www.edebiyatogretmeni.net XIX. yy. edebiyatımızın girişimler dönemidir. Roman, öykü, tiyatro alanlarında ilk örnekler verilmiş, şiirdeki başkaldırmalar divan şiirine ilgiyi azaltmıştı.

Download Report

Transcript www.edebiyatogretmeni.net XIX. yy. edebiyatımızın girişimler dönemidir. Roman, öykü, tiyatro alanlarında ilk örnekler verilmiş, şiirdeki başkaldırmalar divan şiirine ilgiyi azaltmıştı.

Slide 1

www.edebiyatogretmeni.net

XIX. yy. edebiyatımızın girişimler dönemidir. Roman, öykü,
tiyatro alanlarında ilk örnekler verilmiş, şiirdeki başkaldırmalar divan
şiirine ilgiyi azaltmıştı. Çıkmaya başlayan özel gazeteler roman, öykü
yayımlıyor, edebiyat adamlarının tartışmalarına yer veriyordu. Bazı
kesimler Namık Kemal’in şiire getirdiği: “özgürlük, vatan, hak, insanlık, esaret…” gibi kavramlarda kendi sorunlarını, kendi isteklerini,
kendi kişiliğini bularak yeni edebiyat girişimlerine yandaş oldu.

Tanzimat ile Divan Edebiyatı’nın Karşılaştırması

1) Divan şiirindeki “parça güzelliği” yerine,Tanzimat şiirinde “bütün güzelliği” önemsenmiş
2) Divan edebiyatı yüksek zümredeki insanlara hitap ederken, Tanzimat edebiyatı halka
seslenmiş.
3) Divan şiirinde ölçü aruzdur, Tanzimat’ta ise aruzun yanında hece ölçüsü de kullanılmış.
4) Divan nesrinde söz hünerleri gösterme,sanat kullanma esasken, Tanzimat nesrinde bir
takım fikirleri halka ulaştırmak halkı bilgilendirmek ve eğitmek esastır.

5) Divan edebiyatında aşk, şarap, kadın, eğlence, hayali konular işlenirken; Tanzimat edebiyatında gerçek yaşam, tabiat, kişisel acı ve ızdıraplar, toplumsal konular işlenmiştir.
6) Divan edebiyatında kullanılmayan birçok edebi tür Tanzimat edebiyatında kullanılmaya
başlanmış (roman, hikaye, tiyatro, sone, terza-rima, triyole, gazete…)
7) Divan edebiyatında dil ağır ve sanatlıdır; Tanzimat edebiyatında dil sadeleştirilmiş,
halkın dili kullanılmıştır.

Bu dönem edebiyatını iki bölümde incelemek gerekir

1. Dönem:


Bu döneme Şinasi, Ziya, Namık Kemal okulu adı verilir.



Bu dönemin başlıca sanatçıları: Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Mithat,

Şemsettin Sami, Ahmet Vefik Paşa, Ali Suavi, Ahmet Cevdet Paşa



Bu dönemde “sanat toplum içindir” görüşü benimsenmiş.



Bu dönemde amaç: “Divan edebiyatını yıkmak,yerine sosyal yaşamla geniş ölçüde
alakalı inkılapçı bir edebiyat getirmek.



Halka halk diliyle hitap etmek amacıyla sade dile ve halk Türkçesine önem vermek



Vatan sevgisi, millet duygusu, hürriyet aşkı, halk sevgisi… gibi duyguları halka aşılamak ve onları bu yolda eğitmek.



Gazete, roman, öykü, makale, şiir, tiyatro… gibi
yenilikleri Türk edebiyatına getirmek ve
uygulamak.

 Şiirde estetik güzellik değil içerik ön plana çıkmıştır.
 Eski nazım şekilleriyle yeni kavram ve duyguları işlemişlerdir.
 Bu dönem sanatçıları ,edebiyatın yanında siyasetle de ilgilenmiştir.
 Ortaya konan eserler, taklit olduğu için teknik yönden zayıftır.
 Fransız edebiyatı örnek alınmıştır.
 Bu dönem sanatçıları genelde Romantizmin etkisindedir.
 Eserlerde rastlantılara çokça yer verilir.
 Okuyucuyu bilgilendirmek için olayların akışı sık sık kesilir.

2. Dönem:
 Bu döneme Ekrem, Sezai, Hamit okulu adı verilir.
 Bu dönemin sanatçıları:” Abdulhak Hamit Tahran, Recaizade Ekrem, Sami Paşazade

Sezai, Nabizade Nazım, Ebuziya Tevfik, Ali Bey…

 Bu dönemde “ sanat sanat içindir “ görüşü benimsenmiş.
 Siyasi ve toplumsal ideolojilerden uzak durmuşlar.
 Sanatta batılılaşmayı savunurlar
 Eski edebiyata karşı yeni edebiyatı savunurlar.
 I. Tanzimatçılara göre batı edebiyatını edebiyatımızda daha da kökleştirmişler.
 İdeolojik görüşlerini aktif olarak değil, eserlerindeki kahramanlarla işlemişler.
 Romanda realizmin tesiri şiirde ise romantizmin tesiri görülür.
 Dil ağırdır.

 Gazetecilik eski işlevini yitirmiş.
 Tiyatro eserleri oynanmak için değil okunmak için yazılmış.
 Şiirde bireysel duygular anlatılmış ve güzel olan her şey şiire konu olmuş.
 Muallim Naci bu dönemde Divan edebiyatını savunan tek sanatçıdır.

Tanzimat Edebiyatının Genel Özellikleri
1) Dilin sadeleşmesi amaçlanmış, özellikle tiyatro, anı, mektup ve halka seslenen
romanlarda bu amaç bir ölçüde gerçekleştirilmiştir. Ancak sanatçılar, eski alışkanlıklarından tamamen kurtulamadıkları için yabancı sözcük ve kurallardan büsbütün
sıyrılamamışlardır.

2) Divan edebiyatının kullandığı şiir, tarih ve mektup gibi türleri batı anlayışına göre
yenilemişlerdir.
3) Makale, tiyatro, roman, hikaye, anı gibi yeni türler kullanılmaya başlanmıştır.
4) Daha önce toplum sorunlarıyla hiç ilgisi bulunmayan sanatı; toplumu düzeltmek,
eğitmek için bir dava aracı olarak kullanma anlayışına yönelmişlerdir.
5) Fransız edebiyatından esinlenerek klasisizm, romantizm, realizm ve natüralizm
akımlarının etkisinde eserler yaratılmıştır.

6) Nesirde iç kafiye (seci) bırakılmış, anlatımda süs yerine, düşünceleri halka ulaştırma amacı güdülerek yeni bir nesir yaratılmıştır.
7) Şiirde hecenin örnekleri görülmekle birlikte aruzun kullanımı devam etmiştir.

8) Günlük olaylar, duygu ve düşünceler şiire sokularak şiirin konusu genişletilmiştir.
9) Başlangıçta yeni düşünceler eski nazım biçimleri içinde verilirken sonraları yeni
biçimler kullanılmıştır.
10) Şiirde konu ve anlam bütünlüğü aranmıştır.
11) Divan edebiyatındaki “parça güzelliği” anlayışının yerini “bütün güzelliği” almıştır.
12) Roman ve hikayelerin konusu ya günlük yaşayıştan ya da tarihten alınmıştır.
13) Tiyatroda toplum sorunları, gelenek, görenek, çocuk, aile, yaşanılan olaylar işlenmiştir.

14) Eserlerde kahramanlar tek yönlü ele alınmış, iyiler ödüllendirilmiş, kötüler cezalandırılmıştır.
15) Roman ve öykülerde olayların akışında rastlantılara çok yer verilmiştir.
16) Romanların içinde konu dışına çıkılarak okuyucuya bilgi ve öğüt vermekten kaçınılmamıştır.
17) Yazarlar, eserlerinde kendi kişiliklerini gizlememiştir.

18) Roman kahramanları çoğu zaman bir görüşte aşık olur.
19) Toplumsal olaylara yüzeyden bakılır.
20) Tanzimat romanında aile problemi büyük yer tutar. Avrupa taklitçiliği nedeniyle
aile içindeki sarsılma ve çöküntüler işlenir.(Araba Sevdası,İntibah)
21) Tiyatro bu dönemde Namık Kemal’le başlar. Ahmet Vefik Paşa’nın Molier’den
yaptığı çevirilerle ileri bir sanat düzeyine ulaşır.
22) Bu edebiyatın nesir sahasındaki en büyük kazancı gazetedir.
23) Bu dönemdeki tiyatro eserleri sahnelenmeye uygun değildir.
24) Mizah ve hiciv anlayışı bu dönemde daha da gelişmiştir. Batılı anlamdaki ilk mizah
örneği bu dönemde verilir.
25) Türk edebiyatında gerçek edebi tenkit bu dönemde başlamıştır.
26) Bu dönemde roman tekniği tam oturmamıştır. Romanımızın emekleme dönemidir.
Tasvirlerde ve kurguda kompozisyon bozukluğu vardır.

27) Bu dönem yazarlarında yaygın bir tasvir yapma alışkanlığı vardır.

28) Kahramanlar üst tabakadandır.
29) Olaylar İstanbul ve çevresinde geçer.
30) İşlenen konular: Yanlış batılılaşma, alafrangalık özentisi, sarsılan aile düzeni,
kültürel yozlaşma, fakirlik, cariyelik, görücü usulü evlenme, cehalet ve tarihi
konulardır.

TANZİMATIN TÜRK EDEBİYATINA KAZANDIRDIĞI İLKLER

1) İlk Gazeteler:
a) Takvim-i Vakayi ( İlk Türk gazetesi)
b) Ceride-i Havadis (Yarı resmi gazete)
c) Tercüman-ı Ahval (Şinasi ve Agah Efendi’nin çıkardığı ilk özel Türk gazetesi)
d) Tasvir-i Efkar (Şinasi’nin Namık Kemal’e devrettiği ikinci özel Türk gazetesi)
e) Hürriyet (Namık Kemal ve Ziya Paşa’nın yurt dışında çıkardıkları ilk Türk gazetesi)
f) Tercüman-ı Hakikat
2) İlk Çeviri Roman: Telemak; Yusuf Kamil Paşa Fenelon’dan çevirmiştir.
3) İlk Yerli Roman: Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat. Şemsettin Sami tarafından yazılmıştır,
edebi değeri yoktur.

4) Bir Edebi Akım Etkisinde Yazılan İlk Roman: İntibah; Namık Kemal tarafından
romantizme bağlı kalınarak yazılmış bir sosyal romandır.
5) İlk Realist Romanlar: Sergüzeşt; Sami Paşazade Sezai yazmıştır.
Araba Sevdası; Recaizade Mahmut Ekrem yazmıştır.
6) İlk Tiyatro Eseri: Şair Evlenmesi; Şinasi yazmıştır.

7) İlk Köy Romanı: Karabibik; Nabizade Nazım yazmıştır.
8) İlk Öyküler: Küçük Şeyler; Sami Paşazade Sezai yazmıştır. (Basılan ilk hikaye kitabı)
Letaif-i Rivayet; Ahmet Mithat Efendi yazmıştır.( Yazılan ilk hikaye kitabı)
9) İlk Makale: Şinasi yazmıştır.
10) İlk Şiir Çevirileri: Şinasi tarafından Fransızcadan yapılmıştır.
11) İlk Noktalama İşaretleri: Şinasi tarafından kullanılmıştır.
12) Edebiyatımızda ilk tarihi roman: Namık Kemal'in "Cezmi" adlı eseridir.
13) Edebiyatımızdaki ilk eleştirmen: Namık Kemal'dir.
14) Türk Edebiyatındaki ilk polisiye roman: Esrar-ı Cinayet; Ahmet Mithat yazmıştır.

Dönemin Sanatçıları ve Eserleri

ŞİNASİ

 Maliye öğretimi için Fransa’ya devlet tarafından ilk gönderilen öğrencilerdendir. Fakat Şinasi o dönemde edebiyatla ilgilenmiş ve dönemin ünlü
yazar şairleriyle tanışmıştır. Yurda döndüğünde Agah Efendiyle 1860’ta
Tercüman-ı Ahval gazetesini çıkarmışlardır.
 Şinasi divan edebiyatındaki duygu kavramını bir yana itip akla ve mantığa yer verir.

 Halk dilini kullanmayı, böylece halkı bilinçlendirmeyi hedefler.

 Kısa cümleli ,yeni görüşlerle örgülü bir nesir yapısı meydana getirmiştir.

 Şairlik yönü pek güçlü olmayan Şinasi, edebiyatımıza getirdiği yeniliklerle tanınır.








Bu yenilikler şunlardır:

ilk tiyatro eserimiz olan Şair Evlenmesi (Bu eserde görücü usulüyle evlenme eleştirilir.)
Edebiyatımızda noktalama işaretlerini ilk defa kullanmıştır.
İlk özel Türk gazetesi Tercüman-ı Ahval’ı çıkarmıştır.
Atasözlerimizi Durub-u Emsal-i Osmaniye adı altında derlemiş.
İlk makaleyi yazdı: Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi
Dilde sadeleşmenin öncüsü olmuştur.

 Şiirlerini Müntehabat-ı Eş’ar’ım adı ile yayınlamıştır.
 Şiiri mecazlardan arıtıp yalınlaştırmaya çalışır.
 Eşek ile Tilki La Fontaine’den etkilenerek yazdığı bir fabldır.
 Batı şiirini tanıtmak amacıyla Fransız şairlerinden çeviriler yapmıştır.

 Şiirlerinde konu birliğine ve bütün güzelliğine önem vermiştir

www.edebiyatogretmeni.net

NAMIK KEMAL
 Önceleri klasik bir divan şairi olan Kemal, Şinasi ile tanıştıktan sonra Batı
edebiyatı ve Batı kaynaklı
fikirlerle ilgilenmeye başlamıştır.
 Gür sesli vatan şairi,dava ve sanat adamıdır. Eserlerinde hürriyet, vatan sevgisi, hak, kanun, adalet, ahlak konularını işlemiştir.
 Edebiyatımızda vatan ve hürriyet şairi olarak bilinir.
 Eski edebiyata karşı olduğu halde yeni düşünce ve kavramları yaymak amacıyla yazdığı
şiirlerin çoğunda eskiye bağlı kalmıştır
 Namık Kemal’de diğer 1. Dönem Tanzimatçılar gibi dilde sadeliği benimser.
 Yine diğerleri gibi aruzun yanında az da olsa hece veznini kullanır.

 Şiirimizin gelişmesinde büyük emeği geçmiş bu yolda gerçekten etkili olmuştur. Şiirlerini
“toplum için sanat” anlayışıyla yazmış toplumcu bir şairdir.

 Kendinden sonra gelen genç kuşaklara yurtseverlik, özgürlük tutkularını yerleştirmiş.

 Osmanlı Tiyatrosunun modern bir tiyatro olması için çaba göstermiştir. Avrupa’da bulunduğu yıllarda tiyatro türüyle ilgilenmiş ve yurda dönünce bu tarzda eserler yazmıştır.

 Eleştiri türünün ilk örneğini Ziya Paşa’nın Harabat’ına karşılık yazdığı Tahrib-i
Harabat ve Takip adlı eserleriyle vermiştir. Onun tenkitlerinde iki önemli unsur
bulunur: Biri; eski edebiyatı yıkmak, ikincisi; yeni bir edebiyat kurmak.
 Ona göre edebiyat hayale, soyuta, içe kapanmışlığa son vermeli; gerçeği, hayat,
tabiatı işlemelidir. Yeni edebiyat halka dönmeli, nüfuzlu kimselere yaranacağına
onun dertlerini dinlemeli.
 Eserlerinin tümünde romantizm egemendir.

ESERLERİ:

Tiyatro: Vatan yahut Silistre, Zavallı Çocuk, Akif Bey, Gülnihal, Celalettin Harzemşah,
Karabela
Roman: İntibah ( ilk edebi roman), Cezmi (ilk tarihi roman)
Eleştiri: Tahrib-i Harabat, Takip
Tarih, Biyografi: Kanije, Silistre Muhasarası, Osmanlı Tarihi, Devr-i İstila.
ZAVALLI ÇOCUK: Sevmedikleriyle zorla evlendirilenlerin bahtsızlığı işlenmiş.
AKİF BEY: Kocasına ihanet eden kadının dramı işlenmiş.
GÜLNİHAL: Bir sancak beyine karşı halkın isyanı anlatılır.

ZİYA PAŞA
 Ziya Paşa diğer Tanzimatçılar gibi toplumcudur, Fransız devriminin ilkelerine bağlıdır, eğitimin gerekliliğini savunur.
 Şinasi’yle başlayan Batı edebiyatı anlayışını savunur. Ancak, eski şiiri
öven “Harabat” ı hazırlayacak kadar eski şiire bağlıdır. Bu yüzden
Namık Kemal tarafından tenkit edilmiştir.
 “Doğulu ya da Batılı” olmak konusunda karara varamamıştır. Bu nedenle “Harabat”ta
Divan edebiyatını, “Şiir ve İnşa” makalesinde yeni edebiyatı savunur. Bu zıtlıklar sanatına da yansımış, tezatlar sanatçısı olmuştur.
 Tanzimatçılar arasında eski şiire en fazla bağlı kalanlardandır.
 Şiirde dili sade değildir. Ancak nesir dili sadedir

 Ziya Paşa daha çok siyasi ve sosyal tenkit makaleleri yazmıştır. Makalelerinde idarecilere savaş açmıştır.
 Şiirlerinde öğütler ve felsefi temalar görülür.
 Diğer Tanzimatçılar gibi gazetecilik yönü kuvvetlidir.

ESERLERİ:

1) Tekib-i Bent (Dönemin sosyal bir eleştirisidir. Bağdatlı Ruhi’ye nazire olarak yazmıştır.)
Terci-i Bent (şiir)
2) Zafername (mizah) ( Sadrazam Ali Paşa aleyhinde yazılmıştır.)
3) Harabat (Bu antolojide halk şiirini kötülemiş Divan şiirini yüceltmiş.)
Şiir ve İnşa (Bu makalede gerçek şiirimizin halk şiiri olduğunu söylemiş.)
4) Rüya ( Türk edebiyatındaki ilk röportaj sayabiliriz.)
Veraset Mektupları ( makale)
5) Emil, Defter-i Amal ( j.j. Rausseaux ‘dan çeviri)
6) Eş’ar-ı Ziya (şiir)

www.edebiyatogretmeni.net

AHMET MİTHAT EFENDİ
 Tanzimat döneminde, halk için roman anlayışını başlatan yazardır.
Bütün eserlerini halkın okuma zevkini geliştirmek için yazmıştır.
Tanzimat edebiyatında halkın dilini en iyi kullanan yazar o’dur.
 Türk edebiyatında en çok eser veren sanatçı olarak bilinir. Roman
ve hikayelerini hiçbir teknik kaygısı gütmeden yazmıştır. Sırası gelince
olayların akışını durdurup okuyucuya bilgi ve nasihat verir.
 Diğer Tanzimatçılar gibi siyasi konulara değinmemiştir.
 Batı medeniyetinin Türk toplumuyla bağdaşmayan yönlerini anlatmaya çalışmıştır.
Avrupa hayranlarını eserlerinde züppe ve alafranga olarak eleştirmiştir.

 Bütün yapıtlarını nesir türünde vermiştir.
 Her yapıtının sonunda bir “kıssada hisse” vardır.
 Eserlerinde bir eğitici gibi halkı her konuda bilgilendirmeyi ona kılavuzluk etmeyi amaçlar.

ESERLERİ:

Hikayeleri: Letaif-i Rivayet(25 cilt). Edebiyatımızdaki ilk hikayeler.
Romanları: Hasan Mellah, Hüseyin Fellah, Dünyaya İkinci Geliş, Felatun Bey’le Rakım
Efendi, Paris’te Bir Türk, Müşahedat

Tiyatro: Çengi, Çerkez Özdenleri, Siyavuş, Açık Baş
Seyahat: Avrupa’da Bir Cevelan
FELATUN BEY’LE RAKIM EFENDİ: Felatun Bey her yönüyle batı hayranı biridir.
Ancak batı düşüncesini zevk ve sefa anlayışıyla özümsemiştir. Rakım Efendi ise Felatun’
un tam tersi bir karakterdir.

AHMET VEFİK PAŞA
 Türk tiyatrosuna ve dil çalışmalarına önemli katkılarda bulunmuştur.
 Moliere’den yaptığı çeviriler önemlidir.
 Türkçe’yi oldukça sade kullanmış, toplumun adet, töre, mizah gücünü
eserlerine taşımıştır.
 Tarih ve dil sahasında önemli eseri Lehçe-i Osmani

ESERLERİ:

Zor Nikah (Moliere’den çeviri)
Zoraki Tabip (Moliere’den çeviri)
Okumuş Kadınlar (Moliere’den çeviri)
Secere-i Türki (Tarih)
Lehçe-i Osmani (Dil)
www.edebiyatogretmeni.net

ALİ SUAVİ:
 Hayret edilecek kadar geniş bilgili ve inanılmayacak kadar da şaşırtıcı, Batılı ve bazen
iyice cüretli, iyice sorumsuz görüşler sahibidir.
 Türkiye’de “Meşrutiyet ve Laikliği” ilk savunanlardan biridir.

 Hükümete çatan, Ali Paşa’yı yeren yazılarından dolayı Kastamonu’ya sürülmüştür.
 Uygur alfabesinin ilk Türk yazısı olduğundan söz etmiş.
 Laikliği, Meşrutiyeti, Türkçülüğü savunan İslami ölçülere bağlı bir yazardır.
 Türlü konularda gazete ve risale (broşür) yazıları, tercümeler, dini yorumlar, seyahat
yazıları vardır.

SÜLEYMAN PAŞA:
 Fikir adamı ve Türkçü bir yazardır.
 Önemli ve ünlü eseri “Tarih-i Alem”dir. Bu eser Türkçü bir bakışla yazılmış ve kendisinden sonra gelen Türkçü yazarları etkilemiştir.

ABDÜLHAK HAMİT TARHAN
 Tanzimat döneminin en büyük ve en verimli şairidir. Türk şiirine
geniş ufuklar açmış; günlük yaşam, aşk, vatan-millet sevgisi, ölüm
ve metafizik üzerine, sevinç, ümit ve tezatlardan, isyan ve feryatlardan güç alan epik, şiir ve felsefi şiirler yazdı. Divan şiirini sona
erdiren sanatçıdır.
 Yazdığı tiyatro eserleri sahnelenmeye elverişli değildir.
 Şiirlerinde orijinal buluşlar ve hayaller vardır.

 Ediplerimiz arasında hayat coğrafyası en geniş olan adamdır

 Şiirin şekil ve içeriğiyle istediği gibi oynanır sandığı için edebiyatımızda yıkıcı olduğu
kadar yapıcıdır.

 Batı şiirinin hemen bütün biçim ve türlerini hiç çekinmeden denemiş, aşırılık sınırında
sayılan bu girişimlerle yankılar, tepkiler uyandırmış.

 Eşi Fatma Hanım’ın ölmesi Hamid’in şiirine yepyeni ilhamlar getirmiş. Ölüm, Allah, kader,
felsefi isyanlar gibi fizikötesi konuları işlemeye başlamış. (Makber)

 Namık Kemal’e bağlı kalmış ama onun fikirlerini eserlerine pek taşıyamamış. Toplumsal
konular yerine bireysel acıları, tabiatı ve kadını işlemiş.

 Tanzimatçılar arasında yalnızca Hamit belli bir alanda (şiir) yoğunlaşmış.

Hamit nazımda şu değişiklikleri yapmış:

1) Kurallı nazım şekillerini (gazel, mesnevi) yıkarak kuralsız nazmı getirmiş.
2) Mısraları kendi arasında kafiyelemiş
 Düzgün bir Türkçe kullanamadığı için söyleyiş zaafı vardır

 Tiyatrolarını sahnelenmek için değil, okunmak için yazmıştır. Tiyatrolarında insanüstü
güçlere yer vermiştir.

ESERLERİ:
Şiirleri: Sahra (ilk pastoral şiir), Kahbe, Makber, Belde, Ölü, Halce,

Garam (Çamlıca da yaşanmış bir aşk hikayesi), Baladan Bir Ses

Tiyatroları: Sabr-ü Sebat, İçli Kız, Fitnen, Liberte, Eşber, Nesteren

RECAİZADE EKREM
 Şiir, hikaye ve tiyatro da yazan Ekrem’in en önemli yönü: Teorici
(nazariyatçı) ve romancı oluşudur.
 Ekrem’in teori alanında verdiği en ünlü eseri “Ta’lim-i Edebiyat’tır.
Bu eserdeki düşünceler II. Tanzimat ve Servet-i Fünun devri şiir ilkelerini anlatması ve Servet-i Fünun’u kuracak genç şairlere yol göstermesi bakımından önemlidir.

 Ekrem eski edebiyat karşısında yeni sanatın ilkelerini tespit eden ünlü tenkitçi olmuştur.

 İlk Tanzimatçıların “toplumcu” ilkelerine karşılık, “tekçi” şiirin savunmasını yapmıştır.

 Eskilerin “göz için kafiye” anlayışına karşı “kulak için kafiye” görüşünü savunmuştur.

 Şiirlerinin ilhan tarafı düşük, hayaller oldukça sık ve düşünceler zayıftır.

 “Her güzel şey şiirdir” ilkesini benimseyen sanatçı şiirlerini sisli güz manzaraları, yaprak,
çiçek, kelebek, mezarlıklar, kırlar ile doldurmuştur.

 Aşırı yenilikçi ve aşırı romantik Ekrem’le ( yeni şiiri destekler Zemzeme)
Muallim Naci ( eski şiiri destekler Demdeme) arasıda çıkan eski-yeni tartışması
meşhurdur.

 Şiirlerinde kişisel konuları işler, toplumsal konulara değinmez.
 Sanatıyla değil, edebiyat hakkında ileri sürdüğü fikirleriyle ün yapmış ve edebiyat çevrelerinde “ÜSTAD” olarak anılmıştır.

 Önce çok sevdiği oğlu Nejat’ın daha sonra diğer çocuklarının ölmesi üzerine çektiği
acılar şiirlerine de yansımıştır. Bu yüzden şiirleri ağlamaklıdır.
 Batılılaşmanın yanlış anlaşılmasını eleştirdiği, ilk realist roman sayılan eseri
ünlüdür.(Araba Sevdası)

ESERLERİ:

Şiirleri: Name-i Seher, Zemzeme, Pejmürde, Nejat Ekrem, Yadigar-ı Şebab
Romanları: Araba Sevdası
Hikayeleri: Muhsin Bey, Şemsa
Tiyatroları: Çok Bilen Çok Yanılır, Afife Anjelik, Vuslat

Ta’lim-i Edebiyat (önemli eseri.) Edebiyat hakkında bilgi verir
Takdir-i Elhan (Eleştiri)
ZEMZEME: Yeni şiiri destekleyen görüşlerini yazmıştır.
ARABA SEVDASI: Bilinçsizce Batıyı taklit eden Bihruz Bey’in düştüğü haller anlatılır.

NABİZADE NAZIM
 Tanzimat’ın ikinci döneminde yetişen ve realist-natüralist görüşleri
hikayelerine en iyi uyarlamış romancıların en önemlilerindendir.
 “Karabibik” bizde ilk köy romanıdır. Natüralist-Gerçekçi görüşle
yazılan ve köylünün bazı dertlerini anlatan bu eser Antalya civarında
geçmektedir. Bu hikayenin önsözünde şu görüşleri ortaya atmıştır:
Hikaye, roman özeti gibidir. Hikayede doğallığa ve sadeliğe
önem verilmeli, akla uyulmalıdır. Böylece Realizmin ilkelerini
belirlemiştir.

 Realizmi edebiyatımıza en iyi şekilde o uyarlamıştır. (Zehra)
 Realizmin etkisiyle eserleri sade, gerçekçi; kahramanları ve konuları günlük hayattandır.
ESERLERİ:

Hikayeleri: Zavallı Kız, Haspa, Bir Hatıra, Karabibik, Yadigarlarım
Roman: Zehra (psikolojik tahlillere yer verir . Edebiyatımızın ilk tezli romanıdır. İstanbul’
daki bir ailenin yaşamı konu edilir.)

KARABİBİK: Uzun hikaye biçiminde yazılmıştır. Realizmin başarılı bir örneğidir. Bu eserde kırsal kesim gerçeğine ilk kez değinilir.

SAMİPAŞAZADE SEZAİ
 “Sergüzeşt” romanıyla edebiyatımızda Realizmin öncüsü
olmuştur.
 Namık Kemal’in büyüleyici etkisi altında yetişen Sezai Bey kesin bir
yenilik taraftarıdır

 Esir bir kızın serüvenini konu alan dolayısıyla ferdi hürriyeti ve insan
haklarını savunan “Sergüzeşt” romantizm ve realizm arasıda bir köprüdür.
 Türk edebiyatında ilk edebi hikayeleri yazmış bunları Küçük Şeyler adı altında toplamıştır. Bu kitabın önsözüne bakınca onun romantizmle realizm arasında bocaladığı görülür.
 Sevet-i Fünun yazarlarını üslup bakımından etkilemiştir.
SERGÜZEŞT: Bir paşanın oğlu ile bir cariyenin aşkı anlatılır. Artık kapanmak üzere olan
köleli cariyeli konak hayatı anlatılır.
ESERLERİ:
Roman: Sergüzeşt
Hikaye: Küçük Şeyler

Tiyatro: Pir
Mektup-Sohbet: İclal

ŞEMSETTİN SAMİ
 Tanzimat edebiyatının dil alanında önemli eserler veren sanatçısıdır.
 Fransızcadan çevirdiği sözlükler önemlidir.
 En önemli eseri “Kamus-ı Türki” dir.
 Dilin sadeleştirilmesi hakkındaki fikirleri sonraki kuşağa yol göstermiştir.

 Kutadgu Bilig’i Türkçeye çevirmiştir.
 Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat adlı romanı vardır.

TAAŞŞUK-I TALAT VE FITNAT: Babası öldüğü için annesi tarafından büyütülen Talat,
pencereden görüp aşık olduğu Fitnat’a daha yakın olabilmek için kadın kıyafetleri giyip
kendini piyano hocası olarak kabul ettirmiştir. Tüm bunlar olurken Talat’ın annesi oğlundaki garip davranışlardan kuşkulanarak onu, düzelmesi için, Sudanlı bir kızla evlendirmek
ister. Talat bu isteğe şiddetle karşı çıkmış; ama Fitnat babasının kendisini zengin biriyle
evlendirme isteğine fazla itiraz edememiştir. Fitnat, evlendiği gece sevgilisinden ayrılmanın verdiği üzüntüyle kendini vurur. Ölmeden önce, evlendiği adamın vaktiyle annesini
terk eden babası olduğunu öğrenir. Bunun üzerine Fıtnat’ın babası da Talat da intihar eder.

MUALLİM NACİ
 Recaizade ile sanat hakkında girdiği sert tartışma onu yeni edebiyatın
karşısında göstermiştir.
 Demdeme adlı eserinde ne kadar eski şiiri savunsa da aruzu Türkçeye
diğerlerinden daha güzel uygulamıştır.

 Edebiyatımızda köyden bahseden ilk şiir onundur. (Köylü Kızların Şarkısı)

ESERLERİ: Ömer’in Çocukluğu (anı)
EBUZZİYA TEVFİK:

 Uzun yıllar yaptığı gazetecilik ile tanınmıştır. Çıkardığı gazeteler ve buralardaki yazılarıyla Tanzimat edebiyatının ve bu dönemin tanınmasını sağlamıştır.( Yeni Osmanlılar
Tarihi adlı inceleme eseri)

 Tasvir-i Efkar gazetesini gönüllü olarak çıkarmıştır.

Eserleri:

Piyes: Ecel-i Kaza
Antoloji: Numune-i Edebiyatı Osmaniye
Nesir: Lügat-i Ebüzziya, Yeni Osmanlılar Tarihi

HAZIRLAYAN
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ
SERDAR GÜL

www.edebiyatogretmeni.net


Slide 2

www.edebiyatogretmeni.net

XIX. yy. edebiyatımızın girişimler dönemidir. Roman, öykü,
tiyatro alanlarında ilk örnekler verilmiş, şiirdeki başkaldırmalar divan
şiirine ilgiyi azaltmıştı. Çıkmaya başlayan özel gazeteler roman, öykü
yayımlıyor, edebiyat adamlarının tartışmalarına yer veriyordu. Bazı
kesimler Namık Kemal’in şiire getirdiği: “özgürlük, vatan, hak, insanlık, esaret…” gibi kavramlarda kendi sorunlarını, kendi isteklerini,
kendi kişiliğini bularak yeni edebiyat girişimlerine yandaş oldu.

Tanzimat ile Divan Edebiyatı’nın Karşılaştırması

1) Divan şiirindeki “parça güzelliği” yerine,Tanzimat şiirinde “bütün güzelliği” önemsenmiş
2) Divan edebiyatı yüksek zümredeki insanlara hitap ederken, Tanzimat edebiyatı halka
seslenmiş.
3) Divan şiirinde ölçü aruzdur, Tanzimat’ta ise aruzun yanında hece ölçüsü de kullanılmış.
4) Divan nesrinde söz hünerleri gösterme,sanat kullanma esasken, Tanzimat nesrinde bir
takım fikirleri halka ulaştırmak halkı bilgilendirmek ve eğitmek esastır.

5) Divan edebiyatında aşk, şarap, kadın, eğlence, hayali konular işlenirken; Tanzimat edebiyatında gerçek yaşam, tabiat, kişisel acı ve ızdıraplar, toplumsal konular işlenmiştir.
6) Divan edebiyatında kullanılmayan birçok edebi tür Tanzimat edebiyatında kullanılmaya
başlanmış (roman, hikaye, tiyatro, sone, terza-rima, triyole, gazete…)
7) Divan edebiyatında dil ağır ve sanatlıdır; Tanzimat edebiyatında dil sadeleştirilmiş,
halkın dili kullanılmıştır.

Bu dönem edebiyatını iki bölümde incelemek gerekir

1. Dönem:


Bu döneme Şinasi, Ziya, Namık Kemal okulu adı verilir.



Bu dönemin başlıca sanatçıları: Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Mithat,

Şemsettin Sami, Ahmet Vefik Paşa, Ali Suavi, Ahmet Cevdet Paşa



Bu dönemde “sanat toplum içindir” görüşü benimsenmiş.



Bu dönemde amaç: “Divan edebiyatını yıkmak,yerine sosyal yaşamla geniş ölçüde
alakalı inkılapçı bir edebiyat getirmek.



Halka halk diliyle hitap etmek amacıyla sade dile ve halk Türkçesine önem vermek



Vatan sevgisi, millet duygusu, hürriyet aşkı, halk sevgisi… gibi duyguları halka aşılamak ve onları bu yolda eğitmek.



Gazete, roman, öykü, makale, şiir, tiyatro… gibi
yenilikleri Türk edebiyatına getirmek ve
uygulamak.

 Şiirde estetik güzellik değil içerik ön plana çıkmıştır.
 Eski nazım şekilleriyle yeni kavram ve duyguları işlemişlerdir.
 Bu dönem sanatçıları ,edebiyatın yanında siyasetle de ilgilenmiştir.
 Ortaya konan eserler, taklit olduğu için teknik yönden zayıftır.
 Fransız edebiyatı örnek alınmıştır.
 Bu dönem sanatçıları genelde Romantizmin etkisindedir.
 Eserlerde rastlantılara çokça yer verilir.
 Okuyucuyu bilgilendirmek için olayların akışı sık sık kesilir.

2. Dönem:
 Bu döneme Ekrem, Sezai, Hamit okulu adı verilir.
 Bu dönemin sanatçıları:” Abdulhak Hamit Tahran, Recaizade Ekrem, Sami Paşazade

Sezai, Nabizade Nazım, Ebuziya Tevfik, Ali Bey…

 Bu dönemde “ sanat sanat içindir “ görüşü benimsenmiş.
 Siyasi ve toplumsal ideolojilerden uzak durmuşlar.
 Sanatta batılılaşmayı savunurlar
 Eski edebiyata karşı yeni edebiyatı savunurlar.
 I. Tanzimatçılara göre batı edebiyatını edebiyatımızda daha da kökleştirmişler.
 İdeolojik görüşlerini aktif olarak değil, eserlerindeki kahramanlarla işlemişler.
 Romanda realizmin tesiri şiirde ise romantizmin tesiri görülür.
 Dil ağırdır.

 Gazetecilik eski işlevini yitirmiş.
 Tiyatro eserleri oynanmak için değil okunmak için yazılmış.
 Şiirde bireysel duygular anlatılmış ve güzel olan her şey şiire konu olmuş.
 Muallim Naci bu dönemde Divan edebiyatını savunan tek sanatçıdır.

Tanzimat Edebiyatının Genel Özellikleri
1) Dilin sadeleşmesi amaçlanmış, özellikle tiyatro, anı, mektup ve halka seslenen
romanlarda bu amaç bir ölçüde gerçekleştirilmiştir. Ancak sanatçılar, eski alışkanlıklarından tamamen kurtulamadıkları için yabancı sözcük ve kurallardan büsbütün
sıyrılamamışlardır.

2) Divan edebiyatının kullandığı şiir, tarih ve mektup gibi türleri batı anlayışına göre
yenilemişlerdir.
3) Makale, tiyatro, roman, hikaye, anı gibi yeni türler kullanılmaya başlanmıştır.
4) Daha önce toplum sorunlarıyla hiç ilgisi bulunmayan sanatı; toplumu düzeltmek,
eğitmek için bir dava aracı olarak kullanma anlayışına yönelmişlerdir.
5) Fransız edebiyatından esinlenerek klasisizm, romantizm, realizm ve natüralizm
akımlarının etkisinde eserler yaratılmıştır.

6) Nesirde iç kafiye (seci) bırakılmış, anlatımda süs yerine, düşünceleri halka ulaştırma amacı güdülerek yeni bir nesir yaratılmıştır.
7) Şiirde hecenin örnekleri görülmekle birlikte aruzun kullanımı devam etmiştir.

8) Günlük olaylar, duygu ve düşünceler şiire sokularak şiirin konusu genişletilmiştir.
9) Başlangıçta yeni düşünceler eski nazım biçimleri içinde verilirken sonraları yeni
biçimler kullanılmıştır.
10) Şiirde konu ve anlam bütünlüğü aranmıştır.
11) Divan edebiyatındaki “parça güzelliği” anlayışının yerini “bütün güzelliği” almıştır.
12) Roman ve hikayelerin konusu ya günlük yaşayıştan ya da tarihten alınmıştır.
13) Tiyatroda toplum sorunları, gelenek, görenek, çocuk, aile, yaşanılan olaylar işlenmiştir.

14) Eserlerde kahramanlar tek yönlü ele alınmış, iyiler ödüllendirilmiş, kötüler cezalandırılmıştır.
15) Roman ve öykülerde olayların akışında rastlantılara çok yer verilmiştir.
16) Romanların içinde konu dışına çıkılarak okuyucuya bilgi ve öğüt vermekten kaçınılmamıştır.
17) Yazarlar, eserlerinde kendi kişiliklerini gizlememiştir.

18) Roman kahramanları çoğu zaman bir görüşte aşık olur.
19) Toplumsal olaylara yüzeyden bakılır.
20) Tanzimat romanında aile problemi büyük yer tutar. Avrupa taklitçiliği nedeniyle
aile içindeki sarsılma ve çöküntüler işlenir.(Araba Sevdası,İntibah)
21) Tiyatro bu dönemde Namık Kemal’le başlar. Ahmet Vefik Paşa’nın Molier’den
yaptığı çevirilerle ileri bir sanat düzeyine ulaşır.
22) Bu edebiyatın nesir sahasındaki en büyük kazancı gazetedir.
23) Bu dönemdeki tiyatro eserleri sahnelenmeye uygun değildir.
24) Mizah ve hiciv anlayışı bu dönemde daha da gelişmiştir. Batılı anlamdaki ilk mizah
örneği bu dönemde verilir.
25) Türk edebiyatında gerçek edebi tenkit bu dönemde başlamıştır.
26) Bu dönemde roman tekniği tam oturmamıştır. Romanımızın emekleme dönemidir.
Tasvirlerde ve kurguda kompozisyon bozukluğu vardır.

27) Bu dönem yazarlarında yaygın bir tasvir yapma alışkanlığı vardır.

28) Kahramanlar üst tabakadandır.
29) Olaylar İstanbul ve çevresinde geçer.
30) İşlenen konular: Yanlış batılılaşma, alafrangalık özentisi, sarsılan aile düzeni,
kültürel yozlaşma, fakirlik, cariyelik, görücü usulü evlenme, cehalet ve tarihi
konulardır.

TANZİMATIN TÜRK EDEBİYATINA KAZANDIRDIĞI İLKLER

1) İlk Gazeteler:
a) Takvim-i Vakayi ( İlk Türk gazetesi)
b) Ceride-i Havadis (Yarı resmi gazete)
c) Tercüman-ı Ahval (Şinasi ve Agah Efendi’nin çıkardığı ilk özel Türk gazetesi)
d) Tasvir-i Efkar (Şinasi’nin Namık Kemal’e devrettiği ikinci özel Türk gazetesi)
e) Hürriyet (Namık Kemal ve Ziya Paşa’nın yurt dışında çıkardıkları ilk Türk gazetesi)
f) Tercüman-ı Hakikat
2) İlk Çeviri Roman: Telemak; Yusuf Kamil Paşa Fenelon’dan çevirmiştir.
3) İlk Yerli Roman: Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat. Şemsettin Sami tarafından yazılmıştır,
edebi değeri yoktur.

4) Bir Edebi Akım Etkisinde Yazılan İlk Roman: İntibah; Namık Kemal tarafından
romantizme bağlı kalınarak yazılmış bir sosyal romandır.
5) İlk Realist Romanlar: Sergüzeşt; Sami Paşazade Sezai yazmıştır.
Araba Sevdası; Recaizade Mahmut Ekrem yazmıştır.
6) İlk Tiyatro Eseri: Şair Evlenmesi; Şinasi yazmıştır.

7) İlk Köy Romanı: Karabibik; Nabizade Nazım yazmıştır.
8) İlk Öyküler: Küçük Şeyler; Sami Paşazade Sezai yazmıştır. (Basılan ilk hikaye kitabı)
Letaif-i Rivayet; Ahmet Mithat Efendi yazmıştır.( Yazılan ilk hikaye kitabı)
9) İlk Makale: Şinasi yazmıştır.
10) İlk Şiir Çevirileri: Şinasi tarafından Fransızcadan yapılmıştır.
11) İlk Noktalama İşaretleri: Şinasi tarafından kullanılmıştır.
12) Edebiyatımızda ilk tarihi roman: Namık Kemal'in "Cezmi" adlı eseridir.
13) Edebiyatımızdaki ilk eleştirmen: Namık Kemal'dir.
14) Türk Edebiyatındaki ilk polisiye roman: Esrar-ı Cinayet; Ahmet Mithat yazmıştır.

Dönemin Sanatçıları ve Eserleri

ŞİNASİ

 Maliye öğretimi için Fransa’ya devlet tarafından ilk gönderilen öğrencilerdendir. Fakat Şinasi o dönemde edebiyatla ilgilenmiş ve dönemin ünlü
yazar şairleriyle tanışmıştır. Yurda döndüğünde Agah Efendiyle 1860’ta
Tercüman-ı Ahval gazetesini çıkarmışlardır.
 Şinasi divan edebiyatındaki duygu kavramını bir yana itip akla ve mantığa yer verir.

 Halk dilini kullanmayı, böylece halkı bilinçlendirmeyi hedefler.

 Kısa cümleli ,yeni görüşlerle örgülü bir nesir yapısı meydana getirmiştir.

 Şairlik yönü pek güçlü olmayan Şinasi, edebiyatımıza getirdiği yeniliklerle tanınır.








Bu yenilikler şunlardır:

ilk tiyatro eserimiz olan Şair Evlenmesi (Bu eserde görücü usulüyle evlenme eleştirilir.)
Edebiyatımızda noktalama işaretlerini ilk defa kullanmıştır.
İlk özel Türk gazetesi Tercüman-ı Ahval’ı çıkarmıştır.
Atasözlerimizi Durub-u Emsal-i Osmaniye adı altında derlemiş.
İlk makaleyi yazdı: Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi
Dilde sadeleşmenin öncüsü olmuştur.

 Şiirlerini Müntehabat-ı Eş’ar’ım adı ile yayınlamıştır.
 Şiiri mecazlardan arıtıp yalınlaştırmaya çalışır.
 Eşek ile Tilki La Fontaine’den etkilenerek yazdığı bir fabldır.
 Batı şiirini tanıtmak amacıyla Fransız şairlerinden çeviriler yapmıştır.

 Şiirlerinde konu birliğine ve bütün güzelliğine önem vermiştir

www.edebiyatogretmeni.net

NAMIK KEMAL
 Önceleri klasik bir divan şairi olan Kemal, Şinasi ile tanıştıktan sonra Batı
edebiyatı ve Batı kaynaklı
fikirlerle ilgilenmeye başlamıştır.
 Gür sesli vatan şairi,dava ve sanat adamıdır. Eserlerinde hürriyet, vatan sevgisi, hak, kanun, adalet, ahlak konularını işlemiştir.
 Edebiyatımızda vatan ve hürriyet şairi olarak bilinir.
 Eski edebiyata karşı olduğu halde yeni düşünce ve kavramları yaymak amacıyla yazdığı
şiirlerin çoğunda eskiye bağlı kalmıştır
 Namık Kemal’de diğer 1. Dönem Tanzimatçılar gibi dilde sadeliği benimser.
 Yine diğerleri gibi aruzun yanında az da olsa hece veznini kullanır.

 Şiirimizin gelişmesinde büyük emeği geçmiş bu yolda gerçekten etkili olmuştur. Şiirlerini
“toplum için sanat” anlayışıyla yazmış toplumcu bir şairdir.

 Kendinden sonra gelen genç kuşaklara yurtseverlik, özgürlük tutkularını yerleştirmiş.

 Osmanlı Tiyatrosunun modern bir tiyatro olması için çaba göstermiştir. Avrupa’da bulunduğu yıllarda tiyatro türüyle ilgilenmiş ve yurda dönünce bu tarzda eserler yazmıştır.

 Eleştiri türünün ilk örneğini Ziya Paşa’nın Harabat’ına karşılık yazdığı Tahrib-i
Harabat ve Takip adlı eserleriyle vermiştir. Onun tenkitlerinde iki önemli unsur
bulunur: Biri; eski edebiyatı yıkmak, ikincisi; yeni bir edebiyat kurmak.
 Ona göre edebiyat hayale, soyuta, içe kapanmışlığa son vermeli; gerçeği, hayat,
tabiatı işlemelidir. Yeni edebiyat halka dönmeli, nüfuzlu kimselere yaranacağına
onun dertlerini dinlemeli.
 Eserlerinin tümünde romantizm egemendir.

ESERLERİ:

Tiyatro: Vatan yahut Silistre, Zavallı Çocuk, Akif Bey, Gülnihal, Celalettin Harzemşah,
Karabela
Roman: İntibah ( ilk edebi roman), Cezmi (ilk tarihi roman)
Eleştiri: Tahrib-i Harabat, Takip
Tarih, Biyografi: Kanije, Silistre Muhasarası, Osmanlı Tarihi, Devr-i İstila.
ZAVALLI ÇOCUK: Sevmedikleriyle zorla evlendirilenlerin bahtsızlığı işlenmiş.
AKİF BEY: Kocasına ihanet eden kadının dramı işlenmiş.
GÜLNİHAL: Bir sancak beyine karşı halkın isyanı anlatılır.

ZİYA PAŞA
 Ziya Paşa diğer Tanzimatçılar gibi toplumcudur, Fransız devriminin ilkelerine bağlıdır, eğitimin gerekliliğini savunur.
 Şinasi’yle başlayan Batı edebiyatı anlayışını savunur. Ancak, eski şiiri
öven “Harabat” ı hazırlayacak kadar eski şiire bağlıdır. Bu yüzden
Namık Kemal tarafından tenkit edilmiştir.
 “Doğulu ya da Batılı” olmak konusunda karara varamamıştır. Bu nedenle “Harabat”ta
Divan edebiyatını, “Şiir ve İnşa” makalesinde yeni edebiyatı savunur. Bu zıtlıklar sanatına da yansımış, tezatlar sanatçısı olmuştur.
 Tanzimatçılar arasında eski şiire en fazla bağlı kalanlardandır.
 Şiirde dili sade değildir. Ancak nesir dili sadedir

 Ziya Paşa daha çok siyasi ve sosyal tenkit makaleleri yazmıştır. Makalelerinde idarecilere savaş açmıştır.
 Şiirlerinde öğütler ve felsefi temalar görülür.
 Diğer Tanzimatçılar gibi gazetecilik yönü kuvvetlidir.

ESERLERİ:

1) Tekib-i Bent (Dönemin sosyal bir eleştirisidir. Bağdatlı Ruhi’ye nazire olarak yazmıştır.)
Terci-i Bent (şiir)
2) Zafername (mizah) ( Sadrazam Ali Paşa aleyhinde yazılmıştır.)
3) Harabat (Bu antolojide halk şiirini kötülemiş Divan şiirini yüceltmiş.)
Şiir ve İnşa (Bu makalede gerçek şiirimizin halk şiiri olduğunu söylemiş.)
4) Rüya ( Türk edebiyatındaki ilk röportaj sayabiliriz.)
Veraset Mektupları ( makale)
5) Emil, Defter-i Amal ( j.j. Rausseaux ‘dan çeviri)
6) Eş’ar-ı Ziya (şiir)

www.edebiyatogretmeni.net

AHMET MİTHAT EFENDİ
 Tanzimat döneminde, halk için roman anlayışını başlatan yazardır.
Bütün eserlerini halkın okuma zevkini geliştirmek için yazmıştır.
Tanzimat edebiyatında halkın dilini en iyi kullanan yazar o’dur.
 Türk edebiyatında en çok eser veren sanatçı olarak bilinir. Roman
ve hikayelerini hiçbir teknik kaygısı gütmeden yazmıştır. Sırası gelince
olayların akışını durdurup okuyucuya bilgi ve nasihat verir.
 Diğer Tanzimatçılar gibi siyasi konulara değinmemiştir.
 Batı medeniyetinin Türk toplumuyla bağdaşmayan yönlerini anlatmaya çalışmıştır.
Avrupa hayranlarını eserlerinde züppe ve alafranga olarak eleştirmiştir.

 Bütün yapıtlarını nesir türünde vermiştir.
 Her yapıtının sonunda bir “kıssada hisse” vardır.
 Eserlerinde bir eğitici gibi halkı her konuda bilgilendirmeyi ona kılavuzluk etmeyi amaçlar.

ESERLERİ:

Hikayeleri: Letaif-i Rivayet(25 cilt). Edebiyatımızdaki ilk hikayeler.
Romanları: Hasan Mellah, Hüseyin Fellah, Dünyaya İkinci Geliş, Felatun Bey’le Rakım
Efendi, Paris’te Bir Türk, Müşahedat

Tiyatro: Çengi, Çerkez Özdenleri, Siyavuş, Açık Baş
Seyahat: Avrupa’da Bir Cevelan
FELATUN BEY’LE RAKIM EFENDİ: Felatun Bey her yönüyle batı hayranı biridir.
Ancak batı düşüncesini zevk ve sefa anlayışıyla özümsemiştir. Rakım Efendi ise Felatun’
un tam tersi bir karakterdir.

AHMET VEFİK PAŞA
 Türk tiyatrosuna ve dil çalışmalarına önemli katkılarda bulunmuştur.
 Moliere’den yaptığı çeviriler önemlidir.
 Türkçe’yi oldukça sade kullanmış, toplumun adet, töre, mizah gücünü
eserlerine taşımıştır.
 Tarih ve dil sahasında önemli eseri Lehçe-i Osmani

ESERLERİ:

Zor Nikah (Moliere’den çeviri)
Zoraki Tabip (Moliere’den çeviri)
Okumuş Kadınlar (Moliere’den çeviri)
Secere-i Türki (Tarih)
Lehçe-i Osmani (Dil)
www.edebiyatogretmeni.net

ALİ SUAVİ:
 Hayret edilecek kadar geniş bilgili ve inanılmayacak kadar da şaşırtıcı, Batılı ve bazen
iyice cüretli, iyice sorumsuz görüşler sahibidir.
 Türkiye’de “Meşrutiyet ve Laikliği” ilk savunanlardan biridir.

 Hükümete çatan, Ali Paşa’yı yeren yazılarından dolayı Kastamonu’ya sürülmüştür.
 Uygur alfabesinin ilk Türk yazısı olduğundan söz etmiş.
 Laikliği, Meşrutiyeti, Türkçülüğü savunan İslami ölçülere bağlı bir yazardır.
 Türlü konularda gazete ve risale (broşür) yazıları, tercümeler, dini yorumlar, seyahat
yazıları vardır.

SÜLEYMAN PAŞA:
 Fikir adamı ve Türkçü bir yazardır.
 Önemli ve ünlü eseri “Tarih-i Alem”dir. Bu eser Türkçü bir bakışla yazılmış ve kendisinden sonra gelen Türkçü yazarları etkilemiştir.

ABDÜLHAK HAMİT TARHAN
 Tanzimat döneminin en büyük ve en verimli şairidir. Türk şiirine
geniş ufuklar açmış; günlük yaşam, aşk, vatan-millet sevgisi, ölüm
ve metafizik üzerine, sevinç, ümit ve tezatlardan, isyan ve feryatlardan güç alan epik, şiir ve felsefi şiirler yazdı. Divan şiirini sona
erdiren sanatçıdır.
 Yazdığı tiyatro eserleri sahnelenmeye elverişli değildir.
 Şiirlerinde orijinal buluşlar ve hayaller vardır.

 Ediplerimiz arasında hayat coğrafyası en geniş olan adamdır

 Şiirin şekil ve içeriğiyle istediği gibi oynanır sandığı için edebiyatımızda yıkıcı olduğu
kadar yapıcıdır.

 Batı şiirinin hemen bütün biçim ve türlerini hiç çekinmeden denemiş, aşırılık sınırında
sayılan bu girişimlerle yankılar, tepkiler uyandırmış.

 Eşi Fatma Hanım’ın ölmesi Hamid’in şiirine yepyeni ilhamlar getirmiş. Ölüm, Allah, kader,
felsefi isyanlar gibi fizikötesi konuları işlemeye başlamış. (Makber)

 Namık Kemal’e bağlı kalmış ama onun fikirlerini eserlerine pek taşıyamamış. Toplumsal
konular yerine bireysel acıları, tabiatı ve kadını işlemiş.

 Tanzimatçılar arasında yalnızca Hamit belli bir alanda (şiir) yoğunlaşmış.

Hamit nazımda şu değişiklikleri yapmış:

1) Kurallı nazım şekillerini (gazel, mesnevi) yıkarak kuralsız nazmı getirmiş.
2) Mısraları kendi arasında kafiyelemiş
 Düzgün bir Türkçe kullanamadığı için söyleyiş zaafı vardır

 Tiyatrolarını sahnelenmek için değil, okunmak için yazmıştır. Tiyatrolarında insanüstü
güçlere yer vermiştir.

ESERLERİ:
Şiirleri: Sahra (ilk pastoral şiir), Kahbe, Makber, Belde, Ölü, Halce,

Garam (Çamlıca da yaşanmış bir aşk hikayesi), Baladan Bir Ses

Tiyatroları: Sabr-ü Sebat, İçli Kız, Fitnen, Liberte, Eşber, Nesteren

RECAİZADE EKREM
 Şiir, hikaye ve tiyatro da yazan Ekrem’in en önemli yönü: Teorici
(nazariyatçı) ve romancı oluşudur.
 Ekrem’in teori alanında verdiği en ünlü eseri “Ta’lim-i Edebiyat’tır.
Bu eserdeki düşünceler II. Tanzimat ve Servet-i Fünun devri şiir ilkelerini anlatması ve Servet-i Fünun’u kuracak genç şairlere yol göstermesi bakımından önemlidir.

 Ekrem eski edebiyat karşısında yeni sanatın ilkelerini tespit eden ünlü tenkitçi olmuştur.

 İlk Tanzimatçıların “toplumcu” ilkelerine karşılık, “tekçi” şiirin savunmasını yapmıştır.

 Eskilerin “göz için kafiye” anlayışına karşı “kulak için kafiye” görüşünü savunmuştur.

 Şiirlerinin ilhan tarafı düşük, hayaller oldukça sık ve düşünceler zayıftır.

 “Her güzel şey şiirdir” ilkesini benimseyen sanatçı şiirlerini sisli güz manzaraları, yaprak,
çiçek, kelebek, mezarlıklar, kırlar ile doldurmuştur.

 Aşırı yenilikçi ve aşırı romantik Ekrem’le ( yeni şiiri destekler Zemzeme)
Muallim Naci ( eski şiiri destekler Demdeme) arasıda çıkan eski-yeni tartışması
meşhurdur.

 Şiirlerinde kişisel konuları işler, toplumsal konulara değinmez.
 Sanatıyla değil, edebiyat hakkında ileri sürdüğü fikirleriyle ün yapmış ve edebiyat çevrelerinde “ÜSTAD” olarak anılmıştır.

 Önce çok sevdiği oğlu Nejat’ın daha sonra diğer çocuklarının ölmesi üzerine çektiği
acılar şiirlerine de yansımıştır. Bu yüzden şiirleri ağlamaklıdır.
 Batılılaşmanın yanlış anlaşılmasını eleştirdiği, ilk realist roman sayılan eseri
ünlüdür.(Araba Sevdası)

ESERLERİ:

Şiirleri: Name-i Seher, Zemzeme, Pejmürde, Nejat Ekrem, Yadigar-ı Şebab
Romanları: Araba Sevdası
Hikayeleri: Muhsin Bey, Şemsa
Tiyatroları: Çok Bilen Çok Yanılır, Afife Anjelik, Vuslat

Ta’lim-i Edebiyat (önemli eseri.) Edebiyat hakkında bilgi verir
Takdir-i Elhan (Eleştiri)
ZEMZEME: Yeni şiiri destekleyen görüşlerini yazmıştır.
ARABA SEVDASI: Bilinçsizce Batıyı taklit eden Bihruz Bey’in düştüğü haller anlatılır.

NABİZADE NAZIM
 Tanzimat’ın ikinci döneminde yetişen ve realist-natüralist görüşleri
hikayelerine en iyi uyarlamış romancıların en önemlilerindendir.
 “Karabibik” bizde ilk köy romanıdır. Natüralist-Gerçekçi görüşle
yazılan ve köylünün bazı dertlerini anlatan bu eser Antalya civarında
geçmektedir. Bu hikayenin önsözünde şu görüşleri ortaya atmıştır:
Hikaye, roman özeti gibidir. Hikayede doğallığa ve sadeliğe
önem verilmeli, akla uyulmalıdır. Böylece Realizmin ilkelerini
belirlemiştir.

 Realizmi edebiyatımıza en iyi şekilde o uyarlamıştır. (Zehra)
 Realizmin etkisiyle eserleri sade, gerçekçi; kahramanları ve konuları günlük hayattandır.
ESERLERİ:

Hikayeleri: Zavallı Kız, Haspa, Bir Hatıra, Karabibik, Yadigarlarım
Roman: Zehra (psikolojik tahlillere yer verir . Edebiyatımızın ilk tezli romanıdır. İstanbul’
daki bir ailenin yaşamı konu edilir.)

KARABİBİK: Uzun hikaye biçiminde yazılmıştır. Realizmin başarılı bir örneğidir. Bu eserde kırsal kesim gerçeğine ilk kez değinilir.

SAMİPAŞAZADE SEZAİ
 “Sergüzeşt” romanıyla edebiyatımızda Realizmin öncüsü
olmuştur.
 Namık Kemal’in büyüleyici etkisi altında yetişen Sezai Bey kesin bir
yenilik taraftarıdır

 Esir bir kızın serüvenini konu alan dolayısıyla ferdi hürriyeti ve insan
haklarını savunan “Sergüzeşt” romantizm ve realizm arasıda bir köprüdür.
 Türk edebiyatında ilk edebi hikayeleri yazmış bunları Küçük Şeyler adı altında toplamıştır. Bu kitabın önsözüne bakınca onun romantizmle realizm arasında bocaladığı görülür.
 Sevet-i Fünun yazarlarını üslup bakımından etkilemiştir.
SERGÜZEŞT: Bir paşanın oğlu ile bir cariyenin aşkı anlatılır. Artık kapanmak üzere olan
köleli cariyeli konak hayatı anlatılır.
ESERLERİ:
Roman: Sergüzeşt
Hikaye: Küçük Şeyler

Tiyatro: Pir
Mektup-Sohbet: İclal

ŞEMSETTİN SAMİ
 Tanzimat edebiyatının dil alanında önemli eserler veren sanatçısıdır.
 Fransızcadan çevirdiği sözlükler önemlidir.
 En önemli eseri “Kamus-ı Türki” dir.
 Dilin sadeleştirilmesi hakkındaki fikirleri sonraki kuşağa yol göstermiştir.

 Kutadgu Bilig’i Türkçeye çevirmiştir.
 Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat adlı romanı vardır.

TAAŞŞUK-I TALAT VE FITNAT: Babası öldüğü için annesi tarafından büyütülen Talat,
pencereden görüp aşık olduğu Fitnat’a daha yakın olabilmek için kadın kıyafetleri giyip
kendini piyano hocası olarak kabul ettirmiştir. Tüm bunlar olurken Talat’ın annesi oğlundaki garip davranışlardan kuşkulanarak onu, düzelmesi için, Sudanlı bir kızla evlendirmek
ister. Talat bu isteğe şiddetle karşı çıkmış; ama Fitnat babasının kendisini zengin biriyle
evlendirme isteğine fazla itiraz edememiştir. Fitnat, evlendiği gece sevgilisinden ayrılmanın verdiği üzüntüyle kendini vurur. Ölmeden önce, evlendiği adamın vaktiyle annesini
terk eden babası olduğunu öğrenir. Bunun üzerine Fıtnat’ın babası da Talat da intihar eder.

MUALLİM NACİ
 Recaizade ile sanat hakkında girdiği sert tartışma onu yeni edebiyatın
karşısında göstermiştir.
 Demdeme adlı eserinde ne kadar eski şiiri savunsa da aruzu Türkçeye
diğerlerinden daha güzel uygulamıştır.

 Edebiyatımızda köyden bahseden ilk şiir onundur. (Köylü Kızların Şarkısı)

ESERLERİ: Ömer’in Çocukluğu (anı)
EBUZZİYA TEVFİK:

 Uzun yıllar yaptığı gazetecilik ile tanınmıştır. Çıkardığı gazeteler ve buralardaki yazılarıyla Tanzimat edebiyatının ve bu dönemin tanınmasını sağlamıştır.( Yeni Osmanlılar
Tarihi adlı inceleme eseri)

 Tasvir-i Efkar gazetesini gönüllü olarak çıkarmıştır.

Eserleri:

Piyes: Ecel-i Kaza
Antoloji: Numune-i Edebiyatı Osmaniye
Nesir: Lügat-i Ebüzziya, Yeni Osmanlılar Tarihi

HAZIRLAYAN
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ
SERDAR GÜL

www.edebiyatogretmeni.net


Slide 3

www.edebiyatogretmeni.net

XIX. yy. edebiyatımızın girişimler dönemidir. Roman, öykü,
tiyatro alanlarında ilk örnekler verilmiş, şiirdeki başkaldırmalar divan
şiirine ilgiyi azaltmıştı. Çıkmaya başlayan özel gazeteler roman, öykü
yayımlıyor, edebiyat adamlarının tartışmalarına yer veriyordu. Bazı
kesimler Namık Kemal’in şiire getirdiği: “özgürlük, vatan, hak, insanlık, esaret…” gibi kavramlarda kendi sorunlarını, kendi isteklerini,
kendi kişiliğini bularak yeni edebiyat girişimlerine yandaş oldu.

Tanzimat ile Divan Edebiyatı’nın Karşılaştırması

1) Divan şiirindeki “parça güzelliği” yerine,Tanzimat şiirinde “bütün güzelliği” önemsenmiş
2) Divan edebiyatı yüksek zümredeki insanlara hitap ederken, Tanzimat edebiyatı halka
seslenmiş.
3) Divan şiirinde ölçü aruzdur, Tanzimat’ta ise aruzun yanında hece ölçüsü de kullanılmış.
4) Divan nesrinde söz hünerleri gösterme,sanat kullanma esasken, Tanzimat nesrinde bir
takım fikirleri halka ulaştırmak halkı bilgilendirmek ve eğitmek esastır.

5) Divan edebiyatında aşk, şarap, kadın, eğlence, hayali konular işlenirken; Tanzimat edebiyatında gerçek yaşam, tabiat, kişisel acı ve ızdıraplar, toplumsal konular işlenmiştir.
6) Divan edebiyatında kullanılmayan birçok edebi tür Tanzimat edebiyatında kullanılmaya
başlanmış (roman, hikaye, tiyatro, sone, terza-rima, triyole, gazete…)
7) Divan edebiyatında dil ağır ve sanatlıdır; Tanzimat edebiyatında dil sadeleştirilmiş,
halkın dili kullanılmıştır.

Bu dönem edebiyatını iki bölümde incelemek gerekir

1. Dönem:


Bu döneme Şinasi, Ziya, Namık Kemal okulu adı verilir.



Bu dönemin başlıca sanatçıları: Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Mithat,

Şemsettin Sami, Ahmet Vefik Paşa, Ali Suavi, Ahmet Cevdet Paşa



Bu dönemde “sanat toplum içindir” görüşü benimsenmiş.



Bu dönemde amaç: “Divan edebiyatını yıkmak,yerine sosyal yaşamla geniş ölçüde
alakalı inkılapçı bir edebiyat getirmek.



Halka halk diliyle hitap etmek amacıyla sade dile ve halk Türkçesine önem vermek



Vatan sevgisi, millet duygusu, hürriyet aşkı, halk sevgisi… gibi duyguları halka aşılamak ve onları bu yolda eğitmek.



Gazete, roman, öykü, makale, şiir, tiyatro… gibi
yenilikleri Türk edebiyatına getirmek ve
uygulamak.

 Şiirde estetik güzellik değil içerik ön plana çıkmıştır.
 Eski nazım şekilleriyle yeni kavram ve duyguları işlemişlerdir.
 Bu dönem sanatçıları ,edebiyatın yanında siyasetle de ilgilenmiştir.
 Ortaya konan eserler, taklit olduğu için teknik yönden zayıftır.
 Fransız edebiyatı örnek alınmıştır.
 Bu dönem sanatçıları genelde Romantizmin etkisindedir.
 Eserlerde rastlantılara çokça yer verilir.
 Okuyucuyu bilgilendirmek için olayların akışı sık sık kesilir.

2. Dönem:
 Bu döneme Ekrem, Sezai, Hamit okulu adı verilir.
 Bu dönemin sanatçıları:” Abdulhak Hamit Tahran, Recaizade Ekrem, Sami Paşazade

Sezai, Nabizade Nazım, Ebuziya Tevfik, Ali Bey…

 Bu dönemde “ sanat sanat içindir “ görüşü benimsenmiş.
 Siyasi ve toplumsal ideolojilerden uzak durmuşlar.
 Sanatta batılılaşmayı savunurlar
 Eski edebiyata karşı yeni edebiyatı savunurlar.
 I. Tanzimatçılara göre batı edebiyatını edebiyatımızda daha da kökleştirmişler.
 İdeolojik görüşlerini aktif olarak değil, eserlerindeki kahramanlarla işlemişler.
 Romanda realizmin tesiri şiirde ise romantizmin tesiri görülür.
 Dil ağırdır.

 Gazetecilik eski işlevini yitirmiş.
 Tiyatro eserleri oynanmak için değil okunmak için yazılmış.
 Şiirde bireysel duygular anlatılmış ve güzel olan her şey şiire konu olmuş.
 Muallim Naci bu dönemde Divan edebiyatını savunan tek sanatçıdır.

Tanzimat Edebiyatının Genel Özellikleri
1) Dilin sadeleşmesi amaçlanmış, özellikle tiyatro, anı, mektup ve halka seslenen
romanlarda bu amaç bir ölçüde gerçekleştirilmiştir. Ancak sanatçılar, eski alışkanlıklarından tamamen kurtulamadıkları için yabancı sözcük ve kurallardan büsbütün
sıyrılamamışlardır.

2) Divan edebiyatının kullandığı şiir, tarih ve mektup gibi türleri batı anlayışına göre
yenilemişlerdir.
3) Makale, tiyatro, roman, hikaye, anı gibi yeni türler kullanılmaya başlanmıştır.
4) Daha önce toplum sorunlarıyla hiç ilgisi bulunmayan sanatı; toplumu düzeltmek,
eğitmek için bir dava aracı olarak kullanma anlayışına yönelmişlerdir.
5) Fransız edebiyatından esinlenerek klasisizm, romantizm, realizm ve natüralizm
akımlarının etkisinde eserler yaratılmıştır.

6) Nesirde iç kafiye (seci) bırakılmış, anlatımda süs yerine, düşünceleri halka ulaştırma amacı güdülerek yeni bir nesir yaratılmıştır.
7) Şiirde hecenin örnekleri görülmekle birlikte aruzun kullanımı devam etmiştir.

8) Günlük olaylar, duygu ve düşünceler şiire sokularak şiirin konusu genişletilmiştir.
9) Başlangıçta yeni düşünceler eski nazım biçimleri içinde verilirken sonraları yeni
biçimler kullanılmıştır.
10) Şiirde konu ve anlam bütünlüğü aranmıştır.
11) Divan edebiyatındaki “parça güzelliği” anlayışının yerini “bütün güzelliği” almıştır.
12) Roman ve hikayelerin konusu ya günlük yaşayıştan ya da tarihten alınmıştır.
13) Tiyatroda toplum sorunları, gelenek, görenek, çocuk, aile, yaşanılan olaylar işlenmiştir.

14) Eserlerde kahramanlar tek yönlü ele alınmış, iyiler ödüllendirilmiş, kötüler cezalandırılmıştır.
15) Roman ve öykülerde olayların akışında rastlantılara çok yer verilmiştir.
16) Romanların içinde konu dışına çıkılarak okuyucuya bilgi ve öğüt vermekten kaçınılmamıştır.
17) Yazarlar, eserlerinde kendi kişiliklerini gizlememiştir.

18) Roman kahramanları çoğu zaman bir görüşte aşık olur.
19) Toplumsal olaylara yüzeyden bakılır.
20) Tanzimat romanında aile problemi büyük yer tutar. Avrupa taklitçiliği nedeniyle
aile içindeki sarsılma ve çöküntüler işlenir.(Araba Sevdası,İntibah)
21) Tiyatro bu dönemde Namık Kemal’le başlar. Ahmet Vefik Paşa’nın Molier’den
yaptığı çevirilerle ileri bir sanat düzeyine ulaşır.
22) Bu edebiyatın nesir sahasındaki en büyük kazancı gazetedir.
23) Bu dönemdeki tiyatro eserleri sahnelenmeye uygun değildir.
24) Mizah ve hiciv anlayışı bu dönemde daha da gelişmiştir. Batılı anlamdaki ilk mizah
örneği bu dönemde verilir.
25) Türk edebiyatında gerçek edebi tenkit bu dönemde başlamıştır.
26) Bu dönemde roman tekniği tam oturmamıştır. Romanımızın emekleme dönemidir.
Tasvirlerde ve kurguda kompozisyon bozukluğu vardır.

27) Bu dönem yazarlarında yaygın bir tasvir yapma alışkanlığı vardır.

28) Kahramanlar üst tabakadandır.
29) Olaylar İstanbul ve çevresinde geçer.
30) İşlenen konular: Yanlış batılılaşma, alafrangalık özentisi, sarsılan aile düzeni,
kültürel yozlaşma, fakirlik, cariyelik, görücü usulü evlenme, cehalet ve tarihi
konulardır.

TANZİMATIN TÜRK EDEBİYATINA KAZANDIRDIĞI İLKLER

1) İlk Gazeteler:
a) Takvim-i Vakayi ( İlk Türk gazetesi)
b) Ceride-i Havadis (Yarı resmi gazete)
c) Tercüman-ı Ahval (Şinasi ve Agah Efendi’nin çıkardığı ilk özel Türk gazetesi)
d) Tasvir-i Efkar (Şinasi’nin Namık Kemal’e devrettiği ikinci özel Türk gazetesi)
e) Hürriyet (Namık Kemal ve Ziya Paşa’nın yurt dışında çıkardıkları ilk Türk gazetesi)
f) Tercüman-ı Hakikat
2) İlk Çeviri Roman: Telemak; Yusuf Kamil Paşa Fenelon’dan çevirmiştir.
3) İlk Yerli Roman: Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat. Şemsettin Sami tarafından yazılmıştır,
edebi değeri yoktur.

4) Bir Edebi Akım Etkisinde Yazılan İlk Roman: İntibah; Namık Kemal tarafından
romantizme bağlı kalınarak yazılmış bir sosyal romandır.
5) İlk Realist Romanlar: Sergüzeşt; Sami Paşazade Sezai yazmıştır.
Araba Sevdası; Recaizade Mahmut Ekrem yazmıştır.
6) İlk Tiyatro Eseri: Şair Evlenmesi; Şinasi yazmıştır.

7) İlk Köy Romanı: Karabibik; Nabizade Nazım yazmıştır.
8) İlk Öyküler: Küçük Şeyler; Sami Paşazade Sezai yazmıştır. (Basılan ilk hikaye kitabı)
Letaif-i Rivayet; Ahmet Mithat Efendi yazmıştır.( Yazılan ilk hikaye kitabı)
9) İlk Makale: Şinasi yazmıştır.
10) İlk Şiir Çevirileri: Şinasi tarafından Fransızcadan yapılmıştır.
11) İlk Noktalama İşaretleri: Şinasi tarafından kullanılmıştır.
12) Edebiyatımızda ilk tarihi roman: Namık Kemal'in "Cezmi" adlı eseridir.
13) Edebiyatımızdaki ilk eleştirmen: Namık Kemal'dir.
14) Türk Edebiyatındaki ilk polisiye roman: Esrar-ı Cinayet; Ahmet Mithat yazmıştır.

Dönemin Sanatçıları ve Eserleri

ŞİNASİ

 Maliye öğretimi için Fransa’ya devlet tarafından ilk gönderilen öğrencilerdendir. Fakat Şinasi o dönemde edebiyatla ilgilenmiş ve dönemin ünlü
yazar şairleriyle tanışmıştır. Yurda döndüğünde Agah Efendiyle 1860’ta
Tercüman-ı Ahval gazetesini çıkarmışlardır.
 Şinasi divan edebiyatındaki duygu kavramını bir yana itip akla ve mantığa yer verir.

 Halk dilini kullanmayı, böylece halkı bilinçlendirmeyi hedefler.

 Kısa cümleli ,yeni görüşlerle örgülü bir nesir yapısı meydana getirmiştir.

 Şairlik yönü pek güçlü olmayan Şinasi, edebiyatımıza getirdiği yeniliklerle tanınır.








Bu yenilikler şunlardır:

ilk tiyatro eserimiz olan Şair Evlenmesi (Bu eserde görücü usulüyle evlenme eleştirilir.)
Edebiyatımızda noktalama işaretlerini ilk defa kullanmıştır.
İlk özel Türk gazetesi Tercüman-ı Ahval’ı çıkarmıştır.
Atasözlerimizi Durub-u Emsal-i Osmaniye adı altında derlemiş.
İlk makaleyi yazdı: Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi
Dilde sadeleşmenin öncüsü olmuştur.

 Şiirlerini Müntehabat-ı Eş’ar’ım adı ile yayınlamıştır.
 Şiiri mecazlardan arıtıp yalınlaştırmaya çalışır.
 Eşek ile Tilki La Fontaine’den etkilenerek yazdığı bir fabldır.
 Batı şiirini tanıtmak amacıyla Fransız şairlerinden çeviriler yapmıştır.

 Şiirlerinde konu birliğine ve bütün güzelliğine önem vermiştir

www.edebiyatogretmeni.net

NAMIK KEMAL
 Önceleri klasik bir divan şairi olan Kemal, Şinasi ile tanıştıktan sonra Batı
edebiyatı ve Batı kaynaklı
fikirlerle ilgilenmeye başlamıştır.
 Gür sesli vatan şairi,dava ve sanat adamıdır. Eserlerinde hürriyet, vatan sevgisi, hak, kanun, adalet, ahlak konularını işlemiştir.
 Edebiyatımızda vatan ve hürriyet şairi olarak bilinir.
 Eski edebiyata karşı olduğu halde yeni düşünce ve kavramları yaymak amacıyla yazdığı
şiirlerin çoğunda eskiye bağlı kalmıştır
 Namık Kemal’de diğer 1. Dönem Tanzimatçılar gibi dilde sadeliği benimser.
 Yine diğerleri gibi aruzun yanında az da olsa hece veznini kullanır.

 Şiirimizin gelişmesinde büyük emeği geçmiş bu yolda gerçekten etkili olmuştur. Şiirlerini
“toplum için sanat” anlayışıyla yazmış toplumcu bir şairdir.

 Kendinden sonra gelen genç kuşaklara yurtseverlik, özgürlük tutkularını yerleştirmiş.

 Osmanlı Tiyatrosunun modern bir tiyatro olması için çaba göstermiştir. Avrupa’da bulunduğu yıllarda tiyatro türüyle ilgilenmiş ve yurda dönünce bu tarzda eserler yazmıştır.

 Eleştiri türünün ilk örneğini Ziya Paşa’nın Harabat’ına karşılık yazdığı Tahrib-i
Harabat ve Takip adlı eserleriyle vermiştir. Onun tenkitlerinde iki önemli unsur
bulunur: Biri; eski edebiyatı yıkmak, ikincisi; yeni bir edebiyat kurmak.
 Ona göre edebiyat hayale, soyuta, içe kapanmışlığa son vermeli; gerçeği, hayat,
tabiatı işlemelidir. Yeni edebiyat halka dönmeli, nüfuzlu kimselere yaranacağına
onun dertlerini dinlemeli.
 Eserlerinin tümünde romantizm egemendir.

ESERLERİ:

Tiyatro: Vatan yahut Silistre, Zavallı Çocuk, Akif Bey, Gülnihal, Celalettin Harzemşah,
Karabela
Roman: İntibah ( ilk edebi roman), Cezmi (ilk tarihi roman)
Eleştiri: Tahrib-i Harabat, Takip
Tarih, Biyografi: Kanije, Silistre Muhasarası, Osmanlı Tarihi, Devr-i İstila.
ZAVALLI ÇOCUK: Sevmedikleriyle zorla evlendirilenlerin bahtsızlığı işlenmiş.
AKİF BEY: Kocasına ihanet eden kadının dramı işlenmiş.
GÜLNİHAL: Bir sancak beyine karşı halkın isyanı anlatılır.

ZİYA PAŞA
 Ziya Paşa diğer Tanzimatçılar gibi toplumcudur, Fransız devriminin ilkelerine bağlıdır, eğitimin gerekliliğini savunur.
 Şinasi’yle başlayan Batı edebiyatı anlayışını savunur. Ancak, eski şiiri
öven “Harabat” ı hazırlayacak kadar eski şiire bağlıdır. Bu yüzden
Namık Kemal tarafından tenkit edilmiştir.
 “Doğulu ya da Batılı” olmak konusunda karara varamamıştır. Bu nedenle “Harabat”ta
Divan edebiyatını, “Şiir ve İnşa” makalesinde yeni edebiyatı savunur. Bu zıtlıklar sanatına da yansımış, tezatlar sanatçısı olmuştur.
 Tanzimatçılar arasında eski şiire en fazla bağlı kalanlardandır.
 Şiirde dili sade değildir. Ancak nesir dili sadedir

 Ziya Paşa daha çok siyasi ve sosyal tenkit makaleleri yazmıştır. Makalelerinde idarecilere savaş açmıştır.
 Şiirlerinde öğütler ve felsefi temalar görülür.
 Diğer Tanzimatçılar gibi gazetecilik yönü kuvvetlidir.

ESERLERİ:

1) Tekib-i Bent (Dönemin sosyal bir eleştirisidir. Bağdatlı Ruhi’ye nazire olarak yazmıştır.)
Terci-i Bent (şiir)
2) Zafername (mizah) ( Sadrazam Ali Paşa aleyhinde yazılmıştır.)
3) Harabat (Bu antolojide halk şiirini kötülemiş Divan şiirini yüceltmiş.)
Şiir ve İnşa (Bu makalede gerçek şiirimizin halk şiiri olduğunu söylemiş.)
4) Rüya ( Türk edebiyatındaki ilk röportaj sayabiliriz.)
Veraset Mektupları ( makale)
5) Emil, Defter-i Amal ( j.j. Rausseaux ‘dan çeviri)
6) Eş’ar-ı Ziya (şiir)

www.edebiyatogretmeni.net

AHMET MİTHAT EFENDİ
 Tanzimat döneminde, halk için roman anlayışını başlatan yazardır.
Bütün eserlerini halkın okuma zevkini geliştirmek için yazmıştır.
Tanzimat edebiyatında halkın dilini en iyi kullanan yazar o’dur.
 Türk edebiyatında en çok eser veren sanatçı olarak bilinir. Roman
ve hikayelerini hiçbir teknik kaygısı gütmeden yazmıştır. Sırası gelince
olayların akışını durdurup okuyucuya bilgi ve nasihat verir.
 Diğer Tanzimatçılar gibi siyasi konulara değinmemiştir.
 Batı medeniyetinin Türk toplumuyla bağdaşmayan yönlerini anlatmaya çalışmıştır.
Avrupa hayranlarını eserlerinde züppe ve alafranga olarak eleştirmiştir.

 Bütün yapıtlarını nesir türünde vermiştir.
 Her yapıtının sonunda bir “kıssada hisse” vardır.
 Eserlerinde bir eğitici gibi halkı her konuda bilgilendirmeyi ona kılavuzluk etmeyi amaçlar.

ESERLERİ:

Hikayeleri: Letaif-i Rivayet(25 cilt). Edebiyatımızdaki ilk hikayeler.
Romanları: Hasan Mellah, Hüseyin Fellah, Dünyaya İkinci Geliş, Felatun Bey’le Rakım
Efendi, Paris’te Bir Türk, Müşahedat

Tiyatro: Çengi, Çerkez Özdenleri, Siyavuş, Açık Baş
Seyahat: Avrupa’da Bir Cevelan
FELATUN BEY’LE RAKIM EFENDİ: Felatun Bey her yönüyle batı hayranı biridir.
Ancak batı düşüncesini zevk ve sefa anlayışıyla özümsemiştir. Rakım Efendi ise Felatun’
un tam tersi bir karakterdir.

AHMET VEFİK PAŞA
 Türk tiyatrosuna ve dil çalışmalarına önemli katkılarda bulunmuştur.
 Moliere’den yaptığı çeviriler önemlidir.
 Türkçe’yi oldukça sade kullanmış, toplumun adet, töre, mizah gücünü
eserlerine taşımıştır.
 Tarih ve dil sahasında önemli eseri Lehçe-i Osmani

ESERLERİ:

Zor Nikah (Moliere’den çeviri)
Zoraki Tabip (Moliere’den çeviri)
Okumuş Kadınlar (Moliere’den çeviri)
Secere-i Türki (Tarih)
Lehçe-i Osmani (Dil)
www.edebiyatogretmeni.net

ALİ SUAVİ:
 Hayret edilecek kadar geniş bilgili ve inanılmayacak kadar da şaşırtıcı, Batılı ve bazen
iyice cüretli, iyice sorumsuz görüşler sahibidir.
 Türkiye’de “Meşrutiyet ve Laikliği” ilk savunanlardan biridir.

 Hükümete çatan, Ali Paşa’yı yeren yazılarından dolayı Kastamonu’ya sürülmüştür.
 Uygur alfabesinin ilk Türk yazısı olduğundan söz etmiş.
 Laikliği, Meşrutiyeti, Türkçülüğü savunan İslami ölçülere bağlı bir yazardır.
 Türlü konularda gazete ve risale (broşür) yazıları, tercümeler, dini yorumlar, seyahat
yazıları vardır.

SÜLEYMAN PAŞA:
 Fikir adamı ve Türkçü bir yazardır.
 Önemli ve ünlü eseri “Tarih-i Alem”dir. Bu eser Türkçü bir bakışla yazılmış ve kendisinden sonra gelen Türkçü yazarları etkilemiştir.

ABDÜLHAK HAMİT TARHAN
 Tanzimat döneminin en büyük ve en verimli şairidir. Türk şiirine
geniş ufuklar açmış; günlük yaşam, aşk, vatan-millet sevgisi, ölüm
ve metafizik üzerine, sevinç, ümit ve tezatlardan, isyan ve feryatlardan güç alan epik, şiir ve felsefi şiirler yazdı. Divan şiirini sona
erdiren sanatçıdır.
 Yazdığı tiyatro eserleri sahnelenmeye elverişli değildir.
 Şiirlerinde orijinal buluşlar ve hayaller vardır.

 Ediplerimiz arasında hayat coğrafyası en geniş olan adamdır

 Şiirin şekil ve içeriğiyle istediği gibi oynanır sandığı için edebiyatımızda yıkıcı olduğu
kadar yapıcıdır.

 Batı şiirinin hemen bütün biçim ve türlerini hiç çekinmeden denemiş, aşırılık sınırında
sayılan bu girişimlerle yankılar, tepkiler uyandırmış.

 Eşi Fatma Hanım’ın ölmesi Hamid’in şiirine yepyeni ilhamlar getirmiş. Ölüm, Allah, kader,
felsefi isyanlar gibi fizikötesi konuları işlemeye başlamış. (Makber)

 Namık Kemal’e bağlı kalmış ama onun fikirlerini eserlerine pek taşıyamamış. Toplumsal
konular yerine bireysel acıları, tabiatı ve kadını işlemiş.

 Tanzimatçılar arasında yalnızca Hamit belli bir alanda (şiir) yoğunlaşmış.

Hamit nazımda şu değişiklikleri yapmış:

1) Kurallı nazım şekillerini (gazel, mesnevi) yıkarak kuralsız nazmı getirmiş.
2) Mısraları kendi arasında kafiyelemiş
 Düzgün bir Türkçe kullanamadığı için söyleyiş zaafı vardır

 Tiyatrolarını sahnelenmek için değil, okunmak için yazmıştır. Tiyatrolarında insanüstü
güçlere yer vermiştir.

ESERLERİ:
Şiirleri: Sahra (ilk pastoral şiir), Kahbe, Makber, Belde, Ölü, Halce,

Garam (Çamlıca da yaşanmış bir aşk hikayesi), Baladan Bir Ses

Tiyatroları: Sabr-ü Sebat, İçli Kız, Fitnen, Liberte, Eşber, Nesteren

RECAİZADE EKREM
 Şiir, hikaye ve tiyatro da yazan Ekrem’in en önemli yönü: Teorici
(nazariyatçı) ve romancı oluşudur.
 Ekrem’in teori alanında verdiği en ünlü eseri “Ta’lim-i Edebiyat’tır.
Bu eserdeki düşünceler II. Tanzimat ve Servet-i Fünun devri şiir ilkelerini anlatması ve Servet-i Fünun’u kuracak genç şairlere yol göstermesi bakımından önemlidir.

 Ekrem eski edebiyat karşısında yeni sanatın ilkelerini tespit eden ünlü tenkitçi olmuştur.

 İlk Tanzimatçıların “toplumcu” ilkelerine karşılık, “tekçi” şiirin savunmasını yapmıştır.

 Eskilerin “göz için kafiye” anlayışına karşı “kulak için kafiye” görüşünü savunmuştur.

 Şiirlerinin ilhan tarafı düşük, hayaller oldukça sık ve düşünceler zayıftır.

 “Her güzel şey şiirdir” ilkesini benimseyen sanatçı şiirlerini sisli güz manzaraları, yaprak,
çiçek, kelebek, mezarlıklar, kırlar ile doldurmuştur.

 Aşırı yenilikçi ve aşırı romantik Ekrem’le ( yeni şiiri destekler Zemzeme)
Muallim Naci ( eski şiiri destekler Demdeme) arasıda çıkan eski-yeni tartışması
meşhurdur.

 Şiirlerinde kişisel konuları işler, toplumsal konulara değinmez.
 Sanatıyla değil, edebiyat hakkında ileri sürdüğü fikirleriyle ün yapmış ve edebiyat çevrelerinde “ÜSTAD” olarak anılmıştır.

 Önce çok sevdiği oğlu Nejat’ın daha sonra diğer çocuklarının ölmesi üzerine çektiği
acılar şiirlerine de yansımıştır. Bu yüzden şiirleri ağlamaklıdır.
 Batılılaşmanın yanlış anlaşılmasını eleştirdiği, ilk realist roman sayılan eseri
ünlüdür.(Araba Sevdası)

ESERLERİ:

Şiirleri: Name-i Seher, Zemzeme, Pejmürde, Nejat Ekrem, Yadigar-ı Şebab
Romanları: Araba Sevdası
Hikayeleri: Muhsin Bey, Şemsa
Tiyatroları: Çok Bilen Çok Yanılır, Afife Anjelik, Vuslat

Ta’lim-i Edebiyat (önemli eseri.) Edebiyat hakkında bilgi verir
Takdir-i Elhan (Eleştiri)
ZEMZEME: Yeni şiiri destekleyen görüşlerini yazmıştır.
ARABA SEVDASI: Bilinçsizce Batıyı taklit eden Bihruz Bey’in düştüğü haller anlatılır.

NABİZADE NAZIM
 Tanzimat’ın ikinci döneminde yetişen ve realist-natüralist görüşleri
hikayelerine en iyi uyarlamış romancıların en önemlilerindendir.
 “Karabibik” bizde ilk köy romanıdır. Natüralist-Gerçekçi görüşle
yazılan ve köylünün bazı dertlerini anlatan bu eser Antalya civarında
geçmektedir. Bu hikayenin önsözünde şu görüşleri ortaya atmıştır:
Hikaye, roman özeti gibidir. Hikayede doğallığa ve sadeliğe
önem verilmeli, akla uyulmalıdır. Böylece Realizmin ilkelerini
belirlemiştir.

 Realizmi edebiyatımıza en iyi şekilde o uyarlamıştır. (Zehra)
 Realizmin etkisiyle eserleri sade, gerçekçi; kahramanları ve konuları günlük hayattandır.
ESERLERİ:

Hikayeleri: Zavallı Kız, Haspa, Bir Hatıra, Karabibik, Yadigarlarım
Roman: Zehra (psikolojik tahlillere yer verir . Edebiyatımızın ilk tezli romanıdır. İstanbul’
daki bir ailenin yaşamı konu edilir.)

KARABİBİK: Uzun hikaye biçiminde yazılmıştır. Realizmin başarılı bir örneğidir. Bu eserde kırsal kesim gerçeğine ilk kez değinilir.

SAMİPAŞAZADE SEZAİ
 “Sergüzeşt” romanıyla edebiyatımızda Realizmin öncüsü
olmuştur.
 Namık Kemal’in büyüleyici etkisi altında yetişen Sezai Bey kesin bir
yenilik taraftarıdır

 Esir bir kızın serüvenini konu alan dolayısıyla ferdi hürriyeti ve insan
haklarını savunan “Sergüzeşt” romantizm ve realizm arasıda bir köprüdür.
 Türk edebiyatında ilk edebi hikayeleri yazmış bunları Küçük Şeyler adı altında toplamıştır. Bu kitabın önsözüne bakınca onun romantizmle realizm arasında bocaladığı görülür.
 Sevet-i Fünun yazarlarını üslup bakımından etkilemiştir.
SERGÜZEŞT: Bir paşanın oğlu ile bir cariyenin aşkı anlatılır. Artık kapanmak üzere olan
köleli cariyeli konak hayatı anlatılır.
ESERLERİ:
Roman: Sergüzeşt
Hikaye: Küçük Şeyler

Tiyatro: Pir
Mektup-Sohbet: İclal

ŞEMSETTİN SAMİ
 Tanzimat edebiyatının dil alanında önemli eserler veren sanatçısıdır.
 Fransızcadan çevirdiği sözlükler önemlidir.
 En önemli eseri “Kamus-ı Türki” dir.
 Dilin sadeleştirilmesi hakkındaki fikirleri sonraki kuşağa yol göstermiştir.

 Kutadgu Bilig’i Türkçeye çevirmiştir.
 Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat adlı romanı vardır.

TAAŞŞUK-I TALAT VE FITNAT: Babası öldüğü için annesi tarafından büyütülen Talat,
pencereden görüp aşık olduğu Fitnat’a daha yakın olabilmek için kadın kıyafetleri giyip
kendini piyano hocası olarak kabul ettirmiştir. Tüm bunlar olurken Talat’ın annesi oğlundaki garip davranışlardan kuşkulanarak onu, düzelmesi için, Sudanlı bir kızla evlendirmek
ister. Talat bu isteğe şiddetle karşı çıkmış; ama Fitnat babasının kendisini zengin biriyle
evlendirme isteğine fazla itiraz edememiştir. Fitnat, evlendiği gece sevgilisinden ayrılmanın verdiği üzüntüyle kendini vurur. Ölmeden önce, evlendiği adamın vaktiyle annesini
terk eden babası olduğunu öğrenir. Bunun üzerine Fıtnat’ın babası da Talat da intihar eder.

MUALLİM NACİ
 Recaizade ile sanat hakkında girdiği sert tartışma onu yeni edebiyatın
karşısında göstermiştir.
 Demdeme adlı eserinde ne kadar eski şiiri savunsa da aruzu Türkçeye
diğerlerinden daha güzel uygulamıştır.

 Edebiyatımızda köyden bahseden ilk şiir onundur. (Köylü Kızların Şarkısı)

ESERLERİ: Ömer’in Çocukluğu (anı)
EBUZZİYA TEVFİK:

 Uzun yıllar yaptığı gazetecilik ile tanınmıştır. Çıkardığı gazeteler ve buralardaki yazılarıyla Tanzimat edebiyatının ve bu dönemin tanınmasını sağlamıştır.( Yeni Osmanlılar
Tarihi adlı inceleme eseri)

 Tasvir-i Efkar gazetesini gönüllü olarak çıkarmıştır.

Eserleri:

Piyes: Ecel-i Kaza
Antoloji: Numune-i Edebiyatı Osmaniye
Nesir: Lügat-i Ebüzziya, Yeni Osmanlılar Tarihi

HAZIRLAYAN
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ
SERDAR GÜL

www.edebiyatogretmeni.net


Slide 4

www.edebiyatogretmeni.net

XIX. yy. edebiyatımızın girişimler dönemidir. Roman, öykü,
tiyatro alanlarında ilk örnekler verilmiş, şiirdeki başkaldırmalar divan
şiirine ilgiyi azaltmıştı. Çıkmaya başlayan özel gazeteler roman, öykü
yayımlıyor, edebiyat adamlarının tartışmalarına yer veriyordu. Bazı
kesimler Namık Kemal’in şiire getirdiği: “özgürlük, vatan, hak, insanlık, esaret…” gibi kavramlarda kendi sorunlarını, kendi isteklerini,
kendi kişiliğini bularak yeni edebiyat girişimlerine yandaş oldu.

Tanzimat ile Divan Edebiyatı’nın Karşılaştırması

1) Divan şiirindeki “parça güzelliği” yerine,Tanzimat şiirinde “bütün güzelliği” önemsenmiş
2) Divan edebiyatı yüksek zümredeki insanlara hitap ederken, Tanzimat edebiyatı halka
seslenmiş.
3) Divan şiirinde ölçü aruzdur, Tanzimat’ta ise aruzun yanında hece ölçüsü de kullanılmış.
4) Divan nesrinde söz hünerleri gösterme,sanat kullanma esasken, Tanzimat nesrinde bir
takım fikirleri halka ulaştırmak halkı bilgilendirmek ve eğitmek esastır.

5) Divan edebiyatında aşk, şarap, kadın, eğlence, hayali konular işlenirken; Tanzimat edebiyatında gerçek yaşam, tabiat, kişisel acı ve ızdıraplar, toplumsal konular işlenmiştir.
6) Divan edebiyatında kullanılmayan birçok edebi tür Tanzimat edebiyatında kullanılmaya
başlanmış (roman, hikaye, tiyatro, sone, terza-rima, triyole, gazete…)
7) Divan edebiyatında dil ağır ve sanatlıdır; Tanzimat edebiyatında dil sadeleştirilmiş,
halkın dili kullanılmıştır.

Bu dönem edebiyatını iki bölümde incelemek gerekir

1. Dönem:


Bu döneme Şinasi, Ziya, Namık Kemal okulu adı verilir.



Bu dönemin başlıca sanatçıları: Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Mithat,

Şemsettin Sami, Ahmet Vefik Paşa, Ali Suavi, Ahmet Cevdet Paşa



Bu dönemde “sanat toplum içindir” görüşü benimsenmiş.



Bu dönemde amaç: “Divan edebiyatını yıkmak,yerine sosyal yaşamla geniş ölçüde
alakalı inkılapçı bir edebiyat getirmek.



Halka halk diliyle hitap etmek amacıyla sade dile ve halk Türkçesine önem vermek



Vatan sevgisi, millet duygusu, hürriyet aşkı, halk sevgisi… gibi duyguları halka aşılamak ve onları bu yolda eğitmek.



Gazete, roman, öykü, makale, şiir, tiyatro… gibi
yenilikleri Türk edebiyatına getirmek ve
uygulamak.

 Şiirde estetik güzellik değil içerik ön plana çıkmıştır.
 Eski nazım şekilleriyle yeni kavram ve duyguları işlemişlerdir.
 Bu dönem sanatçıları ,edebiyatın yanında siyasetle de ilgilenmiştir.
 Ortaya konan eserler, taklit olduğu için teknik yönden zayıftır.
 Fransız edebiyatı örnek alınmıştır.
 Bu dönem sanatçıları genelde Romantizmin etkisindedir.
 Eserlerde rastlantılara çokça yer verilir.
 Okuyucuyu bilgilendirmek için olayların akışı sık sık kesilir.

2. Dönem:
 Bu döneme Ekrem, Sezai, Hamit okulu adı verilir.
 Bu dönemin sanatçıları:” Abdulhak Hamit Tahran, Recaizade Ekrem, Sami Paşazade

Sezai, Nabizade Nazım, Ebuziya Tevfik, Ali Bey…

 Bu dönemde “ sanat sanat içindir “ görüşü benimsenmiş.
 Siyasi ve toplumsal ideolojilerden uzak durmuşlar.
 Sanatta batılılaşmayı savunurlar
 Eski edebiyata karşı yeni edebiyatı savunurlar.
 I. Tanzimatçılara göre batı edebiyatını edebiyatımızda daha da kökleştirmişler.
 İdeolojik görüşlerini aktif olarak değil, eserlerindeki kahramanlarla işlemişler.
 Romanda realizmin tesiri şiirde ise romantizmin tesiri görülür.
 Dil ağırdır.

 Gazetecilik eski işlevini yitirmiş.
 Tiyatro eserleri oynanmak için değil okunmak için yazılmış.
 Şiirde bireysel duygular anlatılmış ve güzel olan her şey şiire konu olmuş.
 Muallim Naci bu dönemde Divan edebiyatını savunan tek sanatçıdır.

Tanzimat Edebiyatının Genel Özellikleri
1) Dilin sadeleşmesi amaçlanmış, özellikle tiyatro, anı, mektup ve halka seslenen
romanlarda bu amaç bir ölçüde gerçekleştirilmiştir. Ancak sanatçılar, eski alışkanlıklarından tamamen kurtulamadıkları için yabancı sözcük ve kurallardan büsbütün
sıyrılamamışlardır.

2) Divan edebiyatının kullandığı şiir, tarih ve mektup gibi türleri batı anlayışına göre
yenilemişlerdir.
3) Makale, tiyatro, roman, hikaye, anı gibi yeni türler kullanılmaya başlanmıştır.
4) Daha önce toplum sorunlarıyla hiç ilgisi bulunmayan sanatı; toplumu düzeltmek,
eğitmek için bir dava aracı olarak kullanma anlayışına yönelmişlerdir.
5) Fransız edebiyatından esinlenerek klasisizm, romantizm, realizm ve natüralizm
akımlarının etkisinde eserler yaratılmıştır.

6) Nesirde iç kafiye (seci) bırakılmış, anlatımda süs yerine, düşünceleri halka ulaştırma amacı güdülerek yeni bir nesir yaratılmıştır.
7) Şiirde hecenin örnekleri görülmekle birlikte aruzun kullanımı devam etmiştir.

8) Günlük olaylar, duygu ve düşünceler şiire sokularak şiirin konusu genişletilmiştir.
9) Başlangıçta yeni düşünceler eski nazım biçimleri içinde verilirken sonraları yeni
biçimler kullanılmıştır.
10) Şiirde konu ve anlam bütünlüğü aranmıştır.
11) Divan edebiyatındaki “parça güzelliği” anlayışının yerini “bütün güzelliği” almıştır.
12) Roman ve hikayelerin konusu ya günlük yaşayıştan ya da tarihten alınmıştır.
13) Tiyatroda toplum sorunları, gelenek, görenek, çocuk, aile, yaşanılan olaylar işlenmiştir.

14) Eserlerde kahramanlar tek yönlü ele alınmış, iyiler ödüllendirilmiş, kötüler cezalandırılmıştır.
15) Roman ve öykülerde olayların akışında rastlantılara çok yer verilmiştir.
16) Romanların içinde konu dışına çıkılarak okuyucuya bilgi ve öğüt vermekten kaçınılmamıştır.
17) Yazarlar, eserlerinde kendi kişiliklerini gizlememiştir.

18) Roman kahramanları çoğu zaman bir görüşte aşık olur.
19) Toplumsal olaylara yüzeyden bakılır.
20) Tanzimat romanında aile problemi büyük yer tutar. Avrupa taklitçiliği nedeniyle
aile içindeki sarsılma ve çöküntüler işlenir.(Araba Sevdası,İntibah)
21) Tiyatro bu dönemde Namık Kemal’le başlar. Ahmet Vefik Paşa’nın Molier’den
yaptığı çevirilerle ileri bir sanat düzeyine ulaşır.
22) Bu edebiyatın nesir sahasındaki en büyük kazancı gazetedir.
23) Bu dönemdeki tiyatro eserleri sahnelenmeye uygun değildir.
24) Mizah ve hiciv anlayışı bu dönemde daha da gelişmiştir. Batılı anlamdaki ilk mizah
örneği bu dönemde verilir.
25) Türk edebiyatında gerçek edebi tenkit bu dönemde başlamıştır.
26) Bu dönemde roman tekniği tam oturmamıştır. Romanımızın emekleme dönemidir.
Tasvirlerde ve kurguda kompozisyon bozukluğu vardır.

27) Bu dönem yazarlarında yaygın bir tasvir yapma alışkanlığı vardır.

28) Kahramanlar üst tabakadandır.
29) Olaylar İstanbul ve çevresinde geçer.
30) İşlenen konular: Yanlış batılılaşma, alafrangalık özentisi, sarsılan aile düzeni,
kültürel yozlaşma, fakirlik, cariyelik, görücü usulü evlenme, cehalet ve tarihi
konulardır.

TANZİMATIN TÜRK EDEBİYATINA KAZANDIRDIĞI İLKLER

1) İlk Gazeteler:
a) Takvim-i Vakayi ( İlk Türk gazetesi)
b) Ceride-i Havadis (Yarı resmi gazete)
c) Tercüman-ı Ahval (Şinasi ve Agah Efendi’nin çıkardığı ilk özel Türk gazetesi)
d) Tasvir-i Efkar (Şinasi’nin Namık Kemal’e devrettiği ikinci özel Türk gazetesi)
e) Hürriyet (Namık Kemal ve Ziya Paşa’nın yurt dışında çıkardıkları ilk Türk gazetesi)
f) Tercüman-ı Hakikat
2) İlk Çeviri Roman: Telemak; Yusuf Kamil Paşa Fenelon’dan çevirmiştir.
3) İlk Yerli Roman: Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat. Şemsettin Sami tarafından yazılmıştır,
edebi değeri yoktur.

4) Bir Edebi Akım Etkisinde Yazılan İlk Roman: İntibah; Namık Kemal tarafından
romantizme bağlı kalınarak yazılmış bir sosyal romandır.
5) İlk Realist Romanlar: Sergüzeşt; Sami Paşazade Sezai yazmıştır.
Araba Sevdası; Recaizade Mahmut Ekrem yazmıştır.
6) İlk Tiyatro Eseri: Şair Evlenmesi; Şinasi yazmıştır.

7) İlk Köy Romanı: Karabibik; Nabizade Nazım yazmıştır.
8) İlk Öyküler: Küçük Şeyler; Sami Paşazade Sezai yazmıştır. (Basılan ilk hikaye kitabı)
Letaif-i Rivayet; Ahmet Mithat Efendi yazmıştır.( Yazılan ilk hikaye kitabı)
9) İlk Makale: Şinasi yazmıştır.
10) İlk Şiir Çevirileri: Şinasi tarafından Fransızcadan yapılmıştır.
11) İlk Noktalama İşaretleri: Şinasi tarafından kullanılmıştır.
12) Edebiyatımızda ilk tarihi roman: Namık Kemal'in "Cezmi" adlı eseridir.
13) Edebiyatımızdaki ilk eleştirmen: Namık Kemal'dir.
14) Türk Edebiyatındaki ilk polisiye roman: Esrar-ı Cinayet; Ahmet Mithat yazmıştır.

Dönemin Sanatçıları ve Eserleri

ŞİNASİ

 Maliye öğretimi için Fransa’ya devlet tarafından ilk gönderilen öğrencilerdendir. Fakat Şinasi o dönemde edebiyatla ilgilenmiş ve dönemin ünlü
yazar şairleriyle tanışmıştır. Yurda döndüğünde Agah Efendiyle 1860’ta
Tercüman-ı Ahval gazetesini çıkarmışlardır.
 Şinasi divan edebiyatındaki duygu kavramını bir yana itip akla ve mantığa yer verir.

 Halk dilini kullanmayı, böylece halkı bilinçlendirmeyi hedefler.

 Kısa cümleli ,yeni görüşlerle örgülü bir nesir yapısı meydana getirmiştir.

 Şairlik yönü pek güçlü olmayan Şinasi, edebiyatımıza getirdiği yeniliklerle tanınır.








Bu yenilikler şunlardır:

ilk tiyatro eserimiz olan Şair Evlenmesi (Bu eserde görücü usulüyle evlenme eleştirilir.)
Edebiyatımızda noktalama işaretlerini ilk defa kullanmıştır.
İlk özel Türk gazetesi Tercüman-ı Ahval’ı çıkarmıştır.
Atasözlerimizi Durub-u Emsal-i Osmaniye adı altında derlemiş.
İlk makaleyi yazdı: Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi
Dilde sadeleşmenin öncüsü olmuştur.

 Şiirlerini Müntehabat-ı Eş’ar’ım adı ile yayınlamıştır.
 Şiiri mecazlardan arıtıp yalınlaştırmaya çalışır.
 Eşek ile Tilki La Fontaine’den etkilenerek yazdığı bir fabldır.
 Batı şiirini tanıtmak amacıyla Fransız şairlerinden çeviriler yapmıştır.

 Şiirlerinde konu birliğine ve bütün güzelliğine önem vermiştir

www.edebiyatogretmeni.net

NAMIK KEMAL
 Önceleri klasik bir divan şairi olan Kemal, Şinasi ile tanıştıktan sonra Batı
edebiyatı ve Batı kaynaklı
fikirlerle ilgilenmeye başlamıştır.
 Gür sesli vatan şairi,dava ve sanat adamıdır. Eserlerinde hürriyet, vatan sevgisi, hak, kanun, adalet, ahlak konularını işlemiştir.
 Edebiyatımızda vatan ve hürriyet şairi olarak bilinir.
 Eski edebiyata karşı olduğu halde yeni düşünce ve kavramları yaymak amacıyla yazdığı
şiirlerin çoğunda eskiye bağlı kalmıştır
 Namık Kemal’de diğer 1. Dönem Tanzimatçılar gibi dilde sadeliği benimser.
 Yine diğerleri gibi aruzun yanında az da olsa hece veznini kullanır.

 Şiirimizin gelişmesinde büyük emeği geçmiş bu yolda gerçekten etkili olmuştur. Şiirlerini
“toplum için sanat” anlayışıyla yazmış toplumcu bir şairdir.

 Kendinden sonra gelen genç kuşaklara yurtseverlik, özgürlük tutkularını yerleştirmiş.

 Osmanlı Tiyatrosunun modern bir tiyatro olması için çaba göstermiştir. Avrupa’da bulunduğu yıllarda tiyatro türüyle ilgilenmiş ve yurda dönünce bu tarzda eserler yazmıştır.

 Eleştiri türünün ilk örneğini Ziya Paşa’nın Harabat’ına karşılık yazdığı Tahrib-i
Harabat ve Takip adlı eserleriyle vermiştir. Onun tenkitlerinde iki önemli unsur
bulunur: Biri; eski edebiyatı yıkmak, ikincisi; yeni bir edebiyat kurmak.
 Ona göre edebiyat hayale, soyuta, içe kapanmışlığa son vermeli; gerçeği, hayat,
tabiatı işlemelidir. Yeni edebiyat halka dönmeli, nüfuzlu kimselere yaranacağına
onun dertlerini dinlemeli.
 Eserlerinin tümünde romantizm egemendir.

ESERLERİ:

Tiyatro: Vatan yahut Silistre, Zavallı Çocuk, Akif Bey, Gülnihal, Celalettin Harzemşah,
Karabela
Roman: İntibah ( ilk edebi roman), Cezmi (ilk tarihi roman)
Eleştiri: Tahrib-i Harabat, Takip
Tarih, Biyografi: Kanije, Silistre Muhasarası, Osmanlı Tarihi, Devr-i İstila.
ZAVALLI ÇOCUK: Sevmedikleriyle zorla evlendirilenlerin bahtsızlığı işlenmiş.
AKİF BEY: Kocasına ihanet eden kadının dramı işlenmiş.
GÜLNİHAL: Bir sancak beyine karşı halkın isyanı anlatılır.

ZİYA PAŞA
 Ziya Paşa diğer Tanzimatçılar gibi toplumcudur, Fransız devriminin ilkelerine bağlıdır, eğitimin gerekliliğini savunur.
 Şinasi’yle başlayan Batı edebiyatı anlayışını savunur. Ancak, eski şiiri
öven “Harabat” ı hazırlayacak kadar eski şiire bağlıdır. Bu yüzden
Namık Kemal tarafından tenkit edilmiştir.
 “Doğulu ya da Batılı” olmak konusunda karara varamamıştır. Bu nedenle “Harabat”ta
Divan edebiyatını, “Şiir ve İnşa” makalesinde yeni edebiyatı savunur. Bu zıtlıklar sanatına da yansımış, tezatlar sanatçısı olmuştur.
 Tanzimatçılar arasında eski şiire en fazla bağlı kalanlardandır.
 Şiirde dili sade değildir. Ancak nesir dili sadedir

 Ziya Paşa daha çok siyasi ve sosyal tenkit makaleleri yazmıştır. Makalelerinde idarecilere savaş açmıştır.
 Şiirlerinde öğütler ve felsefi temalar görülür.
 Diğer Tanzimatçılar gibi gazetecilik yönü kuvvetlidir.

ESERLERİ:

1) Tekib-i Bent (Dönemin sosyal bir eleştirisidir. Bağdatlı Ruhi’ye nazire olarak yazmıştır.)
Terci-i Bent (şiir)
2) Zafername (mizah) ( Sadrazam Ali Paşa aleyhinde yazılmıştır.)
3) Harabat (Bu antolojide halk şiirini kötülemiş Divan şiirini yüceltmiş.)
Şiir ve İnşa (Bu makalede gerçek şiirimizin halk şiiri olduğunu söylemiş.)
4) Rüya ( Türk edebiyatındaki ilk röportaj sayabiliriz.)
Veraset Mektupları ( makale)
5) Emil, Defter-i Amal ( j.j. Rausseaux ‘dan çeviri)
6) Eş’ar-ı Ziya (şiir)

www.edebiyatogretmeni.net

AHMET MİTHAT EFENDİ
 Tanzimat döneminde, halk için roman anlayışını başlatan yazardır.
Bütün eserlerini halkın okuma zevkini geliştirmek için yazmıştır.
Tanzimat edebiyatında halkın dilini en iyi kullanan yazar o’dur.
 Türk edebiyatında en çok eser veren sanatçı olarak bilinir. Roman
ve hikayelerini hiçbir teknik kaygısı gütmeden yazmıştır. Sırası gelince
olayların akışını durdurup okuyucuya bilgi ve nasihat verir.
 Diğer Tanzimatçılar gibi siyasi konulara değinmemiştir.
 Batı medeniyetinin Türk toplumuyla bağdaşmayan yönlerini anlatmaya çalışmıştır.
Avrupa hayranlarını eserlerinde züppe ve alafranga olarak eleştirmiştir.

 Bütün yapıtlarını nesir türünde vermiştir.
 Her yapıtının sonunda bir “kıssada hisse” vardır.
 Eserlerinde bir eğitici gibi halkı her konuda bilgilendirmeyi ona kılavuzluk etmeyi amaçlar.

ESERLERİ:

Hikayeleri: Letaif-i Rivayet(25 cilt). Edebiyatımızdaki ilk hikayeler.
Romanları: Hasan Mellah, Hüseyin Fellah, Dünyaya İkinci Geliş, Felatun Bey’le Rakım
Efendi, Paris’te Bir Türk, Müşahedat

Tiyatro: Çengi, Çerkez Özdenleri, Siyavuş, Açık Baş
Seyahat: Avrupa’da Bir Cevelan
FELATUN BEY’LE RAKIM EFENDİ: Felatun Bey her yönüyle batı hayranı biridir.
Ancak batı düşüncesini zevk ve sefa anlayışıyla özümsemiştir. Rakım Efendi ise Felatun’
un tam tersi bir karakterdir.

AHMET VEFİK PAŞA
 Türk tiyatrosuna ve dil çalışmalarına önemli katkılarda bulunmuştur.
 Moliere’den yaptığı çeviriler önemlidir.
 Türkçe’yi oldukça sade kullanmış, toplumun adet, töre, mizah gücünü
eserlerine taşımıştır.
 Tarih ve dil sahasında önemli eseri Lehçe-i Osmani

ESERLERİ:

Zor Nikah (Moliere’den çeviri)
Zoraki Tabip (Moliere’den çeviri)
Okumuş Kadınlar (Moliere’den çeviri)
Secere-i Türki (Tarih)
Lehçe-i Osmani (Dil)
www.edebiyatogretmeni.net

ALİ SUAVİ:
 Hayret edilecek kadar geniş bilgili ve inanılmayacak kadar da şaşırtıcı, Batılı ve bazen
iyice cüretli, iyice sorumsuz görüşler sahibidir.
 Türkiye’de “Meşrutiyet ve Laikliği” ilk savunanlardan biridir.

 Hükümete çatan, Ali Paşa’yı yeren yazılarından dolayı Kastamonu’ya sürülmüştür.
 Uygur alfabesinin ilk Türk yazısı olduğundan söz etmiş.
 Laikliği, Meşrutiyeti, Türkçülüğü savunan İslami ölçülere bağlı bir yazardır.
 Türlü konularda gazete ve risale (broşür) yazıları, tercümeler, dini yorumlar, seyahat
yazıları vardır.

SÜLEYMAN PAŞA:
 Fikir adamı ve Türkçü bir yazardır.
 Önemli ve ünlü eseri “Tarih-i Alem”dir. Bu eser Türkçü bir bakışla yazılmış ve kendisinden sonra gelen Türkçü yazarları etkilemiştir.

ABDÜLHAK HAMİT TARHAN
 Tanzimat döneminin en büyük ve en verimli şairidir. Türk şiirine
geniş ufuklar açmış; günlük yaşam, aşk, vatan-millet sevgisi, ölüm
ve metafizik üzerine, sevinç, ümit ve tezatlardan, isyan ve feryatlardan güç alan epik, şiir ve felsefi şiirler yazdı. Divan şiirini sona
erdiren sanatçıdır.
 Yazdığı tiyatro eserleri sahnelenmeye elverişli değildir.
 Şiirlerinde orijinal buluşlar ve hayaller vardır.

 Ediplerimiz arasında hayat coğrafyası en geniş olan adamdır

 Şiirin şekil ve içeriğiyle istediği gibi oynanır sandığı için edebiyatımızda yıkıcı olduğu
kadar yapıcıdır.

 Batı şiirinin hemen bütün biçim ve türlerini hiç çekinmeden denemiş, aşırılık sınırında
sayılan bu girişimlerle yankılar, tepkiler uyandırmış.

 Eşi Fatma Hanım’ın ölmesi Hamid’in şiirine yepyeni ilhamlar getirmiş. Ölüm, Allah, kader,
felsefi isyanlar gibi fizikötesi konuları işlemeye başlamış. (Makber)

 Namık Kemal’e bağlı kalmış ama onun fikirlerini eserlerine pek taşıyamamış. Toplumsal
konular yerine bireysel acıları, tabiatı ve kadını işlemiş.

 Tanzimatçılar arasında yalnızca Hamit belli bir alanda (şiir) yoğunlaşmış.

Hamit nazımda şu değişiklikleri yapmış:

1) Kurallı nazım şekillerini (gazel, mesnevi) yıkarak kuralsız nazmı getirmiş.
2) Mısraları kendi arasında kafiyelemiş
 Düzgün bir Türkçe kullanamadığı için söyleyiş zaafı vardır

 Tiyatrolarını sahnelenmek için değil, okunmak için yazmıştır. Tiyatrolarında insanüstü
güçlere yer vermiştir.

ESERLERİ:
Şiirleri: Sahra (ilk pastoral şiir), Kahbe, Makber, Belde, Ölü, Halce,

Garam (Çamlıca da yaşanmış bir aşk hikayesi), Baladan Bir Ses

Tiyatroları: Sabr-ü Sebat, İçli Kız, Fitnen, Liberte, Eşber, Nesteren

RECAİZADE EKREM
 Şiir, hikaye ve tiyatro da yazan Ekrem’in en önemli yönü: Teorici
(nazariyatçı) ve romancı oluşudur.
 Ekrem’in teori alanında verdiği en ünlü eseri “Ta’lim-i Edebiyat’tır.
Bu eserdeki düşünceler II. Tanzimat ve Servet-i Fünun devri şiir ilkelerini anlatması ve Servet-i Fünun’u kuracak genç şairlere yol göstermesi bakımından önemlidir.

 Ekrem eski edebiyat karşısında yeni sanatın ilkelerini tespit eden ünlü tenkitçi olmuştur.

 İlk Tanzimatçıların “toplumcu” ilkelerine karşılık, “tekçi” şiirin savunmasını yapmıştır.

 Eskilerin “göz için kafiye” anlayışına karşı “kulak için kafiye” görüşünü savunmuştur.

 Şiirlerinin ilhan tarafı düşük, hayaller oldukça sık ve düşünceler zayıftır.

 “Her güzel şey şiirdir” ilkesini benimseyen sanatçı şiirlerini sisli güz manzaraları, yaprak,
çiçek, kelebek, mezarlıklar, kırlar ile doldurmuştur.

 Aşırı yenilikçi ve aşırı romantik Ekrem’le ( yeni şiiri destekler Zemzeme)
Muallim Naci ( eski şiiri destekler Demdeme) arasıda çıkan eski-yeni tartışması
meşhurdur.

 Şiirlerinde kişisel konuları işler, toplumsal konulara değinmez.
 Sanatıyla değil, edebiyat hakkında ileri sürdüğü fikirleriyle ün yapmış ve edebiyat çevrelerinde “ÜSTAD” olarak anılmıştır.

 Önce çok sevdiği oğlu Nejat’ın daha sonra diğer çocuklarının ölmesi üzerine çektiği
acılar şiirlerine de yansımıştır. Bu yüzden şiirleri ağlamaklıdır.
 Batılılaşmanın yanlış anlaşılmasını eleştirdiği, ilk realist roman sayılan eseri
ünlüdür.(Araba Sevdası)

ESERLERİ:

Şiirleri: Name-i Seher, Zemzeme, Pejmürde, Nejat Ekrem, Yadigar-ı Şebab
Romanları: Araba Sevdası
Hikayeleri: Muhsin Bey, Şemsa
Tiyatroları: Çok Bilen Çok Yanılır, Afife Anjelik, Vuslat

Ta’lim-i Edebiyat (önemli eseri.) Edebiyat hakkında bilgi verir
Takdir-i Elhan (Eleştiri)
ZEMZEME: Yeni şiiri destekleyen görüşlerini yazmıştır.
ARABA SEVDASI: Bilinçsizce Batıyı taklit eden Bihruz Bey’in düştüğü haller anlatılır.

NABİZADE NAZIM
 Tanzimat’ın ikinci döneminde yetişen ve realist-natüralist görüşleri
hikayelerine en iyi uyarlamış romancıların en önemlilerindendir.
 “Karabibik” bizde ilk köy romanıdır. Natüralist-Gerçekçi görüşle
yazılan ve köylünün bazı dertlerini anlatan bu eser Antalya civarında
geçmektedir. Bu hikayenin önsözünde şu görüşleri ortaya atmıştır:
Hikaye, roman özeti gibidir. Hikayede doğallığa ve sadeliğe
önem verilmeli, akla uyulmalıdır. Böylece Realizmin ilkelerini
belirlemiştir.

 Realizmi edebiyatımıza en iyi şekilde o uyarlamıştır. (Zehra)
 Realizmin etkisiyle eserleri sade, gerçekçi; kahramanları ve konuları günlük hayattandır.
ESERLERİ:

Hikayeleri: Zavallı Kız, Haspa, Bir Hatıra, Karabibik, Yadigarlarım
Roman: Zehra (psikolojik tahlillere yer verir . Edebiyatımızın ilk tezli romanıdır. İstanbul’
daki bir ailenin yaşamı konu edilir.)

KARABİBİK: Uzun hikaye biçiminde yazılmıştır. Realizmin başarılı bir örneğidir. Bu eserde kırsal kesim gerçeğine ilk kez değinilir.

SAMİPAŞAZADE SEZAİ
 “Sergüzeşt” romanıyla edebiyatımızda Realizmin öncüsü
olmuştur.
 Namık Kemal’in büyüleyici etkisi altında yetişen Sezai Bey kesin bir
yenilik taraftarıdır

 Esir bir kızın serüvenini konu alan dolayısıyla ferdi hürriyeti ve insan
haklarını savunan “Sergüzeşt” romantizm ve realizm arasıda bir köprüdür.
 Türk edebiyatında ilk edebi hikayeleri yazmış bunları Küçük Şeyler adı altında toplamıştır. Bu kitabın önsözüne bakınca onun romantizmle realizm arasında bocaladığı görülür.
 Sevet-i Fünun yazarlarını üslup bakımından etkilemiştir.
SERGÜZEŞT: Bir paşanın oğlu ile bir cariyenin aşkı anlatılır. Artık kapanmak üzere olan
köleli cariyeli konak hayatı anlatılır.
ESERLERİ:
Roman: Sergüzeşt
Hikaye: Küçük Şeyler

Tiyatro: Pir
Mektup-Sohbet: İclal

ŞEMSETTİN SAMİ
 Tanzimat edebiyatının dil alanında önemli eserler veren sanatçısıdır.
 Fransızcadan çevirdiği sözlükler önemlidir.
 En önemli eseri “Kamus-ı Türki” dir.
 Dilin sadeleştirilmesi hakkındaki fikirleri sonraki kuşağa yol göstermiştir.

 Kutadgu Bilig’i Türkçeye çevirmiştir.
 Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat adlı romanı vardır.

TAAŞŞUK-I TALAT VE FITNAT: Babası öldüğü için annesi tarafından büyütülen Talat,
pencereden görüp aşık olduğu Fitnat’a daha yakın olabilmek için kadın kıyafetleri giyip
kendini piyano hocası olarak kabul ettirmiştir. Tüm bunlar olurken Talat’ın annesi oğlundaki garip davranışlardan kuşkulanarak onu, düzelmesi için, Sudanlı bir kızla evlendirmek
ister. Talat bu isteğe şiddetle karşı çıkmış; ama Fitnat babasının kendisini zengin biriyle
evlendirme isteğine fazla itiraz edememiştir. Fitnat, evlendiği gece sevgilisinden ayrılmanın verdiği üzüntüyle kendini vurur. Ölmeden önce, evlendiği adamın vaktiyle annesini
terk eden babası olduğunu öğrenir. Bunun üzerine Fıtnat’ın babası da Talat da intihar eder.

MUALLİM NACİ
 Recaizade ile sanat hakkında girdiği sert tartışma onu yeni edebiyatın
karşısında göstermiştir.
 Demdeme adlı eserinde ne kadar eski şiiri savunsa da aruzu Türkçeye
diğerlerinden daha güzel uygulamıştır.

 Edebiyatımızda köyden bahseden ilk şiir onundur. (Köylü Kızların Şarkısı)

ESERLERİ: Ömer’in Çocukluğu (anı)
EBUZZİYA TEVFİK:

 Uzun yıllar yaptığı gazetecilik ile tanınmıştır. Çıkardığı gazeteler ve buralardaki yazılarıyla Tanzimat edebiyatının ve bu dönemin tanınmasını sağlamıştır.( Yeni Osmanlılar
Tarihi adlı inceleme eseri)

 Tasvir-i Efkar gazetesini gönüllü olarak çıkarmıştır.

Eserleri:

Piyes: Ecel-i Kaza
Antoloji: Numune-i Edebiyatı Osmaniye
Nesir: Lügat-i Ebüzziya, Yeni Osmanlılar Tarihi

HAZIRLAYAN
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ
SERDAR GÜL

www.edebiyatogretmeni.net


Slide 5

www.edebiyatogretmeni.net

XIX. yy. edebiyatımızın girişimler dönemidir. Roman, öykü,
tiyatro alanlarında ilk örnekler verilmiş, şiirdeki başkaldırmalar divan
şiirine ilgiyi azaltmıştı. Çıkmaya başlayan özel gazeteler roman, öykü
yayımlıyor, edebiyat adamlarının tartışmalarına yer veriyordu. Bazı
kesimler Namık Kemal’in şiire getirdiği: “özgürlük, vatan, hak, insanlık, esaret…” gibi kavramlarda kendi sorunlarını, kendi isteklerini,
kendi kişiliğini bularak yeni edebiyat girişimlerine yandaş oldu.

Tanzimat ile Divan Edebiyatı’nın Karşılaştırması

1) Divan şiirindeki “parça güzelliği” yerine,Tanzimat şiirinde “bütün güzelliği” önemsenmiş
2) Divan edebiyatı yüksek zümredeki insanlara hitap ederken, Tanzimat edebiyatı halka
seslenmiş.
3) Divan şiirinde ölçü aruzdur, Tanzimat’ta ise aruzun yanında hece ölçüsü de kullanılmış.
4) Divan nesrinde söz hünerleri gösterme,sanat kullanma esasken, Tanzimat nesrinde bir
takım fikirleri halka ulaştırmak halkı bilgilendirmek ve eğitmek esastır.

5) Divan edebiyatında aşk, şarap, kadın, eğlence, hayali konular işlenirken; Tanzimat edebiyatında gerçek yaşam, tabiat, kişisel acı ve ızdıraplar, toplumsal konular işlenmiştir.
6) Divan edebiyatında kullanılmayan birçok edebi tür Tanzimat edebiyatında kullanılmaya
başlanmış (roman, hikaye, tiyatro, sone, terza-rima, triyole, gazete…)
7) Divan edebiyatında dil ağır ve sanatlıdır; Tanzimat edebiyatında dil sadeleştirilmiş,
halkın dili kullanılmıştır.

Bu dönem edebiyatını iki bölümde incelemek gerekir

1. Dönem:


Bu döneme Şinasi, Ziya, Namık Kemal okulu adı verilir.



Bu dönemin başlıca sanatçıları: Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Mithat,

Şemsettin Sami, Ahmet Vefik Paşa, Ali Suavi, Ahmet Cevdet Paşa



Bu dönemde “sanat toplum içindir” görüşü benimsenmiş.



Bu dönemde amaç: “Divan edebiyatını yıkmak,yerine sosyal yaşamla geniş ölçüde
alakalı inkılapçı bir edebiyat getirmek.



Halka halk diliyle hitap etmek amacıyla sade dile ve halk Türkçesine önem vermek



Vatan sevgisi, millet duygusu, hürriyet aşkı, halk sevgisi… gibi duyguları halka aşılamak ve onları bu yolda eğitmek.



Gazete, roman, öykü, makale, şiir, tiyatro… gibi
yenilikleri Türk edebiyatına getirmek ve
uygulamak.

 Şiirde estetik güzellik değil içerik ön plana çıkmıştır.
 Eski nazım şekilleriyle yeni kavram ve duyguları işlemişlerdir.
 Bu dönem sanatçıları ,edebiyatın yanında siyasetle de ilgilenmiştir.
 Ortaya konan eserler, taklit olduğu için teknik yönden zayıftır.
 Fransız edebiyatı örnek alınmıştır.
 Bu dönem sanatçıları genelde Romantizmin etkisindedir.
 Eserlerde rastlantılara çokça yer verilir.
 Okuyucuyu bilgilendirmek için olayların akışı sık sık kesilir.

2. Dönem:
 Bu döneme Ekrem, Sezai, Hamit okulu adı verilir.
 Bu dönemin sanatçıları:” Abdulhak Hamit Tahran, Recaizade Ekrem, Sami Paşazade

Sezai, Nabizade Nazım, Ebuziya Tevfik, Ali Bey…

 Bu dönemde “ sanat sanat içindir “ görüşü benimsenmiş.
 Siyasi ve toplumsal ideolojilerden uzak durmuşlar.
 Sanatta batılılaşmayı savunurlar
 Eski edebiyata karşı yeni edebiyatı savunurlar.
 I. Tanzimatçılara göre batı edebiyatını edebiyatımızda daha da kökleştirmişler.
 İdeolojik görüşlerini aktif olarak değil, eserlerindeki kahramanlarla işlemişler.
 Romanda realizmin tesiri şiirde ise romantizmin tesiri görülür.
 Dil ağırdır.

 Gazetecilik eski işlevini yitirmiş.
 Tiyatro eserleri oynanmak için değil okunmak için yazılmış.
 Şiirde bireysel duygular anlatılmış ve güzel olan her şey şiire konu olmuş.
 Muallim Naci bu dönemde Divan edebiyatını savunan tek sanatçıdır.

Tanzimat Edebiyatının Genel Özellikleri
1) Dilin sadeleşmesi amaçlanmış, özellikle tiyatro, anı, mektup ve halka seslenen
romanlarda bu amaç bir ölçüde gerçekleştirilmiştir. Ancak sanatçılar, eski alışkanlıklarından tamamen kurtulamadıkları için yabancı sözcük ve kurallardan büsbütün
sıyrılamamışlardır.

2) Divan edebiyatının kullandığı şiir, tarih ve mektup gibi türleri batı anlayışına göre
yenilemişlerdir.
3) Makale, tiyatro, roman, hikaye, anı gibi yeni türler kullanılmaya başlanmıştır.
4) Daha önce toplum sorunlarıyla hiç ilgisi bulunmayan sanatı; toplumu düzeltmek,
eğitmek için bir dava aracı olarak kullanma anlayışına yönelmişlerdir.
5) Fransız edebiyatından esinlenerek klasisizm, romantizm, realizm ve natüralizm
akımlarının etkisinde eserler yaratılmıştır.

6) Nesirde iç kafiye (seci) bırakılmış, anlatımda süs yerine, düşünceleri halka ulaştırma amacı güdülerek yeni bir nesir yaratılmıştır.
7) Şiirde hecenin örnekleri görülmekle birlikte aruzun kullanımı devam etmiştir.

8) Günlük olaylar, duygu ve düşünceler şiire sokularak şiirin konusu genişletilmiştir.
9) Başlangıçta yeni düşünceler eski nazım biçimleri içinde verilirken sonraları yeni
biçimler kullanılmıştır.
10) Şiirde konu ve anlam bütünlüğü aranmıştır.
11) Divan edebiyatındaki “parça güzelliği” anlayışının yerini “bütün güzelliği” almıştır.
12) Roman ve hikayelerin konusu ya günlük yaşayıştan ya da tarihten alınmıştır.
13) Tiyatroda toplum sorunları, gelenek, görenek, çocuk, aile, yaşanılan olaylar işlenmiştir.

14) Eserlerde kahramanlar tek yönlü ele alınmış, iyiler ödüllendirilmiş, kötüler cezalandırılmıştır.
15) Roman ve öykülerde olayların akışında rastlantılara çok yer verilmiştir.
16) Romanların içinde konu dışına çıkılarak okuyucuya bilgi ve öğüt vermekten kaçınılmamıştır.
17) Yazarlar, eserlerinde kendi kişiliklerini gizlememiştir.

18) Roman kahramanları çoğu zaman bir görüşte aşık olur.
19) Toplumsal olaylara yüzeyden bakılır.
20) Tanzimat romanında aile problemi büyük yer tutar. Avrupa taklitçiliği nedeniyle
aile içindeki sarsılma ve çöküntüler işlenir.(Araba Sevdası,İntibah)
21) Tiyatro bu dönemde Namık Kemal’le başlar. Ahmet Vefik Paşa’nın Molier’den
yaptığı çevirilerle ileri bir sanat düzeyine ulaşır.
22) Bu edebiyatın nesir sahasındaki en büyük kazancı gazetedir.
23) Bu dönemdeki tiyatro eserleri sahnelenmeye uygun değildir.
24) Mizah ve hiciv anlayışı bu dönemde daha da gelişmiştir. Batılı anlamdaki ilk mizah
örneği bu dönemde verilir.
25) Türk edebiyatında gerçek edebi tenkit bu dönemde başlamıştır.
26) Bu dönemde roman tekniği tam oturmamıştır. Romanımızın emekleme dönemidir.
Tasvirlerde ve kurguda kompozisyon bozukluğu vardır.

27) Bu dönem yazarlarında yaygın bir tasvir yapma alışkanlığı vardır.

28) Kahramanlar üst tabakadandır.
29) Olaylar İstanbul ve çevresinde geçer.
30) İşlenen konular: Yanlış batılılaşma, alafrangalık özentisi, sarsılan aile düzeni,
kültürel yozlaşma, fakirlik, cariyelik, görücü usulü evlenme, cehalet ve tarihi
konulardır.

TANZİMATIN TÜRK EDEBİYATINA KAZANDIRDIĞI İLKLER

1) İlk Gazeteler:
a) Takvim-i Vakayi ( İlk Türk gazetesi)
b) Ceride-i Havadis (Yarı resmi gazete)
c) Tercüman-ı Ahval (Şinasi ve Agah Efendi’nin çıkardığı ilk özel Türk gazetesi)
d) Tasvir-i Efkar (Şinasi’nin Namık Kemal’e devrettiği ikinci özel Türk gazetesi)
e) Hürriyet (Namık Kemal ve Ziya Paşa’nın yurt dışında çıkardıkları ilk Türk gazetesi)
f) Tercüman-ı Hakikat
2) İlk Çeviri Roman: Telemak; Yusuf Kamil Paşa Fenelon’dan çevirmiştir.
3) İlk Yerli Roman: Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat. Şemsettin Sami tarafından yazılmıştır,
edebi değeri yoktur.

4) Bir Edebi Akım Etkisinde Yazılan İlk Roman: İntibah; Namık Kemal tarafından
romantizme bağlı kalınarak yazılmış bir sosyal romandır.
5) İlk Realist Romanlar: Sergüzeşt; Sami Paşazade Sezai yazmıştır.
Araba Sevdası; Recaizade Mahmut Ekrem yazmıştır.
6) İlk Tiyatro Eseri: Şair Evlenmesi; Şinasi yazmıştır.

7) İlk Köy Romanı: Karabibik; Nabizade Nazım yazmıştır.
8) İlk Öyküler: Küçük Şeyler; Sami Paşazade Sezai yazmıştır. (Basılan ilk hikaye kitabı)
Letaif-i Rivayet; Ahmet Mithat Efendi yazmıştır.( Yazılan ilk hikaye kitabı)
9) İlk Makale: Şinasi yazmıştır.
10) İlk Şiir Çevirileri: Şinasi tarafından Fransızcadan yapılmıştır.
11) İlk Noktalama İşaretleri: Şinasi tarafından kullanılmıştır.
12) Edebiyatımızda ilk tarihi roman: Namık Kemal'in "Cezmi" adlı eseridir.
13) Edebiyatımızdaki ilk eleştirmen: Namık Kemal'dir.
14) Türk Edebiyatındaki ilk polisiye roman: Esrar-ı Cinayet; Ahmet Mithat yazmıştır.

Dönemin Sanatçıları ve Eserleri

ŞİNASİ

 Maliye öğretimi için Fransa’ya devlet tarafından ilk gönderilen öğrencilerdendir. Fakat Şinasi o dönemde edebiyatla ilgilenmiş ve dönemin ünlü
yazar şairleriyle tanışmıştır. Yurda döndüğünde Agah Efendiyle 1860’ta
Tercüman-ı Ahval gazetesini çıkarmışlardır.
 Şinasi divan edebiyatındaki duygu kavramını bir yana itip akla ve mantığa yer verir.

 Halk dilini kullanmayı, böylece halkı bilinçlendirmeyi hedefler.

 Kısa cümleli ,yeni görüşlerle örgülü bir nesir yapısı meydana getirmiştir.

 Şairlik yönü pek güçlü olmayan Şinasi, edebiyatımıza getirdiği yeniliklerle tanınır.








Bu yenilikler şunlardır:

ilk tiyatro eserimiz olan Şair Evlenmesi (Bu eserde görücü usulüyle evlenme eleştirilir.)
Edebiyatımızda noktalama işaretlerini ilk defa kullanmıştır.
İlk özel Türk gazetesi Tercüman-ı Ahval’ı çıkarmıştır.
Atasözlerimizi Durub-u Emsal-i Osmaniye adı altında derlemiş.
İlk makaleyi yazdı: Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi
Dilde sadeleşmenin öncüsü olmuştur.

 Şiirlerini Müntehabat-ı Eş’ar’ım adı ile yayınlamıştır.
 Şiiri mecazlardan arıtıp yalınlaştırmaya çalışır.
 Eşek ile Tilki La Fontaine’den etkilenerek yazdığı bir fabldır.
 Batı şiirini tanıtmak amacıyla Fransız şairlerinden çeviriler yapmıştır.

 Şiirlerinde konu birliğine ve bütün güzelliğine önem vermiştir

www.edebiyatogretmeni.net

NAMIK KEMAL
 Önceleri klasik bir divan şairi olan Kemal, Şinasi ile tanıştıktan sonra Batı
edebiyatı ve Batı kaynaklı
fikirlerle ilgilenmeye başlamıştır.
 Gür sesli vatan şairi,dava ve sanat adamıdır. Eserlerinde hürriyet, vatan sevgisi, hak, kanun, adalet, ahlak konularını işlemiştir.
 Edebiyatımızda vatan ve hürriyet şairi olarak bilinir.
 Eski edebiyata karşı olduğu halde yeni düşünce ve kavramları yaymak amacıyla yazdığı
şiirlerin çoğunda eskiye bağlı kalmıştır
 Namık Kemal’de diğer 1. Dönem Tanzimatçılar gibi dilde sadeliği benimser.
 Yine diğerleri gibi aruzun yanında az da olsa hece veznini kullanır.

 Şiirimizin gelişmesinde büyük emeği geçmiş bu yolda gerçekten etkili olmuştur. Şiirlerini
“toplum için sanat” anlayışıyla yazmış toplumcu bir şairdir.

 Kendinden sonra gelen genç kuşaklara yurtseverlik, özgürlük tutkularını yerleştirmiş.

 Osmanlı Tiyatrosunun modern bir tiyatro olması için çaba göstermiştir. Avrupa’da bulunduğu yıllarda tiyatro türüyle ilgilenmiş ve yurda dönünce bu tarzda eserler yazmıştır.

 Eleştiri türünün ilk örneğini Ziya Paşa’nın Harabat’ına karşılık yazdığı Tahrib-i
Harabat ve Takip adlı eserleriyle vermiştir. Onun tenkitlerinde iki önemli unsur
bulunur: Biri; eski edebiyatı yıkmak, ikincisi; yeni bir edebiyat kurmak.
 Ona göre edebiyat hayale, soyuta, içe kapanmışlığa son vermeli; gerçeği, hayat,
tabiatı işlemelidir. Yeni edebiyat halka dönmeli, nüfuzlu kimselere yaranacağına
onun dertlerini dinlemeli.
 Eserlerinin tümünde romantizm egemendir.

ESERLERİ:

Tiyatro: Vatan yahut Silistre, Zavallı Çocuk, Akif Bey, Gülnihal, Celalettin Harzemşah,
Karabela
Roman: İntibah ( ilk edebi roman), Cezmi (ilk tarihi roman)
Eleştiri: Tahrib-i Harabat, Takip
Tarih, Biyografi: Kanije, Silistre Muhasarası, Osmanlı Tarihi, Devr-i İstila.
ZAVALLI ÇOCUK: Sevmedikleriyle zorla evlendirilenlerin bahtsızlığı işlenmiş.
AKİF BEY: Kocasına ihanet eden kadının dramı işlenmiş.
GÜLNİHAL: Bir sancak beyine karşı halkın isyanı anlatılır.

ZİYA PAŞA
 Ziya Paşa diğer Tanzimatçılar gibi toplumcudur, Fransız devriminin ilkelerine bağlıdır, eğitimin gerekliliğini savunur.
 Şinasi’yle başlayan Batı edebiyatı anlayışını savunur. Ancak, eski şiiri
öven “Harabat” ı hazırlayacak kadar eski şiire bağlıdır. Bu yüzden
Namık Kemal tarafından tenkit edilmiştir.
 “Doğulu ya da Batılı” olmak konusunda karara varamamıştır. Bu nedenle “Harabat”ta
Divan edebiyatını, “Şiir ve İnşa” makalesinde yeni edebiyatı savunur. Bu zıtlıklar sanatına da yansımış, tezatlar sanatçısı olmuştur.
 Tanzimatçılar arasında eski şiire en fazla bağlı kalanlardandır.
 Şiirde dili sade değildir. Ancak nesir dili sadedir

 Ziya Paşa daha çok siyasi ve sosyal tenkit makaleleri yazmıştır. Makalelerinde idarecilere savaş açmıştır.
 Şiirlerinde öğütler ve felsefi temalar görülür.
 Diğer Tanzimatçılar gibi gazetecilik yönü kuvvetlidir.

ESERLERİ:

1) Tekib-i Bent (Dönemin sosyal bir eleştirisidir. Bağdatlı Ruhi’ye nazire olarak yazmıştır.)
Terci-i Bent (şiir)
2) Zafername (mizah) ( Sadrazam Ali Paşa aleyhinde yazılmıştır.)
3) Harabat (Bu antolojide halk şiirini kötülemiş Divan şiirini yüceltmiş.)
Şiir ve İnşa (Bu makalede gerçek şiirimizin halk şiiri olduğunu söylemiş.)
4) Rüya ( Türk edebiyatındaki ilk röportaj sayabiliriz.)
Veraset Mektupları ( makale)
5) Emil, Defter-i Amal ( j.j. Rausseaux ‘dan çeviri)
6) Eş’ar-ı Ziya (şiir)

www.edebiyatogretmeni.net

AHMET MİTHAT EFENDİ
 Tanzimat döneminde, halk için roman anlayışını başlatan yazardır.
Bütün eserlerini halkın okuma zevkini geliştirmek için yazmıştır.
Tanzimat edebiyatında halkın dilini en iyi kullanan yazar o’dur.
 Türk edebiyatında en çok eser veren sanatçı olarak bilinir. Roman
ve hikayelerini hiçbir teknik kaygısı gütmeden yazmıştır. Sırası gelince
olayların akışını durdurup okuyucuya bilgi ve nasihat verir.
 Diğer Tanzimatçılar gibi siyasi konulara değinmemiştir.
 Batı medeniyetinin Türk toplumuyla bağdaşmayan yönlerini anlatmaya çalışmıştır.
Avrupa hayranlarını eserlerinde züppe ve alafranga olarak eleştirmiştir.

 Bütün yapıtlarını nesir türünde vermiştir.
 Her yapıtının sonunda bir “kıssada hisse” vardır.
 Eserlerinde bir eğitici gibi halkı her konuda bilgilendirmeyi ona kılavuzluk etmeyi amaçlar.

ESERLERİ:

Hikayeleri: Letaif-i Rivayet(25 cilt). Edebiyatımızdaki ilk hikayeler.
Romanları: Hasan Mellah, Hüseyin Fellah, Dünyaya İkinci Geliş, Felatun Bey’le Rakım
Efendi, Paris’te Bir Türk, Müşahedat

Tiyatro: Çengi, Çerkez Özdenleri, Siyavuş, Açık Baş
Seyahat: Avrupa’da Bir Cevelan
FELATUN BEY’LE RAKIM EFENDİ: Felatun Bey her yönüyle batı hayranı biridir.
Ancak batı düşüncesini zevk ve sefa anlayışıyla özümsemiştir. Rakım Efendi ise Felatun’
un tam tersi bir karakterdir.

AHMET VEFİK PAŞA
 Türk tiyatrosuna ve dil çalışmalarına önemli katkılarda bulunmuştur.
 Moliere’den yaptığı çeviriler önemlidir.
 Türkçe’yi oldukça sade kullanmış, toplumun adet, töre, mizah gücünü
eserlerine taşımıştır.
 Tarih ve dil sahasında önemli eseri Lehçe-i Osmani

ESERLERİ:

Zor Nikah (Moliere’den çeviri)
Zoraki Tabip (Moliere’den çeviri)
Okumuş Kadınlar (Moliere’den çeviri)
Secere-i Türki (Tarih)
Lehçe-i Osmani (Dil)
www.edebiyatogretmeni.net

ALİ SUAVİ:
 Hayret edilecek kadar geniş bilgili ve inanılmayacak kadar da şaşırtıcı, Batılı ve bazen
iyice cüretli, iyice sorumsuz görüşler sahibidir.
 Türkiye’de “Meşrutiyet ve Laikliği” ilk savunanlardan biridir.

 Hükümete çatan, Ali Paşa’yı yeren yazılarından dolayı Kastamonu’ya sürülmüştür.
 Uygur alfabesinin ilk Türk yazısı olduğundan söz etmiş.
 Laikliği, Meşrutiyeti, Türkçülüğü savunan İslami ölçülere bağlı bir yazardır.
 Türlü konularda gazete ve risale (broşür) yazıları, tercümeler, dini yorumlar, seyahat
yazıları vardır.

SÜLEYMAN PAŞA:
 Fikir adamı ve Türkçü bir yazardır.
 Önemli ve ünlü eseri “Tarih-i Alem”dir. Bu eser Türkçü bir bakışla yazılmış ve kendisinden sonra gelen Türkçü yazarları etkilemiştir.

ABDÜLHAK HAMİT TARHAN
 Tanzimat döneminin en büyük ve en verimli şairidir. Türk şiirine
geniş ufuklar açmış; günlük yaşam, aşk, vatan-millet sevgisi, ölüm
ve metafizik üzerine, sevinç, ümit ve tezatlardan, isyan ve feryatlardan güç alan epik, şiir ve felsefi şiirler yazdı. Divan şiirini sona
erdiren sanatçıdır.
 Yazdığı tiyatro eserleri sahnelenmeye elverişli değildir.
 Şiirlerinde orijinal buluşlar ve hayaller vardır.

 Ediplerimiz arasında hayat coğrafyası en geniş olan adamdır

 Şiirin şekil ve içeriğiyle istediği gibi oynanır sandığı için edebiyatımızda yıkıcı olduğu
kadar yapıcıdır.

 Batı şiirinin hemen bütün biçim ve türlerini hiç çekinmeden denemiş, aşırılık sınırında
sayılan bu girişimlerle yankılar, tepkiler uyandırmış.

 Eşi Fatma Hanım’ın ölmesi Hamid’in şiirine yepyeni ilhamlar getirmiş. Ölüm, Allah, kader,
felsefi isyanlar gibi fizikötesi konuları işlemeye başlamış. (Makber)

 Namık Kemal’e bağlı kalmış ama onun fikirlerini eserlerine pek taşıyamamış. Toplumsal
konular yerine bireysel acıları, tabiatı ve kadını işlemiş.

 Tanzimatçılar arasında yalnızca Hamit belli bir alanda (şiir) yoğunlaşmış.

Hamit nazımda şu değişiklikleri yapmış:

1) Kurallı nazım şekillerini (gazel, mesnevi) yıkarak kuralsız nazmı getirmiş.
2) Mısraları kendi arasında kafiyelemiş
 Düzgün bir Türkçe kullanamadığı için söyleyiş zaafı vardır

 Tiyatrolarını sahnelenmek için değil, okunmak için yazmıştır. Tiyatrolarında insanüstü
güçlere yer vermiştir.

ESERLERİ:
Şiirleri: Sahra (ilk pastoral şiir), Kahbe, Makber, Belde, Ölü, Halce,

Garam (Çamlıca da yaşanmış bir aşk hikayesi), Baladan Bir Ses

Tiyatroları: Sabr-ü Sebat, İçli Kız, Fitnen, Liberte, Eşber, Nesteren

RECAİZADE EKREM
 Şiir, hikaye ve tiyatro da yazan Ekrem’in en önemli yönü: Teorici
(nazariyatçı) ve romancı oluşudur.
 Ekrem’in teori alanında verdiği en ünlü eseri “Ta’lim-i Edebiyat’tır.
Bu eserdeki düşünceler II. Tanzimat ve Servet-i Fünun devri şiir ilkelerini anlatması ve Servet-i Fünun’u kuracak genç şairlere yol göstermesi bakımından önemlidir.

 Ekrem eski edebiyat karşısında yeni sanatın ilkelerini tespit eden ünlü tenkitçi olmuştur.

 İlk Tanzimatçıların “toplumcu” ilkelerine karşılık, “tekçi” şiirin savunmasını yapmıştır.

 Eskilerin “göz için kafiye” anlayışına karşı “kulak için kafiye” görüşünü savunmuştur.

 Şiirlerinin ilhan tarafı düşük, hayaller oldukça sık ve düşünceler zayıftır.

 “Her güzel şey şiirdir” ilkesini benimseyen sanatçı şiirlerini sisli güz manzaraları, yaprak,
çiçek, kelebek, mezarlıklar, kırlar ile doldurmuştur.

 Aşırı yenilikçi ve aşırı romantik Ekrem’le ( yeni şiiri destekler Zemzeme)
Muallim Naci ( eski şiiri destekler Demdeme) arasıda çıkan eski-yeni tartışması
meşhurdur.

 Şiirlerinde kişisel konuları işler, toplumsal konulara değinmez.
 Sanatıyla değil, edebiyat hakkında ileri sürdüğü fikirleriyle ün yapmış ve edebiyat çevrelerinde “ÜSTAD” olarak anılmıştır.

 Önce çok sevdiği oğlu Nejat’ın daha sonra diğer çocuklarının ölmesi üzerine çektiği
acılar şiirlerine de yansımıştır. Bu yüzden şiirleri ağlamaklıdır.
 Batılılaşmanın yanlış anlaşılmasını eleştirdiği, ilk realist roman sayılan eseri
ünlüdür.(Araba Sevdası)

ESERLERİ:

Şiirleri: Name-i Seher, Zemzeme, Pejmürde, Nejat Ekrem, Yadigar-ı Şebab
Romanları: Araba Sevdası
Hikayeleri: Muhsin Bey, Şemsa
Tiyatroları: Çok Bilen Çok Yanılır, Afife Anjelik, Vuslat

Ta’lim-i Edebiyat (önemli eseri.) Edebiyat hakkında bilgi verir
Takdir-i Elhan (Eleştiri)
ZEMZEME: Yeni şiiri destekleyen görüşlerini yazmıştır.
ARABA SEVDASI: Bilinçsizce Batıyı taklit eden Bihruz Bey’in düştüğü haller anlatılır.

NABİZADE NAZIM
 Tanzimat’ın ikinci döneminde yetişen ve realist-natüralist görüşleri
hikayelerine en iyi uyarlamış romancıların en önemlilerindendir.
 “Karabibik” bizde ilk köy romanıdır. Natüralist-Gerçekçi görüşle
yazılan ve köylünün bazı dertlerini anlatan bu eser Antalya civarında
geçmektedir. Bu hikayenin önsözünde şu görüşleri ortaya atmıştır:
Hikaye, roman özeti gibidir. Hikayede doğallığa ve sadeliğe
önem verilmeli, akla uyulmalıdır. Böylece Realizmin ilkelerini
belirlemiştir.

 Realizmi edebiyatımıza en iyi şekilde o uyarlamıştır. (Zehra)
 Realizmin etkisiyle eserleri sade, gerçekçi; kahramanları ve konuları günlük hayattandır.
ESERLERİ:

Hikayeleri: Zavallı Kız, Haspa, Bir Hatıra, Karabibik, Yadigarlarım
Roman: Zehra (psikolojik tahlillere yer verir . Edebiyatımızın ilk tezli romanıdır. İstanbul’
daki bir ailenin yaşamı konu edilir.)

KARABİBİK: Uzun hikaye biçiminde yazılmıştır. Realizmin başarılı bir örneğidir. Bu eserde kırsal kesim gerçeğine ilk kez değinilir.

SAMİPAŞAZADE SEZAİ
 “Sergüzeşt” romanıyla edebiyatımızda Realizmin öncüsü
olmuştur.
 Namık Kemal’in büyüleyici etkisi altında yetişen Sezai Bey kesin bir
yenilik taraftarıdır

 Esir bir kızın serüvenini konu alan dolayısıyla ferdi hürriyeti ve insan
haklarını savunan “Sergüzeşt” romantizm ve realizm arasıda bir köprüdür.
 Türk edebiyatında ilk edebi hikayeleri yazmış bunları Küçük Şeyler adı altında toplamıştır. Bu kitabın önsözüne bakınca onun romantizmle realizm arasında bocaladığı görülür.
 Sevet-i Fünun yazarlarını üslup bakımından etkilemiştir.
SERGÜZEŞT: Bir paşanın oğlu ile bir cariyenin aşkı anlatılır. Artık kapanmak üzere olan
köleli cariyeli konak hayatı anlatılır.
ESERLERİ:
Roman: Sergüzeşt
Hikaye: Küçük Şeyler

Tiyatro: Pir
Mektup-Sohbet: İclal

ŞEMSETTİN SAMİ
 Tanzimat edebiyatının dil alanında önemli eserler veren sanatçısıdır.
 Fransızcadan çevirdiği sözlükler önemlidir.
 En önemli eseri “Kamus-ı Türki” dir.
 Dilin sadeleştirilmesi hakkındaki fikirleri sonraki kuşağa yol göstermiştir.

 Kutadgu Bilig’i Türkçeye çevirmiştir.
 Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat adlı romanı vardır.

TAAŞŞUK-I TALAT VE FITNAT: Babası öldüğü için annesi tarafından büyütülen Talat,
pencereden görüp aşık olduğu Fitnat’a daha yakın olabilmek için kadın kıyafetleri giyip
kendini piyano hocası olarak kabul ettirmiştir. Tüm bunlar olurken Talat’ın annesi oğlundaki garip davranışlardan kuşkulanarak onu, düzelmesi için, Sudanlı bir kızla evlendirmek
ister. Talat bu isteğe şiddetle karşı çıkmış; ama Fitnat babasının kendisini zengin biriyle
evlendirme isteğine fazla itiraz edememiştir. Fitnat, evlendiği gece sevgilisinden ayrılmanın verdiği üzüntüyle kendini vurur. Ölmeden önce, evlendiği adamın vaktiyle annesini
terk eden babası olduğunu öğrenir. Bunun üzerine Fıtnat’ın babası da Talat da intihar eder.

MUALLİM NACİ
 Recaizade ile sanat hakkında girdiği sert tartışma onu yeni edebiyatın
karşısında göstermiştir.
 Demdeme adlı eserinde ne kadar eski şiiri savunsa da aruzu Türkçeye
diğerlerinden daha güzel uygulamıştır.

 Edebiyatımızda köyden bahseden ilk şiir onundur. (Köylü Kızların Şarkısı)

ESERLERİ: Ömer’in Çocukluğu (anı)
EBUZZİYA TEVFİK:

 Uzun yıllar yaptığı gazetecilik ile tanınmıştır. Çıkardığı gazeteler ve buralardaki yazılarıyla Tanzimat edebiyatının ve bu dönemin tanınmasını sağlamıştır.( Yeni Osmanlılar
Tarihi adlı inceleme eseri)

 Tasvir-i Efkar gazetesini gönüllü olarak çıkarmıştır.

Eserleri:

Piyes: Ecel-i Kaza
Antoloji: Numune-i Edebiyatı Osmaniye
Nesir: Lügat-i Ebüzziya, Yeni Osmanlılar Tarihi

HAZIRLAYAN
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ
SERDAR GÜL

www.edebiyatogretmeni.net


Slide 6

www.edebiyatogretmeni.net

XIX. yy. edebiyatımızın girişimler dönemidir. Roman, öykü,
tiyatro alanlarında ilk örnekler verilmiş, şiirdeki başkaldırmalar divan
şiirine ilgiyi azaltmıştı. Çıkmaya başlayan özel gazeteler roman, öykü
yayımlıyor, edebiyat adamlarının tartışmalarına yer veriyordu. Bazı
kesimler Namık Kemal’in şiire getirdiği: “özgürlük, vatan, hak, insanlık, esaret…” gibi kavramlarda kendi sorunlarını, kendi isteklerini,
kendi kişiliğini bularak yeni edebiyat girişimlerine yandaş oldu.

Tanzimat ile Divan Edebiyatı’nın Karşılaştırması

1) Divan şiirindeki “parça güzelliği” yerine,Tanzimat şiirinde “bütün güzelliği” önemsenmiş
2) Divan edebiyatı yüksek zümredeki insanlara hitap ederken, Tanzimat edebiyatı halka
seslenmiş.
3) Divan şiirinde ölçü aruzdur, Tanzimat’ta ise aruzun yanında hece ölçüsü de kullanılmış.
4) Divan nesrinde söz hünerleri gösterme,sanat kullanma esasken, Tanzimat nesrinde bir
takım fikirleri halka ulaştırmak halkı bilgilendirmek ve eğitmek esastır.

5) Divan edebiyatında aşk, şarap, kadın, eğlence, hayali konular işlenirken; Tanzimat edebiyatında gerçek yaşam, tabiat, kişisel acı ve ızdıraplar, toplumsal konular işlenmiştir.
6) Divan edebiyatında kullanılmayan birçok edebi tür Tanzimat edebiyatında kullanılmaya
başlanmış (roman, hikaye, tiyatro, sone, terza-rima, triyole, gazete…)
7) Divan edebiyatında dil ağır ve sanatlıdır; Tanzimat edebiyatında dil sadeleştirilmiş,
halkın dili kullanılmıştır.

Bu dönem edebiyatını iki bölümde incelemek gerekir

1. Dönem:


Bu döneme Şinasi, Ziya, Namık Kemal okulu adı verilir.



Bu dönemin başlıca sanatçıları: Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Mithat,

Şemsettin Sami, Ahmet Vefik Paşa, Ali Suavi, Ahmet Cevdet Paşa



Bu dönemde “sanat toplum içindir” görüşü benimsenmiş.



Bu dönemde amaç: “Divan edebiyatını yıkmak,yerine sosyal yaşamla geniş ölçüde
alakalı inkılapçı bir edebiyat getirmek.



Halka halk diliyle hitap etmek amacıyla sade dile ve halk Türkçesine önem vermek



Vatan sevgisi, millet duygusu, hürriyet aşkı, halk sevgisi… gibi duyguları halka aşılamak ve onları bu yolda eğitmek.



Gazete, roman, öykü, makale, şiir, tiyatro… gibi
yenilikleri Türk edebiyatına getirmek ve
uygulamak.

 Şiirde estetik güzellik değil içerik ön plana çıkmıştır.
 Eski nazım şekilleriyle yeni kavram ve duyguları işlemişlerdir.
 Bu dönem sanatçıları ,edebiyatın yanında siyasetle de ilgilenmiştir.
 Ortaya konan eserler, taklit olduğu için teknik yönden zayıftır.
 Fransız edebiyatı örnek alınmıştır.
 Bu dönem sanatçıları genelde Romantizmin etkisindedir.
 Eserlerde rastlantılara çokça yer verilir.
 Okuyucuyu bilgilendirmek için olayların akışı sık sık kesilir.

2. Dönem:
 Bu döneme Ekrem, Sezai, Hamit okulu adı verilir.
 Bu dönemin sanatçıları:” Abdulhak Hamit Tahran, Recaizade Ekrem, Sami Paşazade

Sezai, Nabizade Nazım, Ebuziya Tevfik, Ali Bey…

 Bu dönemde “ sanat sanat içindir “ görüşü benimsenmiş.
 Siyasi ve toplumsal ideolojilerden uzak durmuşlar.
 Sanatta batılılaşmayı savunurlar
 Eski edebiyata karşı yeni edebiyatı savunurlar.
 I. Tanzimatçılara göre batı edebiyatını edebiyatımızda daha da kökleştirmişler.
 İdeolojik görüşlerini aktif olarak değil, eserlerindeki kahramanlarla işlemişler.
 Romanda realizmin tesiri şiirde ise romantizmin tesiri görülür.
 Dil ağırdır.

 Gazetecilik eski işlevini yitirmiş.
 Tiyatro eserleri oynanmak için değil okunmak için yazılmış.
 Şiirde bireysel duygular anlatılmış ve güzel olan her şey şiire konu olmuş.
 Muallim Naci bu dönemde Divan edebiyatını savunan tek sanatçıdır.

Tanzimat Edebiyatının Genel Özellikleri
1) Dilin sadeleşmesi amaçlanmış, özellikle tiyatro, anı, mektup ve halka seslenen
romanlarda bu amaç bir ölçüde gerçekleştirilmiştir. Ancak sanatçılar, eski alışkanlıklarından tamamen kurtulamadıkları için yabancı sözcük ve kurallardan büsbütün
sıyrılamamışlardır.

2) Divan edebiyatının kullandığı şiir, tarih ve mektup gibi türleri batı anlayışına göre
yenilemişlerdir.
3) Makale, tiyatro, roman, hikaye, anı gibi yeni türler kullanılmaya başlanmıştır.
4) Daha önce toplum sorunlarıyla hiç ilgisi bulunmayan sanatı; toplumu düzeltmek,
eğitmek için bir dava aracı olarak kullanma anlayışına yönelmişlerdir.
5) Fransız edebiyatından esinlenerek klasisizm, romantizm, realizm ve natüralizm
akımlarının etkisinde eserler yaratılmıştır.

6) Nesirde iç kafiye (seci) bırakılmış, anlatımda süs yerine, düşünceleri halka ulaştırma amacı güdülerek yeni bir nesir yaratılmıştır.
7) Şiirde hecenin örnekleri görülmekle birlikte aruzun kullanımı devam etmiştir.

8) Günlük olaylar, duygu ve düşünceler şiire sokularak şiirin konusu genişletilmiştir.
9) Başlangıçta yeni düşünceler eski nazım biçimleri içinde verilirken sonraları yeni
biçimler kullanılmıştır.
10) Şiirde konu ve anlam bütünlüğü aranmıştır.
11) Divan edebiyatındaki “parça güzelliği” anlayışının yerini “bütün güzelliği” almıştır.
12) Roman ve hikayelerin konusu ya günlük yaşayıştan ya da tarihten alınmıştır.
13) Tiyatroda toplum sorunları, gelenek, görenek, çocuk, aile, yaşanılan olaylar işlenmiştir.

14) Eserlerde kahramanlar tek yönlü ele alınmış, iyiler ödüllendirilmiş, kötüler cezalandırılmıştır.
15) Roman ve öykülerde olayların akışında rastlantılara çok yer verilmiştir.
16) Romanların içinde konu dışına çıkılarak okuyucuya bilgi ve öğüt vermekten kaçınılmamıştır.
17) Yazarlar, eserlerinde kendi kişiliklerini gizlememiştir.

18) Roman kahramanları çoğu zaman bir görüşte aşık olur.
19) Toplumsal olaylara yüzeyden bakılır.
20) Tanzimat romanında aile problemi büyük yer tutar. Avrupa taklitçiliği nedeniyle
aile içindeki sarsılma ve çöküntüler işlenir.(Araba Sevdası,İntibah)
21) Tiyatro bu dönemde Namık Kemal’le başlar. Ahmet Vefik Paşa’nın Molier’den
yaptığı çevirilerle ileri bir sanat düzeyine ulaşır.
22) Bu edebiyatın nesir sahasındaki en büyük kazancı gazetedir.
23) Bu dönemdeki tiyatro eserleri sahnelenmeye uygun değildir.
24) Mizah ve hiciv anlayışı bu dönemde daha da gelişmiştir. Batılı anlamdaki ilk mizah
örneği bu dönemde verilir.
25) Türk edebiyatında gerçek edebi tenkit bu dönemde başlamıştır.
26) Bu dönemde roman tekniği tam oturmamıştır. Romanımızın emekleme dönemidir.
Tasvirlerde ve kurguda kompozisyon bozukluğu vardır.

27) Bu dönem yazarlarında yaygın bir tasvir yapma alışkanlığı vardır.

28) Kahramanlar üst tabakadandır.
29) Olaylar İstanbul ve çevresinde geçer.
30) İşlenen konular: Yanlış batılılaşma, alafrangalık özentisi, sarsılan aile düzeni,
kültürel yozlaşma, fakirlik, cariyelik, görücü usulü evlenme, cehalet ve tarihi
konulardır.

TANZİMATIN TÜRK EDEBİYATINA KAZANDIRDIĞI İLKLER

1) İlk Gazeteler:
a) Takvim-i Vakayi ( İlk Türk gazetesi)
b) Ceride-i Havadis (Yarı resmi gazete)
c) Tercüman-ı Ahval (Şinasi ve Agah Efendi’nin çıkardığı ilk özel Türk gazetesi)
d) Tasvir-i Efkar (Şinasi’nin Namık Kemal’e devrettiği ikinci özel Türk gazetesi)
e) Hürriyet (Namık Kemal ve Ziya Paşa’nın yurt dışında çıkardıkları ilk Türk gazetesi)
f) Tercüman-ı Hakikat
2) İlk Çeviri Roman: Telemak; Yusuf Kamil Paşa Fenelon’dan çevirmiştir.
3) İlk Yerli Roman: Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat. Şemsettin Sami tarafından yazılmıştır,
edebi değeri yoktur.

4) Bir Edebi Akım Etkisinde Yazılan İlk Roman: İntibah; Namık Kemal tarafından
romantizme bağlı kalınarak yazılmış bir sosyal romandır.
5) İlk Realist Romanlar: Sergüzeşt; Sami Paşazade Sezai yazmıştır.
Araba Sevdası; Recaizade Mahmut Ekrem yazmıştır.
6) İlk Tiyatro Eseri: Şair Evlenmesi; Şinasi yazmıştır.

7) İlk Köy Romanı: Karabibik; Nabizade Nazım yazmıştır.
8) İlk Öyküler: Küçük Şeyler; Sami Paşazade Sezai yazmıştır. (Basılan ilk hikaye kitabı)
Letaif-i Rivayet; Ahmet Mithat Efendi yazmıştır.( Yazılan ilk hikaye kitabı)
9) İlk Makale: Şinasi yazmıştır.
10) İlk Şiir Çevirileri: Şinasi tarafından Fransızcadan yapılmıştır.
11) İlk Noktalama İşaretleri: Şinasi tarafından kullanılmıştır.
12) Edebiyatımızda ilk tarihi roman: Namık Kemal'in "Cezmi" adlı eseridir.
13) Edebiyatımızdaki ilk eleştirmen: Namık Kemal'dir.
14) Türk Edebiyatındaki ilk polisiye roman: Esrar-ı Cinayet; Ahmet Mithat yazmıştır.

Dönemin Sanatçıları ve Eserleri

ŞİNASİ

 Maliye öğretimi için Fransa’ya devlet tarafından ilk gönderilen öğrencilerdendir. Fakat Şinasi o dönemde edebiyatla ilgilenmiş ve dönemin ünlü
yazar şairleriyle tanışmıştır. Yurda döndüğünde Agah Efendiyle 1860’ta
Tercüman-ı Ahval gazetesini çıkarmışlardır.
 Şinasi divan edebiyatındaki duygu kavramını bir yana itip akla ve mantığa yer verir.

 Halk dilini kullanmayı, böylece halkı bilinçlendirmeyi hedefler.

 Kısa cümleli ,yeni görüşlerle örgülü bir nesir yapısı meydana getirmiştir.

 Şairlik yönü pek güçlü olmayan Şinasi, edebiyatımıza getirdiği yeniliklerle tanınır.








Bu yenilikler şunlardır:

ilk tiyatro eserimiz olan Şair Evlenmesi (Bu eserde görücü usulüyle evlenme eleştirilir.)
Edebiyatımızda noktalama işaretlerini ilk defa kullanmıştır.
İlk özel Türk gazetesi Tercüman-ı Ahval’ı çıkarmıştır.
Atasözlerimizi Durub-u Emsal-i Osmaniye adı altında derlemiş.
İlk makaleyi yazdı: Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi
Dilde sadeleşmenin öncüsü olmuştur.

 Şiirlerini Müntehabat-ı Eş’ar’ım adı ile yayınlamıştır.
 Şiiri mecazlardan arıtıp yalınlaştırmaya çalışır.
 Eşek ile Tilki La Fontaine’den etkilenerek yazdığı bir fabldır.
 Batı şiirini tanıtmak amacıyla Fransız şairlerinden çeviriler yapmıştır.

 Şiirlerinde konu birliğine ve bütün güzelliğine önem vermiştir

www.edebiyatogretmeni.net

NAMIK KEMAL
 Önceleri klasik bir divan şairi olan Kemal, Şinasi ile tanıştıktan sonra Batı
edebiyatı ve Batı kaynaklı
fikirlerle ilgilenmeye başlamıştır.
 Gür sesli vatan şairi,dava ve sanat adamıdır. Eserlerinde hürriyet, vatan sevgisi, hak, kanun, adalet, ahlak konularını işlemiştir.
 Edebiyatımızda vatan ve hürriyet şairi olarak bilinir.
 Eski edebiyata karşı olduğu halde yeni düşünce ve kavramları yaymak amacıyla yazdığı
şiirlerin çoğunda eskiye bağlı kalmıştır
 Namık Kemal’de diğer 1. Dönem Tanzimatçılar gibi dilde sadeliği benimser.
 Yine diğerleri gibi aruzun yanında az da olsa hece veznini kullanır.

 Şiirimizin gelişmesinde büyük emeği geçmiş bu yolda gerçekten etkili olmuştur. Şiirlerini
“toplum için sanat” anlayışıyla yazmış toplumcu bir şairdir.

 Kendinden sonra gelen genç kuşaklara yurtseverlik, özgürlük tutkularını yerleştirmiş.

 Osmanlı Tiyatrosunun modern bir tiyatro olması için çaba göstermiştir. Avrupa’da bulunduğu yıllarda tiyatro türüyle ilgilenmiş ve yurda dönünce bu tarzda eserler yazmıştır.

 Eleştiri türünün ilk örneğini Ziya Paşa’nın Harabat’ına karşılık yazdığı Tahrib-i
Harabat ve Takip adlı eserleriyle vermiştir. Onun tenkitlerinde iki önemli unsur
bulunur: Biri; eski edebiyatı yıkmak, ikincisi; yeni bir edebiyat kurmak.
 Ona göre edebiyat hayale, soyuta, içe kapanmışlığa son vermeli; gerçeği, hayat,
tabiatı işlemelidir. Yeni edebiyat halka dönmeli, nüfuzlu kimselere yaranacağına
onun dertlerini dinlemeli.
 Eserlerinin tümünde romantizm egemendir.

ESERLERİ:

Tiyatro: Vatan yahut Silistre, Zavallı Çocuk, Akif Bey, Gülnihal, Celalettin Harzemşah,
Karabela
Roman: İntibah ( ilk edebi roman), Cezmi (ilk tarihi roman)
Eleştiri: Tahrib-i Harabat, Takip
Tarih, Biyografi: Kanije, Silistre Muhasarası, Osmanlı Tarihi, Devr-i İstila.
ZAVALLI ÇOCUK: Sevmedikleriyle zorla evlendirilenlerin bahtsızlığı işlenmiş.
AKİF BEY: Kocasına ihanet eden kadının dramı işlenmiş.
GÜLNİHAL: Bir sancak beyine karşı halkın isyanı anlatılır.

ZİYA PAŞA
 Ziya Paşa diğer Tanzimatçılar gibi toplumcudur, Fransız devriminin ilkelerine bağlıdır, eğitimin gerekliliğini savunur.
 Şinasi’yle başlayan Batı edebiyatı anlayışını savunur. Ancak, eski şiiri
öven “Harabat” ı hazırlayacak kadar eski şiire bağlıdır. Bu yüzden
Namık Kemal tarafından tenkit edilmiştir.
 “Doğulu ya da Batılı” olmak konusunda karara varamamıştır. Bu nedenle “Harabat”ta
Divan edebiyatını, “Şiir ve İnşa” makalesinde yeni edebiyatı savunur. Bu zıtlıklar sanatına da yansımış, tezatlar sanatçısı olmuştur.
 Tanzimatçılar arasında eski şiire en fazla bağlı kalanlardandır.
 Şiirde dili sade değildir. Ancak nesir dili sadedir

 Ziya Paşa daha çok siyasi ve sosyal tenkit makaleleri yazmıştır. Makalelerinde idarecilere savaş açmıştır.
 Şiirlerinde öğütler ve felsefi temalar görülür.
 Diğer Tanzimatçılar gibi gazetecilik yönü kuvvetlidir.

ESERLERİ:

1) Tekib-i Bent (Dönemin sosyal bir eleştirisidir. Bağdatlı Ruhi’ye nazire olarak yazmıştır.)
Terci-i Bent (şiir)
2) Zafername (mizah) ( Sadrazam Ali Paşa aleyhinde yazılmıştır.)
3) Harabat (Bu antolojide halk şiirini kötülemiş Divan şiirini yüceltmiş.)
Şiir ve İnşa (Bu makalede gerçek şiirimizin halk şiiri olduğunu söylemiş.)
4) Rüya ( Türk edebiyatındaki ilk röportaj sayabiliriz.)
Veraset Mektupları ( makale)
5) Emil, Defter-i Amal ( j.j. Rausseaux ‘dan çeviri)
6) Eş’ar-ı Ziya (şiir)

www.edebiyatogretmeni.net

AHMET MİTHAT EFENDİ
 Tanzimat döneminde, halk için roman anlayışını başlatan yazardır.
Bütün eserlerini halkın okuma zevkini geliştirmek için yazmıştır.
Tanzimat edebiyatında halkın dilini en iyi kullanan yazar o’dur.
 Türk edebiyatında en çok eser veren sanatçı olarak bilinir. Roman
ve hikayelerini hiçbir teknik kaygısı gütmeden yazmıştır. Sırası gelince
olayların akışını durdurup okuyucuya bilgi ve nasihat verir.
 Diğer Tanzimatçılar gibi siyasi konulara değinmemiştir.
 Batı medeniyetinin Türk toplumuyla bağdaşmayan yönlerini anlatmaya çalışmıştır.
Avrupa hayranlarını eserlerinde züppe ve alafranga olarak eleştirmiştir.

 Bütün yapıtlarını nesir türünde vermiştir.
 Her yapıtının sonunda bir “kıssada hisse” vardır.
 Eserlerinde bir eğitici gibi halkı her konuda bilgilendirmeyi ona kılavuzluk etmeyi amaçlar.

ESERLERİ:

Hikayeleri: Letaif-i Rivayet(25 cilt). Edebiyatımızdaki ilk hikayeler.
Romanları: Hasan Mellah, Hüseyin Fellah, Dünyaya İkinci Geliş, Felatun Bey’le Rakım
Efendi, Paris’te Bir Türk, Müşahedat

Tiyatro: Çengi, Çerkez Özdenleri, Siyavuş, Açık Baş
Seyahat: Avrupa’da Bir Cevelan
FELATUN BEY’LE RAKIM EFENDİ: Felatun Bey her yönüyle batı hayranı biridir.
Ancak batı düşüncesini zevk ve sefa anlayışıyla özümsemiştir. Rakım Efendi ise Felatun’
un tam tersi bir karakterdir.

AHMET VEFİK PAŞA
 Türk tiyatrosuna ve dil çalışmalarına önemli katkılarda bulunmuştur.
 Moliere’den yaptığı çeviriler önemlidir.
 Türkçe’yi oldukça sade kullanmış, toplumun adet, töre, mizah gücünü
eserlerine taşımıştır.
 Tarih ve dil sahasında önemli eseri Lehçe-i Osmani

ESERLERİ:

Zor Nikah (Moliere’den çeviri)
Zoraki Tabip (Moliere’den çeviri)
Okumuş Kadınlar (Moliere’den çeviri)
Secere-i Türki (Tarih)
Lehçe-i Osmani (Dil)
www.edebiyatogretmeni.net

ALİ SUAVİ:
 Hayret edilecek kadar geniş bilgili ve inanılmayacak kadar da şaşırtıcı, Batılı ve bazen
iyice cüretli, iyice sorumsuz görüşler sahibidir.
 Türkiye’de “Meşrutiyet ve Laikliği” ilk savunanlardan biridir.

 Hükümete çatan, Ali Paşa’yı yeren yazılarından dolayı Kastamonu’ya sürülmüştür.
 Uygur alfabesinin ilk Türk yazısı olduğundan söz etmiş.
 Laikliği, Meşrutiyeti, Türkçülüğü savunan İslami ölçülere bağlı bir yazardır.
 Türlü konularda gazete ve risale (broşür) yazıları, tercümeler, dini yorumlar, seyahat
yazıları vardır.

SÜLEYMAN PAŞA:
 Fikir adamı ve Türkçü bir yazardır.
 Önemli ve ünlü eseri “Tarih-i Alem”dir. Bu eser Türkçü bir bakışla yazılmış ve kendisinden sonra gelen Türkçü yazarları etkilemiştir.

ABDÜLHAK HAMİT TARHAN
 Tanzimat döneminin en büyük ve en verimli şairidir. Türk şiirine
geniş ufuklar açmış; günlük yaşam, aşk, vatan-millet sevgisi, ölüm
ve metafizik üzerine, sevinç, ümit ve tezatlardan, isyan ve feryatlardan güç alan epik, şiir ve felsefi şiirler yazdı. Divan şiirini sona
erdiren sanatçıdır.
 Yazdığı tiyatro eserleri sahnelenmeye elverişli değildir.
 Şiirlerinde orijinal buluşlar ve hayaller vardır.

 Ediplerimiz arasında hayat coğrafyası en geniş olan adamdır

 Şiirin şekil ve içeriğiyle istediği gibi oynanır sandığı için edebiyatımızda yıkıcı olduğu
kadar yapıcıdır.

 Batı şiirinin hemen bütün biçim ve türlerini hiç çekinmeden denemiş, aşırılık sınırında
sayılan bu girişimlerle yankılar, tepkiler uyandırmış.

 Eşi Fatma Hanım’ın ölmesi Hamid’in şiirine yepyeni ilhamlar getirmiş. Ölüm, Allah, kader,
felsefi isyanlar gibi fizikötesi konuları işlemeye başlamış. (Makber)

 Namık Kemal’e bağlı kalmış ama onun fikirlerini eserlerine pek taşıyamamış. Toplumsal
konular yerine bireysel acıları, tabiatı ve kadını işlemiş.

 Tanzimatçılar arasında yalnızca Hamit belli bir alanda (şiir) yoğunlaşmış.

Hamit nazımda şu değişiklikleri yapmış:

1) Kurallı nazım şekillerini (gazel, mesnevi) yıkarak kuralsız nazmı getirmiş.
2) Mısraları kendi arasında kafiyelemiş
 Düzgün bir Türkçe kullanamadığı için söyleyiş zaafı vardır

 Tiyatrolarını sahnelenmek için değil, okunmak için yazmıştır. Tiyatrolarında insanüstü
güçlere yer vermiştir.

ESERLERİ:
Şiirleri: Sahra (ilk pastoral şiir), Kahbe, Makber, Belde, Ölü, Halce,

Garam (Çamlıca da yaşanmış bir aşk hikayesi), Baladan Bir Ses

Tiyatroları: Sabr-ü Sebat, İçli Kız, Fitnen, Liberte, Eşber, Nesteren

RECAİZADE EKREM
 Şiir, hikaye ve tiyatro da yazan Ekrem’in en önemli yönü: Teorici
(nazariyatçı) ve romancı oluşudur.
 Ekrem’in teori alanında verdiği en ünlü eseri “Ta’lim-i Edebiyat’tır.
Bu eserdeki düşünceler II. Tanzimat ve Servet-i Fünun devri şiir ilkelerini anlatması ve Servet-i Fünun’u kuracak genç şairlere yol göstermesi bakımından önemlidir.

 Ekrem eski edebiyat karşısında yeni sanatın ilkelerini tespit eden ünlü tenkitçi olmuştur.

 İlk Tanzimatçıların “toplumcu” ilkelerine karşılık, “tekçi” şiirin savunmasını yapmıştır.

 Eskilerin “göz için kafiye” anlayışına karşı “kulak için kafiye” görüşünü savunmuştur.

 Şiirlerinin ilhan tarafı düşük, hayaller oldukça sık ve düşünceler zayıftır.

 “Her güzel şey şiirdir” ilkesini benimseyen sanatçı şiirlerini sisli güz manzaraları, yaprak,
çiçek, kelebek, mezarlıklar, kırlar ile doldurmuştur.

 Aşırı yenilikçi ve aşırı romantik Ekrem’le ( yeni şiiri destekler Zemzeme)
Muallim Naci ( eski şiiri destekler Demdeme) arasıda çıkan eski-yeni tartışması
meşhurdur.

 Şiirlerinde kişisel konuları işler, toplumsal konulara değinmez.
 Sanatıyla değil, edebiyat hakkında ileri sürdüğü fikirleriyle ün yapmış ve edebiyat çevrelerinde “ÜSTAD” olarak anılmıştır.

 Önce çok sevdiği oğlu Nejat’ın daha sonra diğer çocuklarının ölmesi üzerine çektiği
acılar şiirlerine de yansımıştır. Bu yüzden şiirleri ağlamaklıdır.
 Batılılaşmanın yanlış anlaşılmasını eleştirdiği, ilk realist roman sayılan eseri
ünlüdür.(Araba Sevdası)

ESERLERİ:

Şiirleri: Name-i Seher, Zemzeme, Pejmürde, Nejat Ekrem, Yadigar-ı Şebab
Romanları: Araba Sevdası
Hikayeleri: Muhsin Bey, Şemsa
Tiyatroları: Çok Bilen Çok Yanılır, Afife Anjelik, Vuslat

Ta’lim-i Edebiyat (önemli eseri.) Edebiyat hakkında bilgi verir
Takdir-i Elhan (Eleştiri)
ZEMZEME: Yeni şiiri destekleyen görüşlerini yazmıştır.
ARABA SEVDASI: Bilinçsizce Batıyı taklit eden Bihruz Bey’in düştüğü haller anlatılır.

NABİZADE NAZIM
 Tanzimat’ın ikinci döneminde yetişen ve realist-natüralist görüşleri
hikayelerine en iyi uyarlamış romancıların en önemlilerindendir.
 “Karabibik” bizde ilk köy romanıdır. Natüralist-Gerçekçi görüşle
yazılan ve köylünün bazı dertlerini anlatan bu eser Antalya civarında
geçmektedir. Bu hikayenin önsözünde şu görüşleri ortaya atmıştır:
Hikaye, roman özeti gibidir. Hikayede doğallığa ve sadeliğe
önem verilmeli, akla uyulmalıdır. Böylece Realizmin ilkelerini
belirlemiştir.

 Realizmi edebiyatımıza en iyi şekilde o uyarlamıştır. (Zehra)
 Realizmin etkisiyle eserleri sade, gerçekçi; kahramanları ve konuları günlük hayattandır.
ESERLERİ:

Hikayeleri: Zavallı Kız, Haspa, Bir Hatıra, Karabibik, Yadigarlarım
Roman: Zehra (psikolojik tahlillere yer verir . Edebiyatımızın ilk tezli romanıdır. İstanbul’
daki bir ailenin yaşamı konu edilir.)

KARABİBİK: Uzun hikaye biçiminde yazılmıştır. Realizmin başarılı bir örneğidir. Bu eserde kırsal kesim gerçeğine ilk kez değinilir.

SAMİPAŞAZADE SEZAİ
 “Sergüzeşt” romanıyla edebiyatımızda Realizmin öncüsü
olmuştur.
 Namık Kemal’in büyüleyici etkisi altında yetişen Sezai Bey kesin bir
yenilik taraftarıdır

 Esir bir kızın serüvenini konu alan dolayısıyla ferdi hürriyeti ve insan
haklarını savunan “Sergüzeşt” romantizm ve realizm arasıda bir köprüdür.
 Türk edebiyatında ilk edebi hikayeleri yazmış bunları Küçük Şeyler adı altında toplamıştır. Bu kitabın önsözüne bakınca onun romantizmle realizm arasında bocaladığı görülür.
 Sevet-i Fünun yazarlarını üslup bakımından etkilemiştir.
SERGÜZEŞT: Bir paşanın oğlu ile bir cariyenin aşkı anlatılır. Artık kapanmak üzere olan
köleli cariyeli konak hayatı anlatılır.
ESERLERİ:
Roman: Sergüzeşt
Hikaye: Küçük Şeyler

Tiyatro: Pir
Mektup-Sohbet: İclal

ŞEMSETTİN SAMİ
 Tanzimat edebiyatının dil alanında önemli eserler veren sanatçısıdır.
 Fransızcadan çevirdiği sözlükler önemlidir.
 En önemli eseri “Kamus-ı Türki” dir.
 Dilin sadeleştirilmesi hakkındaki fikirleri sonraki kuşağa yol göstermiştir.

 Kutadgu Bilig’i Türkçeye çevirmiştir.
 Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat adlı romanı vardır.

TAAŞŞUK-I TALAT VE FITNAT: Babası öldüğü için annesi tarafından büyütülen Talat,
pencereden görüp aşık olduğu Fitnat’a daha yakın olabilmek için kadın kıyafetleri giyip
kendini piyano hocası olarak kabul ettirmiştir. Tüm bunlar olurken Talat’ın annesi oğlundaki garip davranışlardan kuşkulanarak onu, düzelmesi için, Sudanlı bir kızla evlendirmek
ister. Talat bu isteğe şiddetle karşı çıkmış; ama Fitnat babasının kendisini zengin biriyle
evlendirme isteğine fazla itiraz edememiştir. Fitnat, evlendiği gece sevgilisinden ayrılmanın verdiği üzüntüyle kendini vurur. Ölmeden önce, evlendiği adamın vaktiyle annesini
terk eden babası olduğunu öğrenir. Bunun üzerine Fıtnat’ın babası da Talat da intihar eder.

MUALLİM NACİ
 Recaizade ile sanat hakkında girdiği sert tartışma onu yeni edebiyatın
karşısında göstermiştir.
 Demdeme adlı eserinde ne kadar eski şiiri savunsa da aruzu Türkçeye
diğerlerinden daha güzel uygulamıştır.

 Edebiyatımızda köyden bahseden ilk şiir onundur. (Köylü Kızların Şarkısı)

ESERLERİ: Ömer’in Çocukluğu (anı)
EBUZZİYA TEVFİK:

 Uzun yıllar yaptığı gazetecilik ile tanınmıştır. Çıkardığı gazeteler ve buralardaki yazılarıyla Tanzimat edebiyatının ve bu dönemin tanınmasını sağlamıştır.( Yeni Osmanlılar
Tarihi adlı inceleme eseri)

 Tasvir-i Efkar gazetesini gönüllü olarak çıkarmıştır.

Eserleri:

Piyes: Ecel-i Kaza
Antoloji: Numune-i Edebiyatı Osmaniye
Nesir: Lügat-i Ebüzziya, Yeni Osmanlılar Tarihi

HAZIRLAYAN
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ
SERDAR GÜL

www.edebiyatogretmeni.net


Slide 7

www.edebiyatogretmeni.net

XIX. yy. edebiyatımızın girişimler dönemidir. Roman, öykü,
tiyatro alanlarında ilk örnekler verilmiş, şiirdeki başkaldırmalar divan
şiirine ilgiyi azaltmıştı. Çıkmaya başlayan özel gazeteler roman, öykü
yayımlıyor, edebiyat adamlarının tartışmalarına yer veriyordu. Bazı
kesimler Namık Kemal’in şiire getirdiği: “özgürlük, vatan, hak, insanlık, esaret…” gibi kavramlarda kendi sorunlarını, kendi isteklerini,
kendi kişiliğini bularak yeni edebiyat girişimlerine yandaş oldu.

Tanzimat ile Divan Edebiyatı’nın Karşılaştırması

1) Divan şiirindeki “parça güzelliği” yerine,Tanzimat şiirinde “bütün güzelliği” önemsenmiş
2) Divan edebiyatı yüksek zümredeki insanlara hitap ederken, Tanzimat edebiyatı halka
seslenmiş.
3) Divan şiirinde ölçü aruzdur, Tanzimat’ta ise aruzun yanında hece ölçüsü de kullanılmış.
4) Divan nesrinde söz hünerleri gösterme,sanat kullanma esasken, Tanzimat nesrinde bir
takım fikirleri halka ulaştırmak halkı bilgilendirmek ve eğitmek esastır.

5) Divan edebiyatında aşk, şarap, kadın, eğlence, hayali konular işlenirken; Tanzimat edebiyatında gerçek yaşam, tabiat, kişisel acı ve ızdıraplar, toplumsal konular işlenmiştir.
6) Divan edebiyatında kullanılmayan birçok edebi tür Tanzimat edebiyatında kullanılmaya
başlanmış (roman, hikaye, tiyatro, sone, terza-rima, triyole, gazete…)
7) Divan edebiyatında dil ağır ve sanatlıdır; Tanzimat edebiyatında dil sadeleştirilmiş,
halkın dili kullanılmıştır.

Bu dönem edebiyatını iki bölümde incelemek gerekir

1. Dönem:


Bu döneme Şinasi, Ziya, Namık Kemal okulu adı verilir.



Bu dönemin başlıca sanatçıları: Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Mithat,

Şemsettin Sami, Ahmet Vefik Paşa, Ali Suavi, Ahmet Cevdet Paşa



Bu dönemde “sanat toplum içindir” görüşü benimsenmiş.



Bu dönemde amaç: “Divan edebiyatını yıkmak,yerine sosyal yaşamla geniş ölçüde
alakalı inkılapçı bir edebiyat getirmek.



Halka halk diliyle hitap etmek amacıyla sade dile ve halk Türkçesine önem vermek



Vatan sevgisi, millet duygusu, hürriyet aşkı, halk sevgisi… gibi duyguları halka aşılamak ve onları bu yolda eğitmek.



Gazete, roman, öykü, makale, şiir, tiyatro… gibi
yenilikleri Türk edebiyatına getirmek ve
uygulamak.

 Şiirde estetik güzellik değil içerik ön plana çıkmıştır.
 Eski nazım şekilleriyle yeni kavram ve duyguları işlemişlerdir.
 Bu dönem sanatçıları ,edebiyatın yanında siyasetle de ilgilenmiştir.
 Ortaya konan eserler, taklit olduğu için teknik yönden zayıftır.
 Fransız edebiyatı örnek alınmıştır.
 Bu dönem sanatçıları genelde Romantizmin etkisindedir.
 Eserlerde rastlantılara çokça yer verilir.
 Okuyucuyu bilgilendirmek için olayların akışı sık sık kesilir.

2. Dönem:
 Bu döneme Ekrem, Sezai, Hamit okulu adı verilir.
 Bu dönemin sanatçıları:” Abdulhak Hamit Tahran, Recaizade Ekrem, Sami Paşazade

Sezai, Nabizade Nazım, Ebuziya Tevfik, Ali Bey…

 Bu dönemde “ sanat sanat içindir “ görüşü benimsenmiş.
 Siyasi ve toplumsal ideolojilerden uzak durmuşlar.
 Sanatta batılılaşmayı savunurlar
 Eski edebiyata karşı yeni edebiyatı savunurlar.
 I. Tanzimatçılara göre batı edebiyatını edebiyatımızda daha da kökleştirmişler.
 İdeolojik görüşlerini aktif olarak değil, eserlerindeki kahramanlarla işlemişler.
 Romanda realizmin tesiri şiirde ise romantizmin tesiri görülür.
 Dil ağırdır.

 Gazetecilik eski işlevini yitirmiş.
 Tiyatro eserleri oynanmak için değil okunmak için yazılmış.
 Şiirde bireysel duygular anlatılmış ve güzel olan her şey şiire konu olmuş.
 Muallim Naci bu dönemde Divan edebiyatını savunan tek sanatçıdır.

Tanzimat Edebiyatının Genel Özellikleri
1) Dilin sadeleşmesi amaçlanmış, özellikle tiyatro, anı, mektup ve halka seslenen
romanlarda bu amaç bir ölçüde gerçekleştirilmiştir. Ancak sanatçılar, eski alışkanlıklarından tamamen kurtulamadıkları için yabancı sözcük ve kurallardan büsbütün
sıyrılamamışlardır.

2) Divan edebiyatının kullandığı şiir, tarih ve mektup gibi türleri batı anlayışına göre
yenilemişlerdir.
3) Makale, tiyatro, roman, hikaye, anı gibi yeni türler kullanılmaya başlanmıştır.
4) Daha önce toplum sorunlarıyla hiç ilgisi bulunmayan sanatı; toplumu düzeltmek,
eğitmek için bir dava aracı olarak kullanma anlayışına yönelmişlerdir.
5) Fransız edebiyatından esinlenerek klasisizm, romantizm, realizm ve natüralizm
akımlarının etkisinde eserler yaratılmıştır.

6) Nesirde iç kafiye (seci) bırakılmış, anlatımda süs yerine, düşünceleri halka ulaştırma amacı güdülerek yeni bir nesir yaratılmıştır.
7) Şiirde hecenin örnekleri görülmekle birlikte aruzun kullanımı devam etmiştir.

8) Günlük olaylar, duygu ve düşünceler şiire sokularak şiirin konusu genişletilmiştir.
9) Başlangıçta yeni düşünceler eski nazım biçimleri içinde verilirken sonraları yeni
biçimler kullanılmıştır.
10) Şiirde konu ve anlam bütünlüğü aranmıştır.
11) Divan edebiyatındaki “parça güzelliği” anlayışının yerini “bütün güzelliği” almıştır.
12) Roman ve hikayelerin konusu ya günlük yaşayıştan ya da tarihten alınmıştır.
13) Tiyatroda toplum sorunları, gelenek, görenek, çocuk, aile, yaşanılan olaylar işlenmiştir.

14) Eserlerde kahramanlar tek yönlü ele alınmış, iyiler ödüllendirilmiş, kötüler cezalandırılmıştır.
15) Roman ve öykülerde olayların akışında rastlantılara çok yer verilmiştir.
16) Romanların içinde konu dışına çıkılarak okuyucuya bilgi ve öğüt vermekten kaçınılmamıştır.
17) Yazarlar, eserlerinde kendi kişiliklerini gizlememiştir.

18) Roman kahramanları çoğu zaman bir görüşte aşık olur.
19) Toplumsal olaylara yüzeyden bakılır.
20) Tanzimat romanında aile problemi büyük yer tutar. Avrupa taklitçiliği nedeniyle
aile içindeki sarsılma ve çöküntüler işlenir.(Araba Sevdası,İntibah)
21) Tiyatro bu dönemde Namık Kemal’le başlar. Ahmet Vefik Paşa’nın Molier’den
yaptığı çevirilerle ileri bir sanat düzeyine ulaşır.
22) Bu edebiyatın nesir sahasındaki en büyük kazancı gazetedir.
23) Bu dönemdeki tiyatro eserleri sahnelenmeye uygun değildir.
24) Mizah ve hiciv anlayışı bu dönemde daha da gelişmiştir. Batılı anlamdaki ilk mizah
örneği bu dönemde verilir.
25) Türk edebiyatında gerçek edebi tenkit bu dönemde başlamıştır.
26) Bu dönemde roman tekniği tam oturmamıştır. Romanımızın emekleme dönemidir.
Tasvirlerde ve kurguda kompozisyon bozukluğu vardır.

27) Bu dönem yazarlarında yaygın bir tasvir yapma alışkanlığı vardır.

28) Kahramanlar üst tabakadandır.
29) Olaylar İstanbul ve çevresinde geçer.
30) İşlenen konular: Yanlış batılılaşma, alafrangalık özentisi, sarsılan aile düzeni,
kültürel yozlaşma, fakirlik, cariyelik, görücü usulü evlenme, cehalet ve tarihi
konulardır.

TANZİMATIN TÜRK EDEBİYATINA KAZANDIRDIĞI İLKLER

1) İlk Gazeteler:
a) Takvim-i Vakayi ( İlk Türk gazetesi)
b) Ceride-i Havadis (Yarı resmi gazete)
c) Tercüman-ı Ahval (Şinasi ve Agah Efendi’nin çıkardığı ilk özel Türk gazetesi)
d) Tasvir-i Efkar (Şinasi’nin Namık Kemal’e devrettiği ikinci özel Türk gazetesi)
e) Hürriyet (Namık Kemal ve Ziya Paşa’nın yurt dışında çıkardıkları ilk Türk gazetesi)
f) Tercüman-ı Hakikat
2) İlk Çeviri Roman: Telemak; Yusuf Kamil Paşa Fenelon’dan çevirmiştir.
3) İlk Yerli Roman: Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat. Şemsettin Sami tarafından yazılmıştır,
edebi değeri yoktur.

4) Bir Edebi Akım Etkisinde Yazılan İlk Roman: İntibah; Namık Kemal tarafından
romantizme bağlı kalınarak yazılmış bir sosyal romandır.
5) İlk Realist Romanlar: Sergüzeşt; Sami Paşazade Sezai yazmıştır.
Araba Sevdası; Recaizade Mahmut Ekrem yazmıştır.
6) İlk Tiyatro Eseri: Şair Evlenmesi; Şinasi yazmıştır.

7) İlk Köy Romanı: Karabibik; Nabizade Nazım yazmıştır.
8) İlk Öyküler: Küçük Şeyler; Sami Paşazade Sezai yazmıştır. (Basılan ilk hikaye kitabı)
Letaif-i Rivayet; Ahmet Mithat Efendi yazmıştır.( Yazılan ilk hikaye kitabı)
9) İlk Makale: Şinasi yazmıştır.
10) İlk Şiir Çevirileri: Şinasi tarafından Fransızcadan yapılmıştır.
11) İlk Noktalama İşaretleri: Şinasi tarafından kullanılmıştır.
12) Edebiyatımızda ilk tarihi roman: Namık Kemal'in "Cezmi" adlı eseridir.
13) Edebiyatımızdaki ilk eleştirmen: Namık Kemal'dir.
14) Türk Edebiyatındaki ilk polisiye roman: Esrar-ı Cinayet; Ahmet Mithat yazmıştır.

Dönemin Sanatçıları ve Eserleri

ŞİNASİ

 Maliye öğretimi için Fransa’ya devlet tarafından ilk gönderilen öğrencilerdendir. Fakat Şinasi o dönemde edebiyatla ilgilenmiş ve dönemin ünlü
yazar şairleriyle tanışmıştır. Yurda döndüğünde Agah Efendiyle 1860’ta
Tercüman-ı Ahval gazetesini çıkarmışlardır.
 Şinasi divan edebiyatındaki duygu kavramını bir yana itip akla ve mantığa yer verir.

 Halk dilini kullanmayı, böylece halkı bilinçlendirmeyi hedefler.

 Kısa cümleli ,yeni görüşlerle örgülü bir nesir yapısı meydana getirmiştir.

 Şairlik yönü pek güçlü olmayan Şinasi, edebiyatımıza getirdiği yeniliklerle tanınır.








Bu yenilikler şunlardır:

ilk tiyatro eserimiz olan Şair Evlenmesi (Bu eserde görücü usulüyle evlenme eleştirilir.)
Edebiyatımızda noktalama işaretlerini ilk defa kullanmıştır.
İlk özel Türk gazetesi Tercüman-ı Ahval’ı çıkarmıştır.
Atasözlerimizi Durub-u Emsal-i Osmaniye adı altında derlemiş.
İlk makaleyi yazdı: Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi
Dilde sadeleşmenin öncüsü olmuştur.

 Şiirlerini Müntehabat-ı Eş’ar’ım adı ile yayınlamıştır.
 Şiiri mecazlardan arıtıp yalınlaştırmaya çalışır.
 Eşek ile Tilki La Fontaine’den etkilenerek yazdığı bir fabldır.
 Batı şiirini tanıtmak amacıyla Fransız şairlerinden çeviriler yapmıştır.

 Şiirlerinde konu birliğine ve bütün güzelliğine önem vermiştir

www.edebiyatogretmeni.net

NAMIK KEMAL
 Önceleri klasik bir divan şairi olan Kemal, Şinasi ile tanıştıktan sonra Batı
edebiyatı ve Batı kaynaklı
fikirlerle ilgilenmeye başlamıştır.
 Gür sesli vatan şairi,dava ve sanat adamıdır. Eserlerinde hürriyet, vatan sevgisi, hak, kanun, adalet, ahlak konularını işlemiştir.
 Edebiyatımızda vatan ve hürriyet şairi olarak bilinir.
 Eski edebiyata karşı olduğu halde yeni düşünce ve kavramları yaymak amacıyla yazdığı
şiirlerin çoğunda eskiye bağlı kalmıştır
 Namık Kemal’de diğer 1. Dönem Tanzimatçılar gibi dilde sadeliği benimser.
 Yine diğerleri gibi aruzun yanında az da olsa hece veznini kullanır.

 Şiirimizin gelişmesinde büyük emeği geçmiş bu yolda gerçekten etkili olmuştur. Şiirlerini
“toplum için sanat” anlayışıyla yazmış toplumcu bir şairdir.

 Kendinden sonra gelen genç kuşaklara yurtseverlik, özgürlük tutkularını yerleştirmiş.

 Osmanlı Tiyatrosunun modern bir tiyatro olması için çaba göstermiştir. Avrupa’da bulunduğu yıllarda tiyatro türüyle ilgilenmiş ve yurda dönünce bu tarzda eserler yazmıştır.

 Eleştiri türünün ilk örneğini Ziya Paşa’nın Harabat’ına karşılık yazdığı Tahrib-i
Harabat ve Takip adlı eserleriyle vermiştir. Onun tenkitlerinde iki önemli unsur
bulunur: Biri; eski edebiyatı yıkmak, ikincisi; yeni bir edebiyat kurmak.
 Ona göre edebiyat hayale, soyuta, içe kapanmışlığa son vermeli; gerçeği, hayat,
tabiatı işlemelidir. Yeni edebiyat halka dönmeli, nüfuzlu kimselere yaranacağına
onun dertlerini dinlemeli.
 Eserlerinin tümünde romantizm egemendir.

ESERLERİ:

Tiyatro: Vatan yahut Silistre, Zavallı Çocuk, Akif Bey, Gülnihal, Celalettin Harzemşah,
Karabela
Roman: İntibah ( ilk edebi roman), Cezmi (ilk tarihi roman)
Eleştiri: Tahrib-i Harabat, Takip
Tarih, Biyografi: Kanije, Silistre Muhasarası, Osmanlı Tarihi, Devr-i İstila.
ZAVALLI ÇOCUK: Sevmedikleriyle zorla evlendirilenlerin bahtsızlığı işlenmiş.
AKİF BEY: Kocasına ihanet eden kadının dramı işlenmiş.
GÜLNİHAL: Bir sancak beyine karşı halkın isyanı anlatılır.

ZİYA PAŞA
 Ziya Paşa diğer Tanzimatçılar gibi toplumcudur, Fransız devriminin ilkelerine bağlıdır, eğitimin gerekliliğini savunur.
 Şinasi’yle başlayan Batı edebiyatı anlayışını savunur. Ancak, eski şiiri
öven “Harabat” ı hazırlayacak kadar eski şiire bağlıdır. Bu yüzden
Namık Kemal tarafından tenkit edilmiştir.
 “Doğulu ya da Batılı” olmak konusunda karara varamamıştır. Bu nedenle “Harabat”ta
Divan edebiyatını, “Şiir ve İnşa” makalesinde yeni edebiyatı savunur. Bu zıtlıklar sanatına da yansımış, tezatlar sanatçısı olmuştur.
 Tanzimatçılar arasında eski şiire en fazla bağlı kalanlardandır.
 Şiirde dili sade değildir. Ancak nesir dili sadedir

 Ziya Paşa daha çok siyasi ve sosyal tenkit makaleleri yazmıştır. Makalelerinde idarecilere savaş açmıştır.
 Şiirlerinde öğütler ve felsefi temalar görülür.
 Diğer Tanzimatçılar gibi gazetecilik yönü kuvvetlidir.

ESERLERİ:

1) Tekib-i Bent (Dönemin sosyal bir eleştirisidir. Bağdatlı Ruhi’ye nazire olarak yazmıştır.)
Terci-i Bent (şiir)
2) Zafername (mizah) ( Sadrazam Ali Paşa aleyhinde yazılmıştır.)
3) Harabat (Bu antolojide halk şiirini kötülemiş Divan şiirini yüceltmiş.)
Şiir ve İnşa (Bu makalede gerçek şiirimizin halk şiiri olduğunu söylemiş.)
4) Rüya ( Türk edebiyatındaki ilk röportaj sayabiliriz.)
Veraset Mektupları ( makale)
5) Emil, Defter-i Amal ( j.j. Rausseaux ‘dan çeviri)
6) Eş’ar-ı Ziya (şiir)

www.edebiyatogretmeni.net

AHMET MİTHAT EFENDİ
 Tanzimat döneminde, halk için roman anlayışını başlatan yazardır.
Bütün eserlerini halkın okuma zevkini geliştirmek için yazmıştır.
Tanzimat edebiyatında halkın dilini en iyi kullanan yazar o’dur.
 Türk edebiyatında en çok eser veren sanatçı olarak bilinir. Roman
ve hikayelerini hiçbir teknik kaygısı gütmeden yazmıştır. Sırası gelince
olayların akışını durdurup okuyucuya bilgi ve nasihat verir.
 Diğer Tanzimatçılar gibi siyasi konulara değinmemiştir.
 Batı medeniyetinin Türk toplumuyla bağdaşmayan yönlerini anlatmaya çalışmıştır.
Avrupa hayranlarını eserlerinde züppe ve alafranga olarak eleştirmiştir.

 Bütün yapıtlarını nesir türünde vermiştir.
 Her yapıtının sonunda bir “kıssada hisse” vardır.
 Eserlerinde bir eğitici gibi halkı her konuda bilgilendirmeyi ona kılavuzluk etmeyi amaçlar.

ESERLERİ:

Hikayeleri: Letaif-i Rivayet(25 cilt). Edebiyatımızdaki ilk hikayeler.
Romanları: Hasan Mellah, Hüseyin Fellah, Dünyaya İkinci Geliş, Felatun Bey’le Rakım
Efendi, Paris’te Bir Türk, Müşahedat

Tiyatro: Çengi, Çerkez Özdenleri, Siyavuş, Açık Baş
Seyahat: Avrupa’da Bir Cevelan
FELATUN BEY’LE RAKIM EFENDİ: Felatun Bey her yönüyle batı hayranı biridir.
Ancak batı düşüncesini zevk ve sefa anlayışıyla özümsemiştir. Rakım Efendi ise Felatun’
un tam tersi bir karakterdir.

AHMET VEFİK PAŞA
 Türk tiyatrosuna ve dil çalışmalarına önemli katkılarda bulunmuştur.
 Moliere’den yaptığı çeviriler önemlidir.
 Türkçe’yi oldukça sade kullanmış, toplumun adet, töre, mizah gücünü
eserlerine taşımıştır.
 Tarih ve dil sahasında önemli eseri Lehçe-i Osmani

ESERLERİ:

Zor Nikah (Moliere’den çeviri)
Zoraki Tabip (Moliere’den çeviri)
Okumuş Kadınlar (Moliere’den çeviri)
Secere-i Türki (Tarih)
Lehçe-i Osmani (Dil)
www.edebiyatogretmeni.net

ALİ SUAVİ:
 Hayret edilecek kadar geniş bilgili ve inanılmayacak kadar da şaşırtıcı, Batılı ve bazen
iyice cüretli, iyice sorumsuz görüşler sahibidir.
 Türkiye’de “Meşrutiyet ve Laikliği” ilk savunanlardan biridir.

 Hükümete çatan, Ali Paşa’yı yeren yazılarından dolayı Kastamonu’ya sürülmüştür.
 Uygur alfabesinin ilk Türk yazısı olduğundan söz etmiş.
 Laikliği, Meşrutiyeti, Türkçülüğü savunan İslami ölçülere bağlı bir yazardır.
 Türlü konularda gazete ve risale (broşür) yazıları, tercümeler, dini yorumlar, seyahat
yazıları vardır.

SÜLEYMAN PAŞA:
 Fikir adamı ve Türkçü bir yazardır.
 Önemli ve ünlü eseri “Tarih-i Alem”dir. Bu eser Türkçü bir bakışla yazılmış ve kendisinden sonra gelen Türkçü yazarları etkilemiştir.

ABDÜLHAK HAMİT TARHAN
 Tanzimat döneminin en büyük ve en verimli şairidir. Türk şiirine
geniş ufuklar açmış; günlük yaşam, aşk, vatan-millet sevgisi, ölüm
ve metafizik üzerine, sevinç, ümit ve tezatlardan, isyan ve feryatlardan güç alan epik, şiir ve felsefi şiirler yazdı. Divan şiirini sona
erdiren sanatçıdır.
 Yazdığı tiyatro eserleri sahnelenmeye elverişli değildir.
 Şiirlerinde orijinal buluşlar ve hayaller vardır.

 Ediplerimiz arasında hayat coğrafyası en geniş olan adamdır

 Şiirin şekil ve içeriğiyle istediği gibi oynanır sandığı için edebiyatımızda yıkıcı olduğu
kadar yapıcıdır.

 Batı şiirinin hemen bütün biçim ve türlerini hiç çekinmeden denemiş, aşırılık sınırında
sayılan bu girişimlerle yankılar, tepkiler uyandırmış.

 Eşi Fatma Hanım’ın ölmesi Hamid’in şiirine yepyeni ilhamlar getirmiş. Ölüm, Allah, kader,
felsefi isyanlar gibi fizikötesi konuları işlemeye başlamış. (Makber)

 Namık Kemal’e bağlı kalmış ama onun fikirlerini eserlerine pek taşıyamamış. Toplumsal
konular yerine bireysel acıları, tabiatı ve kadını işlemiş.

 Tanzimatçılar arasında yalnızca Hamit belli bir alanda (şiir) yoğunlaşmış.

Hamit nazımda şu değişiklikleri yapmış:

1) Kurallı nazım şekillerini (gazel, mesnevi) yıkarak kuralsız nazmı getirmiş.
2) Mısraları kendi arasında kafiyelemiş
 Düzgün bir Türkçe kullanamadığı için söyleyiş zaafı vardır

 Tiyatrolarını sahnelenmek için değil, okunmak için yazmıştır. Tiyatrolarında insanüstü
güçlere yer vermiştir.

ESERLERİ:
Şiirleri: Sahra (ilk pastoral şiir), Kahbe, Makber, Belde, Ölü, Halce,

Garam (Çamlıca da yaşanmış bir aşk hikayesi), Baladan Bir Ses

Tiyatroları: Sabr-ü Sebat, İçli Kız, Fitnen, Liberte, Eşber, Nesteren

RECAİZADE EKREM
 Şiir, hikaye ve tiyatro da yazan Ekrem’in en önemli yönü: Teorici
(nazariyatçı) ve romancı oluşudur.
 Ekrem’in teori alanında verdiği en ünlü eseri “Ta’lim-i Edebiyat’tır.
Bu eserdeki düşünceler II. Tanzimat ve Servet-i Fünun devri şiir ilkelerini anlatması ve Servet-i Fünun’u kuracak genç şairlere yol göstermesi bakımından önemlidir.

 Ekrem eski edebiyat karşısında yeni sanatın ilkelerini tespit eden ünlü tenkitçi olmuştur.

 İlk Tanzimatçıların “toplumcu” ilkelerine karşılık, “tekçi” şiirin savunmasını yapmıştır.

 Eskilerin “göz için kafiye” anlayışına karşı “kulak için kafiye” görüşünü savunmuştur.

 Şiirlerinin ilhan tarafı düşük, hayaller oldukça sık ve düşünceler zayıftır.

 “Her güzel şey şiirdir” ilkesini benimseyen sanatçı şiirlerini sisli güz manzaraları, yaprak,
çiçek, kelebek, mezarlıklar, kırlar ile doldurmuştur.

 Aşırı yenilikçi ve aşırı romantik Ekrem’le ( yeni şiiri destekler Zemzeme)
Muallim Naci ( eski şiiri destekler Demdeme) arasıda çıkan eski-yeni tartışması
meşhurdur.

 Şiirlerinde kişisel konuları işler, toplumsal konulara değinmez.
 Sanatıyla değil, edebiyat hakkında ileri sürdüğü fikirleriyle ün yapmış ve edebiyat çevrelerinde “ÜSTAD” olarak anılmıştır.

 Önce çok sevdiği oğlu Nejat’ın daha sonra diğer çocuklarının ölmesi üzerine çektiği
acılar şiirlerine de yansımıştır. Bu yüzden şiirleri ağlamaklıdır.
 Batılılaşmanın yanlış anlaşılmasını eleştirdiği, ilk realist roman sayılan eseri
ünlüdür.(Araba Sevdası)

ESERLERİ:

Şiirleri: Name-i Seher, Zemzeme, Pejmürde, Nejat Ekrem, Yadigar-ı Şebab
Romanları: Araba Sevdası
Hikayeleri: Muhsin Bey, Şemsa
Tiyatroları: Çok Bilen Çok Yanılır, Afife Anjelik, Vuslat

Ta’lim-i Edebiyat (önemli eseri.) Edebiyat hakkında bilgi verir
Takdir-i Elhan (Eleştiri)
ZEMZEME: Yeni şiiri destekleyen görüşlerini yazmıştır.
ARABA SEVDASI: Bilinçsizce Batıyı taklit eden Bihruz Bey’in düştüğü haller anlatılır.

NABİZADE NAZIM
 Tanzimat’ın ikinci döneminde yetişen ve realist-natüralist görüşleri
hikayelerine en iyi uyarlamış romancıların en önemlilerindendir.
 “Karabibik” bizde ilk köy romanıdır. Natüralist-Gerçekçi görüşle
yazılan ve köylünün bazı dertlerini anlatan bu eser Antalya civarında
geçmektedir. Bu hikayenin önsözünde şu görüşleri ortaya atmıştır:
Hikaye, roman özeti gibidir. Hikayede doğallığa ve sadeliğe
önem verilmeli, akla uyulmalıdır. Böylece Realizmin ilkelerini
belirlemiştir.

 Realizmi edebiyatımıza en iyi şekilde o uyarlamıştır. (Zehra)
 Realizmin etkisiyle eserleri sade, gerçekçi; kahramanları ve konuları günlük hayattandır.
ESERLERİ:

Hikayeleri: Zavallı Kız, Haspa, Bir Hatıra, Karabibik, Yadigarlarım
Roman: Zehra (psikolojik tahlillere yer verir . Edebiyatımızın ilk tezli romanıdır. İstanbul’
daki bir ailenin yaşamı konu edilir.)

KARABİBİK: Uzun hikaye biçiminde yazılmıştır. Realizmin başarılı bir örneğidir. Bu eserde kırsal kesim gerçeğine ilk kez değinilir.

SAMİPAŞAZADE SEZAİ
 “Sergüzeşt” romanıyla edebiyatımızda Realizmin öncüsü
olmuştur.
 Namık Kemal’in büyüleyici etkisi altında yetişen Sezai Bey kesin bir
yenilik taraftarıdır

 Esir bir kızın serüvenini konu alan dolayısıyla ferdi hürriyeti ve insan
haklarını savunan “Sergüzeşt” romantizm ve realizm arasıda bir köprüdür.
 Türk edebiyatında ilk edebi hikayeleri yazmış bunları Küçük Şeyler adı altında toplamıştır. Bu kitabın önsözüne bakınca onun romantizmle realizm arasında bocaladığı görülür.
 Sevet-i Fünun yazarlarını üslup bakımından etkilemiştir.
SERGÜZEŞT: Bir paşanın oğlu ile bir cariyenin aşkı anlatılır. Artık kapanmak üzere olan
köleli cariyeli konak hayatı anlatılır.
ESERLERİ:
Roman: Sergüzeşt
Hikaye: Küçük Şeyler

Tiyatro: Pir
Mektup-Sohbet: İclal

ŞEMSETTİN SAMİ
 Tanzimat edebiyatının dil alanında önemli eserler veren sanatçısıdır.
 Fransızcadan çevirdiği sözlükler önemlidir.
 En önemli eseri “Kamus-ı Türki” dir.
 Dilin sadeleştirilmesi hakkındaki fikirleri sonraki kuşağa yol göstermiştir.

 Kutadgu Bilig’i Türkçeye çevirmiştir.
 Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat adlı romanı vardır.

TAAŞŞUK-I TALAT VE FITNAT: Babası öldüğü için annesi tarafından büyütülen Talat,
pencereden görüp aşık olduğu Fitnat’a daha yakın olabilmek için kadın kıyafetleri giyip
kendini piyano hocası olarak kabul ettirmiştir. Tüm bunlar olurken Talat’ın annesi oğlundaki garip davranışlardan kuşkulanarak onu, düzelmesi için, Sudanlı bir kızla evlendirmek
ister. Talat bu isteğe şiddetle karşı çıkmış; ama Fitnat babasının kendisini zengin biriyle
evlendirme isteğine fazla itiraz edememiştir. Fitnat, evlendiği gece sevgilisinden ayrılmanın verdiği üzüntüyle kendini vurur. Ölmeden önce, evlendiği adamın vaktiyle annesini
terk eden babası olduğunu öğrenir. Bunun üzerine Fıtnat’ın babası da Talat da intihar eder.

MUALLİM NACİ
 Recaizade ile sanat hakkında girdiği sert tartışma onu yeni edebiyatın
karşısında göstermiştir.
 Demdeme adlı eserinde ne kadar eski şiiri savunsa da aruzu Türkçeye
diğerlerinden daha güzel uygulamıştır.

 Edebiyatımızda köyden bahseden ilk şiir onundur. (Köylü Kızların Şarkısı)

ESERLERİ: Ömer’in Çocukluğu (anı)
EBUZZİYA TEVFİK:

 Uzun yıllar yaptığı gazetecilik ile tanınmıştır. Çıkardığı gazeteler ve buralardaki yazılarıyla Tanzimat edebiyatının ve bu dönemin tanınmasını sağlamıştır.( Yeni Osmanlılar
Tarihi adlı inceleme eseri)

 Tasvir-i Efkar gazetesini gönüllü olarak çıkarmıştır.

Eserleri:

Piyes: Ecel-i Kaza
Antoloji: Numune-i Edebiyatı Osmaniye
Nesir: Lügat-i Ebüzziya, Yeni Osmanlılar Tarihi

HAZIRLAYAN
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ
SERDAR GÜL

www.edebiyatogretmeni.net


Slide 8

www.edebiyatogretmeni.net

XIX. yy. edebiyatımızın girişimler dönemidir. Roman, öykü,
tiyatro alanlarında ilk örnekler verilmiş, şiirdeki başkaldırmalar divan
şiirine ilgiyi azaltmıştı. Çıkmaya başlayan özel gazeteler roman, öykü
yayımlıyor, edebiyat adamlarının tartışmalarına yer veriyordu. Bazı
kesimler Namık Kemal’in şiire getirdiği: “özgürlük, vatan, hak, insanlık, esaret…” gibi kavramlarda kendi sorunlarını, kendi isteklerini,
kendi kişiliğini bularak yeni edebiyat girişimlerine yandaş oldu.

Tanzimat ile Divan Edebiyatı’nın Karşılaştırması

1) Divan şiirindeki “parça güzelliği” yerine,Tanzimat şiirinde “bütün güzelliği” önemsenmiş
2) Divan edebiyatı yüksek zümredeki insanlara hitap ederken, Tanzimat edebiyatı halka
seslenmiş.
3) Divan şiirinde ölçü aruzdur, Tanzimat’ta ise aruzun yanında hece ölçüsü de kullanılmış.
4) Divan nesrinde söz hünerleri gösterme,sanat kullanma esasken, Tanzimat nesrinde bir
takım fikirleri halka ulaştırmak halkı bilgilendirmek ve eğitmek esastır.

5) Divan edebiyatında aşk, şarap, kadın, eğlence, hayali konular işlenirken; Tanzimat edebiyatında gerçek yaşam, tabiat, kişisel acı ve ızdıraplar, toplumsal konular işlenmiştir.
6) Divan edebiyatında kullanılmayan birçok edebi tür Tanzimat edebiyatında kullanılmaya
başlanmış (roman, hikaye, tiyatro, sone, terza-rima, triyole, gazete…)
7) Divan edebiyatında dil ağır ve sanatlıdır; Tanzimat edebiyatında dil sadeleştirilmiş,
halkın dili kullanılmıştır.

Bu dönem edebiyatını iki bölümde incelemek gerekir

1. Dönem:


Bu döneme Şinasi, Ziya, Namık Kemal okulu adı verilir.



Bu dönemin başlıca sanatçıları: Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Mithat,

Şemsettin Sami, Ahmet Vefik Paşa, Ali Suavi, Ahmet Cevdet Paşa



Bu dönemde “sanat toplum içindir” görüşü benimsenmiş.



Bu dönemde amaç: “Divan edebiyatını yıkmak,yerine sosyal yaşamla geniş ölçüde
alakalı inkılapçı bir edebiyat getirmek.



Halka halk diliyle hitap etmek amacıyla sade dile ve halk Türkçesine önem vermek



Vatan sevgisi, millet duygusu, hürriyet aşkı, halk sevgisi… gibi duyguları halka aşılamak ve onları bu yolda eğitmek.



Gazete, roman, öykü, makale, şiir, tiyatro… gibi
yenilikleri Türk edebiyatına getirmek ve
uygulamak.

 Şiirde estetik güzellik değil içerik ön plana çıkmıştır.
 Eski nazım şekilleriyle yeni kavram ve duyguları işlemişlerdir.
 Bu dönem sanatçıları ,edebiyatın yanında siyasetle de ilgilenmiştir.
 Ortaya konan eserler, taklit olduğu için teknik yönden zayıftır.
 Fransız edebiyatı örnek alınmıştır.
 Bu dönem sanatçıları genelde Romantizmin etkisindedir.
 Eserlerde rastlantılara çokça yer verilir.
 Okuyucuyu bilgilendirmek için olayların akışı sık sık kesilir.

2. Dönem:
 Bu döneme Ekrem, Sezai, Hamit okulu adı verilir.
 Bu dönemin sanatçıları:” Abdulhak Hamit Tahran, Recaizade Ekrem, Sami Paşazade

Sezai, Nabizade Nazım, Ebuziya Tevfik, Ali Bey…

 Bu dönemde “ sanat sanat içindir “ görüşü benimsenmiş.
 Siyasi ve toplumsal ideolojilerden uzak durmuşlar.
 Sanatta batılılaşmayı savunurlar
 Eski edebiyata karşı yeni edebiyatı savunurlar.
 I. Tanzimatçılara göre batı edebiyatını edebiyatımızda daha da kökleştirmişler.
 İdeolojik görüşlerini aktif olarak değil, eserlerindeki kahramanlarla işlemişler.
 Romanda realizmin tesiri şiirde ise romantizmin tesiri görülür.
 Dil ağırdır.

 Gazetecilik eski işlevini yitirmiş.
 Tiyatro eserleri oynanmak için değil okunmak için yazılmış.
 Şiirde bireysel duygular anlatılmış ve güzel olan her şey şiire konu olmuş.
 Muallim Naci bu dönemde Divan edebiyatını savunan tek sanatçıdır.

Tanzimat Edebiyatının Genel Özellikleri
1) Dilin sadeleşmesi amaçlanmış, özellikle tiyatro, anı, mektup ve halka seslenen
romanlarda bu amaç bir ölçüde gerçekleştirilmiştir. Ancak sanatçılar, eski alışkanlıklarından tamamen kurtulamadıkları için yabancı sözcük ve kurallardan büsbütün
sıyrılamamışlardır.

2) Divan edebiyatının kullandığı şiir, tarih ve mektup gibi türleri batı anlayışına göre
yenilemişlerdir.
3) Makale, tiyatro, roman, hikaye, anı gibi yeni türler kullanılmaya başlanmıştır.
4) Daha önce toplum sorunlarıyla hiç ilgisi bulunmayan sanatı; toplumu düzeltmek,
eğitmek için bir dava aracı olarak kullanma anlayışına yönelmişlerdir.
5) Fransız edebiyatından esinlenerek klasisizm, romantizm, realizm ve natüralizm
akımlarının etkisinde eserler yaratılmıştır.

6) Nesirde iç kafiye (seci) bırakılmış, anlatımda süs yerine, düşünceleri halka ulaştırma amacı güdülerek yeni bir nesir yaratılmıştır.
7) Şiirde hecenin örnekleri görülmekle birlikte aruzun kullanımı devam etmiştir.

8) Günlük olaylar, duygu ve düşünceler şiire sokularak şiirin konusu genişletilmiştir.
9) Başlangıçta yeni düşünceler eski nazım biçimleri içinde verilirken sonraları yeni
biçimler kullanılmıştır.
10) Şiirde konu ve anlam bütünlüğü aranmıştır.
11) Divan edebiyatındaki “parça güzelliği” anlayışının yerini “bütün güzelliği” almıştır.
12) Roman ve hikayelerin konusu ya günlük yaşayıştan ya da tarihten alınmıştır.
13) Tiyatroda toplum sorunları, gelenek, görenek, çocuk, aile, yaşanılan olaylar işlenmiştir.

14) Eserlerde kahramanlar tek yönlü ele alınmış, iyiler ödüllendirilmiş, kötüler cezalandırılmıştır.
15) Roman ve öykülerde olayların akışında rastlantılara çok yer verilmiştir.
16) Romanların içinde konu dışına çıkılarak okuyucuya bilgi ve öğüt vermekten kaçınılmamıştır.
17) Yazarlar, eserlerinde kendi kişiliklerini gizlememiştir.

18) Roman kahramanları çoğu zaman bir görüşte aşık olur.
19) Toplumsal olaylara yüzeyden bakılır.
20) Tanzimat romanında aile problemi büyük yer tutar. Avrupa taklitçiliği nedeniyle
aile içindeki sarsılma ve çöküntüler işlenir.(Araba Sevdası,İntibah)
21) Tiyatro bu dönemde Namık Kemal’le başlar. Ahmet Vefik Paşa’nın Molier’den
yaptığı çevirilerle ileri bir sanat düzeyine ulaşır.
22) Bu edebiyatın nesir sahasındaki en büyük kazancı gazetedir.
23) Bu dönemdeki tiyatro eserleri sahnelenmeye uygun değildir.
24) Mizah ve hiciv anlayışı bu dönemde daha da gelişmiştir. Batılı anlamdaki ilk mizah
örneği bu dönemde verilir.
25) Türk edebiyatında gerçek edebi tenkit bu dönemde başlamıştır.
26) Bu dönemde roman tekniği tam oturmamıştır. Romanımızın emekleme dönemidir.
Tasvirlerde ve kurguda kompozisyon bozukluğu vardır.

27) Bu dönem yazarlarında yaygın bir tasvir yapma alışkanlığı vardır.

28) Kahramanlar üst tabakadandır.
29) Olaylar İstanbul ve çevresinde geçer.
30) İşlenen konular: Yanlış batılılaşma, alafrangalık özentisi, sarsılan aile düzeni,
kültürel yozlaşma, fakirlik, cariyelik, görücü usulü evlenme, cehalet ve tarihi
konulardır.

TANZİMATIN TÜRK EDEBİYATINA KAZANDIRDIĞI İLKLER

1) İlk Gazeteler:
a) Takvim-i Vakayi ( İlk Türk gazetesi)
b) Ceride-i Havadis (Yarı resmi gazete)
c) Tercüman-ı Ahval (Şinasi ve Agah Efendi’nin çıkardığı ilk özel Türk gazetesi)
d) Tasvir-i Efkar (Şinasi’nin Namık Kemal’e devrettiği ikinci özel Türk gazetesi)
e) Hürriyet (Namık Kemal ve Ziya Paşa’nın yurt dışında çıkardıkları ilk Türk gazetesi)
f) Tercüman-ı Hakikat
2) İlk Çeviri Roman: Telemak; Yusuf Kamil Paşa Fenelon’dan çevirmiştir.
3) İlk Yerli Roman: Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat. Şemsettin Sami tarafından yazılmıştır,
edebi değeri yoktur.

4) Bir Edebi Akım Etkisinde Yazılan İlk Roman: İntibah; Namık Kemal tarafından
romantizme bağlı kalınarak yazılmış bir sosyal romandır.
5) İlk Realist Romanlar: Sergüzeşt; Sami Paşazade Sezai yazmıştır.
Araba Sevdası; Recaizade Mahmut Ekrem yazmıştır.
6) İlk Tiyatro Eseri: Şair Evlenmesi; Şinasi yazmıştır.

7) İlk Köy Romanı: Karabibik; Nabizade Nazım yazmıştır.
8) İlk Öyküler: Küçük Şeyler; Sami Paşazade Sezai yazmıştır. (Basılan ilk hikaye kitabı)
Letaif-i Rivayet; Ahmet Mithat Efendi yazmıştır.( Yazılan ilk hikaye kitabı)
9) İlk Makale: Şinasi yazmıştır.
10) İlk Şiir Çevirileri: Şinasi tarafından Fransızcadan yapılmıştır.
11) İlk Noktalama İşaretleri: Şinasi tarafından kullanılmıştır.
12) Edebiyatımızda ilk tarihi roman: Namık Kemal'in "Cezmi" adlı eseridir.
13) Edebiyatımızdaki ilk eleştirmen: Namık Kemal'dir.
14) Türk Edebiyatındaki ilk polisiye roman: Esrar-ı Cinayet; Ahmet Mithat yazmıştır.

Dönemin Sanatçıları ve Eserleri

ŞİNASİ

 Maliye öğretimi için Fransa’ya devlet tarafından ilk gönderilen öğrencilerdendir. Fakat Şinasi o dönemde edebiyatla ilgilenmiş ve dönemin ünlü
yazar şairleriyle tanışmıştır. Yurda döndüğünde Agah Efendiyle 1860’ta
Tercüman-ı Ahval gazetesini çıkarmışlardır.
 Şinasi divan edebiyatındaki duygu kavramını bir yana itip akla ve mantığa yer verir.

 Halk dilini kullanmayı, böylece halkı bilinçlendirmeyi hedefler.

 Kısa cümleli ,yeni görüşlerle örgülü bir nesir yapısı meydana getirmiştir.

 Şairlik yönü pek güçlü olmayan Şinasi, edebiyatımıza getirdiği yeniliklerle tanınır.








Bu yenilikler şunlardır:

ilk tiyatro eserimiz olan Şair Evlenmesi (Bu eserde görücü usulüyle evlenme eleştirilir.)
Edebiyatımızda noktalama işaretlerini ilk defa kullanmıştır.
İlk özel Türk gazetesi Tercüman-ı Ahval’ı çıkarmıştır.
Atasözlerimizi Durub-u Emsal-i Osmaniye adı altında derlemiş.
İlk makaleyi yazdı: Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi
Dilde sadeleşmenin öncüsü olmuştur.

 Şiirlerini Müntehabat-ı Eş’ar’ım adı ile yayınlamıştır.
 Şiiri mecazlardan arıtıp yalınlaştırmaya çalışır.
 Eşek ile Tilki La Fontaine’den etkilenerek yazdığı bir fabldır.
 Batı şiirini tanıtmak amacıyla Fransız şairlerinden çeviriler yapmıştır.

 Şiirlerinde konu birliğine ve bütün güzelliğine önem vermiştir

www.edebiyatogretmeni.net

NAMIK KEMAL
 Önceleri klasik bir divan şairi olan Kemal, Şinasi ile tanıştıktan sonra Batı
edebiyatı ve Batı kaynaklı
fikirlerle ilgilenmeye başlamıştır.
 Gür sesli vatan şairi,dava ve sanat adamıdır. Eserlerinde hürriyet, vatan sevgisi, hak, kanun, adalet, ahlak konularını işlemiştir.
 Edebiyatımızda vatan ve hürriyet şairi olarak bilinir.
 Eski edebiyata karşı olduğu halde yeni düşünce ve kavramları yaymak amacıyla yazdığı
şiirlerin çoğunda eskiye bağlı kalmıştır
 Namık Kemal’de diğer 1. Dönem Tanzimatçılar gibi dilde sadeliği benimser.
 Yine diğerleri gibi aruzun yanında az da olsa hece veznini kullanır.

 Şiirimizin gelişmesinde büyük emeği geçmiş bu yolda gerçekten etkili olmuştur. Şiirlerini
“toplum için sanat” anlayışıyla yazmış toplumcu bir şairdir.

 Kendinden sonra gelen genç kuşaklara yurtseverlik, özgürlük tutkularını yerleştirmiş.

 Osmanlı Tiyatrosunun modern bir tiyatro olması için çaba göstermiştir. Avrupa’da bulunduğu yıllarda tiyatro türüyle ilgilenmiş ve yurda dönünce bu tarzda eserler yazmıştır.

 Eleştiri türünün ilk örneğini Ziya Paşa’nın Harabat’ına karşılık yazdığı Tahrib-i
Harabat ve Takip adlı eserleriyle vermiştir. Onun tenkitlerinde iki önemli unsur
bulunur: Biri; eski edebiyatı yıkmak, ikincisi; yeni bir edebiyat kurmak.
 Ona göre edebiyat hayale, soyuta, içe kapanmışlığa son vermeli; gerçeği, hayat,
tabiatı işlemelidir. Yeni edebiyat halka dönmeli, nüfuzlu kimselere yaranacağına
onun dertlerini dinlemeli.
 Eserlerinin tümünde romantizm egemendir.

ESERLERİ:

Tiyatro: Vatan yahut Silistre, Zavallı Çocuk, Akif Bey, Gülnihal, Celalettin Harzemşah,
Karabela
Roman: İntibah ( ilk edebi roman), Cezmi (ilk tarihi roman)
Eleştiri: Tahrib-i Harabat, Takip
Tarih, Biyografi: Kanije, Silistre Muhasarası, Osmanlı Tarihi, Devr-i İstila.
ZAVALLI ÇOCUK: Sevmedikleriyle zorla evlendirilenlerin bahtsızlığı işlenmiş.
AKİF BEY: Kocasına ihanet eden kadının dramı işlenmiş.
GÜLNİHAL: Bir sancak beyine karşı halkın isyanı anlatılır.

ZİYA PAŞA
 Ziya Paşa diğer Tanzimatçılar gibi toplumcudur, Fransız devriminin ilkelerine bağlıdır, eğitimin gerekliliğini savunur.
 Şinasi’yle başlayan Batı edebiyatı anlayışını savunur. Ancak, eski şiiri
öven “Harabat” ı hazırlayacak kadar eski şiire bağlıdır. Bu yüzden
Namık Kemal tarafından tenkit edilmiştir.
 “Doğulu ya da Batılı” olmak konusunda karara varamamıştır. Bu nedenle “Harabat”ta
Divan edebiyatını, “Şiir ve İnşa” makalesinde yeni edebiyatı savunur. Bu zıtlıklar sanatına da yansımış, tezatlar sanatçısı olmuştur.
 Tanzimatçılar arasında eski şiire en fazla bağlı kalanlardandır.
 Şiirde dili sade değildir. Ancak nesir dili sadedir

 Ziya Paşa daha çok siyasi ve sosyal tenkit makaleleri yazmıştır. Makalelerinde idarecilere savaş açmıştır.
 Şiirlerinde öğütler ve felsefi temalar görülür.
 Diğer Tanzimatçılar gibi gazetecilik yönü kuvvetlidir.

ESERLERİ:

1) Tekib-i Bent (Dönemin sosyal bir eleştirisidir. Bağdatlı Ruhi’ye nazire olarak yazmıştır.)
Terci-i Bent (şiir)
2) Zafername (mizah) ( Sadrazam Ali Paşa aleyhinde yazılmıştır.)
3) Harabat (Bu antolojide halk şiirini kötülemiş Divan şiirini yüceltmiş.)
Şiir ve İnşa (Bu makalede gerçek şiirimizin halk şiiri olduğunu söylemiş.)
4) Rüya ( Türk edebiyatındaki ilk röportaj sayabiliriz.)
Veraset Mektupları ( makale)
5) Emil, Defter-i Amal ( j.j. Rausseaux ‘dan çeviri)
6) Eş’ar-ı Ziya (şiir)

www.edebiyatogretmeni.net

AHMET MİTHAT EFENDİ
 Tanzimat döneminde, halk için roman anlayışını başlatan yazardır.
Bütün eserlerini halkın okuma zevkini geliştirmek için yazmıştır.
Tanzimat edebiyatında halkın dilini en iyi kullanan yazar o’dur.
 Türk edebiyatında en çok eser veren sanatçı olarak bilinir. Roman
ve hikayelerini hiçbir teknik kaygısı gütmeden yazmıştır. Sırası gelince
olayların akışını durdurup okuyucuya bilgi ve nasihat verir.
 Diğer Tanzimatçılar gibi siyasi konulara değinmemiştir.
 Batı medeniyetinin Türk toplumuyla bağdaşmayan yönlerini anlatmaya çalışmıştır.
Avrupa hayranlarını eserlerinde züppe ve alafranga olarak eleştirmiştir.

 Bütün yapıtlarını nesir türünde vermiştir.
 Her yapıtının sonunda bir “kıssada hisse” vardır.
 Eserlerinde bir eğitici gibi halkı her konuda bilgilendirmeyi ona kılavuzluk etmeyi amaçlar.

ESERLERİ:

Hikayeleri: Letaif-i Rivayet(25 cilt). Edebiyatımızdaki ilk hikayeler.
Romanları: Hasan Mellah, Hüseyin Fellah, Dünyaya İkinci Geliş, Felatun Bey’le Rakım
Efendi, Paris’te Bir Türk, Müşahedat

Tiyatro: Çengi, Çerkez Özdenleri, Siyavuş, Açık Baş
Seyahat: Avrupa’da Bir Cevelan
FELATUN BEY’LE RAKIM EFENDİ: Felatun Bey her yönüyle batı hayranı biridir.
Ancak batı düşüncesini zevk ve sefa anlayışıyla özümsemiştir. Rakım Efendi ise Felatun’
un tam tersi bir karakterdir.

AHMET VEFİK PAŞA
 Türk tiyatrosuna ve dil çalışmalarına önemli katkılarda bulunmuştur.
 Moliere’den yaptığı çeviriler önemlidir.
 Türkçe’yi oldukça sade kullanmış, toplumun adet, töre, mizah gücünü
eserlerine taşımıştır.
 Tarih ve dil sahasında önemli eseri Lehçe-i Osmani

ESERLERİ:

Zor Nikah (Moliere’den çeviri)
Zoraki Tabip (Moliere’den çeviri)
Okumuş Kadınlar (Moliere’den çeviri)
Secere-i Türki (Tarih)
Lehçe-i Osmani (Dil)
www.edebiyatogretmeni.net

ALİ SUAVİ:
 Hayret edilecek kadar geniş bilgili ve inanılmayacak kadar da şaşırtıcı, Batılı ve bazen
iyice cüretli, iyice sorumsuz görüşler sahibidir.
 Türkiye’de “Meşrutiyet ve Laikliği” ilk savunanlardan biridir.

 Hükümete çatan, Ali Paşa’yı yeren yazılarından dolayı Kastamonu’ya sürülmüştür.
 Uygur alfabesinin ilk Türk yazısı olduğundan söz etmiş.
 Laikliği, Meşrutiyeti, Türkçülüğü savunan İslami ölçülere bağlı bir yazardır.
 Türlü konularda gazete ve risale (broşür) yazıları, tercümeler, dini yorumlar, seyahat
yazıları vardır.

SÜLEYMAN PAŞA:
 Fikir adamı ve Türkçü bir yazardır.
 Önemli ve ünlü eseri “Tarih-i Alem”dir. Bu eser Türkçü bir bakışla yazılmış ve kendisinden sonra gelen Türkçü yazarları etkilemiştir.

ABDÜLHAK HAMİT TARHAN
 Tanzimat döneminin en büyük ve en verimli şairidir. Türk şiirine
geniş ufuklar açmış; günlük yaşam, aşk, vatan-millet sevgisi, ölüm
ve metafizik üzerine, sevinç, ümit ve tezatlardan, isyan ve feryatlardan güç alan epik, şiir ve felsefi şiirler yazdı. Divan şiirini sona
erdiren sanatçıdır.
 Yazdığı tiyatro eserleri sahnelenmeye elverişli değildir.
 Şiirlerinde orijinal buluşlar ve hayaller vardır.

 Ediplerimiz arasında hayat coğrafyası en geniş olan adamdır

 Şiirin şekil ve içeriğiyle istediği gibi oynanır sandığı için edebiyatımızda yıkıcı olduğu
kadar yapıcıdır.

 Batı şiirinin hemen bütün biçim ve türlerini hiç çekinmeden denemiş, aşırılık sınırında
sayılan bu girişimlerle yankılar, tepkiler uyandırmış.

 Eşi Fatma Hanım’ın ölmesi Hamid’in şiirine yepyeni ilhamlar getirmiş. Ölüm, Allah, kader,
felsefi isyanlar gibi fizikötesi konuları işlemeye başlamış. (Makber)

 Namık Kemal’e bağlı kalmış ama onun fikirlerini eserlerine pek taşıyamamış. Toplumsal
konular yerine bireysel acıları, tabiatı ve kadını işlemiş.

 Tanzimatçılar arasında yalnızca Hamit belli bir alanda (şiir) yoğunlaşmış.

Hamit nazımda şu değişiklikleri yapmış:

1) Kurallı nazım şekillerini (gazel, mesnevi) yıkarak kuralsız nazmı getirmiş.
2) Mısraları kendi arasında kafiyelemiş
 Düzgün bir Türkçe kullanamadığı için söyleyiş zaafı vardır

 Tiyatrolarını sahnelenmek için değil, okunmak için yazmıştır. Tiyatrolarında insanüstü
güçlere yer vermiştir.

ESERLERİ:
Şiirleri: Sahra (ilk pastoral şiir), Kahbe, Makber, Belde, Ölü, Halce,

Garam (Çamlıca da yaşanmış bir aşk hikayesi), Baladan Bir Ses

Tiyatroları: Sabr-ü Sebat, İçli Kız, Fitnen, Liberte, Eşber, Nesteren

RECAİZADE EKREM
 Şiir, hikaye ve tiyatro da yazan Ekrem’in en önemli yönü: Teorici
(nazariyatçı) ve romancı oluşudur.
 Ekrem’in teori alanında verdiği en ünlü eseri “Ta’lim-i Edebiyat’tır.
Bu eserdeki düşünceler II. Tanzimat ve Servet-i Fünun devri şiir ilkelerini anlatması ve Servet-i Fünun’u kuracak genç şairlere yol göstermesi bakımından önemlidir.

 Ekrem eski edebiyat karşısında yeni sanatın ilkelerini tespit eden ünlü tenkitçi olmuştur.

 İlk Tanzimatçıların “toplumcu” ilkelerine karşılık, “tekçi” şiirin savunmasını yapmıştır.

 Eskilerin “göz için kafiye” anlayışına karşı “kulak için kafiye” görüşünü savunmuştur.

 Şiirlerinin ilhan tarafı düşük, hayaller oldukça sık ve düşünceler zayıftır.

 “Her güzel şey şiirdir” ilkesini benimseyen sanatçı şiirlerini sisli güz manzaraları, yaprak,
çiçek, kelebek, mezarlıklar, kırlar ile doldurmuştur.

 Aşırı yenilikçi ve aşırı romantik Ekrem’le ( yeni şiiri destekler Zemzeme)
Muallim Naci ( eski şiiri destekler Demdeme) arasıda çıkan eski-yeni tartışması
meşhurdur.

 Şiirlerinde kişisel konuları işler, toplumsal konulara değinmez.
 Sanatıyla değil, edebiyat hakkında ileri sürdüğü fikirleriyle ün yapmış ve edebiyat çevrelerinde “ÜSTAD” olarak anılmıştır.

 Önce çok sevdiği oğlu Nejat’ın daha sonra diğer çocuklarının ölmesi üzerine çektiği
acılar şiirlerine de yansımıştır. Bu yüzden şiirleri ağlamaklıdır.
 Batılılaşmanın yanlış anlaşılmasını eleştirdiği, ilk realist roman sayılan eseri
ünlüdür.(Araba Sevdası)

ESERLERİ:

Şiirleri: Name-i Seher, Zemzeme, Pejmürde, Nejat Ekrem, Yadigar-ı Şebab
Romanları: Araba Sevdası
Hikayeleri: Muhsin Bey, Şemsa
Tiyatroları: Çok Bilen Çok Yanılır, Afife Anjelik, Vuslat

Ta’lim-i Edebiyat (önemli eseri.) Edebiyat hakkında bilgi verir
Takdir-i Elhan (Eleştiri)
ZEMZEME: Yeni şiiri destekleyen görüşlerini yazmıştır.
ARABA SEVDASI: Bilinçsizce Batıyı taklit eden Bihruz Bey’in düştüğü haller anlatılır.

NABİZADE NAZIM
 Tanzimat’ın ikinci döneminde yetişen ve realist-natüralist görüşleri
hikayelerine en iyi uyarlamış romancıların en önemlilerindendir.
 “Karabibik” bizde ilk köy romanıdır. Natüralist-Gerçekçi görüşle
yazılan ve köylünün bazı dertlerini anlatan bu eser Antalya civarında
geçmektedir. Bu hikayenin önsözünde şu görüşleri ortaya atmıştır:
Hikaye, roman özeti gibidir. Hikayede doğallığa ve sadeliğe
önem verilmeli, akla uyulmalıdır. Böylece Realizmin ilkelerini
belirlemiştir.

 Realizmi edebiyatımıza en iyi şekilde o uyarlamıştır. (Zehra)
 Realizmin etkisiyle eserleri sade, gerçekçi; kahramanları ve konuları günlük hayattandır.
ESERLERİ:

Hikayeleri: Zavallı Kız, Haspa, Bir Hatıra, Karabibik, Yadigarlarım
Roman: Zehra (psikolojik tahlillere yer verir . Edebiyatımızın ilk tezli romanıdır. İstanbul’
daki bir ailenin yaşamı konu edilir.)

KARABİBİK: Uzun hikaye biçiminde yazılmıştır. Realizmin başarılı bir örneğidir. Bu eserde kırsal kesim gerçeğine ilk kez değinilir.

SAMİPAŞAZADE SEZAİ
 “Sergüzeşt” romanıyla edebiyatımızda Realizmin öncüsü
olmuştur.
 Namık Kemal’in büyüleyici etkisi altında yetişen Sezai Bey kesin bir
yenilik taraftarıdır

 Esir bir kızın serüvenini konu alan dolayısıyla ferdi hürriyeti ve insan
haklarını savunan “Sergüzeşt” romantizm ve realizm arasıda bir köprüdür.
 Türk edebiyatında ilk edebi hikayeleri yazmış bunları Küçük Şeyler adı altında toplamıştır. Bu kitabın önsözüne bakınca onun romantizmle realizm arasında bocaladığı görülür.
 Sevet-i Fünun yazarlarını üslup bakımından etkilemiştir.
SERGÜZEŞT: Bir paşanın oğlu ile bir cariyenin aşkı anlatılır. Artık kapanmak üzere olan
köleli cariyeli konak hayatı anlatılır.
ESERLERİ:
Roman: Sergüzeşt
Hikaye: Küçük Şeyler

Tiyatro: Pir
Mektup-Sohbet: İclal

ŞEMSETTİN SAMİ
 Tanzimat edebiyatının dil alanında önemli eserler veren sanatçısıdır.
 Fransızcadan çevirdiği sözlükler önemlidir.
 En önemli eseri “Kamus-ı Türki” dir.
 Dilin sadeleştirilmesi hakkındaki fikirleri sonraki kuşağa yol göstermiştir.

 Kutadgu Bilig’i Türkçeye çevirmiştir.
 Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat adlı romanı vardır.

TAAŞŞUK-I TALAT VE FITNAT: Babası öldüğü için annesi tarafından büyütülen Talat,
pencereden görüp aşık olduğu Fitnat’a daha yakın olabilmek için kadın kıyafetleri giyip
kendini piyano hocası olarak kabul ettirmiştir. Tüm bunlar olurken Talat’ın annesi oğlundaki garip davranışlardan kuşkulanarak onu, düzelmesi için, Sudanlı bir kızla evlendirmek
ister. Talat bu isteğe şiddetle karşı çıkmış; ama Fitnat babasının kendisini zengin biriyle
evlendirme isteğine fazla itiraz edememiştir. Fitnat, evlendiği gece sevgilisinden ayrılmanın verdiği üzüntüyle kendini vurur. Ölmeden önce, evlendiği adamın vaktiyle annesini
terk eden babası olduğunu öğrenir. Bunun üzerine Fıtnat’ın babası da Talat da intihar eder.

MUALLİM NACİ
 Recaizade ile sanat hakkında girdiği sert tartışma onu yeni edebiyatın
karşısında göstermiştir.
 Demdeme adlı eserinde ne kadar eski şiiri savunsa da aruzu Türkçeye
diğerlerinden daha güzel uygulamıştır.

 Edebiyatımızda köyden bahseden ilk şiir onundur. (Köylü Kızların Şarkısı)

ESERLERİ: Ömer’in Çocukluğu (anı)
EBUZZİYA TEVFİK:

 Uzun yıllar yaptığı gazetecilik ile tanınmıştır. Çıkardığı gazeteler ve buralardaki yazılarıyla Tanzimat edebiyatının ve bu dönemin tanınmasını sağlamıştır.( Yeni Osmanlılar
Tarihi adlı inceleme eseri)

 Tasvir-i Efkar gazetesini gönüllü olarak çıkarmıştır.

Eserleri:

Piyes: Ecel-i Kaza
Antoloji: Numune-i Edebiyatı Osmaniye
Nesir: Lügat-i Ebüzziya, Yeni Osmanlılar Tarihi

HAZIRLAYAN
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ
SERDAR GÜL

www.edebiyatogretmeni.net


Slide 9

www.edebiyatogretmeni.net

XIX. yy. edebiyatımızın girişimler dönemidir. Roman, öykü,
tiyatro alanlarında ilk örnekler verilmiş, şiirdeki başkaldırmalar divan
şiirine ilgiyi azaltmıştı. Çıkmaya başlayan özel gazeteler roman, öykü
yayımlıyor, edebiyat adamlarının tartışmalarına yer veriyordu. Bazı
kesimler Namık Kemal’in şiire getirdiği: “özgürlük, vatan, hak, insanlık, esaret…” gibi kavramlarda kendi sorunlarını, kendi isteklerini,
kendi kişiliğini bularak yeni edebiyat girişimlerine yandaş oldu.

Tanzimat ile Divan Edebiyatı’nın Karşılaştırması

1) Divan şiirindeki “parça güzelliği” yerine,Tanzimat şiirinde “bütün güzelliği” önemsenmiş
2) Divan edebiyatı yüksek zümredeki insanlara hitap ederken, Tanzimat edebiyatı halka
seslenmiş.
3) Divan şiirinde ölçü aruzdur, Tanzimat’ta ise aruzun yanında hece ölçüsü de kullanılmış.
4) Divan nesrinde söz hünerleri gösterme,sanat kullanma esasken, Tanzimat nesrinde bir
takım fikirleri halka ulaştırmak halkı bilgilendirmek ve eğitmek esastır.

5) Divan edebiyatında aşk, şarap, kadın, eğlence, hayali konular işlenirken; Tanzimat edebiyatında gerçek yaşam, tabiat, kişisel acı ve ızdıraplar, toplumsal konular işlenmiştir.
6) Divan edebiyatında kullanılmayan birçok edebi tür Tanzimat edebiyatında kullanılmaya
başlanmış (roman, hikaye, tiyatro, sone, terza-rima, triyole, gazete…)
7) Divan edebiyatında dil ağır ve sanatlıdır; Tanzimat edebiyatında dil sadeleştirilmiş,
halkın dili kullanılmıştır.

Bu dönem edebiyatını iki bölümde incelemek gerekir

1. Dönem:


Bu döneme Şinasi, Ziya, Namık Kemal okulu adı verilir.



Bu dönemin başlıca sanatçıları: Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Mithat,

Şemsettin Sami, Ahmet Vefik Paşa, Ali Suavi, Ahmet Cevdet Paşa



Bu dönemde “sanat toplum içindir” görüşü benimsenmiş.



Bu dönemde amaç: “Divan edebiyatını yıkmak,yerine sosyal yaşamla geniş ölçüde
alakalı inkılapçı bir edebiyat getirmek.



Halka halk diliyle hitap etmek amacıyla sade dile ve halk Türkçesine önem vermek



Vatan sevgisi, millet duygusu, hürriyet aşkı, halk sevgisi… gibi duyguları halka aşılamak ve onları bu yolda eğitmek.



Gazete, roman, öykü, makale, şiir, tiyatro… gibi
yenilikleri Türk edebiyatına getirmek ve
uygulamak.

 Şiirde estetik güzellik değil içerik ön plana çıkmıştır.
 Eski nazım şekilleriyle yeni kavram ve duyguları işlemişlerdir.
 Bu dönem sanatçıları ,edebiyatın yanında siyasetle de ilgilenmiştir.
 Ortaya konan eserler, taklit olduğu için teknik yönden zayıftır.
 Fransız edebiyatı örnek alınmıştır.
 Bu dönem sanatçıları genelde Romantizmin etkisindedir.
 Eserlerde rastlantılara çokça yer verilir.
 Okuyucuyu bilgilendirmek için olayların akışı sık sık kesilir.

2. Dönem:
 Bu döneme Ekrem, Sezai, Hamit okulu adı verilir.
 Bu dönemin sanatçıları:” Abdulhak Hamit Tahran, Recaizade Ekrem, Sami Paşazade

Sezai, Nabizade Nazım, Ebuziya Tevfik, Ali Bey…

 Bu dönemde “ sanat sanat içindir “ görüşü benimsenmiş.
 Siyasi ve toplumsal ideolojilerden uzak durmuşlar.
 Sanatta batılılaşmayı savunurlar
 Eski edebiyata karşı yeni edebiyatı savunurlar.
 I. Tanzimatçılara göre batı edebiyatını edebiyatımızda daha da kökleştirmişler.
 İdeolojik görüşlerini aktif olarak değil, eserlerindeki kahramanlarla işlemişler.
 Romanda realizmin tesiri şiirde ise romantizmin tesiri görülür.
 Dil ağırdır.

 Gazetecilik eski işlevini yitirmiş.
 Tiyatro eserleri oynanmak için değil okunmak için yazılmış.
 Şiirde bireysel duygular anlatılmış ve güzel olan her şey şiire konu olmuş.
 Muallim Naci bu dönemde Divan edebiyatını savunan tek sanatçıdır.

Tanzimat Edebiyatının Genel Özellikleri
1) Dilin sadeleşmesi amaçlanmış, özellikle tiyatro, anı, mektup ve halka seslenen
romanlarda bu amaç bir ölçüde gerçekleştirilmiştir. Ancak sanatçılar, eski alışkanlıklarından tamamen kurtulamadıkları için yabancı sözcük ve kurallardan büsbütün
sıyrılamamışlardır.

2) Divan edebiyatının kullandığı şiir, tarih ve mektup gibi türleri batı anlayışına göre
yenilemişlerdir.
3) Makale, tiyatro, roman, hikaye, anı gibi yeni türler kullanılmaya başlanmıştır.
4) Daha önce toplum sorunlarıyla hiç ilgisi bulunmayan sanatı; toplumu düzeltmek,
eğitmek için bir dava aracı olarak kullanma anlayışına yönelmişlerdir.
5) Fransız edebiyatından esinlenerek klasisizm, romantizm, realizm ve natüralizm
akımlarının etkisinde eserler yaratılmıştır.

6) Nesirde iç kafiye (seci) bırakılmış, anlatımda süs yerine, düşünceleri halka ulaştırma amacı güdülerek yeni bir nesir yaratılmıştır.
7) Şiirde hecenin örnekleri görülmekle birlikte aruzun kullanımı devam etmiştir.

8) Günlük olaylar, duygu ve düşünceler şiire sokularak şiirin konusu genişletilmiştir.
9) Başlangıçta yeni düşünceler eski nazım biçimleri içinde verilirken sonraları yeni
biçimler kullanılmıştır.
10) Şiirde konu ve anlam bütünlüğü aranmıştır.
11) Divan edebiyatındaki “parça güzelliği” anlayışının yerini “bütün güzelliği” almıştır.
12) Roman ve hikayelerin konusu ya günlük yaşayıştan ya da tarihten alınmıştır.
13) Tiyatroda toplum sorunları, gelenek, görenek, çocuk, aile, yaşanılan olaylar işlenmiştir.

14) Eserlerde kahramanlar tek yönlü ele alınmış, iyiler ödüllendirilmiş, kötüler cezalandırılmıştır.
15) Roman ve öykülerde olayların akışında rastlantılara çok yer verilmiştir.
16) Romanların içinde konu dışına çıkılarak okuyucuya bilgi ve öğüt vermekten kaçınılmamıştır.
17) Yazarlar, eserlerinde kendi kişiliklerini gizlememiştir.

18) Roman kahramanları çoğu zaman bir görüşte aşık olur.
19) Toplumsal olaylara yüzeyden bakılır.
20) Tanzimat romanında aile problemi büyük yer tutar. Avrupa taklitçiliği nedeniyle
aile içindeki sarsılma ve çöküntüler işlenir.(Araba Sevdası,İntibah)
21) Tiyatro bu dönemde Namık Kemal’le başlar. Ahmet Vefik Paşa’nın Molier’den
yaptığı çevirilerle ileri bir sanat düzeyine ulaşır.
22) Bu edebiyatın nesir sahasındaki en büyük kazancı gazetedir.
23) Bu dönemdeki tiyatro eserleri sahnelenmeye uygun değildir.
24) Mizah ve hiciv anlayışı bu dönemde daha da gelişmiştir. Batılı anlamdaki ilk mizah
örneği bu dönemde verilir.
25) Türk edebiyatında gerçek edebi tenkit bu dönemde başlamıştır.
26) Bu dönemde roman tekniği tam oturmamıştır. Romanımızın emekleme dönemidir.
Tasvirlerde ve kurguda kompozisyon bozukluğu vardır.

27) Bu dönem yazarlarında yaygın bir tasvir yapma alışkanlığı vardır.

28) Kahramanlar üst tabakadandır.
29) Olaylar İstanbul ve çevresinde geçer.
30) İşlenen konular: Yanlış batılılaşma, alafrangalık özentisi, sarsılan aile düzeni,
kültürel yozlaşma, fakirlik, cariyelik, görücü usulü evlenme, cehalet ve tarihi
konulardır.

TANZİMATIN TÜRK EDEBİYATINA KAZANDIRDIĞI İLKLER

1) İlk Gazeteler:
a) Takvim-i Vakayi ( İlk Türk gazetesi)
b) Ceride-i Havadis (Yarı resmi gazete)
c) Tercüman-ı Ahval (Şinasi ve Agah Efendi’nin çıkardığı ilk özel Türk gazetesi)
d) Tasvir-i Efkar (Şinasi’nin Namık Kemal’e devrettiği ikinci özel Türk gazetesi)
e) Hürriyet (Namık Kemal ve Ziya Paşa’nın yurt dışında çıkardıkları ilk Türk gazetesi)
f) Tercüman-ı Hakikat
2) İlk Çeviri Roman: Telemak; Yusuf Kamil Paşa Fenelon’dan çevirmiştir.
3) İlk Yerli Roman: Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat. Şemsettin Sami tarafından yazılmıştır,
edebi değeri yoktur.

4) Bir Edebi Akım Etkisinde Yazılan İlk Roman: İntibah; Namık Kemal tarafından
romantizme bağlı kalınarak yazılmış bir sosyal romandır.
5) İlk Realist Romanlar: Sergüzeşt; Sami Paşazade Sezai yazmıştır.
Araba Sevdası; Recaizade Mahmut Ekrem yazmıştır.
6) İlk Tiyatro Eseri: Şair Evlenmesi; Şinasi yazmıştır.

7) İlk Köy Romanı: Karabibik; Nabizade Nazım yazmıştır.
8) İlk Öyküler: Küçük Şeyler; Sami Paşazade Sezai yazmıştır. (Basılan ilk hikaye kitabı)
Letaif-i Rivayet; Ahmet Mithat Efendi yazmıştır.( Yazılan ilk hikaye kitabı)
9) İlk Makale: Şinasi yazmıştır.
10) İlk Şiir Çevirileri: Şinasi tarafından Fransızcadan yapılmıştır.
11) İlk Noktalama İşaretleri: Şinasi tarafından kullanılmıştır.
12) Edebiyatımızda ilk tarihi roman: Namık Kemal'in "Cezmi" adlı eseridir.
13) Edebiyatımızdaki ilk eleştirmen: Namık Kemal'dir.
14) Türk Edebiyatındaki ilk polisiye roman: Esrar-ı Cinayet; Ahmet Mithat yazmıştır.

Dönemin Sanatçıları ve Eserleri

ŞİNASİ

 Maliye öğretimi için Fransa’ya devlet tarafından ilk gönderilen öğrencilerdendir. Fakat Şinasi o dönemde edebiyatla ilgilenmiş ve dönemin ünlü
yazar şairleriyle tanışmıştır. Yurda döndüğünde Agah Efendiyle 1860’ta
Tercüman-ı Ahval gazetesini çıkarmışlardır.
 Şinasi divan edebiyatındaki duygu kavramını bir yana itip akla ve mantığa yer verir.

 Halk dilini kullanmayı, böylece halkı bilinçlendirmeyi hedefler.

 Kısa cümleli ,yeni görüşlerle örgülü bir nesir yapısı meydana getirmiştir.

 Şairlik yönü pek güçlü olmayan Şinasi, edebiyatımıza getirdiği yeniliklerle tanınır.








Bu yenilikler şunlardır:

ilk tiyatro eserimiz olan Şair Evlenmesi (Bu eserde görücü usulüyle evlenme eleştirilir.)
Edebiyatımızda noktalama işaretlerini ilk defa kullanmıştır.
İlk özel Türk gazetesi Tercüman-ı Ahval’ı çıkarmıştır.
Atasözlerimizi Durub-u Emsal-i Osmaniye adı altında derlemiş.
İlk makaleyi yazdı: Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi
Dilde sadeleşmenin öncüsü olmuştur.

 Şiirlerini Müntehabat-ı Eş’ar’ım adı ile yayınlamıştır.
 Şiiri mecazlardan arıtıp yalınlaştırmaya çalışır.
 Eşek ile Tilki La Fontaine’den etkilenerek yazdığı bir fabldır.
 Batı şiirini tanıtmak amacıyla Fransız şairlerinden çeviriler yapmıştır.

 Şiirlerinde konu birliğine ve bütün güzelliğine önem vermiştir

www.edebiyatogretmeni.net

NAMIK KEMAL
 Önceleri klasik bir divan şairi olan Kemal, Şinasi ile tanıştıktan sonra Batı
edebiyatı ve Batı kaynaklı
fikirlerle ilgilenmeye başlamıştır.
 Gür sesli vatan şairi,dava ve sanat adamıdır. Eserlerinde hürriyet, vatan sevgisi, hak, kanun, adalet, ahlak konularını işlemiştir.
 Edebiyatımızda vatan ve hürriyet şairi olarak bilinir.
 Eski edebiyata karşı olduğu halde yeni düşünce ve kavramları yaymak amacıyla yazdığı
şiirlerin çoğunda eskiye bağlı kalmıştır
 Namık Kemal’de diğer 1. Dönem Tanzimatçılar gibi dilde sadeliği benimser.
 Yine diğerleri gibi aruzun yanında az da olsa hece veznini kullanır.

 Şiirimizin gelişmesinde büyük emeği geçmiş bu yolda gerçekten etkili olmuştur. Şiirlerini
“toplum için sanat” anlayışıyla yazmış toplumcu bir şairdir.

 Kendinden sonra gelen genç kuşaklara yurtseverlik, özgürlük tutkularını yerleştirmiş.

 Osmanlı Tiyatrosunun modern bir tiyatro olması için çaba göstermiştir. Avrupa’da bulunduğu yıllarda tiyatro türüyle ilgilenmiş ve yurda dönünce bu tarzda eserler yazmıştır.

 Eleştiri türünün ilk örneğini Ziya Paşa’nın Harabat’ına karşılık yazdığı Tahrib-i
Harabat ve Takip adlı eserleriyle vermiştir. Onun tenkitlerinde iki önemli unsur
bulunur: Biri; eski edebiyatı yıkmak, ikincisi; yeni bir edebiyat kurmak.
 Ona göre edebiyat hayale, soyuta, içe kapanmışlığa son vermeli; gerçeği, hayat,
tabiatı işlemelidir. Yeni edebiyat halka dönmeli, nüfuzlu kimselere yaranacağına
onun dertlerini dinlemeli.
 Eserlerinin tümünde romantizm egemendir.

ESERLERİ:

Tiyatro: Vatan yahut Silistre, Zavallı Çocuk, Akif Bey, Gülnihal, Celalettin Harzemşah,
Karabela
Roman: İntibah ( ilk edebi roman), Cezmi (ilk tarihi roman)
Eleştiri: Tahrib-i Harabat, Takip
Tarih, Biyografi: Kanije, Silistre Muhasarası, Osmanlı Tarihi, Devr-i İstila.
ZAVALLI ÇOCUK: Sevmedikleriyle zorla evlendirilenlerin bahtsızlığı işlenmiş.
AKİF BEY: Kocasına ihanet eden kadının dramı işlenmiş.
GÜLNİHAL: Bir sancak beyine karşı halkın isyanı anlatılır.

ZİYA PAŞA
 Ziya Paşa diğer Tanzimatçılar gibi toplumcudur, Fransız devriminin ilkelerine bağlıdır, eğitimin gerekliliğini savunur.
 Şinasi’yle başlayan Batı edebiyatı anlayışını savunur. Ancak, eski şiiri
öven “Harabat” ı hazırlayacak kadar eski şiire bağlıdır. Bu yüzden
Namık Kemal tarafından tenkit edilmiştir.
 “Doğulu ya da Batılı” olmak konusunda karara varamamıştır. Bu nedenle “Harabat”ta
Divan edebiyatını, “Şiir ve İnşa” makalesinde yeni edebiyatı savunur. Bu zıtlıklar sanatına da yansımış, tezatlar sanatçısı olmuştur.
 Tanzimatçılar arasında eski şiire en fazla bağlı kalanlardandır.
 Şiirde dili sade değildir. Ancak nesir dili sadedir

 Ziya Paşa daha çok siyasi ve sosyal tenkit makaleleri yazmıştır. Makalelerinde idarecilere savaş açmıştır.
 Şiirlerinde öğütler ve felsefi temalar görülür.
 Diğer Tanzimatçılar gibi gazetecilik yönü kuvvetlidir.

ESERLERİ:

1) Tekib-i Bent (Dönemin sosyal bir eleştirisidir. Bağdatlı Ruhi’ye nazire olarak yazmıştır.)
Terci-i Bent (şiir)
2) Zafername (mizah) ( Sadrazam Ali Paşa aleyhinde yazılmıştır.)
3) Harabat (Bu antolojide halk şiirini kötülemiş Divan şiirini yüceltmiş.)
Şiir ve İnşa (Bu makalede gerçek şiirimizin halk şiiri olduğunu söylemiş.)
4) Rüya ( Türk edebiyatındaki ilk röportaj sayabiliriz.)
Veraset Mektupları ( makale)
5) Emil, Defter-i Amal ( j.j. Rausseaux ‘dan çeviri)
6) Eş’ar-ı Ziya (şiir)

www.edebiyatogretmeni.net

AHMET MİTHAT EFENDİ
 Tanzimat döneminde, halk için roman anlayışını başlatan yazardır.
Bütün eserlerini halkın okuma zevkini geliştirmek için yazmıştır.
Tanzimat edebiyatında halkın dilini en iyi kullanan yazar o’dur.
 Türk edebiyatında en çok eser veren sanatçı olarak bilinir. Roman
ve hikayelerini hiçbir teknik kaygısı gütmeden yazmıştır. Sırası gelince
olayların akışını durdurup okuyucuya bilgi ve nasihat verir.
 Diğer Tanzimatçılar gibi siyasi konulara değinmemiştir.
 Batı medeniyetinin Türk toplumuyla bağdaşmayan yönlerini anlatmaya çalışmıştır.
Avrupa hayranlarını eserlerinde züppe ve alafranga olarak eleştirmiştir.

 Bütün yapıtlarını nesir türünde vermiştir.
 Her yapıtının sonunda bir “kıssada hisse” vardır.
 Eserlerinde bir eğitici gibi halkı her konuda bilgilendirmeyi ona kılavuzluk etmeyi amaçlar.

ESERLERİ:

Hikayeleri: Letaif-i Rivayet(25 cilt). Edebiyatımızdaki ilk hikayeler.
Romanları: Hasan Mellah, Hüseyin Fellah, Dünyaya İkinci Geliş, Felatun Bey’le Rakım
Efendi, Paris’te Bir Türk, Müşahedat

Tiyatro: Çengi, Çerkez Özdenleri, Siyavuş, Açık Baş
Seyahat: Avrupa’da Bir Cevelan
FELATUN BEY’LE RAKIM EFENDİ: Felatun Bey her yönüyle batı hayranı biridir.
Ancak batı düşüncesini zevk ve sefa anlayışıyla özümsemiştir. Rakım Efendi ise Felatun’
un tam tersi bir karakterdir.

AHMET VEFİK PAŞA
 Türk tiyatrosuna ve dil çalışmalarına önemli katkılarda bulunmuştur.
 Moliere’den yaptığı çeviriler önemlidir.
 Türkçe’yi oldukça sade kullanmış, toplumun adet, töre, mizah gücünü
eserlerine taşımıştır.
 Tarih ve dil sahasında önemli eseri Lehçe-i Osmani

ESERLERİ:

Zor Nikah (Moliere’den çeviri)
Zoraki Tabip (Moliere’den çeviri)
Okumuş Kadınlar (Moliere’den çeviri)
Secere-i Türki (Tarih)
Lehçe-i Osmani (Dil)
www.edebiyatogretmeni.net

ALİ SUAVİ:
 Hayret edilecek kadar geniş bilgili ve inanılmayacak kadar da şaşırtıcı, Batılı ve bazen
iyice cüretli, iyice sorumsuz görüşler sahibidir.
 Türkiye’de “Meşrutiyet ve Laikliği” ilk savunanlardan biridir.

 Hükümete çatan, Ali Paşa’yı yeren yazılarından dolayı Kastamonu’ya sürülmüştür.
 Uygur alfabesinin ilk Türk yazısı olduğundan söz etmiş.
 Laikliği, Meşrutiyeti, Türkçülüğü savunan İslami ölçülere bağlı bir yazardır.
 Türlü konularda gazete ve risale (broşür) yazıları, tercümeler, dini yorumlar, seyahat
yazıları vardır.

SÜLEYMAN PAŞA:
 Fikir adamı ve Türkçü bir yazardır.
 Önemli ve ünlü eseri “Tarih-i Alem”dir. Bu eser Türkçü bir bakışla yazılmış ve kendisinden sonra gelen Türkçü yazarları etkilemiştir.

ABDÜLHAK HAMİT TARHAN
 Tanzimat döneminin en büyük ve en verimli şairidir. Türk şiirine
geniş ufuklar açmış; günlük yaşam, aşk, vatan-millet sevgisi, ölüm
ve metafizik üzerine, sevinç, ümit ve tezatlardan, isyan ve feryatlardan güç alan epik, şiir ve felsefi şiirler yazdı. Divan şiirini sona
erdiren sanatçıdır.
 Yazdığı tiyatro eserleri sahnelenmeye elverişli değildir.
 Şiirlerinde orijinal buluşlar ve hayaller vardır.

 Ediplerimiz arasında hayat coğrafyası en geniş olan adamdır

 Şiirin şekil ve içeriğiyle istediği gibi oynanır sandığı için edebiyatımızda yıkıcı olduğu
kadar yapıcıdır.

 Batı şiirinin hemen bütün biçim ve türlerini hiç çekinmeden denemiş, aşırılık sınırında
sayılan bu girişimlerle yankılar, tepkiler uyandırmış.

 Eşi Fatma Hanım’ın ölmesi Hamid’in şiirine yepyeni ilhamlar getirmiş. Ölüm, Allah, kader,
felsefi isyanlar gibi fizikötesi konuları işlemeye başlamış. (Makber)

 Namık Kemal’e bağlı kalmış ama onun fikirlerini eserlerine pek taşıyamamış. Toplumsal
konular yerine bireysel acıları, tabiatı ve kadını işlemiş.

 Tanzimatçılar arasında yalnızca Hamit belli bir alanda (şiir) yoğunlaşmış.

Hamit nazımda şu değişiklikleri yapmış:

1) Kurallı nazım şekillerini (gazel, mesnevi) yıkarak kuralsız nazmı getirmiş.
2) Mısraları kendi arasında kafiyelemiş
 Düzgün bir Türkçe kullanamadığı için söyleyiş zaafı vardır

 Tiyatrolarını sahnelenmek için değil, okunmak için yazmıştır. Tiyatrolarında insanüstü
güçlere yer vermiştir.

ESERLERİ:
Şiirleri: Sahra (ilk pastoral şiir), Kahbe, Makber, Belde, Ölü, Halce,

Garam (Çamlıca da yaşanmış bir aşk hikayesi), Baladan Bir Ses

Tiyatroları: Sabr-ü Sebat, İçli Kız, Fitnen, Liberte, Eşber, Nesteren

RECAİZADE EKREM
 Şiir, hikaye ve tiyatro da yazan Ekrem’in en önemli yönü: Teorici
(nazariyatçı) ve romancı oluşudur.
 Ekrem’in teori alanında verdiği en ünlü eseri “Ta’lim-i Edebiyat’tır.
Bu eserdeki düşünceler II. Tanzimat ve Servet-i Fünun devri şiir ilkelerini anlatması ve Servet-i Fünun’u kuracak genç şairlere yol göstermesi bakımından önemlidir.

 Ekrem eski edebiyat karşısında yeni sanatın ilkelerini tespit eden ünlü tenkitçi olmuştur.

 İlk Tanzimatçıların “toplumcu” ilkelerine karşılık, “tekçi” şiirin savunmasını yapmıştır.

 Eskilerin “göz için kafiye” anlayışına karşı “kulak için kafiye” görüşünü savunmuştur.

 Şiirlerinin ilhan tarafı düşük, hayaller oldukça sık ve düşünceler zayıftır.

 “Her güzel şey şiirdir” ilkesini benimseyen sanatçı şiirlerini sisli güz manzaraları, yaprak,
çiçek, kelebek, mezarlıklar, kırlar ile doldurmuştur.

 Aşırı yenilikçi ve aşırı romantik Ekrem’le ( yeni şiiri destekler Zemzeme)
Muallim Naci ( eski şiiri destekler Demdeme) arasıda çıkan eski-yeni tartışması
meşhurdur.

 Şiirlerinde kişisel konuları işler, toplumsal konulara değinmez.
 Sanatıyla değil, edebiyat hakkında ileri sürdüğü fikirleriyle ün yapmış ve edebiyat çevrelerinde “ÜSTAD” olarak anılmıştır.

 Önce çok sevdiği oğlu Nejat’ın daha sonra diğer çocuklarının ölmesi üzerine çektiği
acılar şiirlerine de yansımıştır. Bu yüzden şiirleri ağlamaklıdır.
 Batılılaşmanın yanlış anlaşılmasını eleştirdiği, ilk realist roman sayılan eseri
ünlüdür.(Araba Sevdası)

ESERLERİ:

Şiirleri: Name-i Seher, Zemzeme, Pejmürde, Nejat Ekrem, Yadigar-ı Şebab
Romanları: Araba Sevdası
Hikayeleri: Muhsin Bey, Şemsa
Tiyatroları: Çok Bilen Çok Yanılır, Afife Anjelik, Vuslat

Ta’lim-i Edebiyat (önemli eseri.) Edebiyat hakkında bilgi verir
Takdir-i Elhan (Eleştiri)
ZEMZEME: Yeni şiiri destekleyen görüşlerini yazmıştır.
ARABA SEVDASI: Bilinçsizce Batıyı taklit eden Bihruz Bey’in düştüğü haller anlatılır.

NABİZADE NAZIM
 Tanzimat’ın ikinci döneminde yetişen ve realist-natüralist görüşleri
hikayelerine en iyi uyarlamış romancıların en önemlilerindendir.
 “Karabibik” bizde ilk köy romanıdır. Natüralist-Gerçekçi görüşle
yazılan ve köylünün bazı dertlerini anlatan bu eser Antalya civarında
geçmektedir. Bu hikayenin önsözünde şu görüşleri ortaya atmıştır:
Hikaye, roman özeti gibidir. Hikayede doğallığa ve sadeliğe
önem verilmeli, akla uyulmalıdır. Böylece Realizmin ilkelerini
belirlemiştir.

 Realizmi edebiyatımıza en iyi şekilde o uyarlamıştır. (Zehra)
 Realizmin etkisiyle eserleri sade, gerçekçi; kahramanları ve konuları günlük hayattandır.
ESERLERİ:

Hikayeleri: Zavallı Kız, Haspa, Bir Hatıra, Karabibik, Yadigarlarım
Roman: Zehra (psikolojik tahlillere yer verir . Edebiyatımızın ilk tezli romanıdır. İstanbul’
daki bir ailenin yaşamı konu edilir.)

KARABİBİK: Uzun hikaye biçiminde yazılmıştır. Realizmin başarılı bir örneğidir. Bu eserde kırsal kesim gerçeğine ilk kez değinilir.

SAMİPAŞAZADE SEZAİ
 “Sergüzeşt” romanıyla edebiyatımızda Realizmin öncüsü
olmuştur.
 Namık Kemal’in büyüleyici etkisi altında yetişen Sezai Bey kesin bir
yenilik taraftarıdır

 Esir bir kızın serüvenini konu alan dolayısıyla ferdi hürriyeti ve insan
haklarını savunan “Sergüzeşt” romantizm ve realizm arasıda bir köprüdür.
 Türk edebiyatında ilk edebi hikayeleri yazmış bunları Küçük Şeyler adı altında toplamıştır. Bu kitabın önsözüne bakınca onun romantizmle realizm arasında bocaladığı görülür.
 Sevet-i Fünun yazarlarını üslup bakımından etkilemiştir.
SERGÜZEŞT: Bir paşanın oğlu ile bir cariyenin aşkı anlatılır. Artık kapanmak üzere olan
köleli cariyeli konak hayatı anlatılır.
ESERLERİ:
Roman: Sergüzeşt
Hikaye: Küçük Şeyler

Tiyatro: Pir
Mektup-Sohbet: İclal

ŞEMSETTİN SAMİ
 Tanzimat edebiyatının dil alanında önemli eserler veren sanatçısıdır.
 Fransızcadan çevirdiği sözlükler önemlidir.
 En önemli eseri “Kamus-ı Türki” dir.
 Dilin sadeleştirilmesi hakkındaki fikirleri sonraki kuşağa yol göstermiştir.

 Kutadgu Bilig’i Türkçeye çevirmiştir.
 Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat adlı romanı vardır.

TAAŞŞUK-I TALAT VE FITNAT: Babası öldüğü için annesi tarafından büyütülen Talat,
pencereden görüp aşık olduğu Fitnat’a daha yakın olabilmek için kadın kıyafetleri giyip
kendini piyano hocası olarak kabul ettirmiştir. Tüm bunlar olurken Talat’ın annesi oğlundaki garip davranışlardan kuşkulanarak onu, düzelmesi için, Sudanlı bir kızla evlendirmek
ister. Talat bu isteğe şiddetle karşı çıkmış; ama Fitnat babasının kendisini zengin biriyle
evlendirme isteğine fazla itiraz edememiştir. Fitnat, evlendiği gece sevgilisinden ayrılmanın verdiği üzüntüyle kendini vurur. Ölmeden önce, evlendiği adamın vaktiyle annesini
terk eden babası olduğunu öğrenir. Bunun üzerine Fıtnat’ın babası da Talat da intihar eder.

MUALLİM NACİ
 Recaizade ile sanat hakkında girdiği sert tartışma onu yeni edebiyatın
karşısında göstermiştir.
 Demdeme adlı eserinde ne kadar eski şiiri savunsa da aruzu Türkçeye
diğerlerinden daha güzel uygulamıştır.

 Edebiyatımızda köyden bahseden ilk şiir onundur. (Köylü Kızların Şarkısı)

ESERLERİ: Ömer’in Çocukluğu (anı)
EBUZZİYA TEVFİK:

 Uzun yıllar yaptığı gazetecilik ile tanınmıştır. Çıkardığı gazeteler ve buralardaki yazılarıyla Tanzimat edebiyatının ve bu dönemin tanınmasını sağlamıştır.( Yeni Osmanlılar
Tarihi adlı inceleme eseri)

 Tasvir-i Efkar gazetesini gönüllü olarak çıkarmıştır.

Eserleri:

Piyes: Ecel-i Kaza
Antoloji: Numune-i Edebiyatı Osmaniye
Nesir: Lügat-i Ebüzziya, Yeni Osmanlılar Tarihi

HAZIRLAYAN
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ
SERDAR GÜL

www.edebiyatogretmeni.net


Slide 10

www.edebiyatogretmeni.net

XIX. yy. edebiyatımızın girişimler dönemidir. Roman, öykü,
tiyatro alanlarında ilk örnekler verilmiş, şiirdeki başkaldırmalar divan
şiirine ilgiyi azaltmıştı. Çıkmaya başlayan özel gazeteler roman, öykü
yayımlıyor, edebiyat adamlarının tartışmalarına yer veriyordu. Bazı
kesimler Namık Kemal’in şiire getirdiği: “özgürlük, vatan, hak, insanlık, esaret…” gibi kavramlarda kendi sorunlarını, kendi isteklerini,
kendi kişiliğini bularak yeni edebiyat girişimlerine yandaş oldu.

Tanzimat ile Divan Edebiyatı’nın Karşılaştırması

1) Divan şiirindeki “parça güzelliği” yerine,Tanzimat şiirinde “bütün güzelliği” önemsenmiş
2) Divan edebiyatı yüksek zümredeki insanlara hitap ederken, Tanzimat edebiyatı halka
seslenmiş.
3) Divan şiirinde ölçü aruzdur, Tanzimat’ta ise aruzun yanında hece ölçüsü de kullanılmış.
4) Divan nesrinde söz hünerleri gösterme,sanat kullanma esasken, Tanzimat nesrinde bir
takım fikirleri halka ulaştırmak halkı bilgilendirmek ve eğitmek esastır.

5) Divan edebiyatında aşk, şarap, kadın, eğlence, hayali konular işlenirken; Tanzimat edebiyatında gerçek yaşam, tabiat, kişisel acı ve ızdıraplar, toplumsal konular işlenmiştir.
6) Divan edebiyatında kullanılmayan birçok edebi tür Tanzimat edebiyatında kullanılmaya
başlanmış (roman, hikaye, tiyatro, sone, terza-rima, triyole, gazete…)
7) Divan edebiyatında dil ağır ve sanatlıdır; Tanzimat edebiyatında dil sadeleştirilmiş,
halkın dili kullanılmıştır.

Bu dönem edebiyatını iki bölümde incelemek gerekir

1. Dönem:


Bu döneme Şinasi, Ziya, Namık Kemal okulu adı verilir.



Bu dönemin başlıca sanatçıları: Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Mithat,

Şemsettin Sami, Ahmet Vefik Paşa, Ali Suavi, Ahmet Cevdet Paşa



Bu dönemde “sanat toplum içindir” görüşü benimsenmiş.



Bu dönemde amaç: “Divan edebiyatını yıkmak,yerine sosyal yaşamla geniş ölçüde
alakalı inkılapçı bir edebiyat getirmek.



Halka halk diliyle hitap etmek amacıyla sade dile ve halk Türkçesine önem vermek



Vatan sevgisi, millet duygusu, hürriyet aşkı, halk sevgisi… gibi duyguları halka aşılamak ve onları bu yolda eğitmek.



Gazete, roman, öykü, makale, şiir, tiyatro… gibi
yenilikleri Türk edebiyatına getirmek ve
uygulamak.

 Şiirde estetik güzellik değil içerik ön plana çıkmıştır.
 Eski nazım şekilleriyle yeni kavram ve duyguları işlemişlerdir.
 Bu dönem sanatçıları ,edebiyatın yanında siyasetle de ilgilenmiştir.
 Ortaya konan eserler, taklit olduğu için teknik yönden zayıftır.
 Fransız edebiyatı örnek alınmıştır.
 Bu dönem sanatçıları genelde Romantizmin etkisindedir.
 Eserlerde rastlantılara çokça yer verilir.
 Okuyucuyu bilgilendirmek için olayların akışı sık sık kesilir.

2. Dönem:
 Bu döneme Ekrem, Sezai, Hamit okulu adı verilir.
 Bu dönemin sanatçıları:” Abdulhak Hamit Tahran, Recaizade Ekrem, Sami Paşazade

Sezai, Nabizade Nazım, Ebuziya Tevfik, Ali Bey…

 Bu dönemde “ sanat sanat içindir “ görüşü benimsenmiş.
 Siyasi ve toplumsal ideolojilerden uzak durmuşlar.
 Sanatta batılılaşmayı savunurlar
 Eski edebiyata karşı yeni edebiyatı savunurlar.
 I. Tanzimatçılara göre batı edebiyatını edebiyatımızda daha da kökleştirmişler.
 İdeolojik görüşlerini aktif olarak değil, eserlerindeki kahramanlarla işlemişler.
 Romanda realizmin tesiri şiirde ise romantizmin tesiri görülür.
 Dil ağırdır.

 Gazetecilik eski işlevini yitirmiş.
 Tiyatro eserleri oynanmak için değil okunmak için yazılmış.
 Şiirde bireysel duygular anlatılmış ve güzel olan her şey şiire konu olmuş.
 Muallim Naci bu dönemde Divan edebiyatını savunan tek sanatçıdır.

Tanzimat Edebiyatının Genel Özellikleri
1) Dilin sadeleşmesi amaçlanmış, özellikle tiyatro, anı, mektup ve halka seslenen
romanlarda bu amaç bir ölçüde gerçekleştirilmiştir. Ancak sanatçılar, eski alışkanlıklarından tamamen kurtulamadıkları için yabancı sözcük ve kurallardan büsbütün
sıyrılamamışlardır.

2) Divan edebiyatının kullandığı şiir, tarih ve mektup gibi türleri batı anlayışına göre
yenilemişlerdir.
3) Makale, tiyatro, roman, hikaye, anı gibi yeni türler kullanılmaya başlanmıştır.
4) Daha önce toplum sorunlarıyla hiç ilgisi bulunmayan sanatı; toplumu düzeltmek,
eğitmek için bir dava aracı olarak kullanma anlayışına yönelmişlerdir.
5) Fransız edebiyatından esinlenerek klasisizm, romantizm, realizm ve natüralizm
akımlarının etkisinde eserler yaratılmıştır.

6) Nesirde iç kafiye (seci) bırakılmış, anlatımda süs yerine, düşünceleri halka ulaştırma amacı güdülerek yeni bir nesir yaratılmıştır.
7) Şiirde hecenin örnekleri görülmekle birlikte aruzun kullanımı devam etmiştir.

8) Günlük olaylar, duygu ve düşünceler şiire sokularak şiirin konusu genişletilmiştir.
9) Başlangıçta yeni düşünceler eski nazım biçimleri içinde verilirken sonraları yeni
biçimler kullanılmıştır.
10) Şiirde konu ve anlam bütünlüğü aranmıştır.
11) Divan edebiyatındaki “parça güzelliği” anlayışının yerini “bütün güzelliği” almıştır.
12) Roman ve hikayelerin konusu ya günlük yaşayıştan ya da tarihten alınmıştır.
13) Tiyatroda toplum sorunları, gelenek, görenek, çocuk, aile, yaşanılan olaylar işlenmiştir.

14) Eserlerde kahramanlar tek yönlü ele alınmış, iyiler ödüllendirilmiş, kötüler cezalandırılmıştır.
15) Roman ve öykülerde olayların akışında rastlantılara çok yer verilmiştir.
16) Romanların içinde konu dışına çıkılarak okuyucuya bilgi ve öğüt vermekten kaçınılmamıştır.
17) Yazarlar, eserlerinde kendi kişiliklerini gizlememiştir.

18) Roman kahramanları çoğu zaman bir görüşte aşık olur.
19) Toplumsal olaylara yüzeyden bakılır.
20) Tanzimat romanında aile problemi büyük yer tutar. Avrupa taklitçiliği nedeniyle
aile içindeki sarsılma ve çöküntüler işlenir.(Araba Sevdası,İntibah)
21) Tiyatro bu dönemde Namık Kemal’le başlar. Ahmet Vefik Paşa’nın Molier’den
yaptığı çevirilerle ileri bir sanat düzeyine ulaşır.
22) Bu edebiyatın nesir sahasındaki en büyük kazancı gazetedir.
23) Bu dönemdeki tiyatro eserleri sahnelenmeye uygun değildir.
24) Mizah ve hiciv anlayışı bu dönemde daha da gelişmiştir. Batılı anlamdaki ilk mizah
örneği bu dönemde verilir.
25) Türk edebiyatında gerçek edebi tenkit bu dönemde başlamıştır.
26) Bu dönemde roman tekniği tam oturmamıştır. Romanımızın emekleme dönemidir.
Tasvirlerde ve kurguda kompozisyon bozukluğu vardır.

27) Bu dönem yazarlarında yaygın bir tasvir yapma alışkanlığı vardır.

28) Kahramanlar üst tabakadandır.
29) Olaylar İstanbul ve çevresinde geçer.
30) İşlenen konular: Yanlış batılılaşma, alafrangalık özentisi, sarsılan aile düzeni,
kültürel yozlaşma, fakirlik, cariyelik, görücü usulü evlenme, cehalet ve tarihi
konulardır.

TANZİMATIN TÜRK EDEBİYATINA KAZANDIRDIĞI İLKLER

1) İlk Gazeteler:
a) Takvim-i Vakayi ( İlk Türk gazetesi)
b) Ceride-i Havadis (Yarı resmi gazete)
c) Tercüman-ı Ahval (Şinasi ve Agah Efendi’nin çıkardığı ilk özel Türk gazetesi)
d) Tasvir-i Efkar (Şinasi’nin Namık Kemal’e devrettiği ikinci özel Türk gazetesi)
e) Hürriyet (Namık Kemal ve Ziya Paşa’nın yurt dışında çıkardıkları ilk Türk gazetesi)
f) Tercüman-ı Hakikat
2) İlk Çeviri Roman: Telemak; Yusuf Kamil Paşa Fenelon’dan çevirmiştir.
3) İlk Yerli Roman: Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat. Şemsettin Sami tarafından yazılmıştır,
edebi değeri yoktur.

4) Bir Edebi Akım Etkisinde Yazılan İlk Roman: İntibah; Namık Kemal tarafından
romantizme bağlı kalınarak yazılmış bir sosyal romandır.
5) İlk Realist Romanlar: Sergüzeşt; Sami Paşazade Sezai yazmıştır.
Araba Sevdası; Recaizade Mahmut Ekrem yazmıştır.
6) İlk Tiyatro Eseri: Şair Evlenmesi; Şinasi yazmıştır.

7) İlk Köy Romanı: Karabibik; Nabizade Nazım yazmıştır.
8) İlk Öyküler: Küçük Şeyler; Sami Paşazade Sezai yazmıştır. (Basılan ilk hikaye kitabı)
Letaif-i Rivayet; Ahmet Mithat Efendi yazmıştır.( Yazılan ilk hikaye kitabı)
9) İlk Makale: Şinasi yazmıştır.
10) İlk Şiir Çevirileri: Şinasi tarafından Fransızcadan yapılmıştır.
11) İlk Noktalama İşaretleri: Şinasi tarafından kullanılmıştır.
12) Edebiyatımızda ilk tarihi roman: Namık Kemal'in "Cezmi" adlı eseridir.
13) Edebiyatımızdaki ilk eleştirmen: Namık Kemal'dir.
14) Türk Edebiyatındaki ilk polisiye roman: Esrar-ı Cinayet; Ahmet Mithat yazmıştır.

Dönemin Sanatçıları ve Eserleri

ŞİNASİ

 Maliye öğretimi için Fransa’ya devlet tarafından ilk gönderilen öğrencilerdendir. Fakat Şinasi o dönemde edebiyatla ilgilenmiş ve dönemin ünlü
yazar şairleriyle tanışmıştır. Yurda döndüğünde Agah Efendiyle 1860’ta
Tercüman-ı Ahval gazetesini çıkarmışlardır.
 Şinasi divan edebiyatındaki duygu kavramını bir yana itip akla ve mantığa yer verir.

 Halk dilini kullanmayı, böylece halkı bilinçlendirmeyi hedefler.

 Kısa cümleli ,yeni görüşlerle örgülü bir nesir yapısı meydana getirmiştir.

 Şairlik yönü pek güçlü olmayan Şinasi, edebiyatımıza getirdiği yeniliklerle tanınır.








Bu yenilikler şunlardır:

ilk tiyatro eserimiz olan Şair Evlenmesi (Bu eserde görücü usulüyle evlenme eleştirilir.)
Edebiyatımızda noktalama işaretlerini ilk defa kullanmıştır.
İlk özel Türk gazetesi Tercüman-ı Ahval’ı çıkarmıştır.
Atasözlerimizi Durub-u Emsal-i Osmaniye adı altında derlemiş.
İlk makaleyi yazdı: Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi
Dilde sadeleşmenin öncüsü olmuştur.

 Şiirlerini Müntehabat-ı Eş’ar’ım adı ile yayınlamıştır.
 Şiiri mecazlardan arıtıp yalınlaştırmaya çalışır.
 Eşek ile Tilki La Fontaine’den etkilenerek yazdığı bir fabldır.
 Batı şiirini tanıtmak amacıyla Fransız şairlerinden çeviriler yapmıştır.

 Şiirlerinde konu birliğine ve bütün güzelliğine önem vermiştir

www.edebiyatogretmeni.net

NAMIK KEMAL
 Önceleri klasik bir divan şairi olan Kemal, Şinasi ile tanıştıktan sonra Batı
edebiyatı ve Batı kaynaklı
fikirlerle ilgilenmeye başlamıştır.
 Gür sesli vatan şairi,dava ve sanat adamıdır. Eserlerinde hürriyet, vatan sevgisi, hak, kanun, adalet, ahlak konularını işlemiştir.
 Edebiyatımızda vatan ve hürriyet şairi olarak bilinir.
 Eski edebiyata karşı olduğu halde yeni düşünce ve kavramları yaymak amacıyla yazdığı
şiirlerin çoğunda eskiye bağlı kalmıştır
 Namık Kemal’de diğer 1. Dönem Tanzimatçılar gibi dilde sadeliği benimser.
 Yine diğerleri gibi aruzun yanında az da olsa hece veznini kullanır.

 Şiirimizin gelişmesinde büyük emeği geçmiş bu yolda gerçekten etkili olmuştur. Şiirlerini
“toplum için sanat” anlayışıyla yazmış toplumcu bir şairdir.

 Kendinden sonra gelen genç kuşaklara yurtseverlik, özgürlük tutkularını yerleştirmiş.

 Osmanlı Tiyatrosunun modern bir tiyatro olması için çaba göstermiştir. Avrupa’da bulunduğu yıllarda tiyatro türüyle ilgilenmiş ve yurda dönünce bu tarzda eserler yazmıştır.

 Eleştiri türünün ilk örneğini Ziya Paşa’nın Harabat’ına karşılık yazdığı Tahrib-i
Harabat ve Takip adlı eserleriyle vermiştir. Onun tenkitlerinde iki önemli unsur
bulunur: Biri; eski edebiyatı yıkmak, ikincisi; yeni bir edebiyat kurmak.
 Ona göre edebiyat hayale, soyuta, içe kapanmışlığa son vermeli; gerçeği, hayat,
tabiatı işlemelidir. Yeni edebiyat halka dönmeli, nüfuzlu kimselere yaranacağına
onun dertlerini dinlemeli.
 Eserlerinin tümünde romantizm egemendir.

ESERLERİ:

Tiyatro: Vatan yahut Silistre, Zavallı Çocuk, Akif Bey, Gülnihal, Celalettin Harzemşah,
Karabela
Roman: İntibah ( ilk edebi roman), Cezmi (ilk tarihi roman)
Eleştiri: Tahrib-i Harabat, Takip
Tarih, Biyografi: Kanije, Silistre Muhasarası, Osmanlı Tarihi, Devr-i İstila.
ZAVALLI ÇOCUK: Sevmedikleriyle zorla evlendirilenlerin bahtsızlığı işlenmiş.
AKİF BEY: Kocasına ihanet eden kadının dramı işlenmiş.
GÜLNİHAL: Bir sancak beyine karşı halkın isyanı anlatılır.

ZİYA PAŞA
 Ziya Paşa diğer Tanzimatçılar gibi toplumcudur, Fransız devriminin ilkelerine bağlıdır, eğitimin gerekliliğini savunur.
 Şinasi’yle başlayan Batı edebiyatı anlayışını savunur. Ancak, eski şiiri
öven “Harabat” ı hazırlayacak kadar eski şiire bağlıdır. Bu yüzden
Namık Kemal tarafından tenkit edilmiştir.
 “Doğulu ya da Batılı” olmak konusunda karara varamamıştır. Bu nedenle “Harabat”ta
Divan edebiyatını, “Şiir ve İnşa” makalesinde yeni edebiyatı savunur. Bu zıtlıklar sanatına da yansımış, tezatlar sanatçısı olmuştur.
 Tanzimatçılar arasında eski şiire en fazla bağlı kalanlardandır.
 Şiirde dili sade değildir. Ancak nesir dili sadedir

 Ziya Paşa daha çok siyasi ve sosyal tenkit makaleleri yazmıştır. Makalelerinde idarecilere savaş açmıştır.
 Şiirlerinde öğütler ve felsefi temalar görülür.
 Diğer Tanzimatçılar gibi gazetecilik yönü kuvvetlidir.

ESERLERİ:

1) Tekib-i Bent (Dönemin sosyal bir eleştirisidir. Bağdatlı Ruhi’ye nazire olarak yazmıştır.)
Terci-i Bent (şiir)
2) Zafername (mizah) ( Sadrazam Ali Paşa aleyhinde yazılmıştır.)
3) Harabat (Bu antolojide halk şiirini kötülemiş Divan şiirini yüceltmiş.)
Şiir ve İnşa (Bu makalede gerçek şiirimizin halk şiiri olduğunu söylemiş.)
4) Rüya ( Türk edebiyatındaki ilk röportaj sayabiliriz.)
Veraset Mektupları ( makale)
5) Emil, Defter-i Amal ( j.j. Rausseaux ‘dan çeviri)
6) Eş’ar-ı Ziya (şiir)

www.edebiyatogretmeni.net

AHMET MİTHAT EFENDİ
 Tanzimat döneminde, halk için roman anlayışını başlatan yazardır.
Bütün eserlerini halkın okuma zevkini geliştirmek için yazmıştır.
Tanzimat edebiyatında halkın dilini en iyi kullanan yazar o’dur.
 Türk edebiyatında en çok eser veren sanatçı olarak bilinir. Roman
ve hikayelerini hiçbir teknik kaygısı gütmeden yazmıştır. Sırası gelince
olayların akışını durdurup okuyucuya bilgi ve nasihat verir.
 Diğer Tanzimatçılar gibi siyasi konulara değinmemiştir.
 Batı medeniyetinin Türk toplumuyla bağdaşmayan yönlerini anlatmaya çalışmıştır.
Avrupa hayranlarını eserlerinde züppe ve alafranga olarak eleştirmiştir.

 Bütün yapıtlarını nesir türünde vermiştir.
 Her yapıtının sonunda bir “kıssada hisse” vardır.
 Eserlerinde bir eğitici gibi halkı her konuda bilgilendirmeyi ona kılavuzluk etmeyi amaçlar.

ESERLERİ:

Hikayeleri: Letaif-i Rivayet(25 cilt). Edebiyatımızdaki ilk hikayeler.
Romanları: Hasan Mellah, Hüseyin Fellah, Dünyaya İkinci Geliş, Felatun Bey’le Rakım
Efendi, Paris’te Bir Türk, Müşahedat

Tiyatro: Çengi, Çerkez Özdenleri, Siyavuş, Açık Baş
Seyahat: Avrupa’da Bir Cevelan
FELATUN BEY’LE RAKIM EFENDİ: Felatun Bey her yönüyle batı hayranı biridir.
Ancak batı düşüncesini zevk ve sefa anlayışıyla özümsemiştir. Rakım Efendi ise Felatun’
un tam tersi bir karakterdir.

AHMET VEFİK PAŞA
 Türk tiyatrosuna ve dil çalışmalarına önemli katkılarda bulunmuştur.
 Moliere’den yaptığı çeviriler önemlidir.
 Türkçe’yi oldukça sade kullanmış, toplumun adet, töre, mizah gücünü
eserlerine taşımıştır.
 Tarih ve dil sahasında önemli eseri Lehçe-i Osmani

ESERLERİ:

Zor Nikah (Moliere’den çeviri)
Zoraki Tabip (Moliere’den çeviri)
Okumuş Kadınlar (Moliere’den çeviri)
Secere-i Türki (Tarih)
Lehçe-i Osmani (Dil)
www.edebiyatogretmeni.net

ALİ SUAVİ:
 Hayret edilecek kadar geniş bilgili ve inanılmayacak kadar da şaşırtıcı, Batılı ve bazen
iyice cüretli, iyice sorumsuz görüşler sahibidir.
 Türkiye’de “Meşrutiyet ve Laikliği” ilk savunanlardan biridir.

 Hükümete çatan, Ali Paşa’yı yeren yazılarından dolayı Kastamonu’ya sürülmüştür.
 Uygur alfabesinin ilk Türk yazısı olduğundan söz etmiş.
 Laikliği, Meşrutiyeti, Türkçülüğü savunan İslami ölçülere bağlı bir yazardır.
 Türlü konularda gazete ve risale (broşür) yazıları, tercümeler, dini yorumlar, seyahat
yazıları vardır.

SÜLEYMAN PAŞA:
 Fikir adamı ve Türkçü bir yazardır.
 Önemli ve ünlü eseri “Tarih-i Alem”dir. Bu eser Türkçü bir bakışla yazılmış ve kendisinden sonra gelen Türkçü yazarları etkilemiştir.

ABDÜLHAK HAMİT TARHAN
 Tanzimat döneminin en büyük ve en verimli şairidir. Türk şiirine
geniş ufuklar açmış; günlük yaşam, aşk, vatan-millet sevgisi, ölüm
ve metafizik üzerine, sevinç, ümit ve tezatlardan, isyan ve feryatlardan güç alan epik, şiir ve felsefi şiirler yazdı. Divan şiirini sona
erdiren sanatçıdır.
 Yazdığı tiyatro eserleri sahnelenmeye elverişli değildir.
 Şiirlerinde orijinal buluşlar ve hayaller vardır.

 Ediplerimiz arasında hayat coğrafyası en geniş olan adamdır

 Şiirin şekil ve içeriğiyle istediği gibi oynanır sandığı için edebiyatımızda yıkıcı olduğu
kadar yapıcıdır.

 Batı şiirinin hemen bütün biçim ve türlerini hiç çekinmeden denemiş, aşırılık sınırında
sayılan bu girişimlerle yankılar, tepkiler uyandırmış.

 Eşi Fatma Hanım’ın ölmesi Hamid’in şiirine yepyeni ilhamlar getirmiş. Ölüm, Allah, kader,
felsefi isyanlar gibi fizikötesi konuları işlemeye başlamış. (Makber)

 Namık Kemal’e bağlı kalmış ama onun fikirlerini eserlerine pek taşıyamamış. Toplumsal
konular yerine bireysel acıları, tabiatı ve kadını işlemiş.

 Tanzimatçılar arasında yalnızca Hamit belli bir alanda (şiir) yoğunlaşmış.

Hamit nazımda şu değişiklikleri yapmış:

1) Kurallı nazım şekillerini (gazel, mesnevi) yıkarak kuralsız nazmı getirmiş.
2) Mısraları kendi arasında kafiyelemiş
 Düzgün bir Türkçe kullanamadığı için söyleyiş zaafı vardır

 Tiyatrolarını sahnelenmek için değil, okunmak için yazmıştır. Tiyatrolarında insanüstü
güçlere yer vermiştir.

ESERLERİ:
Şiirleri: Sahra (ilk pastoral şiir), Kahbe, Makber, Belde, Ölü, Halce,

Garam (Çamlıca da yaşanmış bir aşk hikayesi), Baladan Bir Ses

Tiyatroları: Sabr-ü Sebat, İçli Kız, Fitnen, Liberte, Eşber, Nesteren

RECAİZADE EKREM
 Şiir, hikaye ve tiyatro da yazan Ekrem’in en önemli yönü: Teorici
(nazariyatçı) ve romancı oluşudur.
 Ekrem’in teori alanında verdiği en ünlü eseri “Ta’lim-i Edebiyat’tır.
Bu eserdeki düşünceler II. Tanzimat ve Servet-i Fünun devri şiir ilkelerini anlatması ve Servet-i Fünun’u kuracak genç şairlere yol göstermesi bakımından önemlidir.

 Ekrem eski edebiyat karşısında yeni sanatın ilkelerini tespit eden ünlü tenkitçi olmuştur.

 İlk Tanzimatçıların “toplumcu” ilkelerine karşılık, “tekçi” şiirin savunmasını yapmıştır.

 Eskilerin “göz için kafiye” anlayışına karşı “kulak için kafiye” görüşünü savunmuştur.

 Şiirlerinin ilhan tarafı düşük, hayaller oldukça sık ve düşünceler zayıftır.

 “Her güzel şey şiirdir” ilkesini benimseyen sanatçı şiirlerini sisli güz manzaraları, yaprak,
çiçek, kelebek, mezarlıklar, kırlar ile doldurmuştur.

 Aşırı yenilikçi ve aşırı romantik Ekrem’le ( yeni şiiri destekler Zemzeme)
Muallim Naci ( eski şiiri destekler Demdeme) arasıda çıkan eski-yeni tartışması
meşhurdur.

 Şiirlerinde kişisel konuları işler, toplumsal konulara değinmez.
 Sanatıyla değil, edebiyat hakkında ileri sürdüğü fikirleriyle ün yapmış ve edebiyat çevrelerinde “ÜSTAD” olarak anılmıştır.

 Önce çok sevdiği oğlu Nejat’ın daha sonra diğer çocuklarının ölmesi üzerine çektiği
acılar şiirlerine de yansımıştır. Bu yüzden şiirleri ağlamaklıdır.
 Batılılaşmanın yanlış anlaşılmasını eleştirdiği, ilk realist roman sayılan eseri
ünlüdür.(Araba Sevdası)

ESERLERİ:

Şiirleri: Name-i Seher, Zemzeme, Pejmürde, Nejat Ekrem, Yadigar-ı Şebab
Romanları: Araba Sevdası
Hikayeleri: Muhsin Bey, Şemsa
Tiyatroları: Çok Bilen Çok Yanılır, Afife Anjelik, Vuslat

Ta’lim-i Edebiyat (önemli eseri.) Edebiyat hakkında bilgi verir
Takdir-i Elhan (Eleştiri)
ZEMZEME: Yeni şiiri destekleyen görüşlerini yazmıştır.
ARABA SEVDASI: Bilinçsizce Batıyı taklit eden Bihruz Bey’in düştüğü haller anlatılır.

NABİZADE NAZIM
 Tanzimat’ın ikinci döneminde yetişen ve realist-natüralist görüşleri
hikayelerine en iyi uyarlamış romancıların en önemlilerindendir.
 “Karabibik” bizde ilk köy romanıdır. Natüralist-Gerçekçi görüşle
yazılan ve köylünün bazı dertlerini anlatan bu eser Antalya civarında
geçmektedir. Bu hikayenin önsözünde şu görüşleri ortaya atmıştır:
Hikaye, roman özeti gibidir. Hikayede doğallığa ve sadeliğe
önem verilmeli, akla uyulmalıdır. Böylece Realizmin ilkelerini
belirlemiştir.

 Realizmi edebiyatımıza en iyi şekilde o uyarlamıştır. (Zehra)
 Realizmin etkisiyle eserleri sade, gerçekçi; kahramanları ve konuları günlük hayattandır.
ESERLERİ:

Hikayeleri: Zavallı Kız, Haspa, Bir Hatıra, Karabibik, Yadigarlarım
Roman: Zehra (psikolojik tahlillere yer verir . Edebiyatımızın ilk tezli romanıdır. İstanbul’
daki bir ailenin yaşamı konu edilir.)

KARABİBİK: Uzun hikaye biçiminde yazılmıştır. Realizmin başarılı bir örneğidir. Bu eserde kırsal kesim gerçeğine ilk kez değinilir.

SAMİPAŞAZADE SEZAİ
 “Sergüzeşt” romanıyla edebiyatımızda Realizmin öncüsü
olmuştur.
 Namık Kemal’in büyüleyici etkisi altında yetişen Sezai Bey kesin bir
yenilik taraftarıdır

 Esir bir kızın serüvenini konu alan dolayısıyla ferdi hürriyeti ve insan
haklarını savunan “Sergüzeşt” romantizm ve realizm arasıda bir köprüdür.
 Türk edebiyatında ilk edebi hikayeleri yazmış bunları Küçük Şeyler adı altında toplamıştır. Bu kitabın önsözüne bakınca onun romantizmle realizm arasında bocaladığı görülür.
 Sevet-i Fünun yazarlarını üslup bakımından etkilemiştir.
SERGÜZEŞT: Bir paşanın oğlu ile bir cariyenin aşkı anlatılır. Artık kapanmak üzere olan
köleli cariyeli konak hayatı anlatılır.
ESERLERİ:
Roman: Sergüzeşt
Hikaye: Küçük Şeyler

Tiyatro: Pir
Mektup-Sohbet: İclal

ŞEMSETTİN SAMİ
 Tanzimat edebiyatının dil alanında önemli eserler veren sanatçısıdır.
 Fransızcadan çevirdiği sözlükler önemlidir.
 En önemli eseri “Kamus-ı Türki” dir.
 Dilin sadeleştirilmesi hakkındaki fikirleri sonraki kuşağa yol göstermiştir.

 Kutadgu Bilig’i Türkçeye çevirmiştir.
 Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat adlı romanı vardır.

TAAŞŞUK-I TALAT VE FITNAT: Babası öldüğü için annesi tarafından büyütülen Talat,
pencereden görüp aşık olduğu Fitnat’a daha yakın olabilmek için kadın kıyafetleri giyip
kendini piyano hocası olarak kabul ettirmiştir. Tüm bunlar olurken Talat’ın annesi oğlundaki garip davranışlardan kuşkulanarak onu, düzelmesi için, Sudanlı bir kızla evlendirmek
ister. Talat bu isteğe şiddetle karşı çıkmış; ama Fitnat babasının kendisini zengin biriyle
evlendirme isteğine fazla itiraz edememiştir. Fitnat, evlendiği gece sevgilisinden ayrılmanın verdiği üzüntüyle kendini vurur. Ölmeden önce, evlendiği adamın vaktiyle annesini
terk eden babası olduğunu öğrenir. Bunun üzerine Fıtnat’ın babası da Talat da intihar eder.

MUALLİM NACİ
 Recaizade ile sanat hakkında girdiği sert tartışma onu yeni edebiyatın
karşısında göstermiştir.
 Demdeme adlı eserinde ne kadar eski şiiri savunsa da aruzu Türkçeye
diğerlerinden daha güzel uygulamıştır.

 Edebiyatımızda köyden bahseden ilk şiir onundur. (Köylü Kızların Şarkısı)

ESERLERİ: Ömer’in Çocukluğu (anı)
EBUZZİYA TEVFİK:

 Uzun yıllar yaptığı gazetecilik ile tanınmıştır. Çıkardığı gazeteler ve buralardaki yazılarıyla Tanzimat edebiyatının ve bu dönemin tanınmasını sağlamıştır.( Yeni Osmanlılar
Tarihi adlı inceleme eseri)

 Tasvir-i Efkar gazetesini gönüllü olarak çıkarmıştır.

Eserleri:

Piyes: Ecel-i Kaza
Antoloji: Numune-i Edebiyatı Osmaniye
Nesir: Lügat-i Ebüzziya, Yeni Osmanlılar Tarihi

HAZIRLAYAN
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ
SERDAR GÜL

www.edebiyatogretmeni.net


Slide 11

www.edebiyatogretmeni.net

XIX. yy. edebiyatımızın girişimler dönemidir. Roman, öykü,
tiyatro alanlarında ilk örnekler verilmiş, şiirdeki başkaldırmalar divan
şiirine ilgiyi azaltmıştı. Çıkmaya başlayan özel gazeteler roman, öykü
yayımlıyor, edebiyat adamlarının tartışmalarına yer veriyordu. Bazı
kesimler Namık Kemal’in şiire getirdiği: “özgürlük, vatan, hak, insanlık, esaret…” gibi kavramlarda kendi sorunlarını, kendi isteklerini,
kendi kişiliğini bularak yeni edebiyat girişimlerine yandaş oldu.

Tanzimat ile Divan Edebiyatı’nın Karşılaştırması

1) Divan şiirindeki “parça güzelliği” yerine,Tanzimat şiirinde “bütün güzelliği” önemsenmiş
2) Divan edebiyatı yüksek zümredeki insanlara hitap ederken, Tanzimat edebiyatı halka
seslenmiş.
3) Divan şiirinde ölçü aruzdur, Tanzimat’ta ise aruzun yanında hece ölçüsü de kullanılmış.
4) Divan nesrinde söz hünerleri gösterme,sanat kullanma esasken, Tanzimat nesrinde bir
takım fikirleri halka ulaştırmak halkı bilgilendirmek ve eğitmek esastır.

5) Divan edebiyatında aşk, şarap, kadın, eğlence, hayali konular işlenirken; Tanzimat edebiyatında gerçek yaşam, tabiat, kişisel acı ve ızdıraplar, toplumsal konular işlenmiştir.
6) Divan edebiyatında kullanılmayan birçok edebi tür Tanzimat edebiyatında kullanılmaya
başlanmış (roman, hikaye, tiyatro, sone, terza-rima, triyole, gazete…)
7) Divan edebiyatında dil ağır ve sanatlıdır; Tanzimat edebiyatında dil sadeleştirilmiş,
halkın dili kullanılmıştır.

Bu dönem edebiyatını iki bölümde incelemek gerekir

1. Dönem:


Bu döneme Şinasi, Ziya, Namık Kemal okulu adı verilir.



Bu dönemin başlıca sanatçıları: Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Mithat,

Şemsettin Sami, Ahmet Vefik Paşa, Ali Suavi, Ahmet Cevdet Paşa



Bu dönemde “sanat toplum içindir” görüşü benimsenmiş.



Bu dönemde amaç: “Divan edebiyatını yıkmak,yerine sosyal yaşamla geniş ölçüde
alakalı inkılapçı bir edebiyat getirmek.



Halka halk diliyle hitap etmek amacıyla sade dile ve halk Türkçesine önem vermek



Vatan sevgisi, millet duygusu, hürriyet aşkı, halk sevgisi… gibi duyguları halka aşılamak ve onları bu yolda eğitmek.



Gazete, roman, öykü, makale, şiir, tiyatro… gibi
yenilikleri Türk edebiyatına getirmek ve
uygulamak.

 Şiirde estetik güzellik değil içerik ön plana çıkmıştır.
 Eski nazım şekilleriyle yeni kavram ve duyguları işlemişlerdir.
 Bu dönem sanatçıları ,edebiyatın yanında siyasetle de ilgilenmiştir.
 Ortaya konan eserler, taklit olduğu için teknik yönden zayıftır.
 Fransız edebiyatı örnek alınmıştır.
 Bu dönem sanatçıları genelde Romantizmin etkisindedir.
 Eserlerde rastlantılara çokça yer verilir.
 Okuyucuyu bilgilendirmek için olayların akışı sık sık kesilir.

2. Dönem:
 Bu döneme Ekrem, Sezai, Hamit okulu adı verilir.
 Bu dönemin sanatçıları:” Abdulhak Hamit Tahran, Recaizade Ekrem, Sami Paşazade

Sezai, Nabizade Nazım, Ebuziya Tevfik, Ali Bey…

 Bu dönemde “ sanat sanat içindir “ görüşü benimsenmiş.
 Siyasi ve toplumsal ideolojilerden uzak durmuşlar.
 Sanatta batılılaşmayı savunurlar
 Eski edebiyata karşı yeni edebiyatı savunurlar.
 I. Tanzimatçılara göre batı edebiyatını edebiyatımızda daha da kökleştirmişler.
 İdeolojik görüşlerini aktif olarak değil, eserlerindeki kahramanlarla işlemişler.
 Romanda realizmin tesiri şiirde ise romantizmin tesiri görülür.
 Dil ağırdır.

 Gazetecilik eski işlevini yitirmiş.
 Tiyatro eserleri oynanmak için değil okunmak için yazılmış.
 Şiirde bireysel duygular anlatılmış ve güzel olan her şey şiire konu olmuş.
 Muallim Naci bu dönemde Divan edebiyatını savunan tek sanatçıdır.

Tanzimat Edebiyatının Genel Özellikleri
1) Dilin sadeleşmesi amaçlanmış, özellikle tiyatro, anı, mektup ve halka seslenen
romanlarda bu amaç bir ölçüde gerçekleştirilmiştir. Ancak sanatçılar, eski alışkanlıklarından tamamen kurtulamadıkları için yabancı sözcük ve kurallardan büsbütün
sıyrılamamışlardır.

2) Divan edebiyatının kullandığı şiir, tarih ve mektup gibi türleri batı anlayışına göre
yenilemişlerdir.
3) Makale, tiyatro, roman, hikaye, anı gibi yeni türler kullanılmaya başlanmıştır.
4) Daha önce toplum sorunlarıyla hiç ilgisi bulunmayan sanatı; toplumu düzeltmek,
eğitmek için bir dava aracı olarak kullanma anlayışına yönelmişlerdir.
5) Fransız edebiyatından esinlenerek klasisizm, romantizm, realizm ve natüralizm
akımlarının etkisinde eserler yaratılmıştır.

6) Nesirde iç kafiye (seci) bırakılmış, anlatımda süs yerine, düşünceleri halka ulaştırma amacı güdülerek yeni bir nesir yaratılmıştır.
7) Şiirde hecenin örnekleri görülmekle birlikte aruzun kullanımı devam etmiştir.

8) Günlük olaylar, duygu ve düşünceler şiire sokularak şiirin konusu genişletilmiştir.
9) Başlangıçta yeni düşünceler eski nazım biçimleri içinde verilirken sonraları yeni
biçimler kullanılmıştır.
10) Şiirde konu ve anlam bütünlüğü aranmıştır.
11) Divan edebiyatındaki “parça güzelliği” anlayışının yerini “bütün güzelliği” almıştır.
12) Roman ve hikayelerin konusu ya günlük yaşayıştan ya da tarihten alınmıştır.
13) Tiyatroda toplum sorunları, gelenek, görenek, çocuk, aile, yaşanılan olaylar işlenmiştir.

14) Eserlerde kahramanlar tek yönlü ele alınmış, iyiler ödüllendirilmiş, kötüler cezalandırılmıştır.
15) Roman ve öykülerde olayların akışında rastlantılara çok yer verilmiştir.
16) Romanların içinde konu dışına çıkılarak okuyucuya bilgi ve öğüt vermekten kaçınılmamıştır.
17) Yazarlar, eserlerinde kendi kişiliklerini gizlememiştir.

18) Roman kahramanları çoğu zaman bir görüşte aşık olur.
19) Toplumsal olaylara yüzeyden bakılır.
20) Tanzimat romanında aile problemi büyük yer tutar. Avrupa taklitçiliği nedeniyle
aile içindeki sarsılma ve çöküntüler işlenir.(Araba Sevdası,İntibah)
21) Tiyatro bu dönemde Namık Kemal’le başlar. Ahmet Vefik Paşa’nın Molier’den
yaptığı çevirilerle ileri bir sanat düzeyine ulaşır.
22) Bu edebiyatın nesir sahasındaki en büyük kazancı gazetedir.
23) Bu dönemdeki tiyatro eserleri sahnelenmeye uygun değildir.
24) Mizah ve hiciv anlayışı bu dönemde daha da gelişmiştir. Batılı anlamdaki ilk mizah
örneği bu dönemde verilir.
25) Türk edebiyatında gerçek edebi tenkit bu dönemde başlamıştır.
26) Bu dönemde roman tekniği tam oturmamıştır. Romanımızın emekleme dönemidir.
Tasvirlerde ve kurguda kompozisyon bozukluğu vardır.

27) Bu dönem yazarlarında yaygın bir tasvir yapma alışkanlığı vardır.

28) Kahramanlar üst tabakadandır.
29) Olaylar İstanbul ve çevresinde geçer.
30) İşlenen konular: Yanlış batılılaşma, alafrangalık özentisi, sarsılan aile düzeni,
kültürel yozlaşma, fakirlik, cariyelik, görücü usulü evlenme, cehalet ve tarihi
konulardır.

TANZİMATIN TÜRK EDEBİYATINA KAZANDIRDIĞI İLKLER

1) İlk Gazeteler:
a) Takvim-i Vakayi ( İlk Türk gazetesi)
b) Ceride-i Havadis (Yarı resmi gazete)
c) Tercüman-ı Ahval (Şinasi ve Agah Efendi’nin çıkardığı ilk özel Türk gazetesi)
d) Tasvir-i Efkar (Şinasi’nin Namık Kemal’e devrettiği ikinci özel Türk gazetesi)
e) Hürriyet (Namık Kemal ve Ziya Paşa’nın yurt dışında çıkardıkları ilk Türk gazetesi)
f) Tercüman-ı Hakikat
2) İlk Çeviri Roman: Telemak; Yusuf Kamil Paşa Fenelon’dan çevirmiştir.
3) İlk Yerli Roman: Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat. Şemsettin Sami tarafından yazılmıştır,
edebi değeri yoktur.

4) Bir Edebi Akım Etkisinde Yazılan İlk Roman: İntibah; Namık Kemal tarafından
romantizme bağlı kalınarak yazılmış bir sosyal romandır.
5) İlk Realist Romanlar: Sergüzeşt; Sami Paşazade Sezai yazmıştır.
Araba Sevdası; Recaizade Mahmut Ekrem yazmıştır.
6) İlk Tiyatro Eseri: Şair Evlenmesi; Şinasi yazmıştır.

7) İlk Köy Romanı: Karabibik; Nabizade Nazım yazmıştır.
8) İlk Öyküler: Küçük Şeyler; Sami Paşazade Sezai yazmıştır. (Basılan ilk hikaye kitabı)
Letaif-i Rivayet; Ahmet Mithat Efendi yazmıştır.( Yazılan ilk hikaye kitabı)
9) İlk Makale: Şinasi yazmıştır.
10) İlk Şiir Çevirileri: Şinasi tarafından Fransızcadan yapılmıştır.
11) İlk Noktalama İşaretleri: Şinasi tarafından kullanılmıştır.
12) Edebiyatımızda ilk tarihi roman: Namık Kemal'in "Cezmi" adlı eseridir.
13) Edebiyatımızdaki ilk eleştirmen: Namık Kemal'dir.
14) Türk Edebiyatındaki ilk polisiye roman: Esrar-ı Cinayet; Ahmet Mithat yazmıştır.

Dönemin Sanatçıları ve Eserleri

ŞİNASİ

 Maliye öğretimi için Fransa’ya devlet tarafından ilk gönderilen öğrencilerdendir. Fakat Şinasi o dönemde edebiyatla ilgilenmiş ve dönemin ünlü
yazar şairleriyle tanışmıştır. Yurda döndüğünde Agah Efendiyle 1860’ta
Tercüman-ı Ahval gazetesini çıkarmışlardır.
 Şinasi divan edebiyatındaki duygu kavramını bir yana itip akla ve mantığa yer verir.

 Halk dilini kullanmayı, böylece halkı bilinçlendirmeyi hedefler.

 Kısa cümleli ,yeni görüşlerle örgülü bir nesir yapısı meydana getirmiştir.

 Şairlik yönü pek güçlü olmayan Şinasi, edebiyatımıza getirdiği yeniliklerle tanınır.








Bu yenilikler şunlardır:

ilk tiyatro eserimiz olan Şair Evlenmesi (Bu eserde görücü usulüyle evlenme eleştirilir.)
Edebiyatımızda noktalama işaretlerini ilk defa kullanmıştır.
İlk özel Türk gazetesi Tercüman-ı Ahval’ı çıkarmıştır.
Atasözlerimizi Durub-u Emsal-i Osmaniye adı altında derlemiş.
İlk makaleyi yazdı: Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi
Dilde sadeleşmenin öncüsü olmuştur.

 Şiirlerini Müntehabat-ı Eş’ar’ım adı ile yayınlamıştır.
 Şiiri mecazlardan arıtıp yalınlaştırmaya çalışır.
 Eşek ile Tilki La Fontaine’den etkilenerek yazdığı bir fabldır.
 Batı şiirini tanıtmak amacıyla Fransız şairlerinden çeviriler yapmıştır.

 Şiirlerinde konu birliğine ve bütün güzelliğine önem vermiştir

www.edebiyatogretmeni.net

NAMIK KEMAL
 Önceleri klasik bir divan şairi olan Kemal, Şinasi ile tanıştıktan sonra Batı
edebiyatı ve Batı kaynaklı
fikirlerle ilgilenmeye başlamıştır.
 Gür sesli vatan şairi,dava ve sanat adamıdır. Eserlerinde hürriyet, vatan sevgisi, hak, kanun, adalet, ahlak konularını işlemiştir.
 Edebiyatımızda vatan ve hürriyet şairi olarak bilinir.
 Eski edebiyata karşı olduğu halde yeni düşünce ve kavramları yaymak amacıyla yazdığı
şiirlerin çoğunda eskiye bağlı kalmıştır
 Namık Kemal’de diğer 1. Dönem Tanzimatçılar gibi dilde sadeliği benimser.
 Yine diğerleri gibi aruzun yanında az da olsa hece veznini kullanır.

 Şiirimizin gelişmesinde büyük emeği geçmiş bu yolda gerçekten etkili olmuştur. Şiirlerini
“toplum için sanat” anlayışıyla yazmış toplumcu bir şairdir.

 Kendinden sonra gelen genç kuşaklara yurtseverlik, özgürlük tutkularını yerleştirmiş.

 Osmanlı Tiyatrosunun modern bir tiyatro olması için çaba göstermiştir. Avrupa’da bulunduğu yıllarda tiyatro türüyle ilgilenmiş ve yurda dönünce bu tarzda eserler yazmıştır.

 Eleştiri türünün ilk örneğini Ziya Paşa’nın Harabat’ına karşılık yazdığı Tahrib-i
Harabat ve Takip adlı eserleriyle vermiştir. Onun tenkitlerinde iki önemli unsur
bulunur: Biri; eski edebiyatı yıkmak, ikincisi; yeni bir edebiyat kurmak.
 Ona göre edebiyat hayale, soyuta, içe kapanmışlığa son vermeli; gerçeği, hayat,
tabiatı işlemelidir. Yeni edebiyat halka dönmeli, nüfuzlu kimselere yaranacağına
onun dertlerini dinlemeli.
 Eserlerinin tümünde romantizm egemendir.

ESERLERİ:

Tiyatro: Vatan yahut Silistre, Zavallı Çocuk, Akif Bey, Gülnihal, Celalettin Harzemşah,
Karabela
Roman: İntibah ( ilk edebi roman), Cezmi (ilk tarihi roman)
Eleştiri: Tahrib-i Harabat, Takip
Tarih, Biyografi: Kanije, Silistre Muhasarası, Osmanlı Tarihi, Devr-i İstila.
ZAVALLI ÇOCUK: Sevmedikleriyle zorla evlendirilenlerin bahtsızlığı işlenmiş.
AKİF BEY: Kocasına ihanet eden kadının dramı işlenmiş.
GÜLNİHAL: Bir sancak beyine karşı halkın isyanı anlatılır.

ZİYA PAŞA
 Ziya Paşa diğer Tanzimatçılar gibi toplumcudur, Fransız devriminin ilkelerine bağlıdır, eğitimin gerekliliğini savunur.
 Şinasi’yle başlayan Batı edebiyatı anlayışını savunur. Ancak, eski şiiri
öven “Harabat” ı hazırlayacak kadar eski şiire bağlıdır. Bu yüzden
Namık Kemal tarafından tenkit edilmiştir.
 “Doğulu ya da Batılı” olmak konusunda karara varamamıştır. Bu nedenle “Harabat”ta
Divan edebiyatını, “Şiir ve İnşa” makalesinde yeni edebiyatı savunur. Bu zıtlıklar sanatına da yansımış, tezatlar sanatçısı olmuştur.
 Tanzimatçılar arasında eski şiire en fazla bağlı kalanlardandır.
 Şiirde dili sade değildir. Ancak nesir dili sadedir

 Ziya Paşa daha çok siyasi ve sosyal tenkit makaleleri yazmıştır. Makalelerinde idarecilere savaş açmıştır.
 Şiirlerinde öğütler ve felsefi temalar görülür.
 Diğer Tanzimatçılar gibi gazetecilik yönü kuvvetlidir.

ESERLERİ:

1) Tekib-i Bent (Dönemin sosyal bir eleştirisidir. Bağdatlı Ruhi’ye nazire olarak yazmıştır.)
Terci-i Bent (şiir)
2) Zafername (mizah) ( Sadrazam Ali Paşa aleyhinde yazılmıştır.)
3) Harabat (Bu antolojide halk şiirini kötülemiş Divan şiirini yüceltmiş.)
Şiir ve İnşa (Bu makalede gerçek şiirimizin halk şiiri olduğunu söylemiş.)
4) Rüya ( Türk edebiyatındaki ilk röportaj sayabiliriz.)
Veraset Mektupları ( makale)
5) Emil, Defter-i Amal ( j.j. Rausseaux ‘dan çeviri)
6) Eş’ar-ı Ziya (şiir)

www.edebiyatogretmeni.net

AHMET MİTHAT EFENDİ
 Tanzimat döneminde, halk için roman anlayışını başlatan yazardır.
Bütün eserlerini halkın okuma zevkini geliştirmek için yazmıştır.
Tanzimat edebiyatında halkın dilini en iyi kullanan yazar o’dur.
 Türk edebiyatında en çok eser veren sanatçı olarak bilinir. Roman
ve hikayelerini hiçbir teknik kaygısı gütmeden yazmıştır. Sırası gelince
olayların akışını durdurup okuyucuya bilgi ve nasihat verir.
 Diğer Tanzimatçılar gibi siyasi konulara değinmemiştir.
 Batı medeniyetinin Türk toplumuyla bağdaşmayan yönlerini anlatmaya çalışmıştır.
Avrupa hayranlarını eserlerinde züppe ve alafranga olarak eleştirmiştir.

 Bütün yapıtlarını nesir türünde vermiştir.
 Her yapıtının sonunda bir “kıssada hisse” vardır.
 Eserlerinde bir eğitici gibi halkı her konuda bilgilendirmeyi ona kılavuzluk etmeyi amaçlar.

ESERLERİ:

Hikayeleri: Letaif-i Rivayet(25 cilt). Edebiyatımızdaki ilk hikayeler.
Romanları: Hasan Mellah, Hüseyin Fellah, Dünyaya İkinci Geliş, Felatun Bey’le Rakım
Efendi, Paris’te Bir Türk, Müşahedat

Tiyatro: Çengi, Çerkez Özdenleri, Siyavuş, Açık Baş
Seyahat: Avrupa’da Bir Cevelan
FELATUN BEY’LE RAKIM EFENDİ: Felatun Bey her yönüyle batı hayranı biridir.
Ancak batı düşüncesini zevk ve sefa anlayışıyla özümsemiştir. Rakım Efendi ise Felatun’
un tam tersi bir karakterdir.

AHMET VEFİK PAŞA
 Türk tiyatrosuna ve dil çalışmalarına önemli katkılarda bulunmuştur.
 Moliere’den yaptığı çeviriler önemlidir.
 Türkçe’yi oldukça sade kullanmış, toplumun adet, töre, mizah gücünü
eserlerine taşımıştır.
 Tarih ve dil sahasında önemli eseri Lehçe-i Osmani

ESERLERİ:

Zor Nikah (Moliere’den çeviri)
Zoraki Tabip (Moliere’den çeviri)
Okumuş Kadınlar (Moliere’den çeviri)
Secere-i Türki (Tarih)
Lehçe-i Osmani (Dil)
www.edebiyatogretmeni.net

ALİ SUAVİ:
 Hayret edilecek kadar geniş bilgili ve inanılmayacak kadar da şaşırtıcı, Batılı ve bazen
iyice cüretli, iyice sorumsuz görüşler sahibidir.
 Türkiye’de “Meşrutiyet ve Laikliği” ilk savunanlardan biridir.

 Hükümete çatan, Ali Paşa’yı yeren yazılarından dolayı Kastamonu’ya sürülmüştür.
 Uygur alfabesinin ilk Türk yazısı olduğundan söz etmiş.
 Laikliği, Meşrutiyeti, Türkçülüğü savunan İslami ölçülere bağlı bir yazardır.
 Türlü konularda gazete ve risale (broşür) yazıları, tercümeler, dini yorumlar, seyahat
yazıları vardır.

SÜLEYMAN PAŞA:
 Fikir adamı ve Türkçü bir yazardır.
 Önemli ve ünlü eseri “Tarih-i Alem”dir. Bu eser Türkçü bir bakışla yazılmış ve kendisinden sonra gelen Türkçü yazarları etkilemiştir.

ABDÜLHAK HAMİT TARHAN
 Tanzimat döneminin en büyük ve en verimli şairidir. Türk şiirine
geniş ufuklar açmış; günlük yaşam, aşk, vatan-millet sevgisi, ölüm
ve metafizik üzerine, sevinç, ümit ve tezatlardan, isyan ve feryatlardan güç alan epik, şiir ve felsefi şiirler yazdı. Divan şiirini sona
erdiren sanatçıdır.
 Yazdığı tiyatro eserleri sahnelenmeye elverişli değildir.
 Şiirlerinde orijinal buluşlar ve hayaller vardır.

 Ediplerimiz arasında hayat coğrafyası en geniş olan adamdır

 Şiirin şekil ve içeriğiyle istediği gibi oynanır sandığı için edebiyatımızda yıkıcı olduğu
kadar yapıcıdır.

 Batı şiirinin hemen bütün biçim ve türlerini hiç çekinmeden denemiş, aşırılık sınırında
sayılan bu girişimlerle yankılar, tepkiler uyandırmış.

 Eşi Fatma Hanım’ın ölmesi Hamid’in şiirine yepyeni ilhamlar getirmiş. Ölüm, Allah, kader,
felsefi isyanlar gibi fizikötesi konuları işlemeye başlamış. (Makber)

 Namık Kemal’e bağlı kalmış ama onun fikirlerini eserlerine pek taşıyamamış. Toplumsal
konular yerine bireysel acıları, tabiatı ve kadını işlemiş.

 Tanzimatçılar arasında yalnızca Hamit belli bir alanda (şiir) yoğunlaşmış.

Hamit nazımda şu değişiklikleri yapmış:

1) Kurallı nazım şekillerini (gazel, mesnevi) yıkarak kuralsız nazmı getirmiş.
2) Mısraları kendi arasında kafiyelemiş
 Düzgün bir Türkçe kullanamadığı için söyleyiş zaafı vardır

 Tiyatrolarını sahnelenmek için değil, okunmak için yazmıştır. Tiyatrolarında insanüstü
güçlere yer vermiştir.

ESERLERİ:
Şiirleri: Sahra (ilk pastoral şiir), Kahbe, Makber, Belde, Ölü, Halce,

Garam (Çamlıca da yaşanmış bir aşk hikayesi), Baladan Bir Ses

Tiyatroları: Sabr-ü Sebat, İçli Kız, Fitnen, Liberte, Eşber, Nesteren

RECAİZADE EKREM
 Şiir, hikaye ve tiyatro da yazan Ekrem’in en önemli yönü: Teorici
(nazariyatçı) ve romancı oluşudur.
 Ekrem’in teori alanında verdiği en ünlü eseri “Ta’lim-i Edebiyat’tır.
Bu eserdeki düşünceler II. Tanzimat ve Servet-i Fünun devri şiir ilkelerini anlatması ve Servet-i Fünun’u kuracak genç şairlere yol göstermesi bakımından önemlidir.

 Ekrem eski edebiyat karşısında yeni sanatın ilkelerini tespit eden ünlü tenkitçi olmuştur.

 İlk Tanzimatçıların “toplumcu” ilkelerine karşılık, “tekçi” şiirin savunmasını yapmıştır.

 Eskilerin “göz için kafiye” anlayışına karşı “kulak için kafiye” görüşünü savunmuştur.

 Şiirlerinin ilhan tarafı düşük, hayaller oldukça sık ve düşünceler zayıftır.

 “Her güzel şey şiirdir” ilkesini benimseyen sanatçı şiirlerini sisli güz manzaraları, yaprak,
çiçek, kelebek, mezarlıklar, kırlar ile doldurmuştur.

 Aşırı yenilikçi ve aşırı romantik Ekrem’le ( yeni şiiri destekler Zemzeme)
Muallim Naci ( eski şiiri destekler Demdeme) arasıda çıkan eski-yeni tartışması
meşhurdur.

 Şiirlerinde kişisel konuları işler, toplumsal konulara değinmez.
 Sanatıyla değil, edebiyat hakkında ileri sürdüğü fikirleriyle ün yapmış ve edebiyat çevrelerinde “ÜSTAD” olarak anılmıştır.

 Önce çok sevdiği oğlu Nejat’ın daha sonra diğer çocuklarının ölmesi üzerine çektiği
acılar şiirlerine de yansımıştır. Bu yüzden şiirleri ağlamaklıdır.
 Batılılaşmanın yanlış anlaşılmasını eleştirdiği, ilk realist roman sayılan eseri
ünlüdür.(Araba Sevdası)

ESERLERİ:

Şiirleri: Name-i Seher, Zemzeme, Pejmürde, Nejat Ekrem, Yadigar-ı Şebab
Romanları: Araba Sevdası
Hikayeleri: Muhsin Bey, Şemsa
Tiyatroları: Çok Bilen Çok Yanılır, Afife Anjelik, Vuslat

Ta’lim-i Edebiyat (önemli eseri.) Edebiyat hakkında bilgi verir
Takdir-i Elhan (Eleştiri)
ZEMZEME: Yeni şiiri destekleyen görüşlerini yazmıştır.
ARABA SEVDASI: Bilinçsizce Batıyı taklit eden Bihruz Bey’in düştüğü haller anlatılır.

NABİZADE NAZIM
 Tanzimat’ın ikinci döneminde yetişen ve realist-natüralist görüşleri
hikayelerine en iyi uyarlamış romancıların en önemlilerindendir.
 “Karabibik” bizde ilk köy romanıdır. Natüralist-Gerçekçi görüşle
yazılan ve köylünün bazı dertlerini anlatan bu eser Antalya civarında
geçmektedir. Bu hikayenin önsözünde şu görüşleri ortaya atmıştır:
Hikaye, roman özeti gibidir. Hikayede doğallığa ve sadeliğe
önem verilmeli, akla uyulmalıdır. Böylece Realizmin ilkelerini
belirlemiştir.

 Realizmi edebiyatımıza en iyi şekilde o uyarlamıştır. (Zehra)
 Realizmin etkisiyle eserleri sade, gerçekçi; kahramanları ve konuları günlük hayattandır.
ESERLERİ:

Hikayeleri: Zavallı Kız, Haspa, Bir Hatıra, Karabibik, Yadigarlarım
Roman: Zehra (psikolojik tahlillere yer verir . Edebiyatımızın ilk tezli romanıdır. İstanbul’
daki bir ailenin yaşamı konu edilir.)

KARABİBİK: Uzun hikaye biçiminde yazılmıştır. Realizmin başarılı bir örneğidir. Bu eserde kırsal kesim gerçeğine ilk kez değinilir.

SAMİPAŞAZADE SEZAİ
 “Sergüzeşt” romanıyla edebiyatımızda Realizmin öncüsü
olmuştur.
 Namık Kemal’in büyüleyici etkisi altında yetişen Sezai Bey kesin bir
yenilik taraftarıdır

 Esir bir kızın serüvenini konu alan dolayısıyla ferdi hürriyeti ve insan
haklarını savunan “Sergüzeşt” romantizm ve realizm arasıda bir köprüdür.
 Türk edebiyatında ilk edebi hikayeleri yazmış bunları Küçük Şeyler adı altında toplamıştır. Bu kitabın önsözüne bakınca onun romantizmle realizm arasında bocaladığı görülür.
 Sevet-i Fünun yazarlarını üslup bakımından etkilemiştir.
SERGÜZEŞT: Bir paşanın oğlu ile bir cariyenin aşkı anlatılır. Artık kapanmak üzere olan
köleli cariyeli konak hayatı anlatılır.
ESERLERİ:
Roman: Sergüzeşt
Hikaye: Küçük Şeyler

Tiyatro: Pir
Mektup-Sohbet: İclal

ŞEMSETTİN SAMİ
 Tanzimat edebiyatının dil alanında önemli eserler veren sanatçısıdır.
 Fransızcadan çevirdiği sözlükler önemlidir.
 En önemli eseri “Kamus-ı Türki” dir.
 Dilin sadeleştirilmesi hakkındaki fikirleri sonraki kuşağa yol göstermiştir.

 Kutadgu Bilig’i Türkçeye çevirmiştir.
 Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat adlı romanı vardır.

TAAŞŞUK-I TALAT VE FITNAT: Babası öldüğü için annesi tarafından büyütülen Talat,
pencereden görüp aşık olduğu Fitnat’a daha yakın olabilmek için kadın kıyafetleri giyip
kendini piyano hocası olarak kabul ettirmiştir. Tüm bunlar olurken Talat’ın annesi oğlundaki garip davranışlardan kuşkulanarak onu, düzelmesi için, Sudanlı bir kızla evlendirmek
ister. Talat bu isteğe şiddetle karşı çıkmış; ama Fitnat babasının kendisini zengin biriyle
evlendirme isteğine fazla itiraz edememiştir. Fitnat, evlendiği gece sevgilisinden ayrılmanın verdiği üzüntüyle kendini vurur. Ölmeden önce, evlendiği adamın vaktiyle annesini
terk eden babası olduğunu öğrenir. Bunun üzerine Fıtnat’ın babası da Talat da intihar eder.

MUALLİM NACİ
 Recaizade ile sanat hakkında girdiği sert tartışma onu yeni edebiyatın
karşısında göstermiştir.
 Demdeme adlı eserinde ne kadar eski şiiri savunsa da aruzu Türkçeye
diğerlerinden daha güzel uygulamıştır.

 Edebiyatımızda köyden bahseden ilk şiir onundur. (Köylü Kızların Şarkısı)

ESERLERİ: Ömer’in Çocukluğu (anı)
EBUZZİYA TEVFİK:

 Uzun yıllar yaptığı gazetecilik ile tanınmıştır. Çıkardığı gazeteler ve buralardaki yazılarıyla Tanzimat edebiyatının ve bu dönemin tanınmasını sağlamıştır.( Yeni Osmanlılar
Tarihi adlı inceleme eseri)

 Tasvir-i Efkar gazetesini gönüllü olarak çıkarmıştır.

Eserleri:

Piyes: Ecel-i Kaza
Antoloji: Numune-i Edebiyatı Osmaniye
Nesir: Lügat-i Ebüzziya, Yeni Osmanlılar Tarihi

HAZIRLAYAN
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ
SERDAR GÜL

www.edebiyatogretmeni.net


Slide 12

www.edebiyatogretmeni.net

XIX. yy. edebiyatımızın girişimler dönemidir. Roman, öykü,
tiyatro alanlarında ilk örnekler verilmiş, şiirdeki başkaldırmalar divan
şiirine ilgiyi azaltmıştı. Çıkmaya başlayan özel gazeteler roman, öykü
yayımlıyor, edebiyat adamlarının tartışmalarına yer veriyordu. Bazı
kesimler Namık Kemal’in şiire getirdiği: “özgürlük, vatan, hak, insanlık, esaret…” gibi kavramlarda kendi sorunlarını, kendi isteklerini,
kendi kişiliğini bularak yeni edebiyat girişimlerine yandaş oldu.

Tanzimat ile Divan Edebiyatı’nın Karşılaştırması

1) Divan şiirindeki “parça güzelliği” yerine,Tanzimat şiirinde “bütün güzelliği” önemsenmiş
2) Divan edebiyatı yüksek zümredeki insanlara hitap ederken, Tanzimat edebiyatı halka
seslenmiş.
3) Divan şiirinde ölçü aruzdur, Tanzimat’ta ise aruzun yanında hece ölçüsü de kullanılmış.
4) Divan nesrinde söz hünerleri gösterme,sanat kullanma esasken, Tanzimat nesrinde bir
takım fikirleri halka ulaştırmak halkı bilgilendirmek ve eğitmek esastır.

5) Divan edebiyatında aşk, şarap, kadın, eğlence, hayali konular işlenirken; Tanzimat edebiyatında gerçek yaşam, tabiat, kişisel acı ve ızdıraplar, toplumsal konular işlenmiştir.
6) Divan edebiyatında kullanılmayan birçok edebi tür Tanzimat edebiyatında kullanılmaya
başlanmış (roman, hikaye, tiyatro, sone, terza-rima, triyole, gazete…)
7) Divan edebiyatında dil ağır ve sanatlıdır; Tanzimat edebiyatında dil sadeleştirilmiş,
halkın dili kullanılmıştır.

Bu dönem edebiyatını iki bölümde incelemek gerekir

1. Dönem:


Bu döneme Şinasi, Ziya, Namık Kemal okulu adı verilir.



Bu dönemin başlıca sanatçıları: Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Mithat,

Şemsettin Sami, Ahmet Vefik Paşa, Ali Suavi, Ahmet Cevdet Paşa



Bu dönemde “sanat toplum içindir” görüşü benimsenmiş.



Bu dönemde amaç: “Divan edebiyatını yıkmak,yerine sosyal yaşamla geniş ölçüde
alakalı inkılapçı bir edebiyat getirmek.



Halka halk diliyle hitap etmek amacıyla sade dile ve halk Türkçesine önem vermek



Vatan sevgisi, millet duygusu, hürriyet aşkı, halk sevgisi… gibi duyguları halka aşılamak ve onları bu yolda eğitmek.



Gazete, roman, öykü, makale, şiir, tiyatro… gibi
yenilikleri Türk edebiyatına getirmek ve
uygulamak.

 Şiirde estetik güzellik değil içerik ön plana çıkmıştır.
 Eski nazım şekilleriyle yeni kavram ve duyguları işlemişlerdir.
 Bu dönem sanatçıları ,edebiyatın yanında siyasetle de ilgilenmiştir.
 Ortaya konan eserler, taklit olduğu için teknik yönden zayıftır.
 Fransız edebiyatı örnek alınmıştır.
 Bu dönem sanatçıları genelde Romantizmin etkisindedir.
 Eserlerde rastlantılara çokça yer verilir.
 Okuyucuyu bilgilendirmek için olayların akışı sık sık kesilir.

2. Dönem:
 Bu döneme Ekrem, Sezai, Hamit okulu adı verilir.
 Bu dönemin sanatçıları:” Abdulhak Hamit Tahran, Recaizade Ekrem, Sami Paşazade

Sezai, Nabizade Nazım, Ebuziya Tevfik, Ali Bey…

 Bu dönemde “ sanat sanat içindir “ görüşü benimsenmiş.
 Siyasi ve toplumsal ideolojilerden uzak durmuşlar.
 Sanatta batılılaşmayı savunurlar
 Eski edebiyata karşı yeni edebiyatı savunurlar.
 I. Tanzimatçılara göre batı edebiyatını edebiyatımızda daha da kökleştirmişler.
 İdeolojik görüşlerini aktif olarak değil, eserlerindeki kahramanlarla işlemişler.
 Romanda realizmin tesiri şiirde ise romantizmin tesiri görülür.
 Dil ağırdır.

 Gazetecilik eski işlevini yitirmiş.
 Tiyatro eserleri oynanmak için değil okunmak için yazılmış.
 Şiirde bireysel duygular anlatılmış ve güzel olan her şey şiire konu olmuş.
 Muallim Naci bu dönemde Divan edebiyatını savunan tek sanatçıdır.

Tanzimat Edebiyatının Genel Özellikleri
1) Dilin sadeleşmesi amaçlanmış, özellikle tiyatro, anı, mektup ve halka seslenen
romanlarda bu amaç bir ölçüde gerçekleştirilmiştir. Ancak sanatçılar, eski alışkanlıklarından tamamen kurtulamadıkları için yabancı sözcük ve kurallardan büsbütün
sıyrılamamışlardır.

2) Divan edebiyatının kullandığı şiir, tarih ve mektup gibi türleri batı anlayışına göre
yenilemişlerdir.
3) Makale, tiyatro, roman, hikaye, anı gibi yeni türler kullanılmaya başlanmıştır.
4) Daha önce toplum sorunlarıyla hiç ilgisi bulunmayan sanatı; toplumu düzeltmek,
eğitmek için bir dava aracı olarak kullanma anlayışına yönelmişlerdir.
5) Fransız edebiyatından esinlenerek klasisizm, romantizm, realizm ve natüralizm
akımlarının etkisinde eserler yaratılmıştır.

6) Nesirde iç kafiye (seci) bırakılmış, anlatımda süs yerine, düşünceleri halka ulaştırma amacı güdülerek yeni bir nesir yaratılmıştır.
7) Şiirde hecenin örnekleri görülmekle birlikte aruzun kullanımı devam etmiştir.

8) Günlük olaylar, duygu ve düşünceler şiire sokularak şiirin konusu genişletilmiştir.
9) Başlangıçta yeni düşünceler eski nazım biçimleri içinde verilirken sonraları yeni
biçimler kullanılmıştır.
10) Şiirde konu ve anlam bütünlüğü aranmıştır.
11) Divan edebiyatındaki “parça güzelliği” anlayışının yerini “bütün güzelliği” almıştır.
12) Roman ve hikayelerin konusu ya günlük yaşayıştan ya da tarihten alınmıştır.
13) Tiyatroda toplum sorunları, gelenek, görenek, çocuk, aile, yaşanılan olaylar işlenmiştir.

14) Eserlerde kahramanlar tek yönlü ele alınmış, iyiler ödüllendirilmiş, kötüler cezalandırılmıştır.
15) Roman ve öykülerde olayların akışında rastlantılara çok yer verilmiştir.
16) Romanların içinde konu dışına çıkılarak okuyucuya bilgi ve öğüt vermekten kaçınılmamıştır.
17) Yazarlar, eserlerinde kendi kişiliklerini gizlememiştir.

18) Roman kahramanları çoğu zaman bir görüşte aşık olur.
19) Toplumsal olaylara yüzeyden bakılır.
20) Tanzimat romanında aile problemi büyük yer tutar. Avrupa taklitçiliği nedeniyle
aile içindeki sarsılma ve çöküntüler işlenir.(Araba Sevdası,İntibah)
21) Tiyatro bu dönemde Namık Kemal’le başlar. Ahmet Vefik Paşa’nın Molier’den
yaptığı çevirilerle ileri bir sanat düzeyine ulaşır.
22) Bu edebiyatın nesir sahasındaki en büyük kazancı gazetedir.
23) Bu dönemdeki tiyatro eserleri sahnelenmeye uygun değildir.
24) Mizah ve hiciv anlayışı bu dönemde daha da gelişmiştir. Batılı anlamdaki ilk mizah
örneği bu dönemde verilir.
25) Türk edebiyatında gerçek edebi tenkit bu dönemde başlamıştır.
26) Bu dönemde roman tekniği tam oturmamıştır. Romanımızın emekleme dönemidir.
Tasvirlerde ve kurguda kompozisyon bozukluğu vardır.

27) Bu dönem yazarlarında yaygın bir tasvir yapma alışkanlığı vardır.

28) Kahramanlar üst tabakadandır.
29) Olaylar İstanbul ve çevresinde geçer.
30) İşlenen konular: Yanlış batılılaşma, alafrangalık özentisi, sarsılan aile düzeni,
kültürel yozlaşma, fakirlik, cariyelik, görücü usulü evlenme, cehalet ve tarihi
konulardır.

TANZİMATIN TÜRK EDEBİYATINA KAZANDIRDIĞI İLKLER

1) İlk Gazeteler:
a) Takvim-i Vakayi ( İlk Türk gazetesi)
b) Ceride-i Havadis (Yarı resmi gazete)
c) Tercüman-ı Ahval (Şinasi ve Agah Efendi’nin çıkardığı ilk özel Türk gazetesi)
d) Tasvir-i Efkar (Şinasi’nin Namık Kemal’e devrettiği ikinci özel Türk gazetesi)
e) Hürriyet (Namık Kemal ve Ziya Paşa’nın yurt dışında çıkardıkları ilk Türk gazetesi)
f) Tercüman-ı Hakikat
2) İlk Çeviri Roman: Telemak; Yusuf Kamil Paşa Fenelon’dan çevirmiştir.
3) İlk Yerli Roman: Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat. Şemsettin Sami tarafından yazılmıştır,
edebi değeri yoktur.

4) Bir Edebi Akım Etkisinde Yazılan İlk Roman: İntibah; Namık Kemal tarafından
romantizme bağlı kalınarak yazılmış bir sosyal romandır.
5) İlk Realist Romanlar: Sergüzeşt; Sami Paşazade Sezai yazmıştır.
Araba Sevdası; Recaizade Mahmut Ekrem yazmıştır.
6) İlk Tiyatro Eseri: Şair Evlenmesi; Şinasi yazmıştır.

7) İlk Köy Romanı: Karabibik; Nabizade Nazım yazmıştır.
8) İlk Öyküler: Küçük Şeyler; Sami Paşazade Sezai yazmıştır. (Basılan ilk hikaye kitabı)
Letaif-i Rivayet; Ahmet Mithat Efendi yazmıştır.( Yazılan ilk hikaye kitabı)
9) İlk Makale: Şinasi yazmıştır.
10) İlk Şiir Çevirileri: Şinasi tarafından Fransızcadan yapılmıştır.
11) İlk Noktalama İşaretleri: Şinasi tarafından kullanılmıştır.
12) Edebiyatımızda ilk tarihi roman: Namık Kemal'in "Cezmi" adlı eseridir.
13) Edebiyatımızdaki ilk eleştirmen: Namık Kemal'dir.
14) Türk Edebiyatındaki ilk polisiye roman: Esrar-ı Cinayet; Ahmet Mithat yazmıştır.

Dönemin Sanatçıları ve Eserleri

ŞİNASİ

 Maliye öğretimi için Fransa’ya devlet tarafından ilk gönderilen öğrencilerdendir. Fakat Şinasi o dönemde edebiyatla ilgilenmiş ve dönemin ünlü
yazar şairleriyle tanışmıştır. Yurda döndüğünde Agah Efendiyle 1860’ta
Tercüman-ı Ahval gazetesini çıkarmışlardır.
 Şinasi divan edebiyatındaki duygu kavramını bir yana itip akla ve mantığa yer verir.

 Halk dilini kullanmayı, böylece halkı bilinçlendirmeyi hedefler.

 Kısa cümleli ,yeni görüşlerle örgülü bir nesir yapısı meydana getirmiştir.

 Şairlik yönü pek güçlü olmayan Şinasi, edebiyatımıza getirdiği yeniliklerle tanınır.








Bu yenilikler şunlardır:

ilk tiyatro eserimiz olan Şair Evlenmesi (Bu eserde görücü usulüyle evlenme eleştirilir.)
Edebiyatımızda noktalama işaretlerini ilk defa kullanmıştır.
İlk özel Türk gazetesi Tercüman-ı Ahval’ı çıkarmıştır.
Atasözlerimizi Durub-u Emsal-i Osmaniye adı altında derlemiş.
İlk makaleyi yazdı: Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi
Dilde sadeleşmenin öncüsü olmuştur.

 Şiirlerini Müntehabat-ı Eş’ar’ım adı ile yayınlamıştır.
 Şiiri mecazlardan arıtıp yalınlaştırmaya çalışır.
 Eşek ile Tilki La Fontaine’den etkilenerek yazdığı bir fabldır.
 Batı şiirini tanıtmak amacıyla Fransız şairlerinden çeviriler yapmıştır.

 Şiirlerinde konu birliğine ve bütün güzelliğine önem vermiştir

www.edebiyatogretmeni.net

NAMIK KEMAL
 Önceleri klasik bir divan şairi olan Kemal, Şinasi ile tanıştıktan sonra Batı
edebiyatı ve Batı kaynaklı
fikirlerle ilgilenmeye başlamıştır.
 Gür sesli vatan şairi,dava ve sanat adamıdır. Eserlerinde hürriyet, vatan sevgisi, hak, kanun, adalet, ahlak konularını işlemiştir.
 Edebiyatımızda vatan ve hürriyet şairi olarak bilinir.
 Eski edebiyata karşı olduğu halde yeni düşünce ve kavramları yaymak amacıyla yazdığı
şiirlerin çoğunda eskiye bağlı kalmıştır
 Namık Kemal’de diğer 1. Dönem Tanzimatçılar gibi dilde sadeliği benimser.
 Yine diğerleri gibi aruzun yanında az da olsa hece veznini kullanır.

 Şiirimizin gelişmesinde büyük emeği geçmiş bu yolda gerçekten etkili olmuştur. Şiirlerini
“toplum için sanat” anlayışıyla yazmış toplumcu bir şairdir.

 Kendinden sonra gelen genç kuşaklara yurtseverlik, özgürlük tutkularını yerleştirmiş.

 Osmanlı Tiyatrosunun modern bir tiyatro olması için çaba göstermiştir. Avrupa’da bulunduğu yıllarda tiyatro türüyle ilgilenmiş ve yurda dönünce bu tarzda eserler yazmıştır.

 Eleştiri türünün ilk örneğini Ziya Paşa’nın Harabat’ına karşılık yazdığı Tahrib-i
Harabat ve Takip adlı eserleriyle vermiştir. Onun tenkitlerinde iki önemli unsur
bulunur: Biri; eski edebiyatı yıkmak, ikincisi; yeni bir edebiyat kurmak.
 Ona göre edebiyat hayale, soyuta, içe kapanmışlığa son vermeli; gerçeği, hayat,
tabiatı işlemelidir. Yeni edebiyat halka dönmeli, nüfuzlu kimselere yaranacağına
onun dertlerini dinlemeli.
 Eserlerinin tümünde romantizm egemendir.

ESERLERİ:

Tiyatro: Vatan yahut Silistre, Zavallı Çocuk, Akif Bey, Gülnihal, Celalettin Harzemşah,
Karabela
Roman: İntibah ( ilk edebi roman), Cezmi (ilk tarihi roman)
Eleştiri: Tahrib-i Harabat, Takip
Tarih, Biyografi: Kanije, Silistre Muhasarası, Osmanlı Tarihi, Devr-i İstila.
ZAVALLI ÇOCUK: Sevmedikleriyle zorla evlendirilenlerin bahtsızlığı işlenmiş.
AKİF BEY: Kocasına ihanet eden kadının dramı işlenmiş.
GÜLNİHAL: Bir sancak beyine karşı halkın isyanı anlatılır.

ZİYA PAŞA
 Ziya Paşa diğer Tanzimatçılar gibi toplumcudur, Fransız devriminin ilkelerine bağlıdır, eğitimin gerekliliğini savunur.
 Şinasi’yle başlayan Batı edebiyatı anlayışını savunur. Ancak, eski şiiri
öven “Harabat” ı hazırlayacak kadar eski şiire bağlıdır. Bu yüzden
Namık Kemal tarafından tenkit edilmiştir.
 “Doğulu ya da Batılı” olmak konusunda karara varamamıştır. Bu nedenle “Harabat”ta
Divan edebiyatını, “Şiir ve İnşa” makalesinde yeni edebiyatı savunur. Bu zıtlıklar sanatına da yansımış, tezatlar sanatçısı olmuştur.
 Tanzimatçılar arasında eski şiire en fazla bağlı kalanlardandır.
 Şiirde dili sade değildir. Ancak nesir dili sadedir

 Ziya Paşa daha çok siyasi ve sosyal tenkit makaleleri yazmıştır. Makalelerinde idarecilere savaş açmıştır.
 Şiirlerinde öğütler ve felsefi temalar görülür.
 Diğer Tanzimatçılar gibi gazetecilik yönü kuvvetlidir.

ESERLERİ:

1) Tekib-i Bent (Dönemin sosyal bir eleştirisidir. Bağdatlı Ruhi’ye nazire olarak yazmıştır.)
Terci-i Bent (şiir)
2) Zafername (mizah) ( Sadrazam Ali Paşa aleyhinde yazılmıştır.)
3) Harabat (Bu antolojide halk şiirini kötülemiş Divan şiirini yüceltmiş.)
Şiir ve İnşa (Bu makalede gerçek şiirimizin halk şiiri olduğunu söylemiş.)
4) Rüya ( Türk edebiyatındaki ilk röportaj sayabiliriz.)
Veraset Mektupları ( makale)
5) Emil, Defter-i Amal ( j.j. Rausseaux ‘dan çeviri)
6) Eş’ar-ı Ziya (şiir)

www.edebiyatogretmeni.net

AHMET MİTHAT EFENDİ
 Tanzimat döneminde, halk için roman anlayışını başlatan yazardır.
Bütün eserlerini halkın okuma zevkini geliştirmek için yazmıştır.
Tanzimat edebiyatında halkın dilini en iyi kullanan yazar o’dur.
 Türk edebiyatında en çok eser veren sanatçı olarak bilinir. Roman
ve hikayelerini hiçbir teknik kaygısı gütmeden yazmıştır. Sırası gelince
olayların akışını durdurup okuyucuya bilgi ve nasihat verir.
 Diğer Tanzimatçılar gibi siyasi konulara değinmemiştir.
 Batı medeniyetinin Türk toplumuyla bağdaşmayan yönlerini anlatmaya çalışmıştır.
Avrupa hayranlarını eserlerinde züppe ve alafranga olarak eleştirmiştir.

 Bütün yapıtlarını nesir türünde vermiştir.
 Her yapıtının sonunda bir “kıssada hisse” vardır.
 Eserlerinde bir eğitici gibi halkı her konuda bilgilendirmeyi ona kılavuzluk etmeyi amaçlar.

ESERLERİ:

Hikayeleri: Letaif-i Rivayet(25 cilt). Edebiyatımızdaki ilk hikayeler.
Romanları: Hasan Mellah, Hüseyin Fellah, Dünyaya İkinci Geliş, Felatun Bey’le Rakım
Efendi, Paris’te Bir Türk, Müşahedat

Tiyatro: Çengi, Çerkez Özdenleri, Siyavuş, Açık Baş
Seyahat: Avrupa’da Bir Cevelan
FELATUN BEY’LE RAKIM EFENDİ: Felatun Bey her yönüyle batı hayranı biridir.
Ancak batı düşüncesini zevk ve sefa anlayışıyla özümsemiştir. Rakım Efendi ise Felatun’
un tam tersi bir karakterdir.

AHMET VEFİK PAŞA
 Türk tiyatrosuna ve dil çalışmalarına önemli katkılarda bulunmuştur.
 Moliere’den yaptığı çeviriler önemlidir.
 Türkçe’yi oldukça sade kullanmış, toplumun adet, töre, mizah gücünü
eserlerine taşımıştır.
 Tarih ve dil sahasında önemli eseri Lehçe-i Osmani

ESERLERİ:

Zor Nikah (Moliere’den çeviri)
Zoraki Tabip (Moliere’den çeviri)
Okumuş Kadınlar (Moliere’den çeviri)
Secere-i Türki (Tarih)
Lehçe-i Osmani (Dil)
www.edebiyatogretmeni.net

ALİ SUAVİ:
 Hayret edilecek kadar geniş bilgili ve inanılmayacak kadar da şaşırtıcı, Batılı ve bazen
iyice cüretli, iyice sorumsuz görüşler sahibidir.
 Türkiye’de “Meşrutiyet ve Laikliği” ilk savunanlardan biridir.

 Hükümete çatan, Ali Paşa’yı yeren yazılarından dolayı Kastamonu’ya sürülmüştür.
 Uygur alfabesinin ilk Türk yazısı olduğundan söz etmiş.
 Laikliği, Meşrutiyeti, Türkçülüğü savunan İslami ölçülere bağlı bir yazardır.
 Türlü konularda gazete ve risale (broşür) yazıları, tercümeler, dini yorumlar, seyahat
yazıları vardır.

SÜLEYMAN PAŞA:
 Fikir adamı ve Türkçü bir yazardır.
 Önemli ve ünlü eseri “Tarih-i Alem”dir. Bu eser Türkçü bir bakışla yazılmış ve kendisinden sonra gelen Türkçü yazarları etkilemiştir.

ABDÜLHAK HAMİT TARHAN
 Tanzimat döneminin en büyük ve en verimli şairidir. Türk şiirine
geniş ufuklar açmış; günlük yaşam, aşk, vatan-millet sevgisi, ölüm
ve metafizik üzerine, sevinç, ümit ve tezatlardan, isyan ve feryatlardan güç alan epik, şiir ve felsefi şiirler yazdı. Divan şiirini sona
erdiren sanatçıdır.
 Yazdığı tiyatro eserleri sahnelenmeye elverişli değildir.
 Şiirlerinde orijinal buluşlar ve hayaller vardır.

 Ediplerimiz arasında hayat coğrafyası en geniş olan adamdır

 Şiirin şekil ve içeriğiyle istediği gibi oynanır sandığı için edebiyatımızda yıkıcı olduğu
kadar yapıcıdır.

 Batı şiirinin hemen bütün biçim ve türlerini hiç çekinmeden denemiş, aşırılık sınırında
sayılan bu girişimlerle yankılar, tepkiler uyandırmış.

 Eşi Fatma Hanım’ın ölmesi Hamid’in şiirine yepyeni ilhamlar getirmiş. Ölüm, Allah, kader,
felsefi isyanlar gibi fizikötesi konuları işlemeye başlamış. (Makber)

 Namık Kemal’e bağlı kalmış ama onun fikirlerini eserlerine pek taşıyamamış. Toplumsal
konular yerine bireysel acıları, tabiatı ve kadını işlemiş.

 Tanzimatçılar arasında yalnızca Hamit belli bir alanda (şiir) yoğunlaşmış.

Hamit nazımda şu değişiklikleri yapmış:

1) Kurallı nazım şekillerini (gazel, mesnevi) yıkarak kuralsız nazmı getirmiş.
2) Mısraları kendi arasında kafiyelemiş
 Düzgün bir Türkçe kullanamadığı için söyleyiş zaafı vardır

 Tiyatrolarını sahnelenmek için değil, okunmak için yazmıştır. Tiyatrolarında insanüstü
güçlere yer vermiştir.

ESERLERİ:
Şiirleri: Sahra (ilk pastoral şiir), Kahbe, Makber, Belde, Ölü, Halce,

Garam (Çamlıca da yaşanmış bir aşk hikayesi), Baladan Bir Ses

Tiyatroları: Sabr-ü Sebat, İçli Kız, Fitnen, Liberte, Eşber, Nesteren

RECAİZADE EKREM
 Şiir, hikaye ve tiyatro da yazan Ekrem’in en önemli yönü: Teorici
(nazariyatçı) ve romancı oluşudur.
 Ekrem’in teori alanında verdiği en ünlü eseri “Ta’lim-i Edebiyat’tır.
Bu eserdeki düşünceler II. Tanzimat ve Servet-i Fünun devri şiir ilkelerini anlatması ve Servet-i Fünun’u kuracak genç şairlere yol göstermesi bakımından önemlidir.

 Ekrem eski edebiyat karşısında yeni sanatın ilkelerini tespit eden ünlü tenkitçi olmuştur.

 İlk Tanzimatçıların “toplumcu” ilkelerine karşılık, “tekçi” şiirin savunmasını yapmıştır.

 Eskilerin “göz için kafiye” anlayışına karşı “kulak için kafiye” görüşünü savunmuştur.

 Şiirlerinin ilhan tarafı düşük, hayaller oldukça sık ve düşünceler zayıftır.

 “Her güzel şey şiirdir” ilkesini benimseyen sanatçı şiirlerini sisli güz manzaraları, yaprak,
çiçek, kelebek, mezarlıklar, kırlar ile doldurmuştur.

 Aşırı yenilikçi ve aşırı romantik Ekrem’le ( yeni şiiri destekler Zemzeme)
Muallim Naci ( eski şiiri destekler Demdeme) arasıda çıkan eski-yeni tartışması
meşhurdur.

 Şiirlerinde kişisel konuları işler, toplumsal konulara değinmez.
 Sanatıyla değil, edebiyat hakkında ileri sürdüğü fikirleriyle ün yapmış ve edebiyat çevrelerinde “ÜSTAD” olarak anılmıştır.

 Önce çok sevdiği oğlu Nejat’ın daha sonra diğer çocuklarının ölmesi üzerine çektiği
acılar şiirlerine de yansımıştır. Bu yüzden şiirleri ağlamaklıdır.
 Batılılaşmanın yanlış anlaşılmasını eleştirdiği, ilk realist roman sayılan eseri
ünlüdür.(Araba Sevdası)

ESERLERİ:

Şiirleri: Name-i Seher, Zemzeme, Pejmürde, Nejat Ekrem, Yadigar-ı Şebab
Romanları: Araba Sevdası
Hikayeleri: Muhsin Bey, Şemsa
Tiyatroları: Çok Bilen Çok Yanılır, Afife Anjelik, Vuslat

Ta’lim-i Edebiyat (önemli eseri.) Edebiyat hakkında bilgi verir
Takdir-i Elhan (Eleştiri)
ZEMZEME: Yeni şiiri destekleyen görüşlerini yazmıştır.
ARABA SEVDASI: Bilinçsizce Batıyı taklit eden Bihruz Bey’in düştüğü haller anlatılır.

NABİZADE NAZIM
 Tanzimat’ın ikinci döneminde yetişen ve realist-natüralist görüşleri
hikayelerine en iyi uyarlamış romancıların en önemlilerindendir.
 “Karabibik” bizde ilk köy romanıdır. Natüralist-Gerçekçi görüşle
yazılan ve köylünün bazı dertlerini anlatan bu eser Antalya civarında
geçmektedir. Bu hikayenin önsözünde şu görüşleri ortaya atmıştır:
Hikaye, roman özeti gibidir. Hikayede doğallığa ve sadeliğe
önem verilmeli, akla uyulmalıdır. Böylece Realizmin ilkelerini
belirlemiştir.

 Realizmi edebiyatımıza en iyi şekilde o uyarlamıştır. (Zehra)
 Realizmin etkisiyle eserleri sade, gerçekçi; kahramanları ve konuları günlük hayattandır.
ESERLERİ:

Hikayeleri: Zavallı Kız, Haspa, Bir Hatıra, Karabibik, Yadigarlarım
Roman: Zehra (psikolojik tahlillere yer verir . Edebiyatımızın ilk tezli romanıdır. İstanbul’
daki bir ailenin yaşamı konu edilir.)

KARABİBİK: Uzun hikaye biçiminde yazılmıştır. Realizmin başarılı bir örneğidir. Bu eserde kırsal kesim gerçeğine ilk kez değinilir.

SAMİPAŞAZADE SEZAİ
 “Sergüzeşt” romanıyla edebiyatımızda Realizmin öncüsü
olmuştur.
 Namık Kemal’in büyüleyici etkisi altında yetişen Sezai Bey kesin bir
yenilik taraftarıdır

 Esir bir kızın serüvenini konu alan dolayısıyla ferdi hürriyeti ve insan
haklarını savunan “Sergüzeşt” romantizm ve realizm arasıda bir köprüdür.
 Türk edebiyatında ilk edebi hikayeleri yazmış bunları Küçük Şeyler adı altında toplamıştır. Bu kitabın önsözüne bakınca onun romantizmle realizm arasında bocaladığı görülür.
 Sevet-i Fünun yazarlarını üslup bakımından etkilemiştir.
SERGÜZEŞT: Bir paşanın oğlu ile bir cariyenin aşkı anlatılır. Artık kapanmak üzere olan
köleli cariyeli konak hayatı anlatılır.
ESERLERİ:
Roman: Sergüzeşt
Hikaye: Küçük Şeyler

Tiyatro: Pir
Mektup-Sohbet: İclal

ŞEMSETTİN SAMİ
 Tanzimat edebiyatının dil alanında önemli eserler veren sanatçısıdır.
 Fransızcadan çevirdiği sözlükler önemlidir.
 En önemli eseri “Kamus-ı Türki” dir.
 Dilin sadeleştirilmesi hakkındaki fikirleri sonraki kuşağa yol göstermiştir.

 Kutadgu Bilig’i Türkçeye çevirmiştir.
 Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat adlı romanı vardır.

TAAŞŞUK-I TALAT VE FITNAT: Babası öldüğü için annesi tarafından büyütülen Talat,
pencereden görüp aşık olduğu Fitnat’a daha yakın olabilmek için kadın kıyafetleri giyip
kendini piyano hocası olarak kabul ettirmiştir. Tüm bunlar olurken Talat’ın annesi oğlundaki garip davranışlardan kuşkulanarak onu, düzelmesi için, Sudanlı bir kızla evlendirmek
ister. Talat bu isteğe şiddetle karşı çıkmış; ama Fitnat babasının kendisini zengin biriyle
evlendirme isteğine fazla itiraz edememiştir. Fitnat, evlendiği gece sevgilisinden ayrılmanın verdiği üzüntüyle kendini vurur. Ölmeden önce, evlendiği adamın vaktiyle annesini
terk eden babası olduğunu öğrenir. Bunun üzerine Fıtnat’ın babası da Talat da intihar eder.

MUALLİM NACİ
 Recaizade ile sanat hakkında girdiği sert tartışma onu yeni edebiyatın
karşısında göstermiştir.
 Demdeme adlı eserinde ne kadar eski şiiri savunsa da aruzu Türkçeye
diğerlerinden daha güzel uygulamıştır.

 Edebiyatımızda köyden bahseden ilk şiir onundur. (Köylü Kızların Şarkısı)

ESERLERİ: Ömer’in Çocukluğu (anı)
EBUZZİYA TEVFİK:

 Uzun yıllar yaptığı gazetecilik ile tanınmıştır. Çıkardığı gazeteler ve buralardaki yazılarıyla Tanzimat edebiyatının ve bu dönemin tanınmasını sağlamıştır.( Yeni Osmanlılar
Tarihi adlı inceleme eseri)

 Tasvir-i Efkar gazetesini gönüllü olarak çıkarmıştır.

Eserleri:

Piyes: Ecel-i Kaza
Antoloji: Numune-i Edebiyatı Osmaniye
Nesir: Lügat-i Ebüzziya, Yeni Osmanlılar Tarihi

HAZIRLAYAN
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ
SERDAR GÜL

www.edebiyatogretmeni.net


Slide 13

www.edebiyatogretmeni.net

XIX. yy. edebiyatımızın girişimler dönemidir. Roman, öykü,
tiyatro alanlarında ilk örnekler verilmiş, şiirdeki başkaldırmalar divan
şiirine ilgiyi azaltmıştı. Çıkmaya başlayan özel gazeteler roman, öykü
yayımlıyor, edebiyat adamlarının tartışmalarına yer veriyordu. Bazı
kesimler Namık Kemal’in şiire getirdiği: “özgürlük, vatan, hak, insanlık, esaret…” gibi kavramlarda kendi sorunlarını, kendi isteklerini,
kendi kişiliğini bularak yeni edebiyat girişimlerine yandaş oldu.

Tanzimat ile Divan Edebiyatı’nın Karşılaştırması

1) Divan şiirindeki “parça güzelliği” yerine,Tanzimat şiirinde “bütün güzelliği” önemsenmiş
2) Divan edebiyatı yüksek zümredeki insanlara hitap ederken, Tanzimat edebiyatı halka
seslenmiş.
3) Divan şiirinde ölçü aruzdur, Tanzimat’ta ise aruzun yanında hece ölçüsü de kullanılmış.
4) Divan nesrinde söz hünerleri gösterme,sanat kullanma esasken, Tanzimat nesrinde bir
takım fikirleri halka ulaştırmak halkı bilgilendirmek ve eğitmek esastır.

5) Divan edebiyatında aşk, şarap, kadın, eğlence, hayali konular işlenirken; Tanzimat edebiyatında gerçek yaşam, tabiat, kişisel acı ve ızdıraplar, toplumsal konular işlenmiştir.
6) Divan edebiyatında kullanılmayan birçok edebi tür Tanzimat edebiyatında kullanılmaya
başlanmış (roman, hikaye, tiyatro, sone, terza-rima, triyole, gazete…)
7) Divan edebiyatında dil ağır ve sanatlıdır; Tanzimat edebiyatında dil sadeleştirilmiş,
halkın dili kullanılmıştır.

Bu dönem edebiyatını iki bölümde incelemek gerekir

1. Dönem:


Bu döneme Şinasi, Ziya, Namık Kemal okulu adı verilir.



Bu dönemin başlıca sanatçıları: Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Mithat,

Şemsettin Sami, Ahmet Vefik Paşa, Ali Suavi, Ahmet Cevdet Paşa



Bu dönemde “sanat toplum içindir” görüşü benimsenmiş.



Bu dönemde amaç: “Divan edebiyatını yıkmak,yerine sosyal yaşamla geniş ölçüde
alakalı inkılapçı bir edebiyat getirmek.



Halka halk diliyle hitap etmek amacıyla sade dile ve halk Türkçesine önem vermek



Vatan sevgisi, millet duygusu, hürriyet aşkı, halk sevgisi… gibi duyguları halka aşılamak ve onları bu yolda eğitmek.



Gazete, roman, öykü, makale, şiir, tiyatro… gibi
yenilikleri Türk edebiyatına getirmek ve
uygulamak.

 Şiirde estetik güzellik değil içerik ön plana çıkmıştır.
 Eski nazım şekilleriyle yeni kavram ve duyguları işlemişlerdir.
 Bu dönem sanatçıları ,edebiyatın yanında siyasetle de ilgilenmiştir.
 Ortaya konan eserler, taklit olduğu için teknik yönden zayıftır.
 Fransız edebiyatı örnek alınmıştır.
 Bu dönem sanatçıları genelde Romantizmin etkisindedir.
 Eserlerde rastlantılara çokça yer verilir.
 Okuyucuyu bilgilendirmek için olayların akışı sık sık kesilir.

2. Dönem:
 Bu döneme Ekrem, Sezai, Hamit okulu adı verilir.
 Bu dönemin sanatçıları:” Abdulhak Hamit Tahran, Recaizade Ekrem, Sami Paşazade

Sezai, Nabizade Nazım, Ebuziya Tevfik, Ali Bey…

 Bu dönemde “ sanat sanat içindir “ görüşü benimsenmiş.
 Siyasi ve toplumsal ideolojilerden uzak durmuşlar.
 Sanatta batılılaşmayı savunurlar
 Eski edebiyata karşı yeni edebiyatı savunurlar.
 I. Tanzimatçılara göre batı edebiyatını edebiyatımızda daha da kökleştirmişler.
 İdeolojik görüşlerini aktif olarak değil, eserlerindeki kahramanlarla işlemişler.
 Romanda realizmin tesiri şiirde ise romantizmin tesiri görülür.
 Dil ağırdır.

 Gazetecilik eski işlevini yitirmiş.
 Tiyatro eserleri oynanmak için değil okunmak için yazılmış.
 Şiirde bireysel duygular anlatılmış ve güzel olan her şey şiire konu olmuş.
 Muallim Naci bu dönemde Divan edebiyatını savunan tek sanatçıdır.

Tanzimat Edebiyatının Genel Özellikleri
1) Dilin sadeleşmesi amaçlanmış, özellikle tiyatro, anı, mektup ve halka seslenen
romanlarda bu amaç bir ölçüde gerçekleştirilmiştir. Ancak sanatçılar, eski alışkanlıklarından tamamen kurtulamadıkları için yabancı sözcük ve kurallardan büsbütün
sıyrılamamışlardır.

2) Divan edebiyatının kullandığı şiir, tarih ve mektup gibi türleri batı anlayışına göre
yenilemişlerdir.
3) Makale, tiyatro, roman, hikaye, anı gibi yeni türler kullanılmaya başlanmıştır.
4) Daha önce toplum sorunlarıyla hiç ilgisi bulunmayan sanatı; toplumu düzeltmek,
eğitmek için bir dava aracı olarak kullanma anlayışına yönelmişlerdir.
5) Fransız edebiyatından esinlenerek klasisizm, romantizm, realizm ve natüralizm
akımlarının etkisinde eserler yaratılmıştır.

6) Nesirde iç kafiye (seci) bırakılmış, anlatımda süs yerine, düşünceleri halka ulaştırma amacı güdülerek yeni bir nesir yaratılmıştır.
7) Şiirde hecenin örnekleri görülmekle birlikte aruzun kullanımı devam etmiştir.

8) Günlük olaylar, duygu ve düşünceler şiire sokularak şiirin konusu genişletilmiştir.
9) Başlangıçta yeni düşünceler eski nazım biçimleri içinde verilirken sonraları yeni
biçimler kullanılmıştır.
10) Şiirde konu ve anlam bütünlüğü aranmıştır.
11) Divan edebiyatındaki “parça güzelliği” anlayışının yerini “bütün güzelliği” almıştır.
12) Roman ve hikayelerin konusu ya günlük yaşayıştan ya da tarihten alınmıştır.
13) Tiyatroda toplum sorunları, gelenek, görenek, çocuk, aile, yaşanılan olaylar işlenmiştir.

14) Eserlerde kahramanlar tek yönlü ele alınmış, iyiler ödüllendirilmiş, kötüler cezalandırılmıştır.
15) Roman ve öykülerde olayların akışında rastlantılara çok yer verilmiştir.
16) Romanların içinde konu dışına çıkılarak okuyucuya bilgi ve öğüt vermekten kaçınılmamıştır.
17) Yazarlar, eserlerinde kendi kişiliklerini gizlememiştir.

18) Roman kahramanları çoğu zaman bir görüşte aşık olur.
19) Toplumsal olaylara yüzeyden bakılır.
20) Tanzimat romanında aile problemi büyük yer tutar. Avrupa taklitçiliği nedeniyle
aile içindeki sarsılma ve çöküntüler işlenir.(Araba Sevdası,İntibah)
21) Tiyatro bu dönemde Namık Kemal’le başlar. Ahmet Vefik Paşa’nın Molier’den
yaptığı çevirilerle ileri bir sanat düzeyine ulaşır.
22) Bu edebiyatın nesir sahasındaki en büyük kazancı gazetedir.
23) Bu dönemdeki tiyatro eserleri sahnelenmeye uygun değildir.
24) Mizah ve hiciv anlayışı bu dönemde daha da gelişmiştir. Batılı anlamdaki ilk mizah
örneği bu dönemde verilir.
25) Türk edebiyatında gerçek edebi tenkit bu dönemde başlamıştır.
26) Bu dönemde roman tekniği tam oturmamıştır. Romanımızın emekleme dönemidir.
Tasvirlerde ve kurguda kompozisyon bozukluğu vardır.

27) Bu dönem yazarlarında yaygın bir tasvir yapma alışkanlığı vardır.

28) Kahramanlar üst tabakadandır.
29) Olaylar İstanbul ve çevresinde geçer.
30) İşlenen konular: Yanlış batılılaşma, alafrangalık özentisi, sarsılan aile düzeni,
kültürel yozlaşma, fakirlik, cariyelik, görücü usulü evlenme, cehalet ve tarihi
konulardır.

TANZİMATIN TÜRK EDEBİYATINA KAZANDIRDIĞI İLKLER

1) İlk Gazeteler:
a) Takvim-i Vakayi ( İlk Türk gazetesi)
b) Ceride-i Havadis (Yarı resmi gazete)
c) Tercüman-ı Ahval (Şinasi ve Agah Efendi’nin çıkardığı ilk özel Türk gazetesi)
d) Tasvir-i Efkar (Şinasi’nin Namık Kemal’e devrettiği ikinci özel Türk gazetesi)
e) Hürriyet (Namık Kemal ve Ziya Paşa’nın yurt dışında çıkardıkları ilk Türk gazetesi)
f) Tercüman-ı Hakikat
2) İlk Çeviri Roman: Telemak; Yusuf Kamil Paşa Fenelon’dan çevirmiştir.
3) İlk Yerli Roman: Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat. Şemsettin Sami tarafından yazılmıştır,
edebi değeri yoktur.

4) Bir Edebi Akım Etkisinde Yazılan İlk Roman: İntibah; Namık Kemal tarafından
romantizme bağlı kalınarak yazılmış bir sosyal romandır.
5) İlk Realist Romanlar: Sergüzeşt; Sami Paşazade Sezai yazmıştır.
Araba Sevdası; Recaizade Mahmut Ekrem yazmıştır.
6) İlk Tiyatro Eseri: Şair Evlenmesi; Şinasi yazmıştır.

7) İlk Köy Romanı: Karabibik; Nabizade Nazım yazmıştır.
8) İlk Öyküler: Küçük Şeyler; Sami Paşazade Sezai yazmıştır. (Basılan ilk hikaye kitabı)
Letaif-i Rivayet; Ahmet Mithat Efendi yazmıştır.( Yazılan ilk hikaye kitabı)
9) İlk Makale: Şinasi yazmıştır.
10) İlk Şiir Çevirileri: Şinasi tarafından Fransızcadan yapılmıştır.
11) İlk Noktalama İşaretleri: Şinasi tarafından kullanılmıştır.
12) Edebiyatımızda ilk tarihi roman: Namık Kemal'in "Cezmi" adlı eseridir.
13) Edebiyatımızdaki ilk eleştirmen: Namık Kemal'dir.
14) Türk Edebiyatındaki ilk polisiye roman: Esrar-ı Cinayet; Ahmet Mithat yazmıştır.

Dönemin Sanatçıları ve Eserleri

ŞİNASİ

 Maliye öğretimi için Fransa’ya devlet tarafından ilk gönderilen öğrencilerdendir. Fakat Şinasi o dönemde edebiyatla ilgilenmiş ve dönemin ünlü
yazar şairleriyle tanışmıştır. Yurda döndüğünde Agah Efendiyle 1860’ta
Tercüman-ı Ahval gazetesini çıkarmışlardır.
 Şinasi divan edebiyatındaki duygu kavramını bir yana itip akla ve mantığa yer verir.

 Halk dilini kullanmayı, böylece halkı bilinçlendirmeyi hedefler.

 Kısa cümleli ,yeni görüşlerle örgülü bir nesir yapısı meydana getirmiştir.

 Şairlik yönü pek güçlü olmayan Şinasi, edebiyatımıza getirdiği yeniliklerle tanınır.








Bu yenilikler şunlardır:

ilk tiyatro eserimiz olan Şair Evlenmesi (Bu eserde görücü usulüyle evlenme eleştirilir.)
Edebiyatımızda noktalama işaretlerini ilk defa kullanmıştır.
İlk özel Türk gazetesi Tercüman-ı Ahval’ı çıkarmıştır.
Atasözlerimizi Durub-u Emsal-i Osmaniye adı altında derlemiş.
İlk makaleyi yazdı: Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi
Dilde sadeleşmenin öncüsü olmuştur.

 Şiirlerini Müntehabat-ı Eş’ar’ım adı ile yayınlamıştır.
 Şiiri mecazlardan arıtıp yalınlaştırmaya çalışır.
 Eşek ile Tilki La Fontaine’den etkilenerek yazdığı bir fabldır.
 Batı şiirini tanıtmak amacıyla Fransız şairlerinden çeviriler yapmıştır.

 Şiirlerinde konu birliğine ve bütün güzelliğine önem vermiştir

www.edebiyatogretmeni.net

NAMIK KEMAL
 Önceleri klasik bir divan şairi olan Kemal, Şinasi ile tanıştıktan sonra Batı
edebiyatı ve Batı kaynaklı
fikirlerle ilgilenmeye başlamıştır.
 Gür sesli vatan şairi,dava ve sanat adamıdır. Eserlerinde hürriyet, vatan sevgisi, hak, kanun, adalet, ahlak konularını işlemiştir.
 Edebiyatımızda vatan ve hürriyet şairi olarak bilinir.
 Eski edebiyata karşı olduğu halde yeni düşünce ve kavramları yaymak amacıyla yazdığı
şiirlerin çoğunda eskiye bağlı kalmıştır
 Namık Kemal’de diğer 1. Dönem Tanzimatçılar gibi dilde sadeliği benimser.
 Yine diğerleri gibi aruzun yanında az da olsa hece veznini kullanır.

 Şiirimizin gelişmesinde büyük emeği geçmiş bu yolda gerçekten etkili olmuştur. Şiirlerini
“toplum için sanat” anlayışıyla yazmış toplumcu bir şairdir.

 Kendinden sonra gelen genç kuşaklara yurtseverlik, özgürlük tutkularını yerleştirmiş.

 Osmanlı Tiyatrosunun modern bir tiyatro olması için çaba göstermiştir. Avrupa’da bulunduğu yıllarda tiyatro türüyle ilgilenmiş ve yurda dönünce bu tarzda eserler yazmıştır.

 Eleştiri türünün ilk örneğini Ziya Paşa’nın Harabat’ına karşılık yazdığı Tahrib-i
Harabat ve Takip adlı eserleriyle vermiştir. Onun tenkitlerinde iki önemli unsur
bulunur: Biri; eski edebiyatı yıkmak, ikincisi; yeni bir edebiyat kurmak.
 Ona göre edebiyat hayale, soyuta, içe kapanmışlığa son vermeli; gerçeği, hayat,
tabiatı işlemelidir. Yeni edebiyat halka dönmeli, nüfuzlu kimselere yaranacağına
onun dertlerini dinlemeli.
 Eserlerinin tümünde romantizm egemendir.

ESERLERİ:

Tiyatro: Vatan yahut Silistre, Zavallı Çocuk, Akif Bey, Gülnihal, Celalettin Harzemşah,
Karabela
Roman: İntibah ( ilk edebi roman), Cezmi (ilk tarihi roman)
Eleştiri: Tahrib-i Harabat, Takip
Tarih, Biyografi: Kanije, Silistre Muhasarası, Osmanlı Tarihi, Devr-i İstila.
ZAVALLI ÇOCUK: Sevmedikleriyle zorla evlendirilenlerin bahtsızlığı işlenmiş.
AKİF BEY: Kocasına ihanet eden kadının dramı işlenmiş.
GÜLNİHAL: Bir sancak beyine karşı halkın isyanı anlatılır.

ZİYA PAŞA
 Ziya Paşa diğer Tanzimatçılar gibi toplumcudur, Fransız devriminin ilkelerine bağlıdır, eğitimin gerekliliğini savunur.
 Şinasi’yle başlayan Batı edebiyatı anlayışını savunur. Ancak, eski şiiri
öven “Harabat” ı hazırlayacak kadar eski şiire bağlıdır. Bu yüzden
Namık Kemal tarafından tenkit edilmiştir.
 “Doğulu ya da Batılı” olmak konusunda karara varamamıştır. Bu nedenle “Harabat”ta
Divan edebiyatını, “Şiir ve İnşa” makalesinde yeni edebiyatı savunur. Bu zıtlıklar sanatına da yansımış, tezatlar sanatçısı olmuştur.
 Tanzimatçılar arasında eski şiire en fazla bağlı kalanlardandır.
 Şiirde dili sade değildir. Ancak nesir dili sadedir

 Ziya Paşa daha çok siyasi ve sosyal tenkit makaleleri yazmıştır. Makalelerinde idarecilere savaş açmıştır.
 Şiirlerinde öğütler ve felsefi temalar görülür.
 Diğer Tanzimatçılar gibi gazetecilik yönü kuvvetlidir.

ESERLERİ:

1) Tekib-i Bent (Dönemin sosyal bir eleştirisidir. Bağdatlı Ruhi’ye nazire olarak yazmıştır.)
Terci-i Bent (şiir)
2) Zafername (mizah) ( Sadrazam Ali Paşa aleyhinde yazılmıştır.)
3) Harabat (Bu antolojide halk şiirini kötülemiş Divan şiirini yüceltmiş.)
Şiir ve İnşa (Bu makalede gerçek şiirimizin halk şiiri olduğunu söylemiş.)
4) Rüya ( Türk edebiyatındaki ilk röportaj sayabiliriz.)
Veraset Mektupları ( makale)
5) Emil, Defter-i Amal ( j.j. Rausseaux ‘dan çeviri)
6) Eş’ar-ı Ziya (şiir)

www.edebiyatogretmeni.net

AHMET MİTHAT EFENDİ
 Tanzimat döneminde, halk için roman anlayışını başlatan yazardır.
Bütün eserlerini halkın okuma zevkini geliştirmek için yazmıştır.
Tanzimat edebiyatında halkın dilini en iyi kullanan yazar o’dur.
 Türk edebiyatında en çok eser veren sanatçı olarak bilinir. Roman
ve hikayelerini hiçbir teknik kaygısı gütmeden yazmıştır. Sırası gelince
olayların akışını durdurup okuyucuya bilgi ve nasihat verir.
 Diğer Tanzimatçılar gibi siyasi konulara değinmemiştir.
 Batı medeniyetinin Türk toplumuyla bağdaşmayan yönlerini anlatmaya çalışmıştır.
Avrupa hayranlarını eserlerinde züppe ve alafranga olarak eleştirmiştir.

 Bütün yapıtlarını nesir türünde vermiştir.
 Her yapıtının sonunda bir “kıssada hisse” vardır.
 Eserlerinde bir eğitici gibi halkı her konuda bilgilendirmeyi ona kılavuzluk etmeyi amaçlar.

ESERLERİ:

Hikayeleri: Letaif-i Rivayet(25 cilt). Edebiyatımızdaki ilk hikayeler.
Romanları: Hasan Mellah, Hüseyin Fellah, Dünyaya İkinci Geliş, Felatun Bey’le Rakım
Efendi, Paris’te Bir Türk, Müşahedat

Tiyatro: Çengi, Çerkez Özdenleri, Siyavuş, Açık Baş
Seyahat: Avrupa’da Bir Cevelan
FELATUN BEY’LE RAKIM EFENDİ: Felatun Bey her yönüyle batı hayranı biridir.
Ancak batı düşüncesini zevk ve sefa anlayışıyla özümsemiştir. Rakım Efendi ise Felatun’
un tam tersi bir karakterdir.

AHMET VEFİK PAŞA
 Türk tiyatrosuna ve dil çalışmalarına önemli katkılarda bulunmuştur.
 Moliere’den yaptığı çeviriler önemlidir.
 Türkçe’yi oldukça sade kullanmış, toplumun adet, töre, mizah gücünü
eserlerine taşımıştır.
 Tarih ve dil sahasında önemli eseri Lehçe-i Osmani

ESERLERİ:

Zor Nikah (Moliere’den çeviri)
Zoraki Tabip (Moliere’den çeviri)
Okumuş Kadınlar (Moliere’den çeviri)
Secere-i Türki (Tarih)
Lehçe-i Osmani (Dil)
www.edebiyatogretmeni.net

ALİ SUAVİ:
 Hayret edilecek kadar geniş bilgili ve inanılmayacak kadar da şaşırtıcı, Batılı ve bazen
iyice cüretli, iyice sorumsuz görüşler sahibidir.
 Türkiye’de “Meşrutiyet ve Laikliği” ilk savunanlardan biridir.

 Hükümete çatan, Ali Paşa’yı yeren yazılarından dolayı Kastamonu’ya sürülmüştür.
 Uygur alfabesinin ilk Türk yazısı olduğundan söz etmiş.
 Laikliği, Meşrutiyeti, Türkçülüğü savunan İslami ölçülere bağlı bir yazardır.
 Türlü konularda gazete ve risale (broşür) yazıları, tercümeler, dini yorumlar, seyahat
yazıları vardır.

SÜLEYMAN PAŞA:
 Fikir adamı ve Türkçü bir yazardır.
 Önemli ve ünlü eseri “Tarih-i Alem”dir. Bu eser Türkçü bir bakışla yazılmış ve kendisinden sonra gelen Türkçü yazarları etkilemiştir.

ABDÜLHAK HAMİT TARHAN
 Tanzimat döneminin en büyük ve en verimli şairidir. Türk şiirine
geniş ufuklar açmış; günlük yaşam, aşk, vatan-millet sevgisi, ölüm
ve metafizik üzerine, sevinç, ümit ve tezatlardan, isyan ve feryatlardan güç alan epik, şiir ve felsefi şiirler yazdı. Divan şiirini sona
erdiren sanatçıdır.
 Yazdığı tiyatro eserleri sahnelenmeye elverişli değildir.
 Şiirlerinde orijinal buluşlar ve hayaller vardır.

 Ediplerimiz arasında hayat coğrafyası en geniş olan adamdır

 Şiirin şekil ve içeriğiyle istediği gibi oynanır sandığı için edebiyatımızda yıkıcı olduğu
kadar yapıcıdır.

 Batı şiirinin hemen bütün biçim ve türlerini hiç çekinmeden denemiş, aşırılık sınırında
sayılan bu girişimlerle yankılar, tepkiler uyandırmış.

 Eşi Fatma Hanım’ın ölmesi Hamid’in şiirine yepyeni ilhamlar getirmiş. Ölüm, Allah, kader,
felsefi isyanlar gibi fizikötesi konuları işlemeye başlamış. (Makber)

 Namık Kemal’e bağlı kalmış ama onun fikirlerini eserlerine pek taşıyamamış. Toplumsal
konular yerine bireysel acıları, tabiatı ve kadını işlemiş.

 Tanzimatçılar arasında yalnızca Hamit belli bir alanda (şiir) yoğunlaşmış.

Hamit nazımda şu değişiklikleri yapmış:

1) Kurallı nazım şekillerini (gazel, mesnevi) yıkarak kuralsız nazmı getirmiş.
2) Mısraları kendi arasında kafiyelemiş
 Düzgün bir Türkçe kullanamadığı için söyleyiş zaafı vardır

 Tiyatrolarını sahnelenmek için değil, okunmak için yazmıştır. Tiyatrolarında insanüstü
güçlere yer vermiştir.

ESERLERİ:
Şiirleri: Sahra (ilk pastoral şiir), Kahbe, Makber, Belde, Ölü, Halce,

Garam (Çamlıca da yaşanmış bir aşk hikayesi), Baladan Bir Ses

Tiyatroları: Sabr-ü Sebat, İçli Kız, Fitnen, Liberte, Eşber, Nesteren

RECAİZADE EKREM
 Şiir, hikaye ve tiyatro da yazan Ekrem’in en önemli yönü: Teorici
(nazariyatçı) ve romancı oluşudur.
 Ekrem’in teori alanında verdiği en ünlü eseri “Ta’lim-i Edebiyat’tır.
Bu eserdeki düşünceler II. Tanzimat ve Servet-i Fünun devri şiir ilkelerini anlatması ve Servet-i Fünun’u kuracak genç şairlere yol göstermesi bakımından önemlidir.

 Ekrem eski edebiyat karşısında yeni sanatın ilkelerini tespit eden ünlü tenkitçi olmuştur.

 İlk Tanzimatçıların “toplumcu” ilkelerine karşılık, “tekçi” şiirin savunmasını yapmıştır.

 Eskilerin “göz için kafiye” anlayışına karşı “kulak için kafiye” görüşünü savunmuştur.

 Şiirlerinin ilhan tarafı düşük, hayaller oldukça sık ve düşünceler zayıftır.

 “Her güzel şey şiirdir” ilkesini benimseyen sanatçı şiirlerini sisli güz manzaraları, yaprak,
çiçek, kelebek, mezarlıklar, kırlar ile doldurmuştur.

 Aşırı yenilikçi ve aşırı romantik Ekrem’le ( yeni şiiri destekler Zemzeme)
Muallim Naci ( eski şiiri destekler Demdeme) arasıda çıkan eski-yeni tartışması
meşhurdur.

 Şiirlerinde kişisel konuları işler, toplumsal konulara değinmez.
 Sanatıyla değil, edebiyat hakkında ileri sürdüğü fikirleriyle ün yapmış ve edebiyat çevrelerinde “ÜSTAD” olarak anılmıştır.

 Önce çok sevdiği oğlu Nejat’ın daha sonra diğer çocuklarının ölmesi üzerine çektiği
acılar şiirlerine de yansımıştır. Bu yüzden şiirleri ağlamaklıdır.
 Batılılaşmanın yanlış anlaşılmasını eleştirdiği, ilk realist roman sayılan eseri
ünlüdür.(Araba Sevdası)

ESERLERİ:

Şiirleri: Name-i Seher, Zemzeme, Pejmürde, Nejat Ekrem, Yadigar-ı Şebab
Romanları: Araba Sevdası
Hikayeleri: Muhsin Bey, Şemsa
Tiyatroları: Çok Bilen Çok Yanılır, Afife Anjelik, Vuslat

Ta’lim-i Edebiyat (önemli eseri.) Edebiyat hakkında bilgi verir
Takdir-i Elhan (Eleştiri)
ZEMZEME: Yeni şiiri destekleyen görüşlerini yazmıştır.
ARABA SEVDASI: Bilinçsizce Batıyı taklit eden Bihruz Bey’in düştüğü haller anlatılır.

NABİZADE NAZIM
 Tanzimat’ın ikinci döneminde yetişen ve realist-natüralist görüşleri
hikayelerine en iyi uyarlamış romancıların en önemlilerindendir.
 “Karabibik” bizde ilk köy romanıdır. Natüralist-Gerçekçi görüşle
yazılan ve köylünün bazı dertlerini anlatan bu eser Antalya civarında
geçmektedir. Bu hikayenin önsözünde şu görüşleri ortaya atmıştır:
Hikaye, roman özeti gibidir. Hikayede doğallığa ve sadeliğe
önem verilmeli, akla uyulmalıdır. Böylece Realizmin ilkelerini
belirlemiştir.

 Realizmi edebiyatımıza en iyi şekilde o uyarlamıştır. (Zehra)
 Realizmin etkisiyle eserleri sade, gerçekçi; kahramanları ve konuları günlük hayattandır.
ESERLERİ:

Hikayeleri: Zavallı Kız, Haspa, Bir Hatıra, Karabibik, Yadigarlarım
Roman: Zehra (psikolojik tahlillere yer verir . Edebiyatımızın ilk tezli romanıdır. İstanbul’
daki bir ailenin yaşamı konu edilir.)

KARABİBİK: Uzun hikaye biçiminde yazılmıştır. Realizmin başarılı bir örneğidir. Bu eserde kırsal kesim gerçeğine ilk kez değinilir.

SAMİPAŞAZADE SEZAİ
 “Sergüzeşt” romanıyla edebiyatımızda Realizmin öncüsü
olmuştur.
 Namık Kemal’in büyüleyici etkisi altında yetişen Sezai Bey kesin bir
yenilik taraftarıdır

 Esir bir kızın serüvenini konu alan dolayısıyla ferdi hürriyeti ve insan
haklarını savunan “Sergüzeşt” romantizm ve realizm arasıda bir köprüdür.
 Türk edebiyatında ilk edebi hikayeleri yazmış bunları Küçük Şeyler adı altında toplamıştır. Bu kitabın önsözüne bakınca onun romantizmle realizm arasında bocaladığı görülür.
 Sevet-i Fünun yazarlarını üslup bakımından etkilemiştir.
SERGÜZEŞT: Bir paşanın oğlu ile bir cariyenin aşkı anlatılır. Artık kapanmak üzere olan
köleli cariyeli konak hayatı anlatılır.
ESERLERİ:
Roman: Sergüzeşt
Hikaye: Küçük Şeyler

Tiyatro: Pir
Mektup-Sohbet: İclal

ŞEMSETTİN SAMİ
 Tanzimat edebiyatının dil alanında önemli eserler veren sanatçısıdır.
 Fransızcadan çevirdiği sözlükler önemlidir.
 En önemli eseri “Kamus-ı Türki” dir.
 Dilin sadeleştirilmesi hakkındaki fikirleri sonraki kuşağa yol göstermiştir.

 Kutadgu Bilig’i Türkçeye çevirmiştir.
 Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat adlı romanı vardır.

TAAŞŞUK-I TALAT VE FITNAT: Babası öldüğü için annesi tarafından büyütülen Talat,
pencereden görüp aşık olduğu Fitnat’a daha yakın olabilmek için kadın kıyafetleri giyip
kendini piyano hocası olarak kabul ettirmiştir. Tüm bunlar olurken Talat’ın annesi oğlundaki garip davranışlardan kuşkulanarak onu, düzelmesi için, Sudanlı bir kızla evlendirmek
ister. Talat bu isteğe şiddetle karşı çıkmış; ama Fitnat babasının kendisini zengin biriyle
evlendirme isteğine fazla itiraz edememiştir. Fitnat, evlendiği gece sevgilisinden ayrılmanın verdiği üzüntüyle kendini vurur. Ölmeden önce, evlendiği adamın vaktiyle annesini
terk eden babası olduğunu öğrenir. Bunun üzerine Fıtnat’ın babası da Talat da intihar eder.

MUALLİM NACİ
 Recaizade ile sanat hakkında girdiği sert tartışma onu yeni edebiyatın
karşısında göstermiştir.
 Demdeme adlı eserinde ne kadar eski şiiri savunsa da aruzu Türkçeye
diğerlerinden daha güzel uygulamıştır.

 Edebiyatımızda köyden bahseden ilk şiir onundur. (Köylü Kızların Şarkısı)

ESERLERİ: Ömer’in Çocukluğu (anı)
EBUZZİYA TEVFİK:

 Uzun yıllar yaptığı gazetecilik ile tanınmıştır. Çıkardığı gazeteler ve buralardaki yazılarıyla Tanzimat edebiyatının ve bu dönemin tanınmasını sağlamıştır.( Yeni Osmanlılar
Tarihi adlı inceleme eseri)

 Tasvir-i Efkar gazetesini gönüllü olarak çıkarmıştır.

Eserleri:

Piyes: Ecel-i Kaza
Antoloji: Numune-i Edebiyatı Osmaniye
Nesir: Lügat-i Ebüzziya, Yeni Osmanlılar Tarihi

HAZIRLAYAN
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ
SERDAR GÜL

www.edebiyatogretmeni.net


Slide 14

www.edebiyatogretmeni.net

XIX. yy. edebiyatımızın girişimler dönemidir. Roman, öykü,
tiyatro alanlarında ilk örnekler verilmiş, şiirdeki başkaldırmalar divan
şiirine ilgiyi azaltmıştı. Çıkmaya başlayan özel gazeteler roman, öykü
yayımlıyor, edebiyat adamlarının tartışmalarına yer veriyordu. Bazı
kesimler Namık Kemal’in şiire getirdiği: “özgürlük, vatan, hak, insanlık, esaret…” gibi kavramlarda kendi sorunlarını, kendi isteklerini,
kendi kişiliğini bularak yeni edebiyat girişimlerine yandaş oldu.

Tanzimat ile Divan Edebiyatı’nın Karşılaştırması

1) Divan şiirindeki “parça güzelliği” yerine,Tanzimat şiirinde “bütün güzelliği” önemsenmiş
2) Divan edebiyatı yüksek zümredeki insanlara hitap ederken, Tanzimat edebiyatı halka
seslenmiş.
3) Divan şiirinde ölçü aruzdur, Tanzimat’ta ise aruzun yanında hece ölçüsü de kullanılmış.
4) Divan nesrinde söz hünerleri gösterme,sanat kullanma esasken, Tanzimat nesrinde bir
takım fikirleri halka ulaştırmak halkı bilgilendirmek ve eğitmek esastır.

5) Divan edebiyatında aşk, şarap, kadın, eğlence, hayali konular işlenirken; Tanzimat edebiyatında gerçek yaşam, tabiat, kişisel acı ve ızdıraplar, toplumsal konular işlenmiştir.
6) Divan edebiyatında kullanılmayan birçok edebi tür Tanzimat edebiyatında kullanılmaya
başlanmış (roman, hikaye, tiyatro, sone, terza-rima, triyole, gazete…)
7) Divan edebiyatında dil ağır ve sanatlıdır; Tanzimat edebiyatında dil sadeleştirilmiş,
halkın dili kullanılmıştır.

Bu dönem edebiyatını iki bölümde incelemek gerekir

1. Dönem:


Bu döneme Şinasi, Ziya, Namık Kemal okulu adı verilir.



Bu dönemin başlıca sanatçıları: Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Mithat,

Şemsettin Sami, Ahmet Vefik Paşa, Ali Suavi, Ahmet Cevdet Paşa



Bu dönemde “sanat toplum içindir” görüşü benimsenmiş.



Bu dönemde amaç: “Divan edebiyatını yıkmak,yerine sosyal yaşamla geniş ölçüde
alakalı inkılapçı bir edebiyat getirmek.



Halka halk diliyle hitap etmek amacıyla sade dile ve halk Türkçesine önem vermek



Vatan sevgisi, millet duygusu, hürriyet aşkı, halk sevgisi… gibi duyguları halka aşılamak ve onları bu yolda eğitmek.



Gazete, roman, öykü, makale, şiir, tiyatro… gibi
yenilikleri Türk edebiyatına getirmek ve
uygulamak.

 Şiirde estetik güzellik değil içerik ön plana çıkmıştır.
 Eski nazım şekilleriyle yeni kavram ve duyguları işlemişlerdir.
 Bu dönem sanatçıları ,edebiyatın yanında siyasetle de ilgilenmiştir.
 Ortaya konan eserler, taklit olduğu için teknik yönden zayıftır.
 Fransız edebiyatı örnek alınmıştır.
 Bu dönem sanatçıları genelde Romantizmin etkisindedir.
 Eserlerde rastlantılara çokça yer verilir.
 Okuyucuyu bilgilendirmek için olayların akışı sık sık kesilir.

2. Dönem:
 Bu döneme Ekrem, Sezai, Hamit okulu adı verilir.
 Bu dönemin sanatçıları:” Abdulhak Hamit Tahran, Recaizade Ekrem, Sami Paşazade

Sezai, Nabizade Nazım, Ebuziya Tevfik, Ali Bey…

 Bu dönemde “ sanat sanat içindir “ görüşü benimsenmiş.
 Siyasi ve toplumsal ideolojilerden uzak durmuşlar.
 Sanatta batılılaşmayı savunurlar
 Eski edebiyata karşı yeni edebiyatı savunurlar.
 I. Tanzimatçılara göre batı edebiyatını edebiyatımızda daha da kökleştirmişler.
 İdeolojik görüşlerini aktif olarak değil, eserlerindeki kahramanlarla işlemişler.
 Romanda realizmin tesiri şiirde ise romantizmin tesiri görülür.
 Dil ağırdır.

 Gazetecilik eski işlevini yitirmiş.
 Tiyatro eserleri oynanmak için değil okunmak için yazılmış.
 Şiirde bireysel duygular anlatılmış ve güzel olan her şey şiire konu olmuş.
 Muallim Naci bu dönemde Divan edebiyatını savunan tek sanatçıdır.

Tanzimat Edebiyatının Genel Özellikleri
1) Dilin sadeleşmesi amaçlanmış, özellikle tiyatro, anı, mektup ve halka seslenen
romanlarda bu amaç bir ölçüde gerçekleştirilmiştir. Ancak sanatçılar, eski alışkanlıklarından tamamen kurtulamadıkları için yabancı sözcük ve kurallardan büsbütün
sıyrılamamışlardır.

2) Divan edebiyatının kullandığı şiir, tarih ve mektup gibi türleri batı anlayışına göre
yenilemişlerdir.
3) Makale, tiyatro, roman, hikaye, anı gibi yeni türler kullanılmaya başlanmıştır.
4) Daha önce toplum sorunlarıyla hiç ilgisi bulunmayan sanatı; toplumu düzeltmek,
eğitmek için bir dava aracı olarak kullanma anlayışına yönelmişlerdir.
5) Fransız edebiyatından esinlenerek klasisizm, romantizm, realizm ve natüralizm
akımlarının etkisinde eserler yaratılmıştır.

6) Nesirde iç kafiye (seci) bırakılmış, anlatımda süs yerine, düşünceleri halka ulaştırma amacı güdülerek yeni bir nesir yaratılmıştır.
7) Şiirde hecenin örnekleri görülmekle birlikte aruzun kullanımı devam etmiştir.

8) Günlük olaylar, duygu ve düşünceler şiire sokularak şiirin konusu genişletilmiştir.
9) Başlangıçta yeni düşünceler eski nazım biçimleri içinde verilirken sonraları yeni
biçimler kullanılmıştır.
10) Şiirde konu ve anlam bütünlüğü aranmıştır.
11) Divan edebiyatındaki “parça güzelliği” anlayışının yerini “bütün güzelliği” almıştır.
12) Roman ve hikayelerin konusu ya günlük yaşayıştan ya da tarihten alınmıştır.
13) Tiyatroda toplum sorunları, gelenek, görenek, çocuk, aile, yaşanılan olaylar işlenmiştir.

14) Eserlerde kahramanlar tek yönlü ele alınmış, iyiler ödüllendirilmiş, kötüler cezalandırılmıştır.
15) Roman ve öykülerde olayların akışında rastlantılara çok yer verilmiştir.
16) Romanların içinde konu dışına çıkılarak okuyucuya bilgi ve öğüt vermekten kaçınılmamıştır.
17) Yazarlar, eserlerinde kendi kişiliklerini gizlememiştir.

18) Roman kahramanları çoğu zaman bir görüşte aşık olur.
19) Toplumsal olaylara yüzeyden bakılır.
20) Tanzimat romanında aile problemi büyük yer tutar. Avrupa taklitçiliği nedeniyle
aile içindeki sarsılma ve çöküntüler işlenir.(Araba Sevdası,İntibah)
21) Tiyatro bu dönemde Namık Kemal’le başlar. Ahmet Vefik Paşa’nın Molier’den
yaptığı çevirilerle ileri bir sanat düzeyine ulaşır.
22) Bu edebiyatın nesir sahasındaki en büyük kazancı gazetedir.
23) Bu dönemdeki tiyatro eserleri sahnelenmeye uygun değildir.
24) Mizah ve hiciv anlayışı bu dönemde daha da gelişmiştir. Batılı anlamdaki ilk mizah
örneği bu dönemde verilir.
25) Türk edebiyatında gerçek edebi tenkit bu dönemde başlamıştır.
26) Bu dönemde roman tekniği tam oturmamıştır. Romanımızın emekleme dönemidir.
Tasvirlerde ve kurguda kompozisyon bozukluğu vardır.

27) Bu dönem yazarlarında yaygın bir tasvir yapma alışkanlığı vardır.

28) Kahramanlar üst tabakadandır.
29) Olaylar İstanbul ve çevresinde geçer.
30) İşlenen konular: Yanlış batılılaşma, alafrangalık özentisi, sarsılan aile düzeni,
kültürel yozlaşma, fakirlik, cariyelik, görücü usulü evlenme, cehalet ve tarihi
konulardır.

TANZİMATIN TÜRK EDEBİYATINA KAZANDIRDIĞI İLKLER

1) İlk Gazeteler:
a) Takvim-i Vakayi ( İlk Türk gazetesi)
b) Ceride-i Havadis (Yarı resmi gazete)
c) Tercüman-ı Ahval (Şinasi ve Agah Efendi’nin çıkardığı ilk özel Türk gazetesi)
d) Tasvir-i Efkar (Şinasi’nin Namık Kemal’e devrettiği ikinci özel Türk gazetesi)
e) Hürriyet (Namık Kemal ve Ziya Paşa’nın yurt dışında çıkardıkları ilk Türk gazetesi)
f) Tercüman-ı Hakikat
2) İlk Çeviri Roman: Telemak; Yusuf Kamil Paşa Fenelon’dan çevirmiştir.
3) İlk Yerli Roman: Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat. Şemsettin Sami tarafından yazılmıştır,
edebi değeri yoktur.

4) Bir Edebi Akım Etkisinde Yazılan İlk Roman: İntibah; Namık Kemal tarafından
romantizme bağlı kalınarak yazılmış bir sosyal romandır.
5) İlk Realist Romanlar: Sergüzeşt; Sami Paşazade Sezai yazmıştır.
Araba Sevdası; Recaizade Mahmut Ekrem yazmıştır.
6) İlk Tiyatro Eseri: Şair Evlenmesi; Şinasi yazmıştır.

7) İlk Köy Romanı: Karabibik; Nabizade Nazım yazmıştır.
8) İlk Öyküler: Küçük Şeyler; Sami Paşazade Sezai yazmıştır. (Basılan ilk hikaye kitabı)
Letaif-i Rivayet; Ahmet Mithat Efendi yazmıştır.( Yazılan ilk hikaye kitabı)
9) İlk Makale: Şinasi yazmıştır.
10) İlk Şiir Çevirileri: Şinasi tarafından Fransızcadan yapılmıştır.
11) İlk Noktalama İşaretleri: Şinasi tarafından kullanılmıştır.
12) Edebiyatımızda ilk tarihi roman: Namık Kemal'in "Cezmi" adlı eseridir.
13) Edebiyatımızdaki ilk eleştirmen: Namık Kemal'dir.
14) Türk Edebiyatındaki ilk polisiye roman: Esrar-ı Cinayet; Ahmet Mithat yazmıştır.

Dönemin Sanatçıları ve Eserleri

ŞİNASİ

 Maliye öğretimi için Fransa’ya devlet tarafından ilk gönderilen öğrencilerdendir. Fakat Şinasi o dönemde edebiyatla ilgilenmiş ve dönemin ünlü
yazar şairleriyle tanışmıştır. Yurda döndüğünde Agah Efendiyle 1860’ta
Tercüman-ı Ahval gazetesini çıkarmışlardır.
 Şinasi divan edebiyatındaki duygu kavramını bir yana itip akla ve mantığa yer verir.

 Halk dilini kullanmayı, böylece halkı bilinçlendirmeyi hedefler.

 Kısa cümleli ,yeni görüşlerle örgülü bir nesir yapısı meydana getirmiştir.

 Şairlik yönü pek güçlü olmayan Şinasi, edebiyatımıza getirdiği yeniliklerle tanınır.








Bu yenilikler şunlardır:

ilk tiyatro eserimiz olan Şair Evlenmesi (Bu eserde görücü usulüyle evlenme eleştirilir.)
Edebiyatımızda noktalama işaretlerini ilk defa kullanmıştır.
İlk özel Türk gazetesi Tercüman-ı Ahval’ı çıkarmıştır.
Atasözlerimizi Durub-u Emsal-i Osmaniye adı altında derlemiş.
İlk makaleyi yazdı: Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi
Dilde sadeleşmenin öncüsü olmuştur.

 Şiirlerini Müntehabat-ı Eş’ar’ım adı ile yayınlamıştır.
 Şiiri mecazlardan arıtıp yalınlaştırmaya çalışır.
 Eşek ile Tilki La Fontaine’den etkilenerek yazdığı bir fabldır.
 Batı şiirini tanıtmak amacıyla Fransız şairlerinden çeviriler yapmıştır.

 Şiirlerinde konu birliğine ve bütün güzelliğine önem vermiştir

www.edebiyatogretmeni.net

NAMIK KEMAL
 Önceleri klasik bir divan şairi olan Kemal, Şinasi ile tanıştıktan sonra Batı
edebiyatı ve Batı kaynaklı
fikirlerle ilgilenmeye başlamıştır.
 Gür sesli vatan şairi,dava ve sanat adamıdır. Eserlerinde hürriyet, vatan sevgisi, hak, kanun, adalet, ahlak konularını işlemiştir.
 Edebiyatımızda vatan ve hürriyet şairi olarak bilinir.
 Eski edebiyata karşı olduğu halde yeni düşünce ve kavramları yaymak amacıyla yazdığı
şiirlerin çoğunda eskiye bağlı kalmıştır
 Namık Kemal’de diğer 1. Dönem Tanzimatçılar gibi dilde sadeliği benimser.
 Yine diğerleri gibi aruzun yanında az da olsa hece veznini kullanır.

 Şiirimizin gelişmesinde büyük emeği geçmiş bu yolda gerçekten etkili olmuştur. Şiirlerini
“toplum için sanat” anlayışıyla yazmış toplumcu bir şairdir.

 Kendinden sonra gelen genç kuşaklara yurtseverlik, özgürlük tutkularını yerleştirmiş.

 Osmanlı Tiyatrosunun modern bir tiyatro olması için çaba göstermiştir. Avrupa’da bulunduğu yıllarda tiyatro türüyle ilgilenmiş ve yurda dönünce bu tarzda eserler yazmıştır.

 Eleştiri türünün ilk örneğini Ziya Paşa’nın Harabat’ına karşılık yazdığı Tahrib-i
Harabat ve Takip adlı eserleriyle vermiştir. Onun tenkitlerinde iki önemli unsur
bulunur: Biri; eski edebiyatı yıkmak, ikincisi; yeni bir edebiyat kurmak.
 Ona göre edebiyat hayale, soyuta, içe kapanmışlığa son vermeli; gerçeği, hayat,
tabiatı işlemelidir. Yeni edebiyat halka dönmeli, nüfuzlu kimselere yaranacağına
onun dertlerini dinlemeli.
 Eserlerinin tümünde romantizm egemendir.

ESERLERİ:

Tiyatro: Vatan yahut Silistre, Zavallı Çocuk, Akif Bey, Gülnihal, Celalettin Harzemşah,
Karabela
Roman: İntibah ( ilk edebi roman), Cezmi (ilk tarihi roman)
Eleştiri: Tahrib-i Harabat, Takip
Tarih, Biyografi: Kanije, Silistre Muhasarası, Osmanlı Tarihi, Devr-i İstila.
ZAVALLI ÇOCUK: Sevmedikleriyle zorla evlendirilenlerin bahtsızlığı işlenmiş.
AKİF BEY: Kocasına ihanet eden kadının dramı işlenmiş.
GÜLNİHAL: Bir sancak beyine karşı halkın isyanı anlatılır.

ZİYA PAŞA
 Ziya Paşa diğer Tanzimatçılar gibi toplumcudur, Fransız devriminin ilkelerine bağlıdır, eğitimin gerekliliğini savunur.
 Şinasi’yle başlayan Batı edebiyatı anlayışını savunur. Ancak, eski şiiri
öven “Harabat” ı hazırlayacak kadar eski şiire bağlıdır. Bu yüzden
Namık Kemal tarafından tenkit edilmiştir.
 “Doğulu ya da Batılı” olmak konusunda karara varamamıştır. Bu nedenle “Harabat”ta
Divan edebiyatını, “Şiir ve İnşa” makalesinde yeni edebiyatı savunur. Bu zıtlıklar sanatına da yansımış, tezatlar sanatçısı olmuştur.
 Tanzimatçılar arasında eski şiire en fazla bağlı kalanlardandır.
 Şiirde dili sade değildir. Ancak nesir dili sadedir

 Ziya Paşa daha çok siyasi ve sosyal tenkit makaleleri yazmıştır. Makalelerinde idarecilere savaş açmıştır.
 Şiirlerinde öğütler ve felsefi temalar görülür.
 Diğer Tanzimatçılar gibi gazetecilik yönü kuvvetlidir.

ESERLERİ:

1) Tekib-i Bent (Dönemin sosyal bir eleştirisidir. Bağdatlı Ruhi’ye nazire olarak yazmıştır.)
Terci-i Bent (şiir)
2) Zafername (mizah) ( Sadrazam Ali Paşa aleyhinde yazılmıştır.)
3) Harabat (Bu antolojide halk şiirini kötülemiş Divan şiirini yüceltmiş.)
Şiir ve İnşa (Bu makalede gerçek şiirimizin halk şiiri olduğunu söylemiş.)
4) Rüya ( Türk edebiyatındaki ilk röportaj sayabiliriz.)
Veraset Mektupları ( makale)
5) Emil, Defter-i Amal ( j.j. Rausseaux ‘dan çeviri)
6) Eş’ar-ı Ziya (şiir)

www.edebiyatogretmeni.net

AHMET MİTHAT EFENDİ
 Tanzimat döneminde, halk için roman anlayışını başlatan yazardır.
Bütün eserlerini halkın okuma zevkini geliştirmek için yazmıştır.
Tanzimat edebiyatında halkın dilini en iyi kullanan yazar o’dur.
 Türk edebiyatında en çok eser veren sanatçı olarak bilinir. Roman
ve hikayelerini hiçbir teknik kaygısı gütmeden yazmıştır. Sırası gelince
olayların akışını durdurup okuyucuya bilgi ve nasihat verir.
 Diğer Tanzimatçılar gibi siyasi konulara değinmemiştir.
 Batı medeniyetinin Türk toplumuyla bağdaşmayan yönlerini anlatmaya çalışmıştır.
Avrupa hayranlarını eserlerinde züppe ve alafranga olarak eleştirmiştir.

 Bütün yapıtlarını nesir türünde vermiştir.
 Her yapıtının sonunda bir “kıssada hisse” vardır.
 Eserlerinde bir eğitici gibi halkı her konuda bilgilendirmeyi ona kılavuzluk etmeyi amaçlar.

ESERLERİ:

Hikayeleri: Letaif-i Rivayet(25 cilt). Edebiyatımızdaki ilk hikayeler.
Romanları: Hasan Mellah, Hüseyin Fellah, Dünyaya İkinci Geliş, Felatun Bey’le Rakım
Efendi, Paris’te Bir Türk, Müşahedat

Tiyatro: Çengi, Çerkez Özdenleri, Siyavuş, Açık Baş
Seyahat: Avrupa’da Bir Cevelan
FELATUN BEY’LE RAKIM EFENDİ: Felatun Bey her yönüyle batı hayranı biridir.
Ancak batı düşüncesini zevk ve sefa anlayışıyla özümsemiştir. Rakım Efendi ise Felatun’
un tam tersi bir karakterdir.

AHMET VEFİK PAŞA
 Türk tiyatrosuna ve dil çalışmalarına önemli katkılarda bulunmuştur.
 Moliere’den yaptığı çeviriler önemlidir.
 Türkçe’yi oldukça sade kullanmış, toplumun adet, töre, mizah gücünü
eserlerine taşımıştır.
 Tarih ve dil sahasında önemli eseri Lehçe-i Osmani

ESERLERİ:

Zor Nikah (Moliere’den çeviri)
Zoraki Tabip (Moliere’den çeviri)
Okumuş Kadınlar (Moliere’den çeviri)
Secere-i Türki (Tarih)
Lehçe-i Osmani (Dil)
www.edebiyatogretmeni.net

ALİ SUAVİ:
 Hayret edilecek kadar geniş bilgili ve inanılmayacak kadar da şaşırtıcı, Batılı ve bazen
iyice cüretli, iyice sorumsuz görüşler sahibidir.
 Türkiye’de “Meşrutiyet ve Laikliği” ilk savunanlardan biridir.

 Hükümete çatan, Ali Paşa’yı yeren yazılarından dolayı Kastamonu’ya sürülmüştür.
 Uygur alfabesinin ilk Türk yazısı olduğundan söz etmiş.
 Laikliği, Meşrutiyeti, Türkçülüğü savunan İslami ölçülere bağlı bir yazardır.
 Türlü konularda gazete ve risale (broşür) yazıları, tercümeler, dini yorumlar, seyahat
yazıları vardır.

SÜLEYMAN PAŞA:
 Fikir adamı ve Türkçü bir yazardır.
 Önemli ve ünlü eseri “Tarih-i Alem”dir. Bu eser Türkçü bir bakışla yazılmış ve kendisinden sonra gelen Türkçü yazarları etkilemiştir.

ABDÜLHAK HAMİT TARHAN
 Tanzimat döneminin en büyük ve en verimli şairidir. Türk şiirine
geniş ufuklar açmış; günlük yaşam, aşk, vatan-millet sevgisi, ölüm
ve metafizik üzerine, sevinç, ümit ve tezatlardan, isyan ve feryatlardan güç alan epik, şiir ve felsefi şiirler yazdı. Divan şiirini sona
erdiren sanatçıdır.
 Yazdığı tiyatro eserleri sahnelenmeye elverişli değildir.
 Şiirlerinde orijinal buluşlar ve hayaller vardır.

 Ediplerimiz arasında hayat coğrafyası en geniş olan adamdır

 Şiirin şekil ve içeriğiyle istediği gibi oynanır sandığı için edebiyatımızda yıkıcı olduğu
kadar yapıcıdır.

 Batı şiirinin hemen bütün biçim ve türlerini hiç çekinmeden denemiş, aşırılık sınırında
sayılan bu girişimlerle yankılar, tepkiler uyandırmış.

 Eşi Fatma Hanım’ın ölmesi Hamid’in şiirine yepyeni ilhamlar getirmiş. Ölüm, Allah, kader,
felsefi isyanlar gibi fizikötesi konuları işlemeye başlamış. (Makber)

 Namık Kemal’e bağlı kalmış ama onun fikirlerini eserlerine pek taşıyamamış. Toplumsal
konular yerine bireysel acıları, tabiatı ve kadını işlemiş.

 Tanzimatçılar arasında yalnızca Hamit belli bir alanda (şiir) yoğunlaşmış.

Hamit nazımda şu değişiklikleri yapmış:

1) Kurallı nazım şekillerini (gazel, mesnevi) yıkarak kuralsız nazmı getirmiş.
2) Mısraları kendi arasında kafiyelemiş
 Düzgün bir Türkçe kullanamadığı için söyleyiş zaafı vardır

 Tiyatrolarını sahnelenmek için değil, okunmak için yazmıştır. Tiyatrolarında insanüstü
güçlere yer vermiştir.

ESERLERİ:
Şiirleri: Sahra (ilk pastoral şiir), Kahbe, Makber, Belde, Ölü, Halce,

Garam (Çamlıca da yaşanmış bir aşk hikayesi), Baladan Bir Ses

Tiyatroları: Sabr-ü Sebat, İçli Kız, Fitnen, Liberte, Eşber, Nesteren

RECAİZADE EKREM
 Şiir, hikaye ve tiyatro da yazan Ekrem’in en önemli yönü: Teorici
(nazariyatçı) ve romancı oluşudur.
 Ekrem’in teori alanında verdiği en ünlü eseri “Ta’lim-i Edebiyat’tır.
Bu eserdeki düşünceler II. Tanzimat ve Servet-i Fünun devri şiir ilkelerini anlatması ve Servet-i Fünun’u kuracak genç şairlere yol göstermesi bakımından önemlidir.

 Ekrem eski edebiyat karşısında yeni sanatın ilkelerini tespit eden ünlü tenkitçi olmuştur.

 İlk Tanzimatçıların “toplumcu” ilkelerine karşılık, “tekçi” şiirin savunmasını yapmıştır.

 Eskilerin “göz için kafiye” anlayışına karşı “kulak için kafiye” görüşünü savunmuştur.

 Şiirlerinin ilhan tarafı düşük, hayaller oldukça sık ve düşünceler zayıftır.

 “Her güzel şey şiirdir” ilkesini benimseyen sanatçı şiirlerini sisli güz manzaraları, yaprak,
çiçek, kelebek, mezarlıklar, kırlar ile doldurmuştur.

 Aşırı yenilikçi ve aşırı romantik Ekrem’le ( yeni şiiri destekler Zemzeme)
Muallim Naci ( eski şiiri destekler Demdeme) arasıda çıkan eski-yeni tartışması
meşhurdur.

 Şiirlerinde kişisel konuları işler, toplumsal konulara değinmez.
 Sanatıyla değil, edebiyat hakkında ileri sürdüğü fikirleriyle ün yapmış ve edebiyat çevrelerinde “ÜSTAD” olarak anılmıştır.

 Önce çok sevdiği oğlu Nejat’ın daha sonra diğer çocuklarının ölmesi üzerine çektiği
acılar şiirlerine de yansımıştır. Bu yüzden şiirleri ağlamaklıdır.
 Batılılaşmanın yanlış anlaşılmasını eleştirdiği, ilk realist roman sayılan eseri
ünlüdür.(Araba Sevdası)

ESERLERİ:

Şiirleri: Name-i Seher, Zemzeme, Pejmürde, Nejat Ekrem, Yadigar-ı Şebab
Romanları: Araba Sevdası
Hikayeleri: Muhsin Bey, Şemsa
Tiyatroları: Çok Bilen Çok Yanılır, Afife Anjelik, Vuslat

Ta’lim-i Edebiyat (önemli eseri.) Edebiyat hakkında bilgi verir
Takdir-i Elhan (Eleştiri)
ZEMZEME: Yeni şiiri destekleyen görüşlerini yazmıştır.
ARABA SEVDASI: Bilinçsizce Batıyı taklit eden Bihruz Bey’in düştüğü haller anlatılır.

NABİZADE NAZIM
 Tanzimat’ın ikinci döneminde yetişen ve realist-natüralist görüşleri
hikayelerine en iyi uyarlamış romancıların en önemlilerindendir.
 “Karabibik” bizde ilk köy romanıdır. Natüralist-Gerçekçi görüşle
yazılan ve köylünün bazı dertlerini anlatan bu eser Antalya civarında
geçmektedir. Bu hikayenin önsözünde şu görüşleri ortaya atmıştır:
Hikaye, roman özeti gibidir. Hikayede doğallığa ve sadeliğe
önem verilmeli, akla uyulmalıdır. Böylece Realizmin ilkelerini
belirlemiştir.

 Realizmi edebiyatımıza en iyi şekilde o uyarlamıştır. (Zehra)
 Realizmin etkisiyle eserleri sade, gerçekçi; kahramanları ve konuları günlük hayattandır.
ESERLERİ:

Hikayeleri: Zavallı Kız, Haspa, Bir Hatıra, Karabibik, Yadigarlarım
Roman: Zehra (psikolojik tahlillere yer verir . Edebiyatımızın ilk tezli romanıdır. İstanbul’
daki bir ailenin yaşamı konu edilir.)

KARABİBİK: Uzun hikaye biçiminde yazılmıştır. Realizmin başarılı bir örneğidir. Bu eserde kırsal kesim gerçeğine ilk kez değinilir.

SAMİPAŞAZADE SEZAİ
 “Sergüzeşt” romanıyla edebiyatımızda Realizmin öncüsü
olmuştur.
 Namık Kemal’in büyüleyici etkisi altında yetişen Sezai Bey kesin bir
yenilik taraftarıdır

 Esir bir kızın serüvenini konu alan dolayısıyla ferdi hürriyeti ve insan
haklarını savunan “Sergüzeşt” romantizm ve realizm arasıda bir köprüdür.
 Türk edebiyatında ilk edebi hikayeleri yazmış bunları Küçük Şeyler adı altında toplamıştır. Bu kitabın önsözüne bakınca onun romantizmle realizm arasında bocaladığı görülür.
 Sevet-i Fünun yazarlarını üslup bakımından etkilemiştir.
SERGÜZEŞT: Bir paşanın oğlu ile bir cariyenin aşkı anlatılır. Artık kapanmak üzere olan
köleli cariyeli konak hayatı anlatılır.
ESERLERİ:
Roman: Sergüzeşt
Hikaye: Küçük Şeyler

Tiyatro: Pir
Mektup-Sohbet: İclal

ŞEMSETTİN SAMİ
 Tanzimat edebiyatının dil alanında önemli eserler veren sanatçısıdır.
 Fransızcadan çevirdiği sözlükler önemlidir.
 En önemli eseri “Kamus-ı Türki” dir.
 Dilin sadeleştirilmesi hakkındaki fikirleri sonraki kuşağa yol göstermiştir.

 Kutadgu Bilig’i Türkçeye çevirmiştir.
 Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat adlı romanı vardır.

TAAŞŞUK-I TALAT VE FITNAT: Babası öldüğü için annesi tarafından büyütülen Talat,
pencereden görüp aşık olduğu Fitnat’a daha yakın olabilmek için kadın kıyafetleri giyip
kendini piyano hocası olarak kabul ettirmiştir. Tüm bunlar olurken Talat’ın annesi oğlundaki garip davranışlardan kuşkulanarak onu, düzelmesi için, Sudanlı bir kızla evlendirmek
ister. Talat bu isteğe şiddetle karşı çıkmış; ama Fitnat babasının kendisini zengin biriyle
evlendirme isteğine fazla itiraz edememiştir. Fitnat, evlendiği gece sevgilisinden ayrılmanın verdiği üzüntüyle kendini vurur. Ölmeden önce, evlendiği adamın vaktiyle annesini
terk eden babası olduğunu öğrenir. Bunun üzerine Fıtnat’ın babası da Talat da intihar eder.

MUALLİM NACİ
 Recaizade ile sanat hakkında girdiği sert tartışma onu yeni edebiyatın
karşısında göstermiştir.
 Demdeme adlı eserinde ne kadar eski şiiri savunsa da aruzu Türkçeye
diğerlerinden daha güzel uygulamıştır.

 Edebiyatımızda köyden bahseden ilk şiir onundur. (Köylü Kızların Şarkısı)

ESERLERİ: Ömer’in Çocukluğu (anı)
EBUZZİYA TEVFİK:

 Uzun yıllar yaptığı gazetecilik ile tanınmıştır. Çıkardığı gazeteler ve buralardaki yazılarıyla Tanzimat edebiyatının ve bu dönemin tanınmasını sağlamıştır.( Yeni Osmanlılar
Tarihi adlı inceleme eseri)

 Tasvir-i Efkar gazetesini gönüllü olarak çıkarmıştır.

Eserleri:

Piyes: Ecel-i Kaza
Antoloji: Numune-i Edebiyatı Osmaniye
Nesir: Lügat-i Ebüzziya, Yeni Osmanlılar Tarihi

HAZIRLAYAN
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ
SERDAR GÜL

www.edebiyatogretmeni.net


Slide 15

www.edebiyatogretmeni.net

XIX. yy. edebiyatımızın girişimler dönemidir. Roman, öykü,
tiyatro alanlarında ilk örnekler verilmiş, şiirdeki başkaldırmalar divan
şiirine ilgiyi azaltmıştı. Çıkmaya başlayan özel gazeteler roman, öykü
yayımlıyor, edebiyat adamlarının tartışmalarına yer veriyordu. Bazı
kesimler Namık Kemal’in şiire getirdiği: “özgürlük, vatan, hak, insanlık, esaret…” gibi kavramlarda kendi sorunlarını, kendi isteklerini,
kendi kişiliğini bularak yeni edebiyat girişimlerine yandaş oldu.

Tanzimat ile Divan Edebiyatı’nın Karşılaştırması

1) Divan şiirindeki “parça güzelliği” yerine,Tanzimat şiirinde “bütün güzelliği” önemsenmiş
2) Divan edebiyatı yüksek zümredeki insanlara hitap ederken, Tanzimat edebiyatı halka
seslenmiş.
3) Divan şiirinde ölçü aruzdur, Tanzimat’ta ise aruzun yanında hece ölçüsü de kullanılmış.
4) Divan nesrinde söz hünerleri gösterme,sanat kullanma esasken, Tanzimat nesrinde bir
takım fikirleri halka ulaştırmak halkı bilgilendirmek ve eğitmek esastır.

5) Divan edebiyatında aşk, şarap, kadın, eğlence, hayali konular işlenirken; Tanzimat edebiyatında gerçek yaşam, tabiat, kişisel acı ve ızdıraplar, toplumsal konular işlenmiştir.
6) Divan edebiyatında kullanılmayan birçok edebi tür Tanzimat edebiyatında kullanılmaya
başlanmış (roman, hikaye, tiyatro, sone, terza-rima, triyole, gazete…)
7) Divan edebiyatında dil ağır ve sanatlıdır; Tanzimat edebiyatında dil sadeleştirilmiş,
halkın dili kullanılmıştır.

Bu dönem edebiyatını iki bölümde incelemek gerekir

1. Dönem:


Bu döneme Şinasi, Ziya, Namık Kemal okulu adı verilir.



Bu dönemin başlıca sanatçıları: Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Mithat,

Şemsettin Sami, Ahmet Vefik Paşa, Ali Suavi, Ahmet Cevdet Paşa



Bu dönemde “sanat toplum içindir” görüşü benimsenmiş.



Bu dönemde amaç: “Divan edebiyatını yıkmak,yerine sosyal yaşamla geniş ölçüde
alakalı inkılapçı bir edebiyat getirmek.



Halka halk diliyle hitap etmek amacıyla sade dile ve halk Türkçesine önem vermek



Vatan sevgisi, millet duygusu, hürriyet aşkı, halk sevgisi… gibi duyguları halka aşılamak ve onları bu yolda eğitmek.



Gazete, roman, öykü, makale, şiir, tiyatro… gibi
yenilikleri Türk edebiyatına getirmek ve
uygulamak.

 Şiirde estetik güzellik değil içerik ön plana çıkmıştır.
 Eski nazım şekilleriyle yeni kavram ve duyguları işlemişlerdir.
 Bu dönem sanatçıları ,edebiyatın yanında siyasetle de ilgilenmiştir.
 Ortaya konan eserler, taklit olduğu için teknik yönden zayıftır.
 Fransız edebiyatı örnek alınmıştır.
 Bu dönem sanatçıları genelde Romantizmin etkisindedir.
 Eserlerde rastlantılara çokça yer verilir.
 Okuyucuyu bilgilendirmek için olayların akışı sık sık kesilir.

2. Dönem:
 Bu döneme Ekrem, Sezai, Hamit okulu adı verilir.
 Bu dönemin sanatçıları:” Abdulhak Hamit Tahran, Recaizade Ekrem, Sami Paşazade

Sezai, Nabizade Nazım, Ebuziya Tevfik, Ali Bey…

 Bu dönemde “ sanat sanat içindir “ görüşü benimsenmiş.
 Siyasi ve toplumsal ideolojilerden uzak durmuşlar.
 Sanatta batılılaşmayı savunurlar
 Eski edebiyata karşı yeni edebiyatı savunurlar.
 I. Tanzimatçılara göre batı edebiyatını edebiyatımızda daha da kökleştirmişler.
 İdeolojik görüşlerini aktif olarak değil, eserlerindeki kahramanlarla işlemişler.
 Romanda realizmin tesiri şiirde ise romantizmin tesiri görülür.
 Dil ağırdır.

 Gazetecilik eski işlevini yitirmiş.
 Tiyatro eserleri oynanmak için değil okunmak için yazılmış.
 Şiirde bireysel duygular anlatılmış ve güzel olan her şey şiire konu olmuş.
 Muallim Naci bu dönemde Divan edebiyatını savunan tek sanatçıdır.

Tanzimat Edebiyatının Genel Özellikleri
1) Dilin sadeleşmesi amaçlanmış, özellikle tiyatro, anı, mektup ve halka seslenen
romanlarda bu amaç bir ölçüde gerçekleştirilmiştir. Ancak sanatçılar, eski alışkanlıklarından tamamen kurtulamadıkları için yabancı sözcük ve kurallardan büsbütün
sıyrılamamışlardır.

2) Divan edebiyatının kullandığı şiir, tarih ve mektup gibi türleri batı anlayışına göre
yenilemişlerdir.
3) Makale, tiyatro, roman, hikaye, anı gibi yeni türler kullanılmaya başlanmıştır.
4) Daha önce toplum sorunlarıyla hiç ilgisi bulunmayan sanatı; toplumu düzeltmek,
eğitmek için bir dava aracı olarak kullanma anlayışına yönelmişlerdir.
5) Fransız edebiyatından esinlenerek klasisizm, romantizm, realizm ve natüralizm
akımlarının etkisinde eserler yaratılmıştır.

6) Nesirde iç kafiye (seci) bırakılmış, anlatımda süs yerine, düşünceleri halka ulaştırma amacı güdülerek yeni bir nesir yaratılmıştır.
7) Şiirde hecenin örnekleri görülmekle birlikte aruzun kullanımı devam etmiştir.

8) Günlük olaylar, duygu ve düşünceler şiire sokularak şiirin konusu genişletilmiştir.
9) Başlangıçta yeni düşünceler eski nazım biçimleri içinde verilirken sonraları yeni
biçimler kullanılmıştır.
10) Şiirde konu ve anlam bütünlüğü aranmıştır.
11) Divan edebiyatındaki “parça güzelliği” anlayışının yerini “bütün güzelliği” almıştır.
12) Roman ve hikayelerin konusu ya günlük yaşayıştan ya da tarihten alınmıştır.
13) Tiyatroda toplum sorunları, gelenek, görenek, çocuk, aile, yaşanılan olaylar işlenmiştir.

14) Eserlerde kahramanlar tek yönlü ele alınmış, iyiler ödüllendirilmiş, kötüler cezalandırılmıştır.
15) Roman ve öykülerde olayların akışında rastlantılara çok yer verilmiştir.
16) Romanların içinde konu dışına çıkılarak okuyucuya bilgi ve öğüt vermekten kaçınılmamıştır.
17) Yazarlar, eserlerinde kendi kişiliklerini gizlememiştir.

18) Roman kahramanları çoğu zaman bir görüşte aşık olur.
19) Toplumsal olaylara yüzeyden bakılır.
20) Tanzimat romanında aile problemi büyük yer tutar. Avrupa taklitçiliği nedeniyle
aile içindeki sarsılma ve çöküntüler işlenir.(Araba Sevdası,İntibah)
21) Tiyatro bu dönemde Namık Kemal’le başlar. Ahmet Vefik Paşa’nın Molier’den
yaptığı çevirilerle ileri bir sanat düzeyine ulaşır.
22) Bu edebiyatın nesir sahasındaki en büyük kazancı gazetedir.
23) Bu dönemdeki tiyatro eserleri sahnelenmeye uygun değildir.
24) Mizah ve hiciv anlayışı bu dönemde daha da gelişmiştir. Batılı anlamdaki ilk mizah
örneği bu dönemde verilir.
25) Türk edebiyatında gerçek edebi tenkit bu dönemde başlamıştır.
26) Bu dönemde roman tekniği tam oturmamıştır. Romanımızın emekleme dönemidir.
Tasvirlerde ve kurguda kompozisyon bozukluğu vardır.

27) Bu dönem yazarlarında yaygın bir tasvir yapma alışkanlığı vardır.

28) Kahramanlar üst tabakadandır.
29) Olaylar İstanbul ve çevresinde geçer.
30) İşlenen konular: Yanlış batılılaşma, alafrangalık özentisi, sarsılan aile düzeni,
kültürel yozlaşma, fakirlik, cariyelik, görücü usulü evlenme, cehalet ve tarihi
konulardır.

TANZİMATIN TÜRK EDEBİYATINA KAZANDIRDIĞI İLKLER

1) İlk Gazeteler:
a) Takvim-i Vakayi ( İlk Türk gazetesi)
b) Ceride-i Havadis (Yarı resmi gazete)
c) Tercüman-ı Ahval (Şinasi ve Agah Efendi’nin çıkardığı ilk özel Türk gazetesi)
d) Tasvir-i Efkar (Şinasi’nin Namık Kemal’e devrettiği ikinci özel Türk gazetesi)
e) Hürriyet (Namık Kemal ve Ziya Paşa’nın yurt dışında çıkardıkları ilk Türk gazetesi)
f) Tercüman-ı Hakikat
2) İlk Çeviri Roman: Telemak; Yusuf Kamil Paşa Fenelon’dan çevirmiştir.
3) İlk Yerli Roman: Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat. Şemsettin Sami tarafından yazılmıştır,
edebi değeri yoktur.

4) Bir Edebi Akım Etkisinde Yazılan İlk Roman: İntibah; Namık Kemal tarafından
romantizme bağlı kalınarak yazılmış bir sosyal romandır.
5) İlk Realist Romanlar: Sergüzeşt; Sami Paşazade Sezai yazmıştır.
Araba Sevdası; Recaizade Mahmut Ekrem yazmıştır.
6) İlk Tiyatro Eseri: Şair Evlenmesi; Şinasi yazmıştır.

7) İlk Köy Romanı: Karabibik; Nabizade Nazım yazmıştır.
8) İlk Öyküler: Küçük Şeyler; Sami Paşazade Sezai yazmıştır. (Basılan ilk hikaye kitabı)
Letaif-i Rivayet; Ahmet Mithat Efendi yazmıştır.( Yazılan ilk hikaye kitabı)
9) İlk Makale: Şinasi yazmıştır.
10) İlk Şiir Çevirileri: Şinasi tarafından Fransızcadan yapılmıştır.
11) İlk Noktalama İşaretleri: Şinasi tarafından kullanılmıştır.
12) Edebiyatımızda ilk tarihi roman: Namık Kemal'in "Cezmi" adlı eseridir.
13) Edebiyatımızdaki ilk eleştirmen: Namık Kemal'dir.
14) Türk Edebiyatındaki ilk polisiye roman: Esrar-ı Cinayet; Ahmet Mithat yazmıştır.

Dönemin Sanatçıları ve Eserleri

ŞİNASİ

 Maliye öğretimi için Fransa’ya devlet tarafından ilk gönderilen öğrencilerdendir. Fakat Şinasi o dönemde edebiyatla ilgilenmiş ve dönemin ünlü
yazar şairleriyle tanışmıştır. Yurda döndüğünde Agah Efendiyle 1860’ta
Tercüman-ı Ahval gazetesini çıkarmışlardır.
 Şinasi divan edebiyatındaki duygu kavramını bir yana itip akla ve mantığa yer verir.

 Halk dilini kullanmayı, böylece halkı bilinçlendirmeyi hedefler.

 Kısa cümleli ,yeni görüşlerle örgülü bir nesir yapısı meydana getirmiştir.

 Şairlik yönü pek güçlü olmayan Şinasi, edebiyatımıza getirdiği yeniliklerle tanınır.








Bu yenilikler şunlardır:

ilk tiyatro eserimiz olan Şair Evlenmesi (Bu eserde görücü usulüyle evlenme eleştirilir.)
Edebiyatımızda noktalama işaretlerini ilk defa kullanmıştır.
İlk özel Türk gazetesi Tercüman-ı Ahval’ı çıkarmıştır.
Atasözlerimizi Durub-u Emsal-i Osmaniye adı altında derlemiş.
İlk makaleyi yazdı: Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi
Dilde sadeleşmenin öncüsü olmuştur.

 Şiirlerini Müntehabat-ı Eş’ar’ım adı ile yayınlamıştır.
 Şiiri mecazlardan arıtıp yalınlaştırmaya çalışır.
 Eşek ile Tilki La Fontaine’den etkilenerek yazdığı bir fabldır.
 Batı şiirini tanıtmak amacıyla Fransız şairlerinden çeviriler yapmıştır.

 Şiirlerinde konu birliğine ve bütün güzelliğine önem vermiştir

www.edebiyatogretmeni.net

NAMIK KEMAL
 Önceleri klasik bir divan şairi olan Kemal, Şinasi ile tanıştıktan sonra Batı
edebiyatı ve Batı kaynaklı
fikirlerle ilgilenmeye başlamıştır.
 Gür sesli vatan şairi,dava ve sanat adamıdır. Eserlerinde hürriyet, vatan sevgisi, hak, kanun, adalet, ahlak konularını işlemiştir.
 Edebiyatımızda vatan ve hürriyet şairi olarak bilinir.
 Eski edebiyata karşı olduğu halde yeni düşünce ve kavramları yaymak amacıyla yazdığı
şiirlerin çoğunda eskiye bağlı kalmıştır
 Namık Kemal’de diğer 1. Dönem Tanzimatçılar gibi dilde sadeliği benimser.
 Yine diğerleri gibi aruzun yanında az da olsa hece veznini kullanır.

 Şiirimizin gelişmesinde büyük emeği geçmiş bu yolda gerçekten etkili olmuştur. Şiirlerini
“toplum için sanat” anlayışıyla yazmış toplumcu bir şairdir.

 Kendinden sonra gelen genç kuşaklara yurtseverlik, özgürlük tutkularını yerleştirmiş.

 Osmanlı Tiyatrosunun modern bir tiyatro olması için çaba göstermiştir. Avrupa’da bulunduğu yıllarda tiyatro türüyle ilgilenmiş ve yurda dönünce bu tarzda eserler yazmıştır.

 Eleştiri türünün ilk örneğini Ziya Paşa’nın Harabat’ına karşılık yazdığı Tahrib-i
Harabat ve Takip adlı eserleriyle vermiştir. Onun tenkitlerinde iki önemli unsur
bulunur: Biri; eski edebiyatı yıkmak, ikincisi; yeni bir edebiyat kurmak.
 Ona göre edebiyat hayale, soyuta, içe kapanmışlığa son vermeli; gerçeği, hayat,
tabiatı işlemelidir. Yeni edebiyat halka dönmeli, nüfuzlu kimselere yaranacağına
onun dertlerini dinlemeli.
 Eserlerinin tümünde romantizm egemendir.

ESERLERİ:

Tiyatro: Vatan yahut Silistre, Zavallı Çocuk, Akif Bey, Gülnihal, Celalettin Harzemşah,
Karabela
Roman: İntibah ( ilk edebi roman), Cezmi (ilk tarihi roman)
Eleştiri: Tahrib-i Harabat, Takip
Tarih, Biyografi: Kanije, Silistre Muhasarası, Osmanlı Tarihi, Devr-i İstila.
ZAVALLI ÇOCUK: Sevmedikleriyle zorla evlendirilenlerin bahtsızlığı işlenmiş.
AKİF BEY: Kocasına ihanet eden kadının dramı işlenmiş.
GÜLNİHAL: Bir sancak beyine karşı halkın isyanı anlatılır.

ZİYA PAŞA
 Ziya Paşa diğer Tanzimatçılar gibi toplumcudur, Fransız devriminin ilkelerine bağlıdır, eğitimin gerekliliğini savunur.
 Şinasi’yle başlayan Batı edebiyatı anlayışını savunur. Ancak, eski şiiri
öven “Harabat” ı hazırlayacak kadar eski şiire bağlıdır. Bu yüzden
Namık Kemal tarafından tenkit edilmiştir.
 “Doğulu ya da Batılı” olmak konusunda karara varamamıştır. Bu nedenle “Harabat”ta
Divan edebiyatını, “Şiir ve İnşa” makalesinde yeni edebiyatı savunur. Bu zıtlıklar sanatına da yansımış, tezatlar sanatçısı olmuştur.
 Tanzimatçılar arasında eski şiire en fazla bağlı kalanlardandır.
 Şiirde dili sade değildir. Ancak nesir dili sadedir

 Ziya Paşa daha çok siyasi ve sosyal tenkit makaleleri yazmıştır. Makalelerinde idarecilere savaş açmıştır.
 Şiirlerinde öğütler ve felsefi temalar görülür.
 Diğer Tanzimatçılar gibi gazetecilik yönü kuvvetlidir.

ESERLERİ:

1) Tekib-i Bent (Dönemin sosyal bir eleştirisidir. Bağdatlı Ruhi’ye nazire olarak yazmıştır.)
Terci-i Bent (şiir)
2) Zafername (mizah) ( Sadrazam Ali Paşa aleyhinde yazılmıştır.)
3) Harabat (Bu antolojide halk şiirini kötülemiş Divan şiirini yüceltmiş.)
Şiir ve İnşa (Bu makalede gerçek şiirimizin halk şiiri olduğunu söylemiş.)
4) Rüya ( Türk edebiyatındaki ilk röportaj sayabiliriz.)
Veraset Mektupları ( makale)
5) Emil, Defter-i Amal ( j.j. Rausseaux ‘dan çeviri)
6) Eş’ar-ı Ziya (şiir)

www.edebiyatogretmeni.net

AHMET MİTHAT EFENDİ
 Tanzimat döneminde, halk için roman anlayışını başlatan yazardır.
Bütün eserlerini halkın okuma zevkini geliştirmek için yazmıştır.
Tanzimat edebiyatında halkın dilini en iyi kullanan yazar o’dur.
 Türk edebiyatında en çok eser veren sanatçı olarak bilinir. Roman
ve hikayelerini hiçbir teknik kaygısı gütmeden yazmıştır. Sırası gelince
olayların akışını durdurup okuyucuya bilgi ve nasihat verir.
 Diğer Tanzimatçılar gibi siyasi konulara değinmemiştir.
 Batı medeniyetinin Türk toplumuyla bağdaşmayan yönlerini anlatmaya çalışmıştır.
Avrupa hayranlarını eserlerinde züppe ve alafranga olarak eleştirmiştir.

 Bütün yapıtlarını nesir türünde vermiştir.
 Her yapıtının sonunda bir “kıssada hisse” vardır.
 Eserlerinde bir eğitici gibi halkı her konuda bilgilendirmeyi ona kılavuzluk etmeyi amaçlar.

ESERLERİ:

Hikayeleri: Letaif-i Rivayet(25 cilt). Edebiyatımızdaki ilk hikayeler.
Romanları: Hasan Mellah, Hüseyin Fellah, Dünyaya İkinci Geliş, Felatun Bey’le Rakım
Efendi, Paris’te Bir Türk, Müşahedat

Tiyatro: Çengi, Çerkez Özdenleri, Siyavuş, Açık Baş
Seyahat: Avrupa’da Bir Cevelan
FELATUN BEY’LE RAKIM EFENDİ: Felatun Bey her yönüyle batı hayranı biridir.
Ancak batı düşüncesini zevk ve sefa anlayışıyla özümsemiştir. Rakım Efendi ise Felatun’
un tam tersi bir karakterdir.

AHMET VEFİK PAŞA
 Türk tiyatrosuna ve dil çalışmalarına önemli katkılarda bulunmuştur.
 Moliere’den yaptığı çeviriler önemlidir.
 Türkçe’yi oldukça sade kullanmış, toplumun adet, töre, mizah gücünü
eserlerine taşımıştır.
 Tarih ve dil sahasında önemli eseri Lehçe-i Osmani

ESERLERİ:

Zor Nikah (Moliere’den çeviri)
Zoraki Tabip (Moliere’den çeviri)
Okumuş Kadınlar (Moliere’den çeviri)
Secere-i Türki (Tarih)
Lehçe-i Osmani (Dil)
www.edebiyatogretmeni.net

ALİ SUAVİ:
 Hayret edilecek kadar geniş bilgili ve inanılmayacak kadar da şaşırtıcı, Batılı ve bazen
iyice cüretli, iyice sorumsuz görüşler sahibidir.
 Türkiye’de “Meşrutiyet ve Laikliği” ilk savunanlardan biridir.

 Hükümete çatan, Ali Paşa’yı yeren yazılarından dolayı Kastamonu’ya sürülmüştür.
 Uygur alfabesinin ilk Türk yazısı olduğundan söz etmiş.
 Laikliği, Meşrutiyeti, Türkçülüğü savunan İslami ölçülere bağlı bir yazardır.
 Türlü konularda gazete ve risale (broşür) yazıları, tercümeler, dini yorumlar, seyahat
yazıları vardır.

SÜLEYMAN PAŞA:
 Fikir adamı ve Türkçü bir yazardır.
 Önemli ve ünlü eseri “Tarih-i Alem”dir. Bu eser Türkçü bir bakışla yazılmış ve kendisinden sonra gelen Türkçü yazarları etkilemiştir.

ABDÜLHAK HAMİT TARHAN
 Tanzimat döneminin en büyük ve en verimli şairidir. Türk şiirine
geniş ufuklar açmış; günlük yaşam, aşk, vatan-millet sevgisi, ölüm
ve metafizik üzerine, sevinç, ümit ve tezatlardan, isyan ve feryatlardan güç alan epik, şiir ve felsefi şiirler yazdı. Divan şiirini sona
erdiren sanatçıdır.
 Yazdığı tiyatro eserleri sahnelenmeye elverişli değildir.
 Şiirlerinde orijinal buluşlar ve hayaller vardır.

 Ediplerimiz arasında hayat coğrafyası en geniş olan adamdır

 Şiirin şekil ve içeriğiyle istediği gibi oynanır sandığı için edebiyatımızda yıkıcı olduğu
kadar yapıcıdır.

 Batı şiirinin hemen bütün biçim ve türlerini hiç çekinmeden denemiş, aşırılık sınırında
sayılan bu girişimlerle yankılar, tepkiler uyandırmış.

 Eşi Fatma Hanım’ın ölmesi Hamid’in şiirine yepyeni ilhamlar getirmiş. Ölüm, Allah, kader,
felsefi isyanlar gibi fizikötesi konuları işlemeye başlamış. (Makber)

 Namık Kemal’e bağlı kalmış ama onun fikirlerini eserlerine pek taşıyamamış. Toplumsal
konular yerine bireysel acıları, tabiatı ve kadını işlemiş.

 Tanzimatçılar arasında yalnızca Hamit belli bir alanda (şiir) yoğunlaşmış.

Hamit nazımda şu değişiklikleri yapmış:

1) Kurallı nazım şekillerini (gazel, mesnevi) yıkarak kuralsız nazmı getirmiş.
2) Mısraları kendi arasında kafiyelemiş
 Düzgün bir Türkçe kullanamadığı için söyleyiş zaafı vardır

 Tiyatrolarını sahnelenmek için değil, okunmak için yazmıştır. Tiyatrolarında insanüstü
güçlere yer vermiştir.

ESERLERİ:
Şiirleri: Sahra (ilk pastoral şiir), Kahbe, Makber, Belde, Ölü, Halce,

Garam (Çamlıca da yaşanmış bir aşk hikayesi), Baladan Bir Ses

Tiyatroları: Sabr-ü Sebat, İçli Kız, Fitnen, Liberte, Eşber, Nesteren

RECAİZADE EKREM
 Şiir, hikaye ve tiyatro da yazan Ekrem’in en önemli yönü: Teorici
(nazariyatçı) ve romancı oluşudur.
 Ekrem’in teori alanında verdiği en ünlü eseri “Ta’lim-i Edebiyat’tır.
Bu eserdeki düşünceler II. Tanzimat ve Servet-i Fünun devri şiir ilkelerini anlatması ve Servet-i Fünun’u kuracak genç şairlere yol göstermesi bakımından önemlidir.

 Ekrem eski edebiyat karşısında yeni sanatın ilkelerini tespit eden ünlü tenkitçi olmuştur.

 İlk Tanzimatçıların “toplumcu” ilkelerine karşılık, “tekçi” şiirin savunmasını yapmıştır.

 Eskilerin “göz için kafiye” anlayışına karşı “kulak için kafiye” görüşünü savunmuştur.

 Şiirlerinin ilhan tarafı düşük, hayaller oldukça sık ve düşünceler zayıftır.

 “Her güzel şey şiirdir” ilkesini benimseyen sanatçı şiirlerini sisli güz manzaraları, yaprak,
çiçek, kelebek, mezarlıklar, kırlar ile doldurmuştur.

 Aşırı yenilikçi ve aşırı romantik Ekrem’le ( yeni şiiri destekler Zemzeme)
Muallim Naci ( eski şiiri destekler Demdeme) arasıda çıkan eski-yeni tartışması
meşhurdur.

 Şiirlerinde kişisel konuları işler, toplumsal konulara değinmez.
 Sanatıyla değil, edebiyat hakkında ileri sürdüğü fikirleriyle ün yapmış ve edebiyat çevrelerinde “ÜSTAD” olarak anılmıştır.

 Önce çok sevdiği oğlu Nejat’ın daha sonra diğer çocuklarının ölmesi üzerine çektiği
acılar şiirlerine de yansımıştır. Bu yüzden şiirleri ağlamaklıdır.
 Batılılaşmanın yanlış anlaşılmasını eleştirdiği, ilk realist roman sayılan eseri
ünlüdür.(Araba Sevdası)

ESERLERİ:

Şiirleri: Name-i Seher, Zemzeme, Pejmürde, Nejat Ekrem, Yadigar-ı Şebab
Romanları: Araba Sevdası
Hikayeleri: Muhsin Bey, Şemsa
Tiyatroları: Çok Bilen Çok Yanılır, Afife Anjelik, Vuslat

Ta’lim-i Edebiyat (önemli eseri.) Edebiyat hakkında bilgi verir
Takdir-i Elhan (Eleştiri)
ZEMZEME: Yeni şiiri destekleyen görüşlerini yazmıştır.
ARABA SEVDASI: Bilinçsizce Batıyı taklit eden Bihruz Bey’in düştüğü haller anlatılır.

NABİZADE NAZIM
 Tanzimat’ın ikinci döneminde yetişen ve realist-natüralist görüşleri
hikayelerine en iyi uyarlamış romancıların en önemlilerindendir.
 “Karabibik” bizde ilk köy romanıdır. Natüralist-Gerçekçi görüşle
yazılan ve köylünün bazı dertlerini anlatan bu eser Antalya civarında
geçmektedir. Bu hikayenin önsözünde şu görüşleri ortaya atmıştır:
Hikaye, roman özeti gibidir. Hikayede doğallığa ve sadeliğe
önem verilmeli, akla uyulmalıdır. Böylece Realizmin ilkelerini
belirlemiştir.

 Realizmi edebiyatımıza en iyi şekilde o uyarlamıştır. (Zehra)
 Realizmin etkisiyle eserleri sade, gerçekçi; kahramanları ve konuları günlük hayattandır.
ESERLERİ:

Hikayeleri: Zavallı Kız, Haspa, Bir Hatıra, Karabibik, Yadigarlarım
Roman: Zehra (psikolojik tahlillere yer verir . Edebiyatımızın ilk tezli romanıdır. İstanbul’
daki bir ailenin yaşamı konu edilir.)

KARABİBİK: Uzun hikaye biçiminde yazılmıştır. Realizmin başarılı bir örneğidir. Bu eserde kırsal kesim gerçeğine ilk kez değinilir.

SAMİPAŞAZADE SEZAİ
 “Sergüzeşt” romanıyla edebiyatımızda Realizmin öncüsü
olmuştur.
 Namık Kemal’in büyüleyici etkisi altında yetişen Sezai Bey kesin bir
yenilik taraftarıdır

 Esir bir kızın serüvenini konu alan dolayısıyla ferdi hürriyeti ve insan
haklarını savunan “Sergüzeşt” romantizm ve realizm arasıda bir köprüdür.
 Türk edebiyatında ilk edebi hikayeleri yazmış bunları Küçük Şeyler adı altında toplamıştır. Bu kitabın önsözüne bakınca onun romantizmle realizm arasında bocaladığı görülür.
 Sevet-i Fünun yazarlarını üslup bakımından etkilemiştir.
SERGÜZEŞT: Bir paşanın oğlu ile bir cariyenin aşkı anlatılır. Artık kapanmak üzere olan
köleli cariyeli konak hayatı anlatılır.
ESERLERİ:
Roman: Sergüzeşt
Hikaye: Küçük Şeyler

Tiyatro: Pir
Mektup-Sohbet: İclal

ŞEMSETTİN SAMİ
 Tanzimat edebiyatının dil alanında önemli eserler veren sanatçısıdır.
 Fransızcadan çevirdiği sözlükler önemlidir.
 En önemli eseri “Kamus-ı Türki” dir.
 Dilin sadeleştirilmesi hakkındaki fikirleri sonraki kuşağa yol göstermiştir.

 Kutadgu Bilig’i Türkçeye çevirmiştir.
 Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat adlı romanı vardır.

TAAŞŞUK-I TALAT VE FITNAT: Babası öldüğü için annesi tarafından büyütülen Talat,
pencereden görüp aşık olduğu Fitnat’a daha yakın olabilmek için kadın kıyafetleri giyip
kendini piyano hocası olarak kabul ettirmiştir. Tüm bunlar olurken Talat’ın annesi oğlundaki garip davranışlardan kuşkulanarak onu, düzelmesi için, Sudanlı bir kızla evlendirmek
ister. Talat bu isteğe şiddetle karşı çıkmış; ama Fitnat babasının kendisini zengin biriyle
evlendirme isteğine fazla itiraz edememiştir. Fitnat, evlendiği gece sevgilisinden ayrılmanın verdiği üzüntüyle kendini vurur. Ölmeden önce, evlendiği adamın vaktiyle annesini
terk eden babası olduğunu öğrenir. Bunun üzerine Fıtnat’ın babası da Talat da intihar eder.

MUALLİM NACİ
 Recaizade ile sanat hakkında girdiği sert tartışma onu yeni edebiyatın
karşısında göstermiştir.
 Demdeme adlı eserinde ne kadar eski şiiri savunsa da aruzu Türkçeye
diğerlerinden daha güzel uygulamıştır.

 Edebiyatımızda köyden bahseden ilk şiir onundur. (Köylü Kızların Şarkısı)

ESERLERİ: Ömer’in Çocukluğu (anı)
EBUZZİYA TEVFİK:

 Uzun yıllar yaptığı gazetecilik ile tanınmıştır. Çıkardığı gazeteler ve buralardaki yazılarıyla Tanzimat edebiyatının ve bu dönemin tanınmasını sağlamıştır.( Yeni Osmanlılar
Tarihi adlı inceleme eseri)

 Tasvir-i Efkar gazetesini gönüllü olarak çıkarmıştır.

Eserleri:

Piyes: Ecel-i Kaza
Antoloji: Numune-i Edebiyatı Osmaniye
Nesir: Lügat-i Ebüzziya, Yeni Osmanlılar Tarihi

HAZIRLAYAN
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ
SERDAR GÜL

www.edebiyatogretmeni.net


Slide 16

www.edebiyatogretmeni.net

XIX. yy. edebiyatımızın girişimler dönemidir. Roman, öykü,
tiyatro alanlarında ilk örnekler verilmiş, şiirdeki başkaldırmalar divan
şiirine ilgiyi azaltmıştı. Çıkmaya başlayan özel gazeteler roman, öykü
yayımlıyor, edebiyat adamlarının tartışmalarına yer veriyordu. Bazı
kesimler Namık Kemal’in şiire getirdiği: “özgürlük, vatan, hak, insanlık, esaret…” gibi kavramlarda kendi sorunlarını, kendi isteklerini,
kendi kişiliğini bularak yeni edebiyat girişimlerine yandaş oldu.

Tanzimat ile Divan Edebiyatı’nın Karşılaştırması

1) Divan şiirindeki “parça güzelliği” yerine,Tanzimat şiirinde “bütün güzelliği” önemsenmiş
2) Divan edebiyatı yüksek zümredeki insanlara hitap ederken, Tanzimat edebiyatı halka
seslenmiş.
3) Divan şiirinde ölçü aruzdur, Tanzimat’ta ise aruzun yanında hece ölçüsü de kullanılmış.
4) Divan nesrinde söz hünerleri gösterme,sanat kullanma esasken, Tanzimat nesrinde bir
takım fikirleri halka ulaştırmak halkı bilgilendirmek ve eğitmek esastır.

5) Divan edebiyatında aşk, şarap, kadın, eğlence, hayali konular işlenirken; Tanzimat edebiyatında gerçek yaşam, tabiat, kişisel acı ve ızdıraplar, toplumsal konular işlenmiştir.
6) Divan edebiyatında kullanılmayan birçok edebi tür Tanzimat edebiyatında kullanılmaya
başlanmış (roman, hikaye, tiyatro, sone, terza-rima, triyole, gazete…)
7) Divan edebiyatında dil ağır ve sanatlıdır; Tanzimat edebiyatında dil sadeleştirilmiş,
halkın dili kullanılmıştır.

Bu dönem edebiyatını iki bölümde incelemek gerekir

1. Dönem:


Bu döneme Şinasi, Ziya, Namık Kemal okulu adı verilir.



Bu dönemin başlıca sanatçıları: Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Mithat,

Şemsettin Sami, Ahmet Vefik Paşa, Ali Suavi, Ahmet Cevdet Paşa



Bu dönemde “sanat toplum içindir” görüşü benimsenmiş.



Bu dönemde amaç: “Divan edebiyatını yıkmak,yerine sosyal yaşamla geniş ölçüde
alakalı inkılapçı bir edebiyat getirmek.



Halka halk diliyle hitap etmek amacıyla sade dile ve halk Türkçesine önem vermek



Vatan sevgisi, millet duygusu, hürriyet aşkı, halk sevgisi… gibi duyguları halka aşılamak ve onları bu yolda eğitmek.



Gazete, roman, öykü, makale, şiir, tiyatro… gibi
yenilikleri Türk edebiyatına getirmek ve
uygulamak.

 Şiirde estetik güzellik değil içerik ön plana çıkmıştır.
 Eski nazım şekilleriyle yeni kavram ve duyguları işlemişlerdir.
 Bu dönem sanatçıları ,edebiyatın yanında siyasetle de ilgilenmiştir.
 Ortaya konan eserler, taklit olduğu için teknik yönden zayıftır.
 Fransız edebiyatı örnek alınmıştır.
 Bu dönem sanatçıları genelde Romantizmin etkisindedir.
 Eserlerde rastlantılara çokça yer verilir.
 Okuyucuyu bilgilendirmek için olayların akışı sık sık kesilir.

2. Dönem:
 Bu döneme Ekrem, Sezai, Hamit okulu adı verilir.
 Bu dönemin sanatçıları:” Abdulhak Hamit Tahran, Recaizade Ekrem, Sami Paşazade

Sezai, Nabizade Nazım, Ebuziya Tevfik, Ali Bey…

 Bu dönemde “ sanat sanat içindir “ görüşü benimsenmiş.
 Siyasi ve toplumsal ideolojilerden uzak durmuşlar.
 Sanatta batılılaşmayı savunurlar
 Eski edebiyata karşı yeni edebiyatı savunurlar.
 I. Tanzimatçılara göre batı edebiyatını edebiyatımızda daha da kökleştirmişler.
 İdeolojik görüşlerini aktif olarak değil, eserlerindeki kahramanlarla işlemişler.
 Romanda realizmin tesiri şiirde ise romantizmin tesiri görülür.
 Dil ağırdır.

 Gazetecilik eski işlevini yitirmiş.
 Tiyatro eserleri oynanmak için değil okunmak için yazılmış.
 Şiirde bireysel duygular anlatılmış ve güzel olan her şey şiire konu olmuş.
 Muallim Naci bu dönemde Divan edebiyatını savunan tek sanatçıdır.

Tanzimat Edebiyatının Genel Özellikleri
1) Dilin sadeleşmesi amaçlanmış, özellikle tiyatro, anı, mektup ve halka seslenen
romanlarda bu amaç bir ölçüde gerçekleştirilmiştir. Ancak sanatçılar, eski alışkanlıklarından tamamen kurtulamadıkları için yabancı sözcük ve kurallardan büsbütün
sıyrılamamışlardır.

2) Divan edebiyatının kullandığı şiir, tarih ve mektup gibi türleri batı anlayışına göre
yenilemişlerdir.
3) Makale, tiyatro, roman, hikaye, anı gibi yeni türler kullanılmaya başlanmıştır.
4) Daha önce toplum sorunlarıyla hiç ilgisi bulunmayan sanatı; toplumu düzeltmek,
eğitmek için bir dava aracı olarak kullanma anlayışına yönelmişlerdir.
5) Fransız edebiyatından esinlenerek klasisizm, romantizm, realizm ve natüralizm
akımlarının etkisinde eserler yaratılmıştır.

6) Nesirde iç kafiye (seci) bırakılmış, anlatımda süs yerine, düşünceleri halka ulaştırma amacı güdülerek yeni bir nesir yaratılmıştır.
7) Şiirde hecenin örnekleri görülmekle birlikte aruzun kullanımı devam etmiştir.

8) Günlük olaylar, duygu ve düşünceler şiire sokularak şiirin konusu genişletilmiştir.
9) Başlangıçta yeni düşünceler eski nazım biçimleri içinde verilirken sonraları yeni
biçimler kullanılmıştır.
10) Şiirde konu ve anlam bütünlüğü aranmıştır.
11) Divan edebiyatındaki “parça güzelliği” anlayışının yerini “bütün güzelliği” almıştır.
12) Roman ve hikayelerin konusu ya günlük yaşayıştan ya da tarihten alınmıştır.
13) Tiyatroda toplum sorunları, gelenek, görenek, çocuk, aile, yaşanılan olaylar işlenmiştir.

14) Eserlerde kahramanlar tek yönlü ele alınmış, iyiler ödüllendirilmiş, kötüler cezalandırılmıştır.
15) Roman ve öykülerde olayların akışında rastlantılara çok yer verilmiştir.
16) Romanların içinde konu dışına çıkılarak okuyucuya bilgi ve öğüt vermekten kaçınılmamıştır.
17) Yazarlar, eserlerinde kendi kişiliklerini gizlememiştir.

18) Roman kahramanları çoğu zaman bir görüşte aşık olur.
19) Toplumsal olaylara yüzeyden bakılır.
20) Tanzimat romanında aile problemi büyük yer tutar. Avrupa taklitçiliği nedeniyle
aile içindeki sarsılma ve çöküntüler işlenir.(Araba Sevdası,İntibah)
21) Tiyatro bu dönemde Namık Kemal’le başlar. Ahmet Vefik Paşa’nın Molier’den
yaptığı çevirilerle ileri bir sanat düzeyine ulaşır.
22) Bu edebiyatın nesir sahasındaki en büyük kazancı gazetedir.
23) Bu dönemdeki tiyatro eserleri sahnelenmeye uygun değildir.
24) Mizah ve hiciv anlayışı bu dönemde daha da gelişmiştir. Batılı anlamdaki ilk mizah
örneği bu dönemde verilir.
25) Türk edebiyatında gerçek edebi tenkit bu dönemde başlamıştır.
26) Bu dönemde roman tekniği tam oturmamıştır. Romanımızın emekleme dönemidir.
Tasvirlerde ve kurguda kompozisyon bozukluğu vardır.

27) Bu dönem yazarlarında yaygın bir tasvir yapma alışkanlığı vardır.

28) Kahramanlar üst tabakadandır.
29) Olaylar İstanbul ve çevresinde geçer.
30) İşlenen konular: Yanlış batılılaşma, alafrangalık özentisi, sarsılan aile düzeni,
kültürel yozlaşma, fakirlik, cariyelik, görücü usulü evlenme, cehalet ve tarihi
konulardır.

TANZİMATIN TÜRK EDEBİYATINA KAZANDIRDIĞI İLKLER

1) İlk Gazeteler:
a) Takvim-i Vakayi ( İlk Türk gazetesi)
b) Ceride-i Havadis (Yarı resmi gazete)
c) Tercüman-ı Ahval (Şinasi ve Agah Efendi’nin çıkardığı ilk özel Türk gazetesi)
d) Tasvir-i Efkar (Şinasi’nin Namık Kemal’e devrettiği ikinci özel Türk gazetesi)
e) Hürriyet (Namık Kemal ve Ziya Paşa’nın yurt dışında çıkardıkları ilk Türk gazetesi)
f) Tercüman-ı Hakikat
2) İlk Çeviri Roman: Telemak; Yusuf Kamil Paşa Fenelon’dan çevirmiştir.
3) İlk Yerli Roman: Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat. Şemsettin Sami tarafından yazılmıştır,
edebi değeri yoktur.

4) Bir Edebi Akım Etkisinde Yazılan İlk Roman: İntibah; Namık Kemal tarafından
romantizme bağlı kalınarak yazılmış bir sosyal romandır.
5) İlk Realist Romanlar: Sergüzeşt; Sami Paşazade Sezai yazmıştır.
Araba Sevdası; Recaizade Mahmut Ekrem yazmıştır.
6) İlk Tiyatro Eseri: Şair Evlenmesi; Şinasi yazmıştır.

7) İlk Köy Romanı: Karabibik; Nabizade Nazım yazmıştır.
8) İlk Öyküler: Küçük Şeyler; Sami Paşazade Sezai yazmıştır. (Basılan ilk hikaye kitabı)
Letaif-i Rivayet; Ahmet Mithat Efendi yazmıştır.( Yazılan ilk hikaye kitabı)
9) İlk Makale: Şinasi yazmıştır.
10) İlk Şiir Çevirileri: Şinasi tarafından Fransızcadan yapılmıştır.
11) İlk Noktalama İşaretleri: Şinasi tarafından kullanılmıştır.
12) Edebiyatımızda ilk tarihi roman: Namık Kemal'in "Cezmi" adlı eseridir.
13) Edebiyatımızdaki ilk eleştirmen: Namık Kemal'dir.
14) Türk Edebiyatındaki ilk polisiye roman: Esrar-ı Cinayet; Ahmet Mithat yazmıştır.

Dönemin Sanatçıları ve Eserleri

ŞİNASİ

 Maliye öğretimi için Fransa’ya devlet tarafından ilk gönderilen öğrencilerdendir. Fakat Şinasi o dönemde edebiyatla ilgilenmiş ve dönemin ünlü
yazar şairleriyle tanışmıştır. Yurda döndüğünde Agah Efendiyle 1860’ta
Tercüman-ı Ahval gazetesini çıkarmışlardır.
 Şinasi divan edebiyatındaki duygu kavramını bir yana itip akla ve mantığa yer verir.

 Halk dilini kullanmayı, böylece halkı bilinçlendirmeyi hedefler.

 Kısa cümleli ,yeni görüşlerle örgülü bir nesir yapısı meydana getirmiştir.

 Şairlik yönü pek güçlü olmayan Şinasi, edebiyatımıza getirdiği yeniliklerle tanınır.








Bu yenilikler şunlardır:

ilk tiyatro eserimiz olan Şair Evlenmesi (Bu eserde görücü usulüyle evlenme eleştirilir.)
Edebiyatımızda noktalama işaretlerini ilk defa kullanmıştır.
İlk özel Türk gazetesi Tercüman-ı Ahval’ı çıkarmıştır.
Atasözlerimizi Durub-u Emsal-i Osmaniye adı altında derlemiş.
İlk makaleyi yazdı: Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi
Dilde sadeleşmenin öncüsü olmuştur.

 Şiirlerini Müntehabat-ı Eş’ar’ım adı ile yayınlamıştır.
 Şiiri mecazlardan arıtıp yalınlaştırmaya çalışır.
 Eşek ile Tilki La Fontaine’den etkilenerek yazdığı bir fabldır.
 Batı şiirini tanıtmak amacıyla Fransız şairlerinden çeviriler yapmıştır.

 Şiirlerinde konu birliğine ve bütün güzelliğine önem vermiştir

www.edebiyatogretmeni.net

NAMIK KEMAL
 Önceleri klasik bir divan şairi olan Kemal, Şinasi ile tanıştıktan sonra Batı
edebiyatı ve Batı kaynaklı
fikirlerle ilgilenmeye başlamıştır.
 Gür sesli vatan şairi,dava ve sanat adamıdır. Eserlerinde hürriyet, vatan sevgisi, hak, kanun, adalet, ahlak konularını işlemiştir.
 Edebiyatımızda vatan ve hürriyet şairi olarak bilinir.
 Eski edebiyata karşı olduğu halde yeni düşünce ve kavramları yaymak amacıyla yazdığı
şiirlerin çoğunda eskiye bağlı kalmıştır
 Namık Kemal’de diğer 1. Dönem Tanzimatçılar gibi dilde sadeliği benimser.
 Yine diğerleri gibi aruzun yanında az da olsa hece veznini kullanır.

 Şiirimizin gelişmesinde büyük emeği geçmiş bu yolda gerçekten etkili olmuştur. Şiirlerini
“toplum için sanat” anlayışıyla yazmış toplumcu bir şairdir.

 Kendinden sonra gelen genç kuşaklara yurtseverlik, özgürlük tutkularını yerleştirmiş.

 Osmanlı Tiyatrosunun modern bir tiyatro olması için çaba göstermiştir. Avrupa’da bulunduğu yıllarda tiyatro türüyle ilgilenmiş ve yurda dönünce bu tarzda eserler yazmıştır.

 Eleştiri türünün ilk örneğini Ziya Paşa’nın Harabat’ına karşılık yazdığı Tahrib-i
Harabat ve Takip adlı eserleriyle vermiştir. Onun tenkitlerinde iki önemli unsur
bulunur: Biri; eski edebiyatı yıkmak, ikincisi; yeni bir edebiyat kurmak.
 Ona göre edebiyat hayale, soyuta, içe kapanmışlığa son vermeli; gerçeği, hayat,
tabiatı işlemelidir. Yeni edebiyat halka dönmeli, nüfuzlu kimselere yaranacağına
onun dertlerini dinlemeli.
 Eserlerinin tümünde romantizm egemendir.

ESERLERİ:

Tiyatro: Vatan yahut Silistre, Zavallı Çocuk, Akif Bey, Gülnihal, Celalettin Harzemşah,
Karabela
Roman: İntibah ( ilk edebi roman), Cezmi (ilk tarihi roman)
Eleştiri: Tahrib-i Harabat, Takip
Tarih, Biyografi: Kanije, Silistre Muhasarası, Osmanlı Tarihi, Devr-i İstila.
ZAVALLI ÇOCUK: Sevmedikleriyle zorla evlendirilenlerin bahtsızlığı işlenmiş.
AKİF BEY: Kocasına ihanet eden kadının dramı işlenmiş.
GÜLNİHAL: Bir sancak beyine karşı halkın isyanı anlatılır.

ZİYA PAŞA
 Ziya Paşa diğer Tanzimatçılar gibi toplumcudur, Fransız devriminin ilkelerine bağlıdır, eğitimin gerekliliğini savunur.
 Şinasi’yle başlayan Batı edebiyatı anlayışını savunur. Ancak, eski şiiri
öven “Harabat” ı hazırlayacak kadar eski şiire bağlıdır. Bu yüzden
Namık Kemal tarafından tenkit edilmiştir.
 “Doğulu ya da Batılı” olmak konusunda karara varamamıştır. Bu nedenle “Harabat”ta
Divan edebiyatını, “Şiir ve İnşa” makalesinde yeni edebiyatı savunur. Bu zıtlıklar sanatına da yansımış, tezatlar sanatçısı olmuştur.
 Tanzimatçılar arasında eski şiire en fazla bağlı kalanlardandır.
 Şiirde dili sade değildir. Ancak nesir dili sadedir

 Ziya Paşa daha çok siyasi ve sosyal tenkit makaleleri yazmıştır. Makalelerinde idarecilere savaş açmıştır.
 Şiirlerinde öğütler ve felsefi temalar görülür.
 Diğer Tanzimatçılar gibi gazetecilik yönü kuvvetlidir.

ESERLERİ:

1) Tekib-i Bent (Dönemin sosyal bir eleştirisidir. Bağdatlı Ruhi’ye nazire olarak yazmıştır.)
Terci-i Bent (şiir)
2) Zafername (mizah) ( Sadrazam Ali Paşa aleyhinde yazılmıştır.)
3) Harabat (Bu antolojide halk şiirini kötülemiş Divan şiirini yüceltmiş.)
Şiir ve İnşa (Bu makalede gerçek şiirimizin halk şiiri olduğunu söylemiş.)
4) Rüya ( Türk edebiyatındaki ilk röportaj sayabiliriz.)
Veraset Mektupları ( makale)
5) Emil, Defter-i Amal ( j.j. Rausseaux ‘dan çeviri)
6) Eş’ar-ı Ziya (şiir)

www.edebiyatogretmeni.net

AHMET MİTHAT EFENDİ
 Tanzimat döneminde, halk için roman anlayışını başlatan yazardır.
Bütün eserlerini halkın okuma zevkini geliştirmek için yazmıştır.
Tanzimat edebiyatında halkın dilini en iyi kullanan yazar o’dur.
 Türk edebiyatında en çok eser veren sanatçı olarak bilinir. Roman
ve hikayelerini hiçbir teknik kaygısı gütmeden yazmıştır. Sırası gelince
olayların akışını durdurup okuyucuya bilgi ve nasihat verir.
 Diğer Tanzimatçılar gibi siyasi konulara değinmemiştir.
 Batı medeniyetinin Türk toplumuyla bağdaşmayan yönlerini anlatmaya çalışmıştır.
Avrupa hayranlarını eserlerinde züppe ve alafranga olarak eleştirmiştir.

 Bütün yapıtlarını nesir türünde vermiştir.
 Her yapıtının sonunda bir “kıssada hisse” vardır.
 Eserlerinde bir eğitici gibi halkı her konuda bilgilendirmeyi ona kılavuzluk etmeyi amaçlar.

ESERLERİ:

Hikayeleri: Letaif-i Rivayet(25 cilt). Edebiyatımızdaki ilk hikayeler.
Romanları: Hasan Mellah, Hüseyin Fellah, Dünyaya İkinci Geliş, Felatun Bey’le Rakım
Efendi, Paris’te Bir Türk, Müşahedat

Tiyatro: Çengi, Çerkez Özdenleri, Siyavuş, Açık Baş
Seyahat: Avrupa’da Bir Cevelan
FELATUN BEY’LE RAKIM EFENDİ: Felatun Bey her yönüyle batı hayranı biridir.
Ancak batı düşüncesini zevk ve sefa anlayışıyla özümsemiştir. Rakım Efendi ise Felatun’
un tam tersi bir karakterdir.

AHMET VEFİK PAŞA
 Türk tiyatrosuna ve dil çalışmalarına önemli katkılarda bulunmuştur.
 Moliere’den yaptığı çeviriler önemlidir.
 Türkçe’yi oldukça sade kullanmış, toplumun adet, töre, mizah gücünü
eserlerine taşımıştır.
 Tarih ve dil sahasında önemli eseri Lehçe-i Osmani

ESERLERİ:

Zor Nikah (Moliere’den çeviri)
Zoraki Tabip (Moliere’den çeviri)
Okumuş Kadınlar (Moliere’den çeviri)
Secere-i Türki (Tarih)
Lehçe-i Osmani (Dil)
www.edebiyatogretmeni.net

ALİ SUAVİ:
 Hayret edilecek kadar geniş bilgili ve inanılmayacak kadar da şaşırtıcı, Batılı ve bazen
iyice cüretli, iyice sorumsuz görüşler sahibidir.
 Türkiye’de “Meşrutiyet ve Laikliği” ilk savunanlardan biridir.

 Hükümete çatan, Ali Paşa’yı yeren yazılarından dolayı Kastamonu’ya sürülmüştür.
 Uygur alfabesinin ilk Türk yazısı olduğundan söz etmiş.
 Laikliği, Meşrutiyeti, Türkçülüğü savunan İslami ölçülere bağlı bir yazardır.
 Türlü konularda gazete ve risale (broşür) yazıları, tercümeler, dini yorumlar, seyahat
yazıları vardır.

SÜLEYMAN PAŞA:
 Fikir adamı ve Türkçü bir yazardır.
 Önemli ve ünlü eseri “Tarih-i Alem”dir. Bu eser Türkçü bir bakışla yazılmış ve kendisinden sonra gelen Türkçü yazarları etkilemiştir.

ABDÜLHAK HAMİT TARHAN
 Tanzimat döneminin en büyük ve en verimli şairidir. Türk şiirine
geniş ufuklar açmış; günlük yaşam, aşk, vatan-millet sevgisi, ölüm
ve metafizik üzerine, sevinç, ümit ve tezatlardan, isyan ve feryatlardan güç alan epik, şiir ve felsefi şiirler yazdı. Divan şiirini sona
erdiren sanatçıdır.
 Yazdığı tiyatro eserleri sahnelenmeye elverişli değildir.
 Şiirlerinde orijinal buluşlar ve hayaller vardır.

 Ediplerimiz arasında hayat coğrafyası en geniş olan adamdır

 Şiirin şekil ve içeriğiyle istediği gibi oynanır sandığı için edebiyatımızda yıkıcı olduğu
kadar yapıcıdır.

 Batı şiirinin hemen bütün biçim ve türlerini hiç çekinmeden denemiş, aşırılık sınırında
sayılan bu girişimlerle yankılar, tepkiler uyandırmış.

 Eşi Fatma Hanım’ın ölmesi Hamid’in şiirine yepyeni ilhamlar getirmiş. Ölüm, Allah, kader,
felsefi isyanlar gibi fizikötesi konuları işlemeye başlamış. (Makber)

 Namık Kemal’e bağlı kalmış ama onun fikirlerini eserlerine pek taşıyamamış. Toplumsal
konular yerine bireysel acıları, tabiatı ve kadını işlemiş.

 Tanzimatçılar arasında yalnızca Hamit belli bir alanda (şiir) yoğunlaşmış.

Hamit nazımda şu değişiklikleri yapmış:

1) Kurallı nazım şekillerini (gazel, mesnevi) yıkarak kuralsız nazmı getirmiş.
2) Mısraları kendi arasında kafiyelemiş
 Düzgün bir Türkçe kullanamadığı için söyleyiş zaafı vardır

 Tiyatrolarını sahnelenmek için değil, okunmak için yazmıştır. Tiyatrolarında insanüstü
güçlere yer vermiştir.

ESERLERİ:
Şiirleri: Sahra (ilk pastoral şiir), Kahbe, Makber, Belde, Ölü, Halce,

Garam (Çamlıca da yaşanmış bir aşk hikayesi), Baladan Bir Ses

Tiyatroları: Sabr-ü Sebat, İçli Kız, Fitnen, Liberte, Eşber, Nesteren

RECAİZADE EKREM
 Şiir, hikaye ve tiyatro da yazan Ekrem’in en önemli yönü: Teorici
(nazariyatçı) ve romancı oluşudur.
 Ekrem’in teori alanında verdiği en ünlü eseri “Ta’lim-i Edebiyat’tır.
Bu eserdeki düşünceler II. Tanzimat ve Servet-i Fünun devri şiir ilkelerini anlatması ve Servet-i Fünun’u kuracak genç şairlere yol göstermesi bakımından önemlidir.

 Ekrem eski edebiyat karşısında yeni sanatın ilkelerini tespit eden ünlü tenkitçi olmuştur.

 İlk Tanzimatçıların “toplumcu” ilkelerine karşılık, “tekçi” şiirin savunmasını yapmıştır.

 Eskilerin “göz için kafiye” anlayışına karşı “kulak için kafiye” görüşünü savunmuştur.

 Şiirlerinin ilhan tarafı düşük, hayaller oldukça sık ve düşünceler zayıftır.

 “Her güzel şey şiirdir” ilkesini benimseyen sanatçı şiirlerini sisli güz manzaraları, yaprak,
çiçek, kelebek, mezarlıklar, kırlar ile doldurmuştur.

 Aşırı yenilikçi ve aşırı romantik Ekrem’le ( yeni şiiri destekler Zemzeme)
Muallim Naci ( eski şiiri destekler Demdeme) arasıda çıkan eski-yeni tartışması
meşhurdur.

 Şiirlerinde kişisel konuları işler, toplumsal konulara değinmez.
 Sanatıyla değil, edebiyat hakkında ileri sürdüğü fikirleriyle ün yapmış ve edebiyat çevrelerinde “ÜSTAD” olarak anılmıştır.

 Önce çok sevdiği oğlu Nejat’ın daha sonra diğer çocuklarının ölmesi üzerine çektiği
acılar şiirlerine de yansımıştır. Bu yüzden şiirleri ağlamaklıdır.
 Batılılaşmanın yanlış anlaşılmasını eleştirdiği, ilk realist roman sayılan eseri
ünlüdür.(Araba Sevdası)

ESERLERİ:

Şiirleri: Name-i Seher, Zemzeme, Pejmürde, Nejat Ekrem, Yadigar-ı Şebab
Romanları: Araba Sevdası
Hikayeleri: Muhsin Bey, Şemsa
Tiyatroları: Çok Bilen Çok Yanılır, Afife Anjelik, Vuslat

Ta’lim-i Edebiyat (önemli eseri.) Edebiyat hakkında bilgi verir
Takdir-i Elhan (Eleştiri)
ZEMZEME: Yeni şiiri destekleyen görüşlerini yazmıştır.
ARABA SEVDASI: Bilinçsizce Batıyı taklit eden Bihruz Bey’in düştüğü haller anlatılır.

NABİZADE NAZIM
 Tanzimat’ın ikinci döneminde yetişen ve realist-natüralist görüşleri
hikayelerine en iyi uyarlamış romancıların en önemlilerindendir.
 “Karabibik” bizde ilk köy romanıdır. Natüralist-Gerçekçi görüşle
yazılan ve köylünün bazı dertlerini anlatan bu eser Antalya civarında
geçmektedir. Bu hikayenin önsözünde şu görüşleri ortaya atmıştır:
Hikaye, roman özeti gibidir. Hikayede doğallığa ve sadeliğe
önem verilmeli, akla uyulmalıdır. Böylece Realizmin ilkelerini
belirlemiştir.

 Realizmi edebiyatımıza en iyi şekilde o uyarlamıştır. (Zehra)
 Realizmin etkisiyle eserleri sade, gerçekçi; kahramanları ve konuları günlük hayattandır.
ESERLERİ:

Hikayeleri: Zavallı Kız, Haspa, Bir Hatıra, Karabibik, Yadigarlarım
Roman: Zehra (psikolojik tahlillere yer verir . Edebiyatımızın ilk tezli romanıdır. İstanbul’
daki bir ailenin yaşamı konu edilir.)

KARABİBİK: Uzun hikaye biçiminde yazılmıştır. Realizmin başarılı bir örneğidir. Bu eserde kırsal kesim gerçeğine ilk kez değinilir.

SAMİPAŞAZADE SEZAİ
 “Sergüzeşt” romanıyla edebiyatımızda Realizmin öncüsü
olmuştur.
 Namık Kemal’in büyüleyici etkisi altında yetişen Sezai Bey kesin bir
yenilik taraftarıdır

 Esir bir kızın serüvenini konu alan dolayısıyla ferdi hürriyeti ve insan
haklarını savunan “Sergüzeşt” romantizm ve realizm arasıda bir köprüdür.
 Türk edebiyatında ilk edebi hikayeleri yazmış bunları Küçük Şeyler adı altında toplamıştır. Bu kitabın önsözüne bakınca onun romantizmle realizm arasında bocaladığı görülür.
 Sevet-i Fünun yazarlarını üslup bakımından etkilemiştir.
SERGÜZEŞT: Bir paşanın oğlu ile bir cariyenin aşkı anlatılır. Artık kapanmak üzere olan
köleli cariyeli konak hayatı anlatılır.
ESERLERİ:
Roman: Sergüzeşt
Hikaye: Küçük Şeyler

Tiyatro: Pir
Mektup-Sohbet: İclal

ŞEMSETTİN SAMİ
 Tanzimat edebiyatının dil alanında önemli eserler veren sanatçısıdır.
 Fransızcadan çevirdiği sözlükler önemlidir.
 En önemli eseri “Kamus-ı Türki” dir.
 Dilin sadeleştirilmesi hakkındaki fikirleri sonraki kuşağa yol göstermiştir.

 Kutadgu Bilig’i Türkçeye çevirmiştir.
 Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat adlı romanı vardır.

TAAŞŞUK-I TALAT VE FITNAT: Babası öldüğü için annesi tarafından büyütülen Talat,
pencereden görüp aşık olduğu Fitnat’a daha yakın olabilmek için kadın kıyafetleri giyip
kendini piyano hocası olarak kabul ettirmiştir. Tüm bunlar olurken Talat’ın annesi oğlundaki garip davranışlardan kuşkulanarak onu, düzelmesi için, Sudanlı bir kızla evlendirmek
ister. Talat bu isteğe şiddetle karşı çıkmış; ama Fitnat babasının kendisini zengin biriyle
evlendirme isteğine fazla itiraz edememiştir. Fitnat, evlendiği gece sevgilisinden ayrılmanın verdiği üzüntüyle kendini vurur. Ölmeden önce, evlendiği adamın vaktiyle annesini
terk eden babası olduğunu öğrenir. Bunun üzerine Fıtnat’ın babası da Talat da intihar eder.

MUALLİM NACİ
 Recaizade ile sanat hakkında girdiği sert tartışma onu yeni edebiyatın
karşısında göstermiştir.
 Demdeme adlı eserinde ne kadar eski şiiri savunsa da aruzu Türkçeye
diğerlerinden daha güzel uygulamıştır.

 Edebiyatımızda köyden bahseden ilk şiir onundur. (Köylü Kızların Şarkısı)

ESERLERİ: Ömer’in Çocukluğu (anı)
EBUZZİYA TEVFİK:

 Uzun yıllar yaptığı gazetecilik ile tanınmıştır. Çıkardığı gazeteler ve buralardaki yazılarıyla Tanzimat edebiyatının ve bu dönemin tanınmasını sağlamıştır.( Yeni Osmanlılar
Tarihi adlı inceleme eseri)

 Tasvir-i Efkar gazetesini gönüllü olarak çıkarmıştır.

Eserleri:

Piyes: Ecel-i Kaza
Antoloji: Numune-i Edebiyatı Osmaniye
Nesir: Lügat-i Ebüzziya, Yeni Osmanlılar Tarihi

HAZIRLAYAN
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ
SERDAR GÜL

www.edebiyatogretmeni.net


Slide 17

www.edebiyatogretmeni.net

XIX. yy. edebiyatımızın girişimler dönemidir. Roman, öykü,
tiyatro alanlarında ilk örnekler verilmiş, şiirdeki başkaldırmalar divan
şiirine ilgiyi azaltmıştı. Çıkmaya başlayan özel gazeteler roman, öykü
yayımlıyor, edebiyat adamlarının tartışmalarına yer veriyordu. Bazı
kesimler Namık Kemal’in şiire getirdiği: “özgürlük, vatan, hak, insanlık, esaret…” gibi kavramlarda kendi sorunlarını, kendi isteklerini,
kendi kişiliğini bularak yeni edebiyat girişimlerine yandaş oldu.

Tanzimat ile Divan Edebiyatı’nın Karşılaştırması

1) Divan şiirindeki “parça güzelliği” yerine,Tanzimat şiirinde “bütün güzelliği” önemsenmiş
2) Divan edebiyatı yüksek zümredeki insanlara hitap ederken, Tanzimat edebiyatı halka
seslenmiş.
3) Divan şiirinde ölçü aruzdur, Tanzimat’ta ise aruzun yanında hece ölçüsü de kullanılmış.
4) Divan nesrinde söz hünerleri gösterme,sanat kullanma esasken, Tanzimat nesrinde bir
takım fikirleri halka ulaştırmak halkı bilgilendirmek ve eğitmek esastır.

5) Divan edebiyatında aşk, şarap, kadın, eğlence, hayali konular işlenirken; Tanzimat edebiyatında gerçek yaşam, tabiat, kişisel acı ve ızdıraplar, toplumsal konular işlenmiştir.
6) Divan edebiyatında kullanılmayan birçok edebi tür Tanzimat edebiyatında kullanılmaya
başlanmış (roman, hikaye, tiyatro, sone, terza-rima, triyole, gazete…)
7) Divan edebiyatında dil ağır ve sanatlıdır; Tanzimat edebiyatında dil sadeleştirilmiş,
halkın dili kullanılmıştır.

Bu dönem edebiyatını iki bölümde incelemek gerekir

1. Dönem:


Bu döneme Şinasi, Ziya, Namık Kemal okulu adı verilir.



Bu dönemin başlıca sanatçıları: Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Mithat,

Şemsettin Sami, Ahmet Vefik Paşa, Ali Suavi, Ahmet Cevdet Paşa



Bu dönemde “sanat toplum içindir” görüşü benimsenmiş.



Bu dönemde amaç: “Divan edebiyatını yıkmak,yerine sosyal yaşamla geniş ölçüde
alakalı inkılapçı bir edebiyat getirmek.



Halka halk diliyle hitap etmek amacıyla sade dile ve halk Türkçesine önem vermek



Vatan sevgisi, millet duygusu, hürriyet aşkı, halk sevgisi… gibi duyguları halka aşılamak ve onları bu yolda eğitmek.



Gazete, roman, öykü, makale, şiir, tiyatro… gibi
yenilikleri Türk edebiyatına getirmek ve
uygulamak.

 Şiirde estetik güzellik değil içerik ön plana çıkmıştır.
 Eski nazım şekilleriyle yeni kavram ve duyguları işlemişlerdir.
 Bu dönem sanatçıları ,edebiyatın yanında siyasetle de ilgilenmiştir.
 Ortaya konan eserler, taklit olduğu için teknik yönden zayıftır.
 Fransız edebiyatı örnek alınmıştır.
 Bu dönem sanatçıları genelde Romantizmin etkisindedir.
 Eserlerde rastlantılara çokça yer verilir.
 Okuyucuyu bilgilendirmek için olayların akışı sık sık kesilir.

2. Dönem:
 Bu döneme Ekrem, Sezai, Hamit okulu adı verilir.
 Bu dönemin sanatçıları:” Abdulhak Hamit Tahran, Recaizade Ekrem, Sami Paşazade

Sezai, Nabizade Nazım, Ebuziya Tevfik, Ali Bey…

 Bu dönemde “ sanat sanat içindir “ görüşü benimsenmiş.
 Siyasi ve toplumsal ideolojilerden uzak durmuşlar.
 Sanatta batılılaşmayı savunurlar
 Eski edebiyata karşı yeni edebiyatı savunurlar.
 I. Tanzimatçılara göre batı edebiyatını edebiyatımızda daha da kökleştirmişler.
 İdeolojik görüşlerini aktif olarak değil, eserlerindeki kahramanlarla işlemişler.
 Romanda realizmin tesiri şiirde ise romantizmin tesiri görülür.
 Dil ağırdır.

 Gazetecilik eski işlevini yitirmiş.
 Tiyatro eserleri oynanmak için değil okunmak için yazılmış.
 Şiirde bireysel duygular anlatılmış ve güzel olan her şey şiire konu olmuş.
 Muallim Naci bu dönemde Divan edebiyatını savunan tek sanatçıdır.

Tanzimat Edebiyatının Genel Özellikleri
1) Dilin sadeleşmesi amaçlanmış, özellikle tiyatro, anı, mektup ve halka seslenen
romanlarda bu amaç bir ölçüde gerçekleştirilmiştir. Ancak sanatçılar, eski alışkanlıklarından tamamen kurtulamadıkları için yabancı sözcük ve kurallardan büsbütün
sıyrılamamışlardır.

2) Divan edebiyatının kullandığı şiir, tarih ve mektup gibi türleri batı anlayışına göre
yenilemişlerdir.
3) Makale, tiyatro, roman, hikaye, anı gibi yeni türler kullanılmaya başlanmıştır.
4) Daha önce toplum sorunlarıyla hiç ilgisi bulunmayan sanatı; toplumu düzeltmek,
eğitmek için bir dava aracı olarak kullanma anlayışına yönelmişlerdir.
5) Fransız edebiyatından esinlenerek klasisizm, romantizm, realizm ve natüralizm
akımlarının etkisinde eserler yaratılmıştır.

6) Nesirde iç kafiye (seci) bırakılmış, anlatımda süs yerine, düşünceleri halka ulaştırma amacı güdülerek yeni bir nesir yaratılmıştır.
7) Şiirde hecenin örnekleri görülmekle birlikte aruzun kullanımı devam etmiştir.

8) Günlük olaylar, duygu ve düşünceler şiire sokularak şiirin konusu genişletilmiştir.
9) Başlangıçta yeni düşünceler eski nazım biçimleri içinde verilirken sonraları yeni
biçimler kullanılmıştır.
10) Şiirde konu ve anlam bütünlüğü aranmıştır.
11) Divan edebiyatındaki “parça güzelliği” anlayışının yerini “bütün güzelliği” almıştır.
12) Roman ve hikayelerin konusu ya günlük yaşayıştan ya da tarihten alınmıştır.
13) Tiyatroda toplum sorunları, gelenek, görenek, çocuk, aile, yaşanılan olaylar işlenmiştir.

14) Eserlerde kahramanlar tek yönlü ele alınmış, iyiler ödüllendirilmiş, kötüler cezalandırılmıştır.
15) Roman ve öykülerde olayların akışında rastlantılara çok yer verilmiştir.
16) Romanların içinde konu dışına çıkılarak okuyucuya bilgi ve öğüt vermekten kaçınılmamıştır.
17) Yazarlar, eserlerinde kendi kişiliklerini gizlememiştir.

18) Roman kahramanları çoğu zaman bir görüşte aşık olur.
19) Toplumsal olaylara yüzeyden bakılır.
20) Tanzimat romanında aile problemi büyük yer tutar. Avrupa taklitçiliği nedeniyle
aile içindeki sarsılma ve çöküntüler işlenir.(Araba Sevdası,İntibah)
21) Tiyatro bu dönemde Namık Kemal’le başlar. Ahmet Vefik Paşa’nın Molier’den
yaptığı çevirilerle ileri bir sanat düzeyine ulaşır.
22) Bu edebiyatın nesir sahasındaki en büyük kazancı gazetedir.
23) Bu dönemdeki tiyatro eserleri sahnelenmeye uygun değildir.
24) Mizah ve hiciv anlayışı bu dönemde daha da gelişmiştir. Batılı anlamdaki ilk mizah
örneği bu dönemde verilir.
25) Türk edebiyatında gerçek edebi tenkit bu dönemde başlamıştır.
26) Bu dönemde roman tekniği tam oturmamıştır. Romanımızın emekleme dönemidir.
Tasvirlerde ve kurguda kompozisyon bozukluğu vardır.

27) Bu dönem yazarlarında yaygın bir tasvir yapma alışkanlığı vardır.

28) Kahramanlar üst tabakadandır.
29) Olaylar İstanbul ve çevresinde geçer.
30) İşlenen konular: Yanlış batılılaşma, alafrangalık özentisi, sarsılan aile düzeni,
kültürel yozlaşma, fakirlik, cariyelik, görücü usulü evlenme, cehalet ve tarihi
konulardır.

TANZİMATIN TÜRK EDEBİYATINA KAZANDIRDIĞI İLKLER

1) İlk Gazeteler:
a) Takvim-i Vakayi ( İlk Türk gazetesi)
b) Ceride-i Havadis (Yarı resmi gazete)
c) Tercüman-ı Ahval (Şinasi ve Agah Efendi’nin çıkardığı ilk özel Türk gazetesi)
d) Tasvir-i Efkar (Şinasi’nin Namık Kemal’e devrettiği ikinci özel Türk gazetesi)
e) Hürriyet (Namık Kemal ve Ziya Paşa’nın yurt dışında çıkardıkları ilk Türk gazetesi)
f) Tercüman-ı Hakikat
2) İlk Çeviri Roman: Telemak; Yusuf Kamil Paşa Fenelon’dan çevirmiştir.
3) İlk Yerli Roman: Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat. Şemsettin Sami tarafından yazılmıştır,
edebi değeri yoktur.

4) Bir Edebi Akım Etkisinde Yazılan İlk Roman: İntibah; Namık Kemal tarafından
romantizme bağlı kalınarak yazılmış bir sosyal romandır.
5) İlk Realist Romanlar: Sergüzeşt; Sami Paşazade Sezai yazmıştır.
Araba Sevdası; Recaizade Mahmut Ekrem yazmıştır.
6) İlk Tiyatro Eseri: Şair Evlenmesi; Şinasi yazmıştır.

7) İlk Köy Romanı: Karabibik; Nabizade Nazım yazmıştır.
8) İlk Öyküler: Küçük Şeyler; Sami Paşazade Sezai yazmıştır. (Basılan ilk hikaye kitabı)
Letaif-i Rivayet; Ahmet Mithat Efendi yazmıştır.( Yazılan ilk hikaye kitabı)
9) İlk Makale: Şinasi yazmıştır.
10) İlk Şiir Çevirileri: Şinasi tarafından Fransızcadan yapılmıştır.
11) İlk Noktalama İşaretleri: Şinasi tarafından kullanılmıştır.
12) Edebiyatımızda ilk tarihi roman: Namık Kemal'in "Cezmi" adlı eseridir.
13) Edebiyatımızdaki ilk eleştirmen: Namık Kemal'dir.
14) Türk Edebiyatındaki ilk polisiye roman: Esrar-ı Cinayet; Ahmet Mithat yazmıştır.

Dönemin Sanatçıları ve Eserleri

ŞİNASİ

 Maliye öğretimi için Fransa’ya devlet tarafından ilk gönderilen öğrencilerdendir. Fakat Şinasi o dönemde edebiyatla ilgilenmiş ve dönemin ünlü
yazar şairleriyle tanışmıştır. Yurda döndüğünde Agah Efendiyle 1860’ta
Tercüman-ı Ahval gazetesini çıkarmışlardır.
 Şinasi divan edebiyatındaki duygu kavramını bir yana itip akla ve mantığa yer verir.

 Halk dilini kullanmayı, böylece halkı bilinçlendirmeyi hedefler.

 Kısa cümleli ,yeni görüşlerle örgülü bir nesir yapısı meydana getirmiştir.

 Şairlik yönü pek güçlü olmayan Şinasi, edebiyatımıza getirdiği yeniliklerle tanınır.








Bu yenilikler şunlardır:

ilk tiyatro eserimiz olan Şair Evlenmesi (Bu eserde görücü usulüyle evlenme eleştirilir.)
Edebiyatımızda noktalama işaretlerini ilk defa kullanmıştır.
İlk özel Türk gazetesi Tercüman-ı Ahval’ı çıkarmıştır.
Atasözlerimizi Durub-u Emsal-i Osmaniye adı altında derlemiş.
İlk makaleyi yazdı: Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi
Dilde sadeleşmenin öncüsü olmuştur.

 Şiirlerini Müntehabat-ı Eş’ar’ım adı ile yayınlamıştır.
 Şiiri mecazlardan arıtıp yalınlaştırmaya çalışır.
 Eşek ile Tilki La Fontaine’den etkilenerek yazdığı bir fabldır.
 Batı şiirini tanıtmak amacıyla Fransız şairlerinden çeviriler yapmıştır.

 Şiirlerinde konu birliğine ve bütün güzelliğine önem vermiştir

www.edebiyatogretmeni.net

NAMIK KEMAL
 Önceleri klasik bir divan şairi olan Kemal, Şinasi ile tanıştıktan sonra Batı
edebiyatı ve Batı kaynaklı
fikirlerle ilgilenmeye başlamıştır.
 Gür sesli vatan şairi,dava ve sanat adamıdır. Eserlerinde hürriyet, vatan sevgisi, hak, kanun, adalet, ahlak konularını işlemiştir.
 Edebiyatımızda vatan ve hürriyet şairi olarak bilinir.
 Eski edebiyata karşı olduğu halde yeni düşünce ve kavramları yaymak amacıyla yazdığı
şiirlerin çoğunda eskiye bağlı kalmıştır
 Namık Kemal’de diğer 1. Dönem Tanzimatçılar gibi dilde sadeliği benimser.
 Yine diğerleri gibi aruzun yanında az da olsa hece veznini kullanır.

 Şiirimizin gelişmesinde büyük emeği geçmiş bu yolda gerçekten etkili olmuştur. Şiirlerini
“toplum için sanat” anlayışıyla yazmış toplumcu bir şairdir.

 Kendinden sonra gelen genç kuşaklara yurtseverlik, özgürlük tutkularını yerleştirmiş.

 Osmanlı Tiyatrosunun modern bir tiyatro olması için çaba göstermiştir. Avrupa’da bulunduğu yıllarda tiyatro türüyle ilgilenmiş ve yurda dönünce bu tarzda eserler yazmıştır.

 Eleştiri türünün ilk örneğini Ziya Paşa’nın Harabat’ına karşılık yazdığı Tahrib-i
Harabat ve Takip adlı eserleriyle vermiştir. Onun tenkitlerinde iki önemli unsur
bulunur: Biri; eski edebiyatı yıkmak, ikincisi; yeni bir edebiyat kurmak.
 Ona göre edebiyat hayale, soyuta, içe kapanmışlığa son vermeli; gerçeği, hayat,
tabiatı işlemelidir. Yeni edebiyat halka dönmeli, nüfuzlu kimselere yaranacağına
onun dertlerini dinlemeli.
 Eserlerinin tümünde romantizm egemendir.

ESERLERİ:

Tiyatro: Vatan yahut Silistre, Zavallı Çocuk, Akif Bey, Gülnihal, Celalettin Harzemşah,
Karabela
Roman: İntibah ( ilk edebi roman), Cezmi (ilk tarihi roman)
Eleştiri: Tahrib-i Harabat, Takip
Tarih, Biyografi: Kanije, Silistre Muhasarası, Osmanlı Tarihi, Devr-i İstila.
ZAVALLI ÇOCUK: Sevmedikleriyle zorla evlendirilenlerin bahtsızlığı işlenmiş.
AKİF BEY: Kocasına ihanet eden kadının dramı işlenmiş.
GÜLNİHAL: Bir sancak beyine karşı halkın isyanı anlatılır.

ZİYA PAŞA
 Ziya Paşa diğer Tanzimatçılar gibi toplumcudur, Fransız devriminin ilkelerine bağlıdır, eğitimin gerekliliğini savunur.
 Şinasi’yle başlayan Batı edebiyatı anlayışını savunur. Ancak, eski şiiri
öven “Harabat” ı hazırlayacak kadar eski şiire bağlıdır. Bu yüzden
Namık Kemal tarafından tenkit edilmiştir.
 “Doğulu ya da Batılı” olmak konusunda karara varamamıştır. Bu nedenle “Harabat”ta
Divan edebiyatını, “Şiir ve İnşa” makalesinde yeni edebiyatı savunur. Bu zıtlıklar sanatına da yansımış, tezatlar sanatçısı olmuştur.
 Tanzimatçılar arasında eski şiire en fazla bağlı kalanlardandır.
 Şiirde dili sade değildir. Ancak nesir dili sadedir

 Ziya Paşa daha çok siyasi ve sosyal tenkit makaleleri yazmıştır. Makalelerinde idarecilere savaş açmıştır.
 Şiirlerinde öğütler ve felsefi temalar görülür.
 Diğer Tanzimatçılar gibi gazetecilik yönü kuvvetlidir.

ESERLERİ:

1) Tekib-i Bent (Dönemin sosyal bir eleştirisidir. Bağdatlı Ruhi’ye nazire olarak yazmıştır.)
Terci-i Bent (şiir)
2) Zafername (mizah) ( Sadrazam Ali Paşa aleyhinde yazılmıştır.)
3) Harabat (Bu antolojide halk şiirini kötülemiş Divan şiirini yüceltmiş.)
Şiir ve İnşa (Bu makalede gerçek şiirimizin halk şiiri olduğunu söylemiş.)
4) Rüya ( Türk edebiyatındaki ilk röportaj sayabiliriz.)
Veraset Mektupları ( makale)
5) Emil, Defter-i Amal ( j.j. Rausseaux ‘dan çeviri)
6) Eş’ar-ı Ziya (şiir)

www.edebiyatogretmeni.net

AHMET MİTHAT EFENDİ
 Tanzimat döneminde, halk için roman anlayışını başlatan yazardır.
Bütün eserlerini halkın okuma zevkini geliştirmek için yazmıştır.
Tanzimat edebiyatında halkın dilini en iyi kullanan yazar o’dur.
 Türk edebiyatında en çok eser veren sanatçı olarak bilinir. Roman
ve hikayelerini hiçbir teknik kaygısı gütmeden yazmıştır. Sırası gelince
olayların akışını durdurup okuyucuya bilgi ve nasihat verir.
 Diğer Tanzimatçılar gibi siyasi konulara değinmemiştir.
 Batı medeniyetinin Türk toplumuyla bağdaşmayan yönlerini anlatmaya çalışmıştır.
Avrupa hayranlarını eserlerinde züppe ve alafranga olarak eleştirmiştir.

 Bütün yapıtlarını nesir türünde vermiştir.
 Her yapıtının sonunda bir “kıssada hisse” vardır.
 Eserlerinde bir eğitici gibi halkı her konuda bilgilendirmeyi ona kılavuzluk etmeyi amaçlar.

ESERLERİ:

Hikayeleri: Letaif-i Rivayet(25 cilt). Edebiyatımızdaki ilk hikayeler.
Romanları: Hasan Mellah, Hüseyin Fellah, Dünyaya İkinci Geliş, Felatun Bey’le Rakım
Efendi, Paris’te Bir Türk, Müşahedat

Tiyatro: Çengi, Çerkez Özdenleri, Siyavuş, Açık Baş
Seyahat: Avrupa’da Bir Cevelan
FELATUN BEY’LE RAKIM EFENDİ: Felatun Bey her yönüyle batı hayranı biridir.
Ancak batı düşüncesini zevk ve sefa anlayışıyla özümsemiştir. Rakım Efendi ise Felatun’
un tam tersi bir karakterdir.

AHMET VEFİK PAŞA
 Türk tiyatrosuna ve dil çalışmalarına önemli katkılarda bulunmuştur.
 Moliere’den yaptığı çeviriler önemlidir.
 Türkçe’yi oldukça sade kullanmış, toplumun adet, töre, mizah gücünü
eserlerine taşımıştır.
 Tarih ve dil sahasında önemli eseri Lehçe-i Osmani

ESERLERİ:

Zor Nikah (Moliere’den çeviri)
Zoraki Tabip (Moliere’den çeviri)
Okumuş Kadınlar (Moliere’den çeviri)
Secere-i Türki (Tarih)
Lehçe-i Osmani (Dil)
www.edebiyatogretmeni.net

ALİ SUAVİ:
 Hayret edilecek kadar geniş bilgili ve inanılmayacak kadar da şaşırtıcı, Batılı ve bazen
iyice cüretli, iyice sorumsuz görüşler sahibidir.
 Türkiye’de “Meşrutiyet ve Laikliği” ilk savunanlardan biridir.

 Hükümete çatan, Ali Paşa’yı yeren yazılarından dolayı Kastamonu’ya sürülmüştür.
 Uygur alfabesinin ilk Türk yazısı olduğundan söz etmiş.
 Laikliği, Meşrutiyeti, Türkçülüğü savunan İslami ölçülere bağlı bir yazardır.
 Türlü konularda gazete ve risale (broşür) yazıları, tercümeler, dini yorumlar, seyahat
yazıları vardır.

SÜLEYMAN PAŞA:
 Fikir adamı ve Türkçü bir yazardır.
 Önemli ve ünlü eseri “Tarih-i Alem”dir. Bu eser Türkçü bir bakışla yazılmış ve kendisinden sonra gelen Türkçü yazarları etkilemiştir.

ABDÜLHAK HAMİT TARHAN
 Tanzimat döneminin en büyük ve en verimli şairidir. Türk şiirine
geniş ufuklar açmış; günlük yaşam, aşk, vatan-millet sevgisi, ölüm
ve metafizik üzerine, sevinç, ümit ve tezatlardan, isyan ve feryatlardan güç alan epik, şiir ve felsefi şiirler yazdı. Divan şiirini sona
erdiren sanatçıdır.
 Yazdığı tiyatro eserleri sahnelenmeye elverişli değildir.
 Şiirlerinde orijinal buluşlar ve hayaller vardır.

 Ediplerimiz arasında hayat coğrafyası en geniş olan adamdır

 Şiirin şekil ve içeriğiyle istediği gibi oynanır sandığı için edebiyatımızda yıkıcı olduğu
kadar yapıcıdır.

 Batı şiirinin hemen bütün biçim ve türlerini hiç çekinmeden denemiş, aşırılık sınırında
sayılan bu girişimlerle yankılar, tepkiler uyandırmış.

 Eşi Fatma Hanım’ın ölmesi Hamid’in şiirine yepyeni ilhamlar getirmiş. Ölüm, Allah, kader,
felsefi isyanlar gibi fizikötesi konuları işlemeye başlamış. (Makber)

 Namık Kemal’e bağlı kalmış ama onun fikirlerini eserlerine pek taşıyamamış. Toplumsal
konular yerine bireysel acıları, tabiatı ve kadını işlemiş.

 Tanzimatçılar arasında yalnızca Hamit belli bir alanda (şiir) yoğunlaşmış.

Hamit nazımda şu değişiklikleri yapmış:

1) Kurallı nazım şekillerini (gazel, mesnevi) yıkarak kuralsız nazmı getirmiş.
2) Mısraları kendi arasında kafiyelemiş
 Düzgün bir Türkçe kullanamadığı için söyleyiş zaafı vardır

 Tiyatrolarını sahnelenmek için değil, okunmak için yazmıştır. Tiyatrolarında insanüstü
güçlere yer vermiştir.

ESERLERİ:
Şiirleri: Sahra (ilk pastoral şiir), Kahbe, Makber, Belde, Ölü, Halce,

Garam (Çamlıca da yaşanmış bir aşk hikayesi), Baladan Bir Ses

Tiyatroları: Sabr-ü Sebat, İçli Kız, Fitnen, Liberte, Eşber, Nesteren

RECAİZADE EKREM
 Şiir, hikaye ve tiyatro da yazan Ekrem’in en önemli yönü: Teorici
(nazariyatçı) ve romancı oluşudur.
 Ekrem’in teori alanında verdiği en ünlü eseri “Ta’lim-i Edebiyat’tır.
Bu eserdeki düşünceler II. Tanzimat ve Servet-i Fünun devri şiir ilkelerini anlatması ve Servet-i Fünun’u kuracak genç şairlere yol göstermesi bakımından önemlidir.

 Ekrem eski edebiyat karşısında yeni sanatın ilkelerini tespit eden ünlü tenkitçi olmuştur.

 İlk Tanzimatçıların “toplumcu” ilkelerine karşılık, “tekçi” şiirin savunmasını yapmıştır.

 Eskilerin “göz için kafiye” anlayışına karşı “kulak için kafiye” görüşünü savunmuştur.

 Şiirlerinin ilhan tarafı düşük, hayaller oldukça sık ve düşünceler zayıftır.

 “Her güzel şey şiirdir” ilkesini benimseyen sanatçı şiirlerini sisli güz manzaraları, yaprak,
çiçek, kelebek, mezarlıklar, kırlar ile doldurmuştur.

 Aşırı yenilikçi ve aşırı romantik Ekrem’le ( yeni şiiri destekler Zemzeme)
Muallim Naci ( eski şiiri destekler Demdeme) arasıda çıkan eski-yeni tartışması
meşhurdur.

 Şiirlerinde kişisel konuları işler, toplumsal konulara değinmez.
 Sanatıyla değil, edebiyat hakkında ileri sürdüğü fikirleriyle ün yapmış ve edebiyat çevrelerinde “ÜSTAD” olarak anılmıştır.

 Önce çok sevdiği oğlu Nejat’ın daha sonra diğer çocuklarının ölmesi üzerine çektiği
acılar şiirlerine de yansımıştır. Bu yüzden şiirleri ağlamaklıdır.
 Batılılaşmanın yanlış anlaşılmasını eleştirdiği, ilk realist roman sayılan eseri
ünlüdür.(Araba Sevdası)

ESERLERİ:

Şiirleri: Name-i Seher, Zemzeme, Pejmürde, Nejat Ekrem, Yadigar-ı Şebab
Romanları: Araba Sevdası
Hikayeleri: Muhsin Bey, Şemsa
Tiyatroları: Çok Bilen Çok Yanılır, Afife Anjelik, Vuslat

Ta’lim-i Edebiyat (önemli eseri.) Edebiyat hakkında bilgi verir
Takdir-i Elhan (Eleştiri)
ZEMZEME: Yeni şiiri destekleyen görüşlerini yazmıştır.
ARABA SEVDASI: Bilinçsizce Batıyı taklit eden Bihruz Bey’in düştüğü haller anlatılır.

NABİZADE NAZIM
 Tanzimat’ın ikinci döneminde yetişen ve realist-natüralist görüşleri
hikayelerine en iyi uyarlamış romancıların en önemlilerindendir.
 “Karabibik” bizde ilk köy romanıdır. Natüralist-Gerçekçi görüşle
yazılan ve köylünün bazı dertlerini anlatan bu eser Antalya civarında
geçmektedir. Bu hikayenin önsözünde şu görüşleri ortaya atmıştır:
Hikaye, roman özeti gibidir. Hikayede doğallığa ve sadeliğe
önem verilmeli, akla uyulmalıdır. Böylece Realizmin ilkelerini
belirlemiştir.

 Realizmi edebiyatımıza en iyi şekilde o uyarlamıştır. (Zehra)
 Realizmin etkisiyle eserleri sade, gerçekçi; kahramanları ve konuları günlük hayattandır.
ESERLERİ:

Hikayeleri: Zavallı Kız, Haspa, Bir Hatıra, Karabibik, Yadigarlarım
Roman: Zehra (psikolojik tahlillere yer verir . Edebiyatımızın ilk tezli romanıdır. İstanbul’
daki bir ailenin yaşamı konu edilir.)

KARABİBİK: Uzun hikaye biçiminde yazılmıştır. Realizmin başarılı bir örneğidir. Bu eserde kırsal kesim gerçeğine ilk kez değinilir.

SAMİPAŞAZADE SEZAİ
 “Sergüzeşt” romanıyla edebiyatımızda Realizmin öncüsü
olmuştur.
 Namık Kemal’in büyüleyici etkisi altında yetişen Sezai Bey kesin bir
yenilik taraftarıdır

 Esir bir kızın serüvenini konu alan dolayısıyla ferdi hürriyeti ve insan
haklarını savunan “Sergüzeşt” romantizm ve realizm arasıda bir köprüdür.
 Türk edebiyatında ilk edebi hikayeleri yazmış bunları Küçük Şeyler adı altında toplamıştır. Bu kitabın önsözüne bakınca onun romantizmle realizm arasında bocaladığı görülür.
 Sevet-i Fünun yazarlarını üslup bakımından etkilemiştir.
SERGÜZEŞT: Bir paşanın oğlu ile bir cariyenin aşkı anlatılır. Artık kapanmak üzere olan
köleli cariyeli konak hayatı anlatılır.
ESERLERİ:
Roman: Sergüzeşt
Hikaye: Küçük Şeyler

Tiyatro: Pir
Mektup-Sohbet: İclal

ŞEMSETTİN SAMİ
 Tanzimat edebiyatının dil alanında önemli eserler veren sanatçısıdır.
 Fransızcadan çevirdiği sözlükler önemlidir.
 En önemli eseri “Kamus-ı Türki” dir.
 Dilin sadeleştirilmesi hakkındaki fikirleri sonraki kuşağa yol göstermiştir.

 Kutadgu Bilig’i Türkçeye çevirmiştir.
 Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat adlı romanı vardır.

TAAŞŞUK-I TALAT VE FITNAT: Babası öldüğü için annesi tarafından büyütülen Talat,
pencereden görüp aşık olduğu Fitnat’a daha yakın olabilmek için kadın kıyafetleri giyip
kendini piyano hocası olarak kabul ettirmiştir. Tüm bunlar olurken Talat’ın annesi oğlundaki garip davranışlardan kuşkulanarak onu, düzelmesi için, Sudanlı bir kızla evlendirmek
ister. Talat bu isteğe şiddetle karşı çıkmış; ama Fitnat babasının kendisini zengin biriyle
evlendirme isteğine fazla itiraz edememiştir. Fitnat, evlendiği gece sevgilisinden ayrılmanın verdiği üzüntüyle kendini vurur. Ölmeden önce, evlendiği adamın vaktiyle annesini
terk eden babası olduğunu öğrenir. Bunun üzerine Fıtnat’ın babası da Talat da intihar eder.

MUALLİM NACİ
 Recaizade ile sanat hakkında girdiği sert tartışma onu yeni edebiyatın
karşısında göstermiştir.
 Demdeme adlı eserinde ne kadar eski şiiri savunsa da aruzu Türkçeye
diğerlerinden daha güzel uygulamıştır.

 Edebiyatımızda köyden bahseden ilk şiir onundur. (Köylü Kızların Şarkısı)

ESERLERİ: Ömer’in Çocukluğu (anı)
EBUZZİYA TEVFİK:

 Uzun yıllar yaptığı gazetecilik ile tanınmıştır. Çıkardığı gazeteler ve buralardaki yazılarıyla Tanzimat edebiyatının ve bu dönemin tanınmasını sağlamıştır.( Yeni Osmanlılar
Tarihi adlı inceleme eseri)

 Tasvir-i Efkar gazetesini gönüllü olarak çıkarmıştır.

Eserleri:

Piyes: Ecel-i Kaza
Antoloji: Numune-i Edebiyatı Osmaniye
Nesir: Lügat-i Ebüzziya, Yeni Osmanlılar Tarihi

HAZIRLAYAN
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ
SERDAR GÜL

www.edebiyatogretmeni.net


Slide 18

www.edebiyatogretmeni.net

XIX. yy. edebiyatımızın girişimler dönemidir. Roman, öykü,
tiyatro alanlarında ilk örnekler verilmiş, şiirdeki başkaldırmalar divan
şiirine ilgiyi azaltmıştı. Çıkmaya başlayan özel gazeteler roman, öykü
yayımlıyor, edebiyat adamlarının tartışmalarına yer veriyordu. Bazı
kesimler Namık Kemal’in şiire getirdiği: “özgürlük, vatan, hak, insanlık, esaret…” gibi kavramlarda kendi sorunlarını, kendi isteklerini,
kendi kişiliğini bularak yeni edebiyat girişimlerine yandaş oldu.

Tanzimat ile Divan Edebiyatı’nın Karşılaştırması

1) Divan şiirindeki “parça güzelliği” yerine,Tanzimat şiirinde “bütün güzelliği” önemsenmiş
2) Divan edebiyatı yüksek zümredeki insanlara hitap ederken, Tanzimat edebiyatı halka
seslenmiş.
3) Divan şiirinde ölçü aruzdur, Tanzimat’ta ise aruzun yanında hece ölçüsü de kullanılmış.
4) Divan nesrinde söz hünerleri gösterme,sanat kullanma esasken, Tanzimat nesrinde bir
takım fikirleri halka ulaştırmak halkı bilgilendirmek ve eğitmek esastır.

5) Divan edebiyatında aşk, şarap, kadın, eğlence, hayali konular işlenirken; Tanzimat edebiyatında gerçek yaşam, tabiat, kişisel acı ve ızdıraplar, toplumsal konular işlenmiştir.
6) Divan edebiyatında kullanılmayan birçok edebi tür Tanzimat edebiyatında kullanılmaya
başlanmış (roman, hikaye, tiyatro, sone, terza-rima, triyole, gazete…)
7) Divan edebiyatında dil ağır ve sanatlıdır; Tanzimat edebiyatında dil sadeleştirilmiş,
halkın dili kullanılmıştır.

Bu dönem edebiyatını iki bölümde incelemek gerekir

1. Dönem:


Bu döneme Şinasi, Ziya, Namık Kemal okulu adı verilir.



Bu dönemin başlıca sanatçıları: Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Mithat,

Şemsettin Sami, Ahmet Vefik Paşa, Ali Suavi, Ahmet Cevdet Paşa



Bu dönemde “sanat toplum içindir” görüşü benimsenmiş.



Bu dönemde amaç: “Divan edebiyatını yıkmak,yerine sosyal yaşamla geniş ölçüde
alakalı inkılapçı bir edebiyat getirmek.



Halka halk diliyle hitap etmek amacıyla sade dile ve halk Türkçesine önem vermek



Vatan sevgisi, millet duygusu, hürriyet aşkı, halk sevgisi… gibi duyguları halka aşılamak ve onları bu yolda eğitmek.



Gazete, roman, öykü, makale, şiir, tiyatro… gibi
yenilikleri Türk edebiyatına getirmek ve
uygulamak.

 Şiirde estetik güzellik değil içerik ön plana çıkmıştır.
 Eski nazım şekilleriyle yeni kavram ve duyguları işlemişlerdir.
 Bu dönem sanatçıları ,edebiyatın yanında siyasetle de ilgilenmiştir.
 Ortaya konan eserler, taklit olduğu için teknik yönden zayıftır.
 Fransız edebiyatı örnek alınmıştır.
 Bu dönem sanatçıları genelde Romantizmin etkisindedir.
 Eserlerde rastlantılara çokça yer verilir.
 Okuyucuyu bilgilendirmek için olayların akışı sık sık kesilir.

2. Dönem:
 Bu döneme Ekrem, Sezai, Hamit okulu adı verilir.
 Bu dönemin sanatçıları:” Abdulhak Hamit Tahran, Recaizade Ekrem, Sami Paşazade

Sezai, Nabizade Nazım, Ebuziya Tevfik, Ali Bey…

 Bu dönemde “ sanat sanat içindir “ görüşü benimsenmiş.
 Siyasi ve toplumsal ideolojilerden uzak durmuşlar.
 Sanatta batılılaşmayı savunurlar
 Eski edebiyata karşı yeni edebiyatı savunurlar.
 I. Tanzimatçılara göre batı edebiyatını edebiyatımızda daha da kökleştirmişler.
 İdeolojik görüşlerini aktif olarak değil, eserlerindeki kahramanlarla işlemişler.
 Romanda realizmin tesiri şiirde ise romantizmin tesiri görülür.
 Dil ağırdır.

 Gazetecilik eski işlevini yitirmiş.
 Tiyatro eserleri oynanmak için değil okunmak için yazılmış.
 Şiirde bireysel duygular anlatılmış ve güzel olan her şey şiire konu olmuş.
 Muallim Naci bu dönemde Divan edebiyatını savunan tek sanatçıdır.

Tanzimat Edebiyatının Genel Özellikleri
1) Dilin sadeleşmesi amaçlanmış, özellikle tiyatro, anı, mektup ve halka seslenen
romanlarda bu amaç bir ölçüde gerçekleştirilmiştir. Ancak sanatçılar, eski alışkanlıklarından tamamen kurtulamadıkları için yabancı sözcük ve kurallardan büsbütün
sıyrılamamışlardır.

2) Divan edebiyatının kullandığı şiir, tarih ve mektup gibi türleri batı anlayışına göre
yenilemişlerdir.
3) Makale, tiyatro, roman, hikaye, anı gibi yeni türler kullanılmaya başlanmıştır.
4) Daha önce toplum sorunlarıyla hiç ilgisi bulunmayan sanatı; toplumu düzeltmek,
eğitmek için bir dava aracı olarak kullanma anlayışına yönelmişlerdir.
5) Fransız edebiyatından esinlenerek klasisizm, romantizm, realizm ve natüralizm
akımlarının etkisinde eserler yaratılmıştır.

6) Nesirde iç kafiye (seci) bırakılmış, anlatımda süs yerine, düşünceleri halka ulaştırma amacı güdülerek yeni bir nesir yaratılmıştır.
7) Şiirde hecenin örnekleri görülmekle birlikte aruzun kullanımı devam etmiştir.

8) Günlük olaylar, duygu ve düşünceler şiire sokularak şiirin konusu genişletilmiştir.
9) Başlangıçta yeni düşünceler eski nazım biçimleri içinde verilirken sonraları yeni
biçimler kullanılmıştır.
10) Şiirde konu ve anlam bütünlüğü aranmıştır.
11) Divan edebiyatındaki “parça güzelliği” anlayışının yerini “bütün güzelliği” almıştır.
12) Roman ve hikayelerin konusu ya günlük yaşayıştan ya da tarihten alınmıştır.
13) Tiyatroda toplum sorunları, gelenek, görenek, çocuk, aile, yaşanılan olaylar işlenmiştir.

14) Eserlerde kahramanlar tek yönlü ele alınmış, iyiler ödüllendirilmiş, kötüler cezalandırılmıştır.
15) Roman ve öykülerde olayların akışında rastlantılara çok yer verilmiştir.
16) Romanların içinde konu dışına çıkılarak okuyucuya bilgi ve öğüt vermekten kaçınılmamıştır.
17) Yazarlar, eserlerinde kendi kişiliklerini gizlememiştir.

18) Roman kahramanları çoğu zaman bir görüşte aşık olur.
19) Toplumsal olaylara yüzeyden bakılır.
20) Tanzimat romanında aile problemi büyük yer tutar. Avrupa taklitçiliği nedeniyle
aile içindeki sarsılma ve çöküntüler işlenir.(Araba Sevdası,İntibah)
21) Tiyatro bu dönemde Namık Kemal’le başlar. Ahmet Vefik Paşa’nın Molier’den
yaptığı çevirilerle ileri bir sanat düzeyine ulaşır.
22) Bu edebiyatın nesir sahasındaki en büyük kazancı gazetedir.
23) Bu dönemdeki tiyatro eserleri sahnelenmeye uygun değildir.
24) Mizah ve hiciv anlayışı bu dönemde daha da gelişmiştir. Batılı anlamdaki ilk mizah
örneği bu dönemde verilir.
25) Türk edebiyatında gerçek edebi tenkit bu dönemde başlamıştır.
26) Bu dönemde roman tekniği tam oturmamıştır. Romanımızın emekleme dönemidir.
Tasvirlerde ve kurguda kompozisyon bozukluğu vardır.

27) Bu dönem yazarlarında yaygın bir tasvir yapma alışkanlığı vardır.

28) Kahramanlar üst tabakadandır.
29) Olaylar İstanbul ve çevresinde geçer.
30) İşlenen konular: Yanlış batılılaşma, alafrangalık özentisi, sarsılan aile düzeni,
kültürel yozlaşma, fakirlik, cariyelik, görücü usulü evlenme, cehalet ve tarihi
konulardır.

TANZİMATIN TÜRK EDEBİYATINA KAZANDIRDIĞI İLKLER

1) İlk Gazeteler:
a) Takvim-i Vakayi ( İlk Türk gazetesi)
b) Ceride-i Havadis (Yarı resmi gazete)
c) Tercüman-ı Ahval (Şinasi ve Agah Efendi’nin çıkardığı ilk özel Türk gazetesi)
d) Tasvir-i Efkar (Şinasi’nin Namık Kemal’e devrettiği ikinci özel Türk gazetesi)
e) Hürriyet (Namık Kemal ve Ziya Paşa’nın yurt dışında çıkardıkları ilk Türk gazetesi)
f) Tercüman-ı Hakikat
2) İlk Çeviri Roman: Telemak; Yusuf Kamil Paşa Fenelon’dan çevirmiştir.
3) İlk Yerli Roman: Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat. Şemsettin Sami tarafından yazılmıştır,
edebi değeri yoktur.

4) Bir Edebi Akım Etkisinde Yazılan İlk Roman: İntibah; Namık Kemal tarafından
romantizme bağlı kalınarak yazılmış bir sosyal romandır.
5) İlk Realist Romanlar: Sergüzeşt; Sami Paşazade Sezai yazmıştır.
Araba Sevdası; Recaizade Mahmut Ekrem yazmıştır.
6) İlk Tiyatro Eseri: Şair Evlenmesi; Şinasi yazmıştır.

7) İlk Köy Romanı: Karabibik; Nabizade Nazım yazmıştır.
8) İlk Öyküler: Küçük Şeyler; Sami Paşazade Sezai yazmıştır. (Basılan ilk hikaye kitabı)
Letaif-i Rivayet; Ahmet Mithat Efendi yazmıştır.( Yazılan ilk hikaye kitabı)
9) İlk Makale: Şinasi yazmıştır.
10) İlk Şiir Çevirileri: Şinasi tarafından Fransızcadan yapılmıştır.
11) İlk Noktalama İşaretleri: Şinasi tarafından kullanılmıştır.
12) Edebiyatımızda ilk tarihi roman: Namık Kemal'in "Cezmi" adlı eseridir.
13) Edebiyatımızdaki ilk eleştirmen: Namık Kemal'dir.
14) Türk Edebiyatındaki ilk polisiye roman: Esrar-ı Cinayet; Ahmet Mithat yazmıştır.

Dönemin Sanatçıları ve Eserleri

ŞİNASİ

 Maliye öğretimi için Fransa’ya devlet tarafından ilk gönderilen öğrencilerdendir. Fakat Şinasi o dönemde edebiyatla ilgilenmiş ve dönemin ünlü
yazar şairleriyle tanışmıştır. Yurda döndüğünde Agah Efendiyle 1860’ta
Tercüman-ı Ahval gazetesini çıkarmışlardır.
 Şinasi divan edebiyatındaki duygu kavramını bir yana itip akla ve mantığa yer verir.

 Halk dilini kullanmayı, böylece halkı bilinçlendirmeyi hedefler.

 Kısa cümleli ,yeni görüşlerle örgülü bir nesir yapısı meydana getirmiştir.

 Şairlik yönü pek güçlü olmayan Şinasi, edebiyatımıza getirdiği yeniliklerle tanınır.








Bu yenilikler şunlardır:

ilk tiyatro eserimiz olan Şair Evlenmesi (Bu eserde görücü usulüyle evlenme eleştirilir.)
Edebiyatımızda noktalama işaretlerini ilk defa kullanmıştır.
İlk özel Türk gazetesi Tercüman-ı Ahval’ı çıkarmıştır.
Atasözlerimizi Durub-u Emsal-i Osmaniye adı altında derlemiş.
İlk makaleyi yazdı: Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi
Dilde sadeleşmenin öncüsü olmuştur.

 Şiirlerini Müntehabat-ı Eş’ar’ım adı ile yayınlamıştır.
 Şiiri mecazlardan arıtıp yalınlaştırmaya çalışır.
 Eşek ile Tilki La Fontaine’den etkilenerek yazdığı bir fabldır.
 Batı şiirini tanıtmak amacıyla Fransız şairlerinden çeviriler yapmıştır.

 Şiirlerinde konu birliğine ve bütün güzelliğine önem vermiştir

www.edebiyatogretmeni.net

NAMIK KEMAL
 Önceleri klasik bir divan şairi olan Kemal, Şinasi ile tanıştıktan sonra Batı
edebiyatı ve Batı kaynaklı
fikirlerle ilgilenmeye başlamıştır.
 Gür sesli vatan şairi,dava ve sanat adamıdır. Eserlerinde hürriyet, vatan sevgisi, hak, kanun, adalet, ahlak konularını işlemiştir.
 Edebiyatımızda vatan ve hürriyet şairi olarak bilinir.
 Eski edebiyata karşı olduğu halde yeni düşünce ve kavramları yaymak amacıyla yazdığı
şiirlerin çoğunda eskiye bağlı kalmıştır
 Namık Kemal’de diğer 1. Dönem Tanzimatçılar gibi dilde sadeliği benimser.
 Yine diğerleri gibi aruzun yanında az da olsa hece veznini kullanır.

 Şiirimizin gelişmesinde büyük emeği geçmiş bu yolda gerçekten etkili olmuştur. Şiirlerini
“toplum için sanat” anlayışıyla yazmış toplumcu bir şairdir.

 Kendinden sonra gelen genç kuşaklara yurtseverlik, özgürlük tutkularını yerleştirmiş.

 Osmanlı Tiyatrosunun modern bir tiyatro olması için çaba göstermiştir. Avrupa’da bulunduğu yıllarda tiyatro türüyle ilgilenmiş ve yurda dönünce bu tarzda eserler yazmıştır.

 Eleştiri türünün ilk örneğini Ziya Paşa’nın Harabat’ına karşılık yazdığı Tahrib-i
Harabat ve Takip adlı eserleriyle vermiştir. Onun tenkitlerinde iki önemli unsur
bulunur: Biri; eski edebiyatı yıkmak, ikincisi; yeni bir edebiyat kurmak.
 Ona göre edebiyat hayale, soyuta, içe kapanmışlığa son vermeli; gerçeği, hayat,
tabiatı işlemelidir. Yeni edebiyat halka dönmeli, nüfuzlu kimselere yaranacağına
onun dertlerini dinlemeli.
 Eserlerinin tümünde romantizm egemendir.

ESERLERİ:

Tiyatro: Vatan yahut Silistre, Zavallı Çocuk, Akif Bey, Gülnihal, Celalettin Harzemşah,
Karabela
Roman: İntibah ( ilk edebi roman), Cezmi (ilk tarihi roman)
Eleştiri: Tahrib-i Harabat, Takip
Tarih, Biyografi: Kanije, Silistre Muhasarası, Osmanlı Tarihi, Devr-i İstila.
ZAVALLI ÇOCUK: Sevmedikleriyle zorla evlendirilenlerin bahtsızlığı işlenmiş.
AKİF BEY: Kocasına ihanet eden kadının dramı işlenmiş.
GÜLNİHAL: Bir sancak beyine karşı halkın isyanı anlatılır.

ZİYA PAŞA
 Ziya Paşa diğer Tanzimatçılar gibi toplumcudur, Fransız devriminin ilkelerine bağlıdır, eğitimin gerekliliğini savunur.
 Şinasi’yle başlayan Batı edebiyatı anlayışını savunur. Ancak, eski şiiri
öven “Harabat” ı hazırlayacak kadar eski şiire bağlıdır. Bu yüzden
Namık Kemal tarafından tenkit edilmiştir.
 “Doğulu ya da Batılı” olmak konusunda karara varamamıştır. Bu nedenle “Harabat”ta
Divan edebiyatını, “Şiir ve İnşa” makalesinde yeni edebiyatı savunur. Bu zıtlıklar sanatına da yansımış, tezatlar sanatçısı olmuştur.
 Tanzimatçılar arasında eski şiire en fazla bağlı kalanlardandır.
 Şiirde dili sade değildir. Ancak nesir dili sadedir

 Ziya Paşa daha çok siyasi ve sosyal tenkit makaleleri yazmıştır. Makalelerinde idarecilere savaş açmıştır.
 Şiirlerinde öğütler ve felsefi temalar görülür.
 Diğer Tanzimatçılar gibi gazetecilik yönü kuvvetlidir.

ESERLERİ:

1) Tekib-i Bent (Dönemin sosyal bir eleştirisidir. Bağdatlı Ruhi’ye nazire olarak yazmıştır.)
Terci-i Bent (şiir)
2) Zafername (mizah) ( Sadrazam Ali Paşa aleyhinde yazılmıştır.)
3) Harabat (Bu antolojide halk şiirini kötülemiş Divan şiirini yüceltmiş.)
Şiir ve İnşa (Bu makalede gerçek şiirimizin halk şiiri olduğunu söylemiş.)
4) Rüya ( Türk edebiyatındaki ilk röportaj sayabiliriz.)
Veraset Mektupları ( makale)
5) Emil, Defter-i Amal ( j.j. Rausseaux ‘dan çeviri)
6) Eş’ar-ı Ziya (şiir)

www.edebiyatogretmeni.net

AHMET MİTHAT EFENDİ
 Tanzimat döneminde, halk için roman anlayışını başlatan yazardır.
Bütün eserlerini halkın okuma zevkini geliştirmek için yazmıştır.
Tanzimat edebiyatında halkın dilini en iyi kullanan yazar o’dur.
 Türk edebiyatında en çok eser veren sanatçı olarak bilinir. Roman
ve hikayelerini hiçbir teknik kaygısı gütmeden yazmıştır. Sırası gelince
olayların akışını durdurup okuyucuya bilgi ve nasihat verir.
 Diğer Tanzimatçılar gibi siyasi konulara değinmemiştir.
 Batı medeniyetinin Türk toplumuyla bağdaşmayan yönlerini anlatmaya çalışmıştır.
Avrupa hayranlarını eserlerinde züppe ve alafranga olarak eleştirmiştir.

 Bütün yapıtlarını nesir türünde vermiştir.
 Her yapıtının sonunda bir “kıssada hisse” vardır.
 Eserlerinde bir eğitici gibi halkı her konuda bilgilendirmeyi ona kılavuzluk etmeyi amaçlar.

ESERLERİ:

Hikayeleri: Letaif-i Rivayet(25 cilt). Edebiyatımızdaki ilk hikayeler.
Romanları: Hasan Mellah, Hüseyin Fellah, Dünyaya İkinci Geliş, Felatun Bey’le Rakım
Efendi, Paris’te Bir Türk, Müşahedat

Tiyatro: Çengi, Çerkez Özdenleri, Siyavuş, Açık Baş
Seyahat: Avrupa’da Bir Cevelan
FELATUN BEY’LE RAKIM EFENDİ: Felatun Bey her yönüyle batı hayranı biridir.
Ancak batı düşüncesini zevk ve sefa anlayışıyla özümsemiştir. Rakım Efendi ise Felatun’
un tam tersi bir karakterdir.

AHMET VEFİK PAŞA
 Türk tiyatrosuna ve dil çalışmalarına önemli katkılarda bulunmuştur.
 Moliere’den yaptığı çeviriler önemlidir.
 Türkçe’yi oldukça sade kullanmış, toplumun adet, töre, mizah gücünü
eserlerine taşımıştır.
 Tarih ve dil sahasında önemli eseri Lehçe-i Osmani

ESERLERİ:

Zor Nikah (Moliere’den çeviri)
Zoraki Tabip (Moliere’den çeviri)
Okumuş Kadınlar (Moliere’den çeviri)
Secere-i Türki (Tarih)
Lehçe-i Osmani (Dil)
www.edebiyatogretmeni.net

ALİ SUAVİ:
 Hayret edilecek kadar geniş bilgili ve inanılmayacak kadar da şaşırtıcı, Batılı ve bazen
iyice cüretli, iyice sorumsuz görüşler sahibidir.
 Türkiye’de “Meşrutiyet ve Laikliği” ilk savunanlardan biridir.

 Hükümete çatan, Ali Paşa’yı yeren yazılarından dolayı Kastamonu’ya sürülmüştür.
 Uygur alfabesinin ilk Türk yazısı olduğundan söz etmiş.
 Laikliği, Meşrutiyeti, Türkçülüğü savunan İslami ölçülere bağlı bir yazardır.
 Türlü konularda gazete ve risale (broşür) yazıları, tercümeler, dini yorumlar, seyahat
yazıları vardır.

SÜLEYMAN PAŞA:
 Fikir adamı ve Türkçü bir yazardır.
 Önemli ve ünlü eseri “Tarih-i Alem”dir. Bu eser Türkçü bir bakışla yazılmış ve kendisinden sonra gelen Türkçü yazarları etkilemiştir.

ABDÜLHAK HAMİT TARHAN
 Tanzimat döneminin en büyük ve en verimli şairidir. Türk şiirine
geniş ufuklar açmış; günlük yaşam, aşk, vatan-millet sevgisi, ölüm
ve metafizik üzerine, sevinç, ümit ve tezatlardan, isyan ve feryatlardan güç alan epik, şiir ve felsefi şiirler yazdı. Divan şiirini sona
erdiren sanatçıdır.
 Yazdığı tiyatro eserleri sahnelenmeye elverişli değildir.
 Şiirlerinde orijinal buluşlar ve hayaller vardır.

 Ediplerimiz arasında hayat coğrafyası en geniş olan adamdır

 Şiirin şekil ve içeriğiyle istediği gibi oynanır sandığı için edebiyatımızda yıkıcı olduğu
kadar yapıcıdır.

 Batı şiirinin hemen bütün biçim ve türlerini hiç çekinmeden denemiş, aşırılık sınırında
sayılan bu girişimlerle yankılar, tepkiler uyandırmış.

 Eşi Fatma Hanım’ın ölmesi Hamid’in şiirine yepyeni ilhamlar getirmiş. Ölüm, Allah, kader,
felsefi isyanlar gibi fizikötesi konuları işlemeye başlamış. (Makber)

 Namık Kemal’e bağlı kalmış ama onun fikirlerini eserlerine pek taşıyamamış. Toplumsal
konular yerine bireysel acıları, tabiatı ve kadını işlemiş.

 Tanzimatçılar arasında yalnızca Hamit belli bir alanda (şiir) yoğunlaşmış.

Hamit nazımda şu değişiklikleri yapmış:

1) Kurallı nazım şekillerini (gazel, mesnevi) yıkarak kuralsız nazmı getirmiş.
2) Mısraları kendi arasında kafiyelemiş
 Düzgün bir Türkçe kullanamadığı için söyleyiş zaafı vardır

 Tiyatrolarını sahnelenmek için değil, okunmak için yazmıştır. Tiyatrolarında insanüstü
güçlere yer vermiştir.

ESERLERİ:
Şiirleri: Sahra (ilk pastoral şiir), Kahbe, Makber, Belde, Ölü, Halce,

Garam (Çamlıca da yaşanmış bir aşk hikayesi), Baladan Bir Ses

Tiyatroları: Sabr-ü Sebat, İçli Kız, Fitnen, Liberte, Eşber, Nesteren

RECAİZADE EKREM
 Şiir, hikaye ve tiyatro da yazan Ekrem’in en önemli yönü: Teorici
(nazariyatçı) ve romancı oluşudur.
 Ekrem’in teori alanında verdiği en ünlü eseri “Ta’lim-i Edebiyat’tır.
Bu eserdeki düşünceler II. Tanzimat ve Servet-i Fünun devri şiir ilkelerini anlatması ve Servet-i Fünun’u kuracak genç şairlere yol göstermesi bakımından önemlidir.

 Ekrem eski edebiyat karşısında yeni sanatın ilkelerini tespit eden ünlü tenkitçi olmuştur.

 İlk Tanzimatçıların “toplumcu” ilkelerine karşılık, “tekçi” şiirin savunmasını yapmıştır.

 Eskilerin “göz için kafiye” anlayışına karşı “kulak için kafiye” görüşünü savunmuştur.

 Şiirlerinin ilhan tarafı düşük, hayaller oldukça sık ve düşünceler zayıftır.

 “Her güzel şey şiirdir” ilkesini benimseyen sanatçı şiirlerini sisli güz manzaraları, yaprak,
çiçek, kelebek, mezarlıklar, kırlar ile doldurmuştur.

 Aşırı yenilikçi ve aşırı romantik Ekrem’le ( yeni şiiri destekler Zemzeme)
Muallim Naci ( eski şiiri destekler Demdeme) arasıda çıkan eski-yeni tartışması
meşhurdur.

 Şiirlerinde kişisel konuları işler, toplumsal konulara değinmez.
 Sanatıyla değil, edebiyat hakkında ileri sürdüğü fikirleriyle ün yapmış ve edebiyat çevrelerinde “ÜSTAD” olarak anılmıştır.

 Önce çok sevdiği oğlu Nejat’ın daha sonra diğer çocuklarının ölmesi üzerine çektiği
acılar şiirlerine de yansımıştır. Bu yüzden şiirleri ağlamaklıdır.
 Batılılaşmanın yanlış anlaşılmasını eleştirdiği, ilk realist roman sayılan eseri
ünlüdür.(Araba Sevdası)

ESERLERİ:

Şiirleri: Name-i Seher, Zemzeme, Pejmürde, Nejat Ekrem, Yadigar-ı Şebab
Romanları: Araba Sevdası
Hikayeleri: Muhsin Bey, Şemsa
Tiyatroları: Çok Bilen Çok Yanılır, Afife Anjelik, Vuslat

Ta’lim-i Edebiyat (önemli eseri.) Edebiyat hakkında bilgi verir
Takdir-i Elhan (Eleştiri)
ZEMZEME: Yeni şiiri destekleyen görüşlerini yazmıştır.
ARABA SEVDASI: Bilinçsizce Batıyı taklit eden Bihruz Bey’in düştüğü haller anlatılır.

NABİZADE NAZIM
 Tanzimat’ın ikinci döneminde yetişen ve realist-natüralist görüşleri
hikayelerine en iyi uyarlamış romancıların en önemlilerindendir.
 “Karabibik” bizde ilk köy romanıdır. Natüralist-Gerçekçi görüşle
yazılan ve köylünün bazı dertlerini anlatan bu eser Antalya civarında
geçmektedir. Bu hikayenin önsözünde şu görüşleri ortaya atmıştır:
Hikaye, roman özeti gibidir. Hikayede doğallığa ve sadeliğe
önem verilmeli, akla uyulmalıdır. Böylece Realizmin ilkelerini
belirlemiştir.

 Realizmi edebiyatımıza en iyi şekilde o uyarlamıştır. (Zehra)
 Realizmin etkisiyle eserleri sade, gerçekçi; kahramanları ve konuları günlük hayattandır.
ESERLERİ:

Hikayeleri: Zavallı Kız, Haspa, Bir Hatıra, Karabibik, Yadigarlarım
Roman: Zehra (psikolojik tahlillere yer verir . Edebiyatımızın ilk tezli romanıdır. İstanbul’
daki bir ailenin yaşamı konu edilir.)

KARABİBİK: Uzun hikaye biçiminde yazılmıştır. Realizmin başarılı bir örneğidir. Bu eserde kırsal kesim gerçeğine ilk kez değinilir.

SAMİPAŞAZADE SEZAİ
 “Sergüzeşt” romanıyla edebiyatımızda Realizmin öncüsü
olmuştur.
 Namık Kemal’in büyüleyici etkisi altında yetişen Sezai Bey kesin bir
yenilik taraftarıdır

 Esir bir kızın serüvenini konu alan dolayısıyla ferdi hürriyeti ve insan
haklarını savunan “Sergüzeşt” romantizm ve realizm arasıda bir köprüdür.
 Türk edebiyatında ilk edebi hikayeleri yazmış bunları Küçük Şeyler adı altında toplamıştır. Bu kitabın önsözüne bakınca onun romantizmle realizm arasında bocaladığı görülür.
 Sevet-i Fünun yazarlarını üslup bakımından etkilemiştir.
SERGÜZEŞT: Bir paşanın oğlu ile bir cariyenin aşkı anlatılır. Artık kapanmak üzere olan
köleli cariyeli konak hayatı anlatılır.
ESERLERİ:
Roman: Sergüzeşt
Hikaye: Küçük Şeyler

Tiyatro: Pir
Mektup-Sohbet: İclal

ŞEMSETTİN SAMİ
 Tanzimat edebiyatının dil alanında önemli eserler veren sanatçısıdır.
 Fransızcadan çevirdiği sözlükler önemlidir.
 En önemli eseri “Kamus-ı Türki” dir.
 Dilin sadeleştirilmesi hakkındaki fikirleri sonraki kuşağa yol göstermiştir.

 Kutadgu Bilig’i Türkçeye çevirmiştir.
 Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat adlı romanı vardır.

TAAŞŞUK-I TALAT VE FITNAT: Babası öldüğü için annesi tarafından büyütülen Talat,
pencereden görüp aşık olduğu Fitnat’a daha yakın olabilmek için kadın kıyafetleri giyip
kendini piyano hocası olarak kabul ettirmiştir. Tüm bunlar olurken Talat’ın annesi oğlundaki garip davranışlardan kuşkulanarak onu, düzelmesi için, Sudanlı bir kızla evlendirmek
ister. Talat bu isteğe şiddetle karşı çıkmış; ama Fitnat babasının kendisini zengin biriyle
evlendirme isteğine fazla itiraz edememiştir. Fitnat, evlendiği gece sevgilisinden ayrılmanın verdiği üzüntüyle kendini vurur. Ölmeden önce, evlendiği adamın vaktiyle annesini
terk eden babası olduğunu öğrenir. Bunun üzerine Fıtnat’ın babası da Talat da intihar eder.

MUALLİM NACİ
 Recaizade ile sanat hakkında girdiği sert tartışma onu yeni edebiyatın
karşısında göstermiştir.
 Demdeme adlı eserinde ne kadar eski şiiri savunsa da aruzu Türkçeye
diğerlerinden daha güzel uygulamıştır.

 Edebiyatımızda köyden bahseden ilk şiir onundur. (Köylü Kızların Şarkısı)

ESERLERİ: Ömer’in Çocukluğu (anı)
EBUZZİYA TEVFİK:

 Uzun yıllar yaptığı gazetecilik ile tanınmıştır. Çıkardığı gazeteler ve buralardaki yazılarıyla Tanzimat edebiyatının ve bu dönemin tanınmasını sağlamıştır.( Yeni Osmanlılar
Tarihi adlı inceleme eseri)

 Tasvir-i Efkar gazetesini gönüllü olarak çıkarmıştır.

Eserleri:

Piyes: Ecel-i Kaza
Antoloji: Numune-i Edebiyatı Osmaniye
Nesir: Lügat-i Ebüzziya, Yeni Osmanlılar Tarihi

HAZIRLAYAN
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ
SERDAR GÜL

www.edebiyatogretmeni.net


Slide 19

www.edebiyatogretmeni.net

XIX. yy. edebiyatımızın girişimler dönemidir. Roman, öykü,
tiyatro alanlarında ilk örnekler verilmiş, şiirdeki başkaldırmalar divan
şiirine ilgiyi azaltmıştı. Çıkmaya başlayan özel gazeteler roman, öykü
yayımlıyor, edebiyat adamlarının tartışmalarına yer veriyordu. Bazı
kesimler Namık Kemal’in şiire getirdiği: “özgürlük, vatan, hak, insanlık, esaret…” gibi kavramlarda kendi sorunlarını, kendi isteklerini,
kendi kişiliğini bularak yeni edebiyat girişimlerine yandaş oldu.

Tanzimat ile Divan Edebiyatı’nın Karşılaştırması

1) Divan şiirindeki “parça güzelliği” yerine,Tanzimat şiirinde “bütün güzelliği” önemsenmiş
2) Divan edebiyatı yüksek zümredeki insanlara hitap ederken, Tanzimat edebiyatı halka
seslenmiş.
3) Divan şiirinde ölçü aruzdur, Tanzimat’ta ise aruzun yanında hece ölçüsü de kullanılmış.
4) Divan nesrinde söz hünerleri gösterme,sanat kullanma esasken, Tanzimat nesrinde bir
takım fikirleri halka ulaştırmak halkı bilgilendirmek ve eğitmek esastır.

5) Divan edebiyatında aşk, şarap, kadın, eğlence, hayali konular işlenirken; Tanzimat edebiyatında gerçek yaşam, tabiat, kişisel acı ve ızdıraplar, toplumsal konular işlenmiştir.
6) Divan edebiyatında kullanılmayan birçok edebi tür Tanzimat edebiyatında kullanılmaya
başlanmış (roman, hikaye, tiyatro, sone, terza-rima, triyole, gazete…)
7) Divan edebiyatında dil ağır ve sanatlıdır; Tanzimat edebiyatında dil sadeleştirilmiş,
halkın dili kullanılmıştır.

Bu dönem edebiyatını iki bölümde incelemek gerekir

1. Dönem:


Bu döneme Şinasi, Ziya, Namık Kemal okulu adı verilir.



Bu dönemin başlıca sanatçıları: Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Mithat,

Şemsettin Sami, Ahmet Vefik Paşa, Ali Suavi, Ahmet Cevdet Paşa



Bu dönemde “sanat toplum içindir” görüşü benimsenmiş.



Bu dönemde amaç: “Divan edebiyatını yıkmak,yerine sosyal yaşamla geniş ölçüde
alakalı inkılapçı bir edebiyat getirmek.



Halka halk diliyle hitap etmek amacıyla sade dile ve halk Türkçesine önem vermek



Vatan sevgisi, millet duygusu, hürriyet aşkı, halk sevgisi… gibi duyguları halka aşılamak ve onları bu yolda eğitmek.



Gazete, roman, öykü, makale, şiir, tiyatro… gibi
yenilikleri Türk edebiyatına getirmek ve
uygulamak.

 Şiirde estetik güzellik değil içerik ön plana çıkmıştır.
 Eski nazım şekilleriyle yeni kavram ve duyguları işlemişlerdir.
 Bu dönem sanatçıları ,edebiyatın yanında siyasetle de ilgilenmiştir.
 Ortaya konan eserler, taklit olduğu için teknik yönden zayıftır.
 Fransız edebiyatı örnek alınmıştır.
 Bu dönem sanatçıları genelde Romantizmin etkisindedir.
 Eserlerde rastlantılara çokça yer verilir.
 Okuyucuyu bilgilendirmek için olayların akışı sık sık kesilir.

2. Dönem:
 Bu döneme Ekrem, Sezai, Hamit okulu adı verilir.
 Bu dönemin sanatçıları:” Abdulhak Hamit Tahran, Recaizade Ekrem, Sami Paşazade

Sezai, Nabizade Nazım, Ebuziya Tevfik, Ali Bey…

 Bu dönemde “ sanat sanat içindir “ görüşü benimsenmiş.
 Siyasi ve toplumsal ideolojilerden uzak durmuşlar.
 Sanatta batılılaşmayı savunurlar
 Eski edebiyata karşı yeni edebiyatı savunurlar.
 I. Tanzimatçılara göre batı edebiyatını edebiyatımızda daha da kökleştirmişler.
 İdeolojik görüşlerini aktif olarak değil, eserlerindeki kahramanlarla işlemişler.
 Romanda realizmin tesiri şiirde ise romantizmin tesiri görülür.
 Dil ağırdır.

 Gazetecilik eski işlevini yitirmiş.
 Tiyatro eserleri oynanmak için değil okunmak için yazılmış.
 Şiirde bireysel duygular anlatılmış ve güzel olan her şey şiire konu olmuş.
 Muallim Naci bu dönemde Divan edebiyatını savunan tek sanatçıdır.

Tanzimat Edebiyatının Genel Özellikleri
1) Dilin sadeleşmesi amaçlanmış, özellikle tiyatro, anı, mektup ve halka seslenen
romanlarda bu amaç bir ölçüde gerçekleştirilmiştir. Ancak sanatçılar, eski alışkanlıklarından tamamen kurtulamadıkları için yabancı sözcük ve kurallardan büsbütün
sıyrılamamışlardır.

2) Divan edebiyatının kullandığı şiir, tarih ve mektup gibi türleri batı anlayışına göre
yenilemişlerdir.
3) Makale, tiyatro, roman, hikaye, anı gibi yeni türler kullanılmaya başlanmıştır.
4) Daha önce toplum sorunlarıyla hiç ilgisi bulunmayan sanatı; toplumu düzeltmek,
eğitmek için bir dava aracı olarak kullanma anlayışına yönelmişlerdir.
5) Fransız edebiyatından esinlenerek klasisizm, romantizm, realizm ve natüralizm
akımlarının etkisinde eserler yaratılmıştır.

6) Nesirde iç kafiye (seci) bırakılmış, anlatımda süs yerine, düşünceleri halka ulaştırma amacı güdülerek yeni bir nesir yaratılmıştır.
7) Şiirde hecenin örnekleri görülmekle birlikte aruzun kullanımı devam etmiştir.

8) Günlük olaylar, duygu ve düşünceler şiire sokularak şiirin konusu genişletilmiştir.
9) Başlangıçta yeni düşünceler eski nazım biçimleri içinde verilirken sonraları yeni
biçimler kullanılmıştır.
10) Şiirde konu ve anlam bütünlüğü aranmıştır.
11) Divan edebiyatındaki “parça güzelliği” anlayışının yerini “bütün güzelliği” almıştır.
12) Roman ve hikayelerin konusu ya günlük yaşayıştan ya da tarihten alınmıştır.
13) Tiyatroda toplum sorunları, gelenek, görenek, çocuk, aile, yaşanılan olaylar işlenmiştir.

14) Eserlerde kahramanlar tek yönlü ele alınmış, iyiler ödüllendirilmiş, kötüler cezalandırılmıştır.
15) Roman ve öykülerde olayların akışında rastlantılara çok yer verilmiştir.
16) Romanların içinde konu dışına çıkılarak okuyucuya bilgi ve öğüt vermekten kaçınılmamıştır.
17) Yazarlar, eserlerinde kendi kişiliklerini gizlememiştir.

18) Roman kahramanları çoğu zaman bir görüşte aşık olur.
19) Toplumsal olaylara yüzeyden bakılır.
20) Tanzimat romanında aile problemi büyük yer tutar. Avrupa taklitçiliği nedeniyle
aile içindeki sarsılma ve çöküntüler işlenir.(Araba Sevdası,İntibah)
21) Tiyatro bu dönemde Namık Kemal’le başlar. Ahmet Vefik Paşa’nın Molier’den
yaptığı çevirilerle ileri bir sanat düzeyine ulaşır.
22) Bu edebiyatın nesir sahasındaki en büyük kazancı gazetedir.
23) Bu dönemdeki tiyatro eserleri sahnelenmeye uygun değildir.
24) Mizah ve hiciv anlayışı bu dönemde daha da gelişmiştir. Batılı anlamdaki ilk mizah
örneği bu dönemde verilir.
25) Türk edebiyatında gerçek edebi tenkit bu dönemde başlamıştır.
26) Bu dönemde roman tekniği tam oturmamıştır. Romanımızın emekleme dönemidir.
Tasvirlerde ve kurguda kompozisyon bozukluğu vardır.

27) Bu dönem yazarlarında yaygın bir tasvir yapma alışkanlığı vardır.

28) Kahramanlar üst tabakadandır.
29) Olaylar İstanbul ve çevresinde geçer.
30) İşlenen konular: Yanlış batılılaşma, alafrangalık özentisi, sarsılan aile düzeni,
kültürel yozlaşma, fakirlik, cariyelik, görücü usulü evlenme, cehalet ve tarihi
konulardır.

TANZİMATIN TÜRK EDEBİYATINA KAZANDIRDIĞI İLKLER

1) İlk Gazeteler:
a) Takvim-i Vakayi ( İlk Türk gazetesi)
b) Ceride-i Havadis (Yarı resmi gazete)
c) Tercüman-ı Ahval (Şinasi ve Agah Efendi’nin çıkardığı ilk özel Türk gazetesi)
d) Tasvir-i Efkar (Şinasi’nin Namık Kemal’e devrettiği ikinci özel Türk gazetesi)
e) Hürriyet (Namık Kemal ve Ziya Paşa’nın yurt dışında çıkardıkları ilk Türk gazetesi)
f) Tercüman-ı Hakikat
2) İlk Çeviri Roman: Telemak; Yusuf Kamil Paşa Fenelon’dan çevirmiştir.
3) İlk Yerli Roman: Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat. Şemsettin Sami tarafından yazılmıştır,
edebi değeri yoktur.

4) Bir Edebi Akım Etkisinde Yazılan İlk Roman: İntibah; Namık Kemal tarafından
romantizme bağlı kalınarak yazılmış bir sosyal romandır.
5) İlk Realist Romanlar: Sergüzeşt; Sami Paşazade Sezai yazmıştır.
Araba Sevdası; Recaizade Mahmut Ekrem yazmıştır.
6) İlk Tiyatro Eseri: Şair Evlenmesi; Şinasi yazmıştır.

7) İlk Köy Romanı: Karabibik; Nabizade Nazım yazmıştır.
8) İlk Öyküler: Küçük Şeyler; Sami Paşazade Sezai yazmıştır. (Basılan ilk hikaye kitabı)
Letaif-i Rivayet; Ahmet Mithat Efendi yazmıştır.( Yazılan ilk hikaye kitabı)
9) İlk Makale: Şinasi yazmıştır.
10) İlk Şiir Çevirileri: Şinasi tarafından Fransızcadan yapılmıştır.
11) İlk Noktalama İşaretleri: Şinasi tarafından kullanılmıştır.
12) Edebiyatımızda ilk tarihi roman: Namık Kemal'in "Cezmi" adlı eseridir.
13) Edebiyatımızdaki ilk eleştirmen: Namık Kemal'dir.
14) Türk Edebiyatındaki ilk polisiye roman: Esrar-ı Cinayet; Ahmet Mithat yazmıştır.

Dönemin Sanatçıları ve Eserleri

ŞİNASİ

 Maliye öğretimi için Fransa’ya devlet tarafından ilk gönderilen öğrencilerdendir. Fakat Şinasi o dönemde edebiyatla ilgilenmiş ve dönemin ünlü
yazar şairleriyle tanışmıştır. Yurda döndüğünde Agah Efendiyle 1860’ta
Tercüman-ı Ahval gazetesini çıkarmışlardır.
 Şinasi divan edebiyatındaki duygu kavramını bir yana itip akla ve mantığa yer verir.

 Halk dilini kullanmayı, böylece halkı bilinçlendirmeyi hedefler.

 Kısa cümleli ,yeni görüşlerle örgülü bir nesir yapısı meydana getirmiştir.

 Şairlik yönü pek güçlü olmayan Şinasi, edebiyatımıza getirdiği yeniliklerle tanınır.








Bu yenilikler şunlardır:

ilk tiyatro eserimiz olan Şair Evlenmesi (Bu eserde görücü usulüyle evlenme eleştirilir.)
Edebiyatımızda noktalama işaretlerini ilk defa kullanmıştır.
İlk özel Türk gazetesi Tercüman-ı Ahval’ı çıkarmıştır.
Atasözlerimizi Durub-u Emsal-i Osmaniye adı altında derlemiş.
İlk makaleyi yazdı: Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi
Dilde sadeleşmenin öncüsü olmuştur.

 Şiirlerini Müntehabat-ı Eş’ar’ım adı ile yayınlamıştır.
 Şiiri mecazlardan arıtıp yalınlaştırmaya çalışır.
 Eşek ile Tilki La Fontaine’den etkilenerek yazdığı bir fabldır.
 Batı şiirini tanıtmak amacıyla Fransız şairlerinden çeviriler yapmıştır.

 Şiirlerinde konu birliğine ve bütün güzelliğine önem vermiştir

www.edebiyatogretmeni.net

NAMIK KEMAL
 Önceleri klasik bir divan şairi olan Kemal, Şinasi ile tanıştıktan sonra Batı
edebiyatı ve Batı kaynaklı
fikirlerle ilgilenmeye başlamıştır.
 Gür sesli vatan şairi,dava ve sanat adamıdır. Eserlerinde hürriyet, vatan sevgisi, hak, kanun, adalet, ahlak konularını işlemiştir.
 Edebiyatımızda vatan ve hürriyet şairi olarak bilinir.
 Eski edebiyata karşı olduğu halde yeni düşünce ve kavramları yaymak amacıyla yazdığı
şiirlerin çoğunda eskiye bağlı kalmıştır
 Namık Kemal’de diğer 1. Dönem Tanzimatçılar gibi dilde sadeliği benimser.
 Yine diğerleri gibi aruzun yanında az da olsa hece veznini kullanır.

 Şiirimizin gelişmesinde büyük emeği geçmiş bu yolda gerçekten etkili olmuştur. Şiirlerini
“toplum için sanat” anlayışıyla yazmış toplumcu bir şairdir.

 Kendinden sonra gelen genç kuşaklara yurtseverlik, özgürlük tutkularını yerleştirmiş.

 Osmanlı Tiyatrosunun modern bir tiyatro olması için çaba göstermiştir. Avrupa’da bulunduğu yıllarda tiyatro türüyle ilgilenmiş ve yurda dönünce bu tarzda eserler yazmıştır.

 Eleştiri türünün ilk örneğini Ziya Paşa’nın Harabat’ına karşılık yazdığı Tahrib-i
Harabat ve Takip adlı eserleriyle vermiştir. Onun tenkitlerinde iki önemli unsur
bulunur: Biri; eski edebiyatı yıkmak, ikincisi; yeni bir edebiyat kurmak.
 Ona göre edebiyat hayale, soyuta, içe kapanmışlığa son vermeli; gerçeği, hayat,
tabiatı işlemelidir. Yeni edebiyat halka dönmeli, nüfuzlu kimselere yaranacağına
onun dertlerini dinlemeli.
 Eserlerinin tümünde romantizm egemendir.

ESERLERİ:

Tiyatro: Vatan yahut Silistre, Zavallı Çocuk, Akif Bey, Gülnihal, Celalettin Harzemşah,
Karabela
Roman: İntibah ( ilk edebi roman), Cezmi (ilk tarihi roman)
Eleştiri: Tahrib-i Harabat, Takip
Tarih, Biyografi: Kanije, Silistre Muhasarası, Osmanlı Tarihi, Devr-i İstila.
ZAVALLI ÇOCUK: Sevmedikleriyle zorla evlendirilenlerin bahtsızlığı işlenmiş.
AKİF BEY: Kocasına ihanet eden kadının dramı işlenmiş.
GÜLNİHAL: Bir sancak beyine karşı halkın isyanı anlatılır.

ZİYA PAŞA
 Ziya Paşa diğer Tanzimatçılar gibi toplumcudur, Fransız devriminin ilkelerine bağlıdır, eğitimin gerekliliğini savunur.
 Şinasi’yle başlayan Batı edebiyatı anlayışını savunur. Ancak, eski şiiri
öven “Harabat” ı hazırlayacak kadar eski şiire bağlıdır. Bu yüzden
Namık Kemal tarafından tenkit edilmiştir.
 “Doğulu ya da Batılı” olmak konusunda karara varamamıştır. Bu nedenle “Harabat”ta
Divan edebiyatını, “Şiir ve İnşa” makalesinde yeni edebiyatı savunur. Bu zıtlıklar sanatına da yansımış, tezatlar sanatçısı olmuştur.
 Tanzimatçılar arasında eski şiire en fazla bağlı kalanlardandır.
 Şiirde dili sade değildir. Ancak nesir dili sadedir

 Ziya Paşa daha çok siyasi ve sosyal tenkit makaleleri yazmıştır. Makalelerinde idarecilere savaş açmıştır.
 Şiirlerinde öğütler ve felsefi temalar görülür.
 Diğer Tanzimatçılar gibi gazetecilik yönü kuvvetlidir.

ESERLERİ:

1) Tekib-i Bent (Dönemin sosyal bir eleştirisidir. Bağdatlı Ruhi’ye nazire olarak yazmıştır.)
Terci-i Bent (şiir)
2) Zafername (mizah) ( Sadrazam Ali Paşa aleyhinde yazılmıştır.)
3) Harabat (Bu antolojide halk şiirini kötülemiş Divan şiirini yüceltmiş.)
Şiir ve İnşa (Bu makalede gerçek şiirimizin halk şiiri olduğunu söylemiş.)
4) Rüya ( Türk edebiyatındaki ilk röportaj sayabiliriz.)
Veraset Mektupları ( makale)
5) Emil, Defter-i Amal ( j.j. Rausseaux ‘dan çeviri)
6) Eş’ar-ı Ziya (şiir)

www.edebiyatogretmeni.net

AHMET MİTHAT EFENDİ
 Tanzimat döneminde, halk için roman anlayışını başlatan yazardır.
Bütün eserlerini halkın okuma zevkini geliştirmek için yazmıştır.
Tanzimat edebiyatında halkın dilini en iyi kullanan yazar o’dur.
 Türk edebiyatında en çok eser veren sanatçı olarak bilinir. Roman
ve hikayelerini hiçbir teknik kaygısı gütmeden yazmıştır. Sırası gelince
olayların akışını durdurup okuyucuya bilgi ve nasihat verir.
 Diğer Tanzimatçılar gibi siyasi konulara değinmemiştir.
 Batı medeniyetinin Türk toplumuyla bağdaşmayan yönlerini anlatmaya çalışmıştır.
Avrupa hayranlarını eserlerinde züppe ve alafranga olarak eleştirmiştir.

 Bütün yapıtlarını nesir türünde vermiştir.
 Her yapıtının sonunda bir “kıssada hisse” vardır.
 Eserlerinde bir eğitici gibi halkı her konuda bilgilendirmeyi ona kılavuzluk etmeyi amaçlar.

ESERLERİ:

Hikayeleri: Letaif-i Rivayet(25 cilt). Edebiyatımızdaki ilk hikayeler.
Romanları: Hasan Mellah, Hüseyin Fellah, Dünyaya İkinci Geliş, Felatun Bey’le Rakım
Efendi, Paris’te Bir Türk, Müşahedat

Tiyatro: Çengi, Çerkez Özdenleri, Siyavuş, Açık Baş
Seyahat: Avrupa’da Bir Cevelan
FELATUN BEY’LE RAKIM EFENDİ: Felatun Bey her yönüyle batı hayranı biridir.
Ancak batı düşüncesini zevk ve sefa anlayışıyla özümsemiştir. Rakım Efendi ise Felatun’
un tam tersi bir karakterdir.

AHMET VEFİK PAŞA
 Türk tiyatrosuna ve dil çalışmalarına önemli katkılarda bulunmuştur.
 Moliere’den yaptığı çeviriler önemlidir.
 Türkçe’yi oldukça sade kullanmış, toplumun adet, töre, mizah gücünü
eserlerine taşımıştır.
 Tarih ve dil sahasında önemli eseri Lehçe-i Osmani

ESERLERİ:

Zor Nikah (Moliere’den çeviri)
Zoraki Tabip (Moliere’den çeviri)
Okumuş Kadınlar (Moliere’den çeviri)
Secere-i Türki (Tarih)
Lehçe-i Osmani (Dil)
www.edebiyatogretmeni.net

ALİ SUAVİ:
 Hayret edilecek kadar geniş bilgili ve inanılmayacak kadar da şaşırtıcı, Batılı ve bazen
iyice cüretli, iyice sorumsuz görüşler sahibidir.
 Türkiye’de “Meşrutiyet ve Laikliği” ilk savunanlardan biridir.

 Hükümete çatan, Ali Paşa’yı yeren yazılarından dolayı Kastamonu’ya sürülmüştür.
 Uygur alfabesinin ilk Türk yazısı olduğundan söz etmiş.
 Laikliği, Meşrutiyeti, Türkçülüğü savunan İslami ölçülere bağlı bir yazardır.
 Türlü konularda gazete ve risale (broşür) yazıları, tercümeler, dini yorumlar, seyahat
yazıları vardır.

SÜLEYMAN PAŞA:
 Fikir adamı ve Türkçü bir yazardır.
 Önemli ve ünlü eseri “Tarih-i Alem”dir. Bu eser Türkçü bir bakışla yazılmış ve kendisinden sonra gelen Türkçü yazarları etkilemiştir.

ABDÜLHAK HAMİT TARHAN
 Tanzimat döneminin en büyük ve en verimli şairidir. Türk şiirine
geniş ufuklar açmış; günlük yaşam, aşk, vatan-millet sevgisi, ölüm
ve metafizik üzerine, sevinç, ümit ve tezatlardan, isyan ve feryatlardan güç alan epik, şiir ve felsefi şiirler yazdı. Divan şiirini sona
erdiren sanatçıdır.
 Yazdığı tiyatro eserleri sahnelenmeye elverişli değildir.
 Şiirlerinde orijinal buluşlar ve hayaller vardır.

 Ediplerimiz arasında hayat coğrafyası en geniş olan adamdır

 Şiirin şekil ve içeriğiyle istediği gibi oynanır sandığı için edebiyatımızda yıkıcı olduğu
kadar yapıcıdır.

 Batı şiirinin hemen bütün biçim ve türlerini hiç çekinmeden denemiş, aşırılık sınırında
sayılan bu girişimlerle yankılar, tepkiler uyandırmış.

 Eşi Fatma Hanım’ın ölmesi Hamid’in şiirine yepyeni ilhamlar getirmiş. Ölüm, Allah, kader,
felsefi isyanlar gibi fizikötesi konuları işlemeye başlamış. (Makber)

 Namık Kemal’e bağlı kalmış ama onun fikirlerini eserlerine pek taşıyamamış. Toplumsal
konular yerine bireysel acıları, tabiatı ve kadını işlemiş.

 Tanzimatçılar arasında yalnızca Hamit belli bir alanda (şiir) yoğunlaşmış.

Hamit nazımda şu değişiklikleri yapmış:

1) Kurallı nazım şekillerini (gazel, mesnevi) yıkarak kuralsız nazmı getirmiş.
2) Mısraları kendi arasında kafiyelemiş
 Düzgün bir Türkçe kullanamadığı için söyleyiş zaafı vardır

 Tiyatrolarını sahnelenmek için değil, okunmak için yazmıştır. Tiyatrolarında insanüstü
güçlere yer vermiştir.

ESERLERİ:
Şiirleri: Sahra (ilk pastoral şiir), Kahbe, Makber, Belde, Ölü, Halce,

Garam (Çamlıca da yaşanmış bir aşk hikayesi), Baladan Bir Ses

Tiyatroları: Sabr-ü Sebat, İçli Kız, Fitnen, Liberte, Eşber, Nesteren

RECAİZADE EKREM
 Şiir, hikaye ve tiyatro da yazan Ekrem’in en önemli yönü: Teorici
(nazariyatçı) ve romancı oluşudur.
 Ekrem’in teori alanında verdiği en ünlü eseri “Ta’lim-i Edebiyat’tır.
Bu eserdeki düşünceler II. Tanzimat ve Servet-i Fünun devri şiir ilkelerini anlatması ve Servet-i Fünun’u kuracak genç şairlere yol göstermesi bakımından önemlidir.

 Ekrem eski edebiyat karşısında yeni sanatın ilkelerini tespit eden ünlü tenkitçi olmuştur.

 İlk Tanzimatçıların “toplumcu” ilkelerine karşılık, “tekçi” şiirin savunmasını yapmıştır.

 Eskilerin “göz için kafiye” anlayışına karşı “kulak için kafiye” görüşünü savunmuştur.

 Şiirlerinin ilhan tarafı düşük, hayaller oldukça sık ve düşünceler zayıftır.

 “Her güzel şey şiirdir” ilkesini benimseyen sanatçı şiirlerini sisli güz manzaraları, yaprak,
çiçek, kelebek, mezarlıklar, kırlar ile doldurmuştur.

 Aşırı yenilikçi ve aşırı romantik Ekrem’le ( yeni şiiri destekler Zemzeme)
Muallim Naci ( eski şiiri destekler Demdeme) arasıda çıkan eski-yeni tartışması
meşhurdur.

 Şiirlerinde kişisel konuları işler, toplumsal konulara değinmez.
 Sanatıyla değil, edebiyat hakkında ileri sürdüğü fikirleriyle ün yapmış ve edebiyat çevrelerinde “ÜSTAD” olarak anılmıştır.

 Önce çok sevdiği oğlu Nejat’ın daha sonra diğer çocuklarının ölmesi üzerine çektiği
acılar şiirlerine de yansımıştır. Bu yüzden şiirleri ağlamaklıdır.
 Batılılaşmanın yanlış anlaşılmasını eleştirdiği, ilk realist roman sayılan eseri
ünlüdür.(Araba Sevdası)

ESERLERİ:

Şiirleri: Name-i Seher, Zemzeme, Pejmürde, Nejat Ekrem, Yadigar-ı Şebab
Romanları: Araba Sevdası
Hikayeleri: Muhsin Bey, Şemsa
Tiyatroları: Çok Bilen Çok Yanılır, Afife Anjelik, Vuslat

Ta’lim-i Edebiyat (önemli eseri.) Edebiyat hakkında bilgi verir
Takdir-i Elhan (Eleştiri)
ZEMZEME: Yeni şiiri destekleyen görüşlerini yazmıştır.
ARABA SEVDASI: Bilinçsizce Batıyı taklit eden Bihruz Bey’in düştüğü haller anlatılır.

NABİZADE NAZIM
 Tanzimat’ın ikinci döneminde yetişen ve realist-natüralist görüşleri
hikayelerine en iyi uyarlamış romancıların en önemlilerindendir.
 “Karabibik” bizde ilk köy romanıdır. Natüralist-Gerçekçi görüşle
yazılan ve köylünün bazı dertlerini anlatan bu eser Antalya civarında
geçmektedir. Bu hikayenin önsözünde şu görüşleri ortaya atmıştır:
Hikaye, roman özeti gibidir. Hikayede doğallığa ve sadeliğe
önem verilmeli, akla uyulmalıdır. Böylece Realizmin ilkelerini
belirlemiştir.

 Realizmi edebiyatımıza en iyi şekilde o uyarlamıştır. (Zehra)
 Realizmin etkisiyle eserleri sade, gerçekçi; kahramanları ve konuları günlük hayattandır.
ESERLERİ:

Hikayeleri: Zavallı Kız, Haspa, Bir Hatıra, Karabibik, Yadigarlarım
Roman: Zehra (psikolojik tahlillere yer verir . Edebiyatımızın ilk tezli romanıdır. İstanbul’
daki bir ailenin yaşamı konu edilir.)

KARABİBİK: Uzun hikaye biçiminde yazılmıştır. Realizmin başarılı bir örneğidir. Bu eserde kırsal kesim gerçeğine ilk kez değinilir.

SAMİPAŞAZADE SEZAİ
 “Sergüzeşt” romanıyla edebiyatımızda Realizmin öncüsü
olmuştur.
 Namık Kemal’in büyüleyici etkisi altında yetişen Sezai Bey kesin bir
yenilik taraftarıdır

 Esir bir kızın serüvenini konu alan dolayısıyla ferdi hürriyeti ve insan
haklarını savunan “Sergüzeşt” romantizm ve realizm arasıda bir köprüdür.
 Türk edebiyatında ilk edebi hikayeleri yazmış bunları Küçük Şeyler adı altında toplamıştır. Bu kitabın önsözüne bakınca onun romantizmle realizm arasında bocaladığı görülür.
 Sevet-i Fünun yazarlarını üslup bakımından etkilemiştir.
SERGÜZEŞT: Bir paşanın oğlu ile bir cariyenin aşkı anlatılır. Artık kapanmak üzere olan
köleli cariyeli konak hayatı anlatılır.
ESERLERİ:
Roman: Sergüzeşt
Hikaye: Küçük Şeyler

Tiyatro: Pir
Mektup-Sohbet: İclal

ŞEMSETTİN SAMİ
 Tanzimat edebiyatının dil alanında önemli eserler veren sanatçısıdır.
 Fransızcadan çevirdiği sözlükler önemlidir.
 En önemli eseri “Kamus-ı Türki” dir.
 Dilin sadeleştirilmesi hakkındaki fikirleri sonraki kuşağa yol göstermiştir.

 Kutadgu Bilig’i Türkçeye çevirmiştir.
 Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat adlı romanı vardır.

TAAŞŞUK-I TALAT VE FITNAT: Babası öldüğü için annesi tarafından büyütülen Talat,
pencereden görüp aşık olduğu Fitnat’a daha yakın olabilmek için kadın kıyafetleri giyip
kendini piyano hocası olarak kabul ettirmiştir. Tüm bunlar olurken Talat’ın annesi oğlundaki garip davranışlardan kuşkulanarak onu, düzelmesi için, Sudanlı bir kızla evlendirmek
ister. Talat bu isteğe şiddetle karşı çıkmış; ama Fitnat babasının kendisini zengin biriyle
evlendirme isteğine fazla itiraz edememiştir. Fitnat, evlendiği gece sevgilisinden ayrılmanın verdiği üzüntüyle kendini vurur. Ölmeden önce, evlendiği adamın vaktiyle annesini
terk eden babası olduğunu öğrenir. Bunun üzerine Fıtnat’ın babası da Talat da intihar eder.

MUALLİM NACİ
 Recaizade ile sanat hakkında girdiği sert tartışma onu yeni edebiyatın
karşısında göstermiştir.
 Demdeme adlı eserinde ne kadar eski şiiri savunsa da aruzu Türkçeye
diğerlerinden daha güzel uygulamıştır.

 Edebiyatımızda köyden bahseden ilk şiir onundur. (Köylü Kızların Şarkısı)

ESERLERİ: Ömer’in Çocukluğu (anı)
EBUZZİYA TEVFİK:

 Uzun yıllar yaptığı gazetecilik ile tanınmıştır. Çıkardığı gazeteler ve buralardaki yazılarıyla Tanzimat edebiyatının ve bu dönemin tanınmasını sağlamıştır.( Yeni Osmanlılar
Tarihi adlı inceleme eseri)

 Tasvir-i Efkar gazetesini gönüllü olarak çıkarmıştır.

Eserleri:

Piyes: Ecel-i Kaza
Antoloji: Numune-i Edebiyatı Osmaniye
Nesir: Lügat-i Ebüzziya, Yeni Osmanlılar Tarihi

HAZIRLAYAN
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ
SERDAR GÜL

www.edebiyatogretmeni.net


Slide 20

www.edebiyatogretmeni.net

XIX. yy. edebiyatımızın girişimler dönemidir. Roman, öykü,
tiyatro alanlarında ilk örnekler verilmiş, şiirdeki başkaldırmalar divan
şiirine ilgiyi azaltmıştı. Çıkmaya başlayan özel gazeteler roman, öykü
yayımlıyor, edebiyat adamlarının tartışmalarına yer veriyordu. Bazı
kesimler Namık Kemal’in şiire getirdiği: “özgürlük, vatan, hak, insanlık, esaret…” gibi kavramlarda kendi sorunlarını, kendi isteklerini,
kendi kişiliğini bularak yeni edebiyat girişimlerine yandaş oldu.

Tanzimat ile Divan Edebiyatı’nın Karşılaştırması

1) Divan şiirindeki “parça güzelliği” yerine,Tanzimat şiirinde “bütün güzelliği” önemsenmiş
2) Divan edebiyatı yüksek zümredeki insanlara hitap ederken, Tanzimat edebiyatı halka
seslenmiş.
3) Divan şiirinde ölçü aruzdur, Tanzimat’ta ise aruzun yanında hece ölçüsü de kullanılmış.
4) Divan nesrinde söz hünerleri gösterme,sanat kullanma esasken, Tanzimat nesrinde bir
takım fikirleri halka ulaştırmak halkı bilgilendirmek ve eğitmek esastır.

5) Divan edebiyatında aşk, şarap, kadın, eğlence, hayali konular işlenirken; Tanzimat edebiyatında gerçek yaşam, tabiat, kişisel acı ve ızdıraplar, toplumsal konular işlenmiştir.
6) Divan edebiyatında kullanılmayan birçok edebi tür Tanzimat edebiyatında kullanılmaya
başlanmış (roman, hikaye, tiyatro, sone, terza-rima, triyole, gazete…)
7) Divan edebiyatında dil ağır ve sanatlıdır; Tanzimat edebiyatında dil sadeleştirilmiş,
halkın dili kullanılmıştır.

Bu dönem edebiyatını iki bölümde incelemek gerekir

1. Dönem:


Bu döneme Şinasi, Ziya, Namık Kemal okulu adı verilir.



Bu dönemin başlıca sanatçıları: Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Mithat,

Şemsettin Sami, Ahmet Vefik Paşa, Ali Suavi, Ahmet Cevdet Paşa



Bu dönemde “sanat toplum içindir” görüşü benimsenmiş.



Bu dönemde amaç: “Divan edebiyatını yıkmak,yerine sosyal yaşamla geniş ölçüde
alakalı inkılapçı bir edebiyat getirmek.



Halka halk diliyle hitap etmek amacıyla sade dile ve halk Türkçesine önem vermek



Vatan sevgisi, millet duygusu, hürriyet aşkı, halk sevgisi… gibi duyguları halka aşılamak ve onları bu yolda eğitmek.



Gazete, roman, öykü, makale, şiir, tiyatro… gibi
yenilikleri Türk edebiyatına getirmek ve
uygulamak.

 Şiirde estetik güzellik değil içerik ön plana çıkmıştır.
 Eski nazım şekilleriyle yeni kavram ve duyguları işlemişlerdir.
 Bu dönem sanatçıları ,edebiyatın yanında siyasetle de ilgilenmiştir.
 Ortaya konan eserler, taklit olduğu için teknik yönden zayıftır.
 Fransız edebiyatı örnek alınmıştır.
 Bu dönem sanatçıları genelde Romantizmin etkisindedir.
 Eserlerde rastlantılara çokça yer verilir.
 Okuyucuyu bilgilendirmek için olayların akışı sık sık kesilir.

2. Dönem:
 Bu döneme Ekrem, Sezai, Hamit okulu adı verilir.
 Bu dönemin sanatçıları:” Abdulhak Hamit Tahran, Recaizade Ekrem, Sami Paşazade

Sezai, Nabizade Nazım, Ebuziya Tevfik, Ali Bey…

 Bu dönemde “ sanat sanat içindir “ görüşü benimsenmiş.
 Siyasi ve toplumsal ideolojilerden uzak durmuşlar.
 Sanatta batılılaşmayı savunurlar
 Eski edebiyata karşı yeni edebiyatı savunurlar.
 I. Tanzimatçılara göre batı edebiyatını edebiyatımızda daha da kökleştirmişler.
 İdeolojik görüşlerini aktif olarak değil, eserlerindeki kahramanlarla işlemişler.
 Romanda realizmin tesiri şiirde ise romantizmin tesiri görülür.
 Dil ağırdır.

 Gazetecilik eski işlevini yitirmiş.
 Tiyatro eserleri oynanmak için değil okunmak için yazılmış.
 Şiirde bireysel duygular anlatılmış ve güzel olan her şey şiire konu olmuş.
 Muallim Naci bu dönemde Divan edebiyatını savunan tek sanatçıdır.

Tanzimat Edebiyatının Genel Özellikleri
1) Dilin sadeleşmesi amaçlanmış, özellikle tiyatro, anı, mektup ve halka seslenen
romanlarda bu amaç bir ölçüde gerçekleştirilmiştir. Ancak sanatçılar, eski alışkanlıklarından tamamen kurtulamadıkları için yabancı sözcük ve kurallardan büsbütün
sıyrılamamışlardır.

2) Divan edebiyatının kullandığı şiir, tarih ve mektup gibi türleri batı anlayışına göre
yenilemişlerdir.
3) Makale, tiyatro, roman, hikaye, anı gibi yeni türler kullanılmaya başlanmıştır.
4) Daha önce toplum sorunlarıyla hiç ilgisi bulunmayan sanatı; toplumu düzeltmek,
eğitmek için bir dava aracı olarak kullanma anlayışına yönelmişlerdir.
5) Fransız edebiyatından esinlenerek klasisizm, romantizm, realizm ve natüralizm
akımlarının etkisinde eserler yaratılmıştır.

6) Nesirde iç kafiye (seci) bırakılmış, anlatımda süs yerine, düşünceleri halka ulaştırma amacı güdülerek yeni bir nesir yaratılmıştır.
7) Şiirde hecenin örnekleri görülmekle birlikte aruzun kullanımı devam etmiştir.

8) Günlük olaylar, duygu ve düşünceler şiire sokularak şiirin konusu genişletilmiştir.
9) Başlangıçta yeni düşünceler eski nazım biçimleri içinde verilirken sonraları yeni
biçimler kullanılmıştır.
10) Şiirde konu ve anlam bütünlüğü aranmıştır.
11) Divan edebiyatındaki “parça güzelliği” anlayışının yerini “bütün güzelliği” almıştır.
12) Roman ve hikayelerin konusu ya günlük yaşayıştan ya da tarihten alınmıştır.
13) Tiyatroda toplum sorunları, gelenek, görenek, çocuk, aile, yaşanılan olaylar işlenmiştir.

14) Eserlerde kahramanlar tek yönlü ele alınmış, iyiler ödüllendirilmiş, kötüler cezalandırılmıştır.
15) Roman ve öykülerde olayların akışında rastlantılara çok yer verilmiştir.
16) Romanların içinde konu dışına çıkılarak okuyucuya bilgi ve öğüt vermekten kaçınılmamıştır.
17) Yazarlar, eserlerinde kendi kişiliklerini gizlememiştir.

18) Roman kahramanları çoğu zaman bir görüşte aşık olur.
19) Toplumsal olaylara yüzeyden bakılır.
20) Tanzimat romanında aile problemi büyük yer tutar. Avrupa taklitçiliği nedeniyle
aile içindeki sarsılma ve çöküntüler işlenir.(Araba Sevdası,İntibah)
21) Tiyatro bu dönemde Namık Kemal’le başlar. Ahmet Vefik Paşa’nın Molier’den
yaptığı çevirilerle ileri bir sanat düzeyine ulaşır.
22) Bu edebiyatın nesir sahasındaki en büyük kazancı gazetedir.
23) Bu dönemdeki tiyatro eserleri sahnelenmeye uygun değildir.
24) Mizah ve hiciv anlayışı bu dönemde daha da gelişmiştir. Batılı anlamdaki ilk mizah
örneği bu dönemde verilir.
25) Türk edebiyatında gerçek edebi tenkit bu dönemde başlamıştır.
26) Bu dönemde roman tekniği tam oturmamıştır. Romanımızın emekleme dönemidir.
Tasvirlerde ve kurguda kompozisyon bozukluğu vardır.

27) Bu dönem yazarlarında yaygın bir tasvir yapma alışkanlığı vardır.

28) Kahramanlar üst tabakadandır.
29) Olaylar İstanbul ve çevresinde geçer.
30) İşlenen konular: Yanlış batılılaşma, alafrangalık özentisi, sarsılan aile düzeni,
kültürel yozlaşma, fakirlik, cariyelik, görücü usulü evlenme, cehalet ve tarihi
konulardır.

TANZİMATIN TÜRK EDEBİYATINA KAZANDIRDIĞI İLKLER

1) İlk Gazeteler:
a) Takvim-i Vakayi ( İlk Türk gazetesi)
b) Ceride-i Havadis (Yarı resmi gazete)
c) Tercüman-ı Ahval (Şinasi ve Agah Efendi’nin çıkardığı ilk özel Türk gazetesi)
d) Tasvir-i Efkar (Şinasi’nin Namık Kemal’e devrettiği ikinci özel Türk gazetesi)
e) Hürriyet (Namık Kemal ve Ziya Paşa’nın yurt dışında çıkardıkları ilk Türk gazetesi)
f) Tercüman-ı Hakikat
2) İlk Çeviri Roman: Telemak; Yusuf Kamil Paşa Fenelon’dan çevirmiştir.
3) İlk Yerli Roman: Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat. Şemsettin Sami tarafından yazılmıştır,
edebi değeri yoktur.

4) Bir Edebi Akım Etkisinde Yazılan İlk Roman: İntibah; Namık Kemal tarafından
romantizme bağlı kalınarak yazılmış bir sosyal romandır.
5) İlk Realist Romanlar: Sergüzeşt; Sami Paşazade Sezai yazmıştır.
Araba Sevdası; Recaizade Mahmut Ekrem yazmıştır.
6) İlk Tiyatro Eseri: Şair Evlenmesi; Şinasi yazmıştır.

7) İlk Köy Romanı: Karabibik; Nabizade Nazım yazmıştır.
8) İlk Öyküler: Küçük Şeyler; Sami Paşazade Sezai yazmıştır. (Basılan ilk hikaye kitabı)
Letaif-i Rivayet; Ahmet Mithat Efendi yazmıştır.( Yazılan ilk hikaye kitabı)
9) İlk Makale: Şinasi yazmıştır.
10) İlk Şiir Çevirileri: Şinasi tarafından Fransızcadan yapılmıştır.
11) İlk Noktalama İşaretleri: Şinasi tarafından kullanılmıştır.
12) Edebiyatımızda ilk tarihi roman: Namık Kemal'in "Cezmi" adlı eseridir.
13) Edebiyatımızdaki ilk eleştirmen: Namık Kemal'dir.
14) Türk Edebiyatındaki ilk polisiye roman: Esrar-ı Cinayet; Ahmet Mithat yazmıştır.

Dönemin Sanatçıları ve Eserleri

ŞİNASİ

 Maliye öğretimi için Fransa’ya devlet tarafından ilk gönderilen öğrencilerdendir. Fakat Şinasi o dönemde edebiyatla ilgilenmiş ve dönemin ünlü
yazar şairleriyle tanışmıştır. Yurda döndüğünde Agah Efendiyle 1860’ta
Tercüman-ı Ahval gazetesini çıkarmışlardır.
 Şinasi divan edebiyatındaki duygu kavramını bir yana itip akla ve mantığa yer verir.

 Halk dilini kullanmayı, böylece halkı bilinçlendirmeyi hedefler.

 Kısa cümleli ,yeni görüşlerle örgülü bir nesir yapısı meydana getirmiştir.

 Şairlik yönü pek güçlü olmayan Şinasi, edebiyatımıza getirdiği yeniliklerle tanınır.








Bu yenilikler şunlardır:

ilk tiyatro eserimiz olan Şair Evlenmesi (Bu eserde görücü usulüyle evlenme eleştirilir.)
Edebiyatımızda noktalama işaretlerini ilk defa kullanmıştır.
İlk özel Türk gazetesi Tercüman-ı Ahval’ı çıkarmıştır.
Atasözlerimizi Durub-u Emsal-i Osmaniye adı altında derlemiş.
İlk makaleyi yazdı: Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi
Dilde sadeleşmenin öncüsü olmuştur.

 Şiirlerini Müntehabat-ı Eş’ar’ım adı ile yayınlamıştır.
 Şiiri mecazlardan arıtıp yalınlaştırmaya çalışır.
 Eşek ile Tilki La Fontaine’den etkilenerek yazdığı bir fabldır.
 Batı şiirini tanıtmak amacıyla Fransız şairlerinden çeviriler yapmıştır.

 Şiirlerinde konu birliğine ve bütün güzelliğine önem vermiştir

www.edebiyatogretmeni.net

NAMIK KEMAL
 Önceleri klasik bir divan şairi olan Kemal, Şinasi ile tanıştıktan sonra Batı
edebiyatı ve Batı kaynaklı
fikirlerle ilgilenmeye başlamıştır.
 Gür sesli vatan şairi,dava ve sanat adamıdır. Eserlerinde hürriyet, vatan sevgisi, hak, kanun, adalet, ahlak konularını işlemiştir.
 Edebiyatımızda vatan ve hürriyet şairi olarak bilinir.
 Eski edebiyata karşı olduğu halde yeni düşünce ve kavramları yaymak amacıyla yazdığı
şiirlerin çoğunda eskiye bağlı kalmıştır
 Namık Kemal’de diğer 1. Dönem Tanzimatçılar gibi dilde sadeliği benimser.
 Yine diğerleri gibi aruzun yanında az da olsa hece veznini kullanır.

 Şiirimizin gelişmesinde büyük emeği geçmiş bu yolda gerçekten etkili olmuştur. Şiirlerini
“toplum için sanat” anlayışıyla yazmış toplumcu bir şairdir.

 Kendinden sonra gelen genç kuşaklara yurtseverlik, özgürlük tutkularını yerleştirmiş.

 Osmanlı Tiyatrosunun modern bir tiyatro olması için çaba göstermiştir. Avrupa’da bulunduğu yıllarda tiyatro türüyle ilgilenmiş ve yurda dönünce bu tarzda eserler yazmıştır.

 Eleştiri türünün ilk örneğini Ziya Paşa’nın Harabat’ına karşılık yazdığı Tahrib-i
Harabat ve Takip adlı eserleriyle vermiştir. Onun tenkitlerinde iki önemli unsur
bulunur: Biri; eski edebiyatı yıkmak, ikincisi; yeni bir edebiyat kurmak.
 Ona göre edebiyat hayale, soyuta, içe kapanmışlığa son vermeli; gerçeği, hayat,
tabiatı işlemelidir. Yeni edebiyat halka dönmeli, nüfuzlu kimselere yaranacağına
onun dertlerini dinlemeli.
 Eserlerinin tümünde romantizm egemendir.

ESERLERİ:

Tiyatro: Vatan yahut Silistre, Zavallı Çocuk, Akif Bey, Gülnihal, Celalettin Harzemşah,
Karabela
Roman: İntibah ( ilk edebi roman), Cezmi (ilk tarihi roman)
Eleştiri: Tahrib-i Harabat, Takip
Tarih, Biyografi: Kanije, Silistre Muhasarası, Osmanlı Tarihi, Devr-i İstila.
ZAVALLI ÇOCUK: Sevmedikleriyle zorla evlendirilenlerin bahtsızlığı işlenmiş.
AKİF BEY: Kocasına ihanet eden kadının dramı işlenmiş.
GÜLNİHAL: Bir sancak beyine karşı halkın isyanı anlatılır.

ZİYA PAŞA
 Ziya Paşa diğer Tanzimatçılar gibi toplumcudur, Fransız devriminin ilkelerine bağlıdır, eğitimin gerekliliğini savunur.
 Şinasi’yle başlayan Batı edebiyatı anlayışını savunur. Ancak, eski şiiri
öven “Harabat” ı hazırlayacak kadar eski şiire bağlıdır. Bu yüzden
Namık Kemal tarafından tenkit edilmiştir.
 “Doğulu ya da Batılı” olmak konusunda karara varamamıştır. Bu nedenle “Harabat”ta
Divan edebiyatını, “Şiir ve İnşa” makalesinde yeni edebiyatı savunur. Bu zıtlıklar sanatına da yansımış, tezatlar sanatçısı olmuştur.
 Tanzimatçılar arasında eski şiire en fazla bağlı kalanlardandır.
 Şiirde dili sade değildir. Ancak nesir dili sadedir

 Ziya Paşa daha çok siyasi ve sosyal tenkit makaleleri yazmıştır. Makalelerinde idarecilere savaş açmıştır.
 Şiirlerinde öğütler ve felsefi temalar görülür.
 Diğer Tanzimatçılar gibi gazetecilik yönü kuvvetlidir.

ESERLERİ:

1) Tekib-i Bent (Dönemin sosyal bir eleştirisidir. Bağdatlı Ruhi’ye nazire olarak yazmıştır.)
Terci-i Bent (şiir)
2) Zafername (mizah) ( Sadrazam Ali Paşa aleyhinde yazılmıştır.)
3) Harabat (Bu antolojide halk şiirini kötülemiş Divan şiirini yüceltmiş.)
Şiir ve İnşa (Bu makalede gerçek şiirimizin halk şiiri olduğunu söylemiş.)
4) Rüya ( Türk edebiyatındaki ilk röportaj sayabiliriz.)
Veraset Mektupları ( makale)
5) Emil, Defter-i Amal ( j.j. Rausseaux ‘dan çeviri)
6) Eş’ar-ı Ziya (şiir)

www.edebiyatogretmeni.net

AHMET MİTHAT EFENDİ
 Tanzimat döneminde, halk için roman anlayışını başlatan yazardır.
Bütün eserlerini halkın okuma zevkini geliştirmek için yazmıştır.
Tanzimat edebiyatında halkın dilini en iyi kullanan yazar o’dur.
 Türk edebiyatında en çok eser veren sanatçı olarak bilinir. Roman
ve hikayelerini hiçbir teknik kaygısı gütmeden yazmıştır. Sırası gelince
olayların akışını durdurup okuyucuya bilgi ve nasihat verir.
 Diğer Tanzimatçılar gibi siyasi konulara değinmemiştir.
 Batı medeniyetinin Türk toplumuyla bağdaşmayan yönlerini anlatmaya çalışmıştır.
Avrupa hayranlarını eserlerinde züppe ve alafranga olarak eleştirmiştir.

 Bütün yapıtlarını nesir türünde vermiştir.
 Her yapıtının sonunda bir “kıssada hisse” vardır.
 Eserlerinde bir eğitici gibi halkı her konuda bilgilendirmeyi ona kılavuzluk etmeyi amaçlar.

ESERLERİ:

Hikayeleri: Letaif-i Rivayet(25 cilt). Edebiyatımızdaki ilk hikayeler.
Romanları: Hasan Mellah, Hüseyin Fellah, Dünyaya İkinci Geliş, Felatun Bey’le Rakım
Efendi, Paris’te Bir Türk, Müşahedat

Tiyatro: Çengi, Çerkez Özdenleri, Siyavuş, Açık Baş
Seyahat: Avrupa’da Bir Cevelan
FELATUN BEY’LE RAKIM EFENDİ: Felatun Bey her yönüyle batı hayranı biridir.
Ancak batı düşüncesini zevk ve sefa anlayışıyla özümsemiştir. Rakım Efendi ise Felatun’
un tam tersi bir karakterdir.

AHMET VEFİK PAŞA
 Türk tiyatrosuna ve dil çalışmalarına önemli katkılarda bulunmuştur.
 Moliere’den yaptığı çeviriler önemlidir.
 Türkçe’yi oldukça sade kullanmış, toplumun adet, töre, mizah gücünü
eserlerine taşımıştır.
 Tarih ve dil sahasında önemli eseri Lehçe-i Osmani

ESERLERİ:

Zor Nikah (Moliere’den çeviri)
Zoraki Tabip (Moliere’den çeviri)
Okumuş Kadınlar (Moliere’den çeviri)
Secere-i Türki (Tarih)
Lehçe-i Osmani (Dil)
www.edebiyatogretmeni.net

ALİ SUAVİ:
 Hayret edilecek kadar geniş bilgili ve inanılmayacak kadar da şaşırtıcı, Batılı ve bazen
iyice cüretli, iyice sorumsuz görüşler sahibidir.
 Türkiye’de “Meşrutiyet ve Laikliği” ilk savunanlardan biridir.

 Hükümete çatan, Ali Paşa’yı yeren yazılarından dolayı Kastamonu’ya sürülmüştür.
 Uygur alfabesinin ilk Türk yazısı olduğundan söz etmiş.
 Laikliği, Meşrutiyeti, Türkçülüğü savunan İslami ölçülere bağlı bir yazardır.
 Türlü konularda gazete ve risale (broşür) yazıları, tercümeler, dini yorumlar, seyahat
yazıları vardır.

SÜLEYMAN PAŞA:
 Fikir adamı ve Türkçü bir yazardır.
 Önemli ve ünlü eseri “Tarih-i Alem”dir. Bu eser Türkçü bir bakışla yazılmış ve kendisinden sonra gelen Türkçü yazarları etkilemiştir.

ABDÜLHAK HAMİT TARHAN
 Tanzimat döneminin en büyük ve en verimli şairidir. Türk şiirine
geniş ufuklar açmış; günlük yaşam, aşk, vatan-millet sevgisi, ölüm
ve metafizik üzerine, sevinç, ümit ve tezatlardan, isyan ve feryatlardan güç alan epik, şiir ve felsefi şiirler yazdı. Divan şiirini sona
erdiren sanatçıdır.
 Yazdığı tiyatro eserleri sahnelenmeye elverişli değildir.
 Şiirlerinde orijinal buluşlar ve hayaller vardır.

 Ediplerimiz arasında hayat coğrafyası en geniş olan adamdır

 Şiirin şekil ve içeriğiyle istediği gibi oynanır sandığı için edebiyatımızda yıkıcı olduğu
kadar yapıcıdır.

 Batı şiirinin hemen bütün biçim ve türlerini hiç çekinmeden denemiş, aşırılık sınırında
sayılan bu girişimlerle yankılar, tepkiler uyandırmış.

 Eşi Fatma Hanım’ın ölmesi Hamid’in şiirine yepyeni ilhamlar getirmiş. Ölüm, Allah, kader,
felsefi isyanlar gibi fizikötesi konuları işlemeye başlamış. (Makber)

 Namık Kemal’e bağlı kalmış ama onun fikirlerini eserlerine pek taşıyamamış. Toplumsal
konular yerine bireysel acıları, tabiatı ve kadını işlemiş.

 Tanzimatçılar arasında yalnızca Hamit belli bir alanda (şiir) yoğunlaşmış.

Hamit nazımda şu değişiklikleri yapmış:

1) Kurallı nazım şekillerini (gazel, mesnevi) yıkarak kuralsız nazmı getirmiş.
2) Mısraları kendi arasında kafiyelemiş
 Düzgün bir Türkçe kullanamadığı için söyleyiş zaafı vardır

 Tiyatrolarını sahnelenmek için değil, okunmak için yazmıştır. Tiyatrolarında insanüstü
güçlere yer vermiştir.

ESERLERİ:
Şiirleri: Sahra (ilk pastoral şiir), Kahbe, Makber, Belde, Ölü, Halce,

Garam (Çamlıca da yaşanmış bir aşk hikayesi), Baladan Bir Ses

Tiyatroları: Sabr-ü Sebat, İçli Kız, Fitnen, Liberte, Eşber, Nesteren

RECAİZADE EKREM
 Şiir, hikaye ve tiyatro da yazan Ekrem’in en önemli yönü: Teorici
(nazariyatçı) ve romancı oluşudur.
 Ekrem’in teori alanında verdiği en ünlü eseri “Ta’lim-i Edebiyat’tır.
Bu eserdeki düşünceler II. Tanzimat ve Servet-i Fünun devri şiir ilkelerini anlatması ve Servet-i Fünun’u kuracak genç şairlere yol göstermesi bakımından önemlidir.

 Ekrem eski edebiyat karşısında yeni sanatın ilkelerini tespit eden ünlü tenkitçi olmuştur.

 İlk Tanzimatçıların “toplumcu” ilkelerine karşılık, “tekçi” şiirin savunmasını yapmıştır.

 Eskilerin “göz için kafiye” anlayışına karşı “kulak için kafiye” görüşünü savunmuştur.

 Şiirlerinin ilhan tarafı düşük, hayaller oldukça sık ve düşünceler zayıftır.

 “Her güzel şey şiirdir” ilkesini benimseyen sanatçı şiirlerini sisli güz manzaraları, yaprak,
çiçek, kelebek, mezarlıklar, kırlar ile doldurmuştur.

 Aşırı yenilikçi ve aşırı romantik Ekrem’le ( yeni şiiri destekler Zemzeme)
Muallim Naci ( eski şiiri destekler Demdeme) arasıda çıkan eski-yeni tartışması
meşhurdur.

 Şiirlerinde kişisel konuları işler, toplumsal konulara değinmez.
 Sanatıyla değil, edebiyat hakkında ileri sürdüğü fikirleriyle ün yapmış ve edebiyat çevrelerinde “ÜSTAD” olarak anılmıştır.

 Önce çok sevdiği oğlu Nejat’ın daha sonra diğer çocuklarının ölmesi üzerine çektiği
acılar şiirlerine de yansımıştır. Bu yüzden şiirleri ağlamaklıdır.
 Batılılaşmanın yanlış anlaşılmasını eleştirdiği, ilk realist roman sayılan eseri
ünlüdür.(Araba Sevdası)

ESERLERİ:

Şiirleri: Name-i Seher, Zemzeme, Pejmürde, Nejat Ekrem, Yadigar-ı Şebab
Romanları: Araba Sevdası
Hikayeleri: Muhsin Bey, Şemsa
Tiyatroları: Çok Bilen Çok Yanılır, Afife Anjelik, Vuslat

Ta’lim-i Edebiyat (önemli eseri.) Edebiyat hakkında bilgi verir
Takdir-i Elhan (Eleştiri)
ZEMZEME: Yeni şiiri destekleyen görüşlerini yazmıştır.
ARABA SEVDASI: Bilinçsizce Batıyı taklit eden Bihruz Bey’in düştüğü haller anlatılır.

NABİZADE NAZIM
 Tanzimat’ın ikinci döneminde yetişen ve realist-natüralist görüşleri
hikayelerine en iyi uyarlamış romancıların en önemlilerindendir.
 “Karabibik” bizde ilk köy romanıdır. Natüralist-Gerçekçi görüşle
yazılan ve köylünün bazı dertlerini anlatan bu eser Antalya civarında
geçmektedir. Bu hikayenin önsözünde şu görüşleri ortaya atmıştır:
Hikaye, roman özeti gibidir. Hikayede doğallığa ve sadeliğe
önem verilmeli, akla uyulmalıdır. Böylece Realizmin ilkelerini
belirlemiştir.

 Realizmi edebiyatımıza en iyi şekilde o uyarlamıştır. (Zehra)
 Realizmin etkisiyle eserleri sade, gerçekçi; kahramanları ve konuları günlük hayattandır.
ESERLERİ:

Hikayeleri: Zavallı Kız, Haspa, Bir Hatıra, Karabibik, Yadigarlarım
Roman: Zehra (psikolojik tahlillere yer verir . Edebiyatımızın ilk tezli romanıdır. İstanbul’
daki bir ailenin yaşamı konu edilir.)

KARABİBİK: Uzun hikaye biçiminde yazılmıştır. Realizmin başarılı bir örneğidir. Bu eserde kırsal kesim gerçeğine ilk kez değinilir.

SAMİPAŞAZADE SEZAİ
 “Sergüzeşt” romanıyla edebiyatımızda Realizmin öncüsü
olmuştur.
 Namık Kemal’in büyüleyici etkisi altında yetişen Sezai Bey kesin bir
yenilik taraftarıdır

 Esir bir kızın serüvenini konu alan dolayısıyla ferdi hürriyeti ve insan
haklarını savunan “Sergüzeşt” romantizm ve realizm arasıda bir köprüdür.
 Türk edebiyatında ilk edebi hikayeleri yazmış bunları Küçük Şeyler adı altında toplamıştır. Bu kitabın önsözüne bakınca onun romantizmle realizm arasında bocaladığı görülür.
 Sevet-i Fünun yazarlarını üslup bakımından etkilemiştir.
SERGÜZEŞT: Bir paşanın oğlu ile bir cariyenin aşkı anlatılır. Artık kapanmak üzere olan
köleli cariyeli konak hayatı anlatılır.
ESERLERİ:
Roman: Sergüzeşt
Hikaye: Küçük Şeyler

Tiyatro: Pir
Mektup-Sohbet: İclal

ŞEMSETTİN SAMİ
 Tanzimat edebiyatının dil alanında önemli eserler veren sanatçısıdır.
 Fransızcadan çevirdiği sözlükler önemlidir.
 En önemli eseri “Kamus-ı Türki” dir.
 Dilin sadeleştirilmesi hakkındaki fikirleri sonraki kuşağa yol göstermiştir.

 Kutadgu Bilig’i Türkçeye çevirmiştir.
 Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat adlı romanı vardır.

TAAŞŞUK-I TALAT VE FITNAT: Babası öldüğü için annesi tarafından büyütülen Talat,
pencereden görüp aşık olduğu Fitnat’a daha yakın olabilmek için kadın kıyafetleri giyip
kendini piyano hocası olarak kabul ettirmiştir. Tüm bunlar olurken Talat’ın annesi oğlundaki garip davranışlardan kuşkulanarak onu, düzelmesi için, Sudanlı bir kızla evlendirmek
ister. Talat bu isteğe şiddetle karşı çıkmış; ama Fitnat babasının kendisini zengin biriyle
evlendirme isteğine fazla itiraz edememiştir. Fitnat, evlendiği gece sevgilisinden ayrılmanın verdiği üzüntüyle kendini vurur. Ölmeden önce, evlendiği adamın vaktiyle annesini
terk eden babası olduğunu öğrenir. Bunun üzerine Fıtnat’ın babası da Talat da intihar eder.

MUALLİM NACİ
 Recaizade ile sanat hakkında girdiği sert tartışma onu yeni edebiyatın
karşısında göstermiştir.
 Demdeme adlı eserinde ne kadar eski şiiri savunsa da aruzu Türkçeye
diğerlerinden daha güzel uygulamıştır.

 Edebiyatımızda köyden bahseden ilk şiir onundur. (Köylü Kızların Şarkısı)

ESERLERİ: Ömer’in Çocukluğu (anı)
EBUZZİYA TEVFİK:

 Uzun yıllar yaptığı gazetecilik ile tanınmıştır. Çıkardığı gazeteler ve buralardaki yazılarıyla Tanzimat edebiyatının ve bu dönemin tanınmasını sağlamıştır.( Yeni Osmanlılar
Tarihi adlı inceleme eseri)

 Tasvir-i Efkar gazetesini gönüllü olarak çıkarmıştır.

Eserleri:

Piyes: Ecel-i Kaza
Antoloji: Numune-i Edebiyatı Osmaniye
Nesir: Lügat-i Ebüzziya, Yeni Osmanlılar Tarihi

HAZIRLAYAN
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ
SERDAR GÜL

www.edebiyatogretmeni.net


Slide 21

www.edebiyatogretmeni.net

XIX. yy. edebiyatımızın girişimler dönemidir. Roman, öykü,
tiyatro alanlarında ilk örnekler verilmiş, şiirdeki başkaldırmalar divan
şiirine ilgiyi azaltmıştı. Çıkmaya başlayan özel gazeteler roman, öykü
yayımlıyor, edebiyat adamlarının tartışmalarına yer veriyordu. Bazı
kesimler Namık Kemal’in şiire getirdiği: “özgürlük, vatan, hak, insanlık, esaret…” gibi kavramlarda kendi sorunlarını, kendi isteklerini,
kendi kişiliğini bularak yeni edebiyat girişimlerine yandaş oldu.

Tanzimat ile Divan Edebiyatı’nın Karşılaştırması

1) Divan şiirindeki “parça güzelliği” yerine,Tanzimat şiirinde “bütün güzelliği” önemsenmiş
2) Divan edebiyatı yüksek zümredeki insanlara hitap ederken, Tanzimat edebiyatı halka
seslenmiş.
3) Divan şiirinde ölçü aruzdur, Tanzimat’ta ise aruzun yanında hece ölçüsü de kullanılmış.
4) Divan nesrinde söz hünerleri gösterme,sanat kullanma esasken, Tanzimat nesrinde bir
takım fikirleri halka ulaştırmak halkı bilgilendirmek ve eğitmek esastır.

5) Divan edebiyatında aşk, şarap, kadın, eğlence, hayali konular işlenirken; Tanzimat edebiyatında gerçek yaşam, tabiat, kişisel acı ve ızdıraplar, toplumsal konular işlenmiştir.
6) Divan edebiyatında kullanılmayan birçok edebi tür Tanzimat edebiyatında kullanılmaya
başlanmış (roman, hikaye, tiyatro, sone, terza-rima, triyole, gazete…)
7) Divan edebiyatında dil ağır ve sanatlıdır; Tanzimat edebiyatında dil sadeleştirilmiş,
halkın dili kullanılmıştır.

Bu dönem edebiyatını iki bölümde incelemek gerekir

1. Dönem:


Bu döneme Şinasi, Ziya, Namık Kemal okulu adı verilir.



Bu dönemin başlıca sanatçıları: Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Mithat,

Şemsettin Sami, Ahmet Vefik Paşa, Ali Suavi, Ahmet Cevdet Paşa



Bu dönemde “sanat toplum içindir” görüşü benimsenmiş.



Bu dönemde amaç: “Divan edebiyatını yıkmak,yerine sosyal yaşamla geniş ölçüde
alakalı inkılapçı bir edebiyat getirmek.



Halka halk diliyle hitap etmek amacıyla sade dile ve halk Türkçesine önem vermek



Vatan sevgisi, millet duygusu, hürriyet aşkı, halk sevgisi… gibi duyguları halka aşılamak ve onları bu yolda eğitmek.



Gazete, roman, öykü, makale, şiir, tiyatro… gibi
yenilikleri Türk edebiyatına getirmek ve
uygulamak.

 Şiirde estetik güzellik değil içerik ön plana çıkmıştır.
 Eski nazım şekilleriyle yeni kavram ve duyguları işlemişlerdir.
 Bu dönem sanatçıları ,edebiyatın yanında siyasetle de ilgilenmiştir.
 Ortaya konan eserler, taklit olduğu için teknik yönden zayıftır.
 Fransız edebiyatı örnek alınmıştır.
 Bu dönem sanatçıları genelde Romantizmin etkisindedir.
 Eserlerde rastlantılara çokça yer verilir.
 Okuyucuyu bilgilendirmek için olayların akışı sık sık kesilir.

2. Dönem:
 Bu döneme Ekrem, Sezai, Hamit okulu adı verilir.
 Bu dönemin sanatçıları:” Abdulhak Hamit Tahran, Recaizade Ekrem, Sami Paşazade

Sezai, Nabizade Nazım, Ebuziya Tevfik, Ali Bey…

 Bu dönemde “ sanat sanat içindir “ görüşü benimsenmiş.
 Siyasi ve toplumsal ideolojilerden uzak durmuşlar.
 Sanatta batılılaşmayı savunurlar
 Eski edebiyata karşı yeni edebiyatı savunurlar.
 I. Tanzimatçılara göre batı edebiyatını edebiyatımızda daha da kökleştirmişler.
 İdeolojik görüşlerini aktif olarak değil, eserlerindeki kahramanlarla işlemişler.
 Romanda realizmin tesiri şiirde ise romantizmin tesiri görülür.
 Dil ağırdır.

 Gazetecilik eski işlevini yitirmiş.
 Tiyatro eserleri oynanmak için değil okunmak için yazılmış.
 Şiirde bireysel duygular anlatılmış ve güzel olan her şey şiire konu olmuş.
 Muallim Naci bu dönemde Divan edebiyatını savunan tek sanatçıdır.

Tanzimat Edebiyatının Genel Özellikleri
1) Dilin sadeleşmesi amaçlanmış, özellikle tiyatro, anı, mektup ve halka seslenen
romanlarda bu amaç bir ölçüde gerçekleştirilmiştir. Ancak sanatçılar, eski alışkanlıklarından tamamen kurtulamadıkları için yabancı sözcük ve kurallardan büsbütün
sıyrılamamışlardır.

2) Divan edebiyatının kullandığı şiir, tarih ve mektup gibi türleri batı anlayışına göre
yenilemişlerdir.
3) Makale, tiyatro, roman, hikaye, anı gibi yeni türler kullanılmaya başlanmıştır.
4) Daha önce toplum sorunlarıyla hiç ilgisi bulunmayan sanatı; toplumu düzeltmek,
eğitmek için bir dava aracı olarak kullanma anlayışına yönelmişlerdir.
5) Fransız edebiyatından esinlenerek klasisizm, romantizm, realizm ve natüralizm
akımlarının etkisinde eserler yaratılmıştır.

6) Nesirde iç kafiye (seci) bırakılmış, anlatımda süs yerine, düşünceleri halka ulaştırma amacı güdülerek yeni bir nesir yaratılmıştır.
7) Şiirde hecenin örnekleri görülmekle birlikte aruzun kullanımı devam etmiştir.

8) Günlük olaylar, duygu ve düşünceler şiire sokularak şiirin konusu genişletilmiştir.
9) Başlangıçta yeni düşünceler eski nazım biçimleri içinde verilirken sonraları yeni
biçimler kullanılmıştır.
10) Şiirde konu ve anlam bütünlüğü aranmıştır.
11) Divan edebiyatındaki “parça güzelliği” anlayışının yerini “bütün güzelliği” almıştır.
12) Roman ve hikayelerin konusu ya günlük yaşayıştan ya da tarihten alınmıştır.
13) Tiyatroda toplum sorunları, gelenek, görenek, çocuk, aile, yaşanılan olaylar işlenmiştir.

14) Eserlerde kahramanlar tek yönlü ele alınmış, iyiler ödüllendirilmiş, kötüler cezalandırılmıştır.
15) Roman ve öykülerde olayların akışında rastlantılara çok yer verilmiştir.
16) Romanların içinde konu dışına çıkılarak okuyucuya bilgi ve öğüt vermekten kaçınılmamıştır.
17) Yazarlar, eserlerinde kendi kişiliklerini gizlememiştir.

18) Roman kahramanları çoğu zaman bir görüşte aşık olur.
19) Toplumsal olaylara yüzeyden bakılır.
20) Tanzimat romanında aile problemi büyük yer tutar. Avrupa taklitçiliği nedeniyle
aile içindeki sarsılma ve çöküntüler işlenir.(Araba Sevdası,İntibah)
21) Tiyatro bu dönemde Namık Kemal’le başlar. Ahmet Vefik Paşa’nın Molier’den
yaptığı çevirilerle ileri bir sanat düzeyine ulaşır.
22) Bu edebiyatın nesir sahasındaki en büyük kazancı gazetedir.
23) Bu dönemdeki tiyatro eserleri sahnelenmeye uygun değildir.
24) Mizah ve hiciv anlayışı bu dönemde daha da gelişmiştir. Batılı anlamdaki ilk mizah
örneği bu dönemde verilir.
25) Türk edebiyatında gerçek edebi tenkit bu dönemde başlamıştır.
26) Bu dönemde roman tekniği tam oturmamıştır. Romanımızın emekleme dönemidir.
Tasvirlerde ve kurguda kompozisyon bozukluğu vardır.

27) Bu dönem yazarlarında yaygın bir tasvir yapma alışkanlığı vardır.

28) Kahramanlar üst tabakadandır.
29) Olaylar İstanbul ve çevresinde geçer.
30) İşlenen konular: Yanlış batılılaşma, alafrangalık özentisi, sarsılan aile düzeni,
kültürel yozlaşma, fakirlik, cariyelik, görücü usulü evlenme, cehalet ve tarihi
konulardır.

TANZİMATIN TÜRK EDEBİYATINA KAZANDIRDIĞI İLKLER

1) İlk Gazeteler:
a) Takvim-i Vakayi ( İlk Türk gazetesi)
b) Ceride-i Havadis (Yarı resmi gazete)
c) Tercüman-ı Ahval (Şinasi ve Agah Efendi’nin çıkardığı ilk özel Türk gazetesi)
d) Tasvir-i Efkar (Şinasi’nin Namık Kemal’e devrettiği ikinci özel Türk gazetesi)
e) Hürriyet (Namık Kemal ve Ziya Paşa’nın yurt dışında çıkardıkları ilk Türk gazetesi)
f) Tercüman-ı Hakikat
2) İlk Çeviri Roman: Telemak; Yusuf Kamil Paşa Fenelon’dan çevirmiştir.
3) İlk Yerli Roman: Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat. Şemsettin Sami tarafından yazılmıştır,
edebi değeri yoktur.

4) Bir Edebi Akım Etkisinde Yazılan İlk Roman: İntibah; Namık Kemal tarafından
romantizme bağlı kalınarak yazılmış bir sosyal romandır.
5) İlk Realist Romanlar: Sergüzeşt; Sami Paşazade Sezai yazmıştır.
Araba Sevdası; Recaizade Mahmut Ekrem yazmıştır.
6) İlk Tiyatro Eseri: Şair Evlenmesi; Şinasi yazmıştır.

7) İlk Köy Romanı: Karabibik; Nabizade Nazım yazmıştır.
8) İlk Öyküler: Küçük Şeyler; Sami Paşazade Sezai yazmıştır. (Basılan ilk hikaye kitabı)
Letaif-i Rivayet; Ahmet Mithat Efendi yazmıştır.( Yazılan ilk hikaye kitabı)
9) İlk Makale: Şinasi yazmıştır.
10) İlk Şiir Çevirileri: Şinasi tarafından Fransızcadan yapılmıştır.
11) İlk Noktalama İşaretleri: Şinasi tarafından kullanılmıştır.
12) Edebiyatımızda ilk tarihi roman: Namık Kemal'in "Cezmi" adlı eseridir.
13) Edebiyatımızdaki ilk eleştirmen: Namık Kemal'dir.
14) Türk Edebiyatındaki ilk polisiye roman: Esrar-ı Cinayet; Ahmet Mithat yazmıştır.

Dönemin Sanatçıları ve Eserleri

ŞİNASİ

 Maliye öğretimi için Fransa’ya devlet tarafından ilk gönderilen öğrencilerdendir. Fakat Şinasi o dönemde edebiyatla ilgilenmiş ve dönemin ünlü
yazar şairleriyle tanışmıştır. Yurda döndüğünde Agah Efendiyle 1860’ta
Tercüman-ı Ahval gazetesini çıkarmışlardır.
 Şinasi divan edebiyatındaki duygu kavramını bir yana itip akla ve mantığa yer verir.

 Halk dilini kullanmayı, böylece halkı bilinçlendirmeyi hedefler.

 Kısa cümleli ,yeni görüşlerle örgülü bir nesir yapısı meydana getirmiştir.

 Şairlik yönü pek güçlü olmayan Şinasi, edebiyatımıza getirdiği yeniliklerle tanınır.








Bu yenilikler şunlardır:

ilk tiyatro eserimiz olan Şair Evlenmesi (Bu eserde görücü usulüyle evlenme eleştirilir.)
Edebiyatımızda noktalama işaretlerini ilk defa kullanmıştır.
İlk özel Türk gazetesi Tercüman-ı Ahval’ı çıkarmıştır.
Atasözlerimizi Durub-u Emsal-i Osmaniye adı altında derlemiş.
İlk makaleyi yazdı: Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi
Dilde sadeleşmenin öncüsü olmuştur.

 Şiirlerini Müntehabat-ı Eş’ar’ım adı ile yayınlamıştır.
 Şiiri mecazlardan arıtıp yalınlaştırmaya çalışır.
 Eşek ile Tilki La Fontaine’den etkilenerek yazdığı bir fabldır.
 Batı şiirini tanıtmak amacıyla Fransız şairlerinden çeviriler yapmıştır.

 Şiirlerinde konu birliğine ve bütün güzelliğine önem vermiştir

www.edebiyatogretmeni.net

NAMIK KEMAL
 Önceleri klasik bir divan şairi olan Kemal, Şinasi ile tanıştıktan sonra Batı
edebiyatı ve Batı kaynaklı
fikirlerle ilgilenmeye başlamıştır.
 Gür sesli vatan şairi,dava ve sanat adamıdır. Eserlerinde hürriyet, vatan sevgisi, hak, kanun, adalet, ahlak konularını işlemiştir.
 Edebiyatımızda vatan ve hürriyet şairi olarak bilinir.
 Eski edebiyata karşı olduğu halde yeni düşünce ve kavramları yaymak amacıyla yazdığı
şiirlerin çoğunda eskiye bağlı kalmıştır
 Namık Kemal’de diğer 1. Dönem Tanzimatçılar gibi dilde sadeliği benimser.
 Yine diğerleri gibi aruzun yanında az da olsa hece veznini kullanır.

 Şiirimizin gelişmesinde büyük emeği geçmiş bu yolda gerçekten etkili olmuştur. Şiirlerini
“toplum için sanat” anlayışıyla yazmış toplumcu bir şairdir.

 Kendinden sonra gelen genç kuşaklara yurtseverlik, özgürlük tutkularını yerleştirmiş.

 Osmanlı Tiyatrosunun modern bir tiyatro olması için çaba göstermiştir. Avrupa’da bulunduğu yıllarda tiyatro türüyle ilgilenmiş ve yurda dönünce bu tarzda eserler yazmıştır.

 Eleştiri türünün ilk örneğini Ziya Paşa’nın Harabat’ına karşılık yazdığı Tahrib-i
Harabat ve Takip adlı eserleriyle vermiştir. Onun tenkitlerinde iki önemli unsur
bulunur: Biri; eski edebiyatı yıkmak, ikincisi; yeni bir edebiyat kurmak.
 Ona göre edebiyat hayale, soyuta, içe kapanmışlığa son vermeli; gerçeği, hayat,
tabiatı işlemelidir. Yeni edebiyat halka dönmeli, nüfuzlu kimselere yaranacağına
onun dertlerini dinlemeli.
 Eserlerinin tümünde romantizm egemendir.

ESERLERİ:

Tiyatro: Vatan yahut Silistre, Zavallı Çocuk, Akif Bey, Gülnihal, Celalettin Harzemşah,
Karabela
Roman: İntibah ( ilk edebi roman), Cezmi (ilk tarihi roman)
Eleştiri: Tahrib-i Harabat, Takip
Tarih, Biyografi: Kanije, Silistre Muhasarası, Osmanlı Tarihi, Devr-i İstila.
ZAVALLI ÇOCUK: Sevmedikleriyle zorla evlendirilenlerin bahtsızlığı işlenmiş.
AKİF BEY: Kocasına ihanet eden kadının dramı işlenmiş.
GÜLNİHAL: Bir sancak beyine karşı halkın isyanı anlatılır.

ZİYA PAŞA
 Ziya Paşa diğer Tanzimatçılar gibi toplumcudur, Fransız devriminin ilkelerine bağlıdır, eğitimin gerekliliğini savunur.
 Şinasi’yle başlayan Batı edebiyatı anlayışını savunur. Ancak, eski şiiri
öven “Harabat” ı hazırlayacak kadar eski şiire bağlıdır. Bu yüzden
Namık Kemal tarafından tenkit edilmiştir.
 “Doğulu ya da Batılı” olmak konusunda karara varamamıştır. Bu nedenle “Harabat”ta
Divan edebiyatını, “Şiir ve İnşa” makalesinde yeni edebiyatı savunur. Bu zıtlıklar sanatına da yansımış, tezatlar sanatçısı olmuştur.
 Tanzimatçılar arasında eski şiire en fazla bağlı kalanlardandır.
 Şiirde dili sade değildir. Ancak nesir dili sadedir

 Ziya Paşa daha çok siyasi ve sosyal tenkit makaleleri yazmıştır. Makalelerinde idarecilere savaş açmıştır.
 Şiirlerinde öğütler ve felsefi temalar görülür.
 Diğer Tanzimatçılar gibi gazetecilik yönü kuvvetlidir.

ESERLERİ:

1) Tekib-i Bent (Dönemin sosyal bir eleştirisidir. Bağdatlı Ruhi’ye nazire olarak yazmıştır.)
Terci-i Bent (şiir)
2) Zafername (mizah) ( Sadrazam Ali Paşa aleyhinde yazılmıştır.)
3) Harabat (Bu antolojide halk şiirini kötülemiş Divan şiirini yüceltmiş.)
Şiir ve İnşa (Bu makalede gerçek şiirimizin halk şiiri olduğunu söylemiş.)
4) Rüya ( Türk edebiyatındaki ilk röportaj sayabiliriz.)
Veraset Mektupları ( makale)
5) Emil, Defter-i Amal ( j.j. Rausseaux ‘dan çeviri)
6) Eş’ar-ı Ziya (şiir)

www.edebiyatogretmeni.net

AHMET MİTHAT EFENDİ
 Tanzimat döneminde, halk için roman anlayışını başlatan yazardır.
Bütün eserlerini halkın okuma zevkini geliştirmek için yazmıştır.
Tanzimat edebiyatında halkın dilini en iyi kullanan yazar o’dur.
 Türk edebiyatında en çok eser veren sanatçı olarak bilinir. Roman
ve hikayelerini hiçbir teknik kaygısı gütmeden yazmıştır. Sırası gelince
olayların akışını durdurup okuyucuya bilgi ve nasihat verir.
 Diğer Tanzimatçılar gibi siyasi konulara değinmemiştir.
 Batı medeniyetinin Türk toplumuyla bağdaşmayan yönlerini anlatmaya çalışmıştır.
Avrupa hayranlarını eserlerinde züppe ve alafranga olarak eleştirmiştir.

 Bütün yapıtlarını nesir türünde vermiştir.
 Her yapıtının sonunda bir “kıssada hisse” vardır.
 Eserlerinde bir eğitici gibi halkı her konuda bilgilendirmeyi ona kılavuzluk etmeyi amaçlar.

ESERLERİ:

Hikayeleri: Letaif-i Rivayet(25 cilt). Edebiyatımızdaki ilk hikayeler.
Romanları: Hasan Mellah, Hüseyin Fellah, Dünyaya İkinci Geliş, Felatun Bey’le Rakım
Efendi, Paris’te Bir Türk, Müşahedat

Tiyatro: Çengi, Çerkez Özdenleri, Siyavuş, Açık Baş
Seyahat: Avrupa’da Bir Cevelan
FELATUN BEY’LE RAKIM EFENDİ: Felatun Bey her yönüyle batı hayranı biridir.
Ancak batı düşüncesini zevk ve sefa anlayışıyla özümsemiştir. Rakım Efendi ise Felatun’
un tam tersi bir karakterdir.

AHMET VEFİK PAŞA
 Türk tiyatrosuna ve dil çalışmalarına önemli katkılarda bulunmuştur.
 Moliere’den yaptığı çeviriler önemlidir.
 Türkçe’yi oldukça sade kullanmış, toplumun adet, töre, mizah gücünü
eserlerine taşımıştır.
 Tarih ve dil sahasında önemli eseri Lehçe-i Osmani

ESERLERİ:

Zor Nikah (Moliere’den çeviri)
Zoraki Tabip (Moliere’den çeviri)
Okumuş Kadınlar (Moliere’den çeviri)
Secere-i Türki (Tarih)
Lehçe-i Osmani (Dil)
www.edebiyatogretmeni.net

ALİ SUAVİ:
 Hayret edilecek kadar geniş bilgili ve inanılmayacak kadar da şaşırtıcı, Batılı ve bazen
iyice cüretli, iyice sorumsuz görüşler sahibidir.
 Türkiye’de “Meşrutiyet ve Laikliği” ilk savunanlardan biridir.

 Hükümete çatan, Ali Paşa’yı yeren yazılarından dolayı Kastamonu’ya sürülmüştür.
 Uygur alfabesinin ilk Türk yazısı olduğundan söz etmiş.
 Laikliği, Meşrutiyeti, Türkçülüğü savunan İslami ölçülere bağlı bir yazardır.
 Türlü konularda gazete ve risale (broşür) yazıları, tercümeler, dini yorumlar, seyahat
yazıları vardır.

SÜLEYMAN PAŞA:
 Fikir adamı ve Türkçü bir yazardır.
 Önemli ve ünlü eseri “Tarih-i Alem”dir. Bu eser Türkçü bir bakışla yazılmış ve kendisinden sonra gelen Türkçü yazarları etkilemiştir.

ABDÜLHAK HAMİT TARHAN
 Tanzimat döneminin en büyük ve en verimli şairidir. Türk şiirine
geniş ufuklar açmış; günlük yaşam, aşk, vatan-millet sevgisi, ölüm
ve metafizik üzerine, sevinç, ümit ve tezatlardan, isyan ve feryatlardan güç alan epik, şiir ve felsefi şiirler yazdı. Divan şiirini sona
erdiren sanatçıdır.
 Yazdığı tiyatro eserleri sahnelenmeye elverişli değildir.
 Şiirlerinde orijinal buluşlar ve hayaller vardır.

 Ediplerimiz arasında hayat coğrafyası en geniş olan adamdır

 Şiirin şekil ve içeriğiyle istediği gibi oynanır sandığı için edebiyatımızda yıkıcı olduğu
kadar yapıcıdır.

 Batı şiirinin hemen bütün biçim ve türlerini hiç çekinmeden denemiş, aşırılık sınırında
sayılan bu girişimlerle yankılar, tepkiler uyandırmış.

 Eşi Fatma Hanım’ın ölmesi Hamid’in şiirine yepyeni ilhamlar getirmiş. Ölüm, Allah, kader,
felsefi isyanlar gibi fizikötesi konuları işlemeye başlamış. (Makber)

 Namık Kemal’e bağlı kalmış ama onun fikirlerini eserlerine pek taşıyamamış. Toplumsal
konular yerine bireysel acıları, tabiatı ve kadını işlemiş.

 Tanzimatçılar arasında yalnızca Hamit belli bir alanda (şiir) yoğunlaşmış.

Hamit nazımda şu değişiklikleri yapmış:

1) Kurallı nazım şekillerini (gazel, mesnevi) yıkarak kuralsız nazmı getirmiş.
2) Mısraları kendi arasında kafiyelemiş
 Düzgün bir Türkçe kullanamadığı için söyleyiş zaafı vardır

 Tiyatrolarını sahnelenmek için değil, okunmak için yazmıştır. Tiyatrolarında insanüstü
güçlere yer vermiştir.

ESERLERİ:
Şiirleri: Sahra (ilk pastoral şiir), Kahbe, Makber, Belde, Ölü, Halce,

Garam (Çamlıca da yaşanmış bir aşk hikayesi), Baladan Bir Ses

Tiyatroları: Sabr-ü Sebat, İçli Kız, Fitnen, Liberte, Eşber, Nesteren

RECAİZADE EKREM
 Şiir, hikaye ve tiyatro da yazan Ekrem’in en önemli yönü: Teorici
(nazariyatçı) ve romancı oluşudur.
 Ekrem’in teori alanında verdiği en ünlü eseri “Ta’lim-i Edebiyat’tır.
Bu eserdeki düşünceler II. Tanzimat ve Servet-i Fünun devri şiir ilkelerini anlatması ve Servet-i Fünun’u kuracak genç şairlere yol göstermesi bakımından önemlidir.

 Ekrem eski edebiyat karşısında yeni sanatın ilkelerini tespit eden ünlü tenkitçi olmuştur.

 İlk Tanzimatçıların “toplumcu” ilkelerine karşılık, “tekçi” şiirin savunmasını yapmıştır.

 Eskilerin “göz için kafiye” anlayışına karşı “kulak için kafiye” görüşünü savunmuştur.

 Şiirlerinin ilhan tarafı düşük, hayaller oldukça sık ve düşünceler zayıftır.

 “Her güzel şey şiirdir” ilkesini benimseyen sanatçı şiirlerini sisli güz manzaraları, yaprak,
çiçek, kelebek, mezarlıklar, kırlar ile doldurmuştur.

 Aşırı yenilikçi ve aşırı romantik Ekrem’le ( yeni şiiri destekler Zemzeme)
Muallim Naci ( eski şiiri destekler Demdeme) arasıda çıkan eski-yeni tartışması
meşhurdur.

 Şiirlerinde kişisel konuları işler, toplumsal konulara değinmez.
 Sanatıyla değil, edebiyat hakkında ileri sürdüğü fikirleriyle ün yapmış ve edebiyat çevrelerinde “ÜSTAD” olarak anılmıştır.

 Önce çok sevdiği oğlu Nejat’ın daha sonra diğer çocuklarının ölmesi üzerine çektiği
acılar şiirlerine de yansımıştır. Bu yüzden şiirleri ağlamaklıdır.
 Batılılaşmanın yanlış anlaşılmasını eleştirdiği, ilk realist roman sayılan eseri
ünlüdür.(Araba Sevdası)

ESERLERİ:

Şiirleri: Name-i Seher, Zemzeme, Pejmürde, Nejat Ekrem, Yadigar-ı Şebab
Romanları: Araba Sevdası
Hikayeleri: Muhsin Bey, Şemsa
Tiyatroları: Çok Bilen Çok Yanılır, Afife Anjelik, Vuslat

Ta’lim-i Edebiyat (önemli eseri.) Edebiyat hakkında bilgi verir
Takdir-i Elhan (Eleştiri)
ZEMZEME: Yeni şiiri destekleyen görüşlerini yazmıştır.
ARABA SEVDASI: Bilinçsizce Batıyı taklit eden Bihruz Bey’in düştüğü haller anlatılır.

NABİZADE NAZIM
 Tanzimat’ın ikinci döneminde yetişen ve realist-natüralist görüşleri
hikayelerine en iyi uyarlamış romancıların en önemlilerindendir.
 “Karabibik” bizde ilk köy romanıdır. Natüralist-Gerçekçi görüşle
yazılan ve köylünün bazı dertlerini anlatan bu eser Antalya civarında
geçmektedir. Bu hikayenin önsözünde şu görüşleri ortaya atmıştır:
Hikaye, roman özeti gibidir. Hikayede doğallığa ve sadeliğe
önem verilmeli, akla uyulmalıdır. Böylece Realizmin ilkelerini
belirlemiştir.

 Realizmi edebiyatımıza en iyi şekilde o uyarlamıştır. (Zehra)
 Realizmin etkisiyle eserleri sade, gerçekçi; kahramanları ve konuları günlük hayattandır.
ESERLERİ:

Hikayeleri: Zavallı Kız, Haspa, Bir Hatıra, Karabibik, Yadigarlarım
Roman: Zehra (psikolojik tahlillere yer verir . Edebiyatımızın ilk tezli romanıdır. İstanbul’
daki bir ailenin yaşamı konu edilir.)

KARABİBİK: Uzun hikaye biçiminde yazılmıştır. Realizmin başarılı bir örneğidir. Bu eserde kırsal kesim gerçeğine ilk kez değinilir.

SAMİPAŞAZADE SEZAİ
 “Sergüzeşt” romanıyla edebiyatımızda Realizmin öncüsü
olmuştur.
 Namık Kemal’in büyüleyici etkisi altında yetişen Sezai Bey kesin bir
yenilik taraftarıdır

 Esir bir kızın serüvenini konu alan dolayısıyla ferdi hürriyeti ve insan
haklarını savunan “Sergüzeşt” romantizm ve realizm arasıda bir köprüdür.
 Türk edebiyatında ilk edebi hikayeleri yazmış bunları Küçük Şeyler adı altında toplamıştır. Bu kitabın önsözüne bakınca onun romantizmle realizm arasında bocaladığı görülür.
 Sevet-i Fünun yazarlarını üslup bakımından etkilemiştir.
SERGÜZEŞT: Bir paşanın oğlu ile bir cariyenin aşkı anlatılır. Artık kapanmak üzere olan
köleli cariyeli konak hayatı anlatılır.
ESERLERİ:
Roman: Sergüzeşt
Hikaye: Küçük Şeyler

Tiyatro: Pir
Mektup-Sohbet: İclal

ŞEMSETTİN SAMİ
 Tanzimat edebiyatının dil alanında önemli eserler veren sanatçısıdır.
 Fransızcadan çevirdiği sözlükler önemlidir.
 En önemli eseri “Kamus-ı Türki” dir.
 Dilin sadeleştirilmesi hakkındaki fikirleri sonraki kuşağa yol göstermiştir.

 Kutadgu Bilig’i Türkçeye çevirmiştir.
 Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat adlı romanı vardır.

TAAŞŞUK-I TALAT VE FITNAT: Babası öldüğü için annesi tarafından büyütülen Talat,
pencereden görüp aşık olduğu Fitnat’a daha yakın olabilmek için kadın kıyafetleri giyip
kendini piyano hocası olarak kabul ettirmiştir. Tüm bunlar olurken Talat’ın annesi oğlundaki garip davranışlardan kuşkulanarak onu, düzelmesi için, Sudanlı bir kızla evlendirmek
ister. Talat bu isteğe şiddetle karşı çıkmış; ama Fitnat babasının kendisini zengin biriyle
evlendirme isteğine fazla itiraz edememiştir. Fitnat, evlendiği gece sevgilisinden ayrılmanın verdiği üzüntüyle kendini vurur. Ölmeden önce, evlendiği adamın vaktiyle annesini
terk eden babası olduğunu öğrenir. Bunun üzerine Fıtnat’ın babası da Talat da intihar eder.

MUALLİM NACİ
 Recaizade ile sanat hakkında girdiği sert tartışma onu yeni edebiyatın
karşısında göstermiştir.
 Demdeme adlı eserinde ne kadar eski şiiri savunsa da aruzu Türkçeye
diğerlerinden daha güzel uygulamıştır.

 Edebiyatımızda köyden bahseden ilk şiir onundur. (Köylü Kızların Şarkısı)

ESERLERİ: Ömer’in Çocukluğu (anı)
EBUZZİYA TEVFİK:

 Uzun yıllar yaptığı gazetecilik ile tanınmıştır. Çıkardığı gazeteler ve buralardaki yazılarıyla Tanzimat edebiyatının ve bu dönemin tanınmasını sağlamıştır.( Yeni Osmanlılar
Tarihi adlı inceleme eseri)

 Tasvir-i Efkar gazetesini gönüllü olarak çıkarmıştır.

Eserleri:

Piyes: Ecel-i Kaza
Antoloji: Numune-i Edebiyatı Osmaniye
Nesir: Lügat-i Ebüzziya, Yeni Osmanlılar Tarihi

HAZIRLAYAN
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ
SERDAR GÜL

www.edebiyatogretmeni.net


Slide 22

www.edebiyatogretmeni.net

XIX. yy. edebiyatımızın girişimler dönemidir. Roman, öykü,
tiyatro alanlarında ilk örnekler verilmiş, şiirdeki başkaldırmalar divan
şiirine ilgiyi azaltmıştı. Çıkmaya başlayan özel gazeteler roman, öykü
yayımlıyor, edebiyat adamlarının tartışmalarına yer veriyordu. Bazı
kesimler Namık Kemal’in şiire getirdiği: “özgürlük, vatan, hak, insanlık, esaret…” gibi kavramlarda kendi sorunlarını, kendi isteklerini,
kendi kişiliğini bularak yeni edebiyat girişimlerine yandaş oldu.

Tanzimat ile Divan Edebiyatı’nın Karşılaştırması

1) Divan şiirindeki “parça güzelliği” yerine,Tanzimat şiirinde “bütün güzelliği” önemsenmiş
2) Divan edebiyatı yüksek zümredeki insanlara hitap ederken, Tanzimat edebiyatı halka
seslenmiş.
3) Divan şiirinde ölçü aruzdur, Tanzimat’ta ise aruzun yanında hece ölçüsü de kullanılmış.
4) Divan nesrinde söz hünerleri gösterme,sanat kullanma esasken, Tanzimat nesrinde bir
takım fikirleri halka ulaştırmak halkı bilgilendirmek ve eğitmek esastır.

5) Divan edebiyatında aşk, şarap, kadın, eğlence, hayali konular işlenirken; Tanzimat edebiyatında gerçek yaşam, tabiat, kişisel acı ve ızdıraplar, toplumsal konular işlenmiştir.
6) Divan edebiyatında kullanılmayan birçok edebi tür Tanzimat edebiyatında kullanılmaya
başlanmış (roman, hikaye, tiyatro, sone, terza-rima, triyole, gazete…)
7) Divan edebiyatında dil ağır ve sanatlıdır; Tanzimat edebiyatında dil sadeleştirilmiş,
halkın dili kullanılmıştır.

Bu dönem edebiyatını iki bölümde incelemek gerekir

1. Dönem:


Bu döneme Şinasi, Ziya, Namık Kemal okulu adı verilir.



Bu dönemin başlıca sanatçıları: Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Mithat,

Şemsettin Sami, Ahmet Vefik Paşa, Ali Suavi, Ahmet Cevdet Paşa



Bu dönemde “sanat toplum içindir” görüşü benimsenmiş.



Bu dönemde amaç: “Divan edebiyatını yıkmak,yerine sosyal yaşamla geniş ölçüde
alakalı inkılapçı bir edebiyat getirmek.



Halka halk diliyle hitap etmek amacıyla sade dile ve halk Türkçesine önem vermek



Vatan sevgisi, millet duygusu, hürriyet aşkı, halk sevgisi… gibi duyguları halka aşılamak ve onları bu yolda eğitmek.



Gazete, roman, öykü, makale, şiir, tiyatro… gibi
yenilikleri Türk edebiyatına getirmek ve
uygulamak.

 Şiirde estetik güzellik değil içerik ön plana çıkmıştır.
 Eski nazım şekilleriyle yeni kavram ve duyguları işlemişlerdir.
 Bu dönem sanatçıları ,edebiyatın yanında siyasetle de ilgilenmiştir.
 Ortaya konan eserler, taklit olduğu için teknik yönden zayıftır.
 Fransız edebiyatı örnek alınmıştır.
 Bu dönem sanatçıları genelde Romantizmin etkisindedir.
 Eserlerde rastlantılara çokça yer verilir.
 Okuyucuyu bilgilendirmek için olayların akışı sık sık kesilir.

2. Dönem:
 Bu döneme Ekrem, Sezai, Hamit okulu adı verilir.
 Bu dönemin sanatçıları:” Abdulhak Hamit Tahran, Recaizade Ekrem, Sami Paşazade

Sezai, Nabizade Nazım, Ebuziya Tevfik, Ali Bey…

 Bu dönemde “ sanat sanat içindir “ görüşü benimsenmiş.
 Siyasi ve toplumsal ideolojilerden uzak durmuşlar.
 Sanatta batılılaşmayı savunurlar
 Eski edebiyata karşı yeni edebiyatı savunurlar.
 I. Tanzimatçılara göre batı edebiyatını edebiyatımızda daha da kökleştirmişler.
 İdeolojik görüşlerini aktif olarak değil, eserlerindeki kahramanlarla işlemişler.
 Romanda realizmin tesiri şiirde ise romantizmin tesiri görülür.
 Dil ağırdır.

 Gazetecilik eski işlevini yitirmiş.
 Tiyatro eserleri oynanmak için değil okunmak için yazılmış.
 Şiirde bireysel duygular anlatılmış ve güzel olan her şey şiire konu olmuş.
 Muallim Naci bu dönemde Divan edebiyatını savunan tek sanatçıdır.

Tanzimat Edebiyatının Genel Özellikleri
1) Dilin sadeleşmesi amaçlanmış, özellikle tiyatro, anı, mektup ve halka seslenen
romanlarda bu amaç bir ölçüde gerçekleştirilmiştir. Ancak sanatçılar, eski alışkanlıklarından tamamen kurtulamadıkları için yabancı sözcük ve kurallardan büsbütün
sıyrılamamışlardır.

2) Divan edebiyatının kullandığı şiir, tarih ve mektup gibi türleri batı anlayışına göre
yenilemişlerdir.
3) Makale, tiyatro, roman, hikaye, anı gibi yeni türler kullanılmaya başlanmıştır.
4) Daha önce toplum sorunlarıyla hiç ilgisi bulunmayan sanatı; toplumu düzeltmek,
eğitmek için bir dava aracı olarak kullanma anlayışına yönelmişlerdir.
5) Fransız edebiyatından esinlenerek klasisizm, romantizm, realizm ve natüralizm
akımlarının etkisinde eserler yaratılmıştır.

6) Nesirde iç kafiye (seci) bırakılmış, anlatımda süs yerine, düşünceleri halka ulaştırma amacı güdülerek yeni bir nesir yaratılmıştır.
7) Şiirde hecenin örnekleri görülmekle birlikte aruzun kullanımı devam etmiştir.

8) Günlük olaylar, duygu ve düşünceler şiire sokularak şiirin konusu genişletilmiştir.
9) Başlangıçta yeni düşünceler eski nazım biçimleri içinde verilirken sonraları yeni
biçimler kullanılmıştır.
10) Şiirde konu ve anlam bütünlüğü aranmıştır.
11) Divan edebiyatındaki “parça güzelliği” anlayışının yerini “bütün güzelliği” almıştır.
12) Roman ve hikayelerin konusu ya günlük yaşayıştan ya da tarihten alınmıştır.
13) Tiyatroda toplum sorunları, gelenek, görenek, çocuk, aile, yaşanılan olaylar işlenmiştir.

14) Eserlerde kahramanlar tek yönlü ele alınmış, iyiler ödüllendirilmiş, kötüler cezalandırılmıştır.
15) Roman ve öykülerde olayların akışında rastlantılara çok yer verilmiştir.
16) Romanların içinde konu dışına çıkılarak okuyucuya bilgi ve öğüt vermekten kaçınılmamıştır.
17) Yazarlar, eserlerinde kendi kişiliklerini gizlememiştir.

18) Roman kahramanları çoğu zaman bir görüşte aşık olur.
19) Toplumsal olaylara yüzeyden bakılır.
20) Tanzimat romanında aile problemi büyük yer tutar. Avrupa taklitçiliği nedeniyle
aile içindeki sarsılma ve çöküntüler işlenir.(Araba Sevdası,İntibah)
21) Tiyatro bu dönemde Namık Kemal’le başlar. Ahmet Vefik Paşa’nın Molier’den
yaptığı çevirilerle ileri bir sanat düzeyine ulaşır.
22) Bu edebiyatın nesir sahasındaki en büyük kazancı gazetedir.
23) Bu dönemdeki tiyatro eserleri sahnelenmeye uygun değildir.
24) Mizah ve hiciv anlayışı bu dönemde daha da gelişmiştir. Batılı anlamdaki ilk mizah
örneği bu dönemde verilir.
25) Türk edebiyatında gerçek edebi tenkit bu dönemde başlamıştır.
26) Bu dönemde roman tekniği tam oturmamıştır. Romanımızın emekleme dönemidir.
Tasvirlerde ve kurguda kompozisyon bozukluğu vardır.

27) Bu dönem yazarlarında yaygın bir tasvir yapma alışkanlığı vardır.

28) Kahramanlar üst tabakadandır.
29) Olaylar İstanbul ve çevresinde geçer.
30) İşlenen konular: Yanlış batılılaşma, alafrangalık özentisi, sarsılan aile düzeni,
kültürel yozlaşma, fakirlik, cariyelik, görücü usulü evlenme, cehalet ve tarihi
konulardır.

TANZİMATIN TÜRK EDEBİYATINA KAZANDIRDIĞI İLKLER

1) İlk Gazeteler:
a) Takvim-i Vakayi ( İlk Türk gazetesi)
b) Ceride-i Havadis (Yarı resmi gazete)
c) Tercüman-ı Ahval (Şinasi ve Agah Efendi’nin çıkardığı ilk özel Türk gazetesi)
d) Tasvir-i Efkar (Şinasi’nin Namık Kemal’e devrettiği ikinci özel Türk gazetesi)
e) Hürriyet (Namık Kemal ve Ziya Paşa’nın yurt dışında çıkardıkları ilk Türk gazetesi)
f) Tercüman-ı Hakikat
2) İlk Çeviri Roman: Telemak; Yusuf Kamil Paşa Fenelon’dan çevirmiştir.
3) İlk Yerli Roman: Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat. Şemsettin Sami tarafından yazılmıştır,
edebi değeri yoktur.

4) Bir Edebi Akım Etkisinde Yazılan İlk Roman: İntibah; Namık Kemal tarafından
romantizme bağlı kalınarak yazılmış bir sosyal romandır.
5) İlk Realist Romanlar: Sergüzeşt; Sami Paşazade Sezai yazmıştır.
Araba Sevdası; Recaizade Mahmut Ekrem yazmıştır.
6) İlk Tiyatro Eseri: Şair Evlenmesi; Şinasi yazmıştır.

7) İlk Köy Romanı: Karabibik; Nabizade Nazım yazmıştır.
8) İlk Öyküler: Küçük Şeyler; Sami Paşazade Sezai yazmıştır. (Basılan ilk hikaye kitabı)
Letaif-i Rivayet; Ahmet Mithat Efendi yazmıştır.( Yazılan ilk hikaye kitabı)
9) İlk Makale: Şinasi yazmıştır.
10) İlk Şiir Çevirileri: Şinasi tarafından Fransızcadan yapılmıştır.
11) İlk Noktalama İşaretleri: Şinasi tarafından kullanılmıştır.
12) Edebiyatımızda ilk tarihi roman: Namık Kemal'in "Cezmi" adlı eseridir.
13) Edebiyatımızdaki ilk eleştirmen: Namık Kemal'dir.
14) Türk Edebiyatındaki ilk polisiye roman: Esrar-ı Cinayet; Ahmet Mithat yazmıştır.

Dönemin Sanatçıları ve Eserleri

ŞİNASİ

 Maliye öğretimi için Fransa’ya devlet tarafından ilk gönderilen öğrencilerdendir. Fakat Şinasi o dönemde edebiyatla ilgilenmiş ve dönemin ünlü
yazar şairleriyle tanışmıştır. Yurda döndüğünde Agah Efendiyle 1860’ta
Tercüman-ı Ahval gazetesini çıkarmışlardır.
 Şinasi divan edebiyatındaki duygu kavramını bir yana itip akla ve mantığa yer verir.

 Halk dilini kullanmayı, böylece halkı bilinçlendirmeyi hedefler.

 Kısa cümleli ,yeni görüşlerle örgülü bir nesir yapısı meydana getirmiştir.

 Şairlik yönü pek güçlü olmayan Şinasi, edebiyatımıza getirdiği yeniliklerle tanınır.








Bu yenilikler şunlardır:

ilk tiyatro eserimiz olan Şair Evlenmesi (Bu eserde görücü usulüyle evlenme eleştirilir.)
Edebiyatımızda noktalama işaretlerini ilk defa kullanmıştır.
İlk özel Türk gazetesi Tercüman-ı Ahval’ı çıkarmıştır.
Atasözlerimizi Durub-u Emsal-i Osmaniye adı altında derlemiş.
İlk makaleyi yazdı: Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi
Dilde sadeleşmenin öncüsü olmuştur.

 Şiirlerini Müntehabat-ı Eş’ar’ım adı ile yayınlamıştır.
 Şiiri mecazlardan arıtıp yalınlaştırmaya çalışır.
 Eşek ile Tilki La Fontaine’den etkilenerek yazdığı bir fabldır.
 Batı şiirini tanıtmak amacıyla Fransız şairlerinden çeviriler yapmıştır.

 Şiirlerinde konu birliğine ve bütün güzelliğine önem vermiştir

www.edebiyatogretmeni.net

NAMIK KEMAL
 Önceleri klasik bir divan şairi olan Kemal, Şinasi ile tanıştıktan sonra Batı
edebiyatı ve Batı kaynaklı
fikirlerle ilgilenmeye başlamıştır.
 Gür sesli vatan şairi,dava ve sanat adamıdır. Eserlerinde hürriyet, vatan sevgisi, hak, kanun, adalet, ahlak konularını işlemiştir.
 Edebiyatımızda vatan ve hürriyet şairi olarak bilinir.
 Eski edebiyata karşı olduğu halde yeni düşünce ve kavramları yaymak amacıyla yazdığı
şiirlerin çoğunda eskiye bağlı kalmıştır
 Namık Kemal’de diğer 1. Dönem Tanzimatçılar gibi dilde sadeliği benimser.
 Yine diğerleri gibi aruzun yanında az da olsa hece veznini kullanır.

 Şiirimizin gelişmesinde büyük emeği geçmiş bu yolda gerçekten etkili olmuştur. Şiirlerini
“toplum için sanat” anlayışıyla yazmış toplumcu bir şairdir.

 Kendinden sonra gelen genç kuşaklara yurtseverlik, özgürlük tutkularını yerleştirmiş.

 Osmanlı Tiyatrosunun modern bir tiyatro olması için çaba göstermiştir. Avrupa’da bulunduğu yıllarda tiyatro türüyle ilgilenmiş ve yurda dönünce bu tarzda eserler yazmıştır.

 Eleştiri türünün ilk örneğini Ziya Paşa’nın Harabat’ına karşılık yazdığı Tahrib-i
Harabat ve Takip adlı eserleriyle vermiştir. Onun tenkitlerinde iki önemli unsur
bulunur: Biri; eski edebiyatı yıkmak, ikincisi; yeni bir edebiyat kurmak.
 Ona göre edebiyat hayale, soyuta, içe kapanmışlığa son vermeli; gerçeği, hayat,
tabiatı işlemelidir. Yeni edebiyat halka dönmeli, nüfuzlu kimselere yaranacağına
onun dertlerini dinlemeli.
 Eserlerinin tümünde romantizm egemendir.

ESERLERİ:

Tiyatro: Vatan yahut Silistre, Zavallı Çocuk, Akif Bey, Gülnihal, Celalettin Harzemşah,
Karabela
Roman: İntibah ( ilk edebi roman), Cezmi (ilk tarihi roman)
Eleştiri: Tahrib-i Harabat, Takip
Tarih, Biyografi: Kanije, Silistre Muhasarası, Osmanlı Tarihi, Devr-i İstila.
ZAVALLI ÇOCUK: Sevmedikleriyle zorla evlendirilenlerin bahtsızlığı işlenmiş.
AKİF BEY: Kocasına ihanet eden kadının dramı işlenmiş.
GÜLNİHAL: Bir sancak beyine karşı halkın isyanı anlatılır.

ZİYA PAŞA
 Ziya Paşa diğer Tanzimatçılar gibi toplumcudur, Fransız devriminin ilkelerine bağlıdır, eğitimin gerekliliğini savunur.
 Şinasi’yle başlayan Batı edebiyatı anlayışını savunur. Ancak, eski şiiri
öven “Harabat” ı hazırlayacak kadar eski şiire bağlıdır. Bu yüzden
Namık Kemal tarafından tenkit edilmiştir.
 “Doğulu ya da Batılı” olmak konusunda karara varamamıştır. Bu nedenle “Harabat”ta
Divan edebiyatını, “Şiir ve İnşa” makalesinde yeni edebiyatı savunur. Bu zıtlıklar sanatına da yansımış, tezatlar sanatçısı olmuştur.
 Tanzimatçılar arasında eski şiire en fazla bağlı kalanlardandır.
 Şiirde dili sade değildir. Ancak nesir dili sadedir

 Ziya Paşa daha çok siyasi ve sosyal tenkit makaleleri yazmıştır. Makalelerinde idarecilere savaş açmıştır.
 Şiirlerinde öğütler ve felsefi temalar görülür.
 Diğer Tanzimatçılar gibi gazetecilik yönü kuvvetlidir.

ESERLERİ:

1) Tekib-i Bent (Dönemin sosyal bir eleştirisidir. Bağdatlı Ruhi’ye nazire olarak yazmıştır.)
Terci-i Bent (şiir)
2) Zafername (mizah) ( Sadrazam Ali Paşa aleyhinde yazılmıştır.)
3) Harabat (Bu antolojide halk şiirini kötülemiş Divan şiirini yüceltmiş.)
Şiir ve İnşa (Bu makalede gerçek şiirimizin halk şiiri olduğunu söylemiş.)
4) Rüya ( Türk edebiyatındaki ilk röportaj sayabiliriz.)
Veraset Mektupları ( makale)
5) Emil, Defter-i Amal ( j.j. Rausseaux ‘dan çeviri)
6) Eş’ar-ı Ziya (şiir)

www.edebiyatogretmeni.net

AHMET MİTHAT EFENDİ
 Tanzimat döneminde, halk için roman anlayışını başlatan yazardır.
Bütün eserlerini halkın okuma zevkini geliştirmek için yazmıştır.
Tanzimat edebiyatında halkın dilini en iyi kullanan yazar o’dur.
 Türk edebiyatında en çok eser veren sanatçı olarak bilinir. Roman
ve hikayelerini hiçbir teknik kaygısı gütmeden yazmıştır. Sırası gelince
olayların akışını durdurup okuyucuya bilgi ve nasihat verir.
 Diğer Tanzimatçılar gibi siyasi konulara değinmemiştir.
 Batı medeniyetinin Türk toplumuyla bağdaşmayan yönlerini anlatmaya çalışmıştır.
Avrupa hayranlarını eserlerinde züppe ve alafranga olarak eleştirmiştir.

 Bütün yapıtlarını nesir türünde vermiştir.
 Her yapıtının sonunda bir “kıssada hisse” vardır.
 Eserlerinde bir eğitici gibi halkı her konuda bilgilendirmeyi ona kılavuzluk etmeyi amaçlar.

ESERLERİ:

Hikayeleri: Letaif-i Rivayet(25 cilt). Edebiyatımızdaki ilk hikayeler.
Romanları: Hasan Mellah, Hüseyin Fellah, Dünyaya İkinci Geliş, Felatun Bey’le Rakım
Efendi, Paris’te Bir Türk, Müşahedat

Tiyatro: Çengi, Çerkez Özdenleri, Siyavuş, Açık Baş
Seyahat: Avrupa’da Bir Cevelan
FELATUN BEY’LE RAKIM EFENDİ: Felatun Bey her yönüyle batı hayranı biridir.
Ancak batı düşüncesini zevk ve sefa anlayışıyla özümsemiştir. Rakım Efendi ise Felatun’
un tam tersi bir karakterdir.

AHMET VEFİK PAŞA
 Türk tiyatrosuna ve dil çalışmalarına önemli katkılarda bulunmuştur.
 Moliere’den yaptığı çeviriler önemlidir.
 Türkçe’yi oldukça sade kullanmış, toplumun adet, töre, mizah gücünü
eserlerine taşımıştır.
 Tarih ve dil sahasında önemli eseri Lehçe-i Osmani

ESERLERİ:

Zor Nikah (Moliere’den çeviri)
Zoraki Tabip (Moliere’den çeviri)
Okumuş Kadınlar (Moliere’den çeviri)
Secere-i Türki (Tarih)
Lehçe-i Osmani (Dil)
www.edebiyatogretmeni.net

ALİ SUAVİ:
 Hayret edilecek kadar geniş bilgili ve inanılmayacak kadar da şaşırtıcı, Batılı ve bazen
iyice cüretli, iyice sorumsuz görüşler sahibidir.
 Türkiye’de “Meşrutiyet ve Laikliği” ilk savunanlardan biridir.

 Hükümete çatan, Ali Paşa’yı yeren yazılarından dolayı Kastamonu’ya sürülmüştür.
 Uygur alfabesinin ilk Türk yazısı olduğundan söz etmiş.
 Laikliği, Meşrutiyeti, Türkçülüğü savunan İslami ölçülere bağlı bir yazardır.
 Türlü konularda gazete ve risale (broşür) yazıları, tercümeler, dini yorumlar, seyahat
yazıları vardır.

SÜLEYMAN PAŞA:
 Fikir adamı ve Türkçü bir yazardır.
 Önemli ve ünlü eseri “Tarih-i Alem”dir. Bu eser Türkçü bir bakışla yazılmış ve kendisinden sonra gelen Türkçü yazarları etkilemiştir.

ABDÜLHAK HAMİT TARHAN
 Tanzimat döneminin en büyük ve en verimli şairidir. Türk şiirine
geniş ufuklar açmış; günlük yaşam, aşk, vatan-millet sevgisi, ölüm
ve metafizik üzerine, sevinç, ümit ve tezatlardan, isyan ve feryatlardan güç alan epik, şiir ve felsefi şiirler yazdı. Divan şiirini sona
erdiren sanatçıdır.
 Yazdığı tiyatro eserleri sahnelenmeye elverişli değildir.
 Şiirlerinde orijinal buluşlar ve hayaller vardır.

 Ediplerimiz arasında hayat coğrafyası en geniş olan adamdır

 Şiirin şekil ve içeriğiyle istediği gibi oynanır sandığı için edebiyatımızda yıkıcı olduğu
kadar yapıcıdır.

 Batı şiirinin hemen bütün biçim ve türlerini hiç çekinmeden denemiş, aşırılık sınırında
sayılan bu girişimlerle yankılar, tepkiler uyandırmış.

 Eşi Fatma Hanım’ın ölmesi Hamid’in şiirine yepyeni ilhamlar getirmiş. Ölüm, Allah, kader,
felsefi isyanlar gibi fizikötesi konuları işlemeye başlamış. (Makber)

 Namık Kemal’e bağlı kalmış ama onun fikirlerini eserlerine pek taşıyamamış. Toplumsal
konular yerine bireysel acıları, tabiatı ve kadını işlemiş.

 Tanzimatçılar arasında yalnızca Hamit belli bir alanda (şiir) yoğunlaşmış.

Hamit nazımda şu değişiklikleri yapmış:

1) Kurallı nazım şekillerini (gazel, mesnevi) yıkarak kuralsız nazmı getirmiş.
2) Mısraları kendi arasında kafiyelemiş
 Düzgün bir Türkçe kullanamadığı için söyleyiş zaafı vardır

 Tiyatrolarını sahnelenmek için değil, okunmak için yazmıştır. Tiyatrolarında insanüstü
güçlere yer vermiştir.

ESERLERİ:
Şiirleri: Sahra (ilk pastoral şiir), Kahbe, Makber, Belde, Ölü, Halce,

Garam (Çamlıca da yaşanmış bir aşk hikayesi), Baladan Bir Ses

Tiyatroları: Sabr-ü Sebat, İçli Kız, Fitnen, Liberte, Eşber, Nesteren

RECAİZADE EKREM
 Şiir, hikaye ve tiyatro da yazan Ekrem’in en önemli yönü: Teorici
(nazariyatçı) ve romancı oluşudur.
 Ekrem’in teori alanında verdiği en ünlü eseri “Ta’lim-i Edebiyat’tır.
Bu eserdeki düşünceler II. Tanzimat ve Servet-i Fünun devri şiir ilkelerini anlatması ve Servet-i Fünun’u kuracak genç şairlere yol göstermesi bakımından önemlidir.

 Ekrem eski edebiyat karşısında yeni sanatın ilkelerini tespit eden ünlü tenkitçi olmuştur.

 İlk Tanzimatçıların “toplumcu” ilkelerine karşılık, “tekçi” şiirin savunmasını yapmıştır.

 Eskilerin “göz için kafiye” anlayışına karşı “kulak için kafiye” görüşünü savunmuştur.

 Şiirlerinin ilhan tarafı düşük, hayaller oldukça sık ve düşünceler zayıftır.

 “Her güzel şey şiirdir” ilkesini benimseyen sanatçı şiirlerini sisli güz manzaraları, yaprak,
çiçek, kelebek, mezarlıklar, kırlar ile doldurmuştur.

 Aşırı yenilikçi ve aşırı romantik Ekrem’le ( yeni şiiri destekler Zemzeme)
Muallim Naci ( eski şiiri destekler Demdeme) arasıda çıkan eski-yeni tartışması
meşhurdur.

 Şiirlerinde kişisel konuları işler, toplumsal konulara değinmez.
 Sanatıyla değil, edebiyat hakkında ileri sürdüğü fikirleriyle ün yapmış ve edebiyat çevrelerinde “ÜSTAD” olarak anılmıştır.

 Önce çok sevdiği oğlu Nejat’ın daha sonra diğer çocuklarının ölmesi üzerine çektiği
acılar şiirlerine de yansımıştır. Bu yüzden şiirleri ağlamaklıdır.
 Batılılaşmanın yanlış anlaşılmasını eleştirdiği, ilk realist roman sayılan eseri
ünlüdür.(Araba Sevdası)

ESERLERİ:

Şiirleri: Name-i Seher, Zemzeme, Pejmürde, Nejat Ekrem, Yadigar-ı Şebab
Romanları: Araba Sevdası
Hikayeleri: Muhsin Bey, Şemsa
Tiyatroları: Çok Bilen Çok Yanılır, Afife Anjelik, Vuslat

Ta’lim-i Edebiyat (önemli eseri.) Edebiyat hakkında bilgi verir
Takdir-i Elhan (Eleştiri)
ZEMZEME: Yeni şiiri destekleyen görüşlerini yazmıştır.
ARABA SEVDASI: Bilinçsizce Batıyı taklit eden Bihruz Bey’in düştüğü haller anlatılır.

NABİZADE NAZIM
 Tanzimat’ın ikinci döneminde yetişen ve realist-natüralist görüşleri
hikayelerine en iyi uyarlamış romancıların en önemlilerindendir.
 “Karabibik” bizde ilk köy romanıdır. Natüralist-Gerçekçi görüşle
yazılan ve köylünün bazı dertlerini anlatan bu eser Antalya civarında
geçmektedir. Bu hikayenin önsözünde şu görüşleri ortaya atmıştır:
Hikaye, roman özeti gibidir. Hikayede doğallığa ve sadeliğe
önem verilmeli, akla uyulmalıdır. Böylece Realizmin ilkelerini
belirlemiştir.

 Realizmi edebiyatımıza en iyi şekilde o uyarlamıştır. (Zehra)
 Realizmin etkisiyle eserleri sade, gerçekçi; kahramanları ve konuları günlük hayattandır.
ESERLERİ:

Hikayeleri: Zavallı Kız, Haspa, Bir Hatıra, Karabibik, Yadigarlarım
Roman: Zehra (psikolojik tahlillere yer verir . Edebiyatımızın ilk tezli romanıdır. İstanbul’
daki bir ailenin yaşamı konu edilir.)

KARABİBİK: Uzun hikaye biçiminde yazılmıştır. Realizmin başarılı bir örneğidir. Bu eserde kırsal kesim gerçeğine ilk kez değinilir.

SAMİPAŞAZADE SEZAİ
 “Sergüzeşt” romanıyla edebiyatımızda Realizmin öncüsü
olmuştur.
 Namık Kemal’in büyüleyici etkisi altında yetişen Sezai Bey kesin bir
yenilik taraftarıdır

 Esir bir kızın serüvenini konu alan dolayısıyla ferdi hürriyeti ve insan
haklarını savunan “Sergüzeşt” romantizm ve realizm arasıda bir köprüdür.
 Türk edebiyatında ilk edebi hikayeleri yazmış bunları Küçük Şeyler adı altında toplamıştır. Bu kitabın önsözüne bakınca onun romantizmle realizm arasında bocaladığı görülür.
 Sevet-i Fünun yazarlarını üslup bakımından etkilemiştir.
SERGÜZEŞT: Bir paşanın oğlu ile bir cariyenin aşkı anlatılır. Artık kapanmak üzere olan
köleli cariyeli konak hayatı anlatılır.
ESERLERİ:
Roman: Sergüzeşt
Hikaye: Küçük Şeyler

Tiyatro: Pir
Mektup-Sohbet: İclal

ŞEMSETTİN SAMİ
 Tanzimat edebiyatının dil alanında önemli eserler veren sanatçısıdır.
 Fransızcadan çevirdiği sözlükler önemlidir.
 En önemli eseri “Kamus-ı Türki” dir.
 Dilin sadeleştirilmesi hakkındaki fikirleri sonraki kuşağa yol göstermiştir.

 Kutadgu Bilig’i Türkçeye çevirmiştir.
 Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat adlı romanı vardır.

TAAŞŞUK-I TALAT VE FITNAT: Babası öldüğü için annesi tarafından büyütülen Talat,
pencereden görüp aşık olduğu Fitnat’a daha yakın olabilmek için kadın kıyafetleri giyip
kendini piyano hocası olarak kabul ettirmiştir. Tüm bunlar olurken Talat’ın annesi oğlundaki garip davranışlardan kuşkulanarak onu, düzelmesi için, Sudanlı bir kızla evlendirmek
ister. Talat bu isteğe şiddetle karşı çıkmış; ama Fitnat babasının kendisini zengin biriyle
evlendirme isteğine fazla itiraz edememiştir. Fitnat, evlendiği gece sevgilisinden ayrılmanın verdiği üzüntüyle kendini vurur. Ölmeden önce, evlendiği adamın vaktiyle annesini
terk eden babası olduğunu öğrenir. Bunun üzerine Fıtnat’ın babası da Talat da intihar eder.

MUALLİM NACİ
 Recaizade ile sanat hakkında girdiği sert tartışma onu yeni edebiyatın
karşısında göstermiştir.
 Demdeme adlı eserinde ne kadar eski şiiri savunsa da aruzu Türkçeye
diğerlerinden daha güzel uygulamıştır.

 Edebiyatımızda köyden bahseden ilk şiir onundur. (Köylü Kızların Şarkısı)

ESERLERİ: Ömer’in Çocukluğu (anı)
EBUZZİYA TEVFİK:

 Uzun yıllar yaptığı gazetecilik ile tanınmıştır. Çıkardığı gazeteler ve buralardaki yazılarıyla Tanzimat edebiyatının ve bu dönemin tanınmasını sağlamıştır.( Yeni Osmanlılar
Tarihi adlı inceleme eseri)

 Tasvir-i Efkar gazetesini gönüllü olarak çıkarmıştır.

Eserleri:

Piyes: Ecel-i Kaza
Antoloji: Numune-i Edebiyatı Osmaniye
Nesir: Lügat-i Ebüzziya, Yeni Osmanlılar Tarihi

HAZIRLAYAN
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ
SERDAR GÜL

www.edebiyatogretmeni.net


Slide 23

www.edebiyatogretmeni.net

XIX. yy. edebiyatımızın girişimler dönemidir. Roman, öykü,
tiyatro alanlarında ilk örnekler verilmiş, şiirdeki başkaldırmalar divan
şiirine ilgiyi azaltmıştı. Çıkmaya başlayan özel gazeteler roman, öykü
yayımlıyor, edebiyat adamlarının tartışmalarına yer veriyordu. Bazı
kesimler Namık Kemal’in şiire getirdiği: “özgürlük, vatan, hak, insanlık, esaret…” gibi kavramlarda kendi sorunlarını, kendi isteklerini,
kendi kişiliğini bularak yeni edebiyat girişimlerine yandaş oldu.

Tanzimat ile Divan Edebiyatı’nın Karşılaştırması

1) Divan şiirindeki “parça güzelliği” yerine,Tanzimat şiirinde “bütün güzelliği” önemsenmiş
2) Divan edebiyatı yüksek zümredeki insanlara hitap ederken, Tanzimat edebiyatı halka
seslenmiş.
3) Divan şiirinde ölçü aruzdur, Tanzimat’ta ise aruzun yanında hece ölçüsü de kullanılmış.
4) Divan nesrinde söz hünerleri gösterme,sanat kullanma esasken, Tanzimat nesrinde bir
takım fikirleri halka ulaştırmak halkı bilgilendirmek ve eğitmek esastır.

5) Divan edebiyatında aşk, şarap, kadın, eğlence, hayali konular işlenirken; Tanzimat edebiyatında gerçek yaşam, tabiat, kişisel acı ve ızdıraplar, toplumsal konular işlenmiştir.
6) Divan edebiyatında kullanılmayan birçok edebi tür Tanzimat edebiyatında kullanılmaya
başlanmış (roman, hikaye, tiyatro, sone, terza-rima, triyole, gazete…)
7) Divan edebiyatında dil ağır ve sanatlıdır; Tanzimat edebiyatında dil sadeleştirilmiş,
halkın dili kullanılmıştır.

Bu dönem edebiyatını iki bölümde incelemek gerekir

1. Dönem:


Bu döneme Şinasi, Ziya, Namık Kemal okulu adı verilir.



Bu dönemin başlıca sanatçıları: Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Mithat,

Şemsettin Sami, Ahmet Vefik Paşa, Ali Suavi, Ahmet Cevdet Paşa



Bu dönemde “sanat toplum içindir” görüşü benimsenmiş.



Bu dönemde amaç: “Divan edebiyatını yıkmak,yerine sosyal yaşamla geniş ölçüde
alakalı inkılapçı bir edebiyat getirmek.



Halka halk diliyle hitap etmek amacıyla sade dile ve halk Türkçesine önem vermek



Vatan sevgisi, millet duygusu, hürriyet aşkı, halk sevgisi… gibi duyguları halka aşılamak ve onları bu yolda eğitmek.



Gazete, roman, öykü, makale, şiir, tiyatro… gibi
yenilikleri Türk edebiyatına getirmek ve
uygulamak.

 Şiirde estetik güzellik değil içerik ön plana çıkmıştır.
 Eski nazım şekilleriyle yeni kavram ve duyguları işlemişlerdir.
 Bu dönem sanatçıları ,edebiyatın yanında siyasetle de ilgilenmiştir.
 Ortaya konan eserler, taklit olduğu için teknik yönden zayıftır.
 Fransız edebiyatı örnek alınmıştır.
 Bu dönem sanatçıları genelde Romantizmin etkisindedir.
 Eserlerde rastlantılara çokça yer verilir.
 Okuyucuyu bilgilendirmek için olayların akışı sık sık kesilir.

2. Dönem:
 Bu döneme Ekrem, Sezai, Hamit okulu adı verilir.
 Bu dönemin sanatçıları:” Abdulhak Hamit Tahran, Recaizade Ekrem, Sami Paşazade

Sezai, Nabizade Nazım, Ebuziya Tevfik, Ali Bey…

 Bu dönemde “ sanat sanat içindir “ görüşü benimsenmiş.
 Siyasi ve toplumsal ideolojilerden uzak durmuşlar.
 Sanatta batılılaşmayı savunurlar
 Eski edebiyata karşı yeni edebiyatı savunurlar.
 I. Tanzimatçılara göre batı edebiyatını edebiyatımızda daha da kökleştirmişler.
 İdeolojik görüşlerini aktif olarak değil, eserlerindeki kahramanlarla işlemişler.
 Romanda realizmin tesiri şiirde ise romantizmin tesiri görülür.
 Dil ağırdır.

 Gazetecilik eski işlevini yitirmiş.
 Tiyatro eserleri oynanmak için değil okunmak için yazılmış.
 Şiirde bireysel duygular anlatılmış ve güzel olan her şey şiire konu olmuş.
 Muallim Naci bu dönemde Divan edebiyatını savunan tek sanatçıdır.

Tanzimat Edebiyatının Genel Özellikleri
1) Dilin sadeleşmesi amaçlanmış, özellikle tiyatro, anı, mektup ve halka seslenen
romanlarda bu amaç bir ölçüde gerçekleştirilmiştir. Ancak sanatçılar, eski alışkanlıklarından tamamen kurtulamadıkları için yabancı sözcük ve kurallardan büsbütün
sıyrılamamışlardır.

2) Divan edebiyatının kullandığı şiir, tarih ve mektup gibi türleri batı anlayışına göre
yenilemişlerdir.
3) Makale, tiyatro, roman, hikaye, anı gibi yeni türler kullanılmaya başlanmıştır.
4) Daha önce toplum sorunlarıyla hiç ilgisi bulunmayan sanatı; toplumu düzeltmek,
eğitmek için bir dava aracı olarak kullanma anlayışına yönelmişlerdir.
5) Fransız edebiyatından esinlenerek klasisizm, romantizm, realizm ve natüralizm
akımlarının etkisinde eserler yaratılmıştır.

6) Nesirde iç kafiye (seci) bırakılmış, anlatımda süs yerine, düşünceleri halka ulaştırma amacı güdülerek yeni bir nesir yaratılmıştır.
7) Şiirde hecenin örnekleri görülmekle birlikte aruzun kullanımı devam etmiştir.

8) Günlük olaylar, duygu ve düşünceler şiire sokularak şiirin konusu genişletilmiştir.
9) Başlangıçta yeni düşünceler eski nazım biçimleri içinde verilirken sonraları yeni
biçimler kullanılmıştır.
10) Şiirde konu ve anlam bütünlüğü aranmıştır.
11) Divan edebiyatındaki “parça güzelliği” anlayışının yerini “bütün güzelliği” almıştır.
12) Roman ve hikayelerin konusu ya günlük yaşayıştan ya da tarihten alınmıştır.
13) Tiyatroda toplum sorunları, gelenek, görenek, çocuk, aile, yaşanılan olaylar işlenmiştir.

14) Eserlerde kahramanlar tek yönlü ele alınmış, iyiler ödüllendirilmiş, kötüler cezalandırılmıştır.
15) Roman ve öykülerde olayların akışında rastlantılara çok yer verilmiştir.
16) Romanların içinde konu dışına çıkılarak okuyucuya bilgi ve öğüt vermekten kaçınılmamıştır.
17) Yazarlar, eserlerinde kendi kişiliklerini gizlememiştir.

18) Roman kahramanları çoğu zaman bir görüşte aşık olur.
19) Toplumsal olaylara yüzeyden bakılır.
20) Tanzimat romanında aile problemi büyük yer tutar. Avrupa taklitçiliği nedeniyle
aile içindeki sarsılma ve çöküntüler işlenir.(Araba Sevdası,İntibah)
21) Tiyatro bu dönemde Namık Kemal’le başlar. Ahmet Vefik Paşa’nın Molier’den
yaptığı çevirilerle ileri bir sanat düzeyine ulaşır.
22) Bu edebiyatın nesir sahasındaki en büyük kazancı gazetedir.
23) Bu dönemdeki tiyatro eserleri sahnelenmeye uygun değildir.
24) Mizah ve hiciv anlayışı bu dönemde daha da gelişmiştir. Batılı anlamdaki ilk mizah
örneği bu dönemde verilir.
25) Türk edebiyatında gerçek edebi tenkit bu dönemde başlamıştır.
26) Bu dönemde roman tekniği tam oturmamıştır. Romanımızın emekleme dönemidir.
Tasvirlerde ve kurguda kompozisyon bozukluğu vardır.

27) Bu dönem yazarlarında yaygın bir tasvir yapma alışkanlığı vardır.

28) Kahramanlar üst tabakadandır.
29) Olaylar İstanbul ve çevresinde geçer.
30) İşlenen konular: Yanlış batılılaşma, alafrangalık özentisi, sarsılan aile düzeni,
kültürel yozlaşma, fakirlik, cariyelik, görücü usulü evlenme, cehalet ve tarihi
konulardır.

TANZİMATIN TÜRK EDEBİYATINA KAZANDIRDIĞI İLKLER

1) İlk Gazeteler:
a) Takvim-i Vakayi ( İlk Türk gazetesi)
b) Ceride-i Havadis (Yarı resmi gazete)
c) Tercüman-ı Ahval (Şinasi ve Agah Efendi’nin çıkardığı ilk özel Türk gazetesi)
d) Tasvir-i Efkar (Şinasi’nin Namık Kemal’e devrettiği ikinci özel Türk gazetesi)
e) Hürriyet (Namık Kemal ve Ziya Paşa’nın yurt dışında çıkardıkları ilk Türk gazetesi)
f) Tercüman-ı Hakikat
2) İlk Çeviri Roman: Telemak; Yusuf Kamil Paşa Fenelon’dan çevirmiştir.
3) İlk Yerli Roman: Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat. Şemsettin Sami tarafından yazılmıştır,
edebi değeri yoktur.

4) Bir Edebi Akım Etkisinde Yazılan İlk Roman: İntibah; Namık Kemal tarafından
romantizme bağlı kalınarak yazılmış bir sosyal romandır.
5) İlk Realist Romanlar: Sergüzeşt; Sami Paşazade Sezai yazmıştır.
Araba Sevdası; Recaizade Mahmut Ekrem yazmıştır.
6) İlk Tiyatro Eseri: Şair Evlenmesi; Şinasi yazmıştır.

7) İlk Köy Romanı: Karabibik; Nabizade Nazım yazmıştır.
8) İlk Öyküler: Küçük Şeyler; Sami Paşazade Sezai yazmıştır. (Basılan ilk hikaye kitabı)
Letaif-i Rivayet; Ahmet Mithat Efendi yazmıştır.( Yazılan ilk hikaye kitabı)
9) İlk Makale: Şinasi yazmıştır.
10) İlk Şiir Çevirileri: Şinasi tarafından Fransızcadan yapılmıştır.
11) İlk Noktalama İşaretleri: Şinasi tarafından kullanılmıştır.
12) Edebiyatımızda ilk tarihi roman: Namık Kemal'in "Cezmi" adlı eseridir.
13) Edebiyatımızdaki ilk eleştirmen: Namık Kemal'dir.
14) Türk Edebiyatındaki ilk polisiye roman: Esrar-ı Cinayet; Ahmet Mithat yazmıştır.

Dönemin Sanatçıları ve Eserleri

ŞİNASİ

 Maliye öğretimi için Fransa’ya devlet tarafından ilk gönderilen öğrencilerdendir. Fakat Şinasi o dönemde edebiyatla ilgilenmiş ve dönemin ünlü
yazar şairleriyle tanışmıştır. Yurda döndüğünde Agah Efendiyle 1860’ta
Tercüman-ı Ahval gazetesini çıkarmışlardır.
 Şinasi divan edebiyatındaki duygu kavramını bir yana itip akla ve mantığa yer verir.

 Halk dilini kullanmayı, böylece halkı bilinçlendirmeyi hedefler.

 Kısa cümleli ,yeni görüşlerle örgülü bir nesir yapısı meydana getirmiştir.

 Şairlik yönü pek güçlü olmayan Şinasi, edebiyatımıza getirdiği yeniliklerle tanınır.








Bu yenilikler şunlardır:

ilk tiyatro eserimiz olan Şair Evlenmesi (Bu eserde görücü usulüyle evlenme eleştirilir.)
Edebiyatımızda noktalama işaretlerini ilk defa kullanmıştır.
İlk özel Türk gazetesi Tercüman-ı Ahval’ı çıkarmıştır.
Atasözlerimizi Durub-u Emsal-i Osmaniye adı altında derlemiş.
İlk makaleyi yazdı: Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi
Dilde sadeleşmenin öncüsü olmuştur.

 Şiirlerini Müntehabat-ı Eş’ar’ım adı ile yayınlamıştır.
 Şiiri mecazlardan arıtıp yalınlaştırmaya çalışır.
 Eşek ile Tilki La Fontaine’den etkilenerek yazdığı bir fabldır.
 Batı şiirini tanıtmak amacıyla Fransız şairlerinden çeviriler yapmıştır.

 Şiirlerinde konu birliğine ve bütün güzelliğine önem vermiştir

www.edebiyatogretmeni.net

NAMIK KEMAL
 Önceleri klasik bir divan şairi olan Kemal, Şinasi ile tanıştıktan sonra Batı
edebiyatı ve Batı kaynaklı
fikirlerle ilgilenmeye başlamıştır.
 Gür sesli vatan şairi,dava ve sanat adamıdır. Eserlerinde hürriyet, vatan sevgisi, hak, kanun, adalet, ahlak konularını işlemiştir.
 Edebiyatımızda vatan ve hürriyet şairi olarak bilinir.
 Eski edebiyata karşı olduğu halde yeni düşünce ve kavramları yaymak amacıyla yazdığı
şiirlerin çoğunda eskiye bağlı kalmıştır
 Namık Kemal’de diğer 1. Dönem Tanzimatçılar gibi dilde sadeliği benimser.
 Yine diğerleri gibi aruzun yanında az da olsa hece veznini kullanır.

 Şiirimizin gelişmesinde büyük emeği geçmiş bu yolda gerçekten etkili olmuştur. Şiirlerini
“toplum için sanat” anlayışıyla yazmış toplumcu bir şairdir.

 Kendinden sonra gelen genç kuşaklara yurtseverlik, özgürlük tutkularını yerleştirmiş.

 Osmanlı Tiyatrosunun modern bir tiyatro olması için çaba göstermiştir. Avrupa’da bulunduğu yıllarda tiyatro türüyle ilgilenmiş ve yurda dönünce bu tarzda eserler yazmıştır.

 Eleştiri türünün ilk örneğini Ziya Paşa’nın Harabat’ına karşılık yazdığı Tahrib-i
Harabat ve Takip adlı eserleriyle vermiştir. Onun tenkitlerinde iki önemli unsur
bulunur: Biri; eski edebiyatı yıkmak, ikincisi; yeni bir edebiyat kurmak.
 Ona göre edebiyat hayale, soyuta, içe kapanmışlığa son vermeli; gerçeği, hayat,
tabiatı işlemelidir. Yeni edebiyat halka dönmeli, nüfuzlu kimselere yaranacağına
onun dertlerini dinlemeli.
 Eserlerinin tümünde romantizm egemendir.

ESERLERİ:

Tiyatro: Vatan yahut Silistre, Zavallı Çocuk, Akif Bey, Gülnihal, Celalettin Harzemşah,
Karabela
Roman: İntibah ( ilk edebi roman), Cezmi (ilk tarihi roman)
Eleştiri: Tahrib-i Harabat, Takip
Tarih, Biyografi: Kanije, Silistre Muhasarası, Osmanlı Tarihi, Devr-i İstila.
ZAVALLI ÇOCUK: Sevmedikleriyle zorla evlendirilenlerin bahtsızlığı işlenmiş.
AKİF BEY: Kocasına ihanet eden kadının dramı işlenmiş.
GÜLNİHAL: Bir sancak beyine karşı halkın isyanı anlatılır.

ZİYA PAŞA
 Ziya Paşa diğer Tanzimatçılar gibi toplumcudur, Fransız devriminin ilkelerine bağlıdır, eğitimin gerekliliğini savunur.
 Şinasi’yle başlayan Batı edebiyatı anlayışını savunur. Ancak, eski şiiri
öven “Harabat” ı hazırlayacak kadar eski şiire bağlıdır. Bu yüzden
Namık Kemal tarafından tenkit edilmiştir.
 “Doğulu ya da Batılı” olmak konusunda karara varamamıştır. Bu nedenle “Harabat”ta
Divan edebiyatını, “Şiir ve İnşa” makalesinde yeni edebiyatı savunur. Bu zıtlıklar sanatına da yansımış, tezatlar sanatçısı olmuştur.
 Tanzimatçılar arasında eski şiire en fazla bağlı kalanlardandır.
 Şiirde dili sade değildir. Ancak nesir dili sadedir

 Ziya Paşa daha çok siyasi ve sosyal tenkit makaleleri yazmıştır. Makalelerinde idarecilere savaş açmıştır.
 Şiirlerinde öğütler ve felsefi temalar görülür.
 Diğer Tanzimatçılar gibi gazetecilik yönü kuvvetlidir.

ESERLERİ:

1) Tekib-i Bent (Dönemin sosyal bir eleştirisidir. Bağdatlı Ruhi’ye nazire olarak yazmıştır.)
Terci-i Bent (şiir)
2) Zafername (mizah) ( Sadrazam Ali Paşa aleyhinde yazılmıştır.)
3) Harabat (Bu antolojide halk şiirini kötülemiş Divan şiirini yüceltmiş.)
Şiir ve İnşa (Bu makalede gerçek şiirimizin halk şiiri olduğunu söylemiş.)
4) Rüya ( Türk edebiyatındaki ilk röportaj sayabiliriz.)
Veraset Mektupları ( makale)
5) Emil, Defter-i Amal ( j.j. Rausseaux ‘dan çeviri)
6) Eş’ar-ı Ziya (şiir)

www.edebiyatogretmeni.net

AHMET MİTHAT EFENDİ
 Tanzimat döneminde, halk için roman anlayışını başlatan yazardır.
Bütün eserlerini halkın okuma zevkini geliştirmek için yazmıştır.
Tanzimat edebiyatında halkın dilini en iyi kullanan yazar o’dur.
 Türk edebiyatında en çok eser veren sanatçı olarak bilinir. Roman
ve hikayelerini hiçbir teknik kaygısı gütmeden yazmıştır. Sırası gelince
olayların akışını durdurup okuyucuya bilgi ve nasihat verir.
 Diğer Tanzimatçılar gibi siyasi konulara değinmemiştir.
 Batı medeniyetinin Türk toplumuyla bağdaşmayan yönlerini anlatmaya çalışmıştır.
Avrupa hayranlarını eserlerinde züppe ve alafranga olarak eleştirmiştir.

 Bütün yapıtlarını nesir türünde vermiştir.
 Her yapıtının sonunda bir “kıssada hisse” vardır.
 Eserlerinde bir eğitici gibi halkı her konuda bilgilendirmeyi ona kılavuzluk etmeyi amaçlar.

ESERLERİ:

Hikayeleri: Letaif-i Rivayet(25 cilt). Edebiyatımızdaki ilk hikayeler.
Romanları: Hasan Mellah, Hüseyin Fellah, Dünyaya İkinci Geliş, Felatun Bey’le Rakım
Efendi, Paris’te Bir Türk, Müşahedat

Tiyatro: Çengi, Çerkez Özdenleri, Siyavuş, Açık Baş
Seyahat: Avrupa’da Bir Cevelan
FELATUN BEY’LE RAKIM EFENDİ: Felatun Bey her yönüyle batı hayranı biridir.
Ancak batı düşüncesini zevk ve sefa anlayışıyla özümsemiştir. Rakım Efendi ise Felatun’
un tam tersi bir karakterdir.

AHMET VEFİK PAŞA
 Türk tiyatrosuna ve dil çalışmalarına önemli katkılarda bulunmuştur.
 Moliere’den yaptığı çeviriler önemlidir.
 Türkçe’yi oldukça sade kullanmış, toplumun adet, töre, mizah gücünü
eserlerine taşımıştır.
 Tarih ve dil sahasında önemli eseri Lehçe-i Osmani

ESERLERİ:

Zor Nikah (Moliere’den çeviri)
Zoraki Tabip (Moliere’den çeviri)
Okumuş Kadınlar (Moliere’den çeviri)
Secere-i Türki (Tarih)
Lehçe-i Osmani (Dil)
www.edebiyatogretmeni.net

ALİ SUAVİ:
 Hayret edilecek kadar geniş bilgili ve inanılmayacak kadar da şaşırtıcı, Batılı ve bazen
iyice cüretli, iyice sorumsuz görüşler sahibidir.
 Türkiye’de “Meşrutiyet ve Laikliği” ilk savunanlardan biridir.

 Hükümete çatan, Ali Paşa’yı yeren yazılarından dolayı Kastamonu’ya sürülmüştür.
 Uygur alfabesinin ilk Türk yazısı olduğundan söz etmiş.
 Laikliği, Meşrutiyeti, Türkçülüğü savunan İslami ölçülere bağlı bir yazardır.
 Türlü konularda gazete ve risale (broşür) yazıları, tercümeler, dini yorumlar, seyahat
yazıları vardır.

SÜLEYMAN PAŞA:
 Fikir adamı ve Türkçü bir yazardır.
 Önemli ve ünlü eseri “Tarih-i Alem”dir. Bu eser Türkçü bir bakışla yazılmış ve kendisinden sonra gelen Türkçü yazarları etkilemiştir.

ABDÜLHAK HAMİT TARHAN
 Tanzimat döneminin en büyük ve en verimli şairidir. Türk şiirine
geniş ufuklar açmış; günlük yaşam, aşk, vatan-millet sevgisi, ölüm
ve metafizik üzerine, sevinç, ümit ve tezatlardan, isyan ve feryatlardan güç alan epik, şiir ve felsefi şiirler yazdı. Divan şiirini sona
erdiren sanatçıdır.
 Yazdığı tiyatro eserleri sahnelenmeye elverişli değildir.
 Şiirlerinde orijinal buluşlar ve hayaller vardır.

 Ediplerimiz arasında hayat coğrafyası en geniş olan adamdır

 Şiirin şekil ve içeriğiyle istediği gibi oynanır sandığı için edebiyatımızda yıkıcı olduğu
kadar yapıcıdır.

 Batı şiirinin hemen bütün biçim ve türlerini hiç çekinmeden denemiş, aşırılık sınırında
sayılan bu girişimlerle yankılar, tepkiler uyandırmış.

 Eşi Fatma Hanım’ın ölmesi Hamid’in şiirine yepyeni ilhamlar getirmiş. Ölüm, Allah, kader,
felsefi isyanlar gibi fizikötesi konuları işlemeye başlamış. (Makber)

 Namık Kemal’e bağlı kalmış ama onun fikirlerini eserlerine pek taşıyamamış. Toplumsal
konular yerine bireysel acıları, tabiatı ve kadını işlemiş.

 Tanzimatçılar arasında yalnızca Hamit belli bir alanda (şiir) yoğunlaşmış.

Hamit nazımda şu değişiklikleri yapmış:

1) Kurallı nazım şekillerini (gazel, mesnevi) yıkarak kuralsız nazmı getirmiş.
2) Mısraları kendi arasında kafiyelemiş
 Düzgün bir Türkçe kullanamadığı için söyleyiş zaafı vardır

 Tiyatrolarını sahnelenmek için değil, okunmak için yazmıştır. Tiyatrolarında insanüstü
güçlere yer vermiştir.

ESERLERİ:
Şiirleri: Sahra (ilk pastoral şiir), Kahbe, Makber, Belde, Ölü, Halce,

Garam (Çamlıca da yaşanmış bir aşk hikayesi), Baladan Bir Ses

Tiyatroları: Sabr-ü Sebat, İçli Kız, Fitnen, Liberte, Eşber, Nesteren

RECAİZADE EKREM
 Şiir, hikaye ve tiyatro da yazan Ekrem’in en önemli yönü: Teorici
(nazariyatçı) ve romancı oluşudur.
 Ekrem’in teori alanında verdiği en ünlü eseri “Ta’lim-i Edebiyat’tır.
Bu eserdeki düşünceler II. Tanzimat ve Servet-i Fünun devri şiir ilkelerini anlatması ve Servet-i Fünun’u kuracak genç şairlere yol göstermesi bakımından önemlidir.

 Ekrem eski edebiyat karşısında yeni sanatın ilkelerini tespit eden ünlü tenkitçi olmuştur.

 İlk Tanzimatçıların “toplumcu” ilkelerine karşılık, “tekçi” şiirin savunmasını yapmıştır.

 Eskilerin “göz için kafiye” anlayışına karşı “kulak için kafiye” görüşünü savunmuştur.

 Şiirlerinin ilhan tarafı düşük, hayaller oldukça sık ve düşünceler zayıftır.

 “Her güzel şey şiirdir” ilkesini benimseyen sanatçı şiirlerini sisli güz manzaraları, yaprak,
çiçek, kelebek, mezarlıklar, kırlar ile doldurmuştur.

 Aşırı yenilikçi ve aşırı romantik Ekrem’le ( yeni şiiri destekler Zemzeme)
Muallim Naci ( eski şiiri destekler Demdeme) arasıda çıkan eski-yeni tartışması
meşhurdur.

 Şiirlerinde kişisel konuları işler, toplumsal konulara değinmez.
 Sanatıyla değil, edebiyat hakkında ileri sürdüğü fikirleriyle ün yapmış ve edebiyat çevrelerinde “ÜSTAD” olarak anılmıştır.

 Önce çok sevdiği oğlu Nejat’ın daha sonra diğer çocuklarının ölmesi üzerine çektiği
acılar şiirlerine de yansımıştır. Bu yüzden şiirleri ağlamaklıdır.
 Batılılaşmanın yanlış anlaşılmasını eleştirdiği, ilk realist roman sayılan eseri
ünlüdür.(Araba Sevdası)

ESERLERİ:

Şiirleri: Name-i Seher, Zemzeme, Pejmürde, Nejat Ekrem, Yadigar-ı Şebab
Romanları: Araba Sevdası
Hikayeleri: Muhsin Bey, Şemsa
Tiyatroları: Çok Bilen Çok Yanılır, Afife Anjelik, Vuslat

Ta’lim-i Edebiyat (önemli eseri.) Edebiyat hakkında bilgi verir
Takdir-i Elhan (Eleştiri)
ZEMZEME: Yeni şiiri destekleyen görüşlerini yazmıştır.
ARABA SEVDASI: Bilinçsizce Batıyı taklit eden Bihruz Bey’in düştüğü haller anlatılır.

NABİZADE NAZIM
 Tanzimat’ın ikinci döneminde yetişen ve realist-natüralist görüşleri
hikayelerine en iyi uyarlamış romancıların en önemlilerindendir.
 “Karabibik” bizde ilk köy romanıdır. Natüralist-Gerçekçi görüşle
yazılan ve köylünün bazı dertlerini anlatan bu eser Antalya civarında
geçmektedir. Bu hikayenin önsözünde şu görüşleri ortaya atmıştır:
Hikaye, roman özeti gibidir. Hikayede doğallığa ve sadeliğe
önem verilmeli, akla uyulmalıdır. Böylece Realizmin ilkelerini
belirlemiştir.

 Realizmi edebiyatımıza en iyi şekilde o uyarlamıştır. (Zehra)
 Realizmin etkisiyle eserleri sade, gerçekçi; kahramanları ve konuları günlük hayattandır.
ESERLERİ:

Hikayeleri: Zavallı Kız, Haspa, Bir Hatıra, Karabibik, Yadigarlarım
Roman: Zehra (psikolojik tahlillere yer verir . Edebiyatımızın ilk tezli romanıdır. İstanbul’
daki bir ailenin yaşamı konu edilir.)

KARABİBİK: Uzun hikaye biçiminde yazılmıştır. Realizmin başarılı bir örneğidir. Bu eserde kırsal kesim gerçeğine ilk kez değinilir.

SAMİPAŞAZADE SEZAİ
 “Sergüzeşt” romanıyla edebiyatımızda Realizmin öncüsü
olmuştur.
 Namık Kemal’in büyüleyici etkisi altında yetişen Sezai Bey kesin bir
yenilik taraftarıdır

 Esir bir kızın serüvenini konu alan dolayısıyla ferdi hürriyeti ve insan
haklarını savunan “Sergüzeşt” romantizm ve realizm arasıda bir köprüdür.
 Türk edebiyatında ilk edebi hikayeleri yazmış bunları Küçük Şeyler adı altında toplamıştır. Bu kitabın önsözüne bakınca onun romantizmle realizm arasında bocaladığı görülür.
 Sevet-i Fünun yazarlarını üslup bakımından etkilemiştir.
SERGÜZEŞT: Bir paşanın oğlu ile bir cariyenin aşkı anlatılır. Artık kapanmak üzere olan
köleli cariyeli konak hayatı anlatılır.
ESERLERİ:
Roman: Sergüzeşt
Hikaye: Küçük Şeyler

Tiyatro: Pir
Mektup-Sohbet: İclal

ŞEMSETTİN SAMİ
 Tanzimat edebiyatının dil alanında önemli eserler veren sanatçısıdır.
 Fransızcadan çevirdiği sözlükler önemlidir.
 En önemli eseri “Kamus-ı Türki” dir.
 Dilin sadeleştirilmesi hakkındaki fikirleri sonraki kuşağa yol göstermiştir.

 Kutadgu Bilig’i Türkçeye çevirmiştir.
 Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat adlı romanı vardır.

TAAŞŞUK-I TALAT VE FITNAT: Babası öldüğü için annesi tarafından büyütülen Talat,
pencereden görüp aşık olduğu Fitnat’a daha yakın olabilmek için kadın kıyafetleri giyip
kendini piyano hocası olarak kabul ettirmiştir. Tüm bunlar olurken Talat’ın annesi oğlundaki garip davranışlardan kuşkulanarak onu, düzelmesi için, Sudanlı bir kızla evlendirmek
ister. Talat bu isteğe şiddetle karşı çıkmış; ama Fitnat babasının kendisini zengin biriyle
evlendirme isteğine fazla itiraz edememiştir. Fitnat, evlendiği gece sevgilisinden ayrılmanın verdiği üzüntüyle kendini vurur. Ölmeden önce, evlendiği adamın vaktiyle annesini
terk eden babası olduğunu öğrenir. Bunun üzerine Fıtnat’ın babası da Talat da intihar eder.

MUALLİM NACİ
 Recaizade ile sanat hakkında girdiği sert tartışma onu yeni edebiyatın
karşısında göstermiştir.
 Demdeme adlı eserinde ne kadar eski şiiri savunsa da aruzu Türkçeye
diğerlerinden daha güzel uygulamıştır.

 Edebiyatımızda köyden bahseden ilk şiir onundur. (Köylü Kızların Şarkısı)

ESERLERİ: Ömer’in Çocukluğu (anı)
EBUZZİYA TEVFİK:

 Uzun yıllar yaptığı gazetecilik ile tanınmıştır. Çıkardığı gazeteler ve buralardaki yazılarıyla Tanzimat edebiyatının ve bu dönemin tanınmasını sağlamıştır.( Yeni Osmanlılar
Tarihi adlı inceleme eseri)

 Tasvir-i Efkar gazetesini gönüllü olarak çıkarmıştır.

Eserleri:

Piyes: Ecel-i Kaza
Antoloji: Numune-i Edebiyatı Osmaniye
Nesir: Lügat-i Ebüzziya, Yeni Osmanlılar Tarihi

HAZIRLAYAN
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ
SERDAR GÜL

www.edebiyatogretmeni.net


Slide 24

www.edebiyatogretmeni.net

XIX. yy. edebiyatımızın girişimler dönemidir. Roman, öykü,
tiyatro alanlarında ilk örnekler verilmiş, şiirdeki başkaldırmalar divan
şiirine ilgiyi azaltmıştı. Çıkmaya başlayan özel gazeteler roman, öykü
yayımlıyor, edebiyat adamlarının tartışmalarına yer veriyordu. Bazı
kesimler Namık Kemal’in şiire getirdiği: “özgürlük, vatan, hak, insanlık, esaret…” gibi kavramlarda kendi sorunlarını, kendi isteklerini,
kendi kişiliğini bularak yeni edebiyat girişimlerine yandaş oldu.

Tanzimat ile Divan Edebiyatı’nın Karşılaştırması

1) Divan şiirindeki “parça güzelliği” yerine,Tanzimat şiirinde “bütün güzelliği” önemsenmiş
2) Divan edebiyatı yüksek zümredeki insanlara hitap ederken, Tanzimat edebiyatı halka
seslenmiş.
3) Divan şiirinde ölçü aruzdur, Tanzimat’ta ise aruzun yanında hece ölçüsü de kullanılmış.
4) Divan nesrinde söz hünerleri gösterme,sanat kullanma esasken, Tanzimat nesrinde bir
takım fikirleri halka ulaştırmak halkı bilgilendirmek ve eğitmek esastır.

5) Divan edebiyatında aşk, şarap, kadın, eğlence, hayali konular işlenirken; Tanzimat edebiyatında gerçek yaşam, tabiat, kişisel acı ve ızdıraplar, toplumsal konular işlenmiştir.
6) Divan edebiyatında kullanılmayan birçok edebi tür Tanzimat edebiyatında kullanılmaya
başlanmış (roman, hikaye, tiyatro, sone, terza-rima, triyole, gazete…)
7) Divan edebiyatında dil ağır ve sanatlıdır; Tanzimat edebiyatında dil sadeleştirilmiş,
halkın dili kullanılmıştır.

Bu dönem edebiyatını iki bölümde incelemek gerekir

1. Dönem:


Bu döneme Şinasi, Ziya, Namık Kemal okulu adı verilir.



Bu dönemin başlıca sanatçıları: Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Mithat,

Şemsettin Sami, Ahmet Vefik Paşa, Ali Suavi, Ahmet Cevdet Paşa



Bu dönemde “sanat toplum içindir” görüşü benimsenmiş.



Bu dönemde amaç: “Divan edebiyatını yıkmak,yerine sosyal yaşamla geniş ölçüde
alakalı inkılapçı bir edebiyat getirmek.



Halka halk diliyle hitap etmek amacıyla sade dile ve halk Türkçesine önem vermek



Vatan sevgisi, millet duygusu, hürriyet aşkı, halk sevgisi… gibi duyguları halka aşılamak ve onları bu yolda eğitmek.



Gazete, roman, öykü, makale, şiir, tiyatro… gibi
yenilikleri Türk edebiyatına getirmek ve
uygulamak.

 Şiirde estetik güzellik değil içerik ön plana çıkmıştır.
 Eski nazım şekilleriyle yeni kavram ve duyguları işlemişlerdir.
 Bu dönem sanatçıları ,edebiyatın yanında siyasetle de ilgilenmiştir.
 Ortaya konan eserler, taklit olduğu için teknik yönden zayıftır.
 Fransız edebiyatı örnek alınmıştır.
 Bu dönem sanatçıları genelde Romantizmin etkisindedir.
 Eserlerde rastlantılara çokça yer verilir.
 Okuyucuyu bilgilendirmek için olayların akışı sık sık kesilir.

2. Dönem:
 Bu döneme Ekrem, Sezai, Hamit okulu adı verilir.
 Bu dönemin sanatçıları:” Abdulhak Hamit Tahran, Recaizade Ekrem, Sami Paşazade

Sezai, Nabizade Nazım, Ebuziya Tevfik, Ali Bey…

 Bu dönemde “ sanat sanat içindir “ görüşü benimsenmiş.
 Siyasi ve toplumsal ideolojilerden uzak durmuşlar.
 Sanatta batılılaşmayı savunurlar
 Eski edebiyata karşı yeni edebiyatı savunurlar.
 I. Tanzimatçılara göre batı edebiyatını edebiyatımızda daha da kökleştirmişler.
 İdeolojik görüşlerini aktif olarak değil, eserlerindeki kahramanlarla işlemişler.
 Romanda realizmin tesiri şiirde ise romantizmin tesiri görülür.
 Dil ağırdır.

 Gazetecilik eski işlevini yitirmiş.
 Tiyatro eserleri oynanmak için değil okunmak için yazılmış.
 Şiirde bireysel duygular anlatılmış ve güzel olan her şey şiire konu olmuş.
 Muallim Naci bu dönemde Divan edebiyatını savunan tek sanatçıdır.

Tanzimat Edebiyatının Genel Özellikleri
1) Dilin sadeleşmesi amaçlanmış, özellikle tiyatro, anı, mektup ve halka seslenen
romanlarda bu amaç bir ölçüde gerçekleştirilmiştir. Ancak sanatçılar, eski alışkanlıklarından tamamen kurtulamadıkları için yabancı sözcük ve kurallardan büsbütün
sıyrılamamışlardır.

2) Divan edebiyatının kullandığı şiir, tarih ve mektup gibi türleri batı anlayışına göre
yenilemişlerdir.
3) Makale, tiyatro, roman, hikaye, anı gibi yeni türler kullanılmaya başlanmıştır.
4) Daha önce toplum sorunlarıyla hiç ilgisi bulunmayan sanatı; toplumu düzeltmek,
eğitmek için bir dava aracı olarak kullanma anlayışına yönelmişlerdir.
5) Fransız edebiyatından esinlenerek klasisizm, romantizm, realizm ve natüralizm
akımlarının etkisinde eserler yaratılmıştır.

6) Nesirde iç kafiye (seci) bırakılmış, anlatımda süs yerine, düşünceleri halka ulaştırma amacı güdülerek yeni bir nesir yaratılmıştır.
7) Şiirde hecenin örnekleri görülmekle birlikte aruzun kullanımı devam etmiştir.

8) Günlük olaylar, duygu ve düşünceler şiire sokularak şiirin konusu genişletilmiştir.
9) Başlangıçta yeni düşünceler eski nazım biçimleri içinde verilirken sonraları yeni
biçimler kullanılmıştır.
10) Şiirde konu ve anlam bütünlüğü aranmıştır.
11) Divan edebiyatındaki “parça güzelliği” anlayışının yerini “bütün güzelliği” almıştır.
12) Roman ve hikayelerin konusu ya günlük yaşayıştan ya da tarihten alınmıştır.
13) Tiyatroda toplum sorunları, gelenek, görenek, çocuk, aile, yaşanılan olaylar işlenmiştir.

14) Eserlerde kahramanlar tek yönlü ele alınmış, iyiler ödüllendirilmiş, kötüler cezalandırılmıştır.
15) Roman ve öykülerde olayların akışında rastlantılara çok yer verilmiştir.
16) Romanların içinde konu dışına çıkılarak okuyucuya bilgi ve öğüt vermekten kaçınılmamıştır.
17) Yazarlar, eserlerinde kendi kişiliklerini gizlememiştir.

18) Roman kahramanları çoğu zaman bir görüşte aşık olur.
19) Toplumsal olaylara yüzeyden bakılır.
20) Tanzimat romanında aile problemi büyük yer tutar. Avrupa taklitçiliği nedeniyle
aile içindeki sarsılma ve çöküntüler işlenir.(Araba Sevdası,İntibah)
21) Tiyatro bu dönemde Namık Kemal’le başlar. Ahmet Vefik Paşa’nın Molier’den
yaptığı çevirilerle ileri bir sanat düzeyine ulaşır.
22) Bu edebiyatın nesir sahasındaki en büyük kazancı gazetedir.
23) Bu dönemdeki tiyatro eserleri sahnelenmeye uygun değildir.
24) Mizah ve hiciv anlayışı bu dönemde daha da gelişmiştir. Batılı anlamdaki ilk mizah
örneği bu dönemde verilir.
25) Türk edebiyatında gerçek edebi tenkit bu dönemde başlamıştır.
26) Bu dönemde roman tekniği tam oturmamıştır. Romanımızın emekleme dönemidir.
Tasvirlerde ve kurguda kompozisyon bozukluğu vardır.

27) Bu dönem yazarlarında yaygın bir tasvir yapma alışkanlığı vardır.

28) Kahramanlar üst tabakadandır.
29) Olaylar İstanbul ve çevresinde geçer.
30) İşlenen konular: Yanlış batılılaşma, alafrangalık özentisi, sarsılan aile düzeni,
kültürel yozlaşma, fakirlik, cariyelik, görücü usulü evlenme, cehalet ve tarihi
konulardır.

TANZİMATIN TÜRK EDEBİYATINA KAZANDIRDIĞI İLKLER

1) İlk Gazeteler:
a) Takvim-i Vakayi ( İlk Türk gazetesi)
b) Ceride-i Havadis (Yarı resmi gazete)
c) Tercüman-ı Ahval (Şinasi ve Agah Efendi’nin çıkardığı ilk özel Türk gazetesi)
d) Tasvir-i Efkar (Şinasi’nin Namık Kemal’e devrettiği ikinci özel Türk gazetesi)
e) Hürriyet (Namık Kemal ve Ziya Paşa’nın yurt dışında çıkardıkları ilk Türk gazetesi)
f) Tercüman-ı Hakikat
2) İlk Çeviri Roman: Telemak; Yusuf Kamil Paşa Fenelon’dan çevirmiştir.
3) İlk Yerli Roman: Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat. Şemsettin Sami tarafından yazılmıştır,
edebi değeri yoktur.

4) Bir Edebi Akım Etkisinde Yazılan İlk Roman: İntibah; Namık Kemal tarafından
romantizme bağlı kalınarak yazılmış bir sosyal romandır.
5) İlk Realist Romanlar: Sergüzeşt; Sami Paşazade Sezai yazmıştır.
Araba Sevdası; Recaizade Mahmut Ekrem yazmıştır.
6) İlk Tiyatro Eseri: Şair Evlenmesi; Şinasi yazmıştır.

7) İlk Köy Romanı: Karabibik; Nabizade Nazım yazmıştır.
8) İlk Öyküler: Küçük Şeyler; Sami Paşazade Sezai yazmıştır. (Basılan ilk hikaye kitabı)
Letaif-i Rivayet; Ahmet Mithat Efendi yazmıştır.( Yazılan ilk hikaye kitabı)
9) İlk Makale: Şinasi yazmıştır.
10) İlk Şiir Çevirileri: Şinasi tarafından Fransızcadan yapılmıştır.
11) İlk Noktalama İşaretleri: Şinasi tarafından kullanılmıştır.
12) Edebiyatımızda ilk tarihi roman: Namık Kemal'in "Cezmi" adlı eseridir.
13) Edebiyatımızdaki ilk eleştirmen: Namık Kemal'dir.
14) Türk Edebiyatındaki ilk polisiye roman: Esrar-ı Cinayet; Ahmet Mithat yazmıştır.

Dönemin Sanatçıları ve Eserleri

ŞİNASİ

 Maliye öğretimi için Fransa’ya devlet tarafından ilk gönderilen öğrencilerdendir. Fakat Şinasi o dönemde edebiyatla ilgilenmiş ve dönemin ünlü
yazar şairleriyle tanışmıştır. Yurda döndüğünde Agah Efendiyle 1860’ta
Tercüman-ı Ahval gazetesini çıkarmışlardır.
 Şinasi divan edebiyatındaki duygu kavramını bir yana itip akla ve mantığa yer verir.

 Halk dilini kullanmayı, böylece halkı bilinçlendirmeyi hedefler.

 Kısa cümleli ,yeni görüşlerle örgülü bir nesir yapısı meydana getirmiştir.

 Şairlik yönü pek güçlü olmayan Şinasi, edebiyatımıza getirdiği yeniliklerle tanınır.








Bu yenilikler şunlardır:

ilk tiyatro eserimiz olan Şair Evlenmesi (Bu eserde görücü usulüyle evlenme eleştirilir.)
Edebiyatımızda noktalama işaretlerini ilk defa kullanmıştır.
İlk özel Türk gazetesi Tercüman-ı Ahval’ı çıkarmıştır.
Atasözlerimizi Durub-u Emsal-i Osmaniye adı altında derlemiş.
İlk makaleyi yazdı: Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi
Dilde sadeleşmenin öncüsü olmuştur.

 Şiirlerini Müntehabat-ı Eş’ar’ım adı ile yayınlamıştır.
 Şiiri mecazlardan arıtıp yalınlaştırmaya çalışır.
 Eşek ile Tilki La Fontaine’den etkilenerek yazdığı bir fabldır.
 Batı şiirini tanıtmak amacıyla Fransız şairlerinden çeviriler yapmıştır.

 Şiirlerinde konu birliğine ve bütün güzelliğine önem vermiştir

www.edebiyatogretmeni.net

NAMIK KEMAL
 Önceleri klasik bir divan şairi olan Kemal, Şinasi ile tanıştıktan sonra Batı
edebiyatı ve Batı kaynaklı
fikirlerle ilgilenmeye başlamıştır.
 Gür sesli vatan şairi,dava ve sanat adamıdır. Eserlerinde hürriyet, vatan sevgisi, hak, kanun, adalet, ahlak konularını işlemiştir.
 Edebiyatımızda vatan ve hürriyet şairi olarak bilinir.
 Eski edebiyata karşı olduğu halde yeni düşünce ve kavramları yaymak amacıyla yazdığı
şiirlerin çoğunda eskiye bağlı kalmıştır
 Namık Kemal’de diğer 1. Dönem Tanzimatçılar gibi dilde sadeliği benimser.
 Yine diğerleri gibi aruzun yanında az da olsa hece veznini kullanır.

 Şiirimizin gelişmesinde büyük emeği geçmiş bu yolda gerçekten etkili olmuştur. Şiirlerini
“toplum için sanat” anlayışıyla yazmış toplumcu bir şairdir.

 Kendinden sonra gelen genç kuşaklara yurtseverlik, özgürlük tutkularını yerleştirmiş.

 Osmanlı Tiyatrosunun modern bir tiyatro olması için çaba göstermiştir. Avrupa’da bulunduğu yıllarda tiyatro türüyle ilgilenmiş ve yurda dönünce bu tarzda eserler yazmıştır.

 Eleştiri türünün ilk örneğini Ziya Paşa’nın Harabat’ına karşılık yazdığı Tahrib-i
Harabat ve Takip adlı eserleriyle vermiştir. Onun tenkitlerinde iki önemli unsur
bulunur: Biri; eski edebiyatı yıkmak, ikincisi; yeni bir edebiyat kurmak.
 Ona göre edebiyat hayale, soyuta, içe kapanmışlığa son vermeli; gerçeği, hayat,
tabiatı işlemelidir. Yeni edebiyat halka dönmeli, nüfuzlu kimselere yaranacağına
onun dertlerini dinlemeli.
 Eserlerinin tümünde romantizm egemendir.

ESERLERİ:

Tiyatro: Vatan yahut Silistre, Zavallı Çocuk, Akif Bey, Gülnihal, Celalettin Harzemşah,
Karabela
Roman: İntibah ( ilk edebi roman), Cezmi (ilk tarihi roman)
Eleştiri: Tahrib-i Harabat, Takip
Tarih, Biyografi: Kanije, Silistre Muhasarası, Osmanlı Tarihi, Devr-i İstila.
ZAVALLI ÇOCUK: Sevmedikleriyle zorla evlendirilenlerin bahtsızlığı işlenmiş.
AKİF BEY: Kocasına ihanet eden kadının dramı işlenmiş.
GÜLNİHAL: Bir sancak beyine karşı halkın isyanı anlatılır.

ZİYA PAŞA
 Ziya Paşa diğer Tanzimatçılar gibi toplumcudur, Fransız devriminin ilkelerine bağlıdır, eğitimin gerekliliğini savunur.
 Şinasi’yle başlayan Batı edebiyatı anlayışını savunur. Ancak, eski şiiri
öven “Harabat” ı hazırlayacak kadar eski şiire bağlıdır. Bu yüzden
Namık Kemal tarafından tenkit edilmiştir.
 “Doğulu ya da Batılı” olmak konusunda karara varamamıştır. Bu nedenle “Harabat”ta
Divan edebiyatını, “Şiir ve İnşa” makalesinde yeni edebiyatı savunur. Bu zıtlıklar sanatına da yansımış, tezatlar sanatçısı olmuştur.
 Tanzimatçılar arasında eski şiire en fazla bağlı kalanlardandır.
 Şiirde dili sade değildir. Ancak nesir dili sadedir

 Ziya Paşa daha çok siyasi ve sosyal tenkit makaleleri yazmıştır. Makalelerinde idarecilere savaş açmıştır.
 Şiirlerinde öğütler ve felsefi temalar görülür.
 Diğer Tanzimatçılar gibi gazetecilik yönü kuvvetlidir.

ESERLERİ:

1) Tekib-i Bent (Dönemin sosyal bir eleştirisidir. Bağdatlı Ruhi’ye nazire olarak yazmıştır.)
Terci-i Bent (şiir)
2) Zafername (mizah) ( Sadrazam Ali Paşa aleyhinde yazılmıştır.)
3) Harabat (Bu antolojide halk şiirini kötülemiş Divan şiirini yüceltmiş.)
Şiir ve İnşa (Bu makalede gerçek şiirimizin halk şiiri olduğunu söylemiş.)
4) Rüya ( Türk edebiyatındaki ilk röportaj sayabiliriz.)
Veraset Mektupları ( makale)
5) Emil, Defter-i Amal ( j.j. Rausseaux ‘dan çeviri)
6) Eş’ar-ı Ziya (şiir)

www.edebiyatogretmeni.net

AHMET MİTHAT EFENDİ
 Tanzimat döneminde, halk için roman anlayışını başlatan yazardır.
Bütün eserlerini halkın okuma zevkini geliştirmek için yazmıştır.
Tanzimat edebiyatında halkın dilini en iyi kullanan yazar o’dur.
 Türk edebiyatında en çok eser veren sanatçı olarak bilinir. Roman
ve hikayelerini hiçbir teknik kaygısı gütmeden yazmıştır. Sırası gelince
olayların akışını durdurup okuyucuya bilgi ve nasihat verir.
 Diğer Tanzimatçılar gibi siyasi konulara değinmemiştir.
 Batı medeniyetinin Türk toplumuyla bağdaşmayan yönlerini anlatmaya çalışmıştır.
Avrupa hayranlarını eserlerinde züppe ve alafranga olarak eleştirmiştir.

 Bütün yapıtlarını nesir türünde vermiştir.
 Her yapıtının sonunda bir “kıssada hisse” vardır.
 Eserlerinde bir eğitici gibi halkı her konuda bilgilendirmeyi ona kılavuzluk etmeyi amaçlar.

ESERLERİ:

Hikayeleri: Letaif-i Rivayet(25 cilt). Edebiyatımızdaki ilk hikayeler.
Romanları: Hasan Mellah, Hüseyin Fellah, Dünyaya İkinci Geliş, Felatun Bey’le Rakım
Efendi, Paris’te Bir Türk, Müşahedat

Tiyatro: Çengi, Çerkez Özdenleri, Siyavuş, Açık Baş
Seyahat: Avrupa’da Bir Cevelan
FELATUN BEY’LE RAKIM EFENDİ: Felatun Bey her yönüyle batı hayranı biridir.
Ancak batı düşüncesini zevk ve sefa anlayışıyla özümsemiştir. Rakım Efendi ise Felatun’
un tam tersi bir karakterdir.

AHMET VEFİK PAŞA
 Türk tiyatrosuna ve dil çalışmalarına önemli katkılarda bulunmuştur.
 Moliere’den yaptığı çeviriler önemlidir.
 Türkçe’yi oldukça sade kullanmış, toplumun adet, töre, mizah gücünü
eserlerine taşımıştır.
 Tarih ve dil sahasında önemli eseri Lehçe-i Osmani

ESERLERİ:

Zor Nikah (Moliere’den çeviri)
Zoraki Tabip (Moliere’den çeviri)
Okumuş Kadınlar (Moliere’den çeviri)
Secere-i Türki (Tarih)
Lehçe-i Osmani (Dil)
www.edebiyatogretmeni.net

ALİ SUAVİ:
 Hayret edilecek kadar geniş bilgili ve inanılmayacak kadar da şaşırtıcı, Batılı ve bazen
iyice cüretli, iyice sorumsuz görüşler sahibidir.
 Türkiye’de “Meşrutiyet ve Laikliği” ilk savunanlardan biridir.

 Hükümete çatan, Ali Paşa’yı yeren yazılarından dolayı Kastamonu’ya sürülmüştür.
 Uygur alfabesinin ilk Türk yazısı olduğundan söz etmiş.
 Laikliği, Meşrutiyeti, Türkçülüğü savunan İslami ölçülere bağlı bir yazardır.
 Türlü konularda gazete ve risale (broşür) yazıları, tercümeler, dini yorumlar, seyahat
yazıları vardır.

SÜLEYMAN PAŞA:
 Fikir adamı ve Türkçü bir yazardır.
 Önemli ve ünlü eseri “Tarih-i Alem”dir. Bu eser Türkçü bir bakışla yazılmış ve kendisinden sonra gelen Türkçü yazarları etkilemiştir.

ABDÜLHAK HAMİT TARHAN
 Tanzimat döneminin en büyük ve en verimli şairidir. Türk şiirine
geniş ufuklar açmış; günlük yaşam, aşk, vatan-millet sevgisi, ölüm
ve metafizik üzerine, sevinç, ümit ve tezatlardan, isyan ve feryatlardan güç alan epik, şiir ve felsefi şiirler yazdı. Divan şiirini sona
erdiren sanatçıdır.
 Yazdığı tiyatro eserleri sahnelenmeye elverişli değildir.
 Şiirlerinde orijinal buluşlar ve hayaller vardır.

 Ediplerimiz arasında hayat coğrafyası en geniş olan adamdır

 Şiirin şekil ve içeriğiyle istediği gibi oynanır sandığı için edebiyatımızda yıkıcı olduğu
kadar yapıcıdır.

 Batı şiirinin hemen bütün biçim ve türlerini hiç çekinmeden denemiş, aşırılık sınırında
sayılan bu girişimlerle yankılar, tepkiler uyandırmış.

 Eşi Fatma Hanım’ın ölmesi Hamid’in şiirine yepyeni ilhamlar getirmiş. Ölüm, Allah, kader,
felsefi isyanlar gibi fizikötesi konuları işlemeye başlamış. (Makber)

 Namık Kemal’e bağlı kalmış ama onun fikirlerini eserlerine pek taşıyamamış. Toplumsal
konular yerine bireysel acıları, tabiatı ve kadını işlemiş.

 Tanzimatçılar arasında yalnızca Hamit belli bir alanda (şiir) yoğunlaşmış.

Hamit nazımda şu değişiklikleri yapmış:

1) Kurallı nazım şekillerini (gazel, mesnevi) yıkarak kuralsız nazmı getirmiş.
2) Mısraları kendi arasında kafiyelemiş
 Düzgün bir Türkçe kullanamadığı için söyleyiş zaafı vardır

 Tiyatrolarını sahnelenmek için değil, okunmak için yazmıştır. Tiyatrolarında insanüstü
güçlere yer vermiştir.

ESERLERİ:
Şiirleri: Sahra (ilk pastoral şiir), Kahbe, Makber, Belde, Ölü, Halce,

Garam (Çamlıca da yaşanmış bir aşk hikayesi), Baladan Bir Ses

Tiyatroları: Sabr-ü Sebat, İçli Kız, Fitnen, Liberte, Eşber, Nesteren

RECAİZADE EKREM
 Şiir, hikaye ve tiyatro da yazan Ekrem’in en önemli yönü: Teorici
(nazariyatçı) ve romancı oluşudur.
 Ekrem’in teori alanında verdiği en ünlü eseri “Ta’lim-i Edebiyat’tır.
Bu eserdeki düşünceler II. Tanzimat ve Servet-i Fünun devri şiir ilkelerini anlatması ve Servet-i Fünun’u kuracak genç şairlere yol göstermesi bakımından önemlidir.

 Ekrem eski edebiyat karşısında yeni sanatın ilkelerini tespit eden ünlü tenkitçi olmuştur.

 İlk Tanzimatçıların “toplumcu” ilkelerine karşılık, “tekçi” şiirin savunmasını yapmıştır.

 Eskilerin “göz için kafiye” anlayışına karşı “kulak için kafiye” görüşünü savunmuştur.

 Şiirlerinin ilhan tarafı düşük, hayaller oldukça sık ve düşünceler zayıftır.

 “Her güzel şey şiirdir” ilkesini benimseyen sanatçı şiirlerini sisli güz manzaraları, yaprak,
çiçek, kelebek, mezarlıklar, kırlar ile doldurmuştur.

 Aşırı yenilikçi ve aşırı romantik Ekrem’le ( yeni şiiri destekler Zemzeme)
Muallim Naci ( eski şiiri destekler Demdeme) arasıda çıkan eski-yeni tartışması
meşhurdur.

 Şiirlerinde kişisel konuları işler, toplumsal konulara değinmez.
 Sanatıyla değil, edebiyat hakkında ileri sürdüğü fikirleriyle ün yapmış ve edebiyat çevrelerinde “ÜSTAD” olarak anılmıştır.

 Önce çok sevdiği oğlu Nejat’ın daha sonra diğer çocuklarının ölmesi üzerine çektiği
acılar şiirlerine de yansımıştır. Bu yüzden şiirleri ağlamaklıdır.
 Batılılaşmanın yanlış anlaşılmasını eleştirdiği, ilk realist roman sayılan eseri
ünlüdür.(Araba Sevdası)

ESERLERİ:

Şiirleri: Name-i Seher, Zemzeme, Pejmürde, Nejat Ekrem, Yadigar-ı Şebab
Romanları: Araba Sevdası
Hikayeleri: Muhsin Bey, Şemsa
Tiyatroları: Çok Bilen Çok Yanılır, Afife Anjelik, Vuslat

Ta’lim-i Edebiyat (önemli eseri.) Edebiyat hakkında bilgi verir
Takdir-i Elhan (Eleştiri)
ZEMZEME: Yeni şiiri destekleyen görüşlerini yazmıştır.
ARABA SEVDASI: Bilinçsizce Batıyı taklit eden Bihruz Bey’in düştüğü haller anlatılır.

NABİZADE NAZIM
 Tanzimat’ın ikinci döneminde yetişen ve realist-natüralist görüşleri
hikayelerine en iyi uyarlamış romancıların en önemlilerindendir.
 “Karabibik” bizde ilk köy romanıdır. Natüralist-Gerçekçi görüşle
yazılan ve köylünün bazı dertlerini anlatan bu eser Antalya civarında
geçmektedir. Bu hikayenin önsözünde şu görüşleri ortaya atmıştır:
Hikaye, roman özeti gibidir. Hikayede doğallığa ve sadeliğe
önem verilmeli, akla uyulmalıdır. Böylece Realizmin ilkelerini
belirlemiştir.

 Realizmi edebiyatımıza en iyi şekilde o uyarlamıştır. (Zehra)
 Realizmin etkisiyle eserleri sade, gerçekçi; kahramanları ve konuları günlük hayattandır.
ESERLERİ:

Hikayeleri: Zavallı Kız, Haspa, Bir Hatıra, Karabibik, Yadigarlarım
Roman: Zehra (psikolojik tahlillere yer verir . Edebiyatımızın ilk tezli romanıdır. İstanbul’
daki bir ailenin yaşamı konu edilir.)

KARABİBİK: Uzun hikaye biçiminde yazılmıştır. Realizmin başarılı bir örneğidir. Bu eserde kırsal kesim gerçeğine ilk kez değinilir.

SAMİPAŞAZADE SEZAİ
 “Sergüzeşt” romanıyla edebiyatımızda Realizmin öncüsü
olmuştur.
 Namık Kemal’in büyüleyici etkisi altında yetişen Sezai Bey kesin bir
yenilik taraftarıdır

 Esir bir kızın serüvenini konu alan dolayısıyla ferdi hürriyeti ve insan
haklarını savunan “Sergüzeşt” romantizm ve realizm arasıda bir köprüdür.
 Türk edebiyatında ilk edebi hikayeleri yazmış bunları Küçük Şeyler adı altında toplamıştır. Bu kitabın önsözüne bakınca onun romantizmle realizm arasında bocaladığı görülür.
 Sevet-i Fünun yazarlarını üslup bakımından etkilemiştir.
SERGÜZEŞT: Bir paşanın oğlu ile bir cariyenin aşkı anlatılır. Artık kapanmak üzere olan
köleli cariyeli konak hayatı anlatılır.
ESERLERİ:
Roman: Sergüzeşt
Hikaye: Küçük Şeyler

Tiyatro: Pir
Mektup-Sohbet: İclal

ŞEMSETTİN SAMİ
 Tanzimat edebiyatının dil alanında önemli eserler veren sanatçısıdır.
 Fransızcadan çevirdiği sözlükler önemlidir.
 En önemli eseri “Kamus-ı Türki” dir.
 Dilin sadeleştirilmesi hakkındaki fikirleri sonraki kuşağa yol göstermiştir.

 Kutadgu Bilig’i Türkçeye çevirmiştir.
 Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat adlı romanı vardır.

TAAŞŞUK-I TALAT VE FITNAT: Babası öldüğü için annesi tarafından büyütülen Talat,
pencereden görüp aşık olduğu Fitnat’a daha yakın olabilmek için kadın kıyafetleri giyip
kendini piyano hocası olarak kabul ettirmiştir. Tüm bunlar olurken Talat’ın annesi oğlundaki garip davranışlardan kuşkulanarak onu, düzelmesi için, Sudanlı bir kızla evlendirmek
ister. Talat bu isteğe şiddetle karşı çıkmış; ama Fitnat babasının kendisini zengin biriyle
evlendirme isteğine fazla itiraz edememiştir. Fitnat, evlendiği gece sevgilisinden ayrılmanın verdiği üzüntüyle kendini vurur. Ölmeden önce, evlendiği adamın vaktiyle annesini
terk eden babası olduğunu öğrenir. Bunun üzerine Fıtnat’ın babası da Talat da intihar eder.

MUALLİM NACİ
 Recaizade ile sanat hakkında girdiği sert tartışma onu yeni edebiyatın
karşısında göstermiştir.
 Demdeme adlı eserinde ne kadar eski şiiri savunsa da aruzu Türkçeye
diğerlerinden daha güzel uygulamıştır.

 Edebiyatımızda köyden bahseden ilk şiir onundur. (Köylü Kızların Şarkısı)

ESERLERİ: Ömer’in Çocukluğu (anı)
EBUZZİYA TEVFİK:

 Uzun yıllar yaptığı gazetecilik ile tanınmıştır. Çıkardığı gazeteler ve buralardaki yazılarıyla Tanzimat edebiyatının ve bu dönemin tanınmasını sağlamıştır.( Yeni Osmanlılar
Tarihi adlı inceleme eseri)

 Tasvir-i Efkar gazetesini gönüllü olarak çıkarmıştır.

Eserleri:

Piyes: Ecel-i Kaza
Antoloji: Numune-i Edebiyatı Osmaniye
Nesir: Lügat-i Ebüzziya, Yeni Osmanlılar Tarihi

HAZIRLAYAN
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ
SERDAR GÜL

www.edebiyatogretmeni.net


Slide 25

www.edebiyatogretmeni.net

XIX. yy. edebiyatımızın girişimler dönemidir. Roman, öykü,
tiyatro alanlarında ilk örnekler verilmiş, şiirdeki başkaldırmalar divan
şiirine ilgiyi azaltmıştı. Çıkmaya başlayan özel gazeteler roman, öykü
yayımlıyor, edebiyat adamlarının tartışmalarına yer veriyordu. Bazı
kesimler Namık Kemal’in şiire getirdiği: “özgürlük, vatan, hak, insanlık, esaret…” gibi kavramlarda kendi sorunlarını, kendi isteklerini,
kendi kişiliğini bularak yeni edebiyat girişimlerine yandaş oldu.

Tanzimat ile Divan Edebiyatı’nın Karşılaştırması

1) Divan şiirindeki “parça güzelliği” yerine,Tanzimat şiirinde “bütün güzelliği” önemsenmiş
2) Divan edebiyatı yüksek zümredeki insanlara hitap ederken, Tanzimat edebiyatı halka
seslenmiş.
3) Divan şiirinde ölçü aruzdur, Tanzimat’ta ise aruzun yanında hece ölçüsü de kullanılmış.
4) Divan nesrinde söz hünerleri gösterme,sanat kullanma esasken, Tanzimat nesrinde bir
takım fikirleri halka ulaştırmak halkı bilgilendirmek ve eğitmek esastır.

5) Divan edebiyatında aşk, şarap, kadın, eğlence, hayali konular işlenirken; Tanzimat edebiyatında gerçek yaşam, tabiat, kişisel acı ve ızdıraplar, toplumsal konular işlenmiştir.
6) Divan edebiyatında kullanılmayan birçok edebi tür Tanzimat edebiyatında kullanılmaya
başlanmış (roman, hikaye, tiyatro, sone, terza-rima, triyole, gazete…)
7) Divan edebiyatında dil ağır ve sanatlıdır; Tanzimat edebiyatında dil sadeleştirilmiş,
halkın dili kullanılmıştır.

Bu dönem edebiyatını iki bölümde incelemek gerekir

1. Dönem:


Bu döneme Şinasi, Ziya, Namık Kemal okulu adı verilir.



Bu dönemin başlıca sanatçıları: Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Mithat,

Şemsettin Sami, Ahmet Vefik Paşa, Ali Suavi, Ahmet Cevdet Paşa



Bu dönemde “sanat toplum içindir” görüşü benimsenmiş.



Bu dönemde amaç: “Divan edebiyatını yıkmak,yerine sosyal yaşamla geniş ölçüde
alakalı inkılapçı bir edebiyat getirmek.



Halka halk diliyle hitap etmek amacıyla sade dile ve halk Türkçesine önem vermek



Vatan sevgisi, millet duygusu, hürriyet aşkı, halk sevgisi… gibi duyguları halka aşılamak ve onları bu yolda eğitmek.



Gazete, roman, öykü, makale, şiir, tiyatro… gibi
yenilikleri Türk edebiyatına getirmek ve
uygulamak.

 Şiirde estetik güzellik değil içerik ön plana çıkmıştır.
 Eski nazım şekilleriyle yeni kavram ve duyguları işlemişlerdir.
 Bu dönem sanatçıları ,edebiyatın yanında siyasetle de ilgilenmiştir.
 Ortaya konan eserler, taklit olduğu için teknik yönden zayıftır.
 Fransız edebiyatı örnek alınmıştır.
 Bu dönem sanatçıları genelde Romantizmin etkisindedir.
 Eserlerde rastlantılara çokça yer verilir.
 Okuyucuyu bilgilendirmek için olayların akışı sık sık kesilir.

2. Dönem:
 Bu döneme Ekrem, Sezai, Hamit okulu adı verilir.
 Bu dönemin sanatçıları:” Abdulhak Hamit Tahran, Recaizade Ekrem, Sami Paşazade

Sezai, Nabizade Nazım, Ebuziya Tevfik, Ali Bey…

 Bu dönemde “ sanat sanat içindir “ görüşü benimsenmiş.
 Siyasi ve toplumsal ideolojilerden uzak durmuşlar.
 Sanatta batılılaşmayı savunurlar
 Eski edebiyata karşı yeni edebiyatı savunurlar.
 I. Tanzimatçılara göre batı edebiyatını edebiyatımızda daha da kökleştirmişler.
 İdeolojik görüşlerini aktif olarak değil, eserlerindeki kahramanlarla işlemişler.
 Romanda realizmin tesiri şiirde ise romantizmin tesiri görülür.
 Dil ağırdır.

 Gazetecilik eski işlevini yitirmiş.
 Tiyatro eserleri oynanmak için değil okunmak için yazılmış.
 Şiirde bireysel duygular anlatılmış ve güzel olan her şey şiire konu olmuş.
 Muallim Naci bu dönemde Divan edebiyatını savunan tek sanatçıdır.

Tanzimat Edebiyatının Genel Özellikleri
1) Dilin sadeleşmesi amaçlanmış, özellikle tiyatro, anı, mektup ve halka seslenen
romanlarda bu amaç bir ölçüde gerçekleştirilmiştir. Ancak sanatçılar, eski alışkanlıklarından tamamen kurtulamadıkları için yabancı sözcük ve kurallardan büsbütün
sıyrılamamışlardır.

2) Divan edebiyatının kullandığı şiir, tarih ve mektup gibi türleri batı anlayışına göre
yenilemişlerdir.
3) Makale, tiyatro, roman, hikaye, anı gibi yeni türler kullanılmaya başlanmıştır.
4) Daha önce toplum sorunlarıyla hiç ilgisi bulunmayan sanatı; toplumu düzeltmek,
eğitmek için bir dava aracı olarak kullanma anlayışına yönelmişlerdir.
5) Fransız edebiyatından esinlenerek klasisizm, romantizm, realizm ve natüralizm
akımlarının etkisinde eserler yaratılmıştır.

6) Nesirde iç kafiye (seci) bırakılmış, anlatımda süs yerine, düşünceleri halka ulaştırma amacı güdülerek yeni bir nesir yaratılmıştır.
7) Şiirde hecenin örnekleri görülmekle birlikte aruzun kullanımı devam etmiştir.

8) Günlük olaylar, duygu ve düşünceler şiire sokularak şiirin konusu genişletilmiştir.
9) Başlangıçta yeni düşünceler eski nazım biçimleri içinde verilirken sonraları yeni
biçimler kullanılmıştır.
10) Şiirde konu ve anlam bütünlüğü aranmıştır.
11) Divan edebiyatındaki “parça güzelliği” anlayışının yerini “bütün güzelliği” almıştır.
12) Roman ve hikayelerin konusu ya günlük yaşayıştan ya da tarihten alınmıştır.
13) Tiyatroda toplum sorunları, gelenek, görenek, çocuk, aile, yaşanılan olaylar işlenmiştir.

14) Eserlerde kahramanlar tek yönlü ele alınmış, iyiler ödüllendirilmiş, kötüler cezalandırılmıştır.
15) Roman ve öykülerde olayların akışında rastlantılara çok yer verilmiştir.
16) Romanların içinde konu dışına çıkılarak okuyucuya bilgi ve öğüt vermekten kaçınılmamıştır.
17) Yazarlar, eserlerinde kendi kişiliklerini gizlememiştir.

18) Roman kahramanları çoğu zaman bir görüşte aşık olur.
19) Toplumsal olaylara yüzeyden bakılır.
20) Tanzimat romanında aile problemi büyük yer tutar. Avrupa taklitçiliği nedeniyle
aile içindeki sarsılma ve çöküntüler işlenir.(Araba Sevdası,İntibah)
21) Tiyatro bu dönemde Namık Kemal’le başlar. Ahmet Vefik Paşa’nın Molier’den
yaptığı çevirilerle ileri bir sanat düzeyine ulaşır.
22) Bu edebiyatın nesir sahasındaki en büyük kazancı gazetedir.
23) Bu dönemdeki tiyatro eserleri sahnelenmeye uygun değildir.
24) Mizah ve hiciv anlayışı bu dönemde daha da gelişmiştir. Batılı anlamdaki ilk mizah
örneği bu dönemde verilir.
25) Türk edebiyatında gerçek edebi tenkit bu dönemde başlamıştır.
26) Bu dönemde roman tekniği tam oturmamıştır. Romanımızın emekleme dönemidir.
Tasvirlerde ve kurguda kompozisyon bozukluğu vardır.

27) Bu dönem yazarlarında yaygın bir tasvir yapma alışkanlığı vardır.

28) Kahramanlar üst tabakadandır.
29) Olaylar İstanbul ve çevresinde geçer.
30) İşlenen konular: Yanlış batılılaşma, alafrangalık özentisi, sarsılan aile düzeni,
kültürel yozlaşma, fakirlik, cariyelik, görücü usulü evlenme, cehalet ve tarihi
konulardır.

TANZİMATIN TÜRK EDEBİYATINA KAZANDIRDIĞI İLKLER

1) İlk Gazeteler:
a) Takvim-i Vakayi ( İlk Türk gazetesi)
b) Ceride-i Havadis (Yarı resmi gazete)
c) Tercüman-ı Ahval (Şinasi ve Agah Efendi’nin çıkardığı ilk özel Türk gazetesi)
d) Tasvir-i Efkar (Şinasi’nin Namık Kemal’e devrettiği ikinci özel Türk gazetesi)
e) Hürriyet (Namık Kemal ve Ziya Paşa’nın yurt dışında çıkardıkları ilk Türk gazetesi)
f) Tercüman-ı Hakikat
2) İlk Çeviri Roman: Telemak; Yusuf Kamil Paşa Fenelon’dan çevirmiştir.
3) İlk Yerli Roman: Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat. Şemsettin Sami tarafından yazılmıştır,
edebi değeri yoktur.

4) Bir Edebi Akım Etkisinde Yazılan İlk Roman: İntibah; Namık Kemal tarafından
romantizme bağlı kalınarak yazılmış bir sosyal romandır.
5) İlk Realist Romanlar: Sergüzeşt; Sami Paşazade Sezai yazmıştır.
Araba Sevdası; Recaizade Mahmut Ekrem yazmıştır.
6) İlk Tiyatro Eseri: Şair Evlenmesi; Şinasi yazmıştır.

7) İlk Köy Romanı: Karabibik; Nabizade Nazım yazmıştır.
8) İlk Öyküler: Küçük Şeyler; Sami Paşazade Sezai yazmıştır. (Basılan ilk hikaye kitabı)
Letaif-i Rivayet; Ahmet Mithat Efendi yazmıştır.( Yazılan ilk hikaye kitabı)
9) İlk Makale: Şinasi yazmıştır.
10) İlk Şiir Çevirileri: Şinasi tarafından Fransızcadan yapılmıştır.
11) İlk Noktalama İşaretleri: Şinasi tarafından kullanılmıştır.
12) Edebiyatımızda ilk tarihi roman: Namık Kemal'in "Cezmi" adlı eseridir.
13) Edebiyatımızdaki ilk eleştirmen: Namık Kemal'dir.
14) Türk Edebiyatındaki ilk polisiye roman: Esrar-ı Cinayet; Ahmet Mithat yazmıştır.

Dönemin Sanatçıları ve Eserleri

ŞİNASİ

 Maliye öğretimi için Fransa’ya devlet tarafından ilk gönderilen öğrencilerdendir. Fakat Şinasi o dönemde edebiyatla ilgilenmiş ve dönemin ünlü
yazar şairleriyle tanışmıştır. Yurda döndüğünde Agah Efendiyle 1860’ta
Tercüman-ı Ahval gazetesini çıkarmışlardır.
 Şinasi divan edebiyatındaki duygu kavramını bir yana itip akla ve mantığa yer verir.

 Halk dilini kullanmayı, böylece halkı bilinçlendirmeyi hedefler.

 Kısa cümleli ,yeni görüşlerle örgülü bir nesir yapısı meydana getirmiştir.

 Şairlik yönü pek güçlü olmayan Şinasi, edebiyatımıza getirdiği yeniliklerle tanınır.








Bu yenilikler şunlardır:

ilk tiyatro eserimiz olan Şair Evlenmesi (Bu eserde görücü usulüyle evlenme eleştirilir.)
Edebiyatımızda noktalama işaretlerini ilk defa kullanmıştır.
İlk özel Türk gazetesi Tercüman-ı Ahval’ı çıkarmıştır.
Atasözlerimizi Durub-u Emsal-i Osmaniye adı altında derlemiş.
İlk makaleyi yazdı: Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi
Dilde sadeleşmenin öncüsü olmuştur.

 Şiirlerini Müntehabat-ı Eş’ar’ım adı ile yayınlamıştır.
 Şiiri mecazlardan arıtıp yalınlaştırmaya çalışır.
 Eşek ile Tilki La Fontaine’den etkilenerek yazdığı bir fabldır.
 Batı şiirini tanıtmak amacıyla Fransız şairlerinden çeviriler yapmıştır.

 Şiirlerinde konu birliğine ve bütün güzelliğine önem vermiştir

www.edebiyatogretmeni.net

NAMIK KEMAL
 Önceleri klasik bir divan şairi olan Kemal, Şinasi ile tanıştıktan sonra Batı
edebiyatı ve Batı kaynaklı
fikirlerle ilgilenmeye başlamıştır.
 Gür sesli vatan şairi,dava ve sanat adamıdır. Eserlerinde hürriyet, vatan sevgisi, hak, kanun, adalet, ahlak konularını işlemiştir.
 Edebiyatımızda vatan ve hürriyet şairi olarak bilinir.
 Eski edebiyata karşı olduğu halde yeni düşünce ve kavramları yaymak amacıyla yazdığı
şiirlerin çoğunda eskiye bağlı kalmıştır
 Namık Kemal’de diğer 1. Dönem Tanzimatçılar gibi dilde sadeliği benimser.
 Yine diğerleri gibi aruzun yanında az da olsa hece veznini kullanır.

 Şiirimizin gelişmesinde büyük emeği geçmiş bu yolda gerçekten etkili olmuştur. Şiirlerini
“toplum için sanat” anlayışıyla yazmış toplumcu bir şairdir.

 Kendinden sonra gelen genç kuşaklara yurtseverlik, özgürlük tutkularını yerleştirmiş.

 Osmanlı Tiyatrosunun modern bir tiyatro olması için çaba göstermiştir. Avrupa’da bulunduğu yıllarda tiyatro türüyle ilgilenmiş ve yurda dönünce bu tarzda eserler yazmıştır.

 Eleştiri türünün ilk örneğini Ziya Paşa’nın Harabat’ına karşılık yazdığı Tahrib-i
Harabat ve Takip adlı eserleriyle vermiştir. Onun tenkitlerinde iki önemli unsur
bulunur: Biri; eski edebiyatı yıkmak, ikincisi; yeni bir edebiyat kurmak.
 Ona göre edebiyat hayale, soyuta, içe kapanmışlığa son vermeli; gerçeği, hayat,
tabiatı işlemelidir. Yeni edebiyat halka dönmeli, nüfuzlu kimselere yaranacağına
onun dertlerini dinlemeli.
 Eserlerinin tümünde romantizm egemendir.

ESERLERİ:

Tiyatro: Vatan yahut Silistre, Zavallı Çocuk, Akif Bey, Gülnihal, Celalettin Harzemşah,
Karabela
Roman: İntibah ( ilk edebi roman), Cezmi (ilk tarihi roman)
Eleştiri: Tahrib-i Harabat, Takip
Tarih, Biyografi: Kanije, Silistre Muhasarası, Osmanlı Tarihi, Devr-i İstila.
ZAVALLI ÇOCUK: Sevmedikleriyle zorla evlendirilenlerin bahtsızlığı işlenmiş.
AKİF BEY: Kocasına ihanet eden kadının dramı işlenmiş.
GÜLNİHAL: Bir sancak beyine karşı halkın isyanı anlatılır.

ZİYA PAŞA
 Ziya Paşa diğer Tanzimatçılar gibi toplumcudur, Fransız devriminin ilkelerine bağlıdır, eğitimin gerekliliğini savunur.
 Şinasi’yle başlayan Batı edebiyatı anlayışını savunur. Ancak, eski şiiri
öven “Harabat” ı hazırlayacak kadar eski şiire bağlıdır. Bu yüzden
Namık Kemal tarafından tenkit edilmiştir.
 “Doğulu ya da Batılı” olmak konusunda karara varamamıştır. Bu nedenle “Harabat”ta
Divan edebiyatını, “Şiir ve İnşa” makalesinde yeni edebiyatı savunur. Bu zıtlıklar sanatına da yansımış, tezatlar sanatçısı olmuştur.
 Tanzimatçılar arasında eski şiire en fazla bağlı kalanlardandır.
 Şiirde dili sade değildir. Ancak nesir dili sadedir

 Ziya Paşa daha çok siyasi ve sosyal tenkit makaleleri yazmıştır. Makalelerinde idarecilere savaş açmıştır.
 Şiirlerinde öğütler ve felsefi temalar görülür.
 Diğer Tanzimatçılar gibi gazetecilik yönü kuvvetlidir.

ESERLERİ:

1) Tekib-i Bent (Dönemin sosyal bir eleştirisidir. Bağdatlı Ruhi’ye nazire olarak yazmıştır.)
Terci-i Bent (şiir)
2) Zafername (mizah) ( Sadrazam Ali Paşa aleyhinde yazılmıştır.)
3) Harabat (Bu antolojide halk şiirini kötülemiş Divan şiirini yüceltmiş.)
Şiir ve İnşa (Bu makalede gerçek şiirimizin halk şiiri olduğunu söylemiş.)
4) Rüya ( Türk edebiyatındaki ilk röportaj sayabiliriz.)
Veraset Mektupları ( makale)
5) Emil, Defter-i Amal ( j.j. Rausseaux ‘dan çeviri)
6) Eş’ar-ı Ziya (şiir)

www.edebiyatogretmeni.net

AHMET MİTHAT EFENDİ
 Tanzimat döneminde, halk için roman anlayışını başlatan yazardır.
Bütün eserlerini halkın okuma zevkini geliştirmek için yazmıştır.
Tanzimat edebiyatında halkın dilini en iyi kullanan yazar o’dur.
 Türk edebiyatında en çok eser veren sanatçı olarak bilinir. Roman
ve hikayelerini hiçbir teknik kaygısı gütmeden yazmıştır. Sırası gelince
olayların akışını durdurup okuyucuya bilgi ve nasihat verir.
 Diğer Tanzimatçılar gibi siyasi konulara değinmemiştir.
 Batı medeniyetinin Türk toplumuyla bağdaşmayan yönlerini anlatmaya çalışmıştır.
Avrupa hayranlarını eserlerinde züppe ve alafranga olarak eleştirmiştir.

 Bütün yapıtlarını nesir türünde vermiştir.
 Her yapıtının sonunda bir “kıssada hisse” vardır.
 Eserlerinde bir eğitici gibi halkı her konuda bilgilendirmeyi ona kılavuzluk etmeyi amaçlar.

ESERLERİ:

Hikayeleri: Letaif-i Rivayet(25 cilt). Edebiyatımızdaki ilk hikayeler.
Romanları: Hasan Mellah, Hüseyin Fellah, Dünyaya İkinci Geliş, Felatun Bey’le Rakım
Efendi, Paris’te Bir Türk, Müşahedat

Tiyatro: Çengi, Çerkez Özdenleri, Siyavuş, Açık Baş
Seyahat: Avrupa’da Bir Cevelan
FELATUN BEY’LE RAKIM EFENDİ: Felatun Bey her yönüyle batı hayranı biridir.
Ancak batı düşüncesini zevk ve sefa anlayışıyla özümsemiştir. Rakım Efendi ise Felatun’
un tam tersi bir karakterdir.

AHMET VEFİK PAŞA
 Türk tiyatrosuna ve dil çalışmalarına önemli katkılarda bulunmuştur.
 Moliere’den yaptığı çeviriler önemlidir.
 Türkçe’yi oldukça sade kullanmış, toplumun adet, töre, mizah gücünü
eserlerine taşımıştır.
 Tarih ve dil sahasında önemli eseri Lehçe-i Osmani

ESERLERİ:

Zor Nikah (Moliere’den çeviri)
Zoraki Tabip (Moliere’den çeviri)
Okumuş Kadınlar (Moliere’den çeviri)
Secere-i Türki (Tarih)
Lehçe-i Osmani (Dil)
www.edebiyatogretmeni.net

ALİ SUAVİ:
 Hayret edilecek kadar geniş bilgili ve inanılmayacak kadar da şaşırtıcı, Batılı ve bazen
iyice cüretli, iyice sorumsuz görüşler sahibidir.
 Türkiye’de “Meşrutiyet ve Laikliği” ilk savunanlardan biridir.

 Hükümete çatan, Ali Paşa’yı yeren yazılarından dolayı Kastamonu’ya sürülmüştür.
 Uygur alfabesinin ilk Türk yazısı olduğundan söz etmiş.
 Laikliği, Meşrutiyeti, Türkçülüğü savunan İslami ölçülere bağlı bir yazardır.
 Türlü konularda gazete ve risale (broşür) yazıları, tercümeler, dini yorumlar, seyahat
yazıları vardır.

SÜLEYMAN PAŞA:
 Fikir adamı ve Türkçü bir yazardır.
 Önemli ve ünlü eseri “Tarih-i Alem”dir. Bu eser Türkçü bir bakışla yazılmış ve kendisinden sonra gelen Türkçü yazarları etkilemiştir.

ABDÜLHAK HAMİT TARHAN
 Tanzimat döneminin en büyük ve en verimli şairidir. Türk şiirine
geniş ufuklar açmış; günlük yaşam, aşk, vatan-millet sevgisi, ölüm
ve metafizik üzerine, sevinç, ümit ve tezatlardan, isyan ve feryatlardan güç alan epik, şiir ve felsefi şiirler yazdı. Divan şiirini sona
erdiren sanatçıdır.
 Yazdığı tiyatro eserleri sahnelenmeye elverişli değildir.
 Şiirlerinde orijinal buluşlar ve hayaller vardır.

 Ediplerimiz arasında hayat coğrafyası en geniş olan adamdır

 Şiirin şekil ve içeriğiyle istediği gibi oynanır sandığı için edebiyatımızda yıkıcı olduğu
kadar yapıcıdır.

 Batı şiirinin hemen bütün biçim ve türlerini hiç çekinmeden denemiş, aşırılık sınırında
sayılan bu girişimlerle yankılar, tepkiler uyandırmış.

 Eşi Fatma Hanım’ın ölmesi Hamid’in şiirine yepyeni ilhamlar getirmiş. Ölüm, Allah, kader,
felsefi isyanlar gibi fizikötesi konuları işlemeye başlamış. (Makber)

 Namık Kemal’e bağlı kalmış ama onun fikirlerini eserlerine pek taşıyamamış. Toplumsal
konular yerine bireysel acıları, tabiatı ve kadını işlemiş.

 Tanzimatçılar arasında yalnızca Hamit belli bir alanda (şiir) yoğunlaşmış.

Hamit nazımda şu değişiklikleri yapmış:

1) Kurallı nazım şekillerini (gazel, mesnevi) yıkarak kuralsız nazmı getirmiş.
2) Mısraları kendi arasında kafiyelemiş
 Düzgün bir Türkçe kullanamadığı için söyleyiş zaafı vardır

 Tiyatrolarını sahnelenmek için değil, okunmak için yazmıştır. Tiyatrolarında insanüstü
güçlere yer vermiştir.

ESERLERİ:
Şiirleri: Sahra (ilk pastoral şiir), Kahbe, Makber, Belde, Ölü, Halce,

Garam (Çamlıca da yaşanmış bir aşk hikayesi), Baladan Bir Ses

Tiyatroları: Sabr-ü Sebat, İçli Kız, Fitnen, Liberte, Eşber, Nesteren

RECAİZADE EKREM
 Şiir, hikaye ve tiyatro da yazan Ekrem’in en önemli yönü: Teorici
(nazariyatçı) ve romancı oluşudur.
 Ekrem’in teori alanında verdiği en ünlü eseri “Ta’lim-i Edebiyat’tır.
Bu eserdeki düşünceler II. Tanzimat ve Servet-i Fünun devri şiir ilkelerini anlatması ve Servet-i Fünun’u kuracak genç şairlere yol göstermesi bakımından önemlidir.

 Ekrem eski edebiyat karşısında yeni sanatın ilkelerini tespit eden ünlü tenkitçi olmuştur.

 İlk Tanzimatçıların “toplumcu” ilkelerine karşılık, “tekçi” şiirin savunmasını yapmıştır.

 Eskilerin “göz için kafiye” anlayışına karşı “kulak için kafiye” görüşünü savunmuştur.

 Şiirlerinin ilhan tarafı düşük, hayaller oldukça sık ve düşünceler zayıftır.

 “Her güzel şey şiirdir” ilkesini benimseyen sanatçı şiirlerini sisli güz manzaraları, yaprak,
çiçek, kelebek, mezarlıklar, kırlar ile doldurmuştur.

 Aşırı yenilikçi ve aşırı romantik Ekrem’le ( yeni şiiri destekler Zemzeme)
Muallim Naci ( eski şiiri destekler Demdeme) arasıda çıkan eski-yeni tartışması
meşhurdur.

 Şiirlerinde kişisel konuları işler, toplumsal konulara değinmez.
 Sanatıyla değil, edebiyat hakkında ileri sürdüğü fikirleriyle ün yapmış ve edebiyat çevrelerinde “ÜSTAD” olarak anılmıştır.

 Önce çok sevdiği oğlu Nejat’ın daha sonra diğer çocuklarının ölmesi üzerine çektiği
acılar şiirlerine de yansımıştır. Bu yüzden şiirleri ağlamaklıdır.
 Batılılaşmanın yanlış anlaşılmasını eleştirdiği, ilk realist roman sayılan eseri
ünlüdür.(Araba Sevdası)

ESERLERİ:

Şiirleri: Name-i Seher, Zemzeme, Pejmürde, Nejat Ekrem, Yadigar-ı Şebab
Romanları: Araba Sevdası
Hikayeleri: Muhsin Bey, Şemsa
Tiyatroları: Çok Bilen Çok Yanılır, Afife Anjelik, Vuslat

Ta’lim-i Edebiyat (önemli eseri.) Edebiyat hakkında bilgi verir
Takdir-i Elhan (Eleştiri)
ZEMZEME: Yeni şiiri destekleyen görüşlerini yazmıştır.
ARABA SEVDASI: Bilinçsizce Batıyı taklit eden Bihruz Bey’in düştüğü haller anlatılır.

NABİZADE NAZIM
 Tanzimat’ın ikinci döneminde yetişen ve realist-natüralist görüşleri
hikayelerine en iyi uyarlamış romancıların en önemlilerindendir.
 “Karabibik” bizde ilk köy romanıdır. Natüralist-Gerçekçi görüşle
yazılan ve köylünün bazı dertlerini anlatan bu eser Antalya civarında
geçmektedir. Bu hikayenin önsözünde şu görüşleri ortaya atmıştır:
Hikaye, roman özeti gibidir. Hikayede doğallığa ve sadeliğe
önem verilmeli, akla uyulmalıdır. Böylece Realizmin ilkelerini
belirlemiştir.

 Realizmi edebiyatımıza en iyi şekilde o uyarlamıştır. (Zehra)
 Realizmin etkisiyle eserleri sade, gerçekçi; kahramanları ve konuları günlük hayattandır.
ESERLERİ:

Hikayeleri: Zavallı Kız, Haspa, Bir Hatıra, Karabibik, Yadigarlarım
Roman: Zehra (psikolojik tahlillere yer verir . Edebiyatımızın ilk tezli romanıdır. İstanbul’
daki bir ailenin yaşamı konu edilir.)

KARABİBİK: Uzun hikaye biçiminde yazılmıştır. Realizmin başarılı bir örneğidir. Bu eserde kırsal kesim gerçeğine ilk kez değinilir.

SAMİPAŞAZADE SEZAİ
 “Sergüzeşt” romanıyla edebiyatımızda Realizmin öncüsü
olmuştur.
 Namık Kemal’in büyüleyici etkisi altında yetişen Sezai Bey kesin bir
yenilik taraftarıdır

 Esir bir kızın serüvenini konu alan dolayısıyla ferdi hürriyeti ve insan
haklarını savunan “Sergüzeşt” romantizm ve realizm arasıda bir köprüdür.
 Türk edebiyatında ilk edebi hikayeleri yazmış bunları Küçük Şeyler adı altında toplamıştır. Bu kitabın önsözüne bakınca onun romantizmle realizm arasında bocaladığı görülür.
 Sevet-i Fünun yazarlarını üslup bakımından etkilemiştir.
SERGÜZEŞT: Bir paşanın oğlu ile bir cariyenin aşkı anlatılır. Artık kapanmak üzere olan
köleli cariyeli konak hayatı anlatılır.
ESERLERİ:
Roman: Sergüzeşt
Hikaye: Küçük Şeyler

Tiyatro: Pir
Mektup-Sohbet: İclal

ŞEMSETTİN SAMİ
 Tanzimat edebiyatının dil alanında önemli eserler veren sanatçısıdır.
 Fransızcadan çevirdiği sözlükler önemlidir.
 En önemli eseri “Kamus-ı Türki” dir.
 Dilin sadeleştirilmesi hakkındaki fikirleri sonraki kuşağa yol göstermiştir.

 Kutadgu Bilig’i Türkçeye çevirmiştir.
 Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat adlı romanı vardır.

TAAŞŞUK-I TALAT VE FITNAT: Babası öldüğü için annesi tarafından büyütülen Talat,
pencereden görüp aşık olduğu Fitnat’a daha yakın olabilmek için kadın kıyafetleri giyip
kendini piyano hocası olarak kabul ettirmiştir. Tüm bunlar olurken Talat’ın annesi oğlundaki garip davranışlardan kuşkulanarak onu, düzelmesi için, Sudanlı bir kızla evlendirmek
ister. Talat bu isteğe şiddetle karşı çıkmış; ama Fitnat babasının kendisini zengin biriyle
evlendirme isteğine fazla itiraz edememiştir. Fitnat, evlendiği gece sevgilisinden ayrılmanın verdiği üzüntüyle kendini vurur. Ölmeden önce, evlendiği adamın vaktiyle annesini
terk eden babası olduğunu öğrenir. Bunun üzerine Fıtnat’ın babası da Talat da intihar eder.

MUALLİM NACİ
 Recaizade ile sanat hakkında girdiği sert tartışma onu yeni edebiyatın
karşısında göstermiştir.
 Demdeme adlı eserinde ne kadar eski şiiri savunsa da aruzu Türkçeye
diğerlerinden daha güzel uygulamıştır.

 Edebiyatımızda köyden bahseden ilk şiir onundur. (Köylü Kızların Şarkısı)

ESERLERİ: Ömer’in Çocukluğu (anı)
EBUZZİYA TEVFİK:

 Uzun yıllar yaptığı gazetecilik ile tanınmıştır. Çıkardığı gazeteler ve buralardaki yazılarıyla Tanzimat edebiyatının ve bu dönemin tanınmasını sağlamıştır.( Yeni Osmanlılar
Tarihi adlı inceleme eseri)

 Tasvir-i Efkar gazetesini gönüllü olarak çıkarmıştır.

Eserleri:

Piyes: Ecel-i Kaza
Antoloji: Numune-i Edebiyatı Osmaniye
Nesir: Lügat-i Ebüzziya, Yeni Osmanlılar Tarihi

HAZIRLAYAN
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ
SERDAR GÜL

www.edebiyatogretmeni.net


Slide 26

www.edebiyatogretmeni.net

XIX. yy. edebiyatımızın girişimler dönemidir. Roman, öykü,
tiyatro alanlarında ilk örnekler verilmiş, şiirdeki başkaldırmalar divan
şiirine ilgiyi azaltmıştı. Çıkmaya başlayan özel gazeteler roman, öykü
yayımlıyor, edebiyat adamlarının tartışmalarına yer veriyordu. Bazı
kesimler Namık Kemal’in şiire getirdiği: “özgürlük, vatan, hak, insanlık, esaret…” gibi kavramlarda kendi sorunlarını, kendi isteklerini,
kendi kişiliğini bularak yeni edebiyat girişimlerine yandaş oldu.

Tanzimat ile Divan Edebiyatı’nın Karşılaştırması

1) Divan şiirindeki “parça güzelliği” yerine,Tanzimat şiirinde “bütün güzelliği” önemsenmiş
2) Divan edebiyatı yüksek zümredeki insanlara hitap ederken, Tanzimat edebiyatı halka
seslenmiş.
3) Divan şiirinde ölçü aruzdur, Tanzimat’ta ise aruzun yanında hece ölçüsü de kullanılmış.
4) Divan nesrinde söz hünerleri gösterme,sanat kullanma esasken, Tanzimat nesrinde bir
takım fikirleri halka ulaştırmak halkı bilgilendirmek ve eğitmek esastır.

5) Divan edebiyatında aşk, şarap, kadın, eğlence, hayali konular işlenirken; Tanzimat edebiyatında gerçek yaşam, tabiat, kişisel acı ve ızdıraplar, toplumsal konular işlenmiştir.
6) Divan edebiyatında kullanılmayan birçok edebi tür Tanzimat edebiyatında kullanılmaya
başlanmış (roman, hikaye, tiyatro, sone, terza-rima, triyole, gazete…)
7) Divan edebiyatında dil ağır ve sanatlıdır; Tanzimat edebiyatında dil sadeleştirilmiş,
halkın dili kullanılmıştır.

Bu dönem edebiyatını iki bölümde incelemek gerekir

1. Dönem:


Bu döneme Şinasi, Ziya, Namık Kemal okulu adı verilir.



Bu dönemin başlıca sanatçıları: Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Mithat,

Şemsettin Sami, Ahmet Vefik Paşa, Ali Suavi, Ahmet Cevdet Paşa



Bu dönemde “sanat toplum içindir” görüşü benimsenmiş.



Bu dönemde amaç: “Divan edebiyatını yıkmak,yerine sosyal yaşamla geniş ölçüde
alakalı inkılapçı bir edebiyat getirmek.



Halka halk diliyle hitap etmek amacıyla sade dile ve halk Türkçesine önem vermek



Vatan sevgisi, millet duygusu, hürriyet aşkı, halk sevgisi… gibi duyguları halka aşılamak ve onları bu yolda eğitmek.



Gazete, roman, öykü, makale, şiir, tiyatro… gibi
yenilikleri Türk edebiyatına getirmek ve
uygulamak.

 Şiirde estetik güzellik değil içerik ön plana çıkmıştır.
 Eski nazım şekilleriyle yeni kavram ve duyguları işlemişlerdir.
 Bu dönem sanatçıları ,edebiyatın yanında siyasetle de ilgilenmiştir.
 Ortaya konan eserler, taklit olduğu için teknik yönden zayıftır.
 Fransız edebiyatı örnek alınmıştır.
 Bu dönem sanatçıları genelde Romantizmin etkisindedir.
 Eserlerde rastlantılara çokça yer verilir.
 Okuyucuyu bilgilendirmek için olayların akışı sık sık kesilir.

2. Dönem:
 Bu döneme Ekrem, Sezai, Hamit okulu adı verilir.
 Bu dönemin sanatçıları:” Abdulhak Hamit Tahran, Recaizade Ekrem, Sami Paşazade

Sezai, Nabizade Nazım, Ebuziya Tevfik, Ali Bey…

 Bu dönemde “ sanat sanat içindir “ görüşü benimsenmiş.
 Siyasi ve toplumsal ideolojilerden uzak durmuşlar.
 Sanatta batılılaşmayı savunurlar
 Eski edebiyata karşı yeni edebiyatı savunurlar.
 I. Tanzimatçılara göre batı edebiyatını edebiyatımızda daha da kökleştirmişler.
 İdeolojik görüşlerini aktif olarak değil, eserlerindeki kahramanlarla işlemişler.
 Romanda realizmin tesiri şiirde ise romantizmin tesiri görülür.
 Dil ağırdır.

 Gazetecilik eski işlevini yitirmiş.
 Tiyatro eserleri oynanmak için değil okunmak için yazılmış.
 Şiirde bireysel duygular anlatılmış ve güzel olan her şey şiire konu olmuş.
 Muallim Naci bu dönemde Divan edebiyatını savunan tek sanatçıdır.

Tanzimat Edebiyatının Genel Özellikleri
1) Dilin sadeleşmesi amaçlanmış, özellikle tiyatro, anı, mektup ve halka seslenen
romanlarda bu amaç bir ölçüde gerçekleştirilmiştir. Ancak sanatçılar, eski alışkanlıklarından tamamen kurtulamadıkları için yabancı sözcük ve kurallardan büsbütün
sıyrılamamışlardır.

2) Divan edebiyatının kullandığı şiir, tarih ve mektup gibi türleri batı anlayışına göre
yenilemişlerdir.
3) Makale, tiyatro, roman, hikaye, anı gibi yeni türler kullanılmaya başlanmıştır.
4) Daha önce toplum sorunlarıyla hiç ilgisi bulunmayan sanatı; toplumu düzeltmek,
eğitmek için bir dava aracı olarak kullanma anlayışına yönelmişlerdir.
5) Fransız edebiyatından esinlenerek klasisizm, romantizm, realizm ve natüralizm
akımlarının etkisinde eserler yaratılmıştır.

6) Nesirde iç kafiye (seci) bırakılmış, anlatımda süs yerine, düşünceleri halka ulaştırma amacı güdülerek yeni bir nesir yaratılmıştır.
7) Şiirde hecenin örnekleri görülmekle birlikte aruzun kullanımı devam etmiştir.

8) Günlük olaylar, duygu ve düşünceler şiire sokularak şiirin konusu genişletilmiştir.
9) Başlangıçta yeni düşünceler eski nazım biçimleri içinde verilirken sonraları yeni
biçimler kullanılmıştır.
10) Şiirde konu ve anlam bütünlüğü aranmıştır.
11) Divan edebiyatındaki “parça güzelliği” anlayışının yerini “bütün güzelliği” almıştır.
12) Roman ve hikayelerin konusu ya günlük yaşayıştan ya da tarihten alınmıştır.
13) Tiyatroda toplum sorunları, gelenek, görenek, çocuk, aile, yaşanılan olaylar işlenmiştir.

14) Eserlerde kahramanlar tek yönlü ele alınmış, iyiler ödüllendirilmiş, kötüler cezalandırılmıştır.
15) Roman ve öykülerde olayların akışında rastlantılara çok yer verilmiştir.
16) Romanların içinde konu dışına çıkılarak okuyucuya bilgi ve öğüt vermekten kaçınılmamıştır.
17) Yazarlar, eserlerinde kendi kişiliklerini gizlememiştir.

18) Roman kahramanları çoğu zaman bir görüşte aşık olur.
19) Toplumsal olaylara yüzeyden bakılır.
20) Tanzimat romanında aile problemi büyük yer tutar. Avrupa taklitçiliği nedeniyle
aile içindeki sarsılma ve çöküntüler işlenir.(Araba Sevdası,İntibah)
21) Tiyatro bu dönemde Namık Kemal’le başlar. Ahmet Vefik Paşa’nın Molier’den
yaptığı çevirilerle ileri bir sanat düzeyine ulaşır.
22) Bu edebiyatın nesir sahasındaki en büyük kazancı gazetedir.
23) Bu dönemdeki tiyatro eserleri sahnelenmeye uygun değildir.
24) Mizah ve hiciv anlayışı bu dönemde daha da gelişmiştir. Batılı anlamdaki ilk mizah
örneği bu dönemde verilir.
25) Türk edebiyatında gerçek edebi tenkit bu dönemde başlamıştır.
26) Bu dönemde roman tekniği tam oturmamıştır. Romanımızın emekleme dönemidir.
Tasvirlerde ve kurguda kompozisyon bozukluğu vardır.

27) Bu dönem yazarlarında yaygın bir tasvir yapma alışkanlığı vardır.

28) Kahramanlar üst tabakadandır.
29) Olaylar İstanbul ve çevresinde geçer.
30) İşlenen konular: Yanlış batılılaşma, alafrangalık özentisi, sarsılan aile düzeni,
kültürel yozlaşma, fakirlik, cariyelik, görücü usulü evlenme, cehalet ve tarihi
konulardır.

TANZİMATIN TÜRK EDEBİYATINA KAZANDIRDIĞI İLKLER

1) İlk Gazeteler:
a) Takvim-i Vakayi ( İlk Türk gazetesi)
b) Ceride-i Havadis (Yarı resmi gazete)
c) Tercüman-ı Ahval (Şinasi ve Agah Efendi’nin çıkardığı ilk özel Türk gazetesi)
d) Tasvir-i Efkar (Şinasi’nin Namık Kemal’e devrettiği ikinci özel Türk gazetesi)
e) Hürriyet (Namık Kemal ve Ziya Paşa’nın yurt dışında çıkardıkları ilk Türk gazetesi)
f) Tercüman-ı Hakikat
2) İlk Çeviri Roman: Telemak; Yusuf Kamil Paşa Fenelon’dan çevirmiştir.
3) İlk Yerli Roman: Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat. Şemsettin Sami tarafından yazılmıştır,
edebi değeri yoktur.

4) Bir Edebi Akım Etkisinde Yazılan İlk Roman: İntibah; Namık Kemal tarafından
romantizme bağlı kalınarak yazılmış bir sosyal romandır.
5) İlk Realist Romanlar: Sergüzeşt; Sami Paşazade Sezai yazmıştır.
Araba Sevdası; Recaizade Mahmut Ekrem yazmıştır.
6) İlk Tiyatro Eseri: Şair Evlenmesi; Şinasi yazmıştır.

7) İlk Köy Romanı: Karabibik; Nabizade Nazım yazmıştır.
8) İlk Öyküler: Küçük Şeyler; Sami Paşazade Sezai yazmıştır. (Basılan ilk hikaye kitabı)
Letaif-i Rivayet; Ahmet Mithat Efendi yazmıştır.( Yazılan ilk hikaye kitabı)
9) İlk Makale: Şinasi yazmıştır.
10) İlk Şiir Çevirileri: Şinasi tarafından Fransızcadan yapılmıştır.
11) İlk Noktalama İşaretleri: Şinasi tarafından kullanılmıştır.
12) Edebiyatımızda ilk tarihi roman: Namık Kemal'in "Cezmi" adlı eseridir.
13) Edebiyatımızdaki ilk eleştirmen: Namık Kemal'dir.
14) Türk Edebiyatındaki ilk polisiye roman: Esrar-ı Cinayet; Ahmet Mithat yazmıştır.

Dönemin Sanatçıları ve Eserleri

ŞİNASİ

 Maliye öğretimi için Fransa’ya devlet tarafından ilk gönderilen öğrencilerdendir. Fakat Şinasi o dönemde edebiyatla ilgilenmiş ve dönemin ünlü
yazar şairleriyle tanışmıştır. Yurda döndüğünde Agah Efendiyle 1860’ta
Tercüman-ı Ahval gazetesini çıkarmışlardır.
 Şinasi divan edebiyatındaki duygu kavramını bir yana itip akla ve mantığa yer verir.

 Halk dilini kullanmayı, böylece halkı bilinçlendirmeyi hedefler.

 Kısa cümleli ,yeni görüşlerle örgülü bir nesir yapısı meydana getirmiştir.

 Şairlik yönü pek güçlü olmayan Şinasi, edebiyatımıza getirdiği yeniliklerle tanınır.








Bu yenilikler şunlardır:

ilk tiyatro eserimiz olan Şair Evlenmesi (Bu eserde görücü usulüyle evlenme eleştirilir.)
Edebiyatımızda noktalama işaretlerini ilk defa kullanmıştır.
İlk özel Türk gazetesi Tercüman-ı Ahval’ı çıkarmıştır.
Atasözlerimizi Durub-u Emsal-i Osmaniye adı altında derlemiş.
İlk makaleyi yazdı: Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi
Dilde sadeleşmenin öncüsü olmuştur.

 Şiirlerini Müntehabat-ı Eş’ar’ım adı ile yayınlamıştır.
 Şiiri mecazlardan arıtıp yalınlaştırmaya çalışır.
 Eşek ile Tilki La Fontaine’den etkilenerek yazdığı bir fabldır.
 Batı şiirini tanıtmak amacıyla Fransız şairlerinden çeviriler yapmıştır.

 Şiirlerinde konu birliğine ve bütün güzelliğine önem vermiştir

www.edebiyatogretmeni.net

NAMIK KEMAL
 Önceleri klasik bir divan şairi olan Kemal, Şinasi ile tanıştıktan sonra Batı
edebiyatı ve Batı kaynaklı
fikirlerle ilgilenmeye başlamıştır.
 Gür sesli vatan şairi,dava ve sanat adamıdır. Eserlerinde hürriyet, vatan sevgisi, hak, kanun, adalet, ahlak konularını işlemiştir.
 Edebiyatımızda vatan ve hürriyet şairi olarak bilinir.
 Eski edebiyata karşı olduğu halde yeni düşünce ve kavramları yaymak amacıyla yazdığı
şiirlerin çoğunda eskiye bağlı kalmıştır
 Namık Kemal’de diğer 1. Dönem Tanzimatçılar gibi dilde sadeliği benimser.
 Yine diğerleri gibi aruzun yanında az da olsa hece veznini kullanır.

 Şiirimizin gelişmesinde büyük emeği geçmiş bu yolda gerçekten etkili olmuştur. Şiirlerini
“toplum için sanat” anlayışıyla yazmış toplumcu bir şairdir.

 Kendinden sonra gelen genç kuşaklara yurtseverlik, özgürlük tutkularını yerleştirmiş.

 Osmanlı Tiyatrosunun modern bir tiyatro olması için çaba göstermiştir. Avrupa’da bulunduğu yıllarda tiyatro türüyle ilgilenmiş ve yurda dönünce bu tarzda eserler yazmıştır.

 Eleştiri türünün ilk örneğini Ziya Paşa’nın Harabat’ına karşılık yazdığı Tahrib-i
Harabat ve Takip adlı eserleriyle vermiştir. Onun tenkitlerinde iki önemli unsur
bulunur: Biri; eski edebiyatı yıkmak, ikincisi; yeni bir edebiyat kurmak.
 Ona göre edebiyat hayale, soyuta, içe kapanmışlığa son vermeli; gerçeği, hayat,
tabiatı işlemelidir. Yeni edebiyat halka dönmeli, nüfuzlu kimselere yaranacağına
onun dertlerini dinlemeli.
 Eserlerinin tümünde romantizm egemendir.

ESERLERİ:

Tiyatro: Vatan yahut Silistre, Zavallı Çocuk, Akif Bey, Gülnihal, Celalettin Harzemşah,
Karabela
Roman: İntibah ( ilk edebi roman), Cezmi (ilk tarihi roman)
Eleştiri: Tahrib-i Harabat, Takip
Tarih, Biyografi: Kanije, Silistre Muhasarası, Osmanlı Tarihi, Devr-i İstila.
ZAVALLI ÇOCUK: Sevmedikleriyle zorla evlendirilenlerin bahtsızlığı işlenmiş.
AKİF BEY: Kocasına ihanet eden kadının dramı işlenmiş.
GÜLNİHAL: Bir sancak beyine karşı halkın isyanı anlatılır.

ZİYA PAŞA
 Ziya Paşa diğer Tanzimatçılar gibi toplumcudur, Fransız devriminin ilkelerine bağlıdır, eğitimin gerekliliğini savunur.
 Şinasi’yle başlayan Batı edebiyatı anlayışını savunur. Ancak, eski şiiri
öven “Harabat” ı hazırlayacak kadar eski şiire bağlıdır. Bu yüzden
Namık Kemal tarafından tenkit edilmiştir.
 “Doğulu ya da Batılı” olmak konusunda karara varamamıştır. Bu nedenle “Harabat”ta
Divan edebiyatını, “Şiir ve İnşa” makalesinde yeni edebiyatı savunur. Bu zıtlıklar sanatına da yansımış, tezatlar sanatçısı olmuştur.
 Tanzimatçılar arasında eski şiire en fazla bağlı kalanlardandır.
 Şiirde dili sade değildir. Ancak nesir dili sadedir

 Ziya Paşa daha çok siyasi ve sosyal tenkit makaleleri yazmıştır. Makalelerinde idarecilere savaş açmıştır.
 Şiirlerinde öğütler ve felsefi temalar görülür.
 Diğer Tanzimatçılar gibi gazetecilik yönü kuvvetlidir.

ESERLERİ:

1) Tekib-i Bent (Dönemin sosyal bir eleştirisidir. Bağdatlı Ruhi’ye nazire olarak yazmıştır.)
Terci-i Bent (şiir)
2) Zafername (mizah) ( Sadrazam Ali Paşa aleyhinde yazılmıştır.)
3) Harabat (Bu antolojide halk şiirini kötülemiş Divan şiirini yüceltmiş.)
Şiir ve İnşa (Bu makalede gerçek şiirimizin halk şiiri olduğunu söylemiş.)
4) Rüya ( Türk edebiyatındaki ilk röportaj sayabiliriz.)
Veraset Mektupları ( makale)
5) Emil, Defter-i Amal ( j.j. Rausseaux ‘dan çeviri)
6) Eş’ar-ı Ziya (şiir)

www.edebiyatogretmeni.net

AHMET MİTHAT EFENDİ
 Tanzimat döneminde, halk için roman anlayışını başlatan yazardır.
Bütün eserlerini halkın okuma zevkini geliştirmek için yazmıştır.
Tanzimat edebiyatında halkın dilini en iyi kullanan yazar o’dur.
 Türk edebiyatında en çok eser veren sanatçı olarak bilinir. Roman
ve hikayelerini hiçbir teknik kaygısı gütmeden yazmıştır. Sırası gelince
olayların akışını durdurup okuyucuya bilgi ve nasihat verir.
 Diğer Tanzimatçılar gibi siyasi konulara değinmemiştir.
 Batı medeniyetinin Türk toplumuyla bağdaşmayan yönlerini anlatmaya çalışmıştır.
Avrupa hayranlarını eserlerinde züppe ve alafranga olarak eleştirmiştir.

 Bütün yapıtlarını nesir türünde vermiştir.
 Her yapıtının sonunda bir “kıssada hisse” vardır.
 Eserlerinde bir eğitici gibi halkı her konuda bilgilendirmeyi ona kılavuzluk etmeyi amaçlar.

ESERLERİ:

Hikayeleri: Letaif-i Rivayet(25 cilt). Edebiyatımızdaki ilk hikayeler.
Romanları: Hasan Mellah, Hüseyin Fellah, Dünyaya İkinci Geliş, Felatun Bey’le Rakım
Efendi, Paris’te Bir Türk, Müşahedat

Tiyatro: Çengi, Çerkez Özdenleri, Siyavuş, Açık Baş
Seyahat: Avrupa’da Bir Cevelan
FELATUN BEY’LE RAKIM EFENDİ: Felatun Bey her yönüyle batı hayranı biridir.
Ancak batı düşüncesini zevk ve sefa anlayışıyla özümsemiştir. Rakım Efendi ise Felatun’
un tam tersi bir karakterdir.

AHMET VEFİK PAŞA
 Türk tiyatrosuna ve dil çalışmalarına önemli katkılarda bulunmuştur.
 Moliere’den yaptığı çeviriler önemlidir.
 Türkçe’yi oldukça sade kullanmış, toplumun adet, töre, mizah gücünü
eserlerine taşımıştır.
 Tarih ve dil sahasında önemli eseri Lehçe-i Osmani

ESERLERİ:

Zor Nikah (Moliere’den çeviri)
Zoraki Tabip (Moliere’den çeviri)
Okumuş Kadınlar (Moliere’den çeviri)
Secere-i Türki (Tarih)
Lehçe-i Osmani (Dil)
www.edebiyatogretmeni.net

ALİ SUAVİ:
 Hayret edilecek kadar geniş bilgili ve inanılmayacak kadar da şaşırtıcı, Batılı ve bazen
iyice cüretli, iyice sorumsuz görüşler sahibidir.
 Türkiye’de “Meşrutiyet ve Laikliği” ilk savunanlardan biridir.

 Hükümete çatan, Ali Paşa’yı yeren yazılarından dolayı Kastamonu’ya sürülmüştür.
 Uygur alfabesinin ilk Türk yazısı olduğundan söz etmiş.
 Laikliği, Meşrutiyeti, Türkçülüğü savunan İslami ölçülere bağlı bir yazardır.
 Türlü konularda gazete ve risale (broşür) yazıları, tercümeler, dini yorumlar, seyahat
yazıları vardır.

SÜLEYMAN PAŞA:
 Fikir adamı ve Türkçü bir yazardır.
 Önemli ve ünlü eseri “Tarih-i Alem”dir. Bu eser Türkçü bir bakışla yazılmış ve kendisinden sonra gelen Türkçü yazarları etkilemiştir.

ABDÜLHAK HAMİT TARHAN
 Tanzimat döneminin en büyük ve en verimli şairidir. Türk şiirine
geniş ufuklar açmış; günlük yaşam, aşk, vatan-millet sevgisi, ölüm
ve metafizik üzerine, sevinç, ümit ve tezatlardan, isyan ve feryatlardan güç alan epik, şiir ve felsefi şiirler yazdı. Divan şiirini sona
erdiren sanatçıdır.
 Yazdığı tiyatro eserleri sahnelenmeye elverişli değildir.
 Şiirlerinde orijinal buluşlar ve hayaller vardır.

 Ediplerimiz arasında hayat coğrafyası en geniş olan adamdır

 Şiirin şekil ve içeriğiyle istediği gibi oynanır sandığı için edebiyatımızda yıkıcı olduğu
kadar yapıcıdır.

 Batı şiirinin hemen bütün biçim ve türlerini hiç çekinmeden denemiş, aşırılık sınırında
sayılan bu girişimlerle yankılar, tepkiler uyandırmış.

 Eşi Fatma Hanım’ın ölmesi Hamid’in şiirine yepyeni ilhamlar getirmiş. Ölüm, Allah, kader,
felsefi isyanlar gibi fizikötesi konuları işlemeye başlamış. (Makber)

 Namık Kemal’e bağlı kalmış ama onun fikirlerini eserlerine pek taşıyamamış. Toplumsal
konular yerine bireysel acıları, tabiatı ve kadını işlemiş.

 Tanzimatçılar arasında yalnızca Hamit belli bir alanda (şiir) yoğunlaşmış.

Hamit nazımda şu değişiklikleri yapmış:

1) Kurallı nazım şekillerini (gazel, mesnevi) yıkarak kuralsız nazmı getirmiş.
2) Mısraları kendi arasında kafiyelemiş
 Düzgün bir Türkçe kullanamadığı için söyleyiş zaafı vardır

 Tiyatrolarını sahnelenmek için değil, okunmak için yazmıştır. Tiyatrolarında insanüstü
güçlere yer vermiştir.

ESERLERİ:
Şiirleri: Sahra (ilk pastoral şiir), Kahbe, Makber, Belde, Ölü, Halce,

Garam (Çamlıca da yaşanmış bir aşk hikayesi), Baladan Bir Ses

Tiyatroları: Sabr-ü Sebat, İçli Kız, Fitnen, Liberte, Eşber, Nesteren

RECAİZADE EKREM
 Şiir, hikaye ve tiyatro da yazan Ekrem’in en önemli yönü: Teorici
(nazariyatçı) ve romancı oluşudur.
 Ekrem’in teori alanında verdiği en ünlü eseri “Ta’lim-i Edebiyat’tır.
Bu eserdeki düşünceler II. Tanzimat ve Servet-i Fünun devri şiir ilkelerini anlatması ve Servet-i Fünun’u kuracak genç şairlere yol göstermesi bakımından önemlidir.

 Ekrem eski edebiyat karşısında yeni sanatın ilkelerini tespit eden ünlü tenkitçi olmuştur.

 İlk Tanzimatçıların “toplumcu” ilkelerine karşılık, “tekçi” şiirin savunmasını yapmıştır.

 Eskilerin “göz için kafiye” anlayışına karşı “kulak için kafiye” görüşünü savunmuştur.

 Şiirlerinin ilhan tarafı düşük, hayaller oldukça sık ve düşünceler zayıftır.

 “Her güzel şey şiirdir” ilkesini benimseyen sanatçı şiirlerini sisli güz manzaraları, yaprak,
çiçek, kelebek, mezarlıklar, kırlar ile doldurmuştur.

 Aşırı yenilikçi ve aşırı romantik Ekrem’le ( yeni şiiri destekler Zemzeme)
Muallim Naci ( eski şiiri destekler Demdeme) arasıda çıkan eski-yeni tartışması
meşhurdur.

 Şiirlerinde kişisel konuları işler, toplumsal konulara değinmez.
 Sanatıyla değil, edebiyat hakkında ileri sürdüğü fikirleriyle ün yapmış ve edebiyat çevrelerinde “ÜSTAD” olarak anılmıştır.

 Önce çok sevdiği oğlu Nejat’ın daha sonra diğer çocuklarının ölmesi üzerine çektiği
acılar şiirlerine de yansımıştır. Bu yüzden şiirleri ağlamaklıdır.
 Batılılaşmanın yanlış anlaşılmasını eleştirdiği, ilk realist roman sayılan eseri
ünlüdür.(Araba Sevdası)

ESERLERİ:

Şiirleri: Name-i Seher, Zemzeme, Pejmürde, Nejat Ekrem, Yadigar-ı Şebab
Romanları: Araba Sevdası
Hikayeleri: Muhsin Bey, Şemsa
Tiyatroları: Çok Bilen Çok Yanılır, Afife Anjelik, Vuslat

Ta’lim-i Edebiyat (önemli eseri.) Edebiyat hakkında bilgi verir
Takdir-i Elhan (Eleştiri)
ZEMZEME: Yeni şiiri destekleyen görüşlerini yazmıştır.
ARABA SEVDASI: Bilinçsizce Batıyı taklit eden Bihruz Bey’in düştüğü haller anlatılır.

NABİZADE NAZIM
 Tanzimat’ın ikinci döneminde yetişen ve realist-natüralist görüşleri
hikayelerine en iyi uyarlamış romancıların en önemlilerindendir.
 “Karabibik” bizde ilk köy romanıdır. Natüralist-Gerçekçi görüşle
yazılan ve köylünün bazı dertlerini anlatan bu eser Antalya civarında
geçmektedir. Bu hikayenin önsözünde şu görüşleri ortaya atmıştır:
Hikaye, roman özeti gibidir. Hikayede doğallığa ve sadeliğe
önem verilmeli, akla uyulmalıdır. Böylece Realizmin ilkelerini
belirlemiştir.

 Realizmi edebiyatımıza en iyi şekilde o uyarlamıştır. (Zehra)
 Realizmin etkisiyle eserleri sade, gerçekçi; kahramanları ve konuları günlük hayattandır.
ESERLERİ:

Hikayeleri: Zavallı Kız, Haspa, Bir Hatıra, Karabibik, Yadigarlarım
Roman: Zehra (psikolojik tahlillere yer verir . Edebiyatımızın ilk tezli romanıdır. İstanbul’
daki bir ailenin yaşamı konu edilir.)

KARABİBİK: Uzun hikaye biçiminde yazılmıştır. Realizmin başarılı bir örneğidir. Bu eserde kırsal kesim gerçeğine ilk kez değinilir.

SAMİPAŞAZADE SEZAİ
 “Sergüzeşt” romanıyla edebiyatımızda Realizmin öncüsü
olmuştur.
 Namık Kemal’in büyüleyici etkisi altında yetişen Sezai Bey kesin bir
yenilik taraftarıdır

 Esir bir kızın serüvenini konu alan dolayısıyla ferdi hürriyeti ve insan
haklarını savunan “Sergüzeşt” romantizm ve realizm arasıda bir köprüdür.
 Türk edebiyatında ilk edebi hikayeleri yazmış bunları Küçük Şeyler adı altında toplamıştır. Bu kitabın önsözüne bakınca onun romantizmle realizm arasında bocaladığı görülür.
 Sevet-i Fünun yazarlarını üslup bakımından etkilemiştir.
SERGÜZEŞT: Bir paşanın oğlu ile bir cariyenin aşkı anlatılır. Artık kapanmak üzere olan
köleli cariyeli konak hayatı anlatılır.
ESERLERİ:
Roman: Sergüzeşt
Hikaye: Küçük Şeyler

Tiyatro: Pir
Mektup-Sohbet: İclal

ŞEMSETTİN SAMİ
 Tanzimat edebiyatının dil alanında önemli eserler veren sanatçısıdır.
 Fransızcadan çevirdiği sözlükler önemlidir.
 En önemli eseri “Kamus-ı Türki” dir.
 Dilin sadeleştirilmesi hakkındaki fikirleri sonraki kuşağa yol göstermiştir.

 Kutadgu Bilig’i Türkçeye çevirmiştir.
 Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat adlı romanı vardır.

TAAŞŞUK-I TALAT VE FITNAT: Babası öldüğü için annesi tarafından büyütülen Talat,
pencereden görüp aşık olduğu Fitnat’a daha yakın olabilmek için kadın kıyafetleri giyip
kendini piyano hocası olarak kabul ettirmiştir. Tüm bunlar olurken Talat’ın annesi oğlundaki garip davranışlardan kuşkulanarak onu, düzelmesi için, Sudanlı bir kızla evlendirmek
ister. Talat bu isteğe şiddetle karşı çıkmış; ama Fitnat babasının kendisini zengin biriyle
evlendirme isteğine fazla itiraz edememiştir. Fitnat, evlendiği gece sevgilisinden ayrılmanın verdiği üzüntüyle kendini vurur. Ölmeden önce, evlendiği adamın vaktiyle annesini
terk eden babası olduğunu öğrenir. Bunun üzerine Fıtnat’ın babası da Talat da intihar eder.

MUALLİM NACİ
 Recaizade ile sanat hakkında girdiği sert tartışma onu yeni edebiyatın
karşısında göstermiştir.
 Demdeme adlı eserinde ne kadar eski şiiri savunsa da aruzu Türkçeye
diğerlerinden daha güzel uygulamıştır.

 Edebiyatımızda köyden bahseden ilk şiir onundur. (Köylü Kızların Şarkısı)

ESERLERİ: Ömer’in Çocukluğu (anı)
EBUZZİYA TEVFİK:

 Uzun yıllar yaptığı gazetecilik ile tanınmıştır. Çıkardığı gazeteler ve buralardaki yazılarıyla Tanzimat edebiyatının ve bu dönemin tanınmasını sağlamıştır.( Yeni Osmanlılar
Tarihi adlı inceleme eseri)

 Tasvir-i Efkar gazetesini gönüllü olarak çıkarmıştır.

Eserleri:

Piyes: Ecel-i Kaza
Antoloji: Numune-i Edebiyatı Osmaniye
Nesir: Lügat-i Ebüzziya, Yeni Osmanlılar Tarihi

HAZIRLAYAN
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ
SERDAR GÜL

www.edebiyatogretmeni.net


Slide 27

www.edebiyatogretmeni.net

XIX. yy. edebiyatımızın girişimler dönemidir. Roman, öykü,
tiyatro alanlarında ilk örnekler verilmiş, şiirdeki başkaldırmalar divan
şiirine ilgiyi azaltmıştı. Çıkmaya başlayan özel gazeteler roman, öykü
yayımlıyor, edebiyat adamlarının tartışmalarına yer veriyordu. Bazı
kesimler Namık Kemal’in şiire getirdiği: “özgürlük, vatan, hak, insanlık, esaret…” gibi kavramlarda kendi sorunlarını, kendi isteklerini,
kendi kişiliğini bularak yeni edebiyat girişimlerine yandaş oldu.

Tanzimat ile Divan Edebiyatı’nın Karşılaştırması

1) Divan şiirindeki “parça güzelliği” yerine,Tanzimat şiirinde “bütün güzelliği” önemsenmiş
2) Divan edebiyatı yüksek zümredeki insanlara hitap ederken, Tanzimat edebiyatı halka
seslenmiş.
3) Divan şiirinde ölçü aruzdur, Tanzimat’ta ise aruzun yanında hece ölçüsü de kullanılmış.
4) Divan nesrinde söz hünerleri gösterme,sanat kullanma esasken, Tanzimat nesrinde bir
takım fikirleri halka ulaştırmak halkı bilgilendirmek ve eğitmek esastır.

5) Divan edebiyatında aşk, şarap, kadın, eğlence, hayali konular işlenirken; Tanzimat edebiyatında gerçek yaşam, tabiat, kişisel acı ve ızdıraplar, toplumsal konular işlenmiştir.
6) Divan edebiyatında kullanılmayan birçok edebi tür Tanzimat edebiyatında kullanılmaya
başlanmış (roman, hikaye, tiyatro, sone, terza-rima, triyole, gazete…)
7) Divan edebiyatında dil ağır ve sanatlıdır; Tanzimat edebiyatında dil sadeleştirilmiş,
halkın dili kullanılmıştır.

Bu dönem edebiyatını iki bölümde incelemek gerekir

1. Dönem:


Bu döneme Şinasi, Ziya, Namık Kemal okulu adı verilir.



Bu dönemin başlıca sanatçıları: Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Mithat,

Şemsettin Sami, Ahmet Vefik Paşa, Ali Suavi, Ahmet Cevdet Paşa



Bu dönemde “sanat toplum içindir” görüşü benimsenmiş.



Bu dönemde amaç: “Divan edebiyatını yıkmak,yerine sosyal yaşamla geniş ölçüde
alakalı inkılapçı bir edebiyat getirmek.



Halka halk diliyle hitap etmek amacıyla sade dile ve halk Türkçesine önem vermek



Vatan sevgisi, millet duygusu, hürriyet aşkı, halk sevgisi… gibi duyguları halka aşılamak ve onları bu yolda eğitmek.



Gazete, roman, öykü, makale, şiir, tiyatro… gibi
yenilikleri Türk edebiyatına getirmek ve
uygulamak.

 Şiirde estetik güzellik değil içerik ön plana çıkmıştır.
 Eski nazım şekilleriyle yeni kavram ve duyguları işlemişlerdir.
 Bu dönem sanatçıları ,edebiyatın yanında siyasetle de ilgilenmiştir.
 Ortaya konan eserler, taklit olduğu için teknik yönden zayıftır.
 Fransız edebiyatı örnek alınmıştır.
 Bu dönem sanatçıları genelde Romantizmin etkisindedir.
 Eserlerde rastlantılara çokça yer verilir.
 Okuyucuyu bilgilendirmek için olayların akışı sık sık kesilir.

2. Dönem:
 Bu döneme Ekrem, Sezai, Hamit okulu adı verilir.
 Bu dönemin sanatçıları:” Abdulhak Hamit Tahran, Recaizade Ekrem, Sami Paşazade

Sezai, Nabizade Nazım, Ebuziya Tevfik, Ali Bey…

 Bu dönemde “ sanat sanat içindir “ görüşü benimsenmiş.
 Siyasi ve toplumsal ideolojilerden uzak durmuşlar.
 Sanatta batılılaşmayı savunurlar
 Eski edebiyata karşı yeni edebiyatı savunurlar.
 I. Tanzimatçılara göre batı edebiyatını edebiyatımızda daha da kökleştirmişler.
 İdeolojik görüşlerini aktif olarak değil, eserlerindeki kahramanlarla işlemişler.
 Romanda realizmin tesiri şiirde ise romantizmin tesiri görülür.
 Dil ağırdır.

 Gazetecilik eski işlevini yitirmiş.
 Tiyatro eserleri oynanmak için değil okunmak için yazılmış.
 Şiirde bireysel duygular anlatılmış ve güzel olan her şey şiire konu olmuş.
 Muallim Naci bu dönemde Divan edebiyatını savunan tek sanatçıdır.

Tanzimat Edebiyatının Genel Özellikleri
1) Dilin sadeleşmesi amaçlanmış, özellikle tiyatro, anı, mektup ve halka seslenen
romanlarda bu amaç bir ölçüde gerçekleştirilmiştir. Ancak sanatçılar, eski alışkanlıklarından tamamen kurtulamadıkları için yabancı sözcük ve kurallardan büsbütün
sıyrılamamışlardır.

2) Divan edebiyatının kullandığı şiir, tarih ve mektup gibi türleri batı anlayışına göre
yenilemişlerdir.
3) Makale, tiyatro, roman, hikaye, anı gibi yeni türler kullanılmaya başlanmıştır.
4) Daha önce toplum sorunlarıyla hiç ilgisi bulunmayan sanatı; toplumu düzeltmek,
eğitmek için bir dava aracı olarak kullanma anlayışına yönelmişlerdir.
5) Fransız edebiyatından esinlenerek klasisizm, romantizm, realizm ve natüralizm
akımlarının etkisinde eserler yaratılmıştır.

6) Nesirde iç kafiye (seci) bırakılmış, anlatımda süs yerine, düşünceleri halka ulaştırma amacı güdülerek yeni bir nesir yaratılmıştır.
7) Şiirde hecenin örnekleri görülmekle birlikte aruzun kullanımı devam etmiştir.

8) Günlük olaylar, duygu ve düşünceler şiire sokularak şiirin konusu genişletilmiştir.
9) Başlangıçta yeni düşünceler eski nazım biçimleri içinde verilirken sonraları yeni
biçimler kullanılmıştır.
10) Şiirde konu ve anlam bütünlüğü aranmıştır.
11) Divan edebiyatındaki “parça güzelliği” anlayışının yerini “bütün güzelliği” almıştır.
12) Roman ve hikayelerin konusu ya günlük yaşayıştan ya da tarihten alınmıştır.
13) Tiyatroda toplum sorunları, gelenek, görenek, çocuk, aile, yaşanılan olaylar işlenmiştir.

14) Eserlerde kahramanlar tek yönlü ele alınmış, iyiler ödüllendirilmiş, kötüler cezalandırılmıştır.
15) Roman ve öykülerde olayların akışında rastlantılara çok yer verilmiştir.
16) Romanların içinde konu dışına çıkılarak okuyucuya bilgi ve öğüt vermekten kaçınılmamıştır.
17) Yazarlar, eserlerinde kendi kişiliklerini gizlememiştir.

18) Roman kahramanları çoğu zaman bir görüşte aşık olur.
19) Toplumsal olaylara yüzeyden bakılır.
20) Tanzimat romanında aile problemi büyük yer tutar. Avrupa taklitçiliği nedeniyle
aile içindeki sarsılma ve çöküntüler işlenir.(Araba Sevdası,İntibah)
21) Tiyatro bu dönemde Namık Kemal’le başlar. Ahmet Vefik Paşa’nın Molier’den
yaptığı çevirilerle ileri bir sanat düzeyine ulaşır.
22) Bu edebiyatın nesir sahasındaki en büyük kazancı gazetedir.
23) Bu dönemdeki tiyatro eserleri sahnelenmeye uygun değildir.
24) Mizah ve hiciv anlayışı bu dönemde daha da gelişmiştir. Batılı anlamdaki ilk mizah
örneği bu dönemde verilir.
25) Türk edebiyatında gerçek edebi tenkit bu dönemde başlamıştır.
26) Bu dönemde roman tekniği tam oturmamıştır. Romanımızın emekleme dönemidir.
Tasvirlerde ve kurguda kompozisyon bozukluğu vardır.

27) Bu dönem yazarlarında yaygın bir tasvir yapma alışkanlığı vardır.

28) Kahramanlar üst tabakadandır.
29) Olaylar İstanbul ve çevresinde geçer.
30) İşlenen konular: Yanlış batılılaşma, alafrangalık özentisi, sarsılan aile düzeni,
kültürel yozlaşma, fakirlik, cariyelik, görücü usulü evlenme, cehalet ve tarihi
konulardır.

TANZİMATIN TÜRK EDEBİYATINA KAZANDIRDIĞI İLKLER

1) İlk Gazeteler:
a) Takvim-i Vakayi ( İlk Türk gazetesi)
b) Ceride-i Havadis (Yarı resmi gazete)
c) Tercüman-ı Ahval (Şinasi ve Agah Efendi’nin çıkardığı ilk özel Türk gazetesi)
d) Tasvir-i Efkar (Şinasi’nin Namık Kemal’e devrettiği ikinci özel Türk gazetesi)
e) Hürriyet (Namık Kemal ve Ziya Paşa’nın yurt dışında çıkardıkları ilk Türk gazetesi)
f) Tercüman-ı Hakikat
2) İlk Çeviri Roman: Telemak; Yusuf Kamil Paşa Fenelon’dan çevirmiştir.
3) İlk Yerli Roman: Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat. Şemsettin Sami tarafından yazılmıştır,
edebi değeri yoktur.

4) Bir Edebi Akım Etkisinde Yazılan İlk Roman: İntibah; Namık Kemal tarafından
romantizme bağlı kalınarak yazılmış bir sosyal romandır.
5) İlk Realist Romanlar: Sergüzeşt; Sami Paşazade Sezai yazmıştır.
Araba Sevdası; Recaizade Mahmut Ekrem yazmıştır.
6) İlk Tiyatro Eseri: Şair Evlenmesi; Şinasi yazmıştır.

7) İlk Köy Romanı: Karabibik; Nabizade Nazım yazmıştır.
8) İlk Öyküler: Küçük Şeyler; Sami Paşazade Sezai yazmıştır. (Basılan ilk hikaye kitabı)
Letaif-i Rivayet; Ahmet Mithat Efendi yazmıştır.( Yazılan ilk hikaye kitabı)
9) İlk Makale: Şinasi yazmıştır.
10) İlk Şiir Çevirileri: Şinasi tarafından Fransızcadan yapılmıştır.
11) İlk Noktalama İşaretleri: Şinasi tarafından kullanılmıştır.
12) Edebiyatımızda ilk tarihi roman: Namık Kemal'in "Cezmi" adlı eseridir.
13) Edebiyatımızdaki ilk eleştirmen: Namık Kemal'dir.
14) Türk Edebiyatındaki ilk polisiye roman: Esrar-ı Cinayet; Ahmet Mithat yazmıştır.

Dönemin Sanatçıları ve Eserleri

ŞİNASİ

 Maliye öğretimi için Fransa’ya devlet tarafından ilk gönderilen öğrencilerdendir. Fakat Şinasi o dönemde edebiyatla ilgilenmiş ve dönemin ünlü
yazar şairleriyle tanışmıştır. Yurda döndüğünde Agah Efendiyle 1860’ta
Tercüman-ı Ahval gazetesini çıkarmışlardır.
 Şinasi divan edebiyatındaki duygu kavramını bir yana itip akla ve mantığa yer verir.

 Halk dilini kullanmayı, böylece halkı bilinçlendirmeyi hedefler.

 Kısa cümleli ,yeni görüşlerle örgülü bir nesir yapısı meydana getirmiştir.

 Şairlik yönü pek güçlü olmayan Şinasi, edebiyatımıza getirdiği yeniliklerle tanınır.








Bu yenilikler şunlardır:

ilk tiyatro eserimiz olan Şair Evlenmesi (Bu eserde görücü usulüyle evlenme eleştirilir.)
Edebiyatımızda noktalama işaretlerini ilk defa kullanmıştır.
İlk özel Türk gazetesi Tercüman-ı Ahval’ı çıkarmıştır.
Atasözlerimizi Durub-u Emsal-i Osmaniye adı altında derlemiş.
İlk makaleyi yazdı: Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi
Dilde sadeleşmenin öncüsü olmuştur.

 Şiirlerini Müntehabat-ı Eş’ar’ım adı ile yayınlamıştır.
 Şiiri mecazlardan arıtıp yalınlaştırmaya çalışır.
 Eşek ile Tilki La Fontaine’den etkilenerek yazdığı bir fabldır.
 Batı şiirini tanıtmak amacıyla Fransız şairlerinden çeviriler yapmıştır.

 Şiirlerinde konu birliğine ve bütün güzelliğine önem vermiştir

www.edebiyatogretmeni.net

NAMIK KEMAL
 Önceleri klasik bir divan şairi olan Kemal, Şinasi ile tanıştıktan sonra Batı
edebiyatı ve Batı kaynaklı
fikirlerle ilgilenmeye başlamıştır.
 Gür sesli vatan şairi,dava ve sanat adamıdır. Eserlerinde hürriyet, vatan sevgisi, hak, kanun, adalet, ahlak konularını işlemiştir.
 Edebiyatımızda vatan ve hürriyet şairi olarak bilinir.
 Eski edebiyata karşı olduğu halde yeni düşünce ve kavramları yaymak amacıyla yazdığı
şiirlerin çoğunda eskiye bağlı kalmıştır
 Namık Kemal’de diğer 1. Dönem Tanzimatçılar gibi dilde sadeliği benimser.
 Yine diğerleri gibi aruzun yanında az da olsa hece veznini kullanır.

 Şiirimizin gelişmesinde büyük emeği geçmiş bu yolda gerçekten etkili olmuştur. Şiirlerini
“toplum için sanat” anlayışıyla yazmış toplumcu bir şairdir.

 Kendinden sonra gelen genç kuşaklara yurtseverlik, özgürlük tutkularını yerleştirmiş.

 Osmanlı Tiyatrosunun modern bir tiyatro olması için çaba göstermiştir. Avrupa’da bulunduğu yıllarda tiyatro türüyle ilgilenmiş ve yurda dönünce bu tarzda eserler yazmıştır.

 Eleştiri türünün ilk örneğini Ziya Paşa’nın Harabat’ına karşılık yazdığı Tahrib-i
Harabat ve Takip adlı eserleriyle vermiştir. Onun tenkitlerinde iki önemli unsur
bulunur: Biri; eski edebiyatı yıkmak, ikincisi; yeni bir edebiyat kurmak.
 Ona göre edebiyat hayale, soyuta, içe kapanmışlığa son vermeli; gerçeği, hayat,
tabiatı işlemelidir. Yeni edebiyat halka dönmeli, nüfuzlu kimselere yaranacağına
onun dertlerini dinlemeli.
 Eserlerinin tümünde romantizm egemendir.

ESERLERİ:

Tiyatro: Vatan yahut Silistre, Zavallı Çocuk, Akif Bey, Gülnihal, Celalettin Harzemşah,
Karabela
Roman: İntibah ( ilk edebi roman), Cezmi (ilk tarihi roman)
Eleştiri: Tahrib-i Harabat, Takip
Tarih, Biyografi: Kanije, Silistre Muhasarası, Osmanlı Tarihi, Devr-i İstila.
ZAVALLI ÇOCUK: Sevmedikleriyle zorla evlendirilenlerin bahtsızlığı işlenmiş.
AKİF BEY: Kocasına ihanet eden kadının dramı işlenmiş.
GÜLNİHAL: Bir sancak beyine karşı halkın isyanı anlatılır.

ZİYA PAŞA
 Ziya Paşa diğer Tanzimatçılar gibi toplumcudur, Fransız devriminin ilkelerine bağlıdır, eğitimin gerekliliğini savunur.
 Şinasi’yle başlayan Batı edebiyatı anlayışını savunur. Ancak, eski şiiri
öven “Harabat” ı hazırlayacak kadar eski şiire bağlıdır. Bu yüzden
Namık Kemal tarafından tenkit edilmiştir.
 “Doğulu ya da Batılı” olmak konusunda karara varamamıştır. Bu nedenle “Harabat”ta
Divan edebiyatını, “Şiir ve İnşa” makalesinde yeni edebiyatı savunur. Bu zıtlıklar sanatına da yansımış, tezatlar sanatçısı olmuştur.
 Tanzimatçılar arasında eski şiire en fazla bağlı kalanlardandır.
 Şiirde dili sade değildir. Ancak nesir dili sadedir

 Ziya Paşa daha çok siyasi ve sosyal tenkit makaleleri yazmıştır. Makalelerinde idarecilere savaş açmıştır.
 Şiirlerinde öğütler ve felsefi temalar görülür.
 Diğer Tanzimatçılar gibi gazetecilik yönü kuvvetlidir.

ESERLERİ:

1) Tekib-i Bent (Dönemin sosyal bir eleştirisidir. Bağdatlı Ruhi’ye nazire olarak yazmıştır.)
Terci-i Bent (şiir)
2) Zafername (mizah) ( Sadrazam Ali Paşa aleyhinde yazılmıştır.)
3) Harabat (Bu antolojide halk şiirini kötülemiş Divan şiirini yüceltmiş.)
Şiir ve İnşa (Bu makalede gerçek şiirimizin halk şiiri olduğunu söylemiş.)
4) Rüya ( Türk edebiyatındaki ilk röportaj sayabiliriz.)
Veraset Mektupları ( makale)
5) Emil, Defter-i Amal ( j.j. Rausseaux ‘dan çeviri)
6) Eş’ar-ı Ziya (şiir)

www.edebiyatogretmeni.net

AHMET MİTHAT EFENDİ
 Tanzimat döneminde, halk için roman anlayışını başlatan yazardır.
Bütün eserlerini halkın okuma zevkini geliştirmek için yazmıştır.
Tanzimat edebiyatında halkın dilini en iyi kullanan yazar o’dur.
 Türk edebiyatında en çok eser veren sanatçı olarak bilinir. Roman
ve hikayelerini hiçbir teknik kaygısı gütmeden yazmıştır. Sırası gelince
olayların akışını durdurup okuyucuya bilgi ve nasihat verir.
 Diğer Tanzimatçılar gibi siyasi konulara değinmemiştir.
 Batı medeniyetinin Türk toplumuyla bağdaşmayan yönlerini anlatmaya çalışmıştır.
Avrupa hayranlarını eserlerinde züppe ve alafranga olarak eleştirmiştir.

 Bütün yapıtlarını nesir türünde vermiştir.
 Her yapıtının sonunda bir “kıssada hisse” vardır.
 Eserlerinde bir eğitici gibi halkı her konuda bilgilendirmeyi ona kılavuzluk etmeyi amaçlar.

ESERLERİ:

Hikayeleri: Letaif-i Rivayet(25 cilt). Edebiyatımızdaki ilk hikayeler.
Romanları: Hasan Mellah, Hüseyin Fellah, Dünyaya İkinci Geliş, Felatun Bey’le Rakım
Efendi, Paris’te Bir Türk, Müşahedat

Tiyatro: Çengi, Çerkez Özdenleri, Siyavuş, Açık Baş
Seyahat: Avrupa’da Bir Cevelan
FELATUN BEY’LE RAKIM EFENDİ: Felatun Bey her yönüyle batı hayranı biridir.
Ancak batı düşüncesini zevk ve sefa anlayışıyla özümsemiştir. Rakım Efendi ise Felatun’
un tam tersi bir karakterdir.

AHMET VEFİK PAŞA
 Türk tiyatrosuna ve dil çalışmalarına önemli katkılarda bulunmuştur.
 Moliere’den yaptığı çeviriler önemlidir.
 Türkçe’yi oldukça sade kullanmış, toplumun adet, töre, mizah gücünü
eserlerine taşımıştır.
 Tarih ve dil sahasında önemli eseri Lehçe-i Osmani

ESERLERİ:

Zor Nikah (Moliere’den çeviri)
Zoraki Tabip (Moliere’den çeviri)
Okumuş Kadınlar (Moliere’den çeviri)
Secere-i Türki (Tarih)
Lehçe-i Osmani (Dil)
www.edebiyatogretmeni.net

ALİ SUAVİ:
 Hayret edilecek kadar geniş bilgili ve inanılmayacak kadar da şaşırtıcı, Batılı ve bazen
iyice cüretli, iyice sorumsuz görüşler sahibidir.
 Türkiye’de “Meşrutiyet ve Laikliği” ilk savunanlardan biridir.

 Hükümete çatan, Ali Paşa’yı yeren yazılarından dolayı Kastamonu’ya sürülmüştür.
 Uygur alfabesinin ilk Türk yazısı olduğundan söz etmiş.
 Laikliği, Meşrutiyeti, Türkçülüğü savunan İslami ölçülere bağlı bir yazardır.
 Türlü konularda gazete ve risale (broşür) yazıları, tercümeler, dini yorumlar, seyahat
yazıları vardır.

SÜLEYMAN PAŞA:
 Fikir adamı ve Türkçü bir yazardır.
 Önemli ve ünlü eseri “Tarih-i Alem”dir. Bu eser Türkçü bir bakışla yazılmış ve kendisinden sonra gelen Türkçü yazarları etkilemiştir.

ABDÜLHAK HAMİT TARHAN
 Tanzimat döneminin en büyük ve en verimli şairidir. Türk şiirine
geniş ufuklar açmış; günlük yaşam, aşk, vatan-millet sevgisi, ölüm
ve metafizik üzerine, sevinç, ümit ve tezatlardan, isyan ve feryatlardan güç alan epik, şiir ve felsefi şiirler yazdı. Divan şiirini sona
erdiren sanatçıdır.
 Yazdığı tiyatro eserleri sahnelenmeye elverişli değildir.
 Şiirlerinde orijinal buluşlar ve hayaller vardır.

 Ediplerimiz arasında hayat coğrafyası en geniş olan adamdır

 Şiirin şekil ve içeriğiyle istediği gibi oynanır sandığı için edebiyatımızda yıkıcı olduğu
kadar yapıcıdır.

 Batı şiirinin hemen bütün biçim ve türlerini hiç çekinmeden denemiş, aşırılık sınırında
sayılan bu girişimlerle yankılar, tepkiler uyandırmış.

 Eşi Fatma Hanım’ın ölmesi Hamid’in şiirine yepyeni ilhamlar getirmiş. Ölüm, Allah, kader,
felsefi isyanlar gibi fizikötesi konuları işlemeye başlamış. (Makber)

 Namık Kemal’e bağlı kalmış ama onun fikirlerini eserlerine pek taşıyamamış. Toplumsal
konular yerine bireysel acıları, tabiatı ve kadını işlemiş.

 Tanzimatçılar arasında yalnızca Hamit belli bir alanda (şiir) yoğunlaşmış.

Hamit nazımda şu değişiklikleri yapmış:

1) Kurallı nazım şekillerini (gazel, mesnevi) yıkarak kuralsız nazmı getirmiş.
2) Mısraları kendi arasında kafiyelemiş
 Düzgün bir Türkçe kullanamadığı için söyleyiş zaafı vardır

 Tiyatrolarını sahnelenmek için değil, okunmak için yazmıştır. Tiyatrolarında insanüstü
güçlere yer vermiştir.

ESERLERİ:
Şiirleri: Sahra (ilk pastoral şiir), Kahbe, Makber, Belde, Ölü, Halce,

Garam (Çamlıca da yaşanmış bir aşk hikayesi), Baladan Bir Ses

Tiyatroları: Sabr-ü Sebat, İçli Kız, Fitnen, Liberte, Eşber, Nesteren

RECAİZADE EKREM
 Şiir, hikaye ve tiyatro da yazan Ekrem’in en önemli yönü: Teorici
(nazariyatçı) ve romancı oluşudur.
 Ekrem’in teori alanında verdiği en ünlü eseri “Ta’lim-i Edebiyat’tır.
Bu eserdeki düşünceler II. Tanzimat ve Servet-i Fünun devri şiir ilkelerini anlatması ve Servet-i Fünun’u kuracak genç şairlere yol göstermesi bakımından önemlidir.

 Ekrem eski edebiyat karşısında yeni sanatın ilkelerini tespit eden ünlü tenkitçi olmuştur.

 İlk Tanzimatçıların “toplumcu” ilkelerine karşılık, “tekçi” şiirin savunmasını yapmıştır.

 Eskilerin “göz için kafiye” anlayışına karşı “kulak için kafiye” görüşünü savunmuştur.

 Şiirlerinin ilhan tarafı düşük, hayaller oldukça sık ve düşünceler zayıftır.

 “Her güzel şey şiirdir” ilkesini benimseyen sanatçı şiirlerini sisli güz manzaraları, yaprak,
çiçek, kelebek, mezarlıklar, kırlar ile doldurmuştur.

 Aşırı yenilikçi ve aşırı romantik Ekrem’le ( yeni şiiri destekler Zemzeme)
Muallim Naci ( eski şiiri destekler Demdeme) arasıda çıkan eski-yeni tartışması
meşhurdur.

 Şiirlerinde kişisel konuları işler, toplumsal konulara değinmez.
 Sanatıyla değil, edebiyat hakkında ileri sürdüğü fikirleriyle ün yapmış ve edebiyat çevrelerinde “ÜSTAD” olarak anılmıştır.

 Önce çok sevdiği oğlu Nejat’ın daha sonra diğer çocuklarının ölmesi üzerine çektiği
acılar şiirlerine de yansımıştır. Bu yüzden şiirleri ağlamaklıdır.
 Batılılaşmanın yanlış anlaşılmasını eleştirdiği, ilk realist roman sayılan eseri
ünlüdür.(Araba Sevdası)

ESERLERİ:

Şiirleri: Name-i Seher, Zemzeme, Pejmürde, Nejat Ekrem, Yadigar-ı Şebab
Romanları: Araba Sevdası
Hikayeleri: Muhsin Bey, Şemsa
Tiyatroları: Çok Bilen Çok Yanılır, Afife Anjelik, Vuslat

Ta’lim-i Edebiyat (önemli eseri.) Edebiyat hakkında bilgi verir
Takdir-i Elhan (Eleştiri)
ZEMZEME: Yeni şiiri destekleyen görüşlerini yazmıştır.
ARABA SEVDASI: Bilinçsizce Batıyı taklit eden Bihruz Bey’in düştüğü haller anlatılır.

NABİZADE NAZIM
 Tanzimat’ın ikinci döneminde yetişen ve realist-natüralist görüşleri
hikayelerine en iyi uyarlamış romancıların en önemlilerindendir.
 “Karabibik” bizde ilk köy romanıdır. Natüralist-Gerçekçi görüşle
yazılan ve köylünün bazı dertlerini anlatan bu eser Antalya civarında
geçmektedir. Bu hikayenin önsözünde şu görüşleri ortaya atmıştır:
Hikaye, roman özeti gibidir. Hikayede doğallığa ve sadeliğe
önem verilmeli, akla uyulmalıdır. Böylece Realizmin ilkelerini
belirlemiştir.

 Realizmi edebiyatımıza en iyi şekilde o uyarlamıştır. (Zehra)
 Realizmin etkisiyle eserleri sade, gerçekçi; kahramanları ve konuları günlük hayattandır.
ESERLERİ:

Hikayeleri: Zavallı Kız, Haspa, Bir Hatıra, Karabibik, Yadigarlarım
Roman: Zehra (psikolojik tahlillere yer verir . Edebiyatımızın ilk tezli romanıdır. İstanbul’
daki bir ailenin yaşamı konu edilir.)

KARABİBİK: Uzun hikaye biçiminde yazılmıştır. Realizmin başarılı bir örneğidir. Bu eserde kırsal kesim gerçeğine ilk kez değinilir.

SAMİPAŞAZADE SEZAİ
 “Sergüzeşt” romanıyla edebiyatımızda Realizmin öncüsü
olmuştur.
 Namık Kemal’in büyüleyici etkisi altında yetişen Sezai Bey kesin bir
yenilik taraftarıdır

 Esir bir kızın serüvenini konu alan dolayısıyla ferdi hürriyeti ve insan
haklarını savunan “Sergüzeşt” romantizm ve realizm arasıda bir köprüdür.
 Türk edebiyatında ilk edebi hikayeleri yazmış bunları Küçük Şeyler adı altında toplamıştır. Bu kitabın önsözüne bakınca onun romantizmle realizm arasında bocaladığı görülür.
 Sevet-i Fünun yazarlarını üslup bakımından etkilemiştir.
SERGÜZEŞT: Bir paşanın oğlu ile bir cariyenin aşkı anlatılır. Artık kapanmak üzere olan
köleli cariyeli konak hayatı anlatılır.
ESERLERİ:
Roman: Sergüzeşt
Hikaye: Küçük Şeyler

Tiyatro: Pir
Mektup-Sohbet: İclal

ŞEMSETTİN SAMİ
 Tanzimat edebiyatının dil alanında önemli eserler veren sanatçısıdır.
 Fransızcadan çevirdiği sözlükler önemlidir.
 En önemli eseri “Kamus-ı Türki” dir.
 Dilin sadeleştirilmesi hakkındaki fikirleri sonraki kuşağa yol göstermiştir.

 Kutadgu Bilig’i Türkçeye çevirmiştir.
 Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat adlı romanı vardır.

TAAŞŞUK-I TALAT VE FITNAT: Babası öldüğü için annesi tarafından büyütülen Talat,
pencereden görüp aşık olduğu Fitnat’a daha yakın olabilmek için kadın kıyafetleri giyip
kendini piyano hocası olarak kabul ettirmiştir. Tüm bunlar olurken Talat’ın annesi oğlundaki garip davranışlardan kuşkulanarak onu, düzelmesi için, Sudanlı bir kızla evlendirmek
ister. Talat bu isteğe şiddetle karşı çıkmış; ama Fitnat babasının kendisini zengin biriyle
evlendirme isteğine fazla itiraz edememiştir. Fitnat, evlendiği gece sevgilisinden ayrılmanın verdiği üzüntüyle kendini vurur. Ölmeden önce, evlendiği adamın vaktiyle annesini
terk eden babası olduğunu öğrenir. Bunun üzerine Fıtnat’ın babası da Talat da intihar eder.

MUALLİM NACİ
 Recaizade ile sanat hakkında girdiği sert tartışma onu yeni edebiyatın
karşısında göstermiştir.
 Demdeme adlı eserinde ne kadar eski şiiri savunsa da aruzu Türkçeye
diğerlerinden daha güzel uygulamıştır.

 Edebiyatımızda köyden bahseden ilk şiir onundur. (Köylü Kızların Şarkısı)

ESERLERİ: Ömer’in Çocukluğu (anı)
EBUZZİYA TEVFİK:

 Uzun yıllar yaptığı gazetecilik ile tanınmıştır. Çıkardığı gazeteler ve buralardaki yazılarıyla Tanzimat edebiyatının ve bu dönemin tanınmasını sağlamıştır.( Yeni Osmanlılar
Tarihi adlı inceleme eseri)

 Tasvir-i Efkar gazetesini gönüllü olarak çıkarmıştır.

Eserleri:

Piyes: Ecel-i Kaza
Antoloji: Numune-i Edebiyatı Osmaniye
Nesir: Lügat-i Ebüzziya, Yeni Osmanlılar Tarihi

HAZIRLAYAN
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ
SERDAR GÜL

www.edebiyatogretmeni.net


Slide 28

www.edebiyatogretmeni.net

XIX. yy. edebiyatımızın girişimler dönemidir. Roman, öykü,
tiyatro alanlarında ilk örnekler verilmiş, şiirdeki başkaldırmalar divan
şiirine ilgiyi azaltmıştı. Çıkmaya başlayan özel gazeteler roman, öykü
yayımlıyor, edebiyat adamlarının tartışmalarına yer veriyordu. Bazı
kesimler Namık Kemal’in şiire getirdiği: “özgürlük, vatan, hak, insanlık, esaret…” gibi kavramlarda kendi sorunlarını, kendi isteklerini,
kendi kişiliğini bularak yeni edebiyat girişimlerine yandaş oldu.

Tanzimat ile Divan Edebiyatı’nın Karşılaştırması

1) Divan şiirindeki “parça güzelliği” yerine,Tanzimat şiirinde “bütün güzelliği” önemsenmiş
2) Divan edebiyatı yüksek zümredeki insanlara hitap ederken, Tanzimat edebiyatı halka
seslenmiş.
3) Divan şiirinde ölçü aruzdur, Tanzimat’ta ise aruzun yanında hece ölçüsü de kullanılmış.
4) Divan nesrinde söz hünerleri gösterme,sanat kullanma esasken, Tanzimat nesrinde bir
takım fikirleri halka ulaştırmak halkı bilgilendirmek ve eğitmek esastır.

5) Divan edebiyatında aşk, şarap, kadın, eğlence, hayali konular işlenirken; Tanzimat edebiyatında gerçek yaşam, tabiat, kişisel acı ve ızdıraplar, toplumsal konular işlenmiştir.
6) Divan edebiyatında kullanılmayan birçok edebi tür Tanzimat edebiyatında kullanılmaya
başlanmış (roman, hikaye, tiyatro, sone, terza-rima, triyole, gazete…)
7) Divan edebiyatında dil ağır ve sanatlıdır; Tanzimat edebiyatında dil sadeleştirilmiş,
halkın dili kullanılmıştır.

Bu dönem edebiyatını iki bölümde incelemek gerekir

1. Dönem:


Bu döneme Şinasi, Ziya, Namık Kemal okulu adı verilir.



Bu dönemin başlıca sanatçıları: Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Mithat,

Şemsettin Sami, Ahmet Vefik Paşa, Ali Suavi, Ahmet Cevdet Paşa



Bu dönemde “sanat toplum içindir” görüşü benimsenmiş.



Bu dönemde amaç: “Divan edebiyatını yıkmak,yerine sosyal yaşamla geniş ölçüde
alakalı inkılapçı bir edebiyat getirmek.



Halka halk diliyle hitap etmek amacıyla sade dile ve halk Türkçesine önem vermek



Vatan sevgisi, millet duygusu, hürriyet aşkı, halk sevgisi… gibi duyguları halka aşılamak ve onları bu yolda eğitmek.



Gazete, roman, öykü, makale, şiir, tiyatro… gibi
yenilikleri Türk edebiyatına getirmek ve
uygulamak.

 Şiirde estetik güzellik değil içerik ön plana çıkmıştır.
 Eski nazım şekilleriyle yeni kavram ve duyguları işlemişlerdir.
 Bu dönem sanatçıları ,edebiyatın yanında siyasetle de ilgilenmiştir.
 Ortaya konan eserler, taklit olduğu için teknik yönden zayıftır.
 Fransız edebiyatı örnek alınmıştır.
 Bu dönem sanatçıları genelde Romantizmin etkisindedir.
 Eserlerde rastlantılara çokça yer verilir.
 Okuyucuyu bilgilendirmek için olayların akışı sık sık kesilir.

2. Dönem:
 Bu döneme Ekrem, Sezai, Hamit okulu adı verilir.
 Bu dönemin sanatçıları:” Abdulhak Hamit Tahran, Recaizade Ekrem, Sami Paşazade

Sezai, Nabizade Nazım, Ebuziya Tevfik, Ali Bey…

 Bu dönemde “ sanat sanat içindir “ görüşü benimsenmiş.
 Siyasi ve toplumsal ideolojilerden uzak durmuşlar.
 Sanatta batılılaşmayı savunurlar
 Eski edebiyata karşı yeni edebiyatı savunurlar.
 I. Tanzimatçılara göre batı edebiyatını edebiyatımızda daha da kökleştirmişler.
 İdeolojik görüşlerini aktif olarak değil, eserlerindeki kahramanlarla işlemişler.
 Romanda realizmin tesiri şiirde ise romantizmin tesiri görülür.
 Dil ağırdır.

 Gazetecilik eski işlevini yitirmiş.
 Tiyatro eserleri oynanmak için değil okunmak için yazılmış.
 Şiirde bireysel duygular anlatılmış ve güzel olan her şey şiire konu olmuş.
 Muallim Naci bu dönemde Divan edebiyatını savunan tek sanatçıdır.

Tanzimat Edebiyatının Genel Özellikleri
1) Dilin sadeleşmesi amaçlanmış, özellikle tiyatro, anı, mektup ve halka seslenen
romanlarda bu amaç bir ölçüde gerçekleştirilmiştir. Ancak sanatçılar, eski alışkanlıklarından tamamen kurtulamadıkları için yabancı sözcük ve kurallardan büsbütün
sıyrılamamışlardır.

2) Divan edebiyatının kullandığı şiir, tarih ve mektup gibi türleri batı anlayışına göre
yenilemişlerdir.
3) Makale, tiyatro, roman, hikaye, anı gibi yeni türler kullanılmaya başlanmıştır.
4) Daha önce toplum sorunlarıyla hiç ilgisi bulunmayan sanatı; toplumu düzeltmek,
eğitmek için bir dava aracı olarak kullanma anlayışına yönelmişlerdir.
5) Fransız edebiyatından esinlenerek klasisizm, romantizm, realizm ve natüralizm
akımlarının etkisinde eserler yaratılmıştır.

6) Nesirde iç kafiye (seci) bırakılmış, anlatımda süs yerine, düşünceleri halka ulaştırma amacı güdülerek yeni bir nesir yaratılmıştır.
7) Şiirde hecenin örnekleri görülmekle birlikte aruzun kullanımı devam etmiştir.

8) Günlük olaylar, duygu ve düşünceler şiire sokularak şiirin konusu genişletilmiştir.
9) Başlangıçta yeni düşünceler eski nazım biçimleri içinde verilirken sonraları yeni
biçimler kullanılmıştır.
10) Şiirde konu ve anlam bütünlüğü aranmıştır.
11) Divan edebiyatındaki “parça güzelliği” anlayışının yerini “bütün güzelliği” almıştır.
12) Roman ve hikayelerin konusu ya günlük yaşayıştan ya da tarihten alınmıştır.
13) Tiyatroda toplum sorunları, gelenek, görenek, çocuk, aile, yaşanılan olaylar işlenmiştir.

14) Eserlerde kahramanlar tek yönlü ele alınmış, iyiler ödüllendirilmiş, kötüler cezalandırılmıştır.
15) Roman ve öykülerde olayların akışında rastlantılara çok yer verilmiştir.
16) Romanların içinde konu dışına çıkılarak okuyucuya bilgi ve öğüt vermekten kaçınılmamıştır.
17) Yazarlar, eserlerinde kendi kişiliklerini gizlememiştir.

18) Roman kahramanları çoğu zaman bir görüşte aşık olur.
19) Toplumsal olaylara yüzeyden bakılır.
20) Tanzimat romanında aile problemi büyük yer tutar. Avrupa taklitçiliği nedeniyle
aile içindeki sarsılma ve çöküntüler işlenir.(Araba Sevdası,İntibah)
21) Tiyatro bu dönemde Namık Kemal’le başlar. Ahmet Vefik Paşa’nın Molier’den
yaptığı çevirilerle ileri bir sanat düzeyine ulaşır.
22) Bu edebiyatın nesir sahasındaki en büyük kazancı gazetedir.
23) Bu dönemdeki tiyatro eserleri sahnelenmeye uygun değildir.
24) Mizah ve hiciv anlayışı bu dönemde daha da gelişmiştir. Batılı anlamdaki ilk mizah
örneği bu dönemde verilir.
25) Türk edebiyatında gerçek edebi tenkit bu dönemde başlamıştır.
26) Bu dönemde roman tekniği tam oturmamıştır. Romanımızın emekleme dönemidir.
Tasvirlerde ve kurguda kompozisyon bozukluğu vardır.

27) Bu dönem yazarlarında yaygın bir tasvir yapma alışkanlığı vardır.

28) Kahramanlar üst tabakadandır.
29) Olaylar İstanbul ve çevresinde geçer.
30) İşlenen konular: Yanlış batılılaşma, alafrangalık özentisi, sarsılan aile düzeni,
kültürel yozlaşma, fakirlik, cariyelik, görücü usulü evlenme, cehalet ve tarihi
konulardır.

TANZİMATIN TÜRK EDEBİYATINA KAZANDIRDIĞI İLKLER

1) İlk Gazeteler:
a) Takvim-i Vakayi ( İlk Türk gazetesi)
b) Ceride-i Havadis (Yarı resmi gazete)
c) Tercüman-ı Ahval (Şinasi ve Agah Efendi’nin çıkardığı ilk özel Türk gazetesi)
d) Tasvir-i Efkar (Şinasi’nin Namık Kemal’e devrettiği ikinci özel Türk gazetesi)
e) Hürriyet (Namık Kemal ve Ziya Paşa’nın yurt dışında çıkardıkları ilk Türk gazetesi)
f) Tercüman-ı Hakikat
2) İlk Çeviri Roman: Telemak; Yusuf Kamil Paşa Fenelon’dan çevirmiştir.
3) İlk Yerli Roman: Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat. Şemsettin Sami tarafından yazılmıştır,
edebi değeri yoktur.

4) Bir Edebi Akım Etkisinde Yazılan İlk Roman: İntibah; Namık Kemal tarafından
romantizme bağlı kalınarak yazılmış bir sosyal romandır.
5) İlk Realist Romanlar: Sergüzeşt; Sami Paşazade Sezai yazmıştır.
Araba Sevdası; Recaizade Mahmut Ekrem yazmıştır.
6) İlk Tiyatro Eseri: Şair Evlenmesi; Şinasi yazmıştır.

7) İlk Köy Romanı: Karabibik; Nabizade Nazım yazmıştır.
8) İlk Öyküler: Küçük Şeyler; Sami Paşazade Sezai yazmıştır. (Basılan ilk hikaye kitabı)
Letaif-i Rivayet; Ahmet Mithat Efendi yazmıştır.( Yazılan ilk hikaye kitabı)
9) İlk Makale: Şinasi yazmıştır.
10) İlk Şiir Çevirileri: Şinasi tarafından Fransızcadan yapılmıştır.
11) İlk Noktalama İşaretleri: Şinasi tarafından kullanılmıştır.
12) Edebiyatımızda ilk tarihi roman: Namık Kemal'in "Cezmi" adlı eseridir.
13) Edebiyatımızdaki ilk eleştirmen: Namık Kemal'dir.
14) Türk Edebiyatındaki ilk polisiye roman: Esrar-ı Cinayet; Ahmet Mithat yazmıştır.

Dönemin Sanatçıları ve Eserleri

ŞİNASİ

 Maliye öğretimi için Fransa’ya devlet tarafından ilk gönderilen öğrencilerdendir. Fakat Şinasi o dönemde edebiyatla ilgilenmiş ve dönemin ünlü
yazar şairleriyle tanışmıştır. Yurda döndüğünde Agah Efendiyle 1860’ta
Tercüman-ı Ahval gazetesini çıkarmışlardır.
 Şinasi divan edebiyatındaki duygu kavramını bir yana itip akla ve mantığa yer verir.

 Halk dilini kullanmayı, böylece halkı bilinçlendirmeyi hedefler.

 Kısa cümleli ,yeni görüşlerle örgülü bir nesir yapısı meydana getirmiştir.

 Şairlik yönü pek güçlü olmayan Şinasi, edebiyatımıza getirdiği yeniliklerle tanınır.








Bu yenilikler şunlardır:

ilk tiyatro eserimiz olan Şair Evlenmesi (Bu eserde görücü usulüyle evlenme eleştirilir.)
Edebiyatımızda noktalama işaretlerini ilk defa kullanmıştır.
İlk özel Türk gazetesi Tercüman-ı Ahval’ı çıkarmıştır.
Atasözlerimizi Durub-u Emsal-i Osmaniye adı altında derlemiş.
İlk makaleyi yazdı: Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi
Dilde sadeleşmenin öncüsü olmuştur.

 Şiirlerini Müntehabat-ı Eş’ar’ım adı ile yayınlamıştır.
 Şiiri mecazlardan arıtıp yalınlaştırmaya çalışır.
 Eşek ile Tilki La Fontaine’den etkilenerek yazdığı bir fabldır.
 Batı şiirini tanıtmak amacıyla Fransız şairlerinden çeviriler yapmıştır.

 Şiirlerinde konu birliğine ve bütün güzelliğine önem vermiştir

www.edebiyatogretmeni.net

NAMIK KEMAL
 Önceleri klasik bir divan şairi olan Kemal, Şinasi ile tanıştıktan sonra Batı
edebiyatı ve Batı kaynaklı
fikirlerle ilgilenmeye başlamıştır.
 Gür sesli vatan şairi,dava ve sanat adamıdır. Eserlerinde hürriyet, vatan sevgisi, hak, kanun, adalet, ahlak konularını işlemiştir.
 Edebiyatımızda vatan ve hürriyet şairi olarak bilinir.
 Eski edebiyata karşı olduğu halde yeni düşünce ve kavramları yaymak amacıyla yazdığı
şiirlerin çoğunda eskiye bağlı kalmıştır
 Namık Kemal’de diğer 1. Dönem Tanzimatçılar gibi dilde sadeliği benimser.
 Yine diğerleri gibi aruzun yanında az da olsa hece veznini kullanır.

 Şiirimizin gelişmesinde büyük emeği geçmiş bu yolda gerçekten etkili olmuştur. Şiirlerini
“toplum için sanat” anlayışıyla yazmış toplumcu bir şairdir.

 Kendinden sonra gelen genç kuşaklara yurtseverlik, özgürlük tutkularını yerleştirmiş.

 Osmanlı Tiyatrosunun modern bir tiyatro olması için çaba göstermiştir. Avrupa’da bulunduğu yıllarda tiyatro türüyle ilgilenmiş ve yurda dönünce bu tarzda eserler yazmıştır.

 Eleştiri türünün ilk örneğini Ziya Paşa’nın Harabat’ına karşılık yazdığı Tahrib-i
Harabat ve Takip adlı eserleriyle vermiştir. Onun tenkitlerinde iki önemli unsur
bulunur: Biri; eski edebiyatı yıkmak, ikincisi; yeni bir edebiyat kurmak.
 Ona göre edebiyat hayale, soyuta, içe kapanmışlığa son vermeli; gerçeği, hayat,
tabiatı işlemelidir. Yeni edebiyat halka dönmeli, nüfuzlu kimselere yaranacağına
onun dertlerini dinlemeli.
 Eserlerinin tümünde romantizm egemendir.

ESERLERİ:

Tiyatro: Vatan yahut Silistre, Zavallı Çocuk, Akif Bey, Gülnihal, Celalettin Harzemşah,
Karabela
Roman: İntibah ( ilk edebi roman), Cezmi (ilk tarihi roman)
Eleştiri: Tahrib-i Harabat, Takip
Tarih, Biyografi: Kanije, Silistre Muhasarası, Osmanlı Tarihi, Devr-i İstila.
ZAVALLI ÇOCUK: Sevmedikleriyle zorla evlendirilenlerin bahtsızlığı işlenmiş.
AKİF BEY: Kocasına ihanet eden kadının dramı işlenmiş.
GÜLNİHAL: Bir sancak beyine karşı halkın isyanı anlatılır.

ZİYA PAŞA
 Ziya Paşa diğer Tanzimatçılar gibi toplumcudur, Fransız devriminin ilkelerine bağlıdır, eğitimin gerekliliğini savunur.
 Şinasi’yle başlayan Batı edebiyatı anlayışını savunur. Ancak, eski şiiri
öven “Harabat” ı hazırlayacak kadar eski şiire bağlıdır. Bu yüzden
Namık Kemal tarafından tenkit edilmiştir.
 “Doğulu ya da Batılı” olmak konusunda karara varamamıştır. Bu nedenle “Harabat”ta
Divan edebiyatını, “Şiir ve İnşa” makalesinde yeni edebiyatı savunur. Bu zıtlıklar sanatına da yansımış, tezatlar sanatçısı olmuştur.
 Tanzimatçılar arasında eski şiire en fazla bağlı kalanlardandır.
 Şiirde dili sade değildir. Ancak nesir dili sadedir

 Ziya Paşa daha çok siyasi ve sosyal tenkit makaleleri yazmıştır. Makalelerinde idarecilere savaş açmıştır.
 Şiirlerinde öğütler ve felsefi temalar görülür.
 Diğer Tanzimatçılar gibi gazetecilik yönü kuvvetlidir.

ESERLERİ:

1) Tekib-i Bent (Dönemin sosyal bir eleştirisidir. Bağdatlı Ruhi’ye nazire olarak yazmıştır.)
Terci-i Bent (şiir)
2) Zafername (mizah) ( Sadrazam Ali Paşa aleyhinde yazılmıştır.)
3) Harabat (Bu antolojide halk şiirini kötülemiş Divan şiirini yüceltmiş.)
Şiir ve İnşa (Bu makalede gerçek şiirimizin halk şiiri olduğunu söylemiş.)
4) Rüya ( Türk edebiyatındaki ilk röportaj sayabiliriz.)
Veraset Mektupları ( makale)
5) Emil, Defter-i Amal ( j.j. Rausseaux ‘dan çeviri)
6) Eş’ar-ı Ziya (şiir)

www.edebiyatogretmeni.net

AHMET MİTHAT EFENDİ
 Tanzimat döneminde, halk için roman anlayışını başlatan yazardır.
Bütün eserlerini halkın okuma zevkini geliştirmek için yazmıştır.
Tanzimat edebiyatında halkın dilini en iyi kullanan yazar o’dur.
 Türk edebiyatında en çok eser veren sanatçı olarak bilinir. Roman
ve hikayelerini hiçbir teknik kaygısı gütmeden yazmıştır. Sırası gelince
olayların akışını durdurup okuyucuya bilgi ve nasihat verir.
 Diğer Tanzimatçılar gibi siyasi konulara değinmemiştir.
 Batı medeniyetinin Türk toplumuyla bağdaşmayan yönlerini anlatmaya çalışmıştır.
Avrupa hayranlarını eserlerinde züppe ve alafranga olarak eleştirmiştir.

 Bütün yapıtlarını nesir türünde vermiştir.
 Her yapıtının sonunda bir “kıssada hisse” vardır.
 Eserlerinde bir eğitici gibi halkı her konuda bilgilendirmeyi ona kılavuzluk etmeyi amaçlar.

ESERLERİ:

Hikayeleri: Letaif-i Rivayet(25 cilt). Edebiyatımızdaki ilk hikayeler.
Romanları: Hasan Mellah, Hüseyin Fellah, Dünyaya İkinci Geliş, Felatun Bey’le Rakım
Efendi, Paris’te Bir Türk, Müşahedat

Tiyatro: Çengi, Çerkez Özdenleri, Siyavuş, Açık Baş
Seyahat: Avrupa’da Bir Cevelan
FELATUN BEY’LE RAKIM EFENDİ: Felatun Bey her yönüyle batı hayranı biridir.
Ancak batı düşüncesini zevk ve sefa anlayışıyla özümsemiştir. Rakım Efendi ise Felatun’
un tam tersi bir karakterdir.

AHMET VEFİK PAŞA
 Türk tiyatrosuna ve dil çalışmalarına önemli katkılarda bulunmuştur.
 Moliere’den yaptığı çeviriler önemlidir.
 Türkçe’yi oldukça sade kullanmış, toplumun adet, töre, mizah gücünü
eserlerine taşımıştır.
 Tarih ve dil sahasında önemli eseri Lehçe-i Osmani

ESERLERİ:

Zor Nikah (Moliere’den çeviri)
Zoraki Tabip (Moliere’den çeviri)
Okumuş Kadınlar (Moliere’den çeviri)
Secere-i Türki (Tarih)
Lehçe-i Osmani (Dil)
www.edebiyatogretmeni.net

ALİ SUAVİ:
 Hayret edilecek kadar geniş bilgili ve inanılmayacak kadar da şaşırtıcı, Batılı ve bazen
iyice cüretli, iyice sorumsuz görüşler sahibidir.
 Türkiye’de “Meşrutiyet ve Laikliği” ilk savunanlardan biridir.

 Hükümete çatan, Ali Paşa’yı yeren yazılarından dolayı Kastamonu’ya sürülmüştür.
 Uygur alfabesinin ilk Türk yazısı olduğundan söz etmiş.
 Laikliği, Meşrutiyeti, Türkçülüğü savunan İslami ölçülere bağlı bir yazardır.
 Türlü konularda gazete ve risale (broşür) yazıları, tercümeler, dini yorumlar, seyahat
yazıları vardır.

SÜLEYMAN PAŞA:
 Fikir adamı ve Türkçü bir yazardır.
 Önemli ve ünlü eseri “Tarih-i Alem”dir. Bu eser Türkçü bir bakışla yazılmış ve kendisinden sonra gelen Türkçü yazarları etkilemiştir.

ABDÜLHAK HAMİT TARHAN
 Tanzimat döneminin en büyük ve en verimli şairidir. Türk şiirine
geniş ufuklar açmış; günlük yaşam, aşk, vatan-millet sevgisi, ölüm
ve metafizik üzerine, sevinç, ümit ve tezatlardan, isyan ve feryatlardan güç alan epik, şiir ve felsefi şiirler yazdı. Divan şiirini sona
erdiren sanatçıdır.
 Yazdığı tiyatro eserleri sahnelenmeye elverişli değildir.
 Şiirlerinde orijinal buluşlar ve hayaller vardır.

 Ediplerimiz arasında hayat coğrafyası en geniş olan adamdır

 Şiirin şekil ve içeriğiyle istediği gibi oynanır sandığı için edebiyatımızda yıkıcı olduğu
kadar yapıcıdır.

 Batı şiirinin hemen bütün biçim ve türlerini hiç çekinmeden denemiş, aşırılık sınırında
sayılan bu girişimlerle yankılar, tepkiler uyandırmış.

 Eşi Fatma Hanım’ın ölmesi Hamid’in şiirine yepyeni ilhamlar getirmiş. Ölüm, Allah, kader,
felsefi isyanlar gibi fizikötesi konuları işlemeye başlamış. (Makber)

 Namık Kemal’e bağlı kalmış ama onun fikirlerini eserlerine pek taşıyamamış. Toplumsal
konular yerine bireysel acıları, tabiatı ve kadını işlemiş.

 Tanzimatçılar arasında yalnızca Hamit belli bir alanda (şiir) yoğunlaşmış.

Hamit nazımda şu değişiklikleri yapmış:

1) Kurallı nazım şekillerini (gazel, mesnevi) yıkarak kuralsız nazmı getirmiş.
2) Mısraları kendi arasında kafiyelemiş
 Düzgün bir Türkçe kullanamadığı için söyleyiş zaafı vardır

 Tiyatrolarını sahnelenmek için değil, okunmak için yazmıştır. Tiyatrolarında insanüstü
güçlere yer vermiştir.

ESERLERİ:
Şiirleri: Sahra (ilk pastoral şiir), Kahbe, Makber, Belde, Ölü, Halce,

Garam (Çamlıca da yaşanmış bir aşk hikayesi), Baladan Bir Ses

Tiyatroları: Sabr-ü Sebat, İçli Kız, Fitnen, Liberte, Eşber, Nesteren

RECAİZADE EKREM
 Şiir, hikaye ve tiyatro da yazan Ekrem’in en önemli yönü: Teorici
(nazariyatçı) ve romancı oluşudur.
 Ekrem’in teori alanında verdiği en ünlü eseri “Ta’lim-i Edebiyat’tır.
Bu eserdeki düşünceler II. Tanzimat ve Servet-i Fünun devri şiir ilkelerini anlatması ve Servet-i Fünun’u kuracak genç şairlere yol göstermesi bakımından önemlidir.

 Ekrem eski edebiyat karşısında yeni sanatın ilkelerini tespit eden ünlü tenkitçi olmuştur.

 İlk Tanzimatçıların “toplumcu” ilkelerine karşılık, “tekçi” şiirin savunmasını yapmıştır.

 Eskilerin “göz için kafiye” anlayışına karşı “kulak için kafiye” görüşünü savunmuştur.

 Şiirlerinin ilhan tarafı düşük, hayaller oldukça sık ve düşünceler zayıftır.

 “Her güzel şey şiirdir” ilkesini benimseyen sanatçı şiirlerini sisli güz manzaraları, yaprak,
çiçek, kelebek, mezarlıklar, kırlar ile doldurmuştur.

 Aşırı yenilikçi ve aşırı romantik Ekrem’le ( yeni şiiri destekler Zemzeme)
Muallim Naci ( eski şiiri destekler Demdeme) arasıda çıkan eski-yeni tartışması
meşhurdur.

 Şiirlerinde kişisel konuları işler, toplumsal konulara değinmez.
 Sanatıyla değil, edebiyat hakkında ileri sürdüğü fikirleriyle ün yapmış ve edebiyat çevrelerinde “ÜSTAD” olarak anılmıştır.

 Önce çok sevdiği oğlu Nejat’ın daha sonra diğer çocuklarının ölmesi üzerine çektiği
acılar şiirlerine de yansımıştır. Bu yüzden şiirleri ağlamaklıdır.
 Batılılaşmanın yanlış anlaşılmasını eleştirdiği, ilk realist roman sayılan eseri
ünlüdür.(Araba Sevdası)

ESERLERİ:

Şiirleri: Name-i Seher, Zemzeme, Pejmürde, Nejat Ekrem, Yadigar-ı Şebab
Romanları: Araba Sevdası
Hikayeleri: Muhsin Bey, Şemsa
Tiyatroları: Çok Bilen Çok Yanılır, Afife Anjelik, Vuslat

Ta’lim-i Edebiyat (önemli eseri.) Edebiyat hakkında bilgi verir
Takdir-i Elhan (Eleştiri)
ZEMZEME: Yeni şiiri destekleyen görüşlerini yazmıştır.
ARABA SEVDASI: Bilinçsizce Batıyı taklit eden Bihruz Bey’in düştüğü haller anlatılır.

NABİZADE NAZIM
 Tanzimat’ın ikinci döneminde yetişen ve realist-natüralist görüşleri
hikayelerine en iyi uyarlamış romancıların en önemlilerindendir.
 “Karabibik” bizde ilk köy romanıdır. Natüralist-Gerçekçi görüşle
yazılan ve köylünün bazı dertlerini anlatan bu eser Antalya civarında
geçmektedir. Bu hikayenin önsözünde şu görüşleri ortaya atmıştır:
Hikaye, roman özeti gibidir. Hikayede doğallığa ve sadeliğe
önem verilmeli, akla uyulmalıdır. Böylece Realizmin ilkelerini
belirlemiştir.

 Realizmi edebiyatımıza en iyi şekilde o uyarlamıştır. (Zehra)
 Realizmin etkisiyle eserleri sade, gerçekçi; kahramanları ve konuları günlük hayattandır.
ESERLERİ:

Hikayeleri: Zavallı Kız, Haspa, Bir Hatıra, Karabibik, Yadigarlarım
Roman: Zehra (psikolojik tahlillere yer verir . Edebiyatımızın ilk tezli romanıdır. İstanbul’
daki bir ailenin yaşamı konu edilir.)

KARABİBİK: Uzun hikaye biçiminde yazılmıştır. Realizmin başarılı bir örneğidir. Bu eserde kırsal kesim gerçeğine ilk kez değinilir.

SAMİPAŞAZADE SEZAİ
 “Sergüzeşt” romanıyla edebiyatımızda Realizmin öncüsü
olmuştur.
 Namık Kemal’in büyüleyici etkisi altında yetişen Sezai Bey kesin bir
yenilik taraftarıdır

 Esir bir kızın serüvenini konu alan dolayısıyla ferdi hürriyeti ve insan
haklarını savunan “Sergüzeşt” romantizm ve realizm arasıda bir köprüdür.
 Türk edebiyatında ilk edebi hikayeleri yazmış bunları Küçük Şeyler adı altında toplamıştır. Bu kitabın önsözüne bakınca onun romantizmle realizm arasında bocaladığı görülür.
 Sevet-i Fünun yazarlarını üslup bakımından etkilemiştir.
SERGÜZEŞT: Bir paşanın oğlu ile bir cariyenin aşkı anlatılır. Artık kapanmak üzere olan
köleli cariyeli konak hayatı anlatılır.
ESERLERİ:
Roman: Sergüzeşt
Hikaye: Küçük Şeyler

Tiyatro: Pir
Mektup-Sohbet: İclal

ŞEMSETTİN SAMİ
 Tanzimat edebiyatının dil alanında önemli eserler veren sanatçısıdır.
 Fransızcadan çevirdiği sözlükler önemlidir.
 En önemli eseri “Kamus-ı Türki” dir.
 Dilin sadeleştirilmesi hakkındaki fikirleri sonraki kuşağa yol göstermiştir.

 Kutadgu Bilig’i Türkçeye çevirmiştir.
 Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat adlı romanı vardır.

TAAŞŞUK-I TALAT VE FITNAT: Babası öldüğü için annesi tarafından büyütülen Talat,
pencereden görüp aşık olduğu Fitnat’a daha yakın olabilmek için kadın kıyafetleri giyip
kendini piyano hocası olarak kabul ettirmiştir. Tüm bunlar olurken Talat’ın annesi oğlundaki garip davranışlardan kuşkulanarak onu, düzelmesi için, Sudanlı bir kızla evlendirmek
ister. Talat bu isteğe şiddetle karşı çıkmış; ama Fitnat babasının kendisini zengin biriyle
evlendirme isteğine fazla itiraz edememiştir. Fitnat, evlendiği gece sevgilisinden ayrılmanın verdiği üzüntüyle kendini vurur. Ölmeden önce, evlendiği adamın vaktiyle annesini
terk eden babası olduğunu öğrenir. Bunun üzerine Fıtnat’ın babası da Talat da intihar eder.

MUALLİM NACİ
 Recaizade ile sanat hakkında girdiği sert tartışma onu yeni edebiyatın
karşısında göstermiştir.
 Demdeme adlı eserinde ne kadar eski şiiri savunsa da aruzu Türkçeye
diğerlerinden daha güzel uygulamıştır.

 Edebiyatımızda köyden bahseden ilk şiir onundur. (Köylü Kızların Şarkısı)

ESERLERİ: Ömer’in Çocukluğu (anı)
EBUZZİYA TEVFİK:

 Uzun yıllar yaptığı gazetecilik ile tanınmıştır. Çıkardığı gazeteler ve buralardaki yazılarıyla Tanzimat edebiyatının ve bu dönemin tanınmasını sağlamıştır.( Yeni Osmanlılar
Tarihi adlı inceleme eseri)

 Tasvir-i Efkar gazetesini gönüllü olarak çıkarmıştır.

Eserleri:

Piyes: Ecel-i Kaza
Antoloji: Numune-i Edebiyatı Osmaniye
Nesir: Lügat-i Ebüzziya, Yeni Osmanlılar Tarihi

HAZIRLAYAN
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ
SERDAR GÜL

www.edebiyatogretmeni.net


Slide 29

www.edebiyatogretmeni.net

XIX. yy. edebiyatımızın girişimler dönemidir. Roman, öykü,
tiyatro alanlarında ilk örnekler verilmiş, şiirdeki başkaldırmalar divan
şiirine ilgiyi azaltmıştı. Çıkmaya başlayan özel gazeteler roman, öykü
yayımlıyor, edebiyat adamlarının tartışmalarına yer veriyordu. Bazı
kesimler Namık Kemal’in şiire getirdiği: “özgürlük, vatan, hak, insanlık, esaret…” gibi kavramlarda kendi sorunlarını, kendi isteklerini,
kendi kişiliğini bularak yeni edebiyat girişimlerine yandaş oldu.

Tanzimat ile Divan Edebiyatı’nın Karşılaştırması

1) Divan şiirindeki “parça güzelliği” yerine,Tanzimat şiirinde “bütün güzelliği” önemsenmiş
2) Divan edebiyatı yüksek zümredeki insanlara hitap ederken, Tanzimat edebiyatı halka
seslenmiş.
3) Divan şiirinde ölçü aruzdur, Tanzimat’ta ise aruzun yanında hece ölçüsü de kullanılmış.
4) Divan nesrinde söz hünerleri gösterme,sanat kullanma esasken, Tanzimat nesrinde bir
takım fikirleri halka ulaştırmak halkı bilgilendirmek ve eğitmek esastır.

5) Divan edebiyatında aşk, şarap, kadın, eğlence, hayali konular işlenirken; Tanzimat edebiyatında gerçek yaşam, tabiat, kişisel acı ve ızdıraplar, toplumsal konular işlenmiştir.
6) Divan edebiyatında kullanılmayan birçok edebi tür Tanzimat edebiyatında kullanılmaya
başlanmış (roman, hikaye, tiyatro, sone, terza-rima, triyole, gazete…)
7) Divan edebiyatında dil ağır ve sanatlıdır; Tanzimat edebiyatında dil sadeleştirilmiş,
halkın dili kullanılmıştır.

Bu dönem edebiyatını iki bölümde incelemek gerekir

1. Dönem:


Bu döneme Şinasi, Ziya, Namık Kemal okulu adı verilir.



Bu dönemin başlıca sanatçıları: Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Mithat,

Şemsettin Sami, Ahmet Vefik Paşa, Ali Suavi, Ahmet Cevdet Paşa



Bu dönemde “sanat toplum içindir” görüşü benimsenmiş.



Bu dönemde amaç: “Divan edebiyatını yıkmak,yerine sosyal yaşamla geniş ölçüde
alakalı inkılapçı bir edebiyat getirmek.



Halka halk diliyle hitap etmek amacıyla sade dile ve halk Türkçesine önem vermek



Vatan sevgisi, millet duygusu, hürriyet aşkı, halk sevgisi… gibi duyguları halka aşılamak ve onları bu yolda eğitmek.



Gazete, roman, öykü, makale, şiir, tiyatro… gibi
yenilikleri Türk edebiyatına getirmek ve
uygulamak.

 Şiirde estetik güzellik değil içerik ön plana çıkmıştır.
 Eski nazım şekilleriyle yeni kavram ve duyguları işlemişlerdir.
 Bu dönem sanatçıları ,edebiyatın yanında siyasetle de ilgilenmiştir.
 Ortaya konan eserler, taklit olduğu için teknik yönden zayıftır.
 Fransız edebiyatı örnek alınmıştır.
 Bu dönem sanatçıları genelde Romantizmin etkisindedir.
 Eserlerde rastlantılara çokça yer verilir.
 Okuyucuyu bilgilendirmek için olayların akışı sık sık kesilir.

2. Dönem:
 Bu döneme Ekrem, Sezai, Hamit okulu adı verilir.
 Bu dönemin sanatçıları:” Abdulhak Hamit Tahran, Recaizade Ekrem, Sami Paşazade

Sezai, Nabizade Nazım, Ebuziya Tevfik, Ali Bey…

 Bu dönemde “ sanat sanat içindir “ görüşü benimsenmiş.
 Siyasi ve toplumsal ideolojilerden uzak durmuşlar.
 Sanatta batılılaşmayı savunurlar
 Eski edebiyata karşı yeni edebiyatı savunurlar.
 I. Tanzimatçılara göre batı edebiyatını edebiyatımızda daha da kökleştirmişler.
 İdeolojik görüşlerini aktif olarak değil, eserlerindeki kahramanlarla işlemişler.
 Romanda realizmin tesiri şiirde ise romantizmin tesiri görülür.
 Dil ağırdır.

 Gazetecilik eski işlevini yitirmiş.
 Tiyatro eserleri oynanmak için değil okunmak için yazılmış.
 Şiirde bireysel duygular anlatılmış ve güzel olan her şey şiire konu olmuş.
 Muallim Naci bu dönemde Divan edebiyatını savunan tek sanatçıdır.

Tanzimat Edebiyatının Genel Özellikleri
1) Dilin sadeleşmesi amaçlanmış, özellikle tiyatro, anı, mektup ve halka seslenen
romanlarda bu amaç bir ölçüde gerçekleştirilmiştir. Ancak sanatçılar, eski alışkanlıklarından tamamen kurtulamadıkları için yabancı sözcük ve kurallardan büsbütün
sıyrılamamışlardır.

2) Divan edebiyatının kullandığı şiir, tarih ve mektup gibi türleri batı anlayışına göre
yenilemişlerdir.
3) Makale, tiyatro, roman, hikaye, anı gibi yeni türler kullanılmaya başlanmıştır.
4) Daha önce toplum sorunlarıyla hiç ilgisi bulunmayan sanatı; toplumu düzeltmek,
eğitmek için bir dava aracı olarak kullanma anlayışına yönelmişlerdir.
5) Fransız edebiyatından esinlenerek klasisizm, romantizm, realizm ve natüralizm
akımlarının etkisinde eserler yaratılmıştır.

6) Nesirde iç kafiye (seci) bırakılmış, anlatımda süs yerine, düşünceleri halka ulaştırma amacı güdülerek yeni bir nesir yaratılmıştır.
7) Şiirde hecenin örnekleri görülmekle birlikte aruzun kullanımı devam etmiştir.

8) Günlük olaylar, duygu ve düşünceler şiire sokularak şiirin konusu genişletilmiştir.
9) Başlangıçta yeni düşünceler eski nazım biçimleri içinde verilirken sonraları yeni
biçimler kullanılmıştır.
10) Şiirde konu ve anlam bütünlüğü aranmıştır.
11) Divan edebiyatındaki “parça güzelliği” anlayışının yerini “bütün güzelliği” almıştır.
12) Roman ve hikayelerin konusu ya günlük yaşayıştan ya da tarihten alınmıştır.
13) Tiyatroda toplum sorunları, gelenek, görenek, çocuk, aile, yaşanılan olaylar işlenmiştir.

14) Eserlerde kahramanlar tek yönlü ele alınmış, iyiler ödüllendirilmiş, kötüler cezalandırılmıştır.
15) Roman ve öykülerde olayların akışında rastlantılara çok yer verilmiştir.
16) Romanların içinde konu dışına çıkılarak okuyucuya bilgi ve öğüt vermekten kaçınılmamıştır.
17) Yazarlar, eserlerinde kendi kişiliklerini gizlememiştir.

18) Roman kahramanları çoğu zaman bir görüşte aşık olur.
19) Toplumsal olaylara yüzeyden bakılır.
20) Tanzimat romanında aile problemi büyük yer tutar. Avrupa taklitçiliği nedeniyle
aile içindeki sarsılma ve çöküntüler işlenir.(Araba Sevdası,İntibah)
21) Tiyatro bu dönemde Namık Kemal’le başlar. Ahmet Vefik Paşa’nın Molier’den
yaptığı çevirilerle ileri bir sanat düzeyine ulaşır.
22) Bu edebiyatın nesir sahasındaki en büyük kazancı gazetedir.
23) Bu dönemdeki tiyatro eserleri sahnelenmeye uygun değildir.
24) Mizah ve hiciv anlayışı bu dönemde daha da gelişmiştir. Batılı anlamdaki ilk mizah
örneği bu dönemde verilir.
25) Türk edebiyatında gerçek edebi tenkit bu dönemde başlamıştır.
26) Bu dönemde roman tekniği tam oturmamıştır. Romanımızın emekleme dönemidir.
Tasvirlerde ve kurguda kompozisyon bozukluğu vardır.

27) Bu dönem yazarlarında yaygın bir tasvir yapma alışkanlığı vardır.

28) Kahramanlar üst tabakadandır.
29) Olaylar İstanbul ve çevresinde geçer.
30) İşlenen konular: Yanlış batılılaşma, alafrangalık özentisi, sarsılan aile düzeni,
kültürel yozlaşma, fakirlik, cariyelik, görücü usulü evlenme, cehalet ve tarihi
konulardır.

TANZİMATIN TÜRK EDEBİYATINA KAZANDIRDIĞI İLKLER

1) İlk Gazeteler:
a) Takvim-i Vakayi ( İlk Türk gazetesi)
b) Ceride-i Havadis (Yarı resmi gazete)
c) Tercüman-ı Ahval (Şinasi ve Agah Efendi’nin çıkardığı ilk özel Türk gazetesi)
d) Tasvir-i Efkar (Şinasi’nin Namık Kemal’e devrettiği ikinci özel Türk gazetesi)
e) Hürriyet (Namık Kemal ve Ziya Paşa’nın yurt dışında çıkardıkları ilk Türk gazetesi)
f) Tercüman-ı Hakikat
2) İlk Çeviri Roman: Telemak; Yusuf Kamil Paşa Fenelon’dan çevirmiştir.
3) İlk Yerli Roman: Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat. Şemsettin Sami tarafından yazılmıştır,
edebi değeri yoktur.

4) Bir Edebi Akım Etkisinde Yazılan İlk Roman: İntibah; Namık Kemal tarafından
romantizme bağlı kalınarak yazılmış bir sosyal romandır.
5) İlk Realist Romanlar: Sergüzeşt; Sami Paşazade Sezai yazmıştır.
Araba Sevdası; Recaizade Mahmut Ekrem yazmıştır.
6) İlk Tiyatro Eseri: Şair Evlenmesi; Şinasi yazmıştır.

7) İlk Köy Romanı: Karabibik; Nabizade Nazım yazmıştır.
8) İlk Öyküler: Küçük Şeyler; Sami Paşazade Sezai yazmıştır. (Basılan ilk hikaye kitabı)
Letaif-i Rivayet; Ahmet Mithat Efendi yazmıştır.( Yazılan ilk hikaye kitabı)
9) İlk Makale: Şinasi yazmıştır.
10) İlk Şiir Çevirileri: Şinasi tarafından Fransızcadan yapılmıştır.
11) İlk Noktalama İşaretleri: Şinasi tarafından kullanılmıştır.
12) Edebiyatımızda ilk tarihi roman: Namık Kemal'in "Cezmi" adlı eseridir.
13) Edebiyatımızdaki ilk eleştirmen: Namık Kemal'dir.
14) Türk Edebiyatındaki ilk polisiye roman: Esrar-ı Cinayet; Ahmet Mithat yazmıştır.

Dönemin Sanatçıları ve Eserleri

ŞİNASİ

 Maliye öğretimi için Fransa’ya devlet tarafından ilk gönderilen öğrencilerdendir. Fakat Şinasi o dönemde edebiyatla ilgilenmiş ve dönemin ünlü
yazar şairleriyle tanışmıştır. Yurda döndüğünde Agah Efendiyle 1860’ta
Tercüman-ı Ahval gazetesini çıkarmışlardır.
 Şinasi divan edebiyatındaki duygu kavramını bir yana itip akla ve mantığa yer verir.

 Halk dilini kullanmayı, böylece halkı bilinçlendirmeyi hedefler.

 Kısa cümleli ,yeni görüşlerle örgülü bir nesir yapısı meydana getirmiştir.

 Şairlik yönü pek güçlü olmayan Şinasi, edebiyatımıza getirdiği yeniliklerle tanınır.








Bu yenilikler şunlardır:

ilk tiyatro eserimiz olan Şair Evlenmesi (Bu eserde görücü usulüyle evlenme eleştirilir.)
Edebiyatımızda noktalama işaretlerini ilk defa kullanmıştır.
İlk özel Türk gazetesi Tercüman-ı Ahval’ı çıkarmıştır.
Atasözlerimizi Durub-u Emsal-i Osmaniye adı altında derlemiş.
İlk makaleyi yazdı: Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi
Dilde sadeleşmenin öncüsü olmuştur.

 Şiirlerini Müntehabat-ı Eş’ar’ım adı ile yayınlamıştır.
 Şiiri mecazlardan arıtıp yalınlaştırmaya çalışır.
 Eşek ile Tilki La Fontaine’den etkilenerek yazdığı bir fabldır.
 Batı şiirini tanıtmak amacıyla Fransız şairlerinden çeviriler yapmıştır.

 Şiirlerinde konu birliğine ve bütün güzelliğine önem vermiştir

www.edebiyatogretmeni.net

NAMIK KEMAL
 Önceleri klasik bir divan şairi olan Kemal, Şinasi ile tanıştıktan sonra Batı
edebiyatı ve Batı kaynaklı
fikirlerle ilgilenmeye başlamıştır.
 Gür sesli vatan şairi,dava ve sanat adamıdır. Eserlerinde hürriyet, vatan sevgisi, hak, kanun, adalet, ahlak konularını işlemiştir.
 Edebiyatımızda vatan ve hürriyet şairi olarak bilinir.
 Eski edebiyata karşı olduğu halde yeni düşünce ve kavramları yaymak amacıyla yazdığı
şiirlerin çoğunda eskiye bağlı kalmıştır
 Namık Kemal’de diğer 1. Dönem Tanzimatçılar gibi dilde sadeliği benimser.
 Yine diğerleri gibi aruzun yanında az da olsa hece veznini kullanır.

 Şiirimizin gelişmesinde büyük emeği geçmiş bu yolda gerçekten etkili olmuştur. Şiirlerini
“toplum için sanat” anlayışıyla yazmış toplumcu bir şairdir.

 Kendinden sonra gelen genç kuşaklara yurtseverlik, özgürlük tutkularını yerleştirmiş.

 Osmanlı Tiyatrosunun modern bir tiyatro olması için çaba göstermiştir. Avrupa’da bulunduğu yıllarda tiyatro türüyle ilgilenmiş ve yurda dönünce bu tarzda eserler yazmıştır.

 Eleştiri türünün ilk örneğini Ziya Paşa’nın Harabat’ına karşılık yazdığı Tahrib-i
Harabat ve Takip adlı eserleriyle vermiştir. Onun tenkitlerinde iki önemli unsur
bulunur: Biri; eski edebiyatı yıkmak, ikincisi; yeni bir edebiyat kurmak.
 Ona göre edebiyat hayale, soyuta, içe kapanmışlığa son vermeli; gerçeği, hayat,
tabiatı işlemelidir. Yeni edebiyat halka dönmeli, nüfuzlu kimselere yaranacağına
onun dertlerini dinlemeli.
 Eserlerinin tümünde romantizm egemendir.

ESERLERİ:

Tiyatro: Vatan yahut Silistre, Zavallı Çocuk, Akif Bey, Gülnihal, Celalettin Harzemşah,
Karabela
Roman: İntibah ( ilk edebi roman), Cezmi (ilk tarihi roman)
Eleştiri: Tahrib-i Harabat, Takip
Tarih, Biyografi: Kanije, Silistre Muhasarası, Osmanlı Tarihi, Devr-i İstila.
ZAVALLI ÇOCUK: Sevmedikleriyle zorla evlendirilenlerin bahtsızlığı işlenmiş.
AKİF BEY: Kocasına ihanet eden kadının dramı işlenmiş.
GÜLNİHAL: Bir sancak beyine karşı halkın isyanı anlatılır.

ZİYA PAŞA
 Ziya Paşa diğer Tanzimatçılar gibi toplumcudur, Fransız devriminin ilkelerine bağlıdır, eğitimin gerekliliğini savunur.
 Şinasi’yle başlayan Batı edebiyatı anlayışını savunur. Ancak, eski şiiri
öven “Harabat” ı hazırlayacak kadar eski şiire bağlıdır. Bu yüzden
Namık Kemal tarafından tenkit edilmiştir.
 “Doğulu ya da Batılı” olmak konusunda karara varamamıştır. Bu nedenle “Harabat”ta
Divan edebiyatını, “Şiir ve İnşa” makalesinde yeni edebiyatı savunur. Bu zıtlıklar sanatına da yansımış, tezatlar sanatçısı olmuştur.
 Tanzimatçılar arasında eski şiire en fazla bağlı kalanlardandır.
 Şiirde dili sade değildir. Ancak nesir dili sadedir

 Ziya Paşa daha çok siyasi ve sosyal tenkit makaleleri yazmıştır. Makalelerinde idarecilere savaş açmıştır.
 Şiirlerinde öğütler ve felsefi temalar görülür.
 Diğer Tanzimatçılar gibi gazetecilik yönü kuvvetlidir.

ESERLERİ:

1) Tekib-i Bent (Dönemin sosyal bir eleştirisidir. Bağdatlı Ruhi’ye nazire olarak yazmıştır.)
Terci-i Bent (şiir)
2) Zafername (mizah) ( Sadrazam Ali Paşa aleyhinde yazılmıştır.)
3) Harabat (Bu antolojide halk şiirini kötülemiş Divan şiirini yüceltmiş.)
Şiir ve İnşa (Bu makalede gerçek şiirimizin halk şiiri olduğunu söylemiş.)
4) Rüya ( Türk edebiyatındaki ilk röportaj sayabiliriz.)
Veraset Mektupları ( makale)
5) Emil, Defter-i Amal ( j.j. Rausseaux ‘dan çeviri)
6) Eş’ar-ı Ziya (şiir)

www.edebiyatogretmeni.net

AHMET MİTHAT EFENDİ
 Tanzimat döneminde, halk için roman anlayışını başlatan yazardır.
Bütün eserlerini halkın okuma zevkini geliştirmek için yazmıştır.
Tanzimat edebiyatında halkın dilini en iyi kullanan yazar o’dur.
 Türk edebiyatında en çok eser veren sanatçı olarak bilinir. Roman
ve hikayelerini hiçbir teknik kaygısı gütmeden yazmıştır. Sırası gelince
olayların akışını durdurup okuyucuya bilgi ve nasihat verir.
 Diğer Tanzimatçılar gibi siyasi konulara değinmemiştir.
 Batı medeniyetinin Türk toplumuyla bağdaşmayan yönlerini anlatmaya çalışmıştır.
Avrupa hayranlarını eserlerinde züppe ve alafranga olarak eleştirmiştir.

 Bütün yapıtlarını nesir türünde vermiştir.
 Her yapıtının sonunda bir “kıssada hisse” vardır.
 Eserlerinde bir eğitici gibi halkı her konuda bilgilendirmeyi ona kılavuzluk etmeyi amaçlar.

ESERLERİ:

Hikayeleri: Letaif-i Rivayet(25 cilt). Edebiyatımızdaki ilk hikayeler.
Romanları: Hasan Mellah, Hüseyin Fellah, Dünyaya İkinci Geliş, Felatun Bey’le Rakım
Efendi, Paris’te Bir Türk, Müşahedat

Tiyatro: Çengi, Çerkez Özdenleri, Siyavuş, Açık Baş
Seyahat: Avrupa’da Bir Cevelan
FELATUN BEY’LE RAKIM EFENDİ: Felatun Bey her yönüyle batı hayranı biridir.
Ancak batı düşüncesini zevk ve sefa anlayışıyla özümsemiştir. Rakım Efendi ise Felatun’
un tam tersi bir karakterdir.

AHMET VEFİK PAŞA
 Türk tiyatrosuna ve dil çalışmalarına önemli katkılarda bulunmuştur.
 Moliere’den yaptığı çeviriler önemlidir.
 Türkçe’yi oldukça sade kullanmış, toplumun adet, töre, mizah gücünü
eserlerine taşımıştır.
 Tarih ve dil sahasında önemli eseri Lehçe-i Osmani

ESERLERİ:

Zor Nikah (Moliere’den çeviri)
Zoraki Tabip (Moliere’den çeviri)
Okumuş Kadınlar (Moliere’den çeviri)
Secere-i Türki (Tarih)
Lehçe-i Osmani (Dil)
www.edebiyatogretmeni.net

ALİ SUAVİ:
 Hayret edilecek kadar geniş bilgili ve inanılmayacak kadar da şaşırtıcı, Batılı ve bazen
iyice cüretli, iyice sorumsuz görüşler sahibidir.
 Türkiye’de “Meşrutiyet ve Laikliği” ilk savunanlardan biridir.

 Hükümete çatan, Ali Paşa’yı yeren yazılarından dolayı Kastamonu’ya sürülmüştür.
 Uygur alfabesinin ilk Türk yazısı olduğundan söz etmiş.
 Laikliği, Meşrutiyeti, Türkçülüğü savunan İslami ölçülere bağlı bir yazardır.
 Türlü konularda gazete ve risale (broşür) yazıları, tercümeler, dini yorumlar, seyahat
yazıları vardır.

SÜLEYMAN PAŞA:
 Fikir adamı ve Türkçü bir yazardır.
 Önemli ve ünlü eseri “Tarih-i Alem”dir. Bu eser Türkçü bir bakışla yazılmış ve kendisinden sonra gelen Türkçü yazarları etkilemiştir.

ABDÜLHAK HAMİT TARHAN
 Tanzimat döneminin en büyük ve en verimli şairidir. Türk şiirine
geniş ufuklar açmış; günlük yaşam, aşk, vatan-millet sevgisi, ölüm
ve metafizik üzerine, sevinç, ümit ve tezatlardan, isyan ve feryatlardan güç alan epik, şiir ve felsefi şiirler yazdı. Divan şiirini sona
erdiren sanatçıdır.
 Yazdığı tiyatro eserleri sahnelenmeye elverişli değildir.
 Şiirlerinde orijinal buluşlar ve hayaller vardır.

 Ediplerimiz arasında hayat coğrafyası en geniş olan adamdır

 Şiirin şekil ve içeriğiyle istediği gibi oynanır sandığı için edebiyatımızda yıkıcı olduğu
kadar yapıcıdır.

 Batı şiirinin hemen bütün biçim ve türlerini hiç çekinmeden denemiş, aşırılık sınırında
sayılan bu girişimlerle yankılar, tepkiler uyandırmış.

 Eşi Fatma Hanım’ın ölmesi Hamid’in şiirine yepyeni ilhamlar getirmiş. Ölüm, Allah, kader,
felsefi isyanlar gibi fizikötesi konuları işlemeye başlamış. (Makber)

 Namık Kemal’e bağlı kalmış ama onun fikirlerini eserlerine pek taşıyamamış. Toplumsal
konular yerine bireysel acıları, tabiatı ve kadını işlemiş.

 Tanzimatçılar arasında yalnızca Hamit belli bir alanda (şiir) yoğunlaşmış.

Hamit nazımda şu değişiklikleri yapmış:

1) Kurallı nazım şekillerini (gazel, mesnevi) yıkarak kuralsız nazmı getirmiş.
2) Mısraları kendi arasında kafiyelemiş
 Düzgün bir Türkçe kullanamadığı için söyleyiş zaafı vardır

 Tiyatrolarını sahnelenmek için değil, okunmak için yazmıştır. Tiyatrolarında insanüstü
güçlere yer vermiştir.

ESERLERİ:
Şiirleri: Sahra (ilk pastoral şiir), Kahbe, Makber, Belde, Ölü, Halce,

Garam (Çamlıca da yaşanmış bir aşk hikayesi), Baladan Bir Ses

Tiyatroları: Sabr-ü Sebat, İçli Kız, Fitnen, Liberte, Eşber, Nesteren

RECAİZADE EKREM
 Şiir, hikaye ve tiyatro da yazan Ekrem’in en önemli yönü: Teorici
(nazariyatçı) ve romancı oluşudur.
 Ekrem’in teori alanında verdiği en ünlü eseri “Ta’lim-i Edebiyat’tır.
Bu eserdeki düşünceler II. Tanzimat ve Servet-i Fünun devri şiir ilkelerini anlatması ve Servet-i Fünun’u kuracak genç şairlere yol göstermesi bakımından önemlidir.

 Ekrem eski edebiyat karşısında yeni sanatın ilkelerini tespit eden ünlü tenkitçi olmuştur.

 İlk Tanzimatçıların “toplumcu” ilkelerine karşılık, “tekçi” şiirin savunmasını yapmıştır.

 Eskilerin “göz için kafiye” anlayışına karşı “kulak için kafiye” görüşünü savunmuştur.

 Şiirlerinin ilhan tarafı düşük, hayaller oldukça sık ve düşünceler zayıftır.

 “Her güzel şey şiirdir” ilkesini benimseyen sanatçı şiirlerini sisli güz manzaraları, yaprak,
çiçek, kelebek, mezarlıklar, kırlar ile doldurmuştur.

 Aşırı yenilikçi ve aşırı romantik Ekrem’le ( yeni şiiri destekler Zemzeme)
Muallim Naci ( eski şiiri destekler Demdeme) arasıda çıkan eski-yeni tartışması
meşhurdur.

 Şiirlerinde kişisel konuları işler, toplumsal konulara değinmez.
 Sanatıyla değil, edebiyat hakkında ileri sürdüğü fikirleriyle ün yapmış ve edebiyat çevrelerinde “ÜSTAD” olarak anılmıştır.

 Önce çok sevdiği oğlu Nejat’ın daha sonra diğer çocuklarının ölmesi üzerine çektiği
acılar şiirlerine de yansımıştır. Bu yüzden şiirleri ağlamaklıdır.
 Batılılaşmanın yanlış anlaşılmasını eleştirdiği, ilk realist roman sayılan eseri
ünlüdür.(Araba Sevdası)

ESERLERİ:

Şiirleri: Name-i Seher, Zemzeme, Pejmürde, Nejat Ekrem, Yadigar-ı Şebab
Romanları: Araba Sevdası
Hikayeleri: Muhsin Bey, Şemsa
Tiyatroları: Çok Bilen Çok Yanılır, Afife Anjelik, Vuslat

Ta’lim-i Edebiyat (önemli eseri.) Edebiyat hakkında bilgi verir
Takdir-i Elhan (Eleştiri)
ZEMZEME: Yeni şiiri destekleyen görüşlerini yazmıştır.
ARABA SEVDASI: Bilinçsizce Batıyı taklit eden Bihruz Bey’in düştüğü haller anlatılır.

NABİZADE NAZIM
 Tanzimat’ın ikinci döneminde yetişen ve realist-natüralist görüşleri
hikayelerine en iyi uyarlamış romancıların en önemlilerindendir.
 “Karabibik” bizde ilk köy romanıdır. Natüralist-Gerçekçi görüşle
yazılan ve köylünün bazı dertlerini anlatan bu eser Antalya civarında
geçmektedir. Bu hikayenin önsözünde şu görüşleri ortaya atmıştır:
Hikaye, roman özeti gibidir. Hikayede doğallığa ve sadeliğe
önem verilmeli, akla uyulmalıdır. Böylece Realizmin ilkelerini
belirlemiştir.

 Realizmi edebiyatımıza en iyi şekilde o uyarlamıştır. (Zehra)
 Realizmin etkisiyle eserleri sade, gerçekçi; kahramanları ve konuları günlük hayattandır.
ESERLERİ:

Hikayeleri: Zavallı Kız, Haspa, Bir Hatıra, Karabibik, Yadigarlarım
Roman: Zehra (psikolojik tahlillere yer verir . Edebiyatımızın ilk tezli romanıdır. İstanbul’
daki bir ailenin yaşamı konu edilir.)

KARABİBİK: Uzun hikaye biçiminde yazılmıştır. Realizmin başarılı bir örneğidir. Bu eserde kırsal kesim gerçeğine ilk kez değinilir.

SAMİPAŞAZADE SEZAİ
 “Sergüzeşt” romanıyla edebiyatımızda Realizmin öncüsü
olmuştur.
 Namık Kemal’in büyüleyici etkisi altında yetişen Sezai Bey kesin bir
yenilik taraftarıdır

 Esir bir kızın serüvenini konu alan dolayısıyla ferdi hürriyeti ve insan
haklarını savunan “Sergüzeşt” romantizm ve realizm arasıda bir köprüdür.
 Türk edebiyatında ilk edebi hikayeleri yazmış bunları Küçük Şeyler adı altında toplamıştır. Bu kitabın önsözüne bakınca onun romantizmle realizm arasında bocaladığı görülür.
 Sevet-i Fünun yazarlarını üslup bakımından etkilemiştir.
SERGÜZEŞT: Bir paşanın oğlu ile bir cariyenin aşkı anlatılır. Artık kapanmak üzere olan
köleli cariyeli konak hayatı anlatılır.
ESERLERİ:
Roman: Sergüzeşt
Hikaye: Küçük Şeyler

Tiyatro: Pir
Mektup-Sohbet: İclal

ŞEMSETTİN SAMİ
 Tanzimat edebiyatının dil alanında önemli eserler veren sanatçısıdır.
 Fransızcadan çevirdiği sözlükler önemlidir.
 En önemli eseri “Kamus-ı Türki” dir.
 Dilin sadeleştirilmesi hakkındaki fikirleri sonraki kuşağa yol göstermiştir.

 Kutadgu Bilig’i Türkçeye çevirmiştir.
 Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat adlı romanı vardır.

TAAŞŞUK-I TALAT VE FITNAT: Babası öldüğü için annesi tarafından büyütülen Talat,
pencereden görüp aşık olduğu Fitnat’a daha yakın olabilmek için kadın kıyafetleri giyip
kendini piyano hocası olarak kabul ettirmiştir. Tüm bunlar olurken Talat’ın annesi oğlundaki garip davranışlardan kuşkulanarak onu, düzelmesi için, Sudanlı bir kızla evlendirmek
ister. Talat bu isteğe şiddetle karşı çıkmış; ama Fitnat babasının kendisini zengin biriyle
evlendirme isteğine fazla itiraz edememiştir. Fitnat, evlendiği gece sevgilisinden ayrılmanın verdiği üzüntüyle kendini vurur. Ölmeden önce, evlendiği adamın vaktiyle annesini
terk eden babası olduğunu öğrenir. Bunun üzerine Fıtnat’ın babası da Talat da intihar eder.

MUALLİM NACİ
 Recaizade ile sanat hakkında girdiği sert tartışma onu yeni edebiyatın
karşısında göstermiştir.
 Demdeme adlı eserinde ne kadar eski şiiri savunsa da aruzu Türkçeye
diğerlerinden daha güzel uygulamıştır.

 Edebiyatımızda köyden bahseden ilk şiir onundur. (Köylü Kızların Şarkısı)

ESERLERİ: Ömer’in Çocukluğu (anı)
EBUZZİYA TEVFİK:

 Uzun yıllar yaptığı gazetecilik ile tanınmıştır. Çıkardığı gazeteler ve buralardaki yazılarıyla Tanzimat edebiyatının ve bu dönemin tanınmasını sağlamıştır.( Yeni Osmanlılar
Tarihi adlı inceleme eseri)

 Tasvir-i Efkar gazetesini gönüllü olarak çıkarmıştır.

Eserleri:

Piyes: Ecel-i Kaza
Antoloji: Numune-i Edebiyatı Osmaniye
Nesir: Lügat-i Ebüzziya, Yeni Osmanlılar Tarihi

HAZIRLAYAN
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ
SERDAR GÜL

www.edebiyatogretmeni.net


Slide 30

www.edebiyatogretmeni.net

XIX. yy. edebiyatımızın girişimler dönemidir. Roman, öykü,
tiyatro alanlarında ilk örnekler verilmiş, şiirdeki başkaldırmalar divan
şiirine ilgiyi azaltmıştı. Çıkmaya başlayan özel gazeteler roman, öykü
yayımlıyor, edebiyat adamlarının tartışmalarına yer veriyordu. Bazı
kesimler Namık Kemal’in şiire getirdiği: “özgürlük, vatan, hak, insanlık, esaret…” gibi kavramlarda kendi sorunlarını, kendi isteklerini,
kendi kişiliğini bularak yeni edebiyat girişimlerine yandaş oldu.

Tanzimat ile Divan Edebiyatı’nın Karşılaştırması

1) Divan şiirindeki “parça güzelliği” yerine,Tanzimat şiirinde “bütün güzelliği” önemsenmiş
2) Divan edebiyatı yüksek zümredeki insanlara hitap ederken, Tanzimat edebiyatı halka
seslenmiş.
3) Divan şiirinde ölçü aruzdur, Tanzimat’ta ise aruzun yanında hece ölçüsü de kullanılmış.
4) Divan nesrinde söz hünerleri gösterme,sanat kullanma esasken, Tanzimat nesrinde bir
takım fikirleri halka ulaştırmak halkı bilgilendirmek ve eğitmek esastır.

5) Divan edebiyatında aşk, şarap, kadın, eğlence, hayali konular işlenirken; Tanzimat edebiyatında gerçek yaşam, tabiat, kişisel acı ve ızdıraplar, toplumsal konular işlenmiştir.
6) Divan edebiyatında kullanılmayan birçok edebi tür Tanzimat edebiyatında kullanılmaya
başlanmış (roman, hikaye, tiyatro, sone, terza-rima, triyole, gazete…)
7) Divan edebiyatında dil ağır ve sanatlıdır; Tanzimat edebiyatında dil sadeleştirilmiş,
halkın dili kullanılmıştır.

Bu dönem edebiyatını iki bölümde incelemek gerekir

1. Dönem:


Bu döneme Şinasi, Ziya, Namık Kemal okulu adı verilir.



Bu dönemin başlıca sanatçıları: Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Mithat,

Şemsettin Sami, Ahmet Vefik Paşa, Ali Suavi, Ahmet Cevdet Paşa



Bu dönemde “sanat toplum içindir” görüşü benimsenmiş.



Bu dönemde amaç: “Divan edebiyatını yıkmak,yerine sosyal yaşamla geniş ölçüde
alakalı inkılapçı bir edebiyat getirmek.



Halka halk diliyle hitap etmek amacıyla sade dile ve halk Türkçesine önem vermek



Vatan sevgisi, millet duygusu, hürriyet aşkı, halk sevgisi… gibi duyguları halka aşılamak ve onları bu yolda eğitmek.



Gazete, roman, öykü, makale, şiir, tiyatro… gibi
yenilikleri Türk edebiyatına getirmek ve
uygulamak.

 Şiirde estetik güzellik değil içerik ön plana çıkmıştır.
 Eski nazım şekilleriyle yeni kavram ve duyguları işlemişlerdir.
 Bu dönem sanatçıları ,edebiyatın yanında siyasetle de ilgilenmiştir.
 Ortaya konan eserler, taklit olduğu için teknik yönden zayıftır.
 Fransız edebiyatı örnek alınmıştır.
 Bu dönem sanatçıları genelde Romantizmin etkisindedir.
 Eserlerde rastlantılara çokça yer verilir.
 Okuyucuyu bilgilendirmek için olayların akışı sık sık kesilir.

2. Dönem:
 Bu döneme Ekrem, Sezai, Hamit okulu adı verilir.
 Bu dönemin sanatçıları:” Abdulhak Hamit Tahran, Recaizade Ekrem, Sami Paşazade

Sezai, Nabizade Nazım, Ebuziya Tevfik, Ali Bey…

 Bu dönemde “ sanat sanat içindir “ görüşü benimsenmiş.
 Siyasi ve toplumsal ideolojilerden uzak durmuşlar.
 Sanatta batılılaşmayı savunurlar
 Eski edebiyata karşı yeni edebiyatı savunurlar.
 I. Tanzimatçılara göre batı edebiyatını edebiyatımızda daha da kökleştirmişler.
 İdeolojik görüşlerini aktif olarak değil, eserlerindeki kahramanlarla işlemişler.
 Romanda realizmin tesiri şiirde ise romantizmin tesiri görülür.
 Dil ağırdır.

 Gazetecilik eski işlevini yitirmiş.
 Tiyatro eserleri oynanmak için değil okunmak için yazılmış.
 Şiirde bireysel duygular anlatılmış ve güzel olan her şey şiire konu olmuş.
 Muallim Naci bu dönemde Divan edebiyatını savunan tek sanatçıdır.

Tanzimat Edebiyatının Genel Özellikleri
1) Dilin sadeleşmesi amaçlanmış, özellikle tiyatro, anı, mektup ve halka seslenen
romanlarda bu amaç bir ölçüde gerçekleştirilmiştir. Ancak sanatçılar, eski alışkanlıklarından tamamen kurtulamadıkları için yabancı sözcük ve kurallardan büsbütün
sıyrılamamışlardır.

2) Divan edebiyatının kullandığı şiir, tarih ve mektup gibi türleri batı anlayışına göre
yenilemişlerdir.
3) Makale, tiyatro, roman, hikaye, anı gibi yeni türler kullanılmaya başlanmıştır.
4) Daha önce toplum sorunlarıyla hiç ilgisi bulunmayan sanatı; toplumu düzeltmek,
eğitmek için bir dava aracı olarak kullanma anlayışına yönelmişlerdir.
5) Fransız edebiyatından esinlenerek klasisizm, romantizm, realizm ve natüralizm
akımlarının etkisinde eserler yaratılmıştır.

6) Nesirde iç kafiye (seci) bırakılmış, anlatımda süs yerine, düşünceleri halka ulaştırma amacı güdülerek yeni bir nesir yaratılmıştır.
7) Şiirde hecenin örnekleri görülmekle birlikte aruzun kullanımı devam etmiştir.

8) Günlük olaylar, duygu ve düşünceler şiire sokularak şiirin konusu genişletilmiştir.
9) Başlangıçta yeni düşünceler eski nazım biçimleri içinde verilirken sonraları yeni
biçimler kullanılmıştır.
10) Şiirde konu ve anlam bütünlüğü aranmıştır.
11) Divan edebiyatındaki “parça güzelliği” anlayışının yerini “bütün güzelliği” almıştır.
12) Roman ve hikayelerin konusu ya günlük yaşayıştan ya da tarihten alınmıştır.
13) Tiyatroda toplum sorunları, gelenek, görenek, çocuk, aile, yaşanılan olaylar işlenmiştir.

14) Eserlerde kahramanlar tek yönlü ele alınmış, iyiler ödüllendirilmiş, kötüler cezalandırılmıştır.
15) Roman ve öykülerde olayların akışında rastlantılara çok yer verilmiştir.
16) Romanların içinde konu dışına çıkılarak okuyucuya bilgi ve öğüt vermekten kaçınılmamıştır.
17) Yazarlar, eserlerinde kendi kişiliklerini gizlememiştir.

18) Roman kahramanları çoğu zaman bir görüşte aşık olur.
19) Toplumsal olaylara yüzeyden bakılır.
20) Tanzimat romanında aile problemi büyük yer tutar. Avrupa taklitçiliği nedeniyle
aile içindeki sarsılma ve çöküntüler işlenir.(Araba Sevdası,İntibah)
21) Tiyatro bu dönemde Namık Kemal’le başlar. Ahmet Vefik Paşa’nın Molier’den
yaptığı çevirilerle ileri bir sanat düzeyine ulaşır.
22) Bu edebiyatın nesir sahasındaki en büyük kazancı gazetedir.
23) Bu dönemdeki tiyatro eserleri sahnelenmeye uygun değildir.
24) Mizah ve hiciv anlayışı bu dönemde daha da gelişmiştir. Batılı anlamdaki ilk mizah
örneği bu dönemde verilir.
25) Türk edebiyatında gerçek edebi tenkit bu dönemde başlamıştır.
26) Bu dönemde roman tekniği tam oturmamıştır. Romanımızın emekleme dönemidir.
Tasvirlerde ve kurguda kompozisyon bozukluğu vardır.

27) Bu dönem yazarlarında yaygın bir tasvir yapma alışkanlığı vardır.

28) Kahramanlar üst tabakadandır.
29) Olaylar İstanbul ve çevresinde geçer.
30) İşlenen konular: Yanlış batılılaşma, alafrangalık özentisi, sarsılan aile düzeni,
kültürel yozlaşma, fakirlik, cariyelik, görücü usulü evlenme, cehalet ve tarihi
konulardır.

TANZİMATIN TÜRK EDEBİYATINA KAZANDIRDIĞI İLKLER

1) İlk Gazeteler:
a) Takvim-i Vakayi ( İlk Türk gazetesi)
b) Ceride-i Havadis (Yarı resmi gazete)
c) Tercüman-ı Ahval (Şinasi ve Agah Efendi’nin çıkardığı ilk özel Türk gazetesi)
d) Tasvir-i Efkar (Şinasi’nin Namık Kemal’e devrettiği ikinci özel Türk gazetesi)
e) Hürriyet (Namık Kemal ve Ziya Paşa’nın yurt dışında çıkardıkları ilk Türk gazetesi)
f) Tercüman-ı Hakikat
2) İlk Çeviri Roman: Telemak; Yusuf Kamil Paşa Fenelon’dan çevirmiştir.
3) İlk Yerli Roman: Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat. Şemsettin Sami tarafından yazılmıştır,
edebi değeri yoktur.

4) Bir Edebi Akım Etkisinde Yazılan İlk Roman: İntibah; Namık Kemal tarafından
romantizme bağlı kalınarak yazılmış bir sosyal romandır.
5) İlk Realist Romanlar: Sergüzeşt; Sami Paşazade Sezai yazmıştır.
Araba Sevdası; Recaizade Mahmut Ekrem yazmıştır.
6) İlk Tiyatro Eseri: Şair Evlenmesi; Şinasi yazmıştır.

7) İlk Köy Romanı: Karabibik; Nabizade Nazım yazmıştır.
8) İlk Öyküler: Küçük Şeyler; Sami Paşazade Sezai yazmıştır. (Basılan ilk hikaye kitabı)
Letaif-i Rivayet; Ahmet Mithat Efendi yazmıştır.( Yazılan ilk hikaye kitabı)
9) İlk Makale: Şinasi yazmıştır.
10) İlk Şiir Çevirileri: Şinasi tarafından Fransızcadan yapılmıştır.
11) İlk Noktalama İşaretleri: Şinasi tarafından kullanılmıştır.
12) Edebiyatımızda ilk tarihi roman: Namık Kemal'in "Cezmi" adlı eseridir.
13) Edebiyatımızdaki ilk eleştirmen: Namık Kemal'dir.
14) Türk Edebiyatındaki ilk polisiye roman: Esrar-ı Cinayet; Ahmet Mithat yazmıştır.

Dönemin Sanatçıları ve Eserleri

ŞİNASİ

 Maliye öğretimi için Fransa’ya devlet tarafından ilk gönderilen öğrencilerdendir. Fakat Şinasi o dönemde edebiyatla ilgilenmiş ve dönemin ünlü
yazar şairleriyle tanışmıştır. Yurda döndüğünde Agah Efendiyle 1860’ta
Tercüman-ı Ahval gazetesini çıkarmışlardır.
 Şinasi divan edebiyatındaki duygu kavramını bir yana itip akla ve mantığa yer verir.

 Halk dilini kullanmayı, böylece halkı bilinçlendirmeyi hedefler.

 Kısa cümleli ,yeni görüşlerle örgülü bir nesir yapısı meydana getirmiştir.

 Şairlik yönü pek güçlü olmayan Şinasi, edebiyatımıza getirdiği yeniliklerle tanınır.








Bu yenilikler şunlardır:

ilk tiyatro eserimiz olan Şair Evlenmesi (Bu eserde görücü usulüyle evlenme eleştirilir.)
Edebiyatımızda noktalama işaretlerini ilk defa kullanmıştır.
İlk özel Türk gazetesi Tercüman-ı Ahval’ı çıkarmıştır.
Atasözlerimizi Durub-u Emsal-i Osmaniye adı altında derlemiş.
İlk makaleyi yazdı: Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi
Dilde sadeleşmenin öncüsü olmuştur.

 Şiirlerini Müntehabat-ı Eş’ar’ım adı ile yayınlamıştır.
 Şiiri mecazlardan arıtıp yalınlaştırmaya çalışır.
 Eşek ile Tilki La Fontaine’den etkilenerek yazdığı bir fabldır.
 Batı şiirini tanıtmak amacıyla Fransız şairlerinden çeviriler yapmıştır.

 Şiirlerinde konu birliğine ve bütün güzelliğine önem vermiştir

www.edebiyatogretmeni.net

NAMIK KEMAL
 Önceleri klasik bir divan şairi olan Kemal, Şinasi ile tanıştıktan sonra Batı
edebiyatı ve Batı kaynaklı
fikirlerle ilgilenmeye başlamıştır.
 Gür sesli vatan şairi,dava ve sanat adamıdır. Eserlerinde hürriyet, vatan sevgisi, hak, kanun, adalet, ahlak konularını işlemiştir.
 Edebiyatımızda vatan ve hürriyet şairi olarak bilinir.
 Eski edebiyata karşı olduğu halde yeni düşünce ve kavramları yaymak amacıyla yazdığı
şiirlerin çoğunda eskiye bağlı kalmıştır
 Namık Kemal’de diğer 1. Dönem Tanzimatçılar gibi dilde sadeliği benimser.
 Yine diğerleri gibi aruzun yanında az da olsa hece veznini kullanır.

 Şiirimizin gelişmesinde büyük emeği geçmiş bu yolda gerçekten etkili olmuştur. Şiirlerini
“toplum için sanat” anlayışıyla yazmış toplumcu bir şairdir.

 Kendinden sonra gelen genç kuşaklara yurtseverlik, özgürlük tutkularını yerleştirmiş.

 Osmanlı Tiyatrosunun modern bir tiyatro olması için çaba göstermiştir. Avrupa’da bulunduğu yıllarda tiyatro türüyle ilgilenmiş ve yurda dönünce bu tarzda eserler yazmıştır.

 Eleştiri türünün ilk örneğini Ziya Paşa’nın Harabat’ına karşılık yazdığı Tahrib-i
Harabat ve Takip adlı eserleriyle vermiştir. Onun tenkitlerinde iki önemli unsur
bulunur: Biri; eski edebiyatı yıkmak, ikincisi; yeni bir edebiyat kurmak.
 Ona göre edebiyat hayale, soyuta, içe kapanmışlığa son vermeli; gerçeği, hayat,
tabiatı işlemelidir. Yeni edebiyat halka dönmeli, nüfuzlu kimselere yaranacağına
onun dertlerini dinlemeli.
 Eserlerinin tümünde romantizm egemendir.

ESERLERİ:

Tiyatro: Vatan yahut Silistre, Zavallı Çocuk, Akif Bey, Gülnihal, Celalettin Harzemşah,
Karabela
Roman: İntibah ( ilk edebi roman), Cezmi (ilk tarihi roman)
Eleştiri: Tahrib-i Harabat, Takip
Tarih, Biyografi: Kanije, Silistre Muhasarası, Osmanlı Tarihi, Devr-i İstila.
ZAVALLI ÇOCUK: Sevmedikleriyle zorla evlendirilenlerin bahtsızlığı işlenmiş.
AKİF BEY: Kocasına ihanet eden kadının dramı işlenmiş.
GÜLNİHAL: Bir sancak beyine karşı halkın isyanı anlatılır.

ZİYA PAŞA
 Ziya Paşa diğer Tanzimatçılar gibi toplumcudur, Fransız devriminin ilkelerine bağlıdır, eğitimin gerekliliğini savunur.
 Şinasi’yle başlayan Batı edebiyatı anlayışını savunur. Ancak, eski şiiri
öven “Harabat” ı hazırlayacak kadar eski şiire bağlıdır. Bu yüzden
Namık Kemal tarafından tenkit edilmiştir.
 “Doğulu ya da Batılı” olmak konusunda karara varamamıştır. Bu nedenle “Harabat”ta
Divan edebiyatını, “Şiir ve İnşa” makalesinde yeni edebiyatı savunur. Bu zıtlıklar sanatına da yansımış, tezatlar sanatçısı olmuştur.
 Tanzimatçılar arasında eski şiire en fazla bağlı kalanlardandır.
 Şiirde dili sade değildir. Ancak nesir dili sadedir

 Ziya Paşa daha çok siyasi ve sosyal tenkit makaleleri yazmıştır. Makalelerinde idarecilere savaş açmıştır.
 Şiirlerinde öğütler ve felsefi temalar görülür.
 Diğer Tanzimatçılar gibi gazetecilik yönü kuvvetlidir.

ESERLERİ:

1) Tekib-i Bent (Dönemin sosyal bir eleştirisidir. Bağdatlı Ruhi’ye nazire olarak yazmıştır.)
Terci-i Bent (şiir)
2) Zafername (mizah) ( Sadrazam Ali Paşa aleyhinde yazılmıştır.)
3) Harabat (Bu antolojide halk şiirini kötülemiş Divan şiirini yüceltmiş.)
Şiir ve İnşa (Bu makalede gerçek şiirimizin halk şiiri olduğunu söylemiş.)
4) Rüya ( Türk edebiyatındaki ilk röportaj sayabiliriz.)
Veraset Mektupları ( makale)
5) Emil, Defter-i Amal ( j.j. Rausseaux ‘dan çeviri)
6) Eş’ar-ı Ziya (şiir)

www.edebiyatogretmeni.net

AHMET MİTHAT EFENDİ
 Tanzimat döneminde, halk için roman anlayışını başlatan yazardır.
Bütün eserlerini halkın okuma zevkini geliştirmek için yazmıştır.
Tanzimat edebiyatında halkın dilini en iyi kullanan yazar o’dur.
 Türk edebiyatında en çok eser veren sanatçı olarak bilinir. Roman
ve hikayelerini hiçbir teknik kaygısı gütmeden yazmıştır. Sırası gelince
olayların akışını durdurup okuyucuya bilgi ve nasihat verir.
 Diğer Tanzimatçılar gibi siyasi konulara değinmemiştir.
 Batı medeniyetinin Türk toplumuyla bağdaşmayan yönlerini anlatmaya çalışmıştır.
Avrupa hayranlarını eserlerinde züppe ve alafranga olarak eleştirmiştir.

 Bütün yapıtlarını nesir türünde vermiştir.
 Her yapıtının sonunda bir “kıssada hisse” vardır.
 Eserlerinde bir eğitici gibi halkı her konuda bilgilendirmeyi ona kılavuzluk etmeyi amaçlar.

ESERLERİ:

Hikayeleri: Letaif-i Rivayet(25 cilt). Edebiyatımızdaki ilk hikayeler.
Romanları: Hasan Mellah, Hüseyin Fellah, Dünyaya İkinci Geliş, Felatun Bey’le Rakım
Efendi, Paris’te Bir Türk, Müşahedat

Tiyatro: Çengi, Çerkez Özdenleri, Siyavuş, Açık Baş
Seyahat: Avrupa’da Bir Cevelan
FELATUN BEY’LE RAKIM EFENDİ: Felatun Bey her yönüyle batı hayranı biridir.
Ancak batı düşüncesini zevk ve sefa anlayışıyla özümsemiştir. Rakım Efendi ise Felatun’
un tam tersi bir karakterdir.

AHMET VEFİK PAŞA
 Türk tiyatrosuna ve dil çalışmalarına önemli katkılarda bulunmuştur.
 Moliere’den yaptığı çeviriler önemlidir.
 Türkçe’yi oldukça sade kullanmış, toplumun adet, töre, mizah gücünü
eserlerine taşımıştır.
 Tarih ve dil sahasında önemli eseri Lehçe-i Osmani

ESERLERİ:

Zor Nikah (Moliere’den çeviri)
Zoraki Tabip (Moliere’den çeviri)
Okumuş Kadınlar (Moliere’den çeviri)
Secere-i Türki (Tarih)
Lehçe-i Osmani (Dil)
www.edebiyatogretmeni.net

ALİ SUAVİ:
 Hayret edilecek kadar geniş bilgili ve inanılmayacak kadar da şaşırtıcı, Batılı ve bazen
iyice cüretli, iyice sorumsuz görüşler sahibidir.
 Türkiye’de “Meşrutiyet ve Laikliği” ilk savunanlardan biridir.

 Hükümete çatan, Ali Paşa’yı yeren yazılarından dolayı Kastamonu’ya sürülmüştür.
 Uygur alfabesinin ilk Türk yazısı olduğundan söz etmiş.
 Laikliği, Meşrutiyeti, Türkçülüğü savunan İslami ölçülere bağlı bir yazardır.
 Türlü konularda gazete ve risale (broşür) yazıları, tercümeler, dini yorumlar, seyahat
yazıları vardır.

SÜLEYMAN PAŞA:
 Fikir adamı ve Türkçü bir yazardır.
 Önemli ve ünlü eseri “Tarih-i Alem”dir. Bu eser Türkçü bir bakışla yazılmış ve kendisinden sonra gelen Türkçü yazarları etkilemiştir.

ABDÜLHAK HAMİT TARHAN
 Tanzimat döneminin en büyük ve en verimli şairidir. Türk şiirine
geniş ufuklar açmış; günlük yaşam, aşk, vatan-millet sevgisi, ölüm
ve metafizik üzerine, sevinç, ümit ve tezatlardan, isyan ve feryatlardan güç alan epik, şiir ve felsefi şiirler yazdı. Divan şiirini sona
erdiren sanatçıdır.
 Yazdığı tiyatro eserleri sahnelenmeye elverişli değildir.
 Şiirlerinde orijinal buluşlar ve hayaller vardır.

 Ediplerimiz arasında hayat coğrafyası en geniş olan adamdır

 Şiirin şekil ve içeriğiyle istediği gibi oynanır sandığı için edebiyatımızda yıkıcı olduğu
kadar yapıcıdır.

 Batı şiirinin hemen bütün biçim ve türlerini hiç çekinmeden denemiş, aşırılık sınırında
sayılan bu girişimlerle yankılar, tepkiler uyandırmış.

 Eşi Fatma Hanım’ın ölmesi Hamid’in şiirine yepyeni ilhamlar getirmiş. Ölüm, Allah, kader,
felsefi isyanlar gibi fizikötesi konuları işlemeye başlamış. (Makber)

 Namık Kemal’e bağlı kalmış ama onun fikirlerini eserlerine pek taşıyamamış. Toplumsal
konular yerine bireysel acıları, tabiatı ve kadını işlemiş.

 Tanzimatçılar arasında yalnızca Hamit belli bir alanda (şiir) yoğunlaşmış.

Hamit nazımda şu değişiklikleri yapmış:

1) Kurallı nazım şekillerini (gazel, mesnevi) yıkarak kuralsız nazmı getirmiş.
2) Mısraları kendi arasında kafiyelemiş
 Düzgün bir Türkçe kullanamadığı için söyleyiş zaafı vardır

 Tiyatrolarını sahnelenmek için değil, okunmak için yazmıştır. Tiyatrolarında insanüstü
güçlere yer vermiştir.

ESERLERİ:
Şiirleri: Sahra (ilk pastoral şiir), Kahbe, Makber, Belde, Ölü, Halce,

Garam (Çamlıca da yaşanmış bir aşk hikayesi), Baladan Bir Ses

Tiyatroları: Sabr-ü Sebat, İçli Kız, Fitnen, Liberte, Eşber, Nesteren

RECAİZADE EKREM
 Şiir, hikaye ve tiyatro da yazan Ekrem’in en önemli yönü: Teorici
(nazariyatçı) ve romancı oluşudur.
 Ekrem’in teori alanında verdiği en ünlü eseri “Ta’lim-i Edebiyat’tır.
Bu eserdeki düşünceler II. Tanzimat ve Servet-i Fünun devri şiir ilkelerini anlatması ve Servet-i Fünun’u kuracak genç şairlere yol göstermesi bakımından önemlidir.

 Ekrem eski edebiyat karşısında yeni sanatın ilkelerini tespit eden ünlü tenkitçi olmuştur.

 İlk Tanzimatçıların “toplumcu” ilkelerine karşılık, “tekçi” şiirin savunmasını yapmıştır.

 Eskilerin “göz için kafiye” anlayışına karşı “kulak için kafiye” görüşünü savunmuştur.

 Şiirlerinin ilhan tarafı düşük, hayaller oldukça sık ve düşünceler zayıftır.

 “Her güzel şey şiirdir” ilkesini benimseyen sanatçı şiirlerini sisli güz manzaraları, yaprak,
çiçek, kelebek, mezarlıklar, kırlar ile doldurmuştur.

 Aşırı yenilikçi ve aşırı romantik Ekrem’le ( yeni şiiri destekler Zemzeme)
Muallim Naci ( eski şiiri destekler Demdeme) arasıda çıkan eski-yeni tartışması
meşhurdur.

 Şiirlerinde kişisel konuları işler, toplumsal konulara değinmez.
 Sanatıyla değil, edebiyat hakkında ileri sürdüğü fikirleriyle ün yapmış ve edebiyat çevrelerinde “ÜSTAD” olarak anılmıştır.

 Önce çok sevdiği oğlu Nejat’ın daha sonra diğer çocuklarının ölmesi üzerine çektiği
acılar şiirlerine de yansımıştır. Bu yüzden şiirleri ağlamaklıdır.
 Batılılaşmanın yanlış anlaşılmasını eleştirdiği, ilk realist roman sayılan eseri
ünlüdür.(Araba Sevdası)

ESERLERİ:

Şiirleri: Name-i Seher, Zemzeme, Pejmürde, Nejat Ekrem, Yadigar-ı Şebab
Romanları: Araba Sevdası
Hikayeleri: Muhsin Bey, Şemsa
Tiyatroları: Çok Bilen Çok Yanılır, Afife Anjelik, Vuslat

Ta’lim-i Edebiyat (önemli eseri.) Edebiyat hakkında bilgi verir
Takdir-i Elhan (Eleştiri)
ZEMZEME: Yeni şiiri destekleyen görüşlerini yazmıştır.
ARABA SEVDASI: Bilinçsizce Batıyı taklit eden Bihruz Bey’in düştüğü haller anlatılır.

NABİZADE NAZIM
 Tanzimat’ın ikinci döneminde yetişen ve realist-natüralist görüşleri
hikayelerine en iyi uyarlamış romancıların en önemlilerindendir.
 “Karabibik” bizde ilk köy romanıdır. Natüralist-Gerçekçi görüşle
yazılan ve köylünün bazı dertlerini anlatan bu eser Antalya civarında
geçmektedir. Bu hikayenin önsözünde şu görüşleri ortaya atmıştır:
Hikaye, roman özeti gibidir. Hikayede doğallığa ve sadeliğe
önem verilmeli, akla uyulmalıdır. Böylece Realizmin ilkelerini
belirlemiştir.

 Realizmi edebiyatımıza en iyi şekilde o uyarlamıştır. (Zehra)
 Realizmin etkisiyle eserleri sade, gerçekçi; kahramanları ve konuları günlük hayattandır.
ESERLERİ:

Hikayeleri: Zavallı Kız, Haspa, Bir Hatıra, Karabibik, Yadigarlarım
Roman: Zehra (psikolojik tahlillere yer verir . Edebiyatımızın ilk tezli romanıdır. İstanbul’
daki bir ailenin yaşamı konu edilir.)

KARABİBİK: Uzun hikaye biçiminde yazılmıştır. Realizmin başarılı bir örneğidir. Bu eserde kırsal kesim gerçeğine ilk kez değinilir.

SAMİPAŞAZADE SEZAİ
 “Sergüzeşt” romanıyla edebiyatımızda Realizmin öncüsü
olmuştur.
 Namık Kemal’in büyüleyici etkisi altında yetişen Sezai Bey kesin bir
yenilik taraftarıdır

 Esir bir kızın serüvenini konu alan dolayısıyla ferdi hürriyeti ve insan
haklarını savunan “Sergüzeşt” romantizm ve realizm arasıda bir köprüdür.
 Türk edebiyatında ilk edebi hikayeleri yazmış bunları Küçük Şeyler adı altında toplamıştır. Bu kitabın önsözüne bakınca onun romantizmle realizm arasında bocaladığı görülür.
 Sevet-i Fünun yazarlarını üslup bakımından etkilemiştir.
SERGÜZEŞT: Bir paşanın oğlu ile bir cariyenin aşkı anlatılır. Artık kapanmak üzere olan
köleli cariyeli konak hayatı anlatılır.
ESERLERİ:
Roman: Sergüzeşt
Hikaye: Küçük Şeyler

Tiyatro: Pir
Mektup-Sohbet: İclal

ŞEMSETTİN SAMİ
 Tanzimat edebiyatının dil alanında önemli eserler veren sanatçısıdır.
 Fransızcadan çevirdiği sözlükler önemlidir.
 En önemli eseri “Kamus-ı Türki” dir.
 Dilin sadeleştirilmesi hakkındaki fikirleri sonraki kuşağa yol göstermiştir.

 Kutadgu Bilig’i Türkçeye çevirmiştir.
 Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat adlı romanı vardır.

TAAŞŞUK-I TALAT VE FITNAT: Babası öldüğü için annesi tarafından büyütülen Talat,
pencereden görüp aşık olduğu Fitnat’a daha yakın olabilmek için kadın kıyafetleri giyip
kendini piyano hocası olarak kabul ettirmiştir. Tüm bunlar olurken Talat’ın annesi oğlundaki garip davranışlardan kuşkulanarak onu, düzelmesi için, Sudanlı bir kızla evlendirmek
ister. Talat bu isteğe şiddetle karşı çıkmış; ama Fitnat babasının kendisini zengin biriyle
evlendirme isteğine fazla itiraz edememiştir. Fitnat, evlendiği gece sevgilisinden ayrılmanın verdiği üzüntüyle kendini vurur. Ölmeden önce, evlendiği adamın vaktiyle annesini
terk eden babası olduğunu öğrenir. Bunun üzerine Fıtnat’ın babası da Talat da intihar eder.

MUALLİM NACİ
 Recaizade ile sanat hakkında girdiği sert tartışma onu yeni edebiyatın
karşısında göstermiştir.
 Demdeme adlı eserinde ne kadar eski şiiri savunsa da aruzu Türkçeye
diğerlerinden daha güzel uygulamıştır.

 Edebiyatımızda köyden bahseden ilk şiir onundur. (Köylü Kızların Şarkısı)

ESERLERİ: Ömer’in Çocukluğu (anı)
EBUZZİYA TEVFİK:

 Uzun yıllar yaptığı gazetecilik ile tanınmıştır. Çıkardığı gazeteler ve buralardaki yazılarıyla Tanzimat edebiyatının ve bu dönemin tanınmasını sağlamıştır.( Yeni Osmanlılar
Tarihi adlı inceleme eseri)

 Tasvir-i Efkar gazetesini gönüllü olarak çıkarmıştır.

Eserleri:

Piyes: Ecel-i Kaza
Antoloji: Numune-i Edebiyatı Osmaniye
Nesir: Lügat-i Ebüzziya, Yeni Osmanlılar Tarihi

HAZIRLAYAN
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ
SERDAR GÜL

www.edebiyatogretmeni.net


Slide 31

www.edebiyatogretmeni.net

XIX. yy. edebiyatımızın girişimler dönemidir. Roman, öykü,
tiyatro alanlarında ilk örnekler verilmiş, şiirdeki başkaldırmalar divan
şiirine ilgiyi azaltmıştı. Çıkmaya başlayan özel gazeteler roman, öykü
yayımlıyor, edebiyat adamlarının tartışmalarına yer veriyordu. Bazı
kesimler Namık Kemal’in şiire getirdiği: “özgürlük, vatan, hak, insanlık, esaret…” gibi kavramlarda kendi sorunlarını, kendi isteklerini,
kendi kişiliğini bularak yeni edebiyat girişimlerine yandaş oldu.

Tanzimat ile Divan Edebiyatı’nın Karşılaştırması

1) Divan şiirindeki “parça güzelliği” yerine,Tanzimat şiirinde “bütün güzelliği” önemsenmiş
2) Divan edebiyatı yüksek zümredeki insanlara hitap ederken, Tanzimat edebiyatı halka
seslenmiş.
3) Divan şiirinde ölçü aruzdur, Tanzimat’ta ise aruzun yanında hece ölçüsü de kullanılmış.
4) Divan nesrinde söz hünerleri gösterme,sanat kullanma esasken, Tanzimat nesrinde bir
takım fikirleri halka ulaştırmak halkı bilgilendirmek ve eğitmek esastır.

5) Divan edebiyatında aşk, şarap, kadın, eğlence, hayali konular işlenirken; Tanzimat edebiyatında gerçek yaşam, tabiat, kişisel acı ve ızdıraplar, toplumsal konular işlenmiştir.
6) Divan edebiyatında kullanılmayan birçok edebi tür Tanzimat edebiyatında kullanılmaya
başlanmış (roman, hikaye, tiyatro, sone, terza-rima, triyole, gazete…)
7) Divan edebiyatında dil ağır ve sanatlıdır; Tanzimat edebiyatında dil sadeleştirilmiş,
halkın dili kullanılmıştır.

Bu dönem edebiyatını iki bölümde incelemek gerekir

1. Dönem:


Bu döneme Şinasi, Ziya, Namık Kemal okulu adı verilir.



Bu dönemin başlıca sanatçıları: Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Mithat,

Şemsettin Sami, Ahmet Vefik Paşa, Ali Suavi, Ahmet Cevdet Paşa



Bu dönemde “sanat toplum içindir” görüşü benimsenmiş.



Bu dönemde amaç: “Divan edebiyatını yıkmak,yerine sosyal yaşamla geniş ölçüde
alakalı inkılapçı bir edebiyat getirmek.



Halka halk diliyle hitap etmek amacıyla sade dile ve halk Türkçesine önem vermek



Vatan sevgisi, millet duygusu, hürriyet aşkı, halk sevgisi… gibi duyguları halka aşılamak ve onları bu yolda eğitmek.



Gazete, roman, öykü, makale, şiir, tiyatro… gibi
yenilikleri Türk edebiyatına getirmek ve
uygulamak.

 Şiirde estetik güzellik değil içerik ön plana çıkmıştır.
 Eski nazım şekilleriyle yeni kavram ve duyguları işlemişlerdir.
 Bu dönem sanatçıları ,edebiyatın yanında siyasetle de ilgilenmiştir.
 Ortaya konan eserler, taklit olduğu için teknik yönden zayıftır.
 Fransız edebiyatı örnek alınmıştır.
 Bu dönem sanatçıları genelde Romantizmin etkisindedir.
 Eserlerde rastlantılara çokça yer verilir.
 Okuyucuyu bilgilendirmek için olayların akışı sık sık kesilir.

2. Dönem:
 Bu döneme Ekrem, Sezai, Hamit okulu adı verilir.
 Bu dönemin sanatçıları:” Abdulhak Hamit Tahran, Recaizade Ekrem, Sami Paşazade

Sezai, Nabizade Nazım, Ebuziya Tevfik, Ali Bey…

 Bu dönemde “ sanat sanat içindir “ görüşü benimsenmiş.
 Siyasi ve toplumsal ideolojilerden uzak durmuşlar.
 Sanatta batılılaşmayı savunurlar
 Eski edebiyata karşı yeni edebiyatı savunurlar.
 I. Tanzimatçılara göre batı edebiyatını edebiyatımızda daha da kökleştirmişler.
 İdeolojik görüşlerini aktif olarak değil, eserlerindeki kahramanlarla işlemişler.
 Romanda realizmin tesiri şiirde ise romantizmin tesiri görülür.
 Dil ağırdır.

 Gazetecilik eski işlevini yitirmiş.
 Tiyatro eserleri oynanmak için değil okunmak için yazılmış.
 Şiirde bireysel duygular anlatılmış ve güzel olan her şey şiire konu olmuş.
 Muallim Naci bu dönemde Divan edebiyatını savunan tek sanatçıdır.

Tanzimat Edebiyatının Genel Özellikleri
1) Dilin sadeleşmesi amaçlanmış, özellikle tiyatro, anı, mektup ve halka seslenen
romanlarda bu amaç bir ölçüde gerçekleştirilmiştir. Ancak sanatçılar, eski alışkanlıklarından tamamen kurtulamadıkları için yabancı sözcük ve kurallardan büsbütün
sıyrılamamışlardır.

2) Divan edebiyatının kullandığı şiir, tarih ve mektup gibi türleri batı anlayışına göre
yenilemişlerdir.
3) Makale, tiyatro, roman, hikaye, anı gibi yeni türler kullanılmaya başlanmıştır.
4) Daha önce toplum sorunlarıyla hiç ilgisi bulunmayan sanatı; toplumu düzeltmek,
eğitmek için bir dava aracı olarak kullanma anlayışına yönelmişlerdir.
5) Fransız edebiyatından esinlenerek klasisizm, romantizm, realizm ve natüralizm
akımlarının etkisinde eserler yaratılmıştır.

6) Nesirde iç kafiye (seci) bırakılmış, anlatımda süs yerine, düşünceleri halka ulaştırma amacı güdülerek yeni bir nesir yaratılmıştır.
7) Şiirde hecenin örnekleri görülmekle birlikte aruzun kullanımı devam etmiştir.

8) Günlük olaylar, duygu ve düşünceler şiire sokularak şiirin konusu genişletilmiştir.
9) Başlangıçta yeni düşünceler eski nazım biçimleri içinde verilirken sonraları yeni
biçimler kullanılmıştır.
10) Şiirde konu ve anlam bütünlüğü aranmıştır.
11) Divan edebiyatındaki “parça güzelliği” anlayışının yerini “bütün güzelliği” almıştır.
12) Roman ve hikayelerin konusu ya günlük yaşayıştan ya da tarihten alınmıştır.
13) Tiyatroda toplum sorunları, gelenek, görenek, çocuk, aile, yaşanılan olaylar işlenmiştir.

14) Eserlerde kahramanlar tek yönlü ele alınmış, iyiler ödüllendirilmiş, kötüler cezalandırılmıştır.
15) Roman ve öykülerde olayların akışında rastlantılara çok yer verilmiştir.
16) Romanların içinde konu dışına çıkılarak okuyucuya bilgi ve öğüt vermekten kaçınılmamıştır.
17) Yazarlar, eserlerinde kendi kişiliklerini gizlememiştir.

18) Roman kahramanları çoğu zaman bir görüşte aşık olur.
19) Toplumsal olaylara yüzeyden bakılır.
20) Tanzimat romanında aile problemi büyük yer tutar. Avrupa taklitçiliği nedeniyle
aile içindeki sarsılma ve çöküntüler işlenir.(Araba Sevdası,İntibah)
21) Tiyatro bu dönemde Namık Kemal’le başlar. Ahmet Vefik Paşa’nın Molier’den
yaptığı çevirilerle ileri bir sanat düzeyine ulaşır.
22) Bu edebiyatın nesir sahasındaki en büyük kazancı gazetedir.
23) Bu dönemdeki tiyatro eserleri sahnelenmeye uygun değildir.
24) Mizah ve hiciv anlayışı bu dönemde daha da gelişmiştir. Batılı anlamdaki ilk mizah
örneği bu dönemde verilir.
25) Türk edebiyatında gerçek edebi tenkit bu dönemde başlamıştır.
26) Bu dönemde roman tekniği tam oturmamıştır. Romanımızın emekleme dönemidir.
Tasvirlerde ve kurguda kompozisyon bozukluğu vardır.

27) Bu dönem yazarlarında yaygın bir tasvir yapma alışkanlığı vardır.

28) Kahramanlar üst tabakadandır.
29) Olaylar İstanbul ve çevresinde geçer.
30) İşlenen konular: Yanlış batılılaşma, alafrangalık özentisi, sarsılan aile düzeni,
kültürel yozlaşma, fakirlik, cariyelik, görücü usulü evlenme, cehalet ve tarihi
konulardır.

TANZİMATIN TÜRK EDEBİYATINA KAZANDIRDIĞI İLKLER

1) İlk Gazeteler:
a) Takvim-i Vakayi ( İlk Türk gazetesi)
b) Ceride-i Havadis (Yarı resmi gazete)
c) Tercüman-ı Ahval (Şinasi ve Agah Efendi’nin çıkardığı ilk özel Türk gazetesi)
d) Tasvir-i Efkar (Şinasi’nin Namık Kemal’e devrettiği ikinci özel Türk gazetesi)
e) Hürriyet (Namık Kemal ve Ziya Paşa’nın yurt dışında çıkardıkları ilk Türk gazetesi)
f) Tercüman-ı Hakikat
2) İlk Çeviri Roman: Telemak; Yusuf Kamil Paşa Fenelon’dan çevirmiştir.
3) İlk Yerli Roman: Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat. Şemsettin Sami tarafından yazılmıştır,
edebi değeri yoktur.

4) Bir Edebi Akım Etkisinde Yazılan İlk Roman: İntibah; Namık Kemal tarafından
romantizme bağlı kalınarak yazılmış bir sosyal romandır.
5) İlk Realist Romanlar: Sergüzeşt; Sami Paşazade Sezai yazmıştır.
Araba Sevdası; Recaizade Mahmut Ekrem yazmıştır.
6) İlk Tiyatro Eseri: Şair Evlenmesi; Şinasi yazmıştır.

7) İlk Köy Romanı: Karabibik; Nabizade Nazım yazmıştır.
8) İlk Öyküler: Küçük Şeyler; Sami Paşazade Sezai yazmıştır. (Basılan ilk hikaye kitabı)
Letaif-i Rivayet; Ahmet Mithat Efendi yazmıştır.( Yazılan ilk hikaye kitabı)
9) İlk Makale: Şinasi yazmıştır.
10) İlk Şiir Çevirileri: Şinasi tarafından Fransızcadan yapılmıştır.
11) İlk Noktalama İşaretleri: Şinasi tarafından kullanılmıştır.
12) Edebiyatımızda ilk tarihi roman: Namık Kemal'in "Cezmi" adlı eseridir.
13) Edebiyatımızdaki ilk eleştirmen: Namık Kemal'dir.
14) Türk Edebiyatındaki ilk polisiye roman: Esrar-ı Cinayet; Ahmet Mithat yazmıştır.

Dönemin Sanatçıları ve Eserleri

ŞİNASİ

 Maliye öğretimi için Fransa’ya devlet tarafından ilk gönderilen öğrencilerdendir. Fakat Şinasi o dönemde edebiyatla ilgilenmiş ve dönemin ünlü
yazar şairleriyle tanışmıştır. Yurda döndüğünde Agah Efendiyle 1860’ta
Tercüman-ı Ahval gazetesini çıkarmışlardır.
 Şinasi divan edebiyatındaki duygu kavramını bir yana itip akla ve mantığa yer verir.

 Halk dilini kullanmayı, böylece halkı bilinçlendirmeyi hedefler.

 Kısa cümleli ,yeni görüşlerle örgülü bir nesir yapısı meydana getirmiştir.

 Şairlik yönü pek güçlü olmayan Şinasi, edebiyatımıza getirdiği yeniliklerle tanınır.








Bu yenilikler şunlardır:

ilk tiyatro eserimiz olan Şair Evlenmesi (Bu eserde görücü usulüyle evlenme eleştirilir.)
Edebiyatımızda noktalama işaretlerini ilk defa kullanmıştır.
İlk özel Türk gazetesi Tercüman-ı Ahval’ı çıkarmıştır.
Atasözlerimizi Durub-u Emsal-i Osmaniye adı altında derlemiş.
İlk makaleyi yazdı: Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi
Dilde sadeleşmenin öncüsü olmuştur.

 Şiirlerini Müntehabat-ı Eş’ar’ım adı ile yayınlamıştır.
 Şiiri mecazlardan arıtıp yalınlaştırmaya çalışır.
 Eşek ile Tilki La Fontaine’den etkilenerek yazdığı bir fabldır.
 Batı şiirini tanıtmak amacıyla Fransız şairlerinden çeviriler yapmıştır.

 Şiirlerinde konu birliğine ve bütün güzelliğine önem vermiştir

www.edebiyatogretmeni.net

NAMIK KEMAL
 Önceleri klasik bir divan şairi olan Kemal, Şinasi ile tanıştıktan sonra Batı
edebiyatı ve Batı kaynaklı
fikirlerle ilgilenmeye başlamıştır.
 Gür sesli vatan şairi,dava ve sanat adamıdır. Eserlerinde hürriyet, vatan sevgisi, hak, kanun, adalet, ahlak konularını işlemiştir.
 Edebiyatımızda vatan ve hürriyet şairi olarak bilinir.
 Eski edebiyata karşı olduğu halde yeni düşünce ve kavramları yaymak amacıyla yazdığı
şiirlerin çoğunda eskiye bağlı kalmıştır
 Namık Kemal’de diğer 1. Dönem Tanzimatçılar gibi dilde sadeliği benimser.
 Yine diğerleri gibi aruzun yanında az da olsa hece veznini kullanır.

 Şiirimizin gelişmesinde büyük emeği geçmiş bu yolda gerçekten etkili olmuştur. Şiirlerini
“toplum için sanat” anlayışıyla yazmış toplumcu bir şairdir.

 Kendinden sonra gelen genç kuşaklara yurtseverlik, özgürlük tutkularını yerleştirmiş.

 Osmanlı Tiyatrosunun modern bir tiyatro olması için çaba göstermiştir. Avrupa’da bulunduğu yıllarda tiyatro türüyle ilgilenmiş ve yurda dönünce bu tarzda eserler yazmıştır.

 Eleştiri türünün ilk örneğini Ziya Paşa’nın Harabat’ına karşılık yazdığı Tahrib-i
Harabat ve Takip adlı eserleriyle vermiştir. Onun tenkitlerinde iki önemli unsur
bulunur: Biri; eski edebiyatı yıkmak, ikincisi; yeni bir edebiyat kurmak.
 Ona göre edebiyat hayale, soyuta, içe kapanmışlığa son vermeli; gerçeği, hayat,
tabiatı işlemelidir. Yeni edebiyat halka dönmeli, nüfuzlu kimselere yaranacağına
onun dertlerini dinlemeli.
 Eserlerinin tümünde romantizm egemendir.

ESERLERİ:

Tiyatro: Vatan yahut Silistre, Zavallı Çocuk, Akif Bey, Gülnihal, Celalettin Harzemşah,
Karabela
Roman: İntibah ( ilk edebi roman), Cezmi (ilk tarihi roman)
Eleştiri: Tahrib-i Harabat, Takip
Tarih, Biyografi: Kanije, Silistre Muhasarası, Osmanlı Tarihi, Devr-i İstila.
ZAVALLI ÇOCUK: Sevmedikleriyle zorla evlendirilenlerin bahtsızlığı işlenmiş.
AKİF BEY: Kocasına ihanet eden kadının dramı işlenmiş.
GÜLNİHAL: Bir sancak beyine karşı halkın isyanı anlatılır.

ZİYA PAŞA
 Ziya Paşa diğer Tanzimatçılar gibi toplumcudur, Fransız devriminin ilkelerine bağlıdır, eğitimin gerekliliğini savunur.
 Şinasi’yle başlayan Batı edebiyatı anlayışını savunur. Ancak, eski şiiri
öven “Harabat” ı hazırlayacak kadar eski şiire bağlıdır. Bu yüzden
Namık Kemal tarafından tenkit edilmiştir.
 “Doğulu ya da Batılı” olmak konusunda karara varamamıştır. Bu nedenle “Harabat”ta
Divan edebiyatını, “Şiir ve İnşa” makalesinde yeni edebiyatı savunur. Bu zıtlıklar sanatına da yansımış, tezatlar sanatçısı olmuştur.
 Tanzimatçılar arasında eski şiire en fazla bağlı kalanlardandır.
 Şiirde dili sade değildir. Ancak nesir dili sadedir

 Ziya Paşa daha çok siyasi ve sosyal tenkit makaleleri yazmıştır. Makalelerinde idarecilere savaş açmıştır.
 Şiirlerinde öğütler ve felsefi temalar görülür.
 Diğer Tanzimatçılar gibi gazetecilik yönü kuvvetlidir.

ESERLERİ:

1) Tekib-i Bent (Dönemin sosyal bir eleştirisidir. Bağdatlı Ruhi’ye nazire olarak yazmıştır.)
Terci-i Bent (şiir)
2) Zafername (mizah) ( Sadrazam Ali Paşa aleyhinde yazılmıştır.)
3) Harabat (Bu antolojide halk şiirini kötülemiş Divan şiirini yüceltmiş.)
Şiir ve İnşa (Bu makalede gerçek şiirimizin halk şiiri olduğunu söylemiş.)
4) Rüya ( Türk edebiyatındaki ilk röportaj sayabiliriz.)
Veraset Mektupları ( makale)
5) Emil, Defter-i Amal ( j.j. Rausseaux ‘dan çeviri)
6) Eş’ar-ı Ziya (şiir)

www.edebiyatogretmeni.net

AHMET MİTHAT EFENDİ
 Tanzimat döneminde, halk için roman anlayışını başlatan yazardır.
Bütün eserlerini halkın okuma zevkini geliştirmek için yazmıştır.
Tanzimat edebiyatında halkın dilini en iyi kullanan yazar o’dur.
 Türk edebiyatında en çok eser veren sanatçı olarak bilinir. Roman
ve hikayelerini hiçbir teknik kaygısı gütmeden yazmıştır. Sırası gelince
olayların akışını durdurup okuyucuya bilgi ve nasihat verir.
 Diğer Tanzimatçılar gibi siyasi konulara değinmemiştir.
 Batı medeniyetinin Türk toplumuyla bağdaşmayan yönlerini anlatmaya çalışmıştır.
Avrupa hayranlarını eserlerinde züppe ve alafranga olarak eleştirmiştir.

 Bütün yapıtlarını nesir türünde vermiştir.
 Her yapıtının sonunda bir “kıssada hisse” vardır.
 Eserlerinde bir eğitici gibi halkı her konuda bilgilendirmeyi ona kılavuzluk etmeyi amaçlar.

ESERLERİ:

Hikayeleri: Letaif-i Rivayet(25 cilt). Edebiyatımızdaki ilk hikayeler.
Romanları: Hasan Mellah, Hüseyin Fellah, Dünyaya İkinci Geliş, Felatun Bey’le Rakım
Efendi, Paris’te Bir Türk, Müşahedat

Tiyatro: Çengi, Çerkez Özdenleri, Siyavuş, Açık Baş
Seyahat: Avrupa’da Bir Cevelan
FELATUN BEY’LE RAKIM EFENDİ: Felatun Bey her yönüyle batı hayranı biridir.
Ancak batı düşüncesini zevk ve sefa anlayışıyla özümsemiştir. Rakım Efendi ise Felatun’
un tam tersi bir karakterdir.

AHMET VEFİK PAŞA
 Türk tiyatrosuna ve dil çalışmalarına önemli katkılarda bulunmuştur.
 Moliere’den yaptığı çeviriler önemlidir.
 Türkçe’yi oldukça sade kullanmış, toplumun adet, töre, mizah gücünü
eserlerine taşımıştır.
 Tarih ve dil sahasında önemli eseri Lehçe-i Osmani

ESERLERİ:

Zor Nikah (Moliere’den çeviri)
Zoraki Tabip (Moliere’den çeviri)
Okumuş Kadınlar (Moliere’den çeviri)
Secere-i Türki (Tarih)
Lehçe-i Osmani (Dil)
www.edebiyatogretmeni.net

ALİ SUAVİ:
 Hayret edilecek kadar geniş bilgili ve inanılmayacak kadar da şaşırtıcı, Batılı ve bazen
iyice cüretli, iyice sorumsuz görüşler sahibidir.
 Türkiye’de “Meşrutiyet ve Laikliği” ilk savunanlardan biridir.

 Hükümete çatan, Ali Paşa’yı yeren yazılarından dolayı Kastamonu’ya sürülmüştür.
 Uygur alfabesinin ilk Türk yazısı olduğundan söz etmiş.
 Laikliği, Meşrutiyeti, Türkçülüğü savunan İslami ölçülere bağlı bir yazardır.
 Türlü konularda gazete ve risale (broşür) yazıları, tercümeler, dini yorumlar, seyahat
yazıları vardır.

SÜLEYMAN PAŞA:
 Fikir adamı ve Türkçü bir yazardır.
 Önemli ve ünlü eseri “Tarih-i Alem”dir. Bu eser Türkçü bir bakışla yazılmış ve kendisinden sonra gelen Türkçü yazarları etkilemiştir.

ABDÜLHAK HAMİT TARHAN
 Tanzimat döneminin en büyük ve en verimli şairidir. Türk şiirine
geniş ufuklar açmış; günlük yaşam, aşk, vatan-millet sevgisi, ölüm
ve metafizik üzerine, sevinç, ümit ve tezatlardan, isyan ve feryatlardan güç alan epik, şiir ve felsefi şiirler yazdı. Divan şiirini sona
erdiren sanatçıdır.
 Yazdığı tiyatro eserleri sahnelenmeye elverişli değildir.
 Şiirlerinde orijinal buluşlar ve hayaller vardır.

 Ediplerimiz arasında hayat coğrafyası en geniş olan adamdır

 Şiirin şekil ve içeriğiyle istediği gibi oynanır sandığı için edebiyatımızda yıkıcı olduğu
kadar yapıcıdır.

 Batı şiirinin hemen bütün biçim ve türlerini hiç çekinmeden denemiş, aşırılık sınırında
sayılan bu girişimlerle yankılar, tepkiler uyandırmış.

 Eşi Fatma Hanım’ın ölmesi Hamid’in şiirine yepyeni ilhamlar getirmiş. Ölüm, Allah, kader,
felsefi isyanlar gibi fizikötesi konuları işlemeye başlamış. (Makber)

 Namık Kemal’e bağlı kalmış ama onun fikirlerini eserlerine pek taşıyamamış. Toplumsal
konular yerine bireysel acıları, tabiatı ve kadını işlemiş.

 Tanzimatçılar arasında yalnızca Hamit belli bir alanda (şiir) yoğunlaşmış.

Hamit nazımda şu değişiklikleri yapmış:

1) Kurallı nazım şekillerini (gazel, mesnevi) yıkarak kuralsız nazmı getirmiş.
2) Mısraları kendi arasında kafiyelemiş
 Düzgün bir Türkçe kullanamadığı için söyleyiş zaafı vardır

 Tiyatrolarını sahnelenmek için değil, okunmak için yazmıştır. Tiyatrolarında insanüstü
güçlere yer vermiştir.

ESERLERİ:
Şiirleri: Sahra (ilk pastoral şiir), Kahbe, Makber, Belde, Ölü, Halce,

Garam (Çamlıca da yaşanmış bir aşk hikayesi), Baladan Bir Ses

Tiyatroları: Sabr-ü Sebat, İçli Kız, Fitnen, Liberte, Eşber, Nesteren

RECAİZADE EKREM
 Şiir, hikaye ve tiyatro da yazan Ekrem’in en önemli yönü: Teorici
(nazariyatçı) ve romancı oluşudur.
 Ekrem’in teori alanında verdiği en ünlü eseri “Ta’lim-i Edebiyat’tır.
Bu eserdeki düşünceler II. Tanzimat ve Servet-i Fünun devri şiir ilkelerini anlatması ve Servet-i Fünun’u kuracak genç şairlere yol göstermesi bakımından önemlidir.

 Ekrem eski edebiyat karşısında yeni sanatın ilkelerini tespit eden ünlü tenkitçi olmuştur.

 İlk Tanzimatçıların “toplumcu” ilkelerine karşılık, “tekçi” şiirin savunmasını yapmıştır.

 Eskilerin “göz için kafiye” anlayışına karşı “kulak için kafiye” görüşünü savunmuştur.

 Şiirlerinin ilhan tarafı düşük, hayaller oldukça sık ve düşünceler zayıftır.

 “Her güzel şey şiirdir” ilkesini benimseyen sanatçı şiirlerini sisli güz manzaraları, yaprak,
çiçek, kelebek, mezarlıklar, kırlar ile doldurmuştur.

 Aşırı yenilikçi ve aşırı romantik Ekrem’le ( yeni şiiri destekler Zemzeme)
Muallim Naci ( eski şiiri destekler Demdeme) arasıda çıkan eski-yeni tartışması
meşhurdur.

 Şiirlerinde kişisel konuları işler, toplumsal konulara değinmez.
 Sanatıyla değil, edebiyat hakkında ileri sürdüğü fikirleriyle ün yapmış ve edebiyat çevrelerinde “ÜSTAD” olarak anılmıştır.

 Önce çok sevdiği oğlu Nejat’ın daha sonra diğer çocuklarının ölmesi üzerine çektiği
acılar şiirlerine de yansımıştır. Bu yüzden şiirleri ağlamaklıdır.
 Batılılaşmanın yanlış anlaşılmasını eleştirdiği, ilk realist roman sayılan eseri
ünlüdür.(Araba Sevdası)

ESERLERİ:

Şiirleri: Name-i Seher, Zemzeme, Pejmürde, Nejat Ekrem, Yadigar-ı Şebab
Romanları: Araba Sevdası
Hikayeleri: Muhsin Bey, Şemsa
Tiyatroları: Çok Bilen Çok Yanılır, Afife Anjelik, Vuslat

Ta’lim-i Edebiyat (önemli eseri.) Edebiyat hakkında bilgi verir
Takdir-i Elhan (Eleştiri)
ZEMZEME: Yeni şiiri destekleyen görüşlerini yazmıştır.
ARABA SEVDASI: Bilinçsizce Batıyı taklit eden Bihruz Bey’in düştüğü haller anlatılır.

NABİZADE NAZIM
 Tanzimat’ın ikinci döneminde yetişen ve realist-natüralist görüşleri
hikayelerine en iyi uyarlamış romancıların en önemlilerindendir.
 “Karabibik” bizde ilk köy romanıdır. Natüralist-Gerçekçi görüşle
yazılan ve köylünün bazı dertlerini anlatan bu eser Antalya civarında
geçmektedir. Bu hikayenin önsözünde şu görüşleri ortaya atmıştır:
Hikaye, roman özeti gibidir. Hikayede doğallığa ve sadeliğe
önem verilmeli, akla uyulmalıdır. Böylece Realizmin ilkelerini
belirlemiştir.

 Realizmi edebiyatımıza en iyi şekilde o uyarlamıştır. (Zehra)
 Realizmin etkisiyle eserleri sade, gerçekçi; kahramanları ve konuları günlük hayattandır.
ESERLERİ:

Hikayeleri: Zavallı Kız, Haspa, Bir Hatıra, Karabibik, Yadigarlarım
Roman: Zehra (psikolojik tahlillere yer verir . Edebiyatımızın ilk tezli romanıdır. İstanbul’
daki bir ailenin yaşamı konu edilir.)

KARABİBİK: Uzun hikaye biçiminde yazılmıştır. Realizmin başarılı bir örneğidir. Bu eserde kırsal kesim gerçeğine ilk kez değinilir.

SAMİPAŞAZADE SEZAİ
 “Sergüzeşt” romanıyla edebiyatımızda Realizmin öncüsü
olmuştur.
 Namık Kemal’in büyüleyici etkisi altında yetişen Sezai Bey kesin bir
yenilik taraftarıdır

 Esir bir kızın serüvenini konu alan dolayısıyla ferdi hürriyeti ve insan
haklarını savunan “Sergüzeşt” romantizm ve realizm arasıda bir köprüdür.
 Türk edebiyatında ilk edebi hikayeleri yazmış bunları Küçük Şeyler adı altında toplamıştır. Bu kitabın önsözüne bakınca onun romantizmle realizm arasında bocaladığı görülür.
 Sevet-i Fünun yazarlarını üslup bakımından etkilemiştir.
SERGÜZEŞT: Bir paşanın oğlu ile bir cariyenin aşkı anlatılır. Artık kapanmak üzere olan
köleli cariyeli konak hayatı anlatılır.
ESERLERİ:
Roman: Sergüzeşt
Hikaye: Küçük Şeyler

Tiyatro: Pir
Mektup-Sohbet: İclal

ŞEMSETTİN SAMİ
 Tanzimat edebiyatının dil alanında önemli eserler veren sanatçısıdır.
 Fransızcadan çevirdiği sözlükler önemlidir.
 En önemli eseri “Kamus-ı Türki” dir.
 Dilin sadeleştirilmesi hakkındaki fikirleri sonraki kuşağa yol göstermiştir.

 Kutadgu Bilig’i Türkçeye çevirmiştir.
 Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat adlı romanı vardır.

TAAŞŞUK-I TALAT VE FITNAT: Babası öldüğü için annesi tarafından büyütülen Talat,
pencereden görüp aşık olduğu Fitnat’a daha yakın olabilmek için kadın kıyafetleri giyip
kendini piyano hocası olarak kabul ettirmiştir. Tüm bunlar olurken Talat’ın annesi oğlundaki garip davranışlardan kuşkulanarak onu, düzelmesi için, Sudanlı bir kızla evlendirmek
ister. Talat bu isteğe şiddetle karşı çıkmış; ama Fitnat babasının kendisini zengin biriyle
evlendirme isteğine fazla itiraz edememiştir. Fitnat, evlendiği gece sevgilisinden ayrılmanın verdiği üzüntüyle kendini vurur. Ölmeden önce, evlendiği adamın vaktiyle annesini
terk eden babası olduğunu öğrenir. Bunun üzerine Fıtnat’ın babası da Talat da intihar eder.

MUALLİM NACİ
 Recaizade ile sanat hakkında girdiği sert tartışma onu yeni edebiyatın
karşısında göstermiştir.
 Demdeme adlı eserinde ne kadar eski şiiri savunsa da aruzu Türkçeye
diğerlerinden daha güzel uygulamıştır.

 Edebiyatımızda köyden bahseden ilk şiir onundur. (Köylü Kızların Şarkısı)

ESERLERİ: Ömer’in Çocukluğu (anı)
EBUZZİYA TEVFİK:

 Uzun yıllar yaptığı gazetecilik ile tanınmıştır. Çıkardığı gazeteler ve buralardaki yazılarıyla Tanzimat edebiyatının ve bu dönemin tanınmasını sağlamıştır.( Yeni Osmanlılar
Tarihi adlı inceleme eseri)

 Tasvir-i Efkar gazetesini gönüllü olarak çıkarmıştır.

Eserleri:

Piyes: Ecel-i Kaza
Antoloji: Numune-i Edebiyatı Osmaniye
Nesir: Lügat-i Ebüzziya, Yeni Osmanlılar Tarihi

HAZIRLAYAN
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ
SERDAR GÜL

www.edebiyatogretmeni.net


Slide 32

www.edebiyatogretmeni.net

XIX. yy. edebiyatımızın girişimler dönemidir. Roman, öykü,
tiyatro alanlarında ilk örnekler verilmiş, şiirdeki başkaldırmalar divan
şiirine ilgiyi azaltmıştı. Çıkmaya başlayan özel gazeteler roman, öykü
yayımlıyor, edebiyat adamlarının tartışmalarına yer veriyordu. Bazı
kesimler Namık Kemal’in şiire getirdiği: “özgürlük, vatan, hak, insanlık, esaret…” gibi kavramlarda kendi sorunlarını, kendi isteklerini,
kendi kişiliğini bularak yeni edebiyat girişimlerine yandaş oldu.

Tanzimat ile Divan Edebiyatı’nın Karşılaştırması

1) Divan şiirindeki “parça güzelliği” yerine,Tanzimat şiirinde “bütün güzelliği” önemsenmiş
2) Divan edebiyatı yüksek zümredeki insanlara hitap ederken, Tanzimat edebiyatı halka
seslenmiş.
3) Divan şiirinde ölçü aruzdur, Tanzimat’ta ise aruzun yanında hece ölçüsü de kullanılmış.
4) Divan nesrinde söz hünerleri gösterme,sanat kullanma esasken, Tanzimat nesrinde bir
takım fikirleri halka ulaştırmak halkı bilgilendirmek ve eğitmek esastır.

5) Divan edebiyatında aşk, şarap, kadın, eğlence, hayali konular işlenirken; Tanzimat edebiyatında gerçek yaşam, tabiat, kişisel acı ve ızdıraplar, toplumsal konular işlenmiştir.
6) Divan edebiyatında kullanılmayan birçok edebi tür Tanzimat edebiyatında kullanılmaya
başlanmış (roman, hikaye, tiyatro, sone, terza-rima, triyole, gazete…)
7) Divan edebiyatında dil ağır ve sanatlıdır; Tanzimat edebiyatında dil sadeleştirilmiş,
halkın dili kullanılmıştır.

Bu dönem edebiyatını iki bölümde incelemek gerekir

1. Dönem:


Bu döneme Şinasi, Ziya, Namık Kemal okulu adı verilir.



Bu dönemin başlıca sanatçıları: Şinasi, Ziya Paşa, Namık Kemal, Ahmet Mithat,

Şemsettin Sami, Ahmet Vefik Paşa, Ali Suavi, Ahmet Cevdet Paşa



Bu dönemde “sanat toplum içindir” görüşü benimsenmiş.



Bu dönemde amaç: “Divan edebiyatını yıkmak,yerine sosyal yaşamla geniş ölçüde
alakalı inkılapçı bir edebiyat getirmek.



Halka halk diliyle hitap etmek amacıyla sade dile ve halk Türkçesine önem vermek



Vatan sevgisi, millet duygusu, hürriyet aşkı, halk sevgisi… gibi duyguları halka aşılamak ve onları bu yolda eğitmek.



Gazete, roman, öykü, makale, şiir, tiyatro… gibi
yenilikleri Türk edebiyatına getirmek ve
uygulamak.

 Şiirde estetik güzellik değil içerik ön plana çıkmıştır.
 Eski nazım şekilleriyle yeni kavram ve duyguları işlemişlerdir.
 Bu dönem sanatçıları ,edebiyatın yanında siyasetle de ilgilenmiştir.
 Ortaya konan eserler, taklit olduğu için teknik yönden zayıftır.
 Fransız edebiyatı örnek alınmıştır.
 Bu dönem sanatçıları genelde Romantizmin etkisindedir.
 Eserlerde rastlantılara çokça yer verilir.
 Okuyucuyu bilgilendirmek için olayların akışı sık sık kesilir.

2. Dönem:
 Bu döneme Ekrem, Sezai, Hamit okulu adı verilir.
 Bu dönemin sanatçıları:” Abdulhak Hamit Tahran, Recaizade Ekrem, Sami Paşazade

Sezai, Nabizade Nazım, Ebuziya Tevfik, Ali Bey…

 Bu dönemde “ sanat sanat içindir “ görüşü benimsenmiş.
 Siyasi ve toplumsal ideolojilerden uzak durmuşlar.
 Sanatta batılılaşmayı savunurlar
 Eski edebiyata karşı yeni edebiyatı savunurlar.
 I. Tanzimatçılara göre batı edebiyatını edebiyatımızda daha da kökleştirmişler.
 İdeolojik görüşlerini aktif olarak değil, eserlerindeki kahramanlarla işlemişler.
 Romanda realizmin tesiri şiirde ise romantizmin tesiri görülür.
 Dil ağırdır.

 Gazetecilik eski işlevini yitirmiş.
 Tiyatro eserleri oynanmak için değil okunmak için yazılmış.
 Şiirde bireysel duygular anlatılmış ve güzel olan her şey şiire konu olmuş.
 Muallim Naci bu dönemde Divan edebiyatını savunan tek sanatçıdır.

Tanzimat Edebiyatının Genel Özellikleri
1) Dilin sadeleşmesi amaçlanmış, özellikle tiyatro, anı, mektup ve halka seslenen
romanlarda bu amaç bir ölçüde gerçekleştirilmiştir. Ancak sanatçılar, eski alışkanlıklarından tamamen kurtulamadıkları için yabancı sözcük ve kurallardan büsbütün
sıyrılamamışlardır.

2) Divan edebiyatının kullandığı şiir, tarih ve mektup gibi türleri batı anlayışına göre
yenilemişlerdir.
3) Makale, tiyatro, roman, hikaye, anı gibi yeni türler kullanılmaya başlanmıştır.
4) Daha önce toplum sorunlarıyla hiç ilgisi bulunmayan sanatı; toplumu düzeltmek,
eğitmek için bir dava aracı olarak kullanma anlayışına yönelmişlerdir.
5) Fransız edebiyatından esinlenerek klasisizm, romantizm, realizm ve natüralizm
akımlarının etkisinde eserler yaratılmıştır.

6) Nesirde iç kafiye (seci) bırakılmış, anlatımda süs yerine, düşünceleri halka ulaştırma amacı güdülerek yeni bir nesir yaratılmıştır.
7) Şiirde hecenin örnekleri görülmekle birlikte aruzun kullanımı devam etmiştir.

8) Günlük olaylar, duygu ve düşünceler şiire sokularak şiirin konusu genişletilmiştir.
9) Başlangıçta yeni düşünceler eski nazım biçimleri içinde verilirken sonraları yeni
biçimler kullanılmıştır.
10) Şiirde konu ve anlam bütünlüğü aranmıştır.
11) Divan edebiyatındaki “parça güzelliği” anlayışının yerini “bütün güzelliği” almıştır.
12) Roman ve hikayelerin konusu ya günlük yaşayıştan ya da tarihten alınmıştır.
13) Tiyatroda toplum sorunları, gelenek, görenek, çocuk, aile, yaşanılan olaylar işlenmiştir.

14) Eserlerde kahramanlar tek yönlü ele alınmış, iyiler ödüllendirilmiş, kötüler cezalandırılmıştır.
15) Roman ve öykülerde olayların akışında rastlantılara çok yer verilmiştir.
16) Romanların içinde konu dışına çıkılarak okuyucuya bilgi ve öğüt vermekten kaçınılmamıştır.
17) Yazarlar, eserlerinde kendi kişiliklerini gizlememiştir.

18) Roman kahramanları çoğu zaman bir görüşte aşık olur.
19) Toplumsal olaylara yüzeyden bakılır.
20) Tanzimat romanında aile problemi büyük yer tutar. Avrupa taklitçiliği nedeniyle
aile içindeki sarsılma ve çöküntüler işlenir.(Araba Sevdası,İntibah)
21) Tiyatro bu dönemde Namık Kemal’le başlar. Ahmet Vefik Paşa’nın Molier’den
yaptığı çevirilerle ileri bir sanat düzeyine ulaşır.
22) Bu edebiyatın nesir sahasındaki en büyük kazancı gazetedir.
23) Bu dönemdeki tiyatro eserleri sahnelenmeye uygun değildir.
24) Mizah ve hiciv anlayışı bu dönemde daha da gelişmiştir. Batılı anlamdaki ilk mizah
örneği bu dönemde verilir.
25) Türk edebiyatında gerçek edebi tenkit bu dönemde başlamıştır.
26) Bu dönemde roman tekniği tam oturmamıştır. Romanımızın emekleme dönemidir.
Tasvirlerde ve kurguda kompozisyon bozukluğu vardır.

27) Bu dönem yazarlarında yaygın bir tasvir yapma alışkanlığı vardır.

28) Kahramanlar üst tabakadandır.
29) Olaylar İstanbul ve çevresinde geçer.
30) İşlenen konular: Yanlış batılılaşma, alafrangalık özentisi, sarsılan aile düzeni,
kültürel yozlaşma, fakirlik, cariyelik, görücü usulü evlenme, cehalet ve tarihi
konulardır.

TANZİMATIN TÜRK EDEBİYATINA KAZANDIRDIĞI İLKLER

1) İlk Gazeteler:
a) Takvim-i Vakayi ( İlk Türk gazetesi)
b) Ceride-i Havadis (Yarı resmi gazete)
c) Tercüman-ı Ahval (Şinasi ve Agah Efendi’nin çıkardığı ilk özel Türk gazetesi)
d) Tasvir-i Efkar (Şinasi’nin Namık Kemal’e devrettiği ikinci özel Türk gazetesi)
e) Hürriyet (Namık Kemal ve Ziya Paşa’nın yurt dışında çıkardıkları ilk Türk gazetesi)
f) Tercüman-ı Hakikat
2) İlk Çeviri Roman: Telemak; Yusuf Kamil Paşa Fenelon’dan çevirmiştir.
3) İlk Yerli Roman: Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat. Şemsettin Sami tarafından yazılmıştır,
edebi değeri yoktur.

4) Bir Edebi Akım Etkisinde Yazılan İlk Roman: İntibah; Namık Kemal tarafından
romantizme bağlı kalınarak yazılmış bir sosyal romandır.
5) İlk Realist Romanlar: Sergüzeşt; Sami Paşazade Sezai yazmıştır.
Araba Sevdası; Recaizade Mahmut Ekrem yazmıştır.
6) İlk Tiyatro Eseri: Şair Evlenmesi; Şinasi yazmıştır.

7) İlk Köy Romanı: Karabibik; Nabizade Nazım yazmıştır.
8) İlk Öyküler: Küçük Şeyler; Sami Paşazade Sezai yazmıştır. (Basılan ilk hikaye kitabı)
Letaif-i Rivayet; Ahmet Mithat Efendi yazmıştır.( Yazılan ilk hikaye kitabı)
9) İlk Makale: Şinasi yazmıştır.
10) İlk Şiir Çevirileri: Şinasi tarafından Fransızcadan yapılmıştır.
11) İlk Noktalama İşaretleri: Şinasi tarafından kullanılmıştır.
12) Edebiyatımızda ilk tarihi roman: Namık Kemal'in "Cezmi" adlı eseridir.
13) Edebiyatımızdaki ilk eleştirmen: Namık Kemal'dir.
14) Türk Edebiyatındaki ilk polisiye roman: Esrar-ı Cinayet; Ahmet Mithat yazmıştır.

Dönemin Sanatçıları ve Eserleri

ŞİNASİ

 Maliye öğretimi için Fransa’ya devlet tarafından ilk gönderilen öğrencilerdendir. Fakat Şinasi o dönemde edebiyatla ilgilenmiş ve dönemin ünlü
yazar şairleriyle tanışmıştır. Yurda döndüğünde Agah Efendiyle 1860’ta
Tercüman-ı Ahval gazetesini çıkarmışlardır.
 Şinasi divan edebiyatındaki duygu kavramını bir yana itip akla ve mantığa yer verir.

 Halk dilini kullanmayı, böylece halkı bilinçlendirmeyi hedefler.

 Kısa cümleli ,yeni görüşlerle örgülü bir nesir yapısı meydana getirmiştir.

 Şairlik yönü pek güçlü olmayan Şinasi, edebiyatımıza getirdiği yeniliklerle tanınır.








Bu yenilikler şunlardır:

ilk tiyatro eserimiz olan Şair Evlenmesi (Bu eserde görücü usulüyle evlenme eleştirilir.)
Edebiyatımızda noktalama işaretlerini ilk defa kullanmıştır.
İlk özel Türk gazetesi Tercüman-ı Ahval’ı çıkarmıştır.
Atasözlerimizi Durub-u Emsal-i Osmaniye adı altında derlemiş.
İlk makaleyi yazdı: Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi
Dilde sadeleşmenin öncüsü olmuştur.

 Şiirlerini Müntehabat-ı Eş’ar’ım adı ile yayınlamıştır.
 Şiiri mecazlardan arıtıp yalınlaştırmaya çalışır.
 Eşek ile Tilki La Fontaine’den etkilenerek yazdığı bir fabldır.
 Batı şiirini tanıtmak amacıyla Fransız şairlerinden çeviriler yapmıştır.

 Şiirlerinde konu birliğine ve bütün güzelliğine önem vermiştir

www.edebiyatogretmeni.net

NAMIK KEMAL
 Önceleri klasik bir divan şairi olan Kemal, Şinasi ile tanıştıktan sonra Batı
edebiyatı ve Batı kaynaklı
fikirlerle ilgilenmeye başlamıştır.
 Gür sesli vatan şairi,dava ve sanat adamıdır. Eserlerinde hürriyet, vatan sevgisi, hak, kanun, adalet, ahlak konularını işlemiştir.
 Edebiyatımızda vatan ve hürriyet şairi olarak bilinir.
 Eski edebiyata karşı olduğu halde yeni düşünce ve kavramları yaymak amacıyla yazdığı
şiirlerin çoğunda eskiye bağlı kalmıştır
 Namık Kemal’de diğer 1. Dönem Tanzimatçılar gibi dilde sadeliği benimser.
 Yine diğerleri gibi aruzun yanında az da olsa hece veznini kullanır.

 Şiirimizin gelişmesinde büyük emeği geçmiş bu yolda gerçekten etkili olmuştur. Şiirlerini
“toplum için sanat” anlayışıyla yazmış toplumcu bir şairdir.

 Kendinden sonra gelen genç kuşaklara yurtseverlik, özgürlük tutkularını yerleştirmiş.

 Osmanlı Tiyatrosunun modern bir tiyatro olması için çaba göstermiştir. Avrupa’da bulunduğu yıllarda tiyatro türüyle ilgilenmiş ve yurda dönünce bu tarzda eserler yazmıştır.

 Eleştiri türünün ilk örneğini Ziya Paşa’nın Harabat’ına karşılık yazdığı Tahrib-i
Harabat ve Takip adlı eserleriyle vermiştir. Onun tenkitlerinde iki önemli unsur
bulunur: Biri; eski edebiyatı yıkmak, ikincisi; yeni bir edebiyat kurmak.
 Ona göre edebiyat hayale, soyuta, içe kapanmışlığa son vermeli; gerçeği, hayat,
tabiatı işlemelidir. Yeni edebiyat halka dönmeli, nüfuzlu kimselere yaranacağına
onun dertlerini dinlemeli.
 Eserlerinin tümünde romantizm egemendir.

ESERLERİ:

Tiyatro: Vatan yahut Silistre, Zavallı Çocuk, Akif Bey, Gülnihal, Celalettin Harzemşah,
Karabela
Roman: İntibah ( ilk edebi roman), Cezmi (ilk tarihi roman)
Eleştiri: Tahrib-i Harabat, Takip
Tarih, Biyografi: Kanije, Silistre Muhasarası, Osmanlı Tarihi, Devr-i İstila.
ZAVALLI ÇOCUK: Sevmedikleriyle zorla evlendirilenlerin bahtsızlığı işlenmiş.
AKİF BEY: Kocasına ihanet eden kadının dramı işlenmiş.
GÜLNİHAL: Bir sancak beyine karşı halkın isyanı anlatılır.

ZİYA PAŞA
 Ziya Paşa diğer Tanzimatçılar gibi toplumcudur, Fransız devriminin ilkelerine bağlıdır, eğitimin gerekliliğini savunur.
 Şinasi’yle başlayan Batı edebiyatı anlayışını savunur. Ancak, eski şiiri
öven “Harabat” ı hazırlayacak kadar eski şiire bağlıdır. Bu yüzden
Namık Kemal tarafından tenkit edilmiştir.
 “Doğulu ya da Batılı” olmak konusunda karara varamamıştır. Bu nedenle “Harabat”ta
Divan edebiyatını, “Şiir ve İnşa” makalesinde yeni edebiyatı savunur. Bu zıtlıklar sanatına da yansımış, tezatlar sanatçısı olmuştur.
 Tanzimatçılar arasında eski şiire en fazla bağlı kalanlardandır.
 Şiirde dili sade değildir. Ancak nesir dili sadedir

 Ziya Paşa daha çok siyasi ve sosyal tenkit makaleleri yazmıştır. Makalelerinde idarecilere savaş açmıştır.
 Şiirlerinde öğütler ve felsefi temalar görülür.
 Diğer Tanzimatçılar gibi gazetecilik yönü kuvvetlidir.

ESERLERİ:

1) Tekib-i Bent (Dönemin sosyal bir eleştirisidir. Bağdatlı Ruhi’ye nazire olarak yazmıştır.)
Terci-i Bent (şiir)
2) Zafername (mizah) ( Sadrazam Ali Paşa aleyhinde yazılmıştır.)
3) Harabat (Bu antolojide halk şiirini kötülemiş Divan şiirini yüceltmiş.)
Şiir ve İnşa (Bu makalede gerçek şiirimizin halk şiiri olduğunu söylemiş.)
4) Rüya ( Türk edebiyatındaki ilk röportaj sayabiliriz.)
Veraset Mektupları ( makale)
5) Emil, Defter-i Amal ( j.j. Rausseaux ‘dan çeviri)
6) Eş’ar-ı Ziya (şiir)

www.edebiyatogretmeni.net

AHMET MİTHAT EFENDİ
 Tanzimat döneminde, halk için roman anlayışını başlatan yazardır.
Bütün eserlerini halkın okuma zevkini geliştirmek için yazmıştır.
Tanzimat edebiyatında halkın dilini en iyi kullanan yazar o’dur.
 Türk edebiyatında en çok eser veren sanatçı olarak bilinir. Roman
ve hikayelerini hiçbir teknik kaygısı gütmeden yazmıştır. Sırası gelince
olayların akışını durdurup okuyucuya bilgi ve nasihat verir.
 Diğer Tanzimatçılar gibi siyasi konulara değinmemiştir.
 Batı medeniyetinin Türk toplumuyla bağdaşmayan yönlerini anlatmaya çalışmıştır.
Avrupa hayranlarını eserlerinde züppe ve alafranga olarak eleştirmiştir.

 Bütün yapıtlarını nesir türünde vermiştir.
 Her yapıtının sonunda bir “kıssada hisse” vardır.
 Eserlerinde bir eğitici gibi halkı her konuda bilgilendirmeyi ona kılavuzluk etmeyi amaçlar.

ESERLERİ:

Hikayeleri: Letaif-i Rivayet(25 cilt). Edebiyatımızdaki ilk hikayeler.
Romanları: Hasan Mellah, Hüseyin Fellah, Dünyaya İkinci Geliş, Felatun Bey’le Rakım
Efendi, Paris’te Bir Türk, Müşahedat

Tiyatro: Çengi, Çerkez Özdenleri, Siyavuş, Açık Baş
Seyahat: Avrupa’da Bir Cevelan
FELATUN BEY’LE RAKIM EFENDİ: Felatun Bey her yönüyle batı hayranı biridir.
Ancak batı düşüncesini zevk ve sefa anlayışıyla özümsemiştir. Rakım Efendi ise Felatun’
un tam tersi bir karakterdir.

AHMET VEFİK PAŞA
 Türk tiyatrosuna ve dil çalışmalarına önemli katkılarda bulunmuştur.
 Moliere’den yaptığı çeviriler önemlidir.
 Türkçe’yi oldukça sade kullanmış, toplumun adet, töre, mizah gücünü
eserlerine taşımıştır.
 Tarih ve dil sahasında önemli eseri Lehçe-i Osmani

ESERLERİ:

Zor Nikah (Moliere’den çeviri)
Zoraki Tabip (Moliere’den çeviri)
Okumuş Kadınlar (Moliere’den çeviri)
Secere-i Türki (Tarih)
Lehçe-i Osmani (Dil)
www.edebiyatogretmeni.net

ALİ SUAVİ:
 Hayret edilecek kadar geniş bilgili ve inanılmayacak kadar da şaşırtıcı, Batılı ve bazen
iyice cüretli, iyice sorumsuz görüşler sahibidir.
 Türkiye’de “Meşrutiyet ve Laikliği” ilk savunanlardan biridir.

 Hükümete çatan, Ali Paşa’yı yeren yazılarından dolayı Kastamonu’ya sürülmüştür.
 Uygur alfabesinin ilk Türk yazısı olduğundan söz etmiş.
 Laikliği, Meşrutiyeti, Türkçülüğü savunan İslami ölçülere bağlı bir yazardır.
 Türlü konularda gazete ve risale (broşür) yazıları, tercümeler, dini yorumlar, seyahat
yazıları vardır.

SÜLEYMAN PAŞA:
 Fikir adamı ve Türkçü bir yazardır.
 Önemli ve ünlü eseri “Tarih-i Alem”dir. Bu eser Türkçü bir bakışla yazılmış ve kendisinden sonra gelen Türkçü yazarları etkilemiştir.

ABDÜLHAK HAMİT TARHAN
 Tanzimat döneminin en büyük ve en verimli şairidir. Türk şiirine
geniş ufuklar açmış; günlük yaşam, aşk, vatan-millet sevgisi, ölüm
ve metafizik üzerine, sevinç, ümit ve tezatlardan, isyan ve feryatlardan güç alan epik, şiir ve felsefi şiirler yazdı. Divan şiirini sona
erdiren sanatçıdır.
 Yazdığı tiyatro eserleri sahnelenmeye elverişli değildir.
 Şiirlerinde orijinal buluşlar ve hayaller vardır.

 Ediplerimiz arasında hayat coğrafyası en geniş olan adamdır

 Şiirin şekil ve içeriğiyle istediği gibi oynanır sandığı için edebiyatımızda yıkıcı olduğu
kadar yapıcıdır.

 Batı şiirinin hemen bütün biçim ve türlerini hiç çekinmeden denemiş, aşırılık sınırında
sayılan bu girişimlerle yankılar, tepkiler uyandırmış.

 Eşi Fatma Hanım’ın ölmesi Hamid’in şiirine yepyeni ilhamlar getirmiş. Ölüm, Allah, kader,
felsefi isyanlar gibi fizikötesi konuları işlemeye başlamış. (Makber)

 Namık Kemal’e bağlı kalmış ama onun fikirlerini eserlerine pek taşıyamamış. Toplumsal
konular yerine bireysel acıları, tabiatı ve kadını işlemiş.

 Tanzimatçılar arasında yalnızca Hamit belli bir alanda (şiir) yoğunlaşmış.

Hamit nazımda şu değişiklikleri yapmış:

1) Kurallı nazım şekillerini (gazel, mesnevi) yıkarak kuralsız nazmı getirmiş.
2) Mısraları kendi arasında kafiyelemiş
 Düzgün bir Türkçe kullanamadığı için söyleyiş zaafı vardır

 Tiyatrolarını sahnelenmek için değil, okunmak için yazmıştır. Tiyatrolarında insanüstü
güçlere yer vermiştir.

ESERLERİ:
Şiirleri: Sahra (ilk pastoral şiir), Kahbe, Makber, Belde, Ölü, Halce,

Garam (Çamlıca da yaşanmış bir aşk hikayesi), Baladan Bir Ses

Tiyatroları: Sabr-ü Sebat, İçli Kız, Fitnen, Liberte, Eşber, Nesteren

RECAİZADE EKREM
 Şiir, hikaye ve tiyatro da yazan Ekrem’in en önemli yönü: Teorici
(nazariyatçı) ve romancı oluşudur.
 Ekrem’in teori alanında verdiği en ünlü eseri “Ta’lim-i Edebiyat’tır.
Bu eserdeki düşünceler II. Tanzimat ve Servet-i Fünun devri şiir ilkelerini anlatması ve Servet-i Fünun’u kuracak genç şairlere yol göstermesi bakımından önemlidir.

 Ekrem eski edebiyat karşısında yeni sanatın ilkelerini tespit eden ünlü tenkitçi olmuştur.

 İlk Tanzimatçıların “toplumcu” ilkelerine karşılık, “tekçi” şiirin savunmasını yapmıştır.

 Eskilerin “göz için kafiye” anlayışına karşı “kulak için kafiye” görüşünü savunmuştur.

 Şiirlerinin ilhan tarafı düşük, hayaller oldukça sık ve düşünceler zayıftır.

 “Her güzel şey şiirdir” ilkesini benimseyen sanatçı şiirlerini sisli güz manzaraları, yaprak,
çiçek, kelebek, mezarlıklar, kırlar ile doldurmuştur.

 Aşırı yenilikçi ve aşırı romantik Ekrem’le ( yeni şiiri destekler Zemzeme)
Muallim Naci ( eski şiiri destekler Demdeme) arasıda çıkan eski-yeni tartışması
meşhurdur.

 Şiirlerinde kişisel konuları işler, toplumsal konulara değinmez.
 Sanatıyla değil, edebiyat hakkında ileri sürdüğü fikirleriyle ün yapmış ve edebiyat çevrelerinde “ÜSTAD” olarak anılmıştır.

 Önce çok sevdiği oğlu Nejat’ın daha sonra diğer çocuklarının ölmesi üzerine çektiği
acılar şiirlerine de yansımıştır. Bu yüzden şiirleri ağlamaklıdır.
 Batılılaşmanın yanlış anlaşılmasını eleştirdiği, ilk realist roman sayılan eseri
ünlüdür.(Araba Sevdası)

ESERLERİ:

Şiirleri: Name-i Seher, Zemzeme, Pejmürde, Nejat Ekrem, Yadigar-ı Şebab
Romanları: Araba Sevdası
Hikayeleri: Muhsin Bey, Şemsa
Tiyatroları: Çok Bilen Çok Yanılır, Afife Anjelik, Vuslat

Ta’lim-i Edebiyat (önemli eseri.) Edebiyat hakkında bilgi verir
Takdir-i Elhan (Eleştiri)
ZEMZEME: Yeni şiiri destekleyen görüşlerini yazmıştır.
ARABA SEVDASI: Bilinçsizce Batıyı taklit eden Bihruz Bey’in düştüğü haller anlatılır.

NABİZADE NAZIM
 Tanzimat’ın ikinci döneminde yetişen ve realist-natüralist görüşleri
hikayelerine en iyi uyarlamış romancıların en önemlilerindendir.
 “Karabibik” bizde ilk köy romanıdır. Natüralist-Gerçekçi görüşle
yazılan ve köylünün bazı dertlerini anlatan bu eser Antalya civarında
geçmektedir. Bu hikayenin önsözünde şu görüşleri ortaya atmıştır:
Hikaye, roman özeti gibidir. Hikayede doğallığa ve sadeliğe
önem verilmeli, akla uyulmalıdır. Böylece Realizmin ilkelerini
belirlemiştir.

 Realizmi edebiyatımıza en iyi şekilde o uyarlamıştır. (Zehra)
 Realizmin etkisiyle eserleri sade, gerçekçi; kahramanları ve konuları günlük hayattandır.
ESERLERİ:

Hikayeleri: Zavallı Kız, Haspa, Bir Hatıra, Karabibik, Yadigarlarım
Roman: Zehra (psikolojik tahlillere yer verir . Edebiyatımızın ilk tezli romanıdır. İstanbul’
daki bir ailenin yaşamı konu edilir.)

KARABİBİK: Uzun hikaye biçiminde yazılmıştır. Realizmin başarılı bir örneğidir. Bu eserde kırsal kesim gerçeğine ilk kez değinilir.

SAMİPAŞAZADE SEZAİ
 “Sergüzeşt” romanıyla edebiyatımızda Realizmin öncüsü
olmuştur.
 Namık Kemal’in büyüleyici etkisi altında yetişen Sezai Bey kesin bir
yenilik taraftarıdır

 Esir bir kızın serüvenini konu alan dolayısıyla ferdi hürriyeti ve insan
haklarını savunan “Sergüzeşt” romantizm ve realizm arasıda bir köprüdür.
 Türk edebiyatında ilk edebi hikayeleri yazmış bunları Küçük Şeyler adı altında toplamıştır. Bu kitabın önsözüne bakınca onun romantizmle realizm arasında bocaladığı görülür.
 Sevet-i Fünun yazarlarını üslup bakımından etkilemiştir.
SERGÜZEŞT: Bir paşanın oğlu ile bir cariyenin aşkı anlatılır. Artık kapanmak üzere olan
köleli cariyeli konak hayatı anlatılır.
ESERLERİ:
Roman: Sergüzeşt
Hikaye: Küçük Şeyler

Tiyatro: Pir
Mektup-Sohbet: İclal

ŞEMSETTİN SAMİ
 Tanzimat edebiyatının dil alanında önemli eserler veren sanatçısıdır.
 Fransızcadan çevirdiği sözlükler önemlidir.
 En önemli eseri “Kamus-ı Türki” dir.
 Dilin sadeleştirilmesi hakkındaki fikirleri sonraki kuşağa yol göstermiştir.

 Kutadgu Bilig’i Türkçeye çevirmiştir.
 Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat adlı romanı vardır.

TAAŞŞUK-I TALAT VE FITNAT: Babası öldüğü için annesi tarafından büyütülen Talat,
pencereden görüp aşık olduğu Fitnat’a daha yakın olabilmek için kadın kıyafetleri giyip
kendini piyano hocası olarak kabul ettirmiştir. Tüm bunlar olurken Talat’ın annesi oğlundaki garip davranışlardan kuşkulanarak onu, düzelmesi için, Sudanlı bir kızla evlendirmek
ister. Talat bu isteğe şiddetle karşı çıkmış; ama Fitnat babasının kendisini zengin biriyle
evlendirme isteğine fazla itiraz edememiştir. Fitnat, evlendiği gece sevgilisinden ayrılmanın verdiği üzüntüyle kendini vurur. Ölmeden önce, evlendiği adamın vaktiyle annesini
terk eden babası olduğunu öğrenir. Bunun üzerine Fıtnat’ın babası da Talat da intihar eder.

MUALLİM NACİ
 Recaizade ile sanat hakkında girdiği sert tartışma onu yeni edebiyatın
karşısında göstermiştir.
 Demdeme adlı eserinde ne kadar eski şiiri savunsa da aruzu Türkçeye
diğerlerinden daha güzel uygulamıştır.

 Edebiyatımızda köyden bahseden ilk şiir onundur. (Köylü Kızların Şarkısı)

ESERLERİ: Ömer’in Çocukluğu (anı)
EBUZZİYA TEVFİK:

 Uzun yıllar yaptığı gazetecilik ile tanınmıştır. Çıkardığı gazeteler ve buralardaki yazılarıyla Tanzimat edebiyatının ve bu dönemin tanınmasını sağlamıştır.( Yeni Osmanlılar
Tarihi adlı inceleme eseri)

 Tasvir-i Efkar gazetesini gönüllü olarak çıkarmıştır.

Eserleri:

Piyes: Ecel-i Kaza
Antoloji: Numune-i Edebiyatı Osmaniye
Nesir: Lügat-i Ebüzziya, Yeni Osmanlılar Tarihi

HAZIRLAYAN
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ
SERDAR GÜL

www.edebiyatogretmeni.net