ŞİİR BİLGİSİ Genel olarak uyaklı,ölçülü sözlere nazım denir. Duyguları,izlenimleri,coşkuları sözlerin uyumlu kullanımıyla,imgelerle etkili bir biçimde dile getiren edebi türe şiir denir. Duygu.
Download ReportTranscript ŞİİR BİLGİSİ Genel olarak uyaklı,ölçülü sözlere nazım denir. Duyguları,izlenimleri,coşkuları sözlerin uyumlu kullanımıyla,imgelerle etkili bir biçimde dile getiren edebi türe şiir denir. Duygu.
ŞİİR BİLGİSİ Genel olarak uyaklı,ölçülü sözlere nazım denir. Duyguları,izlenimleri,coşkuları sözlerin uyumlu kullanımıyla,imgelerle etkili bir biçimde dile getiren edebi türe şiir denir. Duygu ve düşüncelerin ölçülü ve kafiyeli olarak anlatıldığı şiirlere “manzum şiir” denir. Her manzume şiir olmayacağı gibi her şiir de nazım olmayabilir. Çünkü ölçü ve uyak olmadan da şiir yazılabilir. Ölçüsüz ve uyaksız yazılmış şiirlere serbest şiir denir. Düzyazı biçiminde yazılmış şiirler de bulunmaktadır. Böyle şiirlere mensur şiir denir. ŞİİR BİLGİSİ Şiirde Biçim Özellikleri Şiirde nazım birimi Şiirde ölçü türleri Şiirde uyak türleri Şiirde redif Şiirde uyak dizilişi Konularına Göre Şiir Türleri Lirik şiir Epik şiir Didaktik şiir Pastoral şiir Satirik şiir Dramatik şiir Edebiyat Akımlarına Göre Şiir Türleri Klâsik şiir Romantik şiir Parnasyen şiir Sembolik şiir Dadaist şiir Sürrealist şiir Nazım şekline göre şiir türleri Halk edebiyatı Koşma,Semai,Varsağı Türkü, Ninni, Mani, İlahi, Şathiye, Devriye, Nutuk vb. Divan Edebiyatı: Gazel, Kaside, Mesnevi, Tuyuğ, Rubai, Şarkı, Murabba, Muhammes, Müseddes vb. Üretildiği Döneme Göre Türk Şiirinin Türleri İslâmiyet Öncesi Türk şiiri Halk şiiri Divan şiiri Tanzimat şiiri Servet-i Fünun şiiri Cumhuriyet şiiri 1940 Sonrası Şiirde Biçim Özellikleri Nazım Birimi Şiiri oluşturan dize kümelerine “nazım birimi” denir. Nazım birimi,nazım şekillerini belirlemede belirleyici olarak kullanılır. Şiirde en küçük nazım birimine “mısra(dize)” denir. İslamiyet’ten önceki Türk şiirinde ve Halk şiirinde “dörtlük” ,Klasik Türk şiirinde (Divan şiiri) “beyit”, Çağdaş Türk şiirinde ise “dize” nazım birimi olarak kullanılmıştır. Nazım Birimi Şiiri oluşturan mısra gruplarına “Nazım birimi” denir. Dize(Mısra): Şiirde her satıra mısra(dize) denir. Dize nesirdeki cümlenin karşılığıdır. Dizeler büyük harfle başlar. Beyit: İki dizeden oluşan ve bütünlük gösteren bölümlere “beyit” denir. Dörtlük: Dört dizeden oluşan kümeye “dörtlük” denir. Halk edebiyatının temel birimlerinden biridir. Bunlar düz yazıdaki paragraf gibidir. Bent:Üç, beş, ve daha fazla mısralı öbeklere “bent” denir. BENT Akşam olur, kuşlar konar dallara Hoyrattır bu akşamüstüler daima. Gün saltanatıyla gitti mi bir defa Susamış yıldızlar iner göllere Yalnızlığımızla doldurup her yeri İnce güzeller dizilir yollara Bir renk çığlığı içinde bahçemizden, İçlerinde seni göremiyorum Bir el çıkarmaya başlar bohçamızdan Lavanta çiçeği kokan kederleri; Hoyrattır bu akşamüstüler daima. DÖRTLÜK BEYİT Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik Şimşek gibi atıldık bir semte yedi koldan Şimşek gibi Türk atlarının geçtiği yoldan Şiirde Ahenk Unsurları A)ÖLÇÜ: Hecelerin sayılarının ya da uzunluk ve kısalıklarının düzenli bir biçimde sıralanması temeline dayanan ve nazımda ahenk aracı olarak kullanılan ögeye ölçü(vezin) denir. Türk şiirinde üç türlü ölçü kullanılmıştır: Hece ölçüsü Aruz ölçüsü Serbest ölçü HECE ÖLÇÜSÜ Hecelerin sayılarına göre oluşturulan bir ölçüdür.Hece ölçüsüyle oluşturulan şiirin ilk dizesinde kaç hece varsa,sonraki dizelerde de o kadar hece vardır. Milli ölçümüzdür. Hece ölçüsüne parmak hesabı da denilir. Hece ölçüsü, Türk edebiyatının başlangıcından bu yana kullanılmıştır. Edebiyatımızda en çok 7’li, 6’li, 11’li ve 14’lü kalıp kullanılmıştır. Bana 'kara' diyen dilber Bu va tan top ra ğın ka ra bağ rın da Sı ra dağ lar gi bi du ran la rın dır Gözlerin kara değil mi Bir ta rih bo yun ca o nun uğ run da Yüzünü sevdiren gelin Ken di ni ta ri he ve ren le rin dir Kaşların kara değil mi 11’li ölçü ile yazılmıştır. 8’li ölçü ile yazılmıştır. HECE ÖLÇÜSÜ Durak: Hece ölçüsüyle yazılan şiirlerde, ahengi artırmak amacıyla mısralar belli yerlerinden ayrılır. Bu ayrım yerlerine durak denir. Duraklarda kelimelerden ortalarından bölünemez. Bir şiirde, bütün dizelerin durakları aynı olabileceği gibi, belli dizelerde farklı duraklar da kullanılabilir. Bir şiirin her dizesinde farklı duraklar kullanılmışsa, o şiir duraksız kabul edilir. 7’li kalıp Ne haldeyim/ ne bilem(4+3) Tuzaktayım / ne gülem(4+3) Bir garipçe / bülbülem(4+3) Ötmeğe /güle geldim(3+4) 8’li kalıp Gah eserim /yeller gibi (4+4) Gah tozarım /yollar gibi (4+4) Gah akarım /seller gibi (4+4) Gel gör beni /aşk neyledi (4+4) 11’li kalıp Hangi dağda bulsam ben o maralı Hangi yerde görsem çeşm-i gazeli Avcılardan kaçmış ceylan misali Göçmüş dağdan dağa yoktur durağı 14’lü kalıp Gözümde bir damla su /deniz olup taşıyor Çöllerde kalmış gibi /yanıyor yanıyorum Bütün gemicilerin/ ruhu bende yaşıyor Başımdaki gökleri /bir deniz sanıyorum ARUZ ÖLÇÜSÜ Hecelerin uzunluk(kapalı) ve kısalıkları (açık) temeline dayanan nazım ölçüsüne aruz denir. İlk olarak Araplar tarafından geliştirilmiştir. Türkler aruzu,İran edebiyatı yoluyla tanımışlar; zamanla Türk edebiyatına özgü bir aruz yöntemi geliştirmişlerdir. Türk edebiyatında aruz ölçüsüyle yazılmış ilk eser Yusuf Has Hacip’in “Kutadgu Bilig” adlı eseridir. Aruz Ölçüsünün Belli Başlı Kuralları a) Ünlüyle biten heceye açık(kısa) hece denir ve “.” işaretiyle gösterilir. (ba) b) Ünsüzle biten heceye kapalı(uzun)hece adı verilir ve “-” işareti ile gösterilir.(bal) c) İçinde uzun ünlü bulunan kapalı heceler ile dört sesten oluşan heceler,bir uzun bir kısa hece olarak değerlendirilir.( yâr, halk) Ancak bu tür hecelerin sonunda “n” ünsüzü yer alırsa bu kural işletilmez.Bu tür heceler bir uzun hece olarak işaretlenirler. d) Dize sonuna gelen tüm heceler kısa olsa bile uzun hece olarak kabul edilir. Aruzla İlgili Bazı Terimler Takti(Kesme):Aruz ölçüsünde dizelerin durak yerlerini belirtecek biçimde kesik kesik okunmasına denir. Vasl(Ulama):Ünsüzle biten biten bir sözcüğün ünsüzünü,ondan sonra gelen ve ünlüyle başlayan bir sözcüğün ilk hecesine bağlama işlemine denir. İmale(Uzatma):Kısa bir heceyi,ölçü gereği,uzun yapmaya imale denir. Uzun okunan kısa hece,bu yöntemle kapalıya dönüştürülür. İmale, bir aruz kusurudur. Zihaf(Kısma):Uzun bir heceyi,ölçü gereği kısa yapmaya denir. Zihaf da bir aruz kusurudur. Med: Aruzda ritim denen iç ahengi sağlamak için bir heceyi iki hece durumuna getirmek, yani bir tam sesi bir buçuk sese yükseltmektir. Kasr: Uzun heceyi hafifletmek,inceltmektir. ”mah, şah,nigah” gibi sözcükleri hafifleştirerek “meh,şeh,nigeh” şeklinde okumaktır. SERBEST ÖLÇÜ Hece ya da aruz ölçüsünü dikkate almadan yazılan şiirler serbest ölçülüdür.Serbest ölçü bir bakıma şiirde ölçüsüzlüktür. Serbest ölçüyle yazılan şiirlerde dizelerdeki toplam hece sayıları değişir. Günümüz Türk edebiyatında şiirler daha çok serbest ölçüyle yazılmaktadır. Edebiyatımızda şiirde ölçüyü reddeden ilk edebiyat topluluğu Garipçiler olmuştur. Orhan Veli Kanık,Ziya Osman Saba,Cahit Sıtkı Tarancı, Arif Nihat Asya... gibi şairler serbest ölçüyü başarıyla kullanan şairlerimiz arasındadır. UYAK(KAFİYE)TÜRLERİ Uyak(kafiye) Mısra sonlarındaki ses benzerliklerine denir. Kafiyeyi oluşturan ek ve kelimelerin yazılışları ve okunuşları aynı,anlamları ve görevleri farklı olmalıdır. Uyaklar ses değerlerine göre “yarım,tam, zengin,tunç ve cinaslı uyak” olmak üzere beşe ayrılır. Yarım Uyak: Dize sonlarındaki bir ses benzerliği ile oluşturulan uyaklara “yarım uyak” denir. Mehmed'im sevinin başlar yüksekte! Ölsek de sevinin eve dönsek de Tam Uyak: Dize sonlarında iki ses benzerliğine “tam uyak” denir. UYARI: Üstünde uzatma işareti(^) bulunan ünlüler iki sesli sayıldığından tam kafiye oluşturur. Dedem koynunda yattıkça benimsin, ey güzel toprak Neler yapmış bu millet en yakın tarihe bir sor bak 3)Zengin Uyak: En az üç ses benzerliği olan uyak türlerine “zengin uyak” denir. UYARI:Üstünde uzatma işareti (^) bulunan ünlüler bir ünsüzle birlikte üç ses sayıldığından zengin kafiye oluşturur. Ertesi gün başladı gün doğmadan yolculuk, Soğuk bir mart sabahı.. Buz tutuyor her soluk • Bilmem ki adını onun kim saklar • Besbelli üşütür soğuk topraklar 4)Tunç Uyak:Uyağı oluşturan sözcüklerden birinin,diğer sözcüğün içinde tam olarak yer almasıyla oluşan uyak türüne “tunç uyak” denir.Tunç uyak,tam uyak ve zengin uyak biçiminde olabilir. Kimi solgun,sarışın; kimi ak,kimi kara Kiminin arkasında görünüyor Ankara Bastığın yerleri toprak diyerek geçme,tanı Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı 5)Cinaslı Uyak:Dize sonlarında söylenişleri aynı fakat anlamları farklı sözlerin oluşturduğu uyak türüne “cinaslı uyak” denir. Sesteş sözcüklerle cinaslı uyak yapılır.sesteş olmayan; ama okunduğunda kulağa aynı gelen sözlerle de cinas yapılır. “kuzusu-kuzu su” gibi. Kalem böyle çalınmıştır yazıma Yazım kışa uymaz,kışım yazıma Haylice vakit oldu Ben bu derde yanalı Binme namert atına Ya mıh düşer ya nalı REDİF Uyaktan sonra gelen aynı anlamlı sözcüklere veya aynı görevli eklere redif denir. Redif “döner uyak” olarak da adlandırılır. 1) Ek ile Yapılan Redif : Eş görevli eklerin tekrarlanmasıyla oluşan rediflerdir. On atlıya karar verdim yaşını Yenice sevdaya salmış başını El yanında yakar gider kaşını Tenhalarda gülüşünü sevdiğim. 2) Sözcük ile Yapılan Redif:Yazılışı,okunuşu, anlamı aynı olan bir sözcüğün dize sonlarında tekrarlanmasıyla meydana gelen rediftir. Bu ıslıkla uzayan, dönen, kıvrılan yollar, Uykuya varmış gibi görünen yılan yollar 3)Sözcük Grubu ile Yapılan Redif: Yazılışı, okunuşu ve anlamı aynı olan birden fazla sözcüğün dize sonlarında tekrar edilmesiyle yapılan rediflerdir. Zannetme ki şöyle böyle bir söz Gel sen dahi söyle böyle bir söz 4)Hem Ek Hem Sözle Yapılan Redif: Bazı şiirlerde dizelerin sonlarında aynı anlamdaki sözcükler tekrar edilirken bu sözcüklerden önce aynı görev ve anlamda bulunan ekler yer alabilir. O güzel yüzün solmasın anne Gözlerine yaşlar dolmasın anne UYAK (KAFİYE) ÖRGÜSÜ Uyakları çizgi ve harf yardımıyla göstermeye uyak düzenini çıkarma, “kafiye örgüsü (kafiye şemasını bulma)” denir. Uyak Örgüsü Çeşitleri a) Düz Uyak: Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!........ UYAK (KAFİYE) ÖRGÜSÜ DÜZ UYAK ÇEŞİTLERİ: Mani Tipi Uyak: Kafiye şeması “aaxa” biçimindedir. Bahçe sana bağ bana Selam söylen bağbana Değme zincir kâr etmez Zülfün teli bağ bana Koşma türü uyak: Kafiye şeması “aaax” biçimindedir. Bizim elde bahar olur, yaz olur. Göller dolu ördek olur, kaz olur. Sevgi arasında yüz bin naz olur. Suçumu bağışla, ben sana kurban. b) Sarma Uyak:“abba” şeklinde gösterilir. Akşamleyin güneş ardından geceler Görününce en son bu yolun ucunda, Aksimiz mi? –dersin-başı avucunda, Düşünceye dalmış bir insan geceler. c) Çapraz Uyak: “abab” şeklinde gösterilir. Hâfız’ın kabri olan bahçede bir gül varmış; Yeniden her gün açarmış kanayan rengiyle Gece bülbül ağaran vakte kadar ağlarmış Eski Şiraz’ı hayal ettiren âhengiyle d) Örüşük Uyak: İlk İtalyan edebiyatında ve “terza-rima” nazım biçiminde kullanılan bu uyak türü , bizde Serveti Fünun döneminde denenmiştir. “aba,bcb,cdc...” şeklinde gösterilir. Uyak Konusunda Ek Bilgi Halk şiirinde en çok yarım uyak kullanılmıştır. Orta Asya şiirinden alınan bir gelenektir. Divan şiirinde uyak kurallarına çok önem verilmiştir.bu şiirde en çok zengin ve tam uyak kullanılmıştır.Divan şiirinde uyak göz içindir. Yani birbiriyle uyaklanan sözlerde (Arap harfleri ile) yazılış benzerliği aranır. Halk şiirinde böyle bir anlayış yoktur. Divan şiirindeki göz için kafiye anlayışına ilk tepki Tanzimatçılardan gelmiştir. Recaizade Ekrem kulak için kafiye tezini ortaya atmış,bu görüş büyük taraftar toplamış. Türk şiirinde uyaksız ilk şiiri Tanzimat sanatçısı Abdülhak Hamit Tarhan yazmıştır. (Validem,1913) Uyaklı şiir yazma geleneğine ilk esaslı tepki ise 1930’lu yıllardan sonra ortaya çıkmıştır. Orhan Veli ve arkadaşları uyaklı, ölçülü şiire karşı çıkarak yeni bir anlayış geliştirmişlerdir. Nazım Şekli : Kafiye örgüsüne ve mısra sayılarına göre manzumelerin aldığı biçime, nazım şekli denir. Nazım Türü: Nazım şeklinin konusuna göre çeşididir. Örneğin: “Koşma “ nazım şekli, koçaklama ise nazım türüdür. (Ayrı bir bölümde incelenecektir.)