasıdır.
Bu anlamıyla diyalog, tek kişinin
konuşması anlamındaki monologun zıddıdır.

Diyalog, bir konu etrafında iki farklı
görüşe sahip iki veya daha fazla kişinin
konuşmasıdır. Eğer; iki veya daha fazla kişi,
benimsenen aynı görüşü ifade ederlerse bu
monolog olur.
Özetle: Diyalog fikir ayrılığını, monolog
fikir birliğini ifade eder.

Diyalog,
iki
görüşten
birisinin
doğrulanması, diğerinin yanlışlanmasıdır.
Biz bu sunumumuzda; farklı görüşlere
sahip kişi veya kişilerin birbirlerini kırmadan,
güven dolu diyalog kurmalarının ilkelerinden
bahsedeceğiz.

1. İlke İyi Bir Dinleyici Olmaktır
İnsanlar genellikle dinlemekten çok
konuşmayı tercih ederler. Fakat gerçek şudur
ki; öğrenmenin yolu dinlemekten geçer.
Çünkü konuşurken öğrenemeyiz.

Dünyanın neresine giderseniz gidin,
insanlara, onlara değer verip önemsediğinizi
göstermenin en iyi yolu onları samimi bir
şekilde dinlemektir.

Onlar
sizin
çok
şey
bildiğinizle
ilgilenmezler. Sözlerinin kesilmemesini, önce
görüşlerinin dinlenmesini isterler.
İnsanları dinlemek, onları önemsediğinizi
göstermenin en iyi yoludur. Bu şekilde
davrandığınızda muhatabınız olan insan,
onu önemsediğinizi anlamakla kalmaz, aynı
zamanda bunu hisseder. Muhatabınızı size
karşı pozitif ve saygılı davranmaya sevk
eder.

2. Temel İlke: İnsanlar Daha Çok
Kendileriyle İlgilidirler
Bir insanın kendi adı, onun ana dilindeki
en değerli kelimedir. Onlara isimleriyle hitap
edin. “Ben, beni, benim” zamirlerini
konuşmalarınızdan çıkarın. “Siz, sizi, sizin”
sihirli zamirlerini kullanın.

İnsanlarla harika bir diyalog kurmanın
başka bir yolu da onların iletişim tarzlarını
anlamaktır.
Karşınızdaki kişinin konuşmasındaki
tonlaması, konuşma hızı, beden dili nasılsa
siz de aynı tonlama, konuşma hızı ve beden
diliyle cevap verin. İnsanlar kendilerine
benzeyen kişilere karşı daha rahat ve açık
davranırlar. Bu tarza “aynalama yapmak”
denir.

Aynalama yöntemi, insanları kendi
tarafınıza çekme konusunda olağanüstü
etkisi olan bir tekniktir. Unutmayın ki insanlar
kar tanelerine benzerler. Birbirine tamamen
benzeyen kar tanesi yoktur. Eğer insanları
aynalarsanız, size karşı açık davranırlar. Bu
sizi başarıya götürecek sihirli anahtarlardan
bir tanesidir. Çünkü sizi kendileri gibi
görmeye başlarlar.

3. Temel İlke: Sorulara Cevap
Vermeden Önce Biraz Sessiz Kalın
Bu tavrınız, söylenen şeyler üzerinde
düşündüğünüzü
gösterir.
İnsanlar,
söyledikleri şeyler üzerinde düşünülmesini
ve söylediklerine değer verilmesini isterler.
Biraz beklemeniz aynı zamanda size de
cevap vermek için düşüncelerinizi toplayacak
zaman kazandırır.

4. Temel İlke: Konuya Odaklanarak
Net Bir Şekilde Konuşun
Konuşmalarınızda kısa ve net olun.
Konudan konuya, oradan oraya zıplayan veya
aynı şeyleri uzatarak anlatan bir insanı
dinlemekten daha korkunç bir şey olamaz. Bu
bir piyanistin piyano çalarken parmaklarını
hangi tuşlara basacağını düşünmesi gibidir.
Müziği dinlemek yerine azap duymaya başlar.

5. Temel İlke: İlk İzlenim Çok Önemlidir
İnsanlar, bizim hakkımızda edindikleri
izlenimin %90’ını onlarla olan birlikteliğimizin
ilk 4 dakikasında edinirler.
İlk izlenimi altın kalitesine ulaştırmanın 3
yolu vardır.
1. Muhatabınızı elini nazikçe sıkın. O sizin elinizi
nasıl kavrıyorsa siz de öyle kavrayın.
2. Tebessüm gücünü kullanın. Tebessüm
ettiğinizde, insanlar size karşı güven duyarlar.
3. Giyim tarzınız başarınıza yardımcı olsun.

6. Temel İlke: Anlatacağınız Bir
Öykünüz Olsun
Bir konuyu vurgulamak istediğinizde bir
hikâye anlatın ve bir hikâye anlattığınızda
da, bir konunun altını çizin. Kendi
yaşadıklarınızdan
örnekler
verin.
Bu
hikâyeler, konunun unutulmamasını sağlar.

7. Temel İlke: Kendi Değerinizin ve
Elinizdeki Fırsatın Değerinin
Farkında Olun
Başarı konusunda sınıfta kalmanızı veya
geçmenizi sağlayacak olan şey inancınızdır.
Anlattığınız ne ise, mutlaka inandığınız bir
konu olmalıdır.
Bir konuya ya inanırsınız ya da
inanmazsınız. Eğer kendinizi arada bir yerde
hissediyorsanız hemen harekete geçin ve
inancınızı güçlendirin.

“Sağlam
geçer.”

bir

inanç

başkalarına

da

Abraham LINCOLN, başarılı bir diyalog
için şu tavsiyede bulunuyor: “Eğer bir
kimseyi bir konuda ikna etmek istiyorsanız,
önce onun arkadaşı olduğunuzu ona
hissettirmelisiniz.”

Öneri: Bilginin kendi başına bir anlamı
yoktur.
Ancak,
bilgiyi
kullanarak
ve
uygulamaya
dökerek
bazı
sonuçlara
ulaşırsınız, anlamlı şeyler yapmış olursunuz.
O hale bu önerileri kullanmakta yarar
olduğunu düşünmekteyiz.

ZOR İNSANLARLA NASIL
DİYALOG KURULUR?
“Zor İnsanlarla Başa Çıkmak” kitabının
yazarı Robert M. BRAMSON bazı
insanların
neden
farklı
tavırlar
sergilediklerini şöyle açıklıyor: “Bazı
insanlar karşılarındakinin performansını
düşürmek ve onların şevkini kırmak için
bilerek zor tavırlar sergiler.”

Her
zor
insan
birbiriyle
aynı
davranışları sergilemez. Bazı zor insanlar
sürekli konuşup hiç dinlemezken, diğerleri
de hep son sözü söylemeyi tercih eder.
Kimisi sürekli sizi eleştirir. Bazısı sessiz,
bazısı agresif olabilir. Psikiyatri Uzmanı
Doç. Dr. Kültegin ÖGEL zor insanların
davranışlarını şu şekilde belirtiyor:

• Eğitimi ve bilgisi yetersiz olmasına rağmen
kendisini çok iyi sananlar
• Bilgisi ve deneyimi yetersiz olmasına
rağmen kendisini iyi sananlar
• Öncelikleri belirlemede beceri sahibi
olamayanlar
• Hatasını olgunlukla kabul edemeyen,
sürekli açıklama yapıp kendisini temize
çıkarmak isteyenler
• Yavaş düşünen ve yavaş hareket edenler

• İşleri karıştıranlar
• Hiç konuşmayan, bilgiyi zorla ağzından
aldığınız kişiler
• Yanlış anlamakta ısrar edenler
• Karşısındakinin
söylediklerine
önem
vermeyenler
• Konum farklılıkları nedeniyle görüşürken o
farkı hissettirenler
• Karşılarındakine saygı göstermeyenler

• Yavaş hareket eden ve birçok defa tekrar
edilmesi zorunda kalınanlar
• Sadece kendi yaptığı şeyin önemli
olduğunu düşünenler
• Sürekli olaylar ve etrafındakiler üzerinde
kontrol oluşturmaya çalışanlar
• Empati kuramayanlar
• Her zaman “ben haklıyım” diyenler

Zor İnsanlara Yaklaşım Nasıl Olmalı?
Zor insanların özellikleri daha da
arttırılabilir. Ancak tüm bu özellikler ışığında
zor insanları 5 ana başlık altında toplamak
mümkündür.
Agresif İnsanlar:
Saldırgan davranışlar içinde bulunan bu
kişilere sakin bir şekilde kendinizi ifade edin
ve
size
yönelik
saldırgan
tavırlara
kendinizden emin bir şekilde karşılık verin.

Her Şeyi Bilenler:
Bu kişilerle mücadele ederken iyi
hazırlanmak
gerekir.
Asla
meydan
okumayın. Aksine yeteneklerini övün.
Gerektiğinde hatalarını ortaya çıkaracak
sorular sormaktan çekinmeyin.

Şikâyetçiler:
Karşılarındakine güvenmezler. Kendilerine
olan güvenleri de çok değildir. Eksik olan
özgüvenlerini saklamak için memnuniyetsiz,
her şeyden ve herkesten şikâyet eden bir tavır
içine girerler. Bu insanlara “Başkalarının
göremediklerini görüyorsun” şeklinde onların
güvenlerini arttıracak cümlelerle yaklaşın.
Dinleyin ama asla tartışmaya girmeyin. Ona
karşı savunmacı davranmayın.

Mağdurlar:
İyi dinleyin ve onu anladığınızı gösterin.
Soruna odaklanarak onu değişim için motive
edin.
Gizlice Saldıranlar:
Bu insanlara karşı ne kadar geri
çekilirseniz o kadar üstünüze gelmeyi
severler. Geri çekilmeyin. Şakaya vurun.

Değerli Başkanım, değerli arkadaşlarım

Sizlere muhtelif kişisel gelişim uzmanı
yazarların, psikologların, insanlarla diyalog
kurmada,
karşılıklı
olarak
yapılan
müzakerelerde, kimseyi kırmadan dökmeden
güven dolu diyaloglarda bulunmada nelere
dikkat
edilmesi
gerektiği
hakkındaki
görüşlerini arz ettim.

Zor insanlarla diyalogda: zor insanın
psikolojisini yansıtarak, onlara bizim
davranış biçimimizdeki tutumumuzda nasıl
hareket edileceğinin önemini yansıttım.

Bu görüşlere katılırız ya da katılmayız.
Ancak
şu
konuya
da
değinmeden
geçemeyeceğim. Tüm toplumsal yasaklar,
gelenekler ve görenekler elbirliği ile yıllardır
bize konuşma hakkının;
Derebeylikte – Beyin
Krallıkta – Kralın
İmparatorlukta – İmparatorun
Şahlıkta – Şahın
Padişahlıkta – Padişahındır şeklinde empoze
edilmiştir.

İşte bu
sonucunda:

anlayışın

bizi

getirdiği

yer

Söz gümüşse sükût altındır.
Bülbülün çektiği dili belasıdır.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Büyüklerin yanında küçüklere söz düşmez.
Vs.
Böylece ortaya suskun bir insan tipi
çıkmıştır.

Cumhuriyet döneminde yani demokratik
yönetimde ise konuşma hakkının sadece
yönetenlerin hakkı olduğu görüşü yerine,
hem yönetenlerin hem de yönetilenlerin,
hem konuşanın hem de dinleyenin hakkı
olduğu benimsenmiştir. Çünkü konuşma
insan varlığının ve başarısının ön şartıdır.

Ancak; Kutadgu Bilig’in
Aman sözün aydın olsun.
Işık saçsın öz olsun.
Bakan köre göz olsun.

Dediği gibi gerçekçi, yol gösterici ve yapıcı
olmalı ki, gerek kişisel gerekse toplumsal
diyaloglarda müspet sonuca ulaşalım.
Saygılarımızla

TEŞEKKÜR
EDERİZ
İSTESOB EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ
Eğitim Müdürü: Metin İÇTEM
Eğitim Müd. Asistanı: Ahmet Z. GÜNDOĞDU


Slide 11

SUNUM

DİYALOG NEDİR?

İNSANLARLA
DİYALOG
KURMANIN 7
TEMEL İLKESİ

Diyalog kelimesi Yunanca’daki “dia” ve
“logos” kelimelerinin birleşiminden oluşur.
Bizdeki sözlük anlamı ise bilindiği gibi
karşılıklı sohbet, iki kişinin karşılıklı
konuşmasıdır.
Bu anlamıyla diyalog, tek kişinin
konuşması anlamındaki monologun zıddıdır.

Diyalog, bir konu etrafında iki farklı
görüşe sahip iki veya daha fazla kişinin
konuşmasıdır. Eğer; iki veya daha fazla kişi,
benimsenen aynı görüşü ifade ederlerse bu
monolog olur.
Özetle: Diyalog fikir ayrılığını, monolog
fikir birliğini ifade eder.

Diyalog,
iki
görüşten
birisinin
doğrulanması, diğerinin yanlışlanmasıdır.
Biz bu sunumumuzda; farklı görüşlere
sahip kişi veya kişilerin birbirlerini kırmadan,
güven dolu diyalog kurmalarının ilkelerinden
bahsedeceğiz.

1. İlke İyi Bir Dinleyici Olmaktır
İnsanlar genellikle dinlemekten çok
konuşmayı tercih ederler. Fakat gerçek şudur
ki; öğrenmenin yolu dinlemekten geçer.
Çünkü konuşurken öğrenemeyiz.

Dünyanın neresine giderseniz gidin,
insanlara, onlara değer verip önemsediğinizi
göstermenin en iyi yolu onları samimi bir
şekilde dinlemektir.

Onlar
sizin
çok
şey
bildiğinizle
ilgilenmezler. Sözlerinin kesilmemesini, önce
görüşlerinin dinlenmesini isterler.
İnsanları dinlemek, onları önemsediğinizi
göstermenin en iyi yoludur. Bu şekilde
davrandığınızda muhatabınız olan insan,
onu önemsediğinizi anlamakla kalmaz, aynı
zamanda bunu hisseder. Muhatabınızı size
karşı pozitif ve saygılı davranmaya sevk
eder.

2. Temel İlke: İnsanlar Daha Çok
Kendileriyle İlgilidirler
Bir insanın kendi adı, onun ana dilindeki
en değerli kelimedir. Onlara isimleriyle hitap
edin. “Ben, beni, benim” zamirlerini
konuşmalarınızdan çıkarın. “Siz, sizi, sizin”
sihirli zamirlerini kullanın.

İnsanlarla harika bir diyalog kurmanın
başka bir yolu da onların iletişim tarzlarını
anlamaktır.
Karşınızdaki kişinin konuşmasındaki
tonlaması, konuşma hızı, beden dili nasılsa
siz de aynı tonlama, konuşma hızı ve beden
diliyle cevap verin. İnsanlar kendilerine
benzeyen kişilere karşı daha rahat ve açık
davranırlar. Bu tarza “aynalama yapmak”
denir.

Aynalama yöntemi, insanları kendi
tarafınıza çekme konusunda olağanüstü
etkisi olan bir tekniktir. Unutmayın ki insanlar
kar tanelerine benzerler. Birbirine tamamen
benzeyen kar tanesi yoktur. Eğer insanları
aynalarsanız, size karşı açık davranırlar. Bu
sizi başarıya götürecek sihirli anahtarlardan
bir tanesidir. Çünkü sizi kendileri gibi
görmeye başlarlar.

3. Temel İlke: Sorulara Cevap
Vermeden Önce Biraz Sessiz Kalın
Bu tavrınız, söylenen şeyler üzerinde
düşündüğünüzü
gösterir.
İnsanlar,
söyledikleri şeyler üzerinde düşünülmesini
ve söylediklerine değer verilmesini isterler.
Biraz beklemeniz aynı zamanda size de
cevap vermek için düşüncelerinizi toplayacak
zaman kazandırır.

4. Temel İlke: Konuya Odaklanarak
Net Bir Şekilde Konuşun
Konuşmalarınızda kısa ve net olun.
Konudan konuya, oradan oraya zıplayan veya
aynı şeyleri uzatarak anlatan bir insanı
dinlemekten daha korkunç bir şey olamaz. Bu
bir piyanistin piyano çalarken parmaklarını
hangi tuşlara basacağını düşünmesi gibidir.
Müziği dinlemek yerine azap duymaya başlar.

5. Temel İlke: İlk İzlenim Çok Önemlidir
İnsanlar, bizim hakkımızda edindikleri
izlenimin %90’ını onlarla olan birlikteliğimizin
ilk 4 dakikasında edinirler.
İlk izlenimi altın kalitesine ulaştırmanın 3
yolu vardır.
1. Muhatabınızı elini nazikçe sıkın. O sizin elinizi
nasıl kavrıyorsa siz de öyle kavrayın.
2. Tebessüm gücünü kullanın. Tebessüm
ettiğinizde, insanlar size karşı güven duyarlar.
3. Giyim tarzınız başarınıza yardımcı olsun.

6. Temel İlke: Anlatacağınız Bir
Öykünüz Olsun
Bir konuyu vurgulamak istediğinizde bir
hikâye anlatın ve bir hikâye anlattığınızda
da, bir konunun altını çizin. Kendi
yaşadıklarınızdan
örnekler
verin.
Bu
hikâyeler, konunun unutulmamasını sağlar.

7. Temel İlke: Kendi Değerinizin ve
Elinizdeki Fırsatın Değerinin
Farkında Olun
Başarı konusunda sınıfta kalmanızı veya
geçmenizi sağlayacak olan şey inancınızdır.
Anlattığınız ne ise, mutlaka inandığınız bir
konu olmalıdır.
Bir konuya ya inanırsınız ya da
inanmazsınız. Eğer kendinizi arada bir yerde
hissediyorsanız hemen harekete geçin ve
inancınızı güçlendirin.

“Sağlam
geçer.”

bir

inanç

başkalarına

da

Abraham LINCOLN, başarılı bir diyalog
için şu tavsiyede bulunuyor: “Eğer bir
kimseyi bir konuda ikna etmek istiyorsanız,
önce onun arkadaşı olduğunuzu ona
hissettirmelisiniz.”

Öneri: Bilginin kendi başına bir anlamı
yoktur.
Ancak,
bilgiyi
kullanarak
ve
uygulamaya
dökerek
bazı
sonuçlara
ulaşırsınız, anlamlı şeyler yapmış olursunuz.
O hale bu önerileri kullanmakta yarar
olduğunu düşünmekteyiz.

ZOR İNSANLARLA NASIL
DİYALOG KURULUR?
“Zor İnsanlarla Başa Çıkmak” kitabının
yazarı Robert M. BRAMSON bazı
insanların
neden
farklı
tavırlar
sergilediklerini şöyle açıklıyor: “Bazı
insanlar karşılarındakinin performansını
düşürmek ve onların şevkini kırmak için
bilerek zor tavırlar sergiler.”

Her
zor
insan
birbiriyle
aynı
davranışları sergilemez. Bazı zor insanlar
sürekli konuşup hiç dinlemezken, diğerleri
de hep son sözü söylemeyi tercih eder.
Kimisi sürekli sizi eleştirir. Bazısı sessiz,
bazısı agresif olabilir. Psikiyatri Uzmanı
Doç. Dr. Kültegin ÖGEL zor insanların
davranışlarını şu şekilde belirtiyor:

• Eğitimi ve bilgisi yetersiz olmasına rağmen
kendisini çok iyi sananlar
• Bilgisi ve deneyimi yetersiz olmasına
rağmen kendisini iyi sananlar
• Öncelikleri belirlemede beceri sahibi
olamayanlar
• Hatasını olgunlukla kabul edemeyen,
sürekli açıklama yapıp kendisini temize
çıkarmak isteyenler
• Yavaş düşünen ve yavaş hareket edenler

• İşleri karıştıranlar
• Hiç konuşmayan, bilgiyi zorla ağzından
aldığınız kişiler
• Yanlış anlamakta ısrar edenler
• Karşısındakinin
söylediklerine
önem
vermeyenler
• Konum farklılıkları nedeniyle görüşürken o
farkı hissettirenler
• Karşılarındakine saygı göstermeyenler

• Yavaş hareket eden ve birçok defa tekrar
edilmesi zorunda kalınanlar
• Sadece kendi yaptığı şeyin önemli
olduğunu düşünenler
• Sürekli olaylar ve etrafındakiler üzerinde
kontrol oluşturmaya çalışanlar
• Empati kuramayanlar
• Her zaman “ben haklıyım” diyenler

Zor İnsanlara Yaklaşım Nasıl Olmalı?
Zor insanların özellikleri daha da
arttırılabilir. Ancak tüm bu özellikler ışığında
zor insanları 5 ana başlık altında toplamak
mümkündür.
Agresif İnsanlar:
Saldırgan davranışlar içinde bulunan bu
kişilere sakin bir şekilde kendinizi ifade edin
ve
size
yönelik
saldırgan
tavırlara
kendinizden emin bir şekilde karşılık verin.

Her Şeyi Bilenler:
Bu kişilerle mücadele ederken iyi
hazırlanmak
gerekir.
Asla
meydan
okumayın. Aksine yeteneklerini övün.
Gerektiğinde hatalarını ortaya çıkaracak
sorular sormaktan çekinmeyin.

Şikâyetçiler:
Karşılarındakine güvenmezler. Kendilerine
olan güvenleri de çok değildir. Eksik olan
özgüvenlerini saklamak için memnuniyetsiz,
her şeyden ve herkesten şikâyet eden bir tavır
içine girerler. Bu insanlara “Başkalarının
göremediklerini görüyorsun” şeklinde onların
güvenlerini arttıracak cümlelerle yaklaşın.
Dinleyin ama asla tartışmaya girmeyin. Ona
karşı savunmacı davranmayın.

Mağdurlar:
İyi dinleyin ve onu anladığınızı gösterin.
Soruna odaklanarak onu değişim için motive
edin.
Gizlice Saldıranlar:
Bu insanlara karşı ne kadar geri
çekilirseniz o kadar üstünüze gelmeyi
severler. Geri çekilmeyin. Şakaya vurun.

Değerli Başkanım, değerli arkadaşlarım

Sizlere muhtelif kişisel gelişim uzmanı
yazarların, psikologların, insanlarla diyalog
kurmada,
karşılıklı
olarak
yapılan
müzakerelerde, kimseyi kırmadan dökmeden
güven dolu diyaloglarda bulunmada nelere
dikkat
edilmesi
gerektiği
hakkındaki
görüşlerini arz ettim.

Zor insanlarla diyalogda: zor insanın
psikolojisini yansıtarak, onlara bizim
davranış biçimimizdeki tutumumuzda nasıl
hareket edileceğinin önemini yansıttım.

Bu görüşlere katılırız ya da katılmayız.
Ancak
şu
konuya
da
değinmeden
geçemeyeceğim. Tüm toplumsal yasaklar,
gelenekler ve görenekler elbirliği ile yıllardır
bize konuşma hakkının;
Derebeylikte – Beyin
Krallıkta – Kralın
İmparatorlukta – İmparatorun
Şahlıkta – Şahın
Padişahlıkta – Padişahındır şeklinde empoze
edilmiştir.

İşte bu
sonucunda:

anlayışın

bizi

getirdiği

yer

Söz gümüşse sükût altındır.
Bülbülün çektiği dili belasıdır.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Büyüklerin yanında küçüklere söz düşmez.
Vs.
Böylece ortaya suskun bir insan tipi
çıkmıştır.

Cumhuriyet döneminde yani demokratik
yönetimde ise konuşma hakkının sadece
yönetenlerin hakkı olduğu görüşü yerine,
hem yönetenlerin hem de yönetilenlerin,
hem konuşanın hem de dinleyenin hakkı
olduğu benimsenmiştir. Çünkü konuşma
insan varlığının ve başarısının ön şartıdır.

Ancak; Kutadgu Bilig’in
Aman sözün aydın olsun.
Işık saçsın öz olsun.
Bakan köre göz olsun.

Dediği gibi gerçekçi, yol gösterici ve yapıcı
olmalı ki, gerek kişisel gerekse toplumsal
diyaloglarda müspet sonuca ulaşalım.
Saygılarımızla

TEŞEKKÜR
EDERİZ
İSTESOB EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ
Eğitim Müdürü: Metin İÇTEM
Eğitim Müd. Asistanı: Ahmet Z. GÜNDOĞDU


Slide 12

SUNUM

DİYALOG NEDİR?

İNSANLARLA
DİYALOG
KURMANIN 7
TEMEL İLKESİ

Diyalog kelimesi Yunanca’daki “dia” ve
“logos” kelimelerinin birleşiminden oluşur.
Bizdeki sözlük anlamı ise bilindiği gibi
karşılıklı sohbet, iki kişinin karşılıklı
konuşmasıdır.
Bu anlamıyla diyalog, tek kişinin
konuşması anlamındaki monologun zıddıdır.

Diyalog, bir konu etrafında iki farklı
görüşe sahip iki veya daha fazla kişinin
konuşmasıdır. Eğer; iki veya daha fazla kişi,
benimsenen aynı görüşü ifade ederlerse bu
monolog olur.
Özetle: Diyalog fikir ayrılığını, monolog
fikir birliğini ifade eder.

Diyalog,
iki
görüşten
birisinin
doğrulanması, diğerinin yanlışlanmasıdır.
Biz bu sunumumuzda; farklı görüşlere
sahip kişi veya kişilerin birbirlerini kırmadan,
güven dolu diyalog kurmalarının ilkelerinden
bahsedeceğiz.

1. İlke İyi Bir Dinleyici Olmaktır
İnsanlar genellikle dinlemekten çok
konuşmayı tercih ederler. Fakat gerçek şudur
ki; öğrenmenin yolu dinlemekten geçer.
Çünkü konuşurken öğrenemeyiz.

Dünyanın neresine giderseniz gidin,
insanlara, onlara değer verip önemsediğinizi
göstermenin en iyi yolu onları samimi bir
şekilde dinlemektir.

Onlar
sizin
çok
şey
bildiğinizle
ilgilenmezler. Sözlerinin kesilmemesini, önce
görüşlerinin dinlenmesini isterler.
İnsanları dinlemek, onları önemsediğinizi
göstermenin en iyi yoludur. Bu şekilde
davrandığınızda muhatabınız olan insan,
onu önemsediğinizi anlamakla kalmaz, aynı
zamanda bunu hisseder. Muhatabınızı size
karşı pozitif ve saygılı davranmaya sevk
eder.

2. Temel İlke: İnsanlar Daha Çok
Kendileriyle İlgilidirler
Bir insanın kendi adı, onun ana dilindeki
en değerli kelimedir. Onlara isimleriyle hitap
edin. “Ben, beni, benim” zamirlerini
konuşmalarınızdan çıkarın. “Siz, sizi, sizin”
sihirli zamirlerini kullanın.

İnsanlarla harika bir diyalog kurmanın
başka bir yolu da onların iletişim tarzlarını
anlamaktır.
Karşınızdaki kişinin konuşmasındaki
tonlaması, konuşma hızı, beden dili nasılsa
siz de aynı tonlama, konuşma hızı ve beden
diliyle cevap verin. İnsanlar kendilerine
benzeyen kişilere karşı daha rahat ve açık
davranırlar. Bu tarza “aynalama yapmak”
denir.

Aynalama yöntemi, insanları kendi
tarafınıza çekme konusunda olağanüstü
etkisi olan bir tekniktir. Unutmayın ki insanlar
kar tanelerine benzerler. Birbirine tamamen
benzeyen kar tanesi yoktur. Eğer insanları
aynalarsanız, size karşı açık davranırlar. Bu
sizi başarıya götürecek sihirli anahtarlardan
bir tanesidir. Çünkü sizi kendileri gibi
görmeye başlarlar.

3. Temel İlke: Sorulara Cevap
Vermeden Önce Biraz Sessiz Kalın
Bu tavrınız, söylenen şeyler üzerinde
düşündüğünüzü
gösterir.
İnsanlar,
söyledikleri şeyler üzerinde düşünülmesini
ve söylediklerine değer verilmesini isterler.
Biraz beklemeniz aynı zamanda size de
cevap vermek için düşüncelerinizi toplayacak
zaman kazandırır.

4. Temel İlke: Konuya Odaklanarak
Net Bir Şekilde Konuşun
Konuşmalarınızda kısa ve net olun.
Konudan konuya, oradan oraya zıplayan veya
aynı şeyleri uzatarak anlatan bir insanı
dinlemekten daha korkunç bir şey olamaz. Bu
bir piyanistin piyano çalarken parmaklarını
hangi tuşlara basacağını düşünmesi gibidir.
Müziği dinlemek yerine azap duymaya başlar.

5. Temel İlke: İlk İzlenim Çok Önemlidir
İnsanlar, bizim hakkımızda edindikleri
izlenimin %90’ını onlarla olan birlikteliğimizin
ilk 4 dakikasında edinirler.
İlk izlenimi altın kalitesine ulaştırmanın 3
yolu vardır.
1. Muhatabınızı elini nazikçe sıkın. O sizin elinizi
nasıl kavrıyorsa siz de öyle kavrayın.
2. Tebessüm gücünü kullanın. Tebessüm
ettiğinizde, insanlar size karşı güven duyarlar.
3. Giyim tarzınız başarınıza yardımcı olsun.

6. Temel İlke: Anlatacağınız Bir
Öykünüz Olsun
Bir konuyu vurgulamak istediğinizde bir
hikâye anlatın ve bir hikâye anlattığınızda
da, bir konunun altını çizin. Kendi
yaşadıklarınızdan
örnekler
verin.
Bu
hikâyeler, konunun unutulmamasını sağlar.

7. Temel İlke: Kendi Değerinizin ve
Elinizdeki Fırsatın Değerinin
Farkında Olun
Başarı konusunda sınıfta kalmanızı veya
geçmenizi sağlayacak olan şey inancınızdır.
Anlattığınız ne ise, mutlaka inandığınız bir
konu olmalıdır.
Bir konuya ya inanırsınız ya da
inanmazsınız. Eğer kendinizi arada bir yerde
hissediyorsanız hemen harekete geçin ve
inancınızı güçlendirin.

“Sağlam
geçer.”

bir

inanç

başkalarına

da

Abraham LINCOLN, başarılı bir diyalog
için şu tavsiyede bulunuyor: “Eğer bir
kimseyi bir konuda ikna etmek istiyorsanız,
önce onun arkadaşı olduğunuzu ona
hissettirmelisiniz.”

Öneri: Bilginin kendi başına bir anlamı
yoktur.
Ancak,
bilgiyi
kullanarak
ve
uygulamaya
dökerek
bazı
sonuçlara
ulaşırsınız, anlamlı şeyler yapmış olursunuz.
O hale bu önerileri kullanmakta yarar
olduğunu düşünmekteyiz.

ZOR İNSANLARLA NASIL
DİYALOG KURULUR?
“Zor İnsanlarla Başa Çıkmak” kitabının
yazarı Robert M. BRAMSON bazı
insanların
neden
farklı
tavırlar
sergilediklerini şöyle açıklıyor: “Bazı
insanlar karşılarındakinin performansını
düşürmek ve onların şevkini kırmak için
bilerek zor tavırlar sergiler.”

Her
zor
insan
birbiriyle
aynı
davranışları sergilemez. Bazı zor insanlar
sürekli konuşup hiç dinlemezken, diğerleri
de hep son sözü söylemeyi tercih eder.
Kimisi sürekli sizi eleştirir. Bazısı sessiz,
bazısı agresif olabilir. Psikiyatri Uzmanı
Doç. Dr. Kültegin ÖGEL zor insanların
davranışlarını şu şekilde belirtiyor:

• Eğitimi ve bilgisi yetersiz olmasına rağmen
kendisini çok iyi sananlar
• Bilgisi ve deneyimi yetersiz olmasına
rağmen kendisini iyi sananlar
• Öncelikleri belirlemede beceri sahibi
olamayanlar
• Hatasını olgunlukla kabul edemeyen,
sürekli açıklama yapıp kendisini temize
çıkarmak isteyenler
• Yavaş düşünen ve yavaş hareket edenler

• İşleri karıştıranlar
• Hiç konuşmayan, bilgiyi zorla ağzından
aldığınız kişiler
• Yanlış anlamakta ısrar edenler
• Karşısındakinin
söylediklerine
önem
vermeyenler
• Konum farklılıkları nedeniyle görüşürken o
farkı hissettirenler
• Karşılarındakine saygı göstermeyenler

• Yavaş hareket eden ve birçok defa tekrar
edilmesi zorunda kalınanlar
• Sadece kendi yaptığı şeyin önemli
olduğunu düşünenler
• Sürekli olaylar ve etrafındakiler üzerinde
kontrol oluşturmaya çalışanlar
• Empati kuramayanlar
• Her zaman “ben haklıyım” diyenler

Zor İnsanlara Yaklaşım Nasıl Olmalı?
Zor insanların özellikleri daha da
arttırılabilir. Ancak tüm bu özellikler ışığında
zor insanları 5 ana başlık altında toplamak
mümkündür.
Agresif İnsanlar:
Saldırgan davranışlar içinde bulunan bu
kişilere sakin bir şekilde kendinizi ifade edin
ve
size
yönelik
saldırgan
tavırlara
kendinizden emin bir şekilde karşılık verin.

Her Şeyi Bilenler:
Bu kişilerle mücadele ederken iyi
hazırlanmak
gerekir.
Asla
meydan
okumayın. Aksine yeteneklerini övün.
Gerektiğinde hatalarını ortaya çıkaracak
sorular sormaktan çekinmeyin.

Şikâyetçiler:
Karşılarındakine güvenmezler. Kendilerine
olan güvenleri de çok değildir. Eksik olan
özgüvenlerini saklamak için memnuniyetsiz,
her şeyden ve herkesten şikâyet eden bir tavır
içine girerler. Bu insanlara “Başkalarının
göremediklerini görüyorsun” şeklinde onların
güvenlerini arttıracak cümlelerle yaklaşın.
Dinleyin ama asla tartışmaya girmeyin. Ona
karşı savunmacı davranmayın.

Mağdurlar:
İyi dinleyin ve onu anladığınızı gösterin.
Soruna odaklanarak onu değişim için motive
edin.
Gizlice Saldıranlar:
Bu insanlara karşı ne kadar geri
çekilirseniz o kadar üstünüze gelmeyi
severler. Geri çekilmeyin. Şakaya vurun.

Değerli Başkanım, değerli arkadaşlarım

Sizlere muhtelif kişisel gelişim uzmanı
yazarların, psikologların, insanlarla diyalog
kurmada,
karşılıklı
olarak
yapılan
müzakerelerde, kimseyi kırmadan dökmeden
güven dolu diyaloglarda bulunmada nelere
dikkat
edilmesi
gerektiği
hakkındaki
görüşlerini arz ettim.

Zor insanlarla diyalogda: zor insanın
psikolojisini yansıtarak, onlara bizim
davranış biçimimizdeki tutumumuzda nasıl
hareket edileceğinin önemini yansıttım.

Bu görüşlere katılırız ya da katılmayız.
Ancak
şu
konuya
da
değinmeden
geçemeyeceğim. Tüm toplumsal yasaklar,
gelenekler ve görenekler elbirliği ile yıllardır
bize konuşma hakkının;
Derebeylikte – Beyin
Krallıkta – Kralın
İmparatorlukta – İmparatorun
Şahlıkta – Şahın
Padişahlıkta – Padişahındır şeklinde empoze
edilmiştir.

İşte bu
sonucunda:

anlayışın

bizi

getirdiği

yer

Söz gümüşse sükût altındır.
Bülbülün çektiği dili belasıdır.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Büyüklerin yanında küçüklere söz düşmez.
Vs.
Böylece ortaya suskun bir insan tipi
çıkmıştır.

Cumhuriyet döneminde yani demokratik
yönetimde ise konuşma hakkının sadece
yönetenlerin hakkı olduğu görüşü yerine,
hem yönetenlerin hem de yönetilenlerin,
hem konuşanın hem de dinleyenin hakkı
olduğu benimsenmiştir. Çünkü konuşma
insan varlığının ve başarısının ön şartıdır.

Ancak; Kutadgu Bilig’in
Aman sözün aydın olsun.
Işık saçsın öz olsun.
Bakan köre göz olsun.

Dediği gibi gerçekçi, yol gösterici ve yapıcı
olmalı ki, gerek kişisel gerekse toplumsal
diyaloglarda müspet sonuca ulaşalım.
Saygılarımızla

TEŞEKKÜR
EDERİZ
İSTESOB EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ
Eğitim Müdürü: Metin İÇTEM
Eğitim Müd. Asistanı: Ahmet Z. GÜNDOĞDU


Slide 13

SUNUM

DİYALOG NEDİR?

İNSANLARLA
DİYALOG
KURMANIN 7
TEMEL İLKESİ

Diyalog kelimesi Yunanca’daki “dia” ve
“logos” kelimelerinin birleşiminden oluşur.
Bizdeki sözlük anlamı ise bilindiği gibi
karşılıklı sohbet, iki kişinin karşılıklı
konuşmasıdır.
Bu anlamıyla diyalog, tek kişinin
konuşması anlamındaki monologun zıddıdır.

Diyalog, bir konu etrafında iki farklı
görüşe sahip iki veya daha fazla kişinin
konuşmasıdır. Eğer; iki veya daha fazla kişi,
benimsenen aynı görüşü ifade ederlerse bu
monolog olur.
Özetle: Diyalog fikir ayrılığını, monolog
fikir birliğini ifade eder.

Diyalog,
iki
görüşten
birisinin
doğrulanması, diğerinin yanlışlanmasıdır.
Biz bu sunumumuzda; farklı görüşlere
sahip kişi veya kişilerin birbirlerini kırmadan,
güven dolu diyalog kurmalarının ilkelerinden
bahsedeceğiz.

1. İlke İyi Bir Dinleyici Olmaktır
İnsanlar genellikle dinlemekten çok
konuşmayı tercih ederler. Fakat gerçek şudur
ki; öğrenmenin yolu dinlemekten geçer.
Çünkü konuşurken öğrenemeyiz.

Dünyanın neresine giderseniz gidin,
insanlara, onlara değer verip önemsediğinizi
göstermenin en iyi yolu onları samimi bir
şekilde dinlemektir.

Onlar
sizin
çok
şey
bildiğinizle
ilgilenmezler. Sözlerinin kesilmemesini, önce
görüşlerinin dinlenmesini isterler.
İnsanları dinlemek, onları önemsediğinizi
göstermenin en iyi yoludur. Bu şekilde
davrandığınızda muhatabınız olan insan,
onu önemsediğinizi anlamakla kalmaz, aynı
zamanda bunu hisseder. Muhatabınızı size
karşı pozitif ve saygılı davranmaya sevk
eder.

2. Temel İlke: İnsanlar Daha Çok
Kendileriyle İlgilidirler
Bir insanın kendi adı, onun ana dilindeki
en değerli kelimedir. Onlara isimleriyle hitap
edin. “Ben, beni, benim” zamirlerini
konuşmalarınızdan çıkarın. “Siz, sizi, sizin”
sihirli zamirlerini kullanın.

İnsanlarla harika bir diyalog kurmanın
başka bir yolu da onların iletişim tarzlarını
anlamaktır.
Karşınızdaki kişinin konuşmasındaki
tonlaması, konuşma hızı, beden dili nasılsa
siz de aynı tonlama, konuşma hızı ve beden
diliyle cevap verin. İnsanlar kendilerine
benzeyen kişilere karşı daha rahat ve açık
davranırlar. Bu tarza “aynalama yapmak”
denir.

Aynalama yöntemi, insanları kendi
tarafınıza çekme konusunda olağanüstü
etkisi olan bir tekniktir. Unutmayın ki insanlar
kar tanelerine benzerler. Birbirine tamamen
benzeyen kar tanesi yoktur. Eğer insanları
aynalarsanız, size karşı açık davranırlar. Bu
sizi başarıya götürecek sihirli anahtarlardan
bir tanesidir. Çünkü sizi kendileri gibi
görmeye başlarlar.

3. Temel İlke: Sorulara Cevap
Vermeden Önce Biraz Sessiz Kalın
Bu tavrınız, söylenen şeyler üzerinde
düşündüğünüzü
gösterir.
İnsanlar,
söyledikleri şeyler üzerinde düşünülmesini
ve söylediklerine değer verilmesini isterler.
Biraz beklemeniz aynı zamanda size de
cevap vermek için düşüncelerinizi toplayacak
zaman kazandırır.

4. Temel İlke: Konuya Odaklanarak
Net Bir Şekilde Konuşun
Konuşmalarınızda kısa ve net olun.
Konudan konuya, oradan oraya zıplayan veya
aynı şeyleri uzatarak anlatan bir insanı
dinlemekten daha korkunç bir şey olamaz. Bu
bir piyanistin piyano çalarken parmaklarını
hangi tuşlara basacağını düşünmesi gibidir.
Müziği dinlemek yerine azap duymaya başlar.

5. Temel İlke: İlk İzlenim Çok Önemlidir
İnsanlar, bizim hakkımızda edindikleri
izlenimin %90’ını onlarla olan birlikteliğimizin
ilk 4 dakikasında edinirler.
İlk izlenimi altın kalitesine ulaştırmanın 3
yolu vardır.
1. Muhatabınızı elini nazikçe sıkın. O sizin elinizi
nasıl kavrıyorsa siz de öyle kavrayın.
2. Tebessüm gücünü kullanın. Tebessüm
ettiğinizde, insanlar size karşı güven duyarlar.
3. Giyim tarzınız başarınıza yardımcı olsun.

6. Temel İlke: Anlatacağınız Bir
Öykünüz Olsun
Bir konuyu vurgulamak istediğinizde bir
hikâye anlatın ve bir hikâye anlattığınızda
da, bir konunun altını çizin. Kendi
yaşadıklarınızdan
örnekler
verin.
Bu
hikâyeler, konunun unutulmamasını sağlar.

7. Temel İlke: Kendi Değerinizin ve
Elinizdeki Fırsatın Değerinin
Farkında Olun
Başarı konusunda sınıfta kalmanızı veya
geçmenizi sağlayacak olan şey inancınızdır.
Anlattığınız ne ise, mutlaka inandığınız bir
konu olmalıdır.
Bir konuya ya inanırsınız ya da
inanmazsınız. Eğer kendinizi arada bir yerde
hissediyorsanız hemen harekete geçin ve
inancınızı güçlendirin.

“Sağlam
geçer.”

bir

inanç

başkalarına

da

Abraham LINCOLN, başarılı bir diyalog
için şu tavsiyede bulunuyor: “Eğer bir
kimseyi bir konuda ikna etmek istiyorsanız,
önce onun arkadaşı olduğunuzu ona
hissettirmelisiniz.”

Öneri: Bilginin kendi başına bir anlamı
yoktur.
Ancak,
bilgiyi
kullanarak
ve
uygulamaya
dökerek
bazı
sonuçlara
ulaşırsınız, anlamlı şeyler yapmış olursunuz.
O hale bu önerileri kullanmakta yarar
olduğunu düşünmekteyiz.

ZOR İNSANLARLA NASIL
DİYALOG KURULUR?
“Zor İnsanlarla Başa Çıkmak” kitabının
yazarı Robert M. BRAMSON bazı
insanların
neden
farklı
tavırlar
sergilediklerini şöyle açıklıyor: “Bazı
insanlar karşılarındakinin performansını
düşürmek ve onların şevkini kırmak için
bilerek zor tavırlar sergiler.”

Her
zor
insan
birbiriyle
aynı
davranışları sergilemez. Bazı zor insanlar
sürekli konuşup hiç dinlemezken, diğerleri
de hep son sözü söylemeyi tercih eder.
Kimisi sürekli sizi eleştirir. Bazısı sessiz,
bazısı agresif olabilir. Psikiyatri Uzmanı
Doç. Dr. Kültegin ÖGEL zor insanların
davranışlarını şu şekilde belirtiyor:

• Eğitimi ve bilgisi yetersiz olmasına rağmen
kendisini çok iyi sananlar
• Bilgisi ve deneyimi yetersiz olmasına
rağmen kendisini iyi sananlar
• Öncelikleri belirlemede beceri sahibi
olamayanlar
• Hatasını olgunlukla kabul edemeyen,
sürekli açıklama yapıp kendisini temize
çıkarmak isteyenler
• Yavaş düşünen ve yavaş hareket edenler

• İşleri karıştıranlar
• Hiç konuşmayan, bilgiyi zorla ağzından
aldığınız kişiler
• Yanlış anlamakta ısrar edenler
• Karşısındakinin
söylediklerine
önem
vermeyenler
• Konum farklılıkları nedeniyle görüşürken o
farkı hissettirenler
• Karşılarındakine saygı göstermeyenler

• Yavaş hareket eden ve birçok defa tekrar
edilmesi zorunda kalınanlar
• Sadece kendi yaptığı şeyin önemli
olduğunu düşünenler
• Sürekli olaylar ve etrafındakiler üzerinde
kontrol oluşturmaya çalışanlar
• Empati kuramayanlar
• Her zaman “ben haklıyım” diyenler

Zor İnsanlara Yaklaşım Nasıl Olmalı?
Zor insanların özellikleri daha da
arttırılabilir. Ancak tüm bu özellikler ışığında
zor insanları 5 ana başlık altında toplamak
mümkündür.
Agresif İnsanlar:
Saldırgan davranışlar içinde bulunan bu
kişilere sakin bir şekilde kendinizi ifade edin
ve
size
yönelik
saldırgan
tavırlara
kendinizden emin bir şekilde karşılık verin.

Her Şeyi Bilenler:
Bu kişilerle mücadele ederken iyi
hazırlanmak
gerekir.
Asla
meydan
okumayın. Aksine yeteneklerini övün.
Gerektiğinde hatalarını ortaya çıkaracak
sorular sormaktan çekinmeyin.

Şikâyetçiler:
Karşılarındakine güvenmezler. Kendilerine
olan güvenleri de çok değildir. Eksik olan
özgüvenlerini saklamak için memnuniyetsiz,
her şeyden ve herkesten şikâyet eden bir tavır
içine girerler. Bu insanlara “Başkalarının
göremediklerini görüyorsun” şeklinde onların
güvenlerini arttıracak cümlelerle yaklaşın.
Dinleyin ama asla tartışmaya girmeyin. Ona
karşı savunmacı davranmayın.

Mağdurlar:
İyi dinleyin ve onu anladığınızı gösterin.
Soruna odaklanarak onu değişim için motive
edin.
Gizlice Saldıranlar:
Bu insanlara karşı ne kadar geri
çekilirseniz o kadar üstünüze gelmeyi
severler. Geri çekilmeyin. Şakaya vurun.

Değerli Başkanım, değerli arkadaşlarım

Sizlere muhtelif kişisel gelişim uzmanı
yazarların, psikologların, insanlarla diyalog
kurmada,
karşılıklı
olarak
yapılan
müzakerelerde, kimseyi kırmadan dökmeden
güven dolu diyaloglarda bulunmada nelere
dikkat
edilmesi
gerektiği
hakkındaki
görüşlerini arz ettim.

Zor insanlarla diyalogda: zor insanın
psikolojisini yansıtarak, onlara bizim
davranış biçimimizdeki tutumumuzda nasıl
hareket edileceğinin önemini yansıttım.

Bu görüşlere katılırız ya da katılmayız.
Ancak
şu
konuya
da
değinmeden
geçemeyeceğim. Tüm toplumsal yasaklar,
gelenekler ve görenekler elbirliği ile yıllardır
bize konuşma hakkının;
Derebeylikte – Beyin
Krallıkta – Kralın
İmparatorlukta – İmparatorun
Şahlıkta – Şahın
Padişahlıkta – Padişahındır şeklinde empoze
edilmiştir.

İşte bu
sonucunda:

anlayışın

bizi

getirdiği

yer

Söz gümüşse sükût altındır.
Bülbülün çektiği dili belasıdır.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Büyüklerin yanında küçüklere söz düşmez.
Vs.
Böylece ortaya suskun bir insan tipi
çıkmıştır.

Cumhuriyet döneminde yani demokratik
yönetimde ise konuşma hakkının sadece
yönetenlerin hakkı olduğu görüşü yerine,
hem yönetenlerin hem de yönetilenlerin,
hem konuşanın hem de dinleyenin hakkı
olduğu benimsenmiştir. Çünkü konuşma
insan varlığının ve başarısının ön şartıdır.

Ancak; Kutadgu Bilig’in
Aman sözün aydın olsun.
Işık saçsın öz olsun.
Bakan köre göz olsun.

Dediği gibi gerçekçi, yol gösterici ve yapıcı
olmalı ki, gerek kişisel gerekse toplumsal
diyaloglarda müspet sonuca ulaşalım.
Saygılarımızla

TEŞEKKÜR
EDERİZ
İSTESOB EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ
Eğitim Müdürü: Metin İÇTEM
Eğitim Müd. Asistanı: Ahmet Z. GÜNDOĞDU


Slide 14

SUNUM

DİYALOG NEDİR?

İNSANLARLA
DİYALOG
KURMANIN 7
TEMEL İLKESİ

Diyalog kelimesi Yunanca’daki “dia” ve
“logos” kelimelerinin birleşiminden oluşur.
Bizdeki sözlük anlamı ise bilindiği gibi
karşılıklı sohbet, iki kişinin karşılıklı
konuşmasıdır.
Bu anlamıyla diyalog, tek kişinin
konuşması anlamındaki monologun zıddıdır.

Diyalog, bir konu etrafında iki farklı
görüşe sahip iki veya daha fazla kişinin
konuşmasıdır. Eğer; iki veya daha fazla kişi,
benimsenen aynı görüşü ifade ederlerse bu
monolog olur.
Özetle: Diyalog fikir ayrılığını, monolog
fikir birliğini ifade eder.

Diyalog,
iki
görüşten
birisinin
doğrulanması, diğerinin yanlışlanmasıdır.
Biz bu sunumumuzda; farklı görüşlere
sahip kişi veya kişilerin birbirlerini kırmadan,
güven dolu diyalog kurmalarının ilkelerinden
bahsedeceğiz.

1. İlke İyi Bir Dinleyici Olmaktır
İnsanlar genellikle dinlemekten çok
konuşmayı tercih ederler. Fakat gerçek şudur
ki; öğrenmenin yolu dinlemekten geçer.
Çünkü konuşurken öğrenemeyiz.

Dünyanın neresine giderseniz gidin,
insanlara, onlara değer verip önemsediğinizi
göstermenin en iyi yolu onları samimi bir
şekilde dinlemektir.

Onlar
sizin
çok
şey
bildiğinizle
ilgilenmezler. Sözlerinin kesilmemesini, önce
görüşlerinin dinlenmesini isterler.
İnsanları dinlemek, onları önemsediğinizi
göstermenin en iyi yoludur. Bu şekilde
davrandığınızda muhatabınız olan insan,
onu önemsediğinizi anlamakla kalmaz, aynı
zamanda bunu hisseder. Muhatabınızı size
karşı pozitif ve saygılı davranmaya sevk
eder.

2. Temel İlke: İnsanlar Daha Çok
Kendileriyle İlgilidirler
Bir insanın kendi adı, onun ana dilindeki
en değerli kelimedir. Onlara isimleriyle hitap
edin. “Ben, beni, benim” zamirlerini
konuşmalarınızdan çıkarın. “Siz, sizi, sizin”
sihirli zamirlerini kullanın.

İnsanlarla harika bir diyalog kurmanın
başka bir yolu da onların iletişim tarzlarını
anlamaktır.
Karşınızdaki kişinin konuşmasındaki
tonlaması, konuşma hızı, beden dili nasılsa
siz de aynı tonlama, konuşma hızı ve beden
diliyle cevap verin. İnsanlar kendilerine
benzeyen kişilere karşı daha rahat ve açık
davranırlar. Bu tarza “aynalama yapmak”
denir.

Aynalama yöntemi, insanları kendi
tarafınıza çekme konusunda olağanüstü
etkisi olan bir tekniktir. Unutmayın ki insanlar
kar tanelerine benzerler. Birbirine tamamen
benzeyen kar tanesi yoktur. Eğer insanları
aynalarsanız, size karşı açık davranırlar. Bu
sizi başarıya götürecek sihirli anahtarlardan
bir tanesidir. Çünkü sizi kendileri gibi
görmeye başlarlar.

3. Temel İlke: Sorulara Cevap
Vermeden Önce Biraz Sessiz Kalın
Bu tavrınız, söylenen şeyler üzerinde
düşündüğünüzü
gösterir.
İnsanlar,
söyledikleri şeyler üzerinde düşünülmesini
ve söylediklerine değer verilmesini isterler.
Biraz beklemeniz aynı zamanda size de
cevap vermek için düşüncelerinizi toplayacak
zaman kazandırır.

4. Temel İlke: Konuya Odaklanarak
Net Bir Şekilde Konuşun
Konuşmalarınızda kısa ve net olun.
Konudan konuya, oradan oraya zıplayan veya
aynı şeyleri uzatarak anlatan bir insanı
dinlemekten daha korkunç bir şey olamaz. Bu
bir piyanistin piyano çalarken parmaklarını
hangi tuşlara basacağını düşünmesi gibidir.
Müziği dinlemek yerine azap duymaya başlar.

5. Temel İlke: İlk İzlenim Çok Önemlidir
İnsanlar, bizim hakkımızda edindikleri
izlenimin %90’ını onlarla olan birlikteliğimizin
ilk 4 dakikasında edinirler.
İlk izlenimi altın kalitesine ulaştırmanın 3
yolu vardır.
1. Muhatabınızı elini nazikçe sıkın. O sizin elinizi
nasıl kavrıyorsa siz de öyle kavrayın.
2. Tebessüm gücünü kullanın. Tebessüm
ettiğinizde, insanlar size karşı güven duyarlar.
3. Giyim tarzınız başarınıza yardımcı olsun.

6. Temel İlke: Anlatacağınız Bir
Öykünüz Olsun
Bir konuyu vurgulamak istediğinizde bir
hikâye anlatın ve bir hikâye anlattığınızda
da, bir konunun altını çizin. Kendi
yaşadıklarınızdan
örnekler
verin.
Bu
hikâyeler, konunun unutulmamasını sağlar.

7. Temel İlke: Kendi Değerinizin ve
Elinizdeki Fırsatın Değerinin
Farkında Olun
Başarı konusunda sınıfta kalmanızı veya
geçmenizi sağlayacak olan şey inancınızdır.
Anlattığınız ne ise, mutlaka inandığınız bir
konu olmalıdır.
Bir konuya ya inanırsınız ya da
inanmazsınız. Eğer kendinizi arada bir yerde
hissediyorsanız hemen harekete geçin ve
inancınızı güçlendirin.

“Sağlam
geçer.”

bir

inanç

başkalarına

da

Abraham LINCOLN, başarılı bir diyalog
için şu tavsiyede bulunuyor: “Eğer bir
kimseyi bir konuda ikna etmek istiyorsanız,
önce onun arkadaşı olduğunuzu ona
hissettirmelisiniz.”

Öneri: Bilginin kendi başına bir anlamı
yoktur.
Ancak,
bilgiyi
kullanarak
ve
uygulamaya
dökerek
bazı
sonuçlara
ulaşırsınız, anlamlı şeyler yapmış olursunuz.
O hale bu önerileri kullanmakta yarar
olduğunu düşünmekteyiz.

ZOR İNSANLARLA NASIL
DİYALOG KURULUR?
“Zor İnsanlarla Başa Çıkmak” kitabının
yazarı Robert M. BRAMSON bazı
insanların
neden
farklı
tavırlar
sergilediklerini şöyle açıklıyor: “Bazı
insanlar karşılarındakinin performansını
düşürmek ve onların şevkini kırmak için
bilerek zor tavırlar sergiler.”

Her
zor
insan
birbiriyle
aynı
davranışları sergilemez. Bazı zor insanlar
sürekli konuşup hiç dinlemezken, diğerleri
de hep son sözü söylemeyi tercih eder.
Kimisi sürekli sizi eleştirir. Bazısı sessiz,
bazısı agresif olabilir. Psikiyatri Uzmanı
Doç. Dr. Kültegin ÖGEL zor insanların
davranışlarını şu şekilde belirtiyor:

• Eğitimi ve bilgisi yetersiz olmasına rağmen
kendisini çok iyi sananlar
• Bilgisi ve deneyimi yetersiz olmasına
rağmen kendisini iyi sananlar
• Öncelikleri belirlemede beceri sahibi
olamayanlar
• Hatasını olgunlukla kabul edemeyen,
sürekli açıklama yapıp kendisini temize
çıkarmak isteyenler
• Yavaş düşünen ve yavaş hareket edenler

• İşleri karıştıranlar
• Hiç konuşmayan, bilgiyi zorla ağzından
aldığınız kişiler
• Yanlış anlamakta ısrar edenler
• Karşısındakinin
söylediklerine
önem
vermeyenler
• Konum farklılıkları nedeniyle görüşürken o
farkı hissettirenler
• Karşılarındakine saygı göstermeyenler

• Yavaş hareket eden ve birçok defa tekrar
edilmesi zorunda kalınanlar
• Sadece kendi yaptığı şeyin önemli
olduğunu düşünenler
• Sürekli olaylar ve etrafındakiler üzerinde
kontrol oluşturmaya çalışanlar
• Empati kuramayanlar
• Her zaman “ben haklıyım” diyenler

Zor İnsanlara Yaklaşım Nasıl Olmalı?
Zor insanların özellikleri daha da
arttırılabilir. Ancak tüm bu özellikler ışığında
zor insanları 5 ana başlık altında toplamak
mümkündür.
Agresif İnsanlar:
Saldırgan davranışlar içinde bulunan bu
kişilere sakin bir şekilde kendinizi ifade edin
ve
size
yönelik
saldırgan
tavırlara
kendinizden emin bir şekilde karşılık verin.

Her Şeyi Bilenler:
Bu kişilerle mücadele ederken iyi
hazırlanmak
gerekir.
Asla
meydan
okumayın. Aksine yeteneklerini övün.
Gerektiğinde hatalarını ortaya çıkaracak
sorular sormaktan çekinmeyin.

Şikâyetçiler:
Karşılarındakine güvenmezler. Kendilerine
olan güvenleri de çok değildir. Eksik olan
özgüvenlerini saklamak için memnuniyetsiz,
her şeyden ve herkesten şikâyet eden bir tavır
içine girerler. Bu insanlara “Başkalarının
göremediklerini görüyorsun” şeklinde onların
güvenlerini arttıracak cümlelerle yaklaşın.
Dinleyin ama asla tartışmaya girmeyin. Ona
karşı savunmacı davranmayın.

Mağdurlar:
İyi dinleyin ve onu anladığınızı gösterin.
Soruna odaklanarak onu değişim için motive
edin.
Gizlice Saldıranlar:
Bu insanlara karşı ne kadar geri
çekilirseniz o kadar üstünüze gelmeyi
severler. Geri çekilmeyin. Şakaya vurun.

Değerli Başkanım, değerli arkadaşlarım

Sizlere muhtelif kişisel gelişim uzmanı
yazarların, psikologların, insanlarla diyalog
kurmada,
karşılıklı
olarak
yapılan
müzakerelerde, kimseyi kırmadan dökmeden
güven dolu diyaloglarda bulunmada nelere
dikkat
edilmesi
gerektiği
hakkındaki
görüşlerini arz ettim.

Zor insanlarla diyalogda: zor insanın
psikolojisini yansıtarak, onlara bizim
davranış biçimimizdeki tutumumuzda nasıl
hareket edileceğinin önemini yansıttım.

Bu görüşlere katılırız ya da katılmayız.
Ancak
şu
konuya
da
değinmeden
geçemeyeceğim. Tüm toplumsal yasaklar,
gelenekler ve görenekler elbirliği ile yıllardır
bize konuşma hakkının;
Derebeylikte – Beyin
Krallıkta – Kralın
İmparatorlukta – İmparatorun
Şahlıkta – Şahın
Padişahlıkta – Padişahındır şeklinde empoze
edilmiştir.

İşte bu
sonucunda:

anlayışın

bizi

getirdiği

yer

Söz gümüşse sükût altındır.
Bülbülün çektiği dili belasıdır.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Büyüklerin yanında küçüklere söz düşmez.
Vs.
Böylece ortaya suskun bir insan tipi
çıkmıştır.

Cumhuriyet döneminde yani demokratik
yönetimde ise konuşma hakkının sadece
yönetenlerin hakkı olduğu görüşü yerine,
hem yönetenlerin hem de yönetilenlerin,
hem konuşanın hem de dinleyenin hakkı
olduğu benimsenmiştir. Çünkü konuşma
insan varlığının ve başarısının ön şartıdır.

Ancak; Kutadgu Bilig’in
Aman sözün aydın olsun.
Işık saçsın öz olsun.
Bakan köre göz olsun.

Dediği gibi gerçekçi, yol gösterici ve yapıcı
olmalı ki, gerek kişisel gerekse toplumsal
diyaloglarda müspet sonuca ulaşalım.
Saygılarımızla

TEŞEKKÜR
EDERİZ
İSTESOB EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ
Eğitim Müdürü: Metin İÇTEM
Eğitim Müd. Asistanı: Ahmet Z. GÜNDOĞDU


Slide 15

SUNUM

DİYALOG NEDİR?

İNSANLARLA
DİYALOG
KURMANIN 7
TEMEL İLKESİ

Diyalog kelimesi Yunanca’daki “dia” ve
“logos” kelimelerinin birleşiminden oluşur.
Bizdeki sözlük anlamı ise bilindiği gibi
karşılıklı sohbet, iki kişinin karşılıklı
konuşmasıdır.
Bu anlamıyla diyalog, tek kişinin
konuşması anlamındaki monologun zıddıdır.

Diyalog, bir konu etrafında iki farklı
görüşe sahip iki veya daha fazla kişinin
konuşmasıdır. Eğer; iki veya daha fazla kişi,
benimsenen aynı görüşü ifade ederlerse bu
monolog olur.
Özetle: Diyalog fikir ayrılığını, monolog
fikir birliğini ifade eder.

Diyalog,
iki
görüşten
birisinin
doğrulanması, diğerinin yanlışlanmasıdır.
Biz bu sunumumuzda; farklı görüşlere
sahip kişi veya kişilerin birbirlerini kırmadan,
güven dolu diyalog kurmalarının ilkelerinden
bahsedeceğiz.

1. İlke İyi Bir Dinleyici Olmaktır
İnsanlar genellikle dinlemekten çok
konuşmayı tercih ederler. Fakat gerçek şudur
ki; öğrenmenin yolu dinlemekten geçer.
Çünkü konuşurken öğrenemeyiz.

Dünyanın neresine giderseniz gidin,
insanlara, onlara değer verip önemsediğinizi
göstermenin en iyi yolu onları samimi bir
şekilde dinlemektir.

Onlar
sizin
çok
şey
bildiğinizle
ilgilenmezler. Sözlerinin kesilmemesini, önce
görüşlerinin dinlenmesini isterler.
İnsanları dinlemek, onları önemsediğinizi
göstermenin en iyi yoludur. Bu şekilde
davrandığınızda muhatabınız olan insan,
onu önemsediğinizi anlamakla kalmaz, aynı
zamanda bunu hisseder. Muhatabınızı size
karşı pozitif ve saygılı davranmaya sevk
eder.

2. Temel İlke: İnsanlar Daha Çok
Kendileriyle İlgilidirler
Bir insanın kendi adı, onun ana dilindeki
en değerli kelimedir. Onlara isimleriyle hitap
edin. “Ben, beni, benim” zamirlerini
konuşmalarınızdan çıkarın. “Siz, sizi, sizin”
sihirli zamirlerini kullanın.

İnsanlarla harika bir diyalog kurmanın
başka bir yolu da onların iletişim tarzlarını
anlamaktır.
Karşınızdaki kişinin konuşmasındaki
tonlaması, konuşma hızı, beden dili nasılsa
siz de aynı tonlama, konuşma hızı ve beden
diliyle cevap verin. İnsanlar kendilerine
benzeyen kişilere karşı daha rahat ve açık
davranırlar. Bu tarza “aynalama yapmak”
denir.

Aynalama yöntemi, insanları kendi
tarafınıza çekme konusunda olağanüstü
etkisi olan bir tekniktir. Unutmayın ki insanlar
kar tanelerine benzerler. Birbirine tamamen
benzeyen kar tanesi yoktur. Eğer insanları
aynalarsanız, size karşı açık davranırlar. Bu
sizi başarıya götürecek sihirli anahtarlardan
bir tanesidir. Çünkü sizi kendileri gibi
görmeye başlarlar.

3. Temel İlke: Sorulara Cevap
Vermeden Önce Biraz Sessiz Kalın
Bu tavrınız, söylenen şeyler üzerinde
düşündüğünüzü
gösterir.
İnsanlar,
söyledikleri şeyler üzerinde düşünülmesini
ve söylediklerine değer verilmesini isterler.
Biraz beklemeniz aynı zamanda size de
cevap vermek için düşüncelerinizi toplayacak
zaman kazandırır.

4. Temel İlke: Konuya Odaklanarak
Net Bir Şekilde Konuşun
Konuşmalarınızda kısa ve net olun.
Konudan konuya, oradan oraya zıplayan veya
aynı şeyleri uzatarak anlatan bir insanı
dinlemekten daha korkunç bir şey olamaz. Bu
bir piyanistin piyano çalarken parmaklarını
hangi tuşlara basacağını düşünmesi gibidir.
Müziği dinlemek yerine azap duymaya başlar.

5. Temel İlke: İlk İzlenim Çok Önemlidir
İnsanlar, bizim hakkımızda edindikleri
izlenimin %90’ını onlarla olan birlikteliğimizin
ilk 4 dakikasında edinirler.
İlk izlenimi altın kalitesine ulaştırmanın 3
yolu vardır.
1. Muhatabınızı elini nazikçe sıkın. O sizin elinizi
nasıl kavrıyorsa siz de öyle kavrayın.
2. Tebessüm gücünü kullanın. Tebessüm
ettiğinizde, insanlar size karşı güven duyarlar.
3. Giyim tarzınız başarınıza yardımcı olsun.

6. Temel İlke: Anlatacağınız Bir
Öykünüz Olsun
Bir konuyu vurgulamak istediğinizde bir
hikâye anlatın ve bir hikâye anlattığınızda
da, bir konunun altını çizin. Kendi
yaşadıklarınızdan
örnekler
verin.
Bu
hikâyeler, konunun unutulmamasını sağlar.

7. Temel İlke: Kendi Değerinizin ve
Elinizdeki Fırsatın Değerinin
Farkında Olun
Başarı konusunda sınıfta kalmanızı veya
geçmenizi sağlayacak olan şey inancınızdır.
Anlattığınız ne ise, mutlaka inandığınız bir
konu olmalıdır.
Bir konuya ya inanırsınız ya da
inanmazsınız. Eğer kendinizi arada bir yerde
hissediyorsanız hemen harekete geçin ve
inancınızı güçlendirin.

“Sağlam
geçer.”

bir

inanç

başkalarına

da

Abraham LINCOLN, başarılı bir diyalog
için şu tavsiyede bulunuyor: “Eğer bir
kimseyi bir konuda ikna etmek istiyorsanız,
önce onun arkadaşı olduğunuzu ona
hissettirmelisiniz.”

Öneri: Bilginin kendi başına bir anlamı
yoktur.
Ancak,
bilgiyi
kullanarak
ve
uygulamaya
dökerek
bazı
sonuçlara
ulaşırsınız, anlamlı şeyler yapmış olursunuz.
O hale bu önerileri kullanmakta yarar
olduğunu düşünmekteyiz.

ZOR İNSANLARLA NASIL
DİYALOG KURULUR?
“Zor İnsanlarla Başa Çıkmak” kitabının
yazarı Robert M. BRAMSON bazı
insanların
neden
farklı
tavırlar
sergilediklerini şöyle açıklıyor: “Bazı
insanlar karşılarındakinin performansını
düşürmek ve onların şevkini kırmak için
bilerek zor tavırlar sergiler.”

Her
zor
insan
birbiriyle
aynı
davranışları sergilemez. Bazı zor insanlar
sürekli konuşup hiç dinlemezken, diğerleri
de hep son sözü söylemeyi tercih eder.
Kimisi sürekli sizi eleştirir. Bazısı sessiz,
bazısı agresif olabilir. Psikiyatri Uzmanı
Doç. Dr. Kültegin ÖGEL zor insanların
davranışlarını şu şekilde belirtiyor:

• Eğitimi ve bilgisi yetersiz olmasına rağmen
kendisini çok iyi sananlar
• Bilgisi ve deneyimi yetersiz olmasına
rağmen kendisini iyi sananlar
• Öncelikleri belirlemede beceri sahibi
olamayanlar
• Hatasını olgunlukla kabul edemeyen,
sürekli açıklama yapıp kendisini temize
çıkarmak isteyenler
• Yavaş düşünen ve yavaş hareket edenler

• İşleri karıştıranlar
• Hiç konuşmayan, bilgiyi zorla ağzından
aldığınız kişiler
• Yanlış anlamakta ısrar edenler
• Karşısındakinin
söylediklerine
önem
vermeyenler
• Konum farklılıkları nedeniyle görüşürken o
farkı hissettirenler
• Karşılarındakine saygı göstermeyenler

• Yavaş hareket eden ve birçok defa tekrar
edilmesi zorunda kalınanlar
• Sadece kendi yaptığı şeyin önemli
olduğunu düşünenler
• Sürekli olaylar ve etrafındakiler üzerinde
kontrol oluşturmaya çalışanlar
• Empati kuramayanlar
• Her zaman “ben haklıyım” diyenler

Zor İnsanlara Yaklaşım Nasıl Olmalı?
Zor insanların özellikleri daha da
arttırılabilir. Ancak tüm bu özellikler ışığında
zor insanları 5 ana başlık altında toplamak
mümkündür.
Agresif İnsanlar:
Saldırgan davranışlar içinde bulunan bu
kişilere sakin bir şekilde kendinizi ifade edin
ve
size
yönelik
saldırgan
tavırlara
kendinizden emin bir şekilde karşılık verin.

Her Şeyi Bilenler:
Bu kişilerle mücadele ederken iyi
hazırlanmak
gerekir.
Asla
meydan
okumayın. Aksine yeteneklerini övün.
Gerektiğinde hatalarını ortaya çıkaracak
sorular sormaktan çekinmeyin.

Şikâyetçiler:
Karşılarındakine güvenmezler. Kendilerine
olan güvenleri de çok değildir. Eksik olan
özgüvenlerini saklamak için memnuniyetsiz,
her şeyden ve herkesten şikâyet eden bir tavır
içine girerler. Bu insanlara “Başkalarının
göremediklerini görüyorsun” şeklinde onların
güvenlerini arttıracak cümlelerle yaklaşın.
Dinleyin ama asla tartışmaya girmeyin. Ona
karşı savunmacı davranmayın.

Mağdurlar:
İyi dinleyin ve onu anladığınızı gösterin.
Soruna odaklanarak onu değişim için motive
edin.
Gizlice Saldıranlar:
Bu insanlara karşı ne kadar geri
çekilirseniz o kadar üstünüze gelmeyi
severler. Geri çekilmeyin. Şakaya vurun.

Değerli Başkanım, değerli arkadaşlarım

Sizlere muhtelif kişisel gelişim uzmanı
yazarların, psikologların, insanlarla diyalog
kurmada,
karşılıklı
olarak
yapılan
müzakerelerde, kimseyi kırmadan dökmeden
güven dolu diyaloglarda bulunmada nelere
dikkat
edilmesi
gerektiği
hakkındaki
görüşlerini arz ettim.

Zor insanlarla diyalogda: zor insanın
psikolojisini yansıtarak, onlara bizim
davranış biçimimizdeki tutumumuzda nasıl
hareket edileceğinin önemini yansıttım.

Bu görüşlere katılırız ya da katılmayız.
Ancak
şu
konuya
da
değinmeden
geçemeyeceğim. Tüm toplumsal yasaklar,
gelenekler ve görenekler elbirliği ile yıllardır
bize konuşma hakkının;
Derebeylikte – Beyin
Krallıkta – Kralın
İmparatorlukta – İmparatorun
Şahlıkta – Şahın
Padişahlıkta – Padişahındır şeklinde empoze
edilmiştir.

İşte bu
sonucunda:

anlayışın

bizi

getirdiği

yer

Söz gümüşse sükût altındır.
Bülbülün çektiği dili belasıdır.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Büyüklerin yanında küçüklere söz düşmez.
Vs.
Böylece ortaya suskun bir insan tipi
çıkmıştır.

Cumhuriyet döneminde yani demokratik
yönetimde ise konuşma hakkının sadece
yönetenlerin hakkı olduğu görüşü yerine,
hem yönetenlerin hem de yönetilenlerin,
hem konuşanın hem de dinleyenin hakkı
olduğu benimsenmiştir. Çünkü konuşma
insan varlığının ve başarısının ön şartıdır.

Ancak; Kutadgu Bilig’in
Aman sözün aydın olsun.
Işık saçsın öz olsun.
Bakan köre göz olsun.

Dediği gibi gerçekçi, yol gösterici ve yapıcı
olmalı ki, gerek kişisel gerekse toplumsal
diyaloglarda müspet sonuca ulaşalım.
Saygılarımızla

TEŞEKKÜR
EDERİZ
İSTESOB EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ
Eğitim Müdürü: Metin İÇTEM
Eğitim Müd. Asistanı: Ahmet Z. GÜNDOĞDU


Slide 16

SUNUM

DİYALOG NEDİR?

İNSANLARLA
DİYALOG
KURMANIN 7
TEMEL İLKESİ

Diyalog kelimesi Yunanca’daki “dia” ve
“logos” kelimelerinin birleşiminden oluşur.
Bizdeki sözlük anlamı ise bilindiği gibi
karşılıklı sohbet, iki kişinin karşılıklı
konuşmasıdır.
Bu anlamıyla diyalog, tek kişinin
konuşması anlamındaki monologun zıddıdır.

Diyalog, bir konu etrafında iki farklı
görüşe sahip iki veya daha fazla kişinin
konuşmasıdır. Eğer; iki veya daha fazla kişi,
benimsenen aynı görüşü ifade ederlerse bu
monolog olur.
Özetle: Diyalog fikir ayrılığını, monolog
fikir birliğini ifade eder.

Diyalog,
iki
görüşten
birisinin
doğrulanması, diğerinin yanlışlanmasıdır.
Biz bu sunumumuzda; farklı görüşlere
sahip kişi veya kişilerin birbirlerini kırmadan,
güven dolu diyalog kurmalarının ilkelerinden
bahsedeceğiz.

1. İlke İyi Bir Dinleyici Olmaktır
İnsanlar genellikle dinlemekten çok
konuşmayı tercih ederler. Fakat gerçek şudur
ki; öğrenmenin yolu dinlemekten geçer.
Çünkü konuşurken öğrenemeyiz.

Dünyanın neresine giderseniz gidin,
insanlara, onlara değer verip önemsediğinizi
göstermenin en iyi yolu onları samimi bir
şekilde dinlemektir.

Onlar
sizin
çok
şey
bildiğinizle
ilgilenmezler. Sözlerinin kesilmemesini, önce
görüşlerinin dinlenmesini isterler.
İnsanları dinlemek, onları önemsediğinizi
göstermenin en iyi yoludur. Bu şekilde
davrandığınızda muhatabınız olan insan,
onu önemsediğinizi anlamakla kalmaz, aynı
zamanda bunu hisseder. Muhatabınızı size
karşı pozitif ve saygılı davranmaya sevk
eder.

2. Temel İlke: İnsanlar Daha Çok
Kendileriyle İlgilidirler
Bir insanın kendi adı, onun ana dilindeki
en değerli kelimedir. Onlara isimleriyle hitap
edin. “Ben, beni, benim” zamirlerini
konuşmalarınızdan çıkarın. “Siz, sizi, sizin”
sihirli zamirlerini kullanın.

İnsanlarla harika bir diyalog kurmanın
başka bir yolu da onların iletişim tarzlarını
anlamaktır.
Karşınızdaki kişinin konuşmasındaki
tonlaması, konuşma hızı, beden dili nasılsa
siz de aynı tonlama, konuşma hızı ve beden
diliyle cevap verin. İnsanlar kendilerine
benzeyen kişilere karşı daha rahat ve açık
davranırlar. Bu tarza “aynalama yapmak”
denir.

Aynalama yöntemi, insanları kendi
tarafınıza çekme konusunda olağanüstü
etkisi olan bir tekniktir. Unutmayın ki insanlar
kar tanelerine benzerler. Birbirine tamamen
benzeyen kar tanesi yoktur. Eğer insanları
aynalarsanız, size karşı açık davranırlar. Bu
sizi başarıya götürecek sihirli anahtarlardan
bir tanesidir. Çünkü sizi kendileri gibi
görmeye başlarlar.

3. Temel İlke: Sorulara Cevap
Vermeden Önce Biraz Sessiz Kalın
Bu tavrınız, söylenen şeyler üzerinde
düşündüğünüzü
gösterir.
İnsanlar,
söyledikleri şeyler üzerinde düşünülmesini
ve söylediklerine değer verilmesini isterler.
Biraz beklemeniz aynı zamanda size de
cevap vermek için düşüncelerinizi toplayacak
zaman kazandırır.

4. Temel İlke: Konuya Odaklanarak
Net Bir Şekilde Konuşun
Konuşmalarınızda kısa ve net olun.
Konudan konuya, oradan oraya zıplayan veya
aynı şeyleri uzatarak anlatan bir insanı
dinlemekten daha korkunç bir şey olamaz. Bu
bir piyanistin piyano çalarken parmaklarını
hangi tuşlara basacağını düşünmesi gibidir.
Müziği dinlemek yerine azap duymaya başlar.

5. Temel İlke: İlk İzlenim Çok Önemlidir
İnsanlar, bizim hakkımızda edindikleri
izlenimin %90’ını onlarla olan birlikteliğimizin
ilk 4 dakikasında edinirler.
İlk izlenimi altın kalitesine ulaştırmanın 3
yolu vardır.
1. Muhatabınızı elini nazikçe sıkın. O sizin elinizi
nasıl kavrıyorsa siz de öyle kavrayın.
2. Tebessüm gücünü kullanın. Tebessüm
ettiğinizde, insanlar size karşı güven duyarlar.
3. Giyim tarzınız başarınıza yardımcı olsun.

6. Temel İlke: Anlatacağınız Bir
Öykünüz Olsun
Bir konuyu vurgulamak istediğinizde bir
hikâye anlatın ve bir hikâye anlattığınızda
da, bir konunun altını çizin. Kendi
yaşadıklarınızdan
örnekler
verin.
Bu
hikâyeler, konunun unutulmamasını sağlar.

7. Temel İlke: Kendi Değerinizin ve
Elinizdeki Fırsatın Değerinin
Farkında Olun
Başarı konusunda sınıfta kalmanızı veya
geçmenizi sağlayacak olan şey inancınızdır.
Anlattığınız ne ise, mutlaka inandığınız bir
konu olmalıdır.
Bir konuya ya inanırsınız ya da
inanmazsınız. Eğer kendinizi arada bir yerde
hissediyorsanız hemen harekete geçin ve
inancınızı güçlendirin.

“Sağlam
geçer.”

bir

inanç

başkalarına

da

Abraham LINCOLN, başarılı bir diyalog
için şu tavsiyede bulunuyor: “Eğer bir
kimseyi bir konuda ikna etmek istiyorsanız,
önce onun arkadaşı olduğunuzu ona
hissettirmelisiniz.”

Öneri: Bilginin kendi başına bir anlamı
yoktur.
Ancak,
bilgiyi
kullanarak
ve
uygulamaya
dökerek
bazı
sonuçlara
ulaşırsınız, anlamlı şeyler yapmış olursunuz.
O hale bu önerileri kullanmakta yarar
olduğunu düşünmekteyiz.

ZOR İNSANLARLA NASIL
DİYALOG KURULUR?
“Zor İnsanlarla Başa Çıkmak” kitabının
yazarı Robert M. BRAMSON bazı
insanların
neden
farklı
tavırlar
sergilediklerini şöyle açıklıyor: “Bazı
insanlar karşılarındakinin performansını
düşürmek ve onların şevkini kırmak için
bilerek zor tavırlar sergiler.”

Her
zor
insan
birbiriyle
aynı
davranışları sergilemez. Bazı zor insanlar
sürekli konuşup hiç dinlemezken, diğerleri
de hep son sözü söylemeyi tercih eder.
Kimisi sürekli sizi eleştirir. Bazısı sessiz,
bazısı agresif olabilir. Psikiyatri Uzmanı
Doç. Dr. Kültegin ÖGEL zor insanların
davranışlarını şu şekilde belirtiyor:

• Eğitimi ve bilgisi yetersiz olmasına rağmen
kendisini çok iyi sananlar
• Bilgisi ve deneyimi yetersiz olmasına
rağmen kendisini iyi sananlar
• Öncelikleri belirlemede beceri sahibi
olamayanlar
• Hatasını olgunlukla kabul edemeyen,
sürekli açıklama yapıp kendisini temize
çıkarmak isteyenler
• Yavaş düşünen ve yavaş hareket edenler

• İşleri karıştıranlar
• Hiç konuşmayan, bilgiyi zorla ağzından
aldığınız kişiler
• Yanlış anlamakta ısrar edenler
• Karşısındakinin
söylediklerine
önem
vermeyenler
• Konum farklılıkları nedeniyle görüşürken o
farkı hissettirenler
• Karşılarındakine saygı göstermeyenler

• Yavaş hareket eden ve birçok defa tekrar
edilmesi zorunda kalınanlar
• Sadece kendi yaptığı şeyin önemli
olduğunu düşünenler
• Sürekli olaylar ve etrafındakiler üzerinde
kontrol oluşturmaya çalışanlar
• Empati kuramayanlar
• Her zaman “ben haklıyım” diyenler

Zor İnsanlara Yaklaşım Nasıl Olmalı?
Zor insanların özellikleri daha da
arttırılabilir. Ancak tüm bu özellikler ışığında
zor insanları 5 ana başlık altında toplamak
mümkündür.
Agresif İnsanlar:
Saldırgan davranışlar içinde bulunan bu
kişilere sakin bir şekilde kendinizi ifade edin
ve
size
yönelik
saldırgan
tavırlara
kendinizden emin bir şekilde karşılık verin.

Her Şeyi Bilenler:
Bu kişilerle mücadele ederken iyi
hazırlanmak
gerekir.
Asla
meydan
okumayın. Aksine yeteneklerini övün.
Gerektiğinde hatalarını ortaya çıkaracak
sorular sormaktan çekinmeyin.

Şikâyetçiler:
Karşılarındakine güvenmezler. Kendilerine
olan güvenleri de çok değildir. Eksik olan
özgüvenlerini saklamak için memnuniyetsiz,
her şeyden ve herkesten şikâyet eden bir tavır
içine girerler. Bu insanlara “Başkalarının
göremediklerini görüyorsun” şeklinde onların
güvenlerini arttıracak cümlelerle yaklaşın.
Dinleyin ama asla tartışmaya girmeyin. Ona
karşı savunmacı davranmayın.

Mağdurlar:
İyi dinleyin ve onu anladığınızı gösterin.
Soruna odaklanarak onu değişim için motive
edin.
Gizlice Saldıranlar:
Bu insanlara karşı ne kadar geri
çekilirseniz o kadar üstünüze gelmeyi
severler. Geri çekilmeyin. Şakaya vurun.

Değerli Başkanım, değerli arkadaşlarım

Sizlere muhtelif kişisel gelişim uzmanı
yazarların, psikologların, insanlarla diyalog
kurmada,
karşılıklı
olarak
yapılan
müzakerelerde, kimseyi kırmadan dökmeden
güven dolu diyaloglarda bulunmada nelere
dikkat
edilmesi
gerektiği
hakkındaki
görüşlerini arz ettim.

Zor insanlarla diyalogda: zor insanın
psikolojisini yansıtarak, onlara bizim
davranış biçimimizdeki tutumumuzda nasıl
hareket edileceğinin önemini yansıttım.

Bu görüşlere katılırız ya da katılmayız.
Ancak
şu
konuya
da
değinmeden
geçemeyeceğim. Tüm toplumsal yasaklar,
gelenekler ve görenekler elbirliği ile yıllardır
bize konuşma hakkının;
Derebeylikte – Beyin
Krallıkta – Kralın
İmparatorlukta – İmparatorun
Şahlıkta – Şahın
Padişahlıkta – Padişahındır şeklinde empoze
edilmiştir.

İşte bu
sonucunda:

anlayışın

bizi

getirdiği

yer

Söz gümüşse sükût altındır.
Bülbülün çektiği dili belasıdır.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Büyüklerin yanında küçüklere söz düşmez.
Vs.
Böylece ortaya suskun bir insan tipi
çıkmıştır.

Cumhuriyet döneminde yani demokratik
yönetimde ise konuşma hakkının sadece
yönetenlerin hakkı olduğu görüşü yerine,
hem yönetenlerin hem de yönetilenlerin,
hem konuşanın hem de dinleyenin hakkı
olduğu benimsenmiştir. Çünkü konuşma
insan varlığının ve başarısının ön şartıdır.

Ancak; Kutadgu Bilig’in
Aman sözün aydın olsun.
Işık saçsın öz olsun.
Bakan köre göz olsun.

Dediği gibi gerçekçi, yol gösterici ve yapıcı
olmalı ki, gerek kişisel gerekse toplumsal
diyaloglarda müspet sonuca ulaşalım.
Saygılarımızla

TEŞEKKÜR
EDERİZ
İSTESOB EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ
Eğitim Müdürü: Metin İÇTEM
Eğitim Müd. Asistanı: Ahmet Z. GÜNDOĞDU


Slide 17

SUNUM

DİYALOG NEDİR?

İNSANLARLA
DİYALOG
KURMANIN 7
TEMEL İLKESİ

Diyalog kelimesi Yunanca’daki “dia” ve
“logos” kelimelerinin birleşiminden oluşur.
Bizdeki sözlük anlamı ise bilindiği gibi
karşılıklı sohbet, iki kişinin karşılıklı
konuşmasıdır.
Bu anlamıyla diyalog, tek kişinin
konuşması anlamındaki monologun zıddıdır.

Diyalog, bir konu etrafında iki farklı
görüşe sahip iki veya daha fazla kişinin
konuşmasıdır. Eğer; iki veya daha fazla kişi,
benimsenen aynı görüşü ifade ederlerse bu
monolog olur.
Özetle: Diyalog fikir ayrılığını, monolog
fikir birliğini ifade eder.

Diyalog,
iki
görüşten
birisinin
doğrulanması, diğerinin yanlışlanmasıdır.
Biz bu sunumumuzda; farklı görüşlere
sahip kişi veya kişilerin birbirlerini kırmadan,
güven dolu diyalog kurmalarının ilkelerinden
bahsedeceğiz.

1. İlke İyi Bir Dinleyici Olmaktır
İnsanlar genellikle dinlemekten çok
konuşmayı tercih ederler. Fakat gerçek şudur
ki; öğrenmenin yolu dinlemekten geçer.
Çünkü konuşurken öğrenemeyiz.

Dünyanın neresine giderseniz gidin,
insanlara, onlara değer verip önemsediğinizi
göstermenin en iyi yolu onları samimi bir
şekilde dinlemektir.

Onlar
sizin
çok
şey
bildiğinizle
ilgilenmezler. Sözlerinin kesilmemesini, önce
görüşlerinin dinlenmesini isterler.
İnsanları dinlemek, onları önemsediğinizi
göstermenin en iyi yoludur. Bu şekilde
davrandığınızda muhatabınız olan insan,
onu önemsediğinizi anlamakla kalmaz, aynı
zamanda bunu hisseder. Muhatabınızı size
karşı pozitif ve saygılı davranmaya sevk
eder.

2. Temel İlke: İnsanlar Daha Çok
Kendileriyle İlgilidirler
Bir insanın kendi adı, onun ana dilindeki
en değerli kelimedir. Onlara isimleriyle hitap
edin. “Ben, beni, benim” zamirlerini
konuşmalarınızdan çıkarın. “Siz, sizi, sizin”
sihirli zamirlerini kullanın.

İnsanlarla harika bir diyalog kurmanın
başka bir yolu da onların iletişim tarzlarını
anlamaktır.
Karşınızdaki kişinin konuşmasındaki
tonlaması, konuşma hızı, beden dili nasılsa
siz de aynı tonlama, konuşma hızı ve beden
diliyle cevap verin. İnsanlar kendilerine
benzeyen kişilere karşı daha rahat ve açık
davranırlar. Bu tarza “aynalama yapmak”
denir.

Aynalama yöntemi, insanları kendi
tarafınıza çekme konusunda olağanüstü
etkisi olan bir tekniktir. Unutmayın ki insanlar
kar tanelerine benzerler. Birbirine tamamen
benzeyen kar tanesi yoktur. Eğer insanları
aynalarsanız, size karşı açık davranırlar. Bu
sizi başarıya götürecek sihirli anahtarlardan
bir tanesidir. Çünkü sizi kendileri gibi
görmeye başlarlar.

3. Temel İlke: Sorulara Cevap
Vermeden Önce Biraz Sessiz Kalın
Bu tavrınız, söylenen şeyler üzerinde
düşündüğünüzü
gösterir.
İnsanlar,
söyledikleri şeyler üzerinde düşünülmesini
ve söylediklerine değer verilmesini isterler.
Biraz beklemeniz aynı zamanda size de
cevap vermek için düşüncelerinizi toplayacak
zaman kazandırır.

4. Temel İlke: Konuya Odaklanarak
Net Bir Şekilde Konuşun
Konuşmalarınızda kısa ve net olun.
Konudan konuya, oradan oraya zıplayan veya
aynı şeyleri uzatarak anlatan bir insanı
dinlemekten daha korkunç bir şey olamaz. Bu
bir piyanistin piyano çalarken parmaklarını
hangi tuşlara basacağını düşünmesi gibidir.
Müziği dinlemek yerine azap duymaya başlar.

5. Temel İlke: İlk İzlenim Çok Önemlidir
İnsanlar, bizim hakkımızda edindikleri
izlenimin %90’ını onlarla olan birlikteliğimizin
ilk 4 dakikasında edinirler.
İlk izlenimi altın kalitesine ulaştırmanın 3
yolu vardır.
1. Muhatabınızı elini nazikçe sıkın. O sizin elinizi
nasıl kavrıyorsa siz de öyle kavrayın.
2. Tebessüm gücünü kullanın. Tebessüm
ettiğinizde, insanlar size karşı güven duyarlar.
3. Giyim tarzınız başarınıza yardımcı olsun.

6. Temel İlke: Anlatacağınız Bir
Öykünüz Olsun
Bir konuyu vurgulamak istediğinizde bir
hikâye anlatın ve bir hikâye anlattığınızda
da, bir konunun altını çizin. Kendi
yaşadıklarınızdan
örnekler
verin.
Bu
hikâyeler, konunun unutulmamasını sağlar.

7. Temel İlke: Kendi Değerinizin ve
Elinizdeki Fırsatın Değerinin
Farkında Olun
Başarı konusunda sınıfta kalmanızı veya
geçmenizi sağlayacak olan şey inancınızdır.
Anlattığınız ne ise, mutlaka inandığınız bir
konu olmalıdır.
Bir konuya ya inanırsınız ya da
inanmazsınız. Eğer kendinizi arada bir yerde
hissediyorsanız hemen harekete geçin ve
inancınızı güçlendirin.

“Sağlam
geçer.”

bir

inanç

başkalarına

da

Abraham LINCOLN, başarılı bir diyalog
için şu tavsiyede bulunuyor: “Eğer bir
kimseyi bir konuda ikna etmek istiyorsanız,
önce onun arkadaşı olduğunuzu ona
hissettirmelisiniz.”

Öneri: Bilginin kendi başına bir anlamı
yoktur.
Ancak,
bilgiyi
kullanarak
ve
uygulamaya
dökerek
bazı
sonuçlara
ulaşırsınız, anlamlı şeyler yapmış olursunuz.
O hale bu önerileri kullanmakta yarar
olduğunu düşünmekteyiz.

ZOR İNSANLARLA NASIL
DİYALOG KURULUR?
“Zor İnsanlarla Başa Çıkmak” kitabının
yazarı Robert M. BRAMSON bazı
insanların
neden
farklı
tavırlar
sergilediklerini şöyle açıklıyor: “Bazı
insanlar karşılarındakinin performansını
düşürmek ve onların şevkini kırmak için
bilerek zor tavırlar sergiler.”

Her
zor
insan
birbiriyle
aynı
davranışları sergilemez. Bazı zor insanlar
sürekli konuşup hiç dinlemezken, diğerleri
de hep son sözü söylemeyi tercih eder.
Kimisi sürekli sizi eleştirir. Bazısı sessiz,
bazısı agresif olabilir. Psikiyatri Uzmanı
Doç. Dr. Kültegin ÖGEL zor insanların
davranışlarını şu şekilde belirtiyor:

• Eğitimi ve bilgisi yetersiz olmasına rağmen
kendisini çok iyi sananlar
• Bilgisi ve deneyimi yetersiz olmasına
rağmen kendisini iyi sananlar
• Öncelikleri belirlemede beceri sahibi
olamayanlar
• Hatasını olgunlukla kabul edemeyen,
sürekli açıklama yapıp kendisini temize
çıkarmak isteyenler
• Yavaş düşünen ve yavaş hareket edenler

• İşleri karıştıranlar
• Hiç konuşmayan, bilgiyi zorla ağzından
aldığınız kişiler
• Yanlış anlamakta ısrar edenler
• Karşısındakinin
söylediklerine
önem
vermeyenler
• Konum farklılıkları nedeniyle görüşürken o
farkı hissettirenler
• Karşılarındakine saygı göstermeyenler

• Yavaş hareket eden ve birçok defa tekrar
edilmesi zorunda kalınanlar
• Sadece kendi yaptığı şeyin önemli
olduğunu düşünenler
• Sürekli olaylar ve etrafındakiler üzerinde
kontrol oluşturmaya çalışanlar
• Empati kuramayanlar
• Her zaman “ben haklıyım” diyenler

Zor İnsanlara Yaklaşım Nasıl Olmalı?
Zor insanların özellikleri daha da
arttırılabilir. Ancak tüm bu özellikler ışığında
zor insanları 5 ana başlık altında toplamak
mümkündür.
Agresif İnsanlar:
Saldırgan davranışlar içinde bulunan bu
kişilere sakin bir şekilde kendinizi ifade edin
ve
size
yönelik
saldırgan
tavırlara
kendinizden emin bir şekilde karşılık verin.

Her Şeyi Bilenler:
Bu kişilerle mücadele ederken iyi
hazırlanmak
gerekir.
Asla
meydan
okumayın. Aksine yeteneklerini övün.
Gerektiğinde hatalarını ortaya çıkaracak
sorular sormaktan çekinmeyin.

Şikâyetçiler:
Karşılarındakine güvenmezler. Kendilerine
olan güvenleri de çok değildir. Eksik olan
özgüvenlerini saklamak için memnuniyetsiz,
her şeyden ve herkesten şikâyet eden bir tavır
içine girerler. Bu insanlara “Başkalarının
göremediklerini görüyorsun” şeklinde onların
güvenlerini arttıracak cümlelerle yaklaşın.
Dinleyin ama asla tartışmaya girmeyin. Ona
karşı savunmacı davranmayın.

Mağdurlar:
İyi dinleyin ve onu anladığınızı gösterin.
Soruna odaklanarak onu değişim için motive
edin.
Gizlice Saldıranlar:
Bu insanlara karşı ne kadar geri
çekilirseniz o kadar üstünüze gelmeyi
severler. Geri çekilmeyin. Şakaya vurun.

Değerli Başkanım, değerli arkadaşlarım

Sizlere muhtelif kişisel gelişim uzmanı
yazarların, psikologların, insanlarla diyalog
kurmada,
karşılıklı
olarak
yapılan
müzakerelerde, kimseyi kırmadan dökmeden
güven dolu diyaloglarda bulunmada nelere
dikkat
edilmesi
gerektiği
hakkındaki
görüşlerini arz ettim.

Zor insanlarla diyalogda: zor insanın
psikolojisini yansıtarak, onlara bizim
davranış biçimimizdeki tutumumuzda nasıl
hareket edileceğinin önemini yansıttım.

Bu görüşlere katılırız ya da katılmayız.
Ancak
şu
konuya
da
değinmeden
geçemeyeceğim. Tüm toplumsal yasaklar,
gelenekler ve görenekler elbirliği ile yıllardır
bize konuşma hakkının;
Derebeylikte – Beyin
Krallıkta – Kralın
İmparatorlukta – İmparatorun
Şahlıkta – Şahın
Padişahlıkta – Padişahındır şeklinde empoze
edilmiştir.

İşte bu
sonucunda:

anlayışın

bizi

getirdiği

yer

Söz gümüşse sükût altındır.
Bülbülün çektiği dili belasıdır.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Büyüklerin yanında küçüklere söz düşmez.
Vs.
Böylece ortaya suskun bir insan tipi
çıkmıştır.

Cumhuriyet döneminde yani demokratik
yönetimde ise konuşma hakkının sadece
yönetenlerin hakkı olduğu görüşü yerine,
hem yönetenlerin hem de yönetilenlerin,
hem konuşanın hem de dinleyenin hakkı
olduğu benimsenmiştir. Çünkü konuşma
insan varlığının ve başarısının ön şartıdır.

Ancak; Kutadgu Bilig’in
Aman sözün aydın olsun.
Işık saçsın öz olsun.
Bakan köre göz olsun.

Dediği gibi gerçekçi, yol gösterici ve yapıcı
olmalı ki, gerek kişisel gerekse toplumsal
diyaloglarda müspet sonuca ulaşalım.
Saygılarımızla

TEŞEKKÜR
EDERİZ
İSTESOB EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ
Eğitim Müdürü: Metin İÇTEM
Eğitim Müd. Asistanı: Ahmet Z. GÜNDOĞDU


Slide 18

SUNUM

DİYALOG NEDİR?

İNSANLARLA
DİYALOG
KURMANIN 7
TEMEL İLKESİ

Diyalog kelimesi Yunanca’daki “dia” ve
“logos” kelimelerinin birleşiminden oluşur.
Bizdeki sözlük anlamı ise bilindiği gibi
karşılıklı sohbet, iki kişinin karşılıklı
konuşmasıdır.
Bu anlamıyla diyalog, tek kişinin
konuşması anlamındaki monologun zıddıdır.

Diyalog, bir konu etrafında iki farklı
görüşe sahip iki veya daha fazla kişinin
konuşmasıdır. Eğer; iki veya daha fazla kişi,
benimsenen aynı görüşü ifade ederlerse bu
monolog olur.
Özetle: Diyalog fikir ayrılığını, monolog
fikir birliğini ifade eder.

Diyalog,
iki
görüşten
birisinin
doğrulanması, diğerinin yanlışlanmasıdır.
Biz bu sunumumuzda; farklı görüşlere
sahip kişi veya kişilerin birbirlerini kırmadan,
güven dolu diyalog kurmalarının ilkelerinden
bahsedeceğiz.

1. İlke İyi Bir Dinleyici Olmaktır
İnsanlar genellikle dinlemekten çok
konuşmayı tercih ederler. Fakat gerçek şudur
ki; öğrenmenin yolu dinlemekten geçer.
Çünkü konuşurken öğrenemeyiz.

Dünyanın neresine giderseniz gidin,
insanlara, onlara değer verip önemsediğinizi
göstermenin en iyi yolu onları samimi bir
şekilde dinlemektir.

Onlar
sizin
çok
şey
bildiğinizle
ilgilenmezler. Sözlerinin kesilmemesini, önce
görüşlerinin dinlenmesini isterler.
İnsanları dinlemek, onları önemsediğinizi
göstermenin en iyi yoludur. Bu şekilde
davrandığınızda muhatabınız olan insan,
onu önemsediğinizi anlamakla kalmaz, aynı
zamanda bunu hisseder. Muhatabınızı size
karşı pozitif ve saygılı davranmaya sevk
eder.

2. Temel İlke: İnsanlar Daha Çok
Kendileriyle İlgilidirler
Bir insanın kendi adı, onun ana dilindeki
en değerli kelimedir. Onlara isimleriyle hitap
edin. “Ben, beni, benim” zamirlerini
konuşmalarınızdan çıkarın. “Siz, sizi, sizin”
sihirli zamirlerini kullanın.

İnsanlarla harika bir diyalog kurmanın
başka bir yolu da onların iletişim tarzlarını
anlamaktır.
Karşınızdaki kişinin konuşmasındaki
tonlaması, konuşma hızı, beden dili nasılsa
siz de aynı tonlama, konuşma hızı ve beden
diliyle cevap verin. İnsanlar kendilerine
benzeyen kişilere karşı daha rahat ve açık
davranırlar. Bu tarza “aynalama yapmak”
denir.

Aynalama yöntemi, insanları kendi
tarafınıza çekme konusunda olağanüstü
etkisi olan bir tekniktir. Unutmayın ki insanlar
kar tanelerine benzerler. Birbirine tamamen
benzeyen kar tanesi yoktur. Eğer insanları
aynalarsanız, size karşı açık davranırlar. Bu
sizi başarıya götürecek sihirli anahtarlardan
bir tanesidir. Çünkü sizi kendileri gibi
görmeye başlarlar.

3. Temel İlke: Sorulara Cevap
Vermeden Önce Biraz Sessiz Kalın
Bu tavrınız, söylenen şeyler üzerinde
düşündüğünüzü
gösterir.
İnsanlar,
söyledikleri şeyler üzerinde düşünülmesini
ve söylediklerine değer verilmesini isterler.
Biraz beklemeniz aynı zamanda size de
cevap vermek için düşüncelerinizi toplayacak
zaman kazandırır.

4. Temel İlke: Konuya Odaklanarak
Net Bir Şekilde Konuşun
Konuşmalarınızda kısa ve net olun.
Konudan konuya, oradan oraya zıplayan veya
aynı şeyleri uzatarak anlatan bir insanı
dinlemekten daha korkunç bir şey olamaz. Bu
bir piyanistin piyano çalarken parmaklarını
hangi tuşlara basacağını düşünmesi gibidir.
Müziği dinlemek yerine azap duymaya başlar.

5. Temel İlke: İlk İzlenim Çok Önemlidir
İnsanlar, bizim hakkımızda edindikleri
izlenimin %90’ını onlarla olan birlikteliğimizin
ilk 4 dakikasında edinirler.
İlk izlenimi altın kalitesine ulaştırmanın 3
yolu vardır.
1. Muhatabınızı elini nazikçe sıkın. O sizin elinizi
nasıl kavrıyorsa siz de öyle kavrayın.
2. Tebessüm gücünü kullanın. Tebessüm
ettiğinizde, insanlar size karşı güven duyarlar.
3. Giyim tarzınız başarınıza yardımcı olsun.

6. Temel İlke: Anlatacağınız Bir
Öykünüz Olsun
Bir konuyu vurgulamak istediğinizde bir
hikâye anlatın ve bir hikâye anlattığınızda
da, bir konunun altını çizin. Kendi
yaşadıklarınızdan
örnekler
verin.
Bu
hikâyeler, konunun unutulmamasını sağlar.

7. Temel İlke: Kendi Değerinizin ve
Elinizdeki Fırsatın Değerinin
Farkında Olun
Başarı konusunda sınıfta kalmanızı veya
geçmenizi sağlayacak olan şey inancınızdır.
Anlattığınız ne ise, mutlaka inandığınız bir
konu olmalıdır.
Bir konuya ya inanırsınız ya da
inanmazsınız. Eğer kendinizi arada bir yerde
hissediyorsanız hemen harekete geçin ve
inancınızı güçlendirin.

“Sağlam
geçer.”

bir

inanç

başkalarına

da

Abraham LINCOLN, başarılı bir diyalog
için şu tavsiyede bulunuyor: “Eğer bir
kimseyi bir konuda ikna etmek istiyorsanız,
önce onun arkadaşı olduğunuzu ona
hissettirmelisiniz.”

Öneri: Bilginin kendi başına bir anlamı
yoktur.
Ancak,
bilgiyi
kullanarak
ve
uygulamaya
dökerek
bazı
sonuçlara
ulaşırsınız, anlamlı şeyler yapmış olursunuz.
O hale bu önerileri kullanmakta yarar
olduğunu düşünmekteyiz.

ZOR İNSANLARLA NASIL
DİYALOG KURULUR?
“Zor İnsanlarla Başa Çıkmak” kitabının
yazarı Robert M. BRAMSON bazı
insanların
neden
farklı
tavırlar
sergilediklerini şöyle açıklıyor: “Bazı
insanlar karşılarındakinin performansını
düşürmek ve onların şevkini kırmak için
bilerek zor tavırlar sergiler.”

Her
zor
insan
birbiriyle
aynı
davranışları sergilemez. Bazı zor insanlar
sürekli konuşup hiç dinlemezken, diğerleri
de hep son sözü söylemeyi tercih eder.
Kimisi sürekli sizi eleştirir. Bazısı sessiz,
bazısı agresif olabilir. Psikiyatri Uzmanı
Doç. Dr. Kültegin ÖGEL zor insanların
davranışlarını şu şekilde belirtiyor:

• Eğitimi ve bilgisi yetersiz olmasına rağmen
kendisini çok iyi sananlar
• Bilgisi ve deneyimi yetersiz olmasına
rağmen kendisini iyi sananlar
• Öncelikleri belirlemede beceri sahibi
olamayanlar
• Hatasını olgunlukla kabul edemeyen,
sürekli açıklama yapıp kendisini temize
çıkarmak isteyenler
• Yavaş düşünen ve yavaş hareket edenler

• İşleri karıştıranlar
• Hiç konuşmayan, bilgiyi zorla ağzından
aldığınız kişiler
• Yanlış anlamakta ısrar edenler
• Karşısındakinin
söylediklerine
önem
vermeyenler
• Konum farklılıkları nedeniyle görüşürken o
farkı hissettirenler
• Karşılarındakine saygı göstermeyenler

• Yavaş hareket eden ve birçok defa tekrar
edilmesi zorunda kalınanlar
• Sadece kendi yaptığı şeyin önemli
olduğunu düşünenler
• Sürekli olaylar ve etrafındakiler üzerinde
kontrol oluşturmaya çalışanlar
• Empati kuramayanlar
• Her zaman “ben haklıyım” diyenler

Zor İnsanlara Yaklaşım Nasıl Olmalı?
Zor insanların özellikleri daha da
arttırılabilir. Ancak tüm bu özellikler ışığında
zor insanları 5 ana başlık altında toplamak
mümkündür.
Agresif İnsanlar:
Saldırgan davranışlar içinde bulunan bu
kişilere sakin bir şekilde kendinizi ifade edin
ve
size
yönelik
saldırgan
tavırlara
kendinizden emin bir şekilde karşılık verin.

Her Şeyi Bilenler:
Bu kişilerle mücadele ederken iyi
hazırlanmak
gerekir.
Asla
meydan
okumayın. Aksine yeteneklerini övün.
Gerektiğinde hatalarını ortaya çıkaracak
sorular sormaktan çekinmeyin.

Şikâyetçiler:
Karşılarındakine güvenmezler. Kendilerine
olan güvenleri de çok değildir. Eksik olan
özgüvenlerini saklamak için memnuniyetsiz,
her şeyden ve herkesten şikâyet eden bir tavır
içine girerler. Bu insanlara “Başkalarının
göremediklerini görüyorsun” şeklinde onların
güvenlerini arttıracak cümlelerle yaklaşın.
Dinleyin ama asla tartışmaya girmeyin. Ona
karşı savunmacı davranmayın.

Mağdurlar:
İyi dinleyin ve onu anladığınızı gösterin.
Soruna odaklanarak onu değişim için motive
edin.
Gizlice Saldıranlar:
Bu insanlara karşı ne kadar geri
çekilirseniz o kadar üstünüze gelmeyi
severler. Geri çekilmeyin. Şakaya vurun.

Değerli Başkanım, değerli arkadaşlarım

Sizlere muhtelif kişisel gelişim uzmanı
yazarların, psikologların, insanlarla diyalog
kurmada,
karşılıklı
olarak
yapılan
müzakerelerde, kimseyi kırmadan dökmeden
güven dolu diyaloglarda bulunmada nelere
dikkat
edilmesi
gerektiği
hakkındaki
görüşlerini arz ettim.

Zor insanlarla diyalogda: zor insanın
psikolojisini yansıtarak, onlara bizim
davranış biçimimizdeki tutumumuzda nasıl
hareket edileceğinin önemini yansıttım.

Bu görüşlere katılırız ya da katılmayız.
Ancak
şu
konuya
da
değinmeden
geçemeyeceğim. Tüm toplumsal yasaklar,
gelenekler ve görenekler elbirliği ile yıllardır
bize konuşma hakkının;
Derebeylikte – Beyin
Krallıkta – Kralın
İmparatorlukta – İmparatorun
Şahlıkta – Şahın
Padişahlıkta – Padişahındır şeklinde empoze
edilmiştir.

İşte bu
sonucunda:

anlayışın

bizi

getirdiği

yer

Söz gümüşse sükût altındır.
Bülbülün çektiği dili belasıdır.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Büyüklerin yanında küçüklere söz düşmez.
Vs.
Böylece ortaya suskun bir insan tipi
çıkmıştır.

Cumhuriyet döneminde yani demokratik
yönetimde ise konuşma hakkının sadece
yönetenlerin hakkı olduğu görüşü yerine,
hem yönetenlerin hem de yönetilenlerin,
hem konuşanın hem de dinleyenin hakkı
olduğu benimsenmiştir. Çünkü konuşma
insan varlığının ve başarısının ön şartıdır.

Ancak; Kutadgu Bilig’in
Aman sözün aydın olsun.
Işık saçsın öz olsun.
Bakan köre göz olsun.

Dediği gibi gerçekçi, yol gösterici ve yapıcı
olmalı ki, gerek kişisel gerekse toplumsal
diyaloglarda müspet sonuca ulaşalım.
Saygılarımızla

TEŞEKKÜR
EDERİZ
İSTESOB EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ
Eğitim Müdürü: Metin İÇTEM
Eğitim Müd. Asistanı: Ahmet Z. GÜNDOĞDU


Slide 19

SUNUM

DİYALOG NEDİR?

İNSANLARLA
DİYALOG
KURMANIN 7
TEMEL İLKESİ

Diyalog kelimesi Yunanca’daki “dia” ve
“logos” kelimelerinin birleşiminden oluşur.
Bizdeki sözlük anlamı ise bilindiği gibi
karşılıklı sohbet, iki kişinin karşılıklı
konuşmasıdır.
Bu anlamıyla diyalog, tek kişinin
konuşması anlamındaki monologun zıddıdır.

Diyalog, bir konu etrafında iki farklı
görüşe sahip iki veya daha fazla kişinin
konuşmasıdır. Eğer; iki veya daha fazla kişi,
benimsenen aynı görüşü ifade ederlerse bu
monolog olur.
Özetle: Diyalog fikir ayrılığını, monolog
fikir birliğini ifade eder.

Diyalog,
iki
görüşten
birisinin
doğrulanması, diğerinin yanlışlanmasıdır.
Biz bu sunumumuzda; farklı görüşlere
sahip kişi veya kişilerin birbirlerini kırmadan,
güven dolu diyalog kurmalarının ilkelerinden
bahsedeceğiz.

1. İlke İyi Bir Dinleyici Olmaktır
İnsanlar genellikle dinlemekten çok
konuşmayı tercih ederler. Fakat gerçek şudur
ki; öğrenmenin yolu dinlemekten geçer.
Çünkü konuşurken öğrenemeyiz.

Dünyanın neresine giderseniz gidin,
insanlara, onlara değer verip önemsediğinizi
göstermenin en iyi yolu onları samimi bir
şekilde dinlemektir.

Onlar
sizin
çok
şey
bildiğinizle
ilgilenmezler. Sözlerinin kesilmemesini, önce
görüşlerinin dinlenmesini isterler.
İnsanları dinlemek, onları önemsediğinizi
göstermenin en iyi yoludur. Bu şekilde
davrandığınızda muhatabınız olan insan,
onu önemsediğinizi anlamakla kalmaz, aynı
zamanda bunu hisseder. Muhatabınızı size
karşı pozitif ve saygılı davranmaya sevk
eder.

2. Temel İlke: İnsanlar Daha Çok
Kendileriyle İlgilidirler
Bir insanın kendi adı, onun ana dilindeki
en değerli kelimedir. Onlara isimleriyle hitap
edin. “Ben, beni, benim” zamirlerini
konuşmalarınızdan çıkarın. “Siz, sizi, sizin”
sihirli zamirlerini kullanın.

İnsanlarla harika bir diyalog kurmanın
başka bir yolu da onların iletişim tarzlarını
anlamaktır.
Karşınızdaki kişinin konuşmasındaki
tonlaması, konuşma hızı, beden dili nasılsa
siz de aynı tonlama, konuşma hızı ve beden
diliyle cevap verin. İnsanlar kendilerine
benzeyen kişilere karşı daha rahat ve açık
davranırlar. Bu tarza “aynalama yapmak”
denir.

Aynalama yöntemi, insanları kendi
tarafınıza çekme konusunda olağanüstü
etkisi olan bir tekniktir. Unutmayın ki insanlar
kar tanelerine benzerler. Birbirine tamamen
benzeyen kar tanesi yoktur. Eğer insanları
aynalarsanız, size karşı açık davranırlar. Bu
sizi başarıya götürecek sihirli anahtarlardan
bir tanesidir. Çünkü sizi kendileri gibi
görmeye başlarlar.

3. Temel İlke: Sorulara Cevap
Vermeden Önce Biraz Sessiz Kalın
Bu tavrınız, söylenen şeyler üzerinde
düşündüğünüzü
gösterir.
İnsanlar,
söyledikleri şeyler üzerinde düşünülmesini
ve söylediklerine değer verilmesini isterler.
Biraz beklemeniz aynı zamanda size de
cevap vermek için düşüncelerinizi toplayacak
zaman kazandırır.

4. Temel İlke: Konuya Odaklanarak
Net Bir Şekilde Konuşun
Konuşmalarınızda kısa ve net olun.
Konudan konuya, oradan oraya zıplayan veya
aynı şeyleri uzatarak anlatan bir insanı
dinlemekten daha korkunç bir şey olamaz. Bu
bir piyanistin piyano çalarken parmaklarını
hangi tuşlara basacağını düşünmesi gibidir.
Müziği dinlemek yerine azap duymaya başlar.

5. Temel İlke: İlk İzlenim Çok Önemlidir
İnsanlar, bizim hakkımızda edindikleri
izlenimin %90’ını onlarla olan birlikteliğimizin
ilk 4 dakikasında edinirler.
İlk izlenimi altın kalitesine ulaştırmanın 3
yolu vardır.
1. Muhatabınızı elini nazikçe sıkın. O sizin elinizi
nasıl kavrıyorsa siz de öyle kavrayın.
2. Tebessüm gücünü kullanın. Tebessüm
ettiğinizde, insanlar size karşı güven duyarlar.
3. Giyim tarzınız başarınıza yardımcı olsun.

6. Temel İlke: Anlatacağınız Bir
Öykünüz Olsun
Bir konuyu vurgulamak istediğinizde bir
hikâye anlatın ve bir hikâye anlattığınızda
da, bir konunun altını çizin. Kendi
yaşadıklarınızdan
örnekler
verin.
Bu
hikâyeler, konunun unutulmamasını sağlar.

7. Temel İlke: Kendi Değerinizin ve
Elinizdeki Fırsatın Değerinin
Farkında Olun
Başarı konusunda sınıfta kalmanızı veya
geçmenizi sağlayacak olan şey inancınızdır.
Anlattığınız ne ise, mutlaka inandığınız bir
konu olmalıdır.
Bir konuya ya inanırsınız ya da
inanmazsınız. Eğer kendinizi arada bir yerde
hissediyorsanız hemen harekete geçin ve
inancınızı güçlendirin.

“Sağlam
geçer.”

bir

inanç

başkalarına

da

Abraham LINCOLN, başarılı bir diyalog
için şu tavsiyede bulunuyor: “Eğer bir
kimseyi bir konuda ikna etmek istiyorsanız,
önce onun arkadaşı olduğunuzu ona
hissettirmelisiniz.”

Öneri: Bilginin kendi başına bir anlamı
yoktur.
Ancak,
bilgiyi
kullanarak
ve
uygulamaya
dökerek
bazı
sonuçlara
ulaşırsınız, anlamlı şeyler yapmış olursunuz.
O hale bu önerileri kullanmakta yarar
olduğunu düşünmekteyiz.

ZOR İNSANLARLA NASIL
DİYALOG KURULUR?
“Zor İnsanlarla Başa Çıkmak” kitabının
yazarı Robert M. BRAMSON bazı
insanların
neden
farklı
tavırlar
sergilediklerini şöyle açıklıyor: “Bazı
insanlar karşılarındakinin performansını
düşürmek ve onların şevkini kırmak için
bilerek zor tavırlar sergiler.”

Her
zor
insan
birbiriyle
aynı
davranışları sergilemez. Bazı zor insanlar
sürekli konuşup hiç dinlemezken, diğerleri
de hep son sözü söylemeyi tercih eder.
Kimisi sürekli sizi eleştirir. Bazısı sessiz,
bazısı agresif olabilir. Psikiyatri Uzmanı
Doç. Dr. Kültegin ÖGEL zor insanların
davranışlarını şu şekilde belirtiyor:

• Eğitimi ve bilgisi yetersiz olmasına rağmen
kendisini çok iyi sananlar
• Bilgisi ve deneyimi yetersiz olmasına
rağmen kendisini iyi sananlar
• Öncelikleri belirlemede beceri sahibi
olamayanlar
• Hatasını olgunlukla kabul edemeyen,
sürekli açıklama yapıp kendisini temize
çıkarmak isteyenler
• Yavaş düşünen ve yavaş hareket edenler

• İşleri karıştıranlar
• Hiç konuşmayan, bilgiyi zorla ağzından
aldığınız kişiler
• Yanlış anlamakta ısrar edenler
• Karşısındakinin
söylediklerine
önem
vermeyenler
• Konum farklılıkları nedeniyle görüşürken o
farkı hissettirenler
• Karşılarındakine saygı göstermeyenler

• Yavaş hareket eden ve birçok defa tekrar
edilmesi zorunda kalınanlar
• Sadece kendi yaptığı şeyin önemli
olduğunu düşünenler
• Sürekli olaylar ve etrafındakiler üzerinde
kontrol oluşturmaya çalışanlar
• Empati kuramayanlar
• Her zaman “ben haklıyım” diyenler

Zor İnsanlara Yaklaşım Nasıl Olmalı?
Zor insanların özellikleri daha da
arttırılabilir. Ancak tüm bu özellikler ışığında
zor insanları 5 ana başlık altında toplamak
mümkündür.
Agresif İnsanlar:
Saldırgan davranışlar içinde bulunan bu
kişilere sakin bir şekilde kendinizi ifade edin
ve
size
yönelik
saldırgan
tavırlara
kendinizden emin bir şekilde karşılık verin.

Her Şeyi Bilenler:
Bu kişilerle mücadele ederken iyi
hazırlanmak
gerekir.
Asla
meydan
okumayın. Aksine yeteneklerini övün.
Gerektiğinde hatalarını ortaya çıkaracak
sorular sormaktan çekinmeyin.

Şikâyetçiler:
Karşılarındakine güvenmezler. Kendilerine
olan güvenleri de çok değildir. Eksik olan
özgüvenlerini saklamak için memnuniyetsiz,
her şeyden ve herkesten şikâyet eden bir tavır
içine girerler. Bu insanlara “Başkalarının
göremediklerini görüyorsun” şeklinde onların
güvenlerini arttıracak cümlelerle yaklaşın.
Dinleyin ama asla tartışmaya girmeyin. Ona
karşı savunmacı davranmayın.

Mağdurlar:
İyi dinleyin ve onu anladığınızı gösterin.
Soruna odaklanarak onu değişim için motive
edin.
Gizlice Saldıranlar:
Bu insanlara karşı ne kadar geri
çekilirseniz o kadar üstünüze gelmeyi
severler. Geri çekilmeyin. Şakaya vurun.

Değerli Başkanım, değerli arkadaşlarım

Sizlere muhtelif kişisel gelişim uzmanı
yazarların, psikologların, insanlarla diyalog
kurmada,
karşılıklı
olarak
yapılan
müzakerelerde, kimseyi kırmadan dökmeden
güven dolu diyaloglarda bulunmada nelere
dikkat
edilmesi
gerektiği
hakkındaki
görüşlerini arz ettim.

Zor insanlarla diyalogda: zor insanın
psikolojisini yansıtarak, onlara bizim
davranış biçimimizdeki tutumumuzda nasıl
hareket edileceğinin önemini yansıttım.

Bu görüşlere katılırız ya da katılmayız.
Ancak
şu
konuya
da
değinmeden
geçemeyeceğim. Tüm toplumsal yasaklar,
gelenekler ve görenekler elbirliği ile yıllardır
bize konuşma hakkının;
Derebeylikte – Beyin
Krallıkta – Kralın
İmparatorlukta – İmparatorun
Şahlıkta – Şahın
Padişahlıkta – Padişahındır şeklinde empoze
edilmiştir.

İşte bu
sonucunda:

anlayışın

bizi

getirdiği

yer

Söz gümüşse sükût altındır.
Bülbülün çektiği dili belasıdır.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Büyüklerin yanında küçüklere söz düşmez.
Vs.
Böylece ortaya suskun bir insan tipi
çıkmıştır.

Cumhuriyet döneminde yani demokratik
yönetimde ise konuşma hakkının sadece
yönetenlerin hakkı olduğu görüşü yerine,
hem yönetenlerin hem de yönetilenlerin,
hem konuşanın hem de dinleyenin hakkı
olduğu benimsenmiştir. Çünkü konuşma
insan varlığının ve başarısının ön şartıdır.

Ancak; Kutadgu Bilig’in
Aman sözün aydın olsun.
Işık saçsın öz olsun.
Bakan köre göz olsun.

Dediği gibi gerçekçi, yol gösterici ve yapıcı
olmalı ki, gerek kişisel gerekse toplumsal
diyaloglarda müspet sonuca ulaşalım.
Saygılarımızla

TEŞEKKÜR
EDERİZ
İSTESOB EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ
Eğitim Müdürü: Metin İÇTEM
Eğitim Müd. Asistanı: Ahmet Z. GÜNDOĞDU


Slide 20

SUNUM

DİYALOG NEDİR?

İNSANLARLA
DİYALOG
KURMANIN 7
TEMEL İLKESİ

Diyalog kelimesi Yunanca’daki “dia” ve
“logos” kelimelerinin birleşiminden oluşur.
Bizdeki sözlük anlamı ise bilindiği gibi
karşılıklı sohbet, iki kişinin karşılıklı
konuşmasıdır.
Bu anlamıyla diyalog, tek kişinin
konuşması anlamındaki monologun zıddıdır.

Diyalog, bir konu etrafında iki farklı
görüşe sahip iki veya daha fazla kişinin
konuşmasıdır. Eğer; iki veya daha fazla kişi,
benimsenen aynı görüşü ifade ederlerse bu
monolog olur.
Özetle: Diyalog fikir ayrılığını, monolog
fikir birliğini ifade eder.

Diyalog,
iki
görüşten
birisinin
doğrulanması, diğerinin yanlışlanmasıdır.
Biz bu sunumumuzda; farklı görüşlere
sahip kişi veya kişilerin birbirlerini kırmadan,
güven dolu diyalog kurmalarının ilkelerinden
bahsedeceğiz.

1. İlke İyi Bir Dinleyici Olmaktır
İnsanlar genellikle dinlemekten çok
konuşmayı tercih ederler. Fakat gerçek şudur
ki; öğrenmenin yolu dinlemekten geçer.
Çünkü konuşurken öğrenemeyiz.

Dünyanın neresine giderseniz gidin,
insanlara, onlara değer verip önemsediğinizi
göstermenin en iyi yolu onları samimi bir
şekilde dinlemektir.

Onlar
sizin
çok
şey
bildiğinizle
ilgilenmezler. Sözlerinin kesilmemesini, önce
görüşlerinin dinlenmesini isterler.
İnsanları dinlemek, onları önemsediğinizi
göstermenin en iyi yoludur. Bu şekilde
davrandığınızda muhatabınız olan insan,
onu önemsediğinizi anlamakla kalmaz, aynı
zamanda bunu hisseder. Muhatabınızı size
karşı pozitif ve saygılı davranmaya sevk
eder.

2. Temel İlke: İnsanlar Daha Çok
Kendileriyle İlgilidirler
Bir insanın kendi adı, onun ana dilindeki
en değerli kelimedir. Onlara isimleriyle hitap
edin. “Ben, beni, benim” zamirlerini
konuşmalarınızdan çıkarın. “Siz, sizi, sizin”
sihirli zamirlerini kullanın.

İnsanlarla harika bir diyalog kurmanın
başka bir yolu da onların iletişim tarzlarını
anlamaktır.
Karşınızdaki kişinin konuşmasındaki
tonlaması, konuşma hızı, beden dili nasılsa
siz de aynı tonlama, konuşma hızı ve beden
diliyle cevap verin. İnsanlar kendilerine
benzeyen kişilere karşı daha rahat ve açık
davranırlar. Bu tarza “aynalama yapmak”
denir.

Aynalama yöntemi, insanları kendi
tarafınıza çekme konusunda olağanüstü
etkisi olan bir tekniktir. Unutmayın ki insanlar
kar tanelerine benzerler. Birbirine tamamen
benzeyen kar tanesi yoktur. Eğer insanları
aynalarsanız, size karşı açık davranırlar. Bu
sizi başarıya götürecek sihirli anahtarlardan
bir tanesidir. Çünkü sizi kendileri gibi
görmeye başlarlar.

3. Temel İlke: Sorulara Cevap
Vermeden Önce Biraz Sessiz Kalın
Bu tavrınız, söylenen şeyler üzerinde
düşündüğünüzü
gösterir.
İnsanlar,
söyledikleri şeyler üzerinde düşünülmesini
ve söylediklerine değer verilmesini isterler.
Biraz beklemeniz aynı zamanda size de
cevap vermek için düşüncelerinizi toplayacak
zaman kazandırır.

4. Temel İlke: Konuya Odaklanarak
Net Bir Şekilde Konuşun
Konuşmalarınızda kısa ve net olun.
Konudan konuya, oradan oraya zıplayan veya
aynı şeyleri uzatarak anlatan bir insanı
dinlemekten daha korkunç bir şey olamaz. Bu
bir piyanistin piyano çalarken parmaklarını
hangi tuşlara basacağını düşünmesi gibidir.
Müziği dinlemek yerine azap duymaya başlar.

5. Temel İlke: İlk İzlenim Çok Önemlidir
İnsanlar, bizim hakkımızda edindikleri
izlenimin %90’ını onlarla olan birlikteliğimizin
ilk 4 dakikasında edinirler.
İlk izlenimi altın kalitesine ulaştırmanın 3
yolu vardır.
1. Muhatabınızı elini nazikçe sıkın. O sizin elinizi
nasıl kavrıyorsa siz de öyle kavrayın.
2. Tebessüm gücünü kullanın. Tebessüm
ettiğinizde, insanlar size karşı güven duyarlar.
3. Giyim tarzınız başarınıza yardımcı olsun.

6. Temel İlke: Anlatacağınız Bir
Öykünüz Olsun
Bir konuyu vurgulamak istediğinizde bir
hikâye anlatın ve bir hikâye anlattığınızda
da, bir konunun altını çizin. Kendi
yaşadıklarınızdan
örnekler
verin.
Bu
hikâyeler, konunun unutulmamasını sağlar.

7. Temel İlke: Kendi Değerinizin ve
Elinizdeki Fırsatın Değerinin
Farkında Olun
Başarı konusunda sınıfta kalmanızı veya
geçmenizi sağlayacak olan şey inancınızdır.
Anlattığınız ne ise, mutlaka inandığınız bir
konu olmalıdır.
Bir konuya ya inanırsınız ya da
inanmazsınız. Eğer kendinizi arada bir yerde
hissediyorsanız hemen harekete geçin ve
inancınızı güçlendirin.

“Sağlam
geçer.”

bir

inanç

başkalarına

da

Abraham LINCOLN, başarılı bir diyalog
için şu tavsiyede bulunuyor: “Eğer bir
kimseyi bir konuda ikna etmek istiyorsanız,
önce onun arkadaşı olduğunuzu ona
hissettirmelisiniz.”

Öneri: Bilginin kendi başına bir anlamı
yoktur.
Ancak,
bilgiyi
kullanarak
ve
uygulamaya
dökerek
bazı
sonuçlara
ulaşırsınız, anlamlı şeyler yapmış olursunuz.
O hale bu önerileri kullanmakta yarar
olduğunu düşünmekteyiz.

ZOR İNSANLARLA NASIL
DİYALOG KURULUR?
“Zor İnsanlarla Başa Çıkmak” kitabının
yazarı Robert M. BRAMSON bazı
insanların
neden
farklı
tavırlar
sergilediklerini şöyle açıklıyor: “Bazı
insanlar karşılarındakinin performansını
düşürmek ve onların şevkini kırmak için
bilerek zor tavırlar sergiler.”

Her
zor
insan
birbiriyle
aynı
davranışları sergilemez. Bazı zor insanlar
sürekli konuşup hiç dinlemezken, diğerleri
de hep son sözü söylemeyi tercih eder.
Kimisi sürekli sizi eleştirir. Bazısı sessiz,
bazısı agresif olabilir. Psikiyatri Uzmanı
Doç. Dr. Kültegin ÖGEL zor insanların
davranışlarını şu şekilde belirtiyor:

• Eğitimi ve bilgisi yetersiz olmasına rağmen
kendisini çok iyi sananlar
• Bilgisi ve deneyimi yetersiz olmasına
rağmen kendisini iyi sananlar
• Öncelikleri belirlemede beceri sahibi
olamayanlar
• Hatasını olgunlukla kabul edemeyen,
sürekli açıklama yapıp kendisini temize
çıkarmak isteyenler
• Yavaş düşünen ve yavaş hareket edenler

• İşleri karıştıranlar
• Hiç konuşmayan, bilgiyi zorla ağzından
aldığınız kişiler
• Yanlış anlamakta ısrar edenler
• Karşısındakinin
söylediklerine
önem
vermeyenler
• Konum farklılıkları nedeniyle görüşürken o
farkı hissettirenler
• Karşılarındakine saygı göstermeyenler

• Yavaş hareket eden ve birçok defa tekrar
edilmesi zorunda kalınanlar
• Sadece kendi yaptığı şeyin önemli
olduğunu düşünenler
• Sürekli olaylar ve etrafındakiler üzerinde
kontrol oluşturmaya çalışanlar
• Empati kuramayanlar
• Her zaman “ben haklıyım” diyenler

Zor İnsanlara Yaklaşım Nasıl Olmalı?
Zor insanların özellikleri daha da
arttırılabilir. Ancak tüm bu özellikler ışığında
zor insanları 5 ana başlık altında toplamak
mümkündür.
Agresif İnsanlar:
Saldırgan davranışlar içinde bulunan bu
kişilere sakin bir şekilde kendinizi ifade edin
ve
size
yönelik
saldırgan
tavırlara
kendinizden emin bir şekilde karşılık verin.

Her Şeyi Bilenler:
Bu kişilerle mücadele ederken iyi
hazırlanmak
gerekir.
Asla
meydan
okumayın. Aksine yeteneklerini övün.
Gerektiğinde hatalarını ortaya çıkaracak
sorular sormaktan çekinmeyin.

Şikâyetçiler:
Karşılarındakine güvenmezler. Kendilerine
olan güvenleri de çok değildir. Eksik olan
özgüvenlerini saklamak için memnuniyetsiz,
her şeyden ve herkesten şikâyet eden bir tavır
içine girerler. Bu insanlara “Başkalarının
göremediklerini görüyorsun” şeklinde onların
güvenlerini arttıracak cümlelerle yaklaşın.
Dinleyin ama asla tartışmaya girmeyin. Ona
karşı savunmacı davranmayın.

Mağdurlar:
İyi dinleyin ve onu anladığınızı gösterin.
Soruna odaklanarak onu değişim için motive
edin.
Gizlice Saldıranlar:
Bu insanlara karşı ne kadar geri
çekilirseniz o kadar üstünüze gelmeyi
severler. Geri çekilmeyin. Şakaya vurun.

Değerli Başkanım, değerli arkadaşlarım

Sizlere muhtelif kişisel gelişim uzmanı
yazarların, psikologların, insanlarla diyalog
kurmada,
karşılıklı
olarak
yapılan
müzakerelerde, kimseyi kırmadan dökmeden
güven dolu diyaloglarda bulunmada nelere
dikkat
edilmesi
gerektiği
hakkındaki
görüşlerini arz ettim.

Zor insanlarla diyalogda: zor insanın
psikolojisini yansıtarak, onlara bizim
davranış biçimimizdeki tutumumuzda nasıl
hareket edileceğinin önemini yansıttım.

Bu görüşlere katılırız ya da katılmayız.
Ancak
şu
konuya
da
değinmeden
geçemeyeceğim. Tüm toplumsal yasaklar,
gelenekler ve görenekler elbirliği ile yıllardır
bize konuşma hakkının;
Derebeylikte – Beyin
Krallıkta – Kralın
İmparatorlukta – İmparatorun
Şahlıkta – Şahın
Padişahlıkta – Padişahındır şeklinde empoze
edilmiştir.

İşte bu
sonucunda:

anlayışın

bizi

getirdiği

yer

Söz gümüşse sükût altındır.
Bülbülün çektiği dili belasıdır.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Büyüklerin yanında küçüklere söz düşmez.
Vs.
Böylece ortaya suskun bir insan tipi
çıkmıştır.

Cumhuriyet döneminde yani demokratik
yönetimde ise konuşma hakkının sadece
yönetenlerin hakkı olduğu görüşü yerine,
hem yönetenlerin hem de yönetilenlerin,
hem konuşanın hem de dinleyenin hakkı
olduğu benimsenmiştir. Çünkü konuşma
insan varlığının ve başarısının ön şartıdır.

Ancak; Kutadgu Bilig’in
Aman sözün aydın olsun.
Işık saçsın öz olsun.
Bakan köre göz olsun.

Dediği gibi gerçekçi, yol gösterici ve yapıcı
olmalı ki, gerek kişisel gerekse toplumsal
diyaloglarda müspet sonuca ulaşalım.
Saygılarımızla

TEŞEKKÜR
EDERİZ
İSTESOB EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ
Eğitim Müdürü: Metin İÇTEM
Eğitim Müd. Asistanı: Ahmet Z. GÜNDOĞDU


Slide 21

SUNUM

DİYALOG NEDİR?

İNSANLARLA
DİYALOG
KURMANIN 7
TEMEL İLKESİ

Diyalog kelimesi Yunanca’daki “dia” ve
“logos” kelimelerinin birleşiminden oluşur.
Bizdeki sözlük anlamı ise bilindiği gibi
karşılıklı sohbet, iki kişinin karşılıklı
konuşmasıdır.
Bu anlamıyla diyalog, tek kişinin
konuşması anlamındaki monologun zıddıdır.

Diyalog, bir konu etrafında iki farklı
görüşe sahip iki veya daha fazla kişinin
konuşmasıdır. Eğer; iki veya daha fazla kişi,
benimsenen aynı görüşü ifade ederlerse bu
monolog olur.
Özetle: Diyalog fikir ayrılığını, monolog
fikir birliğini ifade eder.

Diyalog,
iki
görüşten
birisinin
doğrulanması, diğerinin yanlışlanmasıdır.
Biz bu sunumumuzda; farklı görüşlere
sahip kişi veya kişilerin birbirlerini kırmadan,
güven dolu diyalog kurmalarının ilkelerinden
bahsedeceğiz.

1. İlke İyi Bir Dinleyici Olmaktır
İnsanlar genellikle dinlemekten çok
konuşmayı tercih ederler. Fakat gerçek şudur
ki; öğrenmenin yolu dinlemekten geçer.
Çünkü konuşurken öğrenemeyiz.

Dünyanın neresine giderseniz gidin,
insanlara, onlara değer verip önemsediğinizi
göstermenin en iyi yolu onları samimi bir
şekilde dinlemektir.

Onlar
sizin
çok
şey
bildiğinizle
ilgilenmezler. Sözlerinin kesilmemesini, önce
görüşlerinin dinlenmesini isterler.
İnsanları dinlemek, onları önemsediğinizi
göstermenin en iyi yoludur. Bu şekilde
davrandığınızda muhatabınız olan insan,
onu önemsediğinizi anlamakla kalmaz, aynı
zamanda bunu hisseder. Muhatabınızı size
karşı pozitif ve saygılı davranmaya sevk
eder.

2. Temel İlke: İnsanlar Daha Çok
Kendileriyle İlgilidirler
Bir insanın kendi adı, onun ana dilindeki
en değerli kelimedir. Onlara isimleriyle hitap
edin. “Ben, beni, benim” zamirlerini
konuşmalarınızdan çıkarın. “Siz, sizi, sizin”
sihirli zamirlerini kullanın.

İnsanlarla harika bir diyalog kurmanın
başka bir yolu da onların iletişim tarzlarını
anlamaktır.
Karşınızdaki kişinin konuşmasındaki
tonlaması, konuşma hızı, beden dili nasılsa
siz de aynı tonlama, konuşma hızı ve beden
diliyle cevap verin. İnsanlar kendilerine
benzeyen kişilere karşı daha rahat ve açık
davranırlar. Bu tarza “aynalama yapmak”
denir.

Aynalama yöntemi, insanları kendi
tarafınıza çekme konusunda olağanüstü
etkisi olan bir tekniktir. Unutmayın ki insanlar
kar tanelerine benzerler. Birbirine tamamen
benzeyen kar tanesi yoktur. Eğer insanları
aynalarsanız, size karşı açık davranırlar. Bu
sizi başarıya götürecek sihirli anahtarlardan
bir tanesidir. Çünkü sizi kendileri gibi
görmeye başlarlar.

3. Temel İlke: Sorulara Cevap
Vermeden Önce Biraz Sessiz Kalın
Bu tavrınız, söylenen şeyler üzerinde
düşündüğünüzü
gösterir.
İnsanlar,
söyledikleri şeyler üzerinde düşünülmesini
ve söylediklerine değer verilmesini isterler.
Biraz beklemeniz aynı zamanda size de
cevap vermek için düşüncelerinizi toplayacak
zaman kazandırır.

4. Temel İlke: Konuya Odaklanarak
Net Bir Şekilde Konuşun
Konuşmalarınızda kısa ve net olun.
Konudan konuya, oradan oraya zıplayan veya
aynı şeyleri uzatarak anlatan bir insanı
dinlemekten daha korkunç bir şey olamaz. Bu
bir piyanistin piyano çalarken parmaklarını
hangi tuşlara basacağını düşünmesi gibidir.
Müziği dinlemek yerine azap duymaya başlar.

5. Temel İlke: İlk İzlenim Çok Önemlidir
İnsanlar, bizim hakkımızda edindikleri
izlenimin %90’ını onlarla olan birlikteliğimizin
ilk 4 dakikasında edinirler.
İlk izlenimi altın kalitesine ulaştırmanın 3
yolu vardır.
1. Muhatabınızı elini nazikçe sıkın. O sizin elinizi
nasıl kavrıyorsa siz de öyle kavrayın.
2. Tebessüm gücünü kullanın. Tebessüm
ettiğinizde, insanlar size karşı güven duyarlar.
3. Giyim tarzınız başarınıza yardımcı olsun.

6. Temel İlke: Anlatacağınız Bir
Öykünüz Olsun
Bir konuyu vurgulamak istediğinizde bir
hikâye anlatın ve bir hikâye anlattığınızda
da, bir konunun altını çizin. Kendi
yaşadıklarınızdan
örnekler
verin.
Bu
hikâyeler, konunun unutulmamasını sağlar.

7. Temel İlke: Kendi Değerinizin ve
Elinizdeki Fırsatın Değerinin
Farkında Olun
Başarı konusunda sınıfta kalmanızı veya
geçmenizi sağlayacak olan şey inancınızdır.
Anlattığınız ne ise, mutlaka inandığınız bir
konu olmalıdır.
Bir konuya ya inanırsınız ya da
inanmazsınız. Eğer kendinizi arada bir yerde
hissediyorsanız hemen harekete geçin ve
inancınızı güçlendirin.

“Sağlam
geçer.”

bir

inanç

başkalarına

da

Abraham LINCOLN, başarılı bir diyalog
için şu tavsiyede bulunuyor: “Eğer bir
kimseyi bir konuda ikna etmek istiyorsanız,
önce onun arkadaşı olduğunuzu ona
hissettirmelisiniz.”

Öneri: Bilginin kendi başına bir anlamı
yoktur.
Ancak,
bilgiyi
kullanarak
ve
uygulamaya
dökerek
bazı
sonuçlara
ulaşırsınız, anlamlı şeyler yapmış olursunuz.
O hale bu önerileri kullanmakta yarar
olduğunu düşünmekteyiz.

ZOR İNSANLARLA NASIL
DİYALOG KURULUR?
“Zor İnsanlarla Başa Çıkmak” kitabının
yazarı Robert M. BRAMSON bazı
insanların
neden
farklı
tavırlar
sergilediklerini şöyle açıklıyor: “Bazı
insanlar karşılarındakinin performansını
düşürmek ve onların şevkini kırmak için
bilerek zor tavırlar sergiler.”

Her
zor
insan
birbiriyle
aynı
davranışları sergilemez. Bazı zor insanlar
sürekli konuşup hiç dinlemezken, diğerleri
de hep son sözü söylemeyi tercih eder.
Kimisi sürekli sizi eleştirir. Bazısı sessiz,
bazısı agresif olabilir. Psikiyatri Uzmanı
Doç. Dr. Kültegin ÖGEL zor insanların
davranışlarını şu şekilde belirtiyor:

• Eğitimi ve bilgisi yetersiz olmasına rağmen
kendisini çok iyi sananlar
• Bilgisi ve deneyimi yetersiz olmasına
rağmen kendisini iyi sananlar
• Öncelikleri belirlemede beceri sahibi
olamayanlar
• Hatasını olgunlukla kabul edemeyen,
sürekli açıklama yapıp kendisini temize
çıkarmak isteyenler
• Yavaş düşünen ve yavaş hareket edenler

• İşleri karıştıranlar
• Hiç konuşmayan, bilgiyi zorla ağzından
aldığınız kişiler
• Yanlış anlamakta ısrar edenler
• Karşısındakinin
söylediklerine
önem
vermeyenler
• Konum farklılıkları nedeniyle görüşürken o
farkı hissettirenler
• Karşılarındakine saygı göstermeyenler

• Yavaş hareket eden ve birçok defa tekrar
edilmesi zorunda kalınanlar
• Sadece kendi yaptığı şeyin önemli
olduğunu düşünenler
• Sürekli olaylar ve etrafındakiler üzerinde
kontrol oluşturmaya çalışanlar
• Empati kuramayanlar
• Her zaman “ben haklıyım” diyenler

Zor İnsanlara Yaklaşım Nasıl Olmalı?
Zor insanların özellikleri daha da
arttırılabilir. Ancak tüm bu özellikler ışığında
zor insanları 5 ana başlık altında toplamak
mümkündür.
Agresif İnsanlar:
Saldırgan davranışlar içinde bulunan bu
kişilere sakin bir şekilde kendinizi ifade edin
ve
size
yönelik
saldırgan
tavırlara
kendinizden emin bir şekilde karşılık verin.

Her Şeyi Bilenler:
Bu kişilerle mücadele ederken iyi
hazırlanmak
gerekir.
Asla
meydan
okumayın. Aksine yeteneklerini övün.
Gerektiğinde hatalarını ortaya çıkaracak
sorular sormaktan çekinmeyin.

Şikâyetçiler:
Karşılarındakine güvenmezler. Kendilerine
olan güvenleri de çok değildir. Eksik olan
özgüvenlerini saklamak için memnuniyetsiz,
her şeyden ve herkesten şikâyet eden bir tavır
içine girerler. Bu insanlara “Başkalarının
göremediklerini görüyorsun” şeklinde onların
güvenlerini arttıracak cümlelerle yaklaşın.
Dinleyin ama asla tartışmaya girmeyin. Ona
karşı savunmacı davranmayın.

Mağdurlar:
İyi dinleyin ve onu anladığınızı gösterin.
Soruna odaklanarak onu değişim için motive
edin.
Gizlice Saldıranlar:
Bu insanlara karşı ne kadar geri
çekilirseniz o kadar üstünüze gelmeyi
severler. Geri çekilmeyin. Şakaya vurun.

Değerli Başkanım, değerli arkadaşlarım

Sizlere muhtelif kişisel gelişim uzmanı
yazarların, psikologların, insanlarla diyalog
kurmada,
karşılıklı
olarak
yapılan
müzakerelerde, kimseyi kırmadan dökmeden
güven dolu diyaloglarda bulunmada nelere
dikkat
edilmesi
gerektiği
hakkındaki
görüşlerini arz ettim.

Zor insanlarla diyalogda: zor insanın
psikolojisini yansıtarak, onlara bizim
davranış biçimimizdeki tutumumuzda nasıl
hareket edileceğinin önemini yansıttım.

Bu görüşlere katılırız ya da katılmayız.
Ancak
şu
konuya
da
değinmeden
geçemeyeceğim. Tüm toplumsal yasaklar,
gelenekler ve görenekler elbirliği ile yıllardır
bize konuşma hakkının;
Derebeylikte – Beyin
Krallıkta – Kralın
İmparatorlukta – İmparatorun
Şahlıkta – Şahın
Padişahlıkta – Padişahındır şeklinde empoze
edilmiştir.

İşte bu
sonucunda:

anlayışın

bizi

getirdiği

yer

Söz gümüşse sükût altındır.
Bülbülün çektiği dili belasıdır.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Büyüklerin yanında küçüklere söz düşmez.
Vs.
Böylece ortaya suskun bir insan tipi
çıkmıştır.

Cumhuriyet döneminde yani demokratik
yönetimde ise konuşma hakkının sadece
yönetenlerin hakkı olduğu görüşü yerine,
hem yönetenlerin hem de yönetilenlerin,
hem konuşanın hem de dinleyenin hakkı
olduğu benimsenmiştir. Çünkü konuşma
insan varlığının ve başarısının ön şartıdır.

Ancak; Kutadgu Bilig’in
Aman sözün aydın olsun.
Işık saçsın öz olsun.
Bakan köre göz olsun.

Dediği gibi gerçekçi, yol gösterici ve yapıcı
olmalı ki, gerek kişisel gerekse toplumsal
diyaloglarda müspet sonuca ulaşalım.
Saygılarımızla

TEŞEKKÜR
EDERİZ
İSTESOB EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ
Eğitim Müdürü: Metin İÇTEM
Eğitim Müd. Asistanı: Ahmet Z. GÜNDOĞDU


Slide 22

SUNUM

DİYALOG NEDİR?

İNSANLARLA
DİYALOG
KURMANIN 7
TEMEL İLKESİ

Diyalog kelimesi Yunanca’daki “dia” ve
“logos” kelimelerinin birleşiminden oluşur.
Bizdeki sözlük anlamı ise bilindiği gibi
karşılıklı sohbet, iki kişinin karşılıklı
konuşmasıdır.
Bu anlamıyla diyalog, tek kişinin
konuşması anlamındaki monologun zıddıdır.

Diyalog, bir konu etrafında iki farklı
görüşe sahip iki veya daha fazla kişinin
konuşmasıdır. Eğer; iki veya daha fazla kişi,
benimsenen aynı görüşü ifade ederlerse bu
monolog olur.
Özetle: Diyalog fikir ayrılığını, monolog
fikir birliğini ifade eder.

Diyalog,
iki
görüşten
birisinin
doğrulanması, diğerinin yanlışlanmasıdır.
Biz bu sunumumuzda; farklı görüşlere
sahip kişi veya kişilerin birbirlerini kırmadan,
güven dolu diyalog kurmalarının ilkelerinden
bahsedeceğiz.

1. İlke İyi Bir Dinleyici Olmaktır
İnsanlar genellikle dinlemekten çok
konuşmayı tercih ederler. Fakat gerçek şudur
ki; öğrenmenin yolu dinlemekten geçer.
Çünkü konuşurken öğrenemeyiz.

Dünyanın neresine giderseniz gidin,
insanlara, onlara değer verip önemsediğinizi
göstermenin en iyi yolu onları samimi bir
şekilde dinlemektir.

Onlar
sizin
çok
şey
bildiğinizle
ilgilenmezler. Sözlerinin kesilmemesini, önce
görüşlerinin dinlenmesini isterler.
İnsanları dinlemek, onları önemsediğinizi
göstermenin en iyi yoludur. Bu şekilde
davrandığınızda muhatabınız olan insan,
onu önemsediğinizi anlamakla kalmaz, aynı
zamanda bunu hisseder. Muhatabınızı size
karşı pozitif ve saygılı davranmaya sevk
eder.

2. Temel İlke: İnsanlar Daha Çok
Kendileriyle İlgilidirler
Bir insanın kendi adı, onun ana dilindeki
en değerli kelimedir. Onlara isimleriyle hitap
edin. “Ben, beni, benim” zamirlerini
konuşmalarınızdan çıkarın. “Siz, sizi, sizin”
sihirli zamirlerini kullanın.

İnsanlarla harika bir diyalog kurmanın
başka bir yolu da onların iletişim tarzlarını
anlamaktır.
Karşınızdaki kişinin konuşmasındaki
tonlaması, konuşma hızı, beden dili nasılsa
siz de aynı tonlama, konuşma hızı ve beden
diliyle cevap verin. İnsanlar kendilerine
benzeyen kişilere karşı daha rahat ve açık
davranırlar. Bu tarza “aynalama yapmak”
denir.

Aynalama yöntemi, insanları kendi
tarafınıza çekme konusunda olağanüstü
etkisi olan bir tekniktir. Unutmayın ki insanlar
kar tanelerine benzerler. Birbirine tamamen
benzeyen kar tanesi yoktur. Eğer insanları
aynalarsanız, size karşı açık davranırlar. Bu
sizi başarıya götürecek sihirli anahtarlardan
bir tanesidir. Çünkü sizi kendileri gibi
görmeye başlarlar.

3. Temel İlke: Sorulara Cevap
Vermeden Önce Biraz Sessiz Kalın
Bu tavrınız, söylenen şeyler üzerinde
düşündüğünüzü
gösterir.
İnsanlar,
söyledikleri şeyler üzerinde düşünülmesini
ve söylediklerine değer verilmesini isterler.
Biraz beklemeniz aynı zamanda size de
cevap vermek için düşüncelerinizi toplayacak
zaman kazandırır.

4. Temel İlke: Konuya Odaklanarak
Net Bir Şekilde Konuşun
Konuşmalarınızda kısa ve net olun.
Konudan konuya, oradan oraya zıplayan veya
aynı şeyleri uzatarak anlatan bir insanı
dinlemekten daha korkunç bir şey olamaz. Bu
bir piyanistin piyano çalarken parmaklarını
hangi tuşlara basacağını düşünmesi gibidir.
Müziği dinlemek yerine azap duymaya başlar.

5. Temel İlke: İlk İzlenim Çok Önemlidir
İnsanlar, bizim hakkımızda edindikleri
izlenimin %90’ını onlarla olan birlikteliğimizin
ilk 4 dakikasında edinirler.
İlk izlenimi altın kalitesine ulaştırmanın 3
yolu vardır.
1. Muhatabınızı elini nazikçe sıkın. O sizin elinizi
nasıl kavrıyorsa siz de öyle kavrayın.
2. Tebessüm gücünü kullanın. Tebessüm
ettiğinizde, insanlar size karşı güven duyarlar.
3. Giyim tarzınız başarınıza yardımcı olsun.

6. Temel İlke: Anlatacağınız Bir
Öykünüz Olsun
Bir konuyu vurgulamak istediğinizde bir
hikâye anlatın ve bir hikâye anlattığınızda
da, bir konunun altını çizin. Kendi
yaşadıklarınızdan
örnekler
verin.
Bu
hikâyeler, konunun unutulmamasını sağlar.

7. Temel İlke: Kendi Değerinizin ve
Elinizdeki Fırsatın Değerinin
Farkında Olun
Başarı konusunda sınıfta kalmanızı veya
geçmenizi sağlayacak olan şey inancınızdır.
Anlattığınız ne ise, mutlaka inandığınız bir
konu olmalıdır.
Bir konuya ya inanırsınız ya da
inanmazsınız. Eğer kendinizi arada bir yerde
hissediyorsanız hemen harekete geçin ve
inancınızı güçlendirin.

“Sağlam
geçer.”

bir

inanç

başkalarına

da

Abraham LINCOLN, başarılı bir diyalog
için şu tavsiyede bulunuyor: “Eğer bir
kimseyi bir konuda ikna etmek istiyorsanız,
önce onun arkadaşı olduğunuzu ona
hissettirmelisiniz.”

Öneri: Bilginin kendi başına bir anlamı
yoktur.
Ancak,
bilgiyi
kullanarak
ve
uygulamaya
dökerek
bazı
sonuçlara
ulaşırsınız, anlamlı şeyler yapmış olursunuz.
O hale bu önerileri kullanmakta yarar
olduğunu düşünmekteyiz.

ZOR İNSANLARLA NASIL
DİYALOG KURULUR?
“Zor İnsanlarla Başa Çıkmak” kitabının
yazarı Robert M. BRAMSON bazı
insanların
neden
farklı
tavırlar
sergilediklerini şöyle açıklıyor: “Bazı
insanlar karşılarındakinin performansını
düşürmek ve onların şevkini kırmak için
bilerek zor tavırlar sergiler.”

Her
zor
insan
birbiriyle
aynı
davranışları sergilemez. Bazı zor insanlar
sürekli konuşup hiç dinlemezken, diğerleri
de hep son sözü söylemeyi tercih eder.
Kimisi sürekli sizi eleştirir. Bazısı sessiz,
bazısı agresif olabilir. Psikiyatri Uzmanı
Doç. Dr. Kültegin ÖGEL zor insanların
davranışlarını şu şekilde belirtiyor:

• Eğitimi ve bilgisi yetersiz olmasına rağmen
kendisini çok iyi sananlar
• Bilgisi ve deneyimi yetersiz olmasına
rağmen kendisini iyi sananlar
• Öncelikleri belirlemede beceri sahibi
olamayanlar
• Hatasını olgunlukla kabul edemeyen,
sürekli açıklama yapıp kendisini temize
çıkarmak isteyenler
• Yavaş düşünen ve yavaş hareket edenler

• İşleri karıştıranlar
• Hiç konuşmayan, bilgiyi zorla ağzından
aldığınız kişiler
• Yanlış anlamakta ısrar edenler
• Karşısındakinin
söylediklerine
önem
vermeyenler
• Konum farklılıkları nedeniyle görüşürken o
farkı hissettirenler
• Karşılarındakine saygı göstermeyenler

• Yavaş hareket eden ve birçok defa tekrar
edilmesi zorunda kalınanlar
• Sadece kendi yaptığı şeyin önemli
olduğunu düşünenler
• Sürekli olaylar ve etrafındakiler üzerinde
kontrol oluşturmaya çalışanlar
• Empati kuramayanlar
• Her zaman “ben haklıyım” diyenler

Zor İnsanlara Yaklaşım Nasıl Olmalı?
Zor insanların özellikleri daha da
arttırılabilir. Ancak tüm bu özellikler ışığında
zor insanları 5 ana başlık altında toplamak
mümkündür.
Agresif İnsanlar:
Saldırgan davranışlar içinde bulunan bu
kişilere sakin bir şekilde kendinizi ifade edin
ve
size
yönelik
saldırgan
tavırlara
kendinizden emin bir şekilde karşılık verin.

Her Şeyi Bilenler:
Bu kişilerle mücadele ederken iyi
hazırlanmak
gerekir.
Asla
meydan
okumayın. Aksine yeteneklerini övün.
Gerektiğinde hatalarını ortaya çıkaracak
sorular sormaktan çekinmeyin.

Şikâyetçiler:
Karşılarındakine güvenmezler. Kendilerine
olan güvenleri de çok değildir. Eksik olan
özgüvenlerini saklamak için memnuniyetsiz,
her şeyden ve herkesten şikâyet eden bir tavır
içine girerler. Bu insanlara “Başkalarının
göremediklerini görüyorsun” şeklinde onların
güvenlerini arttıracak cümlelerle yaklaşın.
Dinleyin ama asla tartışmaya girmeyin. Ona
karşı savunmacı davranmayın.

Mağdurlar:
İyi dinleyin ve onu anladığınızı gösterin.
Soruna odaklanarak onu değişim için motive
edin.
Gizlice Saldıranlar:
Bu insanlara karşı ne kadar geri
çekilirseniz o kadar üstünüze gelmeyi
severler. Geri çekilmeyin. Şakaya vurun.

Değerli Başkanım, değerli arkadaşlarım

Sizlere muhtelif kişisel gelişim uzmanı
yazarların, psikologların, insanlarla diyalog
kurmada,
karşılıklı
olarak
yapılan
müzakerelerde, kimseyi kırmadan dökmeden
güven dolu diyaloglarda bulunmada nelere
dikkat
edilmesi
gerektiği
hakkındaki
görüşlerini arz ettim.

Zor insanlarla diyalogda: zor insanın
psikolojisini yansıtarak, onlara bizim
davranış biçimimizdeki tutumumuzda nasıl
hareket edileceğinin önemini yansıttım.

Bu görüşlere katılırız ya da katılmayız.
Ancak
şu
konuya
da
değinmeden
geçemeyeceğim. Tüm toplumsal yasaklar,
gelenekler ve görenekler elbirliği ile yıllardır
bize konuşma hakkının;
Derebeylikte – Beyin
Krallıkta – Kralın
İmparatorlukta – İmparatorun
Şahlıkta – Şahın
Padişahlıkta – Padişahındır şeklinde empoze
edilmiştir.

İşte bu
sonucunda:

anlayışın

bizi

getirdiği

yer

Söz gümüşse sükût altındır.
Bülbülün çektiği dili belasıdır.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Büyüklerin yanında küçüklere söz düşmez.
Vs.
Böylece ortaya suskun bir insan tipi
çıkmıştır.

Cumhuriyet döneminde yani demokratik
yönetimde ise konuşma hakkının sadece
yönetenlerin hakkı olduğu görüşü yerine,
hem yönetenlerin hem de yönetilenlerin,
hem konuşanın hem de dinleyenin hakkı
olduğu benimsenmiştir. Çünkü konuşma
insan varlığının ve başarısının ön şartıdır.

Ancak; Kutadgu Bilig’in
Aman sözün aydın olsun.
Işık saçsın öz olsun.
Bakan köre göz olsun.

Dediği gibi gerçekçi, yol gösterici ve yapıcı
olmalı ki, gerek kişisel gerekse toplumsal
diyaloglarda müspet sonuca ulaşalım.
Saygılarımızla

TEŞEKKÜR
EDERİZ
İSTESOB EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ
Eğitim Müdürü: Metin İÇTEM
Eğitim Müd. Asistanı: Ahmet Z. GÜNDOĞDU


Slide 23

SUNUM

DİYALOG NEDİR?

İNSANLARLA
DİYALOG
KURMANIN 7
TEMEL İLKESİ

Diyalog kelimesi Yunanca’daki “dia” ve
“logos” kelimelerinin birleşiminden oluşur.
Bizdeki sözlük anlamı ise bilindiği gibi
karşılıklı sohbet, iki kişinin karşılıklı
konuşmasıdır.
Bu anlamıyla diyalog, tek kişinin
konuşması anlamındaki monologun zıddıdır.

Diyalog, bir konu etrafında iki farklı
görüşe sahip iki veya daha fazla kişinin
konuşmasıdır. Eğer; iki veya daha fazla kişi,
benimsenen aynı görüşü ifade ederlerse bu
monolog olur.
Özetle: Diyalog fikir ayrılığını, monolog
fikir birliğini ifade eder.

Diyalog,
iki
görüşten
birisinin
doğrulanması, diğerinin yanlışlanmasıdır.
Biz bu sunumumuzda; farklı görüşlere
sahip kişi veya kişilerin birbirlerini kırmadan,
güven dolu diyalog kurmalarının ilkelerinden
bahsedeceğiz.

1. İlke İyi Bir Dinleyici Olmaktır
İnsanlar genellikle dinlemekten çok
konuşmayı tercih ederler. Fakat gerçek şudur
ki; öğrenmenin yolu dinlemekten geçer.
Çünkü konuşurken öğrenemeyiz.

Dünyanın neresine giderseniz gidin,
insanlara, onlara değer verip önemsediğinizi
göstermenin en iyi yolu onları samimi bir
şekilde dinlemektir.

Onlar
sizin
çok
şey
bildiğinizle
ilgilenmezler. Sözlerinin kesilmemesini, önce
görüşlerinin dinlenmesini isterler.
İnsanları dinlemek, onları önemsediğinizi
göstermenin en iyi yoludur. Bu şekilde
davrandığınızda muhatabınız olan insan,
onu önemsediğinizi anlamakla kalmaz, aynı
zamanda bunu hisseder. Muhatabınızı size
karşı pozitif ve saygılı davranmaya sevk
eder.

2. Temel İlke: İnsanlar Daha Çok
Kendileriyle İlgilidirler
Bir insanın kendi adı, onun ana dilindeki
en değerli kelimedir. Onlara isimleriyle hitap
edin. “Ben, beni, benim” zamirlerini
konuşmalarınızdan çıkarın. “Siz, sizi, sizin”
sihirli zamirlerini kullanın.

İnsanlarla harika bir diyalog kurmanın
başka bir yolu da onların iletişim tarzlarını
anlamaktır.
Karşınızdaki kişinin konuşmasındaki
tonlaması, konuşma hızı, beden dili nasılsa
siz de aynı tonlama, konuşma hızı ve beden
diliyle cevap verin. İnsanlar kendilerine
benzeyen kişilere karşı daha rahat ve açık
davranırlar. Bu tarza “aynalama yapmak”
denir.

Aynalama yöntemi, insanları kendi
tarafınıza çekme konusunda olağanüstü
etkisi olan bir tekniktir. Unutmayın ki insanlar
kar tanelerine benzerler. Birbirine tamamen
benzeyen kar tanesi yoktur. Eğer insanları
aynalarsanız, size karşı açık davranırlar. Bu
sizi başarıya götürecek sihirli anahtarlardan
bir tanesidir. Çünkü sizi kendileri gibi
görmeye başlarlar.

3. Temel İlke: Sorulara Cevap
Vermeden Önce Biraz Sessiz Kalın
Bu tavrınız, söylenen şeyler üzerinde
düşündüğünüzü
gösterir.
İnsanlar,
söyledikleri şeyler üzerinde düşünülmesini
ve söylediklerine değer verilmesini isterler.
Biraz beklemeniz aynı zamanda size de
cevap vermek için düşüncelerinizi toplayacak
zaman kazandırır.

4. Temel İlke: Konuya Odaklanarak
Net Bir Şekilde Konuşun
Konuşmalarınızda kısa ve net olun.
Konudan konuya, oradan oraya zıplayan veya
aynı şeyleri uzatarak anlatan bir insanı
dinlemekten daha korkunç bir şey olamaz. Bu
bir piyanistin piyano çalarken parmaklarını
hangi tuşlara basacağını düşünmesi gibidir.
Müziği dinlemek yerine azap duymaya başlar.

5. Temel İlke: İlk İzlenim Çok Önemlidir
İnsanlar, bizim hakkımızda edindikleri
izlenimin %90’ını onlarla olan birlikteliğimizin
ilk 4 dakikasında edinirler.
İlk izlenimi altın kalitesine ulaştırmanın 3
yolu vardır.
1. Muhatabınızı elini nazikçe sıkın. O sizin elinizi
nasıl kavrıyorsa siz de öyle kavrayın.
2. Tebessüm gücünü kullanın. Tebessüm
ettiğinizde, insanlar size karşı güven duyarlar.
3. Giyim tarzınız başarınıza yardımcı olsun.

6. Temel İlke: Anlatacağınız Bir
Öykünüz Olsun
Bir konuyu vurgulamak istediğinizde bir
hikâye anlatın ve bir hikâye anlattığınızda
da, bir konunun altını çizin. Kendi
yaşadıklarınızdan
örnekler
verin.
Bu
hikâyeler, konunun unutulmamasını sağlar.

7. Temel İlke: Kendi Değerinizin ve
Elinizdeki Fırsatın Değerinin
Farkında Olun
Başarı konusunda sınıfta kalmanızı veya
geçmenizi sağlayacak olan şey inancınızdır.
Anlattığınız ne ise, mutlaka inandığınız bir
konu olmalıdır.
Bir konuya ya inanırsınız ya da
inanmazsınız. Eğer kendinizi arada bir yerde
hissediyorsanız hemen harekete geçin ve
inancınızı güçlendirin.

“Sağlam
geçer.”

bir

inanç

başkalarına

da

Abraham LINCOLN, başarılı bir diyalog
için şu tavsiyede bulunuyor: “Eğer bir
kimseyi bir konuda ikna etmek istiyorsanız,
önce onun arkadaşı olduğunuzu ona
hissettirmelisiniz.”

Öneri: Bilginin kendi başına bir anlamı
yoktur.
Ancak,
bilgiyi
kullanarak
ve
uygulamaya
dökerek
bazı
sonuçlara
ulaşırsınız, anlamlı şeyler yapmış olursunuz.
O hale bu önerileri kullanmakta yarar
olduğunu düşünmekteyiz.

ZOR İNSANLARLA NASIL
DİYALOG KURULUR?
“Zor İnsanlarla Başa Çıkmak” kitabının
yazarı Robert M. BRAMSON bazı
insanların
neden
farklı
tavırlar
sergilediklerini şöyle açıklıyor: “Bazı
insanlar karşılarındakinin performansını
düşürmek ve onların şevkini kırmak için
bilerek zor tavırlar sergiler.”

Her
zor
insan
birbiriyle
aynı
davranışları sergilemez. Bazı zor insanlar
sürekli konuşup hiç dinlemezken, diğerleri
de hep son sözü söylemeyi tercih eder.
Kimisi sürekli sizi eleştirir. Bazısı sessiz,
bazısı agresif olabilir. Psikiyatri Uzmanı
Doç. Dr. Kültegin ÖGEL zor insanların
davranışlarını şu şekilde belirtiyor:

• Eğitimi ve bilgisi yetersiz olmasına rağmen
kendisini çok iyi sananlar
• Bilgisi ve deneyimi yetersiz olmasına
rağmen kendisini iyi sananlar
• Öncelikleri belirlemede beceri sahibi
olamayanlar
• Hatasını olgunlukla kabul edemeyen,
sürekli açıklama yapıp kendisini temize
çıkarmak isteyenler
• Yavaş düşünen ve yavaş hareket edenler

• İşleri karıştıranlar
• Hiç konuşmayan, bilgiyi zorla ağzından
aldığınız kişiler
• Yanlış anlamakta ısrar edenler
• Karşısındakinin
söylediklerine
önem
vermeyenler
• Konum farklılıkları nedeniyle görüşürken o
farkı hissettirenler
• Karşılarındakine saygı göstermeyenler

• Yavaş hareket eden ve birçok defa tekrar
edilmesi zorunda kalınanlar
• Sadece kendi yaptığı şeyin önemli
olduğunu düşünenler
• Sürekli olaylar ve etrafındakiler üzerinde
kontrol oluşturmaya çalışanlar
• Empati kuramayanlar
• Her zaman “ben haklıyım” diyenler

Zor İnsanlara Yaklaşım Nasıl Olmalı?
Zor insanların özellikleri daha da
arttırılabilir. Ancak tüm bu özellikler ışığında
zor insanları 5 ana başlık altında toplamak
mümkündür.
Agresif İnsanlar:
Saldırgan davranışlar içinde bulunan bu
kişilere sakin bir şekilde kendinizi ifade edin
ve
size
yönelik
saldırgan
tavırlara
kendinizden emin bir şekilde karşılık verin.

Her Şeyi Bilenler:
Bu kişilerle mücadele ederken iyi
hazırlanmak
gerekir.
Asla
meydan
okumayın. Aksine yeteneklerini övün.
Gerektiğinde hatalarını ortaya çıkaracak
sorular sormaktan çekinmeyin.

Şikâyetçiler:
Karşılarındakine güvenmezler. Kendilerine
olan güvenleri de çok değildir. Eksik olan
özgüvenlerini saklamak için memnuniyetsiz,
her şeyden ve herkesten şikâyet eden bir tavır
içine girerler. Bu insanlara “Başkalarının
göremediklerini görüyorsun” şeklinde onların
güvenlerini arttıracak cümlelerle yaklaşın.
Dinleyin ama asla tartışmaya girmeyin. Ona
karşı savunmacı davranmayın.

Mağdurlar:
İyi dinleyin ve onu anladığınızı gösterin.
Soruna odaklanarak onu değişim için motive
edin.
Gizlice Saldıranlar:
Bu insanlara karşı ne kadar geri
çekilirseniz o kadar üstünüze gelmeyi
severler. Geri çekilmeyin. Şakaya vurun.

Değerli Başkanım, değerli arkadaşlarım

Sizlere muhtelif kişisel gelişim uzmanı
yazarların, psikologların, insanlarla diyalog
kurmada,
karşılıklı
olarak
yapılan
müzakerelerde, kimseyi kırmadan dökmeden
güven dolu diyaloglarda bulunmada nelere
dikkat
edilmesi
gerektiği
hakkındaki
görüşlerini arz ettim.

Zor insanlarla diyalogda: zor insanın
psikolojisini yansıtarak, onlara bizim
davranış biçimimizdeki tutumumuzda nasıl
hareket edileceğinin önemini yansıttım.

Bu görüşlere katılırız ya da katılmayız.
Ancak
şu
konuya
da
değinmeden
geçemeyeceğim. Tüm toplumsal yasaklar,
gelenekler ve görenekler elbirliği ile yıllardır
bize konuşma hakkının;
Derebeylikte – Beyin
Krallıkta – Kralın
İmparatorlukta – İmparatorun
Şahlıkta – Şahın
Padişahlıkta – Padişahındır şeklinde empoze
edilmiştir.

İşte bu
sonucunda:

anlayışın

bizi

getirdiği

yer

Söz gümüşse sükût altındır.
Bülbülün çektiği dili belasıdır.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Büyüklerin yanında küçüklere söz düşmez.
Vs.
Böylece ortaya suskun bir insan tipi
çıkmıştır.

Cumhuriyet döneminde yani demokratik
yönetimde ise konuşma hakkının sadece
yönetenlerin hakkı olduğu görüşü yerine,
hem yönetenlerin hem de yönetilenlerin,
hem konuşanın hem de dinleyenin hakkı
olduğu benimsenmiştir. Çünkü konuşma
insan varlığının ve başarısının ön şartıdır.

Ancak; Kutadgu Bilig’in
Aman sözün aydın olsun.
Işık saçsın öz olsun.
Bakan köre göz olsun.

Dediği gibi gerçekçi, yol gösterici ve yapıcı
olmalı ki, gerek kişisel gerekse toplumsal
diyaloglarda müspet sonuca ulaşalım.
Saygılarımızla

TEŞEKKÜR
EDERİZ
İSTESOB EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ
Eğitim Müdürü: Metin İÇTEM
Eğitim Müd. Asistanı: Ahmet Z. GÜNDOĞDU


Slide 24

SUNUM

DİYALOG NEDİR?

İNSANLARLA
DİYALOG
KURMANIN 7
TEMEL İLKESİ

Diyalog kelimesi Yunanca’daki “dia” ve
“logos” kelimelerinin birleşiminden oluşur.
Bizdeki sözlük anlamı ise bilindiği gibi
karşılıklı sohbet, iki kişinin karşılıklı
konuşmasıdır.
Bu anlamıyla diyalog, tek kişinin
konuşması anlamındaki monologun zıddıdır.

Diyalog, bir konu etrafında iki farklı
görüşe sahip iki veya daha fazla kişinin
konuşmasıdır. Eğer; iki veya daha fazla kişi,
benimsenen aynı görüşü ifade ederlerse bu
monolog olur.
Özetle: Diyalog fikir ayrılığını, monolog
fikir birliğini ifade eder.

Diyalog,
iki
görüşten
birisinin
doğrulanması, diğerinin yanlışlanmasıdır.
Biz bu sunumumuzda; farklı görüşlere
sahip kişi veya kişilerin birbirlerini kırmadan,
güven dolu diyalog kurmalarının ilkelerinden
bahsedeceğiz.

1. İlke İyi Bir Dinleyici Olmaktır
İnsanlar genellikle dinlemekten çok
konuşmayı tercih ederler. Fakat gerçek şudur
ki; öğrenmenin yolu dinlemekten geçer.
Çünkü konuşurken öğrenemeyiz.

Dünyanın neresine giderseniz gidin,
insanlara, onlara değer verip önemsediğinizi
göstermenin en iyi yolu onları samimi bir
şekilde dinlemektir.

Onlar
sizin
çok
şey
bildiğinizle
ilgilenmezler. Sözlerinin kesilmemesini, önce
görüşlerinin dinlenmesini isterler.
İnsanları dinlemek, onları önemsediğinizi
göstermenin en iyi yoludur. Bu şekilde
davrandığınızda muhatabınız olan insan,
onu önemsediğinizi anlamakla kalmaz, aynı
zamanda bunu hisseder. Muhatabınızı size
karşı pozitif ve saygılı davranmaya sevk
eder.

2. Temel İlke: İnsanlar Daha Çok
Kendileriyle İlgilidirler
Bir insanın kendi adı, onun ana dilindeki
en değerli kelimedir. Onlara isimleriyle hitap
edin. “Ben, beni, benim” zamirlerini
konuşmalarınızdan çıkarın. “Siz, sizi, sizin”
sihirli zamirlerini kullanın.

İnsanlarla harika bir diyalog kurmanın
başka bir yolu da onların iletişim tarzlarını
anlamaktır.
Karşınızdaki kişinin konuşmasındaki
tonlaması, konuşma hızı, beden dili nasılsa
siz de aynı tonlama, konuşma hızı ve beden
diliyle cevap verin. İnsanlar kendilerine
benzeyen kişilere karşı daha rahat ve açık
davranırlar. Bu tarza “aynalama yapmak”
denir.

Aynalama yöntemi, insanları kendi
tarafınıza çekme konusunda olağanüstü
etkisi olan bir tekniktir. Unutmayın ki insanlar
kar tanelerine benzerler. Birbirine tamamen
benzeyen kar tanesi yoktur. Eğer insanları
aynalarsanız, size karşı açık davranırlar. Bu
sizi başarıya götürecek sihirli anahtarlardan
bir tanesidir. Çünkü sizi kendileri gibi
görmeye başlarlar.

3. Temel İlke: Sorulara Cevap
Vermeden Önce Biraz Sessiz Kalın
Bu tavrınız, söylenen şeyler üzerinde
düşündüğünüzü
gösterir.
İnsanlar,
söyledikleri şeyler üzerinde düşünülmesini
ve söylediklerine değer verilmesini isterler.
Biraz beklemeniz aynı zamanda size de
cevap vermek için düşüncelerinizi toplayacak
zaman kazandırır.

4. Temel İlke: Konuya Odaklanarak
Net Bir Şekilde Konuşun
Konuşmalarınızda kısa ve net olun.
Konudan konuya, oradan oraya zıplayan veya
aynı şeyleri uzatarak anlatan bir insanı
dinlemekten daha korkunç bir şey olamaz. Bu
bir piyanistin piyano çalarken parmaklarını
hangi tuşlara basacağını düşünmesi gibidir.
Müziği dinlemek yerine azap duymaya başlar.

5. Temel İlke: İlk İzlenim Çok Önemlidir
İnsanlar, bizim hakkımızda edindikleri
izlenimin %90’ını onlarla olan birlikteliğimizin
ilk 4 dakikasında edinirler.
İlk izlenimi altın kalitesine ulaştırmanın 3
yolu vardır.
1. Muhatabınızı elini nazikçe sıkın. O sizin elinizi
nasıl kavrıyorsa siz de öyle kavrayın.
2. Tebessüm gücünü kullanın. Tebessüm
ettiğinizde, insanlar size karşı güven duyarlar.
3. Giyim tarzınız başarınıza yardımcı olsun.

6. Temel İlke: Anlatacağınız Bir
Öykünüz Olsun
Bir konuyu vurgulamak istediğinizde bir
hikâye anlatın ve bir hikâye anlattığınızda
da, bir konunun altını çizin. Kendi
yaşadıklarınızdan
örnekler
verin.
Bu
hikâyeler, konunun unutulmamasını sağlar.

7. Temel İlke: Kendi Değerinizin ve
Elinizdeki Fırsatın Değerinin
Farkında Olun
Başarı konusunda sınıfta kalmanızı veya
geçmenizi sağlayacak olan şey inancınızdır.
Anlattığınız ne ise, mutlaka inandığınız bir
konu olmalıdır.
Bir konuya ya inanırsınız ya da
inanmazsınız. Eğer kendinizi arada bir yerde
hissediyorsanız hemen harekete geçin ve
inancınızı güçlendirin.

“Sağlam
geçer.”

bir

inanç

başkalarına

da

Abraham LINCOLN, başarılı bir diyalog
için şu tavsiyede bulunuyor: “Eğer bir
kimseyi bir konuda ikna etmek istiyorsanız,
önce onun arkadaşı olduğunuzu ona
hissettirmelisiniz.”

Öneri: Bilginin kendi başına bir anlamı
yoktur.
Ancak,
bilgiyi
kullanarak
ve
uygulamaya
dökerek
bazı
sonuçlara
ulaşırsınız, anlamlı şeyler yapmış olursunuz.
O hale bu önerileri kullanmakta yarar
olduğunu düşünmekteyiz.

ZOR İNSANLARLA NASIL
DİYALOG KURULUR?
“Zor İnsanlarla Başa Çıkmak” kitabının
yazarı Robert M. BRAMSON bazı
insanların
neden
farklı
tavırlar
sergilediklerini şöyle açıklıyor: “Bazı
insanlar karşılarındakinin performansını
düşürmek ve onların şevkini kırmak için
bilerek zor tavırlar sergiler.”

Her
zor
insan
birbiriyle
aynı
davranışları sergilemez. Bazı zor insanlar
sürekli konuşup hiç dinlemezken, diğerleri
de hep son sözü söylemeyi tercih eder.
Kimisi sürekli sizi eleştirir. Bazısı sessiz,
bazısı agresif olabilir. Psikiyatri Uzmanı
Doç. Dr. Kültegin ÖGEL zor insanların
davranışlarını şu şekilde belirtiyor:

• Eğitimi ve bilgisi yetersiz olmasına rağmen
kendisini çok iyi sananlar
• Bilgisi ve deneyimi yetersiz olmasına
rağmen kendisini iyi sananlar
• Öncelikleri belirlemede beceri sahibi
olamayanlar
• Hatasını olgunlukla kabul edemeyen,
sürekli açıklama yapıp kendisini temize
çıkarmak isteyenler
• Yavaş düşünen ve yavaş hareket edenler

• İşleri karıştıranlar
• Hiç konuşmayan, bilgiyi zorla ağzından
aldığınız kişiler
• Yanlış anlamakta ısrar edenler
• Karşısındakinin
söylediklerine
önem
vermeyenler
• Konum farklılıkları nedeniyle görüşürken o
farkı hissettirenler
• Karşılarındakine saygı göstermeyenler

• Yavaş hareket eden ve birçok defa tekrar
edilmesi zorunda kalınanlar
• Sadece kendi yaptığı şeyin önemli
olduğunu düşünenler
• Sürekli olaylar ve etrafındakiler üzerinde
kontrol oluşturmaya çalışanlar
• Empati kuramayanlar
• Her zaman “ben haklıyım” diyenler

Zor İnsanlara Yaklaşım Nasıl Olmalı?
Zor insanların özellikleri daha da
arttırılabilir. Ancak tüm bu özellikler ışığında
zor insanları 5 ana başlık altında toplamak
mümkündür.
Agresif İnsanlar:
Saldırgan davranışlar içinde bulunan bu
kişilere sakin bir şekilde kendinizi ifade edin
ve
size
yönelik
saldırgan
tavırlara
kendinizden emin bir şekilde karşılık verin.

Her Şeyi Bilenler:
Bu kişilerle mücadele ederken iyi
hazırlanmak
gerekir.
Asla
meydan
okumayın. Aksine yeteneklerini övün.
Gerektiğinde hatalarını ortaya çıkaracak
sorular sormaktan çekinmeyin.

Şikâyetçiler:
Karşılarındakine güvenmezler. Kendilerine
olan güvenleri de çok değildir. Eksik olan
özgüvenlerini saklamak için memnuniyetsiz,
her şeyden ve herkesten şikâyet eden bir tavır
içine girerler. Bu insanlara “Başkalarının
göremediklerini görüyorsun” şeklinde onların
güvenlerini arttıracak cümlelerle yaklaşın.
Dinleyin ama asla tartışmaya girmeyin. Ona
karşı savunmacı davranmayın.

Mağdurlar:
İyi dinleyin ve onu anladığınızı gösterin.
Soruna odaklanarak onu değişim için motive
edin.
Gizlice Saldıranlar:
Bu insanlara karşı ne kadar geri
çekilirseniz o kadar üstünüze gelmeyi
severler. Geri çekilmeyin. Şakaya vurun.

Değerli Başkanım, değerli arkadaşlarım

Sizlere muhtelif kişisel gelişim uzmanı
yazarların, psikologların, insanlarla diyalog
kurmada,
karşılıklı
olarak
yapılan
müzakerelerde, kimseyi kırmadan dökmeden
güven dolu diyaloglarda bulunmada nelere
dikkat
edilmesi
gerektiği
hakkındaki
görüşlerini arz ettim.

Zor insanlarla diyalogda: zor insanın
psikolojisini yansıtarak, onlara bizim
davranış biçimimizdeki tutumumuzda nasıl
hareket edileceğinin önemini yansıttım.

Bu görüşlere katılırız ya da katılmayız.
Ancak
şu
konuya
da
değinmeden
geçemeyeceğim. Tüm toplumsal yasaklar,
gelenekler ve görenekler elbirliği ile yıllardır
bize konuşma hakkının;
Derebeylikte – Beyin
Krallıkta – Kralın
İmparatorlukta – İmparatorun
Şahlıkta – Şahın
Padişahlıkta – Padişahındır şeklinde empoze
edilmiştir.

İşte bu
sonucunda:

anlayışın

bizi

getirdiği

yer

Söz gümüşse sükût altındır.
Bülbülün çektiği dili belasıdır.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Büyüklerin yanında küçüklere söz düşmez.
Vs.
Böylece ortaya suskun bir insan tipi
çıkmıştır.

Cumhuriyet döneminde yani demokratik
yönetimde ise konuşma hakkının sadece
yönetenlerin hakkı olduğu görüşü yerine,
hem yönetenlerin hem de yönetilenlerin,
hem konuşanın hem de dinleyenin hakkı
olduğu benimsenmiştir. Çünkü konuşma
insan varlığının ve başarısının ön şartıdır.

Ancak; Kutadgu Bilig’in
Aman sözün aydın olsun.
Işık saçsın öz olsun.
Bakan köre göz olsun.

Dediği gibi gerçekçi, yol gösterici ve yapıcı
olmalı ki, gerek kişisel gerekse toplumsal
diyaloglarda müspet sonuca ulaşalım.
Saygılarımızla

TEŞEKKÜR
EDERİZ
İSTESOB EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ
Eğitim Müdürü: Metin İÇTEM
Eğitim Müd. Asistanı: Ahmet Z. GÜNDOĞDU


Slide 25

SUNUM

DİYALOG NEDİR?

İNSANLARLA
DİYALOG
KURMANIN 7
TEMEL İLKESİ

Diyalog kelimesi Yunanca’daki “dia” ve
“logos” kelimelerinin birleşiminden oluşur.
Bizdeki sözlük anlamı ise bilindiği gibi
karşılıklı sohbet, iki kişinin karşılıklı
konuşmasıdır.
Bu anlamıyla diyalog, tek kişinin
konuşması anlamındaki monologun zıddıdır.

Diyalog, bir konu etrafında iki farklı
görüşe sahip iki veya daha fazla kişinin
konuşmasıdır. Eğer; iki veya daha fazla kişi,
benimsenen aynı görüşü ifade ederlerse bu
monolog olur.
Özetle: Diyalog fikir ayrılığını, monolog
fikir birliğini ifade eder.

Diyalog,
iki
görüşten
birisinin
doğrulanması, diğerinin yanlışlanmasıdır.
Biz bu sunumumuzda; farklı görüşlere
sahip kişi veya kişilerin birbirlerini kırmadan,
güven dolu diyalog kurmalarının ilkelerinden
bahsedeceğiz.

1. İlke İyi Bir Dinleyici Olmaktır
İnsanlar genellikle dinlemekten çok
konuşmayı tercih ederler. Fakat gerçek şudur
ki; öğrenmenin yolu dinlemekten geçer.
Çünkü konuşurken öğrenemeyiz.

Dünyanın neresine giderseniz gidin,
insanlara, onlara değer verip önemsediğinizi
göstermenin en iyi yolu onları samimi bir
şekilde dinlemektir.

Onlar
sizin
çok
şey
bildiğinizle
ilgilenmezler. Sözlerinin kesilmemesini, önce
görüşlerinin dinlenmesini isterler.
İnsanları dinlemek, onları önemsediğinizi
göstermenin en iyi yoludur. Bu şekilde
davrandığınızda muhatabınız olan insan,
onu önemsediğinizi anlamakla kalmaz, aynı
zamanda bunu hisseder. Muhatabınızı size
karşı pozitif ve saygılı davranmaya sevk
eder.

2. Temel İlke: İnsanlar Daha Çok
Kendileriyle İlgilidirler
Bir insanın kendi adı, onun ana dilindeki
en değerli kelimedir. Onlara isimleriyle hitap
edin. “Ben, beni, benim” zamirlerini
konuşmalarınızdan çıkarın. “Siz, sizi, sizin”
sihirli zamirlerini kullanın.

İnsanlarla harika bir diyalog kurmanın
başka bir yolu da onların iletişim tarzlarını
anlamaktır.
Karşınızdaki kişinin konuşmasındaki
tonlaması, konuşma hızı, beden dili nasılsa
siz de aynı tonlama, konuşma hızı ve beden
diliyle cevap verin. İnsanlar kendilerine
benzeyen kişilere karşı daha rahat ve açık
davranırlar. Bu tarza “aynalama yapmak”
denir.

Aynalama yöntemi, insanları kendi
tarafınıza çekme konusunda olağanüstü
etkisi olan bir tekniktir. Unutmayın ki insanlar
kar tanelerine benzerler. Birbirine tamamen
benzeyen kar tanesi yoktur. Eğer insanları
aynalarsanız, size karşı açık davranırlar. Bu
sizi başarıya götürecek sihirli anahtarlardan
bir tanesidir. Çünkü sizi kendileri gibi
görmeye başlarlar.

3. Temel İlke: Sorulara Cevap
Vermeden Önce Biraz Sessiz Kalın
Bu tavrınız, söylenen şeyler üzerinde
düşündüğünüzü
gösterir.
İnsanlar,
söyledikleri şeyler üzerinde düşünülmesini
ve söylediklerine değer verilmesini isterler.
Biraz beklemeniz aynı zamanda size de
cevap vermek için düşüncelerinizi toplayacak
zaman kazandırır.

4. Temel İlke: Konuya Odaklanarak
Net Bir Şekilde Konuşun
Konuşmalarınızda kısa ve net olun.
Konudan konuya, oradan oraya zıplayan veya
aynı şeyleri uzatarak anlatan bir insanı
dinlemekten daha korkunç bir şey olamaz. Bu
bir piyanistin piyano çalarken parmaklarını
hangi tuşlara basacağını düşünmesi gibidir.
Müziği dinlemek yerine azap duymaya başlar.

5. Temel İlke: İlk İzlenim Çok Önemlidir
İnsanlar, bizim hakkımızda edindikleri
izlenimin %90’ını onlarla olan birlikteliğimizin
ilk 4 dakikasında edinirler.
İlk izlenimi altın kalitesine ulaştırmanın 3
yolu vardır.
1. Muhatabınızı elini nazikçe sıkın. O sizin elinizi
nasıl kavrıyorsa siz de öyle kavrayın.
2. Tebessüm gücünü kullanın. Tebessüm
ettiğinizde, insanlar size karşı güven duyarlar.
3. Giyim tarzınız başarınıza yardımcı olsun.

6. Temel İlke: Anlatacağınız Bir
Öykünüz Olsun
Bir konuyu vurgulamak istediğinizde bir
hikâye anlatın ve bir hikâye anlattığınızda
da, bir konunun altını çizin. Kendi
yaşadıklarınızdan
örnekler
verin.
Bu
hikâyeler, konunun unutulmamasını sağlar.

7. Temel İlke: Kendi Değerinizin ve
Elinizdeki Fırsatın Değerinin
Farkında Olun
Başarı konusunda sınıfta kalmanızı veya
geçmenizi sağlayacak olan şey inancınızdır.
Anlattığınız ne ise, mutlaka inandığınız bir
konu olmalıdır.
Bir konuya ya inanırsınız ya da
inanmazsınız. Eğer kendinizi arada bir yerde
hissediyorsanız hemen harekete geçin ve
inancınızı güçlendirin.

“Sağlam
geçer.”

bir

inanç

başkalarına

da

Abraham LINCOLN, başarılı bir diyalog
için şu tavsiyede bulunuyor: “Eğer bir
kimseyi bir konuda ikna etmek istiyorsanız,
önce onun arkadaşı olduğunuzu ona
hissettirmelisiniz.”

Öneri: Bilginin kendi başına bir anlamı
yoktur.
Ancak,
bilgiyi
kullanarak
ve
uygulamaya
dökerek
bazı
sonuçlara
ulaşırsınız, anlamlı şeyler yapmış olursunuz.
O hale bu önerileri kullanmakta yarar
olduğunu düşünmekteyiz.

ZOR İNSANLARLA NASIL
DİYALOG KURULUR?
“Zor İnsanlarla Başa Çıkmak” kitabının
yazarı Robert M. BRAMSON bazı
insanların
neden
farklı
tavırlar
sergilediklerini şöyle açıklıyor: “Bazı
insanlar karşılarındakinin performansını
düşürmek ve onların şevkini kırmak için
bilerek zor tavırlar sergiler.”

Her
zor
insan
birbiriyle
aynı
davranışları sergilemez. Bazı zor insanlar
sürekli konuşup hiç dinlemezken, diğerleri
de hep son sözü söylemeyi tercih eder.
Kimisi sürekli sizi eleştirir. Bazısı sessiz,
bazısı agresif olabilir. Psikiyatri Uzmanı
Doç. Dr. Kültegin ÖGEL zor insanların
davranışlarını şu şekilde belirtiyor:

• Eğitimi ve bilgisi yetersiz olmasına rağmen
kendisini çok iyi sananlar
• Bilgisi ve deneyimi yetersiz olmasına
rağmen kendisini iyi sananlar
• Öncelikleri belirlemede beceri sahibi
olamayanlar
• Hatasını olgunlukla kabul edemeyen,
sürekli açıklama yapıp kendisini temize
çıkarmak isteyenler
• Yavaş düşünen ve yavaş hareket edenler

• İşleri karıştıranlar
• Hiç konuşmayan, bilgiyi zorla ağzından
aldığınız kişiler
• Yanlış anlamakta ısrar edenler
• Karşısındakinin
söylediklerine
önem
vermeyenler
• Konum farklılıkları nedeniyle görüşürken o
farkı hissettirenler
• Karşılarındakine saygı göstermeyenler

• Yavaş hareket eden ve birçok defa tekrar
edilmesi zorunda kalınanlar
• Sadece kendi yaptığı şeyin önemli
olduğunu düşünenler
• Sürekli olaylar ve etrafındakiler üzerinde
kontrol oluşturmaya çalışanlar
• Empati kuramayanlar
• Her zaman “ben haklıyım” diyenler

Zor İnsanlara Yaklaşım Nasıl Olmalı?
Zor insanların özellikleri daha da
arttırılabilir. Ancak tüm bu özellikler ışığında
zor insanları 5 ana başlık altında toplamak
mümkündür.
Agresif İnsanlar:
Saldırgan davranışlar içinde bulunan bu
kişilere sakin bir şekilde kendinizi ifade edin
ve
size
yönelik
saldırgan
tavırlara
kendinizden emin bir şekilde karşılık verin.

Her Şeyi Bilenler:
Bu kişilerle mücadele ederken iyi
hazırlanmak
gerekir.
Asla
meydan
okumayın. Aksine yeteneklerini övün.
Gerektiğinde hatalarını ortaya çıkaracak
sorular sormaktan çekinmeyin.

Şikâyetçiler:
Karşılarındakine güvenmezler. Kendilerine
olan güvenleri de çok değildir. Eksik olan
özgüvenlerini saklamak için memnuniyetsiz,
her şeyden ve herkesten şikâyet eden bir tavır
içine girerler. Bu insanlara “Başkalarının
göremediklerini görüyorsun” şeklinde onların
güvenlerini arttıracak cümlelerle yaklaşın.
Dinleyin ama asla tartışmaya girmeyin. Ona
karşı savunmacı davranmayın.

Mağdurlar:
İyi dinleyin ve onu anladığınızı gösterin.
Soruna odaklanarak onu değişim için motive
edin.
Gizlice Saldıranlar:
Bu insanlara karşı ne kadar geri
çekilirseniz o kadar üstünüze gelmeyi
severler. Geri çekilmeyin. Şakaya vurun.

Değerli Başkanım, değerli arkadaşlarım

Sizlere muhtelif kişisel gelişim uzmanı
yazarların, psikologların, insanlarla diyalog
kurmada,
karşılıklı
olarak
yapılan
müzakerelerde, kimseyi kırmadan dökmeden
güven dolu diyaloglarda bulunmada nelere
dikkat
edilmesi
gerektiği
hakkındaki
görüşlerini arz ettim.

Zor insanlarla diyalogda: zor insanın
psikolojisini yansıtarak, onlara bizim
davranış biçimimizdeki tutumumuzda nasıl
hareket edileceğinin önemini yansıttım.

Bu görüşlere katılırız ya da katılmayız.
Ancak
şu
konuya
da
değinmeden
geçemeyeceğim. Tüm toplumsal yasaklar,
gelenekler ve görenekler elbirliği ile yıllardır
bize konuşma hakkının;
Derebeylikte – Beyin
Krallıkta – Kralın
İmparatorlukta – İmparatorun
Şahlıkta – Şahın
Padişahlıkta – Padişahındır şeklinde empoze
edilmiştir.

İşte bu
sonucunda:

anlayışın

bizi

getirdiği

yer

Söz gümüşse sükût altındır.
Bülbülün çektiği dili belasıdır.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Büyüklerin yanında küçüklere söz düşmez.
Vs.
Böylece ortaya suskun bir insan tipi
çıkmıştır.

Cumhuriyet döneminde yani demokratik
yönetimde ise konuşma hakkının sadece
yönetenlerin hakkı olduğu görüşü yerine,
hem yönetenlerin hem de yönetilenlerin,
hem konuşanın hem de dinleyenin hakkı
olduğu benimsenmiştir. Çünkü konuşma
insan varlığının ve başarısının ön şartıdır.

Ancak; Kutadgu Bilig’in
Aman sözün aydın olsun.
Işık saçsın öz olsun.
Bakan köre göz olsun.

Dediği gibi gerçekçi, yol gösterici ve yapıcı
olmalı ki, gerek kişisel gerekse toplumsal
diyaloglarda müspet sonuca ulaşalım.
Saygılarımızla

TEŞEKKÜR
EDERİZ
İSTESOB EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ
Eğitim Müdürü: Metin İÇTEM
Eğitim Müd. Asistanı: Ahmet Z. GÜNDOĞDU


Slide 26

SUNUM

DİYALOG NEDİR?

İNSANLARLA
DİYALOG
KURMANIN 7
TEMEL İLKESİ

Diyalog kelimesi Yunanca’daki “dia” ve
“logos” kelimelerinin birleşiminden oluşur.
Bizdeki sözlük anlamı ise bilindiği gibi
karşılıklı sohbet, iki kişinin karşılıklı
konuşmasıdır.
Bu anlamıyla diyalog, tek kişinin
konuşması anlamındaki monologun zıddıdır.

Diyalog, bir konu etrafında iki farklı
görüşe sahip iki veya daha fazla kişinin
konuşmasıdır. Eğer; iki veya daha fazla kişi,
benimsenen aynı görüşü ifade ederlerse bu
monolog olur.
Özetle: Diyalog fikir ayrılığını, monolog
fikir birliğini ifade eder.

Diyalog,
iki
görüşten
birisinin
doğrulanması, diğerinin yanlışlanmasıdır.
Biz bu sunumumuzda; farklı görüşlere
sahip kişi veya kişilerin birbirlerini kırmadan,
güven dolu diyalog kurmalarının ilkelerinden
bahsedeceğiz.

1. İlke İyi Bir Dinleyici Olmaktır
İnsanlar genellikle dinlemekten çok
konuşmayı tercih ederler. Fakat gerçek şudur
ki; öğrenmenin yolu dinlemekten geçer.
Çünkü konuşurken öğrenemeyiz.

Dünyanın neresine giderseniz gidin,
insanlara, onlara değer verip önemsediğinizi
göstermenin en iyi yolu onları samimi bir
şekilde dinlemektir.

Onlar
sizin
çok
şey
bildiğinizle
ilgilenmezler. Sözlerinin kesilmemesini, önce
görüşlerinin dinlenmesini isterler.
İnsanları dinlemek, onları önemsediğinizi
göstermenin en iyi yoludur. Bu şekilde
davrandığınızda muhatabınız olan insan,
onu önemsediğinizi anlamakla kalmaz, aynı
zamanda bunu hisseder. Muhatabınızı size
karşı pozitif ve saygılı davranmaya sevk
eder.

2. Temel İlke: İnsanlar Daha Çok
Kendileriyle İlgilidirler
Bir insanın kendi adı, onun ana dilindeki
en değerli kelimedir. Onlara isimleriyle hitap
edin. “Ben, beni, benim” zamirlerini
konuşmalarınızdan çıkarın. “Siz, sizi, sizin”
sihirli zamirlerini kullanın.

İnsanlarla harika bir diyalog kurmanın
başka bir yolu da onların iletişim tarzlarını
anlamaktır.
Karşınızdaki kişinin konuşmasındaki
tonlaması, konuşma hızı, beden dili nasılsa
siz de aynı tonlama, konuşma hızı ve beden
diliyle cevap verin. İnsanlar kendilerine
benzeyen kişilere karşı daha rahat ve açık
davranırlar. Bu tarza “aynalama yapmak”
denir.

Aynalama yöntemi, insanları kendi
tarafınıza çekme konusunda olağanüstü
etkisi olan bir tekniktir. Unutmayın ki insanlar
kar tanelerine benzerler. Birbirine tamamen
benzeyen kar tanesi yoktur. Eğer insanları
aynalarsanız, size karşı açık davranırlar. Bu
sizi başarıya götürecek sihirli anahtarlardan
bir tanesidir. Çünkü sizi kendileri gibi
görmeye başlarlar.

3. Temel İlke: Sorulara Cevap
Vermeden Önce Biraz Sessiz Kalın
Bu tavrınız, söylenen şeyler üzerinde
düşündüğünüzü
gösterir.
İnsanlar,
söyledikleri şeyler üzerinde düşünülmesini
ve söylediklerine değer verilmesini isterler.
Biraz beklemeniz aynı zamanda size de
cevap vermek için düşüncelerinizi toplayacak
zaman kazandırır.

4. Temel İlke: Konuya Odaklanarak
Net Bir Şekilde Konuşun
Konuşmalarınızda kısa ve net olun.
Konudan konuya, oradan oraya zıplayan veya
aynı şeyleri uzatarak anlatan bir insanı
dinlemekten daha korkunç bir şey olamaz. Bu
bir piyanistin piyano çalarken parmaklarını
hangi tuşlara basacağını düşünmesi gibidir.
Müziği dinlemek yerine azap duymaya başlar.

5. Temel İlke: İlk İzlenim Çok Önemlidir
İnsanlar, bizim hakkımızda edindikleri
izlenimin %90’ını onlarla olan birlikteliğimizin
ilk 4 dakikasında edinirler.
İlk izlenimi altın kalitesine ulaştırmanın 3
yolu vardır.
1. Muhatabınızı elini nazikçe sıkın. O sizin elinizi
nasıl kavrıyorsa siz de öyle kavrayın.
2. Tebessüm gücünü kullanın. Tebessüm
ettiğinizde, insanlar size karşı güven duyarlar.
3. Giyim tarzınız başarınıza yardımcı olsun.

6. Temel İlke: Anlatacağınız Bir
Öykünüz Olsun
Bir konuyu vurgulamak istediğinizde bir
hikâye anlatın ve bir hikâye anlattığınızda
da, bir konunun altını çizin. Kendi
yaşadıklarınızdan
örnekler
verin.
Bu
hikâyeler, konunun unutulmamasını sağlar.

7. Temel İlke: Kendi Değerinizin ve
Elinizdeki Fırsatın Değerinin
Farkında Olun
Başarı konusunda sınıfta kalmanızı veya
geçmenizi sağlayacak olan şey inancınızdır.
Anlattığınız ne ise, mutlaka inandığınız bir
konu olmalıdır.
Bir konuya ya inanırsınız ya da
inanmazsınız. Eğer kendinizi arada bir yerde
hissediyorsanız hemen harekete geçin ve
inancınızı güçlendirin.

“Sağlam
geçer.”

bir

inanç

başkalarına

da

Abraham LINCOLN, başarılı bir diyalog
için şu tavsiyede bulunuyor: “Eğer bir
kimseyi bir konuda ikna etmek istiyorsanız,
önce onun arkadaşı olduğunuzu ona
hissettirmelisiniz.”

Öneri: Bilginin kendi başına bir anlamı
yoktur.
Ancak,
bilgiyi
kullanarak
ve
uygulamaya
dökerek
bazı
sonuçlara
ulaşırsınız, anlamlı şeyler yapmış olursunuz.
O hale bu önerileri kullanmakta yarar
olduğunu düşünmekteyiz.

ZOR İNSANLARLA NASIL
DİYALOG KURULUR?
“Zor İnsanlarla Başa Çıkmak” kitabının
yazarı Robert M. BRAMSON bazı
insanların
neden
farklı
tavırlar
sergilediklerini şöyle açıklıyor: “Bazı
insanlar karşılarındakinin performansını
düşürmek ve onların şevkini kırmak için
bilerek zor tavırlar sergiler.”

Her
zor
insan
birbiriyle
aynı
davranışları sergilemez. Bazı zor insanlar
sürekli konuşup hiç dinlemezken, diğerleri
de hep son sözü söylemeyi tercih eder.
Kimisi sürekli sizi eleştirir. Bazısı sessiz,
bazısı agresif olabilir. Psikiyatri Uzmanı
Doç. Dr. Kültegin ÖGEL zor insanların
davranışlarını şu şekilde belirtiyor:

• Eğitimi ve bilgisi yetersiz olmasına rağmen
kendisini çok iyi sananlar
• Bilgisi ve deneyimi yetersiz olmasına
rağmen kendisini iyi sananlar
• Öncelikleri belirlemede beceri sahibi
olamayanlar
• Hatasını olgunlukla kabul edemeyen,
sürekli açıklama yapıp kendisini temize
çıkarmak isteyenler
• Yavaş düşünen ve yavaş hareket edenler

• İşleri karıştıranlar
• Hiç konuşmayan, bilgiyi zorla ağzından
aldığınız kişiler
• Yanlış anlamakta ısrar edenler
• Karşısındakinin
söylediklerine
önem
vermeyenler
• Konum farklılıkları nedeniyle görüşürken o
farkı hissettirenler
• Karşılarındakine saygı göstermeyenler

• Yavaş hareket eden ve birçok defa tekrar
edilmesi zorunda kalınanlar
• Sadece kendi yaptığı şeyin önemli
olduğunu düşünenler
• Sürekli olaylar ve etrafındakiler üzerinde
kontrol oluşturmaya çalışanlar
• Empati kuramayanlar
• Her zaman “ben haklıyım” diyenler

Zor İnsanlara Yaklaşım Nasıl Olmalı?
Zor insanların özellikleri daha da
arttırılabilir. Ancak tüm bu özellikler ışığında
zor insanları 5 ana başlık altında toplamak
mümkündür.
Agresif İnsanlar:
Saldırgan davranışlar içinde bulunan bu
kişilere sakin bir şekilde kendinizi ifade edin
ve
size
yönelik
saldırgan
tavırlara
kendinizden emin bir şekilde karşılık verin.

Her Şeyi Bilenler:
Bu kişilerle mücadele ederken iyi
hazırlanmak
gerekir.
Asla
meydan
okumayın. Aksine yeteneklerini övün.
Gerektiğinde hatalarını ortaya çıkaracak
sorular sormaktan çekinmeyin.

Şikâyetçiler:
Karşılarındakine güvenmezler. Kendilerine
olan güvenleri de çok değildir. Eksik olan
özgüvenlerini saklamak için memnuniyetsiz,
her şeyden ve herkesten şikâyet eden bir tavır
içine girerler. Bu insanlara “Başkalarının
göremediklerini görüyorsun” şeklinde onların
güvenlerini arttıracak cümlelerle yaklaşın.
Dinleyin ama asla tartışmaya girmeyin. Ona
karşı savunmacı davranmayın.

Mağdurlar:
İyi dinleyin ve onu anladığınızı gösterin.
Soruna odaklanarak onu değişim için motive
edin.
Gizlice Saldıranlar:
Bu insanlara karşı ne kadar geri
çekilirseniz o kadar üstünüze gelmeyi
severler. Geri çekilmeyin. Şakaya vurun.

Değerli Başkanım, değerli arkadaşlarım

Sizlere muhtelif kişisel gelişim uzmanı
yazarların, psikologların, insanlarla diyalog
kurmada,
karşılıklı
olarak
yapılan
müzakerelerde, kimseyi kırmadan dökmeden
güven dolu diyaloglarda bulunmada nelere
dikkat
edilmesi
gerektiği
hakkındaki
görüşlerini arz ettim.

Zor insanlarla diyalogda: zor insanın
psikolojisini yansıtarak, onlara bizim
davranış biçimimizdeki tutumumuzda nasıl
hareket edileceğinin önemini yansıttım.

Bu görüşlere katılırız ya da katılmayız.
Ancak
şu
konuya
da
değinmeden
geçemeyeceğim. Tüm toplumsal yasaklar,
gelenekler ve görenekler elbirliği ile yıllardır
bize konuşma hakkının;
Derebeylikte – Beyin
Krallıkta – Kralın
İmparatorlukta – İmparatorun
Şahlıkta – Şahın
Padişahlıkta – Padişahındır şeklinde empoze
edilmiştir.

İşte bu
sonucunda:

anlayışın

bizi

getirdiği

yer

Söz gümüşse sükût altındır.
Bülbülün çektiği dili belasıdır.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Büyüklerin yanında küçüklere söz düşmez.
Vs.
Böylece ortaya suskun bir insan tipi
çıkmıştır.

Cumhuriyet döneminde yani demokratik
yönetimde ise konuşma hakkının sadece
yönetenlerin hakkı olduğu görüşü yerine,
hem yönetenlerin hem de yönetilenlerin,
hem konuşanın hem de dinleyenin hakkı
olduğu benimsenmiştir. Çünkü konuşma
insan varlığının ve başarısının ön şartıdır.

Ancak; Kutadgu Bilig’in
Aman sözün aydın olsun.
Işık saçsın öz olsun.
Bakan köre göz olsun.

Dediği gibi gerçekçi, yol gösterici ve yapıcı
olmalı ki, gerek kişisel gerekse toplumsal
diyaloglarda müspet sonuca ulaşalım.
Saygılarımızla

TEŞEKKÜR
EDERİZ
İSTESOB EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ
Eğitim Müdürü: Metin İÇTEM
Eğitim Müd. Asistanı: Ahmet Z. GÜNDOĞDU


Slide 27

SUNUM

DİYALOG NEDİR?

İNSANLARLA
DİYALOG
KURMANIN 7
TEMEL İLKESİ

Diyalog kelimesi Yunanca’daki “dia” ve
“logos” kelimelerinin birleşiminden oluşur.
Bizdeki sözlük anlamı ise bilindiği gibi
karşılıklı sohbet, iki kişinin karşılıklı
konuşmasıdır.
Bu anlamıyla diyalog, tek kişinin
konuşması anlamındaki monologun zıddıdır.

Diyalog, bir konu etrafında iki farklı
görüşe sahip iki veya daha fazla kişinin
konuşmasıdır. Eğer; iki veya daha fazla kişi,
benimsenen aynı görüşü ifade ederlerse bu
monolog olur.
Özetle: Diyalog fikir ayrılığını, monolog
fikir birliğini ifade eder.

Diyalog,
iki
görüşten
birisinin
doğrulanması, diğerinin yanlışlanmasıdır.
Biz bu sunumumuzda; farklı görüşlere
sahip kişi veya kişilerin birbirlerini kırmadan,
güven dolu diyalog kurmalarının ilkelerinden
bahsedeceğiz.

1. İlke İyi Bir Dinleyici Olmaktır
İnsanlar genellikle dinlemekten çok
konuşmayı tercih ederler. Fakat gerçek şudur
ki; öğrenmenin yolu dinlemekten geçer.
Çünkü konuşurken öğrenemeyiz.

Dünyanın neresine giderseniz gidin,
insanlara, onlara değer verip önemsediğinizi
göstermenin en iyi yolu onları samimi bir
şekilde dinlemektir.

Onlar
sizin
çok
şey
bildiğinizle
ilgilenmezler. Sözlerinin kesilmemesini, önce
görüşlerinin dinlenmesini isterler.
İnsanları dinlemek, onları önemsediğinizi
göstermenin en iyi yoludur. Bu şekilde
davrandığınızda muhatabınız olan insan,
onu önemsediğinizi anlamakla kalmaz, aynı
zamanda bunu hisseder. Muhatabınızı size
karşı pozitif ve saygılı davranmaya sevk
eder.

2. Temel İlke: İnsanlar Daha Çok
Kendileriyle İlgilidirler
Bir insanın kendi adı, onun ana dilindeki
en değerli kelimedir. Onlara isimleriyle hitap
edin. “Ben, beni, benim” zamirlerini
konuşmalarınızdan çıkarın. “Siz, sizi, sizin”
sihirli zamirlerini kullanın.

İnsanlarla harika bir diyalog kurmanın
başka bir yolu da onların iletişim tarzlarını
anlamaktır.
Karşınızdaki kişinin konuşmasındaki
tonlaması, konuşma hızı, beden dili nasılsa
siz de aynı tonlama, konuşma hızı ve beden
diliyle cevap verin. İnsanlar kendilerine
benzeyen kişilere karşı daha rahat ve açık
davranırlar. Bu tarza “aynalama yapmak”
denir.

Aynalama yöntemi, insanları kendi
tarafınıza çekme konusunda olağanüstü
etkisi olan bir tekniktir. Unutmayın ki insanlar
kar tanelerine benzerler. Birbirine tamamen
benzeyen kar tanesi yoktur. Eğer insanları
aynalarsanız, size karşı açık davranırlar. Bu
sizi başarıya götürecek sihirli anahtarlardan
bir tanesidir. Çünkü sizi kendileri gibi
görmeye başlarlar.

3. Temel İlke: Sorulara Cevap
Vermeden Önce Biraz Sessiz Kalın
Bu tavrınız, söylenen şeyler üzerinde
düşündüğünüzü
gösterir.
İnsanlar,
söyledikleri şeyler üzerinde düşünülmesini
ve söylediklerine değer verilmesini isterler.
Biraz beklemeniz aynı zamanda size de
cevap vermek için düşüncelerinizi toplayacak
zaman kazandırır.

4. Temel İlke: Konuya Odaklanarak
Net Bir Şekilde Konuşun
Konuşmalarınızda kısa ve net olun.
Konudan konuya, oradan oraya zıplayan veya
aynı şeyleri uzatarak anlatan bir insanı
dinlemekten daha korkunç bir şey olamaz. Bu
bir piyanistin piyano çalarken parmaklarını
hangi tuşlara basacağını düşünmesi gibidir.
Müziği dinlemek yerine azap duymaya başlar.

5. Temel İlke: İlk İzlenim Çok Önemlidir
İnsanlar, bizim hakkımızda edindikleri
izlenimin %90’ını onlarla olan birlikteliğimizin
ilk 4 dakikasında edinirler.
İlk izlenimi altın kalitesine ulaştırmanın 3
yolu vardır.
1. Muhatabınızı elini nazikçe sıkın. O sizin elinizi
nasıl kavrıyorsa siz de öyle kavrayın.
2. Tebessüm gücünü kullanın. Tebessüm
ettiğinizde, insanlar size karşı güven duyarlar.
3. Giyim tarzınız başarınıza yardımcı olsun.

6. Temel İlke: Anlatacağınız Bir
Öykünüz Olsun
Bir konuyu vurgulamak istediğinizde bir
hikâye anlatın ve bir hikâye anlattığınızda
da, bir konunun altını çizin. Kendi
yaşadıklarınızdan
örnekler
verin.
Bu
hikâyeler, konunun unutulmamasını sağlar.

7. Temel İlke: Kendi Değerinizin ve
Elinizdeki Fırsatın Değerinin
Farkında Olun
Başarı konusunda sınıfta kalmanızı veya
geçmenizi sağlayacak olan şey inancınızdır.
Anlattığınız ne ise, mutlaka inandığınız bir
konu olmalıdır.
Bir konuya ya inanırsınız ya da
inanmazsınız. Eğer kendinizi arada bir yerde
hissediyorsanız hemen harekete geçin ve
inancınızı güçlendirin.

“Sağlam
geçer.”

bir

inanç

başkalarına

da

Abraham LINCOLN, başarılı bir diyalog
için şu tavsiyede bulunuyor: “Eğer bir
kimseyi bir konuda ikna etmek istiyorsanız,
önce onun arkadaşı olduğunuzu ona
hissettirmelisiniz.”

Öneri: Bilginin kendi başına bir anlamı
yoktur.
Ancak,
bilgiyi
kullanarak
ve
uygulamaya
dökerek
bazı
sonuçlara
ulaşırsınız, anlamlı şeyler yapmış olursunuz.
O hale bu önerileri kullanmakta yarar
olduğunu düşünmekteyiz.

ZOR İNSANLARLA NASIL
DİYALOG KURULUR?
“Zor İnsanlarla Başa Çıkmak” kitabının
yazarı Robert M. BRAMSON bazı
insanların
neden
farklı
tavırlar
sergilediklerini şöyle açıklıyor: “Bazı
insanlar karşılarındakinin performansını
düşürmek ve onların şevkini kırmak için
bilerek zor tavırlar sergiler.”

Her
zor
insan
birbiriyle
aynı
davranışları sergilemez. Bazı zor insanlar
sürekli konuşup hiç dinlemezken, diğerleri
de hep son sözü söylemeyi tercih eder.
Kimisi sürekli sizi eleştirir. Bazısı sessiz,
bazısı agresif olabilir. Psikiyatri Uzmanı
Doç. Dr. Kültegin ÖGEL zor insanların
davranışlarını şu şekilde belirtiyor:

• Eğitimi ve bilgisi yetersiz olmasına rağmen
kendisini çok iyi sananlar
• Bilgisi ve deneyimi yetersiz olmasına
rağmen kendisini iyi sananlar
• Öncelikleri belirlemede beceri sahibi
olamayanlar
• Hatasını olgunlukla kabul edemeyen,
sürekli açıklama yapıp kendisini temize
çıkarmak isteyenler
• Yavaş düşünen ve yavaş hareket edenler

• İşleri karıştıranlar
• Hiç konuşmayan, bilgiyi zorla ağzından
aldığınız kişiler
• Yanlış anlamakta ısrar edenler
• Karşısındakinin
söylediklerine
önem
vermeyenler
• Konum farklılıkları nedeniyle görüşürken o
farkı hissettirenler
• Karşılarındakine saygı göstermeyenler

• Yavaş hareket eden ve birçok defa tekrar
edilmesi zorunda kalınanlar
• Sadece kendi yaptığı şeyin önemli
olduğunu düşünenler
• Sürekli olaylar ve etrafındakiler üzerinde
kontrol oluşturmaya çalışanlar
• Empati kuramayanlar
• Her zaman “ben haklıyım” diyenler

Zor İnsanlara Yaklaşım Nasıl Olmalı?
Zor insanların özellikleri daha da
arttırılabilir. Ancak tüm bu özellikler ışığında
zor insanları 5 ana başlık altında toplamak
mümkündür.
Agresif İnsanlar:
Saldırgan davranışlar içinde bulunan bu
kişilere sakin bir şekilde kendinizi ifade edin
ve
size
yönelik
saldırgan
tavırlara
kendinizden emin bir şekilde karşılık verin.

Her Şeyi Bilenler:
Bu kişilerle mücadele ederken iyi
hazırlanmak
gerekir.
Asla
meydan
okumayın. Aksine yeteneklerini övün.
Gerektiğinde hatalarını ortaya çıkaracak
sorular sormaktan çekinmeyin.

Şikâyetçiler:
Karşılarındakine güvenmezler. Kendilerine
olan güvenleri de çok değildir. Eksik olan
özgüvenlerini saklamak için memnuniyetsiz,
her şeyden ve herkesten şikâyet eden bir tavır
içine girerler. Bu insanlara “Başkalarının
göremediklerini görüyorsun” şeklinde onların
güvenlerini arttıracak cümlelerle yaklaşın.
Dinleyin ama asla tartışmaya girmeyin. Ona
karşı savunmacı davranmayın.

Mağdurlar:
İyi dinleyin ve onu anladığınızı gösterin.
Soruna odaklanarak onu değişim için motive
edin.
Gizlice Saldıranlar:
Bu insanlara karşı ne kadar geri
çekilirseniz o kadar üstünüze gelmeyi
severler. Geri çekilmeyin. Şakaya vurun.

Değerli Başkanım, değerli arkadaşlarım

Sizlere muhtelif kişisel gelişim uzmanı
yazarların, psikologların, insanlarla diyalog
kurmada,
karşılıklı
olarak
yapılan
müzakerelerde, kimseyi kırmadan dökmeden
güven dolu diyaloglarda bulunmada nelere
dikkat
edilmesi
gerektiği
hakkındaki
görüşlerini arz ettim.

Zor insanlarla diyalogda: zor insanın
psikolojisini yansıtarak, onlara bizim
davranış biçimimizdeki tutumumuzda nasıl
hareket edileceğinin önemini yansıttım.

Bu görüşlere katılırız ya da katılmayız.
Ancak
şu
konuya
da
değinmeden
geçemeyeceğim. Tüm toplumsal yasaklar,
gelenekler ve görenekler elbirliği ile yıllardır
bize konuşma hakkının;
Derebeylikte – Beyin
Krallıkta – Kralın
İmparatorlukta – İmparatorun
Şahlıkta – Şahın
Padişahlıkta – Padişahındır şeklinde empoze
edilmiştir.

İşte bu
sonucunda:

anlayışın

bizi

getirdiği

yer

Söz gümüşse sükût altındır.
Bülbülün çektiği dili belasıdır.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Büyüklerin yanında küçüklere söz düşmez.
Vs.
Böylece ortaya suskun bir insan tipi
çıkmıştır.

Cumhuriyet döneminde yani demokratik
yönetimde ise konuşma hakkının sadece
yönetenlerin hakkı olduğu görüşü yerine,
hem yönetenlerin hem de yönetilenlerin,
hem konuşanın hem de dinleyenin hakkı
olduğu benimsenmiştir. Çünkü konuşma
insan varlığının ve başarısının ön şartıdır.

Ancak; Kutadgu Bilig’in
Aman sözün aydın olsun.
Işık saçsın öz olsun.
Bakan köre göz olsun.

Dediği gibi gerçekçi, yol gösterici ve yapıcı
olmalı ki, gerek kişisel gerekse toplumsal
diyaloglarda müspet sonuca ulaşalım.
Saygılarımızla

TEŞEKKÜR
EDERİZ
İSTESOB EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ
Eğitim Müdürü: Metin İÇTEM
Eğitim Müd. Asistanı: Ahmet Z. GÜNDOĞDU


Slide 28

SUNUM

DİYALOG NEDİR?

İNSANLARLA
DİYALOG
KURMANIN 7
TEMEL İLKESİ

Diyalog kelimesi Yunanca’daki “dia” ve
“logos” kelimelerinin birleşiminden oluşur.
Bizdeki sözlük anlamı ise bilindiği gibi
karşılıklı sohbet, iki kişinin karşılıklı
konuşmasıdır.
Bu anlamıyla diyalog, tek kişinin
konuşması anlamındaki monologun zıddıdır.

Diyalog, bir konu etrafında iki farklı
görüşe sahip iki veya daha fazla kişinin
konuşmasıdır. Eğer; iki veya daha fazla kişi,
benimsenen aynı görüşü ifade ederlerse bu
monolog olur.
Özetle: Diyalog fikir ayrılığını, monolog
fikir birliğini ifade eder.

Diyalog,
iki
görüşten
birisinin
doğrulanması, diğerinin yanlışlanmasıdır.
Biz bu sunumumuzda; farklı görüşlere
sahip kişi veya kişilerin birbirlerini kırmadan,
güven dolu diyalog kurmalarının ilkelerinden
bahsedeceğiz.

1. İlke İyi Bir Dinleyici Olmaktır
İnsanlar genellikle dinlemekten çok
konuşmayı tercih ederler. Fakat gerçek şudur
ki; öğrenmenin yolu dinlemekten geçer.
Çünkü konuşurken öğrenemeyiz.

Dünyanın neresine giderseniz gidin,
insanlara, onlara değer verip önemsediğinizi
göstermenin en iyi yolu onları samimi bir
şekilde dinlemektir.

Onlar
sizin
çok
şey
bildiğinizle
ilgilenmezler. Sözlerinin kesilmemesini, önce
görüşlerinin dinlenmesini isterler.
İnsanları dinlemek, onları önemsediğinizi
göstermenin en iyi yoludur. Bu şekilde
davrandığınızda muhatabınız olan insan,
onu önemsediğinizi anlamakla kalmaz, aynı
zamanda bunu hisseder. Muhatabınızı size
karşı pozitif ve saygılı davranmaya sevk
eder.

2. Temel İlke: İnsanlar Daha Çok
Kendileriyle İlgilidirler
Bir insanın kendi adı, onun ana dilindeki
en değerli kelimedir. Onlara isimleriyle hitap
edin. “Ben, beni, benim” zamirlerini
konuşmalarınızdan çıkarın. “Siz, sizi, sizin”
sihirli zamirlerini kullanın.

İnsanlarla harika bir diyalog kurmanın
başka bir yolu da onların iletişim tarzlarını
anlamaktır.
Karşınızdaki kişinin konuşmasındaki
tonlaması, konuşma hızı, beden dili nasılsa
siz de aynı tonlama, konuşma hızı ve beden
diliyle cevap verin. İnsanlar kendilerine
benzeyen kişilere karşı daha rahat ve açık
davranırlar. Bu tarza “aynalama yapmak”
denir.

Aynalama yöntemi, insanları kendi
tarafınıza çekme konusunda olağanüstü
etkisi olan bir tekniktir. Unutmayın ki insanlar
kar tanelerine benzerler. Birbirine tamamen
benzeyen kar tanesi yoktur. Eğer insanları
aynalarsanız, size karşı açık davranırlar. Bu
sizi başarıya götürecek sihirli anahtarlardan
bir tanesidir. Çünkü sizi kendileri gibi
görmeye başlarlar.

3. Temel İlke: Sorulara Cevap
Vermeden Önce Biraz Sessiz Kalın
Bu tavrınız, söylenen şeyler üzerinde
düşündüğünüzü
gösterir.
İnsanlar,
söyledikleri şeyler üzerinde düşünülmesini
ve söylediklerine değer verilmesini isterler.
Biraz beklemeniz aynı zamanda size de
cevap vermek için düşüncelerinizi toplayacak
zaman kazandırır.

4. Temel İlke: Konuya Odaklanarak
Net Bir Şekilde Konuşun
Konuşmalarınızda kısa ve net olun.
Konudan konuya, oradan oraya zıplayan veya
aynı şeyleri uzatarak anlatan bir insanı
dinlemekten daha korkunç bir şey olamaz. Bu
bir piyanistin piyano çalarken parmaklarını
hangi tuşlara basacağını düşünmesi gibidir.
Müziği dinlemek yerine azap duymaya başlar.

5. Temel İlke: İlk İzlenim Çok Önemlidir
İnsanlar, bizim hakkımızda edindikleri
izlenimin %90’ını onlarla olan birlikteliğimizin
ilk 4 dakikasında edinirler.
İlk izlenimi altın kalitesine ulaştırmanın 3
yolu vardır.
1. Muhatabınızı elini nazikçe sıkın. O sizin elinizi
nasıl kavrıyorsa siz de öyle kavrayın.
2. Tebessüm gücünü kullanın. Tebessüm
ettiğinizde, insanlar size karşı güven duyarlar.
3. Giyim tarzınız başarınıza yardımcı olsun.

6. Temel İlke: Anlatacağınız Bir
Öykünüz Olsun
Bir konuyu vurgulamak istediğinizde bir
hikâye anlatın ve bir hikâye anlattığınızda
da, bir konunun altını çizin. Kendi
yaşadıklarınızdan
örnekler
verin.
Bu
hikâyeler, konunun unutulmamasını sağlar.

7. Temel İlke: Kendi Değerinizin ve
Elinizdeki Fırsatın Değerinin
Farkında Olun
Başarı konusunda sınıfta kalmanızı veya
geçmenizi sağlayacak olan şey inancınızdır.
Anlattığınız ne ise, mutlaka inandığınız bir
konu olmalıdır.
Bir konuya ya inanırsınız ya da
inanmazsınız. Eğer kendinizi arada bir yerde
hissediyorsanız hemen harekete geçin ve
inancınızı güçlendirin.

“Sağlam
geçer.”

bir

inanç

başkalarına

da

Abraham LINCOLN, başarılı bir diyalog
için şu tavsiyede bulunuyor: “Eğer bir
kimseyi bir konuda ikna etmek istiyorsanız,
önce onun arkadaşı olduğunuzu ona
hissettirmelisiniz.”

Öneri: Bilginin kendi başına bir anlamı
yoktur.
Ancak,
bilgiyi
kullanarak
ve
uygulamaya
dökerek
bazı
sonuçlara
ulaşırsınız, anlamlı şeyler yapmış olursunuz.
O hale bu önerileri kullanmakta yarar
olduğunu düşünmekteyiz.

ZOR İNSANLARLA NASIL
DİYALOG KURULUR?
“Zor İnsanlarla Başa Çıkmak” kitabının
yazarı Robert M. BRAMSON bazı
insanların
neden
farklı
tavırlar
sergilediklerini şöyle açıklıyor: “Bazı
insanlar karşılarındakinin performansını
düşürmek ve onların şevkini kırmak için
bilerek zor tavırlar sergiler.”

Her
zor
insan
birbiriyle
aynı
davranışları sergilemez. Bazı zor insanlar
sürekli konuşup hiç dinlemezken, diğerleri
de hep son sözü söylemeyi tercih eder.
Kimisi sürekli sizi eleştirir. Bazısı sessiz,
bazısı agresif olabilir. Psikiyatri Uzmanı
Doç. Dr. Kültegin ÖGEL zor insanların
davranışlarını şu şekilde belirtiyor:

• Eğitimi ve bilgisi yetersiz olmasına rağmen
kendisini çok iyi sananlar
• Bilgisi ve deneyimi yetersiz olmasına
rağmen kendisini iyi sananlar
• Öncelikleri belirlemede beceri sahibi
olamayanlar
• Hatasını olgunlukla kabul edemeyen,
sürekli açıklama yapıp kendisini temize
çıkarmak isteyenler
• Yavaş düşünen ve yavaş hareket edenler

• İşleri karıştıranlar
• Hiç konuşmayan, bilgiyi zorla ağzından
aldığınız kişiler
• Yanlış anlamakta ısrar edenler
• Karşısındakinin
söylediklerine
önem
vermeyenler
• Konum farklılıkları nedeniyle görüşürken o
farkı hissettirenler
• Karşılarındakine saygı göstermeyenler

• Yavaş hareket eden ve birçok defa tekrar
edilmesi zorunda kalınanlar
• Sadece kendi yaptığı şeyin önemli
olduğunu düşünenler
• Sürekli olaylar ve etrafındakiler üzerinde
kontrol oluşturmaya çalışanlar
• Empati kuramayanlar
• Her zaman “ben haklıyım” diyenler

Zor İnsanlara Yaklaşım Nasıl Olmalı?
Zor insanların özellikleri daha da
arttırılabilir. Ancak tüm bu özellikler ışığında
zor insanları 5 ana başlık altında toplamak
mümkündür.
Agresif İnsanlar:
Saldırgan davranışlar içinde bulunan bu
kişilere sakin bir şekilde kendinizi ifade edin
ve
size
yönelik
saldırgan
tavırlara
kendinizden emin bir şekilde karşılık verin.

Her Şeyi Bilenler:
Bu kişilerle mücadele ederken iyi
hazırlanmak
gerekir.
Asla
meydan
okumayın. Aksine yeteneklerini övün.
Gerektiğinde hatalarını ortaya çıkaracak
sorular sormaktan çekinmeyin.

Şikâyetçiler:
Karşılarındakine güvenmezler. Kendilerine
olan güvenleri de çok değildir. Eksik olan
özgüvenlerini saklamak için memnuniyetsiz,
her şeyden ve herkesten şikâyet eden bir tavır
içine girerler. Bu insanlara “Başkalarının
göremediklerini görüyorsun” şeklinde onların
güvenlerini arttıracak cümlelerle yaklaşın.
Dinleyin ama asla tartışmaya girmeyin. Ona
karşı savunmacı davranmayın.

Mağdurlar:
İyi dinleyin ve onu anladığınızı gösterin.
Soruna odaklanarak onu değişim için motive
edin.
Gizlice Saldıranlar:
Bu insanlara karşı ne kadar geri
çekilirseniz o kadar üstünüze gelmeyi
severler. Geri çekilmeyin. Şakaya vurun.

Değerli Başkanım, değerli arkadaşlarım

Sizlere muhtelif kişisel gelişim uzmanı
yazarların, psikologların, insanlarla diyalog
kurmada,
karşılıklı
olarak
yapılan
müzakerelerde, kimseyi kırmadan dökmeden
güven dolu diyaloglarda bulunmada nelere
dikkat
edilmesi
gerektiği
hakkındaki
görüşlerini arz ettim.

Zor insanlarla diyalogda: zor insanın
psikolojisini yansıtarak, onlara bizim
davranış biçimimizdeki tutumumuzda nasıl
hareket edileceğinin önemini yansıttım.

Bu görüşlere katılırız ya da katılmayız.
Ancak
şu
konuya
da
değinmeden
geçemeyeceğim. Tüm toplumsal yasaklar,
gelenekler ve görenekler elbirliği ile yıllardır
bize konuşma hakkının;
Derebeylikte – Beyin
Krallıkta – Kralın
İmparatorlukta – İmparatorun
Şahlıkta – Şahın
Padişahlıkta – Padişahındır şeklinde empoze
edilmiştir.

İşte bu
sonucunda:

anlayışın

bizi

getirdiği

yer

Söz gümüşse sükût altındır.
Bülbülün çektiği dili belasıdır.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Büyüklerin yanında küçüklere söz düşmez.
Vs.
Böylece ortaya suskun bir insan tipi
çıkmıştır.

Cumhuriyet döneminde yani demokratik
yönetimde ise konuşma hakkının sadece
yönetenlerin hakkı olduğu görüşü yerine,
hem yönetenlerin hem de yönetilenlerin,
hem konuşanın hem de dinleyenin hakkı
olduğu benimsenmiştir. Çünkü konuşma
insan varlığının ve başarısının ön şartıdır.

Ancak; Kutadgu Bilig’in
Aman sözün aydın olsun.
Işık saçsın öz olsun.
Bakan köre göz olsun.

Dediği gibi gerçekçi, yol gösterici ve yapıcı
olmalı ki, gerek kişisel gerekse toplumsal
diyaloglarda müspet sonuca ulaşalım.
Saygılarımızla

TEŞEKKÜR
EDERİZ
İSTESOB EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ
Eğitim Müdürü: Metin İÇTEM
Eğitim Müd. Asistanı: Ahmet Z. GÜNDOĞDU


Slide 29

SUNUM

DİYALOG NEDİR?

İNSANLARLA
DİYALOG
KURMANIN 7
TEMEL İLKESİ

Diyalog kelimesi Yunanca’daki “dia” ve
“logos” kelimelerinin birleşiminden oluşur.
Bizdeki sözlük anlamı ise bilindiği gibi
karşılıklı sohbet, iki kişinin karşılıklı
konuşmasıdır.
Bu anlamıyla diyalog, tek kişinin
konuşması anlamındaki monologun zıddıdır.

Diyalog, bir konu etrafında iki farklı
görüşe sahip iki veya daha fazla kişinin
konuşmasıdır. Eğer; iki veya daha fazla kişi,
benimsenen aynı görüşü ifade ederlerse bu
monolog olur.
Özetle: Diyalog fikir ayrılığını, monolog
fikir birliğini ifade eder.

Diyalog,
iki
görüşten
birisinin
doğrulanması, diğerinin yanlışlanmasıdır.
Biz bu sunumumuzda; farklı görüşlere
sahip kişi veya kişilerin birbirlerini kırmadan,
güven dolu diyalog kurmalarının ilkelerinden
bahsedeceğiz.

1. İlke İyi Bir Dinleyici Olmaktır
İnsanlar genellikle dinlemekten çok
konuşmayı tercih ederler. Fakat gerçek şudur
ki; öğrenmenin yolu dinlemekten geçer.
Çünkü konuşurken öğrenemeyiz.

Dünyanın neresine giderseniz gidin,
insanlara, onlara değer verip önemsediğinizi
göstermenin en iyi yolu onları samimi bir
şekilde dinlemektir.

Onlar
sizin
çok
şey
bildiğinizle
ilgilenmezler. Sözlerinin kesilmemesini, önce
görüşlerinin dinlenmesini isterler.
İnsanları dinlemek, onları önemsediğinizi
göstermenin en iyi yoludur. Bu şekilde
davrandığınızda muhatabınız olan insan,
onu önemsediğinizi anlamakla kalmaz, aynı
zamanda bunu hisseder. Muhatabınızı size
karşı pozitif ve saygılı davranmaya sevk
eder.

2. Temel İlke: İnsanlar Daha Çok
Kendileriyle İlgilidirler
Bir insanın kendi adı, onun ana dilindeki
en değerli kelimedir. Onlara isimleriyle hitap
edin. “Ben, beni, benim” zamirlerini
konuşmalarınızdan çıkarın. “Siz, sizi, sizin”
sihirli zamirlerini kullanın.

İnsanlarla harika bir diyalog kurmanın
başka bir yolu da onların iletişim tarzlarını
anlamaktır.
Karşınızdaki kişinin konuşmasındaki
tonlaması, konuşma hızı, beden dili nasılsa
siz de aynı tonlama, konuşma hızı ve beden
diliyle cevap verin. İnsanlar kendilerine
benzeyen kişilere karşı daha rahat ve açık
davranırlar. Bu tarza “aynalama yapmak”
denir.

Aynalama yöntemi, insanları kendi
tarafınıza çekme konusunda olağanüstü
etkisi olan bir tekniktir. Unutmayın ki insanlar
kar tanelerine benzerler. Birbirine tamamen
benzeyen kar tanesi yoktur. Eğer insanları
aynalarsanız, size karşı açık davranırlar. Bu
sizi başarıya götürecek sihirli anahtarlardan
bir tanesidir. Çünkü sizi kendileri gibi
görmeye başlarlar.

3. Temel İlke: Sorulara Cevap
Vermeden Önce Biraz Sessiz Kalın
Bu tavrınız, söylenen şeyler üzerinde
düşündüğünüzü
gösterir.
İnsanlar,
söyledikleri şeyler üzerinde düşünülmesini
ve söylediklerine değer verilmesini isterler.
Biraz beklemeniz aynı zamanda size de
cevap vermek için düşüncelerinizi toplayacak
zaman kazandırır.

4. Temel İlke: Konuya Odaklanarak
Net Bir Şekilde Konuşun
Konuşmalarınızda kısa ve net olun.
Konudan konuya, oradan oraya zıplayan veya
aynı şeyleri uzatarak anlatan bir insanı
dinlemekten daha korkunç bir şey olamaz. Bu
bir piyanistin piyano çalarken parmaklarını
hangi tuşlara basacağını düşünmesi gibidir.
Müziği dinlemek yerine azap duymaya başlar.

5. Temel İlke: İlk İzlenim Çok Önemlidir
İnsanlar, bizim hakkımızda edindikleri
izlenimin %90’ını onlarla olan birlikteliğimizin
ilk 4 dakikasında edinirler.
İlk izlenimi altın kalitesine ulaştırmanın 3
yolu vardır.
1. Muhatabınızı elini nazikçe sıkın. O sizin elinizi
nasıl kavrıyorsa siz de öyle kavrayın.
2. Tebessüm gücünü kullanın. Tebessüm
ettiğinizde, insanlar size karşı güven duyarlar.
3. Giyim tarzınız başarınıza yardımcı olsun.

6. Temel İlke: Anlatacağınız Bir
Öykünüz Olsun
Bir konuyu vurgulamak istediğinizde bir
hikâye anlatın ve bir hikâye anlattığınızda
da, bir konunun altını çizin. Kendi
yaşadıklarınızdan
örnekler
verin.
Bu
hikâyeler, konunun unutulmamasını sağlar.

7. Temel İlke: Kendi Değerinizin ve
Elinizdeki Fırsatın Değerinin
Farkında Olun
Başarı konusunda sınıfta kalmanızı veya
geçmenizi sağlayacak olan şey inancınızdır.
Anlattığınız ne ise, mutlaka inandığınız bir
konu olmalıdır.
Bir konuya ya inanırsınız ya da
inanmazsınız. Eğer kendinizi arada bir yerde
hissediyorsanız hemen harekete geçin ve
inancınızı güçlendirin.

“Sağlam
geçer.”

bir

inanç

başkalarına

da

Abraham LINCOLN, başarılı bir diyalog
için şu tavsiyede bulunuyor: “Eğer bir
kimseyi bir konuda ikna etmek istiyorsanız,
önce onun arkadaşı olduğunuzu ona
hissettirmelisiniz.”

Öneri: Bilginin kendi başına bir anlamı
yoktur.
Ancak,
bilgiyi
kullanarak
ve
uygulamaya
dökerek
bazı
sonuçlara
ulaşırsınız, anlamlı şeyler yapmış olursunuz.
O hale bu önerileri kullanmakta yarar
olduğunu düşünmekteyiz.

ZOR İNSANLARLA NASIL
DİYALOG KURULUR?
“Zor İnsanlarla Başa Çıkmak” kitabının
yazarı Robert M. BRAMSON bazı
insanların
neden
farklı
tavırlar
sergilediklerini şöyle açıklıyor: “Bazı
insanlar karşılarındakinin performansını
düşürmek ve onların şevkini kırmak için
bilerek zor tavırlar sergiler.”

Her
zor
insan
birbiriyle
aynı
davranışları sergilemez. Bazı zor insanlar
sürekli konuşup hiç dinlemezken, diğerleri
de hep son sözü söylemeyi tercih eder.
Kimisi sürekli sizi eleştirir. Bazısı sessiz,
bazısı agresif olabilir. Psikiyatri Uzmanı
Doç. Dr. Kültegin ÖGEL zor insanların
davranışlarını şu şekilde belirtiyor:

• Eğitimi ve bilgisi yetersiz olmasına rağmen
kendisini çok iyi sananlar
• Bilgisi ve deneyimi yetersiz olmasına
rağmen kendisini iyi sananlar
• Öncelikleri belirlemede beceri sahibi
olamayanlar
• Hatasını olgunlukla kabul edemeyen,
sürekli açıklama yapıp kendisini temize
çıkarmak isteyenler
• Yavaş düşünen ve yavaş hareket edenler

• İşleri karıştıranlar
• Hiç konuşmayan, bilgiyi zorla ağzından
aldığınız kişiler
• Yanlış anlamakta ısrar edenler
• Karşısındakinin
söylediklerine
önem
vermeyenler
• Konum farklılıkları nedeniyle görüşürken o
farkı hissettirenler
• Karşılarındakine saygı göstermeyenler

• Yavaş hareket eden ve birçok defa tekrar
edilmesi zorunda kalınanlar
• Sadece kendi yaptığı şeyin önemli
olduğunu düşünenler
• Sürekli olaylar ve etrafındakiler üzerinde
kontrol oluşturmaya çalışanlar
• Empati kuramayanlar
• Her zaman “ben haklıyım” diyenler

Zor İnsanlara Yaklaşım Nasıl Olmalı?
Zor insanların özellikleri daha da
arttırılabilir. Ancak tüm bu özellikler ışığında
zor insanları 5 ana başlık altında toplamak
mümkündür.
Agresif İnsanlar:
Saldırgan davranışlar içinde bulunan bu
kişilere sakin bir şekilde kendinizi ifade edin
ve
size
yönelik
saldırgan
tavırlara
kendinizden emin bir şekilde karşılık verin.

Her Şeyi Bilenler:
Bu kişilerle mücadele ederken iyi
hazırlanmak
gerekir.
Asla
meydan
okumayın. Aksine yeteneklerini övün.
Gerektiğinde hatalarını ortaya çıkaracak
sorular sormaktan çekinmeyin.

Şikâyetçiler:
Karşılarındakine güvenmezler. Kendilerine
olan güvenleri de çok değildir. Eksik olan
özgüvenlerini saklamak için memnuniyetsiz,
her şeyden ve herkesten şikâyet eden bir tavır
içine girerler. Bu insanlara “Başkalarının
göremediklerini görüyorsun” şeklinde onların
güvenlerini arttıracak cümlelerle yaklaşın.
Dinleyin ama asla tartışmaya girmeyin. Ona
karşı savunmacı davranmayın.

Mağdurlar:
İyi dinleyin ve onu anladığınızı gösterin.
Soruna odaklanarak onu değişim için motive
edin.
Gizlice Saldıranlar:
Bu insanlara karşı ne kadar geri
çekilirseniz o kadar üstünüze gelmeyi
severler. Geri çekilmeyin. Şakaya vurun.

Değerli Başkanım, değerli arkadaşlarım

Sizlere muhtelif kişisel gelişim uzmanı
yazarların, psikologların, insanlarla diyalog
kurmada,
karşılıklı
olarak
yapılan
müzakerelerde, kimseyi kırmadan dökmeden
güven dolu diyaloglarda bulunmada nelere
dikkat
edilmesi
gerektiği
hakkındaki
görüşlerini arz ettim.

Zor insanlarla diyalogda: zor insanın
psikolojisini yansıtarak, onlara bizim
davranış biçimimizdeki tutumumuzda nasıl
hareket edileceğinin önemini yansıttım.

Bu görüşlere katılırız ya da katılmayız.
Ancak
şu
konuya
da
değinmeden
geçemeyeceğim. Tüm toplumsal yasaklar,
gelenekler ve görenekler elbirliği ile yıllardır
bize konuşma hakkının;
Derebeylikte – Beyin
Krallıkta – Kralın
İmparatorlukta – İmparatorun
Şahlıkta – Şahın
Padişahlıkta – Padişahındır şeklinde empoze
edilmiştir.

İşte bu
sonucunda:

anlayışın

bizi

getirdiği

yer

Söz gümüşse sükût altındır.
Bülbülün çektiği dili belasıdır.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Büyüklerin yanında küçüklere söz düşmez.
Vs.
Böylece ortaya suskun bir insan tipi
çıkmıştır.

Cumhuriyet döneminde yani demokratik
yönetimde ise konuşma hakkının sadece
yönetenlerin hakkı olduğu görüşü yerine,
hem yönetenlerin hem de yönetilenlerin,
hem konuşanın hem de dinleyenin hakkı
olduğu benimsenmiştir. Çünkü konuşma
insan varlığının ve başarısının ön şartıdır.

Ancak; Kutadgu Bilig’in
Aman sözün aydın olsun.
Işık saçsın öz olsun.
Bakan köre göz olsun.

Dediği gibi gerçekçi, yol gösterici ve yapıcı
olmalı ki, gerek kişisel gerekse toplumsal
diyaloglarda müspet sonuca ulaşalım.
Saygılarımızla

TEŞEKKÜR
EDERİZ
İSTESOB EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ
Eğitim Müdürü: Metin İÇTEM
Eğitim Müd. Asistanı: Ahmet Z. GÜNDOĞDU


Slide 30

SUNUM

DİYALOG NEDİR?

İNSANLARLA
DİYALOG
KURMANIN 7
TEMEL İLKESİ

Diyalog kelimesi Yunanca’daki “dia” ve
“logos” kelimelerinin birleşiminden oluşur.
Bizdeki sözlük anlamı ise bilindiği gibi
karşılıklı sohbet, iki kişinin karşılıklı
konuşmasıdır.
Bu anlamıyla diyalog, tek kişinin
konuşması anlamındaki monologun zıddıdır.

Diyalog, bir konu etrafında iki farklı
görüşe sahip iki veya daha fazla kişinin
konuşmasıdır. Eğer; iki veya daha fazla kişi,
benimsenen aynı görüşü ifade ederlerse bu
monolog olur.
Özetle: Diyalog fikir ayrılığını, monolog
fikir birliğini ifade eder.

Diyalog,
iki
görüşten
birisinin
doğrulanması, diğerinin yanlışlanmasıdır.
Biz bu sunumumuzda; farklı görüşlere
sahip kişi veya kişilerin birbirlerini kırmadan,
güven dolu diyalog kurmalarının ilkelerinden
bahsedeceğiz.

1. İlke İyi Bir Dinleyici Olmaktır
İnsanlar genellikle dinlemekten çok
konuşmayı tercih ederler. Fakat gerçek şudur
ki; öğrenmenin yolu dinlemekten geçer.
Çünkü konuşurken öğrenemeyiz.

Dünyanın neresine giderseniz gidin,
insanlara, onlara değer verip önemsediğinizi
göstermenin en iyi yolu onları samimi bir
şekilde dinlemektir.

Onlar
sizin
çok
şey
bildiğinizle
ilgilenmezler. Sözlerinin kesilmemesini, önce
görüşlerinin dinlenmesini isterler.
İnsanları dinlemek, onları önemsediğinizi
göstermenin en iyi yoludur. Bu şekilde
davrandığınızda muhatabınız olan insan,
onu önemsediğinizi anlamakla kalmaz, aynı
zamanda bunu hisseder. Muhatabınızı size
karşı pozitif ve saygılı davranmaya sevk
eder.

2. Temel İlke: İnsanlar Daha Çok
Kendileriyle İlgilidirler
Bir insanın kendi adı, onun ana dilindeki
en değerli kelimedir. Onlara isimleriyle hitap
edin. “Ben, beni, benim” zamirlerini
konuşmalarınızdan çıkarın. “Siz, sizi, sizin”
sihirli zamirlerini kullanın.

İnsanlarla harika bir diyalog kurmanın
başka bir yolu da onların iletişim tarzlarını
anlamaktır.
Karşınızdaki kişinin konuşmasındaki
tonlaması, konuşma hızı, beden dili nasılsa
siz de aynı tonlama, konuşma hızı ve beden
diliyle cevap verin. İnsanlar kendilerine
benzeyen kişilere karşı daha rahat ve açık
davranırlar. Bu tarza “aynalama yapmak”
denir.

Aynalama yöntemi, insanları kendi
tarafınıza çekme konusunda olağanüstü
etkisi olan bir tekniktir. Unutmayın ki insanlar
kar tanelerine benzerler. Birbirine tamamen
benzeyen kar tanesi yoktur. Eğer insanları
aynalarsanız, size karşı açık davranırlar. Bu
sizi başarıya götürecek sihirli anahtarlardan
bir tanesidir. Çünkü sizi kendileri gibi
görmeye başlarlar.

3. Temel İlke: Sorulara Cevap
Vermeden Önce Biraz Sessiz Kalın
Bu tavrınız, söylenen şeyler üzerinde
düşündüğünüzü
gösterir.
İnsanlar,
söyledikleri şeyler üzerinde düşünülmesini
ve söylediklerine değer verilmesini isterler.
Biraz beklemeniz aynı zamanda size de
cevap vermek için düşüncelerinizi toplayacak
zaman kazandırır.

4. Temel İlke: Konuya Odaklanarak
Net Bir Şekilde Konuşun
Konuşmalarınızda kısa ve net olun.
Konudan konuya, oradan oraya zıplayan veya
aynı şeyleri uzatarak anlatan bir insanı
dinlemekten daha korkunç bir şey olamaz. Bu
bir piyanistin piyano çalarken parmaklarını
hangi tuşlara basacağını düşünmesi gibidir.
Müziği dinlemek yerine azap duymaya başlar.

5. Temel İlke: İlk İzlenim Çok Önemlidir
İnsanlar, bizim hakkımızda edindikleri
izlenimin %90’ını onlarla olan birlikteliğimizin
ilk 4 dakikasında edinirler.
İlk izlenimi altın kalitesine ulaştırmanın 3
yolu vardır.
1. Muhatabınızı elini nazikçe sıkın. O sizin elinizi
nasıl kavrıyorsa siz de öyle kavrayın.
2. Tebessüm gücünü kullanın. Tebessüm
ettiğinizde, insanlar size karşı güven duyarlar.
3. Giyim tarzınız başarınıza yardımcı olsun.

6. Temel İlke: Anlatacağınız Bir
Öykünüz Olsun
Bir konuyu vurgulamak istediğinizde bir
hikâye anlatın ve bir hikâye anlattığınızda
da, bir konunun altını çizin. Kendi
yaşadıklarınızdan
örnekler
verin.
Bu
hikâyeler, konunun unutulmamasını sağlar.

7. Temel İlke: Kendi Değerinizin ve
Elinizdeki Fırsatın Değerinin
Farkında Olun
Başarı konusunda sınıfta kalmanızı veya
geçmenizi sağlayacak olan şey inancınızdır.
Anlattığınız ne ise, mutlaka inandığınız bir
konu olmalıdır.
Bir konuya ya inanırsınız ya da
inanmazsınız. Eğer kendinizi arada bir yerde
hissediyorsanız hemen harekete geçin ve
inancınızı güçlendirin.

“Sağlam
geçer.”

bir

inanç

başkalarına

da

Abraham LINCOLN, başarılı bir diyalog
için şu tavsiyede bulunuyor: “Eğer bir
kimseyi bir konuda ikna etmek istiyorsanız,
önce onun arkadaşı olduğunuzu ona
hissettirmelisiniz.”

Öneri: Bilginin kendi başına bir anlamı
yoktur.
Ancak,
bilgiyi
kullanarak
ve
uygulamaya
dökerek
bazı
sonuçlara
ulaşırsınız, anlamlı şeyler yapmış olursunuz.
O hale bu önerileri kullanmakta yarar
olduğunu düşünmekteyiz.

ZOR İNSANLARLA NASIL
DİYALOG KURULUR?
“Zor İnsanlarla Başa Çıkmak” kitabının
yazarı Robert M. BRAMSON bazı
insanların
neden
farklı
tavırlar
sergilediklerini şöyle açıklıyor: “Bazı
insanlar karşılarındakinin performansını
düşürmek ve onların şevkini kırmak için
bilerek zor tavırlar sergiler.”

Her
zor
insan
birbiriyle
aynı
davranışları sergilemez. Bazı zor insanlar
sürekli konuşup hiç dinlemezken, diğerleri
de hep son sözü söylemeyi tercih eder.
Kimisi sürekli sizi eleştirir. Bazısı sessiz,
bazısı agresif olabilir. Psikiyatri Uzmanı
Doç. Dr. Kültegin ÖGEL zor insanların
davranışlarını şu şekilde belirtiyor:

• Eğitimi ve bilgisi yetersiz olmasına rağmen
kendisini çok iyi sananlar
• Bilgisi ve deneyimi yetersiz olmasına
rağmen kendisini iyi sananlar
• Öncelikleri belirlemede beceri sahibi
olamayanlar
• Hatasını olgunlukla kabul edemeyen,
sürekli açıklama yapıp kendisini temize
çıkarmak isteyenler
• Yavaş düşünen ve yavaş hareket edenler

• İşleri karıştıranlar
• Hiç konuşmayan, bilgiyi zorla ağzından
aldığınız kişiler
• Yanlış anlamakta ısrar edenler
• Karşısındakinin
söylediklerine
önem
vermeyenler
• Konum farklılıkları nedeniyle görüşürken o
farkı hissettirenler
• Karşılarındakine saygı göstermeyenler

• Yavaş hareket eden ve birçok defa tekrar
edilmesi zorunda kalınanlar
• Sadece kendi yaptığı şeyin önemli
olduğunu düşünenler
• Sürekli olaylar ve etrafındakiler üzerinde
kontrol oluşturmaya çalışanlar
• Empati kuramayanlar
• Her zaman “ben haklıyım” diyenler

Zor İnsanlara Yaklaşım Nasıl Olmalı?
Zor insanların özellikleri daha da
arttırılabilir. Ancak tüm bu özellikler ışığında
zor insanları 5 ana başlık altında toplamak
mümkündür.
Agresif İnsanlar:
Saldırgan davranışlar içinde bulunan bu
kişilere sakin bir şekilde kendinizi ifade edin
ve
size
yönelik
saldırgan
tavırlara
kendinizden emin bir şekilde karşılık verin.

Her Şeyi Bilenler:
Bu kişilerle mücadele ederken iyi
hazırlanmak
gerekir.
Asla
meydan
okumayın. Aksine yeteneklerini övün.
Gerektiğinde hatalarını ortaya çıkaracak
sorular sormaktan çekinmeyin.

Şikâyetçiler:
Karşılarındakine güvenmezler. Kendilerine
olan güvenleri de çok değildir. Eksik olan
özgüvenlerini saklamak için memnuniyetsiz,
her şeyden ve herkesten şikâyet eden bir tavır
içine girerler. Bu insanlara “Başkalarının
göremediklerini görüyorsun” şeklinde onların
güvenlerini arttıracak cümlelerle yaklaşın.
Dinleyin ama asla tartışmaya girmeyin. Ona
karşı savunmacı davranmayın.

Mağdurlar:
İyi dinleyin ve onu anladığınızı gösterin.
Soruna odaklanarak onu değişim için motive
edin.
Gizlice Saldıranlar:
Bu insanlara karşı ne kadar geri
çekilirseniz o kadar üstünüze gelmeyi
severler. Geri çekilmeyin. Şakaya vurun.

Değerli Başkanım, değerli arkadaşlarım

Sizlere muhtelif kişisel gelişim uzmanı
yazarların, psikologların, insanlarla diyalog
kurmada,
karşılıklı
olarak
yapılan
müzakerelerde, kimseyi kırmadan dökmeden
güven dolu diyaloglarda bulunmada nelere
dikkat
edilmesi
gerektiği
hakkındaki
görüşlerini arz ettim.

Zor insanlarla diyalogda: zor insanın
psikolojisini yansıtarak, onlara bizim
davranış biçimimizdeki tutumumuzda nasıl
hareket edileceğinin önemini yansıttım.

Bu görüşlere katılırız ya da katılmayız.
Ancak
şu
konuya
da
değinmeden
geçemeyeceğim. Tüm toplumsal yasaklar,
gelenekler ve görenekler elbirliği ile yıllardır
bize konuşma hakkının;
Derebeylikte – Beyin
Krallıkta – Kralın
İmparatorlukta – İmparatorun
Şahlıkta – Şahın
Padişahlıkta – Padişahındır şeklinde empoze
edilmiştir.

İşte bu
sonucunda:

anlayışın

bizi

getirdiği

yer

Söz gümüşse sükût altındır.
Bülbülün çektiği dili belasıdır.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Büyüklerin yanında küçüklere söz düşmez.
Vs.
Böylece ortaya suskun bir insan tipi
çıkmıştır.

Cumhuriyet döneminde yani demokratik
yönetimde ise konuşma hakkının sadece
yönetenlerin hakkı olduğu görüşü yerine,
hem yönetenlerin hem de yönetilenlerin,
hem konuşanın hem de dinleyenin hakkı
olduğu benimsenmiştir. Çünkü konuşma
insan varlığının ve başarısının ön şartıdır.

Ancak; Kutadgu Bilig’in
Aman sözün aydın olsun.
Işık saçsın öz olsun.
Bakan köre göz olsun.

Dediği gibi gerçekçi, yol gösterici ve yapıcı
olmalı ki, gerek kişisel gerekse toplumsal
diyaloglarda müspet sonuca ulaşalım.
Saygılarımızla

TEŞEKKÜR
EDERİZ
İSTESOB EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ
Eğitim Müdürü: Metin İÇTEM
Eğitim Müd. Asistanı: Ahmet Z. GÜNDOĞDU


Slide 31

SUNUM

DİYALOG NEDİR?

İNSANLARLA
DİYALOG
KURMANIN 7
TEMEL İLKESİ

Diyalog kelimesi Yunanca’daki “dia” ve
“logos” kelimelerinin birleşiminden oluşur.
Bizdeki sözlük anlamı ise bilindiği gibi
karşılıklı sohbet, iki kişinin karşılıklı
konuşmasıdır.
Bu anlamıyla diyalog, tek kişinin
konuşması anlamındaki monologun zıddıdır.

Diyalog, bir konu etrafında iki farklı
görüşe sahip iki veya daha fazla kişinin
konuşmasıdır. Eğer; iki veya daha fazla kişi,
benimsenen aynı görüşü ifade ederlerse bu
monolog olur.
Özetle: Diyalog fikir ayrılığını, monolog
fikir birliğini ifade eder.

Diyalog,
iki
görüşten
birisinin
doğrulanması, diğerinin yanlışlanmasıdır.
Biz bu sunumumuzda; farklı görüşlere
sahip kişi veya kişilerin birbirlerini kırmadan,
güven dolu diyalog kurmalarının ilkelerinden
bahsedeceğiz.

1. İlke İyi Bir Dinleyici Olmaktır
İnsanlar genellikle dinlemekten çok
konuşmayı tercih ederler. Fakat gerçek şudur
ki; öğrenmenin yolu dinlemekten geçer.
Çünkü konuşurken öğrenemeyiz.

Dünyanın neresine giderseniz gidin,
insanlara, onlara değer verip önemsediğinizi
göstermenin en iyi yolu onları samimi bir
şekilde dinlemektir.

Onlar
sizin
çok
şey
bildiğinizle
ilgilenmezler. Sözlerinin kesilmemesini, önce
görüşlerinin dinlenmesini isterler.
İnsanları dinlemek, onları önemsediğinizi
göstermenin en iyi yoludur. Bu şekilde
davrandığınızda muhatabınız olan insan,
onu önemsediğinizi anlamakla kalmaz, aynı
zamanda bunu hisseder. Muhatabınızı size
karşı pozitif ve saygılı davranmaya sevk
eder.

2. Temel İlke: İnsanlar Daha Çok
Kendileriyle İlgilidirler
Bir insanın kendi adı, onun ana dilindeki
en değerli kelimedir. Onlara isimleriyle hitap
edin. “Ben, beni, benim” zamirlerini
konuşmalarınızdan çıkarın. “Siz, sizi, sizin”
sihirli zamirlerini kullanın.

İnsanlarla harika bir diyalog kurmanın
başka bir yolu da onların iletişim tarzlarını
anlamaktır.
Karşınızdaki kişinin konuşmasındaki
tonlaması, konuşma hızı, beden dili nasılsa
siz de aynı tonlama, konuşma hızı ve beden
diliyle cevap verin. İnsanlar kendilerine
benzeyen kişilere karşı daha rahat ve açık
davranırlar. Bu tarza “aynalama yapmak”
denir.

Aynalama yöntemi, insanları kendi
tarafınıza çekme konusunda olağanüstü
etkisi olan bir tekniktir. Unutmayın ki insanlar
kar tanelerine benzerler. Birbirine tamamen
benzeyen kar tanesi yoktur. Eğer insanları
aynalarsanız, size karşı açık davranırlar. Bu
sizi başarıya götürecek sihirli anahtarlardan
bir tanesidir. Çünkü sizi kendileri gibi
görmeye başlarlar.

3. Temel İlke: Sorulara Cevap
Vermeden Önce Biraz Sessiz Kalın
Bu tavrınız, söylenen şeyler üzerinde
düşündüğünüzü
gösterir.
İnsanlar,
söyledikleri şeyler üzerinde düşünülmesini
ve söylediklerine değer verilmesini isterler.
Biraz beklemeniz aynı zamanda size de
cevap vermek için düşüncelerinizi toplayacak
zaman kazandırır.

4. Temel İlke: Konuya Odaklanarak
Net Bir Şekilde Konuşun
Konuşmalarınızda kısa ve net olun.
Konudan konuya, oradan oraya zıplayan veya
aynı şeyleri uzatarak anlatan bir insanı
dinlemekten daha korkunç bir şey olamaz. Bu
bir piyanistin piyano çalarken parmaklarını
hangi tuşlara basacağını düşünmesi gibidir.
Müziği dinlemek yerine azap duymaya başlar.

5. Temel İlke: İlk İzlenim Çok Önemlidir
İnsanlar, bizim hakkımızda edindikleri
izlenimin %90’ını onlarla olan birlikteliğimizin
ilk 4 dakikasında edinirler.
İlk izlenimi altın kalitesine ulaştırmanın 3
yolu vardır.
1. Muhatabınızı elini nazikçe sıkın. O sizin elinizi
nasıl kavrıyorsa siz de öyle kavrayın.
2. Tebessüm gücünü kullanın. Tebessüm
ettiğinizde, insanlar size karşı güven duyarlar.
3. Giyim tarzınız başarınıza yardımcı olsun.

6. Temel İlke: Anlatacağınız Bir
Öykünüz Olsun
Bir konuyu vurgulamak istediğinizde bir
hikâye anlatın ve bir hikâye anlattığınızda
da, bir konunun altını çizin. Kendi
yaşadıklarınızdan
örnekler
verin.
Bu
hikâyeler, konunun unutulmamasını sağlar.

7. Temel İlke: Kendi Değerinizin ve
Elinizdeki Fırsatın Değerinin
Farkında Olun
Başarı konusunda sınıfta kalmanızı veya
geçmenizi sağlayacak olan şey inancınızdır.
Anlattığınız ne ise, mutlaka inandığınız bir
konu olmalıdır.
Bir konuya ya inanırsınız ya da
inanmazsınız. Eğer kendinizi arada bir yerde
hissediyorsanız hemen harekete geçin ve
inancınızı güçlendirin.

“Sağlam
geçer.”

bir

inanç

başkalarına

da

Abraham LINCOLN, başarılı bir diyalog
için şu tavsiyede bulunuyor: “Eğer bir
kimseyi bir konuda ikna etmek istiyorsanız,
önce onun arkadaşı olduğunuzu ona
hissettirmelisiniz.”

Öneri: Bilginin kendi başına bir anlamı
yoktur.
Ancak,
bilgiyi
kullanarak
ve
uygulamaya
dökerek
bazı
sonuçlara
ulaşırsınız, anlamlı şeyler yapmış olursunuz.
O hale bu önerileri kullanmakta yarar
olduğunu düşünmekteyiz.

ZOR İNSANLARLA NASIL
DİYALOG KURULUR?
“Zor İnsanlarla Başa Çıkmak” kitabının
yazarı Robert M. BRAMSON bazı
insanların
neden
farklı
tavırlar
sergilediklerini şöyle açıklıyor: “Bazı
insanlar karşılarındakinin performansını
düşürmek ve onların şevkini kırmak için
bilerek zor tavırlar sergiler.”

Her
zor
insan
birbiriyle
aynı
davranışları sergilemez. Bazı zor insanlar
sürekli konuşup hiç dinlemezken, diğerleri
de hep son sözü söylemeyi tercih eder.
Kimisi sürekli sizi eleştirir. Bazısı sessiz,
bazısı agresif olabilir. Psikiyatri Uzmanı
Doç. Dr. Kültegin ÖGEL zor insanların
davranışlarını şu şekilde belirtiyor:

• Eğitimi ve bilgisi yetersiz olmasına rağmen
kendisini çok iyi sananlar
• Bilgisi ve deneyimi yetersiz olmasına
rağmen kendisini iyi sananlar
• Öncelikleri belirlemede beceri sahibi
olamayanlar
• Hatasını olgunlukla kabul edemeyen,
sürekli açıklama yapıp kendisini temize
çıkarmak isteyenler
• Yavaş düşünen ve yavaş hareket edenler

• İşleri karıştıranlar
• Hiç konuşmayan, bilgiyi zorla ağzından
aldığınız kişiler
• Yanlış anlamakta ısrar edenler
• Karşısındakinin
söylediklerine
önem
vermeyenler
• Konum farklılıkları nedeniyle görüşürken o
farkı hissettirenler
• Karşılarındakine saygı göstermeyenler

• Yavaş hareket eden ve birçok defa tekrar
edilmesi zorunda kalınanlar
• Sadece kendi yaptığı şeyin önemli
olduğunu düşünenler
• Sürekli olaylar ve etrafındakiler üzerinde
kontrol oluşturmaya çalışanlar
• Empati kuramayanlar
• Her zaman “ben haklıyım” diyenler

Zor İnsanlara Yaklaşım Nasıl Olmalı?
Zor insanların özellikleri daha da
arttırılabilir. Ancak tüm bu özellikler ışığında
zor insanları 5 ana başlık altında toplamak
mümkündür.
Agresif İnsanlar:
Saldırgan davranışlar içinde bulunan bu
kişilere sakin bir şekilde kendinizi ifade edin
ve
size
yönelik
saldırgan
tavırlara
kendinizden emin bir şekilde karşılık verin.

Her Şeyi Bilenler:
Bu kişilerle mücadele ederken iyi
hazırlanmak
gerekir.
Asla
meydan
okumayın. Aksine yeteneklerini övün.
Gerektiğinde hatalarını ortaya çıkaracak
sorular sormaktan çekinmeyin.

Şikâyetçiler:
Karşılarındakine güvenmezler. Kendilerine
olan güvenleri de çok değildir. Eksik olan
özgüvenlerini saklamak için memnuniyetsiz,
her şeyden ve herkesten şikâyet eden bir tavır
içine girerler. Bu insanlara “Başkalarının
göremediklerini görüyorsun” şeklinde onların
güvenlerini arttıracak cümlelerle yaklaşın.
Dinleyin ama asla tartışmaya girmeyin. Ona
karşı savunmacı davranmayın.

Mağdurlar:
İyi dinleyin ve onu anladığınızı gösterin.
Soruna odaklanarak onu değişim için motive
edin.
Gizlice Saldıranlar:
Bu insanlara karşı ne kadar geri
çekilirseniz o kadar üstünüze gelmeyi
severler. Geri çekilmeyin. Şakaya vurun.

Değerli Başkanım, değerli arkadaşlarım

Sizlere muhtelif kişisel gelişim uzmanı
yazarların, psikologların, insanlarla diyalog
kurmada,
karşılıklı
olarak
yapılan
müzakerelerde, kimseyi kırmadan dökmeden
güven dolu diyaloglarda bulunmada nelere
dikkat
edilmesi
gerektiği
hakkındaki
görüşlerini arz ettim.

Zor insanlarla diyalogda: zor insanın
psikolojisini yansıtarak, onlara bizim
davranış biçimimizdeki tutumumuzda nasıl
hareket edileceğinin önemini yansıttım.

Bu görüşlere katılırız ya da katılmayız.
Ancak
şu
konuya
da
değinmeden
geçemeyeceğim. Tüm toplumsal yasaklar,
gelenekler ve görenekler elbirliği ile yıllardır
bize konuşma hakkının;
Derebeylikte – Beyin
Krallıkta – Kralın
İmparatorlukta – İmparatorun
Şahlıkta – Şahın
Padişahlıkta – Padişahındır şeklinde empoze
edilmiştir.

İşte bu
sonucunda:

anlayışın

bizi

getirdiği

yer

Söz gümüşse sükût altındır.
Bülbülün çektiği dili belasıdır.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Büyüklerin yanında küçüklere söz düşmez.
Vs.
Böylece ortaya suskun bir insan tipi
çıkmıştır.

Cumhuriyet döneminde yani demokratik
yönetimde ise konuşma hakkının sadece
yönetenlerin hakkı olduğu görüşü yerine,
hem yönetenlerin hem de yönetilenlerin,
hem konuşanın hem de dinleyenin hakkı
olduğu benimsenmiştir. Çünkü konuşma
insan varlığının ve başarısının ön şartıdır.

Ancak; Kutadgu Bilig’in
Aman sözün aydın olsun.
Işık saçsın öz olsun.
Bakan köre göz olsun.

Dediği gibi gerçekçi, yol gösterici ve yapıcı
olmalı ki, gerek kişisel gerekse toplumsal
diyaloglarda müspet sonuca ulaşalım.
Saygılarımızla

TEŞEKKÜR
EDERİZ
İSTESOB EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ
Eğitim Müdürü: Metin İÇTEM
Eğitim Müd. Asistanı: Ahmet Z. GÜNDOĞDU


Slide 32

SUNUM

DİYALOG NEDİR?

İNSANLARLA
DİYALOG
KURMANIN 7
TEMEL İLKESİ

Diyalog kelimesi Yunanca’daki “dia” ve
“logos” kelimelerinin birleşiminden oluşur.
Bizdeki sözlük anlamı ise bilindiği gibi
karşılıklı sohbet, iki kişinin karşılıklı
konuşmasıdır.
Bu anlamıyla diyalog, tek kişinin
konuşması anlamındaki monologun zıddıdır.

Diyalog, bir konu etrafında iki farklı
görüşe sahip iki veya daha fazla kişinin
konuşmasıdır. Eğer; iki veya daha fazla kişi,
benimsenen aynı görüşü ifade ederlerse bu
monolog olur.
Özetle: Diyalog fikir ayrılığını, monolog
fikir birliğini ifade eder.

Diyalog,
iki
görüşten
birisinin
doğrulanması, diğerinin yanlışlanmasıdır.
Biz bu sunumumuzda; farklı görüşlere
sahip kişi veya kişilerin birbirlerini kırmadan,
güven dolu diyalog kurmalarının ilkelerinden
bahsedeceğiz.

1. İlke İyi Bir Dinleyici Olmaktır
İnsanlar genellikle dinlemekten çok
konuşmayı tercih ederler. Fakat gerçek şudur
ki; öğrenmenin yolu dinlemekten geçer.
Çünkü konuşurken öğrenemeyiz.

Dünyanın neresine giderseniz gidin,
insanlara, onlara değer verip önemsediğinizi
göstermenin en iyi yolu onları samimi bir
şekilde dinlemektir.

Onlar
sizin
çok
şey
bildiğinizle
ilgilenmezler. Sözlerinin kesilmemesini, önce
görüşlerinin dinlenmesini isterler.
İnsanları dinlemek, onları önemsediğinizi
göstermenin en iyi yoludur. Bu şekilde
davrandığınızda muhatabınız olan insan,
onu önemsediğinizi anlamakla kalmaz, aynı
zamanda bunu hisseder. Muhatabınızı size
karşı pozitif ve saygılı davranmaya sevk
eder.

2. Temel İlke: İnsanlar Daha Çok
Kendileriyle İlgilidirler
Bir insanın kendi adı, onun ana dilindeki
en değerli kelimedir. Onlara isimleriyle hitap
edin. “Ben, beni, benim” zamirlerini
konuşmalarınızdan çıkarın. “Siz, sizi, sizin”
sihirli zamirlerini kullanın.

İnsanlarla harika bir diyalog kurmanın
başka bir yolu da onların iletişim tarzlarını
anlamaktır.
Karşınızdaki kişinin konuşmasındaki
tonlaması, konuşma hızı, beden dili nasılsa
siz de aynı tonlama, konuşma hızı ve beden
diliyle cevap verin. İnsanlar kendilerine
benzeyen kişilere karşı daha rahat ve açık
davranırlar. Bu tarza “aynalama yapmak”
denir.

Aynalama yöntemi, insanları kendi
tarafınıza çekme konusunda olağanüstü
etkisi olan bir tekniktir. Unutmayın ki insanlar
kar tanelerine benzerler. Birbirine tamamen
benzeyen kar tanesi yoktur. Eğer insanları
aynalarsanız, size karşı açık davranırlar. Bu
sizi başarıya götürecek sihirli anahtarlardan
bir tanesidir. Çünkü sizi kendileri gibi
görmeye başlarlar.

3. Temel İlke: Sorulara Cevap
Vermeden Önce Biraz Sessiz Kalın
Bu tavrınız, söylenen şeyler üzerinde
düşündüğünüzü
gösterir.
İnsanlar,
söyledikleri şeyler üzerinde düşünülmesini
ve söylediklerine değer verilmesini isterler.
Biraz beklemeniz aynı zamanda size de
cevap vermek için düşüncelerinizi toplayacak
zaman kazandırır.

4. Temel İlke: Konuya Odaklanarak
Net Bir Şekilde Konuşun
Konuşmalarınızda kısa ve net olun.
Konudan konuya, oradan oraya zıplayan veya
aynı şeyleri uzatarak anlatan bir insanı
dinlemekten daha korkunç bir şey olamaz. Bu
bir piyanistin piyano çalarken parmaklarını
hangi tuşlara basacağını düşünmesi gibidir.
Müziği dinlemek yerine azap duymaya başlar.

5. Temel İlke: İlk İzlenim Çok Önemlidir
İnsanlar, bizim hakkımızda edindikleri
izlenimin %90’ını onlarla olan birlikteliğimizin
ilk 4 dakikasında edinirler.
İlk izlenimi altın kalitesine ulaştırmanın 3
yolu vardır.
1. Muhatabınızı elini nazikçe sıkın. O sizin elinizi
nasıl kavrıyorsa siz de öyle kavrayın.
2. Tebessüm gücünü kullanın. Tebessüm
ettiğinizde, insanlar size karşı güven duyarlar.
3. Giyim tarzınız başarınıza yardımcı olsun.

6. Temel İlke: Anlatacağınız Bir
Öykünüz Olsun
Bir konuyu vurgulamak istediğinizde bir
hikâye anlatın ve bir hikâye anlattığınızda
da, bir konunun altını çizin. Kendi
yaşadıklarınızdan
örnekler
verin.
Bu
hikâyeler, konunun unutulmamasını sağlar.

7. Temel İlke: Kendi Değerinizin ve
Elinizdeki Fırsatın Değerinin
Farkında Olun
Başarı konusunda sınıfta kalmanızı veya
geçmenizi sağlayacak olan şey inancınızdır.
Anlattığınız ne ise, mutlaka inandığınız bir
konu olmalıdır.
Bir konuya ya inanırsınız ya da
inanmazsınız. Eğer kendinizi arada bir yerde
hissediyorsanız hemen harekete geçin ve
inancınızı güçlendirin.

“Sağlam
geçer.”

bir

inanç

başkalarına

da

Abraham LINCOLN, başarılı bir diyalog
için şu tavsiyede bulunuyor: “Eğer bir
kimseyi bir konuda ikna etmek istiyorsanız,
önce onun arkadaşı olduğunuzu ona
hissettirmelisiniz.”

Öneri: Bilginin kendi başına bir anlamı
yoktur.
Ancak,
bilgiyi
kullanarak
ve
uygulamaya
dökerek
bazı
sonuçlara
ulaşırsınız, anlamlı şeyler yapmış olursunuz.
O hale bu önerileri kullanmakta yarar
olduğunu düşünmekteyiz.

ZOR İNSANLARLA NASIL
DİYALOG KURULUR?
“Zor İnsanlarla Başa Çıkmak” kitabının
yazarı Robert M. BRAMSON bazı
insanların
neden
farklı
tavırlar
sergilediklerini şöyle açıklıyor: “Bazı
insanlar karşılarındakinin performansını
düşürmek ve onların şevkini kırmak için
bilerek zor tavırlar sergiler.”

Her
zor
insan
birbiriyle
aynı
davranışları sergilemez. Bazı zor insanlar
sürekli konuşup hiç dinlemezken, diğerleri
de hep son sözü söylemeyi tercih eder.
Kimisi sürekli sizi eleştirir. Bazısı sessiz,
bazısı agresif olabilir. Psikiyatri Uzmanı
Doç. Dr. Kültegin ÖGEL zor insanların
davranışlarını şu şekilde belirtiyor:

• Eğitimi ve bilgisi yetersiz olmasına rağmen
kendisini çok iyi sananlar
• Bilgisi ve deneyimi yetersiz olmasına
rağmen kendisini iyi sananlar
• Öncelikleri belirlemede beceri sahibi
olamayanlar
• Hatasını olgunlukla kabul edemeyen,
sürekli açıklama yapıp kendisini temize
çıkarmak isteyenler
• Yavaş düşünen ve yavaş hareket edenler

• İşleri karıştıranlar
• Hiç konuşmayan, bilgiyi zorla ağzından
aldığınız kişiler
• Yanlış anlamakta ısrar edenler
• Karşısındakinin
söylediklerine
önem
vermeyenler
• Konum farklılıkları nedeniyle görüşürken o
farkı hissettirenler
• Karşılarındakine saygı göstermeyenler

• Yavaş hareket eden ve birçok defa tekrar
edilmesi zorunda kalınanlar
• Sadece kendi yaptığı şeyin önemli
olduğunu düşünenler
• Sürekli olaylar ve etrafındakiler üzerinde
kontrol oluşturmaya çalışanlar
• Empati kuramayanlar
• Her zaman “ben haklıyım” diyenler

Zor İnsanlara Yaklaşım Nasıl Olmalı?
Zor insanların özellikleri daha da
arttırılabilir. Ancak tüm bu özellikler ışığında
zor insanları 5 ana başlık altında toplamak
mümkündür.
Agresif İnsanlar:
Saldırgan davranışlar içinde bulunan bu
kişilere sakin bir şekilde kendinizi ifade edin
ve
size
yönelik
saldırgan
tavırlara
kendinizden emin bir şekilde karşılık verin.

Her Şeyi Bilenler:
Bu kişilerle mücadele ederken iyi
hazırlanmak
gerekir.
Asla
meydan
okumayın. Aksine yeteneklerini övün.
Gerektiğinde hatalarını ortaya çıkaracak
sorular sormaktan çekinmeyin.

Şikâyetçiler:
Karşılarındakine güvenmezler. Kendilerine
olan güvenleri de çok değildir. Eksik olan
özgüvenlerini saklamak için memnuniyetsiz,
her şeyden ve herkesten şikâyet eden bir tavır
içine girerler. Bu insanlara “Başkalarının
göremediklerini görüyorsun” şeklinde onların
güvenlerini arttıracak cümlelerle yaklaşın.
Dinleyin ama asla tartışmaya girmeyin. Ona
karşı savunmacı davranmayın.

Mağdurlar:
İyi dinleyin ve onu anladığınızı gösterin.
Soruna odaklanarak onu değişim için motive
edin.
Gizlice Saldıranlar:
Bu insanlara karşı ne kadar geri
çekilirseniz o kadar üstünüze gelmeyi
severler. Geri çekilmeyin. Şakaya vurun.

Değerli Başkanım, değerli arkadaşlarım

Sizlere muhtelif kişisel gelişim uzmanı
yazarların, psikologların, insanlarla diyalog
kurmada,
karşılıklı
olarak
yapılan
müzakerelerde, kimseyi kırmadan dökmeden
güven dolu diyaloglarda bulunmada nelere
dikkat
edilmesi
gerektiği
hakkındaki
görüşlerini arz ettim.

Zor insanlarla diyalogda: zor insanın
psikolojisini yansıtarak, onlara bizim
davranış biçimimizdeki tutumumuzda nasıl
hareket edileceğinin önemini yansıttım.

Bu görüşlere katılırız ya da katılmayız.
Ancak
şu
konuya
da
değinmeden
geçemeyeceğim. Tüm toplumsal yasaklar,
gelenekler ve görenekler elbirliği ile yıllardır
bize konuşma hakkının;
Derebeylikte – Beyin
Krallıkta – Kralın
İmparatorlukta – İmparatorun
Şahlıkta – Şahın
Padişahlıkta – Padişahındır şeklinde empoze
edilmiştir.

İşte bu
sonucunda:

anlayışın

bizi

getirdiği

yer

Söz gümüşse sükût altındır.
Bülbülün çektiği dili belasıdır.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Büyüklerin yanında küçüklere söz düşmez.
Vs.
Böylece ortaya suskun bir insan tipi
çıkmıştır.

Cumhuriyet döneminde yani demokratik
yönetimde ise konuşma hakkının sadece
yönetenlerin hakkı olduğu görüşü yerine,
hem yönetenlerin hem de yönetilenlerin,
hem konuşanın hem de dinleyenin hakkı
olduğu benimsenmiştir. Çünkü konuşma
insan varlığının ve başarısının ön şartıdır.

Ancak; Kutadgu Bilig’in
Aman sözün aydın olsun.
Işık saçsın öz olsun.
Bakan köre göz olsun.

Dediği gibi gerçekçi, yol gösterici ve yapıcı
olmalı ki, gerek kişisel gerekse toplumsal
diyaloglarda müspet sonuca ulaşalım.
Saygılarımızla

TEŞEKKÜR
EDERİZ
İSTESOB EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ
Eğitim Müdürü: Metin İÇTEM
Eğitim Müd. Asistanı: Ahmet Z. GÜNDOĞDU


Slide 33

SUNUM

DİYALOG NEDİR?

İNSANLARLA
DİYALOG
KURMANIN 7
TEMEL İLKESİ

Diyalog kelimesi Yunanca’daki “dia” ve
“logos” kelimelerinin birleşiminden oluşur.
Bizdeki sözlük anlamı ise bilindiği gibi
karşılıklı sohbet, iki kişinin karşılıklı
konuşmasıdır.
Bu anlamıyla diyalog, tek kişinin
konuşması anlamındaki monologun zıddıdır.

Diyalog, bir konu etrafında iki farklı
görüşe sahip iki veya daha fazla kişinin
konuşmasıdır. Eğer; iki veya daha fazla kişi,
benimsenen aynı görüşü ifade ederlerse bu
monolog olur.
Özetle: Diyalog fikir ayrılığını, monolog
fikir birliğini ifade eder.

Diyalog,
iki
görüşten
birisinin
doğrulanması, diğerinin yanlışlanmasıdır.
Biz bu sunumumuzda; farklı görüşlere
sahip kişi veya kişilerin birbirlerini kırmadan,
güven dolu diyalog kurmalarının ilkelerinden
bahsedeceğiz.

1. İlke İyi Bir Dinleyici Olmaktır
İnsanlar genellikle dinlemekten çok
konuşmayı tercih ederler. Fakat gerçek şudur
ki; öğrenmenin yolu dinlemekten geçer.
Çünkü konuşurken öğrenemeyiz.

Dünyanın neresine giderseniz gidin,
insanlara, onlara değer verip önemsediğinizi
göstermenin en iyi yolu onları samimi bir
şekilde dinlemektir.

Onlar
sizin
çok
şey
bildiğinizle
ilgilenmezler. Sözlerinin kesilmemesini, önce
görüşlerinin dinlenmesini isterler.
İnsanları dinlemek, onları önemsediğinizi
göstermenin en iyi yoludur. Bu şekilde
davrandığınızda muhatabınız olan insan,
onu önemsediğinizi anlamakla kalmaz, aynı
zamanda bunu hisseder. Muhatabınızı size
karşı pozitif ve saygılı davranmaya sevk
eder.

2. Temel İlke: İnsanlar Daha Çok
Kendileriyle İlgilidirler
Bir insanın kendi adı, onun ana dilindeki
en değerli kelimedir. Onlara isimleriyle hitap
edin. “Ben, beni, benim” zamirlerini
konuşmalarınızdan çıkarın. “Siz, sizi, sizin”
sihirli zamirlerini kullanın.

İnsanlarla harika bir diyalog kurmanın
başka bir yolu da onların iletişim tarzlarını
anlamaktır.
Karşınızdaki kişinin konuşmasındaki
tonlaması, konuşma hızı, beden dili nasılsa
siz de aynı tonlama, konuşma hızı ve beden
diliyle cevap verin. İnsanlar kendilerine
benzeyen kişilere karşı daha rahat ve açık
davranırlar. Bu tarza “aynalama yapmak”
denir.

Aynalama yöntemi, insanları kendi
tarafınıza çekme konusunda olağanüstü
etkisi olan bir tekniktir. Unutmayın ki insanlar
kar tanelerine benzerler. Birbirine tamamen
benzeyen kar tanesi yoktur. Eğer insanları
aynalarsanız, size karşı açık davranırlar. Bu
sizi başarıya götürecek sihirli anahtarlardan
bir tanesidir. Çünkü sizi kendileri gibi
görmeye başlarlar.

3. Temel İlke: Sorulara Cevap
Vermeden Önce Biraz Sessiz Kalın
Bu tavrınız, söylenen şeyler üzerinde
düşündüğünüzü
gösterir.
İnsanlar,
söyledikleri şeyler üzerinde düşünülmesini
ve söylediklerine değer verilmesini isterler.
Biraz beklemeniz aynı zamanda size de
cevap vermek için düşüncelerinizi toplayacak
zaman kazandırır.

4. Temel İlke: Konuya Odaklanarak
Net Bir Şekilde Konuşun
Konuşmalarınızda kısa ve net olun.
Konudan konuya, oradan oraya zıplayan veya
aynı şeyleri uzatarak anlatan bir insanı
dinlemekten daha korkunç bir şey olamaz. Bu
bir piyanistin piyano çalarken parmaklarını
hangi tuşlara basacağını düşünmesi gibidir.
Müziği dinlemek yerine azap duymaya başlar.

5. Temel İlke: İlk İzlenim Çok Önemlidir
İnsanlar, bizim hakkımızda edindikleri
izlenimin %90’ını onlarla olan birlikteliğimizin
ilk 4 dakikasında edinirler.
İlk izlenimi altın kalitesine ulaştırmanın 3
yolu vardır.
1. Muhatabınızı elini nazikçe sıkın. O sizin elinizi
nasıl kavrıyorsa siz de öyle kavrayın.
2. Tebessüm gücünü kullanın. Tebessüm
ettiğinizde, insanlar size karşı güven duyarlar.
3. Giyim tarzınız başarınıza yardımcı olsun.

6. Temel İlke: Anlatacağınız Bir
Öykünüz Olsun
Bir konuyu vurgulamak istediğinizde bir
hikâye anlatın ve bir hikâye anlattığınızda
da, bir konunun altını çizin. Kendi
yaşadıklarınızdan
örnekler
verin.
Bu
hikâyeler, konunun unutulmamasını sağlar.

7. Temel İlke: Kendi Değerinizin ve
Elinizdeki Fırsatın Değerinin
Farkında Olun
Başarı konusunda sınıfta kalmanızı veya
geçmenizi sağlayacak olan şey inancınızdır.
Anlattığınız ne ise, mutlaka inandığınız bir
konu olmalıdır.
Bir konuya ya inanırsınız ya da
inanmazsınız. Eğer kendinizi arada bir yerde
hissediyorsanız hemen harekete geçin ve
inancınızı güçlendirin.

“Sağlam
geçer.”

bir

inanç

başkalarına

da

Abraham LINCOLN, başarılı bir diyalog
için şu tavsiyede bulunuyor: “Eğer bir
kimseyi bir konuda ikna etmek istiyorsanız,
önce onun arkadaşı olduğunuzu ona
hissettirmelisiniz.”

Öneri: Bilginin kendi başına bir anlamı
yoktur.
Ancak,
bilgiyi
kullanarak
ve
uygulamaya
dökerek
bazı
sonuçlara
ulaşırsınız, anlamlı şeyler yapmış olursunuz.
O hale bu önerileri kullanmakta yarar
olduğunu düşünmekteyiz.

ZOR İNSANLARLA NASIL
DİYALOG KURULUR?
“Zor İnsanlarla Başa Çıkmak” kitabının
yazarı Robert M. BRAMSON bazı
insanların
neden
farklı
tavırlar
sergilediklerini şöyle açıklıyor: “Bazı
insanlar karşılarındakinin performansını
düşürmek ve onların şevkini kırmak için
bilerek zor tavırlar sergiler.”

Her
zor
insan
birbiriyle
aynı
davranışları sergilemez. Bazı zor insanlar
sürekli konuşup hiç dinlemezken, diğerleri
de hep son sözü söylemeyi tercih eder.
Kimisi sürekli sizi eleştirir. Bazısı sessiz,
bazısı agresif olabilir. Psikiyatri Uzmanı
Doç. Dr. Kültegin ÖGEL zor insanların
davranışlarını şu şekilde belirtiyor:

• Eğitimi ve bilgisi yetersiz olmasına rağmen
kendisini çok iyi sananlar
• Bilgisi ve deneyimi yetersiz olmasına
rağmen kendisini iyi sananlar
• Öncelikleri belirlemede beceri sahibi
olamayanlar
• Hatasını olgunlukla kabul edemeyen,
sürekli açıklama yapıp kendisini temize
çıkarmak isteyenler
• Yavaş düşünen ve yavaş hareket edenler

• İşleri karıştıranlar
• Hiç konuşmayan, bilgiyi zorla ağzından
aldığınız kişiler
• Yanlış anlamakta ısrar edenler
• Karşısındakinin
söylediklerine
önem
vermeyenler
• Konum farklılıkları nedeniyle görüşürken o
farkı hissettirenler
• Karşılarındakine saygı göstermeyenler

• Yavaş hareket eden ve birçok defa tekrar
edilmesi zorunda kalınanlar
• Sadece kendi yaptığı şeyin önemli
olduğunu düşünenler
• Sürekli olaylar ve etrafındakiler üzerinde
kontrol oluşturmaya çalışanlar
• Empati kuramayanlar
• Her zaman “ben haklıyım” diyenler

Zor İnsanlara Yaklaşım Nasıl Olmalı?
Zor insanların özellikleri daha da
arttırılabilir. Ancak tüm bu özellikler ışığında
zor insanları 5 ana başlık altında toplamak
mümkündür.
Agresif İnsanlar:
Saldırgan davranışlar içinde bulunan bu
kişilere sakin bir şekilde kendinizi ifade edin
ve
size
yönelik
saldırgan
tavırlara
kendinizden emin bir şekilde karşılık verin.

Her Şeyi Bilenler:
Bu kişilerle mücadele ederken iyi
hazırlanmak
gerekir.
Asla
meydan
okumayın. Aksine yeteneklerini övün.
Gerektiğinde hatalarını ortaya çıkaracak
sorular sormaktan çekinmeyin.

Şikâyetçiler:
Karşılarındakine güvenmezler. Kendilerine
olan güvenleri de çok değildir. Eksik olan
özgüvenlerini saklamak için memnuniyetsiz,
her şeyden ve herkesten şikâyet eden bir tavır
içine girerler. Bu insanlara “Başkalarının
göremediklerini görüyorsun” şeklinde onların
güvenlerini arttıracak cümlelerle yaklaşın.
Dinleyin ama asla tartışmaya girmeyin. Ona
karşı savunmacı davranmayın.

Mağdurlar:
İyi dinleyin ve onu anladığınızı gösterin.
Soruna odaklanarak onu değişim için motive
edin.
Gizlice Saldıranlar:
Bu insanlara karşı ne kadar geri
çekilirseniz o kadar üstünüze gelmeyi
severler. Geri çekilmeyin. Şakaya vurun.

Değerli Başkanım, değerli arkadaşlarım

Sizlere muhtelif kişisel gelişim uzmanı
yazarların, psikologların, insanlarla diyalog
kurmada,
karşılıklı
olarak
yapılan
müzakerelerde, kimseyi kırmadan dökmeden
güven dolu diyaloglarda bulunmada nelere
dikkat
edilmesi
gerektiği
hakkındaki
görüşlerini arz ettim.

Zor insanlarla diyalogda: zor insanın
psikolojisini yansıtarak, onlara bizim
davranış biçimimizdeki tutumumuzda nasıl
hareket edileceğinin önemini yansıttım.

Bu görüşlere katılırız ya da katılmayız.
Ancak
şu
konuya
da
değinmeden
geçemeyeceğim. Tüm toplumsal yasaklar,
gelenekler ve görenekler elbirliği ile yıllardır
bize konuşma hakkının;
Derebeylikte – Beyin
Krallıkta – Kralın
İmparatorlukta – İmparatorun
Şahlıkta – Şahın
Padişahlıkta – Padişahındır şeklinde empoze
edilmiştir.

İşte bu
sonucunda:

anlayışın

bizi

getirdiği

yer

Söz gümüşse sükût altındır.
Bülbülün çektiği dili belasıdır.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Büyüklerin yanında küçüklere söz düşmez.
Vs.
Böylece ortaya suskun bir insan tipi
çıkmıştır.

Cumhuriyet döneminde yani demokratik
yönetimde ise konuşma hakkının sadece
yönetenlerin hakkı olduğu görüşü yerine,
hem yönetenlerin hem de yönetilenlerin,
hem konuşanın hem de dinleyenin hakkı
olduğu benimsenmiştir. Çünkü konuşma
insan varlığının ve başarısının ön şartıdır.

Ancak; Kutadgu Bilig’in
Aman sözün aydın olsun.
Işık saçsın öz olsun.
Bakan köre göz olsun.

Dediği gibi gerçekçi, yol gösterici ve yapıcı
olmalı ki, gerek kişisel gerekse toplumsal
diyaloglarda müspet sonuca ulaşalım.
Saygılarımızla

TEŞEKKÜR
EDERİZ
İSTESOB EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ
Eğitim Müdürü: Metin İÇTEM
Eğitim Müd. Asistanı: Ahmet Z. GÜNDOĞDU


Slide 34

SUNUM

DİYALOG NEDİR?

İNSANLARLA
DİYALOG
KURMANIN 7
TEMEL İLKESİ

Diyalog kelimesi Yunanca’daki “dia” ve
“logos” kelimelerinin birleşiminden oluşur.
Bizdeki sözlük anlamı ise bilindiği gibi
karşılıklı sohbet, iki kişinin karşılıklı
konuşmasıdır.
Bu anlamıyla diyalog, tek kişinin
konuşması anlamındaki monologun zıddıdır.

Diyalog, bir konu etrafında iki farklı
görüşe sahip iki veya daha fazla kişinin
konuşmasıdır. Eğer; iki veya daha fazla kişi,
benimsenen aynı görüşü ifade ederlerse bu
monolog olur.
Özetle: Diyalog fikir ayrılığını, monolog
fikir birliğini ifade eder.

Diyalog,
iki
görüşten
birisinin
doğrulanması, diğerinin yanlışlanmasıdır.
Biz bu sunumumuzda; farklı görüşlere
sahip kişi veya kişilerin birbirlerini kırmadan,
güven dolu diyalog kurmalarının ilkelerinden
bahsedeceğiz.

1. İlke İyi Bir Dinleyici Olmaktır
İnsanlar genellikle dinlemekten çok
konuşmayı tercih ederler. Fakat gerçek şudur
ki; öğrenmenin yolu dinlemekten geçer.
Çünkü konuşurken öğrenemeyiz.

Dünyanın neresine giderseniz gidin,
insanlara, onlara değer verip önemsediğinizi
göstermenin en iyi yolu onları samimi bir
şekilde dinlemektir.

Onlar
sizin
çok
şey
bildiğinizle
ilgilenmezler. Sözlerinin kesilmemesini, önce
görüşlerinin dinlenmesini isterler.
İnsanları dinlemek, onları önemsediğinizi
göstermenin en iyi yoludur. Bu şekilde
davrandığınızda muhatabınız olan insan,
onu önemsediğinizi anlamakla kalmaz, aynı
zamanda bunu hisseder. Muhatabınızı size
karşı pozitif ve saygılı davranmaya sevk
eder.

2. Temel İlke: İnsanlar Daha Çok
Kendileriyle İlgilidirler
Bir insanın kendi adı, onun ana dilindeki
en değerli kelimedir. Onlara isimleriyle hitap
edin. “Ben, beni, benim” zamirlerini
konuşmalarınızdan çıkarın. “Siz, sizi, sizin”
sihirli zamirlerini kullanın.

İnsanlarla harika bir diyalog kurmanın
başka bir yolu da onların iletişim tarzlarını
anlamaktır.
Karşınızdaki kişinin konuşmasındaki
tonlaması, konuşma hızı, beden dili nasılsa
siz de aynı tonlama, konuşma hızı ve beden
diliyle cevap verin. İnsanlar kendilerine
benzeyen kişilere karşı daha rahat ve açık
davranırlar. Bu tarza “aynalama yapmak”
denir.

Aynalama yöntemi, insanları kendi
tarafınıza çekme konusunda olağanüstü
etkisi olan bir tekniktir. Unutmayın ki insanlar
kar tanelerine benzerler. Birbirine tamamen
benzeyen kar tanesi yoktur. Eğer insanları
aynalarsanız, size karşı açık davranırlar. Bu
sizi başarıya götürecek sihirli anahtarlardan
bir tanesidir. Çünkü sizi kendileri gibi
görmeye başlarlar.

3. Temel İlke: Sorulara Cevap
Vermeden Önce Biraz Sessiz Kalın
Bu tavrınız, söylenen şeyler üzerinde
düşündüğünüzü
gösterir.
İnsanlar,
söyledikleri şeyler üzerinde düşünülmesini
ve söylediklerine değer verilmesini isterler.
Biraz beklemeniz aynı zamanda size de
cevap vermek için düşüncelerinizi toplayacak
zaman kazandırır.

4. Temel İlke: Konuya Odaklanarak
Net Bir Şekilde Konuşun
Konuşmalarınızda kısa ve net olun.
Konudan konuya, oradan oraya zıplayan veya
aynı şeyleri uzatarak anlatan bir insanı
dinlemekten daha korkunç bir şey olamaz. Bu
bir piyanistin piyano çalarken parmaklarını
hangi tuşlara basacağını düşünmesi gibidir.
Müziği dinlemek yerine azap duymaya başlar.

5. Temel İlke: İlk İzlenim Çok Önemlidir
İnsanlar, bizim hakkımızda edindikleri
izlenimin %90’ını onlarla olan birlikteliğimizin
ilk 4 dakikasında edinirler.
İlk izlenimi altın kalitesine ulaştırmanın 3
yolu vardır.
1. Muhatabınızı elini nazikçe sıkın. O sizin elinizi
nasıl kavrıyorsa siz de öyle kavrayın.
2. Tebessüm gücünü kullanın. Tebessüm
ettiğinizde, insanlar size karşı güven duyarlar.
3. Giyim tarzınız başarınıza yardımcı olsun.

6. Temel İlke: Anlatacağınız Bir
Öykünüz Olsun
Bir konuyu vurgulamak istediğinizde bir
hikâye anlatın ve bir hikâye anlattığınızda
da, bir konunun altını çizin. Kendi
yaşadıklarınızdan
örnekler
verin.
Bu
hikâyeler, konunun unutulmamasını sağlar.

7. Temel İlke: Kendi Değerinizin ve
Elinizdeki Fırsatın Değerinin
Farkında Olun
Başarı konusunda sınıfta kalmanızı veya
geçmenizi sağlayacak olan şey inancınızdır.
Anlattığınız ne ise, mutlaka inandığınız bir
konu olmalıdır.
Bir konuya ya inanırsınız ya da
inanmazsınız. Eğer kendinizi arada bir yerde
hissediyorsanız hemen harekete geçin ve
inancınızı güçlendirin.

“Sağlam
geçer.”

bir

inanç

başkalarına

da

Abraham LINCOLN, başarılı bir diyalog
için şu tavsiyede bulunuyor: “Eğer bir
kimseyi bir konuda ikna etmek istiyorsanız,
önce onun arkadaşı olduğunuzu ona
hissettirmelisiniz.”

Öneri: Bilginin kendi başına bir anlamı
yoktur.
Ancak,
bilgiyi
kullanarak
ve
uygulamaya
dökerek
bazı
sonuçlara
ulaşırsınız, anlamlı şeyler yapmış olursunuz.
O hale bu önerileri kullanmakta yarar
olduğunu düşünmekteyiz.

ZOR İNSANLARLA NASIL
DİYALOG KURULUR?
“Zor İnsanlarla Başa Çıkmak” kitabının
yazarı Robert M. BRAMSON bazı
insanların
neden
farklı
tavırlar
sergilediklerini şöyle açıklıyor: “Bazı
insanlar karşılarındakinin performansını
düşürmek ve onların şevkini kırmak için
bilerek zor tavırlar sergiler.”

Her
zor
insan
birbiriyle
aynı
davranışları sergilemez. Bazı zor insanlar
sürekli konuşup hiç dinlemezken, diğerleri
de hep son sözü söylemeyi tercih eder.
Kimisi sürekli sizi eleştirir. Bazısı sessiz,
bazısı agresif olabilir. Psikiyatri Uzmanı
Doç. Dr. Kültegin ÖGEL zor insanların
davranışlarını şu şekilde belirtiyor:

• Eğitimi ve bilgisi yetersiz olmasına rağmen
kendisini çok iyi sananlar
• Bilgisi ve deneyimi yetersiz olmasına
rağmen kendisini iyi sananlar
• Öncelikleri belirlemede beceri sahibi
olamayanlar
• Hatasını olgunlukla kabul edemeyen,
sürekli açıklama yapıp kendisini temize
çıkarmak isteyenler
• Yavaş düşünen ve yavaş hareket edenler

• İşleri karıştıranlar
• Hiç konuşmayan, bilgiyi zorla ağzından
aldığınız kişiler
• Yanlış anlamakta ısrar edenler
• Karşısındakinin
söylediklerine
önem
vermeyenler
• Konum farklılıkları nedeniyle görüşürken o
farkı hissettirenler
• Karşılarındakine saygı göstermeyenler

• Yavaş hareket eden ve birçok defa tekrar
edilmesi zorunda kalınanlar
• Sadece kendi yaptığı şeyin önemli
olduğunu düşünenler
• Sürekli olaylar ve etrafındakiler üzerinde
kontrol oluşturmaya çalışanlar
• Empati kuramayanlar
• Her zaman “ben haklıyım” diyenler

Zor İnsanlara Yaklaşım Nasıl Olmalı?
Zor insanların özellikleri daha da
arttırılabilir. Ancak tüm bu özellikler ışığında
zor insanları 5 ana başlık altında toplamak
mümkündür.
Agresif İnsanlar:
Saldırgan davranışlar içinde bulunan bu
kişilere sakin bir şekilde kendinizi ifade edin
ve
size
yönelik
saldırgan
tavırlara
kendinizden emin bir şekilde karşılık verin.

Her Şeyi Bilenler:
Bu kişilerle mücadele ederken iyi
hazırlanmak
gerekir.
Asla
meydan
okumayın. Aksine yeteneklerini övün.
Gerektiğinde hatalarını ortaya çıkaracak
sorular sormaktan çekinmeyin.

Şikâyetçiler:
Karşılarındakine güvenmezler. Kendilerine
olan güvenleri de çok değildir. Eksik olan
özgüvenlerini saklamak için memnuniyetsiz,
her şeyden ve herkesten şikâyet eden bir tavır
içine girerler. Bu insanlara “Başkalarının
göremediklerini görüyorsun” şeklinde onların
güvenlerini arttıracak cümlelerle yaklaşın.
Dinleyin ama asla tartışmaya girmeyin. Ona
karşı savunmacı davranmayın.

Mağdurlar:
İyi dinleyin ve onu anladığınızı gösterin.
Soruna odaklanarak onu değişim için motive
edin.
Gizlice Saldıranlar:
Bu insanlara karşı ne kadar geri
çekilirseniz o kadar üstünüze gelmeyi
severler. Geri çekilmeyin. Şakaya vurun.

Değerli Başkanım, değerli arkadaşlarım

Sizlere muhtelif kişisel gelişim uzmanı
yazarların, psikologların, insanlarla diyalog
kurmada,
karşılıklı
olarak
yapılan
müzakerelerde, kimseyi kırmadan dökmeden
güven dolu diyaloglarda bulunmada nelere
dikkat
edilmesi
gerektiği
hakkındaki
görüşlerini arz ettim.

Zor insanlarla diyalogda: zor insanın
psikolojisini yansıtarak, onlara bizim
davranış biçimimizdeki tutumumuzda nasıl
hareket edileceğinin önemini yansıttım.

Bu görüşlere katılırız ya da katılmayız.
Ancak
şu
konuya
da
değinmeden
geçemeyeceğim. Tüm toplumsal yasaklar,
gelenekler ve görenekler elbirliği ile yıllardır
bize konuşma hakkının;
Derebeylikte – Beyin
Krallıkta – Kralın
İmparatorlukta – İmparatorun
Şahlıkta – Şahın
Padişahlıkta – Padişahındır şeklinde empoze
edilmiştir.

İşte bu
sonucunda:

anlayışın

bizi

getirdiği

yer

Söz gümüşse sükût altındır.
Bülbülün çektiği dili belasıdır.
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.
Büyüklerin yanında küçüklere söz düşmez.
Vs.
Böylece ortaya suskun bir insan tipi
çıkmıştır.

Cumhuriyet döneminde yani demokratik
yönetimde ise konuşma hakkının sadece
yönetenlerin hakkı olduğu görüşü yerine,
hem yönetenlerin hem de yönetilenlerin,
hem konuşanın hem de dinleyenin hakkı
olduğu benimsenmiştir. Çünkü konuşma
insan varlığının ve başarısının ön şartıdır.

Ancak; Kutadgu Bilig’in
Aman sözün aydın olsun.
Işık saçsın öz olsun.
Bakan köre göz olsun.

Dediği gibi gerçekçi, yol gösterici ve yapıcı
olmalı ki, gerek kişisel gerekse toplumsal
diyaloglarda müspet sonuca ulaşalım.
Saygılarımızla

TEŞEKKÜR
EDERİZ
İSTESOB EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ
Eğitim Müdürü: Metin İÇTEM
Eğitim Müd. Asistanı: Ahmet Z. GÜNDOĞDU