FABL NECMİ HAMAMCİOĞLU AKÇAABAT ANADOLU LİSESİ www.edebiyatogretmeni.net • 1. Kişileri genellikle hayvan, bitki ve cansız varlıklar olan, ders verir nitelikli, kısa masalımsı öykülere fabl denir. •

Download Report

Transcript FABL NECMİ HAMAMCİOĞLU AKÇAABAT ANADOLU LİSESİ www.edebiyatogretmeni.net • 1. Kişileri genellikle hayvan, bitki ve cansız varlıklar olan, ders verir nitelikli, kısa masalımsı öykülere fabl denir. •

FABL
NECMİ HAMAMCİOĞLU
AKÇAABAT ANADOLU LİSESİ
www.edebiyatogretmeni.net
• 1. Kişileri genellikle hayvan, bitki ve cansız
varlıklar olan, ders verir nitelikli, kısa
masalımsı öykülere fabl denir.
• 2. "Fabl" sözcüğünün kökeni Latince
"hikâye" manasına gelen "fabıla"'dır. Fakat bu
sözcük zamanla bir ahlâk ilkesi veya davranış
kuralını anlatan kısa sembolik (simgesel) bir
hikâye türünün adı olmuş
• 3. Bu tür hikâyelerin, kahramanları
çoğunlukla hayvanlardır. Hikâye kahramanı
bu hayvanlar, kendi özelliklerini korumakla
birlikte insan gibi konuşurlar. Esasen "fabl" bu
özelliği nedeniyle masalımsı eserler arasında
yer alır.
• 4. Fabllar hem nazım, hem nesir
biçiminde olurlar.
• 5. Fablın sonunda her zaman bir
ahlâk dersi (kıssadan hisse)
vardır. Bu ders kısa, açık ve
doğru olmalıdır ve mutlaka
öykünün doğal bir neticesi gibi
görülmelidir.
• 6. Fabllar teşhis ve intak
sanatları üzerine kurulmuştur.
• 7. Fabllarda öğretici (didaktik) bir
amaç güdülür, gündelik hayatla ilgili
dersler ve öğütler verilir. Okurlar çoğu
zaman verilen dersin veya öğüdün ne
olduğunu anlamakta zorluk çekmezler.
Çünkü bu ders veya öğüt eserin bir
yerinde, çoğu defa sonunda, bir
atasözü ya da özdeyiş biçiminde
açıkça belirtilir. Fabllarda basit ahlâk
ilkelerine değinildiği gibi insanların
birçok kusurlu yönüne de dikkat çekilir.
• 8.
Fabllerde soyut konular, olay
plânıyla hem somutlaştırılarak hem de
hareket kazandırılarak işlenir. Olaylar
bizi güldürürken eğitir. İnsanlar
arasında geçen iyi-kötü, cesur-korkak,
dürüst-ikiyüzlü, gözü tok-aç gözlü... vb.
çatışmalar; bu niteliklerin yakıştırıldığı
hayvan kahramanlar arasında geçmiş
gibi gösterilir.
• 9. Fabllar aracılığıyla kanaatkârlık, özveri,
yardımseverlik, iyi niyet gibi olumlu
davranışlar çocuğa kazandırılabilir. Özellikle
8-12 yaş grubu çocuklar fabl okumaktan ve
dinlemekten büyük zevk alırlar.
Kanaatkârlık, tamahkârlık, kıskançlık,
paylaşımcılık gibi çocuklar tarafından
anlaşılması güç kavramların somut olaylarla
anlatılması sebebiyle çok önemli bir eğitim
aracı olarak kabul edilmelidir.
• 10. Kişilerin ve çocukların yakınlık
duyduğu sevdiği varlıklar olduğu için
fabllar, çocukların ilgisini çeker.
Öykülemenin kısa oluşu da çocukların
fabllara duyduğu ilginin bir başka
sebebidir. Sıkmadan verilen öğütler, bu
nedenle çocukların eğitiminde yararlı
olur.
• 11. Fabllar eğlendirici ve sevimlidirler.
• 12. Dramatizasyona uygun oluşları
anlatımlarındaki hareketliliği eyleme
dönüştürmeye yardımcı olur. Böylelikle
yaşayarak öğrenmeye uygundurlar.
• 13. Fabllar olay anlattıkları için bir
başka şiiri okumaktan ya da
ezberlemekten daha çok çocukların
ilgisini çeker.
• 14. Fabllar insan belleğinde çok
kolay saklanabilen ve ortaya
çıkarılabilen özelliklere sahip
olduğu için sözlü gelenek içinde
de yaşatılabilmektedir.
• 15. Bütün uluslarda ortak bir
nitelikte olan fabllar basit, pratik
ahlâk ilkeleridir.
• Fablın dört ögesi vardır:
kişiler, olay, zaman, yer.
• Kişiler: Fablin konusu olan olay, kişileştirilmiş
en az iki hayvanın başından geçer. Bunlardan
biri iyi ahlâklı bir tipi, diğeri kötü ahlâklı bir tipi
canlandırır.Fabllerde ikinci derecede kişiler çok
azdır, bazen yoktur. Kişi betimlemesi
yoktur.Kahramanlar arasında tilki varsa biz onu
kurnaz insan yerine koyarız; arslan varsa
cesaretine güvenen biri yerine koyarız. Kısa
olay bile bütün yönleriyle değil, yalnızca fable
konu olan yönüyle tanımlanır. Derinlemesine
duygu çözümlemelerine yer verilmez.Fabllerde
bir de anlatıcı kişi vardır. Bu kişinin de
betimlemesi yapılmaz, cinsiyeti verilmez.
Anlatıcı kahramanları izler, dersini alır. Böylece
dinleyen ile aynı görüşü paylaşır.
• Olay: Fablın konusu insan başına
gelebilecek her hangi bir olaydır.
Olay,kahramanın eyleme dönüşmüş
beğenme, istek, özlem, öfke, korku...
gibi tutkuya dönüşmüş duygularından
doğar. Fablın gövdesini bir olay
oluşturur, asıl önemli olan fablın
anlatılış nedenidir. Buna "ders" denir.
Yer: Tasvir yapılmaz fakat çevre
çok iyi verilmelidir: Orman, göl
kenarı,yol... gibi. Olayın geçtiği
yer olayla birlikte değişebilir.
• Zaman: Her olay gibi fabldeki
olay da bir zaman diliminde geçer.
Kronolojik zaman kullanılır.
•
Fabl plânı dört bölümdür: Serim,
düğüm, çözüm, öğüt.
• Serim: Olayın türüne, çıkarılacak derse göre
kişileştirilmiş hayvanlar ve çevre tanıtımının
yapıldığı bölümdür.
• Düğüm: Olay o çevrede verilmek istenen derse
göre gelişir. Kısa ve sık konuşmalar vardır.
Hemen birkaç konuşma ile olay düğümlenir
• Çözüm: Olay beklenmedik bir sonuçla biter.
Fablın en kısa bölümüdür.
• Öğüt: Ana fikir bu bölümde öğüt niteliğinde
verilir. Bu bölüm kimi zaman başta, kimi zaman
sondadır. Kimi zaman da sonuç okuyucuya
bırakılır.
FABL TÜRÜNÜN GELiŞİMİ
• Batıda ve dünyada ilk fabl yazarı olarak
Frikyalı Aisopos (Ezop) gösterilir. Ezop’un
M.Ö. 620-650 yılları arasıda yaşadığı ve
baskıcı bir yönetim yüzünden
düşüncelerini küçük hayvan hikâyeleri ile
anlattığı söylenmektedir. Ezop'un fablları
MÖ 300 yılında derlenerek yazıya
geçirilmiştir.
• Doğuda ilk fabl örneklerine eski Hint
edebiyatında MÖ 200 yıllarında
Pançatantra masallarında rastlamak
mümkündür. Ancak çok daha sonraki
yüzyıllarda (MS 100-150) ortaya çıkan bu
eserin yazarının kim olduğu ve hangi yıllar
arasında yaşadığı henüz bilinmemektedir.
Bu türün diğer örneği ise MS 300 yılında
Beydaba tarafından meydana getirilmiştir.
Beydaba, Kelile ve Dinme adlı eserini
Debşelem adlı Hint hükümdarı zamanında
yazmış ve ona sunmuştur.
• La Fontaine, Ezop’un ve
Beydaba’nın Latinceye çevrilmiş
eserlerinden ve yine kendisinden
önce yaşamış, Phaedrus,
Planudes, Edmund Spenser gibi
şairlerden yararlanarak Fabl
türünde usta eserler meydana
getirmiştir.
• Fars edebiyatında 8.-14 yüzyılda yaşamış
ve toplumsal eleştirileriyle ilgili eserler
kaleme almış olan ünlü mizahçı Ubeyd-i
Zakanî ve 11/16. yüzyılda hayatını
sürdürmüş olan Muhammed Bakîr
Meclisî’nin Fare ile Kedi (Muş u Gurbe)
adlı eserleri vardır.
• Sadî’nin Gülistan ve Bostan adlı
eserlerinde hayvan hikâyelerini anlatan bir
çok örnek mevcuttur.
• James Thurber ve İngiliz George
Orwell çağdaş fabl yazarlarıdır.
EDEBİYATIMIZDA
FABL
• Türkçedeki ilk örneği Harname'dir.
• Ahmet Mithat, Kıssadan Hisse adlı eserini
ahlakî gaye güderek yazmıştır. Bu eserde
yazar, Ezop’tan, La Fontaine’den yapmış
olduğu çevirilere ve kendi yazmış olduğu
fabllere yer vermiştir
• Recaîzade Mahmut Ekrem, La
Fontaine’den Horoz ile Tilki, Kurbağa ile
Öküz, Karga ile Tilki, Meşe ile Saz,
Ağustos Böceği ile Karınca gibi bir çok
çeviriler yaparak bu alanda Türk
Edebiyatına katkıda bulunuştur
• Ali Ulvi Elöve Çocuklarımıza
Neşideler, adlı şiir kitabında La
Fontaine, Victor Hugo,
Lamartine’den yaptığı çevirilerin
yanında, yine bunlardan
esinlenerek yazdığı fabl türü
şiirlere de yer vermiştir.
• Nabizade Nazım’ın Bir Sansar ile
Horoz ve Tavuk adlı eseri vardır
• Tarık Dursun K.’nın fabl üzerine bir çok
eseri mevcuttur. La Fontaine, Ezop ve
Krilov’dan çeviriler yaparak yayınlayan
yazar, hayvanlarla ilgili bir çok hikâye
de yazmıştır.
• Nurullah Ataç, Orhan Veli Kanık, Ömer
Rıza Doğrul, Kemal Demiray, M. Fuat
Köprülü, Vasfi Mahir Kocatürk,
Siracettin Hasırcıklıoğlu, Sebahattin
Eyüboğlu fabl türü ile ilgilenmiş çeviri
yapmış, araştırmalarda
bulunmuşlardır.