Şiir ve Gelenek  Gelenek:Bir toplumda,bir toplulukta eskiden kalmış olmaları dolayısıyla saygın tutulup kuşaktan kuşağa iletilen ve uygulanan davranışlar bütünüdür. Halk Şiiri ve Gelenek Özellikleri  İlk milli.

Download Report

Transcript Şiir ve Gelenek  Gelenek:Bir toplumda,bir toplulukta eskiden kalmış olmaları dolayısıyla saygın tutulup kuşaktan kuşağa iletilen ve uygulanan davranışlar bütünüdür. Halk Şiiri ve Gelenek Özellikleri  İlk milli.

Şiir ve Gelenek

Gelenek:Bir toplumda,bir toplulukta eskiden kalmış
olmaları dolayısıyla saygın tutulup kuşaktan kuşağa
iletilen ve uygulanan davranışlar bütünüdür.
Halk Şiiri ve Gelenek
Özellikleri

İlk milli Türk şiiri geleneğinin
İslamiyet,yerleşik medeniyet,çağın kültür ve bilgi
birikimi,beklenti,ihtiyaç ve zevklerine göre
şekillenerek,Aşık Edebiyatı geleneği halinde
gelişmiştir.Aşık Edebiyatı,yetenekli kişilerin
kafiyeli kelimelerin sıralanarak anlık heyecan
ve-duygularını dile getirdikleri örneklerden
oluşmamaktadır.
Özellikleri:













Nazım birimi dörtlüktür.
Hece ölçüsü 11li,8li ve 7lidir.
Orijinal başlık yoktur.
Kafiye ölçüsü –a,b,a,b-c,c,c,b-d,d,d,bSade ve anlaşılır bir halk dili kullanılmıştır
Güzelleme,ağıt,koçaklama,taşlama,koşma,türkü,ninni sema-i gibi
nazım türleri vardır.
Konusu aşk,sevgi,doğa,hasret…
Saz eşliğinde söylenir.
Ozanların coğu okuma yazma bilmezler.
Doğaçlama söylenir.
Şaire;Ozan yada Aşık adı verilir.
Köroğlu,Karacaoğlan,Aşık Veysel,Yunus Emre,Dadaloğlu önemli
ozanlardandır.
Küme sayısı farklıdır.

Kal Dedi Bana
O yarin yoluna uğradı yolum
“Dur hele sevdiğim kal” dedi bana
El ele tutup da gidek buradan
“Yapamam sevdiğim zor” dedi bana
Bahar gelsin sular aksın çağlasın
Kızlar çıksın yaylasına yaylasın
Güzeller kol kola türkü söylesin
“Sen gitme sevdiğim dur” dedi bana
Aldım elime de çaldım sazımı
Kaybettim yaylada emlik kuzumu
Âşık sultan der ki bitir sözünü
“Sultan’ım sazını çal” dedi bana
Aşık Ali Sultan
Ne yazık ki bana olmadı kısmet
Düşmanı denize dökerken millet
Felek kırdı kolum, vermedi nöbet
Kılıç vurmak için düşman başına.
Bugünler müyesser olsaydı bana
Minnet etmez idim bir kâşık kana
Mukadder harici gelmez meydana
Neler geldi bu Veysel'in başına.
Aşık Veysel
Divan Şiiri Geleneği ve
Özellikleri


Divan edebiyatı, Türklerin İslam dinini
benimsemesinden sonra ortaya çıkan yazılı
edebiyattır. Arap ve Fars edebiyatının etkisi altında
gelişmiştir.
Divan Şiiri'nin Konuları ve
Özellikleri

Divan şiirinde en çok işlenen tema kadındı. Aşk teması,divan şiirinin
merkezini oluşturur.Divan edebiyatı eserlerinde aşk-aşık-maşuk kalıbı
her daim bulunur. Aşk uzlaşımsaldır; yani temel özellikleri hiç
değişmez. Mesela bütün aşklar tek yanlıdır, aşık hep sever, acı çeker,
hiçbir karşılık görmez, her zaman ondan ayrı kalışını dile getirir;
ayrıca rakipleri de vardır. şiirinde betimlenen sevgili tipi de tektir ve
değişmez. Bütün divan şairleri farklı çağrışımlara yol açabilecek
mazmunlar kullansalar da, gerçekte tek bir tip sevgili imajı çizerler. Bu
geleneksel sevgili tipinin boyu servi gibi uzun, beli ince, saçları uzun
ve siyah, yanakları gül kırmızısı, gözleri siyah, bakışları kılıç gibi
keskin, ok gibi yaralayıcıdır. Divan şiirinde bütün şairlerin kullandığı
bu tür benzetmelere “mazmun” denir.

Divan şiirinde aşk 2 türlü işlenmiştir. Dünyevi aşk ve ilahi aşk. Aşk konusu
ozanın dünya görüşüne koşut olarak anlam kazanırdı.(ilahi aşk) Tasavvuf
yoluna giren ozan için amaç mutlak güzellik olan tanrıya kavuşmaktır. Bu da
ancak maddeden sıyrılıp benliği yitirmek ve aşk (dervişlik) yoluna girmekle
olur. İlahi aşk; maddi aşkla başlar: dünya üstündeki bir güzele aşık olan
ozan, dünyanın güzelliklerine aşık olan ozan, bu durumu soyutlama yoluyla
ilahi aşka dönüştürür ve Tanrı’nın benliğine kavuşmaya çalışır; Tanrı’da
kendi benliğini eritme anlamına gelen “fenafillah” aşamasına erişince de
gerçek mutluluğu bulur.
"Yârdan cevr ü cefâ lûtf u kerem gibi gelür
Gayrdan mihr ü vefâ derd ü elem gibi gelür
Firkat-ı yâr katı zâr u zebun itdi beni
Döymeyem mihnet-i hicrâna ölem gibi gelür
Uydurup leşker-i uşşâkını ol şâh-ı cihân
Nâz ile salını salını alem gibi gelür
Dil-i pür-hûn elem-i aşkun ile cûş ideli
Çeşme-i çeşmün akan suları dem gibi gelür
Bâkıyâ hangi gönül şehrine gelse şeh-i aşk
Bile endûh u belâ hayl ü haşem gibi gelür"
Bâki
Modern Şiir Geleneği ve
Özellikleri

Osmanlı İmparatorluğu'nda Tanzimat'ın ilanından
(1839) sonraki siyasal yenileşme döneminden
başlayarak edebiyatın dili ve anlatımıyla birlikte
halk topluluğuna ulaşma biçimi, amacı, kapsadığı
sorunlar da büyük ölçüde değişti. Sözlü
edebiyatın yerini kesin olarak yazılı edebiyat aldı.
Roman,tiyatro,eleştiri,deneme gibi batı kaynaklı
türlerde ürünler verildi.Toplumsal sorunlar
gerçekçi yöntemle ele alınmaya başlandı.Bu
değişimler sonucunca şiir geleneği etkilenerek
Modern Şiir Geleneği’nin ortaya çıkmasında
önemli rol oynamıştır.
Özellikleri
Şiirin yazım biçimi düz yazıya benzer.
 Şiirde ölçü,nazım birimi,kafiye örgüsü serbesttir.
 Bireysellik ön plandadır.
 Duyuş ve sezgi önemlidir.
 Şiirin temasına uygun başlığı vardır.
 Dili sade ve anlaşılırdır.
 Ses akışı önemlidir.
 Her konuda yazılabilir.

 Son
Yerine
Zulmün her türlüsü
Kötü kardeşler
Hiçbiri
İnsana göre değil
Ağaç dikmek sabahları uyanmak iyi
İyi hayvanlara bakmak çiçekleri sulamak
Rahatsalar uyanan insanların soluğunu dinlemek iyi
İyi hürlüğü düşünmek
Yaşamak onun için
Bütün gün çalışmak onun için iyi
Zulmün her türlüsü kötü.
İlhan BERK