Besmele Hakkında

Download Report

Transcript Besmele Hakkında

Ey hiç yoktan varlığımı bir balçıktan var edenim / Nimetine şükürlerle
binlerce kez hamd ederim. / Ey başıma bir taç gibi Muhammed’i yar edenim
Huzurunda günahımdan utanırım ar ederim .
BESMELE İLE BAŞLAMAK



Peygamberimiz (s.a.v.): '' Bismillahirrahmânirrahîm ile başlamayan
her hayırlı iş güdüktür.'' (hayrı kesiktir) buyurmuştur
İmam-ı Şafii besmelenin öneminden bahsederken: ''Besmele bir âyet
olduğu halde önemine binaen Kuran'da yüz on dört defa nâzil
olmuştur,'' demiştir.
Nitekim Meryem suresinde şöyle buyurulur: '' Göklerin, yerin
ve ikisinin arasında olan her şeyin Rabbidir O. Öyleyse yalnız
O'na kulluk et. Ona ibadetinde sabır ve sebat göster. Ona
denk ve adaş olacak hiç kimse bilirmisin?'' (2)
Rahmân ve Rahîm isimleri, Rahmet ve merhamet sahibi anlamınadır.
Rahmân'da dünyada bütün mahlukâta rızık verme anlamında umum
manası vardır. Rahîm'de ise, Gafûr manasında, Âhirette mü'minlere
kâfi anlamına hususî bir mana vardır. Bu manadan dolayı; ''Ey
dünyanın Rahmânı ve ey Âhiret'in Rahîmi,'' denilmiştir.
HER İŞE ALLAH'IN İSMİYLE BAŞLAMANIN NE FAYDASI VARDIR?
Kur'an, insandan bahsederken: '' İnsan zaif olarak yaratılmıştır,'' (3) buyurmaktadır. Madem
zaifdir. O takdirde güçlü olana sığınmak zorundadır. Sığınmanın dilekçesi de besmeledir.

Bilmediğimiz yerlerde isek bize bir hami ve bir delil lazımdır. Madem delilsiz gidilmez gidilen yere
işte o takdirde gaip olmamak için o yüce kudretin emanında dolaşmak lazımdır.

Bir isme dayanarak gezen ve seyahat eden kimse, bir yol kesiciye bir haramiye rast gelse: ''ben
fülan kimsenin adı ve himayesiyle geziyorum,'‘ der. Şâki defolur gider, ilişmez. Bir çadıra girse o
nâm ile hürmet görür.

Madem böyledir; şu dünya sahrasının Ebedî Mâlikinin ve Ezelî Hâkiminin ismini almak, böylece
bütün kainatın dilenciliğinden ve her hâdisenin karşısında titremekten kurtulmak en akıllı ve karlı
bir yoldur.

Besmele, bir İslâm alametidir. Kalemin yazdığı ilk şeydir. Peygamberimiz (s.a.v) hadis-i
şeriflerinde: “Kalemin ilk yazdığı şey bismillahirrahmanirrahim dir. Cibril onu bana getirdiğinde
üç defa tekrar edip şöyle dedi: '' Bu senin ve ümmetin içindir,'' buyurdular.
BİR TABLO
Huzeyfe (r.a) anlatıyor: “Biz Rasulullah (s.a.v) in yanında yemeğe oturunca,
Rasulullah (s.a.v) yemeğe başlamadıkca, kesinlikle elimizi yemeğe vurmazdık. Bir seferinde
yine Onunla yemeğe oturmuştuk. Derken küçük bir kız çocuğu geldi, sanki arkasından bir iteni
var gibi hemen elini yemeğe soktu. Rasulullah (s.a.v) elinden tuttu. Arkadan bir bedevî geldi,
sanki onun da arkasından iten biri vardı, alelacele o da elini yemeğe soktu.. Rasulullah (s.a.v)
onun da elinden tuttu. Ve şunu söyledi: “Şeytan, üzerine Allah'ın ismi zikredilmeyen yemeği
kendine helal addeder. Nitekim, sayesinde yemeğimizi kendine helal kılmak için bu cariyeyi
getirdi. Ben de elinden tuttum. Bunun üzerine şu bedevîyi getirip onunla yemeği kendine
helal kılmak istedi, ben onun da elinden tuttum. Nefsim elinde olan Zât-ı Zülcelal'e yemin
olsun ki; şeytanın eli, o ikisinin eliyle birlikte avucumdadır.'' Rasulullah (s.a.v) bunları
söyledikten sonra besmele çekip yemeğe başladı (4)
Vahşî ibn-u Harb anlatıyor: “Rasulullah (s.a.v) in ashabı dediler ki: “Ey Allah'ın
Rasulü! Biz yiyoruz, ancak bir türlü doymuyoruz (ne yapalım?) Bunun üzerine Rasulullah
(s.a.v): “Ayrı ayrı yemekte olmayasınız,'' diye sordu. 'Evet' dediler. Rasulullah da:'' Öyleyse
yemeğinizde toplanın (bir sofra kurarak hep beraber yiyin) yemeğe Allah'ın ismini zikrederek
(Bismillahirrahmanirrahim diyerek) başlayın. Böyle yaparsanız yemeğiniz, hakkınızda
mübarek kılınır.'' (7)
Hz Câbir (r.a) anlatıyor: Rasulullah (s.a.v) buyurdular ki: “Kişi evine döndüğü zaman
içeri girerken ve yemek yerken Allah'ın adını zikrederse, şeytan (avanelerine): “size burada
gecelemek de yok akşam yemeği de yok!'' der. Ama kişi eve girerken Allah'ı zikreder fakat
akşam yemeğini yerken zikretmezse, şeytan (avanelerine): “akşam yemeğine kavuştunuz ama
burada gecelemek mümkün değil!'' der. Adam eve girerken ve yemeğe başlarken 'Bismillah'
diyerek Allah'ı zikretmezse, şeytan (avanelerine):'' Yemeğe de yetiştiniz, yatmaya da!'' der. (9)
ÇAĞDAŞIN DİLİYLE HER ŞEY ONUN İSMİNİ SÖYLÜYOR

Son zamanlarda bilim adamlarının akıllara hayretler veren buluşları, bir işe
başlarken besmele çekmenin ve yüce yaratıcının isimlerinden bir isimle o
işi açmanın dinimizdeki önemini daha fazla ortaya koymuştur. Sızıntı
dergisinde yayınlanan Saffet Senih beyin 'Su kristallerinin sırları' başlıklı
yazısında; Japon bilim adamı Prf. Dr. Masaru Emoto'nun su kristalleri
üzerindeki araştırmalarına yer vererek şöyle demektedir. ''Emoto içinde
70'ten fazla kristal resmi bulunan 'Su kristalleri' adlı eserinde ''su cansız bir
madde değil, canlı ve duyguları algılayan kristallerden oluşmaktadır.. Su
çevresinden pozitif ve negatif bilgileri alır ve ona göre tepki verir.'' Diyor.
Emoto'nun araştırmalarına göre su kristalleri, dış çevre tesirlerinin yanı sıra,
müzik, söz ve kavramlara da tepki veriyor...Su, ne kadar sevgi, duygu ve
âhenk dolu söz ve musikî ile karşılaşırsa; altıgen kristal yapısı da o kadar
güzel ve düzgün olmaktadır. Meselâ çekilen fotoğrafların birinde suyun
yanında "şeytan" dendiğinde, kristaller kaotik bir biçime girerken, diğerinde
de güzel sözlerle duâ edildiğinde, suda, berrak ve estetik yapısı ile
mükemmel bir altıgen ortaya çıkıyor. Emoto, bu çalışmalarıyla görünmeyen
bir ruh âleminin varlığına da işaret ediyor..''
Notumuz :
Evet,bütün hayatını bir duâ ve zikir manzumesi halinde yüce yaratıcıya bağlı bir
şekilde yaşayan Rasul-ü Ekrem (s.a.v) in her iş ve davranışa âit duâları, zikirleri;
bizim için ne kadar değerli bir talim ve terbiye olduğu, şimdi daha açık bir şekilde
ortaya çıkıyor. Besmele içimizi güzelleştirdiği gibi dışımızı da güzelleştirmektedir.
Çok söze ne hacet.
Güzelliği besmele ile yazmak
 Her işe başlarken Allah-u Teala'nın o mukaddes
sıfatından yardım almalıyız. Onun eserleri ve sonuçları
bütün alemi kapsamış ve bütün aleme tecelli etmiştir.

‫خ َر ِة إِ َّنا ه ُْد َنـا‬
ِ ‫َو ْاك ُتبْ َل َنا فِي َهـ ِذ ِه ال ُّد ْن َيا َح َس َن ًة َوفِي اآل‬
ْ ‫صيبُ ِب ِه َمنْ أَ َشاء َو َرحْ َم ِتي َو ِس َع‬
‫ت‬
ِ ُ ‫ْك َقا َل َع َذ ِابي أ‬
َ ‫إِ َلي‬
َّ ‫ون‬
‫ين‬
َ ‫الز َكـا َة َوالَّ ِذ‬
َ ‫ون َوي ُْؤ ُت‬
َ ُ‫ين َي َّتق‬
َ ‫ُك َّل َشيْ ٍء َف َسأ َ ْك ُت ُب َها لِلَّ ِذ‬
‫ون‬
َ ‫هُم ِبآ َيا ِت َنا ي ُْؤ ِم ُن‬
(A'raf, 156
‫‪Peygamberler de zorluklardan ve sıkıntılardan kurtulmak‬‬
‫‪için Allah-u Teala'nın rahmet sıfatına sığınmışlardır.‬‬
‫ون بِ َح ْم ِد َربِّ ِه ْم‬
‫ش َو َم ْن َح ْولَهُ يُ َسبِّ ُح َ‬
‫ين يَحْ ِملُ َ‬
‫الَّ ِذ َ‬
‫ون ْال َعرْ َ‬
‫ين آ َمنُوا َربَّنَا َو ِسع َ‬
‫ْت ُك َّل‬
‫ُون لِلَّ ِذ َ‬
‫ون بِ ِه َويَ ْستَ ْغفِر َ‬
‫َوي ُْؤ ِمنُ َ‬
‫ك‬
‫ين تَابُوا َواتَّبَعُوا َسبِيلَ َ‬
‫َش ْي ٍء رَّحْ َمةً َو ِع ْلما ً فَا ْغفِرْ لِلَّ ِذ َ‬
‫{‪}el Mümin7‬‬
‫اب ْال َج ِح ِيم‬
‫َوقِ ِه ْم َع َذ َ‬
Dünyada ne varsa Rahmetin tecellisidir
Er- Rahman: Rahmet sıfatı özeldir. Onda olan genellik diğer sıfatlarda
yoktur. Mesela Ğaffar sıfatı sadece günah ve hata işleyenler için
geçerlidir. Rahmet sıfatı aslında diğer sıfatları da büyük ölçüde
kapsamaktadır. Ama tersi böyle değildir. Sonra her şey bir anlamda
O'nun rahmetinin bir tecellisidir. Hallakiyeti, razzakıyyeti, ğaffariyeti
ve... Nitekim "Rahmetin her şeyi kapsadığı Kur'an'da vurgulanmakta,
olduğunu yukarıdaki ayette görmüş olduk.
NOT: Kısacası bir mıknatıs misali herkesi cezbeden ve gönülleri birbirine
bağlayan bu rahmet sıfatıdır. Halkı Hakk'a bağlayan da bu sıfattır. Evet
gerçek mü'minler her işin başında "Bismillahirrahmanirrahim" diyerek her
şeyden ve herkesten koparak, gönüllerini sadece ona bağlar ve sadece
ondan yardım dilerler. Esasen ariflerin de dediği gibi Allah'ın azap ve
cezası da, zahiri azap olmakla birlikte, batını rahmet içermektedir. Çünkü
azap ve ceza da bir taraftan uyarı, bir taraftan da günahın pisliğinden ve
olumsuz sonuçlarından temizlenme vesilesidir.

Gazap ve Azaba besmele ile başlanmaz
Rahman ve rahim:
Allah-u Teala Kur'an-ı Kerim'in 114 suresinden 113 tanesini
rahmet sıfatlarını içeren Besmele'yle başlamış, sadece bir
sureyi (Tevbe suresini) Besmele'siz başlamıştır ki onda
müşrikler ve kafirlere karşı beraet, gazap ve azabından
bahsetmektedir!
Tabi şunu da bilmemiz gerekir ki Allah-u Teala'nın bu iki
sıfatından her biri, O Zat-ı Mukaddes'in bir türlü rahmetine
işarettir: "Rahman" sıfatı onun bütün kainatı kapsayan umumi
rahmetini ifade eder. Bu rahmette canlı ve cansız, insan ve
gayri insan, mü'min ve gayri mü'min fark etmemektedir. Her
kes ve her şey, bu rahmeti rahmaniyyeye
mazhardır. Ama "Rahim" sıfatı O'nun özel ve has rahmetini
ifade eder. Bu ise sadece mü'minleri kapsar. Bir kısmı bu
dünyada, bir kısmı ve önemli kısmı ise ahirettedir
Kur'ân'da; hayatın acı-tatlı anlarında, insanın zor ve
sıkıntılı zamanlarında sık sık Allah'ı anması tavsiye edilir.
→Müslüman'ın her işi besmele ile olur.
Onun işlerinde besmelesiz işi olmaz
olmamalıdır. Konu ile ilgili ayetler.
Hâkka, 32 , Haşr, 19,Sâd, 26, Tâhâ, 14,Enfâl, 45, Alak, 14,Zuhruf, 80, Yâsîn, 12, Mü'minûn, 17 ,Kamer, 53 ,Kehf, 49 ,Gâfir, 19
→ Ne yaparsan yap O'nun adıyla başla! Şeytandan, şeytanlaşmışlardan,
nefisten ve bütün sıkıntılardan, rahmeti her şeyi kuşatan Allah'a
sığınarak bir işe başlamak, başlarken kazanmaktır. Görünen sonucu
ne olursa olsun kazanmaktır. Allah'ın adı ile başlanan bir işin sonu,
ateşe atılmak bile olsa ondan acı çekmemek, belki de acıdan da haz
almaktır.
Tablo : İbrahim (as) kıssasını hatırlamalısın. Hz. İsmail (as) kıssasını
hatırlamalısın.
BESMELE KULUN ALLAH İLE BERABERLİĞİDİR
Aciz ve ölümlü, korkularla kuşatılmış bir insanın, kudreti
sınırsız, her dilediğini yapan, himayesine gireni koruyan
Allah'a sığınması, O'nun adı ile başlaması ve bitirmesi
kulluğun görülebileceği en açık amellerdendir.
Besmele ile başlamak yasak bir işi yapmamanın
garantisidir. Çünkü Müslüman yasak bir işe "Allah'ın
adı" ile başlayamaz. Allah'ın adı ile başlanabilecek bir iş
mubah olan iştir. Bu açıdan Besmele, ölçüleri
aşmamanın teminatıdır.
İçki içerken, çalınmış veya gasp edilmiş bir şeyi yerken,
yasak bir işi yapmaya başlarken besmele çekmek,
bunları meşru sayma anlamı taşıyacağından haramdır.
BESMELE İLE BAŞLAMAK BİR METOTTUR
Kur'an, besmele ile başlıyor. Peygamber efendimiz her hayırlı işe besmele ile
başlardı. O takdirde Besmele bir yoldur. Kuran'ın ve peygamberin yoludur.

Büyük Alim Bediüzzaman Said-i Nursi ne güzel söylemiştir: "Bismillah her hayrın
başıdır. Biz dahi onunla başlarız." Ve o âlim zat, "Sözler" adlı kitabının başında
besmeleyi, tehlikeli bir çölde yolculuk yapan bir insanın haydutlara gösterdiği bir
kartvizite benzetir. Şöyle ki yolun çetin şartlarında şakilerin ilişmesinden endişelenen
bir yolcu, çölde itibarı olan bir zatın himayesine girmeli ve onun kartvizitini
göstererek tehlikelerden kurtulmalıdır. Şayet bu gerilimlerle dolu stres çağında bir
yüce ismin himayesine girilmezse, gönül dünyamız nefis şakisinin tasallutu altına girer.
Böyle bir gönül ise tehlikeler karşısında yalnız ve çaresizdir. Ne bedbahttır o
kimseler ki, bütün işlerine başlarlarken o yüce Zat’ın ismini hatırlamazlar. Oysa
Mümin kendisine yüklenilen "hilafet" vazifesini hiçbir zaman unutmaz ve daima bu
sorumluluğunun farkındadır. Bu sebeptendir ki her işine başlarken yeryüzündeki
hilafet misyonunun farkındalığıyla besmele çeker.
Öylesine:
Besmelenin gönlümüze inşirah ve ferahlık veren çağrışımları ise şöyle:
Bismillah; İnsanı ürperten bir hoşluk fısıltısı... Bismillah; Kalp ve beynin aynı anda odaklandığı merkez noktası...
Bismillah; Kovulmuş lanet şeytanın elini kolunu bağlayan kelepçe... Bismillah; Ashab-ı Kehf’in mağarası ve sonraki
asırlarda yaşayan zalim yöneticilerden ve onların yaptıklarından beri olan tüm mazlumların tek sığınağı... Bismillah;
İbrahim aleyhisselam’ın atılacağı ateşe su taşıyan kuşların ve karıncaların yakasındaki rozet...
Besmele bir medeniyet göstergesidir

Besmele işleyen medeniyetin kimin adına
kurulduğunu ve yürüdüğünü gösterir. O'nun
adı ile başlamak ve yapmaktır besmele. O'nun
rahman ve rahim isminin tecellisini beklemek,
O'nun kudretine sığınmak, hem dünya hem
de ahiret saadetini elde etmeye çalışmaktır.
Anektot :"İmam-ı Kuşeyrî" hazretleri,
bir gün 'Besmele' okumanın önemini anlatırken: "Şeytanın evinize
girmemesini ister misiniz?" diye sordu cemaate. Cemaat hep birlikte; "Ebette isteriz, dediler"
Kuşeyri şöyle buyurdu; "Öyleyse evinize her girişte "Besmele okuyun!" Cemaattekiler, bunun hikmeti nedir?
Dediler.
Eve girerken Besmele okunursa, şeytan; "Bu eve girmeme imkân yok" der ve geri dönüp gider,
buyurdu. Daha sonra İmam Kuşeyri, etrafındakilere tekrar sordu:
"Evinize bereketin girmesini ister misiniz?" Etrafındakiler; "Tabii efendim, çok isteriz" dediler.
"Öyleyse eve her girdiğinizde "üç ihlâs-ı şerif" okuyun! Evinize bereket geldiğini göreceksiniz"
Şairane tefsirler
Biri safi “sad” İmlâsı
Biri besmele’nin “bâ”sı
Biri “elif-lâm”ın “râ”sı
Gamz-ı müjganım merhaba
……
Habâsetler gibi pistir her işi
Kör olsun gözleri dökülsün dişi
Besmelede seksen sekiz yanlışı
Gidip fetvaneye mânâ beğenmez
………
Arifler dilinde harf-i Bismillâh
Seng-i hâre değse gül-anber eyler
Her kime yetişse “nârun minallâh”
“Lentebur” sırrına ol mahzar eyler
……..
Öyle bir Leylâ’ya Mecnûn’um billâh
İsminde okunur harf-i Bismillâh
Tutuştu her yanım hasbeten li’llâh
Mevlâ’yı zikr eden kul kınanır mı
(Bayburtlu Celâlî’den)
Tevhid
Müstecâb eyle duamı yâ Rahîm
Sırr-ı Bismillâhi’r-rahmâni’r-rahîm
Hamd-ı sade’le hamdülillâhi’il-mu’in
Sad hezar şükr-i Rabbü’l-âlemîm
Sen ki Rahmân-ı Rahîmsin yâ İlâh
Yevm-i dinin mâliki bî- iştibâh
Seyranî kuluna rahmeyle Rahîm
Bin bir ismin dilde hatmoldu Rahîm
Çağırınca seni yâ Gafuru’r-rahîm
Kerem eyle medet yaremiz anda
Rahman ur Rahimin kurandan yansımaları
Ayet numaraları: (
Şuara 44, Nisa 76, Bakara 8 Kamer 49 , Rum
50, Araf 57, Fürkan 48,49 Neml 68, Şura 28, Kasas 70-73 ,Hicr 19-22,
Enbiya 107, Enam 157,Araf 56, Enam 147, Hicr 56; Ankebut 23,)
NOT : Bu ayetler rahmanurrahimin açılımı ayetlerden sadece bir kaçıdır ki bu
da bize fatiha sure-i celîlesinin Kur’anın tamamına şamil bir formül içerdiği
gerçeğini de teyit etmektedir.
SENİ BENİM ELİMDEN KİM KURTARACAK?)
“Bir kez Allah dese aşk ile lisan
Dökülür cümle günahlar misl-ü hazan”
Câbir b. Abdullah (radıyallahu anh) anlatıyor: Hz Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem) ile bir seferden
dönüyorduk. Öğle vakti ağaçlık çalılık bir vadide mola verdik. Askerler ağaçların altında gölgelenmek üzere
çevreye dağılmışlardı. Resulü-i Ekrem (sav) de kılıcını bir ağaca asarak dinlenmeye başlamıştı. Birazcık
uyumuştuk ki Resûl-i Ekrem´in bizi çağırdığını duyup yanına koştuk
Bir de baktık yanında bir müşrik oturuyordu. Bu adam Hz Peygamber uyurken ağaca asılı kılıcını almış, kâinatın
baş tacı ekmelüttehaya efendimizin başının ucuna dikilmiş bir düşman idi. O sırada Resûl-i Ekrem uyanmış
Adam kılıcı çekerek sormuş:
—Benden korkuyor musun?"
—Hayır korkmuyorum "
—Peki şimdi seni benim elimden kim kurtaracak?"
—ALLAH!" ( belki de bu ses melekût âleminde bile makes bulmuştur)
İşte o zaman adamın elindeki kılıç yere düşüvermiş. Bu defa Resûl-i Ekrem yerdeki kılıcı alarak adama sormuş:
- "Seni benim elimden kim kurtaracak?"
Adam şöyle demiş: "İyi bir cezalandırıcı ol!" Ya da cezalandırıcıların hayırlısı ol. Demişte olabilir.
Hz Peygamber adama : "ALLAH´tan başka ilâh olmadığını benim ALLAH´ın Elçisi olduğumu kabul eder misin?"
diye sorunca "Hayır" demiş "Kabul etmem Ancak seninle savaşmamaya seninle savaşacak bir topluluk içinde
bulunmamaya söz veririm "
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bu adamı serbest bıraktı. O da arkadaşlarının yanına dönünce onlara şöyle
demiş:- "Ben en hayırlı kişinin yanından geliyorum “
Not:
( Buhârî Cihâd 84 87 Megâzî 31 32; Müslim Müsâfirîn 311 Fezâil 13 14; Ahmed b Hanbel Müsned III
364 390 )
Tahlil bile değil ama öylesine Tahlil:
Keşhk diyor ki Şophenhavır bu vakayı nakleder ve Resülullah’a karşı hayranlık duyardı. Bu ne
müthiş cesaret bu ne yürektir diyor Şophenhavır Hz. Muhammed’de (SAV) adam başına dikildiği
zaman şimdi seni benim elimden kim alacak. Hiç tereddüt etmeden avazı çıktığı kadar Allah
Resulü haykırıyor “Allah!” diyor. “Allah!. Beşerin zalim elinden zalim kılıcı kim alacak. Allah.
Zalimleri kim tedip edecek. Allah. Gaddarları kim dize getirecek. Allah. Allah diyor. Bu ne
cesaret bu şecaati kutsiye, karşısında galip görünen adam sarsılıyor elinden kılıç düşüyor Allah
Resulü alıyor. Şimdi seni kim kurtaracak. Şurada Ya Resulullah diyor iyi ve kötüden kötüsü sen
olma diyor. Adamın lafına bakın. Bir iyi birde kötü var. Bu iyi ve kötü taksiminde kötü sen olma
Ya Resulullah diyor. O kötülük bana yaraşırdı. Kılıcı koyuyor diz geliyor Allah Resulüna.
Müslüman olmasa bile teslim oluyor. Kavmine döndüğü zaman diyor ki, Ben insanlığın en
hayırlısının yanından geliyorum. Gözü dönmüş kâfir bile. O’nun yumuşatıcı ikliminde
Rahmetellin âlemin Rahmet deryalarından gelen yağmurla o günün küfrü bile yumuşamış.
Peygamber hakkında kadirşinas davranıyor. O’nu zevceleriyle O’nu tasarruflarıyla O’nu değişik
halleriyle bu gün tenkit ettiği gibi tenkit etmiyor. Demek ki demokrasi yamaçlarında yetişse bile
insan demokratik düşünceye ulaşamayan insanlar var. Demek ki saygı çok inkişaf etse bile
saygının zerresinden nasibi olmayan insanlar var ve Ebu Cehilden daha mütemerrit Bu’res kafiri
diyor ki ben insanlığın en hayırlısının yanından geliyorum.
Kaynaklar: Bu kaynaklar sadece çalışmayı artırmak ve bilgiyi artırmak için verilmiştir.
Çünkü bire bir hiçbir Kaynaktan alıntı yapılmamış sadece çalışılmış ve gerekli ve imkan
veren bilgiler alınmıştır.

1-Hadis Ansiklopedisi. İbrahim Canan. C:8, S:362
2-Meryem, 19/65
3-Nisa, 4/28
4-Müslim; Eşribe, Ebu Dâvud; Et'ıme, .a.g.e
5-Ebû Dâvud; Et'ıme,Tirmizî; Et'ıme, a.g.e
6-Tirmizî; Et'ıme, a.g.e
7-Ebû Dâvud; Et'ıme, İbn-ü Mace; Et'ıme, ag.e
8-Ebu Dâvud; Et'ıme
9-Müslim; Eşribe, Ebû Dâvud; Et'ıme
10-Buhârî, Kitab-ün Nikâh; 66
Bu kaynaklarda da bu konu ile ilgili
bilgiler vardır.
Yusuf Kerimoğlu, Kelimeler, Kavramlar, 1/ 41
Şâmil İslam Ansiklopedisi, c. 1, s. 226, 227
Kur'an'ın Temel Kavramları, 66
İhsan Eliaçık, İslâm ve Sosyal Değişim, s. 24
Ali Akpınar, Namaz Duaları ve Sûreleri, s. 23-24
Mustafa İslâmoğlu, İman Risalesi, s. 180
İslam Ansiklopedisi, Diyanet Vakfı Y. c. 5, s. 531
Ali Akpınar, a.g.e. s. 28
Abdullah Büyük, Müslümana Mesajlar, s. 19
10- İhsan Eliaçık, a.g.e. s. 22
11- Yusuf Kerimoğlu, a.g.e. 1/ 42
Not: Bu çalışma Ayancık Müftüsü Basri BEKTAŞ tarafından yapılmış
olup hatalar ona aittir. Mevlâdan affımı isterken dostlarımdan da hoş
görü ve bağışlanmam için dua talep ediyorum. ( 2011)