ulusal su hukuku

Download Report

Transcript ulusal su hukuku

SU HUKUKU
SALİM FAKIOĞLU
SU HUKUKU VE POLİTİKASI DAİRE BAŞKANI
5 Haziran 2013
ANKARA
Sunum Planı
1. GİRİŞ
2. ULUSAL SU HUKUKU
3. ULUSLARARASI SU HUKUKU
4. NETİCE VE TAVSİYELER
2
1. GİRİŞ
3
GİRİŞ
• Su hukukunun kapsamına, genel olarak iç sular girmektedir. İç
sulardan maksat denizler dışında kalan yeraltı ve yerüstü
sularıdır. Denizler ise daha ziyade çevre hukuku ve devletler
hukuku kapsamında ele alınmaktadır.
• Su hukukunun maksadı, bir taraftan su varlıklarının korunması
ve suların oluşturduğu tehlikelere karşı çeşitli önleyici tedbirlerin
alınması, diğer taraftan çok sayıda ve nitelikteki yararlanma
biçimleri arasındaki uyuşmazlık ve çıkar çatışmalarını, kamu
yararı ve hidrolojik bağlantıları gözeterek en uygun şekilde
uzlaştırmak ve düzenlemek olarak kabul edilmektedir.
4
2. ULUSAL SU HUKUKU
5
ULUSAL SU HUKUKU
Ulusal Su Hukukunun Anayasal Çerçevesi
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ilk anayasası niteliğindeki 1924
Anayasası, su kaynakları ve suların kullanım biçimine ilişkin herhangi
bir düzenleme getirmemiştir.
Su hukukuna ilişkin ilk anayasal düzenleme 1961 Anayasası’nın 130
uncu maddesinde yer almaktadır. Buna göre:
“Tabii servetler ve kaynaklar Devletin hüküm ve tasarrufu
altındadır. Bunların aranması ve işletilmesi hakkı Devlete aittir. Aranma
ve işletilmesi devletin özel teşebbüsle birleşmesi suretiyle veya
doğrudan özel teşebbüs eliyle yapılması kanunun açık iznine bağlıdır.”
6
ULUSAL SU HUKUKU
1982 Anayasası’nın 168 inci maddesi ise 1961 Anayasası’ndaki
düzenlemeye paralel bir hüküm getirmiştir:
“Tabii servetler ve kaynaklar Devletin hüküm ve tasarrufu
altındadır. Bunların aranması ve işletilmesi hakkı Devlete aittir. Devlet bu
hakkını belli bir süre için, gerçek ve tüzel kişilere devredebilir. Hangi tabii
servet ve kaynağın arama ve işletmesinin Devletin gerçek ve tüzel kişilerle
ortak olarak veya doğrudan gerçek ve tüzel kişiler eliyle yapılması,
kanunun açık iznine bağlıdır. Bu durumda gerçek ve tüzel kişilerin uyması
gereken şartlar ve Devletçe yapılacak gözetim, denetim ve esasları ve
müeyyideler kanunda belirlenir.”
7
ULUSAL SU HUKUKU
Ulusal Su Hukukunun Kanuni Çerçevesi
Su Hukuku sistemimizin anayasal düzenlemelerden sonraki en önemli
kaynağı 4721 sayılı Medeni Kanun’un 715 inci ve 756 ncı maddeleridir.
•Medeni Kanun’daki klasik tasnif uyarınca sular özel sular ve genel
sular olmak üzere iki ana başlık altında incelenmektedir. Bu tasnif
suyun özel mülkiyete konu olup olmamasına göre yapılmaktadır.
•Buna göre özel sular, özel mülkiyet hakkına konu olabilen kaynak,
göze gibi sulardır. Bunlar çıktığı arazinin mütemmim cüzü olarak kabul
edilmekte olup bu sulara malik olmak için toprak mülkiyetinin
kazanılması şartı aranmaktadır.
•Genel sular ise özel mülkiyet hakkına konu edilemeyen yeraltı suları
ve akarsular, göller gibi yerüstü sularından oluşmaktadır. Bu sular kamu
hukuku kapsamına girmektedir.
8
ULUSAL SU HUKUKU
Medeni Kanun’un yanı sıra su ile alakalı daha
bir çok yasal düzenleme bulunmaktadır.
Bunlardan başlıcaları:
•1926 tarihli ve 831 sayılı Sular Hakkında
Kanun
Temel olarak şehir, kasaba ve köylerdeki
kamunun ihtiyacını karşılamaya özgü suların
temini ve idaresi konusunu düzenlemiştir.
•1930 tarihli ve
Hıfzıssıhha Kanunu
1593
sayılı
Umumi
9
ULUSAL SU HUKUKU
•1960 tarihli ve 7478 sayılı Köy İçme suyu
Kanunu
1926 tarihli Sular Hakkında Kanun köy suları
hakkında köy yönetimini görevlendirmişken,
1960 yılında kabul edilen bu kanun, köylerin
içme ve kullanma suyu ihtiyaçlarının DSİ
tarafından karşılanacağını öngörmekte ve bu
suların dağıtım ve tahsisinde izlenecek usul ve
esaslara ilişkin hükümler ihtiva etmektedir.
10
ULUSAL SU HUKUKU
•1960 tarihli ve 167 sayılı Yeraltı Suları
Hakkında Kanun
Su yönetimi ile ilgili en önemli kanunlardan birisi
de 167 sayılı Yeraltı Suları Hakkında Kanundur.
Bu kanunla yeraltı sularının mülkiyeti ve
işletilmesine ilişkin kurallar getirilmiştir.
Kanunun 1 inci maddesine göre; “ Yeraltı suları
umumi sular meyanında olup Devletin hüküm ve
tasarrufu altındadır. Bu suların her türlü
araştırılması, kullanılması, korunması ve tescili
bu kanun hükümlerine tabidir.”
11
ULUSAL SU HUKUKU
1968 tarihli ve 1053 sayılı Belediye
Teşkilâtı Olan Yerleşim Yerlerine İçme,
Kullanma Ve Endüstri Suyu Temini
Hakkında Kanun
26.04.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5625
Sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması
Hakkında Kanun ile; 1053 sayılı kanunun adı
‘’Belediye Teşkilatı Olan Yerleşim Yerlerine
İçme, Kullanma ve Endüstri Suyu Temini
Hakkında Kanun’’ olarak değiştirilmiş ve
nüfusun 100 000’den fazla olması şartı ve
Bakanlar Kurulu Kararı gerekliliği kaldırılarak
Kamu Yatırım Programında yer almak
şartıyla belediye teşkilâtı olan yerleşim
yerlerinin içme, kullanma ve endüstri
suyunun temini görevleri belediyelere
verilmiştir.
12
ULUSAL SU HUKUKU
•1943 tarihli ve 4373 sayılı Taşkın Sulara ve
Su Baskınlarına Karşı Korunma Kanunu
•1971 tarihli ve 1380 sayılı Su Ürünleri
Kanunu
• 2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanunu
•2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir
Belediyesi Kanunu
•1981 tarihli ve 2560 Sayılı İstanbul Su ve
Kanalizasyon
İdaresi
Genel
Müdürlüğü
Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun
•2005 tarihli ve 5302 sayılı İl Özel İdaresi
Kanunu
13
ULUSAL SU HUKUKU
• 2007 tarihli ve 5686 sayılı
Jeotermal Kaynaklar ve Doğal
Mineralli Sular Kanunu
Bu
Kanun,
belirlenmiş
veya
belirlenecek jeotermal ve doğal
mineralli su kaynakları ile jeotermal
kökenli gazların arama ve işletme
dönemlerinde, kaynaklar üzerinde
hak sahibi olunması, devredilmesi,
terk edilmesi, kaynak kullanımının
ihale edilmesi, sona erdirilmesi,
denetlenmesi, kaynak ve kaptajın
korunması ile ilgili usûl ve esaslar ile
yaptırımları kapsar.
14
ULUSAL SU HUKUKU
• 2872 sayılı Çevre Kanunu
Suların korunmasıyla ilgili temel
kanun, özellikle su kaynaklarını
çevrenin en temel öğelerinden biri
olarak gören ve su kaynaklarının
korunmasına ilişkin düzenlemeler
içeren 9/8/1983 tarihli 2872 sayılı
Çevre Kanunudur.
•
•
Bu Kanun’un su ile doğrudan ilgili olan
hususları şunlardır:
Kanun’un 9 uncu maddesinin “h”
bendine göre; Ülkenin deniz, yeraltı ve
yerüstü su kaynaklarının
ve su
ürünleri istihsal alanlarının korunarak
kullanılmasının
sağlanması
ve
kirlenmeye karşı korunması esastır.
Kanunun 20 nci maddesi, Kanunda
öngörülen yasaklara ve sınırlamalara
aykırı olarak ülkenin egemenlik
alanlarındaki denizlerde ve yargılama
yetkisine tâbi olan deniz yetki
alanlarında ve bunlarla bağlantılı
sularda, tabiî veya sunî göller ve baraj
gölleri
ile
akarsuları
kirletenler
hakkında idarî para cezası tesis
edilmesini hükme bağlamıştır.
15
ULUSAL SU HUKUKU
Ulusal Su Hukukunun İkincil Düzenlenmeleri
•1961 tarihli Yer altı Suları Tüzüğü
• 29/6/2012 tarihli İçmesuyu Elde Edilen veya
Elde Edilmesi Planlanan Yüzeysel Suların
Kalitesine Dair Yönetmelik
• 8/1/2006 tarihli Kentsel Atık Su Arıtımı
Yönetmeliği
• 18/2/2004 tarihli Tarımsal Kaynaklı Nitrat
Kirliliğine
Karşı
Suların
Korunması
Yönetmeliği
16
ULUSAL SU HUKUKU
•17/2/2005 tarihli İnsani Tüketim Amaçlı
Sular Hakkında Yönetmelik
•9/1/2006 tarihli Yüzme Suyu Kalitesi
Yönetmeliği
•31/12/2004 tarihli Su Kirliliği Kontrolü
Yönetmeliği
•7/4/2012
tarihli
Yeraltı
Sularının
Kirlenmeye
ve
Bozulmaya
Karşı
Korunması Hakkında Yönetmelik
17
ULUSAL SU HUKUKU
•17/10/2012 tarihli
Su Havzalarının
Korunması Ve Yönetim Planlarının
Hazırlanması Hakkında Yönetmelik
•30/11/2012 tarihli Yüzeysel Su Kalitesi
Yönetimi Yönetmeliği
•17/2/2005 tarihli Tehlikeli Maddelerin
Su ve Çevresinde Neden Olduğu
Kirliliğin Kontrolü Yönetmeliği
18
ULUSAL SU HUKUKU
•31/12/2004 tarihli Su Kirliliği Kontrolü
Yönetmeliği:
Çevre Kanunu gereğince hazırlanan
yönetmeliklerden biri olan Su Kirliliği
Kontrolü Yönetmeliği, çevrenin bir
unsuru olan su varlığının ne şekilde
korunacağını düzenleyen yönetmeliktir.
Koruma konusunda önemli başvuru
kuralları içermektedir.
.
19
ULUSAL SU HUKUKU
•
7/4/2012 tarihli Yeraltı Sularının Kirlenmeye
ve Bozulmaya Karşı Korunması Hakkında
Yönetmelik
•
17/10/2012 tarihli
Su Havzalarının
Korunması
Ve
Yönetim
Planlarının
Hazırlanması Hakkında Yönetmelik
•
30.11.2012 tarihli Yüzeysel Su Kalitesi
Yönetimi Yönetmeliği
20
ULUSAL SU HUKUKU
Ulusal su mevzuatına ilişkin kanun, tüzük ve yönetmeliklerin uygulayıcısı
konumundaki kurum ve kuruluşlar:
Orman ve Su
İşleri Bakanlığı
Nehir havzalarının yönetimi, yüzeysel ve yer altı suyu kaynaklarının korunması
ve planlanması, su kullanımı ve su kaynaklarının kalitesinin belirlenmesi ve
izlenmesi , su kaynaklarının taşkın ve kurak dönem planlaması, ulusal ve
uluslar arası su hukuku ve politikalarının takibi ve geliştirilmesi, sınıraşan ve
sınır oluşturan sular konularında çalışma yapmak,
DSİ
Yeraltı ve yüzey sularının amaçları doğrultusunda planlaması, tahsisi ve
geliştirilmesi, toprak ve su kaynaklarına ait verilerin toplanmasın ve izlenmesi,
taşkın koruma, sulama ve hidroelektrik üretimini amacıyla yapılacak su
yapılarının planlanması ve inşası
Çevre ve
Şehircilik
Bakanlığı
Atıksu yönetimi, atıksu planlaması ve atıksu arıtma tesislerinin izlenmesi ve
kontrolü, su kaynaklarının kalitesinin kontrolü ve kirliliğe karşı uygulanacak
yaptırımlar konusunda çalışmalar yapmak
Sağlık Bakanlığı
İçme suyu, kaynak suyu, mineral ve şifalı suların kalite kontrol etmek, içme
suyu standardlarını oluşturulmak.
İller Bankası
Kentsel yerleşimlerdeki su yönetimi, su ve atık su arıtımı tesislerinin planlamak
ve finansmanı sağlamak.
Kalkınma
Bakanlığı
Su kaynakları yatırımlarının genel planlamasını yapmak.
ULUSAL SU HUKUKU
Büyükşehir Belediyeleri
Gıda,Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığı
Kültür ve Turizm Bakanlığı
Enerji ve Tabii Kaynaklar
Bakanlığı
İl Özel İdareleri
MTA Genel Müdürlüğü
TUİK
Meteoroloji Genel Müdürlüğü
Su ve kanalizasyon idareleri , evsel ve endüstriyel atık
su deşarj denetlemek, atık su arıtım tesislerinin
yapmak, işletimi ve bakımını sağlamak.
Tarımsal alanların yönetimi ve meralar, balıkçılık ve su
ürünleri mevzuatı ve sahaların kalitesinin izlenmesi,
zirai ilaç kontrolünü yapmak ve izlenmesini sağlamak.
Turistik bölgelerde atıksu arıtım alt yapılarının kontrol
etmek, turizm bölgelerini ve merkezlerini planlamak
Enerji üretiminin planlanması, denetimi, izlenmesi,
Belediyeler dışındaki alanlara içme suyu ve kanalizasyon
sistemini sağlamak.
Jeotermal enerji ve yeraltı suyu araştırmaları yapmak.
Resmi istatistikleri sağlamak.
Hava tahmini, yağış ve iklimle ilgili verileri elde etmek
ve değerlendirmek, yayımlamak.
3. ULUSLARARASI SU HUKUKU
23
Uluslararası Su Hukuku
Su problemlerinin sınır tanımaması, kaybedilen değerlerin bütün insanlığın
ortak mirası olması gibi sebepler, suya ilişkin problemlerin bölgesel ve
hatta küresel düzeyde ele alınmasını mecburî kılmaktadır. Bu problemler,
uluslararası alanda devletler arasında imzalanan sözleşmeler yoluyla
giderilmeye çalışılmaktadır.
Uluslararası Su Hukukunun Temel Metinleri:
• Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu (BMAEK) Sınıraşan
Suyollarının ve Uluslararası Göllerin Korunması ve Kullanılması
Sözleşmesi (1992 tarihli Helsinki Su Sözleşmesi)
• Birleşmiş Milletler (BM) Uluslararası Suyollarının Ulaşım Dışı Maksatlarla
Kullanılmasına ilişkin Sözleşme (1997 tarihli BM Konvansiyonu)
24
Uluslararası Su Hukuku
• 1992 tarihli Helsinki Su Sözleşmesi’nin ana maksadı; sınıraşan suların
ekolojik yönden sağlıklı yönetimin korunması, makul ve hakça
kullanımı ile ekosistemlerin restore edilmesi olup Sözleşme’de
“sınıraşan her türlü etkinin önlenmesi, kontrolü ve azaltılması için
uygun önlemlerin alınması” hedeflenmiştir.
• Henüz yürürlükte olmayan 1997 BM Konvansiyonu ise , genel
hükümler içeren bir sözleşme olup ülkelerin aralarındaki
anlaşmazlıkları, özel hükümler içeren ikili anlaşmalar yoluyla çözmesi
öngörülmektedir.
•
•
•
•
•
Her iki Sözleşmenin ortak hükümleri:
Çevrenin, su ekosistemlerinin korunması,
Sınıraşan suların bütüncül yönetimi,
Önemli zarar vermeme,
Suyun adil, makul ve optimum kullanımı,
Anlaşmazlıkların çözümü için hakemlik müessesesi.
25
Uluslararası Su Hukuku
Uluslarası Su Hukukuna ilişkin diğer sözleşmeler:
•
Sulak Alanların Korunması, Ramsar Sözleşmesi (1971)
•
Akdeniz ’ in Kirliliğe Karşı Korunması, Barselona Sözleşmesi
(1976-1995)
•
Sınıraşan Konularda Çevresel Etki Değerlendirmesi, Espoo
Sözleşmesi (1991)
•
Bilgiye Erişim, Karar Alma Süreçlerine Halkın Katılımı ve Adalete
Erişim, Aarhus Sözleşmesi (1998)
•
Karadeniz‘in Kirliliğe Karşı Korunması, Bükreş Sözleşmesi (1992)
•
Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi (1992)
•
İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (1992)
26
Uluslararası Su Hukuku
AB Su Çerçeve Direktifi (SÇD)
SÇD’nin su hukuku bakımından değerlendirmesi:
Uluslararsı su hukukuna ilişkin bir diğer önemli metin ise 2000/60/EC sayılı
SÇD’dir.
•AB SÇD 22 Aralık 2000 tarihinde yürürlüğe girmiş ve AB müktesebatının bir
parçası olmuştur. Üye devletler SÇD’yi iç hukuka aktarmak ve uygulamakla
yükümlüdür. Direktif; AB ülkelerinde suların nitelikleri için yeni hedefler ortaya
koymuş ve bu hedeflere ulaşmak için uygulanacak yöntemleri belirlemiştir.
•Avrupa Birliği Komisyonu, Birliğin su hukuku düzenlemelerinin içinde bulunduğu
karmaşık yapının aşılabilmesi için Avrupa Birliği düzeyinde mevcut olan suyun
korunması ile ilgili düzenlemeleri, SÇD ile tek bir çatı altında birleştirmiştir.
•AB su kaynaklarının havza bazında yönetiminin sağlanması ve su ile ilgili
çerçeve bir mevzuat oluşturulması maksatlarıyla hazırlanmıştır.
27
Uluslararası Su Hukuku
AB SÇD’nin su politikası bakımından dayandığı bazı
esaslar
•Suyun korunması ve sürdürülebilir yönetimi
•Üye Devletler arasında işbirliği
•Su kaynakları yönetimine uzun vadeli yaklaşım
•Sınıraşan su sorunlarının kontrolüne katkıda bulunulması
•Topluluk sularının potansiyel kullanıcılarını korumak ve
geliştirmek için ortak prensiplerin oluşturulması
28
Uluslararası Su Hukuku
Sınıraşan ve Sınır Oluşturan Sular bakımından AB SÇD
•
AB ülkelerinin pek çoğu sınır aşan sularla birbirine bağımlı olup Avrupa’da
önemli sınıraşan su havzaları tamamen AB’ye dâhil ülkelerin sınırları içinde
yer almaktadır.
•
AB SÇD’nin “Nehir havzası yönetim planları” başlığını taşıyan 13’üncü
maddesinin (2) ve (3) numaralı alt paragraflarında, Topluluk ülkelerinin
sınırları içinde kalan sınıraşan havzalarla, Topluluk sınırları dışına taşan
havzalara ayrı ayrı atıfta bulunulmaktadır. Türkiye’nin AB üyesi olması
halinde Meriç nehri havzası bütünüyle AB sınırları içinde kalan bir havza
niteliği kazanacak, Fırat-Dicle, Asi, Çoruh ve Kura-Aras havzalarının bir
bölümü ise AB sınırlarını aşan havza olarak tanımlanacaktır.
•
Direktif’nin 13. maddesi, nehir havzalarının coğrafi ve hidrolojik bir bütün
olmasından hareketle, sınıraşan havza planlarının kıyıdaş ülkeler arasında
işbirliği yapılarak hazırlanmasını öngörmüştür. Eğer bir işbirliğine
gidilemiyorsa, aynı madde de, üye devletlere kendi siyasi sınırları içinde
kalan havza bölümü için “yönetim planı” hazırlama hakkı ve esnekliği
getirilmiştir.
5. NETİCE VE TAVSİYELER
30
NETİCE
•4 Temmuz 2011 tarihli ve 645 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile
Orman ve Su İşler Bakanlığı bünyesinde Su Yönetimi Genel
Müdürlüğü’nün ihdas edilmesi Türk Su Hukuku açısından önemli bir
gelişmedir.
•Halihazırda oldukça dağınık bir yapı arz eden su hukuku mevzuatının
düzenli bir yapıya kavuşturulması amacıyla hazırlanmakta olan Su
Kanunu Taslağı çalışmaları anılan Bakanlık tarafından koordine
edilmektedir.
•AB SÇD kapsamında nehir havzası yönetim planlaması anlayışı ve
sürdürülebilir kalkınma hedefleri doğrultusunda su kaynaklarının
planlanması, geliştirilmesi ve kullanılmasına yönelik ikincil mevzuat
düzeyindeki çalışmalar sürdürülmektedir.
•Türkiye, uluslararası su hukukuna ilişkin
değildir.
anlaşmalara henüz taraf
31
NETİCE
Orman
ve
Grupları
Genelge
Su
İşleri
Bakanlığı
Yönetmeliği
ve
çerçevesinde
Çalışma
2012/8
oluşturulan
sayılı
Su
Hukuku ve Politikaları İhtisas Grubu ve
İhtisas Heyeti marifetiyle;
•
•
•
•
su hukuku
su politikası
sınır aşan ve sınır oluşturan sular
sınır aşan su kaynakları yönetimi
konularında ihtisaslaşmak üzere çalışmalar
yürütülmektedir.
32
TAVSİYELER
•
Ulusal su hukuku mevzuatımızın oldukça dağınık bir yapı sergilemesi
ve 1920’li yıllarda kaleme alınan temel yasal metinlerin modern su
hukuku anlayışı çerçevesinde yeniden değerlendirmeye ihtiyaç
duyması sebebiyle, temel bir su kanunu hazırlanmasının ve vakit
kaybedilmeden yürürlüğe konmasının gerektiği,
•
Ayrıca mevzuattaki dağınıklığa paralel olarak su ile ilgili kurumlar
arasında da çok başlılık bulunmakta olup bu kurumlar arasındaki yetki
karmaşasının giderilmesi ve bunlar arasında koordinasyonu
sağlayacak tek bir muhatabın yetkili kılınması,
•
Uluslarası su hukukuna ilişkin anlaşmalara, ülkemiz çıkarları
gözetilmek ve bu kapsamda yapılacak değerlendirmeler neticesinde
uygun bulunmak şartıyla taraf olunması konusunda çaba gösterilmesi
gerektiği değerlendirilmektedir.
33
TEŞEKKÜRLER
Salim FAKIOĞLU
Su Hukuku ve Politikası Daire Başkanı
sfakioğ[email protected]
0312 2076110
34